mikahakkinen
Bulgaristan da asgari ücret 200 euro Hollanda da 1500 euro civarı. Türkiye de ortalama memur maaşı 450 euro civarı.Örneğin bir shu veya psikolog Tr de 6. derecede 3500 tl maaş alıyor. Peki Hollanda da Fransa da veya ortalama bir avrupa ülkesinde öğretmen maaşı ne kadar?
Bulgaristan da asgari ücret 200 euro Hollanda da 1500 euro civarı. Türkiye de ortalama memur maaşı 450 euro civarı.
Örneğin bir shu veya psikolog Tr de 6. derecede 3500 tl maaş alıyor. Peki Hollanda da Fransa da veya ortalama bir avrupa ülkesinde öğretmen maaşı ne kadar?
Örneğin bir shu veya psikolog Tr de 6. derecede 3500 tl maaş alıyor. Peki Hollanda da Fransa da veya ortalama bir avrupa ülkesinde öğretmen maaşı ne kadar?
0
çok değişiyor.
almanya gibi asgari ücreti 1500-1600 euro olan ülkelerde başkaa romanya gibi asgari ücreti 400 euro olan ülkelerde çok başka.
ben bi yunanistan'daki öğretmen maaşını biliyorum. asgari ücret 680 euro. öğretmen maaşı 800-1000 euro arasında değişiyor.
almanya gibi asgari ücreti 1500-1600 euro olan ülkelerde başkaa romanya gibi asgari ücreti 400 euro olan ülkelerde çok başka.
ben bi yunanistan'daki öğretmen maaşını biliyorum. asgari ücret 680 euro. öğretmen maaşı 800-1000 euro arasında değişiyor.
0
Almanya´da aylik asgari ücret yok. Yok. Saat basina verilmesi zorunlu olan bir ücretten bahsedebilirsiniz, kendisi 8,84 Euro olur. Cogu is haftada 40 saatlik standart calisma saatini sunmuyor secenek olarak. Yeni ise baslamis 25 saatlik is bulmus biri, bal gibi de 1500 alti alir ve de yardimsiz yasar.
Ogretmen maasina gelince, 2200 civari basliyor lise ogretmenleri. Bu da evli, cocuklu olma durumlarina gore artabiliyor vergi indiriminden oturu.
Ogretmen maasina gelince, 2200 civari basliyor lise ogretmenleri. Bu da evli, cocuklu olma durumlarina gore artabiliyor vergi indiriminden oturu.
0
keegan
Merhaba,Bu başlık belki binlerce defa çeşitli sitelerde açıldı tartışıldı.Fakat ben yine de sormak istedim.Erasmus'la gidilen okulda devam edip o ülkede kalmak gerçekten denildiği gibi imkansız mı? Ne düşünüyorsunuz?
Merhaba,
Bu başlık belki binlerce defa çeşitli sitelerde açıldı tartışıldı.Fakat ben yine de sormak istedim.Erasmus'la gidilen okulda devam edip o ülkede kalmak gerçekten denildiği gibi imkansız mı? Ne düşünüyorsunuz?
Bu başlık belki binlerce defa çeşitli sitelerde açıldı tartışıldı.Fakat ben yine de sormak istedim.Erasmus'la gidilen okulda devam edip o ülkede kalmak gerçekten denildiği gibi imkansız mı? Ne düşünüyorsunuz?
0
Derslerinin bir kismini saydirabilirsen, okul da seni kabul ederse, vize alirken para konusunda sponsor gosterirsen ve yeniden uzun sureli ogrenci vizesi alabilirsen uygundur.
0
Erasmusla gittiginiz vizeyle orada kalamazsiniz, cok ekstrem durumlarda, mesela projeniz vs. vardir kalmaniz gereken, biraz uzatilir oturum o kadar. Kalacak yerinizi kanitlayabilirseniz birkac hafta uzatabiliyorsunuz.
Donersiniz ve burada basvurursunuz ogrenci vizesi icin. Donmek zorundasiniz. Erasmus vizesi ayri, standart ogrenci vizesi ayri. Eger Kibris vatandasi degilseniz, ya da AB vatandasi, islemler boyle.
Bu durumu okul hocalariyla konusup sonra da yabanci ogrenci ofisine gitmek lazim, is artik erasmus ofisinden cikacak. (En iyi ihtimalle kabul ederler ama yine neredeyse burada bastan baslamis gibi okursunuz, cok az dersiniz sayilir. Boyle dusunuyorum cunku EU icinde bile bunu yapamadi arkadasim. Germanistik okuyordu son sinifta, Almanya´ya geldi ve ogretmenlik bolumu istedi, alan ayni kalmasina ragmen simdi bastan okuyor ayni bolumu. Ulkeler: Italya-Almanya)
O ülkedeki ders cesitliligi ve icerigi, muhtemelen cok yuksek oranlarda uyusmayacak ve okul uzayacak. Türkiye´de bile ayni bolumu baska universitede okumaya devam etmek bir ton sorun ve kagit isi demek. Bakmak lazim gercekten deger mi diye. En mantiklisi hocalardan referanslar almak ve mastera kacmak. Imkansiza yakin diyorum.
Donersiniz ve burada basvurursunuz ogrenci vizesi icin. Donmek zorundasiniz. Erasmus vizesi ayri, standart ogrenci vizesi ayri. Eger Kibris vatandasi degilseniz, ya da AB vatandasi, islemler boyle.
Bu durumu okul hocalariyla konusup sonra da yabanci ogrenci ofisine gitmek lazim, is artik erasmus ofisinden cikacak. (En iyi ihtimalle kabul ederler ama yine neredeyse burada bastan baslamis gibi okursunuz, cok az dersiniz sayilir. Boyle dusunuyorum cunku EU icinde bile bunu yapamadi arkadasim. Germanistik okuyordu son sinifta, Almanya´ya geldi ve ogretmenlik bolumu istedi, alan ayni kalmasina ragmen simdi bastan okuyor ayni bolumu. Ulkeler: Italya-Almanya)
O ülkedeki ders cesitliligi ve icerigi, muhtemelen cok yuksek oranlarda uyusmayacak ve okul uzayacak. Türkiye´de bile ayni bolumu baska universitede okumaya devam etmek bir ton sorun ve kagit isi demek. Bakmak lazim gercekten deger mi diye. En mantiklisi hocalardan referanslar almak ve mastera kacmak. Imkansiza yakin diyorum.
0
slhmlr
ilk kez tatil için değil de master için (2 yıl) ülkeden ayrılıyorum. dilini bilmediğim bir yere gidiyorum (barcelona), ev tutamadım euro kuru mâlum, anca bir oda kiralayabildim buradan ama ilk defa oraya gittiğimde göreceğim odayı. fotoğrafları var ama ne çıkacağı belli değil. şehirde tanıdığım bir
ilk kez tatil için değil de master için (2 yıl) ülkeden ayrılıyorum. dilini bilmediğim bir yere gidiyorum (barcelona), ev tutamadım euro kuru mâlum, anca bir oda kiralayabildim buradan ama ilk defa oraya gittiğimde göreceğim odayı. fotoğrafları var ama ne çıkacağı belli değil. şehirde tanıdığım bir kişi bile yok. dolandırıcılığın falan da yüksek olduğu bir şehirmiş barcelona. ev sahibi adam gibi ingilizce bile konuşamıyor amk, aşırı stresliyim şu an. koç-bilkent'te devam edebilirdim aslında master'a, çok daha rahat olurdu sanki. gereksiz stres mi yapıyorum yoksa doğal mı bu süreç?
0
yeniden dogmus bir bebek gibi olacaksin.
dil yok
tanidik insan yok
cevreyi, dukkanlari bilmiyorsun.
sadece 2 tane valizin var yaninda getirdigin.
zor ama guzel. cok sey katabilir insana. her seyi kendin halledebildiginden o gelen ozgurluk, bagimsizlik hissi hicbir seye degisilmez. bol sans.
dil yok
tanidik insan yok
cevreyi, dukkanlari bilmiyorsun.
sadece 2 tane valizin var yaninda getirdigin.
zor ama guzel. cok sey katabilir insana. her seyi kendin halledebildiginden o gelen ozgurluk, bagimsizlik hissi hicbir seye degisilmez. bol sans.
0
herkes boyle basliyor, sikinti yapma yeni hayatinin tadini cikar. tabiki zorluklar olacak
0
Üzerinden 10 yıl geçmiş ama bundan 10 yıl önce ben de master için İspanya'ya doğru, kırık İspanyolcamla yola çıktım (Valencia). Gittiğimde otelde kaldım ve otelde kaldığım sürede önceden belirlediğim evleri gezdim, yani görmediğim bir odayı tutmadım. Fotoğraflar aldatıcı olabiliyor gerçekten.
İspanya'da İngilizce biraz zorlu bir durum. İnsanlar ya bilmiyorlar ya da anlasalar da konuşmaya utanıyorlar. İnsan zaman içinde konuşamasa bile anlamaya başlıyor, zaman içinde konuşmaya da başlıyor. Çabalarsanız dil konusunu kolaylıkla aşarsınız.
İspanyol insanları çok yardımsever ama Barcelona çok büyük ve kalabalık bir şehir, dolandırıcılık, hırsızlık, yankesicilik en az diğer büyük şehirler kadar yaygın. Çok turist almasının da etkisi var.
Bence sizi harika bir deneyim bekliyor. Ben hayatımın 3 yılını Valencia'da geçirdim ve gerçekten hala unutamadığım günler oldu benim için. Tekrar gider misin deseler bir saniye bile düşünmem.
İspanya'da İngilizce biraz zorlu bir durum. İnsanlar ya bilmiyorlar ya da anlasalar da konuşmaya utanıyorlar. İnsan zaman içinde konuşamasa bile anlamaya başlıyor, zaman içinde konuşmaya da başlıyor. Çabalarsanız dil konusunu kolaylıkla aşarsınız.
İspanyol insanları çok yardımsever ama Barcelona çok büyük ve kalabalık bir şehir, dolandırıcılık, hırsızlık, yankesicilik en az diğer büyük şehirler kadar yaygın. Çok turist almasının da etkisi var.
Bence sizi harika bir deneyim bekliyor. Ben hayatımın 3 yılını Valencia'da geçirdim ve gerçekten hala unutamadığım günler oldu benim için. Tekrar gider misin deseler bir saniye bile düşünmem.
0
Sen en azindan lisans bitirmissin. Ben ilk yurt disinda yasamaya ciktigimda 21 yasindaydim, hayatimda ikinci kez ucaga binecektim. 3G bile yoktu o zamanlar (Turkiye'de yani). Tanidigim kimse yoktu, ne yemek yiecegimi, ne su icecegimi bilmiyordum ama sonra hayatimin en guzel gunlerini gecirdim. Bir miktar stres yanlislardan donmeni engelleyecektir, asiri rahatlik da iyi degil ki genelde ulkemiz insani asiri rahattir. Bence bu nedenle bile dogru yoldasin.
Bir de universite mezunu bir kisisin. Endiselenme, 1910'larda Avrupa'dan insanlar yiyecek yemekleri olmadan New York'a gocmus. Her sey cok guzel olacak.
Bir de universite mezunu bir kisisin. Endiselenme, 1910'larda Avrupa'dan insanlar yiyecek yemekleri olmadan New York'a gocmus. Her sey cok guzel olacak.
0
Dili hiç bilmemek o stresin kaynağı. Genelde evler leş oluyor Barcelona´da, dediginiz gibi dolandirici da bol. Sokakta kalma tehlikesiyle bir hafta kafayi yemisti arkadasim Barcelona´da. Oluyor ve olacak aksilikler... Sehirde tanidiginiz yok ama birkac aya cevre edineceksinizdir oraya gelen yabanci ogrenci bayagi cok.
Gidince direkt üniversitenin yabanci ogrenci ofisiyle iletisime gecip, saglam bir yer bulmaya calisin.
Gidince direkt üniversitenin yabanci ogrenci ofisiyle iletisime gecip, saglam bir yer bulmaya calisin.
0
Biraz ispanyolca öğren de öyle git. Adam ingilizce bilmek zorunda değil.
0
insan neyle karşılaşabileceğini bilemiyor bu gibi durumlarda ama zamanla alışıyorsun. alışamayan da dönmek için yer arıyor zaten. ha alışılınca da dönmemek için bin takla atmaya başlıyor insan. ben almanya için yaşadım dediğin şeyi. genellemelere pek katılmam ama sıcak insanlarla karşılaşma şansın almanya'dakine nazaran bir tık yüksek diyebiliriz. almanya'da tanıştığım tüm ispanyollar kadın-erkek demeden aşırı sıcaktı. yine de şans işte, bilemezsin. ama bu durum nispeten rahatlatır seni ülkeye alışma sürecinde.
master dili ingilizce olacak sanırım. ne olursa olsun direkt ciddi disiplinli biçimde ispanyolca öğrenmeye da başla elbette. dilsiz olmaz. hem kolay diyebileceğimiz bir dil ispanyolca, bizim de dilimizin rahatlıkla dönebileceği bir dil.
bu arada, odayı uzaktan kiraladım dedin de para falan ödemedin önden değil mi?
master dili ingilizce olacak sanırım. ne olursa olsun direkt ciddi disiplinli biçimde ispanyolca öğrenmeye da başla elbette. dilsiz olmaz. hem kolay diyebileceğimiz bir dil ispanyolca, bizim de dilimizin rahatlıkla dönebileceği bir dil.
bu arada, odayı uzaktan kiraladım dedin de para falan ödemedin önden değil mi?
0
Yasadigin surec dogal ve iki sene sonra buyuk olasilikla hic donesin gelmeyecek.
Iki kurluk Ispanyolca ile Valencia'da 7 ayligina gitmistim ben de. Hayatimda bir iki minik yer ev hissi vermeye yaklasti ve Valencia'ya evim dedim. Olmek istedigim yer orasi. Su an "Burada is var, gel" deseler; isyerindeyim, evden bavulu almaya ugramadan dogrudan havaalanina giderim. Boyle de baglar insani.
Evi gitmeden once ayarlamistim (Bu arada idealista.com'dan guzel yerler bulunuyor) ve ne ev sahibi ne evdekiler Ingilizce biliyordu. Evin sadece fotograflarini gordum ve 7 ay o evde kaldim. Ancak, kontrati aylik aylik yaparsan, begenmezsen bir ay sonra baska bir yere gecebilirsin. Henuz kontrat imzalamamissindir diye dusunuyorum. Adam geldiginde aylik yapmayi ve begenirsen uzatacagini teklif et (Bunun Ispanyolcasini onceden yaz ya da soyleyeceksen hazirlan). Okullarda ev ilani cok oluyor, her yerde afisler oluyor zaten.
Iki kurluk Ispanyolca ile gitmistim ki daha yeni gecmis zamana baslamistik o zaman. Dolayisiyla "Bu bir ev", "Ali okula gidiyor" disindaki cumleleri anlamadan gittim. Insanlar hep uzun uzun konusuyorlardi (Ispanyollar genelde bir baslayinca bir araba laf etmeden susmuyorlar). Cevabi evet, hayir olan sorular soruyordum anlayayim diye. Evet ve hayir haric sozlukteki her kelimeyi soyluyorlardi. Ben de anlamayip yuzlerini iyi gorunce "Si, si, claro!" diyordum, kotu bir yuz gorunce "Ooo, noooo, de ninguna manera" diye olumsuz ne biliyorsam sayiyordum. Oyle oyle anlastik bir sure. Hatta bir kere kizin biri kotu suratla bir sey dedi bana, ben de baktim surati kotu, no'yu yapistirdim. Meger kizin yuzu 'resting bitch face' imis, daha da bozuldu kizin yuzu. Bir daha benimle konusmadi. Bugun hala neye no dedigimi bilmiyorum, arkamdan "Bilmiyor bu, oyle salliyor. Cok takma" benzeri beden dili hareketlerini gordum diger insanlarin ama bunun disinda hic geri tepmedi :) Iyi ki de o zaman oyle olmus, bugun gulerek hatirliyorum.
Barcelona'da o acidan sanslisin, Ingilizce konusani genclerde ve universitelerde cok Barcelona'nin ve Madrid'in; diger sehirler pek oyle degil. Bir de Barcelona Ispanya'nin en fazla yabanci bulabilecegin sehri, o yuzden Ingilizce ile biriyle anlasamazsan digeri ile anlasirsin. Hatta Ispanyolca konusursan "Katalanca konus essoglu essek" diyen birileri de cikabilir. (Ara ara oradaki arkadaslari ziyaret ediyordum, birkac kere basima geldi) Ancak, yaslilardan veya buyuklerden cok uluslu firmada is adami veya akademisyen degillerse Ingilizce bilmelerini pek bekleme. Kibarlik olsun diye "A little konusuyoruz" derler ama dedigini anlamazlar. Sen de zaten 5-6 aya derdini anlatacak kadar, 1 yila esprilerle ortami costuracak kadar ogrenirsin. Ya pasa pasa ya da ister istemez ogreniyor insan. 3. ay icinde bir zehirlenme gecirmistim ve hastayim diye laboratuvara ugramamistim. Dondugumde millet ne oldugunu sordu "Yedigim bir seyden zehirlendigimi saniyorum" diyecek kadar ogrenmistim; Ingilizce'deki which'li, that'li cumle baglamalara gelmistim. Gider yani o bir sure sonra, hic kafana takma. Okulda zaten muhtemelen bedava Ispanyolca kurslari vardir lisansustu ogrencileri icin, onlara gidersin. Laboratuvardaki kiz "Zehirlenmek Ispanyolcana iyi gelmis" demisti. Ilk giderken Ispanyolca konusma kartlari al, ihtiyacin oldugunda onlardan bakmak kolay oluyor. Gerci akilli telefon varken cok gerek olmayabilir ama cok yararlanmistim ben onlardan.
Ayrica, Barcelona'daki ortami Koc'ta, Bilkent'te bulamazsin. Ilk gidis biraz "Nereye geldim ki ben" havasi verir ama kisa surede alisirsin. Evini aramayabilirsin bile.
Dolandiricilik da sorun tabii ama ote kapkaccilik buyuk sorun. O da sundan ileri geliyor. Ispanya Avrupa'nin en cok cilek yetistiren ulkelerinden biri ve boyle dusuk statulu islerde yuksek oranda gocmen calistiriyor. 70'lerde Almanya'nin Turkleri almasi gibi zamaninda Ispanya'da Rumenleri almis cilek toplasinlar diye. Zaten ulkede adlari "gente de frase - cilekciler/cilek insanlari" olarak gecer. Cilek Mayis ayinda, yazin uretiliyor. Bu insanlar da sadece o aylarda calisiyor. Yilin geri kalan kisminda ya is bulmaya calisiyorlar ya da hirsizlikla geciniyorlar. Bu yuzden, millete Rumen dedin mi yaka silkiyor genelde. Metrolarda falan "Degerli esyalariniza dikkat ediniz" tarzi yazilar olur. Insanin da o an refleksi "Degerli esyalarim duruyor mu acaba" diye onlari kontrol etmek oluyor. O zaman kapkacci ya "Bakiniz, bu benim degerli esyam" diye yon gostermis oluyorsun. Degerli esyalarini orada burada kontrol etme.
Milletle anlamasan ya da anlasamasan bile konusmaktan cekinme. Akdeniz insani bunlar, en kotu beden diliyle anlasiliyor. Onlar da bizim gibi el kol hareketlerini cok kullaniyor. Dil olarak ne dedigini bilmesen bile bedenden anlayinca "Haaa" dersin zaten. Cem Yilmaz'in gosterisinde poncik gosterdigi an gibi konusmaktan cekinme.
www.youtube.com
Bu arada eyaletlerin kendi dilleri var, haliyle Barcelona'da da Katalanca eyalet dili. Valencia'da universitede sabah dersler Ispanyolcaydi, ogleden sonra Valensiyacaydi ayni ders. Tabii Ingilizce programlar disinda, lisans ogrencileri icin soyluyorum. Bir arkadasim UPC'de doktora yapti. tez savunmasini Ispanyolca istediler, juriden iki kisi Ingilizce konusunca anlamiyormus. Valencia'da ilk markete gittigimde kuru nane ariyordum ve ne oldugunu bilmiyordum. Birine Ingilizce sordum "Burasi Ispanya, Ispanyolca konus" dedi, yanlis bir sekilde Ispanyolca soyledim (yas nane menta, kuru nane hierba buena imis. Ben dogrudan menta'nin kuru olanlarindan istemisim), adam "Burasi Valencia, Valenciano konus" dedi, "Essegin seyi" dedim ben de Turkce. Ilk zamanlar boyle tokezlemeler oluyor ama sonradan gulerek hatirliyorsun, anlatacak bir seylerin oluyor. Birkac aya oranin agasi gibi dolasmaya baslarsin rahatlikla.
Ispanya'nin en guzel yani, gercekten konusma ve dusunme ozgurlugunun olmasi. Laboratuvarcak toplantiya girdik. Doktora ogrencileri falan var, profesorler var. Profesorun biri bir fikir onerdi, pgrencisi atlayip "Fikriniz pek b.ktan" dedi mesela. Ben orada "Hiiii, nasil ya?!?!" cekerken, millet sakin sakin oturdu fikirleri tartisti falan. Tabii boyle yapma ama Ispanya'nin en guzel yeri agzina geleni soyleyebilmen ve kimsenin bunu kisisellestirmemesi, bunun yuzunden basina bir is gelmemesi. Amerika'ya ozgurluk var derler, Ispanya'daki gibi ozgurluk yok. O yuzden hata yapmaktan ya da yanlis bir sey soylemekten cekinme. Herkes buyuk iddialarda bulunur, cok kibar da degildirler. Sokakta kufurleri noktalama isareti gibi duyarsin. Sen azicik yanlis bir sey soyledin diye basina bir is gelmez.
Basarilar simdiden. Orada az arkadasim var ama bir sorun olursa, arkadaslarima ulasirim.
Iki kurluk Ispanyolca ile Valencia'da 7 ayligina gitmistim ben de. Hayatimda bir iki minik yer ev hissi vermeye yaklasti ve Valencia'ya evim dedim. Olmek istedigim yer orasi. Su an "Burada is var, gel" deseler; isyerindeyim, evden bavulu almaya ugramadan dogrudan havaalanina giderim. Boyle de baglar insani.
Evi gitmeden once ayarlamistim (Bu arada idealista.com'dan guzel yerler bulunuyor) ve ne ev sahibi ne evdekiler Ingilizce biliyordu. Evin sadece fotograflarini gordum ve 7 ay o evde kaldim. Ancak, kontrati aylik aylik yaparsan, begenmezsen bir ay sonra baska bir yere gecebilirsin. Henuz kontrat imzalamamissindir diye dusunuyorum. Adam geldiginde aylik yapmayi ve begenirsen uzatacagini teklif et (Bunun Ispanyolcasini onceden yaz ya da soyleyeceksen hazirlan). Okullarda ev ilani cok oluyor, her yerde afisler oluyor zaten.
Iki kurluk Ispanyolca ile gitmistim ki daha yeni gecmis zamana baslamistik o zaman. Dolayisiyla "Bu bir ev", "Ali okula gidiyor" disindaki cumleleri anlamadan gittim. Insanlar hep uzun uzun konusuyorlardi (Ispanyollar genelde bir baslayinca bir araba laf etmeden susmuyorlar). Cevabi evet, hayir olan sorular soruyordum anlayayim diye. Evet ve hayir haric sozlukteki her kelimeyi soyluyorlardi. Ben de anlamayip yuzlerini iyi gorunce "Si, si, claro!" diyordum, kotu bir yuz gorunce "Ooo, noooo, de ninguna manera" diye olumsuz ne biliyorsam sayiyordum. Oyle oyle anlastik bir sure. Hatta bir kere kizin biri kotu suratla bir sey dedi bana, ben de baktim surati kotu, no'yu yapistirdim. Meger kizin yuzu 'resting bitch face' imis, daha da bozuldu kizin yuzu. Bir daha benimle konusmadi. Bugun hala neye no dedigimi bilmiyorum, arkamdan "Bilmiyor bu, oyle salliyor. Cok takma" benzeri beden dili hareketlerini gordum diger insanlarin ama bunun disinda hic geri tepmedi :) Iyi ki de o zaman oyle olmus, bugun gulerek hatirliyorum.
Barcelona'da o acidan sanslisin, Ingilizce konusani genclerde ve universitelerde cok Barcelona'nin ve Madrid'in; diger sehirler pek oyle degil. Bir de Barcelona Ispanya'nin en fazla yabanci bulabilecegin sehri, o yuzden Ingilizce ile biriyle anlasamazsan digeri ile anlasirsin. Hatta Ispanyolca konusursan "Katalanca konus essoglu essek" diyen birileri de cikabilir. (Ara ara oradaki arkadaslari ziyaret ediyordum, birkac kere basima geldi) Ancak, yaslilardan veya buyuklerden cok uluslu firmada is adami veya akademisyen degillerse Ingilizce bilmelerini pek bekleme. Kibarlik olsun diye "A little konusuyoruz" derler ama dedigini anlamazlar. Sen de zaten 5-6 aya derdini anlatacak kadar, 1 yila esprilerle ortami costuracak kadar ogrenirsin. Ya pasa pasa ya da ister istemez ogreniyor insan. 3. ay icinde bir zehirlenme gecirmistim ve hastayim diye laboratuvara ugramamistim. Dondugumde millet ne oldugunu sordu "Yedigim bir seyden zehirlendigimi saniyorum" diyecek kadar ogrenmistim; Ingilizce'deki which'li, that'li cumle baglamalara gelmistim. Gider yani o bir sure sonra, hic kafana takma. Okulda zaten muhtemelen bedava Ispanyolca kurslari vardir lisansustu ogrencileri icin, onlara gidersin. Laboratuvardaki kiz "Zehirlenmek Ispanyolcana iyi gelmis" demisti. Ilk giderken Ispanyolca konusma kartlari al, ihtiyacin oldugunda onlardan bakmak kolay oluyor. Gerci akilli telefon varken cok gerek olmayabilir ama cok yararlanmistim ben onlardan.
Ayrica, Barcelona'daki ortami Koc'ta, Bilkent'te bulamazsin. Ilk gidis biraz "Nereye geldim ki ben" havasi verir ama kisa surede alisirsin. Evini aramayabilirsin bile.
Dolandiricilik da sorun tabii ama ote kapkaccilik buyuk sorun. O da sundan ileri geliyor. Ispanya Avrupa'nin en cok cilek yetistiren ulkelerinden biri ve boyle dusuk statulu islerde yuksek oranda gocmen calistiriyor. 70'lerde Almanya'nin Turkleri almasi gibi zamaninda Ispanya'da Rumenleri almis cilek toplasinlar diye. Zaten ulkede adlari "gente de frase - cilekciler/cilek insanlari" olarak gecer. Cilek Mayis ayinda, yazin uretiliyor. Bu insanlar da sadece o aylarda calisiyor. Yilin geri kalan kisminda ya is bulmaya calisiyorlar ya da hirsizlikla geciniyorlar. Bu yuzden, millete Rumen dedin mi yaka silkiyor genelde. Metrolarda falan "Degerli esyalariniza dikkat ediniz" tarzi yazilar olur. Insanin da o an refleksi "Degerli esyalarim duruyor mu acaba" diye onlari kontrol etmek oluyor. O zaman kapkacci ya "Bakiniz, bu benim degerli esyam" diye yon gostermis oluyorsun. Degerli esyalarini orada burada kontrol etme.
Milletle anlamasan ya da anlasamasan bile konusmaktan cekinme. Akdeniz insani bunlar, en kotu beden diliyle anlasiliyor. Onlar da bizim gibi el kol hareketlerini cok kullaniyor. Dil olarak ne dedigini bilmesen bile bedenden anlayinca "Haaa" dersin zaten. Cem Yilmaz'in gosterisinde poncik gosterdigi an gibi konusmaktan cekinme.
www.youtube.com
Bu arada eyaletlerin kendi dilleri var, haliyle Barcelona'da da Katalanca eyalet dili. Valencia'da universitede sabah dersler Ispanyolcaydi, ogleden sonra Valensiyacaydi ayni ders. Tabii Ingilizce programlar disinda, lisans ogrencileri icin soyluyorum. Bir arkadasim UPC'de doktora yapti. tez savunmasini Ispanyolca istediler, juriden iki kisi Ingilizce konusunca anlamiyormus. Valencia'da ilk markete gittigimde kuru nane ariyordum ve ne oldugunu bilmiyordum. Birine Ingilizce sordum "Burasi Ispanya, Ispanyolca konus" dedi, yanlis bir sekilde Ispanyolca soyledim (yas nane menta, kuru nane hierba buena imis. Ben dogrudan menta'nin kuru olanlarindan istemisim), adam "Burasi Valencia, Valenciano konus" dedi, "Essegin seyi" dedim ben de Turkce. Ilk zamanlar boyle tokezlemeler oluyor ama sonradan gulerek hatirliyorsun, anlatacak bir seylerin oluyor. Birkac aya oranin agasi gibi dolasmaya baslarsin rahatlikla.
Ispanya'nin en guzel yani, gercekten konusma ve dusunme ozgurlugunun olmasi. Laboratuvarcak toplantiya girdik. Doktora ogrencileri falan var, profesorler var. Profesorun biri bir fikir onerdi, pgrencisi atlayip "Fikriniz pek b.ktan" dedi mesela. Ben orada "Hiiii, nasil ya?!?!" cekerken, millet sakin sakin oturdu fikirleri tartisti falan. Tabii boyle yapma ama Ispanya'nin en guzel yeri agzina geleni soyleyebilmen ve kimsenin bunu kisisellestirmemesi, bunun yuzunden basina bir is gelmemesi. Amerika'ya ozgurluk var derler, Ispanya'daki gibi ozgurluk yok. O yuzden hata yapmaktan ya da yanlis bir sey soylemekten cekinme. Herkes buyuk iddialarda bulunur, cok kibar da degildirler. Sokakta kufurleri noktalama isareti gibi duyarsin. Sen azicik yanlis bir sey soyledin diye basina bir is gelmez.
Basarilar simdiden. Orada az arkadasim var ama bir sorun olursa, arkadaslarima ulasirim.
0
gezegen olan pluton
Glisemik indeksi 25 gözüküyor, rahat rahat bundan yapılmış pizza, kurabiye yiyebilir miyiz?
Glisemik indeksi 25 gözüküyor, rahat rahat bundan yapılmış pizza, kurabiye yiyebilir miyiz?
0
ne bu abur cubur sevdası arkadaş. yiyeceksen bir tane ye güzelinden ye. pizzanın en kötü yanı unu mu? kurabiyenin şekeri yok mu? geçiniz bunları. hayır demeyi, haftada bi tane ile yetinmeyi öğreniniz.
0
Tadi cok agir, hos degil. Bazen pancake tariflerinde oluyor diye aldim, bir kasiktan fazla koyunca tadi bastiriyor her aromayi. Sadece soya unuyla yapilmis pizza, kurabiye vs. de duymadim bunca yillik veganim.
Ek: Traveller yazinca, eklemede bulunmak istedim. Iyi bir baglayici, yumurta yerine kullanmistim ben de. Gorevini yerine getiriyor bu durumda.
Ek: Traveller yazinca, eklemede bulunmak istedim. Iyi bir baglayici, yumurta yerine kullanmistim ben de. Gorevini yerine getiriyor bu durumda.
0
hold short of the runway
O değil de bu sene neden hiç metal konseri ya da festival yok? Ya da oldu da biz mi duymadık. Aralık'ta At the Gates gelecek haberi aldık o sadece, onun dışında ses seda yok sanırım. Ekonomik sebepler olduğunu tahmin ediyorum. Ya da arz talep meselesi mi?
O değil de bu sene neden hiç metal konseri ya da festival yok? Ya da oldu da biz mi duymadık. Aralık'ta At the Gates gelecek haberi aldık o sadece, onun dışında ses seda yok sanırım. Ekonomik sebepler olduğunu tahmin ediyorum. Ya da arz talep meselesi mi?
0
o kadar çok turk rock festivali yapılıyor ki, sırf ortam olsun diye gelen %50 kitle zaten doymuş oluyor konsere. birde gruplar tercih etmiyor dünyanın gozunde suriye gibiyiz
0
O gunler bitti kardes. O organizasyonlar sikinti artik tr'de. O yuzden olmuyor.
Neyseki ben metal muzik dinleme phaze'ini gectim, darisi basiniza.
Neyseki ben metal muzik dinleme phaze'ini gectim, darisi basiniza.
0
Destruction geliyor, Orphaned Land geliyor, Pain of Salvation vardı sanırım, Empyrium geliyor. Zeytinli'ye Sepultura gidiyor. Evet, bir sonisphere bir rock the nations yok ama bu konserlere giderek diğerlerinin gerçekleştirilmesini sağlamak da önemli gibi sanki.
0
Sormak istediğiniz etiketi büyük gruplar ise Metallica üzerinden örnek verelim. Dolar 5 liradan 7 liraya çıktığı zaman 2 günde 4.5 milyon lira artmış oldu kaşeleri. 2014'te getiren organizatör önümüzdeki sene için getirmeyi planlıyordu ama hal böyle olunca yandı o planlar.
