[]

rübik küp çözümü

arkadaşlar benim oğlan 11 yaşında, 5. sınıfa gidiyor. sınıfta bir arkadaşı var, epey de yakın arkadaş. çocuk 2x2 rübik küpü 5 saniyede, 3x3 küpü 15-20 saniyede şakır şakır çözüyor. nasıl yapıyosun bana da öğret diyorum, anlatıyor anlamıyorum birinci katman, ikinci katman, algoritma falan. youtube açıyorum, izliyorum, yine anlamıyorum, yok artı yapıcan, şu parçayı buraya getiricen, lan getiricem tamam da nasıl, onu getirirken öteki getirdiğim bozuluyor. bu bebeler şöyle bir göz atıp şakır şukur çözüyorlar. var bir yolu, anlatıyorlar, kesinlikle anlamıyorum.

benimki de özendi, yılbaşı hediyesi olarak pro'ların kullandığı kolay dönen küplerden istedi, dedim bak ama çalışıp öğreneceksin, tamam dedi. şakır şakır hızlı kullanmayı öğrenmiş de çözme kısmı hala yok.

telefona küp çözme uygulaması yükledim, küpün renklerini giriyorsun, ne tarafını nereye çevireceğini gösterip çözdürüyor ve hakikaten zırt diye çözülüyor. çevirirken gelen parçalar bir mantığa oturuyor mu diye inceleye inceleye yaptım, yine anlamadım.

nedir abi bunun yolu? youtube'daki küp çözme videolarını önermeyin. yani önerin de o hep izlediklerimi söylemeyin, benim kafa onlara basmıyor.

nedir bu işin püf noktası?

 
algoritma denen şey bu işte, sana bakan yeşili diğer yüze geçirmenin bir algoritması var, çözen çocuk bunları öğrenmiş


  • freebird5406_2  (31.01.23 14:47:21) 
youtube'da size kolay gelen bir video ile başlamalısınız genelde önce aşağıda + yapılır sonra sırayla renkler oturtulur


  • edaddy  (31.01.23 14:56:17) 
ya işte anlatması kolay. çocuk da algoritması var diyor, gerisini anlatmıyor. videolar alt taraf artı yapılır, sonra ötekiler oturtulur diyor, alt tarafı artı yapıyon, diğerlerini oturtayım derken alt taraf da bozuluyor.

telefondaki uygulamayla çözerken hiçbir yeri artı martı olmuyor, demek ki artı yapmadan da oluyor.

bir türlü kafam basmıyor.
  • kibritsuyu  (31.01.23 15:08:37 ~ 15:19:31) 
Valla benimki de 5. sınıftan beri şakır şakır çözüyor. Ben de anlayamıyorum. Eşim de çözüyor, bende tık yok. Sağ beyin-sol beyin kısmı diye avutuyorum kendimi.
Bu arada zeki olmakla övünürdüm hep, hem sayısal hem sözel anlamda akademik yönden hayli başarılıydım. Ühüüh yaşlanmakla ilgisi yoktur di mi?

  • SiyamkedisiZorro  (31.01.23 15:13:47) 
Bunu izledin mi?

www.youtube.com
  • dede korkut  (31.01.23 15:52:38) 
valla ben ezberlemistim. hala daha elime alsam yaparim ama 15-20 saniye bayaa iyiymis. o kadar hizli yapabiliyorsa helal olsun.

yani algoritma filan okey de 3x3 degil 4x4 verseler bir yerden kopya cekmeden yapabilir miyim bilmem.

cocuga 4x4 olanlari alin bari kendini gelistirsin. bunun manyaklari var, gozleri bagli yapan, uc tanesini havada cevirirken bir yandan cozen... cita cok yuksek :D
  • supergirl  (01.02.23 00:07:54 ~ 00:08:41) 
öncelikle çözümler için youtube'da bir sürü çözüm algortamaları var :)

örnek : www.youtube.com

ayrıca aşağıdaki linkte küpün renklerini girdiğinizde sizin yerinize çözer. www.grubiks.com
  • altinci nesil caylak  (01.02.23 09:11:13) 
işte mesele de orda. değişik algoritmaları var. artı yapıyorsun, kenarları köşeleri yerleştiriyorsun, tek katman bitiyor, sonra ikinci katmanı, üçüncü katmanı yapıyorsun tek tek.

bu linkte mesela artı yapmıyor, değişik bir algoritma kullanıyor.

ama benim yerime çözen linktekine bakıyorum, 19 hamlede çözüyor, izlediğim kadarıyla da artıyla papatyayla uğraşmıyor, herhangi bir algoritma kullanmayıp yapay zeka ile çözüyor. rekortmenlerin de kafası böyle çalışıyor sanki.
  • kibritsuyu  (01.02.23 10:56:24) 
[]

şifremiz çalındığında bankaların sorumluluğu

benim şifrem bir şekilde ele geçirilip hesabım boşaltıldığında bankanın bu şifreyi koruma konusunda sorumluluğu nedir?

yani ben 123456 veya qwerty diye şifre belirlediğim için hırkız benim hesabına girip para çektiğinde ben bankaya çemkirip "bana doğru düzgün şifre belirletmedi, banka yüzünden angut gibi kolay şifre belirledim, beni hiç uyarmadı, sorumluluk bankanındır" diyebiliyor muyum?

nedir yani bankanın benim şifrem üzerindeki sorumluluğu? niye bankalar benim şifremi korumam hususunda götlerini yırtıyor ve bana gerizekalı muamelesi yapıp "sen salak olduğun için şifre belirlemeyi beceremezsin, benim dediğim gibi yap" diyor?

ulan anlamlı bir kelime olmayan ve kesinlikle tahmin edilemeyecek, camdan dışarı bağırarak söylesem bile ilk defa duyanın polat alemdar veya melik safi duyar falan değilse aklında tutamayacağı mis gibi şifremi niye zırt zırt değiştirtiyorlar, her seferinde büyük harf, küçük harf, özel karakter olacak diye diretiyorlar? xvlueyreaht3 şeklindeki ezberlediğim şeyi değiştirip, zorla kendi göt kriterlerinde şifre belirletip kağıda, word dosyasına falan yazmak zorunda kalıyorum unutmamak için. ardışık iki sayı olmaz, doğum tarihine benzeyemez, büyük harf küçük harf sayı ve işaret olacak, son 10 şifrenle de aynı olamaz, her sefer 10 ayrı şifre uydurup kağıda yaz ki daha iyi çalınsın. bunun nesi güvenlik lan hangi sivri zekalının fikri bu?

 
banka yüzünden angut gibi kolay şifre belirlemedin kral. kendin angut gibi kolay şifre belirledin. şifrede büyük küçük özel karakter olması şifrenin güvenliğini inanılmaz artırıyor. doğum tarihin olamaz çünkü doğum tarihi çok kolay bulunuyor adam da tckn + doğum tarihi kombosuyla pat diye girip boşaltır sonra bankaya çemkirirsin.


  • sert siyah krom  (26.01.23 11:37:15) 
işte ben de onu diyorum zaten kral. yazılanı okumuyor musunuz? banka yüzünden angut gibi şifre belirlemedim. kendim angut gibi şifre belirledim ve hırsız geldi hesabıma girip bütün parayı çaldı. ben bankayı suçlayabilir miyim "banka bana doğum tarihinden şifre olmaz demedi, 123456 yapamazsın demedi, banka beni uyarmadığı için angut gibi kolay şifre belirledim, o yüzden banka suçludur" diyebiliyor muyum? banka benim gerzek gibi şifre belirlememe engel olmadığı için hırsızlıktan sorumlu mu oluyor? bu yüzden mi sürekli elli tane kural koyarak ZORLA şifremi değiştirtip duruyorlar?


  • kibritsuyu  (26.01.23 11:55:25 ~ 11:59:13) 
yasal olarak zorunda oldukları için zorla şifreni elli tane kuralla değiştirtip duruyorlar.

BANKALARDA BİLGİ SİSTEMLERİ YÖNETİMİNDE ESAS ALINACAK İLKELERE İLİŞKİN TEBLİĞ, madde 27/6.
  • sert siyah krom  (26.01.23 12:07:23 ~ 12:07:47) 
Bankalarda sadece şifre ile eft/havale yapılamıyor bildiğim kadarıyla. SMS'e gelen kod veya mobil uygulama üzerinden işlem yapman gerekiyor. Dolayısıyla telefonunu da ele geçirmeden bir şey çalmaları zor.

Telefondan şifreyi veya onayı siz verirseniz de bir hak iddia edemiyorsunuz.


.
  • kartallar yuksek ucar  (26.01.23 12:20:46 ~ 12:21:12) 
Bankaların sözleşmelerine bakarsanız şöyle bir madde görürsünüz, örnek Denizbank'tan: "Bir ödeme aracına bağlı ödeme işlemlerinde ödeme hizmeti kullanıcısının ödeme aracını güvenli olarak muhafaza etmesi esastır. Bu amaçla kendisine verilen kullanıcı adı, şifre, teyit soru ve cevabı, kod, sms teyit bilgisi gibi bilgileri gizli tutmak ve korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilememesi nedeniyle ödeme aracının kaybolması, çalınması veya haksız kullanımı durumunda Banka'nın derhal bilgilendirilmesi gerekir. Buna rağmen Müşteri'nin meydana gelebilecek kayıp ve zararlarından özel mevzuatlarındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla Müşteri sorumlu olur."

Yani özetle şifre çok basit de olsa, çok karmaşık da olsa sorumluluk müşteride. Hatta teknik olarak bu bilgiler tek yönlü encrypt edildikleri için banka sizin şifrenizin çok basit olduğunu bilemez. Sadece şifre belirleme aşamasında belli basit algoritmalarla çok çok basit şifreler seçmenizi engelleyebilir.

Bankaların sorumlulukları yönetmeliklerden geliyor ve şifre değiştirme konusunda haklısınız belli ölçüde. Sanırım buradaki mantık banka şifresi sürekli yeni olsun ki başka yerlerde kullanılmışsa ve oralar hacklenirse banka hesapları hacklenemesin. Bu belli ölçüde mantıkllı ama bence insanları daha basit ve tahmin edilmesi kolay şifreler seçmeye zorlaması nedeniyle çözmeye çalıştığından daha büyük sorun yaratıyor. Her hesabında farklı bir şifre kullanan bir insan olarak 2+3.5s4dW32&& gibi bir şifre kullanılacağına "Garanti5" falan gibi şifreler kullanmak zorunda kalınıyor.
  • salihdt  (27.01.23 05:55:22) 
evet işte onu diyorum, bankaların zorlaması (bankaları da yönetmeliklerin zorlaması) sebebiyle 2+3.5s4dW32& şeklinde belirleyip ezberlediğim şifremi değiştirip her sefer yeni şifre belirlemek zorunda kalıyorum. bu yüzden ya belirlediğim yeni şifreyi bir yere yazmak zorunda kalıyorum, ya da hem büyük hem küçük harf, hem rakam, hem de özel karakter içersin diye Garanti.1 diye şifre belirleyip her sefer Garanti.2 Garanti.3 diye sayıyı arttırarak değiştirmek zorunda kalıyorum.

ne o? kurallara uygun üç ayda bir değişen ve son 10 şifreden farklı şifre belirledik, ama güvenli oldu mu acaba? yani kimsede de her üç ayda bir birbirinden farklı 2+3.5s4dW32& şeklinde şifre belirleyip ezberleyecek, kafa olduğunu sanmıyorum. ya bir yere yazacak, ya kurallara uygun ama angut gibi kolay şifre belirleyecek.

yani hangi sivri zekanın aklına geliyor bunlar bunu anlamıyorum.
  • kibritsuyu  (27.01.23 13:17:52) 
bu arada büyük küçük sayı işaret çok güvenli bir şey. "liverpool" ya da "parola" falan yapma diye şifreni. bunun nesi güvenlik, bunun busu güvenlik işte. liverpool ile liverpool63_ arasında çok fark var.


  • sert siyah krom  (28.01.23 04:45:27) 
uzuuuun uzun yazıyorum, tek cümlesini okuyup cevap veriyorsun. dediğimi anlamak bu kadar zor olmamalı. liverpool ile Liverpool_01 çok farklı evet, bunu yukarıda 450 kere falan ben de söyledim. ama maalesef bahsettiğim o değil kral.

2+3.5s4dW32& şeklinde şifre belirleyip, bunu da ezberleyip 85 yıl boyunca değiştirmeden kullanmak mı,

üç ayda bir 2+3.5s4dW32& tarzı şifre belirleyip unutmamak için kağıda, ajandaya, telefona, word dosyasına yazıp saklamak mı,

unutmamak için her seferinde Liverpool.1 Liverpool.2 Liverpool.3 diye bütün istenen şartlara uyan bir şifrenin sadece sondaki sayısını değiştirerek kullanmak mı?

bunların hangisi daha güvenli?

her ayrı site için üç ayda bir farklı farklı 2+3.5s4dW32& şeklinde şifre belirleyip her sefer hepsini ezberleyebilen cinyıslar ayrılsın, onlar konumuz değil.

bana 2+3.5s4dW32& şeklinde şifre belirleyip ezberleyerek 85 yıl boyunca aynı şifreyi kullanmak daha güvenli gibi geliyor. zira kafama silah dayayıp şifremi sorsalar, söylediğim şifreyi bile doğru yazmaları zor.
  • kibritsuyu  (28.01.23 11:26:13 ~ 11:49:16) 
Du bi XKCD karikatürü paylaşayım da, belki tartışma biter: (git: xkcd.com)


  • salihdt  (28.01.23 11:58:53) 
[]

Lastikçilerin lastik üzerine attığı çizikler

Lastikçiler sökme takma değişim yaparken hangi lastiği nereden söktüğünü karıştırmamak için lastiğin üzerine I II III IIII şeklinde çizik atıyorlar.

Koca internette bulamadım amk, hep lastik üstünde yazanlar ne anlama geliyor o çıkıyor.

Soru basit. Bu çiziklerin tercümesi ne? I sol ön, II sağ ön gibi. Hangi işaret hangi lastik? Anladığım kadarıyla lastikçiler arasında evrensel bir işaretleme. Hepsi farklı bir işaret dili kullanmıyor.

 
Bence herkes kendi teknigini gelistiriyor. Örnegin yurtdisinda adam VR (Ön Sag) HL (Arka sol) seklinde yaziyordu.


  • VIPCH  (23.01.23 13:02:43) 
İşaret balansı kaçırmamak için, sibopa denk gelen yere tebeşirle işaret atar. Latiği takarken aynı yere denk getirir, böylece cant ve lastik arasındaki balans ayarını bozmamış olur (varsa)

Edit: Çünkü aynı lastiği aynı canta geri taktığınızda balans tutmaz diğer türlü. Mesela balans yapın tekere, sıfırlansın. Sonra lastiği söküp yarım tur çevirip tekrar takın, balansa koyduğunuzda yeni bir değer çıkar. Sıfır lastikte belki çok azdır bu oran ama kullanılmış lastikte kesin çıkar.
  • John Bloor  (23.01.23 13:36:43 ~ 13:39:18) 
hayır sibop işareti değil, zaten lastiği janttan söküp taktıktan sonra kurşunları temizleyip baştan balans ayarı yapıyor. yani aynı lastiği janttan söküp geri takarken işarete denk getireyim de tekrar balans ayarı yapmayayım demiyorlar zaten. her sökme takmada balans sıfırlanıyor.

o tip bir işaret değil. 1 2 3 4 adet çizik atıyor, her lastikteki çizik sayısı farklı. nereden söktüğünü belirlemek için attığına eminim, zira her lastiğin işareti farklı. ama hangisi ne onu anlamadım.

şunun için soruyorum. lastiklerimin iki tanesi 2020/50. hafta üretimi, iki tanesi de 2021/40. hafta üretimi. sağ arka lastik patlayınca karşılıklı lastikler denk olsun diye sol arka ile çift olarak değiştirmiştim. geçen gün kışlıkları taktırırken dedim ki yeni tarihlileri öne tak. tamam dedi.

şimdi bu mal lastiklerin üretim haftasını niyeyse tek yanağına yazmışlar. sağdaki lastiklerden arkadaki 2020/50, öndeki 2021/40, yani istediğim gibi. ama soldaki lastiklerin üretim haftası iç tarafta kalmış, dışta yazmıyor, göremiyorum. üstündeki çiziklerden anlamaya çalışıyorum, yazın kışlık lastikleri söktürürken çizdi bunları. hala duruyor üstünde. nereden sökmüş, hangisi 2020, hangisi 2021 onu anlayayım da arabanın altına yatmak zorunda kalmayayım diye.
  • kibritsuyu  (23.01.23 18:15:10 ~ 18:15:21) 
[]

şişko adama pantolon tavsiyesi

arkadaşlar ben bir şişkoyum. ama öyle davul gibi şişko değilim, sadece göbeğim var. bacaklarım ince, götüm küçük. yani üst tarafıma giydiğim gömlek, tişört, mont falan 3x large, ama boxerlarım sadece large, x large bile değil.

hal böyle olunca gidiyon pantol almaya, göbeğine göre alsan, bacaklar oluyor sana şalvar, kıçına çuval giymiş gibi. bacağa göre alayım diyon, düğmesi bir karış açık kalıyor.

yok mu şöyle sadece beli, kemeri geniş, ama kendi normal olan pantolon?

kanvas cinslerinde yine buluyorum da kot iyice yok.

öyle dar paça, yırtıklı mırtıklı da değil, standart dümdüz pantolon arıyorum.

nerelere bakayım?

 
aynı dert bende var. sorunun cevabı olmayacak muhtemelen ama resmi bir yerde çalışmıyorsan eşofmana yönelmeni tavsiye ederim. ben öyle giyinmeye başladım. eşofman derken adidas nike vs değil. h&m tarzı yerlerde gündelik sırıtmayan yerlerdeki ürünler. altına bot çekiyorum gayet güzel duruyor.


  • bisorumvargaliba  (21.01.23 03:01:15) 
birader beline göre alacaksın bacağını ve paçasını terzide daralttıracaksın bu kadar.


  • belirsizlik  (21.01.23 05:13:09) 
www.amazon.com

Burdaki review senin icin yazilmis sanirim. Levi's Men's 513 Slim Straight Jean.
  • thetruenorthstrongandfree  (21.01.23 05:34:45) 
[]

vida diye bir şey varken niye plastik tırnak?

arkadaşlar böyle abuk subuk sorular sorup duruyorum da gerçekten bazı şeylere anlam veremiyorum.

yani vida denen bir teknoloji icat edilmiş. yüzlerce, belki binlerce yıldır da kullanılıyor. peki birbirine eklenmesi gereken bazı cihazlarda, kapaklarda bilmemnelerde, niye vida kullanmak yerine kodumun plastik tırnakları kullanılıyor, yani bunun nasıl bir avantajı var, ne gibi bir artısı var da vidalamak yerine tırnaklarla birbirine geçirmek suretiyle tutturuluyor?

uzaktan kumanda mesela. hiçbir yerinde vida yok. ve içini açmak istediğimde illa ki arasından bir şeyle dürtüp kanırtarak tırnaklardan kurtarıp açmak gerekiyor. bu esnada da ne kadar usta olursan ol, ne kadar düzgün ekipman kullanırsan kullan, o tırnaklardan illa ki biri kırılıp işlevsiz hale geliyor.

www.youtube.com

çıkan ilk video. herif dört tane vida söküp 15 saniyede açacağı şey için tam 3 dakika kanırta kanırta gacır gucur uğraştı. niye?

şimdi diyeceksiniz ki kumandanın içini niye açasın? yahu yapış yapış bir şey döküldü, açıp silip kapatacağım.

hadi kumandayı niye açasın. ofisteki hesap makinesi de böyle. ulan pil var içinde. pilini değiştirmek için de mi açmayalım, her pil bittiğinde makineyi çöpe mi atalım? ayrı pil kapağı da yok, pil değiştirmek için makinenin iyice içini açmak lazım, o da vidalı değil, tırnaklı. daha doğrusu vida var da vidayı sökünce açılmıyor, ayrıca tırnak da koymuşlar, adam asmayacaz oğlum, masanın üstünde duracak bu. dört köşesinden vida koy, kolayca açıp kapatalım?

yani niye abi, ne kazandırıyor tırnak? niye vida değil de tırnak? vidayı sökeyim, açayım, kapatayım, sapasağlam mis?

