hiç bişey yapılamaz tahminim. adamlar gerçekten yabancı olabilirler. bir arkadaşımın da başına geldi benzer bir şey.

Valla işte burdan, donanım haberden filan ifşa edicen. Yapacak çok birşey yok.

Bana da aynını yaptılar, daha doğrusu şanslarını denediler. Nijerya'dan ya da benzeri ülkelerden yazıyorlar genelde. Amerikan askeriymişmiş de yeğenine alacakmış da. Parayı hesabımda görmeden hayatta göndermem kamerayı dedim. Yok para hesapta duruyormuş da ben kamerayı yollayınca banka benim hesabıma geçeirecekmişmiş parayı. "Sen bunu görüyon mu?" dedim ben de.

Direkt dorlandırıcı bunlar. Vakit kaybetmeye değmezler.

pampa adamların taktik belli , senin maile gelen virüslü maili açtırıp varsa bilgilerini çalmaları yada bilgisayarı kitlemeleri .

inanıp da aldanma .. incirlikte asker olan amerikalının nigeryada oglu mu olur olm o nasıl hikaye yav .

gelen maili sakın açma.

Ben olsam kamerayı gönderecekmiş gibi adres alıp penis fotoğrafı yollardım.

otobuste sort giyiyorum diye birinin bana saldirmasindansa kendi kendilerine eglenen insanlar gormeyi tercih ederim. dolasiyla beni zorla kaldirmaya calismayip, otobuste baska insanlarin yerlerini isgal etmedikleri surece sorun yok diye dusunuyorum su aralar.

bu arada sunu da ekleyeyim; normalde sokak sarkicilarini/ danscilarini da severim.

Bu olaylar genelde Isvec'te olur gelismis ulkelerde olur. Cok sasirdim en basta ama cok mutlu oldum. Burada da guzel insanlar var ama gittikce baski altina aliniyoruz.

Saygisizlik arayan cocuk tecavuzlerine baksin, minibuste saldiriya ugrayan Ozgecan'a baksin, yolsuzluklara baksin

Zaten gece otobüsü büyük olasılıkla o(baykuş) o yüzden ordakilerin çoğu eğlenceden dönüyo. O yüzden eğlenceyi devam ettirmişlerdir, rahatsiz olan olsa da söylerdi bence

Topluma açık yerler kimsenin oturma odası değil. Mide bulandırıcı bir varoşluk örneği.

Ben çok aeviyorum böyle şeyleri. Böyle herkesin mutlu mutlu gülerek şarkı söylemesini, oybamasını falan. İspanya'da bir metroda bir ağzı şarkı söyleyen, el çırpan, oynayan insanlar vardı ve iki kız başlatmıştı. "Keşke biz de görsek böyle şeyler, bizde de olsa" demiştim. Her gün olursa bir özelliği olmaz ama arada sorada öyle olayların olması, insanların gülüp oynaması içimi açıyor. Müzik türü, dans türü ister tango, ister halay, o ister apaçi dansı olsun. Ya şarkı söyleyene ya da oynayana kesin katılırım zaten.

Eglenceyi de eglenen insanlari da severim. Cok iyi bence. Eglensin herkes.
Nerede oldugu onemli, her turlu severim boyle seyleri.

insanlar eğleniyor, güzel.

gayet hoş bence, keyifli bir olay. tüm yurtta hayat böyle renkli olsa keşke.

uçakta şarkı söyleyenler videosu vardı bir de. arada istanbuldaki vapurlarda da oluyor. halk geneli seviyor böyle. ben ise sevdiğim türden, kafa şişirmeyen tempoda bir şey çalıyorsa sorun yok fakat aksi halde rahatsız olurum. eh o zaman da kulağıma kulaklık takabilirim. toplu taşımada çok da doğru bir davranış değil ama insanlar eğleniyor. yarısı çıkarmış kameraya çekiyor. bu videoyu paylaşan elemana uyuz oldum ben 124214 defa kamerayı kendine çevirip trump-face yapıyor. çok gereksiz.

ben darbuka ile taciz eden çingeneler ve zurnanın olduğu her türlü kombinasyon hariç hepsine şans verebilirim sanırım.

Eger kimse rahatsızlığıni dile getirmiyorsa sorun yok. Ben cok eglenceli buluyorum. Bazen ankarada metroda gitar calan gençler goruyorum.sevimli birsey bence abartılmadıgı sürece.

ne embesil troller var, varoşmuş, oturma odasıymış vs. pozitif bir şey yapıyor insanlar, bağırıp çağırıp sadece kendi keyif aldıkları fakat çevrelerini tiksindirecek bir şey yapmıyorlar, kimseye hakaret etmiyorlar, kimsenin herhangi bir şey yapmasını engellemiyorlar. ispanya, italya gibi ülkelerde olsa medeniyet göstergesi sayılır. almanya'da yaşıyorum ve açıkçası bu tip şeyleri, sosyalliği, sıcak kanlılığı özlüyor insan. bence kimseye saygısızlık edilmediği, sağa sola dalaşılmadığı sürece dans etsinler, oynasınlar, şarkı söylesinler. böyle şeyler renklendirmiyor mu hayatı yoksa ben mi çok naifim?

Minibüste tecavüzle kıyaslanacak bir şey değil. Bundan hoşlanmayanlara tecavüz daha mı iyi diyorsan dindar olmasın da tinerci mi olsun a kızmaya hakkın kalmaz. Laciverdi olursun anca.

Bu tür şeyleri severim ve insanlara pozitif etki yüklüyor sirkeci treninde bi durakta binip diğerinde inen akordeon çalan bi adam vardı. Çok yetenekliydi. Ama bu videoda ciddi rahatsızlık var. Bence şarkıyı piç edip kafa sikmişler. Yoksa sokak müzisyenleri gibi kaliteli olsa çiftakbil basayım. Ben de detone sesimle meyhane çıkışı haydililili yar söylesem ne güzel diyecek misiniz? Şahsen o otobüste iş çıkışı seyahat ediyor olsam feci uyuz olur ama ergenlerle dalaşmamak için susardım. Siz de burada bak kimse itiraz etmiyor derdiniz. Ayrıca "beğenmeyen kulaklık taksın" da zorbalıktır. Mecbur muyum la ben biri gürültü yapacak diye kulaklık taşımaya?

içinde bulundukları araç hareket halinde olduğu için güvensiz durumdalar. bunun dışında bir olumsuzluk yok bence.

Tecrüben yoksa tek gitme.

konuya cevap değil de söylemek istedim, ne güzel dertleriniz/heyecanlarınız var lan. gerçekten. gece gece duygulandım. bu içten gelen birşey sanırım, sosyo-kültürel birşey herhalde. vay arkadaş. hep böyle güzel yaşayın.

Likya yolu komple tabelalandirilmis olmasi lazim, tek basiniza da olsaniz kaybolmazsiniz normal sartlarda.

likya yolu artık çok yürünen ve popüler bir trail. tek yürümekte problem olmaz.

stavro +1

@mete kudur uzun sure sonra issizim, vaktim var, beni baglayan bir sey yok hayatim boyunca ilk defa, issizim diye endiselenmektense tadini cikarmaya calisiyorum. Bastim istifayi, kapattim evi barki, tavsiye ederim.

Yola en kolau etabi arastirip oradan baslamak istiyorum. Bitiminde sonrakini yurumeyi dusunecegim. Yolda kesin birileri olur mu? Ihtimal ortalama nedir?

zirve dağcılık

Takip. Özellikle doğa sporlarına ben de katılmak isterim

yüksekdoğaseverler fena değil. diğerlerinden biraz daha farklı geliyor etkinlik güzergahları ve içerikleri. örneğin gün doğumunu karşılayacakları etkinlik var bu hafta;

www.facebook.com


sadece treking ve doğa yürüyüşleri mi soruyorsunuz?

hayır, herhangi bir sosyal etkinlik olabilir. sakil olmaması yeterli. 15 senedir izmir dışındayım, bir süre vakit geçireceğim, arkadaşlarımın hepsi ya yurt dışında ya şehir dışında. yeni şeyler arıyorum.

www.izmir.bel.tr

şu an sezon tam açılmadığı için çocuk oyunlarının çokluğu gözünüzü korkutmasın. gayet güzel sergi ve etkinlikler takip ediyorum ben burdan.

uzun zamandır şehirdışındaysanız arkas ve folkart sanat galerilerinden haberdar olmayabilirsiniz, başarılı sergiler oluyor.

desem'in sinema programları iyidir.

grup halinde yapılan etkinliklere katılmak istiyorsanız o kısım biraz sancılı olabilir, zaman gerekiyor dahil olabilmek için. bisiklet veya fotoğrafa meraklıysanız çeşitli gruplar var. bir de arkeoloji ile ilgili gezi grupları var, onlarda güzel.

Bisiklet olabilir, onu araştırayım ben. Teşekkür ederim.

tanınmadığı için kktc'den başvuru yapma şansın olduğunu sanmıyorum. zaten t.c. vatandaşı isen türkiye'den başvurmak zorundasın. yunanistan kolay verir ama kıbrıs ile ilişkin olduğu için onu mecbur ele ya da ikinci pasaporta başvurabilirsin. onun dışında italya kolay veriyor. önceki vizelerin süreci kolaylaştırır mutlaka, aynı ülkeden alırsan da vizeyi daha uzun süreli verirler..

kktc'de konsolosluk yoktur başvuramazsın.
yunanistan'a başvurma. italyaya başvur derim. ankara'ya gelmen gerekebilir. vfs global denen kan emicilere sorabilirsin.

Italya +1

ispanya

1- kktc'de alman konsolosluğu var, başvuru yapılabiliyor. daha doğrusu güneydeki konsolosluğun ofisi var ama 4 haftada veriyorlar vizeyi.

2- şimdi gidip idata denen kan emicilere sordum, gitmem gerekti çünkü yardım hatlarını ne zaman arasam yarım saatten uzun süre beklememe rağmen cevap vermiyorlar. kktc'den bşvurmam gerektiğini söylediler.

3- portekiz'de oturma iznim vardı, sanıyorum turist vizesini de daha kolay veriyorlar, yakın zamanda almış olan var mı?

Bir soru daha. Diyelim Portekiz'den başvurdum, Almanya'dan dönüş bileti almış olsam, Almanya'ya seyahat planımı göstersem vize vermezlik ederler mi?

portekiz için macaristan konsolosluğundan vize alabilirsin , ben birkaç defa aldım hiç sıkıntı yaratmadılar.

bence verilmez, belli bir süre sonra sıkıyor. bu arada birkaç ay önce oyunlu ps4'ü 1000 e sattım. vereceğin para max 1200 tl olmalı.

Bunu almak yerine içine oyun yüklenebilen ps3 alınsa daha mı iyi?

Ps4 oyunları 200 TL falan deniliyor?

Verdim aldım. Memnunum. Zamanında yok pek vakit ayıramıyorum ama haftada 2 gün açıp fifa gta güzel oluyor.

inanılmaz gereksiz bir alet. çıktığı ilk zamanlar yurtdışındaydım. vergi iadesi vs çok ucuza aldım. başta oyun yoktu vs. ama şimdi oyun var öküz gibi pahalı aq.

ana oyun olarak mesela batman arkham knight 149 lira. bir sürü dlc çıkıyor ve bunlar dahil değil. dlcleri alacak şekilde premium oack 249 lira. öeeh aq.

başka örnek. ilk çıkan oyunlardan injustice gods among us. indirim zamanı 2-3 ay önce 75 liraydı. steamde de indirim vardı aynı vakit. kaç para biliyon mu? 7,5 lira.