0
Küçük çaplı festivaller hala var. Türkiye'de festival düzenlenmesi artık bayağı zor. Dolar/Euro kuru yüzünden. Tek tek geleni çıkıyor hala sanırsam.
Bunun yanında, eskisi gibi Sonisphereler bir daha organize edilmez herhalde, sadece Türkiye için de değil bu durum. Eskisi gibi bir müzik üretimi de olmuyor.
Bu yaz şansa Baden im Blut'a gittim, gittiğim şehirde canlı müzik sesi duyup yolu izledim. Avrupa'da hala dinleyici kitle var bence. Denk geldiğim, afişlerini gördüğüm küçük çaplı festival de çok.
Bunun yanında, eskisi gibi Sonisphereler bir daha organize edilmez herhalde, sadece Türkiye için de değil bu durum. Eskisi gibi bir müzik üretimi de olmuyor.
Bu yaz şansa Baden im Blut'a gittim, gittiğim şehirde canlı müzik sesi duyup yolu izledim. Avrupa'da hala dinleyici kitle var bence. Denk geldiğim, afişlerini gördüğüm küçük çaplı festival de çok.
0
yarey
https://www.decathlon.com.tr/elops-120-yuksek-kadro-id_8487237.html sehir bisikletihttps://www.decathlon.com.tr/triban-500-yol-bisikleti--id_8377759.html yol bisikletiyol bisikletinin, sehir bisikletine göre artisi nedir? bu fark sehir bisikletinden yol bisikletine geçecek kadar buyuk mu?bende sehir
www.decathlon.com.tr sehir bisikleti
www.decathlon.com.tr yol bisikleti
yol bisikletinin, sehir bisikletine göre artisi nedir? bu fark sehir bisikletinden yol bisikletine geçecek kadar buyuk mu?
bende sehir bisikleti var ama söyle günlerce uzun uzun mesafe katetmek istiyorum.
bana yol bisikletlerinin gidonu çok assagida gibi geliyor, çok yorucu olsa gerek.
arti yol bisikletleri çok pahali, deger mi gerçekten?
özet: sehir bisikletiyle uzun yol katedilir mi yoksa illa yol bisikleti sart mi? neden sart?
www.decathlon.com.tr yol bisikleti
yol bisikletinin, sehir bisikletine göre artisi nedir? bu fark sehir bisikletinden yol bisikletine geçecek kadar buyuk mu?
bende sehir bisikleti var ama söyle günlerce uzun uzun mesafe katetmek istiyorum.
bana yol bisikletlerinin gidonu çok assagida gibi geliyor, çok yorucu olsa gerek.
arti yol bisikletleri çok pahali, deger mi gerçekten?
özet: sehir bisikletiyle uzun yol katedilir mi yoksa illa yol bisikleti sart mi? neden sart?
0
Şehir bisikleti adı üstünde. Markete gider önündeki sepeti doldurur gelirsin. Konfor odaklıdır, ekseriyetle göbekten 3 viteslidir. Aerodinamik değildir, hafif de değildir genelde.
Yol bisikletinde ise daha hafif kadro kullanılır, o sürüş pozisyonu da fazla rüzgar yeme daha az eforla daha fazla yol yap diye öyle. Daha detaylısını yol bisikleti uzmanları yazsın ben şehir bisikleti süren adamım.
Yol bisikletinde ise daha hafif kadro kullanılır, o sürüş pozisyonu da fazla rüzgar yeme daha az eforla daha fazla yol yap diye öyle. Daha detaylısını yol bisikleti uzmanları yazsın ben şehir bisikleti süren adamım.
0
Sıkı tutunun manav gibi cevap geliyor :D
Şu ilerideki markete, pazara gidem, hafta sonları püfür püfür azıcık bineyim sahil kenarında gibi sebepler varsa şehir alınız.
Vay efendim ben şimdi çıksam evvela bi 25 km yapsam, sonra 35 yapsam onu, gün aşırı 40 45 km binsem, sonra arada 100 ve ilerisi km'lik turlara çıkayım. Gibi amaçlar varsa yol bisikleti daha makul olacaktır.
Kafalar karışıksa hala dağ bisikleti alıp tekerleklerini jantın aldığı kadar inceltin hibrid, hibrid dolaşın zaten zaman içinde ekstra bir ihtiyaç varsa baş gösterir lan böyle olmuyo bi x lazım diye.
Şu ilerideki markete, pazara gidem, hafta sonları püfür püfür azıcık bineyim sahil kenarında gibi sebepler varsa şehir alınız.
Vay efendim ben şimdi çıksam evvela bi 25 km yapsam, sonra 35 yapsam onu, gün aşırı 40 45 km binsem, sonra arada 100 ve ilerisi km'lik turlara çıkayım. Gibi amaçlar varsa yol bisikleti daha makul olacaktır.
Kafalar karışıksa hala dağ bisikleti alıp tekerleklerini jantın aldığı kadar inceltin hibrid, hibrid dolaşın zaten zaman içinde ekstra bir ihtiyaç varsa baş gösterir lan böyle olmuyo bi x lazım diye.
0
Yol bisikleti performans, şehir bisikleti konfor amaçlıdır. Hybrid tabir ettiğimiz düz maşa bir bisiklet yeni başlayan için biçilmiş kaftandir. Uzun yol yapmak istiyorsan bagaja, çamurluğa ihtiyacın olacak. Konfor arayacaksın vs.
0
Şehir bisikleti var, şehir bisikleti var.
encrypted-tbn1.gstatic.com
Bu da şehir bisikleti diye geçiyor. Bisikletle uzun süre vakit geçirmemiş birinin yol bisikleti almasını tavsiye etmiyorum. Pozisyonu rahatsız, teferruatlı, lastiği kolay patlar vs.
Senin koyduğun şehir bisikletiyle uzun yola çıkılır ama çıkılmaz, gereksiz ağır. Benimkinin tarzı sana daha uygun bence. Hem bakkala gidersin hem de günde 100-150 km yol yapabilirsin.
encrypted-tbn1.gstatic.com
Bu da şehir bisikleti diye geçiyor. Bisikletle uzun süre vakit geçirmemiş birinin yol bisikleti almasını tavsiye etmiyorum. Pozisyonu rahatsız, teferruatlı, lastiği kolay patlar vs.
Senin koyduğun şehir bisikletiyle uzun yola çıkılır ama çıkılmaz, gereksiz ağır. Benimkinin tarzı sana daha uygun bence. Hem bakkala gidersin hem de günde 100-150 km yol yapabilirsin.
0
Hibritler hem uzun yol hem sehir icin uygun, eger cok profesyonel kullanmayacaksaniz uzun yolda ve hizli surmek gibi bir amaciniz yoksa... Ben ikisiyle de birkac haftalik tura ciktim. Hibriti bozuk yoldaki, orman icindeki, cakilli yoldaki vs. performansindan dolayi tercih ederim. Sizin amaciniza ve beklentinize bagli her sey. Bir de, uzun yoldan kasit nedir? Kimi icin 30 km uzun yol, kimi icin 100 km.
Bu linkteki 18 kiloluk ayi ile uzun yol zor tabii. 13-14 kiloluklara bakin.
Bu linkteki 18 kiloluk ayi ile uzun yol zor tabii. 13-14 kiloluklara bakin.
0
zunkatsar
Son 24 saatte Her türlü katı sıvı vs olarak ne girdi ağzınızdan içeri?MİKTARLARIYLA yazarsanız sevinirim.
Son 24 saatte Her türlü katı sıvı vs olarak ne girdi ağzınızdan içeri?
MİKTARLARIYLA yazarsanız sevinirim.
MİKTARLARIYLA yazarsanız sevinirim.
0
7-8 bardak çay. Dilimlenmiş ekmekte 7-8 tane tost. 1 salatalık, 3-4 çeri domates, kibrit kutusu kadar tereyağı, 7-8 zeytin. 3 yumurta sarısı, 2 bardak ayran, 1 tabak makarna, yarım büyük paket cips, çekirdek...
0
Dün saat 13:30'dan itibaren
1 kase aşure
1 kase patlamış mısır
1/4 gözleme
1 porsiyon kaşarlı mantar sote ve çoban salata
2 bardak diyet kola
1,5 litre su
1 yumurta, 1 dilim beyaz peynir, 1 dilim kepekli ekmek, yarım çatal, 3 zeytin, 1 çay kaşığı mayonez, yarım domates, 1 salatalık, 3 bardak çaydan oluşan kahvaltı.
1 litre su
1 tane buzlu sütlü kahve.
1 kase aşure
1 kase patlamış mısır
1/4 gözleme
1 porsiyon kaşarlı mantar sote ve çoban salata
2 bardak diyet kola
1,5 litre su
1 yumurta, 1 dilim beyaz peynir, 1 dilim kepekli ekmek, yarım çatal, 3 zeytin, 1 çay kaşığı mayonez, yarım domates, 1 salatalık, 3 bardak çaydan oluşan kahvaltı.
1 litre su
1 tane buzlu sütlü kahve.
0
1 profiterol
1,5 kepçe sebze çorbası
5 dilim fırında kabak
1 kuru incir
3 dilim şeftali
1 dilim keçi peyniri
5-6 tane kırma zeytin
5-6 tane kuru domates
1/4 omlet
Su dışında sıvı tüketmedim
(Şekerli çok yemişim :( )
1,5 kepçe sebze çorbası
5 dilim fırında kabak
1 kuru incir
3 dilim şeftali
1 dilim keçi peyniri
5-6 tane kırma zeytin
5-6 tane kuru domates
1/4 omlet
Su dışında sıvı tüketmedim
(Şekerli çok yemişim :( )
0
3 bardak ice tea
2 yumurta
3-4 bardak su
5 dilim pizza
4 lahmacun
1 şişe soda
5 bardak vodka
4 şişe bira
1 paket çubuk kraker
2 yumurta
3-4 bardak su
5 dilim pizza
4 lahmacun
1 şişe soda
5 bardak vodka
4 şişe bira
1 paket çubuk kraker
0
Falza buyuk bir sey girmedi agzima.
-Bir tabak bulgur pilavi
-bir tabak pirinc pilavi
-400 gr civari kirmizi et
-bir porsiyon civari salata
-1 bardak gazoz
-1 bardak fanta
-2 cay bardagi cay
-1 fincan granul kahve
-350-400ml sut
-30gr protein tozu
-1 yumurta (sahanda)
-100gr suzulmus ton baligi
-1 bardak kola (kahretsin yine ictim)
-az miktarda kahvaltilik
-Bir tabak bulgur pilavi
-bir tabak pirinc pilavi
-400 gr civari kirmizi et
-bir porsiyon civari salata
-1 bardak gazoz
-1 bardak fanta
-2 cay bardagi cay
-1 fincan granul kahve
-350-400ml sut
-30gr protein tozu
-1 yumurta (sahanda)
-100gr suzulmus ton baligi
-1 bardak kola (kahretsin yine ictim)
-az miktarda kahvaltilik
0
Kahve, pirinç suyu, kuru domatesli bulgur pilavı, Yulaf kepeği, domates, zeytin
0
İki salatalık
1.5-2 kibrit kutusu peynir
5’te bir simit
Bir tabak nohut
İki dilim Uno’msı ekmek
Üç Angelik-anjelik(?) erik
Bir adet lokum ve bir ceviz (ikram)
Bir mojito
Birtakım sular
1.5-2 kibrit kutusu peynir
5’te bir simit
Bir tabak nohut
İki dilim Uno’msı ekmek
Üç Angelik-anjelik(?) erik
Bir adet lokum ve bir ceviz (ikram)
Bir mojito
Birtakım sular
0
dün:
1 haşlanmış yumurta
4-5 zeytin
1 dilim ekmek
1 büyük kupa sade filtre kahve
2 kase sebze çorbası
1 kase sade makarna ve çoban salata
15 tane (ortalama) yeşil üzüm
1 avuç ayçekirdeği ve leblebi karışık
bugün:
1 tulum peynirli tost
2 salatalık
1 fincay çay
1 fincan sade nescafe
1 haşlanmış yumurta
4-5 zeytin
1 dilim ekmek
1 büyük kupa sade filtre kahve
2 kase sebze çorbası
1 kase sade makarna ve çoban salata
15 tane (ortalama) yeşil üzüm
1 avuç ayçekirdeği ve leblebi karışık
bugün:
1 tulum peynirli tost
2 salatalık
1 fincay çay
1 fincan sade nescafe
0
15.00 itibariyle:
Domates corbasi- yarim tabak
Pici makarna, kuru mantarli ve sebzeli- bir tabak
Mevsim salata- az. cok az. üsendim yapmaya.
2 bardak Barbera sarap.
Bu sabah itibariyle:
1 incir, 1 bretzel, 1 filtre kahve ve 1 yulaf sutlu soguk kahve.
--
Cok sicak hava ve disarida fazlaca vakit gecirdigimden normalde yedigimden cok daha az olmus.
Domates corbasi- yarim tabak
Pici makarna, kuru mantarli ve sebzeli- bir tabak
Mevsim salata- az. cok az. üsendim yapmaya.
2 bardak Barbera sarap.
Bu sabah itibariyle:
1 incir, 1 bretzel, 1 filtre kahve ve 1 yulaf sutlu soguk kahve.
--
Cok sicak hava ve disarida fazlaca vakit gecirdigimden normalde yedigimden cok daha az olmus.
0
3-4 dilim patatesli pide
1 tabak bamya
2 küçük çikolata
Bir tatlı tabağından biraz fazla un helvası
Yarım şeftali
1 elma
Dondurmalı ıslak kek
Bunlar son 24 saatin düne ait kısmıydı. Bu sabahtan beri yediklerim de şöyle:
1 tabak domates soslu karışık kızartma
9-10 adet zeytin
Çeyrek kadar ekmek
3-4 ceviz
Biraz tereyağı ve reçel
Kibrit kutusu kadar peynir
3 bardak çay
10-15 bardak su
1 tabak bamya
2 küçük çikolata
Bir tatlı tabağından biraz fazla un helvası
Yarım şeftali
1 elma
Dondurmalı ıslak kek
Bunlar son 24 saatin düne ait kısmıydı. Bu sabahtan beri yediklerim de şöyle:
1 tabak domates soslu karışık kızartma
9-10 adet zeytin
Çeyrek kadar ekmek
3-4 ceviz
Biraz tereyağı ve reçel
Kibrit kutusu kadar peynir
3 bardak çay
10-15 bardak su
0
x0x0
die lehlerin Blablatelefonu kaydediyoruz diyelim adı da kişinin blabla. bu şekilde doğru oluyor dimi mesleği ile kaydetmek istediğimizde?
die lehlerin Blabla
telefonu kaydediyoruz diyelim adı da kişinin blabla. bu şekilde doğru oluyor dimi mesleği ile kaydetmek istediğimizde?
telefonu kaydediyoruz diyelim adı da kişinin blabla. bu şekilde doğru oluyor dimi mesleği ile kaydetmek istediğimizde?
0
Almanya icin soyluyorum, meslek isim basinda kullanilmiyor. Sanirim Avusturya´da farkli bu durum? Hitapta kullanılmaz meslek, en azından ögretmenlik mesleginde, sadece soyadı kullanılır. Sınıftakiler 'Frau Müller' der mesela. Sizin kulllandıgınız gibi bir kullanım duymadım, görmedim.
Bir de, Frau Lehrer kullanimi eskiden varmis. Frau Anwalt, Frau Doktor kullanimi hala var. Ve bunlar sadece meslek belirtiyor diye generisches Maskulinum halinde bırakıyorlar(dı).
Ben olsam Frau BLABLA, meine X Lehrer*in diye falan kaydederdim. Hitap ederken nasıl olsa böyle kullanımı yok, istediğiniz gibi kaydedin.
Bir de, Frau Lehrer kullanimi eskiden varmis. Frau Anwalt, Frau Doktor kullanimi hala var. Ve bunlar sadece meslek belirtiyor diye generisches Maskulinum halinde bırakıyorlar(dı).
Ben olsam Frau BLABLA, meine X Lehrer*in diye falan kaydederdim. Hitap ederken nasıl olsa böyle kullanımı yok, istediğiniz gibi kaydedin.
0
sinx90
Kadınlara sorum böyle biri sizle evlenmek isterse siyasi olarak farklı düsünseniz bile evlenir misiniz ?
Kadınlara sorum böyle biri sizle evlenmek isterse siyasi olarak farklı düsünseniz bile evlenir misiniz ?
0
Evlenmem.
Siyasi olarakbenimle aynı görüşteki bi mv ile de evlenmem. Çok yoğun bi tempoyla yaşıyolar ve hayatlarının merkezinde vekillik ve parti var. Sürekli 2.planda kalmayı istemem. Bazen günlerce eve uğramadığı olucak mesela, ı ıh.
Siyasi olarakbenimle aynı görüşteki bi mv ile de evlenmem. Çok yoğun bi tempoyla yaşıyolar ve hayatlarının merkezinde vekillik ve parti var. Sürekli 2.planda kalmayı istemem. Bazen günlerce eve uğramadığı olucak mesela, ı ıh.
0
Bana ve ya başkalarna düşünce ve yaşam tarzı dayatmadığı sürece sorun yok. İster oruç tutsun ister hacı dedesine sinirlenip atayiz olsun.
0
Basligi degistirip acun ilicali yapsan acaba ne cevaplar gelir merak ettim
0
buradaki arkadaşlar muhakkak samimidirler. onları tenzih ederim. ayrıca tüm kadınlar kendini para karşılığı satar da demiyorum. ve fakat kadınlardan ilişkilere dair konularda dürüst cevap alamazsın. kadınlar güçlü ama kötü, gerici, zalim vb. bir adama kapılmadan önce ona aşık olacak kadar zekidir. kendi iç dünyasında da mutludur yani eskiden özgürlükçü olup da ak parti gençlik kolları bilmemnesi ile evlenip kapanan kadın mesela...
0
bu soruların peşin hükümlü net cevapları olabileceğine inanmıyorum.
belki tanıdıkça sevecek veye makam mevkisi de etkili olarak zamanla kafasına yatıp mantık evliliği yapacak.
ya da şimdi evlenirim der ama tanıdıkça sevmeyecek veya hayatının kendisine uygun olmadığını anlayacak.
tanımadan, bu yollara girmeden söylenen şeyler afaki.
belki tanıdıkça sevecek veye makam mevkisi de etkili olarak zamanla kafasına yatıp mantık evliliği yapacak.
ya da şimdi evlenirim der ama tanıdıkça sevmeyecek veya hayatının kendisine uygun olmadığını anlayacak.
tanımadan, bu yollara girmeden söylenen şeyler afaki.
0
kadın değilim baştan söyleyeyim.
evlenmem diyenlerin bence birçoğu evlenir.
belki baştan çekici olmayan biri olarak gelir. düşüncelerimiz uymaz der.
ama sonra o kadınla birlikte olmak için eldeki tüm imkanların kullanıldığı düşünülürse kadınlar da bence karşısında boyun eğilmesinin, el pençe durulmasının getirdiği ego tatmini ile gönlü çelinir.
ayaklarına serilecek olan malı, mülkü, serveti ve bunların yanında dediğim gibi binlerce insanın kulunuz köleniz oluşunu izledikçe aşık olursunuz. böyle bir şeye tav olmayacak kadın tanımıyorum en azından sözlük kızlarını okuduğum kadarıyla. ateistim diyenler de ilk günün senesinde türbana girerler.
sadece sevmedikleri insanlardan bu şekilde intikam almak için bile bunu yapan özgürlükçü hanım kızlarımız olacaktır.
amannn türkiye'yi ben mi kurtaracağım diyenler olup sefa sürenler de olacaktır.
düşünsenize yaptığınız hiçbir şeyin hesabı sorulmayacak ve sizi savunan milyonlar arkanızda olacak. böyle bir güç.
o sahte cennetlerinde ''olm akp o kadar da kötü değilmiş, insan içlerine girmeyince bilemiyor'' diye başlayan düşünceleri ile koyu bir akp fanatiği olurlar ve ömürlerinin geri kalan kısmını chp'ye söverek geçirirler.
milletvekili falan olmasına da gerek yok biraz genç bir il başkanı olsun yeter.
ancak bunu yapmamak için ahlakınızı ciddi olarak eğitmiş olmanız gerek. o da çok zor. dünyevi zevkleri ret edip, insanda olması gereken erdemleri iyice içleştirmeniz gerek.
evlenmem diyenlerin bence birçoğu evlenir.
belki baştan çekici olmayan biri olarak gelir. düşüncelerimiz uymaz der.
ama sonra o kadınla birlikte olmak için eldeki tüm imkanların kullanıldığı düşünülürse kadınlar da bence karşısında boyun eğilmesinin, el pençe durulmasının getirdiği ego tatmini ile gönlü çelinir.
ayaklarına serilecek olan malı, mülkü, serveti ve bunların yanında dediğim gibi binlerce insanın kulunuz köleniz oluşunu izledikçe aşık olursunuz. böyle bir şeye tav olmayacak kadın tanımıyorum en azından sözlük kızlarını okuduğum kadarıyla. ateistim diyenler de ilk günün senesinde türbana girerler.
sadece sevmedikleri insanlardan bu şekilde intikam almak için bile bunu yapan özgürlükçü hanım kızlarımız olacaktır.
amannn türkiye'yi ben mi kurtaracağım diyenler olup sefa sürenler de olacaktır.
düşünsenize yaptığınız hiçbir şeyin hesabı sorulmayacak ve sizi savunan milyonlar arkanızda olacak. böyle bir güç.
o sahte cennetlerinde ''olm akp o kadar da kötü değilmiş, insan içlerine girmeyince bilemiyor'' diye başlayan düşünceleri ile koyu bir akp fanatiği olurlar ve ömürlerinin geri kalan kısmını chp'ye söverek geçirirler.
milletvekili falan olmasına da gerek yok biraz genç bir il başkanı olsun yeter.
ancak bunu yapmamak için ahlakınızı ciddi olarak eğitmiş olmanız gerek. o da çok zor. dünyevi zevkleri ret edip, insanda olması gereken erdemleri iyice içleştirmeniz gerek.
0
Evlenmem derim soruldugunda ama is ciddiye binerse bir anda fikrim degisir ve kabul ederim muhtemelen. Kendimi kandirir, kendime bir takim ozurler bulurum bunun icin.
Kadin degilim ama kendimi kadin yerine koydum.
Kadin degilim ama kendimi kadin yerine koydum.
0
Evlenmem.
Muhafazakar bir ortama katlanabileceğimi sanmıyorum.
Muhafazakar bir ortama katlanabileceğimi sanmıyorum.
0
Para ve güç için evlenecek milyon dolu. Başına gelse atlayacak insan burda da çok. Kimi hayır der ama geçeceksin o işi.
Ömür boyu hayatı kurtulcak.
Ben evlenmem para ve güç başkasından gelmesine ihtiyaç yok.
Ömür boyu hayatı kurtulcak.
Ben evlenmem para ve güç başkasından gelmesine ihtiyaç yok.
0
evlenmem.
parası, gücü, fikirleri kendisine kalsın. "evlenmem diyenlerin çoğu evlenir" yazanlar, parayı tercih edebilecek tipte insanlardır. fikriniz neyse zikriniz o, gelip burada kadın olmadığınız halde ahkam kesmeyin. herkes sizin gibi yamuk düşüncelere sahip değil, iyi ki.
benimle aynı siyasi görüşte olmayan biriyle ömrümü değil, hayatımın beş dakikasını bile paylaşabileceğimi sanmıyorum, tahammül edemem. hele din konusu apayrı... imkanı yok.
parası, gücü, fikirleri kendisine kalsın. "evlenmem diyenlerin çoğu evlenir" yazanlar, parayı tercih edebilecek tipte insanlardır. fikriniz neyse zikriniz o, gelip burada kadın olmadığınız halde ahkam kesmeyin. herkes sizin gibi yamuk düşüncelere sahip değil, iyi ki.
benimle aynı siyasi görüşte olmayan biriyle ömrümü değil, hayatımın beş dakikasını bile paylaşabileceğimi sanmıyorum, tahammül edemem. hele din konusu apayrı... imkanı yok.
0
Dağcı
Günaydın.Akşam bir şişe şarap açtık ama çok içmedik yarısı kaldı sabaha kadar öyle kapağı açık olarak kalmış.Güzel de şaraptı bitti mi bu şimdi?Bi ihtimal tıpasını takıp dolaba koydum ama en nihayetinde sabaha kadar açık kalmıştı oda sıcaklığında.Bir şey olmuş mudur?Atalım mı?İçelim mi?Bilemedim şim
Günaydın.
Akşam bir şişe şarap açtık ama çok içmedik yarısı kaldı sabaha kadar öyle kapağı açık olarak kalmış.
Güzel de şaraptı bitti mi bu şimdi?
Bi ihtimal tıpasını takıp dolaba koydum ama en nihayetinde sabaha kadar açık kalmıştı oda sıcaklığında.
Bir şey olmuş mudur?
Atalım mı?
İçelim mi?
Bilemedim şimdi ne yapacağımı.
Sağolun şimdiden.
Ek:
İçtim, hiçbir şey olmadı :)
Akşam bir şişe şarap açtık ama çok içmedik yarısı kaldı sabaha kadar öyle kapağı açık olarak kalmış.
Güzel de şaraptı bitti mi bu şimdi?
Bi ihtimal tıpasını takıp dolaba koydum ama en nihayetinde sabaha kadar açık kalmıştı oda sıcaklığında.
Bir şey olmuş mudur?
Atalım mı?
İçelim mi?
Bilemedim şimdi ne yapacağımı.
Sağolun şimdiden.
Ek:
İçtim, hiçbir şey olmadı :)
0
henüz bozulmadı ancak tadından kaybetti şarabınız, mümkünse bugün kalanını için.
şarap oksijenle temas etmeye başladığında yaşadığı bir süreç vardır. ilk etapta bu "havalanma" süreci gereklidir, örneğin şarabı bir saat kadar dekante etmek, yani karaflayıp iyice havalanmasını sağlamak şarabın karakterini ortaya çıkarır, devamında saatlerce açık kalırsa oksidasyonla tadını kaybetmeye başlar, daha uzun sürede ise sirkeleşir.
size tavsiyem linkte örneğini attığım tarzda bir ürün alın, şarabın içindeki havayı çekerek taze kalmasını sağlıyor:
www.gustobarshop.com
şarap oksijenle temas etmeye başladığında yaşadığı bir süreç vardır. ilk etapta bu "havalanma" süreci gereklidir, örneğin şarabı bir saat kadar dekante etmek, yani karaflayıp iyice havalanmasını sağlamak şarabın karakterini ortaya çıkarır, devamında saatlerce açık kalırsa oksidasyonla tadını kaybetmeye başlar, daha uzun sürede ise sirkeleşir.
size tavsiyem linkte örneğini attığım tarzda bir ürün alın, şarabın içindeki havayı çekerek taze kalmasını sağlıyor:
www.gustobarshop.com
0
iç abi iç. bi şey olmaz. ilk bardaktan sonra yenisinin de eskisinin de tadı aynı.
0
buf-e kür
1900'lerin başından kalma bir metinde, ''acıma, küçümseme'' amacıyla değil de, sevgiyle söylenmiş bir adet ''adamcağız'' var elimizde. Çeviride on cümle dip not yazacağıma, belki, bir ihtimal birileri denk gelmiştir diye sormak istiyorum: Nasıl çevirdiniz/çevrilir? Önce İngilizce'ye çevrilse de yete
1900'lerin başından kalma bir metinde, ''acıma, küçümseme'' amacıyla değil de, sevgiyle söylenmiş bir adet ''adamcağız'' var elimizde.
Çeviride on cümle dip not yazacağıma, belki, bir ihtimal birileri denk gelmiştir diye sormak istiyorum: Nasıl çevirdiniz/çevrilir? Önce İngilizce'ye çevrilse de yeter.
Çeviride on cümle dip not yazacağıma, belki, bir ihtimal birileri denk gelmiştir diye sormak istiyorum: Nasıl çevirdiniz/çevrilir? Önce İngilizce'ye çevrilse de yeter.
0
Poor guy, sevgiyle de söylenebilir mi diyorsunuz @bos gezenin bos ustası
@jason bourne seksapeli, ben çok uyarlayamadım:
Adamcağızın (....) Her arzunuzu idareye emreylediğiniz anda icapları icra edilir, diye verdiği izahat doğrusu ya pek hoşuma gitti.
@jason bourne seksapeli, ben çok uyarlayamadım:
Adamcağızın (....) Her arzunuzu idareye emreylediğiniz anda icapları icra edilir, diye verdiği izahat doğrusu ya pek hoşuma gitti.
0
neden bilmiyorum hikayenin içindeki gidişatı bana sweet old man diye düşündürdü. adamcağız belki 20 yaşındadır bilemem de sanki oralarda yaşlı tatlı bir adam varmış da böyle birşey demiş gibi geldi.
0
Hocam o söylediğin cümlenin türkçesini de -noktalama işareti eksikliğinden/fazlalığından- pek anlamlandıramadım ya neyse...
Poor man geldi aklıma ama poor man deyince acıma, sempati, empati... Böyle şeyler anlaşılır. Ki kelimenin türkçesi de acıma belirtir. Sonuna -cağız ekleyip zavallılık belirtmeyen isim, ben bilmiyorum. Sen biliyosan bizi aydınlat.
Sevimliliği contextte verebilirsin, okuyan kişi ne hissetmesi gerektiğini bilir zaten.
Poor man geldi aklıma ama poor man deyince acıma, sempati, empati... Böyle şeyler anlaşılır. Ki kelimenin türkçesi de acıma belirtir. Sonuna -cağız ekleyip zavallılık belirtmeyen isim, ben bilmiyorum. Sen biliyosan bizi aydınlat.
Sevimliliği contextte verebilirsin, okuyan kişi ne hissetmesi gerektiğini bilir zaten.
0
@olutaklidi, metnin orijinali böyle hocam. Noktası, virgülü tamam. Dilinden dolayı olabilir anlaşılamazlığı. Cümle bu ''Adamcağızın (...) diye verdiği izahat doğrusu ya pek hoşuma gitti.''
Üç noktalı bölümde o adamcağızın yaptığı bir paragraf dolusu açıklama konuşma çizgisi ile verilmiş. Kısacası yazarın cümlesi ya da benim ilgilendiğim cümle ile gramatik bir bağı yok.
''Küçültme eki'' olarak lise kitaplarında yer alan ekler, birçok anlama karşılık geliyor tabii ki. Modern Kıbrıs Türkçesi'ndeki fantastik kullanımı bir yana, salt boyutu ''küçültmek'' için de kullanılabiliyor. ''(...) Küçültme, azaltma, acıma ya da sevme anlamı kazandırır.'' ifadesi birçok makalede, ve TDK sözlüğünde de var.
Üç noktalı bölümde o adamcağızın yaptığı bir paragraf dolusu açıklama konuşma çizgisi ile verilmiş. Kısacası yazarın cümlesi ya da benim ilgilendiğim cümle ile gramatik bir bağı yok.
''Küçültme eki'' olarak lise kitaplarında yer alan ekler, birçok anlama karşılık geliyor tabii ki. Modern Kıbrıs Türkçesi'ndeki fantastik kullanımı bir yana, salt boyutu ''küçültmek'' için de kullanılabiliyor. ''(...) Küçültme, azaltma, acıma ya da sevme anlamı kazandırır.'' ifadesi birçok makalede, ve TDK sözlüğünde de var.
0
lavie
1- Epilasyon yöntemi olarak ağda ve epilatör yerine jilet mi kullanıyorlar genelde? (Lazer hariç) (Ağda vs. yapan yer az ve çok pahalı diye biliyorum)2- Regl dönemlerinde ped yerine tampon mu kullanıyorlar genelde ?
1- Epilasyon yöntemi olarak ağda ve epilatör yerine jilet mi kullanıyorlar genelde? (Lazer hariç) (Ağda vs. yapan yer az ve çok pahalı diye biliyorum)
2- Regl dönemlerinde ped yerine tampon mu kullanıyorlar genelde ?
2- Regl dönemlerinde ped yerine tampon mu kullanıyorlar genelde ?
0
1. Lazere gidenini hiç duymadım. Şu ağda kağıtlarından(?) Avrupa'nın her yerinde var ama, sanırım daha çok jilet kullanıyor herkes.
2. Ped yaygın kullanılmıyor kesinlikle (yer: Almanya). Tampon dışında, menstrual cuplar artık çok ulaşılabilir, bir sürü insan kullanıyor.
Genelleme hepsi sonuç olarak.
2. Ped yaygın kullanılmıyor kesinlikle (yer: Almanya). Tampon dışında, menstrual cuplar artık çok ulaşılabilir, bir sürü insan kullanıyor.
Genelleme hepsi sonuç olarak.
0
1- Avrupa dahilindeki gözlemlerime dayanarak, çoğunlukla jilet evet, hiçbir şey kullanmayanlar da var tabii.
2- Ped kullananlar gördüğüm kadarıyla sayıca çok az. Çoğunlukla tampon tercih ediliyor. Hatta son zamanlarda popülerleşen menstrual cup da ileride daha çok kullanılacak diye umuyorum.
