Raconu bilmiyorum ama ben danışmanlık gibi takıldığım için aldığım işin sonuna doğru yazıyorum. Yani gidişatı ve sonucu garantilediğimde direkt ekliyorum. Genelde millet hemen güncelliyor ve tebriks falan aşamaları başlıyor. Millete, sektöre kısa yoldan yer değiştirdiğinin bilgisini vermek gibi.

Ben güncelliyorum ama raconu nasıldır, millet nasıl yapıyor bilmiyorum.

Ben hiç yapmamışım

gıcık bir ik yoksa veya yönetici, gerek yok. benim hala eski şirket duruyor. insanların bilmesine gerek yok şirketimi

yeni ise basladiktan 2-3 gun sonra yapmistim.

en son is degisikligimde guncellemem icin email geldi HR'dan, hatta ne yazmam gerektigine dair detay bile vardi.

not: yurtdisi

Genelde 2 hafta sonra değiştiriyorum.

uzun süredir iş değiştirmiyorum ama değiştirsem deneme süreci bitmeden paylaşmazdım sanırım.

hayır ve genelde profilde paylaşmıyorum. bir iş yerinden 2 hafta sonra ayrılmıştım ondan sonra bıraktım.

raconu yok bu işin. ben tercihen 1-2 ay beklemeyi seviyorum ama bazı şirketler sosyal medyada daha agresif oldukları için iş başı yapar yapmaz eline bir döküman seti sıkıştırırlar bunların içinde Linkedin'de vs kullanılacak materyaller de yer alır ve senden işe başlar başlamaz bunları paylaşmanı beklerler. bu zorunluluk değildir tabii ama heyecan diyelim, onlar heyecanlılar, senin de heyecanlı olmanı beklerler.

urfada yeni dedeman hilton miltondan ziyade eski konaklardan cevirilmis butik otellerde kalinmali. bazilarinin atmosferi gercekten ilginc. antep de ayni sekilde.

urfa'nin merkezinde balikli gol ve etrafindaki kampus, gumruk hani gibi yerler, genel olarak eski sehir merkezi/carsi. harran evleri dusunulebilir o bolgede. yemek olarak bence yemeklerin tadi epey degisik. net lokanta tavsiyem yok ama geleneksel bir yere gidin, kebapci, cigerci vs. boyle tepside de bir kebap yemistik, ilgincti.
bir de mutfak muzesi vardi ama o antepte miydi urfada miymdi hatirlamiyorum su an.

yakın civar hatay'ı kapsıyorsa hatay'a da götürün.

arkeoloji ve tarih düşkünü olarak henüz görmemiş olsam da haritamda bu iki şehir için şuraları işaretlemişim:

Karakamış Antik Kenti
Sayburç
Nevalı çori
Çatalat Viranşehir Antik kenti
Harran
Halfeti

Hele hele Antep Antep.. tahmis kahvesine götürün, çalgıcılar oluyor genelde. İlginç gelebilir. Zaten kale dedikleri yerin çevresinde ve diğer gezilecek her yer. Başka bi haltı yok bence. gelince Rum kaleye falan da gidin bari. Halfeti falan. Antepliler beğenmez ama görülmesi şart bence.
Mevsimsel olarak uygun olsa Nemrut dağı ne güzel olurdu.
Mutfak müzesi Antep’te. MSm var.
Omaç diye bir yer var sadece haftaiçi 7’ye kadar falan hizmet veriyor. Ben gidememiştim çok içimde kaldı. Kesin uğrayın. Hem şık, özenli ve tabii geleneksel Antep mutfağı. Antep’te anca yeme turu yapılır. Gözünü sevdiğimin İstanbul’u, Antep’e gastronomi şehri ağır kaçmış bence. Neyse.. selamlar

tasarımcılar ile yazılımcılar bambaşka dünyadalar ikisi farklı şeyler, evet bir arada kullanıyoruz ama bu demek değildir ki aynı şeylere önem veriyoruz ve aynı şeyleri istiyoruz.

fikirleri olan insanlar bir araya gelsin istiyorsunuz anladığım kadarı ile, onlar birbirlerini zamanla buluyorlar, etkinlikler, discord kanalları, irc, internet forumları, halihazırda mevcut organizasyon ve dernekler aracılığı ile.

kendilerine ait ayrı ayrı fikirleri olan insanlar bir araya geldiğinde bir şeyler yapamazlar kolay kolay her iki tarafında ego'su var, herkes kendi fikrinin daha güzel olacağına, tutacağına inanıyor aksi halde birilerini aramazlardı zaten tutmaz bu derlerdi.

fikri olan insanlar o fikri paylaşacakları kişileri değil, o fikri kendileri adına gerçekleştirecek kişiler arıyor onu da bedavaya arıyor.


bilgi paylaşan topluluklar ise daha kapalılar, örneğin bir yazılımcı olarak bir tasarımcı ile paylaşabileceğim yardımcı olabileceğim alanlar o kadar sınırlı ki, bir tasarımcının da bana verebileceği şeyler sınırlı. birbirlerine verebilecekleri ise çok şey var.

yerel gruplarla başlayıp daha genele doğru giden bir şemsiye var.

Cevabınız için teşekkür ederim. Sanırım soruyu düzgün sormayı becerememişim. Aslında isteğim tasarımcıların ve yazılımcıların beraber takıldıkları yerler değil, ayrı ayrı her bir iş grubunun oluşturdukları topluluklara ulaşmak istiyorum. Muhtemelen tasarımcıların da hep bir arada oldukları topluluklar yoktur çünkü onlar da kendi aralarında çok dallanıp budaklanıyorlar. Aydınlatma tasarımcısıyla bir motion artist ya da grafik tasarımcı aynı yerde kolay kolay bulunmazlar gibime geliyor.

Ben sadece bildiğiniz/üyesi olduğunuz ya da arada takip etiğiniz topluluklar var mı varsa hangileri bunları öğrenmek istiyorum.

Tam istediğiniz gibi olmasa da herkes alanındaki Reddit sublarını takip ediyordur herhalde.

heh şimdi daha iyi anladım.

yazılımcı olarak;

* siteler;
hacker news (günde en az 5 defa kontrol ederim)
product hunt (ayda bir iki falan)
slash dot


* email grupları
ilgilendiğim yazılım dilinin geliştirici ve kullanıcı grupları, örn python, go-nuts, pyist, jetty, jetty-dev, python-dev

kullandığım araçlar, takip ettiğim kütüphaneler vb.
linux email listeleri, cassandra, cassandra-dev, postgresql-dev, postgresql-users vs.


* anında haberleşme;
libera.chat
discord serverları

eskiden web işleri ile uğraşırken html, css, js email listeleri ile çalışma gruplarının listeleri.


bunun dışında tasarım olarak bişi yapmadım, şimdilerde biraz blender, biraz fusion 360 öğrenmeye çalışıyorum, discord ve telegram gruplarına üyeyim.

şimdiler de hemen herşey slack ve discord üzerinde gidiyormuş gibi geliyor.

birde diğer dernek ve oluşumlar var.
LKD, pardus (eskiden tabii, çok eskiden), hacker space, alternatif bilişim, biçda vs.

Yerlesik hayat yerine, plansiz kafana göre gezmek daha zevkli. Örnegin bir gün sabah kalvaltisinda kafama esti, Istanbuldan Ankaraya ucak baktim. Ayni gün ucup, 1 gün kaldiktan sonra Ankaradan direkt ucus olarak Kars i gördüm. Karsa gidip 1 gün kaldiktan sonra Dogu exspresiyle Erzincana gectim.... Bu spontane kararlarla verilmis 1 haftalik gezideki tadi hala unutamiyorum.

Bu tür gezilerin tek dezavantaji maddiyat. Yirtikpantolon onu cözmüs gibi duruyor...

Bahsettiğiniz kişi kim bilmiyorum ama hayatta yapamam, şuradan memlekete gitmek için uzun uzun plan yapan insanım. Görece farklı iki ülkeye gittim, mental hazırlığım haftalar sürdü.

"Sanki herhangi bir ülkede yerleşik hayata geçip arada gezi videoları yapsa daha iyi gibi?"
Neden? Neye göre daha iyi? Yani, belli ki ülke ülke gezen bir gezginden bahsediyoruz, yerleşik hayata geçmesinin ne avantajı olacak? Kullanmadığı eşyaları yığmak için kullanmadığı bir ev mi alsın/kiralasın? Sanki sizin yapamayacağınız bir şeyi yaptığı için izlerken bile size anksiyete kaynağı olmuş :)

Ben yapamam çünkü çok evcimen bir insanım. Ama bazıları da sürekli gezmeli hayatı seviyor. İnsanlar çeşit çeşit.

Ben de sevmiyorum sürekli gezmeyi açıkçası. Ama bu da bir yaşam tarzı tabii. Saygı duyarım.

dört seneden uzun süredir yollarda olan ve seyahat eden bir arkadaşımla konuştuğumda en son yorulduğunu ve bir süre için olsa da bir yerlere yerleşebileceğinden bahsetmişti.

kısacası başta zevkli olsa da uzun vadede zorlayıcı olabiliyor.

ben de 3 ay süreyle seyahat etmiştim, benim için güzel bir deneyimdi. daha fazla param olsa daha uzun gezerdim. şimdi de evlenmiş olmasam falan kesin bir yandan gezip bir yandan çalışıyor olurdum (remote kafası)

yaş, beklenti, hayat şartları ile ilgili bir durum. gün gelir öyle şeyler olur ki hayatınızda yapmam bana ters dedğiniz her şeyi yapar halde bulursunuz kendinizi.

yırtık kendisi için en iyi ne ise onu yapıyor.

Sanki herhangi bir ülkede yerleşik hayata geçip arada gezi videoları yapsa daha iyi gibi?

size gore daha iyi sanirim, ona gore su anda daha iyi degil demek ki, onun buna ihtiyaci var ve bunu deneyimlemek istiyor demek ki.

ayrica 'basta zevkli olsa da uzun vadede zorlayici olabiliyor' bu da kisiden kisiye degisir, etrafinizdaki tek bir kisinin yorumunu tek gercek olarak kabul edip etmemek, ya da yasamdan kendi beklentinizi ve kendi yargilarinizi tek gercek olarak kabul edip etmemek hep size kalmis. herkesin gercegi, ihtiyaci, yasami bambaska.

Ben olsam yapar mıyım? Kulağa güzel geliyor ama yapamam. Bi de bu işin finansman kısmı var. Kim para veriyor? Birikim mi harcanıyor? Benim bildiğim birkaçı kuruş paralarla yapıyor bu geziyi. En ucuz ulaşım, en ucuz konaklama, her şeyin en ucuzu.. ucuz olsun diye geçen ay 12 saat süren aktarmalı uçuşla istanbula geldim. Yoldayken üstümü başımı yırtacaktım. Günlerce kendime gelemedim. Ki bu bile çok uçuk bir örnek benim için. Atm'ye gidip para yatırmaya üşendiğim için iki aydır kredi kartı borcumu avans hesaptan ödüyorum.

Yerleşikken arada gezi videosu çekse daha mı iyi.. bence kimse hiçbir yere gitmesin video falan da çekmesinler daha iyi. Şahsi fikrim.

valla olay parada bitiyor. para olmadan nasıl yapılır ki. millet öyle bir bahsediyor ki sanki bedavaya geziliyor. basbaya zengin işi işte. böyle adamlar aileden zengindir zaten.

Mesleki olarak bizzat savaşan insanlar da var ne farkı var ki meslek bu çiftleşen pandaların haberini yapan da var savaş muhabiri olan da, göze alıyorlar demek ki.

Bu tarz bir meraklari yatkinliklari olanlar o ise girisiyor. Kosucular kosa kosa yorulmuyor mu demek gibi.

ünivdeyken kısa bi süre muhabirlik deneyimim olmuştu, o zamanlar ben de savaş muhabiri olmak istiyorum diyordum. nedeni de savaşı tüm yüzüyle dünyaya göstermeyi istememdi, aklıma hiç öleceğim yaralanacağım gelmiyordu. demek ki bu işi yapanlar da ben o zaman ne düşünüyorsam öyle düşünüyorlar.

bu işin okulunu okudum, bir hocam da ışidliler tarafından esir alındı. bu insanların pek çoğu zaten "macera arayan", cesur insanlar. ayrıca yaralanan ve ölen gazeteci çok fazla olmuyor, çoğu asker, devlet kurallara uyuyor. gazetecilerw dokunmuyor.

