20 mbit download- 5 mbit upload. sınırsız, gerçek anlamda sınır yok, lte üzerinden çalışıyor, şarj dışında kablosu yok ve internetin gitme şansı yok, bir baz istasyonu bozulsa başkasına bağlanıyor ve çok rahat oluyor taşınırken filan diye aldım. tmobile.

aylık 20€ şimdi, gelecek ay 25€ verip 50mbit download-10 mbit uploada geçiyorum kontratı uzatıp.

69 lira. 50mbps 100gb kota, aksam 12 den 6 ya kota yok. Superonline.

dog day doğru.

@kurnaz, hangi ülke?

@anonymice, superonline'ın kendi altyapısı olan fiber doğru mu?

@cesario, hangi marka? memnunsun sanırım, şayet olmasaydın bir daha taahhüt yapmayı düşünmezdin

@dog

avusturya.

15€ ya adsl bağlatabilirdim, 30 mbit sınırsız, 4 sene öyle kullandım zaten ama hatta sorun çıksa bir kaç gün internetsiz kalabiliyordum, zaten bardağı taşıran paskalyada 10 gün kadar servisi bekletmeleri oldu, bende gittim, internet hizmetini sağlayamadıklarından daha yeni uzattığım kontratı tek taraflı feshettim, 300€ cezası var dediler, dilerseniz mahkemeye verin diye atarlandım, görüşme kayıtlarına baktık, gerçekten hatalı oldukları için o gün iptal ettiler.

buna geçtim öyle olunca.

25 Euro.

Kablonet :
65 mbit Download 5 mbit Upload.
HD Tv paketi ve telefon da var.

Ülke Almanya

240 Mpbs download, 24 Mbps upload, herhangi bir kota yok, 50€, İrlanda.

Pakette bir de yurt içi sabit hatlara sınırsız dakika telefon, 400 dakika uluslar arası telefon vb şeyler de var da hiçbirisini kullanmıyorum.

40 tl veriyorum. uydunet 10mbps 75gb akk + teledünya ve kablotv. 6-7 senedir kullanıyorum, çok memnunum.

@kurnaz, süpermiş. türkiye'de öyle bir sistem olsa ve 100 liraya sağlansa baya ilgi görür diye düşünüyorum. 20 mbps, akk yok, kopma sorunu yok. 100 liraya akksiz internet bile vermiyorlar burda. kaldı 20 mbps...

80 lira

50/4 mbit download upload. 250 gb adil kullanım. tv de de baya bişi var da izlemediğim için bilmiyorum. telefon da var istersem onu da kullanmıyorum.

@cesario, istanbul'a ilk taşındığımda superonline adsl kullanıyordum. inanılmaz sorunluydu. haftada bir garanti kesiliyordu internet. o yüzden d smart'a geçmiştim. şu an ttnet anca çok fazla para ödüyorum buraya da.

Türksat Kablo
25 Mbit download - 2 Mbit upload
150 Gb AKK
Temel Paket HD Tv + Vizoon Sinema (?)
Aylık 100 dk her yöne sabit telefon
Ağustos ayında iki yıl doldu, iki yıllık daha taahhüt yaptık galiba.

ttnet
16mbit
50gb akk
40 tl

2 senelik sözleşme devam ediyor. yazın bitecek. toplamda uzun zamandır internet kullanıyoruz. sözleşme bittiğinde halen fiber gelmemiş olursa buna benzer bir tarife ile yola devam ederim. +25gb veya +50gb akk için +10 +15 lira teklif etmişti ttnet. gerek görmedim. zaten akk ye göre değil kafasına göre yavaşlatılıyor internet.

Yıllık 12000yen (120 dolar)
Kotasız AKKsiz, kontrat bitince geri gönderme şartıyla modemi onlardan.

www.speedtest.net

Ekim'de dönücem Türkiye'ye. İnterneti alıp gideyim istiyorum :(

türksat kablo..
54 TL, 25 Mbit,75GB+teledünya(analog kablotv de dahil)
ayrıca 6gb telefondan 55 tl o da.

99 TL
25Mbit Download, 5Mbit Upload
AKK yok
Superonline, 1 yıldır kullanıyorum. Şimdilik iyiyiz.

101 lira, 100 mbit hız, 200 GB kota. Ttnet. 8 aydır.

Sorunlar çıkıyor, tabi ki memnun değilim.

chrome.google.com

internet explorer ne olacak???

fjhfhfgjfg www.youtube.com

ordan yapamazsan www.wikihow.com

ben irade diye bir şey keşfettim, ama benden önce keşfedenler varmış, çok güzel.

(bkz: irade)

ahuaoaoa günüm şenlendi :))

bir fikir olarak: yemek sepetini şikayet edelim mi sakıncalı içerikle :I

kurnaz'cığım bravo sanki uranyumu kesfettin.

irade yok bende, gömüyorum direkt.

@itachi ciğim nası yapıcaz?

en azında diet ürünleri, sporcu gıdaları falan varsa onları sipariş et. sebze meyve, nar suyu falan :/

bb, mail attım. sebep olarak sağlığımın bozulmasını gosterdim. bakalım ne olacak.

@bb

canlıdan gorustum. sanırım olucak bu is.

iradene sahip çıkamayıp farklı bir mail ile yeniden hesap açmayacağının garantisi var mı? bence paranı başkasına ver o daha sağlıklı çözüm:)

iptal ettiler ama hala facebook logini yoluyla girebiliyorum. NoooOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

Bankalar yurt disindan senede 12bin TL'den fazla girisi bildirmek zorunda olmali Maliye'ye eger degismediyse. Hele ki tek seferlik degil de duzenli bir girisse daha buyuk sikinti.

Maliye de ama bugun ama 3 sene sonra gelip, "hayirdir sen?" diyebilir.

kan alırlar.

para aklamak denen bir olay var hatırlatıyım.

eğer paranın kaynağı yasalsa bir sorun olmaz. kaynağını sorarlar söylersiniz yasal ise no problem

@crown, anonymice 2 aile bireyi y.dışında yaşıyor, onların gönderdiği paralar bunlar. y.dışında çalışıyorlar sonuçta. desek kanuni bir yaptırım söz konusu mu ? y.dışında çalıştıklarını yaşadıklarını kanıtlayabiliyoruz bu arada gerçekten de öyle durum

2k üstü giriş masak denetimine girer. kaynağı belliyse no problem.

aılen varsa calısan bı halt edemezler, vergilik bir durumu da yok. malıye su an fetoculerden baska sey umursamıyor da gelseler de acıklaman var kı 20k kucuk bır para kımse gelmez bence

kaynagini belirtip vergisini odemeniz gerekir. buyuk rakamlarda transfer gerceklestirecekseniz eger ustune buyuk vergi binecektir. amerika kaynakli ayipli gelir sahibi tanidiklarim maalesef paralarini ulkeye sokamamaktalar. yani para aklama isine girmeniz gerekir ki adami osurturlar. turkiye deyip gecmeyin.

işin bir de yurtdışı boyutu var. parayı gönderdikleri ülke de sorun çıkartacaktır. mesela almanya'da bildiğim kadarıyla aylık 10k üzeri transferin kaynağını sorarlar. yani vergisi ödenmemiş gelirse sıkıntı doğacaktır haliyle.

aylık yıllık değil, işlem yani transfer bazında 2k

gönderen burada kendi adına hesap açıp gönderir, size de kendi hesabından para çekmek için yetki verirse bir sıkıntı olmaz.

euro dediğinize göre, avrupa ülkesi. hemen hemen bütün ab ülkeleri ile çifte vergilendirme anlaşması var. orada vergisi ödenmiş kazançlar, burada vergilendirilmiyor.

kendi hesapları arası transfer olduğu için kara para sorunu da olmaz.

diğer türlü aile bireyleriniz dahi olsa, mutlaka takibe takılır ve vergiye tabi olabilir.

www.hurriyet.com.tr

Bok gibi abi yapacak bir şey yok :D ama gel yinede takılırız avm ler çok güzel :D

istanbul'da değil de ankara'da yaşamak isterdim. Yaşanır tabii neden yaşanmasın. İstanbul gibi boktan bir yerde bile yaşayabiliyorum ben ankara'da niye yaşanmasın?

Hava, su, elektrik gibi temel ihtiyaçlarını giderebilirsin, yaşamaya değer.

istanbul da yaşayıp mesai saatlerinde çalışıyorsan ankara daha iyidir, istanul tam bir çile bence bu şartlarda;kalabalık,hayat pahalılığı,trafik,yağmur yağar kar yağar her yer felç olur he dersin ki bunlar ankara'da yok mu biraz daha katlanılabilir durumda yaşam standartların istanbul'a göre bir tık yukarıya çıkar varsın boğaz olmasın,istanbul da yaşamak için ya zengin olacaksın ya da öğrenci.

Dünyada bulabileceğin nadir angara'nın yerlisi olarak çalışma hayatının istanbuldan daha rahat olduğunu (trafik vs.) belirtirim. En kötü haftasonlari eymirde bisiklete binersiniz.

Nerede çalışacaksın, hobilerin ve alışkanlıkların neler? Bunların cevabı mühim.

Yahu bahsettiğiniz yer de sanki Bayburt'un en ücra kazası. Memleketin başkenti yani, tabi ki yaşanır. Gayet güzel yaşanıyor. İğrenç bir çıfıt çarşısına benzeyen İstanbul'da yaşamaktansa Ankara'da yaşamak 10 kere evladır. İstanbul'da yapabileceğin şeylerin hemen hepsi de Ankara'da var (deniz yok geyiğine girmeyelim). Olmayanları da farklı şeylerle ikame edersin. Zaten yaptığımız bir bok da olmadığını göz önünde bulundurursak yaşamak için fazla kriter koymaya gerek de yok.

istanbul'dan ankara'ya taşındım. beşiktaş, beyoğlu, kadıköy üçgeninde takılıyodum. başlarda hiç sevmedim ankara'yı. şu an seviyorum, istanbul'un ne kadar değiştiğini ve kötüye gittiğini gördükçe kararımdan memnun kaldım. güzel burası.

buff+1

Burayı sevmeyen insan samimi değildir. Gelin de tepelerde içek <3

çeyrek asırdır profesyönel ankaralıyım. memleketim de burası.

yeşillik, mavilik bulursan şükret. kara kuru bir coğrafya. ben suyun terapi etkisi olduğuna inanıyorum, burada bir nehir bile yok. yeşil alanı bulursan öpüp başına koy.

havası kuru, bir tek buna bayılıyorum. kışı cidden pistir ama. hem buz gibi soğuk, hem kapalı hava.

bence güzel bir yer değil. başkent olmasa yaşanmazmış yani. şimdi başkent olduğu için yapılacak faaliyet bulunuyor da boş kalınmıyor.

yani ankara'dan keyif alarak yaşamak zor. yaşayıp gider, idare edersin sadece.

5 sene istanbul'da üni okudum. 6 ay da askerlik yaptım.
ankara'ya ise genelde vize işlemleri için olmak üzere 3-4 kere gittim. ne bileyim ankara'yı samimi ve sıcak buldum. yani ben istanbul'un karmaşasını sevmiyorum. bu yaz araçla istanbul'dan geçiyordum ve 2002 yılında tanıştığım şehir bu değil değim. yok böyle bir saçma değişim.

ankara'da hiç yaşamamakla birlikte bana da gayet iyi yaşanır geliyor.

ankara iyidir. istanbul aşırı kalabalık ve insanı basıyor. ankara o bakımdan daha yaşanılabilir. kültür sanat aktiviteleri iyidir. istanbulda bulacağın kadar çeşit yok eğlence olarak ama standart insan modeline göre hemen her şey var. nerede ne olduğunu bildikten sonra yaşaması kolay olur. evin de merkezi bir yerdeyse (kennedy caddesi veya esat civarı) senden iyisi olmaz.

herkes Ankara sevdalısı olmuş yahu :) 13 senedir buradayım bi b.k yok afedersin. İstanbul çok mu iyi diye soracak olursan orası da iyi değil ama en azından kendine has kültürü ve eğlencesi var. Burası ölü şehir bence.
artı olarak trafikte bir yerden bir yere gidebiliyorsun, maaşın sana yetiyor bu kadar

30 yaş kadını tercih ederim, erkek arasında 5 yaş bu kadar farketmiyor ama kadında 25 ve 30 arasında uçurum var. 25 yaş pelinsu 30 yaşında pelin oluyorlar.

@masa penisi ne açıdan uçurum var ?

olgunluk açısından

Bizzat deneyimledim şu an ki kız arkadaşım 29 yaşında(ben de), arada gerçekten çok fark var. Güzelliğin yaş ile çok ilgisi oldugunu düşünmüyorum. Oturup saatlerce konuşabiliyoruz, karşılıklı daha rahat empati kurabiliyoruz. Diğeriyle yaşadığım birliktelik cinsel ağarlıklı ve içi boş bir ilişki oldu, kısa sürdü zaten 6 ay kadar. Kesinlikle 30 yaş derim ben.

@duna kalan 1 i ?

