Giriş
(6)

Acemi şöfor ve uzun viraj

regina phalange
Normalde cok heyecanlanmıyorum araba kullanırken ama bugün şehir içinde bi tık uzun süren bir virajda biraz heyecanlandım yani gaza hafif hafif basıp direksiyonu çevriyoruz ya bana bi anda gaza basma hissi geldi kendimi zor tuttum. Hafif bi panikatak mı geçirdim ama niye böyle oldu? Sizin de ilk vir
Normalde cok heyecanlanmıyorum araba kullanırken ama bugün şehir içinde bi tık uzun süren bir virajda biraz heyecanlandım yani gaza hafif hafif basıp direksiyonu çevriyoruz ya bana bi anda gaza basma hissi geldi kendimi zor tuttum. Hafif bi panikatak mı geçirdim ama niye böyle oldu? Sizin de ilk viraj deneyimlernizde böyle olmuş muydu? Bu arada viraj da şey e5 kozytağından atatürk caddesine çıkarkenki viraj.
0
regina phalange
(15.05.22)
Acemi şoförler genelde gereksiz frene basıyor virajlarda sizde tam tersi olmuş. Bence kendinizi heyecanlanınca ayağınızı gazdan çekmeye alıştırın. Viraj dönerken bilinçsizce verilen ani ve sert gaz/fren emirleri aracın kontrolünüzden çıkmasına sebep olabilir.
0
reactionic
(15.05.22)
gaza basma hissi gelmesi tam olarak neyin karşılığı bilmiyorum. acemi iken bile böyle bir şey yaşamadım. ya ilave direksiyon dersi alıp daha çok pratik yapın ya da psikolojik desteğe yönelin. kesinlikle gerekenden fazla hız yapmayın.
0
zgrydn
(16.05.22)
yavaş gidiyorsan bir şey olmaz sınırda gidiyorsan araba yolda gezmeye başlayabilir. arkadan itişli arabada düşük vites tam gaz yaparsan kıç atma denilen olayı yaşayabilirsin. dilovasından inerken aha çok eğlenceli viraj diye 170'e çıkmışlığım vardır da sonuçta 150.000km'den fazla araba sürmüşlüğüm var benim. sen denersen nolur bilemiyorum.
0
argent dawn
(16.05.22)
Viraja girmeden önce en sağ şeride geçın, ve freni kullanarak arabanın ataletini (hızlanmasını, yani acceleration) düşürün.

Viraja girdiğinizde ... fren veya gaz kullanmayın (zaten gerek kalmayacaktır).

Herkeste var aynı içgüdü, endişelenmeyin. En güvenli olanı yapın, acele etmeyin ve viraja girmeden "önce" dikkatinizi koruyun yeter.
0
alfired
(16.05.22)
Hocam bu sizdeki metro beklerken “ya şimdi metronun önüne atlarsam” korkusu gibi. Bunun öğrenmekle falan bi alakası yok aslında. Araba kullanırken herhangi bir hata yaparsanız ölebilirsiniz. Psikolojiniz ölüme yaklaşma durumuna tepki veriyor bence. Asla gaza basacağınızı sanmıyorum. Zaten bassanız da bi şey olmaz. Max virajı alamayıp yanınızdaki aracı sıkıştırırsınız.
0
zimbirik
(16.05.22)
virajdayken gaza basmak değil de viraj yokuş yukarıysa çıkarken hafif gaza basmak gerek. yokuş aşağıysa zaten gaza basmaya gerek yok. boş yerlerde deneyin isterseniz biraz alışırsınız.
0
Olric
(16.05.22)
(14)

eş ve cocuktan ayrı yaşama mümkün müdür ?

the junior jr
merhaba, dubai’deki bankamdan teklif aldım. turkiye’de istanbulda yaşıyorum. ben 25k, eşim de 10k tl maaş alıyor. 2 yaşında da bir bebegimiz var. eşime dubai’ye taşınalım dedim. o da dediki, cocukla ben istanbul’da kalayım (annesi ile bakacak), sen ayda 1 hafta home office istanbul’dan çalışırsın bi
merhaba, dubai’deki bankamdan teklif aldım.
turkiye’de istanbulda yaşıyorum. ben 25k, eşim de 10k tl maaş alıyor. 2 yaşında da bir bebegimiz var.
eşime dubai’ye taşınalım dedim. o da dediki, cocukla ben istanbul’da kalayım (annesi ile bakacak), sen ayda 1 hafta home office istanbul’dan çalışırsın bir süre dedi. sizce bu sürdürülebilir bir sey mii?

diğer detaylar:
istanbul’da ev kira: 8k tl
dubai teklifi: usd 11k aylık
0
the junior jr
(14.05.22)
babamın ben 2 yaşındayken böyle bir teklifi reddettiğini öğrensem sinir krizi geçirirdim sanırım.
0
signore
(14.05.22)
ayda 1 hafta yurtiçinde bile sürdürülebilir bir şey değil. 3 ayda 1 hafta belki. babam türki cumhuriyetlerde çalıştığı için benim çocukluğum bu şekilde geçti, sürekliliği çok zor bir olay. ama teklif olarak dubai kesinlikle. ailemi de götürmeye bakardım.
0
dr doofenshmirtz
(14.05.22)
her şey para değil, ayrıca bu yöntem de pek sürdürülebilir değil.
0
rose parks
(14.05.22)
eşin o maaşla tek başına geçinemeyecek haliyle. uçak biletleri, dubaideki yaşam masrafları artı türkiye'ye göndereceğin para vs derken maddi anlamda da eksisi olabilie bunun. bence ideali eş ve çocukla dubaiye taşınmak, eşin de dolar kazanacağı bi işe girmesi. çocuğun da evde anneanneyle duracağına, dubai'de international kreşlere/okullara gidip dil öğrenmesi, ufkunun açılması daha mantıklı gibi.
0
nickie
(14.05.22)
on bir binin kaçını kenara atabileceksin onu hesap et. türkiye'deyken kenara attığının iki katı falansa bir iki yıl katlanılabilir. ama çocuğun baba figürü görmeden önemli yaşlarını geçirecek. onu da düşün.
0
alperz
(14.05.22)
Sen hep dubaide kal, eşin seni ziyarete gelsin arada sırada
0
kapitalist gerilla
(14.05.22)
Burada bir de eşinizle olan sadakat mevzusu var. Düşüncemi lütfen kaba görmeyin ama uzak ilişkilerin yürümeme ihtimali de var. Eğer eşinizle aranız iyiyse ve bir güven problemi yaşamayacaksanız ben yurtdışına geçmeyi tercih ederdim. Kazanacağınız para ile hem çocuğunuzun geleceğine, hem ailenize güzel yatırım yapabilirsiniz. Çocuğa belki güzel bir bakıcı tutarsınız.
0
onkiloversemtamamım
(14.05.22)
en azindan 6 ay gidilir hem para kazanirsin hem de cok iyi tecrube olur. Gelince daha iyi yere ziplarsin.
Yurt disinda donercilik yapan bile burada kiymetli.
0
divit
(14.05.22)
Sen yapabileceksen yapilabilir bir sey. bence dubaiye git. baktin esin ve cocuksuz yapamiyorsun onlari getirmeye calisirsin veya ziyaretlerinizi sıklaştırırsınız. cikmaza girilcek bi durum degil kesinlikle denemeye deger. belki orda calisirken baska firsatlariniz olacak ziplama tahtan dubai olabilir
0
ala09
(14.05.22)
nickie +1
0
neira
(14.05.22)
süreye bakar. 1.5-2 sene için göze alınabilir. 3-5 sene için mutlaka yıpratıcı olur, sıkıntı yaşarsınız. mantıklı olan önden senin gidip bir düzen oturtman, ardından ailenin gelmesi. eşin de remote çalışabileceği tarzda bir iş baksın eğer kariyeri ile ilgili kaygıları var ise.

kesinlikle reddetmemeniz gereken bir teklif.
0
zgrydn
(14.05.22)
Eşinizle aranızdaki iletişime bağlı. Eşiniz ilerde arızaya bağlar mı? Bu teklifi reddetseniz ne kadar üzülürsünüz, çok büyük pişmanlık yaşarmısınız?
Ben giderdim, ya da eşimin gitmesine ok verirdim. Karşılıklı fedakarlık ile daha iyiye kavuşacaz diye bakardım duruma. Gittiniz ve sorunlar çıktı, Türkiye kaçmıyor bir yere, Dubai sonrası bir iş bulur çalışırsınız.
0
ya volna
(14.05.22)
her seyden once dubaideki 11k dan masraflari cikarinca cebine ne kalacak onu hesaplaman lazim yukardaki bir arkadasin da dedigi gibi
0
diyarbakir karpuzu
(14.05.22)
Kabaca 40k aed yapiyor. Ailenle de yasayabilirsin orda. Turkiyedeki standartlarinizda bir hayat yasayalim derseniz para biriktiremezsiniz ama. Istanbul yerine dubai'de yasamis olursunuz sadece.

Sen tek gider ve luks bir ev yerine daha mutevazi bir evde yasar, saglik problemi yasamazsan eger para biriktirmek maksatli 2 sene katlanilabilir. Sonrasi zulum olabilir.
0
brkylmz
(14.05.22)
(10)

Kır düğünü mekan tavsiyesi? (İstanbul)

se se ge
Merhaba arkadaşlar.Kısmet olursa Ekim ayının ilk haftası evlenmeyi planlıyorum ve düğün yeri arayışındayım. Aklımızda açık havada güzel bir mekanda kır düğünü yapmak var.Hizmetin mekanın vs iyi olduğu daha önce kendi düğününüzde veya davetli olarak gidip beğendiğiniz tavsiye edebileceğiniz yerler va
Merhaba arkadaşlar.
Kısmet olursa Ekim ayının ilk haftası evlenmeyi planlıyorum ve düğün yeri arayışındayım. Aklımızda açık havada güzel bir mekanda kır düğünü yapmak var.

Hizmetin mekanın vs iyi olduğu daha önce kendi düğününüzde veya davetli olarak gidip beğendiğiniz tavsiye edebileceğiniz yerler var mı?

Bütçem çok uçuk yerlere yetmez ama ortalamanın bir iki tık üstü yerlere yeter.
Lokasyon çok önemli değil mekan güzel olacaksa. Ama deniz veya ormana yakın bi yer tercih sebebi olur.

Teşekkür ederim şimdiden
0
se se ge
(10.05.22)
selamlar sorunuza net cevap degil ama bazi oneriler:
1- nikah tarihi vs yer gun ayarlamaniz lazim en kisa surede. vurda cevap olmasa da kendiniz kovalayin
2-onerim==>> pendik yunus emre kultur merkezi kokteylli nikah. ben evlenecektim bizzat kendi icime sinen en iyi optionim olmustu. evlenmedim o ayri(thank god). hizmeti guzel. fiyatini ogrenirsiniz. istanbul yazdiginiz icin muhtemelen avrupa yakasindasiniz ama ben bildigim yerden onerimi yaptim. aaa unutmadan! bahcedeki kokteyl nikah icin eylul sonu son tarih. ekimde yapmiyorlar belki bu size uymaz :/
0
ala09
(10.05.22)
Hidiv kasrı
Arkadaşım evlendi 4 sene önce ben ki düğünlerden nefret ederim rüya gibiydi.
0
cilekli pasta
(10.05.22)
Yer tavsiyesi veremeyecegim sadece uyarı yapmaya geldim; biz 1 Ekim 2021'de evlendik. Kır düğünü, akşam saatinde oldu. Geçen senelerdeki fotoğraflara bakıp 'hava zaten soğuk olmaz' diye düşündük.

Düğünün olacağı hafta 3-4 gün hava aşırı sıcaktı. Bir gun önce soğuk başladı; düğün günü sabahtan akşama kadar yağmur yagdi. Düğün başlayana kadar yağmur durmazsa ne olacak diye düşünmekten hazırlık kısımlarını hatırlamıyorum bile. Düğün saatinde yağmur durdu ama hava aşırı soğuktu. Tüm davetliler ısınmak için içmek ve oynamak zorunda kaldı. Sonrasında çok eğlendik ama öncesi bir cileydi bizim için. Ki bu sebepten gelemeyen çok kişi de oldu.


O yüzden Ekim ayında yapacaksaniz size önerim mutlaka kapalı alan opsiyonu olan bir yer tercih edin. O mevsimde havanin durumu istanbul'da hiç belli olmuyor. Bizimkinde büyük şemsiyeler dışında bir koruma yoktu maalesef.
0
fraise
(10.05.22)
Maya life polonezkoy
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(10.05.22)
Boğaziçi Üniversitesi’nin içinde bir yer var, Bir şey Lounge, bi bakın isterseniz.
0
damba
(11.05.22)
Herkese çok teşekkür ederim. Önerilerinizi dikkate alacağım. İlave öneriler gelirse de müteşekkir olurum.
0
🌸se se ge
(11.05.22)
Hünkar Suyu Kasrı, orman içinde, çok tatlı oluyor.
0
amelie poulain
(11.05.22)
polonezköy aktivitem park. orada geçen yaz orada evlendik tam f/p mekanıydı bizim için
0
karsiyakaliyiz
(11.05.22)
kır düğünü için yanlış tarih.
0
zgrydn
(11.05.22)
@zgrydn 24 Eylül de olabilir duruma göre. Üstü açılır kapanır birkaç mekan var. Büyük bi aksilik olmazsa Eylül sonu Ekim başı ciddi bir soğuk veya yağmur olmaz diye umuyorum.

Herkese teşekkür ederim tekrar
0
🌸se se ge
(13.05.22)
(15)

Erkekler sevgilisizi /eşinizi aldattınız mı

rapisa
Aldatır mısınız?Bunu sormaktaki amacım %kaç aldatmıyor öğrenmek
Aldatır mısınız?
Bunu sormaktaki amacım %kaç aldatmıyor öğrenmek
0
rapisa
(10.05.22)
1. Hayır

2. Hayır
0
dissendium
(10.05.22)
Aldatmadım, aldatmam da. Eğer ben bir kere birini aldatırsam bir daha kimseye güvenemem en başta gelen sebebi bu.

İşim gereği çok çeşitli insanla muhatap oluyorum uzun süre. Etraftan marifet gibi ballandıra ballandıra anlatılan o kadar çok aldatma hikayesi duyuyorum ki, kendimi ancak benim gibi insanlar da vardır diye avuttum şimdiye kadar. Cidden moral bozucu bir durum. İlişkimin başlarında bu yüzden güven sorunu yaşadım büyük oranda.

Ayrıca bu zamana kadar sayısız "anı" dinlemekten aldatma potansiyeli yüksek insanları tespit etme konusunda da baya geliştim. Artık sırf tipinden tanıyabiliyorum, soruyorum söylüyorlar. Zaten kimse saklamıyor. Çok ilginç bir durum.
0
akhenaten
(10.05.22)
cok
0
divit
(10.05.22)
1-) Hayır.

2-) Hayır.
0
hayirsiz
(10.05.22)
evet
hayır :)
ama sizce burdan ne kadar doğru sonuç alacaksınız..
0
megacracker
(10.05.22)
Hayır
Evet
0
neymis
(10.05.22)
1-) Hayır.

2-) Hayır.
0
godspell
(10.05.22)
hayır.
hayır.
0
andlee
(10.05.22)
Hiç aldatmadım

Asla aldatmam gibi büyük bir söz söylemek istemem, çünkü biliyorum ki her aldatma kötü karakterden değil, bazen insanlar içinden çıkamadıkları toksik ilişkilere saplanıp kalıyorlar ve o sırada spontane şekilde gelişen bir paralel ilişki de aldatma kategorsine giriyor. Yani bana nefes aldırmayan ve kendim de uzaklaşamadığım boğucu bir ilişkideyken karşıma harika bir insan çıkıp beni çok mutlu etse ve hali hazırdaki ilişkiden de o kadının psikolojik sağlığı açısından hemen çıkmam mümkün değilse bir süre iki kişiyle aynı anda götürebilirim.

Ama öyle birşey hiç yaşamadım. Hep düzgün kızlar çıktı, hiçbirini de aldatmadım. Kendi açımdan normal bir ilişkide de aldatmam mümkün değil. Bir Netflix açıp sevdiçeğimle ayakları uzatıp mandalina yemek varken niye dalayım entrikalara :)
0
mantheman
(11.05.22)
Hiç aldatmadım. Aşık olduğumda dahi önce ayrıldım. Sonra ne yaşandıysa yaşandı. Karşımdaki insana sorumluluğum var gözüyle baktım hep.

Hiç aldatmamak için ne gerekiyorsa onu yaşıyorum şimdilerde. Başa gelirse, öldüm ben.
0
baldan kaymak
(11.05.22)
Aldatmadığım halde aldatmış damgası yedim.Telefonlarımı açmıyor.İletişim kanallarını tükettiği için bende belirsiz normal bir hayat sürüyorum
0
smokee
(11.05.22)
evet evet
0
reanarchy
(11.05.22)
1) Hayır

2) Hayır
0
drako
(11.05.22)
1- hayır.
2- hayır.
0
zgrydn
(11.05.22)
hayır/hayır
ama itham edildim
0
redlinetheturk
(13.05.22)
(3)

Bilgisayarda nerelerde takılıyorsunuz?

büyük engizisyoncu
Bilgisayarda iş yapmıyorken nerelere, hangi sitelere takılıyorsunuz, nerelerde vakit harcıyorsunuz, nelerle vakit öldürüyorsunuz?Atıyorum ekşi, youtube arasında gidip geliyorum, oyun oynuyorum vs gibi.Türkçe olarak soruyorum bu arada, yabancı forumlar vs değil.
Bilgisayarda iş yapmıyorken nerelere, hangi sitelere takılıyorsunuz, nerelerde vakit harcıyorsunuz, nelerle vakit öldürüyorsunuz?
Atıyorum ekşi, youtube arasında gidip geliyorum, oyun oynuyorum vs gibi.
Türkçe olarak soruyorum bu arada, yabancı forumlar vs değil.
0
büyük engizisyoncu
(02.05.22)
spotify (podcast takibi ve müzik), youtube, twitter, ekşi arasına sıkıştım. ingilizceyi eklersek reddit ve 4chan'a doğru genişliyor. bir de yakın arkadaş grubumla age of empires 2 oynuyoruz.
0
zgrydn
(02.05.22)
Google arama sonuçlarında çıkmayan sitelere bakmaya çalışıyorum.
Yandex gibi siteler de biraz çözüm oluyor. Kenarda kıyıda eski kalan yazılım siteleri, belli konulara yönelik bloglar ve dökümanlar vs.

Tabi yakın olduğumuz ya da hobi bazlı konular bu siteleri bulma aracı oluyorlar. Arama kelimelerinde kombinasyon yapmak önemli.

Hatta paylaşım altındaki bazı yorumlar bile ufuk açabiliyorlar.

Benim veri madenciliğinden anladığım bu kadar.
0
Erva
(02.05.22)
ben bu ara pubg'ye sardım. sabahtan akşama kadar pubg kasıyorum. takılıyorum kulaklığı alıyorum mouse'u zabaaaa kadan.
0
turbo sadık
(02.05.22)
(8)

Tayin isteyeyim mi?

rahmi pinkfloydoglu
İstanbul'da memur olarak çalışıyorum. Yaş 29E, bekar. Evden işe işten eve gidip geliyorum, kız arkadaş da yok 1 senedir. Tayin olup gideyim mi diye düşünüyorum.İstanbul için avantajlar işyerine 20 dk sürede gidiyorum, ev benim kira derdim yok, araba yok.Başka bir ile gidersem de yine büyükşehirlerd
İstanbul'da memur olarak çalışıyorum. Yaş 29E, bekar. Evden işe işten eve gidip geliyorum, kız arkadaş da yok 1 senedir. Tayin olup gideyim mi diye düşünüyorum.

İstanbul için avantajlar işyerine 20 dk sürede gidiyorum, ev benim kira derdim yok, araba yok.
Başka bir ile gidersem de yine büyükşehirlerden birisine giderim herhalde. Erzurum'a gidip bütün kış kolumu bacağımı kırana kadar kayak yapma fikrim var.

Büyükşehire gitmek istememin sebebi 8 senedir çalışıyorum, artık müdürlük sınavına girme imkanım var. İstanbul'da ortalama 500 müdür alıyorlarsa küçük şehirlerde 3-5 tane anca alıyorlar.
Napim tayin olayım mı yoksa İstanbul'da müdür olup 5 sene daha bekleyip öyle mi gideyim?
0
rahmi pinkfloydoglu
(13.04.22)
playing star +1
0
Mossy
(13.04.22)
@playing star again aslında derdim yok gidersem de aptallığıma gidicem. ne bilim değişiklik olsun istiyorum. bu can sıkıntısından 2-3 sene önce cafe açıp yüklü miktarda para batırmışlığım var. aklım başıma gelmedi yine kaşınıyorum.
0
🌸rahmi pinkfloydoglu
(13.04.22)
ev sizin, istanbul'da ev-iş arası 20dk bu büyük bir lüks bence, herhangi bir sebep göremedim ben tayin istemeniz için. Bulunduğunuz iş ortamından sıkıldıysanız şehiriçi tayin isteyin. not: bence ilginizi cezbeden ve zamanınızı harcadığınızda mutlu olacağınız bir hobi edinin. bonus olarak hobinizle birlikte yeni arkadaşlıklar da edinirsiniz.
0
dedim ben sana
(13.04.22)
Yerinde olsam Antalya'ya falan giderdim. Erzurum'da ne işin var. Uludağ'da hevesini al. Orası olmazsa Kartepe var.
0
dissendium
(13.04.22)
Evin semtine göre kira getirisi iyi olacaksa tayin iste.

Şu an kiralık krizi var. 10 bin TL ve üstü gibi kira getirecekse ev gittiğin yerde güzel yaşarsın.

İstanbul'da belli semtler dışında yaşıyorsan sadece eziyet. Haftasonu 1 saat sahilde oturacam diye 2.5 saat metrobüs çeken zihniyetsen o başka
0
nvidia
(13.04.22)
bekleyip müdür ol. sonra duruma bakarsın.
0
zgrydn
(13.04.22)
Şehir değiştirmek isteme nedeniniz nedir? Çünkü genel geçer nedenlerin hiçbirini yazmamışsınız hatta bunların sizin dertleriniz olmadığını görüyorum. Üstüne müdürlük için İstanbul'un daha cazip olduğunu söylemişsiniz.

Atıyorum İzmir'e giderseniz neyin değişeceğine inanıyorsunuz hayatınızda?

Yani size tam olarak neye dayalı cevap verebileceğimi anlamadım ben açıkçası.
0
akhenaten
(14.04.22)
bence dertsizlikten dert arıyorsun kendine.
0
KaraSakall
(14.04.22)
(6)

Bu takıntı mı?

les yeux blanches
Arkadaşlar akıllı telefon kullanırken mutlaka kullandığım uygulama ile işim bittikten sonra direk arka plandan da kapıyorum. Yani telefonumda hiç bir zaman 2 uygulama birden arka planda çalıştırmıyorum.Bu bir hasralık mı takıntı mı?Sizlerde de var mı böyle birşey?Aynı şey Google sekmeleri içinde geç
Arkadaşlar akıllı telefon kullanırken mutlaka kullandığım uygulama ile işim bittikten sonra direk arka plandan da kapıyorum. Yani telefonumda hiç bir zaman 2 uygulama birden arka planda çalıştırmıyorum.
Bu bir hasralık mı takıntı mı?
Sizlerde de var mı böyle birşey?
Aynı şey Google sekmeleri içinde geçerli. Gereksiz sekme asla açmıyorum.
0
les yeux blanches
(13.04.22)
hafızası az bir telefonum vardı, sıkça bazı uygulamaları kapatmak ve ön belleği temizlemek zorunda kalırdım. o zamandan beri dediğin alışkanlığı edindim. bence saçmalık yahut takıntı değil.
0
zgrydn
(13.04.22)
Bu bir takıntıya benziyor. Ama her takıntı ciddiye alınması gerekecek boyutta değildir.
Sanırım hayatınızın diğer alanlarını etkilediğinde, yaşamınızı normal yaşamanızı engellediğinde "hastalık" diyebiliriz adına.
Bende böyle bir takıntı yok ama başka şeyler vardır mutlaka.

Diyelim ki uygulamaları kapatmadan telefonu cebine koydun ve o an başka bir işle uğraşıyorsun. Aklın sürekli açık kalan bu uygulamalardaysa, bir an önce telefonu çıkarıp kapatmayı şiddetli şekilde hissediyorsan takıntı diyebiliriz sanırım.
Ama işine gücüne devam edebiliyorsan o zaman tercihtir, alışkanlıktır

Çok takılmayın :)
0
michael_knight
(13.04.22)
Ben de böyleyim. Hatta normalde aşırı düzenli biri değilimdir ama sanal ortamda inanılmaz takıntılıyım düzene. Galerimdeki fotoları düzenli olarak temizlerim, asla gereksiz dosya resim falan tutmam ki yer problemim de yok. Bilgisayarımda masaüstü simgeleri bir sütunu asla geçmez, her şey düzenli klasörlerdedir.

Hatta telefon rehberimde ihtiyaç duymadığım kimseyi tutmam düzenli olarak silerim rehberden insanları. Bununla ilgili bi duyuru da açmıştım hatta burdakiler de garipsemişti ileride işine yarar niye siliyosun diye dhdhd
0
nundu
(13.04.22)
bende de var. takıntı ya da kötü bir şey değil.
0
co2s2
(14.04.22)
ağır bir takıntı bence. günde x dakikanız bu kontrolle ziyan oluyor.
bence çözmeniz gereken bir sorun.
ironi yapmıyorum.
0
ebabil curnatasi
(14.04.22)
takinti degil aliskanlik bence. isin bittikten sonra kapatiyorsun. cok fazla takintisi olan biri olarak soyluyorum
0
bay b
(14.04.22)
(6)

istanbul, daire, kira beklentisi

baldur2
bugun 1 milyona bir daire aldik diyelim, ne kadara kiraya vermeliyiz ki mantikli olsun? 5-6 bin mi?
bugun 1 milyona bir daire aldik diyelim, ne kadara kiraya vermeliyiz ki mantikli olsun? 5-6 bin mi?
0
baldur2
(09.04.22)
evin kirasi sizin ona odediginiz paraya odakli bir kriter degil ki sadece? Lokasyonu, buyuklugu, bina yapisi, yeniligi, cevredeki diger evlerin kirasi vs gibi bir cok baska kriter var. Zira 1 milyona kurtkoyde 2+1 ev bulursunuz belki ama Ritim Istanbuldaki studyo rezidansi alamazsiniz. 'Bir milyon liralik evler' diye standard bir kriter yok yani.

O parayi baska bir platforma yatirmaya (borsa, bitcoin, doviz vs) kiyasla mantikli olmasini mi kastediyorsunuz?
0
sopiro
(09.04.22)
ideali 15 senede parasini cikartmak yani en az 5-6 bin tlye vermen lazim. ama turkiye'de bu oran dagilmis vaziyette cunku kiracilarin kira odeyecek hali kalmamis..

bugun 1 milyonluk yerder herhalde 3- 3.5 kira toplarsin. yani parasi 30 senede cikar. o da cok mantikli bir yatirim denemez.
0
cooperr
(09.04.22)
Bunun için en doğrusu almak istediğiniz muhitteki hem kira hem de satılık fiyatına bakmak, hatta belirli bir site varsa o sitede hem kira hem satılık evin fiyatı sarı sitede yazıyorsa süper
0
esinikaybetmiscorap
(09.04.22)
tüfe-üfe oranı ile enflasyon arasında bu kadar fark olduğu sürece belirleyeceğiniz kira tek başına sizi zarardan kurtarmakta yetersiz kalır. civardaki emsal kira bedellerini baz almak mantıklı olur. tabi yabancılara konut satışlarının arttığını ve gayrimenkullerin artan talep nedeniyle dolar bazında da değerlendiğini hesaba katmak gerekir.
0
zgrydn
(09.04.22)
Geçen yıl 200 kira civarındaydı bu oran. Baktığım her yer ortalama kiranın 200 katına satılıyor veya satıldığının iki yüzde birine kiraya veriliyordu. Zaten 240 ay olsa 20 yıl oluyor işte.

Şimdilerde 300’e yaklaştı diyorlar ama bu ev fiyatlarının balonlaşmasından mı yoksa kiraların düşük kalmasından mı o bakış açınıza bağlı.
0
nhk ni youkosu
(09.04.22)
semt önemli. 1 milyona daire her semtte bulabilirsin.
0
nvidia
(09.04.22)
(15)

Pandeminin hayatınızda kalıcı bir etkisi, bir alışkanlık var mı?

duchess jessamine
Varsa nedir?
Varsa nedir?
0
duchess jessamine
(08.04.22)
Aldıklarımı yıkamak. Aksini duşunemiyorum atık, onları yıkamazsam kafayı yiycek gibi oluyorum ve çok ciddiyim :)
0
e mice
(08.04.22)
el yıkama alışkanlığı hani şu ovalayarak sabunu her yere yayarak biraz uzun süren teknikle

encrypted-tbn0.gstatic.com
0
freebird5406_2
(08.04.22)
Yok maskeli görmesem pandemi aklıma gelmez
0
olaylar olaylar
(08.04.22)
Eskisi gibi sürekli buluşma planları yapmıyorum cevremle, evimde vakit geçiriyorum. Çok az kişi ile genelde açık havada buluşmayı tercih ediyorum.

Artik kalabalığa tahammülüm yok.
0
brnbrs
(08.04.22)
Dışarda her yere kolay kolay dokunamıyorum artık. Dezenfektan spreyim hala yanımda, sürekli kullanıyorum.

Bir de ben pandemide yürüyüşe başladım, sağlıklı beslenmeye başladım. O devam ediyor. Hatta normalde çok yakın olmadığım bir arkadaşla pandemi yürüyüşlerimizde yakınlaştık. Hala düzenli olarak beraber gidiyoruz.

Önceden de insanlarla yakın temas kurmayı sevmezdim. Hala pandemeyi bahane edip insanlarla öpüşüp tokalaşmıyorum. Benim için güzel bahane oldu.
0
jazzabel
(08.04.22)
Hiç.
0
allah yazdiysa bozsun
(08.04.22)
Bileklerde sinir sikismasi, goz bozuklugu, kurulugu.

ilk sene iyiydi sporumuzu yaptik da sonra iyice asosyale bagladim.
0
divit
(09.04.22)
İnsanlarla öpüşerek sarılarak selamlaşmama rahatlığı. Covidin tek getirisi herhalde benim için.
0
Josephine.
(09.04.22)
Yüzeylerin kirli olduğunu pek aklıma getirmezdim, önemsemezdim. Şimdi çok başka bakıyorum. Farkındalığım arttı.

