Whatsappta aramalar uçtan uca şifreli. Bu yüzden dinlemeleri teknik olarak mümkün değil. Messenger için emin değilim.

telefonunun ekranını kaydediyorsa mesela istediğin kadar uçtan uca şifreleme yap her türlü seni izler...

Polisin elinde ileri teknoloji var. Her türlü ulaşır. Facebook mesajlarını okuyorlarmış bildiğime göre.

@komando kani var bende

yohhamına daha neler. facebook'un tr'de ofisi yok hesabın ip adresini öğrenebilmek için bile yurt dışına istinabe yazıyor emniyet.

Polisin yapacağı en fazla konuşmaları dinlemektir. Diğer türlü WhatsApp ve facebook konuşmalarına canlı olarak ulaşamaz. Ayrıca telefonun ekranını kaydetmeleri de şehir efsanesi. Polis önce 1 km ötedeki olaya zamanında intikal etsin de sonra bunlarla uğraşsın.

@gone

sen öyle zannet. Polis, Mit bastırır parayı yine yapar. ayrıca Abd ve türkiye arasında istihbarat paylaşımı var. trollziya durumu özetlemiş.

İstihbarat demek yasadışı iş yapmak değildir. Yaparsan da en fazla fişlersin başka da bir şey yapamazsın. Siz istihbarat olayını yanlış anlamışsınız.

15 temmuz darbesini bilmeyen mit var, bunlar mi senin messengerini dinleyecek.

amsterdam'da var. amsterdam camping diye aratsan bulursun.

venedik ve roma'da da var, Village Jolly adı.

Almanya'da doğada kamp yapmak yasak, çadır kurmak da öyle. Özel kamp alanları var ama çadırlı kamp kültürü çok olmadığı için pek yaygın değiller.

yazdığınız ülkelerin çoğunda kamp yaptım,
googleda "gideceğiniz şehir + camping" gibi bir arama yaparsanız bütün imkanlar önünüze seriliyor. ben de aynı şekilde bulmuştum bunları.

bir tavsiye: kamp alanları genelde şehir merkezlerinden uzak olur, bu oldukça can sıkıcı bir durum olabiliyor, gece geç saatlerde kamp alanına dönmek filan, size tavsiyem kamp ve hostel arasında çok fazla fiyat farkı olmayan yerlerde mutlaka hostel seçmeniz.

estonya'ya gidebilirsen hayatinda gorebilecegin en iyi camping alanlarini onerebilirim. boyle bir yesil tonu yok.

2 senelik alıyorsanız sıkıntı olmaz.

schengen için konuşuyorum. en fazla 180 gün sürekli kalabilirsiniz örneğin. sonra çıkıp tekrar girmek gerekiyor.

Olmaz, size iki yıllık vize verdiklerinde vizeye bu kişi 5 gün kalacak diye not düşmüyorlar. Ekstra bir hafta gibi kısa süreden sıkıntı olmaz.

vizenin suresi 2 yildir ama duration of stay diye bir olay var, onu a$amazsin. cikis yaparken sinir polisi seni sorgular/goz altina alir.

Duration of stay onemli.

2 yillik vize verirler ama bu iki yilda en fazla 10 gun kalabilirsiniz diye bir not da dusebilirler. Ornegin ben Yunan vizesi aldigimda 3 aylik vize vermislerdi ama 120 gun orada kalamazdim, duration of stay 20 gundu. Yani 120 gunluk sure icinde (1 Mart - 1 Haziran) 20 gununuzu burada gecirebilirsiniz demektir.

Bende yurtdışındayım 3d şifre vs geliyor, operatörünüz ya da bankanızla alakalıdır. Havale ile alın bileti? Turizmciyim yardımcı olayım:))

Her bankanın sistemi ayrı, kimisi yurt dışına yabancı hatta da gönderiyor, kimisi yurt dışında sadece Türk hattına gönderiyor, kimisi de yurt dışına hiç göndermiyor. Bankayla görüşüp çözmeye çalışırsanız en sağlıklısı olacaktır.

En güzeli bankanın uygulaması içinden telefonda kendiniz şifre üretmek ama her bankanın o seçeneği yok.

Benim hattim yurtdisinda sms almaya kapali idi. Turk telekomun sitesinden o ayari acinca gelmeye basladilar.

Ben önce mutfak ve camasir işini hallediyorum. Sonra supuruyorum. Banyo/lavabo temizliklerini hallettikten sonra toz alıyorum. En son da yerleri komple silip kapanışı yapıyorum.

Annem tozu en son alır mesela.

1- Once camasir ve bulasiklar aradan cikarilmali. Daginiklik toplanmali.

2-Supurulmemis, tozlu kırıntılı yerleri ıslak paspasla silmek mantiksiz. Once yerleri supurursun.

3-Sonra vileda ile yerleri silersin.

4- Toz alma sirasinda emin degilim. Bazen en basta her seyin tozunu alip tozu pisligi yerlere dokup sonra supurmek mantikli geliyor. Bazen de supurunce tekrar toz ortaya cikabilecegi icin en sona birakmak.

Sırasıyla süpürme, silme, banyo temizliği, üstündekiler dahil çamaşır atma ve duj. Mutfak tezgahının üstü herhangi bir zaman da olur

Temizlik hep yukardan aşağı yapılır, daha yüksekte olan işler ilk yani.

elektrikli süpürge
camasır bulaşık
toz
yer silme

Tam temizliğe girişecekken gördüm duyuruyu. Benim sıralamam değişmiyor.
-Kirlileri makineye atıyorum.
-Koca bir çöp poşeti açıp, atılacak tüm çöpleri vs dolduruyorum.
-En az kirli-dağınık odadan başlıyorum. Mesela salondan.
-Önce toz alıyorum.
-Elektrik süpürgesi geçiyorum.
-Sonra ıslak bezle siliyorum.
-En son güzel kokulu bir temizleyiciyle tekrar ıslak siliyorum.

Salon, oda, mutfak, koridor, banyo sırasıyla gidiyorum.

1-çamaşır bulaşık mutfak tezgahı
2- balkon varsa balkon
3- tozlar alınır
4- süpürge
5- vileda
Son vileda yaparken en son banyoda bitecek şekilde odalar sıralanır enson banyo tuvalet domestoslanır ve biter kolay gelsin

Cepteteb ile mumkun. Her ulkede bir anlasmali bankasi var, o bankanin bankamatiginden, direkt EUR hesabindan herhangi bir masraf odemeden cekebiliyorsun.

Almanya icin Deutsche Bank ile anlasmali, merkezi yerlerde bankamatik bulmak cok zor olmuyor.

olmuyor genelde illa tlden kur farkini gecirmek istiyor bankalar. bi de komisyon geciriorlar ohhh. en guzel yontem yaninizda goturmek vallahi. ziraat biraz daha az mastaf aliyor.

solid works çok başarılı bu konuda

ver çizip atayım çok detaylı değilse.

@bohr teşekkürler ama 50-60 fotodan oluşturmam gerekcek ve ilerde de tekrarlayacağım o yüzden kendim yapmam gerekiyor ama yine de teşekkürler.

genelde budapeşte prag viyana üçlüsü olarak geçer viyana ve prag a gittim kesinlikle görmeye değer yerler. otobüsle hızlı şekilde ulaşım yapabilirsiniz.

eksisozluk.com

3 gün pudapeşte
2 gün prag
2 gün viyana

kira %10
fatura (internet, telefon vs. dahil) %5
yemek %20
ulaşım %5 (benzin masrafı)
eğlence %5
kıyafet alışveriş aylığa vurur isek max %5

geri kalanı birikim.

edit: tabi bi ufak kredi borcum var. onu yazmamışım o da %15.

Mesela 2017'nin ilk uc ayi harcamalarima bakarsam (Gelirim sabit olmadigi icin gelirin yuzdesi degil, tum harcamalar icindeki yuzdesi.)

%33 Fatura + kira
%15 market alisverisi
%13 Universite harci
%10 elektronik taksitleri dahil genel alisveris
%7 spor salonu ve kisisel bakim
%6.5 Disarda yediklerim
%6 disarda ictiklerim
%5 seyahat
%4 kahve

Ugrasirim diyorsan o kahve kapsullerini tekrar doldurabiliyorsun. Cekilmis kahve alip doldurursan cok daha ucuza gelir.

günde 5-6 tane içmeyin.
hiçbir şeyi günde 5-6 tane içmeyin yahu, zararlıdır kesin.

www.eksiduyuru.com

Moka pot alip cekilmiss kahve ile yapabilirsiniz.

Filtre kahve makinası al. Kapsüllere vereceğin paraya yeni filtre makinası al.
m.akakce.com

baktım de pikselli pikselli görünce fazla incelemedim. güzel miymiş o oyun? :/

@pgup kurumus bir kemik yığını halini aldım nediyorsun. mikemmel.

Mükemmel bir oyun. Base kurma işleri filan tamamen sınırsız ve sana kalmış durumda. Harika.

Basladim mi ben de birakamiyorum, bir yerden sonra olayin icine cetrefilli karakterler, kavgalar entrikalar girmiyor mu hele, baba-ogul ayni kadina asik olup once birbirlerine dusman sonra kadinin sevdicegine dusman olmalari, bi kiz yuzunden koloninin dagilmasi felan.

sanmıyorum, mesela abd'de kanıt olarak gösterilen şeylerden birisi wikileaks aracılığıyla hillary'nin yazışmalarının dökülmesi, ama bizdeki kamuoyu abd'deki gibi olmadığı için, berat'ın maillerinin yayınlanması hiçbir etki yaratmadı mesela. bir diğer iddia abd'deki oy kullanma makinelerinin hacklenmesi ile ilgiliydi, bizde bu işlem makinelerle yapılmadığı için o ihtimali de es geçiyorum. bir de rusya açısından bakarsak, tayyip erdoğan'a bayılmasalar da; natoyla, abd ve ab ile ilişkileri sallantıda olduğu için başka bir aktöre tercih edileceğini düşünüyorum, ki 15 temmuz sürecinde rusya'nın erdoğan'a arka çıkması bunu yeterince gösterdi.yani sonuç olarak ne erdoğan'ın gitmesini ne de gereğinden fazla güçlenmesini isterler, bu minvalde durdukları pozisyon itibarıyla müdahil olmalarını gerektirecek bir durum olduğunu düşünmüyorum, en azından şu an için. sputnik'e falan da baktığımızda bariz bir evet veya hayır bayraktarlığı yapmaması da bir fikir verebilir.

o kadar kolay sanki secim karistirmak, "ona yaparlarsa buna da yaparlar" diyorsun. oncelikle tum tatava abd'nin beyinsiz liboslarinin hazimsizligindan kaynaklaniyor. rusya'nin secimlere mudahale ettiginin kaniti yok.

tut ki ettiler diyelim. rusya abd ve avrupa birligi'ni zayiflatmaya calisiyor. malum ambargo manyagi oldular, o birligi bozup tekrar "relevant" olmaya calisiyorlar. ekonomiyle bunu yapamazlar. e savas desen nato'yla savassalar kiyamet kopar. o yuzden avrupa'da asiri sagi, milliyetcileri destekleyerek avrupa birligi'nin tekerine comak sokmaya calisiyorlar.

bizim referandumun bu acidan hicbir onemi yok rusya icin. kaldi ki rusya tayyip'i pek sevmiyor. kimse kapisinin dibinde radikal muslumlerle dolu 80 milyonluk ulke istemez.