Dış görünüş açısından 25 yaşındaki bir kadın ile 30 yaşındaki bir kadın arasında pek bir fark yoktur. Ben 25 yaşındaki halimi hatırlıyorum da, şu anki halimden daha iyi değildim. Hatta bence daha kötüydüm, yüzüm daha toparlaktı, cildim daha pürüzlüydü. Yıllar içinde kendime daha iyi bakmayı öğrendim, bedenimi daha iyi tanıdım.

Olgunluk açısından ise epey fark var. Şimdi karşıma 25 yaşındaki halim çıksa ağzına vururum bir tane. Sözlük'te 25 yaşında girdiğim entry'leri falan okuyorum ara sıra, hala bayağı ergenmişim bence.

Güzellik olarak fark var elbette. 30da kırışıklıklara merhaba deyin. Yüzün çökmeye başladığı yaş. 25 yaş tercih ederler. Genç ve diri.

Yalnızca güzellik olarak fark vardır. Zira 30 yaşında 15 yaşındaki ergen gibi davrananını da biliyoruz, 20 yaşında evlilik düzeyinde olgunluk göstereni de. Evet olgunluk yaşla ilgili ama yaşanmışlığın ne kadarının deneyim olarak edinildiğini de sorgulamak gerekiyor.

Olgunluk yaşla birlikte sabit bir değer olarak gelmiyor, kişi zamanla olgunlaşabilir de olgunlaşmayabilir de. 20 yaşındaki bir kişi 30 yaşındakinden daha olgun olabilir. Güzellik ne yazık ki zamanla eskiyen ve kaybedilen bir değer. Bu eskimenin hangi yaşta başlayacağı ise güzelliğin seviyesine bağlı. Kişi gerçekten güzelse 25 ve 30 arasında hiçbir fark olmayabilir fakat ortalama bir tip için 25 ve 30 arasında ciddi bir fark olacağını düşünüyorum. Diğer şartlar eşitse tabi ki genç olanı tercih edersin çünkü genç olan yaşlanır fakat yaşlı olan gençleşemez.

Yaşa ve güzelliğe göre etmez ki çoğusu.

Aşık olduğum kız 29 yaşında ama evlenecek olsam 25 yaşında olanı tercih ederim. 25 yaşındaki kız 5 yıl sonra 30 olacak zaten. Olgun meraklısıysam biraz beklerim. Hem gençliğini hem olgunluğunu görürüm. 30 yaş birçok kadın için tırt bir yaş. En önemli fark ciltte.

@köstebek kurabiye'nin 25 yaşında olduğu halini dün gördük. Cildi gergin ve gençmiş. Şu anda öyle değil mesela.

@dissendium şu anki cildimin nesi varmış? :P

@Cursed Chico yaşa ve güzelliğe göre tercih eder çoğusu.. 20 yıllık adamların karılarını aldattığı kadınlara bakarsan çoğu karısından oldukça küçüktür ve güzeldir.

Kesinlikle 25.

Kadının 25 yaşına kadar çok büyük ölçüde olgunluğa eriştiğini düşünüyorum, buna şahit oldum. 30 yaşında kadın sadece yaş almış kadındır. 25'ten daha olgun olacağını düşünmüyorum. 25'ine kadar olgunlaşmamışsa zaten o yaştan sonra olgunlaşamaz, olgunlaşacak olsa da ben uğraşmam.

Bilakis erkekler geç olgunlaştığı için erkekte 5 yaş fark eder. 25 yaşında erkekle 30 yaşında erkek arasında (genelde) dağlar kadar fark vardır. Bu yüzden 30'larımın başındayken 20'lerinin ortasında bir kadınla hayatımı birleştirmeyi planlıyorum.

@köstebek kurabiye, şu anda yüzün daha kilolu ve bu nedenle daha yumuşak hatlara sahip. Daha gençken yüzün daha zayıfmış ve daha keskin ve belirgin yüz hatlarına sahipmişsin. Cildinde bir sorun yok. Ama gerçekçi olmak gerekirse benim açımdan çok fark var. :)

@dissendium ya hu yapma etme. yüzüm şimdi daha mı kilolu!? bilakis şu an çok daha ufak. eski fotoğrafım yandan çekilmişti, o yüzden net bir yorum yapamazsın. şu anki halimin fotoğrafları ise direkt cepheden çekilmiş. sen benden daha mı iyi bileceksin benim yüzümü? :D

25 yaşında hala eğlenceye önem veren; eğlenme, gezmek görmek isteyen, hayatını yaşamak isteyen hatunlar vardır yani daha çoklardır ama 30'a gelince bir evlenmeliyim telaşı alıyor pek çok kadını dolayısıyla yaptıkları çoğu şey av planlarının bir parçası oluyor. ha benim yaşım bu kıyasları yapmaya yetmiyor ama çevremde bir sürü insanda görüyorum bunun örneklerini. 30'a dayanan çiftler hiç anlaşamasalar da, dünyanın en uyumsuz çifti olsalar da birbirlerinden nefret de etseler çoğunlukla kadının zoruyla evleniyorlar.

@köstebek kurabiye, ben gördüğümü yorumlarım. O zamanlar yüzün daha küçükmüş. :) Daha canlıymışsın. Nyse sen alınıyorsun galiba. Ben fazla zorlamayayım. :)

@dissendium yoo alınacak olsam fotoğraf koyar mıyım buraya? sadece tek bir fotoğrafa bakarak benim hakkımda yanlış bir yorumda bulunuyorsun. o yüzden kendimi açıklama gereği hissettim.

@köstebek kurabiye, kişisel görüşün yanlışı doğrusu olmaz. Sen bunun böyle olmadığını söyleyebilirsin tabi. Bu benim görüşüm.

5 yılda olağanüstü hayatında olağanüstü değişiklikler olmadıysa tercihim 30 olurdu herhalde.

güzelliği eşit diyorsunuz. tabii ki 30. olgunluk önemli.

erkekler açısından burada ne yazarlarsa yazsınlar külahıma anlatsınlar genç olanı tercih ederler. Sohbet etmek için 30 yaşında olanı tercih ederim ben.

Ben amcama teyzeme giderken yanlışlıkla şarap alsam, gelecek karşılık şöyle bir şey olur
thesavagelifestyle.com

edit: gerçi yok amcam yapar bunu, teyzem "oo parti başlasın" falan der ama yine de almam yani.

elitlikle ne alakası var, belki bilmezsin ama eskiden millet birbirine giderken rakı, şarap, cin, votka da götürürdü, masa altından içilirdi.

az içilen ailelerde böyleydi yani.

bunu geçtim benim annem babam içmez ama ben bile türkiyeye ziyarete gelince şarap, rose getiriyorum onlara, yılbaşında açıp içiyolar. geçen sene teyzemlerle içip sarhoş olmuşlar hatta ueaheuhaueha :D

kafalarında amerikan dizisi yaşıyorlar gibi geliyor böyle cevap verenler bana. ya da çok elitler. teyzeme giderken şarap alcam ha adsdsdfsd

yetişme çevresi diyelim.
benim ailem ve çevrem alkol kullanmıyor ki misafirliğe giderken alkol falan almak asla aklıma gelmez.
Ama bazı ailelerde bu normal karşılanıp ooo bilmemne şarapları bayılırım ne iyi etmişsiniz diyebilir.

Elitlikle alakalı olmadığını düşünüyorum.

Ben fularla dogmusum. Isin sakasi bir yana sarap seven sarap raki sevene gotururum elitlikle alakasi yok.

bir de böyle şeylerin elitlikle ne alakası var onuda anlayamıyorum. alkol ile elitlike ne alaka?

O eskiden ne zamanmış acaba 1987'den beri yaşıyorum daha bir gün birine giderken içki götürüldüğünü duymadım. Alkol bayramlarda ikram edilen likörle sınırlıydı gayet. Teyzeme giderken şarap götürsem alır kenara koyar bir derdin mi var evladım falan der heralde :D Teyzeye, amcaya giderken çikolata, baklava, şöbiyet veyahut kuru pasta falan götürülür.

teyzeye göre değişir. keşke şarap götürebileceğim zihniyette bir teyzem olsaydı.

elitlikle ne alakası var ya?

yeitştirilmeyle alakalı bu.

herkesin ailesinin aklına sırf baklava börek gelecek diye bir şey yok. kimisi alkol de tüketiyor, amcası teyzesi. götürürsün şarap. elitlikle ne alakası var anasını satayım onu çözemedim. sanki şarap dediğin şey 200-300 lira bir şey.

baba tarafına kesinlikle olmaz ama anne tarafına şarapla gidebilirim. bunun elitlikle olan ilgisini de anlayabilmiş değilim.

amcama teyzeme bi şey almıyorum, teyzem günlük hayatında pek içmiyor amcama da çok pahalı bi şey almak lazım bütçem yetmez. ama arkadaşlarımın ailelerine güzel bi şarap alıyorum giderken uygun bir aile ise. bence güzel bir "size zahmet verdim" hediyesi.

Yapilmayan her aksiyon ve davraniz bizim Ülkemizde elitlik olarak veya baska bir sey olarak algilaniyor. Yaptigim zaman da oluyor. Kafama esip farkli seyler yaptigim da oluyor. Bunu ne icin yapiyoruz? Kendimiz sevdigimiz icin mi yoksa hani "ELALEM" bizi boyle gorsun olarak mi?

Cogu atraksiyon siradan geliyor. Lyon'da nehire karsi hem muzik hem de alkolumu alip kendimi dinlesem, cok mu farkli biri oluyorum? Ben de bunu anlamiyorum. Çok sığ hayatlar yasayanlar olabilir de yani verilen tepkileri anlamiyorum gercekten.

amcama giderken şarap alırım, ama teyzeme giderken almam. elitlikle değil, o kişilerin değerleri, yargıları, zevkleri ile alakalı bir durum.

misafirliğe giderken içki götürmek nasıl elitlik oluyor anlamadım, birincisi pahalı bir şey değil ikincisi çok az kişi tarafından tercih edilen böyle manyak ritüelleri olan zor bulunan bir şey değil. sanki gergedan boynuzunda sunulan mavi balina yüzgeçi falan anasını satayım... misafirliğe gidilen yerde içki seven varsa viski rakı şarap artık ne bulduysan onun sevdiği pek tabi götürülebilir, götürüldüğüne de şahit oldum ki vedat milor vb akrabam yok.

bizdeki durum; amcama götürsem güzel güzel güler oo azizim ne zahmet ettin yahahahaha der ve misafirlik sırasında uygun ortam olursa ikram eder teyzeme götürsem tövbe tövbe oğlum bu ne?! der ben gittikten sonra çöpe atar eve gusul abdesti aldırır

abi şu elitlik mevzusuna ayrıca çok takığım ben ya.

anadoludan gelmiş, üç kuruş parayla düzgün okullarda okumuş dil öğrenmiş, iyi eğitim almış ve sonunda dış işleri bakanlığnda çalışan, elçi olan vs. insanları "monşerler, elitler" diye yaftaladılar.

yetmedi, yetim bir ailenin fakir çocuğu atatürk'e bile elit yakıştırmasında bulundular.

bazısı eline para geçince alkol içer, güzel yemek yer, et yer ne bileyim sinema tiyatroya gider.
bazısı eline para geçince baklava börek yer, 2 ekmek değil 5 ekmek yer.

arada elitlikle alakalı bir fark yok. yaşam tarzıyla alakalı bir fark var. ve onun adı elitlik değil.

Anladığım kadarıyla bunu yapan zaten yok, laf olsun diye söylenen şeyler işte.

sarabi elitlik gostergesi saymamakla beraber ne kastettigini anliyorum. geleneksel aile yapisinda pek karsilasilmayabilir. ama duyuruda yas ortalamasi cok kucuk. yani ben amcama goturmem sarap ama burdaki cocuklarin aile yapilari benim aileme oranla daha modern.

ayrica seker hala zehirdir, sarap ters kacarsa kestane olur.

bir de samimiyetsiz olmak icin nasil bir sebebimiz olsun onu da anlamadim?

bizim köydeki (aksaray) evin bahçesinde şarap yapmak için üzüm ezme havuzu var. topraktan dedem yapmış. bilmemkaç dönüm bağ duruyor, meşe fıçılar duruyor.

şarap bizim babamızdan dedemizden gördüğümüz, ne alakası var elitlikle?

Elitlik göstergesi mi şarap, bilmiyorum da, öyle bir yere giderken şarap almak özel bir durum olmadıkça aklıma gelmez. Bir kere konferansa şarabı ile ünlü bir yere gitmiştim, danışmanım oranın şarabını seviyordu; ona şarap getirmiştim. Rakı almışlığım var ama, ailecek elitlik skalasında 'Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un' derecesindeyiz. Henüz Caruso'ya evrilemedik. Keza Bruce Springsteen'ler falan çok uzak.

Havalar buzlu. Kar Beylikdüzü'nden İstanbul'a giriş yaptı. İstanbullular 'Hani kar' diyorsa, yarım saate gelecek, uyarayım. Bir de bulgurcuk denilen cinsten yağıyor. Don desen don değil, kar desen kar değil; ikisinin arası. Kayıyor yürürken vıjt vıjt.