1500 liraya bir kasa topla. hdmi ile tv'ye bağla. 50 liraya da bir kablosuz joystick. çok daha fazla görür işini eminim.

oyunlar cidden pahalı yahu. ben olsam onun yerine ps3 alırım. ona daha yıllarca oyun çıkar.

hocam oyunlar çok pahalı çok oyun oynamak istiyorsan alacaksın oynayacaksın hemen takasa falan gireceksin ya da satacaksın. ya da fifa nba battlefield gibi onlineı zevk veren oyunlardan alacaksın

başlıkta verilen cevapları okuyunca moralim bozuldu :D ben de almayı düşünüyordum bi last of us patlatırız diye ama alanların hevesi çabuk gidiyor gibi görünüyor. yine de ben olsam alırdım eğer maddi açıdan beni sarsmayacaksa...

last of us multi mi oynuyorsun @sutuseven?

Ben alalı iki seneden fazla oluyor, haftada 2, 3 gün açıp oynuyorum. Bir daha olsa bir daha alırım. Oyunlara da 1000 lira civarı para vermişimdir toplamda. Oyunlar ilk çıktığında almak zorunda değilsin. Şu an Battlefield 4 mesela 40-50 lira civarında. Yenisi çıkacağı için eski Uncharted'ı da ucuza alabilirsin. Bu stratejiyi izlersen çok para harcamana da gerek yok.

Son olarak PS 3'e para ver diyen adamın mantığı Full HD LED alacağına CRT televizyon al, nasıl olsa onda da izlersin izleyeceğini diyebilecek adamın mantığıyla aynı. User experience bakımından çok farkı var iki konsolun. PS 3'ünü satıp PS 4 alan biri olarak söylüyorum bunu.

Psn kardeşliği oyun takası ile oyunlar ucuza gelebiliyor. Arkadaş ortamn varsa hiç durma al.

Naaptın lan, eylülde 1000-1100 civarındaydı. hangi ara o kadar zamlandı :(

@baharat henüz elimde bi ps4 yok. Aldığımı hayal edip çocuk gibi sevinmiştim ondan öyle yazdım:D

sli daha mantıklı bence

sli 970 tek 980 i performans olarak döver. gtx 980'im var ve 1080 düşünmüyorum. belki 1080ti olabilir :)

satıp yükselteceksen enazından bir 980ti al. 980 ve 970 sli için pek mantıklı değil çünkü slida vram stack olmuyor. 970 3.5gb 980 4gb yine. 4x sli da yapsan durum bu.

ayrıca sli her yazılımda aynı oranda verimli değil. direkt 2x 970 performansı hiç değil... verimlilik olarak da güçlü tek karttan fazla enerji tüketir. sli'ı mantıklı yapan tek durum en üst düzey ekran kartının tek olarak yetmediği durumda alınabilecek maksimum performansı arttırabilmektir bana kalırsa. yoksa f/p sistemi olsun 970sli yapayım filan mantıklı gelmiyor bana...

1080-1070 filan olmayacaksa dediğim gibi ya ikinci ele düşen 980 ti bulursan al ya da değiştireceğin zamana kadar 970 ile idare et. 970 sli ya da 970'den 980 çok mantıklı gelmiyor bana...

not:evga nvidia gtx 980ti classified kullanıcısı...

Ne için kullanacağına bağlı. 3 tane 4k monitör bağlayıp birinde oyun oynayacağım falan diyorsan sli mantıklı ama 1-2 monitör, 3k civarı oyun oynasam bana yeter diyorsan sli'a da gerek yok bence 980'e de gerek yok.

yazılım sektörüne girme. bu sektorde en fazla para kazanan kisiler bunun egitimini veren umut tacirleridir. bilgisayar muhendisleri bile guc bela is bulabiliyorlar. yok illa girecegim diyorsan da, bu kurslara filan parani kaptirma.

baska bir niteligin, yetenegin, ozelligin var ise buna yonel derim.

iyi bir yazılımcı olup da iyi para kazanamyan kişi sorunu kendinde arasın.

Yazılım mühendisliği diye bir bölüm var üniversitelerde, 5 yıl eğitim veriyorlar.
4-5 aylık kursla o seviyeyi nasıl yakalayacaksın?

@etna

Katılıyorum öyle bir durum var. ama bir işte çalışırken çok daha fazla teknik bilgin olur diye düşünüyorum. Yani o kurstaki eğitim de bir yere kadar ama işe girip 1 sene çalışınca o 5 senelik eğitim alan kişiyle aynı seviyeye gelirsin. Tabi tahmini bir şey bu ama genelde böyle oluyor.

@Wolfware ne yazık ki sözel veya ea okumuş herkes böyle düşünüyor ve inan hiçbir fikrin yok. bilgisayar mühendisliğinde matematikle başlayıp işi fizik üzerinden elektroniğe aktarıp oradan bilgisayarın işleyişini öğreten derslerden programlamaya kademeli bir geçiş var. yani işi başlangıcından itibaren öğrenip üstüne bir de yazılımla alakalı olarak çok detaylı şeyleri sağlam bir temelle öğreniyorsun. akp sonrası açılan üniversiteler tartışılır ama normal üniversitelerin bilgisayar mühendisliğinde eğitim alan biriyle 1 sene çalışıp aynı seviyeye gelemezsin.

diyelim pratikte yeni mezunla aynı şeyleri yapabilmeye başladın 1 sene çalıştıktan sonra ki bu olabilir. fakat aynı yeni mezun tecrübe kazandıkça seni ezip geçecektir iş kalitesi bakımından eğer çok kötü değilse ya da bir mucize olup sen 30 yaşından sonra bir sene içinde paralı kurslarla müthiş bir yazılımcıya dönüşmezsen.

"bu işte para var, oturdukları yerden çalışıyorlar, keyifli de görünüyor, bu işe el atayım" diyebileceğin bir iş değil yazılım. mühendislik vs. okumadan hatta lise mezunu bile olup iyi yazılımcı olanlar da var ama bu işe ilgi duyup senelerce yapan insanlar. bu insanlar genelde işin en altından başlayıp senelerin birikimiyle bir yere gelebiliyorlar.

aslında bilgisayar veya yazılım mühendisliği mezununu da senden 5 sene daha tecrübeli görebilirsin. dediğim gibi, bölüm mezunu bir insanın senior yazılımcı olması 2-3 yıl alabilecekken seninki 5-6 yılı bulacaktır ki olabileceğinin de garantisini kimse veremez.

- Yazilim icin ingilizce olmazsa olmaz degil ama cok cok önemli bir avantaj. Yazilim konusunda türkce kaynak problemi var ve türkce kitaplarin bir cogu giris seviyesinde kaliyor. Genelde güncel bilgiye ulasmanin yolu kullandigin yazilm teknolojisinin "official" siteleri, dökümantasyonlari ve güncel kitaplar. bunlar da ingilizce oluyor. Bunlarin disinda stackoverflow gibi tüm yazilimcilarin kullandigi ortak kaynaklar da ingilizce. O nedenle ingilizce bilmeyen bir yazilimci bilgiye erismekte problem yasar.

- Kurs olayi aldatici bir durum. Kurs alarak yazilima giris yapilabilir ama iyi bir yazilimci olmak icin cogu zaman kurs almak tek basina yeterli degildir. Kurslardan mezun olan cogu kisi belli basli kaliplarda birseyleri yapmayi ögrense de bu kaliplarin disina cikmakta zorlanir. Cünkü kurslar yazilimin temelini ögretmekten daha ziyade cok kisa sürede örnek isler yapmayi ve isnlara yazilimciyim hissi vermeyi tercih ediyorlar. Kurs alinabilir ama bu bir yazilim diline giris icin yeterli olur.

Benim size tavsiyem öncelikle bu isi hobi olarak götürmeniz, belki kurs alabilirsiniz ama kursun yaninda birkac hobi projesi gelistirmeniz. birkac eksiduyuru tarzi web2.0 web uygulamasi fikrinizi gelistirebilirsiniz, ya da mobil uygulama. Bu size isin pratik uygulamasindaki gidis yolunu verecektir. Bunun yaninda mutlaka ama mutlaka isin teorik tarafina da gitmelisiniz. bu yazilim mühendisligi nedir den baslar database tasarima, veri yapilarina, algoritmalara kadar gider. bunun icin üniversitelerin ders müfradatlarina ve islenilen konulara bakabilirsiniz. Bu konuda zayif kalirsaniz yazilim tecrübeniz kücük uygulamalarla kalir büyük uygulama gelistirirken gidis yolunu bulmakta zorlanirsiniz.

- yazilimda para kazanabilirmisiniz? maalesef kisa zamanda ögrenip iyi para kazanmak biraz sansa bagli. ister web, ister mobil, isterseniz back-end alaninda programci olmak isteyin en az 3 yillik yogun emek göstermelisiniz ki bu alanda kendinize is alani acabilesiniz. diger türlü is biraz sansa kalir. piyasada kurslardan ya da üniverside bilgisayar bilimleri alaninda mezun olup gercek anlamda yazilimci nitelikleri tasimayan bircok insan var. bu kisilerin yeteneklerini isi bilen bir sirket is görüsmesinde cok kolay ayirt edebiliyor cünkü yazilim mühendisligi kesin ve ölcülebilir bir bilim, yoruma dayali degil ve is görüsmesinde laf kalabaligi yaparak isi almak cok kolay degil, eger sansiniz yaver gitmezse.

Yazilimci olmak icin hangi yolu gitmelisiniz, kendinize hangi sorulari sormalisiniz:
- hangi alanda calismak istiyorsunuz? web, mobil, back-end, embedded programming
- hangi dilleri ögrenmelisiniz? java, c#, c, objective c, php, ruby ...
- yazilim gelistirme sürecleri? scrum, waterfall, agile ...
- yazilim gelistirme araclari? IDE, debug tools vs.
- hangi frameworkler ögrenilmeli ?
- hangi kütüphaneler ögrenilmeli ?
- yazilimin temelleri? algoritmalar, design patternler, yazilim mimarileri, object oriented programming

Tabi bu konularda kendiniz gelistirdikce önünüze daha cok soru cikacak. Her alanda az cok bilgi sahibi olarak is bulmak zor, mutlaka bircok konuda bilgi sahibi olmanin yaninda en az bir alanda derin bilgiye sahip olmak ve o alanin pratik ve teorik durumlarina hakim olmak gerekli, diger türlü gercek anlamda yazalimin mesleginiz olmasi sansa kalir. Bu ise girerseniz kendinizi sadece türkiyedeki yazilimcilarla degil tüm dünyadan yazilimcilarla kiyaslayin kendinizi ve bilginizi onlarin karsisinda test edin acama ne durumdayim diye, cünkü yazilim insani kolay aldatir, cok kolay bir sekilde her seyi yaparim hissi verir gelistiriciye.

girne'de askerlik yapmış biri olarak söylüyorum, kıbrıs'ın en güzel yeri.

dğer pek çok yerinde su problemi varken girne'de çeşme suyunu içiyorduk. her gün yazlık ve kışlık duşlar açıktı. su sorunu yok yani.

iklimi güzel, bir çok meyve yetişiyor, kbırıs'ın diğer pek çok yeri gibi kurak değil.

sahil kenti diyebiliriz. ben çanakkale'ye benzettim biraz.