 
üretim sürecindeki müdahale ihtiyacı diye düşünüyorum. tırnakla üretim vidalamaktan daha kolay, daha seridir büyük ihtimal.


  • gabe h coud  (18.01.23 10:10:33) 
Vidasız tasarım ve üretim daha kolay (her üründe değil elbette), maliyeti daha düşük. Ölçek ekonomisi, mass production vs.


  • orient blue  (18.01.23 10:10:58) 
daha ucuza geliyordur kesin. halihazirda kullandigi plastik kalibiyla halletmis oluyor isi. montaji daha kolay. tak tuk takip geciyorlar vidasiz olunca. son kullanici acamamis pek dertleri oldugunu sanmiyorum.

hem vida hem tirnak olan seyler de var (or:laptop), onlarda da ekstra tutuculuk katiyordur muhtemelen.

ps: bu abuk subuk sorulari ben seviyorum :D
  • supergirl  (18.01.23 10:14:34) 
1. Vida daha pahalı
2. Vida için diş açılmalı. Ekstra proses. Ekstra proses demek işçi, zaman ihtiyacı demek. Tasarım değişecek, yeni bir satın alma işi ortaya çıkacak. Her hafta bir araba vida geldiğini düşünün. Bunların kontrol edilip fabrika sistemine dâhil edilmesi gerekiyor. Depolama işi de var.
3. Hafiflik önemli. Artık ağır telefon, ağır bilgisayar satılmıyor. Hafiflik yarışı var. Metal yerine daha hafif şeyler önemli. Bunlardan kısılıyor.
  • dissendium  (18.01.23 10:26:22 ~ 10:27:16) 
Sen açama, servise getir. Bir de servis parasıyla marizleyelim diye olmasın


  • respect  (18.01.23 10:52:31) 
[]

kolanın zararlı kısmı neresi?

kola isimli içeceğin zararlı olduğu konusunda neredeyse herkes hemfikir. farklı bir şey söyleyen pek yok.

peki kolanın zararlı kısmı neresi? yani içindeki şeker miktarı mı, asit mi, co2 gazı mı, renklendiricisi mi, özütü mü? hepsi ayrı ayrı zararlı mı, yoksa özellikle "en zararlı kısmı şu" diyebiliyor muyuz?


 
Oncelikle, zehirli mantar bile yesen :) icinde belki vitamin, lif, protein bisi vardir
Bunda hepsi 0, hic bir faydasi yok, boyali sekerli su iciyorsun.

Zararli kisimlarina gelirsek
Normal Kola: Cok yuksek seker var, bu seker de rafine seker oldugu icin icine ediyor vucudunun, starbucks sekerli icecekler de ayni, vucut sindirmek icin caba sarf etmeden devasa miktarda seker aliyor.

Zero, Diet: Seker yok diye iciyoruz, arastirmalar gosteriyor ki, sanki seker varmis gibi insulin yukseliyor yine, yani kendisi sana kilo aldirmasa da, insulini hizli cikarip dusurdugu icin, seni cok aciktirip gozunu donduruyor, insulinin bu kadar dalgalanmasi da ilsulin direnci yaratiyor

Bagimlilik:
Daha cok satabilmek icin, seni bagimli yapan maddeler var icinde, icince daha iyi hissettiren, onlari tekrar tekrar almak istiyorsun (kokainle ayni hammadde, tabi kokaina gore cok az miktarda)

Benim bir baska taktigim alan da:
Gazli icecekler, soda da dahil, mide hacmi genisletiyor.
Midenin icinde yiyecekler hareket edemeyecek kadar sikistiklarinda miden rahatsiz oluyor, gazli icecek icinde, hacmi buyutuyor, sen de oh rahatladim diyorsun.

bunlardan sec begen al :)
  • Corc  (17.01.23 09:18:17) 
hepsi baska baska alanlarda zararli iste. seker diyabet, obeziteyle baglantili. asit de mesela dis curumesi, minesinin zarar gormesi falan.


  • hot potato  (17.01.23 09:22:48) 
Zero icecekler insulin spike yapmaz.
examine.com

pubmed.ncbi.nlm.nih.gov

Şekerli ürün içersen klâsik şeker vs sıkıntısı var. Onun dışında asitli ürünün dişlere vs zararı var.

Kolanin içinde kokain maddesi yoktur. O 1800 yıllarda ilk yapılan kolada vardır, o zamanda da legaldi. Icinde seni bağımlı yapan şeyler şeker ve kafein.
  • logisticsmanager  (17.01.23 10:27:21) 
Abi kola düşünüldüğü kadar zararlı bir ürün değil, kola ile ilişkilendirilen zararlar günlük hayatta kullandığın hemen her gıdada var zaten. Normalde bilinen en büyük tehlike şeker, normal şeker kullanılan kolanın 200 ml'sinde ortalama 30 gram şeker var. Onunla bağlantılı her konuyu şekersiz kola içersen ortadan kaldırabilirsin. ya hadi kaldırmadın diyelim kolan günde günde her ün 30 gram şeker alsan ne olur almasan ne olur koladan almasan yarım somun ekmekten alacaksın, hadi ekmek yemedin çayın yanında yediğin bisküviden alacaksın vs. Alıyorsun yani sonuçta ama yok almayacam dersen şekersiz kola ve özellikleri için aşağıya alalım.

Şekersiz kolalardaki tatlandırıcılar üstünde birçok araştırma yapıldı ve bunların sonucunda herhangi bir zararı olduğu bulunamadı. Yani obeziteye de bir etkisi yok insülini de etkilemezi ki bunu üstüne basarak söylüyorum tatlandırıcılar insülini etkilemez, kanser de yapmaz. Kafein konusuna girmiyorum bile kafein akciğerleri gelişmemiş bebeklere daha rahat nefes alması için medikal olarak verilen bir madde, kafeinin zararlı olduğu kafası nasıl oturtu bizde ben anlayamıyorum günde 10 litre kola içmiyorsan onun da bir etkisi olmaz.

Bağımlılık olayı gibi bir şey yok tabii, kola özütü koka ağacı yapraklarından geliyor ama bu durumda gerçekten "abi kokainle aynı yerden geliyor o yüzden bağımlılık yapar" teorisi akla mantığı uyuyor mu yav. Kola bağımlılık yapmaz, olsa olsa en fazla kahve-kafein kola-kafein ilişkisi vardır bu anlamda.

Mide kas yapılı bir organdır mide içine besin girdikçe kasılır genişler besin çıkınca normal hale gelir, kola da içsen böyle ıspanak da yesen böyle.

Ha belki vücuttaki oksijene miktarına yönelik olarak karbondioksit içeriği için olumsuz konuşabiliriz ama kola ve maden sularındaki karbondioksitin büyük bir kısmı kola ilk açıldığında uçup gidiyor zaten çoğu dışarı atılıyor, mideye ulaşan belki 1 birimdir. Onun için içmeyeceksen maden suyu da içmeyelim.

Yani kola lobisinden değilim ama bilim böyle diyor.
  • Kaleci Saçlı Forvet  (17.01.23 10:31:35) 
  • msb  (17.01.23 10:56:14) 
Kolada 'Yaa şeker varmış' deyip geçilemeyecek miktarda şöyle panolara konu olacak kadar şeker var.
www.google.com

Şeker yerine kullanılan tatlandırıcılar hakkında hiç de iyi konuşulmayan bir sürü araştırma var. Ancak Noel Baba'ya elbisesinin rengini değiştirtmiş olan bir küresel sermayeye karşı 'Kanserojendir' deyip son noktayı koyamamaları gayet normal.

Youtube'da şu tip videolar bol miktarda vardır. Saniyeler içinde pas söken bir ürün dişlere ne yapmaz.

www.youtube.com

Kafeinden ya da başka sebepten olsun uyarıcı etkisi vardır. Spor salonunda değilsen ya da uyumayıp sınava çalışman gerekmiyorsa uyarılma sakıncalıdır. Çoğu, daha da sakıncalıdır.

Kokadan, kafeinden ya da başka sebeplerden bağımlılık yapıcı etkisi vardır. Her gün 1,5 litrelik şişe bitirmeden duramayan 3 tanıdığım oldu. üçü de bıraktı. Sigara bağımlılığından beter olduğunu söylerler hep.

Sonuçta içeriği sır olan bir maddenin satışı için devletlerin ya özel izin vermesi ya da kanunlarını uygulamaması gerekiyor. İçinde ne olduğunu bilmeden tüketiyoruz. Ne derece mantıklı?
  • Mirket  (17.01.23 11:10:31 ~ 11:12:59) 
işte benim de kafama takılan şey bu.

"şeker varmış" diyip geçilmeyecek miktarda şeker var evet, ama bu kadar şeker belki binlerce üründe daha var. ice tea'de de var mesela, ama 100 kişiye sorsan ice tea için "ooo çok zararlı" demez, ama kola için "çok zararlı, bööö öcü" deniyor.

saniyeler içinde pas söken şey dişlere ne yapmaz? evet o da doğru. peki ibn-i sina'dan beri şifa diye kullanılan, hala günümüzde sabah aç karnına yarım çay bardağı için detoks metoks faydaları sıralanan (www.acibadem.com.tr) elma sirkesiyle bir deneyin bakalım ne oluyor?

yani şeker var zararlı, e başkasında da var, ona zararlı diyen yok.

asit var pas söküyor, e sirke, limon da söküyor, zararlı diyen yok, aksine faydaları sıralanıyor.

kafein dediğin kahvede de var, aşırısı zararlı deniyor ama kimse kahveye "üff çok zararlı öcü o" demiyor.

gazlı olması deniyor, e beypazarı maden suyu diyorsun, günde iki şişe iç diyor.

ama bunlar birleşip kola olunca zararlı deniyor. benim göremediğim kısım nedir anlamıyorum.ne idüğü belirsiz, böcek olduğu söylenen bir özüt var, geriye bir o kalıyor. buna da benim aklım ermiyor. niye özellikle kola? fanta diyen yok, sprite diyen yok. hatta özellikle yöresel gazozları güzellyiorlar, içinde aynı şeker, aynı gaz, aynı katkı. kimse demiyor niğde gazozu çok zararlı sakın içme. ama kola diyince cısss.

içmeye bahane aradığım için sormuyorum, gerçekten kafam basmıyor, anlamaya çalışıyorum.
  • kibritsuyu  (17.01.23 13:41:56 ~ 13:46:44) 
Senin göremediğin bir şey yok abi öğrenilmiş çaresizlik var. Belli bi yaşın üstünde kimse sorarsan sor kola şöyle zararlı böyle zararlı der neden zararlı dersen içinde şeker var der ama akşam yemeğinde 2 somun ekmek gömer, bu işler böyle.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (17.01.23 13:54:13) 
Hocam zararlı vs denildiği Ülker çikolatalı gofret ne kadar zararliysa o kadar zararlı.

Bu cola cok zararli su çok zararli olaylarin çoğu maksat klik kazanmak.

Bağımlılık falan denmis, ben de bir hafta kola icerim sonra icmem. Hayatımda kola bağımlısı olan bir tane insan tanıdım. Binlerce insanla tanıştım ve bir kişi. Ama sigara, alkol, uyuşturucu bağımlısı bir sürü. Öyle ekstra bir bağımlılık olayi falan da yok. Olay şeker bağımlılığı.
Icinde neler olduğu sır falan da değil, içine neyden ne kadar konulduğu sır. 21. Yüzyılda kimyasal bir maddenin içinde ne olduğunu bilemeyeceğimiz saniliyorsa komik. Bu maksat coca colanin nami yürüsün, gizli mizli diye goygoy dönsün, marketin olayi.

Çay, kahve tüketen, baklava yiyen, sabah akşam soda içen kişilerin çok da kolayı kafaya takmasina gerek yok.
  • logisticsmanager  (17.01.23 13:55:29) 
4 olumsuzluğu sayıp her biri için bunda da var diyorsun. Sonra da 'bunlar birleşip kola olunca' demişsin.

Cevabın bir kısmı orada. Saydığın örnekler içinde bütün olumsuzlukları bünyesinde toplayan tek ürün kola.

Fanta ve Icetea'yi örnek vermişsin. Bence onlar da kolaya yakın zararlı. Bağımlılık yapıyorlar mı, bilemedim, duymadım hiç. Şeker miktarları daha az. Ve kola zararlılık konusunda sancaktarlık yapıyor.

Elma sirkesi. Asidite nedeniyle zararı var elbette. Ama faydası olduğu da söyleniyor. Hem bence daha pahalı olan elma sirkesinin üzüm sirkesinden hiçbir farkı yok. Pazarlama hilesi o diye düşünüyorum.

Madem suları. Barındırdığı elektrolitler bakımından faydalı.

İçeceğin gazlı olmasının bir zararı olduğunu düşünmüyorum. Geğirtir sadece.

Kahvenin zararı konusunu her doktor kabul edecektir. Günde bir fincan ancak diyecektir. Burada kahveyi bırakmaya, azaltmaya çalışıyorum diyen duyuruları görmüşlüğümüz var. O da bir küresel sermaye dayatması bence.
  • Mirket  (17.01.23 14:20:52) 
[]

sözlüğün matematikçileri

beynim yandı, daha doğrusu her denememde farklı bir yerde hata yaptığım için denemekten yoruldum.

şu ekteki denklemden B'yi çekebilir misiniz? yani bana (B=A cinsinden bir şeyler) şekline getirebilir misiniz?

i.imgur.com

 
Kağıda yanlış girmediyseniz değerleri falan B = (A - 1200,06) / 0,73009


  • kurbanlik koyun  (12.01.23 15:25:22) 
kendim çözdüm, B = (A - 1351,98)/0,71491 buldum.

kontrol ettim, doğru çıktı.
  • kibritsuyu  (13.01.23 16:09:25 ~ 20.01.23 21:14:41) 
[]

pavyon çok mu eğlenceli bir yer?

44 yaşındayım, ankaralıyım ve hayatımda hiç pavyona gitmedim. daha doğrusu beni hiç cezbetmedi.

canlı müzik severim, gece dışarı çıkmayı severim, dans edip eğlenmeyi severim, içki içmeyi severim.

pavyon ortamını, çalan müziği, dansı, eğlenceyi, kadınları vs sadece behzat ç'de, youtube'da, internette falan gördüm. hiç de cazip gelmedi. gördüklerimden başka bir şeyler mi dönüyor içeride, gösterilmeyen, bilmediğimiz başka bir durum mu var?

yani mahsulü kaldırıp tarlayı satan köylü amca için eğlencelidir belki. ama doğma büyüme ankaralı, şehirde yetişmiş, ilkokuldan liseye kadar kolejde okumuş, üniversite okumuş, saygın bir mesleği olan, evli, çocuklu benim profilimdeki insanlar için de eğlenceli bir tarafı var mı?

yani aynı bahsettiğim profildeki bir adamın pavyona 6 ayda 140.000 lira gömmesine (tek seferde değil belki ayda 7-8 kere) başka türlü anlam veremiyorum. bu profildeki bir adamı cezbedip bu kadar para harcattıracak neler dönüyor içeride? ben mi bir şey kaçırıyorum?

 
Sosyal ortamı hiç olmamış başka şekilde kadınlarla iletişim kurma ihtimali olmayan insanların para ile "sosyal hayat ve saygınlık" satın aldığı yer değil mi pavyon?


  • hedep  (04.01.23 16:40:41) 
yok hocam sen gidince bu muymuş lan diceksin hatta sorgulycaksın ordaki kızları insanları falan moralin bozulacak. ben de bikere meraktan gittim. yani bişey kaybetmezsin ama bikere git bence nası bişeymiş görmek için. bahsettiğin dayı başka bi ortamda hiç bi kadınla oturup iki muahabbet edemiyor mecbur pavyona gidiyo.


  • entropik  (04.01.23 16:41:37) 
bahsettiğiniz profildeki adamların dünyası o kadar. 100 bin lira ile turistik gezi açmaz onları veya bir kısmı ile yatırım yapayım demezler.
parayı pavyonda ya da kumarda yerler.

  • lazpalle  (04.01.23 16:42:19) 
O ortamın nesini kaçırmış olabilirsiniz? Kadınlar güzel değil, içeridekiler keko.


  • Kahvedesu  (04.01.23 16:43:53) 
senin gibi adamların hiç seveceğini sanmam abi. yani yargılamak, aşağılamak için söylemiyorum ama gerçekten daha farklı profildeki insanlar için bu tarz yerler. "tarlayı satma" mevzuu da aslında ondan yani şimdi düşün iç anadolulusun, bozkırda yaşıyorsun, köylüsün. şehirli olsan bile gidip göreceğin şehirler kırıkkale, yozgat, çorum, çankırı filan... bu adam için ankara'da ışıklı, kadınların oynadığı, canlı müzik yapılan, içkinin gözüne vurulan ve en önemlisi "bunun için yargılanmadığın" ortam özel.

şimdi 50 yaşındaki kasketli dayı ortam aradığı zaman tekno partiye gidecek veya sakarya'da bira içecek değil. ha yapsa kimse "niye yapıyosun?" demez ama en başta kendisi istemez zaten. oranın içkili eğlence kültürü böyle gelişmiş. diğer ortamda kendini rahat hissedemez çoğumuzun kendini pavyonda huzursuz hissedeceği gibi.

pavyona sadece hasat kaldırmış köylü gider demiyorum, muhakkak şehirli ve eğitimli insanlar da gidiyordur ama kültür ve atmosfer olarak sen ben gibi adamları sarmaz diye düşünüyorum. o yüzden hiç merak edip de gitmedim bile o kadar zaman bir sürü pavyona 3-5 dakika yürüme mesafesinde yaşamama rağmen.
  • mark greg sputnik  (04.01.23 16:45:13) 
@Kahvedesu benim gittiğim pavyondaki kadınlar çok iyiydi hatta inanamamıştık napıyo bunlar pavyonda diye. genellemeyelim yani iyiler var :)


  • entropik  (04.01.23 16:47:09) 
valla bana para verseler girmem o ortama. hiç çekici gelmiyor. kadınlarla iletişim kuramayan dayıların mekanı orası. leş bi ortam.


  • jelly bear  (04.01.23 16:56:23) 
dayının para yemeye gittiği yerden farklı olarak escortların içki içip iş bulduğu yer. yani yılda 1 kere kaynatmaya gidilir ancak belli seviyedeki insanların gidip eğleneceği bir ortam değil. yani kadınlar oraya para kazanmaya geliyor, senin kaşına gözüne gelmiyor. oraya gelen bayanda süper eğitimli falan değil ya hayat oraya sürüklemiş ya da kolay para kazanma yolu. gayet sağlam ablalar, kızlar mevcut. he bir kere gidip ortam ne diye göreyim dersen git. tipik pavyonlar behzattaki gibi ancak pavyondan hallice olan night clublara dönüşenler daha gidilesi. ortada oynayan bayanlar ve escortlar oluyor olayı bu.


