yani antoloji bunun için var tabi ama onlar da genelde belli oranda sorunlu oluyor. neticede kişisel bir seçki ve bazen iyi şiirleri akıma uymadığından koymayıp kötü şiirlere yer verebiliyorlar. ne bileyim en basitinden nazımdan sadece makineleşmek şiirinin olduğu antolojiler var.

o yüzden herhangi bir antoloji önerememekle birlikte o şekilde yola başlayabilirsin.

dediğiniz duruma benzer olarak giriş çıkış değerleri uyuşmadığından dolayı şarj etmiyor. üstünde yazdan amper ve volt değerlerine (input-output) bakarsanız daha iyi anlayabilirsiniz.

MacBook şarj aleti, kulaklık icin fazla güçlü

Benim de yeni aldığım Samsung telefonun sarji eski c type girişli telefonumu şarj etmiyor deli oluyorum. Eski şarj aleti her ikisini de şarj ediyor.

usb sarjla ilgili cesitli protokoller var, bazilari standart bazilari markalara ait. bir cok durumda hem adaptor hem alakasiz cihaz ayni standardi desteklediginden tatlis tatlis sarj olur. diger durumlarda ortak protokol olmadigindan cihazi direk fise takmiscasina sarj eder. yani adaptor cok gucluyse, alakasiz cihaz (her cihazda olmaz ama) bi sikinti var aga diyip kendini korumaya alir. ya da adaptor cok gucsuzse yavas sarj olur/ sarj olmaz.

yok direkt su içmen lazım. hatta içtiğin çay kadar ekstra su içmen gerek diye biliyorum.

yeterli olmayacağı açık bir şekilde söylenebilir sanırım. çok öyle bilimsel yazamayacağım tabii ki ama suyun böbreklerdeki etkisi ile diğer sıvı tüketimlerininki aynı değil diye biliyorum. hatta mesela sıvı tüketiyorum diyorsunuz ama belki tükettiğiniz sıvılar daha fazla dehidrasyona sebebiyet verecek türdendir ya da suya göre sağlığa zararlı içeriklere sahiptirler, bilemeyiz.

aslında şöyle denilebilir belki, hayat bi şekil idame ettirilebilir ama sağlığı bozmadan ettirilemez.

Sıkıntı yaratır. Ben de öyleyim 3 gün susuz yaşarım. Susama diye bir güdüm yok. Bardak bardak su içmek zor geliyor. 1 haftadır cam şişeye doldurup yanımda gezdiriyorum sürekli göz önünde şişem, su içtikçe susamaya başladım. Cildim bile canlandı biraz. Vücuda bu işkenceyi yaşatmaya gerek yok.

Bazı diğer şeyler de su diye geçiyor.
www.nhs.uk
Yani illa saf su icmenize gerek yok.

www.mayoclinic.org:~:text=The%20U.S.%20National%20Academies%20of,fluids%20a%20day%20for%20women

Benim eşimin arkadaşı hiç su icmez cocuklugundan beri. Kiz 28 yaşında. Ama bu kiz su içmek yerine kola icer, meyve suyu içer. Şimdi sağlıklı değil ama normal taşıyor.

eğer alınan sıvıdaki diüretik etki içerdiği sudan fazlaysa su yerine geçmez. değilse su yerine içilebilir. mesela alkol su yerine sayılamaz çünkü 1 litre içilse bile kendiyle birlikte vücuttaki suyu da dışarı atar. fakat bitki çayı su yerine geçer. normal çay da sayılır, diüretik etkisi çok az var ama vücuda giren sıvının tamamını çıkartacak kadar değil.

Sıvıdan kastım çay kahve kola gibi şeyler, alkol kullanmıyorum pek.

sabit işletme giderleri temalı bir soru olarak anladım ben.

Daha güzel cevaplar gelecektir ama ben de iktisatcılara sizin yaşadığınız bu durumun tam tersine:
Neden 1lt şişe su 1tlyken
2lt su neden 1,5tl diye sormak istemişimdir.

İkinizde de tuhaflık yok.

üretim maliyeti: ilk madde malzeme + işçilik + genel giderler
aynı zamanda toplam maliyet: sabit maliyetler + değişken maliyet x üretim hacmi

işçilik maliyeti burada değişken maliyet olarak alınır.

ancak maliyetlerin çoğu karışık maliyettir. yani 10 tane ürettiğinde işçilik maliyeti 10 iken 1 tane ürettiğinde işçilik maliyeti 1 olmaz. çünkü üretim yapmasan da işçiye para vermeye devam edersin, uzun süre üretim düşerse ancak planlı bir şekilde işçi çıkarırsın, işçi çıkarma maliyetine katlanırsın, demek ki işçi maliyeti %100 değişken maliyet değilmiş. karışık (mixed) maliyetin ne kadarı sabit ne kadarı değişken, bunu da hesaplayabiliyorsun.

öte yandan, 1 tane malın işçilik maliyeti ile 850 tanenin birim işçilik maliyeti farklıdır. üretim kapasitesi de önemli burada. başka faktörler de var. örneğin batch süresi, yani tek seferde kaç tanelik parti üretiliyor. 100 tane birden üretimden çıkıyorsa, 1 tane üretmek de 100 tane üretmek ile aynı süreyi alabilir. ya da 100'erli 8 batch 8 saat alır. 850 tane için 50 taneli %50 kapasiteyle üretim yapılır, işçilik maliyeti bu 50 ürün için 2 katı olur.

başka, fire de önemli. %5 fire veriliyorsa, 850 tane içindeki fireyi de hesaba katarsın.

bir de learning curve var. üretim yaptıkça daha verimli üretirsin. onun da ayrı hesabı var ve işçilik maliyetini etkiler. aynı malı sürekli üretiyorsan, birim işçilik maliyetin dün 100 tl iken yarın 99 tl olabilir.

bunlar gerçek maliyet. öncelikle üretim bütçelerken standart maliyetler belirlenir. daha sonra dönem sonlarında gerçek veriler ile standart maliyetler düzeltilir. bir yere fiyat verilirken de standart maliyet verilir. gerçekte maliyetler çok farklı gelişebilir.

son olarak, çok büyük ihtimalle 850 birimlik üretimdeki birim işçilik maliyeti sadece 1 tane yapılacak üretimdeki işçilik maliyetinden daha azdır. yani, doğru demişsin. nasıl tersi olabilir? dediğim gibi kapasite artırman gerekir, daha fazla işçi alırsın, işçiler üretim yapmadan boş kalır, kapasite kullanım oranın düşer, o zaman 850 tanenin birim işçilik maliyeti yüksek çıkabilir.

forum türkiye sınırları içerisindeyse, şikayetçi olunması durumunda forum adminine talep gidiyor. admin ilgili mesajı atan kullanıcının IP, mesaj içeriği ve mesaj tarihini ilgili kuruma vermek zorunda.

