"bunu doğru buluyor musunuz?"

bundan daha doğru ne olabilir yahu?

Evet yaptım
Ama flört tanımım öpülünce biter kısmına kadar

Hiç yapmadım. Hayatımda şimdiye kadar hiç gelmediğim prensiplerden biri bu. Gerçi ben en son birisiyle flörtleştiğimde Osmanlı devleti henüz kurulmamıştı. O zamanın şartları farklı olabilir.

Ettim, ediyorum, edecegim. Bir yanlis gormuyorum, karsi taraf da yapiyor olur zaten genelde. Kasmaya gerek yok. Florte o kadar anlam yuklemenin alemi yok.
Siz anlam yukleyim flortte tek esliligi seçebilirsiniz ama karsi tarafi kontrol edemezdinjz. Dolayisiyla salaklik oluyor bu.
Basit bir prensip var, bir şeylere gereğinden fazla anlam yuklersen uzulursun. Kaçarı yok.
31E

Bunu sormuştum, güzel cevaplar gelmişti.

www.eksiduyuru.com

Bana sorarsan çok uygunsuz bir davranış. Hayatımda yapmadım, flörtleştiğim kızın böyle bir şey yaptığını öğrenirsem de onunla devam etmem.

başkasının tavrını doğru bulmamak benim haddime değil ama "doğal" bulmuyorum. dürüst de bulmuyorum.

bak "ben ciddi ilişki peşinde değilim, hoşuma giden kişiyle takılıyorum" diyen insana saygım sonsuz. tasvip ederim ya da etmem, mesele değil, en azından dürüst ve ne yaptığını bilen bir insan olarak saygıyı hak ettiğini düşünürüm.

flört için "hoşlanılan kişiyi tanıma süreci" denir genelde. bir ilişkiden önceki evre kabul edilir. olup olmayacağının anlaşıldığı, tarafların birbirleri için sıradan olmanın ötesine geçtiği, yakınlaştığı süreç. bu ne demek? taraflar birbirinde bir şey görüyor ki sonraki adımı atmak istiyor. bu adımı attıklarında da flört ediyorlar. demek ki flört herkesle girişilecek bir iş değil, "bu kişiyle bir ilişki yaşayabilirim" diyeceğin insanlar için geçerli.

hal böyle olunca ben insanların dört flörtünün olmasını veya bir sene içerisinde SÜREKLİ birileriyle flört etmesini çok tuhaf buluyorum. dediğim gibi, isteyen her gün 399 kişiyle flört etsin ya da sevişsin, beni ilgilendirmez ama şahsen bu tip kadınların etrafında olmak istemiyorum ben. çok itici geliyor.

velhasıl bence sürekli flört eden tipler kendilerinin ahlaksız, *rospu olduğunu düşünüyor fakat bu yaftadan kaçabilmek adına buna "flört" diyorlar. ben yaptığı şeyi kabul eden ve dürüst olan insana saygı duyarım. dediğim gibi, bir kadın "takılıyor" olabilir. kendi seçimidir. ben bu kişiye *rospu demem. ahlaksız demem. öyle istiyorsa, öyle yaşasın. üstelik dürüst. yalan dolan da yok. öte yandan bazıları var ki her gün başkasıyla romantik diyaloğa giriyor, 95959 tane adamla düşüp kalkıyor, sorarsan "flört". hassiktir ordan. bu saçmalık. bir insan bir ay içinde 356 farklı kişiyle ilişki tasarlıyorsa zaten kafayı yemiştir. tasarlamıyorsa da onun adı flört falan olmuyor bence, kusura bakmasınlar.

flört de ele ayağa düştü aq. flört öyle bi şey değil abi. altını çizerek söylüyorum, benim derdim dürüstlük. feminaziler çıkıp da "ADAMLARLA KONUŞUYORUZ DİYE ROSPU MU OLUYORUZ" demesin. hayır, dediğim gibi isteyen günde 35 kişiyle görüşsün, ben ağzımı açıp da "aaa rospuya bak" demem, beni ilgilendirmez. ben kendi kendini ahlaksız sayıp da o yaftadan kurtulmak için flört perdesinin arkasına saklanan tiplerden tiksiniyorum sadece.

konuyu en güzel özetleyen laf benim için "hayatımın aşkını arıyorum ayağına iyi seks yaptınız he" lafıdır.

özetle bu çok kişiyle flört etme saçmalığı, özel ve romantik olması gereken bir şeyi ortalığa mal etme işidir. bir kadın veya adam çok fazla kişiyle birlikte olabilir. HATTA ilişki içerisinde olduğu halde başkalarıyla sevişebilir, görüşebilir. açık ilişki yaşayabilir. tüm bunlar kendi içerisinde tutarlı, makul, dürüst yaklaşımlardır. çok fazla kişiyle flört edenler ise, "BİR TANE SEVGİLİM, AŞKIM OLACAK <3 ÇOK ROMANTİK, MÜTHİŞ BİR İLİŞKİ <3 ÖZEL BİR ŞEY <3" diye ortalıkta dolaşıp, 156 kişiyle ilişki yaşayan tipler. aha bu kendi içinde tutarsız, mantıktan uzak, dürüst olmayan ve dolayısıyla ahlaksız bir iştir.

neyse durduk yere sinirlendim, bana noluyosa. yeter.

Flört ten kastina göre değişir.

Gidip çay kahve muhabbet edip tanisiyorsan sorun yok, daha ilerisi bana göre saygısızca olur.

Bir sürü kez üzülüp kırılmanın sebebi belki yanlışlığı evrensel denecek kadar kabul görmüş bi tutumu, birden çok kişiyle flirt etme olayını "belki doğru bulan vardır" fikriyle onlar için bile açık kapı bırakman olabilir. Bu kapıyı başka durumlarda açık tutuyosundur. Kapalı olması gereken zamanlarda mesela. E kapı bu sonuçta açıksa girip üstüne vazife olmayan şeylerle karşılaşınca kendini suçlu da hissetmez insan. Kırılan sen olursun işte.

Cevap; doğru bulmuyor ama yine de umursamıyorum. Başkalarıyla da flirt eden kişi ilgisini tümüyle veremeyip, yaklaşımı yüzeysel olacağı için fingirdek olmasından ziyade yüzeysel, sığ biri olduğuna kanaat getirir iletişimimi koparırım zaten.

@IncredıbleMau bu kırılmalar çook önceydi, o zamanlar gençtim ve motomot bir şekilde ahlaklı davranırdım. Sonradan bozdu bu olaylar neticesinde tam okumamışsınız.

yapmadım, doğru bulmuyorum. 22, k.

Yaptim. Dogru buluyorum. Dogru insana karsi yada yuregi temiz olanlara yapmiyorum. Olmayanlarin enerjisini somuruyorum ki baskasina yapamasinlar. Su an 2 yada 3 kisi var hatta.

Yaptım

Doğru buluyorum.

Tek eşlilik doğamıza ters zaten, bu dogmanın bitip gitmesi dileğiyle.

Son 6 yıldır aynı anda -en az- 3-4 kadınla flört halinde oluyorum. Ama teoman şarkısında geçtiği gibi, çok kadın hiç kadın gerçekten. Yalnızlık sonu.

Doğru da bulmuyorum. Doğru yolu bulmak için çabalıyorum. O kadını bulunca her şeye tövbe edip bu işleri bırakıcam

Yaptım yaparım. Doğrusu yanlışı kişisel, kötü bişey göreni anlıyorum.

Ama bunu yaparken insanları kandırmıyorum. Flört kısmında şeffaf olurum zaten, ilişkiler konusundaki tutumumu, kartlarımı açık oynarım ki sonradan sorun olmasın. Laf arasında "geçen bir kızla buluştum şöyle şöyle oldu" diye anlatırım.

Tabii bunu genelde olumsuz flörtü olumlu flörte anlatırken kullanıyorum. Flört esnasında genelde kadınlar bu durumu "aynı anda 2 kişiyle flört ediyormuş pezemeng" diye değil "hmm bak beni seçmiş" diye algılıyor. Bir tek Flört aşaması kaldırır zaten bu konuları, o yüzden en cesur olduğum zamanlardır.

Bi de biriyle flört ederken boşken bulamadığın fırsatlar çıkıyor karşına, tersine mörfi. Bu fırsatları herhangi bir bağlılık hissetmezken değerlendirmeyeceksen ne zaman değerlendireceksin ki. Ama Mesela mevcut kız arkadaşımla flörtü bi tık geçtikten sonra önceden ilgi duyduğum ancak uzun süredir kopuk kaldığım bi kızla bişeyler yaşama imkanı oluşmuştu. flörtü bi tık bile olsa geçtiğim için hiç oraya meyletmedim. Arada ince bi çizgi var.

Çok yaptım, yapmaya da devam edeceğim.

Benim flörtten kastım mesajlaşma, sohbet, muhabbet, arada bir yerde oturup bir şeyler içmek ama. Ötesi değil. Yani ortada fiziksel bir şey olmuyor. El ele tutuşma bile yok. Zaten libidosu dipte, neredeyse aseksüel bir insanım. Ben bunu daha çok kafamı dağıtmak amacıyla yapıyorum, birini unutmaya çalışırken. Ya da içimin çok sıkkın olduğu, kötü bir dönemden geçerken.

Ve şunu da ekleyeyim, aynı anda birden fazla kişiyle böyle diyaloğum olduğu zaman aslında hiçbirinden gerçekten hoşlanmıyor oluyorum. Sadece muhabbetini sevdiğim insanlarla, kafamı dağıttıkları için konuşmaya devam ediyorum, onları sevdiğim için falan değil. Aslında düşündüm de ben flörtleşmiyorum ya. Karşı taraf flörte kalkıyor ben de izin veriyorum diyelim. Ve onlara karşı da bu konuda dürüst oluyorum, kimseyi kandırmıyorum. Karşı taraf açısından sıkıntı yoksa devam ediyor. Bazıları yok hayır, ben senden hoşlanmıştım, senin hayatında özel bir yerim yoksa ben de yokum diyor ve iletişimi kesiyor. Saygı duyuyorum.

Sevince işler çok değişiyor ama, klişe olacak ancak o zaman gözüm gerçekten de başkasını görmüyor. İstesem de olmuyor yani, aklımda hep o kişi oluyor, hep ona sarmak istiyorum.

flört ettim ve doğru buluyorum.

ciddi bir ilişki içindeysem doğru bulmuyorum.

Az da yese, çok da yese, işçinin uykusu tatlıdır; oysa zenginin malının çokluğu onu uyutmaz. Kutsal Kitap
Vaiz 5:12

Nisa Suresi, 38. ayet: Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler, Allah'a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o.

kendi çabalarıyla zengin olan insanların çoğu aksine az uyuyor. çalışmayı seviyorlar heralde. ya da zenginliklerinin devamı için

Tamamen psikolocik bence de.
Adamın derdi tasası olacak şeyler eğlencesi olmuş. Hayatını yaşıyor. Ben olsa ben de uyumam. Sabah uyanıp dertlerini sıkıntıların içine düşmeyi kim ister.

öncelikle adamın iş tatmini var. senin benim gibi patrona ya da kurumsal tüzel bir yapıya para kazandırma peşinde değil. bu da onu motive ediyordur.

çok düzgün besleniyor ve düzgün spor yapıyor. önemli olan ne kadar uyuduğun değil, beslenme düzenini, fiziksel aktiviteni "balanced" bir şekilde gerçekleştirmen. bu da insanı daha dinç yapıyor. adam düzgün, sağlıklı, ölçülüp tartılmış besin alıp bunu düzgün bir şekilde yakıyor. bizim gibi akşama kadar sandalyede göt büyüten insanlara göre daha sağlıklı olmasını sağlıyor.

ek olarak, istediği şeylere ulaşabiliyor, istediği zaman istediği coğrafyada, iklimde yaşayabiliyor. bunlar hep motivasyon. ben bugün mykonos'a gitsem, yarın sabah süper dinç uyanıp sporumu yaparım mesela. ama malesef sabah uyanıp günün hesabını kitabını ay sonunu falan düşünmem lazım.