2- Ped kullananlar gördüğüm kadarıyla sayıca çok az. Çoğunlukla tampon tercih ediliyor. Hatta son zamanlarda popülerleşen menstrual cup da ileride daha çok kullanılacak diye umuyorum.
0
1- evet jilet kullaniyorlar genel olarak.
2- evet tampon kullaniyorlar genel olarak. Ped zaten neden kullanilir ki, cok rahatsiz bisey.
2- evet tampon kullaniyorlar genel olarak. Ped zaten neden kullanilir ki, cok rahatsiz bisey.
0
Ekseriyetle marketlerde Gilette Venus diye bir kadin jileti satiliyor onu kullaniyorlar. Zenginler lazer epilasyon yapiyor. Bir de o epilasyon makinalarini kullananlar da var.
%99 tampon buralarda, ergenlik cagindan itibaren tampon kullaniyorlar bekaret zari falan yok oyle bir sey burda.
%99 tampon buralarda, ergenlik cagindan itibaren tampon kullaniyorlar bekaret zari falan yok oyle bir sey burda.
0
1. Amerika’da hemen hemen herkes jilet kullanıyor. Lazer yapan yerler de var, Groupon ile ucuza da gelebiliyor ama herkes jilet kullanıyor genelde. Ağda salonları ikiye ayrılıyor. Bizim gibi ağda yapan Hintli, Orta Doğulu kadınların salonları. Talep yine bizim gibi ağdaya alışkın göçmenlerden ve genellikle cinsel hayatı düzenli olmayıp sevişmek üzere olan kadınlardan oluşuyor. Bir de zincir ağda salonları var. İkisni de denedim. Fiyat karşılaştırmasını şöyle yapayım. Hintli kadın işinin ehli, artık Türkiye’deki ağdacılar gibi yoluyor ama Türkiye’de daha yakın zamanda 100 TL verdiğim 3 haftalık ağdaya burada bahşişi ile birlikte (bahşiş her yerde şart) 160 dolar ödemem gerekiyor. Zincir olan daha da pahalı, 200’ü geçiyor. Bir kere denedim. Favorileri erkek arkadaşımınkşnden daha gür ve kıvırcık olan bir kadın bazı yerlerimi yoldu, bazı yerlerimi öylece bıraktı. Eve gelince ben yeniden ağda ısıtıp topladım kalanı. Genelde basit yerleri ben ağdalıyorum (amazon’dan ağda makinası falan aldım), zor yerler için salona gidiyorum. Bazı yerlerde iki gün önceden randevu almak gerekiyor, bazı yerlerde “Selam ben geldim” deyip dalabiliyorsun. Bunun dışında markette onlarca çeşit ve marka jilet satılıyor.
2. Tampon daha yaygın. İranlı arkadaşlarım ped kullanıyor, birbirimize “Pedin var mı” diye soruyoruz. Markette çok var ama. Markette ağda bulamıyorsun pek ama ped bulunuyor en azından. Tamponun çeşitli boylarını bir süre denedim, neyi beceremediysem hareket ederken çok fazla kanırtıyor. Gün içinde rahat edemeyerek pede geri döndüm. O yüzden göçmenlerle pedleşiypruz. Burada menstrual cup’lar da henüz çok yaggın değil ama yaygınllıyor.
2. Tampon daha yaygın. İranlı arkadaşlarım ped kullanıyor, birbirimize “Pedin var mı” diye soruyoruz. Markette çok var ama. Markette ağda bulamıyorsun pek ama ped bulunuyor en azından. Tamponun çeşitli boylarını bir süre denedim, neyi beceremediysem hareket ederken çok fazla kanırtıyor. Gün içinde rahat edemeyerek pede geri döndüm. O yüzden göçmenlerle pedleşiypruz. Burada menstrual cup’lar da henüz çok yaggın değil ama yaygınllıyor.
0
sylow
yanımıza alma şansımız yoktu. bırakabileceğimiz kimse de yoktu malesef. 2 günde bir, bi arkadaş yanına gidecek. mamasını suyunu kontrol edecek. ama pek bi hayvansever sayılmaz kendisi. 10dk durur ancak. Çok mu bunalır hayvan :/ vicdan yaptım. adam bu https://i.hizliresim.com/7DWJkm.jpg
yanımıza alma şansımız yoktu. bırakabileceğimiz kimse de yoktu malesef.
2 günde bir, bi arkadaş yanına gidecek. mamasını suyunu kontrol edecek. ama pek bi hayvansever sayılmaz kendisi. 10dk durur ancak.
Çok mu bunalır hayvan :/ vicdan yaptım.
adam bu i.hizliresim.com
2 günde bir, bi arkadaş yanına gidecek. mamasını suyunu kontrol edecek. ama pek bi hayvansever sayılmaz kendisi. 10dk durur ancak.
Çok mu bunalır hayvan :/ vicdan yaptım.
adam bu i.hizliresim.com
0
kediler uzun süre evde yalnız kalınca psikopata bağlıyor. her şeyi devirecek, tuvalet kağıtlarını parçalayacak vs. kendi çapında intikam alacak. arkadaşınız gittiğinde biraz oynasın ilgilensin en azından. ilgisiz kalmasın.
benzer durumda bir hafta bırakmıştım, geldiğimde her şey devrilmişti, bütün perdeler aşağı inmişti.
çok tatlıymış bu arada benim yerime mıncıklayın :)
benzer durumda bir hafta bırakmıştım, geldiğimde her şey devrilmişti, bütün perdeler aşağı inmişti.
çok tatlıymış bu arada benim yerime mıncıklayın :)
0
2 günde bir gideceğinden eminseniz hiçbirşey olmaz:) Evet döndüğünüzde ortalığı dağıtmış ve size kızgın olacak, yapacak birşey yok.
0
Gecici olarak evini acabilecek biri cikabilir, kisaca bir post hazirlayin ve facebookta paylasin. Buradan paylasin, biz de paylasiriz?
Belki cok kücük bir odeme de dusunulebilir?
Belki cok kücük bir odeme de dusunulebilir?
0
@lamotta
farklı illere uğradığımız uzun bir yolculuk olacak. arada düğün var birde. hayvana eziyet olur
farklı illere uğradığımız uzun bir yolculuk olacak. arada düğün var birde. hayvana eziyet olur
0
4-5 gün aynı şekilde bırakmıştım, mutsuzluktan bütün kürkünü dökeyazmıştı, keşke kedi sever ve bayramda evde birine emanet etseydiniz
0
Su kaplarını devirme ihtimaline karşılık 6-7 su kabı bırakın etrafa.
0
Hiçbir şey olmaz.
Delirse benim manyak Leyla’m delirirdi.
İçiniz rahat olsun.
Eve geldiğinizde ona sevdiği bi ödül maması verin.
Delirse benim manyak Leyla’m delirirdi.
İçiniz rahat olsun.
Eve geldiğinizde ona sevdiği bi ödül maması verin.
0
arkadasin bence kumunu degistirmeyi ihmal edicek, ustun koru 10 gunde 2 defa falan yapacak ben soyliim
0
red toy
Bazen ankara - istanbul otoyolu üzerinde tenha alanlarda emniyet şeridine çekmiş araçlar görüyorum. Sebebi olarak aklıma araçların arızalanma ihtimalinden başka birşey gelmiyor. Dinlenme amacıyla olsa birsürü servis alanı var yol üstünde, bu da değildir diyorum. Başka ne sebep olabilir ki?
Bazen ankara - istanbul otoyolu üzerinde tenha alanlarda emniyet şeridine çekmiş araçlar görüyorum. Sebebi olarak aklıma araçların arızalanma ihtimalinden başka birşey gelmiyor. Dinlenme amacıyla olsa birsürü servis alanı var yol üstünde, bu da değildir diyorum. Başka ne sebep olabilir ki?
0
telefonla konuşuyor olabilir, çiş molası olabilir, yol kenarından hayat kadını almış takılıyor olabilir, daha önce aldığı bir şey atıştırıyor olabilir...
0
ankara cevreyolundakiler icki icmek icin duruyor ama otobandakiler telefon icin duruyordur.
0
Tatmin edici bi cevap ben de bulamadim. Sanırım yol durumu vs için dicem ama bizim millet telefondan bisi bakmak için falan durmaz.
0
%40 telefon (telefon görüşmesi yada navigasyon)
%40 araç arızası
%10 hayat kadını pazarlığı
%10 yiyişmek (gece)
%40 araç arızası
%10 hayat kadını pazarlığı
%10 yiyişmek (gece)
0
Arkadaşlarımdan ortalama hız limitini aştıklarında zaman geçmesi için sağa çektiklerini duymuştum ama detayını hatırlamıyorum.
0
Ankara icin, sikca rastladigim: Ankara havasi dinlemek ve akabinde tepinmek icin. Yaz/kis farki yapilmadan. Iyi türkünün ne zaman radyoda cikacagi kestirilemiyor, malum.
0
İki gişeden arası geçiş zamanına göre ceza geliyor, bu nedenle yol kenarında yarım saat durup cezayı önlüyorlar. Ya da benzin istasyonunda duraklıyorlar
0
burchak
Merhaba duyurunun güzel insanları :) kokteyl çok seven biri olarak ıstanbul'da kokteylleri güzel olan mekanları önerir misiniZ ? Genel olarak leş yaptıklarını düşünüyorum. Icmesek bilmesek hadi yedir ama resmen kandırıyorlar. Mesela geçen gün aperol spritz istedim içinde prosecco yok rezil bir şey o
Merhaba duyurunun güzel insanları :) kokteyl çok seven biri olarak ıstanbul'da kokteylleri güzel olan mekanları önerir misiniZ ? Genel olarak leş yaptıklarını düşünüyorum. Icmesek bilmesek hadi yedir ama resmen kandırıyorlar. Mesela geçen gün aperol spritz istedim içinde prosecco yok rezil bir şey olmuş. Olmamış bu yapamamışsiniz diyorum hep tatava kafa utuluyorlar. Salak yerine koyuyorlar.
Neyse aradığım kaliteli kokteyl yapan mekanlar. :)
Neyse aradığım kaliteli kokteyl yapan mekanlar. :)
0
finn karaköy'ün miksolojistleri var, gayet başarılılar; burası tam bir istanbul barı. los altos'unkiler de iyi; aslında bir meksika restoranı ama yemekleri ortalama altı, kokteyliyle öne çıkıyor bence. aynı zamanda güzel manzaralı ve ambiyansı hoş bir mekan, rezervasyon yaptırmakta fayda var. gündüz de gitmelik, daha casual bir yer içinse cihangir geyik'i öneririm.
0
Aperol spritz in iki cesidi var. biri prosecco apero, oteki beyaz sarap soda aperol.
Belki ikincisini yapmislardir. Onun disinda vault karakoy’u begeniyorum ben.
Belki ikincisini yapmislardir. Onun disinda vault karakoy’u begeniyorum ben.
0
ben taps'i sevmistim ama cok kokteyl mekani tecrubem yok istanbul icin.
0
5 Cocktails & More, Asmali´da. Bu kadar Karakoy´den oneri verilmesine sasirdim acikcasi, Karakoy´de nerede ictiysem hep yanlis bardakta klasikler getirilmisti gecen sene. Kulhanbeyi de cok iyiydi, gitmeyeli iki sene olmustur, kapandi mi diye bir bakin.
0
@kuehles hayır sadece soda kullanmışlar beyaz şarap da eklenmemiş :(
Finn Karaköy e gittim cin ile yapılan kokteylleri bence çok başarısızdı. Menthayi cook seviyordum fakat tasindi mi ne yaptı ne zaman gitsem kapalı.
Finn Karaköy e gittim cin ile yapılan kokteylleri bence çok başarısızdı. Menthayi cook seviyordum fakat tasindi mi ne yaptı ne zaman gitsem kapalı.
0
finn karakoy ve efendy..bu arada oyle musterilerle karsilasiyorum ki insanin kokteyl yapasi gelmiyor valla.gecenlerde gin fizz yaptim,musteri yanima gelip bunun icine cin koymamissiniz dedi :/ saka gibi.ki asla jigger kullanmadan yapmam eksik olmasi bile mumkun degil.umarim bu tarz insanlardan degilsinizdir.
0
@astrid hayır o tarz insanlardan değilim bence :) ne içtiğimi az çok biliyorum ancak Türkiye'deki genel problem içkiyi az koymaları. Finn e yurtdışından gelen arkadaşlarımi goturdum ve sonuç pek iç açıcı değildi :/
0
Türkiye de özellikle İstanbul da kaliteli kokteyl yapan yer neredeyse yok gibi. Belki büyük, uluslararası otellerin barları.
Bir çok mekan içkinin en ucuz, en alt sınıfını kullandığı gibi onu da koklatıyorlar kokteylde. Müşteri çakmaz kafasındalar. Müşteri bir şey söylerse de 2 damla daha damlatıyorlar hoooppp tamam.
Bir çok mekan içkinin en ucuz, en alt sınıfını kullandığı gibi onu da koklatıyorlar kokteylde. Müşteri çakmaz kafasındalar. Müşteri bir şey söylerse de 2 damla daha damlatıyorlar hoooppp tamam.
0
veritaslibertas
Nasil yapiyorlar bu vucutlari? Cok saglam vegan body builderlar goruyorum facebook gruplarinda. Evet biliyorum bitkisel protein aliyorlar da, ne yiyorlar mesela? Merak ediyorum sabahtan aksama nasil beslendiklerini öğün öğün. Ve miktarlari merak ediyorum yeterli proteini alabilmek icin hacmen cok mu
Nasil yapiyorlar bu vucutlari? Cok saglam vegan body builderlar goruyorum facebook gruplarinda. Evet biliyorum bitkisel protein aliyorlar da, ne yiyorlar mesela? Merak ediyorum sabahtan aksama nasil beslendiklerini öğün öğün. Ve miktarlari merak ediyorum yeterli proteini alabilmek icin hacmen cok mu yemek durumunda kaliyorlar? Destek takviye bir sey aliyorlar mi, aliyorlarsa ne kullaniyorlar?
Var midir bilen?
Tamamen bilmedigimden ve merakimdan soruyorum.
Var midir bilen?
Tamamen bilmedigimden ve merakimdan soruyorum.
0
Vegan protein tozları da var. Ben de kullanıyorum bazen. Amele kası var bende de üstelik göbek de var.
Fındık fıstık(kavrulmamış), baklagiller vs yüksek oranda protein içeriyor zaten.
Veganların derdi protein değil. Vegan olduğum günden beri hiç protein eksik kalıyor diye bir kaygım olmadı.
Fındık fıstık(kavrulmamış), baklagiller vs yüksek oranda protein içeriyor zaten.
Veganların derdi protein değil. Vegan olduğum günden beri hiç protein eksik kalıyor diye bir kaygım olmadı.
0
Steroidlerle taş toprak yesen yine kas inşa edersin ama bu vegan olmayanlar için de böyle.
0
Veganlik eşittir lahana, marul değil. Makarna da vegan, bircok kek ve kurabiye de. Kuru yemişleri zaten vegan olmayanlar da yiyor. Mercimek hem sağlıklı hem proteini bol olan bir ürün. Bunun gibi binlerce yiyecek var.
0
Ne yedikleri, ictikleri ve nasil bir programla calistiklari hakkinda su abiden (twitter.com) bilgi alinir. Yillardir vegan bbde ismi bilinen, vegan dünyasinda da sürekli degisen trendlere ragmen hep ayakta kalmis bir sporcu/trainer(?). Kitabini alabilirsiniz. Internette iyi arastirirsaniz, programlar ve ogun planlama ornekleri de cok bol. En basitinden vegan bb facebook sayfalari var ve bu sayfalarda sadece cok amator isimler de yok. Bu sayfalarda bazen ilacli kisiler de paylasimda bulunuyor, sizin "saglam" kastiniz tam olarak nedir, bilmiyorum ama vegan profesyonel sporcudan tutun amator salon abisine, her tip var.
Protein yoklugu cekebilmeniz icin ekstra caba gostermeniz gerekiyor bir Afrika bebesi degilseniz. Ayrica mikrolar da onemli, sadece makrolara bakilarak cok dengeli beslenilmeyecegini dusunuyorum.
Veganlarin (bazi seyleri) standart diyeti olanlardan daha cok yedikleri dogru. Ozellikle cig yesil/sebze/meyve tüketiminiz hacmen artiyor. Durumunda kalmaktan cok, o yone dogru evriliyorsunuz. Kalori sayarken, tabii ki kocaman bir salata yemek cok pratik, bir ton lif aliyorsunuz ve yanina basit bir quina/amarath/bulgur/tofu/bazen firinda sebze vs. ile orantili beslenebiliyorsunuz. Nutrial yeastten ya da yukarida belirtilen fistik kremasindan olusan soslar da kullaniliyor. Nutrial yeast besin degerleri: nutritiondata.self.com
Takip ettigim hesaplarda, mercimekten yapilmis makarnalara vs. de denk geliyorum. Beyaz un makarnasi yerine tercih edilen bir ton alternatif var.
Protein yoklugu cekebilmeniz icin ekstra caba gostermeniz gerekiyor bir Afrika bebesi degilseniz. Ayrica mikrolar da onemli, sadece makrolara bakilarak cok dengeli beslenilmeyecegini dusunuyorum.
Veganlarin (bazi seyleri) standart diyeti olanlardan daha cok yedikleri dogru. Ozellikle cig yesil/sebze/meyve tüketiminiz hacmen artiyor. Durumunda kalmaktan cok, o yone dogru evriliyorsunuz. Kalori sayarken, tabii ki kocaman bir salata yemek cok pratik, bir ton lif aliyorsunuz ve yanina basit bir quina/amarath/bulgur/tofu/bazen firinda sebze vs. ile orantili beslenebiliyorsunuz. Nutrial yeastten ya da yukarida belirtilen fistik kremasindan olusan soslar da kullaniliyor. Nutrial yeast besin degerleri: nutritiondata.self.com
Takip ettigim hesaplarda, mercimekten yapilmis makarnalara vs. de denk geliyorum. Beyaz un makarnasi yerine tercih edilen bir ton alternatif var.
0
yazar yazmaz yazan yazar
git-gel, git-gel, git-gel dünyanın en sıkıcı şeyi havuzda yüzmek olsa gerek. yüzerken bir şeyler düşünüyorum bu sefer çok düşününce attığım turu unutuyorum falan. yüzerken sıkılmamak için neler yapmak lazım? 3 senedir yüzüyorum ve kesin kararımı verdim; en sıkıcı spor yüzmek:(
git-gel, git-gel, git-gel dünyanın en sıkıcı şeyi havuzda yüzmek olsa gerek. yüzerken bir şeyler düşünüyorum bu sefer çok düşününce attığım turu unutuyorum falan. yüzerken sıkılmamak için neler yapmak lazım? 3 senedir yüzüyorum ve kesin kararımı verdim; en sıkıcı spor yüzmek:(
0
yarışa döndür, süre tut, kendini zorla, farklı tarz yüzmeye çalış, dalarak yüzmeye çalış...
0
sıkılmamak için her havuza girdiğinde, aynen girdiğin gibi geri çık asla sıkılmazsın o zaman. bunu her havuza girdiğinde tekrar edebilirsin.
0
süngerlerden al ayak çırpışı yap
el paleti al onunla da git. böyle böyle turlarken değişiklik olur sıkılmazsın
el paleti al onunla da git. böyle böyle turlarken değişiklik olur sıkılmazsın
0
ona bakarsan koşan adam da aynı. bisiklete binen de vızvızvız pedal çevir allah çevir. spor salonunda tek başına çalışan da halteri indir kaldır indir kaldır.
başka sporda, sporu eğlenceli hale getiren ne yapılıyor ki?
denemedim ama şöyle bir şey önerebilirim: www.sony.com.tr
başka sporda, sporu eğlenceli hale getiren ne yapılıyor ki?
denemedim ama şöyle bir şey önerebilirim: www.sony.com.tr
0
Bence motivasyon eksikliği yaşıyorsun. Kendine bir hedef yok. Hedefe ulaşmaya çalışmak büyük bir bir motivasyon sağlıyor. Yarışlara fln hazırlan.
Edit: ben yukarıdaki sony walkman'i denedim. Birincisi sesi çok az geliyor, ikincisi düşündüğüm gibi olmadı, koşarken müzik dinlemek gibi olmadı yani. Hem rahatsız etti, sürekli çıkacak hissi oluştu, hem de yüzerken kontrol etmek zor geldi, şarkıları falan değiştirmek. Bir süre sonra sattım.
Edit: ben yukarıdaki sony walkman'i denedim. Birincisi sesi çok az geliyor, ikincisi düşündüğüm gibi olmadı, koşarken müzik dinlemek gibi olmadı yani. Hem rahatsız etti, sürekli çıkacak hissi oluştu, hem de yüzerken kontrol etmek zor geldi, şarkıları falan değiştirmek. Bir süre sonra sattım.
0
spor yaparken podcast dinlerdim ben.
eğer bu sony'nin su altı walkmenlerinden randıman alacağınızı düşünüyorsanız müzik yerine podcast yüklemenizi tavsiye ederim.
eğer bu sony'nin su altı walkmenlerinden randıman alacağınızı düşünüyorsanız müzik yerine podcast yüklemenizi tavsiye ederim.
0
Bisiklet sürmekle yüzmek ya da koşmak aynı kulvarda değil bence. Havuzda yüzmek gerçekten sıkıcı olabiliyor. İki hafta önce Alp dağlarına karşı, çok güzel manzaralı bir yerde, bir havuzda yüzdüm ve orada bile 20 dk yüzebildim. Denizde yüzmekten çok daha sıkıcı havuzda yüzmek. Sürekli yeni hedef koymadan üç sene nasıl yüzdünüz?
Yeni bir spor dalı deneyebilirsiniz.
Bisiklette yaptığınız hareket evet aynı ama rotaları değiştirebilirsiniz. Aynı rotada bile bir gün yağmur yağar, bir gün müzik festivalinden sesler gelir, ya da mevsimlerin değişimini fark edersiniz. Sonuçta yolda hep bir yenilik, farklılık oluyor -iyi ya da kötü. Her şeyden çok çabuk sıkılan biri olarak bisikletin yeterince farklılık sunabildiğini düşünüyorum.
Yeni bir spor dalı deneyebilirsiniz.
Bisiklette yaptığınız hareket evet aynı ama rotaları değiştirebilirsiniz. Aynı rotada bile bir gün yağmur yağar, bir gün müzik festivalinden sesler gelir, ya da mevsimlerin değişimini fark edersiniz. Sonuçta yolda hep bir yenilik, farklılık oluyor -iyi ya da kötü. Her şeyden çok çabuk sıkılan biri olarak bisikletin yeterince farklılık sunabildiğini düşünüyorum.
0
bisiklet ve koşu da yapıyorum yıllardır. hiç sıkılmıyorum onları yaparken. hele bisiklet bambaşka bir dünya zaten. bisiklet ve koşuda sürekli bir yenilik sürekli bir farklı şeyler görme var. havuzda o yok kapalı hücrede volta atar gibi gel babam-git babam.
sony walkman var bende arkadaşın dediği gibi havuzda rahatsız ediyor. tedirgin hissediyor insan.
motivasyon kaynağım kalmadı evet. kilolardan kurtuldum, oldukça fit oldum vs. şu an hiçbir motivasyon kaynağım yok. bisiklet ve koşu için sürekli kendimi geliştiriyorum ama havuzda takip etmiyorum hiç çünkü hedefim yok.
boğaziçi yüzme yarışına katılmayı düşünüyordum bir ara ama onun seçmeleri için de phelps performansı istiyorlar o yüzden vazgeçtim.
sony walkman var bende arkadaşın dediği gibi havuzda rahatsız ediyor. tedirgin hissediyor insan.
motivasyon kaynağım kalmadı evet. kilolardan kurtuldum, oldukça fit oldum vs. şu an hiçbir motivasyon kaynağım yok. bisiklet ve koşu için sürekli kendimi geliştiriyorum ama havuzda takip etmiyorum hiç çünkü hedefim yok.
boğaziçi yüzme yarışına katılmayı düşünüyordum bir ara ama onun seçmeleri için de phelps performansı istiyorlar o yüzden vazgeçtim.
0
Boğaziçi yarışının elemelerinde Phelps performansı istemiyorlar yahu:) Bu sene en son kaçla aldılar bilmiyorum ama 800mt'yi 15-16dkda yüzmek yeterli gelir erkekler için.
3 senedir yüzen bir insan da hayli hayli geçer elemeyi.
Ben önümüzdeki sene katılmayı planlıyorum. Bence inanılmaz bir deneyim.
Daha 1 sene var. Bence hedef olarak bu yarışı koyabilirsin:)
3 senedir yüzen bir insan da hayli hayli geçer elemeyi.
Ben önümüzdeki sene katılmayı planlıyorum. Bence inanılmaz bir deneyim.
Daha 1 sene var. Bence hedef olarak bu yarışı koyabilirsin:)
0
Havuzda yuzmek bu zaten. Bir ileri bir geri baska bir sey yok, havuzda nasil vakit geciriyorsunuz anlamiyorum:)
Kosmak, bisiklet surmek, salonda bari indirip kaldirmak cok farkli seyler. Hicbiri havuzda yuzmek gibi tekduze degil.
Kosmak, bisiklet surmek, salonda bari indirip kaldirmak cok farkli seyler. Hicbiri havuzda yuzmek gibi tekduze degil.
0
myfavouritedays
Vegan, vejetaryen arkadaslar! Saglikli yasayan, kendi yemegini kendi yapan arkadaslar!Dolar cok yukseldi, artik soya sutune param yetmiyor. Elma, havuc sikan makineler aksamdan islatilmis fasulyenin ya da pirincin de suyunu cikarir mi? Denediniz mi?
Vegan, vejetaryen arkadaslar! Saglikli yasayan, kendi yemegini kendi yapan arkadaslar!
Dolar cok yukseldi, artik soya sutune param yetmiyor. Elma, havuc sikan makineler aksamdan islatilmis fasulyenin ya da pirincin de suyunu cikarir mi? Denediniz mi?
Dolar cok yukseldi, artik soya sutune param yetmiyor. Elma, havuc sikan makineler aksamdan islatilmis fasulyenin ya da pirincin de suyunu cikarir mi? Denediniz mi?
0
making soy milk with juice extractor yazınca birşeyler çıkıyor ama kullandıkları makineleri türkiye'de görmedim hiç. denemek lazım aslında.
0
Yok, hayir, gormedim, duymadım. Muzunkini bile çıkartmıyorken, pirincinkini çıkartması imkansız gibi geliyor bana.
Yalnız iyi bir smoothiemaker ile çok güzel badem, fındık (favorim) ya da çok hızlı yulaf sütü yapılıyor.
Yalnız iyi bir smoothiemaker ile çok güzel badem, fındık (favorim) ya da çok hızlı yulaf sütü yapılıyor.
0
Pirinç sütü blender ile yapılabiliyormuş:
Haşlanıp, çorba gibi blender'dan geçirilip arzuya göre de süzülebiliyormuş.
simpleveganblog.com
tarifteki '4 dates' dediği 4 tane hurma oluyor.
Not: Soruna yanıt verdim, fakat vegan megan değilim. Kimseye tavsiye de etmiyorum.
Haşlanıp, çorba gibi blender'dan geçirilip arzuya göre de süzülebiliyormuş.
simpleveganblog.com
tarifteki '4 dates' dediği 4 tane hurma oluyor.
Not: Soruna yanıt verdim, fakat vegan megan değilim. Kimseye tavsiye de etmiyorum.
0
mezzosprite
İlk kez yaklaşık 10 yıl önce demir eksikliği teşhisiyle ilaç kullandım ve o zamandan beri şu döngüden çıkamadım: birkaç ay ilaç kullanıyorum, değerlerim normale dönüyor ya da doktor yeterli diyor bırakıyorum, 1-2 yıl sonra tekrar baktırayım diyorum yine düşmüş oluyor. Beslenme tarzımdan mıdır (et pe
İlk kez yaklaşık 10 yıl önce demir eksikliği teşhisiyle ilaç kullandım ve o zamandan beri şu döngüden çıkamadım: birkaç ay ilaç kullanıyorum, değerlerim normale dönüyor ya da doktor yeterli diyor bırakıyorum, 1-2 yıl sonra tekrar baktırayım diyorum yine düşmüş oluyor. Beslenme tarzımdan mıdır (et pek yemem, süt ürünleri severim), yalnızca böyle bir yatkınlığım var demek midir (altında bi şey aramayayım mı, sadece demir eksikliği yaşayan bir insanım o kadar mı?), yoksa başka bir sorunum olabilir mi? Teşekkürler şimdiden
ibb.co
ibb.co
0
Çay değil de kahve çok içiyorum. Günde ortalama 3 Türk kahvesi diyelim :/ Tek başına beslenme tarzıyla açıklanabilir mi?
0
Ciğer yiyin biraz. 50 gramında sadece 3-4 mg demir var. Yiyemiyorsanız sonrasıyla Et haliyle ıspanak, lahana ve pekmez en yüksek demir kaynakları.
0
vücut genetiği neden oluyor demek ki kötü beslenme ile de daha kötü oluyor olabilir yada kan ile ilgili bir durum olabilir(bilmediğin kılcal damarlarda hissedilmeyen iç kanama gibi) doktor en doğrusunu bilir.
Bu arada benzerini babamda yaşadık iç kanama çıktı.
Bu arada benzerini babamda yaşadık iç kanama çıktı.
0
Benim yeme içmeyle yükselmiyor, çay içmem, kahve içmem, ilaçla bile ittire kaktıra yükseliyor çok uzun zamanda.
Bir kaçak olabilir, araştırılması gerek deniyor genelde ama araştırınca bulunuyor mu ondan da emin değilim, zaten kadınlarda bu durumun olması çok da anormal değil.
Bir kaçak olabilir, araştırılması gerek deniyor genelde ama araştırınca bulunuyor mu ondan da emin değilim, zaten kadınlarda bu durumun olması çok da anormal değil.
0
merhaba,
yıllardır demiri yükseltemeyen bir şahıs olarak artık demir ilaçlarını çöpe atmaya başladığım sırada bunların hep bağırsaklardan kaynaklı emilim probleminden kaynaklandığını öğrendim. doktorum süt ürünlerini tamamen kesti. bu biraz kompleks bir mevzu. eğer başka bir hastalığınız yoksa beslenmenizi düzeltip bağırsaklarınızı iyileştirmenin yollarını aramalısınız.
yıllardır demiri yükseltemeyen bir şahıs olarak artık demir ilaçlarını çöpe atmaya başladığım sırada bunların hep bağırsaklardan kaynaklı emilim probleminden kaynaklandığını öğrendim. doktorum süt ürünlerini tamamen kesti. bu biraz kompleks bir mevzu. eğer başka bir hastalığınız yoksa beslenmenizi düzeltip bağırsaklarınızı iyileştirmenin yollarını aramalısınız.
0
aynı ben. o kadar demirsizim ki şu an battaniyeyle oturuyorum. çayla, ciğerle, pekmezle olacak şey değil. benim doktorum pekmezle demiri bir puan yükseltmek için bir yıl her gün litre içmen lazım demişti. ama gene de beslenme tabi ki önemli. kan yapıcı şeylerden sonra çay ve süt ürünleri tüketmemek, ciğer, dalak, böbrek sakatatları ve bakliyatları bolca tüketmek gerek. en azından plasebo etkisi yapar.
size sadece kan tahlili mi yapıldı? bu tarz demir anemilerinde kolonoskopi ve endoskopi ile mide ve bağırsaklarda kaçak olup olmadığına bakılıyor.
size tavsiyem bir üniversitenin ya da araştırma hastanesinin hematoloji bölümüne gidin. bütün testlerinizi orada yaptırın, akdeniz anemisi için de test yaptırın. kolonoskopi ve endoskopi de yaptırın.
ha ben 3 yıl boyunca gittim, noldu, sonunda sadece kansız çıktım. gerçi şükür tabi.
size sadece kan tahlili mi yapıldı? bu tarz demir anemilerinde kolonoskopi ve endoskopi ile mide ve bağırsaklarda kaçak olup olmadığına bakılıyor.
size tavsiyem bir üniversitenin ya da araştırma hastanesinin hematoloji bölümüne gidin. bütün testlerinizi orada yaptırın, akdeniz anemisi için de test yaptırın. kolonoskopi ve endoskopi de yaptırın.
ha ben 3 yıl boyunca gittim, noldu, sonunda sadece kansız çıktım. gerçi şükür tabi.
0
www.ncbi.nlm.nih.gov
buradaki araştırmaya göre eğer durum anemi boyutuna ulaşmamışsa üzüm pekmezi etkili bir demir kaynağı. yani demir seviyeniz ilaçla normale yükseldikten sonra tekrar düşmesini önlemek için pekmez içebilirsiniz.
onun dışında yukarıda da bahsedildiği gibi, demir kaynaklarıyla (et, yumurta, baklagil vb) süt ürünlerini bir arada tüketmemek gerekiyor. örneğin ben dikkat ettiğim dönemlerde kahvaltıda yumurta yiyorsam yanında peynir, ya da öğle yemeğinde fasülye yiyorsam yanında yoğurt yemiyorum.
buradaki araştırmaya göre eğer durum anemi boyutuna ulaşmamışsa üzüm pekmezi etkili bir demir kaynağı. yani demir seviyeniz ilaçla normale yükseldikten sonra tekrar düşmesini önlemek için pekmez içebilirsiniz.
onun dışında yukarıda da bahsedildiği gibi, demir kaynaklarıyla (et, yumurta, baklagil vb) süt ürünlerini bir arada tüketmemek gerekiyor. örneğin ben dikkat ettiğim dönemlerde kahvaltıda yumurta yiyorsam yanında peynir, ya da öğle yemeğinde fasülye yiyorsam yanında yoğurt yemiyorum.
