daha önce bilmediğiniz bir yere falan metamask’ı bağlamış olabilir misiniz? bilgisayarda yaptığınız her şeyi izleyen, loglayan bir trojan da olabilir, birçok ihtimal var.

Sadece cep telefonu ile giris yaptık

Açık konuşayım, Metamask'i scam bi hesaba bağlamadığın sürece hack'lenme ihtimali yok, bir şekilde dediğin gerçekleşmişse de Metamask bi şey yapmaz.

Scam hesap nedir üsdat.

Fake çakma, senin paranı alabilmek için kurulan sahte bi bağlantı hesabı. Yani sen Metamask'a niye koydun paranı? Ben mesela başka yerlerde yapacağım alışverişler için kullanıyorum, eğer alışveriş yapacağım siteyi iyi araştırmayıp bu sitenin çakmasına bağlarsam cüzdanı paramı alırlar. Bunun gibi şeyler. Aksi halde Metamask'tan paranı alamazlar. Ha cüzdanı scam'e bağlamamışsındır tarayıcında virüslü bi program eklidir bilgisayarda telefonda virüs vardır yine olur ama bunlar hep kullanıcıyla ilgili sıkıntılar.

Bunun geri dönüşü yokmudur hic bir şekilde gönderilen cuzdanı görebiliyoruz onun kime ait olduğunu filan imkani var midir?

Yapacak bi şey yok maalesef.

Pancaketen yeni çıkan bir coini almakta bu riski arttirir mı acaba? Yani scam olan bir coini alirsak bu başımiz gelir mi? Scam hesaba bağlamak nedir tam olarak?

Bu durumda yapacak bir şey yok diye biliyorum bende.

PancakeSwap'den token alacaksanız önce bscscan adresinde gidip token'in contract address'ini bulup cüzdana eklemeniz lazım, PancakeSwap'te ismi ekli değilse oraya da eklemen lazım ama o contract address'in doğru adres olması lazım. Yani abcd coin için birkaç farklı adres olabiliyor, sen orijinal diye sahtesini eklersen para kaydedebilirsin coinmarketcap'ten falan sağlamasını yapabilirsin ya da coin'in kendi sitesinde adres varsa oradan alabilirsin. Scam adresle parayı çalmak en bilinen yöntem; yani sen parayı orijinal adres yerine sahtesine gönderirsen para başkasının hesabına gider geri dönüşü de olmaz.

Onun dışında yeni coin'lerin hacmi küçük olur, hacmi küçükse vergisi yoksek olur bnb'nin vergisi 0,1'ken yeni coinin vergisi %20 olabilir, bu da bir risk.

Yalnız hep söylüyorum swap borsaları bu işin son noktası, normal borsalarda iyice pişip temel noktaları öğrenmeden buralara girmeyin üzülürsünüz.

geçenlerde başka birinin daha metamask'ten 1.2 milyon tl civarı bnb'si alınmıştı. bu cüzdanlardan az biraz anlayan takip ettiğim biri metamask için dünyanın en dandik sistemi demişti

Metamask'ta sorun yok sorun nasıl işlem yapacağını bilmeyen kullanıcıda.

1. Serbest piyasa. İsteyen istediğini kuruyor. Denetime tabi değil. Dolayısıyla bir denetim kuruluşuna karşı da sorumlu değiller. Anlaşmazlık, çözümsüzlük olur ise şirketin inisiyatifindesin. Örneğin kripto cüzdanına biri erişip parayı bir şekilde başka bir cüzdana aktarırsa geçmiş olsun. Bir bardak soğuk su içersin öyle bir durumda. Borsa bu konuda "yapacak bir şey yok" diye yaklaşıyor.

2. Binance. Dünyanın en büyük kripto borsası. Komisyonunu bilmiyorum ama en azından ne olduğu diğerlerine göre daha belli.

Evet himmet dayi haklı git dolar al koy daha iyi.

1: Güvenemezsin kimsenin kimseye sorumluluğu yok ama 1 ayda bankanın verdiği faizin 20 katını kazandığım oluyor bu durumda para tatlı geliyor. Yapacak bir şey yok.

2: Binance falan güvenilir tabii ama oradan öyle x20-30 yapamazsın çok para kazanmak istiyorsan IDO'ları kovalayıp önsatıştan alacaksın shitcoin meme coin kovalayacaksan gate.io mexc ya da swap borsalarını kovalayacaksın para burada ama sen bu işlerden anlamıyorsan ama az az ucundan başlayayım diyorsan tabii Binance'dan başla. Ben senin 500 dolar koyup 3 ayda aldığın parayı ben IDO'dan 10 dolar yatırıp kazanabiliyorum ama bunlar hep zamanla öğrenilecek şeyler. Ayrıca hiçbir şeye de güvenemezsin ama ben yeri geliyor 100 bin dolar da bağlıyorum bu güvenilmez yerlere.

Sıralama genelde şu şekilde olur, binance ~ gate vs ~ swap borsaları. Sağa doğru gittikçe risk de kazanç oranı da artar.

ben artık mümkün olduğunca DEX'lerde takılıyorum yani para cüzdanımda dursun takas edeceğim zaman decentralized yerlerde takas edeyim. (Binance bile zaman zaman X coin withdrawını duraklattım yarın tekrar gel diyor)

Fakat, son zamanlarda millet çok hacklenmiş. Ya bilmeden farklı kontratları onaylıyorlar, ya sahte metamask vb. pluginler kuruyorlar. Ben mesela sırf güvenli olayım diye geçen yıl macbook + iphone aldım bunlar üzerinden yapıyorum. Zaten 4 yıldır Ledger Nano S'im var. Yani bilinçsiz yaparsan riskli olabilecek bir şey bilinçliysen daha iyi olabilir.

1. Kriptonun olayı aslında trustless olması yani bir yere güvenmek zorunda kalmadan işlem yapabilmelisin, borsada yine birine güvenmek durumunda kalıyorsun bence saçma. Çekip gitseler bağlı olduğu ülke belki bişey yapabilir ki bizde Thodex vb. şeyler oldu gördük, bir şey yapamıyor. Kontrata güvenmek ve decentralized takılmak ortamın ruhuna daha yakın. Fakat bu sefer Audit firmalarının raporlarını inceleyip kodlarda sıkıntı var mı, bu sisteme güvenebilir miyiz onu incelemen gerekiyor. Ben şahsen insanlara/devletlere güvenmektense her şeyi kodlara bırakmak gerektiğini düşünen biri olarak güveniyorum.

2. Dümdüz bir şeyler alıp satacağım diyorsan Binance, Huobi, Kucoin vb. büyük yerlerde takıl madem.

Kabız.

ıkınmaktan patlatırsın.

Mideyi eline alırsın kısa sürede. O kadar baharata dayanmaz.

Çiğköfteden bıkarsın.

Şekerle ilgili hastaliklarin da olur.
Bulgurdan çok şeker vardır o hazırlarda.

Hiçbir şey olmaz.

Selülit

Vileda sopası gibi kabız

Benim bi arkadasim yapmisti bunu. Ki kendisi ilk cifkoftecilikte subecilik isinin fikirbabasidir. Onun fikriyle basladi her sey. Iki aya yakin oglen ve aksam sadece cig kofte yemisti. Ciddi bir mide kanamasi gecirdi. Ucuz yirtti.

Çocukluğumdan beri dişçiye giderim. Doktorların da sağlamdır özele gidiyorum. Bi keresinde doktor abla dolgu yaparken o kadar ağrı vurmuştu ki o günden sonra her doktora gidişimde stresten titriyorum nerdeyse. İnanılmaz korkuyorum ve hala aynı doktorlar bakıyor rutin kontrollere fln. Ama insan ister istemez korkuyor. Ben de yenemedim.

Yakın zamana kadar benim de hiç korkum yoktu lakin;geçenlerde genç bir kızla tanıştım. Hanımkız devlet hastanesinde dişçinin yanlış iğnesi sonucu yüz felci geçirmiş.Kısmı yüz felci.Soğuk..vs bazı özel durumlarda yüzünde o yüz felcinden kalan ağraz hala hakimmiş.Bunu öğrendiğimden beni ,olmayan korkum canlandı benim de..

Bende dişçiden korkardım ta ki akciğerimde oluşan büyüme nedeniyle ameliyata girene kadar sırtımdaki 45 tane dikişi ve ameliyatın 5 saat sürdüğünü fark edince koyverdim gitti. yıllardır kendimle alakalı hiç bir şeyden korkmam zaten ne olacaksa oluyor anasını satayım. çok takmamaya çalışmaktan başka çaren yok gibi.

@üğpoıuy, üşendim bakmaya ama olabilir, bahsettiğim tırtlıklara bir örnek olur bu da.

iyice hiç edelim mi diziyi spoilera boğup. o 6. bölümde kendisini atan adam efsanedeki altın ejderha. insan değil yani o gelen insanları kontrol için orada. o yüzden kendisini bırakmasının bi' sebebi var. orada dizi senaristleri haklı. sen haksızsın.

O bol bol bakismalar yesil cam sahneleri 1. Oyunda daha bile fazla olabilir. Veya iste cheesy laf cambazliklari falan. Ben cheesy bir dizi olarak cok begendim izledim bitti ve uzerine 5 dk dahi dusunmedim

vasat bir dizi.
oyunları, diziye 5 basar.
kitapları zaten...

Ben çok umutluydum bu diziden Got dan sonra bu iyi olur dedim ama malesef çok çok büyük hayal kırıklığı oldu. ikinci sezonu izlemem için hiç bir neden yada sebep veremedi dizi.

oh ulan yanılmamışız. hatunla iki kere şans verdik ama olmadı, ısınamadık bir türlü. beğenmedik kısaca.

oyununu biraz oynamistim. guzel oyundu.
dizinin afislerini gordum sokaklarda, abiyi iyi secmisler diye dusundum. ama esmer, hint asilli kadin (Anya Chalotra) nedir oyle? Dedim ki bu insan degil, bu nedir? Insan olamaz.. :)
Iste o hevesle ben de dizinin bir bolumune baktim. Aynen belirttigin gibi, son derece triska bir kurgu, aptal diyaloglar, katiyen izlenmez.

Ben sevdim ama hiçbir beklentim yoktu, oyunları ve kitapları zaten bilmiyorum. Gayet eğlenceli 8 saat geçirdim. Beklediğimden daha çok güldüm, güzel müzikler dinledim, iyi koreografili kılıç savaşı sahnesine doydum, bütün karakterlerin (özellikle kadınların) kafadan çatlak olmasını sevdim.

Witcher/Yennefer sahnelerini ben de çok sevmedim ama kadın erkek arasındaki romantik sahneleri genelde dizilerde/filmlerde çok özensiz buluyorum o yüzden bu beklediğim bir şeydi. Genelde onları direk es geçiyorum kafamda çünkü böyle romantik bir ilişki beklendiği için (ya da illaki olması gerektiği düşünüldüğü için) bazen yazarlar hiç çaba harcamıyor gibi geliyor bana. Bu insanlar neden birbirini sevdi, neden bir çekim duyuyorlar bunlar hiç incelenmiyor. Taş kadın + taş erkek + aynı oda = seks ve sonrasında beylik sahneler tadında bir formül oluyor. Bence Yennefer'in hocası Tissaia ile ilişkisi çok daha ilgi çekiciydi mesela.

Memurlukta ilk bir yıl dolmadan izin alınmıyor diye biliyorum.

30 gün olduğuna göre 10 yıllık hizmet süresi dolmuş olmalı yöneticin izin verirse hepsini kullanıp daha sonra istifa dilekçeni verebilirsin ama istifanın değerlendirilmesi için 1 ay önceden verirsen iyi olur. bence izini al istifa dilekçeni ver zaten aynı zamana denk gelir. bağlı bulunduğun idari işler veya komisyondan net bir bilgi alabilirsin kurumdan kuruma değişkenlik gösterebiliyor.

dilekçeyi şu tarihte istifa ediyorum şeklinde yazıp öncesinde yıllık izni kullanabilir ama o süre zarfında hala çalışıyor gözükür

izin bitisi donunce istifa dilekcesi verirsen hemen isleme alinmaz

@denklemci, aklıma da bu şekilde bir işlem var aslında, izin dilekçesi ile istifayı beraber vereyim diyorum, tabii ki bu işlemleri yaparken, personel ile bir daha görüşeceğim.

ohal döneminde istifaların kabul edilmeme durumu da vardı. evet, bazı kurumlarda maalesef istesen de istifa edemiyordun. amirinle görüşerek, bu konu hakkında da bilgi al istersen, ekstra bir düzenleme yapıldı mı bilmiyorum çünkü.

2015'te tam olarak bu şekilde istifa ettim sorun olmadı. tabi benim izin 30 değil de 20 gündü, onun da 5 günü önceden gitmişti. dilekçeyi verip 30 günün son 15 günü için izin yazdırdım. 24 saat üzerinden çalıştığım için bir kaç nöbet tutup kalan mesaiyi de öyle doldurmuştum. izin dönüşü ayrılışı yapıp çıktım.

eğer belli bir tarih zorunluluğunuz yoksa şöyle yapın. 13 şubat-14mart arasına 30 gün izin yazın. aynı anda 14 mart mesai bitimi itibari ile görevimden ayrılmak istiyorum diye dilekçe verin. hem ayrılma işlemleri tamamlanır. hem izin kullanmiş olursunuz. hem de maaş iadesi ile uğraşmazsınız. detayları personel dairesine sorun. muhtemelen onlarda bu şekilde bir yonlendirme yapacaktır.

istifa hemen sonuçlanan bir süreç değil iznini yaz daha sonra gel istifa dilekçeni ver.