Amele gibi çalışırdım eskiden. Şimdi iş özel hayat dengesini kurabiliyorum.
0
gabe h coud
(09.04.22)
Uzun süreli plan yapmıyorum. Hayatta ne olacağı belli değil. Şimdi düşününce çok büyük rezillikti ya. Günlerce sokağa çıkamadık, akşam ezanıyla eve girdik, komşu ile gidemedik. Allah tekrar yaşatmasın. Bunlar aklıma geldiği için gezme fırsatım varsa geziyorum, ertelemiyorum.
0
dissendium
(09.04.22)
yasadigim ulkede cok sik kapanmalar oluyor ve kapanma yokken dahi cok fazla tedbir var. Mesela, en son iki aydir uzun bir zamandir lockdowndayiz. zaten yurume aliskanligi kazanmaya baslamistim, bu kapanmada uzun sure evde kalinca izin verilen her anda uzun yuruyusler icin disari cikmak, cikamiyorsam kosu bandinda kosmak, evde egzersiz yapmaya onem vermek, usenmeyip kendi yemegimi pisirmek gibi seyler yani kisaca saglik icin kendi yapabilecegim ufak tefek aliskanliklari hafife almamak sanirim hayat boyu surecek bir aliskanlik oldu.
0
sopiro
(09.04.22)
kıyafetlerimi ayrı odada çıkarmak ve asmak.
0
mikahakkinen
(09.04.22)
Tokalaşma öpüşme ve sarılmayı bitirdi benim için ve bundan çok memnunum.
0
etna
(09.04.22)
Kapalı yerlerde maskeye devam edeceğim. Çünkü yalnızca Covid değil, gripten de koruyor.
Vıcık vıcık, dokunmalı selamlaşma bitti, çok memnunum.
Dezenfektan kullanımına devam. Elimi burnuma, ağzıma yaklaştırmamak da kalıcı olur sanırım.
0
pro9it9is9
(09.04.22)
tanıdıklar ile tokalaşma ve öpüşme çok azaldı. bir de hala evden çalışıyorum.
0
zgrydn
(09.04.22)
(8)

Sigarayı bırakığ puro içmek

mg3929
1 nisan gecesi sigarayı bıraktım. Bu akşam acayip bastırdı zor tuttum kendimi sigara almamak için. Acaba yarın bi puro içsem nasıl olur en kalın purolardan değil tekelde ince purolar oluyor onlardan.
1 nisan gecesi sigarayı bıraktım. Bu akşam acayip bastırdı zor tuttum kendimi sigara almamak için. Acaba yarın bi puro içsem nasıl olur en kalın purolardan değil tekelde ince purolar oluyor onlardan.
0
mg3929
(07.04.22)
aynı şeyin laciverdi olur. sen bu işi beceremeyeceksin sanırım. direkt sigara al gitsin. etrafa da ancak bir hafta dayanabildim diye durumu açıklarsın.
0
zgrydn
(07.04.22)
kendini kandırmış olursun. sabret biraz daha, bir süre sonra o istek iyice zayıflayacak.
0
orient blue
(07.04.22)
Asla, o da tütün o da tütün.

"Alkolü bıraktım, rakı içmiyorum. Ama yarın viski içsem olur mu?"

Aynı saçmalık bu cümle de, dirayetli ol biraz daha sabret. Çok kısa zamanda vucuttan atılmaya başlanacak nikotin ve kimyasal olarak istememeye başlayacaksın.
0
John Bloor
(07.04.22)
Tabi ki olur. sigara öyle tak diye bırakılmaz. Çok bastırdığı zaman yarım puro içebilirsin ama bu durumu suiistimal etmemek lazım.
ben de sigarayı bıraktım dedikten sonra ara ara kaçamaklar yaptım. puro da içtim.
ayrıca nikotin bandını şiddetle tavsiye ederim ben onun sayesinde bıraktım.
0
durbidakka
(07.04.22)
Sigara içmek ile puro içmek arasında bir fark yok. El ve dudak hareketleri aynı, nikotin alımı aynı. Alışkanlığını devam ettirmiş olursun. Nikotin bandını tavsiye ederim. Bant takınca da nikotin alıyorsun ama aynı şey değil, duman tüttürme, el ve ağız alışkanlığını bırakmış oluyorsun en azından. Hem de kademeli olaraz nikotini azaltmış oluyorsun. Sabretmemi tavsiye ederim. Fiziksel yoksulluk 15 günde geçer. Sonrası irade meselesi.
0
bayc
(07.04.22)
sakin ol, puroya başlarsan sigaraya da başlarsın çünkü pahalı :D

ben bu durumlarda bir kurşun kalemi elime alıp sigara içiyormuş gibi yapıyordum, (ilk okulda falan yapardık) derin nefes alınca aynı sigara içiyormuş gibi oluyor. bir kaç dakika da o isteğin kayboluyor.
0
selam
(07.04.22)
Olmaz öyle abi kendini kandırmana gerek yok, yanlış anlama ama sen belli ki psikolojik olarak bu sürece hazır değilsin, yani yeterli şartlar oluşmamış bırakman için, gereksiz yere zorluyorsun kendini. Uygun ortam oluştuğunda daha kolay bırakırsın.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(07.04.22)
sigarayı zor bırakan biri olarak söylüyorum 6 yıl oldu elimi bile sürmedim çünkü bir tane yaktığımda hep gerisi geldi bir şekilde. el alışkanlığını tetikleyeceği için bence bu şekilde tütün vb türevlerinden uzak durun.

uzun süredir kullanıyorsanız nikotinin fiziksel bağımlılığından kademeli olarak kurtulabilirsiniz. ben günde bir taneye düşürüp 10 gün sonra tamamen kestim. size uyan en iyi yöntemi deneyin. hatta doktorunuza danışıp nikotin bandını sorabilirsiniz genelde duyduğum bırakma yöntemi nikotin bandı, bol bol açık havada yürüyüş ve bol su içmek.

umarım başarılı olursunuz. yolunuz açık olsun
0
windymimas
(07.04.22)
(2)

Aynı anda iki üniversite okumak

heathen
İkisi de önlisans veya lisans ise okunamazmış. Peki benim şuan önlisanstan altta 1 dersim var pasif öğrenci durumundayım, bu durumda önlisans okumak istesem yine de sorun olur mu? Esas sorun olan okulda kaydımızın bulunması mı?
İkisi de önlisans veya lisans ise okunamazmış. Peki benim şuan önlisanstan altta 1 dersim var pasif öğrenci durumundayım, bu durumda önlisans okumak istesem yine de sorun olur mu? Esas sorun olan okulda kaydımızın bulunması mı?
0
heathen
(06.04.22)
çift ana dal ya da yan dal durumları dışında örgün öğretim sistemi içinde aynı anda iki ayrı bölümde kayıtlı görünemiyorsun. illa birinin kaydını sildirmen lazım.
0
zgrydn
(06.04.22)
Yukarıdaki cevap doğru.
Yalnız bir ekleme yapayım aynı anda iki tür örgün öğretim yapamıyoruz. Örneğin bir lisans ve bir yüksek lisans aynı anda yapılabilir.
2 lisans, bir yüksek lisans ve 1 doktora gibi kombinasyonlar yapılamaz.
Ön lisans dediğiniz şey meslek yüksek okulu, fakülte değil. Dekanlığa değil müdürlüğe bağlı. Dolayısıyla lisansla farklı kategoride bir eğitim olduğu için belki aynı anda yapılabilir.
0
rewlack
(06.04.22)
(6)

Askerde Okunacak Kitaplar / Yasaklı Kitaplar

sahadaki adam
Merhaba, bedelli askerlik yapacağım önümüzdeki ay. Yanıma 3 adet roman almak istiyorum bunlar Ken Grimwood'un Sil Baştan isimli romanı,Adam Fawer'in Olasılıksız isimli romanı George R.R Martin'in Game of Thrones isimli romanı. Bu üç kitabı yanımda götürmem bir sorun teşkil eder mi acaba bilenler yar
Merhaba, bedelli askerlik yapacağım önümüzdeki ay. Yanıma 3 adet roman almak istiyorum bunlar

Ken Grimwood'un Sil Baştan isimli romanı,
Adam Fawer'in Olasılıksız isimli romanı
George R.R Martin'in Game of Thrones isimli romanı.

Bu üç kitabı yanımda götürmem bir sorun teşkil eder mi acaba bilenler yardımcı olabilir mi lütfen?
0
sahadaki adam
(29.03.22)
etmez.
0
zgrydn
(29.03.22)
Sorun olmaz ama bir ayda üç kitap okuyabilecek kadar zamanının olabileceğini düşünüyorsan yanılıyorsun.
0
dissendium
(29.03.22)
Yeni geldim, 2 yazılım kitabi götürdüm. İncelerlerken yasaklı/yasaksız baktıklarını zannetmiyorum. O kadar sıkı bir denetim yoktu. Yani bence de her türlü kitap sokabilirsiniz aşırı dikkat çeken bir adı olmadıktan sonra.

İlk 1 hafta ben de pek okuyamadım zaten koşuşturmaca, alışmaca ve tanışma muhabbetleri ile geçiyor.

Sonra koğuş içi gruplaşmalar başlıyor. O sıralarda okuma şansım oldu. İlkini bitirdim, diğerini pek okuyamadım göz gezdirdim sadece.

Çok asosyal takılırım bitiririm boş vakitlerde derseniz deneyin şansınızı, bizim koğuşta çoğu kişi okuyordu. Havalar da güzelleşti, bir ağacın altında veya bankta okunur gayet. Ama öyle 3 kitap bana da zor geldi, o kadar da boş vakit olmuyor bence eğitimlerden falan firar etmezseniz.
0
ananiyimioguz
(29.03.22)
Sorun olmaz yav bunlar niye sorun olsun. Biri gidip özellikle şikayet etmezse zaten hiçbir şey sorun olmaz.

Öte yandan benim günde 3 kitap bitirdiğim bile oldu, sabah 5'te kalkınca gün çok uzun oluyor.
0
plutongezegendegilmi
(29.03.22)
ya bana yollanan kitaplar arasında hunger games serisi de vardı. "mıntıkalarda adam öldürmek" konusu düşünsene kajsgdhjad
tabi ne bilsinler içeriğini. o geçtiyse bunlar zaten geçer.
0
la traviata
(29.03.22)
Birak yasagi saydigin kitaplardan icerde 15 kopya falan bulabilirsin.
Meshur kitaplarin hepsinden vardir buyuk kislalarda.

Yasakli listesindeki kitaplari zaten kitapcida bulamazsin, asiri seyler yasak.
0
divit
(29.03.22)
(8)

Instagramdan alışveriş yapıyor musunuz?

Gradient_tabanlı_mor
Ben hiç yapmadım ve çok güvensiz geliyor. Nasıl güveniyorsunuz? Ve para gönderme, kargo takip etme olayı nasıl oluyor?İnternetten alışverişi 96 senesinden beri yapıyorum, sadece Instagrama özel bir güvensizliğim var. Haksız miyim?
Ben hiç yapmadım ve çok güvensiz geliyor. Nasıl güveniyorsunuz? Ve para gönderme, kargo takip etme olayı nasıl oluyor?

İnternetten alışverişi 96 senesinden beri yapıyorum, sadece Instagrama özel bir güvensizliğim var. Haksız miyim?
0
Gradient_tabanlı_mor
(28.03.22)
engellemeye çalışmama rağmen annem yapıyor. sadece kapıda ödeme seçeneği var ise alıyorum diyor.
0
zgrydn
(28.03.22)
shopier mağazası varsa yapıyorum.
0
deartheodosia
(28.03.22)
yapmam hayatta. haklısın. kredi kartı kabul etmeyen yerden alışveriş yapmamalısın. kapıda ödemeye de güvenme. kargoyu alırsın içinden salatalık(örnek) çıkar. çok var böyle olay.
0
jelly bear
(28.03.22)
Instagram'dan 3-4 kez sebze meyve aldım son iki yılda, baya hesaba havale yaparak. Sorun yaşamadım ya da kargo kaynaklı sorun olduğunda üretici/satıcı çok ilgilendi. Hepsi de uzun zamandır aktif, tarlasını bağını bahçesini de paylaşan ve bir şekilde güvenilir bulduğum ya da referansla ulaştığım satıcılardı.

Bir de sahaflardan yine havale ile kitap alıyorum Instagram'dan. Sahaflarla da hiç sıkıntı yaşamadım.

Fakat giyim, kozmetik, takı, dekorasyon gibi şeyleri Instagram'dan asla almıyorum, ona güvenmiyorum.
0
kobuzchu kiz
(28.03.22)
Ben de yıllardır internet alışverişi yaparım. İnstagramdan sadece bir kez alışveriş yaptım. O da yanarsa da yansın diyebileceğim ufak bir meblaydı. Kesinlikle güvenemiyorum.
0
hrvl
(28.03.22)
daha geçen hafta bizim imalatta çalışan ustanın biri 300 lira çarpılmış, onu anlatıyordu bana. trendyol vs varken güvenmem asla instagram satıcılarına.
0
not sure if serious
(29.03.22)
Kesinlikle yapmıyorum. Trendyol, N11, GittiGidiyor bile güvenmiyorum.

İlk tercihim Amazon, sonra da Hepsiburada.
0
kaptankedi
(29.03.22)
O kadar tecrübeniz varsa tartabilirsiniz bence güvenilip olur olmadığını. Yine de diğer platformlara göre riskli olduğuna katılıyorum.

Ben şimdiye kadar sadece 2 kere tasarım sweetshirt için yapmıştım farklı sayfalardan, hepsi de ilgilendi, sorun çıkmadı. Ama sorun olması dahilinde instagram nasıl bir güven sağlıyor bilmiyorum.
0
ananiyimioguz
(29.03.22)
(6)

Bu sene oteller batacak mı?

Fusha
Yerli turist ucuza tatil yapabilecek mi? Ben kamp yapıyorum, kendim için merak etmiyorum açıkçası.
Yerli turist ucuza tatil yapabilecek mi? Ben kamp yapıyorum, kendim için merak etmiyorum açıkçası.
0
Fusha
(07.03.22)
Çok ucuz değil evet ama çevremdeki arkadaşlarım rezervasyonlarını yaptırdı hep. Biz de birkaç yer arasında karar vermeye çalışıyoruz. İnsanlarda fiyat algısı kayboldu cidden; bakarken ucuz mu pahalı mı bir sey diyemiyoruz.

Komple tüm Türkiye tatile gitmeyecek değil ama savaş, ekonomik kriz derken turizmcilerin zorlanacaklari aşikar. 6 milyar dolarlık kayıp bekliyorlar deniliyordu geçen gün bir programda.
0
fraise
(07.03.22)
Alt gelir grubuna hitap eden yerlerde sıkıntı yaşanabilir ama güzel yerlerdeki orta üst gelir grubunda hiç bir şey olmaz diye düşünüyorum.
0
roket adam
(07.03.22)
gelmeyen yabancı turistten dolayı oluşacak mali boşluğu telafi etmeye çalışırlar. bunu da fiyat kırarak yapacaklarını hiç sanmıyorum.
0
zgrydn
(07.03.22)
Muhtemelen oteller batmayacak, bu sene begenmedigin otele seneye, seneye begenmedigin otele bir sonraki sene gidecek şekilde hayatımızı revize edecegiz.
yerliler için tatil malesef ucuz olmayacak.
0
liberal
(07.03.22)
Bir önceki sene tamamen kapalıydı oteller. Batmadılar. Bu sene açıklar.
0
etna
(07.03.22)
Türkiye'de beyaz yakalılar konformisttir.
Yani herhangi bir konuda tepki veremezler rahatları bozulmasın diye.
O yüzden geceliği kaç lira olursa olsun, beyaz yakalı tayfa harıl harıl rezervasyonlarını yapıyor.

Bu yaz bodrum'a / alaçatı'ya gittim storysi atamazsa çatlayacak çok insan var.
0
anten
(07.03.22)
(13)

Rusya Kiev'i alamadi hikayesi

stavro
Bunun gerceklik payı nedir sizce? Ben acikcasi hikaye ifadesini ozellikle kulkandim cunku bana propoganda gibi geliyor. Savasta propoganda da gayet dogal. Zaten savasin basindan beri bati tarafından yogun bir Ukrayna propogandasi gozlemliyirum.Kiev'in henuz icine girilmis değil. Sehir merkezinde tek
Bunun gerceklik payı nedir sizce? Ben acikcasi hikaye ifadesini ozellikle kulkandim cunku bana propoganda gibi geliyor. Savasta propoganda da gayet dogal. Zaten savasin basindan beri bati tarafından yogun bir Ukrayna propogandasi gozlemliyirum.

Kiev'in henuz icine girilmis değil. Sehir merkezinde tek bir Rus askeri yok. Merkezde hiçbir catisma yasanmisligi da yok. Şehir merkezine girilmis değil ve girmeye tesebbus edilmis ve geri puskurtulmus falan da degil. Savasin 6. Gununde rus askeri kiev'in 20-30km disinda bekliyor baktigin zaman.

Rusya ne planliyor tam olarak bilemeyiz ama bekledigi ortada. Yani bu adamlar sehir merkezinin 20km dışında beklerken Kiev'i dusuremediler, Kiev direndi, Ruslar Kiev'i alamadi gibi ifadeler sacma geliyor bana. Baktigin zaman Kiev'i alamadilar diye bir durum yok gozukuyor, almaya teşebbüs etmediler. Muhtemelen harkov icin de durum boyle.

Simdi ben bir şey mi kaciriyorum, Kiev'i alamadilar gibi soylemelrr ne kadar doğru? Bu adamlar Kiev'e bayağı fiilen girdi de geri puskurtuldu bizim haberimiz mi yok? 64km konvoy bekleme halinde su an. Muhtemelen istediğini hiçbir şekilde alamayıp baska care kalmadığında anca o zaman gercek anlamda Kiev'i ele gecirme yoluna gidecekler fiilen. Bu son secenek gibi.
0
stavro
(01.03.22)
sosyal medyada kısa bir tarama yapılırsa rusya'nın bazı zaaflarını görmek mümkün olur. kendi sınırlarının 40 - 50 km ötesindeki birliklerine lojistik destek sağlayamadıkları, propagandadan ziyade somut bir gerçek gibi görünüyor. mazotunu bitirip yolda kalan zırhlı araçlar, esir düşenler, yanmış rus asker cesetleri görüntüleri işlerin rusya için pek iyi gitmediğini gösteriyor.

operasyon süresi uzadıkça rusya'nın işi daha da zorlaşır, birliklerde disiplin kaybolur, savaş suçlarına varan eylemlere rastlamaya başlarız.
0
zgrydn
(01.03.22)
Yıllardır podcast'ini dinlediğim bi Rus var. Severim, aklı başında bi eleman.

Rusya savaştan sonra Ukrayna'da kendine sadık bir rejim kurmak istediği için, şu an sivillere karşı aşırı dikkatli davranıyor, çok tepki çekecek büyük bombalamalar vs. yapmıyor diyor.

Ama Ukrayna'da herkese silah dağıtıldı, kim sivil kim asker belli değil. Arabayla gezen ergen kız molotof atıyor falan. Dolayısıyla bu tutum Rus askerleri arasında huzursuzluğa neden oluyormuş, dikkatli olucaz diye kendimizi riske atıyoruz diyorlarmış.

Bu "yavaşlığın" sebebi buymuş. Gerçi bana sorarsan ortada bi yavaşlık yok, ABD - Irak savaşı bile 40 gün sürmüştü.

Doğru mudur bilemem, ama mantıklı bi teori gibi.
0
plutongezegendegilmi
(02.03.22)
internetteki içerik savaşını kazanmakla sahadaki savaşı kazanmak çok farklı bir şey.
2 yıl önce de hong kong olayları sırasında ya da gezi'de yaşananlardan çok bir farkı yok. internette kazananlarla gerçekte kazananlar çok farklı.
kaldı ki putin'in hiçbir zaman kiev'i alıp kukla bir iktidar ve onları koruyacak silahlı güç vs bırakma planı olduğunu sanmıyorum.
doğu güneydoğu hattına bakarsanız istediğini zaten almış gibi koridoru kurmasına çok az bir şey kaldı. bu sırada da karşı tarafta alt yapı bırakmadı koca bir ülkede travma yarattı vs.
bütün bir ülkeyi almak istediğini düşünseniz bile pc oyununda bile iki turn de bi halt yapamıyorsun ukrayna gibi koca bir ülkeyi nasıl komple ilhak etsin 3 günde?
0
Whily
(02.03.22)
Burada derinlemesine anlatılmış.

eksisozluk.com
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(02.03.22)
ben hikaye olduğunu düşünüyorum.
rusça ve ingilizce bildiğim için her iki tarafın da kaynaklarına bakabiliyorum. ukrayna ve batı medyası baştan aşağı propaganda. kullanılan yaralı, ölü, patlama görüntülerinin çok çok büyük bir kısmı dünyanın dört bir yanından kotarılmış görüntüler.

aynı şekilde rus medyasında da çok büyük propaganda dönüyor. her iki tarafı da biraz tartınca neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlıyorsun.

kiev'in alınamadığı olayı hikaye. 65 km uzunluğunda tank konvoyu var. şehre daha taarruz yapılmamış, hava desteği henüz tam anlamıyla verilmemiş. çoğunluğu milliyetçi sivillerden oluşan halk nasıl kurtaracak şehri allaşkına bunlar karşısında? öyle bir şey olsaydı bu konuda çok daha profesyonel olan filistinliler şimdiye dek israil'i 10 defa geri almıştı.

bence putin olayları çok daha fazla kızıştırmadan müzakereye zorlamaya çalıştı. çünkü, eğer kiev'e girerse zelenski ölür veya tutsak edilir, tüm ukrayna düşmüş olur. ki bu da işlerin diplomatik olarak da içinden çıkılmaz bir hal alması demek (ki aldı ve bence putin bugün yarın kiev'e girecek). ayrıca, taarruz demek önüne geleni öldürmek demek, bu da her iki taraf için büyük kayıplar demek. şehirde hala daha milyonlarca sivil var. bunların ölmesi demek. altyapının yok olması demek.

putin'in amacı ülkeyi kırıp geçirmek değil, kendine bağlı bir yönetim oluşturmak. bu yüzden ilerisini de düşünüp olayı masada bitirmeye çalıştı şimdiye dek. putin bu yüzden biraz şiddet, biraz müzakere yolunu arayacak gibi. bizim cumhurbaşkanığı da açıklama yaptı "müzakereler büyük ihtimalle ertelenecek, olaylar tırmanacak" diye. belli ki bu yönde bir istihbarat var. ancak buna rağmen belarustaki müzakere masasının dağılmaması yine de müzakere yolunun açık olduğunu gösteriyor. konuşmalar savaşta kimin önde olduğuna göre şekillenecektir büyük ihtimal. zelenski düştüğünde putin'in şartları kabul edilir.
0
lesmiserables
(02.03.22)
putin istese ukrayna'nin tamamini birkac gun icerisinde isgal eder. adamlar suriye cehenneminde yuzbinlerce isidli elkaideci teroristle sokak savasi yaptilar yillarca. benim okudugum kadariyla putin ordusunu tutuyor gibi. ilk basta putin'in islak hayallerinden dolayi bu isgal gerceklesti diye dusunuyordum, ama zamanla fikrim, putin'i buna zorladilara dogru evrildi. bugun bir video'da geciyordu. obama'nin doneminde putin-obama gorusmesi oluyor. putin, "bu nato bu kadar iyi bir seyse biz de girelim" gibi bir sey diyor. tabi rusya'nin dost olmasindan ziyade dusman olmasi daha iyi bati icin. Rusya, Kirim'i ilhak etti diye Ukrayna Kirim'a giden suyu kesmis bir baraj vasitasiyla. Bu sekilde kirim'daki tarim alaninin %80'ni ekilemez hale gelmis. Sanki Rusya'yi kasitli olarak kasiyorlar gibi. Eger Kirim ilhaki olmasaydi, Ukrayna'nin Nato'ya girmesiyle Kirim'da abd askeri ussu gorecektik muhtemelen. Bu da Karadeniz'in kaybedilmesi demek Rusya icin. Rusya ve Bati Karsilikli olarak ellerini zorluyorlar. Rusya icin Ukrayna'nin topragi asil mesele degil gibi Nato'nun diplerine kadar sokulmasini istemiyorlar.
0
ubi dubium ibi libertas
(02.03.22)
yav rusya tabii ki kievi alir mesele o degil zaten. mesele istedigi sartlarda alabilir mi? belki alabilirdi... ama alamadi. yani alsa yine alir ama istedigi sartlarda alamadi bitti o mesele. bati tepkisini ve ukraynanin direncini iyi hesaplayamadi, propaganda makinesini modernlestiremedi ve geride kaldi.

putin acik bir sekilde ekonomisinin turkiye gibi olmasindan korkuyordu, daha beter oldu. simdi hem ukraynaya bir kukla yerlestirip hem de yaptirimlari kaldirmasinin kolay bir yolu yok. batirdi yani. amaci gostermelik isgal ve kukla yerlestirmekti, 2 gunde yaparim oldu bittiye gelir kimse de bir sey demez diyordu, kazin ayagi oyle olmadi. aralarini catlatmak icin senelerini harcadigi bati blogundaki butun kazanimlarini geri verdi.
0
robokot
(02.03.22)
Bu kadar yogun ve koordineli propagandanin oldugu bir ortamda soylemleri ve hikayeleri dikkate almamak lazim.
0
dunal
(02.03.22)
robokot +1

Mesele alması değil. Rusya bugüne kadar hep Avrupa için risk oluşturmayan yerlerde genişledi. Gürcistan'ın tümünü işgal etse Avrupa sesini çıkarmazdı. Rusya bunun Ukrayna için de böyle olacağını düşündü. Ama öyle olmadı. Askerî başarı siyasi başarıya denk değildir. İsterse bütün köyleri ele geçirsin, siyasi olarak batırdılar. Kiev'i alamadı demek yanlış değil.
0
dissendium
(02.03.22)
Rusya kiev'i alır. Fransa da alır Türkiye de alır.
Ama bu saatten sonra rusya kiev'i vs sivil halka zarar vermeden ve onların desteği ile, Batının tepkilerini almadan nasıl alir? Alamaz gibi. Cok da bilmiyorum. Ekşide link paylasilmis orada sayfalarca açıklama yapılmış detayli, su saatten sonra "abi alir alir propaganda bu" demek garip olur. Eğer bu kadar detayli açıklama yapabilecek olan varsa buraya yazardı, yok gibi iste.

Eğer amaç ukrayna'yi dümdüz etmekse yapar. Bunu yaparken zarar görmemekse gg, wp.

Bu arada progapanda deniliyor ama nedense Türkiye'de tam bir rus progapandasi var gibi. Bütün eksi sözlük büyük oyunu bozmus gibi dolaşıyor. Artık kim ne progapanda yapıyor bilmiyorum ama eminim ki kimsenin bir şey bildiği yok, herkes birbirini gaza getirip bir şey bildiğini göstermeye çalışıyor.
0
logisticsmanager
(02.03.22)
Kiev'i alsalar bile sonrası Rusya için daha zor.
Birbirlerine karşı biraz uzakta siyaset izleyen batı, sayelerinde iyice birleşmeye zorunlu hissetmeye başladı. NATO'da aslında (Sovyet)Rusya'ya karşı kurulmuş temelde abd destekli bir güç.

Ruslar genel olarak batı tarafından önemsemiyor, ötekileştirliyordu tarih boyunca. Rusya'nın ise imparatorluk hayalî var( doğu ve batı roma'dan sonra üçüncü Roma olmak istiyorlar)
Katolik kiliselerine karşı olan Ortodoks Kiliseleri de belli ki destekliyor bu siyaseti.

Şimdilik batı, askeri güç ortaya koymamakla Rusya'yı bir tür tuzağa çekiyor da olabilir.
0
Erva
(02.03.22)
batı medeniyeti öyle bir propaganda makinası çalıştırıyor ki, savaşa dair doğru haberi alma ihtimalimiz en azından bir süreliğine yok. rusya kiev'i neden alamamış sorusundan ziyade, almak istedi mi onu bile yanıtlamak zor.

bunun haricinde +1 robokot
0
kent sakini
(02.03.22)
Kiev'i almak ile kiev'i istedigi sekilde almak kiyaslamasi yapilmis, tamam iste ben de buna parmak basıyorum. Cok sağlam bir batı propogandasi var ortada, Ruslarla birebir carpisilmis da onlara ilerleme firsati verilmemis gibi bir algi yaratılıyor. Kiev'i alamama durumu yok yani benim gördüğüm bu.
Hatta bana sorarsani kiev'i alma durumu hic denenmeyecek bile belki. Baskentin icine girip carpisma secenegi en son seçenektir.

Ben şahsen Rusya Ukrayna direncini hafife aldi iyi hesaplayamadi soylemlerini de temelsiz buluyorum. Ortada kayda değer bir Ukrayna ordusu direnci veya sivil direnci oldugunu falan sanmıyorum, guzel bir mizansen izliyoruz su anda batı tarafından medya mutfağında üretilen. Dogrudan çarpışmaya girilmedi ki henuz, yani ortada sozu edilen sozum ona beklenenden cok daha kuvvetli bir Ukrayna direnci varsa bile bunu gösterecek bir pozisyon olusmadi ki. Ortada boyle bir sicak catisma ortami yok. Rusya birkac gundur yiginak halinde bekliyor ve bu surecte belli noktalari peyderpey vuruyor. Hangi direkten bahsediyoruz burada?
64km konvoy hala bekliyor, bir seye kalkismadi. Kuzeyde ve dogudaki yiginaklari bilmiyirum ama orada da durim benzer.
0
🌸stavro
(02.03.22)
(23)

Ukraynali mülteciler - cikisim gereksiz miydi?

polopan
Is yerinden Polonyali bir arkadasla ayaküstü Ukrayna'daki savasi konusurken bir ara lafi Polonyalilarin yüzbinlerce Ukraynaliyi sinirdan iceri aldigina getirdi. Bundan dolayi cok duygulandigini ve Polonyalilarla gurur duydugunu falan söyledi. Ben de cevaben bunun degerli oldugunu ama daha birkac yil
Is yerinden Polonyali bir arkadasla ayaküstü Ukrayna'daki savasi konusurken bir ara lafi Polonyalilarin yüzbinlerce Ukraynaliyi sinirdan iceri aldigina getirdi. Bundan dolayi cok duygulandigini ve Polonyalilarla gurur duydugunu falan söyledi. Ben de cevaben bunun degerli oldugunu ama daha birkac yil önce ayni Polonyalilarin ortadogulu mülteciler konusunda en kati ve düsmanca tavir takinan halklardan biri oldugunu, dolayisiyla bu konulari herhangi bir milletle gurur duyma ekseninde tartismamamiz gerektigini söyledim. Kem küm etti, bozuldu ve uzaklasti. Sevdigim de bir arkadasim, acaba gereksiz bir cikis mi yaptim diye düsündüm. Siz ne düsünüyorsunuz?
0
polopan
(01.03.22)
Gereksiz olmuş abi hoşuna gitmediyse yav he he gibi yüzeysel takılıp geçiştirebilirdin adamı bir anda ırkçılıkla suçlamışsın, ayıp bence.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(01.03.22)
Yoo. Gayet iyi bir çıkış.
0
dissendium
(01.03.22)
İyi yapmışsın bence.

