[]

ben mi malım superonline mı?

iletişim numarası olarak sadece müşteri hizmetlerini bulabildim. aradığımda bana superonline müşteri numaramı, başka bi' şeyi (unuttum) veya hizmet aldığım cep numaramı soruyor. bende üçü de yok. superonline müşterisi değilim, bazı sorular soracağım sadece. e hal böyle olunca hiçbir numara giremiyorum, bağlamıyor.

hayatımda ilk kez karşılaşıyorum böyle abuk bir durumla. superonline müşterisi olmayan bayağı ve ezik vatandaşların ulaşabileceği başka bir numarası falan mı var bunların?


 
Ben aramıştım girdim.evin numarasını direkt müşteri değilsiniz napalim dedi dedim bir şey sorucam.yönlendir beni. Hallettik.


  • kablelvuku  (24.09.14 21:58:12) 
press english for 9 > "aa pardon yanlışlıkla basmışım, beni şu şu konuyla ilgili bilgi alabileceğim birine bağlar mısınız? öptm kib bye."


  • i was me but now he s gone  (24.09.14 23:11:18) 
0850 222 0 222

müşterisi değilken dün aradım internet bağlatmak için.
benden bir bilgi istemedi.
  • nocturness  (25.09.14 00:32:02) 
[]

aynı eve iki internet hattı çekmek mümkün mü?

bizim bağlantı sanırım ev telefonu yüzünden dota oynatmıyor. ara sıra feci lag giriyor. ayrıca ben sürekli torrent kullanan, maç falan izleyen/izlemesi gereken biriyim. evde üç kişiyiz ve şu an hem ben istediğimi yapamıyorum hem de diğer arkadaşların internetini skiyorum.

ben parasını verip kendim bu eve ikinci bir interlek bağlantısı yapamaz mıyım sağlamından? yani 1080p yayınları falan oynatabilsin öyle 5kbps olmasın hızı. mümkün müdür?


 
splitter var mi telefonda?


  • fortisvita  (24.09.14 01:00:25) 
bilmiyorum ki, arkadaş şu an müsait değil telefon da onun odasında. ama o hatta bağlayacaksak bir farkı olmaz sanırım. sadece ben kullanacağım için tabii ki muhtemelen daha hızlı olur ama dota'da yine sapıtır sanki telefona bağlı olduğu için. gerçi her yerde telefona bağlı olmuyor mu bu internet. öf.


  • pescador  (24.09.14 01:01:48) 
eğer internetiniz adsl ise fortisvita'nın dediği gibi mutlaka splitter olması gerekiyor. splitter olmadığı sürece telefon görüşmeleri sırasında internet kesilecektir.

bunun dışında bir adsl aboneliğiniz varken aynı hat üzerinden bir başka adsl aboneliği bağlatmanız mümkün değil. fakat farklı servis sağlayıcılarının kablo internet ya da fiber internetini bağlatabilirsiniz ekstradan..
  • danny keane  (24.09.14 01:04:20 ~ 01:04:58) 
biz ttnet kullanıyoruz şu an, o zaman superonline'a gelin bağlayın desem oluyor sanırım? peki bunun için telefona ihtiyaç var mı? yahu beş kuruşum yok ama ben torrentsiz, sopcastsiz, dotasız yapamıyom. mecburum.


  • pescador  (24.09.14 01:10:08 ~ 01:11:31) 
splitter dedigimiz 5 liraya falan satilan bir sey. eger splitter yoksa, sorun o. ki tahminen telefonla konusurken sorun olduguna gore sorun bu.


  • fortisvita  (24.09.14 02:10:20) 
bahsettiğiniz gibi superonline fiber bağlatmak isterseniz ekstra bir telefon hattına ihtiyacınız yok.. aynısı uydunet için de geçerli..


  • danny keane  (24.09.14 02:10:45) 
param yok diyorsun yeni hat bağlatmak istiyorsun.

var olan internet hattına katkını arttırıp hızlandırmak daha mantıklı olur.

torrent downloadlarını da arkadaşlarının evde olmadığı ya da uyuduğu zamanlara ayarlayabilirsin.
  • titiraprap  (24.09.14 02:24:33) 
aynı eve iki farklı telefon hattı almak mümkün. Dolayısıyla iki farklı internet bağlatmak da mümkün. 90 larda evdeki iki telefondan hattından biri konuşmak için diğeri internet için kullanılıyordu. Yeni bişey değil bu.


  • maxhoper  (24.09.14 03:10:58) 
@titiraprap, evdeki bağlantı zaten fiber güya, daha neyine katkı yapayım? param yok ama internet benim için öncelikli ihtiyaçlardan biri, nereye harcayacağıma da ben karar vereyim müsaadenizle. sürekli sopcast'le torrent'le işim oluyor, arkadaşlarım uyuduğunda mı çalışacağım?


  • pescador  (24.09.14 12:35:25) 
[]

üniversitede üstten ders alma olayları nasıl oluyor?

bu işlerin n00b'uyum, ben kendi derslerimi alıp işime bakıyorum. ama geçen arkadaş "olm 4 seneden erken bitirmem lazım, üstten ala ala yardırırım" gibisinden bir şey dedi. okuldan okula değişiyordur belki ekleyeyim, iü edebiyat fakültesi italyan dili edebiyatı'ndayım.

bu yıl zaten alabilsem de almazdım ama benim yabancı dile yatkınlığım var. yıl sonunda muhtemelen öğretilenin fazlasını öğrenmiş, italyancada bayağı yardırıyor olurum. bu durumda benim üçüncü sınıftan ders alma şansım oluyor mu? yoğun bir sene geçirip, 2 ve 3'ün tüm derslerini falan alabiliyor muyum mesela?

gerçi böyle bir şey oluyorsa bile ben haftada 3 gün okula giderek 4 senede bitirmeyi tercih ederim ama önümüzdeki yıl vitesi 5'e takıp, üstten 2-3 ders vermek de fena olmaz aslında. nasıl oluyor o işler?

 
ortalamayla ilgili misal ben son dönemimi 2 ders alarak bitireceğim ortalamam 3 üstünde ama 2.5 üstten ders alma için iyidir sistem karar veriyor gerçi senlik bir durum yok. bu arada okulda öğrendiğin ve yardıracağını iddia ettiğin dili konuşulan ülkede kullan ve ne kadar yardıramadığını gör. unutma ne kadar yükselirsen o kadar düşersin :)


  • hayvan gibi yazar  (24.09.14 00:22:47) 
okul için yardırmaktan söz ediyorum zaten sadece, yoksa teorik eğitimin dilde hiçbir halta yaramadığını zaten 8-10 sene boyunca aldığım ingilizce eğitiminde gördüm. ingilizce şiir yaz desen yazarım ama tramvayda biri how can i go to sultanahmet dese are you kola diye cevap veriyorum. dur hele okulu bitireyim de dilde yardırırım zaten seviyom ben dil mil


  • pescador  (24.09.14 00:27:15) 
Şimdi bizde üstten ders alma hakkı yok (tıp) ama sistemden söylüyorum ortalama belli bir değeri geçince sana atıyorum yıllık hakkınin %50si kadar daha kredi veriyor. Onu üst sinif dersleriyle dolduruyorsun. Bana 1.5 yıl sonraki dersler bile açılmıştı da vermediler. :(


  • Lim5  (24.09.14 00:29:05) 
ya güzel kardeşim nasıl alıp da bitireceksin? dil öğrencisisin sen ilk iki sene zaten bi gramer bitmeden diğerine geçemiyorsun. kaldı ki iu'nün üstten seçmeli dersler dışında ders verme gibi bir huyu yok. zaten olsa da sana vuracak bi piyango başta belirttiğim sebeb yüzünden olmuyo. birbirinin devamı konuları olan bölümlerde yapmıyolar. benim mesela bu dönem siyaset dersim var üstten adliye muhabirliği dersini alabiliyorum çünkü iki dersin hiçbir alakası yok bölümümde.


  • mula  (24.09.14 00:32:05) 
peki bu yolla okulu daha erken bitirmek mümkün mü? diyelim ki ben ilk seneyi yüksek ortalamayla bitirdim ve 3. sınıftaki 18 saatin 9'unu alma hakkı kazandım örneğin. aldım. ikinci sınıftayken o dersleri de kendi derslerimi de verdim. bu sefer üçüncü sınıftayken, dörtten ders alabilir miyim? böyle böyle yarım dönem falan erken bitebilir sanırım ama bir sene olmaz herhalde.

@mula, o da doğru ya şimdi bizde önce birini alman lazım sonra diğerini falan... 4 sene okumak istemiyom ben 3'e sığdırayım işte hazır az ders varken. pih.
  • pescador  (24.09.14 00:33:14 ~ 00:33:47) 
Bu sene ilk senen diye hatırlıyorum. Zaten ilk yıl üstten alınmıyor ki derslerin çoğu alan dışı dersler oluyor (ingilizce, edebiyat, inkılab vs)
Ayrıca sana tavsiyem üstten alma işini 2.sınıfı bitirdikten sonra düşün. Bütün gerçeklerle 2.sınıfta karşılaşacaksın, 1.sınıfa güvenme. Ben de bir sıralar "hoba yandal çiftdal yapar bir tane de açıktan alırım" diye uçarken şu anda dönem derslerini verince bayram ediyorum. Tabi dil öğrencisi olman ve derslerinin çoğunun kur kur ilerleyip, birini vermeden diğerini alamayacağın konusuna girmiyorum.

Son olarak okulun şartları bilirse olsun ya da ne kadar başarılı bir öğrenci olursan ol (erken bitirmen için herhangi bir zorunluluğun yoksa) üstten alma. Bırak her şey kendi zamanında olsun.
  • air  (24.09.14 01:05:23) 
[]

ayrılık çeşme mi ayrılık çeşmesi mi?

ya da ayrılıkçeşme veya ayrılıkçeşmesi mi?

ben ayrılık çeşme diyorum buraya. ayrılık çeşmesi ne biliyim "michael jackson şarkıcısı" gibi geliyor kulağa, doğru bir ifade olmasına rağmen. ayrılık çeşmesi diye yer mi olur yahu. öyleyse bakırköyü, kadıköyü, başakşehri falan diyelim. ayrılık çeşme daha "özel" bir isim hani yer ifade etmesi açısından, daha farklı sanki.

evet gece gece buna takıldım. dert skmek isteyenler sıra numarası alabilir sağ taraftan.

 
ayrılıkçeşmesi yazıyordu metroda


  • neferkitty  (23.09.14 22:52:05) 
yok yok o metroya her gün biniyorum zaten, sizce doğru ifade hangisidir diye soruyorum. yani oranın adı ne olarak yazılmalı okunmalı diye. bence bir tanesinde karar kılalım :(


  • pescador  (23.09.14 22:56:26) 
tr.m.wikipedia.orgılıkçeşme,_Kadıköy

Link niye böyle bilemedim. Ayrılıkçeşme orası.
  • nawar  (23.09.14 23:02:50 ~ 23:04:11) 
Ayrılık çeşmesi.

Ayrılık çeşmesi isim tamlamasi o yüzden -si olacak.
Ayrık çeşme olsa si yoktu.
Aşk cesmesi de benzer bir örnek.

Edit: Yer ismiyse her zaman birleşik olurmuş.
  • Lim5  (23.09.14 23:05:28 ~ 23:20:15) 
@Lim5, o zaman neden Kadı Köyü değil de kadıköy? yer isimleri özel isim sonuçta, bence eke gerek yok. ayrılıkçeşme daha güzel.


  • pescador  (23.09.14 23:06:14) 
Buldum ayrı birleşik konusunu, yer adı olunca il ilçe birleşik demiş çanakkale gibi.

İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi adları, soyadları ve lakaplar bitişik yazılır: Alper, Birol, Gülnihal, Gülseren, Şenol, Varol; Abasıyanık, Adıvar, Atatürk, Gökalp, Güntekin, İnönü, Karaosmanoğlu, Tanpınar, Yurdakul; Boynueğri Mehmet Paşa, Tepedelenli Ali Paşa, Yirmisekiz Çelebi Mehmet, Yedisekiz Hasan Paşa vb.

11. İki veya daha çok kelimeden oluşmuş il, ilçe, semt vb. yer adları bitişik yazılır: Çanakkale, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar; Beşiktaş, Kabataş vb.

Şehir, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su, çay vb. kelime­lerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik yazılır: Akşehir, Eskişehir, Suşehri, Yenişehir; Atakent, Batıkent, Konutkent, Korukent; Çengelköy; Yenimahalle; Karadağ, Uludağ; Kocatepe, Tınaztepe; Akdeniz, Karadeniz, Kızıldeniz; Acıgöl; Kızılırmak, Yeşilırmak; İncesu, Karasu, Sarısu; Akçay vb.

12. Kişi adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarında, unvan kelimesi sonda ise gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır: Abidinpaşa, Bayrampaşa, Davutpaşa, Gazi Osmanpaşa (mahalle); Ertuğrulgazi (ilçe), Kemalpaşa (ilçe); Mustafabey (cadde),

Normalde ayrı ama semt adı olunca birleşikmis. Si kısmı bursadaki benzerlerinde var.
  • Lim5  (23.09.14 23:18:58) 
kadıköyü imiş esasen.. semavi eyice'nin bir kitabını okuyorum, o böyle söylüyor. benzer diğer pek çok isim de böyle geçiyor; karaköyü gibi.

edit: "çocukluğum ve gençliğim kadıköyü'nde geçti. her ne kadar bugün kadıköy deniyorsa da doğrusu kadıköyü olmalıdır. çünkü istanbul'un fethinin tam arkasından fatih ii. mehmed bu bölgeyi, istanbul'un ilk kadısı olan hızır bey çelebi'ye temlik etmiştir." semavi eyice ile istanbul'a dair-kültür a.ş. yay. sf.23
  • manuel mandalina  (23.09.14 23:20:06 ~ 23:25:46) 
ortak bir kural yok herhalde bu konuda. -koy'ler oyle oluyor, -cesme'ler boyle desek nisantasi-besiktas ornegi var. zamanla belki dilde hangisi galip cikarsa o kaliyordur. (yaslilarda nisantas diyenler vardi mesela) ya da ne bileyim "burasi bundan sonra boyle anilacak" diyordur buyuklerimiz.

ayrica ayni ornekte bile karisiklik oluyor: burgazada mi, burgazadasi mi? iskelede burgazadasi yaziyordu ornegin.
  • John Finn  (23.09.14 23:35:18 ~ 23:39:10) 
ayrılık çeşmesi osmanlı zamanında seferlere çıkılırken toplanılan çeşmenin adı.

ayrılıkçeşme, kadıköy'deki semtin adı.

ayrılıkçeşme, marmaray öncesi oradaki durağın adı.

ayrılık çeşmesi durağı, hükümetin sırf olanı değiştirmek, alışkanlıkları olanları sinir etmek maksadıyla fi tarihine dönüşü simgeleyerek koyduğu durak adı.

tarihe saygısı olan insanlar olsalar orada atıl duran çeşmeyi tekrar kullanıma açıp insanlığa fayda sağlarlar. amaç tarihe boş beleş vurgu yapmak işte.

çeşmenin bugünkü hali için: 4.bp.blogspot.com
  • bykush  (23.09.14 23:49:05) 
[]

kutusuz, şarj aletsiz telefonu satabilir miyim?

benim eski telefonumun şarj aleti bozulmuştu, ben kendim yeni aldım sonra farklı bir yerden. onu da izmit'te unuttum galiba. telefon 1.5 yıllık flaan ama kutusu nerde onu hiç bilmiyorum. bozuk şu an.

ben bunu telefoncuya yaptırsam, birilerine satabilir miyim? yani tamir edilince hiçbir şeyi kalmayacak, mis gibi akıllı telefon. htc 8x. kaça gider, gider mi? kaldırıp çöpe atmak istemiyorum. paraya çevirebilsem güzel olurdu.

veya direkt bi telefoncuya falan satamaz mıyım? alsın, kendisi tamirini yapıp satsın. fiyatı gerçekten çok önemli değil, zaten o zamanlar 500 lira ediyordu şimdi 150-200'den fazla vermezler herhalde. 100 olsa bile işimi görür. ama 200 verirlerse daha güzel tabii hehe.

 
telefoncuya satabilirsin. zaten telefoncu için şarj, kılıf çok çok ucuz şeyler.


  • sheridans  (23.09.14 21:33:37) 
ya genelde ikinci eller için telefoncular 50 tl teklif ediyorlar..


  • defnex  (23.09.14 22:46:11) 
ya şimdi baktım da ben yanlış hatırlıyorum galiba. internette benim telefonun sıfırı 900 lira civarında gidiyor, ikinci ellerin de en ucuzu 450 tl. bunun tamir masrafı 100 lira bile etmez eminim, muhtemelen bi' reset çözer işi. düşme kırılma falan yok, parça değişikliğine ihtiyaç olduğunu sanmıyorum. 350 vermesi lazım en azından. neyse yol üstünde gördüklerime yavşayayım ben bari güzel bi şey veren çıkmazsa tamir ettirtip sağlam haliyle satarım.


  • pescador  (23.09.14 22:57:44) 
[]

beğendiğim kızları hiç beğenmiyosunuz, peki bu nasıl?

hı?

www.tekstowo.pl

şimdi kimse gelip "saçımı boyasam ruj sürsem lens taksam ben de böyle olurum" demesin. kadının yüzü falan da çok güzel bence. sizcesi? <3

 
çirkin


  • prodeq  (23.09.14 18:49:19) 
Yuzu boyle fare gibi yaaaa tobe tobe... :(( Guzel degil ya bence. :/


  • barbara herhalde barbara manken olan  (23.09.14 18:50:56) 
saçımı boyasam ruj sürsem lens taksam ben de böyle olurum.


  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (23.09.14 18:51:23) 
barbara+1


  • april12th  (23.09.14 18:52:08) 
Bunla yatmak icin cinayet isleyecek 5 bin kisi bulursun. Ama lakin oyle degildir. Kiz cirkin


  • lucky dog  (23.09.14 18:52:43) 
Rezalet!


  • [silinmiş]  (23.09.14 18:54:07) 
güzel... ama benim tipim değil aga.


  • siradisi00  (23.09.14 18:55:21) 
Kızdan ziyade tarzını seviyorsun sadece. Her kız makyajla bu hale gelemez. Biraz da yakışması lazım. O konuda haklısın.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (23.09.14 18:55:56) 
@hayley, abi yok diyom ya her saçını pembeye boyayanı sevmiyorum. hatta çoğunlukla yapmacık, salak, ilgi orospusu gösteriyor. yani normalde bu tarz ablaları sevmem bile. bu çok hoş yahu.


  • pescador  (23.09.14 18:57:08) 
yalarun.


  • barky  (23.09.14 18:58:37) 
tıpkısının aynısı burada var, sadece saç rengi değişik:

i2.cdnds.net

ı ıh, beğenmedim hiç.
  • devilred  (23.09.14 18:59:50) 
oo piti piti bak ne dedim... ayrıca bu çok marjinal de değil yani saçını boyamış işte, herkesin yapabileceği bi şey.


  • pescador  (23.09.14 18:59:52) 
Yok ya sevmedim.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (23.09.14 19:03:26) 
Bence güzel kız.


  • angelus  (23.09.14 19:11:23) 
Trap?


  • sutlu nescafe  (23.09.14 19:11:39) 
ya sen niye boyle garip cyberpunk kizlari begeniyosun olm, hayley +1


  • hjarteblod  (23.09.14 19:25:07 ~ 19:25:21) 
güzellik tartışılacak bir mevzu değildir.


  • jamswety  (23.09.14 19:41:40) 
gayet güzel bir kız, sen bakma diğer arkadaşlara :D

not: yaş 25
  • saat yine sabah dort  (23.09.14 19:46:30) 
ben yokluktan herkesi beğeniyorum aq. seçici davranacak durumda değilim :/

bence fena hatun.
  • lionel andres  (23.09.14 19:51:50 ~ 19:52:13) 
Yarr... öhm, güzel değil.


  • ground  (23.09.14 19:52:53) 
i-t-i-c-i


  • bluebey  (23.09.14 19:53:42) 
güzel değil tabi. buna kım güzel derki


  • all girls dream  (23.09.14 20:07:09) 
nasıl bi zevk la bu? yazık=(


  • Sskywalkeremre  (23.09.14 20:12:49) 
yazık la kimin beğendiyiyse.


  • ufukcel  (23.09.14 20:14:20) 
bagcilar meydan'da makyajsizlarini kiloyla satiyorlar.


  • mayeskuel  (23.09.14 20:14:40) 
kıllarını boyasam, lens taksam, ruj sürsem, götüm bile böyle olur.


  • yakuza123  (23.09.14 20:33:37) 
BEn ki herkesi beğenirim. Bunu beğenemedim. I-ıh.


  • aychovsky  (23.09.14 20:35:44) 
Pescador nasil zevkin var yaw? Tamam kizi ben de begendimde sac rengi etkiledi beni. O sac rengi olmasa hiçbirşey yok. Kizi degil sacini begendim.


  • delifaruk  (23.09.14 20:44:54) 
''he!'' de sana eli yüzü düzgün birini bakınayım etraftan pescador, bu ne allahasen?!


  • kaymaktutmayansicaksut  (23.09.14 20:45:53) 
güzel ve çekici :)


  • tirt star  (23.09.14 20:50:43) 
[]

ben şu adrese nasıl rahat ulaşırım? (kadıköy-hasanpaşa)

hasanpaşa'daki ismek binasına gitmek istiyorum. ev acıbadem'de, okul laleli'de. yani hiçbir şey için kullanmadığım bir rotada bina, ters kalıyor. "e rotanın üzerinde değil diye hastaneye de gitme gavat çocuğu, okul-ev arasında geberip öl şerefsiz it" diye sinirlenebilirsiniz ama demek istediğim o değil. burdan ne geçiyo, nerden binmek gerekiyo bilmiyorum hiç. bi durak var yakınlarda ama ana yoldan geçiyo oranın otibizi, kadıköy tarafına gitmiyo.

ev doğuş üniversitesi'ne çok yakın. gidilecek bina ise şu: maps.google.com

acıbadem-hasanpaşa arası şimdi neyle nasıl şeyapılabilir deyin hele. mesafe çok görünmüyor, yürüyerek yarım saat falan sürer sanırım gitmek. normalde onu tercih edebilirim ama şu an hem ayağım sakat hem de o taraflar pek güvenli değilmiş diye okudum. gerçi ana cadde, ne olabilir ki diye düşünüyorum ama gelin arabasındaki insanların öldürüldüğü bir ülkede temkinli olmak lazım yine de.

 
taksi 6-7 tl yazar.

acıbadem caddesi'nden minibüslere binebilirsin.
  • [silinmiş]  (23.09.14 17:56:22) 
@douchebag, abi düzenli gidicem buraya tek seferlik değil... ha sen olsam her seferinde taksiyle giderdim tabii skiyim minibüsü o ne öyle fakir gibi :(


  • pescador  (23.09.14 17:59:57) 
bi sefer taksiyle git. sonra oradaki insanlara sor en verimli ulaşım seçeneğini.


