Giriş
(16)

kasvetli, karanlık, ağır vb. dizi aranıyor!

blatta hiberna
merhabalar!şu soğuk kış günlerinde battaniye altında izleyebileceğim tercihen the killing benzeri, yağmurlu, kasvetli, konu olarak da ağır ama bir yandan sürükleyici ya da en azından merak uyandıran dizi öneriniz var mı?ilk aklınıza gelecek seçeneklerin birçoğunu muhtemelen izlemişimdir.bildiğiniz k
merhabalar!

şu soğuk kış günlerinde battaniye altında izleyebileceğim tercihen the killing benzeri, yağmurlu, kasvetli, konu olarak da ağır ama bir yandan sürükleyici ya da en azından merak uyandıran dizi öneriniz var mı?

ilk aklınıza gelecek seçeneklerin birçoğunu muhtemelen izlemişimdir.
bildiğiniz kenarda köşede kalmış bir şeyler varsa iyi olur.

teşekkürler!

@ultranil07, @eileengray, @fraise:
hepsini izledim maalesef ama çok teşekkürler yine de :)
0
blatta hiberna
(16.01.21)
True Detective'in ilk sezonu ve Mindhunter aklıma ilk gelenler. İzlemişsinizdir muhtemelen, bilemedim :)
0
ultranil07
(16.01.21)
Bir de The Sinner geldi aklıma. Onu da iliştireyim şuracığa :)
0
ultranil07
(16.01.21)
Benim aklıma fargo geldi.
0
fraise
(16.01.21)
Üşenmedim, izlediğim ve sevdiğim yapımlara şöyle bir göz attım:

- Broadchurch
- Gracepoint
- Broen
- Dexter (bayılırım, ki önceki önerileri izlemişseniz bunu da mutlaka izlemişsinizdir)
- Twin Peaks (old but gold)
- Lilyhammer

Bunların da tamamını izlemişseniz belki de sizin bizlere tavsiyede bulunmanız gerekiyordur.
0
ultranil07
(16.01.21)
carnivale
0
vonkhar
(16.01.21)
Animasyon olarak Castlevania izle mutlaka.
Patrick Melrose'da izlediğim en sıkıntılı dizilerde ilk 3'e girer.
Luther'de izlediğim en sıkıntılı polisiye diyebilirim. İngiliz polisiyesi sonuçta.
0
philiptraum
(16.01.21)
@philiptraum:
Castlevania'yı izlemedim, listeme ekliyorum, teşekkürler.

@ultranil07:

lilyhammer'a bir türlü elim gitmedi nedense şimdiye kadar.
hep "başlasam mı?" dedim, başka şeylere yöneldim ama madem tavsiye ediyorsunuz izleyeceğim.
onun dışındakilerin hepsini izledim maalesef, evet.

çok uğraştınız, teşekkür ederim :)


henüz izlemediğim için tavsiye edemiyorum ama hbo max'in white house farm diye 2020 yapımı bir mini dizisini buldum, sanırım bugün onu izleyeceğim.
belki sizlerin de ilgisini çeker.

herkese teşekkürler tekrar.
0
🌸blatta hiberna
(16.01.21)
Bron/Broen

www.youtube.com
0
AlsterWasser
(16.01.21)
En iyilerini yazayım
The missing
The fall
Bron Broen
Night of
Cardinal
0
deer hunter
(16.01.21)
bunu da muhtemelen izlemişsinizdir ama;

babylon berlin
0
evanka
(16.01.21)
İzlemediyseniz the Leftovers ve Six feet under
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(16.01.21)
The Killing benzeri değil ama geri kalan her şey ve daha fazlası için Six Feet Under +1
0
pegi
(16.01.21)
kimse de Dark dememiş. ^^

Bron demeye gelmiştim, Dark'ı izlemişsinizdir muhtemelen.
0
amelie poulain
(16.01.21)
the third day. 6 bölümlük mini dizi. jude law oynuyor.
0
sinek kral
(16.01.21)
Knick
0
Mistyimage
(16.01.21)
cardinal
0
bir garip melek
(16.01.21)
(10)

Pcr testim pozitif çıktı ama favira içmek istemiyorum

al basmadan donu var
Herkese merhaba sonunda bende bu illete yakalandım. Geçenlerde çok şiddetli ateş oldu sonrasında sadece geçmeyen baş ağrısı kalınca test verdim ve sonuç pozitif çıktı. Test verirken doktorun ve halk sağlığından arayan kişinin ilaç versek kullanırmısın sözü üzerine bu işin keyfii olduğunu düşünmeye b
Herkese merhaba sonunda bende bu illete yakalandım. Geçenlerde çok şiddetli ateş oldu sonrasında sadece geçmeyen baş ağrısı kalınca test verdim ve sonuç pozitif çıktı. Test verirken doktorun ve halk sağlığından arayan kişinin ilaç versek kullanırmısın sözü üzerine bu işin keyfii olduğunu düşünmeye başladım. Yani doktorun ön gördüğü bir tedavi yönttemi benşm tercihime bağlı. İnternetten yan etkilerine baktığımda hastalık kadar sıkıntı yapıyor bu ilaç.

Burdan gelecek cevaplara göre hareket etmek zaten doğru değil farkındayım ancak merak ettiğim için soruyorum. İlacı kullanıp etkilerini gözlemleyen ya da kullanmadan iyileşenler var mı ?
Şimdiden herkese sağlıklı günler dilerim.
0
al basmadan donu var
(16.01.21)
ailecek hasta olduk. herkes kullandı ben kullanmadım. koronayı hemen hemen bütün semptomlarıyla geçirdim. ateş, nefes darlığı ve titreme ile. (ailede nefes darlığı yaşayan ve bence en kötü geçirenlerden birisi bendim) her gün bir sonraki güne kadar semptomları azaldığı için ben kullanmadım. ama doktorum sonra çok kızdı ya daha kötüye gitseydi diye. sonuçta büyük risk ama siz ve doktorunuz vereceksiniz.
0
sting
(16.01.21)
Faviranın çok büyük yan etkisi olmaması lazım. Plaquenil in çok yan etkisi vardı ki zaten kullanmıyorlar onu.

Valla bu hastalığın tedavisi ilacı vs yok. O ilacı içersen yoğun bakımlık olma ihtimalin düşer. Bu ilacı içenlerin çoğunluğu rahat atlatıyor. Fakat dediğim gibi içersin yine yoğun bakıma girersin yada içmezsin ama hafif atlatırsın bunu bilemeyiz. Kimse bilemez. Ben olsam içerdim ki içtim. 4 ay filan oldu gayet rahat atlattım ve bir yan etki görmedim.
0
infernalcadre
(16.01.21)
Hastalığı daha kolay atlatmana yardımcı oluyor ilaç. Tedavi değil kolaylaştırıcı. Ayrıca ağrı kesiciyi de açarsan bir ton yan etki görürsün. Ciddi yan etki çok nadir görülür, zaten aksi takdirde ilaçlar onaylanamaz.
0
sydney
(16.01.21)
İlaçsız geçirdim. bebek emzirdiğim için filyasyon ekibi ilaç bırakmadı, bol c vitamini alın dediler ve gittiler :) mucovit c kullandım, d vitaminini öncesinde de kullanıyordum, soğan, sarımsak, bal, kekik çayı, kekik yağı buharı... Bunlar çok iyi geldi. Ama biyolojik olarak birbirimizden farklıyız, dolayısıyla sizde de böyle olacak diyemeyiz. Doktorlar ilacı almayı tavsiye ediyorlar. Hatta yanında kan sulandırıcı (ecopirin vb) da için diyorlar.
0
evanka
(16.01.21)
Evde herkes geçirdi. Kimse ilaç kullanmadı. Hepimiz atlattık.Ağırlaşmadık. Bizim eve gelen yetkili ilacı kullanmak istemediğimizi söylediğimizde siz bilirsiniz demişti. İlacın akciğer kapasitesini artırdığını söyledi.
0
skywalker.anakinn
(16.01.21)
Mobilden edit: cevap yazarken içimden geçirdim ama yazıya da dökeyim: geçmiş olsun, dilerim siz de kolaylıkla atlatırsınız.
0
evanka
(16.01.21)
Kardeşim muhtemelen oldu. Çünkü çocukları teyzesine gitmişti. Teyze evinde herkes iki gün sonra pozitif çıktı. Çocuklar da ateşlendi bir gün sonra. Kardeşim de ateş halsizlik gösterdi çocuklardan bir gün sonra. Sadece C ve D vitamini alıyor. Test bile olmayı düşünmüyor evde normal bir soğuk algınlığı gibi geçiriyorlar. Abartmaya gerek yok. 8 tane ilaç falan manyak mısınız ya şurada %50 diye aşıyı beğenmeyenler hiçbir etkisi olmadığı defalarca açıklanmış ilaç için deliriyor. Size demiyorum. Ekşi sözlük ahalisi.
0
zoghurt
(16.01.21)
Kanada'dan bildiriyorum. Nefes alamayacak duruma gelene kadar ilac verilmiyor burda kimseye, marketlerde satilan duz agri kesici/ates dusuruculerle atlatiyor herkes, bi miktar da vitamin fln aliyorlar. Nefes alamayacak duruma gelenleri zaten hastaneye kaldiriyorlar.

Sizin kendinizi nasil hissettiginize, risk alip almama niyetinize bagli ilaci alip almamak. Her ulke ayni protokolu uygulamiyor, ancak hastaligi gecirenlerin %90 kusuru birkac gunluk ates/oksuruk/yorgunluk/tat koku kaybi ile atlatiyor ilac olsun olmasin. Kalan %10luk riski alip almamak size/doktorunuza kaliyor.
0
taurina
(16.01.21)
Öncelikle geçmiş olsun ilk olarak moralinizi bozmayın. Ben de atlattım bu hastalığı çok şükür. Semptom gösteriyordum ve ciğerlere inmişti ilerlememesi için kullandım favipiraviri. Aynı endişelere sahiptim sizinle yan etkiler konusunda.Bu nedenle iyi bir doktorla görüştüm kullanmadan önce. Yan etkilerinin internettekiler gibi olmadığını güvenilir bir ilaç olduğunu söyledi. Sonradan araştırdığımda gerçekten öyle olduğunu gördüm. Yani yorumlara göre riske atmayın kendinizi. Doktor verdiyse kullanın. İlaç daha hafif atlatılmasına yardımcı olabiliyor. Karaciğer enzimlerini yükseltmekten başka bir yan etkisi de bulunmuyor. Bu değerler de kısa süre içinde geri dönüyor. Ben karantinadan hemen sonra ölçtürdüm normaldi. Tekrar söylüyorum,semptomlarınız var, doktor verdiyse yan etkilerden korkarak kullanmamazlık etmeyin. Ben hiç bir yan etkisini gözlemlemedim. Ek olarak ilacı kullansanız da kullanmasanız da kan sulandırıcı(aspirin,ecoprin vs) için mutlaka doktorunuzla görüşün. Çünkü pıhtılaşma covidin etkisi,ilacın değil. Ddimmer,ldh gibi kan testlerinizi de karantinadan sonra mutlaka yaptırın.
0
imnotsureabout
(16.01.21)
Biz ailecek gecirdik, ben ilac kullanmadim. Ailem kullandi ve yan etki gozlemlemedi.
0
invictae
(17.01.21)
(8)

Yeni doğum hediyesi

Zaphod
Yeni doğum yapmış arkadaşıma bir hediue göndermek istiyorum. Böyle içinde şık ve kaliteli şeylerin olduğu bir sepet mesela. Nereden bulurum böyle bir şeyi?
Yeni doğum yapmış arkadaşıma bir hediue göndermek istiyorum. Böyle içinde şık ve kaliteli şeylerin olduğu bir sepet mesela. Nereden bulurum böyle bir şeyi?
0
Zaphod
(14.01.21)
GoodMorningTeacher
(14.01.21)
icinde ne olacak bebek urunu mu anneye ne almak istiyorsunuz anlamadim
0
ala09
(14.01.21)
Selamlar,
Oncelikle nacizane tavsiyem bebek hediyesinden cok anneye hediye almanizin daha iyi olacagi yonunde. Cunku bu donemde bebege zaten fazlaca hediye gelecektir. Lohusa birey icin guzel dusunulmus hediye cok muhtesem durur.

Anneye almak isterseniz, gogus ucu kremi (Lansinoh marka oneririm), gogus pedi (Lansinoh marka), guzel pamuk pijama (emzirme ozellikli), cilt bakim seti gibi urunlerden bir paket yapabilirsiniz.
0
cossecant
(14.01.21)
daha yepisyeni anne olmus biri olarak cossecant'a katiliyorum. bebege zaten (ozellikle ilk bebekse) herkes fazlasiyla hediye getiriyor, anne baba da zaten bi heves bi ton sey aliyor bebege. bu donemde asil ilgisiz kalan anne oluyor :) herkes bebek nasil diyor kimse sen nasilsin demiyor. ama anne de kendinden gecmis oldugu icin ve malum hormonlarin da etkisiyle hassaslasilabiliyor. anneye destek paketi super bi hediye olabilir.
0
in vino veritas
(14.01.21)
anneye de hediye fikri çok güzel gerçekten. ben de aklıma gelenleri yazayım siz bir kolaj yaparsınız :) anneye kuru dut, ceviz gibi kuru yemişlerden bir paket, güzel kokulu krem (the body shop'ın meyveli body yogurtları çok güzel) veya bunun gibi bakım ürünlerinden, keyifli hafif bir kitap, defter, kalem gibi kırtasiye ürünleri. göğüs kremini filan kendisi almış olabilir, onun tek tüpü bol bol yeter artıyor bile.

bebek için de birşey eklemek isterseniz ek gıdaya geçince kullanabileceği pipetli suluk veya mama tabağı gibi birşey olabilir. kullandıkça sizi hatırlarlar. baba için de diz battaniyesi olabilir, bebekle ilgilenmek için uyandığında kullanması için.

wrap sling de hem bebek hem anne baba için ortak güzel bir hediye.

tüm parçaları kapaklı kartondan bir kutuya koyunca şık da olur.
0
evanka
(14.01.21)
Ben yakın zamanda doğum yapan arkadaşıma, cool mama yazan bir kolye, uyku gözlüğü ve bebeği için de muslin örtü aldım çok beğendi. Anneye hediye alınmalı bence de.
0
jazzabel
(14.01.21)
eşim hamile, izninizle burdaki cevapları ona alacağım hediye için kullanacağım :)
0
bugisme
(16.01.21)
Merhaba,

Bencede anne için birşey almak daha mantıklı diye düşünüyorum. bütçenize uygun birşeyler bulmak için bir bakın derim.

www.lohusahamile.com
0
Deryasert
(26.01.23)
(8)

sade yağın tadı nasıl?

proletarier aller lander vereinigt euch
patlamış mısırı tereyağı ile yapmak istiyorum ama olmuyor tabii ki malum yanıyor, patlattıktan sonra dökmek de çok iyi bir sonuç vermiyor. sade yağ kolay yanmıyor diyorlar peki tadı tereyağı gibi oluyor mu?
patlamış mısırı tereyağı ile yapmak istiyorum ama olmuyor tabii ki malum yanıyor, patlattıktan sonra dökmek de çok iyi bir sonuç vermiyor. sade yağ kolay yanmıyor diyorlar peki tadı tereyağı gibi oluyor mu?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(13.01.21)
tadı tereyağ gibi, kokusu tereyağ gibi x 2.
0
koyusiyah
(13.01.21)
o zaman neden toptan tereyağı alıp direkt sade yağa çevirmeyeyim? oha çok iyi valla. sanırım daha geç bozuluyor bir de değil mi?
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(13.01.21)
Çok ağır ya, yelken marka aldım ben, baya da durdu bozulmadan, geçenlerde attım kavanozu.

Pilava tereyağ değil de ahır koymuşsunuz gibi bir koku kaplıyor mutfağı.
0
turk kizi
(13.01.21)
Sonuçtan emin değilim ama bir de tereyağına zeytinyağı ekleyerek patlatmayı deneyin.. Bildiğim kadarıyla z.yağı tereyağının yanmasını engelliyor.
0
evanka
(13.01.21)
beni etkilemez gibi geliyor ağır koku konusu bir şans veririm gibi geliyor mutlaka. özellikle popcorn için kullanacağım için iyi bile olabilir hatta.

@evanka: olmaz öyle bir şey ne yazık ki içinde süt var tereyağının az da olsa illa yanar koyduktan sonra. yanan şey yağ değil süt yani aslında.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(13.01.21)
Buzluğunuzda yer varsa 10 kiloluk tereyağ alıp youtubedan bakarak yapabilirsiniz. Az uğraştırıyor ama toplu yapında tolere edilebilir :) ben seviyorum.
0
cilekli pasta
(14.01.21)
cok az sade yagla yapiyorum ben payltlamis misiri cok iyi oluyor tadi.
0
in vino veritas
(14.01.21)
Hiç denemedim ama sade yağ'ın (ghee) öneminden bahseden bir sürü doktor gördüm. Tereyağdan yapılabiliyor evde sanırım küçük bir miktar deneyin olmadı
0
eatpraylaw
(14.01.21)
(8)

klozetteki dışkı kalıntısını bakteriler parçalayabilirmi ?

aslindasorunumpsikolojik
şifon suyuna 1 ayda eriyen bir top konacak. her şifona bastığınızda eriyen topdaki bakteriler suyla beraber tuvalete boşalacak.bu bakteriler dışkı parçalama/sindirme konusunda özelleşmiş olacak.amacımız dışkı kalıntısının akşamdan sabaha bakteriler tarafından parçalanması yada sindirilmesi.bir sonra
şifon suyuna 1 ayda eriyen bir top konacak. her şifona bastığınızda eriyen topdaki bakteriler suyla beraber tuvalete boşalacak.
bu bakteriler dışkı parçalama/sindirme konusunda özelleşmiş olacak.
amacımız dışkı kalıntısının akşamdan sabaha bakteriler tarafından parçalanması yada sindirilmesi.
bir sonraki şifona bastığımızda suyun basıncı ile kalıntının gitmesi.
nihai hedefimiz ise tuvaletlerin tehlikeli kimyasallarla temizlenme periyodunu uzatmak.

tuvalette dışkı kalıntısı hiç tutunamazsa ev kadınlarının atıyorum 15 günde bir yerine ayda 1 klozete çamaşır suyu boca etmesi sağlanabilirmi bu şekilde ?
0
aslindasorunumpsikolojik
(06.01.21)
Bilmiyorum ama fikir çok hoşuma gitti
0
kisa
(06.01.21)
ben öyle tuvalete oturmam şimdiden söyleyeyim...
0
malheiros
(06.01.21)
Gerçekten tuvalette kaka kalıntısı var diye mi çamaşır suyu dökülüyor sanıyordun :))) açıkçası ben klozeti temizlerken çamaşır suyu dökmeden önce ve sonra arasında pek fark göremiyorum, hiç o kadar pis olmaz çünkü. İğrenç:D
0
Benyinegulerim
(06.01.21)
peki bakteriler bu işlemleri yaparken biz nerede olacağız :) koku vesaire olmayacak mı, o halde 6 saat nasıl bekleyecek klozet :/ bir de sifona basıldığında zaten içindekiler kanalizasyon sistemine inecek, klozette temiz su olmayacak mı?

tam anlayamadım sanırım, amacınız çamaşır suyu türevlerinin kullanımını ortadan kaldırmaksa klozetteki zararlı bakterileri yok eden yararlı bakterileri göndermek şeklinde bir yöntem olabilir. mesela sirke bu işi görüyor diye biliyorum.

edit: tamam, siz sifona bakterili su koyalım ama normal sifon işlevini görmeye devam etsin. klozetin yüzeyindeki zararlı bakteri ve mikroplar da sifondaki bakteriler tarafından yok edilsin, böylece her zaman hijyenik kalsın diyorsunuz. ? böyleyse güzel fikir..
0
evanka
(06.01.21)
dediğiniz top kendi başına bir teknoloji olur ve çok maliyetli olur bence
0
jamiro
(06.01.21)
Yani zaten tuvalette dışkı kalıntısı bırakan insanin hijyen pek umrumda değildir. Hem zaten tuvalet fırçası denen şey bunun için var, onun çözümü Çamaşır suyu değil.

Bakteri hakkında konuşacak olursak, bu bakteriler dışkısı nasıl bir yöntemle sindirecek, onların atığı ne olacak? Zaten dışkının kokmasının sebebi orada sindirim yapan bakterilerin ürettiği gazlar. Sizin bakteriniz tuvaleti daha da kokutacaktır.

Ayrıca sifon çekilince bu bakterilere ne olacak, kanalizasyon sisteminde o ortamı bulup sonuna kadar üreyecekler, bu derecede bir bakteriyel kontamisnasyon nasıl çözülecek?

Son olarak nasıl bir topta bakteri saklamayı planlıyorsunuz? Hadi bakteri kurutulmuş olsa sifona konduğunda hepsi canlanacaktır ve orada nasıl yavaş yavaş aktive olacaklar? Veya nasıl uzunca bir süre temiz suda hayatta kalacaklar. Bakteri sayısı oldukça az olacaktır, kalan az miktardaki bakterinin bir gecede işini yapacak yoğunluğa gelecek kadar çoğalması zor.
0
Haldamir
(06.01.21)
Şifon yazmanıza takildim.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(07.01.21)
Rossmann’da benzeri var. Akşamdan sabaha bakteriler parçalıyor.

images.app.goo.gl
0
Lim5
(07.01.21)
(10)

Nasıl motive kalıyorsunuz?

karaca2
Merhaba. Özellikle geleceğin belirsiz olduğu durumlarda yaptığınız işte, hobinizde, tutkunuzda nasıl motive oluyorsunuz? Dunden beri youtube’ta 2021 felaket senaryolari videolari izledim, cogunlugunun olmama ihtimali dusuk ama ne olacak boyle, nasil yasamaya devam ediliyor? En basitinden yeni bir di
Merhaba. Özellikle geleceğin belirsiz olduğu durumlarda yaptığınız işte, hobinizde, tutkunuzda nasıl motive oluyorsunuz? Dunden beri youtube’ta 2021 felaket senaryolari videolari izledim, cogunlugunun olmama ihtimali dusuk ama ne olacak boyle, nasil yasamaya devam ediliyor? En basitinden yeni bir dil ogrenme hevesim varken bile boyle haberlerde cok dusuyorum ve tum istegim yok oluyor. Her sey mahvolacak, hayallerimi gerceklestiremeyeceksem niye vakit harcayayim diyorum. Cok sacma farkindayim ama siz ne dusunuyorsunuz?
0
karaca2
(04.01.21)
Senin de farkında olduğun gibi çok saçma olduğunu ve aklını bunlarla meşgul etmek yerine yapmak istediklerini yapmanın herkes için daha iyi olacağını düşünüyoruz.
0
temasettin
(04.01.21)
Etten, kemikten varlıklarız. Hayatımızın bir sonu olacak. Bundan kaçış yok. Geleceğimiz zaten belirsiz. Olduğu kadar uğraşıyorum ben. 2020 fantezisine de anlam veremiyorum. İnsanlar evdeyken doğa ve canlılar rahat nefes almıştır. İnsanlar sadece yaptıklarının karşılıklarını alıyorlar. Felaket denen şeyler de Dünya'nın oluşumundan beri aralıksız gerçekleşen şeyler. Bunların farkına varırsak bunlardan korkmamıza gerek kalmaz.
0
dissendium
(04.01.21)
Bir şey yapmamak, cabalamamak için bahane arıyorsunuz gibi geldi bana
0
yarey
(04.01.21)
Hiç bir şey mahvolmuyor. Dili öğrenen öğreniyor yaşayan yaşıyor mutlu olan oluyor. 5 kişi fazla izlesin 20 lira kazanayım kafasında hazırlanmış videoları izlemenin manası yok.
0
avatar is back
(04.01.21)
Her şeyin yolunda gideceği varsayılarak yaşanmalı bence. Aksi taktirde görüşü karartan çok fazla ihtimal var.

Toplasan 70-80 senen var. En güzelini nasıl yaparım diye düşünüp yol alınmalı. Yolda kafana taş düşerse zaten yapacak bir şeyin yok.

Kafana taş düştüğünde "nihai hedefime ulaşamadım, her şey boş" demek saçma bence. O hedefe giderken yapılanlar zaten hayatın kendisi. O hedefe, yani varamadan kafaya taş düşerse vakit boşa gitti denen yere, hiç bir zaman ulaşılamayacak devamlı bir sonrası olacak fakat ulaşmak için uğraşmaktır zaten bize haz veren, tatmin yaratan.
0
Novice
(04.01.21)
Haberler daha çok okunması için her zaman olabilecek en kötü ve en iyi olayları manşete taşır. Hiç bir zaman "seneye de bu seneki gibi aynı olacak" diye bi haber göremezsin. Eğer motivasyonun ıvır zıvır haberlerden etkileniyorsa, haberleri izleme. Felaket senaryoları videolarının hiç kimseye bi faydası yok. Bu "shocking content" dene olaydan uzak durmak mümkün.
0
roket adam
(04.01.21)
spor, iyi beslenme. fırsat buldukça yürüyüş.
haberlere çok bakmamaya çalışıyorum.
0
htolp98
(04.01.21)
O zaman eninde sonunda öleceğiz neden yaşıyoruz?
0
sta
(04.01.21)
4 yaşında bir oğlum var. çocuğun daha ne hayali var, ne de gelecek kaygısı ama hayallerinin kaygılarının olacağı yaşlara geldiğinde onun rahat etmesi için benim bir şeyler yapmam gerekiyor.

yoksa giderim memlekete bir şekilde geçinir giderim.
0
co2s2
(04.01.21)
o komplo teorilerine inananlar eğer samimiyse zaten korktukları o dünyada yaşıyorlar. çiple beynimi ele geçireceklerini düşünüyorsam zaten o korku tarafından beynim ele geçirilmiş demektir. bununla meşgulüm, korkuyorum, hareket alanım kısıtlı. esaret korkusu beni esaret altına almış. bugünümle o korkunç gelecek arasında pek fark yok.

bunları düşündükçe ya bi defolun gidin diyorum ve önümdeki iş neyse onu tamamlamak için daha bir motive oluyorum.
0
evanka
(04.01.21)
(19)

bebek büyütmek cidden bu kadar zor mu yahu?

jonestown
ya da madem bu kadar zor neden bunu sürekli söyleyenlerin 2 3 çocuğu var..2 buçuk ay sonra anne olacağım, süreci rahat atlattım diyebilirim ve sonrasını da cidden kafaya takmadım hiç, uykusuz kalmak sürekli onunla ilgilenmek vs hiç stres oluşturmadı üstümde. ama cidden bişeyden çok bunaldım artık..y
ya da madem bu kadar zor neden bunu sürekli söyleyenlerin 2 3 çocuğu var..

2 buçuk ay sonra anne olacağım, süreci rahat atlattım diyebilirim ve sonrasını da cidden kafaya takmadım hiç, uykusuz kalmak sürekli onunla ilgilenmek vs hiç stres oluşturmadı üstümde. ama cidden bişeyden çok bunaldım artık..

yakın ya da uzak etrafımdaki çoğu insan sürekli normal muhabbet arasında bile benim için dünyanın sonu geliyormuş gibi hayatım bitmiş mahvolmuş gibi yorumlar yapıyorlar. en basiti uykuyu unut, hiç uyuyamayacaksın. bunlar iyi günlerin bol bol uyu.. yahu bu bebek hiç mi uyumuyor günde 7 8 saat uyku beklentim zaten yok bebekle ama 24 saat nasıl hiç uyuyacak vakit olmaz ki?

kendini unut hayatın tamamen ona göre olacak diyorlar, nailart çok severim mesela, tırnaklarıma bakıp onu bırak saçını taramaya vakit bulamayacaksın diyolar. yahu saç taramak kaç saniye, duş almak kaç dakika? tamam yeni doğan döneminde belki olabilir ama iddia ettikleri süre 2 3 yıl.

çalışma hayatımda aylarca günde 18 saat çalıştığım, 2 3 saat uykuyla hayatıma devam ettiğim zamanlar oldu. öyle çıtkırıldım bi bünyem yok. yaklaşık 1 sene kendim bakacağım sonrasında çalışma hayatına döneceğim. madem bebek böyle bişey annesi bakamıyor başkası nasıl bakacak bu bebeklere?

bebek tecrübesi olanlara soruyorum, bu iş cidden bu kadar zor mu yoksa insanlar laf olsun diye mi söylüyorlar, onlar mı işbilmez ben mi fazla rahatım?

ha bi de şey var, herşeyi sayıp, ama bi kere gülünce herşeyi unutursun demeleri.. unuttuğun şeyi bana niye anlatıyorsun madem..
0
jonestown
(03.01.21)
doğan çocuğun bir rahatsızlığı yoksa hepsi gereksiz abarti. 6. aydan sonra zaten kendi düzeni olan bir canlı. hayatını çocuğa endeksleyenlerin sorunu kendi hayatlarından vazgeçip bunu bir amaç gibi görmeleri. oysa zaten temel ihtiyaçları sağlandıktan sonra çocuk kendi büyüyen bir canlı.
0
helenart
(03.01.21)
Yeni nesil ebeveynlik zor malesef. Ben, annemler, arkadaşlarım, tanıdığım herkes bir şekilde, sokakta okulda büyüdük. Ama şimdi arkadaşlarımdan kimi görsem çocuğu için sürekli projeler hazırlıyor, her şeyi araştırıyor, TUS'a hazırlanır gibi çocuk bakıyorlar. Biz büyürken bu kadar külfet olmadık. Uykusuzluk konusu doğrudur. Çocuklar gece açıkıp falan uyanıyorlar. Kariyerist değilsen çok da büyük mesele değil. Ama etrafındakilerin senden beklentisi büyük olunca 24 saatin de o çocuk olabilir. Hayırlı olsun. Umarım rahat büyütürsün.
0
prole
(03.01.21)
bebeğim yok, olmasını da istemiyorum. çünkü gerçekten çocuk "yetiştirmek" zor.

sırf uyku değil sorun, stresi var. bebeğin sağlığından endişeli olacaksın, kendi evebeynliğinden şüphe ediyor olacaksın (neden ağlıyor, neden susturamıyorum...), iş stresi, eşinle gerginlikleriniz, artık çocuğum var kendi hayatımı ona göre yaşamak zorundayım, bireyliğim kalmadı... bebek de hep bebek kalmayacak, şimdiden maması var bezi var, para yetiştirmek zor. ileride büyüdükçe derdi masrafı artacak. o ana odaklanmak zor, geleceği de düşündüğünden stres iyice artacak. ya çok hastalanırsa, bir yerine bir şey olursa, kaybolursa, öğrenmede zorluk yaşarsa, doğru ahlakı öğretmezsem, arkadaşlarından derslerde veya maddi durumda geri kalırsa... travma yaşarsa, ya onu kaybedersem...

he çalışan annelere daha zor tabii de çalışmıyorsan daha çok vakit bulabilirsin hobilerine.

bu stresi göze alıp, cesaret edebilenlere tebriklerimi iletiyorum.

hiç iyi yetiştirilmemiş, hep ihmal edilmiş, kötü muamele görmüş bir çocuk olarak çocuk yetiştirmenin gerçekten çok zahmetli ve fedakarlık isteyen bir şey olduğunu düşünüyorum. ay bunları yazarken bile afakanlar bastı.

