Bu konu açılmışken ben bazı tavsiyeler verebilirim ihtiyacı olanlara.
Tabii ki herkesin seçimi ve ihtiyacı farklıdır, fakat:
- Ölen kişiyi hatırlatmış olmuyorsunuz, kaybı yaşayan kişi zaten unutmuş değil. Öğle yemeğine kadar babamın öldüğünü unutmuştum da siz şimdi nasılsın deyince "aa babam ölmüştü ya" demiyoruz yani. O artık yeni normalimiz.
- Kaybedilen kişi -özellikle yaşla değil de beklenmedik bir ölümse (çocuk/genç yaşta, kazada, bir hastalık sonucu vs)- ile ilgili anılar vs paylaşılması hoş olur. Beni uzun yıllardır tanıyan arkadaşlarım zaman zaman espri olarak olsa "X amca olsa şöyle derdi" diye babama gönderme yaparlar. O kişinin unutulmadığını görmek güzel.
- Allah sevdiği kulunu yanına alırmış/ acısı dindi/ şimdi meleklerle falan gibi saçma saçma şeyler söylememeniz tercih sebebi çoğu kişi için. Özellikle ölen kişi genç biriyse.
- Diyecek bir şey bulamıyorsanız bir şey demeyin. Bunu söyleyin. "O kadar üzücü/şok edici bir durum ki ne söylesem uygun olmayacağını biliyorum. Ama sen istediğin her zaman benimle konuşabilirsin." diyebilirsiniz mesela.
- Türkçede ne deniyor bilmiyorum, ama hani İngilizcede "I got you" diye bir tabir vardır ya, insanların buna ihtiyacı oluyor genelde. O süreçte saçmalayacaklar, hoş görüleceklerini, açıklarını kapatacağınızı, destek olacağınızı vs gösterebilmeniz iyi olur.
- Fiziksel yardım cok makbule geçiyor. Genelde beklenmedik bir ölüm insanları gafil avlıyor ve yemek yemek, temizlik vs gibi şeyler sıkıntı olabiliyor. Bu samimiyet derecesine göre evine giderken elinizde yemekle gitmek, misafire ikram edilebilecek atıştırmalıklarla gitmek, ofiste eline bir kahve tutuşturmak olabilir. Yakınsanız, "bu cumartesi senin çocuğu alıp sinemaya götüreyim, iki üç saat kafa dinlersin" olur. Evin gelir sağlayıcısını kaybetmiş biriyse örneğin, arkadaşlar arasında toplanmış ufak miktar para olabilir beklenmedik bir masrafta kullanması için.
- Ölüm yıldönümleri, doğum günleri, özel günleri anımsatmaktan, kutlamaktan çekinmeyin.
- Kişilerin yasına sınır koymayın. "Öeeh, altı ay oldu hala anam babam diyor" demeyin. Herkesin atlatma süresi farklı.
- "Senin için ne yapabilirim?" diye sormak biraz abes. Yani bir de oturup senin kendini iyi hissetmene yardımcı mı olayım? Bunu düşünebilsem kendim yaparım zaten. Onun yerine o kişiye ihtiyacı olan her ne ise size söyleyebileceğini hissettirebilmek önemli.
- Kişi olur olmaz zamanda ağlarsa vs büyük bir mesele haline getirmeyin. Benim babam öldüğünde ben başka bir şehirdeydim ve Türkiye'ye gelme şansım yoktu. En yakın arkadaşımla buluştuk, bir otelin barında oturduk, o bana bir içki söyledi. Tam garson önüme içkiyi bıraktığı anda "bohhuhuhuhuu" diye manyakça ağlamaya başladım. Bir yandan da etrafıma "özür dilerim, özür dilerim, kusura bakmayın vs" diyorum. Arkadaşım uzanıp koluma dokundu, "yas tutmanın etiketi yok, ne istersen onu yap" dedi. Çok rahatlatıcı bir tepkiydi.
Kaynaklar:
When The Bough Breaks - Judith Bernstein
Option B - Sheryl Sandberg
13 Things Mentally Strong People Don't Do - Amy Morin
0