Kokain kullanıyor olabilir o tempoya başka türlü nasıl dayanılır bilemiyorum

Adam fakirlikten geldiği için tekrar eski pozisyona düşmemek gibi bir kaygısı olabilir. Ayrıca tüm gün yemek pişirip et tokatlamıyor ki sürekli fotoğraf çektiriyor şirketin diğer işleriyle ilgileniyor. Oturup maddi hesap yaptığını ya da aşırı yetkili olduğu sanmıyorum.

Öğlen uyuyodur

adam tam bir işkolig, nusret başka iş yapsa tamam bu kadar ünlü ve zengin olmazdı ama yine başarılı ve paralı olurdu buna eminim.

Günde sadece 5 saat uyuyup, haftanın 7 günü çalışıp, hayatında tatil nedir bilmeyip, Nusret'in kazandığının milyonda birini bile kazanamayanlar var.

He ben onun yerinde olsam senenim yarısını yatmakla geçirirdim o ayrı.

Bağlamdan çıkarmaya bakın. Aksi durumda hiç okunmaz. Bize de ortaokuldaki İngilizce öğretmenlerimiz hep bunu önerirdi. Bu sayede kelimeleri cümle içindeki kuşlanımından, bağlamdan çıkarma kaslarınız glişecek. Zaten bilmediğiniz kelime her zaman olacak. İngilizce sözvarlığı açısından en zengin dil. Eğer bir kelime sürekli çıkıyor ve anlamını çözemiyorsanız, dahası o kelime metni anlamanız açısından olmazsa olmaz bir öneme sahipse o zaman sözlükten bakın anlamına. Bunun için de naçizane tavsiyem İngilizce-İngilizce sözlük kullanmanızdır.

Bir de yabancı dilde bir metin okumak için Kindle ve Kobo gibi e-okuyucular ya da tabletler çok ama çok işe yarıyor. E-kitapları okurken sözlük kullanmak çok pratik. Eğer İngilizce kitap okumayı yoğun olatak sürdürecekseniz bir e-okuyucu almak güzel olabilir.

En iyisi e-book veya pdf formatinda okumak,bilinmeyen kelime ile karsilasinca kelimeyi kopyalayip google translate ile otomatik çeviri yapiyorum

Kobo +1

kreatin +1500 kindlein benim icin en iyi yanı. Yalnız her kelimeyi yapmayacaksın baktın sık cikiyo öğren yoksa gelişinden anlam çıkar. Artı olarak bu kelimeleri Anki’ye kolayca atıp ezberliyorum.

(bkz: transover)

Harry Potter anadili ing. olmayanlar için bile okuması en kolay kitap (sonuçta çocuk kitabı).

Rus edebiyatı çevirilerini okumanı öneririm, bildiğin "challenge"

hiç bi sonuç çıkmaz, uğraşmaya gerek yok

devlet görevlisine hakaret edince şak diye buluyorlar ama böyle durumlar için uğraşmazlar. arkadaşımın burnunu kırdılar, polis buradan bir şey çıkmaz uğraşmayın deyip gönderdi, sence sanal bir şey için uğraşır mı? yanisi işiniz zor.

peki cumhurbaşkanına hakarette falan nasıl bulunuyor? o kadar ağır söylemleri var ki, polise anlattık durumu yav he he der gibi dinliyorlar.

güzel kardeşim önemli biri değilsen uğraşmaz işte, millet kamera kayıtları altında saldırıya tacize uğruyor da salıveriyorlar, onu mu umursayacaklar.

haklısın night train. bizim canımızın sıkılması yanımıza kar kalacak anlaşılan.

kişinin adı versek sonuç alabilir miyiz onu merak ediyorum. tabi adam dönüp iftira davası açarsa o ayrı mesele.

çünkü fake profillerden yazıp duruyor ve hesaplar kapanıyor bir süre sonra. elimde ss'ler var. savcılık ne diyecek göreceğiz artık. umarım sonuç alırız.

ad versen bile kanıtlanamazsa iftiradan siz suçlu olabilirsiniz.

ben sizin yerinizde olsam ip veren başka bir platforma geçer. ordan hakaret etmesini beklerdim. yemleme olayı :) bi deneyin derim.

birde bazı ip yakalama siteleri var. sitenin ismini unuttum ama tongaya getirip bir resim gösterirmiş gibi o linke tıklamasına neden olursanız ip'si direk olarak sizin elinize geçer.

İftira suçunu falan geç. Korkma. O kadar kolay değil iftiradan yargılanmak

Benim anlamadığım şey bu şüphelendiğiniz dalgalağın ağzını burnunu niye kırmadığınız

eğer cevaplayacağına/trolleyeceğine inanıyorsanız anket açın ve paylaşın, amaç onun cevap vermesi. (mesela facebook'ta sadece 3-5 kişinin göreceği özel bir paylaşım yaparbilirsiniz)

www.poll-maker.com

üye olup anket açarsan, sonra panelden cevap verenlerin konumlarını ve IP adreslerini görebiliyorsun. Konum tam olmuyor ama IP adresini polise verirsen onlar tespit edebiliyor -ama yaparlar mı bilmiyorum.

bu rezaleti yaptığını düşündüğümüz şahsın ağzını burnunu kırmak mesele değil de ispatlayamadığımızda bir durumda suçlu olacağız. adam ben yapmadım dese nasıl olacak ki?

varsayalım gittik adını verdik. ispatlayamadık. derdimizi hiç anlatamayacağız o zaman. anladığım kadarı ile savcılık bu facebook gibi mecralarda hakaret tehdit gibi mevzuların üzerine pek gitmiyor.

yemleyebileceğimi hiç sanmıyorum linkle ve ya başka bir şekilde. derdin ne diye soruyorum. görüp cevap vermiyor. ertesi gün de hesap kapanıyor.

valla ne olacak bilmiyorum, tadımız tuzumu kalmadı. hem bir sonraki hamlesi de korkutmuyor değil. bütün arkadaşlarınıza rezil edeceğim gibi tehditler de mevcut.

anladığım kadarı ile sonuç alamayacağız. yardımcı olan herkese teşekkür ederim. sağ olun arkadaşlar.

IP'sini ele geçirmeniz tek başına bir işinize yaramaz ki zaten adamın da kim olduğunu biliyorsunuz ona rağmen bir şey yapamıyorsunuz.

Suçun ispatlı olması gerekli. Yani o adam bulunsa, bilinse, IP'si ele geçse bile adam ben yapmadım dedi mi iş yokuşa sürülür.

Ya görmezden geleceksiniz ya da bir şekilde adamın suçunu ispat edeceksiniz.

önce delili, şahidi bulursun sonra suçluyu. suçlu bu delilleri de bi bulun hele diye iş olmaz. 2019 türkiyesinde bile olmaz.
siz ip bulsanız ne olacak? sizin bulduğunuz ip adresinin ne önemi olacağını düşünüyorsunuz?

Her sosyal medya platformunun ülkemizdeki makamlara verdiği bilgiler farklı farklı. Konulara göre bile değişebiliyor üstelik. Naçizane fikrimi söyleyeyim bu işlerle uğraşan birisi olarak; maalesef fake hesapların sınırı sonu yok. Evet şikayet yöntemiyle hesapları kendiniz bile kapattırabilirsiniz fakat şüphelendiğiniz şahsın sınırsız bir ortamda sürekli hesap alıp rahatsız etmesini ‘maalesef’ engelleyemezsiniz.

Teyit yöntemleri bile artık yeterince sınırlandırılmışken fake hesapların teyidini yapabilmek imkansıza yakındır. Open source dediğimiz yöntemlerle elde edilen bilgiler ise adı üstünde fake bi hesapta maalesef işe yaramıyor.

Kuvvetli şüphe halinde alınacak bir cmk 134 kararı ile cihaz incelemesi yapılabilir. Fakat malum ülke şartlarında böylesine basit bir konuda emin olamadım.

Dolayısı ile hiçbir şekilde çözüm bulamayacagimiz bir durumla karşı karşıyayız arkadaşlar çok iyi anladım.

Bu durum başımıza gelmeden takir takir bulunuyor sanirdim. Cb'ye hakaret davaları malum...demek ki oyle değilmiş.

En dogrusu bir süre sosyal medya kullanmamak olacak. Başka çıkar yol yok gibi duruyor.

@whily haklısın. Sürekli bir ip adresinden şahsi tespit etme haberleri okuduğum için ip adresini TC kimlik no gibi bellemeye başladım neredeyse.

Çok can sıkıcı bir durum bu ya, umarım kimsenin başına gelmesin.
Teşekkürler arkadaşlar.

@libby bilgilendirme için teşekkür ederim.

lübnan damgalı pasaportla amerika'ya giriş yaptım sıkıntı olmadı. (2-3 kere)

damga olayını gerçekten problem eden sadece 2-3 ülkeyi bizzat deneyimledim :

kıbrıs-yunanistan
kosova-sırbistan
israil-iran (amerika değil israil sadece)

ki bunlarla da çok büyük sorun yaşanmıyor, biraz uyuzluk yapıyorlar sadece. niye gittin, buraya niye geldin vs. vs.

Israil Lubnan girisli kabul etmiyor diye biliyorum.

Gazeteciyim dersin. Gerçi bu sefer de basın kartını sorgularlar.

Steve Wozniak'ın "Bilgisayar Delisinden İdole" kitabı işine yarayabilir.

sadece yazilim degil hemen her turde boyle kitaplar ariyorum ben de. konuyu dagitmadan kaciyorum

Bitmeyen proje isimli bir kitap var, sadece yazılımcılar değil, şirketin bütününün iş yapış biçimi ile alakalı, kurgu bir projenin ilerleyişinden bahsediyor.

painters and hackers var ama tam istediğin şey olmayabilir

ya hacı abi he he de geç . ne gss si . yazsın tahtaya alsın haftaya . ödemeyeceksin olup bitecek işte. bende de vardı 1 yıl aptal gibi ödedim. sonra ödemedim. e devletten bakınca şimdi bir şey göremiyorum . görsem de ödemem . suriyelilerden alsınlar .

Arkadasim, gss'ye kayit olmazsam muayene olamiyorum.

Retorique'nin yazdığına ben de ilave yapayım;

Artık herkes (işsizler) otomatik GSS'li zaten. Sana en yakın kuruluşa git demeleri gelir testi yaptırman için ki o da formalite. Yani asgari ücretin 4'te birinden az bir para hanede payına düşemeyeceğine göre sen de muhtemelen herkesin ödeyeceği parayı vereceksin (teoride).

Yıl sonuna kadar tedaviler ücretsiz ama ilaçlar için "tam ücret" ödenmesi söz konusu. Ne yazık ki eczane senden pamuk ellerini kullanmanı isteyecek.

Ben de yakın zamanda dişimi çektirmek için müracaat etmiş fakat polikinliğe gittiğimde randevumun kabul görmediğine şahit olmuştum. Kadın "para vererek çektirebilirsiniz ancak" deyince eve dönüp durumu CİMER üzerinden sağlık bakanlığına bildirmiştim.

Bunu niye anlattım ? Olur da "seni tedavi edemeyiz kayıtlarda yoksun" derlerse onlara kararnameyi alır götürürsün veya gösterirsin telefonundan.

Çünkü oradaki personel bile dünyadan bihaber. Normalde GSS borçlularının tutulduğu ayrı bir kategori var, seni orada bulup teyit etmeleri gerekir (şayet bu durum başına gelirse tabii).

Hashasli revani

haşhaştır o. haşhaşlı ıslak kek, haşhaşlı revani, haşhaşlı herhangi bir şey olabilir mi? mesela şöyle bir şey: yemek.com

Ispanaklı kek olabilir mi:)
www.google.com

Ay hele şükür yaa, aylardır hatta yılardır süren bir gizemi çözdünüz, klavyenize sağlık.

Demek ki ben hep haşhaş yemişim heh onca zaman...

"Kataloğa bak"

Ciddi ilişki düşünmeyen biri sonunu, evliliği de düşünmez ve umursamaz zaten. Sen şuna birini bulamıyorum de de rahatla.