----
edit: çocuk bu büyür demek yanlış. büyür ama doğru yetişir mi? insan gibi insan olur mu? onun hayatından sen sorumlusun ve tabii ki her şeyini detaylıca düşünüp hesaplayacaksın. oyuncak değil bu, canlı.
0
batlegolas
(03.01.21)
eşinin desteği oldukça önemli. ancak ilk 6 ay neredeyse sadece anneye bağımlı olarak yaşıyor çocuk.

yukarıda aktarılanların da abartı olmadığını ayrıca söyleyeyim. yaşadıkça göreceksin. ancak bir şekilde üstesinden geliniyor.
0
tantunisultansuleyman
(03.01.21)
Eğer çocuğa mama vermeyeceksen(ki verme her annenin sütü bebeğine yeter bu konuda çok netim) evet çok zor. Devamlı emmek istiyor, hiç uyumuyor, hep bir sorun vs.
4.5 yaşında çocuğum var 4 senedir psikoloğa gidiyorum. Doğum sonrası depresyonum hala geçmiyor. Bana çok zor geldi çünkü 2 sene hiç uyumadan emzirdim 1 kere bile biberon ve emzik kullanmadım. Hala doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum ama zorluyor işte :)
0
sta
(03.01.21)
konuşanların bir garip psikolojisi var, onu ben bu güne kadar anlayamadım. daha çok laf olsun torba dolsun diye konuşuyor insanlar. veya başlarından geçen zorlu tecrübeleri durmadan anlatmayı severler ya, onun gibi birşey galiba. umarım azalarak biter bu muhabbet, zira hiç hoşlanmıyorum. madem tecrübelerimizi anlatmaya bayılıyoruz, ilk kez anne olacak birine tecrübelerden süzülen olumlu, yapıcı, faydalı sözler söylemeleri gerektiğini düşünüyorum. insanın zihnine baştan olumsuzluklar yüklenince zamanı geldiğinde olaylarla karşılaşınca kötümserliği artıyor. ben bu anlamda anne itiraf sayfalarını da sevmiyorum. kafamızda büyütüyoruz, başkalarında da aynı isyanları görünce iyice kurban psikoljisine giriyoruz. ben böyleydim yani, çok zorlandım ama zorlanmama gerek yokmuş. şimdi geriye bakınca anlıyorum. bebekle evde olmayı planladığım 2 yıl için başka hedefler koymadan kendimi bebeğin ritmine bıraksam daha az sinir stres sahibi olurmuşum.

hiç uyumayacaksınız diye birşey yok, bebek uyudukça uyursunuz. ama bebeğin uyku düzeni beslenmek için 2-3 saatlik periyodlara ayarlı olduğundan biz yetişkinler böyle bölük bölük uykuyla uykumuzu alamıyoruz. o yüzden hiç uyunmamış gibi geliyordur o söyleyenlere :) bakım için de aslında zaman var ama hormonlardan mıdır nedir eskisi kadar elzem olmuyor sanki. o lohusa topuzu illa ki yapılacak, o pijamanın dizleri çıkacak :)
bakınca bebekle ilgilenmek atla deve değil, dediğiniz gibi iş hayatımızda ne projeler yetiştirmişizdir, ne streslerle baş etmişizdir. bence insanı tüketen özellikle bebek çok minikken mekana kısılmış olma hissi.. çevrenizde yardım alabileceğiniz birileri olursa daha mutlu ilerlersiniz süreçte. zaten sonra da bir düzen oturur, alışırsınız.

neticede rahat bir yapınız varsa çok güzel, umarım böyle devam edersiniz. hem siz hem bebeğiniz için en güzeli bu.. sağlıkla sevgiyle büyütün..
0
evanka
(03.01.21)
1. aydan sesleniyorum, uykusuzluk vs. alisiliyor öldürmüyor yani. yalniz hamileyken verilen tavsiyelerden birini ciddiye alacak olsaydim kesinlikle gogus uclari icin hamileyken bakim yapmak gereksinimini ciddiye alirdim. ne dogum ne uykusuzluk, hicbiri gogus ucu yaralari kadar yipratip can yakmadi. gumus kapaktir, kremdir vs.dir hamileyken basla sonra cok canin yaniyor diyen kimseyi dinlemedim asiri pismanim. 1 aylik aglayarak emzirme surecinden sonra ancak iyilesti yaralarim. o konuya odaklanmani tavsiye ederim. firsat buldukca uyu diyenlere de cok aldirma bence, uyku depolanabilen bisi diil sonucta, ne kadar uyursan uyu bebekten sonra yine uykusuz olacaksin ama dedigim gibi öldürmüyor. hamileyken ben de senin gibiydim, dogum sonrasi da ayni kafadayim hala (gerci 1 ay oldu daha sonra delirirsem simdilik bilemiyorum :)) ). bir diger tavsiyem de kimseyi, kimsenin anneligini, kimsenin bebegini kendinle kiyaslama. herkes kendine ozgu cunku. eyyorlamam bu kadar. simdiden hayirli olsun, saglikla gelsin, mutlu bir bebek olsun.
0
in vino veritas
(03.01.21)
Kan değerlerini sürekli kontrol altında tut çünkü özellikle magnezyumun ve vitaminlerin eksikse sağlık sorunları ve depresyon insanın peşini bırakmaz. Mutlaka mutlaka bunlara dikkat edecen.

En önemli şeyi söylüyorum mutlaka bunu yap. Bebeğe sen bakıyorsan kocan da eve baksın. Evle ilgilenen biri mutlaka olsun çünkü annenin iş yükü ilk yıllarda azaltılmalı ki anne tükenmişlik yaşamasın, özellikle gerginlik, kaygı, öfke gibi duygular çoğalmasın, bebeğe sütü aracılığıyla bu duyguları yüklemesin. Bunun için annenin bebeğe odaklanması ve bunu yaparken bakımının sağlanması (hiç değilse evin temizliği düzeni ve çamaşırı ütüsü babanın işi olsun yemek ve bebeğin bakımı ve babaya ve bebeğe olan manevi destek annenin işi olsun) çok çok önemli.

Bunu mutlaka sağla. Mutlaka. Yoksa o bebek babanın gözünde kıymetsiz olur, sen de "doğal görevini yapmış" olursun, ortada ailenin ve bebeğin huzurunu önemseyen bir erkek olmaz. Bunu mutlaka yap. Evet ilk aylarda biraz zorlayacaktır bebek ama senin bakımına dikkat edildiğinde hepsi kolaylaşacaktır.

Yalnız kalma. Her işi sırtlanma yüklenme her şeyi ben yapayım diye atlama her şeye. Bebeğine bak kendini sağlam tut moralin halin sağlığın iyi olsun gerisi kolay.
0
1bir1bir1
(03.01.21)
çocuk sahibi değilim ama bebeği olan 30'larındaki arkadaşlarımın söylemlerinden hareketle konuşuyorum, kesinlikle kendi hayatlarının kalmadığından şikayet ediyorlar. tüm hayatları bebeğe endeksli bir şekilde yaşıyorlardı. bu tabii ki iş hayatında proje yetiştirmekten farklı çünkü iş hayatında her zaman yemişim işini abi ya diyebilirsiniz, bi seferlik sallayabilirsiniz, çocukta öyle değil, bir kere bile atlama şansınız yok. her şeyi sürekli mükemmel şekilde yapmak zorundasın, bi kere yanlış yaptığında ufacık bebeğin hayatı söz konusu oluyor. bu sebeplerden ötürü evet çocuk sahibi olmak zor diye hissediyorum ben de. bir de bebeğin çiftlere yüklediği ekstra sorumluluk, hayatın tekdüzeleşmesi, cinselliğin azalması - bitmesi ve çiftlerin birbirinden uzaklaşması gibi bir sorun da oluşuyor, zaten o yüzden belli bi yaştan sonra evlilikleri çocuk yürütüyor diyorlar.

ben de 30'unda evli bir birey olarak çocuk yapmayı ancak "tüm hayatımı bebeğe endekslemeye karar verdikten" sonra planlıyorum açıkçası olursa tabii, yani gezme tozma kendim için yaşama işlerini bi kenara bırakıp sadece çocuk için yaşamayı kabul etmem lazım önce. çünkü en az bi 10-15 sene çilesi var bu işin, sonra da 50 yaşına geliyorsun zaten.
0
roket adam
(03.01.21)
Kesinlikle çok haklısınız, ben de çok rahatsız oluyorum bu sürekli söylenenlerden ve açıkçası çoğunun hazır olmadan, erkenden, mahalle baskısıyla ya da ezberden çocuk yapanlar olduğunu düşünüyorum. Henüz çocuk sahibi değilim ama kardeşlerimle aramızdaki yaş farkı çok olduğu için hem annemlerin gözlemledim, hem de kendim bakımlarında aktif rol aldım. Dolayısıyla iyi bir fikrim var nasıl bir şey olduğuna dair.

Özellikle eltim ve kaynım çok fenaydı bebekleri doğduktan sonra ilk sene. Yok hiçbir yere gidilmiyor, yok gezilmiyor, yok her şey bebeğe göre oluyor. E herhalde yani ne bekliyordunuz? Kenara atacaktınız, siz gezecektiniz de kendi kendine büyüyecek miydi? Kaldı ki eltimin anne ve babası da üst katlarında yaşıyor yani.. Ne zaman isteseler bırakıyorlar çocuğu.

Bilmiyorum bana çok tuhaf geliyor. Kolay değil, elbette çok zor özellikle ilk aylar ama insan kendini hazırlamış olmalı buna. Henüz kendisi yeterli olgunluğa erişememiş insanlar çocuk sahibi olunca böyle oluyor bence.
0
gmzo
(03.01.21)
çocuk algınızla ilgili bir şey ama helenart'a daha çok katılıyorum.

etrafımdaki kendi yaşıtım annelere bakıyorum (ki çok yakın arkadaşlarım da var, dışarıdan bakmıyorum yani) dediğiniz gibi saç baş ayrı yerde.
manikür, pedikür gibi şeyler zaten yok.
perişanlık, devamlı çocuk çocuk çocuk düşüncesi ve tamamen ona endeksli bir yaşam.
hayatları mahvoldu resmen.

diğer yanda, kendi bebeklik resimlerimde annemin lohusayken bile kırmızı ojeli olan elleri, bebekliğim boyunca fönlü ve röfleli saçları ve normal bir hayat.

iki yıl boyunca meşhur bir bebek maması markasında çalıştım, annelerle birebir muhataptım ve bilgi verebilecek konumdaydım.
çocuğun belli bir düzeni olur, "mama saatinde yemiyorsa zorlamayın ve elinizde kaseyle/biberonla peşinde koşmayın ya da her istediğinde emzirmeyin, sonraki mama saatine kadar bekleyin." derdik, dilimizde tüy biterdi.
bunu uygulayan anne yok gibi bir şey.

yakın çevremde "ama istiyor" diye 15 dakikada iki kere bebeğin ağzına meme dayayan anne var.

daha emekleyemeyen bebek için salon eşyalarını salondan çıkartıp, ortasına kocaman yorgan seren var.

çevremdekilerden birinin dört buçuk yaşındaki kızı hâlâ bezine kaka yapıyor.
bir başkası da "belki öğretmenler disiplin verir biraz" diye iki yaşını geçince kreşe göndermeyi planlıyor.

ilk altı ay zordur, uyku düzeni, emzirme veya süt yoksa mama düzeni oturtmak gibi şeyler bazı bebeklerde gerçekten zor olabiliyor.
ama sonrasında bebek ev hayatına uyum sağlamalı, sağlayacak şekilde büyütülmeli.
bebeğin ya da çocuğun her istediğine evet demek, her istediğini yapmasına izin vermek ve hayatınızı ele geçirmesine göz yummak çocuk büyütmek değil, uzun vadede çocuğa zarar vermek demek zaten.

bir de şunu görüyorum.
instagram'da kendini çocuğuna adamış anneleri takip ettikçe, yemek yapmak için çocuğu bir saat parkına koyduklarında bile "kötü anneyim" hissine falan kapılıyorlar.
sürekli bebek bakımı ve annelik forumu okuyup, devamlı sosyal medyadan bu konuları takip ediyorlar.
bunun annelerin psikolojisini aşırı olumsuz etkilediğine birebir şahidim.
0
blatta hiberna
(03.01.21)
5 yasinda bir velet sahibi olarak bildiriyorum: evet zor. evet uyumuyorlar.

oyle incik cincik ilgilerini cok cekecek o yuzden onlar ayaktayken yapamayacagin hobilerini unut. nailart kullum imkansiz yani kendin yapmayi seviyorsan. nerede vakit bulacaksin?

ki bebesini 40 gunlukten itibaren aksam ezani okunur okunmaz yataga dehleyen bir anne olarak soyluyorum bunu. bir de dusun esin etrafindakiler falan cocuklari geceyarisina dek oturtan tiplerdense hepten bitti gun.

esinden destek gormezsen etrafindakiler sinir yuku olursa evet yani soylenenler hakli. dus aliyorsun ama nasil aliyorsun. o sac taraniyor ama nasil taraniyor. yani surekli sana yapisik bir yasam formu. cocuksuz halindeki kafa rahatligi ile bunlari yapman imkansiz.

5 yasindaki danam hala gecenin bir koru uyanir ve yanima gelir salona orada devam eder uykusuna. bu bile arka planda bir tab aciyor beyni surekli mesgul ediyor. o surekli hazir olda sorumluluk hali insani bu kadar yoran sey zaten.
0
2oda1salon
(03.01.21)
@

olumlu düşünceler ve tavsiyeler içim teşekkür ederim, diğerlerine de elbette fikir verdikleri için ayrıca teşekkür ederim.

elbette zor olacak, saatlerce kendime ayıramayacak saçımı başımı yapamıycak her duştan sonra nailart yapamıycak her istediğimde özgürce çıkıp gezemeyeceğim. bunların bilincinde ve biçok şeye doymuş olarak bu bebeği yapma kararı aldık. zaten bebek düşüncesinden önce de eşimle aylar öncesinden çılgın gibi devam eden sosyal hayatımızı frenlemiş bazı insanların hiç yapamayacağı çoğu şeye doymuş durumdaydık. hayatını tamamen başka şeye odaklamak konusuna gelirsek de, hangi insan hayatının hangi döneminde bunun için yüzde yüz hazır hisseder ki zaten? güçlü bi psikoloji ve kabullenmeyi fedakarlık yapmayı bilen bir bireyin bunu da aşılmayacak bir sorun haline getireceğini düşünmedim hiç. bu yüzden de dediğim gibi kafam hep rahattı stres yapmadım ama insanların bunu bu kadar zor yansıtmaları beni cidden geriyor maalesef.

çocuk büyütmek elbet büyük sorumluluk, büyük bilinç isteyen iş ama sağlıklı düşünen her birey o çocuk olduktan sonra bunu yoluna koymayı, delirmeden atlatmayı bilir gibi geliyor hala..
0
🌸jonestown
(03.01.21)
Bebekten bebeğe değişir.
Bir arkadaşım ilk oğlan bebeği hiç uğraştırmadığı için ikinciye cesaretlendiğini, ama sonra ikinci bebekle pişman olduğunu söylemişti.
Ben tek bebekle pes ettim mesela. Çalışma koşullarım kötüydü, mobbing vardı.
Eş ve aile desteği varsa daha kolay olabilir.
0
pro9it9is9
(03.01.21)
doğuma bu kadar az süre kala böyle şeyleri düşünmeniz size yarar değil daha çok zarar getirir. eğer şu durumda değil de çocuk yapmayı düşünme aşamasında olsanız çok daha farklı yazardım ama siz artık annesiniz. bu çocuk dünyaya gelecek ve siz ömrünüz boyunca ona kendinizden daha çok bakacaksınız. bu korkulacak bir şey değil. ben anne değilim ama vakti gelince olmayı çok isterim. siz gerçekten kıskanılacak bir azınlıktasınız. anlattığınız kadarıyla tüm zorlu aşamaları aşmış, sağlıklı bir birey yetiştirecek sağlıklı bir annesiniz. hadi insanların düşüncelerini vazgeçin ve kendi gerçekliğinize odaklanın. bundan 3 ay önce köpek sahiplendim. küçüklüğümden beri istediğim bir şeydi ve o bile bazen işlerimi aksatmama sebep olabiliyor. ama böyle bir durumda asla onu atmayı veya başkasına vermeyi veya ya keşke yapmasaydım tüh dedikleri gibi oldu köpek almak çok büyük sorumlulukmuş demiyorum. çünkü onu seviyorum ve bu bana yük gelmiyor. evet bazı günler uykusuz kalacak, bazı günler duş bile alamayacaksınız çok doğru. ama bunları dünyaya getirdiğiniz yavruyu görünce unutacaksınız çünkü o sizden bir parça.

ayrıca dedikleri kadar abartan kadınlar gerçekten tembel :) işten eve gelip ayaklarını uzatıp yemek bekleyen bir kocanız yoksa, ve en azından yanınızda 3-4 saat duracak bir kişi anneniz/kayınvalideniz veya bir bakıcınız varsa gerçekten abartıldığı kadar zor olduğunu düşünmüyorum. siz de öyle düşünmeyin ve zor olmasın. şimdiden hayırlısı olsun.
0
melina
(03.01.21)
@jonestown

Sevgili arkadaşımız, insanların bu işi bu kadar abartmalarına bakma. Bence dengesizce şikayet ettikleri ve sürekli olumsuzluğa odaklı yaşadıkları için böyleler. Halbuki şöyle bir söz var ki doğaya baktığın zaman da bunun %100 uygulamasını görebilirsin:

"Çocuklarınızı eğitmek için büyük çabalara girmenize gerek yok. Çünkü onlar sadece sizi taklit ederek öğrenirler. Siz kendinizi eğitin yeter."

Bu minvaldeki o yazıyı Üstün Dökmen'in ağzından yazan da var başka kişilerin ağzından yazan da. Ama bu yazı %1500 doğrudur.

Ayrıca anne babalık bir insana hayatı öğretmek demek. Hayatta şimdi ve burada nasıl yaşanacağını öğretmek demek. Sen istemez misin o da evladı olduğunda kendini kendi hayatından tamamen soyutlamak yerine kendi hayatına evladını da onun faydasına olacak seviyede dahil etsin, mesela hobilerini yapmak istediğinde onunla birlikte yapsın, ona yeni şeyler katsın... istemez misin? Bence çocuk büyütmek o kadar da ağır bir yük değil, biz neysek yavrumuz da en az o olacak, ona göre davransak yeterli gibi.
0
1bir1bir1
(03.01.21)
çocuğum yok ama bunun zor olduğunu bilmek için çocuk sahibi olmaya gerek yok bence. o 2-3 tane yapanların bilerek yaptığını düşünmüyorum:) bana kalırsa çok büyük sorumluluk, insanların farkında olmadığı kadar büyük.
0
nothing in my way
(03.01.21)
Çocuğum yok, ama ikiz yeğenlerim var.
Bana göre bebeklik döneminin en büyük zorluğu gaz çıkarmada zorlanan yeğenimin bazen saatlerce ağlamasıydı. Sinir harbi.
1-3 yaş dönemi süper; ama düşmesinler, kendilerine zarar vermesinler diye sürekli takip etmeniz lazım.
3-6 yaş döneminde sürekli oyun ve ilgi istiyorlar. Benim pilimi 2 saatte bitiriyorlar. Onların enerjisi bitmiyor. Öğlene kadar kreşe gidiyorlardı kapanana kadar. Öğleden sonra birkaç saat öğretmenlerinin verdiğini aktiviteyi yapıyorlar. En geç 22.00’de uyuyorlar. Bu da 7-8 saat birlikte oyun oynamanız veya site bahçesinde arkadaşlarıyla oyun oynarken gözlemeniz demek.
Abimin eşi çocuklar 1 yaşındayken çalışmaya başladı. Ev işleri ve çocukların bakımını annem ve kayınvalide üstlendi. Onlar hiç şikayet etmiyorlar, ama ben dayanamazdım valla. Çalışan annenin bakım için desteği olması şart bence. Abimler sosyal hayatlarına son sürat devam ettiler. Allah tüm yeni ebeveynlere benim annem gibi birini nasip etsin. :)
0
auroraaurora
(03.01.21)
Çocuğum yok ama biri bebek iki çocuk bakımı deneyimim var. Zorlukları da var güzellikleri de. Önemli olan sizin kendinizi buna hazır hissetmeniz. Hayatınız değişecek ona göre şekillenecek. Bu bir gerçek. Hayatınızdan kariyer olsun, sosyal hayat olsun doyum almışsanız ve anlayışlı, sorumluluk sahibi bir eşe sahipseniz çok endişe etmeyin. Annelerinde gözlemlediklerim bunlar. Mutluluklar dilerim
0
skywalker.anakinn
(04.01.21)
(15)

Bildiğiniz İmam nikahı yaptırmayan müslüman evli çift var mi?

cay sigara
Şu istatistige katılanların %30 u evlilik icin imam nikahina gerek yok demis.Laik muslumanlar bile bu imam nikahini mutlaka yapar diye biliyorum. Sizin bildiginiz, imam nikahsiz muskuman cift var mi; yaygin mi bunlar, yoksa istisnai mi? Buradan sonuc cikartirsak, Bu abkete yanit veren, %30 dinsiz di
Şu istatistige katılanların %30 u evlilik icin imam nikahina gerek yok demis.

Laik muslumanlar bile bu imam nikahini mutlaka yapar diye biliyorum. Sizin bildiginiz, imam nikahsiz muskuman cift var mi; yaygin mi bunlar, yoksa istisnai mi?

Buradan sonuc cikartirsak, Bu abkete yanit veren, %30 dinsiz diyebilir miyiz?



twitter.com
0
cay sigara
(02.01.21)
çok yaygın değil, ama bir kişi biliyorum. arkadaşım müslümanım diyen seküler biriydi, yani ramazanda arada bir oruç tutan ama hayat tarzı olarak islamla çok alakası olmayan.. onlar dini nikah yaptırmadılar.

ayrıca diyanete göre resmi nikah yapıldıysa dini nikah elzem değil. cevap verenler bu bilgiye dayanarak da gerekli değil demiş olabilir.

bkz: kurul.diyanet.gov.tr
0
evanka
(02.01.21)
ben kendimi inanclı bir musluman olarak tanımlıyorum, dini nikah yaptırmadım. cunku nikah dinen= cevrenin senin birlikte oldugun kişiyi bilmesi ve eşin olarak tanıması. bitti. seramonisi falan yok
0
art vandaley
(02.01.21)
"Bu ankete yanit veren, %30 dinsiz diyebilir miyiz?"

Hayir, diyemeyiz. Sosyal bilimlerde pek cok konuyu "proxy" ile olcebilirsin, ama din konusunda, hele hele bu iki secenek arasinda (inancli veya tanritanimaz) proxy soru kullanamazsin. burada bireyin kendini nasil tanimladigi onemlidir/esastir.
0
lamartin
(02.01.21)
Dini nikah diye bir şeyin olup olmadığını araştırdınız mı hiç?
0
kisa
(02.01.21)
biz varız, annem&babam var çevremde de nerdeyse kimse yaptırmadı ki annemler 80li yıllarda yaptırmamışlar
0
melodi
(02.01.21)
Biz de yaptırmadık, arkadaş çevremde de var yaptırmayanlar. 80'li yıllarda annem babam yaptırmamış - ki annem ve ailesi bizlere göre çok daha inançlıdır-. Sonuçta nikah @art vandeley in de yazdığı gibi evlendiğin kişiyi topluma ilan etmek demek,dolayısıyla biz gerek duymadık.
0
aykaranlık
(02.01.21)
dini nikahi yapip, resmi nikahi yaptirmadiginizda nikahiniz gecerli sayilmiyor, fetva hatlarini arayip sorabiirsiniz. cunku resmi nikah olmadan devlet sizleri es ilan etmiyor ve serri kurallara gore devletin dedigine tabii olmalisiniz.

hatta bu yuzden Turkiye'de erkek diger sartlari saglasa bile, ikinci es alamiyor, cevaz verilmiyor. cunku ikinci esin sosyal haklarini koruyamazsin erkek es olarak vs.

bu yuzden imam nikahi biraz formalite gibi olabilir, yaptirmayanlar varsa gayet normal bi durum Muslumanlar icin.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(02.01.21)
Konuyla ilgili şu videoya bakabilirsiniz
youtu.be
0
karabasun
(02.01.21)
çevremde tek tük duydum. nadir yani.
bi de dini nikah biraz tuhaf geliyor bana yani inanan,müslüman biri için bile tuhaf geliyor. yani eğer her şeyi islam hukuku, kuralı ve koşullarına göre yaşamıyorsa. ne bileyim ofiste çalışıp, atıyorum okulda öğretmen olup dini nikah yaptırmayı bir zorunluluk gören biri garip geliyor. ritüel içinse ayrı tabi. yani bence şu anda yaptıranların da hepsi demiyorum ama büyük çoğunluğu ritüelden zaten, adettir diye yaptırıyor.
bir de sayıyı yükselten, 17-25 yaş arası inançlı gençlerin rahatça sevişme isteği.
yoksa sadece laik müslümanlar değil genel olarak normal evli çiftlerin sandığınız aksine illa yaptıralım dediklerini düşünmüyorum.
0
rewlack
(03.01.21)
yani neredeyse bildiğim yok :D

bu işler biraz adet meselesi. kına olayı 90larda neredeyse tamamen kalkmıştı, kırsalda yapılırdı. şimdi bir sektör olarak yeniden hortladı.
imam nikahı neden şart olsunki normal nikah yapılıyorsa? yani bu da biraz dönemsel eğilim gibi geliyor bana. benzer şekilde 90lar2000lerde falan azalmıştı yeniden çok önemsenir oldu sanki. %30 az bile geldi yani bana. bir 10 yıl önce daha yüksek çıkardı gerek yok diyenler.

yani demek istediğim şu an orta yaşı geçmiş evli çiftlere baksanız yeni evlenenlere göre daha azında imam nikahı görürsünüz.
0
jimjim
(03.01.21)
Biz yaptırmadık.
0
summatinyourteeth
(03.01.21)
2. Sorunuza cevap vereceğim nikah medeni bir akit, amaç evliliği topluma duyurmak. dini nikah daha çok kültür ile alakalı. Hayatımda 1 ilahiyat öğrencisi ile arkadaş olmuştum o da evlilik için dini nikaha gerek yok, resmî nikah yeterli derdi. Ben de öyle düşünüyorum ve müslümanım.
0
kestane gürgen palamut
(03.01.21)
Kayınvalidemle kayınpederim imam nikahı yaptırmamış, resmi nikah evliliğimizi kanıtlıyorken imam nikahına gerek duymadık demişti kv. 80 de evlenmişler valla bravo dedim. Biz eşimle yaptırdık aman milletle mi uğraşacağız diye.
İnanış olarak da, başı açık, Cuma günleri türkçesinden kuran okuyan, artık oruç tutamadığı için fitre veren vs bir kadın kendisi.
0
somethinginthewayshemoves
(03.01.21)
bizim de yok ama allahsiz degiliz :)

benim umrumda degildi ama hatun benden dindar, istedi ama yaptir(a)madik. Mevzu soyle gelisti: Turkiye'de evlendik ama zamansizliktan dini nikahi halledemedik. Yurtdisindayiz, burdaki camilerden birine gittim imami buldum, prosedur $150 nakit + 2 sahit ama sahitler erkek olacak dedi. Hayirdir ama neden illa erkek dedim, kadinlarin sahitligi sayilmaz dedi, peki dedim ciktim. Hatun arabadaydi, proseduru anlattim. Ayni soruyu o da sordu, sizin sahitliginiz sayimiyor bizim dinde musluman kardesim dedim, bana burada yazsam silinecek olan seyler soyledi. Mevzu da boylece kapandi :)

Bizim dinimiz insanlari dinden sogutmak ustune kurulu elhamdulillah..
0
cooperr
(03.01.21)
imam nikahi muhafazakarlar arasinda bile yaygin degil ki. sen nerede yasiyorsun aga?
0
baldur2
(03.01.21)
(7)

yüksek lisans ve sonrası

metingiller
halihazırda bir bakanlıkta devlet memuruyum, her şey yolunda ama istediğim şeyin bu olmadığına kanaat getirerek yüksek lisans yapmaya karar verdim ve 2020 Nisan ayından beri bu doğrultuda çalışıyorum. her ne kadar akademisyen olmanın hayalini kursam da önümde bi belirsizlik var ve bu beni ürkütüyor.
halihazırda bir bakanlıkta devlet memuruyum, her şey yolunda ama istediğim şeyin bu olmadığına kanaat getirerek yüksek lisans yapmaya karar verdim ve 2020 Nisan ayından beri bu doğrultuda çalışıyorum. her ne kadar akademisyen olmanın hayalini kursam da önümde bi belirsizlik var ve bu beni ürkütüyor. başvurmayı planladığım üniversitelerden biri, yüksek lisans öğrencilerimizin okul dışındaki bir işte çalışmalarını istemiyoruz diyor. mevcut işimi bırakıp tamamen (kabul aldıktan sonra tabi) bırakıp derslere yoğunlaşmak istiyorum ama önümü göremediğim için ikisini en azından belli bir süre beraber mi götürsem diye düşünüyorum. siz nasıl bir yol izlediniz akademik kariyeriniz boyunca? Bana ne tavsiye ederdiniz? Teşekkürler şimdiden.
0
metingiller
(01.01.21)
Yüksek lisans yapan herkes akademisyen olmak istiyor. Haliyle bu iş çok zor. Devlet üniversitelerinde kimin alınacağı büyük oranda belli, kişiye özel açılıyor yani kadro.

Özel üniversiteler artık ar gör almıyor pek.

Gereksiz yere huzurunuzu bozmayın. Seni alacaz diye kullanıyorlar öğrencileri. Girmeyin bu işlere
0
OrangeYellow
(01.01.21)
memurluk yüksek lisansı birlikte yürütmek için en ideal meslek. insanlar özel sektörde ne koşullarda çalışırken bir yandan yüksek lisanslarını tamamlıyorlar.

doktora deseniz bir derece anlarım da memurken, hele bir de böyle bir dönemde, yüksek lisans için iş bırakılmaz.

çalışmanızı sorun etmeyen bir yüksek lisans program bulmanızı tavsiye ederim.
0
benevolent sun
(01.01.21)
Yüksek lisans öğrencilerinin çoğu artık sizin kadronuzda olmak istiyor ve bunun için çalışıyor. İşinizden ayrılmadan devam edin.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(01.01.21)
akademin ne hayalini kuruyorsunuz allasen? (akademiden bildiriyorum) çöp buralar. ben geçici olarak çalışıp yurt dışınıa geçiciyim. ondan buradayım yani. böyle bir plan yoksa akademisylenlik hayali kurmayın.
yüksek lisans da yapın. çalışırken yüksek lisansı sizden daha kolay yapabilecek bir meslek alanı yok, pardon. okul mülakatta böyle söylerse, peki üniversiteniz çalışmayan yüksek lisans öğrencisine ne teklif ediyor diye sorarsın? proje bursu mu veriyor? ekstra başka bir ücret mi? neyle geçinsin bu gençler.
gıcık gidecek tiplerse de ücretsiz izin alacağım dersin. ki çok istiyorsan ücretsiz izin alabilirsin zaten. dönem başı 2-3 ders için gerçekten bu insanlar neden işi bıraksın anlamış değilim.

mevcut işini bırakma.
0
rewlack
(01.01.21)
ben hayallerinizden vazgecmenizi onermem tabii ama bir yastan sonra minimum duzeyde parayla gecinmek cok zor olmaz mi? yani seviyeye bi yere cikardiktan sonra asagi dusurmek cok da kolay olmasa gerek. o yuzden ben de mevcut isinizi birakmayi, eger bi geliriniz olmayacaksa riskli buluyorum.
0
damba
(01.01.21)
@rewlack+1

gemileri yakıp akademiye geçtiniz diyelim, yükselmek için gerçekten parlak olmanız ve sizi destekleyen bir bağlantı ağının içinde bulunmanız gerekiyor. diğer türlü yalnız çalışmak çok yıpratıcı. insan kendi yeteneklerinden şüphe eder kıvama geliyor. akademi dışarıdan havalı görünüyor ama içerisinde ne ego savaşları dönüyor. üst düzey vakıf üniv.lerini bilmem ama üst düzey devlet üniversitesinde ne kavgalar ne paçozluklar oluyor tahmin edemezsiniz. öğrencilerin hayatı ayrı bir içler acısı. asistanları maaşlı köle gibi görürler, yüzlerine karşı veya arkalarından her türlü hakaret aşağılama.. başarılı öğrencilere karşı bile bir samimiyetsiz takdirleri vardır. dışarıdan yüksek lisans doktora yapanlar biraz daha şanslı, kadrolu olmadıkları için köle gibi kullanamazlar ama iş kadro vermeye gelince dinozorlar kendi yanlarına kimseyi kolay kolay almazlar. insanı yükseltecek bir ortam değil kısacası, riske girdiğinize değmez. bence de işinizi asla bırakmayın. eskiden bilkent öyleydi, çalışanların doktora yapmalarını istemezdi. bilkent olmasın da odtü olsun. doktora bittikten sonra akademiye geçin (hala isterseniz)...
0
evanka
(01.01.21)
Şunu da ekleyim; Türkiye'de yüksek lisans sıkıntılı. Başka ülkelerde yüksek lisans tezi bir ödev gibidir. Bir not alarak geçersin ya da kalırsın. 1 - 1.5 yılda biter ve beklenti düşüktür.

Türkiye'de yüksek lisans tezi için doktora performansı bekleyen hoca sayısı çok
0
OrangeYellow
(01.01.21)
(2)

Burun akıntısı korona belirtisi mi?

damba
Merhaba, Burnum akıyor öğleden beri, hapşuruyorum ve şimdi hafif ateşim var. Burun akıntısı korona semptomlarından mıydı? Bugün soğukta kaldım üşüyordum, dün akşam da üşüdüm biraz ama iş yerinde kimse dikkat etmiyor maskeye, belki de onlardan geçti bana :(Hemen test mi olmalıyım?Arkadaşımın yanında
Merhaba,

Burnum akıyor öğleden beri, hapşuruyorum ve şimdi hafif ateşim var.

Burun akıntısı korona semptomlarından mıydı?
Bugün soğukta kaldım üşüyordum, dün akşam da üşüdüm biraz ama iş yerinde kimse dikkat etmiyor maskeye, belki de onlardan geçti bana :(

Hemen test mi olmalıyım?