  • mikahakkinen  (04.01.23 16:57:35 ~ 16:57:59) 
ankaradayım ben de senin gibiyim diyebilirim. pavyonu çok seven bir arkadaşımla gittik biz pavyona, o yol yordam biliyordur diye kabul ettim merak ediyordum çünkü.
ben gideli bir 4 sene oldu, o zamanlar ukraynalı kadınların da çalıştığı bir pavyona gitmiştik. ben vay anam vay neler dönüyor serhat diye avel avel etrafa baktım hep, masaya oturduğun anda komple donatıyorlar masayı buzlu bademine kadar orda başlıyor pavyon olayı. servisi yapan kim olursa olsun senden bahşiş bekliyor, adam küllüğünü temizliyor bahşiş bekliyor mezene limon sıkıyor bahşiş bekliyor, hoşgeldin diyor bahşiş bekliyor, tuvalete giriyorsun peçete veriliyor bahşiş bekliyor, kadınlar yanaşıyor masana oturmak istiyor ki sana içki ısmarlatsın. arkadaş biliyordu ki savuşturdu gelenleri sonra sonra diye.
gelenlere baktım hakikaten dışarıda hiç muhatap olmayacağım kişiler, orda adama kral gibi muamele çekiyorlar, adamı görünce önünü ilikliyor buyrun efendim diyor, masasına kadar eşlik ediyor. bence hiçbir yerde bu muameleyi göremeyeceği için geliyor bu insanlar pavyona, kadınları seçip masana oturtuyorsun, aşkım bebeğim diye geliyorlar. onların saygı gördüğünü düşündüğü bir yer gibi geliyor bana.
okumuş etmiş insanlar da belki o ankara oyun havasını eğlencesini seviyordur. bana kadın göndermeyin ortama geldim diyene de bir şey yapmıyorlar biz içkimizi içtik vereceğimiz minimum bahşişi verip çıktık. hiç aradığım bir eğlence türü değil iki tek yuvarlayasım gelir arkadaş da yanımda olursa giderim yoksa yok.
escort barındırmazlar burda demişti arkadaşım ayrıca, öyle pavyondan kadını çıkardım falan çok zor şeyler, kadın senle çıksa daha pavyona gelmezsin para kazanamaz kadın.
  • gaza gelen  (04.01.23 17:03:08 ~ 17:06:21) 
Ben de ankaralıyım, düzgün eğitim aldım sayılır. Çayyolu ve incek’te oturdum genel olarak. 21 yaşındayken bir arkadaşın dayısının ortağının pavyonuna gittik, hesap almamışlardı ama rezalet varoş bir ortamdı. Bir insan niye tarla satıp orada yer anlam veremiyorum. Ankara havası açıp güzel olmayan kadınlarla dans etmek, boş muhabbet etmek için o kadar para vermek mantıksız.


  • Erestor  (04.01.23 18:31:00) 
Açık giyinmiş kadınların erkek gibi dansetmesi bana iğrenç geliyor.
Ayrıca tanıdık olmadan gidersen, hesabta geçirme ihtimali var.

  • vizivozo  (04.01.23 18:53:29) 
Benimki deneyim değil, tahmin ve duyduklarım. Pavyona bağlayan önemli husus birilerinin seni ilgiyle dinlemesiymiş.

Yani elbette kadınlar var, alkol var, müzik var, saygı var bunların da etkisi olsa gerek ama en önemlisi parasını verdiğin zaman karşında seni ilgiyle dinleyecek, merak ediyormuş gibi davranacak insan(hem de çekici) bulmakmış.
  • michael_knight  (04.01.23 20:27:13) 
Hiçbir anlamo olmayan, saçma sapan les bir ortam.
Son birkac yilda tamamen anlamsiz bir sekilde sebepsiz yere popüler oldu hic ama hiçbir anlamı yok.

Saçma sapan muzikler calan sacma sapan keko kadinlarin parayı bulabilecsgi en sacma seye sacma yemini etmis musterileri cekmek icin mekanda takildigi, adami bir güzel soyup sogana cevirdikleri anlamsiz pahali dünyanın en les ortami diye ozetleyebilirim sana pavyonlari.

Hiçbir anlamı hiçbir esprisi hiçbir ozelligo olmadığı halde son yıllarda espri konusu olup gençler arasinda populwr oldu ve kızlar bile meraktan bu aptal ortamlara gitmeye basladi sirf pavyona bir gitmiş olayim diye.

Parayı olabildigince sacma bir seye harcamak istiyorum, param da bol ve hiçbir ozelligi hiçbir faydasi getirisi olmayip adamin dunya parasını alip gönderdikleri bir mekanda harcamak benim icin sorun olmaz dersen gidebilirsin.

Dediğim gibi anlamsiz bir şekilde populer oldugu için insanlar merak edip soruyor böyle pavyonu. Bu sacma popularite derhal bitmeli. Pavyon dunyanin en les en varos ve F/P orani felaket bir ortamdir.
  • stavro  (04.01.23 20:33:59) 
pavyonlar övülür. tıpkı müslüm gürses'in övüldüğü gibi. birtakım insanlar vardır bunlar iran falan da överler arada.

bazı insanlar över durduramazsın onları. bir bakmışsın pavyon eğlence piramidinin üstüne yerleşmiş, ferdi tayfur müziğin divası olmuş, recoba dünyanın en iyi futbolcusu olmuş falan. hiç beklemediğin şeyler üst sıralara oynar böyle. şaşırırsın.

övücüler böyledir. şüphesiz ki onlar görülmeyeni görür, olmayanı oldururlar.
  • bohr atom modeli  (04.01.23 22:25:42 ~ 22:27:20) 
hic gitmedim. hic cazip degil, kolumdan cekip goturen de olmadi.

maltepe'de slav nufusunun fazlaligi dikkatimi cekmisti. pavyonda calisiyorlarmis. cebeci dortyol'dakiler daha dusuk klasman gibi geliyor bana disaridan mesela.

insanlarin zevkleri farklidir. mesela 10 bin dolarlik saat alan adam var degil mi? pazardaki pilli casio daha iyi saat gosteriyor ama adam gosteris, sosyal statu vb icin alip takiyor. pavyon da o sosyal grubun eglencesi. eminim iceride daha cok para dokmenin de prestiji vardir.
  • antikadimag  (05.01.23 04:38:20) 
pavyon, mafya, kadın, türkü… para verseler pavyondan içeri adımımı atmam. iğrenç bir kültür bence.


  • deartheodosia  (05.01.23 12:17:01) 
[]

bluetooth kulaklık media player'ı otomatik açmasın

oğlanın bluetooth kulaklığını ödünç aldım. bilgisayarda film izlemek için kullanıyorum. lakin ne zaman kulaklığa elim değse bilgisayarda normalde hiç kullanmadığım windows media player açılıp müzik çalmaya başlıyor.

windows 7 kullanıyorum. ne kadar ayar varsa kurcaladım, ne bluetooth ayarı kaldı, ne windows media player ayarı kaldı. tiklemediğim, tikini kaldırmadığım yer kalmadı. bir türlü şu otomatik açılma işini kapatamadım. kulağım kaşınsa filmin ortasında media player açılıp müzik çalmaya başlıyor.

nereden kapatılıyor bu?

 
kulaklığın mobil uygulaması veya pc yazılımı varsa oradan tuş atamaları değiştirilebilir ya da kapatılabilir.

yoksa da zor gibi aklıma bir şey gelimiyor

o komutu kulaklık gönderiyor, pc den kapatmak zor olur gibi.

yani şey gibi düşün "klavyeden pause tuşuna basıyorum arkada çalan müzik duruyor napıcam ben" gibi.

o yüzden en garanti çözüm, donanımın yazılımını değiştirerek pasife almak. yoksa elbet makrolar falan yazılarak bir şekilde çözülebilir ama o çok daha meşakkatli olabilir hele de kulaklık için.

benim de kulaklığımın bir tarafı varsa sesli asistanı, diğer tarafı da müzik uygulamasını başlatıyor ama ben yazılımından kapatabiyorum, yeni özellik atayabiliyorum.
  • ananiyimioguz  (27.12.22 15:46:35 ~ 16:18:01) 
bir yazılımı falan yok. kulaklık görünürde apple airpods ama sanırım ya çakma, ya yenilenmiş ürün. apple mağazasından alınma değil. dert değil, oğlanın işi görülsün maksat. telefon da bilgisayar da apple değil. o yüzden kendine ait bir uygulaması yok. play store'da bulduğum airpods uygulamaları da pil yüzdesini göstermekten öteye geçmiyor.

bu şartlarda kulaklığa erişebilen bir uygulama biliyorsanız ona da razıyım.

bilgisayardaki default müzik çalma, video oynatma programı da windows media player değil ki, mp3 için aimp, film için media player classic var. niye gidip windows'un hiç kullanılmadık şeyini açıyor onu da anlamadım.
  • kibritsuyu  (27.12.22 19:03:57) 
Klavyedeki play tusuna ya da baska bir kombinasyona mi komut gonderiyor acaba?

Belki klavyedeki kisayolu degisirseniz bu da duzelir.
  • brkylmz  (27.12.22 21:51:25) 
[]

samsung telefon arayan ekranı rengi

arkadaşlar ben bu tasarım bokuna güncelleme yapıp yapıp kullanıcı alışkanlıklarını bozmalarına artık iyice sinir olmaya başladım. yahu kullanıcının alıştığı bir şey var. illa değiştiriyorsan da bunu ayar olarak değiştirsen, isteyen kullansa, benim gibi eski alışkanlığını devam ettirmek isteyen göt kafalı kullanıcılar da uğraşmasa, zorlanmasa olmuyor mu?

android 12 ve önceki sürümlerde, eğer rehberdeki kişiye profil fotoğrafı eklemişsem, o kişi aradığında ekranda oynaşan renkler, fotoğrafın ağırlıklı renklerinden oluşuyordu. mesela babamın siyah beyaz bir fotoğrafını koydum, o arayınca siyah beyaz gri renkler oynaşıyordu.

eşimin kırmızı elbiseyle yeşillikler önünde durduğu fotoğrafta yeşilli kırmızılı bir renk çıkıyordu.

kıçımın android 13 güncellemesi geldi, herkes kafasına göre yeşil oldu, sarı oldu, pembe oldu. neye göre renklendiler o da belli değil.

lan ben telefon çalarken uzaktan bakınca kimin aradığını anlıyordum. griyse babam, kırmızı yeşilse karım diyordum. niye bozuyorsunuz? ayarı mı var, nereden düzeltilir onu da bulamıyorum amk.

çok önceden arayan fotoğrafı ekranda komple kocaman çıkardı, 700 metreden kimin aradığını görürdüm. 87 yaşında, yazı okuyamayacak kadar gözleri az gören babam da kimin aradığını anlardı. sonra renklerin oynaştığı, fotoğrafın da 10 kuruş boyutunda çıktığı ekrana dönüldü. kimin aradığını görmek için ya bit kadar fotoğrafı seçmek, ya da yazıyı okumak zorunlu hale geldi, babamın telefonu açmadan kimin aradığını görebilmesi yalan oldu. fotoğrafın renklerinden tanıyorduk, şimdi renkler de gitti.

manyak mısınız oğlum, niye şu alışkanlıkları bozup duruyorsunuz? nerenize batıyor lan bunlar? erişebilirlik seçeneği diye koyduğunuz sokuk sokuk özellikler yerine şunları mı bozmasanız acaba?

velhasıl, nerede bunun eskiye dönme ayarı?

 
Telefonunuzdaki Samsung Telefon uygulamasının sürümüne bakın, www.apkmirror.com adresinden bir önceki sürümünü indirip cihazınıza kurmayı deneyin. Kendi uygulaması olduğu halde güvenlik ilkesi gereği sürüm düşürmeye izin vermezse uzun ama kesin yolu www.sammobile.com adresinden cihazınızın bir önceki sistem yazılımını kurmak olur. Kısa ama idare eder çözümü de www.samsung.com adresindeki adımları takip ederek kendi belirleyeceğiniz bir videoyu arama ekranı olarak kullanmak olur.


  • zaman ilac degil insanlar unutkan  (21.12.22 23:05:20) 
[]

jw double black mi, single malt mı? (sadece başlığı değil,soruyu da okuyun)

viski tavsiyelerinde çoğunlukla jw black label veya double black'in önerildiğini görüyorum.

aynı fiyata 10 yıllık single malt'lar da var (singleton, talisker, glenlivet founder's reserve falan)

şimdi viskiden pek anlamam, öyle notaları algılayacak dilim damağım yoktur. sadece "single malt iyidir" şeklinde bir done var kafamda.

"single malt her türlü blended viskiden iyidir" diyebilir miyiz, aynı fiyata alacaksak illa ki single malt tercih edilmelidir diyebilir miyiz?

yoksa "chivas, jack, double black falan aynı fiyattaki single malt'lardan daha iyi, single malt alacaksan şu noktadan başlar" mı deriz?

dediğim gibi önüme en boktanını da koysan viski diye farkını anlamadan içerim, bir gurmeliğim yok, ama içiyorsak da bütçemiz dahilinde iyisini içelim, ağzımız alışsın.

 
bende viskiden çok anlamam ama hayatımda içtiğim iki viski cidden güzeldi, biri lagavulin (single malt) diğeri de blue label (bunu 20 yıl önce kıbrıstan almıştım o zamanlarda pahalıydı ama alınabiliyordu)
sadece şunu farkettim benim damak tadıma scotch viskiler uyuyor, amerikanın viskileri daha zehir gibi.

  • ravenudon  (15.12.22 10:53:53) 
Hiçbirini diyemeyiz.

Şöyle bir blog paylaşayım. Buradan daha faydalı olur.

meleklerinpayi.com
  • nawar  (15.12.22 12:02:24) 
Her single malt, her blended viskiden iyidir" önermesi %90 doğrudur.
Yine de bunların subjektif konular olduğu, her insanın tercihinin, damak tadının farklı olabileceğini de göz ardı etmemek gerek.

Talisker ile Double Black aynı fiyat olduğunda seçim kesinlikle Talisker'dir.

Aslında buna biraz da "karışık kuruyemiş" olarak bakabiliriz.
Elbette "antep fıstığı+kaju+fındık+badem" şeklinde de karışık kuruyemiş var "leblebi+ yer fıstığı+mısır+çekirdek" şeklinde de karışık kuruyemiş var.

Blended'ların çoğunun "karışıma biraz leblebi katalım da daha uygun fiyatlı olsun" diye yapıldığını düşünüyorum.

Ama mesela blended viskilerden Hibiki pek çok single malt'tan çok daha lezzetli. "Ultra Lux Karışık Kuruyemiş" olarak adlandırırdım onu.

Double Black güzel bir blended ama Talisker veya onun ayarındaki single malt'ları tercih ederim kesinlikle.
Bunun öznel bir seçim olduğunu hatırlatayım, bazı insanlar leblebiyi fındıktan daha çok sever.
(Dönüp okudum da ne ahkam kesmişim be :) affedin.)
  • michael_knight  (15.12.22 12:35:03) 
Hayatı boyunca single malt içmemiş biri için jw black label gayet iyidir. Öte yandan hayatı boyunca macallan içmemiş bir single malt'çı için de glenlivet founders reserve gayet iyidir.

Aralarındaki farkı anlamam diyorsun ama içtikçe anlarsın, hele ki biraz damağını dinlersen notaları da ayırt edebilirsin. Neticede kimse anasının karnından cherry cask aromasını bilerek doğmuyor. Bu ayrımı anlamak ister misin istemez misin ona göre karar ver.
Ha bu şu da demek değil, single malt içince blend zehir gelicek içmeyeceksin. Tamamen damak tadı ve biraz da reseptörlerinin ne kadar keskin olduğuyla alakalı. Bende kahvede var bu mesela, dandik kahve içemiyorum. Ama viskiye de meraklı biri olarak jameson da severek içiyorum, teacher's gibi en ucuz blend'lerden birini de.

Bence burada kilit nokta ağzımız alışsın. Yerinde olsam(tam olarak yerindeydim çünkü) bi süre sadece single malt içer, çeşitlere hakim olup damağımı eğitirdim. Bütçene uygun olanlarla başla, 3-4 çeşitten sonra bi tık daha fazlasını verip üst segmenti tat. Sonra çat diye black label iç, o zaman belli olur yolun. Kör tadım yaparsın, kendini denersin falan. Eğlenceli bir hobi haline dönüşebiliyor zaman içinde, hoşuna giderse araştırır bakarsın kendi içinde bir tarz yakalarsın. Çünkü single malt da highland, islay diye ayrılıyor bölge bazlı mesela, bi zaman sonra onları da ayırıyorsun.
  • Bruce  (15.12.22 13:23:23) 
[]

excel'de bul/değiştir

arkadaşlar excel'de büyük bir tabloda yer alan * karakterlerini bulup x ile değiştirmem gerekli. tabloyu gönderen arkadaş çarpı işareti olarak * kullanmış, ama x kullanılması lazım.

bul/değiştir yapıp aranan *, yeni değer x diyorum, ama excel benim koyduğum * işaretini joker karakter olarak yani "her şey" olarak algılıyor, bütün tablo, tablonun tamamı, bütün hücreler x ile doluyor. "tüm hücre içeriğini eşleştir" dediğim zaman da değişen bir şey olmuyor.

ben sadece * karakterini x yapsın istiyorum. var mı bir yolu?

 
~* olarak denerseniz calisabilir.


  • lemmiwinks  (14.12.22 15:56:33) 
[]

jagermesiter bozulur mu?

2016 yılında alıp çoğunu da içtiğimiz az bir jagermeister var, buzdolabının buzluk bölümünde duruyor.

içilir mi bu, normalde viski, votka falan olsa içerim de şekerli, aromalı bir içki olduğu için şüpheye düştüm.

içeyim mi? zehirlenir miyiz?

 
Bir de buzlukta duruyorsa hiçbir şey olmaz. Şifa niyetine :)


  • kobuzchu kiz  (10.12.22 15:42:52) 
Valla benzeri bende var. Ben arada içiyorum, buzlukta duruyor benimki de. İç bir şey olmaz.


  • Dr_Stat  (10.12.22 17:22:11) 
[]

İddaa oran sorusu

Fas - Portekiz maçı.

Toplam gol 0.5 alt, oranı 6.81
Maç skoru 0-0, oranı 7.20

Bu ikisi aynı şey değil mi ya? 0.5 alt demek, gol olmaz demek değil mi? E 0-0 da aynısı?

Göremediğim ne?

 
E bu normal bir şey mi, aynı şeyi farklı ifade edip farklı oranlar vermek?

İddaa'dan pek anlamam. Arada 10 15 liralık oynarım zevkine.
  • kibritsuyu  (09.12.22 23:00:17) 
@hlot

demek istediğim o değil skor bahisi farklı bir şeydir. Haklısınız her zaman aynı sonucu verir ama skor bahisleri her zaman yüksektir.
  • respect  (10.12.22 01:33:39) 
Yıllardır böyle. Aynı şeye farklı oranlar açıyorlar


  • birmilyonunvarmi  (10.12.22 01:55:55) 
çifte şans ve handikap oranları da farklıdır. iddaa'nın halt etmesi yani, göremedğiniz bir şey yok aslında.

örneğin A-B maçında A'nın çifte şansı 1.37'yken bir gol handikapta A galibiyeti 1.44 olabilir... halbuki bir gol handikapta galibiyet çifte şansla aynı şey.
  • mark greg sputnik  (10.12.22 02:40:05) 
Skor bilmek daha zor diye milleti skor oyununa çekmek. Mantıken aynı.


  • mikahakkinen  (10.12.22 14:22:13) 
[]

basit bir whatsapp sorusu

telefonumu yenilediğimde, eski telefonumdaki whatsapp konuşmalarını ve medalarını yedekten geri yüklemedim. yeni telefonda sıfırdan kullanmaya başladım, telefon gereksiz yere dolmasın diye. eski telefonumun da internete bağlanabileceği bütün ayarları bozdum ve uçak moduna alarak çevre ile iletişimini tamamen (?) kestim.

yeri geliyor eski telefonumdaki eski bir konuşmaya veya bir fotoğrafa bakmam gerekebiliyor, iş icabı. ne gönderilmiş, ne zaman ne yazılmış vs.

amacım şu. yeni telefonumla normal şekilde mesajlaşıyorum zaten, bunda bir sorun yok. fakat eski telefonumdaki sohbetlere de girip bakabilmem lazım. bu şu anda mümkün, açıp bakabiliyorum. telefon internete veya şebekeye bağlanmadığı için whatsapp bıraktığım yerde duruyor.

fakat son açtığımda bana dedi ki "whatsapp'ın bu sürümü 30 gün içinde kullanılmaz olacak". kullanılmaz olduğunda (daha önceki telefonumdan biliyorum) programa girmeme bile izin vermiyor.

yahu niye abi niye? zaten kullanmayacağım, sadece açıp bakacağım. güncelleme falan kontrol etmesin diye telefonun dünyayla bağlantısını kestim, hala kullanılmaz olacak diyor.

bu telefon bir şekilde yeni bir sürüm olduğunu mu anlıyor, uzun süredir güncellenmediğini fark edip güncellenmek mi istiyor (zira telefonun tarihi saati işliyor). velhasıl ne oluyor bilmiyorum ama bu telefon whatsapp'ı sonsuza kadar çalıştırsın istiyorum. girip mesaj atacak halim yok ama en azından açmak istediğim zaman açayım. telefon kendini hala temmuz 2022'de zannetsin, orada da kalsın.

nasıl yaparım bunu? saatini tarihini geri alsam yer mi?

