Cekya çok az vize veren ülkelerden biri bana 4 günlük tatilim için 4 gün vermişti, önceden başka vizelerimin olmasına rağmen. Ama pandemiden önceydi son durum nedir bilmiyorum.
İkinci olarak geçen aylarda fransadan 1 yıllık vize aldım ama önceki vizem de fransaydı ve davet mektubum vardı sanırım bunun etkisi var.
En önemlisi ise para durumu hesabınızdaki paranın uzun zamandır orada hareket etmeden duruyor olması çok önemli 1 aylık yeni gelmiş parayı çok dikkate almayabilirler. Size ait olmasada bi para hesabınızda uzun zamandır duruyorsa sıkıntı olacağını sanmam.
Bir de öğretmen kimliğiniz vs varsa onu da belgelere koyun isterseniz.
Bazı belgelerin ingilizcesini talep ediyor konsolosluklar o belgeleri de ingilizce almanızı öneririm.
Bunun yanı sıra otel ve uçak rezervasyonunuz olması da çok önemli
Umarım alırsınız

çoğu ülke girişte pasaportun en az 6 ay daha kullanım süresi olmasını istiyor, bunu da göz önünde bulundurun.

Birikim hesabı size mi ait değil mi anlamadım.

''Birikim hesabımda (bana ait değil xd).''

Ben kendi hesaplarım arasında İşbankası vadeliden, vadesiz hesabıma transfer yaptım. Şüpheli para diye vize reddi almıştım.

regl dönemi ile bunların ilgisi yok, istediğiniz dönem çekilebilir ( meme mr için kısıtlama var).

ikisini aynı güne randevu alıp önce mamografi sonra usg yapılması doğru olur.

Ben 2 yılda bir ultrason çektiriyorum, regl döneminde gelmemen söylenmişti, reglden sonra gidiyorum hep. Randevuya bağlı bence aynı gün alabilirsen neden çektirmeyesin, sadece mamografi için 40 yaş ve üzerini çektirdiklerini biliyorum, eğer riskli bir durum yoksa

Vize limitini aşmadıysanız (toplam 6 ay içinde 90 gün gibi), dönüş biletinizi de ibraz ederseniz sorun olmaması lazım normal şartlar altında.

Prag bana 4 günlük tatile 4 gün vize vermişti, öyle bi durumda bile gittim geldim. Bence bir sıkıntı olmaz sadece uçağı kaçırma korkusu olmuştu belki sıkıntı yaratırlar diye korkmuştum

Normalde sorun olmaması lazım. Ama kapıdaki memur, ülkenin bu aralar politik durumu, hatta senden önce geçen adamın memurla yaşadığı bir sorun, hatta türkiye'yle ilişkiler gibi o kadar değişken var ki, 1000'de 1 bile olsa piyango vurabilir.

arada bir cicek al.
arada bir disari cikart.
beklenmedik anlarda op, kokla, gozlerine bak.
onemli gunleri hatirla, hazirlik yap.
elbise, telefon, canta vs.. arizalari varsa ondan habersiz tamir ettir yada yenile.

karim olsaydi oyle yapardim heralde.

Yani öyle şeyler gördük ki, ben asgari birkaç şey yazmak istiyorum.

Sokakta yürürken/internette gezinirken “şu kadın ne tatlıymış/güzelmiş” demeyiverin.
Yaşanan anı güzelleştirmeseniz de olur ama bari her boku eleştirip anı piç etmeyin.

Bir de hediye alma, yemeğe çıkarma olaylarını söylemiyorum çünkü bunlar bir tek erkeğin görevi değil. Kadından da böyle şeyler geliyorsa karşılıklı jestler yapmak çok güzel.

Yemek hazırlayın. Güzel Bi masa, sarap ve mum ambiyans katar.

Sevdiği bir tatlı ve güzel bir şiir ile beraber paket yapıp verirdim. Beraber romantik filmler izlerdim.

ellerini avuç içinize alın öpün koklayın, sarılın saçlarını koklayın. bolca sarılın temas edin. ama bir bebeğe bir çiçeğe dokunur gibi nazik ve usulca yapın bunları.

Ben de romantik değilim. Bu yaştan romantik olmaya çalışsam, komik kaçardı. En yapılabiliri: buenosdias, faredenkorkankedi demiş.

Konser bileti, sinema bileti gibi şeylerle ona süpriz yapabilirsiniz. Sevdiği bir yiyeceği almak, iş yerine habersizce çiçek göndermek

hiç beklemediği anda sokakta elini tutun, beklemediği anlarda seni seviyorum deyiverin, gözlerinin içine güzel bakın, hiç bir neden yokken iyi ki seninleyim diye hatırlatın, kadınlar için söz pırlantadır (herkes için değil tabii).

iltifat romantizmin %80i falandır. gerisi de yazılanlar.
köprüyü geçene kadar iltifat ediyoruz genellikle o yüzden bir boşluğa düşüyor kadınlar.

bence bu romantizm olayinin en temel noktasi, partnere zaman/ilgi ayirmak.

ama bunu "isten dondum, aksam bi saat tv basinda takildik, sonra isleri halledip yatip uyuduk" seklinde yapinca iliskiler tekrara dusuyor ve sikicilasabliyor. onun yerine, sadece birbirinize odaklanacaginiz (cocukla zor olabilir, daha o level'a gelmedim ben :)), birbirinizle iletisim kuracaginiz ozel bir zaman yaratmaniz yeter.

bunu nasil yapacaginiz size kalmis, esinizi en iyi siz taniyorsunuz. ister bir hobiyi paylasin, ister yeni bir seyi beraber deneyin, ister yuruyuse cikin. Onemli olan, o an sadece partnerinizle olmak bence.

buradaki bazi tavsiyeler (cicek, siir, konser) vs. kimi insanin hosuna gider kiminin gitmez. o yuzden kokorecciye goturun gibi bir sey demeyecegim. ama su yukarida yazdigim sey benim icin cok onemli, hem sevdigim insanlara yapmaya calisiyorum hem de bana yapildiginda cok mutlu oluyorum.

Romantik değilsen, romantik olmaya çalışma. Dozunu tutturamazsın.
Zaten de onlarda genel bir yetinmeme huyu vardır.
3 kez çiçek alırsan dördüncü kez almamış olman konu edilir.
3 kez özel günü hatırlarsan 4 üncüyü unutma hakkın yoktur.
Gelmişin 30 lu yaşların sonuna, bundan sonra değişiklik yapmamanda fayda var.
Ama illa da yapacağım diyorsan, senden hiç beklemediği ama yaparsan mutlu olacağı KÜÇÜK şeyler bul. Ama sadece bir defa yap.
Mesela çok yorulduğu bir gün, 'Bugün çok yoruldun, gel ayaklarına masaj yapayım.' de, al ayaklarını kucağına masaj yap. Ama dediğim gibi. İkincisi olmasın.

Eşinizle birbirinizin sevgi dilini (love language) öğrenin. Birbirinizi buna göre sevin. Herkes aynı şeyleri romantik bulmuyor çünkü. Bence birbirinizi bu şekilde keşfetme çabaları bile romantik ^^

Arada rutinden çıkmak da faydalı.
Hayat akışınızı bilmediğim için kendimizden örnek veriyorum, dizi + çay alışkanlığınız varsa, bir akşam da kahve Bailey's önerin. Eşiniz bulaşık/çamaşır makinesini boşaltacak ama üşeniyorsa, siz yapıverin (doğru yerlere koymak kaydıyla, yoksa ters teper). Ne bileyim araç kullanıyorsa deposunu dolduruverin, ertesi güne para cekmeyi unutmuşsa üşenmeyip akşam gidip cekiverin, sen uğraşma diye yaptım deyin, ama başına da kakmadan, tatlı tatlı.

Hayatı kolaylaştıran ve rutinin dışına minicik de olsa çıkan düşünceli jestler, bence daha anlamlı.

cedilla, inawen ve reavelyn +1
romantiklik illa ozel gunlerde cicek almak, mum isiginda yemek falan degil bence. zaman ve ilgi, sevildigini hissettirmek onemli.
dusunun eve geldiniz, ilk ne yapiyorsunuz? esinizi mi opuyorsunuz, gulumseyerek sariliyor musunuz yoksa gunden sikayet ederek mi? eve geldiginizde esinize sarilin ve opun mesela, ozledim diyin, umarim gunun guzel gecmistir ile baslayip sonra kendi sikayetinizi dile getirin.
hic sebebsiz cicek alin alacaksaniz.
ilgi gosterin. birbirinizin hayatini kolaylastirmaya calisin.

arada romantik ol diyorsa esiniz, belki biraz sevildigini hissetmeye ihtiyaci olabilir. sevildigini hissettirin. televizyon izlerken elini tutun, basinizi omzuna, dizine yaslayin, sevdiginiz soyleyin. illa yemege cikartmaniza gerek yok.

Bu konu ne zaman açılsa yazar John Gray'in ted konuşması aklıma geliyor. Bir göz atın derim:
(git: www.youtube.com

Gary Chapman'da beş sevgi dili kitabında, sevgiyi göstermenin yolları olarak bunları tanımlıyordu:
- Takdir ve Onay sözleri
- Fiziksel temas
- Hizmet davranışları (ona özel bir şey yapmak)
- Kaliteli zaman
- Hediye vermek

bunlardan kendi karakterinize uygun varyasyonlar yaratabilirsiniz.

Tabi ki yatırım tavsiyesi değildir ama ben kendim yurtdışına tatile gitmek istediğimden eur alıyorum azar azar mesela bi 50 eur alıyorum bi hafta sonra daha düştü yine bi 50 alıyorum, onun dışında tefaş fonlarından alıyorum, onun dışında kur korumalı mevduatta avantajlı gözüküyor. Yada borsa da azar azar bist 100 hisselerinden alabilirsiniz.

Ben de pek anlamıyorum ama sepet yapmak mantıklı geliyor. Altın, dolar, euro almak risksiz sanki.

Döviz ya da yabancı hisse senedi bazlı fonlara otomatik alım talimatı verebilirsin. Hatta bir kısmı fon bir kısmı da otomatik altın hesabı olabilir.

Altın hesabı aç guvenilir bir bankadan. Her ay gram altın al

her ay 3-4 tane gram altın alın.

Merhaba. Yakin zamanda sat al yapmaya ihtiyac olmayacagi tahmin edilen kisimlar icin altin alinabilir. Nakite donme riski olan kisimlar icin kisa vadeli veya para piyasalarindan doviz bazli olan bir fon ile tl bazli olan bir fona pay edilebilir. Fon bilgisi edinmek istemiyorum dersen o kisim icin alternatif vadeli dolar.

1 sene icinde bozdurma ihtimali varsa altin onermem. ben kaybetmistim 10 yil evvel. ayni sene icinde (8-10 ay diyelim) satmam gerekti, aman aman bi kaybim yok ama neticede aldigimin altina sattim (grami 102'den almis, 98'den satmistim. simdi grami 1000 lira :'))

TL olarak kalmasin da ne olursa olsun.

Gidecegin ulkeye gore degisiklik gosterebilmekle beraber, yaklasik isin geregi kadar vize veriyorlar, yani 5 gunluk bir egitim icin 8 gun vize gibi.

Aslında bu süre olayı değişiyor misal ben 5 günlük bir eğitim için Almanya'ya gitmiştim. 6 aylık vize vermişlerdi.

ileri tarihte bir daha gideceğini belgeliyorsan o ileri tarihi de kapsayacak şekilde uzun veriyorlar.

Global bir firmada çalışıyorsan ordaki şubeden davet geliyor ve o davetle başvurursan uzun vize çıkabiliyor mesela son zamanlarda tanıdıklarıma 5 yıl gibi bir süre vize çıktı ve tekrar vize sürecini yaşamalarına gerek kalmıyor

Buyuk olcekli bir firmada calisiyorum musteriden veya tedarikciden dsvetiye aliyordum. Min alti ay max 2 yil vize cikmisti.

ülkeye göre değişiyor. avrupa mesela her seferinde daha uzun veriyor ama ilk 2-3 vizeyi tam gerektiği kadar alıyorsun.

Bu kişiye uygun dille rahatsızlığınızı dile getirdiniz mi? Eğer getirdiyseniz yöneticiniz bu durumun farkında mı, ona aktardınız mı?