Rusyanin secime mudahalesini oy hilesi gibi dusunme. Rusya mudahaleyi propaganda ve maddi yardim araciligi ile yapiyor. Mesela Fransa secimlerine le Pen'i ciddi bir sekilde destekliyorlar, rus medyalari kadinin rakiplerini karalayip kadini yuceltiyor.

Boyle dusununce bizim ortam zaten karisik, tarafsiz bir secim yok her tarafimiz propaganda dolu. Adamlar mudahale etmek istese bile edemez bu ortamda, daha da karistiramazlar ortaligi.

çevrenizde benim gibi oyunun rengini değiştiren var mı?
-HAYIR yok.

ne düşünürsünüz böyle insanlar hakkında?
-Kötü şeyler düşünürüm.

Edit: İlk duyurun güzelmiş trol kardeş <3

bana da geldi o mektuptan ama ironi yaptığınızı düşünüyorum. atatürk'ün işaret ettiği tüm medeniyetleri yıkıyorlar çünkü, o cümlenin hiçbir mantığı yok o yüzden.

vay be! derim. yani evrim hep ileri doğru işlemiştir bugüne kadar. kitaplardan böyle okuduk en azından. geriye doğru bir evrime tanık olduğum için sevinirim.

Bu nasıl bir bakış açısıdır? Oyun hamuru mu senin beynin? Bir duruşun yok sanıyorum, eveti attıktan sonra çıkarken padişahım çok yaşa demeyi unutmayınız.

bir bildiride sadece atatürk'ün adını görmekle oy değiştirenler hakkında pek iyi şeyler düşünmezdim açıkçası. gerçi bu diğer önemli şahsiyetler için de geçerli. orada ne yazdığı değil ne ifade ettiği daha mühim. sizce atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine bu sistemle çıkabilecek miyiz? yoksa tam tersi mi olacak?

adam ironi kasıyor, cevap verenlerde ciddi yazdığını düşünüyor. türkiye'de espri kavramının gelişmeme sebebi işte bu.

'gazi mustafa kemal atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi için bana 5 bin lira vermen gerekiyor. Evet der misin? :)

@ blue eyes white dragon evet ironi kasabilir. Peki Türkiye'de espri kavramını geliştirmek için bu duyuruya ne gibi cevap verilmeliydi.

Mesela ahahhaa evet doğru karar vermişsin yanındayız sanrım mı?
Böyle bir cevap kesinlikle Türkiye'yi üst seviyelere çıkarabilirdi değil mi?

Tekrar cevap "Kötü şeyler düşünürdüm, düşünüyorum"

adam chp'nin söylemiyle evet diyorum dediyse ironi olarak sen de çıkar akp ya da ak parti ne diyorsan onu söylersin ben de bu sebepten ötürü hayır diyorum dersin ironi olur.

ilk kılıçdaroğlu mu dedi yoksa burada birisi başlık mı açtı bilmiyorum ama biinali yıldırım'ın başbakanlığı kaybetmemesi için hayır diyorum dersen mesela çok ironik olur.

Oyunun rengi önemli tabi, bi yarıda ak renkli evet dururken diğer taraftaki bok renkli hayıra mı basıcan?

tek ihtiyacımız olan ironiydi zaten. her trolle saygı mı duyacağız uyduruk ironi yaptı diye.
cevap 1 yok
cevap 2 tiskiniyoruz

@hasmetizm 2046 saygı duymak bence çok saçma bir tabir, saygı beklemem o yüzden ama uyduruk demene takıldım. eleştiriye kapalı biriyim belki o sebeptendir.

@supermatik burası düşülecek bir yer mi? anlamadım.

bugün elime bizzat başbakan tarafından imzalanmış bir mektup ulaştı, kendimi değerli hissettim ve ülkeme faydalı bir insan olmaya karar verdim. sorun nerede?

avrupa hayir diyor muhabbeti yuzunden oyunu evete donderen insanlar taniyorum. bunun yaninda akpli ve hayir demesine sasirdigim arkadaslarim da var. kimseden siyasi gorusu yuzunden tiksinmem. bisey dusunmuyorum onlar hakkinda, senin benim gibi insanlar.

bize aşırı özenli bir torba içindeki kutunun içindeki paketle??? çay geldi. hayır diyeceğimi anladılar zehirleyecekler herhalde diye çöpe attım.

eksik yazmışım, çevremde fikrini değiştiren olursa ilişkimi keserim olur biter nedir yani.

eskiden "saygı duyulmalı" falan derdim, şimdi geldiğimiz şu süreçte artık bal gibi kötü şeyler düşünüyorum ve düşünürüm.

yarın aramızdan birileri verdiği oyun ne olduğunu söylemeye utanacak.
durum o kadar vahim.
ülke olarak bunu kavradığımızdan da emin olamıyorum pek.
aslında bir yandan kavradık gibi geliyor, çünkü hakikaten hayır önde.
ama diğer yandan, buna güvenemiyorum.

ben de hayır diyeceğim ve evet çıkacak diye düşünüyorum.
hayır çıkma ihtimali varsa referanduma gidilmez zaten.

ayrıca bu referandumda kampanyaların çok büyük kitleleri etkilediğini de sanmıyorum.
ancak kararsızlar kitlesini belki bir yere iter.
onun dışında, herkesin oyu belli zaten.

tek umudum, insanların kabine girdiklerinde vicdanlarıyla baş başa kalmaları.

o cümle beni de etkiledi şu an, ellerim titreyerek yazıyorum bu cevabı, benden de bir evet.

evet %60 ı koyup geçecek hayırlı olsun..tırıvırı yapmayalım..

çok etkilendim. ama ben kararımı dün şu açıklamadan sonra evet olarak değiştirmiştim zaten.

twitter.com

ben çok etkileniyorum böyle şeylerden. hele o anons yapan otobüsler yok mu onlara hayranım. kim daha yüksek sesli yayın yapıyorsa direk ona basıyorum mührü.

siyahla beyaz arasında kararsız kalanlara itibar etmiyorum. yani kararsızların bir şeyine güvenmiyorum.

her şey bu kadar keskinken, taraflar bu kadar ayrışmışken hala bir çizgisi olmayan bu tip insanlardan her şey beklenir.

whey peynir yaparken çıkıyor. yoğurdu süzerken değil.

O suyun peynir altı suyu ile aynı olduğunu sanmıyorum. Yoğurdun suyunda protein yoktur bence.

Peynir altı suyunda da zaten o kadar çok protein yok taş çatlasa yüzde 3-4'tür.

Ayrıca tabi doğal olarak süzme yoğurt daha yoğun olduğu için daha çok protein vardır.

Yoğurt suyunda güzel vitaminler mineraller var ama protein yok, yani çok az var, o da katı kısımda ama 100 gramında 3/4 gram dediğin gibi. Bu da whey formunda ama çok az tabii. Yoğurt bi protein kaynağı değil esasında probiyotik kaynağı. Tabii onu da market yoğurtları için demiyorum fermente yoğurtlar için diyorum.

avrupa tek bir ülke değil. her ülkede regülasyon farklı.

hofer'in hattı vardı bir ara 6 ay yüklemeyince arayamıyordun ama aranabiliyordun filan. şimdi azaldığını sanmıyorum.

Ben Alman hattıma bi yıl kontör yüklemedim, herhangi bir sıkıntı olmadı, kapatmadılar.

@kurnaz'cım işte avusturya'da falan hat 1 yıl kullanılıyor gibi bir tavsiye bekliyorum. her ülkenin farklı tabi

ücretsiz roaming haziran 15 sonrası. ek olarak yaşadığın ülke dışında 1-3 ay arası mı ne kullanılabiliyor, kontörlü hatlarda geçerli olmayabilir, doğru dökümanlar ile başvuru geerekiyor diye okumuştum. yani yaşadığınız avrupa ülkesinden geçerli bir hat almanız gerekiyor onun için.

bunun nedeni kötüye kullanımı engellemek, adam romanyadan alır hattı 5 euroya, almanyada kullanır yoksa sonsuza kadar kontör yükleye yükleye :)

ayrıntılar değişmiş olabilir.

Almanya`dan o2 baglantili TürkTelekom anlasmali kart almistim. Son yuklemenin üzerinden bir sene gecmesine ragmen kapanmamisti.

adım 1) gitmek istediğiniz ülkelerin listesini yapın. çalışmak istediğiniz alanda başarılı olan okullara bakın (ranking falan diye aratabilirsiniz). ikisi nerede kesişiyor onu bulun. aşağı yukarı üç beş okula indirin seçenekleri.

adım 2) okulların başvuru takvimlerine dair bir tablo hazırlayın. hangisi hangi ayda/günde sona erecek, o zamana kadar neler yapmanız gerek vs gibi.

adım 3) bu okulların muhtemelen her biri farklı şeyler isteyeceklerdir, prosedürleri farklı olacaktır. Ama aşağı yukarı her branş, her bölüm vs için isteyecekleri bazı şeyler nettir: referans mektupları, bir takım standart sınavlar, portfolio, niyet mektupları.

adım 3) bu aşamada aylar öncesinden hazırlıkta bulunmuş olmanız önemli. referans isteyeceğiniz kişilerin yaklaşık bir ayı falan olsun, kimlerden isteyebilirsiniz falan onu düşünün. okulun istediği sınav var mı, varsa türkiyede yapılıyor mu, yapılıyorsa o sınava girecek dil beceriniz yeterli mi falan aşamaları zamanlamanızı büyük oranda etkileyecektir.

adım 4) başvuru koşullarınızı tamamladığınızda belgeleri hazırlamak gerekecek. transkripttir, mezuniyet belgesidir, banka girdisidir çıktısıdır gibi şeyler isteyebilirler. Bunlar eğer mezun olduğunuz okul uluslararası tanınan bir okul değilse akreditasyon şirketlerine gitmeleri gerekebilir. Atıyorum, boğaziçi mezunuysanız ne yabancı dil sınavına girmeniz ne de belgelerinizi akreditasyona göndermeniz gerekir çünkü tüm dünyaca eğitim standartları ve değerlendirmeleri bilinmektedir.

adım 5) kompozisyonlarınızı yazıp, portfolyonuzu hazırlayıp, belgelerinizi ekleyip başvurunuzu tamamlayacaksınız. bazırları burs ihtiyacınızı o sırada soracak, bazıları her koşulda başarı ya da ihtiyac bursu önerecek. bu detayları bilgi toplama aşamasında öğreneceksiniz zaten.

adım 6) başvurup sonucu bekleyeceksiniz.