çok fazla rum/ingiliz/zenci/japon vs var ve bu güzel bir şey. teknolojik altyapı belki türkiye'den geride ama insanlık olarak fersah fersah öndeler.

hafta sonları asker kaynıyor o yüzden hafta sonları halk pek sokağa çıkmıyor.

merkezde girne kalesi var görkemli ve tarihi bir yapı. onun dışında çevresinde çok güzel turistik bölgeler var.

genel olarak hayat pahalı (özellikle kiralar ve faturalar) ama maaşınız da ona göre yüksek olacaktır diye düşünüyorum. onun dışında gıda ürünleri falan uygun diyebilirim. ordu pazarı diye bi market var türkiye'nin bim'i gibi düşünün oradan alışveriş yapmanızı öneririm.

sağlık ve eğitim konusunda pek bir şey diyemem. ben bir kaç kez girne askeri hastanesine gitmiş ve memnun kalmıstım, komutanlarımızdan biri de girne amerikan'da yüksek lisans yapıyordu ve okuldan memnundu sadece o kadarını söyleyebilirim.

Çok Pahalıdır.Ev konusunu umarım şirket hallediyordur. Sterlin üzerinden çünkü ev kiraları.

Eğitim konusunda endişelenmize gerek yok. Özel olacak ise Maarif koleji hakikaten iyi ingilizce eğitimi veriyor cocuklar için. Devlet okullarında da Türkiye standartlarına göre ingilizce eğitimi daha iyi.

Sıkıcı kıbrıs yaşamak için. Çok ufak çünkü. Yine de girne en güzel şehri KKTC'nin. Kimse bir başkasının ne yaptığına karışmaz. Sosyal açıdan sıkılmazsanız avantajları var havası, rahatlığı vs bakımından.

Mutluluklar

ev işini halledersen geri kalanı sıkıntı olmaz. ama uzun süreli yaşayacaksan sıkılırsın

1 seneden uzun süredir Girne'de yaşıyorum, İstanbul'dan taşındım. Şunu söyleyebilirim, kira pahalı, geri kalan her şey aşağı yukarı İstanbul ayarında. Araba ve benzin daha ucuz ve böyle yurt dışından direkt gelen-türkiye üzerinden değil- bazı şeyler.

Ben 450 pound kira veriyorum. burada kira poundla ödeniyor, 1800'e geliyor, Kadıköy'de en son 1650 veriyordum ama buradaki evim eşyalı, deniz kenarında, havuzu var vs.

ortalamanın üzerinde maaş alacaksanız çocuklu genç bir aile için türkiye'de yaşanabilecek her yerden iyi burası. geldiğinizde de gelmeden önce de bana ulaşıp istediğinizi sorabilirsiniz bu arada.

kıbrıs için genel olarak şunu söyleyebilirim, buranın insanı türkiye insanına göre çok daha medeni. örneğin arabalar genelde yaya geçitlerinde duruyorlar ışık olmasa da, insanlar trafikte birbirine yol veriyor vs. çalışmaktan çok hoşlandıklarını söyleyemem, devlet dairesine işiniz düşerse can sıkabiliyor ya da muhasebeci vs... ama genel olarak aile olarak yaşamak, çocuk büyütmek, huzur bulmak için mükemmel bir yer girne.

edit: çekilmiş gayfe haklı bu arada, uzun süre sonra sıkabiliyor, çevre edinmeniz lazım. bekar çalışan için daha zor ortam.

İşi kuralına göre yaptı, bu iş böyle yapılırdı demek için kullanıyor muhtemelen.

bence o cümlede kurtarışın sıradanlığına vurgu var. "bu zaten kaleciğiliğin temel hareketlerinden biri, olağanüstü bir tarafı yok." anlamı çıkar kanımca.

sıradanlık değil, "kitabına göre yaptı" gibi çevrilebilir, olması gerektiği gibi, kusursuz anlamında.

"kitabına göre", "çok bilinen", "çok yaygın", "tam kuralına uygun" demek. Hatta zorlasan "derste öğretilen" de olur.

"ders kitaplarına yazılacak cinsten" yani çok iyi

bir tane kaynak veren de olmamış

adjective
▸ providing a good example of how something should be done

thats a good save + biraz ingiliz aksanı

fenerbahçe stadının yakınındaki alex heykelinin orada var bahariyeye çıkan yokuşun köşesinde.

aklıma geldi bahariye caddesi üstünde de var sanki.. ya yoksa tefal miydi o shdkfh

natilyus'da da var.

Bahariye veya şifa hastanesi civarı vardı stada göre daha yakın bi yerde bence de ama hatırlamıyorum bilen varsa sevinirim

Yok, Yoğurtçu'nun orada var. Şifa'nın orada esse değil ama benzeri dükkanlar vardı, kapandı hepsi. Ya da Nautilus işte.

yoğurtçu parkı karakolun yanı başka yerde yok.

@polyester kelebek tefal o hergün ordan geçiyorum.

@polyester kelebek + 1. o sokakta oturuyorduö. bahariyede yapı kredinin karşısındaki sokağa girip yokuş aşağı yardırırsanız sokağın sonunda. o sokakta oturdum 1 seneden uzun süre.

c# türkiyede dünyanin geri kalanina göre güclü yaygin diyebilirim ama yine de javayi geciyor mu emin degilim.. bu konuda microsoftun türkiyedeki yatirimlari ve pazarlama politikasini etkin oldugu icin olabilir. Ama dünya popülerlik endeksine göre java cok önde www.tiobe.com cünkü en büyük avantaji platform bagimsiz olmasi. Android ile birlikte bu daha da güclendi cünkü her ne kadar diger diller ile yazilm yapilabilse de androidin temel yazilim dili java. Ayrica gelecek java 9 ile birlikte java-javascript entegrasyonuna umutla bakiyorum. Google, facebook, paypa, SAP gibi büyük trend belirleyici sirketlerin arka planlarinda javayi c++/c dilleri ile birlikte kullanmalari da dilin yerini saglamlastiriyor.

Java gelistirici oldugum icin görüslerim subjektif olabilir. karsilastirmam asla javanin c# dan daha iyi oldugu degil, hangi dilin dünyada daha yaygin oldugu ile ilgili. yoksa dil nitelikleri bakimindan c# daha iyi olabilir, onu tam bilemem, bu karsilastirmanin sonu da hic gelmez.

Merhaba,

oncelikle sahipsiz degilsin demek istiyorum.
c# ile yazilim gelistiriyorum ve rahatca istedigim her yerde is bulabiliyorum. is tecrubesi olmasi kaydiyla senin de bulabilecegini dusunuyorum. syntax olarak ucu de birbirine benzerdigi icin zorluk cekecegini dusunmuyorum. ancak framework olarak c# bir adim onde, cunku sadece tek framework ogrenmen gerekiyor.

kesinlikle c# ile java'yi kiyaslayamam, java hakkinda cok bilgim yok. ancak oncelik para ise, c# ile hedefine ulasabilirsin diye dusunuyorum.

@ekyil dedigine ek olarak sunu söyleyebilirim, c# kisa zamanda ögrenmek ve ürün cikartmak icin java ya göre cok daha avantajli cünkü yine söyledigi gibi tek ve standart bir frameworke sahip olmasi bilgi karmasisindan insani kurtariyor. Java da ise ögrenme egrisi baslarda düsük cünkü bircok farkli framework dagitimi var ve bilgi karmasasi yaratabiliyor. Yazim olarak ikisi de cok benzer, yazilim mimarisi acisindan da benzer.

PHP gelistirmeden C# veya Javaya gelenlerin en cok karsilastiklari sorunlardan biri Object oriented dillerin mantigini kavramak oluyor. PHP cok esnek bir dil, büyük hiz kazandiriyor ama C# ve Java kadar uzun vadede saglam yapi olusturmak güc olabiliyor. Gercek object oriented bir ortama gecince Obje nedir? class nedir? Abstract class nedir? inheritance nedir? polymorphism nedir?, interface nedir? encapsulation nedir? gibi sorulara hakim olmakta yarar var. Zaten bu dillerle ilgili ilerde bir is basvurusu yapinca is görüsmesinde en cok bu ve bunun gibi sorular cikar.

Gönül rahatlığıyla java. Kamu ve özel sektör ikisi de bu yönde ilerliyor. Java kısmını geçtikten sonra da kullanacağınız framework önemlidir. Ayrıca bilgi güvenliği konusunda da javanın daha üstün geldiğini düşünüyorum şahsen.

ben olsam java öğrenirdim. java + php server/client kombinasyonu halihazırda php'ciysen işine daha çok yarar. yok ben client programcısıyım dersen .net üzerinde c# öğrenip yelpaze genişletip iş bulma şansını artırabilirsin. ne yapmak istediğine bağlı.

bu arada türkiye'de java tercih edilmesinin nedeni birçok framework, ide ve tool'un ücretsiz olması. .net ise özellikle profesyonel çözümlerde mutlaka para harcatmak istiyor normal olarak. gerçi düzgün ide için örneğin jetbrains'in ürünleri güzel, onlar da ucuz değil.

konu dağıldı biraz ama bin tane parametre var tercih aşamasında. ne yapmak istediğine göre karar vermen lazım.

ne öğrenmek istiyorsun?

Türk indie geliştiricilerin işlerini merak ediyorum, görmek istiyorum. nasıl işler çıkarıyorlar, nasıl yapıyorlar (tasarım, programlara için varsa blog falan) mobil, masaüstü ya da konsol farketmeksizin. Türkiye bu konuda nerede?

www.facebook.com

Nüfus cüzdanını facebook'a arkalı önlü gönderecek. 2 sene önce ben böyle açmıştım, site üzerinden bir yerden yolladım formu.

çalınan mail adresini geri alabilirseniz oradan ilerleyebilirsiniz. gmail falansa telefon girdiyse veya ikinci e-posta üzerinden olabilir. son çare savcılık

mailde gittiyse geri alınamaz. daha geçen ay aynı şey bir yakınımın başına geldi çok uğraştık facebook ile yazıştık. nufus cüzdanı gönderme işi mail elinizdeyse geçerli, listedeki o 3 kişiye ulaşmaktan başka yok yok.

Mail elimizde degildi ve nufus cuzdaniyla aldik gecen sene

Çok sağolun. Bu nüfus cüzdanı işini öğrenmem çok iyi oldu.

Fedex

benim arkadaşım hava alanına gidip istanbul a uçan bir türke rica etmişti belge 4 saat sonra elindeydi.

dhl kullandiklarim arasinda en hizlisi. almanya'dan.

genelde kaç gün sürüyor dhl ve fedex?

gonderim seceneklerine gore cok degisken ama posta benim elime 4 gunde ulasti. 10 gunu bulan gonderimler de olmustu ama dhl'den degil. www.dhl.com

işte sorun orada, basketbol falan oynamadım, hiçbir şey yapmadım zorlayacak. en azından yapmadığımı düşünüyorum. yoga yaparkenki kasılmadan olacağını sanmıyorum böyle bir şeyin.

Çam terebentin yağı katın şampuana. Direk yağı kafaya boca etmeyin kafa derisini yakabiliyomuş.
Ben şampuanıma katıyordum, saç tellerim kalınlaşmış gibi oluyordu.

peki bu geçici miydi? yani saçların dışına mı yoksa saç derisine mi etkisi var?

Kısa bir süre kullanmıştım, o dönem saçım (kadın) çok dökülüyordu sonra kendiliğinden geçti. ama sanırım erkek tipi saç dökülmelerinde deriye de etki ediyormuş.
ekşi sözlükte daha fazla yorum bulabilirsin.

Teşekkür ederim.

cam terebetin saci guclendirmenin yaninda cok da sertlestiriyor yalniz.
eczanelerde satilan evigen, bemiks ve bepanthen ampullerle maske yapabilirsiniz. dogal isterseniz, isirgan otu yagi, badem yagi, lavanta yagi, argan vs gibi yaglarla maske yapin. ben hepsinden kombo yapiyorum.