  • fever  (23.09.14 18:04:31) 
okuldan vezneciler metro-zincirlikuyu-metrobüs ile kolayca gidebilirsin. Evden de yürünür sanırım bilmiyorum acıbadem'in neresindesin. orası güvenli değil diyene güldüm hakaten, alakası yok. Hemen belediyenin çaprazı.


  • whoosie  (23.09.14 18:20:36 ~ 18:21:12) 
@whoosie, aslında okul bilgisi çok gereksiz oldu, buraya gideceğim saatle okul saatinin hiç alakası yok. ben acıbadem caddesi'nden değil de diğer taraftan bakmıştım hep. o cadde üzerinde durak vardır ve herhalde o duraklardan geçen otobüslerden en azından biri aşağı gidiyordur... ordan bulurum herhalde. niye diğer tarafa baktıysam.


  • pescador  (23.09.14 18:25:00) 
hasanpaşa nın başı,kadıköy belediyesi karşısı,minibus var doğuştan aşşaya saldığında diye biliyorum.


  • jamswety  (23.09.14 19:52:33) 
[]

bu kan testi sonucunda ne çıkmış? ölecek miyim?

bilen birileri okuyabilir mi acaba değerler normal mi anormal mi çok merak ettim. doktor randevuma daha var. fotoğrafta düzgün görünmüyorlar, elle yazıyorum o yüzden. verdiğim rakamlar arasında boşluklar var, ben sıra sıra yazıcam böyle,

Glukoz | 103 | mg/dL | 74 - 106
HbA1c | 5.2 | % | 4 - 6
Tokluk Kan Şekeri | 92.9 (bunun devamı boş, yazmıyor)

(bundan sonraki iki değer kalın harflerle yazılmış)

Ürik Asit | *8.2 | mg/dL | 3.5 - 7.2
Kreatinin | *1.31 | mg/dL | 0.67 - 1.17

(tekrar normale döndük)

SGPT (ALT) | 40 | U/L | <50
ALP | 107.8 | U/L | 30 - 120

***

HORMON

FT4 | 1.08 | ng/dL | 0.61 - 1.12
TSH | 3.08 | mlU/L | 0.34 - 5.6
İnsülin | 9.86 | uLU/mL | 1.9 - 23

***

ne diyor ne diyor?

 
ya ama ben tokluk kan şekeri ölçümüne arbys'te patates kızartmalı kolalı menü yedikten sonra gittim, ondan o kadar yüksek çıkmıştır bence. istedikleri şeyleri 5-6 farklı restorana sordum ama yok veremeyiz dediler. öğle vakti kimse bal reçel süt yumurta vermedi. şimdi tekrar teste gitmeye de üşeniyom. öf.

idrar yolumda bi şey yok, varsa da bilmiyorum zira şikayetim iki saat aç kalınca ateşimin falan çıkmasıydı. idrarla alakalı bi şey demedim. idrar testi de yaptırmadım. kandan anlaşılıyo muymuş öyle şeyler?
  • pescador  (23.09.14 16:26:10 ~ 16:26:51) 
@freekara, adlarını bilmiyorum işte neyse ama yumurta-domates yiyip gel dediler ben gidip kola içtim, onu diyorum. yumurta falan yeseydim yine o kadar yüksek çıkar mıydı ki acaba? ben yine şekeri zıplatacak sağlıksız pis pis şeyler yedim. yav benim en büyük korkularımdan biridir duyu organı kaybetmek, şeker olursam kör olurum kesin pff


  • pescador  (23.09.14 16:29:59) 
hem açken hem de tokken kan verdim. burda ikisi de yok mu? görevliye ısrarla sormuştum başka kağıt var mı diye, yok dedi. ben mi yazmadım diyorum ama kağıtta sadece sedimantasyon, kan alma saati falan yazıyor... başka değer yok yani.


  • pescador  (23.09.14 16:37:13) 
peki şekeri azaltırsam düşer mi bu? yoksa tamamen mi kesmem lazım? ara sıra tatlı falan yiyebiliyo muyum? diyabetten, şeker hastalığından falan cidden çok korkuyorum. ama şekeri de çok seviyorum yahu.


  • pescador  (23.09.14 16:46:00) 
Evet şu anda kreatinin daha acil ve önemli. Ama açlık kan şekerinin 103 olması, freekara'nın dediği gibi, glukoz metabolizmasının bozulmuş olduğunun delili. Kolaları içip, pizzaları gömerken düşünecektin.

20 yaşında bu olursa, 30 yaşında diyabet olur, 40 yaşında diyaliz makinesine bağlanırsın.

Çare, günde 90 dakka yürümek, zehirlerden uzak durmak ve 2 sene içinde şu anki kilonun %15'i gibi bir miktarda kilo vermek. Ama böbrek daha acil şu anda.
  • compadrito  (24.09.14 15:31:10) 
kreatininle ilgili ne yapılabilir şimdi? bakıyorum yüksek kreatininin sebebi nedir, çözümü nedir vs. diye ama hiçbir şey bulamıyorum doğru düzgün.


  • pescador  (24.09.14 15:33:16) 
su içmeyi artır kreatinin normale döner
keza ürik asit de öyle

şekeri o kadar kafana takma ama sana süt yumurta dediler, sen de gidip arby's yediysen problemlerin kısa süre içerisinde başlayabilir. yiyecek daha normal şeyler bulabilirdin yani. pek çok kronik hastalığın temelinde davranışlarımız var, bunu unutma
  • la noix  (24.09.14 15:36:56) 
[]

marmaray kazlıçeşme durağı nerede?

eski banliyö durağıyla aynı mı? eğer değilse, harita üzerinde gösterebilir misiniz, ben aradım da bulamadım. o tarafları pek bilmiyorum ama sözlük başlığına şehirden uzak, it kopuk falan yazmışlar. banliyö durağı hiç de şehir dışında, pis bir yerde gibi görünmüyor. etrafında okul mokul var bissürü. marmaray durağı ne tarafta?




 
tren istasyonunun orası evet.

wikimapia.org
www.google.com!4m6!1m3!3m2!1s0x0:0x539f2ea154c85c95!2sSurp+Pirgi%C3%A7+Ermeni+Hastanesi!3m1!1s0x14cabb9897c6c053:0xc7844ab74c11c7d4
  • ufukcel  (23.09.14 10:38:33) 
tenha bir yerde olduğu doğru ama çok da ıssız değil. Aşağıdaki linkde yeri işaretli eski yerininin biraz sağ tarafında kalıyor.

(git: www.google.com!3m1!1e3!4m4!4m3!1m0!1m0!3e2)
  • celik comak  (23.09.14 10:39:55 ~ 10:40:46) 
[]

EMG hakkında birkaç sorum var sağlıkçılara

iyi akşamlar herkese, ben ve sağ ayağım yine sizlerle birlikteyiz.

bugün başka bir doktora gittim aynı hastanede, dedim abi senin arkadaşın yok mu şu musti, bana bileklik verdi postaladı ama 5 aydır hala ağrıyor. adam bacağımı çevirdi, dizkapağımı döndürdü bi' şeyler yaptı, en son EMG istedi. MR temiz, 5 ay önceki röntgende hafif çatlak... sinirlerde bir şey olabilir dedi.

> EMG nedir tam olarak? ayağıma elektrik falan mı verecekler, öroyin yüklemesi mi yapacaklar? acıyor mu? ne kadar sürüyor?

> bana tok ya da aç karnına gel dedi ordaki kız ama unuttum... ayağımla aç veya tok olmamın ne alakası var? doktor "tarsal tünel sendromu" şüphesiyle istemiş bu EMG'yi, aç olunca ne fark edecek ki? veya tok?

 
20 dak falan suruyor. oturdugun yerde minik birseyler yapistirip azicik elektrik veriyorlar farkli farkli bolgelere. tepkiyi olcuyorlar. birseyler hissediyorsun ama aci degil. boyle elektrik verdigi yer kasilip gevsiyor. bana ac ya da tok gel dememislerdi. bir ilgisi oldugunu da sanmiyorum


  • earthsea  (22.09.14 18:43:28) 
[]

haftanın belirli günlerinde çalışılabilecek geçici iş?

çevrem pek geniş değildir, daha önce bu tarz bir girişimim olmadığı için çok acemiyim. şimdi eleman arayan bir yere girip "yalnız pazartesileri gelmem haa :))" dersem kavga çıkabilir sanırım. ama okul ve diğer işim yüzünden çalışamayacağım bazı saatler var. örneğin salı günü boşum, perşembe öğleden sonra boşum ama akşam 8'deki kursa yetişmem lazım, cuma boşum vs. diğer işi yaptığım saatler belli olduğu için boşluklar net.

şimdi ajans diyeceksiniz ama ben affedersiniz odun gibi adamım, güleryüz ve misafirperverlik gerektiren bir iş için pek uygun değilim sanki. daha odunca bir şey fena olmaz.

ne tarz bir şey yapabilirim? böyle serbest, tercihen günlük para veren başka iş yok mu, illa ajansa başvurup markette millete şeker sucuk mu tattırayım? :(

ümitsizliğim sanırım o kadar belli oluyor ki, şu an çalıştığım yerdeki editör bile iş yüküm çok hafif olmasına rağmen "gündüzden yazmana gerek yok, gece de gönderebilirsin, yıpratma kendini" falan yazdı resmen baba şefkatiyle. olum para lazım lan.

 
çok iyi bilmemekle birlikte sanırım satışta part-time 'da böyle şeyler var diye biliyorum şu anda salı-perşembe-cuma öğleden sonra boşsun + 1 gün de h. sonu çalışsan zaten 20 saati geçiyor. işte starbucks'tır giysi-spor mağazalarıdır oluyor böyle galiba.
ayrıca olm sen dilci değil misin? niye dille ilgili şeyler düşünmüyorsun?

  • niye ama  (21.09.14 21:44:56) 
@niye ama, dilciyim de çevirmenlikten bana ekmek çıkmaz. hakim olduğum bir alan değil. onu bilen yapsın. ben anlarım, yazarım çizerim konuşurum da çeviremiyorum. uzun sürüyor. ha git turistlere rehberlik et dersen de bina tarihçesi anlatacak kadar düzgün ingilizcem yok. dönercide vuc yu layk köri sos yrrağım veya eminönü'de BOSFOR BOSFOR diyebilirim ama sanırım.

bir de senin verdiğin örnekte devamlı böyle mi? yani bu hafta perşembe-cuma, sonraki hafta salı-perşembe olmaz. diğer işin saatleri belli. onun olmadığı zamanlarda olması lazım.
  • pescador  (21.09.14 21:49:35 ~ 21:50:32) 
Satis danismanligini cok rahat yapabilirsin. sana onerim turk giyim magazalarinda calisma mudo defacto koton vs.gibi.

inditex grubu magazalarina bak derim.(zara, pull and bear, bershka) hem iyi maas alirsin part time hem de kosullari daha iyi.
  • charango  (21.09.14 21:52:20 ~ 21:52:47) 
illa çeviri olmak zorunda değil tüm gün bilgisyardasın sosyal medya uzmanlığı diye bir iş icat ettiler, SEO olabilir, metin yazarlığı olabilir sende o kapasiteyi görebiliyorum ben (ha ben çevirmenim çeviriyi daha iyi biliyorum tabi ama türlü türlü serbest zamanlı ofis işi var, biliyorsan veya öğrenirsen inDesign gibi programlar öğrenmek de yapabileceğin işleri arttırır) rehberlik piyasasını bilmiyorum, istanbulda değilim :)
satişta ise -hiç yapmadığım yapamayacağım iş ama- bildiğim kadarıyla zaten part time diye giriyorsan belli günün -saatin oluyor haftalık programları da mağaza müdürleri ayarlıyor. bu da mağazasına, müdürüne, yoğunluğa göre değişiyor olsa gerek ahkam kesmeyim şimdi.

  • niye ama  (21.09.14 22:00:33) 
[]

burs için nereye başvurabilirim?

internette birkaç tane liste buldum ancak çoğu edebiyat bölümlerine burs vermiyor. sizin bildiğiniz, başvurabileceğim bir yer var mı? şansımı denemek istiyorum, bulabildiğim her yere ta ta ta başvuracağım. okulunkine başvurdum ama kimseden ses seda yok. geçen sene de birkaç yere başvurmuştum, mülakata bile çağırmıyorlar artık nasıl işse.

burs almıyorum, annem babam ayrı, iki kardeşim var, annemin de babamın da kağıt üstünde geliri yok, istanbul'da okuyorum vs. yani burs almak için gereken belgelerin tamamına sahibim. kağıt üzerinde fakirlikten kırılan şerefsiz, pis fakirin biriyim. geri bile dönmüyor adamlar.

tam da burs başvuru dönemleri şu aralar, her fırsatı değerlendirmek istiyorum. nereye sorayım kime sorayım? okula soramıyorum çünkü onlarınkine zaten başvurdum, başka yerden burs aldığımı bilirlerse kendileri keser.

bi de benim kütük osmaniye ya, ulan adana olsa bissürü dernek mernek var aman adanalım bursu falan bi şekilde kapardım belki, osmaniye'nin alayı fakir hiç öyle dernek mernek bi şey göremedim :/

 
  • KadifeDevrim  (21.09.14 13:54:48) 
[]

şu dolap nasıl sizce?

iş görür mü dersiniz?

urun.gittigidiyor.com

yeni taşındığım odada dolap var duvara gömülü. ama içinde raf maf yok pek, ev sahibinin ıvır zıvırı attığı (ev sahibi uğramıyor ama onun eşyaları olduğu için kaldırıp atamıyoruz da) türde bir yer. ben de çok eşyası/kıyafeti olan biri değilim. iç çamaşırları, çoraplar, gömlek, pantolon, tişört, birkaç eşofman falan var yani.

taşıma ve taşınma işlerinden nefret ediyorum. o açıdan da hoşuma gitti bu, hem eve gelmesi kolay hem de ben çıkacak olursam toplayıp götürmesi kolay. beğendiniz mi, alayım mı? gözünüze çarpan herhangi bir dezavantajı var mı?

 
eğer sağlamsa iş görür. ben beğendim. düzenli kullanacaksan al.


  • elorelia  (20.09.14 22:44:37) 
muhtemelen odada o kadar düzgün durmaz. eğilir bükülür. görüntü kirliliği olur ama sorun değil diyorsan taşınma açısından bence mantıklı.


  • Aerdem  (20.09.14 22:45:34) 
ne guzelmis. eger fotografta gorundugu gibiyse super bence (bir bez dolap olarak)


  • earthsea  (20.09.14 22:48:03) 
@aerdem, deme yahu :/ ya daha büyük, kitaplarımı falan da koyabileceğim bir şey almak isterim aslında ama bulamıyorum. onların hem taşıması zor hem de fiyatı yüksek oluyor. şimdi bunu alsam sürekli kullanabilecek miyim, sağı solu dökülmez mi, emin olamıyorum. çok kararsız kaldım. şimdiye kadar görebildiğim en iyi şey buydu. göçebe hayatı sürdüğüm için sanırım bunu alacağım.


  • pescador  (20.09.14 22:48:32 ~ 22:48:59) 
Ben bundan kullanıyorum üzerindeki bez aynı astar gibi çok ince bişey hemen yırtılıyor. Tavsiye etmem. Dilerseniz resmini çekip koyarım. Buradaki gibi tok kumaş değil yani. Bez olunca içinde koydukların da yamultuyor, ayrıca kutu alıp onlara koyuyorum giysilerimi.


  • shiranai  (20.09.14 22:49:15) 
bir bez dolap asla bu kadar düzgün durmaz.


  • ludovico  (20.09.14 22:56:16) 
hiç böyle heybetli bez dolap görmemiştim, görseli açınca waaaw dedim.
yalnız ölçülerine bakınca; 155 yükseklik falan pıff. eşyam az, sığar dersen şık.

  • kenar  (20.09.14 23:05:26) 
bu tarz dolaplar içerisinde en iyi marka bu galiba.
ama büyüğünü değilde bundan biraz daha dar olanını almanı tavsiye ederim.
büyükler daha çabuk yamuluyo. öğrencilik yıllarımdan biliyom.
  • seyduna6687  (20.09.14 23:34:13) 
bunlar koku falan yapıyo.50-100 tl daha versen ikeada koçtaşda bile bulursun


  • lampetia  (21.09.14 01:46:43) 
50-100 tl vermek istemediğim için bez dolap soruyorum zaten lampetia, param olsa 300 daha verip mis gibi dolap alırım.


  • pescador  (21.09.14 12:42:49) 
[]

saçı acele değil ama çabuk çabuk uzatmak için ne yapmalı?

sizin denenmiş, faydası görülmüş, sadece çin'de veya hindistan'da bulunabilen otları kullanmaksızın uygulayabildiğiniz yöntemleriniz var mı?

benim saçım zaten bir garip, berber affedersiniz ama tam anlamıyla anasını skti. ben hayatımda böyle iş görmedim. şimdi 5-6 numara civarında olmasına rağmen bir kısım sağa bir kısım sola fırladığı için yolunmuş tavuk gibi oldum.

biliyorum iki günde çıkmaz ama "kısa saç" formuna kavuşması için bunun ne yapabilirim? ali ece gibi bere takıp gezicem ama havalar da sıcak. bu ne yav.

 
poroteyini cok tüketince uzuyo sac tırnak test ettim onayladım


  • murtazaaaaaa  (20.09.14 17:45:47) 
[]

elektronik müziğin kursu mursu var mı, olur mu?

ya abi hep fl studio çalış, tutorial izle diyorsunuz da ben böyle öğrenemiyorum. öğrenilmesi gereken belki de binlerce kavram, hepsinden önce atılması gereken temel var o var bu var.

bunu öğrenebileceğim bir okul, kurs vs. yok mudur istanbul'da? ama tabii çok acıtmadan, ayda 100-150 lirayı geçmeden? ya da direkt ders verecek birisi? zazaraeta mıydı mesela o davul konusunda herkesin sorularını cevaplıyordu, yardımcı oluyordu. yok mu onun gibi klavye üstadı, synthesizer denince akıllara gelen efsane bir isim? doğru yazdım di mi synthesizer'ı?


 
ismek'de var.


  • mayeskuel  (19.09.14 23:49:22) 
müzik ve kayıt teknolojileri diye bir kurs varmış mayeskuel, onu mu diyorsun? elektronikli hiçbir şey yok çünkü.


  • pescador  (19.09.14 23:51:04) 
yes. cubase uzerine yuruyorlar.


  • mayeskuel  (19.09.14 23:53:17) 
ilk önce nota bilgisi ve armoni öğrenmen lazım. sonrası biraz kişisel gelişime bakıyor. ne kadr zaman verirsen o kadar kısa süede kaparsın. bide şöyle bişey vardı:

www.djkursu.com
  • bruceandwayne  (19.09.14 23:56:34) 
daha önce aynı cevabı aynı minvalde bir duyurunun altına yazmıştım, buraya da yazayım.

müzik teorisi bilgin nasıl? bence en önemli ilk nokta bu, akor-gam-armoni bilgisi olmadan bir şekilde müzik üretilebilir, ama kişisel olarak uyuzluğum var bu insanlara, dolayısıyla eğer bu konularda bilgin yoksa biraz akor-gam çalış, öğren.

ama ben sadece kulakla rasgele bir şeyler yapmak isterim dersen direkt şu aşamalara geçebilirsin. fl'in kendi drum paketleri çok lame. dolayısıyla sağlam drum paketleri bulman lazım, VEH adında iki paket var, ben şahsen çok beğeniyorum, kullanabilirsin, elektronik müzik için ihtiyacın olan her türlü drum ve loop var içinde.

ardından biraz vst araması yapman gerekecek. bugün elektronik müziğin en yaygın vst'leri nexus ve sylenth. ikisini de biraz aramayla free indirebilirsin ama yasal olarak satın almanı öneriyoruz tabii. bunun yanında synthmaster var yine kullanabileceğin, geliştiricisi türk, çok kaliteli ve şu sıralar oldukça popüler. fl'in kendi vst'lerinden de Sytrus, Sawer ve Toxic Biohazard iş görüyor.

Sonrasında biraz efekt konusunda çalışman gerekecek. temel filtreler reverb, delay, chorus, phaser üzerine bilgin yoksa bunları araştır biraz ve FL'in mixer'ında kullanmaya çalış. bu tip efektlerin çeşitli parametrelerinin ne işe yaradığını güzelce öğren, attack-sustain-decay-release, cutoff, lfo, arpeggiator, glide gibi.

bütün bunların ardından fl için biraz da automation teknikleri üzerine araştırma yaptıktan sonra istediğin gibi elektronik parçalar ortaya çıkarabilirsin. hayal gücüne kalıyor yani.

senin için synthesizer kullanmaya yönelik tavsiyeler de vereyim, hiç derse gerek kalmadan rahatlıkla istediğin sesleri sentezleyebilirsin. yukarıda saydığım vst'leri edin ve orası burasıyla oynayabildiğin kadar oynayıp hangi tuşun ne iş yaptığını bir gör ve özümse. bu pratik ve kullanış açısından sana büyük bilgi sağlayacaktır. diper taraftan, eğer biraz teorik bilgi edinmek istersen ufuk önen'in "ses kayıt ve müzik teknolojileri" adında bir kitabı var, türkçe'de bu işle ilgili en muhteşem kaynak, onu alıp baştan sona oku.
  • sagopa kajmer mahlas kafkef  (20.09.14 04:09:12 ~ 04:12:53) 
[]

derin yalnızlık

hayatımın her döneminde asosyal oldum ama lisedeyken hep arkadaşlarım vardı. kendim sessiz sakin biriydim ama en yakın arkadaşlarım piçti, bu sayede hem ağır asosyalliği hem de arkadaş çevresinin nimetlerini bir arada götürebiliyordum.

3 yıldır istanbul'dayım. burada bu en yakın arkadaşlarımdan biri, sonradan ev arkadaşım da oldu. çok iyi anlaştık, hala da anlaşırız. ama onun dışında kimseye yakınlık hissedemiyorum. onunla da zaten artık az görüşüyoruz.

bu süreçte insan tanımadım değil. en basitinden, sadece 5-6 tane ev arkadaşım oldu. internetten görüştüğüm, istanbul'a gelince buluştuğum insanlar oldu.

artık canım çok sıkılıyor. her yere yalnız gitmekten, emekli amca gibi yaşamaktan sıkıldım ama arkadaşlıktan da hazzetmiyorum. çevremdeki insanlar gerçekten kafa insanlar, iyi insanlar ama ben kimsenin ortamına eğlencesine dahil olamıyorum. canım sıkılıyor. birlikte bir yere çıkılsa mesela, gruptan ayrı, eli cebinde mal mal sağa sola bakarak yürüyen tip ben oluyorum.

niye böyle olm bu? hiç geçmeyecek mi? "abi gel şuraya gidelim" dedikleri zaman sevinçle zıplayayım, birileriyle bir şeyler yapabileyim istiyorum. yok. niye böyle oldu?