0
Kötü beslenmek eşittik yetersiz beslenmek değil. Babam cay/kahve icmeyen ve saglık ve spor delisi bir insan. Doktor asırı süt ürünü tüketmesine bagladı demir eksikligini. Demir emilimini yavaslattıgından, mesela demir ilacı alımında da önerilmiyor süt ürünü tüketmek.
Düzenli test yaptırıp takip edin derim. Demirce zengin besinleri sürekli eklemeye çalışın öğünlerinize uzun vadede.
Hiç fiziki bir sıkıntınızdan bahsetmemişsiniz. Bir sorununuz yoksa, panik haline düşmeyin gereksiz yere.
Düzenli test yaptırıp takip edin derim. Demirce zengin besinleri sürekli eklemeye çalışın öğünlerinize uzun vadede.
Hiç fiziki bir sıkıntınızdan bahsetmemişsiniz. Bir sorununuz yoksa, panik haline düşmeyin gereksiz yere.
0
Ben de kansizsizim. Su haplardan kullaniyorum alti ayda bir.
Yukaridaki arkadaslar sut urublerini hic mi tuketmiyorsunuz? Yogurt, peynir? Tuketmiyorsaniz zararli degil mi kemiklere? Bana annem neredeyse su gibi icirecek.
Yukaridaki arkadaslar sut urublerini hic mi tuketmiyorsunuz? Yogurt, peynir? Tuketmiyorsaniz zararli degil mi kemiklere? Bana annem neredeyse su gibi icirecek.
0
@geçerkenugradım ben ayrı öğünlerde tüketmeye çalışıyorum her zaman mümkün olmasa da. mesela yumurta yedikten sonra 2-3 saat bekliyorum süt ürünü tüketmek için. bunu düzgün uyguladığım dönemlerde demirim hiç düşmedi. ne zaman ki bozuyorum tekrar ilaç kullanmam gerekiyor.
0
Ben de ayni dertten muzdaribim. Ferritin degerim 2, daha once de 1.8e kadar dusmustu.
Doktor regl kaynakli olabilecegini soyledi ama ona ben ihtimal vermedigim icin beslenme tek sebep olamaz arastirilmali nereye gittigi diyor. Tabii ben useniyorum ama siz arastirin.
Bir de, kuzenim de boyleydi, yillarca arastirdilar çölyakli oldugu ortaya cikti ama diyete uymasina ragmen devam ediyor ara ara dususler. Ben de o sebeple sulalede genetik anemi olduguna inanmaya basladim.
Doktor regl kaynakli olabilecegini soyledi ama ona ben ihtimal vermedigim icin beslenme tek sebep olamaz arastirilmali nereye gittigi diyor. Tabii ben useniyorum ama siz arastirin.
Bir de, kuzenim de boyleydi, yillarca arastirdilar çölyakli oldugu ortaya cikti ama diyete uymasina ragmen devam ediyor ara ara dususler. Ben de o sebeple sulalede genetik anemi olduguna inanmaya basladim.
0
Belki saçma gelecek ama benim ferritin duşuktu. Dr ilaçsıcz asla yükselmez dedi. Kereviz yedim birde o sıralarda oruç tuttum. Ya ondan ya ondan bilmiyorum. Normalin üzerinde. İsteyene tahlilimi gösteririm.
0
B vitamini yetersizse (et yemediğiniz için) ya da b vitamini emilimi bozuksa demir de düşer çünkü demirin vücutta tutulmasını b vitamini sağlar. Tedavi ile depolarsınız tedaviyi kesince tekrar eksiklik oluşur.
0
grobet
Merhabalar, Kumsalda telefon, cüzdan, saat, oda anahtarı vb güvenliğini nasıl sağlıyoruz? Güzel taktikleri öğrenmek isterim.
Merhabalar,
Kumsalda telefon, cüzdan, saat, oda anahtarı vb güvenliğini nasıl sağlıyoruz? Güzel taktikleri öğrenmek isterim.
Kumsalda telefon, cüzdan, saat, oda anahtarı vb güvenliğini nasıl sağlıyoruz? Güzel taktikleri öğrenmek isterim.
0
Telefon disindakileri kasaya koyarak plaja gidip telefonu da sessize alip cantanin icine. Cantaya da uzaktan goz kulak olmak seklinde..
0
Hepsi arabada. Arabanın kartı da streçe sarılı şekilde fermuarlı cepte. Öyle giriyorum denize. Ne olur ne olmaz...
0
Telefon almıyorum. Çalınsa bile pek etkisi olmayacak miktarda, plaj ihtiyacımı karşılayacak kadar para alıyorum yanıma.
0
taktikler icin sagol beyler. ilk icraatimda bunlara bakicam.
saka len laks beni taniyanalar bilor.
saka len laks beni taniyanalar bilor.
0
Yok mu sunun sahtesini, yerlisini yapacak?: indigo-voyage.ru
Biz "Wickelfisch"lerin icine koyup beraber yuzuyoruz iste, en temizi, hic aklimiz kalmiyor sahilde.
Biz "Wickelfisch"lerin icine koyup beraber yuzuyoruz iste, en temizi, hic aklimiz kalmiyor sahilde.
0
Biz plaj çantasının içinde bırakıp gidiyoduk ya, bişey de olmadi senelerdir. Bizimki de fazla rahatlık sanırım bilemedim :/
0
Geçen Yunanistan'da bir sistem gördük tam ihtiyaç.
Bileklik veriyorlar su geçirmez. Bileklikle şemsiyede bulunan bir kasa var onu açıyorsunuz.
Her şeyi kasaya koyup bileklikle denize...
Bileklik veriyorlar su geçirmez. Bileklikle şemsiyede bulunan bir kasa var onu açıyorsunuz.
Her şeyi kasaya koyup bileklikle denize...
0
palve ve mabesa +1, üzerine tişört atmaktan başka bir şey yapmıyorum; hiç sıkıntı yaşamadım. o kadar insan içinde çoğu kişinin götü yemez bence zaten, hiç tanık olmadım gittiğim yerlerde hırsızlığa.
0
sinx90
Açıkçası yurt dışı planlarım vardı .Şu an hepsi iptal.Siz neler yapıyorsunuz ?
Açıkçası yurt dışı planlarım vardı .Şu an hepsi iptal.Siz neler yapıyorsunuz ?
0
yurtdısı planım var iptal de edemiyorum girenler girdi
0
yurtdışı planım var, iptal etmiyorum.. ama yurtdışından iphone falan isteyen olursa getirebilirim diye etrafa duyuruyorum. akmasa damlar :)
0
Akademisyenim. ABD'de düzenlenen ve geçtiğimiz 4 yıldır gittiğim konferansa bu yıl gitmemeye karar verdim.
0
Aynı şekilde ben de yurtdışı seyahat planımı iptal ettim.
Almak istediğim şeyler arasındaki "olmasa da olur" diyebileceklerimi almaktan vazgeçtim.
Almak istediğim şeyler arasındaki "olmasa da olur" diyebileceklerimi almaktan vazgeçtim.
0
hocam sadece yurtdışı değil ki... buğday bile dolar üzerinden alınıyor. marketteki her şey zamlandı. Kur hayatımızın her anında etkili yani özetle.
Yurtdışı planlarımı azalttım. Normalde 3 gideceksem 1 giderim diyorum. Kıyafet vs. almiim diyorum, gıda vs. evde yemeye özen göstericem vsvs.
Yurtdışı planlarımı azalttım. Normalde 3 gideceksem 1 giderim diyorum. Kıyafet vs. almiim diyorum, gıda vs. evde yemeye özen göstericem vsvs.
0
8 ağustos'ta gittigidiyordan bıçak aldım 22 liraya. şimdi baktım 28 lira olmuş.
urun.gittigidiyor.com
urun.gittigidiyor.com
0
Seçim zamanı ucuzlar diye 2500 liralik bileti almadım şimdi 3800 TL
Kaldı ki yurt dışında da günlük yaklaşık 80-100 dolar harcıyorum
Bu yüzden gelecek yıl büyük ihtimalle yurtdışına gidemeyeceğim
Kaldı ki yurt dışında da günlük yaklaşık 80-100 dolar harcıyorum
Bu yüzden gelecek yıl büyük ihtimalle yurtdışına gidemeyeceğim
0
Alacati’da kokteyl vs icmek avrupa’da icmekteb daha ucuz su anda. Gurbetci kafasiyla getirdigim azcik para katlanarak artiyor.
Inanamiyorum ve asiir uzuluyorum. Annemin babamin parasi pul oluyorum, benim kici kirik biriktirdigim birkac yuz euro her gun artiyor.
Inanamiyorum ve asiir uzuluyorum. Annemin babamin parasi pul oluyorum, benim kici kirik biriktirdigim birkac yuz euro her gun artiyor.
0
çocuğun ileride amerikada üniversite eğitimi için her ay kenara 1000 usd atmaya çalışıyordum, artık atamıyorum.
0
Haftaya avrupa planım var, iptal etmiyorum. Çünkü uçak, kalacak yer vs vs hepsini ayarlamıştım, euro olarak para da ayırmıştım. Ha şimdi o euro'yu bozsam büyük kara geçeceğim ama diğer taraftan bilet ve otellerden de zarar edeceğim. İptal etmiyorum o yüzden.
0
valla yurtdışı planını geçtim bu fiyat artışı temel şeylere yansıyınca 1-2 ay sonra nasıl yaşanır o'nu düşünüyorum.
0
Bisiklete kadro getirtecektim, vazgeçtim. Sonbahar-Kış gibi kız arkadaşımla bi hafta sonu yurt dışına kaçarız diyordum, o da zor gözüküyor şu durumda.
0
şimdiye kadar yurtdışına çıkmadım. arkadaşla bu yaz planlamıştık bir yerlere gideriz diye. dolar 7, euro 8 olunca artık ömrümde yurtdışı göremem sanırım:)
0
Ultra tasarruf moduna gectim. Iki ayri yurtdisi planim vardi ikisi de iptal. Karadeniz yaylalarina bakiyorum su an.
0
çok bi etkeni olmadı, ama psikolojik olarak var,
her an tetikte hissediyorum.
sanki yurt dışına gitmek istesem de artık gidemeyecek gibiyim.
borçlarım daha çok gözüme battı.
çalıştığım işte emanet gibiyim, gelecek kaygım daha fazla arttı.
ve bu ülkeden nasıl gidebilirimi düşünüyorum hala
her an tetikte hissediyorum.
sanki yurt dışına gitmek istesem de artık gidemeyecek gibiyim.
borçlarım daha çok gözüme battı.
çalıştığım işte emanet gibiyim, gelecek kaygım daha fazla arttı.
ve bu ülkeden nasıl gidebilirimi düşünüyorum hala
0
az kazandıran ama öğrenci için ilaç gibi gelen iki işim vardı. çalıştığım bir yer krizden mi yoksa başka sebepten mi bilmem, topu dikti. diğer işten de şu ara aylık 150-200 liradan fazlasını göremiyorum, normalde 800-1000'e kadar çıkabildiği oluyordu dönem dönem. onun dışında 160usd borcum var. aldığımda 500 küsür liraydı, şu an 1100 lira. şimdilik. normalde ben ve arkadaş çevrem para harcamaktan çekinen insanlar değiliz, bütçemiz el verdiği (hatta bazen el vermediği ölçüde) takılır ederdik. şu ara hiçbirimiz hiçbir yere çıkmıyoruz, ev dışında yemek yiyen lanetleniyor, karnımızı doyurmak için yediğimiz yemek ve mecburi diğer masraflar dışında hiçbir şey yapmıyoruz.
son üç yıldır senede bir ya da iki kez ukrayna'ya gidiyordum. hem arkadaşlarım vardı geziyordum hem de rusça pratiği için çok güzel oluyordu. önümüzdeki 2-3 yıl herhangi bir yerde karadeniz kıyısına bile yaklaşamayacağım.
ben zaten öğrenciyim ve zengin olduğumuz en son dönem 2001 krizinin hemen öncesiydi, ben 6-7 yaşında falanım. o yüzden şimdilik çok derinden sarsmadı ya da vurmadı ama uzun vadede patlatacak gibi beni de. hadi ben garsonluk falan yaparım bir şekilde yürürüm de annem veya babam işten çıkarılırsa ailecek ne halt ederiz onu hiç bilmiyorum.
son üç yıldır senede bir ya da iki kez ukrayna'ya gidiyordum. hem arkadaşlarım vardı geziyordum hem de rusça pratiği için çok güzel oluyordu. önümüzdeki 2-3 yıl herhangi bir yerde karadeniz kıyısına bile yaklaşamayacağım.
ben zaten öğrenciyim ve zengin olduğumuz en son dönem 2001 krizinin hemen öncesiydi, ben 6-7 yaşında falanım. o yüzden şimdilik çok derinden sarsmadı ya da vurmadı ama uzun vadede patlatacak gibi beni de. hadi ben garsonluk falan yaparım bir şekilde yürürüm de annem veya babam işten çıkarılırsa ailecek ne halt ederiz onu hiç bilmiyorum.
0
Oldu.
Kimse beni ziyaret etmek istemiyor, herkes "buraya gel, burada tatil yap, zaten euro da X oldu." diyor.
"Ya aklini kullan arsa al -arsanin degeri cok artiyor 111!" diye akil vermeye calisan da cok oluyor.
Herkes, projeden ve isten cikmis, su an calismayan bir sefil YL ögrencisini bana "zengin, Kibris gazinolarinda para saciyordur o!" muamelesi yapiyor.
Tatile gittim en son. "Orada ne kadar harcadin?" normaldi onceden, simdi "orada zeytinyaginin kilosu kac paradir ya!" diyen var.
Türkiye´dekilerle konusmalar sacma bir hal almaya basladi, onunu alamiyoruz.
Kimse beni ziyaret etmek istemiyor, herkes "buraya gel, burada tatil yap, zaten euro da X oldu." diyor.
"Ya aklini kullan arsa al -arsanin degeri cok artiyor 111!" diye akil vermeye calisan da cok oluyor.
Herkes, projeden ve isten cikmis, su an calismayan bir sefil YL ögrencisini bana "zengin, Kibris gazinolarinda para saciyordur o!" muamelesi yapiyor.
Tatile gittim en son. "Orada ne kadar harcadin?" normaldi onceden, simdi "orada zeytinyaginin kilosu kac paradir ya!" diyen var.
Türkiye´dekilerle konusmalar sacma bir hal almaya basladi, onunu alamiyoruz.
0
sdece yurtışı değil yurtiçi gezilerini de iptal ettim.
dışarıdan yemek yemeyi artık çıkmıyoruz diyecek kadar azalttık.
bir şey alırken "gerçekten ihtiyacım var mı sorusunu" daha net sormaya başladık, öyle ufak şımarıklıklar yapmıyoruz belli bir meblanın üzerinde.
kısmadığımız tek şey kızımızın ihtiyaçları.
dışarıdan yemek yemeyi artık çıkmıyoruz diyecek kadar azalttık.
bir şey alırken "gerçekten ihtiyacım var mı sorusunu" daha net sormaya başladık, öyle ufak şımarıklıklar yapmıyoruz belli bir meblanın üzerinde.
kısmadığımız tek şey kızımızın ihtiyaçları.
0
İspanya'ya yaz stajına geldim.
Planım marketten beslenip dışarıda kahve + haftada bir ucuz yerlerde yemek yemekti.
Param öyle bir eridi ki şu an marketten suyu ve ekmeği sayılı alıyorum. Türkiye'ye dönmeme 16 gün var ve resmen aç kaldım.
Planım marketten beslenip dışarıda kahve + haftada bir ucuz yerlerde yemek yemekti.
Param öyle bir eridi ki şu an marketten suyu ve ekmeği sayılı alıyorum. Türkiye'ye dönmeme 16 gün var ve resmen aç kaldım.
0
halihazirda almanyada yuksek lisans yapiyorum, bir donemim kaldi. birkac gundur kara kara dusunuyorum onumuzdeki donemim nasil gececek diye. eylul gibi is aramaya baslamayi dusunuyorum. tek tesellim bulundugum ulkede kalip, euroyla maas alacak olmak. kisa vadede hayatimi ciddi anlamda negativ etkiledi.
0
Bruce
eylül ortası avrupa tatilim vardı, bütçemi planladığımda avro bu seviyede değildi; mevcut kurdan hesaplayınca an itibariyle yapacağım tüm harcamalarla aşağı yukarı 1900 tl zarardayım, bir de gittikçe artıyor. vizeye de başvurmadım, bir tek uçak biletlerini almıştım ama onları neyse ki ucuza kapatmış
eylül ortası avrupa tatilim vardı, bütçemi planladığımda avro bu seviyede değildi; mevcut kurdan hesaplayınca an itibariyle yapacağım tüm harcamalarla aşağı yukarı 1900 tl zarardayım, bir de gittikçe artıyor. vizeye de başvurmadım, bir tek uçak biletlerini almıştım ama onları neyse ki ucuza kapatmıştım; iptal edeyim mi tatili?
zararın neresinden dönülürse kardır diye düşünüyorum ama hemen vazgeçmeye gönlüm el vermiyor, yenilmiş hissediyorum :(
öte yandan seneye bundan daha düşük seviyede olmayacak, hatta da artabilir diyorum ama bedelli de yapıcam, bu sene iyiden iyiye girecek bana. zaten durduğumuz yerde fakirleşiyoruz bir de buna masraf yapmak müsriflik gibi geliyor. alternatifim güney tatili, onun masrafı çok bişey olmayacak.
gidiyim mi gitmiyim mi?
zararın neresinden dönülürse kardır diye düşünüyorum ama hemen vazgeçmeye gönlüm el vermiyor, yenilmiş hissediyorum :(
öte yandan seneye bundan daha düşük seviyede olmayacak, hatta da artabilir diyorum ama bedelli de yapıcam, bu sene iyiden iyiye girecek bana. zaten durduğumuz yerde fakirleşiyoruz bir de buna masraf yapmak müsriflik gibi geliyor. alternatifim güney tatili, onun masrafı çok bişey olmayacak.
gidiyim mi gitmiyim mi?
0
martta ingiltereye gitmeye karar verdim marttan itibaren sterlin aldım 5.50 den başlayıp 6.50 ye kadar aldım. gittim tatilimi yaptım geldim. o sürede orada kredi kartından geçtiklerim günlük kurdan hesaplandı. 1 hafta daha kalmadım diye üzülüyordum ancak iyi ki kalmamışım sterlin şu an 8.40tl. büyük zararım olucaktı. kredi kartından yurt dışında yapılan harcamalar taksitlendirilemiyor. şu an bile büyük bir yükle karşı karşıyayım. ödeme imkanın varsa git ancak bu kurlar düşmez.
0
iptal ama şöyle: şu anki zararınız 1900 tl'den ne kadar az? 300-500 tl ise iptal edin geçin. o parayla misler gibi eylülde olimpos yapın.
0
bence eylül başına kadar bekle. çok farkedeceğini sanmıyorum ama zararın 1000 tl'ya kadar düşerse vizeye başvur bence. 1 haftada vize veriliyor genelde. uçak bileti 100 euro'dan aşağı değildir büyük ihtimalle. yani en az 600-700 ordan zararın olacak. bi de gideceğin yer neresi?
0
Gidin kesinlikle.
Biraz az yersiniz, bir tik daha ucuz hostelde/hotelde kalirsiniz ya hu, ne olacak. O kadar onceden plan yapmissiniz. Italya demissiniz, Italya turistik meydanlardan uzaklasirsaniz, hatta cok turistik rotalardan, uygun tatil yapilabilecek bir yer. Sehir belirlemediyseniz, Piemonte Bölgesi´ni önerebilirim.
Vizeye tabii ki en kisa zamanda basvurun, islemlerinizi tamamlayin, pürüz cikarsa vakit kalsin.
Yakin vadede yukaridan sihirli kur inmeyecek, siz de biliyorsunuz ve icinizde kalacak bu tatil.
Biraz az yersiniz, bir tik daha ucuz hostelde/hotelde kalirsiniz ya hu, ne olacak. O kadar onceden plan yapmissiniz. Italya demissiniz, Italya turistik meydanlardan uzaklasirsaniz, hatta cok turistik rotalardan, uygun tatil yapilabilecek bir yer. Sehir belirlemediyseniz, Piemonte Bölgesi´ni önerebilirim.
Vizeye tabii ki en kisa zamanda basvurun, islemlerinizi tamamlayin, pürüz cikarsa vakit kalsin.
Yakin vadede yukaridan sihirli kur inmeyecek, siz de biliyorsunuz ve icinizde kalacak bu tatil.
0
Ekonomik olarak cok cok rahat degilsen gitme. Zararin 1900den daha fazladir, evdeki hesap carsiya uymaz.
Su an Avrupa'da gezmek eline bir deste para alip etrafa saca saca dolasmak gibi.
Bir sise su 15tl civari, gezip dolasirken ne kadar paran gidecek sen dusun. Bunun konaklamasi, ulasimi, yemesi icmesi.
Daha onceden aldigin euro yoksa cebinde gitme.
Su an Avrupa'da gezmek eline bir deste para alip etrafa saca saca dolasmak gibi.
Bir sise su 15tl civari, gezip dolasirken ne kadar paran gidecek sen dusun. Bunun konaklamasi, ulasimi, yemesi icmesi.
Daha onceden aldigin euro yoksa cebinde gitme.
0
anxyte
var mı böyle bir şey? konuştuklarımın bir kısmı part time çalışma izni var diyor diğer kısım yok diyor. erasmusa gidip de çalışan oldu mu aranızda?
var mı böyle bir şey? konuştuklarımın bir kısmı part time çalışma izni var diyor diğer kısım yok diyor. erasmusa gidip de çalışan oldu mu aranızda?
0
yanlis bilmiyorsam, kampus icinde universitenin kutuphanesinde vs part-time olarak calisabiliyorsun. ama disarda bi sirkette calisamiyorsun
0
Ülkeye göre değişir. Gittiğiniz ülkede aldığınız vize ya da oturma izni çeşidine bağlı o.
0
stavro
Yurtta kaldigini farzedersek?
Yurtta kaldigini farzedersek?
0
ssiradanbirigibi
makarna bana göre dünyanın en güzel yiyeceklerinden. bir tabak güzel makarna yiyebilmek için saatlerce uğraşabilirim. baharat ve sos olmazsa olmaz.peki sizin bana kullanmamı tavsiye edeceğiniz bir baharat/sos var mı makarna üzerine? en basit baharatlar da dahil aklınıza ne gelirse... teşekkür ederim
makarna bana göre dünyanın en güzel yiyeceklerinden. bir tabak güzel makarna yiyebilmek için saatlerce uğraşabilirim. baharat ve sos olmazsa olmaz.
peki sizin bana kullanmamı tavsiye edeceğiniz bir baharat/sos var mı makarna üzerine? en basit baharatlar da dahil aklınıza ne gelirse... teşekkür ederim.
peki sizin bana kullanmamı tavsiye edeceğiniz bir baharat/sos var mı makarna üzerine? en basit baharatlar da dahil aklınıza ne gelirse... teşekkür ederim.
0
süzme yoğurt ve normal yoğurdu sarımsak +tuz ile karıştırıp makaranın üstüne, onun üstüne tereyağında bol nane ve kırmızı biber.
bazen ikisinin arasına salça sosu yapıyorum mantıdan hiç bir farkı olmuyor :)
bazen ikisinin arasına salça sosu yapıyorum mantıdan hiç bir farkı olmuyor :)
0
domatesleri soyuyorsun, incecik olarak doğruyorsun,soğanları da doğruyorsun. sarımsakları ezip beraber tavaya atıyorsun, zeytinyağında onları bi güzel domates kendinden iyice geçene kadar pişiriyorsun.
kıymayı da içine atıyorsun 1 tatlı kaşığı domates salçası ile onlarla içine kekik koyuyorsun mis gibi sos oluyor
kıymayı da içine atıyorsun 1 tatlı kaşığı domates salçası ile onlarla içine kekik koyuyorsun mis gibi sos oluyor
0
Kabuklari soyulmus domates,sarimsak,taze feslegen + birazcik da makarnanin suyu. Bir de gecenlerde sunu denemistim cok lezzetli olmustu. youtu.be
0
ben sebze sevdiğim için kabaklı sos yapıyorum. soğanları karamalize oluncaya kadar kavurup julyen kabakları atıyorum sonra dereotu ve sür ya da krema koyup tereyağ ekliyorum.
0
Soguk sikma az asitli cok iyi bir zeytinyagi, porcini mantari, cok az taze limonsuyu ve bir avuc kadar cok ince kesilmis Italyan maydanozu (ya da cok korpe bildigimiz maydanoz). Maydanoz ve limonsuyu tabii ki tava gormeyecek, en son karistirilacak. Güney Toskana´ya hos geldin.
0
Sanırım benim en sevdiğim makarna deniz ürünleriyle yapılıyor. Beyaz etli balıklar, domates, fesleğen, sarımsak, karides, bol tereyağında....
0
kekik, kırmızı toz biber, sarımsak kurusu tozu, çok çok az köri, çok çok çok az karabiber, aşırı az kimyon daha ne olsun.
0
voyager 1
Selamlar,Arkadaşımın doktora için Dresden’e gitme ihtimali var. 1100 EUR nasıl bir miktar geçinmek için? Bunun haricinde şehir ve şehirde yaşamla ilgili belirtmek istediğiniz noktalar var mı? Teşekkürler.
Selamlar,
Arkadaşımın doktora için Dresden’e gitme ihtimali var. 1100 EUR nasıl bir miktar geçinmek için? Bunun haricinde şehir ve şehirde yaşamla ilgili belirtmek istediğiniz noktalar var mı?
Teşekkürler.
Arkadaşımın doktora için Dresden’e gitme ihtimali var. 1100 EUR nasıl bir miktar geçinmek için? Bunun haricinde şehir ve şehirde yaşamla ilgili belirtmek istediğiniz noktalar var mı?
Teşekkürler.
0
1100 Euro az, genelde 1500 Euro verilir burs oldugu zaman. Niye o kadar az anlamadim ben.
Dresden'de o paraya gecinilir, hatta belki 3-5 kenara atip biriktirebilirsin bile hesapli yasarsan.
Dresden biraz irkci diye duymustum ama orada yasamadigimdan kesin bir yorumda bulunmak istemiyorum.
Dresden'de o paraya gecinilir, hatta belki 3-5 kenara atip biriktirebilirsin bile hesapli yasarsan.
Dresden biraz irkci diye duymustum ama orada yasamadigimdan kesin bir yorumda bulunmak istemiyorum.
0
Türkiye´den bir arkadasim yeni yerlesti. Kendi yasadigim yerle karsilastirdigimda yeme-icmenin ve barinmanin uygun fiyatli oldugunu goruyorum. Ayrica genc ogrenci nufusu cok, canli ve guzel bir sehir. Ben begenmistim en azindan, Dogu sehirlerine olan onyargima karsin.
1100, ogrenci evine de cikarsa cok rahat yeter. 1100 cok az degil bence, benim sehrimdeki doktora ogrencisi 1300 aliyor, ki Köln Dresden´e gore cok pahali bir yer.
1100, ogrenci evine de cikarsa cok rahat yeter. 1100 cok az degil bence, benim sehrimdeki doktora ogrencisi 1300 aliyor, ki Köln Dresden´e gore cok pahali bir yer.
0
yari zamanli pozisyon teklif ediyorlar genelde, sanirim o yüzden bu ücret. Biraz arkadasinin bakis acisina bagli bence, ögrenci hayati yasarim derse hayli hayli yeter, hatta gezmeye de para ayirabilir.
kendine ait genisce bir ev tutayim dese sikinti olabilir ama ögrenci yurdunda kalirsa ya da WG dedikleri tarzda baska insanlarla ev arkadasligi yapacak sekilde kalirsa gayet yeter parasi.
kendine ait genisce bir ev tutayim dese sikinti olabilir ama ögrenci yurdunda kalirsa ya da WG dedikleri tarzda baska insanlarla ev arkadasligi yapacak sekilde kalirsa gayet yeter parasi.
0
Yemeğini düzenli olarak evde yaparsa masraf kalemlerinden birini ciddi anlamda azaltmış olur: lidl, penny gibi marketlerin fiyatları gerçekten ucuz. Ev fiyatlarını bilmiyorum ama kendi kaldığım yere bakarak (aylık 230 ödüyorum) verilen miktarın yeterli olacağını düşünüyorum. Ama tabi arkadaşınızın yaşam tarzına bağlı biraz bu miktarın yetip yetmeyeceği. Onun dışında haftasonlarından birinde atlasın leipzig’e gitsin, 1-2 saat uzaklıkta.
0
bos gezenin bos ustasi
1 hafta 1000 euro civarı bütçe ayırdım. Ekim Kasım gibi eşimle gideceğiz.Araba kiralanacak, Roma'dan Napoli'ye ordan Pompei ziyaret edilecek.Kültür, sanat, yemek önceliğimiz. Buralara yakın araçla fazla uzak olmayan yer önerisi olan varsa çok memnun oluruz. Çiftlik falan da gezmek istiyoruz aslında
1 hafta 1000 euro civarı bütçe ayırdım. Ekim Kasım gibi eşimle gideceğiz.
Araba kiralanacak, Roma'dan Napoli'ye ordan Pompei ziyaret edilecek.
Kültür, sanat, yemek önceliğimiz. Buralara yakın araçla fazla uzak olmayan yer önerisi olan varsa çok memnun oluruz. Çiftlik falan da gezmek istiyoruz aslında ama öyle çat kapı da gidemeyeceğimize göre bunun bir yolu yordamı olmalı diye düşünüyorum. Teşekkürler.
Araba kiralanacak, Roma'dan Napoli'ye ordan Pompei ziyaret edilecek.
Kültür, sanat, yemek önceliğimiz. Buralara yakın araçla fazla uzak olmayan yer önerisi olan varsa çok memnun oluruz. Çiftlik falan da gezmek istiyoruz aslında ama öyle çat kapı da gidemeyeceğimize göre bunun bir yolu yordamı olmalı diye düşünüyorum. Teşekkürler.
0
Agriturismo nedir, ne degildir, lutfen bu terimi gitmeden arastirin, ciftliktir, satodur, sarap bagidir, ne guzellik varsa Agriturismo´da var. F/P sasirtici derecede iyi genellikle. En uygun fiyata en guzel yemekleri/saraplari da orada bulacaksiniz.
En iyilerini gittiginiz sehirin turist ofislerinde onereceklerdir. Rota uzerindeki herhangi bir kucuk sehirde durun, cunku kucuk sehirlerin turist ofisleri inanilmaz iyi. Sizin icin rezervasyon yapiyorlar, sizin icin telefonla sarap üreticilerini arayip randevu aliyorlar mesela, kisacasi her seyi Italyanca halledip ekstra bir ucret talep etmeden sizin isinizi cok kolaylastiriyorlar. Cok turistik olmayan ancak cok guzel noktalari da boylece kesfedebilirsiniz.
Araba kullanacaksaniz Italya´da, simdiden bol sabir diliyorum.
En iyilerini gittiginiz sehirin turist ofislerinde onereceklerdir. Rota uzerindeki herhangi bir kucuk sehirde durun, cunku kucuk sehirlerin turist ofisleri inanilmaz iyi. Sizin icin rezervasyon yapiyorlar, sizin icin telefonla sarap üreticilerini arayip randevu aliyorlar mesela, kisacasi her seyi Italyanca halledip ekstra bir ucret talep etmeden sizin isinizi cok kolaylastiriyorlar. Cok turistik olmayan ancak cok guzel noktalari da boylece kesfedebilirsiniz.
Araba kullanacaksaniz Italya´da, simdiden bol sabir diliyorum.
0
Arabayla gezmenin bir güzelliği o evet, amerikalıların napa valley'de bayıldıkları sahte ortam italya'da doğal bir şey, fakat trenle gezerken oralara ulaşamıyorsun işte. Açıkçası benim bilgim yok arabayla gezmediğim için ama agriturismolar +1.
Bir de şehir içinde çok dikkat edin şehir merkezlerinde ZTL var, tarihi bölgelerin trafiğe limitlenmesi olayı, her giren sokakta kamera vardır anında yazar 100(erken ödersen ki ödeyemezsin 75)€.
Arabayla şehir dışlarında konaklayıp, akşam yemeklerinizi oralarda yiyip daha orjinal bir tatil geçirebilirsiniz. Sagra denilen etkinlikler oluyor italya'da, her kasabanın bir sagrası oluyor neredeyse, spesifik birşey ya da genel bir festival havasında olabiliyor, yerel ürünlerin kermesi gibi, atıyorum kurbağa kızartması sagrası, ama bir bayramsı birşey de olabilir, aziz nicolas sagrası gibi. Onları araştırabilirsiniz, lazio/campania sagre *gideceğiniz dönem* şeklinde, ya da turist ofislerine sorabilirsiniz.