Ne kadar sürede nasıl bir etki yapıyor?

doğal zeytinyağı+ e vitamini ampul(evigen) + bepanthene ampul, ben(kadın) çok fazla diplere sürmüyorum ama, saç tellerim kalınlaştı saçım dolgun gözüküyor.

normalde ayda bi kere yapinca 2-3 seferde hemen etkisini gosteriyor. ama benim saclarim cok uzun ve gur oldugu icin cok zor oluyor yapmam. o yuzden cok useniyorum. ayda yilda bir yapiyorum, o zaman bile ilk seferinde parlaklik, dolgunluk, yumusaklik farkediyor. bikac yapistan sonra da dokulenlerin yerine yeni yeni cikan saclar belli olmaya basliyor.

yalniz kokusu cok fena. tabi ben iyice abartip nerdeyse 20 cesit yag icine bir de yumurta, elma sirkesi, yogurt vs vs de koyunca kokusu nerdeyse bir ayda anca cikiyor. sizin saclar kisa olunca kokusu o kadar rahatsiz edici olmaz diye tahmin ediyorum.

k yazinca hatirladim, saf zeytinyagini unutmusum bu arada. en onemlisi o.

sorularım devam ediyor sabrınız dahilince;

@k yıkayınca geçmiyor yani değil mi? geçiciden kastım o. saçlar herhalde dıştan da beslenebilir diye düşünüyorum ama özellikle kremler vs. saçları yıkayınca etkisini kaybediyor.

@halanne saça fayda edecek her şeyi karıştırmışsınız sanırım. bunun bir zararı yoktur herhalde, deneyeceğim en azından bulabildiklerimi birleştirip.

teşekkür ederim cevaplar için.

girnede limanın ordan üst tarafa doğru çıkan bi sokak var. portakalcı mı vardı köşede ne onun üstünden çıkan bi yol. orda bi hostel vardı. gecelik de 50 euro ya da dolar fln yazıyordu yanlış hatırlamıyorsam. koordinat olarak da ahan da şuralarda bi yerde 35.341160, 33.319549

airbnb'ye bak istersen hocam, uygun fiyata bulabilirsin.

www.systemrequirementslab.com

buradan kontrol et dostum.

ultrada oynayamazsın. aa ve af'ye yetmez 128 bitlik ekran kartlı ge60.

Peki yinede görsellik anlamında ps3 ten farki olUr dimi? Ben bu oyunu ps3 tede oynamustim zaten pcye almamin tek nedeni görsel olarak beni hayran bırakması ..o görsel şöleni yasatabilirmi ge60?

PS 3'ten farkı tabi ki olur. PS3 oyunların hiçbirini native full hd olarak oynatmıyor. Görselleri 1080'e stretch ediyor, bu da görüntüde kalite kaybına neden oluyor. 256 mb ram'li ve 256 mb vram'li PS3 ile 8 gb ram + 2 gb ramli ekran kartı olan bir laptop'ı karşılaştırıyorsun ki üzerinde gtx serisi ekran kartı var ge60'ın, oyun için yapılmış bir ekran kartı. Ama dediğim gibi, ge60 kullanmış, gx70 kullanan biri olarak söyleyebilirim ki çok üst serilerini almadığın sürece shooter'ları full ayarlarda oynanabilecek fps'lerde çalıştıramazsın.

bu arada multiplayer - single player da fark eder.

osis mess up denedin mi?

pantene 7/24 kremleri deneyebilirsin ben çok memnunum

elidor saç şekillendirici kullanıyorum.

Hiçbir şey denemedim şimdiye kadar, şu andan sonra deneyeceğim.

güzel köpükler var kalıntı bırakmayan. byphasse'in şu rengini kullanabilirsin hafif sertliktekini. www.eksiduyuru.com

kadıköyde boğa'ya çıkarken sağda bir kozmetikçi var orda bulabilirsin. (boğa'ya en yakın olan)

daha hafif bişey istersen şunu da tercih edebilirsin:
images1.sanalmarket.com.tr

her ikisinden de ölçülü kullan tabii.

yoğun dalgalı saçlı biriyim yıllardır denemediğim ürün kalmadı bana güvenebilirsin :)

kamera yanda olamaz mı sonuçta ayna sadece belli bir açıyı gösteriyor sadece. çaprazdan çekim yapmak yani. telefonun kamerası ile denedim oluyor.

Direk aynanın çekildiği sahneler oluyor onlardan bahsediyor arkadaş, sağdan soldan değil tam aynanın önünden çekiyorlar. bende merak ediyorum bu olayı

yeri gelmişken şunu eklemekte fayda var, www.youtube.com

biraz bilgi var burda. www.bakiniz.com

spoilerli yerler var dikkat.

greenbox ile yapılıyo bi ay kadar sonra içinde öyle bi plan olan kısa film çekicez. aynanın içini ayrı çekicez post'ta birleştircez.

Birdman'deki ayna karşısında olan sahnelerden bahsediyorum. Başka filmlerde de görmüştüm ama şimdi hangileri olduğunu hatırlamıyorum.

Benim de aklıma yatan tek şey greenbox'tı. Teşekkür.

limbo?

Değil. Bu dediğim çok anlamsız bir oyun.

www.foddy.net

bu mu? qwop adı

Yok, buldum. Don't Move oyunun adı. Teşekkürler yine de...

Oyunlar region free, bir şey olmaz.

120lik ssd işini görür, sistem için. 4 değil de almışken 8lik al bence. Artan parayla gtx bir kart alırsın. Son fiyatlarını hatırlamıyorum. Tahmini 6x veya 7x serisinden biri gelir.

bence de ram'i 8'e değil, 12 veya 16'ya çıkarırsan olur.

simdi superonline fiber+digiturk full paket kullaniyosan kesmez sizi kablonet.

o yuzden 29 tl'ye aldiginiz paketteki kanallar ve uydunetin hizi da sizin icin uygunsa beklediginiz hata :)

not: digiturk'ten kurtulabilmek icin receiver'i bayiye gidip firlatmak zorunda kalmistim. o konuda basarilar dilerim simdiden.

ben o kadar memnunum ki uydunet'ten 5 yıldır. bugün netsiz kalsam yine uydunet alırdım. 1-3-10 ve 50 mbps'sini kullandım. şu an da 50 mbps kullanıyorum. ben çok memnunum. lokasyon mecidiyeköy. burada hizmetleri iyi.

Ben kullaniyorum. Tek problem 25 gb akk olmasi.

Dolayisiyla 3 mbite dusuyor hiz.

uydunet en iyisi şu anda. bazı kanallarını internet üzerinden de izleyebiliyorsunuz.

Çuvalla para ödüyoruz başka yerlere.. Tabi ki süper fiyat hiç düşünme geç..

uydunet ve teledünya kullanıyorum. son derece memnunum.

Superonline'ın bir kampanyası var. IPTV + internet ile birlikte 50 lira civarına geliyor. Teledünyadan ben şahsen memnunum ama internet hızı bakımından yarışamıyor superonline ile. Bence dediğime bir bakın.

Oturduğun yerde uydunet kutusu olmayabilir, kontrol etmelisin. Mesela bizde yok, enayi gibi bayılıyoruz bir dolu parayı TTNET'e ve TiviBu'ya.

teledünya'da digiturke göre daha az kanal var.
29 liralık paket 10mbitlik 25gb akk'li pakettir.

kablo tv şebekesi varsa ve yukarıda dediklerim uygunsa geç.

Ben ikisini de kullanıyorum. 19 TL Teledünya 39 TL Uydunet' e veriyroum. TEledünya iyidir, sorunsuzdur ama kanal az. O yüzden D-SMART a geçmeyi düşünüyorum. Teledünya' da HD yerel kanallar yok denecek kadar az. Star HD vardı, geçen o da gitti. Aradım kendileri artık olmayacakmış.

Kablonet kullanıcısıyım. Teledünya HD + 10MB internete aylık toplam 50TL ödüyorum. Memnunum.

Kanal sayısı az demişler ama tv izleme alışkanlıklarına göre değişir. Bana göre çok bile!? İşiniz gücünüz yok mu, niye tv seyrediyorsunuz?

the beatles - let it be veya sgt. peppers lonely hearts club band

deep purple

pink floyd tabi ki

ac/dc, ccr, pink floyd, cream, animals

baylar, bayanlar; grup adı ile beraber albüm adı da söylerseniz daha iyi olur. itunes'tan albüm indireceğim.

dire straits tüm albümler

büyük bir pink floyd dinleyicisi olarak diyorum ki pink floyd dinleme, henüz.

deep purple'ın deepest purple diye bir best of albümü var en iyisi o gider bence sana.

lynrd skynrd da sevebilirsin.

ac/dc: live ya da live at river plate, highway to hell, the razors edge
ccr: green river, bayou country
floyd: the dark side of the moon
cream: wheels of fire
animals: most of the animals

rock'ın farklı türleri için farklı başucu albümler var. benim aklıma gelenler

pink floyd - dark side of the moon

guns n roses - appetite for destruction

ac/dc - back in black

fleetwood mac - rumours

eagles - hotel california

dire straits - brothers in arms

santana - supernatural

david bowie - ziggy stardust

king crimson - in the court of the crimson king

bunların dışında da queen dinle kesinlikle.

ac/dc biraz sert gelebilir, önce alıştıralım adamı, korkup kaçmasın. =)

Ac/Dc - Back In Black & Highway to Hell diyenlere katılmakla birlikte, Megadeth - Rust In Peace olmazsa eksik kalır bence.

Edit: Sert girdik biraz ama olsun.

yuh kimse nasıl hendrix ve van halen demez. bu iki adam rock müziği kökten değiştirdi ikisi de kendi tarihinde devrim yarattı tüm rock müziği ve gelişimini değiştirdi... hem enstrüman teknikleri hemde kendi müzik algılarıyla ayıptır günahtır....

jimi hendrix - Are You Experienced?

Van halen - Van Halen

öncelikle the beatles. rolling stones. sadece popüler olmuş şarkıları değil ama, beatles'ın hep çıktıkları-ve ortalığı ciddi anlamda salladıkları an. sonra hippie mevzularına girdikleri dönem. i am the walrus mesela.

öncelikle şarkı önereceğim. led zeppelin ve the doors'tan yola çıkarak onlara en yakın dönemden birkaç klasik:

the beatles-can't buy me love
the beatles-i am the walrus
rolling stones-satisfaction
stewie wonder-uptight
beach boys-surfin' usa -surf rock, araya koymak istedim-
jethro tull-aqualung
jethro-thick as a brick
genesis-a trick of the tail
genesis-land of confusion

onun dışında yine grup olarak,

led zeppelin
queen
king crimson
camel
cream
the police
the clash
the yardbirds
jimi hendrix
pink floyd

buradan sonra sound biraz daha sertleşiyor ve gittikçe 90lara yaklaşıyor. hoşuna gidebilecek birkaç kült isim:

black sabbath
ac/dc
iron maiden
guns n roses -açık ara appetite for destruction albümü burada-
van halen
bon jovi

teker teker albüm öneremiyorum cidden kusura bakma çünkü çoğunun her albümü ayrı sound ile klasikleşti benim için. kafanda o grup sadece o tarz yapıyor diye bir önyargı oluşsun istemedim. best of veya özellikle live albümlerini indirerek genel bir düşünce olabilir. olmazsa biraz daha müsait olduğum bir zaman hepsinden 1-2 albüm yazarım tekrar.

rolling stones'u ve the who'yu da eklemek istiyorum.

stones: exile on main street, let it bleed, aftermath
who: who's next, my generation

ac/dc-back in black şahane, ondaki şarkıların çoğu zaten konser albümünde var diye yazmadım.

rock müziğin bin tane alt türü var klasiklerden ziyade yeni alternative rock gruplarından başlardım ben olsam

ikisini de alma. o paraya i3 i5 bulunabilir.

o paraya i3 i5 bulunmaz, en azından sıfır bulunmaz.

www.bimeks.com.tr (978 tl)

Gerçek 4 çekirdek işlemciye sahip bir cihaz. Performans olarak Intel Core i3'ü rahatlıkla geçer.