Herkesin samimi olup olmadığını bilemem. %100 samimiyet beklemiyorum da, insan kendini anlatabilmek, aktarabilmek ister. Belki arada sırada birtakım abartılar vardır en fazla ama samimi olduklarına inansak en fazla birkaç kişinin yalancı çobanlığına inanırız sanırım. Samimi olmamak için bir nedenim yok. Buraya söyleyemeyeceğim şeyi, herhangi bir başka kişiye ya da kendime bile söyleyemem sanırım.

@aychovsky ben de danışmanıma makedonya'dan gelirken şarap getirmiştim gayet de mutlu olmuştu. Ama danışman başkaa akrabalar başka. Aslında şöyle bir şey var, benim ailem geleneksel türk ailesi, mesela bir hocamızın dedesi profesörmüş, babası da aynı şekilde, bunlar önemsiz şeyler değil, hayata baktığınız pencere değişiyor. Benim çocuğum olursa biz bu kuşağı daha yeni başlatacakken onlar 3-4 kuşaktır daha farklı bir yaşam tarzı içindeler. O yüzden de farklılar, devilred de burda bunu sormuş, duyuruda da böyle insan pek yok esasen nadirdir.

Elitlik durumu ise şöyle, elitler kendilerine elit demelerine pek bozulmuyorlar da daha ziyade elit olmayan insanlar bazı insanların böyle nitelendirilmesine feci öfkeleniyor gibi. :D

Amcama falan giderken sarap degilde raki aliriz yani bizde boyle

bizim sülalede yemez mesela. tam tipik muhafazakar türkiye ailesi.
alırlar o şarap şişesini götüme sokup evden kovarlar, öyle diyeyim.

eskiden annanemle misafirliğe giderken likör alır götürürdük ev sahibine. elit de değiliz.

bir fincan kahve ile film izlemek 1+

normalde bu aksam yemegine cagrildiginda giderken yaninda sarap goturme olayi zaten sarap icilen evde olur, yani mantigi sudur, siz yemek yapip benimle paylastiniz sagolun varolun, bu gece icin ben de hep beraber icelim diye bir sarap aldim, yani o sarap o aksam beraber tuketmek icin alinir, bir cesit tatli goturme olayi gibi, boylece bir sozsuz iletisim de olur, yani aldiginiz sarap sizin zevkinizi, karsi tarafi ne kadar tanidiginizi, maddi durumunuzu, o geceyi ne kadar onemsediginizi gosterir.

Ben varoşum fazlasi ilede serseriyim. Manyakligimida hali altina supurmeyelim.:)

Ben rakı alıyorum.

şarap götürmekte bir sey yok ki. nedir yani? koko mu goturuyosun töbe töbe.

içecektir lan şarap.

Yahu arkadaş, elit kelimesine ne takılmışsınız. Soruda ciddi bir elitizmden bahsedilmediği açık, espri de yapılmayacak anlaşılan. Adetleriniz genelden çok mu farklı diye sormuşum işte.

elit deyince niye sülalesine sövülmüş gibi tepki veriyorsunuz ki? elitlik iyi bir şeydir. allah allah. enteresansınız valla. yobazlıkla şunla bunla alakası olmayan bir ailede büyüdüm yine de bizde kimse kimseye şarap getirip götürmez yani. yapan varsa da normal türk aile yapısından biraz farklıdır, demek istenen bu. ayrıca şarap severim. keşke getiren olsa da içsek. bu kadar savunmaya geçilecek ne varsa.

Trde satilanlardan lindt ve ritter sport bence.

Milka nasil guzel ben anlamiyor :/

nestle damak diyorum ben. efsane bir lezzet.

ben lindt'i hiç sevmiyorum neredeyse.

schogetten, ritter de aynı şekilde pek sevmediklerimden.

milka güzel, klasiklerden sadece üzümlüsü güzel, 300 gr lık süpr şeyler var. bu peanut olanı harika özellikle, yeniymiş o.

www.milka.at

www.milka.at

www.milka.at

www.milka.at

bunlar harika.

kinder riegel ve country de oldukça güzel.

@kurnaz: peanut caramel'i denedim. iğrenç geldi bana. çok ağır ya. bir daha da yemem. o kadar yani. ha yoklukta gideri olmaz mı olur tabii :) milka'nın oreo'lu ufak çikolataları enfes. büyük olanlar değil.

@burya

işte ağız tadı meselesi bu. ben çok sevdim mesela, bana göre 300gr tafellarda en güzeli peanut caramel. orelularda ufak oreolara göre büyük orelu milka daha güzel bence.

Çok net tadelle bana göre. Üstteki cevaplarda sıralananların %90'ını denemişimdir.

Senin tadelle yazdığını görmeden vermiştim cevabı da

Rittersport ve schogetten çok güzel bence ama turkiye'de çok pahalı satıyorlar. Bunların ucuza satıldığı bir yer bilen varsa yazsın arkadaşlar.

eti karam %70 bitter. Diğer bitterler artık hafif geliyor, yoğun damakta eritmelik.

nestle damak, yüzlerce yıldır favorimdir.
bir de raffaello var tartışmasız uğruna servetimi serebileceğim.
son olarak ama damak ve raffaello'dan azıcık geri kalmayacak derecede ölüp bittiğim reese's var.

üç ayrı konsept, üç ayrı favorim. diğer hepsine yok diyebilirim ama bunlar söz konusu ise akan sular durur.



www.google.com.tr

www.google.com.tr

tadelleden vazgeçemiyorum. milkanın çilekli yoğurtlusu bi de. günaha gireceksem ikisinden birini tercih ediyorum.

Godiva

tadelle ye çukulata diyenler NUSSKNACKER e ne derler merak ettim..

Godiva ve muadiller diyelim. bunlar, digerlerine gore cok farkli siniftadir bence. bir oturusta normal bir insan 100gram yiyemez. kilosu da 50-60euro'dan asagi degil zaten.

lindt, eh iste..

schogetten, ritter sport vs fiyat performans urunleri. schogetten, almanya'da 60-65 cent civari; ritter sport, cesidine gore 60cent-1.5 euro arasi.

milka, cadbury vs alt sinif cikolatalar. ben margarin cikolata diyorum bunlara, sut tadindan ziyade agzima margarin tadi geliyor. nussknacker, gunlumuzdeki supermarket aldi'nin efsanevi cikolatasidir ki milka vs'ye 3-5 boy atar yaristirirsak. nussknacker'dan gunde 4-5 paket yiyen yamyam bir turk arkadas bile biliyorum. bagimlilik resmen.

Godivayı tek geçerim

Şarjörlü bir model mi düşünüyorsunuz?

evet şarjörlü yarı otomatik yivsiz fişek atan av tüfeği.
alma amacım ava gidip avlanmak değil sadece boşa atış yapmak poligonda atış yapmak amaçlı.

neden şarjörlü almak istiyorsun ki? ben olsam güzel bir çifte kırmalı alırdım. tabii yine de senin zevkin. piyasadan çok uzak kaldığım için bir değerlendirme yapamayacağım

@burya evet tamamen zevk meselesi işte dediğim gibi av amaçlı vs kullanmayı düşünmüyorum canlılara yönelik olmayacak.

Valla şarjörlü yivsiz tüfekler çok yeni bir alan açıkçası. Hiçbir tüfek mükemmel değil, çok beklenen XTR-12'de bile birçok sorun çıktı. Bora, husan, safir, dağlıoğlu gibi bir çok marka var. Kaç kalibre düşünüyorsunuz?

ne gibi sorunlar çıktı mesela hocam forumları okuyorum birinin ak dediğine öbürü kara diyor. yorumları okursak hiç almamak daha mantıklı geliyor gibi.

Husan'a baktım ilk ama problemli denmiş ama net şekilde şu problemi var denmemiş.

Kalibre olarak 12 kalibre yazmış verdiğim silahlar ancak daha önceden bir silah sahibi değilim. Bu yüzden başlangıç için bu silahlar uygun olur mu onu da bilemiyorum.

@basond: trap yarışmalarında da süperpoze (üst üste) tüfekler kullanılıyor diye biliyorum. ama zevkler ve renkler tartışılmaz sonuç olarak. umarım aradığın tüfeği bulursun.

Öncelikle 36 cal tüfekler 12 kalibreye göre daha fazla problem çıkarıyor onu söyleyeyim. Ama hobi atıcılığı için 12 kalibre çok kaba olur bence, yani zevk vermiyor çok fazla geri tepen bir tüfek. Öncelikle kalibreye karar vermeniz lazım.

Size tavsiyem tabancatufek sitesindeki foruma takılın, Osman Ortaç'ın videolarını izleyin facebook grubuna girin, Alparslan Şen adlı kişinin videolarını izleyin. Karar biraz size kalacak, ayrıca mağazaya gidip tüfeği elinize almadan da karar vermeyin.

anladım teşekkürler değerli bilgileriniz için.

işte yorumlar bu şekilde "tırt geldi bana" gibi
ama neden abi nesi tırt geldi yani?
"doldurması garip" yani nasıl garip diğerlerine göre ne farkı var? hissiyatı mı kötü zor mu? yayı mı sert nedir?

Dışişleri Bakanlığı'na dilekçe verin, Yunanistan'a nota versin onlar da.

Bas engeli geç abi ne hukuğu, ne atarı allasen? Telefonunda arayan numarayı engelleme özelliği yoksa da operatöre bi sor en kötü.

kızma makedon. ama nickinden dolayı seni arayıp tehdit mi edecekler acaba. malum yunanlar makedon adını başka ülke olarak kabul etmiyor.

şaka bir tarafa. açmayacaksın o numarayı. başka bir şey yapamazsın

Denize döktük diye yapıyorlar, boş ver.

derdimin şikayet etmek olmadığını söyledim.
telefonda engelleme özelliği olsa bile her seferinde başka numaralardan arıyorlar.
atarlanmaktan kastımın nota verip sonra adalara falan asker çıkarmak gibi bi şey olmadığı anlaşılıyor sanırım.

hayır çok saçma bi şey yani, adamlar yıllardır bunu yapıyor ve belli ki bu işten bir kazançları da var. kimse bu adamlara bir şey yapmıyor mu diye merak ediyorum şahsen.

niye engellemiyorsunuz ki?

hukuki olarak var aslında, yunanistanda dava açın. bu kadar cidden dert ettiyseniz kolay.

bakınız benim derdim böyle bir durumda hukuken ne yapılabileceği.
hukuku seviyorum, vakaları takip ediyorum, böyle bir dolandırılma konusunda vatandaşın zararı nasıl tazmin edilir diye soruyorum.
yani bu adamlar arayıp durduklarına göre bu işten kazanıyorlar, vatandaş mağdur ediliyor. o vatandaşın hakkının hukukunun korunması için ne yapılabilir diyorum.
ben engellerim başka numaradan ararlar, onu da engellerim bambaşka bir numaradan ararlar. ancak suçluyu engellediğinizde suç ortadan kalkmıyor, malum. değil mi?

Swift uygun oluyor genelde.

10000 frank ortalama 10 k usd
swift yap
50 tl keser
50 usd de alıcıdan keser.
en uygun bu.

Abi swift tam olarak nedir? Bir internet sitesi var mi?

arcexo
swift bankalar arası mesajlaşma sisteminin adı
havaleler bu sistem üzerinden yapiliyor.

internet bankacılığını gireceksin
swift gönder vardır para transferi seçeneklerinde
iban gireceksin
karşı tarafın adı soyadı
bankanın swift kodunu sorabilirler onu da al karşı taraftan
gönder

Anlasildi :) tesekkur ederim canlarim benim.

Yine de parayi yollayamiyoruz malesef. Bankayla yollandigi zaman isvicre'de adamlar paranin kaynagini soruyormus malesef. Sanirim sirf borcu kisiye ulastirmak icin turkiyeye gidicem.

yok sormazlar onu sorsalar yatirirken sorarlar

almanya'da da 10.000 euro üstü parayı yurtdışına gönderirken kaynağını soruyorlar. kaynak gösteremiyorsan vergi kesiliyor sanırım.

kaç m3 yakmışsınız ki, fazla geldiyse itiraz edin..

120 geldi la valideye de 140..

m3 ve birim fiyatına bak. Böl, çarp, topla, çıkar alakasız bi rakamsa itiraz et. Yoksa evde kazakla falan oturun doğalgaz yansa bile.

5 tl. sadece ocakta kullanıyoruz. hehe.

Bizim eve 155 geldi. Ofise 323 ve ofis home office. bütün gün yanıyor. akşam kalan tercüman bir genç var suudi arabistanlı ve çok üşüyor. sabah geldiğimizde 68'de falan oluyor bazen.

100 geldi, eşim evde olsaydı 200ü geçerdi. almanyadan öğrencilikten gelen alışkanlık sıkı giyiniyorum :)

123 lira geldi. bu izolasyon mevzuu güzel bir şeymiş.

Gün sayısı 59
Sayaçtan ölçülen hacım m3 1.034742

180 geldi. Günde 10 - 12 saat civarı çalıştı

120 TL civarı.

1. bir önceki faturadaki son okuma değeriyle son faturadaki ilk okuma değeri aynı mı?
2. son okuma değeri ile saatteki değer yakın mı?
3. bir önceki faturanın m3 değeri ile şimdiki arasında devasa bir fark var mı?

bu sorulara vereceğin cevaba göre aksiyonun değişir.

