Giriş
(53)

eşimin yeğeninin her hafta sonu bizde kalması sorunsalı

matilda
merhaba, bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var. özetle: eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı. bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü
merhaba,
bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var.

özetle:
eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı.
bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü okula dönmesiydi. çocuk da sizi her hafta rahatsız etmek istemiyorum, hem de çok uzak vs diyordu.
ben 2-3 haftada bir kalmasına da çok sıcak bakmıyordum ama yapacak bir şey yok moduna girmiştim.
şimdi okuldan öyle kafanıza göre evci iznine çıkmak yok. ya her hafta evci çıkacaksınız ya hiç çıkmayacaksınız denilmiş. çocuk da eşimi aramış amca okul böyle diyor ne yapayım diye o da gelme diyememiş. yani özetle çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda ama bunu eşim de ben de kesinlikle diyemiyoruz.
buraya bir dipnot düşeyim: eşimin anne ve babası istanbul'da yaşıyordu. memleketlerine taşındılar. onların taşındığı eve biz geçtik yani eşimin anne-babasının evinde oturuyoruz. kira da ödemiyoruz. başka evleri var kirada onun kirasını da eşimin abisi alacak yıl sonundan sonra.
dün bayağı kavga gürültü oldu evde. çünkü ikimiz de çalışıyoruz. ben haftada 2 gün evden, 3 gün ofisten çalışıyorum ama 3 gün çalıştığım günlerde 2 saat işe gidiş, 2 saat eve dönüş sürüyor. 6'da çıksam 8'de evde anca oluyorum. bir tek hafta sonum var. cumartesi zaten temizlikle geçiyor. cumartesi akşamları eşimle vakit geçirmek istiyorum. pazar da yine ıvır zıvır işler oluyor ya da nadiren dışarı çıkıyoruz bi etkinlik vs olursa.
yeğeni bize gelirse cumartesi sabahı eşim evde olmuyor ve ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp. pazar günü de benzer durum var zaten askeri okulda olduğu için alışmış sabahın köründe kalkıyor. geçen pazar mesela 3'e kadar evde oturdu. 6'da okula girmesi gerektiği için 3'te çıktı.
benim artık cuma- cumartesi akşamları eşimle oturup film/dizi izleme ve vakit geçirme gibi bir olayım kesinlikle kalmadı. çünkü bu çocuk cuma akşam yemeği vaktinde gelecek ve bizle oturacak sohbet falan etmek istiyor. cumartesi gündüz çıkar gider ama akşam yine öyle. pazar da ya kahvaltıdan sonra biraz oturur ya da gider bilmiyorum 2 günüm çöp olduktan sonra pazar yarım günü düşünemiyorum artık.
dün eşime ya bu işe bi çare bul ya da bu iş boşanmaya kadar gider dedim. çünkü bu çocuk tam 5 sene okuyacak bu okulda. gidebileceği başka bir yer yok. olsa da yasak.
o da ailesiyle arasını bozmadan bir yöntem düşünüyor ama bulamadık.
makul şekilde abine anlat, bizim bi hafta sonumuz var. mümkün olduğunca evi otel gibi kullansın vs gibi çocuğunu uyarsın gibi bir yöntem geldi aklıma ama ne kadar etkili olur, nasıl bir tepki gelir bilmiyorum.
eşimi seviyorum ve bu nedenden ayrılmak istemiyorum ama ben sorumluluk almamak için çocuk bile yapmıyorum ve hayatımda 4-5 kere gördüğüm bi çocuğa da zaten tek dinlenme alanım olan hafta sonumu 5 sene feda etmek istemiyorum. üstelik bu çocuk bizde kalırsa benim evimde yatılı misafir de kalamaz her türlü tüm konforumu ve düzenimi bozuyor.
bu konuyla ilgili ailesini, abisini ve yeğenini de incitmeden nasıl bir konuşma yapılabilir. fikirlerinize gerçekten çok ihtiyacım var.

bunu kimse kabul etmez dedim eşime. çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek dedim. siz böyle bir şeyi kabul eder miydiniz bunu da kendisine okutmak için bunu da sorayım.

teşekkür ederim.
-1
matilda
(10.11.25)
Hoş bi düzen değil bu öncelikle ama bunu 5 sene sürdüreceğini düşünmüyorum, ilk sene çok sık olur fakat şehre alışıp kendi arkadaş ortamını kurunca size fazla uğramaz

Eşin öncelikle sana karşı sorumlu orası sizin eviniz. Senin durumunu anlayıp seni buna hiç dahil etmeden aile ve çocukla çözmeli. Başta dediğim gibi çocuk şehre alışıp ortamını kurana kadar 2-3 ay anlaşma yapabilirsiniz belki
+2
grimavi
(10.11.25)
@grimavi ben de öyle düşünüyordum alışınca sürekli gelmez ama okul ya her hafta evci çıkarsınız ya hiç izin vermeyiz demiş. mesele de bu zaten.
0
🌸matilda
(10.11.25)
kesinlikle mantıklı değil. bir sene bile bu şekilde yaşanmaz. çocuğun ailesi nasıl buna tamam diyebiliyor anlayamadım. okulun ya hep hiç demesi de saçma. bizim okulda da yurt var ama öyle bir durum yok. istedikleri hafta sonu kalıyorlar. okulla da görüşülebilir tabii ki ama çocuğun ailesinin rahatlığı çok ilginç.
+1
oyokbuyoknevar
(10.11.25)
haklısınız. her hafta sonu olmaz yani. ayda 1 olsa neyse. çocuk evci çıkmak zorunda değil. yatsın okulunda. ya da babası diğer evi boşalttırsın yerleştirsin çocuğu. bir şeyler kırılıp dökülecek artık pek çareniz kalmamış. sen çocuğun annesiyle konuş önce eşin utanıyorsa.
0
archmeister8
(10.11.25)
Kocaman insan ya kendisinin ya da ailesinin bunun ne kadar saçma olacağını düşünmesi gerekirdi.
Şimdi eşiniz abisine sizin dediğiniz cümleyi söylediği an ne olacak biliyor musunuz olay büyüyecek vay sen benim oğlumu istemiyorsunlara gelecek ve çocuk bir şekilde durumu düzeltip izne çıkmamaya karar verecek.
Her şekilde arada gerginlik çıkacak bu yüzden bence gerginlik nasılsa çıkacak diye düşünüp dürüst bir şekilde ben böyle dedim ama bizim yaşam biçimimiz bu uygun olmaz sanki gibi konuşsun abisiyle.
Ben olsam böyle yapardım.

Çok zor durum bunu daha önce okuduğumda da çok üzülmüştüm adınıza. Umarım en az hasarla atlatırsınız bu süreci :/
0
mutekebbir
(10.11.25)
eşiniz kendi anne babasıyla konuşacak, bunun normal bi şey olmadığını söyleyecek. onlar da çocuğun anne babasına büyükleri olarak bunun normal olmadığını söyleyecek. böylelikle kimse birbirine kötü olmayacak. en makul yol bu ama bazı ailelerde kimse birbirine bir şey söyleyemiyor. o durumda eşiniz açık açık konuşacak.
+2
la mort heureuse
(10.11.25)
Akrabalar arasında yüze gelememek ve böyle şeyleri kabul etmek kötü ama bu 5 sene sürdürülebilir bir şey değil tabii ki, ha arkadaşların dediği gibi ilk seneden sonra böyle bir yoğunluk olmaz ama olacak gibiyse de çıkmasın evci kendi rahat edecek diye sizin rahatınızı bozmaya hakkı yok.
0
kizil karga
(10.11.25)
benim kabul etmeme gerek kalmadan eşim zaten böyle bi teklifle gelmezdi. mantıklı da değil zaten.
yani bu işin oluru şöyledir. ya 4-5 aylık bi süreçtir hadi her hafta gelsin dersin ya da 5 senelik bi süreçse ayda bir hafta sonu anca olabilir. başka türlü kesinlikle oluru yok.
-1
elorelia
(10.11.25)
İstanbul'da kalacak yeri olmayan öğrenciler 5 yıl boyunca hafta sonu okuldan çıkamıyor mu? Hapishane mi orası? Ben mi yanlış anlıyorum?
Hadi, başka yerde kalamıyor olsun. Hafta sonu gündüzleri çıkıp akşam dönebiliyor olması gerekir ya. Saçma geldi bana.
+2
auroraaurora
(10.11.25)
çıkabiliyor aslında. cumartesi sabah çıkıp akşam 6'da okulda olması lazım. pazar da öyle. iki gün de çıkabiliyor. seneye giriş saati akşam 10 olacakmış ilk sene diye böyleymiş.
ama işte ya evci çıkacaksın her hafta ya da hiç çıkmayacaksın sadece böyle cumartesi 6'ya, pazar 6'ya kadar 2 gün çıkacaksın demişler.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
O zaman okulda kalacak, kimse de kusura bakmayacak. Evlatlık mı aldınız?
Ben kesinlikle kabul etmezdim. Evde kira vermeden oturma bahsi açılırsa da neyse bedeli ödeyeyim deyin. Alırlarsa o da onların ayıbı olsun.
+5
auroraaurora
(10.11.25)
Çocuk zaten kalmasın ok da sizde vay eşimle vakit geçirmek istiyorum diye ortalıkta anlatmayın bunu çünkü inandırıcı değil. Acınası da duruyor bir yandan.

Açık açık ben böyle tanımadığım birisiyle haftasonu iki gün geçirmek istemiyorum diyin geçin. Bir de boşanmayı söz konusu etmek fırsat bulmuşsunuz gibi görünüyor.
-14
artıküyeolmakistiyorum
(10.11.25)
@matilda, nasıl söylerseniz söyleyin, kim söylerse söylesin, bu konunun sonunda mutlaka aile arasında gerginlik, küskünlük, tartışma vb. çıkacak. iki yetişkin olarak kendi sınırlarınıza saygı duyulmasını sağlamak için bunları göze alıp bu konuşmayı yapmak zorundasınız. bunu da eşiniz yapmalı, siz değil.

bu kadar izahat vermenize de, kendinizi haklı çıkarmaya çalışmanıza da gerek yok hiç kimseye karşı zira siz her türlü haklısınız zaten. çocukla gerektikçe ilgilenmek, göz kulak olmak başka, tamamen hafta sonları sizin evinize yerleşmesi bambaşka. bütün aile üyeleri de bal gibi biliyor bu durumun ne kadar "uygunsuz" olduğunu ama herkes salağa yatıyor bir şekilde zoraki de olsa kabul ettireceklerini bildikleri için. bu da muhtemelen eşinizin bu konuda net dur(a)mamasından kaynaklanıyor. önce o resti çekecek, konuyu da eşimle film izleme, uyuma vb. şeklinde yumuşatmaya çalışmayacak. lap diye ben evli barklı adamım, karımla canım isterse salonda koltukta seks yapıcam, canım isteyecek inleye inleye boşalcam, birlikte duşa gircem, genç sağlıklı çiftiz, evde yetişkin bir erkek çocuğu hanginize mantıklı geliyor, siyeeeaahh diye masaya yumruğunu vuracak. sizi arada bırakmaması da çok çok önemli.
+4
Phoebe
(10.11.25)
öncelikle bence bu egoistlik. aile olmak böyle birşey değil. tabiki kendi konforunu düşünmek senin hakkın ama eşinin de bir ailesi var. ileride annesi babası hasta olsa sizde kalmak zorunda olsa ona da aynı arızayı çıkartacaksın demekki. ayrıca empati yapsan ve aynı durumda sen olsan eşin istemeze ne yapardın.

çocuk tarafına gelince millet haklı bir süre sonra size gelmez bile arkadaşlarıyla dışarda vakit geçiririr. yada gündüz çıkıp akşam saati dolmadan geri dönsün. evci çıkmasına gerek yok.

sen bence boşan bu evlilik sürmez bu bencillikle. ayrıca benim eşim senin gibi rest çekecek direk avukata gönderirdim.
-23
gercekdunya
(10.11.25)
Ben şunu net anlayamadım. Diyelim ki hiç evci çıkmamaya karar verdi. Yine her haftasonu belli bir saate kadar dışarı çıkma hakkı olacak mı
Mesela her cumartesi saat 6 ya kadar izni var gibi mi?

Bunun dışında diyelim hiç cikamayacak tabii ki çok iyi bir seçenek olmayabilir ama bile isteye tercih edilmiş bir şehir,.okul. sokakta kalmayacak bu çocuk nihayetinde. Belki aktarılan kadar katı kurallar yoktur ya da belki göz korkutmak için çok katı konusulmus olabilir.

Gerçi askeri okul katıdır muhtemelen ama dediğim gibi evci çıkmamak da bir seçenek, öyle kalacak bir sürü arkadaşı da olacaktır.

Gerçekten zor bir durum ama siz sonuna kadar haklısınız bence.
+1
egerbiryolcu
(10.11.25)
tabii ki evci çıkmazsa izni var.
ya evci çıkacaksınız ya da sadece askerlikteki gibi çarşı izni gibi ama 2 gün çıkabilirsiniz. birinden birini seçin gibi bi konuşma yapmışlar.
yeni oldukları için belki göz korkutma amaçlı yapılmış bir konuşma da olabilir sonuçta herkesin evci kaldığı ev kendi ailesine ait değil insanların işleri, başka misafirleri de olabilir. evci kaldıkları kişileri de düşünmeleri gerekir bence.
+1
🌸matilda
(10.11.25)
işte aslında yazdığınız cevabın içinde gizli olay: zorunda kalmak.
burada bu çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda değil. zorunluluk olsa zaten bir şey diyemem. bu çocuk istanbul'da değil de konya'da bu durumu yaşasaydı kime gidecekti gidecek yer de yok. ama hastalık durumu dediğiniz zorunlu bir durum öyle bir durumda tabii ki bakılır.

"direk" avukata göndersin napayım çekmek zorunda değilim kimsenin çocuğunu. bu seçeneği de sundum ama kabul etmiyor.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
eğer çocuğun babası eşinize, siz benim çocuğumu istemiyorsunuz diye filan hayıflanırsa eşiniz de desin ki; ben zaten çocuk sorumluğunu üstlenmek istemediğim için kendim çocuk yapmıyorum.

gereksiz ajitasyonlara gerek yok.
+3
since1907
(10.11.25)
Türkiye'de büyük aile yapısı kuralları hala geçerli. Sen mesela boşanmayı aklına getirmişsin. Boşansan normali baba evine dönmendir. O durumda küçük kardeşinin vay sen niye geldin, ben sorumluluk almamak için hatta bir haftasonum vardı deme lüksüne sahip değil.
Yine büyük aile yapısının bir özelliği olarak baba evinde ücretsiz oturulabilir. Babanın çıkın ben kiraya vereceğim, kirayı da biriktirip ahir ömrümde bir maldivler tatili planlıyorum. diyemiyor, diyemez.
Yine mesela, kardeşlerden birinin depremde evi yıkılsa, veya şizofreni teşhisiyle eşi terketse, sığınacağı yer kardeş evidir.
Anne babadan biri vefat edip, diğeri elden ayaktan düşmeye başlasa olacak olan yine aynıdır.
Yani başınıza bir durum gelmiş. Aklına da gelmiş madem, uygula. Boşa adamı. Ya da eşin gitsin Abisine, Matilda iyi kız, inan sesini çıkarmış değil ama, ben mahcubiyet duyuyorum. Biz sorumluluğundan kaçınıp çocuk yapmama kararı almışken, kendimi karıma eksikli hissediyorum. Çocuğun evciliğini iptal edelim de ayda bir falan geçici evci yapalım. Olmaz mı? cinsinden bir şeylerle vaziyeti idare etsin.
Ama ben bunun yanlış olacağını düşünüyorum. Şahsi fikrim bu.
-5
Mirket
(10.11.25)
@matilda, hastalık vb. bir durumda böyle bir reaksiyonunuz olmazdı zaten, hiç sanmıyorum. dediğiniz gibi emrivaki yapılması, sizin iradenize ve yaşam alanınıza saygı duyulmaması söz konusu.

elbette boşanmak böyle bir nedenle olmamalı ama şayet siz eşinizin böyle durumlarda hiç bir zaman sınır çizemediğini düşünüyorsanız ve bu bardağı taşıran son damla olduysa, çift terapisi düşünebilirsiniz. zira bu durumda konu o çocuk değil, eşinizin çekirdek ailenizle ilgili hiç sınır çizememesi oluyor.
0
Phoebe
(10.11.25)
Çocuk evci çıkmak zorunda değil ki. Haftasonu kalsın okulunda, gezmeye çıksın dönsün. niye dışarda yatıya kalmak zorundaymış? İlle çıkacaksa adres olarak sizi göstersinler gitsin nerde kalıyorsa kalsın. ne biçim genç erkek bu gelip sizde kalıyor çocuk gibi

Sorun eşinizde. O neden rahatsız olmuyor mesela sizinle baş başa vakit geçiremeyecek olmaktan. Çocuk geldikçe siz dışarı çıkın kafanıza göre kocanız ağırlasın madem öyle istiyor. Boşanma ya da eşinizle kötü olma meselesi yeğeninin her hafta gelip sizde kalmasından ziyade eşinizin ailesine karşı sınır koyamayan ve sizi öncelik yapmamış biri olmasıyla alakalı.
+5
dfn4
(10.11.25)
işin sarpa sarması dipnotta belirttiğiniz sebepten evin size ait olmamasından kaynaklı. kira verip vermemenizin pek önemi yok. birisi işin nereye varacağını düşünmeden laf arasında bizim istanbulda ev var orda kalır sizin oğlan demiştir, diğeri de oğlum x amcanlarda kalırsın demiştir. 3. kişilerin 1.kişiler adına plan yapması...

çocuk burada en masum olan kişi. zira ailesinin kendisine söylediğini yapıyor. kendi adına karar vermeyi öğrenene kadar da böyle olacak. ama 5 yıl boyunca her haftasonu bizde kalacak "korkunuz" endişeniz bence yersiz. belki 1 sene sonra "amca sağol ben artık okulda kalmak istiyorum" diyebilir.
bence askeri okul kurallarını bir de kendiniz gidin sorun, öğrenin. mesela ben bilmediğim için soruyorum, evci çıkmadan, yani hafta sonu da okulda kalmaya devam ederek gün içinde dışarıya çıkılamıyor mu? örneğin duş almaya, çamaşır yıkamaya, kahvaltıya/öğlen yemeğine gelip akşam saatinde de okula geri dönülemiyor mu? ya da size evci izni diye çocuğun aktardığı şey gerçekten her hafta sonu evde konaklama zorunluluğu mu, yoksa izne çıkarsam bu adreste beni bulabilirsiniz beyanı mı? mesela planlı bir şekilde her ay başında bu ay sadece 1/2/3 hafta sonu eve çıkacağım, hava soğuk hiç çıkmayacağım gibi bir tercih belirtilebiliyor mu? ya da 6 ay sonra bu beyandan cayılamıyor mu?
kısacası çocuğu kırmadan kafanızdaki soruların cevaplarını ilk ağızdan yetkili birinden öğrenip 3.kişi olan aileleri karıştırmadan çocukla oturup konuşarak beraber bir çözüm üretin. 3.kişiler dilediklerini söyleyebilirler de önemli olan 1.kişilerin ne istediği.

söylemeden duramayacağım :) "bunu kimse kabul etmez", "çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek" gibi söylemler bana manasız geliyor. zira herkesin aile-akraba ilişkisi bir değil. bu davranışınızı eleştirip, sizi kötüleyecek de bir sürü insan bulunur. siz belirttiğiniz sebeplerden ötürü bu duruma karşısınız. bu kadar. sorduğunuz 10 kişiden 9'u aksi yönde fikir belirtse, siz düşüncenizden/kararınızdan vazgeçecek misiniz?

son olarak sorunsalınıza çözüm önerisi: boşanmak yerine her hafta sonu evi çocuğa bırakıp otelde konaklayın :)
-2
tnz
(10.11.25)
dfn4 +1

ayda 1 bile kabul edilebilecek bir şey değil. çok can sıkıcı. eşinizin ciddi ciddi konuşması lazım. buna da alınacaklarsa alınsınlar. her hafta sonu misafirlik olur mu ya öyle? böyle saçma bir şey olabilir mi? sizin bir hafta sonunuz var. çocuğun yanında mı sevişeceksiniz? belki tatil planı yapmanız gerekecek belki bir işiniz çıkacak yapamayacaksınız. kimse kabul etmez böyle bir şeyi.

ben olsam eşim diyemiyorsa gider ben söylerim. hiç çekinmem utanmam, düşüncesiz ana babası utansın. direkt derim: "biz her hafta sonu müsait değiliz, kalabalığı sevmiyorum bu yüzden çocuk bile istemiyorum (ben de gerçekten istemiyorum bu arada) benim her hafta sonu bir çocukla ilgilenecek vaktim ve enerjim yok, tüm hata çalışıyorum, hafta sonu da evde yalnız kalmak, sessiz takılmak istiyorum. evde genç bir erkek çocuğu varken rahatça giyinemiyorum bile. lütfen başka bir çözüm bulun. ben bunu kabul edemem."

aynen bu şekilde söyleyin. küserlerse küssünler. hiçbir şekilde ayda 1 yok otel gibi bilmem ne kabul etmeyin. çünkü zaman geçtikçe ayda 1 de batacak. vallahi evliliğiniz biter. ben olsam ben de boşarım.

çocuğun durumunu, ahını vahını yazığını siz düşünmek dertlenmek zorunda değilsiniz. onu dünyaya getiren anne babası düşünsün. doğururken size mi sordular. neden ilgilenmek zorunda olasınız ki? kocanız da pısırık anneci aileci biri galiba. aile içinde saygı gören sesi çıkan sözü dinlenen biri değil gibi duruyor. bunu söylemenin bir yolunu nasıl bulamaz? katlasın 4 yıl okulda takılsın. benim lise arkadaşlarım da o şekilde okuldaki yurtta 4 yıl kaldılar, bir şey olmadı.

hem bir çocuğun sorumluluğunu almak kolay değil. o çocuğa sizin evde bir şey olsa anne babası gelir sizi suçlar. ergen deli dolu erkek çocuğunun ne yapacağı belli olmaz. ergenlik ihtiyaçlarını falan da sizdeyken evde karşılayacak olma ihtimali bile çok rahatsız edici. yok sevgilimi getirebilir miyim diyecek, yok kankasını getirecek, yok onlara gidecek gecenin köründe eve gelecek sizi uyutmayacak... ergenin derdi bitmez ki.

evde sütyensiz ve şortla, dantelli gecelikle ya da çıplak falan gezemeyeceksiniz, hafta sonu pinekliğini yapamayacaksınız. bu ne biçim bir hayata dönüşecek...

ay valla evlenmeme isteğime +1 sebep eklendi bu olayla. akrabayla uğraşmak rezilliktir.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
tnz adlı duyurucunun yazdıkları komedi... anne babasının sorgulaması, öğrenmesi, düşünmesi, ayarlaması gereken o şeyleri siz yapmak zorunda değilsiniz. o çocuğun adını ve yaşını bile bilmek zorunda değilsiniz. ne münasebet ya. çocuk bakmak istesek doğururuz.