Dile getirmedim kendisine ama egosu öyle yüksekki asla insanları değiştiremezsiniz o yolu o yüzden denemedim. Ama yöneticimle konuşmayı denicem artık

bas edemezsin bunlarla, ugrasma derim. onun konfor alani olmus orasi artik. yoneticiye soylediginde de bi sey yapmaz. seni hakli bulur ama ona kimse dokunmuyordur artik orada. kapa kulaklarini isine bak madem memnunsun. tek yapabilecegin antipati toplamayacak sekilde kendini ezdirme. sessiz kalma yani. boyleleri onu umursamiyorsun diye algilamaz bu sessiz kalisi cunku. sindirdim diye dusunur.

boyle uc kisiyle karsilastim gecmiste. birinde dayanamadim isi biraktim (kucuktum, ilk isimdi). birinde kavgami ettim yeri gelince, devam ettim ise. birinde de ortamin iyi olmasindan dolayi o yokmus gibi davranabildim. o ucuncu kisi iste kimsenin dokunmadigi ama herkesin rahatsiz oldugu biriydi. yoneticiyle aramda abla kardes iliskisi olustu bi sure sonra boylece o kisi de bana bi yerden sonra yaklasamamisti. dusun ki yonetici sen uyma ona bosver onu falan demisti :))

Elektrikli bisiklet.

belli bir zamanı olmaksızın soundbar. evdeki yaşam kalitesini 3 katına çıkarıyor resmen.

mutfakta bir şeyleri buzdolabında depolamak için streç film yerine silikon kapaklar var. onlar harika ürün.

elektrikli scooter, su marti denen zimbirtidan. evi merkeze alip 3-4km capindaki her yere bu alet ile gidiyorum. parayi toparlarsam da horwin ek1 ya da ek3 almayi istiyorum.

Victorinox bıçak.

Xiaomi laser 150 projeksiyon, şimdi yanına yaklaşılmıyor, aldığımızdan beri sinemaya gitmedik.

haşlanmış yumurtayı az / orta pişmiş seviyorsanız dublör yumurta veya yumurta pişirme makinesi.

airfryer çok sevdim. ocağım kullanışsız, bulaşık makinesi yok ve tekim o yüzden tam benlikmiş.

www.n11.com

Yağsız fritöz
Tefal tencere tava seti
Robot süpürge
E kitap okuyucu
Balkon salıncağı
Akıllı saat
Ekmek yapma makinesi
Flash Black çadır
Kamp sandalyelerim ve masam
Philips traş makinem
Windfree klima
Etap Marathon 3200 fön makinem
Arabam ve bagajındaki kamp malzemelerinin tamamı,
Bluetooth hoperlörüm
Bisikletim
Süt taşırmaz :) (çok işe yarıyor)
Damlatmaz yağdanlıklar :) (Bunlar da)

Kurutma makinesi
Robot süpürge
İlbay toz bezleri
Klima
Victorinox bıçaklar ve soyma aparatı

SSD aldım 11 senelik bilgisayarima harika oldu

Soundbar, Dyson dik süpürge, Apple TV

airfryer

www.trendyol.com

bu ürünü 5 yıldan fazladır kullanıyorum

evde fakir'in makinesi var vasat.
ofiste arçelik var. güzel yapıyor ama ben sıkıldım ondan da. çünkü nereye gidersen git her yerde bu makine var ve bütün kahveler aynı artık.

biz o yüzden bir süredir evde, bakır cezvede buz gibi su ile kahve yapıyoruz. şiddetle tavsiye ederim. bakır cezve dediğin de bi su tut temizleniyor hemen.

illa makine diyorsan da arçelik al, rahat et.

Arzum okka var 5 yıldır bende, suyunu kendin koyuyorsun ama rahat 4 bardak çıkartabiliyor. Ve hiç şikayetçi değilim. Otomatik olanlar sensorden dolayı daha hızlı bozuluyor bence.

bakır cezveyi geçen ocakta unuttuk sizlere ömür

birde acaba sağlıklı mı uzun süre kullanmak diye düşündük

arçelik gibi duruyor aynen

ben yaptırdım, aslında muayene ederken yaptı doktor. Sinüslere gitme kısmında birazcık canım acıdı ama öyle anestezi vs. gerektirecek kadar da değil. Ama pcr bile yaptıramayan bünyeyi de sarsabilir neticede burnun ucuna kadar demir bir boru giriyor.

Muayene ederken yaptı bana da. Yani öyle ayrı bir ooerasyonluk iş değil. Basit. Burnundan sokuyor çubuğu bakıyor. Huylanma vs durumunu bilemiyorum. Ama sırf bunun için anestezi falan çok gereksiz olur. Brnimki 1 dakika falan belki sürmüştü. Gözün yaşarıyor. Çok rahaysız okursn o an, söylersin çıkarır. Dediğim gibi, çok basit bir şey.

Mide ile ilgili endoskopi olmuştum ancak uyutulduğumdan ne önc ene sonra herhangi bir hassasiyet hissetmedim. Burundan da sanırım bahsettiğiniz şey yapmıştı doktor ama adının endoskopi olduğunu bilmiyorum bi kamerayla incecik resmen beynim kadar sokmuştu o kadar hissedeceğimi düşünmemiştim. Ama öncesinde burnun iç üst kısmına bi pamuklu uyuşturucu bir şey koydu o biraz uyuştuktan sonra baktı ilk girdiğinden gözümden yaş gelmişti beklemedğim bir şeydi ama dayanılmıcak bir şey değil sanırım pamukla az da olsa uyuşturabiliyorlar. Ama bana habersizce sinüslerine bakalım diyip yapmıştı ve yaşım bayagı küçüktü

o kadar hızlı gerçekleşiyorki buruna girme olayı anlamıyorsun, zaten ekranda sende kendi burnunun içini incelediğinden dikkatin dağılıyor, panik yapma kolay bişey

Benzer cevabı çok soruya veriyorum. Daha önce okuduysanız kusura bakmayın.

S5 Max aldım, 4-5 ay kadar oldu memnunum.

S6 Max V alsaydım da evde değilken kameradan köpeğime baksaydım güzel olurdu. (Bir şeye takılınca veya bir obje tarafından engellenince onun ne olduğunu bilmek de fena olmazdı. Ama kamera sayesinde kablolardan, yerdeki engellerden kaçındığı pek doğru değilmiş)

S7'nin silme aparatı silerken titriyormuş. Fayanstaki kahve lekesi gibi kirleri almakta daha iyi olurdu ama %25 fiyat farkına değeceğine ikna olmadım. Youtube'dan izlediğim temizlik testlerinde S5 Max S7'den azıcıcık da olsa daha iyiydi.

Özetle; kedi, köpek veya evi kamerayla uzaktan görme ihtiyacı varsa S6 Max V, öyle bir ihtiyaç yoksa S5 Max.

Aynı ikilimde kalıp s7 aldık, gayet memnunuz. 1. Olarak yerlerim hep açık olduğundan benim için silme özelliği iyi olması gerekiyordu yoksa süpürmesi s5 ile aynı yaklasık olarak diye biliyorum. 2. Olarak süpürgenin altındaki fırçası s5’te kıllı bir fırça yani saç maç takıldığında temizlemek gerekicek sürekli, ancak s7 deki fırça tipini değiştirmişler ve kıllı bir fırça değil bu özellikten gayet memnunum. 3. Olarak s5 çok önceki yıllarda çıktığından daha eski bir teknoloji bu yüzden bu aleti alıyorken son çıkanı daha geliştirilmiş olanı almak istedik, onun dışında s6 mı s5 mi diye araştırırken herkes s5 i tavsiye etmişti ama s7 için imkan varsa s7 almanızı öneririm demişlerdi. Silme özelliği bakımından da s7 benim viledayla sildiğim yoğunlukta silebiliyor gayet yeterli geldi bana tabi düşük modda değilken. Şimdiden hayırlı olsun

hayır bırakmıyor. excel 2010 kullanıyorum. yeni versiyonlarda kalkıyorsa bilmiyorum.

support.microsoft.com
gerçekten kanayan bir yaraya parmak basmışsınız. Kanayan ve dikmek yerine sürekli turnike yaptığımız bir yara.

Yıllardır düşündüğüm bir konuya inşallah açıklık getirilir bu gece, teşekkürler

i.hizliresim.com

bu değil mi istediğin? bunları seçtim sonra boş olanları ctrl ile seçmedim.

aynen öyle, sürümle alakalı aslında. yeni sürüme geçmeni tavsiye ederim çok daha iyi her anlamda. ve acısı, çözümü yok eski sürümlerde.

ya google sheets kullanın bedava

17-18 sene öncesinden beri sadece kuyumcular yapıyor diye biliyorum.

2023 sonuna kadar yasak.

Ifrs ve TFRS’ye göre geçmek zorunda. Yasala göre 31.12.2023’te geçilecek. Şirketlerin 2 defteri ve finansalları olur, yasal ve ifrs.

Enflasyon muhasebesinde her ay 100 lira kar edilsin, ikinci ay 100 ve ilk ayın endeksi 90 toplam 190, üçüncü ay ilk ay 80, ikinci ay 90 üçüncü ay 100, toplam 270 kar olur. Aslında kaydi olarak 300 kar vardı. Böyle devam eder. Ocak karı yıl sonunda 100’den 50’ye bile düşebilir. Yıllık 1200 kar belki de 700-800 olur. Sermaye hesabında dağıtılmamış karlarda da endeksleme yapılır. Şirket cücük kadar kalabilir.

Normalde bu sene geçilmesi lazımdı ancak hükümet erteledi.

Sebebi de dediğiniz gibi deli gibi karlar = çok vergi. Enflasyon muhasebesi olsa, herkes zararda gözükecekti.


.

Vergi usul kanununa göre oluşturulan finansal tablolar ile bağımsız denetime tabi kurumların ufrsye göre oluşturdukları mali tablolar birbirinden farklıdır. vuk’a göre enflasyon düzeltmesi yapılması şartlara bağlıdır. Ufrsye göre oluşturulan bilançolarda ise daha esnek değerleme ölçüleri belirlendiğinden hakkında tarihi maliyetle değerleneceğine dair standart bulunmayan iktisadi kıymetler için enflasyon muhasebesi her halükarda uygulanabilir.

Yani kap’ta yayımlanan bağımsız denetimden geçmiş finansal tablolardaki tutarlar ilgili standartların elverdiği şekilde enflasyondan arındırılmış şekilde gösterilir. Yukarıdaki arkadaşların bahsettiği erteleme olayı vuk’taki enflasyon düzeltmesi. Vuk ile ufrs arasında birçok fark var. Örneğin vuka göre senetsiz alacaklar ve borçlar için reeskont hesaplanamaz ama ufrsye göre senetsiz alacak ve borçlar için de reeskont hesaplanabilir.

Ifrs tablolar muhtemelen yılsonundaki finansallarını buna göre yapacaktırlar, denetim firmaları hazırlanmaya başladı çünkü. Finans şirketleri ise bu durumdan karlı çıkamayacaklar gibi.

Aklıma zoomu en küçük yüzdeliğe kadar indirip shift page down ile seçe seçe topluca kopyalamak geldi

F5'e bas. Git penceresi gelecek. 1000 yazıp Tamam de. Kopyalamak istediğin son harfin sağına gelip Ctrl + Shift + Home yap. Kopyala.

bu iş shift tuşu ile yapılır. mesela bu cümlenin ilk harfine tıklayın, sonra shift'e basılı tutarak son harfine tıklayın. aradaki her şeyi seçecektir. aynı şeyi ilk sayfa ve bininci sayfa arasında uygulayabilirsiniz.

CTRL+A , CTRL+C , CTRL+V

bende dün kanal+dolgu yaptırdım avrupa yakasında 1.550 tl demekki standart fiyatlar

Geçen hafta en arka dişe dolgu yaptırdım 550 verdim

Bilimsel dayanağım yok, tecrübeme göre yürümek daha iyi sanki.

Abi şimdi sen bi yemek yiyip de bu yemek mideye gelince mide asidi bazı enzimler vs salgılanıyor miden kasılmaya başlayarak sindirimi gerçekleştiriyor, bu işlem de yemeğin türüne göre 7 saat falan sürebiliyor, senin yapacağın hiçbir şey buna katkı sağlamaz yemeğin kabasını attığı ilk birkaç saat mümkün olduğunca dinlenik halde kalmak iyidir yürümek falan nasıl moda olmuş anlamıyorum ben bırak miden işini yapsın işte yürüyüşle falan ekstra iş çıkarma vücuda. O çökme hissi kan şekerinin etkisiyle oluyor, doğal bi süreç yani.

Yemek yiyince, dolaşımdaki kan mide ve barsaklar çevresine toplanıyor.
Dolayısıyla yürümek, kan kol ve bacaklara gideceği için sindirime engel oluyor.