Evlilikle bir alakan yok mental ve de duygusal olarak. Olayın yaşınla alakası yok yani, diğer türlü çoktan kendine birsini bulurdun evlenecek.

daha yaşın genç. aynı yaştayız hatta hahaha. (2 haftaya 30 olcam:)) bu işler gerçekten nasip kısmet işi. nasip kısmet diye evde oturursan tabiki birini bulup evlenemezsin. biri çıkar karşına. bi bakmışsın 1 sene içinde evlenmiş olursun. umutsuzluğa kapılma.

nişan nikah düğün vb işlerini toplasan hayatının en fazla 1 ayını alıyor. çok düşünme :)

Evlnemek zorunlu değil burada anlaşmak lazım.illa evlenmek istiyorum deyip, evlenemiyorsan bu sıkıntı işte. Ciddi düşünmüyorsan da zorlamaya gerek yok. Evleneceğin kadından o hissi alırsın ve evlenmek aklına gelir; biraz kısmet işi olsa da.

aynı durumdayım. çevremdeki çoğu arkadaşım evli. evli olmayanlarda uzakta. bazen geç kaldığımı da düşünür oldum. çalıştığım kurumda bu işlere hiç müsait olmayınca (ortam, arkadaşlar, iş, vs) bazen umutsuzluk çökmüyor değil. senle ilgilenen kızları hemen reddetme bence bir süre tanımaya çalışsan iyi olur. bide bilmiyorum ama arkadaş olarak tahammül edemediğim insanlar evlendi bunların eşleri nasıl tahammül ediyor anlamıyorum gerçi belki eşlerinin arkadaşlarıda eşler için öyle düşünüyordur. bu iş hakikaten kısmet. 35e kadar yolu var diyelim.

Çocuk yapmaya hazır hissettiğin bir zamanda evliliği düşünürsün, ama spoiler vereyim hiçbir zaman %100 hazır olmayacaksın.

Çocuk 22 yaşına geldiğinde kaç yaşında olmak istediğini düşünüp hayatını biraz planlasan iyi olur senin açından. Ona buna değil kendine bak tabi.

Senin yerinde olsam işi gücü yoluna koymuşsam eşe dosta akrabaya haber salardım. İşi gücü yoluna koyamamışsam da en hızlı biçimde ona çalışırdım.

Evleneceğin kişi de sen de biraz kanaatkar olursanız gerisini halledersiniz. En mükemmel çiftlerin başından da çok olaylar geçiyor. Mühim olan atlatabilmek.

evlenmek zorunda değilsiniz.
Yaşınız çok genç.
Ciddi ilişki düşünemiyorsanız zaten evlenmeyin.
Düğün kına vs yapmak zorunda değilsiniz.
Evlilik herhangi bir yaşın geç olduğu bir şey değil. Hayatı nasıl yaşadığınıza bakmanız gerek. Bir şeylere doymadan, karakterinizi bulmadan, kim olduğunuzu bilmeden, beklentilerinizi ve sorumluluklarınızı anlamadan, ekonomik işlerinizi yoluna koymadan altından kalkmanız zaten çok zor olur. Bu tarz şeyleri öğrenmeden isterseniz 20 olun isterseniz 60, kendinizi de karşınızdakini de mutsuz edersiniz.
Evleneyim diye evlenilmez.
Ciddi olmayan ilişkiler peşindeyseniz ciddi olmayan ilişkiler yaşayın.
Dertsiz başınıza dert arıyormuşsunuz gibi düşündüm ben, eminim daha önemli sıkıntılarınız vardır.

dün gece başka bir başlıkta "neyse evlenemiyoruz diye üzülüyordum şimdi sevindim :))" demişsin. karar mı veremedin?

O an da, bu ücret düşündüğümden az oldu. Planlarım doğrultusunda bu ücretle başlamam doğru olmaz. Teşekkür ederim derseniz zaten sorarlar kafanızdaki ücret nedir diye.
Genelde pek artış olmaz ama tabi ise pozisyona göre değişir.

Karşı tarafın sunduğu ücrete razı gelmeyip daha fazlasını talep edebilmen için alanında belli bir yeterliliğinin olduğunu onlara ispatlaman, diğer bir deyişle "siz vermezseniz veren birini bulurum" diyebilmen gerekir. Ayrıca "önceki iş yerimde de zaten bu kadar alıyordum" demen lazım ki adamlara bir gerekçe sunabil.

Diğer türlü "sıradaki" derler ve devam ederler.

Ben biraz şanslı olduğumdan diplomayı aldıktan birkaç gün sonra işe girdim o yüzden sadece 2 mülakat deneyimi anlatabilicem ama benzer durumlar bence.

Diğeri ile internette uygun geldi gittim konuşmaya, her şey güzel. Sonra öyle düşük bir maaş önerdiler ki (2500 falandı sanırım) Açıkçası çok da köprüleri yakmayacağım diye düşünmedim dedim üzgünüm ama bu maaşa çalışamam, teklifiniz için teşekkürler dedim gittim. 2500 artsa nereye artacak sanki çünkü.

Son yerde ise detaya giremeyeceğim ama teknik mülakat sonrasında ben sormuştum onlar beklentin ne diyince uygun olduğunu düşündüğüm yüksek bir maaş istemiştim. 2 gün sonra tekrar çağırdılar mülakatı geçmişim vs. Yine sordular beklentin ne diye, o ilk istediğim sayıdan ₺500 fazlasını söyledim. Onlar da söylediğin sayı bizim teklifimizi değiştirmeyecekti ama biz de tam o sayıyı teklif edecektik dediler, hani bence ₺500 artırmış oldum.

beni yakın zamanda 2 kere şehir dışından mülakata çağırdılar. işlerin de şartları oldukça kötüydü o yüzden anca maaşı iyi olursa gidilebilicek işlerdi. normalde direkt maaş söylemezler ama bahsettiğim gibi olunca 4 binden aşağı veriyosanız boşuna gelmiyim oraya kadar dedim. öyle olunca 3-3.5 arası veriyoruz bu pozisyona dediler ikisi de. o aralık nasıl oluyor anlamadım pazarlıkla 3.5'a kadar çıkartabiliyosun manasında gibi geldi bana, hemen 3'e razı olmamak lazım herhalde. ama dediğim gibi çok zor şartlarda işlerdi o yüzden pozisyonu doldurmakta zorluk çektiklerinden böyle bilgiler vermeleri muhtemel.

Teklifi ret ederken sebebin ucret oldugunu soylersin. Onlar da diger adaylarin seni ikame edebiliyor olma durumuna gore teklifi gunceller veya guncellemez. Ekstra durumlar haric yeni mezunun pazarlik payi dusuk olur.

red etme değilde, uygun bir uslupla onlarla çalışmak istediğin fakat +x kadar fazla istediğin söyle.
zamanında yeni mezun iken bu şekilde yapıp cuzi de olsa fark almıştım.

Sıcak?

yaşa bağlı olarak bazı değişimler oluyor . 35 yaş ve üzeriysen bir miktar sarkma normal . sıcakta da sarkam olur ama o kadarını kendin de farkediyorsundur .

mantıklı arkadaşlar sıcak ama bacak bacak üstüne atıp oturunca ufak bir deri bölümü sıkışıyor ve sinir oluyorum. açılın ben doktorum tarzında bir giriş yapacak doktor civanlar aranıyor

Havalar o kadar sıcak ki testisler ne yapsın.

Bol boxerler giyme. Dar sliplerde böyle bi sıkıntı yaşanmaz

kardeş doktorsitesi.com dan sor bence, buradan daha mantıklı bir yer bu soru için.

kanka çok sıcak, banyoya girip soğuk su tut, toplanmıyorsa eğer o zaman bi doktora görün bence.

hava sıcak. ben bazen doluyup boynuna asıyorum. o derece sarkıyor.

Sıcak mı asasdasas. Termal genleşmesi yüksek desenize asdsdasd

- no offence

- just kidding

- no hard feelings

- in before "xxxyyy"

o dediğine "pun" deniyor.

google: english pun

bir örnek
www.buzzfeed.com

Why did Shakespeare only write in pen?
Pencils confused him. 2B or not 2B

So, martin --- I see you got a sign up that says, "Boat For Sale." But you don't own a boat, martin. All you got is your old John Deere tractor and your combine.
"Yup, and they're boat for sale."

ya onun komik olmasi icin dogru zamanda, dogru yerde yapilmasi lazim, yoksa fikrasina gulunmeyen adam olursun. www.youtube.com ornekler.

CursedChico, buralarda filmle ilgili bolca soru yazacağına bence filmleri izlemeyi dene, neticede hepsi anlaşılır birer senaryoya sahip.

Burs olmadan biraz zor açıkcası. Almanya için konuşuyorum, mastera başlayıp hoca yanında 500 euro bulana kadar kendini geçindirmen gerekiyor. Ayrıca sırf vize almak için bile almanyada açacağın bloke banka hesabına 8000 küsür euro yatırman gerekiyor.

Almanya için DAAD bursunu deneyebilirsin, Hollanda'da felan okulların kendi bursu felan da oluyor.

Diğer türlü, Türkiye'de iyi bir master yapıp yurtdışında doktora denemeni öneririm.

Konu dışı ama özel bir üniversitede nasıl ortalama düşük geliyor anlamadım, burssuz mu okuyordun yani ?

O ortalamayla Almanya'da daad olmuyor min 3 istiyor . Yüksege başla doktoraya git en ucuzu öyle +1

MEB bursu da 3.0 istiyor bu arada

eraamusun bi tipi vwrdı yurtdışında staj yağmalık


ona başvur

bilkenti bilmeyenlerin yorumlarına da kulak asma

sen görmedin ki nasıl anlatabiliyorsun , deseydin?

bence 3

Hala şair var mı ya hayatta olan

Bence de 3

Analamadığım bir nokta var, ilk sen mi gördün ve "aa kediye bak" dedin ?

Eğer öyleyse tahmin yürütmüştür kedinin çekmeceyi patisiyle açabildiğine.

psikolojideki adı ilgi orospuluğu

Öncelikle “-ki” birleşik.
Eğer görmediğinden eminseniz cevap 3 bence.

AHAHAHAHAHAHAAHAHAHAHA gerçekten iyi hikaye

direkt deseydin ya görmedin ki niye uyduruyorsun diye. ben böyle durumlarda insanları bozmaya bayılıyorum.

bence bir insanın bu kadar kısa sürede böyle bir hikaye uydurabilmesi için ciddi derecede hasta olması lazım. arkadaşının yoğun bir ilgi eksikliği olduğu aşikar. bu senin gördüğün muhtemelen çok ufak bir örnek. özel hayatında daha da uçuk kaçık bir sürü şey vardır büyük olasılıkla.

şair olması da psikolojik açıdan pek sağlıklı olmadığının bir başka göstergesi zaten.

p.s.: bayan değil kadın.

Her siir yazana sair denmiyor bence. Cook var boyle uydurmayı seven insanlar. Belli oluyor zaten sacmaladiklari ama oyle anlatiyorlar ki hayatlarini hep maceralarla dolu gibi gosterme cabasi. Psikolojideki adi histriyonik kisilik olabilir.

Sen de gul gec kafa yorma yahu,

Mikro dalga patlatır bence

Ben denemedim ama deneyenler komple yumurta batacak şekilde su dolu bi kaba koyup yarım çorba kaşığı tuz ekleyip yüksek ayarda 6-8 dk pişirmiş. Dener misin bilmem. Denersen buraya yaz ben de yapcam :D

Biz yurttayken (kettle'ın yasak olduğu zamanlar) küçük su ısıtma maşrabalarının içinde haşlardık. Ama yumurta çatlarsa kettle'ın içi yumurta sarısı ile dolar ve kokar ona göre.

bir bardak suyun içine kır mikrodalgada çılbır yap

Mikrodalgada su içinde oluyor bi de tepesini delersen kabuklu da pisirebilirsin

mikrodalgada fırının mahvolur sakın yapmaaa

Abini dinle ve Kucuk bi tup al.

kettle da 2 dk ısıt ve makineyi kapatıp 5-6 dk bekle bu yumurtanın kırılmasını önleyecek, ardından tekrar aç zevkine göre 7 yada 10 dk haşla.
mikrodalga da bi kaseye su koy ve az tuz ve çay kaşığı sirke ekle kaynat, içine yumurtayı kır 5 dk bekle ve mikro dalgaya tekrar koyup zevkine göre 1-2 dk haşla.