Genelde küfür edenler yurtdışında, ona güvenip ediyorlar küfürü yakalanmayacakları için.

bir tehdit içermediği veya aşırı bir durum olmadığı takdirde internet küfrünü mahkemeye taşıyacak insanın zeka yaşı max 12 falandır. allahın delisi bana denk gelirse diye bir endişen varsa etme ama bulabilirler

vpn üzerinden başka bir üyelik açıp küfür kıyamet takılabilirsiniz.

hep açık olmalı bence. istersen kapatabilirsin de çok eziyet olur. hep açık olmasının ömrüne hiçbir etkisi olmayacağını düşünüyorum.

Hep açık olursa ömründen yer tabiki. Anakartı ve ona baglı entegrelerin belli bir aktif ömrü var. Açık oldukça onu tüketiyorsun.
Onun dışında şöyle bir risk var. Ben normalde kombiyi sıcak su için kullanan bir insanım. Eskiden Kombiyi devamlı açık bırakırdım. Fakat birgün dışarıda yagmurlu bir günde elektriksel bir olay oluyor. Ve kombim açık oldugu için anakartı şebekeden kaynaklı bir sebepten dolayı yandı . Yani kullanmadığım kombi sırf o an açık oldugu için zarar görmüştü. Bence açık kalması gereksiz risk barındırıyor. En güzeli kullanacagınız zaman açıp işiniz bitince kapatmak

Iyilesmis olursaniz genelde asi yerine geciyor zaten.
Giris sartlarini daha iyi arastirin.

Ben iyileştikten sonra 1-2 ay içinde aşı hakkim acilmisti ve aşımı oldum.

Hastalıktan sonra 6 ay muhabbeti artık yok galiba

Telefonun yaşı itibari ile orijinal parça bulabileceğini pek sanmıyorum, özellikle yetkili servis dışında. Daha önce iPhone’da orijinal olmayan bir şarj soketi sonrası anakartımı yakmıştım ve bütün bilgilerim gitmişti. (İphone 4s)
İlk önerim yetkili servisten fiyat alman varsa parça satışı sorman. Eğer bu imkan dahilinde değilse internetten alıp direkt değiştir bence. O tamirciler de çoğunlukla senden benden daha yetkin insanlar değil.

yerinizde olsam kendim alıp değiştirirdim. orjinal olmasa da sorun çıkarmaz diye düşünüyorum. eskiden çok daha kolaydı, şimdi arka kapaklar yapışkanlı olduğu için birazcık o uğraştırıyor. onun dışında hala kolay.

sizin cihazın söküm videosu:

www.youtube.com

arka kapağı saç kurutma makinesiyle iyice ısıtıp yapışkanını yumuşattıktan sonra kenarlarından sökersiniz. gerisi çocuk oyuncağı zaten. geri takarken çift taraflı bant veya www.gittigidiyor.com bu yapıştırıcılardan kullanabilirsiniz.

Bostancı baya dediğin tanıma uyuyor.
Kozyatağı, 19 mayıs mahallesini de çok sevenler var.
Üsküdarın bazı mahalleleri gayet iyi. Ahmediye, selimiye, doğancılar. Vs. Çarşı pazara yakınlık da uygun. Ama yokuşlu bi muhit. Üsküdarımın her bi yeri yokuş.

ataşehir atatürk mah. yani ataşehire ismini veren emlak bankası toplu konutlarının olduğu yer.

Ataşehir de atabkoklari

arkadaşlar yazmış güzel muhitleri kiraya çıkacaksan bostancı-19 mayıs-kozyatağı 6000-8000 bandına dayandı kiralar ek bilgi olsun.

bostanci- (mehmet sevki pasadan ileri gitmeyin- dereye cok yaklasmayin -sahsi fikrim)
kozyatagi 19mayis
senesenevler
kazasker - sakaci sokak cevresi

Duyuruya sarıyorum bazen.

herkesi az çok üzüyordur
ben öyle hissettiğimde arkadaşlarla buluşma ya da aktivite ayarlarım
spora giderim, playstation oynarım, dizi izlerim. geçici çözümlerim.

güzel bir sitcom, friends,office vb. veya insanın içini ısıtan türden filmler bende çalışıyor gibi ama zaman zaman en iyisi uyumak.

Ailem ve arkadaşlarım var ama genel olarak yalnız hissediyorum.

İdare ediyorum, çok büyük bunalımlar yaşamıyorum ama bazen tek başıma olduğumu bilmek hüzünlendiriyor. Öte yandan öyle çok fazla insan da istemiyorum zaten, yoruluyorum etrafımda birileri varken ama ihtiyaç duyduğum an birilerine ulaşamamak hoş olmuyor tabi...

Yalnızlıgı onemsenmemek ıle ozdeslestirdigim zamanlarda üzüyor. Diger zamanlarda ben bizzat seciyorum, cunku insanlarla vakit gecirmeyi sevmiyorum.

Misal, uc arkadasıma veya aıleme whatsapptan “ay cok korkunc bir sey oldu sana bunu anlatmam lazım” diye mesaj atsam ve hicbiri geri donmese saatlerce bu beni biraz üzerdi. Ama “noldu ayol” dıye cevap gelınce ve bu sohbetı onlarla yapabilince fiziksel olarak tek basıma oldugum gercegı beni üzmüyor. (Cok uzakta bir ülkede tek basıma yasıyorum da o yuzden boyle soyledim. Yalnızlıktan onu anlıyorum yani.)