Kaç yaşında adam, konuşurken lafın nereye gideceğini düşünsün bi zahmet.
0
plutongezegendegilmi
(01.03.22)
o da sana "sana sorsalar peki alır mıydın mültecileri?" diyebilirdi. o zaman da sen kemküm ederdin. gereksiz bir çıkış olmuş o yüzden. herkes kendince haklı olabilir bu konuda. he he deyip geçmek gerekirdi. bence de gurur duyulacak bir şey yok ortada ama çıkış yapmak da gurur duymak kadar yersiz bana kalırsa.
0
floydian
(01.03.22)
Haklısın.
Adaletse, fırsat eşitliği ise böyle hayati durumlarda herkes için söz konusu olmalı.
Ama tabi insanın kendi yakın ya da sınır komşularıyla empati kurması daha kolay oluyor.
0
Erva
(01.03.22)
iyi bir çıkış. insanların başına ne geliyorsa tarihi okuyamamaktan, boş milliyetçilik kasmaktan geliyor. dünyanın gerçekleriyle yüzleşiversin.
0
lesmiserables
(01.03.22)
Bence yine bir nasıl söylediğin ne söylediğinden daha önemli durumu

Bir de o şu anki haliyle duruma daha duygusal ve minnet yerinden bakarken sen de kendi durumundan dolayı daha gerçekçi bakıyorsun
0
freebird5406_2
(01.03.22)
Sordugun soru dogru ancak haklı mısın? Çünkü bu işin entegre olma açısı da var. Müslümanların avrupada kurulan düzene saygı duymadıklarını herkes biliyor ve haliyle coğrafyasında bu insanları istemiyorlar.
0
monicapp
(01.03.22)
söylediğin şeyde tamamen haklısın. ancak bunu kendine de saklayabilirdin.
ben de çok böbürlenerek birşeyler anlattıklarında almanlara laf sokmaktan hoşlanan biri olarak;

- eğer iş arkadaşımsa böyle konulara girmiyorum. olabildiğince sığ konular tartışmak lazım.
- yakın arkadaşımsa hiç çekinmem, lafı yapıştırırım.
0
yonge and bloor
(01.03.22)
kendi inancin o ise gereksiz olmayabilir ama bence gercekci olmayan bir utopyanin gercek olabilirmis gibi itelenmesinden ibaret.

her insan her insana esit degildir, bu insanin temel dogasi.

ben evime yardima ihtiyac duyan tanidigim huyunu suyunu bildigim birini alabilirim mesela, ama sokaktan rastgele birini almam. bu ikiyuzluluk mu?

yasadigin mahallenin gobeginde bomba patladi 10 kisi öldü diyelim. ertesi gun de uganda'da bomba patladi 10 kisi öldü. ikisini de esit derecede mi umursarsin, kafana takarsin? ikisine de esit derecede mi uzulursun, hayatini etkiler?

kulturu, yasayis sekli, degeleri, dunyaya bakis sekli sana yakin olan kisi uzaktan da olsa ailen gibidir. boyle durumlarda o kisilere daha cok empati beslersin, bu gayet dogal bir sey. bir insan icin yapabilecegin fedakarlik limiti de o kisiye ne kadar yakin hissettiginle alakalidir. bu da insan olmanin en temel gerceklerinden biri. bir arkadasin hasta olsa caresiz olsa hastanede gidip refakatci olursun. hatta yeri gelir alakan olmayan komsun icin bile goz goze gelmis olmanin hatrina fedakarlik yaparsin, halbuki ayni apartmanda yasiyor olmaniz haricinde rastgele bir insandan hic bir farki yok. ama bos gununde gidip hastanede refakatci olacak rastgele birini aramazsin di mi? cunku tanimadigin sana uzak olan insanlari daha az umursarsin.

insanin temel dogasinin sucluluk hissetmesi gereken bir seymis gibi kafasina kakilmasina karsiyim bu yuzden. evet, bence polonyali biri ukraynali birine karsi daha fazla empati besler, daha fazla uzulur, ve acilarini paylasmak icin daha fazla fedakarliga razi olur. bu gayet dogaldir, suclu hissedilmesi gerekilen bir sey de degildir. benzer sekilde ortadoguda zorluk yasayan birileri icin kulturel olarak yakin oldugu, onlarla benzer mucadeleler veren kisiler daha iyi empati kurar ve daha cok fedakarlik gosterir, o da dogaldir. insanlari boyle hissettigi icin suclamayin. kendi komsunuz, tanidiginiz biri, arkadasinizin problemi / acısı sizin icin sokakta rastgele birinin acısından onemliyse siz de boyle birisiniz, insanlari bununla suclamayin bence.
0
robokot
(01.03.22)
bence de gayet güzel bir çıkış olmuş. eğer iş ilişkinde birbirinize sıkıntı çıkaracak bir durum yoksa yapıştır gitsin, ağzına sağlık. buradaki tek sıkıntı iş ilişkin olacaksa ve bu işini negatif etkileyecekse bu bir sıkıntı, çünkü belli ki türkiye'de değilsin, deplasmandasın, ve avrupalı kimse seninle empati yapmayacak buna emin olabilirsin.
0
roket adam
(01.03.22)
Robokot+1
Cikisinizda haklisiniz, yani isteyen istediği düşünceyi söyleyebilir. Bu dediğinizde hatali bir şey yok. Ha bana göre is ortamında gereksiz. Evet burada "allahim ne kadar süper bir ülke Polonya" diyecek bir olay yok.

Benim de kendi fikrim;
bir insanın orta doğu vatandaşını ülkesine alırken korkmasi ama Ukraynalı alirken daha rahat olması kadar normal bir olay yok. Hele Avrupalıysa. Aramızda harbiden "pakistanlilar gelsin, afganlar gelsin, suriyeliler gelsin sinerji yaratalim" diyen var olduğunu sanmam. Bütün ülke aylardir multecilere karşı konuşuyor. Bazi mahalleler mülteci mahallesi oldu Ülkenin geldiği hal belli.

Hic politik dogruculuk oynamayacagim. Hicbir bilgim olmasa bana ülkeye pakistanli mi gelsin ukraynali mi gelsin deseler Ukraynalı seçerim. Onyargi vs zerre umrunda değil. Eksisozlukte sabah aksam "hindistanlilar denize kaka yapiyor", "bangladeste sokakta yapılan iğrenç yemek" paylaşımı yapılan yerde "abi gelsin bangladesli canimiz ya yaşasın bizle" diyecek insan sayısı 0.


Buna ek olarak Türkiye'nin bunu yapmasinin sebebi hastası olmasından değil zaten. Ucuz is gücü, Avrupa'ya karşı "bak salarim haaa" gücü.
Rusya'nın gazi varsa Türkiye'nin mültecisi var. Türkiye'de halk multeciler yüzünden kötü halde ama hükümetin umrunda değil.
0
logisticsmanager
(01.03.22)
gayet haklısın. entegrasyon problemi gerekçesi ile mültecileri reddetmelerinde bir mantık olabilir ancak şu anki politikalarının değişmesi kesinlikle bir gurur gerekçesi olamaz.
0
zgrydn
(01.03.22)
böyle konular hakkındaki fikirlerinizi sadece twitter'da boşluğa yazamayacağınıza göre e tabii yeri gelince sohbet içinde de söyleyeceksiniz ki bi anlamı olsun. nihayetinde arkadaşınızın paylaşımı ne kadar gereksizse sizin çıkışınız da o kadar gereksiz olabilir ancak. bozulmak istemiyorsa açmasaymış muhabbetini. illa hoş tutacak haliniz yok. bi de o açıdan düşünsün yani niye bozulmasın ki. madem o kadar düşünüyor mültecileri, farklı ırktan olanlara yapılan muameleye de ses çıkarabilir, bozulması saçma. he biraz whataboutism dedikleri şeyden olmuş gibi ama sevdiğiniz arkadaşınızla da düşüncelerinizi paylaşamayacaksanız ohooo yani.
0
kimwexler
(01.03.22)
Senin cikisin gereksizden ziyade utopik. Polonya'nin Suriyeliler yerine Ukraynalilari kendilerine cok daha yakin hissetmesi ve onlara kucak acmasi gayet normal. Ayni sekilde bizimde azeriler ile ukraynalilar arasinda secim yapmamiz gerekse, gidip ukraynalilari secersek bu hayatin normal akisina aykiri olur.
0
cooperr
(01.03.22)
konusu sanmıyorum ama tekrar açılırsa çok değerli hümanist polonya vatandaşı arkadaşınıza şu twitter.com videoyu izletirsiniz.

çıkışınız yersiz değil, söylediğiniz şey yanlış değil.
0
coldegezenkutupayisi
(01.03.22)
Gayet yerinde bir çıkış. Polonya'da yabancı karşıtlığı oldukça yüksek seviyelerde.

Mülteci konusundaki tutumlarını da gördük. Hatta bu savaşta bile mülteci ayırıyorlar.

O yüzden gurur duyulası bir durum yok. İnsanlık namına kapıları açmaya karar vermişler ama övünülecek bir şey yok.

Ha ama şu var ukrayna ve polonyalılar akraba gibidir. Bizim kıbrıs türklerine ya da azerileri kapıları açmamız gibi düşünebilirsin. O yüzden adam kendi içinde bir coşku yaşamış sen de boğazına tıkmışsın:D
0
anten
(01.03.22)
az bile demişsin. işim gereği çok avrupa'lıyla konuşuyorum. yüzde 99u maalesef böyle. işine geldi mi humanist, işine gelmedi mi ırkçı.
0
buenosdias
(01.03.22)
Bence haklısın. Durduk yere yükselmişsn diyebilmemiz için adamla hiç konuşmazken masasına çöküp “sizinkiler bunu bunu yapmış!” demen gerekirdi.

Durup dururken ülkesiyle gurur duyan o, illa ki bir menfaat uğruna yardım ediyolar asla saf iyiniyetli değiller bizi aptal yerine koymasınlar, bu yüzden çok yerinde bir konuşma olmuş.
0
megalomaniac
(01.03.22)
bence haklı değilsin. kimse kendi ülkesine zeval getirecek insanlardan binlercesini ülkesine almak zorunda değil. ki ukrayna ile polonya tarih ve kültür olarak birbirlerine yakın milletler. birbirlerini kardeş millet olarak görüyorlar gibi.

biz nasıl boşnakları, bulgarları kabul edip bundan rahatsızlık duymadıysak ancak suriyelilerden genel olarak aynı şekilde bahsedemiyorsak aynı durum geçerli.

ilave bir bilgi. zaten 2014'ten sonra ukraynadan eğitim, iş vs amaçlı bir çok ukraynalı polonyaya göç etmişti. ukraynalılar suriyeliler veyahut diğer orta doğulalar gibi genel olarak entegrasyondan kaçınan, gittiği yerin düzenini bozan kişiler olmuyor genelde.

sende azerbaycan rusya tarafından işgal edilse, savaştan kaçan azeri kardeşlerine sahip çıkmaktan mutlu olurdun diye düşünüyorum, ki bizim ülkemizde binlerce kırgız, kazak, türkmen göçmen de var ve onlardan çoğunluk olarak rahatsız değiliz.
0
NightBringer
(01.03.22)
haklı - haksız olman çok afaki.

"evet haklısın, çok özür dilerim, ben polonya adına yarın 2 milyon suriyeliyi ülkeme alıyorum" mu desin istedin mesela

veya
"siz türkler ne harika insanlarsınız aferim size, bravo şak şak şak" mı bekledin.

Yani haklı da olsan haksız da olsan
nasıl bir sonuç bekliyorsun?

Söylediklerinin içeriği doğru yanlış olabilir de
ikiniz de ülkenizin politikası, siyasetinde söz sahibi olmayan düz ofis çalışanlarısınız.
"peki eeeeee yani?" dese ne diyeceksin.
0
Corc
(02.03.22)
haksız da olsan yerinde bir çıkış
hepimiz düşmanız ve ötekiyiz, bunu da temellendirmişler tekrara gerek yok
çoktandır skorbordlar şeffaf değil görünürleşti, leşmedi mi
0
comp
(02.03.22)
türki cumhuriyetlerden gelenlerden rahatsız olmuyoruz çünkü göremiyoruz,
selefiler ve hapisteler (bkz: reina)
0
comp
(02.03.22)
(10)

Ukrayna savaşı neden bu kadar gündem oldu

mg3929
Daha doğrusu şöyle; dibimizde yıllardır milyonların öldüğü farklı savaşlar oldu, çok yakın tarihte ermenistan azerbaycan olayında ölümler oldu ama hiçbir şey ukrayna kadar gündem olmadı hem Türkiye hem de dünyada. Bu niye böyle oldu? Facebook gruplarında insanlar ukrayna için savaşa gitmek istiyorum
Daha doğrusu şöyle; dibimizde yıllardır milyonların öldüğü farklı savaşlar oldu, çok yakın tarihte ermenistan azerbaycan olayında ölümler oldu ama hiçbir şey ukrayna kadar gündem olmadı hem Türkiye hem de dünyada. Bu niye böyle oldu?
Facebook gruplarında insanlar ukrayna için savaşa gitmek istiyorum nasıl giderim falan yazmışlar ve ciddiler, şok oldum.
Savaşa karşı olan ve sivillerin haline üzülen sıradan bir vatandaşım herhangi bir ima içermiyor sorum.
0
mg3929
(27.02.22)
büyük ülkenin küçüğe zorbalık yapmasıyla alakası yok. o zaman libya, yemen, filistin de sürekli gündem olmalı? yemende, filistinde her gün uçaklardan tonlarca bomba yağıyor.

bir şey çok gündem oluyorsa orada rant çok demektir. rantı olmayan bir şeyi sömürsünler haberin bile olmaz. ama rant büyükse artık duymaktan gına gelir.

olay NATO ve Rusya arasında rant kavgası. iki taraf da Ukrayna'nın kendi egemenliğinde olmasını istiyor. olay bundan ibaret. o facebook grubundakilerin çoğu Amerikalıdır sanırım. rahat batıyor diyelim. 2. dünya savaşında da çoğu amerikalı "iş olsun diye" savaşa gitmişti.
0
lesmiserables
(27.02.22)
Gundem olsun diye medyayi acayip fonluyorlar muhtemelen milyar dolar falan ayirmislar bu ise.
Dogru 1 tane haber okuyamiyoruz 3 gundur.

Gundem olma sebebi bu tamamen.
Yoksa kirimi aldilar daha buyuk savas cikti kimse sallamadi.
0
divit
(27.02.22)
Bu kadar gündem olmayan diğer savaşlardan farkı iç savaş olmaması, uzlaşılamamış bölgesel bir konu veya benzeri spesifik bir konu yerine tümden işgal çabasını içermesi, yeri ve içeriği sebebiyle 2. dünya savaşı ve soğuk savaş dönemini hatırlatan yanlarının olması, savaşın evrilebileceği yer ile ilgili (ülkeler arası büyük savaş, nükleer kullanımı vs. gibi) büyük korkuların olması, işgalin sonrasında polonua, finlandiya benzeri ülkelere de "sıçrayacağı" korkusu, batı sisteminin (nato, eu, ec) çaresiz/gönülsüz/güçsüz kalması sebebiyle 30 yıllık statükonun değişiyor olduğuna dair bir belirsizliği ima etmesi, rusya ile gaz ticareti ve onu destekleyen çinle her türlü ticaretin akıbetine dair belirsizlikler, 40 milyonluk bir avrupa ülkesindeki işgalin getireceği mülteci sorunları barındırması. Diğerlerinde bunlar ya yoktu ya da daha azdı. bu savaşa benzeyen körfez savaşı ve ırak'ın işgali de bu çapta gündem olmuştu.
0
perferil
(27.02.22)
20 sene önce haber kanalı yerine kral tv izleyen tayfa, bu tür bir gündeme pek dahil olmuyordu. şimdi öyle değil. iletişim olanakları arttıkça ve propaganda araçları geliştikçe sıradan insanlar kopan patırtıyı daha fazla hisseder oldu. ırak savaşının başları ya da suriye iç savaşının başladığı dönemlerde de benzer derecede gürültü koptuğunu görmüştük oysa.

şunu da eklemek gerekir; bu savaşın olası sonuçları hepimiz açısından çok büyük olabilir. facebook'ta gördüğün o aptalca gözüken içerikleri bir kenara koyarsak toplumun bu konuda en azından belli bir farkındalığa ulaşması bence kıymetli.
0
zgrydn
(27.02.22)
Bir sürü kişi yazmış, o yüzden kısa ve öz yazacağım ki bir farkı olsun:

Diğer savaşlar büyük güçleri birbirine düşürecek savaşlar değilken Ukrayna savaşı NATO ile Rusya'yı doğrudan karşı karşıya getirebilecek ve üçüncü bir global savaşa yol açabilecek ilk savaş.

NATO belli başlı bir oluşum, Rusya'ya karşı operasyona karar verilirse bütün üye devletler bu savaşa dahil olurlar. Buna karşı da mutlaka Çin gibi bir güç de Rusya'ya destek çıkar. Oldu sana III. Dünya Savaşı.
0
Kayzer1919
(27.02.22)
En ozet haliyle soyleyeyim, siyasi ve stratejik açıdan cok kritik, cok onemli ve butun dunyayi ilgilendiren bir savas oldugu için. Bu bir dogu-bati mucadelesi. Cift kutuplu dunyanin yansimasi. Ve bu savaş sonrasinda belki de cift kutuplu duzen olusacak tekrar.
Yani bu savaş her yonuyle ayriliyor ve boyle gündem olmasi cok dogal.

İnsanlari da daima medya yonlendirir. Medyada ne kadar gundem olursa insanlarin da o kadar gundeminde olur. Unlu isimler savasa karsi mesajlsr verince insanlarin da gundemine giriyor. Hiçbir unlu ismin aciklamasi olmasaydı emin ol sosyal medyadan savasla ilgili mesajlar veren vatandas sayisi da cok az olurdu. Medyadan ve tanınmış yuzlerden cok etkilenir kamuoyu.
Ayrica sari sacli acik tenli renkli gozlu slav irkina ortadoglulu kahverebgi irktan daha fazla sempati duyuluyor halk tarafindan.
Vatandas tarafidna da durum boyle.
0
stavro
(27.02.22)
tam bir makbul savaş, ukrayna tarafında isen eğer.
bembeyaz ve ortodoks olmalarının da alakası var
ukraynada savaşmaya gönüllü olursan buyur ederler kahraman olursun, suriyede ırakta filistinde yaparsan terörist olursun

mesela şöyle:
"This isn't a place, with all due respect, like Iraq or Afghanistan who has seen conflict rage for decades. This is a relatively civilized, relatively European - I have to choose those words carefully - city where you wouldn't expect that or hope that it was going to happen."
twitter.com
relativli :D

@pluton'la aynı şeyi atmışım, tüm mesaj floodu okunabilir neyse
0
comp
(27.02.22)
"Batılılar" Iraklıları, Afganları, Libyalıları falan insan olarak görmüyorlar çünkü. O yüzden onlarla değil Ukraynalılarla empati kuruyorlar:

twitter.com
0
plutongezegendegilmi
(27.02.22)
@pluton +1
0
komando kani var bende
(27.02.22)
hepsi birileri için gündem oldu ama başkaları için gündem olmamış olabilir bu da gayet doğal. kimseden iyilik meleği olmasını beklemeyin. interneti de çok ciddiye almayın.

ayrıca ortadoğuyu gösterip kıyaslayan arkadaşları anlıyorum ama durum o kadar net değil.

yıllardan beri çatışmalarını proxy olarak geçirmiş ve buna zorlanmış bir bölge ile 20. yüzyılda 2 dünya savaşı soğuk ve savaş geçirmiş, sırf bunlar olmasın diye(?) içinde yaşadığımız organizasyonları kuran ve içinde yaşadığımız dünyanın ağır abilerinin olduğu bir bölgede proxy şeklinde bile değil bir asır önceki retorikler ve amaçlarla doğrudan iki ülke arasında saldırı olmadı balkanlardan beri.

uluslararası realpolitikte yeri de bambaşka ayrıca.

şu an batıda hatta post sovyet periferi ülkeleri ve pro putin lideler dolayısıyla asyada da birincil gündem olması kadar doğal bir şey yok.
0
AlsterWasser
(27.02.22)
(11)

Osmanlı Hristiyan olsaydı

Kaleci Saçlı Forvet
Bu konu hep aklıma takılmıştır. Bi anektod vardı Papa Fatih Sultan Mehmet'i Hristiyan olmayan davet etmişti, gerçektir değildir bilmiyorum ama gerçek olsaydı ve kabul edilseydi, Osmanlının Katolik bir Hristiyan olması sonrası için ne kazandırırdı? Bunu sorarken Hristiyanlık süper bir din demiyorum a
Bu konu hep aklıma takılmıştır. Bi anektod vardı Papa Fatih Sultan Mehmet'i Hristiyan olmayan davet etmişti, gerçektir değildir bilmiyorum ama gerçek olsaydı ve kabul edilseydi, Osmanlının Katolik bir Hristiyan olması sonrası için ne kazandırırdı? Bunu sorarken Hristiyanlık süper bir din demiyorum ama bugün Avrupa aynı zamanda dini bir birliktelik üzerine de kurulu, Osmanlının yeri ne olurdu bu birlik içinde Avrupa'nın ABD'si mi olurduk yoksa alelade bi Avrupa ülkesi mi olurduk. Ekonomik ve sosyolojik olarak bugünkü durumumuzdan daha iyi olurduk gibi geliyor bana her halükarda ama nihai sonuç ne olurdu acaba. Tabii bunu sorarken ben Osmanlının yine çağdaşları gibi yıkılacağını düiünüyorum ama siz yıkılmamış olduğu bir senaryo üstünden de gidebilirsiniz. Teşekkür ederim.

Edit: Bu arada hiçbir dine mensup değilim dinlere karşı bi sevgim de yok düşmanlığım da, sadece alternatif bir sonuçta ne olurdu diye merak ediyorum.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(26.02.22)
osmanlı teknik olarak katolik olamazdı. olsa olsa ortodoks olurdu. bizi arap ülkelerinden ve kültüründen olabildiğince uzak tutacağı gerçeğinden hareketle çok daha iyi durumda olurduk muhtemelen.

başımıza gelen kötü şeylerin çoğu ortadoğu kültürü ve dini etkisi altındaki insanlardan kaynaklanıyor.
bir fransa-almanya olmazdık belki ama birçok konuda ispanya ve italya seviyelerinde olurduk en azından.
0
bohr atom modeli
(26.02.22)
Osmanlı Hristiyan olsaydı Osmanlı diye bir imparatorluk olmazdı. Osmanlı Devleti gaza politikasıyla hareket etmiş bir Türk devletidir. Yani amaç İslam'ı yaymaktır. Amaç İslam'ı yaymak olduğu için yapılan savaşların amacı budur. Bu nedenle ordu Viyana'ya kadar gidecek motivasyonu bulmuştur. Hristiyanlığı kabul etmesi Osmanlı'nın var oluş amacına terstir. Doğal olarak yayılma duracağı için Osmanlı denen devlet Marmara Bölgesi'nin ötesine geçemezdi. Avuç kadar bir beylik olarak kalırdı ve yok olurdu. İslam'ın Osmanlı'ya en büyük katkısı gaza için yapılan savaşlar sonucunda büyük toprak kazanmasıdır. Hristiyanlığın ise Osmanlı'ya hiçbir katkısı olmazdı. Çünkü Hristiyanlık Orta Çağ'da cennetten yer satılan, bilimin engellendiği bir ortamda yer alıyordu. İslam ise bilginler sayesinde daha zengin bir durumdaydı. Fatih ile Hristiyanlık arasında sürekli zorlama bir bağ kurulmaya çalışılıyor. Fatih bunu kabul etseydi ki etmesi imkânsız, gavur padişah diye kendisini asarlardı.

En fazla Sırbistan düzeyinde bir devlet olurdu. Dünyada hiçbir etkisi olmazdı.
0
dissendium
(26.02.22)
Abi dediğine çok katılmıyorum Hristiyanlar da 1500 yıldır falan kendi aralarında ya da Müslümanlarla savaşıyor, yani Hristiyanlığı kabul etselerdi de savaşmak için, özellikle o dönem için yine bi motivasyonları olurdu muhtemelen, bu yine toprak kazanılmasını sağlayabilirdi. Biz Hristiyan olduk hadi oturup çayımızı kahvemizi içelim demezlerdi sanırım.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(26.02.22)
tarihsel olarak, kusatma olarak ne degisirdi bilmiyorum ama arap kulturunden uzak kalirdik. din kardesligi adi altinda su anki multeci sorunumuz da olmazdi mesela. ab'ye de daha kolay girerdik. en kotu kucuk, etliye sutluye dokunmayan bir avrupa ulkesi olurduk. asyada topragimiz da olsa sirf dinden sade avrupa kitasindan sayilirdik otekilestirilmezdik.
0
Kittie
(26.02.22)
Valla Osmanlı değil ama, tarihte Türkler kadar çok din değiştiren başka bir millet yok sanırım, Musevi, Hıristiyan, Budist vs olan bir sürü Türk topluluğu / askeri / komutanı / devleti var tarihte.

İlginç bir şekilde İslam hariç hiçbir din "tutmamış". Tabi başka milyon tane sebep de vardır da, Türklerin asıl olayı askerlik olması ve İslam'daki cihat anlayışı güzel bi sinerji yakalamış gibi görünüyor.

Yani üretimden, ticaretten, sanattan anlamayan bir topluluk var elinde. Asıl meslekleri sağa sola saldırıp yağma yapmak. Zamanın en yeni ve cool ideolojisi de senin yeteneklerinle uyumluysa ona yönelmek en mantıklısı.

Demek istediğim, eğer Türkler Müslüman olmasalardı zaten Osmanlı olmazdı büyük ihtimal. O saatten sonra da tüm ordu Müslüman, Fatih din değiştirse onu takip edip etmeyecekleri şaibeli.

Bi de işte Müslüman olmayan Türklerin, günümüzde istisnasız hepsinin asimile olmuş olması durumu da var. "Alelade bir Avrupa ülkesi" olmak, başımıza gelebilecek en iyi şey olurdu diye düşünüyorum. Gagavuz Türkleri, Karaylar, Uygurların hali ortada.

Edit: bu arada fun fact, Fatih'in oğlu Cem Sultan Vatikan'a kaçıyor, en son da torunları falan Hıristiyan oluyor diye hatırlıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(26.02.22)
osmanlı hristiyan olsaydı bizans olurdu. bizans osmanlı aynı şey.

fark yok.
0
duyurukullanıcısı
(26.02.22)
İslâm olmasa da o dönem zaten gaza akımları her yerde var. Sürekli sınırları zorlamak, gasp etmek, Sümer döneminde bile mevcut. Yani Osmanlı Müslüman olmasaydı olmazdı söylemi safsata ki Fatih Sultan Mehmed'e değin Hristiyanlar devlet yönetiminde etkin görev alıyor. Fatih Mehmed bunları yollayıp devlet yönetiminde tamamen ele geçiren ilk padişahdır. Bu yüzden ki Halil İnalcık Osmanlının gerçek kurucusuna Fatih der.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(26.02.22)
bence en önemlisi anadolunun türk oldugu değil grek ve ermeni oldugu kabul edilirdi.
osmanlı hristiyan yani ortodoks olsaydı yine rusya ile çekişirdi.
ortodoks hristiyan dünyasının lideri kim olacak diye.
ruslar slav nüfus desteğine, yükselen ivmesine ve kuzey asyadaki sınırsız topraklarına dayanarak yine avantajlı olurdu.
osmanlı avrupada islamiyeti yaymak motivasyonunu kaybederdi, aksine ortadoğu ve afrikadaki müslüman halkları sömürgeleştirmek motivasyonuna sahip olurdu.
abd gibi olması imkansız çünkü bir akdeniz ülkesi. avrupanın lideri yine okyanusa kıyısı olan ingiltere almanya fransa olurdu.
hristiyan oldugu için avrupadaki olumlu ve olumsuz gelişmelere daha çok dahil olurdu.
fransız ihtilali ve napolyon savaşlarında daha aktif olurdu.
monarşi eninde sonunda yine yıkılırdı en geç 2.dünya savaşında veya sonraki darbe dönemlerinde.
yıkıldıktan sonra kurulacak cumhuriyet yunanistana çok yakın olurdu hatta birleşme bile gündeme gelebilirdi. hatta yunan ayaklanması olmazdı bile. bizans gibi bir ülke olunurdu ve yunanlar ayrılmak istemezdi.
0
dafuq
(26.02.22)
önceki cevabın silinmesi sonrası edit'lenmiş cevap:

II. mehmet papa'nın teklifini kabul etseydi devletin başında 2 gün kalamazdı. o zamanın eşrafı ona göre bir alternatifi başa getirir, sistem aynen devam ederdi.

takvimi geriye sarıp islam'ın yayılışının kısıtlı kaldığı bir senaryo üzerinden gidelim:

ortadoğuya yakın oluşumuz dolayısı ile müslümanların azınlık olduğu bir durumda, zamanımızın ve kaynaklarımızın büyük kısmı din temelli çatışmalar ile harcanırdı.

protestanlık sonradan bunu değiştirse de hristiyanlık, islam'a göre ekonomik ve sosyolojik açıdan daha kısıtlayıcı, tutucu bir din idi. bundan dolayı endüstri devrimi öncesinde ekonomik ve sosyolojik olarak kesinlikle daha iyi durumda olmazdık. protestanlığı benimsediğimiz ölçüde erken kapitalist dönemde bazı sistemleri oturtma şansımız olabilirdi. ancak rusya ve dinen karşıtımız olan doğudaki komşularımız karşısında, oluşturduğumuz ekonomik yapıyı bozmadan pek fazla dayanamazdık. 1. dünya savaşı sonrası dünyada olduğu gibi bizde de imparatorluk konsepti yıkılırdı.

refah açısından geri kalmamızda avrupa'daki dini birliktelik elbette bir yere kadar geçerli ancak bizim muhafazakar akademik tayfanın iddia ettiği kadar büyük bir faktör değil. zira dünyanın gördüğü en büyük iki savaş da hristiyanların kendi arasında patlak verdi.
0
zgrydn
(26.02.22)
ingiliz fransız alman ortadoğuda yaşamıyor, din de yok, yüzlerce yıl olmuş dinini unutalı, dünyanın en kanlı savaşını başlattılar 2 kere, milyonlarcası birbirlerini boğazladılar

tarihi eğer şöyle olsaydı diyerek baştan kurgulamak imkansız
0
comp
(26.02.22)
Avrupa dini bir birliktelik üzerine kurulu değil aslına bakarsanız. Bizim ülkenin bakış açısından böyle bu. Avrupa soy bağları üzerine kurulu. Batı, orta ve doğu Avrupa içerisinde teknik olarak aynı dine mensup olmalarına rağmen derin ayrılıklar var.

Bunu anlamak için geç antik çağ tarihine bakmanız gerekiyor, Roma'nın yıkılış sürecinde germen kabilelerinin toprak bölüşümleri kritik öneme sahip. Yüzyıllar boyu karolenj ve merovenj hanedanları daha geç dönemlerde capetler, bourbonlar, plantagenet, tudor, hanoverlar gibi belli başlı aileler arasında miras olarak parçalanıp birleşen topraklarda kurulu bu ülkeler. Bizim "Türki cumhuriyetler" dediğimiz yapıdan çok daha sıkı fıkı bir ortak geçmiş var aralarında. "Aynılık" hissiyatı dini yakınlığın çok ötesinde. Dini aynılığın sebebi dahi bu ailelere mensup monarkların din değiştirmiş olması. Avrupa'nın hristiyanlaşma süreci çok ilgi çekici bir konu ama bizim ülkede ne ilginç ki Avrupa tarihi ile ilgili yazılmış çevrilmiş kitapların sayısı çok az. Özellikle de geç antik çağ ve orta çağı konu edinen kitaplar daha da az.

Osmanlı hristiyan da olsa balkan ülkelerinden ya da ermenilerden çok da farklı olamazdı.

Türkiye'deki Müslümanlar Avrupayı "Hristiyan devletler birliği" olarak görüyor. Bundan daha yanlış bir tanımlama çok zor yapılır sanırım. Zaten bugünkü Avrupa'nın Hristiyanlıkla pek bir ilgisi alakası da kalmadı.

Hristiyan olmamızın bize tek artısı bugün yaşadığımız kimlik bunalımını yaşamıyor olmamız olurdu. Bugün İslami kaygılarla ne batı ne de doğu bloğuna ait hissedemiyoruz, ancak dünyanın güç dengesi bu bloklar arasında kurulu.
0
akhenaten
(26.02.22)
(7)

Akşam yemeğini kaçta yiyorsunuz? Sonrasında neler atıştırıyorsunuz?

hrvl
Ben artık kendimden sıkıldım. Sürekli karnım aç, yıldım. Akşam yemeğini 7 gibi yiyoruz. Sağlam ekmek yerim, pilav veya makarna da mutlaka olur akşam yemeklerimizde. Ama yemekten sonra çay demleme alışkanlığımız yok mesela. Meyve yemek de yok, markette özenip alıyorum bazen, çürütüp çöpe atıyoruz gün
Ben artık kendimden sıkıldım. Sürekli karnım aç, yıldım.

Akşam yemeğini 7 gibi yiyoruz. Sağlam ekmek yerim, pilav veya makarna da mutlaka olur akşam yemeklerimizde. Ama yemekten sonra çay demleme alışkanlığımız yok mesela. Meyve yemek de yok, markette özenip alıyorum bazen, çürütüp çöpe atıyoruz günah. Anca yaparsak cips kola yapıyoruz.

Ama ben doymuyorum. Yemeği 7’de yedik mesela, 9 gibi midem kazınmaya başlıyor. Ama baharatlı bir şeyler istiyor canım. Kendimi getirde yemeksepetinde trendyol yemekte çiğköftelere, lahmacunlara, tantunilere bakarken buluyorum. Ama her Allah’ın günü böyle bu. Misal dün 7.30 gibi yemek yemiştik. Ben saat 10’da üç çeyrek tantuni siparişi verdim. Bir dönem insülin direnci sorunum vardı. O zaman da hunharca acıkıyordum. Uzun süre ilaç kullandım, değerlerim normale döndü ve bıraktık tedaviyi. 1 sene falan olmuştur en son kontrole gideli, sorun yoktu o zaman da. Hem insülin direnci olsa tatlı matlı istemez miyim? Ben acı baharatlı şeyler istiyorum hep. Hiçbir şey yapamazsam kalkıp tost yapıyorum. Anormallik bende mi? Siz de akşam yemeklerinden sonra acıkıyor musunuz?