çözüm önerisi de her hafta otel masrafı olmuş. :D evlenilmemesi gereken kişi modelini görmüş olduk.

gercekdunya nın yazdığı yazı ise troll olabilir veya klasik anacı erkek modeli uzak durulması gerekenlerden. ciddiye alınmaması gereken bir yazı. hatta kişiyi engelleme kararı aldım şu an çünkü baya rage bait yapan bir troll bence.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
Oğlum İstanbul'da yatılı lise öğrencisi, abim de İstanbul'da yaşıyor. Hatta birbirine bayağı yakınlar, otobüsle bile max 30 dk ama oğluma ilk tembihlediğim şey "amcan seni arayıp haftasonu için davet etmedikçe sakın gitme oğlum" oldu. Abimle de aramız çok iyidir ama ne kadar yeğen de olsa aile dışından biri ve sürekli, onu da geçtim zorunlu misafirlik çok hoş karşılanmaz. sizi çok iyi anlıyorum. bunu eşinizin abisi ile görüşmesi, uygun bir dille izah etmesi gerek. Fakat "iş boşanmaya kadar gider" tepkiniz biraz fazla. Boşanma lafını bu kadar kolay dillendirmemek lazım. yaydan çıkmış ok gibi birşey bu, bi kere boşanma kozunu ortaya sürdüğünüz zaman hep sizin de eşinizin de aklında boşanma opsiyonu olacak. başka konularda da olsa tüm tartışmalarınızda lafın sonu boşanmaya gidecek. evliliğinizi çok yıpratır. naçizane tavsiyemdir bu da, anlayışla karşılayacağınızı umarak..
+12
faberkastelli
(10.11.25)
hala üstten üstten konuşuyorsunuz ama. çocuk yabancı biri değil, kimsenin çocuğu hiç değil. eşinizin öz yeğeni. sizin aileye bakışınız farklı olabilir eşinizin bakışı farklı olabilir. ortak bir noktada değilseniz anlaşabilmeniz zaten mümkün değil.

ayrıca evlilik böyle bir şey değil. bana göre sevgi saygı ve özveri gerektirir. bırak çocuk 2-3 ay kalsın hemen arızaya bağlama sonra zaten kendi bir yol bulacaktır. olmadı siz bir yol bulursunuz oraya yönlendirirsiniz. sizin adresi yazdırdı diye sizde kalması gerekmiyor zaten. yada gece askerler gelip evi yoklamayacak.

yine söylüyorum boşanmak en güzel çare. çünkü sizin bu tavrınızla, şimdi yapmazsanız ilerde daha büyük sorunlar yaşayacaksınız.
0
gercekdunya
(10.11.25)
Kabul etmem. Erkeğim. Bu çocuk aç değil, açıkta değil. Okulu herhangi bir evden daha iyidir. Havuzu, spor salonu, kütüphanesi vardır. Bir de İstanbul. Köyden gelen insan her yeri öğreniyor, askerî okulda okuyan çocuk çıksın gezsin. Ben de askerlik yaptım 6 ay. Haftada 1 gün çıkarsın, alışveriş yaparsın, yemek yersin, kafa dağıtırsın. Evde oturmak neymiş saatlerce. Sıkıntı eşinde. Niye her şeye tamam diyor. Kurtulmak için şans doğmuş. Onu da kabul etmiş.
+2
arbre
(10.11.25)
Ajite etmeye gerek yok, hastalık ayrı bu durum ayrı. Kimse kimsenin konfor alanını bozmamalı. Bunu önce çocuğun ailesi düşünebilmeli. Çocuk genç daha, ailesi bile akıl edemiyorken ondan beklemek olmaz zaten. Ailesi akıl etmiyor mu? O zaman yapacak bir şey yok, eşiniz güzelce konuşacak. Ben de şahsen kabul etmezdim, benim öz yeğenim olması da durumu değiştirmezdi. Çalışıyor, yoruluyor ve dinlenmek istiyoruz. Kısa bir süre olsa diş sıkılıp idare edilebilir ancak 5 sene çok uzun bir süre. Çocuk ortam yapar demişler ama garantisi olan bir durum değil bu. Eşiniz konuşacak, başka çıkar bir yol yok. Gerekirse evliliğimde sorun yaşamak istemiyorum diyecek.
+4
huzurlarinizda huzursuzluk
(10.11.25)
daha önceki duyurunuza da yazmıştım. biraz karikatürize edeyim. 1940 larda yaşasaydık, yeğen de köyünden tahta bavulu ile büyükşehire okumaya gelseydi o dönemin sosyal gerçekliğinde normal olabilirdi ama 2025 yılında bu normal ve sağlıklı değil.

olması gereken şu; çocuğun hafta sonu sabahtan akşama kadar izinli olduğu günlerde devamlılık arz etmeyecek şekilde günübirlik ziyaretler yapması daha seyrek olmakla beraber başlarda alışma sürecinde eğer olanak var ise cumartesi gecesi sizin evinizde yatıya kalması, zamanla bunun da ayda yılda bir seviyesine inmesi.

2025 yılındayız. insanlar çalışma hayatının yoğunluğundan dolayı (hele ki 8-5 çalışan memur vs değiller ise) kendi evinde bile yeterli vakit geçiremezken, aç açıkta olmayan birinin evin 3.kişisi düzeyinde rutin olarak dahil olması hiç doğru değil.

her şeyden önce çocuğun anne babasının oğlum, amcam yengen ısrarla davet etmediği sürece yatıya kalma, ev insanların mahremidir. amcan seni ne kadar sevse de sen rahatsızlık verme demesi gerekirdi. çocuk çok gamsız bir tip değilse, başkasının evinde yatıya kalmaktan (evet, aksi yönde cevap verenlerin bilmesi gereken nokta bu, insanın ana baba evi dışındaki her yer, amcasının evi de olsa başkasının evidir.)

burada durumu çetrefilli hale getiren bir nokta çocuğun anne babasının tavrı. diğer bir nokta bence dede/babanne kaynaklı. onların evinde oturduğunuz için benin öngörüm büyükanne/büyükbaba eşinizin kardeşine aaa ne güzel işte, ''bizim'' evde kalır hafta sonları çocuk rahat eder zihniyetiyle yaklaşıyor. yani ''bizim'' kelimesini kullanmasalar dahi düşünce yapıları bu şekilde muhtemelen, bu iki durumun üstüne eşinizin de aman abimle, anamla, babamla kötü olmayayım diye düşünüp sınır çizememesi durumu işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.

eşinizin diyeceği şu, abi, anne, baba ''yeğenim tabii ki bizim canımız her sorunu, sıkıntısı ile ilgilenmek amcası olarak yalnız olmadığını hissettirmek benim görevim, bizim de bir aile düzenimiz var, hafta sonları da gelsin ama devamlı yatıya kalırsa kendi de rahatsız olur'' gibisinden derdini anlatan ama karşı tarafı da üzmeyen minvalde konuşma yapması. ama muhtemelen bir noktadan sonra büyük bir çatışma çıkacak, küslük olacak gibi hissediyorum.
+4
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
bunu o yaştaki bir çocuk düşünemez. toplumumuz da mahalle baskısı halen geçerli. ben kendim bu durumu yaşasam kabul etmem. siz de istemiyorsanız kabul etmeyin. kendinizi çok net açıklamışsınız ki eşinizin muhattap olacağı kişiler sizin bilinç seviyenizin altında. bizim toplumumuzda halen çocuk yapmamak, anaya babaya sınır çizmek abes görülüyor. aman toplum ne der baskısı var. ne derse desin ya sene 2025.
yatılı okula gönderen ana baba da çocuğunu hafta sonunu düşünsün.
+2
mikahakkinen
(10.11.25)
olay fazla büyümüş gibi. mantık geri plana atılıp duygusal tepkiler verilmesin.
boşanma gibi laflar çok tehlikeli. dilinizin ucunda olmasın.
5 yıl boyunca çocuk hep bizde kalacak diye düşünmeyin, bu nereden çıktı. eşinize biraz zaman tanıyın o da abisine, çocuğun ailesine der.

daha ilk senesi, belki arkadaşları yok, nereye gideceğini bilmiyor, zamanla yapacak şeyler bulur arkadaşlar bulur.

rahatsızlığınız anlaşılır. hiç yadırgamıyorum bunu. haklısınız. ama bu konuda eşinizin fazla üstüne gidip de arada bırakmayın onu.

bir iki defa geldi misafirdi, artık her hafta geliyorsa misafirden saymam ben onu.
cumartesi sabah geldi ben uyuyamam, erkek kalkmam lazım çünkü ayıp gibi şeyleri pek düşünmezdim. siz bakın keyfinize, yapın planınızı olduğu kadar.
hem böylece belki çocuk da vazgeçer evci çıkmaktan.
+1
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bence nasılsa kötü olacaksınız en baştan kötü olayım reddedeyim mantıgı yanlış.

Eşiniz buna zaten tamam dememesi lazım ama sizin yerinizde olsam bir kaç hafta gelsin sonra olmuyor diye eşinizle konuşmak olurdu.
+1
liberal
(10.11.25)
ben ya her haftasonu bir akraba, arkadas, gun daveti yapardim ya da cocuk geldiginde toplanip giderdim.
0
Coma
(10.11.25)
yukarda akli basinda olanlar yazmis zaten, hocam normal degil. ilk basta esinizin karsi cikmasi lazimdi o gercekten cok enteresan. burada normal karsilayanlar da aileden boyle gormustur ve zaten cocukluktan itibaren buyuk aile herkes ic ice yasiyordur. bugun geldigimiz sehir yasaminda bahsettiginiz seyin normal karsilanmasi mumkun degil.
anlamadigim bir durum, esiniz neden cumartesi sabahlari cocuk geldiginde evde olmuyor? cocuk gelmezse evde mi oluyor? o kismi anlamadim.
once aileyle sonra da okulla konusacaksiniz, bunun tek mantikli oluru cocuk sizde kalmayacak, aksamlari yurduna donece, arada bir siz yemege davet edeceksiniz.
okulun 5 yil taahhut almasi mumkun degil, muhtemelen yillik hatta belki donemlik soruluyordur. kaldi ki bir kere cocuk evci cikacagim dedi diye kararin degismemesi mumkun degil, diyelim ki siz sehir disina tasindiniz, ne olacak cocuk evci cikacagim dedi diye okul kabul etmeyecek mi karardan donulmesini. dolayisiyla hala karar degistirebilirsiniz ki saglikli olan budur.

ben cocugun ilk zamanlar gelip sonra gelmeyecegine inanmiyorum. gelecek, kiyafetlerini getirecek, ev yemegi yemek isteyecek vs.

eger bu durum degismezse, esinizle bunun icin aranizi bozmanizi ve bosanma lafinizi agziniza pelesenk etmenizi tavsiye etmiyorum. siz bir takimsiniz, birbirinize karsi degil, karsilastiginiz gucluklere karsi birlikte durmak zorundasiniz. bu durum degismezse, sizin yerinizde olsam hic oyle sabah kahvalti hazirlayim, erken kalkayim, cocukla oturayim derdine dusmem.

bu arada cocugu suclamak da dogru degil, bu cocuk muhtemelen 17/18 yasinda bisi, akli basi ne olsun ki daha, ailesi ne diyorsa onu yapiyordur.

bol sans diliyorum. esiniz ailesiyle konusacak, gerekirse kotu olacak. yani o nasil bir performans bekliyor ki sizden acaba hic hayir dememis cok enteresan.
0
kassiopeia
(10.11.25)
Sorun ne ben anlamadim. Ayip olur diye erken kalkmak mi koca ile dizi izleyememek mi? Erken kalkmamak yegenine ayip oluyorsa kocana olmuyor mu, kocana ayip olmuyorsa yegenine niye ayip oluyor? Aksam kocanla niye dizi izleyemiyorsun? Durum zaten keyfi degil de zoraki degil mi? Cocuk aileden degil mi? Zaten bulundugunuz evde hakki da yok mu? Bunun icin bosanmakla tehdit etmek? Modern kadin deliligi bu.
-5
osssy
(10.11.25)
ailesinin kirasını abisi alacakmış ya, oradan aldıkları kira ile çocuğa 1+1 ev açsınlar madem çocuk rahat etsin istiyorlar, arada bir de size gelir misafirlik gibi.

kendi ikametlerini 1+1 evde gösterip evci gösterebilirler sanırım oraya
0
pislick0
(10.11.25)
bunun çözümü maalesef başka eve çıkmak. şu an kira ödemiyorsunuz ve bir bakıma çocuğun dedesinin evinde yaşıyorsunuz. eğer size karşı anlayışlı değillerse (-ki bence lise çağında çocuklar için günlük izin gayet de yeterli, bir evde kalmaya ihtiyaçları olmamalı) kendi evinize çıkarsanız böyle bir istekte bulunabileceklerini sanmıyorum.
+1
eileengray
(10.11.25)
"işgüzar" amcanın çocuğu size sormadan size kitlemesi ile, sizin annenizin babanızın evine kira ödemen çökmeniz genelde aynı sebepler aslında.

kendi bireysel alanınızı, huzurlu bir haftasonunuzu düşündüğünüz gibi mesela; bedavaya oturduğunuz evden gelecek kira ile anne babanın da hayat standartlarını arttırabileceğini hiç düşündünüz mü? ordan da para gelse belki turlara katılıp gezecekler, ya da tarzları değil derseniz belki arabayı yükseltecek, oturduğu evi daha güzel yaptıracak?

her şey malesef ekonomiktir. siz mesela tamamen ayrı gayri bağımsız, kirasını ödediğiniz bir evde otursanız bu tartışmalar belki hiç olmayacaktı.

değişen toplumumuzun sosyolojisi üzerine de aslında güzel bir konu bu. şikayetlerinizde kesinlikle haklısınız, 2025 yılında olacak iş değil bu tabii ki. ama siz sırf o evde para ödemeden oturuyrsunuz diye o amca kendisinde bunu hak görüyor. aslında anlatmak istediğim buydu.

aile içi, hele ki geniş aile için; asla para alan, bir yardım gören konumuna düşmeyin. para verin, yardım edin ama asla bu konuma düşmeyin. huzurunuzu, konforunuzu, dertsiz başınızı böyle sömürürler.
+10
makbur
(10.11.25)
Daha okurken canım sıkıldı. Çocuğun ebeveynlerine biraz empati yapabilme yeteneği zerk etmek gerekiyor bence. "Siz de İstanbul'da oturuyorsunuz haftasonları kalıversin işte" rahatlığına ayar oldum. Ebeveynleri daha baştan sizin hayatınız ne derece olumsuz etkileniri düşünüp bu teklifi yapmamalıydı. Sizin öneriniz ideal bana kalırsa. Eşiniz "Çalışma saatlerinden dolayı eşimle bir tek haftasonları baş başa kalabiliyoruz. Yeğen evci gelmese mi bize acaba?" desin mesela.
0
mungojerry
(10.11.25)
Her evliliğin dinamikleri ile aile yapısı farklı ve bekar olduğumdan fikir belirtmem doğru değil. Düşünceniz doğrudur yanlıştır bir şey diyemem ama takıldığım bir durum var. Bunu eleştirme olarak değil, anlamak için soruyorum.

Yazmışsınız ki: "... ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp." Neden kalmak zorundasınız ki, neden ayıp olsun?


Kendimi sizin yerinize koymaya çalışıyorum; haklılık payınız var. Özellikli yeni evlisiniz sonuna kadar haklılık payınız var.

Özellikle aile yapısı çok farklı. Bunu ikinci kez yazmanının doğru ve yanlış olmaması. Ben ailemden daha farklı gördüm. Erkek kişisiyim. Evli olsam ve hanımın yeğeni her hafta sonu kalmaya gelse, bir şey diyeceğimi sanmıyorum. Tabii büyük konuşmam doğru değil, şartlar değişebilir ama elimden geldiğince rahat rahat takılmaya çalışırım.
+1
put it in your appropriate place
(10.11.25)
ya siz neden hayır olmaz diyemiyorsunuz? tüm sorun burada.
+2
deartheodosia
(10.11.25)
cevaplari okudum, hem uzuldum hem sinirlendim yaw. her zaman soyluyorum, insanlar "default" kotu. kotu kalpliyiz, yarali ele isemeyiz, sadece kendi gotumuzu kurtarmaya calisiyoruz. istediginiz kadar eksileyin, cok da fifi.

oncelikle ev cocugun dedesinin yaw :) o evde o cocugun da hakki var. ben cocugun dedesi olsam ve boyle bir ariza ciksa, sizi o evden ivedilikle sepetlerim, madem torun kalamiyor kimse kalmasin derim, veririm kiraya. bu cepte dursun.

ailede boyle bir ihtiyac var, yaw belki cocugun da su anda sohbet falan etmek istedigini gore belki duygusal bir ihtiyaci var, yalniz hissediyor kendini vs. 1-2 sene bu sekilde idare etseniz sizin icin olumcul sonuclari olacagini sanmiyorum.
hadi cocuk dusunuyor olsaniz, odaya ihtiyaciniz falan olsa, ya da lohusa falan olsa bir nebze haklisin diyecem de oyle bir durum da yok. bu iki.

burda ayrica sizden istenen bir "entertaintment" degil, guvenilir bir kapi, bir adres olacaksiniz. siz bakin isinize, yok haftasonu erken kalkmak, yok aksam bilmem kaca kadar yatamamak, bunlara gerek yok ki. siz bakin isinize, cocuk zaten en fazla 1-2 sene gelir gider, sonra buyuk ihtimal kendini arkadas grubunu kurup gelmeyi kesecek.
bu da uc.

bu ayrica daha once denenmemis birsey de degil, benim tanidigim bir aile 4 sene boyunca her allahin gunu, istanbula okumaya gelen bir uzak akraba cocugunu misafir ettiler. kimsenin bu konuyu mevzu ettigini ne duydum ne gordum, surekli o eve girip cikardim. ve o sirada ciddi maddi sikintilari vardi.
+1
cooperr
(11.11.25)
Bence çok ümitsizliğe düşmeyin. Hallolmayacak şeyler değil. Moralinizi yüksek tutun.

-Okul her ne kadar "her hafta evci çıkacaksınız" dese de, bu "5 sene boyunca sizde kalacak" anlamına gelmiyor. Bu tarz kurumlarda mutlaka gelişmelere göre izlenen prosedürler vardır. Diyelim 2 ay sonra sizin şehir dışına taşınmanız gerekti, çocuğu okuldan mı atacaklar? Bir dilekçe verecek, artık evci olmayacak. Disiplin yönetmeliğine göre suç da değil. Başı da ağrımaz. Bu bir.

-Eğer düzenli olarak size gelecekse, "misafir" olmuyor artık. Bir nevi "ev halkı" oluyor. İlk bir iki haftasonu beraber takılırsınız. Sonra kendisi serbest takılır. Hiçbir ayıbı yok bunun. Siz eşinizle haftasonu rutinleriniz neyse bozmazsınız. Yani çocuk sizin düzeninize adapte olacak. Kendisini istenmeyen hissettirmeden, sevgiyle, serbest bırakın. Siz de kendi düzeninizi bozmayın. Erken mi kalktı, dolaptan bir şeyler atıştırsın kendine. Öyle ayda yılda bir gelen misafir değil çünkü. Hatta ev işlerinde siz ve eşinize yardımcı dahi olabilir.

-Eğer çocuğun sevmediğiniz, benimsemediğiniz huyları yahut çeşitli problemleri varsa tabii ki eve almak zorunda değilsiniz. Ama çocuk zararsızsa bence şimdiden olumsuz düşünmeyin. İlk aylarında şehre, okula, ortama alışmasında yardım etmiş olursunuz. Destek olmuş olursunuz. O zaten arkadaş edindikçe zamanla bir düzeni olur.

-Eğer ailenize olumsuz görüş bildirecwkseniz, eşiniz asla sizi bahane etmemeli. Suçlu olarak sizi öne atmamalı. Aile içinde işler çok karışabilir.

-18 yıllık evliyim. Yeri geldi benim yeğenim bir yıla yakın bizde kaldı. Yeri geldi eşimin ablası aylarca bizde kaldı. Çok müteşekkir oldular. Çok dua aldık. Dönem dönem evde ekstra birinin olması çok da kötü bir şey değil. Herkes sınırlarını biliyorsa, kimse kendini kasmıyorsa gündelik yaşamınız, düzeniniz sekteye uğramıyor.

Bence hemen peşinen olumsuz düşünmeyin. İlk bir ay (4 haftasonu) sonunda, eğer yapamayacağınıza kani olursanız kesin bir şekilde, sonra çocuk kurumuyla konuşur, evci izni iptal edilir. Çocukta bir olumsuzluk yoksa bence bir şans verin.
+1
yadigar
(11.11.25)
abi ev cocugun dedesinin, kira vermeden oturuluyor.. ortada bildigin royal flush var, kartlar acik :D
bunun ustune ne deseniz olsa olsa sinek ikili olur, bosuna analiz kasmaya gerek yok.
+2
cooperr
(12.11.25)
bir önceki duyurunu da okumuştum ve üzülmüştüm.

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz. kira vermiyorsunuz diye çocuk gelip o evde istediği gibi kalabilir demek değil bu. öyle saçmalık mı olur ya evde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı Allah aşkına saçmalamayın arkadaşlar.