Yalnızlıgın alternatif yorumlamalarına bakarsak sevgilisiz/bekar oldugum zamanlar üzmüyor cünkü yukarıda dedigim gibi insanlarla vakit gecirmeyi pek sevmiyorum. “Kımse beni sevmiyor” gibi bir yalnızlık hissim yok. Yasadıgım yerde sosyallesecek arkadasımın olmaması da üzmüyor yine aynı sebepten.

edemiyorum.

üniversite sonrası bir süre işsiz kaldığımda sorun oluyordu, o zamanlar geyik forumlarından vb bir sürü arkadaş edinmiştim. sonra iş güç evlilik çoluk çocuk derken kendimi hiç yanlız hissetmiyorum artık :)

moderasyona ne kadar kizsak da burada belli bir kalite standardi korunuyor, bazen kurunun yaninda yas yansa da ben raziyim. (eski nesil 2000ler basi sozluk yazariyim, hesabim duruyor ama 10 sene once yazmayi biraktim, ama burayi seviyorum, hep cici kal duyuru)

burası da eskiden çok daha kaliteliydi, sözlükteki nerede çokluk durumu burada da var son birkaç senedir.

Buton çok el altında olmayabilir mi?

Ben buranın yaş ortalamasının daha yüksek olduğunu düşünüyorum. O yüzden burada daha aklı başında? bir kitle var, arada istisnalar çıksa da.

kanıtlayamam ama sözlük ile aktroller arasında bir anlaşma var gibi. bu da kaliteyi düşürüyor. seksistlerin büyük bir kısmını aktroll ve çevresindeki tipler oluşturuyor. hükümetten laf söz gelmesin diye sözlük bunlara dokunamıyor. sözlük bu yüzden kalitesi her geçen yıl düşüyor. duyuruda ise aktif bir moderasyon mevcut. bundan dolayı sözlükteki kalitesizlik buraya pek yansımıyor ama tabiki burası da pirüpak bir yer değil sonuçta.

Ben bilinmediğini düşünüyorum. Bi ara butonun yeri değişti ben bile zor buldum.
Sonuçta aktif moderasyon hatalı üslubu, kavgaları vs bertaraf edebilir. Ama cinsiyetçiliği, ayrımcılığı vs bertaraf edemez.

Bir de sözlükteki bi çok insan sormak istediği soruları, danışmak istediği konuları formatı bozduğunu farketmeden bam güm soruyor sözlükte. Buraya da formata dikkat eden, eski sözlük kültürüne aşina insanlar kalıyor. Şuan sözlük biraz daha forum gibi, free format kullanılıyor.

Maaşlı tayfa bence de sıkıntı. Burasi için de prim ödeseler görün şenliği!

Sözlük tamamen girilmez bir halde, fakat buraya da insanın çok giresi gelmiyor. Özellikle son 6-7 aydır burada da bir değişim var. Belki moderasyon yetişemiyordur belki de pes etmişlerdir ama cinsiyetçiler, ırkçılar artıyor. Genel olarak insanlıktan uzak çok soru/cevap görmeye başladım.

Ek olarak tabii asıl sebep, sözlükte entry öncesi iki basamaklı iki sayıyı çarpma captcha'sı konulsa çöp kesimin çoğu anında kaybolur. Aynı mantıkla, yok menüyü tıklayacaklar da sub-etha da login olacaklar da vs. vs. çok büyük bir filtre.

zimbirik +1 demeye geldim.

Sözlüğün kendisi zaten duyuru olmuş. Atıyorum münih başlığına giriyorum, çıkan entry “Berlin’den buraya nasıl gidebiliriz?” Gerçekten eskisi kadar sık sözlük okusam günde bunun gibi binlerce entry diyemeyeceğim sorulardan görürüm ki artık çok vakit geçirmediğim halde bazen günde onlarca böyle soru görüyorum.

Bir de burası sözlük yazarlarının çoğu tarafından bile pek bilinmiyor sanırım. Ben de 2004’te falan ilk kez sözlükten haberdar olmuştum ama duyurunun varlığını öğreneli 8-9 sene oluyor.

Az önceki cevabın sanırım fazla sert girdiğim için silindi, biraz daha yumuşatayım. Burada da baya cinsiyetçi ırkçı hayvan düşmanı bi kitle var ama yazdıkları sanırım silindiği için fazla ortaya çıkmıyorlar, yoksa her yerde varlar yani burası da ak kaşık değil.

Ben arada çok bi fark göremiyorum maalesef. Misal seksist bir insanla, "ay bu seksist, hemen kensıl edelim" diyen linççi zihniyet arasında seçim yapacak olsam baya kararsız kalırım (aslında kalmam, politically correct olsun diye öyle yazdım). Seksist olmayınca otomatik daha "iyi" olunmuyor yani, demek istediğim o.

Ha burada soru-cevap konsepti olduğu için insanlar biraz daha usturuplu yazıyorlar, yoksa aynı adamın aç sözlükteki yazılarına bak, aslında bi fark yok, aynı kişi. Bi de moderasyon kötü ama sıkı, onun da etkisi vardır. Sözlükte de 2 yazıdan 1'ini silsen daha temiz bi ortam olur yani.

Buranin asil kalite kitlesi 2010-2015 arasiydi. Efsane insanlar vardi.

bütün yorumlara katıldım :)
duyuru güzel, duyuru cici.

Duyuru kuruldugu günlerden beri buralardayim.

1- sözlüktekiler burayi bilmiyor, bilenlerse sözlükte yaratacagi etkiyi burada yaratamayacagini bildigi icin buraya bulasmiyor.
2- moderasyondan ben de cok sikayetciyim ama moderasyonun olmasi belirli bir cerceveyi korumayi sagliyor.
3- duyurunun su anki durumu birkac sene önceye kiyasla cok kötü, ama cok kötü, kuruldugu zamanlardaki kalitenin cok cok uzaginda ama entropi evrensel bir kanun, hersey bozulmaya ve cürümeye mahkum.
4- burada da cinsiyetci, irkci, aktroller oluyor ara sira ama cogunlukta degiller, o sebeple bircogu bir zaman sonra birakiyor ya da sessiz kaliyor.
5- kanzuk eksiyi devraldigindan beri neyin neden yapildigi belli degil, sunu kesin olarak biliyorum, bir grup sözlük yazari para ile sirketler icin reklam entryleri giriyor, ya da bir politikaciya ya da politik görüse saldirmak icin para aliyor, kim para verirse onun icin yaziyor. bir de organize bir sekilde sözlükte varlik gösteren ve sözlügün anlamini ve etkisini kaybetmesi icin calisan ekipler var, bunlari kimin yönlendirdigi belli.