Bu arada yaş 29 cinsiyet kadın.

Günlük yemek rutinim de şu:
Sabah 9 kalkış 9.30 gibi bir kase mısır gevreği
12.30 gibi kahvaltı, peynir zeytin dışında mutlaka bir şey olacak, yumurtadır, menemendir, patates kızartmasıdır
6.30-7.00 gibi akşam yemeği
Sonra da Allah ne verdiyse açlık krizi işte
0
hrvl
(24.02.22)
Cevap soruda gizli

“ Sağlam ekmek yerim, pilav veya makarna da mutlaka olur akşam yemeklerimizde.”

Basit karbonhidrata çok yükleniyorsunuz, insülin tavan yapıyor. Haliyle hemen sindiriyorsunuz ve depoluyorsunuz. Sonra kan şekeri düşüyor insülini yemekten sonra çok yükselttiğiniz için.
Biraz glisemik indeks araştırın. Glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenitdeniz kan şekeriniz birden fırlamadığı için daha az insülin salgılarsınız, insülin direnciniz oluşmaz, daha yavaş sindirirsiniz ve sindirim sonrası kan şekeriniz düşmez.

Aralıklı oruç insülini ve kan şekerini çok iyi dengeliyor. Ama karbonhidrata bu kadar yükleniyorken işe yaramayabilir.
0
zimbirik
(24.02.22)
- aç kalmayı vücudunuzu alıştırın. (ilk birkaç gün zor olacak ama sonrası çok rahat)

- ekmeğe, kızartmalara elveda, nitelikli gıdaya merhaba. (günün ilk öğününü mümkün olduğunca geç yapın, güne mısır gevreği ile başlamak yerine bir elma ile başlayıp kahvaltıda muzlu, fıstık ezmeki yulaf ezmesi yiyin ve tabii bol su)

- yemeksepeti, getir gibi appleri silin, markettenn cola cips vs. alıp evde stok yapmayın. iletişim kanalları ve seçenekler daralırsa yoldan sapmazsınız.

- ara öğünlerde yoğurt, kuruyemiş, kuru meyve, meyve tüketin. (gece acıkmasını bir avuç kuruyemişle bastırabilirsiniz)

bir de gerçekten kararlıyanız bir diyetiysene başvurun derim. bu önerilerim kaba taslak. kalori hesaplamasıyla daha ölçülebilir bir şekilde rahat edebilirsiniz. ama bence temel mesele vücudu alıştırmak ve küçük kaçamaklar hariç hep nitelikli gıda tüketmek.
0
steve rogers
(24.02.22)
+zimbirik

Bilimsel bir temeli olmadan kendi görüşümü salllayacağım

1. Mısır gevreği acıktırıyor beni. Gevrek yediğimde daha çok dahaaa çok iştahım artıyor

2. Günde 3 öğün yemek de beni acıktırıyor. Aralıklı orucu daha sağlıklı buluyorum ve saati saatine buna uymasam da acıkmadan bişi yemiyorum ( geceleri stres yemeği hariç )

3.sabah acıkmadan ağzıma lokma koymuyorum

4. Gece stresten sıkıntıdan yiyorum.

5.az su içti isem bunu açlık sanıyorum. Bol bol bişi içmek gerek.


6.yeterince baharatlı bişi yemedi isem de doymuyorum.

7.ayrıca karbonhidrat yedikçe acıktırır

8.kendi gözlemim şu ki doğal yolla yeterli şeker alınmazsa ve sağlıksız rafine şeker yenirse de çok acıkılıyor. Kahvaltıda mümkünse bal ve pekmez bu açığı kapatabilir.

9.bunu yazacağım için bağışlayın ama , eleştirim kendime de yönelik, spor yapmıyorsam, aşık değilsem, hayatımda heyecan vs yoksa daha çok yiyip doymuyorum

10. Son olarak gece geç yatıyorsanız 7 erken bir saat. Geç uyuyan biri daha geç yiyebilir
0
photo85
(24.02.22)
günde iki öğün. akşam yemeğini 19:00 - 20:00 arası yeriz. içerik; et-tavuk ya da sebze, yanında bazen pilav/makarna, arada çorba. ilerleyen saatlerde nadiren meyve ya da tatlı bir şeyler atıştırabiliyoruz. genelde acıkma sorunu yaşamam. sorunum hareketsizlik.
0
zgrydn
(24.02.22)
Yani detaylı yazmamış olabilirsiniz ama benim gördüğüm bol bol basit karbonhidrat, şekerli ürün (mısır gevreği dünyanın en gereksiz şeyi misal).
Sebze yok, meyve yok. Protein sınırlı gibi.
Acikmaniz normal. Acikmamak garip olurdu.
0
logisticsmanager
(24.02.22)
Basit karbonhidrat azaltın.
Akşamları az karbonhidrat tüketin
Protein ve yeşillik tüketin
Sorun insülin direncinde. Bu ka
Misir gevreği bol şeker içerir.
Dengeli beslenmiyorsunuz.
İnsülin direnci olunca tatlı istenir diye bir şey yok. Neye alistiysaniz onu istersiniz. Siz baharatlı şeylere alışmışsınız akşamları, şeker düştükçe canınız çekiyor .
0
dafuq
(24.02.22)
9-10 gibi. Bazen 8de yiyorum. 7de falan aksam yemegi yersem yatmadan once bir kez daha acikirim ben de mutlaka. Ama o kadar erken yeme firsatim olmuyor pek.

Makarna falan yersen tutmaz seni, acikirsin.
Makarna falan yemezdim ben olsam. Cunku makarna verimsizdir, yuksek hacime dusuk kalori barindirir her ne kadar kilo aldiran ve cok yuksek kalori barindiran gida olarak anılda lsa da. Makarna siser midede yer kaplar ama dogru durust kalori yoktur o hacimde. Dolayisiyla o siskinlik hali gecmeye baslayinca direkt acikirsin tekrar. Cunku siskinlikle tokluk hissi yasadin.

Bir de zaten 3 ogun yiyorsun, normal gözüküyor. Misir gevregini ogunden saymadim. Kilolu değilsen ve bu sekilde kilonu koruyorsan bir sikinti yok bence. Mesele gec saatte yemek aramak zorunda kalmak ise yeme saatlerini degistirmek lazim.
Sabah misir gevregi yerine direkt kahvaltiya girerdim ben. Veya kahvlati hic yapmayabilirsin.

Kacta yer sen ne zaman acikiyorsun, ne yersen sonrasinda ne kadar acikiyorsun bunlaro kendi uzerinde denemem ona gore bir alışkanlık gelistirmen lazım çünkü bu işlerin net formulu yok. Her bunye farkli. Adamın biri elma yiyorim tok tutuyor diyor mesela, ben elma yiyince aksine kurt gibi acikiyorum en basitinden.


Aksam yemeğini geç saate birakmayi deneyebilirsin, tek bir aksam yemegi yersin. Gec saatte yemek oldugu gibi kiloya donusur diye bir efsane dönüyordu eskiden de o hiksye zaten toplamda aldigin gida onemli. Sadece gece uykunu rahatsoz edecek kadar gec saate birakma.
0
stavro
(24.02.22)
(14)

İnsanlar neden hala kuzenleriyle evleniyor?

wild honey suckle
Sorum kırsalda olan, aile baskısı yaşayan ya da uzak kuzenler için geçerli değil. Neden büyükşehirlerde, göreceli olarak modern hayatlar yaşayan insanlar hala kuzenleriyle evleniyor? Geçen muhabbeti oldu, tanıdığımız biri daha önce sevgilileri olmasına, ailesinin buna izin vermesine, dilediği gibi g
Sorum kırsalda olan, aile baskısı yaşayan ya da uzak kuzenler için geçerli değil. Neden büyükşehirlerde, göreceli olarak modern hayatlar yaşayan insanlar hala kuzenleriyle evleniyor? Geçen muhabbeti oldu, tanıdığımız biri daha önce sevgilileri olmasına, ailesinin buna izin vermesine, dilediği gibi gezebilmesine, meslek sahibi olan bir üniversite mezunu olmasına rağmen pat diye kuzeniyle nişanlandı. Fotoğrafın altına da “kader diye bir şey var hep sana çıkıyor yollar” mı ne yazmış.
Bu nasıl olabiliyor?
0
wild honey suckle
(23.02.22)
Ben bunu çevre bulamama ve kardeş gözü ile bakmama olarak açıklıyorum
Doktor olup kuzeni ile evlenenler tanıyorum
Heralde hiç kardeşiz gözü ile görmediler birbirlerini ( düşününce ne kötü di mi )
Bi de çevreleri ne kadar kıtsa artık nası olsa tanıyorum ailesini de deyip hoşlanınca da evleniveriyorlar heralde
0
photo85
(23.02.22)
konunun uzmanı değilim ama birçok sebebi olabilir; aile servetinin aile içinde kalması için olabilir (biraz manyakça evet), çocukluktan beri birlikte zaman geçirildiyse bilinçaltında bunun bir etkisi olabilir, akraba olunduğu için bir güven duygusu geliştirmiş olunabilir, genetik açıdan birbirlerine çekici geliyor olabilirler.

aklıma bir çırpıda gelenler bunlar.
0
orient blue
(23.02.22)
Ya cidden kuzenine aşık
Ya da evlenme zamanı geldiği için en basit, konfor alanı eşini seçti

İlkiyse aile önemli, kuzenine aşık olabileceği bir aile yapısında büyümüş ve cidden aşık olmuş olabilir.

İkinci senaryoda yabancıya gitmeden yapılan güvenli bir seçim var. Artık evleniyim hissi geldiyse ve ilişkilere dair umudunu kesip uğraşmak istemediyse tercihini böyle yapmış olabilir.
0
Bruce
(23.02.22)
Kuzeniyle evlenmiş birini tanıyorum, anlatılanlara göre çok aşık olmuşlar ve aileler şiddetle karşı çıkmasına rağmen evlenmişler, bana oldum olası çok garip gelmiştir, öyle uzak kuzenler falan da değiller amca çocukları, soyadları bile aynı.
0
(23.02.22)
kanunen ya da dinen bir engel olmadığı için

sorun bence dünya kadar test olmasına rağmen sorunlu genler taşıyan arası evlilik
0
bir soru sorcam
(23.02.22)
Ben de en temelinde kardeş gözüyle bakmama olduğunu düşünüyorum.

Yani o aile içinde o iki kuzen büyükler tarafından kardeş olarak görülmüyorlar, büyükler o göz ile bakınca kuzenler de çok küçük yaşlardan itibaren birbirlerine kardeş gözüyle bakmıyorlar.

Kendi ailemi düşünüyorum, kuzenlerim ile gerçek kardeş gibi büyütüldük. Siz kardeşsiniz, teyze anne yarısı, kuzen de kardeş yarısı vb. söylemlerle. Dolayısıyla hem benim kafa yapımda hem de ailemde ve çevremde kuzen ile evlenmenin kardeş ile evlenmekten hiçbir farkı yok.

Ama böyle büyütülmeseydim, yine böyle düşünecek ve hissedecek miydim?
0
la lykia
(23.02.22)
konuyu okuyunca ister istemez kendi kuzenini bir anlığına düşünüyor insan. düşünmesi bile utanç verdi. akraba evliliğine girip bebeğin riskli doğup doğmayacağını bile bilmiyorum çünkü hiç araştırma gereği duymadım. çünkü kardeşlik (bizde böyle).
0
onemoremile
(23.02.22)
aile icindeki para yabanciya gitmesin diye +1.

yakin zamanda bir arkadasim bu sekilde evlendi. sag tandansli zengin bir aile.
mevzu gorusucu usulu gerceklesti, sulale oyle uygun gordu, cocuk da sesini cikartmadi. Zaten sesini cikartsa buyuk ihtimal aforoz edilirdi.
0
cooperr
(23.02.22)
çevre bulamama +1
para meselesi kırsal alanlar için geçerli.

büyük şehirlerde yaşayan herkes girişken olamıyor, hele de karşı cinsle tanışma, yakınlaşma vs.
0
candide
(23.02.22)
Kuzen kardeş değildir +1

Kuzen kuzendir. Kardeş gibi yakın görür seversin o ayrı ama kuzenle evliliğe karşı olmak için kardeşi gibi görmek sebebine ihtiyaç duyulursa eğer kardeşin kadar yakın görmediğin kuzeninle evlilik uygundur, normaldir gibi bir sonuç çıkar.

Soruya cevap: varlıklı ailelerde para içeride kalsın mantığı +1 ya da kuzenle evlenilmez gibi bir kriterlerinin olmayışı, özetle.

Nolur nolmaz not düşeyim: kuzenle evlilik tabi ki düşünülemez!
0
IncredibleMau
(23.02.22)
kuzen 4. derece akrabadır

kardeş bile 2. derece akrabadır
ne kanunda ne ahlakta ayıplanmamış kuzenle evlenmek, neden ayıp, bunu temellendirebilen çıkmadı henüz
insanlar çevresiyle sınırlı ayıpları topluma neden dayatır
genetik hastalıkları konuşmuyoruz ki
"Birinci derece kuzenler arası evliliklerde genlerin 1/8'i paylaşıldığında genetik olarak belirlenen hastalık riski %3'dür."
0
comp
(23.02.22)
kültürel bir şey. doğulular çok kalabalık oldukları için de kuzen kardeş gibi olmuyor olabilir. yani 2-3 kuzenleri yok, 150-200 kuzen olunca daha normalleşiyor. birkaç nesil sonra doğumlar azaldıkça kuzenler arası evlilikler de azalabilir.
0
deartheodosia
(23.02.22)
köyden kente göç, kenttekilerin kırsaldaki ilkel adetleri tam olarak terk edememesi ile açıklanabilir. mevzunun muhafazakarlık ile de doğru orantılı olduğunu düşünüyorum çünkü kuzen evliliğinin yaygın olduğu yerler islam coğrafyası ile sınırlı. modernlik - muhafazakarlık tanımlarınızı gözden geçirin bence.
0
zgrydn
(23.02.22)
toplam kuzen sayim 5 falan. kardes hissiyatim yok kendilerine karsi. soguk da degiliz, akraba iste. ben de kuzen kardestir soylemlerini anlamiyorum mesela.
insanin kardesi anne baba baglantilidir.

ama ben evlenmem cunku kacinci dereceyse kacinci derece akrabalik statusu soz konusu oldugundan o evliligi yapamam ben psikolojik olarak. ama yapanlari da anormal ya da cahil, gerici bulmuyorum. ortada ensest falan yok. genetik rahatsizlik orani da makul dusuklukteyse gayet evlenir isteyen.
0
Kittie
(23.02.22)
(7)

Evinizi kaç dolara satın aldınız?

katakulli
Malum konut fiyatları uçtu. Talep çok, maliyetler arttı. Dolar çok yükseldiği için fiyat algısı bozuldu. Evlerin fiyatının dolar bazında ne kadar yükseldiğini merak ediyorum ama bununla ilgili güvenilir bir veri yok.Kendi satın aldığınız ya da bizzat tanıdığınız insanların satın aldığı konutlara, al
Malum konut fiyatları uçtu. Talep çok, maliyetler arttı. Dolar çok yükseldiği için fiyat algısı bozuldu. Evlerin fiyatının dolar bazında ne kadar yükseldiğini merak ediyorum ama bununla ilgili güvenilir bir veri yok.
Kendi satın aldığınız ya da bizzat tanıdığınız insanların satın aldığı konutlara, alındıkları tarihte ödenen ücretin, dolar bazında karşılığını yazar mısınız?

Örnek:
Kozyatağı, istanbul: ağustos 2020, 2 senelik binada 3+1 evin alış fiyatı 1.250.000 try.
17 ağustos 2020 merkez bankası dolar kuru: 7.39
evin dolar bazında fiyatı: 169147 usd.
0
katakulli
(21.02.22)
64.000 dolara almıştım, mayıs 2020.
şu anda 90.000 dolar civarında.

edit: dolar bazında artan gayrimenkul yok denmiş ancak şöyle bir durum var.
pandemi başında veya pandemi öncesinde, site içerisinden alınan, bahçe kullanımı olan veya müstakil evlerin değerleri dolar bazından da artış gösterdi.
0
teritori
(21.02.22)
Ankara'nın iyi bir yerinde 2016'da 110.000$'a ofis aldım. 25.000$ da içine masraf ettim + apartmanın ortak harcamalarına ödeme yaptım. 2020 başında 65.000$'a satabildim. Bugün satmak istesem 55.000'e belki satabilirdim.

Bodrum'a teklif verdiğimiz bir proje vardı. Mal sahipleri 1-2 milyon euro arası satış olacak diye bizim verdiğimiz teklifi kabul etmediler ki, o gün o fiyatlara belki satılabilirdi ama ilerisi için biz risk gördük. bugün 800bin euro'ya ancak satabiliyorlar.

Dolar bazında artan gayrimenkul yok. Dolar fiyatına da aldanıp almak ilerisi için büyük zarar.
0
malheiros
(21.02.22)
ataşehir/istanbul 2+1 ev.

mayıs 2019 76.000 $.
şubat 2022 91.700 $ (aynı sitede satışa koyulan denk dairenin fiyatı).
0
zgrydn
(21.02.22)
ataşehir istanbul, 2+1 site içi
ocak 2020'de 410.000 tl'ye almıştım, dolar kuru 7,43, 55.000 dolar civarı ediyor
geçen emlakçımla konuştuğumda aynı tip 2+1'i 1,7 milyon civarına sattığını söylemişti, o da 125 bin dolar yapıyor. sahibinden'de ilanlar da 2 milyon civarında.

şile 3+1 dubleks bahçeli villa site içi
eylül 2020'de 800 bin civarına almıştık eşyalı bir şekilde, kur 7,80, 102 bin dolar yapıyor.
şu anda emsalleri 2.5 milyon civarına satılıyor, 185 bin dolar yapıyor o da.

üstteki bana ait alttakini de ailemle ortak aldığımız için rakamlar kesindir. bu arada son dönemde istanbulda doğru yerdeki konut fiyatları patladı ama bundan sonra ne kadar daha devam eder orası tartışılır tabii, benim planım 2025'e kadar ikisini de elde tutup sonra elden çıkarmak olacak.
0
roket adam
(21.02.22)
Bir dairenin dolar bazinda turkiye'de ciddi pirim yapmasi icin major bir hadise olmasi lazim. 99 depremi sonrasi levent civarinda fazla hasar olmayinca fiyatlar katlanmisti mesela. Ya da dibine metro, kanal, iyi kalite bir okul falan gelir rakamlar ziplar.

Yoksa zor, yerinde sayar durur.
0
cooperr
(21.02.22)
lokasyona ve farklı koşullara göre çok değişir diyorum ben de.

örnek 1: izmir karşıyaka aynı ev - kasım 2015 87.000$, şubat 2022 63.000$

örnek 2: izmir çeşme aynı ev - eylül 2020 128.000$, haziran 2021 180.000$, şubat 2022 255.000$

bunun nedeni pandemi ve izmir depreminden sonra çeşme uçtu ve uçmaya devam ediyor.
0
la lykia
(21.02.22)
ekim 2017 küçükyalı sahil, 190.000 dolar
0
kenarortay
(21.02.22)
(12)

Monogami

tamam sakinim
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif ce
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif cevap alamıyormuşum gibi geliyor, özellikle ilişkisi olan insanlar bu konu hakkında tartışma açılmasından bile haz etmiyorlar. Ancak ben merak ediyorum, uzun soluklu bir sadakat ne kadar mümkün? Siz buna ne kadar yatkın olduğunuza inanıyorsunuz? İlişki içerisindeyken başkasını arzulama durumu hiç yaşamıyor musunuz? Neden evli erkekler evlilikten ciddi şekilde yakınıyor, büyük sebeplerden biri bu olabilir mi sizce?

Kafama takılan başka bir şey, türkiyede kadınların evlenme yaşı ortalaması 25 erkeklerin 27. 25-30 yaşında toplumun da baskısıyla insanlar aşık oldukları anlaştıkları kişileri aramaktansa elindekiyle yetinip evlilik adımı atıyor gibi. Bu yaş aralığında ciddi yığılmanın olması düşündürüyor, kararların ne kadar sağlıklı ve düşünerek verilmiş olabileceğine dair.
0
tamam sakinim
(16.02.22)
Benim gözlemim şöyle. Erkekler de erken evlenebiliyor. 20 ile 25 yaş arasında. Yaş 30 40 arası olunca da erken evlenmiş olduklarını fark edip maddi durum düzelmişken serbest olamamanın rahatsızlığını yaşıyorlar. Hayat boyu sadakat mümkün.
0
dissendium
(16.02.22)
İnsanın doğasına uygun olmayışı geçerli bir argüman değil bence. İnsanın doğasından kasıt neslini sürdürmek için olabildiğince fazla yavru yapmak ise bulduğumuz her karşı cinsle çiftleşmeye çalışmamız lazım. Ciftlesmekten kastım disiyi hamile bırakmaya yönelik seks. Bunu yapmayacak kadar gelişmiş canlılariz ama tek bir insana sadık kalacak kadar gelişmiş degiliz düşüncesi çok saçma. Kimse hareketlerine insan doğası bu diye bahane bulmasın bence. Kimi insan sadık değildir, kimi insan sadıktır. Ömür boyu da sadık kalır. İki seçenek de mümkündür, biri diğerinden üstün değildir.
0
sckxyss
(16.02.22)
sizin oneriniz ne burda? evlenmemek mi yoksa ciftlerin birbirine haber verip baskalariyla iliski kurabilmesi mi? cok evliliklik mi? evliliksizlik mi?

ben duzenli iliski yasadigimda ilgimi ceken insanlar olsa dahi alistigim seye daha bagli hissediyorum kendimi. cunku duygusuz sadece seks icin seks yaptigimda bir doyum hissetmiyorum hemen puf kaybolup gidiyor ama paylasimim olan, duygusal baglilik ve sadakat besledigim kisiyle beraber yatmak bile daha fazla tatmin sagliyor.

erkeklerin mevzusu su bircok temel ihtiyaclari ve bireysel karsilanmasi gereken isleri kadina yikiyor kadin da canim kocam diyerek sirtliyo bu gorevi. sonra onla ugras bunla ugras derken kocasiyla ilgilenecek enerji ve motivasyon kalmiyor. he bi de toplum var ona da bir seyler kanitliyo kadin. doguruyo falan. erkege olan ilgisi sevgililik donemi gibi olamiyor erkek de karsisinda amele gibi calisan bi insan nasil olursa oyle birini goruyo ve hayal kirikligi yasiyor. nacizane fikrim de duzenli hayata basliyosun evlenince aksam
ayni saatte yemek, tv(netflix falan ne diyosaniz artik tvye) bu biraz libidokillerlik yapiyo insanda. isten gelip yiyosun ve tv karsisinda siziyosun. bekarkenki bos kafan ve rahatligin yok. her an sevisebilirim diye cikiyosun disari, bara, konsere. evdeyken o heyecani bulamiyosun vs.. sebepler cogaltilabilinir.

hayat boyu sadakat %90 mumkun olabilir ama olmasi icin biraz da ruhunu hafiften öldurmen lazim
0
ala09
(16.02.22)
2. bir eş ihtiyacı arap şeyhleri, aileden zenginler, part-time çalışanlar gibi bol vakti olanlar filan için bi şey ifade eder

daha çok dargınlık ya da yaşlanma kilo alma sağlık vs. gibi vicdansız sebeplere dayanıyor başkası da olsun

fiziksel olarak uslu durmak zor bir mesele değil

zihinsel olarak uslu durmak ya da sosyal medya başkalarına ilgi duymamak ise çok büyük irade
eşler arasında karşılıklı fedakarlık ve özveri bağları sağlam tutuyor
arada bastırılmış duygu patlamaları olur
en basitinden bir ünlünün fotoğraflarına bakar geçer
ya da random biriyle dertleşir
tabi bunlar da hoş değil
0
bir soru sorcam
(16.02.22)
Mevzuya olabildiğince objektif yaklaşmaya çalışıyorum ve ben de merak ediyorum bunu.

Tek eşliliğin insanlara uygun olmayışı, özellikle de erkekler için; çoklukla erkeklerin tohumlarını olabildiğince saçarak daha çok çocuk sahibi olarak nesli devam ettirme iç güdüsünün bir sonucu olduğu savunuluyor.

Avcı toplayıcı zamanlarda, insan ömrü çok kısa ve hayat tehlikelerle doluyken fena da olmayan bir (içgüdüsel) strateji olabilir.

Şimdilerde genel olarak insan ırkının çok artmış olması, belki bazı insanlar için (içkin) türü sürdürme iç güdüsünü biraz törpülemiş, yoluna koymuş olabilir. Bazıları için de hala daha çok üreyip, genlerini sonraki nesillere aktarmak ve “kaybolup gitmemek” motivasyonu sürüyor olabilir.

Bu, en ilkel nesli sürdürme tarafından bakışım.

Öbür yandan, artık eskiye göre çok ama çok daha fazla hazcı insanoğlu. Çok büyük tehlikeler yok ve en basitinden yaralandığımızda bir ambülans gelip hastaneye götürüyor ve sorgusuz sualsiz tedavi ediyorlar!?

Haz ve deneyimler çağında pek çokları da deneyim ve hazlarını çeşitlendirmek istiyor. Bu da başka bir tarafı.


— Kendi bakış açım ve ne hissettiğime geçmeden önce; evli erkeklerin neden yakındığına geçeyim: Erken yaşta aile baskısı, ya da genel bağlam içinde bir şekilde evlenmeye kendini zorunlu hissetme; daha iyisini nasılsa bulamam, zaten kör-topalım, diğer yandan hormonlar derken birden bire, çok olgunlaşmadan, etraflıca düşünmeden kendilerini evliliğin içinde bulabiliyorlar.

Biraz “büyüyüp” de maddi olarak da rahatladıktan sonra; acaba doğru mu yaptım, bir sürü de seçenek varmış niye kendimi kapana kıstırdım ki vs. vs. gibi bir takım ah-vahlar oluşabiliyor.

Bunu etrafımda birkaç kadında da gözlemledim. Aman bu sünepeyle mi uğraşacağım, çocuk da peydahladım ele gelir oldu sepetleyeyim diyip (benim çıkarımım değil, kendilerinden dinlediğim) herifi boşayıp, çocuğun babasında kaldığı günler keyif çatan özgür ruhlu kadınlar da olabiliyor.

Herkesin şeysine kimse karışamaz :)



Kendi adıma kararsızım. Bir ilişki içine girdiğimde genelde gözüm başka bir şey görmez oluyor. Yani nebleyim, bildiğiniz bütün güzel kadınlardan oluşan bir karmayı evime doldursanız çıkın dışarı manyak mısınız diye kovalarım.

O duygusal yoğunluk pek iyi pek hoş. O sırada tek eşliyim ve sadakat sorgulamaya bile gerek yok.

Fakat “ilişki” ile “aşk” başka şeyler. Bir noktada “cepte bu” fikri oluştuysa ilişki içinde, merak ve yoğunluk duyguları kaybolmaya başlıyor. Çözdüm ben bu adamı/kadını duruşu işleri çok bozuyor.

Oradan sonra benim için yokuş aşağı gidiyor işler. Ama bunu çok eşlilikle çözmek de pek hoşuma gitmiyor. Aldatmaktan bahsetmiyorum, mesela bunu karşımdaki insanla konuşsam vesaire vesaire. I-Ih.

Ama mesela üç kişilik bir duygusal ilişkiyi merak ediyorum. Mümkün mü? Mümkünse nasıl? Bu fikri ilk kafama sokan da meşhur Vicky-Cristina-Barcelona filmi olmuştu.

Çok eşliliği daha çok bu bağlamda düşünüyor ve irdeliyorum.



Ömür boyu sadakat olur mu? Bahsettiğim merak/ilgi bitmezse, taraflar bunu besleyecek şekilde farkındalık sahibi olursa neden olmasın diyorum.

Diğer yandan, “zorunda mıyım”!? Ya da “zorunda mıyız” (insanlık olarak) —neden bir ömrü tek eşle geçirmek, katolik nikahıyla evlenip mezara kadar diye yeminler etmek zorundayız diye de düşünüyorum.

Yani insan değişiyor, bir yerden sonra iki kişi de başka insan olmuş oluyor. Başka yollarda, başka insanlarla devam etmek ve ‘no-hard-feelings’ pozisyonunda olmak da mantıklı geliyor.

Böyle.
0
kaptankedi
(16.02.22)
"25-30 yaşında toplumun da baskısıyla"
buu toplumun baskısından azadelik yaşı kaç acaba 68 mi?
kaç yaşında bu sosyolog/psikolog modern söylem insanları olgunlaşmış saymaya başlayacak
0
comp
(16.02.22)
Bu konularda asla objektif cevaplar alamazsın evet. Hatta herkesin anonim oldugu bunun gibi sitelerde bile. Bu konularda insanlar daha kendine karsi objektif değil ki sana objektif fikirlerini sunabilsinler zaten. Gercegi kendine bile itiraf etmez bazı konularda insanlar, kendini kandirirlar. Sen de ben de.

Uzun soluklu sadakat ne kadar mumkun? Bana sorarsan pek de mumkun değil.
Soyle bir durum var, gozu disari kayan aldatan insanlar ve yıllarca sadik kalan insanlar var. En azından bildigimiz kadariyla sadık olanlar diyelim. Burada direkt sonuca bakıyorz adam/kadin sadık kalmis mi kalmamis mi. Ama hayatinin geri kalanjna bakmıyoruz. Sadakatsiz olanin hayatinda neler oldu bitti kimlerle hangi ortamlarla karşılaştı, sadik olanda durum nasıl? 8milyar kusur farkli hayst var dunyada, bir tanesi bir tanesiyle aynı değil. Bir takım sartlar olustugunda veya bir takim firsatlar olustugunda durum degisebilir. Demek istedigim 30yil boyunca hic aldatmamis ama sadece firsatini bulamadigi icin yapamamış olan milyonlarca insan da vardir.

Ben sahsen kimsenin ama hiçkimsenin uzun soluklu sadakat sahibi olacaginin garantisi olmadigina inaniyorum. Evet buna tanıdığım tanimadigim herkesi ailemi esi dostu hatta kendimi de katiyorum. Herkes yapar değil, herkes yapabilir yani bu herkes için mumkun. Ahmet asla yapmaz Mehmet asla yapmaz Ayşe Fatma kesinlikle yapmaz falan boyle bir sey yok.

Uzun soluklu sadakat bazi sartlar gerceklesmemesi sayesinde oluyor biraz da. Yoksa kime sorsan onun kocasi asla yapmaz, onun karisi asla yapmaz, öbürünün anne babasi icin boyle sey soz konusu bile olamaz ama eminim bu talihsizligi yasayanlarin da hemen hepsi esleri icin ayni düşünüyordu.

İnsan dogasi bana sorarsan gozu disari kaymaya yatkin ama buna etki eden milyon tane değişken var. Kisinin is hayati, kariyeri, cevresi, toplumun kulturu, yetistigi ailede benimsediği ogretiler, dini inanci, eşinin kiskanclik ve kontrolculuk seviyesi, fiziksel cekiciligi, milyon tane değişken var kisinin sadakatsizlik yapmasina imkan veren veya mani olan. Atıyorum kadinin is ortaminda birilerone gozu kayiyordur ama kariyeri tehlikeye gireceginden hamle yapmaya cesaret edemiyordur bu sayede sadakatini bozamamistir. Yeryüzünde kimse de bu insanin aklini okuyamayacsgi icin bu kisi de sadakat sahibi olan veya "en azından bildigimiz kadarıyla sadakat sahibi olan" sinifina girer.