(bkz: hungarian notation)
(bkz: reverse polish notation)
en.wikipedia.org(programming)

ps. felsefe mezunuyum

Notasyonlar hakkında bir sıkıntım yok, camel, pascal, hungarian'ı kendime göre harmanlayıp kullanıyorum.

Yüzlerce fonksiyonun, event'ın olduğu bir projede düzeninizi nasıl sağlıyorsunuz ?

mutlaka uyguluyorsunuzdur ama benim hocam herşeyi classlar üzerinden yapardı. hatta hocam direkt yazalım dediğimizde program karmaşıklaştıkça classların önemini anlayacaktınız derdi. en basit fibonacci programını bile 2-3 classla yazdırırdı bize.
birde her class'in adı ne yaptığını tanımlar ve classın içinde ne işe yaradığını hangi sistemle yazıldığını açıklayan not yazardı. artık o kadar yazılımla ilgilenmiyorum ama gerektiğinde bu sistemle yazıyorum.

ilk basta mimari önemli. gelistirirken "object oriented programming" zorunluluklarina göre programlaman gerekli. "Inheritance" ve "abstraction" cok onemli. her yazdigin kod ayni hiyerarside olursa icinden cikilmaz olur. mesela arabaCalistir() fonksiyonu yazarken depodanBenzinAl() , benziniEnjeksiyonaGötür() gibi detayli fonksiyonlari gizlemelisin. senin yapman gereken sadece kontagiCevir() fonksiyonu olmali, gerisini yakitIslemleri() fonksiyonu yapmali. Yani mümkün oldugu kadar dikey bir yapi kurmalisin mimari olarak. Bol bol class kullan, methodlarin minumum parametre alsin, her method sadece bir is yapsin, bol bol method ve class kullan. eger bir method icinde bircok "if/else" var ise cok iyi yolda degilsin demektir. her "if/else" methoda ekstra bir sorumluluk yükler, ideal olani her methodun sadece 1 isten sorumlu olmasidir. mümkün oldugunca bunu saglamaya calis.

Ikincisi ise "Test driven development", gelistirme sirasinda hem testlerini yazmis olursun, hem de kodun daha kaliteli olur. Bunu özellike tavsiye ediyorum.

Ücüncüsü ise bol bol "comment" eklemek olsun koduna. Ayrica bu kommentleri otomatik dökümantasyona ceviren araclar kullanabilirsin (java icin javadoc gibi)

git, svn gibi versiyonlama sistemi kullaniyorsundur eminim.

"Naming convention" lara uy mutlaka en.wikipedia.org(programming)

Elinin altinda UML diagramlarin olsun, özellikle "Class Diagram"

gerçi emrahday yazmış ama her şeyi geçtim bol bol comment yazman lazım. Hangi fonksiyonun ne iş yaptığını detaylı olarak fonksiyonun başına yazman lazım. class elemanlarının da tanımlarının yanına yorum yaz, class'ın üzerine yorum yaz. class, fonksiyon ve değişken isimlerini açıklayıcı bir biçimde yazmak lazım. dökümantasyon önemli, projenin dökümantasyonunu çıkartan toollar var ASDocs gibi. Hangi dili kullanıyorsan bu toolu bulabilirsin.

Mecbur kalmadikca oop yazmiyorum hic sikintim olmuyor.

Daha 4 senen var. :) Ama ortalamayı yüksek tut. Her sene düzgün yerlerde staj yap. Uluslarararası firmaların, "international internship" ilanlarını takip et. Bunları yapabilirsen, mezun olunca güzel bir yerden teklif alırsın.

derece yapman lazım okulda. çok iyi yerlerde staj yapman lazım. bazı projelerin içinde de bulunman lazım. sonra alırlar neden almasınlar.

Alanında yapılmayanı yap, bi' fark yarat, sivril. örnek vermek gerekirse Bahçeşehir üni. grafikten, Batman film fragmanını yapan eleman.

yurtdışında iş bulmak konusunda tecrubem yok ama akademisyenim ve öğrencilerden gözlemlerim sonucunda önerilerim şunlar;

okulunuz çok iyi, oraya girmiş olmanız için zaten çok çalışkan olmalısınız, dolayısıyla aşağıda yazan her bir şeyi gerçekleştirebileceğinizi düşünüyorum.

ingilizce daha iyi olmalı.

lisans süresi içerisinde okulun verdiği minimaldir, bununla yetinilmemeli, yapılacak küçük uygulamalar freelance işler, hayvani bir bitirme ödevi vb. projeler iyi olabilir (portföy için).

Öğrenim süreniz içerisinde bazı uzmanlık konuları üzerine eğilip çalışmalar gerçekleştirebilirsiniz (ne yazık ki bu zor bir şey ve ne kadar yardımı olacağından pek de emin değilim, bu konuda yönlendirme için hocalarınıza başvurun, biraz şanslıysanız kendnizi acayip ortamlar içerisinde bulabilirsiniz)

erasmus vb. mutlaka yurtdışına bir uzanın. yukarıda denilmiş zaten yurtdışı bir firmada staj yapın diye ki cv nize büyük katkısı olacaktır. Erasmus esnasında ayrıca staj fırsatları yakalayabilirsiniz. Böylece, Türkiye'den, internet üzerinden başvuru yapmak yerine bir firmada staj için yüz yüze görüşme şansı yakalayabilirsiniz ki bu büyük bir avantajdır (bunu yapan bir arkadaşımız erasmus üzerine almanyada 6 ay ücretli [maaşlı] staj yaptı, sonra dönüp okulunu bitirdi).
Not ortalamanız en beklemediğiniz anda kapınızı çalıp sürprizini yapacaktır.
O yüzden ortalamanızı yüksek tutun.

Yukarıdaki seçenekler olmazsa internette scholarship veren msc. ilanlarına bakabilirsiniz. Özellikle bu durumda 3'ün üzerinde ortalamaya ihtiyacınız olacaktır.

(bkz: giray ozil)

Bu kadar zor mu ya

bence odtü'yü bitirmenin diploma açısından bir manası olmayacak amerikada çalışmak için. buradaki en iyi üniversite ama orada neredeyse kimse türkiye'deki üniversiteleri bilmiyordur. belki intel gibi firmaların hr departmanları ülkelerdeki üniversitelerin seviyelerini takip ediyordur ama bence asıl önemli olan okuldaki notlarından ziyade ne gibi uygulamalar geliştirdiğin, neye ne kadar hakim olduğun. akademik olarak iyi notlar + örneğin düzgün bir master programında işe yarar bir uygulama yazdığın bir tez + buna ekleyeceğin, öğrenciliğin süresince yazıp kendin geliştirebileceğin projeler sana amerika veya herhangi bir ülkede en azından staj kapısı açar. o kapıdan girdikten sonra da gerçekten bu dediklerimi yapmışsan ve işlerine yarayacaksan seni kaybetmek istemezler. ama 1. tier firmalarda çalışmak için örneğin calculus, dif, fizik gibi dersleri yalayıp yutmuş olman gerekli. matematiği düzgün öğrenmemiş adamı çalıştırmıyorlar ne yazık ki. üstüne bir de ilgini çeken alandaki matematik uygulamalarını çalışırsan süper olur.

kendi sektörümden örnek vereyim. oyun sektöründe 3d physics için matematiğin yeterliyse, bir matematisyene ihtiyaç duymadan bir fizik motoru yazabilecek düzeydeysen mutlaka iş bulursun, hem de yavaş yavaş yükselerek, 1. sınıf firmalarda bile çalışabilirsin, electronic arts, blizzard, vs. gibi. bunun dışında örneğin low-level dilleri bilirsen, networking, işletim sistemleri, bilgisayar mimarisi, işlemci mimarisi, algoritma tasarımı, efficiency hesaplamaları, design patterns gibi konularda iyi olursan(hepsinde demiyorum ama hepsinde yetkin olursan senden iyi aday zaten yok) rahatça iş bulursun. koç ünv mezunu bir eleman engine programmer olarak çalışıyor bildiğim kadarıyla blizzard'da. yani neden olmasın?

bu arada bu dediklerimin hepsinde uzmanlaşmak okurken harbiden zor bir şey değil. aklını başına devşir, benim gibi okulda tembellik yaptığın ve 30 yaşından sonra yine calculus çalışmak zorunda kaldığın için pişman olma.

Yüksek lisansını Amerika'da yaparsan oradan yürürsün zaten. Odtü Maden Mezunuyum. Amerika'da yüksek yapan arkadaşlarımdan geri dönen olmadı.

Ben de okulun bir artısı olmaz diye dusunuyodum ama bu yıl ilk 100 e girdigi icin belki az da okur diye umutlandım :)

o kadar zor değil, ama neyi daha çok istediğinize karar vermelisiniz, gezip dolaşmak mı, biraz tembellik etmek mi, yoksa dışarıda iş bulmak mı. Eğer kararınız sonuncuysa, bunun için gerekeni yaparsınız; yok değilse zaten bir bakmışsınız ders sırasında kantinde batak oynuyorsunuz.

Belki burada yazıldığı kadar zor olmaz, şansınız yaver gider ve kolayca bir işe yerleşirsiniz ama burada bu kadar şey yazmamızın sebebi, gerçekten bunu istiyorsanız garantici olmanız gerektiğinden.

uckac'ın dediklerine katılıyorum, kendisi çok doğru söylüyor.

Ayrıca hocalarınıza yakın olun, onlarla da konuşun bunları; sorun, okulun ötesinde hangi alanda kendimi geliştireyim, ne üzerine çalışanlar daha fazla talep görüyor, trendler ne yönde.

Sonra, 1. sınıfsınız daha, daha yeni öğrenmeye başlıyorsunuz, bu senenin sonunda burada koyduğumuz hedeflere varamayacaksınız (projeler stajlar vb.), kesin bu, kesin...
Hatta 2. sınıfı bitirdiğinizde de hedeflerin hemen hiçbirisine ulaşamayacaksınız, belki de hiçbirine, çünkü 2. sınıf sonunda hala bunları yapabilme kabiliyetine sahip olmayabilirsiniz.

Bu sırada ne oluyor biliyor musunuz, 1. sınıfta kendinize koyduğunuz bu hedefleri unutuyorsunuz ve en çok kendinizi geliştirmeniz gereken 3., 4. sınfları boş geçiyorsunuz.
Bunları unutmayın, 3., 4. sınıfları boş geçmeyin. Burada yazanları yapacaksanız çünkü 3.ve 4. sınıflarda olacak. 1. ve 2. sınıflar altyapınızdır.
O calculusları fizikleri ne kadar iyi çalışırsanız o bahsettiğimiz uzmanlık konularının, projelerin altından o kadar iyi kalkarsınız.

mesela uckac'ın dediğinden örnek, mesela game engine ler. Bu oyun motorlarında "ray tracing" hatta artık "global illumination" (GI) uygulamaları kullanılıyor.
Bu GI üzerine yurtdışında çalışan "cüneyt özdaş" vardı hatırladığım. Ya da yine amerika'da animasyon filmlerde kullanılan saç simülasyonları üzerine çalışan birisi vardı (adını unuttum).
Sonlu elemanlar (galerkin vb.), sonlu farklar, integraller, türevler, gradyanlar, diverjanslar, bunları bilmeden bu konularda üretim de yapamazsınız. Bunlar için de 1.2. sınıflar çok önemli.
Sonra bakarsınız 30 yaşında calculus çalışan 3. kişi de siz olmuşsunuz.

abd de burslu murslu master düşünüyorsanız 3+ ortalamayı cebe koyun.
abd deki çoğu ünv. türk ünv. lerinin halini bildiği için 3+ ortalama şartını koyuyor direkt (hatta bir çoğu kendi memleketinin ünv.lerine de en az 3 istiyor, bazı ünv. sitesinde ülke ülke özel belirlenmiş ortalama şartları listelenmiş olabiliyor).

sadece toefl değil bir de gre (amerikan öss'si, bizimkinden kolay) gerekiyor ( gre olmasa da olur ama olması iyidir diyorlar, gre olmayacaksa ünv.nin kurul kararı gerekebiliyor, bunun için de başka bir + ya sahip olmanız gerekli )

yine mastera başvuracaksanız, bahsettiğim gibi bazı uzmanlık alanlarında küçük de olsa tecrubeler sizi ön plana çıkarabilir. bu yüzden hocalarınızla konuşun, trendleri öğrenin diyorum.
burslu msc. lerde ne üzerine çalışacak adam arıyorlar daha çok, öğrenin. Yine hocalarınıza yakın olun, sonra referans mektubu diye kapı kapı dolaşmayın (ünv. ler üç hocadan sizi tavsiye eden imzalı referans mektubu isterler, her hoca kolay vermez. Kolay vereninkinin de kıymeti çok olmayabilir.).