Bir de şehir içinde çok dikkat edin şehir merkezlerinde ZTL var, tarihi bölgelerin trafiğe limitlenmesi olayı, her giren sokakta kamera vardır anında yazar 100(erken ödersen ki ödeyemezsin 75)€.
Arabayla şehir dışlarında konaklayıp, akşam yemeklerinizi oralarda yiyip daha orjinal bir tatil geçirebilirsiniz. Sagra denilen etkinlikler oluyor italya'da, her kasabanın bir sagrası oluyor neredeyse, spesifik birşey ya da genel bir festival havasında olabiliyor, yerel ürünlerin kermesi gibi, atıyorum kurbağa kızartması sagrası, ama bir bayramsı birşey de olabilir, aziz nicolas sagrası gibi. Onları araştırabilirsiniz, lazio/campania sagre *gideceğiniz dönem* şeklinde, ya da turist ofislerine sorabilirsiniz.
0
Napoli'de pizza hakkınızı da michele'de bitirmeyin, ciro oliva concettina ai tre santi'de de yiyin. Rezervasyon yok, michele gibi kapıda isim yazdırma var. Orası kadar beklemiyorsun ama bi yarım saati var gittiğin güne göre.
Aslında pepe'ye de giderdim ben ama napoli'ye 1 saat arabayla. Rezervasyon yapabilirseniz roma'dan napoli'ye geçerken yolu azıcık uzatıp gidilebilir. Rezervasyon şart, yine de bekliyorsun. Ciro ve burada pizza yemeden dönmezdim ben.
Aslında pepe'ye de giderdim ben ama napoli'ye 1 saat arabayla. Rezervasyon yapabilirseniz roma'dan napoli'ye geçerken yolu azıcık uzatıp gidilebilir. Rezervasyon şart, yine de bekliyorsun. Ciro ve burada pizza yemeden dönmezdim ben.
0
freedonia
Kökeni, nedeni nedir? Başka hiç bir kentte yok böyle bir şey. İstanbul'da her taraf Arap oldu deniyor ya, işte onun 20-30 katını hayal edin Londra merkezdeki durumu anlamak için.
Kökeni, nedeni nedir? Başka hiç bir kentte yok böyle bir şey. İstanbul'da her taraf Arap oldu deniyor ya, işte onun 20-30 katını hayal edin Londra merkezdeki durumu anlamak için.
0
metropoller hep mülteci ve göçmen dolu. paris veya amsterdam’da da durum aynı.
ek olarak londradakilerin çoğu güney asyalı (pakistan, bangladeş vs)
londra’da ayrıca zengin hintli, pakiler de var.
ek olarak londradakilerin çoğu güney asyalı (pakistan, bangladeş vs)
londra’da ayrıca zengin hintli, pakiler de var.
0
Gecen sene yazin Londra´daydim, hic oyle bir sey hatirlamiyorum. Pakistan/Hindistan asilli olmadiklarindan emin misiniz +1.
Ayrica, zengin Araplarin Avrupa takintilari var. Lugano Arap doluydu ki, ki Lugano Isvicre sartlarinda bile pahali bir yer. Ya da Milano´da cilginca alisveris yapan Arap kafileleri gorebilirsiniz. Ayni durum Cinliler icin de gecerli. Cin´den tanidiklarim Avrupa´nin birkac ulkesinin ozellikle zenginler arasinda cok populer oldugunu ya da insanlarin hayallerini susledigini soylemislerdi.
Ayrica, zengin Araplarin Avrupa takintilari var. Lugano Arap doluydu ki, ki Lugano Isvicre sartlarinda bile pahali bir yer. Ya da Milano´da cilginca alisveris yapan Arap kafileleri gorebilirsiniz. Ayni durum Cinliler icin de gecerli. Cin´den tanidiklarim Avrupa´nin birkac ulkesinin ozellikle zenginler arasinda cok populer oldugunu ya da insanlarin hayallerini susledigini soylemislerdi.
0
aynen oyle, her yer arap. birbirlerinden duyduklari seyler. londrada para harcamak, hediyeler almak vs onlar acisindan statu sahip olanlarin yapabilecegi bir sey. ingilizler de bunlar para getiriyor diye ses cikarmiyor. ozellikle hyde park civari, her yer arap.
0
@traveller, cedex arap olduklarına eminim pakistan, bangladeş, hintliler bildiğim kadarıyla arapça konuşmuyor, özel direksiyonlu arabalar getirmeleri ya da 30 kişilik tüm sülale ellerinde alışveriş poşetleriyle gezdikleri de çok nadirdir herhalde. Türkiye'de araplarla akraba olduk zaten, adamları 10 metreden ayırt ederiz, merak etmeyin:)
@cedex paki ırkçı bir söylem bu arada nigga gibi bir şey
@buf-e kür Londra'da arap görmedim derken, hocam sen başka Londra'ya falan mı gittin? Banker Bilo Münih olayı olmasın:)
@cedex paki ırkçı bir söylem bu arada nigga gibi bir şey
@buf-e kür Londra'da arap görmedim derken, hocam sen başka Londra'ya falan mı gittin? Banker Bilo Münih olayı olmasın:)
0
turistleri bilmiyorum ama arap zenginleri çocuklarını okutmak için genelde londra'yı tercih ediyor. hatta geçenlerde haber çıkmıştı, bir arap prensin oğlu 3 tane altın kaplama hummer, aston martin ve lamborghini'yi sokakta park edip paso park cezası yiyormuş.
0
Araplarin tatil sezonu şu anda; cenevre de bu zamanlar Arap kaynar mesela. Londra için de aynı şeydır muhtemelen. Nisanda londra'daydım ben de, pek dikkatimi çekmedi açıkçası.
0
"Istanbul'da her taraf Arap oldu deniyor ya, işte onun 20-30 katını hayal edin Londra merkezdeki durumu anlamak için."
El-cevap: "Hic oyle bir sey hatirlamiyorum."
Bu cümleden "Londra´daki Arap asilli insan sayisi sifirdir." mi cikiyor? Ayrica, cevabin devaminda da anlatmisim Araplarin Avrupa sevdasini. Baska hicbir kentte boyle bir sey yok degil, Avrupa´nin bircok sehrinde Arap turist var bol bol demisim.
bkz. okudugunu anlama.
El-cevap: "Hic oyle bir sey hatirlamiyorum."
Bu cümleden "Londra´daki Arap asilli insan sayisi sifirdir." mi cikiyor? Ayrica, cevabin devaminda da anlatmisim Araplarin Avrupa sevdasini. Baska hicbir kentte boyle bir sey yok degil, Avrupa´nin bircok sehrinde Arap turist var bol bol demisim.
bkz. okudugunu anlama.
0
Bu yeni bir şey değil, tarih boyunca süregelen bir şey. Petrol parasını nerede yiyeceksin? Londra’nın kozmopolit yapısı, ne olursan ol gel mantığı herkesi kucaklaması bence asıl neden. Edgware Road, Marble Arch, Knightsbridge, Mayfair adamlar merkezi Araplara bırakıp gitmişler resmen, daha ne konuşuyoruz. Ne kadar üst sınıf, zengin British olursan ol, petrol zengini prens bilmemkimle nasıl yarışacaksın, adamın ülkesi var la. Harrodsu bilmemnesi bir sürü alışveriş merkezleri, bankaları, otelleri. Adam İngiliz prensesi Diana ile yasak aşk yaşamış. Bu mevsimde Milano’da çok arap var, İsviçre’de de çok arap var vs. gibi argümanlar nedir abi, Londra’daki Arap varlığını inkar eden ya da küçümseyecek adam bi zahmet Londra gettolardan çıkıp merkeze insin.
0
@freedonia ve neck_and_neck,
Siz dis gostermeden, aklinizca "kucumsemeden", medenice ve insanca yazismayi nicin bilmiyorsunuz, gercekten bu agresifligin nedenini merak ediyorum.
Yok efendim, "Banker Bilo Münih"mis; yok "Londra gettolarindan inmek gerekirmis.".
Kendi argümaniniz varmis, soylemissiniz; saldirmak niye? 3.5 4 yildir Avrupa´da yasiyorum zaten ve kendi deneyimimi soylemisim. Gettoymus, bir tarafimla guleyim.
Siz dis gostermeden, aklinizca "kucumsemeden", medenice ve insanca yazismayi nicin bilmiyorsunuz, gercekten bu agresifligin nedenini merak ediyorum.
Yok efendim, "Banker Bilo Münih"mis; yok "Londra gettolarindan inmek gerekirmis.".
Kendi argümaniniz varmis, soylemissiniz; saldirmak niye? 3.5 4 yildir Avrupa´da yasiyorum zaten ve kendi deneyimimi soylemisim. Gettoymus, bir tarafimla guleyim.
0
londra'daki arap popülasyonu fazla cidden; hem işverenim hem de birlikte çalıştığımız partneri araplarla iç içe ve en zengin arapların londra'ya, bir tık altındakilerin istanbul'a geldiği konuşuluyor laf aralarında. 2015'e kadar dini veya çeşitli sebeplerle istanbul'u tercih eden über zenginler de londra'ya gider olmuşlar 2-3 senedir; şirketin şehzadesi anlatıyordu geçen, orada yaşıyor.
bahseilen araplar kuveyt, katar ve bae'den genelde ama suudiler de yavaş yavaş tercih eder oldular. tl'nin değer kaybı sonrası daha orta kesim buralara gelir oldu, bizim iş yaptığımız arapların profili hep düştü mesela.
bahseilen araplar kuveyt, katar ve bae'den genelde ama suudiler de yavaş yavaş tercih eder oldular. tl'nin değer kaybı sonrası daha orta kesim buralara gelir oldu, bizim iş yaptığımız arapların profili hep düştü mesela.
0
@buf-e kür getto derken ben inan küçümseme babında yazmadım, şehrin uzak noktalarını kastettim. Adamlar şehri 8-9 bölgeye ayırmış, şimdi mesela 4., 5. bölgede Southall, Brentford'da yaşayan adam ne arabı kardeşim Hintli istilası var, Lewisham'daki tüm afrika burda, ne arabı? ya da Haringaydeki adama sorsan her taraf Türk, Kürt. Araplardan fazlayız der. Ama merkeze yaklaştıkça Arap etkinliği eksponansiyel olarak artıyor.haklısın getto varoşları tanımlamada kullanılıyor küçümseme olarak algılamışsın bir şey diyemem. Ama "diğer milletlerin turistlerin ne kadar varsa araplardan da o kadar var" ya da "x şehrindeki Arap yoğunluğu, etkinliği Londra'dan daha baskın" vs denilirse kesinlikle katılmadığımı belirtmek isterim.
0
diffarentiationation
ben internette 300 liraya bulabilirim mesela türkiye'de. orada neden az bulunuyor ve çok pahalı? ikinci el 30 senelikler bile minimum 1000 lira dedilerdi.
ben internette 300 liraya bulabilirim mesela türkiye'de. orada neden az bulunuyor ve çok pahalı? ikinci el 30 senelikler bile minimum 1000 lira dedilerdi.
0
50-100 euroya guzel seyler bulabiliyorsun.
hollanda'da 30'a almistim ben ama buyuk ihtimalle calintiydi :) hangisi calinti hangisi degil bilemiyorsun :/ (ruhsat gibi bir seyleri var da o fiyat araliginda bulunmuyor :) )
hollanda'da 30'a almistim ben ama buyuk ihtimalle calintiydi :) hangisi calinti hangisi degil bilemiyorsun :/ (ruhsat gibi bir seyleri var da o fiyat araliginda bulunmuyor :) )
0
30 senelik bisiklet retro olduğu için pahalı.
Biltema'da falan 400-500 tl'ye bisikletler var burda.
Kim diyor az bulunuyor? Ortalık bisiklet kaynıyor yahu.
Biltema'da falan 400-500 tl'ye bisikletler var burda.
Kim diyor az bulunuyor? Ortalık bisiklet kaynıyor yahu.
0
Kendi bulundugum ulkenin ilan sitesinden baktim, 15-20 Euro'dan basliyor ikinci el bisikletler. 50-100 araliginda temiz bir sey bulunur.
0
80 Euro´ya aldigim kapi gibi Kettler alu yol bisikletim var, 30 kusur yillik, hicbir sorunu yok, bir kez peltesi cikmis lastigini degistirdim sadece 2 senede. Ikinci el bisiklette tek sorun, calinmis bisikletlerin piyasada cok olmasi Avrupa´da, onun disinda 60-70 Euro civarinda vitessiz Hollanda bisikleti vs. cok, zaten bisiklet cok.
Bir de sifir Giant vs. Türkiye´deki fiyatlariyla asagi yukari ayni fiyata satiliyor.
Bir de sifir Giant vs. Türkiye´deki fiyatlariyla asagi yukari ayni fiyata satiliyor.
0
thin capitalization
Bir haftalığına gidicem nasıl bir rota önerirsiniz, hangi şehirler?
Bir haftalığına gidicem nasıl bir rota önerirsiniz, hangi şehirler?
0
Buyuk sehirleri mi gezmek istiyorsunuz,kücük kasaba/köyleri mi?
Sehir turu ise bir haftada su tur yapilir: Kophenhag, Lund, Malmö, Stockholm.
Sehir turu ise bir haftada su tur yapilir: Kophenhag, Lund, Malmö, Stockholm.
0
Kopenhag- malmö (araları yarım saat, arada bir köprü var sadece )- stockholm ve yormayacaksa oslo-bergen de eklenebilir.
Şehirler arası 10 Euro'ya otobüs bileti bulabilirsiniz flixbus veya swebus, nettbuss gibi firmalar ile.
Şehirler arası 10 Euro'ya otobüs bileti bulabilirsiniz flixbus veya swebus, nettbuss gibi firmalar ile.
0
Şehirler ve birazda fiyortları görmek istiyorum ancak onlar biraz pahalı ve zahmetli anladığım kadarıyla.
0
nereye gideceginiz, vize durumu, tercih edeceginiz ulasim araci ve yazilmadigi icin tavsiyeler de ona gore... ikinci mesajinizdaki wishlist dikkate alindi.
1) ucak ile oslo ya gidis + araba kiralama
2) Oslo'dan Bergen'e dogru seyahat (fiyordlar icin)
3) Bergenden Trondheima gidis (daha fazla fyord)
4) Trondheimdan isvece gecis
5) Stockholm/Uppsala ya gidis
6) Stockholmden guney (baltik) kiyisini takiben Karlskrona, Ystad, Lund ve Malmo
7) Opsiyon: Malmodeyken Kopenhaga gecis (gittim-gordum demek isterseniz. Tren ile 20 dk. Arabayi Malmode birakin.
8) Malmoden bati kiyisini takip ederek Goteborg. Oradan de aynen yukari devam ederek Oslo.
EDIT:
yukaridaki rota = 2500km
Malmo ve DK yi aradan cikartirsaniz, Stockholmden Goteborg a gecip 1900km ye indirirsiniz
O da uzun gelirse Bergenden Trondheima cikmak yerine ikisinin ortasindaki bir enlemdem isvece gecir bir 400 km daha tasarruf edersiniz.
Eger fiyord/manzara derseniz yoldan tasarrufu isvecde yapin, Norvec manzarasi dah aguzel.
Eger (nispeten, yani norvece gore) ucuz olsun derseniz o zamanda yol tasarrufunu norvecte yapin. Isvecde de manzara guzel, ama daha cok dag/orman var. Stockholmun guneyinde de "archipelagolar" var.. fiyordlar kadar muthis degiller ama her taraf go:l dolu.
Bir de eger loop seklinde dolasmayi dusunurseniz ve varis yeriniz onemli degilse isvec v norvec karsilastirmsni yapin. Eger istanbuldan gidiyorsaniz isvece (tockholm) gidis daha ucuzdur. Araba kiralama da isvecte daha ucuz. ama arabayi cross-border icin kiralayacak sekilde secin.
1) ucak ile oslo ya gidis + araba kiralama
2) Oslo'dan Bergen'e dogru seyahat (fiyordlar icin)
3) Bergenden Trondheima gidis (daha fazla fyord)
4) Trondheimdan isvece gecis
5) Stockholm/Uppsala ya gidis
6) Stockholmden guney (baltik) kiyisini takiben Karlskrona, Ystad, Lund ve Malmo
7) Opsiyon: Malmodeyken Kopenhaga gecis (gittim-gordum demek isterseniz. Tren ile 20 dk. Arabayi Malmode birakin.
8) Malmoden bati kiyisini takip ederek Goteborg. Oradan de aynen yukari devam ederek Oslo.
EDIT:
yukaridaki rota = 2500km
Malmo ve DK yi aradan cikartirsaniz, Stockholmden Goteborg a gecip 1900km ye indirirsiniz
O da uzun gelirse Bergenden Trondheima cikmak yerine ikisinin ortasindaki bir enlemdem isvece gecir bir 400 km daha tasarruf edersiniz.
Eger fiyord/manzara derseniz yoldan tasarrufu isvecde yapin, Norvec manzarasi dah aguzel.
Eger (nispeten, yani norvece gore) ucuz olsun derseniz o zamanda yol tasarrufunu norvecte yapin. Isvecde de manzara guzel, ama daha cok dag/orman var. Stockholmun guneyinde de "archipelagolar" var.. fiyordlar kadar muthis degiller ama her taraf go:l dolu.
Bir de eger loop seklinde dolasmayi dusunurseniz ve varis yeriniz onemli degilse isvec v norvec karsilastirmsni yapin. Eger istanbuldan gidiyorsaniz isvece (tockholm) gidis daha ucuzdur. Araba kiralama da isvecte daha ucuz. ama arabayi cross-border icin kiralayacak sekilde secin.
0
bir nick var benden iceri
Güzel, köpek öldüren olmayan kırmızı şarap önerilerinize (100 tlye kadar) talibim.Bir de yanına peynir tabağı hazırlamak istiyorum, hangi peynir çeşitlerini kullanayım? Peynir dışında meyve kuruyemiş falan koyayım mı?
Güzel, köpek öldüren olmayan kırmızı şarap önerilerinize (100 tlye kadar) talibim.
Bir de yanına peynir tabağı hazırlamak istiyorum, hangi peynir çeşitlerini kullanayım? Peynir dışında meyve kuruyemiş falan koyayım mı?
Bir de yanına peynir tabağı hazırlamak istiyorum, hangi peynir çeşitlerini kullanayım? Peynir dışında meyve kuruyemiş falan koyayım mı?
0
Kirmizi da sanirim hep ayni Turk saraplarini iciyorum/oneriyorum: Kayra Okuzgozu 2013,Turasan'ın Seneler serisi ve Buzbag Elazıg Okuzgozu. Okuzgozu agir, oturakli biraz da makyajli bir sarap, seveni cok ama daha cok kis sarabi bence.
Agir kirmizilara kuflu peynir tabagi yapiliyor (mavi Italyan ya da Danimarka, Alman peynirleri gibi...)gordugum kadariyla.
Sadece sarabin tadini cikarayim derseniz Italyan tipi ince grissini ve zeytinyagi biraz. Ekmek tadi agzi temizliyor, bir sonraki yuduma daha fresh basliyorsunuz.
Kolaya kacacaksaniz, sarabin yetistigi yerlerdeki yemislerden serpistirebilirsiniz. Ornegin Piemonte´de tabaga findik eklenir. Findik ya da bademle cok yanlis bir sey yapmaniz mumkun degil zaten.
Genel olarak, agir saraplarla daha yillandirilmis peynirler, fermante yiyecekler ve hafif/genclere de hafif yiyecekler eslestirilir.
Agir kirmizilara kuflu peynir tabagi yapiliyor (mavi Italyan ya da Danimarka, Alman peynirleri gibi...)gordugum kadariyla.
Sadece sarabin tadini cikarayim derseniz Italyan tipi ince grissini ve zeytinyagi biraz. Ekmek tadi agzi temizliyor, bir sonraki yuduma daha fresh basliyorsunuz.
Kolaya kacacaksaniz, sarabin yetistigi yerlerdeki yemislerden serpistirebilirsiniz. Ornegin Piemonte´de tabaga findik eklenir. Findik ya da bademle cok yanlis bir sey yapmaniz mumkun degil zaten.
Genel olarak, agir saraplarla daha yillandirilmis peynirler, fermante yiyecekler ve hafif/genclere de hafif yiyecekler eslestirilir.
0
adivar
orhan pamuk - kara kitap/yeni hayat, oğuz atay - tutunamayanlar, peyami safa - yalnızız, yusuf atılgan - aylak adam/anayurt oteli, latife tekin - sevgili arsız ölüm, hasan ali toptaş - uykuların doğusu, hüseyin nihal atsız - ruh adamgibi şu an belki çok kişinin farkında olmadığı ancak ileride edebiy
orhan pamuk - kara kitap/yeni hayat, oğuz atay - tutunamayanlar, peyami safa - yalnızız, yusuf atılgan - aylak adam/anayurt oteli, latife tekin - sevgili arsız ölüm, hasan ali toptaş - uykuların doğusu, hüseyin nihal atsız - ruh adam
gibi şu an belki çok kişinin farkında olmadığı ancak ileride edebiyat severlerin el üstünde tutacağına inandığınız eserler hangileri?
ya da benim atladığım ilk örneklere yakın örnekler neler sayabiliriz?
gibi şu an belki çok kişinin farkında olmadığı ancak ileride edebiyat severlerin el üstünde tutacağına inandığınız eserler hangileri?
ya da benim atladığım ilk örneklere yakın örnekler neler sayabiliriz?
0
sayılabilecek çok örnek var da ilk aklıma gelen oktay ihsan anar'ın puslu kıtalar atlası.
100 yıl sonra bile değerini kaybetmez diye düşünüyorum.
100 yıl sonra bile değerini kaybetmez diye düşünüyorum.
0
Puslu Kıtalar Atlası +1
Kinyas ve Kayra
Dublörün Dilleması
İlk aklıma gelen bunlar.
Kinyas ve Kayra
Dublörün Dilleması
İlk aklıma gelen bunlar.
0
direk kitap adı söyleyemeceğim ancak cemil kavukçu'nun öykülerinin ileride konuşulacağını düşünüyorum.
0
gunumuzde yazilan edebiyat tarihi kitaplarinda bahsettiginiz yazarlar yer alir. Ama hepsi bu eserleriyle degil.
Bana sorarsaniz Yusuf Atilgan, Oguz Atay, Orhan Pamuk ve Hasan Ali Toptas pek cok eserleriyle gelecege kalacak buyuk yazarlardir. Nihal Atsiz, Peyami Safa ve hatta Latife Tekin kalmayacaklardir. Oktay Ihsan Anar, Murat Uyurkulak vs. katiyen kalamayacaktir.
Burada adi gecmemis Sait Faik Abasiyanik cok buyuk ve gelecege kalacak yazarimizdir.
Siz yazar deyince herhalde nesircileri sordunuz. Yoksa gelecege kalacak buyuk sairimiz coktur. Turk edebiyati dunya olceginde siiri ile kiymetlidir, nesir maalesef o kadar ileri gitmemistir.
Bana sorarsaniz Yusuf Atilgan, Oguz Atay, Orhan Pamuk ve Hasan Ali Toptas pek cok eserleriyle gelecege kalacak buyuk yazarlardir. Nihal Atsiz, Peyami Safa ve hatta Latife Tekin kalmayacaklardir. Oktay Ihsan Anar, Murat Uyurkulak vs. katiyen kalamayacaktir.
Burada adi gecmemis Sait Faik Abasiyanik cok buyuk ve gelecege kalacak yazarimizdir.
Siz yazar deyince herhalde nesircileri sordunuz. Yoksa gelecege kalacak buyuk sairimiz coktur. Turk edebiyati dunya olceginde siiri ile kiymetlidir, nesir maalesef o kadar ileri gitmemistir.
0
Zaten popüler olan eserleri yazmışsınız bunlar kült olmaz bana sorarsanız. Kült dediğin kendi zamanında az popüler olup ilerde kıymeti bilinen şeyler değil mi ?
0
@olaylar olaylar yazdığım örnekler bence olmuş olanlar. merak ettiklerim ise yeni yazarlardan şu an pek de farkında olmadıklarımız.
@ebabil curnatasi evet nesircileri kastettim.
@ebabil curnatasi evet nesircileri kastettim.
0
uzun sürmüş bir günün akşamı
bilge karasu pek bilinen bir isim değil maalesef.
bilge karasu pek bilinen bir isim değil maalesef.
0
Iyi de, kült kitap eşittir iyi kitap, az bilinen kitap, populer kitap vs. demek değil ki! Kült kitap, yine kült filmler gibi kendine çok sağlam bir kitle edinebilmiş olmalı.
Star Wars eski serisi için ya da Pulp Fiction için çok çeşitli yorum yapan, sevmeyen de bulabilirsiz ama kült filmlerdir, o tartışılmaz.
Bir kitabın karakterleri az/çok standart okuyucular arasında biliniyorsa, alıntıları etrafta dolaşıyorsa, ne bileyim o kitaptan esinlenerek tiyatro metinleri yazılıyorsa, okuyucusunu ve yazar dünyasını etkilemişse; edebiyat eleştirmenleri beğenmese de olur, o kitap kült kitaptır.
Bilge Karasu'nun kitaplarından birinin kült olacağını sanmıyorum. Hitap ettiği okuyucu kitlesi çok sınırlı, Edebiyat Fakülteleri'nde bile zorlu kitaplardandır, üçüncü ya da dördüncü sınıfa kadar bekletilir eserleri.
Bana kalırsa, çoğu kült eserde olduğu gibi, karakterleriyle ön plana çıkmış ve modern romanın basit ama orjinal olay çizgisiyle ön plana çıkanlar arasından olur yine kült kitaplar. Belki bir 30-40 yıl daha...
Modern romanı küçümsediğimden değil, bu tür romanların okuyucusu daha fazla olduğundan. Postmodern roman belki 50 sene sonra ''ya okudun mu, Türkçesi çok kötü bence!!'' diye yerden yere vurulmaz belki, yine de kolay anlaşılmamaya devam eder diye düşünüyorum. Burada aklıma gelen istisna, güzel de bir istisna, Puslu Kıtalar Atlası. Çizildi ve evet, adım attı bence kült olmaya.
Star Wars eski serisi için ya da Pulp Fiction için çok çeşitli yorum yapan, sevmeyen de bulabilirsiz ama kült filmlerdir, o tartışılmaz.
Bir kitabın karakterleri az/çok standart okuyucular arasında biliniyorsa, alıntıları etrafta dolaşıyorsa, ne bileyim o kitaptan esinlenerek tiyatro metinleri yazılıyorsa, okuyucusunu ve yazar dünyasını etkilemişse; edebiyat eleştirmenleri beğenmese de olur, o kitap kült kitaptır.
Bilge Karasu'nun kitaplarından birinin kült olacağını sanmıyorum. Hitap ettiği okuyucu kitlesi çok sınırlı, Edebiyat Fakülteleri'nde bile zorlu kitaplardandır, üçüncü ya da dördüncü sınıfa kadar bekletilir eserleri.
Bana kalırsa, çoğu kült eserde olduğu gibi, karakterleriyle ön plana çıkmış ve modern romanın basit ama orjinal olay çizgisiyle ön plana çıkanlar arasından olur yine kült kitaplar. Belki bir 30-40 yıl daha...
Modern romanı küçümsediğimden değil, bu tür romanların okuyucusu daha fazla olduğundan. Postmodern roman belki 50 sene sonra ''ya okudun mu, Türkçesi çok kötü bence!!'' diye yerden yere vurulmaz belki, yine de kolay anlaşılmamaya devam eder diye düşünüyorum. Burada aklıma gelen istisna, güzel de bir istisna, Puslu Kıtalar Atlası. Çizildi ve evet, adım attı bence kült olmaya.
0
bilge karasu'nun üçüncü sınıftan itibaren okunmaya başlanmasının konuyla ilgisi yok. benim orada demeye çalıştığım şey, kült niteliğinde eserler ortaya çıkarabilmiş olmasına rağmen hala ülkemizde az tanındığıydı. sizin dediğiniz bambaşka.
bir eserin kült diye nitelendirilmesi için, çok mükemmel yazılmış olması da gerekmez. herkes tarafından bilinmesi hiç gerekmez. altkültür oluşturacak kadar bir hayran kitlesi yeterlidir. neyse, bir alıntıyla kült nedir açıklayalım:
"kült eserlerin çekici yanlarından biri, biçimsel ve tematik açıdan farklı olmalarına karşın, bir tür ihlal içermeleridir. bütün zamanların en kötü yönetmeni olarak kabul edileb edward d. wood jr'ın filmleri kült filmlerdir; çünkü bunlar en basit teknik kuralları ihlal etmektedir. kült filmlerin, kitlesel anlamda bir seyirci topluluğı tarafından izlenmiş olması gerekmez. "
bir eserin kült diye nitelendirilmesi için, çok mükemmel yazılmış olması da gerekmez. herkes tarafından bilinmesi hiç gerekmez. altkültür oluşturacak kadar bir hayran kitlesi yeterlidir. neyse, bir alıntıyla kült nedir açıklayalım:
"kült eserlerin çekici yanlarından biri, biçimsel ve tematik açıdan farklı olmalarına karşın, bir tür ihlal içermeleridir. bütün zamanların en kötü yönetmeni olarak kabul edileb edward d. wood jr'ın filmleri kült filmlerdir; çünkü bunlar en basit teknik kuralları ihlal etmektedir. kült filmlerin, kitlesel anlamda bir seyirci topluluğı tarafından izlenmiş olması gerekmez. "
0
vendorth
Duyurunun pek muteber sakinleri;Önümüzdeki yıl Almanya ya yerleşme düşüncem var. Bu nedenle almanca çalışmaya başladım. Şu anda duolingo ve memrise kullanıyorum. Bu işte kararlıyım ve ciddi çalışıyorum. Bulunduğum yerde sağlam bir dil kursu bulma şansım yok. Bunun yanında dil ile aram iyidir. İngili
Duyurunun pek muteber sakinleri;
Önümüzdeki yıl Almanya ya yerleşme düşüncem var. Bu nedenle almanca çalışmaya başladım. Şu anda duolingo ve memrise kullanıyorum. Bu işte kararlıyım ve ciddi çalışıyorum. Bulunduğum yerde sağlam bir dil kursu bulma şansım yok. Bunun yanında dil ile aram iyidir. İngilizcem var İngilizce kaynak önerisine açığım.
Benimle aynı yollardan geçmiş kişiler önerilerde bulunabilirse çok güzel olur. Şimdiden teşekkürler.
Not : Bu konu paradan kaçmam.
Önümüzdeki yıl Almanya ya yerleşme düşüncem var. Bu nedenle almanca çalışmaya başladım. Şu anda duolingo ve memrise kullanıyorum. Bu işte kararlıyım ve ciddi çalışıyorum. Bulunduğum yerde sağlam bir dil kursu bulma şansım yok. Bunun yanında dil ile aram iyidir. İngilizcem var İngilizce kaynak önerisine açığım.
Benimle aynı yollardan geçmiş kişiler önerilerde bulunabilirse çok güzel olur. Şimdiden teşekkürler.
Not : Bu konu paradan kaçmam.
0
biz dilbilgisi kısmı için şu kitabı aldık daha başlardayız ama ben beğendim kitabı
www.dr.com.tr
www.dr.com.tr
0
Duolingo ilk başlarda iyi olsa da sonraya doğru saçmalıyor. Ondan sonra bussuu'ya geçebilirsiniz, daha sistematik ve mantıklı ilerliyor. Memrise iyidir. Ayrıca pimsleur gibi dinleme serilerine de bakabilirsiniz. Ben beklenmedik şekilde podcastlarden çok verim aldığımı düşünüyorun. Bir podcast uygulaması indirip bir çok seriye başlayabilirsiniz. Radyo tiyatrosu gibi olanlar da var ama bunları İngilizce bildiğini varsayarak söylüyorum tabi.
0
Extra diye bir dizi var, Almanya´da hocam onermisti, icerik cok basit ama gunluk konusmaya yakinlasmak ve dogru telaffuz acisindan iyi de bir kaynak baslangicta: www.youtube.com
Bunun disinda, pretäritumu en iyi cocuk kitaplarindan, masallardan ogreneceksiniz. Bir sahafa gidip ucuz cocuk kitaplari ya da masal kitaplari var mi diye bakabilirsiniz. Varsa sehrinizde kesinlikle Goethe Enstitusu´nun kütüphanesine ugrayin, film izleyin orada, kitap okuyun. Cok iyi kaynaklar var, kesinlikle yararlanin.
dw +1. DW c1 olsaniz da iyi bir kaynak, surekli takip edebileceginiz bir yer.
Bunun disinda, pretäritumu en iyi cocuk kitaplarindan, masallardan ogreneceksiniz. Bir sahafa gidip ucuz cocuk kitaplari ya da masal kitaplari var mi diye bakabilirsiniz. Varsa sehrinizde kesinlikle Goethe Enstitusu´nun kütüphanesine ugrayin, film izleyin orada, kitap okuyun. Cok iyi kaynaklar var, kesinlikle yararlanin.
dw +1. DW c1 olsaniz da iyi bir kaynak, surekli takip edebileceginiz bir yer.