şoyle yapmayin da nasil yaparsaniz yapin
tr.sputniknews.com

haslanmis yumurta yeme, baska bir sey ye.

bir tup al. sonra haslanmis yumurta yersin.

Savcılık ?

neyi şikayet edeceğinize bağlı ama genel olarak yok diyebiliriz.

ilk çıktığı zamanlarda (adı bimer iken) gayet etkili bir mecra idi fakat insanlar yolda yürürken ayağına takılan taşı bile cimer'e yazmaya başlayınca bir esprisi kalmadı.

Savcılık ne alaka, suç unsuru yok ki, "şikayet" diyor.

Cevap veriyim, ne yazık ki yok. Zaten cimer de bir işe yaramıyor.

Bizzat adaletine inandigin o konumda bulunan liderlere birebir ulaşmak yoksa sumenalti edilir. İncelenir kontrol edilir vs diye gider.

zat-ı muhterem bazı muhtelif günlerde halkı kabul ediyor ve onların dertlerini dinliyor.

@Omelas'ı Terk Eden Köylü

Peki siz olsanız altına nasıl bir ayakkabı giyerdiniz? 3'ün bedenini bulamayabilirim. 1 nasıl peki? İnce askılı olduğunu için uygunsuz biraz sanırım.

Bence de 3 ve 5. Diğerleri pek uygun gelmedi

Manken kızlar çok tatlı hepsi 0 beden. Senin üzerinde nasıl olacak sis sis bir de onu düşün bence. Riske girme beyaz bir gömlek siyah bir etek al bir daha giymezsin.

4 kötü bence
3u beğendim ama sakın babetle giyme.

Kesinlikle mini etek + stiletto derim ben. Madem iş görüşmesi, görünüşünü de hesaba katman lazım.

3 numero olabilir 4'le wc'ye bile gitmeyin

Tamam 3 ve 5'te herkes hemfikirse benim için de uygun ama bunların altına ne giyeceğim :(

Tayt-spor ayakkabı ve elbise-terlik giymekten nasıl giyinildiğini unutmuşum..

en iyi 3 ama görmek lazım. sizde böyle gözükmeyebilir, 3 bile çok riskli.

şöyle cici şeyler bak.

www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com

3 un altına 5in ayakkabısı o zaman

Jesus olayı çözmüş bence

3 numaranın altına gönderdiğim linktekine benzer bir ayakkabı uygun olur sanki.

www.trendyol.com

@jesus

Evet, bunlara kıyasla benimkiler çok salaş. Sadece bu akşam 7-9 arası bakabilirim çünkü mülakat yarın sabah ve ben 7'ye kadar işteyim. O yüzden internetten bulup direkt nokta atışı gidip almak istedim.

@postneo

Aa evet ben bugün Bambi'ye gidip bi bakayım. Teşekkürler ^^

Bence elbiseyle gitme. İlla elbise diyosan 3 ve 5. Ayakkabı linkini bırakıyorum bunlardan her yerde var şuan.
www.ninewest.com.tr

Chima'ya bakın demeye geldim. Hatta ben baktım şu elbiseyi iş için alabilirim :)
www.e-chima.com

@kendi helvasını kavuran zombi

Eveet burayı unutmuştum. Fiyatları da Koton'la hemen hemen aynı gibi.

5 diyorum ben de. altina da nude stiletto risksiz ve sade ve kolay bulunur. Belki sende vardir bile her kadinda olmali bence nude s.

hicbir elbise mulakata uygun degil, pamuklu acik renk gomlek, koyu renk etek ya da pantalon, kapali, hafif topuklu ayakkabi.

hicbiri mulakata uygun degil,
sadece 3 veya 5'i ceketle giyebilirsin ancak ceket sart bence. is gorusmesi icin cok sacma sapan elbiseler hepsi uzgunum. altina da kucuk topuklu bir ayakkabi giyilecek, burnu kapali.
ayrica ise girdikten sonra nasil calismayi planliyorsunuz? devlet dairesi gibi bir yerde calisirken de bunlari giyemezsiniz.

Dayanamadim ek yapiyorum. Is dunyasi degisti artik hem de coktan. Cok resmi bir yer degilse kimse takilmiyor yok koyu renk olsun, ceket olsun vs. Bazi yerler hatta sikici bulabiliyor o giyim tarzlarini. Gidilecek yeri iyi analiz etmek lazim sanirim

@Flipsflops

Ben de aslında sizin gibi düşünüyorum hatta gelen cevaplardan kalem etek-gömlek-stiletto üçlüsünün sürdüğünü görünce yıkıldım işe girersem ne giyicem diye :)

Öyle düşünmeyin devlet kurumu = embesil insanlar. Kuralcı ve kalıpçı oluyorlar. Özel sektör rahattır bı tık daha

Sadece 3 ve babet veya alçak topuklu önü kapalı bşr topuklu ayakkabı

Daha önce yazsaydın ya :) evi tuttum

Kısmet hocam...

1

there is no doubt*

"concern" bu şekilde bir ifadeye uyumlu değil.

2.

maça hazır olmayacağına dair bir endişe yok. sakat ve oynayamayacak olsa "there are no concerns" demezlerdi, ifade olarak saçma oluyor. "kazada şans eseri kurtulan olmadı" demek gibi bir şey olur.

@Psycho Mantis benim cümlem değil hocam, bizzat tvde native adamın kullandığı cümle

2, maça hazır olmayacağına dair herhangi bir endişe yok.

O zaman cümlenin çevirisi hatalı (ki türkçe kısmı da anlayamadım valla çok kopuk yazılmış).

Bir tahmin üzerine söylenmiş bir cümle gibi algıladım dolayısıyla "concern" kelimesi bu yargıya uygun düşmüyor. Bir de neden "plural" formda onu da anlamadım.

orijinal cumle hatali falan degil.

cevap da tartismasiz bir sekilde 2.

bence sen tinder'ın #zurna user'ısın. boş ver çok şey yapma.

Emin olmadan buluşma. Foto iste fiziği gör önce. Aynısı çok defa başıma geldi. Baktın ki beğenmiyosun o zaman muhabbeti kısa kesip kalk.

Bir de zaten tinder gibi ortamlardaki kadınlar kendine bakmıyor. Kendine bakan kadın o ortama düşmez

bu konularda yenisin herhalde, öyle kolay yanılgıya düşmek normal. zaten o fotolar binbir özenle çekilip o imajı yaratmak için konuluyor. sen 180lik kız bekliyordun herhalde:)

Online dating'e hosgeldin guzel kardesim.

Boyle bir sey bana da oldu, fotolara baktim o ne guzel kadinsi, bir bulustuk kiz ayi gibi. Bir de hesabi odemistim, salakliga bakar misin.

Olur boyle kanka. Tinder'da istisnasiz herkes guzel zaten. Anlam veremiyor insan.

biraz sığ mıyız? ben de tinderın ekmeğini çok yedim ama şansıma hatunlarla saatlerce muhabbet edebiliyor playlistime yeni şarkılar ekleyebiliyordum.

pirelliler alınmış :)

olur öyle, ben de sözlük ya da buradan (tam hatırlamıyor ben) biriyle fotoğraf alışverişinde bulundum, kızda kafam kadar meme var, vücut harika. görüştük, 1.50 ve obez. nasıl bir açıyla çektin, bilim dünyası hayretler içerisinde. tinder sonuçta, iyi yapmışsın. bir dahaki sefer boyunu tahmin edebileceğin bir şeyin yanında fotoğraf çeksin. masa sandalye vs.

Kizin savunulacak bir Yani yok ki. Karsindakini bildigin kandirmak bu. Olmadigin gibi gozukuyorsan yalancisindir. Bu muamele de mustehaktir.

ufak bir bilgi de ben ekleyeyim. profil fotosu yukarıdan/tepeden çekilmiş kızdan koşarak uzaklaşın.

ne ayıbı edeceksin ya takılma, hemen bir sonrakine geç, devam.

yani begenmediysen yaptigin gayet normal. bu davranisini begenmediyse kizin yaptigi da gayet normal. kiz sana uzun oldugunu falan mi ima etti ki? yani oyle bir durum yoksa. olay bu zaten. fotodan muhabbetten begenip bir de yuzyuze bulusmak. olmayinca da yaptiginiz gayet normal yani. oteki turlu neden hem siz hem o istemediginiz bir durumda bulunasiniz ki.

Sanırım 18 yaşına yeni girdin ve daha dün bu işlere başladın. Başka açıklaması olamaz çünkü şu dediklerinin.

Adamların ne güzel dertleri var...

"Buluştuğum kız çok güzel ama boyu 1.5m çıktı, ben de topukladım derhal"

Tinderde yeniyim gerçekten. İlk kez buluştum biri ile. Ayaklarım birelli falan değil kız baya kısaydı sadece. Minyon değil bildiğimiz kısa yani.

bizim de talebimiz o yönde.. :/

Üzgünüm.

birkaç sene sonra umrunda bile olmuyor, iyiki bu şekilde gelişmiş olaylar diyorsun hatta. kaç kere başıma geldi...

Zaman zaman zaman. Geçiyor.

doğanın kanunu bu. geçiyor.

Geçiyo tabi baba. Ne yapmışsın kendini böyle. Gel bir bira ısmarlayalım kötü kötü olmuşsun.

Geçmeyecek de ne olacak? Geçiyor tabi.

geçiyor yav kesin bilgi. duygusal olarak çok sağlam biri değilim. genel olarak ilişkilerim kötü sayılmaz ama sevgililik konusunda berbatım. aşık olunca 6 sene falan takılıp kalabiliyorum. ona rağmen ben bile atlatıp hiçbir şeyim eksik değilmiş gibi yaşamayı öğrendim. oluyor. canını sıkma. bence önümüzdeki 20-30 yıl içinde su için savaş çıkması ihtimali, güneydoğu asya'da yaşayan yüz milyonlarca insanın iklim yüzünden göç etmek zorunda kalacak olması vs. çok çok daha korkutucu hehe.

geçiyor, şeyapma. şu an üzül. kendine o fırsatı tanı. her şey zamanında güzel. acın tazeyse üzül. yanlış bir şey yok bunda. zamanla azalacak. kendini yıpratmamaya, acın bittiğinde "tamam lan geçti gitti işte, bi şey kaybetmedim, ben hala benim" diyebilmek üzere çabalamaya odaklan.

geçiyor arkadaşım/kardeşim. merak etme. sonra bundan belki daha hafif şeyler de gelebilir hayat bu hiçbir zaman dümdüz olmayacak, ama bu bahsettiğin herneyse* o istemesen bile geçecek ve ferahlık elbette gelecek.

bu süreci karlı bitirmeye bak sadece.

hayatta kalabilmek için beynin bu mutsuzluğunu normal seviyeye çıkartacak. biraz dayan.

Bazen, hatta çoğu zaman, 1-2 sene kadar kısa sürmüyor ama emin ol geçiyor :) Ve geçikten sonra kendini zayıf hissetiğin her anlamda daha dirençli hissediyorsun. Zaten amaç bu :)

Netfkix after life izleyin

Geçiyor tabi. Her durum geçicidir hiç merak etme. Yaz bana anlatmak istersen

geçecek. başka şansı yok. öyle bir geçecek ki nasır tutacak bıraktığı iz. bi daha da ne olursa olsun o kadar acımayacak.

Mutluluk da mutsuzluk da daimi değil. Merak etme geçecek.

Bir iyi iki kötü şeklinde de olsa geçiyor

eksiduyu.ru

Bu duyuruyu başından sonuna kadar oku.

tam olarak 1-1.5 senedir çok ciddi mutsuz ve umutsuzdum. fakat 2 gün önce hayatın gerçekten çok şaşırtıcı olduğunu fark ettim. hiç merak etme vakti gelince hayat sana ödülünü veriyor.

ne oldu?

Gün gelecek, bu olanlar için "ne boktan şeyler için kahrolmuşum be" diyeceksin inan.