"Tek eslilik insan doğasına uygun degil"den ziyade "tek esle yetinmemeye egilimli olmak" insan doğası diyorum ben.

Ve bu gozler neler gordu. Neler gordu. Asla dusunmeyeceginiz, konduramayacaginiz, hatta yapacagini dusunmek bir tarafa dursun gozunuzle gorseniz ulan ben yanlış görmüşümdür diyip kendizi sorgulayip gordugunuze bile inanmayacaginiz insanlar neler yapıyor.
Ve gercekten esini seven ve sevmeye devam eden, onunla yasamaya devam etmek isteyen ondan ayri kalmak istemeyen ama gozu de disari kayip baskalariyla bir seyler yasamaktan da geri durmayan milyonlarca insan var. Olay sevmemek deger vermemek veya size gerçekten değer vermeyen sizi gercekten sevmeyen biriyle hayatini birlestirmek de değil. İnsanlarin filmlerden romanlardan ogrenip gercek hayata uyarladigi ve gercek olduğuna inandigi bir ideal sevgi sadakat olgusu var. Buna gore "gercekten" biririni sevdiğinde gercekten deger verdiginde boyle seyler olmaz, yapmazsin böyle seyler. Sadakatsizlik oluyorsa gercekten sevmemistir, deger vermemiştir, ahlaki degerlerini kaybetmistir soyledir boyledir. Yani normalde boyle seyler olmaz, o iliskide o insanlarda sorun vardir cunku idealimizdeki iliski boyle değil. Belki de idealimizdeki gercek değildir? Gercek dunya, gerçek insanlar oyle degil belki.

Gercek hayat su ki 15 senedir hergun gordugun beraber yatip kalktigin aynı sofrada yiyip kalktigin tuvalette isini yaparken zatirt diye cikardigi gazin sesini duydugun kisiye kiyasla isyerine 1 ay once giren eli yuzu duzgun vatandasin daha cekici gelmesi isten bile değil.
Ve bana sorarsan insanin konusmaya başladığı andan itibaren öğrendiği ahlaki degerler ve/veya dini inancinin getirdigi sorumluluklar, toplumun bu konudaki bakis acisi ve diger degiskenler ne olursa olsun nefsine tatlı gelen karşı konmasi zor yasak elma karsisinda bir istisna yapıp kendine bir takim mazeretler uretme ve tum bu ahlaki degerlere kisisel degerlerine karsi olan yasak elmayi yemesini kafasinda kendince kabul edilebilir bir istisnai durum haline getirip nihayetinde onu yeme isinde cok iyidir.


Bu kafayla nasıl evleneceksin sen, yalniz kalacaksin o zaman diyenler olacaktir, oluyor.
E evlenecegim ve bir hayat kuracagim diye kendimi kandiracak değilim, tabiat gerçeklerini kabul ederek ve farkinda olarak yasayacsgim yuva kursam da kurmasam da. Dunyanin en sadik kadinini bulup evlenecegim ve kendimi garantiye alacagim falan yok. Beni deli gibi seven birinin 30 yil sonra da ayni seyleri hissedecegine emin olamam. Evlendigim kişinin omur boyu sadik kalacsginin yüzde yuz garantisi olmadigi gercegiyle yaşayacağım. Bu bilince hayatımi birleştiriyor olacagim ve bu ihtimali dusunup geceleri uykularimi kaçırmayacsgim haliyle.
Ya kaybedersek diye dusunup maca cikmayan futbol takimi olur mu?
0
stavro
(16.02.22)
Evlilik bir kurum ve bir noktada "profesyonel" olarak yaşanması gerekiyor. Evlenmek demek yapısı gereği bazı şeylerden vazgeçmek demek.

İş hayatı gibi düşün, para kazanmak için hayatımızın önemli bir kısmını başkalarına kiralıyoruz. Hadi bundan bağımsız olsun, yaşamın dengesinde trade-off'lar var. Bazı şeylere sahip olmak için bazı şeylerden vazgeçmek gerekir.

Evlilik bu anlamda iş hayatından bir tık daha kolay bir kurumsal yapı çünkü kimse evlenmek zorunda değil. Bunu yapıyorsan da o kurumun kurallarına uyacaksın. Uyumayacağına inanıyorsan evlenmezsin. İş hayatında nasıl ki gereklilikleri yerine getirilmeyince yaptırım oluyor, evlilikte de olmalı. Bu anlamda sosyal yaptırımlar var, aldatmanın çok pis kötü bişey olması da bu yüzden belki de. Çünkü bunu yaptığında kimseye hesap vermeyecek, kimsenin sorgulamayacağı insan daha kolay yapar.

İşin patladığı nokta insanların evliliğe böyle bakmaması. Evliliğin bireyin hayatında zorlaştırdığı şeyler kolaylaştırdıklarından daha fazla. ve bunun gözardı edilebilmesi için süslenip püslenip anlatılıyor; dahası başarı gibi gösteriliyor. Ayrıldığında tazminat ödeyeceğin bir işe başlayıp, tazminat ödememek ama bir yandan da şirketin istediklerini yapmamak için çırpınmak oluyor aldatmak.

Yukarıdaki ruhu öldürmek benzetmesine katılıyorum, evlendiğinde vazgeçeceğin şeylerin senin hayatında pek bir önemi kalmaması lazım ki ruhunu öldürmek fikrine razı olasın. Ya da evlenmek için başka zaruretin varsa da, ruhunu öldüremesen bile canlı canlı gömmelisin, zamanla ölür.
0
Jux
(16.02.22)
1- insan, zihninde tamamen özgürdür. düşünceyi değerlendirmeye başlayacağımız nokta, işin icraate ya da söyleme döküldüğü aşamadır. dürtülerinizin hayatınızı, aldığınız kararları ne kadar etkilediği durumunuzu belirler.

insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden birisi, dürtülerine ket vurmayı becerebilmesidir. bunu yapabilen var, yapamayan var, bilinçli olarak kendini kısıtlamayı reddeden var. üç durum da gayet doğal ve mümkün. sadece seçiminize uygun sosyal ortamı bulmanız/yaratmanız lazım. yoksa işin sonu yalnızlığa ve/veya mutsuzluğa çıkacaktır.

2- yaştan ziyade boşanma istatistikleri, şiddet vakaları ve terapiye yönelenlerin yüzdesi belirttiğiniz konuda daha çok şey söyler. evlilik dışı cinsel ilişkinin baskılandığı bir toplumda belirttiğiniz yaşlar evlilik için yüksek bile kalıyor.
0
zgrydn
(17.02.22)
Tekesliligi hayat boyunca tek bir es olarak alirsak insan hayatina uygun olmadigi belli tabii ki. Evlilik kurumu asktan sevgiden degil isortakligi ve mal dagilimi gibi kavramlar icin ortaya atilmis bir sey, Eskiden insan omru ortalama 45 yil iken mantikli olabilirmis, fakat gunumuzde olene kadar tek bir kisiyi ayni askla sevmek ve luzumsuz bir cok stresi ustlenmek cok akil kari gelmiyor bana.

Ama tek esliligi tek partnerlilik olarak degerlendiriyorsak dogru oldugunu dusunuyorum. Sadece cinsel yolla bulasan hastaliklar riski bile, hadi kendinize bulasmasina okaysiniz diyelim, baskasina bulastirma riski vs korkunc bir sey bence. Bu sebeple cok yatkinim ve buna yanasmayan biriyle herhangi bir romantik veya cinsel iliski yasama arzum yok. Kimse o kadar kiymetli veya ozel degil bence.
0
sopiro
(17.02.22)
Bahsettiğin konu genel bir kanun net bir denklem olmadığı için objektif cevaplar bulamaman normal ve zaten bu konu çok kişisel. Kişiden kişiye değişir görüşler ve cevaplar.

Uzun soluklu sadakati (40+ yıl vs..) ben de merak ediyorum, etrafımda tanıdığım ve yıllardır gözlemlediğim 65+ yaş ve hala mutlu insanlar, aileler var.
Onların ortak yanı, karı koca olarak kendilerini ciddi anlamda işlerine adamış olmaları. (ki maddi kaynaklı değil, bu insnalar işini iş olarak da görmüyor..) Muhtemelen sevdikleri işe sahip oldukları için iş düşünürken alt beyin farklı bir dürtü üretmiyordur.
Uzun süreli sadakatin ayrıca kişilikle ve daha çok yaşam tarzıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Örneğin ben ev kedisi gibiyimdir, benim yaşam merkezim, rahatlık alanım ve kendimi özgür hissettiğim tek yer evimdir o yüzden biri beni kapıdan kovsa bacadan geri girerim evime. Ama çok yakın arkadaşım ki evlenip boşanmış birisi, beni her zaman garipser. Nasıl oluyor da kendsi gibi dışarı çıkmak, gezmek eğlenmek istemiyorsun vs şeklinde. O benim eğlenmediğimi düşünüyor ancak ben evimde kendimle ve eşimle yaptığım ev içi aktivitelerden gayet keyif alıyorum ve aklımda "yahu şunu da yapmadık.." dediğim bir durum oluşmuyor. Çünkü zamanında onun kastettiği yaşam tarzının içinde çok zaman geçirdim ve öğrenciydim. şimdiki sorumluluklarımla aynı hayata sahip değildim ve belli ki bir doyuma ulaşmışım artık cazip gelmiyor bana. Ama aynı arkadaşım boşandıktan sonra tekrar ciddi bir ilişki yaşayamıyor, sebebiniyse ciddi bir ilişki sırasında başka bir kadını görüp ondan etkilenmesi ve keşke demek durumunda kalması olarak tanımlıyor. Bu da bana garip geliyor haliyle. Bu konuların haricinde sadakat için insanların hayattan beklentileri de çok etkili. Uzun lafın kısası kişilik ve hayat beklentileri bu konunun anahtarı ve ben kendimi sadakate yatkın olarak görüyorum.

Sadece evli erkekler ya da kadınlar yakınmazlar. Henüz kendini keşfedememişken başkası ile evlenip karşı tarafı keşfetmeye çalışan insanlar doğal olarak karşısındaki insandan beklentilerini belirleyemiyor. Güven arıyor ancak yeteri kadar güven veremiyor mesela ya da işin içine çok fazla eşlerin aileleri karıştırılıyor, bir taraf için olmazsa olmaz olan şeylr diğer taraf için gereksizlikten başka bir şey olmuyor vs vs.. bu örneklerle çoğaltılabilir. Bunun çözümü de insanların önce kendilerini tanıması sonra da karşısındaki insana kendini ifade etmesiyle gerçekleşir. Bunun olması için de temelde özgürlük kavramına sahip olmak, kendine saygı duymak ve karşındakine saygı duymak gibi davranışlar var olmalıdır. Diğer toplumları bilmemekle birlikte bizim toplumumuzda bu işler çok kolay değil. Bu yüzden de kadınlar kadınlara, erkekler de erkeklere sürekli yakınır. Evliyken evliliğini, ilşkisi varken ilişkisini, hiç bir şeyi yoksa ailesini ya da çevresini yakınır durur. Zaten az muhabbetleri incelersiniz " o bana bunu dedi", "o bana bunu yaptı" ve maddi mevzular ötesine geçmiyor yakınmak dediğiniz şey.

İlişki içinde başkasını arzulamak diye bir durum olmaz. başkası arzulanıyorsa yaşanılan şey de karşılık bir "hayat birleştirme" ilişkisi değildir zaten..
birisi ile tanışırsınız ve hoş/güzel/yakışıklı vs gibi bir değerlendirmede bulunursunuz ama bu insanlığın doğasıyla alakalı bir durum. hiç ilişkiniz olmasa dahi bu, temelde var olan bir şey. ilişki içinde tam bu noktada alt beyin kocaman bir tampon koyuyor, ilk izlenim ve buna bağlı düşüncenin üstüne sadece karşıdaki insan güvenilir ya da güvenilmez sinyali gönderiyor ve bunun üzerine çıkamıyor. Yani kişisel olarak ben hayatımda hiç yaşamadığım ve hiç sahip olmadığım duyguları vs arzularım ve bana başka bir insanın sağlayacağı duygu yok.

25 yaş dediğin çeyrek asır, kaç yaşında evlenmeli sence insanalar? 40 mı bunun doğalı peki? Kediler de doğdukta 10-12 ay sonra çiftleşmeye başlıyor ve yavruları olabiliyor, o yaştaki kedilerin istatisksel olarak yığılması da mı düşündürücü? Ya da askere giden erkelerin büyük çoğunluğunun 20 yaşında olması?
Eskiden evlilik yaşı daha da küçükmüş çünkü tarım toplumunda daha çok birey daha çok iş gücü demekmiş. Artık şehir ve eğitim hayatı olduğu için yaş ortalaması buralarda. ilerde bambaşka bir yaşam biçimi benimsenir o ortalama tekrar değişir.
İnsanlar hangi kültürden hangi eğitim seviyesine sahip olursa olsun -kendince- hayatı ertelemeyi sevmiyor, bir an önce evleneyim, yoluma bakayım, olacaksa çoluğum çocuğum olsun şeklinde düşünüyor.
0
foolrules
(17.02.22)
tek tip monogami yok onda bi karar vermek lazım
monogaminin 9 türü var şu an sayabildiğim

sabit çokeşli erkek - tekeşli kadın
değişken çokeşli erkek - tekeşli kadın

sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler, kadın ve erkek için aynı kümeden)
sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler farklı kümeden)

değişken çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın
sabit çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın
değişken çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın

sabit çokeşli kadın - tekeşli erkek
değişken çokeşli kadın - tekeşli erkek

*sabit çokeşlilikte hivden sözedemeyiz mesela
0
comp
(17.02.22)
(5)

Sildiğim fotoğrafı telefonda bir yerlerde bulabilir miyim?

i-pek
Merhaba, bir whatsapp grubunda paylaşılmış bir fotoğraf. Siluet olarak grupta duruyor. Ben 2 ay önce galerideki bütün fotoları sildiğim için tekrar indire bassam da ise yaramıyor. Gruptan birinden isteyemem. Bu fotoğrafa nasıl ulaşabilirim? Her şeyi backup almışım bir whatsappi almamışım. Herhangi b
Merhaba, bir whatsapp grubunda paylaşılmış bir fotoğraf. Siluet olarak grupta duruyor. Ben 2 ay önce galerideki bütün fotoları sildiğim için tekrar indire bassam da ise yaramıyor. Gruptan birinden isteyemem. Bu fotoğrafa nasıl ulaşabilirim? Her şeyi backup almışım bir whatsappi almamışım. Herhangi bir fikir bile olur, her şeyi deneyeceğim. Teşekkür ederim.
0
i-pek
(14.02.22)
Bu arada android. Samsung galaxy note 9
0
🌸i-pek
(14.02.22)
photos.google.com

eğer telefonunuzda google photos kuruluysa ve zamanında sync için whatsapp klasörleri eklendiyse çıkabilir buradan.
0
kaichi
(14.02.22)
Kurulu da değil, hiç yedekleme de yapmıyorum buluta. Whatsappta da yedekleme kapalı.
0
🌸i-pek
(14.02.22)
diskdigger diye pek güvenilir olmayan bir uygulama var. fotoyu bulması biraz zaman alır ama işine yarayabilir.
0
zgrydn
(14.02.22)
@zgrydn çok çok fazla teşekkür ederim... Boyutunu görebildiğim için çok kolay buldum boyuta göre siralayip. Harika bir şeymiş.
0
🌸i-pek
(14.02.22)
(16)

Çatı dubleksi alınır mı?

fikox
Güney cepheli bir çati dubleksi almak istiyorum. Lokasyon İzmir. Artıları eksileri nedir? Not: 5,5 ve 1,5 yaşında iki erkek çocuğum var.
Güney cepheli bir çati dubleksi almak istiyorum. Lokasyon İzmir. Artıları eksileri nedir? Not: 5,5 ve 1,5 yaşında iki erkek çocuğum var.
0
fikox
(12.02.22)
yeni bina ise (izolasyon vs.) alınır. görece daha geniş balkon/terası olur diye tahmin ediyorum. kışın ısıtma masrafı biraz yüksek olabilir.
0
zgrydn
(12.02.22)
zgrydn teras çok geniş. Bina sıfır. Çatı sandwich panel.
0
🌸fikox
(12.02.22)
sakın almayın. mutlaka su alıyor. sonra daire ile baş başa kalırsınız.

size türlü garanti verirler inanmayın.

çok güvendiğiniz kalitesinden emin oldugunuz bir yerse bilemem.

dizde sorun, bel fıtıgı varsa tavsiye etmem.

üst kat daha soğuk olur kolay ısınmaz.

onun dışında iyidir.
0
kulustur
(12.02.22)
Su alma olayı öyle her evde olmaz ya, 12 senelik binada başıma bir kez geldi o da yoğun yağmurlu karlı bir havada oldu. Yaz gelince de çatıda su sızdıran yere macun çektik bir daha da hiç su almadı. En büyük eksisi kışın soğuk yazın sıcak olması.
0
uvcray
(12.02.22)
Yahu niye alınmasın? Aynı metrekareye sahip 3+1 ya da 4+1 arakat elbette daha avantajlı ama dubleksler de daha uygun fiyatlı. Dezavantajları elbette var ama bunlar göze önüne alınarak alınabilir. Neden olmasın?
0
prole
(12.02.22)
bu yaşlardaki bebeler çok tehlikelidir. mutlaka güvenlik önlemi / önlemleri almalısın.
-İzmir de niye alınmasın. püfür püfür eser.
0
ankarakecisi
(12.02.22)
Yazın üst kat yanabilir
Çocuklar için güvenlik önlemi nasıl almalısınız onu araştırın, öyle karar verin derim
0
kaset
(12.02.22)
Yakıt gideri çok olur, üst kat kışın ısınmaz, yazın soğumaz. Terasın temiz tutulması da zor iş. Ama yaşaması çok keyiflidir. Salıncak, bitkiler, mangal keyfi, arkadaşlarla partiler. çocuklar için minik havuz bile alırsın. Güzel ışıklandırırsın, yaz gecelerinde açık hava sineması yaparsın :) komşular da önemli. terasın sadece seninse harika. komşuyla paylaşıyorsan ya da komşunun da ayrı yan tarafta terası varsa daha dikkatli olunacak mecbur. Benim eskiden vardı. Çatıdan kedi, martı falan gelirdi. Martı bir kez öğrenirse, dışarıda yiyecek bırakırsan, bir daha gitmesi zor. Saçma saatlerde ve bitmeyen martı sesi çok kötü bir tecrübe.

Çocukların güvenliğini sağlayabileceksem ve yakıt gideri derdim olmayacaksa alırdım.
0
gabe h coud
(12.02.22)
Yaşanır, çok da güzel olur. Bir arkadaşım eski bir binada bu şekilde dubleks bir daire aldı, eski olduğu için de çatıyı yeniledi. 10 yılı aşkındır oturuyor, ne aktı, ne koktu. Yalıtımdan dolayı sıcak ya da soğuktan şikayeti de olmadı.

Bunlar olurken, karşı dairesinde oturan ve çatısı yenilenmeyen komşusunda her iki yılda bir çatı akıyordu ve sürekli ısınamamaktan şikayet ediyordu:)

Bu bakımdan çatı uygulamasının kalitesine bilen, ehil birine baktırın derim. Belki küçük eksikleri de siz giderirsiniz.

Evin düzenine göre dubleks dairenin bazı zorlukları olabiliyor. Yaşam alanı ve mutfak nerede? Üst katta da minik de olsa bir mutfak var mı? Ya da minik de olsa bir buzdolabı koyabileceğiniz bir alan var mı? Yazları terasta geçirirseniz bunlar önem arzediyor.

Çocuklar için merdiveni kontrolsüz kullanmamaları için kapı vs. gibi önlemler gerekiyor ki bunları kolayca halledebilirsiniz.
0
kaptankedi
(12.02.22)
Herkes sogukluktan bahsetmis ama izmir gibi yerde esas mesele yazin cok sicak olacak olmasi. yani izolasyon falan mukemmelse bilemem ama normal bir iscilikle elektrik faturasi yuksek gelir yazin klimadan dolayi.
0
hot potato
(12.02.22)
Su almasa da tavanlarda kararma oluyor.
0
OrangeYellow
(12.02.22)
Yılın 6 ayı o terası göbek taşı olmak dışında hiçbir maksatla kullanamazsın.

İzmir'de hem güney cephe ve hem de en üst kat çoook yüksek BTÜ lü klimalar ve çok sağlam elektrik faturaları gerektirir.
0
Mirket
(12.02.22)
Bir başka avantajı şu olur: Böyle güney cepheli bir çatı dubleksi alma imkanım olsa hemen alıp, çatı kullanımı bana ait olduğu için güneş enerjisi panelleri döşer, hem sıcaktan kurtulur, hem de elektriği bedavaya getirirdim :)
0
kaptankedi
(12.02.22)
2 yıl 4+1 dubleks evde yaşadım, Sanırım yeterince tecrübe etmişimdir diye düşünüyorum. Kesinlikle tavsiye etmem. Daha önce çatı dubleks evde yaşamayan insanlara ne hikmetse sempatik geliyor dubleks evler, sanırım insanlar villa algısına kapılıp hevesleniyor; ancak durum göründüğü gibi değil. Ha maddi olarak durumunuz iyidir, çıkacak maliyet kalemlerinin altından kalkarım dersiniz ona karışmam. Örneğin çıplak bir teras kullanışlı değildir. güneşte cayır cayır yanar çıkamazsın, rüzgarda çıkamazsın, yağmurda çamurda çıkamazsın, sürekli silmen temizlemen gerekir. Yoksa kuş pisliği, ot çöp gider borunuzu tıkar, uğraşırsınız.cam balkon sistemleri ile kapatmak icap eder, çok pahalıdır boyutuna göre. çatı. malzemesi hangi malzemeden yapılırsa yapılsın birkaç yılda bir bakım ister. Aksi taktirde akıtır, terasın altındaki odama misafir varken leğen koyduğumu hatırlarım. Çatıda ciddi bir sorun olursa diğer komşulardan para toplamanız gerekir, kimisi yanaşır kimi yanaşmaz, papaz olursunuz. Olur olmadık zamanlarda alt komşular bacaydı, günısıydı, antendi,oluk temizliğiydi kapınızı çalar, rahatsız eder.Kimse rahatsız etmese bile tepede yuva yapan güvercinler ve martıların ayak sesleri bağırışmaları ile uyanırsınız. dubleks evi Isıtmak zordur, iki daire parasına ısınır. merdiven yorar. yatak odasına gece çıkmaya üşenirsiniz, çıksanız uykunuz kaçar. küçük olmasa da çocuklar için tehlike arz eder merdivenler.
dubleks için iki kriterim vardır. Ya ev müstakildir, üçe beşe bakmam alırım, ya da param vardır yukarıdaki sorunları bertaraf edeceğim, o zaman da alırım.
Şu an ara kat kutu gibi evde oturuyorum, çok memnunum.
0
bugisme
(12.02.22)
3 defa cati katinda oturdum, bi tanesi dublexti.

-ust katta komsu olmamasi muthis bi sey. sirf bu yuzden yine ilk tercihim en ust kat olur.

-teras ilk baslarda bana cok keyifli gelse de, 3 - 4 ay sonra usenir cikmaz olmustum.

-asansor motorunun tak tak diye vurmasi beni cildirtirdi (yasadigim evlerde asansor olmadigi icin ben bu sorunu yasamadim)

-ust katta tuvalet ve mutfak yoksa (ki yeni binada vardir diye dusunuyorum), aksam/gece tuvalete gitmek, su almaya inmek baya zor geliyo.

evde panjur varsa ve klimanin harcadigi elektrik seni yormayacaksa bence alinir.
0
lamartin
(13.02.22)
çatı izolasyonuna bakın mutlaka.
0
zgrydn
(13.02.22)
(10)

arkadaşlarımla buluştuktan sonra çok boş hissediyorum

deartheodosia
anlamsız bir his oluyor. dışarı çıktığımda içimde kötü bir hisle dönüyorum. neden böyle oluyor olabilir?
anlamsız bir his oluyor. dışarı çıktığımda içimde kötü bir hisle dönüyorum. neden böyle oluyor olabilir?
0
deartheodosia
(12.02.22)
buluşma sıklığınız nedir? azsa ondan dolayı olabilir.
0
candide
(12.02.22)
Çok az detay vermişsiniz. Konuşma içeriğiyle alakalı bir durum muhtemelen spesifik örnekler yok mu huzursuz hissetmenizde etkili olan?
0
tamam sakinim
(12.02.22)
ayda 1 gibi. dedikodu üzerinden gidiyor genelde, o ne yapmış, bu ne olmuş gibi. yani bunları mesele yapsam hiçbir arkadaşımla görüşmemem gerekir ama tam neyin rahatsız ettiğini de bilmiyorum. pişmanlıkla dönüyorum hep. görüşmesem de iyice soyutlanıp yalnızlaşacağım, hep ev ekseninde yaşamım geçecek.
0
🌸deartheodosia
(12.02.22)
Yanlarındayken hiç rahatsızlık hissediyor musun? Bir de ayrıldıktan sonra hissettiğin o hissi yorabileceğin bir şeyler var mı?
0
anladespina
(12.02.22)
bayağı rahatsız hissediyorum. eşim arkadaşlarımı çok boş buluyor ki haklı da. instagram fenomeni olan var, genelde öyle takılıyorlar. ne yedik ne içtik, nereye gidelim, fotoğraf koyalım gibi. o dünyaya girmeyince de kimliksiz kalıyorum hissi taşıyorum. 30 yaş grubu, küçük de değiliz.
0
🌸deartheodosia
(12.02.22)
ben bunu biraz seye benzetiyorum mesela Beyaz show'u lisedeyken cok severdim, simdi dönüp bakmam bile. degisiyoruz.
ilgin olan kurslara falan git, oradan yeni arkadaslar yap.
0
spherical
(12.02.22)
bunlara ek yeni bir arkadaş grubuna ihtiyacın var. bunu yaratmaya imkan yok ise (zaman vs.) kırıcı olmadan bu huylarını inceden alaya alıp konuşulan konuları, yapılan aktiviteleri çeşitlendirmeye çalışabilirsin. eşim, benzer bir arkadaş grubuna bunu yaptı. ortamları nispeten daha eğlenceli oldu. arada ben de gidiyorum buluşmaya.
0
zgrydn
(12.02.22)
kendini o ortama ait hissetmiyorsun sanırım
0
dafuq
(12.02.22)
Ben de bu durumu bazen yaşıyorum. Genelde çocukluk,lise arkadaşlarımlayken oluyor. O yaşlardaki ben ile bu yaştaki ben farklı. İstek,beklenti,hobilerim, kültür seviyem bunlar zamanla değişiyor, sabit kalan bir şey yok hayat ilerleyişinde. Bir süre sonra muhabbet sarmıyor, boş geliyor, çocukça geliyor, düşük seviyeli geliyor olabilir. Her insanla her şey konuşulmayabiliyor. İlgilendiğim konular, daha dolu muhabbetler için internetten tanıştığım arkadaşlarımla konuşuyorum. Biraz kafa dağıtmak, gülmek için de çocukluk arkadaşlarımla görüşüyorum, ortama uyum sağlayıp yüksek beklentide olmamak durumu kolaylaştırıyor. Bu uyum sağlama durumunu bazı insanlar kolaylıkla yapamayabilir, rahatsızlık devam edebilir. O durumda iletişimi zayıflatmaktan başka çare yok gibi.
0
tamam sakinim
(12.02.22)
benim de yaşadığım bir problem bu. o yüzden anlayabildim ama ben kaynağından haberdarım. sosyal fobimsi bir şeye sahibim. dışarıda huzursuzlanıyorum, evde olan doğruyu yapmakmış gibi geliyor.
belki böyle bir durumunuz olabilir. ama başka bir belirti taşımıyorsanız o arkadaşlarınızı bir gözden geçirin bence. cevap muhtemelen o kişilerde yatıyor. farkında olmadan size bir şeyler işliyorlar belli ki.

bu arada ben bu durum hep devam ediyorsa o insanlardan vazgeçme taraftarıyım her zaman. eğlenmiş bir şekilde dönmüyorsan ne anlamı var ki buluşmanın, bir görev olarak yapmıyorsun onu sonuçta. keyfine yaptığından dolayı keyif alman gerekiyor. almıyorsan ortada vazgeçilebilir insanlar var demektir.
0
melodramaticfool
(13.02.22)
(1)

İstanbul / Ataşehir Hakkında

caner555
Sayın arkadaşlar İstanbul yerlisi olmayan biri olarak, İstanbul / Ataşehir, Ataşehir Bulvarına yakın bir yerden eşyalı 2+1 5-6 ay idareten düzgün bir ev kiralacağım. Bununla ilgili olarak bu yaşam alanındaki kira fiyatlarıyla ve aidatlarıyla ilgili olarak bir fikre sahip değilim. Bu konuda beni aydı
Sayın arkadaşlar İstanbul yerlisi olmayan biri olarak, İstanbul / Ataşehir, Ataşehir Bulvarına yakın bir yerden eşyalı 2+1 5-6 ay idareten düzgün bir ev kiralacağım. Bununla ilgili olarak bu yaşam alanındaki kira fiyatlarıyla ve aidatlarıyla ilgili olarak bir fikre sahip değilim. Bu konuda beni aydınlatabilir misiniz ? Bu benim için çok önemli cünkü bu 5-6 ay sürecinde kendi yaşadığım yerdeki evimin düzenini bozmayıp yeniden bir ev tutacağım. Ciddi cevaplarınızı bekliyorum. Ayrıca gerçekten alkol,sigara,uyuşturucu ve gece hayatı olmayan ev kuşu diyebileceğimiz evli bir çift için aylık giderler olarak bana ortalama kaç paraya maal olur burada yaşamak
0
caner555
(06.02.22)
bahsettiğin civarda kiraların 7-8 bin civarı olması lazım. nispeten uygun bir yere bakmak istersen komşu semtlerden esatpaşa, küçükbakkalköy vs. değerlendirilebilir.
0
zgrydn
(07.02.22)
(5)

Nesquik

dissendium
İndirimle 10 liraya 450 gram Nesquik aldım. Son kullanma tarihinin bitmesine 1 ay var diye günde üç kez Nesquik yiyorum. Bir sağlık sorunu olur mu?Bir de ben sütsüz yiyorum, katur kutur. Öyle hoşuma gidiyor. Ben bu şekilde hep Nesquik yesem bir sağlık sorunu olur mu?Ürün de şu.https://www.migros.com
İndirimle 10 liraya 450 gram Nesquik aldım. Son kullanma tarihinin bitmesine 1 ay var diye günde üç kez Nesquik yiyorum. Bir sağlık sorunu olur mu?

Bir de ben sütsüz yiyorum, katur kutur. Öyle hoşuma gidiyor. Ben bu şekilde hep Nesquik yesem bir sağlık sorunu olur mu?

Ürün de şu.

www.migros.com.tr
0
dissendium
(29.01.22)
biraz kilo yapabilir.
0
zgrydn
(29.01.22)
Uzun süreli Nesquik kullanımının zararlarıyla ilgili bi makale göremedim, en fazla ishal olursun sivilce mivilce yapar belki.
0
Zaman Tamircisi
(29.01.22)
skt dolunca hemen bozulacak diye bir şey yok, 3-5 ay daha rahat gider, bana kalsa 1 yıl :)
0
do you remember me
(29.01.22)
Günde 25 gram şekerden türlü türlü sağlık sorunları çıkabilir.
0
ryhmer
(29.01.22)
@konetsu, hiç hesaplamadım. Aslında sevdiğimden yiyorum, yetişsin diye çok düşünmüyorum ama kısa sürede bitsin. Tam bir ay sonra bitmek zorunda değil.
0
🌸dissendium
(29.01.22)
(28)

Evlilere soruyorum, gelinliğinizi/damatlığınızı ne şekilde ödediniz?

i m cool with that
Genelde gelinliği erkek, damatlığı kız alır gibi gelenekler var fakat sizde nasıl oldu durumlar? Herkes kendi giyeceğini kendi mi satın aldı?Aynı şekilde kuaför işini naptınız? Herkes kendi masrafını mı ödedi yoksa karşılıklı mı ödediniz?
Genelde gelinliği erkek, damatlığı kız alır gibi gelenekler var fakat sizde nasıl oldu durumlar? Herkes kendi giyeceğini kendi mi satın aldı?