Şöyle bir şey duymuştum yemek yedikten sonra koltuktan uzanır pozisyona geçmemek, yarım saat oturur pozisyonda durmak daha iyidir diye ama yürümekle ilgili bilgim yok

sindirim icin bolca lif tuketmeli, yemekten 1 saat oncesine kadar ve 2 saat sonraya kadar sivi tuketmemelisiniz. bu aralikta su ictiginiz zaman mide asidi sulanmis oldugu icin sindirim yavaslayabiliyor. agir yemekler icin ise enzim kullanmayi dusunebilirsiniz.

buna ek olarak, genel saglik icin yemekten 1-2 saat sonra hareket etmek kan sekerinin dusmesine yardimci olacagindan, saglik icin olumlu etkisi olabilir. hemen sonrasinda yurumek vucudu sindirimden disinda baska islerle mesgul edecegi icin sindirim acisindan pek faydali olmayabilir.

doktor degilim, yillardir okuyup takip ettigim bazi saglikcilarin goruslerini aktariyorum sadece.

İnanmak
Çok çalışmak
Yılmamamak

Yalakalık
Kuyu kazma
Laf taşıma

İş yerinde bunları yapan çaycı abla dahil yükseldi.

edit: gabe kesin yazar diyordum. yazmış:)

azim, odaklanmak ve sabır. doğru zamanda doğru yerde olmak ve hazırlıklı olmak. başarı hazır olan insanların fırsatları değerlendirmesiyle oluyor.

kazanması çok zorlu bir lisans var. 2 tane sınavı var. 10-15 tane farklı konudan giriyorsun. tamamen ingilizce ve yazılı + test. bir adayın ortalama çalışma süresi 18 ay. insanlar önce bir sınavı verirler, sonra da diğerini.

toplamda sadece 2 hafta çalıştım. ama ne çalıştım. 2 haftada 3800 soru çözdüm. bir sınavın sonraki günü diğer sınava girdim ve çok yüksek puanla ikisini de tek seferde geçtim. benimle birlikte bu sınava 24 kişi girdi ve sadece ben geçtim.

aynı şekilde smmm yeterlilik sınavlarını tek seferde verdim. bir başka dünyaca ünlü lisansı girdiğim her sınavı geçerek aldım. bir tanesine gece gündüz 6 ay çalışan gayet zeki insanlar varken ben 1-2 gün çalıştım.

o anda orada olacaksın. ders çalışıyorum diyenler aslında o zamanı ders çalışarak geçiriyorlar ama akıllarında bir şey kalmıyor genelde. yazıyorlar, özet çıkarıyorlar, soru çözüyorlar ama bir kaç gün sonra çok azı akıllarında kalıyor.

sonra taktikler de önemli. sınavları başlar başlamaz sanki son dakikalarımmış gibi panik yaparak çözerim ve sınav bittiğinde her zaman 15dk 30dk gibi vaktim kalır. çoğu sınavı geçemeyenler tüm soruları görmeyenler ve bir soruda takılan ya da soru başına gerekenden fazla ayıranlar oluyor. kolay puanları kaçırıyorlar. bunlar sınavlar vs için.

işimde başarılı olmam da çok çalışmamdan ve yeni, farklı bir şey varsa hiç düşünmeden atlamamdan geliyor. danışmanlık yaparken yeni bir mevzuat, yeni bir iş kolu ortaya çıktıysa herkes tereddüt eder, fazla iş yükü olsun istemez. ben hemen atlardım, öğrenirdim sonrasında da böyle durumlarda ilk sen seçiliyorsun. algı yönetimi gibi.

daha bir kaç senelik tecrübeliyken türkiye'nin en büyük şirketlerini denetlediğimde direktörlerin yaptığı hataları çok güzel açıklayarak düzelttim ve bunu çok istikrarlı bir şekilde yaptım. adam şirketten ayrılırken kendi yerine beni önerdi. o yaşta direktörlük teklifi aldım. ya da bir çok sefer benim çok üstümdeki kişileri utanacakları durumlardan kurtardım. örneğin, yeni bir müşteriye yeni bir konuda danışmanlık vermek üzere gittik. ben, direktör ve yöneticim. direktörün hemen arkasında konumlandım. adam geceden mi kalmış neyse, şirketin ne iş yaptığından, yurtdışı grup şirketlerinden vs habersiz, hiç çalışmamış gelmeden, nasıl olsa yaparım diye düşünüyor herhalde. karşımızda genel müdür sorular soruyor, benim direktör boş bir ifade içinde. arkasından sadece onun duyacağı şekilde sufleler vererek günü kurtardım. bunu kimse yapmaz. hem böyle bir şey için hazır olacaksın. hem de yeri geldiğinde çekinmeyeceksin. şimdi o direktör benim için mükemmel bir referans. ne zaman referans istense onu vermem yetiyor. teklifi genelde alıyorum.

çalışmak, disiplin çok önemli. aslında birçok şeyin anahtarı. ama pek söylenmeyecek birkaç şeye değineyim.

1-bence doğru insanları takip etmek. hani bir söz var "bir odadaki en zeki insansan yanlış odadasın" diye. eğer senden daha ilerideki insanları takip ediyorsan, izliyorsan ve çevrende tutmaya çalışıyorsan bu seni de ileri taşıyor. o insanların hayattaki hedefleri, günlük dertleri, karakterleri seni de etkiliyor. doğal olarak gündemin ve hedeflerin de bu yönde değişiyor.

2-sürekli arayış içinde olmak. oldukça farklı şeyleri takip ediyorum. bu yüzden birçok şeyden insanların genelinden çook önce haberdar olabiliyorum. ancak insanların %80'i biraz popülist ve popüler olan şeylerin peşinden gitmek istiyor. bir şey popüler değilse ilgi göstermiyor. ancak popüler olunca da geç kalmış oluyorlar.

3- hedefin genel bir araştırmasını yapıp, genel bir plan, yol haritası yapmak. bunu yapmaya maalesef geç başladım. mesela müziğe mi başlayacaksın? başlamadan önce şöyle aslında iyi bir araştırma yapmak, uzun vadede nelerle karşılaşacağını incelemek, güzel bir plan-yol haritası çıkarmak önemli. ben daha önce birçok şeye gelişigüzel başlıyordum. kesinlikle ilk adım olmalıymış.

Çok çalışmak, ilgin olmasa da konuları öğrenmek gerekirse sorumluluk almak, az uyku, aynı anda birden çok iş yapmak

Dogu karadenizli rolu yapmak cogu sirkette ise yarar.
Uzmanliktan 2 senede direktor olan boyle bir tanidik var.
Kimse sonucta kimligine bakmiyor.

Su an 100k maas altinda sirket arabasi takiliyor.
Network isi cok onemli, amerika'da ivy league okullari(harvard,mit...) neyse bizde dogu karadeniz o.

samimiyet
özveri
fırsat değerlendirme
sosyal zeka

özellikle sonuncusu çok önemli, yaptığım işteki başarının büyük kısmı teknik bilgi + sosyal beceriden kaynaklanıyor.

kim ve ne için başarı? ne olunca başarı? bilmiyorum, birçok şey "başardım" herhalde 30 yaşıma kadar, ama artık bu kelimeyi bile kullanmıyorum, gereksiz. en nihayetinde sorunun cevabı kendim için plan ve süreklilik, senin için bambaşka bir şey olabilir.

@gabe h coud

Hocam 2 hafta sınava çalışma ve sonra sadece sizin geçmeniz bana biraz abartı geldi.

Ekşi,
Döviz,
Bundle

ekşi ve duyuru
reddit
tradingview (piyasalar)
twitter

reddit - kgbtr - turkey vs.
habertürk
ekşi
borsa için siteler
e-devlet
işle ilgili siteler
quora
instagram

Dünya Gazetesi
Hisse.net forum
Ekşi
Twitter
İnstagram
Face

Radyo Eksen
Twitter

ayakkabılar ile aynı beden kullanıyorum

Ayak yapın ince ise crocs lar olmuyor (bana olmadı en azından) spor ayakkabıda 42-42.5 giyiyorum, crocsların 42 sinin burnu ucuna dayanıyor, 43 ünü giyince boydan oluyor yanlar çok boş kalıyor, alacağımdan değil fakat denemiştim

Ben de ayakkabı ile aynı beden kullanıyorum, dipnot olarak güneşte kalınca küçülüyor bilginiz olsun

ben bir numara buyuk aliyorum cunku gunes altinda gezindikce kuculuyor ve sadece bir sezon giyebiliyorum. 2 sene once aldigim croclar hafif buyuktu su anda ayagima tam oturuyor.

Dikey süpürgeler koltuk altına felan girerken eğilip bükülmesi zor oluyor diye biliyorum, bir de motoru el bölgesinde olduğundan ağırlık çok yapıyor tüm evi tek seferde süpürmek biraz kol ağrıtabilir. Haznesi daha küçük, ben bu seveplerden dolayı dikey henüz tercih etmedim ama basit bir şey döküldü yada hızlıca nir mutfağı süpürüyim yeter deniliyorsa alınabilir

Genel olarak klasik süpürgeler daha güçlü. Dikey modeller hızlıca alıp kullanmak, koltuk vs gibi yüksek yerleri süpürmek için güzel. Etraflı temizlik için standart süpürgeler daha iyi.

çok araştırdım. hesap kitap yaptım ucuz bir ürün almaktansa pahalı ama A+++ almayı tercih ettim. çok çalışacaksa 1 sene sonra kar etmeye başlıyorsun. diğer türlü ucuz ama A+ ürün uzun vadede zarar. birde ıslaklık sensörlü makine al derim. kurduğunu anlayıp programı erken bitiriyor. iki saat boş yere çalışmıyor.

marka önemli. bence alınabilecek markalar arçelik, samsung, bosch-siemens. iyi deneyimi olan var kötüsü var bilmem ama ben samsung tercih ettim şu model ;

Samsung DV8000T (DV90T8240SE/AH)

gayet memnunum. iki kedim var bu arada. çıkan tozun haddi hesabı yok. sorların var ise buyur sor.

bizde de 3893kt var her şeyi günlük programda süreyi arttırarak kullanıyoruz. normalde 1 buçuk saat, 1 saat 50 dakika oluyor ama içinde sensör olduğu için gereksizse otomatik düşürüyor süreyi.

şurası baya aktif her markadan kullanıcı var. forum.donanimhaber.com

Grundig gdh 92 var bizde. Gayet memnunuz arçelik ile aynı fabrikada üretiliyor servisi de aynı. Bosch siemens'e 2 katı para vermek ultra gereksiz.

Daha önce birçok arçelik marka beyaz eşyam olduğu için yine arçelik'e baktım. Sizlerin de bahsettiği modeller, (3886, 3893 gibi ya da 3881 vs) modeller internet sitesinde yok. 900, 920 gibi 3 rakamlı modeller var. Model serisi mi değişti diye sordum ama yeterli bilgi veremediler. Bilgi verilemeyince de kıllandım biraz.

Beko 72 hp kullaniyoruz 1 yildir fiyat performans kesinlikle tavsiye ederum

Tüm makinelerimiz arçelik olduğu için yine arçelik aldık ocak ayında kurutmayı da 810 kmg modelini. Ama bosch markayı da çok tavsiye ediyorlardı. Bir de eğer makineler üst üste konulacaksa bazı markalar alttaki makine ile aynı olmalı diyor ona mutlaka dikkat edin yoksa alttaki makine garanti kapsamından cıkıyormuş. Bir de üstteki makinenin kilo hacmi alttakinden büyük olamıyor sanırım o da ayrıca aklınızda olsun. Onun dışında şimdilik makineden çok memnunuz, kedi köpek yok ama ama kıl toz peçete olan bütün kıyafet üzerindeki her şeyi topluyor evdeki toz miktarı keisnlikle azaldı ve kıyafetler özellikle siyahlar yeni alınmış gibi parlıyor. Eşim çekme oranlarını cetvelle ölçerek attı ve tekrar ölçtü sonrasında evet az miktarda da olsa çekme yapıyor o yüzden dikkatli kullanmak gerek. Ama aynı cins ürün atarsanız hepsini aynı şekilde kurutuyor ve kırışıklık oranı çok az oluyor sıcak sıcak düzeltip katlarsanız hatta daha iyi oluyor. Bilginize

Bu arada yukarıdaki cevabıma ek olarak elektrik tüketimi bizim model için yılda her gün bir defa çalıştırırsan faturana 250 tl gibi yıllık bir tutar yansıyor. Biz haftaya 4-5 kez çalıştırıyorz öyle çok ciddi bir miktar değiştirmedi 30 tl gibi bir rakam max geliyordur

Vestel kullanıyorum, memnunum. Kedi tüyü olan kıyafetleri çarşafları havalandırma modunda 10 dakika çeviriyorum mis gibi oluyor.