0
the junior jr
evlisiniz, evin toplam geliri 13.0000 TL diyelim. ne kadarını kiraya ayırmalı ? lokasyon istanbul ?
evlisiniz, evin toplam geliri 13.0000 TL diyelim. ne kadarını kiraya ayırmalı ?
lokasyon istanbul ?
lokasyon istanbul ?
0
Borc var mi? Borc oduyor musunuz yani? 2'yi bile icim aciya aciya veririm kazanc az.
0
Kredi çekip ev alın bence. O kadar gelirle kira ödemek saçma. 2,5-3 bin de olabilir. Çocuk yoksa büyük bir eve çok gerek yok zaten.
0
En azindan ev sahibinin gercekci gordugu oran en fazla %30-33. Ona gore bir hesap yapabilirsiniz.
0
1.8 - 2.2 bin tl arası
üstüne gerek yok
altı kötü
ama çok çok extreme güzel bi ev düşeşse filan 2.5-2.6 ya kadar çıkarım.
üstüne gerek yok
altı kötü
ama çok çok extreme güzel bi ev düşeşse filan 2.5-2.6 ya kadar çıkarım.
0
@perfectum , borç yok
@dissendium , kredi faizleri yüksek. düzgün bir ev 500 bin tl'den baslıyor. şu an bize mantıksız geliyor.
@dissendium , kredi faizleri yüksek. düzgün bir ev 500 bin tl'den baslıyor. şu an bize mantıksız geliyor.
0
@the junior jr Bence sakin kredi cekmeyin, tam bir memur zihniyeti. Borcunuzun olmamasi iyi, aidatiyla birlikte 2500 e cikabilirsiniz. Tamamen kisisel fikrim.
0
eğer %60-80'ini (eve-muhite göre değişir) peşin verip kalanını kredi ile ödeyemeyeceksiniz kredi ile ev alınacak bir durum yok şuan. kira devam. kiralar düştü gayet. faizler uçuk. %1'in fazlasında ev kredisine girilmez.
0
iş ümraniye'de. göztepe'de oturmak mantıklı mıdır ?
son 11 yıldır beşiktaş'ta oturuyorum.
son 11 yıldır beşiktaş'ta oturuyorum.
0
@the junior jr Neden Serifali'yi tercih etmiyorsunuz? Hatta bir cadde vardi adini unuttum guzel bir bolgeydi.
0
bence işine yakın yerde tut. zamanı satın alamazsın. evine 8-10 dakkada gelmenin avantajı muazzam.
soruya gelince ben kiraya verilen paraya hep acıyorum. bu yüzden senin de gelirinle orantılı olarak %20'yi geçme derim. bu da 2.6 yapıyor. ama sen yine de 2100 ü geçme.
soruya gelince ben kiraya verilen paraya hep acıyorum. bu yüzden senin de gelirinle orantılı olarak %20'yi geçme derim. bu da 2.6 yapıyor. ama sen yine de 2100 ü geçme.
0
xasuo
Selamlar, Almanya'da doktora gibi bi' hayalim ve kafamda onlarca soru var;1)Başvuru dönemi nedir?2018-2019 başvurusu için geç kalmış sayılır mıyım?2)Başvuruyu okullara doğrudan mail atmam mı gerekir veya napmalıyım?3)İstenen belge-yeterlilik-beklenti kriterleri durumu nedir? lisansta uluslararası il
Selamlar, Almanya'da doktora gibi bi' hayalim ve kafamda onlarca soru var;
1)Başvuru dönemi nedir?2018-2019 başvurusu için geç kalmış sayılır mıyım?
2)Başvuruyu okullara doğrudan mail atmam mı gerekir veya napmalıyım?
3)İstenen belge-yeterlilik-beklenti kriterleri durumu nedir? lisansta uluslararası ilişkiler okudum , sabancı'da master-mba yaptım ama yabancı dil veya harici herhangi bir sınav belgem yok.
4)Almanca'nın ilk etapta "must"lık durumu nedir? Orta vadede öğrenmeyi hedefliyorum ama şu aşamada elimizde ancak Türkçe,İngilizce ve İspanyolca dilleri mevcut.
5)Hangi okulları şehirleri tavsiye edersiniz?
6)Bölüm olarak ne tavsiye edersiniz?Veya bu konuda herhangi bir sınırlama var mı?
Kafamda daha da deli sorular var ama bu kadarla sınırlayayım, yardımcı olanlara şimdiden teşekkür ediyor hatta arttırıyor bu iş olursa oktoberfest'te bira sözü veriyorum.
1)Başvuru dönemi nedir?2018-2019 başvurusu için geç kalmış sayılır mıyım?
2)Başvuruyu okullara doğrudan mail atmam mı gerekir veya napmalıyım?
3)İstenen belge-yeterlilik-beklenti kriterleri durumu nedir? lisansta uluslararası ilişkiler okudum , sabancı'da master-mba yaptım ama yabancı dil veya harici herhangi bir sınav belgem yok.
4)Almanca'nın ilk etapta "must"lık durumu nedir? Orta vadede öğrenmeyi hedefliyorum ama şu aşamada elimizde ancak Türkçe,İngilizce ve İspanyolca dilleri mevcut.
5)Hangi okulları şehirleri tavsiye edersiniz?
6)Bölüm olarak ne tavsiye edersiniz?Veya bu konuda herhangi bir sınırlama var mı?
Kafamda daha da deli sorular var ama bu kadarla sınırlayayım, yardımcı olanlara şimdiden teşekkür ediyor hatta arttırıyor bu iş olursa oktoberfest'te bira sözü veriyorum.
0
Hepsine cevap veremeyecek olsam da sondan başlayayım.
6) Bu tamamen sizin planlarınıza ve beklentilerinize kalmış bir şey. Almanya’da doktora yaptıktan sonraki planlarınız neler? Ya da planlarınız Almanya’dan alınmış bir doktora derecesi mi gerektiriyor? Doktora gibi senelerinizi bir konu üzerinde düşünmeye, okuma yapmaya, araştırma yapmaya adayacağınız bir şeyde tavsiye üzerine ilerlemek yerine gerçekten ne istediğinize odaklanmak sizin için daha iyi olur.
5) Hangi alana ilgi duyduğunuza karar verdikten sonra okul ve her şeyden önce danışman araştırmaya başlayabilirsiniz. Bunlar olmadan sınırsız okul, bölüm ve danışman kombinasyonu yaratılabilir. Bütün bu ihtimallerde de işin içinden çıkmanız imkansız olur.
3) Yine hangi alanda çalışmak istediğinize karar verdikten ve okulunuzu seçtikten sonra netleşecek bir şey. Her okulun/bölümün beklentisi farklı.
2) Bkz. 3
6) Bu tamamen sizin planlarınıza ve beklentilerinize kalmış bir şey. Almanya’da doktora yaptıktan sonraki planlarınız neler? Ya da planlarınız Almanya’dan alınmış bir doktora derecesi mi gerektiriyor? Doktora gibi senelerinizi bir konu üzerinde düşünmeye, okuma yapmaya, araştırma yapmaya adayacağınız bir şeyde tavsiye üzerine ilerlemek yerine gerçekten ne istediğinize odaklanmak sizin için daha iyi olur.
5) Hangi alana ilgi duyduğunuza karar verdikten sonra okul ve her şeyden önce danışman araştırmaya başlayabilirsiniz. Bunlar olmadan sınırsız okul, bölüm ve danışman kombinasyonu yaratılabilir. Bütün bu ihtimallerde de işin içinden çıkmanız imkansız olur.
3) Yine hangi alanda çalışmak istediğinize karar verdikten ve okulunuzu seçtikten sonra netleşecek bir şey. Her okulun/bölümün beklentisi farklı.
2) Bkz. 3
0
4. Hayir, kesinlikle degil. Calisacaginiz hocaya bagli ama doktoraya basvuru icin fakülte bazen hic dil sertifikasi istemeyebilir. Almanya´da her fakültenin ve üniversitenin sartlari farklidir. Birinde mesela sadece 3 dilde tez sunulurken, digerinde Mogolca bile tez verip PHD yapabilirsiniz.
6. Bu konuda sinirlama yok. Teorik olarak, Arkeoloji okuyup Finans Bölümü´nde PHD yapabilirsiniz, ama teorik olarak. Doktoraya basvuruda onemli olan sey sizin calismak istediginiz konu ve hocaniz. Hoca sizi basvurdugunuz alanda yetkin goruyorsa, kimse karisamaz. Sizin hangi alanda calisacaginiza karar vermeniz ve Expose yazmaniz gerekir, bir expose yazmak icin, tahmin edersiniz ki, o alanda on calisma yapmis olmak gerekir, bu da kimsenin onerisiyle yapilacak is degil, sizin bilginize ve yeterliliginize bagli.
5. Genel olarak dogu sehirlerini, bir gocmene, ozellikle de Türkiye´den gelecek bir gocmene tavsiye etmem.
6. Bu konuda sinirlama yok. Teorik olarak, Arkeoloji okuyup Finans Bölümü´nde PHD yapabilirsiniz, ama teorik olarak. Doktoraya basvuruda onemli olan sey sizin calismak istediginiz konu ve hocaniz. Hoca sizi basvurdugunuz alanda yetkin goruyorsa, kimse karisamaz. Sizin hangi alanda calisacaginiza karar vermeniz ve Expose yazmaniz gerekir, bir expose yazmak icin, tahmin edersiniz ki, o alanda on calisma yapmis olmak gerekir, bu da kimsenin onerisiyle yapilacak is degil, sizin bilginize ve yeterliliginize bagli.
5. Genel olarak dogu sehirlerini, bir gocmene, ozellikle de Türkiye´den gelecek bir gocmene tavsiye etmem.
0
basvurular turkiyedeki gibi donemlik olmuyor. o an icin belirli bir projede yer alacak insan ariyorlar, bu tarz ilanlara basvuruyorsun. zaten ilanda kime ne zaman ne gondermenn gerektigi yazili oluyor. bu arada xportant +1
www.zmbp.uni-tuebingen.de
www.zmbp.uni-tuebingen.de
0
@xportant "Benim daha kendime hayrım yok" demenin Türkçesi mi oluyor bu? Çok şaşıracaksın ama senin gibi ego tatmini vs yapanların haricinde büyük bir çoğunlık duyuru'yu araştırdığı konularda bilgi yardımı talebi için kullanıyor..
0
kusura bakma da bence de ilgilendigi programin sitesine girip basvuru tarihine bakmak yerine bunu eksi duyuru'ya soran kafa yapisi doktora yaparken zorlanir.
0
1) basvuracagin okullarin sitelerine bakmalisin. kesin bir tarih araligi olmuyor doktorada.
2) acik pozisyonlarda yazar nasil basvuracagin. muhtemelen referans isteyeceklerdir, onlari almaya bakabilirsin simdiden.
3) aldigin kredi veya dersleri yeterli görmezlerse master seviyesinde birkac dersi vermeni isteyebilirler. veya kosullu kabul verip birkac sinava gir diyebilirler. dil belgesi isteyip istemeyecekleri tamamen hocaya bagli. prof. mülakati yeterli görüp gel basla da diyebilir, basvuru yapmadan önce ingilizceni hallet diyip sinava girmeni de isteyebilir.
4) lisanstan yukariya dogru cikildikca ingilizce program bulma ihtimali de artiyor. ingilizce phd programlari bi dünya vardir. almanca olmadan da okuyabilecegin bir sürü yer bulursun yani.
5) bölümün hakkinda bi bilgim yok. teknik okul olsaydi karlsruhe, münih, berlin tavsiye ederdim. yine ayni sekilde lmu münih de cok iyi bir okul. köln ve berlin'e de bakabilirsin.
6) hocan gel dedikten sonra bi sinirlama yok tabii ki. ama altyapinin olmadigi bi konuda calismak ne kadar mantikli tartisilir.
2) acik pozisyonlarda yazar nasil basvuracagin. muhtemelen referans isteyeceklerdir, onlari almaya bakabilirsin simdiden.
3) aldigin kredi veya dersleri yeterli görmezlerse master seviyesinde birkac dersi vermeni isteyebilirler. veya kosullu kabul verip birkac sinava gir diyebilirler. dil belgesi isteyip istemeyecekleri tamamen hocaya bagli. prof. mülakati yeterli görüp gel basla da diyebilir, basvuru yapmadan önce ingilizceni hallet diyip sinava girmeni de isteyebilir.
4) lisanstan yukariya dogru cikildikca ingilizce program bulma ihtimali de artiyor. ingilizce phd programlari bi dünya vardir. almanca olmadan da okuyabilecegin bir sürü yer bulursun yani.
5) bölümün hakkinda bi bilgim yok. teknik okul olsaydi karlsruhe, münih, berlin tavsiye ederdim. yine ayni sekilde lmu münih de cok iyi bir okul. köln ve berlin'e de bakabilirsin.
6) hocan gel dedikten sonra bi sinirlama yok tabii ki. ama altyapinin olmadigi bi konuda calismak ne kadar mantikli tartisilir.
0
Xportant +100
Şu sorduğunuz bilgilere çok küçük araştırmalarla ulaşabilirsiniz. Yani sadece google'a ingilizceyi geçtim türkçe olarak almanyada doktora yazsanız yeterliydi. Ardından aklınıza takılan spesifik soruları yine sorardınız mesela. Şehir-okul geçtim hadi de sahiden okuyacağınız ve üstelik bir şeyler üretmeniz gereken bölüme lisans v3 masterda ne okuduğunuzu dahi bilmeyen insanların tavsiyeleriyle mi karar veriyorsunuz? Bence social neuroscience okuyun o zaman.
Okumaya zahmet ederseniz faydası olur: www.deutschstudent.com
Zahmet edemezseniz bir duyuru açın birileri okuyup özet geçsin size.
Şu sorduğunuz bilgilere çok küçük araştırmalarla ulaşabilirsiniz. Yani sadece google'a ingilizceyi geçtim türkçe olarak almanyada doktora yazsanız yeterliydi. Ardından aklınıza takılan spesifik soruları yine sorardınız mesela. Şehir-okul geçtim hadi de sahiden okuyacağınız ve üstelik bir şeyler üretmeniz gereken bölüme lisans v3 masterda ne okuduğunuzu dahi bilmeyen insanların tavsiyeleriyle mi karar veriyorsunuz? Bence social neuroscience okuyun o zaman.
Okumaya zahmet ederseniz faydası olur: www.deutschstudent.com
Zahmet edemezseniz bir duyuru açın birileri okuyup özet geçsin size.
0
oy oy oyyy
en büyük sorun şu:
almanyada üniversiteler özerk + doktora para verilen bir genel kadro değil, çok güzel doktoraya kabul alırsın, hobi olarak yaparsın -çoğu yerde
esas mesele hocanın/enstitünün/okulun/vakfın fonundan yararlanarak para alabilecek misin?
buna bağlı olarak kim para verecekse onun şartları olur. mesela enstitünün doktora programı bursiyer alacaksa bunu alabilmen için enstitünün bir kabul takvimi olur;
hoca parayı kendi fonundan verecekse, yılın her dakkası pozisyon açabilir vs.
hakketen baya işin var senin.
en büyük sorun şu:
almanyada üniversiteler özerk + doktora para verilen bir genel kadro değil, çok güzel doktoraya kabul alırsın, hobi olarak yaparsın -çoğu yerde
esas mesele hocanın/enstitünün/okulun/vakfın fonundan yararlanarak para alabilecek misin?
buna bağlı olarak kim para verecekse onun şartları olur. mesela enstitünün doktora programı bursiyer alacaksa bunu alabilmen için enstitünün bir kabul takvimi olur;
hoca parayı kendi fonundan verecekse, yılın her dakkası pozisyon açabilir vs.
hakketen baya işin var senin.
0
@voyager 1 , @buf-e kur , @ben de , @niye ama ; cansınız, çok teşekkürler.
@lifeframe, @hot potato; can mısınız anlamadım, az teşekkürler.
@but that was just a dream; rica etsem duyurumu tekrar okur musun? zahmet olacaksa özet geçiyorum; goo.gl
@der meister; güldüm piç.
Bence google'da bulamayacağım kadar objektif bilgilere ulaştım bile, niye tokat manyağı yaptınız amk :(
@lifeframe, @hot potato; can mısınız anlamadım, az teşekkürler.
@but that was just a dream; rica etsem duyurumu tekrar okur musun? zahmet olacaksa özet geçiyorum; goo.gl
@der meister; güldüm piç.
Bence google'da bulamayacağım kadar objektif bilgilere ulaştım bile, niye tokat manyağı yaptınız amk :(
0
monogram
Selamlar,Kitap okurken nasıl davranıyorsunuz? Hızlı bir okur musunuz? Heyecanla bitiriyor musunuz? Kitaba göre de değişiyordur tabii. Her yerde kitap okuyabiliyor musunuz yoksa yalnızca odanızdayken mi odaklanabiliyorsunuz? Kendi adıma eskiden elime aldığım bir kitabı bitirmeden bırakamazken artık b
Selamlar,
Kitap okurken nasıl davranıyorsunuz? Hızlı bir okur musunuz? Heyecanla bitiriyor musunuz? Kitaba göre de değişiyordur tabii. Her yerde kitap okuyabiliyor musunuz yoksa yalnızca odanızdayken mi odaklanabiliyorsunuz?
Kendi adıma eskiden elime aldığım bir kitabı bitirmeden bırakamazken artık bir bölüm geçtikten sonra üzerine düşünmek istiyorum, 3 gün sonra diğer bir bölümü okuyorum.
Üzerine düşünmek güzel ama çok yavaş ilerliyorum gibi geliyor eskisine göre.
Sizlerin okuma tarzlarınız nasıl merak ettim.
Teşekkürler.
edit: imla
Kitap okurken nasıl davranıyorsunuz? Hızlı bir okur musunuz? Heyecanla bitiriyor musunuz? Kitaba göre de değişiyordur tabii. Her yerde kitap okuyabiliyor musunuz yoksa yalnızca odanızdayken mi odaklanabiliyorsunuz?
Kendi adıma eskiden elime aldığım bir kitabı bitirmeden bırakamazken artık bir bölüm geçtikten sonra üzerine düşünmek istiyorum, 3 gün sonra diğer bir bölümü okuyorum.
Üzerine düşünmek güzel ama çok yavaş ilerliyorum gibi geliyor eskisine göre.
Sizlerin okuma tarzlarınız nasıl merak ettim.
Teşekkürler.
edit: imla
0
her yerde okurum
üzerine düşünmem
üzerine düşünülecek yerlerin altını çizerim. kitap bittikten sonra deftere geçiririm. geçirirken düşünürüm.
sonra o deftere ara ara döner bakarım. okudugum tüm kitaplar için
üzerine düşünmem
üzerine düşünülecek yerlerin altını çizerim. kitap bittikten sonra deftere geçiririm. geçirirken düşünürüm.
sonra o deftere ara ara döner bakarım. okudugum tüm kitaplar için
0
Romanları sadece odamda yatağımda uzanırken okuyabiliyorum. Sadece romanı okumak için uzanıyorum, uyumak için değil yani. :)
Ama mesleğimle ya da hobilerim ile alakalı kitapları sadece masaüstü bilgisayarımda koltuğumda bir şeyler içerken okuyabiliyorum. Çünkü bilmediğim bir şey olursa ya da daha derinine girmek istediğim bir alan olursa anında onunla ilgili başka makalelere bakmak, oralara dalıp sonra tekrar kaldığım yere dönmek daha keyifli oluyor.
not: romanları da telefonumdan okuyorum. eskisi gibi kitap dergi gibi basılı metinleri okuyamıyorum. niyesini bilmiyorum.
Ama mesleğimle ya da hobilerim ile alakalı kitapları sadece masaüstü bilgisayarımda koltuğumda bir şeyler içerken okuyabiliyorum. Çünkü bilmediğim bir şey olursa ya da daha derinine girmek istediğim bir alan olursa anında onunla ilgili başka makalelere bakmak, oralara dalıp sonra tekrar kaldığım yere dönmek daha keyifli oluyor.
not: romanları da telefonumdan okuyorum. eskisi gibi kitap dergi gibi basılı metinleri okuyamıyorum. niyesini bilmiyorum.
0
uzun bir süredir üzerine düşünmeli kitap okumuyorum, okuyamıyorum. sürükleyici veya merak uyandırıcı şeyler okuyorum bir süredir ve onları parça parça okumayı hiç sevmiyorum, bir oturuşta 1-2 saat okuyamayacaksam hiç başlamıyorum bile genelde. okuma hızı üsluba göre değişebiliyor ama acele etmiyorum.
odamda okuyamıyorum, dışarıda sakin bir yerde okumaya alıştım. aslında dış sesler rahatsız ediyor ama odamda da uykum geliyor, o yüzden dışarıda kulaklıkla hallediyorum genelde.
odamda okuyamıyorum, dışarıda sakin bir yerde okumaya alıştım. aslında dış sesler rahatsız ediyor ama odamda da uykum geliyor, o yüzden dışarıda kulaklıkla hallediyorum genelde.
0
Romanı öyküyü her yerde okurum, eskiden sürükleyici romanları sabahlara kadar okuyup bitirirdim artık dikkatim çabuk dağılıyor, uzunca öyküleri bile bir seferde bitiremiyorum.
Kurgu dışı kitapları sessiz yerlerde (ama tam sessiz değil, kütüphanelerde hiç okuyamam mesela. white noise olsun) okurum, okuma amacıma göre hızım düşer, not ala ala okuyabilirim. Altını çizmem, kitabımın altını çizeni döverim. (Dövemem ama gidip kitabın temiz bir baskısını almaya kalkışabilirim imkânım varsa.)
Her tür kitapta bloguma yazmak üzere Evernote'a notlar alırım. Fakat artık çok az ve çok yavaş okuyorum, dikkat dağıtan çok şey var. :/
Kurgu dışı kitapları sessiz yerlerde (ama tam sessiz değil, kütüphanelerde hiç okuyamam mesela. white noise olsun) okurum, okuma amacıma göre hızım düşer, not ala ala okuyabilirim. Altını çizmem, kitabımın altını çizeni döverim. (Dövemem ama gidip kitabın temiz bir baskısını almaya kalkışabilirim imkânım varsa.)
Her tür kitapta bloguma yazmak üzere Evernote'a notlar alırım. Fakat artık çok az ve çok yavaş okuyorum, dikkat dağıtan çok şey var. :/
0
Hızlı bir okurum.
Her yerde kitap okurum.
Okuyup bitirdikten sonra üzerinde düşündüğüm kitapları sonra bir defa daha okuyorum.
Yine de - hayat gailesi- eskisi kadar çok kitap okuyamıyorum. Bir de son dönemde polisiyeye çok sardım. Konumuzla direkt ilgisi yok ama polisiye üzerinde uzun uzun düşünme gerektirmiyor.
Her yerde kitap okurum.
Okuyup bitirdikten sonra üzerinde düşündüğüm kitapları sonra bir defa daha okuyorum.
Yine de - hayat gailesi- eskisi kadar çok kitap okuyamıyorum. Bir de son dönemde polisiyeye çok sardım. Konumuzla direkt ilgisi yok ama polisiye üzerinde uzun uzun düşünme gerektirmiyor.
0
Maalesef hizli okuyorum, aliskanlik, hic istemesem de. Lisans egitimimden kalma aliskanlik, not alarak ve altini cizerek okurum, kimse de benden odunc kitap istemez bu nedenle.
Disarida okumayi seviyorum, trende, parkta ozellikle. Otobüs disinda cogu yerde okuyabilirim.
Disarida okumayi seviyorum, trende, parkta ozellikle. Otobüs disinda cogu yerde okuyabilirim.
0
Her gün min. 30, max. 90 sayfa okuyorum.
Yeşillikler arasında 1-2 favori noktam var, kışın bile çıkıp oralarda okudum. akşamüstü 6-8 arası çıkıp, güneşi batırmadan dönmeye çalışıyorum.
Yoğun bir gün olacaksa yolda da okurum ama aynı keyfi vermez.
Okuma hızı yazının diline(türkçe-ingilizce), akıcılığına ve benim o günkü keyfime bağlı. genelde hızlı okumayı seviyorum diyebilirim yine de.
Yeşillikler arasında 1-2 favori noktam var, kışın bile çıkıp oralarda okudum. akşamüstü 6-8 arası çıkıp, güneşi batırmadan dönmeye çalışıyorum.
Yoğun bir gün olacaksa yolda da okurum ama aynı keyfi vermez.
Okuma hızı yazının diline(türkçe-ingilizce), akıcılığına ve benim o günkü keyfime bağlı. genelde hızlı okumayı seviyorum diyebilirim yine de.
0
Yolda sesli kitap dinliyorum ben, uzun zamandir okudugum kitap sayisi 2 sanirim. Yolda sesli kitap dinliyorum ve dusunme gerektiren kitaplari birkac kere dinledim. Arada durdurup dusunuyorum. Olaya dayali romanlari ise bir kere dinliyorum, kacirdigim yer olursa geri sarip dinliyorum.
0
Sandman
sağlık nedeniyle mi yoksa ahlaki nedenler mi et yemeyi kestiniz
sağlık nedeniyle mi yoksa ahlaki nedenler mi et yemeyi kestiniz
0
araya girip şu soruyu sormak istedim: süt içmekle et yemek arasında ahlaki açıdan fark var mı hakikaten? mesela normalde 20 yıl civarı ömrü olan inekler gördükleri eziyetten ötürü 4-5 sene yaşayabilip, ki buna yaşamak da denemez, daha sonra süt üretemez hale gelince yine kesilip et oluyor. bu durumda vejetaryenlerle et yiyenler arasında ahlaki açıdan ne kadar büyük bir fark olabilir?
bu arada kendim de şu anda vegan değilim, ayrı bir disiplin ve bütçe gerektirdiği için. kendiliğinden de sebze ağırlıklı beslenir oldum da vejetaryenliğin ahlaki açıdan pozisyonunu çözemiyorum pek.
bu arada kendim de şu anda vegan değilim, ayrı bir disiplin ve bütçe gerektirdiği için. kendiliğinden de sebze ağırlıklı beslenir oldum da vejetaryenliğin ahlaki açıdan pozisyonunu çözemiyorum pek.
0
Soso yok tabi ama benim limitim bu kadardı veganlığı sürdüremedim. Vejelerde yıllık hayvan katlinin bir kısmını önlüyor en azındna
0
bir canlıyı öldürüp yemeyi hiçbir zaman aklım almadı. çocukluğumdan beri yemiyorum. ahlaki mi oluyor bilemedim.
0
Ahlaki
@soso
www.instagram.com
Linkteki resme bak. Ben de en başta öyle sanıyordum ama vegan olunca her etin her sütun vb alternatifini bulmaya gerek yok.
@soso
www.instagram.com
Linkteki resme bak. Ben de en başta öyle sanıyordum ama vegan olunca her etin her sütun vb alternatifini bulmaya gerek yok.
0
Etik sebepler. Hayvanların benim kölem olamayacağını gördüm ve buna son verdim. Hİç kimse kölem değil
0
Veganım vegan süt peynir vs kullanmıyorum. Bu tür şeylere ihtiyaç yok. Alışkanlıktan gelen parçalar bunlar.
Tahin pekmez , baklagiller ve sebzeyle gayet iyiyim. Soya sütüne filan gerek yok. Kekler sütsüz de yapılabiliyor.
Tahin pekmez , baklagiller ve sebzeyle gayet iyiyim. Soya sütüne filan gerek yok. Kekler sütsüz de yapılabiliyor.
0
Ortaokulun ikinci senesinde tamamen vejetaryen olmustum, hayvan olusu yemek rahatsiz edici bir dusunceydi benim icin. Sonrasinda 7-8 sene vejetaryen yasamanin sebebi biraz aliskanliktandi. Arkasinda etik bir altyapi yoktu cok.
Zaten vejetaryenligin neresi ahlaki ki? Hemen oldurtmeyip, inegin senelerce tecavuze ugramasini, zorla hamile birakilmasini ve hareketsiz gecen, yariya inen hayatinin desteklenmesi mi ahlaki?
Zaten vejetaryenligin neresi ahlaki ki? Hemen oldurtmeyip, inegin senelerce tecavuze ugramasini, zorla hamile birakilmasini ve hareketsiz gecen, yariya inen hayatinin desteklenmesi mi ahlaki?
0
demirr
ya da kültürlerine yakinen şahitlik etmiş olanlara bir sorum olacak. avrupalılar ya da amerikalılar çocuklarını nasıl yetiştiriyorlar? onlara nasıl davranıyorlar? nelere müsamaha gösterip nelerde taviz vermiyorlar? en önemlisi de yetiştirdikleri çocukların bizimkilere göre olumlu ya da olumsuz fark
ya da kültürlerine yakinen şahitlik etmiş olanlara bir sorum olacak.
avrupalılar ya da amerikalılar çocuklarını nasıl yetiştiriyorlar? onlara nasıl davranıyorlar? nelere müsamaha gösterip nelerde taviz vermiyorlar? en önemlisi de yetiştirdikleri çocukların bizimkilere göre olumlu ya da olumsuz farkları nelerdir?
tecrübesi olanlar aktarabilirse iyi olur. teşekkürler
avrupalılar ya da amerikalılar çocuklarını nasıl yetiştiriyorlar? onlara nasıl davranıyorlar? nelere müsamaha gösterip nelerde taviz vermiyorlar? en önemlisi de yetiştirdikleri çocukların bizimkilere göre olumlu ya da olumsuz farkları nelerdir?
tecrübesi olanlar aktarabilirse iyi olur. teşekkürler
0
eksisozluk.com
Bati Avrupa icin yukarida yazanlar gecerli.
ABD'de ise yasadigin eyalete, ailenin egitim durumuna ve ne yazik ki irka gore degisiyor. O nedenle ABD'yi genellemek daha zor, sonucta dunyanin en kalabalik 3.ulkesi.
Bati Avrupa icin yukarida yazanlar gecerli.
ABD'de ise yasadigin eyalete, ailenin egitim durumuna ve ne yazik ki irka gore degisiyor. O nedenle ABD'yi genellemek daha zor, sonucta dunyanin en kalabalik 3.ulkesi.
0
Avrupada yetisen cocuklarin olumsuz yanlari:
- Yaslilara olan hürmetin olmamasi
- Paylasma geleneklerinin olmamasi
Olumlu yanlari:
- Sorumluluk sahibi olmalari
- Disiplinli olmalari
- Yaslilara olan hürmetin olmamasi
- Paylasma geleneklerinin olmamasi
Olumlu yanlari:
- Sorumluluk sahibi olmalari
- Disiplinli olmalari
0
Kuzey avrupa ulkelerinde bireysellik on planda. bu sadece cocuklar icin degil yetiskinler icin de bu sekilde. Somut olarak nedir bu bireysellik? Ornegin;
- 3-4 yasindaki bir cocuk "ben yemek yemiyecem" denildiginde "demek ki yemek yemek istemiyor, aciktiginda bize soyler zaten" deniliyor. ama bizim gibi daha cok bagli toplumlarda 3-4 yasindaki cocugun yemek yeme istegi ailesinin kararina baglidir. anne cocugun doyduguna ikna oluncaya kadar cocuk yemek yeme durumunda.
- 7-8 yaslarindaki cocuklarda ornegin odasina toplama, kirli camasirlarini makineya atma, bulasiklari yerlestirme gibi gorevleri var cunku ailenin bir parcasi, gorevlerde is bolumu var. bizde ise isler anne babanin sorumlulugunda, cocugun gorevi derslerine calismak.
- 10-12 yaslarinda bir cocuk dogum gununu planini kendi yapar, kimleri cagiracagi vs. ama ayni zamanda dogum gunu sonunda evi toplamak da kendi sorumlulugundadir. yardima ihtiyac var ise anne baba yardim eder. ama bizde dogum gunu yapacabilecek sansli azinlikta tum organizasyon anne-babanindir bu nedenle de her turlu karar da anne babanindir.
- 15 yasinda cocuk kendi kiyafetlerini kendi secer ve alir, bizde ise anne baba cok etkindir kiyafet konusunda.
- yine bu yaslarda bircok cocuk calisir, deneyim ve ekonomik ozguruluk kazanir. bizde ise bu yaslarda cocuklar ya asla calismaz, para kazanmaktan bi haberdir. ya da calismak ve eve ekmek goturmek mecburiyetindedir. bunun ortasi genelde yok.
- 18 yasda anne baba universite konusunda cocugu yonlendirir ama son karar cocuktadir. bizde ise anne baba karari verir, cocuk onaylar veya onaylamaz.