 
[]

arkadaşlar şu ilanı bana tercüme edebilir misiniz?

sarı sitedeki bir arsa ilanı, detaylarını sonradan paylaşacağım, fakat burada ne demek istiyor, tam olarak ne satıyor açıklayabilir misiniz, pek anlayamadım.

drive.google.com

not: "sizce nazıl bir yatırım, para yatırılır mı bu işe" diye sormuyorum. ilanda ne demek istiyor, ne satıyor, ne öneriyor onu anlamak istiyorum.

 
Özetle bugün 100.000 lira yatır, 4 sene sonra 434.000 tl kazan diyor. Ben inanmadım, bu kadar büyük kar marjı olsa ilana kadar düşmezdi bence.

Bahsettiği şeylerin gerçeklik payı olabilir, kamulaştırma yatırımı diye bir şey de olabilir, ama böyle bir kar marjı mantıklı değil.
  • John Bloor  (07.12.22 12:14:20) 
yok onu anladım, mantığını da sorgulamıyorum. merak ettiğim şey, neyin karşılığında 100.000 yatırılacak, sattığı ne? yatırımcıya karşılığında ne verecek?

detayını bir kenara bırakırsak kısaca mevzu şu. bu bizim emlakçımız, bahsettiği arsa da bize ait (125 hissedarı var). bütün halde satamadığını, parça parça satacağını söyledi. satarsa da %25'i kendisini olacak, anlaşmamız öyle. şimdi ne yapmaya çalışıyor? kendi payını nakde mi çevirmeye çalışıyor ne yapıyor onu anlamadım. kendisine sordum, anlattı ama yine anlamadım. bize faydası olan bir işler mi yapıyor nedir?
  • kibritsuyu  (07.12.22 12:58:55) 
Hocam eğer sen anlamadıysan (hesap kitap para işlerini bilen biri olarak) biz hiç anlamayız o zaman :)

Ama sanırım bugün hissesini satıp, yarın değerlenecek diye pazarlıyor. Kamu yatırımı filan gibi kelimeleri araştırmak lazım.

Yalnız kesinlikle mantıklı gelmedi bana.
  • John Bloor  (07.12.22 13:37:43) 
Yanlış anlamadıysam;
Ortada dava var. Davadan beklenen x miktar var, bu miktardan y miktar bekleyen kişi var.

Kişi bu y miktarın yarısını bana verin, dava bittiğinde y miktari siz alin diyor. Yani bana sicak para verin, yatirim olarak düşünün. Dava bitince de yatirimin karşılığını alın diyor.

Sey gibi bu; birinin sana 50 lira borcu var, bunu başkasına devredip bana 20 lira ver bu kisinin 50 liralik borcunu sana vereyim diyor.

Benim anlamam bu kadar.
  • logisticsmanager  (07.12.22 13:55:09) 
[]

chrome'da indirilenler

ya niye durup dururken kullanıcının alıştığı düzen değişiyor, alışkanlıkları bozuluyor anlamıyorum. ben bir şey yapmadım,yaptıysam da farkında olarak yapmadım. nasıl düzeltilir yardımcı olursanız sevinirim.

chrome üzerinden bir belge, bir dosya indirdiğim zaman, indirdiğim dosyalar en altta satır şeklinde yan yana çıkardı. tıklar tıklar açardım.

ne bok olduysa şimdi sağ üstteki minicik düğmenin içinde liste şeklinde çıkmaya başladı. bu benim işimi görmüyor. orada 3-4 tanesi çıkıyor, tümünü göster diyon başka pencere açılıyor. 30 tane de indirsem alt satırda tren olurdu, sırayla tıklar tıklar açardım. üztelik hangisini indirdim, hangisini indirmedik görürdüm, aynısını tekrar indirmezdim. ne oldu o satıra? güncelleme falan yapmadım, bir şey oldu, kendi kendine şekil değişti. ben eski düzenime dönebiliyor muyum?

 
Bende chrome yok ama şöyle bir şey buldum


techdows.com
  • hoot  (02.12.22 21:15:05) 
ctrl + J denedin mi?


  • carisch  (03.12.22 02:35:18) 
[]

Futbolcular her maça sıfır forma/krampon ile mi çıkıyor?

Amatörde, alt liglerde öyle değildir de, süper ligde, avrupa ligi, dünya kupası vs. gibi uluslararası organizasyonlarda nasıl oluyor?

Ya da mesela süper ligde fenerbahçe galatasaray beşiktaş gibi büyük takımlar ile kümeden yeni gelmiş daha düşük bütçeli takımlar aynı mı bu konuda?


 
formalar sıfır kramponlar ayağın alışması için önceden kullanılmış oluyor, aktif kullandıkları 4-5 çift kramponları oluyor


  • freebird5406_2  (25.11.22 22:30:19) 
krampon için freebird5406_2 +1

sadece formalar yedeklidir.
  • baldan kaymak  (25.11.22 23:50:37) 
3 forma tipi varsa her futbolcunun her tip için 2'şer forması oluyor. Maçtan maça yıkanıyor. Ama mesela maç içinde çok ıslanmışsa forma (yağmur, çamur vs)

ikinci yarıya yedek formasıyla çıkabiliyor oyuncu. her maç sonrası malzemeci tüm formaları konçları toparlar ve yıkatır. kol, göğüs ya da arkadaki numara&isimde bir sökülme varsa da yenilenir.
  • elektr10  (26.11.22 11:29:52) 
[]

instagram sorusu

arkadaşlar instagram simgesine tıklayıp giriyorum. açılıyor, daha açılan ilk ekrana bakmaya fırsat kalmadan hop yeniliyor, bambaşka bir şeyler çıkıyor. hangi sırayla çıktığını da bilmiyorum, kimi yeni eklenmişler, kimi kaç gün öncekiler.

ilk açıldığında çıkanların da neye göre çıktığını bilmiyorum. sorum da o değil.

bu instagram ilk açılır açılmaz yenilemese olmuyor mu? nasıl açıldıysa öyle dursun amk, kendi kendine yenileyip bambaşka bir sayfa açmasın. elim ayağım tutuyor, kafam da çalışıyor çok şükür, yenilemek istersem ekranı aşağı kaydırınca yeniliyor, kendi özgür irademle yenileyebilirim istersem.

açar açmaz sergen deveci'nin resmini görüyorum, tam altında yazanı okuyacağım, hop yenileyip her şeyi değiştiriyor. hangi hesap paylaşmış ona da dikkat etmemişsen bulana kadar kaydır allah kaydır.

nasıl yaparız bu açılır açılmaz yenileme zıkkımını kapatmayı?

 
Bunu bilerek yapıyor instagram. Daha uzun süre vakit geçirmeni sağlamak için.

Sözlükte de mobilden girince reklamı kapata tıklayacağın zaman reklam yükleniyor ve tık kazanıyorlar.
  • baba553  (24.11.22 19:20:38) 
[]

saygı dizisi ikinci sezon (soruda spoiler yok, cevaplarda olabilir)

arkadaşlar nejat işler'in saygı dizisinin ikinci sezonu birinci sezonun devamı mı? yani ikinci sezonu izlemek için birinci sezonu izlemiş olmak gerekiyor mu?

karakterleri tanımak için elbet gerekiyordur, zaten birinci sezonu da izledim aslında, karakterler kim, olay ne biliyorum. ama üzerinden çok zaman geçti. birinci sezonda bir şey yarım kalmış mıydı, ikinci sezonda devam edip çözülecek bir şey var mıydı hatırlamıyorum. mesela savaş ve helen'i birinci sezonda nasıl bırakmıştık hiç hatırlamıyorum.

yani ikinci sezonu izlemek için birinci sezonu tekrar izleyip hatırlamama gerek olacak yarım kalmış bir mevzu var mıydı, yoksa doğrudan açıp izlesem olur mu? bambaşka konular mı işleniyor?

"boşa izleme, en son şunlar şunlar olup devamı ikinci sezona kalmıştı" diye hatırlatsanız da olur eğer varsa.

 
''mesela savaş ve helen'i birinci sezonda nasıl bırakmıştık hiç hatırlamıyorum.''

kilit cümle. çünkü bunu hatırlamıyorsan bu ikili arasında yapılan çoğu harekete anlam veremediğin gibi savaş'ın 2. sezon boyunca yapmak istediği şeyin motivasyonunu da tam anlayamazsın. ben olsam 1. sezon son 2 bölümü izlerim. temiz.
  • onemoremile  (16.11.22 15:24:34 ~ 15:24:46) 
[]

yaşlı birey için mama raporu

arkadaşlar babam 88 yaşında. kalp yetmezliği ve nefes darlığı mevcut. iştahı yerinde değil, beslenme sıkıntısı var. kalp yetmezliğinden dolayı idar söktürücü kullandığı için son zamanlarda fazlaca kilo verdi. hem beslenemiyor, hem kilo veriyor, güçten düşmüş durumda.

doktora götürüyorum, durumunu görüyor, enerji ihtiyacını, kilo kaybını rapor edip günde 3 doz mama kullanması için rapor yazıyor. ama raporla eczaneye gittiğimde eczacı raporun geçersiz olduğunu söylüyor.

doktora tekrar gidip, durumu anlatıp raporu düzelttiriyorum, yine eczaneye gidiyorum yine olmuyor. eczacı raporda yazan kodları beğenmiyor. yani daha doğrusu sistem kabul etmiyor.

en az 3-4 sefer gittim geldim, onlar bilmez sistem değişti diyen 2-3 ayrı doktora gittim, hiçbiri olmadı. adam beslenemiyor, gün geçtikçe kilo veriyor, güçten düşüyor.

eczacı diyor ki alzheimer olması lazım, parkinson olması lazım, felç geçirmiş olması lazım, böbrek hastası olması lazım, pankreas bilmemnesi olması lazım, organ nakli olması lazım vs. farklı bir nedenden dolayı beslenme problemi yaşıyorsa adam zaafiyet geçirse de, adam 3 ayda 15 kilo verdi, beslenemiyor, enerji ihtiyacı var diye doktor raporu olsa da mama vermiyorlar. mamalar da kendi cebimden almak için ziyadesiyle pahalı.

bu konuyla ilgili bana yardımcı olabilecek kimse var mıdır?

 
hocam bu bahsettiğiniz hastalıkları (kronik) yaşayan insanların facebook grupları bir hayli aktif. atıyorum ibs, ülseratif kolit ya da kanser. bu gruplarda iyileşen ya da remisyonda bulunan bolca hasta elindeki mama ve ilaçları ücretsiz birbirine veriyor. oradan bulabilirsiniz, zamanında biz de vermiştik adı ensuredu sanırım mamanın.


  • bugisme  (10.11.22 16:04:23) 
Başka eczaneye gittiniz mi? Bize de yıllarda nörolojinin yazdığı antidepresan vb. ilaçları sadece psikiyatr yazınca öder diye parayla aldırttılar. Her ay gidip yazdıracakmışmış. 30 yıllık nöroloji doktorunun demans için yazdığı ilacı kabul etmediler düşün.
En son geçenlerde bir eczane şu şu şunları yapmalılar dedi de aldık ilaçları.
Eğer bahsettiğiniz mamalar bu kutularda olan meyveli süt gibi olanlardansa babam geçen yıl onları kullandı. Bir keresinde nöroloji diğerinde de kbb yazmıştı. Hepsini alabilmiştik.
İstanbuldaysanız maltepe eczanesini arayın. Oradaki bir beyefendiye durumu sorun adını bilmiyorum. İstanbulda değilseniz de başka bir eczaneye gidin. Elbet bir yolu vardır. Bunun dışında çorbaları bardakla içirmeye çalışın. Ne tür şeyler verebiliyorsunuz bilmiyorum ama biz geçen sene durumuna göre çorbaların yoğunluğunu ayarlayıp o şekilde devam etmiştik. Bir yandan da kabiven kullanıyordu. Çorba işimize baya yaramıştı.
  • pudra  (11.11.22 01:08:28) 
[]

google haritalar sorusu

arkadaşlar şimdi benim telefonumdaki google haritalar uygulamasında "zaman çizelgesi" seçeneği açık. telefonun konumu da sürekli açık. yani ben nereye gidersem telefon da adım adım kaydediyor. hatta haftada bir girip telefonun nereye gittiğimi tam anlamayıp "burada mıydınız" şeklinde sunduğu seçenekleri de düzenliyorum, yani yaklaşık 3-4 yıldır her gün nereye gidip ne yaptığımı telefon google'a kaydediyor. tam cia'in ararsa anında bulabileceği türden bir muhittin topalak'ım.

şimdi sorum şu. ben google zaman çizelgesinde "şuraya ne zaman gitmişim" şeklinde bir arama yapabiliyor muyum?

yani adamın dükkanına ne zaman gittiğimi bulmam lazım. dükkanı etiketlemiş olabilirim (iğnesi var mı emin değilim), ya da olmayabilirim, en azından semt olarak, ya da cadde olarak "şu caddede ne zaman bulunmuşum" diye arayabiliyor muyum?

 
bazı yerleri şu zaman ziyaret ettiniz diye gösteriyor. altında detayı var. şu günler şeklinde. az önce baktığımda sabiha gökçene en son 2 yıl önce gitmişim, en son 2020 mart ayında. haritalarda gittiğiniz işyerinin kaydı varsa (aradığınızda çıkıyorsa) bakabilirsiniz.

bu şekilde olmuyorsa google takeout ile konum geçmişi alınıp oradan birşeyler çıkarılabilir belki.


bana da şu lazım: konum geçmişindeki bir seyahatte, spesifik bir noktan tam olarak ne zaman geçtim.
  • inheritance  (09.11.22 17:15:00 ~ 17:17:23) 
konum geçmişine baktığınız ekranda üstte days, trips, insights, places diye giden bir bölüm var. places’a tıklayıp aradığınız dükkanın kırmızı iğnesini bulup tıklayın, hangi tarihlerde gitmişsiniz göreceksiniz.


  • orient blue  (09.11.22 17:30:28) 
konum geçmişi açıksa rotanıza kadar herşeyi gösteriyor. eğer o dükkanda bir süre durduysanız "burada bulunmuşsunuz" gibi birşey çıkıyor google mapste.


  • false pretension  (09.11.22 18:40:36) 
[]

eflatun gibi soğan

arkadaşlar bu soğanı pazarda markette bulamıyorum. internette nasıl aradıysam çıkmadı.

bahsettiğim bildiğimiz normal soğan ama rengi beyaz değil, biraz mor gibi. mor da değil, eflatun gibi. böyle aratınca karşıma balığın falan yanına doğranan mor soğan, ya da kırmızı soğan denilen soğan çıkıyor. onu demiyorum. bu aslında normal soğan ama beyaz değil. muhtemelen belirli bir yörenin soğanı.

araya taraya salatası yapılmış halini buldum: www.nefisevyemekleritarifleri.com

bakınız bu mor soğan değil, sarı kabuklu her yerde satılan soğan da değil, böyle pembe pembe bir rengi var.

nerenin soğanı bu? ankara'da nerede bulurum?

 
Tekirdagliyim mor sogan alinca ici boyle cikiyor. Topragiyla ilgili olabilir gorsel benim icin mor sogan.


  • kuzey li  (27.10.22 10:17:35) 
Mobildeyim ediy giremedim anneme sordum kis sogani deniyormus.


  • kuzey li  (27.10.22 10:21:18) 
dışı dediğin tanıma uyan sarı soğan var.
www.wikijuices.com

ama içine bakınca mor soğan gibi.
  • buenosdias  (27.10.22 11:07:45) 
sarı soğan da değil, onun içi bembeyaz çıkıyor.

mor soğan olmadığına da kesinlikle eminim.

normal bildiğimiz yemeklik soğan, ama bu linktekiler gibi sarı kabuklu değil. içi de beyaz değil, eflatun gibi, pembe gibi.

hah kışlık soğan diye aratınca çıkan soğan galiba bu dediğim: www.toptanmanav.com
  • kibritsuyu  (27.10.22 11:28:02 ~ 11:29:46) 
bildigimiz normal sogan degil mi bu? normalde gene sari kabukludur, ici de beyaz degil boyle eflatundur. kis sogani olabilir.pazarcilara sorabilirsiniz bence. normal sogan gibi, ama ici eflatun derseniz bence anlarlar.


  • 65 derece  (27.10.22 11:50:13 ~ 11:51:21) 
evet bildiğimiz soğan. hatta en ucuz soğan da bu galiba. ama pazardan marketten aldığım sarı kabuklu soğanların tamamının içi bembeyaz çıkıyor.


  • kibritsuyu  (27.10.22 12:00:15) 
arpacik sogan sanirim bu, cok minik olanlari degil de biraz daha büyüklerinden.


  • mamu  (27.10.22 15:33:44) 
Hocam bence soğan türünden bağımsız sumakla biberle ovuşturunca pembeleşiyor soğan baharatın rengini alıyor.


  • mirafiori  (27.10.22 21:57:26) 
böyle bir cevap geleceğini bildiğim için sumaklı soğan fotoğrafı koyarken çekinmiştim, ama maalesef doğranmış halinin başka fotoğrafını bulamadım.

hayır sumakla ovulduğu için pembeleşmesinden bahsetmiyorum, maalesef bulabildiğim en yakın fotoğraf sumaklı olduğu için onu koymak zorunda kaldım.

bunu ben internette görüp de aramıyorum, sumaksız hali de zaman zaman elime geçiyor, kendim soyup kendim doğruyorum, bakıyorum içi pembe. ama kendi satın aldığım bir soğan olmadığı için nasıl arayacağımı bilmiyorum, o yüzden bulup satın alamıyorum.

yani internette sumaklının resmini görüp ondan istiyor sanmayasınız. sumaksızı da böyle.
  • kibritsuyu  (28.10.22 11:17:44) 
dün masterchef'in arasına giren trendyol market reklamında mehmet şef benim dediğim soğanla soğan dolması yaptı. video olarak paylaşmamın bir yolu var mı bilmiyorum, ama yayını geri sarıp ekran görüntüsü paylaşıyorum.

bütün halde: i.imgur.com
doğranmış: i.imgur.com

bakın bu kırmızı soğan değil, mor soğan değil, bildiğimiz beyaz soğan değil, arpacık soğan değil, sumakla ovulmuş da değil. "x soğanı kullanıyoruz" falan da demedi, sadece "soğan" dedi.
  • kibritsuyu  (11.11.22 15:04:48 ~ 15:16:16) 
bu normal sogan. bildigimiz sogan yani. muhtemelen de kislik sogan. pazardan aldigimda arada cikiyordu.
pazarcilara sorun, mutlaka bilirler.

bir de cok ozur dilerim merak ettim, neden ozellikle bu sogan?
  • 65 derece  (14.11.22 13:03:48 ~ 13:05:47) 
neden bu soğan? çünkü ara sıra denk geliyorum ve çiğ halinin normal marketten aldığım soğanlardan daha lezzetli, daha tatlı olduğunu düşünüyorum. psikolojik de olabilir. ama aradığımda da bulamıyorum, hep sarı kabuklu ve beyaz renkli soğan çıkıyor karşıma.