Sadece 2-3 modunu kullanırsın düşüncesine katılmıyorum. Yprgan yastık kurutma habalandırma, kıyafet havalandırma, hassasları kurutma, düşük sıcaklıkta kurutma, ütü istemeyecek şekilde kurutma, süreyi ayarlayıp kurutma vs, bir çok modunu kullanıyorum ben. Sensörlü olması ve otomatik durması ya da kurutmayı uzatması şart

Bozcaada

Bozcaada mutevAzi degil :)

esenköy denizi kötüdür
akçay biraz pahalı olabilir
antalya yeşilliğe ulaşım hariç deniz açısından daha mantıklı

mütavazıdan kasıt ekonomikse böyle bir yer kalmadı. hele bir de haziranda imkansız.

genel önerilerim;
eski foça,
güre,
karaburun (ve civar köyler)

bunlar olmazsa istanbul kınalıada.

foça olabilir.

bademli tarafını tercih edebilirsiniz.
fame beach adında bir yer var. hem denizi güzel, hem yeşillik içinde hem de bungalov tarzı odaları var.

Akçayda yaşıyorum, şu an sadece yaşlı vardır. Çok sıkılırsınız.

Grohe aldım resmen oteldeki duşlar gibi konforlu, başlığı diğer kocaman markasız olanlara kıyasla küçük ancak su verme durumu kesinlikle müthiş ve uzun ömürlü.

@esinikaybetmiscorap link var mıdır?

Duş setleri tüm markalarda gereksiz pahalı bir ürün grubu. ECA nın yan markası "ar"markalı bir duş seti kullanıyorum. İki yıldır sorun yaşamadım

hansgrohe

hiç yanıma almam.

bişey olmaz. araba çalınınca plakasını verdiğinizde sisteme düşüyor ve ilk çevirmede direkt bulunuyor. yani polisleri ahanda benim ruhsatım diye kandıramaz çalan kişi.

ruhsat kaybolursa da yenisini çıkartmak için uğraşmak zorunda kalırsınız.

ruhsat zaten hep arabada durur.

Ya e devlet’te yazıyor zaten ruhsatta yazan her şey. Kasko daha neyi isteyecek?

Kasko şirketi arabada ruhsatı bıraktığın için ödeme ile ilgili sıkıntı yaratabilir çalınma durumunda, kasko şirketiyle teyit etmek en mantıklısı

benimki de hep torpidoda durur. hiç yanıma aldığımı bilmem. hele ki apartman otoparkındaysa hiç gerek yok.

Sürekli arabada durur, farklı farklı sürücüler kullandığında sorun oluyor çünkü, eş baba çocuk vs.

Bu konuyu merak edip sigortacıma sormuştum yıllar önce, kasko açısından. Hiç sorun olmayacağını, önemli olanın gece evde anahtarın kilitli bir çekmecede olması gerektiğiymiş!

Evden anahtar aşırmalarda bıdı bıdı yapıyor sanırım sigortalar. Onun da en güzeli evden anahtar ile çalmışlar dememek lazım o zaman. Araç çalınırsa Allah korusun ilk iş yedek anahtarı çoğaltıp iki anahtarı da sigorta şirketine teslim etmek lazım herhalde :)

Ben bugun usta dönerciye gitmeyi düşünüyorum.

Üsküdar için sahilde patsocular var iyidir üsküdarda. Çarşıya da bakın.

Kadıköy çok sokak lezzetsiz artık. Çok fazla a firm distribütörlüğü var. Şeyi önerebilirim orada Kızılkayalar.

Kadıköyde fikirtepe ve bostancıda tavuk fakültesi.
Üsküdarda da var aynı yer

fistikagaci kosem cipso burger
tavuk durumunu mutlaka yiyin
ben bagimlisiyim
et doneri guzel degil ama ben begenmedim

edit: kadikoy doga'ya da gidebilirsiniz cilgin sandvicleri ve tavuk doneri guzel. sohretler'in hemen yani

Kadıköy'deki 2bites ağır ateşte pişip tütsülenmiş et sunan bir mekan, farklı bişey denemek istiyorsanız bence deneyin. brisket ya da pastrami burger mesela, mis mis.

Patso burger fıstık ağacı duble hamburgerli patso hayvan gibi doyuruyor. Kosem cipso burger yakınında galiba. Ben de deneyeceğim döneri

Fıstık ağacı patso burger özellikle gece için efsane bi karar :)

Salt fried chicken kadikoyde

Kiehl’s avakadolu göz altı kremi

Siberian Wellness diye doğal bir ürün kullanıyorum yeşil, hem doğal hem fiyatı uygun hem de yapısı çok çok güzel.

Daha önce Estee Lauder kullanıyordum, araştırmalarım sonucu en iyisi oydu ama artık Siberian Wellness kullanırım.

Kiehl’s öneriliyor hep ama içeriği temiz değşl diye biliyorum

skinceuticals age eye complex öneriyorum derm tarafında.

Preply.com da olabilir

Cambly'den gayet olumlu geri dönüş aldım fakat dezavantajı mevcut. Birincisi çok pahalı. İkincisi pahalı olmasının yanı sıra kaliteli eğitmen bulabilmek deneme yanılma yönetimiyle oluyor. Bir eğitmenin kaliteli anlamın yolu; birkaç kez görüşmekten geçiyor.

Verdiğin ücretin karşılığını alamamak var işin içinde. 76 eğitmenle görüşüp, sadece 7siyle görüşüyordum ki bunlardan yalnızca 2 tanesiyle sürekli konuşuyordum. Diğerlerini ara ara dönüyordum.

Eğer cambly'e üye olacaksınız, eğitmen tavsiye verebilirim.


meet2talk'i da tavsiye ederim. Seviye tespit var. 5 seviye var. Sadece 1 ay denedim, devam edemedim ama türk bazlı İngilizce konuşma pratği şirketler arasında en kurumsal olduğunu iddia edebilirim.


Edit: Preply'i de tavsiye ediyorlar. Kullanmadım hiç.

Cambly ve konuşarak öğren platformları bana pahalı geldi onun yerine eve yakın bir ingilizce kursundan özel speaking dersi daha uyguna geliyor ve uzaktan veya giderek de konuşabiliyorsunuz.

1- sesli kitap okuma
2- kendi kendine konuştuğunda ingilizceye dönme
3- etraftan duyduğu şeyleri (bunun gibi) ingilizceye çevirme

Bir kursa yazılmak, bir klübe üye olmak,
O ilçede yaşayan ekşi duyurucularla çay içmek :)

Civar yerlerde gezilecek yerler bulup gezmek. Doğa yürüyüşü gruplarını aratabilirsiniz.

Malkara'da yaşayan bir suser olacağını düşünmüyorum hocam :)

Burda doğa yürüyüşü grubu olacağını da pek düşünmüyorum ama bakacağım.

Belediyelerin mutlaka sana uyan bir kursları felan vardır onun dısında özel kurslar vardır, yada yakın civarlarda konser tiyatro sinema mutlaka vardır onlarla insanın kafası dağılıyor özellikle işten çıkıp hemen yaparsan daha iyi boşalıyor kafa. Dil kursları olabilir onlara da yazılabilirsin. Yada çiftçiliğe meraklıysan bir yer alıp yakın taraflarda orasıyla ilgilenebilirsin

evin kirasi sizin ona odediginiz paraya odakli bir kriter degil ki sadece? Lokasyonu, buyuklugu, bina yapisi, yeniligi, cevredeki diger evlerin kirasi vs gibi bir cok baska kriter var. Zira 1 milyona kurtkoyde 2+1 ev bulursunuz belki ama Ritim Istanbuldaki studyo rezidansi alamazsiniz. 'Bir milyon liralik evler' diye standard bir kriter yok yani.

O parayi baska bir platforma yatirmaya (borsa, bitcoin, doviz vs) kiyasla mantikli olmasini mi kastediyorsunuz?

ideali 15 senede parasini cikartmak yani en az 5-6 bin tlye vermen lazim. ama turkiye'de bu oran dagilmis vaziyette cunku kiracilarin kira odeyecek hali kalmamis..

bugun 1 milyonluk yerder herhalde 3- 3.5 kira toplarsin. yani parasi 30 senede cikar. o da cok mantikli bir yatirim denemez.

Bunun için en doğrusu almak istediğiniz muhitteki hem kira hem de satılık fiyatına bakmak, hatta belirli bir site varsa o sitede hem kira hem satılık evin fiyatı sarı sitede yazıyorsa süper

tüfe-üfe oranı ile enflasyon arasında bu kadar fark olduğu sürece belirleyeceğiniz kira tek başına sizi zarardan kurtarmakta yetersiz kalır. civardaki emsal kira bedellerini baz almak mantıklı olur. tabi yabancılara konut satışlarının arttığını ve gayrimenkullerin artan talep nedeniyle dolar bazında da değerlendiğini hesaba katmak gerekir.

Geçen yıl 200 kira civarındaydı bu oran. Baktığım her yer ortalama kiranın 200 katına satılıyor veya satıldığının iki yüzde birine kiraya veriliyordu. Zaten 240 ay olsa 20 yıl oluyor işte.

Şimdilerde 300’e yaklaştı diyorlar ama bu ev fiyatlarının balonlaşmasından mı yoksa kiraların düşük kalmasından mı o bakış açınıza bağlı.

semt önemli. 1 milyona daire her semtte bulabilirsin.

bizde o ayın son günü, gün içinde yatar. son gün hafta sonuna denk gelirse cuma günü yatar. hiç sekmez.

yıllardır her ayın son günü yatar. bir kere 1-2 gün sarkma olmuştu o da banka kaynaklıydı.

Maas bi kere gecikti toplam calisma hayatimda(10+ sene)

Mesai almiyoruz, bi kere vermislerdi burnumdan getirdilerm

Zam ve prim her zaman gecikir ya da iptal olur.
Toplamda 2 kere prim aldiysan 6 kere iptal olmustur, ben cikmisimdir vermemislerdir vs..
Ocak zammi nisana sarkar aradaki farki vermezler.

maaşların yatması bana bağlı. ayın son günü, dakikası dakikasına aynı zamanda yatar.

zam ve prim de aynı şekilde.

bir is yerinde maaslar gecikiyorsa en kisa sureden oradan uzaklasmak gerekir. ilk once birkac gun/ hafta aksar. sonra bir/iki ay aksamaya baslar, sonra bi bakmissin hayrina calisiyorsun

genellikle ayın 1i, ayın 1i tatile geliyorsa önceki ilk iş günü yatıyor. daha geç kaldığı çok nadir.

Her ayın son günü aynı saatte yatar, ancak prim durumu değişebiliyor.

2008'den beri hiç bir şirketimde maaş gecikmedi.

yaklaşık 6 yıldır çalışıyorum. tamamı aynı şirkette geçti bu sürenin ve asla 1 gün bile gecikme olmadı.

İstanbul'da saç ve diş kliniklerinin birbirleri aralarında inanılmaz fiyat ve kalite farklılıkları olabiliyor. Hizmet almayı düşündüğünüz 2-3 yeri arayarak hem fiyat, hem de detaylı bilgi almanız en doğrusu olur diye düşünüyorum.

Telefondan fiyat almak size bir sey ifade ediyor mu cidden?

Hani domates bile almak istesek bi eller, seceriz. Telefondaki kadin/erkegin sesine gore mi tedavinin kalitesine karar vereceksiniz?

Soruya cevap: tdb fiyat listesi diye arayin google’da. Azi disi ise 3 kanalli kanal tedavisi fiyati diye bakin, uzerine de dolgu yapilacaksa 2 yuzlu kompozit fiyatina bakip ilave edin.

Dolgu olmayacak da ne olacak? Dolgu dahil degil mi? Gibi sorulariniz olabilir. Disin durumuna gore onlay/ kaplama da yapilabiliyor. Fiyati etkiler.


Ortalama fiyata boyle ulasirsiniz. Daha ucuz yere gitmek, daha kotu malzeme ile tedavi yaptirmak anlamina gelecektir. Karar sizlerin.

Arkadaşım, tedavinin olası kalitesine telefondaki sese göre karar vermesini önermedim, böyle bir şey söz konusu bile değil. Ortalama fiyat hakkında fikir sahibi olabilmesi için tedavi almayı düşündüğü birkaç yere telefon etmesini söyledim, hepsi bu. Zaten pek çok klinik A fiyat ile B fiyat arasında tedaviyi yapacağını söyleyip muayene randevusu oluşturmak isteyecektir.

Neyse.

Onun dışında katılıyorum, TDB'nin fiyat listesi minimum tutar için iyi bir yol gösterici olabilir, evet.

dolgusuyla birlikte minimum 500 ortalama 1-1.5 k arasına yaptırabilirsin.

hep tavsiye ediyorum çevremdekilere, Okan Üniversitesi diş hastanesi Tuzla'da. Eğer öğrencilerinde bakmasını kabul edersen sgklılardan çok cüzi bir ücret alınıyor.