- yirmili yaslarda kisi evlenip evlenmemeye ve kiminle evlenip evlenmemeye kendi karar veir. bizde birco durumda anne babanin sozunden cikilmaz.
tum bunlari dusununce sanki kuzey avrupa iyiymis gibi gozukur ama elbette madalyonun iki yuzu var. genelde bu ulkelerde cocuklar ozguven ve bagimsizlikla yetisir. ama ozguven ve bagimsizlik tam dozunda iyi sonuc verir, fazla ozguven hata yapmaya da neden olur. bizde ise ozguven eksikligi ile yetistigi icin yetiskinlikte bile korkarak hareket ediliyor, o nedenle hem maddi hem manevi olarak birilerini arkaya almak guc veriyor.
ornegin almanya icin bir soz varid "18 yasina gelince aileler cocuklarini evden kovarlar" diye. bu soz kismen dogru, kovmazlar ama genelde 18 yasina gelen cocuk ya calismaya baslamistir maddi olarak bagimsizdir, ya da universite okuyordur devlet destegi nedeniyle maddi bagimsizligini edinmistir. bu nedenle bircok kisi 18 yasindan sonra ailesi ile yasamayi tercih etmez, ve kendi istegi ile ayrilir. ama bu bagimsizlik ailelerin de yanlizlasmasina neden olur, bircok yasli kisi tek basina, cocuklarinin ilgisinden uzak kendi basina yasamak durumunda kalir. ya da avrupali gencler cok aile baskisi hissetmeseler de bircok durumda destegini de hissedemedikleri icin kendilerini cok yanliz hissdebilirler, bizdeki gibi sulale olarak kalabalik ortamlar yaratmak guc.
yani ozetle baska kulturleri kendimize entegre etmek yerine kendi kulturumuzun dogurdugu problemleri hafifletmek daha makul bir cozumdur. mutlak iyi veya kotu yok, her kulturun dogurdugu avantaj veya dezavantajlar farkli.
ama tum bunlar genelleme elbette, ornegin almanyada eski dogu almanya gecmisi olan aileler birbirlerine bizden cok daha bagli genelde. tamamen bu gecmiste ve mevcut durumda ulkedeki yasanilan deneyimlere, korkulara, ekonomik duruma, guvenlik ihtiyacina bagli olarak sekilleniyor.
- 3-4 yasindaki bir cocuk "ben yemek yemiyecem" denildiginde "demek ki yemek yemek istemiyor, aciktiginda bize soyler zaten" deniliyor. ama bizim gibi daha cok bagli toplumlarda 3-4 yasindaki cocugun yemek yeme istegi ailesinin kararina baglidir. anne cocugun doyduguna ikna oluncaya kadar cocuk yemek yeme durumunda.
- 7-8 yaslarindaki cocuklarda ornegin odasina toplama, kirli camasirlarini makineya atma, bulasiklari yerlestirme gibi gorevleri var cunku ailenin bir parcasi, gorevlerde is bolumu var. bizde ise isler anne babanin sorumlulugunda, cocugun gorevi derslerine calismak.
- 10-12 yaslarinda bir cocuk dogum gununu planini kendi yapar, kimleri cagiracagi vs. ama ayni zamanda dogum gunu sonunda evi toplamak da kendi sorumlulugundadir. yardima ihtiyac var ise anne baba yardim eder. ama bizde dogum gunu yapacabilecek sansli azinlikta tum organizasyon anne-babanindir bu nedenle de her turlu karar da anne babanindir.
- 15 yasinda cocuk kendi kiyafetlerini kendi secer ve alir, bizde ise anne baba cok etkindir kiyafet konusunda.
- yine bu yaslarda bircok cocuk calisir, deneyim ve ekonomik ozguruluk kazanir. bizde ise bu yaslarda cocuklar ya asla calismaz, para kazanmaktan bi haberdir. ya da calismak ve eve ekmek goturmek mecburiyetindedir. bunun ortasi genelde yok.
- 18 yasda anne baba universite konusunda cocugu yonlendirir ama son karar cocuktadir. bizde ise anne baba karari verir, cocuk onaylar veya onaylamaz.
- yirmili yaslarda kisi evlenip evlenmemeye ve kiminle evlenip evlenmemeye kendi karar veir. bizde birco durumda anne babanin sozunden cikilmaz.
tum bunlari dusununce sanki kuzey avrupa iyiymis gibi gozukur ama elbette madalyonun iki yuzu var. genelde bu ulkelerde cocuklar ozguven ve bagimsizlikla yetisir. ama ozguven ve bagimsizlik tam dozunda iyi sonuc verir, fazla ozguven hata yapmaya da neden olur. bizde ise ozguven eksikligi ile yetistigi icin yetiskinlikte bile korkarak hareket ediliyor, o nedenle hem maddi hem manevi olarak birilerini arkaya almak guc veriyor.
ornegin almanya icin bir soz varid "18 yasina gelince aileler cocuklarini evden kovarlar" diye. bu soz kismen dogru, kovmazlar ama genelde 18 yasina gelen cocuk ya calismaya baslamistir maddi olarak bagimsizdir, ya da universite okuyordur devlet destegi nedeniyle maddi bagimsizligini edinmistir. bu nedenle bircok kisi 18 yasindan sonra ailesi ile yasamayi tercih etmez, ve kendi istegi ile ayrilir. ama bu bagimsizlik ailelerin de yanlizlasmasina neden olur, bircok yasli kisi tek basina, cocuklarinin ilgisinden uzak kendi basina yasamak durumunda kalir. ya da avrupali gencler cok aile baskisi hissetmeseler de bircok durumda destegini de hissedemedikleri icin kendilerini cok yanliz hissdebilirler, bizdeki gibi sulale olarak kalabalik ortamlar yaratmak guc.
yani ozetle baska kulturleri kendimize entegre etmek yerine kendi kulturumuzun dogurdugu problemleri hafifletmek daha makul bir cozumdur. mutlak iyi veya kotu yok, her kulturun dogurdugu avantaj veya dezavantajlar farkli.
ama tum bunlar genelleme elbette, ornegin almanyada eski dogu almanya gecmisi olan aileler birbirlerine bizden cok daha bagli genelde. tamamen bu gecmiste ve mevcut durumda ulkedeki yasanilan deneyimlere, korkulara, ekonomik duruma, guvenlik ihtiyacina bagli olarak sekilleniyor.
0
merhabalar ben türk-amerikanım, amerikanlar hakkında konuşacağım bir iki kelime. aslında şu videoda bir buçuktan sonra anlattım temel farklılıkları ve sık sorulanları www.youtube.com buna bakabilirsiniz. hatta abone olursanız da çok sevinirim.
öncelikle çocuklar kıyaslama ve karşılaştırma yapılmadan yetirştirilir. her çocuğun kendi hobisi/ilgi alanı vardır ve aileler bu hobilerden hoşlanmasa bile engellemeye çalışmazlar. mesela katy perrynin babası papazdır. böyle zıt şeyler çok vardır. kimse hayallerinizi sınırlamaz. ne istersen yapabilirsin vurgusu çok yapılır. genel olarak olumlanır çocuklar ve olduğu gibi kabul edilir yani.
taviz verilmeyen konular eyaletten eyalete hatta aileden aileye tabiki değişiyor. bazı eyaletler çok dindar ve din konusunda taviz vermiyor olabiliyor. örneğin georgia'da okuyan bir arkadaşım herkesin aşırı dindar ve bağnaz olduğundan bahsetti ama kimse sokakta cıkcıklamıyor ya da ayıp demiyor.
abd biraz böyle her yerden göç alan ve tek bir milletten oluşmayan bir ülke olduğu için kültüründe insanları kabullenme vardır. alışmışlardır çünkü. siyah beyaz ayrımı gibi ne yazık ki hiç olmaması gereken şeyler tabiki hala var, ama bir şekilde aşılacağını düşünüyorum, umutluyum.
olumlu olumsuz fark bence türkler birey olmayı bilmiyor. aileler çocuklarının birey olmasına kendine ait hobisi olmasına falan izin vermiyorlar. kendilerinin kopyalarını yaratmak ya da yaşayamadıkları hayatı yaşatmak istiyorlar. amerikanlar bu konuda çocuğa hem birey olmayı öğretiyor, ne olursa olsun hayatta kalabilmeyi, hem de kişinin kendisini yaşamasına olanak sağlıyorlar. sadece aile değil eğitim sistemi ve kültür de bunu destekliyor.
buna bakabilirsiniz. hatta abone olursanız da çok sevinirim. öncelikle çocuklar kıyaslama ve karşılaştırma yapılmadan yetirştirilir. her çocuğun kendi hobisi/ilgi alanı vardır ve aileler bu hobilerden hoşlanmasa bile engellemeye çalışmazlar. mesela katy perrynin babası papazdır. böyle zıt şeyler çok vardır. kimse hayallerinizi sınırlamaz. ne istersen yapabilirsin vurgusu çok yapılır. genel olarak olumlanır çocuklar ve olduğu gibi kabul edilir yani.
taviz verilmeyen konular eyaletten eyalete hatta aileden aileye tabiki değişiyor. bazı eyaletler çok dindar ve din konusunda taviz vermiyor olabiliyor. örneğin georgia'da okuyan bir arkadaşım herkesin aşırı dindar ve bağnaz olduğundan bahsetti ama kimse sokakta cıkcıklamıyor ya da ayıp demiyor.
abd biraz böyle her yerden göç alan ve tek bir milletten oluşmayan bir ülke olduğu için kültüründe insanları kabullenme vardır. alışmışlardır çünkü. siyah beyaz ayrımı gibi ne yazık ki hiç olmaması gereken şeyler tabiki hala var, ama bir şekilde aşılacağını düşünüyorum, umutluyum.
olumlu olumsuz fark bence türkler birey olmayı bilmiyor. aileler çocuklarının birey olmasına kendine ait hobisi olmasına falan izin vermiyorlar. kendilerinin kopyalarını yaratmak ya da yaşayamadıkları hayatı yaşatmak istiyorlar. amerikanlar bu konuda çocuğa hem birey olmayı öğretiyor, ne olursa olsun hayatta kalabilmeyi, hem de kişinin kendisini yaşamasına olanak sağlıyorlar. sadece aile değil eğitim sistemi ve kültür de bunu destekliyor.
0
Çok genelleme yapacak bir şey yok bence,evet anne-baba genelde 30lu yaşlarının ortasında çocuk sahibi olup, daha iyi şartlar sağlamaya çalışır; evet bireysellik daha ön planda ama çocuk anneler de var bir yanda. 15 yaşında karnı burnunda gezen ergenlerin nasıl iyi ebebeyn olacakları soru işareti, kendileri çocukken.
Kötü örnekler de çok, iyi örnekler de. Bir anne gördüm en son markette, sürekli ama sürekli 2 çocuğuna müdahale edip durmadan konuşuyordu. Kasa sırasında yan yana olmamak için bir tur daha attım gerçekten, kafam şişmişti çünkü.
Bireyselliğin her zaman bencillik demek olmadığını da görebiliyorum. Biz de çocuklar, yaşları kaç olursa olsun, Noel gecesinde hediye açılırken sıralarını beklerler mesela, en özel günlerde bile çok aşırı şımarmalarına izin verilmez. Türk bebesi kendine paketlenmiş 20 hediyeyi görecek de, sırasını bekleyip açacak hediyeleri. Hayal etmesi bile zor değil mi?
Doğada, parkta, dışarıda ''fazla'' salıyorlar bence çocukları, tamam hareket alanı bırakılsın ama bir dönüp de bakılsın. En son bir tanesi karayoluyla ulaşımın olmadığı yerde kafa üstü düştü ve helikopter beklendi.
Dediğim gibi, iyi ve kötü örnekler çok ve aile bağları çok değişken. Anne babasını ayda bir arayan da biliyorum, her haftasonu ziyaret eden de.
Kötü örnekler de çok, iyi örnekler de. Bir anne gördüm en son markette, sürekli ama sürekli 2 çocuğuna müdahale edip durmadan konuşuyordu. Kasa sırasında yan yana olmamak için bir tur daha attım gerçekten, kafam şişmişti çünkü.
Bireyselliğin her zaman bencillik demek olmadığını da görebiliyorum. Biz de çocuklar, yaşları kaç olursa olsun, Noel gecesinde hediye açılırken sıralarını beklerler mesela, en özel günlerde bile çok aşırı şımarmalarına izin verilmez. Türk bebesi kendine paketlenmiş 20 hediyeyi görecek de, sırasını bekleyip açacak hediyeleri. Hayal etmesi bile zor değil mi?
Doğada, parkta, dışarıda ''fazla'' salıyorlar bence çocukları, tamam hareket alanı bırakılsın ama bir dönüp de bakılsın. En son bir tanesi karayoluyla ulaşımın olmadığı yerde kafa üstü düştü ve helikopter beklendi.
Dediğim gibi, iyi ve kötü örnekler çok ve aile bağları çok değişken. Anne babasını ayda bir arayan da biliyorum, her haftasonu ziyaret eden de.
0
AlsterWasser
Ya bu Sattasın her konserde çaldığı Liberation diye bir şarkı var ya. O kimin orjinali? Cover olduğunu düşünüyorum ama orijinalini bulamadım. Değilse bilmiyorum tabi?https://www.youtube.com/watch?v=nRf-C_-uBXE
Ya bu Sattasın her konserde çaldığı Liberation diye bir şarkı var ya. O kimin orjinali? Cover olduğunu düşünüyorum ama orijinalini bulamadım. Değilse bilmiyorum tabi?
www.youtube.com
www.youtube.com
0
herşeyi soran adam
SelamBu yaz sıcaklarında, ne içiyorsunuz?Ben kola, meyve suyu içiyorum. Ama sağlıklı alternatif öğrenmek istiyorum.Siz çözdünüz mü bu mevzuyu? Ne yapıyorsunuz?
Selam
Bu yaz sıcaklarında, ne içiyorsunuz?
Ben kola, meyve suyu içiyorum. Ama sağlıklı alternatif öğrenmek istiyorum.
Siz çözdünüz mü bu mevzuyu? Ne yapıyorsunuz?
Bu yaz sıcaklarında, ne içiyorsunuz?
Ben kola, meyve suyu içiyorum. Ama sağlıklı alternatif öğrenmek istiyorum.
Siz çözdünüz mü bu mevzuyu? Ne yapıyorsunuz?
0
Sağlıklı olması tartışılır ama
Soguk light süt, kahve ve buz ile kendi soğuk kahvemi yapıyorum. 30 saniyede hazır ve guzel.
Soguk light süt, kahve ve buz ile kendi soğuk kahvemi yapıyorum. 30 saniyede hazır ve guzel.
0
en çok bira içiyorum. iş çıkışı soğuk soğuk çok iyi geliyor.
maden suyu + bir dilim limon + birkaç yaprak nane ikinci sırada. sağlıklı bence.
bunun dışında, erik, şeftali, vişne vb. evde o an olan bir meyveyi azıcık şekerle kaynatıyorum (bildiğin komposto), sürahiye süzüyorum, soğutup içiyorum. marketten alınan paketli meyve suyuna göre daha sağlıklı.
bir de neskafeyi azıcık sıcak suda çözüp üzerine soğuk süt, kahve likörü ve neskafeyi dondurarak yaptığım buzlardan koyuyorum, o da çok güzel oluyor.
maden suyu + bir dilim limon + birkaç yaprak nane ikinci sırada. sağlıklı bence.
bunun dışında, erik, şeftali, vişne vb. evde o an olan bir meyveyi azıcık şekerle kaynatıyorum (bildiğin komposto), sürahiye süzüyorum, soğutup içiyorum. marketten alınan paketli meyve suyuna göre daha sağlıklı.
bir de neskafeyi azıcık sıcak suda çözüp üzerine soğuk süt, kahve likörü ve neskafeyi dondurarak yaptığım buzlardan koyuyorum, o da çok güzel oluyor.
0
normalde bira derdim de, sağlıklı istedin, buyrunuz kalorisiz ve yeni keşfettiğim içecek ^^
yeşil çay demle; poşet çay şeklindeyse bir büyük fincana sallama şeklinde yap. çayın demlendiğinde süz/poşeti çıkar ve buzdolabına kaldırarak soğut.
soğuyunca büyük bir arjantin bardağa al çayı, üzerine bir şişe sade soda ekle.
kalorisiz bira benzeri soğuk içeceğiniz hazır. (:
yeşil çay demle; poşet çay şeklindeyse bir büyük fincana sallama şeklinde yap. çayın demlendiğinde süz/poşeti çıkar ve buzdolabına kaldırarak soğut.
soğuyunca büyük bir arjantin bardağa al çayı, üzerine bir şişe sade soda ekle.
kalorisiz bira benzeri soğuk içeceğiniz hazır. (:
0
Reyhan şerbeti. Gecen yaz epey yaptim bu hafta yine yapacağım.
Limonata. Bunu yapmaya eriniyorum hazir alıyorum.
Limonata. Bunu yapmaya eriniyorum hazir alıyorum.
0
Kefir yapıp içiyorum. Bir de meyan şerbeti içiyorum kayınvalidem yaparsa. Tabi çok fazla da ayran içiyorum soğuk olarak.
0
Elma shorlesi: en.wikipedia.org
Mineralli su bol bol. Buzlu, naneli, cilekli. Icine ne koyacaginiz sevdiginiz aromalara bagli.
Mineralli su bol bol. Buzlu, naneli, cilekli. Icine ne koyacaginiz sevdiginiz aromalara bagli.
0
kuşekağıt34
Sol el ayanıza bir bakın, çizgilerinizden "IYI" kelimesi çıkıyor mu? evetse fotoğraf atar mısınız? Rivayete göre kayı beylerinin sol ellerinde IYI yazarmış, gerçekliği var mı? bende şu şekilde: (bkz: iyi parti)
Sol el ayanıza bir bakın, çizgilerinizden "IYI" kelimesi çıkıyor mu? evetse fotoğraf atar mısınız? Rivayete göre kayı beylerinin sol ellerinde IYI yazarmış, gerçekliği var mı? bende şu şekilde:
(bkz: iyi parti)
(bkz: iyi parti)
0
tam da adnan oktar gözaltına alınmışken... malum; mehdi'nin kaşı şöyledir, saçı böyledir vs diye kendini tarif ediyordu.
kocaman bir M harfine de benzetilebilir benim eldeki çizgiler. hiçbir şeye de benzetilebilir. elde ne olduğuna bakarsak: nothing!
kocaman bir M harfine de benzetilebilir benim eldeki çizgiler. hiçbir şeye de benzetilebilir. elde ne olduğuna bakarsak: nothing!
0
calucifer
selamlar, köln hakkında ufak bile olsa bilgisi olan var mıdır buralarda? 21-25 ağustos'ta gamescom fuarında olacağım. sanırım Koelnmesse diye bir yerde olacak fuar. fuar sitesinde detaylı açıklamalar var ama buraya toplu taşıma ile erişim kolay mıdır? yoksa eziyet midir? iş gezisi olduğu için araç m
selamlar, köln hakkında ufak bile olsa bilgisi olan var mıdır buralarda? 21-25 ağustos'ta gamescom fuarında olacağım. sanırım Koelnmesse diye bir yerde olacak fuar.
fuar sitesinde detaylı açıklamalar var ama buraya toplu taşıma ile erişim kolay mıdır? yoksa eziyet midir? iş gezisi olduğu için araç mı kiralamak lazım?
şehirde yapılması gereken, yapılmaması gereken şeyler hakkında bilgisi olan var mı? gezmelik görmelik yerler? kaçırılmaması gereken lokal lezzetler var mıdır?
fuar sitesinde detaylı açıklamalar var ama buraya toplu taşıma ile erişim kolay mıdır? yoksa eziyet midir? iş gezisi olduğu için araç mı kiralamak lazım?
şehirde yapılması gereken, yapılmaması gereken şeyler hakkında bilgisi olan var mı? gezmelik görmelik yerler? kaçırılmaması gereken lokal lezzetler var mıdır?
0
Köln´deyim ben. Ulasim Kölnmesse icin cok kolay, araca sehirde hic gerek yok.
Var tabii. Dom´a gidersiniz, hatta tepesine cikiniz. Altstadt´i gezersiniz, Dom cevresinde bircok biraevi var, Köln´ün yerel birasini yaparlar. Früh´ün binasi cok guzeldir mesela. (bkz: kölsch) Iyi bira icin Düsseldorf´a gidebilirsiniz, 25 dk. kadar sürüyor trenle.
Iyi kokteyle ilginiz varsa odullu barmenleri olan Shephard´a ya da Suderman´a gidin kesinlikle. Dresscode ikisinde de kati degil, Türkiye´de asla bulamayacaginiz kalitede sunum ve tat.
Gece eglenmek istiyorsaniz kesinlikle Bootshaus. Avrupa´nin en iyi gece klüplerinden biri. Sadece bira icmek, disarida oturmak, lokallerin gittigi yerlerde bulunmak icin Ehrenfeld´e dusmeli yolunuz. Ya da Almanlarin yazin hinca hinc doldurduklari beergartenlara gidebilirsiniz: Aachener Weiher veya Volksgarten iyidir.
Geleneksel Köln mutfagi bence hic cekici degil, ama denemek isterseniz geleneksel biraevlerinde en iyi ornekleri vardir, ornegin: Peters Brauhaus. Bunun disinda, cok Italyan oldugundan sehirde, iyi restaurantlari var gercekten. "485 Grad" Napoli usulü cok iyi pizza yapar, "Fellini" ambiyans olarak etkilemese de yemekleri cok iyidir. Sushi yemek istiyorsaniz da bayagi iyi yerler var. Kisacasi international mutfak iyi, Alman mutfagi ise bildiginiz gibi...
Sanata, ozellikle pop-arta biraz ilginiz varsa, Ludwigmuseum´a gitmelisiniz.
Filarmoninin programina bakin, klasik muzik konserleri olmuyor sadece ve konserden 90 dakika once ayakta biletleri sadece 10 Euro´ya satiliyor.
Eger kolonya ya da herhangi bir kozmetik ürünü almak istiyorsaniz, turistik shoplardan degil her kosede olan dm adli marketlerden cok daha ucuza alabilirsiniz.
Islami mimari ile ilgileniyorsaniz Ehrenfeld´de cok farkli bir camii var, Almanya´da bayagi unlu.
Yapmayin diyeceklerim: Zoo´ya gitmeyin. Ana istasyon etrafinda cok bulunmamaya calisin, genelde tüm kriminal isler burada doner. Messe disinda nehrin o tarafinda bir sey oneremeyecegim. Kölnlüler Ren nehrinin sag tarafina "Ren´in yanlis tarafi." derler, cok cekici bir sey de yoktur gercekten o yakada.
Var tabii. Dom´a gidersiniz, hatta tepesine cikiniz. Altstadt´i gezersiniz, Dom cevresinde bircok biraevi var, Köln´ün yerel birasini yaparlar. Früh´ün binasi cok guzeldir mesela. (bkz: kölsch) Iyi bira icin Düsseldorf´a gidebilirsiniz, 25 dk. kadar sürüyor trenle.
Iyi kokteyle ilginiz varsa odullu barmenleri olan Shephard´a ya da Suderman´a gidin kesinlikle. Dresscode ikisinde de kati degil, Türkiye´de asla bulamayacaginiz kalitede sunum ve tat.
Gece eglenmek istiyorsaniz kesinlikle Bootshaus. Avrupa´nin en iyi gece klüplerinden biri. Sadece bira icmek, disarida oturmak, lokallerin gittigi yerlerde bulunmak icin Ehrenfeld´e dusmeli yolunuz. Ya da Almanlarin yazin hinca hinc doldurduklari beergartenlara gidebilirsiniz: Aachener Weiher veya Volksgarten iyidir.
Geleneksel Köln mutfagi bence hic cekici degil, ama denemek isterseniz geleneksel biraevlerinde en iyi ornekleri vardir, ornegin: Peters Brauhaus. Bunun disinda, cok Italyan oldugundan sehirde, iyi restaurantlari var gercekten. "485 Grad" Napoli usulü cok iyi pizza yapar, "Fellini" ambiyans olarak etkilemese de yemekleri cok iyidir. Sushi yemek istiyorsaniz da bayagi iyi yerler var. Kisacasi international mutfak iyi, Alman mutfagi ise bildiginiz gibi...
Sanata, ozellikle pop-arta biraz ilginiz varsa, Ludwigmuseum´a gitmelisiniz.
Filarmoninin programina bakin, klasik muzik konserleri olmuyor sadece ve konserden 90 dakika once ayakta biletleri sadece 10 Euro´ya satiliyor.
Eger kolonya ya da herhangi bir kozmetik ürünü almak istiyorsaniz, turistik shoplardan degil her kosede olan dm adli marketlerden cok daha ucuza alabilirsiniz.
Islami mimari ile ilgileniyorsaniz Ehrenfeld´de cok farkli bir camii var, Almanya´da bayagi unlu.
Yapmayin diyeceklerim: Zoo´ya gitmeyin. Ana istasyon etrafinda cok bulunmamaya calisin, genelde tüm kriminal isler burada doner. Messe disinda nehrin o tarafinda bir sey oneremeyecegim. Kölnlüler Ren nehrinin sag tarafina "Ren´in yanlis tarafi." derler, cok cekici bir sey de yoktur gercekten o yakada.
0
2011'de ben de Gamescom'a gitmiştim 2 günlüğüne, fazla şehiri gezemedim, taksiyle gidip gelmiştim kölnmesse'ye. Müzikle ilgileniyorsan Music Store diye bir dükkan vardı devasa 2 katlı, 2 günün 1 gününü neredeyse orada geçirmiştim.
Atraksiyon olarak da çikolata müzesine gitmiştim otele yakın diye, aklımda kalan birşey olmamış, sanırım tavsiye etmiyorum.
Kölsch birası var, o zaman bilmiyordum fakat onu deneyebilirsin. Anthony Bourdain'de izlemiştim, onun gittiği yerlerden birine gidebilirsin.
Atraksiyon olarak da çikolata müzesine gitmiştim otele yakın diye, aklımda kalan birşey olmamış, sanırım tavsiye etmiyorum.
Kölsch birası var, o zaman bilmiyordum fakat onu deneyebilirsin. Anthony Bourdain'de izlemiştim, onun gittiği yerlerden birine gidebilirsin.
0
Ranchoddas
merhaba herkese, isveç'te master programına kabul edildiğim için bana yakın zamanda oturma izni çıkacak ve elimde bu oturma izniyle avrupa'nın diğer ülkelerine giderken vize almama gerek var mı? yoksa direkt oturma iznim olduğu için vize almadan giriş çıkış yapabiliyor muyum ab ülkelerine?
merhaba herkese, isveç'te master programına kabul edildiğim için bana yakın zamanda oturma izni çıkacak ve elimde bu oturma izniyle avrupa'nın diğer ülkelerine giderken vize almama gerek var mı? yoksa direkt oturma iznim olduğu için vize almadan giriş çıkış yapabiliyor muyum ab ülkelerine?
0
Gerek yok, oturma izninizle Schengen bolgesinde gezebiliyorsunuz. Muhim olan, pasaportunuz ve de oturum izni kartinizi beraber yaninizda bulundurmaniz.
0
aynen pasaportu da yaninda bulundurman gerekli, oturum karti sadece kimlik tespiti icin yeterli olmuyor hudut kapisinda
0
bu durum biraz karışık, son durumu araştırın bence, benim de bir zamanlar finalndiya'da oturma iznim vardı, türkiye'ye dönerken almanya'da kalmıştım birkaç gün, çıkışta sen Almanya'ya nasıl girdin bu schengen vize değil diye bir süre bekletmişlerde, Almanya'dan ayrıldığım için pek sorun olmadı ama sanki başka durumlarda problem çıkabilir gibi.
0
İtalya için oturma izinli vize ile İtalya'ya giriş, form doldurma, oturum kartını alma ve o kartla oturum süresince AB ülkelerine vizesiz seyahat gibi uygulama vardı. İki sene önce düzgünce öğrenmeden iş yapmayın. Tavsiyemdir.
0
Eğer ayrı olarak bir oturum kartın olacaksa elinde evet. Ama tr'den verecekleri D tipi vize oturum izni yerine geçmiyor bilginize.
0
Almanya için D tipi vizem varken İsveç’e gitmem gerektiğinde german federal foreign office'e “vize almam gerekiyor mu” diye sormak için gönderdiğim maile gelen cevap:
——
Holders of
- a Schengen visa (text on the visa reads "valid for Schengen states")
- a residence permit of a member state or
- a national visa (D-visa)
can stay in the entire Schengen area for up to 90 days in any period of 180
days. The Schengen area consists of the following countries:
Germany, Austria, Belgium, Czech Republic, Denmark, Estonia, Finland, France,
Greece, Hungary, Iceland, Italy, Latvia, Liechtenstein, Lithuania, Luxembourg,
Malta, the Netherlands, Norway, Poland, Portugal, Slovakia, Slovenia, Spain,
Sweden and Switzerland.
——
Muhtemelen sen de bu ülkelere aynı koşullar altında gidebiliyorsundur ama emin olmak için yabancılar ofisine mail atabilirsin.
——
Holders of
- a Schengen visa (text on the visa reads "valid for Schengen states")
- a residence permit of a member state or
- a national visa (D-visa)
can stay in the entire Schengen area for up to 90 days in any period of 180
days. The Schengen area consists of the following countries:
Germany, Austria, Belgium, Czech Republic, Denmark, Estonia, Finland, France,
Greece, Hungary, Iceland, Italy, Latvia, Liechtenstein, Lithuania, Luxembourg,
Malta, the Netherlands, Norway, Poland, Portugal, Slovakia, Slovenia, Spain,
Sweden and Switzerland.
——
Muhtemelen sen de bu ülkelere aynı koşullar altında gidebiliyorsundur ama emin olmak için yabancılar ofisine mail atabilirsin.
0
nick bulamadim
yurtdışında çalışma şartlarıyla ilgili merak ettiğim bir şey var. değişken bir soru ama kazançlar nasıl? youtube'taki videoları izliyorum. mesela bir adam vasıfsız işler yaparak 2500 dolar kazanıyor. mesleğe göre değişkendir ama mesela avrupa'daki ülkelerde de yeni mezun birine türkiye'deki gibi asg
yurtdışında çalışma şartlarıyla ilgili merak ettiğim bir şey var. değişken bir soru ama kazançlar nasıl? youtube'taki videoları izliyorum. mesela bir adam vasıfsız işler yaparak 2500 dolar kazanıyor. mesleğe göre değişkendir ama mesela avrupa'daki ülkelerde de yeni mezun birine türkiye'deki gibi asgari kazançlara yakın para veriliyor mu? vasıfsız işlerle bile 2500 dolar kazanılıyorsa az buçuk vasıflı bir insan 3500 altına düşmez sanırım. yanılıyor muyum?
türkiye'de eğer kobilerde çalışıyorsanız cumartesi çalışmak, fazla mesainin ödenmemesi, sigortanın tam maaştan yatmaması bir kural gibi artık. abd'de ve avrupa'da böyle şeyler var mı?
türkiye'de eğer kobilerde çalışıyorsanız cumartesi çalışmak, fazla mesainin ödenmemesi, sigortanın tam maaştan yatmaması bir kural gibi artık. abd'de ve avrupa'da böyle şeyler var mı?
0
Yanılıyorsun. Vasıfsız işlerde 2500 dolar kazanmak çok zor. Saati 10 dolara çalışan günde 80 ayda 2400 dolar alirsin ama saati 10 dolara vasıfsız iş bulmanın zor. Ayrıca artık ABD'nin her yerinde İspanyolca bilgisi arıyorlar.
Vasıflı iş bulman için öncelikle 350 milyon Amerikalı dururken neden seni almaları gerektiğini kanıtlamak gerekli.
Her türlü iş bulma prosedürü zor. Ülkeler seni almamak için ellerinden geleni yapacaklar.
Vasıflı iş bulman için öncelikle 350 milyon Amerikalı dururken neden seni almaları gerektiğini kanıtlamak gerekli.
Her türlü iş bulma prosedürü zor. Ülkeler seni almamak için ellerinden geleni yapacaklar.
0
min. saatlik ücret 7-8-10 dolar civarında değil mi? iş aramak içi sormadım. eğitimli, kalifiye kesimin gelirini merak ediyorum. geçenlerde bir duyuru vardı. biri londra'da bazı yeni mezun bankacıların 50 bin dolar aldıklarını söylemiş yıllık. öğretmenler de birim olarak türkiye'dekine yakın alıyorlar sanırım. saatlik ücret min. 7-10 dolar civarındaysa bir öğretmenin ayda 3-4k alması garip geldi.
0
almanya'da öğretmenler 2500-3500 euro arasında alıyor. çalışılan okul türüne ve kıdeme göre değişiyor.
0
Bankaci o parayi aliyor da nasil bankaci aliyor? Turkiye'de de ayda 30 bin lira alan bankacilar var.
Egitimli kesim 3000 dolar kadar aliyor. Turk parasini dolar cinsinden dusun. Ogretmen 3000 lira aliyorsa, 3000 dolar aliyor gibi. Ancak ABD'de universite okumadan, green card'in olmadan ya da bir vatandasi ile evli olmadan cok cok zor.
Egitimli kesim 3000 dolar kadar aliyor. Turk parasini dolar cinsinden dusun. Ogretmen 3000 lira aliyorsa, 3000 dolar aliyor gibi. Ancak ABD'de universite okumadan, green card'in olmadan ya da bir vatandasi ile evli olmadan cok cok zor.