Hayat böyle.

yaklaşık iki sene önce kadar yapılandırma imkanı gelmişti ama bence çok bir esprisi yoktu. sen yine çok geç kalmış sayılmazsın ilk taksitlerinden başlayarak yavaş yavaş ödemeye devam etmek daha mantıklı geliyor bana

Borcunuz vergi dairesine düşmüş mü ? Eğer düştüyse haciz gerçekten gelebilir maaşınıza. Zaman zaman faizler çıkan yapılandırmalarda siliniyor ama önümüzde seçim yok, bence bu sıralar gelmez yapılandırma. Siz her ay ödeyebildiğiniz kadar ödemeye başlayın bir an önce. İlla 360 ödemenize gerek yok, 500 ödeyip bir taksitin bir kısmını da ödeyebilirsiniz.

Evet vergi dairesine düşmüş, internet vergi dairesi şeysinden kontrol ettim. 1-2 aya daha ihtiyacım var düzenli ödeyebilmek için ama haciz olayı korkutuyor, diğer bankalada da ödemem var riske edemiyorum.

Benim vaktiyle geri ödeme süremin başlamasıyla, vergi dairesine transfer olması arasında yaklaşık 3 yıl geçmişti. Eğer vergi dairesine ulaşmış ise şayet gelirinize el koymuyorlar ama e-haciz yediğiniz için de maaşınızı alamıyorsunuz, sonrası biraz çetrefilli. Lakin sizin durumunuz daha yeni o yüzden istediğiniz metod ile ödeme yapabilirsiniz.

Edit: Son mesajı şimdi gördüm, öyleyse siz ödemeye şimdiden başlayın zaten 2 ayda bir ödeme yapıyorsunuz, size zaman kazandırır bu. Aksi hâlde maaşınıza bloke konulması söz konusu.

Hiçkimse bilemez. Ne sen, ne gönderen ne de PTT'de çalışan herhangi bir görevli.

Dünyada artık takipsiz posta sistemi kalmadı, siz de kullanmayın lütfen.

Gümrüğü sorgula. Artık her ürün gümrük vergisine tabi.

takip numarası yoksa geçmiş olsun bekleyeceksiniz. 2 ayı geçerse aliexpress ücret iadesi yapıyor sanırım. yazar genelde satın alırken

gümrük.

1 adam ve milyonlarca paket düşün, her birini açıp hımm 10 tl vergi hımm 25 tl vergi diyor.

O kadar da değil Tech

Bu son kanun çıkmadan evvel de kafalarına göre gümrüğe sunma bedeli alırlardı ve bu da kafadan 1 hafta daha gecikmesi demek olurdu.

Şimdi bu iyice rutin hâle geldi. Cüzi bir vergi ile paket 30 günde eline ulaşabilirse ne âla.

DHL ile yollasaymış keşke... Tek parça halinde gelir inşallah :(

Et döner + çorbaya ne dersin ?

Laf aramızda benim de fena canım çekti, keşke böyle bir duyuru açmasaydın, kim alıp da yiyecek şimdi et döner :(

dün akşam canım acayip kfc çekti, gittim bir xtreme menü aldım hatta o kurabiye gibi olan ekmeklerinden de aldım.

bence ızgara köfte + çorba.

Bu seçenekler arasında daha az yağlı olduğu için ızgara köfte ve mercimek çorbası tabii ki.

Ama vücut geliştirmeci ve PT'lik yapan bir arkadaşım dışarı çıkıldığında kalorisi az olsun diye çorba içmenin çok yanlış olduğunu, çorbanın tamamen karbonhidrat olduğunu ve onun yerine 1 ya da 2 porsiyon ızgara et ya da tavuğun yenilmesi gerektiğini söylerdi.

badadiz hariç hepsi eli yüzü düzgün haysiyetli gıdalar.

tam döner az köfte

Hiçbiri yapmaz. Az yersen. Hepsi yapar. Çok yersen

Lol

Çorba et döner 1 porsiyon yaptım :)

@kara boga kardes, yazan arkadasi tanimiyorsan hic yorum yapmasaydin, adam zaten gemici, surekli yolda, cumle alem de biliyor burada gemici oldugunu, hay allahim ha, herkes sizin gibi ergen hava atma pesinde degil.

@nortern mariner, tavsiyem meet up ve couchsurfing sitelerine gir, ikisinin de ozellikle expat bulusmalari oluyor, yuruyusler, gece cikmalari vs epey keyifli vakit gecirdim ben bu gruplarla, yas ortalamasi da degisken, onlarla bir iki aksam takilabilirsin.

Hovik’te DnvGL var, oraya gidip “yav bizim gemide bir emergency yangın pompası var ama gemi kıça trimliyken baş tarafa su basmıyor, şunun kuralını bana bir gösterin” falan diyip sörveyörlerle muhabbete girebilirsin))

Şaka bir tarafa ben de çok sıkılmıştım Oslo’da.

oslo'da 3 ay yaşadım, dünyanın en sıkıcı yeri. imkanın varsa haftasonu göteborg ya da stockholm'a git derim. göteborg 3 saat, gündüzler zaten uzun.

@songforsomeone bakayım :) Ofisteki diğer expat arkadaşlara sordum İspanyol-Brezilya'lılar kendi facebook grupları varmış oradan plan yapıyorlar ancak bu bana pek hitap etmeyecek dilden dolayı

@kaptan memo, Hovik uzak kalıyor ya git gel :) DnvGL bizim binadaydı bir aralar taşındı uzaklara

@cedex aynen yazın bile sıkıcı, şimdi birde okulların tatil dönemi neredeyse tüm ülke uçtu gitti başka yerlere.

Oslo'yu bilmiyorum ama kendimden ornek vereyim, ben de yurtdisina yeni yerlestim 1.5 ay oluyor. sikildigim zamanlarda genellikle disari cikip yuruyorum, kendime rutinler yaratiyorum, kahve icip kitap okuyorum, yakin yerleri gormeye gidiyorum ulke icerisinde veya yakin ulkelere,
onun disinda meetup diye bir olusum var, her ulkeden expatlerin kullandigi bir sosyallesme araci, haftaya ilk eventime gidicem ben de. bir de bulundugum ulkenin facebooktaki expat grubuna dahilim, oradan da bazen event bilgisi alip soru falan sorabiliyorum insanlara,
kolay gelsin, yalniz olmak zor herhangi bir yabanci ulkede. bir de tromso yu gormeni tavsiye ederim eger gormediysen.

Vayyyy kaptanım hoşgeldin! Youtube kanalın için bol bol video çek işte hazır zamanın varken. Yerel halkı boşver ordaki gurbetçilerimizle kaynaş :D

nationaltheatret yakınında papyon bar var sahibi türk. ortamı, çevresi kalabalıktır. selam ver gir, alemci adamsan anlaşabilirsiniz.

@interview with the vampire evet tromso planlarım arasında ve lofoten'de oyle :) bakalım fazla expat grubu da yok sanırım, ana dili ingilizce olanların zaten zorluk çekecek durumu olmuyor zaten %99,9 ingilizce konuşuyor burada

@`valla gurbetçiler burada çok fazla yok, 2 hafta önce Istanbul kebap diye Türk restoranına gittim adamlar yemin etmiş gibi Türkçe konuşmuyorlar ben Türkçe soruyorum norveççe cevap veriyor falan :) Türk olmak çok avantaj getirmiyor birde malum kesimin terörist toplulukları da bol.

@heidi'nin dedesi burayı biliyorum sanırım geçen sene gitmiştim:) Bir arkadaşımla yemeğe gitmiştik, ben ekmek isteyince kardeş Türk müsün muhabbeti olmuştu, Afyon'lu bir garson vardı diye hatırlıyorum, benim eve epey yakın giderim yine.

@songforsomeone

Cümle alem mi biliyor ? Yoo bana öyle bir bilgi gelmedi valla.

@Psycho Mantis yeniler bilmez :)

(bkz: robocop)

edit: pardon bu "film robotu" değil "robot filmi" oldu..

"Kısadevre" diye bir film vardı, biraz çocuk filmi gibi olsa da konusu hayli değişikti zamanına göre.

Kaza eseri üzerine yıldırım düşen bir savaş robotu, imana gelir, insanlaşır ve olaylar gelişir.

www.youtube.com

Biri arkadaşı mağaradan çıkartıp Netflix ile tanıştırsın :D. Belki ne izleyeceğin önerisinde bulunmayabilir ama şöyle bir kurcalarsan illaki ilgini çekecek bir şeyler bulursun =) ...

www.sinefil.com

www.google.com.tr

imdb'dse izlediğin filmleri watchlist'e ekliyorsun o sana ne izlersen seveceğini söylüyor.

ikinci olarak
www.suggestmemovie.com

Netflix'k mağaradaki arkadaslar soyledi zaten. Ben belirli kriterler girerek oneri yapacak robot ariyorum.

Soru hangi filmi izleyeyim ya da guzel film nereden bulurum degil. Girdigim kriterlere uyan filmleri listeleyecek bir robot soruyorum.

Imdb'deki bahsettiginiz sey de iyi bir şeymiş. Ama bu da aradığım sey degil tam olarak.

Yabancı gazeteleri (tercihen amerikan) bol bol oku sesli ya da mırıltı şeklinde.

Reddit'teki politik başlıklara yaz ve diğer yazılanları oku.

Programda yapacağınız işlemi ayrı olarak çekip üzerine hazırladığınız metni okuyup birleştirseniz olmaz mı?

Ben kelime dağarcığımı geliştirmek için mümkün olduğunca Economist, New Yorker, Atlantic gibi yerleri okudum. İlgilendiğiniz bir alan varsa o alandaki kült kitapları ve makaleleri okumak da epey yardımcı oluyor. Hatta Reddit'te /r/AskHistorians gibi yerlerin de epey faydasını gördüm. Öbür türlü sırf kelime öğreneyim diye merak edilmeyen bir şeyi okumak azap gibi geliyor.

Konuşmayı geliştirmek için İngilizce konuşulan bir ortamda yaşamak haricinde işe yarar bir yol yok gibi. Ben dört küsür ayda bile acayip ilerleme kaydettim. 1-2 kişi haricinde kimsenin ana dilinin İngilizce olmadığı bir yerde çalışıyorum.

kusura bakmayın biraz tırt bir cevap olacak ama yapacağınız şey ingilizceyle çok haşır neşir olmak. gerçekten. mantis'e katılıyorum. reddit'te yazmak ve okumak çok faydalı olabilir. çünkü tabiri caizse beyin içerisindeki ingiliççe bağlarını kuvvetlendirir. sürekli yazdıkça, okudukça, gördükçe beyninizi çalıştırmış ve geliştirmiş olursunuz ingilizce açısından. işlem hızınız ve kapasiteniz artar. atıyorum normalde 3 saniyede kuracağınız cümleyi kafanızın içinde 1.2 saniyede halletmiş olursunuz.

bunun dışında tavsiyem şudur: kendinize bir konu seçin. çok spesifik veya mantıklı olmasına gerek yok. SESLİ OLARAK konuşun. ağzınız hareket etsin, sesler temiz çıksın ve bunları duyun. fısıldayarak falan değil. karşınızda insan varmış gibi, konferans veriyormuş gibi... bu çok önemli. ben ingilizcede iyi olduğum halde yurtdışına çıktığımda ilk 1-2 gün şefik subaşı gibi konuşuyorum. kesik kesik, ağır ağır, yorgun argın... sonra alıştıkça hızlanıyor ve rahatlıyor insan.

fiziksel aktivite gibi düşünün. beyninize ne kadar ingilizce verirseniz, ağzınızı ne kadar açarsanız o kadar rahat edersiniz.

sesli okuma gibi şeyler de yapabilirsiniz. yani bir yandan beyninizin ingilizceyi daha hızlı işleyebilmesi gerekiyor, diğer yandan da ağzınızın beyninizle aynı performansı verebilmesi gerekiyor. bunun için de sesli pratik çok önemli. o açıdan verilebilecek en iyi tavsiye sanırım "ağzınızı çalıştırın" olur. beyniniz istediğiniz kadar bilsin, ağzınız alışık değilse konuşurken takılıyorsunuz.