1 iyi egitim aliyorlar. asker gibi
2 iyi para kazaniyorlar
3 itibarli bir meslek
4 biraz da gönüllüluk isi zaten herkes yapamaz. patlama ve catisma durumlarinda baglanti yaptigimiz muhabirler arkadan gelen hayvani patlama sesine refleks bile vermiyorlardi olur oyle seyler der gibi konusmalarina devam ediyorlar. sadece korkunc bi savasin ortasinda olmaktan öte oyle bölgelerde belli bir barinma, beslenme, ulasim, saglik ihtiyaclari asiri sikintili. bana gore inanilmaz tatmin edici bir meslek ve bu bana yeterli geliyor.
netflixte bir belgeselde savas muhabirinin hayatini anlatiyordu neydi dur bakayim

şu belgesele bakmanızı öneririm:
War pHotographer

Bir de şu film var:
Bang Bang club

çoğu savaş muhabiri ya güvenli bir mesafeden savaşı görüntülemeye çalışır.

çok az savaş muhabiri ölmeyi de göze alıp savaşın içine girip onu görüntüleyebilir ordan hiakyeleri aktarabilir. Üstlerinde kocaman press yazar bu insanların, hepsi aynı otelde kalır vs... Onlara saldırmak da savaş suçuna girer. Ama tabi ki ölen bir çok savaş muhabiri olmuştur.

ilerde afganistan dayım dersin pakistanda çıkarsın.. 20sene sonra kim bilcek. bak cüneyt'e meksika dan ben öyle ben böyle yaşadım savaşlarda diyip 1kk. çok güzel. sarı basın kartı da aldın mı çiçek. cüneyt nasıl o kadar yükseldi merak ediyorum. turnayı 12den vurdu tamam da, yetmez o

geçtiğiniz yollardan geçmiş birisi olarak;

- topluluk oluşturma ve yönetimi
- seo
- verileri okuma ve o veriler doğrulturunsda aksiyon alabilme
- video ve durağan içerik oluşturma
- metin yazarlığı
- strateji oluşturma
- etkinlik yönetimi

öncelikle kendinizi nasıl konumlandırmak istiyorsunuz? içerik üretimi mi? strateji mi? etkinlik mi? önce ona odaklanın, yukarıda yazdığım konu başlıklarının hemen hepsine ihtyiacınız olacak ve ne kadar donanımlı olursanız o kadar iyi olur sizin için.

gördüğüm kadarıyla piyasa sosyal medya uzmanı kaynıyor zaten, çoğu reklam verebiliyor, ne bileyim 2-3 seo'dan anlıyor, verileri okuyup rapor oluşturabiliyor. firmaya gidip bir sosyal medya stratejisi de oluşturabiliyor. eksik daha çok içeriğin üretilmesinde.

görsel de bir şekidle hallediliyor ama hareketli grafik ve video çoğu müşterinin birincil isteği. eğer bu konularda kendinizi geliştirirseniz çoğunluğun önüne geçebilirsiniz.

bir de iyi bir metin yazarı olmak önemli. dediğim gibi bir çok sm uzmanı bu konuları biliyor, strateji oluştur, yok bilmem ne yap. ama metin yazma kısmında çoğu sınıfta kalıyor.

ayrıca tasarım konusunda da photoshoptan öte illustrator öneririm.

video için premiere ya da final cut, motion graphics için de after effect.

sonrasında kendinizin güçlü hissettiğiniz yanlarıyla bir portfolyo oluşturun vs vs...

dijital pazarlama demissin ama metin yazarligi, illustrator falan ne alaka. bunlar baskalarinin meslegi. ha herseyden biraz bilmek icin diyorsan mantikli. google'un digital marketing kanali youtube'da oradan baslayabilirsin.

7 senedir bu işi yapıyorum, yukarıda bahsettiğim her aracı kullanmam gerekti. he bilmesydim kullanmazdım, kimse de vaay neden kullanmadın demezdi ama bunlar her türlü bana avantaj sağladı. hem yaptığım işi çok daha farklı açılardan ele alabilememi sağladı hem de beni daha çok yönlü birisi yaptı.

dijital pazarlama kolay para sanan çok ama içine girince öyle değil, baştan söyleyeyim. meta business manager, google ads, analytics, tag manager, semrush, canva, chatgpt, figma falan derken kafan patates olacak. her platformun arayüzü farklı, algoritması değişken, müşterisi dengesiz. “instagram reklamı veririm, yürürüm” kafasıyla girersen ilk ayda sektöre küfredersin. Ama gerçekten ilgileniyorsan, veriyi seviyorsan, test edip öğrenmekten keyif alıyorsan bu iş senlik. youtube’da bol kaynak var ama gerçek öğrenme, bütçe harcamaya başladığında başlıyor. önce küçük kampanyalarla dene, sonra zaten yolunu bulursun.
alaattincagil.com

www.sinefil.com

İMDB Top500 yaz Google'a.
Çıkan listede 1 den başlayıp ömrün vefa ettiğince izle.

back to the future
star wars
american psycho
kingdom of heaven
requiem for a dream
butterfly effect
truman show
shawshank redemption

izle bunlari kanka

Kültün tanımı tartışmalı olmakla birlikte bu listede bazıları yer alıyor.

İyi Filmler boxd.it

Linç timi çalışıyor demek.

mind games
as good as it gets
the imitation game
13th floor
matrix
the pianist
schindler's list
pan's lybrent
El Laberinto del Fauno
amelie
braveheart
gladiator
harry potter serisi
star wars serileri
interstellar
annihilation
ex machina
the martian

The fall izleyin pişman olmazsınız

Rebecca
Gone With the Wind
The Birds

155
156
199
184
hepsiyle görüştüm ve sonuç; rezervasyonunuz varsa ve bunu telefondan ya da basılı gösterebiliyrosanız bir problem yok. bence otel biraz panik yaptı ve beni de panikletti.

normalde basılı bir rezervasyonun sizi götüremeyeceği bir yer yok ancak bu konu suistimal ediliyor. şöyle ki, herkes sonradan iptal edeceği bir rezervasyon yapıyor, basıyor, polise gösterip istediği yere gidiyor.

Merhaba. Teleskop yerine dürbünle başlamanız en doğrusu. Bunun için de en uygunu 10x50'lik olanlar bana kalırsa. Daha büyük ölçeklilerde sabitlemek ve netlik ayarları pişman edebilir sizi. Ben 2 sene önce aşağıda linkini verdiğim ürünü almıştım. Hâlâ kullanırım. O vakitler bundan bi' 500-TL daha ucuzdu tabii. Ay ve üzerindeki kraterleri net bir şekilde görüntüleyebilirsiniz:

urun.n11.com

Teşekkür ederim cevabınız için. Bunu bir kenara not ettim şimdi.

Yalnız bir sorum olacak, acaba hiç galaksilere, yıldız kümelerine, nebulalara ve gezegenlere vs baktınız mı dürbünle.

Rica ederim. Bir dürbünden çok fazla şey bekliyorsunuz sanırım :) Dürbünü teleskop öncesi göz cisimlerini gözlem gibi düşünün. Gökadaları gözlemleyemezsiniz, Güneş Sistemimizdeki gezegenleri ise olduğundan daha parlak bir şekilde görebilirsiniz. Çıplak gözle göremeyeceğiniz Jupiter'in uydularını gezegenin hemen yanında görüntüleyebilirsiniz mesela. Uygulama mağazanızdan göz cisimlerinin yerlerini öğrenebileceğiniz bir uygulama indirebilirsiniz. Neyi nerede göreceğinizi az çok öğrendikten sonra teleskopa geçebilirsiniz :)

dandik bir 7x50 dürbümnle baktığımda jüpiterin uydularını vs gözlemlemiştim, ama düzgün bir dürbünle ve uygun bir havada daha fazla detay görülebildiği ve hatta iyi bir çocuk olursam nebula ları gri bir bulut şeklinde görebileceğimi okumuştum. ama belki de okuduklarım pek gerçekçi değildir :-)

:)) senin üstündeyken emiyorsa seni annesi zannediyor <3
Benimki iki yaşında dişi kediye kaçana kadar öyleydi. Vazgeçmedi.
Ekleme: bir aylıklardı benimkiler de ben aldığımda, iki kardeştiler. Diğer kardeş hiç emmedi.

benimki 6 yaşında hala peluş bulduğu her şeyi emikliyor. emdiği zaman sürekli durdurmaktan başka bir çare göremiyorum ben ama kendi adıma müdahale etmiyorum, takılsın işte nolacak <3

benim 6 yaşındaki kedim de aynı şeyi yapıyor yani normal içgüdüsel bir şey o.

3 yaşında kedim hala yapıyor. vazgeçirmeye çalışmayın brıakın devam etsin kıyamam ona ben :-)

www.youtube.com
www.youtube.com

Bob

bob
zapata
brox
bro's burger

Zapata ve bob

Zapata +1

bob zamanında yaptığı güzel pr'ın ekmeğini yiyen, pek de bir özelliği olmayan bir burgerci. hani çok basit bir tekniği vardır burger yapmanın, köftenin üstüne marul koymazsın yoksa marul ölür, burgerin içine konmasındaki amaç olan çıtır dokuyu kaybetmiş olur, koymuş olmanın bir manası kalmaz. bob tam da böyle servis ediyor burgerini. eski tadı da yok zaten, kurucu ortaklarından bir tanesi(işin burger kısmını daha iyi bileni) banko diye bir mekan açtı, bob severler orayı da sever. ben orayı da sevmedim gerçi, köfte içeriği ve ekmekleri sıradan.

bölgede benim favorim zapata çünkü yanında servis ettikleri müthiş soslarına bayılıyorum. hala ediyorlar mı bilmiyorum gerçi, ocak'ta yemiştim en son. buergerlerini doğru yapıyorlar, basit hatalar yok. ekmek lezzetli, köfte karışımı sevdiğim gibi. wow dedirtmiyor ama kadıköy'de wow dedirten bir burger de yemedim zaten. (2bites hariç ama o da köfte değil uzun pişmiş et burger servis ediyor)

trc american diner açıldı geçen hafta moda'da, beşiktaş'taki şubelerinden biliyorum lezzetini. reçete değiştiğini sanmıyorum, o yüzden orası da denenebilir. normalde çok klasik burger yapmıyorlar, illa bir dokunuş var burgerlerinde ama bu şube için basit burger de servis edeceklermiş gördüğüm kadarıyla. onda da domates marul var gerçi, bence bozuyor bunlar bir burgeri. oraya gidersen relish burger de yiyebilirsin, basite en yakın en lezzetli burgeri odur.

Çok acı çekiyor diyen akıl yoksunu kim merak ettim. Neden acı çekiyormus, uyusturmadan yapıldığını filan mı sanıyor acaba. Gerekli bir ameliyat bu. Kendin için gerekse ama acı çekeceksin filan mı diyecek?

Ayrıca kedi kızışıp ciftlesmeyince acı çekiyor asıl. Onlar için rahatsızlık verici bir süreç. Kaldı ki erkek kediyi ciftlestirdikten hemen sonra bile tekrar kızışabilir demişti veteriner hekiminiz.

Mali yönünü ise önceden düşünülmesi gereken bir şey.

oğlun gibi sevdiğin bir canlı için uygun maliyetli bir yere değil, işinde çok iyi bir yer bulmaya çalış derim.

erkek kedi daha ucuza yapılır. oda fiyatı istanbul'da şu an 570 tl olması lazım. yalnız operasyon öncesi tahlil diye bir şey var o da 350 tl, bunu da yaptırsanız iyi olur ama şart değil. ikisi toplam pazarlık ile 750 tl olabilir.

ben oğlum gibi sevdiğim canlıyı kısırlaştırmam.eve alıp bakıyorsam istediği yere attırsın gider silerim.kızgınlık zamanında da müsait bir aday bulur ,karşılıklı bir çay içmelerine aracılık ederim.

İlla bir operasyon gerekiyorsada araştırır en iyi kimse ona götürürüm.

Çoğu insan kedi, köpek, insan farketmiyor canı gibi sevdiği canlılar için en iyisini sunamasalar da iyisini istiyor tabi ki doğal güdü olarak. Elinde ne varsa imkanı ne kadarsa belki zorlayarak iyi bir tedavi amacı güderek fikir alışverişinde bulunabilir. Tabi ki 3 kuruşa 5 köfte kafasında olmadığım gibi bilinçli bir insan gibi yetiştirmeye çalışıyorum. Teşekkürler

Erkek kedimi uzun süre kısırlaştıramadık maddi sorunlar yüzünden. Hayvan içgüdüsü olan işaretleme işini yaptıktan sonra utanıp üstünü örtmeye çalışıyordu kuma işemiş gibi. Ben de sürekli çiş kokuyor muyum acaba eşyama işedi mi diye gün içinde kendimi koklamaktan paranoyak olmuştum. Sadece sizin için değil onun için de zor. Kim acı çekiyor dediyse sağlam sallamış, bizimki akşamına ayağa kalktı. Yaptırın kurtulun. Yalnız İstanbul tuzluymuş anlaşılan, en pahalı fiyat aldığım veteriner 400 demişti İzmir'de :/ şimdiden geçmiş olsun.