Aynisini yaptim 2016da. 30 gun civari iznim vardi. İznin bir kismini kullandim. Sonra 1-2 gun calisip dilekceyi vermistim. Tekrar izne cikip ayrilacagjm tarihte ayrilmistim. Yani istifamjn onaylandigi tarihte izinde oldugum icin goreve basladigim gun teblig alarak o gun istifam gerceklesmis oldu. O aradaki bir iki gun benim ozel durumumdandi hepsi birlikte de kullanilabilir.

Aynısını 2015'te yaptım ben de. Önce izin, sonra da izin bitimine istifa yazdım. İzne çıkıp, sonra o şehre geri dönmedim. İlişik kesmeyi de bir arkadaşım halletti. Özel bir durum olmazsa hallederler.

Hic sanmiyorum. ABD, Almanya ve Isvec'te boyle bir sey mumkun degil. Hele ki ABD'de.. ABD pek cok acidan sikintili olsa da (eger beyaz adam magdur ise) sucluyu perisan ederler.

3 ulkeyi saydim, cunku bu ulkeleri orada bulunan yakinlarim araciligi ile iyi taniyorum.

adalet saglamak cok zor bir seydir, cunku sana gore adil olan bir baskasina veya bir baska kuruma gore adil olmayabilir ve adalet salamak tum toplum icinde maksimum mutabakat ile olabilir. O nedenle amac adalet saglamak olsa da her zaman adil olani bulmak mumkun olmayabilir.

Ama diger taraftan hukuk surecleri bu maksimum adaleti saglamak icin vardir. hukukun isledigi bir ulkede sistemin tum parcalari isin icine dahil olur ve ortada adil olmayan bir durum var ise mevcut karari bozar, tekrar hukuk kurallarini isletir ve mumkun olan en adil cozumu bulmaya calisir. ortada bir yanlislik varsa da bu yanlisligin ustu ortulmez ve sistem isler. kararlar birbirleri arasinda tutarli olur, ayni durum icin birbirine uzak kararlar alinmaz, toplum vicdani rahat tutulur ve toplum duzeni saglanir.

Tabi bunun icin de bagimsiz yargi, yani gucler ayriliginin oldugu bir duzen gerekir. bunun yaninda hukukun isleyisi icinde de her bir kurumun, gorevlinin birbirini denetleyebildigi, herkesin verdigi karar sonucu hesap verme zorunlulugunun oldugu, ayni zamanda hizli isleyen bir duzenin olmasi gerekir. bunun saglandigi ulkelerde adaletli kararlar verme olasiligi artar. ama her ulkede adil olmayan kararlar, guclunun gucsuzu ezdigi durumlar var. onemli olan hukukun buna nasil engel oldugudur.

turkiyede adaletin olup olmamasi yarginin bagimsizligi ile ilgilidir.

Adalet çok büyük bir kavram. Değil Avrupa'da herhangi bir yerde adalet var diyebilmek çok büyük konuşmak olur. Diyebileceğim şu; günlük yaşama yansıyan konuları genellikle adil bir biçimde çözen bir adalet sistemi var.

Bence bu dolaylı yoldan da olsa AİHM kararlarından anlaşılıyor: www.echr.coe.int
AİHM'in önüne giden dava sayısına ve ihlal kararı oranına bakarak hukuk düzeni hakkında az-çok bir fikir elde edebiliyorsunuz.

1. Öncelikle bizim ülkemizde ''kötüye bir şey olmaması'' söz konusu değil hatta Türkiye'de verilen cezalar hiç bir Avrupa ülkesinde verilmiyor. Bu konuda ayrıca tartışılır tabi.

2. Sosyal medyadan, ekşisözlükten veya kulaktan dolma şeylere fazla inanmayın. Hiç bir Avrupa ülkesinde tecavüzcüye, gaspçıya, katile Türkiye'de ki gibi uzun yıllar hapis cezası verilmiyor. Araştırabilirsiniz.

3. Avrupa derken hangi Avrupa ülkesi kast ediliyor her ülkenin kanunları farklı.

4. SiyamkedisiZorro'ya katılıyorum

@tukon katılmakla birlikte ülkemizde temel sıkıntının adalet sistemin zurnanın zırt deliğine gelmeden suçlulara gereken cezayı verememesi olduğunu düşünüyorum. bunun sorumlusuda yasama organı olan tbmm dir. yani adaleti sağlamakla asıl görevli olan yer tbmm dir. uygulayıcı olan adalet bakanlığı ve bağlı kurumlardır. hakimler ve savcılar en üst ve alt sınırdan ceza verebilirler ben hakaret suçuna zaten pis bu adam dünya kadar sabıkası var diye 10 yıl versem zaten istinaf mahkemesi bunu bozar çünkü cezaların alt ve üst sınırları var bence ülkemizde genel sıkıntı adam ilk suçu işliyor hemen girdi çıktı yapıyor sonra bir suç daha işliyor bu sefer daha uzun süre en sonunda adamın cezalarını topluyoruz 238 yıl olan var ha tabi 30 yıl yatıp çıkıyor ama sonuçta yatıyor uzun süre artık yani demem o ki cezalar gayet yerinde ama sıkıntı önleyici tedbirleri alınmasında geç kalınması buda malesef uygulayıcılar yüzünden.

Duyuruda verilen konuyu bende okudum. Mağdura geçmiş olsun çok adice hareketler var. Yalnız Twitter da binlerce fav rt alan davalardan birkaçını biliyorum feryat figan kızım yavrum diye ortalığı ayağa kaldıranlardan bir kısmı tamamen yalan ve sahte iddialar. Nasıl bu kadar biliyorsun dersen orayı söylemek istemiyorum. Dediğim davalara ahbap ve sosyal medyadaki reklam seven avukatlar dahil oldu ve malesef sosyal baskı nedeniyle yanlış çıkan karar var. dediğim ahbap grubunu çok beğenirim ama adamları maşa yaptılar resmen onlarında haberi yok iyi niyetli hareket ettiler. Türkiye de cezalarda bir sorun yok hakimlerde önüne gelen davada kanuna göre karar veriyor, açıkça yanlış verilen kararları es geçiyorum. sorun infaz kanununda. Adam ceza alıyor hapiste yatarı yok. Ha adam öldürme terör uyuşturucu onlar ayrı. Onlar gayette iyi ceza alıyor. Adamın yatar olmayınca güveniyor kanunlara suça devam. Sosyal medyada baskı yapılacaksa infaz kanunu için olmalı kanunu avukat hakim oturup yazmıyor, kanunla alakasız ceza alan hakime istinaftan kötü not geliyor bu sefer sicili bozuluyor. Böyle saçma bir ortam işte. Avrupada hatırlayın adam Finlandiya da mı ne bomba patlattı onca adam öldü adam 20 yıl aldı çünkü kanunlarındaki en fazla ceza o diye.

Ben idealin zorluğunu bahane olarak sunmaya gerek görmüyorum. Açık konuşmak gerekirse gelişmiş ülkeler bu konuda bize göre fersah fersah ileride. Hem sisteme güven daha yüksek, hem de genel sağduyu seviyesi. Yani başına bir şey geldiğinde sana makul şekilde yardım edeceklerine daha çok inandığın gibi ortalama bir zıtlaşmada karşındakinin bıçak çekmeyeceğine inancın da daha yüksek.

Deneyimler sonucu her kurumda sorumluların hesap vermesi ile ilgili bir şey bu. Hesap verilebilirlik arttıkça genel düzen yavaş yavaş iyileşir. Burada yaşanan kötü bir örnekte hangi kurumda hangi sorumlu ne için hesap veriyor ki kötü örnekler ibret olsun.

Dostun değildir.
Aynısı başıma geldi babamı kaybettim. Whatsappdan değil ama haberi oldu ama ne aradı ne geldi. Benim içinde bitti zaten. O günden sonra hiçbiri umrumda olmadı. Konu seninle ilgiliyse sende öyle yap ve umursama. ( Bu arada 15 yıllık arkadaşım. )

Bu sizin için çok önemliyse görüşüp görüşmemek sizin tercihiniz tabii, o kadar acınızın arasında bir de başka insanları düşünecek değilsiniz. Benim tek yorumum bazı insanların "ölüm" kavramıyla başedememesi. Kitlenip kalıyorlar. Garip bir "şimdi hatırlatmayayım" düşüncesi oluyor, sanki yas arada aklınızdan cıkan bir şeymiş gibi. Çok çok da kesip atmacı olmamak lazım derim ben. Ama bir ara söyleyebilirsiniz "len bir nasılsın desene" diye, "abi ne desem bilemedim" falan derse ona göre değerlendirirsiniz.

bu tarz olaylar başına gelmediği için yaşamamış insanlar bu konuda biraz çekingen olabiliyor. karşı tarafı bir defa daha üzmekten korkuyor da olabilirler.
bence boyle illa ki bir şey yapılması gerekmiyor.

Napsın çelenk mi yollasın?

Cenazeler benim için çok önemli.

Beni öylesine zor ve kırılgan bir dönemde yalnız hissettiren insanlarla bir daha görüşmem.

Cenazende arayıp sormayacaksa ne boka yarıyor o arkadaş.

iyi dost, iyi günde çağırıldığında, kötü günde ise çağrılmadan gelendir.
dostluk kavramına aykırı bir davranış sergilemiş. demek ki dostunuz değilmiş.

ben başsağlığı dilektikten sonra o konuyu açmayı doğru bulmuyorum.

ararım sorarım ama "nasıl oldun" "bu da geçer" vs tarzı teselliler bana kişinin acısını tazelemek gibi geliyor.

Düğünüme gelmeyenlere kırıldım ama sorun yapmadım herkes işini gücünü ayarlayamaz sonuçta ama cenaze için özel olarak aramamak ya da ziyaret etmemek kabul edilebilir bir şey değil benim için.

arayıp sorsa ne değişecek ki

Belki aramak çok soğuk gelir diye düşünüp yakın zamanda yanına ziyarete gelecektir?

sopiro +1

arkadaşımın babası vefat etti. aradım cok konusamadım birşey de bulamadım diyecek

sonra yine ararım deyip kapattım

sopiro+1 herkesin olume yaklasimi farkli. tek sebep dusuncesizlik veya umursamama olmayabilir. ben icinde olum olan bir durumda kosarak kacmak istiyorum oradan. normale donelim, sonra konusuruz gene gibi geliyor. kimisi icin olum cok dogal. gecmis olsun demek yeterli gelmis olabilir.

bir de zaten olen olmus, geri gelmiyor, yapilabilecek bir sey yok artik. 7 yili cope atmak icin yeterli veri yok.

ayrica basiniz sagolsun.

valla ben bu topraklarda neden insanların ölüm gibi bir acıyı sindirebilmek için insanları neden rahat bırakmadıklarını anlamadım. benim yakınım ölmüş adam orada arayıp yada cenazaye gelip ayran pide yemenin derdinde tamam onlar yanında olmak istiyor ama ben odama geçip hüngür hüngür ağlamak istiyorum ama gelenden gidenden fırat bulamıyorsun o yüzden belki arkadaşınızda sizi rahat bırakmak istemiştir.

sopiro +1

Bu bahsedilen insan tam olarak benim. Destek olmayı çok istiyorum ama ortada bir ölüm varken ne denir hiç bilmiyorum. Bu durum gerçekten çok zorluyor beni. Karşımdaki insana söyleyeceğim hiçbir şey acısını azaltmaz, aksine yarasını daha çok hatırlatır gibi geliyor. Yanımda olsa hiçbir şey demesem bile tutar sarılırım ama telefonda ekstra zorlanıyorum.

deepest +1

kelimesi kelimesine katılıyorum.

Bu konu açılmışken ben bazı tavsiyeler verebilirim ihtiyacı olanlara.
Tabii ki herkesin seçimi ve ihtiyacı farklıdır, fakat:

- Ölen kişiyi hatırlatmış olmuyorsunuz, kaybı yaşayan kişi zaten unutmuş değil. Öğle yemeğine kadar babamın öldüğünü unutmuştum da siz şimdi nasılsın deyince "aa babam ölmüştü ya" demiyoruz yani. O artık yeni normalimiz.

- Kaybedilen kişi -özellikle yaşla değil de beklenmedik bir ölümse (çocuk/genç yaşta, kazada, bir hastalık sonucu vs)- ile ilgili anılar vs paylaşılması hoş olur. Beni uzun yıllardır tanıyan arkadaşlarım zaman zaman espri olarak olsa "X amca olsa şöyle derdi" diye babama gönderme yaparlar. O kişinin unutulmadığını görmek güzel.

- Allah sevdiği kulunu yanına alırmış/ acısı dindi/ şimdi meleklerle falan gibi saçma saçma şeyler söylememeniz tercih sebebi çoğu kişi için. Özellikle ölen kişi genç biriyse.

- Diyecek bir şey bulamıyorsanız bir şey demeyin. Bunu söyleyin. "O kadar üzücü/şok edici bir durum ki ne söylesem uygun olmayacağını biliyorum. Ama sen istediğin her zaman benimle konuşabilirsin." diyebilirsiniz mesela.