***

tekrar ediyorum, derdim çevremde insan olmaması değil. çevremde insanlar var. arkadaşlarım var. veya arkadaş edinme konusunda sıkıntılı biri sayılmam, iletişim özürlü değilim. samimiyet kuramıyorum ve "ortam"da sıkılıyorum.

ama işte yalnız da sıkılıyorum amk. öleyim mi?

 
ölme dostum.

bir şeyler yapmaya başla. sonra yaptıkların arasından neyi sevdiğini, neyin sana zevk verdiğini bul. ve sonra o şeyi yapan diğer insanlarla dostluk kur.
  • megafon  (18.09.14 21:34:09) 
olme, sevgili edin pescadorcum. sevgili ozellikle bizim yaslarda her seyin birlikte yapildigi insan oluyor ayni zamanda, hic yalniz kalmiyon.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (18.09.14 21:34:18) 
@megafon, neyden keyif aldığımı biliyorum aslında. ama bu keyifler başkalarıyla paylaşılacak türden değil. yani benim zevklerim elma yemek gibi şeyler. "hadi lan bir araya gelip elma yiyelim dışarda!" diyemiyorum ki. elma örnek bu arada, en büyük zevki elma yemek olan bir sapık değilim henüz.

@babamasoliim, abi o konular benim için çok daha sıkıntılı. aşk meşk işlerine girmeyi hiç istemiyorum. şimdi en azından sadece yalnızım. aşık olunca hem yalnız hem ruh hastası oluyorum.
  • pescador  (18.09.14 21:36:18) 
asik ol demedim ki lan, asik olmak oyle ha olayim deyip olabildigin bir sey degil zaten. sevgili edin diyorum, kafanin uyustugu anlastigin bi kizla cinsel cekim de oldu mu olursun sevgili zaten. ya da 'sevgili' olmayin, 'cikin'. terimler birbirine girmis durumda artik, birlikte zaman gecirdigin karsi cinsten biri iyi geliyor insana, guven bana.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (18.09.14 21:45:37) 
bunlar hep alışkanlıklarla oluyor. yalnız yaşamaya alışıksan insanlar arasında, bir toplantıda sıkılabilirsin. ancak genelde kalabalık ortamlarda, arkadaşlarınla takılıyorsan evde tek başına oturmaktan, tek başına sinemaya gitmekten sıkılabilirsin.

yalnız olmaya alıştığın gibi diğer insanlarla vakit geçirmeye alışırsın. şimdi gidicem hep aynı muhabbetler, Ahmet sorunlarından bahsedecek, Mehmet kız arkadaşını anlatacak, hep okul muhabbeti dönecek, uykum gelecek ama millet hala oturuyor olacak gibi sıkıntıların olacak.

zamanla bu ortama alışacaksın, sen de Ahmet'e ailesinin durumunu soracaksın, Ahmet sana okul nasıl gidiyor diye soracak gibi.

yani ilk başlarda sıkılacaksın insanlarla birlikte olunca, kendini zorlayacaksın ama zamanla alışacaksın. önce adım atmak gerekiyor. sonra harekete geçmek ve de orada devamlılık göstermek.
  • mea maxima culpa  (18.09.14 23:27:48) 
[]

hüngür hüngür ağlıyorum yardım edin

chelsea 1.5 üstüne yüklü girmiştim. sonradan fark ettim ki yanlışlıkla aynı kuponu iki kez oynamışım. çifte yüklü girmişim.

1-1 bitti maç. sıkıca sarılın lan çok lütfen, yeter ben daha fazla kaldıramıyorum :(


 
insan böyle üzüntüleri görünce şükrediyor. üzülme allah sabrını da veriyor :)


  • rock n roll  (18.09.14 00:09:40) 
GİDEN PARAYI DA SEN Mİ VERİYOSUN PEKİ RAKINROL? :(

hiç "e tutmazsa kazanamazsın kardeşim bilmiyo musun" demeyin. oynadığımın yatmasına razıyım. ama yanlışlıkla iki kere oynamışım. iki kere kaybettim :(
  • pescador  (18.09.14 00:10:53) 
oynamasaydın pescador :))
gerçekten değmez üzüldüğüne

  • rock n roll  (18.09.14 00:12:32) 
aga benim pederin minibüste 850 lirasını çaldılar bu yaz. Sen en azından risk aldın,denedin. Bizimki haybeye gitti. Bir dahaki kupona telafi edersin.


  • oğlum çok zor lan  (18.09.14 00:13:24) 
kumar haramdır pescador. dine dön.


  • siradisi00  (18.09.14 00:14:00) 
ne kadar girdin lan çok merak ettim


  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (18.09.14 00:20:17) 
kaybettiğinin 2 katını 3 oranlı bir kupona bas, tutarsa kâra geçersin.


  • buzdagi  (18.09.14 00:21:10) 
@buzdagi, kaybettiğimin iki katı param olsa niye ağlayayım? :D

@kurbağa, yüklü dediğim benim için yüklü ya, yoksa "sus amk" deyip harçlık olarak verilebilecek bi para :p
  • pescador  (18.09.14 00:31:22 ~ 00:33:36) 
geçmiş olsun kötü olmuş ya 2 katı yüklü girmek :(
görmüşsündür belki ben de en son 35 tl yatıramadığım için 3500 tl'den oldum. oynamayınca geliyor namussuz.
sözün özü bahis dünyasını sikeyim.

edit: bence mallık değildi ya. chelsea'nin grup kek. maribor, schalke, sporting lizbon. her halükarda çıkacak zaten chelsea, diego costa da harika başladı zaten sezona. adamı dinlendirmek için ideal bi maçtı. rotasyonsuz oynayacak halleri yok ya. adam dinlensin ki aynı enerjiyle devam etsin. yerinde oynayan da umut bulut değil sonuçta drogba yani. ha yine de yenmeleri lazımdı o ayrı.
  • xenophobe  (18.09.14 01:03:50 ~ 01:20:21) 
Mourinho bile mallık yapıyor işte arada, Drogba ne alaka anasını satayım, en başta onu alması bile saçmalıktan ibaretti. Şu maçta Diego Costa oynasa rahat iki tane atardı Chelsea.


  • i was made for you  (18.09.14 01:08:54) 
[]

kadıköy veya taksim'de hem alkollü hem çaylı mekan önerisi

bütçeyi çok sarsmayacak, pek lüks olmayan, öğrenci işi, oturup sakin sakin sohbet edilebilecek, hem bira hem de çay kahve servisi yapan bar-kafe-okul-hastane önerir misiniz? yer yön özürlüsüyüm, yerini de tarif edebilirseniz çok sevinirim. istiklal için mağazaları kullanabilirsiniz, şunu gördüğün yerden sokağa sap falan gibi. teşekkürler.




 
foursquare.com

bitki çayını içmişliğim var, tavşan kanı da vardır herhalde. zaten efes pilsen tabelasını görürsün bira da var. Bahçesi ideal sohbet için.
  • oranjlaturanj  (17.09.14 22:15:10 ~ 22:19:16) 
tr.foursquare.com

bu da var.

ayrıca burası gazoz konseptli bir mekanı. envai çeşit gazoz da bulunuyor.
  • novemba  (18.09.14 00:26:01 ~ 14:03:26) 
yemekleri güzel, fiyatları uygun, çok kalabalık olmaz, yol tarifi sitede var.
cicocafebar.com.tr

  • freya  (18.09.14 10:56:45) 
[]

hintli teknocu bir abi vardı?

kendi adı mıydı, mahlası mıydı, şarkısı mıydı hatırlamıyorum ama değişikti biraz. hintçe olması lazım. hakkında hatırladığım tek şey elektronik müzik yaptığı. kim olabilir bu? dj akeel, habib, ashkan kooshan değil.




 
yok maalesef o da değil. sanırım hiç bulamıcam. hatırladığım kadarıyla bi şarkısının videosunda heykel vardı. buuuuu buda tarzı bi şey, o tarafların heykellerinden :p ama başka da bi şey hatırlamıyorum ve neredeyse bütün hint şarkılarında o tip heykeller var zaten. uf be. çok güzel de şarkıları vardı adamın.


  • pescador  (17.09.14 19:03:27) 
sallıyorum daler mehndi :p Teknocu neyin değil ama eğlenceli


  • rexex  (17.09.14 20:04:06) 
[]

kan verme işlemi nasıl oluyor?

hem insanlığa faydalı hem de sağlıklı bir şey olduğunu biliyorum. o yüzden kan vermek istiyorum. kan görünce bayılan, kandan rahatsız olan birisi değilim ama o kanın benden çekileceğini düşününce ürperiyorum. bu sebepten ötürü şu ana kadar hiç vermedim.

ama dün bir sebepten, tahlil için vermem gerekti. kan bağışındakiyle kıyaslanamayacak olsa bile, beni rahatsız edecek miktarda kanı 4 farklı tüp aracılığıyla teslim ettim yetkililere. ve hiç rahatsız olmadım.

şimdi düşünüyom ki normal kan verme işlemi de böyleyse gidip vereyim. işlem kaç dakika sürüyor? kolumuza turnike bağlayıp damara bi şey sokup öyle mi alıyolar yine? yani hastanede kan vermekten farkı var mı yapılış olarak?

bak yazarken bile elim ayağım titriyo ama verirken sorun yokmuş yani. kendime faydam yok bari kan man veriyim lan. genel verici olarak hiç kan vermemiş olmak zoruma gidiyo.

 
Aynı işlem sadece biraz daha fazla kan alıyor işte. Kek/meyve suyu falan veriyorlar yatarken onu yiyorsun 5 dakika dinlenip kalkıp hayatına devam ediyorsun. 3 ayda bir verebilirsin.


  • osurdum  (17.09.14 17:19:37) 
kan bağışı için:
form dolduruyorsun, doktor inceleyip kan verip veremeyeceğine karar veriyor.
verebilirsin derse, tansiyonunu ölçüyorlar. parmaktan kan alıp hemoglobin değerine bakıyorlar.
ikisi de uygunsa kan verme yatağına uzanıyorsun, bir görevli koluna kan torbasını bağlıyor. yaklaşık 10 dakika yatıyorsun.
torba dolunca kolundan iğneyi çekip pamuk bastırıyorlar. daha sonra yara bandı yapıştırıyorlar. iyi gibiysen doktor gitmene izin veriyor, gitmeden önce maden suyu veriyorlar. iyi değilsen kendine gelene kadar biraz daha yatıyorsun.
girmem çıkmam yaklaşık 45 dakika sürdü.
  • inheritance  (17.09.14 17:24:07) 
ben duzenli olarak bagis yapmaya gayret ediyorum. kan gormekten hazzetmiyorum, bu problemi igne koluma girerken, kan alinma esnasinda falan kesinlikle bakmayarak hallettim bugune kadar, gormedikten sonra sikinti olmuyor yani.


  • diabolus79  (17.09.14 17:24:35) 
ABOV! ya o parmaktan kan alma olayı çocukluğumun kabusuydu. hiç bu çocuktur miniktir, zaten gerizekalı gibi melül melül bakıyo demeden, allah yokmuşçasına zımbalar gibi çatırrt diye basıyolardı parmağıma. hala öyle mi kontrol ediyorlar onu? bu işlem her kan verişte yapılıyor mu? HEMOGLOBİN BELGESİ alamıyo muyuz sadece bi kez deldirip?


  • pescador  (17.09.14 17:26:49) 
hemoglobin değeri kan grubu gibi sabit olmadığından her seferinde bakmaları gerekebilir. ama parmaktan kan alıp baktıklarını ilk defa duydum.


  • sutlu nescafe  (17.09.14 17:29:17 ~ 17:29:31) 
mobil ekipti, belki ondan parmaktan almışlardır. daha önce trombosit verdim hastanede, parmaktan bir şey almadılar. şeker ölçme aletleri gibi ufak bir iğnesi var. parmağı deliyor, daha sonra bir damla kanı alıp ufak bir alete sokuyorlar.


  • inheritance  (17.09.14 17:43:24) 
[]

kız ne demek istedi?

"Muayene ücreti 50 TL olup hastanemiz SGK ile anlaşmalıdır. Devlet katkı payı 12 TL'dir."

ben 38 mi ödiycem 12 mi? 38 di mi? tüh be.


 
Demek istediği şu hastaneye geldiğinizde 50 lira ödeyeceksiniz ama bu 50 liranın 38 lirasını biz kendimize alıyoruz kalan 12 lirayı da sizden alıyoruz ama o para bize değil devlete gidiyor.


  • Dr_Stat  (17.09.14 15:40:39) 
SGK varsa 12 TL ödeyeceksin. Yoksa 50 TL.


  • zam sampiyonu domates  (17.09.14 15:43:02 ~ 15:43:20) 
şimdi 12 mi ödeyecek, 50 mi ?


  • grimer  (17.09.14 15:45:35) 
@grimer; yazdım ya?


  • zam sampiyonu domates  (17.09.14 15:48:11) 
50 ödeyeceksin.


  • baldur2  (17.09.14 15:48:21) 
62 öde kurtul.


  • justinho26  (17.09.14 15:54:47) 
yahu bu yıl 10 defa hastaneye gittim. sgk var. her seferinde yalnızca 12 TL aldılar benden. bir yanlış var bu işte. 50 tl veya 38 tl olmaması lazım.


  • zam sampiyonu domates  (17.09.14 15:56:16 ~ 15:56:25) 
50 lira ödeyeceksiniz, ilaç alırken de eczaneye 12 lira...


  • malwethiel  (17.09.14 15:58:27) 
@zam sampiyonu domates özel hastane mi devlet hastanesi mi? devletse 12 lira, ama özellerde bölüme göre değişebiliyor muayene ücreti.


  • malwethiel  (17.09.14 15:59:53) 
vay arkadaş o zaman gittiğim hastanede bir gariplik var. özel hastaneye gidiyorum. 12 TL veriyorum. eczaneye ilaçlar dışında ekstra para ödemiyorum. iyi iyi.


  • zam sampiyonu domates  (17.09.14 16:04:36) 
son dönemlerde hastaneler çok sıkıntılı, of of sular kesildi falan.


  • grimer  (17.09.14 16:12:48) 
50+12 odiyeceksin muayene normalde sigortasız 150 felan herelde.


  • jamswety  (17.09.14 16:36:37) 
'ben hep 50 liralık muayene oluyorum' yazılmış mıydı?


  • koseli cember  (17.09.14 17:14:48) 
[]

internet bağımlılığı tedavisi

istanbul'da laf olsun diye değil de gerçekten hastayla ilgilenen, gelişimini ve durumunu falan takip eden bir merkez var mı bu konuyla ilgili başvurabileceğim? AMATEM'e giden var mı mesela, neler söyleyebilirsiniz? asıl soru bu. gerisi kişisel detay ancak durumunuz varsa okumanız beni çok sevindirir,

***

bugün metrobüste sizi düşündüm. sonra, hayatımı düşündüm. internet hayatımızın önemli bir parçası artık. ben internet olmasa para kazanamam. ilgili ve bilgili olduğum konulardaki neredeyse tüm bilgilerim uçup gider. yazılımcı ve bir o kadar da şerefsiz bir arkadaşım var mesela. düşünün bu adamın her gün 1 saat bilgisayar kullandığını, internete falan çok az girdiğini. olmaz, di mi?

işte bu yüzden, ben dahil çoğu kişi BAĞIMLI olduğunun farkına bile varmıyor. evet ben işimi burdan yapıyorum, internetten çok güzel faydalanıyorum ama işim yokken niye burdayım amk? veya her gün neden 4 saat internette gezinmek zorunda hissediyorum kendimi?

eskiden zaten ağır asosyal olduğum için internet bağımlılığı sıkıntı yaratmıyordu. ama artık sokağa çıktığımda kendimi çok enerjisiz hissediyorum. eve dönmek, böyle duyuruda sözlükte falan mal mal takılmak istiyorum sadece. google chrome çok güzel görünüyor gözüme. insanlardan, ortamlardan, sokaklardan tat almıyor değilim. ama internet bunu gölgeliyor. alışveriş yapmam gerekiyorsa ya da odamı toplamam lazımsa erteledikçe erteliyorum mesela. "abi siktir et sonra çarçabuk hallederiz onu, şimdi arkana yaslan ve mausunu okşa" diyor içimden bir ses.

şimdi eminim bunu okuyanların %90'ı HAHAUHAU ASOSYAL EZİQ LOOOOSER diyecek. ama bunların %50'si de internet bağımlısı muhtemelen. hiçbir sebep yokken facebook veya twitter'a bakmak zorunda hisseden, 15 dakika telefon veya internet olmayınca elini ayağını nereye koyacağını şaşıran insanlar.

sürekli internetle haşır neşir olduğumuz için, aslında ne bok yediğimizin farkına bile varmıyoruz çoğumuz. ha herkes benim gibi değil tabii ki, işini bitirip kapatanı da var ama ben yapamıyom işte.

ben AMATEM'e gidersem şimdi "yav he he" diyerek geri mi gönderirler? kliniğe yatırıp murat kekilli'nin salını salını klibindeki gibi deli gömleği giydirip duvardan duvara mı vururlar? yedi kere kendi üzerime döner miyim? yoksa, yoksa kapsamlı ve ilgili bir tedaviyle internet kullanımını makul düzeye indirip hayatımı internetin bir parçası değil de, interneti hayatımın parçası yapmamı sağlayabilirler mi?

***

lütfen basit önerilerle gelmeyin, inanın hepsini defalarca denedim. sözlük hesabımı 1 ay kapalı tuttuğum, benzer şekilde duyuruya günlerce girmediğim oldu. bunlar çözüm değil. sözlük olmazsa başka bir şey oyalıyor. ben "diyet" değil, ömür boyu takip edebileceğim bir düzen istiyorum. bu duyuruyu açma sebebim profesyonel destek hakkında bilgi almak. o yüzden modemin fişini çek, kasayı yan yatır, insan içine karış demeyin hiç. zaten sorunum, bunları yaptığım zaman huzursuz olmam.

***

güncel ve çok basit bir örnek: bu akşam cimbom'un aylardır heyecanla beklediğim şampiyonlar ligi maçı var. benim saat 12 olmadan uyumam gerekiyor. maçı izlemek istiyorum ama sonrasında internete girmeden yatmam gerekecek. huzursuz olacağım. sırf bu yüzden maçı izlemek gelmiyor içimden. bu çok saçma işte.

 
spor yapın. valla bak. Akşamları Tenis kursuna gidin, ne bilim Basketbol klübüne yazılın felan. Spor yapın, spor iyidir.


  • Ruprect  (16.09.14 19:13:36) 
Adamlar Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde internet bağımlılığı kliniği kurmuşlar sonuçta, bu sorunla gidersen neden geri göndersinler? Ayrıca Bakırköy bayağı iyi bir hastane, öyle duvardan duvara deli gömleğiyle vurma anca Arkham Asylum'da kaldı.


  • whoosie  (16.09.14 21:01:00 ~ 21:01:17) 
@whoosie, valla dahiliye kliniği de kurmuşlar ama aşırı terleme şikayetiyle gittiğim doktor "havalar bu ara sıcak ya" deyip çayından bir yudum alabiliyor. o yüzden giden, eden varsa onların fikirlerini alayım diye şeyettim... yani "bağımlılık tedavisi" kolay bir süreç olmasa gerek. türkiye'de maalesef çok güvensizim bu tip konularda. mecbur gidip kendimiz göreceğik, kimseler uğramıyor herhalde oralara analarının götürdüğü 13 yaşındaki veletlerden başka.


  • pescador  (16.09.14 21:09:01 ~ 21:09:20) 
doğru diyorsun da olaya bir de "en kötü ne olabilir ki?" diye bakmak lazım. Gidin deneyin.


  • whoosie  (16.09.14 21:21:35) 
[]

ARKADAN DAVULLU şarkılar arıyorum

canım son ses müzik dinlemek istiyor. normalde pop sevmem ama pop bile olur yani, tür fark etmez. ARKADAN DAVULLU dediğim şey, böyle arkadan tuputupu tututu tuputupu turututtu diye davul duyuluyor. önden de olabilir, davul olsun yeter ki.

şuna benzer şeyler istiyorum, kulaklığı olanlar bi bakabilirse,

www.youtube.com (ilk 10 saniyeyi dinlemeniz yeterli)
www.youtube.com (47. saniye, korkunçlu adam)

 
@teknikekip, yahu böyle değil. şarkı olsun. diğer enstrümanlar ve vokal olsun. davul arkadan arkadan çalsın putu putu diye. seninki sırf davul. çok baskın davul. arka plan davulu istiyorum ben.


  • pescador  (15.09.14 22:52:46 ~ 22:53:18) 
o zaman:

slipknot psychosocial - www.youtube.com

:(
  • oğlum çok zor lan  (15.09.14 22:53:58) 
verdiğim linkte çıkan ilk video bu konuda etkili: www.youtube.com


  • teknikekip  (15.09.14 22:57:00) 
@advokat, ilk video için doğrulama başarısız oldu, video yok dedi.


  • pescador  (15.09.14 23:00:57) 
[]

karizmatik erkek kimdir, nedir? nasıl olunur?

sizce karizmatiğin tanımı nedir? mesela kim karizmatiktir, neden karizmatiktir? cinsiyet ve yaşla birlikte yazar mısınız? başlıkta erkek dedim ama kadın da olur yani fark etmez, yardırın.

ya düşünüyorum da bana çok garip geliyor bu mevzu. mesela putin. iyiliğini kötülüğünü siyasetini bir kenara bırakırsak, bence çok karizmatik adam. duruşu, bakışı falan güven veriyor insana. "hmm bu adam şey" dedirtiyor.

ben karizma olayının kişiden kişiye değişeceğini pek düşünmüyorum aslında. yani kedi gibi, mıymıy, başı eğik yürüyen bir adamı kimse karizmatik bulmaz sanırım. ama görüyorum ki buluyolar. o adamlar üzülmesin diye mi söylüyolar bunları yoksa karizma da güzellik gibi göreceli mi sizce?

dökülün hele sizin karizmatiğiniz ney, kim?

 
Ben, ben, en çok ben.