Kediniz 6. aydan itibaren ergenlige girer, kisirlastirma icin gelisimini tamamlamasi tavsiye edilir ki bu da 10-15 ay araligidir.

vakit olayını boşver. 6 aydan sonra kısırlaştırma gerekli değil mümkün. yani illa 6 ay olunca kısırlaştırmana gerek yok daha fazla bekleyebilirsin. erkek kedi kısırlaştırma işlemi aşırı basit youtube videosu izleyerek sen bile yaparsın o yüzden acı macı dramatize etme olayı iyi bi veteriner araştır ankara'da piyasa yapmadığı halde iyi olan veterinerler 350 liraya yapıyor. istanbul'da da olsun olsun 400-450 olsun.

İçimi rahatlatan herkese bin teşekkür. Cok faydalı fikirler aldım

Ben yürüyüş sırasında dinliyorum.

valla nasıl derler, hani kitap okumak aslında bir "boş zaman" aktivitesi değildir de zaman yaratılması gereken bir şeydir ya? işte o hesapla, ne demiş ne söylüyor merak ettiğim podcastleri baya ciddi bir iş gibi zaman yaratıp başka işle uğraşmadan dinliyorum.

siz yemek yaparken, balkon yıkarken veya sadece internette takılırken arkada açarsanız konu ilginizi çekiyorsa dinlemelisiniz. aksi halde ilginizi çekmiyor demektir ve üzerinde düşünmeye de gerek yoktur.

Sabah normalden daha erken kalkıp dinliyorum. Ben de gece dinlerken uyuya kalıyorum.

Bulaşık yıkarken, sigara sararken, bazen çok standart bir iş yapıyorsam eğer çalışırken, bazen de dinlemek için vakit ayırıyorum.

corona öncesi günlerde sabah işe giderken 1 saat, akşam dönerken 1 saat şeklinde dinliyordum. Şimdilerde gece 12-1 arasında dinliyorum

ben el oyalayan fakat çok odaklanmayı gerektirmeyen işlerle dinliyorum genellikle. temizlik yaparken,puzzle yaparken, oje sürerken.
corona öncesi otobüs yolculuklarında dinliyordum, şimdi bir şeyler çizerken ya da boyama yaparken dinliyorum.

ben podcastine göre ya boş zamanımda ya da iş yaparken dinliyorum.

Pimsleur’ün 25 dakikalık derslerini dinliyorum ben. Sabah kalkınca tavana bakarken, yatağımı toplarken, yüzümü yıkarken, pencereleri açıp üstümü değiştirirken. Ardından öğlen 12.30’da balkona güneşlenmeye çıkıyorum. Orada da bir ders bitiriyorum. Akşam bulaşıkları yıkarken de bir ders. Günde 3 dersi 75-80 dakikayı böyle odaklanarak dinliyorum.

Senin için otomatik olan bir şeyi yaparken dinle. Benim için mesela spor tamamen otomatik, ağırlık kaldırırken ne yapacağımı, bir şeyi bitirdikten hemen sonra neye geçeceğimi biliyorum, o yüzden ne yapacağıma odaklanmama gerek yok. O arada da her şeyi anlıyorum.

Sen de senin için otomatik olan ne varsa onu yaparken dinle.

Yetenekle.

yetenekli olmanın okulla alakası yok ki.

mezuniyetle beste yapmanin bir ilgisi yok. yetenek.

İlk okul mezunu da olabilirdi, bu iyi bir bestekar olmasına engel değil ki!

Bu bir yetenek, eğitimle okulla alakası yok, bu konuda eğitim alsa yeteneğini geliştirir insan.

Beni al dünyanın en iyi konservatuarlarında eğit, yine de bi satır beste yapamam.

belli ki çevrende lise diplomasına sahip zehir gibi dediğimiz o insanlardan hiç yok..

insanlar bir çok sebep yüzünden lisans okuyamazlar, özellikle geçmişte bu durum daha fazlaydı.

Tatlıses de böyle. Adam okul okumamış.

steve jobs lise mezunu olup nasıl bu kadar güzel cihazlar yapmış?
Bill Gates lise mezunu olup nasıl bu kadar büyük bir yazılım şirketi kurmuş?

üniversite'nin kattığı bir çok şey var ama bunun yanıdna ciddi bir zaman kaybı. üniversitede edindiğim hiçbir bilgi pratikte şu an işime yaramıyor. entellektüel olarak evet çok şey kattı ama bu kadar.

livaneli'nin hayatında en son şaşılacak şey lise mezunu olup iyi beste yapması.

adam lise mezunu olup birleşmiş milletlerin ün üst düzey büyükelçi seviyesindeki kırmızı pasaportuna da, yıllar sonra ise türkiye cumhuriyeti milletvekili olarak ülkenin en üst seviyedeki diplomatik kırmızı pasaportuna da sahip olmuş.

film yönetmenliği, çok satan/çok okunan yazarlık yeteneği, politika adamlığı filan var. yine söyleyeyim en son şaşılacak şey adaman iyi beste yapması. onu babam da yapar. ama yapamıyor çünkü yeteneği yok. livaneli ise daha 15 yaşlarında hala büyük ustaların bile beceremediği bağlamada şelpe tekniğini kullanabilen bir yetenek.

bir de atilla özdemiroğlu gerçeği var zülfü abinin olayında. onu da es geçmeyelim. atilla özdemiroğlu'na kadar işleri başka. ondan sonra bambaşka olmuş. oradan da çok büyük bir birikim ve görgü geçmiş.

@elestirman +1
Adam doğuştan sanatçı.
Senin dediğin mantıkla şu an üniversite mezunu olan herkesin şahane besteler yapabilmesi lazım.

gökhan özoğuz da lise mezunu sanırım ama informal olarak iyi bir müzik eğitimi almış. üniversite fazla abartılıyor. sonuçta bu adamın işine yaramayacak akademik bilgileri ezberlemesi onu nasıl daha iyi bir müzisyen yapacaktı ki? eğitim önemli ama alanında eğitim almak önemli. üniversite de aslında uzmanlık sağlayan bir alan ve bence bambaşka işler yapmak isteyen biri üniversiteye gitmeyebilir. türkiye'de bir zorunlulukmuş gibi algılanıyor.

bir de edebiyattan ornek verelim, Yasar Kemal..
Belki de dunya edebiyatina ilk 50 veya 100 den girer, yanilmiyorsam en fazla ilkokul mezunudur

Arkadaşların yorumuna ekleyeceğim bir şey kalmamış. Yaratıcılık gerektiren bir işteki başarının neden-sonuç ilişkisini akademik eğitim durumu ile açıklayamayız.

su kadar para ayiriyorsaniz bir tik daha cikip sunu alin gecin.

www.tchibo.de

Linkteki kahve öğütücüyü ben de aldım daha gelmediği için denemedim ama ben onun espresso inceliğinde öğütme yapacağını hiç sanmıyorum, ben filtre kahve için aldım alırken bikaç video izlemiştim, en ince çekimde bile yine filtre kahve ayarında kalıyor çekirdek parçaları.

@angelus

katiliyorum, cogu alt düzey ögütücüye göre en basit bicakli parcaliyicilar daha iyi.

www.hepsiburada.com

bu makinalardan çıkan kahvenin kalitesi dışarıda içtiğimiz 9 barlı espresso makinalarından oldukça uzak. aynı şekilde öğütücünün de öyle.
çok daha düşük fiyatlara bialetti moka pot + el değirmeni ile daha kaliteli kahveler içebilirsiniz. bu kombinasyonla flat white'a çok yakın sonuçlar elde etmeniz mümkün.

Evde esspresso çok zor hocam. En az 3000 tl bütçe ayırmak gerekiyor dışardakilere benzemesi için. 1500-2000 tl de öğütücü için lazım.

Linkte verdiğiniz öğütücü esspresso inceliğinde öğütmüyor. Zaten homojen bir öğütme de yapmıyor.

Kahve için farklı bir şeyler hediye etmek istiyorsanız aeropress alabilirsiniz mesela. Çok farklı tariflerle güzel sonuçlar çıkıyor.

Kesinlikle ve kesinlikle iç aksamı plastik olan delonghi yi pek önermiyorum onun yerine
hotpoint

www.akakce.com

www.gittigidiyor.com


www.akakce.com

espresso için mokapot aldım.
delicesine mutluyum

1500 tl bütçeniz var diye farzediyorum.


hakkını vererek espresso yapmak için bütçenizi artırmanız lazım ya da ikinci el ekipmanlara yönelebilirsiniz. Atıyorum ikinic el bir lelit fred değirmen yanına beko ya da arçelik makine ile gayet güzel espresso'lar çıakrtabilirsiniz.


yukarıda bahsettiğiniz bıçaklı öğütücülerden uzak durun derim. boşuna paranızı çöpe atmayın.

ben olsam 600-700 civarı bir konik öğütücü (ya el değirmeni ya da elektrikli), yanına 2 ya da 4 cup bialetti moka pot, süt köpürtmek için de süt köpürtücü alırdım


Misal:
www.tchibo.com.tr
www.40kafe.com
www.trendyol.com

sizin almak istediğiniz setten daha lezzetli kahveler yaparsınız bunlarla.

@kibrit kutusu

espresso zaten 15 barda yapilir. disarida icilen dediginiz gastronomi level espresso makineleri. basinc acisindan fark yok bu cihazla. cikan espresso cok cok basarili fiyata göre. bu fiyata daha iyi makine yok zaten.

bu arkadasin verdigi ilk linkteki ürünü kullaniyorum, disaridakinden hic bir farki yok giris seviyesi icin en basarili cihaz. oldukca uzak demek cok ilginc geldi acikcasi.
surada hayvan gibi gömüyorlar makineleri, surada bile baya iyi yorum almis.
www.youtube.com

sonucu etkileyen kireçsiz su kullanmak ve çekirdeğin doğru ayarda kavrulması-öğütülmesi.

manuel makinalarda kahve çek, bas, temizle bir süre sonra sıkıcı oluyor. yoksa arada lezzet farkı yok.

benim tercihim yarı manuel ya da tam manuel olurdu. özellikle de espresso ağırlıklı içeceğiniz için, o bahsedilen sweet spot u yakalamak bu tarz makinelerle daha kolay olacaktır. dediğim gibi bence uygun fiyatlı bir beko/arçelik alın yanına da comandante ye rec clix ya da ikinci el güzel bir espresso değirmeni alın.

diğer taraftan da new classic yanına comandante red clix gayet işnizi görecektir. en olmadı carezza'ya basınçsız portafiltre alırsınız. ama beko ve arçelikler çok övülüyor. breville'i olan insanlar arçelikğimle espresso yapıyorum diyor...

6 yıldır manuel kahve yapan biri olarak ben de bu aralar tam otomatik makineleri inceliyorum. Bu kez tek tuşla kahvemi yapabileceğim, kullanımı ve temizliği beni yormayacak, sabahları sert kahveyle güne başlayıp akşamları sütlü keyif kahveleri yapabileceğim en önemlisi de her fincanda -kullanıcıdan bağımsız olarak- aynı lezzetteki kahveyi yapabilen tam otomatik bir makine arıyorum.

Kriterlerime uyan Delonghi Ecam 23.420, Delonghi Autentica Etam 29.660, Gaggia Cadorna Modelleri, Philips EP2231/40 araştırdığım modellerden bazıları. Ben henüz kararımı veremedim ama belki size de fikir verir.

Elbette daha tecrübeli kişiler deneyimlerini paylaşırlarsa hepimiz için yol gösterici olur.

carezza basınçlı portafiltre, new classic ise normal sepet. elinizde uygun grinder var mı new classic için? eğer yoksa zaten new classic e boşuna para vermeyin.

eğer elinizde uygun grinder varsa, belki new classic e basınçsız sepet alabilirsiniz. o zaman gayet güzel kahveler alabilirsiniz. hatta pre infusion özelliği de var. ama ben aralarında bir seçim yapacak olsam new classic alırdım. Hatta ben de bileniyorum bir süredir, şimdilik bakışlarımı kaçırıp hayatıma devam etmeye çalışıyorum.

@cedric tweedledee umarım gönlünüzce bir alet alabilirsiniz :)

hem commandante hem de m2 burr ile modifiye edilmiş baratza encore var.

kahve kulübünde var mısınız bilmiyorum ama orada sorduğum soruyu sorayım. acaba bir lelit grace yada anna'dan altta kalır yanı, biz ev kullanıcıları için, olur mu?

www.gelbura.com
www.gelbura.com

hiçbirini daha önce kullanmadım, o nedenle ne desem yalan olur.

ama comandante'nize red clix eklentisi almayı düşünebilirsiniz, benim de evde çok eski bir delonghi treviso'm var, onda bile çoğu çekirdekte keşke daha ince ayar yapabilsem diyorum. aradaki farkı genelde kahvenin miktarıyla oyanarak kapamaya çalışıyorum. baratza için bir yorum yapamayacağım, bilmiyorum onun performansı'nda ne gibi bir değişiklik oluyor. ben espresso işine daha ciddi gireceğim gün ya stepless bir girinder alacağım ya da comandante ye red clix alacağım.

bu arada espresso önceliğinizse belki uygun durumda bir arçelik/beko bulabilirsiniz. çok övüyorlar o makineleri.