Çok eskiden thy’den almıştım. Bileti ilk alırken gemi adamı olduğunuzu belirtmeniz gerekiyor.

Merhaba

Ben gemi adamıyım, uçuş biletlerim şirketim tarafından bana gönderiliyor. Genellikle THY ile uçmakla birlikte gemiye katılacağım yere göre pek çok farklı firma ile yolculuk yapıyorum. Bavul hakkımız 2 x 23 kg olarak tanımlanıyor. Bildiğim kadarıyla gemi adamları için tanınan hak bu, ufak bir ayrıcalık. Genellikle de esnek davranıyorlar, yardımcı olmaya çalışıyorlar. Kontrat, gemi adamı cüzdanı gibi belgeleri gösterdiğim olmuştu ama bunu özellikle bavul hakkını teyit etmek için istediklerini pek sanmıyorum.

Kurslar arasında kalite farkı olur. Daha bilinen yerlere giderseniz daha iyi.

Ben sınavı geçen yıl başka şehirde geçtiğim için fiyat vermeyeceğim.

Ama kurs ücreti, e-sınav ücreti, direksiyon sınavı ücreti şeklinde sadece sertifika aşaması için ücretler var. E-sınav çok kolay olduğu için onu tek seferde geçersiniz ama direksiyon sınavında kalırsanız her girişte yine sınav ücreti ve bir zorunlu direksiyon dersi ücreti ödemeniz gerekir. Ek olarak sağlık raporu için de ödeme var.

Sertifikadan sonra da ehliyet alma için ödemeler var. Şu an onları yazmaya gerek yok.

Sınavda paralel park, L park gibi daha teknik hareketler olduğu için düz yolda sürmüş olmak sınavı geçip geçmeme hakkında bilgi veremez tek başına. Çünkü trafiğe çıkıyorsunuz. Trafikte sınav anında ne olursa ona göre hareket etmeniz lazım.

Ben manuel aldım. Manuel tavsiye ederim. Otomatiği zaten öğrenirsiniz ama otomatik alan birinin manuel öğrenmesi daha zor.

özel bir kurs adı bilmiyorum, ekim ayında 2000 tl'ye yazıldım artık aynı kurs 3000 istiyor. e-sınavı geçtikten sonra 7 günlük direksiyon eğitimi oluyor her biri en az 1 saat, yeteneğinize göre bu yeterli olur ya da olmaz. ben paralel parkta takılıyorum iki defadır:) bu alanda isim yapmış bir yer tercih edin, bazı kurslarda hocalar çok üstten anlatıyor bildiğimizi varsayıyor.
manuel daha mantıklı.

Ne güzel bi dert öncelikle :) bugün minicik parmesana bi sürü para verince kıskandım soruyu

Sarımsaklı ekmek yaptım, parmesan zeytinyağı sarımsak tuz karıstırıp sürdüm dilimlere ve fırınladım. Sarımsak tadı bastırıyor parmesanı bence. Onun dışında makarnaya koyarım lakin o zaman tadı baya geliyor.

bruschetta deneyin derim.

Bi faydası ya da zararı olmaz aç kaldığınla kalmış olursun.

hafif şeyler mi yiyeyim o zaman? ne yiyeyim mesela?

Yani olabilir, ben olsam hazmı zor yağlı yemeklerden yemezdim sadece.

bana kalırsa hiçbir yemeğin en iyi toparlanma yöntemi

Yememek daha iyi bence bu durumda, bu water fasting isleri cok faydalı, bol bol su için geçin akşamı.

yoğurt ye sadece

Geçmiş olsun. Düşükle sonuçlanan gebeliklerden sonra kan sulandırıcı kullanımı tam bir muamma. Bazı doktorlar gerek görmezken bazıları en ufak risk bile olsa reçete ediyor. 2 düşüğünüz varsa 3. Gebelik öncesinde trombofili paneli denilen testi yaptırabilirdiniz. Bu test sonucunda kadında pıhtılaşma denilen duruma sebep olan genler varsa belirleniyor ve ona göre kan sulandırıcı kullanımına karar veriliyor. Ben 1 düşük sonrasında bu testi ücretli olarak yaptırdım. Devlet 2 düşük varsa testi ödüyor. 5-6 mutasyona bakılıyor, bende 2 mutasyon vardı. Doktoruma göre doğrudan düşüğe sebep olan mutasyonlar değilmiş, normalde kullanmasam da olurmuş ama ilk düşüğümün sebebi bulunamadığı için ve ailede genç yaşta pıhtı atma vakaları olduğu için gebeliğin sonuna kadar kullandım. Hatta doğumdan sonra da.

Kullanmanın zorunlu olduğu durumlar varsa başka tür bir kan sulandırıcıya geçilebilir.
Ancak önce bazı tahliller gerekir. Hematoloji uzmanıyla görüşebilirsiniz.

İgnelerin muadilini deneyin, ayni reaksiyon olmayabilir. Bu reaksiyonu da tüfam'a bildirmenizi öneririm, doktorunuz veya eczacınız bildirebilir.

Açabilir evet. Siz de o 3. Kişiye aynı şekilde dava açabilirsiniz.

Karnının guruldamasına neden olan yiyecekleri yemeyerek bunun önleyebilirsin.

Laktoz başta olmak üzere gaz yapacak gıdaları ayrı ve yalnız olduğunuz akşam vakitleri gibi zamanlarda tüketebilirsiniz. Uzun süreli açlıklar sonrası çok yemek de buna sebep olabilir.

Laktoz gibi ürünleri keserek neye neden olduğunu bulabilirsiniz.

Durup dururken olana bi cevabım yok. Midedeki asiditenin yüksekliğinden kaynaklanabilir mi bu durumda emin değilim ama yemekten sonra oluyorsa sadece laktoz değil, haşlama/çiğ sebze yiyiyorsan veya sebze suyu falan içiyorsan da yapabilir ya da genel anlamda çok fazla lifli gıda tüketiyorsan da olabilir.