çocuğun sürekli sizin evde kalması sizin aile ve ev düzeninizi tamamen bozar, böyle bir şeyi ancak çalışmayan ve aşırı geleneksel yaşayan ailelerin gelinleri kabul eder normal aile yaşantısına sahip olan kimse kabul etmez. bu çocuğun ailesi istanbuldaki askeri okulu yazdırırken size mi güvendiler? hayır. çocuğun yatılı bi şekilde orada kalacağını bilmiyorlar mıydı? size böyle bir yük yüklenmesi çok saçma ve haksızlık.

ben de istanbulda üniversite kazandığım zamanlar ilk dönem hafta sonları teyzemlere gidiyordum kalmaya. şimdi düşünüyorum da ne kadar saçmaymış annemin beni uyarması gerekirmiş gitme diye ama annem cahil bir insan olduğu için pek böyle şeyleri düşünebilecek biri olmadığı için gidiyordum. sonra bi baktım yurt arkadaşlarım hep kaynaşmışlar, hafta sonları hep bi yerlere gidiyolar vs. sonra ben ocak dışı kalmışım teyzemlere gittiğim için. neyse ben ikinci dönemden itibaren gitmemeye başladım yurtta takılıyordum artık. bence çocuğa bunu söyleyebilirsiniz, okul arkadaşların hep kaynaşır arkadaş olurlar hafta sonu gezdkleri takıldıkları için sen dışarda kalırsın vs diye korkutun bence.

ailesine de söyleyin çcouğun bu şekilde her hafta sonu gelmesi bizim açımızdan yorucu oluyor, kendi arkadaşlarımızı vs çağıramıyoruz, bazen makana ile veya kahvaltılık şeylerle geçiştrmek istediğimiz zamanlar oluyor, biz de çalışan insanlarız vs söyleyin çocuğun ailesine durumu. bence bu karşı tarafa bu şekilde anlatıldığı takdirde onların da anlayışla karşılaması gerekir. eşiniz ile beraber arayın hoparlöre verin durumunuzu anlatın. sizi de kırmak gücendirmek istemeyiz diyerek başlayın yumuşak bir tonda konuşun. çocuk için de ortamına alışması bakımından her hafta evci gelmesi iyi bi şey değil, arkadaşları kaynaşıyodur o dışarda kalıyodur vs ayrıca zorluklara tek başına vakit geçirmeye de alışması gerekiyor, hatta ders çalışması da ggerekiyor. böyle eve gelince ne ara ders çalışacak? bunları anlatın bence.

neyse bi de yukarıda da söylenmiş, bu bir hastalık durumu vs değil o yüzden mecbur değilsinz bakmaya.
-2
Sadece soruyorum
(12.11.25)
bir ekleme daha:
bu durumda bazı aileler çocuğunu tek bırakmaya korktukları zaman çocuğun bulunduğu ile taşınıyorlar. bizim öyle tanıdığımız aileler var mesela kızı kırıkkalede üniversite kazanmış aile de kızla birlikte o ile gitmiş ev tutmuşlar kız da evden gidip geliyor okula. böyle şeyler de var. ailesi bu kadar hassas ise gelip taşınsınlar istanbula. yine bu işin sorumluluğu size ait değil.
-5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
makbur+1
cooper+1
put it in your...+1
osssy(soyleyis tarzi biraz fazla direkt olsa da)+1/2

istanbul' da kalacak yeri olmayan bekar olan kucuk kuzenim birkac senedir, evli olan buyuk kuzenimin evinde kaliyor. bildigim kadari ile simdiye kadar buyuk bir sorun cikmadi. yani her ailenin yapisi ve dinamikleri farkli. sizin derdinizi anliyorum ama bu durumu gayet normal olarak goren suruyle insan da cikacaktir.

siz de kisisel alandan filan bahsederken hollandali-amerikali, esinizin baba-annesinin evinde kira odemeden otururken turk gibi davranmissiniz. baska her konuda "modern" olup da is erkek tarafina milyonluk dugun merasimi kitlemeye gelince direkt geleneksele baglayan kadinlar gibi olmus biraz. kendi evinizde olsaniz bunlar yasanmaz.
+3
trixi
(12.11.25)
@sadece soruyorum :D

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz - yaw duyuruyu acanin beyani ev dedenin, tapu dede adina. ne demek sizin eviniz asdasdasd. tapu kiminse ev onundur, dede hayattayken adamin evine mi cokuluyor, hayirdir?

vde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı - yaw, COCUGUN OZ DEDESI, alooowww.. dedenin arkadasi falan degil mevzubahis.

biz de ayni topraklarda dogduk buyuduk. dedemin evi olacak, orada amcam yasiyacak. ben gidip kalmak isteyecem ve beni almayacak iceri oyle mi? niye, amcamin karisinin keyfi bozuluyormus.
iyiymi$, kafalara gel..
-1
cooperr
(12.11.25)
bence buradaki sorun evin dedesinin olmasi, cocugun ortama alisamamasi, ailesinin sehirdisinda yasamasi falan degil. sorun, op'nin cocuk istememesi ve baskasinin cocugunun sorumlulugunu da almak istememesi. cocuk sadece gelip gidecek, bir sorumluluk yok ki, demekle olmuyor bu. türkiye'de, türk aile yapisinda, evine gelen misafir yetiskin bile olsa ev sahibine sorumluluk düser.

bu durum benim ailemde sorun olmazdi.
bu durumu sahsen ben de sikinti etmezdim cünkü severim kalabalik aileleri.
ama kendim cocuk bile yapmak istemesem, buna ragmen 5 sene her haftasonu benim cocuga bak dense benim de ayarlarim oynardi.
düsünün ki kendinize ugrasmamak icin ve sevmediginiz icin araba almiyorsunuz. sonra bir aile büyügü size ev veriyor, evin garaji da var. diger aile büyügü de diyor ki evinde garaj var, benim arabayi her haftasonu sana vericem, icini sil süpür, arabayi yika, lastik basinciydi, suyuydu neydi kontrol et, her yil servise götür ve bu bes sene devam etsin.
buna sktr cekmem diyorsaniz ben de kibariye'yim.

soru sahibine: bosanma gibi laflar bence ortaya atilmamali. oyun degil yani bu. ne tehdit olarak ne uyari olarak bahsi gecmeli. agiz alistirilmamali. bir kere söyleyince bile iliskideki dengeler degismeye basliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
@deranzo

uyan evlat, sabah oldu :D
0
cooperr
(13.11.25)
1- Bosanma kelimesini tehdit gibi kullanmasaymissin iyi olurmus. buyuk bir kelime bu. Ayip etmissin esine karsi. Bunun icin ozur dilemelisin.

2- Tecrubeyle sabit yaziyorum; bence seni asil yoran cocuk degil. 2 saat ise gidis, 2 saat isten gelis normal degil. Haftada 20 saatin! yolda geciyor. Sen zaten yorgunsun.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(13.11.25)
bence bu işi krizi fırsata çevirerek çözebilirsiniz. niye erken kalkmak, çocuğa kahvaltı hazırlamak, kendini çocuğa hizmet etmek zorunda hissedesin ki, anası mısın babası mısın, bu da ufacık çocuk değil.

ben erkek tarafıyım. eşimin yeğeni (kardeşinin de değil, kuzeninin çocuğu) ankara'da üniversite kazandı. kyk'ya yazıldı. daha ilk ay dolmadan koskoca herif böhühüüğğğ halaaa ben yapamıyom dayanamıyom ühühüğğğ diye çıktı geldi. ne diycen gel kal dedik. öyle sadece hafta sonu da değil, full time. ilk 2 yıl bizimle kaldı, 3. sınıfta daha yakın yurt çıktı, bu sene az geliyor, hafta sonu gelip pazartesi gidiyor.

ama bizde kalıyor diye de kendimizi çocuğa hizmet etmeye adamadık. kendi yatağını kendi seriyor, sabah kendi topluyor kaldırıyor. kahvaltısını kendi hazırlıyor. tarih öğretmenliği okuduğu için (ayrıca tarihe çok meraklı da olduğu ve bu alanda epey bilgili olduğu için) 13 yaşındaki oğluma tarih özel dersi veriyor (lgs denemelerinde inkılap tarihimiz full), çocuklarla çok güzel çocuk oluyor, oğlanın arkadaşları da çok seviyor. arkadaşlarını yanına kitleyip hadi bunları gezdir oyala diyip yolluyorsun, bir güzel oyun abisi oluyor. eve gelmeden önce arayıp "akşama misafir var bi evi süpürüver, ortalığı toparla" diyorsun evi hazırlıyor. biz mesela şu anda okul ara tatilde, çıktık tatile geldik, çocuk evde kediye bakıyor.

oğluma abi oldu, bedava özel öğretmen oldu, arkadaşlarına oyun abisi oldu, bize zor durum yardımcısı oldu. bir zorluğu, külfeti de yok, geç kalkılacaksa geç kalkıyoruz, bu yatağını toplayıp hazırlanıp gidiyor. akşam geliyor, geç geleceksek yemeğini koyup yiyor. misafir gibi ona özel ayrıcalıklı bir hizmet yok. o evde diye kendimizden esirgediğimiz bir şey yok. biz film izleyeceksek, o izlemek istemiyorsa gidiyor odasına oyun oynuyor. ya da oturup bizle izliyor. durduk yere ikinci çocuğumuz oldu.

misafir gibi davramayın. evin, ailenin üyesi olsun, zaten usanırsa "eeh bunlar beni hizmetçi gibi kullanıyorlar" diyip gelmez. kalma fikri ağır basıyorsa da aile üyesi olarak üzerine düşeni, hatta fazlasını yapsın, yaptırın.
+2
kibritsuyu
(13.11.25)
benim de anlatmak istediğim aşağı yukarı @kibritsuyu'nun dediği şeylerdi. Yani denenir, olumlu da sonuçlanabilir. Olumsuz bir durum olursa da, o zaman karar verirsiniz. Şimdiden peşinen kötü olacak diye şartlanmamak lazım. Can sıkıcı şeyler olursa aksiyon alınır. En azından peşin hükümlü davranmamış, bir olumsuzluğa binaen eyleme geçmiş olursunuz. O zaman da çocuk ister başka yerde kalır hafta sonu (kontrol edilmiyor nerede kaldığı) ister dilekçe verip daimi yatılıya geçer.

Tabii şöyle bir gerçek de var, kibritsuyu örneğinde aile çocuklu ve yaş farkı daha fazla. Evde kalan üniversiteli de olsa göze daha bir "bebe" gözüküyor. Daha rahat davranıyor evdekiler...
+1
yadigar
(13.11.25)
(11)

Telefonda hangi oyunları oynuyorsunuz?

pembediken
Sb
Sb
0
pembediken
(15.09.25)
Maynkıraft
Antiyoy
Bir ara exiled kigdoms diye bi oyun oynadım Levıl atlanmıyor 21'den sonra bıraktım.
Vördıl
0
Batuhanolabilir
(15.09.25)
Satranç
0
olaylar olaylar
(15.09.25)
twodots - yalnız acayip sarma potansiyeli yüksek, uyarmış olayım
kelimelik
0
tepedeki psychedelic adam
(15.09.25)
Minesweeper
0
yadigar
(15.09.25)
ToonBlast canım benim. Level 11032
0
sinematikcrop
(16.09.25)
batak hd
king
extra life, hard time, wrecked = mdickie oyunları
0
Hallegadola
(16.09.25)
mayın tarası
sudoku
kelimelik
0
ground
(16.09.25)
8 ball pool
block blast
bol bol tokat yediğim satranç
0
lazpalle
(16.09.25)
Telefon:
Polytopia, Soccer Stars

Ipad:
Chess.com, Pinball
0
trixi
(16.09.25)
Caves (roguelike)
Oynadığım en eğlenceli ve komik oyun olabilir.

Infinitode 2 de güzel. Tower defense.
0
encokbenisevinnolur
(16.09.25)
Wordle oynuyordum onu da bu ara aksatıyorum
0
kullanicadi
(16.09.25)
(15)

Lounge Kullaniyor musunuz? (Havalimanı)

isiaha
Bugun sohbet arasinda gecti. 3-4 saat oncesinden havalimanina giderek lounge'da kitap okuyorum dedi bir arkadas. Bana cok samimi gelmedi acikcasi Is agini gelistirmek ve genisletmek icin tamam anlarim ama herkesin kendi tercihi en nihayetinde. Siz hangi amacla kullaniyorsunuz? Uzun aktarma surelerin
Bugun sohbet arasinda gecti. 3-4 saat oncesinden havalimanina giderek lounge'da kitap okuyorum dedi bir arkadas. Bana cok samimi gelmedi acikcasi Is agini gelistirmek ve genisletmek icin tamam anlarim ama herkesin kendi tercihi en nihayetinde. Siz hangi amacla kullaniyorsunuz? Uzun aktarma surelerinde cok iyi qma onun harici ne acidan yararlaniyorsunuz?
0
isiaha
(15.09.25)
Istanbul havalimanından uçacaksam, yolda bir aksilik çıkar veya güvenlik girişi kalabalık olursa diye genelde erkenden alana gidiyorum. Erken gidince de Thy lounge’a girip birşeyle yiyip içmek iyi geliyor.

Yurtdışından dönerken de vaktim varsa lounge kullanırım.

Para verip kullanmam ama. Ücretsiz olduğu için kullanıyorum.
0
kaptan memo
(15.09.25)
Bir ara ücretsiz lounge giriş hakkım vardı. Pide yemek için kullanıyordum dürüst olmak gerekirse:d gerçekten çok güzel çıtır çıtırdı
0
kullanicadi
(15.09.25)
kaptan dediği gibi zaten bunu sağlayan şirketler oluyor çoğunun da bu şekilde olduğunu sanıyorum
0
ala09
(15.09.25)
parasini verip girmek asiri kazik. su an ucretsiz giris yapma hakki saglayan bir kartim yok, o yuzden kullanmiyorum. is agi gelistirme kismi da cok garip geldi, rasgele birilerine yaklasip sizinle nasil calisabilirsiz diyen insanlar mi var? neyse ben o grupta degilim.

dis hatlar icin 92 euro + %20 (sanirim) kdv diyor IST IGA lounge. yuh, o parayla neler yapilir. sirket falan odemedikten sonra hayir.
0
hot potato
(15.09.25)
ya geçen lazım oldu (uçak 3 saat rötar yaptı ve zaten normal saatten de 3 saat önce havalimanına gitmiştik) fakat Londra Gatwick'te saçma şekilde lounge 20:00'da kapanıyormuş ahaha. Giremedim o yüzden.

İstanbulda lazım olsa ve 30 pounda falan giriliyorsa girerim. Zaten oturup bişey yiyip içsem aynı paraya gelir. (not: Şimdi Revolut'tan baktım iga lounge 33 pound çıktı)

edit: oha bi dk, IST IGA 92 euro + kdv ise Revolut nasıl o kadar ucuza veriyor ki? Üst paket vs. de değilim onlara bedava bile veriyor ama düz üyeye bile indirimli belki de hmm
0
nhk ni youkosu
(15.09.25)
@nhk www.igapass.com su sayfada gordum fiyati. kisisel olarak bir tecrubem yok. revolut uzerinden daha ucuzsa hesap acalim :D
0
hot potato
(15.09.25)
lounge'lara ucretsiz giris hakkim varsa kesin giderim, ama parasini vererek muhtemelen sadece 2-3 kere, sabiha gokcen'de giris 30TL fln iken girmistim.Parasini verecek olsam simdi 30 dolar'a kadar fln ok de fazlasini vermem.

Girme sepeblerim olarak:

mesaimin bir kismi havaalaninda gececekse (orn: oglen 2'de ucagim var ama yarim gun calismis olmak istiyorum) o zaman daha erken gidip takiliyourm.

yemek yemediysem ve ucakta yemeyeceksem yine gidip orda biseyler tirtiklamayi tercih ediyorum.

uzun aktarma varsa yine gidip biseyler yemek, dinlenmek, daha temiz tuvaletlerde elimi yuzumu yikamak icin kullaniyorum. henuz duslara girmedim.

sabah 6daki uzun ucus oncesi gece 11de gitmisligim var (bunda beni havalanina birakacaklardi her turlu illa ki, gece 3te uykularindan olmasinlar diye erken gitmeyi ben teklif etmistim).

network kurmak amacli lounge'da takilmak hic aklima gelmezdi ama. hic oyle bir iletisimim de olmadi.
0
taurina
(15.09.25)
Şimdiye kadar sadece 1 kere kullandım o da turkcell'in indirimi miydi hediyesi miydi neydi. Onun haricinde kullanmam gereken bir bekleme sürem de olmadı zaten.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(15.09.25)
çok uçuş yaptığım dönemde thy'nin elite kartı vardı ve ücretsiz girebiliyordum. Fırsat bulduğum her havalimanında direkt oraya giriyordum. hem daha konforlu hem havalimanına göre ücretsiz yeme içme vs imkanları mevcut.
0
ucurulmamak umidiyle
(15.09.25)
sabah erken uçuşlar hariç sabihadan hep kullanıyorum, çünkü uygun ve uyumak yeme içme için gayet iyi. ama kalite olarak istanbulla karşılaştırılamaz.

istanbulda bir kaç kez kullandım, epeydir istanbul'dan uçuş gerçekleştirmiyorum.
0
a darkness coming
(16.09.25)
İç hatlarda "cip" her zaman. 20-30 dk'lık işi bir dakikaya indiriyor. Dış hatlarda da her zaman. Çünkü tedbiren erken gelmek gerekiyor. Hatta bu cevabı havalimanından yazıyorum. (Loungedan değil ama)

Sebeplerim:
64.media.tumblr.com
karikaturistan.wordpress.com

Edit: Siz para mı veriyorsunuz?
0
yadigar
(16.09.25)
lounge’da network mü?

babamla giderken kullanabiliyorum ama tek kullanmıyorum çünkü hakkım olmuyor ve eğer 6-7 saat öncesinde havaalanında olmayacaksam asla para ödemem. geçtiğimiz ay ücretsiz lounge hakkı tanınmıştı istanbul havaalanında ama hep gittiğimiz thy lounge’ı değildi, aşırı kötüydü mesela.
0
deartheodosia
(16.09.25)
Ücretsiz kullanım hakkım olduğunda kullanıyorum, açıkçası her seferinde de para veriyor olsam değmezdi düşüncesi oluyor ama geçirmem gereken uzun saatler olsa ve havaalanında bir şeyler yemek zorunda olsam satın almayı düşünebilirim, normal alanlara göre daha sakin ve daha ekonomik olur, ben hep uçuş öncesi 1-2 saat için kullandım şimdiye kadar.
0
(16.09.25)
Ben cay kahve adamiyim. Ucus oncesi acik bufe, IPad' de kitap okumak veya oyun oynamak guzel oluyor.
0
trixi
(16.09.25)
lounge kullanımı benim için tek başına bir şey ifade etmiyor. para vererek zaten lounge'a girmem, bir yerden ücretsiz hakkım olması lazım. bence asıl olay, Fast Track .. yani sıra beklemeden şakır şakır tüm güvenlik kontrollerinden, pasaporttan vs'den geçme olayı. gerisi boş.
0
co2s2
(16.09.25)
(15)

Evinizde Hamamböceği çıkıyor mu? Kesin çözümünü buldunuz mu?

jonas
Yeni taşındığım evde hamamböceği çıkıyor karşıma günde birkaç kez. Çıldırmak üzereyim. Bu dertten muzdarip olanlar var mı benim gibi? Çözüm bulabildiniz mi?
Yeni taşındığım evde hamamböceği çıkıyor karşıma günde birkaç kez. Çıldırmak üzereyim. Bu dertten muzdarip olanlar var mı benim gibi? Çözüm bulabildiniz mi?
0
jonas
(11.09.25)
Ilaclatmak.
0
logisticsmanager
(11.09.25)
bayer'in bir ilacı var. jel. onu kullanıyorsun kökü kuruyor.
0
tabudeviren
(11.09.25)
Onun ilacı şu

www.hepsiburada.com
0
Mirket
(11.09.25)
hocam ilaçlatmaya ek olarak bunların nereden eve geldiğini de bulmanız lazım. mesela benim evde, banyo zemin giderinden geliyordu. bu giderse çekvalf, hava kilidi vs. olmadığı için kanalizasyondan gelip dümdüz çıkıyormuş. gideri değiştirttikten sonra sorun geçti bende. mevcut ev içinde olanlar için de K Othrine etkili oluyor.
0
shadowfollower
(11.09.25)
hamamböcegi oldugundan emin misin?
hamamböceginin cok benzeri bir baska böcek var, ayirt etmek cok zor ve tamamen zararsiz. türkce adini bilmiyorum ama almanca'da bernstein waldschabe diye geciyor ve hamamböceginden gözle görülür en büyük farki kanatlarinin seffaf olmasi. bizim yasadigimiz yerde cok var. mesela o böcegi görünce umursamayin, salin dogaya gitsin diyorlar ama hamamböcegini belediyeye bildirmek zorunlu. bence önce gercekten hamamböcegi olup olmadiklarindan emin ol.

bugstop.de soldaki hamamböcegi, digeri bahsettigim böcek.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.09.25)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim Evet hamamböceği, attığın linkteki soldakinden.
0
🌸jonas
(11.09.25)
hamamböcegi baya zararli bir böcek cünkü cok fazla hastalik tasiyormus. bildirme zorunlulugu da oradan geliyor. hepatit, mantar hastaliklari, sarbon, tüberküloz, hatta cüzzam gibi orta cag hastaliklari bile tasiyorlar. bunlar icin bayer'in ilaci önerilmis, o ilac harika. onu alin ve evdeki her pencere ve kapi pervazina cepecevre sikin. hamamböcegi igrenc bir böcek.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.09.25)
Karafatma mi yoksa kahverengi olanlardan mi(alman-amerikan).

Karafatma(dogu hamambocegi) ise onlar nemli ortamlari sever. Ureme hizlari kahverengi olanlara gore daha dusuktur. Ortalikta yiyecek birakma. Gereksiz dolap cekmece vs. varsa cope at.Damlatan musluklari onar. Onun disinda da arkadaslarin dedikleri ilaclari kullan.Ama apartman ilaclanmadan kurtulamazsin tamamen.

Ayrica fotodaki gosterilen alman hamambocegi ise onlar cok hizli uruyor. Kurtulmasi zor diye duymustum.
0
trixi
(11.09.25)
@trixi Benim evde çıkanlar siyah renkli olanlardan.
0
🌸jonas
(11.09.25)
2 yil ugrastim kurtulamadim. Her turlu jeli, tableti kullandim. 3 defa profesyonel sirkete ilaclattirdim. Evdeki butun delikleri kapattim. Kapinin dilinin girdigi delik dahil. Gene de o.c.larindan kurtulamadim. Tasindim gitti.