  • [silinmiş]  (15.09.14 20:39:26) 
karizmatik olunmaz, karizmatik doğulur. zorlamayla olmaz. mesela uzaklara dalıp gitme tribi yapanlar var, sanırsın çok derin şeyler düşünüyor, gözleri de kısıyor böyle teallam :)) 30 k


  • rock n roll  (15.09.14 20:50:06) 
karizmatik olunmaz, dogulur.

genlerle alakalı. kimisi resesif genlerle doğar ve karşı cinsi etkileyemez, kimiside kaliteli genlerle doğar istemediği kadar karşı cins çeker. etrafına dikkat et, bir çok kız tek bir adamın peşinde kosarken (toygar, berkesu, tonguclar falan) bir tarafta da ne yapsa kızların gözüne görünmez olan tipler vardır..
  • fransızkalanadam  (15.09.14 20:52:32) 
karizmatik erkek rolex takar, siyah deri cüzdan taşır. ayrıca kaslı olmalıdır, hiç olmazsa omuzları geniş olmalıdır. karizmatik erkek güven vermelidir ve boyu 1.85 üstü olmalı tabi. ayrıca yanında kadınını taşımayı bilmeli ve takım elbise giymelidir.


  • vedat chili peppers  (15.09.14 21:03:53) 
Karizma, içi boş olmayan ve aynı zamanda aşırıya, ukalalığa kaçmayan özgüvenden gelir benim gözümde.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (15.09.14 21:08:17) 
karizmatik yakışıklılıktan öte bir kavram. yakışıklılığın kıstasları biraz daha nesnel karizmatiğe kıyasla galiba.

mesela benim için dik duruşlu kısık gözlü uzun boylu ama yapılı olan adamlar karizmatik. insan kendinde olmayan özellikleri karşısında arıyor diyorum ben buna. birbirini tamamlama durumu bu. saydığım özelliklere rağmen ben iri gözlü, ortalama hatta belki altında bir boydayım. örneklemek için yazıyorum bunu.

yani aslında iddiam herkesin karizmatik anlayışı kendinde olan ve olmayan özelliklere göre şekilleniyor. sadece fiziksel yapı yönüyle baktım. donanım, düşünce, entellektüellik vs kısımlarına girmiyorum şu an.
  • uzunuzunilgi  (15.09.14 21:10:09 ~ 21:11:04) 
Putin
erol evgin
orhan gencebay
tarkan
obama
kenan İmirzalıoğlu
Elvis
Leonard Cohen
Hugo Iglesias
Alex de souza


Aklima geldikce yazarim karizmatikleri
  • cecilia  (15.09.14 21:14:16) 
güç

güce sahip olmak. bir kaç konuda güçlü adam karizmatiktir.

mesela saydıklarımdan 3 tanesine sahip olucak. adam karizmatik kesinlikle

*fiziksel güç: görünüşünün çok sağlam olması. kaslı
*maddi güç. zengin
*edebi gücü/konuşması/muazzam kalın ses tonu
*aşırı iyi eğitim
*yakışıklılık
*saygı gücü. girdiği yerde kimisini kimse takmaz kimi ağırlını koyar
*ünlü olmak. bu da güçtür.
*çok kişi tanımak. geniş çevre.
vb
  • glori  (15.09.14 21:16:34 ~ 21:17:35) 
glori bence senin bende gözün var. daha önce de çok tatlı çocuk falan demiştin.


  • pescador  (15.09.14 21:19:53 ~ 21:20:13) 
ingiltere krali, rahmetli başkan kennedy, taçsız kral pele, backenbauer, kaleci mayer, nadia komanaçi, brigitte bardot ve fenerbahçeli cemil

aklıma geldikçe eklerim
  • dinsiz adam  (15.09.14 21:34:50) 
güçlü bir sense of humour şart.


  • amilaz enzimi  (15.09.14 22:30:21) 
Kızların etrafında toplandığı erkeklerin tavırlarını izle. Kadınlarından ağzından çıkanlar bu konuda doğru cevabı almanı sağlamaz.


  • arnold schwarzeneger  (16.09.14 09:12:52) 
ben değilim. tşk.


  • fallthepieces  (16.09.14 09:15:19) 
[]

cemal reşit rey'de koltuklar numaralı mı?

iki tane bilet alacağım da blok seçiminde SALON SAG TEK ve SALON SOL CIFT şeklinde iki seçenek var. koltuklar numaralıysa eğer, yan yana olması lazım. neyi seçmem lazım benim? bir şey fark ettiriyor mu bu sağ tek sol çift mevzuu?

yani şöyle oturma planını da vermişler ama benim kafam basmadı. bi' taraf 20'den 36'ya gidiyor, hemen yanından 35'ten tekrar 19'a iniyor. 1-2-3-4 diye değil de 20-36-35-19 şeklinde mi gitmişler nedir bu?

plan şu,

www.biletix.com

 
sağ taraf 1den başlayıp tek sayı halinde ortaya geliyor, sol taraf 2den başlayıp çift sayı halinde ortaya geliyor. ortada birleşiyorlar.
giriş çıkışları kapıları vs rahat organize etmek için. salonun içinde dolanmak yerine doğrudan doğru kapıya yönlendirip insanların kolay yerleşmesi için uygulanmış bir sistem.

salonun sol tarafında istiyorsan çift sayılardan sağ tarafından istiyorsan tek sayılardan al. orta bloktan istiyorsan 20'den sonraki numaralardan al.
yan yana alamk istiyorsan da ona gore ya 26-28 alacaksin ya da 25-27 mesela.
tam ortasını istiyordan biri tek biri çif sayı olacak.
  • nwnd  (14.09.14 14:08:22 ~ 14:08:46) 
[]

benimki ne sigortası olarak geçiyor?

20 yaşında erkek öğrenciyim. babamın sosyal güvencesi yoktu. devlet hastanesi bile tedavi için 40-50 lira alıyordu falan. sonra "okuyom ben ya" diye sgk'ya gittim, gelir beyanı bilmem nesi yaptık. ondan sonra hiç para vermemeye başladım, sigortalı oldum.

benimkinin adı ne diye geçiyor? yani özel hastaneye muayene ücretini soracağım, sigorta ne kadarını karşılıyor diye sorarken ne demem lazım benim? "sigortam var" desem yeterli mi, SGK'dan sigortalıyım mı dicem ne dicem? ona göre kestiği karşıladığı vs. değişiyo çünkü sanırım. uzun adamın güvenli kolları sarmalıyor beni.


 
GSS de sorarlarsa.


  • acukali ekmek  (14.09.14 00:19:26) 
Kardeş sanıyorum 60 c/1 kapsamında sigortalısın. özel hastaneye gidersen SGK hiç karşılamaz.


  • the patryn  (14.09.14 01:48:26) 
[]

buluşma teklif edicem de nasıl?

mevzu çok karışık ve saçma. anlayabileceğiniz şekilde özetlemeye çalışayım: ben 20 yaşında erkeğim, o 25 yaşında kadın. işinde gücünde falan bi insan. benim platoniğim, öyle diyelim. ben kendisine "istanbul'a döndüğümde buluşalım" dedim. olur dedi.

normalde aramızda iletişim yok. benimle konuşmuyor. ben ona sürekli saykodelik şeyler yazıyorum falan. okuduğunu biliyorum. hayati sorular sorarsam cevap veriyor bazen. ama konuşmuyo yani işte.

bu durumda ben nasıl davranayım? mekanı, zamanı falan kendim seçip "yarın saat 8'de show tv ekranlarında ;) ;)" mı diyeyim? evinden alma gibi bi şey yapsam mesela komik mi olur yoksa normal mi? veya öderken nasıl davranayım? evinden almayayım ulan karşıda kız, ne gerek var evinden almaya, volkan mıyım ben?

sonuçta ben onun için el kadar bebeyim, neblim evinden alırsam ya da hesabı ödersem böyle takım elbise giymiş çocuk gibi görünürüm, yapmacık bulup güler diye düşünüyorum. e öte yandan sevdiğim kişiyle 14 yaşındaymışım gibi buluşmak da istemiyorum, neblim inisiyatif alıp bi şeylere ben karar vereyim istiyorum. bitches love karar veren erkekler. yani "olm buluştuysa seni adamdan sayıyodur, tabii ki şeklini koy ;))" demeyin, saymadığını biliyorum.

aramızda bir şey yok, olma ihtimali de yok. nur cemalini yakından görebileyim, dokunabileyim diye lütfetti herhalde yani oturup bir iki bira içeriz en fazla. ömrümün geri kalanında da bi daha hiçbi yerde görmem sanırım.

napiyim şimdi ne demek, nasıl davranmak gerek? istediğim tek şey, "dengeli" olmak. yani kızı etkilemek gibi bi derdim zaten yok, o iş yalan. dengeli, normal olsun her şey yeter. 20 yaşında olsaydı ne yapacağımı bilirdim de şimdi işinde gücünde yetişkin, onu çok sevdiğimi bilen bi kadınla buluşucam düşününce bile aklım çıkıyo.

 
emirvaki yapma. konusup anlasin gorusme isini. istanbuldaysan goruselim mi bu ara de.

su saatte surda dersen yakisik olmaz bence.

konusurken kendine guven, asiri da abartma :)
  • fakyoras  (13.09.14 21:58:11 ~ 22:00:20) 
bende de benzer bi durum var aslında, ben 19, kız 21 yaşında. daha çok şey yazmak isterdim, artık akışına bırakıcam. ama akışına bırakırsam bu iş olmayacak. bu iş olmayınca, mutsuz olucam tabii. olaylar olaylar.


  • michonne  (13.09.14 22:05:47) 
yazdıklarını okuyunca gerçekten lütfetmiş gibi duruyor. bu kadar severken ve düşünürken de dengeli davranman zor bence. illa bir anda saçma bir hareketin olacakmış gibi duruyor.

madem etkilemen imkansız, evinden alma. emrivaki de yapma. konuşun, güzel bir plan yapın ve planınıza sadık kalın. spontane şeylere girersen bayılabilirsin :(

bir de fakyoras'a güvenme. kelin ilacı olsa... :)

ha şey diyecektim, hesabı sen öde. o da kendi hesabını ödemek ister muhtemelen. "lütfen, seni ben davet ettim..." tarzında mütevazi bir tavırla, onun da ödemesine izin verme.
  • kırmızıkaşekaban  (13.09.14 22:06:27 ~ 22:08:33) 
@kırmızıkaşekaban, ya aslında en garip hallerimi gördü. daha dengesiz olamam herhalde. ama hani işte çocuk ya da 30 yaşında adammış gibi davranmak istemiyorum. dengesizlik yapmaktan çekindiğim için de tavsiyeye ihtiyacım var. dediğim gibi hani 19-20 yaşında falan olsa bilirim ne yapacağımı, şaşırmam :/

aramızda iletişim yok. kulağa çok saçma geldiğinin farkındayım evet ama "bu ara müsait misin, ne zaman buluşalım" dersem cevap vermez. e ben kendim ayarlasam, ona uyup uymadığını bilemem. ekeceğini sanmıyorum. çalıştığı yeri falan biliyorum. buluşacağımız zaman cevap vermezse oraya gideceğimi biliyor. (feministler sakin olun, bi şey yapmıcam kıza, sorucam usta niye cevab vermiyon diye)

ya bi' de niye hesabı ben ödüyorum, paylaşsak olmaz mı? işinde gücünde maaş falan alan bi kadın sonuçta, bi yıldır canıma okudu hatta benim yediğimin içtiğimin parasını da versin. üstüne psikiyatrist parasını da versin. adi :(
  • pescador  (13.09.14 22:11:06 ~ 22:12:16) 
ne bileyim. nezaket kuralıdır bence bu. davet ediyorsan sen ağırlarsın. erkek kadın farketmez. eğer kadın davet ediyorsa da o öder. bilemedim ki, en azından benim görüşüm bu. ama sen diğer türlüsünü uygun bulduysan öyle yap. kendinin dışına çıktığın her hareketinde eğreti görünürsün çünkü. yani hesabı öderken yüzünde : "ya bi' de niye hesabı ben ödüyorum, paylaşsak olmaz mı? işinde gücünde maaş falan alan bi kadın sonuçta, bi yıldır canıma okudu hatta benim yediğimin içtiğimin parasını da versin. üstüne psikiyatrist parasını da versin. adi :(" bakışı olmaması lazım.

iş yerine gidip " niyi civıp virmidin:/" deme sakın ama yapma onu yani. hani 20 yaşındaydın?

eklemek istedim de; bence keşke görüşmeseniz. senden soğursa gerçekten ağır gelir. bu ihtimal her zaman var. yaşıt olsanız dahi. onun senden "iyice" soğuduğunu hissetmeni istemeyiz.
  • kırmızıkaşekaban  (13.09.14 22:16:20 ~ 22:17:36) 
20 yaşındayım ama onun yüzünden saçlarım hiç 20 yaşındaki birininkine benzemiyor. MC YaRaLı. söz verdi. yeter bi yıldır çektirdiği, dalga geçtiği. sözünü tutmazsa karşısına çıkıp yüzüne sorarım neden yaptın bunu diye. herkes akıllı olacak......

tamam, o zaman ben ödemeyi teklif ederim. çok garip kaçmaz herhalde. olur mu canım falan derse de sus lan sus bi yıldır gördük canını deyip vururum ağzına, ödetmem.

ek: o konuda sıkıntı yok, bana bundan daha kötü hissettiremez. zaten çok uzun sürmez sanırım, konuşacak hiçbir şeyimiz yok çünkü.
  • pescador  (13.09.14 22:18:47 ~ 22:20:41) 
@advocatusdiaboli, abi ben anlayabileceğiniz şekilde özetleyeyim dedim... sülüklük, kendini kullandırma falan bunlar benim çağ atladığım işler. beni daha fazla küçük görmesinin imkanı yok. ona karşı kuul olmak gibi bir derdim yok. sadece, kendim olabilmek istiyorum. "şunu yapmalıyım" diye düşünerek eğreti duracak işler yapmaktan çekiniyorum.

bi beklentim de yok yani, görmek istiyorum sadece. karşısına oturup konuşmak istiyorum. mesele birini bulmak değil, ben bunu hiçbi zaman bulmadım zaten.
  • pescador  (13.09.14 22:22:19) 
1- şu saat senin için uygunsa orada buluşalim
2- hesap öderken birşey yaparsa aa seni ben davet ettim sen davet ettiğinde sen ısmarlarsın de hem ikinci buluşma olurmu olmazmı anlarsın.

  • Kozmik_Rakun  (13.09.14 22:23:10) 
20 yaşında 30 yaş olgunlugunda olabileceksen giriş bu işe.
çenen düşük olmasın mesela.kadınlar dinlenilmekten hoşlanır,ona onu dinleyip anlayabilecek olgunlukta oldugunu 20 senede 40 senelik görmüş geçirmişliğe sahip oldugunu gösterebilmelisin tabiki bunlar çok zor yoksa üzülürsün beybi.

  • jamswety  (13.09.14 22:54:48) 
[]

kocaeli'de neden metro veya tramvay yok?

hiç görmedim ben, galiba tramvay var yani en azından internette fotoğrafı falan görünüyor ama kendisini hiç görmedim. sorum şu ki, neden yok metro ya da şehri kapsayan bir ulaşım ağı falan? gebze dediğiniz yer türkiye'nin en önemli sanayi merkezlerinden. e kocaeli küçük bir yer değil zaten... gölcük tarafları falan dağ tepe, buraya öyle bir sistem inşa etmek muhtemelen çok zordur ama şehir içinde neden yok? yılın sadece 2-3 ayını burada geçirdiğim için ortamları öyle uzaktan izliyorum ama belediyeniz ÇALIŞINCA OLUYOR yazmaktan başka bir şey yapmıyor mu olm?




 
Belediye başkanım! Size sahip sesleniyorum sahip çıkalım izmite!! İzmite yapıyollarsa sakaryaya da yapsınlar hazır oraya el atmışken. İstanbula gidince hala metroyla metrobüsü karıştırıyorum. :(

cevap: bilmiyorum ki.
  • barbara herhalde barbara manken olan  (13.09.14 19:33:37) 
insan taşımaya gerek yok ki oralarda. malzeme taşınsın yeter.

edit: yani var da öncelikli olarak değil.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (13.09.14 19:36:08 ~ 19:36:22) 
Gerek yok sanki. Hic ulasim problemi goremedim oralarda.
En onemli hat olan istanbul gebze banliyo trenini kaldirdilar bi de kocaeliye metro mu yapacagidilar.

  • rayde  (13.09.14 19:45:50) 
tramvay da yok daha. yapacaklar güya bekliyoruz. seçim zamanı tramvay getirip koydular bi parka, ray falan yok ortada ha, sadece boş tramvay. gösterip vermediler resmen, neyse bekliyoruz.

burası dünyanın en mal yeri ayrıca ya. of durun fırsat bulmuşken nefretimi dökücem. ya bak sen diyosun, önemli bi yer büyük de sayılır falan. ulan burda bi bok yok?! koca şehrin en merkezi noktasında yaşıyorum mesela, resim kursu arayıp bulamamışlığım var. hepsini geçtim, avm bile yok burda. bi tane yapacaklarmış, inşaatı başladı. tüm şehir heyecanla onu bekliyo lan sefalete bak. neyse yani istanbula yakın diye burayı kimse sallamıyo galiba. kalkıp gidiyoz ya 1 saate, yolları da yaptılar ne de olsa güzel güzel, basın gidin diyolar. hakkaten gidelim, yaşanmaz burda.
  • bxgx  (13.09.14 19:52:15) 
Bence gayet küçük bi yer, gerek yok o yüzden.

Ekleme: Kocaeli doğumluyum, 18 sene orada yaşadım.
  • buff  (13.09.14 20:00:25 ~ 20:11:28) 
kocaeli için gayet küçük bir yer diyen, sadece merkezini görmüştür. bir şehrin sadece merkezinden ibaret olmadığını anlamak gerekir önce.

tramvay gelecek bir süre sonra, ama çok işlevsel olmayacak anladığım kadarıyla. oysa olsa ne kadar güzel olurdu.
  • devilred  (13.09.14 20:09:53) 
izmit'in içine olmasın tabii canım onun ne gereği var? kocaeli kocaman şehir. bence lazım. tramvay da, metro da. büyükşehir yahu her şeyden önce. otobüs var minibüs var sadece. çok ayıp.


  • pescador  (13.09.14 20:11:34) 
Önce otobus diye tabir ettikleri minibusleri duzeltsinler o bile kafi


  • hurma  (13.09.14 20:12:24) 
hurma +1500.
ayrıca çok çok afedersiniz amk şehrinde aktarma bile yok. bildiğin yok.

  • mutlusismankedi2015  (13.09.14 21:49:23 ~ 21:49:40) 
Ahahaha uzatma kablosuyla çalışan tramvay orda değil miydi yaa?(git: )www.cumhuriyet.com.tr


  • old possum  (13.09.14 21:54:28) 
kocaeli'de otobüsçüler bildiğin mafyadır. olası bir tramvay çalışmasını kesinlikle kabul etmezler. yakarlar belediye binasını. 80'lerden kalma otobüslere milli sıkış pıkış doldurup, kazık fiyatları geçiremezler sonra. belediyenin 65 yaş üstüne bedava ulaşım imkanı tanımasına bile uyuz olmuşlardı. en son neye bağlandı o olay hiç bilmiyorum.


  • sokolsuz pasha  (13.09.14 21:54:50 ~ 21:57:55) 
[]

tam unutmaya başlamışken rüyanızda görüp dağıldığınız oluyor mu?

ben bunun artık şaka olduğunu düşünmeye başladım. kendimi frenliyorum. uzak dur, sktir et, düşünme, oğlum sana kız mı yok, gencecik adamsın şu haline bak diye diye sancılı bir süreç geçiriyor ve nihayet yavaştan toparlamaya, düşünmemeye başlıyorum.

derken hop, gecesinde berbat bir rüyamın başrolünü çalıyor ve yine bok gibi uyanıyorum. bunun bana özel bir şey olmadığından eminim diyebilirim ama yine de kendimi rahatlatmak için sorma ihtiyacı hissediyorum, çünkü aşırı rahatsız ediyor.

neden her seferinde "tamam bitti" dediğim yerde giriyor ya? neden peşinde koştuğum zaman girmiyor, neden girip girmemesinin hiçbir şeyi değiştirmediği bir zamanda girmiyor? niye tam unuttum dediğim zaman yapıyor bunu? NEDEN NEDEN NEDEN, FAK YU BİAÇ

 
Haha, uzulme. Sadece sende degil herkeste oluyor bu. ozel bi nedeni var mi bilmiyorum, ama belki kendini onu unutmak icin cok zorluyorsun, ve bilinc altindan bir yerden yine hortluyor iste. Gordukten sonra bikac sast belki de o gun dagilirsin, sonra yoluna devam etmeye calismalisin ama.


  • miljena  (13.09.14 13:35:41) 
kabullen güzel kardeşim, öyle unutmaya çalışmakla olmuyor. hayır kaldı ki cillop gibi hatıralar da var, neden unutalım ki? ben gece yatarken laptopu alıyorum kucağıma, bi şeyler izlerken yahut okurken uyku bastırıyor 3 gibi. tam o esnada laptobu kapatıp bırakıyorum yatağın yanına uyuyabilirsem eğer süper. uyuyamaz düşünmeye başlarsam bi yarım saat daha açıyorum laptop... bi yerden sonra sızıyor insan. rüyalarımda da sıkıntı azaldı epey.


  • nickimin hakkini veremedim  (13.09.14 13:39:43) 
benşm en son başıma böyle bi durum geldiği günün akşamı, ben nişanlanıyorum diye mesaj atmıştı. malum oldu yani.


  • condom kurşunu  (13.09.14 13:42:18) 
Ben böyle bir şeyi en son kola içmeyi bıraktığımda yaşamıştım. Onun üstünden de bi 10 sene geçti sanırım.


  • angelus  (13.09.14 13:43:12) 
Tam artık önüme bakmak isterken dün gece yaşadım bu olayı. Kaçıncı tekrar bende bilmiyorum.


  • Notts  (13.09.14 17:37:57) 
sigarayı bıraktığım zamanlarda oluyor. bazen gecenin bir yarısı rüyamda derin bir nefes alıyorum ki korku içinde uyanıyorum.

başlamamak gerek tabii bi daha.
  • crescendo  (14.09.14 12:50:34) 
[]

gerçekten gizemli olan, hala çözülememiş olaylar?

var mı? yani internet efsanesi olmadığı, gerçekliği bilinen fakat sebebi çözülemeyen, insanlara "vay aq" dedirten bir şey?




 
abi google'a unsolved mysteries yazınca çıkanlara güvenemiyorum işte :/

hani sağlam kaynaklarda ayrıntıları verilen, hakkında çalışılan ama bir şey elde edilemeyen, gerçekten fikir falan bile yürütülemeyen acayip şeyleri merak ediyorum. varsa tabii.
  • pescador  (12.09.14 23:00:36) 
Kayıp Malezya uçağı


  • emininsel  (12.09.14 23:01:06) 
  • buzbebek  (12.09.14 23:03:24) 
  • buzdagi  (12.09.14 23:04:30) 
illa gerçek olmasını istemiyorsan ama vay amk demek istiyorsan creepy pasta yaz bak. güzel bir örneği www.youtube.com


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (12.09.14 23:06:48) 
ben de malezya uçağı diyorum


  • vendorth  (12.09.14 23:11:54) 
  • MaraudeR  (12.09.14 23:27:31 ~ 23:28:11) 
1. dunya savasinda siste kaybolan askerler diye bir muhabbet vardi. Bana sorarsan ben olagan disi seylere inanmam.