Arkadaşımın yanında kalıyordum, ailemin evine gitmek istemiyorum, kendimi yurtta vs karantinaya aldıramaz mıyım?
0
damba
(28.12.20)
ateş, kas kemik ağrılarıyla birlikte burun akıntısı vardı, covid pozitif çıktık.. ama gribin de belirtisi ateş ve burun akıntısı bilemedim :/ siz pozitifmiş gibi düşünün maskenize vs dikkat edin..
0
evanka
(29.12.20)
eğer ki 3-4 gün önce riskli temasınız olduysa test yaptırın.
burun akıntısı korona semptomları arasında olduğu gibi aynı zamanda diğer üst solunum yolu hastalıklarının da semptomlarından.
kalacak yeri olmayanları karantinaya alıyorlar bir yerde ama şartları nasıl bilmiyorum.
0
oz suser
(29.12.20)
(31)

Öğrenim kredisi almış mıydınız? (Anket)

dissendium
Öğrenim kredisi borcundan yakınanları görünce merak ettim. Üniversitede öğrenim kredisi almış mıydınız? Eğer aldıysanız gerçekten ihtiyacınız var mıydı? Yani o para olmasa üniversite okuyamayacak durumda mıydınız? Paranızı gerçekten ihtiyaçlarınıza mı harcadınız? Bunları merak ediyorum.İnternet'te 1
Öğrenim kredisi borcundan yakınanları görünce merak ettim. Üniversitede öğrenim kredisi almış mıydınız? Eğer aldıysanız gerçekten ihtiyacınız var mıydı? Yani o para olmasa üniversite okuyamayacak durumda mıydınız? Paranızı gerçekten ihtiyaçlarınıza mı harcadınız? Bunları merak ediyorum.

İnternet'te 10 bin, 20 bin TL borcum var diyenleri görünce bayağı şaşırıyorum. Ben öğrenim kredisi almadan okudum. Doğal olarak hiç borcum yok. Kendimi biraz şanslı sayıyorum. Yeni mezun olup 10 bin TL borcumun olması beni çok rahatsız ederdi. İhtiyacı olmayıp da öğrenim kredisi alan öğrencilerin motivasyonu ne?
0
dissendium
(28.12.20)
evet aldım. almasam okuyamazdım kesinlikle. hatta aldıktan sonra bile okurken maddi sıkıntılar çektim. okul bittikten sonra 2 sene müddet veriyorlar yanlış hatırlamıyorsam. bir de enflasyon farkını da ekliyorlar tabi.
0
gizemli dede
(28.12.20)
kredi almadım. burs aldım. çok ihtiyacım vardı, olmasa okuyamazdım evet. burs bulamasam kredi alacaktım mecbur.
0
pati
(28.12.20)
aldım.
ihtiyacım vardı.
hayır, yine de okurdum ama para o zaman lazım. keşke daha çok verselerdi daha rahat okusaydım.
yeri geldi ihtiyaca yeri geldi gezmeye harcadım.

bu kadar rahatsız olma, benim 8bin, eşimin 12bin borcu vardı, 5 yıldır ödemiyorduk, bu ay peşin ödeyip kapattık. yukarıda da belirttiğim gibi okurken daha çok verseler daha çok alırdım. o zaman harcayacak ve yaşayacak vaktim vardı çünkü.
0
trajikomix
(28.12.20)
Aldım, almasam da olurdu aslında çünkü ailemle yaşıyordum. Öğrenim kredisinin ne olduğunu bile bilmeyen 17 yaşında bir lise mezunuyken arkadaşlarım "aa o formu da doldur, başvur mutlaka" dediler, ben de "ha peki" deyip başvurdum. Sonra da "oo para" diye harcadım.

Gerçi ben aldığımda geri ödeme faizi o kadar yüksek değildi, çok zorlamadı.
0
kobuzchu kiz
(28.12.20)
10 sene önce 1 yıl aldım 5bin lira falandı daha geçen sene ödedim 6 bin tl olarak, o zaman 220 lira yatıyodu aylık, ihtiyacım yoktu ama ailenin üstündeki çocuk okutma yükünü almak için aldım krediyi. iş bulurum illaki azar azar öderim diye düşünmüştüm.
0
nahtoderfahrung
(28.12.20)
Kredi aldım. İlk başlarda ihtiyacım vardı Daha sonra ise başlayınca pek ihtiyacım kalmamıştı. Iptal ettirmekte istemedim. Ayrıca 27. taksidi daaha bugün ödedim Kaldı son 17:)
0
spacevan
(28.12.20)
Aileye yük olmamak için aldım. Ailem rahatça karşılardı masraflarımı. 5 yıllık imza attım 17bin lira için. Artışlarla beraber 21-22bin lira harcadım. Şimdi 33bin borcum var. Yeni mezun olacaklara çok daha fena hesaplar çıkıyor
0
avatar is back
(28.12.20)
burs aldım. burs çıkmasaydı kredi almazdım, dediğiniz gibi borçlu olmaktan nefret ederim ve bu yüzden asla borç almam bir yerlerden. ne kadar param varsa o kadar harcarım. cebimde 2 kuruş varsa 2 kuruşluk yaşarım. banka kredisi, kredi kartı vs. hiç bana göre değil.
0
candide
(28.12.20)
Aldım.
İhtiyacım vardı.
Almasam da okurdum ama bu sefer de çalışmak zorunda kalırdım. Çalıştığım için kendimi geliştirmeye daha az zamanım kalırdı.

Lisans 12 k + Y.L.+ 22=34 k tl borcum vardı. Ödedim çok şükür.
0
Anthony McCarten
(28.12.20)
ben iyi bi sıralamaya ragmen kredi almistim. cok gerilerde olup burs alan vardi. o iste de bi haksizliklar dönüyor da neyse. sorumuza gelirsek, evet ihtiyaclarim icin kullandım. okuldan da burs aliyordum ama yeterli degildi. kredi olmasa da okurdum ama zor olurdu. kredi bir nebze rahatlatiyordu. calisirken odedim gitti. ben odedim diye herkes odesin falan da demiyorum. herkes surunsun kafasindakilere sinir oluyorum. umarim her ogrencinin aldigi kredi bursa çevrilir de azıcık yüzleri güler.
0
hazen
(28.12.20)
burs kazanmıştım. ilk sene sonunda bölüm değiştirdiğim için krediye döndü. böylelikle üç sene kredi almış oldum.

o dönem krediden biraz daha fazla gelirim vardı. annem de destek oluyordu. arada burs falan da çıkıyordu ufak tefek. sanırım kredi olmadan da okuyabilirdim ama ailem bu konuda yanımda durdu açıkçası, durumları iyi olmadığı için "bize çok güvenme, böyle şansın varken al" dediler.

dört yıllık burs/kredi ödemem 2016 yılında bitti. ben şu an üçüncü sınıftayım. çok verimli ve doğru (!) kullandığımı düşünüyorum o yüzden.

borcumun olması şu an hayattaki en son derdim diyebilirim... ben en iyi ihtimalle 28, en gerçekçi ihtimalle 29 yaşında mezun olacağım. şanslıysam hadımköy'de 2800 liraya kölelik yaparım işte. yine ev arkadaşıyla yaşarım, yine tek bir çift ayakkabım olur, yine akşam makarna yerim. türkiye'de bunun ötesini beklemiyorum. böyle yaşayınca da borcu ödemek veya maaşımın 1/4'üne haciz gelmesi çok koymaz. o para benim olsa yatırım mı yapacağım, daha güzel mi yaşayacağım? türk lirasını biriktirsem ne olur ayda 300-400 lira? ne yapacak devlet, canımı mı alacak? almazsa ayıp eder.

özetle ben türkiye'de kalırsam zaten paranın benim için geçerli bir meta olacağını düşünmüyorum. kazanacağım paranın 3/4'ü köpek gibi yaşamama yeterli olur, kalanıyla da borç ödenir. 3-4 sene sonra da kazandığım paranın 4/4'üyle köpek gibi yaşarım.

yurtdışına çıkabilirsem de zaten 2-3 aylık maaşımla bütün borcu kapatma şansım olur, dert edilecek bir meblağ değil.

o yüzden umrumda değil şu an. "ödemem" demiyorum, "silinsin" demiyorum kesinlikle. zamanında aldık, yedik. veririz eyvallah. sadece önemsemiyorum. cebinde para olan adam düşünsün borcu, bana ne.
0
der meister
(28.12.20)
Aldım, ihtiyacım vardı. Kira-faturalar-ders notları-yemek derken epey masrafım oluyordu kendi harçlığım yetmiyordu. Zaten yetmediğini farkedince başvurdum ve aldım. Sürekli gezip tozup alışveriş yapan bir öğrenci olmadım hiç.
0
megalomaniac
(28.12.20)
Aldım ve geri ödedim.
Para gönderenim olmadığı için ihtiyacım vardı. İlk aylar cepten yedik sonra iş buldum. kyk kredisi + kendi kazançlarımla okudum.
0
battal gemalmaz
(28.12.20)
Şaşıracak bir şey yok ki. Tamamen kobuzchu kız gibi oldu benim durumum. Bi baktım para geliyor, o dönem alkole sigaraya yemeğe gömdüm tüm parayı ve yetiyordu da. Şimdi büyüdük bulgur emcüklüyoruz evde. Ödüyorum işte bir yandan sorun yok rahatsız değilim.
0
vedatchilipeppers
(28.12.20)
Aldim.
Vallaha okuldan 400 falan, bir de bir dernekten başarı bursu aliyordum 350 civarı. Kısacası 2011-2015 arası kredisiz zaten 750 lira kazaniyordum. Üstüne kredi de aldim, annemlere yük olmadim.
Ihtiyacim var miydi? Vallaha parayi ezdim ben, ihtiyac denemez.
O yüzden kendi ödememe zerre lafim yok ama harbiden burs kazanmasi gerekip kredi alan, kredi alması gerekip burs kazananlari gördükçe insanlara hak veriyorum.
0
logisticsmanager
(28.12.20)
aldım, almasam zorlanırdım. ailem de biraz gönderiyordu ancak yetiyordu. kredi borcumun olması beni iş bulma konusunda motive eden faktörlerden biriydi çünkü ailem ödemekte zorlanabilirdi kendim halletmek istedim. zamanı gelince geri ödedim, ödemeye itiraz etmek de hiç aklıma gelmemişti, edeni de duymamıştım. 10 sene önceki hadise..
0
evanka
(28.12.20)
aldım. almasam okuyamazdım. ailemden ayrı şehirdeydim ve okul seçimi benim tercihim olduğu için maddi yardım isteme hakkını göremedim kendimde. aldığım parayı da eğitime harcadım zaten ancak yetiyordu part time iş geliriyle beraber.
işe başlayınca ödeniyor her türlü.
0
pink cadillac
(28.12.20)
aldım. okurken ilaç gibi geliyordu. öderken de pek zorlanmadım düzenli gelirim olunca ödedim bitti.

şuan ihtiyacım olmasa yine alırdım. düşük faizli hatta ileride ödenecek her türlü kredi alınmalı bence.
0
entropik
(28.12.20)
Off ailemin beni en çok sinir ettiği şeylerden birisi bu. Kredi aldım ve kesinlikle ihtiyacım yoktu. Annemin eski bir öğrencisi girdi akıllarına “alsın, çok rahat eder” vs diye ama bu öğrenci zaten babasıyla görüşmeyen ve ailesinden bir kuruş yardım almadan okuyan biriydi. Yani tabii ki onun işine yaramıştı. Ama bence benim asla ihtiyacım yoktu ama ailem sağ olsun her zamanki gibi milletin lafıyla başıma iş açtı. Özellikle aylık ödemesi büyük bir para değil tabii ki ama sırf böyle milletin lafıyla saçma sapan uğraştığım için çok sinir oluyorum bu kredi meselesine.
0
ms brownstone
(28.12.20)
Kredi aldım. Hali hazırda üniversitemden burs alıyordum ve hatta üniversite yurdunda ücretsiz kalıyordum (vakıf üniversitesi). Ailemden para almadan rahat bir öğrencilik geçirmek istedim, o yüzden krediyi aldım. Aynı zamanda part time çalışıyordum da. Ama çok güzel öğrencilik geçirdim, yedim içtim gezdim. Tadını çıkardım yani. Aileme de günlük masraflar yerine yurtdışında staj, work and travel vb. gibi konularda iş düştü. Şimdi de hiç şikayet etmeden düzenli olarak ödüyorum.
0
tss
(29.12.20)
evet vardı, aldım. okula gidemeyecek durumda farklı bir şehirde ve zor bir durumdaydım. özel bir şirketten o dönemki kredi miktarını yarısı kadar burs kazanmıştım onunla birlikte ancak okuyabildim. hala borç ödüyorum. oç çocukları alakasız kişilere burs verdi, bana çıkmadı. zor zamanlar geçiriyordum hala geçiriyorum. durduk yere sinirlendim tekrar.
0
anarsika
(29.12.20)
Yurtdisi yuksek lisans kredisi aldim 2 yillik, almasam okuyamazdim gibi. 45 bin felan toplam borc. Odemesi bitti sayilir da tek canimi sikan sey, alirken yuksek lisanstan sonra direkt doktoraya baslarsaniz doktora suresince ertelenir diyorlardi. Ben de mezuniyetten 6 ay sonra doktoraya basladigim icin basvurdum, direkt (!) olmadigi icin reddettiler. Ondan dolayi gicik olmustum. Bir de dilekceme verdikleri cevapta "Yurtdisinda oldugunuz icin issizlik sebebi ile 1 yil erteleyebilirsiniz" demislerdi. Baktim, eger issizlik sebebi ile ertelersem yillik 11 bin lira faiz ekliyorlar, o da ayri bir kazik. Kendimi biraz zorlayarak da olsa odedim eninde sonunda.
0
Haldamir
(29.12.20)
Ben de aldım ve almadan İstanbul'da pek tutunamazdım. Hatta almama rağmen hep kısmak, bir şeylerden feragat etmek zorunda kaldım.

Birkaç sene önce yapılandırdım, birkaç taksit kaldı şükür bitiyor. 12-13 bin tl gibi bir şeydi benim aldığım toplam para.
0
chicha_v2
(29.12.20)
kredi aldım. çok ihtiyacım yoktu aslında ama daha rahat okudum, istediklerimi daha çok yapma fırsatı buldum. 10 ya da 11 taksidim kalmış olmalı, ödüyorum.
0
a darkness coming
(29.12.20)
Aldım ama almasam da olurdu. Ailemle yaşıyordum paranın bir kısmı eve de harcanıyordu. Eve destek gibi bir şey oldu aslında arada gezmeye, içmeye da harcadım tabii. Bir de krediye güvenip kredi kartı da çıkartmıştım çok zekiymişim.

Şimdi ki aklım olsa almazdım. Ödeyemediğim için hesaplarıma e-haciz falan geldi ama ödedim sonunda.
0
red morning
(29.12.20)
aldim cunku okurken ailemden para almak istemedim.
odemeyi bitirmem 10 sene surdu, bu sene bitirdim..
0
cooperr
(29.12.20)
almadım.

ihtiyacım yoktu. (gerçi kimin fazladan paraya ihtiyacı olmaz ki.)

burs muhabbetlerini duyunca alsam mı diye sordum bizimkilere. babam memur, ve tam bir "devlet memuru" olduğu için "devletin parası ihtiyacı olana gitsin, bizim almamız doğru olmaz." dedi.

yaaa işte biz böyle naif naif 3 kuruşların hesabını yapalım, hükümet bizim o emek emek tasarruf ettiğimiz paraların kaç katıyla olaylar olaylar.

neyse. iyi ki almamışım. devlete ne borcum olsun, ne de alacağım.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(29.12.20)
aldım, yine de biraz zorlandik. babam hayatta olmamasina ragmen burs cikmadi.

ben alkol alan, barlarda takilan biri degilim. surekli malzeme almam gereken bir okul okudum, guzel sanatlar fakultesi. o yuzden bu para hep okula gitti.

simdi maasimla kirami ve faturalarimi anca oduyorum, istanbul'da. bunu odemee baslayamadim henuz. maasim artinca baslarim diye dusunuyorum. faizini silseler keske.
0
batlegolas
(29.12.20)
aldım , ihtiyaç vardı.
daha sonra lisansüstü eğitim sebebiyle borcu geri ödemede erteleme talep ettim. 2014 gibi geri ödemeye başlamıştım 12 bi tl yi. 4 senede az az ödeyerek bitirmiş oldum.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(29.12.20)
Aldım, çünkü başka çarem yoktu. 2011 yılında mezun olup 2013 itibari ile ödemeye başlayarak 2019 tarihinde bitirdim. Nakış nakış ödeyerek kıt kanaat azıcık kazancımdan kısarak hiç aksatmadan ödedim. Bu yüzden bazen ödemeyen ya da burs alan arkadaşlarıma kızarım, elimde değil.

Bir de hiç bir zaman bitmeyeceğini düşünürdüm ödemelerin, hayat çok enteresan...
0
va
(29.12.20)
Calişarak okudum ama aldığım maaş gecinmeme yetmiyordu, kredi destegiyle ucu ucuna geciniyordum, o yuzden almam mantıklıydı.

Odemesine gelince bu sene yeni cikan yasayla yapilandirdim. 2 ayda 1 900 tl odeyerek 18 taksitte bitirmeyi düşünüyorum, zor olacak benim için ama bir yerden başlamak lazim.

Okurken okul bitip hayata atilinca bitecek bu sefalet diyorduk ama hayat oyle olmuyor ne yazik ki.

Şimdi üniversite okuyan 3 kardeşim var..
0
eylul
(29.12.20)
(6)

bebeğimiz için hamak önerisi

nemo problemo
sürekli sallamaktan perişan olduk. uyumuyor yoksa. ne tavsiye edersiniz? hamak olarak nasıl bir şey almalı? evde asacak yer yok onu belirteyim de. artık hangi çeşitler varsa.
sürekli sallamaktan perişan olduk. uyumuyor yoksa. ne tavsiye edersiniz? hamak olarak nasıl bir şey almalı? evde asacak yer yok onu belirteyim de. artık hangi çeşitler varsa.
0
nemo problemo
(28.12.20)
eskiler gibi iple battaniye ile yapabilirsiniz. sandalye de mi yok?
0
janderzel zartanyan
(28.12.20)
st1.myideasoft.com bu linktekinden kullandık bir süre. 6 aylıkken sığmamaya başladı bıraktık. tek negatif yönü yere çok yakın olmasıydı, odanın kapısı hava geçiriyordu zemine yakın hava akımı vardı soğuk oluyordu. tabi bebeğin düşme ihtimalini düşününce yere yakın olması daha iyi.. buna ip bağlamıştım, oturduğum yerden sallıyordum. büyük kızım kurtlu olduğu için çoğunlukla uyumuyordu yine de :D ayağımda minderle sallayınca uyuyordu. kısmet işte. yani alın bir deneyin, seçici bebeklerde neyle karşılaşılacağı belli olmuyor. deneme yanılma dünyası.

ayrıca bebeği sallayan anakucağı tarzı şeyler var.. örn. mamaroo 4moms veya nuna leaf gibi..

bir de babybjörn balance gibi bebeğin hareketiyle de sallanan bi model var. küçük kızım sallanmayı hiçbir şekilde sevmedi, ama bunu hafif hareket ettirince uyurdu.
0
evanka
(28.12.20)
ben sallanan koltukla çözdüm o işi. kucağıma alıp sallana sallana uyutuyorum.
0
entropik
(28.12.20)
Svava nın hamağını kullandık biz. Nuna leaf vardı sevmedi kenarda duruyor, sonra başka bir ana kucağı aldık onda durdu ama uyuyacak kadar sevmedi, hamak gündüz uykularında iyi geldi.
0
somethinginthewayshemoves
(29.12.20)
decathlon'da var. biraz derin ama yükseltin altını rahat nefes alsın.
0
dear winter
(29.12.20)
kesinlikle ama kesinlikle paşa hamak. bu işin son noktası. gıcırtı yok. devrilme riski yok. kırılma riski yok. çok sağlam. 300 lira civarı.
0
xrated
(29.12.20)
(4)

Oyuncakci veya oyuncak tavsiyesi

dunal
Merhaba,Internette okul oncesi cagda birine hediye bakiyorum ama her sey satan buyuk sitelerdeki plastik oyuncaklarin otesine gecemedim. Guzel ve kaliteli oyuncaklar satan yerler uzerine tavsiye verebilir misiniz? Egitici, gelistirici, boyaliysa boyasina dikkat edilen tarz oyuncaklar satan yerler ar
Merhaba,
Internette okul oncesi cagda birine hediye bakiyorum ama her sey satan buyuk sitelerdeki plastik oyuncaklarin otesine gecemedim. Guzel ve kaliteli oyuncaklar satan yerler uzerine tavsiye verebilir misiniz? Egitici, gelistirici, boyaliysa boyasina dikkat edilen tarz oyuncaklar satan yerler ariyorum. Ya da bildiginiz ozel oyuncaklar da olabilir. Ozel oyuncak derken hani olur ya belki bir seyi cok iyi ogreten, belki guncel yetiler kazandirmaya yonelik, belki modul modul gelistirmeye acik, belki uzun sure kullanabilecegi, tutulan oyuncaklari kastediyorum.
Tesekkurler.
0
dunal
(25.12.20)
Çok küçük bebek çocuk için www.e-bebek.com
Bir de IKEA'ya bakın isterseniz www.ikea.com.tr
Buradaki ahşap tren setine bayılıyor çocuklar.
0
kobuzchu kiz
(25.12.20)
Katamino diye bir oyuncak gördüm, kuzene alacağım, siz de bakın, sözlükteki başlığı (bkz: katamino)
0
kaset
(25.12.20)
www.hepsiburada.com şimdi fiyat aralığı vermediğiniz için bu geldi aklıma en iyi. Kendim de birebir oynadığım için gayet faydalı öğretici buldum:) . Hatta okul öncesi değil sonrasında da rahat kullanılabilir bir ürün.
0
skywalker.anakinn
(25.12.20)
lego alabilirsiniz. elbette kesin bir ayrım yok ama genellersek erkek çocukları city, kız çocukları friends serisine ilgi duyuyorlar. veya classic serisinden olabilir.

www.mucitpanda.com bu sitede de çok çeşitli ve nitelikli oyuncaklar var..
0
evanka
(26.12.20)
(7)

Gebelik döneminde corona

atcapar
Eşim ve ben 2 gün önce korona olduk. Eşimde semptomlar pazar günü öksürük ile başlamıştı, bende ise çarşamba günü yüksek ateş, halsizlik ve baş ağrısı şikayeti ile başladı. Çarşamba günü test yaptırdık ve sonuç pozitif çıktı. Eşim 6 aylık hamile olduğu için ilaç verilmedi sadece ben ilaç kullanıyoru
Eşim ve ben 2 gün önce korona olduk. Eşimde semptomlar pazar günü öksürük ile başlamıştı, bende ise çarşamba günü yüksek ateş, halsizlik ve baş ağrısı şikayeti ile başladı. Çarşamba günü test yaptırdık ve sonuç pozitif çıktı. Eşim 6 aylık hamile olduğu için ilaç verilmedi sadece ben ilaç kullanıyorum. Bende şu anda herhangi bir sıkıntı yok süreci normal atlatıyor olarak gözüküyorum ancak eşimin pazar gününden beridir devam eden bir öksürüğü var. sık sık öksürmüyor. Yarım saatte bir ve ya 40 dakika da bir öksürüyor. İlaç kullanmadığı için ciğerlerine geçmiş olabilir mi virüs? sizce ne yapmalıyım? hastaneye yatırsam daha sağlıklı mı olur?
0
atcapar
(25.12.20)
Endişe etmeyin, bol güneş ışığı sağlam gece uykusu, bol temiz hava ve ev temizliği (ciğerler için alerjen bişey olmasın), C ve D vitamini çinko ve magnezyum takviyesi alın. Eşinizi de doktoru takip etsin, sıklıkla irtibatta olun. Onun için en doğru yöntemi doktoru söyleyecek. Siz kendinize iyi bakın.
0
1bir1bir1
(25.12.20)
Paniklediğinizi tahmin ediyorum ama burada neyin nesi olduğunu bilmediğiniz biz "Evet hastaneye yatsın mutlaka" dersek bizi dinlemeyin. "Eşinizi de doktoru takip etsin, sıklıkla irtibatta olun. Onun için en doğru yöntemi doktoru söyleyecek." +1

Tanıdığım iki kişi hamileyken korona atlattı, biri hiç belirtisiz atlatmış (sonradan kan testinde antikor çıkınca fark edildi) biri biraz daha ağır geçirdi ama kendisi de bebeği de sapasağlamlar. Endişelenmeyin, doktorunuzu dinleyin. Geçmiş olsun.
0
kobuzchu kiz
(25.12.20)
6 ay falan öncesinde mide küçültme ameliyatı olmuş bir arkadaşım 4 aylık hamileyken eşiyle birlikte pozitif oldular. benzer semptomlarla atlattı, önümüzdeki hafta doğuma girecekler. her şey yolunda yani.

endişe etmeyin ama dedikleri gibi sağlıklı yaşama dikkat edin. eşinizin takibini yapan doktorun tavsiyesi ile vitamin takviyesi kullanabilirsiniz ama mutlaka doktora danışarak ilerleyin. doktor aksini söyleyene kadar hastaneye yatma gibi bir isteğiniz olmasın. hiçbir hastane ortamı ev gibi olmaz. psikolojik olarak dahi yıpratır insanı diğer her şey optimum düzeyde dahi olsa.
0
reanarchy
(25.12.20)
@reanarchy +123

Ben hastanede yattım ve çok çok şanslıyım ki yanımda kimse yoktu ama çok kişilerden duyuyoruz gerçekten psikolojik olarak da olumsuz etkileyebilir. Gebelikte daha fazla etkilenilir, siz hiç korkmayın endişe etmeyin, gerekeni yapın, o yeter. İçinizi ferah tutun.
0
1bir1bir1
(25.12.20)
gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ilaç alınabiliyor. kadın doğum doktorunuzla konuşun.
0
nuisance
(25.12.20)
Jinekologuyla da irtibatta olsun bence. Tabii ki panik yapmayin ama tedbirli olmak da fayda var. Ornegin tansiyonunu ara sira olcmek, pihtilasma konusunda yapilqcak bir sey var mi ogrenmek gibi. Zira bu konuda birden fazla olumsuz sey duydum, ihmal etmemek lazim. Simdiden gecmis olsun. Saglikla kavusursunuz umarim bebeginize:)
0
red g
(25.12.20)
geçmiş olsun, öksürük için şunu deneyebilirsiniz:

www.glutensizdunya.com

biz de 1 ay önce ailece ilaçsız atlattık, bol soğan sarımsak, d vitamini (öncesinde de alıyorduk), c vitamini ile..
dilerim siz de sağlıkla bebeğinize kavuşur, sağlıkla büyütürsünüz.
0
evanka
(27.12.20)
(13)

İnternetten kuru incir almak

instant crush
Guzel bir aydin dağ inciri almak istiyorum ancak instagramda gordugum saticilara guvenemedim nedir necidir ne kadar saglikli uretim yapiyorlardir vs. Bu incirci amca ya da daginciri.com'dan incir aldiniz mi daha önce guvenlir midir ya da bildiğiniz denediginiz guvenilir bir satıcı var mi? Üretim bic
Guzel bir aydin dağ inciri almak istiyorum ancak instagramda gordugum saticilara guvenemedim nedir necidir ne kadar saglikli uretim yapiyorlardir vs. Bu incirci amca ya da daginciri.com'dan incir aldiniz mi daha önce guvenlir midir ya da bildiğiniz denediginiz guvenilir bir satıcı var mi? Üretim bicimleri, aflatoksin degerleri de aklima takılıyor iyice içinden çıkılmaz hale geliyor.
0
instant crush
(24.12.20)
Ufresh den aldım ben, sorun yaşamadım.
0
neymis
(24.12.20)
tariş'e baktınız mı?
0
lazpalle
(24.12.20)
www.karaottohumdernegi.org

karaot tohum dernegi bir araştır neler yaptıkları göreceksin.

organigiz.org bu adresten satış yapıyorlar.
0
kaiserr76
(24.12.20)
ne kadar alacaksınız ki ve nerdesiniz? :)
0
a darkness coming
(24.12.20)
instagramdan birinden aldım 2dir, baya baya iyi. toplamda 4 kg yedik en ufak bir sorun yaşamadım, ilaçsız diyor
www.instagram.com
0
delidiyorum
(24.12.20)
@a darkness coming 2 kilo civari alirim sanirim istanbuldayim
0
🌸instant crush
(24.12.20)
Yurt disindayim. Burda happy village adi altinda Izmir'de Isik Tarim tarafindan uretilen organik sertifikali kuru incir satiliyor ve cok guzeller. 5-10 dakika suda bekletip yiyoruz. Orda ayni ureticinin urunlerine bakabilirsiniz.
0
taurina
(24.12.20)
Tuğba kuruyemişin internetten satışı var. Tavsiye ederim.
0
alcapon
(24.12.20)
inciri severim özellikle kür yaparım uzun süre sağdan soldan istedim ama incirciamca kesinlikle doğru yer tavsiye ederim .ilgili
0
kaankaan
(28.01.21)
www.sadeaile.com

bu siteden birçok ürün aldım, hepsi kaliteliydi.
0
evanka
(28.01.21)
Merhaba ben daha önce incirci amca sitesinden sipariş verdim ve sipariş vermeden önce bilgi almak amacıyla siteye instgram üzerinden ulaştım hiç bir işlem görmemiş tamamen doğal alfotoksin testlerine tabi tutularak satış yapıldığını bildirdiler gelen ürünler bahsedildiği gibi tamamen doğal ürünler elime ulaştı ve memnun kaldım benim gibi doğal ürün takıntınız var ise incirci amca dan sipariş verebilirsiniz :) :)
0
Thebest
(10.06.21)
hilmi yildirim
0
Ley
(10.06.21)
www.aydinliamca.com web sitesinden alışveriş yapmıştım bende tavsiye ederim.
0
melihyldz
(03.08.25)
(3)

sayfa yüklenmiyor? mobil vs laptop

evanka
pearson pte academic sitesinde log in olduktan sonra açılan sayfa laptopta yüklenmiyor. fakat telefondan girince sorun yok, açılıyor. neden olur, nasıl çözülür? bilgisayardan çalışmam lazım..https://pearsonpte.com/ bu sayfada log in oluyorum, sonrası anlamsız bir loop :/
pearson pte academic sitesinde log in olduktan sonra açılan sayfa laptopta yüklenmiyor. fakat telefondan girince sorun yok, açılıyor. neden olur, nasıl çözülür? bilgisayardan çalışmam lazım..

pearsonpte.com bu sayfada log in oluyorum, sonrası anlamsız bir loop :/
0
evanka
(22.12.20)
Çerezleri temizle. Reklam koruyucu kapat. Farklı tarayıcıda dene.
0
glamdr1ng
(22.12.20)
adblocker yüklü mü laptopta? o sayfa özelinde, ya da komple kapatıp deneyin
0
co2s2
(22.12.20)
evet adblocker'ı kaldırınca sorun çözüldü.

çok teşekkürler..
0
🌸evanka
(26.12.20)
(22)

Yakın arkadaşınız gönderdiğiniz çiçeği kaybetse?

atom karincanin torunu
Çok spesifik bir olay için yorum yapmanızı istiyorum;Çok yakın arkadaşınıza yeni işi için canlı çiçek yolluyorsunuz, çiçeği yaşatamıyor oradaki çaycı kadına emanet ediyor (normal bu) sonra 3 ay sonra yine iş değiştiriyor ve öğrendiğim kadarıyla o çiçek eski işyerinde kalmış/bırakılmış.Ben mi çok aba
Çok spesifik bir olay için yorum yapmanızı istiyorum;

Çok yakın arkadaşınıza yeni işi için canlı çiçek yolluyorsunuz, çiçeği yaşatamıyor oradaki çaycı kadına emanet ediyor (normal bu) sonra 3 ay sonra yine iş değiştiriyor ve öğrendiğim kadarıyla o çiçek eski işyerinde kalmış/bırakılmış.

Ben mi çok abartıyorum bilmiyorum ama ben bu duruma alındım, yaptığı şey normal mi yani? Ben mi çok önem veriyorum bu tür simgesel şeylere acaba?
Çiçek ölse dahi güzel bir vazo/saksı da seçmiştim, yani alıp başka bir şey de ekebilirdi.

edit: bu durumun sonucunda her hangi bir davranış sergilemedim, biraz bozuldum o kadar, sizin düşüncelerinizi merak ettim.
0
atom karincanin torunu
(14.02.20)
aslında böyle olması çok normal, iş yerine getirilen canlı çiçekler %95 iş yerinde kalıyor, kimse ya götürmek için uğraşmıyor ya da götürürsem çiçeği bile aldı bıdı bıdı diye arkamdan laf yaparlar diye düşünüyolar sanırım.
0
hem şişko hem deli
(14.02.20)
biraz abartmışsın. bazı insanlar için çiçek senin düşündüğün kadar kıymetli bir hediye değil, anlam yükleyemiyorlar. ben mesela yenilebilir hediyeleri daha çok seviyorum açıkçası. :D
0
piremses
(14.02.20)
+ hayırlı olsun, pazartesi gelip başlayın.
- teşekkürler, bi masama bakıp çıkabilir miyim?
+ neden?
- eski iş yerimde çiçeğim var, ona yer seçmeliyim, yaşatmam lazım da.
+ oldu o zaman, biz sizi ararız.
0
onemoremile
(14.02.20)
benim de bir arkadaşım göndermişti de bakamadım ofiste zaten, öldü, sonra da çöpe attım.
arkadaşımı da hala seviyorum:)
bence durum normal
0
ilkot
(14.02.20)
Ablama bi yeni işi için bi de doğum günü için öküz parası verip terraryum mudur ne zıkkımsa ondan aldım bu sene, Bi de güzel bakmalık çiçek aldım. İkisine de bakmamış ölmüş. Bi de bana getiriyor noldu buna diye, ne oldusu mu var güzelim doğayı katletmişsin akp misin sen dedim bozuk attım. Yok daha da çiçek mesela bundan sonra.