Keske o kadar ugrasmak yerine benzin dokup o serefsizlerle beraber evi yaksaydim.
0
krmzbvl
(11.09.25)
bayer jel ilac+1
kurutmustuk biz. (apartman dairesi)
0
65 derece
(11.09.25)
@Jonas Neyse onlar daha buyuk ve korkutucu olur ama en azindan yasam donguleri alman hamambocekleri kadar hizli degil. iyi sanslar.
0
trixi
(11.09.25)
Müstakil evde, terasa çıkılan katta çok görüyorduk. Kapının altında bir boşluk vardı. Havalar ısınmadan yaz başında kapının çevresini bantladım. Artık yok. Dışarıdan girdiğinin kanıtı. Terasa pek çıkmıyorduk zaten. Gecenin bir vakti duvarda antenlerini oynatan bir yaratık görmekten iyidir kapının kapalı kalması.
Bir de mutfakta çok vardı. Gider kapaklarını lavaboda işim bitince bastırıp kapatıyorum. O da yararlı oldu. Nadiren mutfakta gördük. Bulaşık makinesinin ve buzdolabının altına, ayrıca lavabo giderlerinin çevresine Raid Max sıkıyorum arada. Bir de böcek yemleri var.
0
pro9it9is9
(11.09.25)
Tüm apartman ilaçlanmadan çözmek mümkün değil. Apartman dairesinde oturuyorsanız kesin diğer dairelerde de aynı durum vardır, bireysel çözemezsiniz diğer dairelerden gelmeye devam eder.
0
montreal
(12.09.25)
evde olmasa bile bir iş yerimizde benzer bir problem vardı. bayer maxforce ile çözdük meseleyi. ancak dikkat etmeniz gereken çok önemli bir mesele var. "artık ortalıkta görünmüyorlar diye" ürünü kullanmayı sakın bırakmayın, sağa sola yumurta bırakmış oluyorlar, sizin göremediğiniz bazı yerlerde saklanmış oluyorlar. uzun bir süre kullanın. koku yapmaz, sağlığınızı etkilemez.
0
co2s2
(12.09.25)
(3)

Is Bankasi ile para gonderirken yasanan sinir harbi

freedonia
Is bankasi hesabimdan siradan bir eft yaparken yasananlar: para tutari, iban hepsi girilir sonra ekran gider, online hesabim beni sistemden atar. 10 saniye sonra telefon gelir, para gonderimini onaylayin der, onaylarim. Fakat sonra farkederim ki para gonderilmemistir. Hesabima giris yapmaya calisiri
Is bankasi hesabimdan siradan bir eft yaparken yasananlar: para tutari, iban hepsi girilir sonra ekran gider, online hesabim beni sistemden atar. 10 saniye sonra telefon gelir, para gonderimini onaylayin der, onaylarim. Fakat sonra farkederim ki para gonderilmemistir.

Hesabima giris yapmaya calisirim fakat o da ne? Musteri sifrem de sifirlanmistir, yeni sifre alabilmek icin once kimlik okutma zimbiritisi ardindan musteri temsilcisi ile goruntulu gorusme yapmam gerekiyordur. Bu asamalar da halledildikten sonra, sifrem telime mesaj olarak gelir. Sonra hesabima girerim en bastan iban, tutar vs girerek sifirdan para gonderirim.

Gecen sefer bunlari yasadim fakat ikinci sefer gene aynisi olunca size sormak istedim zira cok fazla para gonderen biri degilim. Siz de eft falan yaparken bu kadar zorlaniyor musunuz, yoksa bana ozel bir durum mu var?

Internet sube uzerinden para gonderme islemi 1 saat falan suremez ya, insan omru o kadar uzun degil, bir dahaki sefere banka subesinden sira alip 70lik dayilar gibi giseden mi halletmek gerekiyor bu isleri artik?
0
freedonia
(27.08.25)
Uzak durulması gereken bankalar:
Vakıfbank, Garanti, İşbank, Kuveyt, Albaraka, Şeker, Halkbank, Fiba, Finansbank, Akbank.

Yakın durulması gereken bankalar
Teb, Ziraat

Bir kaç örnekle açıklayacağım:
Kuveyt mesela, eft yapacaksın elinle aşağı doğru kaydırmak istiyorsun açıklama vs girmek için hooop seni başka sayfaya atıyor ve girdiklerin sıfırlanıyor.

İşbank onay vereceksin, teknik bilmemne sebebiyle tekrar deneyin...

Genel olarak ise: bizim personel bankaya girecek, onay veriyoruz ve biz girmiş oluyoruz. Ama personel girecekti. Ödeme için onay istiyorlar onay veremiyoruz veya veriyoruz biz giriş yapmış oluyoruz. Ama personel ödeme yapacaktı, baştan başlıyoruz. Teknik hata. Onay gelmiyor. Kullanıcı sıfırlanıyor. Kimlik istiyor. Bankaya gitmeni istiyorrrr.

Kısaca teb ve ziraat ile huzurluyuz.
0
Shepard
(27.08.25)
Ben de İş Bankası kullanıyorum. İnternet şubeden gönderiyorsunuz sanırım. Aynı anda mobil gibi bir kanaldan da online oluyorsanız oturumu sonlandırıyor olabilir. Şifre sıfırlama konusunu hiç yaşamadım. Ben İşCep'ten EFT gönderiyorum 'Başka Hesaba TL Gönder' seçeneği ile hiç sorun yaşamadım. Daha önce yaptığınız bir gönderme islemini tekrarlayacaksanız da Para Aktar menüsünde İşlem Tekrarla seçeneği var, son yapılan transferleri listeliyor. Bence yapabiliyorsanız mobilden devam edin.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(27.08.25)
Buzdolabi bayisine IBAN' dan para gondermistim. Para gitmedi,sifre(lerim) iptal edildi. Musteri temsilcisi ile gorusmek icin sifre onayi vs. gerektiginden o onayi da yapamadim. Ustelik bunlarin hepsi ben yurt disinda iken yasandi. Allahtan 10 dakika sonra genel merkezden islem size mi aitti diye aradilar da sorun cozuldu.

Ayni banka atm' de kredi karti sifresini ilk denemede hatali girdim diye karti kullanima kapatti. Bir kere evet. 100 metre yarisinda yariscilar ilk hatali cikista diskalifiye oluyordu ya bir ara, onun gibi.
0
trixi
(27.08.25)
(4)

3 katlı bir yeni bir binanın kirişinde çatlak. mühendis arkadaşlara soru;

sipsiyah
- 3 katlı 3 senelik bir binada oturuyorum- bugün alt iki dairede şu videolardaki çatlakları tespit ettik. - mutfak tarafında olan kirişte de kılcal şekilde devam ediyormuş. https://imgur.com/a/8iPX8GL- binanın kısmi kesitini en son fotoda var, - bi ara yan binadan gelen su kaçağı yüzünden garajı su
- 3 katlı 3 senelik bir binada oturuyorum
- bugün alt iki dairede şu videolardaki çatlakları tespit ettik.
- mutfak tarafında olan kirişte de kılcal şekilde devam ediyormuş.

imgur.com

- binanın kısmi kesitini en son fotoda var,
- bi ara yan binadan gelen su kaçağı yüzünden garajı su basmıştı
- binanın altı boşalmış ve biraz oturmuş gibi görünüyor
- mühendis arkadaşlar yorumunuz nedir tehlikeli mi? ne yapmalı?
0
sipsiyah
(16.02.23)
İnşaat mühendisi değilim.

Eğer o kolonsa, Ben olsam sıvayı o çatlak yerden kazıyıp altındaki betonda çatlak olup olmadığına bakarım. Altındaki betonda çatlak varsa baya riskli diyorlar.
Normal tuğla duvarlardaki çatlakları pek umursamazdım.
0
zimbirik
(17.02.23)
Selam. Betonarmede çatlak tipleri diye aratırsan önüne açıklayıcı şekiller çıkar. Örneğin kolon kiriş birleşim yeri çapraz çatlak olsa endişelenirdim mesela. Bu daha çok sıva çatlağına benziyor. Çok merak ediyorsan sıvayı kırıp çatlak kirişten mi geliyor diye bakabilirsin. Ayrıca 3 katlı binaya bir şey olacağını sanmam. Gelen yükler hafif.
0
trixi
(17.02.23)
Tavanın altında alçıpandan taç gibi bir süs var, bu tavan zaten büyük ihtimal asmolen.

Yani çatlaklar kirişten çok çok aşağıda büyük ihtimal, ölçebilirsiniz metreyle. %95 sıva/alçı çatlağı.

Bir çekiçle avuç içi kadar kırıp bakın.
0
john bloor
(17.02.23)
o sıvayı küçük kırıp bakma işlemi yapılmış, ve altından kılcal kiriş çatlağı gözlemlenmiş zaten o yüzden endişe ettim.
0
🌸sipsiyah
(17.02.23)
(18)

Deprem riskini umursamayan var mı

dissendium
Merhaba arkadaşlar. Umarım iyisinizdir.Deprem korkusu olan arkadaşları anlayışla karşılıyorum. Sorumdan rahatsız olmalarını ve beni yanlış anlamalarını istemem. Ben 1999 depremini yaşamış biri olarak depremden korkmamaya başladım. Depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar gördüğüm kadarı
Merhaba arkadaşlar. Umarım iyisinizdir.

Deprem korkusu olan arkadaşları anlayışla karşılıyorum. Sorumdan rahatsız olmalarını ve beni yanlış anlamalarını istemem. Ben 1999 depremini yaşamış biri olarak depremden korkmamaya başladım. Depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar gördüğüm kadarıyla. İnancıma göre nasıl öleceğimizi Allah bilir. Sadece depreme odaklanmayı mantıksız buluyorum. İkincisi ne yaparsak yapalım öleceksek ölürüz. Deprem çantası hazırlasak da ölürüz. Üçüncüsü öldürmeyen Allah öldürmez. Depremden bir hafta sonra neredeyse 80 yaşında insan da enkazdan çıkabiliyor. Ölmeyeceksek ölmeyiz. Deprem gerçekten çok yıkıcı. Toz gibi olan evler her şeyi anlatıyor zaten. Söylenecek söz yok. Ama bir noktada yapabileceğimiz bir şey yok bir canlı olarak. Ülke olarak deprem korkusu biraz aşırı mı sanki? Depremi umursamayan var mı? Neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ben de yatağımın yanına bir şişe su koyuyorum, deprem çantasını da yüzde 100 destekliyorum ama hayat öyle bir şey ki enkazda sıkışıp 10 cm ilerideki çantaya ulaşamama ihtimali bile var.
0
dissendium
(15.02.23)
buyuklerimiz hep olumun de hayirlisi derler ya biraz o yuzden. kim enkazda sikisip kor karanlikta yavas yavas olmek ister. bi de zenginlerin hayatta kalacak olmasi da rahatsiz ediyor. kimisinin nasil zengin oldugu bile mechul. dunya cok adaletsiz. yeni binaya kiraya cikamiyor artik dunun orta gelir beyaz yakasi cunku su an kendisi fakir. bu adaletsizlikleri dusundukce daha da takiyorum kafaya. pisi pisine olmek....
0
Kittie
(15.02.23)
öncelikle belirtmeliyim ki, hiç büyük bir deprem yaşamadığım için olsa gerek deprem konusunda gamsız değilim ama bir anksiyetem yok.

şimdi bence depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar doğru gibi duran ama çok da eksikleri olan bir tespit. insanın her canlı gibi hayatta kalma refleksi var, dolayısıyla depremde ölmekten korkuyor, normal. lakin özellikle ülkemizde insanların aşırı hassas olmalarının tek sebebi bu değil. çünkü deneyimler ve izlenenler çok tramvatik.

1. deprem oldu, enkazda kaldın ne olduğunu anlamadan şak öldün, sıkıntı yok.

ama diğer ihtimaller de çok korkunç

2. deprem oldu, enkazda karanlıkta kaldın, öyle ki zemin-mekan algını kaybettin. tam olarak evin hangi noktasında neyin altında veya neyin üstündesin ayırt edemiyorsun. saatlerce bekliyorsun. tabi çektiğin fiziksel acı da üstüne cila.

3. deprem oldu, enkazda kaldın ama hadi görece iyi bir konumdasın, yaşam üçgeni falan. ama evdeki diğer bireylerin acı acı çığlıklarını duyuyorsun hiçbir şey yapamıyorsun. veya aksine evdeki herkesin öldüğünün farkındasın sesleri, solukları çıkmıyor. öyle sotede bekliyorsun kurtarılmayı.

4. deprem oldu, enkazda kaldın, görece 3.maddeye göre daha iyi durumdasın. amiyane tabirle, elleriyle iki eşeleseler çıkacaksın ama saatler, günler geçiyor, gelmesini beklediğin yardım ekipleri gelmediği için veya geldikleri halde, onlara sesini duyuramadığın için öyle bekleye bekleye ölüp gidiyorsun.

5. deprem oldu, binadan can havliyle sağ sağlim çıktın ama ailen içeride kaldı. yukarıdaki maddeler sebebiyle kurtaramadın. elinden de bir şey gelmedi.

6. deprem oldu, o veya bu şekilde çıktın ama sakat kaldın, elin koptu, bacağın gitti, böbreğin cortladı ömür boyu diyalizlik oldun vs vs vs.

7. deprem oldu, işin gücün, evin barkın birikimlerin hayallerin geri dönmemek üzere yitti, gitti.

8. ki bu 8.madde henüz konuşmayacak kadar küçük bir kız çocuğu babası olarak beni en çok korkutan şey. deprem oldu, sen ve eşin öldünüz. çocuk kurtuldu. bizi anlatamadı. refakatsiz çocuk olarak kaldı. en iyi ihtimalle yuvaya verildi. gerçek ismini dahi bilmeden dünyada yapayalnız kaldı, bok gibi bir hayatı oldu. daha da kötüsü diyelim ki herkes sağ ama çocuk başka bir yere götürüldü, ama kaçırılsın, ama devlet sahip çıksın. çocuğu bir daha bulamadı aile.

bir çırpıda aklıma gelenler bunlar, daha da uzar düşünülünce.
0
wilhelmwasmuss
(15.02.23)
Son depremleri Niğde'den hissettim. Herhangi bir yıkım olmamasına rağmen Niğde'den çok fazla ve çok uzun sallandık.
Memleketim Bursa. Evimiz ovada bir sitede. Fore kazık ile yapılmış bir ev o yüzden güvende hissediyorum. Bu noktada aile olarak tedbiri almışız, olur da yıkılırsa enkaz altında ölürsek de yapacak bir şey yok. Ayrıca evde depreme yakalanacağız diye bir şey de yok, bir kereliğine gittiğim herhangi bir yerde yakalanıp da enkaz altında kalabilirim. Keza Ankara'da deprem tehlikesi çok daha az olmasına rağmen orada da depreme dayanıklı bir evde oturuyorum ama orasının zemini hakkında bilgim yok.

Ölümün de hayırlısı, acısızı en güzeli ama bu şekilde öleceksek de yapacak bir şey yok. Bir de ölüme yakın bir tecrübe yaşamış biri olarak korkmuyorum herhalde, bilmiyorum. Hayatın her an deprem olur mu diye yaşanmayacak kadar da güzel olduğunu düşünüyorum. Deprem felaketi yeni yaşandığı için herkeste bu tarz şeylerin uyanması çok normal. Hayat normale dönüp yeni bir felaket yaşayıncaya kadar aklımızdan silinir zaten bunlar.
0
black holes in the sky
(15.02.23)
Ben umursamiyorum. Öleceğimiz varsa ölürüz.
0
Kahvedesu
(15.02.23)
ben inançlı biri değilim de. bu din size elinizden geleni yapın, hazırlığınızı yapın ondan sonra elinizden bişey gelmiyosa tevekküle bırakın demiyo mu? hiç bişey yapmadan veren allah alır canı mantığı biraz dindarlıktan ziyade kadercilik sanki.
0
b1020
(15.02.23)
Umursasak da çoğumuzun yapabileceği bir şey yok. Güya deprem yönetmeliği falan var ama binalara izin veren de o yönetmeliği oluşturan da güvenilirlik hissi vermiyor.
0
encokbenisevinnolur
(15.02.23)
ben de önceden deprem yaşadım. çok farklı bir psikoloji. doğrusu güncel olarak yaşamadığın için böyle düşündüğün kanaatindeyim. üzerinden çok zaman geçtiği için senin için çok önemli bir problem değil. japonya şili vs ne yapıyorsa biz de onu yapabiliriz. onların böyle korku ve kaygıları yok muhtemelen.
0
paintov
(15.02.23)
"Ama bir noktada yapabileceğimiz bir şey yok bir canlı olarak. Ülke olarak deprem korkusu biraz aşırı mı sanki?"
Emin misin, yok mu gerçekten?
O kadar ölen insan varken neden aşırı olsun? 10 ilde deprem oldu. Hisseden başka iller de var. Artçılar devam ediyor.
Yüzde 1 bile olsa önlem almak önemlidir. Yazdıklarını hiç mantıklı bulamadım.
0
sevilen progressive türkücü
(16.02.23)
yazdığın üç madde de tamamen kadercilik. dini iyi biliyorsan "(bir durum karşısında) ne yaparsak yapalım öleceksek ölürüz" gibi bir anlayış olmadığını, ölmemek için elinden gelen tüm önlemleri alman gerektiğini, ancak tüm önlemleri aldıktan sonra gerisine kader diyebileceğini de biliyor olman lazım. şimdi herkes işte kendine bu soruyu soruyor, ben önlem aldım mı, ne önlem aldım, ne alabilirim. bundan da daha doğal bir şey yok.

yapabileceğin şeyler, sağlam olduğunu düşündüğün mümkün olduğunca yeni bir binada yaşamak, ona göre bir zemin, bir şehir seçmek, bir de acil durumda ne yapacağını bilmek. bunları yaptıktan sonra kader de tabii. ama yatağımın yanına su koydum gerisine ölürsek de kaderdir anlayışı bence dine de gayet uymuyor.
0
roket adam
(16.02.23)
Kuraklık beni daha çok korkutuyor. Depreme karşı bireysel önlem alınır ama öbürü bir yere kadar.

Ne yapmam gerekiyor diyorsan binana güvenmiyorsan şehir değiştir, apartmandakileri güçlendirme yaptırmaya ikna et, bina betonu güçlendirme ile bile adam olmayacak kadar kötü durumdaysa daire sahiplerini kentsel dönüşüme ikna et.
0
trixi
(16.02.23)
Umursamiyorum, cunku yapabilecegim bir sey yok. Ne ev alabilirim ne saglam binaya tasinabilirim ne istanbul'u terk edebilirim. Dilegim enkaz altinda kalmadan olmek, zira kapali alandan korkuyorum, bu korkuyu yasamak istemiyorum acliktan olene dek.
0
unidentified floating object
(16.02.23)
Yazdiklariniza katilmayi cok isterdim. Ben 98 dogumluyum ve hayatimda hic buyuk deprem gormedim, Istanbul'da yasiyoruz ailecek. @wilhelmwasmuss'un tum yazdiklarina harfi harfine katiliyorum. Onun yazdiklari disinda mimarlik fakultesi cikisli biri olarak nasil evlerde yasamak gerektigini de biliyorum. Ama asil mesele "para" ve olmayisinin getirdigi caresizlik ne yazik ki... Ben issizim, aylardir is ariyorum. Ailemden calisanların isi gucu ve emlak piyasasi geregi yasadigimiz evden cikamiyoruz. Depremden degil, kurtulabilmenin yolunu biliyorken ölebilecek olmanin getirdigi caresizlik mahvediyor beni. İstanbul'un duzelemeyecegini ve gercekten insanlarin olu bedenler olmaktan cikip sadece sayilara donusecegini tahmin ediyorduk, artik net olarak gorebiliyoruz da... Ben cok caresiz, yalniz ve ofkeli hissediyorum, cevremdeki herkes de sanki bir ruyadan uyanmis gibi.
0
evanesco
(16.02.23)
ben pek umursamıyorum. ev de yazlık da deprem bölgesi dışında, ikisinin de tarihinde büyük deprem yok. neden umursayayım ki?
0
babilfish
(16.02.23)
Şu an için en ufak bir korkum yok. Yaşadığım evde izolatör var. Bir şey olsa bile en üst kattayız, yaşam üçgeni de yaparım. Binadan merdivenlerden inişim 30 sn sürmez. Çalıştığım bina ise çok eski ama bir gökdelen. İşyerindeyken bile deprem olsa 1 dk içinde binadan çıkarım diye düşünüyorum. Tüm bunlara rağmen beton altında kalıp ölürsem, vicdanım rahat. kimseye ne maddi ne manevi hiç bir borcum yok, kimse arkamdan kötü bir zamanı aklına getirmez. sevenim çoktur, üzülen çok olur ama o da geçiyor. hayat devam eder bir şekilde. beni hatırlayın, dünyada iz bırakmalıyım gibi bir düşüncem de yok. mepetlerimi satmayın diye cebime kağıt koyayım bari en azından askasldjkas
0
gabe h coud
(16.02.23)
çocuğum olduktan sonra her şeyden daha çok endişe eder ve korkar oldum. kendi adıma bir korkum yok. ancak evladıma bir şey olursa korkusu mevcut. bana ne olacaksa olabilir ancak evladıma zarar gelsin istemiyorum. tek korkum bu.
0
mikahakkinen
(16.02.23)
Tabi ne zaman nerede hangi şekilde öleceğini bilemezsin ama ne kadar tedbir alırsan ve riski ne kadar minimize edersen o kadar kardır hem senin hem de sevdiklerin için ama şu konuda haklısın anksiyetelerle ve korkularla yaşanmaz. En iyisini umup en kötü senaryoya karşı hazırlıklı olmamız lazım.
0
iwasbornonamountainside
(16.02.23)
korku başka, tedbirsizlik başka. amaan zaten öleceğim diye doktora gitmemekle farkı yok. kadercilik de bu değil zaten. kul önce tedbir alacak.
0
faberkastelli
(16.02.23)
Bu son depreme kadar ben de hic umursamayanlardim. Bundan once de defalarca deprem oldu, 99 deoremini de yasadim, baska illerdeki depremleri de gördük ama son depreme kadar hala deprem korkum falan yoktu.

Korkmamamin ve umursamamamin sebebi tamamen matematikseldi. Yani olasilik hesabi yaptigimda depremden (ki depremden korkamimizon sebebi dedigin gibi ölüm) korkmanin anlamsiz oldugu sonucuna vardigim icin zerre deprem kaygim yoktu. Soyle bir dusundugumde depremden olme olasiligom cok düşük, depreme gelene kadar binbir turlu sebepten olebilirim, 80kusur milyonluk ulkede kac kisi depremden kac kisi diğer tum sebeplerden oldugune baktigimda zaten matematiksel olarak cok büyük ihitmalle deprem disi sebepten olecegim sonucuna vardigim icin deprem korkum yoktu.