Ya da

adım 1) bir danışmanlık şirketine gidip parası neyse verecek ve yardım alacak ya da nispeten dandik ama her gelen öğrenciyi kabul eden bir okula gideceksiniz.

böyle.

Dili ingilizce olan ülkelerde master çok pahalı bunu biliyor musun?

İngilizcem yok demişsin, dil bilmeden nasıl kabul almayı planlıyorsun? İngilizce konuşan çoğu ülke testlerle belgelenmiş ingilizce bilgisi ister başvuruda. Almanyada ise güzel sanatlar alanında ingilizce bölüm bulabileceğini sanmıyorum, diğer bölümler de Almanca yeterliliğin olmadan kabul almazlar. Yani pek orada halletme durumu yok bildiğim.

virginia'ya gitmemek hata. en iyisi o bence.

Orda da ama fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla aşırı kalın etle lezzet yakalamaya çalışıyorlar, biraz da o yüzden gitmedim :(

Abi afedersin de shakeshack yediğim en kötü burgerlerden biriydi. Hamburger köftesi dediğinin eti kalın ve sulu olur. Yani iyi hamburger sorup da iyi olmasın diyorsun bi yandan.

kalın et >.< bence öyle değil olamaz mı napayım :( nasıl en kötü hamburger dersin ya inanamadım cidden. sence neresi güzel peki?

Ya İstanbulda yaşamıyorum o yüzde pek bilmiyorum, baltazar diye bi yerde yemiştim orası epey güzeldi. Tabi eti kalın ama istersen iyi pişirirler hiç olmazsa pembelik görmezsin.

Ha yani yanlış anlama, sen öyle seviyorsundur tamamen normal ama işte hamburgeri bilip, hakkını vererek yapan her yer de diğer türlü yapıyor.

en beğendiğim benim
MANO BURGER caddebostan barlar sokağı

virginia angus sirkeci. şeyk şek'i ve mano gibi bilumum burgerciyi denemiş biri olarak söylüyorum. nusr-et'i denemedim sadece.

Virginia' da et gram seçenekleri var, yani kalın almak zorunda değilsin köftesini. Pişme şeklini de seçebiliyorsun. İyi pişmiş istiyorum dersen pembe olmaz içi. Denemeni öneririm.

Onun dışında köftesi ince mano vardı, fena değil. 1 senedir yokum Eminim başka iyi yerler de açılmıştır. Akali diye bi yer var, instagramda ne zaman görsem kendimden geçiyorum ama inçe köfteleri var mı bilmiyorum.

Moda'da bi yer vardı adını tam hatırlamıyorum ama mini eatry olabilir. böyle mini mini burgerleri vardı, belki onu sevebirsin.

(bkz: dükkan steakhouse)

shake shack yedim, o biraz şov burgeri kötü değil ama iyi de değil bence. daily dana'nın köftesi tam sana göre onu bi dene, en basic burger 25 tl olması lazım zaten amacın köfteyse seni tatmin eder ve beğenmezsen de en azından uygun fiyata karnın doymuş olur. yanında gelen patatesleri tırt yalnız.

yeniköy'de hopdaddy'yi tek geçerim.

nusret şöyle bişey çekmiş siz sorunca:D

www.instagram.com

tamamen şekil. ek olarak kahveden çok çayı böyle içiyorlar.

Uzmanlar kahveleri takarken öyle kaseler kullanırlar. Muhtemelen amazonda bulduğun tadım için. Ama koyduğun fotoğrafı bilemiyorum çünkü kahve tadımı öyle gerçekleşmiyor.
upload.wikimedia.org

Hmm bi araştırdım da kaseden kahve içmek fransız geleneği imiş, kahvaltıda yapıyorlarmış genelde.

Yetmiyor bardak ne yapalim :)

Boyle kahve icen birini gorsem yadirgarim.

Ay bende var bunlardan renk renk. Beni sıradan kupaya kıyasla on milyonlarca kat daha mutlu ettiği için almıştım.
Evet içine koyulan şey daha kısa sürede soğuyor ancak bundan içmenin veya eline kaşık alıp içinden bir şeyler yemenin keyfi bambaşka

bende var bunlardan iki tane. ama benimkinin minik kulbu da var. ben italya'dan almistim. seviyorum kendilerini zira minik minik bardaklara koymak beni bayiyor, boyle baya cayin kahvenin tamamini koyuyorsunuz.

ben taşımam yanımda. kaybolursa konsolosluktan yenisini çıkarttırmak gerek.

Oturum kartim var yanimda, kredi karti gibi bir sey, onu tasiyorum cuzdanda.

Genelde 6 ay ve daha az gidilince pasaportu yanımda taşıyordum, her gün olmasa da bulunuyordu genelde. Uzun süreli gidişlerde zaten orada bir şeylere başvurmak gerekiyor. Ehliyet olur, göçmen kartı gibi bir şey olur; onlar veriliyor zaten. Onlar taşınıyor, pasaport evde kalıyor.

evde duruyor benimki. verilen oturum izni/kimlik karti oluyor yanimda.

uzun süreli giden ehliyet alır genelde. çoğu yerde kimlik olarak ehliyet kullanılır. abd'de başka kimlik tipi (nüfus cüzdanı vs) yok bile.

Ben hep yanımda taşıyorum, polisin sorması durumunda göstermek zorundayım o yüzden taşımama gibi şansım yok. Ama oturum iznim çıkınca taşımama gerek kalmayacak.

Ben tasimiyorum. Yasa vs degil.

Oturum iznin cikinca ek bir kart geliyor. O kimlik yerine geciyor.

Özgürlüğü formal anlamda ele almamak lazım. Yani özgürlük ancak özgül koşulları içerisinde yapılan değerlendirmenin ardından anlaşılabilir. Mesela şu an ABD'de devam edem 'bir neo-naziye yumruk atılır mı?' tartışmasına bakalım. Bir neo-nazinin yaptığı konuşma zaten farklı kişilerin özgürlüğünün kısıtlanmasıyla ilgili. Ya da ışid'e bakalım, o da aynı. Yani yaptığın konuşma zaten özgürlükleri kısıtlayan bir konuşma ise (Türkiye için bu referandumda eveti savunmak mesela; bunu açıklama gereği duymuyorum. Değişen maddeleri karşılaştırmalı inceleyen çok fazla yer var), konuşma özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez.

Hollanda'nın Geert Wilders'e daha fazla oy kazandırmak istememesinin de bir sebebi var.

Bir ülkenin hali hazırdaki dışişleri bakanının gidip başka ülkede de kendi "partisi" için propaganda yapmak adına miting düzenlemek istemesini de ben alıgayamıyorum.

Geçen Fransız arkadaşla konuşuyoruz. Onlarda da kritik seçim olacak malum. Diyor ki Fransız devlet adamlarının gidip İngilterede miting yaptığını hiç duymadım kaldı ki fransız communitysinin en fazla olduğu ve ilk oluştuğu yer İngiltere..

avrupa aslında destekliyor.
hiç aleyhte politik açıklama yapmadılar.
bu şekilde de mağduriyet yaratıyorlar akp için.
daha geçenlerde merkel burdaydı yahu.
yaptı anlaşmalarını gitti her seçim öncesi gibi.
tek adam rejimi avrupanın işine geliyor.

Daha cok icisleri ile ilgili mesele. Konusmalarin yapilmis lmasi su an hollanda daki muhalefetin eline koz vereck. Akp nin ve rte nin yurtdisindaki turklere siz buradaki elcimizsiniz burada bizim.icin calisin demisligi var

"Türk yasaları yabancı ülkelerdeki diplomatik misyonlarda seçim kampanyası yapılmasını yasaklıyor. Ancak Türk politikacılar, bu kampanya konuşmalarını kültürel etkinlik olarak niteleyerek yasayı deliyor."

bunun yanında özellikle aşırı sağ kesimden gelen baskılarla birlikte seçimlerin de yaklaşmasıyla muhalif kanada koz bırakmama çabası da var. yakın dönemde, bir yandan birlikten Türkiye'deki durumu kaygıyla takip ediyoruz derken öteki taraftan içeride böyle uygulamalara izin vermek tutarsız bir yaklaşım olurdu.

ayrıca belirteyim; avrupa aslında destekliyor gibi varsayımlara itibar göstermeyiniz.

Yurtdışındaki olayları Türkiye basınından takip ederseniz size atılan oltaya takılır olayları anlayamazsınız. Almanya'daki olayları okumuştum. Bizimkiler kültürel faaliyet yapacağım diye izin alıyorlar. Miting yapacakları ortaya çıkıyor. Belediye güvenliğinizi sağlayamam şu izin lazım diye iptal ediyor. O izin için sigortalayacak şirket gerekiyor vs. vs. Bizimkiler iş bilmez olduğu gibi akıllı diplomasi yerine şark kurnazı kafasıyla iş yapmaya çalıştığı için böyle duvara tosluyorlar. Bir yaparsın iki yaparsın üçüncüde sana inanmazlar. Basın özgürlüğü olmayan yerde tv-gazete izlersen bu olayları sana Almanlar Nazi, hani bize özgürlük diye yuttururlar. Böyle bir ortamda apolitik olmak övünelecek bir şey değil.

Hollanda'da mevcut hükümet 15 Martta girecekleri seçimlerde aşırı sağcı Geert Wilders'e karşı elini güçlendirmek için böyle bir karar aldı.

@dunal

cevap için teşekkür ederim. fakat ben apolitik olmakla övünmüyorum. nasıl ki kimi insanların matematikle arası kötüdür, benim de siyaset gibi çok değişkenli sosyal olaylara kafam basmıyor. kimi dinlesem kendimi onun yerine koyup hak veriyorum. ilgimi de çekmeyince böyle siyaset özürlü bir insana dönüştüm. keşke iyi olduğum bir konu olsa da böyle duyuru açıp başkalarını meşgul etmeden kendim bi sonuç çıkarabilsem, ama olmuyor.