Seninki taşıma telaşıyla unutmuş olabilir o daha masum, keza arkadaşların da dediği gibi çok büyütecek bişey yok.

Bi de yakın arkadaş dediğin organizma ne bok yese affedilir türden bi canlı değil mi ya? Yakın arkadaşıma çocuğumu versem onu parkta unutsa diye düşündüm mesela, bu durum hoşuma bile gidebilir. Neyse o başka bir sorunun çözümü.
Kısacası, olur öyle, sen üzüldüğünü açıkça söyle yeter, o affettirir kendini.
0
Bruce
(14.02.20)
yaptığı şey normal. hem çiçeği yaşatmakla uğraşmasını, hem vazoya sahip çıkmasını, hem de her değiştirdiği iş için vazoyu yanında taşımasını bekliyorsun. iyi ki bir çiçek göndermişsin, alt tarafı oturduğun yerden online sipariş verdin o kadar.
0
dafuq
(14.02.20)
Cicek bir yere goturulur mu allansen :/ birakmis iste orda. Omur boyu onla mi yasasin
0
brkylmz
(14.02.20)
@dafuq Yakınındaki çiçekçiden gidip özel olarak seçmiştim, online sipariş verdi dedirtmem :D Yanına da bir kaç şey daha koymuştum çünkü, bu arada bir çoğunuz işyerinde kalır işyerinden iş yerine gezirilir mi demiş, bir tek ben mi eve götürüyorum böyle şeyleri diye sorguladım...
Neyse teşekkür ederim normalleştirdiğiniz için bu durumu :D
0
🌸atom karincanin torunu
(14.02.20)
bende bir anormallik olsa gerek, çiçek de diğer hediyeler gibi bir hediyedir diye düşünüyorum.
ve tabii ki oradan oraya götürülür gerekirse.
ofis ofis dolaşması saçma olabilir, ama evime götürürdüm ben olsam.

vazo çiçeği ayrı tabii, ama topraklı/saksılı çiçekse giderken alması gerekirdi bence.
masasına koysun diye bir obje alsan, onu da bırakacak mıydı mesela?
düşünmüşsün, para vermişsin, hediye almışsın neticede.

ben çiçek çok severim, bir sürü de çiçeğim var evde baktığım.
o yüzden biraz daha duygusal yaklaşmış olabilirim belki.
ne bileyim, sonuçta hatıradır, biraz da sahip çıkılması gerekmez mi?
üstelik canlı.

belki kırılmak falan abartılı olabilir, ama içten içe bir bozulurdum sanki.
bir daha da çiçek falan göndermezdim muhtemelen.
0
blatta hiberna
(14.02.20)
cinsiyet acisindan bakmak lazim.

maalesef kizlar bu tur seylere cok onem gosteriyor. eger karsi taraf erkek siz kizsaniz ikiniz de dogal tepki vermissiniz. daha ileri tasimamak lazim.
0
mayeskuel
(14.02.20)
Bana gelmis olsa kadina falan vermez eve gotururdum. Cicegi yasatamasam vazoyu saklardim.

Insanlik hali, diyelim ki isyerinde biraktim is degistirdim ve cicegi alamadim, o zaman da alan kisiye karsi cok mahcup olurdum.
0
hair freak
(14.02.20)
Zaten aldiginiz cicek de bu amacla alinir. Yoksa bir hafta dayanip unutulacak bir cicek secerdiniz.
0
hair freak
(14.02.20)
Ben gayet önemserim ya. Çiçeği oradan oraya taşırım, güzel de bakarım. Biri hediye etmiş de olsa, kendim almış da olsam. Hediyeyse daha çok önemserim bırakmazdım yani başka yerde. Çok takılma yine de, senin kadar önem vermiyormuş demek ki.
0
aquarium
(14.02.20)
Çiçek zaten yaşayamamış. Saksıyı oradan oraya taşımaması normal.
Kadınım bu arada. Arkadaşlarıma gönderdiğim "hayırlı olsun" objelerine ne olduğu
na hiç dikkat etmedim.
0
SiyamkedisiZorro
(14.02.20)
ben de alınırdım hafiften ama arkadaşıma içerlemezdim. illa bakmak zorunda değil sonuçta, zorla sorumluluk yükleyemem ki hem bak yaşatamadığı için başkasına emanet etmiş falan
0
nolmus yani
(14.02.20)
Geçenlerde evde on civarı saksı çiçeği biriktiğini fark ettim. Hepsi hediye,hepsi güzel ama bir o kadar da sorumluluk veriyor. Kolay bakılabilenler neyse de bazı çiçekler özel bakım istiyor. Özen isteyen çiçekleri ilgilenen ve işi bilen arkadaşlara verdim. Çiçeği kendime saklayıp soldurmaktansa emin ellere bırakmayı tercih ediyorum. Üzmeyin kendinizi,olay size verilen değerle ilgili değil.
0
asteriks
(14.02.20)
ben de bozulurdum. her şeyin bir hatırası vardır, olmalı yani. gönderilen hediye artık senindir. değer verdiğim/bana da değer veren birisinden geliyorsa, -ki yakın arkadaşlık söz konusu- toplu iğne bile olsa bir yere ayırırım. iş yerimde olmuyorsa evime götürürüm. arkadaşına; ne malmışsın sen arkadaş demek istiyorum.
0
Improbable
(14.02.20)
saksı bitkisi sorumluluk demek (bence).. ben hediye edeceğim kişinin bitkilere ilgisinin olup olmadığını bilmiyorsam vazoda çiçek hediye ediyorum. onun sorumluluğunu almak istemeyebilir. bu durumda arkadaşınızın çiçeklere ve saksılara normalde de ilgisi yoksa saksıyı orada bırakıp hatıralarıyla yola devam etmeyi seçmiş olabilir.
0
evanka
(14.02.20)
Ben bozulmam zaten çiçek kadar gereksiz bir hediye yok yeni iş hediyesi olarak. Çiçekle karşındakine sorumluluk yüklemiş oluyorsun. Banada hediye geldi izne çıktım 1 hafta. Izinden geldim ölmüş, uğraştım iyileşmedi çöpe attım. Bide çürüyüp kötü koku yaydı.
0
Topalordek
(14.02.20)
gordugun gibi cicek alinacak insan var, alinmayacak insan var. sen yanlis kisiye cicek almissin, haybeye incelik gostermissin.

cicek olumlerine cok duygusuz yaklasiliyor ayrica. kedi olsa, mama vermeyi unutur musunuz? gozunun onunde duran sukulente iki fis su fislatmayi hatirlayamamak nedir ayrica.

ofiste duran cicegi olduren tek sey ihmalkarlik degil tabi bu arada. haftasonu ofis bossa klima caismiyorsa sicak kotu geliyor olabilir, yeterince gunes gormuyordur, hem siz hem cayci fazla fazla suluyorsunuzdur vs.

sonuc; herkese cicek alinmaz. kimine kalem, fincan al gec.
0
jimicik
(14.02.20)
Ben bana gelen bazi hediyeyi ayni gun cope atmisimdir. Cicegin senin icin onemli olmasi onun icin oldugu anlamina gelmez, herkesin zevki meraki farkli.
0
hot potato
(14.02.20)
Erkek arkadaşımın aldığı orkideyi ablama verdim. Kimse ölmedi. Bence bu kadar anlam yüklemeyin.
0
ruhen hastayim ben
(14.02.20)
(7)

Aşırı sorumsuz, tembel, üşengeç bir genç

Evinizinkedisi
Merhabalar, bahsi geçen kişi ben değilim, ablam. 22 yaşında 4 senedir üniversite öğrencisi. Derslerine gitmiyor, haliyle sınıfta kalıyor. Daha üniversitenin birinci sınıf derslerini bile veremedi. İtü'de fizik mühendisliği okuyor. Kendi isteğiyle yazdı bölümü. Auzef ile de iktisat okuyor. Kayıt yapt
Merhabalar, bahsi geçen kişi ben değilim, ablam. 22 yaşında 4 senedir üniversite öğrencisi. Derslerine gitmiyor, haliyle sınıfta kalıyor. Daha üniversitenin birinci sınıf derslerini bile veremedi. İtü'de fizik mühendisliği okuyor. Kendi isteğiyle yazdı bölümü. Auzef ile de iktisat okuyor. Kayıt yaptırdı ama sınavlarına girmedi.

Arkadaşları var ama ayda yılda bir görüşüyor. Sıkça evde oturuyor. Devamlı internet başında. Birkaç kez görüştüğü erkek arkadaşı oldu bize okuldan tanıştığı kişiler olduğunu söylemişti. Ama twitterdan tanıştığı kişilermiş hep. Halbuki çok güleryüzlü, utangaç olmayan girişken birisi. Girdiği ortamlarda sevilen birisi. Üstüne başına, bakımına da özen gösteren biri. Yetenekli biri üstelik. Yağlı boya tabloları var. Edebiyata ilgisi var. İçki, sigara alışkanlığı yok.

Ama eğitim ve sosyal açıdan kendisine hiç faydası yok. Evde oturduğu zamanlarda yabancı dil öğrenmeye kalkışmıyor.Belki kendi haline bıraksak, odasında çürüyüp gidecek. İki sene önce psikiyatriye gittiğinde psikiyatrist ablamda amaçsızlık olduğundan bahsetmiş, bir sorunu yokmuş. Bir daha da gitmedi. Ama ben ve ailem ablamın bu hali için çok endişe ediyoruz. İleride çok pişman olacak. Onu teşvik etmek için ne yapabiliriz?
0
Evinizinkedisi
(02.11.19)
Belki bölümünü, okulunu sevmemiştir. O yüzdendir bu amaçsızlık, motivasyonsuzluk. Karşınıza alıp konuşsanız. Belki ilgi duyduğu bir alanda üniversite eğitimi almak onu kendine getirir. İsteyerek yazdı diyorsunuz ama okula başladıktan sonra yanlış tercih yaptığını düşünmüş olabilir. Ben de ilk üniversitemde böyleydim. Üç sene yalnızca birinci sınıf derslerini aldım, çoğunu veremedim. Bütün gün evde oturuyordum. 22 yaşında ikinci üniversiteme başladım. Geç değil yani.
0
epistemic_regress
(02.11.19)
psikoloğa da gitmiş. bişey yapabileceğinizi sanmıyorum. anlattklarından yola çıkarak hayatından son derece memnun olduğunu düşünüyorum.

hayatından memnun olan bir insanın da huyunu suyunu değiştiremeyeceğine göre, yapabileceğiniz bişey yok.
0
hem şişko hem deli
(02.11.19)
bizde de var böyle biri, fazla konfor sunmamak gerekiyor bence. bazı insan irade gösterip iç motivasyon sağlayamayabiliyor; motive olup durumunu değerlendirebilmesi için biraz zora gelmesi gerekiyor. nasihat, yönlendirme, teşvik vs bunların faydası olacağını zannetmiyorum.
0
evanka
(02.11.19)
O istemediği sürece bir şey yapamazsınız.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(02.11.19)
Salın kızı ya, bence hiçbir şeyi yok. Gayet iyi. 22 yaş daha genç 25 olsun sonra endişelenirsiniz illa endişelenecekseniz.
O kadar uzaksınız ki arkadaşları hakkında size yalan söylüyor. Yargılanacağınızı düşünüyordur ve haklı da. Anne babanızla ablanız hakkında gıybeti bırakın ve yakınlaşmaya bakın. Niyetiniz yoksa da rahat bırakın kızı.
0
anarsika
(02.11.19)
22 yaş büyük duruyor ama aslında değil, bazı şeyler sonraları anca oturuyor. o zamanlar bölümü isteyerek yazmış olabilir ama bu şu an bölümü sevdiği anlamına gelmez. 17 yaşında neyi sevip sevmediğini bilmek aslında baya zor bir şey. bana kalırsa bölümünü sevmiyor. (zaten fizik hayli zorlu bir bölüm) bana da oldu bu. yüksek lisans yaparken isteyerek girdiğim ama içine girince istemediğimi fark ettiğim bir bölüme başladım. ilk yıl okula neredeyse hiç uğramadan, sonraları her dönem aldığım 3-4 dersten 1 tane vererek ilerledim ve 2 yıllık eğitimi 4 yılda bitirdim. evde oturup sadece oyun oynuyordum. bölümü sevip sevmediğini öğrenip ona göre plan oluşturun. bir de aileniz onu karşısına alıp konuşabilir. siz tek tek derslerine gidip gitmediğini, geçip geçmediğini takip edecek değilsiniz ama sene sonunda ailene bir sorumluluğu olduğunu bilsin.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(02.11.19)
ne yapabileceğinizi bilmiyorum ama yorumlara çok güldüm. ablanız gibiydim. ondan farklı olarak benim psikolojim bozulmuştu (kaldı ki bence ablanızın psikolojisi de bozuk - hiçbir alanda hiçbir aşama kaydetmeyip eve kapanmak hiçbir şekilde "sağlıklı" sayılamaz bence. bir şeylerden kaçıp kendini konfor alanına tıkıyor işte. ona bakarsak eroin alanlar da kendilerini iyi hissediyor. bunun sağlıklı ve normal olduğunu mu düşüneceğiz o zaman?). ben alanımı değiştirdim, gerçekten istediğim bir yola girdim. çok şükür, hem psikolojik tedavi hem de hayatımdaki radikal değişiklikler benim en azından şimdilik toparlamamı sağladı.

25 yaşındayım, iki gün sonra cebimde ne kadar para olacağını bilmiyorum, okulu bitirmeme daha iki sene var ve anksiyeteden geberiyorum. mutsuzum diyemem, bu günleri uzun vadede özlemle yad edeceğimden eminim ama her gün kaygılıyım işte. niye? çünkü "genç" yaşlarımı boşa harcadım. aslında eğlendim. hatta çok eğlendim. o zamanlardaki "boş" hayatımı bile çok özlüyorum açıkçası. ama sonuç itibariyle bugün o hurmalar tırmalıyor.

sadece kolay gelsin diyebiliyorum. yaşı çok gençmiş haha. yahu yaşı genç tamam da evden çıkmayan insanın hayata atılıp başarılı olmasını mı bekliyorsunuz? durduk yere bir gün "ben ne yapıyorum" deyip 180 derece dönmesini mi ya da? sorun nasılsa sizin sorununuz değil ya, "o öyle mutlu siz kendi işinize bakın" deyip geçiyorsunuz, ne ala... kendi kardeşiniz aynı durumda olsa bu kadar rahat olur muydunuz, "böyle mutlu bize ne" deyip kendini eve kapatmasına sessiz mi kalırsınız?
0
der meister
(02.11.19)
(7)

eksi yogurt

pilav
yoğurdum eksi oluyor, neden? kendi yaptıgım yoğurt, eksi maya kullanmasam bile çok kesiyor. bir yerde bi yanlış yapıyor olmam lazım ama nerde? kivami falan cok güzel tutturuyorum, orda sorun yok. varsa bir kaç tüyonuzu alırım sevgili ev hanimlari/beyleri.
yoğurdum eksi oluyor, neden?

kendi yaptıgım yoğurt, eksi maya kullanmasam bile çok kesiyor. bir yerde bi yanlış yapıyor olmam lazım ama nerde?
kivami falan cok güzel tutturuyorum, orda sorun yok.
varsa bir kaç tüyonuzu alırım sevgili ev hanimlari/beyleri.
0
pilav
(31.10.19)
Eskiler yoğurdun ekşi olmaması için mayaya bir kaşık su katarmış. Ben denemedim ama etkili bir yöntemmiş.
0
cukkalambo
(31.10.19)
Eksi yogurda bayilirim. Biz yogurdu mayalarken sutun ilik olmasina dikkat ediyoruz. Ayrica 10-15 saat mayalanmasini bekliyoruz. Naska bi numaramiz yok. Tadi harika ama kivami genelde istenene gore biraz civik oluyor. Sutten dolayi diyoruz.
0
Kirmizibavul
(31.10.19)
Sütü kaynattıktan sonra soğumaya bırakın bir iki saat kalınca parmağınızla kontrol edin serçe parmağınizi batırın sekiz saniye tutun sekizden sonra hafif yanmaya başlarsa tam kivami demektir. Bu arada mayanın oda sıcaklığında olması önemli içine bir iki kaşık sütten alın karıştırıp süte ekleyin.
Bir de annem yoğurdu sarmazdi hiç ben de sarmiyorum sadece bir kevgir kapatıyorum üzerine, kevgir de sulanmasini önlüyor kapak olunca buhardan dolayı sulanıyor. Dört beş saat bekletip hemen alıp buzdolabına koyun en az 10 saat bekletin ki kalıp gibi çıksın.


Bir de son bir şey mayayi değiştirin yine aynı mayayla mayalamayin. Genelde süt satan yerlerde maya da bulunur ben öyle alıyorum.
0
kirmizipilotkalem
(31.10.19)
yoğurdun uzmanı geldi.

mutfak termometresi bu işin olmazsa olmazı. öyle parmak sokmayla falan olmuyor. herkesin acı eşiği farklı. ben parmağımı 60 derece sütün içinde 8 saniyeden fazla tutabiliyorum. bu bir ölçü değil. 20-30 lira n11.com'da. bir termometre mutlaka edinin.

sokak sütü alıyorum, güvendiğim sütçüm var. 3 kilo sütü kaynatıyorum. kaynamaya başladıktan sonra taşırmadan 10 dakika daha kaynatıyorum. amaç hem mikrop ölsün, hem de suyu biraz daha buharlaşsın, katı madde oranı artsın (hile yapanlar bu aşamada süt tozu katıyor, hiç gerek yok. doğallığı bozmayın). sonra kapağı açık soğumaya bırakın ki buharlaşan buharlaşsın. 45 dereceye kadar soğutun. üstündeki kaymağı alabilirsiniz. almazsanız, mayayı karıştırırken de bozmazsanız mis gibi kaymaklı yoğurdunuz olur.

sütün sıcaklığının ekşiliği ile ilgisi yok. sıcaklığı tutturamazsanız ya cıvık oluyor, ya da katı olmuşsa bile sünüyor, böyle kaşıktan sünerek akıyor.

genellikle mayalık ayırmayıp ayı gibi bütün yoğurdu yediğimiz için yenisini eski yoğurttan mayalayamıyorum. maya olarak sade activia kullanıyorum. maya oranı %3 olacak. yani 3 kilo süte 90 gram, 5 kilo süte 150 gram yeter (küçük sade activia'lar 100 gram). yok metal değdirme, yok fazla karıştırma, yok 5 dakika karıştır falan efsane bunlar. içine yedirene kadar karıştırın yeter.

kapağını kapatın, tencereyi sarın sarmalayın koyun kenara. sarmak yerine çalışmayan fırına da koydum, öyle de oldu. ama ben gelenekselciyim, sararım. tencerenin kapağını açık da bırakabilirsiniz ama ben sardığım battaniyenin kılı tüyü içine kaçsın istemem, ondan kapağını kapatıyorum. sanki kapağı açık olsa daha iyi olacakmış gibime geliyor.

ekşilik bu aşamayla ilgili mesele. ne kadar çok durursa, o kadar çok ekşi olur. az durursa da mayalanmaz. 7-8 saat yeter, fazla geçmesin.

katı yoğurdun püf noktası da şimdi geliyor. açtığınız yoğurdun kapağını açın, kapağı açık olarak buzdolabına koyun. zaten açık mayaladıysanızda dolaba koyarken kapatmayın, ağzı açık olacak. kapağı kapatırsanız yoğurt sulu olur.

en az 24 saat buzdolabında dursun. 24 saatten sonra artık kapağını kapatabilirsiniz. tercihen 2-3 gün ellemeyin, sonra afiyetle yiyin.
0
kibritsuyu
(31.10.19)
hic kimse yogurdum eksi demez. burada hatalisin :)

ilk yaptiginda eksi olmamasi lazim, yaptiktaan sonra hemen dolaba atarsan sogukta bozulmadan bir kac gun daha dayanir

bizim evdeki yogurt, 4-5 gun sonra eksimeye basliyor, mayamizi ev yogurdundan kullaniyoruz hep
0
exlibris
(31.10.19)
o sarıp sarmalanmış haliyle dışarıda uzun süre bekleyince ekşi oluyor, erken açınca da cıvık :/ çare olarak 4-5 haftada bir maya olarak kullandığım yoğurda toz probiyotik ekliyorum. böylece yoğurt olma sürecinde uzun beklese de tadı ekşimiyor ve katı oluyor.
0
evanka
(31.10.19)
Arkadas herkes çeşit çeşit sey katiyor. Ben de bundan sonra kirec katacam. Olmadi beyaz çimento. Al sana beton gibi kati yogurt. Kesin cozum.
Bana cok ic acici gelmedi fazladan katilan seyler.
0
Kirmizibavul
(31.10.19)
(8)

grip olacağınızı anladığınızda

bohr atom modeli
böyle sabah uykudan uyanıp nazal bölgede hafif bir yanma, boğazda ufacık bir ağrı fark ettiniz diyelim. ilerlememesi için ne yapıyorsunuz?yanıtlar için teşekkürler şimdiden.
böyle sabah uykudan uyanıp nazal bölgede hafif bir yanma, boğazda ufacık bir ağrı fark ettiniz diyelim. ilerlememesi için ne yapıyorsunuz?

yanıtlar için teşekkürler şimdiden.
0
bohr atom modeli
(19.10.19)
1-sirke ile gargara yapıyorum
2-kalın giyiniyorum
3-güzel bi kahvaltının üzerine portakal bal limon ne bulursam
4-parmağımı kımıldatmadan yatmaya çalışıyorum
0
Hakan1980
(19.10.19)
tadı iğrenç ve evden çıkılacak bi gün yapılmaz (sarımsak kokusu) ama beni mutlaka iyileştiren bir tarif var: 3 yk yoğurda 1 çk zencefil, 1 çk zerdeçal, 1/2 çk karabiber, 2-3 diş sarımsak rendesi, biraz kuru nane karıştırıp yedikten sonra uyumak iyi geliyor. genelde yatmadan önce yapıyorum. sabaha iyileşmiş oluyorum.
0
evanka
(19.10.19)
balın içine tarçın, zencefil ve karabiber karıştırıp yiyorum. tavuk suyu çorba içiyorum, limonlu ve karabiberli. akşam da bitki çayı içiyorum. tarçın, karanfil, havlıcan ve varsa taze zencefili kaynnatıyorum, onun suyuyla ıhlamur, adaçayı, hatmi vs ne denk gelirse demliyorum. biraz ılınınca bal da koyulabilir ama gün içinde şu ballı karışımı çok yediysem koymuyorum. sağlıklı şeyler yemeye devam ediyorum.

onun dışında vicks sürüyorum, burnum tıkalıysa vicks buharı da bazen işe yarıyor.
0
pati
(19.10.19)
Bu konuda diyeceğim tek şey bol su icmek ama asıl diyecegim şu.

Yılda 4 defa düşündüren cinsten grip olan biriydim.son 10 yılda ise sadece bir defa oldum. Haftada bir gün ev yoğurdu yiyorum iki diş de çiğ sarimsak yiyorum.yasadigim kronik 10 sağlık sorunundan 9 u bana hiç uğramıyor.siddetle öneririm.
0
deer hunter
(19.10.19)
Ihlamur içiyorum bol bol.
0
auroraaurora
(19.10.19)
Ayaginin altina viks sur, corap giy ustune. (Bunu denemedim, hep unutuyorum, biri soyledi, cok iddialiydi ise yaradigi konusunda)
Onun disinda ben hemen ihlamur vs bilimum cay iciyorum.
Bol su +1
Vitamin (supradin vs)
Corba (tavuk suyu ya da acili bi corba)
Sicak dus sonrasi yatak
Gecmezse dr tabii
0
Flipsflops
(19.10.19)
Bol bol su tüketirim. Çörek otu ve yağı yerim. Bilya kekik suyunu sulandırıp içerim. En çok bundan fayda gördüm. Hatta iyi hissettiğimde bile ara ara içerim. Yemeğimi sıkı tutarım. Tavuk sulu çorba +1. C vitamini ihtiva eden meyvelerden tüketirim. Giyinmeme dikkat ederim.
0
mekaniker
(19.10.19)
bana ıhlamur gerçekten iyi geliyor. ama şeker falan katmadan içeceksin. tabi rapor almak istemediğim için direk evde bulunan eski ilaçlarıma başlıyorum ki yatak döşek etmesin beni. bir de burun spreyine başlıyorum o da konfor sağlıyor baya.
0
bugisme
(19.10.19)
(17)

Kapalı birinin açılması + üniversite

wmeh
Sizce üniversitede okuyan kapalı biri ikinci dönemin başında açılsa çok mu dikkat çeker? Çevresindekiler sene başında açılmasını istiyor, bu kişiyse neredeyse bir yıl daha bu şekilde geçirebileceğini düşünmüyor ama milletin lafını da çekmek istemiyor bir yandan. Tavsiyeleriniz neler?
Sizce üniversitede okuyan kapalı biri ikinci dönemin başında açılsa çok mu dikkat çeker? Çevresindekiler sene başında açılmasını istiyor, bu kişiyse neredeyse bir yıl daha bu şekilde geçirebileceğini düşünmüyor ama milletin lafını da çekmek istemiyor bir yandan. Tavsiyeleriniz neler?
0
wmeh
(17.10.19)
Ne farkı var, sene başında çevre değişecek mi? Ne zaman istiyorsa o zaman yapsın. Millet iki konusup susar, unutulup gider.
0
bitse de gitsek
(17.10.19)
Kimse bunun hakkında uzun uzadıya konuşmaz. Ha konuşsa ne olur çok da fifi. Kendiniz için yaşayın ne zaman isterseniz o zaman kapanın ya da açılın.
Evlenip çocuk doğurduktan sonra açıldı benim ablam.
0
Kediyi üzdün
(17.10.19)
beklemesin.
0
ruhen hastayim ben
(17.10.19)
dikkat çekmez.
rahat olsun.
0
jimjim
(17.10.19)
dikkat çeker, konuşulur da. hatta hiç beklemediğin arkadaşlardan beklemediğin tepkiler de alırsın. kendi iradenle yapmak istediğin şeyi yaparak bir duruş sergilediğin sürece hiç birinin sana bir etkisi olmaz.
0
hadsafhada
(17.10.19)
dikkat çeker. Eğer rahatsız olmam diyorsa yapmalı.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(17.10.19)
dikkat ceker, konusulur, millet her firsatta bahseder. ama icinden geldigi halde bir seyi sirf baskalari konusacak diye yapmamak cok yanlis. kim ne konusursa konussun ayrica zaten konusacak insanlar had bilmediklerinden ne olsa konusurlar. sirf baskalari konusmasin diye icinden gelen bir seyi engelleme bence.
0
in vino veritas
(17.10.19)
Kimsenin umrunda olmaz. Zaten herkesin lafina takilacaksan ohoooo. Bir tek ailesi cok tutucuysa siddet uygulayabilir o kadar.
0
hot potato
(17.10.19)
çok dikkat çeker. namusu hakkında yorumlar yapılır, yoldan çıkmış muhabbetleri döner. bana kızmayın halkımızın kötü bir alışkanlığı.
0
ya ben lan neyse
(17.10.19)
Başkalarından laf,söz duymakta işkence,onu takmakta işkence.O yüzden canın ne istiyorsa onu yap.
0
wacot
(17.10.19)
Açık bir kızın kapandığına şahit olmuştum, baya dikkat çekmişti. Ama sonra hemen alisiyor millet
0
olaylar olaylar
(17.10.19)
Milletin lafina lafla karsilik versin veya hic sallamasin. Ne yapmak istiyorsa onu yapsin.
Niye boyle yaptın diyenlere "herkes sordun diye" falan desin.
0
stavro
(17.10.19)
ilk senesinde başı açık olan bir arkadaş ikinci dönemde kapandı, hayırlı olsun dedik eyvallah, sonra açıldı 3. sınıfta, 4. sınıfta tekrar kapandı, ne iyi ne de kötü yorum yapmadık ya da yapmadım diyeyim, hala aynı insan sonuçta.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(17.10.19)
Üniversitede mi yoksa mahallede mi dikkat çeker mi diyosun? Okulda pek konuşulacağını sanmıyorum ama mahallesine göre dikkat çekebilir dışarda
0
glide
(17.10.19)
dikkat çeker, konuşulur. insanımız üstüne vazife olmayan konular hakkında konuşmaya bayılır. açıl ve bence hiç umursama, kötü konuşan olursa karşılığını ver çünkü senden başka kimseyi ilgilendirmeyen bir şey. umarım daha mutlu bir insan olursun <3
0
Mossy
(17.10.19)
Çevresindekileri ilgilendirmemeli bireyin kararına saygı duymalılar. İşte asıl mahalle baskısı, mobbing budur.
0
eymed
(19.10.19)
değil lafını etmek, erzurum gibi bir yerde bile insanlar sevindiler neredeyse. bence linç falan yemezsin, kötü gözle de bakmazlar. aile olumsuz yaklaşmıyorsa çok kısa sürede adapte olursun. başörtüsü bir kişi için artık anlamını yitirmişse, kişi ne kendine ne de başörtüsüne zulmetsin.

bu vesileyle sesleniyorum, başında eşarp ile tayt kombinleyen bacılarımız siz de düşünün bu işi. rahatlarsınız valla.
0
evanka
(19.10.19)
(6)

2 yaşındaki kız çocuğuna hediye

uzun kulaklı yalnız tavşan
Ne alınır? Kitapları bolca var. Aklıma LEGO Duplo geldi ama kararsiz kaldım. Tavsiyenize talibim
Ne alınır? Kitapları bolca var. Aklıma LEGO Duplo geldi ama kararsiz kaldım. Tavsiyenize talibim
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(02.10.19)
Lego diyecektim siz de yazmissiniz. bebek filan almayin zaten, daha kafa calistiran seyler güzel olur, boyama kitabi boya kalemleri olabilir, puzzle olabilir o yasa uygun. zaten böyle oyuncakcilara gidince öyle cok sey cikiyor ki karsiniza bu zamanda, insan ne alacagini sasiriyor:) gidin bakip secin bence.
0
kaputt
(02.10.19)
lego duplo olur tabi ama geçen bi kitap gördüm çok hoşuma gitti. çocuk kitabı ama içinde yazı yok, sadece genel resimler var. her gece o resimlerden bi hikaye uydurup okuyabiliyorsun.
0
brkylmz
(02.10.19)
ponny evi,
barbie evi.

bunlara bayılır.bütçene göre büyük-orta büyüklükte olandan seçebilirsin.
0
8832ch78
(02.10.19)
Ahşap oyuncaklar. Eşleştirme, yerleştirme, geometrik şekiller vs. Ahşap oyuncağa bayılıyorlar
0
zam sampiyonu domates
(02.10.19)
2 yaş için küçük parçası çok fazla olmayan, fazla teknik beceri gerektirmeyen (becerisinin çok üstünde olunca sıkılıyorlar), oyun kurabileceği figürlü, evli, ağaçlı bir oyuncak güzel olur. oyuncakçılarda çok var böyle konseptli şeyler.
oyun parkı, hayvan, doktor, yiyecek içecek vb temasını ilgi alanına göre seçersiniz..

aklıma sonradan geldi, oyuncak bebek arabalarını da seviyor kızlar. (bu kadar girly oyuncakları sunmak başta insanın içine sinmiyor ama bizim kıza tornavidalı kamyonlar gibi oğlan çocuğu oyuncakları da aldım, yine de dönüp dolaşıp bebek arabasıdır, oyuncak bebektir bunlarla oynamaya başladı. legoları bile annesi yavrusu diye ayırıp kundağa sarıyor. legodan duş başlığı filan yapıyor bebekleri yıkamak için.. ben elime tornavidayı alıp hadi bu arabayı sökelim desem ne olacak :) neyse konu bu değildi.. sonuç olarak kafaları çalışsın istiyoruz, çalışıyor da, ama kendi istedikleri şekilde.. bu da böyle bi anımdı)
0
evanka
(02.10.19)
iki yaşındaki çocuklar küçük detaylı barbielerden, legolardan ziyade daha basit şeylerle oynamayı seviyorlar. ben geçen gün bi tanesine sesli kitaplar ve -komik ama- faraş aldım. şöyle bişi; www.toyzzshop.com
doğum gününde gelen onlarca hediye içinden en çok faraşla oynuyor :s

başka bi tanesine de bowling seti almıştım o da şöyle; urun.n11.com
0
asisamus
(02.10.19)
(3)

sürpriz yurtdışı tatili

evanka
merhabalar,eşe böyle bir sürpriz yapıldığını düşünelim. vize işlemleri için kişinin kendisi gerekmiyor mu? yani ben elimde eşimin kimliği ve pasaportuyla söyledikten sonraki gün uçacak şekilde herşeyi halledebilir miyim?
merhabalar,
eşe böyle bir sürpriz yapıldığını düşünelim. vize işlemleri için kişinin kendisi gerekmiyor mu?
yani ben elimde eşimin kimliği ve pasaportuyla söyledikten sonraki gün uçacak şekilde herşeyi halledebilir miyim?
0
evanka
(21.09.19)
hangi ülke?