  • delifaruk  (12.09.14 23:39:43) 
  • bubezleeb  (13.09.14 16:00:30) 
bermuda şeytan üçgeni bir sır değil. çözüleli 30 yıl oldu.


  • bigl0rd  (13.09.14 16:15:11) 
In 1957, 11 year-old Joanna and 6 year-old Jacqueline Pollock were tragically killed in a car accident in Northumberland, England. They were sisters. A year later, their mother gave birth to twins Jennifer and Gillian. The younger twin, Jennifer, had birth marks on her body in exactly the same place as Jacqueline had them. The twins then started requesting toys belonging to the deceased girls which they had no prior knowledge of. The twins even asked to go to a park they have never been to before (but their deceased sisters have). A well-respected psychologist at the time, one Dr. Ian Stevenson, studied the case in-depth and concluded it was likely the twins were reincarnations of their departed sisters.

şu olay baya ilginç
  • bigl0rd  (13.09.14 16:19:21) 
  • nohut  (13.09.14 16:27:29) 
[]

sadece 3 tane şarkıyı dinlemenize izin verseler?

iyice foruma dönüştürdüm kusura bakmayın ama merak ettim, ömrününüzün geri kalanında sadece seçtiğiniz üç tane şarkıyı dinlemenize izin verecek olsalar hangilerini seçerdiniz? ve neden? yani mesela bu ara fena sardığınız ve basiretsiz olduğunuz için mi seçersiniz yoksa sizin için çok anlam ifade ettiğinden mi? yıllardır sıkılmadığınız için mi?

sadece üç. dört olmaz. zorluk çıkarmayın. şarkının hem adını yazar hem de dinlemelik link verirseniz daha güzel olur.


 
metallica - no leaf clover
opeth - ending credits
manu chao - desaparecido

anlam ifade ettiğinden.
  • papillon7  (12.09.14 21:29:44) 
haz için sound of silence ve going to california. bu ara sarmadım, yıllardır listemin tepesinde dururlar, hiç sıkılmadım. hala tüylerimi diken diken edebiliyorlar. gaza gelmek için de imperial march :)

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
  • kül  (12.09.14 21:42:47) 
1) dvorak - new world symphony
www.youtube.com

2) georges bizet - carmen (overture)
www.youtube.com

3) paganini - caprice no.24
www.youtube.com
  • godsparticle  (12.09.14 21:59:36) 
Queen - You Don't Fool me
Low -Lullaby
Kenan Doğulu -Tutamıyorum zamanı
  • hematom  (12.09.14 23:24:30) 
[]

rulette krupiyelerin topu istediği sayıya düşürmesi?

böyle bir geyik var ve sanırım doğru. yani her seferinde tak diye üzerine atamasalar bile etrafındaki yakın sayılara düşürebiliyorlar. oyuncunun bahsini izleyip ona göre atabiliyorlar vs.

bu durumda krupiyenin bir arkadaşıyla anlaşıp kumarhaneyi gayet yasal yollardan soymasının önündeki engel nedir? yani adam der ki, sayıları sallıyorum tamamen, çemberde yan yana dizili olduklarını varsayın,

birinci spinde 3-6-8-11-17'ye koy
ikinci spinde 1-4-6-14-22-25'e koy

vs.

bu şekilde ona göre atsalar kazanamazlar mı? 5 sayıya 100'er dolar koyarsanız ve bir tanesi gelirse, yanlış olmasın ama 3500 alıyorsunuz bildiğim kadarıyla, 35 katı. tek spinde 3000 dolar yani 500'e karşılık. krupiyeler zaten kaybedilen paradan pay aldıkları için böyle bir şeye girişmez mi, yani var mı öyle bi şey? ya da girişse bile beceremez mi örneğin?

istedikleri yere atabiliyorlarsa bunu manipüle de edebilirler rahatlıkla. arkadaşlarım bana einstein demiyor ama merak ettim yani, böyle bi' şey olmaz mı? krupiye tanıdığınız varsa yapalım mı böyle bi şey?

 
  • a darkness coming  (12.09.14 19:55:08) 
Las vegas ve atlantic city kumarhanelerinde (büyük ihtimalle kıbrıs ve karadağ kumarhaneleri ve diğer büyüklerde de) her masa kameralarla her an izlenir. Böyle bir şeyin ihtimaline bile izin verilmiyor. Kaldı ki krupiyenin böyle bir kabiliyeti olduğu da kesin değil


  • me gusta  (12.09.14 19:56:12) 
Krupiye tanıdığım var diyelim, böyle bir işe de girişecek olduk diyelim.

Seni niye ortak edelim? ashdgdjk
  • [silinmiş]  (12.09.14 19:57:05) 
İstedikleri yere atabileceklerini hiç sanmıyorum.
15 20 saniye top bir tarafa çark diğer tarafa dönüyor.
Bunu yapabilecek kurpiyer uzaya da çıkar.
  • isminivermekistemeyensuser  (12.09.14 19:58:48) 
@douchebag, senin o taraklarda bezin yoktur ama krupiye tanıdığın vardır? eh bir de kolay iş değil kafada 30 tur için 5-6 tane sayıyı tutmak.

@me gusta, her spinde kazanmayacağız tabii ki. ara sıra vurgun olacak, para azalacak vs. uzun vadede kazançlı olarak ayrılacağız ama. krupiyeyle göz temasına ya da konuşmaya zaten gerek olmayacak, hepsi önceden planlı çünkü. sadece kafamızdaki sayılara oynayacağız. yine de skerler mi diyorsun?

@advocatusdiaboli, aynen abi ben de çok dinledim o tip hikayeler. krupiye oyuncuya rakip gibi bir şey, haliyle kumarhaneye çalışıyor... ama neden yani? kumarhane para kazanınca krupiyeye pay düşüyor mu? ben olsam arkadaşımla 500 bin dolarlık vurgun yapmayı tercih ederim, elin adamı kumarhaneye milyon dolar yatıracak diye ne kasayım kendimi?

@isminivermekistemeyensuser, o kadar zor bir şey değil. 3'e atıcam diyen adam 3'e atamaz ama belli bölgelere atabildiklerini biliyorum. her gün 3438493043 kez çevirsen sen de atarsın.
  • pescador  (12.09.14 19:59:22 ~ 20:04:47) 
Yine de anlaşılabilir. Hep aynı krupiyede mi oynayacaksın? Ufak ufak servet mi elde edeceksiniz? Zor bu işler abi, zaten kumarhane yönetimleri de bunları bizden önce bilip önlemlerini alırlar. (Hala krupiyenin başardığını varsayarak söylüyorum)


  • me gusta  (12.09.14 20:04:22) 
@me gusta, tek seferlik abi bu iş. sürekli değil. özellikle büyük kumarhanelerde dönen milyonların hesabı yok. yani bir günde 500 bin kaybeden de oluyor, 5 milyon alıp çıkan da. ben gitsem masaya, 1-2 saat bu önceden planlı sistemle oynayıp kazansam, akşam da arkadaşla parayı bölüşüp yolumuza devam etsek şahane olmaz mı? 5 binle girsek ve 300 binle çıksak mesela. 300 olmasın 100 olsun... para paradır.

bu tespit edilebilir mi? sürekli 5-6 numaraya oynamak garip değil, yapan tipler var. ara sıra bilerek kaybedeceğimiz, bazen tek-çift, siyah-kırmızı oynayacağımız, devamlı kazanmayacağımız için "bu ne lan sürekli tutan numaraya oynuyo" şüphesi de oluşmayacak. krupiyeyle zaten göz göze gelmeye bile gerek yok, ilişki şüphesi de olmaz. krupiyeleri sabah akşam izliyor mu kumarhaneler?

YIRTTIK ABİCİM YIRTTIK.
  • pescador  (12.09.14 20:06:11 ~ 20:07:53) 
5 binle girip 300binle çıkma gibi bir durum yok. daha 100bin olmadan masada beliren adamlar olur. Arka arkaya kazanmasan bile sürekli artiyor paran ve tek masada artiyor ne hikmetse.


  • sansli pipi  (12.09.14 20:18:38) 
@sansli pipi, tamam sürekli artıyor ama arada kaybediyoruz. 5 giriyor 3 çıkıyor. 7 giriyor 1 çıkıyor, 3 giriyor 6 çıkıyor, böyle ite kaka döndürüyoruz ve sonra kazançlı olarak ayrılıyoruz. böyle bir durumda başımızda adamlar dikilecekse, kumarhanelerde kimse kazanamıyordur? ki ben kumarhanelerin bu tip katakullilerle uğraşacağını hiç sanmıyorum, adamlar zaten hiçbir şey yapmasa bile kazanıyor.

yani "o parayı size yar etmezler", "adamlar belirir" gibi şeylerdense daha somut bilgilere ihtiyacım var. milyon dolarların döndüğü onlarca masa varken benim 35-40 bin dolarım için adam dikilmez bence...
  • pescador  (12.09.14 20:22:15 ~ 20:22:56) 
butun ihtimaller hesaplar zaten kumarhanenin lehineyken neden krupiyenin eline bu durumu bozma sansi versin kumarhane. krupiyenin mudahale sansi yoktur.

diyelim ki var. o zaman krupiye'ye verilen emir kimsenin oynamadigi numaraya dusur topu. kumarhane yonetimi demez mi lan yavsak adamin o numaraya bastigini gore gore topu oraya niye dusuruyosun?
  • ocaan  (13.09.14 00:23:36) 
@ocaan, masada oynayan birkaç kişi varsa evet, bunu söyleyebilirler. ama ikiden fazla kişi olursa, bu durumda krupiyenin "e hepsi bi numara oynuyo, atmiyim o zaman hiç amk" deme şansı olur. yani aslında yapılacak şey tam da bu: krupiye müdahale etmiyormuş, kimin nereye oynadığına bakmaksızın sallıyormuş gibi görünmek. bu düşüncenin, kumarhanelerin önlem aldığı katakullilerden biri olduğunu sanmıyorum.

bir de krupiyeye müdahale şansı vermez demişsin ama sürekli benzer numaralara oynayan kişilere piçlik olsun diye krupiyenin diğer numaralara attığı, atabildiği biliniyor. evet uzun vadede her türlü kasa kazanır ama herifin birinin sürekli aynı sayıya oynayarak kazanmasına da göz yummak istemiyorlar.

bizim planda kumarhanelerin bilinen önlemlerinden hiçbirine takılmıyor. yok mu buralarda kumarhane gurusu hiç, sıkça oynayan ve bu işin içinde olan birinden öğrenebilsek keşke bir şeyler. şimdi böyle gaza gelip, kumarhaneye gidip de skilmeyelim jsfhsjk
  • pescador  (13.09.14 00:32:00) 
[]

almanlık ne güzel - neubauten nasıl okunur?

noybauten mi daha doğru noybautın mı? iki şekilde de telaffuz edilebilir mi, yani ağız farklılığı olarak kabul edilir mi bu? birilerinin colour diğerlerinin color demesi gibi, kimlerdi unuttum şimdi. tam olarak doğrusu ne bunun?




 
Noybautın.


  • ontheroad  (12.09.14 18:46:34) 
ontheroad +1

türk aksanı olarak kabul ettirebilirsiniz :D
  • hophophoba  (12.09.14 18:50:01) 
tam ın da değil en değil bence. arasında bişey.


  • fayfim  (12.09.14 20:03:49) 
[]

hastaneye randevusuz gitsem alırlar mı?

içimdeki anarşist çok tembel. kurallara uyan ve vergisini veren sade bir vatandaşım. acil bir şey yoksa randevumu alır, gerekiyorsa 10 gün bekler ve hastaneye randevu saatinde giderim. içimdeki küçük enişte, muayene saatim geçtiği halde içeri alınmadığım zaman ortaya çıkar sadece.

pazartesi günü 10:30 - 15:30 arasında boşum sanırım. bu saatler arasında ne zaman gidebileceğim net değil, o yüzden randevu almak istemiyorum. ben hastaneye gitsem oradayken randevu alabilir miyim? veriyorlar mı?

ortopediye gideceğim. hatta spesifik olarak, haseki'nin 29 mayıs polikliniği olur muhtemelen. ya da narkoz işlerinden anlıyorsanız sizinle buluşalım, direkt sağ ayağımı kesip atın. sıkıldım.

 
Sabahtan gidersen alabilirler. Öğleden sonraya kalırsan çok hasta baktı kotası doldu derler. Sen yine de randevu al, geç kalirsan sona atar. Öteki türlü kayıt bile yapmayabilir yoğunluğa göre.


  • Lim5  (11.09.14 22:38:21) 
Alıyorlar ama mıy mıy konuşuyorlar.


  • bizkid  (11.09.14 22:41:13) 
almazlar


  • labanon  (11.09.14 23:07:44) 
sabah erken gidersen sıra oluyor. gerçi yere ve polikliniğe göre değişiyor. göz için randevusuz 11de gidip 5 dakika içinde muayene olmuştum.


  • inheritance  (12.09.14 09:25:50) 
[]

iü edebiyat fakültesi internet sorusu

dün korkunç ders boşluğunu nasıl değerlendireceğimi düşünmüş ve fikirleri almak için duyuru açmıştım. orada bana dediler ki okulda internet var. şimdi şöyle bi imkan var, ben lebtobu şarja takabilecek yer bulursam oturup KHL maçı izleyebilirim o saatte. çok da şahane olur.

ama edebiyat fakültesinde sopcast açacak kadar bağlantı yoktur di mi? nasıl hızı, giren eden var mı hiç? bi de okulun ağına girdiğimizde DNS'imiz falan otomatik onun şeyi mi oluyo yoksa bizim DNS ayarımız duruyo mu? açıp porno izlemicem zaten okulda ama sopcast'in açılması için mevcut DNS ayarının korunması lazım.

açılır mı sopcast falan? açılmayacaksa, ne açılır? internetten girip dizi izlenebilir mi örneğin? edebiyat fakültesi dediğimiz yerin nüfusu 1 milyon, herkese yetecek interneti allah nasıl yaratıyor?

 
belli portlari falan kapatiyolar oyle aglarda, torrent acamiyosun mesela cekmiyo. sopcast'e e de oyle bi engel vurmuslardir belki bellolmaz. dizi izlenir ama, kutuphanede heb izlerler


  • hjarteblod  (10.09.14 19:53:56) 
torrent ama herkesin bildiği bi şey hacu ona engel çakarlar da, sopcast için yaparlar mı dersin öyle bi şey?


  • pescador  (10.09.14 19:58:43) 
git dene olm, okul senin okulun.


  • hjarteblod  (11.09.14 00:02:58) 
[]

KYK ile ilgili birkaç soru

1) eylül 2016'da bitiyormuş kredim. o saatten sonra istesem de alamaz mıyım? burs değil kredi, dikkatinizi çekerim. hani "abicim vericem bi şekilde" desem, iki senecik daha alamaz mıyım? olabilemez mi?

2) şubatta bana iki aylık verdiler tek seferde. sanırım her sene bir kez oluyormuş bu. iki aylık veriyorlar ama sonraki ay da veriyorlar, yani ekstra oluyor verilen. 2015'te de şubat ayında mı verilir o?

3) ödeme başlangıcı ekim 2019 olarak görünüyor. o aydan itibaren, aylık atıyorum 350 lira olarak falan geri ödemem gerekiyor di mi? ödeyemezsem? mesela 2020'ye kadar bekletsem ben onu, ya da 2021? bu süreçte faiz mi biniyor, binerse ne kadar?

4) kredi de burs da yılın 12 ayı veriliyor değil mi? şu ana kadar hiç aksadığına denk gelmedim ama bir ara kaydımı sildirdiğim için kesilmişti falan. emin olayım istiyorum.

 
2 ve 4) sıkıyorum: ocak'ta almadığın için şubat'ta 2 aylık almışsındır. normalde aylık.


  • esas itibariyle  (10.09.14 00:50:35) 
1) vermezler.


  • oğlum çok zor lan  (10.09.14 00:51:38) 
4) sınıfta kalmayan biri olarak yaz kış aldım


  • ceycey e  (10.09.14 00:59:12) 
okul bitince mastera yazılıp master kredisi alabilirsin.şu an 600 tl. mastera kabul almak için ales'e yds'ye girmen, 3 ve üzeri bi ortalama yapıp iyi ingilizce bilmen gerekiyor. yok sikko bi üniversitede olsun dersen daha düşük şartlarda da yapabilirsin.

ödeme zamanı gelince erteletebiliyorsun. birkaç sene erteletme hakkın var sanırım.

kaynak: kendim. dilekçe yazıp sizden master kredisi alıyorum hala, öğrenciyim, hem de işsizim yazıcaksın adamlar da kredinin ödenmesini 1 sene geciktirecek.

kredi atıyorum ms. 1 yılında ocakta başlar, aralıksız olarak ödenir, ms 4 yılında eylülde biter. garip ama böyle.
  • i ve been mistreated  (10.09.14 01:00:11 ~ 01:01:19) 
2. banka kaydını geç yaptığın için ocakta alamayıp şubatta ikisini birden aldın. her sene öyle verilmiyor.
4. ilk sene ocakta başlayıp mezun olduğun sene eylülde bitiyor.

  • Lim5  (10.09.14 01:09:43) 
hayir 3 ay falan almadim ben cunku kaydimi sildirdim. aradaki aylar icin hicbir sey almayacagimi ve kalanini kredi olarak vereceklerini soylediler.

hatta sonra 600 yatinca duyuruya sordum bu ne diye, baskalarina da oldugunu gordum. sanmiyorum bir onceki ay icin verildigini. oyle olsa 900 veya 1200 falan vermeleri gerekirdi.

ayrica bursum ogrenci olmadigim icin kesilmisti, bu durumda neden gecmise donuk odeme yapsinlar ekstra para verdikleri halde?ben kaydi haziranda sildirdim, burs kasimda mi ne kesildi. iki ayin parasi degil o yani. bence.
  • pescador  (10.09.14 01:24:39) 
internetten sözleşmeyi 24 kasım mı neydi o tarihten önce imzalayanlar veya işlemini tamamlayanlar 7 ocakta ilk kredilerini aldılar. daha sonraki tarihe kalanlar 7 şubatta ocak+şubatı aldılar. bizde durum bu.


edit: 25 aralıkmış tarih. ben geçen sene almaya başladım ama bu daha önceki senenin. aynen bu bahsedilen durum. www.egitim-dunyasi.net

ne zaman ödenecek kısmı.
  • Lim5  (10.09.14 01:29:46 ~ 01:32:30) 
[]

ders programındaki korkunç boşluk

pazartesi günü 10:55'te bitiyor ders, bir sonraki 15:30'da. okul fatih'te, ev acıbadem'de. gidip gelmek hem gereksiz masraf hem de verimsiz olur sanki.

şimdi çok büyük yazar olacağım için diyorum ki kütüphaneye çekilip kitap okuyayım. ama ben taş çatlasa bir saat okurum, daha fazlasını kafam kaldırmıyor. fıldır fıldır mustafa sandal gibi dönüyo gözlerim, odaklanamıyorum. okulun etrafında kafe mafe dolu tabii de ben sevmiyorum öyle ortamlar, her pazartesi ders arasında çay kahve içecek lüksüm de yok açıkçası.

ne yapayım? yemin ederim aklıma internet kafeye gidip kantır strayk oynamak geliyo sinirden kendimi bıçaklıycam. yok mu entel dantel ÜNÜVERSİTELİ GENÇ aktivitesi böyle az para gerektiren falan? neler olabilir?

ya da eve mi gitsem ya, yol 2 saat bile sürmüyor. evde 2 saatte hmm ne biliyim bi şeyler yapılır herhalde, yapılmaz mı?

 
Korkunçluğunu yesinler, boşluk korkunç falan değil, hangi ilçede ders görüyorsan o civarda dön dolaş vakit geçir eve gel.


  • entre  (09.09.14 20:27:16) 
1- arkadaşın varsa o saatler arasında lak lak yapıcaksın.
2- arkadaşın yoksa duyuruda yazdığın gibi kitap okursun 1 saat. sonrasında bi yere çömersin.
3- kampüste okulun spor salonu varsa oraya yazıl. benim arkadaşlarım öyle yapıyordu.
4- 1 hafta sabahki derse öbür hafta öğleden sonraki derse gir.
5- Allah sabır versin.
  • false pretension  (09.09.14 20:27:18) 
Ben kütüphanede kitap okumakla geçiriyorum o zamanı hatta daha fazlasını. Ya da internet yok mu götür laptopu tableti hatta telefondan bile olabilir, aç dizi izle. Ama kitabı seçerdim ben mis gibi.


  • mutlusismankedi2015  (09.09.14 20:27:20) 
1 saat kitap okusan sonra da her hafta bi' filme gitsen? Fatih'te görece daha ucuzdur sinema.
Ya da mesela Beyoğlu'na geçip Pera Beyoğlu Sinemasına falan gidersin, vizyona pek gelmeyen filmleri izlersin. Ucuz da. Mis gibi rutin olur. Malum yazar olmak sadece kitap okumakla olmuyör. -_-

  • ay nov kung fu  (09.09.14 20:27:49) 
kütüphanede uyuyabilirsin, bilgisayarını götürüp internette takılabilirsin, ders çalışabilirsin, kitap okuyabilirsin. bunların hepsini 1'er saat yapsan 4 saat eder zaten, geriye bir şey kalmaz. veya araya seçmeli meçmeli bir ders sıkıştırıver kolayından, gelecek sene ders yükün hafifler hem.


  • iron nick  (09.09.14 20:30:05) 
internet olayı çimlerin üzerinde oturulabilen çok şahane özel üniversitelerde olmuyor mu? istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'ndeyim ben, sadece bölümdekilere "savaşa gidiyoruz" desem avusturya kapılarına dayanırız. öyle oturup dizi izlemelik interneti var mıdır?