Artik depremi umursuyor olmamin sebebi ise son yillarda cok fazla deprem olmasi, depremlerin gittikce siddettinin artmasi ve siklasmasi dolasiyisiyla artik Türkiye'de surekli deprem oluyor ve her an deprem bolgelerinin hentagi birinde saglam bir deprem olabilir konusunda yeterince ikna olmam.

Aslında bakarsan yukarida bahsettigim matematik hala gecerli, hala depremde olme ihitmalim çok düşük ama gun gectikce bu olasilik degisiyor gordugum kadariyla. Cunku son yıllarda surekli deprem oluyor. İstanbul'da da son yillarda eskiye nazaran daha guclu depremler olmaya basladi, bildiğin geliyorum diyor artik. İzmirde de boyle olmustu, sik sik bariz hissedilir seviyede depremler olmaya baslamisti ve en son yıkıcı siddete vurdu.

Dolasiyla bayagi her an saglam bir deprem vurabilir, yer altında olan biten nedir bilmiyorum ama ulke toprakları Japonya'dan beter oldu, depremle yatip kalkar olduk. 99 depreminden sonra duzce olduktan sonra uzun süre saglam deprem olmamisti, ama artik oyle değil. İzmir, elazig, van, şimdi de Türkiye tarihinin en buyuk depremi, Erzincan depremini birincilikten eden bu büyük deprem. Artik ekisi gibi degil, kisa zamamda cok sayida ve cok büyük siddette deprem oluyor. Hiçbir an guvende değiliz.

Bir de depremde olmek kadar hatta ondan daha fazla beni korkutan sey enkaz altında dar alanda sikisip kalmak. Dusuncesi aklımdan gecerken bile afakanlar basiyor soguk terler akitiyorum fena oluyorum. O yüzden ne pahasına olursa olsun deprem aninda dışarı kaçma niyetindeyim zaten. Enkaz altinda ya bina çökmesiyle ezilerek, ya da bir yerde sikisip yavas yavas olecegim. Bina icinde kurtuluş yok. Binlerce insanin icindeki birkacyuz kisilik sansli azinliktan olabilecegime bel baglamak mantiksiz geliyor. Cikisa nispeten yakın oldugum icin şu günlerde deprem aninda kacisimin planını yapiyorum sürekli. Hiçbir sekilde iceride cokup kapanma senaryom yok, tum planım disari kacis uzerine.


Ama sonuc olarak sureklo bu korkuyla yasamaya da gerek yok. Deprem olmazsa baska yerden birgun mutlaka olecegiz. Ayrıca depreme yakalanmamak da çok rahat bir sekilde olecegimiz anlamina gelmiyor, kim bilir belki cok daha feci sekilde olecegiz.
0
stavro
(16.02.23)
(19)

Kolonları boydan boya kesilmiş bina

whatdreamsnevercome
annemlerin evinin altındaki cafe (10 katlı bina) bütün kolonları boydan boya kesmiş. boydan boya. apartmanı tutacak kolon yok kenarlar dışında. göbekteki bütün kolonlar yok olmuş.belediyeye şiakyet etmek istedik, tapumuz yok diye şikayet edemiyoruz. kiracıyken şikayet edebilecğimiz hiçbir yer yok.bi
annemlerin evinin altındaki cafe (10 katlı bina) bütün kolonları boydan boya kesmiş. boydan boya. apartmanı tutacak kolon yok kenarlar dışında. göbekteki bütün kolonlar yok olmuş.

belediyeye şiakyet etmek istedik, tapumuz yok diye şikayet edemiyoruz. kiracıyken şikayet edebilecğimiz hiçbir yer yok.

biz ne yapmalıyız? annemler şuan o apartmanda kalmıyor. ama ne yapıcaz yani kulağımızın üstüne mi yatıcaz? gelip burayı denetleyecek kimse yok mu?
0
whatdreamsnevercome
(15.02.23)
eksisozluk.com

öncelikle orada kalmamaları iyi ama taşınmadılar geçici olarak başkasında kalıyorlar gibi mi anlamalıyız bunu? Eğer öyleyse bir an önce yeni ev bulup taşınmaya çalışsınlar. Önce canınızı kurtarın, şikayetleri de yapabiliyorsanız yapın kiracı olarak pek olmuyorsa diğer daireleri uyarın, yöneticiye söyleyin ve apartman girişine not vs. asıp gidin. Bazıları çok umursamaz olabiliyor, o da onların problemi.
0
nhk ni youkosu
(15.02.23)
Afişe edin hocam. Sosyal medya postu olur, ekşisözlük'te başlık olur, şu anda insanlar bu konularda hassas zaten... Bu binanın müstakbel bir enkaz olduğunu bilsin herkes. Birilerinin ticari hırsı yüzünden canı yanmasın artık kimsenin.

Yeryüzü böyle bir cehalet görmedi.
0
msb
(15.02.23)
Gidip cafe'de bir çay içip durumu fotoğraflayın mümkünse. Halk olarak biz el atıcaz bu işe o belli oldu.
0
msb
(15.02.23)
@nhk, evet geçici kalıyorlar çünkü 2 gün önce farkettik durumu. alt katında işyeri olan tüm binaların yıkıldığını görünce, inip cafeye bakalım dedik. yayla gibi cafe. 4-5 metrede bir kolon olması gereken cafenin (dairelerdeki ve otoparktaki kolonlara göre) bi ucundan dieğrni görüyorsunuz.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
@msb,

ya afişe etme olayı bile çok şey geliyor, bilmiyorum. daha önce hiç sosyal medyayı bu konularda kullanmadığım için. apartmanda 60 daire var, onlar bile kendi arasında organize olamıyor bu konuda. bilmiyorum, biraz beynim de çalışmıyor sıkıntıdan.

tüm kirlar 2 katına değil, 5 katına çıkmış durumda. alterantif daire de bulamıyoruz bir tülrü. burası nasıl bir ülke. nasıl bir mezarlık.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
istanbuldaki eski binaların çok büyük bir kısmında zaten bu dediğiniz durum var. eğer bu durum yoksa da zaten binalar eski olduğundan depremde patlayıp gidecek. siz kendinizi bir an önce kurtarmaya bakın, gerisini oturan düşünsün. afişe etmekle, şikayetle falan uğraşırsanız önce daire sakinleri sonra daire sahipleri sizi linç etmeye çalışır, durduk yere uğraşırsınız. gerek var mı? haber olmadan kendinizi kurtarın yani o binadan.
0
roket adam
(15.02.23)
Bu depremden önce hukuk yoluyla uğraşıp da uzun süre sonuç alamayan birisi vardı, belki görmüşsünüzdür. Aynı şekilde kolonların kesilmesiyle ilgili. Birkaç yıldır dava uzadıkça uzuyordu da depremde yıkılmış zaten bina.

Bence 10 katlı binanın girişine "alt kattaki kafe kolonları kesmiş, helallik almadan evinize girmeyin" gibi bir yazı asarsanız şu sıra gündem de deprem olduğu için çözülür hızlıca.

Bu arada kolonların kesik olduğunu bilip de apartmanda yaşayan diğer insanlara söylemezseniz ve bir şey yaşanırsa vicdan azabı da yaşarsınız, o sebeple de yazı asın derim.
0
michael_knight
(15.02.23)
@roket adma,

üzücü olan da bu. binamız 11 yıllık. baya da düzgün bir bina. büyük ihtimalle her şeyi düzgünce yapılmış. perde betondan tutun 120lik kolonlara kadar hre boku var.

ama cafe amaçlı biri alıp mimar yönetimiyle içinden geçmiş.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
barodan destek isteyin
0
idexo
(15.02.23)
kafe yayla gibi boş mu
tavan o yükü tutamaz
0
mantık
(15.02.23)
yaw bu kolon kesme isi de biraz sehir efsanesi.

10 katli bina, kolon acikligi iki tarafa dogru 6 metre olsa icerdeki kolonlar 36m2 alan tasiyor demek.
doseme kalinligi 20cm desek.
02x24 = 4.8kPa
0.5kPa da ivir zivir desek etti 5.3kPa.
5.3 x 36 x 10 = 1908kN
Kolonlar 100cmx50cm desek, 3m kat yuksekligi, 1.5m3 x 10 = 15m3 x 24 = 360kN da kolon agirligi.
1908 + 360kN = 2268kN = 227 ton.

Hepsini kesmisler dedigin kolonlarin herbirinde 227 ton agirlik var en basit hesapla. Kim neyi nasil kesecek, hayal kurmayin.

Transfer slab diye birsey var, oyle bir doseme tasarlarsin ki zemin kattaki kolonlarin hicbiri yukardaki kolonlarla denk gelmez.

Bakiniz --> rb.gy

Duzgun tasarim yapilirsa birsey olmaz..
0
cooperr
(15.02.23)
tavanı kubbeli yaparsın yine gerek kalmaz da üstünde kat var diyor
bir de garaj olsa daha anlaşılır ama bir cafede kolon ne kadar sorun olabilir ki
0
bir soru sorcam
(15.02.23)
belediyeye gidin ve binanın imar planını görmek isteyin. o planda zaten açıkça görebilirsiniz kolon kesilmiş mi yoksa öyle mi normali diye.
0
hlt1985
(15.02.23)
söylendiği gibi, cephedeki kolonlar dışında hepsini kesip de binayı ayakta tutma gibi bir şansları yok. giriş katı ticari kullanım için planlanmış ve buna göre bir döşeme kullanılmış olabilir.

belediyeden binanızın planlarını talep etmeniz ilk yapacağınız şey olmalı.
0
knight of cydonia
(15.02.23)
binayı teste tutmak için tapuya ihtiyacınız var ama şikayet etmek için yok diye biliyorum. bırak kolon kesmeyi tadilat projesi olmadan balkonu içeri alan birinin bile belediyenin fen işlerine şikayet edilmesi sonrası binanın mühürlendiğini gördüm.
0
b1020
(15.02.23)
Fotoğraf çekebiliyorsanız çekin gönderin, adres vs yazın, bir rt grubumuz var çok hızlı yayılıyor. Ama +1 kolonların hepsini kesmiş olamazlar sadece dış kolonlar ayakta tutamaz. Tam emin misiniz kesildiğine?
0
sipsiyah
(16.02.23)
@cooperr: 2268kN=227 ton

Ayrıca doğru. Kolonlar sonradan boydan boya kesilse üst döşeme en azından sehim yapar. O yükün diğer kolonlarca karşılanması namümkün.
0
trixi
(16.02.23)
@trixi

eyw, ben de 20ton az cikti diyorum, kacirmisim. ;)
0
cooperr
(16.02.23)
Belediyeden planları isteyin +1

Buna kiracı olsanız da hakkınız var, hatta binayla alakanız olmasa bile var. Oradan ortaya çıkar her şey.
0
gmzo
(16.02.23)
(19)

Deprem anında

adwokat
Hızlıca dışarı mı kaçmalıyız yoksa çök kapan mı uygulamalıyız??Kaçayım desem merdivenler binanın en sakat kısmı. Belki de ilk göçecek kısım.Kalayım desem hayat üçgeni her durumda işe yaramıyor…Bilim ne diyor?
Hızlıca dışarı mı kaçmalıyız yoksa çök kapan mı uygulamalıyız??

Kaçayım desem merdivenler binanın en sakat kısmı. Belki de ilk göçecek kısım.
Kalayım desem hayat üçgeni her durumda işe yaramıyor…

Bilim ne diyor?
0
adwokat
(10.02.23)
%100 kurtuluş garantisi veren bir yöntem yok. Enkaz altında kalan herkesi canlı olarak kurtarmak mümkün değil. Bu noktada şans faktörü var.

Bina birden çökmüyor. Hızlıca bir şekilde dışarı atarsan kendini kurtulursun. Alt kattaysan denenebilir. Üst katta hayat üçgeni gibi stratejiler daha mantıklı çünkü aşağı ulaşman zaten zor
0
scholar
(10.02.23)
şans işi

eğer dükkan gibi sokağa açılan bir yerdeysem kendimi dışarı atarım

4 kattan yüksek bir binada isen hem deprem hem salınımdan iki adım atamıyorsun eğer yatakta uzanıyorsan kalkamıyorsun
0
freebird5406_2
(10.02.23)
Binaya güvenmiyorsan yoğun, ezilmeyecek, ağırlık merkezi yere yakın bir cismin yanına kapaklan.
Çekyat, çamaşır makinesi vs..,
0
trixi
(10.02.23)
Ev birinci katsa camdan atla en fazla ayağını kırarsın ama kafa üstü atlama sporcu gibi atlaman lazım ayaklarının üzerine inip dizlerini büküp yere yatıp yıvarlanarak. Bizim ev birinci kat hemen balkonun altında da araba var üstüne atlasam zıp diye hiç yuvarlanmama gerek yok ayağım dahi ağrımaz beş metre çünkü arabanın tavanı ile balkonun tabanının arası ama ben atlamam çünkü ailemi bırakıp kaçmak istemem y*vşak gibi anca beraber kanca beraber. Yalnız yaşayıp depremden korkanlar için en iyisi ya bahçeye açılan bir kapıya sahip bir zemin kat ya da birinci kat. İkinci kattan atlanmaz biraz fazla maceralı yani yapan yapar aslında ama ben yapmam aslında balkon demirine ip bağlasan ondan sarkarsın ama çabuk davranman lazım sen sarkarken bina yıkılırsa çok pis düşersin. Bunların hiçbirisini denemedim önermiyorum beni dinlemeyin dinleyip zararlı çıkarsanız mesıl değilim.
0
Batuhanolabilir
(10.02.23)
Bildiğim kadarıyla şiddetli bir deprem anında yürüme, koşma şansınız çok yok. Hele de çok katlı bir binada oturuyorsanız... Bir de işin içine şok etkisi vb. girince, mesela 90 saniye süren şiddetli bir depremde çok katlı bir binadan kaçmak çok mümkün olmaz sanıyorum. Anca yukarda bahsedildiği gibi kendinizi dükkandan dışarı falan atabilirsiniz... O yüzden evde güvenli bir yerde çöküp beklemek daha mantıklı.
0
salihdt
(10.02.23)
Gaziantep teydim. Deprem anında uyanıktım ve sarsıntının ilk saniyesinde zıpladım ayağa. Koşarak çocuğu alıp kapıya geldik eşimle yaklaşık 7 8 saniyede belki de daha az. Çelik kapıyı açtım Kapıda şiddetlendi ve sallantıdan dolayı adım atamadık. 2. Kattan aşağıya yetişemedik yani.
Arkadaşların dediği gibi bahçe katı filan olsaydı belki apartmanın dışına atardık kendimizi ama yine çok uzaklaşamazdık. O yüzden güzel bir yer bulup çökmek daha iyi. 7.4 yalova depremini de yaşadım. Orda 13 yaşında atik biriydim. Ancak uyandığımda çok şiddetliydi ve yatağımdan dahi çıkmamıştım.
0
rodeocu
(10.02.23)
@rodeocu +1

Benim bu yönde bir tecrübem yok fakat bu son deprem insanları yatağından atmış. Kaçacağım derken başınızı bir yerlere vurmanız, bilincinizi kaybetmeniz, vs. olası. Dolayısıyla binadan ayrılmak için depremin bitmesini beklemek gerekiyor.
0
gmzo
(10.02.23)
yukarıda çamaşır makinasının yanına çökmek örnek verilmiş, uyarmak istedim aman diim sakın. çamaşır makinası, bulaşık makinası, buzdolabı gibi beyaz eşyalar sarsıntı sonrası dümdüz oluyor. yöntem doğru sadece sadece beyaz eşyalar yanına çökülecek şeyler değil uyarmak sitedim.
0
a7x
(10.02.23)
bunu bile kimse doğru dürüst bilmiyor, herkes farklı bi şey yazmış.
0
sanemz
(10.02.23)
Binanız önceden hasarlı değilse depremin ilk dalgaları genel olarak yıkıcı değildir. Depremin kuvvetli dalgalarına kadar yaklaşık 10 saniye kadar bir süreniz var. Bu sürede binadan dışarı takılmadan, herhangi bir engelle karşılaşmadan ve merdiven/asansör kullanmadan çıkabileceğinize inanıyorsanız kaçmak bir fikir olabilir.

Fakat depremin esas yıkıcı dalgaları geldiğinde yaşam üçgeni oluşacağını düşündüğünüz bir yerde bedeninizi en ufak pozisyona getirip depremin şiddetiyle savrulmayacağınızı düşündüğünüz bir yerde durmanız en iyisi. Bu esas yıkıcı etki geldiğinde kararsız halde ortalıkta bulunmamalısınız.

Bunun için de mutlaka önceden tatbikat yapıp deprem anında ne yapacağınızı uygulamalı olarak zihninize yerleştirmelisiniz. Yoksa o şok anında, özellikle de gece uykudan uyandıysanız gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalmanız olası.

EK: Ek olarak depremde beyaz eşyaların yanına sığınmamalıyız, dümdüz oluyorlar şeklinde yanlış yönlendirmeler yapmamak lazım. Devrilme riski olan buzdolabı hariç diğer beyaz eşyalar, eğer evinizde özel hazırlanmış kitap dolu sandık gibi mukavemeti yüksek bir eşya yoksa sığınılabilecek alanlardır. Evet enkaz altında ezilir, falkat dümdüz olmazlar. 85 cm yüksekliğinde bir çamaşır makinesi enkaz altında 30 cm olabilir, yaşam üçgeni dediğimiz şey de bu zaten. Öteki türlü evden kaçmaktan başka çaremiz kalmıyor zaten zira evlerimizde daha dirençli objeler yok maalesef. Koca bir eve yalnızca çamaşır makinesi koyarsanız tek başına enkaz altında çok fazla ezilebilir fakat yaşanan bir evde diğer eşyalarla, duvar molozları vb gibi etmenlerle birlikte yükü kısmen sırtlanıp yaşam alanı oluştururlar. Elbette hiçbir şekilde garantisi yoktur ama alternatifiniz yoksa özellikle çamaşır makinesi ev şartlarında dirençli bir eşyadır.
0
msb
(10.02.23)
Ben kaçmayı mantıklı buluyorum. Evin dışına doğru yaklaştığında bulunma şansın artıyor. Merkezde kalırsan ulaşmaları uzun sürer. 2 saniyede yerle bir olan evleri görünce 2 kata kadar kontrollü bir şekilde camdan, balkondan atlamayı bile mantıklı bulmaya başladım.
0
dissendium
(10.02.23)
Çök kapan uygulamasını mantıklı bulmuyorum. Yıkılma anında her şeyin yeri değişiyor. Sanki kenarına çöktüğün yatak sabit kalacak. Tek mantıklı gelen hacmi mümkün olduğunca küçültmek. Dikkat ederseniz hep çocuklar kurtarılıyor.
0
dissendium
(10.02.23)
kosarak kacabileceginizi sanmiyorum. algilayacaksiniz da, kapilari acacaksiniz da merdivenden ineceksiniz de.
0
baldur2
(10.02.23)
geçen bi uzman paylaşımı yapmışlardı, sosyal medyada gördüm. çöken insanların hepsi ezilmeye bağlı ölüyormuş. en mantıklısı yan yatıp cenin pozisyonuna geçmekmiş. yatakta yatıyorsanız devrilerek yatak yanında yaşam üçgeni oluşturun diyordu. kapılardan geçmek çok tehlikeliymiş çünkü kirişler kırıldığında direkt üstümüze çökermiş, ikiye böyle ihtimali de varmış. merdivenler ise binalardan daha farklı bir yapıda olduğu için asla önerilmiyor.

zaten 99 depreminde ankara'da olan dayım anlatmıştı. onlar da direkt dışarı kapısı olan bi evde oturuyolardı ama koridoru aşıp kapıya ulaşamamışlar. sağa sola savrulmuşlar sürekli.

bir yerde de bozdolabı, çamaşır makinesi gibi eşyalar ezilmeye daha dayanıklı olduğu için onların yanı daha güvenli olabilirmiş. yukarıda bi arkadaş önermemiş ama mesela ama hangimiz haklı bilmiyorum. konunun uzmanı değilim.

bir de camdan korunarak bina dışına en yakın yere yatmak da mantıklı diyorlar.

99 depreminden sonra bize okulda deprem olduğunda sıraların altına girip çökmemiz gerektiği şeklinde tatbikatlar yaptırılıyordu bu en yanlışı mesela. keşke düzgünce bir eğitim verilse tüm kanallarda.
0
elorelia
(10.02.23)
99 depreminde izmitteydim. Deprem suresince kapiya bir turlu gidemiyorduk. En mantiklisi comelip beklemek ve biter bitmez cikmak gibi geliyor. Duz ayaksa disari firlanabilir.
0
brkylmz
(10.02.23)
Dükkan gibi 4-5 saniyede kaçabileceğiniz bir yerde değilseniz *ASLA* kaçmaya çalışmayın. Çök kapan tutun yapın. Bunu soranlar genelde depremi hafif sallantı ile yaşayanlar oluyor. Depremi merkezinde yaşayanların durumu için deprem anına ait kamera görüntülerini izleyebilirsiniz. O sallantıda koşarak ancak kendinizi yaralarsınız/sakatlarsınız. Kaldı ki merdivenlerin siz üzerindeyken yıkılmayacağının garantisi de yok. Sallantının geçmesini bekleyin sonra merdivenleri kullanarak binayı tahliye edin.