200 4 odalı evde bebek var full çakılı..

195lira
hiç kapanmadı kombi. 45-50 arasında sıcaklık. izolasyon iyi birşey ayrıca.

iki aylık gelmiş bir ay okumamışlar o bölgeyi 59 gün diyorsa.

bize 6 bin liraya yakın bir para geldi.

merkezi ısıtma forever <3

BLUE eyes

Fabrika mi orasi

@all girls dream

hayır. 24 daireli apartman.

Bana da kol gibi gelecek bu ay. Sabah akşam 65 dereceden aşağı yakmadım.

Bizim ofise 999 tl geldi . Şok olduk Patrona gösteremedik faturayı. Bi sıkıntı olabilir mi bugünden beri şoktayız .

2 aylık fatura 500 gelmiş diye anladım ben. 1 ay önce fatura gelmiş miydi?

@ burya
Sanırım gelmemişti

@all girls dream : e o zaman normal fatura yani. 250 tl diye düşünürsek. havalar da soğuk sonuçta.

çan sisteminde not yollanmaz abi kimseye, yanlış yapıyonuz. ders başka arkadaşlık başka. kız bariz oynuyor

abartmıyorsun her bölümde olur böyle bir tip. hırsından yapıyor uzak dur bu tiplerden uğraşmaya, düşünmeye bile değmez. bu karakterlerin her özelliği mevcutmuş sizin kızda allah sabır versin size.

Abartmıyorsunuz, böyle hırslı insanlara sinir oluyorum. Bizim sınıfta da vardı aynısından, kız çıkmış soruları bulmuştu, biz de kibarca istemiştik biz de alabilir miyiz diye, utanmadan veririm ama sınavdan sonra demişti. Sonuç; arkadaşım yok yalnız kalmayayım diye mezuniyet törenine bile katılmadı.

Şark kurnazı işte.Alisverisi kesin.

benim de tanıdığım biri vardı bu bölümde. en nefret ettiğim insan tipi. çift anadalda önümü kesmek için bariz yalan söylemişti bana bir konuda. aklımı çelmişti bilerek.

herşey ortada. yollama not filan. çan olması önemli değil. ama karşılıklı olmalı.

her okulda var böyle insanlar. çan olmasa dahi bunları yapan insanlar var. tuhaf değil. hırslı bencil pislik bir insanın teki.

iyi arkadaşın olur sabaha kadar ders anlatırsın, not verirsin problem değil, ama daha yeni tanışıyorsunuz zaten böyle böyle ideal arkadaş grubunu oluşturacaksınız:) gruptan çıkarmamak için bir sebep yok.
ayrıca bence sen de anlamışsın ki kızın başka davranışlarını da yazmışsın, öyle olmasa bunlara dikkat etmezdin, bi gariplik mi var diye sorman garip geldi bana:)

manipülatif ve içten pazarlıklı biriymiş.

ben böyle insanlardan iğrendiğim için uzak duruyorum.

derhal alışverişi kesin +1
böyle karaktersizlere yardım ve yataklık yapmamak lazım.

acikcasi bana evlilik cok ilgi cekici geliyor.

24 yasindayim, hala ogrenciyim, part time calistigim yerden baska gelirim yok ama hayatimin kadinini bulsam yarin dusunmem evlilik teklifi ederim..

gercekten sevdigin biriyle butun anilarini, mutluluklarini, acilarini, uzuntulerini omur boyu paylasma fikri bana cok hos geliyor.

evliliğin güzel ve kısmen de gerekli olduğunu düşünüyorum.

kadınların 30-35 arası evlenmesi, erkeklerin de 35-40 arası evlenmesi gerekiyor bence.
kadın daha genç de olabilir, ama erkeklerin 35'ten sonra olgunlaştığına inanıyorum.

kaç yaşında ne yaparım bilmem.
o konuda hiçbir fikrim yok.
iki yıl biriyle çıkar evlenmezsin, ayrıldıktan sonra altı ay çıktığın adamla evlenirsin.
belli olmaz.

en önemlisi, gerekli olduğu için ya da "evlenmek lazım" diye değil, gerçekten akşam eve geldiğinde o kişiyi görmek istediğin için evlenmeyi istemek.
evlenmiş olmak için evlenmek eskiden yürüyordu, ama bu devirde kimseye hayır getirmez.

31, k.

Evlenenlerin, yaşlandığı zaman yalnız kalmayacağını düşünmesi gerçekten sığ bi yaklaşım olur. Ayrıca sadakatin s'sinin kalmadığı bi dönemde evlilik nedir?

asla istememci insandım, 30dan sonra gerçekten değişmek olgunlaşmak falan goygoylarının birebir örneğiyim. bünye sistem düzen istiyor, farklılık malesef ki toplum içinde dışlanmana sebeb oluyor, zaten anane ve adetlerimiz yüzünden baskı görüyorsun, kafa yapın eninde sonunda değişiyor, birde içgudusel olarak çocuk istiyorsun çocuklardan nefret etsende beyin ve o içgüdü çarpışıyor 30 yaş bunalımı bu işte. bu yüzden bir yaştan sonra evlenmek gerekiyor evet.

Evliligi gerekli görmüyorum. Yasım 33. Herkes evlenmek zorunda degil.yüzde 99 evlenmek istemiyorum.

28 yaşında evlendim. bizim ailede genelde evlilik yaşı çok yüksektir. ben erken evlenmiş sayılıyorum (Erkeğim) evlilikle ilgili düşüncelerim 50-50 şeklinde. çocuk sahibi olmak çok güzel bir duygu ama aynı zamanda çok yorucu bir şey (bana göre)

Evlenmiş olmak için evlenilmez. Bu işin yaşı da yok, kimi kendini 22-23 yaşında hazır hisseder kimisi 35 yaşında hala evlenmek istemez. Ömür boyu beraber yaşamak isteyeceğin, gülüp, eğlenebileceğin, kavga da edebileceğin ama en çok konuşabileceğin birisiyle evlenmek bana daha mantıklı geliyor.

27 psikolojik sınırım. şu an 25 yaşındayım, aday adayı da yok.

yaş değil de kişinin içsel zamanı, bi de insan ve bunların kesişimi.

benim en büyük korkum yalnız kalmak, yalnız ölmek o yüzden kendimden değil etrafımdaki genel bakıştan örnek vereyim.

çok yakın arkadaşım mezun oldu. iyi bir şirkete girdi. araba aldı. yatırımlık bir arsa aldı. evlendi. eşi hamile şu an. yaş 26.
neden evleniyorsun noktasında tek olayı hayatta yapacak bir şey kalmadı, motivasyonum yok idi.
şimdiki hedefi yan taraftan büyüteceği bir şirket kurmak. bu arada arabayı yeniledi, ev bakıyor bir yandan filan. hedef arıyor sürekli yani.

diğer bir dostum aynı sebeplerden ocak sonu nişanlanıyor, yazın düğün var.

hiç ilgimi çekmiyor. evliliğin gereksiz, overrated ve toplum dayatmasından ibaret olduğunu düşünüyorum. çok sevdiğim biri olursa ve evlenmek isterse neden olmasın. ama psikolojik herhangi bir sınırım yok. yalnız 30 yaşından önce bu evlenme istediğine sıcak bakacağımı düşünmüyorum.

sağlığın yerindeyse ikisi de güzel.

- gerekmiyor.

- yaşlanınca bir şey olmayacak. şu an nasıl yaşıyorsak yine öyle yaşayıp gideceğiz.

- kendimi ileride evlenmiş olarak görmüyorum. köpek gibi aşık olmadıktan sonra evlenmem, ki bu da çok ama çok uzak bir ihtimal.

pasaportu delip geri veriyorlar sana.

Bordolar eskidi mi ya :/

eskidi valla, çipli olmasina ragmen uzatilmiyor ustelik...

çipli pasaportlar zaten uzatılmıyor ki

evet delip kesip geri veriyolar. pasaportlar hala bordo. gecen ay yenilettim, 6 sene once aldigim pasaportun aynisindan verdiler. eskisinin defteri delip kestiler sadece.

@burya uzatilmiyor ama eski vizeler işe yarayabiliyor

Mhpli sayılmam ama milliyetçiyim. Irkçıyım hatta. Oy vermeyi düşünmüyorum herhangi bir partiye.

Geçen seçimde oy veren abim sabahtan akşama kadar sövüyor. Bu seçimde vermez imkansız Hepar'a kaycak galiba. Bende Osman paşaya vermeyi düşünüyorum geçen seçimde chp ye vermiştim ama Kemal iyice saldı bizi.

15 temmuzdan sonra komple değişti. bir şeyler gördü o yüzden akp'ye yanaştı. 180 derece değişmesinin başka mantığı yok. mhp'lilerin yarısı onaylıyor yarısı onaylamıyor.
ben kimseye oy vermiyorum... kafam rahat...

bindik bir alamete gidiyoz kıyamete diye düşündüklerine eminim

teyzem+eniştem hep mhp'ye oy verir, geçen gördüğümde laf sokmak amaçlı konuyu açtım, ne iş diye.

mhp'ye sadece akp tabanina yakın kesimlerin oy vermediğini, laik olup da Kürtlere karşı daha sert bir tavır alınmasını isteyenlerin de oy verdiğini (kendisi de dahil) söyledi ve bundan sonra CHP ye oy vereceğim dedi.

mhpnin kesinlikle baraj altı kalacağını ve oylarının akp/CHP arasında bolunecegini düşündüğünü de belirtti.

ailesi koyu ülkücü, ilk oyunu da mhp ye atmış biri olarak bu saatten sonra bin oy hakkım olsa birini atmam. adamlar milliyetçiliği bitirdi, söylemeye utanır oldum mhpli misin diyecekler diye. şimdi seçim olsa bi tane oy atacağım parti yok.

tedarik edemedik diye satışı iptal ettik. ne yapsaydık. iptal etmesemiydik diye filan demezler mi:D

stokta sıkıntı vardır. yanlış sayım olmuştur vs vs. yabancı sitelerde de başıma geliyor benim. bazı ürünleri gönderemiyorlar mesela. o ürünün parasını kredi kartına iade ediyorlar.

tüketici hakem heyetlik bir durum yok değil mi?

morhipo'nun satış sözleşmesine bakmalısın. ürün yoksa ellerinde zorla bulma gibi bir mecburiyetleri olamaz sonuçta. paranı da iade alabiliyorsan bence hakem heyetlik bir durum yok.

(4) Sipariş konusu mal ya da hizmet ediminin yerine getirilmesinin imkansızlaştığı hallerde satıcı veya sağlayıcının bu durumu öğrendiği tarihten itibaren üç gün içinde tüketiciye yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile bildirmesi ve varsa teslimat masrafları da dâhil olmak üzere tahsil edilen tüm ödemeleri bildirim tarihinden itibaren en geç on dört gün içinde iade etmesi zorunludur. Malın stokta bulunmaması durumu, mal ediminin yerine getirilmesinin imkânsızlaşması olarak kabul edilmez.

Son cümle senin durumuna uyuyor. Tüketici hakem heyetine başvurup bilgi al bence

Olmayan urunu hakem heyetine degıl cumhurbaşkanına gitsen yine alamazsın. Adamlar urun yok paranı veriyoruz diyor

@burya
ama adamlar bana hemen bilgi verdiler ve paramı da iade edeceklerini söylemişler. bi de 10 liralık hediye ceki vermişler..
ılk 2 cumlede soylenılenleri yerine getirmişler gibime geldi..

"hizmet ediminin yerine getirilmesinin imkansızlaştığı hallerde" geri ödeme yapabilirler doğru. ancak son cümlede ne diyor bak: "Malın stokta bulunmaması durumu, mal ediminin yerine getirilmesinin imkânsızlaşması olarak kabul edilmez."

yani sana nasıl bir bahane sundular o önemli? ve bunu kanıtlayabilecekler mi? hah stokta yoktu bir bahane olmuyor bu durumda. resmi yönetmelik bu.

sipariş onayında gelen ön bilgilendirme yazısında dahi çiğnedikleri anlasılıyor gibi;

SATICI Sözleşme konusu Ürün'ü tedarik edemeyeceğinin anlaşılması halinde, bu durumu öğrendiği tarihten itibaren üç (3) gün içinde Tüketici'yi açık biçimde ve aynı araçlardan biri ile bilgilendirerek sözlü/yazılı onayını almak kaydıyla, eşit kalite-fiyatta başka bir mal/hizmeti tedarik edebilir ve Sözleşme konusu taahhüdünü bu suretle yerine getirmiş sayılır. Tüketici söz konusu onayı verip vermemekte her bakımdan serbesttir ve onay vermediği hallerde sipariş iptaline (Sözleşme feshine) ilişkin akdi-kanuni hükümler uygulanır

adamlar bana sormadan iptal ettiler yahu.

yurt dışındayken her içilen akşamdan sonra giderdik. oradaki çok güzel geliyordu.

burada hiç gitmedim ama kullanılan malzeme farklıdır belki yurt dışındakilere göre

Sadece bir kez yemiştim burdan. Zaten et yemediğim için klasik peynirli, domatesli falan bir şeydi ama ekmeği çok güzeldi. Hiç de hatırlamıyorum hangi ekmekten yediğimi ama çok beğenmiştim.

almanya'da erasmus yaparken benim kurtarıcımdı. chicken teriyaki yiyordum haftada en az bi iki kere... ama ankarada bi kere yiyim dedim yarısında kaldı, sanki tavuklar çiğ gibiydi bilemiyorum... bir daha yemedim sonra burda.

tavuk teriyaki güzeldir ya. arada yiyoruz biz.