1 milyon istihdam demiyor ki 1 milyon yazılımcı. aralarından 100 kişi falan alırlar işte.

100 kişi için bu eğitim israf değil mi? Eğitimi verenin devletten para istemeyecek hali yok

Şahsi fikrime göre, verilen eğitim kusursuz olsa bile ülkeye bir faydası olmayacağı yönünde.

Bunu düşünmemin sebebi de şu: Kategorileri incelediğim zaman, savunma sanayinde yoğun bir şekilde kullanılan gömülü sistem yazılımına dair bir kategori göremedim. Web sitesi tasarımcılarından veya veri analistlerinden çok, mikrodenetleyici, sayısal işaret işleyici ve FPGA tabanlı gömülü sistem tasarımcılarına daha çok ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum. Asıl yatırımı bu bahsettiğim alanlara yapmalıyız bence. En azından bu kategoriler de eklenebilirdi.

üniversiteye yönelterek işsiz sayısını azalttılar. sonra işsiz oldular oyalayacak bir şey lazım.

hindistanın seneler önce yaptığı şeyi daha yeni akıl ettiler. gelecek bu ve bu çook öncesinde belirlenmesi gereken bir hedefti. düşünsenize bunu 5-10 sene önce demiş olsalardı, bütün dünya freelance yazılımcısını şu an buradan karşılıyor olurdu. teknoloji firmaları iyi ve ucuz yazılımcılar burada diyip burada ofis açmak için sıraya gireceklerdi. ama tabii böyle adımlar beraberinde özgürlüklerin de garanti edilmiş olduğu ortamlarla desteklenmeli, wikipedia kaç sene kapalı kaldı bu ülkede. kim wikipedia nın ulaşılamaz olduğu bir yerde ofis açmak istesin?

Bina yapınca üniversite kurduğunu zanneden insanların projesi işte, ne bekliyorsunuz ki?

şu millet kıraathaneleri açılsın önce kekler dağıtılsın ondan sonra sıra gelir bunada.

Doğrudan meslek ve istihdam amacıyla ele almayın. Yazılım kültürünün oluşması, yazılım hakkında konuşabilecek insanların sayısının artmasıyla mümkün olur. Sen tek başına ışınlanma teknolojisini inşa edecek bilgiye de sahip olsan; seni anlayacak, neyden bahsettiğini kavrayabilecek bir kitle yoksa bunu gerçekleştiremezsin. Bu açıdan faydalı olacaktır.

Şifre aldım ve sisteme girdim. CV'nizi doldurun ve ona göre kamu veya özelde istihdam edilme durumunuz olabilir diyor. Eğitim kısmında ise BTK sitesine yönlendiriyor.

Sitede yazılımcı olmak isteyenler için bir yol planı vb. hiçbir şey yok. İşkur sitesi gibi bir şey. BTK sitesine de üye olmadım açıkçası...

el blenderı mı yoksa büyük olanlardan mı?

el blender'ı için tefal ya da braun tavsiye ederim. yalnız bunların da ucuz modelleri var, ucuz modellerden kaçının derim. bir de ne olursa olsun hiçbir blender ı 1 dakikadan fazla çalıştırmayın.


büyük olanlardan ise philips blender ı kullanıyorum2 yıldır. yoğun kullanmıyoruz ama gene de bir sıkıntı yaşatmadı henüz.

Hepsi aynı işi yapıyor en ucuz olanını alıp geçin nasıl olsa max 30 saniye çalışacak.

Bizde braun multiquick 9 var oldukca memnunuz.

Yalniz almadan cok baktik ettik, elimizde saglam mi degil mi baktik, internetten motor sorun cikariyor mu baktik.
Misal baktigimiz bir kac modelde motorun cok isinmasindan bahsediyorlardi o yüzden dikkat etmek lazim.
Bu arada ben de turkiyedeyken en ucuzunu almistim, ayni hizda çöp oluyorlar.

ben şunu söyledim. henzü gelmedi ama arzum iyi bir markadır gibi düşündüm aldım.

www.a101.com.tr

homend

www.amazon.com.tr

iki ay önce 159 liraya aldık, bugün 199 lira görünüyor. ama memnunuz. ele oturuşu biraz kaba sadece ama blender olarak görevini çok iyi görüyor.

lindt güzeldir. acılısı, tuzlu/karamellisini, limonlusunu, nanelisini denedim. nanelisini mutlaka dene.
yerli dersen eti flavia ve nestle %82 bitter var.

yani ister filtre kahveyle icin, ister sade kitir kitir yiyin.

lindt in 20 tane farkli dark cikolatasi var secin begenin alin keyfinize göre. migrosta var online.

market cikolatalarindan bence en lezeetlileri eti cikolatalar. eti kkaram serisinin bir suru cesidi var onlari tavsiye ederim. onun disinda da eti ahenk sutlu cikolata su siralar yedigim en iyi sutlu market cikolatasi. ulker cok tatli, milka ve nestle les otesi.

ama ritter sport bulabiliyorsan muthistir

Bu.

www.migros.com.tr

%90 üzeri kakaolu bitter tavsiye ederim. Marka fark etmez.

@acebi haklı ben Lindt paylaştım ama Nestle de en az onun kadar iyi. hatta f/p daha yüksek.

godiva lindt.

lindt
düşük bütçe için nestle kare %80

*etiyi de eskiden severdim ama ne kullanıyorlarsa kakaosu pütür pütür un gibi geliyor artık. eritip kontrol ederseniz daha da net görebilirsiniz.

**godiva da keriz silkeleme markası. palm yaı ve daha önemlisi glukoz şurububu basıp havalı çikolata diye yuttruyorlar. glukoz şuruplu çikolata bimde falan vardır bu devirde herhalde ha bi de ülkerin içinde.

kakao kitlesi, kakao yağı oranları yüksek
katkı maddesi içermeyenlerden alabilirsin
ambalaj okuman lazım
lindt baya pahalı

kahve dünyasının küvertürünü kırıp kırıp yiyin derim.

Lindt genelde cikolata yapimini ucuza getiren ek gidalari kullaniyor. F/P oranini begenmedigim bir marka.

Vivani markasini siddetle tavsiye ederim.

İlginiz için teşekkürler.

Güzel Gıda'nınkini yiyen var mı?

urun.n11.com

(bkz: agnostisizm)
(bkz: apateizm)

Bir şey yapmalı mıyım sorusu bile çok öznel. Teologların ya da aksine Richard Dawkins gibi bilimcilerin yazdıklarını okuyabilirsiniz isterseniz.

simülasyon teorisine bi bak istersen

kendini bir kalıba sokma. benim çok aram yok de geç. bu tür şeyleri konuşmak manasız zaten. agnostik tanrının varlığını bilemeyiz diyor hmm. çok zorlama böyle kalıplar. ayrıca ateizm de yaratan bir şeyin var olma ihtimali sıfırdır anlamına gelmiyor. tanrıdan anladığınız saç teliyle uğraşan bir tanrıysa bu olamaz diyor.

Kardeşim 27 yaşındasın bunlarla zamanını harcayacağına kendini geliştirmeye, hayat standardını yükseltmeye bak bence.

bu tür şeyleri konuşmak mantıksız, 27 yaşındasın bunlarla zaman harcama nasıl cümleler ya? kendini geliştirmek isteyen bir bireyin ilk yapması gereken şey her şeyi sorgulamasıdır.

ben de benzer çelişkiler içindeydim. türkiye'de büyüdüm sonuçta bu kültürle ama ait hissetmiyordum. ateist ise kesinlikle değilim. hatta ateistleri dinci görüyorum.

düşünüp neye itiraz etmediğinizi bulmanız lazım.

kendim için düşününce; elimde yeterli veri olmadığını düşünüyorum net bir tanıya varmak için. o yüzden (bkz. agnostizm)i benimsedim.

hatta daha da sorguladım; tanrı olabilir, bir simülasyonda yaşıyor olabiliriz ya da bambaşka bir şey olabilir ama her şeyi başlatan bir şey olması gerektiğine inanıyorum. o yüzden de deist agnostizm diyorum kendim için.

benim böyle bir şeye ne ayıracak vaktim ne de yoracak kafam var, o nedenle çok umrumda değil. bir fikrimin olması için onun hakkında bilgim olamsı lazım, sonra karşı argümanları okumam, dinlemem lazım ancak o zaman ben şunu düşünüyorum diyebilir.

birisi soruğu zaman agnostiğim diyip geçiyprum. birisi atesit misin derse hee diyorum. çok da fifi ne olduğum. gerçekten de insanların bu tanrının varlığı ya da yokluğuna bu kadar obsesyon beslemesi de garip geliyor. benim gibi düşünüyorsan siktiret. yok merak ediyorsan da hiçbir zaman gerçek cevabı bulamayacaksın. ama en azından kendi fikrilerin olacak ve kendince bir şeylere cevap verebileceksin.

kendini ispatlamış, alanında çok iyi filmler.

tam degil. gerci turkiye'de su an "esaretin bedeli olmayan yabanci film" anlaminda kullanilsa da aslinda anlami ciktiginda cok deger gormemis, fakat cogunlukla kucuk bir kitlenin cok sevip takinti yaptigi ve yasattigi film demektir. genellikle bu filmlerin az gorulmesinin sebebi donemine gore cok acayip, cok siddetli, ya da anaakim kulture uygun olmamasidir. yani mesela godfather bir "kult film" degildir, turk sinemasinda en iyi ornegi net sekilde gemide, yabanci sinemada da milyonlarca ornegi olsa da jodorowsky, herzog, alex cox tarzi yonetmenlerin filmleri gosterilebilir.

yani cok daha kisaca aciklayacak olursam ilk ciktiginda populer bir deger gormemis, ama atiyorum 30 yil sonra geriye bakildiginda modern yonetmenleri o zamanin populer filmlerinden daha cok etkileyen filmler.

İzlenmesi gerekmez, başyapıt anlamına da gelmez, yani genel olarak başyapıt anlamına gelmez, bir zümre için başyapıt olabilir ama genele hitap etmez. Misal Matrix filmi geek tayfa için başyapıt olabilir ama genel anlamda başyapıt diyemeyiz. LOTR fantastik sinema meraklısı için başyapıttır ama sıradan bir sinema izleyicisi için başyapıt özelliği taşımaz.

A cult: a person or thing that is popular or fashionable among a particular group or section of society.

yani belli bir grubu etkilemiş yapımlar. mesela alfred hitchcock filmleri. kesinlikle bana göre değil, izlerken sıkılıyorum ama bir kült bu filmler.

Hoş kült kavramı da tanım olarak oldukça tartışmalı bir konu. kült ile ilgili derin araştırmalar yapan isannların bile çok farklı görüşleri var, bazıları din olayını kült dışında tutarken, kimileri din de külttür diyor. vs vs daha bir çok konuda bu tartışma sürüyor. sonuç olarak belli bir grubu etkilemiş filmler külttür diyebiliriz.

bkz: matrix, v for vendetta, clockwork orange, godfather, vs vs vs


@angelus, sıradan sinama izleyicisi için de görsel açıdan bir başyapıt değeri taşıyabilir, zaten çoğu sıradan sinema izleyicisi bu nedenle izledi bu filmi.

Kitlesi olacak. Yoksa alanında çok iyi olan bir ton film kült değil. Kitlesi olan ortalama bir film ya da film serisi de kült olabilir, mesela Star Wars.

Dünyayı Kurtaran Adam'da kült bir film ama izlenmesi gereken bir film değil.

virüsün şu anda hali hazırda mutasyon geçirdiği tespit edildi bu hafta. bu etkilemiş olabilir.
onun dışında malum sebepler;
sağlık sistemi,
kültürel sebepler,
alışkanlıklar,
bilinç ve kitle refleksleri (mesela türkiye için bana bişey olmazcılık, ölüm riskini tam idrak edememek, başkasına karşı sorumluluk taşımamak gibi)
ekonomik sebepler (hizmete ulaşabilirlik, ekipman yetersizliği,çalışma koşullarının yeterince düzenlenememesi)
ekonomik önlem ve bütçe planlamalarında yetersizlikler,
belki iklim?

tüm ülkelerde aşağı yukarı böyle yasaklar. bu felçli hayat mı türkiyede. sokakta felç hayat göremiyorum ben luppo zevkinden bile mahrum değil halkımız.