schengen için daha önce parmak izi vermişsse adına bir vekaletname doldurup halledebilirsin. abd için mümkün değil her türlü mülakata gitmesi gerekiyor. avustralya için yine aracı firma ile halledilebilir. ingiltere'den hiç almadım mülakat var mı yok mu bilmiyorum. diğer yalandan vize isteyen ülkelerle vizesizlerde zaten sorun yok.
0
hadsafhada
(21.09.19)
evet belirtmem gerekirdi, schengen ülkeleri

@hadsafhada teşekkürler
0
🌸evanka
(21.09.19)
Önceden schengen'i yoksa mümkün değil diye biliyorum.
0
roket adam
(21.09.19)
(9)

13 yasindaki kiz kuzenime dogum gunu hediyesi

hoikam
Cocuklara alinan hediyelerden hic anlamam ne alayim yardim. Plz tnx
Cocuklara alinan hediyelerden hic anlamam ne alayim yardim. Plz tnx
0
hoikam
(20.09.19)
bence lego her zaman en güzel hediye.. friends serisinden olabilir.
0
evanka
(20.09.19)
Korku-macera kitabı
0
megalomaniac
(20.09.19)
D&R Hediye ceki candir. Gidip istedigi kitabi, kirtasiye ihtiyacini kendi alir.
0
VIPCH
(20.09.19)
okul gereksinimlerini karşılarsanız güzel hediye olabilir. kırtasiye ürünleri cep yakıyor :(
0
kurmalifare
(20.09.19)
h&m gibi mağazaların da hediye çekleri var, eğer kıyafet ihtiyacı varsa öyle bir şey de olabilir.
0
pasp
(20.09.19)
O yaşlarda sevdiğim şarkıcıların CD'sini, konser DVD'sini alsam çok sevinirdim. Kuzenin ne dinlediğini bilmiyorsanız D&R hediye çeki +1.
0
wish i could find a way to disappear
(20.09.19)
cemiyetinünlüsiması
(20.09.19)
geçenlerde bi arkadaşım aynı yaşlardaki erkek kardeşine kablosuz kulaklık almıştı , düşünebilirsiniz bence.
0
bbb_1
(20.09.19)
kablosuz kulaklık +1

bayılıyor o yaştakiler böyle şeylere.
0
lallallal
(20.09.19)
(16)

Ankara'da dönerci tavsiyesi

selamun aleykum kitty
Ankaralılar Ankara'da en iyi döner nerede yenir tavsiyeler plz
Ankaralılar Ankara'da en iyi döner nerede yenir tavsiyeler plz
0
selamun aleykum kitty
(20.09.19)
develi, ulus
0
tinky winky
(20.09.19)
özler döner, etlik.
0
babilbaligi
(20.09.19)
Cici piknik, özge piknik, peçenek döner.
0
Pertev nail
(20.09.19)
bunlara + olarak,

ulus'da besiktas donercisi
kizilay'da duveroglu (anittepe'de asil subesi)

not:pecenek'te kredi karti gecmez ve cumalari kapalidir.
0
1917
(20.09.19)
Biraz yol gitmeye üşenmezseniz Kulu’da dönerci cengiz var epey meşhur. Google’layabilirsiniz hatta.
Ben döner seven bi insan değilim ama içinde hiç yağ yoktu tamamen etten yapmışlardı.
0
megalomaniac
(20.09.19)
ulus beşiktaş der susarım.
0
kablelvuku
(20.09.19)
Peçenek Döner, Esat Aspavaların karşısındaki Mutlu Döner.
0
jacque
(20.09.19)
merkez lokantası, demetevler.
0
qxgviper
(20.09.19)
Cici piknik cok bozmus. Pecenek'e bak
0
nax
(20.09.19)
Akay yokuşunda Mutlu Kayalar, Hoşdere sonunda Atakuleye yakın Cumhuriyet, Ulus'ta Beşiktaş.
0
ankarakecisi
(20.09.19)
Konya kulu ankaraya 70km cengiz doner
0
hoikam
(20.09.19)
düveroğlu da iyidir ,fakat son zamanlarda gitmedik umarım bozmamıştır
0
bbb_1
(20.09.19)
hacıbayramda nazım usta diye bir dönercide yemiştik, artık çok acıktığımızdan mı yoksa gerçekten çok mu iyiydi bilmiyorum ama ankarada yediğim en iyi dönerdi. (peçenek, özler ve ismini hatırlayamadığım başka dönercilere kıyasla)
0
evanka
(20.09.19)
hacıbayram nazım usta +1 diyorum.
0
kibritsuyu
(20.09.19)
tavuk ve tavuk döner yenilecekse göz bebeğim germeç'i tavsiye ederim. anıttepede.
0
kurmalifare
(20.09.19)
İskitler peçenek iyiydi ama bozmuşlar ve 30 tl yapmışlar. Cumaları kapalı
Balgat peçeneği sallayın.
Cici çöp oldu.
Etlik özler çöp.

Halis döneri ve Keçiörende onur kuzu döneri övüyorlar
0
glamdr1ng
(20.09.19)
(11)

Hangi rengi daha çok sevdiniz? (gitar sorusu)

nhk ni youkosu
Birini alacağım, aklımda bir şey (aslında iki seçenek) var ama genel görüşleri merak ediyorum. Teşekkürler :) Hepsi aynı model, sadece renk beğeniyoruz.Soldaki translucent blue (1), sağdaki cherry sunburst (2).https://i.ibb.co/5GWvbzt/20190910-170008.jpgÖzel/biricik duruyor ama güzel mi kötü mü emin
Birini alacağım, aklımda bir şey (aslında iki seçenek) var ama genel görüşleri merak ediyorum. Teşekkürler :) Hepsi aynı model, sadece renk beğeniyoruz.

Soldaki translucent blue (1), sağdaki cherry sunburst (2).
i.ibb.co

Özel/biricik duruyor ama güzel mi kötü mü emin olamadım, renk geçişi falan. Çok arada bir şey.(3) (internette yok, çok yeni veya tek seri üretilmiş bir model)
i.ibb.co

Bu daha klasik, internette beğenmemiştim kendisini görünce diğerlerinden daha "ağaç" geldi ve doğal duruyor. Honeyburst (4)
i.ibb.co
0
nhk ni youkosu
(20.09.19)
Normalde maviden pek hoşlanmam.Hatta kırmızı tonları daha çok severim. Ancak tercihim kesinlikle translucent blue.
0
Başkalaşım
(20.09.19)
translucent blue. diğerlerinin ortasından geçen birleşme çizgisi rahatsız edici. laminant parke gibi.
0
sinek kral
(20.09.19)
Blue
0
kablelvuku
(20.09.19)
cherry +1
0
Çağa ayak uyduramayan
(20.09.19)
honeyburst ve 3. paylaştığınız arasında kaldım. 3.nün tek seri üretilmiş olması koleksiyon değerini arttırır ayrıca. yine de honeyburst sanırım. ateş ediyor honeyburst.
0
evde liyakat kalmamis
(20.09.19)
eksiup.com

Bence blue
0
jolietjake
(20.09.19)
mavi +1
0
tabirimekruh
(20.09.19)
3.yü beğendim. Ender olan şeylere zaafım var, ondan da olabilir ama tonu çok sevdiğim bir ton.
0
balik kraker
(20.09.19)
yapacağım müziğe göre değişir, gitarda klasik ton ve görünüm kafasındayım, eğer sıcak gevrek tonlarla klasik rock blues çalacaksam honeyburst ya da tobacco sunburst bir gibson seçerdim (gönderdiğin fotoğraflarda yok ama görsellerden bakabilirsin)

fakat daha sert, modern bir müzik yapacaksam bunlar arasından mavi olanı beğendim
0
freebird5406_2
(20.09.19)
3 numarayı görünce uzun uzun bakası geliyor insanın. ben bi konserde görsem gitarı izlerdim konser boyu, öyle beğendim. keşke kendimde yetenek olsa da alsam :)
0
evanka
(20.09.19)
translucent blue+1
0
bbb_1
(20.09.19)
(5)

Evlilikde çocuk sorunu

bahtsiz bedevi benim
Arkadaşlar Merhaba,bir konu ile ilgili farklı görüşlere gerçekten ihtiyacım var. 4 yılı evlilik olmak üzere toplamda 6 yıldır bir ilişki içerisindeyim.ilişkiyi özetleyecek olursam zaman zaman bir çok sorun olsa bile halen birbirine büyük bir aşk ve sevgi besleyen bir çiftiz. Dünyanın en mükemmel erk
Arkadaşlar Merhaba,

bir konu ile ilgili farklı görüşlere gerçekten ihtiyacım var. 4 yılı evlilik olmak üzere toplamda 6 yıldır bir ilişki içerisindeyim.

ilişkiyi özetleyecek olursam zaman zaman bir çok sorun olsa bile halen birbirine büyük bir aşk ve sevgi besleyen bir çiftiz. Dünyanın en mükemmel erkeğine sahip oldugumuda biliyorum..

birbirini asla kıskanmayan ve kendi özel hayatına inanılmaz saygı duyan iki bireyiz. ama şöyle bir durum var ki eşim inanılmaz rahat, gelecek ile ilgili hedefleri olan biri değil, elinden gelse 7/24 vaktini evde oyun oynayarak geçirebilir.

ilk evlendiğimizde -çocuk istiyordum ama ev kredisi borcumuz oldugu için doğru zaman olmadığı ile ilgili konuşmalarımız olmuştu, ve ben uygun zaman geldiğinde ya sağlığım el vermezse demiştim.. ve bu konuyu kapatmıştık..

aradan 4 yıl geçti sağlık sorunlarım kötüye gitti şuan 30 yaşındayım ve ha deyince cocuk yapamam zaten.. Sağlık sorunlarından dolayı kendime güvenim yok, eşimin böyle bir talebi de yok, ona sorsan halen ekonomik koşullar diyerek açıklıyor bunu ama ekonomik koşulları düzeltmek için herhangi bir çabası da yok. dolayısıyla bu da bende şunu düşündürüyor;

cocuk isteği onda olsa en azından yapmasak bile planlasak konuşsak neyi nasıl yapacağımızı örgütleyebilsek belki ben kendime güvenebilirim.. zamanımın boşa geçtiği hissine kapıldım, ve neden böyle hissettiğimide anlamıyorum.. ondan ayrı nefes bile alamayacağımı da biliyorum ama bu şekilde de ilerde kendimi affedememekten korkuyorum..

şuan kafam cok karışık oldugu için net ifade edememiş olabilirim, doğru sorular sorularak belki daha iyi açıklayabilirim diye düşünüyorum.

şimdiden yardımlarınız ve fikirleriniz için teşekkür ederim.
0
bahtsiz bedevi benim
(12.09.19)
Bencil insanların eğlenceli olmasının sebebi hep kendi istedikleri şeyi yapmalarıdır. Senin sorunun cocuk degil, konuşamamak.
6 sene geçmiş oturup içinden geçeni söyleyemiyorsun, söylesen de ortada kalıyor konu, ama sen öyle bir anlatmışsın ki devlerin aşkı sanki sizinkisi. Normal insanlarsınız işte, her fırsatta övmeyin kendinizi.
0
hasmetizm 2046
(13.09.19)
"eşim inanılmaz rahat, gelecek ile ilgili hedefleri olan biri değil, elinden gelse 7/24 vaktini evde oyun oynayarak geçirebilir."
çocuklu hayat bunun 180 derece zıddı. yani bu şekilde keyif aldığı şeylere geniş zaman ayırmayı önemseyen biri kendisi çok istemediği halde çocuk sahibi olursa ailedeki herkes çok yıpranır.

maddi sıkıntılar işin bahanesi bence. bebek masraflı bir varlık ama sağlık harcamalarını devlet hastanelerinden, eşyaları da güzel 2.elden karşılayınca, 4-5 yaşa kadar da okul derdi yok zaten, gelir artmadan da büyütülebiliyor.

çocuk sahibi olmak dışarıdan göründüğü kadar ponçik birşey değil, geceleyin çin işkencesi gibi yarım saatte bir uykudan uyandırdığında eski günlere büyük özlem duyacak biri çok zor dayanır. siz çocuk fikrinden vazgeçmem diyorsanız eşinizin bünyesinde tepki uyandırmayacak sakinlikte konusunu açmaya başlayın ara ara.. insanın zihnine bir defa tohumu atıp bekledikten sonra o fikir filizlenmeye başlıyor zaten. mutlaka o da istesin, 'sürpriz işte bebek' gibi birşey olursa size ve bebeğe yazık olur.
0
evanka
(13.09.19)
@hasmetizm Normal insan olmak ile bir ilgisi yok ki bu durumun, bunu söylememin nedeni de bana fikir verirken berbat bir evlilik sürecinde oldugumu düşünmemenizdir. Yoksa buradaki amaç "bakın benim harika bir ilişkim var" değildir.
0
🌸bahtsiz bedevi benim
(13.09.19)
@evanka öncelikle açıklayıcı ve aydınlatıcı düüşnceleriniz için çok teşekkür ederim. Maddi sıkıntılar kısmı banada bahane gibi geliyor çünkü zaten eşimin işyerinden var olan sağlık sigortası mevcut.

çocuk sahibi olmanın zorluğunu evet çok iyi biliyorum, zaten bu zorlukları bende kaldırabileceğimi çok düşünmüyorum.. ama zamanın akıp gittiği gerçekliğini düşününce ilerde doğru zamanı buldugumuzda ( ki bunu kim neye göre belirliyor ayrı bir konu) karşılacağımız sağlık sorununun çözümü içinde geç kalmış olacağız.

kısaca şuan oturup konuşulsa, benim endişelerimi yatıştırsa ben korkularını yenmesini sağlasam en azından planlayabiliriz. birlikte güzelleştirebiliriz diye düşnüüyorum.

ama ne yazık ki öyle olmuyor, eşimin söylediği "şuan bu ise gerçekten istediğin yapman gerekeni yap"
0
🌸bahtsiz bedevi benim
(13.09.19)
Kendiniz istiyorsanız çocuk sahibi olun, sonra pişman olursunuz gibi geldi bana. (evlilikte çocuğu zorunlu gören biri değilim bu arada). Ekonomik koşulların hiç bir önemi yok, hatta tersine robot gibi hep aynı etkinliği yapan çocuklar yetiştiriliyor belli maddi koşullar oluşunca. Benim gördüğüm kadarıyla çocuk olunca eşiniz başta, tüm sülale çekimine kapılıyor, pozitif bir enerji aileyi kaplıyor filan, herkes mutlu oluyor.
0
firez
(19.09.19)
(21)

Çevrenizde iyi okumuş ama kardeşi okumamışlar var mı?

bonanza
örneğin kendisi iyi bir ünv. bitirmiş ama kardeşi liseyi zor bitirmiş insanlar var mı?bu farkın nedeni ne? neden kendisi okudu ya da neden kardeşi okumadı?3-4 kardeş olanlarda da benzer durumları okumak isterim.teşekkürler.
örneğin kendisi iyi bir ünv. bitirmiş ama kardeşi liseyi zor bitirmiş insanlar var mı?

bu farkın nedeni ne? neden kendisi okudu ya da neden kardeşi okumadı?

3-4 kardeş olanlarda da benzer durumları okumak isterim.

teşekkürler.
0
bonanza
(04.09.19)
var. ama bu kardeşlerin karakterleri çok zıt. biri sorumlu iken diğeri haylaz, yalancı, burnu çamurdan çıkmayan bi tip.
0
sttc
(04.09.19)
Var, ben. Yüksek mühendisim, abim orta 2 terk. Özel bir sebebi yok, bana sunulan her imkan ona da sunuldu. Zorla okula gönderilip sürekli sınıfta kaldı. Sonunda ben okumam işe girip çalışmak istiyorum dedi bizimkiler pes etti, bu çocuğun içinde yok ne yaparsak yapalım olmayacak dediler. İşe girip çıraklıktan başladı. Şu an ticaretle uğraşıyor ve benden çok daha fazla kazanıyor. Öyle kara cahil falan da değil kendini sosyal anlamda oldukça geliştirdi, ama hödük bir tarafı da var okusaydı olmazdı belki.
0
temasettin
(04.09.19)
Ben iyi bir üniversite okumadım ama üniversite okudum bir meslek ünvanım için de uğraşıyorum aynı zamanda kişisel gelişimim için de çaba gösteriyorum ama iki kardeşim öyle değil. İkisi de ortaokul terk çünkü benden büyükler ve bu onların tercihi değildi o zamanki koşullar, kayıplar onları başka sorumluluklara itmiş okulu bırakıp çalışmaya başlamışlar. Ancak şu an ikiside bolca boş vakte sahip olmalarına rağmen ne dışarıdan okulu bitirdiler ne de kitap okurlar. Kişisel gelişim için hiçbir çaba sarf etmiyorlar acaip bilgisiz ve cahiller söylememe rağmen de bir şey yapmıyorlar. Ben de anlam veremiyorum nasıl bu boş vakitlerini sadece sosyal medyayla harcıyorlar diye.
Benim çevrem tam tersi ama mesela iyi bir çevreden erkek arkadaşım olsa nasıl bu aileye sokarım diye düşünmeden de edemiyorum :/
0
Kediyi üzdün
(04.09.19)
Komsumuz, kadin ilkokul mezunu abisi doktor.
0
euteamo
(04.09.19)
bitirmiş değilim, hala devam ediyorum. daha önce iki kez bölüm değiştirdim, ikisi de istanbul üniversitesi'ndeydi. şu an ankara üniversitesi'ndeyim, bunu bitirmeye kararlıyım.

kız kardeşim liseyi bitirdi, açıköğretimde ilahiyat okumak istedi ama yarım bıraktı, 20 yaşında ve önümüzdeki yaz evlenecek.

böyle deyince ben suçlu oluyorum, "SENİN YAPTIĞIN ÇOK YANLIŞ, BUNUN MUHAFAZAKARLIKLA ALAKASI YOK!1!!" diyorlar da biz sülalecek muhafazakarız. içlerindeki tek "bozuk" benim, bir de erkek kardeşim.

ben dinle ilişiği kestim, o çevredekilerden daha farklı olmak istedim. okudum, kazandım. ailemi çok seviyorum ama akrabalarla görüşmüyorum mesela. ailem de zaten muhafazakardır ama çok yalvardılar kız kardeşime okusun, kendi parasını kazansın, iş sahibi bir insan olsun diye... o ise hep "namazında niyazında ev hanımı" çevresinde büyüdüğü ve başka hiçbir şey yapmak istemediği için öyle kaldı. tek hayali evde kocasını beklemek olan birisi olup çıktı ne yazık ki. üstelik annemin okuyamadığı için çektiği zorlukları gördüğü, o kadının para kazanabilmek için bu yaşta hâlâ nasıl uğraştığına şahit olduğu halde...

bu konuda çok doluyum ben. kendim bir halt başardım diye demiyorum, ben de 25 yaşında hala okuyan bir adamım sonuçta ama kız kardeşimin kendine bu rolü biçmesine katlanamıyorum. yine ev hanımı olsun, yine kocasını beklesin tamam da kızım senin abin okudu, baban okudu, annen zamanında okuyamamış şimdi 50 yaşında açıktan lise okuyor ve sabahtan akşama kadar çalışıyor para kazanabilmek için bir başına. koca bulursun da ayrılırsan ne olacak, onun eline mi bakmak istiyorsun hep?

yok, dinletemedik. niye böyle oldu bilmiyorum. uğraşmıyorum da artık. yetişkin kadın oldu. biz söyleyeceğimizi söyledik. kendi kararı, kendi hayatı. görür dünyanın kaç bucak olduğunu 5-10 yıl sonra.

***

"muhafazakar kızlar okumaz" demiyorum, öyle anlaşılmasın. sınıf arkadaşlarımdan ikisi kız kardeşimle yaşıt, muhafazakar kızlar. ama işte benim kız kardeşim öyle bir çevrede büyüdü ve asla başka bir şey görecek cesareti/isteği bulamadı. herkes dünyayı kurtarmak isteyecek değil ama 99 doğumlu bir çocuk, hele de bu şartlarda büyümüşse, bundan daha fazlasını düşünüp isteyebilmeli bence. çok şey istemedim, okuyup kendi ayakları üzerinde dursun. ondan sonra istiyorsa amuda kalkarak halay çeksin, o beni ilgilendirmez. ama şu zamanda insan "ben evleneyim de parayı kocam kazanır zaten" demesin, dememeli.
0
der meister
(04.09.19)
Arkadasimin babasi ve amcasi var. Amca ankara hukuk mezunu ve prof. Baba liseyi aciktan bitirdi sonra da acikogretim uni diplomasi aldi. Bu kardeslerin babalari cok kucuk yasta ölmüş. Buyuk kardes çalışıp aileye bakmis kucuk kardes de okula devam etmis. Ayni imkanlara sahip olamamislar maaalesef.
0
hindistan cevizi
(04.09.19)
Babamlar 6 kardeş, babam liseyi zor bitirmiş. Amcam cerrahpaşa ingilizce tıp mezunu.
0
noluyo yaa
(04.09.19)
Babam odtu mezunu ve iş hayatında baya iyi yerlere geldi. Amcam ve halam ortaokul mezunu. Babam 3 aile geçindirirdi. Babamın zekayla alakalı. Her sene üniversite kazanmasına rağmen liseden mezun olamamış ve sınıfta kalmış. Dersleri hep kötüymüş. Odtü kazanınca mezun etmişler.
0
jazzabel
(05.09.19)
Ben iühf mezunuyum, kardeşim liseyi zor bitirdi. Ekonomik olarak aynı imkanlara sahiptik ama o lisede ergenliği biraz ağır geçirdi sanırım, ben okumayacağım triplerine girdi, halbuki çok zekiydi.

2 yıllık bişi okumaya çalıştı okumadı, şimdi de işletme okuyor. Bitirecek mi bilmiyorum, ailecek izliyoruz.
0
turuncu tonlarda
(05.09.19)
Bir akrabamızın çocukları öyle
Kızların hepsi(3 Kız) doktor olmuştu tek tercih yapıp istedikleri üniversiteyi seçecek kadar iyiydiler
erkekler(2 erkek) lise mezunu orada burada çalıştılar hala belli bir işleri yok
bir sebebi yok kızlar küçüklükten beri okuma aşkıyla yanıp tutuşurken erkekler zorla okula gidiyordu

Yine bir akrabamızın çocukları da öyle 5 erkek kardeşler 2si çok iyi derece ile doktor oldular şu an özel hastaneleri vs var diğer 3 çocuk ilkokul ortaokul düzeyinde kaldı

Her iki hikâyede de ortak nokta okumuş kardeşler küçüklükten beri okumaya ilgili diğer çocuklar aile zoruyla okula gidiyorlardı
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(05.09.19)
Bu arada okuyacak çocuk 7 yaşında belli olur diye bir söz vardır ne kadar doğrudur bilmiyorum
Ben sınıf öğretmeniyim kesin konuşmak istemiyorum ama gerçekten okuyacak çocuk az çok belli ediyor kendini :/
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(05.09.19)
1. Cocuk odtü makina
2. Cocuk galatasaray uai
3. Çocuk liseyi 5 senede bitirip bitirince askere

Boyle bir örneğim var
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(05.09.19)
4 kız kardeşten biri hakim, biri ziraat mühendisi oldu, diğer ikisi liseyi bile bitiremedi 16 yaşında dedem evlendirdi görücü usulü.
0
diffarentiationation
(05.09.19)
Bir tanıdığım var;

İlkokul terk ailenin en büyük çocuğu, hayvanları varmış eskiden onlarla ilgilenmiş, ailenin geçimiyle ilgilenen o olmuş hep. Mecburiyetten okuyamamış yani. Okumadığı için pişman olduğunu söylüyor. Muhtemelen iyi bir mesleği olurdu akıllı bir insan çünkü.
Erkek kardeşi doktor
Kız kardeşi eczacı
En küçük kız kardeşi mimar
0
mor.inek
(05.09.19)
annem itu lisans + yuksek lisans.
dayim onlisans
teyzem lise

sartlar ayni, akademik kafa ve okumayi sevme meselesi. annem hevesliymis, teyzem hic okul insani degildir. dayimin da zorla okumus bir hali vardi.
0
cooperr
(05.09.19)
@scheherazade‘ye bi kaç detay dışında katılıyorum.

Ek olarak şunu söylemek isterim, öğrencilerin bireysel başarısının daha çok etki ettiği (yukarıdaki örneklerde odtü makinayı, tıp fakültelerini kazanmak vs gibi) örnekler haricinde eğitime önem veren orta üstü ailelerde bu duruma çok çok az rastlanır.
Birini saint josephe yolladılarsa -yani ailenin çocuğa saint josephi kazanacak alt yapıyı gerekirse daha erken müdahaleyle ek ders vs vererek/aldırarak sağladılarsa- diğer çocuğa da en kötü saint benoit’e göndermeye çalışıyorlar.

Okulları temsili verdim. İstanbul’la da sınırlandırılmasın. Demek istediğim aile eğitim konusunda (bknz eğitim diyorum, sadece öğretim demiyorum) titizse ve bilinçliyse zaten çocuğa bi alt yapı kuruyor bi yatırım yapıyor.

Hatta orta sınıf diye başladım ama bu örneği bi köyde, çocuklarına küçük yaşta okuma alışkanlığı kazandıran kız çocuklarının okuması konusunda aşırı hassas bir anne babanın katkısı olarak da değelendirebiliriz.

Çocuk tek başına “yapamadı” , “isteği/yatkınlığı yoktu” , “başaramadı” vs diye ele alınamaz. Tesla edison çıkarmııyoruz sonuçta düz üniversite birecek dahi olmaktan söz etmiyoruz.

Çocuklardan biri eğitimde başarılı diğeri başarısızsa aile, çevre, coğrafya, ailenin sosyokültürel yapısı sebep olmuştur.
0
jimjim
(05.09.19)
ben

ben okudum abim okumadi. 5 yas buyuk benden.

sulalede pek okuyan yok zaten.
0
icim urperiyor
(05.09.19)
Tanıdığım varlıklı bir aile var. Büyük çocuk Türkiye'de üniversiteyi kazanamayınca okumaya Avrupa'ya göndermişler. Orada bir "gavur"la evlenmiş. Bu yüzden küçük kardeşi göndermemişler. Lise'den sonra sermaye sağlamışlar ticarete atılmış.
0
zombi
(05.09.19)
Dedem iki oğlunu da ucuz iş gücü olarak yanına bakkal çırağı almış. Halamı veterinerlik fakültesine göndermiş.
0
auroraaurora
(05.09.19)
Babam orta okul terk, amcam üniversite mezunu. Halam ise ilkokul mezunu. Halam, görgü olarak babamın kat be kat daha fazlası.

Babamın okumaya niyeti yokmuş. Gerçi dedem eğitime, okumaya merak birisiydi. Nedense babam okumadı. Halam neden devam etmedi bilmiyorum. Kendisi çok becerikli, eli kıyafet kesimi olsun, resim olsun epey yatkın. Amcam ise vizyon sahibi biri. Babam ise düz insan.
0
put it in your appropriate place
(05.09.19)
şu an aklıma spesifik örneği gelmedi ama geçmişte dinlediğim hikayelerden çıkardığım şöyle bir sonuç var, kardeşlere her ne kadar aynı aile ortamı sunuluyor olsa da içlerinden birinin çocukken hayatının bir noktasında karşılaştığı bir deneyim (bilge biriyle tanışmak, sohbet etmek, kitap veya filmden etkilenmek gibi) tüm akademik serüvenine yön verebiliyor. bu işin birazı da kader kısmet belki..
0
evanka
(05.09.19)
(11)

araştırma görevlisi olanlar nasıl oluyor?

diffarentiationation
baştan sona bu süreci merak ediyorum.yüksek lisans başlangıcından hedefleyip kesin olacağım diyip sadece yüksek lisansa mı odaklanıyorlar? çalışırken hem yüksek lisans yapıp sonra mı araştırma görevlisi oluyorlar?başka üniversitede yüksek lisans okuyup veya okurken sınava girip mi oluyorlar? yoksa b
baştan sona bu süreci merak ediyorum.

yüksek lisans başlangıcından hedefleyip kesin olacağım diyip sadece yüksek lisansa mı odaklanıyorlar? çalışırken hem yüksek lisans yapıp sonra mı araştırma görevlisi oluyorlar?

başka üniversitede yüksek lisans okuyup veya okurken sınava girip mi oluyorlar? yoksa başka üniversiteden almazlar mı?

hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?

tamamen tesadüf mü yoksa olucam ben deyip olabilirler mi?

ben de araştırma görevlisi olmak istiyorum ama çok soru var kafamda. süreci özetleyebilir misiniz siz veya tanıdığınız için?
0
diffarentiationation
(08.08.19)
Bahsettiğin durumlar oluyor. Ama her üniversite her fakülte her bölüm kendi iç dinamiklerine sahip. Şuna vaktim yok. Uzun uzun yazarım. Mesajla da ulaşabilirsin. Bu işin iki ayağı var akademik ve idari kısım( referans torpil artık ne demek istersen)
0
intihar etsem de kendime gelsem
(08.08.19)
üniversiteler kadro duyurusunda bulunuyor. Sen de o kadrolara basvuruyorsun. Duyurularda gerekli nitelikler yaziyor. Yüksek lisans yapıyor olmak, işte hangi alansa su şu alan mezunu olmak gibi. Ales ve dil puanı önemli. Bunun yanında tanıdık hoca olur ve sağlam referansin varsa daha olumlu oluyor. Girmek gerçekten zor. Alesler 94-95 dil puanları 95-100 civarında geziyor çünkü. Ama referansı olan kazanıyor. Bazen de yüksek lisans öğrencisine özel açılıyor. Diyor ki şu şu konuda araştırma yapmış olmak ya da bunu demese bile kadroyu senin için açmayı düşünüyoruz haberin olsun hazırlan gel kardeşim Diyorlar.
0
westblack
(08.08.19)
yüksek lisansa başlarken asistan olma niyetim yoktu. derse sürekli katılıyordum, hocalarla aram iyiydi ama bu amaca yönelik yapmıyordum, derse çalışıp az çok mantıklı konuşunca sınıfta öne çıkılıyor zaten. sonra mesleğimle ilgili 2-3 ay staj yaptım, dedim ben bu işi yapmayacağım akademisyen olacağım.

bizim okulda asistan olmam imkansızdı zaten kadro vermiyorlar biliyorum, 3-4 tane başka devlet üniversitesi denedim olmadı. torpil vs yoktu zaten öyle işlere girmem ama puanlarım çok iyiydi ales-dil ikisi de 95 üstüydü o yüzden biraz umudum vardı. dedim puanla çalışmayla olmuyor sanırım bu işler. sonra özel bir üniversite sınav açtı, umutsuz umutsuz girdim ama yine de çalıştım sınava, bir baktım kazandım. çok da mutluyum açıkçası.

devlette, iyi bir şehirde, yl-doktora yapılan okul dışında torpilsiz asistan olmak gerçekten zor. o yüzden puanları yüksek tutup özeller denenebilir.
0
signore
(08.08.19)
araştırma görevlisi olmak artık çok zor ve çok güvensiz bir kariyer.

neden zor? işsizlik ayyuka çıtığı için artık herkes bari akademisyen olayım derdine düştü. akademisye olmanın ilk basamağı da araştırma görevlisi olmak. doğal olrak rekabet büyük. torpil bulmak kısmını zaten saymıyorum.

neden güvencesiz? araştırma görevliliği için kanunda 2 şekil var. birincisi 50/d denilen, eskiden enstitü asitanlığı olarak tabir edilen tür, diğeri 33/a denilen daimi kadro. 50/d şu demek seni yüksek ya da doktora yapan bir öürenci olarak, öğrencisi olduğun fakülte veya enstitü işe alır. öürenciliğin devam ettiği sürece normal araştırma görevlileri gibi açlışırsın, aynı işi yapar, aynı haklardan yararlanır, aynı maaşı alırsın. ama öğrenciliğin bittiği anda, yani tezini bittiğin anda asistanlığın sona erer, kapının önüne konursun. ondan sonra sil baştan kendine öğretim üyesi olarak kadro aramaya başlarsın. 33/a ise öğrencilikten bağımsızdır. hala hiç öğrenci olmasan da, ya da tezini hiç bitiremesen de asistanlığın devam eder. istersen asisyan olarak emekli olursun. üniversitelerin çoğu artık 50/d asistan alıyor. böylece her hangi bir öğretim üyeliği vaat etmeden asistanları kullanıp kullanıp atıyor. o zavallılar da 30 yaşına gelmiş, hiç reel sektörde iş tecrübesi olmadan piyasada iş ya da üniversitelerde kadro aramaya başlıyorlar. dolayısıyla eğer bulabiliyorsanız 33/a için açılan kadrolara başvuru yapın.

bir de artık araştırma görevlisi için ilanlarda yüksek lisans öğrencisi olmak gibi şartlar konuluyor. yani bi taraftan yls'ye başlamak işinizi kolaylaştırır.

ar gör olmak çok detaylı, çok farklı prosedürleri var. kafanızdaki soruları net şekilde sorun özelden cevaplayayım.
0
halanne
(08.08.19)
Aras gor kadrolari 50d. Yani doktora bitince okulun seni istihdam etme zorunlulugu yok. Ogretim gorevliligi 33a acisindan avantajli.