Ekmek çok yemiyorum, o yüzden çok acıkmadıkça yediğim bir yer değil ama seviyorum gittiğim zaman. Parmesan kekikli ekmeğe biftek-peynir alırım genelde de, yılda bir yediğim bir yer. Seviyorum ama

fastfood olarak kötünün iyisi.

ben seviyorum çok. güzel oluyor.

ben de aynen aychovsky gibi yiyorum.

Normalde baharatlı italyan sandviçin içinde pepperoni oluyor. Türkiye'de domuz eti yasak olduğu için pepperoni yerine italyan salamı diye bir şey uydurmuşlar. Ancak bence pepperoniden güzel. Ben seviyorum subway'i.

ben sadece kekikli parmesanlı ekmeğe tavuk teriyaki söylüyorum, memnunum.

Gereksiz pahalı ve doymuyorum.

30 cm ton balıklı her türlü yerim. güzel oluyor.

hep 30cm steak&cheese soyluyorum, memnunum.

pahali olmasa daha sik yenir.
teriyaki ve beef&cheese guzel.
turkiyede gecerli mi bilmiyorm ama her gunun spesiyel sandvici falan daha uygun oluyor.

Bayılırım

Biftekli olani cok iyi.tutsu et tadi var baya

@himmet dayi : türkiye'de domuz eti yasak mı?

600 tl sizin için gerçekten de hatırı sayılır bir para ki, kredinizi ödemekte zorlanıyorsunuz. söylememe nedeni de zor durumda kalacağınızın farkında olması ve vereceğiniz tepkiden çekinmesi.

ev ekonomisini zora sokacak her davranış ortaklaşa kararlaştırılmalı. borç verirken size sormalıydı. sonuna kadar haklısınız ve eşiniz yaptığı hareketin yanlış olduğunun farkına varmalı.

ama bunun için de birbirinizi çok üzmeyin. üstesinden gelinir. dert edinip ileride ısıtıp ısıtıp önüne sunmayın.

Aynı şeyi sen yapmış olsan boşanma korkusu yaşatır, önümüzdeki 59 yıl boyunca gözüne sokardı olayı. Kadınlar akılsızlar ve kindarlar. Yalan söyleme sebebi içinde başka erkek yoksa bende bişey bilmiyorum.

600 tl türkiye ortamında ne bileyim hatırı sayılır bir para sayılamaz bence. bence boş yere üzmüşsün sevdiceğini. gerçekten galeyana gelmişiz.

eşinizin "iyice sinirlenmek için bu başlığı açmış olduğun" düşüncesine ben de katılıyorum. çünkü galeyana gelmemiz için bilerek çok yüksek bir miktar diye yazmışsın ve biz de ona göre cevap verdik.

sonuç olarak burada bu şekilde yazmış olma tavrın bence yanlış. ancak eşin 3. kez böyle bir şey yapmamalı. bu da kesin.

4 ay yarım aylık maaş kesintisi diyorsun, verdiği borç 600 lira.

Eşin 300 liraya mı çalışıyor, ben anlamadım.

600 lira için eşinin kalbini kırmaya değmez ya. Bi de sen milyar milyor kazanan adam değil miydin, 600 lira iki çalışan insana nasıl bu kadar etki edebiliyor?

Önemli olan buradakilerin ne diyeceği değil, senin ya da onun nasıl bakacağı. Herkesin paraya, borçlu olmaya, borç vermeye bakışı ve ayrıca sevgilisine yaklaşımı farklıdır. Yorumlar da buna göre farklılaşacak ve işe yaramayacak haliyle.

Ben paraya hiç önem vermem, geldiği gibi gider, birikimle falan da aram yok. Borç veririm, hatta başkaları için yüklü krediler çektim, ama kimsede -kendi isteğim dışında- param kalmadı, kimse için ödeme yapmadım, geciktirdiklerinde tepelerine çöktüm. Kendi kredimi ödeyemezsem çok canım sıkılır. Bütün bunların yanında sevdiğim insanı parayla ilgili konularda asla ve kat'a kırmam. Son kriter diğerlerini nasıl sıfırladı, görüyorsun di mi? :) özetle kendi meşrebinize göre kendi kararlarınızı verin ama bana soracak olursan miktarı ve olayların şiddetini uyumlu bulmadım söyliyim. Birbirinizi üzmeyin pls.

eşiniz ya da sevgiliniz zor gününde dostuna yardım etmek istediyse suçlu değil.
zamanında geri alamamış olması da onun ayıbı değil.

size sorsaydı vermemesini söyleyeceğinizi şu anda ben bile tahmin ediyorum.
mesele yalan söylemesi falan değil, bazı insanlar yalan söylemek zorunda bırakılır.
ben burada öyle bir şey görüyorum.

600 liranın bu devirde mühim bir para olmaması ayrı, bağırarak çağırarak kırarak dökerek iletişim kurmanız ayrı.
"sevgi çiçeği olalım, kazık da yesek bağışlayalım" gibi bir şey demeye çalışmıyorum.
ama şu duyurunuzdan bile köşeli ve sert bir enerjiniz olduğu anlaşılıyor.

kendi huzurunu bozmadan arkadaşına destek olmak istemiş olabilir.
sonuçta kötü niyet yok.
bu tip durumlarda biraz aynaya bakmak lazım.
karşınızdakine anlaşılamayacağı ve reddedileceği mesajını doğrudan verirseniz, hayatın içinde hemfikir olmayacağınızı bildiği veya sizi tanıdığı için tahmin ettiği bazı şeyleri size sormadan yapması ve gizlemesi doğal olur.

yalan soylemek zorunda birakilmak falan denmis. katilamiyorum. birine yardim etmek istemis olmak suc degil, ancak borcu zamaninda geri alamamak yanlis risk analizi yapmaktir. baskasina danisilsa belki bunun olacagi ongorulebilir. burada ortak butceden verilen bir para soz konusu. dahao tesi bu para kira icin lazim birikmis gereksiz bir para degil.

"ikimizin ortak olarak ihtiyacimiz olan paradan ben gri verip veremeyecegi belli olmayan arkadasima onumuzdeki ayin kredi / kira parasini borc olarak vermek istiyorum kabul ediyor musun?" sorusunun cevabi tabii ki "hayir" olmalidir. karsi tarafin mizaci sorumsuzlugun ve yalanin ciddiyetini ortmez.

yoksa herkes birbirine yardimci olmak ister. sen elinde olsa butun arkadaslarina para dagitmaz misin? yoksa yok oldugunu bilip oyle davranmak gerekiyor. ortak olan bir hesaptan gerekli parayi ne kadar icin yansa da baskasina dagitamazsin. dagitirsin da sonu boyle olur, sorumsuzluktur yani.

evliysen/evlilik yoluna girdiysen büyük harcamalar danışmadan yapılmamalı. büyük harcama da bütçeden bütçeye değişir.

o bi hata etmiş de size niye söyleyememiş acaba? bunu bi düşünün.

hata yapma ihtimali olan ve ikisini de etkileyecek bir seyi onceden hayat arkadasina danismadigi icin soyleyememis olabilir mi? "ben nasil olsa hayir cevabi alicam o yuzden bildigimi yapayim" diye dusunmus olabilir mi?

ne desem gg

çünkü kimse bizi sevmiyor...
çünkü bor...
çünkü akp...
çünkü türk'ün türkten başka dostu yok...
(bunlara da inanabilirsin)

çünkü türkiye ve rusya suriye'de ışide karşı savaşıyor... bu yüzden bir türk polis çıkıp bir rus büyükelçisi öldürdü. bu yüzden reina da eğlenenler öldürüldü... intikam ve türk rus yakınlaşmasının önünü kesmek. kim yaptı dersen taşeron örgütleri kullanarak ucu abd'ye kadar gider bence...

Eğitimsiz cahil bir halk ve kurnaz yöneticiler. Birbirini sevmeyen halk ve kutuplaşma. Bunlar olmasa böyle olmaz. Bunlar oldukça kullanan çok olur. Her yeri.

kıskanıp, çekemiyorlarmış bizi. öyle diyorlar.

1- hemen her konuda basiretsiz ve maceracı politikalar güden, günlük politikalar peşindeki iktidar.

2- içinde bulunduğumuz coğrafya.

@bir ileti paylastim

sence halkın içinden mi çıkıyor bunca terrörist? anadolu halkının terrörist YETİŞTREMİYECEĞİNİ bilmek için sadece o halkın içinden gelmek yeterli sebep.

aldığımız eğitim; hadi eğitim yok diyelim, gelenek ve göreneklerimiz buna izin vermez. gel gör ki doğuda PKK okulları yakar, çocukları dağa kaçırır, öğretmenleri infaz eder kimsenin ağrına gitmez, ama o terrorist coğrafyasında "beyni yıkanmış" biri çıkar yılbaşı gecesi önüne geleni öldürür, dünya ayağa kalkar(göstermelik dayanışma mesajları gelir ama kimse silah yardımını kesmez tabi ki).

Dostum terörist sizin köyden çıktı demedin. Teröristlerin tercihi neden burası oluyor demişsin, böyle ülkede normal diyorum. Komşu ülkenin teröristini "insanlık namına" ülkeye sokana sormanız lazım.

Suçu pkk ve fetö ye atmak kolay, bunlar nasıl güçlendi bunu sormak zor gelmesin. Ben göz yummadım bunlara, yuman ve de yumana ses etmeyen kahrolsun. Kandırıldık denince, ha iyi o zaman diyen kahrolsun.

Terörist terör yapar. Kansızlığı bunu getiriyor, göz yuman ne bok yiyor?

@mytituaEd Yourvenom : ışid'e katılan türkler türk değil mi? ve bunlar katılma cesaretini kendinde bulanlar. onlara benzer zihniyette onbinlerce insan aramızda dolaşıyor.

@mytituaEd Yourvenom, türkiye'de ışid'e sempatiyle bakanların oranı %8, ışid militanları içinde türk oranı %10. maç öncesinde terör saldırısı için yapılan saygı duruşunu yuhalayan yüzlerce insan...

geçin şu "anadolu insanı" geyiklerini. uzun zamandır islam'ın belli bir yorumu bu topluma devlet eliyle empoze ediliyor. ışid'i destekleyen, adına eylem yapan türkler de aha bunun sonucu.

@bura bırak onlara Türk demeyi. Anneleri bile reddediyor cenazelerini. "benim oğlum bu olamaz" diyorlar. Kürdler de artık uyandı. Huzur içinde yaşamak istiyorlar ve baskıya rağmen terroristleri dışlıyorlar.

@mytituad

birakalim oyle mi turk demeyi? hatta musluman da degillerdir? sonucta islam oldurmeyi emretmeyen bir baris dini?

adam gibi cevap vermeye geldim ama tartisilabilecek ya da fikir alisverisi yapmaya degecek bir tipe benzemiyorsun. o yuzden pas geciyorum. kandirmaya devam et kendini bu ilik tatli su muslumani yalanlarinla.

sour +1

israil'İn büyük israil hedeflerine düne kadar gerçekçi değil derdim ama son iki yıldır bütün her şey o doğrultuda gidiyor.suriye, ırak mümkün olduğunca küçük parçalara ayrıldı. bu israil'n yutabileceği küçük lokma demek. ayrıca türkiye'yi şu anda ekonomik ve savaş yıkımları bekliyor. malesef hükümetimiz de bu yıkımlara çanak tutuyor. şimdi türkiye yunan savaşı bekleniyor diyorum. türkiye'yi alabildiğince güçsüzleştirecek. yahudi lobisi yunanistan'ı ekonomik krizden kurtaracak şeyler vaad edecek. biraz uçuk kaçık bir teori ama şimdiye kadar olmaz denilenler oldu...

Basit. Yönetim zaafiyeti ve iki adım ilerisini hesap edememesi. PKK ile pazarlık yaptın vurdular. Işid i besleyip tedavi ettin vurdular. Suriyeden gelen iti kopuğu da aldın besliyorsun. Yarın rüzgar değişir de farklı bir hava olursa onlar da vuracak. Suçu uzakta aramayın.

@Gothic: israil ile anlaşma yaparak biz de bu büyük planın parçası olduk sanırım. anlaşmaya imza atanları eleştirebiliyor musun? hayırsa boşa konuşuyorsun

@gotic

Aklımda bir köşede durur başından beri. "Koca" işid ve el kadie bütün müslümanları katleder ama suriye'de sınırı olan Israile en küçük saldırı yapmaz. bunlar doğuştan düşman değil miydi? çok ilginç.

esad'ın güzel bir sözü var onunla özet geçiyorum;

terörü kullanıp cebinize koyamazsınız. terör akrep gibidir, cebinize koyarsanız ilk fırsatta sizi sokar.