  • pescador  (09.09.14 20:31:24) 
başka sınıflarla filan giremiyo musun derse?
senin ders programına yakın bir şekilde diğer dersin programı yok mu?
varsa hocalardan rica et, yok demezler.
  • etna  (09.09.14 20:34:01) 
Her üniversitenin interneti var.
Otur hergelede goy goy yap sen. Zaten edebiyat fakültesinin kantini pek şenlikli oluyor. Sıkılmazsın. Bundan 7-8 sene önceki kedi seven gotik kızlar hala duruyorsa "napıyor ya bu değişik" diye incelerken zaman geçer zaten.
Edebiyatın bahçesi de gayet oturmalık. Fen fakültesindekiler bile orada takılıyor.
Ayrıca orası fatih değil vezneciler hadi çok zorlarsan laleli. ^_^
  • ay nov kung fu  (09.09.14 20:35:29) 
oha keşke benim de öyle vaktim olsa! 0_o

daha farklı bir yol önereyim: gönüllük işlerine girmeyi düşünmez misin? üniversitenin vardır illa ki böyle kulüpleri, mesela o arada ihtiyacı olan öğrencilere ücretsiz ders versen? ya da yakınlarda çocuk esirgeme kurumu, huzurevi varsa oralara gidip haftalık ziyaretlerde bulunsan? çok tatlı olmaz mı öyle?
  • pasp  (09.09.14 20:37:28) 
bir hafta sabahki derse git, diğer hafta öğleden sonraki derse. girmediğin derslerin açığını ''ya geçen hafta gelemedim de neler işlediniz bakabilir miyim'' diyerek birinden kapatırsın. üniversite öğrenciliği böyle bir şey. her derse gidilir mi olm liseli gibi.

yapabileceğin en iyi şey bu emin ol. yoksa o ders araları hakikaten geçmiyor.
  • juninho77  (09.09.14 20:37:44) 
@juninho77, üçüncü senem ve hala birinci sınıftayım. bu sene hepsine gideyim, ikinci yıl o tip atraksiyonlara girişirim belki. liselilik yapcaz bu yıl mecbur. mutlak galibiyet parolasıyla başlıyoruz sezona.

@pasp, yoo hiç tatlı olmaz, kendine bile faydası olmayan bencil itin tekiyim ben, hiç işim olmaz gönüllülükle hoşlukla. kalbim kurumuş benim. ordaki insanlar sevmez beni zaten, bu şerefsiz gelmesin huzurumuzu kaçırıyo derler.

@ay nov kung fu, hem hergele hem de kantin çok kalabalık oluyor. kalabalığa bir yerden sonra alışıyor insan ama o genç insanların sürekli enerjik halleri beni sinir ediyor. kendimi yalnız hissediyorum. o yüzden birisi kolumdan tutup götürmediği sürece hergele'yle heç işim olmaz. kantine de işte karnım acıkınca falan giriyorum. daha sığır aktiviteler lazım bana.
  • pescador  (09.09.14 20:40:06 ~ 20:42:57) 
laklaklık insan bulacan laklak yapacan. siyaset, din, futbol vs. memleketi kurtarcan gelcen.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (09.09.14 20:42:59) 
aldskjaşdjaşd yapma olm böyle alla alla.. yani o arada çalışabileceğin bir iş olsa part time'ın part time'ı -part time-ception- öyle bir şey yap derim ama yoktur ki öyle? gerçi kütüphanede felan böyle saatlik çalışıp da para kazanan -yani okul içindeki işlerden para kazanan- öğrenciler oluyor, ona bir bak istersen?


  • pasp  (09.09.14 20:43:21) 
ya sen deli misin! tarihi yarımadadasın, dört yanın gezilecek yer dolu, bir dönem boyunca her hafta gezsen yine bitiremezsin. müzelerden başla, görmediğin bütün tarihi yerleri gez, onlar bitince ara sokaklara dal esnafla hemhal ol. mis gibi. kaçırma sakın bu fırsatı! :)


  • kül  (09.09.14 20:44:31) 
bak genç bir genç akademisyen olarak öneriyorum ki madem yazar olma niyetindesin ortamlar ve seni sarmıyor; eğer ki kampüsün, okuduğun bölüm ve ders programın uyarsa git yabancı dili ve edebiyatı olan bir bölüm dersini takip et. Almanca/Fransızca/İspanyolca/İtalyanca ya da ne bileyim işte elifba biliyorsundur Türk Dili ve Edebiyatı/Farsça/Arapça vb vb.

Hem bedava hem oldukça işe yarar hem de ortam yaparsın bir dil bir insan, başka diller nasıl, neler dönüyor nasıl dönüyor vb vb. öğrenirsin...
  • clive  (09.09.14 20:52:57) 
@clive, italyan dili ve edebiyatı okuyorum zaten. şu aşamada başka bir bölümün dersine girmek istemiyorum... ikinci ya da üçüncü sene olabilir. ama şimdilik önce italyancayı halletmem lazım. kitap defter açalı 3 sene oldu, çok hamladım. pazartesi sabah 8'de gidip üç saat ders görmek, ondan sonra koşup almanca dersine girmek beynimi çökertir. bunu ikinci seneye bırakalım :)

@pasp, zaten çalışıyorum. o da ayrı bir sıkıntı... çarşamba öğlen ve perşembe sabahı en yoğun olduğum, oturup adamakıllı çalışmam gereken saatler. tam o zamanlarda ders var. işi öne almam gerekecek falan bütün hafta mal gibi sabah 5'te kalkmam gerekecek pih. ama yine de o arada part-time yapılabilecek bir iş varsa düşünebilirim, hiç fena olmaz.

@kül, haklısın. nerede olduğumun, yani etrafımdaki güzelliklerin farkındayım ama enerjik birisi değilim işte. yani merak etmiyorum. ilgimi çekmiyor. nasılsa sürekli burdayım diyorum. bir de zaman kısıtlaması olduğunda kendimi çok rahatsız hissederim, ağız tadıyla gezip dolaşamam "lan geç kalmayayım" korkusuyla. yani tam bir arıza imajı çizdiğimin farkındayım ama durum bu :(
  • pescador  (09.09.14 20:53:47 ~ 20:55:25) 
Benim ders programında da 12.30-16.15 arası boş ve haftada bir gün değil. Son saat ders var. Etrafta dolanıyorum. Bir gün forum, bir gün yakın başka bir ilçe, bir gün ders, bir gün okulu ekmece seklinde idare ediyorum.


  • Lim5  (09.09.14 21:21:08) 
ben de pescador'la aynı durumdayım. spor salonu ve sinemadan farklı pratikte güzel olabilecek bir tane öneri göremedim arkadaşlar.

tarihi yarımada neymiş lan? istanbul'da yıllardır yaşayan insan neyini merak edecek fatih'in? tarihi yarımada diye gaz vere vere bir hal olundu zaten oralar. okula notebook taşıma derdine mi düşelim? başka derslere girip beynimizi mi yakalım? kitap okuyup da kendimizi mi bitirelim?

yanlış anlamayın lütfen ama yazmış olmak için yazmayalım lütfen. pratikte gerçekten yapılabilir çözümler varsa onları görmek lazım bence.
  • jacknife  (09.09.14 21:27:27) 
Kitap okumayı 'kendini bitirmek' olarak görmüyorsundur umarım. Hem yazar olmak istiyorsun, sen edebiyat okuyorsun ve okuman gereken yığınla kitap var, kesinlikle o boş zamanını kitap okuyarak değerlendirmelisin. Bir fırsat olarak gör.


  • mutlusismankedi2015  (10.09.14 09:45:13) 
[]

internetten poker oynamak

bahis sitelerinde poker oynadığımızda katakulliye denk gelme ihtimalimiz var mı? sanal bahisler olsun, rulet olsun bunlarda sonuçları istediği gibi belirleyebiliyor makina sonuçta. pokerde makinanın veya başka birinin inisiyatif alması durumu söz konusu olabiliyor mu?




 
canlı rulet var. kamera karşısında birisi ruleti çeviriyor. bunda hile yoktur.
pokerde kişilere karşı oynuyorsun. sitenin kazancı sabit bir oran oluyor. "rake"
üstelik siteler pokeri ortak platformlarda oynatıyor. bunlarda denetimde. casinoda ne kadar katakulliye geliyorsan sitede de aynı oranda geliyorsundur.

yeni başlıyorsan başlama :) pokerde özellikle gerçekten iyi oyuncular var.
  • isminivermekistemeyensuser  (08.09.14 19:12:14) 
kardeş paranın olduğu her ortamda pislik döner ki internet ortamı bu işler işin daha uygun bir yer. kazandığın para elinde olmadığı için harcaması çok kolay en sıkıntılı yönü bu bence.

bizde sardık bi ara 3 arkadaşımla nette ama kazandığımızın kat kat fazlasını kaybettik, kaybettikçe 100-200 yükledik. bir süre sonra olay eğlenceden çıkıp hırsa dönüşüyor. toplamda 5 bine yakın kazanmışız ama yatırdığımız para 7 bin civarında bir yılda. 1 tl bile oradan cebimize girmedi.
  • ada meltemi  (08.09.14 19:12:20) 
adameltemi dogru soylemiş. aynen durum bu. 100 liranı 500 yapıyorsun. 500u kaybedince bi 100 daha yatırıyorsun. sonucta banka hesabına giren para olmuyor.


  • isminivermekistemeyensuser  (08.09.14 19:20:57) 
[]

türk edebiyatından kesinlikle okunması gereken yazar ve romanlar

öncelikle "skerim seni de kitabını da, yeter kaçıncı kez açıyosun" demeyin. bu tip duyurulara verilen tüm cevapları saklıyorum ve yazılan tüm önerileri kendi zevkime göre parçalara ayırıp, 5'li 6'lı gruplar halinde alıp okuyorum. yani önerdiğiniz tüm kitaplar bir şekilde okunuyor, laf olsun diye açmıyorum öneri duyurularını.

bu duyurumuzun konusu, türk edebiyatının okunması gereken yazar ve eserleri. isim verip "bu abinin/ablanın tüm kitapları okunacak!" da diyebilirsiniz, çok önemli ve değerli gördüğünüz eserleri de isim olarak verebilirsiniz. zaman aralığı pek fark etmez ama önceliğim türk edebiyatının temelini atan insanlar.


 
gölgesizler
saatleri ayarlama enstitüsü
tutunamayanlar
aylak adam

+sabahattin ali
+ahmet hamdi tanpınar'ın diğer kitapları

(tabi bunların neden büyük yazarlar veya kitaplar olduğunu anlaman için birazcık da edebiyat eleştirisi, tekniği okuman lazım. berna moran oku, fethi naci oku ki neden bu yazarlar böyle yazmış, anlayabilesin. sonra tezer özlü'ye sövdüğün gibi bana da söversin bu örnekleri verdim diye. çünkü malesef "benim görüşlerimi paylaşmış, akıcı anlatmış, o zaman iyi yazar" gibi bir kanı var, ki bu edebiyatta o kadar tekniğin, kuramın çöp edilmesi demek.)
  • lesmiserables  (08.09.14 16:48:57 ~ 16:52:58) 
Sabahattin Ali, Orhan Pamuk.


  • charlesbukowskiineksi  (08.09.14 17:09:22) 
Lesmiserables katiliyorum yazarların tamamına yetisemesende , söylediği kitaplar tam isabet bence.


  • dunyatuhaf  (08.09.14 20:22:37) 
[]

tezer özlü hakkında ne düşünüyorsunuz?

benim resmen alerjim var bu kadına. türk edebiyatının lirik prensesi falan demiyorlar mı bir de düşüp ölesim geliyor. bizim 12 yaşında msn iletimize yazdığımız şeyleri yazmış resmen. olay örgüsü yok bi şey yok, karman çorman aklına ne geliyorsa anlatmış. evliliğe karşı ama defalarca evlenmiş falan mesela böyle komik komik icraatları olan bi abla.

siz ne düşünüyorsunuz? ben okumadan önce, bana çok önermişlerdi. sen çok seversin falan dediler. pavese'yi seven bunu da sever dediler. okuduktan sonra bunu söyleyen herkesle iletişimi kestim. pavese'yle tezer özlü'yü aynı cümlede kullanmak bile pavese'ye hakaret olur diye düşünüyorum.

allah aşkına bu kezo abla ne yazmış türk edebiyatının lirik prensesi olacak kadar?

 
senin kadar ağır olmasa da benzer şeyler düşünüyorum, biraz abartılmış bence de.


  • 111111  (07.09.14 22:35:08) 
bir bu iki oruç aruoba. felsefe bölümünde satılıyo bi de kitapları sfjdhjkvb. senden daha bile ağır düşünüyorum.

edit: 3. de bilge karasu. güzel cümleleri yok demiyorum ama tam bir overrated.
  • mula  (07.09.14 22:38:30 ~ 22:39:12) 
@111111, ağır tepki göstermemin sebebi abartılmış olması. öyle bir huyum var, yüksek beklentiyle giriştiğim işlerde beklediğimi bulamazsam manyak gibi saldırıyorum. yani sıradan bir yazar olarak okusaydım böyle tepki vermezdim, "güzel değilmiş" deyip geçerdim. ama yani insanlar pavese'nin ruh eşi falan dediler buna ya. ben de sanıyorum ki pavese gibi bi şey okuycam mk. uzaktan yakından alakası yok. melankolik, depresif, herkesin aklına gelen şeyleri yazmış bi kadın alt tarafı.


  • pescador  (07.09.14 22:39:14 ~ 22:39:35) 
bunun uk modeli woolf, usa modeli de plath'dir. woolf elbette en kalitelileridir.


  • mula  (07.09.14 22:45:03) 
hahahahhaha bilge karasuya overrated denmiş hahahahah hohohoho hihihihi

tezer özlü konusunda haklı sayılırsın. sandığın kadar haklı sayılmazsın ama. ona gelene kadar kimleri topa tutmak lazım... bazen güzel şeyler yakaladığını düşünüyorum tezer özlünün. kalanlar kitabı çok ince ve köksüzlüğü çok naif anlatan bir kitaptı mesela. uzatmadan yazsa hoş yani. paveseyi ise abartmışsın bence. ben de onda ne var anlayamıyorum. iki yazarda da aynı yapmacıklığı gözlemledim.

okumadıysan fernando pessoa'dan huzursuzlugun kitabı'nı öneririm. ben bu zamana kadar okumuş muyum diyeceksin.
  • denne  (07.09.14 22:56:25) 
@denne, yok yok pavese'nin müthiş bir yazar olduğunu düşündüğüm sanılmasın. ama ben o amcayı intihar etmeye niyetlendiğim bir dönemde okumuştum ve biraz da onun etkisiyle seçtim şu anki bölümümü, italyan dili edebiyatını. o yüzden kendisi benim için abi gibidir, yani objektif olarak değerlendiremeyebilirim evet. ama buzzati'yi veya levi'yi çok daha rahat ve daha çok keyif alarak okuyorum, o da bir gerçek.

pavese amca gerçek geliyordu bana. adam her şeyden önce roman yazabiliyordu. yazdığı şeyde o melankolisinin tadını alabiliyordun. hoşuma gidiyordu. yapmacık, basit, dandik görünmüyordu. o depresif havayı, hüznü çok iyi yediriyordu yazdığı hikayeye.

bu tezer özlü, sözlükteki bir yazarın deyişiyle, tam anlamıyla duygu intihalcisi. üslubu falan acayip yapmacık geliyor bana. bir de hangi kitabının başındaydı ya, kafka'nın güncelliğiyle yaşamak acınası bilmem neyimizin bilmem nesi... o tarz bi söz vardı. dönüşüm'ün önsözünde çevirmen notu olarak yer alıyordu.

yani şimdi soruyorum, allah aşkına tezer özlü kafka'nın yazdığı şeyin önsözünde sözüne yer verilecek bir yazar mı?
  • pescador  (07.09.14 23:02:47 ~ 23:07:39) 
asıl tezer özlü'yü beğenmemek bir sivrilme biçimi oldu son zamanlarda.
sırayla
nietzsche okuduğunu varsayarak, 'beni öldürmeyen şey güçlendirir' demiş adam bu ve binlerce ergen sözü gibi. ama adamın felsefe biliminde tanrıyı yendiği iddia ediliyor.bir söz ergenlerde karşılık buluyor ve kulağa hoş geliyorsa sözün kötü olduğu anlamına gelmez.
evliliğe karşı olduğu kısmı hayatının bir dönemi olabilir mi sence? bu kadın yurt dışında da yıllarca yaşamış türkiye'de akıl hastanesinde uzun süre kalmış ve ruhu buhranlı yalnızlıkla ölesiye problemli bir kadın.fikirleri elbette değişebilir. ki bu onun özel hayatıdır ve yargılayamazsın
pavese seven bunu da sevdi kısmı ise tam facia.sen ne kattın türk edebiyata bu kadını yargılayacak. sen pavese ile tezer özlü'yü aynı cümlede kullanmanın pavese'ye hakaret olacağı kanaatine nasıl vardın?
arkadaş çıldırtıyorsunuz insanı, bir yazarı yargılayabilirsin kendi içinde, kesinlikle sevmeyebilirsin. ama ahkam kesmek ne kadar rahat. ona kaydım tezer'i siktir ettim. pavese'ye verdim.sonra gittim evde anam legende başımı yıkadı.
kezo abla demiş bide yahu. arkadaş ben hep diyorum interneti mülakatla dağıtacan. her isteyen evine bağlayıp internet cafeden girince böyle oluyor
  • devcileyin,  (07.09.14 23:13:33 ~ 23:15:13) 
@devcileyin, benim kendi görüşüm bu, bu kadar basit. edebi anlamda hiçbir şey üretmeyen, yalnız ve melankolik olmasıyla ün yapmış bir kadının "evliliğe karşıyım yea" tribi yapıp evlenmesi özel hayatının dışında eleştirilebilir bir şeydir bana göre, kimse kusura bakmasın.

nietzsche'nin söylediği tek bir sözle adamı ergen gibi göstermeye çalışmak da şahaneymiş. nietzsche'nin yazdıklarına, yaptıklarına bak bir de tezer özlü'nünkilere.
  • pescador  (07.09.14 23:16:26) 
@bob's rotten head, sen zamanında da böyle mal mal cevaplar veriyordun. o yüzden mallar listesindesin zaten. söyleyeceğin bir şey varsa buyur yaz. triplere bak lan, internet herkese verilmemeliymiş de bilmem ne jsafhsjk


  • pescador  (07.09.14 23:19:03 ~ 23:19:42) 
doğru diyosun. türk edebiyatında genel bir kusur olabilir bu. nedense eskilerde yerini yapan herhangi birilerini çok yüceltmiş okurlar ve edebiyat çevreleri. örneğin cemal süreya şimdi yaşasa twitter şairi olurdu gibime geliyor. tezer özlüde de o var, şimdinin sözlükçüsü blogcusu gibi yazmış o zamanlar. birini kendine çok yakın hissedebilirsin ama onunla özdeşleşmek ve dilini sanki onunla oluşturmuş olmak bana tuhaf geliyor. çok fazla çöp var maalesef ve ayıklaması zor.


  • denne  (07.09.14 23:19:55) 
@pescador kardeş italyan edebiyatına ver kendini. svevo öneriyorum, allah orijinal dilinden okumayı da nasip etsin inş.


  • mula  (07.09.14 23:20:55) 
Tezer özlü/oruç aruoba konusunda kesinlikle +111 mula.
Ek: okurun edebiyata katkıda bulunması gerekmez.istediği gibi yorumlar,ahkam keser. Müziğe katkısı olmayan Türk popçularını yerebilir. Tüketici biziz.

  • me gusta  (07.09.14 23:21:05) 
evet me gusta söylemese unutacaktım, ben eleştirmek için edebiyata bir şey katmak zorunda değilim. anneliği eleştirmek için çocuk yapmama gerek yok. bu saçmasapan fikirleri kim sokuyor aklınıza bilmiyorum ama her yerde var sizin gibilerden. eleştirdiğin an başlıyorlar "SEN YAP ÖYLEYSE" diye ahah.


  • pescador  (07.09.14 23:22:09) 
ama senin şu dediğine takıldım, "olay örgüsü yok bi şey yok, karman çorman aklına ne geliyorsa anlatmış"
neden bir biçimi olmak zorunda ki? çok fazla kurallara tabi kılmamak lazım edebiyatı. ve devcileyin deyince hatırladım hakikaten zor bi yaşamı olmuş ve az önce bahsettiğim köksüzlük hissinden hareketle zaten evliliğe karşı olması ama defalarca evlenmesi normal. sıcaklık aramak bulacağına inanmak bulamamak ve bırakmak şeklinde ilerleyen bir zincir bu. sonra yeniden umut evresi.
bir de sylvia plath'a da sallanmış. çok merak ediyorum üzgün yalnız içli ve yazabilen kadınlardan sevdiğiniz kimse var mı yoksa genel olarak kadınsı buhranları buhrandan saymıyor musunuz?
  • denne  (07.09.14 23:29:46) 
arkadaşım istediğiniz gibi ahkam kesemezsiniz edebiyatta. soyuttur çünkü. ben sevmedim diyebilirsiniz, nesini sevdin diye sorabilirsiniz ama edebiyata bir şey katmadığını iddia edemezsiniz. çünkü katmadığı edebiyat sizin edebiyatınızdır. ki düşünsel olarak bir kadının başkaldırısıdır bir yerde tezer özlü. kadın olduğu için bile biricik bir katkıdır.
sadece evet maalesef tüketici olduğunuz için yorum yapma hakkına sahipsiniz ve hakkınız olandan çok kullanıyorsunuz

benim bu kadar canhıraş savunmamın sebebi son zamanlarda okuyucunun karar merci gibi davranması.sanki anasını satayım tezer özlü hiç gelmemiş olsa dünya daha iyi bir yer olacakmış gibi davranılması.
  • devcileyin,  (07.09.14 23:31:13) 
tezer özlü'nün sevdiğim yanları geçicilik, yolculuk temalarını kullanması. ama küçük burjuva durumu can sıkıcı. bir yenilik yok, katkı yok. o yüzden sevemiyorum.

virginia woolf karşılaştırmasını asla kabul etmem yalnız. woolf bunalım hatun evet ama bunalım onu tanımlayan tek şey değil asla. woolf içinde bulunduğu dönemin bunalımını tanımlamıştır hatta.
savaş, iletişimsizlik, cinsiyetçilik, bir sanatçı olarak kadın gibi temaların yanında mekan kullanımı, sembolizmi, sonracığıma yazım tekniklerini kullanışı, mesela bilinç akışı, zaman atlamaları... yabancılaşmayı, içe kapanmayı, uzaklaşmayı mükemmel anlatır.
woolf çok başkadır, yetenektir. biraz modernist edebiyat neymiş öğrenelim öyle konuşalım lütfen. entry-nick uyumu oldu, burada kesiyorum.

oruç aruoba meselesine ise katılıyorum.
  • lily briscoe  (07.09.14 23:31:45 ~ 23:32:50) 
bu tarz yazan başka kadın yazar okumadım sanırım. okuduysam da böyle sinir olacak kadar dikkatimi çekmedi. sorun kesinlikle kadın olması değil. çok abartılması ve bana göre yapmacık olması.

evet, elbette ki olay örgüsü olmak zorunda değil ama aklına geleni yazan biri diğer yazarlardan niye ayrılır, ya da neden "yazar" olarak kabul edilir onu da kendime sormadan edemiyorum. yani ben kendini rahat ifade edebilen, kendi çapında iyi yazabilen bir insanım. ve inanın, tezer özlü'nün yazdıklarını ben yazsaydım, kimse bana "yazar" demezdi.

bence edebiyatçı olmak, edebiyata bir şeyler katmak bundan daha fazlası olmalı. biraz da bu yüzden sevmiyorum tezer özlü'yü. yani yaptığında herhangi bir özellik, farklılık göremiyorum. onun kadar iyi yazabilen pek çok sözlükçü, blogger olduğundan eminim.
  • pescador  (07.09.14 23:32:43) 
Tezer ozlu ruhsal bunalimlarla dolu bi yasam gecirmis bi kadin ve yazdigi hicbi seyi okurken edebi kaygi guttugu veya begenilesi bi roman yazmaya calistigi algisina kapilmadim. Kafasinda donup duran seyleri oylece kagida dokmus bence, oyle olunca da, aslinda dedigin gibi, herkesin dusunebilcegi seyleri okuyoruz ondan. Ama guzelligi de burdadir belki, ortada kurmaca veya satis kaygisiyla yazilmis bi seyler yok (onlar da cok degerli olabiliyo, ama daha farkli sadece), samimi ic dokmeler var. Beklentiyi dogru yerde ve olcude tutarak okuyunca iyi eserler oldugunu dusunuyorum tezer ozlunun kitaplarinin. Ama sarsici bi olay orgusu, roman, vs beklentisiyle okusaydim az cok senin gibi dusunurdum heralde.