Turkiye’de hayat felc olmus degil +1

Bulundugum ulkede 40 gunluk sokaga cikma yasagi var, cevre ulkelerde de durumlar benzer, hayat aslinda burda felc olmus durumda ancak vaka sayisi az oldugundan dogal olarak gundem olmuyor bu ulkeler. Tabi isin bir de baska bir boyutu var. Gerek Turkiye’de gerekse de Avrupa’da bir gunde yapilan test sayisina burda 1-2 ayda ulasabiliyorlar. Turkiye’de en son galiba gunde 20.000 test yapilmisti burda gunluk ortalama 100. Istesen de test yapmiyorlar dolayisiyla vaka sayilari da oldukca dusuk gozukuyor.


Turkiye’de insanlarin hala durumun ciddiyetini anlamadiklarini dusunuyorum

hemen her ülkede hayat durmuş vaziyette. hiçbir yerde okullar açık değil, insanlara evde kalmaları söyleniyor, bazı ülkelerde doğrudan sokağa çıkma yasağı var vs... vaka ve ölüm sayısını çok ciddiye almamak lazım. bazı ülkeler gizliyor, bazıları kapasitesi yetersiz olduğu için test bile yapamıyor.

ekvador mesela en güzel örnek. vaka sayılarına bakarsan "bu ülkede bi şey yok" dersin ama adamlar harıl harıl toplu mezar kazıyor ve evlerden o kadar fazla ölü topluyorlar ki sistem çökme noktasına gelmiş. kapasiteleri olmadığı için "bu kişide virüs var, ölüm sebebi de virüstür" bile diyemiyorlar.

bazı ülkelerde çok hızlı yayıldı. onlar fena patladı. bazı ülkelerin ise hazırlanacak ya da sıkı önlemleri erken alacak fırsatı/vakti oldu. onlar nispeten iyi gidiyor ama her halükarda dünyanın her yerinde insanlar evine kapanmış durumda. hayatın normal devam ettiği yer yok. brezilya, belarus gibi saçmasapan ülkelerde etkinlikler devam ediyor ama vatandaşlar kendi çaplarında önlem alıyor. belarus'ta futbol maçları hala oynanıyor mesela ama taraftar grupları kendi aralarında kararlaşıp maçlara gitmeyi reddediyor vs...

türkiye'de hayatı felç etti demek bence biraz abartmak oluyor durumu, bu 20 ülke dışında da insanların hiçbir şey olmamış gibi yaşadığını sanmak da aynı şekilde abartmak.

italya ve ispanya'da ne oldu? sağlık sistemi yetersiz kaldı, o nedenle de hayatın felç olamsının ötesinde kimin ölüp kimin tedavi olmaya devam edeceğine dair sağlık çalışanlarının seçim yaptığı üzücü bir tablo ortaya çıktı. bu da ölü sayısını çok etkiledi. sayılara bakarsanız hasta / ölüm oranının en çok olduğu ülkeler bunlar.

türkiyeye baktığınız zaman, bence süreç her ne akdar kötü yönetiliyor olsa da (cuma günkü fiyasko, sokağa çıkmamak adına daha radikal kararların alınmaması, insanlara ve şirketlere yönelik ekonomik kararların yetersiz olamsı gibi) sağlık sistemimiz gerçekten çoğu ülkeye kıyasla daha iyi işliyor ve aynı krizleri (şimdilik) yaşamıyoruz.

mesela süreci, gene sağlık sistemlerinin iyi olamsı nedeniyle en iyi götüten ülkelerden biri almanya ve rakamları ve yüzdeleri kıyaslarsanız çok benzer bir tablo göreceksiniz türkiye ile.

onun dışında rewlack ın listesine katılıyorum..

turkiye'de hayati bilemem ama dunya epey yavaslamis durumda. bu bir gercek.

afrika'yi duymamanizin nedeni, ozel bir ilginiz yoksa kimsenin zaten umrunda olan bir yer degil, zira ebola zamaninda da kimse umursamadi, ayrica adamlarin ne testi var, ne test yaptirmaya gidebilecek ulasimi vs. yani oralardaki gercek sayi asla bilinemeyecek. ancak, afrika ile dogrudan calisan biri olarak, ulkelerin hemen tamaminda hayatin durdugunu soyleyebilirim.

uae, qatar vs. gibi ulkelerde de ciddi onlemler alindi, sokaga cikma yasaklari vs.
dolayisiyla her yerde onlem alindi, sayilarin dusuk oldugu ucuncu dunya ulkelerinde sebep kayit sisteminin olmamasi, ulasimin sinirli olmasi vs nedeniyle gercek sayiyi aslinda kimsenin bilemeyecek olmasi.

20 ülke değil hemen hemen bütün dünyada hayat felç olmuş durumda.

çekmeköy
metro var
otobus var
her şey var
site ici temiz bir ev alın oturun hocam

Anadolu yakasının her yerinde oturulabilir bölge çok hızlı gelişiyor. Bir kaç yıl öncesine kadar insanların burun kıvırdığı hasanpaşa, yeldeğirmeni, fikirtepe, küçükbakkalköy, örnek mahalleleri bugün elit semt oldular. Bütçenize göre 5 - 10 yıl sonrasını düşünerek ve vesait imkanlarına yakınlığa göre tercih yapmanızı tavsiye ederim. 360 bin TL'lik bütçe, işyerinize ve ulaşım araçlarına yaķınlığı göz önünde bulundurarak Pendik metro hattına yakın yerlerde çok uygun fiyata daireler var mesela.

kadıköy hasırcıbaşı ya da yeldeğirmeni dolaylarına bakabilirsiniz. idealtepe ve küçükyalı sakin ama keyifli yerler. ben bu virüs dönemi bahçeli evin önemini anladım, ev değiştiricek olursam kesin bahçeli bir ev bakarım....

Eşinin işi dolayısıyla sanırım.

eşinin görevi sebebiyle yurtdışında yaşıyorlardı bir süredir. tr ye döndü bir süre, şimdi yeniden gitmişler.

geçen de sormuştun bunu

cnn türkte çalışırken recep tayyip erdoğan ile iki kez polemiğe girdi, ikincisinde erdoğan kürsüde isim vermeden aydın doğan'a böyle kişiler basında yazmamalı mesajı gönderdi ve işten çıkarıldı, o da bir şekilde amerikaya gidip cnn için 5n1k programını oradan sürdürdü bir süre, şimdi de kendi ekibiyle gazetecilik yapıyor anladığım kadarıyla

eşi Google'da çalışıyor, önceleri Londra'da yaşadılar bu sebeple şimdi de Palo Alto'da yaşıyorlar. CÜneyt de 5n1k yı yurt dışından hazırlayıp CNN Türk'e satıyor. Videolarında yakın zamanda Türkiye'ye döneceğini söylüyor, orda bulunması tamamen eşi ile ilgili.

nokia 3310 :p

Benzer sorun yaşan arkadaşım CAT'in telefonlarından almıştı (şu iş makineleri ve işçi botları yapan CAT). Telefon biraz büyük ve kabaydı ama oldukça sağlamdı.

Blackview
Bv6800 Pro

A50 güzel bir kapla takıl. 1 yıl dayanırsa yeterli. Maliyeti kurtarır bence

hocam
ilacınız
samsung s10+
güzel bir kılıf ile hic bir şey olmaz
boyut ufak isiniz gorulur

Cat s60

Bende telefonla oyuncak gibi oynarım. Atabildiğim kadar havaya atar tutmaya çalışırım. Bazen ayarı kaçırıyorum tavana değiyor ya da tutamıyorum. Başarı oranın yüzde 90. Bemce sıradan bir telefon al biraz kaba bi kılıf ve cam koruyucu tak giç bir şey olmaz. Gerçi en son 4 5 ay önce kırdım yine telefonu.

sanalbaharat.com'dan alıyorum genelde, hem fiyatı uygun hem de taze geliyor.
kahvecim.com'dan yeni haberim oldu, ilk siparişim henüz gelmedi, performansı bilmiyorum yani. ama fiyatlar ve yorumları iyi gibi.

avansas sitesinde tchibo special diye bir kahve alıyorum 250 gramı 16 lira.. Starbucks filtre kahvesi ile eşdeğer diyebilirim.

www.avansas.com

kahve dünyası cidden ucuzmuş ve böyle istenilen tipe göre öğüttüklerini bilmiyordum. Hep hazır paket sanıyordum.

Ben geçen boxxcoffee diye bir yerden söyledim, kargo bedava, 50tl (250gr). Kavurma ve öğütme tarihi yazıyordu çok çok yeniydi. Bunları bilmek ve tazeliğini garanti etmek için iyi. Chemex'te yapıyorum, tadını gayet sevdim aromalı güzel. (gerçi kavurduktan sonra 1-2 hafta beklese daha iyi diyorlar)

ama mesela starbucks çekirdekleri aylarca beklemiş oluyor.

Kronotrop kazıklamış olmuyor. Kronotrop vb. yerlerde aldığınız zaman fiyatla paralel olarak içtiğiniz kahvenin kalitesi ve tazeliği de artıyor.
Kahve Dünyası dediğiniz yer Starbucks gibi zincir bir marka ve taze ve kaliteli kahve içme imkanınız yok. Ben Starbucks, Kahve Dünyası, Tchibo gibi yerlerin kahvesini içemiyorum şahsen. Ama tabi ki damat tadına bağlı, sevıyorum içiyorum derseniz de keyif sizin.

tavsiyem kahve dünyası ve mehmet efendiden uzak durun. piyasada sahip olabileceğiniz en kötü kahveler, adında bu kadar kahve olup kahveden anlamayan hatta alakası olmayan firmalar bunlar.

kronotrop, boxxcoffee falan bunlarla kıyaslamak saçmalıktır, sakın böyle bir yanılgıya düşmeyin. Bu kahvecilerden bırakın rakımını, çiftliğini, ne kadar yağmur aldığının bilgisine ulaşabileceğiniz gerçekten nitelikli kahvelere ulaşabiliyorsunuz. ulaşmakla da bitmiyor, gerçekten kavurmayı bilen ve bu işe gönül vermiş insanların kavurduğu, güzel lezzet profillerine sahip, özel bir kahveye sahip oluyorsunuz. ucuza çekirdekleri de oluyor bazılarının, mesela doğal işlenmiş fazenda sertao'yu 35 tl 'ye probador colectiva'dan alabilyiorsunuz. öyle çok aromatik, lezzetli bir kahve değil, ama ne mehmet efendi ne de kahve dünyası şunun yanına yaklaşabilir..
probadorcolectiva.com

William's roastery'nin. mesela ucuza La majada'sı var.
williamsroastery.com

benim fiyat performans yerim demlenyor.com, balat dolaylarında bir kavurmacı. kahveleri gerçekten ucuz ve ortalama bir şekilde kavuruyorlar. özellikle ethiopia kahvelerini tavsiye ederim. en büyük sıkıntıları, kavruları tutarsız olabiliyor. bir siparişinizde gül gibi aromatik bi kahve içerken, başka bir siparişinizde aynı çekirdekte "bu ne ya? ben ne içiyorum şimdi? diyebiliyorsunuz.. ama her türlü kahve dünyası'ndan ve mehmet efendi'den daha iyi. hatta bunların en ucuz çekirdeği brezilya alta mogiana bile kahve dünyasına vs tercih edilir. Espresso dediğine bakmayın, tchibo'nu vs kavurmasına göre daha açık bir kavrumdur ve fındıksı kakomsu tatlar kolayca alınabiliyor.
demleniyor.com

commercial kahveciler arasında ise en çok tchibo'yu seviyorum. onların da kahvelerinde düzgün aromlar vs alınabiliyor. ofiste hep tchibo guatemala içerdik, gayet içilesi lezzetli bir kahveydi. ama kesinlikle yukarıda bahsettiğim kahvelerin sundukları lezzet profilllerinin yakınına yaklaşamaz.

son olarak da tavsiyem gidin min 250, max 600-700 e bir grinder alın kahve içmenin gerçek keyfine ulaşın.

rossmandan aldığım kahveden memnunum ben. sanalbaharattan da almıştım beğenmedim onun tadını, rossman daha iyi bence ondan. çekirdek alıyorum ben, filtre de mevcut.

Fırında yumuşuyor. Bizim köyde çok yapılır oradan biliyorum. Google’da yunan usulü kabak kızartması tariflerine bakın isterseniz. Onlar daha çıtır yapıyor. Of nasıl canım istedi.

Kabakları orta incelikte (yarım parmak gibi) halkalar halinde doğrayın, her birine fırça ile zeytinyağı, sonra una banın ve
yağlı fırın kağıdı serili bir tepsiyee dizip önceden 180 derecede ısıtılmış fırına verin. 20 fakikada falan gayet güzel oluyor

Tempura

Ne yaptığımızı anlatayım da siz yapmayın. Kabakları oatates gibi kestik yunurta ve baharatlı una bulayıp kyduk fırına. Unlar üstnde kaldı pek başarılı olmadı yani üzdü :/

fırında çıtır olmaz dedi zaten @irene. Hem ayrıca yağın içine atmayacaksanız en üst katman sadece unlu bırakılmaz, mantıklı değil bi kere.