@burya hükümetimiz de bu yıkımlara çanak tutuyor dedim dikkat edersen... israil ile işi pişiren zaten günaha ortak.

@mytituaEd Yourvenom
işte o soruyu ben de hala sorarım. ışidlinin biri israil zaten bilinen düşman biz mürtedlerle uğraşıyoruz gibi komik bir cevap vermişti. israil bunları destekliyor belli ki...

İsrail Suriye'nin güneyindeki teröristleri alenen hastanelerinde tedavi ediyor. Niye? Esad'ı devirmek ve kendisini daha güvenilir kılmak için. teröristin youtube'da videosu da var. israil basını soruyor "İSrail'e saldırır mısın?" Terörist cevap veriyor. "hayır biz alevileri keseceğiz sadece."

Gıybet kıskanıyorlar bizi çekemiyorlar bizi

@gotic

Israil istihbarat bakanı "işid'in suriye'de yenilgiye uğraması israilin çıkarına değil" dedi. ben daha ne diyeyim.

news.antiwar.com

@mytituaEd Yourvenom : suriye'deki savaşta hangi tarafı destekliyorsun merak ettim şimdi?

Sadece Türkiye değil başka ülkeler de var bizim gibi olan.
Terörün amacı hedefi belli. Hiçbir terör örgütü yardım almadan ayakta kalamaz. Yardımı yapan da "ayy sen ne cici şeysin/ sen de ne çektin be vs vs " diye yapmaz.

Biz kurtuluş savaşı sonrası iyi bir şans yakalamıştık. Cumhuriyet kurulmadan İzmir'de iktisat kongresi yapılmış biliyorsunuz. Kongrenin maddelerine bakarsanız aleyhimize çalışacak bir tek madde bulamazsınız. Hepsi son derece ileri görüşlülükle alınmış, gerçekçi ve ülke yararına olan maddeler. Sonrasında ziraat kongresi, 1931 ilk kalkınma planı... Hepsi aynı ruhun eseri. Çıkarsız, memleket menfaati gözeten kararlar.

Sonra 46 ruhu sahne aldı. 46 ruhunu besleyen büyük toprak sahipleri yani ağalar, ticaret burjuvazisi ve şeyhlerdi. işte filmin koptuğu yer burası. Batı savaş sonrası tahil ıihtiyacını marshall yardımlarıyla karşıladı, ağırlık sanayiden tarıma, demiryollarından karayollarına döndü. Sanayi montaj sanayi olarak kaldı. ithal ikameci denilen içerde üretilinceye kadar dışardan almak politikası da 24 ocak kararlarıyla defterden silindi. hoş zaten zihinlerden silineni epey olmuştu.
Kanunda olmasına rağmen topraklar bölüştürülmedi ağalarda kaldı. %25 kanunuyla küçük toprak sahipleri tefeciye yönelmek zorunda kaldı vs. vs.
Köy enistütülerininin kapatılmasını talep eden de 46 ruhunun arkasındaki ağalardan biridir.

İnsanlar eğitimsiz, orda burda mürit edinen hocalara mahkum, topraksız tefeciye ve ağaya mahkum, kentte sanayicilerin kar marjları rockfeller'in ağzını açık bırakacak kadar ayyuk, hak yok, para yok...

Tuzu biberi; şark kurnazıyız hesapta ya; hile hurda, vurgun... bini bi para ve lanet olası bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık, ben mi kurtarıcamcılık, adam sendecilik..

Şimdi yaşadığımız herşey o ruhun devamıdır, ektikleridir. Biz o zaman emperyalizmin kucağına oturduk o zamandan bu yana da öpüldükçe öpülüyoruz.

Ben kendimi bildim bileli gelişmekte olan ülkeyiz. 3. dünya da deniyordu. Biz neden gelişemedik, daha aptal mıyız, daha tembel miyiz? Aziz nesinin iyimser davrandım dediği %60'ımız aptal diyelim geride % 40 var, %20 var halbuki. Bence diğer ülkelerin de durumu bizden pek farklı değil esasen. Onlarda bizdeki kadar baskı yok ekonomik ve kültürel açıdan. farkmız bu.

Değiliz diğer uluslardan aptal değiliz onlardan tembel de değiliz. Gafiliz, gafilin pırpır takmışıyız biz.
Çok güzel adamlar var memlekette, ne diyorlar dinlemiyoruz, resmi gazete ne bilmiyoruz bırak okumayı.
Mecliste verilen teklifleri kaç kişi okuyor acaba? Oysa onlar bizim geleceğimiz, bire bir bağlıyız orada alınan kararlara, bizim adımıza alınıyor o kararlar.

Gelecekte de "neden Türkiye" diye sormak istemiyorsak eğer öncelikle resmi gazete okuma alışkanlığı edinmeliyiz, meclis önergelerine tekliflerine hakim olmalıyız. Farkında olmalıyız. Başımıza gelecekleri bilmeliyiz arkadaşlar.
Emin Çapa inşaat sektörüne açık açık çağırıda bulundu, bindiğiniz dalı kesiyorsunuz, gelecek şu şu nedenlerle şurada dedi. No oldu, " o hava limanı yapılacak" o bilmemne yapılacak" beyanları geldi. Neden?

Çünkü planlar var, evvelsi gün marshall yardımı gelir, dün muavenet bombalanır bugün her yer.

20 ocakta trump işbaşı yapacak. binlerce kişi yürüyor, tanınan simalar beyanlar veriyor... Sonuç; o adam gelecek. Plan bunu gerektiriyor çünkü. Halktan aldığı oy daha az olan biri seçici kurul tatavasıyla neden başkan yapılır başka türlü?

Sen başla biz arkadan geliyoruz

bu da benim ifşam olsun.

i.hizliresim.com

İfşanın ilk kuralını bilmiyor musun? Cık cık cık.

Yak ateşi devilred!

Bekliyoruz.

Ne hayırsız çıktınız :/

Ohoo başlat geliyoruz dedik sende hareket yok

i.hizliresim.com
al

i.hizliresim.com Benim ortam da soyle bisi, arkada da su sarki caliyor www.youtube.com

İfşa etmiyorsanız uyuyorum, hıh!

aloys

house md.

ben bilmem eşim bilir yılbaşı özel.

Ben birazdan Vikings s04e15'i izleyeceğim. Erteleyip durdum.

reddit.

Lotr

oses

şunları indirdim son olarak. seçeceğim 1-2 tanesini. asıl beklediğim Sherlock. 1 ocak olsun bizim olsun ya. sabırsızlıkla kendisini beklediğim tek erkek :D

Equilibrium (daha önce izledim)
Prometheus (daha önce izledim)
Blade Runner (daha önce izledim)
Sherlock Holmes 1-2 (daha önce izledim)
The Dreamers (daha önce izledim)
Sense8 Yılbaşı Özel Bölümü
Capsule
Spectral
Captain Fantastic
Salo or the 120 Days of Sodom

starda saçma sapan ötesi bi film var ama replikler baya komik :D

Kraftidioten bir Norveç filmi. güzel. bol kar içeriyor :)

aynı tarz decathlon'da var, 9 lira. sıcacık da tutuyor.

güzel.

alma. 8 eur'a aldim amazon.de'den. elime ulasti gecenlerde. kumasi ince. parasina degmiyor icinde aktif bir isi teknolojisi yok

sıcak tutmaz. tipi ise ortalama bere. dolayısıyla o fiyata değmez.

kötü

Çirkin. Yani bu insanı olduğundan da ruhsuz gösterir.

bence de güzel değil.

Fena değil. Normal bere işte. 40 tl çok ama buna.

bu markanın çakması dolu her yerde. güzel de değil.

decathlonda var aynen.

Bir Caner Erkin'in 1500 tlye aldığı şövalye beresi değil. Şaka bir tarafa, özel bir tasarım - şekil olmadığı sürece bereye 40 tl verilmez bence. O paraya ben gayet 90 tl lik ayakkabıyı (git:promocodius.com) adresindeki kartlardan birini kullanıp aldım. Millet ekonomik kriz diyor, sen bi' Starbucks kahvesi + pastası parasını vereceksin bereye. Valideye ver o parayı seve seve örsün sana, yirmi yıl sonra vintage diye (bkz: etsy ) de satarsın.

çünkü ios

iosçular kendini belli ediyor bu şekilde

vay görgüsüzler

sikik iphone yüzünden. saçma sapan değiştiriyor otomatik düzeltme ile metinleri. deli ediyor insanı.

son derece stabil olan iphone'ların türkçe konusundaki basiretsizliği işte.

Can'ım o iPhone yüzünden.

iphone'un klavyesi gerçekten boktan yahu. daha önce xperia z2 kullanıyordum. tamamen hatalı bile yazsam hemen düzeltiyordu tuşları hesaplayarak. oto düzeltme mükemmel ötesiydi. bu yanlışın sebebi de arkadaşların da dediği gibi ios

adada yaşayanlar, artistlik olsun diye "ada'mı özledim" diyor, kelime oyunu yapiyorlar.

www.zomato.com

arkasında lobi var mıdır yok mudur onu bilmem ama avrupa ve kuzey amerika insanı gittikçe beyinsizleşiyor. huzura, refaha alıştıklarından mıdır bilmiyorum, inanılmaz aptalca hassassiyetleri var. işte neden zenci emoji yok falan bu tip şeylere takılıyor adamlar. haliyle politically correct olmak için her çeşit vatandaşı her şeye dahil etmeye çalışıyorlar zorlama bi şekilde. eşcinselleri binalardan atan adamlara silah satan bu köpekler, hala takır takır zenci öldüren bu şerefsizler ama işte sorsan dünyanın en tatlış insanlarıdır kompleksliler için.

Gavatlık. Bu kadar sapkınca bir şeyi minnoş göstermeye çalışıyorlar. Birazdan buraya da doluşur "ya sen homofobiksin"ciler.

Çünkü eşcinseller daha görünürler artık, daha cesurlar. Bu da artık haberleşebilmelerinden ve böylece örgütleşebilmelerinden kaynaklanıyor. Bu bütün dünyada böyle ve Amerika'da birçok eyalette, İngiltere'de, Avrupa'nın birçok ülkesinde eşcinsel evlilik yasal; artık kanıksanmıyor ve normalleşiyor gittikçe. Keşke Türk dizilerinde de olsa. Çünkü burada da varız, her yerdeyiz. Ve hayatta hetero dramlarının yanısıra bizim de görünmek hakkımız biz de "insan" olduğumuz için.

edilt: evet, giovanne sen homofobiksin.

der meister +1 hatta +100

Türk dizilerinde bile var. Eski dizilerde böyle bir saçmalık yoktu. Ben ilkokuldayken Rosalinda yayınlanıyordu. Birçok bölümünü annem izlediği için mecburiyetten biz de izliyorduk. O dizide bir kez bile açık seçik sevişme sahnesi görmedim. Düşün bak, adam yakışıklı, kız güzel, ortada süper bir aşk var, ama yapımcılar bize saygı duyduklarından her fırsatta bize onların çıplak hallerini göstermiyorlardı. Bugün Kiralık Aşk dizisine bakıyorsun, ortada güya bir aşk var, dizi ilk bölümü dahil tamamen seksizm üzerine kurulmuş. Neden? Çünkü satıyor böyle şeyler.

İlk olarak, küreği göze alarak şöyle bir açıklama yapılmalı. Bu tip eleştiriler (mesela veganlık ya da feminizme de benzer eleştiri yürütülüyor) bir noktayı görmezden geliyor. Benzer bakış açısından birçok dizi de heteroseksüelliği 'pompalıyor'. Her anne-baba-çocuk diziliminden oluşan aile yapısı modern, heteroseksüel ailenin ideolojik savunusunu üstleniyor. Bunu 'normal' ve 'doğal' varsayıyor (not1: hem çeşitli insan topluluklarından hem de çeşitli hayvanlardan bunun normal ve doğal olmadığını görebiliyoruz) (not2: üreme ile cinsellik ayrı şeyler). Yani değişen bir şey yok; her ifade ve eylem ideolojik bir arka plan barındırır. Eşcinselliği biricikleştirme ise ya heteroseksüelliğin egemen olduğu bir ideolojinin savunusuna (genelde insanların çoğu bunun içinde) ya da saf bir biçimde homofobiye (ben homofobik insan sayısının az olduğunu düşünüyorum, asıl sebep ilki gibi duruyor) işaret ediyor.

İkinci olarak eşcinselliğin neden daha görünür hale geldiğini basitleştirerek düşünebiliriz. Bir taraftan hareketin küresel siyasi mücadelede belli bir başarıya ulaşması söz konusu, bu sayede kamusal alanda söz hakkı edinebiliyorlar. Öbür taraftan, mevcut yönetici form (en vulgar tabirle kapitalizm) bu hareketi absorb etme ve radikalliğini kırma çabasına yöneliyor. Yani eşcinsellik üzerinden turizm, reklam ve izleyici kitlesi geliştirmeye çalışıyor. Sonuç olarak bu iki hareketin kesişmesi, eşcinselliği daha görünür kılıyor.