- Türkçede ne deniyor bilmiyorum, ama hani İngilizcede "I got you" diye bir tabir vardır ya, insanların buna ihtiyacı oluyor genelde. O süreçte saçmalayacaklar, hoş görüleceklerini, açıklarını kapatacağınızı, destek olacağınızı vs gösterebilmeniz iyi olur.

- Fiziksel yardım cok makbule geçiyor. Genelde beklenmedik bir ölüm insanları gafil avlıyor ve yemek yemek, temizlik vs gibi şeyler sıkıntı olabiliyor. Bu samimiyet derecesine göre evine giderken elinizde yemekle gitmek, misafire ikram edilebilecek atıştırmalıklarla gitmek, ofiste eline bir kahve tutuşturmak olabilir. Yakınsanız, "bu cumartesi senin çocuğu alıp sinemaya götüreyim, iki üç saat kafa dinlersin" olur. Evin gelir sağlayıcısını kaybetmiş biriyse örneğin, arkadaşlar arasında toplanmış ufak miktar para olabilir beklenmedik bir masrafta kullanması için.

- Ölüm yıldönümleri, doğum günleri, özel günleri anımsatmaktan, kutlamaktan çekinmeyin.

- Kişilerin yasına sınır koymayın. "Öeeh, altı ay oldu hala anam babam diyor" demeyin. Herkesin atlatma süresi farklı.

- "Senin için ne yapabilirim?" diye sormak biraz abes. Yani bir de oturup senin kendini iyi hissetmene yardımcı mı olayım? Bunu düşünebilsem kendim yaparım zaten. Onun yerine o kişiye ihtiyacı olan her ne ise size söyleyebileceğini hissettirebilmek önemli.

- Kişi olur olmaz zamanda ağlarsa vs büyük bir mesele haline getirmeyin. Benim babam öldüğünde ben başka bir şehirdeydim ve Türkiye'ye gelme şansım yoktu. En yakın arkadaşımla buluştuk, bir otelin barında oturduk, o bana bir içki söyledi. Tam garson önüme içkiyi bıraktığı anda "bohhuhuhuhuu" diye manyakça ağlamaya başladım. Bir yandan da etrafıma "özür dilerim, özür dilerim, kusura bakmayın vs" diyorum. Arkadaşım uzanıp koluma dokundu, "yas tutmanın etiketi yok, ne istersen onu yap" dedi. Çok rahatlatıcı bir tepkiydi.

Kaynaklar:
When The Bough Breaks - Judith Bernstein
Option B - Sheryl Sandberg
13 Things Mentally Strong People Don't Do - Amy Morin

belki çok konusunu açmak istemiyordur üzülme diye, bu konularda nasıl yaklaşılacağını bilmiyordur vsvs.

insanlığını ölçmez bu durum bence, sorun olmalalı.

bizim kültürümüze, örfümüze, adetimize, geleneğimize ters böyle şeyler. dostun değilmiş bu. çiz üstünü.

takılmazdım. babam ölmüş derdim başımdan aşkım taziyelerin nasıl olmasına kafa yormazdım.

konunun bi kaç farklı boyutu var.

mesela beni tüm arkadaşlarım iyi tanır eder, ne düğüne giderim, ne cenazeye giderim ama yapılacak bişey olduğunda her zaman elimden geleni yapacağımı bilirler. bu cenaze işleri özellikle çok ölüm gördüm ben çocukluktan beri kimse beni katiyen cenazeye götüremez derken annemin ölümcül bir hastalığa yakalndığı haberini aldım.

benim arkadaşlarım da öyledir, başımda var bir hastalık, ev taşıma işi. panik, üzüntü, öyle bir haldeyim ki elim kolum bile kalkmıyor. aradım arkadaşlarımı dedim böyle böyle, hepsi bir koldan bir koşturdu bana bir iğne bile toplatmadılar.

mesela evimi satma durumum var, hemen tanıdık emlakçısı geldi konuşuldu, tamir için boya badana ne bileyim yerlere parke, fayans döşeme işi oldu, hemen koştular bi kuruş para istemiyoruz sen malzemeleri al, anahtarı ver 1 haftada hepsini hallederiz diye.


eğlenmeye gezmeye, cepte para olunca herkes arkadaş ama iş zora geldi mi herşey değişiyor.


benim arkadaş dediğim insanlar böyle, 10 sene aramam, 15 sene görüşmem, 15 sene sonra çıkarım karşısına sanki daha dün ayrılmışız gibi kaldığımız yerden devam ederiz.

niye görüşemiyorsun dersen, ben uzun süre yurtdışında çalıştım, arkadaşlarımın hepsi faklı şehirlere ülkelere dağıldı. herkes aile kurdu iş güç çoluk çocuk görüşemez hale geldik, hayat işte.

yani benim başam dara düşmüş, arkadaşımı çağırmışım, gelmemiş, sallamamış ya da vah vah deyip , dönüp arkasını gitmiş, bu adam bana başınsağolsun dese neee, cenazeye gelse ne?

ben de başsağlığı dilemeyi zor buluyorum. diyeceksin ki adamın yakını ölmüş, bundan da mı zor. özellikle uzaktaysam, yapabileceğim bişey yoksa. bi de bikaç gün sonra arayıp dilemek sanki tekrar hatırlatmak moral bozmak gibi.

neden illa telefonda söylemem gerekiyor, yazınca neden olmuyor bilmiyorum.
ama genel olarak önemli gün kavramım da yok benim. ama başkaları için önem veriyorum.

Manavgatta nisan sonu gibi denize giriyoruz. gayet sıcak oluyor.

akdeniz bahsettiğiniz tarihlerde gayet sıcak olur. kuşadasından yukarısı serin oluyor yazın dahi. anamur yolu hala kötü ama eskisi kadar değil bu arada. anamur'un doğusundan geliyorsanız birçok tünel açıldı.

güney ege didim bodrum marmaris datça akdenizde üşümezsiniz.

fethiye+1
kıbrıs belki?

sessizce çık git, salla.

hiç diziye çevirmeye gerek yok. Hadi eyvallah der ceketini alır çıkarsın. Laf eden olursa o zaman karşılık verirsin.

ne olursa olsun kibarca, sessiz, sakin. hayat devam ediyor, yarın o insanlarla başka bir yerde karşılaşabilirsin.

sessiz , sakin , kibarca ver istifanı çık. yeni hayatına bak.

Her şey yolunda giderse mart ya da nisan gibi istifa etmeyi planlıyorum ben de. Şu anki birikmişliğimle inanılmaz bir şekilde hepsine tek tek sövüp ne mal olduklarını yüzlerine vurasım var ama o gün gelip de kurtulacakken kesin “amaan salla gitsin, bu zavallı karakterleriyle ne halleri varsa görsünler” deyip sessiz sakin veda ederim diye tahmin ediyorum.

Hesaplasarak ne abi, kurtlar vadisi mi bu. Kimin kime na zaman isi dusecegi belli olmaz, gereksiz adini cikarma ve iliskilerini iyi tut.

@hot potato: valla kurtlar vadisine kurban olayım. öyle rezil bir kurum garbanın ağzına tükürürler zengine gık diyemezler banada batıyor bu durum. ayrıca yeni işimden dolayı bir daha hiç birini görmeyeceğim o kesin.

basıp giderdim ya işim gücüm yok bi de milletle mi hesaplasacam. parayı bulmusum zaten. ohh keyfime bakardım. gelsin gece alemleri :D

benim bildiğim en sıkıntılı devlet kurumu adalet bakanlığı. kime ne gösterecen ki çek git.

Çok kötü ayrılsam da kimseyle hesaplaşmam. Vedalaşıp çıkarım.

hayatta hesaplaşmam. hadi bye der geçerim.

Aynı durum bende de var yine kamu atama isteyip gideceğim. Amir boklanacak biliyorum tutup hesaplaşmak istemiyorum neden dersen bu tipler ondan anlamaz yine sinirden sen kudurursun. Hadi bye de salla gitsin. Dediğin parayı kazansam siktir olur giderim orası da ayrı.

Memuriyetin de, istifanın da bir adabı var kardeşim. Yarın bir gün o kurumda yaptığın işlerden soruşturma açılmayacağı ne malum? Böyle ego tatminine gerek yok. Eyvallah de, çık git.

ammannn allah belanızı versin ben kurtardım kendimi, ne halinz varsa görün diyip hiç bir şey demeden istifa

gazozailacatmauzmani +1

Öfkeyle kalkan zararla oturur demişler. Siz şu anda güzel bir değişim yaşama imkanına sahipsiniz, her ne kadar haklı da olsanız böyle bir kapanış ile aklınızı orda bırakmayın. İnsanların ne yapacağı belli olmaz, bu tür kişiler bırakın çıkar ilişkilerini filan bazı insanların sırf düzgün yaşayışlarından bile rahatsız olup onu bozmak isteyebilirler. En güzeli yavaş yavaş kendinizi hazırlayın, boşuna münakaşaya girip tadınızı kaçırmayın. Ayrılacağınız gün geldiği zaman da basit bir şekilde iyi çalışmalar dileyip yolunuza devam edin ve bu defteri kapatın. Şimdiden yeni yılınızı kutlar, ailenizle huzurlu zamanlar dilerim.

Diyelim hesaplaştın. Bunları yapan kişilerin yüzü kızarır mı sanıyorsun? Onlar da sana laf sayacak, kötü duruma düşecek olan yine sen olacaksın.

Yüzleri eşek derisi olmuş insana söyleyeceğine duvara söyle daha iyi

Evet yasal olarak 14 gün, keşke bunu yazan bir siteden/firmadan alışveriş yapmasaydın.

yasal olarak 14 gün ise 14 gündür sitenin bunu yazıp yazmamasının bir önemi olmaz. yasa neyse o.

@john Çok spesifik bir ürün vardı ve bir tek o sitede satılıyordu. Ayrıca o kadar da bilinmeyen bir site değil aslında.

Eşek gibi kabul edecek. Olmadı hakem heyetine gidersin karara uymazsa da verirsin avukata öttüre öttüre alır. Herkes kafasına göre takılacaksa kanun neden var.

evli çoluk çocuk varsa kötü yuvanın yıkılması ailenin dağılmasından etkilenebilecek çocuklar vs vs. ama bekarsan olabilir neden olmasın ki.

hayatta sana güvenen,inanan insanlar varsa her halükarda kötüdür..

İçinde kandırma varsa kötü, yoksa açık açık "ben böyleyim" diyene kimse de bir şey demez (imrenenler olabilir - swh)

Bu tip insanların yetersiz insanlar olduklarını düşünüyorum. Üstelik bununla övünüyorlarsa daha kötü.

Söz verdiğiniz bir eş/sevgili, sorumlu olduğunuz; bu davranışınızdan etkilenecek insanlar (çocuk/iş vb) yoksa ve tamamen dürüst bir şekilde bu özelliğinizi ortaya koyabiliyorsanız bir problem yok. Kimi insan elisıkı olur, kimi aşırı cömert, kimi huysuzdur, kimi sorumsuz, kimi de güleç... Kısacası herkesin kendine has bir özelliği vardır. Ama fark insanın bunu gizlememesidir. Siz de flört ettiğiniz insanlara başından ben çapkınım diyebiliyorsanız neden olmasın? Çapkın biriyle beraber olmak isteyip istemeyeceklerine de onların karar verme hakkı var çünkü.
Birilerinden saklayıp gizleyerek yaptığınız herşey aldatmaya girer. Yalan üzerine kurulu bir hayat ve ilişkiler bütünü sürdürmek bir karakter (ki bu durumda karaktersizlik oluyor) meselesidir.

Evliyse çok kötü
Bekarsa kimsenin (ve özellikle kendinin) canını yakmayacaksa ayda yılda bir hoş görülebilir

bazısına yakışıyor, sevimli duruyor ama ben yapmam, yapana da yaklaşmam.

Balık kraker +1
Ayrıca bu çapkınlık durumu dönemsel değilde bir yaşam biçimini almışsa bir uzmanla görüşmesinde fayda var. Altından bambaşka nedenler çıkabilir. Salt çapkınlık ya, ben böyleyim diyen tüm arkadaşlarım, tanıdıklarım bir süre sonra ağır depresyonlara girdi, çok zor süreçlerle mücadele etti altındaki nedenleri irdelemedikleri için.

evlenene kadar iyi evlendikten sonra kötü

Çapkınlıktan kasıt flörtözlükse bilemem, mizaç meselesi. Ama yürüyen STD olmak çok kötü bir şey, öylelerinden kaçarım.

çapkınlık denince kulağa öyle gelmiyor ama, zamparalık kötü. çapkınlık = zamparalık

Flörtözlük diye düşünürsek, bekar ve sevgilisi olmayan biri için, sorumluluğu olmayan biri için no problem. Ama sevgilisi varken çapkınlık yapmaya devam ediyorsa onu karakter yapısı olarak kabul edemeyiz bence şerefsizlik olur.

Sevgilinizi, soz verdiginiz kisiyi aldatacak kadar serefsiz soysuz ve korkak biriyseniz, evlenince de kukunuza ya bullugunuze bir sey konmuyor arkadaslar, ayni serefsiz soysuz ve korkak olmaya devam ediyorsunuz.
Evlilige bu hastalikli bakis acisi beni cok rahatsiz ediyor.
Soz verdiginiz birine karsi Yalan soyleyerek yaptiginiz capkinlik aktivitesi hicbir sekilde kabul edilemez.