Bende bazen yemekten bağımsız çok stresli olduğum zamanlarda da oluyor.

Alibeyköy?

Alibeykoy+1
Aksemsettin, circir

Ya da gaziosmanpasa mevlana taraflari

Alibeyköy tabii ki silahtarağa caddesi ne bi bakın

hocam sizin ilacınız bende.
tunalı hilmi caddesi ertuğ pasajı
en alt kata inin kazakçı amca var. 600-800e kuş tüyü bulursunuz. roman , ipekyol outlet satıyor.
doktorun selamı var diyin sevinir.
instagram.com

15 KG aşağıya verilecek valiz için. Ayrıca kabin bagajı hakkınız da var.

www.flypgs.com

Zaten antikor oluşmuş oluyor, gereksiz yani israf. Ha ama bu hiç aşı olunmamalı anlamına gelmiyor zira antikor seviyesi zamanla yine eski haline geliyor, hastalığı aşı olmuş gibi düşünüp bir sonraki aşı dönemini ona göre tespit etmekte fayda var.

En son 1 aya düşürüldü bu süre. 1 ay sonra aşı olunabilirmiş. Her şey gibi bu da değişkenlik gösterdi

karma chameleon, don't you want me, take on me, africa, down under, uptown girl falan filan...

Falco-Jeanny

(bkz: total eclipse of the heart)

wham demişsin madem george michael'ın cowboys and angels şarkısı var. saksafon sololu.

lily was here
youtu.be

Careless Whisper
Berlin - Take My Breathe Away
1974 tarihli I Will Always Love You nun 1992 cover ı
the police - every breath you take year
Bonnie Tyler - Total Eclipse of the Heart

Aerosmith - crazy
Falco- jeanny
Phil Collins- another day in paradise

Eric clapton - wonderful tonight ve layla

Evet

www.tkgm.gov.tr bu adreste bağış için;
"İşlemin mali yönü:
Emlak beyan değerinden düşük olmamak şartıyla bağış için beyan edilen değer üzerinden binde 68,31 oranında tapu harcı, bağışı kabul edenden tahsil edilir.
Hibe işleminden sonra yapılacak ilk işlemde taşınmazın hibe ilişiği aranacaktır.
Ayrıca, 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin otuzdördüncü bölümüne ekli (I) sayılı Tarife Cetveli gereğince Döner Sermaye Ücreti tahsil edilir."şeklinde açıklama mevcut



Satış harcı binde kırk ve satıştan sonra hibe ilişiği aranılmaz.
Aileden birisine satış ya da bağış yapabilirsiniz bu tamamen sizin talebinize bağlı.
(Yasal konuları sizin araştırmanız gerekir, devre itiraz eden birisi olması durumunda mahkeme nasıl bir yol izler vs.) Eğer itiraz edecek birisi yok ise harç yönüyle satış daha uygundur.
"Aile içi devir" diye bir şey tapuda yok.

Hibe satışa göre daha masraflı vergi açısından, eğer satış bedeli kadar nakitiniz varsa satış gösterin.

Baba oğula satış olarak belediye rayiç değeri üzerinden mülkü satsın, oğul da babanın banka hesabına o bedeli eft olarak yapıp açıklamaya tapu bilgilerini yazıp satış bedeli desin.

İleride başka mirascılar da sıkıntı çıakramaz bu şekilde.

Şeker hastalığı genetik bir hastalık, biraz bilim.

tip 1 diyabet genetik bir hastalik, tip 2 diyabet degil.

tatlilarla su tuketiminin kan sekeri seviyesini normale gore daha fazla ziplatacagi ile ilgili veriler mevcut. su ile beraber vucudun glikozu daha iyi parcalayip kana karistirdigi dusunuluyor. bunun diyabete ihtimalini yukseltme olasiligini bilmek zor.

Şöyle bir durum; kana karışmasını hızlandırdığı icin inisulin salgılatıyor ve o sırada yedigini yakacak bir aktivite içinde değilsen inisulin direnci oluşmaya başlıyor. Tip2 diyabete giden yolun ilk adımlarını atmış oluyorsun.

Pek çok diyetisyenin önerisi, sadece tatlı değil yemekle birlikte ve yemekten yarim saat sonra su içilmemesidir.

Atalarımız bu konuyu; “Ye tatlıyı, içme suyu, yanarsa yansın” diye özetlemişlerdir :-)

İbb ekmeği çünkü, mantıklı değil mi?

Carrefour'da, Migros'ta satılıyor.

paketli olanlari migros ve file marketlerde satiliyor. ama firin ekmegi gibi olanlari gormedim.

Haksız rekabete yol açar diye fiyatları örnek veriyorum ekmek 2 liraya maloluyorsa belediye sübvansiyonla 1.5 liraya satıyor, normal fırında ekmek 3 lira, belediye ekmeği yaygınlaşsa fırıncılar iş yapamaz olur

Paketli olanlar bazı zincir marketlerde var

AS olmasi sübvansiyon olmasını istiyorum engellemiyor. Daha yeni açıkladılar; 1.25 liraya satılan ekmeği 2.25e mâl ediyoruz diye.

Çarkçıbaşı tanıyorum 13k USD alıyordu aylık

Kendi işini yapanlar (startup vs) var, onlar milyoner zaten, onları geçiyorum.

Maaşlı çalışan liseden sınıf arkadaşım. Google'da çalışıyor, developer, 300k $ almış bu sene. İyi para valla.

Bizim sirketteki ust duzey yoneticilerden birisi yillik 50 milyon dolarin ustunde aliyordu. Sonra bir kac sirket degistirdi. Baktim simdi, en son gectigi sirkette 128 milyon dolar aliyormus.

Net olarak tanıştığım, muhabbet ettigim maaşli çalışan;
Izmir, şirket emea president.
15-20 bin dolar aylık. Son zamlarla nasıl oldu bilmiyorum ben 15 bin dolarda bıraktım.
Onun öncesi Türkiye müdürü vardi, mercedes araba, villa, sirket kredi karti, fabrikada duşlu falan oda bir de 10 bin euro euro civarı maasti.