Aralık ayında zamlar gelmeden önce kanal 750-850 bandındaydı, dolgu 350 idi ama şimdi bildiğim kadarıyla kanal 1000in üzerinde dolgu da 450 -550 arasında sanırım

Kurumsal iletişim. Bazı şirketlerde yoğun olabilir ama birçok şirkette bomboş bi bölüm

Satın alma işi hakkında ne kadar bilgilisiniz bilmiyorum ama o dediğiniz gibi olmuyor. Şu an semiconductor arayan satın almacilar ile çalışan ya da fiyat artışı isteyen tedarikçi ile haftalarca konuşup çözüm bulmaya çalışan satın almacilar görüyorum. Buna ek olarak ayağınıza gelmiyorlar. Bazıları sizin firmanızdan büyük haliyle siz onlara gitmek zorundasiniz vs.

Hayır. Tedarik zincirini seviyorum. sıkıcı değil ama son iki yıldır cok yogun, sürekli sıkıntı. Ama genel olarak muhasebede vs olmaya tercih ederim.

Çaycılık net

Pazarlama,egitim,ik.

ise gelmeseler kimse fark etmez.

Satin alma da zengin olmak icin guzel bolum. 1 ay yesen bi araba alirsin.
Bazilarinda satisa da bakarlar, sirketin eski bilgisayarlari komik paralara satmislardi.
Sadece onlarla 2 villa alinirdi.

doğru yerde, doğru departmanda, doğru işi yaptığında en güzel iş senindir :)

bizim satın almacılar yardırışta. o kadar yoğunluk ile kimsenin de gönlünü yapamıyorlar.

idari işler'de abuk sabuk lan ben ne yapıyorum diyeceğin işler peşinde koşuyor.

ik'cı isen muhtemelen şirketteki en küfür yiyen insansın :)

ben it'deyim, çok memnunum işimden, mütemadiyen yatıyorum, herkes bana özeniyor :)

Bizde pazarlamacilar. Adamlar en ufak muhasebe bilmez, operasyon bilmez. Her seye ok deyip geciyorlar is geri kalan herkese patliyor.

cfo ve cmo

muhasebe harici her iş diyebilirim, bazı arkadaşlar muhasebe iyi demiş ama ben daha doğru düzgün standart bir rahatlıkta çalışan muhasebeci görmedim.. şirketteki herşey sizi etkiler, herkes herşeyi size sorar ama en ufak eksiklikte (sonuçta iş hep parayla) en kötü ve sevilmeyen siz olursunuz. favori departmanlarım ik ve ıt kesinlikle on numara rahatlıkta mis gibi iş.

IT tabiki adamin uzmanlik alani, karisani edeni yok, mal gelmedi, transporttu, musteri sikayetiydi, isi bagladin, baglayamadin, benzin yukselmis, fiyatlar ucmus falan kimseye laf anlatmak zorunda degilsin

Marketten kristal aliyorum yillardir.

datça'ya gidince alıyorum.

onun dışında monteida alıyorum.

monteida.com

50 tl litresi. Zeytin bahçesi olan tanıdıklardan alıyorum.

gabe h coud +1
bende Datça'ya gidince alıyorum.

Çok anladığımdan değil ama iyi olduğunu duyduğum için Tariş alıyorum. En son Migros'tan indirimle 2 litreyi 59 liraya mı ne almıştım. Şimdi baktım 185 lira olmuş.

50 tl aydin’dan

magaza.ozgunzeytin.com.tr

Yemeklik (yemek yaparken kullanmak için naturel birinci sızma) polifenol değeri %60 dan düşük 70TL
Salata, ot yemekleri sonrası soğukken üstüne dökmelik trilya soğuk sıkım polifenol değeri %180 üstü = 200 TL civarı.

Polifenol değerlerine önem veriyorsanız, satın alacağınız partinin analiz raporunu görmeden almayın.

Analizsiz sadece asit değerine göre bizim buralarda güney ege zeytinyağları 1 asit altı litresi 50 tl den satılıyor.

saglıklıyasıyoruz grubunun ay sonu indirimleriyle zeytinseli.com'dan alıyorum.

Hilmi yildirim aldım bu sene. 60 lira şu an olgun hasatın litresi.

Aydın'ın köy pazarlarından geçen ay 35 ve 40 liraya yeni hasat aldık. Egeliyiz ve zeytinin içinde büyüdük. İnternetteki fiyatları görünce şok geçiriyorum.

bim :)

başlık çok faydalı.
migrostan indirimde alıyorum ltsi 50-55 tl arasına geliyor

Yüz ile ilgili bakım ürünlerimi hep kielhs’ten alırım, bana iyi geliyor, ama tabiki magazadaki danısmanlara danısarak yüz tipinize göre seçmekle fayda var.
Kıvırcık saçlı olduğumdan zor saçlarım var, urban care kıvırcık saclar serisinden çok memnun kaldım yıllar sonra aradığımı buldum diyebilirim.
Cilt bakımını da gün içinde bb- fondayen kullanırsam mutlaka eutinimi yaparım ama eğer kullanmadıysam gerek duymuyorum.
Bir de cilt için bence yüz yogası ve su içmek işin temeli diye düşünüyorum.

Retinol bağımlılığım var retinol için kurşun atar kurşun yerim.

Cilt için 3 sene dermatologa gittim, bunun bir senesi aktif tedaviydi kalan 2 sene kontroldü. Doktorun verdiği şeyleri döndürüp dolaşıp kullanıyorum.
Sabah akşam rutinimi yapıyorum. Genelde la roche, avene, topicream, bioderma, dermoskin in yağlı ciltler için olan kremlerini ve jellerini kullanırım. Yazın kurutucu etkili olanlar, kışın nemlendirenleri alıyorum.

Cilt bakım aşamam güneş kremiyle beraber 4ü geçmez. Minimal tutmaya çalışıyorum. Herkes için en önemlisi yaz/kış güneş kremi zaten. Benim için ikinci önemli olan da salisilik asit serum.

Sütte muhafaza ederek doktorunuza götürün bi. Görmeden bişey demek zor. Doktor da uğraşmak yerine kaplama yapalım diyebilir

Benim de dolgu kırılmıştı altında kanal tedavisi vardı kanalı da zedelediği için 2. Kanal tekrarı bir de onley diye porselen dolgu yapılmak zorunda kaldı o da euro ile olduğundan bi diş 4 bine felan geldi bana, kırıldığı için onley yapalım diyebilir çünkü ikinci defa dolgu yaparsa yine kırılma ihtimali yüksek olduğundan. Bilginize

Üst kesici dişlerimden biri (en öndeki, solda olan) yemek yerken kırıldı. Önce parçayı atmak istedim, ama sonra bir peçeteye sarıp diş hekimime gittim. Yapıştırdı. Uygun bir zamanda kaplama yaparız dedi.
En az 10 yıldır sağlam şekilde duruyor. İyi ki parçayı saklamışım.
İşinde çok iyi bir diş hekimi. Her hekim yapmayabilir, yapamayabilir.

@pro9it9is9 nerede bu hekim? Çok iyiymiş

Spesifik bir reklamı engelleyebiliyorsun. Karşına 'o' reklam bir daha çıkmıyor ama başka bir reklam yine çıkıyor. Reklamların bütününü kapatmak diye bir şey yok. 3. parti uygulamalar var galiba engellediğini iddia eden ama ben şifremi o tip uygulamalara asla girmem. Güvenlik açığı direkt.

Ama düne kadar böyle bişi yoktu ya yeni gelen bir şey mi bu? İğrenççççç

Belki sen fark etmemişsindir. Uzun zamandır var. Son birkaç aydır suyunu çıkardılar sadece.

1 sene içinde premium üyelik modeli gelir ona abone olursun. onun dışında zor.

bana da 2-3 gun oncesine kadar sifir reklam cikiyordu story gezerken. (yurtdisindayim diye saniyordum) simdi 3-4 storyde bir reklam cikiyor, hatta bazen arka arkaya.

facebook'ta cikiyor eskiden beri simdi instagram da ayni oldu. laned olsun

Bende de dün başladı. Ama mesela kardeşimde arkadaşlarda falan yıllardır var. Neye göre aktif ediyorlar emin değilim.

Engellemenin bir yolu yok maalesef.

Gayet güzel bence

Sıradan.

Ben beğenmedim pek. Görünce de direkt şuna benzettim www.google.com

çok düz sıradan geldi gözüme, bu fiyat seviyelerine çıkabiliyorsan ramsey, lufian, dsdamat ve damatween'in güzel montları var bunlara bakabilirsin.

Çok düz, aynı modeli daha ucuza başka markalarda bulursun hatta.

Nö, yukaridaki yorumlara katiliyorum. Cok ozelliksiz.

2500 liraya deri mont alirimdim ben olsam

aslında fena değil ama ıslandığında falan pişman eder görüntüsü.

Çok sıradan gözüküyor, colombia’nın bu fiyat aralığında gayet sportif montları var bakabilirsiniz. Gant veya lacosteda da güzel modeller olabilir

Kişisel görüşüm
1)parayı kesinlikle nikah vs şeylere kullanma. Bu gibi şeylere olabildiğince az para harca, yoksa evliliğin boyunca borcunu ödersin, çok pişman ediyor. Bir kere evleniyorum düşüncesi kadar saçma bir düşünce yok bence.
2) ticareti bilmiyorsun. Belki belli bir alanda uzun süre calıssaydın orada yapılacak bir iş tanımı da bulurdun ama bu da yoksa iş kurma bence, aşırı risk.
3) ev almak en mantıklı seçim. Hem kiralar uçtu gitti, yatırım istediğin zaman satabilirsin. Ev konusunda kız arkadaşınla ortak para koyup ev alın, gerekirse sonradan başka eve geçersiniz.

İşsiz bir şekilde evlenmek konusu kişiye göre değişir o yüzden yorum yapamıyorum

Evlenme bence, ev olur iş olur bir şeye sahip olmak en iyisi.

evlenme

Eğitim almayı neden düşünmüyorsunuz? Kaynakçı olun, iki yıllık bölüm okuyun, muhasebe öğrenin. 40 bin liraya 4 yıllık üniversite masrafını çıkarırsınız. Bence iş bulmadan evlenmeyin.

Sizin durumunuzda evlenilmez. Ama kızın evlenme isteğini uzun yıllardır iş bulamayıp ve hala iş konusunda belirsizlik varken ertelemek anlamsız. Kızın yıllarına yazık. Sürekli şimdi işim yok, biraz daha bekleyelim vs vs kızı harcamak olur. Sizin niyetiniz evlenmek olsa, birde uzun yıllardır işsiz olduğunuz halde birikmiş bir para varsa, hepsini harcamadan ufak bir kısmıyla küçükte olsa bir işe girişirdiniz.

Siz bence iş bulup, evlenip yeni bir düzeninin sorumluluklarını üstlenmek istemiyorsunuz. Hani istememek olmasa bile cesaret edemiyor olabilirsiniz.

Hazırda bir miktar parası olup, uzun yıllar işsiz olan biri çoktan bu parayı değerlendirirdi isteseydi. E ticarete girişirdi, yeni bir meslek edinirdi vs vs. Yani sonuçta tüm parayı harcamadan da ufak tefek işlere girişebilirdiniz.

Bir araba yada motor alıp kuryelik, taksicilik tarzı işler yapılabilir. İşsiz olmaktan ya da iş aramaktan iyidir. Hazırda para da varmış. Paranın geri kalanı ile 1+1 alınır. Kendi yağınızda kavrulursunuz.

kesinlikle evlenme. kız bişey demez sonra demeye başlar kaldıramazsın. ailesi söylenir cevap veremezsin.

İş olmadan evlenirseniz evi nasıl geçindireceksiniz? Kız 10 bin lira maaş almıyorsa ülkenin şu şartlarında tek eş çalışarak ev geçindiremiyor.

O parayla ev alın. Kiradan kurtulursunuz. Sonra da asgari ücretli bile olsa bir işe girin derim ben. Migros'ta mesela...

Yukarıda da denmiş, katılıyorum, yazıdan göründüğü kadarıyla yeni bir düzenin sorumluluğunu üstlenmek size zor geliyor. Üstlenmek istemiyorsunuz demeyeceğim belli ki kızı seviyor ve istiyorsunuz. Biraz cesaret lazım ve bir yerlerden başlamak... İnanın gerisi gelir. Hem siz hem de arkadaşınız mutlu olursunuz. :)

hatun ile ciddi isen nisan yap, is bulana kadar parayi dovize cevir bekle.
is bulduktan sonra ev isine maasa gore bakarsin, pesinat + taksit yaparsin.

is bulmadan ben olsam evlenmem cunku iliskiyi ciddi zorlayan iki buyuk mesele var, bunlardan biri para sikintisi digeri cocuk.

Bence de evliliği işe girdikten sonra düşünün derim, maaşın eve yetmemesi bile evliliğin tadını kaçırıyor.

Şimdiden müstakbel akraba baskısıni üzerinizde hissetmissiniz ve işsizim bari ev alayım diyorsunuz ya, işte o baskı hissi evi alınca bitmeyecek öyle düşünün.