Yine bu yüzden uzmanlık konularına eğilmek üzere hocalarınızla konuşun diyorum, zira, sizi yönlendirecekleri uzmanlıklarda küçük de olsa işler yaparak kendinizi uluslararası kongrelere filan atabileceğiniz paperlar vb. hazırlayabilirsiniz.
Bu kongrelerde öğrenciler için özel etkinlik/yarışmalar olabilir, katılın.
Bunlar master başvurunuzda sizi öne çıkarabilir. Bunları zor zannetmeyin, iyi bir yönlendirme sayesinde nispten basit bir işle bunu halledebilirsiniz. İşin basitliği önemli değil, çünkü henüz lisans öğr. olduğunuz için kimse büyük şeyler de beklemeyecektir.

Bazı uzmanlıkların kendilerine ait grupları ve düzenli workshopları vardır. Bu uzmanlıklardan birine yönelirseniz, sitelerini, etkinliklerini takip edin, çoğunun mail grupları da olur ve buralara msc. ilanlarını da atarlar.
Buralardan fırsatlar yakalayabilirsiniz.

bu arada ben de yurt dışında çalıştım, linkedin'de yurt dışı tecrüben gözüktüğü için halen teklifler geliyor. dediğim gibi bir kez kapağı atıp yeterliğini kanıtladıktan sonra gerisi kolay.

Eğer bütçen varsa 500 gb almanı tavsiye ederim. Normal cd oyun bile alsan bazı oyunlar hdd'ye belli oranda ön yükleme yapıyor ve bu dosyalar 6-7 gb olabiliyor. Doğal olarak cd'den de oynayacak olsan bazen aynı anda 2-3 oyun oynayamayabilirsin. Bende ilk başta 12 gb almıştım ama ciddi hafıza sorunları yaşadığım için sonradan hdd alıp sisteme taktım. Sen psn'den falanda oyun almayı düşündüğüne göre 500 gb senin için en ideali.

store'dan oyun alacaksan 500 alman lazım.

500

500

www.numbeo.com

şu siteye bir göz atın.

ya araya alakasız girmek gibi olacak ama "yaşanır" veya "yaşanmaz" diye cevap vermek yerine neden böyle düşündüğünüzü açıklasanız? ben de numbeo'yu öneririm bu arada. bana iş teklifi geldiğinde şehirle alakalı ilk baktığım yer numbeo oluyor ve çoğunlukla isabetli bilgiler.

Bekledigim ev kiralari bunlar, ulasim soyle vs gibi cevaplar. Numbeo faydali gibi. Oraya gore ucu ucuna bu parayla idare edilebilir gibi.

Fahrettin Altay'dan en kolayı çeşmeye gitmek. Oradan zaten otobüs kalkıyor ılıca plajını öneririm

Urla'ya gidebilirsin, Çeşme'ye gidebilirsin. Hepsine Fahrettin Altay meydanından dolmuşla gidebilirsin. Dolmuşlar Shell'in oradan kalkıyor, sorarsan gösterirler. Gidebileceğin tonla yer var.

"Şş" diyeni de var. Dert etme.

Apaçilik alameti.

Hoslanmak bunu gerektirir

bir kızın pişt demesinden kötü değil. adım sanım var arkadaş benim.

m.facebook.com

Bak böylesi de var mesela. Seninki en azından samimi.

ben de ''napiyon'' yazarim tam olarak mesajlaşırken. gülücük koymak samimiyetsizlik gibi gelir bana. ondandır. samimi demek ki hatun.

@biyik ardından "hayırlısı olsun yaa:D " yazınca samimiyet de yok ki:(

bence mesajlaşmaya takılmamalısın ne kadar ifade edebilir ki insan kendini? aramayı dene telefondaki ses tonundan falan biraz daha iyi çıkarım yapabilirsin. tabii yüzyüze görüşemediğinizi varsayarak yazıyorum bunu.

naabiyon la qazma?!?

dememiş ki!

napiyon demiş, kibarca... negzel!

bence de samimiyet göstergesi. hatta ben de napıyon derim. illa ne yapıyorsunuz mu demesi gerek?

Hoşlandığın erkeğin "nabyon" demesinden iyidir.

egeliyse sıkıntı yok

abi dememiş en azından. geyik bir yana belki nasıl yazacağını bilemedi, ifade edemiyor kendini falan... aklını daha çok karıştırır gerçi şu yazdıklarım.

Ya "n'örüyon" deseydi. Normal bir şey demiş.

asjjdhajhsa aychovsky +1 :D Hoşlanma aşamasında ışık hızıyla soğuyabildiğim için "nabıyon, geliyom, gidiyom" gibi konuşmalar beni direkt mahvediyo. Hadi kolay gelsin.

ben de napıyon diyom ne var ki bunda?

o da bana napıyon desin.

konuşma dili denen bişi var.

bir şey yazmadım genelde bişi yazarım, 30 saat imla kuralları ile uğraşmaktan nefret ederim sonuç odaklı insanımdır.

bu yüzden de sözelci, eşit ağırlıkçı insanlarla hiç anlaşamam.

hic diil bence. kizin nasil mesajlastigini ogren bi sure gozlemleyip. herkesin bir tarzi oluyor. kimisi samimiyet icin napiyon derken normal birine nasilsin diyebilir. yani belki de samimiyetten demistir oyle, icinde bir gulucuk saklidir. zamanla alisirsin.

Hele 40 yaş üstündeysen öl sen artık filan diyorlar :)

kampanya düzenliyorlar bebeler.

eskiler hep 30 yaş üstü zaten. ben buradayım en azından.

Nasilsiniz 30 yaş üstüler. Ölüm korkusu nasıl bir duygu ??



Saka yapiyorum tabi. 30 yas ustu olmak suc degil. Elbet bizde taaaaaa taaaaa 10 yil sonra belki 30 yas ustu oluruz

Ben daha 30u bitirmememe rağmen 2-3 yıldır kendimi 30 üstü sayıyorum. Gayet de öyle davranıyorum.

Geçen sene 30 oldum, hala o yaşı doldurmaya çalışıyorum da çok keyifliymiş bu yaşlar. Hep 30, 30 diye korkuttular; hiç öyle değil valla. Bir genişlik, bir rahatlık, bir ferahlık var; boyu geçmiyormuş buralar, su da besberrak. Çok sevdim ben buraları.

Nabacaksın 30 yaş üstünü? Ben ihtiyarlardan uzak durmaya çalışıyorum mümkün mertebe.

30 yaştan sonra ölüm olsaydı şimdi ne güzel servi ağaçlarının gölgesinde gülleri seyredip bülbülleri dinlerdik bu ergen espirilerine maruz kalmazdık.

valla bana altı denk gelmedi bir iki istisna dışında. çoğunluk 30 yaş üstü.

sendrom alttan alttan dürtmüyor değil

Burdayım.

Açık ettim işte içim yana yana :(

değerli 30 yaş üstü yazarlar. 30 ile 40 yaş arası yaşamın en tatlı ve anlamlı yaşandığı yıllar. görüyorum ki sözlükte daha çok bebelerin borusu ötüyor. bu gidişe dur demenin zamanı geldi. ramazan sonrası için 30 yaş üstü olgun, bilgin insanların katılacağı bir piknik düzenlemeyi planlıyorum. katkılarınız ile olaya yön verin lütfen.

ya bir git abi sözlük full 30+ kaynıyor. haberin olsun ..

buyrun benim!!!

biri de başlık açmasın bunalımdayım, sorunluyum, asosyalim.

30 yaş altı ve üstü pek normal adam yok.

moda'da var bir tane. İlk ders ücretsiz. Ben gittim, fıtığım olduğundan bacağım iptal oldu, devam edemedim. Bahariye'deki havuzlu parktan moda caddesine inen, arabaların ters istikamette gittiği, baiomda tekel bayi ve pastanenin olduğu sokaktan aşağıya inerken sağda.

24 saat çalışıyorlar, 7.5 lira

Kadıköy'ü bilmiyorum ama Bostancı dolmuşları sabaha kadar çalışıyor, en son 7 tl idi ücreti, Kadıköy de o civarlardadır.

Kadıköy'e 5,5 ödedim üç gün önce. Belki 7,5 lira Bostancı'dır.

taksim kadıköy 5,5 tl , bostancı 7,5 tl. 7/24 çalışır.

cafe and shop

Caferağa'da zapata'da çalışıyorum ben, kahvaltıdan akşam yemeğine.

@darknum kaynak yapıyorum ama moda'daki cafe nero nerde tam? ben severim nero'yu modadakine denk gelmedim herhalde

@mula
moda starbucks'a gelmeden önce onun karşısındaki köşede. yani starbuck sağda, nero solda kalıyor. ama biraz yolun altında da kalıyor gibi ondan fark etmemiş olabilirsin.

Ben çoğu zaman Cherrybean Cafe'ye gidiyorum Moda'da hem ucuz hem güzel hem de sakin, güzel bir çalışma ortamı var. Tavsiye ederim.

Nero'da genelde sehpa var, düzgün masa yok.

*alakasız.
vay arkadaş, ne kadar çok moda takılanı varmış duyurunun.

kayseride üniversitede öğrenciydim temmuz ayındaki yapacağım staja hazırlanıyordum.

üniversitedeydim bol bol staj, bol bol amelelik yapıyordum.

ben de 20 yaşında başladım 1 sene de hazırlık derken en erken 25 yaşında mezun olacağım.

22'de üniversitedeydim ve kelimenin tam anlamıyla itlik, serserilik yapıyordum.

üniversiteden yeni mezun olmuştum. bir kaç ay tatil sonra askerlik.

1. sınıftım, 3 ay sonra 23 olucam hala 1. sınıf :/

22 yasında dört tane müessesem işliyordu benim(lokanta). Bide soğan ekmistim bi yağmur yağdı 2000 dönüm soğanım heder olmuştu. Sonra bi daha soğan ekmedim.

6 önce mezun olmuştum. yurtdışına gitmeye hazırlanıyordum.
bu arada 22 veya 24'te mezun olmak bişey değiştirmeyecek en kötü 60 yaşına kadar çalışacaksın daha 35 sene var :)

Üniversiteden mezun olmuş, İzmir'de yüksek lisanstaydım.

şuan olduğum durumdan daha iyiydim eğitim anlamında :) yurtdışına gitmek için yırtınıyordum.

diplomamı 30'da aldım, gayet iyi bir işim var. ne yaparsan yap, iyi yaparsan bir önemi yok yaşının.