Çıkış yönünün dikine doğru kesiyorsundur. tersine doğru kesmeye çalış. Normal sıradan kullan at blue 3lerle bile bir yerimi kanatmıyorum hayvan gibi sert ve gür olduğu zamanlarda bile.

Ustura kullan.

hocam yukardan aşağı standart kesiyorum çenede yukardan aşağı çıkmaz mı zaten. alttan yukarı yapsam çok daha fazla koparır gibime geliyor.
ayrıca ustura kullnamadım hiç yapabileceğimi sanmıyorum

hocam bir taktiği yok bu işin. sakalına bakacaksın. çıkış yönüne bakacaksın. bana kalırsa senin işini benimkini çözdüğüm gibi geleneksel tıraş çözer.

google>geleneksel tıraş, enter

duş/banyodan sonra tıraş ol.

Fusion iyidir, özellikle günübirlik tıraşlarda.

oynarbaslikli alma sakallarini yumusat cok uzatmadan kes sakallarinin cikis yonunu de ogrenmen lazim
herkesin farkli oluyor. benim mesela sag sol yanak biyik dudak vs asagi dogru, cenemin alti saga dogru. ademelmasinin oralar da hafif yukari ve saga dogru gibi. sonradan sunu fark ettim ben saclarimi da soldan saga yatiriyorum, demek o tarafa yatkin. sizin de oyle olabilir bi bakin.

5) hepsi.

O depresyon değilmiş. Depresyon olsaydı duramazdiniz.

kaplıca olayını bilmiyorum ama bir benzerini hamamda yaşamıştım. ter odasında vücut kirleri atınca kendine geliyor insan. format atılmış pc gibi oluyorsun.

terle beraber atmissiniz depresyon bakterilerini

magnezyum sülfat bir tuzdur, terle kaybedilen bir elektrolikittir. iğnesini yaptırmanıza ihtiyacınız yok. rossmann'dan 10 liraya 10lu efervesan tablet alıyorsunuz suya karıştırıp içiyorsunuz.

depresyon 4 günde geçmez kanka başka bir şeydir o..

3) sadece 4 gün iş stresinden uzaklaşmak yetmiş olabilir

iki soda içsen kaplıcada aldığının yüz katı magnezyum alırsın :)
illa magnezyum alıcam dersen igneye gerek yok magnezinc alıp günde bir tane içsen yeter.

iki sence önce stresli bir döenmde 1 haftalık kamplı ormanlı bir tatilde bana aynı böyle hissettirmişti. önüme iş getirin dağları delerim kafasındaydım. bir haftaya eski ruh halime döndüm.

3 direkt.

nereye gittiniz? bize de önerir misiniz?

bence cevap 1-2 numara.

bende antalyadan eskişehire gideceğim. ama kar lastiği olmadığı için otobüsle gideceğiğim eskisehirde eksi 12 derece yollar buz o yüzden canımı yolda bulmadım bence sizde otobüsle yada ucakla gidin.

Eksi 12 derece ise soru bile değil lakin kar var ve 2 derece

Bkz kış lastiği nedir?

7 derece altında yol tutuşu kaybolan yaz/4mevsim lastikleri yerine 7 derece altında güvenle viraj alıp, fren mesafeni kısaltacak, yolda tutacak kış lastiği takıp takmayacağını mı soruyırsunuz?

Üstelik yolda yüksek bir tepeden geçerken kar yağarsa filan daha da tehlikeye atar,

yokuş çıkamamak tek dert olsun

Tamam taktiriyorum

yazlık lastikle hiç karlı yollara girdin mi? buzlanmış yollarda araç kullandın mı? arabayla daha önce paten yaptın mı? bu soruyu sorduğuna göre daha önce deneyimlediğini zannetmiyorum.

Karlı yolda kullandım berbat oluyor hissi. Az evvel taktirdim arkadaşlar sağolun.

Yol berbattı iyi ki sizi dinlemişim!!!!

cümle sonunda ünlem olunca yol temiz idi olarak anladım

gerçi yol temiz olsa da hava soğuk olduğundan gizli buzlanmadan korumuştur en azından. boşa masraf çıkardı duyurucular diye düşünüyorsanız eğer.
kışın arabada kış lastiği varsa ayrı bir özgüven geliyor benim için, yol boyunca tedirgin olmaktansa pabuçlara güvenmek daha iyi

Hayır unlemler parantez içinde degil. Minnettarım hepinize kar yağdı yolda gelirken ve sol şerit kapandı. Hepinize minnettarim

Belki de ayakkabıya vereceğin parayla tedavi olmalısın.

@wmeh +1

m.trendyol.com
Bunların 7 cm olanları da var

boyun ortalama üzeri zaten 1.90 üzeri olunca ne değişecek? evet çok garip kaçar ayrıca kilon baya düşük. bence kilo al kas olarak.

Sence bu kirli işleri yapan kişilerin herkes tarafından biliniyor olması biraz garip olmaz mıydı? Önemsiz kişiler aslında. Kim oldukları önemli değil. Kimin için çalıştıkları önemli. Evet rte her şeye yetişemiyor ama kalem kıran o sonuç olarak.

Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi diye kısaca pelikancılar olarak bilinen grup organize ediyor. bunun meclisteki vekillerin hepsi ile alakası yok ama bu işlerle ilgilenen vekiller var. rte nin izleyeceği siyasete göre hareket ederek operasyon düzenliyorlar.

chp milletvekili özgür özer konuşmasında isim vermeden mecliste dava açılacak her söz için pusuda bekleyen cb avukatları olduğunu söylemişti. O dahi bilmiyor bence, bizim bilmememiz normal.

hatadır olur... daha dikkatli olmasını tembihleyin ama garibanın maaşından kesmek falan yakışmaz.

Adam o parayı bir haftada, sen yarım günde kazanıyorsun. Günah olur, tembihle tekrarlamasın, sevaptır.

Adamla bir kez konuş durumu anlat uyar. Amire söyleme bence. Hatadır olur malesef. Kasıt yoksa sende affet.

ülke zaten bok içinde zalimden geçilmiyor ortalık zaten yarım günde kazanıyormuşsun. uğraşma güzel kardeşim uğraşma.

adama soyle, bak hocam bana 400 liraya maloldu bu hatan. ama yine de sikayet etmeyecegim, bundan sonra dikkatli olursun de. eger aptal bir gurur yapip benim sucum yok derse, sikayet et.

bence de kenara çekip konuşmalı ve daha dikkatli olması söylenmeli..
sonuçta insanız hepimiz hata yapabiliriz..
ancaaaak
aynı hatayı bir daha yaparsa laftan anlamıyor demektir..
bu durumda iki olayın da bedelini direkt tahsil edin kendisinden..

Adamla uygun bir dille konuşun. Dikleniyorza, hatayı da kabul etmiyorsa maaş kesintisiyle biraz törpülenir.

Benim anlamadığım konu, işveren işçinin yaptığı hatayı neden işçiye mali olarak yüklüyor? Hepimiz hata yapıyoruz ama yaptığımız hataların maddi karşılığı bizden kesilmiyor.
Binlerce Euro'luk hata yapan adam ne yapsın? Ömür boyu bedava mı çalışacak?

"400 lirayi yarim gunde filan kazanıyorum. ugrasayim mi?"
Ugrasma. Ama adami uyarin.

ilk söyleyeceğim adamı uyar ancak hatanın ne olduğuna ve nasıl olduğuna bağlı bunlar insandır olur lafına uygunsa uğraşma adama söyle dikkat etsin ama vurdumduymazca falan bir durumsa masrafını karşılat

hocan senin uyarmanla olmaz bence. söyle amirine o uyarsın, parayı isteme. sen uyarırsan daha çok 400 liralık hata yapar. bazen biraz gaddar olmak lazım. senin ne suçun var ki 400 liran gitti?

idari olan bir konuda hakim savcının ceza verme yetkisi ancak dolandırıcılık yaparsa onun cezası zaten var. ama sen sanırım ayıplı kusurlu ürün satanlara cezadan söz ediyorsun onu yapacak olan idari kurumlar adli kurumlar ile bir alakası yok o işin.

hayır dolandırıcılıktan bahsediyorum. kusurlu ürün başka şey.

legal dolandırıcılık diye bir durum var, adam dolandırıcı ama yaptığı her şey legal. facebook'un senin bilgilerini satmıyoruz demesi gibi bir şey.

mesela şöyle bir şey öğrendim bugün. belgesiz ispatsız eve icra kağıdı gönderebiliyormuş. eğer evdeki adam 7 gün içinde itiraz etmezse borç kabul ediliyormuş. bunlar mahkemeden döner dönmesine de herkes de uğraşamaz mahkemeyle. veya gözü korkar öder. ne kadar geçirirse kar. bu olayların sorumluları kim? bu kuralları, yönetmelikleri kimler yazıyor?

bu dediğin ilamsız icra takibi başlatma ben rüyamda bile eksicipic'in bana borcu olduğunu gördüm diye sana kağıt gönderebilirim. :D İcra ifalas kanununda var onuda yapan tbmm :D

Değişme ihtimali tabii ki var. Karar heyetin.

Savcının 15 sene istediği dosyada beraat aldırdım övünmek gibi olmasın :)

@Mistyimage, nasıl bir olaydı merak ettim?

@Mistyimage evet savcı nasıl savcımış ki 15 yıl istemiş ilginç tabi: şule çet olayında dosyayı bilmemekle birlikte savcı müebbet istemişse büyük ihtimal 20 küsür yıl vericek mahkeme topuda atacak yargıtaya.

Uyuşturucu ticareti dosyası. Evet hem soruşturma savcısının hem duruşma savcısının nasıl savcılar olduğunu,memlekette her an güme gidebileceğinizi anlayın işte. Hatta ben soruşturma savcısını "nasıl savcıymış bu" diye merak edip araştırdım başsavcı vekili yapmışlar.

Ben bi tane seyrettim, dolayısıyla en sevdiğim o. :)
Birincisi tabi
(Ekşici piç ya da hiç bir şeyi beğenmeme timinden değilim, hakikaten bana uymadı)

E-) hiçbiri

hepsi rezalet. hiç birini izlemedim sadece klipler arada çıkan fragmanlardan gördüğüm kadarı yetti zaten izlemeye gerek bile yok ergen gerisi sefil değilsen tabi.

en sevdiğim 3

Sinema filmi değil ama öncesinde Tv’de bir program yaparken ilk kez Recep İvedik tiplemesi ile parodiler yapıyordu. Onlar çok komikti, özellikle kim 500 milyon ister parodileri çok komikti.

Mobilden editleyemedim. Şudur;
m.youtube.com

Ilk filmi tamamen degil ama cogunu izlemistim, o fena degil. Bana kalsa acip izlemem ama Recep ivedik ozellikle igrenc oldugu icin degil, yerli komedi sevmiyorum ben.

Recep Ivedik benim gozumde herhangi bir yerli komediden cok daha kotu, cok daha seviyesiz falan degil. Komedi filmi iste, gunah kecisi olmus gomulup duruyor. Yok osuruyormus kufur ediyormus lesmis falan, ne kadar seviyeliymis millet de haberimiz yokmus arkadas. Cem yilmaz kufur etmiyor mu? Derdimiz seviyeli olup olmamasiysa Cem yilmaz filmlerinin asagi kalir yani yok. Bir filminde maymunu seyapma mevzusu bile geciyordu, osurmak ayip da bu seviyeli mi?
Bana gore yerli komedinin hepsi ayni bok, Recep Ivedik spefisik olarak gomulecek bir film degil. Bilakis bir Safak sezer filminden falan acik ara iyi.

şu filmin sonunda keçi ile yürüdüğü yok mu?
buna bir kız misafir geliyor.

Recep İvedik 3. Birden çok kez izledim :p

skeç halindeki recep ivedik iyiydi. skeç çekerken şahan da iyiydi gerçi.

hiç baştan sona izlemedim ama korsan film aldığı bir sahne vardı ona gülmüştüm.

her hafta recep ivedik'ten çok daha leş filmler geliyor, o yüzden nefret etmiyorum. bu yanlarında kaliteli kalıyor.

2>1>3
diğerlerini izlemedim.

skeç olanları abartmadan önce severdim filmlerini sevmiyorum filmlerde skeçte olan tiplemelerden farklı bir karakter sergiliyor gibi geliyor internette izlediğim reklam vs gibi parçalarda.

ilk 3 filmi ortalamaydı bence türk sineması için.sonra baya kötüleşti.

Dikkat şahan çıkabilir zamanlarındaki recep ivedik > bütün filmleri

ilk filmi izlemistim eski Sahan skeclerinin hatrina, cok kotuydu. digerlerini izlemedim.

bu kadar yetenekli bir insanin sirf para kazanmak icin bu kadar boktan islere el atmasi ve bunda israr etmesi uzucu, kendisine olan saygisini bile yitirmis biri..