Reyiz ben anlamıyorum, günlük hayat için mi ingilizce futbol için mi sanayi için mi ticaret için mi bırak akışına gün içindeki konuşmayı öğren devamı gelir ve zorlama yapma politik dil sana lazım degil. Türkiye İngilizcesi konuş bak hintliliere catur çutur Hint İngilizcesi konuşuyor çorba ediyorlar

teşekkürler yorumlar için. gayet faydasını olacağını düşünüyorum bu tavsiyeleri uygularsam çünkü kitap okumaya ağırlık verdiğim dönemlerde ana dilimde dahi akıcı ve temiz konuşuyorum normale nazaran. aslında bunu yapmak aklımda vardı fakat bilmediğim kelimeleri tek tek aramak, anlamına bakmak yavaşlatıcı bir etkiye sahip. yani gün içerisinde zaten bir sürü ingilizce metin okuyorum fakat bir amaç belirleyerek okuduğumda konu yine buraya varıyor. ama kasmadan, bilmediğim kelimelere başlarda o kadar takılmadan süreklilik sağlarsam sanırım işe yarayacaktır.

@protrek soruyu anlayamadım çünkü ben zaten ne için olduğunu belirttim? günlük ingilizcem de zaten iyi. o konuda çok bir sıkıntım olduğunu ya da aksanımı yok etmek istediğimi söylememiştim. bahsettiğim şey düzgün cümleler kurabilmek çünkü binlerce insana bir şeyler anlatmak niyetindeyim. sokakta herhangi birisi ile iletişim kurmak gibi bir durum olmadığı için, haliyle bir saygı göstermem gerekiyor. hem kendime, hem de izleyen, dinleyen kişilere. bu da "kasma ya" düşüncesiyle başarılabilecek bir şey değil bence.

Eger varsa kendi alaninizda ingilizce alt yazili ingilizce videolar izleyin bol bol, hem alana iliskin kelime ogrenirsiniz hem konusma dilinde kullanimi gorursunuz hem de diliniz epey gelisir

kitap okuyun bol bol. ara sira kitaplari sesli okuyun.

hicbirzaman bir İngiliz gibi konusamayacaksiniz, Bücür cadı komplesine girip ağzımızı sağa sola oynatıp antrenman yapmak akıcı doğru hatasız dil öğrenmenin anahtarı diyorum.

kişi kendisini nasıl mutlu hissedecekse onu yapmalı. siz aynaya baktığınızda kendinizi iyi hissediyorsanız başkalarının ne dediğini iplemeyin bence. aynaya baktığımda burnumdan nefret ediyordum, gittim ameliyat oldum. kendimi bu şekilde daha iyi hissediyorum. siz eğer saç ekimi vs. yaptırdıktan sonra iyi hissedecekseniz yaptırın gitsin

Bana da tam tersini söylüyorlar hocam, el mahkum göz altı çökmelerimi gösteriyorum şaka yollu. Ayrıca onlara "genç göstersem ne yazar, ömrün yarısı geçmiş" de diyorum.

Şu durumda sen de tam tersini düşün ve 25 olduğun için mutlu ol.

Seni mutlu edecekse yaptır hocam ama milletin her dediğine takacaksan ömür geçmez yani önce kafanda değiştir bazı şeyleri.

Göz kapağı ve göz altı yaşlı gösteren büyük etkenlerden eğer başkalarını değil de sizi rahatsız ediyorsa bunlara müdahale ettirebilirsiniz artık hepsi çok basit şeyler.

Yükselenin oğlaktır yapacak bir şey yok.

parlaklığı gitmiyor mu?
gitmiyorsa sorun yok.

Sorunu yabancı bir sitede araştırdım;

Makinenin iç aksamına (metal kısma) zarar verebilirmiş geri dönülmez şekilde.

<<If you have stuff growing in your dishwasher’s systems, bleach can help kill it. However the strong caustic of dishwashing detergents and the hot water of each cycle should do the same.

The materials of your dishwasher may be damaged by strong oxidizing agents such as bleach, but it is your call.>>

Abi kendine zarar vermekten kork. Yoksa temizliyor ama illa ki artık kalıyordum.

Sıvı deterjan da kullansam tablet de kullansam az birşey çamaşır suyu döküyorum makine kapağına. Çay kahve lekesi olmuyor bardaklarda.

Bu hatun zaten benim en iyi top 10 törkiş girls listemde, o yüzden ortalama diyemeyeceğim.

Guzel. Ortalama diyemem. Makyajli makyajsiz her turlu.

güzel ben beğeniyorum bayağı

Güzel +1

Gayet güzel

1 - Evet ama arada Magneto'nun yardımıyla o pençeler tekrar uzuyor (ya da eski hâline dönüyor)

2 - Hayır, zamanın bir noktasına geldiğinde uykusunda uyandı ve her şeyi bir rüyayı hatırlar gibi hatırladı. Charles da o yüzden "demek geldin" demişti. Yani aradaki alternatif gelecekte gerçek Logan hafızası ile geri dönmüş oldu. Bu konu biraz karışık, farklı kaynaklar bulursam editlerim bu maddeyi.

3 - Niye satmasın ki ? Adam bu işe yıllarını vermiş ne de olsa. Sentinel'ler onun projesinin bir uzantısı.

4 - Bu sorunu tam anlayamadım ama metal pençelerin filmin başındaki gibi olup olmadığını bilmiyoruz tam. Ayrıca filmin sonundaki zaman, Wolverine'in Silver Samurai ile dövüştüğü zamanın öncesindeki bir zaman olabilir.

5 - Ohoo, sen çok geride kalmışsın (: Apocalypse o -ki bir sonraki filmin işaretiydi zaten o sahne.

6 - Evet orjinal gelecekte ölenler yenilenmiş gelecekte ölmez. Rogue Kitty'nin güçlerini devralıyor bir süreliğine sadece.

7 - Yüzlerce X-men karakteri var, iyi tarafta, kötü tarafta olan. Neticede hepsine ayrı bir rol biçemezler ki ? Wolverine, Marvel'ın "poster boy" larından. Superman gibi düşün veya Green Lantern. Ayrıca kendisi yaratılmış ilk X-men karakterlerindendir.

Psycho Mantis

2- gelecek filmlerde mi oldu bu olay, yani hatırlaması?

1- Hangi filmde göründü magneto yardımıyla pençe eklenmesi? Ben film mi kaçırıdm diye soruyorum da. Stryker çünkü kafasına filan da enjekte etmişti metali. Ama olaylar değişince belki hiç o ameliyat olmayacak

1 - hayır bu filmden bağımsız bir teoriydi fanlar tarafından dile getirilmiş. Muhtemelen çizgi roman ile ilişkilendirilecek olsa dahi, Magneto'nun gücü bunu yapmaya muktedir zaten.

2 - Bunu senin için tekrar araştırdım ve hatırladım mevzuyu.

Charles, Logan'a "demek geri döndün" diyor yani o uykudan uyanana kadar Logan bizim bildiğimiz eski Logan değil (Charles ile tanışmaları vs..), Geçmişe dair her şeyi hatırlıyor lakin filmde oluşan "yeni timeline" ı (suya atıldıktan sonrasını) hatırlamıyor o andan sonra. Bunu da şuradan anlıyoruz:

Charles: En son hatırladığın şey ne ?
Logan: Boğuluyordum... (yani filmin sonuna işaret ediyor)

Son olarak Charles ona "geriye goş geldin" diyor, 50 yıl önce (filmde) tanıştığı ilk Logan'ı kastederek.

Bu arada bu film senin aklını karıştırmasını çünkü ilk X-Men filmleri ile organik bir bağı yok senaryo açısından.

Yani iki Wolwerine var. 1973 olan ve gelecekteki bildiğimiz Logan. Gelecekteki Logan'ın zihni ve hafızası 1973 model Loganın hafızasının yerine geçmiş oluyor.

Filmde bedeni genç ama zihni gelecekten gelme bir Logan var anlayacağın. Hatta bir yerde bu bağ kopuyor ve Logan "burada ne işim var" filan oluyordu.

Charles'ın "demek döndün, konuşacak çok şey var" demesi ise, yenilenmiş bir zamanda uyanan Logan'ın hem gönderildiği ve değiştirdiği geçmişteki hem de silinen alternatif gelecekteki olayları hatırlamasından ötürü.

Apocalypse filjmindeyim. Scottu striker kaçırıyor. Geçmişteki filmerden birinde victor aracılığıyla okuldan kaçırıyordu. Farklı senaryolar mı? Bu filmde wolverine yok gibi. Wolverin ön planda demiştim, yok galiba bu sefer :)
Düzeltme. woplverine varmış. metal pençeler koyulmuş yine. ama geçmiş filmlerde bunlar koyulurken stryker daha yaşlıydı ve öbür kadın vardı wolverine hikayesi anlatan. Olayların akışı değişti sanırım.

Ordaki kadın storm mu?

WOlverini önceki filmde mystique kurtarmıştı stryker kılığına girip denizden çkarıp. Noldu sonra?

ahahha tosun

Küçük kemikli tavuk parçası ? İstese de kemirmeden yutamaz.

damarları bumbar dolmasına dönmüştür bunun. neden mama yerine ev yemeği vermiyorsun? makarna vs

Hahahaha tipe bak yirim yirim :)

urun.n11.com

urun.n11.com

ölçülü vermeye devam edin yine de.

kediniz çok tatlı ayrıca.

tavuk kemikleri midesini falan yaralayabiliyormuş, özellikle pişmiş tavuk kemiği. dikkat edin tosuna. :D

valla iri taneli mama bilmiyorum fakat bu nasıl 5 aylıkmış ya, tipe bak tam bir tosun demeye geldim. maşallah. <3

Acana gibi kedilerin pek sevmediği bir mamayı hapur hupur yiyorsa işiniz zor. ;) Kisirlastirdiktan sonra iştahı daha da artacak.

Çok tatlı tosun maşallah. Acana'yı kedilerin alışınca gayet seviyorlar. Tavsiyem sabah akşam 2 öğün şeklinde gr olarak vermeye başlayın. Free feed olayını geçmiş zaten. Temelde mama kabında sürekli mama olması genelde gelişim evresinde - yavru - tavsiye edilir. 5 aydan itibaren yada gelişime göre günde 2 öğüne dönmek faydalı. Kısırlaştırınca N&D kısırlaştırılmış tahılsıza geçebilirsiniz.

10/10

sadece şu adamın yerinde olmak için neler vermezdik;

www.instagram.com

Yalnı eski resimlerine baktım da zayıfmış baya, o hâlini baz alırsak 6/10

Fiziği baya güzel ama yüzü meeh

Ay puan vermemişim
6/10

Vücudunu beğendim, yüzü ı-ıh.

Yüz 6/10
Fizik 7/10

Giydiği bikiniler -100000000000000000000/10

10/10 ne abi bu kadar yoklukta mısınız lan

Fizik 7/10, yüz 3/10. Fizik de sıradan bir manken için aslında.

Yoklukla ne alakası var anlamadım, sanki bu hâliyle de bize gelecekmiş gibi.

Nasıl olduğu sorulmuş, ilk resimlerine bakarak tam not verdim ama zayıf hâlleri fena o yüzden o resimlerine 6 verdim. Ayrıca benim kriterlerimde vücut ve ten rengi her zaman yüzden önce gelir.

5/10 ya da 6/10..

Yüz: 9/10
Fizik 10/10

Baya güzel bi ablamız. Benim zevklerime uygun.

Sjskskdf bu hatuna burun kıvırıp yoklukta mısınız diye büyüklenmek çok komedi.

Kadın temiz 9/10. Manken standartları içinde soruyosan aşırı üst düzey değil ama genel olarak son derece taş.

Güzel değil

Yuzu guzel degil ama fizigi baya iyimis.

7/10

Nein. Almanya'da üç kadından biri bu kadın Hatta iki. (._.)

Fizik guzel, ama muhtesem degil.
Yuzu de güzel. Muhtesem degil.
Velvetmorning +100

Fizigi sandigimdan bir tik daha iyi olabilir zira yeryuzundeki en estetik yoksunu bikinlerle poz vermiş. Libido killer.

6/10

hayır.

ancak halihazırda aöfe de kayıtlı olmaması gerekiyor.