Cunku escinsellerle beraber yasiyoruz hepimiz. Cunku hepimiz ayniyiz. Cunku herkesin hikayesi anlatilmayi hak ediyor.

Bir de son yillar denmekte ama friends dizisinin ilk bolumunden beri escinsel muhabbeti var mesela :)

bu tür konularda "pompalanma" olayı yok. sadece özgürlüğün veya bireylerin kendilerini ifade etme imkanları daha fazla olduğu için artık gizlenmiyorlar. dolayısıyla varlıkları normalleşmiş oldu. normalleştiği için de kabadayı karakter, erkek karakter, kadın karakter, çocuk karakter gibi yapımlarda kendilerine yer verildi. olay bu.

mesela şimdi de tinder gibi uygulamalara bilmem 40 tane cinsel kimlik gelmiş diye kahkaha atıyor ve saçma buluyoruz ya, ilerleyen senelerde onlar da normalleşecek.

eşcinsel insanların seçimine saygım var ama bu lobileri olduğu gerçeğini değiştirmiyor. abd'deki dizilere bakın mesela. yahudi ve eşcinsel olmayan bir dizi bulmanız zordur. abd'de eşcinsellik karşıtı büyük bir nüfus olmasına rağmen dizilerde bu kadar fazla yer bulmaları sıradanlaşması değil lobilerin etkisidir.

"heteroseksüelliğün de pompalandığı" fikrine katılıyorum, gayet insani olan bir durum neden pompalanmak olsun ki? Fİlmler, diziler zaten sürekli bir şey pompalar.

Dram budur zaten.

Özellikle amerikan filmlerinde gördüğümüz siyahilerin uğradığı haksızlıklar,
Yahudi katliamı,
Dini bağnazlıkla katledilen bilim adamlarının hikayeleri vs. bunlar da pompalama değil mi?

Eşcinsellik normalleşene ve toplumsal hayatta yerini tamamiyle bulana kadar bu tür filmler olaacaktır, çünkü anlatılmaya ihtiyacı var. Haksızlığa uğrayan mağdur kısım onlar ve haliyle mağduru öne çıkarmak da film sektöründe konu bakımından çok önemli.

gender equality hassasiyeti göstermeye çalıştıkları için. nasıl ki bazı kıyafetlerde "yapımında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir" olayı tamamen bu konudaki hassas kitleyi kazanmak içinse bu da aynı durum.

edit: aslında pompalanmıyor, o kadar süre eşcinselliği yok saydık ki bir anda önümüze konduğunda pompalanıyormuş gibi geliyor.

belli bir eşik değeri aşıldı bu konuda. insanlar konuya öcü gibi yaklaşmıyorlar. dolayısıyla medyada çok daha sık görüyorsun. her geçen gün artacak ta ki eşcinsellik toplumda son derece normal bir şey olana ve dikkat çekilmesi gerekmeyene dek.

Yahu dünya degisiyor ve gelisiyor. Tabular birer birer yıkılmaya başlanıyor. Özgürlük, farklılıklara saygı diye bi kavram var ve bu son yıllarda değer görmeye başlayan bir şey ve bunun neticesinde azınlıkta kalan ama bir sekilde var oldugunu duyurmak isteyen kitle "biz burdayız" diyor sadece. Özellikle bir pompalanma yok, sadece hayatın dogal akısı içinde o kisilerde var, nası hetero bir ciftin hikayesi ekrana yansıyorsa, onların hikayeleri de yansıyacak. Bu tamamen dünyanın evrildigi durumla ilgili. Kürekle filan vurunca gercekler degismiyor kusura bakma da.Her yerdeler ve garipsemek bizi "ötekilestirme" etiketinden fazlasına götürmüyor.

giovanne +1

gavatlık diyen, küçümseyen insanlara önemli bir hatırlatma. kabaca her 10 erkekten 1'i gay veya biseksüel eğer ki kendilerini bastırmıyorlarsa, zorla bir kadınla evlenip çocuk yapıp depresif bir hayat yaşamıyorlarsa(ki türkiye'de çok olan bir şey) sonra da sinirlerini karılarından çıkarmıyorlarsa. bu demek ki ey gavat diyen insan; senin baban, amcan, enişten, dayın vs. uzar gider bu liste gayet de dibini dövdürmeye meraklı olabilir(hoş bir deyim değil ama senin seviyene iniyorum ki durumu iyice o küçük beynine sok diye) yani o kadar da saldırgan olma. ha belki de sen meraklısındır dibini dövdürmeye ama kendini kandırıyorsundur belki de eşcinselliğe olan öfken buradan geliyordur?

şu nüfus kontrolünden bahseden arkadaşa iki lafım var;

komplo teorilerini ben de severim de bu iş öyle özenmekle, orada burada görmekle olacak iş değil. nasıl ki siz homofobikler gördükçe tiksiniyorsanız, heteroseksüel insanlar görünce özenecek değiller.

ben aileme açıldığımda babamın annemin sevgilimin beni "yoldan çıkardığını", aslında "böyle" olmadığımı iddia ettiğinde sorduğu soruyu yazıyorum buraya; adam dedi ki karısına "sen karşı komşu xx'i dudağından öptüğünü düşününce ne hissediyorsun?" annem saçmalama iğrenç anlamına gelecek bir tepki verdikten sonra da "çünkü sen homoseksüel değilsin, senin kızın 'öyle' olmasaydı o da senin gibi tepki verir öpemezdi". bu saçma ama değerli anım anlayana çok şey ifade eder. annemin de beni kabullenişidir. keşke hepiniz insan olup "insanları" rahat bıraksanız.

son bir dilek: umarım böyle atıp tutanların eşcinsel çocukları olur ve o zaman eşcinselleri kabullenmenin yolunu bu şekilde öğrenebilirler, dünya daha güzel bir yer olur.

bazı arkadaşlar malca fikirlere kapılmışlar, ben eşcinsellere karşı, onlardan iğrenen, onları hastalıklı vs gören insanlardan değilim.

ama genel toplum üzerinde diziler özellikle bu konuyu misyon edinmiş durumda, elbette her türlü zorbalık zulüm vs konu edilmeli ama özellikle her dizide filmde bunun geçmesi birileri tarafından özellikle yapıldığına işaret benim için.

İşte bu birileri kim amaçlar ne neden özellikle eşcinsellik bunu soruyorum.

bugün ne pişirsem ya da evde kıyma var nasıl degerlendireyim gibi gıda içerikli boş sorulara verilen cevaplar ile cinsel içerikli sorulara verilen cevaplar benzer popilerite yüzdesine sahip gibi..formüle edince su basit denklem cıkıyor sanki !'hayat dedigin;yemek, içmek,...mek. :)

pompalandığı falan yok. sadece onlar birbirine pompalıyor. bence senin bilinçaltın özellikle böyle görmüş bunu ;) özellikle bu tarz dizileri mi seçip buldun nedir acaba :)

dip not: sen kürekle vurup kenara aldığını sanabilirsin sadece. çünkü "there is no kürek"

hali hazırda ilk çırpıda aklıma gelen diziler
sense8
black sails
orphan black
game of thrones
spartacus (hadi o dönem öyleydi diyelim eyvallah)

Standart bir hakim unsur temsilcisi tepkisi. Heteroseksüeldir ve eşcinseller görünür olunca bunu lobiye bağlar. Türktür, Kürtler vardır denince "ben de Türküm yani ne var bunu söylemek faşistlikse faşistim ulan" diye ortalık yerde bağırır çağırır. Sünnidir, Alevilerin çeşitli devlet kadrolarında tahakküm kurduğunu iddia eder. Erkektir, kadınların erkekleri aşırı derecede ezdiğini ve birkaç kere bunun mağduriyetini yaşadığını söyler. Söyler de söyler.

Ha bir de apolitiklik meselesi var. Komplo teorileri apolitik insanların en çok bağlandığı şeylerin başında gelir. Zira okumamış, anaakımdan duyduklarıyla besleniyor ve neyin ne olduğu konusunda da bir gram fikri yok. E ne yapacak? Mecbur "Almanya gelişmemizi istemiyor" tarzı lobilere bağlayacak meseleyi. Birbirinden çok farklı 4 anlamsız konu, insanlara bir şekilde ilintili gibi gösterilirse büyük resim çözülmüş oluyor. Bilim ve mantıklı açıklama hak getire. Dünyayı da zaten bir aile yönetiyormuş ama kim olduğu bilinmiyormuş.

Sevgili arkadaşlar, hani orda burda Anadolu çomarı diyorsunuz ya AKP'lilere... Demeyin :) Türkiye'deki iklimden bunaldınız ve farklı, modern olduğunuz için gitmek istiyorsunuz ya, istemeyin. Zira Yozgat'tan Hollanda'ya gidip 40 yıl boyunca kendisine bir gram şey katmamış yobazdan farkınız kalmıyor bu üsttekileri savununca.

İmza: Türk ve sünnni kökenli bir heteroseksüel erkek.

Nüfus kontrolü diyen arkadaşa hitaben: olm bak şöyle düşün istediğim kadar sevişiyorum ama kazayla yavrulama gibi bir kaygım yok. Eşcinsellik ve diğer yönelimlere sahip insanlar artık gelir sahibi. Yani iyi bir "pazar"lar. bana pazarlayacağın tatili mesela aile babasına pazarlayamazsın neden? O boklu beze para vermek zorundayken ben konsere gidiyorum.

Çakısdez sen debizim sporsun galiba?

Soru cevabı: reklamcılar ya da nuri bilge ceylan.

sadece bizim mi dış mihrabımız var sanıyorsun amerikayı avrupayı ibleneştirmeye çalışıp birbirine taktıracaklar herkez birine takıp sonsuz bir çember oluştaracaklar.

Bir de bunun şöyle versiyonları var. - her karşı çıkanın içinde bastırdığı bir gaylik varmış, yukarıda birine bakılırsa dibini dövdürmeye meraklıymış. Neden her karşı çıkan eşcinsel ilan ediliyor anlamadım. karşı çıkan eşcinsel, destekleyen eşcinsel. Peki eşcinsel olmayan kim? Bunu türk dizilerinde de görebiliyoruz. Bir arkadaş da belirtmiş kiralık aşk diye bir dizide bile geçiyor. Son zamanlarda aşırıya gidildiği aşikar.

llah bülent ablaya uzun ömür versin olurda suikaste filan bok yoluna giderse valla ben bağırmıcam siz buyrun önden hepiniz i...

arkadaş homofobik olmadığınızı iddia edenler bende değilim ama couğumun annemin babamın akrabalarımın eşçinsel olmasını yadırgardım özendirmeyin işte içinizde sizinde var sapına kadar maçoluk sadece reklam olsun diye bizi yargılamayın bana çirkin kadın bile seksi gelmiyorken erkeğe nasıl bakayım arkadaş hata erkek erkeğe yada kadın kadına ilişkiyi nasil kaldırayım !
bencede özendiriyorlar bunun arkasındaki lobi mi bilmem ama insanlara uzak olduğundan merak ediliyor, tabular yıkıldı sanilip gözümüze sokuyorlar amaç reyting size bir sır daha veriyim mi inbelerin alayı spor salonlarında... lezleri bilmiom ama

eşcinselliği pompalasalar ne olacak ki? ben bir heteroseksüel olarak, "bir kaç hafta eşcinsel takılayım" gibi bir güdüyle hareket edemiyorum, çünkü yönelimim uygun değil. yani şimdi bana kim ne eşcinselliği pompalayacak?! pompalasa bile bana bir etkisi, tesiri olmuyor. bundan mütevellit, bu mevzu üzerine konuşmanın boş insan işi olduğunu düşünüyorum.

der meister +1

bu yuzden iki diziyi baslarindayken biraktim. meselenin ozu politically correct olmanin kaymagini yeme cabasi.

bir sebebi batı'da artık kadın-erkek ilişkisinin modasının geçiyor olması.
ekranlara farklı bir şey sunmak gerekiyor. farklı, marjinal, farklı duygular.
titanic 90'larda kaldı, artık o tür bir aşk bizi tatmin etmiyor ve ekranlara çekemiyor. sapıklığın birinci aşaması eşcinsellik müessesesi.
ikinci üçüncü aşamalarda ensest ve pedofili ile ilerliyoruz. daha o zamanlara var. ancak çok değil max 20 yılı var.
koskoca 3 sezonluk spartaküsten hayatta kalan sadece iki tane gay oldu.
game of thrones'tan her sezon kaşık kaşık ensest,homoseksüel ilişki,sadizm, mazoşizm alıyoruz. ama bunların her biri birer tabu olduğu için, yıka yıka ilerliyoruz. pedofili ayağına da sia'nın sanatsal yönü ile kavuştuk
img-s2.onedio.com

arkasında lobi yok. adamlar bir şey hissedemiyorlar artık. çekirge sürüleri gibi duygularını tüketiyorlar. bizde dünyayı saran ağ, web ile nasibimizi alıyoruz. savunmak ise apayrı bir boyut.