Yukarida yazilara ek olarak bir sey soylemek istiyorum.
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
Hoca ile arayi iyi tutmak demek hocanin her dedigini yapmak demek olmamali. Insanin kendi prensipleri, meslek etigi ve kendi dusunceleri olmali. Gerektiginde hocadan farkli bir soz soyleme "cesaretini" gosterebilmeli.
Bunu neden soyledim? Cunku maalesef hocalarin kolesi olmus bir aras gor ile ayni ortami paylasmaktayim. Boyle yaparak okulda guzel yerlere gelebilecegini/tercih edilebilirligini artirmaya calisiyor ama disardan bakildiginda ne yazik ki birey olamamis insan profili ciziyor. Cok uzucu...
0
nax
(08.08.19)
50d'li ve yukarıda yazılan tabirle "zavallı" bir araştırma görevlisiyim. Torpil, referans vesaire olmadan hakkımla kazanarak girdim.

Bahsedildiği gibi 50d nin iş güvencesi yok, 33a nin var. Fakat artık 33a kapsamında araştırma görevlisi alımı olmuyor. Herkes 50d li olmanın bilinci ile başlayacak bundan sonra. Olmak istiyorsanız kesinlikle olmaya çalışın. Doktora sonrası ilişiğinizin kesilmesi sorun olmaz. Neden? Çünkü siz doktora sonrası ayrılacağıniz bilinci ile hareket edecek, kendinize ona göre yatırım yapacaksınız.

Ilan.gov.tr den tüm üniversitelerin akademik kadro ilanlarını takip edebilirsiniz.
Artık hemen hemen her üniversite lisansüstü eğitim yapıyor şartı koyuyor ilanlara. Zira 50d li alacaklari icin ogrenci olmaniz geremiyor.
Daha sonra ales, yabancı dil, lisans not ortalaması ve yazılı sınav ile değerlendirme yapılıp alımlar gerçekleşiyor.

Başarılar dilerim.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(08.08.19)
Bölüme göre değişiyor olabilir ama genelde her araştırma görevlisi olan yüksek lisans aşamasında, hatta başlarında olur. Zaten başvuru şartlarında da bu belirtilir. Anabilim dalına çalışacak insan alacaklar; o yüzden 1-2 sene içinde doktorasını bitirip kendisi hoca olacak kişiyi pek istemezler. Körpe asistan alıp yetiştirmek isterler.

Üniversitelere kadroları YÖK veriyor, o yüzden haydi ben şurada asistan olayım deyip olamıyorsunuz. Hatta hocalar kürsüye bir asistan mı alsak dediğinde bile YÖK kadro vermeyince olmuyor. Vakıf üniversitelerinde işe alım süreçleri biraz daha farklı sanırım, onlar daha rahat ilan verebiliyor. Ayrıca bir kürsüde halihazırda asistanlar varsa onlar doktoralarını bitirmeden de asistan alınmayabiliyor. Bu dış faktörler yüzünden beklemeyi gerektiren bir süreç. Dolayısıyla araştırma görevlisi olana kadar özel sektörde çalışılıyor. Bu "tesadüf" ile ilgili sorunuza da cevap olabilir.

50/d'denin ifade tarzından hareketle araştırma görevlilerinin çalıştıkları üniversitede lisansüstü eğitim alıyor olmaları şartı koşuldu bir ara, YÖK'ten yazılar falan geldi ama bana çok güvenmeyin bu konuda. Farklı üniversitede yüksek lisans/doktora yapan asistan arkadaşlarım oldu ama bir kısmı kaydını naklettirdi, son durumu bilmiyorum. Zaten her üniversitede lisans üstü eğitim de verilmiyor ve başka yerde eğitim görmek bir mecburiyet haline geliyor. Ancak hocaların kendi öğrencileri olan ve tanıdıkları lisansüstü öğrencilerine daha sempatiyle bakacakları da neredeyse kesin.

Hocalarla ilişki konusu tamamen hocaya ve hocanın çapına bağlı. Asistanına çanta taşıtıp faturalarını ödetmek için bankaya yollayan hoca modeli olduğu gibi asistanıyla doktrinde zıt görüşleri savunan, ona eşiti gibi davranan hocalar da var. İlk model hocanın kokusunu alırsanız kaçın derim. Zaten sözlükte de sık sık eleştirilen "torpil" olayı bu ilk model hocalarda oluyor; akademik anlamda çok başarılı olsanız da kendi yeğenini işe alır o. Torpilci hocaların dışında normal hocalar genelde lisansta veya lisansüstü eğitim sırasında derslerdeki performansını beğendikleri öğrencileri asistan olarak seçer. Böyle bir tanışıklık yoksa da gerçekten önceki akademik başarıları ve bilim sınavına bakıyorlar. Hatta aynı kadroya başvuran birden fazla beğendikleri öğrenci de olabilir, burada da söz konusu ölçütlere göre karar verirler. Tabii not ortalaması en düşük adayın, sırf hocalar onunla çalışmak istediği istediği için işe alındığı da oluyor; yine dönüp dolaşıp "torpil"e geliyoruz. (Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, benzer bir vakada tüm puanları aşırı yüksek bir adayın cümle kurmaktan aciz bir tip olduğunu gördüm; böyle tiplerin alınmamasını da yadırgamıyorum açıkçası. Sürekli test çözüp dersleri ezberleyerek üniversite bitirerek yüksek not ortalaması yapmış ama pratik zekası sıfır tipler var cidden. Bu yüzden alt sırada olup da işe girenlerin de hepsi torpil olmayabilir, ya da belki ben çok safım.)

Siz de araştırma görevlisi olursanız birlikte çalışacağınız hocaları tanımalısınız; kesinlikle anlaşamayacağınız biri ile doktorayı bitirene kadar birlikte çalışmak size de işkence gibi gelebilir. Hocanın her dediğini yapma psikolojisiyle bu işe girmeyin. Zaten makul biri hoca sizden yapmamanız gereken bir şeyi yapmanızı da istememelidir.

Ayrıca başta söylediğime geri döneyim: Bilgisayar mühendisliği ile hukukta araştırma görevlisi olmak farklıdır; niyetiniz ciddileştikçe kendi alanınızdan asistanlarla konuşun.
0
wish i could find a way to disappear
(08.08.19)
zaten süreç ve koşullar güzelce açıklanmış şimdiye kadar. ben kısa birşey eklemek istiyorum. tüm o sınav puanlarının yanında bir de hocaların insiyatiflerini kullandıkları mülakat notu oluyor, o epeyce belirleyici... yani hocaların seni istemesi gerekiyor. bunun için çalışkanlık ve alana karşı ilgili olduğunu göstermek olmazsa olmaz şart. bir de bölüme iş arkadaşı olarak gireceğin için arıza çıkarmayacak, "easy-going" kişilikleri daha fazla tercih ediyorlar.

ayrıca benim şahit olduğum kadarıyla asistan olmak isteyenler niyetlerini lisansta belli ediyorlardı, hocalara önceden söylüyorlardı. yani kariyer planını akademisyenlik üzerine kuruyorlardı ta en baştan.
0
evanka
(09.08.19)
Boş işler onlar açıkça söyleyeyim. Zamanını boşa heba etme. Parayı hiç söylemiyorum çünkü o kazanılır da en güzel zamanların ciğeri beş para etmez adamların egosunu gazlamakla geçer. Meslek lisesi öğretmeni 8bin TL alıyor. Harcadığı efor malum.
Nasıl girerim e gelince adamın varsa girersin yoksa hiç umutlanma. Özel üniversite belki olur ama belediye çöpçüsünün bile senden daha çok hakkı olur. Anlattıklarım sert gelebilir ama gerçekler bunlar.
0
50promil
(09.08.19)
Lisansta dersleri iyi tutup, bir hocanin gozune girmek ve hoca sozunden cikmamak ilk asama.

Lisans son sinifta ALES ve YDS'den min. 85'er veya ustu puan alacak seviyeye gelmis olup, son sinifta bu puanlari almak (sureci hizlandirmak icin o sene. Yoksa istediginiz zaman yl ve bu sinavlara giris serbest).

Yuksek lisansi vakit kaybi yasamadan bitirmek. Ales ve yds'yi guncel tutmak.

Sonrasinda kadrolara basvurmak ya da hocanizin sizin icin rektorunuzden kadro talep etmesi.

Bu is tabiatiyla boyle. Bunun adi torpil degil. Siz bu surece lisansran beri hazirlanmis olacaksiniz. Arkadaslariniz batak atıp haftasonlari icerken siz calisiyor olacaksiniz.

Bu surecte gecim nasil saglanacak? Bu sartlari saglayacak potansiyeli olan kisi kesinlikle burs buluyor. Emin olun.

Siz iyiyseniz, egitim sistemimiz ve imkanlar o kadar da kotu degil. Aglaklari dinlemeyin yeter.

Ve bu isi gercekten seviyorsanız hedefleyin. Yoksa oto galeri acip esnaf olan arkadasinizin gunluk gelirinin sizin aylik geliri oldugunu bilmeniz sizi cok uzer.
0
alfist
(09.08.19)
vakıf üniversitesinde olursun ama ne işler yaparsın bilinmez. Maaş olarak devlet çok iyi tabii, ama ben hiç bakmadım bile (çünkü ilan da çok nadir çıkıyor, çıktığında da kimin alınacağı belli diye düşünüyorum çoğu zaman)

iş garantisi kadro falan demişler ama doktorayı bitirdikten sonra zaten buluruz bence ya. Ben kendi alanımda dr.öğretim üyesi ilanı görüyorum sağda solda, ha yine devlet değil çoğu tabii.

Ben öğretim görevlisiyim, bir arkadaşım araştırma görevlisi, o zamanlar yök'ün sayfasından bakıyorduk şimdi ilan.gov.tr var sanırım, baya ilan bulduk başvurduk kazandık. (yani okuduğumuz yerler değil, bambaşka yerlerde bulduk) Ama devlete girebilen bizim iki katımız maaş alıyor o ayrı :D
0
nhk ni youkosu
(09.08.19)
(11)

Görüşlerinizi merak ediyorum

dusunceli
İyi günler. Fake hesabımla açtığım bir duyuru uzun yıllardır buralarda takılan birisiyim. Bir gönül işinde ne yapmam konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var. Çok uzun o yüzden kusura bakmayın. TL;DR veremiyorum maalesef. Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Üniversite 3. sınıfa geçtim ve sınıfımızd
İyi günler. Fake hesabımla açtığım bir duyuru uzun yıllardır buralarda takılan birisiyim. Bir gönül işinde ne yapmam konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var. Çok uzun o yüzden kusura bakmayın. TL;DR veremiyorum maalesef. Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Üniversite 3. sınıfa geçtim ve sınıfımızda bir var. İkinci üniversitem olduğu için kızla aramızda yaş farkı da var. Kız güzel bir kız. Benim bir kaç lig üstümde kesinlikle. Enerjik, neşeli, hoş sohbet ve herkesle arası iyi olan birisi. Ben de benzer özelliklere sahibimdir neşeli ve insanlarla iyi anlaşan bir yapım var.

İkimiz de derslere değer veren insanlarız, okulun başlarında muhabbet genelde dersler üzerineydi ancak sonrasında hayatla ilgili her konuda ilerledi. Kız hayatında olan biteni ailesini, eski sevgilisini (biliyorum red flag) sürekli bana anlatırdı. Bildiğiniz BFF, kanka gibi bir duruma gelmiştik. Çoğu gün okulda, dışarıda arkadaş gurubuyla, projelerde birlikte falan görüşürdük. Günde belli bir süre de Whatsapp’tan konuşurduk.

Kız sürekli bir ilişkiye hazır değilim veya arkadaş olarak başladığım birisine sonradan aşık olamam gibi ortaya laflar söylüyordu ben de bunu üzerime alındım hep. Benimle sevgili olmak istemiyor diyerek. Hayatında ilgilenmem gereken bir takım sıkıntılı konular olduğundan ve aradaki yaş farkından ötürü de kıza bir türlü açılamadım. Ancak ona çok değer verdiğimi hep gösterdim. O kadar birlikte takılırdık ki beni gören onu sorar, onu gören beni sorardı.

Kız aynı bölümde olduğumuz ancak merhaba merhaba olduğumuz bir çocukla bundan 4-5 ay önce konuşmaya başladı. Bu sürede de bana olan ilgisinin azaldığını hissettim. Ama hala bir adım atamadım. Çocuk ona çok ilgili davrandı ve 2 hafta önce kıza açıldı, kız da kabul etti.

Bu olayları ikimizle de yakın olan birisine anlattığımda kızın sana ilgisi vardı eskiden ama sen göremedin sen açılsaydın seni reddetmezdi dedi ve bu beni bitiren şey oldu. Nasıl farkedemedim, niye denemedim, nasıl kaçırdım diye kendimi yiyorum sürekli. Ben onun bir ilişki aramadığını düşündüğümden yanlış anaşılmasın diye çok ilgili davranmıyor, etkinliklere 3. kişileri falan da çağırıyordum sürekli.

Ben ona çok değer verdiğim için açılırsam kaybederim korkusuyla açılamadım. Büyük hata olduğunun farkına şimdi varıyorum.

Kız diğer çocukla sevgili olduklarını ilk olarak gelip bana söyledi, kanka diyerek :( Ben de senin adına sevindim mutluluklar falan dedim. Ancak sonrasında kızla çocuğu el ele görünce içim cız ediyor. Sevgili olmadan bir önceki gün o çocuk için kahveye çağırdı ona gideceğim, sadece arkadaşız valla demişti. Ertesi gün sevgiliyiz dedi. Şu an çok kötü bir durumdayım. Hayatımda ilk kez bu kadar çok sevdiğim birisine duygularımı açamadım. Psikolojim yerlerde, sürekli uyuyasım geliyor, hayattan zevk alamıyorum artık ne yapsam bilmiyorum.

Geçenlerde 5-6 kişilik bir grupla hep birlikte oturduğumuz bir zamanda onları öyle görünce konuşamadım, normalde sürekli gülen herkesle takılan ben ağzımı bıçak açmadı.

Kız bir kaç saat sonra niçin böyle olduğumu niye tavır yaptığımı sordu. Ona sevgilisi olduğunu artık eskisi kadar samimi olamayacağımı söyledim. Yanlış anlaşılır falan dedim. O da ben mutluysam senin de arkadaşım olarak mutlu olmanı beklerdim dedi. İkimizin de sevgilileri olacak, bu sana yakın davranmayacağım anlamına mı gelir dedi. O çocuk da seni sever zaten ve arkadaşlığımıza karışmaz, o yokmuş gibi davranabilirsin vb. dedi. Ben de tamam o zaman falan dedim.

Kız sevgili olduktan sonra ona aşık mısın dedim, aşk değil ama bir şey hissediyorum zamanla aşık olabilirim, mezuniyete 2 yılımız var bakacağız birlikte dedi. O bana sevdiğini söyledi ama ben ona söylemedim daha dedi. Onu daha çok az tanıyorum, tanımam lazım dedi. Ancak son bir kaç gündür o da gördüğüm kadarıyla kendini kaptırıyor çocuğa.

Aramızda hala Whatsapp’dan muhabbet, komik resimler, hayatla ilgili şeyleri konuşuyoruz günlük olarak. Ortak derslerden ötürü de sürekli göreceğim birisi. Hatta son bir kaç ayda azalan muhabbetimizi, samimiyetimizi daha da arttırdı ama arkadaşça :( Ayrıca geçenlerde muhabbet esnasında erkek olsaydım sevdiğim kızın sevgilisi de olsa ona gider anlatırdım olmadı sinsilik yapar kızı yine kandırırdım falan dedi bana şakayla karışık. (Bunu ben yanlış bir şekilde kendime yoruyor olabilirim, kızın açılmayla ilgili düşüncelerini anlamanız için yazdım sadece. Yine de güvenemem bu lafa.)

Şimdi ne yapmam uygun olur?

Onu başkasıyla el ele görünce çok kötü oluyorum. Çocukla da arkadaşlığım var ama konuşasım gelmiyor. Ortamlarda da yapımın aksine çok sessiz kalıyorum bunu herkes de farkediyor. İçinde onların da olduğu 6-7 kişilik ortak arkadaş grubumuzdan kopuyor gibi oldum. Kızla da bu kadar samimiyken hiç bir şey demeden konuşmayı, ortak takılmaları azaltsam kötü anlaşılacak. Sanki mutsuzluğunu istiyormuşum gibi. Ama görünce de yapamıyorum.

Diğer ihtimal kıza açılayım böyleyken böyleydi, bilmenin gerektiğini düşündüm, ama şu an bir ilişkin var ve buna saygı duyuyorum diyip iletişimi niçin azaltmam gerektiğini söylemek. Ama bu sefer onu tamamen kaybedebilirim. Ve ben bir gün için dahi olsa içimde bir umut taşımak istiyorum. Beni çok üzse de.

Arkadaşlarım açılma, arkadaşlığını devam ettir diyor ama bilmiyorum. Konuşmamak görmemek beni rahatlatacak olsa da ruh ikizim diyebileceğim birisinden böyle bir anda no-contact durumuna geçmek beni çok yıpratacak. Denememiş, duygularımı ifade edememiş olmak da beni çok yıpratıyor ancak açılmanın da nasıl bir getirisi olabilir bilmiyorum.

Sizce ne yapmalıyım?
0
dusunceli
(18.07.19)
Kızın verdiği sinyallere bakılacak olursa hâlâ bir şansın var.
0
ne zaman emekli olacagim
(18.07.19)
Kız seni friendzone sınırında bekletmis. O kızdan sana hayır gelmez hacı. Yine gelse yine friendzone olur. Karşılıklı diyalog, gezme tozma. Ama sevgili olmaz. Hamle zamanı önemliydi tabii ama en baştan sana hissettirmis friendzone olayını sen de kabul etmişsin. Böyle zamanlardan kızın senden daha samimi olduğu her şeyini anlattığı kız arkadaşa zarf atıp beklemek lazımdı. Bu olay için de geç kalındığına göre. Friendzonenlanmis moddan çık ve flört için birilerini kovala. Çevreni değiştir. Eski sevgiliden ayrıldığı an hamle yapsan yine olurdu.


Bu kızla da arayı aç fakat yoklari da oynama. Zaten doğru şeyi söylemişsin kıza. Zaten yeni elemanla bir araya geldiğinde vs. Hisseder muhtemelen gitme düşüncelinin yanına vs. Der.

Yeni birilerine bak. Kız zaten bir gün dönerse ilk yine sana dönecek. O zaman anlatırsın derdini. Tabii senin için bir anlamı kalırsa o güne kadar
0
westblack
(18.07.19)
o kız seni en başta friendzone'a koymuş.
ama sen öyle ya da böyle açılacaksın açılmazsan içine dert olacak. gün gelip kafayı çekersin yine açılırsın.
sonuç hüsran olur. sonra bir dargın bir barışık hayat devam eder.
belki çoook ileride ikiniz de hala bekar olursanız bir şeyler değişir.
(bkz: based on a true story)
not: benim hikayede taraflardan biri bekar kalmadığından hayıflanmakla kaldık.
0
orijinal nick bulamadim
(18.07.19)
karşı cinsle arkadaş olma fikrini kafanızdan silin hocam. şifanız buradan başlıyor.
cıvık ortamlardan da uzaklaşın. karşı cinsle mesafeli olun.
kız gelse de gelmese de, kendinize bu formatı atın.
0
güneyli çocuk
(18.07.19)
Üniversitede tam da o yaşlarda herkesin ruh ikizi olduğunu düşündüğü bi karşı cins arkadaşı oluyor sanırım, ve onlar asla birbirleriyle sevgili olamıyolar:)

Bence kız zaten seninle sevgili olmayı hiç düşünmemiş. Eğer düşünseydi, kalabalık arkadaş grubunda olsanız bile bunu sana hissettirirdi, “onlar gelmese bu sefer ikimiz takılsak” falan diyebilirdi mesela. Eski sevgilisini anlatmış, bu da zaten senin friendzone’da olduğunun apaçık göstergesi.
Senin ondan hoşlandığını adı gibi biliyormuş, ilgin hoşuna gitmiş ve sana değer vermiş ama “arkadaş” olarak, yani senin istediğin şekilde değil.
Çocukla ilk görüşmesinde de “valla arkadaş olarak, aramızda bişey yok” demesi, senin ondan hoşlandığını bilmesi, en yakın arkadaş olduğunuzun farkında olması ve bu yüzden yeni sevgili yapmakta vicdan azabı çekmesi yüzünden bence.
Şimdi yine senin arkadaşlığını kaybetmeden diğer çocukla sevgili olmak istiyor ama bunun senin için ne kadar acı verici olduğu konusunu belli ki umursamıyor. Biraz bencil bi düşünce içerisinde bu kız. Sen kendini düşün, iyi hissetmiyorsan hiç onlarla takılma. Ama arkadaş grubunu onlar yüzünden tamamen terketme. Hatta herkesle daha samimi olup sadece o çiftten uzak dur ki söylediklerinle yaptıkların uyuşsun, bi anda hayata küsen genç rolüne girme.

Elbet bulursun yenisini... dertlenme bu kadar. Bu kız olsa olsa arkadaş olurdu sana, fazlası olmazdı besbelli.
0
megalomaniac
(18.07.19)
üşenmedim okudum.

duyuruda bile o kadar çok arkadaş kelimesi kullanmışsın ki yani friendzone voltranı gibisin. gelecekteki ilişkilerinde bile aynı hataya düşeceğini tahmin ediyorum. bir erkekle bir kadın nasıl bu kadar kanka, ahbap olur hala anlamış değilim. her neyse.

tavsiyemi istersen şu: kendine biraz çeki düzen ver saçına başına kıyafetine.. o kızla da iletişimi minimuma indir. online goygoyu bitir. meşgul olduğunu söyle uzak dur bir süre. illa ki merak edip gelecek yanına o zaman samimice içini dök. ne olacaksa olsun, böyle efkarla yaşanmaz, okulunu da etkiler.

fortune favors the brave; şans cesur olandan yanadır. unutma.
0
heidi'nin dedesi
(18.07.19)
bence hiçbir zaman şansın olmamış. üzülme.
0
anais
(18.07.19)
üniversiteyi bitirmesini bekle, askerliği aradan çıkar

kız da diğer çocukla işi ilerlettikçe zaten senden soğuyacak konuşmalarınız azalacak

sen kabul eder miydin böyle bir durumu, sevgilinin erkek kankasını!
0
bir soru sorcam
(18.07.19)
bence de açıl ve çektiğin eziyeti sonlandır.. ruh ikizimin arkadaşlığından mahrum kalmak istemiyorum diyorsun ama durumlar hoşlanmaya varmışsa o arkadaşlık bitince zamanla daha iyi hissediyor insan. kim bilir belki olumlu cevap da alabilirsin. ne şartlarda açılacağın konusunu @heidinin dedesi güzel açıklamış.
0
evanka
(18.07.19)
aga kusura bakma da aklıma tek bir şey geliyor, kız hepinizi donunda sallamış.
yaş farkı var diyorsun, kaç yaş anlamadım açılmana engel olacak kadar.
ama bu kadar yaşça büyük olduğun kızın basit oyunlarına gelmen senin için baya kötü bir durum. nasıl yedin yahu? çok basit kız taktikleri bunlar. en baştan beri senin ilginin farkında ve kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. onun niyeti olsa o sana açılırdı, o da yok. var gücünle uzaklaş bu saçma ortamdan. sana şu açılma devam et diyen arkadaşların da bu yaş grubuysa vay haline. çoluğun çocuğun maskarası olursun aman diyim. ver projeni dersini mezun olmaya bak.
0
windows95
(19.07.19)
Okuyan ve cevap veren tüm herkese çok teşekkür ediyorum.

Çok farklı açılardan yaklaşmış herkes. Zihnim açıldı. Var olun.
0
🌸dusunceli
(19.07.19)
(6)

Yazık olacak meyvaya napsam

the real brad pitt
Sığır gibi fazla almışım. Prş sabahı çıkıyorum sonra 10 gün yokum evde. Ev boş. Kayısı, şeftali, elma var biraz. Napsam? Çrş akşamı napcaksam yapcam. Bi de şeyi sorcam. Çrş akşamı yemek yerine bunlardan yesem normal yemege göre kalorisi az mı çok mu olur. Dikkat ediyorum da. Bakmadan geçme sorusu. B
Sığır gibi fazla almışım. Prş sabahı çıkıyorum sonra 10 gün yokum evde. Ev boş. Kayısı, şeftali, elma var biraz. Napsam? Çrş akşamı napcaksam yapcam.

Bi de şeyi sorcam. Çrş akşamı yemek yerine bunlardan yesem normal yemege göre kalorisi az mı çok mu olur. Dikkat ediyorum da.

Bakmadan geçme sorusu. Beyaz bez ayakkabının bez olmayan burun kısmı kirlendi. Neyle çıkar o.

Teşekkürler.
0
the real brad pitt
(09.07.19)
son soru için bulaşık deterjanı

eskişehirdeysen meyvelerini toplarım
0
same idiot
(09.07.19)
1. konu komşuya dağıt. fazla almışım buyrun de.
2. süngere biraz cif dök ve azıcık ıslatarak sil, tertemiz olur.
0
candide
(09.07.19)
1. kaynatarak meyve suyu yapılabilir, konservemsi. gerçi 10 gün buzdolabında da bekler kaynatılmış meyve suyu.

2. beyaz diş macunu
0
evanka
(09.07.19)
çalışıyorsanız yarın işe götürün, hem siz gün içinde yersiniz hem iş arkadaşlarınız yer.
0
benaslinda
(09.07.19)
şekersiz reçel yapılıyor ama 10 gün dayanmaz o da.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(09.07.19)
yapabiliyorsaniz dondurun. dondugunuzde cok guzel smoothieler yaparsiniz.
0
tanaka
(10.07.19)
(10)

Yeni anne olacak birine Çocuk kitabı önerisi?

yansitmayan ayna
Merhaba,Yeni anne olacağım inşallah.. Doğumdan önce çocuk büyütmekte yardımcı olması adına, doğumundan en azından 1-2 yaşına kadar.. hatta daha sonrasını da kapsayan kitap veya kitap önerileri rica ediyorum.Şöyle ki; doğuma kadar okumak istiyorum, doğumdan sonraki o süreç için; uyuması , kalkmsı, ağ
Merhaba,

Yeni anne olacağım inşallah..
Doğumdan önce çocuk büyütmekte yardımcı olması adına, doğumundan en azından 1-2 yaşına kadar.. hatta daha sonrasını da kapsayan kitap veya kitap önerileri rica ediyorum.

Şöyle ki; doğuma kadar okumak istiyorum, doğumdan sonraki o süreç için; uyuması , kalkmsı, ağlaması, yatması hakkında fikir veren, nasıl yapmam gerekeceği hakkında bilgi veren kitap istiyorum.
sonrası için de çocuklar bu dönemde şöyle olur, bu yaşında kıskançlık yapar, ağlar ama böyle yapmanız gerekir gibi yaş yaş bilgi alabileceğim kaynaklar rica ediyorum.

Bilgi iyidir. Gelişi güzel çocuk büyütmeyelim.Teşekkürler şimdiden
0
yansitmayan ayna
(08.07.19)
mahallenin en mutlu bebeği
0
same idiot
(08.07.19)
öncelikle sağlıkla kucağınıza alın.

"Bebeğinizin İlk Yılında Sizi Neler Bekler?"
"Çocuğunuz Büyürken Sizi Neler Bekler?"

36. aya kadar adım adım kullanma kılavuzu yazmışlar.
0
babilbaligi
(08.07.19)
cern de cayci olmak vardi
(08.07.19)
aldığım ve verdiğim en güzel bebek hediyesiydi, tavsiye ederim :)

www.dr.com.tr
0
kakamelsokoban
(08.07.19)
www.eganba.com

bu belki daha ileriki dönemde faydalı olur ama psikolog arkadaşım önermişti
0
freebird5406_2
(08.07.19)
brkylmz
(08.07.19)
Mahallenin en mutlu bebeği
Bütün beyinli çocuk
0
mavibalık
(08.07.19)
çok tatlısınız :) sağlıkla kucağınıza alın inşallah..
çok kitap var ama "harika haftalar"dan çok yararlanmıştım ilk çocuğumda.. her hafta nasıl gelişme gösteriyor onu anlatıyordu, bebeğimdeki değişimleri anlamlandırmamda çok işe yaramıştı.

"bilinçli bebek" de daha çok psikoloji, anne-bebek bağlanması ile ilgili bir kitap ve o da çok iyi.
0
evanka
(08.07.19)
cakabo
(09.07.19)
Otuz milyon kelime.
Ufuk açıcı
0
somethinginthewayshemoves
(27.01.21)
(8)

Yeğene hediye

senolll
Merhaba,3 yaşındaki yeğenime ne hediye alabilirim? Ben uzaktayım o yüzden kargo ile gönderticem ya da başka şekilde ulaştırma hesiyesine göre yani.Çok fiziksel bişey almak istemiyorum, göçebe hayatı yaşıyorlar biraz ama fiziksel bişey de olabilir tabii. Lego düşündüm ama öyle aşırı parçalı bişey olm
Merhaba,

3 yaşındaki yeğenime ne hediye alabilirim? Ben uzaktayım o yüzden kargo ile gönderticem ya da başka şekilde ulaştırma hesiyesine göre yani.
Çok fiziksel bişey almak istemiyorum, göçebe hayatı yaşıyorlar biraz ama fiziksel bişey de olabilir tabii. Lego düşündüm ama öyle aşırı parçalı bişey olmaz. Vialande bilet almayı düşündüm öküz gibi pahalıymış, 3 kişilik aile 750 lira.

Bütçe 100 150, çok beğenirsem 200 diyelim. Çok sade bir oyuncak almak istemiyorum. Tavsiyeniz?

Teşekkürler
0
senolll
(07.07.19)
yaşına göre uygun olan playdoh hamur setlerinden birini alabilirsin.
0
theseachange
(07.07.19)
bir arkadasim buna benzer bir sey almisti yegenine, bir bakin isterseniz:

www.akakce.com
0
seyirdefteri
(07.07.19)
seyirdefteri +1

lego duplo'nun serilerine bayılıyor 3 yaşındaki kızım. duplo zoo var, organic pazar var. hepsi süper onlar için.
0
psychosocialll
(08.07.19)
dürbün
teleskop
0
ergenpezeveng
(08.07.19)
www.hepsiburada.com

bu oyunu çok beğeniyorum :)
0
evanka
(08.07.19)
Ben yeğene aldım. Baya sevdi. Pedalları bisiklet gibi çevirmeli değil. O yüzden kolayca kullanıyor yeğenim. İki buçuk yaşında yeğen.

www.hepsiburada.com
0
the coon
(08.07.19)
Oyuncak at?
0
bradshaw
(08.07.19)
şöyle oyuncaklar var.
matkabı pilli filan, çok güzel oyuncak.

yeğenime tam da üçüncü yaş gününde almıştım, senelerce oynadı. hatta şimdi ufak yeğenim oynuyor :)

www.hepsiburada.com
0
teritori
(08.07.19)
(4)

Motor becerilerimde bi sorun mu var?

tchuck
son 1 aydır klavye ile yazı yazarken aşağıdaki gibi şeyler yaşıyorum. (15 yılı geçkin süredir yüksek hızda klavye kullanıyorum notunu da düşmek isterim. ve ilk kez yaşıyorum böyle bir şeyi)whatsapp veya başka bir uygulama ile arkadaşlarla yazışırken;"merhaba hikmet. bugün nasılsın. iyiyim ben de
son 1 aydır klavye ile yazı yazarken aşağıdaki gibi şeyler yaşıyorum. (15 yılı geçkin süredir yüksek hızda klavye kullanıyorum notunu da düşmek isterim. ve ilk kez yaşıyorum böyle bir şeyi)

whatsapp veya başka bir uygulama ile arkadaşlarla yazışırken;
"merhaba hikmet. bugün nasılsın. iyiyim ben de teşekkürler"

yazacağım diyelim.
onu şu şekilde yazıyorum;

"m erhaba hikmet. bugün na asılsın. iyiyim b en de teşekkürler."

kelimelerin başlangıcında fazladan boşluklar koyuyorum. çoğu kez yazıp gönderene kadar farketmiyorum bile bu durumu.

baya rahatsız edici bir hale gelmeye başladı hatta.
motor becerilerimle ilgili bir sorun vs. olabilri mi? veya ne olabilir?
0
tchuck
(04.07.19)
Tam uymuyor ama disleksi diye araştır. Nörolojiye gidebilirsin.
Yorgunluk/stres kaynaklı da olur böyle şeyler.
0
Trene çelme atan adam
(04.07.19)
Korkacak bir şey olduğunu sanmıyorum. Bende de dönem dönem oluyor böyle şeyler. Hatta ben üniversitede kalemle yazarken de yaşıyordum bunun benzerini. düşündüğüm şeyi yazarken kelimelerin başı sonu birbirine giriyordu. Elleriniz beyninizin hızına yetişemiyor gibi düşünebilirsiniz.