Hayır, hazırlık yılı da dahil olmak üzere öğrenim süresi dahilinde harç filan ödemezsiniz asla. Ama mesela hazırlık bir yıl uzar ise şayet, o extra yıl için belli bir katkı parası alır sizden üniversite. Vermezseniz veya unutursanız da icralık edebilir sizi.

@windows95 hayır, AÖF ile alakası yok ki zaten binlerce insan AÖF yan okul olarak okuyor, üniversite ile açık öğretimi zaten aynı anda okuma hakkın varken neden ücret ödeyesin ki üniversite için ? Ve AÖF zaten bedava değil, 300 küsür lira dönemlik harcı vardı en son.

@psycho

demek istediğim o değil. bir yakınım örgün eğitim mezunuydu. onun dışında aöfte bir bölüme kayıtlıyken 2. üniversitesini kazandı. 2. üniversitesine kayıt olmak için aylık harç istediler. sonra aöfle ilişiğini kesti ancak o zaman harç ödemeden 2. üniye devam edebildi. belki böyle bir durum vardır diye uyarmak istedim.

@windows,

Hocam böyle bir şeyin olması teknik olarak mümkün değil, sanırım o hikayede eksik bir nokta var.

Harçlar kaldırıldığı için siz bir üniversiteyi kazanıp, kaydınızı yaptırdığınız anda herkesle eşit hakka sahip olursunuz. Okuyacağınız bölüm kaç yıl sürecekse (buna opsiyonel hazırlık yılı da dahil) o süre kadar bedava okursunuz. Lakin fazladan olan her yıl (okulu uzatma) için dönemlik ücret söz konusu. Ben hazırlığı bana tanınan sürede (1 yıl) okumayıp, bir sonraki yıla kaydırdığım için ücret ödemek zorunda kalmıştım sene başında. Hatta 2. dönem harcını ödemediğim için de yaklaşık 1 yıl sonra elime icra postası bile gönderdiler (not: henüz onu da ödemedim).

@psycho

herhangi bir eksiklik yok. adam okulu ararken konuşurken yanındaydım. ayrıca şimdi şöyle bir link buldum, sanırım yeni bir karar olduğundan duymamış olabilirsin. yakınım da 2016 ağustosta kayıt yaptırmıştı.

akademikadro.net

"Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ikinci bir programa kayıt yaptıran öğrenciler (en son kayıt yaptırdığı yükseköğretim kurumuna) harç ücreti ödemek zorundadırlar. "

Valla ben AÖF'e kayıt yaptırdığımda benden harç filan istememişti okuduğum okul...

aöf 3. sınıftayken örgün eğitimi kazanmaktan bahsediyorum. örgüne giderken aöfe kayıt yaptırmaktan değil.

benim yukarda "2. üniversite" diye kastettiğim sınavla kazanılan örgün eğitim. adam mezundu, tekrar sınava girdi kazandı. galiba orada karışıklık oldu, aöfe de 2. üni diyorlardı dimi?

@engelbert, ben zaten farklı türdeki örgün eğitim programlarının (y.lisans, ön lisans) kazanılması durumunda "harç ödenmez" demedim çünkü böyle bir deneyimim zaten olmadı. AÖF zaten "ikinci üniversite" hakkını veren bir kurum, YÖK'ün bu durumda öğrenciden para hacılaması bana mantıklı gelmediğinden ve başımda da gelmediğinden o cevabı yazdım.

Bu arada mgekg'nin sorusuna dönersek, onu bağlayan bir durum yok çünkü zaten mezun olduğunu belirtmiş.

1 - O ürün sayısı konusundaki kısıtlama kalktı gibi bir şey, yani yıllardır var ama iplendiğini görmedim hiç, ayrıca tek pakette gelen ürün adedine bakmazlar telefon, kamera vs. şeyler olmadıkça. Kitap, dergi gibi yayınlarda zaten sayı sınırı yok.

2 - PTT'den alırken görevli sana söyleyecek ne kadar haraç kitlendiğini, sen de alacaksın parasını verip, küçük şeylerde il gümrüğüne gitmene gerek yok, kalem defter sonuçta..

Kellikle bence pek dalga geçilmiyo. Bi şişmanlık değil. Ya da zayıflık.

Senin bahsettiğin kellik dışındaki şeylerle aşırı dalga geçildiğinden zaten beden olumlama tarzında bi akım doğdu. Kellikle de o kadar alay edilse aynısı onun için de olurdu

Ps: Kelim.

bence çevrenizi değiştirin. çevremde tonla kel var daha dalga geçildiğini duymadım.
uyuz oldukları kel adama bile kel demiyorlar.

Ben farkinda degilim oyle bir trendin. Instagram ile zaten isler cigirindan cikti. V sekil yuz tipi olmayan ablak suratli, 1 metreden az bacak boyu olan cüce sayiliyor. Normal ve anormal algisi cok degisti, keller oyle arada kaynamis olabilirler.

Bence seksi, tabii herkes bir Bruce Willis ya da Jason Statham olacak diye bir durum yok.

@ozdek @saint: twitter arama kısmına keltoş yazın okuyun bi isterseniz. en son norm ender ben fero'yla kel diye dalga geçiyor herkesin şarkıda en sevdiği yer orası olmuş, ben fero kel değil de obez olsaydı ayı diye dalga geçecek miydi geçse bile bu büyük tepkiler almayacak mıydı? veya internette kel birinin fotosu, tiviti falan yayılsın biraz yine milyon tane kellik şakası oluyor altında. gerçek hayatta da yüzüne karşı dalga geçilmesinden bahsetmiyorum zaten kel birinin arkasından konuşulurken dalga geçiliyor genelde.

@cesario: saç ektirenle de geçiliyor tabii. hatta birisi bi forumda yazmıştı hatta ekşi de olabilir tam hatırlamıyorum "keldim kel diye dalga geçiyolardı saç ektirince onla dalga geçicekler boşa uğraşmıyorum o yüzden" tarzı bi şey.

son günlerde olabilir belki.
(bkz: keltoş babana koş)
(bkz: norm ender)

Valla benim çevremde kellikle dalga geçen kimse yok. Nasıl bir cevreniz var bilmiyorum ama biz kız arkadaşlarla bunun kötü bir şey olduğuna dair hiç konuşmadik bile. Sanal alemdeki muhabbetleri bilmiyorum ama bu şekilde düşünenleri ister gercek hayatta ister sanalda olsun hiç sallamayin bence.

Dalga geçenlere "Johnny Sins'in nasıl dünyanın en güzel hatunlarını elden geçirdiğini" hatırlatırsın olur biter.

Hah, Blacked cast'indeki siyahi abilerin de aynı şekilde ilahe hatunları götürdüğünü ve saçsız olduklarını da ilave edebilirsin.

kanka şişmanlığıyla dalga geçseydi ayıp olurdu. çünkü şişmanlık sağlık sorunu kaynaklı olabilir. onu da geçtim, iradesi zayıflık olur. yani bu insanlara üzülerek bakılması doğal. ya hasta ya da iradesi zayıf. iki şekilde de üzücü. böyle bi insanla dalga geçilmesi hoş değil, doğru değil. ayıp.

kellikte böyle bi şey yok. kel erkeklerle saçlılar arasında sağlık açısından hiç fark yok. böyle bi bilimsel çalışma yapıldı mı bilmiyorum, varsa bilen gönderebilir.

ayrıca kel erkek saçlıya göre zayıf değildir. birçok kadın saçlılara göre daha güçlü bile bulur kel erkekleri. kel adamla dalga geçsen ne olur, geçmesen ne olur?

biri bana kel dese, "keller eller" der, güler geçerim. alınabileceğin bi şey yok ki.

bana göre eksiklik değil. sporda etkilemez, sekste etkilemez, kız tavlamada etkilemez, hiçbir şeyde etkilemez. ama şişmanlık-çok zayıflık böyle değil. aynı adamın saçlı haliyle kel hali aynıdır. ama şişman-aşırı zayıf haliyle fit-kaslı hali aynı değildir.

edit: norm ender'in kel fero demesi de ağza güzel oturduğu için. yani kelliğiyle dalga geçme olayı yok. lakap gibi kullanmış.

Kellikle dalga geçen birisi değilim ama dalga geçilince istemsizce gülüyorum. En son strainger things dizisinde kel adama telsiz kod adı kel kartal dediklerinde gülmüştüm.

Onun dışında dalga geçildiği bir ortamla karşılaşmadım.

@saint kemoterapi görme nedeniyle, testiküler feminizasyon veya alopecia hastalıkları geçirmiş olabilir.

çevre değiştir diyenlere cevap: genel olarak internetten bahsediyorum kendi arkadaşlarımdan değil. arada sosyal hayatımda da sevilmeyen birinin arkasından konuşulurken kel olmasıyla ilgili hakaret edildiğini de duydum 1-2 kere, dalga geçilen kişi ben değilim yani. potansiyel kel olduğum için belki dikkatimi çekti bu konu ama dökülmeyen saçlarımla idare ediyorum ben şimdilik. henüz o kadar kel olmadık...

@saint: o mantıkla bakarsak belki malını mülkünü eşini dostunu kaybetti de onun stresiyle kel oldu kişi? güzel bi kafatasına ve vücuda sahip değilsen kellik yerin dibine sokuyor insanı ya nasıl fark yok. ayrıca kelliğin yakıştığı insanlara bile (çok şanssız bir saçı yoksa) saçlılık daha çok yakışıyor.

Kellikle nasıl dalga geçilmiyor ya, en çok dalga geçilen şey olabilir. Fiziksel olarak laf edilen kim varsa "o kendine baksın kel ve göbekli" şeklinde aşağılanır. Kellik kişinin kendi ulaştığı bir durummuş gibi bakılır hep.

internet demişsin işte. internette fiziksel özelliklerle çok dalga geçiliyor. özellikle boy ve kiloyla çok geçiliyor. ama gerçek hayatta kimsenin yüzüne söylediğini görmedim.

Sana ters geliyorsa cluba gidenle sevgili olma kardeş. Yasaklamayla falan baş edemezsin. Kendine uygun sevgili bul.

... Sert bir dille uyarılması gerekir.

Buna izin veren erkek de gizli lgbti’dir.

Biriyle sevgili olunca kendisini o insanın sahibini sanan ve onun özgürlüğüne karışmayı kendinde hak olarak görebilen insanlar bana çok hastalıklı geliyor. Madem bu kadar rahatsızsın, gece kulübüne gitmeyen biriyle sevgili olacaksın en başta.

Yapma canım arkadaşım yapma güzel arkadaşım.
Sorun gitti yer değildir, olmaz.
Sorun güvensizlik olur, tatminsizlik olur, gözünün dışarıda olması olur.
Okur da olur ama gitti yer sorun olmaz.


Sürekli gidiyordur, seninle gitmiyordu. Şarjı bitiyordur ve berkecan eve bırakıyordur. Yine sorun gitmesi değildir. Zaten muhtemelen olan olmuştur. Eve kapatsan da başına gelecekler değişmez.

Ama derdini açıkça söyle. Konuş. Kavgayla çözemezsin

kahir +1
rahatsız oluyorsanız kendinize daha uygun birilerini bulun. olmuyorsanız da sorun yok zaten.

Çok içme derim.

Rahat ol kardeşim, kasma ya. Aştık biz bunları

3.bp.blogspot.com

"İyi...eğlenin ama sakın araç kullanmayın, taksiyle dönün" derim.

Medeni alemde, medeni insanlar bar, club, restoran gibi yerlerde vakit geçirip, sosyalleşebilir, kafa dağıtıp, keyiflenebilir. Normal yani bunlar. Ayrıca kimsenin sahibi değilim, kimse de benim sahibim değil.

En azından klaba gittiğini biliyorsun. Şükretmelisin.

Kahir ekseriyet +1881

restoran neyse de club bizi bozar.

sevgili olmam

Resmi yazıların sonuna üst-ast ilişkisine bağlı olarak rica ederim veya arz ederim yazılır. Cümle sonunda 'rica ederim' demek emir gibi oluyor.

Neden gereksiz bir kibarlık göstergesi olsun ki ? O mantıkla olaya bakarsak o zaman tüm "kibarlık" kalıpları gereksiz olur. "Siz" değil "sen" diye hitap ederiz mesela...