  • saçdemeti  (07.09.14 23:58:58) 
yanıtları ve duyurunuzu okumadan sadece sorunuza cevap veriyorum, yazıldıysa affola:

yaşamın ucuna yolculuk kitabını okumuştum. bir daha da hiçbir kitabını elime almam arkadaş. kitap resmen "ben yurtdışı gördüm." kafasıyla yazılmıştı. bir kurgu, olay örgüsü filan da yoktu yani.
  • yns  (08.09.14 00:08:58) 
bir kurgu olay örgüsü falan beklenmemesi gereken kadın yazar.

öncelikle türk edebiyatına bakın ve kadın yazarları seçin. kaç tane var ki zaten.

ayşe o sabah kalktığında çok mutluydu çünkü babasını görecekti gibi salak salak basit cümleler yazmıyor diye kadını çöpe atamazsınız.

insanın çaresizliğini ve ölen bir varlık olduğunu gayet iyi bir dille anlatmış yazardır. tarzın değilse git ayşe kulin oku.
  • hayir anlatamadim ki sana  (08.09.14 00:23:31) 
@hayir anlatamadim ki sana, "ayşe sabah uyandı" kadar salak geliyor bana yazdıkları ve bu tamamen benim fikrim. ben size benimle aynı fikirde misiniz diye sordum. otorite olduğumu, kuralları benim koyduğumu nereden çıkardınız onu anlamıyorum.

konumuz tezer özlü. tezer özlü'yü beğenmedim diye ayşe kulin'e ya da bana niye laf çakıyorsun?
  • pescador  (08.09.14 00:27:50) 
once elestırdıgım sonra savundugum soylendı. hayır, edebıyatın sekılsızlıgını savunmusum ve sylviayı neden harcadınız demısım.
Tezer ozlunun hayatı zordur sancıları olmustur baskaldırıdır oralara tamam. Ama yasamın ucuna yolculuk pavese sayıklamasından baska nedır tam olarak bılemıyorum. Sureklı alıntılar yapmıs, yazarla ve kahramanlarla kurdugu bagları anlatmıs mezarına gıtmıs bır nevı hacı olmus vs. Ya bu kadının kendısı nerde? Kendı dılı anlatısı nerde. Ha bu anlatı degıl mı anlatı ama baskaları uzerınden 'baska' sevgısıyle, ozdeslıgıyle dıle getırılmıs bı anlatı. Kendı olamamıslıgı gosterıyor sankı. Benı sınır eden bu yoksa sozlukte pavese baslıgında anlatsa hos olabılırdı. Ya da kıtap eklerınde fılan yazsa. Sureklı baskalarının, kendımızce yucelttıklerımızın bahsı bana hos gelmıyor. Epıgraf kullanımını da mumkun oldugunca az gormek ıstıyorum benzer sebepten. Benım ıcın bu dava kendı olmak davasıdır yanı yoldaslar.
kendısı oyle bır kaygı gutmemıs olabılır pekı yazmak ıhtıyacını neden duymus oyleyse? Kendısı olmayan bı seyle kendı olmak cabası bu. Okur sımarıklıgı fılan da degıl, elestırılemez damganız cok gereksız.
  • denne  (08.09.14 00:41:33) 
Üslubunu sevmemenizi, yazılarının sizi sıktığını saçma bulmanızı vs anlayabilirim gayet doğal ancak kriteriniz "olay örgüsü yok bir şey yok, karman çorman" olmamalı.

Sorunuza gelince, zaman zaman fazla karanlık bulsam da genel olarak 'sevmedim' diyemem, yayımlanmış tüm eserlerini okudum. 'Lirik prenses' gibi damgalardan ise genel olarak hoşlanmam.
  • mutlusismankedi2015  (08.09.14 08:37:54) 
Aynen katılıyorum.Kitabını okumadım, alıntılarını okudum arkadaş sayesinde bol bol. Ben bir yazarlık ışıltısı göremedim yazdıklarında. Türkçe eğitimi almış kronik depresif birinin eline kalem verip içinden ne geçiyosa yaz desen Tezer Özlü'den kötü yazmaz bence. Tamam depresifler kendini buluyor olabilir ama edebiyat bu deyil be kardeşim.


  • yarmasimo  (08.09.14 14:44:43) 
Siz güzel giyinenleri seversiniz içi boş olsa da. O yüzden güzel giyiniyorum tarzı bir meydan okuması (!) var görmüşsündür. Ne kadar marcinal değil mi? "Madem öyle istediğiniz gibi olayım" duruşu ne kadar da asice. Anarşi ateşime benzin döktü adeta.


  • yarmasimo  (08.09.14 14:47:44) 
[]

milli takım reklamındaki şarkıyı kim söylüyor?

ntv spor'da sabah akşam dönen, turkcell'in "yüreğini koy" temalı iğrenç reklamındaki iğrenç şarkıyı seslendiren boru sesli kadın kim?




 
ayşe hatun önal galiba emin değilim.


  • 111111  (07.09.14 21:37:20) 
öyle deme ya :( ayşe hatun önal


  • gkn  (07.09.14 21:40:02) 
uyarlama...
www.youtube.com

  • livaneli kadir  (07.09.14 21:40:28) 
evet, ayşe hatun önal.
şarkının orijinalini dinlersen seversin:
www.youtube.com

ama bu destek şarkısı berbat açıkçası. sanki sokaktan rastgele birine okutmuşlar gibi.
  • m e b  (07.09.14 21:41:09) 
Ayşe hatun önal. Nefret ediyorum.


  • Lim5  (07.09.14 21:42:14) 
[]

açıköğretimle ilgili birkaç soru

ya bunların sitesi acayip karışık. ben bu yıldan başlayarak işletme okumak, dört sene sonra hem bölüm diplomamı hem de bunu birlikte almak niyetindeyim. zaten 2 yıldır yatıyom bi dönemi bile geçemedim okulda, pescador cephesinde kayba tahammül yok. galibiyet parolasıyla oynuyoruz artık.

şu adreste son kayıt tarihi 12 eylül yazıyor: www.anadolu.edu.tr

allahını seven benim ne yapmam gerektiğini, bu sitede nereye uğramam, nereye bakmam gerektiğini açıklayabilir mi?

bir de harçlar ne kadar olacak bu yıl? taksit falan olabiliyor mu? çok fakirim çünkü ama param yok diye bir sene kaybetmek istemiyorum, bir an önce kaydolayım da okuyayım.

cidden hiçbi şey bilmiyorum ve siteyi geçen yıldan beri taramama rağmen aradığım şeyi bulmayı beceremiyorum. benim şimdi ne yapmam lazım tane tane anlatırsanız çok sevinirim.

 
kayit.anadolu.edu.tr şuraya göz attın mı?
fiyatlar ise burada yazıyor: kayit.anadolu.edu.tr
bildiğim kadarıyla taksit yok. her dönem belli tarihler arasında yatırıyorsun. başvurmak için de önce ücreti yatırman lazım sanırım.

edit: ikinci üniversite kayıtları 29 eylül- 17 ekim arası imiş. o yüzden ilk link, yeni kayıtlar için geçerli.
  • kirik olsa yerinde duramazsin  (07.09.14 21:18:42 ~ 21:33:50) 
[]

flightradar'da uçağı bulamadım

SQ392 numarası, uçuş şeysi her neyse. böyle filtrelediğimde flightradar hiçbir uçuş bulamıyor. google'ın dediğine göre kalkmış. bu uçağın linkini falan nasıl bulabilirim? arkadaşım geliyo, stalk'lıcam bi şey olursa haberim olsun diye.




 
kalkmamış.singapur zamanını çevir zaman geçmişse rötar yapmıştır. www.flightradar24.com zaten baktığın zaman diğerleri de hep gecikmiş. asyalılar uçuş işini beceremiyo.


  • acukali ekmek  (07.09.14 20:57:26 ~ 20:58:01) 
bu ekranı ben de gördüm ama kalktığı zaman burada "takip et" tarzı seçenek çıkacak mı, ya da harita üzerinde göster gibi? hala scheduled diyor. çeyrek kala kalkacaktı, rötar yaptı demek. bulamayınca dedim görünmüyo mu acaba.


  • pescador  (07.09.14 20:58:10 ~ 20:58:30) 
yanında ok çıkar kalkınca.


  • acukali ekmek  (07.09.14 21:01:07) 
Ucus numaraları ucus planlarından farklı olabilir bazen tk 2425 bilette yazan planda vk6 mesela o yuzden hava yolunu filtreleyip route bakın


  • steward  (07.09.14 22:28:47) 
[]

okulu ne zaman bitirdiniz, bitirince ne yaptınız?

anket tarzı bir soru. mezun olanlar ne yapıyor ne ediyor onu merak ediyorum. aşağıdaki soruları cevablarsanız çok aydınlanırım, memnun olurum

1) kaç yaşında mezun oldunuz, kaç senede bitirdiniz?

2) mezuniyetten sonraki birkaç yılınız nasıl geçti? (yüksek lisansa başladım, askere gittim, otuzbire devam, vs.)

3) şu anki konumunuzdan memnun musunuz? eğer şu an değilseniz, ilerleyen yıllarda iyileşeceğine/yükseleceğinize inanıyor musunuz?

4) okul ve iş konusundaki tercihlerinizden memnun musunuz? yani okulu 4 veya 9 yılda bitirmiş olmak, yabancı dil öğrenmek veya öğrenmemek sizi nasıl etkiledi? şöyle yapmasam ya da yapsam daha iyi olurdu dediğiniz şeyler var mı?

5) yaşınız ve cinsiyetiniz?

 
1- 23 yaşında mezun oldum, 4 senede bitirdim.

2- 2013 haziranda mezun oldum, 10-11 ay bir yerde çalıştım, kovuldum, 4 ay işsiz kaldım, bu hafta yeni işe başlayacağım.

3- işsizlik sıkıcıydı ama yine de memnunum halimden. kariyerle ilgili şöyle yükseleyim böyle yapayım falan gibi bir düşüncem yok hiç.

4- bazen bilgisayar değil endüstri okusaymışım falan dedim iş ararken; izmirdeki iş olanaklarıyla ilgili olarak. erasmusa gitseymişim keşke dedim bir kere. bir de biraz daha sosyal olabilirdim sanırım.

5- 24 kadın
  • 111111  (07.09.14 19:11:01) 
22 yaşında mezun oldum. 4 senede bitirdim.
şu an o mezuniyetten sonraki bir sene içerisindeyim bir halt yaptığım yok depresyona bile girdim diyebilirim.
okul konusunda memnunum elbet ancak iş imkanı kısıtlı bölüm mezunu olduğum için biraz umutsuzum gelecek bazında.
kadın ve 22
  • wild honey suckle  (07.09.14 19:11:58) 
1- 24 yasında mezun oldum. 5 senede bitirdim.

2- mezun olduktan 1 ay sonra ise girdim. 8 ay sonra bırakıp bambaska bir sektöre geçtim. diplomamı köseye attım.

3- affedersin ama su anki konumuma sokayım. tekrar mesleğime dönüyorum, is görüsmelerine gidiyorum.

4- okulumu tercih ederken zaten mutlu değildim. simdi de zorunluluktan dolayı okulumun bana verdiği diplomayı kullanıp, kuyruğumu kıstırarak geri dönüyorum. 4 senede bitirsem büyük ihtimalle ya ailemin yanında ya da üniversiteyi okuduğum okulda kalmıs olacaktım. o da beni bambaska biri yapacaktı. simdi olmak istediğim sehirdeyim, belli bir hayat düzenim ve çevrem var. okuduğum bölümde çalısmadığım süre boyunca kendime kattığım birçok seyi hayatım boyunca baska bir sekilde kazanamazdım. pisman değilim ancak her seyin daha yolunda gitmesini isterdim. yine de okulunu okuduğun bir mesleğin pesinde sürüklenmek daha doyurucu olurdu gibi geliyor.

5- 26,5/e/ist
  • ufukcel  (07.09.14 19:12:05) 
20 yaşında bitirdim(aralık olunca doğumgünü hep erken bitti okul :)) 4 senede, bir yıl boş gezdim, ingiltere'de master (1 yıl), bir yıl boş kaldım, doktora.

şimdi de araştırma görevlisiyim ve doktora yapıyorum.

2 yıl geçti bu dönem dersler bitecek diye umuyorum, keşke bu kadar yaymasaymışım diye düşünüyorum. o boş gezdiğim yıllarda da askerlik yapabilirmişim ama hiç boş bırakmasam da olurmuş.

25 (aralık'ta 26ya gircem heheh), erkek
  • passion rules the game  (07.09.14 19:21:25 ~ 19:24:39) 
1.22de mezun oldum.3,5 senede bitirdim
2.direkt y.lisansa başladım, işe girdim,yurt dışına gittim,
3. değil(d)im. evet, inanıyorum.
4.değildim. konservatuvar okusam daha iyi olur diyodum, bu sene sınavlara girdim, kazandım. konservatuvar okuycam.
5.25 k
  • jimjim  (07.09.14 19:21:36 ~ 09.09.14 17:25:08) 
1- 21, dört senede.
2- çalışarak geçti, askerden kaçmak için de yalandan bi yüksek lisans yaptım.
3- değilim, inanıyorum.
4- 1 sene daha hazırlanıp daha iyi bi okula gitseydim diye düşündüm, veya daha ciddiye alıp lise 2'deyken de dersaneye gidebilirdim.
5- 24 erkek.
  • baldur2  (07.09.14 19:28:07) 
1: 22 yaşımda bitirdim.

2: Bitince İnterrail yaptım.

3: Şu anki konumumdan memnunum.

4: Şöyle yapmasaydım dediğim çok şey oldu. Şöyle yapmasaydım dediğim çoğu şeyi düzeltme şansım da oldu.

5: Ponçik.
  • angelus  (07.09.14 19:28:45) 
1- 26 yaşında mezun oldum 7 senede zor bitti
2- direk askere gittim, 4 ay iş aradım 2.5 yıldır aynı şirkette severek çalışıyom
3- yöneticim benden 1 yaş küçük olmasa daha memnun olurdum. erken bitirsem de yönetici olamazdım gerçi, fıtratımda yok :p
4- 7 yılda bitirmenin pek bir farkı yok, beraber başladığım arkadaşlardan biri müdür diğeri benle aynı pozisyon ikisi de yüksek yapıp 4 yılda bitirdi, senle alakalı o iş !
5-29. adam !!1
  • lahavle  (07.09.14 19:31:34) 
1- 22 yaşımda mezun oldum, 4 senede bitirdim, bi de hazırlık var 1 sene

2. Yüksek lisansa başladım hemen. Ama gitmedim, evde yattım. 2 sene kadar sürdü bu yatış.

3. 1 sene evvel işe başladım. Memnun değilim. Konumdan değil de çalıştığım işten memnun değilim. Yine çalışmamak istiyorum. Ama olacağını zannetmem.

4. Okul tercihimden memnunum, bölüm tercihimden memnun değilim. Şimdiki aklım olsa çok farklı bir alanda okurdum. Üniversiteyi sosyal hayatı genişletmek için kullanamadım pek, üç beş insanla sürdü tüm lisans dönemim. O yüzden şimdi biraz yalnızlık çekiyorum, keşke sosyal aktivitelere, klüplere falan katılsaymışım diye. Onun dışında çok büyük keşkelerim ya da bana okulun kattığını düşündüğüm çok artı yok. Yabancı dilim zaten iyiydi, üniversite eğitimi bu alanda bana bir şey katmadı.

5. 25, kadın.
  • buff  (07.09.14 19:38:33) 
1. 24/5
2. İki ay sonra işe girdim. Hala çalışmaya devam. Master a başladım bir de bir yandan.
3. Çok olmasa da iyi olacak yakında.
4. Keşke wat, erasmus gibi birşey yapsaymışım diyorum.
5. 27/erkek
  • eloharp  (07.09.14 19:40:23) 
1) 21 yaşında mezun oldum, 4 yılda bitti.

2) 2 yıl boş boş oturdum. Sonra yüksek lisansa başladım.

3) Kariyerim yok, konumum yok, hala boş boş oturuyorum. Arada satış danışmanlığı vb işler yaptım saymıyorum onları. Yüksek 4 yılda bitti bu arada.

4) Değilim. Zamanında kafam basıyo diye sayısal okudum. İyi puan alamadım össde ea tercihi yaptım mecbur. bu kadar çok üni ve bölüm yoktu. Kazanmak bile meseleydi. Neyse okuduk bitti. Ama ben sözel derslerden ve sanatsal işlerden daha çok keyif alıyorum. Hani elimde sihirli bi değnek olsa muhabbeti işte. Olsa bambaşka bir yol çizerdim kendime.

5) 27, k.
  • buzbebek  (07.09.14 19:42:00) 
1- 21 4 sene
2- yurtdışı master, doktora vb.
3-bambaşka bir alanda çalışıyorum son 4 yıldır, memnunum
4-memnunum, tutkuyla seçmemiştim ama iyi ki öyle yapmışım. genel olarak geçmiş geçmişte kaldı düzeltemiyoruz; önümüze bakalım derim zaten
5-kadın, 31
  • niye ama  (07.09.14 22:28:52) 
1) 23 yaşında mezun oldum 5.5 senede bitirdim
2) ilk 2 ay iş aradım sonra tanıdık vasıtasıyla işe girdim tanıdıkla beraber 5 ay sonra dehlendim bi on beş günlük aradan sonra arkadaş vasıtasıyla işe girdim 7 ay orada çalıştıktan sonra istifa ettim
3) 4 aydır yatıyorum kendi isteğimle 10 gün sonra askere gideceğim
4) mesleğimden memnunum ama okulumdan değilim
5) 25 m
  • jimmy jib  (09.09.14 02:55:55) 
1) 21 yaşında mezun oldum, 4 senede bitirdim

2) 2.üniversiteye başladım.

3) Memnunum, öğrencilik güzel şey.

4) Mal gibi gittim öğretmen oldum. Pişman olduğum için ikinciyi okuyorum. Yeni bölümümden memnunum

5) 21, erkek.
  • oğlum çok zor lan  (09.09.14 03:01:48) 
1- 24 yaşında mezun oldum, mezun olduğum bölümden mezun olmam 4.5 sene sürdü. önceki bölüm değiştirmemi saymıyorum.
2- mezun oldum, 9 ay yattım. şu anki işyerim resmen peşimden koştu bu 9 ay boyunca.
3- şu an konumum sektörüm için klasik başlangıç pozisyonundan bir tık önde. sektörümün en büyük markalarından birindeyim ve önüm hayal ettiğimden çok daha açık. departmanımın başına bedelli askerlik çıkarsa 3 sene içinde geçmem çok olası.
4- okuldan memnun değilim, nitekim türkiye sınırlarında boğaziçi dışında üniversite beni kesmezdi zaten, ona da girmem hayaldi. iş tercihimden memnunum. kendimi göstererek, 0 torpil ile geldim. yabancı dil bölümüm dolayısıyla en önemli faktördü, ona da ne lise ne üniversitede zerre katkı sağladılar. tamamen kendim geliştirdim, işim icabı mesaimin büyük çoğunluğunu ingilizce ile geçiriyorum zaten. biraz erken başlasaydım iş hayatına şu an bu yaşımda çok taşaklı bir yerde olacağıma inanıyorum. ama çok da sorun etmiyorum, 24 yaşında olmayayım da 27 olsun. ne yapalım.
5- 24, erkek.
  • ozzpwnz  (09.09.14 03:13:52 ~ 03:16:48) 
[]

atm'de kredi kartı borcu ödeme seçeneğinin olmaması mümkün mü?

geçenlerde kredi kartı borcumu ödemek için yapı kredi ATM'sine indim burdaki. daha önce kullanmamıştım hiç. şöyle bir gariplik oldu: kredi kartı borcu ödeme seçeneği çıkmadı. aradım, taradım, her yerini kurcaladım ama bulamadım. daha önce farklı ATM'lerde en az 100 kez işlem yapmışımdır, gözümden kaçan bir şey olduğunu sanmıyorum.

o gün başka ATM'ye gitmedim, hepsi mi kafayı yedi yoksa ona mı özeldi bilemiyorum. kredi kartı boru ödeme seçeneğinin olmaması mümkün mü bir ATM'de? kartta bir sorun olabilir mi ya da?

seçenekleri net olarak hatırlamıyorum, birkaç tane vardı ama kendi kredi kartı borcunu ödeme yoktu. elimde nakit var, onu sokucam alete ödiycem işte yav. nasıl olmaz ki böyle bir seçenek, ilk kez karşılaşıyorum.

 
para yatırmalı olduğuna emin misin?


  • livaneli kadir  (06.09.14 23:33:37) 
değilim. para yatırmalı olmayan ATM olduğunu ilk kez duyuyorum. bakmadım hiç para giriş-çıkış noktalarına. anaa.


  • pescador  (06.09.14 23:36:49 ~ 23:37:00) 
evet, maalesef o para yatırılmayan bankamatikler hala var,
nedense :)

  • livaneli kadir  (06.09.14 23:41:12) 
para yatırmalı değildir.