Ankara'ya git gel bence. Uçakla geçersin ne güzel. Olmadı deniz helikopteri kirala.

ucuz olsun gibi bir derdin yoksa, valizin falan da olacaksa en temizi havataşla taksim'e geçip oradan yine havataş'la sabiha gökçen'e gitmek olur. toplu taşıma ile de metro+marmaray+metro+otobüs şeklinde havalimanına ulaşabilirsin.

ankara'ya git gel pek de mantıklı değil bence. hava durumu nedeniyle rötar vs. olursa vakit sıkıntısı bile yaşayabilirsin.

saçma geldi bana da epey. daha kısa bir yolu vardır istanbul'dan.

çekincem şu, ölü gibi yorgun ve uykusuz olacağım, bir de valizle koşturmak istemiyorum. zira tatile gideceğiz oradan uykusuz şekilde. ama yapacak bir şey yok galiba.

bir diğer husus da aslında pendik tren istasyonu'ndan kardeşimi alacağım. o yüzden sabiha gökçen'e havataşla doğrudan geçmek işime gelmiyor. toplu taşımayı o nedenle sormuştum.

Ankara'da kosturacaksin bu sefer. Bir ucaktan inip hemen yandakine binmeyeceksin. Tekrar gelis katina cikip bir kontrolden daha geceksin. Sonra o ucagin bulundugu kapiya gideceksin ve bekleyeceksin. Ankara ucusu cok kisa, dogru durust dinlenemezsin zaten.

Havatas'la rahat dinlene dinlene gidersin.

Metrolarla yorulursun.

o zaman metro+marmaray+metro ile pendik köprüsüne gel. kardeşin tren istasyonundan 132h'ye binsin, 2 durak sonra sen de köprüden binersin. beraber geçersiniz havalimanına.

gerçi kardeşini karşılaman falan gerekmiyorsa, kendisi otobüse binebilecekse o kendisi direk otobüsle gider sen de havataşla gidersin havalimanında buluşursunuz. bu da bir seçenek. valizlerle aktarma yorar, istanbul'da aktarma dediğimiz şey tam olarak aktarma değil çünkü.

Sen havataslari kullan, en az yorgunlukla oyle atlatabilirsin. Kardesini alma, cile olur senin icin, o gelsin.

Elbette bir sorun cikartmaz. Bu kadar da abartmayin yahu.

Sacmaliyorsun.

pensilvanya'ya gitmediysen bir şey olmaz :)

Resmen.

kenarda dursun bence.
amerikan vizesi neden sorun çıkartsın ki? bi şey olmaz.

Vancouver.

neverland

@atalet, ben de neverlandliyim yav :)
siz hangi ilçedensiniz?

Mugla

Babam trabzonlu ama umrumda degil bu durum. Annem muglali ve orada yasadim. Oraya ait hissediyorum.

corum

Göçmeniz

Masya masya masya

gaziantep

Bristol, öyle hissediyorum.

Nerelisiniz derken nerede doğdunuz mu? Anneniz/babanız nerede doğmuş mu ya da nerede çocukluğunuz geçti mi? Herkes bu soru ile başka şey kastediyor da. Seçenekler çoğaltılabilir.

Dogma buyume Ankaraliyim.

@daha yeni
doğdunuz yeri soruyorum

19 mayıs

tekirdağ'ın çorlu ilçesinde doğdum ve hayatımın ilk 18 senesini (üniversiteye kadar) orada geçirdim. evli veya iki çocuk babası değilim. kapçık ağızlıyım. gelgelelim sıfat olarak hiç trakyalı tipim yok, esmer ve çocukluğumdaki kadar olmasa da hafif çekik gözlüyüm.

derine inecek olursak, babam adanalı. üçüncü kattan kavgaya atlayan biri değil, aksine gayet medeni ve sakin biri, tıpkı çoğu adanalı gibi. o da sanırım üniversiteyi orada bitirdikten sonra gelmiş çorlu'ya.

annem kocaeli'de doğup büyümüş, babam "müsaitse sizin kızı alıyom" deyip kaçırınca benim doğduğum yere yerleşmişler. ana tarafım "göçmen" sayılmaz, göçeli bayağı olmuş ama kafkas taraflarından gelmişler, tam neresi bilmiyom, kendileri de bilmiyo bana kalırsa. baba tarafımı bilmiyom, ilişkim yok sayılır. çekik gözlü sayısının fazlalığını göz önünde bulundurarak onların da orta asya'dan göçmüş olduğunu düşünmek istiyorum.

görmeyi ve yaşamayı en çok istediğim yer sibirya. o yüzden bence benim dedeler hep oradan şeyapmış. kan çekiyor.

auuuuuu

www.youtube.com

*yozgatlı olup da göçmen olduğunu söyleyen kızların içten içe nasıl hissettiğini çok iyi anladım şimdi*

Аҧсны́

niye tik yok, kiril alfabe orijinli memleketli olamıyor muyuz?

ankara

@meister

secereyi dökmüşsün, görmüştük zaten seni kıvırcık esmerdin :)

ankara, öz

İstanbul

gondor'luyum, aslen anfalas'ın köylüsüyüz.

urfa-türkmen 9 nesil, köyümüz-aşiretimiz yok, şehirliyiz :) kerkükte türkmenlere yapılan zulümlerden kaçmışlar ama 1959 katliamından çok önce. urfaya en son 2011de gittim.
ırak türklerinin mücadelesi devam edecek.

ben kendimi ingiliz kültürüne yakın hissediyorum. zaten hayatımda bi tek ingilterede yaşadığım yıllarım mutlu geçti.

Adana. Biraz da Costa Ricali hissediyorum.

samsun.
annem de, babam da, tüm sülalem de samsunlu.
köylüyüz biz.

kırklareli <3 konya = tekirdağ

eskişehir'de doğdum.

anne tarafı köstence, baba tarafı selanik.

gerçi umut sarıkaya sağ olsun, bu muhabbet akıllara direkt şu karikatürü getirdiği için bunu söylemekten de çekinir olduk: i.hizliresim.com

Balıkesir.

%100 Anatolian. DNA test sonucum öyle söylüyor :)

i.hizliresim.com

Anadolunun yerlisiyiz yani. Bilimsel olarak kanıtlanmış :P

ankara'da doğdum ama memleketler karışık. ailede çerkes de var ermeni de var yörük de var mk. mutant hybrid gibiyim ;_;

3 yıllık değil sanırım. Ben yılda bir kez verilecek diye anladım.

Ayrıca bankayı kendin seçince verilcek promosyon ise bankadan kredi kartı almak veya en az 2 tane otomatik ödeme talimatı vermek şartı ile promosyon hak edilecekmiş.

ben 3 yıllık anladım.

3 yıllık.

Yıllıktır ya

2013 yılından beri dile getirilip bir türlü bitirilemiyordu. en sonunda geldi o da 300, 375 ve 450 lira olarak belirlendi 3 yıl için.

bankacı değilim, faiz oranlarından da çok anlamam. ama atıyorum bir emekli 1800 lira aldığını farz etsek maksimum 3 gün parası bankada kalsa yılda 36 gün eder 1800 lira için gerçekten belirtilen 375/3=125 lira normal midir biri söylesin.

evet paralar 3 yıllık. ayrıca 3 ay içerisinde ödenecekmiş, ben başta aileme güveniyorum. martın 31'inde biz alırız. o kadar şanslıyızdır:)

3 yıl önce benim valide emekli maaşını ziraat'ten denizbank'a taşıyınca denizbank 450 tl promosyon vermişti. Karşılığında maaşı 3 yıl bankada tutma ve kredili mevduat hesabı (ek hesap) açma sözleşmesi imzaladı.

O zamanlar bazı bankalar bu tür bireysel promosyonlar yapıyordu, emeklileri kendine çekmek ve mevduat toplamak için. Şimdi bu promosyon zorunlu hale geldi ve taban promosyon ücretleri belirlendi. Bankalar isterlerse bunun üstünde promosyon verebilir. Karşılığında maaşı 3 yıl aynı bankadan alacaksın. Bu promosyon tek seferlik, yani her yıl filan verilmiyor.

sıçmış, sıvamaya çalışıyor diye hissederim.

@kakao,

harcadığı her kuruşun hesabını sormaya gerek yok, yarım maaş paranın yokluğunu herkes hissedebilir.

4 boyunca yarım maaş parayı tölare edebilecek bütçemiz de yok.
ki avansın ödenme zamanının gelmesiyle birlikte, kirayı ödeyemeyeceğimizi anladığımda öğrendim.

hahaha :D benim eşimde berberine borç vermiş 450tl adam 7-8 ay ödememiş halbuki bana iki ay sonra aldım demişti. bizi zorda bırakan bir miktar olmadığı için gülüp geçtim. ha ama ay sonunu zor getiriyor olsak yeme içme sıkıntımız olsa başının etini yerdim. kendi tecrübe etmiş oldu.

edit: cevabını yeni gördüm kirayı ödeyememe sıkıntısına düşmeniz ikinizi de ilgilendirir.
karşıma alıp konuşurdum ben olsam karşı tarafa niye nasıl bu borcu vermiş, sağlık problemi gibi bir şey mi yoksa mal mülk için mi duruma ve koşullara göre göstereceğim anlayış değişirdi.

Kötü bir durum tabi ama altinda kötü bir niyet/amaç yok. Arkadasini kıramamış ve borç vermiş. Bütcenizi düsünerek adım atsa daha iyi olurmuş tabi ama olan olmuş. yaptigi bu şeyin sizi nasıl zor durumda bıraktığını o da görmüştür zaten. Keşke benimle paylaşabilseydi benden çekinmeseydi diye düşünürdüm. İçten içe kızardim ama olayın üstüne bir de ben gitmezdim.

direkt aquarium +1

açıkçası hem olayın üstüne gitmeyi he mde olayı çok ama ço kbüyütmeyi düşünüyorum. çünkü ben ev arkadaşı vs. değilim yani.

Geçen yıl şu anki 3 aylık gelirime denk gelen bir alacakla ilgili görüşmeye gitmiştim 5 dakikalığına.

Annem de benleydi o gün. Arabada bekledi ben görüşürken. Döndüğümde parayı almamış olmama rağmen aldım dedim boşa beklediğini düşünmesin, oğlu için üzülmesin diye :)

Yani saçma bir baskı oluştu o an üstümde, aldım deyip geçiştirmeyi seçtim. O yüzden eşinizi anlayabiliyorum biraz da olsa.

kira ödeyememe durumu kötü olmuş ama ben kötü bir niyet sezmedim. iyiliğinin kurbanı olmuş battıkça da batmış. kötü niyet olmadığı sürece hallolur bence

Ben de kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. Olayın üstüne gidip daha da büyütmek çocukça bir tavır olur.

Aquarium'un dediği gibi sevdiği bir arkadaşı olduğu için kırmak istememiştir, vermeyeceğini düşünmemiştir ki belki de o kişinin de acil bir durumu vardır. Konuşmadan bilemezsiniz.

Ben olsam karşıma alır konusurdum. İkimizi de etkileyecek bir miktar söz konusuysa benzer bir durumda bana da danışmanısını rica ederdim.

Sizden bu kadar saklamasinin sebebi de böyle aşırı tepki vermenizden çekinmesi olabilir. Olay çıkartmak yerine diyalog kurmak her zaman kazandırır. Böyle bir sebep için eşinizin kalbini kırmayın lütfen.

aquarium + 1

Kötü niyet olmadıktan sonra ben de üstüne gitmezdim. Benzer şeyler oldu ve olabilir de, sadece bir dahaki sefere bana haber vermesini söylerim, o kadar. Sizden korkmuş biraz, şimdi iyice korkuyordur.

Fraise +1

Yani aşırı tepkiler konusamamaya gizlemeye falan sebep oluyor. Aşırı konuşabilmek lazım aksine. Ha şöyle laflar bile edilebilir: Mevzu kira para değil( evet su an mevzu o olabilir ciddi bi dert anlayabiliyorum) ama böyle durumlarda gizleme kandırma olayina girersek ilerde evladimiz da gizleme kandirmada usta olur. Bizim aramizfa böyle bişey olmamali. Denilebilir. Ve hakaten de konuşulmayan evde buyuyen çocuk her türlü riske girebilme riski altında. Gerçi evlimisiniz cocuk mocuk ne alaka diyebilirsiniz de ben bu açıdan baktım su an

ne yapardım;
durumun neden bu hale geldiğini sorgulardım, bana söylememesinin nedenlerini araştırırdım, kendi davranışlarımı gözden geçirirdim.
para 4 ay takıldıysa, kira ödeyemeyecek durumda olduğumuz halde gelmiyorsa üstüne bi bardak soğuk su içmeye hazır olurdum, o paraya göre plan program yapmazdım, başka çözümler arardım.
parayı veren kişi bunu ilk kez yapıyorsa başka çözüm aramada ben de katkıda bulunurdum, yok alışkanlık edinmişse çözüme hiç bulaşmaz onun çözmesini talep ederdim.
herkesin hata yapma hakkı var, sizin de benim de onun da. mesele hata olduğunu bilmekte.

yaptığı her hareket yanlış. bana sormadan borç vermesi yanlış. bana aldım diye yalan söylemesi yanlış.

güvenim biterdi.