  • kibritsuyu  (14.11.22 16:27:21) 
[]

f/p ürünü kulak içi bluetooth kulaklık

600-800 lira civarı fiyatı olan, mutlaka ucunda silikon olup kulağın içine dürtülerek sokulanlardan f/p ürünü bir kulak içi bluetooth kulaklık önerebilir misiniz?

airpod gibi olanlar kulağımda durmuyor, düşüyor. illa içeri dürtülen silikonlulardan olması lazım.


 
taotronics ten ailecek memnunuz ama hangi modeli begenirsiniz bilmem. hali hazirda kullanmiyorum onceden kullandiklarim iyiydi anc cok beklentili olmadan

TaoTronics Soundliberty 97 Şarj Kılıflı Bluetooth Kulaklık cVc 8.0 Gürültü Engelleme aptX IPX8 TT-BH097
www.hepsiburada.com
  • ala09  (12.10.22 08:16:50) 
[]

Formula 1 takım sorusu

1990'ların sonunda mika hakkinen ile fırtınalar estiren mclaren mercedes takımının günümüzdeki devamı mclaren takımı mı, mercedes takımı mı?




 
Mclaren


  • Mcfly  (09.10.22 09:26:49) 
[]

koli bandı nasıl çıkar

sıcakta güneşin altında kaldığı için iyice sökülmez hale gelen koli bandı plastik ve metal yüzeyden (buzdolabı kapağı) nasıl çıkar?

yani bantlı yeri kesip aleti kullanıyoruz da bantlar yerinde duruyor. nasıl söker temizlerim bunları?


 
alkol veya aseton ile silmeyi deneyin. önce küçük ve görünmeyen bir yerde deneyin, özellikle asetonu.


  • inheritance  (30.09.22 11:45:08) 
wd40 sikip biraz bekledikten sonra cikiyor.


  • bay b  (30.09.22 11:47:24) 
Buz da bir ihtimal işe yarayabilir.


  • ruhen hastayim ben  (30.09.22 13:29:42) 
isopropil alkolü biraz sulandırırsanız tertemiz çıkarır ama önce görünmeyen bir yerinde deneyin.


  • orient blue  (30.09.22 14:04:24) 
[]

bu radyoyla dinlenebilecek herhangi bir şey var mı?

1960'lardan kalma philips marka eski bir lambalı radyom var. dekor olarak duruyor ama sağlam, çalışıyor.

fm bandı yok. kısa dalga, orta dalga, uzun dalga var. dün epey aradım ama herhangi bir yayın yakalayamadım.


antense anten takarım. bu radyoyla dineleyebileceğim herhangi bir yayın, ya da sinyalini alabileceğim herhangi bir şey (telsiz vs) var mıdır? yerli yabancı fark etmez.

 
Eğer yakın zamanda kapanmadıysa bir kaç seneye kadar TRT hala bu bantlarda yayın yapıyordu 1-2 tane kanalla.

Arabada fm harici diğer bantlar ile bir arama yapın, bulunduğunuz bölgede yayın varsa en kolay araba radyosu bulur otomatik tarama ile.

Yayın varsa frekansı not alın ve eski radyoda bu frekans civarında hassas bir arama yapın.
  • John Bloor  (26.09.22 13:26:47) 
am frekansından arap kanalları bir ihtimal. ve belki trt radyo 1


  • duster  (26.09.22 13:28:01) 
radyoyu amfiye cevirin, standart fm radyo baglayin


  • idexo  (26.09.22 13:55:57) 
[]

Minecraft hesap taşıma/değiştirme

Yıllar önce kendi telefonumdaki kendi google hesabım ile play store'a girip minecraft hesabı satın almıştım oğlan büyüyünce oynar diye.

Şimdi adamın kendi tableti var. Ama oynayabilmesi için tablete de benim google hesabımla giriş yapmış olması gerekiyor. Kendi google hesabı ile girince olmuyor haliyle.

E tablette kendi hesabım kurulu olunca da tableti family link uygulamasına bağlayamıyorum.

Benim google hesabıma tanımlı minecraft'ı, oğlanın hesabına taşıma, devretme gibi bir yöntem var mı? Tablete kendi hesabıyla girip oynasın.

 
[]

atalardan kalan eski yazılı kitaplar

arkadaşlar, baba evinde dolapta eskilerden atalardan kalan dört tane eski yazılı kitap var, biri el yazması, üçü matbaa baskısı.

ilk sayfalarının fotoğraflarını paylaşıyorum. eski yazı bilenler yardımcı olabilir mi bunlar ne kitabı?

el yazması olan
i.imgur.com

ikincisi
giriş sayfası: i.imgur.com
ilk sayfası: i.imgur.com

üçüncüsü
i.imgur.com

dördüncüsü
giriş sayfası: i.imgur.com
ilk sayfası (içindekiler sayfasına benziyor): i.imgur.com

 
Osmanlıca bunlar, gidip bir Edebiyat hocasına tercüme ettirin hocam


  • darkwizard  (19.09.22 14:50:05) 
türkçe bunlar
3 dua kitabı olabilir?! farsça da var gibi
1, 2, 4 hadis
  • comp  (19.09.22 15:32:58 ~ 15:33:45) 
1. arapça bi şey olduğu kesin ama ne bilmiyorum. bismillahirrahmanirrahim diye başlıyor sonra övgüden sonraki en güzel hadisler bla bla... yani yine islami ilimler konusuyla alakalı bir metin gibi ama tamamını okuyamıyorum.

2. bi rapor gibi bir şey makale. zannedersem Al-Nawawi yani imam neveviden alıntılı bir şey olabilir tahminim

3.üçten emin olamadım arapça mı osmanlıca mı anlamadım. geneli arapça yine ama biraz yabancı geldi

4. sahih-i Buhari'den beşinci kısım başlık
bablar var içerikler dediğin bölümde beşinci bölümün indekslenmesi, sayfa numaraları falan yazıyor. örneğin sayfa 2de sahabelerin faziletleri yazıyor.
  • ala09  (19.09.22 16:55:24 ~ 17:07:14) 
[]

arabada duran oksijen tüpüne bir şey olur mu?

arabanın arka koltuğunda bir adet solunum oksijen desteği için kullanılan 10 litrelik oksijen tüpü var. tam dolu değil, hatta neredeyse boş. pazartesi günü doluma götüreceğim. fakat koca tüpü eve taşımamak için arabada bıraktım, araba da güneşin altında duruyor.

hani çakmak falan bırakınca patlıyor da, koca çelik oksijen tüpü de sıcak arabanın içinde patlar mı?


 
Oksijen tüpü yağlı el ile temas ettiğinde bile patlama ihtimali olan bir ürün saf oksijen ciddi manada tehlikeli bir gaz


  • apocalipy  (17.09.22 20:39:31) 
İşyerinde oksijentüpü yangını yaşadık ve oksijenin ne denli tehlikeli olduğunu gördüm söndürme şansın yok gibi.

Şöyle oldu olay basınçlı oksijen tüpü kontolsüz boşalmaya başlıyor etrafında toz vs ne varsa hava sürtünmesi ile ısınıp kolayca alev alıyor ve alev topuna dönüşüyor kısaca yanıcı ve yakıcıya gerek tok doğa alev almanın bir yolunu buluyor

Özet oksijen çok tehlikeli
  • basond  (17.09.22 21:48:32) 
[]

kira tutarı sorunsalı

bu yıl 5. yılını dolduran bir kiracıyım. kontrata tüfe oranında yazdığımız için bugüne kadar hiç aksatmadan hep açıklanan tüfe oranında zam yaparak kirayı arttırdık. lakin son durumlar malum, kiramız şu anda piyasa rayicinin epey altında kaldı.

kontrat dönemim eylül. devlet diyor %25 yapabilirsin. kanun diyor 5 yılın sonunda kira tespit davası açılabilir. kontratımız diyor tüfe oranında arttırılır.

şimdi benim kiram şu anda 2500 lira. rayiç kiralar ise 7000-9000 arası diye tahmin ediyorum.

ev sahibim 5 yıllık olduğum için rayice göre belirleneceğini söyleyerek 9000 lira istediğine dair mesaj attı, aksi takdirde evden çıkmamızı istiyor.

ben %25 zam yapsam 3120 lira, yine çok altında kalıyor. kontrattaki gibi tüfe oranında yapsam 3750 yine az gelecek. benim düşüncem ise %100 zam yaparak 5000 lira ödemek. ama kabul edeceğini sanmıyorum. kabul etmezse de yasal yollara başvurup kirayı tespit ettirebileceğini söyleyeceğim.

farklı bir öneriniz var mı? 2500 liradan 9000 liraya yani %260 oranında bir zam bana çok insafsız geliyor.

bir de asıl önemli sorum; eğer davalık olursak, kira tespit davası sonuçlanana kadar ben ne kadar kira ödemeye devam edeceğim?

 
Günü kurtarmaktan ziyade bütçeye uygun ev bakmak daha mantıklı. Bekledikçe her şeyin fiyatı artığı gibi kiralar da artıyor. Kira artışı demek depozit ve emlakçı artışı da demek.


  • OrangeYellow  (01.09.22 00:33:11) 
üstadım burada oransal düşünmek saçma olur, % olarak artışa değil çevredeki rayiç kiralara bakılıyor çünkü. çevrende minimum kira 9000 ise, 7000 gibi bir rakamda uzlaşmanızı öneririm. dava sonucunda da o civarda bir şey çıkar zaten, kiracıları çok mağdur etmemek için mümkün olduğunca alt sınırdan verdiklerini duymuştum. ama onun dışında vekalet ücreti, avukat ücreti, ıvır zıvırını da düşündüğünüzde, bana bu konuda mücadele vermek anlamsız görünüyor çünkü kira tespiti, kiracının maddi durumundan bağımsız olarak 5. yılda ev sahibine tanınmış kanuni bir hak.


  • roket adam  (01.09.22 00:38:59) 
Eğer kira tespit davası yoluna giderseniz çevredeki benzer durumdaki evler dediğiniz fiyattaysa kaybedersiniz. kaybettiğinizde hem kiranız artar hem de masrafları siz ödersiniz. çevredeki kiralar 7000-9000 arasıyken, benzer dairelerin kirası neyse ona göre bir fiyat çıkar.

bu arada %260 çok insafsız değil. aksine enflasyonun altında bir artış oluyor. asıl sıkıntı açıklanan komik enflasyon oranları ve fiyatlarına yansıttığı zam oranını bizlere yansıtmayan iş verenler.
  • nawar  (01.09.22 01:06:15) 
yüzde 25 zammı yapıp, kira tespit davasını açmasını belirtin.


  • haistre  (01.09.22 01:22:50) 
Kira tespit davası açılırsa çevredeki emsaller baz alınır yani sizin belirttiğiniz rakama denk gelir ayrıca kontrat tarihinden itibaren istediğiniz eksik tutarları faiziyle birlikte ödersiniz ya rayiç kıymet nispetinde zam yapacaksınız ya da mevcut kira bedelinizde kiralık evlerin olduğu bir semte taşınacaksınız


  • beemaker  (01.09.22 01:23:10) 
elbette kira tespit davası açmasını isteyebilirsiniz, ancak taksimetre davanın açıldığı zamandan başlar. siz ne öderseniz ödeyin, ev sahibi davayı kazanırsa, mahkemece belirlenen kira bedelinden dava açılma tarihinden hesaplanıp ödediğiniz tutar düşülerek kalan tutarı da ödemeniz gerekecek. yasal faizi de unutmamak gerekir.

ayrıca, nasıl ki %25 kanuni bi zorunluluk, 5. yıl bitiminde kiranın yeniden tespitinin istenmesi de kanuni bir hak.

sadece kendinize yontmyın, sizin taraftan kiranın 2500'den 9000'e çıkması nasıl insafsızlık geliyorsa, ev sahibi açısından da rayiç bedeli 9000 olan evi 2500'e kiraya vermiş olmak da insafsız geliyordur.

kira tespitinde, hakim genelde kiracı lehine düşünecektir. 9000 değil de 7000-7500 gibi bir tutar belirleyebilir.

benim önerim, ev sahibi ile bu civarda bir meblağda uzlaşmaktır. mahkeme süreci hem sizin hem de ev sahibi için yıpratıcı olabilir.
  • altinci nesil caylak  (01.09.22 08:19:02) 
5.000 gayet ideal
rayiç kira dediği son dönemde fırlayan kiralardır

senin gibi düşük kira verenler de vardır
  • bir soru sorcam  (01.09.22 09:38:37) 
Burada "yüzde 260 zam insafsız değildir" diyenler o zaman elektirik ve doğalgaza zam gelince kapatıp çenelerini oturacaklar.

Dostum sen ilk başta ev sahibine 5 bin lirada anlaşmaya çalış kabul etmezse yasal olan %25 zam yap hayatına devam et. O mahkeme en az 1.5 sene sürecek.

Bu süreçte evde 7500 TL'ye oturuyormuş gibi düşün ve o parayı kenara at birikim yap.

taksimetre davanın açıldığı zamandan başlıyor diyen arkadaş yanlış biliyor, öyle bir emsal bile yok.

1.5 sene sonra mahkemenin ve avukatın masrafı max. 5 bin lirayı geçmez. Korkma o masraflardan para değil. Denyo ev sahibinin senden 9 bin lira istediğini düşündüğümüzde 5 bin lira para değil. Bunu gözden çıkar ve bir buçuk sene birikimini yap en az 80-85 bin lira karda olursun. Hatta dolara çevir o parayı.

Mahkeme istediğin gibi sonuçlanmazsa da çıkarsın evden. 1.5 sene de yasal hakkın olan yüzde 25 zamla oturmuş olursun. Kenarda da paran birikmiş olur.
  • juan pablo pino  (01.09.22 09:50:38 ~ 09:53:43) 
@bi soru sorcam +1
son dönemde fırlayan kiralar rayiç bedelin de o kadar olması gerektiği anlamına gelmez. 5.000 sizi üzmüyorsa ev sahibi için de tatmin edici bir alacak olur. 5 senedir düzenli ödeme yapan bir kiracısınız. ev 1 ay bile boş kalsa zaten aynı kapıya çıkacak. 2 ay veya daha çok boş kaldığını düşünürsek ev sahibi zarar eder.

sorunun alt kısmındaki ince detaya gelecek olursak; karşılıklı anlaşmadan kirayı 5.000 yapmayın. ola ki anlaşamadınız ve ev sahibi kişisi dava açacacağım derse siz de %25 zammı yapıp gönderin. durduk yere zarara girmeyin.
  • Improbable  (01.09.22 10:25:46 ~ 10:26:35) 
5 yılda %260 lık artış neden insafsız olsun? Hani herkesin diline sakız olan asgari ücret bile 5 yılda %260 tan daha fazla nispette yukseltildi Ayrıca kiracı kira ücretinden memnun değilse kira ücretlerinin daha uygun olduğu bir semte taşınabilir sonuçta adı üstünde kiracı


  • beemaker  (01.09.22 11:53:30) 
5 yılda %260 artış değil güzel kardeşim. Soruyu doğru okuyalım.

5 yılda her yıl tüfe oranında artış yapıldı zaten ve 5 yılda arttı arttı 2500 oldu. Şimdi önümüzdeki dönem için ev sahibi tek seferde %260 zam yapıp 2500 lirayı 9000 liraya çıkarmak istiyor. Yap bi içler dışlar kamil, bak bakalım tek seferde % kaç yapıyor.
  • kibritsuyu  (01.09.22 13:06:25) 
Son zamanlarda okuduğum şeylere hayret ediyorum. 3 bin lira etmeyecek evin kirasını 9 bin yapmak isteyen ev sahibini haklı bulmak, bu nasıl bir normalleştirmedir? Geçen gün yine burada “13 bin kira çok iyi çok uygun” diyenler vardı. Sonra aynı insanlar eminim market, mazot ve doğalgaz zamlarını eleştirmişlerdir. Hatta doktorlara yapılan ek ödemeye sinirlenmişlerdir falan. Acayip bir durum. Benim ailemin belki 10 tane mülkü vardır, tuzum kuru. Yine de böyle şeyler okudukça sinirleniyorum. İnsanımız çok acımasız.

Sizin yerinizde olsam dava sonucu gelmeden ev sahibinin kafasına göre zam yapmasını kabul etmezdim. Yok öyle çevredeki daireler şu kadar olmuş diyerek zam yapmak. Önce davasını açsın, hakim bir tutar belirlesin. Sonra ödersiniz. Şu durumda -her ne kadar beş yıl olsa da- dava sonucu olmadığı için yüzde yirmi beşi yapıştırır geçerdim.
  • ruhen hastayim ben  (01.09.22 13:17:32) 
Juan+1


  • asteriks  (01.09.22 14:06:54) 
insafsızlık yok. asıl insafsızlık 9000 lira kirası olan evde 2500 liraya oturmak. ev sahibi 5 yıl olduğu için zaten rayiç bedel alacak. bence boşuna zıtlaşma.


  • nick bulamadim  (14.09.22 10:11:49) 
[]

apartmanda köpek beslemek yasakmış

daha önce de bahsetmiştim. babam rahatsızlandığı, köpeğe bakamayacağı ve huzurevine yerleşeceği için köpeğini ben aldım, ben bakıyorum.

ama apartman yönetim planına göre apartmanda köpek beslemek yasakmış. tüm kat maliklerinin oy birliği gerekiyormuş (ki böyle bir şey imkansız).

"Köpeğin 15 gün içinde apartmandan gönderilmesini, aksi halde Yargıtay içtihatları da var, kolluk güçleri marifetiyle dairenin boşaltılacağının ( yeni bir mahkeme kararına ihtiyaç yok.) bilinmesini isterim."

diyor yönetici.ne yapabilirim? benim yapabileceğim bir şey yok mu? haklarım yok mu?

karşı komşu kapıda gürültü yaparsa, bir de kapı çalınınca 3-5 kere havlayıp susuyor, başka da bir zararı yok hayvanın. bir tek dün ilk defa 2 saat kadar yalnız kaldı evde, 2 saat boyunca havlamış. ama daha 10 aylık, ona da alışacağını tahmin ediyorum.

 
Bir avukatın sayfasından konuyla ilgili şu alıntıyı aldım;

"Eğer ki apartman ve site yönetmenliğinde ”ev ve süs hayvanı beslenemez” ”evcil hayvan beslenemez” ”çiftlik hayvanı beslenemez” şeklinde bir madde varsa yani bağımsız bölüm,eklenti ve ortak yerlerinde hayvan beslenmesi yasaklanmışsa, kat malikleri kurulunun izin verdiğine dair belge ibraz edilmezse evcil hayvan beslenmesi mümkün olmamaktadır. Yönetim planında evcil hayvan besleme ile ilgili herhangi bir yasaklama söz konusu değilse ,ortak mahalde ,bağımsız bölümde hayvan beslenebilir."

Burda tek istisna bu alınan karardan önce apartmanda beslenen hayvan varsa onu kapsamazmış, karardan sonra yeni hayvan girişi yasak bir nevi demek ki.

Yani özetle sizin köpek maalesef yasağa tabi sanırım.
  • John Bloor  (24.08.22 11:38:06) 
Yönetim planının değiştirilmesi için bütün kat maliklerinin beşte dördünün oyu şarttır. ev sahiplerinin (kiracıların değil) yüzde 80'inin rızasını alabilir ve planı değiştirebilirseniz köpek kalır.


  • ya ben lan neyse  (24.08.22 12:12:51) 
tapu dairesinden binaya ait yönetim planında bu madde var ise yapılabilecek bir şey yok.


  • alp9900  (24.08.22 12:21:12) 
tek yapabileceğin bu karar gerçekten resmiyette var mı, yoksa yönetici boş atıp dolu mu tutturmaya çalışıyor bunu araştırmak.