Ben çocukken babam 2 yıl falan issiz kalmıştı. Annemse devlet memuru. Nerdeyse 60 yaşında oldular hala tartışmada oradan laf sokar babama annem. Müstakbel eşiniz yapacaktir diye demiyorum da annemin tavrinda o akrabaların söylediklerinin de etkisi vardı.

Evlensen de evlenmesen de önce evi al, kredi filan gerek yok o paraya ortalama bir ev alınır, biraz merkezden uzak bir semt olsa da 15 yıldan eski ev alma. Deprem güvenliği açısından.

Evi mutlaka evlenmeden önce al, evlensen de evlenmesen de.

Müstakbel eşe de de ki;

"bütün paramla ev aldım, param da yok işim de. İlla evlenmek istiyorsan başımızı sokacağımız evimiz var, nikahı kıyalım oturalım, eşyamızı eksiğimizi zamanla tamamlarız"

"bu ekonomide hele ki işsizken düğün ve saçma geleneklere harcayacak 150-200 bin liram yok maalesef, ama seni de seviyorum, evlenmek istiyorsan hemen yarın kıyarım nikahı kaçmam hiç bir zorluktan"

Kız arkadaşın toplum baskısından dolayı böyle düşünüyor fakat evlenip işsiz kalmaya devam edersen çok daha büyük sıkıntılar çekersin. Şimdi bu şekilde ertelemeye devam edersen de kız daha ne kadar bu isteğini törpüleyebilir bilmiyorum. Bence bu sorunun temeli son paragrafla alakalı.

Şu an bir işin yoksa neden meslek edinmek zor olsun, bir kursa gitmek yerine ne yapıyorsunuz ki? En kötü ihtimalle bir işi öğrenebileceğiniz yere vasıfsız olarak girebilirsiniz, network çalıştırmak lazım. Ticaret konusu için de yapmak istediğiniz işte tecrübe edinip sonra o sektörde girişimde bulunabilirsiniz. Çok temel bir örnek vereyim, bir tanıdık küçük çaplı bileklik,kolye vs takı satan bir takıcıda işe girdi. 4-5 ay sonra kendisi bir takıcı açtı ve işletiyor. Takıcı kısmını çıkarıp herhangi bir iş yazarsanız mantık aynı.

Dugun ve esya icin parayi carcur etme. Ev ya da baska bir yatirim icin kullan. Ev alacaksan eski ev alma, zamanla masraflari cikar. Sevdigin kisi varsa ve iyi gunde kotu gunde bir arada yasamak istiyorsaniz bekletmeyin sartlariniz dahilnde evlenin. Onun disinda sag sol ne der kulagini kapatmaya calis. Hangi alanda yetenek, tecrube ya da ilgin varsa ya da ne yapabileceksen online yerine sahaya in ve o alandaki insanlardan yardim iste ve yapabilecegin bir sey var mi sor.

yahu evlenme tabi ki. işsizken evlenilir mi? elektrik faturası geldiğinde bankadaki 500binden mi çekip vereceksiniz?

hazır parayla en mantıklı iş ev almak ya da iş kurmak. ama bence senin niyetin olsaydı çoktan iş kurardın bu parayla. ayrıca ne işi kurabilirsin, ona bakmak lazım. çiğköfteci mi açacaksın? getirisi seni tatmin edecek mi?

ev alsan desek bu da evlilik açısından işe yaramıyor. bi arkadaş ev al, nikahı kıyıp oturalım de demiş ama kız arkadaşın çalışıyorsa o sabah işe gidecek sen de evde iş mi bakacaksın? inan 2 ayda kavga dövüş kıvamına gelirsiniz.

bence sen bir şekilde iş bul. yani artık standarlarını mı düşürürsün, kursa mı gidersin bilmiyorum. ama şu an için en mantıklısı bu.

bir fabrikaya işçi olarak girebiliyorsanız girin.tercihen otomotiv fabrikasına. fazla mesai vs. kazanırsınız da fena değil ücretleri.

paranızla da ev alın derim.bunları raya oturttuktan sonra ise evlilik işini düşünürsünüz.

Daha önce fiziksel çift sim kartlı bir Samsung kullanıyordum. iPhone’da ise bir sanal sim bir de fiziksel sim kullanıyorum. Hatlarınızın aynı operatörde olmasını öneririm. Çift sim karttan çok daha sorunsuz. Wifi aramalarını da aktif ederseniz siz bir sim kartla aramadayken bile internet mevcutsa diğer sim karta arama gelirse o da çalıyor arkadan. Çift simli telefonlarda birinde aramadayken diğeri kapanıyordu. Kısacası çok çok memnunum, herkese öneriyorum bir sürü kişiyi de ikna ettim benim gibi kullanıyor artık arkadaşlarım. İş ve kişisel hatlarımız artık tek telefonda.

ben kullanıyorum. Turkcell esim + Vodafone sim olarak. oldukça memnunum gayet iyi, hiç bir sıkıntı yok. çok pratik oluyor tek telefon taşıyorum artık. data hattı da keza biri bitince diğerine geçiyorum.

peki her 2 sim kart da çalışıyor mu yani her ikisine de arama gelince görebiliyor muyum keza whatsapp'ta da aynı şekilde

Arkadaşım kullanıyordu, hatlardan biri için wapp business diye bi uygulamayı indirmişti diye hatırlıyorum.

ikisine de arama gelince görebiliyorsun ama WhatsApp resmi olarak sadece bir hatta çalışıyor. diğer hattı WhatsApp business ile kullanabilirsin ancak.

Gitmedim ama tuzla balıkçısı fiyat performans herkes çok övüyor, ilk fırsatta gideceğim. Denenebilir.

Tuzla yat kulubü güzeldir.

yat klübü
mercan
cadı
ilk ikisi tuzludur
palmiye balık evi var, belediyenin, fiyatları çok iyi

pide kebap bakıyorsanız Tatlı konyalılar ı tavsiye ederim. etliekmek çok iyi. ve bamya corbası mukemmel.

84 tl yillik fark.
kesinlikle giderim.
bu paraya bir yer onu cagiriyorsa demek ki issiz kalmaz. ayrica 28 yasinda. es de calisiyor.

mantikli

Bu parayı alabilecek düzeydeyse işsiz kalmaz +1

Alınabilecek bir risk.

28 yaş için denenir, en kötü iş tecrübesi olur. bunu 35 sonrası için tavsiye etmezdim.

Direkt giderim. Bu yaşta bu durumda risk almayacaksa ne zaman alacak:)

giderdim net

O parayı alabilen biri hırslıdır işsiz kalmamak için daha iyilerini de kovalar, yaş da müsait yıllık hesaba vurunca da kaybetmeye değmez. Denenmeli mutlaka

Sanırım bir tek ben olumsuz yaklaştım. Ben gitmem. Çünkü sözleşme beni şüphelendiriyor. İşi beğenmezsin, çıkmak istersin, çıkamazsın. O yüzden ben gitmezdim.

Ben gitmiştim, buraya yazmaksızın.

ben de giderim.

bence girmeli arkadaşın.
belli ki nitelikli bir çalışan. Dolayısıyla, 1 yılın sonunda işsiz kalacağına inanmıyorum.
Üstelik eşi de çalışıyor ve çocuksuzlar.
şartlar, daha elverişli olamazdı.

duruş için pilates ve yüzme önerilir

Ağırlık kaldırmak sırt kaslarını güçlendirip postürü düzeltiyor. Spora başladığımdan beri masa başında oturuşum da düzeldi, öncesinde ben de kambur duruyordum masada.

Bir de kemer gibi bi alet varmış sırta takılıp duruşu düzelten, etrafımdaki insanlar işe yaradığını iddia ediyordu ama ben denemedim.

Boyun düzleşmesi şikayetiyle doktora gitmiştim. Prof dr yoga veya pilates yapmalısın dedi, yaklaşık 2-3 aydır pilatese gidiyorum nefis hissediyorum kendimi. Yatarken kullandığım yastık da visco aşırıııı memnunum. Ayrıca aklıma geldikte bilgisayar başında boyun hareketlerini yapıyorjm.

@plutongezegendegilmi

Yüzmek kamburluğu önlüyorsa 24/7 suda yüzen kambur balinalar ne iş?

Yuzme ve pilatesi bana da onerdi bunu soyleyen kisi. Gerci pilatesi nasil yapacagimi bilmiyorum topun uzerine mi oturuyoruz ne yapiyoruz hiçbir fikrim yok.

Bundan 15 sene kadar önce boyun ağrısından uyuyamaz durumdayken ve sağ kolumda uyuşma başlamışken bir arkadaşımın önerisiyle kayropraktıra gittim. film filan çekildi. Normalde insan omurgası çift S formundadır. Boynumuzun belli bir açıda olması gerekir. Masa başı çalışanlarının boynunda düzleşme görülür ya. Benimki tersine bel vermiş. Nasılsa fıtık çıkmamış ama resmen donakaldım röntgen filmimi görünce. Sonrası haftada 3 seans kayropraktik + ev egzersizi ile 3 ayda normale dönmüştü boynum.

düzeltir, isterseniz youtube üzerinde bulabileceğiniz egzersizleri yapabilirsiniz, kamburluğunuz gider, daha dik durmaya başlarsınız, eğer spor salonunda bir kaç hafta ağırlıklarla sırt çalışırsanız iş yerinde oturuşunuzda dikleşme görebilirsiniz.

Spor salonuna cok duzenlo olmada da pandemi kısıtlammari kalktigindan beri gidiyorum ama sirt calismiyordum ben. Sirt da ekleyecegim.

kemikler omurlar düzelmez ama kas hafızasıyla dikleşme sdfs oluyor
ağrılar bitiyor

www.youtube.com
bunu yaparsan üşenmeyip en İYİSİ

Böbreklerin de bi efektif çalışma hacmi var, gereksiz alınan miktarlar fazla çalışmasına neden olabiliyor. Yani kalp gibi düşünme mesela sürekli çalışsa ne olur gibi bi durumları yok.

ben çocukken günde 8 litre su içmeli deniyordu, sonra 5 litre şimdide 2.5/3 litre deniyor. doktor değilim tam bir bilgim de yok açıkcası ama zaten tavsiye edilen miktarda tüketiyormuşsunuz.

fazla su alınmasının yarattığı rahatsızlık hiponatremi olarak adlandırılıyor. kime ve neye göre fazla dersen işte o kişinin böbreklerine ve bünyesine göre değişen bir durum. bana 3 litre çoktur, başkası 5 lt içse bir şey olmaz. asıl olay vucudun elektrolitik (kandaki tuz oranının) bozulmaması. ayrıntılı bilgi için;

tr.wikipedia.org

3 lotreden hicbi sey olmaz

Kilo başına günde 35 ml su içmek gerekir. Mesela 80 kilo bir bireysen günde 2.8 litre hadi 3 diyelim ona normal aslında. Biraz kaç kilo olduğunuzla alakalı bir de vücudun ne kadar su kaybettiği de önemli. Çok spor yapıp terliyorsanız fazla içmek normal.

Bunun dışında fazla su içmek zararlı tabiki. 0.5 litre - 1 litre fazladan belki bişey olmaz ama günde 8 litre falan net zararlı.

su zehirlenmesi olabilir.

www.google.com

Tuz kaybi olur, o da halsizlik yapar. Cok fazla su icersen tuz kaybini onlemek icin esktra tuz alman gerekir.

Ayrica bol su icmenin faydalari ile ilgi etrafta dolasan cogu bilgi efsanedir.

Cinsiyetinize, kilonuza, ve günlük aktivite miktarınıza göre değişir. Örneğin, ben 45 dakikalık bir koşu ya da eliptik egzersizinde 700ml sıvı kaybediyorum. O gün, ilave 700ml su içerek telafi etmeye çalışıyorum.

Bunun yanında çok su içen/ya da çok terleyen bireylerde mineraller de eksiliyor. Kalsiyum, potasyum, çinko, demir eksikliği de çekmeye başlayabilirsiniz. (Yine kilonuza ve aktivite miktarınıza göre değişir)

Bu arada, eğer 60 kilonun altında değilseniz; 3 litre çok değil. Başkaca sağlık sorununuz yoksa bir zararı olmaz.

Ben de normalde çok su içen biriyimdir, bi sefer 4.5 litre kadar içmiştim ve birden bire ölücek gibi bir his oluştu ve kusmaya başladım. Su zehirlenmesi geçirmişim.

Yeni ve eski pasaportu birlikte taşırsanız hiçbir sorun olmaz.