Aynı şekilde kuaför işini naptınız? Herkes kendi masrafını mı ödedi yoksa karşılıklı mı ödediniz?
0
i m cool with that
(26.01.22)
Hepsini ben ödemiştim. Erkek.
0
pispinti
(26.01.22)
Hepsini eşim (erkek) ödedi ama adetten filan değil, o sıralarda şartlar öyle el verdiği için.
0
gmzo
(26.01.22)
Valla eşimle birlikte ödedik aklınıza gelebilecek her şeyi.

Ailelerden yardım beklemedik, zaten eden de olmadı.
0
hooiken
(26.01.22)
Gelinliği erkek damatlığı kız tarafı ödedi. Kuaförler iki taraf da erkek.
0
but that was just a dream
(26.01.22)
Gelinliği damat, damatligi gelin aldı. Kuaförü gelin kendi ödedi ama kuaför benden tarak parası mı ne istedi. 50 100 birsey vermiştim. Ben normal berberime gittim zaten. Normal tras oldum sadece.
0
allah yazdiysa bozsun
(26.01.22)
geleneklere bağlı bi aileyse falan o şekilde oluyormuş. Ben sordum, yok herkes kendininkini alsın işte dedik. Karşılıklı ödenince bi kontrol mekanizması oluyor hoş değil, bir taraf beğendiğini söyleyemez yük olmamak için pahalı olanı beğense söyleyemeyebilir veya tam tersi gelenekçi tipler gidip en pahalısını almaya çalışabilir vs durumlar oluşabilir sanki. Bu tür durumlardan yarıda kalan veya sorun çıkan evlilikler varmış anlatıyorlar :D Cool olup kendi kendine halletmek lazım bence.
0
nhk ni youkosu
(26.01.22)
damatlığı eşim aldı, gelinliği annem aldı. ama ne fark eder, sonuçta aynı cepten çıkıyor. kuaförü de eşim kendi ödedi. öyle bi senin benim ayrımımız yoktu yani.
0
roket adam
(26.01.22)
biz her seyi ortak aldik aileler karismadi +1
0
in vino veritas
(26.01.22)
biz her seyi ortak aldik aileler karismadi +1

Bir tek kuaförde eşimin annesi de yanımda olduğu için her şeyi ödemekte ısrar edip ödedi. Eşim zaten gidip damat tıraşı falan yaptırmadı, kendi halletti.
0
kobuzchu kiz
(26.01.22)
Herkes kendi harcamalarını ödedi.
0
fotrsapka
(26.01.22)
Gelinliği erkek, damatlığı kız aldı.
Gelin kuaför ücretini de erkek ödedi.
0
hrvl
(26.01.22)
Benim gelinliği diktirdik, eşim ödedi, ben de onun damatlığını ödedim.
0
SiyamkedisiZorro
(26.01.22)
gelinliği eşim ödedi, damatlığı ben.
kuaför ve makyajı da ben ödedim. zaten eşimin teyzesi, kardeşi, annesi, benim annem, kardeşim derken gelinlik kadar para da buna verdim neredeyse. eşim kendisi için benim şuraya git dediğim bir kuaföre normal tıraşa gitmiş gibi gitti.
0
marla is in my head
(26.01.22)
Gelinlik haladan ve damatlık da kuzenden hediye geldi, gelinin kuaförü para almadı. Ben de normal traş oldum.
Acaip bedavaya gelmiş şimdi onu farkettim:)
0
kumandanim
(26.01.22)
ıkisinide ben odedim hatta alyanslari da
0
all girls dream
(26.01.22)
kuafor işine karismadim eşim kendi halletti
0
all girls dream
(26.01.22)
gelinliği ve kuaförü ben ödedim. damatlığı gelin tarafı aldı.
0
zgrydn
(26.01.22)
Gelinliği kuaförü ben, damatlığı eşim ödedi.
0
oligomer
(27.01.22)
nisani gelinin ailesi halletti, nikahi biz.
gelinlik, damatlik, kuafor, arapasi, plase, muz orta..hersey dahil..
0
cooperr
(27.01.22)
gelin damatlığı, damat gelinliği şeklinde yaptık.
kuaförde herkes kendi masrafını ödedi.
0
estella
(27.01.22)
gelinliği eşim almıştı, damatlığı ben aldım. kadın tarafıyım.
kuaförü eşimin kuzeni ödemiş biz çıkmadan hediye olsun diye ama haberimiz yoktu, yanımıza para almıştık da o para kimin parasıydı o kısmı hiç hatırlamıyorum. eşim özel bi damat tıraşı olayına girmemişti.
0
elorelia
(27.01.22)
damatlığı erkek aldı, gelinliği kadın aldı(kiraladı), herkes kendi kuaför paralarını ödedi.
damatlığı sonra giyerim diye satın almıştım ama bir iki düğünde giydim, zaten kesimler felan değişti demode oldu, olabilirse onu da kiralayın, ödünç alın vb.
0
ravenudon
(27.01.22)
gelinliği annemle beraber aldık, damatlığı eşim aldı.
kuaförü de kendim ödedim.
0
evde liyakat kalmamis
(27.01.22)
Biz gelinlik ve damatlıgi birlikte ödedik. Alyanslari annem ısrarla kendisi almak istedi; o aldı.

Kuaför için de yanimda para vardı ama eşimin ablası bizden habersiz ödemiş. eşim de kendi enistesiyle öyle normal bir tıraş olmuştu, damat tıraşı olmamıştı.
0
fraise
(27.01.22)
gelinligimi gittim, begendim ve aldim. damatligi birlikte gittik, begendi ve aldi.
Kuaforumu ben odedim, o da gitti trasini oldu. alyanslarimizi bile kendimiz aldik. kimseyi karistirmadik, senin paran benim param yapmadik.

nhk ni youkosu guzel yazmis. sen aldin ben aldim olunca karsilikli bir kontrol mekanizmasi oluyor otomatikmen. gerek yok. kendiniz hallediverin.
0
65 derece
(27.01.22)
gelinliği ailem damatlığı ise eşimin ailesi ödemişti.
0
drako
(27.01.22)
Bu düğün işlerine gereksiz, çok para harcanıyor.

Eşinizle, arkadaşlarınızı çağırıp sadece bir nikah kıyın. Nikah sonrası küçük bir yemek/eğlenceden sonra, parayı gezmeye/balayına harcayın. Damatlık, gelinliğe bile ihtiyaç yok. Güzel bir elbisenizi giymeniz yeter.

Hazır pandemi de bahane edilerek, bu adetler azalarak bitsin.


.
0
kartallar yuksek ucar
(27.01.22)
Bizde herkes kendi masrafını ödedi, ailelere ödetmedik.
Gelinliğimi kendim ödedim - canım babamın yardımıyla
kuaförü de kendim ödedim.
Damatlığı eşim ödedi.
0
amelie poulain
(27.01.22)
(18)

Bu erkek personası evlilikte ne kadar mutlu eder.

eksisozlukokuryazari
Arkadaşlar ben kendimi anlatıcam biraz, kadınlar ile münasebetim kötü değil.Genel olarak ilişkilerim kısa sürüyor çünkü ben ciddiye binmesine cesaret edemiyorum, bu nedenle çoğu ilişkimde karşı taraf günlük hayatımı yani “rahatsız edici” yönlerimi çok fazla göremeden iş bitmiş oluyor. Bana rahatsız
Arkadaşlar ben kendimi anlatıcam biraz, kadınlar ile münasebetim kötü değil.

Genel olarak ilişkilerim kısa sürüyor çünkü ben ciddiye binmesine cesaret edemiyorum, bu nedenle çoğu ilişkimde karşı taraf günlük hayatımı yani “rahatsız edici” yönlerimi çok fazla göremeden iş bitmiş oluyor.

Bana rahatsız ediciymiş gibi gelen aşağıdaki yönlerimi özellikle kadınların bakış açısından duymak istiyorum. Büyütülecek bir şey olmayabilirler, ya da aksine deal breaker olabilirler.

1) diğer insanlarla ilişkide süreklilik açısından isteksizlik. Örneğin bir arkadaşımla şartlar dolayısıyla 1 yıl hiç görüşemeyecek olsam hadi ya kötü oldu demem. Arayıp sorma sıklığım da düşüktür, genelde hep arkadaşlarım arar.

2) pek kıskanç olmamak. Daha çok toplumsal normlar nedeniyle, olsa olsa kıskançlık rolü yapabilirim. Onu bile beceremiyorum.

3) bireyci olmak. Partnerimin hayatında ben hiç yokmuşum gibi kendi işini ve hayatını yönlendirebilmesini beklerim. Çünkü ben öyle davranıyorum.

4) aşırı özel alan isteği. Telefonum PC’im eğer mecburen ortak kullanmıyorsak ki artık herkesin kişisel cihazları var, mümkünse partnerimin elini bile sürmesini istemem.

5) özel gün ve benzeri şeyleri hatırlamamak değil önemsememek. Bu yaşıma kadar bir arkadaşımın doğum gününü bir yerlerde kendi isteğimle gidip kutlamadığım, var olan organizasyonların mecburen içine düştüğüm gibi genel olarak da özellikle sorulmadığı durumlar haricinde kendi doğum günümü vb. saklarım. Kutlanmasından da pek hoşlanmam.

6) kafama göre çıkıp bir kaç gün bir yerlere gidebilme isteği. Partnerimden izin almadan ama tabi ki bilgi vererek bir arkadaşımın yanına, bir başka şehire vb gidip takılabilme.

7) biraz fazla libido. Hani partner ok derse sıradışı sıklık ve ortamlarda dahi seks yaparım.


Yani uzun lafın kısası ben daha ilişkinin ilk günlerinde cinsellik dışında 20 yıllık evliler gibi olma özlemi duyuyorum. Bu nedenle de karşımdaki kadınları üzmemek için baştan ilişkiyi kısa kesiyorum


Sizce gereksiz bir durum mu bu. Kadınlar bunlardan hoşlana da bilirler mi?
0
eksisozlukokuryazari
(10.01.22)
Bunların aksini isteyen/savunan pek yoktur ki zaten. Zorlama bir düşünce olmuş sizinki.
0
ruhen hastayim ben
(10.01.22)
Sana oldukca benzer durumdayim. Beni anlayan ve bircok konuda benzer bir insanla saglikli bir evliligim var ama disardan bakanlar "ne bicimsiniz siz" modundalar. Anlayan insanlar ise ne kadar mutlu oldugumuzu goruyor.

Onerdigim sey sudur, hayatina devam et, bol bol arkadas edin ve sadece iyilerini yaninda tut ve insanoglunun aslinda ozunde yalniz bir varlik oldugunu iyice benimse.

Bundan sonra iyi bir iliski karsina cikacaktir. Cikmazsa da zaten yalnizligi ozumsedigin icin mutsuz olmazsin.
0
cleric
(10.01.22)
Yallah Avrupa'ya, Türkiye gibi bir ülkede kafana göre birini bulman zor kardeşim. Ama bu dediklerine okey kızlar var bulmak biraz emek istiyor
0
olaylar olaylar
(10.01.22)
senin " kadinlar"a mi ihtiyacin var bir kisiye mi?
ya neler neler var iliskilerde. bence de zorlama seyler bulmussun. hele kiskanc degilimi nefatif bi sey gibi anlatman kotu. sorun su ki karsindaki default olarak sana guvenmesini bekliyosun zorluk esas burda bence. tlf, pc gibi seylerde takintili gibi kacirmak ayri, oyun oynar gibi kurcalanmasindan hoslanmamak ayri. hafiften bi emek vermek istememek var o da iliski kurmak icin negatif bir tavir. her ne konuda isterseniz esneklik payina ihtiyaciniz var. ornegin ben erk arkadasimin pcsinde dizi acabilirim. telde spotifya girebilirim. bu sizin sandiginiz gibi bireysellik karsiti bir harrket degil yakinlik sadece

asil soruyu kacirmisim. mutlu ededebilir etmeyedebilir. daha dun esim sofra hazirliyo her gun diye ici huzursuzlanan bir arkadas vardi. yani bilemeyiz :)
0
ala09
(10.01.22)
Şöyle bir ekleme yapayım o zaman.

Benim olumsuz mu acaba diye sormamın sebebi, bugüne kadarki ilişkilerinde de karşı tarafların bu saydıklarımın zıttı yönde eğilimleri olduklarını görmemdi. Genelleme olmaması açısından da tecrübe etmediğim insanları sormak istemiştim. Yoksa bunlar düzeltmek istediğim özelliklerim de değil, bence olması gerekenler. Sadece hep denk geldiklerim benden farklı düşündükleri için ortalama normlar hakkında fikir sahibi olmak istiyorum


Bu arada bu yaşıma kadar kardeşim bile telefonumu eline alıp fotoğraf bile çekmemiştir desem abartılı olmaz. Böyle bir evde büyüdüm ve tersine alışamıyorum.

Sofra hazırlıyor diye şikayet eden arkadaşa da biraz hak vermiştim okurken :)
0
🌸eksisozlukokuryazari
(10.01.22)
Siz evlilik ve ciddi ilişki insanı değilsiniz.
Bi gün size hiç yüz vermeyen bi hatun ancak sizi bi miktar değiştirebilir ama bu da geçici olur
Şayet bu hatunu kaybetmekten hep korkarsanız ve o da sizin gibi özelliklere sahipse evlilik anca öyle yürüyebilir
Olumsuz özellik demiyorum ama siz evlilik insanı değilsiniz sanırım, herkes evlenmek zorunda değil
0
photo85
(10.01.22)
önce neden evlilik konusu düşünülüyor diye sormak lazım.

herkesin gönlüne göre yani beklentisine göre biri var sonuçta.

ancak siz birini sevmek, biri tarafından sevilmek istiyor musunuz cidden? önceki deneyimlerinize istinaden bunu yazıyorum. yürümediyse karşılıklı sevmediğiniz içindir. yoksa ilişki olsun diye veya ehh hadi evlenelim diye tonlarca alternatif bulunur. sürekli ilgilenmek isteyeceğiniz, merak edeceğiniz, yani ilginizi çekecek, sizi sevince, güzel bir söz söyleyince bir dokununca aşırı mutlu olacağınız biri yoksa zaten düzenli ilişki şart değil; hatta gerek yok. takılın keyfinize göre.
0
rewlack
(10.01.22)
@rewlack Ben öyle olmayınca daha çok seviyorum. Aile ile sevgililik ilişkisini kıyaslamak elbette saçma ikisinin yerleri ayrı ama ben mesela annem beni aramasa 1 ay falan aramadığım da oluyor. Ama tabi ki seviyorum kendisini. Yani bende sevgi ile ilgi birbiri ile korelasyonu olmak zorunda olan şeyler değil yukarıda da anlatmak istediğim gibi.

Bahsettiğiniz sevgi tanımını hiç kimseye karşı yaşamadım hayatımda. Güzel söz falan beni biraz geren şeyler. Ama nasıl anlatacağımı bilemediğim şekilde sevgi duyduğum , keşke hep hayatımda kalsa dediğim insanlar oldu.
0
🌸eksisozlukokuryazari
(10.01.22)
"Benim ozelliklerim bunlar, yersen" kafasi evlilige gelmez, yallah avrupa'ya falan demisler de elin hatunu senin bu huylarinla hic ugrasmaz. Yine bu kafada birini bulman lazim, buyuk ihtimal; 35 ustu, bu tarz kurallardan oturu evlenememis vs.

Ha bir de herkes evlenmek zorunda degil. Benim aynen bu kafada olup 40i gecen, gunubirlik iliskilerle goturen bir suru arkadasim var. Evlilik bir alttan alma, gormeme, sabir sanati. Iki tarafinda fedakarlik yapmasi lazim, yoksa ilk 5 seneyi goremezsin zaten.

Bir de 20 yillik evlilik ile 7 numarali istek pek uyusmuyor. Libidon icinde patlayiverir mazallah :)
0
cooperr
(10.01.22)
bu bence "yanlış" bir soru.

insan sabit kalan bir şey değil.
üç yıl önceki benle şimdiki ben aynı değilim.
ilişki "ben buyum, sen de şusun" diye kurulmuyor, adım adım birbirine yaklaşırsın.
bazı şeyler törpülenebilir, bazısı törpülenemez.
bazı şeyleri hoşgörür, idare edersin, bazı şeyler kırmızı çizgindir.
verdiğiniz örnekten yola çıkarsak, mesela karşınızdaki kadın önem veriyor diye doğum gününü kutlamayı veya bu güne önem vermeyi bir şekilde öğrenebilirsiniz ama bilgisayarınıza yine dokundurmazsınız.
ilişki böyle bir şey zaten.

zaten insan hayatında "bununla olur ya" dediği en fazla 2-3 kişiye denk gelip, bunlardan biriyle ya da hepsiyle farklı zamanlarda evleniyor.

yani şimdi düşünsem ben de size böyle bir liste çıkartırım kendimle ilgili.
herkes çıkartabilir.
böyle bakacak olursak, kimse kimseye göre değil zaten.
şurada bir duyuru altına bile on kişi yazıyor, onu birbirinden farklı.

önemli olan kendine göre olanını bulmak.
bu sizinle aynı olmak demek değil, uyumlu olabilmek demek.
yani "ben böyleyim" diye lanetli gibi dolaşmanın anlamı yok.
o kadar da abartılı şey yok bu saydıklarınızda.
0
blatta hiberna
(10.01.22)
Anlattiklarinda anormal bir şey yok. Anormal olan bu kriterlerine çimento karman...

İstediğin tüm özelliklere uyan bir meslek dali da biliyorum ;)
0
abuzer
(10.01.22)
duyuruyu okuduktan sonra nicke baktım ben bunu ne ara yazdım diye. seninle tamamen aynı durumdayım. ilişkilerim max 2,5 ay sürüyor bu yüzden. sonra ilk fırsatta ayrılıyorum, kendimden soğutuyorum vs.

@abuzer merak ettim mesleği = )
0
amour fou
(11.01.22)
"Bu nedenle de karşımdaki kadınları üzmemek için baştan ilişkiyi kısa kesiyorum"

Öyle bişey yok. Aksine tüm bu bahsettiğin "bahaneler" bir insanla düzgün bir ilişki yaşayamayacağından korktuğun için, tümevarım yöntemiyle bulduğun şeyler. Kendi kendine ördüğün o duvarı "süslemek" için bir şeyler arayıp bulmuşsun. Yüzeyde bu söylediklerin doğru olabilir ama sana bu kriterleri koydurtan şey savunma mekanizman.

O duvarların içinde o kadar çok kalmışsın ki kendi çalar kendi oynar halin sana özgüven vermiş gibi duruyor. Halbuki "kırılgan" yapınla yüzleşmeni engelleyen, aldatıcı şeyler.

Bahsettiğin şeylerin ilgi çekici geldiği kadınlar elbet olur. Ama bunların hepsine uyan bir insan bulsan dahi başka bahaneler yaratacaksın; o yüzden çok fark etmiyor.
0
Bruce
(11.01.22)
yazdıkların kendinin ciddi bir eleştirisinden çok hafiften methiye düzmek olmuş. net bir profilini çıkarmak için seni partnerlerine sormak gerek.
0
zgrydn
(11.01.22)
Evlenmek zorunda degilsiniz ki? Neden evlilikte mutlu edip etmeyeceginizi sorguluyorsunuz? Caniniz evlenmek istiyorsa 'ben boyleyim isine gelirse' zaten diyemezsiniz, esinizin beklentileri ve yasanmasi gereken, arzulanan hayatin gerektirdiklerine gore bir tavir ve aliskanliklar serisi gelistirmeniz gerekir. Uymuyorsa evlenmezsiniz.

Bunlar 'dealbreaker' olabilir diye dusunmeniz benim anlamadigim sey yani. Dealbreakerlar evrensel karar verilmis seyler degil, kisiden kisiye degisir. Benim dealbreaker listem var bes maddelik, tamamen bana ozel seyler kimsenin de onaylamasina veya anlamasina ihtiyacim yok, fikirlerini soracak degilim. Dolayisiyla sizin bu listede olmayan ozellikleriniz dahi birinin dealbreaker listesinde olabilir ve oyleyse oyledir, yapabileceginiz bir sey yok.

Kisaca, bence gereksiz bir sorgulama.
0
sopiro
(11.01.22)
Evlenmek zorunda olmamak konusuna bir açıklık getirmek lazım. Evet kimse evlenmek zorunda değil, ben de evde kalacağım korkusu yaşayacak biri değilim. Hatta mümkünse evlenmemek hayatı daha güzel yaşamayı sağlıyor bunun da farkındayım. Ama bir de şu var, ben kimseyi uzun süre görmek istemiyorum, kimseyi asla sevmiyorum demiyorum. Benim de zaman zaman karşıma keşke hayatım boyunca yakınlarımda bir yerlerde olsa dediğim insanlar çıkıyor. Evlilik bunun bir örneği, beraber de yaşayabilirim tabi ki. Ama benim çekincelerim böyle kaybetmek istemediğim insanla beraber uzun bir yaşamda onunla ne kadar uyum gösterebileceğim. Ne kadar süre sorunsuz kalabileceğim. Ben zaten kimseyi 2 aydan uzun süre sevemiyorum demiyorum, hatta takılıp kalma huyum daha fazla.

Bir de bazı cevaplarda da genelleme yapılamaz denmiş ama sizce de yine de bazı genel normlar yok mu? Genel kabuller? Yoksa tabi ki sonsuz ihtimal ve seçenek var. Kabul. Ama herhalde ben hiç eve bile gelmem diyen adamla çok özverili olurum diyen adamın olumlu bir ilişkş yaşama ihtimalleri aynı değildir değil mi?
0
🌸eksisozlukokuryazari
(11.01.22)
Kıskançlık maddesini anladım ben, "sen beni kıskanmıyorsun, demek ki yeterince sevmiyorsun" diyen manyaklar var toplumumuzda. Hatta çok var. Ha, "biz niye hiç kavga etmiyoruz, ilişkimizde tutku eksik" diye kavga çıkaran da var.

Geçenlerde başka bir gönül işi sorusuna yazmıştım, ben ancak 'ortalama Türk erkeği toksikliği' olmayan biriyle tanışınca "aha evlenilir bu adamla" dedim. Kıskanç değiliz, romantik değiliz, ben de sizin gibi kendi doğum günümü (özellikle iş arkadaşlarımdan falan) saklarım, kutlamayı umursamam, eşim arkadaşlarıyla kampa gider, ikimiz de gerektiğinde hayatını tek başına idare edebilecek, elinden iş gelen insanlarız ama hayatı birlikte yürütmeyi daha çok seviyoruz. Yani müthiş insanlarız gördüğünüz gibi :))

Biz evlenirken inatla düğün istemedik, eşimin ailesinden "ya kobuzchu istiyordur, istemez olur mu, senden çekindiği için söyleyemiyordur" gibi şeyler söyleyenler oldu. Bu noktada @cleric'in ilk paragrafı +1

Özetle, bu saydıklarınızdan hoşlanmayacak çok kadın var (çok erkek de var ama siz kadınları sordunuz, o kısım sizi ilgilendirmiyor). Bu sitede bile çok var, "ne demek benim eşim benden ayrı şehir dışına gezmeye gidecek, olur mu öyle şey" diyenler, vs. Ama herkes böyle değil, sizin yaşantınıza uyum sağlayacak ve benzer ilişkiler arayan kadınlar da var, dolu. Arayıp bulmanız ya da denk gelmeniz lazım :)
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
bence bunlar anormal özellikler değil ama mesela ben bu kadar bireysel takılan biriyle evlenirsem çok mutsuz olurum, çünkü çizdiğiniz profilde ben çok yalnız hissederim. yalnız kalacaksam evlenmenin ne mantığı olduğunu bilmiyorum. annem ve babam 30 küsür yıldır, durmaksızın muhabbet edebilen iki insan. her şeyi de birlikte hatta ben ve kardeşimle de birlikte yapmış iki insan. dolayısıyla da “birlikte” olmaya alışkınım. evde tek başıma sıkılıp bunaldığım için ve şu anki sevgilim biraz sizi andırdığı için kedi sahiplendim. onunla paylaşıyorum hayatı. erkek arkadaşımıysa 10 gündür görmedim. bu gidişle de ayrılacağız çünkü yapamıyorum. ama illa ki sizin tarzınızda birlikte olabilecek kadınlar da vardır. sosyalizasyon süreçlerinin benzeşmesi meselesi.
0
inanna
(12.01.22)
(3)

Bu durumda iletişim kurmanın bir yolu var mı?

havadakarada
Kazak bir arkadaş İstanbul'a geldi. Kazakistan'da olaylar çıktığında interneti vs her şeyi kesmişler, ailemle iletişim kuramıyorum dedi. Bir yolu var mı bu şartlarda iletişim kurabilmenin?
Kazak bir arkadaş İstanbul'a geldi. Kazakistan'da olaylar çıktığında interneti vs her şeyi kesmişler, ailemle iletişim kuramıyorum dedi. Bir yolu var mı bu şartlarda iletişim kurabilmenin?
0
havadakarada
(07.01.22)
internet tekrar gelmişti, ailesi erişimin olduğu yerlere gidebilir aslında. telefonla da mı ulaşamıyor?
0
rose parks
(07.01.22)
Hiçbir şey yokmuş şu an.
0
🌸havadakarada
(07.01.22)
numarasını bildiği bir sabit hattı aramayı denemiştir diye varsayıyorum. twitter vb. yerlerde şehir/mahalle adını aratarak ilgili yerden twit atabilenleri tespit etmek ve onlardan bölgenin durumu hakkında bilgi almaya çalışmak denenebilir.
0
zgrydn
(07.01.22)
(9)

İstanbul'da kalabalık azaldı mı?

olimpia
Trafik nispeten rahatlamış gibi. Toplu taşıma yine kalabalık ama cama yapışık gitmiyorum bir süredir. Ve sokaklarda insan kalabalığı azalmış sanki.Siz ne düşünüyorsunuz?
Trafik nispeten rahatlamış gibi. Toplu taşıma yine kalabalık ama cama yapışık gitmiyorum bir süredir. Ve sokaklarda insan kalabalığı azalmış sanki.
Siz ne düşünüyorsunuz?
0
olimpia
(06.01.22)
En son gittiğimde düz yolda yürüyemiyordum.
0
dissendium
(06.01.22)
kısmi bir rahatlama fark ettim. artan yakıt fiyatları ile ilgisinin olduğunu düşünüyorum.
0
zgrydn
(06.01.22)
Benzin + covid etkisi b.ihtimalle
0
ceketimi alip cikcam
(06.01.22)
Kimle konussam covid+
0
brkylmz
(06.01.22)
Hafta içi bile tıklım tıklım olan Beşiktaş-Ortaköy yolu her iki yönde de boştu geçen çıktığımda.

Aynı şekilde Bebek falan bile sakindi.

Hem covid hem her şeye gelen zamlar birlikte etkili sanırım diğer arkadaşların dediği gibi. Tek başına benzin değil yani. Bende de araba var ama bir yere oturup kalkınca ödeyeceğimi yakıttan daha fazla düşünüyorum açıkçası. Markette bile her şey ateş pahası iken öyle dışarıda yiyelim, dışarıda kahvaltı yapalım işlerini kenara atmak zorunda herkes.
0
chicha_v2
(06.01.22)
benzin fiyatları olsa toplu taşımaya yönelirdi insanlar mecburen, eh bu da toplu taşımayı daha kalabalık hale getirirdi. en azından iş saatleri için böyle olurdu sanıyorum.

benim oyum covid sebebiyle evden çalışma sayısının yeniden artması ve insanların virüs korkusuyla gereksiz yere sokağa çıkmak istememesine.
0
posthuman
(06.01.22)
ünivlerin bir kısmı online eğitime geçti.
muhtemelen şirketlerde de benzer uygulamalar başlamıştır.
sebebi biraz da bu.
0
rewlack
(06.01.22)
vakalar yüzünden hybrid çalışanlar tekrar full home ofise geçtiler.
0
gabe h coud
(06.01.22)
Trafik az ve aksamlari park yeri bulabiliyorum bu ara. Evet azalmis.
0
stavro
(06.01.22)
(13)

yalan söyleme etiği

duyurukullanıcısı
doğruyu söyleyince tüm çabalarınızın yok olacağı yalan söylediğiniz taktirde tüm çabalarınızın kabul göreceği ve bir üst aşamadan yolunuza devam edebileceğiniz ve yalan veya doğru söylediğinizin karşı taraf tarafıdan ölçülemeyeceği bir durumda(yani doğru söyleseniz bile size yalancı diyebilir, yalan
doğruyu söyleyince tüm çabalarınızın yok olacağı yalan söylediğiniz taktirde tüm çabalarınızın kabul göreceği ve bir üst aşamadan yolunuza devam edebileceğiniz ve yalan veya doğru söylediğinizin karşı taraf tarafıdan ölçülemeyeceği bir durumda

(yani doğru söyleseniz bile size yalancı diyebilir, yalan söyleseniz bile size doğru söylüyor diyebilir)

yalan söyleyip çaba gösterdiğiniz işte başarı kazanmak ve bir üst seviyeden hayatınıza devam etmek

yanlış bir şey midir?
0
duyurukullanıcısı
(31.12.21)
Degildir tabii ki. Full yalanla donuyor bizde her sey. Eger anlasilmayacak bir seyse salla gitsin ksfasinda herkes
0
floydian
(31.12.21)
Ben yalan söyleyemiyorum, her seferinde de keşke söyleseydim diyorum. Karşı taraf ölçemez kesinlikle ama kendim o an rahatsız olup doğruyu söylüyorum. Bence sen yabıştır yalanı
0
izmitcan
(31.12.21)
kendine sorduğunda muhtemelen "evet (yanlış bir şeydir)" yanıtı aldığınız için, bir de dış desteklerle durumu idare etmeye bakıyorsunuz gibi anlıyorum ben bu soruyu.
kendi cümleniz içinde yaptığınız şeyin "yalan söylemek" olduğunu ifade ediyorsunuz. bunun başkalarınca anlaşılıp anlaşılmaması neyi değiştirir ki?
Dostoyevski'yi seversiniz sevmezsiniz ama "kendine yalan söyleyen bir süre sonra bunlara inanır ve kendi ile diğerlerine karşı saygısını kaybeder" diyor.
0
fempusay
(31.12.21)
evet, yanlış bir şeydir. peki yapmalı mısın? etikten taviz vermeyen, belli konularda ahlak timsali kesiliveren insan modeline dönüşmek gibi bir planın yok ise söyle ve hayatına devam et.
0
zgrydn
(31.12.21)
Yanlıştır.
Burada yalan ve doğru konuşmanın yanında 3. Seçenek olarak susmak öne çıkmalı.
0
Erva
(31.12.21)
@floydian+1
Olayin is yasamiyla ilgili oldugunu saniyorum. Eger oyleyse orada donen sacmaliklari, yalanlari vs dusununce yalansiz olmaz bence de. Eger birinin hakkini gaspetmek falan yoksa isin icinde bence sikinti yok.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
asla yalan söyleyerek level atlamayı istemem. bu herhangi bir şey olabilir. dürüstlük benim için çok önemli.
0
naksidil
(31.12.21)
Yalan söylediğiniz kişiye bağlı değişir. Değer verdiğim kişilere yalan söylememeyi tercih ederim ama iş hayatında istisnasız herkes yalan söyleyebilir, etiktir.
0
olimpia
(31.12.21)
Fazla etik bir insanımdır o yüzden bi noktaya kadar yalan söylememeye özen gösteririm minik kayıplar yaşayacak olsam da.