Aslında Almanya mitingleri engellemiyor, daha şu engellenen mitingden 2 hafta önce Binali Yıldırım bir miting yapmıştı. Kurallara uyulduğu sürece izin veriyorlar. Mesela dunalın dediği gibi o olayda ufak bir salonu mekan olarak gösterip konser olacak diye izin alınmış, bir kaç gün önce bakan katılacak diyince belediye doğal olarak durun bakalım bize öyle denmedi, politik birisi gelecekse farklı hazırlıklar gerekiyor, mekan çok küçük felan diyip iptal etti. Aslında düzgün planlasalar, almanya'nın kurallarına uysalar izin veriliyor.

Aslında bi yerde okumuştum mantıklı gelmişti,
Şu an turkiyede 4 milyon suriyeli var diye, esad'in gelip turkiyede miting yapmasını nasıl karşılarsın?

Kimse tamamen ne olup bittigini anlamiyor ama bazi seyler cok acik. Ben sana bundan sonra olaylari degerlendirmen icin iki anahtar vereyim o halde.
1) Sana karsi sorumlulugu bulunan taraf yabanci ulkeler degil senin ulken. Aslinda yabancilardan kimse sana dusman degil. Diger yandan kimse sana durduk yere iyilik de yapmaz. Yabancilardan senin cikarlarini korumasini bekleyemezsin ki. Dis mihrak dogasi geregi dis mihraklik yapacak. Cikar catismasi oldugu yerde kendilerinin isine geleni yapacagini biliyorsun. Senin cikarlarini, itibarini ancak senin ulken koruyabilir. Her sart altinda korumalidir.
2) Ne dogru ne yanlis cogu zaman belli olmuyor fakat kimin yalan soyledigi belli. Basin ozgurlugunde tum dunyada son siralardayiz. TVden ya da ana akim gazetelerden olaylarin dogru hallerini duymayi bekleme.

@dunal

ben bu önyargınızın sebebini anlayabilmiş değilim. zaten haberleri yabancı basından, genelde aljazeera'dan takip ediyorum. kimse bizim çıkarımızı gözetsin demedim hiç. son okuduğum haber bu;

www.aljazeera.com.tr

şimdi bu şahıs medyatik değil, siyasetin içinde olmayan çoğu kişi de direkt tanımaz. bu kişiye bile niye engel koyuyorlar diye soruyorum. bıraksalar konuşmasını yapsa belki 100-200 kişi gidecek dinlemeye. gerilim tırmanmadan sorun çözülecek gibi geliyor bana, adamlar yolu kapatmış.

danışıklı dövüş.

"ben burada evetçileri konsolide edeyim, sen orada senin sağcıları konsolide et."

Oncelikle, ne onyargisi?

Ve ardindan haberinin kaynagina bakarsan AA oldugunu goreceksin. Yani Anadolu Ajansi. Zaten bu yazmasa bile haberde detay yok, mantikli bir anlatim yok. Niye gitmek istemis, hangi gerekceyle engellenmis bunlarin sorgulanmasi yok. Spottaki cumle bile anlamli degil.

Hadi yine de olayi sanki anlamisiz gibi yukarida bahsettigim sekilde bu olayi degerlendirelim. Almanyadan Hollandaya gitmek istemis cunku bir sebeple inat etmis. Inadi ise yaramamis, diger bakan gibi gidememis. Bu sence akpyi engellemek mi yoksa devletler arasi bir problem mi? Olayin sonucunda Turkiyenin ulke ve devlet olarak itibari zedelendiyse bunun sence suclusu Hollanda mi buna firsat veren mi?

Protein tozunu ne zaman kullanacaginin spor tecrubenle bir alakasi yok. Istersen simdi spor yapmiyorken bile kullanabilirsin. Onemli olan yeterince yemek yemen, eger ilk baslarda ihtiyacim olan proteini yiyerek alamam diyorsan protein tozu da kullan.

Protein almak günlük bir ihtiyaçtır, spor yapanlar içinse ekstra günlük bir ihtiyaçtır. Spor yaparken fazladan protein alınmasının nedeni, vücut fazladan protein geldiğini anlasın, bu ekstra protein ihtiyacını kendi kendine karşılamaya çalışmasın diyedir. Kendi kendine karşılamaya çalıştığında kas proteinlerine hücum eder çünkü, o zaman da kas kaybı yaşanır. Yani sen bugün spor yapmaya başladın ve yemeklerden yeteri kadar protein almadın, ne olur? Vücut kendi kendine ufak ufak bunu endojonik olarak halletmeye çalışır. Yani kas proteinlerini harcar. Bunun 3-4 boyunca yaptığını düşün? Kas falan kalmaz o zaman. Yani protein tozu kullanırken spora başladığın gün sayısı önemli değil. Önemli olan yemeklerden alıyor musun alamıyor musun. Alıyorsan eğer ömür boyu da kullanmayabilirsin, alamıyorsan eğer ilk gün de kullanabilirsin. Hatta spor yapmadan da protein tozu kullanabilirsin. Ne dedik? Protein günlük bir ihtiyaç, her gün almak zorundasın.

Haldamir ve angelus çok güzel açıklamış. aynı şeyleri söylemeye gerek duymadım.

Gider de @konusma nin tahmini cok iyimser.

Italyan postasini al, bizim pttye vur.
O kadar kotu ikisi de.

Hele istanbul degil de bursadan yollanacak.

3 hafta veriyorum ben.

(Vatikandan istanbula attigimiz kart 3 hafta sonra, biz trye donunce ulasmisti)

yani süre sıkıntıs pek yok. gitsin yeter benim için. :)

Gönderirken takipli göndermen önemli, takipli olursa gidiyor. Diğer türlü takipsiz yollarsan da %80 gidiyor. 10-15 günde felan gidiyor genelde @konuşma'nın dediği gibi, tabi bu da takipli gönderi için.

UPF 50+ tekstil ürünü. outdoor kıyafetler yazın mükemmel oluyor.

Eğer hafif rüzgar var ise koyu renkli ve bol kıyafetler önerilir

keten sarkıyor ağırlaşıyor sıcakta, bir de kokuyor koyunumsu çok ısınınca.
Bir de modal diye pijamalarda kullanılan pamuksu bir kumaş var

özet geç diye bkz versem ayıp olurdu, yahu özel kutuda vs taşınamıyor mu ?

Bildiğim kadarıyla bir bir kapasiteye kadar yanında taşıyabiliyorsun. Gittiğin yere göre de değişir tabi mesela amerikada sınır 100 watt-hour imiş.

bendeki li-po lar çakmak kadar, 1050mAh (3 adet)

abartmayın. kimse zorla o kısmı aç milletin hikayesine bak ya da kendi hikayeni koy demiyor. kişi listesini ben zaten kullanmıyordum arama yapıyordum. alışınca göreceksiniz, o çok daha pratik. ha yok ben kişi listemi açıp milleti topluca profil fotosu, durumu vs dikizliyordum diyorsanız o başka tabi.

o özelliği beğenmiyorsanız kullanmazsınız olur biter. bu kadar tatava yapmaya ne gerek var. durum kısmına gelip özellikle bakmadıkça size ne kim ne atmış ne yapmış zorla izletmiyorki. whatsapp'ı normal kullanım şekli aynı duruyor sonuçta öyle kullanmaya devam edilir.

edit: durum kısmını kullanan yokluğuna üzülen varmıymış ya. benim bütün rehber ya uyuyor ya da hey there i am using whatsapp'tı. kim uğraşıyor diye merak ediyordum bende.

edit 2: bu konuda ne düşünüyorsunuz diyorsun düşündüğümüzü diyoruz ama tik yok. anca hoşuna gidene tik at.

edit 3: ben mutluyum valla. ne düşünüldüğünü sordun bende cevap verdim. kullanmayan kullanmaz diye.

Son bir yilda facebook'un yaptigi 6. snapchat tarzi uygulama oldu. Su an facebook snapchati tahtindan indirmek icin elinden geleni yapiyor, o yuzden elinde ne varsa piyasaya suruyor.

bokunu çıkaran siz tepki gösterenlersiniz. çok boş muhalefet yapıyorsunuz. kimsenin hikayesini zorla izletmiyor sana whatsapp. program iletişim programı sosyal ağ değil aynen dediğin gibi doğru. bu şekilde kullanabilirsin yani sorun nedir?

www.eksiduyuru.com

Her duyurunun altına kullanmazsınız olur biter diyen arkadaşlar her gün "x rezilliği" başlıklarını hevesle okumuyorsa ben de bir şey bilmiyorum. Adam yıllardır whatsapp kullanıyormuş ve onun için kullanım zorlaşmış, şikayet etmekten negatif geribildirim vermekten doğal bir şey mi var? Ne kadar gereksiz şeyler ya. Bir tanesi de kendini yetkili ilan etmiş her duyurunun altına her mesajda daha da saygısızlaşan daha da abartılı mesajlar atıyor. İnsanların negatif geribildirim vermesi mi daha garip yoksa bunu yapanları tek tek bulup agresif tepkiler vermek mi anlamadım.

kullanımda zorlaşan bir şey yok işte. ortada bir sorun yok. kişiler için ektradan bir fazla dokunuş yapıyorsun sonra "iletişim" kuruyorsun olay bu.

-- saygısız yetkili kişi--

ahaha adramelekhh, komik olma. aç bak, araştır istersen. hiçbir rezillik başlığı umrumda değil. bize böyle bi ithamda bulunduğunuz için benim de size bi ithamda bulunma hakkım doğmuş oluyor ve ben de sizin için elinden şekeri alındığı için zırıl zırıl ağlayan bebekler gibi olduğunuzu düşünüyorum.

Vallahi istediğini düşün istediğin kadar gülüş efekti yap durum bu. Adam beğenmemiş siz beğendiniz mi diye soruyor alttaki cevaplara bak. Basit bir şeye sinirleniyorsunuz, birikiyor, sonra alakasız birine sebepsiz patlıyorsunuz.

"Beğenmediysen kullanmazsın olur biter" bir ekşicinin söyleyeceği en son laf.