Evlilik cüzdanınızda yanınızda olsun

Ablam hiç pasaportunu bile değiştirmedi, Amerika'ya gidip geliyor eski pasaportuyla... Resmi soyadı farklı ancak bugüne kadar kimse sormamış niye yenilemediniz diye. Farklı sebeplerle şüphe çekmediyseniz kimse önemsemiyor böyle şeyleri. Zaten elektronik sistemlerde görünüyor artık böyle değişiklikler.

Ben 2013'teki amerika vizemi kullaniyorum, ustune bosandim (adim degisti yani) vs yeni ve eski pasaportu birlikte tasiyorum. Simdiye kadar bir sorun olmadi.

Kışın edinburgh yazın los angeles

Edinburgh. Los Angeles yasamak icin ilginc olabilir ama turizm sirasinda fazla yapay ve yuzeysel gelebilir.

Los angeles.

LA

Mevsim, tatil uzunluğu, bütçe gibi konulara bağlı. İlkbahar yazsa LA, uzunsa LA, para çoksa LA; tersi için edinburgh.

Edinburgh gördüğüm en özel, beni en etkileyen şehirlerden biriydi. Amerika'yı hiç görmedim ama LA bambaşka bir turizm, Edinburgh tarihi turizm olabilir. Daha kısa sürede biter tabii. LA'de bol bol aktivite vardır sanırım.

Harry Potter evreninin aslında dünyanın bir yerlerinde yaşandığını görmek istersen İskoçya'ya git Edinbro'yu gör.

Bu arada, Ağustos gibi Fringe Festival olmalı, Edinburgh'nun her yeri tiyatro sinema vb. ile doluyor. O dönemde gitmeye çalış gidersen.

ikisini de gormus biri olarak LA diyorum.

Valla Edinburgh'yu bilmiyorum ama birkaç ay önce LA'deydim. NY'dan sonra cennet gibi gelmişti bana, cevabım LA. Git Venice Beach'te Santa Monica'da takıl insanın ömrü uzar orada

Yazın Los Angeles mı? Tüm yazı heatwave uyarısı ve yangınlarla geçiriyoruz. Şu an hava 28-29 derece. Kış ve bahar ayları daha uygun LA için. Araba kiralayarak gezebilecek ve yüksek harcamaları dert etmeyecekseniz, tarihi ve kültürel etkinlikler çok ilginizi çekmiyorsa LA. Edinburg düşük ve ortalama bütçeyle bile çok keyifli, kaleler, mezarlıklar, müzeler ve yürüyerek gezebilme olanağı da cabası. Ayrıca mesela tatiliniz bir haftaysa ve özellikle ilk kez long haul uçacaksanız birkaç gün kendinize gelmekle geçecek zaten.

Şahsen Edinburgh'i tercih ederdim.

Havalarin iyi oldugu zamanlarda kesinlikle LA. Araba kiralanip Vegas ve SF yapilirsa unutulmayacak bir tatile dönüsür.

Yazın LA kadar yanlış bir fikir olamaz. Yerleşik bir arkadaş da yazmış, sıcaktan kavruluyor. LA+SF+Yosemite National Park gibi bir kombo yapabilecek ve buralara iki haftanızı ayirabiliecekseniz LA.

Değilse Edinburgh. Çevredeki diger şehirlere de gidersiniz.

yaşamak için edinburgh'u seçerim. tatil için LA.
edinburg kapalı hava, deniz kenarı, sakin bir şehir. edinburgha festival zamanı gidilir. ağustosta bile soğuk yağmurlu oluyor. tatil anlayışına da bağlı.

yazin bile soguk ve yagmurlu bir yer Edinburg. insani sinir eden cisil cisil bir yagumuru var, hava hep kapali. agustos ayinda 1-2 hafta gunesli oluyor denmisti bana. ama guzel sehir, gidilir ama yaz degil kis tatili olarak dusunurum ben :)

Etik ve yasal olarak tam tersi. İhbar süresi diye bir şey var.
Mevcut işin tamam git ihbar kullanmayız dese bile güvenme önce ilişiğini kes sonra yeni yeri imzala derim.

once istifa

İşten önce istifa edersem sonra diğer tarafta alımları durdurduk derlerse birden ortada kalabilirim ama.

Yeni işe imza atmadan istifa etme sakın. Bu işin etiği falan yok. Önceki iş yerinden ilişiğin kesilmeden yeni işe başlamıyorsun. Zaten SGK nezdinde de mümkün değil. Teklif mektubu gelir, üzerine işe başlayacağın tarihi yazar imzayı atarsın. Akabinde istifayı verirsin.

Ben mevcut işime "size teklif geçeceğiz" dediklerinden bir yıl sonra girdim. Tam da dediğin gibi işe alımları durdurdular. İstifa etmiş olsam o aradaki 1 yılda başka bir yerde işe girmek zorunda kalırdım muhtemelen.

Yeni işe başlayacağın tarihi de ihbar sürene göre hesaplayıp bildirirsin. Daha erken başlamak istersen kimse sana olmaz sonra başla demez eğer finansal yıl dönümüne denk gelmiyorsan.

İş sözleşmesi imzası şart olmasa da aldık tamam, gelin imza atın maili size ulaştıktan sonra eski işle görüşülebilir. Yani yazılı bir kaynak olsun. Yeni iş yeri zaten biliyor sizin ihbar sürenizi vs. Bir de hemen yarın başlamanız şart değil ki sözleşmeyi ona göre düzenlesinler.

bugüne kadar hep önce yeni yere imza sonra mevcut yerden istifa şekliyle iş değişikliklerimi yaptım. hiçbirinde başım ağrımadı.

"birden ortada kalabilirim"
bu sitede tam da bu hikaye birisinin başına gelmişti
alımı durdurmamışlardı hatta, pozisyonu kapatmışlardı

Once imza sonra istifa. Aman diyeyim

Önce imza sonra istifa. Hatta nereye başladığını bile iş arkadaşlarına söylerken çekin çünkü işi bozmak isteyenler olabilir.

ayakları yerden yüksek olursa temizlemesi + robot süpürgenin girmesi kolay olur
bazalı olanlara ya da açılanları almadan önce ihtiyacınız var mı sorgulayın derim

Çok misafiri gelen biri değilseniz köşe takım candır.

Takımı beğenip almaya karar verdiğinizde takımın tek tek ölçülerini alıp eve gidin. O ebatlarda gazete keserek salona yerleştirip bir bakın nasıl durduğuna.

Salona göre takımın ufak ya da büyük gelmesi büyük sıkıntıdır ve mobilya mağazaları 'Salonuma uymadı.' gerekçesiyle iadeyi kabul etmezler.

Kirada isenin bence 3-3-1 daha mantıklı çünkü oturma yerleri arasında 3 lü ve 2 lilerde çok fark yok sadece kol kısımları çok yer kapladığndan taşınma durumunda diğer eve sığmayabilir üst üste gelebilir. Bir de üçlülerden birini yataklı şeklinde almıştık biz uzak misafirlerimiz olacağımdan dolayı.
Bir de oturduğunuzda sırt kısmı çoğu koltukta çok geride duruyor otururken çok rahat değil bu yüzden sırt kısmına da dikkat edebilirsiniz.
Temizlik açısından ise sökülüp yıkananilen minderlerinin olması önemli

2li koltuk çok gereksiz ya yer varsa. Misafir gelse uyuyamıyor bi kere. 2 kisi otursa dipdibe oluyor, rahatsiz edici.

Salona. Yani nasıl nir eve yerleştireceksiniz. Evin dekorasyonu ne stilde olacak? Minimal, iskandinav, geleneksel türk, oryantal arabik, osmanlı esintili? Buna göre renk desen ve tasarıma karar verin.

Zemin, duvarlar ve perdelerle renk uyumu olmalı.

Konfor önemli,
Tv mu baskın salond ayıksa kütüphane mi? Genelde tv olur, çok izliyor musunuz? misaifr çok geliyor mu? Geliyorsa nasıl tipler? Evli çocuklu aileler mi yoksa bekar arkadaşlar mı çoğunlukta? Yoksa genelde bu salonda sadece siz ve bir iki kişi mi olacak? Bunlara göre de üçlü/bacak uzatmalı veya TV, playstationa ayarlanmış bir dizilime karar verin.

Son olarak da bütçeye göre kaliteye bakın. Sert koltuklar hep daha iyidir, genelde bunlar kılıflı model olmaz, döşeme olur. Ancak kılıflı olanların (yastık, minderlilerin) da temizliği kolay olur. Eve temizlik için biri geliyor mu arada sırada? Yoksa sigara içmiyorsanız bile vücut yağı ve kafa kokan döşeme koltukları temizlemek zor oluyor. Evin ortasına ağır bi koku siner kalır öyle.
Deriler de bi alternatif ama evin geri kalanı başka dilden konuşuyorsa deri koltuk takımı fazla ingiliz kalabilir.
Yumuşak koltuk (özellikle hem döşeme hem yumuşaksa) çabuk çöker, fıtık yapar, anlamazsınız.

3, 3,1 veya 3, 2,1 güzel. Tekli koltuk olacaksa bir adeti geçmesin, vazgeçerseniz bi tane daha alırsınız .1 olanı apayrı bir model de seçebilir veya ikeanın poangı gibi/benzeri daha portatif minik birşeyle geliştirebilirsiniz hem yerden tasarruf olur.

İştahım iyi ama fazla yemek yemeye karşıyım. Tıka basa yemek yemem hiçbir zaman. Tam doymadan bırakırım.

Yemek yerken -fast food değilse- keyif almam açıkcası. Ama günde sadece iki öğün yediğim ve if yaptığım için büyük porsiyonlar tercih ediyorum. Böylelikle üç saat sonra spor yaptığımda da açlık hissi yaşamıyorum. Ama dediğim gibi keyif almıyorum :(

Valla senle kardesinin karisimi gibi biseyim. Birileri yemegi hazirliyorsa senin gibiyim oturur deli gibi yerim, yok ben yemegi yapacaksam da 'ne gerek var simdi ugrasmaya' der biseyler atistirir gecerim.

futbolla alakan var mı bilmiyorum ama eskiden fenomen ronaldo deyu bir amca vardı (cristiano ronaldo değil, gerçek ronaldo). efsane futbolcuydu. senin benim yaşasak mutfağa gidemeyeceğimiz diz sakatlıklarıyla herif her maç sahaya çıkıp 2-3 gol atardı. bu amca futbolu bıraktıktan sonra öyle bir şişmanladı ki ne zaman fotoğrafına baksak üzülür hale geldik, "olm naptın kendine" dedik... gerçi sanırım tiroid hastalığı vardı, onun da etkisi biraz.

ben işte ronaldo gibiyim. AYI GİBİ yiyorum. 19-20 yaşıma kadar tabanı yanık it gibi koşturduğum, spor yaptığım için bunun normal ve sürdürülebilir olduğunu düşünmüştüm, sonra obez olup çıktım.

iki öğün yerim ben. üç yapsam 600 kilo olurdum çünkü. ikiye rağmen şişkoyum. acı, tatlı, ekşi, tahta, hava, su, toprak... fark etmiyor. mütemadiyen yer ve içerim, büyük keyif alırım.

yemek için aç olmama gerek yok, hatta açıkçası öyle iki saat yemek yemeyince şekeri düşen, kendini halsiz hisseden biri değilim. gerekiyorsa 20 saat yemem, alışığım da öyle şeylere, çok koymaz.

ama yemeyi çok seviyorum işte, o yüzden aman biraz dengeli beslenmeyeyim... hemen bir hafta içinde nerede zararlı, pis şey var ayı gibi yer; vermiş olabileceğim bir kiloyu itinayla geri alırım.

tıp çaresiz, biyologlar sessiz... çözümü yok. cevabımı ünlü filozof sinan engin'in bir sözüyle bitirmek isterim,

"diyetisyenler lahmacunla zayıflama programı yapsın kardeşim. yemeyince ben zaten zayıflıyorum. önemli olan yerken sağlıklı olabilmek."

spor yaparken zirvede
yapmadığım zaman normal/kapalı

Yemek yemeyi hiç sevmem, ama kilo almak için günde dört öğün dahi yiyorum, hatta son zamanlarda hiç aciktigimi hatirlamiyorum. Sabah uyandigimda tok hissediyorum yine de kahvaltı yapıyorum. Yatana kadar hiç açlık hissetmeden sürekli yiyorum.

Ağzıma giren her türlü yiyeceğin içeceğin ince hesabını yaparım. Kötü yemek yersem moralim bozulur, kötü yemek yeme ihtimali bile kızdırmaya yeter. Kötü bir şey yiyeceğime biraz daha aç kalıp iyisini yemeyi tercih ederim.

Bu yüzden atıştırmam, yiyeceksem doğru düzgün yemek yerim. If düzeniyle beslenmeye çalışıyorum 4 senedir, bu anlamda da bana uygun bir düzen. Haliyle çok sık yemiyorum ama yedim mi iyi yiyorum.