  • orpheus  (24.08.22 12:32:41) 
@ya ben lan neyse: böyle bir şeyin mümkün olacağını sanmıyorum.

@orpheus: resmiyette de var hocam, onun görüntüsünü de atmış.

ben de apartman yöneticisiyim işyerinde. orada da var. babam diyor ki her yönetim planında olur o standart.

yani köpeğimizle vedalaşacağız öyle mi? 3 ay babam baktı. babam hastalandı komşu baktı. iyileşti komşudan aldık 2 aydır ben bakıyorum. bu hayvana da yazık değil mi şimdi? hadi biz alışırız bir şekilde.

hayvan da efkarından sigaraya başladı: i.imgur.com
  • kibritsuyu  (24.08.22 12:51:08 ~ 12:57:54) 
hayvan derneklerine-gruplarına sormak lazım. orada bu olaylar çok daha sık yaşandığı için yasadaki açıkları vs biliyorlar. örneğin ufak ırklar beslenebilir vs.


  • orpheus  (24.08.22 13:02:12) 
Türkiye'de maalesef böyle :( hatta benim bildiğim kira sözleşmesine bile yazılabilir.

Bu sebepten ben de Fransa'da bir dönem korkmustum ama araştırınca yasa gereği hiçbir şekilde evcil hayvan yasaklanamayacagini öğrendim (masaya çıkıp tepinseler bile, bütün site toplansa, kira sözleşmesine milyon kere de yazsalar önemi yok). Bence çok saçma bir olay yasaklanabilmesi ama Türkiye:(

Malesef önünüzde ya başka yere vermek var ki hayvaniniz biraz zorlu gibi bilmiyorum ya da başka yere taşınma seçeneği var (bu ikincisi olursa lütfen hayvandan nefret etmeyecek şekilde karar verin)
  • logisticsmanager  (24.08.22 15:01:30) 
Köpek kreşi gibi yerler var, gündüz bakımevleri. Öyle bir yerde takılsın siz yokken. Bir ihtimal çözüm olabilir.


  • not dark yet  (24.08.22 16:36:36) 
Konuyla ilgili net bir bilgim yok ama, ifadenin "dairenin boşaltılması" kısmı gözdağı verme amaçlı soylenmis gibi geldi. Yani tamam apartman yönetim planında vardır ve köpek besleyemiyorsunuzdur, bu tamam. Ama bunun için sizi de evden mi atacaklar, işte bu kulağa hiç mantıklı gelmiyor.


  • encokbenisevinnolur  (24.08.22 18:52:13) 
[]

aşırı basit bir excel sorusu

yani soru basit, çözümünün de basit olması lazım da yıllardır çözemedim.

kalabalık bir tablodan ctrl tuşunu basılı tutup farklı farklı hücrelere tıklamak suretiyle çoklu seçim yapıyorum.

hop kafamı skm yanlış hücreye tıkladım, o hücreyi seçmeyecektim.

nasıl geri alıyoruz seçimi? ne yaparsam yapayım, o yanlışlıkla tıklayıp seçtiğim hücreyi seçilmemiş haline döndüremiyorum. nası oluyor? bir yolu vardır bunun di mi? yoksa boşu boşuna sırf o hücrenin seçimini kaldırabilmek için ctrl tuşunu bırakıp herhangi bir yere tıklayarak bütün o bi saattir seçtiklerimi sıfırlayıp himmet abey gibi en baştan başladığım için ben gerizekalıyımdır di mi? söyleyin, gerizekalı şunu yapsan olurdu diyin de bundan sonraki işlerimi kurtarayım.

 
hayır bırakmıyor. excel 2010 kullanıyorum. yeni versiyonlarda kalkıyorsa bilmiyorum.


  • kibritsuyu  (22.08.22 22:14:00) 
support.microsoft.com
gerçekten kanayan bir yaraya parmak basmışsınız. Kanayan ve dikmek yerine sürekli turnike yaptığımız bir yara.

  • sparkle kiddle  (22.08.22 22:20:43) 
Yıllardır düşündüğüm bir konuya inşallah açıklık getirilir bu gece, teşekkürler


  • esinikaybetmiscorap  (23.08.22 00:53:41) 
i.hizliresim.com

bu değil mi istediğin? bunları seçtim sonra boş olanları ctrl ile seçmedim.
  • duyurukullanıcısı  (23.08.22 01:20:42) 
aynen öyle, sürümle alakalı aslında. yeni sürüme geçmeni tavsiye ederim çok daha iyi her anlamda. ve acısı, çözümü yok eski sürümlerde.


  • another satisfied lover  (23.08.22 01:34:16) 
ya google sheets kullanın bedava


  • duyurukullanıcısı  (23.08.22 02:32:02) 
[]

hobi amaçlı, sportif amaçlı avcılık

arkadaşlar, birisi bana çıkıp oltayla balık avlamak ile, tüfekle kuş avlamak arasındaki farkı açıklayabilir mi? yeter artık ben bir türlü anlayamıyorum, kafam basmıyor.

tüfengi sırtına vurup ormana gidip kuş vurmak istesen "avcılık spor değildir, vahşettir" deniyor.

oltayı alıp istediğin yerden sallayıp balık avlıyorsun? kimse bir şey demediği gibi son derece rahatlatıcı bir eylem olarak tanımlanıyor, hatta kursları bile veriliyor.

balık ses çıkaramıyor, kuş kadar şen bir hayvan değil ondan mı? birinde ilkel bir av aletine salak balık kendiliğinden yakalanıyor, ötekinde ateşli silahla sen vuruyorsun ondan mı? balığın kuşa göre daha sessiz ve daha salak olması mı onu masum bir av hayvanı haline getiriyor? yemek mi mesele? balık yeniyor, e bıldırcın, keklik falan da yeniyor?

velhasıl bana ikisi de aynı derecede avcılık gibi geliyor. niye tüfekle ormana gitmek vahşet, oltayla denize gitmek ohh mis gibi huzurlu?

vegan falan değilim, deli gibi de et yerim. ama şu farkı biri bana lütfen açıklayabilir mi?

 
Bence fark yok işte ikiyüzlülük hepsi. Ya tümünü reddedeceksin ya da hiçbirini.


  • olaylar olaylar  (17.08.22 00:42:11) 
Hiç alakası yok anlamsız bir korelasyon kurmuşsun; avcılıkta da balıkçılıkta da nesli tehlikede olmayan ve nüfus popülasyonu arttıkça çevreye zarar verme tehlikesi olan canlılar belirlenen dönem içinde avlanır, kimse de "sen napıyosun birader" demez ama doğada zaten bir tane kalmış Anadolu parsını avcılık adı altında öldürürsen bu terbiyesizliktir. Zaten bu nedenle av sezonu diye bir şey var, yani gidip kafana göre hamsi tutamazsın ya da kafana göre gidip yaban domuzu avlayamazsın. Sen gelişmemiş bi hamsiyi yavruyken avlarsan bu vahşettir ama mevsiminde avlarsan bu benim için inek kesip yemekten farksızdır. Ha vegan olsam alayına karşı çıkardım ama vegan olmadığım için aradaki etik çerçeveye bakıyorum sadece. Aynı şey diğer av hayvanları için de geçerli misal yaban av hayvanını yavruyken vurur öldürürsen bu vahşettir zira hayvanın üremesini engellemiş olursun o da soyunun kurumasına neden olur ama av sezonu gelip de yine avlamazsan bu sefer gereğinden fazla üreyip tabiata zarar vermeye başlar, bu işler böyle.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (17.08.22 00:44:40 ~ 01:02:16) 
Baligi yiyorsun. Avladigin geyigi yiyor musun?


  • baldur2  (17.08.22 05:18:09) 
Aynı şey. Bunu farklı görmüyorlar zaten. Avcılığında kursları ve dernekleri var.

Ama balık avlamakla kuş avlamak arasında da rahatlatıcı bir fark var. Bi kere birinde karşıdakine hiç bir şans vermeyen bir ateşi silah kullanıyorsun. Evde bulundurmak bile tehlikeli, insanların görünce bile tüyleri diken diken oluyor. Ateli silahlar özünde tehlikeli ve karşısındaki canlıyı öldürme kapasitesine sahip aletler.
Diğerinde ilkel, balık dışında başka bir canlıya zarar veremeyecek bir kapasitede bir av aleti kullanıyorsun, tehlikeli bir alet değil, teknende otururken birbirini yaralama ihtimalin çok çok daha düşük. Özünde elindeki alet tehlikeli sayılabilecek bir alet değil. Dikiş iğnesinden biraz daha fazla tehlikeli.

Aradaki rahatlayıcı fark bence bundan geliyor. Ormanda gittiğin av daha çok adrenalinli bir aktivite gibi. Balıkçılık ise adrenalin içermiyor, balık gelecek mi diye heycanlanırsın o kadar.
Birinde elinde bir ölüm makinedi var, diğerinde olta (insan açısından bakınca ölümcül değil)

Avlanan hayvan açısından benzet durumlar. İkisinde de avladığın hayvanı yiyorsan eşit derece etik bir aktiviye yapıyorsun demektir.
Tabi bir farklı görüş de silahla bir kuşu vurduğunda eğer iyi bir nişancıysan onun kaçma şansı yok. Ama balık için bir tuvak kuruyorsun o gelip düşüyor ya da düşmüyor. Bu da durumu biraz değiştiriyor
  • zimbirik  (17.08.22 08:43:10) 
İşin sonunda bir fark yok. Subjektif bir konu, herkes farklı düşünebiliyor.
Öncelikle avladığınız hayvanı yemek için avlamıyorsanız orada ayıp, yanlış bir durum var bence de .

Oltayla değil de tüfekle avladığınızda ateşli bir silah kullandığınız için orada çok daha büyük bir eşitsizlik var. Bir kuş yuvasına el bombası atıp avcılık yaptığını söyleyen bir insan size nasıl garip gelecekse, tüfekle kuş avladığınızı duyan bazı insanlara da bu o kadar garip geliyor.

Kuşlarla daha fazla iletişim kurabiliyoruz, kendimize daha yakın hissediyoruz. Balıkla iletişim ise pek yapabildiğimiz bir şey değil. Bu da insanların aklında bir fark yaratıyor olmalı.

Her akşam yemekte yarım kilo köfte yemesine rağmen sizin senede 3 kuş öldürmenize laf edenler bana ikiyüzlü geliyor.
  • michael_knight  (17.08.22 12:30:57) 
[]

better call saul bitti mi?

bitsin de tüm bölümleri izleyeyim diye bekliyorum. spoiler yememek için başlığına da bakamıyorum bitti mi diye.

evet bitti mi yani, artık izleyebilir miyim bittiyse?

bir de nereden izliyoruz ya? 5 sezonu netflix'ten izledim, 6. sezon nerede?

 
evet maalesef bitti. stremio'dan tüm sezonları/bölümleri izleyebilirsiniz.


  • portland maine  (16.08.22 21:47:05) 
Mart nisan gibi Netflix'e gelir.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (16.08.22 21:51:07) 
[]

10 aylık terrier cinsi köpek eğitimi hakkında

asıl soru son paragrafta, uzun uzun okumak istemeyenler son paragrafa atlayabilir, ama detayları okursanız da sevinirim.

arkadaşlar babamın terrier cinsi bir köpeği var. köpek 19 ocak'ta daha el kadar yavruyken eve geldi. 3 ay boyunca babamla birlikte yaşadı. babam ankara'daki evinde yalnız yaşıyor. evde pede tuvaletini yapmayı öğrendi. aşıları tamamlanınca yürüyüşlere de başladılar ama dışarı hiç yapmıyordu. sadece kuru mama yiyordu, sadece arada 1-2 lokma tavuk, pilav vs veriyorduk.

26 nisan'da bodrum'daki yazlığa geldiler. fakat aynı gün babam fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. köpek evde yalnız kaldı, sitedeki iki yan komşumuz köpeğe sahip çıktı. komşunun bahçesi geniş, kedileri var, daha önce köpek beslemişliği var. oh dedik gözümüz arkada değil.

babam 2 hafta muğla'da, 3 hafta ankara'da hastanede yattı, 1 ay da ankara'da evde kaldık ve yazlığa geldik. geldik gelmesine de köpeğimiz çok değişmiş. neredeyse sürekli ev yemeği ile beslemişler. kutu meyve suyu bile vermişler köpeğe. oysa ben iki sefer mama yollamıştım. üstelik de sofradan vermişler, dilenci olmuş, her yemek yiyişimizde tek tek herkesten yemek dileniyor.

bahçede dolaştığı için kafasına estikçe çıkıp çişini kakasını yapmaya alışmış, pedi de unutmuş. tüyleri karışmış diye kınalı yapıncak gibi makasla da kırpmışlar. eğitim namına verdiğimiz, vermeye çalıştığımız her şey sıfırlanmış.

veterinere götürdüm, atladığımız parazit aşıları yapıldı, tüyleri düzeltildi. ev yemeği alerji yapmış, derisi kızarmış, ilaçlar verdik, hipoalerjenik mamalar verdik, yemedi. inat edin başka şey vermeyin, yer dediler, mamadan başka bir şey vermedik, aç bıraktık, zorla yedi. mamayı hallettik. şimdi mamasını yiyor, sofradan dilenmesi de epey azaldı.

şimdi köpek 10 aylık. babam artık köpeğe bakabilecek durumda değil, hatta birkaç güne kadar huzurevine yerleşecek. dolayısıyla hiç planda yokken ailemize bir köpek katıldı ve bizimle ankara'daki apartman dairemize döndü. köpekleri çok severim ama daha önce o sorumluluğu alabileceğimi düşünmediğim için hiç sahiplenmeyi düşünmemiştim. şimdi biraz da zorunlu olarak babamın köpeğini sahiplenmek durumunda kaldım. bi de sevimli kerata.

ciddi bir itaat problemimiz var, kesinlikle söz dinlemiyor. peçete, ıslak mendil, ne bulursa ağzına atıp yiyor. aman yere bir şey düşürme, yerde bir şey unutma. don, çorap ne bulursa ağzına atıyor. oğlanın nerf mermilerinden bulmuş mesela, anında haşat ediyor, ucundaki plastiği de yutuyor. mümkün değil ağzından alamıyoruz. ortalığı temizledik ama kıyıdan köşeden illa bir şey buluyor. sabah dübel bulmuş mesela nereden bulduysa, zor aldım ağzından. iki gündür renkli renkli hama boncuk sıçıyor (hama boncuk: productimages.hepsiburada.net ) oğlanın odasında bir yerlerden bulmuş herhalde. hayır poposu falan tıkanır diye korkuyorum. yiyemediklerini de kapıyor ve bırakmıyor. yere kalem düşse hop anında kapıyor, ağzından alamıyorsun. almak isteyince hırlıyor. hatta 1-2 sefer bayağı ciddi şekilde ısırdı elimi.

sabah akşam yürüyüşe çıkarıyorum ama yürüyüş saatleri dışında, öğlen veya daha sabah yürüyüş saatinden önce eve çiş yapıyor. dün bildiğin salon halısına işemiş. böyle durumlar için banyoya çiş pedi koydum, hatta ilk gün gidip çişini de yaptı, aferin dedim hemen öğrenmiş, ama ertesi gün hop salon halısına. bu sabah da bizim yatağın üstüne çıkıp hem işemiş, hem kaka yapmış. yani ben çiş eğitimi tamam diyordum. 12 saat yol geldi arabada, molalar dışında hiç bırakmadı. öyle zıldır zıldır sürekli sağa sola da işemiyor ama yürüyüş saatlerimiz belli işte, niye tutmayıp arada eve yapıyor? hadi yapıyor, pedini öğrendin ve de yaptın daha önce, oraya yapsana. hiç değilse fayansa yap be hayvan, yatağa çıkıp işeyip sıçmak nedir?

velhasıl çok zorlanıyorum. acil bir tuvalet ve itaat eğitimi lazım. yürüyüş saatleri dışında çiş kaka yapmasın. illa yapacaksa da ne bileyim havlasın, uyarsın, kapıya havlasın, daha da tutamıyorsa pedine yapsın,otur, kalk, ayakta dur, yuvarlan falan gibi işin şovunda değilim ama en azından gel, git, içeri gir, dışarı çık, yürü, dur, yapma, hayır, (ağzına aldığı şeyler için) bırak gibi komutları acilen öğretmem gerekiyor.ya biz delireceğiz, ya köpek kendine zarar verecek. köpek tecrübesi olanlar bana yardımcı olabilir mi?

 
öncelikle tuvalet eğitim değil dostum. bu şekilde kullanan herkese aynı şeyi derim.
tamamen fizyolojik bir olay ve alışkanlık üzerine kurulu.

şu 1-2 aylık süreçte her şeyi düzeltmek elinizde ama evet ağır bir süreç. sizin olduğu kadar hayvanında düzeni altüst olmuş sonuçta. bide bebe hala.

şehir belirtirseniz eğitmen tavsiyesinde bulunabilirim ancak bu temelleri siz de oturtabilirsiniz.

şahsi kanaatimce geziden önce mama vermek doğru değil ama önce mama verip ardından dışarıda vakit geçirip tuvalet alışkanlığını oturtmanız gerekiyor.
standart yürüyüş ve temel itaat eğitimi kısa süre yoğun çalışmayla yapabilirsiniz. youtube gibi inanılmaz bir kaynağınız var. spesifik sorunuz varsa sorabilirsiniz.
  • tenyalar bagirsakta yasar bagirmasakta  (16.08.22 17:05:03) 
[]

Tereyağının Hacmi

Ya bu internet denen çöplükte buna ulaşmak mümkün değil mi ya?

140 gram tereyağı diyor tarifte, ama tartım yok. İnternetindeki bütün ölçüler kaşık ölçüsüne çeviriyor. Ama tereyağı denen KATI malzemeyi kaşıkla nasıl ölçecez anlamadım. Başka bir HACİM ölçüsü kesinlikle yok. Yani ml olarak bir ölçü bulsam ölçekli bardağa basıp ölçeceğim.

Velhasıl 140 gram tereyağının HACMİ ne kadardır söyleyebilecek var mı? Sorum gayet bilimsel. Kaç kaşık eder, kaç bardak eder değil. Bana mililitre, santimetreküp, keyfinize göre amerikan stayla hacim ölçülerinden olur, bir hacim verebilir misiniz?

 
Amerikan yemek cup ölçüleri çevirilerinden yararlanabilirsiniz (oz'u ml'ye çevirirsiniz elinizde cup yoksa): www.errenskitchen.com


  • fotrsapka  (30.07.22 13:55:30) 
140 gram tereyağ, 150~160 mililitre ediyor
şu linkteki ince belli bardaktan (1 tane tam dolu) + (3'te 1'i kadar dolu) tereyağına denk
www.carrefoursa.com
  • comp  (30.07.22 14:20:29 ~ 14:22:35) 
convertunits.online

1/2 cup + 6 çay kaşığı (yine Amerikan ölçeklerindeki teaspoon)

Bu arada tereyağının markasına, içindeki su miktarına vs göre özkütlesi değişebiliyor ve tariflerde tereyağını katı ölçmek gerekiyor. Dolayısıyla hacimle ölçmek çok sağlıklı değil. En ucuzundan bir mutfak terazisi çok işe yarar.

Kaşık ölçüsü dediğin de şu ölçü kaşıkları, silme doldurunca oluyor: www.google.com
  • kobuzchu kiz  (30.07.22 16:06:53) 
[]

Köpeğimizin ayarı bozulmuş

Terrier cinsi bir köpeğimiz var daha 8 aylık. Nisan'da (5 aylıkken) babamla yazlığa geldiler. Aynı gün babam fenalaştı, hastaneye kaldırdılar. Köpeğe daha önce iki köpek bakan komşu sahip çıktı. 2 hafta Muğla EAH, 3 hafta Ankara Tıp, taburculuktan sonra 1.5 ay ev derken yazlığa geri geldik, köpeğimize kavuştuk.