Cevaplara bak :D

Facebook Snapchati satın alamayınca ne yapacağını şaşırdı bence. Ben hiç beğenmedim millet nereden Video çekeceğini şaşırdı artık adam bir video çekiyor 50 yere yüklüyor.

sosyal platformlarda artık rekabetin bu kadar ayaklar altına düşmesinden ve ucuz kopyala-sun mantığından çok rahatsızım ben. adam hikaye paylaşmak istiyorsa snapchat kullanır, filtreli fotoğraflar paylaşmak istiyorsa da instagram vs. yani işlevselliği o noktada üst seviyeye çıkmış platformlara yönelir.

ama günümüzde ne olayı var? adam snapchat'i veya cartcurt programını bünyesine katamıyor, kullanıcılarını kaybetmemek veya oradan kazanmak için aynı özelliği direkt alıyor. sonra bir bakıyoruz, kullandığımız tüm uygulamalar aynı olmuş, özgünlük kaybolmuş. iletişim-gösteriş-paylaşım-haberleşme platformlarının arasındaki siyah çizgi giderek grileşmiş, neredeyse kaybolmuş. bundan rahatsızım ben.
whatsapp'ı mesajlaşma servisinden koparıp giderek instagramlaştırmanın, sinepçetleştirmenin ne alemi var?

twitter'ın mesela en başlarda arka planı vardı, çok daha estetikti. sonra facebook kapak fotoğrafı olayını çıkardı diye twitter da yaptı, arka plan resmi özelleştirmesini kaldırdı. çok salakça ve yersiz buluyorum bu tür şeyleri.

gençler kavga etmeyin. sonra duyurunun piremsesleri üzülüyor aisdlşadls
kavga ettiğiniz her bir duyurucu için dünyanın bi yerlerinde bi kelebek ölüyor bilmiyor musunuz?

tik konusunda arkadaşlara katılıyorum. objektif soru sorup farklı görüşlere tik atmamak ben duyuru kullanmayı bilmiyorum sori demek gibi bişey.

soruya cevap;
bence abartılacak bişey yok. en kötü kısmı kişiler sekmesinin yok olması. onun dışında görmek istemediğini görmezsin, yapmak istemediğini yapmazsın. gerek var mıydı? yoktu. ama bu kadar dertlere sürüklenmeye anlam veremedim. sabahtan beri 20. vatsap sorusu yani.

edit: mutluyuz tabi.

her yerden milletin "bakın ben, gene ben, ben ben ben" diye fırlayabileceği bir fırsat olarak daha görüyorum. hadi instagram zaten fotoğraf paylaşma uygulaması, o tamam da whatsappta niye böyle bir ihtiyaç duyulmuş anlamadım. kendi adıma hikaye paylaşacaksam instagramdan paylaşmaya devam ederim, whatsappta paylaşanlara da ne ilgi orospusuymuşsunuz diye küfürümü eder geçerim zaten işi biten insanın numarasını sildiğim için çok gereksiz paylaşıma maruz kalacağımı sanmıyorum.

Otomatik guncellenmemisti bu kadar konuşulunca merak edip guncelledim. Yani hikaye olayını kullanacagimi sanmiyorum. Ben eskisi gibi kullanırım yine. Rahatsiz etmedi herhangi bir sey. Ama sosyal medyayla cok içli dışlı olmayan biri olarak surekli kullandigim whatsappın sosyal medya uygulamasına dönüşmeden olabildigince sade kalmasını tercih ederdim. Gereksiz buldum.

Berbat!
Kişi listesini açıp scroll eerken kişilerin durumlarını okuyordum. Ne var ne yok.. Durum mesajlarını 3 yıldır değiştirmeyeni bilirim. Her gün değiştireni bilirim. Ama bu nedir ya. Umarım yeni bir güncellemeyle opsiyonel olarak sunulur.

İnsanların böyl eşeylere ihtiyacı olsaydı Instagram ve Snapchat yeterdi. Instagram ve Snapchat istediği kadar yenilik, gücnelleme alsın, Whatsapp, müşterilerini kaybetmezdi. Whatsapp ayrı, diğer platformlar ayrı.

otomatik güncellemeyi kapattığım halde gelmiş bana bu özellik rehberi kaldırmasa iyiymiş.

Anne ve babalari Türk vatandaşligindan izinli olarak çıkan mavi kartlilar yani imtiyazli yabancılar dedigimiz kesimi olusturuyor. Yani yalnızca alman vatandaşligi olan kişiler bunlar. Haliyle çocuklar da alman vatandaşı. Ama isterlerse kendi ülkesindeki Ergin olma durumuna erişince ergin olmalarindan itibaren 3 yıl içinde seçme haklarini kullanarak Türk vatandasligina gecebiliyorlar.

Almanyada 1.4 milyon secmen varmis. Eger anne babalari TC vatandasi degilse ve kendilerinin basvurmasi gerekiyorsa cok yuksek bir sayi degil mi bu? Bu kadar aktif bir sekilde TC vatandasligina basvuruyor mu cocuklari?

Kişi hangi ülkenin vatandaşıysa çocuğu da o ülkenin vatandaşı olur. Kişinin hem Alman hem Türk vatandaşlığı varsa ve çocuğu Almanya'da dünyaya gelirse çocuk da hem Alman hem Türk vatandaşı olur.

@grgn,ondan emin değilim iştr, bildiğim kadarıyla Alman vatandaşlığına geçmek için diğerinden çıkmak gerekiyor.

Adamlarin almanyada sinirsiz oturma/calisma izni filan var, hangi vatandas oldugu farketmiyor ki.
25 yasindan sonra alman vatandasligina basvurani da gordum. Trye kesin donus yapacakti, bir sey olursa almanyaya donebilmek icin alman vatandasi oldu da geldi.

Bir de almanya tc ile cifte vatandasliga iZin vermiyor, cifte vatandas olanlar (eskiler haric) tc vatandasligini gizleyenler

İki Türk'ün çocuğu Almanya'da doğarsa, Türk vatandaşlığından çıkması beklenmeden ona Alman vatandaşlığı verilir. Sırf çocuğu yabancı ülke vatandaşlığı edinsin diye yurtdışında doğum yapanlar var, hiç duymadınız mı? :) Örneğin 9 ay bitince çiftimiz ABD'ye gidiyor turist vizesiyle, orada doğum yapılıyor ve vatandaşlık alınıyor. Bu durumda sadece çocuğun vatandaşlığı oluyor tabii, ebeveynlerin değil.

@grgn

Almanyaya dogum yapmaya gidip dogum yapinca cocugun alman vatandasi olmaz. Her ulkede gecerli olan bir sey degil. Mesela almanyada gecerli degil. Kesinlikle yanlis bilgi. Cok nadir ulkeler (abd bunlardan biri) bu sekilde vatandaslik hakki veriyor.

Ius soli vs ius sanguinis diye aratabilirsiniz.

Kizim almanyada dogdu, esim ve ben turk vatandasiyiz ve alman vatandasligimiz yok. Limitsiz oturum ile yasiyoruz. Kizimiz su anda hem alman vatandasi, hem de turk vatandasligi var cunku Eğer anne ve babadan hiçbiri Alman vatandaşı değilse, ancak anne veya babadan biri en az sekiz yıldır Almanya sınırları içerisinde yasal olarak ikamet etmişse, çocuk yine de otomatikman Alman vatandaşlığı elde eder.

Cifte vatandaslik hala mevcut ama sadece bu sartlarla,

2000 yilindan sonra dogmus olanlara cifte vatandaslik hakki var, anne baba alman vatandasi olmasa da. onlar da 18 yasina geldiginde turk veya alman vatandasligindan birini secmek zorunda.

1990 - 2000 yillari arasinda doganlarda ise cesitli kosullar istiyorlar. anne babadan biri alman vatandasi olmali, 6 yil alman okulunda okuyup 8 yil almanyada yasamis olmak gibi.

1990 yilindan once doganlar ise cifte vatandas olamaz, almanyada dogsalar da dogmasalar da.

yani ozetle almanyada yasayan turkiye secmenleri almanyada alman vatandasligini hakkini kazansalar da kabul etmemis, oturum ile ikamet edenler. Almanyada yasayan bircok turk hak kazansa da alman vatandasligina gecmiyor cunku limitsiz oturumlari alman vatandasliginin kazandiridigi bircok hakki da kazandiriyor onlara. (Baska ulkelere vizesiz giris ve oy kullanma hakki haric) Bu secmenler sadece turk vatandaligina sahip, alman vatandasliklari yok.

Valla benim de bir arkadasim vardi boyle, yurdisina gidince hep yerini yadirgar uc gun aglardi. 3 ay sonra donerken de donmek istemezdi. Ben ise tam tersiyim, gitmeyi iple ceker, donunce depresyona girerim.

Milletin gitmek icin can attigi bi yerdesin bence degerini bil, kisa zamanin var olabildigince keyfini cikarmaya basla. Zaten surada 4-5 ayin var, hemen bitecek.

Geçecek merak etme. Ortamın oturduktan sonra dönmek istemeyeceksin.

ilk 3 gün hosteldeydim. kaydımı yaptım, şehrin temel yerlerini öğrendim, ev baktım, sonra baktığım ve içime sinen bir eve yerleştim, 1 hafta içinde de düzenli içmeye başladım. ben de izmir'i bırakmıştım da gittiğim şehir izmir gibiydi, mis gibiydi. bir daha tekrar gitmek nasip olmadı, keşke yine gitsem.

geçen sene bugün gitmiştim.ben de polonya'daydım. ilk günler zorluydu ama sonraki aktı gitti. keşke senin yerinde olsaydım şu an :(

geçen sene bugünler de benim ilk haftamdı. aynen bir boşluğa düşüyorsun hele ki ben ev bulamamıştım ilk birkaç gün hostelde kaldım baya gergindi yerim yurdum yok yabancı ellerde diye sonra ev buldum yerleştim bir iki haftaya türkiye'nin amk der hale gelmiştim bile.

tersi için ailen borç alabilirim tabi ama euro 5 yıl sonra 2-3TL olsun türkiye'ye dönerim çalışmak için, muazzam bir şey olmuş olmalı onun için, avrupada savaş falan.

Tabii yurtdışında iş bulup oturum alman gerekicek onuda dağıtmıyorlar malesef:)

kyk bursu toplu mu veriliyor? benim bildigim aylik aylik verilmiyor mu? euro arttikca sana geliri de dusecek zaten?

Valla bana da oyle geliyor. Hatta benim su an planim her ay kredinin hepsini cekip, yarisi kadarini euro olarak saklamak. Ilerde de euronun artmasi ile rahat rahat oderim diye dusunuyorum.

Haa bu arada finalde odeyecegin miktar 43,488 degil. Her sene zam gelecek krediye bu zam da ilerde oderken yansitilacak. Mesela ben ilk aldigimda kredi 1500 tl idi, subatta 1660 oldu. Fakat seneti imzalarken 1500*24 uzerinden imzalamistim.

Onun yerine part time ise gir derim. Hayat bu ne olacagi belli olmaz, planlar islemeyebilir. Kazanmak borctan her zaman kat kat iyidir
Not:Yurtdisinda yasiyorum, Turkiye`de okurken KYK aldim.

Hollanda tv'sinde bi talk show'da ilki yapıldı Hollanda için. Sonra gerisini diğer AB ülkeleri getirdi.

Ek: Trump seçim sloganı Amerika first.