Daha sakin yazmak ve biraz dinlenmek iyi gelebilir.
0
elladan
(04.07.19)
telefonun klavyesinden kaynaklı olabilir mi acaba? bende de oluyor son zamanlarda ama kendimden hiç şüphelenmedim. boşluğu kendim koymuyorum çünkü, parmağını kaldırmadan yazma özelliği arada devreye girince öyle oluyor.
0
evanka
(04.07.19)
telefondan kaynaklı bir sorun bu, siz de bir sıkıntı yok.
0
awareim
(05.07.19)
(6)

üniversitede 4 senedir 1. sınıf olmak

nickimi verin bana
4 yıllık bir üniversiteye girdiğinden itibaren;ilk iki senesinde çoğu ff olan notlar ile,son senesinde de yıl boyu sınavlarına girmemek suretiyle 1. sınıfta kalan biri,5. yıla yine 1. sınıf okuyarak başlayabilir mi yoksa atılmış mıdır?eğer atılmadıysa ve devam edebiliyorsa, toplamda 7 yıldan sonra a
4 yıllık bir üniversiteye girdiğinden itibaren;

ilk iki senesinde çoğu ff olan notlar ile,
son senesinde de yıl boyu sınavlarına girmemek suretiyle 1. sınıfta kalan biri,

5. yıla yine 1. sınıf okuyarak başlayabilir mi yoksa atılmış mıdır?

eğer atılmadıysa ve devam edebiliyorsa, toplamda 7 yıldan sonra atılacak olduğu için kalan 3 yılda okulu bitirmek için insanustu çaba sarf etmeli midir?
0
nickimi verin bana
(02.07.19)
o 7 yıl muhabbeti kalkalı çok olmadı mı ya
0
cay koy geliyorum
(02.07.19)
kaydını düzenli yeniletiyorsa atılmamıştır. 7 yıl dolmamış sonuçta. atılma geri geldi 2014 yılında. bitirebilir misin bilmiyorum ama.
0
Neill
(02.07.19)
bir soru daha: 5. yılında 1. sınıftan başlayacak bu kişi, sezon sonu sınıf geçmeyi başarır ve aynı üniversite içi başka bölüm için yatay geçiş yaparsa ne olur? 7 yıllık atılma zamanı aynı mı kalır, yani kalan 2 yılı mı kalmış olur?
0
🌸nickimi verin bana
(02.07.19)
atılma 2014 yılında geri geldi, 2014 yılından önce girdiyse 2014+7, 2014'ten sonra girdiyse girdiği yıl +7 yaparak atılacağın yılı hesapla.

ve elbette eğer bitirmek istiyorsa sıkması lazım dişini.

kaydını yeniletmesine gerek yok, okulun öğrencisi hala. sadece derslere girebilmesi için kaydını yenilemeli. bir de kontrol etsin belli bir yıldan sonra harc yükümlülüğü oluyor. 140 küsür ödemesi gerekebilir.
0
bilet
(02.07.19)
her okulda aynı mı bilmiyorum ama ODTÜ'de 7 yıldan sonra dahi mezun olmaya bir kaç ders kaldıysa fazladan bir kaç dönem daha hak tanınıyor olması lazım, şuan rakamları tam hatırlamıyorum.

edit: ilgili yönetmelik maddesini buldum ekliyorum:
oidb.metu.edu.tr

Azami eğitim öğretim süresi sonunda yapılacak işlemler
MADDE 33 – (1) Azami eğitim öğretim süresi sonunda mezuniyet koşullarını sağlayamayan öğrenciler hakkında yapılacak işlemler aşağıda belirtilmiştir:

a) Öğrencilere daha önce alıp başarısız oldukları (FD, FF, U notu aldıkları) dersler için akademik takvimde ilan edilen tarihlerde iki ek sınav hakkı verilir. Yarıyıl sonu harf notu değerlendirmesi yarıyıl içine yayılan çalışmalar sonucunda oluşan dersler (tasarım dersleri, stüdyo dersleri, laboratuvar, staj uygulamaları, dönem projesi, tez ve teze ilişkin dersler vb.) için ek sınav hakkı verilmez. Bu kapsamdaki dersler ilgili bölüm/EABD tarafından belirlenerek ÖİDB’ye iletilir ve ÖİDB tarafından ilan edilir.

b) İlan edilen tarihte sınava girmeyen öğrenciye telafi sınavı verilmez.

c) Sınavda alınan not tek başına değerlendirilir ve harf notuna çevrilir. Dönem içinde alınan notlar hesaba katılmaz.

ç) Bu sınavlar sonunda mezuniyet için kalan kredili ders sayısı (hiç alınmamış dersler ile FD, FF notu alınan dersler) altı veya daha fazla olanların Üniversite ile ilişikleri kesilir.

d) Bu sınavlar sonunda mezuniyet için kredili iki ila beş dersi kalanlara üç yarıyıl ek süre, ek sınavları almadan mezuniyet için kredili iki ila beş dersi kalanlara dört yarıyıl ek süre ile kayıt hakkı tanınır. Ek süreler sonunda mezuniyet için kredili birden fazla dersi kalan öğrencilerin Üniversite ile ilişikleri kesilir.

e) Mezuniyet için kredili bir adet dersi kalanlara sınırsız ek süre ile kayıt hakkı tanınır.

f) Program müfredatında yer alan bütün derslerden geçer not aldıkları hâlde mezuniyet için gereken genel not ortalamasını sağlayamayanlara diledikleri derslerden sınırsız ek süre ile kayıt hakkı tanınır.

g) Ek süre hakkı kazananlar öğrenci katkı payı/öğrenim ücreti yükümlülüklerini yerine getirerek dönem kayıtlarını yaptırmak zorundadır.

ğ) Sınırsız ek süre hakkı tanınanlardan, üst üste veya aralıklı olarak toplam üç eğitim-öğretim yılı kayıt yaptırmayan öğrencilerin Üniversite ile ilişiği kesilir.
0
Tam1Hi0n3
(02.07.19)
yatay geçişten sonra önceki programında kalan süresi neyse o geçerli olur. sayaç sıfırlanmaz yani.

moral bozmak istemiyorum ama 4 yıldır bu kadar büyük bir ilgisizlik duyduğu bölümü 3 yılda nasıl bitirebilir bunun üzerine bir düşünsün. o 3 yıl da boşa gideceğine farklı bir yol çizmesi de bir alternatif..
0
evanka
(02.07.19)
(10)

Uyku getirici, uyutucu video arıyorum :)

scientia dux vitae certissimus
Youtube'dan izleyebileceğim bu tür videolar var mı? Uykum yokken uykumu getirsin; uykum gelmişse de uykuya dalmayı kolaylaştırsın:) Teşekkürler.
Youtube'dan izleyebileceğim bu tür videolar var mı? Uykum yokken uykumu getirsin; uykum gelmişse de uykuya dalmayı kolaylaştırsın:)

Teşekkürler.
0
scientia dux vitae certissimus
(02.07.19)
Bulursan bana da soyle :)
0
baldan kaymak
(02.07.19)
liberalhippi
(02.07.19)
senin ilacın Zeynep abla

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
0
'
(02.07.19)
www.youtube.com
hipnozla uyutuyor galiba :) hatta kitapta olacaklardan biz sorumlu değiliz diye bir uyarı da var.
0
evanka
(02.07.19)
celeron 300a
(02.07.19)
Arkadaşlar sağolun varolun da, bunların pek işe yaramayacağı ortada:) Daha ciddili öneriler olursa sevinirim.

@liberalhippi, video açılmadan 50 saniye oldugunu görünce içimden küfür edecektim ama sonra o nur yüzlü dede belirdi ve gülümsedim ve hemen uykuya daldım. (Şu an uykudayken yazıyorum:d). Yok yok, 7.saniyede kapattım. Nice try:)

@' , ASMR denen şeyi sevmiyorum, son derece saçma geliyor, bana hitap etmiyor pek, teşekkürler gene de.

Böyle insanların vır vır konuştuğu bir program falan da olabilir mesela - dikkati çekecek, dikkat kesilmeyi gerektirecek birşey konuşulmuyorsa.
0
🌸scientia dux vitae certissimus
(02.07.19)
podcast dinleyebilirsin. hem gözlerini açık tutmak zorunda olmayacağın için 10. dakikada sızarsın.
0
yeteramadenedimherseyi
(02.07.19)
ok yorumlarını okudum ve ilaç bu:
www.youtube.com
0
celeron 300a
(02.07.19)
ilacın burada

www.reddit.com
0
rawr
(02.07.19)
Video olması şart mı?
Telefona Rain Rain uygulamasını indir.

Ya da şunlar var

www.youtube.com
0
Mirket
(02.07.19)
(17)

bebek için marş gibi eğlenceli şarkılar

semenderr
bizim kız 4 aylık ama gözlerinde yasadışı sol orgütlerle bağlantılı olanacağına dair emareler görüyorum. yav kız tüm repertuarımdan sadece çav bellayı seviyor. eşimle ne yaptıysak başka şarkı beğendiremedik ama çev bellayı duyunca nasıl bir coşku nasıl bir devrimci inanç anlatamam. dostlar bir ailec
bizim kız 4 aylık ama gözlerinde yasadışı sol orgütlerle bağlantılı olanacağına dair emareler görüyorum. yav kız tüm repertuarımdan sadece çav bellayı seviyor. eşimle ne yaptıysak başka şarkı beğendiremedik ama çev bellayı duyunca nasıl bir coşku nasıl bir devrimci inanç anlatamam. dostlar bir ailecek liboş insanlarız. ortayolcuyuz. yunuslu partiye oy veriyoruz. lütfen yardım edin. bir iki şarkı önerin, geçen devrimci mi olacan dedim, yumruğunu sıkıp sol elini kaldırdı yukarı :)
0
semenderr
(03.11.18)
grup yorum dinletin.
0
kibritsuyu
(03.11.18)
@kibritsuyu, en son o olacak. çocuğun kaderine mani olamayız. okumayı sökünce lenin okutacağım. maoist olmasın en azından :)
0
🌸semenderr
(03.11.18)
Buena vista social club dinletin. :d
Ve tabii ki hasta siempre
0
dont eat me
(03.11.18)
Bandista dinletin
0
curukturpkokusu
(03.11.18)
yangına körükle gidiyorsunuz :( bandistayı 10 sene önce dinliyordum. repertuarımda yok unutmuşum. Buena vista social club için telaffuz sorunu yaşamazsam kendim söylemeyi bir denerim :) elektronik cihazlardan uzak tutup deneysel bir eğitim metodu üzerine yetiştireceğiz ama yeni bir celia sancez geliyor gibi. endişeliyim.
0
🌸semenderr
(03.11.18)
ay carmela
youtu.be
0
freebird5406_2
(03.11.18)
Küçükken moğollar bi şey yapmali şarkısıyla evin icinde ziplayip dururmuşum annem oyle anlatıyor. Siz de deneyebilirsiniz..

Bi de polyushko polye dinleyebilirsiniz ozellikle andre rieu versiyonu güzel baya. Ya da italyanca sözlü hali var lungo la Strada sanirim o da guzel.

Kızıl ordudan katyusha dinletebilirsiniz, ufak bi kızın söylediği hali var. Cok güzel bi şarkı o da
0
nundu
(03.11.18)
mehter marşlarına ne dersiniz? böylelikle bir o uçtan bir bu uçtan derken zamanla ortayolu bulur :)
0
evanka
(03.11.18)
bizim arkadaş şunu seviyor:

www.youtube.com
0
evanka
(03.11.18)
banana phone
www.youtube.com

slava izleyebilir. mesela;
www.youtube.com

mozart dinletebilirsiniz. coşkulu klasik parçaları sevebilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.11.18)
m.youtube.com

Bir de gundogdu uyandik siperlere dayandik marsi var tsk versiyonu ama ne aratsam cikmadi. Sakincali versiyonu cikiyor.
0
acemi
(03.11.18)
izzet altınmeşe'den düğmeli dinletin. kendine gelecektir.

www.youtube.com
0
babilbaligi
(03.11.18)
şubadap cocuk var cok iyi. www.youtube.com
0
kakalamar
(03.11.18)
bende de var o modelden. cumhuriyet marşları dinlemiyorum.
0
balik kraker
(03.11.18)
mobil edit: dinletiyorum olacaktı o...
0
balik kraker
(03.11.18)
arkadaşlar harikasınız. izzet altınmeşe dahil tüm şarkıları dinleteceğim. çünkü işler boka sarmaya başladı, 8 10 tane peluş hayvanı var yanında, oynasın diye verdim barikat kurmuş. tövbeler olsun :(
0
🌸semenderr
(04.11.18)
Benimkisi arkadaşım eşşek'e bayılıyor.Şehirlerarası yolda yarım saat boyunca arkadaşım eşşek dinlediğimizi bilirim

www.youtube.com

Üsttekini sevdiyse alttakine de bakın
www.youtube.com
0
turkuaz
(04.11.18)
(3)

R2 hiç istatiktik bilmeyen birine nasıl açıklanır?

pike
İçinde regresyon, fit, bağımlı-bağımsız değişken geçmeyen bir cümle ile anlatmak mümkün müdür? Açıklama yaptığımı düşünüp daha fazla kafa karışıklığı yaratmak istemiyorum. Teşekkürler.
İçinde regresyon, fit, bağımlı-bağımsız değişken geçmeyen bir cümle ile anlatmak mümkün müdür? Açıklama yaptığımı düşünüp daha fazla kafa karışıklığı yaratmak istemiyorum.

Teşekkürler.
0
pike
(11.10.18)
o tarz bir kitleye tanimla degil ornekle daha iyi anlatabilirsiniz bence. gundelik hayattan basit bir korelasyon ornegi bulabilirseniz daha akilda kalici olur.
0
lifeframe
(11.10.18)
teorik istatistik açısından yüzde yüz doğru bir tanım olmasa da şöyle bir giriş yapılabilir:
sınav notunun öğrencinin stres düzeyi ve çalışma süresinden etkilendiğini düşünelim. (bahsettiğim yanlışlık burada, yani regresyon modellerinde bağımsız değişken bağımlı değişkeni etkiliyor demek doğru değil, aralarında bir ilişki var demek daha doğru. her neyse, sade bir açıklama için bu ayrıntıyı göz ardı edelim.) öğrencilerin sınav notundaki değişimin (varyasyon) stres düzeyi ve çalışma süresindeki değişimden etkilenme yüzdesi R2'dir diyebiliriz. yani bir nevi R2= bu iki faktörün birlikte sınav başarısınının yüzde kaçını açıkladığı.
0
evanka
(11.10.18)
Benim yanlış yönlendirmem sonucu örneklerle açıklanmış ama asıl yapmak istediğim tanım yapabilmekti. Bir şekilde çözüldü, teşekkür ederim.
0
🌸pike
(12.10.18)
(9)

Babamın ayarsız öfkesi, kiracı ve hukuksal mevzular

evanka
1 yıldır aidatı ödeyeceğim deyip ödemeyen, kiraları da ite kaka ödeyen bir kiracımız var. Ev sahibi babam. Şimdiye kadar kiracıyla eşim kibar bir şekilde muhatap oldu, adam hep bir bahane ileri sürüp ödemeleri erteledi. Şimdi evin tapu vesaire işleri için dairenin borcunun kapatılması gerekiyor. Bab
1 yıldır aidatı ödeyeceğim deyip ödemeyen, kiraları da ite kaka ödeyen bir kiracımız var. Ev sahibi babam. Şimdiye kadar kiracıyla eşim kibar bir şekilde muhatap oldu, adam hep bir bahane ileri sürüp ödemeleri erteledi. Şimdi evin tapu vesaire işleri için dairenin borcunun kapatılması gerekiyor. Babam bugün adama telefonda üst perdeden ağır bir konuşma yaptı. Hakaret etti epey. Biz kendisini engellemeye çalıştık ama durduramadık. Adam da ses kaydı almış mahkemeye vereceğim diyor. Babam haklıyken kendini haksız duruma düşürdü kısacası. Şimdi bu adam mahkemeye verse babam tazminat mı öder? Daha ağır bir yaptırımı yoktur değil mi? Ne kadarlık bir tazminat olabilir?
0
evanka
(07.10.18)
Ses kaydı yapıldığı haberini, babanız küfür ettikten sonra "haah sen bana küfür ettin ben senin sesini kaydediyodum" diyerek son anda veriyorsa, bildiğim kadarıyla o kayıt geçersiz. Hatta gizlice ses kaydı yaptığı için suçlu durumda.
Daha hukuki bilgisi olanlar cevap verir muhtemelen.
0
quaker
(07.10.18)
@quaker hayır, daha sonra eşimi arayıp ona söylemiş.
0
🌸evanka
(07.10.18)
quaker +1

hukukçu değilim ama o ses kaydının kanıt niteliği yok. üstelik kayıt etmek yasak. kiracının başı derde girebilir.
0
himmet dayi
(07.10.18)
Hukukçuyum. Kanuna aykırı delil uygulaması Türkiye'de oldukça gel-gitli.

Hukuka aykırı delil yasağı ceza davasında daha sıkı uygulanıyor olsa da; tazminat davasında delil olarak kabul edileceğine dair (özellikle olayınızda olduğu gibi başka türlü kanıtlamanın mümkün olmadığı durumlarda) pek çok Yargıtay kararı var. Dolayısıyla tazminat davası açarsa kaybetmeniz olası. Hakaret ceza kanununda da düzenlenmiş bir suç ama orada eliniz daha güçlü olabilir. Tazminat miktarı çok fahiş olmayacaktır ama Türkiye'deki hakimlerin yaş ortalaması 30 civarı olduğu için 25 yaşında bir çocuk gelip 25bin liraya da hükmedebilir o kadar belirsiz bir ortam var ki şu an inanamazsınız.

İçinizi karartmak istemem ama durduk yere birisine hakaret eden insan için fazla da üzülmediğimi söylemeliyim. İyi günler.
0
cepeuc
(07.10.18)
@cepeuc cevabınız için teşekkürler.
hakareti durduk yere etmedi, sabrının taştığı anda başladı. benim tasvip ettiğim bir yol değil ama biz şimdiye kadar anlayışlı ve nazik davrandık bir ilerleme kaydedemedik. bugün o telefon konuşması yaşanmasaydı bir avukatla görüşüp o şekilde bir çözüm arayacaktık. o da uzun sürerdi muhtemelen, ödemenin 15 gün içinde yapılması gerekiyor. babam bu adama 2 ay öncesinden tarihleri vererek uyarıda bulunmuştu (hakaret etmeden). onun üzerine 3 defa erteledi, oyaladı. böyle sorumsuzlar insanın ayarlarını bozuyor. biz de yıllarca kiracı olduk ama gerekirse ihtiyaçlardan kısarak veya ihtiyaçlarımızı erteleyerek kiramızı yakıtımızı ödedik. yani insanlar bir tuhaf. en baştan biliyordu giderleri, ödemeyi gözü kesmiyorsa sobalı bir evde otursundu, neden bizi mağdur ediyor.
0
🌸evanka
(07.10.18)
Allah kimseyi bu tip kiraciya düşürmesin. Yaşamayan bilemez ömür törpüsü. İnşallah tez elden kurtulursunuz.
0
ferr
(07.10.18)
@ferr hiç sormayın, dünya malından soğuduk.
0
🌸evanka
(07.10.18)
soruna doğrudan cevap değil ama, babanın haberi varsa; ya da yoksa da söyleyince daha çok sinirlenip olay çıkarmayacağından eminsen, -bak sana böyle yaptırarak borcunun üstüne yatmaya çalışıyor, de, belki durumu değiştirir.
0
dafaiss
(07.10.18)
benim de kiracım var ancak bu tip durumlar için konuşmasını oturmasını kalkmasını bilen üniversite öğrencilerini kiracı olarak seçiyorum. aile olanlarda bu tip sorunlar olabiliyor maalesef. herkes aileler için tercih sebebi der ancak üniversite öğrencileri bu konuda çok daha iyiler.

ses kaydı almak suçtur üstte bir avukat belirtmiş olsa da ben babanın ceza alacağını sanmam hatta gizli ses kaydı aldığı için baban bile dava açabilir.
0
kureseltikinma
(08.10.18)
(16)

çocukta okuma yazma merakı

babilbaligi
gençler,bizim bir sıpa var. normal, ortalama, sümüğünü yiyen bir çocuk. yakında 4 yaşına girecek. şimdi buna son 1-2 ayda bir haller oldu, böyle tesadüfen karşısına çıkan bir planeteryumdan (kreşlerine gelmiş) bir uzay merakı, sürekli antin kentin sorular falan derken okumaya ve yazmaya merak saldı.
gençler,

bizim bir sıpa var. normal, ortalama, sümüğünü yiyen bir çocuk. yakında 4 yaşına girecek.

şimdi buna son 1-2 ayda bir haller oldu, böyle tesadüfen karşısına çıkan bir planeteryumdan (kreşlerine gelmiş) bir uzay merakı, sürekli antin kentin sorular falan derken okumaya ve yazmaya merak saldı.

şimdi biz biraz ikilemde kaldık. çocuk soru sorduğunda basit bir dille cevap veriyoruz. yazmak istediği harfler olunca soruyor, gösteriyoruz. mesela dün adının baş harfini yazmak istedi gösterdik yazdı. sonra hoşuna gitti, 50 kere falan yazdı. muhtemelen bu böyle devam edecek, bizim kitaplarda resim olmadığını fark ettiğinden beri böyle.

acaba bu sıpa bu yazma işinde böyle giderse bir sakıncası olur mu? okumaya da merak salacak gibi, onu da göstermenin bir sakıncası olur mu? yarın okulda falan başımıza iş alır mıyız? yoksa bırakalım aksın gitsin mi?

bu konuda okul pedagoğu ile görüşmeden önce fikirlerinizi merak ediyorum.
0
babilbaligi
(01.10.18)
Ben okula başlamadan önce okumayı öğrenmiştim 4-5 yaşlarında. Siz pedagoğa sorun ama bence sakıncası yok.
0
monogram
(01.10.18)
Ben de o yaşlarda bazı şeyleri okuyup yazabiliyordum sonrası iyi gitmedi:)
0
bos gezenin bos ustasi
(01.10.18)
yanlış bilgi vermeyeyim ama kreş ve anaokulunda okuma ve yazma öğretilmiyor. çünkü ilkokula geçtiklerinde zorlanıyorlarmış. sonuçta öğretmenin bi stili olacak ve çocukta yerleşmiş bi bilgi olacak, çatışabilir. ya da okuyor diyelim, akranlarından önde olacak derslerde sıkılacak vs. bi ilkokul öğretmenine sorsanız aslında.
okul.com.tr
0
elorelia
(01.10.18)
3 yaşında okuma yazma öğrenmiş biri olarak cevap veriyorum. okula başladığında kendisi okuma yazma biliyor olacak ama sınıf arkadaşları yeni yeni öğreniyor olacak, tabi herkes aynı hızla öğrenemiyor, yavaş öğrenenler olacak. bu çocuğumuz sınıf arkadaşlarının salak olduğunu düşünecek, kendini onlardan üstün görecek vs. sonra birinci sınıfta bir sayfa düz çizgi çiz, yok efendim bir sayfa bilmemne çiz, şu harfi yaz gibi ödevler veriliyor ya, bu ödevleri çok saçma bulacak, ben zaten okuma yazma biliyorum bu ne ki diyerek ödevleri annesine/babasına veya yakınındaki birine yaptıracak.
ben durumdan gayet memnundum ve çocuğun ilgisi de varsa okula başlamadan gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum aslında. ama şu yaşıma geldim, hala o sınıf arkadaşlarımı hepsi salaktı diye hatırlarım, hoş bir şey değil.
0
pati
(01.10.18)
4 yaşinda okumayı öğrenmiştim ben baya normal şekilde. Yazi yazmayi sevmiyodum ama kalem tutmayi sevmediğim için dhdhdh

Bi sorun olmadi bence ya, 1. Sinifta millet okumayi ogrenirken ben rahattim yani. Erken okumayı öğrenmek iyi bence, oğretin diyorum ben.
0
nundu
(01.10.18)
okul öncesinde okulda öğretilen şeyleri öğrenen çocuklar okuldayken sıkılıyorlar. diğer arkadaşları ilk kez öğrenirken onlar zaten biliyor olacaklarından sıkılıyorlar. bu sıkılganlık hali sonrasında genel olarak okul hayatına yansıyabiliyor.

okul öncesinde okuma-yazma öğrenen arkadaşlarım, tanıdıklarım şimdi atomu parçalamıyorlar bilakis okulda nefret etme düzeyindeler
0
yemrem
(01.10.18)
Eğitimciler kesinlikle okul öncesinde okuma/yazma öğretilmemesi gerektiğini, çocuğun ilk okulda uyum problemi yaşayacağını söylüyorlar. Şu an durum bu şekilde olabilir işler hızla değişiyor. Her çocuğun elinde birer tablet var. 5 sene içinde okumayı bilmeden okula gelen kalmaz diye düşünüyorum.
0
zombi
(01.10.18)
Ben okumayı üç buçuk yaşındayken öğrenmiştim. Okula başladığımda da daha altı yaşıma girmemiştim. Orada geçen sürede sürekli pek bir şey anlamasam da gazete okuyordum kitap okuyordum vs. Yukardaki arkadaşın da dediği gibi okula başladığında herkesin geri zekalı olduğunu düşünmüştüm. Ne yazık ki bu düşünce geçmedi. Halen insanların büyük bir kısmının geri zekalı olduğunu düşünüyorum xd. Muhtemelen eğer okumaya devam ederse genel kültür konusunda Özellikle ilgilendiği konularda Yaşıtlarının ve muhtemelen kendisinden birkaç yaş büyüklerin de bayağı önünde olacak. Ama bir yandan da yine yukarda dendiği gibi ödevleri yapmaya üşenen biri olabilir, okuldan sıkılabilir, arkadaşlarını yüzeysel bulabilir. bir de erken başlatırsanız büyüklerin arasında ezilebilir. Bence kontrollü giderseniz sorun yok. Edebi ürünlerle de besleyin. çocuk klasikleri verin hevesi varken okusun. Sorularını cevapsız bırakmayın. Ben anneme soru sormayı bıraktığımda 6 yaşındaydım. Sürekli bilmiyorum cevabı almak beni kendi cevaplarımı bulmaya yöneltti. Siz cevabı bilmiyorsanız en azından bulacağı yere yönlendirmeye çalışın. Bir de okumayı biliyordum ama ben yazı yazmayı bir türlü beceremedim. Çok sıkıldım 1. Sınıftayken. Halen kalemi yamuk tutuyorum ve yazım çok kötü. Bu konu önemli. Dikkat edin bence. İyi yönlendirirseniz bu çocuk atom mühendisi bile olabilir. Ne seviyorsa onu okutun. Ne okusa ne öğrense kâr bu yaşlarda.
0
i ve been mistreated
(01.10.18)
Ben 2,5 yaşında okumayı öğrenmiş bir insanım ama benim nasıl bir insan olduğuma bakılarak, "aman kalemi kağıdı uzak tutalım" deme ihtimaliniz yüksek sanırım.

Cevap: aksın gitsin.

Daha ciddi cevap vereyim ben de: Bence de okumayı öğrendiği zaman öğrensin, engellemeyin, istediği şeyleri okusun. Benim kendi hayatımda gördüğüm tek dezavantajı şu oldu; okumayı bilen bir çocuk olarak kitap okumak hep ilk tercih ettiğim şey oldu. Küçük bir yaşta kendimi oyalamayı öğrenmiş oldum yani. Böylelikle de başka kimseye ihtiyacım olmadı. Teneffüste de kitap okudum, okuldan sonra da, hafta sonu da. Biraz uzaklaştırdı yani insanlardan. Şu an 34 yaşındayım, hala bir grup insanla vakit geçirmek yerine, kitap okumayı tercih ederim. Başka insanları da bu sebeple biraz tahammül edilmez buluyorum, biriyle uyumlu bir denge tutturmak nadir ve zor oluyor. Ben şahane olduğumdan değil yani, garip olduğumdan.

Ayrıca yukarıda da dendiği gibi, okulda hep en küçük yaştaki kişi ben oldum. İlkokula 4 yaşında başladım, birinci sınıfı yaşım geçsin diye iki defa okudum. Liseyi 16 yaşında bitirdim, üniversitede de hep sınıf arkadaşlarımdan genç oldum. Öğretmenliğe başladığımda 21 yaşındaydım. Bu benim için bireysel bir sorun olmadı ama, sizin çocuğunuz böyle durumlarla nasıl başa çıkar onu önceden kestirmek zor olur tabii. Hatta kardeşi olup olmaması falan da böyle şeyleri (dışa dönüklük vs) etkiler.

Belirli bir yaştan sonra artık yaşın önemi kalmıyor bence. Yani mesela 30lu yaşlardan sonra artık ne iş yaparsanız yapın "çok fazla genç olmak" gibi bir durum olmadığından bu tarz detaylar da önemini yitiriyor diye düşünüyorum ben, o yüzden ergenliği atlattıktan sonra çok da sorun edilmez herhalde. Okulda canı sıkılırsa, siz evde desteklersiniz. Yanında hep çalışacak bir materyali olur, öğretmenine daha zor çalışma konuları vermesini, belki daha araştırmaya yönelik çalışmalara yönlendirmesini söylersiniz.

Özellikle desteklemeseniz de önünü kesmeyin demek istiyorum yani, bir de rol modeli olmanız önemli. Ben çocukken kitap okumaya özendim çünkü annemi ve benden büyük kardeşlerimi sürekli ellerinde kitapla görürdüm. Normal vakit geçirmek öyle yapılır sanıyordum. Söyleyeceklerim bu kadar. :)
0
sopiro
(01.10.18)
Aksın gitsin +1 (kendimden örnekleyeceğim)

Sebep?

Ben de okuma yazmayı erken öğrendim. Okulda sınıfta 3 kişiydik okumayı erken söken. Ve 3müz de şu an çok iyi üniversitelerde ve bölümlerde okuyoruz. Bana hep okumayı erken sökenler daha zeki gelmiştir.

Ne güzel işte. Çocuk sordukça yanıtlayın, yardım edin.

Okul hocası zaten iyi bir öğretmense çocuğunuza fiş değil hafif metinler, kitaplar verir. Sağ olsun bizim hoca öyleydi. Çok da faydalı oldu. En azından küçüklükten kazandım okuma alışkanlığımı.
0
helena
(01.10.18)
ogrenip giderse okulda sikilir deniyor da, ogrenmeden giden cocuk da okuldan sikiliyor. okuldan sikilma konusunun okumayi biliyor olarak gitmekten bagimsiz bir konu oldugunu dusunuyorum. kimi cocuk okulu seviyor, kimi de sevmiyor.

cocugunuzu ukala ve kendini olmadigi bir sey sanan bir birey olarak yetismesi sizinle ilgili.

cocugun icinden gelen okuma durtusune engel olmak bana dogru gelmiyor. 3 yasinda resim yapmak istese hayir mi diyeceksiniz?
0
jimicik
(01.10.18)
ilkokula başladığında çeşitli sorunlarla karşılaşabilir. öğretmen burada çok önemli aslında. herkes öğrenirken normalde sıkılabilir, derslerden soğuyabilir. benim oğlan okuma/yazma biliyordu, öğretmeni arkadaşlarına harf öğretirken bizimkine kitap okutuyordu. hala da öyle, bildiği bir şeyi tekrar etmek angarya geliyor sıpaya.
0
altinci nesil caylak
(01.10.18)
Aksın gitsin +1
Benim küçük kızım bu şekilde 4 yaşında okuyabiliyordu. Tavsiyem iyi bir okul. Bazı okullarda bu çocukları toplayıp bir sınıf yapıyorlar. Diğer normal çocukları eziklemek yerine kendileri gibi bir miktar daha ileriden gidenlerle beraber olur, sıkılmaz.
0
SiyamkedisiZorro
(01.10.18)
önceden okumayı söken çocuğun 1. sınıfta sıkılma olasılığı çok yüksek, genellikle sonrasında okul hayatı boyunca etkilerini yaşıyorlar.
hevesini kırmadan ilgisini başka yönlere kaydırabilirseniz iyi olur. resim, müzik, kukla vs. başarma duygusunu tatmin edecek başka bişeyler bulmaya yönelin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.10.18)
Yeğenim okula gitmeden gazete okumaya başlamıştı ama şimdi istediği bölüme gidemiyor. İl birinciliği bekliyorlardı. Lakin şu sıralar sorunlu haşarı biri oldu diyebilirim. Asla benim çocuğum akıllı diye şımartmayın.
0
for day to break
(01.10.18)
sisteme uyumu zorlaşır gibi sıkıcı bir argümanla çocuğun biricikliğini bastırmayın/törpülemeyin bence. herkesin bir ritmi vardır. demek ki zamanı gelmiş, insanın hayatta merak sahibi olması ve onu tatmin etmesi kadar güzel şey yok. okul çağında da diğerleri çocuğunuzun seviyesine gelinceye kadar daha esnek bir düzen izleyebilirsiniz. flexi-schooling gibi.
0
evanka
(01.10.18)
(6)

Duvar saati tavsiyesi

demirr
Merhabalar. Önümüzdeki ay erkek kardesim evleniyor. Evlerine şöyle uzun ömürlü olacak güzel bir duvar saati alayim istiyorum. Ben arastiriyorum fakat sizin de tavsilerinizi almak istiyorum.bütcemiz de 200 liraya da kadar uyar. TesekkurlerNot:damat muhasebeci gelin cevre düzenlemeci
Merhabalar. Önümüzdeki ay erkek kardesim evleniyor. Evlerine şöyle uzun ömürlü olacak güzel bir duvar saati alayim istiyorum. Ben arastiriyorum fakat sizin de tavsilerinizi almak istiyorum.bütcemiz de 200 liraya da kadar uyar. Tesekkurler

Not:damat muhasebeci gelin cevre düzenlemeci
0
demirr
(26.09.18)
kablelvuku
(26.09.18)
Ben klasik bir adam olduğumdan kendi evime şöyle bir şey alacağım. Bilmem sever mi kardeşin..

www.ikea.com.tr
0
twelfth
(26.09.18)
hasmetizm 2046
(26.09.18)
biraz baktım güzel şeyler var arada

www.evidea.com

www.evidea.com
0
hasmetizm 2046
(26.09.18)
bütçenin çok altında ama bence güzel bir örnek.

marklab.com.tr

bu arada ben buradan saat aldım saatlerin dışında cam yok.
0
belkider
(26.09.18)
evanka
(26.09.18)
(9)

Bebek arabası alırken yenidoğan için portbebe almak şart mı?

zecul
Merhabalar, 6. ayımız ilk bebeğimizi bekliyoruz, ilk olduğu için tecrübeleriniz ve fikirleriniz benim için çok önemli. Öncelikle birkaç modeli gördük denedik.En önemli sorun şu ki biz kolay kapanan, hafif, fiyat/performans dengesi iyi olan bir araç almak istediğimiz için hep şu 2li oto koltuklu puse
Merhabalar, 6. ayımız ilk bebeğimizi bekliyoruz, ilk olduğu için tecrübeleriniz ve fikirleriniz benim için çok önemli. Öncelikle birkaç modeli gördük denedik.