Ama siz sanki tam tempura yapacakken son anda fırına atmışsınız :) o buladığınız şeyle beraber kızgın yağa atsaydınız çıtır olma ihtimali vardı. Fırında çıtır ol maz. Siz bana güvenin. Aradığınız şey “ greek fried zucchini chips”

Alacağım her beyaz eşya arcelik olur.
Bir kaç istisna olacaktır ama hem yedek parça temini hem Servis kalitesi hem de ürün dayanıklılığı bir çok tanıdık ve eşya da mahcup etmedi

Arçelik iyidir.

Beyaz eşyada bosch alıyorum ben de. 2 sene önce aldım. Buzdolabım sizin tarif ettiğiniz gibi. Kalktım baktım ama modeli üzerinde yazmıyor. Modelini bulup yazacağım. Çamaşır ve bulaşık için de yazacağım hepsi gayet iyi.

electrolux ve franke dahil bir sürü marka beyaz eşya kullnaıyoruz evde, arçelik akar hiç başka marka düşünmenize gerek yok

16 yıllık evliyim çamaşır makinem bosch, buzdolabı vestel,bulaşık makinesi ve difriz profilo,ankastre siemens. Çok şükür bu yıla kadar sorunsuz getirdiler beni ama bence b7 beyaz eşya biraz şans işi.

bu işte yedek parça ve müşteri memnuniyeti önemli. bosch siemens profilo grubunda made in germany alırsan daha kaliteli. türkiyedekiler made in turkey ama diğer seçenekte mevcut ancak fiyat artıyor. siemens kullanıcısıyım arıza yaptığında parça değişiminde ve serviste beni memnun ettiler.

kaliteli istersen miele ancak fiyat artar ve servis durumu belli değil. boschla siemens arasında hiç bir fark yok sadece marka adı farkı var.

İlçede yaşıyorsan servisleri de düşün. Servis ilçeye yerli markalar harici belli günlerde gelir. Bide alıp götürse tamir için beklemesi var. Beyaz eşyada Arçelik tercih ederdim. Bu arada vestelde fiyatına göre fena değil. Vestel Bulaşık Makinesi ve dondurucu kullanıyorum güzel.

Beko kullanıyorum, maşallahı var hepsinin.

bosch iyidir. Bu sırada bosch siemens ve profilo aynı fabrikada üretiliyor. Hatta bosch ile simens de ürünlerin tipi rengi herşeyi aynı oluyor. Kodlarında bile sadece 1-2 karakter değişiyor. Ben parçalara ayırarak aldım. Örneğin bir evde bozulursa sorun yaratacağını düşündüğüm çamaşır makinası ve buzdolabını boschdan aldım. Bulaşık makinası ve tv vestel aldım. Fırın başka bir marka aldım. Hepsinden de f/p olarak çok ama çok memnunum.

Yakın aile tecrübesipaylaşıyorum
Bosch fırın,buzdolabı,kurutma makinesi memnun değiliz. Servis ihtiyacı çok oldu. Bozuldu.
Siemens fırın, buzdolabı,çamaşır makinesi çok iyi çıktı.

Bir de made in germany olması durumu çok değiştiriyor.

çamaşır bulaşık çok fark etmez. her aldığın ürün saçma sapan bi sebeple ufak ihtimal de olsa bozulabilir. o yüzden arçelik-beko en mantıklısı. onların da gidip en pahalısını almaya gerek yok hepsi aynı şeyi yapıyor, bulaşık makinesi su püskürtüyor, çamaşır makinesi su püskürtürken kazanı çeviriyor.

asıl buzdolabına para göm. arçelik-beko yine fena değildir ama alacaksan üst segment modellerini al. bir diğer alternatif olarak siemens iyidir ama orada da menşe olarak almanya olsa bile parçaların özellikle motorun nerede üretildiği de önemli. bunları da bilmen mümkün değil o yüzden çok riske girme arçelik-beko al geç.

on yıl önce üç temel beyaz eşyayı bosch'dan aldık. malzeme kalitesi de dayanıklılığı da beklediğimden çok daha düşük çıktı. diğer markaların uzun süre boya garantisi varken bosch'da olmayışı can sıktı. buzdolabı gürültülü çalışıyordu ve kapağın alt ucundan paslanmaya başladı, çamaşır makinesi da saatler alıyor. bulaşık makinesi şahane değil ama henüz bir şikayetimiz yok, işimizi görüyor.
bosch siemens grubunun ucuz modelleri, diğer markaların (beko/arçelik) yakın fiyattaki ürün grubundan iyi değil. ucuzunu alınca malın kalitesi de düşük.
nispeten biraz daha pahalısını alınca dayanıklıdır tamam da arçelik/beko grubu daha uyguna dayanıklı mal üretiyor bence.
beko/arçelik arasında fiyat farkı olması da enteresan, sonuçta aynı mal ikisi de. ben olsam daha düşük fiyat verenden alırdım.

network

varsa arkadaşlardan sormak, yoksa iş görüşmesinde iyi kötü bir fikriniz oluyor.
olumsuz duyum alsam bile giderim görüşmeye maksat tecrübe, yeni insanlar tanımak en kötü.

benim için çalışacağım yerin konumu çok önemli, o nedenle başvurmadan önce ilk konumuna bakıyorum. sonrasında web stiesinden portföyüne vs bakıyorum, kimlerle çalışmılar neler yapmışlar. sonrasında bilgi varsa eğer glassdoordan fln bakınıyorum. ya da arkadaşlara soruyorum, biliniyor mu, vs diye..

sartlarnasil.net

glassdoor.com

şınav göğüse şekil vermede iyi diyorlar fakat jineko ileri seviyeye ise operasyondan başka çare kalmıyor.

yüzme

Bölgesel zayıflama diye bir şey yok maalesef. Yağ oranınızı düşürürseniz o da azalacaktır

şeker, alkol, karbonhidrat vs türevi şeylerden uzak durun.

@cedric hiçbiri bende yok.
Bölgesel yağ yakımı yok diyen arkadaş @neysene
zayıflamak gibi derdim yok, amaç o bölgeleri sıkılaştırmak.
50 kiloya mi düşeyim?

fed faiz indirmişti. bunlar hep corona.

www.birgun.net

iyi de avrupa da düşürünce faizi, euro bu kadar düşmüyor?

faiz düşürme 0-1 gibi basit değil. yani bu pariteyi etkileyen o kadar çok faktör var ki... bu faktörlerin içinde en büyüğü fed'in faiz indirmesi olduğu için onu söylüyoruz.

petrol fiyatının düşmesi

Gopro
Diğer kameralardan alıp soğursun bi daha kullanmazsın 1-2,5 bin liran da çöpe gider. Temiz ikinci el bak

djı osmo kullanan arkadaşım var gayet memnundu, onun dışında gopro da geçrekten kaliteli.

eğer yok bu bütçenin dışına çıkamam derseniz de fujifilm in falan sua altı fotoğraf makineleri var. onalra bakabilirsiniz.

gopro. sualti case ini de mutlaka al.

Yaş 33. Sigara çok aşağı çekiyor beni, farkındayım ama bu stres ortamında nasıl bırakırım, bilmiyorum. 14 senedir kullanıyorum.

şekeri kes, uykuyu en az 7-8 saat olsun, düzenli egzersiz yap. Balık yağı ekle, arada 2 günde bir multivitamin de ekleyebilirsin.

Şekerini bir kontrol ettir, açlık, tokluk olarak. Kola filan gazlı ve şekerli içecekleri salla, bitki çayını dene arada içecek bir şeyler düşünüyorsan. Yemek olarak yeşil sebze ve etli yağlı beslen. Ketojenik diyete veya LCHF diyetine bak.
ZMC var onları da ekleyebilirsin, Çinko Magnezyum Kalsiyum bir arada.

Sigarayı söylememe lüzum yok, en azından azalt.

16 senelik sigara bağımlısıydım ve hayatımın en stresli döneminde sigarayı brıaktım, bana kattığı şeyleri anlatamam. sinirmmiş stresmiş hiç alakası yok. Bunalrın hepsi bağımlılığın getirdiği bahaneler. sigarayı bıraktıktan sonra da yepyeni bir hayat bekliyor sizi.

bunun ehricinde farklı beslenme emtodlarını denemiştim, ve şeker ve karbonhidratları çıkardığım beslenme aralarında kendimi en iyi hissettirendi. ciddi enerji verdi, ciddn farklı hissettirdi.

34 yaşındayım 2 senedir sigara içmiyorum ve 20 li yaşlarda yapabildiğim her şeyi hattad aha fazlasını yapabiliyorum.

Kullandığınız ve tavsiye ettiğiniz besin takviyesi markalarını da öğrenebilir miyim? Ayrıca sekerime baktırmam lazım, daha önce yaptirdigim kan testlerinde herhangi bir şey çıkmadı. Özel olarak mi baktırmak gerekiyor?

2 sene işşiz kaldım. Ama şu an çok sevdiğim bir işim var. Bu yüzden asla umudunu kaybetme.

5 sene issiz kaldim. 5 liram bile yoktu cebimde. arkadaslarima param yok dedigim zaman benim de yok diyorlardi ama bilmiyorlardi ki bende gercekten yoktu :)

basvurdugum islerden cevap bile gelmiyordu. gecici gunluk isler yaptim idare edebilmek icin. ailemle yasadigim icin kalacak yer sorunum yoktu cok sukur ama pskilojim alt ust olmustu.

sonra baslarim dedim yurtdisinda bir cagri merkezine basvurdum ve oldu. 4 sene oldu.

bence umudunuz yoksa boyle seyleri dusunun siz de. yurtdisindaki cagri merkezi turkiyede issiz kalmaktan iyidir.


edit: bu tarz sorulara hep benzer cevabi yaziyorum cunku insanlar bilsin istiyorum. ben de keske daha erken bilseydim buralarda gorup.

@ yoggi

Yurt dışına hep başvuruyorum (çağrı merkezi işleri dahil) ve yüzde 90 çalışma izni sorun oluyor. Her şeyim yerli yerinde olsa bile çalışma izni çıkartmaya yanaşmıyor firmalar.

6 ay. sure 1 seneyi gecerse biraz insanin biraz aynaya bakmaya baslamasi lazim. benim 1 seneyi askin sekilde evde oturan arkadaslarin alayi rahatina duskun nispeten varlikli ailelerin cocuklari. is begenmez, zaten kalacak yeri altinda arabasi var, kimsenin kovdugu yok, 30 yasini gecmis hala ailesinden harclik aliyor ve bu ona koymuyor, aile kurma coluk cocuk gibi bir derdi yok vs. birde bu duruma alismak en kotusu, ben 6 ay is ararken neredeyse hicbir gun evde durmadim, hafta ici sanki ise gidiyormus gibi sabah sekizde is aramaya yola koyuldum, bir suru mulakata girdim, 500 uzeri basvuru yaptim. en sonunda aradigim isi 3600km uzakta buldum ve uzadim. is icin yer degistirmeye hazir olun.

yurtdisinda is konusuna gelince, cok spesifik birsey olmasi lazim yoksa o is hele dunyanin boyle sikintida oldugu donemlerde zor. adamin kendi ulkesinde zaten tonla issizi var, sana nasil calisma izni cikartacak? icerde senin gibi birini aradigini ama bir turlu bulamadigini ispatlamasi lazim.

2 ay. askerden geldikten sonra tatil, dinlenme vb derken 2 ay sürmüştü

@ cosmicstring

İstemez olur muyum? İstedim, istiyorum. Herkes, “Ya hallederiz kardeşim. Sen de bizim evladımız gibisin” deyip bir bok yapmıyor. Madem yapamayacaksın, neden böyle bir topun altına giriyorsun ki.

Photoshop öğrendim bu süreçte kendi kendime. Reklamcılık, sosyal medya alanında olmazsa olmazlardan biri ama ne değişti bilemiyorum.

Yurt dışı konusunda ben şunu görüyorum ayrıca. Orada da tanıdığın varsa aslında bu çalışma izni süreçlerinin bir önemi yok. O izin gayet kolay çıkarılıyor.

Fakat öyle bir tanıdığım yok şu an için :/

2018 Ekim ayında çalıştığım firma Türkiye pazarından çekileceğini söyledi ve tazminatım cebimde, 6 aylık işsizlik maaşımla birlikte işsizler kervanına katıldım. Hesapladım cebimdeki para vs beni 10 ay idare edecek, bu da demek ki kendi işlerimi oturtmak için 10 aya ihtiyacım var. (Bu arada evliyim ve kirada oturyoruz, eşim de evlendikten sorna çalışma şartlarını değiştirdi ve daha rahat koşulalr ama daha düşük maaşla çalışmaya başlamıştı, yani ikimize yetecek bir para kazanmıyordu.)