Çök-Kapan-Tutun yatay eksende yüzey alanınızı azaltan ve sallantı sırasında savrulmanızı engelleyen bir uygulama. Dikey eksendeki uzunluğunuz tutunduğunuz şeyden yüksekte kalıyorsa elbette ezilme ya da darbe ile yaralanma veya ölme riskiniz var. Cenin pozisyonu dikey eksende minimum alan kaplarken yatayda daha fazla alan kaplamanız anlamına gelir. Hangisinin nerde güvenli olacağını eviniz içinde uygun yerleri belirleyerek kararlaştırabilirsiniz.
0
nawar
(10.02.23)
Malatya'da yakalandım depreme. İmkanı yok, öyle şiddette bir depremde bir adım atamıyorsun zaten, olduğun yere çöküp çaresizce bitmesini beklersin. Bina sağlamsa, şanslıysan ölmezsin. Böyle maalesef.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.02.23)
niğde'de yakalandım depreme ben de. maraş'a uzak olmasına rağmen belki binadan da dolayı çok hissettik. sallanması bir noktaya kadar beni çok etkilemedi ama bu kadar uzun sürmesi çok etkilemişti. bursa'da yaşıyorum normalde şimdiye kadar büyük küçük on tane deprem yaşamışımdır. bazısını okulda da yaşadım yani deprem bölgesinde büyüdüğüm için okulda da çok üstünde durdular çök-kapan-tutun vs. aklıma hiçbir şey gelmedi o an. uykuda yakalandım hissedince kalktım ve yeğenimin odasına gidip kapının girişinde bekledim. kiriş altında beklemek aptalca, ayakta beklemek çok daha aptalca, hiçbir yere çökmemek aptalca ama o an sadece sallanan dolaba ve yeğenime bakıp durdum. zaten kapılar çarpıp duruyordu bir yandan onu tutmaya çalışıyorum falan. sakin kalabilmek en önemlisi o da çok zor. ama yukarıda da yazılmış bir yerden bir yere gitmek çok mümkün olmuyor ama evde 2 küçük çocuk olunca biz onları düşündük mesela bana ne olacağı umrumda değildi o an.

binadan tam çıkacakken 6+ büyüklüğündeki artçı sarsıntıya yakalandık yeğenimin ayakkabılarını giydiriyordum hemen içeri soktum. artçı sallantı bitince ayakkabılarını giydirdim aşağı indik hemen.

ikinci depremde yine ayakta bekliyordum eniştemin uyarısıyla koltuğun kenarına çöktüm bulunduğum yerde başka bir şey yoktu. orada çok daha hızlı hareket edip 2 dakika içerisinde aşağı indik ama 2 dakika bile çok fazla aslında.

mantıklı olan evde güvenilir noktaları belirleyip gidiliyorsa o noktaya gidilip çök-kapan-tutun yapmak ama bazen yürümek bile mümkün olmuyor. sallantı bittikten sonra evde ocak falan açıksa onu kapatıp varsa deprem çantasını alıp aşağı inmek ve mümkünatı varsa bir müddet o eve girmemek. ama dediğim gibi böyle işlemeyebiliyor.
0
black holes in the sky
(10.02.23)
beyaz eşya konusu biraz tartışmalı gördüğüm kadarıyla. linkte ilettiğim ekipten depremde ne yapılır eğitimi almış bir kişi olarak aktarmıştım, tabii ki herkes kendi araştırmasını kendisi yapsın muhakkak.

www.instagram.com

www.instagram.com

www.instagram.com
0
a7x
(10.02.23)
(9)

Deprem riski az sanılan yerde çok şiddetli deprem olabilir mi?

ya ben lan neyse
mesela x ilinde 5000 yılda bir deprem olduğu için deprem konusunda risksiz sanılıyordur ama 5 bin yılda 1 çok şiddetli deprem oluyordur?bu yüzden o ilde doğru düzgün fay araştırması yapılmamıştır ve risksiz kabul ediliyordur.olabilir mi böyle bir şey?
mesela x ilinde 5000 yılda bir deprem olduğu için deprem konusunda risksiz sanılıyordur ama 5 bin yılda 1 çok şiddetli deprem oluyordur?

bu yüzden o ilde doğru düzgün fay araştırması yapılmamıştır ve risksiz kabul ediliyordur.

olabilir mi böyle bir şey?
0
ya ben lan neyse
(08.02.23)
Bu akşam Fatih Altaylı, haber türk TV ye ülkenin en iyi olduğuna inandığım yer bilimcilerini topluyor. Vaktin olur izlersen muhtemelen buna cevap bulabilirsin. Ayrıntılı irdeliyorlar
0
oligomer
(08.02.23)
risk fay hattına göre yapılır.
0
jelly bear
(08.02.23)
dünyadaki tüm fay hatları biliniyor, tüm hatların dinamikleri ve hareket türleri biliniyor. hangi hattın önümüzdeki zamanda ne yöne ve tahmini olarak ne şiddette olacağı biliniyor.

www.universetoday.com earth all fault line map

dediğin gibi bir şey mümkün değil. bilinmemezlik falan yok asla. yani bir sabah uyanacaz ve konyada 7,5 deprem falan asla olmayacak. en azından önümüzdeki 500bin yılda
0
avatar is back
(08.02.23)
evet mesela.rize trabzon cogu insan risksiz diyor bolge olarak ama sanilandan daha fazla tehlikeli karadenizin icinde fay var hem de ters fay bu faylar yuksek magnitudlu depremler uretebilir. sagolsun fay haritasi cikartan ve bolge derecelerini belirleren arkadaslar denizdeki faylari saymiyor gostermiyor sanki deprem denizde olunca sallanmiyoruz.
0
turbo sadık
(08.02.23)
Naci Görür Hocam söylemişti galiba ya da Celal Şengör tam emin değilim, bizimkiler denizden geçen fay hatlarını saymıyorlar deniz altından geçinde fay hatları yok oluyor sanki demişti.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(08.02.23)
şehir dümdüz değilse deprem olabilir. bunların tektonik hareketleri mi ne var ve her yer dümdüz olana kadar devam ediyor. yani dağ olan yerde deprem de olur. burdaki esas sıkıntı deprem olmasından ziyade büyüklüğü ve şiddeti. her fayın üretebileceği depremin büyüklük sınırı var. dün celal hoca istanbul için 7.7, erzincan için 7.8 izmir için 7.0 olarak verdi sayıları yanlış hatırlamıyosam. bir de ek bilgi kaplıca olan yerde fay vardır diye bilgi kalmış kafamda.
0
b1020
(09.02.23)
95 Kobe depreminde aynen öyle oldu. O zamanlar lisedeydim ve Newsweek’ te dünyada depreme en hazırlıklı ülke Japonya’ nın bile nasıl hazırlıksız yakalandığı ile ilgili bir yazı okumuştum. Hala aklımda.

Şu an yaşadığım Avustralya şehrinde ara sıra 7.2 ilk deprem üretebilecek faylarla ilgili yazılar okuyorum. Buna karşın tasarımda kullandığımız efektif deprem ivmesi (şaka gibi) 0.1g mesela.
0
trixi
(09.02.23)
yer bilimci değilim o yüzden sorduğunuz soruya kesin bir cevap veremeyeceğim ama deprem riski hesabında yer bilimcilerin sismik tehlike analizlerini kullandığımız için naçizane cevap vermeye çalışıcam.
öncelikle tehlike ve risk arasındaki farka bakalım.

deprem tehlikesi bir yerde beklenen yer ivmesini ifade ediyor. misal istanbul’da önümüzdeki 50 yılda yer ivmesinin 1g’yi geçme olasılığı kaçtır sorusu yer bilimcilerin alanına giriyor.

bunların hesapları için psha denilen bir yöntem kullanılıyor, açılımı probabilistic seismic hazard analysis. bunlar genel olarak tarihteki fay aktivitelerine bakılarak yapılan çalışmalar. her deprem sonrası bu modeller güncelleniyor. yanlış hatırlamıyorsam 2011 japonya depreminden sonra bu metodu eleştiren birkaç makale vardı. deprem olan bölgede bu derece büyük bir deprem beklenmediği için bu metodun uygun olmadığını söyleyenler var. şöyle bir makale var ilgilenen olursa: www.sciencedirect.com

sorunuza gelecek olursam dediğiniz matematiksel olarak çoooooook düşük ihtimalle de olsa mümkün. şöyle ki: bu hesaplar olasılık bazlı olduğu için şöyle işliyor: istanbul ve konya’da yer ivmesinin önümüzdeki 50 yılda 1g’yi geçme ihtimaline bakalım. misal istanbul’da %10, konya’da %1 olsun. kabaca hesaplarsak, istanbul’da 50x%10’dan 500 yılda bir, konya’da ise 5000 yılda bir bu ivmenin aşılmasını bekleyebiliriz. bu süreye return period deniyor. söylemek istediğim aslen şu: eğer return period’ı yeterince uzun tutarsanız dünyanın her yerinde her ivmenin aşılma olasılığı var diyebiliriz. bunun olmaması için konya’da %1 olarak verdiğim olasılığın %0 olması gerekiyor ki bu imkansız takdir ederseniz ki. çoook küçük bi ihtimal de olsa 0 diyemeyiz.

peki madem öyle, niçin binalar buna göre yapılmıyor? çünkü binaların ömrü bu kadar değil. genelde 500 yıllık return period’a karşılık gelen depremler için tasarlanıyor binalar. istisnalar var tabii ama onlara girmiyorum.

deprem riski dediğiniz olay deprem tehlikesinden farklı. deprem tehlikesi ivmenin belli bi değeri aşma ihtimalini gösterir. bina tipinden bağımsızdır. deprem riski ise binaya göre değişir.

misal. dünyanın sismik olarak en aktif yerinin bi çölde olduğunu varsayalım. deprem tehlikesi çok yüksek haliyle. ama çölde bina olmadığını farzedersek deprem riski düşük diyebiliriz.

veya istanbul’u düşünelim. türkiye’de deprem tehlikesinin daha büyük olduğu bi dünya bölge var ama deprem riskinin en yüksek olduğu yer istanbul. çünkü hem nüfus kalabalık, hem sanayinin kalbi, vs. vs. yani kaybedecek şeyi (haliyle riski) çok fazla istanbul’un.

bir de risksiz diye bi tabir kullandığınız için eklemek istiyorum. bii yapı istediği kadar “sağlam” olsun, veya deprem bölgesinden istediği kadar uzakta olsun, sıfır risk asla mümkün olmayacaktır yukarıda bahsetmeye çalıştığım sebeplerden dolayı. sıfıra çok yakın olabilir ama sıfır risk imkansız. sayısal örnek olması açısından söylüyorum, ülkeye göre değişmekle birlikte genellikle deprem sebepli yıkımlarda tolere edilen risk 10^-5 ve 10^-6 civarı. yani depremde binanızın yıkılma ihtimali yıllık 100000’de 1’den küçükse depreme karşı yeterli derecede güvende olduğunuz farzediliyor.

telefondan yazdım, yazım hatası yaptıysam affola.
0
ben de
(09.02.23)
sorunuzla alakali oldugu icin probabilistik sismik tehlike analizi'ni elestiren bir görüs
daha paylasiyorum.

t24.com.tr
0
ben de
(14.02.23)
(4)

instagram takip

kirmizipilotkalem
arkadaşlar iyi geceler.instagramda hiç hoşlanmadığım bir iş arkadaşi beni takip ediyor çıkaramıyorum, engelleyemiyorum.ben onun gönderilerini sessize aldım görmüyorum ama karşı taraf için de böyle bir icat var mı?beni takip etsin ama gönderilerimi görmesin.Ne yapayım? çıkaramıyorum da durduk yere. :
arkadaşlar iyi geceler.
instagramda hiç hoşlanmadığım bir iş arkadaşi beni takip ediyor çıkaramıyorum, engelleyemiyorum.
ben onun gönderilerini sessize aldım görmüyorum ama karşı taraf için de böyle bir icat var mı?
beni takip etsin ama gönderilerimi görmesin.

Ne yapayım? çıkaramıyorum da durduk yere. :(
0
kirmizipilotkalem
(25.01.23)
yakın arkadaş listesi oluşturup o hariç herkesi ekleyin. paylaşımları da o gruba yapın. ama bence bu zahmete girmek yerine çıkarın gitsin. insanları kırmayacağız diye kendimiz delik deşik oluyoruz sonra.
0
mstiteltr90
(26.01.23)
Sanırım kısıtla deyince oluyor.
0
duma duma dum
(26.01.23)
Profiline sağ üstte seçenekler düğmesi var. Orada hikayelerimi, gönderilerime gizle seçeneği olması lazım.
0
trixi
(26.01.23)
Engelleyip engeli kaldır yap, o anlar.
0
baba553
(26.01.23)
(7)

Ruhunuz daralıp sıkıntıdan çatladığınızda ne yapıyorsunuz?

odiyus
Soru başlıkta arkadaşlar. Zor bir dönem geçiren arkadaşım var bildiğin bunalımda. Odaklanamıyor dinleyemiyor konuşamıyor anca çay kahve sigara. 1 haftada 6 kilo verdi. Yaşama sevincini yitirmiş seviyede. Zevk aldığı severek yaptığı ne varsa deniyorum ama olmuyor. Ne yapabilirim? Önerileriniz neler?
Soru başlıkta arkadaşlar. Zor bir dönem geçiren arkadaşım var bildiğin bunalımda. Odaklanamıyor dinleyemiyor konuşamıyor anca çay kahve sigara. 1 haftada 6 kilo verdi. Yaşama sevincini yitirmiş seviyede. Zevk aldığı severek yaptığı ne varsa deniyorum ama olmuyor. Ne yapabilirim? Önerileriniz neler? Şimdiden teşekkürler.
0
odiyus
(20.01.23)
Ben daha fazla deadlift yapıp beynime bir süre oksijen gitmesini engelleyip rahat ediyorum ama ehil olmayan ellerde riskli bir deneyim tabii tavsiye etmem.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(20.01.23)
Spor geçmişimiz var fakat sporu da bıraktı.
0
🌸odiyus
(20.01.23)
beşiktaştan eminöüne sahilden, tabi çoğunlukla deniz görünmüyor, yürüyorum akşam darlanırsam, acayip vakit geçiyor, kesinlikle yalnız kalmamalı insanların içinde yapılacak bir aktivite olmalı benim ki de en fakiri, ama dolmabahçe falan hala zevkli geliyor. :)
0
fakat
(20.01.23)
Yürüyüşe çıkıyorum. Annemle ve yakın arkadaşlarımla konuşmak da iyi gelebiliyor bazen.
0
Amaranta ursula
(20.01.23)
Kızlı erkekli arkadaş ortamı mesela? Tabi onu sürekli bulabilen ballı tipler olduğu gibi bulamayanlar da var.

Bir de takım sporları tabi. En depresif anda bile yarı saha basket, halısaha yarım günlüğüne modu çok güzel yükseltir.
0
trixi
(20.01.23)
bunalımdaysa psikologla görüşebilir ya da psikiyatra gidip ilaç alabilir.
0
9kuyruklukedi
(20.01.23)
daha önce gitmediği bir yere gidip 1-2 gün konaklanabilir. oraların sakin yerlerinde dolaşıp biryerlerde takılabilir. Tebdili mekanda ferahlık varmış.
0
vampir akrep
(20.01.23)
(5)

Evde hangi spor hareketleri yapabilirim plank vs ve mat önerisi?

Cesario
Arkadaşlar evde kendi halimde hangi spor hareketlerini yapabilirim sağlık için?Şınav, mekik, plank vs neler? Var mı sizin yaptığınız şeyler ve önereceğiniz video linkler?Ayrıca plank yaparken dirseği yıpratmamak adına nasıl bir mat almalıyım?Yoga matları 500-1000 TL arasında. Decathlonda 200 TL'ye d
Arkadaşlar evde kendi halimde hangi spor hareketlerini yapabilirim sağlık için?

Şınav, mekik, plank vs neler? Var mı sizin yaptığınız şeyler ve önereceğiniz video linkler?

Ayrıca plank yaparken dirseği yıpratmamak adına nasıl bir mat almalıyım?

Yoga matları 500-1000 TL arasında. Decathlonda 200 TL'ye de buldum ama tırtıklı gibi geldi yüzeyi ve yorumları çok kötü.

Ne almam lazım ve nereden?

BONUS: Evde kendim çalışarak ve basketbol topu alıp basket takılsam yararı olur mu? Spor salonuna gitmeyi reddediyorum. Benlik değil ortamı..
0
Cesario
(11.01.23)
Ben şu programı uyguluyorum, faydasını da görüyorum. Plank ile de desteklenebilir tabii. Bench şart değil, sehpa/sandalye ile de oluyor ama ben rahat etmek için bench de aldım.

www.muscleandstrength.com
0
orient blue
(11.01.23)
Decathlon'da çeşit çeşit mat var, ben (nispeten) ucuz bir tane aldım memnunum
0
harmanyeri
(11.01.23)
"Yararı olur mu" sorusu sağlık açısından ise koltuktan kalkıp 30 dk yuruseniz bile yararı olur.

Yararı olur mu sorusu böyle atletik olur muyum ise olmaz.

Sağlık için çok fazla spor hareketi yapmaniza gerek yok. Misal plank demissiniz, planke gelene kadar trilyon tane hareket var.
www.elitefts.com:~:text=Even%20though%20the%20plank%20exercise,in%20the%20waist%20or%20hips.

Sinav, mekik, basketbol ile çok acayip bir şey beklemeyin yani. Beklentiniz sırf sagliksa, kilo verme ya da atletik vücut sahibi olmak değilse olabilir.
0
logisticsmanager
(12.01.23)
YouTube’ da 15 min. aerobic exercise tarzı videolar var. Dışarıda koşmak, basket oynamak kadar faydalı olmasa da deneyebilirsin.
0
trixi
(12.01.23)
Dubmell'iniz varsa su:
darebee.com

yoksa burdan uygun biseyler secip begenip yapabilirsiniz:
darebee.com

saglik icin zaten yararli onu tartismaya bile gerek yok ama sekle girmek icin her gun yapinca kesinlikle faydasi var. 3 ay yapip 2 hafta yapmayinca resetlemeye basliyor ama vucut kendini.
0
taurina
(12.01.23)
(22)

Almanlar ve ırkçılık

Kaleci Saçlı Forvet
Şimdi bi toplmu topyekün zan altında bırakmak istemiyorum fakat Almanların büyük bir kısmı bana hala ırkçı gibi geliyor, kendi ırklarının hala en üstün ırk olduğunu düşündüklerini düşünüyorum ama bunu geçmişte yaşananlardan ötürü zamanla baskılayıp kendilerinin bile unuttuğu gibi bir görüşüm var. Bö
Şimdi bi toplmu topyekün zan altında bırakmak istemiyorum fakat Almanların büyük bir kısmı bana hala ırkçı gibi geliyor, kendi ırklarının hala en üstün ırk olduğunu düşündüklerini düşünüyorum ama bunu geçmişte yaşananlardan ötürü zamanla baskılayıp kendilerinin bile unuttuğu gibi bir görüşüm var. Böyle bir şey olabilir mi sizce de bu Almanlara hiç güvenemedim ben oldum olası. Teşekkür ederim.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(11.01.23)
(bkz. önyargı)
(bkz. kalıpyargı)
0
but that was just a dream
(11.01.23)
ırkçılık düşük eğitim ve zeka düzeyi belirtisidir genellikle. en azından toplumsal olanı. çok zeki biri de ırkçı olabilir ama genel olarak ırkçılık eğilimi genelde boş adam olma kaynaklıdır. kendisiyle ve hayatıyla sorunu olmayan, kendini geliştirebilmiş, kendini eğitebilmiş, toplumun sağlıklı bir parçası olabilmiş kişi sırf ten rengi veya doğum yeri farklı diye birinin "aşağı" olduğunu ya da ana babasından doğdu diye "üstün" olmadığını bilir.

ben kitle halinde gelişmiş hiçbir avrupa ülkesinin ırkçı olduğunu düşünmüyorum. dediğim gibi ırkçı her yerde var, ırkçı muameleye maruz kalabilirsin ama toplumsal olarak öyle bir durum olduğunu düşünmüyorum. çünkü bu herifler zaten naziler yüzünden kendi bayrağını dalgalandırmaktan utanacak hale gelmiş durumdalar. üstüne üstlük dünyanın en güzel ülkelerinden birinde yaşıyorlar. mutlu, huzurlu, müreffeh, eğitimli insandan kolay kolay ırkçı çıkmaz.

ırkçılık tarihiyle yüzleşemeyen, gazla çalışan, geçmişte yaşayan, bulgur pilavı yiyip diriliş izleyen, "masa biziz" diyen adamdan çıkar.

kısacası bu gelişmişlik ve eğitim meselesi. kimse alman veya türk diye ırkçı olmaz.
0
mark greg sputnik
(11.01.23)
Bildiğim kadarıyla kendi ırkını/kültürünü üstün görme neredeyse her toplulukta var.
Mesela Türkler de öyle düşünmüyor mu sizce?
Direkt deneyimlememiş olsam da Pakistanlıların da Norveçlilerin de Malezyalıların da bu konuda benzer şekilde düşündüğünü tahmin ediyorum.

Almanların ekonomisinin ve sanayisinin gelişmişliği onların bu düşüncesine destek/kanıt oluyor olabilir ama bu kanıtlara sahip olmayan bir topluluğun üyesi de bu düşüncesinden vazgeçmiyordur bence
0
michael_knight
(11.01.23)
çok komleks ve girift konular.
ırkçılık zeka ve eğitim düşüklüğü göstergesi +

bunun dışında almanların alman olmayanlara karşı mesafesi varsa direkt ırçılıkla değil kültürel normlarla da açıklamak lazım. ülkenin dağlık kapalı bölge oluşu, tarihsel geçmişi (saldırılara açık veya hep teyakkuz halinde olması), iklim, coğrafya vs insanları kapalı ve dar alanlarda yaşamaya -ve belki de dolaylı olarak öyle düşünmeye- itmiş olabilir.

düz adam sami gibi açıklayacağım ama
hava güzel olsa sokaklarda kahve bira içseler, hep deniz kenarında büyük şehirler; limanları olsa da sürekli başka kültürlerle etkileşime girseler vs vs . turizm, tarım mutfak vs yerine mecburen sanayiye yüklenmişler. fordist sistemde çalışmak iş ve yaşam rutinine nüfuz ediyor. belki benim çilekeş hansım günterim de italyadaki roberto efendim marsilyadaki gibi gabriel gibi keyfinde, siestasında olsa; onunla bununla şakalaşıp sohbet etse belki daha farklı olurdu ama şartlar işte :/

bir de ikinci dünya savaşı şunun şurasında 2 nesil önce, o günleri yaşatanların yetiştirdiği çocuklar hayatın her yerinde vs.

yine de ırkçılığı topyekün bir topluma bir millete atfetmek hatalı bir düşünme biçimi. bir milleti diğerinden daha fazla veya daha az ırkçıdır diyemeyiz. bir toplum etkileşime daha kapalı veya açık demek daha mantıklı geliyor bana.
0
jimjim
(11.01.23)
Önyargı.
Bilmem kaç milyonluk ülkeyi elde bir veri olmadan hissiyat ile ırkçı demek başka bir şey ile aciklanamaz.