üniversite son sınıftı, iki arkadaşla birlikte kendi şirketimizi kurma planları yapıyorduk. sonraki süreçte kurduk ve ardından battık, güzeldi ama.

Neye baslamak??basladin zaten 22 sene once.
3.siniftaydim.

En çok kilometre yaptığm seneydi.
3 ülke gördüm, yurtiçi de gezdim bol bol.
Ve okulumun uzamasına sebep olan seneydi, hala öğrenciyim, yine olsa yine yaparım.

22 yaşımdayım 1. sınıfım bi ünivrsite bıraktım bi tane 2 yıllık biticek açıktan önümüzdeki ay. örgünden 2 tane daha üniversiteye devam ediyorum (koşut diploma gsü-sorbonne) ancak hala 1. sınıf olduğum için benim de canım çok sıkkın bu meseleye çünkü yüksek vs yapmadan para kazanabileceğim bi bölüm değil. felsefe okuyorum. para kazanmam 30'umu bulacak. O yüzden önlisans kpss'ye girip memur olmayı düşünüyorum okurken önümüzdeki sene.

Üniversitedeki son uzayan senemi yaşıyordum ve yaz okuluna doğru gidiyordum..

22 yaşında stajyer mühendis diye çalışıyordum, 23 olamamışken çalışmaya başladım.

konuyu özetlersek tünelin ucu bombok bir yere çıktı.

diyen demiş zaten ha 22 ha 24 çalışma hayatı uzun, tadını çıkar üniversitenin.

şu an 22'yim ve mezuniyet bekliyorum ^^

22 yasindayken, odtu'de ucuncu siniftaydim. bir aerodynamics bir yandan propulsion gibi derslere kafayi gomup hayatimi zehir etmekle mesguldum. okulum saolsun, asosyal yaridepresif bir hayat yasiyordum.

Üniversitede Cuma günü yapılacak partilerin organizasyonu ile uğraşıyordum o yaşta :D

üniversitede 4. sınıftım. topluluk başkanı olmuştum. 5 milyon başkan var hani bizim memlekette onlardan birisiydim. o sene dergi çıkardık, gezi düzenledik, tiyatro düzenledik ve oynadım, konferans organize ettim, hocalarla didiştim falan. ha bir de kız mevzusu vardı. çok az kalmıştı işi tamamına erdirmeye.

üniversite derslerden belimi düzeltmek üzereydim. Mezuniyetime daha 5 sene vardı. 22 yaşımda dalış brövemi aldım, hayatım değişti, çok güzel oldu. Öncesinde mutsuzdum. Şimdi çok şükür.

22 yaşımı cezaevinde geçirdim. sonra askerlik. sonra üniversite. ama şimdi neredeyim ?
bütün duyurularını okudum. çok kafaya takıyorsun her şeyi. hayatını yaşasana kankacım, bırak şu toplumun normlarını, insanları önemseme. (:

üniversite ikinci sınıfı dördüncü kez okuyordum.

22 yaşındayken şimdi senin olduğun yerde, çocuklukla huysuz bir ergenlik safhasında sızlanıyordum. aferim sen de yap. herkes saçmalarsa ben daha iyi hissederim kendimi.

hemen hemen hepsi bu dedigini yapmakla beraber, windows'da isen Visual Studio. Mac'te isen TextMate, Atom, SublimeText vs

visual studio kullanıyosan ctrl+shift+f'i kullanabilirsin ama sanırım bu işine yaramıycak. notepad++ yükleyip oranın aramasını kullanabilirsin. bilgisayarın içindeki dosyaların içini arayabiliyorsun.

wide, bana sordun sanırım.
notepad++'ta ctrl+f yapınca yukardaki sekmelerde find in files seçeneği var. onu seçtikten sonra istediğin klasör altındaki dosyalarda arama yapabiliyosun. açık olmasına gerek yok.

flash builder'da aradım, bulamamıştım yukarıda koskoca search yazıyormuş. teşekkürler herkese.

7870 veya 7950 işini fazlasıyla görür. benim 7870 pcs+ bf3'ü full ayarlarda hd'de en ufak sorun olmadan çalıştırıyor.

peki anakart ve işlemci sorun çıkarmaz değil mi?

İşlemciyi de değiştirsen iyi olur. anakartın c2d'leri destekliyor.
Ekran kartı için sapphire 7950 diyorum.

7950 yerine 7970 daha iyi olur mu?

yada gtx 680

www.vatanbilgisayar.com

680'i geç. 7950 ya da 7970 hangisi kesene uygunsa onu al. ikisi de işini görür. 7970 bir tık daha iyi bir kart tabi. ama 7950 de işini görmez mi, krallar gibi görür. ikisi de üst seviye kartlar.
ekran kartına bu kadar yüklenme, işlemcin zayıf, işlemcini de güncelle arada durumun müsaitse.

ne alaka o kartla yahu?!! sadece sordum 7950 yerine 7970 yada 680 daha iyi olmaz mı diye sordum? hey allahım ya

tesekkurler @battal gemalmaz üstadım, sorumun cevabını aldım. çok teşekkürler tekrardan.

şöyle söyleyeyim; benchmarklarına bak. 7950 daha üst segment olmasına rağmen 7870'lerin 2gb ve overclocklu modelleri ile aynı performansı veriyor ki arada fiyat farkı var. tabi ki 7970 bu kartların hepsine basar ama para sorun. işlemcin sorun oluşturabilir. dual-core serisi, eski bir işlemci. 7700 serisi ekran kartları bildiğim kadarıyla hangisi olursa olsun 128 bit veri yollu kartlar. bu yüzden mutlaka 78xx veya 79xx serisi bir kart alman lazım ama bu işlemcilerin clocklarına yetişebilecek bir işlemci lazım. sonuçta bilgisayarın işlemcisi bir takım işlemleri yapıp sadece vertexlerin koordinat bilgileri gibi ekran kartı için çok spesifik bilgileri gönderiyor, ekran kartı bu verileri işliyor. yani işlemcin bu tarz bir işlemci olduğunda ekran kartının hızına yetişemezse ekran kartın ne kadar güçlü olursa olsun veri almak için işlemciyi bekleyeceği için lag mutlaka yaşarsın.

bu arada 680 ti 7870 ve 7950'den kötü bir kart değil.

alttakinin ekran kartı dandik. Üstteki fena değil.

Şu ekran kartlarının ramleri dışında 3D modelleme işlemi için sana çok fazla fayda sağlamayacaklardır çünkü çoğu 3D programı ekstra performans için NVidia'nın CUDA core'larını kullanıyor. 7850 yerine örneğin bir gtx 680 falan alsan belki daha iyi olabilir. gtx 680'de düşük seviye quaddro'lardaki kadar CUDA işlemcisi var.

1- depar tuşunun ne olduğuna bak. fifa'da r2 oluyor, pes'te r1 default olarak.

2- onu yakalamanın yolu yok adam seninkinden hızlıysa. tek yapacağın iyi pozisyon almak.

3- şuta basıp bıraktıktan sonra sol stick'i hareket ettiriyorsun.

4- özel çalım var. tutorialları çalışabilirsin.

5- fifa pes gibi değil, simulasyona daha yakın. o yüzden oyuncu sırtı dönükken bir anda şut atamıyor. senin önce oyuncunun yönünü ve dengesini ayarlaman lazım. yani bastığın yerden dediğim gibi dönüp vurma olayı yok. şut güç çubuğunu çok doldurmamanı tavsiye ederim.

6- yapabiliyorsun yön tuşlarıyla.

olm ne guzel ya, su saatte fifa oynama luksune sahipsin.

1)sag ust tus hizli kosma tusu, araliklarla tik tik tik seklinde basarsan depar atar

2) savunmayi biraz geri cek maca baslarken, takip ederken sag ust tusuyla hizli kos.

3)ekranin sag alt kisminda bir bar var. o bari mumkun oldugunda yesil kisimda durdurup, devaminda yon vereceksin. cok fazla alt-ust-sag-sol yapma yon verirken

4) var ama hic kullanmadim, arastirmak lazim. bazi tus kombinasyonlari var.

5) sutu atacagi kisma donuk olursa iyi olur. bir de finest shot modofier diye bir tus var, cogunlukla sag alt tus oluyor. sut atarken ona basarsan ayak ici guzel vuruslar yapiyor.

6) yon ya da analog tusunu ileri geri cekerek defansif, ultra defansif, ya da atak dizilisine cevirebiliyorsun takimi. pres olayini bilemiyorum.

4. sağ analog ile özel çalım atabiliyorsun. ben öncesinde hiç kullanmazdım, fifa 14 ile başladım, güzel oluyor. düşündüğün kadar zor değil ama biraz zaman harcaman gerekli.

6. yön tuşlarında ya yukarı ya da aşağı bas. (tam hatırlayamadım) offside trap ve high pressure diye seçenekler göreceksin. maç öncesi custom tactics'ten ayarlayabilirsin.

biraz ayrintisiyla,

1
* kosma tusunun hangisi oldugune oncelikle emin ol.
* her saniye bunu kullanirsan elbette oyuncular yorulacaktir.
* sag analog stick ile de topu kosu yonune dogru acabilir ve hizlanabilirsin. hatta bunu saga iki tık, üc tık seklinde yap, farklarini gör.
* topla kosan adaminin onunde bos alan varsa, ilk aldigin anda mutlaka ayagindan ac ve ivmelen.

2
savunma olayinda, bir kac senedir "tactical defending" denen olay var. bunda yapacagin hamleler cok onemli. tactical defending tamamen ayri bir konu, uzun uzun yazilmasi gereken. pes'teki veya eski fifalardaki gibi x e basili tutiyim adamlar gecemesin vs. yok. bazi anlarda tek hamle sansin olacaktir. "push-tackle" ve "jockey" tuslarinin tutoriallarini iyi calisman gerek. ve bolca mac yapman.

3
* suta bastiktan sonra sol stick i hareket ettiriyorsun. ama onu da calisman gerek biraz.
* sut yerine hafifce orta tusuna basip birakirsan yesildeyken, panenka penaltisi atarsin.
* sut tusuna bastiktan sonra topa vurmadan bir kere daha sut tusuna basarsan bir fake atar ve gecikmeli vurur topa. bunun da tutorial i var.

4
en cok oturtman gereken sey bu. oyundan hem zevk alman icin, hem izleyicilere, hem de karsindakilere zevk vermen acisindan mutlaka butun calimlari ogren. en azindan bir kismini. turnover ile basla mesela. (sag stick ile yarim daire, istedigin tarafa).. veya gittigin yone dogru iki ileri bir geri stick. veya 90 derecelik ani calimlar icin gittigin yone 2 ve 90 derecesine 1 stick gibi. anlatmakla da olmuyor... hepsinin videolari var izle ve izlemekten de öte, uygulamaya calis, vücuduna oturtmaya calis.

5
sutu kimle cektigine, nasil cektigine ve hangi ayarlarda oynadigina göre degisir. asisted falansa yanlislikla sut ayarlarin, baktigin yerlere atar evet. o ayarlari default yap sen istersen.

6
arkadaslarin dedigi gibi, yön tuslari ile (adami hareket ettirdigin tusu analog ayarladiysan eger yon tuslari, yok adami hareket ettirdigin tusu yön tuslari ayarladiysan da analog sol) yapabilirsin. yön tuslarini sag ve sol yaparsan takimin ne kadar öne cikcagini risk alip veya ne kadar geride durcagini ayarlarsin. yukari ve asagida ise taktikleri ayarlarsin. bunlarin icerigini de menüden kendine göre özellestirebilirsin.

iyi maclaar...