  • oğlum çok zor lan  (06.09.14 23:41:47) 
lüzumsuz ekstra bilgi: para yatırmalı atm'ler hala olmadığı gibi bazen yatırdığın parayı algılamayan atm'ler de oluyor. şöyle ki diyelim 4 tane 50 kağıt koydun içine birini algılamıyor artık neden bilmiyorum belki yıpranmış falan diyedir... neyse ona dikkat etmek lazım yoksa 4 elliliği 150 lira diye kaptırırsın matiğe. daha yeni başıma geldi de ondan aklıma geldi anlatayım dedim. yok parayı kaptırmadım sadece parayı tanımadı.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (06.09.14 23:44:38) 
@palve sahtedir o para


  • oziloz  (07.09.14 03:53:35) 
[]

geçtiği ülke hakkında çok şey öğreten, ülkeye ısındıran romanlar?

kendimce böyle bir seri yapmak istiyorum. belli bir şehirde veya ülkede geçsin. o şehri veya ülkeyi, oradaki insanların yaşam tarzlarını vs. anlatsın. yani atıyorum slovenya'da geçiyorsa, okuduğumuzda bu heriflerin ne yiyip içtiğini, sosyal hayatlarını falan az çok görebilelim.

bu tip hangi romanları önerebilirsiniz? ülke hiç fark etmez ama hakkında zaten bi' kamyon şey okuduğumuz yerler olmasa (abd mesela) daha iyi.


 
beyaz zambaklar ülkesinde vardı finlandiya'yı anlatan.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (06.09.14 22:27:00) 
onu yıllar önce okudum abi. mesela knut hamsun'un açlık vardı yine iskandinavya hastasıyken onu da okumuştum. ama bu örnekler çok güzel oldu mesela iyi hatırlattın. bu tarz kitaplar olabilir. mesela açlık'ta norveç hakkında çok şey yoktu ama hikayenin norveç'te geçtiği belliydi. adam dükkana gidiyordu onu yapıyordu bunu yapıyordu vs. o norveç havasını alıyordun yani. o tarz şeyler istiyorum.


  • pescador  (06.09.14 22:29:11 ~ 22:29:45) 
(bkz: joseph conrad)


  • atmaca.ged  (06.09.14 22:31:14) 
marakeste sesler
midak sokagi

  • mayeskuel  (06.09.14 22:36:27 ~ 22:36:44) 
Uwe Timm Almanya için okunabilir.


  • buff  (06.09.14 22:40:10) 
eh ilk aklıma gelen kazancakis - zorba oldu. yunanistan tabii.
sonra ivo andriç'in drina köprüsü isimli kitabı da güzel. köprü şu anda bosna sınırları içinde, sırbistan sınırına yakın. hatta kusturica'nın senelerdir bu kitabın filmini çekesi varmış da bi türlü olduramamış.
bir de katya'nın yazı'nı da sayabiliriz bence. o da ispanya'nın bask bölgesinde geçiyor o kadar oralarla ilgili bişey yok önceden yazdığım kitaplar gibi.
  • tepedeki psychedelic adam  (06.09.14 22:40:12) 
uçurtma avcısı


  • hasanli  (06.09.14 22:41:47) 
  • g7mor  (06.09.14 23:28:38) 
[]

sözlükteki aşırı subjektif entry'ler hakkında ne düşünüyorsunuz?

öncelikle derdimi skeyim, tamam. zaten sözlüğün kalitesi, formatı falan kalmadı ama yine de bu aşırı subjektif entry'ler çok komik ve sinir bozucu görünüyor benim gözüme. atıyorum herif stokholm başlığına "yakında yerleşeceğim şehir" yazıyor. e bana ne amk, bize ne bundan? sözlüğe katkısı ne?

uludağ sözlük'te subjektif entry yasaktı bi ara, hala öyle mi bilmiyorum. o da biraz fazla abartıydı. hani stokholm başlığına "çok beğendiğim şehir" yazsa neyse. kendi fikrini belirtmiş sonuçta. güzel bulmuş yazmış.

ama yakında yerleşeceğim şehir ne yani. çok var böyle entry. bunlar formata aykırı sayılmıyor mu?

 
Yazsinlar ki cok faydali.
Ileride isimiz dusunce basligi okurken danisma amacli mesaj atiyoruz " burda nasil gidilir ne yapilir vs" diye. Azcik pratik dusunun her sey reklamdan ibaret degil.formata aykiri degil.

  • neferkitty  (05.09.14 16:50:33 ~ 16:51:24) 
aslında formata ters. ama bizim sözlükte format diye bir şey kalmadığından artık böyle olması normal karşılanıyor. yeni gelenler de sözlük öyle olur sanıyor. bu yüzden sözlükte değil, duyuruda takılıyorum ben çoook uzun zamandır. okumak hiç zevk vermiyor.


  • letheavendangered  (05.09.14 16:52:55) 
@neferkitty, başlığa yazan herhangi birine mesaj atabilirsin, niye başlığa tek katkısı şehri gördüğünü söylemek olan birine yazasın ki? ben açıkçası "yakında yerleşeceğim şehir" diyen biri yerine insanlara bilgi veren bir entry'nin sahibine mesaj atmayı tercih ederim.

yazılan şey sözlüğe öyle ya da böyle bir şey katmalı bence. oturup kitap yazsın demiyorum. kişisel bir deneyim, macera sözlükte paylaşılabilir. ama bu tamamen çöp bilgi. hiçbir insanı hiçbir şekilde ilgilendirmeyen, fikir/düşünce içermeyen saçmasapan bir şey.

"çok güzel şehir ya ben beğendim" dese olur mesela. ama yok.
  • pescador  (05.09.14 16:54:34 ~ 16:54:55) 
Yoo gayet de ona da atarim oburune de atarim, yazsin ne yazarsa hic takilmam. Yazar olarak haz etmiyorsam gormek istemuyorsam da trollere ekler gecerim.

Ayrica belki adam ilber ortayli terk ama sozlukte geyik geyik yaziyor kime ne? Bu hic bana gore saglam bi kriter degil yok bilgi amacli yok degil vs.
  • neferkitty  (05.09.14 16:57:17 ~ 16:59:33) 
ben badi entryleri dışında çok nadir okuyorum artık. Format falan yok hatta şöyle bir başlık açtı yazarın birisi, çok da doğru :

(bkz: hala tanım yapmaya çalışan yazar)
  • kimlanbu  (05.09.14 17:37:50) 
çok malca. açıkça "malca".
bu kadar büyük bir sözlüğün içi boş ve konuyla ilgisiz bakınız'larla ve bu kadar subjektif entry'lerle dolu olması çok komiğime gidiyor şahsen.

düşünsene, yazar alımı için senelerce adam bekletiyorsun, bu prestijinle övünüyorsun ama senelerce bekletip de "hamdı ama şimdi oldu bu" gözüyle bakılan yazarı daha ilk günden seda sayan için "kaynımın çok sevdiği ve her gün onun şarkılarıyla oynadığı kadın.", rihanna için "rüyalarımın kadını. çok seviyorum" gibi malca entry'ler giriyor. boş bakınız'ı sadece aklınca laf sokmak için kullanıyor. bir de bunlar diğer sözlüklere "üff, bunlar çöp sözlükler" gözüyle bakıyor. halbuki o dallamalar dingonun ahırında gibi davranmaya alıştıkları için uludağ sözlük'teki veya türevlerindeki kısıtlamalara ve kurallara uyum sağlayamadıklarını itiraf edemezler.


evet, uludağ sözlük'te içi boş bakınız veremezsin, yukarıdaki yazarı alenen aşağılayan veya onun entry'sine refere eden entry'ler giremezsin. entry'n her an subjektif olduğu gerekçesiyle silinebilir.
aylar sonra girdiğini unuttuğun bir entry silik yer "entry sadece yazarı ilgilendirecek derecede" diye.
  • m e b  (05.09.14 17:44:57) 
[]

bir godfather sorusu, sanırım ikinci filmden -spoiler içerir-

spoiler spoiler spoiler

üçüncü filmi bitirmedim sanırım, ama problem değil onunla alakalıysa eğer sonunu söyleyebilirsiniz. sorum şu: michael elemanın birini vurduktan sonra ortalık sakinleşsin diye sicilya'ya gönderilmişti hatırlarsanız. orada evlendi sonra. derken eşi arabaya bindi, gaza bastı, havaya uçtu. michael la dur dedi ama çok geç kalmıştı. sonra bir herif koşmaya başladı kaçtı falan.

1) o sahnede michael hatırladığım kadarıyla adamla göz göze gelmiyordu... geliyor muydu yoksa? arabada bomba olduğunu nasıl anladı ki hemen kadına dur diye bağırdı?

2) o bombayı kim koydu, neden koydu? hiç hatırlamıyorum ya.

spoiler spoiler spoiler

 
amerika'da durumlar kızışmıştı, oradaki adam da michael'ı uyardı, hatta gitmen gerekebilir filan demişti sanki? sonra da michael'ın tam o sırada bomba koyduğunu anlamasını sağlayacak bir şey oldu ama hatırlayamadım ben de şu an neydi o? yani o adamın ihanet ettiğini mi anlamıştı böylece bi şey olmuştu?


  • gmzo  (05.09.14 16:14:21) 
açılın ben doktorum.

tattagliaların desteğindeki sollozzonun uyuşturucu işini reddetmişti olaylar ilk oradan çıktı ya. uyuşturucu işinden rahatsız olan diğer aileler babaya tepkiliydiler. sollozzo olayından baba hastanelik oldu, maykıl sollozzo ile polis müdürünü öldürdü ve baba ocağı corleone kasabasına gitti orada hatunla evlendi. bu bildiğin kısımlar.

dediğin sahnede adam-fabrizio- maykıl ona arabayı hazırla diyor. çünkü ağabeyi sonny öldürülmüş. sonradan öğreniyoruz ki öldürenler tattaglia ile barzini işbirliği ile öldürüyorlar. aynı adamlar maykılı da ortadan kaldırmak istiyorlar. arabayı hazırla dediği adam arabayı hazırlıyor hazırlamasına da apollonia araba sürmeyi yeni öğrendiği için arabayı o çalıştırıyor gerisi malum. fabrizio ile vedalaşmak istiyordu maykıl o da kaçınca çaktı bomba olayını. bombayı kim koydu kısmı.

hastaneden çıkıp da nekahat döneminde olan baba oğlu sonnynin öldürüldüğünü duyunca tom hagena diyor ki ekibi topla. orada maykılın canı karşılığı öpüşüp barışıyorlar, hatırladın? uyuşturucu konusunda sıkıntı çıkarsa politikacı ve yargıçları ayarlayacağım diyor baba. o mesele de oradan bağlanıyor. üçüncü filmle bir bağlantı yok. zaten üçüncü film serinin en kötüsü. yoruldum yazarken. mario puzo'nun romanını okursan bağlantılar daha net beliryor kafada.
  • cercatrova  (05.09.14 16:46:26) 
cercatrova +++

Oha diyorum ... :-)
  • ottoschmit  (05.09.14 17:12:02) 
[]

yumrukla adam öldürmek?

daha önce bir boksör yapmıştı bu hayvanlığı sanırım. şişli'de trafik kazasından sonra çıkan kavgada bir başka hayvan daha yapmış galiba bugün.

fizikteki birimleri adları falan unuttum ama yetişkin bir erkeği yumrukla öldürebilmek için ne kadar güç uygulamak gerekir mesela? dünyada her gün binlerce yumruk atılıyordur eminim, bu sırada ölme ihtimali kaç? yani bu hayvanlar nasıl vuruyor ki insanlar ölüyor?

düşünüyorum, aslında gayet normal geliyor. sağlam bir boksör yumruk atsa ben de ölürüm herhalde, kafam nasıl dayansın ona. ama öte yandan, herkes de ölmüyor. adam ölmüş mesela ama belki ben ölmeyecektim o yumruğu yesem. niye ki? kafatası mı daha sağlam, ne yani?

çok garip bir soru olduğunun farkındayım ama anlamdıramıyorum, yumrukla nasıl ölür lan insan? hadi birisi öldü, diğeri nasıl ölmez?

 
Vurduğu nokta, adamın o anda boş bulunması, kemik-eklem yapısı, boyun kaslarının kuvveti gibi bir çok etkene bağlı. NG'nin bir belgeseli vardı konuyla ilgili. Vuruş güçlerini ölçmüştü elemanlar. Youtube'da bulursun.


  • arnold schwarzeneger  (05.09.14 15:02:09) 
şişli deki adam kafasını kaldırıma çarpmış, salt yumrukla ölmemiş yani.


  • kafkef  (05.09.14 15:02:41) 
Düşüp kafasını enseden kaldırıma çarpıyor sanırım o adam.


  • ehti  (05.09.14 15:02:47) 
yumruktan degil de yere dustugunde kaldirima carpmis kafasini gibi gordum ben videodan.. video burada izlemediysen: webtv.radikal.com.tr


  • buzzlightyear  (05.09.14 15:02:55) 
Piç herif ya. Videoyu izledim boşluk anında başını çarpmış bence de.


  • oldboy  (05.09.14 15:13:35) 
bu olayda yumrukla olmemis adam. ama bu yumrukla olmeyecegin anlamina gelmiyor. vucudun zayif noktalari var. ornegin cene ucu gibi boyna ve omurilige son derece yuksek moment yaratacak bir noktadan, kulak gibi beyni kafatasinin icinde fazla sarsip kanaticak bir bolgeden, soluk borunu ezicek sekilde dogrudan boynundan, ensenden, kalbine baski yapicak sekilde sol kaburgandan, iman tahtasinin altinda diyaframin bosta kalan kismindan ciddi bir yumruk alirsan olebilirsin.

bununla beraber insan o kadar da narin bir canli degil. boksor de olsa birinin seni yumrukla oldurme ihtimali epey dusuk bir ihtimal. siradan bir insanin yumruktan olecegini dusunmesine ihtimal verecek boyutta zayif bir bedenimiz yok.
  • brawler  (05.09.14 15:14:24) 
Yumrugu damgali insanlar var.
Demek oluyor ki o adamin yumrugu silahtir.

Sanirim bu belli sikletler ve belli prof derecelerine sahip insanlar icin gecerli.

Ama bu olay denildigi gibi, carpmayla olmus sanki.
  • cecilia  (05.09.14 15:47:20 ~ 16:14:00) 
www.youtube.com

32. saniyeden sonra.. bu vatandaşlar eldivensiz bi şekilde vurursa ortalama her insanı sonsuza kadar uyutabilir gibi geldi bana bilemedim
  • olurnedenolmasin  (05.09.14 18:25:27) 
[]

gürcistan'a gidilir mi? gidilirse ne yapılır?

yurtdışına çıkmayı hep istemişimdir ama hem tembellikten, hem şanssızlıktan, hem fakirlikten hiç beceremedim daha. gürcistan'a giriş-çıkışın çok kolay olduğunu biliyorum ama istanbul'dan oraya gitmeye değer mi, ondan emin değilim. çok paraya da ihtiyaç olmasa gerek. sorularımı dizeyim,

1) birkaç günlüğüne de olsa (zaten daha fazlasını ne yapacağız, minicik memleket) gidilir mi dersiniz? gezilip görülecek yeri var mı, varsa neresi?

2) en büyük çekincem dil. ingilizcem var ama gürcüce bilmiyorum. yöre halkıyla ingilizce ya da türkçe anlaşmak mümkün olur mu? kiril alfabesi gibi kolaysa, hiç değilse tabelaları falan okuyabilmek için gürcülerin alfabesini öğrenirim birkaç günde. faydası olur mu yoksa uğraşmayayım mı hiç? "abi öğrenciyiz :((" nasıl deniyor mesela?

3) uçakla mı gitmek daha rahat olur yoksa otobüsle mi?

4) ne kadar para harcarım? yemekler olsun, konaklama olsun, şehiriçi ya da şehirler arası yollara ne kadar para gerekir?

5) 20 yaşındayım. 100 lirayla kumarhaneye girersem sktir git lan gerizekalı mısın, ayak altında dolaşma deyip kovalarlar mı? :(

bu sorulara ek olarak her türlü rehber, fikir, öneriye açığım. çok affedersiniz sokarım artık, gitmek istiyorum ben bir yerlere. dağı tepesi yok mu gürcistan'ın oraya falan tırmanırım ne bileyim farklı bir ülke gördüm derim lan, yeter. moralim bozuluyor. ARE YOU SEX diyemeyen adamlar avrupa turuna çıkıyor, biz 50 senedir ingilizce okuyoruz ispanyolcaya girip italyancadan çıkıyoruz edirne'nin ötesine geçemedik. gerçi gürcistan da diğer tarafta, trabzon'un ötesine geçicez. anasını skim böyle işin.

 
Tam cevap değil ama yine de faydası olur. Geçenlerde okudum, eleman bisikletle gezmiş. 7 gün sürmüş ve gün gün yazmış ne yaptıklarını.

www.semihgeziyor.com
  • otonom  (05.09.14 13:55:08) 
çok paran yoksa batum'a git yeter, zaten batum bütün avrupa ülkelerinin karışımı bence. sokaklar, binalar, heykeller ve benzeri yapıtların avrupa'dakinden hiç farkı yok. hem ucuzda, günlük 25 lira'ya ortalama bir hostelde kalabilirsin. şehir genel anlamda yeme içme konusunda ucuz veya türkiye'deki ile aynı fiyat. avrupa'ya gidemiyorsan batum'u git işte.

ayrıca tiflis'te güzel diyolar, istersen otobüsle geçersin.

ha bu arada batum'da ingilizce bilmezler ama türkçe yaygındır, karadeniz şivesiyle türkçe konuşanları yadırgama.
  • tolga asp  (05.09.14 14:05:07 ~ 14:06:03) 
gormen gerekn yer batum. netten arastir gitmeden ne yapabilirim diye oyle git. en kolay yolu ucakla trabzon ya da rize (emin degilim) ordan otobus ya da taksiyle batumdasin. kumar oynama, tanimadigin kisilerle kulube falan gitme. hadi eyvallah..


  • allan quatermain  (05.09.14 14:10:30) 
Dil sikinti olabilir. Batum'da cat-pat turkce bilen var ama Batum'da hicbirsey yok, 2 gun bile fazla. Daglari falan var tabi, Svaneti guzel yer, manzarasi muthis. Avrupa icin tavsiye etmem ama Gurcistan'a turla gidebilirsin var Tiflis Svaneti turlari. Ne kadar bir butce ayirablirsin? Ne zaman gideceksin?


  • delifaruk  (05.09.14 14:16:14 ~ 14:19:19) 
evet tanımadığın taksiye bile binme, yabancıları kazıklamayı çok severler. bu arada trabzon'dan batum otobüsle 20-25 lira. ona göre kendin hesapla işte uçakla trabzon mu hopa mı yoksa komple otobüs mü.


  • tolga asp  (05.09.14 14:19:22) 
@delifaruk, net bir planım yok. şu an sadece fikir aşamasında. kafama yatarsa, "gidilir lan buraya" dersem ilkbaharda olabilir. kışın para biriktiririm becerebilirsem. bütçe de tamamen oradaki fiyatlara bağlı. maksimum 3 gün kalacağım için sadece yol+barınma+günlük yemek masrafı ayırabilirim. o zaman bayağı düşük olur sanırım. ama baktım param falan da var oradayken bi şeyler yapmak için daha fazla olabilir bütçe. pasaportu da yeniletmem lazım.

batum ve tiflis dışında bir yer yok mu? svaneti çok güzelmiş mesela cidden, o tarz başka bi doğal güzellik neyin var mı?

@tolga, tanımadığın taksiden kasıt nedir? tanıdığım taksi yok ki batum'da?
  • pescador  (05.09.14 14:23:44 ~ 14:24:05) 
evet saçmalamışım orda. zaten taksiyle hiç işin yok, sınırı geçer geçmez minibüse binip 2 lari karşılığı merkeze gidersin. turist olduğunu anlayan taksiciler peşine takılır dil döker ama yüz verme hiç. o yüzden taksicileri görmezden gel.


  • tolga asp  (05.09.14 14:27:47) 
estağfurullah. belki belli başlı taksiler falan vardır, ondan diyorsundur diye düşündüm. korsan taksiye binip yaban ellerde dötü kaptırmayalım.


  • pescador  (05.09.14 14:29:14) 
Karayolu ile giris yaparsan Batum'a, pasaporta da gerek yok kimlikle giriyorsun. Girer girmez taksiciler yapisir, cogu da turke konusur bunlarin. Pazarliga da girersin ki zaten orada taksi ucuzdur. Ustune birde pazarlik yaparsin turkce konusarak. Yani basimda adam tum gunluk geziye 60tl'ye anlasti taksiciyle 2012'de. Taksiye binmeyeceksen hic yuz verme yapiskandirlar cunku.
Ama bana sorarsan, madem para biriktireceksin parani ve 3 gununu orada harcama.
Avrupa'da biryere git 3 gunlugune. Bazen komik rakamlara bilet dusuyor, birde sehir merkezinde hostel book ettinmi mis. Atlayip Istanbul'dan biriktirdigin para ile gitmene degmez Batum.
  • delifaruk  (05.09.14 14:44:42 ~ 14:45:42) 
@delifaruk, abi bakma gidicem diye gaza geldiğime, şu an kirayı nasıl vereceğimi düşünüyorum. öğrenciyim, işim var, burs falan da çıkacak sanırım yani üç beş kenara atarsam otobüsle falan yanı başımızdaki memlekete giderim dedim. avrupa'yı ben de çok istiyorum ama olmuyor.

biletleri denk getirmek zor. pasaportu yenilemem lazım, en az 120-130 lira o var. sikik avrupalıların sadece vize başvuru ücreti falan 100 küsür lira. elli tane şey istiyorlar. ben çalıştığım yerden 500 lira alıyorum. öğrenciyim. sanmıyorum kolay vize vereceklerini. ayrıca avrupa ucuz değil, günde 15-20 liraya hem gezip hem karnımı doyurmam çok zor.

yıllardır düşünüyorum, istiyorum ama yıldım artık. erasmus'la ya da o tarz bir şeyle olmadığı sürece avrupa'ya gidemem gibime geliyor. gtü boklu polonya arkamda firma sponsorum olduğu halde vize vermedi. ben de istiyorum sktir olup italya'ya gideyim bir bariciğimi göreyim ama beni aşar o.

ki hiç yurtdışına çıkmadığım halde bu hostel-uçak işlerine falan çok hakimimdir. en ucuzunu bulurum, beceririm. ama benim param ona bile yetmiyor. 1000 küsür lira masraf yapıp, uçuştan önceki gün pasaportunda ret damgasını görünce daha 17 yaşında bayağı etkiliyor psikolojik olarak. yeni bir hitler doğuyor, kimse farkında değil. dağıtıcam avrupa'yı.
  • pescador  (05.09.14 14:49:51 ~ 14:51:04) 
otellerde underage kizlar diziliyormus ordan seciyormussun, oyle pis pis memleketlere gitme


  • hjarteblod  (05.09.14 16:21:31) 
Belgrad var Budapeste var, hem bilet ucuz hem sehir ucuz hem vize yok. Insallah ayarlar gidersin bir gun belli olmaz. Olmaz dedigin oluyor sasiriyorsun bazen, o kadarda zor degilmis diyorsun.


  • delifaruk  (05.09.14 17:22:48) 
@delifaruk, budapeşte schengen'de abi, var vize. belgrad falan da ilgimi çekmiyor. gerçi tiflis'ten iyidir :)


  • pescador  (05.09.14 17:30:07) 
1 ... •2345678910   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.