Hocam f tipi tek kişilik cezaevinde kafayı yersin çok net.

koğuşta şişlenmek / kavga etmektense tek kişilik hücrede kalmak çok çok daha güzel ve güvenli geliyor bana
tabii tek kişilik hücre = otel odası demiyorum ama
bi masan, bi yatağın varsa daha ne ister ki insan
neden kafa yeniyor ben anlamıyorum

Yüksek güvenlikli bir cezaevine bol bol hükümlü/tutuklu sevki yapmış biri olarak söyülüyorum. tek kişilik, koğuş vs fark etmez sırf havasındaki koku bile insanı delirtmeye yeterli en manyak en psikopat adam bile en fazla 1 yılın sonunda mum gibi oluyor neden diye düşünüyormusunuz hiç. dayak yok derler dayağın kralı olur heleki ilk misafir karşılama diye bir uygulama varsa sebepsiz yere sağlam bir dayak atarlak ilk girişte tabi bu dediğim her suç için değil borçtan yada basit suçlardan dolayı olanlara değil ama uzun yatarı olan ve psikopatım lan ben tavrında olanlara yapılır bu her cezaevinde varmıdır bilemem ama var ona şüphe yok.
tek kişilik hücre talep edemezsin terör cinsel suçlar, tekerür hükümleri uygulanan hükümlüler yada tutuklular genelde oraya yerleştırirler ki sorun çıkarmasın zaten cezaevleri ağzına kadar dolu o yüzden af çıkartmak için yırtınıyorlar. sırının durumuda farklı değil terörden girmiş hakkıdır yatsın

madame coco'nun bir yorganini kullaniyoruz, esim terliyor ben usuyorum. yatas'a bakicaz biz de :/

Babaanne yorganı sağolsun annem yünden doldurmuş sıcacık tutuyor ağırlıktan kaymıyor .D

internetten ozel dikim yun yorgan aldim. mis gibi, sicacik. ufalsin istiyorsaniz mecbur sentetik dolgu olacak. yatas'tan devam edebilirsiniz.

şimdi linç gelebilir ama kaz tüyü yorgan var bizde. hafif ve sıcak tutuyor.

geçen ay yataş'tan anti-stress yorgan aldım. diğer elyaflar çok ince olduğu için yorgan kılıfının içinde kayboluyor. anti-strsss biraz daha kabarık, varlığını hissediyorsun. epey de sıcak tutuyor. ondan önce ikea kullanıyordum, yataş daha iyi.

işbir yataktan alışveriş yaptığımızda bize Quallofil- Air Allerban isimli bir yorgan hediye etmişlerdi çok memnunuz, bir de taç'ın pamuk ya da kaz tüyü yorganlarını tavsiye ederim, hem çok hafif hem de güzel ısıtıyor.

yataş çok başarılı. terletmiyor kesinlikle, üşümüyorsunuzda.

www.yatasbedding.com.tr
Bunun çift kişiliğini kullanıyoruz ve memnunum. Oldukça hafif ve yer kaplamıyor.

caniklinin cinayete karışmış olan sıkı akpli birilerini koruduğu iddiaları var.

Baba Şaban Vatan, Rabia Naz’ın trafik kazası sonucu öldüğünü ve kazadan sorumlu olanın da Eynesil Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu’nun oğlu Mehmet Ali Somuncuoğlu olduğunu iddia ediyor. Baba Vatan’ın bir diğer iddiası da AKP milletvekilleri Nurettin Canikli ile Cemal Öztürk’ün olayın üstünü örtmeye çalıştığı ve polisler ile savcılığın da bu doğrultuda hareket ettiği ve delilleri kararttığı.

t24.com.tr

adam da giresunlu ve siyasi yakınlıkları var. canikli'de muhtemelen yukarıyla yakınlığını kullanıyor. zincirleme aklama tamlaması.

saban vatan soyle demisti. caniklinin kardesi evli bi kadinla berabermis bi sure once ve kadin bi gece evi kilitleyip adama gidiyor. evinde yangin cikiyor ve 8 yasindaki cocugu yanarak can veriyor. olay yangin olarak ortbas edilip kisiler aklaniyor. bu rabia naz cinayetinde de belediye baskani canikliye beni korumazsan seni ifsa ederim diyor.

Eğer danışan olarak gidiyorsanız diplomasını talep edebilirsiniz. Başka opsiyon yok .

İsim üniversite ve bölüm adı aratırsanız da son on yıl için googleda okul kayıt listesi vs. Ya da lisesinin kazananlar listesini bulmak mümkün. Tabii ki bitirdiğinin kanıtı olamaz.

Diploma dışında yok.

Diploma nosunu isteyebilrsiniz baska sekilde zor. Turk psikologlae dernegi var ama oraya uye olmayan da cok psikolog var.

en son 1000 tl ye istediğin yerin diplomasını yaptırıyorlardı matbaacılar çarşısında. :D

Googlea adını yazarak.

terapi yapmaya davranıyorsa
diploma (psikoloji) + master (klinik psikoloji)
görmen lazım.
Klinik masterı yoksa hasta göremez

Diploma sormak gibi bir hakkın var ve cevaplamak zorunda. Kaç yılında mezun oldunuz, yükseği ne zaman bitirdiniz, teziniz neydi diye sormuştum ben. Sor yani, olmadı okulunu ara mezununuz mu diye sor belki cevaplarlar oradan emin değilim.

Sahte psikoloğun korkulacak bir şey olmadığına da inanmıyorum. Gidip vasıfsız, etik değerlerden yoksun, yeri geldiğinde psikiyatriste yönlendirmek yerine elinde tutarak oyuncak eder. Para kaybından bahsetmiyorum bile.

Siz sorun, cevaplamazsa bırakın.

Yüksek lisansım var diyorsa Yök tez merkezinde ismini aratın.

öyle bir sistem. yok pdrcide ben psikoloğum diyor 2 3 eğitim alanda. ayrıca uzmanlığı masterı olmayan klinikte açamıyor.

Google'a yazarak öğrenemezsiniz. diploma bile sahte olabilir. qr onaylı diplomalar e devletten doğrulanabiliyor o kadar şüphedeyseniz.

Bence hayır

öldürdüğü kızın babası cesedi gördü diye biliyorum. gerçi anadolu insanına çok da güvenmemek lazım.

türkiye gibi kanunun sadece çalgı olduğu bir ülkede en zengin ailelerin susturamayacağı ağız yok.

Dün aynı konuyu arkadaşlar arasında konuştuk kimse inanmıyor

En son duyuru zirvesinde adli tıpta çalışan biriyle konuşmuştuk. Kendisi gördüğünü söylüyordu.

evet

adalet sisteminde çalışan biri olarak söylüyorum. kendini hücrede astı, eğer biri kendini astıysa savcı olay yerini bozmadan gelir fotoğraf çekilir dosyası açılır. cezaevlerindeki sistem bellidir. bilmeden konuşmayınız.

yani hüküm giymiş bi mahkumken hapishaneden kaçabilmen için deredevildaki şişko mafya babası gibi bişey olman lazım bence. türkiyede olsa bile. bence ölmüştür.

milletçe paranoyaklığın zirvesindeyiz gerçekten yazılanlardan anlaşılacağı üzere. geberdi gitti herif işte kızın babası bile öldüğünü söyledi millet ona bile inanmadı savcı çıkarsa fotoğrafları gösterse fotomontaj diyecekler ülkecek çok güzel çıldırdık. :D

mikahakkinen +1, hadi tüm yetkilileri ayarladın, bizim gibi hafiye dolu bir toplumda bu olayın örtbas edilmesi için direkt tayyip'in müdahil olması lazım. o kadar da değil, o yüzden ölmüştür.

Bencesi, sencesi yok. Öldü.

ona bakarsan ahmet kaya da ölmedi,yeşil de yaşıyor...

Villada yasarken 24 yil hapis yiyorsun. Intihar etmis olmasi gayet normal geliyor.

öldüden ziyade öldürüldü/kendini öldürmesine göz yumuldu diye düşünüyorum.

ailesi güçlü ama kendini öldürdü süsü verip hapisten çıkaracak kadar değil.

Sevgilisine öyle bir ölümü reva gören birinin intihar etme olasılığı hiç düşük değil. Ölmese bile yaşarken ölüyodur umarım.

Bir zirvede buradan adli tipta calisan bir arkadas ile tanismistim. Kendisi davanin icinde oldugunu ve öldügunu kendi gozleriyle gordugunu soylemisti. O yuzden inaniyorum.

bu ülkede zenginlerin ceza aldığı nerede görülmüş :) rüzgar çetin örnek, şule set cinayeti örnek, aslı baş cinayeti örnek vb daha dolu örnek var. öldürülen kızın babası bile zamanında 3 milyon euro kan parası talep etmişti. para her kapıyı açar bu ülkede..

ben de ölmediğini düşünenlerdenim.

günaydın.manzaram pek iç açıcı değil. müzikle kurtarmaya çalışıyoruz işte.
www.youtube.com

günaydın. manzara atamam şimdi ama öğlen arası belki.

www.youtube.com

burası güneşli güzel bir gün.

[IMG]resmim.net [/IMG]

resmim.net

O kitapla o duvari paylasmaya da varım:)

ibb.co

radyo dinliyorum :)

i.hizliresim.com

selamlar

güneşli gün neyime, ofisteyim. isyanlardayım.
open.spotify.com

güneşli,güzel günlere inançla

www.youtube.com

Çekmeye üşendiğim için eski bir foto, güzel günler dilerim. => eksiup.com

i.hizliresim.com

Kahvaltı yapacağım. Sıcak su yok duş da almam gerek denize gireceğim sanırım.

Al kardeş memleketinin kıymetini anlarsın.
photos.app.goo.gl

Kesin olur.

2 haftaya unutulur. biraz fazla köpürtüldü, bence o kadar da ilginç bir dava değil. ben bir kere bile hype olmadım. bir grup çomar aile kızlarını falan öldürmüş işte.

ayrıca bu hikayeyi dizi/film yapsan gerilim türünde yapmak zorundasın. türkler mainstream'de komedi/dram dışında bir şey yapmıyor. hele öyle psikolojik gerilim/gizem falan bizde hiç yok. çekilirse de çok amatör, niş bir şey çekilir.

aile içi şiddet/cinayet/tecavüz/suç örtbas etme bir türkiye gerçeği. benim adli olarak cidden çok da ilgimi çekmiyor. ülkede böyle yüzlerce manyak aile olduğundan da eminim, sadece açığa çıkmıyor. bir dönem doğu'da haftada bir töre cinayetine kız öldürülüyordu. böyle bayağı aile meclisi toplanıp karar veriyordu falan. isviçreli olsam şaşırırım da ortadoğu'da yalama olduk artık.

ben türkiye'de gerçek hikayeye dayanan gerilim/korku/gizem çekecek olsam eski türk seri katillerinden birinin hayatını çekerim. muhtemelen hiçbirinin adını bile duymamışsımnızdır ama inanın filmleştirmeye müsait çok daha ilginç adli hikayeler var.

bahçedeki korkuluk kalsa 2. tura, korkuluğa oy atarım, ki inceye gönül rahatlığıyla atarım.

hitleri getirseler ona bile atarım (hdpli değilim)

re noreno + 1
İkinci tura can düşmanım kalsa, “Ne yapalım” deyip ona oy atarım ama İnce’ye seve seve, iç rahatlığıyla atarım. Seviyorum ve çok saygı duyuyorum. İlk turda bir adayda birleşmemiz gerekse, o zaman da atardım. (HDP ile, daha doğrusu bir kısmıyla aynı düşünmediğim noktalar var, az biraz daha sosyal demokrat gibiyim ama şu anda kendime en yakın aday olarak görüyorum)

ince'ye atarım da akşener kalırsa sandığa gitmem herhalde.

HDP seçmeniyim. Ince'nin hitabet dışında pek bir birikimi olmadığını düşünüyorum ama ikinci turda oy veririm.

Ama soruyu burda sormak sağlıklı veri sağlamaz bence.

tabii ki evet.

@grv 2002 yılından beri mecliste milletvekilliği yapan, aynı zamanda üniversite mezunu ve fizik öğretmeni olan birinin elbet bankada bir miktar birikimi vardır, saygı değer kardeşim.

Bir de bu sorunun tersini de sormak lazım onu da merak ediyorum

burada çok HDP seçmeni var diye sordum hocam. ama bi hdp grubuna da katılıp aynı soruyu yönelttim.

hizliresim.com

%33 boykot, gerisi İnce gözüküyor.

Ya çevremde ne kadar hdp’li varsa herkes veririm diyor.

2 nci turda tayyibin karşısına şeytan çıksa şeytana bile atarım

chp'li değilim. chp'den de haz etmem; lakin dediğiniz gibi bir senaryo olursa evet, atarım.

2.turda verebilirim fakat tayyibe karşı şeytan gelse veririmcilerden değilim akşenere vermem temele vermem kısacası akpden farkı olmayan türk-islam tandanslı siyasetlere vermem.

aticim ama eski solcuyuz bunu premium kürtlere sorman lazım.

kaynak ne hocam? akşener'e verecektim yarın, ona göre karamollaoğlu'na vereceğim.

tayyibin yancısı perinçeğe vermeyin de kime verirseniz verin.

Hadi hayırlı olsun hepimize.

Nereden bakıyoruz bu rakamlara?

www.diken.com.tr
burada garantiledi diyor.

Cesairo emin ol kimse benden daha iyi bilemez.

Gordugun gibi beyni kullaninca din min kalmiyor ortada.

Dinibütün arkadaşlarınız dini bilgilerini güncellesinler. 13 yaşındaki çocuk (son zamanlarda çocuğa yönelik sapkın bakışları saymazsak) akılbaliğ sayılmaz. Dinen hiçbir cezai ehliyeti yoktur. Önemli olan fiziken yetişkinliğe adım atması değil, aklen yetişkin olması. Çocuğun dinen cezai ehlyieti yoktur. bu birincisiydi.