Trump yemin törenindeki konuşmasında dedi, bundan sonra amerika first diye. Hollanda'daki bi talk show da Amerika ilk sırada da bari biz de ikinci olalım diye video hazırladılar. Sonra diğer ülkelerin talk showları felan aynı formatı uyarlamaya başladı

dünya üzerinde maalesef sömürülmekten kurtulamayacağın için çok bir anlam ifade etmeyecektir.
Ha ben gelirim yalan olmasın. Hudutlarımızı da savunuruz. Bu fikir hojtur ama böğağe

(bkz: sealand)

devlet siklemez ama bi takım arkadaşlar gece içip içip gelip seni döverler. ama yeterince etraflı bir çalışma yaparsan, sağlam haber olursun hem türkiyede hem dünyada.

ben kışın tatillere gelirim senin ülkeye ama yazın bizim ora iyi ya, bizim kız için çocuk parkını unutma ama, olmazsa sıkıntı.

Meton amca sen misin?

yalova kaymakamı

vatandaşlık alırım.

duvarına ccc çizerim.

ikinci bahar

çemberimde gül oya çekilmiş en iyi türk dizisidir bana göre. 1 sezon sadece. gayet güzel sonuca bağlanıyor pat diye bitme yok.

aşk-ı memnu
türk dizisi budur :)

Ezel

hiç tutulmayan, pek tanınmayan bir dizi önereyim: son ağa
tamer karadağlı, emel müftüğlu, durul bazar var. klişelerle dolu ama yine de çok güzel bir dizi.
25 bölüm filan olmalı, ürgüp'te geçiyor.

20 dakika

46 yok olan

son.
bir kaç bölüm tekrara girse de ben severek izlemiştim.

çemberimde gül oya +1

behzat ç.

Ben kullaniyorum.markasini hatirlamiyorum ama bu model gibi.fakat ben cok daha uygun fiyata hatirliyorum

urun.n11.com

Bende bundan var, cezvede iki dakikada isitip bununla kopurtunce gayet guzel oluyor. Diger secenege gore cok daha uygun bir alternatif olabilir.

tchibo kullanıyorum. fiyat/performans zirvede.

Kilo alırsın. Ölmezsin ama ben hazır çorbaya ekmek batırarak 2 hafta idare etmiştim. Keza mayonez marul ve yumurta ile yaptığım enfes bir fakir sandviçi vardı ki sorma,

göt büyütürsün. sebzeli makarna tarifleri bul. bir de en azından sabah kahvaltıda yumurta yi.

Bağırsakların çalışması için bolca kuru kayısı ve kuru erik yiyin.
Hazır bolonez ve napoliten sosta et ve sebze öğeleri bulmak zor, o yüzden haftada bir biraz eti sebzeyi tavada çevirip yeseniz güzel olur en azından.

çok kötü acilen değiştir yeme şeklini.

Bolonez sosu kendin yapsana, daha lezzetli ve sağlıklı olur. Ayrıca sosun pişmesi makarnanın başlanmasından kısa sürüyor, 15 dkda hazır oluyor tüm yemek.

yahu konserve yemek denen bir şey var. al bi fasulye pilaki taze fasulye falan bunlar 3.5 lira 400 gramı. konserve hamsi var 100 gramı 2 lira falan. ton balığı var vs. bir sürü şey var. kendine boşuna eziyet ediyorsun.

Kabız olursun götün acır.

Yapma. Glutensiz, düşük karbonhidratlı, bol ve kaliteli proteinli ve bol yeşil sebzeli doğal beslenmeyi tavsiye ediyorum.

dayılarım amcalarım alayı mhpli ve bahçeliden nefret ediyorlar hayır diyecekler.

cb seçiminde neden %52 oy çıktı çünkü mhplilerin birçoğu oy verdi tayyibe çatı aday tepkisi yüzünden. şimdi aksi olur da hayır derler mi? bence demezler.

ailesi ve yakın çevresi mhp'li hatta il / ilçe yönetiminde görev sahibi olan birisi olarak söyleyebilirim %80 oranında bir hayır oranı var. geri kalan %20 'lik kesim teşkilatta görevli kişiler. mecburen evet atacağız diyorlar ama sandıkta bunun tersini de görebiliriz. bu izlenimlerim trakya için geçerli. anadoluda durum nedir bilemiyorum.

türkiye'de seçimlerde rasyonel hiçbir çıkarım yapılamaz.

neden yapılamaz?

çünkü şu şu şu sebeplere sahip olanlar evet der diye düşünüyorsunuz;

sonra bir bakıyorsunuz evet diyen grubun argümanlarına;

-almanya'ya inat evet dedim
-pkk'ya inat evet dedim
-faiz lobisine inat evet dedim
-chp'ye inat evet dedim


inattan evet diyor millet. rasyonellik yok. ünlü bir filozofun bu konuda süper bir sözü vardır. hatta bence kendisi türkiye tarihinin en zeki insanıdır. der ki: "taktik maktik yok bam bam bam"

işte onun için evet derler mi demezler mi diye kestirmek imkansız.

seçim günü yağmur yağar yağmura sinirlenip hayır da diyebilir adam. o derece garip durumdayız.

cb seçiminde çoğu kişi oy kullanmamıştı bir de. %73 oy kullanım oranı.

hayal demek saçma bence. 7 haziran seçimlerinde %40 aldı adamlar.

Babam doğunun muhafazakar illerinden birinde ömrünü MHP'ye adamış bir ülkücü, il ilçe teşkilatlarında da önemli görevlerde bulundu. Sabah akşam bahçeliye sövüyor, hatta seçim zamanı kendisi ve diğer ülkücü arkadaşlarıyla kapı kapı gezip çalışacaklarını söylüyor. Epey karşılar yani.

esas sıkıntı
konyanın, nevşehirin, niğdenin, çankırının, memleket faktöründen osmaniyenin ülkücüleri.

yoksa her ülkücü balıkesirin, aydının, ığdırın ülkücüsü gibi olsa, zaten sorun olmazdı.

benim çevremdeki ülkücüler de hayır diyeceğiz diyorlar ama pek inanasım gelmiyor açıkçası. umarım yanılırım.

ülkücüler kadar dönmüş (dönmekten helak olmuş) bir topluluk daha yoktur tr'de, güvenilecek son grup olduklarını düşünüyorum. son 10 yıl değil, hep böyleydiler. hep devletin koltuk değneği oldular, devlet de hep kemiklerini verdi tabi ki. şu anda devlet AKP, hatta RTE olduğu için yine aynısı olacaktır, maalesef.

bu biraz "ben vermedim, sen vermedin, kim verdi bu tayyip'e oy?"a benziyor. ben çoğunun "pkk'ya inat, hdp'ye inat, fetanyahu(!)'ya inat" evet diyeceklerini düşünüyorum.

Ben gerekli milliyetcilik havasini yarattiklarini, ulkuculerin de cogunu simdiden tavladiklarini dusunuyorum. Umarim siz hakli cikarsiniz. Cevaplar icin tesekkurler.

-kötü yönetilen iyi bi marka örneği verebilir misiniz?

hepsiburada

ikincisi nusret ajsjaja
mavi jeans ve vestel de 2ye girer

1- belli bir döneme kadar microsoft. adamlar %99 pazar payıyla berbat ürünler çıkardılar. ne zaman ki rakipleri gümbür gümbür gelmeye başladı, işte o zaman ceo değişti. e tabi şirket de değişti.
2- malboro. insan sağlığını tehdit eden, hiçbir faydası olmayan ürünleri ile milyonlarca insanın kanser olmasında payı var. ama firmanın pr yönetimi, pazarlama yönetimi, regülasyonlara rağmen ayakta kalması ve kar etmeyi sürdürmesi bence muazzam bir yönetim başarısı.

1: THY
2: Mavi

son kullanıcı olarak pazarlama yönetimi konusunda yazabilirim.
İyi Yönetilen kötü marka, Panda dondurma.
Kötü yönetilen iyi marka, Samsung geldi aklıma

İyi marka kötü yönetim - THY
Kötü marka iyi yönetim - Şölen ( Biscolata)

2.si icin aslinda ornek acik aslinda, malum proje partisi bunun en guzel ornegi...kol kirilip yen icinde kaliyor, digerleri demokrat demokrat ozgurlukcu ozgurlukcu arkasindan nal topluyorlar.

yine diger proje partisinin ve bagli oldugu orgutun yurtdisi lansmani da ornek olabilir. kadin gerillalarin yurtdisinda posterlerde kullanimi mesela sex sells kavramina cok guzel bir ornektir.

1.si icin ise yemeksepeti diyorum. hakkindaki sikayet cok kolaylikla giderilebilecek bir sorunken hic gerek yokken kendisine alternatif aratip buldurdu, tebrik etmek lazim. yani hali hazirda cok guzel bir sistemi varken bunu hic bir disaridan faktor olmadan batirmak, kotu yonetimdir.

2- lc waikiki

Kötü yönetilen iyi marka: THY

2.si bim
ben 1. soruya yanıt bulamadım.

iyi yönetilen kötü marka: acun medya

1- ekşisözlük
2- coca cola olabilir bence, yukarıdaki sigara örneği gibi, çok zararlı ürünler ama adamlar her eve giriyor

1- HTC, zamanında dünyadaki en iyi üreticilerden biriyken şimdi kötü yönetim yüzünden ayağa düştüler.

2- Apple denilebilir belki, kötü bir marka değil ama şu anki başarısında ürünlerinin kalitesinden çok markanın yönetimi rol oynuyor.

Coca Cola ve Marlboro örneklerine katılmıyorum. Kötü marka derken sanırım kalite kastedilmiş. Coca Cola kötü bir marka olsaydı, onun yerine gidip Kristal Kola alırdık. Bunu yapmıyorsak demek ki kötü değil. Marlboro zaten kalitesiz olsaydı insanlar bu markaya 10 TL vermezdi.

İkinci soru için benim örneğim Panda. Şu dondurma markası olan. Ürünlerinin kalitesiz olduklarını düşünüyorum. Dondurmalarında tat yok. Ama ilginç bir şekilde küçük-orta ölçekli çoğu markette bu markayı görüyorum. Bu kadar tercih edildiklerine göre iyi yönetiyorlar demek ki.

Otobuste isic kartini gormek istemeleri kuvvetle muhtemel. Aklinda bulunsun

Valla bulunduğum yerde 15 €, zaten tek sefer kullanacağım, şurada 3€'nun hesabını yaparken kart almak pek mantıklı gelmedi.

Dünyanın çoğu yerinde karşı tarafın izni olmadan yapılan ses kayıtları delil olarak kullanılamıyor. Muhtemelen Türkiye'de de öyledir.