0
yok onu yanlış ifade etmişim düzelttim. aylık değil yıllık brüt 50k demişti. net 45k imiş. ona şaşırdım. yabancılar için demiyorum. sıradan bir amerikalı saatlik 10 dolar kazansa 2400 kazanıyor. eğer bir öğretmen de 2500-3000 dolar kazanıyorsa garip. bir lisans mezunu ne kadar kazanıyor? çünkü türkiye'de lisans mezunu bile asgari ücret alabiliyor. öğretmenler, avukatlar 2 bin liraya çalışabiliyor. insanlar fazla mesailerini alamıyorlar. maaşı 7-8 bin lira belki ama sigorta farklı bir ücretten yatıyor. yurtdışında böyle üç kağıtlar var mı merak ediyorum.
0
almanyada hafta 40 calisma saati icin genel maalar;
- herhangi bir ozel egitim gerektirmeyen isler market kasiyeri, garson yaklasik 1500-1500 euro aylik net alir.
- ozel bir vasfi olan isler ornegin tesisatci, bahcevan, kuafor vs 1800-2300 alir.
- yeni mezun universite ogrencisi ornegin makine bolumunden mezun ise 1800-2200 alir
- yazilim, makina, elektrik, elektronik muhendisi 2800-4000 arasinda alir.
- doktor 5000 den baslar 20.000 e kadar gider.
tabi bu rakamlar agirlikli ortalamalar, istisnalar elbette var. ornegin 2000 alan makina muhendisi de vardir, 20.000 alan da vardir ama genelde maaslar bu seviyelerde. Almanyada 4 kisilik ailenin uygun seviyede gecinebilecegi minimum rakam 2000 euro, bunun altinda geliri olan 4 kisilik aile ancak kira yardimi, sosyal yardim, cocuk parasi gibi ek destekler almak durumda kalir. tek kisi ise minimum 800 euro ile gecinebilir, ama biraz rahat etmek icin 1300 iyi bir rakamdir. Ayrica almanyada bizdeki anlamda bir asgari ucret uygulamasi yok ama issizlik parasi, kira yardimi vs ile calisilmasa bile 1300 euro gibi bir para alindigi icin bunun altinda bir rakama calismak mantikli olmaz. ayni mantikla 1500 euro icin 40 saat calismak veya 1300 euro icin hic calismayip sosyal yardim almak da secenektir ama sosyal yardim almak mantikli biri icin en son secenektir cunku bir kere bile sosyal yardim alan biri uzun sure bankadan kredi cekemez, araba almaya kalksa taksitlendirme yapamaz. O nedenle genelde insanlar 1500 den baslayan islerde calisirlar.
sigortanin yatmamasi ihtimali cok cok dusuk, ciddi yaptirimlar var. hafta sonu, ozellikle pazar gunu, ve ayrica gece mesaisinde calisilirsa ekstra normal maasdan daha fazla odenir. bu nedenle ozellikle turkler fabrikalarda gece mesaisinde calisiyorlar ki daha fazla kazansinlar. fazla mesai cocunlukla izin gunu seklinde odenir, ama para olarak da odeyenler var.
- herhangi bir ozel egitim gerektirmeyen isler market kasiyeri, garson yaklasik 1500-1500 euro aylik net alir.
- ozel bir vasfi olan isler ornegin tesisatci, bahcevan, kuafor vs 1800-2300 alir.
- yeni mezun universite ogrencisi ornegin makine bolumunden mezun ise 1800-2200 alir
- yazilim, makina, elektrik, elektronik muhendisi 2800-4000 arasinda alir.
- doktor 5000 den baslar 20.000 e kadar gider.
tabi bu rakamlar agirlikli ortalamalar, istisnalar elbette var. ornegin 2000 alan makina muhendisi de vardir, 20.000 alan da vardir ama genelde maaslar bu seviyelerde. Almanyada 4 kisilik ailenin uygun seviyede gecinebilecegi minimum rakam 2000 euro, bunun altinda geliri olan 4 kisilik aile ancak kira yardimi, sosyal yardim, cocuk parasi gibi ek destekler almak durumda kalir. tek kisi ise minimum 800 euro ile gecinebilir, ama biraz rahat etmek icin 1300 iyi bir rakamdir. Ayrica almanyada bizdeki anlamda bir asgari ucret uygulamasi yok ama issizlik parasi, kira yardimi vs ile calisilmasa bile 1300 euro gibi bir para alindigi icin bunun altinda bir rakama calismak mantikli olmaz. ayni mantikla 1500 euro icin 40 saat calismak veya 1300 euro icin hic calismayip sosyal yardim almak da secenektir ama sosyal yardim almak mantikli biri icin en son secenektir cunku bir kere bile sosyal yardim alan biri uzun sure bankadan kredi cekemez, araba almaya kalksa taksitlendirme yapamaz. O nedenle genelde insanlar 1500 den baslayan islerde calisirlar.
sigortanin yatmamasi ihtimali cok cok dusuk, ciddi yaptirimlar var. hafta sonu, ozellikle pazar gunu, ve ayrica gece mesaisinde calisilirsa ekstra normal maasdan daha fazla odenir. bu nedenle ozellikle turkler fabrikalarda gece mesaisinde calisiyorlar ki daha fazla kazansinlar. fazla mesai cocunlukla izin gunu seklinde odenir, ama para olarak da odeyenler var.
0
@emrahday fazla mesai, sigortanın tam yatmaması vs. kesin yok değil mi? çünkü kurumsal bir yerde çalışmıyorsan türkiye'de bunlar kural gibi bir şey olmuş maalesef. yenilikçi, rahat, özgür geçinen startuplarda bile oalbiliyor böyle sömürü. çalışanın aldığı maaş farklı sigortada görünen farklı mesela. lisedeyken türkiye'de çalışmak istediğim bazı sektörler vardı ama sırf bu zihniyetten ötürü koşarak kaçtım.
mühendis maaşları 2800-4000 arası demişsin. tecrübeli mühendisler için mi bu maaşlar? 7-8 alan mühendisler istisna mı yoksa 3-5 yılda artabilir mi? çünkü türkiye'de kalburüstü bir yerde çalışan mühendis, iktisat-işletme mezunu 7-8k kazanabiliyor rahat.
mühendis maaşları 2800-4000 arası demişsin. tecrübeli mühendisler için mi bu maaşlar? 7-8 alan mühendisler istisna mı yoksa 3-5 yılda artabilir mi? çünkü türkiye'de kalburüstü bir yerde çalışan mühendis, iktisat-işletme mezunu 7-8k kazanabiliyor rahat.
0
Almanya için ek:
- Aylık asgari ücret diye bir durum yok. 40 saatlik iş bulamayabilirsiniz. Zira, kalifiyeler de bulamayabilir. Saat başına asgari ücret var. Yeni mezun arkadaşım, haftalık 38 saate ulaşana kadar 4 yıl geçti. Akademide de öyle fulltime bulmak hiç kolay değil.
- Eğer bir yer sizle yıllık kontrat yapmıyorsa “honorar” olarak çalışıyorsunuz, sigortayı siz ödeyecekseniz kendiniz. Freelance gibi? Burada da vaktinde ödemeler yapılmayabiliyor.
- En ama en önemlisi. Türkler ile iş yapmayın. Adı sanı olan bir yerde çalıştım ve düzenli fatura yolladım, Ağustos’taki işin karşılığını zor zar - onlarca mail atarak - ocakta aldım.
- Aylık asgari ücret diye bir durum yok. 40 saatlik iş bulamayabilirsiniz. Zira, kalifiyeler de bulamayabilir. Saat başına asgari ücret var. Yeni mezun arkadaşım, haftalık 38 saate ulaşana kadar 4 yıl geçti. Akademide de öyle fulltime bulmak hiç kolay değil.
- Eğer bir yer sizle yıllık kontrat yapmıyorsa “honorar” olarak çalışıyorsunuz, sigortayı siz ödeyecekseniz kendiniz. Freelance gibi? Burada da vaktinde ödemeler yapılmayabiliyor.
- En ama en önemlisi. Türkler ile iş yapmayın. Adı sanı olan bir yerde çalıştım ve düzenli fatura yolladım, Ağustos’taki işin karşılığını zor zar - onlarca mail atarak - ocakta aldım.
0
peki bu saatlik iş beyaz yakalılar için de mi aynı şekilde? yani bir beyaz yakalı bir şirkete girdi diyelim. nasıl çalışıyor? ben maaş yıllık anlaşılıyor ve normal 8-5 çalışıyor sanıyordum.
0
Birinci sorunuza cevap: Evet, zaten verdigim ornekteki kisi de üniversite mezunu. Is ilanlarina bakin, fikir edinirsiniz. 20 saatlik, 14 saatlik isler var, bunlar da 2-3 yillik kontratla olabiliyor. Cok insan biliyorum yeni mezun olduktan sonra birkac yil fulltime is bulamayan. Reklamcisindan, televizyoncusundan, mimarina ya da ogretmenine kadar farkli alanlarda calisiyorlar.
Ikinci soruya cevap: 8-5 vardir elbette. Calisma saatleri cok farkli olabiliyor. Mimar arkadasim sabah 6da gidip isini bitirip erkenden cikiyordu. Benim calistigim yerde ise 8.30-17.00 idi calisma saatleri. Cok standart calisma saatleri olmayabiliyor.
Ikinci soruya cevap: 8-5 vardir elbette. Calisma saatleri cok farkli olabiliyor. Mimar arkadasim sabah 6da gidip isini bitirip erkenden cikiyordu. Benim calistigim yerde ise 8.30-17.00 idi calisma saatleri. Cok standart calisma saatleri olmayabiliyor.
0
Uçan Çivi
Ren bölgesinde 2 aylık eşyalı kiralık evlere bakıyorum. Yardımcı olabilecek linkler veya platformlar önerir misiniz?
Ren bölgesinde 2 aylık eşyalı kiralık evlere bakıyorum. Yardımcı olabilecek linkler veya platformlar önerir misiniz?
0
monogram
Selamlar,Türkçe (günümüzdeki kullanımı ile İstanbul Türkçesini kastediyorum) dilbilimsel olarak kurallı ve istisnaları 'görece' az olan bir dil midir? Yoksa dildeki birçok kullanıma açıklama getirirken istisnalardan mı yararlanırız?Atış serbest demek isterdim. Ama bu konuda uzman görüşlere ihtiyacım
Selamlar,
Türkçe (günümüzdeki kullanımı ile İstanbul Türkçesini kastediyorum) dilbilimsel olarak kurallı ve istisnaları 'görece' az olan bir dil midir? Yoksa dildeki birçok kullanıma açıklama getirirken istisnalardan mı yararlanırız?
Atış serbest demek isterdim. Ama bu konuda uzman görüşlere ihtiyacım var. Aydınlatan olursa, bilimsel makale öneren olursa çok sevinirim. Elbette ki herhangi bir kimlik kaygısından uzak, nesnel görüşler önem taşıyor.
Teşekkürler
edit: İmlâ ile ilgili düzeltmesi için @fatihkkk'ya teşekkürler.
Türkçe (günümüzdeki kullanımı ile İstanbul Türkçesini kastediyorum) dilbilimsel olarak kurallı ve istisnaları 'görece' az olan bir dil midir? Yoksa dildeki birçok kullanıma açıklama getirirken istisnalardan mı yararlanırız?
Atış serbest demek isterdim. Ama bu konuda uzman görüşlere ihtiyacım var. Aydınlatan olursa, bilimsel makale öneren olursa çok sevinirim. Elbette ki herhangi bir kimlik kaygısından uzak, nesnel görüşler önem taşıyor.
Teşekkürler
edit: İmlâ ile ilgili düzeltmesi için @fatihkkk'ya teşekkürler.
0
''Türkçe morfolojisi oldukça kompleks ama kuralları da oldukça açık, belirgin bir dil.'' Bu cümlenin türevlerini Dilbilim derslerinde çok duydum. İstisnaların daha çok lokal kullanımlarda olduğunu da Findley söylüyordu.
Öncelikle istisna nedir, niye var, kötü bir şey mi acaba? Milliyetçiliğin konuşturulabileceği bir alan değil bence çok.(Kaynak önerisi: Expecting the Unexpected: Exceptions in Grammar,editör: Horst J. Simon, Heike Wiese)
Pratik olarak, dillerin gramer kitaplarına bakarak karşılaştırabilirsiniz. Farsça'nın kuralsızluklarına, kuraldan çok kuralsızlıkların kapladığı gramer kitabına göz gezdirerek bakabilirsiniz mesela.
''Türkçe'de şu konuda iki istisna var, İngilizce'de on, öyleyse Türkçe çok güzel bir dil.'' tadında karşılaştırmalı bir çalışma bilmiyorum ben.
İstisnaları karşılaştıramazsınız, mesela Türkçe'deki sesli uyumu çok güzel işliyor, ama bunu nasıl karşılaştıracaksınız Lehçe ile? Fonetiği, morfolojisi çok çok ayrı iken.
Ya da istisnaların çokluğunu nasıl karşılaştıracaksınız? Mesela yabancı kelimelerin kullanımında uygulanan istisnalar Türkçe kökenli kelimelere göre çok, peki Türkçe'nin bu istisnaları ile, diğer dillerle alışverişi çok az bir kabile dilini karşılaştırabilir miyiz?
Bence, sizin istediğiniz şeye yakın çalışmalar, ''yabancılar için Türkçe'' araştırmalarında. Orada dil öğrenilirken ne tür istisnalarla karşılaşılıyor, direkt karşınıza çıkacak işte. Mesela: ''Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde İstisnalar: Geniş Zaman Örneği'' diye bir makale buldum ilk google aramamda.
Bu alan çok yeni, çalışmalar da çok sınırlı. Yine de, ''X dilin istisnaları azdır/çoktur.'' gibi ifadeleri ya da böyle bir sonuca ulaşacağınız kaynağı yabancılar için hazırlanmış gramer kitapları olarak görüyorum ben.
Bunun yanında, istisnalar zaten hep dilbilim araştırma konusu, karşılaştırmasız şekilde tabii ki, örneğin yardımcı ses ile ilgili çokça çalışma var hem Türkler hem yabancılar tarafından yazılmış.
Öncelikle istisna nedir, niye var, kötü bir şey mi acaba? Milliyetçiliğin konuşturulabileceği bir alan değil bence çok.(Kaynak önerisi: Expecting the Unexpected: Exceptions in Grammar,editör: Horst J. Simon, Heike Wiese)
Pratik olarak, dillerin gramer kitaplarına bakarak karşılaştırabilirsiniz. Farsça'nın kuralsızluklarına, kuraldan çok kuralsızlıkların kapladığı gramer kitabına göz gezdirerek bakabilirsiniz mesela.
''Türkçe'de şu konuda iki istisna var, İngilizce'de on, öyleyse Türkçe çok güzel bir dil.'' tadında karşılaştırmalı bir çalışma bilmiyorum ben.
İstisnaları karşılaştıramazsınız, mesela Türkçe'deki sesli uyumu çok güzel işliyor, ama bunu nasıl karşılaştıracaksınız Lehçe ile? Fonetiği, morfolojisi çok çok ayrı iken.
Ya da istisnaların çokluğunu nasıl karşılaştıracaksınız? Mesela yabancı kelimelerin kullanımında uygulanan istisnalar Türkçe kökenli kelimelere göre çok, peki Türkçe'nin bu istisnaları ile, diğer dillerle alışverişi çok az bir kabile dilini karşılaştırabilir miyiz?
Bence, sizin istediğiniz şeye yakın çalışmalar, ''yabancılar için Türkçe'' araştırmalarında. Orada dil öğrenilirken ne tür istisnalarla karşılaşılıyor, direkt karşınıza çıkacak işte. Mesela: ''Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde İstisnalar: Geniş Zaman Örneği'' diye bir makale buldum ilk google aramamda.
Bu alan çok yeni, çalışmalar da çok sınırlı. Yine de, ''X dilin istisnaları azdır/çoktur.'' gibi ifadeleri ya da böyle bir sonuca ulaşacağınız kaynağı yabancılar için hazırlanmış gramer kitapları olarak görüyorum ben.
Bunun yanında, istisnalar zaten hep dilbilim araştırma konusu, karşılaştırmasız şekilde tabii ki, örneğin yardımcı ses ile ilgili çokça çalışma var hem Türkler hem yabancılar tarafından yazılmış.
0
firemanjonny
aldığınız maaşın kaç tl. olduğunuzu eşinize söylüyor musunuz, örn. 3,5 alıp ta 3 denmesi bir problem mi?
aldığınız maaşın kaç tl. olduğunuzu eşinize söylüyor musunuz, örn. 3,5 alıp ta 3 denmesi bir problem mi?
0
babam pintilikte cigir acan bi adamdi, eve harcadigi tek kurusu yoktu, ustune anneme cokerdi kendi dukkanina olan seyler icin bile. annem hep para saklardi ondan, maasini soylemezdi. he mantikli olan bunlarla ugrasmadan bosanmasiydi ama olamadi maalesef. o yuzden evet saklanmasi problem.
0
tabii ki problem. daha doğrusu söylememene sebep olan şey halihazırda bir problem olsa gerek.
0
Evet problem. Eş dediğin en yakının olan kişi değil mi, neden dürüst olmuyoruz kendisine karşı?
O farkı hobin için, ailene yardım için, en basiti kendini şımartmak için kullanacaksan söylersin dürüstçe anlayış gösterir aşırı saçma bir hareket değilse. He kumar gibi ikinizi de etkileyen bir şeyse o zaman da kime ne diyemezsin bu kez ikinizin problemi oluyor o da.
O farkı hobin için, ailene yardım için, en basiti kendini şımartmak için kullanacaksan söylersin dürüstçe anlayış gösterir aşırı saçma bir hareket değilse. He kumar gibi ikinizi de etkileyen bir şeyse o zaman da kime ne diyemezsin bu kez ikinizin problemi oluyor o da.
0
Bence problem. İdeal evlilik 10 lira ile 8 lira alan eşlerin ortak 18 liralarını kullanarak beraberce kredilerini ödedikleri, harcamalarını yaptıkları, birikimlerini yaptıkları bir finansal yapıya sahip olmalı bence. Örneğin ortak hesap açılabilir. İkisi de parayı ortağa atar. Oradan harcalar. Biri diğerinin ek kartına sahip olur. Kredi kartı harcamaları da ortak olur böylece.
0
saklanan miktar ile borç ödeniyorsa, kendi hesabı var ama o benim param diyor ve oradan sadece borç olarak verebilirim sana diyorsa, ötesi beni ilgilendirmez diyorsa, extra para olursa bana altın yapacaksın banane diyorsa saklanır.
0
Ortak hesaba karşıyım ama herkes herkesin kazancını net şekilde bilmeli diye düşünüyorum.
Faturaları kadın ödesin, kirayı koca ödesin gibi bir paylaşım yapılmışsa da aydan aya maddi durumda meydana gelen dalgalanmalarla, payına düşeni ödeyemeyecek duruma düşen eş diğer eşten yardım isteyebilmeli.
Şeffaflık iyidir, zarar gelmez.
Faturaları kadın ödesin, kirayı koca ödesin gibi bir paylaşım yapılmışsa da aydan aya maddi durumda meydana gelen dalgalanmalarla, payına düşeni ödeyemeyecek duruma düşen eş diğer eşten yardım isteyebilmeli.
Şeffaflık iyidir, zarar gelmez.
0
Oha daha ne problem olacak, dürüst olmama sebebine bak : para. Gecmis olsun kardes
0
Nedenini söylüyor ve ikna ediyorsa, olur. Ne bileyim şu an az kazanıyordur, ailesine yardım ediyordur, geçici maddi sorunları vardır, konuşmak istemiyordur kazandığı hakkında vs...
“Borcum var, az para elime geçiyor, bu konuda konuşmak/maaşımı söylemek zoruma gidiyor.” demek ile mesela, 5000 kazanıp 4500 kazanıyorum demek ya da gizliden yatırım yapmak, aynı şey değil.
“Borcum var, az para elime geçiyor, bu konuda konuşmak/maaşımı söylemek zoruma gidiyor.” demek ile mesela, 5000 kazanıp 4500 kazanıyorum demek ya da gizliden yatırım yapmak, aynı şey değil.
0
buf-e-kur + 1
Nedenine bakar.
Sizi sucladigimi dusunmeyin kesinlikle. Soyle bir entry yazmistim zamaninda.
eksisozluk.com
Hep babadan maasin saklandigi ortamlarda buyudum. Bizim evde de annem babama maasini soylemezdi, cunku kenara ayirirdi. Babam savurgan bir adam oldugu icin ve ortada 5 TL gorse onu harcamamak battigi icin; annem hep parayi saklardi. O para da ileride kara gun parasi olarak geri donerdi. Ayni sekilde, bir arkadasimin annesi de ayni seyi yaparak kizinin dersane masraflarini cikarmisti zamaninda. Saklanan, soylenmeyen, yalan dolan gizlenen parayla buyuduk. Benim buyudugum cevrede maas saklanirdi. Ayni cevrede bosanmak da tabuydu tabii, o yuzden bu yolu tercih etmeleri nedeniyle suclayamiyordum da.
Maasi saklama ihtiyaci hissetmek daha buyuk bir problemin habercisi tabii ki de, bu problemi bosanmak yerine maasin basit bir kusuratini saklayip biriktirerek cozmeyi tercih ediyorsa, bana laf dusmez. Iki cozumun de gecerli nedenleri var. Ikisini de yargilamam.
Acikcasi para benden saklansa sucu kendimde ararim "Korkutuyor muyum, benden neden cekiniyor" diye. Kimse durduk yerde yalan soylemek istemez (ozel bir durumu, vb yoksa), biri benimle konusuyorken yalana siginma ihtiyaci hissediyorsa, kendime donerim once "Neden guvende hissetmiyor" diye. Guvende olacagi ortami yarattigima kanaat getirirsem, ancak o zaman yalanciyi suclarim. O parayi harcadiginda kizacak misiniz mesela, ailesine gonderiyorsa veya birine yardim ediyorsa "Salak misin, niye biz ona yardim ediyoruz" mu demenizden korkuyor. Savursa "Oha, bu kadar parayi nasil savurursun" demenizden cekiniyor ya da siz harcamadan once o mu harcamaya calisiyor, kara gun parasi mi yapiyor. Yoksa, sadece saklamak icin mi sakliyor. Atiyorum, uyusturucu aldigi icin mi sizden sakliyor. Belki bir gerekcesi var, belki de hakkaten. gerekcesi yok. Neden ve motivasyon iki tarafli cok onemli.
Saklanan pay da onemli bence. Ornegin 10.000 alip 7.000 aldim demesi ile kusurati saklamasi bence ayni sey degil. 3500 alip 3000 aldim demesini sallamazdim sahsen. "500'unu de savursun, o kadar calisti kazanmak icin" derim. Kusuratini benim bile sallamadigim oluyor, ki geldigim yerde az paraya calisiyorum. 500 TL benim yalan, dolan, kandirildim esigimi gecmiyor.
Su ana kadar maasimi saklama ihtiyaci hissetmedim, cok ortada bir maasim var ve zaten maasinin ne oldugu cok belli bir isim var ama oyle bir durum olursa, en azindan kendi durumumu degerlendirene ve bir karara varana kadar saklarim.
Nedenine bakar.
Sizi sucladigimi dusunmeyin kesinlikle. Soyle bir entry yazmistim zamaninda.
eksisozluk.com
Hep babadan maasin saklandigi ortamlarda buyudum. Bizim evde de annem babama maasini soylemezdi, cunku kenara ayirirdi. Babam savurgan bir adam oldugu icin ve ortada 5 TL gorse onu harcamamak battigi icin; annem hep parayi saklardi. O para da ileride kara gun parasi olarak geri donerdi. Ayni sekilde, bir arkadasimin annesi de ayni seyi yaparak kizinin dersane masraflarini cikarmisti zamaninda. Saklanan, soylenmeyen, yalan dolan gizlenen parayla buyuduk. Benim buyudugum cevrede maas saklanirdi. Ayni cevrede bosanmak da tabuydu tabii, o yuzden bu yolu tercih etmeleri nedeniyle suclayamiyordum da.
Maasi saklama ihtiyaci hissetmek daha buyuk bir problemin habercisi tabii ki de, bu problemi bosanmak yerine maasin basit bir kusuratini saklayip biriktirerek cozmeyi tercih ediyorsa, bana laf dusmez. Iki cozumun de gecerli nedenleri var. Ikisini de yargilamam.
Acikcasi para benden saklansa sucu kendimde ararim "Korkutuyor muyum, benden neden cekiniyor" diye. Kimse durduk yerde yalan soylemek istemez (ozel bir durumu, vb yoksa), biri benimle konusuyorken yalana siginma ihtiyaci hissediyorsa, kendime donerim once "Neden guvende hissetmiyor" diye. Guvende olacagi ortami yarattigima kanaat getirirsem, ancak o zaman yalanciyi suclarim. O parayi harcadiginda kizacak misiniz mesela, ailesine gonderiyorsa veya birine yardim ediyorsa "Salak misin, niye biz ona yardim ediyoruz" mu demenizden korkuyor. Savursa "Oha, bu kadar parayi nasil savurursun" demenizden cekiniyor ya da siz harcamadan once o mu harcamaya calisiyor, kara gun parasi mi yapiyor. Yoksa, sadece saklamak icin mi sakliyor. Atiyorum, uyusturucu aldigi icin mi sizden sakliyor. Belki bir gerekcesi var, belki de hakkaten. gerekcesi yok. Neden ve motivasyon iki tarafli cok onemli.
Saklanan pay da onemli bence. Ornegin 10.000 alip 7.000 aldim demesi ile kusurati saklamasi bence ayni sey degil. 3500 alip 3000 aldim demesini sallamazdim sahsen. "500'unu de savursun, o kadar calisti kazanmak icin" derim. Kusuratini benim bile sallamadigim oluyor, ki geldigim yerde az paraya calisiyorum. 500 TL benim yalan, dolan, kandirildim esigimi gecmiyor.
Su ana kadar maasimi saklama ihtiyaci hissetmedim, cok ortada bir maasim var ve zaten maasinin ne oldugu cok belli bir isim var ama oyle bir durum olursa, en azindan kendi durumumu degerlendirene ve bir karara varana kadar saklarim.
0
buf-e kür
Merhaba,Tur sonrasinda hep yaptiginiz soguma hareketleri neler? Tur bitisinde hep tekrarlayabilecegim birkac soguma hareketi ariyorum. Youtube icerikleri kosu icerikleriyle ayni olunca, bir de buraya sorayim dedim.Ozellikle dizi hassas olanlar neler yapiyorlar? (Zaten olmayan var mi, o da ayri bir k
Merhaba,
Tur sonrasinda hep yaptiginiz soguma hareketleri neler? Tur bitisinde hep tekrarlayabilecegim birkac soguma hareketi ariyorum. Youtube icerikleri kosu icerikleriyle ayni olunca, bir de buraya sorayim dedim.
Ozellikle dizi hassas olanlar neler yapiyorlar? (Zaten olmayan var mi, o da ayri bir konu.)
Tur sonrasinda hep yaptiginiz soguma hareketleri neler? Tur bitisinde hep tekrarlayabilecegim birkac soguma hareketi ariyorum. Youtube icerikleri kosu icerikleriyle ayni olunca, bir de buraya sorayim dedim.
Ozellikle dizi hassas olanlar neler yapiyorlar? (Zaten olmayan var mi, o da ayri bir konu.)
0
Turlarımı evin tam 15 km uzağında bitiriyorum. Performans turu bittiğinde 15 km boyunca sakin sakin güle oynaya sürüyorum. Bu esnada sıkı sürüşte kullanmadığım kas gruplarını kullanarak diğer kasları mümkün mertebe dinlendiriyorum. Birde nabzımı düşük tutuyorum.
0
@Tears of Evil, nasıl kullanmadığınız kas gruplarını kullanıyorsunuz bisiklet üzerindeyken, anlamadım gerçekten.
Ben de dönüş yolunda -zaten yokuş aşağı olduğundan zorunlu olarak da- yoğunluğu çok azaltmış halde bitiriyorum sürüşü. Ama yorulmamış olsam da dönüş yolunda diz ağrılarım oluyor. Bunu esneme hareketi vs. yapmamaya bağladım ama başka bir sorun var sanırım.
Ben de dönüş yolunda -zaten yokuş aşağı olduğundan zorunlu olarak da- yoğunluğu çok azaltmış halde bitiriyorum sürüşü. Ama yorulmamış olsam da dönüş yolunda diz ağrılarım oluyor. Bunu esneme hareketi vs. yapmamaya bağladım ama başka bir sorun var sanırım.
0
parcaliham
Aşağıdakini ya da buna benzer bir su arıtma filtresi kullanan var mı? Memnun musunuz? Önerir misiniz?https://www.hepsiburada.com/brita-maxtra-su-aritma-filtresi-ikili-pm-HB0000034OCM
Aşağıdakini ya da buna benzer bir su arıtma filtresi kullanan var mı? Memnun musunuz? Önerir misiniz?
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
0
bu britanın sadece filtresi, brita sürahi içine takılıyor.
içinde bildiğin aktif karbon var.
evet mesela istanbul şebeke suyunu bununla süzüp çaya kahveye yemeklere kullanıyorum, tadını büyük ölçüde değiştiriyor ama kaynatmadan istanbul gibi yerde bunun suyunu kullanma taraftarı değilim.
içinde bildiğin aktif karbon var.
evet mesela istanbul şebeke suyunu bununla süzüp çaya kahveye yemeklere kullanıyorum, tadını büyük ölçüde değiştiriyor ama kaynatmadan istanbul gibi yerde bunun suyunu kullanma taraftarı değilim.
0
@killerbee, bir çok yerde İstanbul'daki şebeke suyunun kaliteli ve güvenli olduğunu duydum okudum. Sorunların genelde bina içi depolardan kaynaklandığını da. Bu söylediğinizi destekleyen her hangi bir şey var mı acaba?
0
baştan sadece britadan içip motoru bozmam?
kullanım kılavuzunda yazan bakteri ve virüslere dair bir süzme işlemi yapmaması?
istanbulun her yağmurda alt yapı problemi yaşaması, sulara her zaman biyolojik atık karışma ihtimali vb vb...
kullanım kılavuzunda yazan bakteri ve virüslere dair bir süzme işlemi yapmaması?
istanbulun her yağmurda alt yapı problemi yaşaması, sulara her zaman biyolojik atık karışma ihtimali vb vb...
0
Bulundugunuz yerde cok yaygin bir sekilde musluk suyu icilmiyorsa, uygun degildir.
Tadini yumusatiyor sert suyun. kahve-cay yaparken kullaniyoruz. Avrupa´da suyu cok sert olan kentlerde kullaniliyor, ustte denildigi gibi virus/bakteri vs. temizlemez.
Tadini yumusatiyor sert suyun. kahve-cay yaparken kullaniyoruz. Avrupa´da suyu cok sert olan kentlerde kullaniliyor, ustte denildigi gibi virus/bakteri vs. temizlemez.
0
bununla arıttığım suyu çayda kahvede kullanıyorum içme suyu olarak tadını pek sevemedim.
0
dafuq
gece çadırda kalıp çeşitli yerlerde konar göçer tatil yapanları görüyorum. korkmuyormusunuz? burası türkiye, üç kuruş için öldürürler, tecavüz ederler, büyük cesaret değil mi
gece çadırda kalıp çeşitli yerlerde konar göçer tatil yapanları görüyorum. korkmuyormusunuz? burası türkiye, üç kuruş için öldürürler, tecavüz ederler, büyük cesaret değil mi
0
kalabalık yerlerde bir şey olmaz. örneğin (bkz: çubucak)
yol kenarı, bireysel takılanlar içinse önlem alınmalı
yol kenarı, bireysel takılanlar içinse önlem alınmalı
0
Yer seçimine dikkat etmek gerekiyor. Tek başına gidenler, ücretli kamp alanlarında da kalabilirler.
İki kadın Bolu'da ve Alakır'da çadır kurduk, bir şey olmadı. Zaman yaratabilsem tekrar gitmek isterim. Özel olarak çadırda kalmaktan korkmuyorum, İstanbul'da doğdum büyüdüm, kalabalık alanlarda da güvenlik olmadığını öğrendim.
Yanımızda ışık ve kesici alet vardı, ama nasıl kullanacağımızı ikimiz de çok bilmiyorduk açıkçası. Aynı yerde bir iki günden fazla kalmamak, çevre köylülerde iletişimi minimumda tutmak önemli.
İki kadın Bolu'da ve Alakır'da çadır kurduk, bir şey olmadı. Zaman yaratabilsem tekrar gitmek isterim. Özel olarak çadırda kalmaktan korkmuyorum, İstanbul'da doğdum büyüdüm, kalabalık alanlarda da güvenlik olmadığını öğrendim.
Yanımızda ışık ve kesici alet vardı, ama nasıl kullanacağımızı ikimiz de çok bilmiyorduk açıkçası. Aynı yerde bir iki günden fazla kalmamak, çevre köylülerde iletişimi minimumda tutmak önemli.
0
tatil yerlerinde arkadaşlarımla beraber kalmaktan korkmuyorum. can sıkıntısından sehirden biraz uzak yerlere gitmeye korkuyorum.
0