İkincisi, bizim dinimiz mazlumun yanındadır. Müdahale etmese bile iş hesap kitaba gelince mazlumu tutar. Ben bu intiharı çocuğun işlediği dini bir suç olarak zaten görmüyorum da, hadi diyelim ki milletin dediği gibi cehennemlik bir suç olsun, çocuğu buna zorlamışlar. Çocuk çaresiz. Mecburiyet içinde yapılan hiçbir şeyden cezai ehliyet yok. Ayrıca intihar edebilmek için çok ağır psikolojide olmak lazım. Bir nevi akıl sağlığınızı yitirecek noktaya gelmek lazım. eee, işin içinde aklın kusursuz olduğu bir durum olmadıkça ceza yok dinde.

deveyi diken adamin ta kendisİ@ peki misal 13 değilde 18 yaşında intihar etseydi fark edermiydi yoksa gene akıl sağlığı yüzünden bir şey olmazmıydı.

+1 baldur2

Yaratılış felsefeleri içinde; kimin cennete kimin cehenneme -ve her sistemdeki türevlerine- gideceğine karar verenlere çok uyuz oluyorum ben. Bak bak kesin cehenneme gidecekmiş. Korkmayın cehenneme gitmeyecek, emin olabilirsiniz.

@denklemci

ben fetva veremem. din adamı değilim sonuçta. ama kendisi de intiharın eşiğine çok kez gelmiş biri olarak diyorum ki intihar edecek noktadaysanız akıl sağlığınızı yitirmişsinizdir. sağlıklı karar aldırtacak şartlarınız yoktur. şahsi görüşüm, intihar edenin cezasının olmadığı. ama şahsi görüşüm dini bağlamaz. bu işin fıkıhta başka karşılığı varsa bilemem. fıkıhta intiharın cezası cehennemdir diye bir hüküm varsa da bence benim şahsi bu görüşüm içtihad olarak girebilmeli fıkha.

hahahaha :)) Bayılıyorm bu tür amaçsız antreman sorularına. Keza cevaplara da, sen eğer ''din bilginizi güncelleyin(!) 13 yaş akılbaliğ değil'' dersen bu şekilde kontrayı da yersin.

Yetersiz sorulara gelen standart yetersiz cevaplar işte...


Bu tür konular hakkında şahane 2 söz üzerine birşeyler söyleyip bırakacağım, bu sözlerden birisi şu; ameller niyete göredir. ikincisi ise soruların kendileri bi' amaç değildir, soru sorulmasının bi' amacı vardır.

Şimdi bu soruyu soran kişinin amacı ne ? Aslolan hikaye tam burada yatıyor aslında. instagram'a fotoğraf atmakla şu soruyu sormak arasında eylemi yapan kişi açısından pek fazla fark yoktur. İkisi de kalabalık aralarlar-kendilerine.

Söyleyeceklerim bu kadardı esasında ama madem buraya geldik soruyu da cevaplayalım, malum ben tik seviyorum;

Şimdi sanırım burada bahsi geçen dini bütün arkadaşlarınızın dini islam? Eğer öyleyse kabaca bilmemkaçbin din arasından sadece birisi, hadi onu bırakalım dünyada şu an aktif kaç tane din var tam bilmiyorum ama islamiyet yine en yaygın 3 dinden birisidir herhalde.

Önce şunu düşünün; lan bu kadar yaygın bir din, bu kadar yıldır da var olan bir dini konuda acaba böyle sorular ilk benim aklıma gelmiş olabilir mi ? Bunu ilk ben düşünmüş olabilir miyim ? -bu tür sorular zaten bu dinlerde anlatılmış ve kategorilenmiş-

Aslında lafı dolandırarak şunu demeye çalışıyorum, ben tanrıyla(eğer varlığına anlatıldığı şekilde inanıyorsanız, mesela müslümansın ve kur-an'da anlatıldığı şekilde Allah'a inanıyorsan) demelisin ki, ben Allah'la aynı düşünme kapasitesine sahip miyim ki böyle soruların cevabını arıyorum ? Burada amacın ne ? Eğer sen o 13 yaşındaki kızsan intihar etmeyi düşünüyorsan o zaman da ilk söze gidiyoruz, ameller niyetlere göredir.

Şunu diyorum, eğer inanıyorsanız inandığınız din her neyse telaş ya da merak etmeyin herhangi birisinde dahi tanırınız sizden daha güçlü daha akıllı bu tür şeyleri ona bırakın. Eğer inanmıyorsanız da yine telaş ya da merak etmeyin çünkü zaten böyle birşey sizin inancına göre yok.

İşte bu yüzden bu tür soruların sebebi instagramla aynı, soruyu soran şahıs ''ikna'' edilmek istiyor ama zaten öyle bir ikna olsaydı tek dil bayrak tek din tek vatan dur ya bu başka birşeydi, herneyse telefon çaldı aklım karıştı. Kaçtım ben...

İntihar haramdır, tıpkı içki içmek, zina yapmak, faiz yemek gibi.

İntihar eden müslüman kişi bir günah işlemiştir, tıpkı hepimizin faiz/içki/zina ile işlediğimiz gibi bir günah.

İntihar eden kişi dinden çıkmış ve kafir olmuş değildir.

Suçunun/günahının cezasını çektikten sonra hak ediyorsa cennete gidecektir. Tıpkı faiz/içki/zina vs gibi hepimiz için sıradanlaşan günahların cezasını çekmek gibi.

Kaldı ki intihar ettiği anda akıl sağlığı yerinde değilse (ki genel görüş böyledir) günah işlemiş de sayılmaz.

nacizane yorumumum. hikayelere gerek yok. sadece din'i onyargisiz ogrenin, arastirin. zira ozgur dusunceye sahip ortalama bir insansaniz zaten din'den sogursunuz.

hoca değilim, namazında niyazında olan birisi de değilim. az buçuk merakımla okumuşluğum var o kadar. öncelikle akıl sağlığı gereklidir. insan doğduğunda akıl sağlığı yerinde olmayabilir yada sonradan akıl sağlığını yitirmiş de olabilir. sonradan delirmiş kişinin Allah'a karşı sorumluluğu delirene kadardır.

sorundan bağımsız olarak intiharın günah olmasının sebebi vücudumuzun bize emanet edilmesidir. yani herkes ölecek ama senin sorumluluğun sonuna kadar ruhuna ve vücuduna sahip çıkmandır. alkol, sigara, uyuşturucu vb. şeyler bundan dolayı günahtır. bakmayın sigaraya mekruh dediklerine.

intihar eden kızın cehennemle işi olacağını sanmıyorum. 10 yaşındaki çocuk da intihar edebilir, 15 yaşındaki de 13 yaşındaki de.. mantıken çıkış noktası bulamamış ve tükenmiş.. aklı, algısı kapanmış.. Allah rahmet eylesin..

bu arada mete yarar'a sinir oldum. gecmeden edemiycem. bu kadar saldirgan, alayci bir tutuma sahip olmasini gectim. satirlar dolusu yazip sonucunda, biz allah kadar akilli degiliz'e getirmesi, bu memlekette bolca bulunan cahil ve sesi yuksek cikan guruhu hatirlatiyor.

Ben inanmıyorum öyle bir şeye o kız cehennemlik ona tecavüz eden onu taciz eden cennetlik. Ve işin tuhafı onun cehennemlik olduğunu söyleyen yobaz da cennetlik.
Geçin bunları... O kız hayattaki en temiz, en masum, en günahsız insandır.

Güzel kardeşim bak, İslamiyetin sorunu insanların dini kuran yerine kulaktan dolma bilgilerden öğrenmesi. Bütün hayatım boyunca “intihar eden kesin cehennemliktir!” diye duydum, inandım. Sonra bir gün kuran’ı okudum ve böyle bir cümleye rastlamadım. Ama aynı kitapta “bu kitaptan başka yol göstericiye ihtiyacınız yoktur” gibi bir cümleye rastladım.

Eğer araştırırsan, Kuran’da intihar için sadece “bunu yapmayın,” dediğini görürsün. Tıpkı içki içmeyin, oruç tutarken seks yapmayın dendiği gibi. İntihar edenin suçunun ebedi cehennem falan olacağını söyleyen hiçbir ayet yok. Ha ama ne zaman ki hadislere bakıyorsun, yok intihar eden şöyle yanacak böyle kızartılacak... e kitapta demiyo bunu?

Git şimdi o ilk başta sorduğun adamlara şunu sor: “intihar eden cehennemliktir diye nerede diyor?” Buma cevap “Kuran’da” demezlerse bir bok bilmiyorum ben.

(biz. Hadis dini)

İntihar eden cehennemlik evet. Ama ben olsam şunu sorardım, tecavüz eden cehennemlik mi?

Zinanın haram olduğu tanımlanmış İslam'da. Ama tecavüzle ilgili bir veri yok. O o.

meksikalı da olabilitesi var gibi

bariz spaniard.

musketeers sanki ona benzettim.

fransız da mümkün, yanılmıyosam ingiliz de. ilk anda ispanyol protekiz çağrışıyor evet de, 16. - 18. yy kıyafetleri bu minvalde ayrıntılar içeriyor zaten, özellikle gemileriyle yeni kıtalara açılanlarınkiler; filmlerden ve tablolardan aşina olduğum kadarıyla söylüyorum. ingilizlerde bıyık yok da fransızlarda var, ingiliz o açıdan düşük ihtimal.

olay buymuş
www.etsy.com

kinder oyuncağını tarihi eser diye yutturmaya çalışmışlar yani aşlskda. bu antika işlerinde ne kadar dalavere döndüğüne güzel bir örnek.

hayır artmıyor.

önlisansta 3. yıldan, lisansta ise 5. yıldan itibaren 35.50 lik ekstra tutar harca eklenir. harç parası da alacağın ders kredi sayısına göre değişir. ortalama 250 - 300 lira arasındadır.

yargıtay kendisi karar vermez. mahkemenin verdiği kararı onar, ya da bozup mahkemeye geri gönderir.

şimdi sizin karar mahkemeye geri gelmiş. şimdi mahkemenin de yapacağı iki şey var, yargıtay2ın bozduğu yönde davayı yeniden görüp karar vermek, ya da kararında ısrar etmek. yargıtay'ın bozduğu kararda ısrar etmek biraz cesaret işi. ama ne bok yerseniz yiyin değil, dava devam ediyor.

yerel mahkeme satılsın dedi, yargıtay bozdu. yani yargıtay satılmasın dedi ?

ee yerel mahkeme satılmasın kararını onayacak, zaten tek çözüm satılmasıydı, bu durumds öyle kalacak arsa diye bakıyorum ?

şimdi söyle yargıtay büyük ihtimalle hmk ya göre bir usulsuzlük vardır ondan bozmuştur. Yerel mahkeme sil baştan yargılama yapacaklar.

@ denklemci

hocam 7 yılda anca sonuçlandı, sil baştan o zaman yani ?

tabi bir 10 yılda şimdi sürer :D o sırada ortakların bazıları ölür sayı düşer falan :D valla zor işiniz.ne diyim ama sil baştan yargılama olacak. dosyayı görmedim yargıtay neden bozmuş bilmiyorum ama yüzde 90 böyle.

şşş, hep beraber "kesin öyledir" deyip kapatalım bence konuyu. yoksa haşmetli kişilerin yaptıkları açıklamaları mı sorguluyorsun??!

akp muhalifi olan herkes terörist artık.

şu demek iki gün sonra suriye devleti kontrollü ele alır ama türkiyedeki pkklılar suriyeye saldırırsa suriye devleti burada rejim yanlısı terörist var diyip şırnağa operasyon düzenleyebilir demek :D

re norena, ekşi yazarı olmak istiyorum, vant2die, hepsi yüzde yüz haklı

Suriyede haklı haksız yok artık.Güçlü ve güçsüz var.

Suriye içinde çeşitli silahlı gruplar var. ÖSO, SDG, PYD, vs. uzayıp gidiyor. Bu grupları çeşitli alt gruplara ayırabilirsin;

-Bağımsızlık yanlıları vs. uniter devlet yapısının korunmasını isteyenler
-Rejim yanlıları vs. Rejim Karşıtları
-ABD tarafında savaşanlar vs. Rusya Tarafında Savaşanlar
-Türkiye'nin terörist olarak adlandırdıkları (pkk-pyd bağlantısı bulunun ayrılıkçı gruplar, ışid vb.) vs. Türkiye'nin özgürlük savaşçıları olarak adlandırdıkları (öso)
-Din/mezhep merkezli gruplar vs. Milliyet merkezli gruplar

Böyle uzayıp gidiyor. Bunlar küme küme hep. İlk okulda bir sınıftaki öğrencilerin 1/3ü matematik 1/2 si türkçe 1/6 sı iki derside alıyordur, kaç kişi iki derside almıyordur sorularını hatırlarsın. Bu gruplarda böyle. tek bir şekilde nitelendirmekten ziyade birden fazla tema üzerinden isimlendiriliyor. Tabi senin durduğun yere bağlı.