Eğer konuşmanın başında call center gibi memnuniyetim açısından bu konuşma kayıt altına alınmaktadır demezsen kabul edilmez.

Karsi tarafin izni olmadan alinan kayit hukuka aykiridir.

2 senedir kaydediyorum, direkt clouda yuklenıyor konusmalar.

Onu bunu bırak ölünce cok güzel bi sanat eseri bırakmıs olucam dunyaya. 1 tb mp3 dosyası. ahahaha.

uygulama yüklerken sana soruyor senin ülkende yasal mı değil mi diye. hayır dersen yükletmiyor.

ben not amaçlı kullanıyorum. delillik durumu yok zaten kendi açımdan. ama ciddi bir duruma düşersem şirkete ve google playe yüklerim sorumluluğu, google play abna lokasyon bazlı çıkarıyor uygulamayı, onun benim ülkemde yasal olup olmama sorumluluğu uygulama yükleyen şirkette. o uygulamanın benim ülkemde çıkmaması lazım eğer yasal değilse.

@khiron

benim yaşadığım ülkede oluyor.

ben uygulama kullanıcıyım. onun yasal olup olmaması benim sorumluluğumda olsa dahi, onun bana en başta sunulamıyor olması gerekiyor. yaşadığın ülkenin hukukunu bilmek önemli.

yasalligi degil olay. neticede kimse mahkemeye basvurmuyor ama buyuk orospu cocuklugu bence. yeri geliyor ozelini anlatiyorsun, neden saklanir ki bunlar? ayip en basta.

Karşı taraf acele cevap beklemiyorsa tümden yazarım. Taksit taksit yazanlara sinir oluyorum.

Lim5 bana sinir oluyor mesela :D

tümden yazıp yollamışlığım çok nadirdir.

ben de coyoteden örnek vereyim.

ben de bu şekilde
yazıyorum
ama genellikle heyecanlı
bir şey anlattığımda
böyle yazıyorum
bazen de
cümle cümle gönderiyorum
belli olmuyor.

Misal, bir cumlede 7 kelime varsa 7 kere telefonun ötmesi sahiden abes ve rahatsiz edici. Hatta uzun bir sey yazacaksa bu kişi ohoo. Ben bildiğin noktali, virgullu uzun uzun blok yazıyorum istedigimi.

Konuşma şeklinde yolluyorum. Nasıl konuşacaksam, vurguyu nasıl yapacaksam öyle. Cümleyi bir çırpıda kurmak istiyorsam öyle yazıp yollarım, sonra başka cümleler filan.

Ben de geliyorum
Beni beklemeyin ama siz yine de

Gibi mesela.

Blok halinde gönderiyorum.

kelime kelime yazanlardan hiç hoşlanmıyorum, o telefon titreyip ses çıkardıkça kanım çekiliyor, gözlerim kararıyor. bi keresinde 15 defa ötmüştü art arda ON BEŞ

tek parça halinde yazmayanları gördükçe sinirlenip kafalarını duvara sürtüp kıvılcım çıkartmak istiyorum. eminim çoğu şu 5 bin sms dönemine denk gelmiş;

slm
aşkım
naber

yazan tiplerdir.

ben de allahtan o tipler yok. bir yazsa cevap falan vermem.

taksit taksit yollarım 5 saniyede 15 bildirime neden olan herkesi kınıyorum. göndere basarken telefonunuz ekranı kırılır umarım.

ben blok halinde yazıyorum. kelime kelime yazana da uyuz olmam ama otobüste falan tek tek yazanlar yüzünden saniyede bir o mesaj sesi geldi mi birilerinden kafayı yiyecek gibi oluyorum. lan zaten telefon elinde, anlık yazışıyorsun. telefonu sessize ya da titreşime al gitsin.

tümcüyüz biz abi

normal bir insan gibi yazıyorum. blok halinde.

cümle cümle yolluyorum.

Paragraf paragraf yazmam, cümle cümle olur ama asla kelime kelime olmaz.

Özellikle bişe anlatıyorsam konuşuyormuş gibi yazarım, her mesaj bi nefese denk gelir.

Eskiden tek tek yazardım nedense değişmiş. Cümle cümle yolluyorum. Ama emin olamadım şimdi.

ya tek tek değil ama tümden olayı da yazmıyorum yani.
ama bazen karşımdaki kişiye göre değişiyor yazım şeklim. bir keresinde kelime kelime yazmıştım 3 kez telefon ötünce karşıdaki de çok şey yazdım sanmış.
ben
de
bir
şey
yaz
dın
san
dım
yazmıştı ayrı ayrı, o günden beri kendisine tek seferde yazıyorum.
ama genelde
şu şekilde
yazıyorum yani
parça parça.
hatta bu aralar yazmaya çok üşenip ses kaydı atıyorum.

Eğer tek bir cevap yazıcaksam ve o kişiyle konuşma devam etmicekse tek seferde yollarım ama uzun bir muhabbet söz konusuysa ayrı ayrı yolladığımda oluyor ama kelimeleri tek tek olarak değil cümleleri bölerek yolluyorum.

eğer bir şey anlatıyorsam destan yazarım. normalde de cümle cümle.
şimdi çıktım
geliyorum
gibi

Kelime kelime hiç yazmadım hayatımda. Uzun bir şey anlatacaksam falan paragraflar halinde yazıyorum genellikle. Bir olay anlatmayıp karşılıklı konuşma halindeysem de cümle cümle yazıyorum.

2-3 cümlelik parçalar halinde yolluyorum. Gece geç vakitte aklıma bir şey gelir de yazarsam, ya karşıdaki uyuyorsa diye her şeyi tek bir blok halinde yazıp yolluyorum.

Kelime kelime yollayanlar bende şöylekonuşanlar gibi bir etki bırakıyor: Yani dedim, sen dedim, neden dedim, her kelimeyi dedim, ayrı ayrı dedim yazıp dedim yolluyorsun ki dedim. Tam olarak böyle evet :) Hele telefon hemen elimin altında değilse ve bir anda peş peşe yüz tane bildirim sesi gelirse deliriyorum, karşımdaki yeterince samimi olduğum biriyse çemkirdiğim de oluyor.

ben paragraf şeklinde yazıyorum uzun bişeyse, ama acele bişeyse de parçalı yazıyorum.

sürekli parçalı yazanlara biraz ayar oluyorum ben de...

Kelime kelime yazanlara gicik oluyorum +1

Uzun paragraf yazdigim da cok nadirdir, cumle cumle yaziyorum ben çoğunlukla.

kelime kelime yazmak ne ya

iletişim denen kavrama bakış açısını öğrenmek istemezdim bu tiplerin

Hepsini bir yazarım. Kelime kelime yazanlara sinir olurum+1

Sürekli uyarı geliyor deli oluyorum.

Kelime kelime yazana gıcık oluyorum, bir kerede Gılgamış destanı yazanlara da gıcık oluyorum.

Başkalarını da gıcık etmekten zevk almadığımdan cümle cümle yazıyorum.

cümle cümle yazıyorum. +1

fakat ne kadar da "müthiş" şeyler için deli oluyormuş insanlar yahu. yok çıldırmalar, yok şiddet eğilimini içinde hissetmeler falan. enteresan.

Söylemek istediğim neyse yazar öyle yollarım. Cevap bekleyen karşı taraf bazen sinir olabiliyor ben yazarken karşıdan gelen mesajları görüyorum "hadi", "çabuk ol", "yazdığın kadarını yolla gerisini sonra yaz" gibi şeyler.
Paragraf paragraf yollarım öyle seviyorum.
Tek tek yollayanlar da yakınlarımsa uyarır (genelde takmıyorlar), yakınım değilse sık mesajlaşmam.

imkanın varsa üçüncü nesil kahvelerden damıtma içebilirsin, santos mümkünse. soğuk sevmem ben dersen de double espresso, ama gözüne az görüp de çok içme. :)

espresso kahveyi french presste yap, fondip.

istanbul'da isen :club mate: garantili uykusuz her gece.

acilse ve bunların hiçbirine ulaşamıyorsan o neskafeler, jacobslar falan kahve değil zaten boşuna zehirlenme. halis muhlis türk kahvesi iç fincan fincan.

sertlik kavrulma oranıyla ilgili oluyor genelde. fazla kavrulmuş kahvenin de kafein içeriğinde bir değişim olduğunu sanmıyorum; yani sert kahvenin uyku açtığından şüpheliyim.

suda çözünen granül kahveler bende kesinlikle uyku açma gibi bir etkide bulunmuyor. zaten bahsedildiği gibi kahve olmaktan çıkmış kahveler onlar. bir takım süreçlerden geçerek suda çözünebilme özelliği kazandırılıyor.

herhangi bir öğütülmüş kahve işinizi görecektir.

Az kavrulmuş kahvelerde daha çok kafein bulunur.

Espresso küçük miktarlarda hazırlandığı için istediğiniz yüksek miktarlarda kafein sağlamaz. Benim önerim french press olur, 20-25 gr kahveyi olabildiğince sıcak suyla 6-7 dk demlerseniz ulaşılabilecek en yüksek kafein seviyesine ulaşırsınız.

50-60 tl? Normal kulaklıklara bakın bence, oyuncu kulaklıkları daha pahalı olur

biliyorum da dediğim gibi bana söylenen bütçe bu şekilde. snopy'nin falan 1-2 modeli var onlar tek girişli olsa onlardan alırdım da dediğim gibi çift girişli onlar.

usb adaptörü alırsın, tek giriş olur. problem değil o

tek giriş olması bulduklarını satın alamaman için bir neden değil. çoğunda o çift girişi teke düşüren zımbırtılardan oluyor beraber gelen.

@yuz kiloluk bir zenci
hocam hep kutu açılış videolarına baktım fakat hiçbirinde böyle bir şey göremedim.

evet o çifti teke düşüren aparatı bulmak sıkıntı.

Çift jakı tek jaka düşürmek için aparatları her yerde kolayca temin edebilirsiniz. Vatan ve mediamaekta var. Zor olan tek jakı çiftlemek onu sadece internette bulup sipariş edebilmiştim. www.vatanbilgisayar.com Usb çıkışlı olduğundan aparata ihtiyaç da yok. Hayırlı olsun şimdiden.

urun.gittigidiyor.com

Bu da o aparat bu arada, cok zor degil bulmak.

North face'nin Back to berkeley serisi botlarina bakabilirsin.

skechers'ın güzel botları var. hafif ve en önemlisi efsane rahat, öyle böyle değil.

Ben geçen gün Jabra Sport Pulse aldım Turkcell üzerinden gayet memnunum kulak içinden nabız ölçümü Runtastic ile uyumlu çalışıyor. 5 saat civarı pil ömrü spordan spora yani günlük kullanım in uygun değil. Koşu sırasında kulaktan düşme de olmuyor.