Yöneticimin aylık maaşı 1 milyon TL civarı. Prim de alıyor.

bir teknoloji şirketinde üst düzey yönetici. aylık 50 bin dolar alıyor. abi-kardeş gibi olduğumuz için birebir biliyorum.

süt sıkıntı. su olsaydı pirinç bir nebze çare olurdu. sütün içinde şeker olduğundan tıkamış olabilir mikrofon/hoparlör kısımlarını. temizlenmesi gerekiyor. uzaktan destek veren servisler var onları araştırın. kargoya veriyorsunuz yapıp gönderiyorlar. siz yedeğini alıp sıfırlayıp gönderirsiniz telefonu. başka yolu yok malesef.

Evet

atabilir

birbiriyle alakalı şeyler değil

Atabilir +1

SMS engelleyen uygulamlar da var.

kendim oturacağım diyerek çıkarabilir ama bunu yazılı olarak beyan etmesini isteyin. sonrasında kendisi oturmaz ve başkasına kiraya verirse dava açıp kaybınızı talep edebilirsiniz.

sizi çıkartabilmesinin tek yolu kendisinin ya da alt üst soyunun oturması zaten. onun için de ben oturacağım çıkın demesi yetmez. zamanında bildirimde bulunması veya dava açması lazım.

Türkiye'de yasalar ev sahibine karşı genellikle ama ihtarname ile kontratı yenilememe yoluna gidebilir. Kendisi oturmak zorunda da değil. Kendisinin gelip oturacağına dair muhabbet dertsiz tasasız çıkın işte diye muhtemelen. Bu arada Türkiye parası olan için cennet. Biz fakir olduğumuz için hep çile hep eziyet. Burada bir sürü evi varsa gelebilir de. Buradaki para orada değersiz ama burada onu krallar gibi yaşatır.

Kira düşük kalınca evi satılığa çıkarır. Satarsa çıkmak zorunda kalırsınız. Bir de belli bir zaman diliminden sonra zaten çıkarma hakkı oluyor.

Satilirsa cikmak zorundasiniz diye bir sey yok. Satin alan kisi kontrati da oldugu haliyle satin alir, haklariniz ayni kalir. Satin alan kisi "ben oturacagim" derse oyle bir hakki olur ancak.

Belli zamandan sonra cikarma hakki -> 10 sene sonra

"Evden 1 2 yılda çıkmak gibi bir planımız yok dedik, ona göre anlaştık." -> bu durumda size kazik atiliyor, her sey mubah, cakal avlayacaksiniz. Biraz bas agritici ama baska careniz yoksa cikacakmis gibi yapin, gunu gelince cikamiyoruz deyin. Dava acsin, tahliyeye karar verilirse cikarsiniz ama baya vakit gecer. Sonra evin kiraya verilip verilmedigini gozleyin (3 yil boyunca kiraya veremez yasal olarak). Kiraya verildigi anda dava acin. 1 yillik kira bedeli tazminat kazanin. -> Profit

Olay tahliye icin mahkemelik seviyeye gelmeden once bir teklif de verebilirsiniz. Size depozitonuzu version, emlakci komisyonunu, tasinma masrafinizi ve kaybolacak zamaninizin bedelini vs topluca bir figurde versin - kiraya verilip verilmedigini de takip edeceginizi belirtin. Ona gore hesabini kitabini yapsin.

Son olarak bir suru evi varsa ve hepsi kirada degilse falan ben oturacagim diye de cikarma hakki olmayabilir onu da arastirin. Yasalar kendi uzerine tek evi olan kisinin "ben oturacagim" diye kiraci cikarmasi ile cok evi olan kisi arasinda ayrim yapiyor bildigim kadariyla.

Ev satılınca kontrat dolduğu anda çıkmak zorundalar. Nasıl böyle bir şey yok? Böyle olmuş olsa evde kiracı değil evin sahibi olmuş olurlar.

satin alan kisi kendi oturacaksa tabii ki oturabilir. ama ben evi satin aldim kiraciyi cikarip baska kiraci alacagim muhabbeti olmuyor.

Edit: "Tapu devri yapıldıktan sonra 1 ay içinde ihtarname yollanmazsa yeni ev sahibi, kirayı verene ait kira sözleşmesinin şartlarını kabul etmiş sayılır." Yani bu konuda yanilmisim @garylineker dedigi oluyormus ama yasal bir proseduru var. Bu durumda satin alacak kisiyi cikmada zorluk cikaracaginiz imasiyla sogutabilirsiniz.

Eğer 5-6 tane ev aldığından eminseniz, tahliye davası açmasını söyleyin.

Benim bildiğim kadarıyla ev satıldığında kiracı oturmaya devam etse de yeni sözleşme oluyor. Önceki sözleşme yeni ev sahibini ilgilendirmez. Tekrar yeni sözleşme yapılır, evi alan kişi de piyasa neyse ona göre bir fiyat belirler.

Sizi hukuki şekilde çıkarması pek mümkün değil. Ancak gelip kendisi(veya oğlu-kızı-torunu, anası-babası) oturacak diye ihtar çekerek yapabilir ama öyle bir durum yok sanırım (Ayrıca elindeki diğer evlerden birisi boşsa, onlardan birine oturması lazım bu oturacak kişilerin)
5. yıl kira emsal davası açıp kirayı etraftaki kiralarla eşitleyebilir ama o da onun için masraflı bir iş.

Evi satıp da sizi çıkaracağını hiç düşünmeyin, o çok mantıksız bir yöntem. Çünkü bir evin alım-satım vergisi en azından 10-20 bin lira. Sizi çıkarmak için o kadar masraf yapmak saçma.

tamam çıkacağız deyip kontrat sonunda çıkmayın. kötü niyetli olduğu için siz de aynı şekilde karşılık verin yasal süreleri kaçırsın.

iphone'da da var. göndereceğiniz resmi seçtikten sonra ok şeklinde olan gönderme butonuna basılı tutarsanız send with timer çıkıyor. oradan yapabilirsiniz.

Wetransfer

Drive'a koyup paylaşımı açmak.
Wetransfer.
Mail'de gerçek boyutu işaretlemek.

telegram, bilgisayardan atarken dosyayı komple mi atayım dönüştüreyim mi diye soruyor. Dosya olarak atarsan birebir gidiyor. Telefondan da photo değil file->gallery dersen öyle gidiyor sanırım.