Türkiye'de haberlerde bahsi geçen ekipler işte rejimin resmi askeri olmayan, ama ayrılıkçı olmamakla birlikte türkiyenin terörist adlandırdığı gruplarla ilişkisi olan ekibpler "rejim yanlısı teröristler". Ki Türkiye suriye de ki mevcut rejimi bile terörist bir rejim olarak görüyor, o rejimin meşruiyetini sorguluyor, orada hiç bir haklı nedene dayanmadan oturuyorlar olarak görüyor. Tam tersi açıdan, rejim tarafından bakarsan da ÖSO'yu adlandırma stilin değişiyor. Yani resme nereden kimin tarafından baktığı mühim.

bir kere, OHAL olduğuna göre ifade kesin doğru.

Uganda hükümetinin açıklamasında geçen "rejim yanlısı terörist" şu demek; biz bir ülkenin seçimle gelmiş meşru hükümetini tanımayacak kadar şaşkınız. O seçimle gelen meşru hükümetin yanında yer alan vatandaşlarını da biz dış güç olarak gayrimeşru ilan etmek için bahane bulamadık, terörist diyip geçiyoruz.

Ama bizim hükümet öyle mi ya, mis gibi...

bilindik ss kuralını söylemiş. öküz olmayın hatta demiş. ben bi nefret göremedim.

nefret görmedim bende ss kurallını söylemiş.

nesi nefret?

Güzel sevişin tatmin edin tatmin olun, yoksa ilişkide sorun çıkar demiş.

Ss kuralı geçerli adam bunu söylemiş

SS +1

Ben mesela hayatımda güzel giden ilişkiyi bir yerde sabote etmeyen kadın görmedim daha. Gerçek ya da kurgu fark etmez. Eminim ki kadınlar da aynı şeyi söyleyeceklerdir erkekler için.

bunda nefret yok yahu.

sikin dedi diye illa nefret söylemi bu diyemeyiz ki. adam seksin ilişkideki öneminden bahsetmiş ki haklı.

ayrıca öküz olmayın, romantik sürprizler yapın bile demiş. daha ne desin.

Umutko haklı, çiğlik ve kıroluk var. Yoksa cinsellik her türlü sorunu çözer demenin daha insancıl yolları olmalı.

reddedilmiş insandan bahsediyoruz? istemiyor ki zaten seni? zorla mı? beni de reddettiler, biraz üzüldüm sonra dedim napalım, sevmeden seviyormuş gibi mi davranıcaktı o türlü daha çok üzülürdüm.

dear god make me a bird, umutko ve roket adam'a katıldığımı belirtmeden edemicem.

Burada mantık hatası var. Reddedildiğin insanı nasıl sikeceksin? Zaten sikmeni istemediği için seni reddediyor.

Ben buradaki "sikin"i gerçek anlamı ile almadım. 4S kuralı olarak yorumladım ben. Ben mi yanılıyorum, öyle yorumlayanlar mı?

@der meister ne güzel yazmışsın. 2 sorum olacak kusura bakmazsan. Şu anki sevgilin ile ilişkin nasıl? Ne kadar süredir birliktesiniz? Seninki sürtünmesiz ortam gibi olmuş. Lise fiziğinde, soru çözerken gördük sadece. Gerçek hayatta karşılığı yok. Keşke dediğin gibi olsa. O ilişki hiçbir zaman yürümez demiyorum ama yürüse de saçma sapan kavgalar, sorunlar çıkar.

@nawar, şu an ilişkim yok ama yaşadığım tüm ilişkilerde bu şekilde davranmaya gayret ettim ve karşımdaki insanlar da gerçekten aklı başında kişiler oldukları için bu açıdan hiç sorun yaşamadım.

ha bana söylemedikleri halde belki beni zayıf bulmuşlardır, "aaa manyak bu" demişlerdir, orasını bilemem ama ben kendi adıma doğru bildiğim şeyden vazgeçmeyi düşünmüyorum açıkçası. bak yeri gelir trip atarım yazmam. benim söylediğim şu: karşı tarafa acı çektirmek, onu "kontrol etmek" için bilerek böyle aptallıklar yapmam. ipler senin elinde, ipler benim elimde... böyle ilişki olmaz. birbirinize güveneceksiniz, birbirinizin iyiliğini isteyeceksiniz. böyle olduğu zaman zaten kimse karşı tarafı kontrol etme, burnunu sürtme, süründürme ihtiyacı hissetmiyor. insan bunu sevdiğine yapmaz, yapmamalı. dediğim gibi tartışmalar, kavgalar olur. yeri gelir küsüşürsünüz, konuşmazsınız, birbirinizi kırarsınız. ama bunu "kontrol" amaçlı, bilerek ve isteyerek yapmak benim gözümde büyük adilik. ben birine aşıksam onunla huzur bulmayı, onunla birlikte güzel yaşamayı isterim; savaşmayı değil. ben ilişki yaşarken yorulmak ve her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmek istemiyorum. ikimiz de neysek o olalım, birbirimize uygunsak zaten güzel gider her şey. gitmediği yerde de konuşuruz, iletişim kurarız, orta yol buluruz. nitekim bu açıdan hiçbir sevgilimle olan ilişkimde sorun yaşamadım, her şey çok iyiydi. benim için sevgili üzerinden ego tatmini yapılacak, strateji savaşı verilecek biri değil. giderim europa universalis falan oynarım strateji geliştirip savaşmak istiyorsam.

ben buyum, böyle sevmeyecekse de sevmesin zaten. ben böyle düşünüyorum. tabii ki güzel bir ilişkim olsun, sevdiğim biriyle mutlu olayım isterim ama benim istediğim şekilde olmayacaksa laf olsun diye sevgilim olmasına da ihtiyacım yok açıkçası.

çoğu kişinin anlamadığı şu: benim söylediğim tarzda bir ilişkiyi "köpeklik" olarak görüyorlar. hayır. kendisine saygısı olan insan nerede durması, neye "hayır" demesi gerektiğini bilir. anlayışlı olmak, ilişkiyi kavgaya ve stratejiye dönüştürmemek, karşı tarafın her dediğine "he" demek anlamına gelmiyor. dediğim gibi, iki taraf da kendini ve karşısındakini tanıdığı/sevdiği sürece bunlar zaten sorun olmuyor; senin zayıflık gösterdiğin yerde o seni kolluyor, onun zayıflık gösterdiği yerde sen onu kolluyorsun.

valla bilmiyorum, belki ben çok safım ama sevdiğim insanı "süründürmeyi" hiç düşünmedim. beni sevmesi, bana sadık kalması için köpekleşmeye ihtiyacı varsa zaten istemem kendisini, eksik kalsın. beni özgür iradesiyle, olduğu kişi için, olduğum kişi için sevmiyorsa ne anlamı var?

@der meister Olabildiğin kadar kişi ile birlikte olmak isteyen biri gibi durmuyorsun. O zaman neden istatistik belirtecek kadar fazla ilişkin oldu? Birlikte olmak istediğin (sevgili olarak) kadınların yarısından fazlası ile birlikte olabildin mi, yoksa "friendzone"a mı yolculuk ettin? Prensiplerini savunduğun ilişkilerin neden bitti?

Bunların hepsinin cevabı yukarıdaki konu işte. Ben senin düşüncen yanlış demiyorum. İlişkiler taht oyunlarına dönüyor ve o şekilde uzuyor. Senin düşüncen yürümeyen ilişkiler analizi yapsan ciddi bir çoğunluğun paylaştığı düşünceler. Ben karşındakini köle et demiyorum ama nihai huzur ortamında yürüyen, yürüyebilen ilişki yok. Hatta ilişkide alttan alan, Sorun çıkarmamaya çalışan kişi genelde sorun kaynağı görülen ya da terk edilen kişi olur.

Yani iş "ideal denkleme" gelince hepimiz senin gibiyiz. İnternet, sohbet ortamları falan hep bu şekilde düşünen dolu. Gel gör ki bu kişilerin hiçbirinin uzun ömürlü, sağlıklı ilişkisi yok. Az da olsa işin içine oyun, taktik, hile (aldatma değil) katmadan yapabilen yok. Yani o bir tespit değil, temenni. Ben de senin gibi düşünüyorum ama ilişkiler taht oyunlarına dönüyor diye sıkıldım açıkçası. Sevgilim yok bir arayışım da yok o yüzden.

Bir gün biri gelir ondan daha iyi sker. Bu sefer de aldatılmış olur. Bu işlerin bir mantığı yok. Kendince teori üretmiş.

@nawar, çok sayıda ilişkim olmadı ki. bir de şu var, 23 yaşındayım. her zaman her şey tutmuyor. her şey iyi gitse bile sonunda kopuyor bir yerden. haklı olabilirsin çünkü ilişkilerimde terk edilen taraf daima ben oldum ve hiçbirinde sebep dahi belirtilmedi ahah :) ben kendimi biliyorum ama. bu işin doğrusu, yanlışı olduğunu da düşünmüyorum. yani herkesin yaşam tarzı, ilişki dinamiği, sevgilisinin durumu ve onun düşünceleri vs. farklı sonuç olarak. ayrıca "herkesin temennisi bu" demişsin ama katılmıyorum, açıkça sevgilisini köpek etmesi gerektiğini, sadece bu yolla elinde tutabileceğini söyleyen çok fazla insan var. huzurlu, sakin, tarafların birbirini anladığı ve sevdiği, itmek yerine çekmeye çalıştığı bir ilişki istediğini söyleyen pek insan görmedim ben işin açığı. eski sevgililerime sorarsan pek de alttan alan, anlayışlı biri olmadığımı söylerler muhtemelen. ne düşündüklerini bilmiyorum açıkçası şu an. dediğim gibi, tam olarak neden terk ettiklerini de bilmiyorum.

bu arada gerçek anlamda ciddi olduğunu düşündüğüm, özel saydığım iki tane ilişkim oldu. daldan dala atlıyor değilim. kaldı ki istesem bile öyle bir kapasitem yok, flörttür sevgililiktir pek becerebildiğim şeyler değil. biraz memur kafası yani, "kafam rahat olsun" adamıyım, o açıdan haklı olabilirsin evet. belki sıkıcı, belki heyecansız, belki yetersiz bulmuşlardır. ben bilmiyorum. ilişkimiz bittikten aylar sonra konuştuğum oldu, o zaman bile olumsuz bir şey söylemiyorlardı ama sonuç olarak terk ettiler yani, nedenini onlar bilir.

sonuç olarak ben her şekilde bu entry'deki mantığın iğrenç ve çiğ olduğunu düşünüyorum. benim gözümde ağır özgüvensizlik ve basitlik göstergesi. şahsen bu kadar agresif, koskoca ilişkiyi bu kadar sığ bir şeye indirgeyen biriyle öbüşmem bile eheh.

***

edit: dissendium gardaşımın yazdığını şimdi gördüm, çok doğru söylemiş. konu buysa eğer "iyi sikmenin" sınırı yok. her zaman senden benden daha "iyi sikecek" birisi var, olur. ben kendi adıma bu kadar basit ve ilkesiz bir hayvan olmadığımı düşünüyorum, "daha iyi sikiyor" veya "daha iyi sikebiliyorum" diye (gerçek veya mecazi anlamda) sevdiğim insandan vazgeçmem. cinsellik veya "ruhunu sikmek" önemli olabilir evet ama her şey değil. ilişkim kökten buna bağlı olacaksa damacana skerim çok affedersiniz, bunun için kadına veya flörte ihtiyaç yok.

ordaki iyi sikmenin cinsellik manasında olmadığı çok açık. adam işte "hep iyi niyetimizden kaybettik" goygoyu yapıyor kuyruk acısından.

@der meister senin hayatın da benim dediğime geldi işte. Dur özelden yazayım diyaloğa döndü burada :D

Ekleme: sığ bir bakış olduğu doğru ama bu onu haksız yapmaz. Söylediklerinin işe yaradığı/yarayacağı gerçeğini maalesef değiştirmez.

Nefret değil de sığlık. Çiğlik +1

Burada nefretten çok gerizekalılık ve avamlık var +1

@attila, ahahaha 6 aydır her allahın günü "eski sevgilimi özlüyorum" diye ağlıyorum, demek ki bir de cool görünmeye çalışmasam neler yapacakmışım. bu kafadaki birinden daha farklı bir yorum beklemiyordum zaten. böyle sığ ve aptalca bir bakış açısına sahip olmayınca cool görünmeye çalışıyoruz tabii, sen de haklısın. ben kendimce doğru olanı, düşündüğümü söyledim. bunu "cool görünme" çabası olarak algılamana neden olacak kadar ne butthurt'lük yaşadın bilmiyorum ama umarım toparlarsın.

Ya siz başlığın hortlama nedenini tam takip etmemişsiniz arkadaşlar. İlk yazan kişi, kadının eski sevgilisini unutamadığından bahsetmişti. Burada linki verilen entry de konu ile uyumlu olmasa da "eğer iyi seks yaparsanız eski sevgiliyi falan unutur" demeye çalışmış. Yani seksten bahsetmiyor değil. Ama kendince "ben iyi sikerim" iması yaratmaya çalışmış başlıkla uyumsuz olsa da..

başlıkla içerik hatası var bence, ne alaka diyorum her okuyuşumda.