Lakin sadece mama yiyen, arada azıcık farklı yemek yiyen hayvan mama yemiyor. Çok acıkırsa yer dedim, yine yemiyor. Kuru ekmek yiyor, Royal Canin Puppy Mini yemiyor. Komşu bizden tecrübeli, iyi bakmış ama kemik suyu, tavuk falan normal yemek yedirmiş.

Bem açıkçası mama yesin istiyorum. Nasıl geri mamaya alıştırırım bu hayvanı?

 
Mamayı koyacaksınız başka bir şey vermeyeceksiniz aç kalınca yiyecek. Bizim veterinerin cevabı her zaman bu.


  • not dark yet  (15.07.22 08:19:47) 
Geçmiş olsun bu arada.


  • not dark yet  (15.07.22 08:21:01) 
Yoo. köpeğin ağzının tadı yerine gelmiş asıl:)


  • lamneth  (15.07.22 09:16:24) 
Önüne mamayı koyup birsey vermeyin 3 4 gün sonrasında illa ki yiyecek


  • mirty  (15.07.22 09:45:02) 
biliyorum kiyamiyorsunuz. ama arkadaslar hakli. sadece mama vericekseniz. ertesi gun yeni mamayle degistireceksiniz vesaire.

ama ben de kiyamadigimdan yavas yavas biraktirdim. ornegin, kuru mamanin yaninda bir de kutuda yas mama aldim. ilk gun yari yariya karistirdim. yas mamayi severek yediginden arada kuru mamayi da yedi, ikinci gun daha az yas mama, bu sekilde sadece kuru mama kalincaya kadar devam ettim. bir hafta 10 gun sonra duzene girdi. son sadece kuru mamayi ilk gun yemedi ama ertesi gun acikinca yedi. belki sizin de isinize yarar.
  • gel gel sarisinim sag yap gel  (15.07.22 10:47:40 ~ 14:23:44) 
@gel gel +1

Yukarıdaki arkadaşların dediği gibi muhtemelen picky eater olmuş. Mamalar tatsız, kıyamadığınızı görünce de yemiyor ki güzel yemek verin. Çözümü arkadaşlar anlatmış.

Onun haricinde iki şey söylüycem:

1- Ayrılık anksiyetesi olabilir. Yani normal yemeği gözünüzün önünde yiyor ama mama başka bir yerde duruyor diye de yemiyor olabilir. Yemeği elinizden vermeye çalışıp bi bakın. Durum buysa da zamanla aşılır, ama uzun süreli ayrılık sonrası köpeklerin böyle huyları olabiliyor, duygusal hayvanlar.

2- Ben köpeğe "sadece" mama vermiyorum. Yani belki bi tık sağlıklıdır ama yazık, bi ömür kötü yemek yiyerek geçmez. O yüzden arada yüksek proteinli şeyleri (kıyma, yumurta vs) normal mamanın içine karıştırarak da verin bence. Sadece ev yemeği yemesin tabi ama sadece mama da yemesin :)
  • plutongezegendegilmi  (15.07.22 13:16:55) 
Veterinerden geldim. Tüyleri de kıtık olmuş, hatta kesmeye çalışıp tüysüz tavuğun g.tüne çevirmişler.

Tıraş ettiedim. Veteriner dedi ki eli, kolu, göbeği, boynu, kulakları kıpkırmızı, alerji olmuş. Puppy mini yerine hypoallergenic mama verdi ve keainlikle başka şey yemesin dedi. Mamayı koy, 5 dakika sonra da al, nasıl olsa mama orda, bi ara yerim demesin, yemezse mamanın gittiğini görsün dedi. Onu da ölçekle vericez. Ayrıca ilaç da verdi.

Bakalım akşam başlıyorum tedaviye.
  • kibritsuyu  (15.07.22 14:44:11) 
Bu mamayı da yemiyor. Veterinerin dediği gibi 5 dakika duruyor, yemeyince kaldırıyorum. 4-5 kere kaldırıp koydum yemedi. Birkaç tane elime alıp elimden yedirmek istedim, ağzına alıp geveleyip bırakıyor. Israr edince 2-3 tane mamayı kıtladı yedi. Bütün gün yediği o.


  • kibritsuyu  (15.07.22 23:10:10) 
[]

bir whatsapp sorusu da benden

aşağıda ikinci bir telefonda sim kartsız whatsapp kullanma sorusu sorulmuş. bir benzerini de ben sormak istiyorum.

whatsapp'ı yeni telefonda kullanayım, ama eski telefonumdaki whatsapp'a da erişebileyim istiyorum. kullanmama gerek yok. işle ilgili bir sürü yazışma var, gönderilen evraklar var.

bütün konuşmaları ve medyayı yedekten geri yüklemeyi de biliyorum ama bunu istemiyorum. gereksiz konuşma ve medya, gereklilerden kat kat fazla. 3-5 işle ilgili yazışmayı fotoğrafı görücem diye ne var ne yok yeni telefona geri yüklemek istemiyorum.

yeni telefona sıfırdan başlayayım, ama yeni telefonda whatsapp'ı aktive edince eski telefondaki yazışmalar konuşmalar fotoğraflar erişilemez olmasın.

olabiliyor mu böyle?

 
yeni telefona whatsapp kurun. kod gönder diyerek telefon numaranızı girin. eski telefona gelen kodu yeni telefona girdiğinizde whatsapp kurulmuş olacak.arşivi yükleme demeniz yeterli. eski telefonda da chrome dan webwhatsapp ı açın ve QR Code u tanıtın. iki telefonda da whatsapp açık olacak


  • janavarorion  (06.07.22 23:02:43 ~ 23:03:28) 
yeni telefona whatsapp kurup kod gönder diyince kod niye eski telefona gelsin ki? yeni telefona gelmez mi?

farklı bir telefon numarası yok. bir tane kendi numaram var. sim kartı çıkarıp yeni telefonuma takacağım. eski telefon öyle boş boş duracak. ama açıp mesajlara, resimlere ulaşabileceğim.

kod gönder diyip yeni telefona kod alırsam eski telefondaki whatsapp kapanıyor. usul değiştirmedilerse daha birkaç yıl önce denedim onu.
  • kibritsuyu  (06.07.22 23:13:34) 
nedense sim kart eski telefonda kalacak diye düşündüm ben :)

o zaman alternatif yol; yeni telefon için whatsapp a yeni bir bir mail adresi tanımlayıp yedeği o mail adresine alacaksınız.

eski verilere ulaşmak isterseniz eski telefonda whatsapp ı açıp (yeni telefondaki kapanacak) yediği geri yükle diyecekseniz (eski mail adresiniz kayıtlı)

sonrasında yeni telefonda tekrar wwhatsappı açıp (yani mail adresi tanımlı) yedeği yükle dediğinizde eski konuşmaların olmadığı bir yedek gelecek

biraz karışık oldu gibi ama mantık böyle . olay mail ve yedek ile alaklı
  • janavarorion  (06.07.22 23:37:37) 
ben bunu yaptim. soyle oldu tam olarak. yani normalde erisilemez oluyor, cunku ekranda uyari cikiyor ve arkasina gecemiyorsun ama bir seyin silindigi yok.

1- yeni cihaza whatsappi kurdum, yedegi yuklemedim tertemiz acildi.
2- eski cihazda whatsapp erisimi tabii ki gitti yenisinde aktive edince. ona da cozum buldum.
3- yeniden eski cihazda sms aktivasyonu yaptim o ekranda cikan uyariyi takip ederek. ve internet erisimini kestim (sadece Whatsapp'in, Android'de bu mumkun, iPhone'da wifi'dan kesemiyorsun)

4- yeni cihazda yeniden etkinlestirdim ve kullanmaya devam ediyorum. eski cihazda Whatsapp internete baglanmadigi icin hala aciliyor, yani en azindan konusmalari gorebiliyorum istersem.

simdi baktim evet hala calisiyor 2 sene sonra bile.
  • supergirl  (07.07.22 00:04:58 ~ 00:06:26) 
@supergirl

eski telefonda interneti kesmek iyi fikirmiş. böylece eski telefonun, whatsapp başka nerede aktive edilmiş haberi olmaz.

fakat bunu niye iki aşamada yapıyoruz? yani doğrudan yeni telefona kod isteyip tertemiz açmadan çnce eski telefonun internetini kessek ya. yeni telefona kod gelince eski telefonun bundan hiç haberi olmaz, internete bağlayıp whatsapp açana kadar durur gibime geliyor. yani yeni telefona kod isteyip eskisinde uyarı çıkarttırmaya, sonra uyarıdaki yolu izleyip geri aktive ettikten sonra interneti kesmeye niye gerek duyuyoruz? en başta kessek?
  • kibritsuyu  (07.07.22 07:10:56) 
olur tabi. ben basta akil edemedim o yuzden asama asama yazdim. direkt interneti kesin, yeni telefona kurun bitti gitti.

hatta daha iyi olur cunku whatsapp'ta sms gondermenin bir sure limiti var.
  • supergirl  (07.07.22 13:43:12) 
[]

ayakkabımı kurtarabilir miyiz?

çok sevdiğim, çok rahat bir ayakkabım var, sneaker dediklerinden. 2 yıl oldu ama hala sapasağlam, yırtığı patlağı falan yok. fakat tabanı mı aşındı ne olduysa, kabak lastik gibi yol tutuşu zayıfladı. zemin biraz parlak olsun vızır vızır kayıyorum. kaldırımda biraz parlak, hafif meyilli yere basınca vızt diye kayıp kıçımın üstüne düşüyorum. zemini cilalı mermerden olan avm'lerde bildiğin patinaj çeke çeke yürüyorum. her adımda geride kalan ayağım vızt vızt diye arkaya kayıyor. moonwalk yapa yapa gidiyorum sanki.

tamam eskidi de, sırf bu yüzden de ayakkabıyı atmak istemiyorum. ne yapsak da tabanının kayganlığını biraz azaltsak? böyle "tuz ruhu dök üstünde yürü", "180 numara kum zımparayla dibini tırtıkla" tarzı bir yöntem arıyorum. dibinin lastiği biraz daha lastik özelliği kazansın.

kurumuş gevremiştir artık yapacak bir şey yok diyorsanız canınız sağolsun.

 
Annem eski eşyalarına takıktır. Geçenlerde bi ayakkabı tutuşturdu elime ama bildiğin bitik, harap bi halde, taban nerdeyse "yok". Ayakkabıcı bi abimiz vardı Üsküdar'da, verdim eline ayakkabıyı eti senin kemiği benim formatında. Adam resmen sıfır ayakkabı yapıp verdi bana. Yeni taban takmış ama orijinalinden de iyi. Yani iyi bir ayakkabıcının yapamayacağı çok az şey var o gün anladım bunu.


  • msb  (05.07.22 21:25:56) 
Bi de şöyle şeyler var: tr.aliexpress.com


  • msb  (05.07.22 21:30:12) 
Altına japon yapıştırıcısı sür kül ile karıştırarak


  • olaylar olaylar  (06.07.22 01:15:55) 
[]

Ankara'da hurda gümüş alacak yer

Eski gümüş resim çerçeveleri var eğri büğrü. Ankara'da bunu tartarak alacak, 3-5 kuruş paraya çevirecek bir dükkan var mıdır, kim alır bunu?




 
Gümüş en son gramı 11 liraya kadar çıkmıştı bazı kuyumcular almaya başladı tabii daha ucuzundan.

Tabii gümüş Kaplama ise hiçbir işe yaramaz. Gerçek gümüşlerin üzerinde damga vardır. 925 vs gibi.

Kuyumcular sorabilirsiniz eğer kaplama değil ise.
  • ihanet kac kisilik  (05.07.22 00:04:18) 
[]

telefon sorusu - samsung a52 mi, a53 5g mi?

tüm özelliklerin karşılaştırma linki aşağıda:

www.epey.com

aralarındaki fark yaklaşık 1.500 lira, a53 daha pahalı ve 1 yıl daha yeni bir telefon.

a53'te artı olarak 5g var. onun dışında bazı işlemci vs. farkları var. a53'ün kutusundan şarj aleti çıkmıyor ve kablolu kulaklık girişi yok.

a53'e 1500 lira fark vermeye değer mi (7.900 lira)? yoksa a52 alıp geçeyim mi (6.400 lira)?

muhtemelen son kez soruyorum, zira vaktim kalmadı. bugün gidip alacağım. yardımcı olursanız sevinirim.

 
A52s al bence

Hem 5g var hem fiyatı ikisinin arası hem de işlemcisi son çıkan a53den daha iyi
  • freebird5406_2  (03.07.22 11:15:19) 
üstteki 's' önerisini bilmiyorum, gerçekten iyi olabilir. ama başıma silah dayayıp "sadece bu ikisi arasından birini seç" deseler a52'yle yetinirdim ben. aralarındaki fark ahım şahım bir şey değil.


  • xiduyuru  (03.07.22 12:24:04) 
A53 4 yıl daha güncelleme alacak bunu da düşün. Geçen ay aynı ikilemdeydim eşime a53 aldım


  • necromayhem  (03.07.22 18:18:08) 
[]

jelibon olayı

arkadaşlar malumunuz melih gökçek televizyonda 6 milyar dolarlık jelibon reervi bulunduğunu söyledi gayet inanarak.

şunu anlamadım. adam jelibon'un ne olduğunu bilmiyor olsa ve bunu hakikaten maden falan zannedip trollense anlarım.

en başta diyor "hani çocukların yediği var ya" diye. yani adam jelibon'un ne olduğunu biliyor.

şimdi bu adam jelibon'un ne olduğunu biliyorsa, jelibon'un topraktan çıktığını falan mı sanıyor? hani ayı şeklinde çıktığını sanmıyordur herhalde o kadar da değildir ama böyle hamur gibi jelibon hammaddesi çıkıyor da fabrikada buna ayı şekli, hayvan şekli falan verilip paketlendiğini mi sanıyor?

yani anlayamadım, hem ne olduğunu bilip, hem de böyle bir rezerv bulunduğunu bir insanın söyleyebilmesi için jelibon'u ne zannediyor olması lazım?

 
aynı isimli değerli bir maden olduğunu sanıyor.


  • brkylmz  (01.07.22 18:40:49) 
yeraltındaki jelibonu, jelibon yapımında kullanılan bir şey zannetmiş olabilir. hani o maden çıkarılıyor, jelibon yapılıyor, satılıyor gibi. böylesi bile aşırı komik ama benim aklıma gelen en "makul" açıklama bu oldu yani :)


  • der meister  (01.07.22 18:45:09) 
bana biraz gündem değiştirme uğraşı gibi geldi. sizce?


  • rallied  (01.07.22 18:50:07) 
Rallied gibi diyecektim ben de. Akpnin jokeri(sakaci)


  • floydian  (01.07.22 19:15:30) 
Zırva tevil götürmez.


kendisi harikalar diyarında yaşadığı için normal gelmiştir...
  • anon1m  (01.07.22 19:18:01) 
Bir ihtimal, sakızın petrol temelli polimerlerden yapılması gibi jelibonun hammaddesinin de böyle bir şey olduğunu düşünüyordur.


  • gabe h coud  (01.07.22 20:11:54) 
@brkylmz, @gabe h cloud +1

Yenen jelibonun adının böyle bir maddeden geldiğini düşünmüş olabilir. Ama bence hiçbir şey düşünmedi, düşünme işini sonraya bıraktı. Zaten dikkat ederseniz "resmi kaynaklarda da açıklandı" gibi bir şeyler dedi. Halbuki böyle bir şey olmadı (haliyle). Sadece o an üstüne fikri olmadığı bir konuyu otoriteye başvurarak güçlendirmek istedi.

Olan şey şu, bir yerde böyle bir şey okudu, okuduğu şey hükümeti destekleyici bir dille yazıldığı için bunun ancak yetkili bir ağızdan çıkabileceğine inandı ve doğru varsaydı. Doğru varsaydığı için kafasında "demek jelibon diye şeker dışında da bir şey varmış" diye düşündü ve çok kafa yormadan geçti.

Burada jelibon çok absürt olduğu için için tuhaflığı daha göz önüne çıkıyor ama aslında birçok siyasinin konuşması gizli jelibonlardan oluşuyor. Sadece daha terimsel sözcükler kullanıp "ben böyle düşünüyorum" diye bağlıyorlar.
  • akhenaten  (01.07.22 20:28:10 ~ 20:29:20) 
bugun sokak roportajinda da sormuslar insanlar bilememis. ama belli bir yasin uzerindekiler jelibon'un ne oldugunu bilmeyebilir.bunu anlayisla karsiliyorum. misal benim cevremdeki belli yas uzeri kisiler de bilmez jelibonun ne oldugunu. garip olan, melih aktif twitter kullanan birisi ve ilgili fake twiti gormus ki boyle bir yorum yapiyor. o kadar twitter kullaniyor ama espri amacli atilmis birt twiti gercek sanmis. sorun burada. gerci bu adamdan fazla bir sey beklemek de ne biliyim...


  • exlibris  (01.07.22 21:13:11 ~ 21:15:05) 
ciddi ciddi bunu yiyenler var, cok aci verici bir sey, Iktidarin sis bombasidir bunun gibi operasyonlar. Gundem rte'nin firildakligi olacakti, isvec be finlandiyaya karsi geri adim atmasi olacakti, tgrtlinin kasedi olacakti, Caniklinin yolsuzlugu olacakti ama Melih gibi gereksiz bir trolun sozu gundem oldu, yazik gunah


  • neverletyougodown  (02.07.22 03:12:55) 
[]

fotokopi makinesi tipi yazıcılar ile yevmiye defteri yazdırma

şimdi kendi yazıcım bu tip olmadığı için ben sorun yaşamadım, ama defterini adreste yazdıracağım kişi sorun yaşıyor.

şöyle ki; bu yevmiye defteri dediğimiz defter köşeleri sayfa numaralı ve mühürlü boş a4 kağıtlar. 200 sayfa tasdik edilmiş mesela, ama 70 sayfalık kayıt yapmışız, 70 sayfa yazılacak. ben bu kağıtları yazıcıya koyacağım, yazdır dediğimde mühürlü olan yüzüne yazdırmaya başlayacak.

ama fotokopi makinesi tipi olan yazıcıların kasetine kağıtları koyunca, en üstteki kağıdı çekiyor, S harfi yapar gibi alıp tersini çevirip mühürlü yüzünün arkasına basıyor.

ters koy o zaman diyenler heyecanlanmasın. o zaman da sondan başlıyor haliyle.

defterin kaç dayfa olduğu belli. atıyorum 70 sayfa yazdıracak dedik. 70 sayfalık kısmını alıp, ters koyup, yazıcıya gönderirken de "yazdırmaya tersten başla" diyebilirim. ama hadi bakalım bir tane kağıt sıkışsa zıçtık, o sayfayı iptal edip devam etsem son sayfayı yazacak kağıt kalmayacak.

bütün sayfaları tek tek elle, 200 en üstte, 1 en altta kalacak şekilde sıralayıp koymaktan başka bir çözümü var mı bu işin?

 
soruyu tam anlamadim ama belki ise yarar.

yazdirmaya tersten basla gibi bir secenek varsa isinizi gorur. normalde office programlarinda var ama sizi ciktigi gonderdiginiz programi bilemiyorum.