AMA, sonuçta ENTP'yim de. Etik olarak o durumda uygun görürsem filmlerdeki kaotik gizemli karakterler gibi "Teknik olarak yalan söylemedim, sadece bazı bilgileri eksik tuttum" ya da "söylediğim buydu o anlamı çıkarman gerekmiyordu" gibi kaotik evil hareketler yaparım bolca.
0
aguen
(31.12.21)
Kendini nimetten, karşındaki salak sayıp yalan konuşmak hiç etik değil.
0
put it in your appropriate place
(31.12.21)
Benim gozumde yanlis değildir. Cunku dogru olan, benim icin dogru olandir bana gore. Kendim icin dogru ve faydalı olan esastir. Dogrucu davut olmayi da savunmuyorum zaten.
Erdem pesinde kosarak yasamaya calismanin anlami yok, bu yol yol degil. Tabiatin dogru olani yasatma ayak tutma, hakli olaba hakkini verme ve nihayetinde etik ve dogru olan yolun kazanmasini saglama gibi bir mekanizmasi yok. Dolayısıyla erdem pesinde kosarak yasanan bir hayatin kayiplarinin telafisi yok.
Bazen etik kaygilarini bir tarafa birakmak baskalarinin hayatina cok da olumsuz etki yapmazken sana cok olumlu etkisi olabilir. Boyle olduğu surece bazi erdemlerden vazgecilebilir ve bu rasyoneldir bana sorarsan. Cunku özünde kendiniz icin yasarsiniz ve etrafinizdaki insanlar ve tum etrafinizdaki dunya ile ilgili ideallerinizin bile cikis noktasi sizsiniz, dolayisiyla etrafınızdaki dünyanin iyiliginden bir tik once gelir sizin iyiliginiz. İsteseniz de katılabileceğiniz bir kolektif erdem hareketi yok dogada. Biresyselcilik doganinin kendi urunu. Dolasiyla dis dunyayi cok fazla etkileyemeyecekken kendi dunyaninizi fazlasiyla etkileyebilirsoniz olumlu yonde. Bu soruda verdiginiz ornekteki gibi.
Ve yine isteseniz de istemeseniz de - uc noktada değilseniz - az veya cok vicdan sahibi oldugunuzdan bir yerlerde bir siniriniz olacak zaten, bazen etik agir basacak ve cok da hayati olmayan çıkarınızdan feragat edeceksiniz.

Lafi cok uzattık direkt kisa oz cevapla bitireyim, senin durumunda yalan soylemeyi pek buyutmezdim ve soylerdim.
0
stavro
(31.12.21)
benim düsüncem su, eger baskasinin hayatini etkilemiyorsa söylerim.
0
durgunfoton
(31.12.21)
Yalan yanlıştır. Hayati bir durum yoksa doğruların söylenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kimseye zararı dokunmayacak ve söylenmesi bir şeyi değiştirmeyecekse beyaz yalan söylenebilir ama sizin durumunuzda söylenmemeli. Bütün çabanızın doğru ile yok olması dürüst bir yol izlemediğiniz izlenimi uyandırdı bende.
0
boyalı kuş
(31.12.21)
(6)

İstanbulda romantik akşam yemeği için mekan tavsiyesi

trulymadlydeeply
Merhabalar, eşimin doğum günü için güzel bir restorant arıyorum. Mümkünse görevlilerin koşturmadığı, masaların dipdibe olmadığı, sakin, nezih ve manzaralı bir mekan arayışı içerisindeyim. Bu arada ambiansı güzel olduğu sürece manzarasız da olabilir. Ulaşımı kolay olduğu sürece asya/avrupa yakası far
Merhabalar, eşimin doğum günü için güzel bir restorant arıyorum. Mümkünse görevlilerin koşturmadığı, masaların dipdibe olmadığı, sakin, nezih ve manzaralı bir mekan arayışı içerisindeyim. Bu arada ambiansı güzel olduğu sürece manzarasız da olabilir. Ulaşımı kolay olduğu sürece asya/avrupa yakası fark etmiyor. Şimdiden önerileriniz için teşekkürler
0
trulymadlydeeply
(28.12.21)
Sunset
0
gabe h coud
(28.12.21)
chalet swissotel
0
ala09
(28.12.21)
kadıköy double tree
0
kenarortay
(28.12.21)
bütçe sınırı yoksa nicole.
0
zgrydn
(28.12.21)
Yıl dönümümüz için Soho House içindeki Cecconi's'e gitmiştik oldukça memnun kaldık.

Biraz pahalıdır ve manzarası yok ama güzeldir.
0
chicha_v2
(29.12.21)
Aida Vino E Cucina

Kadıköy, manzarasız ambians güzel
0
put it in your appropriate place
(29.12.21)
(12)

Bu duyuruda yılbaşı mezelerimizi paylaşıyoruz

fraise
Efendim yılbaşı menüleri artık yavaş yavaş tamamlanmaya başlarken bu yıl için farklı bir iki şey daha yapayım istedim, duyuruya geldim. Yılbaşı masalarinizda olmazsa olmazlariniz ya da 'şunu yaptım çok güzel oldu, yılbaşında da yapacağım.' dediğiniz mezeleriniz varsa benimle de paylaşır mısınız? Ben
Efendim yılbaşı menüleri artık yavaş yavaş tamamlanmaya başlarken bu yıl için farklı bir iki şey daha yapayım istedim, duyuruya geldim. Yılbaşı masalarinizda olmazsa olmazlariniz ya da 'şunu yaptım çok güzel oldu, yılbaşında da yapacağım.' dediğiniz mezeleriniz varsa benimle de paylaşır mısınız?

Ben bu yıl için fırında limonlu tavuk, mercimekli/sebzeli çorba, patates püresi, yeşil salatayı yemek kısmı için netleştirdim. Meze olarak annemin hazırlayıp buzluğa bıraktığı içli kofteleri, kuru dolmaları birer tabak olacak. Havuç tarator, haydari ve Amerikan salatayi da süsleyip masaya eklerim dedim. Tatlı olarak da tiramisu ya da kütük pasta düşünüyorum.

Herkese musmutlu, sağlıklı bir yıl dilerim şimdiden!
0
fraise
(26.12.21)
yemek kısmı çok sıradan olmuş yani hepimizin hergün yediği şeyler, yılbaşı için daha değişik bişeyler düşünmez misin?
0
killerbee
(26.12.21)
Gelen arkadaş grubu yemek konusunda oldukça seçici insanlar olduğu için herkesin tamam dediği bir bu menü var maalesef. Ben zaten normalde vejetaryenim. Tavuğu gelenler yiyecek artık.
0
🌸fraise
(26.12.21)
Biber borani yapacağım bu yilbasi
0
all girls dream
(26.12.21)
son akşam yakındaki tekelci & mezeciye gidip karar vereceğim galiba. yemekte de kuzu kapama, yanına kestaneli pilav, yeşil salata.
0
zgrydn
(26.12.21)
annemin meşhur bir patates salatası vardır, yılbaşlarında muhakkak yapılır.
tarifini alta yazarım ama onu sevdiğimiz için gündelik hayatta da çok yaparız.

bunun dışında mesela çerkes tavuğu, italyan salatası, arnavut ciğeri, karides kokteyl, 1-2 zeytinyağlı dışında, et ne olursa olsun muhakkak yanında iç pilav ya da kestaneli pilav falan gibi şeyler yapılırdı bizde.
benim sonradan keşfettiğim kalamarlı mücver de iyi olabilir mesela çeşit olarak.

karışmak gibi olmasın, misafirleriniz seçiciymiş ama mesela çorbayı krutonlu soğan çorbasına dönüştürüp, bir iç pilav pişirseniz, patates püresini de dereotlu falan yapıp, yeşil salataya nar ekleseniz sanki daha bir yılbaşı havası olabilir.

patates salatası tarifi:
patatesleri -tercihen kabuklarıyla- haşlıyorsunuz.
aşırı haşlanıp parçalanacak kıvama gelmesinler ama.
haşlandıktan sonra zevke göre tuz karabiber ekliyorsunuz.
zeytinyağı, sarımsak falan asla eklemiyoruz.

patatesler soğuduktan sonra büyük küpler halinde, çok ezmeden parçalıyoruz.
yoğurtla mayonezi karıştırıp (yoğurt değil, mayonez tadı baskın olacak şekilde), dere otu ve taze soğanla birlikte harmanlıyoruz.

patateslerin yoğurtlu mayonez karışımında yüzmemesi ama üstlerinin kaplanması lazım, oran olarak öyle hesaplayın.
dereotu ve taze soğan bol olursa daha iyi oluyor ama tabii zevke bağlı.
ben göz kararı yaptığım için ölçü veremedim.
özellikle kırmızı et yanına çok yakışıyor.

size de mutlu yıllar!
0
blatta hiberna
(26.12.21)
Blatta tavuk kısmı sanırım karışmış; iç pilavlı bütün limonlu tavuk olacak aslında o. Çorbayi soğanlı eşim hayatta içmez mesela :) ama dereotlu patates püresi güzel fikirmis. Yeşil salataya nar ekleme fikri aklımdaydı.

Patates salatasini not ettim, teşekkür edeeim
0
🌸fraise
(26.12.21)
evet, ben tavuğu pilavsız düşündüm :)

kremalı brokoli çorbası falan?
brokoli sevmeyenler bile severek içebiliyor.
ya da hani kremalı pancar veya mantar çorbası gibi şeyler de olabilir.

değiştirmek zorunda değilsiniz tabii, fikir olarak söylüyorum sadece.

bu arada tatlı olarak üstü nar soslu panna cotta falan da seçenek olabilir.
0
blatta hiberna
(26.12.21)
www.youtube.com

pasta görünümlü meze. güzel bir sürpriz olabilir.
0
faithless
(26.12.21)
Annem yıllardır sadece yılbaşında yapar, gelenekseldir bizde.

Meyve salatası:elma, ayva, portakal, mandalina, muz, kivi. Hepsini soy. Minik doğra, üstüne 1 greyfurt suyu dök, damak tadınıza göre pudra şekeri ekle ve karıştır. Buzdolabında beklet. Servis yaparken üzerine nar taneleri serpiştirin.

Gerçi et yemiyorsunuz ama yiyenlere fikir olsun.

1 Yufka ve 1 paket sosis ve 1 kutu kürdan alın. Sosisi (yapacağınız miktara göre 2 ya da 3 sosis) yaklaşık alyans kalınlığında dilimleyin. Yufkayı tezgaha açın ve ister temiz bir yüzük yardımıyla minik daireler yapın, isterseniz o büyüklükte küçük kareler kesin.
Bir kürdana 3-4 parça Yufka takın, sonra 1 dilim sosis sonra yine 3-4 Yufka sonra yine 1 dilim sosis ve yine Yufka...

Patates kızartır gibi derin yağın içine bu kürdanları atın 2 - 3 dakika kızartın (Yufkanın rengi dönene kadar) çok lezzetli yemesi kolay bir aperatiftir.

www.nefisyemektarifleri.com

Böyle yapanı da varmış:

www.google.com
0
balik kraker
(26.12.21)
Balık kraker, dediğiniz gibi bunu ben yemem ama bira yanına sunum olarak aşırı güzel göründü gözüme. Not aldım, mutlaka deneyeceğim :)

@faithless, amerikan salatasını (bu bizim sofranın en istek alan mezesi) bu şekilde servis etmeye karar verdim, teşekkür ederim :)
0
🌸fraise
(26.12.21)
tuzda balık yapacağım ana yemek olarak. atom, humus, tarator, domates ezme yaparım yanına. yukarıdaki patates tarifi de güzel görünüyor, onu da ekleyebilirim. zamanım olursa jumbo karides alıp dinamit karides yapabilirim.

küçük bir pasta üfleriz sanırım 2022 dilekleri için, kendim yaparsam çilekli milföy yaparım. sonrasında sıcak şarap olabilir ya da köpüklü şarap yanına karamelli fındık/badem yaparım.

hepsi hem özenilmiş gibi hem çok basit, herkesin yapabileceği şeyler.

çakal lezzetler youtube kanalında güzel fikirler bulabilirsiniz bu arada, dinamit karides oradan. önceki senelerde yılbaşı parti serileri ve bira yancıları gibi videolar da çekmişti.

herkese mutlu seneler :)
0
marla is in my head
(26.12.21)
Annem cafe işletiyor ve yılbaşı için meze yapıyorlar. Onun listesini bırakayım ben de belki fikir olur (Göktürk/İstanbul'da almak isteyen olursa da yeşillendirebilir)

Acılı ezme
Haydari
Şakşuka
Köpoğlu
Patlıcan salatası
Çerkez tavuğu
Humus
Zeytinyağlı yaprak sarma
Zeytinyağlı lahana sarma
Çiğ köfte
Sigara böreği
Paçanga böreği
Muhammara
Girit ezme
Mücver
0
housedaki topal doktor
(26.12.21)
(8)

paralel park

erenderk
bunu şu an uygulanabilir yapmayan şey ne?https://www.reddit.com/r/Damnthatsinteresting/comments/roq5ci/surprising_that_cars_today_dont_have_this/?utm_medium=android_app&utm_source=share
bunu şu an uygulanabilir yapmayan şey ne?
www.reddit.com
0
erenderk
(26.12.21)
Maliyet, karlılık, ihtiyaç olmaması
0
kisa
(26.12.21)
Yürütücü sistemi tamamen değiştirmek gerekiyor. Gereksiz. Geleneksel paralel park yapamayan bunu hiç yapamaz. Yine gereksiz.
0
Zaman Tamircisi
(26.12.21)
Ön lastikleri kısa sürede yıpratır bence böyle bir sistem. Yani bir yandan bana yardımcı olacakken diğer tarafa zarar veriyor gibi.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(26.12.21)
Çok pahalı olur.
Hem masraf hem de ağırlık olmasın diye neleri neleri iptal ediyorlar, bu kadar gereksiz bir şey için hem para harcanacak, hem araca ağırlık yaratacak hem de arıza yapabilecek yepyeni parçalar.
0
michael_knight
(26.12.21)
paralel parkın buna ihtiyaç olmadan yapılabilen bir şey olması.
0
zgrydn
(26.12.21)
Yani dunyanin en sacma seyi olur bunu gunumuz araclarina uygulamak.
Yani o kadar akil disi bir is olur ki, bunun getirecegi esktra maliyet, ekstra agirlik, bagaj alanindan falan çalması yani saymakla bitiremeyiz neden yapilmamasi gerektigini:)

Hepsini gectim, gerek yok. Siradan bir insan kisa bir alisma surecini atlattiktan sonra paralel park ediyor. Onu da gectim park sensoru var geri gorus kamerasi var her sey var artik gunumuz araclarinda.
Ve yukarıdaki arkadasin dedigi gibi paralel parki yapamayan insan zaten bunu da yapamaz. Zamanında kim dusunduyse cok gereksiz bir fikir olmus.
0
stavro
(26.12.21)
Gereksiz bir tasarim, daha basite bu isi cozebililerdi ama cozmemeyi tercih ettiler.
Cunku gercekten yetenekli degilsen zaten araba kullanamiyordun, arabayi kullanabilen adam zaten parki da yapiyordu.
Hem de o zamanlar park yeri sorunu yoktu.

Su an arabalar yeni icat edilmis olsa bu sacma haliyle(sadece on tekerlerden manevra yapan haliyle) kimse almazdi.
Steve jobs falan bir cozum getirirdi.
Adam cikip bu ne lan demese hala kalemli telefon kullaniyorduk.

Araba sektorunde kimse bu ne lan demiyor.
Hala telefon tutucu olan araba yok, sadece fiat panda koydu.
0
divit
(26.12.21)
Gereksizlik nedenleri yazılmış, ağırlık/maliyet/yer kaybı vs

Ama en önemli nedenlerinden biri de bana göre hidrolik direksiyonun icadı, bu sayede araç manevraları çok kolaylaştı. Benim gibi 40 yaş ve üzeri duyurucular ergenliğinde araç kullandıysa hatırlarlar o dönmeyen direksiyonları.
0
John Bloor
(27.12.21)
(7)

Uçak, kamera, karakutu

dissendium
Uçaklarda kokpitte, yolcu ve kargo bölümlerinde kamera var mı? Uçak kazalarında genelde uçağın içinde ne olup bittiği bilinmiyor. Buradan uçağın içinde kamera olmadığını anlıyorum. Malezya ve Atina uçak kazalarında pilotun intiharından bahsediliyor. Kamera olsa belki de her şey belli olacaktı. Yoksa
Uçaklarda kokpitte, yolcu ve kargo bölümlerinde kamera var mı? Uçak kazalarında genelde uçağın içinde ne olup bittiği bilinmiyor. Buradan uçağın içinde kamera olmadığını anlıyorum. Malezya ve Atina uçak kazalarında pilotun intiharından bahsediliyor. Kamera olsa belki de her şey belli olacaktı. Yoksa neden yok? Kameraların kaydettiği görüntüler anlık olarak yerde bir merkezde depolanabilir. Uçuş sorunsuzsa görüntüler silinebilir.

İkinci sorum da karakutunun verilerinin neden anlık olarak yerdeki bir noktaya aktarılmaması. Yüksek internet hızıyla kritik veriler yerdeki bir merkezde depolanamaz mı? Her uçak kazasından sonra karakutu arama saçmalığı neden bitmiyor? Zaten uçak okyanusa düştüyse bulunma şansı yüzde sıfır.

Bu konuda bir geri kalmışlık mı var yoksa akıl tutulması mı yaşanıyor?
0
dissendium
(25.12.21)
Kokpitlere kamera sistemi pilotların "rahat" çalışmalarını engellediği için koyulmuyor, diğer bölgelerde kamera vardır illa ki ama tüm uçağı kameralarla donatmak maliyeti artırır ama maliyetten de önemlisi kamera sistemi demek kablo demek, kablo demek elektrik demek, elektrik demek risk demek. Elektrik kaçağı nedeniyle pek çok kaza ya da risk ortaya çıkıyor. Riskten ne kadar muaf olursa o kadar iyi bir sistem olur. Kamera sistemi olası bir kazayı engeller mi engellemez mi? Engellemez. Engellemeyeceği için olup olmaması da çok önemli değil. Yoksa senin böyle basit şeyleri herkes düşünmüştür.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(25.12.21)
@Kaleci Saçlı Forvet, uçağın sisteminden bağımsız bir kamera sisteminden bahsediyorum. Yani bir kamera 144p görüntü bile kaydetse 10 saatlik bir kayıt için harcadığı elektrik ne kadar olabilir ki? Cep telefonları bile tam şarjla 2 saat kayıt yapabiliyor. Kablo olmayan, kendi başına uçaktaki bir noktadan şarj edilebilen kamera sistemi oluşturulabilir. Maliyet kısmını da mantıksız buluyorum. Uçak düşünce bu adamlar milyon dolar harcayıp arama faaliyeti yapıyorlar. O maliyetle yüzlerce uçağa kamera sistemi eklenebilir. Pilotlar da rahat çalışmasın. Dolmuşlarda bile kamera varken uçakta kamera olmaması enteresan bir olay.
0
🌸dissendium
(25.12.21)
karakutu baya veri topluyor diye biliyorum, onlar anlık bir yere upload edilebilir hale gelirse (belki 5g ile falan) zaten uçakları uzaktan kontrol etme, pilotsuz uçak veya bir sorun anında uzaktan kontrol etme gibi sistemler de gelir sanırım.

Bu arada bunun çok basit bir açıklaması var, bilmem kaç bin uçuşa 1 sorun çıkıyor, o kadar sistem kurmak buna değmiyor. Yoksa ortak bir veritabanı falan kurabilirler bence. Hatta tüm veriyi machine learning'e verirsin kaza olmadan önce hangi durumların kazaya yol açtığını ortaya çıkarır önceden haber verir falan. Bence gelecekte olacak ama şu an 80-90'larda üretilmiş uçaklar uçuyor havada. Ayrıca dediğim gibi çok az kaza oluyor, neden her uçakta bir sürü paraşüt yoksa aynı sebepten kamera yok.
0
nhk ni youkosu
(25.12.21)
uçuşu ilgilendiren irtifa, hız, pilot hareketleri, uçak göstergeleri kayıt altına alınıyor zaten. çoğu vakada olayı netleştirmek için bunlar yeterli veriler. görsel verinin sağlayacağı ek fayda ile yaratacağı maliyetin birbirini karşılamadığı düşünülüyor kanımca.

yüksek hızlı internet ile aktarım olayı, saatte bilmemkaçyüz kilometre hızla yol alan ve en ücra bölgelerden geçen araçlarda düşündüğümüzden daha zor bir mevzu.

havacılık sektörünün teknolojik olarak demode kaldığını düşünebiliriz ama uzun uzadıya araştırılmadan çabucak yapılan her radikal yenilik büyük maliyet ve üstesinden gelinmesi gereken yeni güvenlik sorunları doğurur. bunu akıldan çıkarmamak gerekir.
0
zgrydn
(25.12.21)
ceketimi alip cikcam
(25.12.21)
Bu konuda bir geri kalmışlık mı var yoksa akıl tutulması mı yaşanıyor?

Söylenen, uydudan veri aktarımı ve diğer etkenlerin maliyetleri sebebiyle bu önlemlerin yapılmadığı.
Doğrusu saçma geliyor bu husus.
oysa Bir uçağın kendisi, bakımı , mürettebatı, parçaları, havayolu vs. zaten başlı başına maliyet demek.

Uçak kazaları ve kaçılmaları hakkındaki bütün haberler ayrıntılı incelenirse özellikle sansasyonel yönü bulunan olaylarda (ikiz kuleler gibi) ya da içinde tanınmış kişilerin olduğu uçak kazalarında kara kutulara ulaşılamıyor ya da yine kara kutuların her ikisinin (Isparta uçağı gibi) içi boş çıkabiliyor. En son incelenmesi için gönderildikleri abd'de kaybolduklarını biliyorum.
Pilotlar da öldükten sonra 'pilotaj hatası'ya da buradaki gibi mango kasaları(!) kazaya sebep olarak gösterilebiliyor :
www.aa.com.tr
Bahsedilen kişi Türkiye'ye gerçekten yakın dost bir siyaset izlemiştir.

En önemli bilgileri içeren kara kutulardaki verilerin ayrı bir yerde/kulede kopyalarının bulunmaması delil yetersizliğinden(!)
dosyanın hızlıca kapanmasına sebep oluyor.
0
Erva
(25.12.21)
Bazı uçaklarda kokpit haricinde belli bölgelerde kamera var ama tabi kaydı tutulmuyor

kaza için karakutu bilgileri genelde yeterli oluyor ha aktarım konusunda derseniz dünyanın heryerinde gps uydu iletişim internet gibi kanallarda çalışmayabiliyor o konuda olaya %100 çözüm değil

çalıştığında aktarsın o da falan derseniz zaten uçağın iletişiminin koptuğu nokta az çok bulunuyor yani gerek görülmüyor o sisteme de.
0
basond
(25.12.21)
(5)

5 müteahhitlerin devletin her olanağından maksimum seviyede istifade etmesi

petekpare
Neden bu kadar önemli?
Neden bu kadar önemli?
0
petekpare
(25.12.21)
Sirtlar sivazlaniyor
0
floydian
(25.12.21)
şeffaf olmayan, adrese teslim kamu - özel işbirliği ihaleleri ile belli bir zümrenin zenginleşmesine aracılık edilmesi (milyarlarca dolar), vergi veren ve mevcut sistemden nemalanmayan düz insanı rahatsız eder.

suudi arabistan olsa idik o kadar önemli olmazdı çünkü orada devletin ana geliri vergi değil petrol. benim için benden alınan paranın nasıl harcandığı önemli.
0
zgrydn
(25.12.21)
iktidar kanadında dolaşan çok efsane var onlar koç, sabancı gibi firmaların hep böyle desteklendiğini hep kayırıldığını vs sanıyorlar. hani onlar hiç bir şey yapmıyorlar ama ford, arçelik falan öyle havadan kurulmuş gibi

o sebeple iktidar bu kafa ile kendi zenginlerini kurmak istiyor ama tabi imkansız.

sırf bu efsaneye dayanarak bu 5 arkadaş devletten 'gereksiz' ihaleler alıyor

o sebeple önemli.
0
duyurukullanıcısı
(25.12.21)
prole
(25.12.21)
senin benim fakirlesmemize sebep oluyor, katki sagliyor bu anlayis.
0
camussar
(25.12.21)
(3)

Bir yıl içinde farklı şehirlerde yasamak

ırene adler
>> İstanbul'dan bir ev almayı planlıyoruz. Ben evden çalışıyorum . Annem emekli. Ablam evlenip evden gidebilir. Şu an net değil. Ama yin e de İstanbul'da yaşar işi gereği.İzmir'de hali hazırda annemin ve bizim gittiğimizde kaldigimız ufak bir evimiz var. Annem çok sık İzmir'e gidiyor. Tüm ailesi, e
>> İstanbul'dan bir ev almayı planlıyoruz. Ben evden çalışıyorum . Annem emekli. Ablam evlenip evden gidebilir. Şu an net değil. Ama yin e de İstanbul'da yaşar işi gereği.


İzmir'de hali hazırda annemin ve bizim gittiğimizde kaldigimız ufak bir evimiz var. Annem çok sık İzmir'e gidiyor. Tüm ailesi, eşi dostu orda. İstanbul'a ablam ve ben burda bir düzen kurdugumuz ve ikimizde burda çalıştığımız için gelmişti. Zamanla İstanbul'da da çevresi oluştu, burda yaşamaktan memnun genel olarak.


Yine de burda olunca İzmir'deki tanıdıklarla,akrabalarda daha az zaman geçirmiş oluyor. Ben de evden çalıştığım için 3 ay İzmir'de,3 ay İstanbul'da yasasak annemle birlikte nasıl olur diye düşünmeye başladım. Belki süreyi uzatarak 4'er veya 6'sar ayda iki şehirde yaşamayı dusunebiliriz.

Ben de İzmir'de büyüdüm, İzmir'i seviyorum ama İstanbul'u daha çok seviyorum. Burda yaşamaktan çok memnunum şimdilik. Kültürel etkinlikler,aktiviteler,gastronomi ile ilgili olduğum için mekan denemeleri.Bunlara ulaşmaktan memnunum.Sahil hattına yakın yaşıyoruz. İşlerim eve hep yakındı,çilesini çeken tayfada değilim.


Bu durumun avantajları ve dezavantajları neler olabilir sizce? Bu sürece baslamasakta İzmir'deki evimizi kiraya vermiyoruz. Ev eşyalı bir şekilde duruyor. Annem için çok iyi olacak. Benim içinde kötü bir durum olmaz. İstanbul'u da İzmir'i de yaşamış olurum. Ablamdan da çok uzaklaşmamis oluruz,aile bağlarımız kuvvetli.
0
ırene adler
(12.12.21)
hicbir sey olmaz. ozledikce izmire ozledikce istanbula gidersiniz. esya tasima zahmetli olur biraz ama sadece giysi odakli tasima yapacaksiniz iki ev de esyali. bir de her diger eve geciste iyi bi temizlik ister boyle bir durumda anahtari birakabile eginiz bir yakininizdan rica eder temizlikci cagirirsiniz siz gitmeden temizlense bi sorun kalmaz
0
ala09
(12.12.21)
bu şekilde yaşayan bir arkadaşım var ve halinden memnun. ancak mali bir dezavantajdan söz edilebilir (bir evden gelmeyen kira bedeli artı iki evin aidatını ödemek gibi gibi). boşta kalan evden gelecek kira bedeli, refah seviyenizde önemli bir fark yaratmayacak ise dediğiniz plan gayet mantıklı.

annenizin ilerleyen yaşlarda daha yerleşik bir düzen talep etme ihtimali var tabi ancak iki evi de elde tutmanız, plan yapma konusunda size esneklik sağlayacaktır.
0
zgrydn
(12.12.21)
Çok mantıklı
0
photo85
(12.12.21)
(8)

sevgilimi unutamıyorum

aeroknight
samsun başıma yıkıldı adeta. her şeyi güzel gittiğinin ertesi günü bir anda ayrılalım mı mesajını aldım ve yıkıldım. ne işe odaklanabiliyorum ne okula. günlerdir uyuyamıyorum ve çok sinirliyim, yüzüm düştü, motivasyonum yok. mesaj attım 2 hafta sonra çok özledim diye ben artık hiçbir şeyini istemiyo
samsun başıma yıkıldı adeta. her şeyi güzel gittiğinin ertesi günü bir anda ayrılalım mı mesajını aldım ve yıkıldım. ne işe odaklanabiliyorum ne okula. günlerdir uyuyamıyorum ve çok sinirliyim, yüzüm düştü, motivasyonum yok. mesaj attım 2 hafta sonra çok özledim diye ben artık hiçbir şeyini istemiyorum deyip engelledi beni. ne yapmalıyım?
0
aeroknight
(06.12.21)
ne kadar süredir beraberdiniz?
0
chezidek
(06.12.21)
1 sene tam olarak
0
🌸aeroknight
(06.12.21)
hocam "her şeyin güzel gittiği" 1 senelik bir beraberliğin ardından zart diye ayrılalım mesajı attıysa o zamana kadar güzel gitmeyen bir şeyler vardır.

şu an anlatmaktan imtina ettiğin bir şeyler mi var?

yüz yüze görüştüğünüz bir insan mıydı? yoksa uzaktan mesajla idare edilen bir şey mi?
0
chezidek
(06.12.21)
haklıysan da haksızsan da ceketi alıp gitme vaktidir. önceliğin kendine saygını korumak olsun. gelecekte benzeri hataları yapmamak için muhasebe yapman gerek. bunun için bolca vaktin var. kendine üzülerek vakit kaybetmeye gerek yok.
0
zgrydn
(06.12.21)
1 senede yine aşırı bağlanmamışsındır. Çivi çiviyi söker. Yalnız kalma, durumun varsa bir kaç ay para harca kendine.

Onu da kendi zihninde şekillendirdiğin gibi düşünme, idealine oturtma. Düşündüğün kişi değilmiş. Onu her özlediğinde bunu kendine hatırlat.

Ve onu hatırlatacak ne varsa hayatından çıkar.
0
gabe h coud
(07.12.21)
Çivi çiviyi söker +1. Yolunuza bakacaksınız başka çaresi yok bu ölüyorum bitiyorum halleri maalesef ilişkinin sizin için bir takıntıya dönüştüğünü gösterir.

Seneler evvel 20 li yaşlarımdayken 4 senelik sevgilimle benzer bir şekilde ilişkimiz bitmişti, aynen sizin durumunuzdaki gibiydim. Sonra birkaç ay geçti ve yeni bir kadınla tanıştım ve o kadın bana 4 senemi bomboş, sevgisiz ve çaresiz geçirdiğimi gösterdi. Sonra onunla da ayrıldık ama gerçek ikili ilişkinin nasıl olması gerektiğini artık çok iyi biliyorum.

Yani yol uzun, ağlaya ağlaya yere bakarak yürümektense başınızı dimdik tutup hayat yolundaki diğer tüm güzelliklere odaklanın.
0
apocalipy
(07.12.21)
o yokken ne yapıyorsan onu yapmalısın, mümkünse beraber takıldığın yerlere gitme.

mümkünse fiziksel efor sarfetmen gereken şeylere vakit ayır, daha önce keyif aldığın şeylerden şimdi keyif almayacaksın ancak yeni şeyleri deneyebilirsin, dart oynamak, bilardo oynamaya başla mesela.

ikinci olarak şu an keyfin olmadığı için her şey sana yük gelir, o yükü taşıyacaksın, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaksın.

birisi senin bütün yeteneklerini becerilerini zekanı elinden alabilir mi?
0
selam
(07.12.21)
Aynısını yaşadım birebir. Tabii 13 sene önceydi benimki. Ne zaman istersen mesaj atıp içini dökebilirsin.


söyleyeceğim şey, bekleme gelmez. Gelse de hayrı olmaz, yoluna bak. zaman geçecek unutacaksın zaten.
0
lcha
(08.12.21)
(3)

Kadıköy, gezilecek yerler

dissendium
Kadıköy'e bir gün ayırabilirim. Nerelere gidebilirim? Avm severim. Avm tavsiyesi de olur.
Kadıköy'e bir gün ayırabilirim. Nerelere gidebilirim? Avm severim. Avm tavsiyesi de olur.
0
dissendium
(06.12.21)
ekspres inegöl köftecisinde 1,5 köfte ye. karşısındaki hacıbekir'den de lokum al (acıktım).
0
zgrydn
(06.12.21)
@zgrydn, ben de mutfağa gidip tost yapmanı tavsiye ederim, boş göndermeyeyim.
0
🌸dissendium
(06.12.21)
Kadıköye nispeten yakın avm'ler Tepe Natilüs, Akasya, Kozzy, Emaar sayılabilir. İçlerinde en iyisi hangisi dersen şahsen Akasya derim. Hem gezmelik, hem alışverişlik, hem yemelik çok yer var. Ama hiçbiri Kadıköy Merkezde değil.