5 ay denedim oturtamadım, o sırada gönülme göre iyi bir iş buldum, dedim o halda çalışan olmaya devam edeyim. 2 ay dayanamadım firmaya, istifa ettim, bu sefer cebimde 5 ay daha idare edecek para vardı. tam da 5. ayın sonunda para kazanmaya başladım. Ama işler istediğim gibi gitmiyordu, bir ay çok iyi kazandım, sonra kara kış geldi ,suriye operasyonları falan derken işim bitme noktasına geldi. Dedim bu iş böyle olmayacak, gene başvurualra başladım. Ocak itibariyle tekrar çalışmaya başladım.

işsiz olduğum dönemlerde para kazanabielceğim birden falza işle uğraştım. sadece şunu yaptım: yeteneklerim neler, neleri yapmayı seviyorum ve bunları birleştirip neler yapabilirim. toplamda 4-5 tane iş fikrim vardı, 2 si yürürlüğe girdi, 1 inden para kazandım, geri kalan 3 ü ne yazık ki boşa enerji kaybıydı ama bilemezsin, belki şansım yaver gitseydi onalrdan bir ya da ikisinden de para kazanabilirdim.

iş görüşmelerinde de bu işsiz kaldığım süreçte yaptığım şeyleri anlattım, açıkçası kimisi etkilendi, kimisi işsiz herif boş durmadığını göstermeye çalışıyor diye aklından geçirdi. çok da önemli değil. boş durmayın, kendinizi geliştirmeye devam edin. belki para kazanamazsınız ama bu eleman boş durmamış, kendini geliştirmiş ve neler nler başarmış diyebilecek insanlar dolu.

bol şans, zor dönemler ne yazık ki...

@ cedric tweedledee

Zor süreçler geçirmişsiniz gerçekten de. Böyle şeyler yaşayan insanların sayısı da az buz değil maalesef.

Ben kendimi geliştirmeye hep çalıştım, yeri geldi beş kuruş kazanmadan işlere kalkıştım ki sırf bir şeyler öğrenebileyim diye.

Hatta bu aralar yine o kafadayım. "Bir yerden başlayayım, devamı gelir belki" diyorum ama kimse yüzüme bile bakmıyor. Buna tanıdıklar da dahil.

Gittiğim iş görüşmelerinde yaptığım stajlara, çalışmalara "Angarya bunlar. Biz daha ciddi iş yapıyoruz" diyen insanlarla karşılaştım genelde.

Fakat şu aralar iş görüşmesi daveti bile alamıyorum. Ne alanımda, ne alanım dışında.

@

calisma izni isterler evet. calisma iznini cikaracak iki ulke soyleyeyim.

1- yunanistan
2- malta

su an ilan yoktur belki ama surekli oluyor. mesaj atarsan detay verebilirim. uzuluyorum insanlar is yuzunden mutsuz olunca.

mesaji sozlukten atabilirsen daha iyi olur, buraya sadece bilgisayarimdan bakabiliyorum.

ben bunu kullanıyorum, memnunum: www.amazon.com.tr

Bir önceki duyuruda 5900e veriyodun akşamdan sabaha 500 lira nasıl arttı :d

lol bunlar hep koronavirüsü

Teknosa fiyatı 6.300 lira iken 6.400'e satmaya çalışan cesur yürek. Valla helal olsun.

Bir de uygun fiyata bırakırım yazmış.

Soruya cevap: iphone Xs al ama takım elbisesiyle yüzen elemandan al.

Valla bence Karadağ (Budwa) daha iyi.

Kotor ve Budva'ya gittim sadece.

Ben de buralara bir bakmanızı tavsiye ederim.

5 sene oluyor gideli, bu yüzden fiyatlar hakkında bir şey yazamayacağım.

hırvatistan'a iki defa gittim (her seferinde farklı yerlerini gördüm gezdim), karadağ'a da gittim.

sakın hata yapıp karadağa gitme. ne budva falan felaket kötü bir yer. kotor biraz güzel oranın da körfez olduğu için denizi bok gibi. hırvatistan her türlü akar. dubrovnik büyüleyici, zadar ise favorim olmuştu. ille deniz istemiyorsanız zagreb de 1 gün geçirmek için enteresan bir yer. adalar nasıl bilmiyorum.

ama kadardağ mı? bir daha asla!

Guzel bir deniz tatili hayaliniz varsa Hirvatistan uzer. Tasli ve bulanik.

Beşiktaş çarşı civarında takılabilirsin, renkli derbilerde oraları sessiz olur.

caddebostana gidip maç bitiminden 10 dakika önce eve geçebilirsiniz. en fazla 20-30 dakika çekersiniz.

bırak arabayı dostum, atla trene dolmuşa, in göztepede. Orada Books & Coffee diye bir kahveci vardır, konsepti anlayacağın üzere kitaplar ve kahve. Ya kendi kitabını götür oku, ya da ordan bir kitap seç beğen oku. Okurken de bir yandan güzel kahveni yudumla... Cadde üstünde olmadığı için cadde curcunasından etkilenmiyor.

en güzeli ev ya boşver dışarısını.. tak kulakligini film izle veya müzik dinle veya sesli kitap dinle.

e adalar?
burgaz falan ama..
arabayı bırak.

ispanya

ispanya net.

Almanyayi bilmiyorum da, Granada da 200 euroya kira faturayı kapatırsın. 100-150 euro da yemeğe falan versen, yeterli olur hibe. Erasmus nüfusu da çok fazla, eğlenirsin işte bütçeyi kafaya takmadan

Kesssinlikle İspanya diyorum. İklim, mutfak, kültür, sosyal yaşam her açıdan çook tatmin olursun.
Aa değişim programına gidiyorum nasılsa herkes ingilizce bilecektir diye varsayma sakın. Umarım halihazırda azıcık İspanyolcan vardır, değilse bile gidene kadar temel oluştur biraz. Yaşadıkça da ufak ufak kaparsın zaten.

ben godaddy kadar işgüzar firma görmedim, wordpress planını da kullanmadım. natro'dan al diyorum.

www.natro.com

siteye baktım ama wordpress planında yazan burada yok, burada yazan wordpreste :)

1 wordpress sitesi demiş de ücretsiz site mi, deluxe mı ne ? Wordpress reklamı olacak mı sitede vs vs bir sürü soru işareti.

wordpress paketi dediği gibi wordpress kurmayı bilmeyenler için.

web hosting seçeneğinde daha da uyguna çıkarsın. wordpress i kendin yüklersin.

bir sürü hosting kullandım, birçoğu pişman etti, en azından godaddy'nin müşteri hizmetleri çok iyi çalışıyor. Yabancı diliniz yoksa da hem canlı chat hem de telefondan türkçe destek veriyorlar. yaşadığım her sorunu düzgün bir şekilde çözdüler. Hatta aralarında benim mallığım nedeniyle yaşadığım problemler de oldu, sorgusuz sualsiz para iadesi bile yaptılar çatırt diye.

@cedric tweedledee wordpressi bi şekilde halledebilirim.

O zaman sadece alan adı ve web hosting alıp worpress i kendim kurduğum zaman herhangi bi reklam çıkmadan kullanabileceğim siteyi doğru değil mi ?

Benim kafam wordpress planlarında yazan seçeneklerden dolayı karışmıştı. Birinde reklam var birinde yok, birinde mail var birinde yok gibi.

(bkz: edip yüksel)

Keşke kendisinde ulaşabilsek de ilk başta senden uzaklaştırabilsek. Gerisi zaten kolay.

Twitter'daki ve youtube'daki Evrim Agaci sayfasini takip etsin :D

@anatomik: anlamadım

Ne kadar elestirsem de diyanet kaynakları diğer oluşumlara göre daha iyi. YouTube da kanalının videoları da var. Diyanet tv. Gelip burda diyanet in verdiği şu fetvayı oku filan diye kimse çemkirmesin. Yukarıdaki bazı cevaplarda fake zaten belli.

öyle görülüyor ki, genç arkadaşın sorgulamasından onun kadar olmasa da siz de rahatsızsınız.
şahsi fikrim, endişelenecek bir şey olmadığı yönündedir; zira bu tip kafa karışıklıkları işleyen bir zihnin göstergesidir.
ayrıca en "kötü" ne olabilir? olsa, olsa semavi dinleri takip etmeyi bırakır ki bu da bir kişinin en doğal hakkıdır.
metafik konularında şahıslar serbest olmalıdırlar! hele, hele gençlere bizim inandığımız şeylere inanmama hakkını tanımamız gerekmektedir. en arifler bile mutlak bilgiye sahip değilken biz gariban ölümlüler, nasıl olur da kendi inanç ve görüşlerimizin mutlak doğru olduğunu iddia edebilir ve onları genç dimağlara dayatabiliriz?
her neyse... video istemişsiniz, o vakit şunu öneriyorum size ve genç arkadaşımıza:
(git: www.youtube.com

öğretmenin öğrencisine müfredat harici dini ile ilgili bir kaynak bulmasını/yol göstermesini doğru bulmuyorum. ne yaparsanız yapın kendi görüşleriniz doğrultusunda kaynaklar vereceksiniz çünkü. siz ne derece bilgi sahibisiniz ki ona kaynak önerebilecek seviyede görüyorsunuz böyle kritik bir meselede? o yaşlarda sizin önerdiğinize sorgulamadan gidebilecek bir sürü genç var. konumunuz dolayısıyla uzak durmalısınız bu meselelerden. nasıl ki dindar bir aile ateist bir öğretmenin kendi fikirlerini empoze etmesine hoşnut kalmayacaksa, sizin de "öğretmen" olarak alanınız olmayan böyle ince bir meseleye müdahale etmemeniz gerekiyor. nasıl araştırıyorsan araştır düzgün bir şekilde araştır diye tavsiye vermekten ötesi size düşmez inanç meselesinde.

bu meseleyi iki yönlü düşünmelisiniz. sizin vereceğiniz kaynaklardan dolayı sorgulamadan sizin istediğiniz yöne de kayabilir, sizin önerdiğiniz kaynakların yetersizliğinden durduk yere tam aksi yöne de gidebilir.

her insan kendi dini doğrusunu kendi çabalarıyla bulmalı. bugün bulamaz ise 10 yıl sonra bulur ancak bulur. kısacası "not your business mate"

Ya ne alakasi var? Bu ne çeşit bir önyargı? Ben deistim. Çevresinde dine mesafeli olan yalnızca ben olduğum için benden yardım istedi.

Ben dini sorgulamadan yok sayan biriyim, dolayısıyla zaten hangi kaynağa yönelmesi gerektiğini bilmiyorum. O yüzden sordum. Tövbe tovbe.

Sorgulamasindan gayet memnunum. Rahatlasin dediğim, doğru kaynaklara ulaşıp sorularına cevap bulup biraz huzur bulması. Bilal'e anlatır gibi anlattim, anlayın artık.

efe aydal - kırmızı hap bölüm 1 www.youtube.com

efe aydal - kırmızı hap bölüm 3 www.youtube.com

bunlarla başlangıç yapsın. karşı argümanlar için caner taslaman videoları izlesin. bu şekilde münazara seyreder gibi her iki tarafı dinleyerek fikir edinebilir. ikinci aşamada turan dursun - din bu serisini okuyabilir. yabancı kaynaklar da söylerim ama yaşına ağır gelir. belki sonra.

öyle cübbeli gibi şeriatçı ve edip yüksel gibi bölücü sempatizanı ateist tiplerden uzak dursun.

Bir de Neil Degrasse Tyson'in Cosmos belgeseli var.
Dinle hicbir alakasi yok ama ben ne kadar bilimle veya tarihle ilgili video izlediysem veya kitap okuduysam dünyanin gelisimi, insanligin ilerleyisi hakkindaki her seye kafamdaki sorularin cevabini buldugum icin dinden uzaklastim. Mistik bir tavir, düsünceden öteye yorum yapamiyorum dinle ilgili. Kitap okumayi ve sorgulamayi seven bir insan olarak birkac önerim olabilir.

1) 21. Yüzyil icin 21 soru - Yuval Noah Harari (Hatta bunda dinle ilgili bir kisim var, SAHANE)
2) Sapiens - Yuval Noah Harari
3) Homo Deus - Yuval Noah Harari
4) Uluslarin Düsüsü - Daron Acemoglu
5) Tüfek Mikrop ve Celik - Jared Diamond

mehmet okuyan

Eski öğrencim, derslerine girmiyorum artık. Velisi sikayet edemez @r evolution

Bir ogretmen cocugu olarak ben de asla din topuna girme diyorum. Eski ogrencin olmasi sikayet edememe hakkinu dogurmaz ki kanunen. Kendi de arastirarak bulabilir bosver.