Böyle bir şey yok, bunu nasıl kanitlariz bilmiyorum sonuçta söylediğin şeye göre bunlar komple ırkçı ama soylemiyorlar. Ütopik bir olay.
0
logisticsmanager
(11.01.23)
Türklerin en eğitimsizleri ile birlikte yaşayabildiklerine göre bence ırkçı değiller. Şahsen onların katlandığı tiplere ben katlanamazdım.
0
OrangeYellow
(11.01.23)
Nürnberg mitinglerinde meydanları dolduranların hepsi savaş sırasında telef olmadı yada savaş sonrası idam edilmedi bu yüzden görüşlerinize katılıyorum ama yüksek sesle ifade edemem.
0
Sir Anthony Hopkins
(11.01.23)
Almanların "büyük bir kısmının" ırkçı olduğunu düşünüyorum, Almanlara "hiç" güvenemedim yaklaşımı da ırkçı bir yaklaşımdır. Burdan yola çıkıp durum değerlendirmesi yapabilirsiniz.
0
Phoebe
(11.01.23)
Irkçılık var. Sokakta falan gelip pis Türk diyen yok, birkaç şay duydum ama çok ekstrem, normal olmayan insanların yaptıklarıydı.
Irkçılık bir de bizim düşündüğümüz gibi Arapları hiç sevmem gibi birşey değil. Ben de Arap, hindi, Çin ya da kimseyi sevmiyorum ama biriyle tanıştığımda önyargım kendi içimde kalıyor, o kişinin karakterine göre davranıyorum.
Irkçılığa uğradım, kesinlikle bunu kanıtlayamayacağın şekilde yapıyorlar. Kanıtım da var ama %100 değil, kesinlikle reddediyorlar. Gruptan dışlanan da sen oluyorsun.
Kesinlikle kendilerini çok üstün görüyorlar. Biz de kendimizi üstün görüyoruz ama fark biz diğerlerini aşağılamıyoruz ya da eksiklerimizi biliyoruz bunlar her zaman doğru eğer hata varsa yanlışlıkla olmuştur. Anlatamadım gerçi ama neyse. Yaşadığım örneklerle anlatırdım ama hiç enerjim yok.
Bunun dışında bana çok pasif agresif insanlar gibi geliyorlar.
Burada her milletten insan var ama en çok Türklere ve doğu Avrupalılara karşı ben bazı tavırları gördüm ki en çok entegre olanlar, çalışanlar bunlar.
0
spherical
(11.01.23)
Hocam benim ırkçı olup olmamam farklı bir konu, bundan yola çıkarak durum değerlendirmesi yapmak benim soruma cevap vermiyor bu söylem kendi diyen kendi olur gibi bir şey daha çok.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(11.01.23)
almanlar bana kalırsa tüm avrupa toplumları içinde en az ırkçı toplumlardan birisi. ahlaki açıdan da türklerden üstün oldukları tarafları var. geçmişleri nedeniyle ırkçılıktan ölesiye korkuyorlar zaten ve yabancılara karşı bazen gereğinden de fazla pozitif ayrımcı davranıyorlar. göçmenlere mesafeli olmakla ırkçılık aynı şeyler değil. türkiye'de sen nasıl yabancılara gözün kapalı kucak açamıyorsan onların da sana bu kadar kolay kucak açmasını bekleyemezsin. her insana default gelen zenofobi ile ırkçılığı aynı kefeye koymamak lazım.

niyeyse türklerin almanlardan daha çok sevdiği italyanlar, ispanyollar vs. deneyimlerime dayanarak ırkçılık ve yabancılara gösterilen muamele konusunda daha sorunlu toplumlar, ki bu ülkelerde yaşayan türklere sorarsan onlar da sana uzun uzun anlatırlar.
0
sir gawain
(11.01.23)
Almanlar genel olarak ırkçı olup gizleyen ve sonuçlarından çekinenler ile saçma bir şekilde aşırı özür dileyenlerden oluşuyor. Aga senin deden Heinrich Himmler olsa bile sen onun yolundan gitmiyorsan neden senin suçun olsun? Sürekli bir üzgün ve özür dileyen modda korkak bir şekilde "aman ırkçı demesinler" diye geriliyorlar. Diğer kısım ise ırkçı ve de kendilerini daha üstün görüyorlar ama bunu gizliyorlar. Çünkü Mark Greg Sputnik'in dediği gibi kendi bayraklarını assalar ırkçı derler diye çekiniyorlar.

Bu arada Avrupa ülkelerinin hepsi ciddi oranda ırkçı vatandaş barındırır. Bunların sadece belirli seviyeleri var. Orta Doğu'dan uzakta, terörsüz, ekonomik buhransız yaşadıkları için gelen bir rahatlık havasında hepsi hümanist geziyorlar. Türkiye'nin bir yılda yaşadığının %1'ine denk gelecek bir terör olayından sonra ya da bir göç dalgasından sonra tepkilerine bakın. Hatta ona bile gerek yok. Ukrayna'daki savaşa yaklaşımları ile yıllardır devam eden beyaz insansız savaşlara yaklaşımlarına bakın. Bir anda bizden daha tepkili hale geliyorlar. ABD zaten "racial profiling" denilen olayın cenneti.

Irkçılık daha doğrusu zenofobi Avrupa'nın yapıtaşlarından biri. Avrupalı olmayıp Avrupa'ya giden herkes belirli bir kesim dışındaki insanlar tarafından ön yargı ile karşılanır. Gençler arasında bu oran daha düşük. ""Eğitim ve zeka seviyesi" iddiası sahip olmak için değil sahip olduğunda törpülemek ya da baskılamak için işlevseldir. Gerisi kültürel bir algı. Aksinin iddiası komik kalıyor.

Peki bu kadar göçmeni nasıl alıyorlar? Bak, almıyorlar bile. Türkiye milyonlarca sığınmacıyı ülkesine almak gibi bir hata yaptığında, o gelişmiş, zeki, eğitimli, ırkçı olmayan Avrupa ülkeleri ne yaptılar? Zor durumda olanları değil, sadece kalifiye olanları ülkelerine aldılar onu bile küçük sayılar ile. Birçoğu bir şekilde ülkesine gelip yerleşen ve üreyen azınlıklardan rahatsız. Onları gentrification ile taşraya itip kendilerinin yapmak istemedikleri işleri yaptırmaya yönlendiriyorlar.

Genç nüfuslar ve mevcut politik doğrucu algı yönetimi ile daha küresel bir Dünya'ya yönlenirken tabii onlar arasında ırkçılık oranı daha az. AB bir beyaz örgütü olmaktan çıkacaktır bu süreçle tabii. Şimdi bile 30 yaş altı için bu ırk ve sınır ayrımı büyük oranda bir şey ifade etmiyor.
0
nawar
(11.01.23)
Hocam şunu göstermek istedim aslında; bir Alman'ın Türklerin "büyük bir kısmının" barbar olduğunuz düşünüyorum, onlara "hiç" güvenemedim şeklinde düşünmesi aynı çıkış noktasına sahip. Yani mesele ırklardan çok bireyin bakış açısı. Ben dazlakların türk işçi evlerini kundakladığı, türk çocuklarını kaçırdıkları dönemde Almanya da büyüdüm. O dazlaklar kadar, Almanca öğrenelim diye hafta sonu gönüllü ücretsiz almanca dersi veren öğretmenlerimde vardı, annem almanca bilmediği için kendi çocuğuyla beni iki yıl okula götürüp getirende vardı. Babam anneme şiddet uyguladığında ıykkkk türk işçiler böğkk ilkel bunlar diyen komşularımızda vardı, annemi ve biz çocukları bir kenara çekip başvurabileceğimiz yardımları anlatan da vardı.
0
Phoebe
(11.01.23)
Ya bence yukarıdaki cevaplar senin sorunu çoğunlukla anlamamış. Çünkü Hans ırkçı mı Jürgen yabancı düşmanı mı vs. nereden bilelim tek tek. Mevzu o değil. Mevzu bu olmadığı için konunun eğitim veya zeka ile de ilgisi yok.

Asıl sorular şunlar bence: Alman kültürü dışlayıcı ve kapalı bir kültür mü? Yeniliklere açık mı, yoksa muhafazakar mı? Üstünlük kompleksi var mı yok mu? (diğer kültürlere relative olarak tabi ki, yoksa bunun net bi ölçütü yok).

Bu soruların cevabı da Almanlarla biraz vakit geçirmiş herkes için oldukça açıktır muhtemelen :) Olmayanlar için de @nawar +1 diyelim.

"O kadar göç alıyorlar" vs. diyenler için de, Almanların 60 yılda aldığından fazlasını biz 3 yılda aldık. Hani gösterge buysa eğer TR'deki ırkçılığı düşünüp, Almanya'yı tahayyül edebilirsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(11.01.23)
Nawar çok güzel bir cevap yazmış. Ben de sorunu "almanlar hala içten içe üstün olduklarını düşünüyor ama bunu dile getiremeyecek kadar bu konuyu baskılamışlar" şeklinde algıladım ve 1 sene de olsa o topraklarda yaşamış biri olarak bu görüşe katılıyorum. Ben mevcut bilincimle, alman olsam bununla gurur duyardım, her anlamda başarılı bir ülke, müthiş bir tarih, avrupa'nın belkemiği, vesaire veesaire. Bundan 50-100 yıl önce yaşananların sorumlusu ben olmadığım için bunları kafaya takmazdım. Ama işte malum nazi dalgasından ve genel "göçmen dostu ülke" baskısından ötürü, ben almanım derken özür dilerim ama ben almanım yani modunda takıldıklarını düşünüyorum. Almanyada ırkçıdan çok, göçmen dostu vardır ve bu onların maalesef sonunu getiriyor, bir çok şehri alman şehri olmaktan çıkmış durumda. Apolojist yani adamlar, 3 adımda bir özür dileme düşüncesindeler.

Peki almanlar ırkçı olsaydı, olmakta haklı olurlar mıydı? Bence sorunun cevabı evet. Bu müthiş ülke şu anda her anlamda yağmalanan rezil bir pozisyona düşmüş durumda. Redditte bile göçmenlerin zorbalık yaptığı alman çocuklarının konularını okuyabilirsiniz. Almanyanın bir çok şehrinde almana rastlamak için çaba sarf etmeniz gerekir. Bize çok daha yakın olan suriyeli, afgan göçmen gibi şeyler bile, zaten düzen olmayan türk şehirlerinde bizleri çileden çıkarırken, düzen bağımlısı, kuralcı, müthiş bir sistem oturtmuş, ortadoğuya ve islama olabildiğince uzak bir alman çocuğunun kendi evinde suriler tarafından zorbalığa uğruyor olması travmasını bu adamlar atlatamazlar, ve sonucunda göreceksiniz bu gidişle yine 2. dünya savaşında olduğu gibi sağ partilerin iyicene yükselişe geçeceği bir süreç yaşanacak (ya da almanya'da iş işten geçmiş olacak ancak diğer avrupa ülkeleri ibret aldığı için o süreci yaşayacak ve daha çok göçmen karşıtı olacaklar)

Bunun dışında ırkçılığın düşük zekalı olma durumuna katılmıyorum. Ben herkesle arkadaş olmak, iyi geçinmek zorunda değilim. Keza bir almanın, türk olduğum için benimle arkadaş olmaya ve o önyargıyı yenmek için vakit ve enerji ayırmak istememesini de anlayabiliyorum. Herkes yeni kültürler keşfetmek ve her şeyi mazur görmek zorunda değil. Adam istemiyorsa istemiyordur, ben de önünde erkek çocuğu dansettiren kültürlerle bir şey paylaşmak istemediğim gibi, mesela milyonlarca afgan içerisindeki 3 tane pırlanta gibi adamı bulmak için çaba harcamak zorunda da değilim. Almanlar bu minvalden bakınca, ırkçılık bir yana, göçmenlere inanılmaz bir tolerans gösteriyorlar ve sonuçların da en büyük şehirlerinde kızları rahat yürüyemediği için olumsuz şekilde yaşıyorlar. Sonuç olarak almanların hakkını yememek lazım, ve duygusal netflix dramalarından çıkıp gerçek hayata vardığınızda görüyorsunuz ki ırkçılık da bilinmeyen bir karanlıktan korkmak gibi oldukça doğal ve normal bir reflekstir. O karanlıktan korkmamak insanın kendi elinde, ama korkmamaya çalışmak için çaba sarfetmeyen ve karanlığa hiç girmemeye çalışan insana da saygı duyuyorum.
0
roket adam
(11.01.23)
Abi hemen ofans yapıyorsunuz ama ofans yapacak bir şey yok, ben Almanlar ırkçıdır demiyorum Almanların ırkçı olabileceklerini düşünüyorum ama bu tam da Roket'in söylediği gibi "Almanlar hala içten içe üstün olduklarını düşünüyor ama bunu dile getiremeyecek kadar bu konuyu baskılamışlar" şeklinde bir düşünce, yani "sen kaç tane Alman tanıdın olm" argümanı doğru değil bu anlamda, misal ben de Almanları seviyorum benim de Alman arkadaşlarım var ve hiçbirinden de ırkçılık görmedim hatta Nawar'ın dediği gibi birçoğu fazla "hümanist" ama kendilerini bu şekilde baskılamalarından asıl düşüncelerini unutmuş bile olabilirler gibi geliyor bana. Hani gece başını yastığına koyduğunda uykuyla uuanıklık arasında bir süreç olur ya, ancak orada "Lan Almanlıktan aldığım tadı da hiçbir şeyden alamadım he" kıvamına geliyor gibime geliyor birçoğu, yoksa "ALMANLAR IRKÇIDIR" demiyorum ben, öyle olabileceklerini düşünüyorum.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(11.01.23)
abi yanlış anlama da birine "ırkçı ama ırkçı olduğunu unutmuş" demek nasıl bir yaftalama çeşididir? berlin nüfusunun neredeyse yarısı göçmen olmuş, ki önemli bir bölümü de sivilize olmamış, abuk sabuk saçmasapan insanlar. hepsi ekmek elden su gölden yaşıyor, devletin kaynağını sömürüyor, ne fiziksel/sözel ırkçı bir saldırıya maruz kalıyor, ne hayat kalitesini etkileyecek somut bir ayrımcılığa uğruyor. argümanlar "burgeramt'taki alman memur bana sanki biraz ters baktı gibime geldi"nin ötesine geçmiyor. iddia ediyorum, şu göçmen nüfusu türkiye ya da başka bir ülkede olsa ve devlet kendi halkından aldığı vergiyi bunlara akıtsa insanlar çoktan sopalarla yabancı kovalıyordu.

yukarıda biri "zenofobi yani ırkçılık" diyerek ikisinin eşanlamlı olduğunu iddia etmiş ama mahallenize taşınan ve hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir yabancıdan çekinmekle ırkçılık apayrı kavramlar. zenofobi hepimizin maymun beyninde olan bir savunma mekanizması, bilmediğimiz şeylere karşı temkinli olmasak evrimleşip bugüne gelemezdik zaten. ikisini aynı görüp bunun üzerinden paragraflar döşenmek tuhaf olmuş biraz.

ben alman muhibi vs değilim. ama kendi ülkemle karşılaştırıldığında çok daha etik ve naif kalan bir toplum için "ben bu insanlara oldum olası güvenemedim" demene tetiklendim biraz. peki sana kim güvensin diyesim geldi.

almanya'da ikinci el eşya alıp satarken ya da birileriyle işbirliği yaparken önümdeki iki seçenekten biri türk, diğeri almansa (ve diğer her koşul eşitse) daima almanı tercih ettim ve şimdiye dek zararını görmedim. bende güven meselesi tam tersi işliyor.
0
sir gawain
(12.01.23)
Abi inanın benimle alakalı ne düşündüğünüz hiç problem değil yani düşüncem mantıksız ve aptalca da gelebilir doğrudur ama muhtemelen ne demek istediğimi de anlatamıyorum ama yineleyeyim: Ben Almanlar ırkçıdır demiyorum. Almanlardan kastım bu arada Türkiye'den oradan buradan gelip vatandaşlık almış Almanlar değil onların hiç gelmediğini düşünelim; ben Bastian Schweinsteiger gibi Almanlardan bahsediyorum.

Diyorum ki bu Almanlar özünde, temelinde, en gizli saklı ID benliğinde hala üstün bir toplum olduklarını düşünüyorlardır ama bunun Nazi dönemiyle falan bir ilgisi yok zira Cermenler zaten mitolojik olarak da kendini herkesten üstün gören bir toplumdu, yani biz Türklerin Ergenekon destanı gibi bu adamların "Bro biz Avrupalı halkların en büyüğüyüz en ulusuyuz tanrının yeryüzündeki gölgesiyiz" tadında mitolojileri var, Nazizim biraz da bu mitolojiye dayanıyor ama ben diyorum ki Almanlar bu Nazi belası yüzünden kendi mitolojilerindeki bu özelliklerini artık dile getiremeseler de, hatta günümüz şartlarında bunu baskılamaktan yok saymaktan gerçekten de "olmadığını" düşünseler de özlerinde hala bu düşüncelerie sahip olabileceklerini düşünüyorum, çünkü bu düşünce bu adamların kültüründe var böyle mitleri var, yani 2000 yıl bu düşünceye sahip olmuş bir toplum son 50 senede mi bundan vazgeçti yani bu bana mantıklı gelmiyor sadece.

Abi hadi her şeyi geçtim misal Till Lindemann'ın ırkçı olmama ihtimali var mı ya, benim bile Till Lindemann'ı görünce Alman ırkçısı olasım geliyor o niye olmasın ki.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(12.01.23)
Danimarka ve İngiltere ofislerinde kısa süreli çalıştım. 8 aydır Avustralya’ dayım. Avrupa- özellikle orta Avrupa ve batı insanı ırkçı olmasa da muhafazakardır. Kibardırlar ama sosyal çemberlerinin içine girmen çok zordur. Ki bunu bana Danimarka’ da bir Fransız, Newcastle’ da bir İskoç da söyledi. Burda bir şekilde yabancı olduğunu hissettirirler demişlerdi.
0
trixi
(12.01.23)
kahraman, savaşçı, güçlü ya da kutlu olmadığını iddia eden bir ırk mitolojisi var mı? yani dünya tarihinde hangi milletin mitolojisinde "biz çok da süper bir ırk değiliz ya idare ediyoruz işte hehe" türü söylemler görebilirsin? zaten destan kavramı bu mantık üzerine kurulu, milletler en kolay güçlü oldukları algısı üzerinden birleşir. dediğin şey ingilizlerde de var, türklerde de, meksikalılarda da, korelilerde de. zaten alman mitolojisi dediğin şey de tartışılır. nordik, anglo-sakson ve keltlerden çok ayrışmış bir mitoloji deği. yani bunlar avrupa'nın ortak mitolojileri aslında.

almanya son yüzyıldaki göçmen politikasıyla avrupa'nın amerikası olma yolunda ilerliyor (ki bence oldu zaten). gelgelelim amerika'nın pohpohladığı bu tek ulus olma hali, hepimizin orijini farklı olabilir ama biz tek bir ülke, tek bir milletiz, hadi marş söyleyip bayrak sallayalım ve amerika'nın kurtuluşunu kutlayalım durumununun yüzde birini bile göçmenlerine dayatmıyorlar. almanya yarın bir gün çıksa hadi bugün almanya'nın bayramı, herkesin eline almanya bayrağı verip birlikte sallayalım ve marş okuyalım dese yer yerinden oynar. ne ırkçılıkları kalır ne nazilikleri. almanya bu açıdan düşünürsen ırkçılık bir kenara, avrupa'nın belki de en anti-ırkçı ülkesi olabilir. bunu da devletin zorlamasıyla ya da kanunlarla değil, toplumsal normlarla beceriyorlar.

bir milletin karakteri 100 yılda değişir, 50 yılda da değişir. tanıdığım bir ülke halkı gözümün önünde sadece 20 yılda eskisinden iki kat daha muhafazakar oldu mesela. oluyor böyle şeyler.
0
sir gawain
(12.01.23)
gunumuzun politik dogrucu dunyasinda bu tarz bir soylemi "mesela yani" gibi bile soylemeye kalksan adami carmiha gererler. belki de medeni ve mesafeli toplumun gereklerinden birisi budur, bilemeyecegim.

ancak almanlar disiplinli diyince evet abi diyen ayni insanlar almanlara yonelik olumsuz algilanabilecek bir tanimlama yapildiginda ama aa butun almanlara oyle diyemezsiniz diye ayaga kalkabiliyorlar. halbuki iyi kotu yargilari zihnimizde. tembel alman oldugu gibi seker gibi pamuk gibi alman da vardir. ancak genellemeler genel bir resim cizebildikleri olcude degerlidir. yoksa elbette istisnalar olacak. dolar artis trendiyken tek tuk dusus yasadigi gunler de olacak vesaire.

benim almanlar ile iliskilerimde gozlemim cermen kulturlerinden gelme (iskandinavlarda oldugu gibi) bir zenofobiye sahip olduklaridir. bu zenofobi 21. yy'da gunluk hayatta pek kolay karsilasilan bir sey degil belki. ancak bir almanin sosyal cevresine girebilmek kolay degildir. almanya'daki gocmenler benim alman arkadaslarim da var dese de bircok ozel partiye davet edilmezler. buradaki eleme unsuru akici almanca bilgisi midir baska bir sey midir bilemem. ama asilmaz gibi gozuken duvarlar vardir. yeri gelir cilginlar gibi eglenirsin beraber ama onlardan biri olamayacagini inceden hissettirirler. bu italya'da ispanya'da yasanmaz mesela. adam gider seni babannesiyle tanistirir.

bunun yaninda bir alman sasilacak seviyede meymenetsizdir. almanlarla bir is toplantisi yaptiginda sadece is toplantisi yaparsin. espriden anlama gibi bir ozellikleri yoktur. dunyayi olanca sikiciligiyla kucaklamaya bayilirlar. muhtemelen bu ozellikleri sayesinde her dunya savasinda kafalarina vurulmasina ragmen eskisinden daha guclu gelebilmislerdir.

ee bu ideal yaklasimlar zamaninda diger irktan insanlarin yasam hakkina bile sahip olmadigi yonunde korkunc dusunceleri yesertebilmis egitim seviyesi yuksek almanlarin arasinda bile. bu adamlar rilke okuyup wagner dinlerken yan binadan yahudi komsularinin toplatilmasina ses cikarmiyorlardi. heidegger gibi devasa bir metafizik figuru gidip cilginlar gibi nsdap'e basiyordu muhru.

sozun ozu, irkcilik mi demek gerek bilmiyorum ama sikintili bir seylerin oldugu asikar. o yuzden almanlarin iyi yanlarini alacaksin. felsefelerini okuyup arabalarina bineceksin. ama konu almanya'da yasam olacaksa eger gotun gotun uzaklasacaksin.

eyyorlamam bu kadar.
0
antikadimag
(12.01.23)
antikadimag tam olarak senin anlattığını anlatmak istedim ben de.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(12.01.23)
(14)

Sanal aldatma durumu - Instagram Hk.

nzessia
Dört yıl önce falan bir ortamda eşimle ben bir kadınla tanışmıştık. O kişi arkadaşımın arkadaşıydı. Bayağı hoş bir kız, eşimin ondan etkilendiğini de hissetmiştim. Etkinlik sonrası bir baktım, eşim kadını takip etmiş sosyal platformda. Bayağı sohbet etmiştik, ben de takip etmiştim. Neyse sonra postl
Dört yıl önce falan bir ortamda eşimle ben bir kadınla tanışmıştık. O kişi arkadaşımın arkadaşıydı. Bayağı hoş bir kız, eşimin ondan etkilendiğini de hissetmiştim. Etkinlik sonrası bir baktım, eşim kadını takip etmiş sosyal platformda. Bayağı sohbet etmiştik, ben de takip etmiştim. Neyse sonra postlarını like ettiğini gördüm eşimin. Rahatsız olduğumu söyledim ve takibi bırakmasını istedim. Tamam dedi, sonra bir daha konu aklıma gelmedi.
Yıllar yıllar geçti, neyse iki gün önce Instagram'da bir şey gösterdi, aa dedi bunu ileteyim dedi başka bir arkadaşımıza, o paylaş butonuna basınca kızın ismini gördüm, böyle en başlarda.kizi takip etmiyor, herhangi bir like yok vb, Ma nasıl hala çıktı kız anlamadım. Hala sık mesajlasiyor olarak anlıyorum? İnstagdami bilmediğim için tam bilemedim, ama gördüm ismini o kesin kızın.
Sonrasında kızın tüm paylaşımlarına baktım, tanıştığımız dönemde ve eklestigimiz dönemde bir üçüncü erkek arkadaşimiz (oldukça çapkın) da kızın paylaşımlarıni beğenmiş.burdan da şunu çıkardım, eşim bu kızsan bahsetmiş bir şekilde ortamlarda.
Nasıl ilerlesem bilmiyorum, telefonunu karıştırmak huyum değil ama yapmak istiyorum. Delil toplamak geliyor içimden.
Üç aylık bebeğim var bu arada, içimde ne fırtınalar kopuyor.. ama bu sefer sessiz ve derinden ilerlemek içimden geliyor. Siz ne dersiniz, birincisi Instagram'da paylaşa basınca kızın en yukarıda çıkması bir işaret değil mi ? Ne önerirsiniz benim için.
0
nzessia
(01.08.22)
denedim şu an, bir şeyi paylaşmak istediğimde son mesajlaştıklarım görünüyor sırasıyla. mesajlaşmış yani, evet. 4 yıl diyorsunuz, az bir şey değil. ben kesinlikle kurcalardım bu konuyu.
0
deartheodosia
(01.08.22)
Paylaşa basınca en üstte çıkıyorsa çok sık mesajlaşıyor demek degil ama en son ona mesaj atmış ya da ondan mesaj almış demektir.