Kadıköy gezmek diyince avm'leri falan boşverip kendisini gezin derim.

Kadıköy Çarşı'yı gezebilirsiniz.
Nezih Kitabevinin olduğu sokağı gezebilirsiniz.
Bahariye'yi baştan sona gezebilirsiniz. Hatta boğa tarafından başlarsanız finalde kendinizi moda'da bulursunuz.
Moda Barlar sokağına gidersiniz, oradan da moda caddesi ve nihayetinde moda sahile gidersiniz. Bu sırada Dondurmacı Ali Usta, Waffle'cı Kemal Usta var. Paul's Lasagna var. Onun dışında kahveciler var bir sürü. Barış Manço müzesine geçebilirsiniz oradan.

Kadıköy rıhtıma da inebilirsiniz ama moda sahilden sonra ne kadar anlamlı olur bilemem.

Oyuncak müzesi göztepe tarafında, o yüzden bu söylediğim yerlere biraz ters kalıyor.
0
la traviata
(06.12.21)
(5)

fulya'da oturan biri nerede yaşamalı

roket adam
23 yaşındaki kuzenim ankara'dan istanbul'a taşınacak. fulya'da çalışacakmış. 2500-3000-3500 tl civarına 1+1 ev bakıyor. fulya'ya gidebilecek toplu taşıma hatlarına yakın, bir kadın için güvenli, tercihen son 15 yılda yapılmış bir ev arasak, sizce nereden bakmak lazımdır?bulgurlu mah'de bir yer bulm
23 yaşındaki kuzenim ankara'dan istanbul'a taşınacak. fulya'da çalışacakmış. 2500-3000-3500 tl civarına 1+1 ev bakıyor. fulya'ya gidebilecek toplu taşıma hatlarına yakın, bir kadın için güvenli, tercihen son 15 yılda yapılmış bir ev arasak, sizce nereden bakmak lazımdır?

bulgurlu mah'de bir yer bulmuşlar ama bana gidiş acayip çile geldi. keza ataşehir - örnek tarafı ya da ünalan da öyle. ne dersiniz?
0
roket adam
(26.11.21)
fulya'nın neresinde çalışacak o da önemli. kuzey kısmı mecidiyeköy güney kısmı beşiktaş'ta kolay ulaşılabilir ama orta kısımları biraz daha zor erişilebilir.
0
renegade
(26.11.21)
renegade +1
bi de fulya'da doğru düzgün toplu taşıma yok, tam konuma göre ya beşiktaş ya da şişli tarafını hedeflemesi lazım. beşiktaş tarafına yakınsa üsküdar sahile yakın baksın.
şişli tarafındaysa m2 metro güzergahı üzerinde.

yeni açılan mahmutbey beşiktaş metro güzergahını da dikkate alabilir. ne zaman açılır mecidiyeköy sonraki duraklar bilmiyorum ama bir süre idare ettikten sonra o metro güzergahında o bütçeye ev bulması daha kolay olur. mesela nurtepe, o duraktan fulya tarafına yakın durağa 20 dk sürer metro yolculuğu.
0
Bruce
(26.11.21)
25 yaşında ankaradan İstanbul’a taşınıp taksimde çalışmaya başlamıştım. Üsküdarın güzel semtleri ( doğancılar, ahmediye, selimiye, çiçekçi vs.) hem yalnız yaşayan kadın için güvenli hem de beşiktaşa ulaşım aşırı kolay. Ama güvenli mahallelerden ayrılmasınlar.
0
zimbirik
(26.11.21)
çalıştığı yer beşiktaş'a yakın ise bulgurlu gayet mantıklı. metro + vapur ile direkt beşiktaş'tasın zaten. neresi çileli anlamadım.

örnek mahallesi'nden giderken otobüs+metrobüs daha mantıklı oluyor. yarım saatte zincirlikuyu'dasın.
0
zgrydn
(26.11.21)
Dikilitaş öneririm fakat o fiyata sanırım bulamaz.
0
old possum
(26.11.21)
(5)

Debriyaj ve Fren Kullanımı

depresif çocuk
Merhaba,Acemiyim ve aşağıdaki durumlarda ne yapacağım tam olarak net değil.1) Diyelim ki ışıklara 2. viteste yanaşıyorum, önümde bir sürü araç var. Önce biraz yavaşlayıp duracağım sonra herkesle birlikte gıdım gıdım ilerlemeye başlayacağım. Biraz ilerleyip sonra tekrar duracağım vs. Burada debriyaj,
Merhaba,

Acemiyim ve aşağıdaki durumlarda ne yapacağım tam olarak net değil.

1) Diyelim ki ışıklara 2. viteste yanaşıyorum, önümde bir sürü araç var. Önce biraz yavaşlayıp duracağım sonra herkesle birlikte gıdım gıdım ilerlemeye başlayacağım. Biraz ilerleyip sonra tekrar duracağım vs. Burada debriyaj, fren ve gaz kullanımım nasıl olmalı? Vitesim kaçta olmalı?

2) Hızlı bir şekilde seyir ediyorum ve aniden önüme bir şey çıktı ve çok kısa bir mesafede durmam gerekti. Yalnızca frene mi basmalıyım yoksa debriyaj ve frene birlikte mi basmalıyım? Önce hangisine bastığımın bir önemi var mıdır?

3) Yolculuğum sona erdi, artık aracı durdurmam gerekiyor. Debriyaja ne zaman basmalıyım, hiç basmasam sadece fren ile yavaşlasam olur mu?
0
depresif çocuk
(14.11.21)
1. Ben olsam duracak kadar yavaşladıktan sonra 1'e alırdım. Tam durunca boşa alıp beklerdim.

2. Ani frende debriyaj ve frene aynı anda basılıyor. Sınav uygulaması bu. Sadece frene basarsan stop eder.

3. Sadece fren ile yavaşlayabilirsin ama fazla yavaşlarsan stop eder. Stop etmemesi için önce debriyaj, sonra fren.
0
dissendium
(14.11.21)
1- 1. vites kalkış vitesidir. dur kalk akan trafikte ilerlerken 1'de kalırsın. kısa süreli duraksamalarda debriyaja basmış vaziyette beklersin (sağ ayak da frende tabi). biraz daha uzun bekleyeceksen vitesi boşa alıp sağ ayağını frene basılı tutman kafi.

2- debriyaj ve fren birlikte. önce hangisine basacağını düşünmene gerek yok. sağ ayak gazdan frene geçene kadar sol ayakla debriyaja çoktan basmış oluyorsun zaten refleks olarak.

3- debriyaja hiç basmazsan arabayı stop ettirirsin. frenlemeye başladığında debriyaja çoktan basmış ol.

özet: her frenleme yaptığında debriyaja da bas.
0
zgrydn
(14.11.21)
Debriyaj bir nevi arabayı boş vitese almak demektir. Bu bilgi bir kenarda dursun.
1: böyle durumlarda debriyaja basıp arabayı boş a alıyorum. Sonra bir ayak frende kendi hızıyla yavaşça yanaşıyorum diğer arabanın arkasına. İstediğim kadar yanaşınca da duruyorum haliyle. Hareket edince de 1 ile kalkıyorum. Çok yavaş akan trafikte (saatte 10-15 km hız) 2.vitese almadan dur kalk yapa yapa gidiyorum.

2: ayağın alışırsa debriyaj ve frene kendin basarsın. Vitesteyken boşa almadan sadece fren ile durursan araba stop eder. Araba bostaysa stop etmez. Ama o hızda vitesle uğraşamayacağına göre debriyaj+fren ile durulur. Önce hangisine bastığın çok farketmez. Ama durmadan önce ayağın debriyajda olmalı. Fren ile hızını 100 den 30 a düşürebilirsin. Ama durduğun an debriyajı kullanıyor olmalısın.

3: fren ile yavaslayabilirsin. Ama arabayı yüksek vites ve çok düşük devirde kullanmak motoru boğar. Madem duracaksın, vitesi boşa al araç kendi hızıyla gitsin. Ayağın frende hızını kendin ayarla. İstediğin an tam fren yapıp dur. Veya çok mesafe değilse vitesle uğraşmak istemiyorsan ayağın full debriyajda da gidebilirsin. Arabayı boşa almış sayılırsın. Ama 5.viteste arabanın hızı 20-30 km ise o motor boğulur, gaza tepkisi çok az olur. Hele bir de yokuş yukarı gidiyorsan eyvah eyvah.
0
pisuardaiserkenpipiningorunmeihtimali
(14.11.21)
1. Yürür hızda yol alman için yarım debriyajda daha doğrusu kavrama noktasında tutarken hızını gazla ayarlaman gerekiyor 1. Viteste. Durmak istediğinde zaten yavaşsın debriyaj+fren.

2. Ani kazık fren debriyajla beraber yapılır. Belki debriyaja basmazsan motor freniyle daha kısa sürede durulur falan yazacaklar sana burada ama hayır. Çünkü arabayı stop ettireceksin böyle bir durumda o şok haliyle ve bu istenen bir şey değil. Derslerde de zaten debriyaj+fren diye öğretirler. Yarış yapmıyoruz sonuçta.

3. 70 ile gidiyorum sağa çekip duracağım. 4.vitesteyim. Sadece frene bastım devir düştü düştü düştü araba yavaşladı, artık çok düştü devir 2'ye çektim debriyaja basarak, daha da düştü devir şimdi durmasına yakın debriyaja basıyorum ki motor stop etmesin. Durunca 1'e takarsın boşa atarsın vs.
0
bana kedicik derdi
(14.11.21)
1. Yokuş aşağı bu durumu yaşıyorsan o zaman ayağım debriyajda frene bas çek yaparak devam ediyorum. Gaza basmam gerektiğinde de o sırada kaçla hareket ediyorsam ona uygun vitese takıp ayağımı frenden çekip gaz vererek debriyajdan da çekiyorum.
Düz yolda vs ise o zaman durana kadar fren + debriyaj. Durduktan sonra vitesi 1 e takıp arabayı kaldırırım. Sonra ağır ağır giderim.

2. Önce debriyaja basarsan arabanın yavaşlayıp durma mesafesi çok çok artacak. Bunu tartışmanın anlamı yok. 30 dan 0 a düşeceksen evet o zaman debriyaj ve frene aynı anda basabilirsin çünkü 50 mt de 5 mt farkeder. Ama 80le giderken aniden durman gerekirse ve debriyaj frene aynı anda basarsan durma mesafeni aşırı arttırırsın. 80 den 30 a düşerken fren + debriyaj kullanırsan yüzde 10 fan çok daha fazla farkedecek durma mesafen. Zaten 80le 4. Viteste giderken vitesi düşürmeden 30 a kadar indirebilirsin arabayı, sonrasında debriyaja basarsın.
Ben 80le giderken frene asılırım. 30 a falan gelince debriyajada basarım. Zaten iki türlü de dene, kendin farkedersin arabanın yavaşlama ivmesinden.
3. Sadece fren olmaz. Mesela otoyolda benzinliğe dirdiğini düşünelim, önce sağ şeride geçip yaklaşınca arabayı biraz frenleyip vitesi 5 den 4 e alırım. Sonra benzinliğin kapısını görünce frene basarım, araba biraz yavaşlayınca debriyajada basarım ve arabayı 2. Vitese alırım. Devriyajdan çekip uygun bi pompaya giderim. Pompanın önüne yaklaşınca da debriyaj ve frene aynı anda basacak şekilde aracı durdururum.

Debriyaj ve frene aynı anda basacağın her an 1 2 sn önden frene basman çok daha güvenli ve doğru bir alışkanlık. Ama bu zamanla gelişiyor. Düşük hızlarda aynı anda basman çok değiştirmez. Ama yüksek hızlarda debriyaja aynı anda basarak arabayı yavaşlatma verimini çok düşürürsün.
0
zimbirik
(14.11.21)
(13)

İstanbul Uçağa Yetişme Durumu

bluedad
Merhabalar. Haftaiçi saat 18:00'da ümraniyeden Sabiha Gökçen'e ulaşmam gerekiyor. Uçus saati 20:45 olan uçağa yetişebilmem mümkün mü? Yol yaklaşık 30 km. Taksi kullanacağım ve 18:00'da taksiye binmeyi planlıyorum. Bir de bu saatte taksi bulmakta zorlanır mıyım? Görüşlerinizi belirtirseniz çok memnun
Merhabalar. Haftaiçi saat 18:00'da ümraniyeden Sabiha Gökçen'e ulaşmam gerekiyor. Uçus saati 20:45 olan uçağa yetişebilmem mümkün mü? Yol yaklaşık 30 km. Taksi kullanacağım ve 18:00'da taksiye binmeyi planlıyorum. Bir de bu saatte taksi bulmakta zorlanır mıyım? Görüşlerinizi belirtirseniz çok memnun olurum.
0
bluedad
(11.11.21)
O saatte inanılmaz trafik olur. Önerim: pendik civarına kadar metro/marmarayla gidip oradan taksiye binmeniz.
0
helena
(11.11.21)
istanbul'da artık her saatte taksi bulmak imkansız. biz bir kere sabah 5'te taksi bulmakta zorlandık. taksi seçeneğini eleyip başınızın çaresine bakın.
0
matilda
(11.11.21)
taksi ile rahat yetişirsin ama asıl mesele taksi bulmak tabi. mesai çıkış saatine denk gelmen kötü olmuş.

kısa süreli araç kiralama app'leri bir alternatif olabilir.
0
zgrydn
(11.11.21)
diğer türlü uçak 23:25'te o kadar geç saate de kalmak istemiyorum açıkçası. taksi bulunca bence de yetişilebilir de taksi durumu ne olur bilemedim. hala karar verebilmiş değilim.
0
🌸bluedad
(11.11.21)
Taksi dışında e-3 iett hattı var, levent'ten kalkıp ümraniye tepeüstü durağından direkt otobanı kullanarak sabiha'ya giden. Bayağı hızlıdır iett.istanbul
0
austra
(11.11.21)
moov varsa garenta moov ile gidin. veya tiktak
0
jelly bear
(11.11.21)
Araç bulursan yol en fazla 1 saat 15 dakika sürer diye düşün. Uçağa yetişirsin bu durumda. Ama araç bulursan. Bence bir tanıdık falan varsa ondan rica et. Gerçi mesafe de iyi. Boş taksi bulursan yok demez gibi.
0
prole
(11.11.21)
açıkçası çekmeköy'den sonra trafik falan olmaz, ondan sonra da 20-25 dk sürer. ya da direkt ümraniye'den sonra ücretli otoyola girin, 15 lira falan tutar ekstra. 35 dakikada sabihadasınız.

19:45'te sabihada olmanız gerekiyor valiz falan verecekseniz. ben olsam 18.45'te çıkardım. ben akşamları 18'de levent'ten çıkıp çekmeköy'e 1 saatte varıyorum (kavacıktan sonra kuzey marmara yolunu kullanıyorum tabi), tam rush hour zamanında. bundan daha uzun sürmesi mümkün değil kaza, kontrol vs yoksa.
0
posthuman
(11.11.21)
Yoğun saatler taksi bulmak zor, bir tanıdık ya da korsan taksi bulup bir gün önceden randevulaşabilirsiniz.
0
John Bloor
(11.11.21)
pek tarfik etkilemez ki 3. köprü yolundan gitme alternatifin de var. taksi için önceden konuşman lazım
0
renegade
(11.11.21)
sanırım iki alternatif yolum var. ilki anadolu otoyolu yani tem oluyor sanırım. diğeri de çekmeköy-nişantepenin ordan dolaşan kuzey marmara otoyolu. bunların ikisi de ücretli midir? yaklaşık ne kadar tutar ücret olarak. kuzey marmara 10km daha uzatıyor yolu.
0
🌸bluedad
(12.11.21)
taksiye sakın güvenme erkenden kalk kadıköy rıhtıma havaş'a bin
0
nahtoderfahrung
(12.11.21)
tem'den devam et. asıl trafik aksi yönde olacak. senin rotan nispeten açıktır.
0
zgrydn
(12.11.21)
(5)

hangi tr derbisi tarihte daha güzel seyir zevki yaşatmıştır?

Transa
fb - gsbjk - gsbjk - fb
fb - gs

bjk - gs

bjk - fb
0
Transa
(07.11.21)
fb - gs en büyük derbidir ancak seyir zevki açısından da en kısır derbidir. bjk - fb diyorum ben. galatasaraylıyım.
0
zgrydn
(07.11.21)
@zgry+1
Benim icin de bjk-fb cunku ikisini de tutmuyorum. Hal boyle olunca oyuna daha fazla odaklanabiliyorum. Isin icinde gs olunca tarafli izledigimden seyir zevki sadece gs nin oyununa bagli oluyor.
0
j r r tolkien hayrani
(07.11.21)
bjk-fb. gs-fb hiçbir zaman çekişmeli olmadı bence.
0
nothing in my way
(07.11.21)
zgrydn +1

Bence de fb-bjk maçı seyir zevki açısından hep iyi oldu. ama fb-gs maçlarındaki gerilim ve heyecan bir başka.
0
himmet dayi
(07.11.21)
seyir zevki en düşük gs fb. son 20 senede bir kaç maç dışında izlenecek olanı azdı. ama bjk fener derbileri daha zevkli olur.
0
mikahakkinen
(08.11.21)
(6)

overthinking - aşırı düşünme

bebekbebesi
bir mesajdan, bir olaydan aslında hiç kastedilmeyen bir anlamı çıkarıp onun üzerine felaket senaryoları kurup bütün günümü, haftamı rezil ediyorum.bunu kendi çabamla nasıl aşabilirim?kendimi ikna etmeye çalışıyorum öyle olmaz saçmalama diye ama panik hali sürekli devam ediyor.
bir mesajdan, bir olaydan aslında hiç kastedilmeyen bir anlamı çıkarıp onun üzerine felaket senaryoları kurup bütün günümü, haftamı rezil ediyorum.

bunu kendi çabamla nasıl aşabilirim?

kendimi ikna etmeye çalışıyorum öyle olmaz saçmalama diye ama panik hali sürekli devam ediyor.
0
bebekbebesi
(07.11.21)
zgrydn
(07.11.21)
burcun su grubu mu?
yengeç-akrep-balık

öyleyse burcunu iyi öğren kendini tanı ve vesveseleri her fark ettiğinde arkasından, bu bir vesvese, varsayım ise bu bir varsayım de.
her bir cümlenin arkasından bir cümlede bunu kurmayı dene.
yani kendini ikna etmiyorsun, duruma dışarıdan sakince bakıyorsun, asla kendine kızma ve savaşma bu durumu artırır.

ya da depresyonda olabilirsin, taktik aynı ama yardım alman en iyisi böyle hayat geçmez
0
hopp
(07.11.21)
Kafaniza taktiginiz seyin sizin icin 3 gun-5 gun-1 ay ,artik ne kadar derseniz, sizin icin ne kadar onemsiz oldugunu dusunun.

Yillardir ayni sorunlar bas etmeye calisiyordum, bunu kesfettigimden beri cok daha kolay ustesinden geliyorum boyle seylerin.

Biri size kotu bir sey mi soyledi, bir hafta sonra onun sizin icin bir onemi olmayacagini dusunun mesela.
0
yaraticinick
(07.11.21)
Valla ise farkli bir acidan bakarsan bu duyuru bile cozum degil sorun olusturur cunku nasil fazla dusunmem diye dusundukce bu sefer de fazla dusunmemeyi fazla dusunmeye basliyorsun. Dolayisiyla sorunu sadece farkli bir zemine tasimis olursun. Pek caba sarfetmene gerek yok aslinda, meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz diyen kisiyi dinleyip meseleleri mesele etmemek yeter sadece.
0
j r r tolkien hayrani
(07.11.21)
Bunun temelinde yatan sebeplerden birisi güvensizlik duygusu. Benimle benzer şeyler yaşıyorsanız benim olayım şöyle;

Aynı şeyi ikili ilişkilerimde çok fazla yaşıyordum. En sonunda birlikte olduğum kişiye aklıma takılan her şeyi doğrudan sormaya başladım. Zaman zaman rahatsız hissediyordu, ama eğer sormazsam manasız şekilde böyle şeyleri kafamda büyüttüğümü dertleşir şekilde anlattım, o da beni anladı. Her şeyi sordum, bazen çok detaylıca irdeledim ve nihayet bu davranışım yok oldu gitti. çünkü artık güveniyorum. sorular sormaktan kendim vazgeçmedim, zamanla bu alışkanlığım kayboldu sadece, çünkü hiçbir zaman kuşkulu bir şeyle karşılaşmadım.

Benim güvensizliğime sebep olan şey birlikte olduğu kişiyi aldatıp bunu da marifet gibi her yerde anlatan çok fazla insan olduğunu keşfetmemle başlamıştı. Sonrasında kimseye güvenmemeye başladım. Karşımdaki kişi bana cevaplar vermeye çalışmasaydı ya da beni anlamak istemeseydi sanırım bu güvensizliği üzerimden atamazdım.

Demem o ki, güvensizliğinizin kaynağı neredeyse orasıyla yüzleşin. İrdeleyin. Somutlaştırın ki sizde tam olarak hangi mekanizmanın bu güvensizliğe sebep olduğunu ortaya çıkarıp sadece ona karşı tetikte olun. Bunu bulamazsanız her şeye karşı sürekli tetikte dolanıyorsunuz.
0
akhenaten
(07.11.21)
david burns- iyi hissetmek kitabını okumanı öneririm.
0
elitoangelito
(07.11.21)
(3)

bilgisayar mühendisi yurt dışına nasıl çıkar

redredred
merhaba arkadaşlar. bu sektörde yeniyim ve kendimi yurtdışına atmak istiyorum.buna imkan veren ülkeler var mı acaba? yani pozitif ayrımcılık yapan bilişim sektörüne?
merhaba arkadaşlar. bu sektörde yeniyim ve kendimi yurtdışına atmak istiyorum.

buna imkan veren ülkeler var mı acaba? yani pozitif ayrımcılık yapan bilişim sektörüne?
0
redredred
(07.11.21)
Tabi ki var. onlarca gelismis ulkenin yuzlerce farkli vizesi var. hepsinin sartlari farkli. Avustralyanin subclass 476 vizesi var mesela muhendisler icin, ama baska bi cok sarti daha var. bu sartlari saglayip saglamadiginizi sizden baska kimse bilemez. Egitim, dil, diploma, yas, butce gibi bir suru kisisel etmene bagli.

Yapmaniz gereken sey oturup hepsini tek tek arastirip incelemek. Onlarca saat arastirmayi gerektiren bi konu bu. Internetten kimse “su vizeyi al suraya git” diyemez. Veya bi gocmenlik ajansina gidip parasini verip onlara yaptirabilirsiniz. Onlar da butun ulkelerden ve vizelerden haberdar degil ama, gozden kacirdiklari detaylar olabilir. Ben gittigimde hic kimse 476’dan bahsetmedi mesela, kendim arastirip bulup basvurmustum.
0
icim urperiyor
(07.11.21)
gördüğüm örneklerden anladığım; önce iş buluyorsun, sonra gidiyorsun. bilişim sektöründe çalışan tanıdıklarımdan 3 kişi, 2 ay içinde hollanda'ya göçtü. sanırım bu işler burası için biraz daha kolay.
0
zgrydn
(07.11.21)
yani iş bulursan her yere gidersin.
0
king lizard
(07.11.21)
(6)

Aracın bir lastiği farklı olsa tehlike yaratır mı?

dizicolleague
Fiat Panda 2011 aracımın arka lastiği yanaktan patladı. Araçta 4 mevsim Tigar marka lastikler var (2020 model lastikler ve sadece 10 bin km kullanıldı). Patlayan lastik yerine stepnedeki sıfır Contitental (yazlık) lastiği taktım.Aracı sadece şehir içinde kullanıyorum. Arkadaki farklı model ve yapıda
Fiat Panda 2011 aracımın arka lastiği yanaktan patladı. Araçta 4 mevsim Tigar marka lastikler var (2020 model lastikler ve sadece 10 bin km kullanıldı). Patlayan lastik yerine stepnedeki sıfır Contitental (yazlık) lastiği taktım.

Aracı sadece şehir içinde kullanıyorum. Arkadaki farklı model ve yapıdaki bu lastik, araçta hissedilir bir dengesizlik oluşturur mu?

Not: Ebatları diğer lastiklerle aynı.
0
dizicolleague
(06.11.21)
Benim ilk arabamın 4 lastiği de birbirinden farklıydı. İdeali her lastiğin benzer seviyede olması tabii ama öyle olmayınca büyük dengesizlik olur diye bir şey yok. Ancak lastikçilerden diğer 3 lastikle aynı model (4 mevsim olandan) çıkma bir lastik bulursan o daha iyi olur.
0
himmet dayi
(06.11.21)
Bunu biraz kullanmadan anlamak güç hocam. Normalde o dördüncü lastiğin diş izlerinin de benzer olması gerekir güvenli ve rahat bir sürüş için ama o dişlere yakın bir lastik olduğunda da farkı anlamayabilirsiniz. Farkı da zaten yüksek hız, fren yapılması vs. gibi spesifik durumlarda anlayabilirsiniz.
0
giovanne
(06.11.21)
Farklı olan öndeki olsaydı onu arkaya alın derdim ama şu durumda boyutları vs. farklı değilse bir çok bir sıkıntı yaratacağını düşünmüyorum. Bazı araçlarda stepne tam boy olmuyor.

Edit: Ebat aynı demişsiniz zaten.
0
armagan abanuz
(06.11.21)
sanıyorum aracınız önden çekişli, çok dert olmaz.

elbette ideal durum değil ama aracı limitlerinde kullanmıyorsanız, sıkıntı yaşamazsınız.
0
fever
(06.11.21)
farklı seviyede aşınmış olan lastikler için bile çift halinde değiştirin derler. 3 tane 4 mevsime 1 tane yazlık lastik daha da sıkıntı bence.
0
zgrydn
(07.11.21)
Arac bir tarafa dogru hafif cekebilir. Ayrica stepne eger orjinal ise 10 senelik lastik demektir, o da hic kullanilmamis olsa da oldukca eski bir lastik. Cok eski bir lastikle de sehir icinde de olsa fazla gezinmek iyi degil.

En temizi bir tane 4 mevsim Tigar alip steneyi tekrar yerine takmak.
0
cooperr
(07.11.21)
(5)

ev alirken

baldur2
site icinde olmasi veya tek bir binadaki apartman dairesi olmasi cok fark eder mi? kiraya vermek acisindan ya da baska ne gibi faktorler acisindan karsilastirmaliyim?
site icinde olmasi veya tek bir binadaki apartman dairesi olmasi cok fark eder mi? kiraya vermek acisindan ya da baska ne gibi faktorler acisindan karsilastirmaliyim?
0
baldur2
(06.11.21)
fark eder. ikisinin de artısı eksisi ve kiracı tipi de farklıdır. mesela sitede güvenlik yeşil alan vs çocuklu aileler için cazip olabilir. ama aidatı yüksektir. yine kiracı bulamadığınızda aidatı siz ödeyeceksiniz. bunlar düşünmek gerek..
0
fosforlu cevriye
(06.11.21)
sitede otopark imkanı can alıcı noktalardan.
0
lazpalle
(06.11.21)
Mesela biz de bu ikilemde kalmıştık ama ilerde çocugun park olayını felan düşündüğümüzde çok iyi yapmışız diyorum biz iki bloklu bi siteden aldık ama ortada yürüyüş alanı basket ve tenis sahası ve cocuk parkı var ve en önemlisi güvenlik var cocuklar gece kaça kadar dışardalar ve aklın kalmıyor. Büyük bir site olmasa da sosyal alanı olan ve güvenliği olan bölgeler daha iyidir
0
esinikaybetmiscorap.
(06.11.21)
site içinde olması çoğu insan için tercih nedenidir. aynı semtte bulunan iki evden sitede bulunanı, kira bedeline + yazar. ödenen aidat miktarı daha fazla olsa da güvenlik, düzgün çevre (peyzaj ve insan), yeterli otopark alanı gibi olumlu faktörler mevcuttur.
0
zgrydn
(06.11.21)
kendim oturacak olsam siteden almam. Kira kadar aidat oduyorsun su an site olayi tamamen dolandiriciliga dondu.
Adamlarin her ay topladigi paraya ayni siteden ev ediyor.
Sana verdigi de siradan bir guvenlik iluzyonu, calistirdigi adam disardakinden daha kriminal.

Ha bizim burada eski tip sitelerden var, 3 apartmandan olusuyor guvenlik yok ama varmis gibi kapilari var, yabanci insan girmiyor. Bu tip bir siteyse otururum. Bunlarin ekstra personeli olmuyor.

Kiraya vereceksem beyaz yaka potansiyeli olan bir yerdeyse site alirim.
Aidati cok odemekle ovunen kitle kosa kosa gelip tutacaktir.
0
divit
(06.11.21)
(3)

7.30’da Kadıköy’de olunacak şekilde yaşanabilecek kiralık 1+1 semt

oz suser
selamlar,haftanın 3 günü sabah 7.30 da kadıköy den servise binilecek.1.500 tl civarında yuksrıdaki koşulu sağlayabilecek kiralık ev bulabileceğimiz semtler nerelerdir?var mı tanıdığınızda kiralık ev ya da yönlendirebileceğiniz bir yer/kişi bu konuda yardımcı olabilecek?
selamlar,
haftanın 3 günü sabah 7.30 da kadıköy den servise binilecek.
1.500 tl civarında yuksrıdaki koşulu sağlayabilecek kiralık ev bulabileceğimiz semtler nerelerdir?
var mı tanıdığınızda kiralık ev ya da yönlendirebileceğiniz bir yer/kişi bu konuda yardımcı olabilecek?
0
oz suser
(06.11.21)
Böyle bir ev olduğunu sanmıyorum. Varsa bile Sultanbeyli gibi alakasız bi yerde ancak bulunur ve 7.30'da kadıköy'de olmak için 6'da uyanıp otobüse binmen gerekebilir.

Paylaşımlı evlere bakmayı deneyin. Ev arkadaşı bulup birlikte çıkmayı deneyin. Hatta bu bütçe ile 3 kişi kadıköy sınırları içinde de ev bulabilir bir ihtimal.
0
himmet dayi
(06.11.21)
bu bütçe ile zor ama maltepe, kartal, pendik taraflarında metroya yürüme mesafesindeki yerlere bakarsan bir şeyler çıkar. zümrütevler'den daha yakın bir yerde bu kritere uyan yer yoktur diye düşünüyorum.
0
zgrydn
(06.11.21)
Tekin yerde 1500 liraya oturamazsın. Sokakta kalan bir aileyi geçenlerde 1300 liraya Kaynarca’da dükkandan bozma ısınması olmayan bir eve yerleştirdik. Size paylaşımlı ev veya bütçeyi 1000 lira daha arttırmak gerek.
Şu evin muhiti bile eh işte denilecek seviyede mesela kirası 2500.
www.sahibinden.com
Biraz eski ama daha merkezi yerler bulunabilir belki iyi kollanırsa.
0
cilekli pasta
(06.11.21)
(2)

istanbulda setcard geçen düzgün market.

addison
evet arkadaşlar soru başlıkta. kaliteli. kasabı manavı düzgün market önerilerinizi bekliyorum.
evet arkadaşlar soru başlıkta. kaliteli. kasabı manavı düzgün market önerilerinizi bekliyorum.
0
addison
(05.11.21)
çağrı hipermarket. happy center da var ama biraz daha pahalı ve biraz daha kötü.
0
zgrydn
(06.11.21)
Teşekkür ederim. Hapyden ben de memnun kalmadım
0
🌸addison
(09.11.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.