@der meister: cooldan daha çok olması gereken insan gibi insansınız, saygılar efendim, sizi bozmalarına izin vermeyin.

bu geri kafalı tartışmalar her zaman vardı ama duyuruda bu kadar çok olması beni de düşündürdü. adam aşağıya yazmış, "homofobik değilim ama" deyip eşcinselliği yeren şeyleri madde madde sıralamış üşenmeden. hiçbirinin de bir mantığı yok. "ben homofobiğim" de bari, öyle olmadığını niye inkar ediyorsun ısrarla? çok enteresan gerçekten.

bunun dışında bazı kişiler de sırf aksiyon olsun diye duyuru açıyor işte, eğlence çıkıyor onlara da herhalde.

Aynı şeyi neredeyse ben yazacaktım. Günde 3 tane eşcinsellik duyurusu açılıyor, aferin operasyonu elestirene terörö deniyor falan filan. Ha bu eşcinseller arttı başımıza taş yağacak diyen adam da 2 duyuru önce sevgili bulamıyorum diye ağlıyor falan. Çok çok çok zavallı var.

iktidarın troll yapılanması.

Çünkü cahillik.

Ne feminist, ne escinsel, ne vegan olmak zorundasiniz. Ancak kimseye zarar vermeyen azinliktaki insanlarin haklarini korumak zorundasiniz cunku ozgurluk bunu gerektirir.

Bu cümlede kastın aktif bir hak koruma mı? Öyleyse katılmıyorum, bir insanın yapmak zorunda olduğu tek şey karşı tarafın özgürlüğünü kısıtlamamaya çalışmasıdır, o özgürlüğü aktif biçimde savunmak bir tercih meselesidir. Vegan olabilme özgürlüğünü default olarak savunurum ama gidip de vegan restoranların sayısı artsın diye protestoda bulunmam mesela.

Başlıktaki soruya cevap olarak ise, sözlükte durum çok çok daha beter, buraya da son zamanlarda daha çok insan gelmiş, dolayısıyla profil oraya benzemeye başlamış olabilir diye düşünüyorum.

Tartışılması bu düşüncelerin arttığı anlamı taşımıyor. İnsanlar halihazırda zaten seksist, homofobik ve veganlığa karşı.

Birbirimizi kandırmayalım Türkiye'de insanlar iyimser bir tahminle daha en az 50 yıl değişmezler. En azından bırakınız konuşsunlar da niteliksizlikleri ortaya çıksın.

Basit bir örnek vereyim;
Vegan karşıtı, veganlara nefret kusan(vegan olmayan herkes değil) kitlenin geneli basmakalıp argümanlarla yaklaşır mevzuya ve o tartışmayı kaybetmeye mahkumdur.

Çünkü bir vegan, vegan olmadan önce bu yollardan çok defa geçtiği için tartışmada üstün olan taraftır. O adam bu mevzuya kafa yormasa zaten normların dışına çıkıp kendine alternatif bir yol çizmez öyle değil mi?

Heh, şimdi bu bağlamda biri feminist düşünceye veya homoseksüelliğe nefret kusarsa cevabını alır. Bunu okuyan bireyler de bir o öküzlere bakar bir de mantıklı tutarlı cevapları olan tarafa bakar, farkı görür, tarafını seçer.

Yani kötü bir durum değil bu. Ben vegan tartışmalarını bir vegan olarak destekliyorum. Düşüncenin bilinirliğini arttırıyor çünkü.

mantık olarak yanlış bir soru sormuşsun çünkü burada tartışma başlatıcı içerik girmek yasak.
olduysa da moderatörler uyumasın, burada tartışmak yasak.
yanlışım varsa düzeltin.

özelden yazdım.

kime göre? neye göre? Dışarıdan gelen herkesin yaka silktiği bir yer benim için ömrümün en güzel yıllarının geçtiği yer oldu. Yani bu kişiden kişiye değişir.

sen. öznel bir yargı dediğin gibi. şehir tartışmasına gerek yok, herkesin cevabı başka olacaktır.

@basond +1000

arkadaşın cahil ve at gözlüklü.
sen haklısın.

Arkadaş orada asgari ücretle 3-5 ay çalışıp kararını yeniden düşünmeli.

Kesinlikle öznel.

izmir neden bu kadar üstün tutuluyor anlayabilmiş değilim.
sen haklısın. izmir, istanbul vs benlik şehirler değil mesela.

Tabii ki öznel bir yargı, belki Havası sıcak geliyor bana, belki bazı mahalleleri varoş geliyor ya da pahalı geliyor.

Aslında "yaşanılabilirlik" bazı kriterlere göre değerlendirilebilen bir şey. Bazı organizasyonlar dünyadaki şehirleri yaşanılabilirliklerine göre sıralıyorlar zaten. Bunda kriterler genelde ; kültür, çevre, eğitim, alt yapı, politik ekonomik stabilite, güvenlik, hijyen, ulaşım vs. oluyor.

Eğer arkadaşınla muhabbetinde bu tarz nesnel bir çerçevede değerlendirme yapıyorsanız, tabii ki bir şehir daha yaşanılası çıkabilir. Ha İzmir bu listenin başında mı bilmiyorum ?

Yoksa "kaynak bir yerlerim" diyerek konuşuyorsanız boş boş muhabbet etmiş olursunuz..

Türkiye'nin her yerinde az da olsa yaşamamış birinin cümlesiyse asla ciddiye almam.
Böyle yargılardan hiç hoşlanmıyorum.

Kuzenim de bir gün bir kitabını överken benim kitaplığımdaki kitapların hepsinden daha kaliteli olduğunu söylemiş. Kitaplığımdaki kitapların yarısını bile okumadığını bildiğim için dikkate almadım cevap dahi vermedim.

Böyle insanlarla tartışmak yersiz. Bırak boşver.

Bu arada gayet haklısın.

Bende 30 yıl boyunca İstanbul'un dünyanın en güzel ve yaşanır yeri diyordum. ne zaman ki Antalya'nın bir
ilçesine yerleştim simdi s... İstanbul'u diyorum.sen haklısın

Arkadasin "bende" demis o yuzden cok da buyutulecek bir yani yok. Bence sen haksizsin bu yuzden :D

Bence ile başlayan cümleye 'bir başkasına göre' ile karşılık verdiğin için haksızsın.

Yaşanabilirlik ölçülebilen bir olgu. Çok kişiselleştirmek mantıksız. Genele yayıldığında daha makul bir tartışma olabilir.

önce nişanlandım.
sonra ayrıldım.
son zamanlarda aldığım en radikal kararlar bunlar. beraberinde hayatımda bir çok değişiklik oldu. Mesela nişanlanmamış olsaydım başka bir şehirde mesleğimi yapıyor olacaktım. şimdi doğup,büyüdüğüm şehirdeyim, öylesine çalışıyorum. pişman mıyım,değilim.

Şeytanla anlaşma yaptım.

Bir parçamı verip güzel bir gelecek satın aldım. Tabi daha alamadım, 1 sene içinde gerçekleşmesi planlanıyor.

Her ne pahasına olursa olsun psikoterapiye gitmek. Bunun için en değerli şey olan zamanı bile yönetmek o kadar zor ki bazen...

geçen sene benim için çok önemli bir karar verdim. ondan sonra her şey daha da kötü oldu.

sonuçtan iyice uzaklaştım.

Bilkent'i bıraktım, sonra da GS'yi bıraktım. Henüz bir şey gerçekleşmedi.

Zigaraya başladım. Herhangi bir amaca yönelik başlamadım ama bu sabah sol kolumda uyuşukluk, kalp çarpıntısı ve soğuk ter boşalması ile uyanıp on dakika öleceğimi sanmamla sonuçlandı.

Şu zamana kadar çok var. En yakın 10gün önce sigarayı bıraktım. Şu sıralar da işi bırakmak için araştırma yapıyorum ama henüz yemiyor. 3 senedir belli bir noktaya geldim. Planım bırakıp daha mutlu olabileceğimi düşündüğüm bir işte junior olarak başlamak, belki ülke bile değiştirmek.

Olmuyor, olamıyor diyerek işten ayrıldım. Sonra bir şekilde çok istediğim işle ilgili olan birisine ulaştım derken derken işten ayrıldıktan 1 sene sonra tam olarak istediğim şeyi elde ettim. Şimdi dünyayı gezerek mesleğimi yapıp para kazanıyorum, huzurum yerinde. Mutluyum işte :)
Not : İstediğim şey için belki 2 sene uğraştım.

Sigarayi biraktim.
Arkadas cevremi degistirdim.
Mesleğimi biraktim.
Yasadigim şehri degistirdim.

30 yıllık istanbul hayatıma son verip Akdeniz'in güzel bir ilçesine taşındım. Her şey çok güzel oldu. Afedersin ama s... İstanbul'u.

20'li yaşların başında aldığım iki büyük radikal karar var. Biri zirveye taşıdı diğeri tünele soktu. Ying yang gibi bi yanım karanlık bir yanım aydınlık yaşadım bir süre.
Sonra hayat ışığa arkamı dönüp tünelde olmamı gerektirdi. Bir süre de öyle gittim. Fakat tünel bana iyi gelmedi ve kötü hastalandım. Bu kez bir büyük radikal karar daha alıp hastalıkla satranç masasına oturdum.
Baktım yeniyorum hoşuma gitti, bu kez bir büyük radikal karar daha alıp tünelden çıkmaya karar verdim.
Şimdi ışık göründü, çıktım çıkacağım aşamasındayım.

Büyükler böyle. Küçük küçüklerin sonuçları toplamda kötü olmadı sanki. Yaş ilerledikçe sonucun iyi olma olasılığı artıyor.

özelde hukuk fakültesini bıraktım.
gittim devlet üniversitesinde iletişim okudum.

anlatırken insanlar hala hafiften acıyan gözlerle bakıyorlar bana. bense hiç pişman değilim.

bir ayrılık,sancılı bir süreç sonra aynı şehirde yaşanmayacağını anlayıp işinden istifa etmek ve o şehri terketmek...Şimdi daha iyi bir iş ve daha iyi bir hayat:)

evet bir tek sana garip geldi.

Evet sana öyle gelmiş sanırım. ilk gördüğümde Karadeniz kanalı diye düşünmüştüm.

Milliyetçi değil krt.

Açılımı Kültür radyo televizyon şeklinde.

Bir seneden fazla oldu neredeyse her gün açar evdekiler. Halk tv'den çok seviyorlar (o segmentte yayın anlayışı olan bir kanal) anlam veremedim. Ama bende bile her gördüğümde kürt tv şeklinde bir algı oluşturuyor.

o bu kadar rahatsa sen olma bence. test yaptırmanı tavsiye ederim, birçok hastalık kendini belli etmiyor bile.

Test iyidir iyi yaptır.

Cildiyeye git cunku cildiye ve zuhrevi hastaliklar uzmanligi.

Kadinsan jinekolog da olur.

çok mu takıyorum diye sormuşsun, bence az bile takmışsın. bağışıklık sistemin zayıfladığında eğer bir hastalık kapmışsan hastalık kendini gösterebilir.

aids falan diyorsan onun belirtileri bazen 1 ayda bazen 1 yılda çıkabiliyor. halk arasında yaygın olan mantar ve bel soğukluğu vs gibi hastalıklar 3 gün ile 2 hafta içersinde kendisini gösterir. zaten anlarsın bi bok olduğunda.

devlet hastanesine gidersen senden kan ve idrar tahlili isteyecektir. 2 ilaç yazıp bunları kullan diyecektir. içine sinmezse özel hastaneye gidebilirsin.

mhrs.gov.tr üzerinden gitmek istediğin bölüm (erkeksen üroloji, kadınsan jinekolog) için randevu alıp, gidebilirsin. doktorun senden büyük ihtimal tahlil yada test isteyecektir. sorununu güzelce anlatırsan tabi :)

Hemen test yaptir zaten hiv denen bok disinda digerleri kolay, bir sekilde ustesinden geliniyor. Bir daha da sakin oyle bir sacmalik yapma, bakteri yuvasi lan orasi.

o mührü kırma kırarsan hakkında mühür bozmadan hakkında soruşturma açılır. sürecin bitip resmi makamların izni ile o mühürün kalkması gerek.

Ne varmis peki Afrin'de?

Net bir bilgi yok. Ama ciddi bir savunma hareketi olmadığına göre henüz karşımıza çıkmadığı söylenebilir.

YPG'nin şehir savaşına hazırlandığı yönünde birkaç analiz var, ama çok da prim vermek doğru değil. Bu adamlar Işid ile açık alanda uzun süre çarpıştılar. Şehre çekilmeleri için makul bir sebep yok.

Dün sözlükte 23.ocak.2018 pentagon'un afrin açıklaması diye bir başlık vardı. "işte pyd/ypg afrine hareket ederse abd desteğini kaybeder" diye devamı ediyordu. yorumlar genelde hayat kısa hewaller satılıyor usa force nerde tarzı saçma sapan yazılardı. kimsede dememiş ki arkadaş madem pyd afrine hareket ettiğinde abd desteğini kaybedecekse şu anda kim var afrinde biz kiminle savaşıyoruz.

ypg'nin kendisi Amerika destekli. bakmayın şu anda bize karşı koymaya çalışan 3-5 salağa. operasyon bağıra bağıra geldi. zaten en kalifiye adamlarını, en iyi silahlarını adamlar çoktan çektiler. göstermelik olarak 3-5 salağı karşımıza diktiler.

HIMYM sevdiysen Friends izle.

rome.

damages

stranger things,
dark,
the punisher,
mindhunter,
into the badlands,
utopia,
true detective

Mindhunter,narcos, six feet under.

Young pope
The wire
Forbydelsen (amerikanı the killing)