"print reverse order"
  • helenart  (28.06.22 18:01:04) 
soruyu tam anlamak için yevmiye defteri denen şeyin ne menem bir zıkkım olduğunu bilmeniz gerekiyor. açıklamaya çalıştım ama tam anlatamamışım.

elimde 1-200 arası numaralandırılmış ve noter tarafından mühürlenip onaylanmış boş sayfalar var. yılbaşında notere onaylatılıyor ve yıl bitince de muhasebe kayıtları bu mühürlü sayfalara yazdırılıyor. muhasebe kayıtları tam 200 sayfa değil, yılbaşında boş olarak onaylatıldığı için, o yıl ne kadar kayıt olacak, kaç sayfa tutacak bilemiyoruz ve tahmini olarak yaklaşık sayıda sayfa onaylatıyoruz, biraz da toleranslı yapıyoruz fazla olursa diye. ben 200 sayfa onaylatmışım, 70 sayfalık kayıt yapmışız. 200 sayfalık deftere 70 sayfa yazdırılacak, gerisi boş kalacak.

yani elimde 1-200 arası onaylanmış boş sayfa var. bunları yazıcıya koyup, 1-70 arasındaki mühürlü sayfalara çıktı almam gerekiyor. 71-200 arası boş kalacak.

elimdeki tomarı 1. sayfa en üstte olacak şekilde yazıcının kasedine koyduğum zaman, en üstteki 1 numaralı sayfayı altını üstüne getirerek çekiyor, mühürlü yüzün tersine yazıyı yazdırıp çıkarıyor.

elimdeki tomarı ters koyayım, çıktıyı da reverse order yapayım desem, bu sefer 70. sayfaya yazması gereken bilgiyi 200. sayfaya yazarak başlıyor, 131. sayfada bitiyor, defterin 1-130 sayfaları boş kalıyor.

nasıl olsa 70 sayfa yazacak, 71-200 sayfalarını makineye hiç koymayayım, 1-70 arasını ters koyup reverse order yapayım desem düzgün başlıyor. ama bir sayfa sıkışırsa sıçtın, çünkü sona (yani defterin ilk sayfasına) yazdıracak boş sayfa kalmayacak, defterin ilk sayfasını yazdıramayacağız (düz sıradan gitsek sonra fazladan 130 sayfamız daha olacaktı).

bunun tek yolu 200 sayfayı elle tek tek 200 üstte, 1 altta kalacak şekilde sıralayıp, 1. sayfanın tersi yazının en üstüne gelecek şekilde koymak. böylece yazıcı 1. sayfayı çekip ters çevirdiğinde mühürlü sayfa üstte kalacak.

benim aradığım da bunun başka bir yolu.
  • kibritsuyu  (28.06.22 18:24:13 ~ 18:28:09) 
Eğer doğru tarafına bassaydı, dolayısıyla sen 1den başlayabiliyor olsaydın, kağıt sıkışınca ne yapacaktın? Mesela 5 numaralı kağıt sıkışınca 5e yazman gerekeni 6ya yazıp, 70e yazman gerekeni 71e mi yazacaktın?


  • kanepeee  (28.06.22 20:54:38) 
@kanepeee

evet aynen 5 numaralı sayfayı üzerine çapraz şekilde İPTAL yazarak iptal ediyorsun, 5. sayfaya yazman gerekeni 6. sayfaya yazarak devam ediyorsun. çıktı da 70 değil, 71. sayfada bitiyor.
  • kibritsuyu  (29.06.22 09:19:12 ~ 09:20:52) 
Ben olsam hızlıca 200 sayfayı ters çeviririm. 1-2 dakika falan sürer. En üstteki kağıdı alıp yönünü çevirmeden yana koyacaksın. 5000 sayfa olsa alternatif yolları düşünürdüm, çift taraflı yazıcı almak gibi. Veya yevmiye defterini ters numaralı yaptırıp o şekilde mühürletmek gibi.

Bu arada soruna cevap vereyim, otomatik olarak yapabileceğin bir şey yok. 75ten başlayıp, 5 tanesini sonradan iptal edebilirsin, sıkışsa da sıkışmasa da.
  • kanepeee  (30.06.22 23:24:42) 
[]

röntgen odası

diş hekimi olan mükellefim muayenehanesine panoramik röntgen cihazı almış. dün gittim baktım tadilat var, röntgen odası yapmışlar. ruhsat alabilmek için şartları varmış, dört duvarının içine kurşun döşemişler, kapı da kurşun olacakmış. e peki dedim yer ve tavan? oralara yok dedi. yani bunlar yapmamış değil, şartlarda öyle bir şey yok. korkarım hastaneler dahil içinde röntgen ve tomografi cihazı bulunan hiçbir odanın dört duvarı dışında yer döşemesinde veya tavanında kurşun murşun yok.

e bu x ışını dediğin zıkkım betondan geçiyor diye duvarı kurşun kapladın da, alt kata, üst kata geçmiyor mu? bir de apartman dairesi burası.


 
isin sadece tutuldugu yere dogru ilerliyor bu yuzden yere tutmazlar diye dusunuyorlar. Risk almayip her yere yaptirmak lazim.
Daha once boyle bir olay haber olmustu.
www.memurlar.net

Hastanelerde olabilir onlarin rontgen odalari biraz daha sekilli
  • divit  (28.06.22 12:49:58) 
• Taban;
Kat beton kalınlığı 15 cm ise: Zırhlama
yeterli. Düşük ise hasta masasının atına
kenarlarından 30’ar cm taşacak şekilde 1 mm
kurşun levha

• Tavan;
Kat beton kalınlığı 15 cm ise zırhlama
yeterli. Düşük ise yavana 1.0 mm kurşun levha

Bir üniversitenin konuyla ilgili pdf'sinden aldım yukarıdaki bilgiyi.

Demek ki 15 cm beton yeterli oluyormuş, bu yüzden tavan ve tabana kullanılmıyor kurşun sanırım.
  • John Bloor  (28.06.22 13:00:19) 
direkt ışının tutulduğu yön ise bu cihaz yatay eksende çalışıyor. hasta ayakta durup bir şey ısırıyor, cihaz da hastanın kafasının etrafında 180 derece dönüyor. yani ışın hiçbir zaman yere ve tavana doğrulmuyor.


  • kibritsuyu  (28.06.22 13:56:34) 
[]

doktor yazısı okumaca vol. 758

doktorlar... doktorlarımız... sevgili doktorlarımız...

siz yazıp geçiyorsunuz, işiniz bitiyor, görevinizi yapmanın gururunu yaşıyorsunuz ama bu zıkkımı okumak da benim gibi gerizekalılara kalıyor. çünkü sayın devletimiz diyor ki o doktorun yazdığı her ayrıntıyı tek tek iş kazası bildirimine yazmazsan on binlerce lira ceza yazarım diyor. ama ben raporu alıp bi bakıyorum a-aaa okunmuyor anasını satayım, çünkü doktor sümerceyle yazmış, görevini tamamlamış. okunsun okunmasın onu ilgilendirmez şu saatten sonra.

şu ekteki yazıyı bana tercüme edebilecek olan var mı? bana tüm ayrıntılar lazım.

i.imgur.com

 
İş kazasi 19 yaşında erkek hasta acile iş yerinde çalışırken sol el üzerine tabela düştü beyanı ile basvurdu. Sol elde ağrı hassasiyet şişlik. Glaskow 15 oryante koopere. Çekilen grafi ile ortopediye konsulte edildi


  • zaditen  (24.06.22 18:25:58) 
Gerisi fotoda net gözükmüyor


  • zaditen  (24.06.22 18:26:11) 
[]

multivitamin tavsiyesi

aradığım elbette içince süpermen yapıp enerji patlaması yaratan bir doping değil.

soru en alt cümlede. üşenen sırf onu okuyabilir ama nokta atış için entry'nin tamamını okumanızı öneririm.

babam 86 yaşında. 2 ay önce ağır bir zatürre geçirdi. 1.5 ay hastanede yattı.
zatürre zaten var olan kalp yetmezliğini tetikledi, akciğerlerinde ödem oluştu. antibiyotikler, idrar söktürücüler, ilaçlar epey yıprattı. yataktan kalkıp günde 2-3 sefer tuvalete gitmek ve günde 2-3 sefer yataktan kalkıp yandaki koltuğa oturmak dışında neredeyse hiçbir fiziksel aktivitesi olmadı. 71 kilodan 63 kiloya düştü, kasları zayıfladı. hastalıktan önce günde 3 kilometre köpek gezdiren, yarım saat yüzen adam iki adım atınca yorulur hale geldi.

hastalığı ve kalp yetmezliğinin neden olduğu komplikasyonları atlattık. ama ciğerler hala eski performansında değil, akciğer röntgeninde tek tarafta beyazlıklar var. taburcu olup eve geldik.

iyi beslenme, ev ortamı ve iyi bir bakımla ile epey toparladı ama hala bir halsizliği, bitkinliği var. hop diye eski haline dönsün demiyorum ama eski haline dönmesine yardımcı bir vitamin takviyesi vermek istiyorum, daha doğrusu kendi istiyor.

86 yaşında, ağır bir akciğer hastalığı yüzünden 1.5 ay hastanede yatıp güçsüzleşmiş, kilo vermiş bir erkek için halsizliğine iyi gelecek, enerji verecek, toparlanmasına yardımcı olacak multivitamin takviyesi önerebilir misiniz? eczaneye gittim bir sürü şey gösterdi. hengisi iyidir, hangisini alsam bilemedim.

 
Solgar male multi vitamin var, bir onu bir de gene solgar zinc magnezyum D takviyesini tavsiye ederim.


  • KaraSakall  (23.06.22 11:49:54) 
içerik olarak en beğendiğim ürün nature's supreme
www.vitaminler.com

Vitamin alırken servis-tablet sayısın bakın bazı markalar değerleri çok gösteriyor ama servis sayısı 3 tablet olabiliyor.
  • catamenia  (23.06.22 13:48:48) 
Natures supreme aç karnına içmeyin feci mide bulantısı yapar. Mümkünse yemek yerken içmek ideal sonucu veriyor. Uzun süre kullandım mide bulantısı yapması dışında tavsiye ederim.


  • uvcray  (23.06.22 14:58:53) 
Sevgili kibritsuyu,
Vitamin veya minerallerin fazlasının yararının olmayacağı gibi, yağda çözünen vitaminler(a,d,e,k) suda çözünenler(b,c) gibi fazlası atılmaz, dolayısıyla aşırı alımında birikimi toksik etki dahi yaratabilir.

Bu yüzden, multivitamine yüklenmektense, kapsamlı bir kan tahlili vermeli, eksikliği olanları takviye olarak almalı.
  • jemjum  (23.06.22 22:57:43) 
[]

uydu cahilinden soru

geçen gün evimize gelen ikinci televizyonda mi box kullanarak turkcell tv izlemeyi sormuştum. (git: 1525652)

evet mi box'ı bağladım, uygulamayı kurdum ve turkcell tv izleyebiliyorum.

lakin adama elde kumandayla televizyon izleme keyfi vermedi. çünkü mi box kumandasında sayılar yok, kanal ileri geri düğmesi yok. aşağı basıyon, altta kanal listesi çıkıyor, yan yan yaparak kanal buluyon falan. böyle bi el göbeği kaşırken öteki elde kumanda zap yapamıyorsun. neyse dursun kenarda s sport falan lazım olunca izlerim dedim.

dedim de e ne izliycez? gittim uydu kablosu aldım, binadaki merkezi uyduyu kullanmak üzere bir ucunu duvardaki uydu prizine, bir ucunu da dahili uydu alıcılı samsung tv'ye taktım.

hah soru geliyor. şimdi ne yapıcaz? bi yerden uydu seçmek, kanal aramak falan lazım herhalde. ben boş ekrana bakıyorum, boş ekran bana bakıyor. binlerce de kanal olmalı, hep öyle gördüm. şimdi otomatik tara derim, abuk subuk hepsini mi kaydediyor, ben içlerinden mi seçiyorum, kanalları sıraya falan koymak lazım o işler nasıl oluyor bin tane kanalın içinde. listenin en başında kaçak şaban filmi gösteren, reklam diye yarım saat gergedan hapı tanıtan fikfok tv, laklak tv falan varken kanal d taa 1547. sırada falan çıkmasın.

üşenmezseniz tarif, üşenirseniz de samsung tv'lerde bu iş nasıl yapılıyor anlatan bir link mink verebilir misiniz?

komple cahilim bu konuda, daha önce hiç uydu kullanmadım, sadece kullananlarda gördüm.

 
İşin uzmanı değilim. Ancak ilk olarak uydudan gelen sinyalin kalitesi ve çekim gücünün uygun olduğunu varsayıyorum.

www.samsung.com

şu siteden televizyonunun modeline uygun ayarları bulup otomatik kurulum yapınca kanalları listelemesi lazım. Bir ihtimal TV'nin hafızasındaki uydu seçenekleri güncel olmayabilir. Böyle bir durumda (yukarıdaki linktek anlatılanı yaptıktan sonra hala yayın gelmiyor ise) güncel Türksat ayarlarını bulup ona göre yeni uydu eklemen gerekebilir. Bazı kanallarda frekans listesinde yer almayan frekanslara sahip olabilir. Bu durumda "güncel uydu frekansları" diye aratırsan onlar da çıkar.

Tüm bunlara rağmen hiç olmazsa en temizi bir uyducu çağırıp 100-150 lira ateşleyeceksin. O zaten elinde bi cihazla gelip frekansını vs. ayarlıyor direkt.
  • himmet dayi  (21.06.22 23:34:52) 
link çok yardımcı oldu. buradaki şekilde yapınca türksat'taki bütün kanalları ekledi. ama tabii korktuğum da oldu, bütün kanallar karman çorman. tabii buna televizyonun yapacağı bir şey yok, tarama yaparken hangi sırada denk geldiyse o sırada kaydetmiş.

kanal listesini usb'ye atıp bilgisayardan düzenleyebileceğim bir program buldum. bakalım biraz uğraştıracak belki ama sıraya sokmaya çalışacağım.
  • kibritsuyu  (22.06.22 12:36:27) 
Ayarlara gir, ilk kurulum gibi bir şeyler olması lazım, hani yv eve yeni geldi ilk defa kuruyoruz gibi.

Oralarda kurcala, uydu kurulumu vs bişeyler var, smart tv ise işler daha da kolay. Ama yok smart değil de dahili uydu alıcılı normal tv ise uydu ayarlarından diseq - 22 khz vs bazı ayarları açıp kapatıp sinyal gücüne bakıp antenden gelen sinyali görmen lazım.

Merkezi sistemden sinyal geldiği için bazen işler zorlaşabiliyor.

Ama emin ol kurcaladıkca çözersin, yeter ki kabloda sinyal olsun.

Edit: Sayfayı açık bırakıp cevabı sonra girmenin sonuçları, ben yazana kadar halletmişsim bile.

Kanal sıralamasını yine ayarlardan kanal taşıyarak, en çok izlediğin kanalları ilk sıralara taşırsın, gerisi karışık dursun zarar yok.
  • John Bloor  (22.06.22 12:53:46 ~ 12:55:28) 
[]

market raf fiyatlarındaki saçmalık

aşağıdaki market sorusunu görünce ben de sormak istedim.

marketimiz ankara'daki çağdaş marketler. belki başka marketlerde de durum böyledir bilmiyorum.

12'li familia kağıt havlu 65 lira.
6 lı familia kağıt havlu 25 lira. aynı havlu.

12'li bir paket almak yerine 6'lı 2 paket alınca fazladan ambalaj aldığınız halde 15 lira daha ucuza geliyor.

150 gram namet dana macar salam, paketi 40 lira.
50 gram namet dana macar salam, paketi 8 lira.

40 liraya 1 paket 150 gram almak yerine, 5 paket alıp 100 gram fazla alabiliyorsunuz aynı paraya.

6'lı tuborg gold kutu 172 lira. ama tek kutu tuborg gold 28 lira. yani taşıması kolay olsun diye tek tek 6 kutu almak yerine 6 kutusu bir arada paketlenmiş bira aldığınızda 4 lira eksik ödüyorsunuz. ambalaja 4 lira istiyorlar gibi bir durum var sanki. eğer öyleyse bunu anlarım. ama aynı mantıkla yukarıdakilerde fazla fazla ambalaj aldığım halde fiyat epey bir düşük.

tek seferlik değil, durum uzun zamandır böyle. bu fiyatları koyanlar salak olamaz. ben neyi kaçırıyorum?

 
Ya o ürünlerde toptancının yaptığı bir kampanya vardır, ya da o ürünleri daha eski fiyatlı almışlardır.
Zaten farklı boyları olan 1000 kalem ürün varsa bu yüzden en fazla 20 tanesinde böyle saçmalıklar oluyor.

  • etna  (20.06.22 06:04:02) 
Marketin elinde 6'lı havlu kağıt şişmiştir. Herkes 12'li alıyordur. 12'li olanı 45 lira yapmak yerine 65 yapınca kapış kapış 6'lı gidiyordur.


  • baal  (20.06.22 06:28:35) 
Market 6'lıyı bol almıştır, elinde eski stok vardır. 12li bittiği için, yeni fiyattan almış ve fiyat geçişi yapmıştır.

Bakanlık çok sıkı denetliyor ve giriş faturasına bakıp, çok fazla zam geçerseniz hemen ceza yazıyor. Bu yüzden marketler, yeni mal almadan zam geçişi yapamıyor.


.
  • kartallar yuksek ucar  (20.06.22 09:16:31) 
abiler güzel diyorsunuz da, bu daha dün fark ettiğim bir şey değil. 2-3 aydır durum böyle. ayrıca son kullanma tarihi son derece kısıtlı olan salam gibi bir üründe de durum aylardır böyle. yani adamın 50 gramlık salamı stoklayıp ucuza bitirmeye çalışıyor olması demek, benim kurtlu salam alıyor olmam demek. söylediğiniz şey belki kağıt havluda çalışır da salamda çalışmaz ki. kağıt havluda bile 3 aylık stoğu olup da bitirmeye çalıştığını sanmıyorum.

dün paketini 8 liraya aldığım 50 gramlık salamın son tüketim tarihi 6 eylül. yani salamın raf ömrü 3 ay desek, 6 haziran'da üretilmiş, 2 hafta önce. e ama mart'ta nisan'da da salamın fiyatı byleydi. rakamı hatırlamıyorum ama 50 gramlıktan 3 tane aldığında 150 gramlıktan epey ucuza geliyordu.
  • kibritsuyu  (20.06.22 09:47:16 ~ 09:52:05) 
Metrelerine de bakman lazım, sadece adet değil, kimisinde daha az metre oluyor 12 li paket ama metresi kısa gibi, içerik o içeriklerin de kendi içinde özellikleri var.


  • selam  (20.06.22 09:49:27) 
aynı markanın aynı model ürününün 6'lı paketlenen rulosunun metrajının farklı olabileceği hiç aklıma gelmemişti. gittiğimde bakayım.

salam için de şöyle bir durum var, 150 gramlık olanın dilimlerinin çapı daha büyük. 50 gramlık pakette 6 dilim varsa, 150 gramlık pakette 18 dilim değil, 15 dilim var mesela, çapı büyük büyük daha az dilim. ama neticede gramaj olarak tam 3 katı. yani boy takıntısı olan, "benim salamım büyük büyük olsun" diyen için bu fiyat farkı bir anlam ifade eder ama yenilen salam miktarı olarak bakacaksak anlamsız. zira hamuru aynı.
  • kibritsuyu  (20.06.22 10:02:49) 
[]

samsung a23 vs samsung a52

bu iki telefonla ilgili söyleyebilecekleriniz var mı? çok fazla bir bütçem yok ve samsung düşünüyorum başka marka değil.

a52 daha güçlü bir telefon ama 2020 çıkışlı. a23 ise daha birkaç aylık telefon ama a52'ye göre epey düşük donanım, bu yüzden fiyatı da epey uygun.

a52'ye bütçe ayırabilirim, ama 2 yıllık bir telefon olması beni düşündürüyor (güncelleme, destek vs. açısından).

siz ne dersiniz? 6000 lira civarına kadar başka bir samsung da önerebilirsiniz.

 
A52 tabi ki uygun fiyata görürsem ben de alacam, bu telefonun özellikleri günlük kullanıcıyı 5 sene götürür, illa daha güncel olsun istersen a52s ya da a53 bakabilirsin fakat a52 ile aralarında kullanım açısından inanılmaz farklar hissetmezsin

A52 ya da a52s alırsan amazonda spigen rugged armor kılıf da 168 lira şu an indirimli, onu da sipariş et
  • freebird5406_2  (17.06.22 17:19:07) 
(bkz: #138606534)


  • false pretension  (17.06.22 17:46:44) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.