Telegram kullanın, file(dosya) olarak seçip atın fotoğrafı. O zaman kaliteyi bozmaz oldugu gibi atar.

Aklınızda bulunsun whatsapp'ta döküman olarak gönderirseniz kalite düşmez. Hatta son güncellemede ayarlarda medya da sıkışsın mı sıkışmasın mı diye bir seçenek de geldi ne kadar kayıpsız gönderiyordur denemedim ama.

whatsapp'tan belge olarak göndermek en pratik ve etkili çözüm

Whatsapptan belge göndermek +1

Hizliresim.com
Ya da
Dosyaupload.com

maaşı bilmeden bir şey demek zor. 7 binden alıp %50 isteseniz az 20 bin alıp %50 derseniz çok diyebilirler, ancak genel olarak hem title hem iş değişimi için %50 az bence

şuanki ünvan nedir müdürlükten müdürlüğe mi geçiş, kıdemli uzmandan müdürlüğe vb mi?
şirket skalası ne?

yoksa ben derim yüzde 20 siz dersiniz 50 :)

Bunun sabit bir değeri yok. Bizim şirkette çok tecrübeli bir Şef müdür olduğunda %10 oynuyordur belki

www.enuygun.com

Herhangi bir sigortacıya girip fiyat alabilirsiniz. Hepsi farklı fiyat verir. Yurtdışı seyahat sağlık sigortası derseniz basic pakette bu dedikleriniz olur zaten.

geçen yaz axa ile yaptırdım online, ~90 gün için yaklaşık 300 lira civarında ödedim diye hatırlıyorum. başka yerden yaptıracaksınız covid'i de kapsamasına dikkat edin.

Novadayi aradım yok dediler. Bosnada, kizilay avm gibi bir yer var, orda bowling var demişler kardeşime ama ne adresini ne telefonunu bulabildim.

bir daha 2'li olmaza katılıyorum. ha kaliteyi düşürüp haaland ve mbappe falan derlerse bilemem.

Abi dediğim gibi asıl merak ettiğim daha iyi futbolcular değil gelişen teknoloji-sağlık teknolojisi vs derken daha iyileri illa ki gelecektir ama kafamızdaki "Messi-Ronaldo" algısı gibi bir yer edinecek birileri gelir mi acaba, yani 20 sene boyunca x mi daha iyi y mi diye soracak mıyız ömrümüz yeterse. Yani Mbappé olayına çok katılamadım adam zaten 24 yaşında, Ronaldo ile Messi bu yaşlardayken zaten Allah muamelesi görüyordu. Fakat dediğim gibi aklımdaki soru daha iyi futbolcular gelir mi sorusu değil. Bir de bu ikili şu an aktif oynadıkları için başka futbolcuların bu noktaya gelmesi otomatik olarak engelleniyor. Belki bunlar futbolu bırakır 7-8 sezon geçer ortada böyle bi eksiklik hissedilirse suni olarak böyle futbolcular öne çıkarılabilir gibi geliyor.

Dedem peleden sonra gelmez, babam maradonadan sonra gelmez dedi. Ben the oricinıl Ronaldo'dan sonra gelmez dedim. Kuzenlerimden bazısı Messi'den bazısı Ronaldo'dan sonra gelmez diyor. Yani her devrin star/starları oldu olacak ve bu soru sorulacak. Ben bugun olmasa da ileride yine ayni zamanin starı olan ikililer göreceğimizi eminim. Bizler de huysuz ihtiyarlar olarak "Onlar da kim yeaa" diye kabul edemeyecegiz o gercegi.

Bu yildizlar kendi kendine cikmiyor, endustrinin ihtiyaci oldugu icin cikiyor. Ihtiyac varsa yine cikar neden olmasin

Elbette her devrin bir yıldızı olacaktır. Ama Messi gibisi gelmez. Messi'den evvel ayıya dayı demişiz, ve Messi olmasaydı gene ayıya dayı derdik.

Olaya tersten bakıyorum, böyle ikilleri var eden biziz. Messi ve Ronaldo olmasa başka bi ikili bulurduk yine. Rekabet oldukça hep var olacaktır.

Abi ben buna çok katılamadım zira 70 sene geriye gitsek böyle 4-5 futbolcu var, dediğin gibi olsa sürekli böyle futbolcular çıkardı ortaya ama biz hala, dönemleri farklı da olsa, Pele mi daha iyiydi Maradona mı ya da Ronaldo mu Messi mi diyoruz, bu seviyede kitle oluşturan başkası yok. Ha dönemine göre George Best'ten tut Cantona'ya Zidane'a kadar onlarca yıldız var ama mesela 20 sene sonra biz yine Maradona-Pele gibi Messi mi daha iyiydi yoksa Ronaldo mu diyeceğiz ama Mbappe mi daha iyiydi yoksa Haaland mı demeyeceğiz.

tabi ki olur.
maradona mı pele mi diye konusuldu yıllarca. messi-ronaldo gibi başkalar da konusulur

Beni de rahatsız ediyo. Köleliği bı daha mi kaldiracaz..

Kamuda hiç duymadim. İnş duymam..

Bir de "birazdan sizi kaziklayacagiz" ya da "bahşiş istiyorum" demek gibi geliyor :')

sadece telefonu açarken efendim derim, o da alo demek kaba geldiği için.

onun dışında bence de abartı bir hitap biçimi. alışageldiği için kimse anlamına dikkat etmeyip kullanıyor ama ben dikkat ediyorum.

Bir memurum bunu diyordu. İkaz ettim yine dedi. Birkaç zaman üzerinde çalışmak gerekti. Kendisine göre saygı ve tazimden, hoş görülme arayışında n.

Geçenlerde tam da bu konu oldu. Teorilerden biri benim aklıma yattı. Onu paylaşayım.

Bundan 80 yıl önce Efendi bir unvan idi. Şimdiki X bey yerine X efendi denmesi gibi. Dolayısıyla onun dile yapışmış olması ile alakalı bir durum.