En önemli sorun şu ki biz kolay kapanan, hafif, fiyat/performans dengesi iyi olan bir araç almak istediğimiz için hep şu 2li oto koltuklu pusetlere gidiyoruz. Fakat bizim bebek muhtemelen ocak ayında doğacağı için kışın anakucağında ya da pusette üşür diye portbebesi olan travel sistemlerden alın diyen de var.

Ben şu modeli yeterli buldum, oto koltuğunun isofix bazalı olması ve tek hareketle koyularak sabitlenmesi en sevdiğim yanı fakat kapandığında biraz fazla yer kaplıyor. www.e-bebek.com

Eşim bunu da sevdi fiyatı çok uygun ve bebek arabasını bırakana kadar kullanabilecek bir ürün, tek elle açılıp kapanıyor az yer kaplıyor kullanışlı ama marka model hakkında hiç yorum yok, oto koltuğu takılınca bebek size dönük oluyor ama puset tek yönlü dışa dönük ve oto koltuğunun rahatlığından emin olamadım. www.joker.com.tr

Bu modelde portbebeli puset var ve oto koltuğu var. şimdi burada anlamadığım bir şey var bebeği araca bindirirken bu portbebeden alıp oto koltuğuna mecburen koyacağız ee o zaman bebeği daha çok üşütmez miyiz bu portbebe parçası bana çok gereksiz geliyor bunun yerine tam yatan pusete ped koyup o şekilde kullansam 1aylık bebek için yeterli olur mu? Çünkü bu arabaları kapatmak için bu zamazingoyu kaldırmak gerekiyor zaten şasesi bile çok yer kaplıyor bir de bu parçayı koyacak yer bulmak lazım. www.e-bebek.com

chicco lite way plus tekerlekleri hakkında çok şikayet var, kwik one nasıl görmedim. Farklı bir model önerirseniz onu da düşünürüm.
Baktıkça beynim yanıyor artık lütfen yardımcı olun.
0
zecul
(21.09.18)
ya ocak ayında doğacak bu çocuk anladığım kadarıyla. gidip 15 ocakta dışarıya mı çıkaracaksınız? üşür falan nasıl yorumdur dandirik bebek arabasına rahat 6 saat mesai harcayan adam çocuğu kutup ayısı gibi giydirmeden dışarı çıkarmaz. kendimden biliyorum ilk çocuk kışın dışarı anca acil durumda çıkar. onun dışında kombide 35 dereceyi ayarlayıp ev kokana kadar bebenizi seversiniz diye düşünüyorum. kısaca gereksiz aksesuara para vermeyin. 15 günlük bebeği bence arabayı 40 derece yapmadan içine bile sokmazsınız. gideceğiniz yer de herhalde özgürlük parkı değil herhangi bir avm olacaktır.

çocuk koltuğu alın ama oturana kadar yatabilecek mi dikkat edin. çocuklar belli bir zamana kadar oturamaz yatar. zaten genelde kısa süreli gezintilerde 1 aylık bebeği anne elinden bırakmaz.

araba önemli. arabanız clio gibi bir şeyse en küçük ve en katlanır puseti alın. çünkü sığmıyor bu meretler arabaya ve genelde babayı uyuz ediyorlar. o puset bir süre sonra öyle ağır gelmeye başlıyor ki benim çocuğum 11 aylıkken yürümeye başladı da kurtuldum pusetten diye seviniyorum. evet bir daha binmedi pusete. chicco'nun tank gibi bir modeliydi.

neyse hanımın beğendiğini alırsan yaklaşık yaza doğru da "hayatım bu zor oluyor bir de baston puset alalım" diye bir masrafın daha çıkacak. o yüzden geçiniz.

bu vesileyle :allah analı babalı büyütsün inşallah sağlıklı bir şekilde doğar ve büyür. altın da takmak isterdim ama fiyatları çok arttı. ocak ayında bir kontrol ederiz. ona göre takarız belki.
0
ozdek
(21.09.18)
Bebek için ilk doğduğunda size puset lazım olacak , yani ana kucağı da diyorlar onu kasdediyoru bebeği koyarsiniz daha küçük olduğu için kucakta tasirsiniz zaten. Biraz büyüyünce de arabayı kullanmaya başlarsınız. Arabayı da baston saplı bebek arabası alın. Cok Pahalı bir şey de almayın derim. O parayı bebek biraz daha büyüyünce aracınız varsa oto koltuğu için harcarsınız.
0
scorpion37
(21.09.18)
aileden aileye değişir belki ama bizdeki portbebeyi dışarıda hiç kullanamadık, evde birkaç hafta sepet gibi kullandık. çünkü portbebe aşırı büyük birşey, bebeği oto kotuğu/ana kucağı olan parçayla arabaya indirip öylece yerleştiriyorsunuz, bu durumda portbebe işlev dışı kalıyor. bunların ikisini de kullanıcam derseniz ikisini de arabaya taşımak gerekiyor. bebeğin çantasıydı oydu buydu derken evden kameraman cevat kelle gibi çıkmak gerekir :) arabanın bagajına da hem şaseyi hem portbebeyi sığdırmak çok zor.

marka tavsiyesinde bulunamayacağım ama en az yer kaplayan seçeneği tercih etmenizi öneririm. biz iki yıl önce araştırırken baston puset olup içine ana kucağı/oto koltuğu yerleştirilebilen bebek arabaları görmüştük. en iyisi onlarmış diyorum şimdi. gittik devasa bir travel sistem aldık, eve de sığdırmak problem, arabanın bagajına koyarsak yanına iki poşet dışında başka birşey sığmıyor. şehirlerarası götüremiyoruz vs.
0
evanka
(21.09.18)
@ozdek hahah hanım olan benim, aramızdaki detaycı manyak ben olduğum için bu iş bana kaldı. Yani ben de baktım aşıya falan 1. ayda çıkacağız, şubatta martta biz bile çıkmıyoruz doğru dürüst ki çocuğu mu çıkaracağım diye düşünüyorum.
£scorpion37 Yenidoğan da olsa bebekleri (ilk hastane çıkışı, kontrol aşı vs zamanları) araca bindirirken anakucağı da denilen oto koltuğu ile bindirmek mecburi değil mi?
www.e-bebek.com travel setlere takılan şu parça ile çocuğu arabaya bindirmek yasak diye biliyorum ve 4. aydan sonra bebek buna ihtiyaç duymyor sanırım o yüzden işlevsiz geldi bana
0
🌸zecul
(21.09.18)
ben bu oto koltuğu ile birlikte olan pusetlerden alacağım. 3lü sete gerek olmadığına karar verdim teşekkürler. zaten sonrasında sadece puset ile devam edip sürekli arabada duracak kaliteli bir oto koltuğuna geçeriz. buna izin verecek baston puset benzeri bir şey bakacağım.
chicco liteway plus çok tavsiye edilmiş ama şikayet varda hep teker sorunu yazılmış. kullanan var mı?
chicco lp, cbx woya ve nuna tavo arasından birini seçer ya da benzer bir şey alırız.
0
🌸zecul
(21.09.18)
bebeği dışarıda taşımak için ergonomik kangurular da çok iyi oluyor. hatta kış için onların örtüleri var. neko marka kullandım ben, memnunum. belki bebek arabasını fiyat açısından kanguru da alınca dengeleyecek birşey seçebilirsiniz..

sağlıkla kucağınıza alın inşallah..
0
evanka
(21.09.18)
@zecul
tahmin etmiştim ama hakaret eder gibi olmasın diye yazmamıştım.

cevabım fazla ekşi oldu galiba bir tik alamadık yine. seneye tekrar okuyun ne olur silmeyin de..
0
ozdek
(21.09.18)
Bebegi neden vucudunuzdan uzakta tasiyasiniz ki? Bence kanguru cok guzel bisey. Ayrica kisin bebis giydirilip elbette disari cikarilir, kokten yetissin bence :D

Onun disinda tavsiyem: en az yer kaplayan, en hafif sistemi alin :)
0
kuehles blondes
(22.09.18)
Fiyat performans ürünü olarak şunu aldım :

www.e-bebek.com

iki klipsi çekip katlanabiliyor, lastiklerini sökmeden binek bir aracın bagajına sığdırabilirsin. portbebesini kaliteli bulmuyorum ama anakucağı çok başarılı. İçime sinmeyen tek yanı tentesi su geçirmez değil.

ebebek mağazalarında yok, sadece internet sitesinde satıyorlar.
0
kimlanbu
(22.09.18)
(2)

tezsiz yüksek lisans başvurusunda literatür sorusu

ugokhan
bir arkadaşım işletme 4 yıllık mezunu ve insan kaynakları üzerine tezsiz yüksek lisans başvurusu yapıyor. şöyle bir soruya cevap bulamadık:"bu programa başvururken hangi literatürden faydalandığınızı ve bu literatürü ne yönde kullanmak istediğiniz belirtiniz."ne demek isteniyor burada?
bir arkadaşım işletme 4 yıllık mezunu ve insan kaynakları üzerine tezsiz yüksek lisans başvurusu yapıyor. şöyle bir soruya cevap bulamadık:

"bu programa başvururken hangi literatürden faydalandığınızı ve bu literatürü ne yönde kullanmak istediğiniz belirtiniz."

ne demek isteniyor burada?
0
ugokhan
(04.08.18)
cumle tercume mi?

basi ve sonu arasindan mantik hatasi / anlamsizlik var.

programa basvururken "internetten" okudum prospektusunuzu demek cevap olabilir. ama bunu ne yonde kullanmak istedi sacma olmus.. kullanip burayi bulduk ya iste.. is bitmis zaten.
0
parcxerox
(05.08.18)
daha önce böyle bir soruyla karşılaşmadım, ama bir çağrışım yaptı. bir hocam abd'ye doktora başvurusu yaparken okuyup bitirdiği textbook'ları başvuru mektubuna yazdığını söylemişti. belki bunun gibi bir şeyi soruyorlardır.
0
evanka
(05.08.18)
(12)

babası ölen 9 yaşında çocuğa kitap önerisi

diyojenimtırak
yıldızlara, gezegenlere ilgisi olan, henüz ölümün tam farkına varamayan kendi dokuz ama 12 yaş kitabı da okuyabilecek yeğenime kitap önerileriniz ne olur?uzayla veya ölümle ilgili çocuk kitapları önerilerinizi bekliyorum.("ördek, ölüm ve lale" kitabını nereye baktıysam bulamadım, o öneri dışı)
yıldızlara, gezegenlere ilgisi olan, henüz ölümün tam farkına varamayan kendi dokuz ama 12 yaş kitabı da okuyabilecek yeğenime kitap önerileriniz ne olur?

uzayla veya ölümle ilgili çocuk kitapları önerilerinizi bekliyorum.

("ördek, ölüm ve lale" kitabını nereye baktıysam bulamadım, o öneri dışı)
0
diyojenimtırak
(25.07.18)
cocuga olumle ilgili kitap alma fikrine nereden vardiniz merak ettim?babasi olen bir cocuga zaten evdeki kasvetten bunaldigi icin neseli birseyler alinir,zorla bak olumde var diye kitap almayi kavrayamadim.
0
duptıs
(25.07.18)
duptıs +1. Vazgeçin.
0
hipopotamus
(25.07.18)
bence tam tersine kafasını dağıtacağı, ilgi çekici bir kitap alınabilir. jules verne okuyordum ben deli gibi o yaşlarda. rüyamda bile dünyanın merkezine seyahati, aya yolculuğu gördüğüm olurdu.
0
biravekahve
(25.07.18)
bence 9 yaş olan biteni algılaması için küçük bir yaş değil. belli etmese bile farkında olduğunu düşünüyorum. ölümü naif bir şekilde anlatan bir hikaye yardımıyla konu hakkında içinde biriktirdikleri varsa onlar hakkında duygularını ifade edebilmesini sağlamak yararına olur. ama istemezse üstelememeli zaten. benim bir kitapçıda gördüğüm "elveda yaşlı rakun" diye bir kitap vardı. din temelinde ele alıyordu meseleyi. eğer tercih ederseniz bir bakıp kendiniz değerlendirebilirsiniz.
başınız sağolsun, ailenize sabırlar diliyorum.
0
evanka
(25.07.18)
Bence harry potter tarzı kitaplar okumalı.
Ben babamı kaybettiğimde 21 yaşındaydım ve İnanın sadece kafamı dağıtmak istiyordum. Sırf bu sebepten o dönem meşhur olan twilight serisini defalarca okumuşluğum vardır. Ki edebi eser severim ama insan ağır, dokunaklı şeyler yerine kafasını dağıtmak, başka şeyler düşünmek, başka dünyalara girmek istiyor. O daha çocuk, onu şuanki hislerinden uzaklaştıracak şeyler okuması ya da o tarz filmler izlemesi çok daha iyi olur.
0
mad madame
(25.07.18)
hassasiyetiniz için teşekkürler ama tam tersini düşünüyoruz, ki ördek, ölüm ve lale kitabı bize bir çocuk gelişimci tarafından önerildi. o yaşta bir çocuk ölümü nasıl sıradanlaştırabilirse o kadar sıradanlaştırmaya çalışacağız. çünkü henüz ev kalabalık(düşündüğünüz gibi kasvet baskın değil) ve babasızlığın farkında değil.

gökyüzüne meraklı bir çocuğu babasının oralarda olduğuna ikna etmek çok zor olmayacak, bu minvalde önerilerinize de açığız.
0
🌸diyojenimtırak
(25.07.18)
"gökyüzüne meraklı bir çocuğu babasının oralarda olduğu" şu kısmı okur okumaz aklıma jodie foster'ın oynadığı contact filmi geldi. kitaptan uyarlama film zaten.
ama kitap 9 yaşındaki birisine göre uzun olabilir. filmine bakabilirsiniz.
0
diyanet takvimi
(25.07.18)
Harry Potter +1

Ayrıca harry potter ölüm konusunu o kadar doğal ve anlamlı bir biçimde ele alıyor ki.. Felsefe Taşı’nı alın diyorum. Ben de okuduğumda 9 yaşındaydım.
Harry’nin babası ve annesi ölmüş olduğu için arasında bağ kurabilir ve bu konuyu kafasında oturtabilir. Soluksuz bir serüven olur bu yedi kitap.
0
helena
(25.07.18)
10 yaşındaki kızıma Türkçe öğretmeninin yaz tatilinde okuması için verdiği kitapları yazıyorum buraya. Bizim öğretmen her çocuğa farklı liste verdi, bizim kız okumayı sevdiği için biraz yaşının üstünde kitapları önermiş. Sanırım sizin yeğene de uygun olacaktır bu kitaplar. Sadako'yu iki günde bitirdi ve günlerdir bu kitap üzerinde benimle konuşuyor :)

PETEY- Ben Mikalsen

KIRIK ÇÖMLEK PARÇASI- Linda Sue Park

TROIA SURLARININ ARDINDA- Clamence Maclaren

APOLLON'UN GÖREVLERİ - Rick Rordan (seri)

SADAKO -Elenor Coerr

PERRY jACKSON VE OLYMPOSLULAR- Rick Rordan (seri)

ÇANTASIZLAR KAMPI- Behçet Çelik

DEDEMİN BAKKALI- Şermin Yaşar
0
old possum
(25.07.18)
harry potter + 1 diyorum.
0
the end of time
(25.07.18)
Kesinlikle Harry Potter. Son kitabı da bitirince aslında serinin ana konusunun ölümü kabullenip kucaklamak olduğunu anlıyorsun.
0
pitjantjatjara
(25.07.18)
Ölümü neden sıradanlaştırmaya çalışıyorsunuz ben anlayamadım? Ölüm sıradan bir şey değil ki. Her gün ölmüyor insanın babası. Bu konuda yetkin biri değilseniz, böyle bir işe girişmeyin. Yok girişecekseniz de bir profesyonelden akıl alın.
0
windowsguvenlikduvari
(25.07.18)
(7)

Hangi küpe kizlar

melancholia
1https://www.swarovski.com/Web_TR/tr/5382367/product/Lilia_Fig_İğneli_Kuepeler,_Beyaz,_Pembe_altın_kaplama.html2https://www.swarovski.com/Web_TR/tr/5347217/product/Halve_İğneli_Kuepe,_Siyah,_Pembe_altın_kaplama.html3https://www.swarovski.com/Web_TR/tr/5382364/product/Lilia_İğneli_Kuepeler,_Beyaz,_Pe
1
www.swarovski.comİğneli_Kuepeler,_Beyaz,_Pembe_altın_kaplama.html
2
www.swarovski.comİğneli_Kuepe,_Siyah,_Pembe_altın_kaplama.html
3
www.swarovski.comİğneli_Kuepeler,_Beyaz,_Pembe_altın_kaplama.html
4
www.swarovski.comİğneli_Kuepeler.html
Sevdicek icin.
0
melancholia
(12.05.18)
1 ya da 4.
0
poncikkurabiye
(12.05.18)
2
0
evanka
(12.05.18)
1
0
i m cool with that
(12.05.18)
2
0
damla sakızlı dondurma
(12.05.18)
1
0
curukturpkokusu
(12.05.18)
1 cok kibar
0
balik kraker
(12.05.18)
4 veya 1.

(1'i hemen hemen her kıyafetle kullanabilir bu arada)
0
cymbelina
(12.05.18)
(4)

badi listesi

evanka
merhabalar,eskiden badi listesi vardı, yani yazarlar liste halinde görünüyordu. epey bakındım ama bulamadım. sözlüğün şimdiki formatında bu listeyi görebilme imkanı var mı?
merhabalar,
eskiden badi listesi vardı, yani yazarlar liste halinde görünüyordu. epey bakındım ama bulamadım. sözlüğün şimdiki formatında bu listeyi görebilme imkanı var mı?
0
evanka
(26.04.18)
tabudeviren
(26.04.18)
@tabudeviren çok teşekkür ederim.
0
🌸evanka
(26.04.18)
olay sekmesinin yanında üç nokta var. orada takip/engellenmiş kısmından görebilirsin.
0
rahat ya
(26.04.18)
@rahat ya teşekkürler, kolay da bir yerdeymiş nasıl göremediysem :))
0
🌸evanka
(26.04.18)
(16)

Menemen

lana del rey
Nasıl yapıyorsunuz menemeni? Var mı püf noktalarınız ya da ufak tefek dokunuşlar.Birde hangi baharatları kullanıyorsunuz?Teşekkürler!
Nasıl yapıyorsunuz menemeni? Var mı püf noktalarınız ya da ufak tefek dokunuşlar.

Birde hangi baharatları kullanıyorsunuz?

Teşekkürler!
0
lana del rey
(24.04.18)
tereyağ,biberler çok ince olacak baya çok çok ince,
direkt domates değil domates sosu,
karabiber,tuz,pul biber ve az kimyon,sarımsak tozu
yumurtanın sadece sarısı beyaz yok.
0
prezarlatif
(24.04.18)
Tereyağ + sıvı yağ.
Üstüne soğanı at. Pembeleşinde biberleri.
Üstüne domatesi.
Domatesler kendinden geçince yumurtaları çak ve karıştır.
0
teknikekip
(24.04.18)
herkesin ağız tadı farklı bir kere. benim yaptığımı sen beğenmezsin, senin yaptığını ben beğenmem.

soğanlı olur soğansız olur tartışmasına dönmesin. ben mesela yumurta sevmem. tek başına yumurta yiyemem. ne kadar başka şeyle karışırsa o kadar yenir olur benim için. o yüzden menemene soğan koyarım.

tereyağ + zeytinyağı. üstüne ince kıyım soğan + biber. biberler ölünce kabuğu soyulmuş ve doğranmış domates. domateslez biraz kendini bırakınca önceden çırpılmış yumurta. sonra iyice birbirine geçirene kadar karıştırılacak. baharat olarak tuz, karabiber, acı toz biber ve pul biber.

mesela kimisi yumurtayı kırıp karıştırmadan bırakır, öyle sever. kimi benim gibi iyice harç eder. kimi az pişirir, cıvık cıvık yer, kimi çok pişirir kerpiç gibi yapar. kimi bol domatesli, kimi domatesi koklatır bol yumurtalı. soğan tartışmasına hele hiç girmiyorum.

yani menemen kadar değişik ağız tadına hitap eden bir şey daha yok.
0
kibritsuyu
(24.04.18)
Zeytinyağı
Ince halka şeklinde kıyılmış yeşil biber
Kabukları soyulmuş küp küp doğranmış domates
Ince kıyılmış maydanoz
Kasede 2 köy yumurtasıni çirpıp icine tuz, kuru reyhan, karabiber, pul biber, rendelenmiş kaşar
Domateslerin üzerine bu karışımi döküp afiyetle yenir. İsteğe gore kaşarin yerine ya da yanına kavurma da eklenir.
0
Amaranta ursula
(24.04.18)
sadece tereyagi (sivi yag kullanmadan)
baharat olarak da sadece karabiber tuz
0
acetaminophen
(24.04.18)
Sarimsak
0
japon askeri
(24.04.18)
bence zeytinyağı baya etkili ve mümkünse üzerine sadece bir adet yumurta kırın, domatesler salkım olsun, biber ve soğanları çok pişirmeyin, parlaklığını yitirmesin yani.
0
blue rebel motorcycle club
(24.04.18)
Domatesler pişerken çatalla ez iyice özleşsinler.
0
for day to break
(24.04.18)
Küp küp doğranmış acı turşu biber. Ocaktan almaya yakın serpilen karabiber ve ince dilimli sucuk. Benim standart dışı olarak eklediklerim bunlar
0
kablelvuku
(24.04.18)
zeytinyağıyla pişirdikten sonra en son servis aşamasında üzerine kavrulmuş tereyağı gezdirmek de güzel oluyor.
0
evanka
(24.04.18)
Menemen gerçekten herkesin farklı yaptığı ve farklı sevdiği bir yiyecek. "Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır" şeklindeki mantıksız hali yerine, aynı anlam ile yoğurt yerine, "...menemen yapışı vardır" şeklinde değiştirilmeli bence. Menemene gelirsek; tereyağı (biraz zeytinyağı belki), biber, kabuğu soyulmuş domates ve çırpılmış yumurta şeklinde ve sırasında. tuzu ve baharatı zaten uygun miktarda ve keyfe göre eklenen şeyler. keyfe göre kaşar eklemişliğim çok. nadir de olsa sucuk ya da sarımsak da eklerim ama soğan: ı ıh.
0
nawar
(25.04.18)
@japon askeri+1

sarımsak kullan @lana sarımsak kullan...ne fazla, ne az..başka dünyaların kapısını aralayacaksın...
0
AlsterWasser
(25.04.18)
domatesin kabuklarını soy ya da rendele içini. domates sararana kadar pişir. daha güzel olduğuu göreceksin. ayrıca en son üzerine ince ince kaşar dilimle altını kapattıktan sonra üzerine koy, sıcağıyla erisin.
0
blue eyes white dragon
(25.04.18)
eski iş yerimde şahane yapardım. gel gör ki evde meyve dahi yemiyorum, bırak yemek falan yapmayı.

sarımsak +1

biber kızaracak! haşlanmayacak. çorbaya dönmeyecek çıkan yemek.
0
runagain
(25.04.18)
menemen sogansiz olur. soganli olanin adi menemen degildir, baska bir seydir, onun ismini bilmiyorum.

mezemeler: yag, tuz, biber, 4 domates ve 1 adet yumurta.

yapim asamasi: once yagi isit, sonra dogradigin biberleri ekle. biberler biraz kizarsin, sonra dogramis oldugun domatesleri ekle. piserken karistirmaya devam et. tuz ekle. biraz daha karistir. domates suyu azalana kadar isitmaya devam et. en son yumurtayi ekle ve ocagi kapat. karistirmaya devam et. uzerine biraz kirmizi pul biberi serp.

afiyet olsun.
0
tomcruise
(25.04.18)
Önce zeytin yağı, sonra biber. Ardından teryağıyla çok hafif domates salçası. Sonra domates ve en sonunda çırpılmış yumurta.

Varsa üzerine mozerella rendelerim.

Çok hafif salça çakınca bambaşka oluyor bu meret ben söyleyeyim.
0
noluyo yaa
(25.04.18)
(4)

suna benzer örnekler verebilir misiniz?

kurnaz
sözlesme diyince akla dolma kalem ve kagit,cinsel problemler diyince yatagin kenarinda dertli adam gelmesi gibi örnekler.her alanda olabilir beyin firtinasi gibi.
sözlesme diyince akla dolma kalem ve kagit,

cinsel problemler diyince yatagin kenarinda dertli adam gelmesi gibi örnekler.

her alanda olabilir beyin firtinasi gibi.
0
kurnaz
(10.11.17)
call center deyince kulağında kulaklıkla gülümseyen kız
0
ruhu sarisin
(10.11.17)
(bkz: thesaurus)
0
sarper361
(10.11.17)
- mühendislik deyince masa üstünde çizimle uğraşan mühendislerin tepeden çekilmiş fotoğrafı

- aksiyon filmlerinde konteyner limanında kovalamaca ya da uyuşturucu ticareti sahnesi

- sol ayağını kaldırıp götünü hafif açıyla kameraya çevirerek benim götüm var ve güzel pozu veren kız
0
japon askeri
(10.11.17)
diyet deyince elinde yeşil elma tutan kumral saçlı at kuyruklu kadın.
0
evanka
(10.11.17)
(1)

Acil ODTÜ öğrencisi aranıyor: Kayıt Durumu

inafkafi
Ders kayıt onayı için danışman hocama mail attım, listesinde görünmediğimi söyledi.Student Semester Details'te Not Registered ve haliyle Not Approved olarak görünüyorum.Herhangi bi borcum morcum da görünmüyor sistemde.Bu neden olabilir? Okula gidemiyorum şu an. 4 saatim kaldı bi yardım ediverin be.
Ders kayıt onayı için danışman hocama mail attım, listesinde görünmediğimi söyledi.
Student Semester Details'te Not Registered ve haliyle Not Approved olarak görünüyorum.
Herhangi bi borcum morcum da görünmüyor sistemde.

Bu neden olabilir? Okula gidemiyorum şu an. 4 saatim kaldı bi yardım ediverin be.
0
inafkafi
(14.02.14)
4 saatiniz kalmadı telaşlanmayın, kayıtlar pazartesi de devam ediyor.

Peki sizde kayıt sayfasında danışmanınız görünüyor mu? Sistemle ilgili bir sorundur, danışman atanmamıştır belki.

Bunu en iyi öğrenci işleri bilir. Telefonla ulaşmaya çalışabilirsiniz. Veya bölüm sekreterine sorulabilir..
0
evanka
(14.02.14)
(4)

acımak gibi değil gibi

fosforlu cevriye
küçükken çok duygusal bir insandım. büyüdükçe mekanik daha realist bir insan oldum. ama dönem dönem çok tuhaf bir duygu buhranına giriyorum.birinde bir şeye ilişkin bir büyük bir heyecan görünce direk gözlerimden yaşlar akmaya başlıyor. nedenini kendi kendime epeyce bir süre bulamadım. sonra acaba y
küçükken çok duygusal bir insandım. büyüdükçe mekanik daha realist bir insan oldum.
ama dönem dönem çok tuhaf bir duygu buhranına giriyorum.
birinde bir şeye ilişkin bir büyük bir heyecan görünce direk gözlerimden yaşlar akmaya başlıyor. nedenini kendi kendime epeyce bir süre bulamadım. sonra acaba ya bu kadar heyecan boşa giderse gibi bi düşüncem olabileceğini düşündüm.
bu heyecan o kadar basit ki.
mesela geçen bir arkadaşım şu yeteneksiz sizniz deki bahayı izletti. o çocuğun heyecanı bateri çalarken kan ter içinde kalması, saçını düzetirken bir yandan çalmaya devam etmesi adeta benim için hayata dair iç burkan detaylar. nesinden etkileniyorum bu kadar bilmiyorum.
sonra babam doktor tavsiyesiyle diyete başladı onun o heyecanı, ne bileyim sabahtan yiceklerini hazırlaması bununla uğraşması gerçekten önem vermesi -abi şuan yazarken bile kontrolsüz bi şekilde gözlerimden yaş akıyor.- işte beni böyle bir tuhaf yapıyor.
hiç bir ağlamaya benzemiyor. çünkü içimdeki duyguya tam olarak bir şey diyemiyorum. ama gözlerimden çok sıcak ve çok miktarda yaş akmaya başlıyor.
normalde ağlayan biri değilim. ağlamaktan nefret ederim.

örnekleri daha çoğaltabilirim. bazen bunları sadece düşünmem bile salya sümük olmam için yetiyor. durup dururken bir anda gözlerim sulanıyor böyle şeylerden dolayı.
böyle olanlar var mı? manyak mıyım ben?
0
fosforlu cevriye
(20.03.13)
yakın bir şey dönem dönem bende de olur, mesela bi çocuğun çok güzel piyano çaldığını göreyim gözlerim doluyor direkt. örnekleri o kadar çok ki birinn bir şeye mutlu olduğunu göreyim, sevdiğim bi şarkıyı birinin çok güzel söylediğini duyayım falan... küçükken ben de odam kireç tutmuyor türküsüne daha 3-4 yaşındayken ağlıyordum düşün o kafayı. büyüdükçe geçiyor diyordum ama bence geçmiyor, büyüdükçe sadece kendine öyle olmaman gerektiğini öğretiyorsun sanırım ama aslında hala duygusalsın.
0
april12th
(20.03.13)
Dipte derin bir depresyon var gibi sanki. Yani birkaç seans psikologa gltsen sanki böğüre böğüre dertlerini anlatacaksın gibi. Uzman yardımını düşün...
0
sen git ben geliyorum
(20.03.13)
duygularınızı bastırdığınız için patlak veriyor bir noktada. telaşlanacak bir şey yok, kimin ne dediğini siklemeden rahat rahat duygularınızı gösterin.
0
zombie0
(20.03.13)
aynısı bende de var. yazdıklarını okurken salya sümük oldum misal. kendimdeki bu durumu senin kadar güzel tanımlayamamıştım hiç: "hiç bir ağlamaya benzemiyor. çünkü içimdeki duyguya tam olarak bir şey diyemiyorum. ama gözlerimden çok sıcak ve çok miktarda yaş akmaya başlıyor." bazen böyle otobüste giderken gözlerinde samimiyet gördüğüm yaşlı insanları veya çocukları görünce tutamıyorum kendimi. yalnız hiç de farklı bişey yapmıyolar bu insanlar; mesela kaldırım kenarında bekliyor, ama o görüntü bile bana dokunuyor. veya aynen dediğin gibi insanların bişeye heyecanla emek verdiklerini görmek/hatırlamak da.. gerçi kendimdeki durumu hiç tuhaf karşılamadım, benim de yapım böyle diye düşünüyordum hep. manyaklık değil (haayııırr ben deli değilim!!), insanlar çeşit çeşit :)
0
evanka
(20.03.13)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.