şunu izlersen bir fikir verir belki.

www.youtube.com

bana Anker SoundBuds Sport IE20 hediye edildi (kendim alacak/kiyas yapacak kadar anlamiyorum teknik detaylardan). kosarken kullaniyorum ve cok memnun kaldim. bütcenize uygunsa bir göz atin derim.

Ben mpow wolverine aldım epey güzel, koşarken sıkı duruyor, şarjı 6-7 saat gidiyor.

Amazonda veya aliexpresste var

gunluk olarak sarj edip geri bosalttigin bir seyin kullanim omrunu uzatacak bisey yok, laptop falan degil ki bu.
istedigin gibi tak cikar. eger sarji daha efektif kullanmak istiyorsan arka planda yenilenen uygulamalari kapat gereksizleri.

sürekli tak çıkart yapma. önemli bir şey olmadıkta tamamen bitmeden ya da %10 un altına düşmeden şarj etmemeye çalış ve %100 olmadan çıkartma.

sadece bunlara dikkat ederek 5 senelik iphone 4s im %1 i hala görüyor.

%100'e kadar sakin sarj etme, bataryalar en buyuk zarari %80-100 arasi sarjda gorurler. Ne kadar asagi indigi veya ne zaman sarja taktigin onemli degil. Onemli olan sarj ederken %80in ustune cikmamasi.

Isin bilimsel kismini merak ediyorsan burayi okuyabilirsin. accubattery.zendesk.com

youtu.be

ifade edilmek istenen her neyse bunu ifade etmek ve sonuclarini da kabullenmek yani bu ifadenin sorumlulugunu almaktir. zannedildigi gibi sorumluluksuz ifade ozgurlugu olamaz. oylesi "ifade ayricaligi" olur. sinirlari, yazili ve yazisiz kural ve kanunlardir. her toplumun kendi hukuk ve adalet anlayislari vardir. o yuzden toplumdan topluma bu sinirlar da degisir.

edit: mesela sokrates'in zehir icmesi ifade ozgurlugunun sorumlulugunu almasindandir.

Ifade ozgurlugu devlet ve birey arasinda bir sozlesmedir. Ifade ozgurlugu demek soyledigin seylerden dolayi devlet sana yaptirim uygulayamaz demektir. Tabi buna iftira gibi baskasina zarar veren soylemler dahil degil.

Ama toplumun tepkisini ifade ozgurlugu korumaz. Ben seni dinlemeyebilirim, patronunsam isine son verebilirim. Sosyal cevren seni dislayabilir, bunlarin olmasi ifade ozgurlugunun olmamasi demek degildir.

ekşi duyuru'da yoktur.

Benim için ifâde hürriyeti (özgür kelimesi Türkçeye uygun üretilmediğinden hürriyet deyorum)
karşısındaki insana değil de karşısındaki insanın düşüncelerine her türlü düşüncesini söyleyebilmesidir. Bu nedenle kişisel edilebilecek küfürler dışarıda kalıyor. Örneğin düşünce sikilemez, düşünceyi ifâde eden sikilir. Yânî düşünceni sikeyim küfrü aslında kelime oyunuyla düşünceyi ifâde edene edilmiştir. Bence bunlar ifâde hürriyetine girmiyor.

Nefret söylemi, ötekileştirme, azınlığa tahakküm, hakaret, zarar verici nitelikte dezenformasyon vb. unsurları barındırmayan herhangi bir cümlenin, istenilen herhangi bir mekanda dile getirilmesi. Lakin tüm bu saydıklarımın alt metinde bile olmaması gerekiyor.

tehlikeli bir şeydir esasında. birisi gelir pedofiliyi savunur, 7 yaşından sonra kız çocukları kapanmalı der , çocuk gelinlere laf etmez ( tamamen sallamasyon örnekler ), birisi gelir atatürke boyna giydirir falan filan bunlar hep ifade özgürlüğü. yani diceksin hi öeeğğhh be kardeşim böyle ifade özgürlüğü mü olur da , ona göre de o doğru işte.

o yüzden tehlikeli. çok da olmamamlı yani. laiklik rulez.

cevap verecekken aklımda cem toker'in konuşmasını bulmak vardı, sağolsun nugre tias mahlaslı arkadaş link vermiş.

ayrıca cevapların gidişatından da şunu anlıyorum, bu seçim barajı olmasa ldp meclise girer.

Çocuk degil yaşlılar yapmaz mi ya onu? Mükreminin anası yapardi onu hatırladım. En temizi super teknolojik ocaklardan almak. Kullanmadim gerci ben de tam o işi çözer mi bilmem. Ki kesin yeni teknoloji zırvasi olmasindan ötürü eksik, kullanışsız bişeyi vardır. Onun dışında önerim çok çok uzaktaysaniz ve çok suphelendiyseniz gaz idaresini arayıp benim gazi kesin diyebilirsiniz. Keserler belki ;)

bende de var. gazın vanasını kapatıyorum sonra "bak kapattım" diyorum. ütüde de aynısı var. fişi çekerken sonra aklıma gelir diye "bak çekiyorum" diye kendime yüksek sesle söylüyorum. eğer çk muzdaripseniz sesli olarak kendinize hatırlatın ya da fotosunu çekin.

Fiziksel bi hareketle ilişkilendirmek bende işe yarıyor. Aynı şey araba kilitlemede başıma geliyor. Kilitledikten sonra kapı kolunu çekip kontrol edersem , o eylem aklımda kalıyor. Eğer etmezsem hiç bir şekilde hatırlayamıyorum. Mesela sen de ocağın kapalı olup olmadığını kontrol ederken sadece bakmak yerine, kapatırmış gibi çevir o zımbırtısını.

komşulardan birinin telefon numarası varsa arayıp eve giren doğalgaz sayacındaki vanayı kapattırabilirsiniz

Ben okb degilim ama fotograf cekiyorum.

banka kartinizi direk eur hesabina baglayabilirsiniz tabi. ama her turlu komisyon verecek gibisiniz ozel bi anlasma yoksa. yapi kredi unicredit gibi.

yapıkredi unicredit oldukça iyi ancak bankanın kur farkından ufak ufak komisyon vermiş olacaksınız zaten komisyon adı altında olmasa da.

Turkishbankin on odemeli kartlarinda oyle oluyor. www.turkishcards.com Ben yillardir bunu kullaniyorum turkiyeden para aktarip cekmek icin, en uygunu bu gibi.

Diger bankalarda ise olmuyor diye biliyorum, TL hesabindan cekmek isteseniz de mesela yapikredi unicreditte komisyon almiyor ama euroda kuru 10 kurus civari fazla aliyor, o da buyuk miktarlarda iyi para ediyor.

cepteteb tam olarak bunu yapiyor ve komisyonsuz. www.teb.com.tr

google'a "respiration co2 production daily basis" yazıyorsunuz. çıkan ilk iki site:

www.globe.gov

www.engineeringtoolbox.com

bu kadar zor olmamalı.

Verdiğiniz ilk örnek varsayımlar ve teorik hesaplamalar elde edilen sonuçlar. Bilimsel bir çalışma duyurusu için google'da ilk iki siteyi yazıp al bak işte burada var demenin bir anlamı var mı?
Belki biri okumuştur yakın zamanlarda bununla ilgili bir makale, deney ve test sonuçları bulabilir miyim diye merak ediyordum. Bilimsel çalışmadan kastım buydu, anlatamadım herhalde.
Fuzuli imanıza rağmen zahmet etmişsiniz yine de teşekkürler, ne diyim.

ajcn.nutrition.org

Bu tarz arastirmalar insanin gunluk kac kalori tukettigini, urettigi CO2'den hesaplarlar. Energy expenditure ve respiration chamber anahtar kelimeleri ile daha cok sonuca ulasabilirsiniz.

sar değeri biraz sıkıntılı bu mate serisinde. onu bi araştır istersen.

Ben huawei honor 8 kullanıyorum, işlemcileri felan aynı. Performansı oldukça iyi, epey hızlı, bataryası iyi gidiyor. Epey memnunum, tek sevmediğim kısmı arayüzü. Androidin epey özelleştirilmiş bi versiyonu, ana ekranda uygulama menüsü yok, bildirim paneli felan da normal androidden biraz farklı. Ama Android 7 versiyonunda epey düzeltmişler arayüzü yani update gelince epey düzelecek o da. Diyeceklerim bu kadar şimdilik.

elbette ışık kirliliği en az olan yerdir. o da şuradan görülüp gidilebilir;

www.lightpollutionmap.info

Yani boyle fotograflardaki gibi ciplak gozle gormek istiyorsan yok oyle bir yer dunyada bildigim: upload.wikimedia.org

Fotograf makinesiyle uzun pozlama yaparak gorulebiliyor anca boyle, ciplak gozle baktiginda gormuyorsun yani. Onun disinda yukaridaki isik kirliligi olayi dogru ama umdugun kadar bir fark yaratmayabilir (fotograf cekmek degilse amacin)

Torosların tepeleri. Antalya civarı mesela. Tübitak'ın ulusal gözlemevi felan da orada.

Pastirma
Lahmacun/Pide

firin ekmegi. mis gibi boyle. orda ekmekler hep sekerli gibi :/
kebap ye, orda kebap kulturu pek yok. dumduz et var :) tatli ye bol bol, orada bulamayacaksin :/

@piotrsus: feta cheese yerini tutmuyor muydu?

her sey var burda. hicbisi ozlemezsin esin dostun disinda, ondan korma :) tek sikinti cok pahali ve tr'ye gore bayat olmasi :)

lahmacun
sucuk
vişne suyu
taze baklava

Nerelere gidildiğine göre değişiyor. Geçen sene küçük bir şehirdeydim, yakında Türk ürünleri satan yer yoktu ama bir Mısır bakkalında bulgur, yufka, sucuk, çay vardı. O yüzden bir kısım şeyleri yapabiliyordum ama en çok lahmacun ve ayranı özlemiştim.Türk nüfusu çoktu ama Türk ürünleri yoktu hiç. Sonra yakınlarında Türk şehri olan bir yere taşındım. Her şeye ulaşabiliyorum rahatlıkla, kolonyasından kesesine, lahmacunundan künefesine hepsi var ama yine en çok ayranı özlüyorum. Çünkü uzun süre dayanmıyor ama yoğurttan kendim yapabiliyorum. O yüzden çok özlemiyorum.

Ben en çok ve en şiddetli torrent kullanabilmeyi özledim. Elimin gidip gidip de yapamamak zor oldu. Gerçi torrent'ten indirdiğini gizleyen siteler var ama yemedi.