Kölenin sahibi olan efendiyle alakalı değildir. Zira dediğim kullanım daha yakın zamanın kullanımı.

ben de rahatsız oluyordum. ingilterede cafede restoranda müşteriye "sir" diye hitap ederler. onun gibi düşünüp rahat ettim

kamu kurumunda vatandaşa efendim demezler. aksine kötü davranırlar. amirlerine ise her türlü yaranmaya çalısırlar. memur değilim. ilgilenmiyorum işin o kısmıyla

Emir verme yetkisine sahip olduğu için, ast-üst ilişkilerinde efendim denmesi bir derece kabul edilebilir,çok abes gelmiyor bana. Ama bir garsonun müşterisine efendim demesi doğru degil, ben bana hizmet veren garsonun efendisi değilim neticede.

Az bilinen bir şey söyleyeyim, deniz kuvveti komutanlığı'nda da, ama sadece gemilerde, komutanlara efendim denilir. Mesela komutan askere bir emir verdiği zaman, emredersiniz komutanım denmez, emredersiniz efendim deniyor.

Eganba ya da Amazon +1

Eganba müşteri ilişkileri konusunda da iyi, kutusu hasarlı gelen kitap setini çabucak değiştirdiler iki hafta önce, telefonda konuştuğum kişi de uzun zamandır konuştuğum en düzgün diksiyonlu ve konuya hakim müşteri temsilcisiydi.

Acilin tecrubeli geldi :)

1 ay kadar once 17 kitapli bi siparis verdim Bkm'den. Kargosu geldi icinde 1 roman var. Meger benim kitaplar Mardin'e, Mardin'dekinin de kitabi bana gelmis. Sadece whatsapp ile iletisime geciyorlar. Kitabi gonderin size para iadesi yapicaz dediler. Bu kadar. Ne sizi magdur ettik efendim kusura bakmayin. Ne biliyim bi kitap daha alin 20liralik kupon verelim falan hic bisey yok. Rezalet asla tavsiye etmem bundan sonra da alisveris yapmam.

Ama Eganba oyle mi? Canim Eganba<3 kobuzchu kiz sayesinde tanismistim kendileriyle, hala dua ediyorum sana kobuzchu kiz :) yine boyle 20-25 kitapli bi alisverisimde eganbayi aradim okul icin hikaye alacagimi ve bize 1 tane bile olsa bu toplu alimda hikaye gondermelerini istedim. Parasini hatirlamiyorum ama 5 kitap alacak kadar hediye kuponu tanimladilar sagolsunlar. Bazen stok bulmakta zorlaniyorlar sanirim ama iletisime gecince cevap alabiliyorsunuz en azindan. O yuzden Eganba online kitap alisverisimde her zaman ilk siradadir.

Amazon > Kitapyurdu > Eganba > Bkm Kitap

Hızına göre sıraladım.
Müşteri memnuniyeti açısından Eganba Kitapyurdu'nun önünde, ulaşmak daha kolay çünkü.

Amazon 9.8/10 (en hızlı gönderen)
Kitapyurdu 9.0/10 (teslim noktaları iyi çalışıyor amazonla yarış halinde)
İdefix 7.5/10 (kuponları indirimleri güzel)
D&R 7.5/10 (kuponları indirimleri güzel)
Ucuzkitapal 8.5/10 (pazar yeri gibi geliyor bana gerçekten ucuza kitap bulabiliyorum, stok durumu güncel)
ravzakitap 8.8/10 (iletişim vee bilgilendirme çok iyi, çeşit kısıtlı)
Babil 9.0/10 (stoklar güncel)
Bkmkitap 8.8/10 (en geç gönderen, fiyatlar genel olarak daha uygun)

Yaklaşık 10 yıldır internetten kitap alışverişi yapıyorum. Değerlendirirken hasarlı kitap, yanlış kitap, temin süresi, stokların güncelliği, iletişim kolaylığı,fiyat, kupon ve indirimler gibi konuları dikkate aldım.

Eganba ve kidega hiç kullanmadım nedense almak istediklerim o sitelerde hep daha pahalı oluyor.

ben tarayıcıdan açabiliyorum ama aşırı aşırı yavaş, app i denedim o da aynı durumda.

şimdi tamamen çöktü, hiç açılmıyor.

Sabah açılmıyordu. Şimdi baktım açılıyor.

gerçek harita ve tarih bilgisine katkı sağlayacak ve strateji oyunuysa bu öyle basit olmaz. eu 4 var ama dediğim gibi hiç basit değil.

age of empires I

Strateji değil ama öğrencilere denizlerde yaşamın başlangıcı, karaya geçiş, yeme ve öğrenme stilleri, canlılarla iletişim, evrim, şehirleşme, çok tanrılı dinler, uzay çağı, galaksiler arası çağ vs.. gibi evreleri öğrenmesini istiyorsanız;

Spore

Böyle maddeleri yazdım ama gözünüzü korkutmasın çok yüzeysel, eğlenceli bir dille anlatıyor, youtube dan bakabilirsiniz spore gameplay diye.

Goturur. Oyun konusunda yer yer kosmaz ama yurur. Gunluk kullanim icin 10 sene goturur.

abd'de yaşıyorsanız neyse ama tr'ye alacaksanız amazon'un avrupa ülkelerinden almanızı öneririm. global garanti sunan markalar dışında abd'den alınan ürünlerde garanti süresi 1 ayla sınırlı satıcı amazon da olsa. avrupa'da ise 2 yıl garanti kapsamı içerisinde türkiye. benzer özelliklerde ama ekranı 17,3 inç, ssd'si 1tb olan bir model var amazon uk'de, sanırım bir miktar da ucuza geliyor örnek olarak bunu düşünebilirsiniz:

www.amazon.co.uk

arayınca illa ki daha iyileri de bulunur ama eu ülkelerine bakın tr için ise.

en basitinden RTX 3070'li model yukarı attığım 3060'lı modelden bile daha ucuz:

www.amazon.co.uk

Çift kişilik yatakta olduğum için oteki yastığın altına veya yatak başlığına

Komodin gibi çekmeceli birşey varsa oraya koyabilirsin.

www.tchibo.com.tr

Bu çok pahalı tabi ama konsepti anladınız.
Ben kırtasiyeden keçe alıp kendim yapmıştım.