Ben ona Efe Aydal'i Yuval Harari'yi de, burada tavsiye edilen ilahiyatcilari da söyledim. Zaten "Allah yok, saçmalama zaaxd" gibi bir tutumum yok. Sorgulamasının doğal olduğunu ve neye karar verirse versin yanında olduğumu söyledim. Ailesi bu koşullarda şikayet edecekse buyursun, ogrencime yardımcı olmak benim için daha önemli.

ben ihsan eliacık'ın bakış tarzını beğeniyorum daha çok.

Ne yapmaya çalışıyorsunuz, inandırmaya mı?
Din öğretmeni misiniz?
Anlaşılmıyor da duyurunuzdan...

Dr. Zakir Naik
Bir tane örnek de bırakayım

m.youtube.com

kurani kerim (turkce meali)

okuduktan sonra dinden ciktim.

Tüm fikirlere açık olsun ama, Caner taslaman, emre dorman, mehmet okuyan, edip yüksel gibi düşünürleri izleyip dinlemeden karar vermesin.

richard dawkins de okumasını arada tavsiye edebilirsiniz. biraz ondan biraz öbüründen, farklı görüşler, zıt fikirleri okusun ki, kendi fikri oluşsun.

Kafanin allak bullak olmasi maalesef buyuk oranda dinin icerisindeki korku ogelerinden kaynaklaniyor. Korkularinin uzerine gitsin. Sadece dini degil genel olarak sorgulasin ve sorgulamanin degerini bilsin. Videolari bosversin, kaynak olarak kitap okusun. Mumkun mertebe birincil kaynaklari okusun.

Caner taslaman

ogrenciniz dini sorgulamakla cok dogal ve guzel bir sey yapmis. din zaten sorgulanmasi gereken bir seydir. bir seyi bilmeyi inanmaya tercih etmelidir.
olgulastikca ilk duydugu huzursuzluktan eser kalmayacak.

Meslek nedir?

Psikolog

Meditasyon yap.
Benim tavsiyem mistikyol isimli kanal.

meditasyon
adaçayı
papatya çayı
roibos çayı
passiflora

2011 den beri android 2018'den beri ios da kullanmaya başladım.

xiaomi, kullandığım android'ler arasında en kötü arayüze sahip, ben ki ios'u android kadar sevmem, yeminle xiaomi'den sonra ios özledim.

android kullanacaksanız çinli üreticilerden uzak durun derim, ya da en azından xiaomi den uzak durun derim.

bütçe sıkıntısı yoksa :
www.epey.com

şunu al hocam da hem yorumlarını da benimle paylaşırsın belki ben de alırım gaza gelip ehehe. emektar oneplus 5 var bende . hala ne tık dedi, ne şarj problemi yaşattı, ne arıza yaptı. nazar değmesin ömrümde en memnun kaldığım elektronik alet olabilir.


arayüz benim gördüğüm en iyi android arayüzü. ya da ben çok alıştım bana öyle geliyor bilmiyorum. gittigidiyorda sahibinden de falan getirip satan ithalatçılar var düşünürsen.

@syozkn teşekkür ederim ama Türkiye garantili bir cihaz istiyorum.

@cedric tweedledee mağazada deneyimlediğim kadarıyla xiaomi arayüzü fena değildi. teşekkür ederim ama.

taşıması daha kolay olduğu için sony derim. ama ne amaçla alacaksınız o da önemli. eğer fullframe sensörün avantajlarından yararlanmak istiyorsanız o zaman da canon...

hangisi ucuz ise onu alın.. nasıl olsa fazla kullanmayacaksınız :)

Lens?

Video için kesinlikle 6300.
Fotoğrafta da 6300 çoğu işinizi görür. İş yapacaksanız yaparsınız ama dış görünüşe takan bir işveren varsa Canon 5D serisi daha prestijlidir. Gövde-dayanıklılık açısından da 5d daha iyidir.

Bebek fotoğrafçılığı, düğün fotoğrafçılığı video hepsi olacak.

Bu dediklerin için 5D. Elindeki aletin büyük olması o kitlenin içini rahatlatır.(a6300 daha kaliteli video çekse de :)

İyi bir lensle harika fotoğraflar çekersiniz bu arada. Düzgün bir 50 veya 55mm lens mesela.

Gerçekten iyi. Fiyat performans odaklı alınabilecek en iyi telefonları üretiyor. Hemde muadil özellikte ki bilindik markaların telefonlarının yarı fiyatına neredeyse.

Güzeldir. Son iki telefonum Xiaomi. Flagshiplere eşdeğer telefonları çok daha ucuza satıyorlar.

Eksileri var tabii birkaç tane. Sayayım hemen:

* bootloader'ı unlock ederken cinslik yapıp uğraştırıyorlar.

* verileriniz cin hükumetine gidiyor (rom kurarak ve/veya magisk araçları ile engelleyebiliyorsunuz)

* yok disk temizleme yok pil optimizasyonu adı altında bloatware var. Çoğunu kaldırabiliyorsunuz ama bir iki tanesi duruyor. Şimdilik ikonları gizledim yetiyor.

Ama yine de öneririm kesinlikle. Alırken dikkat etmeniz gereken tek nokta, modelin işlemcisinin snapdragon olduğundan emin olun. Mtk işlemci pişmanlıktır. Sanırım redmi note 8 pro'nunki iyiymiş ama riske girmedim ben.

ben kullanıyorum gerçekten iyi
eskiden iphone kullanırdım.

F/p telefondur. Samsung ile hipnoz olmuşlar için en uygun çözümdür. Elimizdeki şu an note 8.

Sadece telefon değil bütün ürünlerde iyi. Bazen başka markaların kopyası gibi duruyor ama kendileri ekstra özellik katiyorlsr

Yakınlarıma şimdiye kadar 3 red mi note 4, 3 red mi note 8 aldım.
Sadece bir tanesi 2. Yılda ekran kasadan ayrıldı,ekran değişimi yaptık.

iphone alamayan fakirlerin kendini tatmin ettiği bir "telefon" üreticisi.

iyi falan değil. 10 senedir android kullanıyorum en kötü arayüz açık ara bunda.

ekranımda ghosting problemi var, bunu yaşayan bir sürü insan duydum.

kamera desen 48 megapikselmiş, şeyimin 48 megapikseli, vasat bir kamera işte.

donanım konusunda, evet en azından takılma cörtleme falan yaşatmıyor, bu konuda hakkını vereyim.

he piyasadaki bütün telefonlar herhalde iş görüyordur bunun gibi, eğer beklentiniz telefon olsun işimi görsünse, yeterli ürünler çıakrıyor. ama abartmanın da bir anlamı yok. dendiği gibi, insanlar bu telefonu aldıktan sonra bir şekidle egolarını tatmin etmeye çalışıyorlar sanırım.

bu arada iphone da kullanmış birisi olarak, her zaman için andorid > iso derdim, ne zaman ki xiaomi aldım ios özlüyorum resmen.

ulaşamaz.

Kİmse adalete ulaşamaz.Sadece şanslılar ve şanssızlar vardır.

Get bataklığına girdiysen kolay kolay çıkamazsın. Al eline kağıt kalemi, bu videoyu izle www.youtube.com Aktif olarak kullan sonra da geti, ingilizcenin en çok kullanılan, önemli fiili bence

Yüzüklerin Efendisi'ni izlediğini varsayıyorum.
Pan'ın Labirenti
Karaip Korsanları
Avatar
Mr. Nobody
Dragonheart
King Arthur Legend of the Sword

Aklıma gelen başlıcaları. Bunun bir de animasyon ve çizgi film ayağı var ki derya deniz.

Pleasantville
The fall
Big fish
the shape of water
beetlejuice
stranger than fiction

princess bride - masalsi
stardust - masalsi
being john malkovich - gunumuzde geciyor
interstate 60 - modern/masalsi
groundhog day - gunumuzde geciyor

The Chronicles of Narnia
Star wars
Queen of the damned
Interview with the vampire
Reign of Fire
Eragon
Dungeons & Dragons
Beowulf
Harry Potter
The color of magic

çözünürlük dediğiniz şey çok bir anlam ifade etmez. eğer yüksek kalitede fotoğraf istiyorsanız daha büyük sensörlü fotorğaf makinelerine yönelmeniz gerekir.

eğer bu makine kompakt olsun diyorsanız da opsiyonlarınız iyicene azalıyor:

Sony RX100
Panasonic LX100
Fujifilm XF 10
Ricoh GR
Canon g7

vs...

Canon'un öyle bir modeli yok ,Sony ile karıştırdınız sanırım. O makine ile de cep telefonundan hallice şeyler çekersiniz. Onun yerine iphone alın aynı şey. Çünkü ikisinin de kullanıdkları sensörler ufak.

İkinci el makine tabii ki alınır. iyi kondüsyonda olduğu sürece, sıkıntı yaşamazsınız.

@cedric tweedledee geri dönüşünüz için çok teşekkür ederim. Biraz inceledim önerdiklerini fiyat olarak biraz budget dışı gibi duruyor ama var olun.

Et yer. Birkaç kilogram et alıp pişirip verebilirsin.

Mama yer en basitinden.

Et, tavuk, yoğurt, yumurta bile yer.
Kokusuna bile dayanamadığımız mamalar yerine evinizde kalan etli yemekleri( etli dolma lahmacun vs :) verin.
Yemekhanelerde her gün tonlarca yemek çöpe gidiyor, yakınlardaysa isteyin.
Atıksız yaşayabilmek çok güzel. Bu kadar israfla nereye gidecek bu dünya bilemiyorum. Köyde mesela sebze kabuklarını bile ineklere verirsin, atık olmaz. Şehir hayatında bu zor biraz ama en azından etli yemeklerinizi çöpe atmayın.
Ben bayat ekmekleri bile mesela didip kuşlara veririm.
Baharatlı yemekleri sindiremez diye düşünmeyin, biz de bir porsiyonda en fazla bir çay kaşığı kadar baharat yemiş oluyoruz.
Tabi en güzeli etli biraz haşlayıp suyuna da ekmek didip etle beraber vermek, bereketli de olur.
Yoğurda, süte veya sadece et suyuna da ekmek katılıp verilebilir.

ben de ev yemegi veriyorum, zaten kopekler kediler gibi degil daha omnivor, kuruk ekmek yiyen kopek olur fakat kedi pek olmaz mesela, genelde sokak kopeklerinin bunyesi de zaten cok nazli olmuyor, ben de evde kalan yemegi kis aylarinda ozellikle biraz isitip veya sicak su ekleyip, icine kalan ekmegi falan da atip veriyorum, bir de bu isler icin evde musait plastik kap biriktiriyorum, bizim burada bir park var orada takiliyorlar, orada herkes veridigi icin onlar da bilip geliyor, siz de sizin mahalledeki takilma lokasyonlarinda besleyebilirsiniz, ozellikle hamile veya yeni dogum yapmis kopeklere oncelik veriyorum.

f/p oranı yüksek olarak ben tavuk ciğeri veriyordum

www.migros.com.tr

ne verirseniz yerler, özellikle de açlarsa. yemek artıklarınız atmayın toplayın köpeklere verin. tavsiye edilmez ama makarna pilav bile verseniz yerler. bunun en uygun ve mantıklısı büyük mama alıp düzenli beslemek.

ucuza kasaptan akciğer vs alabilirsiniz ayrıca. bildiğim kadarıyla çok ucuza büyük miktarda alabiliyorsunuz. onu haşlayıp yad a pişirip verebilirsiniz. hem ucuza çıkmış olursunuz hem de köpekler ve kediler için baya besleyici oluyor.

Tavuk ciğeri haşlayıp suyuna kırık pirinç dök. Birer kilo olsa bunlar eder toplam 10 tl. En ucuz mama zaten o fiyat ve mamayı yeme garantileri yok.

tavuk ciğeri ile makarnayı birlikte haşlayıp veriyordum.

Reis aklında olsun migros değil ama sok a101 gibi marketlerde son kullanma tarihi gelmiş ürün alabilirsin. Kızın tekine yaklaşıp selamun aleykum bacım tarihi geçmiş et ürünü alabilir miyim dersen verir. Vermezse başkasına gidersin. It beslerken ben alıyordum. Yanına da en ucuzundan makarna. Suyu ile karistirdim mi mis. Yok ben isteyemem tarihi geçmiş ürün utanırım dersen en ucuz makarna en ucuz yoğurt bulamaç eyle.

her seyi yer.
ha kopeklere sarimsak salca sogan vermeyin derler, dogrudur. bol soslu seyler haric verebilirsiniz.
artan yemekleri su ve bayat ekmekle yogurup verebilirsiniz.