(bkz: fifa 12/@la traviata)
(bkz: fifa 13/@la traviata)
(bkz: fifa 14/@la traviata)

www.booking.com

öğrenci için fiyatları uygun bir yer,
temiz,
kahvaltısı idare eder.

hotelmydora.com

hash hostel var, çok da ucuz ama herhangi bir özel durumunuz olamayabilir, hostel sonuçta.

2 ekran kartınızın olmasının en büyük sebebi enerji tasarrufudur. nşa'da mesela internette gezerken onboard ekran kartı çalışırken oyun oynarken daha güçlü olan nvidia çalışır. onboard'u kaldırırsanız herhangi bir sorun olur mu bilmiyorum ancak sıradan işlerinizi yaparken ki pil kullanım süreniz kısalacaktır. bununla birlikte bu arkadaşların bir ayarı olması lazım şu uygulamada şu kartı kullan diye. onu bulmaya çalışın. masaüstü sağ tık nvidia denetim masası gibi bir yerde olması lazım. bende olmadığı için bilmiyorum.

özetle, kaldırmayın çünkü kullandığınız pc'nin özelliği o ve kullanılmayan teknolojiye verilen para benim içimi acıtıyor:(

imza romantik teknoloji manyağı :)

kaldırmayın diye bir şey zaten söz konusu değil, istesen de kaldıramazsın. İşletim sistemi iki kartı otomatik olarak kendi belirlediği şartlara göre kullanıyor. Örneğin makine boot esnasında bu ekran kartını kullanıyor. Nvidia denetim masasında hangi uygulamanın hangi ekran kartıyla çalışacağını seçebileceğin bir bölüm mevcut. Oyunlar orijinalse zaten otomatik olarak algılıyor, değilse oyunun exe'sini bulup tanımlaman lazım. Bir de hd4000'i kullandığından emin misin? 710m de oyun oynamak için çok yeterli bir kart değil sonuçta, grafik kalitesine ve ısınma oranına bağlı olarak bu sonuca vardıysan yanlış olabilir.

arkadaşlar, Nvidia denetim masasında hangi uygulamanın hangi ekran kartıyla çalışacağını seçebileceğin bir bölüm mevcut değil, dediğiniz bilgileri internette araştırmıştım ama yok. oyun oynarken 30 fps ile oynuyorum, pcnin özellikleri ve bu NVIDIA ekran kartıyla daha yüksek fps olması lazım. oyun online oyun olduğu için otomatik olarak da algılamıyor. dediğiniz gibi oyunun exesinden tanıtıp öyle girioyorum oyuna ama ben her oyun için bu sekılde ugrasmak ıstemiyorum. amd ekran kartlarında bahsettıgınız secme olayı mevcut fakat nvdıa da boyle bırsey var dıyoralar ama ben bulamadım gozukmuyor.

ayrıca Geforce 710M gayet ıyı bır ekran kartı tabıkı daha ust modellerı de var ama bu devırde yeterlı.

güç seçeneklerine baktınız mı?
pildeyse otomatik olarak diğer karta geçiyor olabilir...

evet güç seçenelerini de yüksek olarak ayalıyorum her seferinde. benim asıl istediğim dxdiagda onboard ekran kartı gözükmesini NVIDI tanımlı olsun istiyorum

tahminim bu nvidia optimus olayı.Benim laptoptada var.Ayarlara falan boşuna bakma olmuyo bende çok kıvrandım.Ge force experinceden oyunları tanıtman gerekiyor ki korsana izin vermiyor.Garip.....

masaüstü sağ tık nvdia denetim masası orda var ayarlar.

olayı çok yanlış anlamışsın. öyle yaparsan 2 kart da çalışmaz. sitesinden driverleri indir. masaüstünde sağ tıklayarak nvidia denetim masasından varsayılan ekran kartını ayarlarsan problem olmaz. muhtemel olarak chipsetleri yanlış yüklemiş de olabilirsin. drp.su dan kontrol ettir bakalım.

dxdiagda nvidia kartı gösteremezsin.nvidia kart yüklü ise oyunlarda zaten o çalışır şüphen olmasın.istersen oyunlara özel kendin ayarlayabilirsin nvidia denetim masasında.

www.notebookcheck.net

bak buradan hangi oyun hangi fps'de çalışıyor ekran kartında görebilirsin. 710m ve gt serisi hiçbir ekran kartı oyun için yapılmış ekran kartları değil. oyun için yapılan seri gtx serisi. şu anda piyasada bulabileceğin oyun oynanabilecek en düşük mobil ekran kartı gtx660m. aşağıdaki linkten de ikisi arasındaki farkı görebilirsin;

gpuboss.com

muhtemelen laptop. kız arkadaşımın laptobunda istediğin şeyi yaptım; sonuç laptobun monitörüne görüntü gelmemeye başladı. sen elleme hiç. gerektiği yerde nvidia yı kullanıyor o raat ol. 710M de zaten alt seviye bir ekran kartı.

Moda caddesinde Migros'u geçtikten sonra sağda bir yer var. 50 lira saç sakal ama değiyor.

ÖNCE İŞLEMCİ SONRA RAM SONRA SSD. bu sıraya göre olmalı. işlemciyi değiştiremiyorsan (laptop falansa) ram!e ağırlık ver bence. ayrıca eğer hdd ikiye bölünmüş veya yedek kasadan bağlı harddisk varsa işletim sisteminin olduğu yere sanal bellek kurmayalım ki hızlanalım.

ben şahsen oyun için tercih ettim iyi bir i7 işlemci 16 gb ram ve ssd yi. gayette iyi online oyun oynayabiliyorum.lagsız full kalite olarak.

ama dediğim gibi işlemci iyi olacak başta. adı üstünde işlemci. onun hızı daha önemlidir.

Normal kullanım için 4GB ram + 120/128GB SSD bile gayet yeterlidir. İşlemci herşeye etkir kabul ama ben intel T3200 işlemciyle bile gayet akıcı kullanım elde ettim SSD ile. Ram de 3GB'dı. Sana hız nerde lazım o önemli anlıyacağın. Sıfırdan almayacaksan alette darboğaz neresi onu takip edip ona göre yükseltmek makbul.

edit: Bir de ekleyeyim oyun için oyunun açılış hızı hariç hiçbir şeye etkimez SSD. Ram de 8GB dolaylarından sonra olsa da olur olmasa da. Ortalama bir işlemci de yeterlidir. Oyun performansı için en büyük etken ekran kartıdır.

büyük dosya işlerken ram daha önemlidir. ram ve işlemci. hdd sonra gelir

bence ram ve ssd arasında ssd öncelikli olmalı.

ssd'nin performansa katkısı kullanımda daha bariz göze çarpıyor.

günlük kullanım için ssd
oyun için ekran kartı
veri üretim işlemci
ram hepsi karışık. ama 8 gb ram herşeye yeter gibime geliyor

keyfine kalmış bir durum; bende 16gb ram 256gb ssd var misal... veri işleyeceksen daha çok ram'e ihtiyacın var. ssd işlediğin veriye daha sonra ulaşımını hızlandıracak. o sebepten önce ram arttır sonra ssd'ye geç...

SSD
depolama birimi uzerine yazilan/okunan bilgilerin cok daha hizli islenmesini saglar. uygulamalarin cok daha hizli yuklenmesi dolayisiyla, isletim sistemi ve kullanacagim programlarin acilis hizini oldukca fazla etkiler, hizlandirir.
mesela win8.1 SSD ile 3 saniyede acilirken, WD raptor HDD ile 11-12 saniyede acilir. mesela office 2013 uygulamalari SSD ile instant acilir. veya photoshop cs5 saniyeler icinde kullanima hazirdir.

RAM
uygulamalarin, islemci tarafindan islenmeye hazir halde tutulugu, islemcinin direk muhattab oldugu veri transfer birimdir. bu birimin erisim hizi ve kapasitesi, uygulamalarin kesintisiz ve hizli calismasini direk etkiler. gunumuz kosullarinda 64bit isletim sisteminde buyuk veri islenmesi de dahil, maksimum performans icin 16gb oldukca yeterlidir. mesela en buyuk ram somuruculerden CS5 Photoshop kendine ortalama 5gb ram ayirilmasini sever. diger tum gundelik islemler icin isletim sistemi ortalama 2gb yer ihtiyaci hisseder.

Cevaplar için teşekkür ederim.

Matlab gibi programlarda uzun süren testler yapmam gerekecek tez yazarken, daha önceki deneyimlerimden yola çıkarak RAM'in önemli olduğunu biliyorum. Ama SSD'nin getirisini çok iyi bilmiyorum. Bir de, birkaç yıl idare etsin istiyorum, her yıl bilgisayara para ayıramayacağım.

Yeni bir laptop alacağım. Çok performans delisi değilim, hatta yaklaşık 3 yıldır netbook kullanıyorum ve kod yazdım, test yaptım, müzik yazılımı çalıştırdım. Lubuntu'yla filan idare ediyorum, ama yeni aldığım bilgisayar iyi olsun istiyorum tabii.

Photoshop gibi şeylerin rahat kullanılması iyi olur, ama 5 dakikada açılması hoş olmaz.

Bir de şarj sorunu var malesef. Performans arttıkça şarj inip gidiyor.

şu an kaç gb ram in var?
bütçen ne kadar?

bu soruların cevaplarına göre daha güzel yorumlanabilir. (cevapların hepsini okumadım yazdıysan sori)

ramin 4 gb nin üzerindeyse kesinlikle ssd. 8 gb yse mesela direkt ssd al.

4 gb yse; 2 gb daha ram alıp bi de üstüne ortalama bi ssd al.

benim tavsiyem de bu. :) 16 gb 120 gb ssd si olan birisi olarak.

madem yeni laptop alıyorsun; sshd li bir model al. tadından yenmez.

sshd +1

ben 16 gb ram ve 256 gb ssd'li msi gx70 kullanıyorum, işlemcisi yetersiz sadece ama hız konusunda normal uygulamalarda ve işletim sisteminde çok hızlı. veri işleyeceksen ram önemli tabi, ssd pek bir işine yaramaz.

2300TL değerinde çek (Bimeks ve Teknosa'da geçerli sadece). Üstüne de eklerim biraz.

Şu an 2GB RAM'li netbook'um var sadece. Tez yazmaya başlayınca görüntü veya ses verisi işlemem gerekecek. Gerçi teze daha bir yıl kadar var, ama çeklerin ömrü azaldı. Bir de müzik yazılımları filan çalışsın istiyorum.

ge60

monster var ben gayet memnunum.

alienware alamıyorsan msi al.

ben monster diyorum.

allienware tabiki

iki tane msi laptop'ım var g serisi. biri ge60 ond serisi, i5 + gtx 660 diğeri gx70 amd a10 + radeon hd 8970m. ikisi de işimi gördü şu ana kadar, gayet memnunum. istanbul'daysan kadıköy'de ofiss elektronik var, outlet msi ve diğer oyun laptopları satıyor. gx70'i 3000 tl'ye almıştım, oraya bakabilirsin. sahibinden.com'da da dükkanları var bildiğim kadarıyla.

master programına girmişken hayatıma bir şeyler katmak da isterim. güzel şey okumak. sadece ve sadece tecil değil yani. ayrıca uzaktan yüksek lisans eğitimi yapan bölümlerin çoğu çok para alıyor.

svu

orijinali.

svu benim de.

düzü iyiydi ama svu da fena değildi.

çalışma vizesi alırsan konsolosluğa gidip askerliğini tecil ettireceksin. ben öyle yapacağım.

Oyle de pasaport durumu ne olacak?

alabilir pasaportu sorun yok. bakaya kalan biri yurtdışına çıkamaz diye bir şey yok.