İştahım sürekli açık olmasa bile güzel bir şey yenecekse her an hazırımdır yemeye. Yanımda biri yerken ne kadar tok olursam olayım ben de bişiler yerim en kötü kemiririm.

Kendimi dizginlemem gereken tek nokta tatlı oluyor çünkü if'i en çok zorlayan konu o. Onda da 10 günde 1den fazla yememeye çalışıyorum.

Kitliktan cikmis gibi yemem. Ogun de atlarim. Is yerinde keyifle yemek yeme imkanim olmadigi icin mesela hic yememeyi tercih bile ediyorum. Keyif alma sartiyla, istahim var.

Istahsiz insanlari, yemekle oynayanlari, keyifli masalardan keyif almayanlari sevmem.

sıfır. 42 kiloyum.

genel olarak çok azdır. tüm gün yemek yemediğim ya da aramadığım olur. spordan sonra sağlıklı yemekleri daha iştahlı yerim. hafta sonu kahvaltısına özenirim. güzel masa hazırlarım. tek başıma ya da kalabalık farketmez.

insanlarin benden beklemedigi kadar istahliyim. Ama dediginiz gibi kitliktan cikmis gibi yemem, fazla yemenin zararli oldugunu biliyorum zira. Ama cok acik degilim yeni seylere. Yani sebze falan denerim de, burada tavuk ayagi falan yeniyor cok, veya yumusak tofu falan, yememem halinde benim ve sevdiklerimin hayati tehlikeye girmeyecegi surece yemem.

eğer tek başımaysam, kardeşin gibi karnımı en kısa şekilde doyurup yaşamıma devam etmeye bakarım. bir sevdiğim, eşim, dostumlaysam daha çok senin gibiyim. iştahım açılır, yemekten aldığım zevk artar vs.

nedenini ben de bilmiyorum. :)

20-30 arası kadar çok değil
önceden öğlen ve akşam ayrı ayrı
çorba, sebze yemeği, et yemeği, patates, tatlı yiyebiliyorudm ve daha düşük kiloydum

Ben çok istahli biri degilim genel olarak. Arada bir istahim hayvan gibi acilip yemege saldirdigim oluyor donem donem ama sureklilogo olmuyor genel olarak istahsizim. Senin gibi iştahı acik, zevkle yemek yiyenleri de kiskanirim. İstahli biri olmak isterdim valla, yemek yemek guzel sey.

Senin gibi bir arkadasim var ve ben ona o da bana sasiriyoruz karsilikli. Bana bir kere demisti ki yahu seni anlamiyorum nasil boylesin, ben su gordugun tencerenin tamamini rahatlikla yerim, yemiyor olmamin sebebi cok kilo alirim diye kendimi frenliyor olmam, yoksa tamamini oturup yerom rahatlikla demisti. Ben sasiriyorum tabii.

Ama böyle hayvan gibi yemek isterdim sahsen, cok yemek yediğim istahim acildigi zaman buyuk zevk aliyirum cunku. O zevki her zaman tadabilmek isterdim ve ayrıca hayvan gibi yesem spor salonunda da agirliga hayvam gibi abanirdim ne guzel olurdu. Araca cok yedigim oluyor dediğim gibi, o gunlerde spor salonunda da hayvan gibi abanabiliyurm enerjim oldugundan dolayi. Keske hergun boyle hayvan gibi yiyebilswm.

Kilo almaktan falan da korkmuyorum valla, kilomu kontrol edebilirim, gerektiginde az yerim ben yani yeter ki istediğmde fazla yiyebiliyor olayim:) zaten yedigom kadar spor da yapıyorum, cok yesem cok yaparım.

Sırf hayatı devam ettirebilmek adına yemek yiyen bir tipim çok zayıf da değilim gerçi ama yemek yemeyi bile unutuyorum çok iştahlı yediğim şey çok nadirdir.

1 ay dogalgaz kullanimina 415

şişe kolaya 16 tl ödemiştim beşiktaş'ta. üstüne bi de hasta olmuştum. fiyatı mı çarptı soğuğu mu bilmiyorum.

bile isteye de el kremime abartılı fiyat ödüyorum, 230 tl.

Topkapı Sarayı'nın girişinde büfeden küçük karton bardakta otuz liraya salep aldık arkadaşımla. Basiretimiz bağlandı diyorum.

15 sene önce, çalıştığım ilk sene, üç kuruş maaş alıyorum. neyse yaz oldu, bende 3 kardeş var onlara dedim hadi tatile gidelim tatil parası benden, internetten 1 hafta 4 kişi tatil satın aldım. planlar yapıldı. kardeşlerimle buluştuk. tatil mekanına otobüsle gideriz diye düşünmüştüm ama karar verildi uçakla gideceğiz. yol parası? e hani tatil sendendi? şoklardan şok beğen. son dk kazık fiyatlarla 4 kişi uçak gidiş dönüşleri. taksiler. tatile gittik, akşam dışarıda yemekler, denize girilecek, bikinimiz yok. tövbe estağ. bikiniler, şortlar, tişörtler, terlikler, güneş yağları, gözlükler. 1 haftada harcadıklarımı sonraki sene ödeyemedim kredi kartını yapılandırdım mecbur. kardeşlerim bilmez bunları, hiç çaktırmadım.

yine 10-15 sene önce Anjelique'e 5 yabancı arkadaşla gidip locada bir kaç şişe absolut mapsolut açtırmıştım ne varsa. kokteyl kokteyl üstüne. tüm hesabı ödedim. tertemiz kredi kartı limiti ucu ucuna denk geldi :) mazi kalbimde bir yaradır. bunları iyi para kazanmazken yapmak çok koyuyor.

bugüne kadar lüks mekanlara verdiğim efsane kazık paralar var. utanırım söylemeye.

yakın zamandan örnek vereyim. kız arkadaşımla benim balkona çiçekler, bitkiler aldık. yalıların arasındaki bir çiçekçiye 3000 lira verdik. eve gelince online sitelerden aynı bitkilere baktım 600 lira tutuyor. ben normalde araştırmadan almam ama nutkum tutuldu, o çiçekçideki çalışanlar tezek satsa balkona tezeği koyup sabah akşam sularsın.

tamam buldum. 2 sene önce diş temizliğine 3800 lira verdim. bana bu zamana kadar en çok koyan buydu sanırım. şimdi bile 500-750'ye yaptırabileceğin bir şey. hem de iyi yapamamıştı.

topkapı sarayı'nda bir kase standart mercimek çorbasına 60 lira verdim. çorbayı içerken ağlamaklı olmuştum.

Ogrenciyken biraz icip bir bara gitmistik ve 'en fazla ne kadar olabilir ki' diye birer bira soylemistik. Herifler 50 lik biraya 20 tl almisti. O cok koymustu cunku o zamanlar bira 3-4 lira biseydi.

Şu an marketteki ne abartılı değil? Bulgur 17.90 tl daha ne olabilir?
Selpak tuvalet kağıdı çok lüks oldu. Bunları saymazsak 2005te abiye bi elbiseye 900 tl vermiştim. O çok koymuştu bana. Aynısı 300 tlye de varmış çünkü

Kendi berberime saç sakal 30 lira ödediğim bi dönem sırf meraktan bi de berber yemeğini nazı geçiyor diye hep bana denk getirdiği için avm berberine gittim bir kez. 100 lira ödemiştim yanlış hatırlamıyosam. hem kötü traş etti hem de ürün satmaya çalıştı bana. unutmadığım kazıklardan biridir.

çocukken de "bu taso büyülü her attığını çeviriyor" diye 5 tasoya güya 1 büyülü taso takas yapmıştım. bikaç oyun sonra kaybedince büyüsü yokmuş anladım.

Ben de bugün kare çikolataya 11 lira verince üzüldüm :(

Evdeki stoklar bitince Ped’e 35 tl verince hayattaki en pahalı şeyi almış gibi oldum.

bu aralar her şey öyle geliyor valla. birazcık ortalama üstü bir mekana gidince çaya, kahveye vs verilen paralar her seferinde içime oturuyor. ve git gide bu fiyatlara alışmak çok can sıkıcı ama alışıyoruz resmen.

geçenlerde bir de canım çok pringles çekti bime gittim orda ucuz oluyor diye bir baktım ki 19 lira mı 17 küsür lira mı ne olmuş. tam olarak hatırlamıyorum bile rakamı o anı sildim attım kafamdan inanmak istemedim. migrosta falan kaç olmuştur acaba diye düşündüm. öyle bir hüzünlendim ki gözlüklerim buğulandı. daha pandemi başında sokağa çıkma yasaklarında falan 6.50 lira değil miydi ya ühü.

Birkaç ay önce bir tane sade sodaya 18 TL verdim, kazığı iliklerime kadar hissedince o mekana gitmeyi bıraktım. Öyle ki ben bunu en son 2014 yılında bir tabak fettuciniye 50 TL verdiğinde hissetmiştim. (Asgari 800 TL falandı sanırım) o soda şuan 20 TL olmuştur herhalde. Menüye bakmadan sipariş verilmez bu devirde, ben kaşındım.

Bir süredir, sayamadığım kadar ürüne.

Market özelinde favorim tuvalet kağıdı ve deterjansal kombolar.

Pringles falan zaten ithal.

Toto silinen bir kağıdın 132 lira olduğu bir dünya bana çok anlamlı gelmiyor :)

Bundan neredeyse 20 sene filan önceydi. Evlendikten sonraki eşimin ilk doğum günü. O zaman oturduğumuz evin yakınlarında Paul&Shark vardı, vitrinde de çok güzel bir hırka. Gittim aldım (etikete baktım 60 TL gibi ki şimdinin 100 EUR'su gibi bir şey). Pahalı ama güzel diye düşünüyorum. 600 liraymış. Hala içimdedir acısı. Tek tesellim 20 senedir büyük bir zevkle giyiyor o hırkasını. Amorte etti kendini.
Bir gün de evde piyaz yapacağım diye kurmuşum ama bir türlü kırmızı soğan bulamıyorum. Migros'ta buldum aldım bir filede sayıyla 3 adet kırmızı soğanı, fiyatına bile bakmadım. Normalde kilosu 1 lira bile olmayan o 3 soğanı 20 liraya aldığımı eve gidip fişe bakınca gördüm. Hala içime oturmuştur.

dün belirlendi, %50 verildi. yetersiz buldum, bekle dediler. 30 gün sonra 30 günlük tatile çıkacağım. 60 günlük periyotta birşeyler değişmez ise döndüğümde vedalaşacağımızı paylaşalı birkaç saat oluyor.

Agi den seken tutarın eklenmiş haliyle %48.

5 ay önce iş değiştirdiğim için performans zammına dahil olamadım, tabandan geldi. Hoş max performans zammı da 7 8 puan oynatır tahminen

%60 ben aldım. şirkette %40-45-65 civarı, mavi yaka - beyaz yaka ayrımı yapıldı bu sene. kişiye, pozisyona göre de -/+%5 oynuyor. geçen sene sonu bir de düzeltme yapılmıştı.

ablam bankada çalışıyor %36 aldı. gişedekiler %45 almış, üat pozisyondakiler %25

%55 aldım ama asgariye yakın olmuştu maaşım.

50 aldım. Akmasa da damladı, son zamları karşılamaz elbette.

Ne kadar ilginç yüzde 50'nin altında alan kimse yokmuş:)
Ne aktı ne damladı, curve'den curve yedim saygılar

Normalde temmuzda zam oluyor ama bu sene ocakta da yaptılar, %37. Temmuzda bir daha olacakmış.

%55, kasimda aldik

%40

bu ay son bir yüzde 40 daha eklendi, 2021 ocak ile 2022 ocak arası bununla birlikte toplam 3 zamla yüzde 80 civarında oldu.

%50 aldık daha bu ay. Senede bir kere oluyor zam. Belki onu altı ayda bire çekeriz vs. diyorlardı ama pek sanmıyorum.

15 gün önce istifa dilekçemi vermiştim, %22 yapmışlar, vermesem %70 civarı alacaktım diye tahmin ediyorum. neyse sağlık olsun hiç de vermeyebilirlerdi =)

%70 fakat,
maaşım yazılım mühendisine göre zaten çok düşüktü. tr genelinde yüksekti ama istanbul genelinde ve şirkete göre düşüktü. ilk zammı aldığımda yılım dolmamıştı %25 aldım geçen sene fakat 2. zamda hem yılım doldu hem enflasyon hem de gidebilirim belki imajı verince böyle oldu, güzel oldu. Çünkü title falan değişmedi 2.yılım doldu sadece.

Yine de alım gücüme baktığımda, yerimde saydırdılar onun farkındayım. Her şey 2-3 kat arttı çünkü HER ŞEY.

Güya maaşıma zam geldi.. aynı kaldı. o da şimdilik. yine de bu da bir şey diyorum.