@mantis "rica etsem"deki fiil cekimi "Sali gunu piknige gitsem"dekiyle ayni degil mi? Gitmeyi diliyor, gitmesine bagli bir seylerden bahsedecek belki ama gitmese de olur...
Yapsam, etsem, tamamlasam vb cekimleri kisinin kendi basina/kendi icin yapmayi arzuladigi eylemler olarak algiliyorum. Birine is buyurmak icin kullanilan "rica etsem" tabirini bu sebeple gereksiz bir kibarlik gostergesi olarak tanimliyorum ve samimiyetsiz buluyorum (Isin gerceklesmesinin arzulayandan bagimsiz olmasi sebebiyle).

Söyleyenin tarzına göre değişiyor, kibarlığı bir manipulasyon aracı gibi kullanan bir tarzda söylenirse rahatsız edici, işyeri ortamında bana göre hoş bir kalıp değil çünkü "rica" kısmı fazla vurgulu ve işler hatır gönül için değil işin gereği olduğu için yapılır. İçinde gizli bir "yapmazsan aramız bozulur ona göre" mesajı var. Bunun dışında samimi, içten bir tarzda söylenirse normal.

konuşma dilinde kullanılır. rahatsız olunacak bir şey değil.

Bu zamana kadar duymadığına göre Türkiye'de yaşamıyorsun sanırım. Her iki kullanım da ufak anlam farklılığına rağmen doğru.

Eğer bunu yaparsam, siz de bunu yapar mısınız gibi bir kullanım işte. Dilekle ilgili değil, koşulla ilgili. Rica edecek olsaydım bunu yapar mıydıniz gibi. Ingilizce de would could diye kullandığımız her sey böyle. Karşında ki edersen yaparım demek yerine anlayıp yapıyor. Dile girmiş ve yereşmiş kalıplarla ilgili hic derdim olmadı. Ona bakarsan rica ederime de takılman lazım. Geniş zmanda sanki her zaman rica ediyorsun gibi. Rica ediyorum denmesi lazım. Yani bu işin sonu yok. Ben Ingilizce konuştuğum bir yerdeyim would you please, could you please deli gibi kullanıyorum.

rica etsem ... ifadesi bildiğin ingilizcedeki would/could you ... kalıbı işte. uzun uzun açıklamaya gelmiştim ki bir üstte velvetmorning gayet net bir şekilde belirtmiş.

Bilmemneyin fotoğrafı

Tüm mesaj bekleyenler veritabanları.

Helal olsun @noisette onu nasıl unuttum, güncelliğini hâlâ koruyan saçma sapalak manasız bir başlık. Çaylaklara mesaj alımı 1,5 yıl önce açıldı ama hâlâ neyin geyiğini çeviriyorlar bilinmez.

x ile sevişmek
sevişirken y

bu tür apış arası kokan ergen başlıkları

futbol başlıkları

şu aralar sikko rapçilerin atışması konulu başlıklar.

maaş esprileri. başlıktaki herkesi tek hamlede engellemek istiyorum.

her türlü anket entri

veritabanlarından da bazıları, dertleşecek değil ama

...asil amaci

@Ufuk

off ya onu da unuttum evet, zaten onunla ilgili ayrıca bir başlık açacaktım şimdi seninkini okuyunca aklıma geldi.

et pazarı başlıkları (ünlülerin pozları için ağzı sulu başlıklar)
şusu busu bilmemnesi olan erkekler/kadınlar(örn. aldatmayan kırmayan bilmem ne yapan erkek/kadın)
Rapçi kapışmaları
yaşa göre ilişki başlığı açmak(örn: 18 yaşındaki kadın 36 yaşındaki erkek ilişkisi)
erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular ya da tam tersi(tanışalım mı sevişelim mi filiz başlığı tam)
ekşi sözlük kahve, bira, şarap içmelik arkadaş veritabanı(buluşmalı veri tabanları diyelim de tam olsun)

geceye bir x bırak

Cinsiyete ya da irka bagli basliklar.
Bariz troll basliklar, normalde seviyorum, bazen guldurecek absurtlukte yaziyo pic kurulari ama altindaki trolle giydirmeye calisan beyinsizlerden gina geldi.

şimdinin parasıyla milyoner.

6 sıfır at, 1000 lira oluyor, o zamandan bugüne olan enflasyon oranı ile hesapla bugün ederini ya da altın fiyatlarından da bulabilirsin.

@gezegen olan pluton'un mesajından sonra baktım da;

1986'da 1 milyar = 2019'da 25 milyon 750 bin tl yapıyor. düz milyoner de diyemeyiz daha fazlası

@avatar

iyi de son piyango talihlisi bundan daha fazlasını kazanmıştı (tabii yok öyle bir şey de anladın sen). Yani milyonerden fazlası olamazdı bence, filmde abartıyorlardı gibi.

25 milyonla boğaza sıfır 5 tane yalı alınabilir sadece, belki de daha azı...

@Psycho Mantis
Bogaz var bogaz var
anadolu yakasında alırsın,
yeniköyde anca 1 tane alırsın
bebekte kapısından geçemezsin

@Corc,

Yalı dediğim şu Aşk-ı Memnu'daki gibi yalı işte. Tarihi filan değil elbette.

1 milyonu olan da milyonerdir 500 milyonu olan da.

@Psycho Mantis
Aşkı memnudaki yalının adı "AHMET AFİF PAŞA YALISI"
kapısını alamazsın 25 milyon tl'ye :)

50 milyon dolar o yalı

Corc o kadar da değildir be (:

Tamam ziyagiller de az zengin değil ama. Ayrıca o köşk koçlarındı yanılmıyorsam, Mustafa Koç'undu hatta ve kiralanmıştı. Yoksa dizi bütçesi bile o kadar kira bedelinin altından kalkamazdı.

Ayrıca şu son piyango talihlisinin haberinden bahsederlerken, 70 milyon ile boğaza yakın 25 daire alabilir deniliyordu. Kafam karışık.

dostum yol yakınken vazgeç. bu kız seni sömürür. zaten kendin teklif etmişsin, ona rağmen trip atıyosa kaç gitsin.

Bunu yazacağım hiç aklıma gelmezdi ama kızın hevesini baltaladığın için az biraz haksızsın. Bence ona bir jest yap ki nasıl biri olduğunu anlasın.

İkiniz de çocuk gibisiniz yav, serviste yer kapma kavgası da yapıyor musunuz? Sorup soruşturmadan atlayıp sonradan reddettiğin için suçlusun, böyle saçma sapan bir şeyi başka yerlere bağlayıp küsen kız da ayrı suçlu. İyi bulmuşsunuz birbirinizi, barış da ayrılmayın sakın.

haksız değilsin
kaç kaç kaç

Haklısın
Tripli kızla uğraşılmaz.
Yaşı 22den büyükse yaptığı saçma.

Aşırı saçma bir trip olmuş :O

bi daha selam bile verme. hayır gelmez ondan.

O arada eksik bir şey var sanki.
Sizin o saatte orada olamama sebebiniz sizin dışınızda bir neden mi? Siz de iştesinizdir, önemli bir görüşmeniz vardır gibi. Değilse bozulmakta haklı çünkü bu teklifi zaten siz yapıp üstüne gitmeyince sinir bozucu olmuştur.

Ama dediğim gibi elinizde olmayan nedene rağmen gidemeyeceğinizi bilip trip atıyorsa kezban detected. Uzaya kadar yolu var.

"yemeğe yakın arkadaşı ve sevgilisi de geldi sonradan"

salla gitsin uğraşma.

yani bilemem nasil birisi anlattigin kadariyla soyleyeyim.

bana biraz erkeklerin taktigi olur ya ilgi goster , kac o gibi geldi.

ilk defa bulustugun biriyle koluna girip gezmezsin, arkadaslarinla tanistirmazsin.kendin bile cok iyi tanimiyorsun cunku..

yaptiklari abartili.pesinden kosmani beklemis ama kosmamissin o da bozulmus sanirim.

@nahtoderfahrung ben de ilk geldiklerinde öyle düşündüm. şöyle bir diyalog geçti.yakın kız arkadaşı:- buraya normalde erkekle hiç gelmemiştik ikimiz buluşurduk. ve sohbette hafif sorguya çekiliyormuş gibi hissettim. tanışmaktan ziyade. belki de böyle düşünmek istedim ama küçük ihtimal bu.

@bugun hava gunluk gureslik mesajlaşmalarda ilk mesajı ben atıyorum. ama söylediğim gibi geyik muhabbeti üzerine dönüyor. buluşmadan hoşlandığımı belli eden şeyler söyleyemiyorum. mesajda bunları söylememi mi bekliyor. zor kadın imajı vermeye çalışıyor diye de düşünüyorum ama konu uzadı sanki.

aranızdaki ilişkinin dinamiğini bilmek zor fakat bu yazının üzerine yüzeysel bir yorum yapmak gerekirse, kız sana "pek" ilgi duymuyor. Kaçan kovalanır taktiğini uygula. geyik nuhabbetiyle ilerleyen ilişkiden pek birşey bekleme. Cidden birazcık ghosting uygula, onun yazmasını bekle. hayatını yaşa, onun gözüne sok :p ne bileyim hikaye falan at, sen yazmadığın için mutlaka sana geri dönüş yapacaktır.

bu arada "engelle" demen çok kötü olmuş, keşke söylemeseydin...

Ben biraz iyimser yazayım,

Şu an seninle sadece takılmak (uygun zamanda) dışında bir şey yapmak istemiyor, planlamıyor da olabilir.

İlginç gelebilir ama bazı kızlar ille de bir şeyler usülüne uysun diye bir beklenti içine girmez. 10 gün geçer hiçbir şey olmamış gibi "n'aber" vs. yazar sonra gene kendi hayatına dönüverir.

Senin beklentilerini karşılamıyorsa sal gitsin, mecbur değilsin.

@false pretension engelle dememin sebebi, ben senin gibi düşünmüyorum benzeri bir şey demesini bekledim. onun yerine neden cevap vermediğini açıkladı sadece. bunu demediğinden dolayı doğrudan açılmamı bekliyor gibi algıladım. emin olamadığım için de buradayım

Ben defalarca ret yemiş bir insanım. Her yenilgi bir tecrübe olduğu için bir şeyler de öğrendim.

"seninle vakit geçirmek hoşuma gitmişti ama doğru düzgün konuşmuyoruz bazı mesajlara dönmüyorsun bile bir sorun varsa ya engelle sen de rahatla ben de."

Bir daha asla böyle bir mesaj atma kimseye. Ne demesini bekliyordun "yaa olur mu şapşik naz yapıyordum hadi gel sevgili olalım" mı diyecekti?

@Psycho Mantis kızın davranışları biraz dediğine benziyor. her şeyi salmış ama bir şey olursa istekli olacak gibi davranıyor.

@sessiz kalma hakkina sahipsin ,valla aslında beklenti bitti direk engellesin ya da ya ben senin gibi düşünmüyorum falan desin de konu kapansın diye yazdım. beklemiyordum bu cevabı

Kızın sana ilgisinin olmadığı bariz ama sen ergen gibi tripli mesaj atmışsın bir de. Kızı rahat bırak.

trip atmaktan ziyade azarladım gibi oldu. daha önce arkadaşlarıyla arasındaki tartışmadan dolayı azarlamıştım. garip görünebilir ama azarlamam da hoşuna gittiğini düşünüyorum en samimi konuşmalar azarlamalarımdan ve iltifat diyebileceğimiz şeyler söyledikten sonra oldu

Dostum bana daha çok kendini kandırıyormuşsun gibi geldi şu an. Gerçeklerle yüzleş artık.

dostum bi yerden sonra ilgisini kaybetmiş olabilir de öncesinden eminim. burada ciddi yazdığıma bakma, konu karışık ondan böyleyim:) uzayınca ciddileştim. 29 yaşındayım az çok farkındayım. beklentiyi yanlış yönlendirdim mi diye mi böyle oldu bilmiyorum. diyalogların içeriğini buraya yazmamın imkanı yok. kırılma noktaları yazdım sadece.

Genç Semih futbolu yedek kulübesinde neden bıraktı, bunu biraz araştır.