Paylaşma butonu degil de arama butonuna basıp birinin adını aradığı sayfada en üstte çıkıyorsa en son onun adını aratıp profiline girmiş demektir.

Kızın adını kesin gördüysen ortada masum bir durum yok bence.
0
himmet dayi
(01.08.22)
Dediğinden aldatma durumu çıkıyor olsa benim şirketin İstanbul ofisini erkeklerinin yarısı eşini aldatıyor demek olurdu.

Başı bağlı erkekler böyle flörtüz olabiliyor bacım, idare et.
0
trixi
(01.08.22)
Ayrıca aldatsa o işi İnstagramda yapmaz sanki?
0
trixi
(01.08.22)
Telefonu karıştırın ama kesin silmiştir bir şey varsa da. Telefonda faceid varsa gece uyurken tutun yüzüne açın ne varsa görün. Ama asıl önemli olansa şu: Instagram hesabının şifresini değiştirin. Başka bir cihazdan da yeni şifreyle hesaba giriş yapın. Ayrıca yeni şifreyle kendi telefonundan da giriş yapın ki uyanmasın mevzuya. Ayrıca giriş yapınca “hesabınızın şifresi değişti şu cihazdan hesabınıza giriş yapıldı” tarzı bir bildirim gelirse onu da hemen kaldırın.
0
mevsimler
(01.08.22)
Kendisine bulaşmadan kız üzerinden gitmek de bir yöntem. Fake hesap açıp bi iki yakışıklı erkek fotoğrafı kullanıp yürünebilir. Instagramda bu usul nasıldır bilmiyorum fake hesapla yapılan yürüme hemen anlaşılırsa kızın adını soyadını aratın başka ortamlardan yoklayın. Linkedin mesela. Linkedinde takipçi(bağlantı) bulmak çok kolay. Rastgele birilerini ekleyerek profilinizi gerçekçi kılabilirsiniz kolayca. Çünkü insanlar bağlantı edinme çabası içinde genel olarak. Evet kızın linkedin hesabı varsa yurtdışında yaşayan Türk bir yönetici mühendis yazılımcı vb profil oluşturun bence. Oradan bir süre kazıyın altını belki söyler. En azından diyalogları devam ediyor mu onu anlarsınız. Mesela eşinizin işini eğitim durumunu yaşını falan tarif ederek birebir kendisinin profiliyle uyumlu birine ihtiyacınız olduğunu söyleyin Kıza bakalım ne diyecek.
0
mevsimler
(01.08.22)
Ben de instagramda surekli esime dediginiz gibi gonderim yapiyorum. Bayadir ne alaka diyorum, esimden sonra surekli cikan kisiyle en son 2 yil once fln mesajlasmisim. Ve bu kisi 2 sirada cikiyor esimden sonra. daha altlarda daha yanin mesajlastigik kisiler oldugu halde. Ayrica bu ikinci sirada cikan kisiyle takiplesmiyoruzda.

Yani orada cikmasi bence pek birsey ifade etmiyor.
0
oscar
(01.08.22)
Ben sakin olmanızı öneririm. Eğer eşinizin bu kişiye karşı yürüme, hoşlantı durumu olsaydı ortamlarda bahsetmezdi kimseyle. O üçüncü kişiyle kızın instagram hesabını paylaşmış. Birde kadın sizi tanıyormuş, rezil olma uğruna böyle bir şey yapma ihtimali düşük, siz sonuçta yoldan geçen biri değilsiniz. Bu kadınla ortak çevreniz var. Eğer bir şey yaşansa rezil olacağını az çok tahmin eder.

Bebeğiniz üç aylık, sizin için zaten zor bir dönem. Şuan için konuyu ağır ağır ilerletin. Ben olsam eğer bir şey bulsam bile bebek 2 yaşına gelene kadar boşanmayı, ayrılmayı düşünmezdim. Ayrılma durumu olsa otomatikman size daha ağır yük binecek, karşı taraf bi rahatlamış olacak.

Ortada bebek olduğuna göre bir anne-bebek instagram sayfası açmayı düşündüğünüzü, bebekten pek vaktiniz olmadığınız için bildirimlere bakması için bu sayfayı kocanızın hesabında açmayı teklif edin. Bebeğin bakım sürecini paylaşırsınız, sayfayı büyütürüz,hediyeler gelir vs diyin. Arada sırada bu bahane ile telefonu elinize alırsınız, bu durum onu da rahatsız etmez üstelik anlamaz durumu.

Durduk yere kızdan sürekli bahsedip, böyle eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeyin.
0
GoodMorningTeacher
(01.08.22)
Simdi denedim en ustte bikac sene once konustugum biri cikti. Bu ara cok konustugum biri 3. sirada cikti.
0
ghilleinthemist
(01.08.22)
Ben de şimdi denedim en üstte en son mesajlaştığım arkadaş çıktı, altında da en sık ve en son mesajlaştıklarım sıralandı.
Keşke görür görmez sorsaydınız sen bunu silmemiş miydin diye.
Bence bu anı tekrar yakalamaya çalışmak önemli. Mesela onun instagramına girin, “ay şuna bayıldım kendime atıyorum senden” diyin ve tekrar bakın üstte çıkarsa sebebini sorun.
0
megalomaniac
(01.08.22)
Aldatma bunun neresinde? Kesin bir şey varsa o da kıskançlık. Kız güzel ve donanımlı belli ki. Sırf bu yüzden konuşmasını yasaklamışsın bu da adama çekici gelmiştir belki. Baştan beri guvenmemissin adam üstüne de cocuk yapmışsın adamdan. Tam türk işi aile aşk meşk.
0
hasmetizm 2046
(01.08.22)
telefon falan kaydedip haklıyken haksız duruma düşmeyin. alacağınız yanıtı göğüsleyebileceğinizi düşünüyorsanız alın karşınıza suçlamadan, anlamaya çalışarak, yapıcı bir şekilde konuşun. belki gerçekten ortada bir durum var belki de lohusalık depresyonu geçiriyorsunuz. açık ve net iletişim kurmanız şart. varsayalım ki bir şey yok ama eşiniz çok sert reaksiyon verdi, o da öküz olmasın, açsın lohusalık dönemi, lohusalık depresyonu ile ilgili bilimsel kitaplar okusun.

siz de lütfen size destek olacak birileri varsa, bebekten ayrı birkaç saat geçirmeye çalışın bir süre, gerekiyorsa da uzman desteği alın bu konularda.
0
Phoebe
(01.08.22)
Aldatma olmamış da olabilir. Ben de daha önce hiç konuşmadığım sadece en son doğum gününü kutladığım birisi çıktı mesela. Sadece bir mesajlaşma ama en son mesajlaşma olduğu için en üstte çıkıyor.
Lohusalık zaten çok zor bir dönem. O yüzden kendinize bu kadar yüklenmeyin.
0
birini cok ozledim ama haberi yok
(09.08.22)
şöyle söyleyeyim, instagram'da neredeyse her gün komik fotoğraf gönderdiğim ve yazıştığım bir arkadaşım bende ISRARLA en altlarda çıkıyor... ne zaman bir şey göndermek istesem iki saat aşağı inmek zorunda kalıyorum.

insta'nın bu konuda nasıl çalıştığını kendisinden başka kimse bilmiyordur sanırım. bu tarz şeyleri çok gördüm, kimsenin net ve kesin bilgisi olmadığına şahit oldum.
0
der meister
(09.08.22)
(8)

Plajdaki kızla tanışmaca?

jonas
Merhaba. Şu an Antalya'da tatildeyim. Birkaç gündür plajda gördüğüm bir kız var, 3 kişilik bir erkek grubuyla takılıyor. Aralarından biriyle sevgili gibi durmuyor pek, 4 kişilik arkadaş grubu gibiler. Kızdan çok etkilendim nedense, uygun bir yol bulup tanışasım var ama terso bir durum da olsun istem
Merhaba. Şu an Antalya'da tatildeyim. Birkaç gündür plajda gördüğüm bir kız var, 3 kişilik bir erkek grubuyla takılıyor. Aralarından biriyle sevgili gibi durmuyor pek, 4 kişilik arkadaş grubu gibiler.

Kızdan çok etkilendim nedense, uygun bir yol bulup tanışasım var ama terso bir durum da olsun istemem.

Nasıl yapsam? Icimdeki beğenimle platonik olarak takılsam mi, hamleyse de nasıl bir hamle yapsam?
0
jonas
(11.07.22)
3 erkekle takilan tek kiza yanastiginda karsilik alabilmen icin brad pitt'in kayip kardesi falan olman lazim
0
floydian
(11.07.22)
YANINDA 3 erkekle takılan kıza değil açılmak, yan gözle bile bakmam. Belki içlerinden birinin kardeşi vs bile olabilir.
Bulabiliyorsan instagramda fln bulmaya çalış yoksa yüzyüze zor iş şu durumda.
0
les yeux blanches
(11.07.22)
Başka adaylara açık olan bir kişinin 3 tane karşı cinsle tatile gideceğini zannetmiyorum. kardeşleri kuzenleri falansa bile o kişinin yanıt vereceğini veya bu işin olumlu olacağını zannetmiyorum.
0
ilgeru
(11.07.22)
Çocuklardan en az biri flörtü, kuzeni, kardeşi falandır. Öyle olmasa bile yukarda da yazıldığı gibi 3 erkekle tatilde olan bi kızdan olumlu yanıt alma imkanın yok. En iyi ihtimalle eli boş dönersin, diğer ihtimallerde (ki çok da uzak değil) kardeş işine bak sen hayırdır tepkisi alırsın ve karşılık verirsen dayak kaçınılmaz olur.
0
mg3929
(11.07.22)
erkeklerle tanismayi dene hep beraberlerken. bi sekilde erkeklerle muhabbet acarsan kiz da dahil olur bi noktada. orada kizin tepkisi, grup dinamiginden falan tekrar bi degerlendirme yapabilirsin.
0
reavelyn
(11.07.22)
erkeklerle tanışmayı dene +1111
0
jangbogo
(11.07.22)
Ben senelerce iki erkek arkadasimla tatil yaptim, tek sebebi de iyi anlasmamizdi. Biri benimle tanismaya calissa falan sorun yaratma ihtimalleri sifirdi tabii, ama guvenlik acisindan faydasini gordum. O, “bunlarin iliskisi ne yahu?” belirsizligi normalde cok mumkun olan rahatsiz edilme durumlarini sifira indiriyor.

Bir baska cevapta insanlarin bakismasi onemli bir sey degil dedigim icin elestiri aldim, o yuzden buna tavsiyem kizin da sizinle bakismaya, gulmeye vs egilimi olup olmadigini tartmaniz. Kizin sizin varliginizdan haberi yoksa bir sey yapmayin birakin kendince ilini yapsin rahat rahat.
0
sopiro
(11.07.22)
Senin yanında bi kız arkadaşın olsa daha kolay olurdu bu işler.

Tanışma özürlü bir insan olmama rağmen, kuzenlerle filan tatile çıktığımda çok kolay oluyordu bu işler. Gerçi bu sefer de karşı gruptaki dallamalar benim kuzene yazıyordu ama=) En azından bir şekilde arkadaş grubu oluyorduk böylece. Tek erkek dalmıyorduk aralarına...
0
trixi
(11.07.22)
(7)

Mutluluğun ne kadarı dış koşullara bağlı?

psmstc
Bir fırsat eşitliği içinde doğmuyoruz. Kimimiz engelli, kimimiz fakir, kimimiz yaşlı kimsesiz, kimimiz kronik aile problemleri içine doğuyoruz.Elbette bu durumlar ruhsal olarak bu durumdaki insanları dezavantajlı kılıyordur. Benim merak ettiğim çok dezavantajlı şartlarda yaşasa da, bir insan pratik
Bir fırsat eşitliği içinde doğmuyoruz. Kimimiz engelli, kimimiz fakir, kimimiz yaşlı kimsesiz, kimimiz kronik aile problemleri içine doğuyoruz.

Elbette bu durumlar ruhsal olarak bu durumdaki insanları dezavantajlı kılıyordur.

Benim merak ettiğim çok dezavantajlı şartlarda yaşasa da, bir insan pratikte mutlu olabilir mi? Bu konuda hakkında ne düşünüyorsunuz?
0
psmstc
(10.06.22)
Hayat güzeldir diye bi film var. Tam istedigin cevap o filmde.
0
halk
(10.06.22)
hepsi dış koşullara bağlı.
0
geçerkenugradım
(10.06.22)
benim icin dis kosullara bagli.

ama biri var haberlerde gormustum ilk olarak. cok buyuk bi talihsizlik yasamis bir kiz. kiz da eskiden okulun populer kizi gibi biri. cheerleader falan. amerikali. 3 uzuv kaybetmisti galiba. ya da belki hepsiydi tam hatirlayamadim.

tanriya yaklastim vs diyor ve eski hayatimdan bu sekilde kurtuldum falan diyordu. instadan bakiyordum bi ara duzenli. hayretler icerisinde birakiyor beni bu insanlar. yani demek ki bu icten gelen bir sey. belki de bi yetenek. o kiz cok mutlu.
0
Kittie
(10.06.22)
%49 u

Bugunki asgari ücretli bile, öncenin krallarindan daha fazla imkana sahip

O yüzden her şey içimizde
0
abuzer
(10.06.22)
Duygularımız düşüncelerinize bağlı, düşüncelerimiz duygularımıza değil. Burada esas olan düşünce. Düşünce kalıpları olumsuz ise mutsuz oluyorsunuz. Önemli olan bunu kontrol etmek. Herhangi bir durum hakkında bir mutlu bir de mutsuz olduğun olmuştur. Olan şey aynı ama duyguların farklı. Neden? Çünkü o konuya dair yorumun değişiyor, düşüncen değişiyor. Bu da duyguyu değiştiriyor. Tabii bence bir noktaya kadar dış etkenler önemli ama büyük oranda bizim yorumunuz önemli duygularda.
0
black mamba
(10.06.22)
Basligi okunca firsat esitligi olarak algilamamistim ama %40 ic, %60 dis etkenler diyebilirim.

Ulke ornegi vereyim. Ben Danimarka' da da, Suudi Arabistan' da da yasadim bi sure. 1. sinde cok mutsuz olup 2. sinde gayet mutlu ve neseli oldugum zamanlar oldu.

Sener Sen' in milyarder filminin sonunda Munir Ozkul' un Sener Sen' e sordugu cok guzel bir soru vardir: "diyelim ki uzaklara gittin, ikiyuzlu dostlarindan, arkadaslarindan kurtuldun ama kendinden de kurtulabilecek misin"

Su an cook uzaklarda bu sozun onemini daha iyi anliyorum. negatif dusuncelere sahipseniz isterseniz dunyanin obur ucuna gidin, yine de mutlu olamazsiniz.
0
trixi
(10.06.22)
Bununla ilgili coook arastirma ve kitap var. cogunun soyledigi sey temel ihtiyaclarinizin karsilandigi durumlarda yani fiziksel, ruhsal vs bir tehdit altinda degilseniz cesitli sebeplerden, mutlu olma becerisinin bir karakter ozelligi oldugu. Oyle doguyorsunuz yani, hatta sanirim Oliver Burkeman idi yazar, kitabinda sey diyordu, “mutlu olmak mumkun mu diye sormak uzun boylu olmak mumkun mu diye sormak gibi”. Bazi kisiler icin mumkun, bazi kisiler icin degil, bazi gelismeler yapmak mumkun, oyleymis gibi yapmak mumkun vs ama sonradan uzun boylu olamazsiniz.
0
sopiro
(12.06.22)
(3)

Her şeye zam gelirken telefon almalı mı ?

freebird5406_2
Zaten ihtiyacım var telefonum dağılıyor, bu hafta almalı mıyım yoksa babalar gününü kampanya indirim için beklemeli mi?
Zaten ihtiyacım var telefonum dağılıyor, bu hafta almalı mıyım yoksa babalar gününü kampanya indirim için beklemeli mi?
0
freebird5406_2
(05.06.22)
Al
0
topkapiaksaray
(05.06.22)
boyle bir ortamda elektronikte indirim beklemek utopik...
0
cooperr
(06.06.22)
ihtiyacin varsa al.
0
trixi
(06.06.22)
(4)

Türkiye'den Yurt Dışına İş Bularak Gidenler

alicek
Hangi mesleği yapıyordunuz? Hangi dil biliyordunuz ve bilme ve konuşma seviyeniz e kadardı? Ve işi nasıl buldunuz? Sizi en çok zorlayan ve tam tersine şaşırtan şeyler ne oldu?
Hangi mesleği yapıyordunuz? Hangi dil biliyordunuz ve bilme ve konuşma seviyeniz e kadardı? Ve işi nasıl buldunuz? Sizi en çok zorlayan ve tam tersine şaşırtan şeyler ne oldu?
0
alicek
(29.05.22)
it system administrator. ing (konuşma eh işteden hallice, okuma/yazma fena değil), alm (konusma eh iste, okuma/yazma iyi).

önce ülke (almanya), sonra sektör (araştırma enstitüsü), sonra eyalet(ler) seçtim. hemen her başvurduğum yerin kendi platformundan başvurdum.

ilk iki ay ingilizce ve almanca konuşmaktan hergün baş ağırısı oluyordu. sonra alıştım. bu en zorlayan yani.

iş ortamı süper çıktı. müdür de efsane bir adammış. ve belediye de adres kaydı ile oturum izni başvurusuna gittiğim de iki ayrı türkçe bilen memur denk geldi. bunlar gerçekten şaşırtan şeylerdi.
0
helenart
(29.05.22)
@helenart, işlerinizin yolunda gitmesine sevindim, mesleğiniz güzel, iş bulma açısından avantajlı, 2 dil özellikle almanca konuşmanız da sizin farkınız olmuş, iş ortamı genelde sıkıcı resmedilir gidenler tarafından okuduklarımdan bu dikkatimi çekti
0
🌸alicek
(29.05.22)
Insaat muhendisi. Uluslararasi bir firmada calisiyordum, yurt disi ofislerin birinden teklif geldi. Uskudar Amerikan Lisesi mezunuyum, uzerine biraz Fransizcam var. Simdiye kadar en cok zorlayan sey herhalde kiralik ev bulma(maddi durum iyi olsa da kiraci gecmisi olmasi onemli) ve diger yerlesme konularinda formalitelerin coklugu oldu.
0
trixi
(30.05.22)
Hayırlı olsun, meslek ve şirket avantaj fakat siz de dil ile fark yaratmışsınız
0
🌸alicek
(31.05.22)
(2)

thy yurt dışı uçuşlara hala pcr istiyor mu?

trixi
yoksa mart ayında kalktı mı bu uygulama?
yoksa mart ayında kalktı mı bu uygulama?
0
trixi
(18.04.22)
Thy pcr istemez. Uçulan ülke istiyor, amerika için hala devam ederken bazı ülkelerde yok. Gidilecek ülkenin şartlarını inceleyiniz.
0
ludwig boltzmann
(18.04.22)
Singapur aktarmalı Avustralya. Avustralya 18'inden itibaren şartı kaldırdı. Teşekkürler.
0
🌸trixi
(18.04.22)
(8)

Araçtaki lastik basınç uyarısı nasıl silinir

deepfear
Arac wv passat. Bu uyarıyı nasıl silebilirim. Hava bastım gecmedi
Arac wv passat. Bu uyarıyı nasıl silebilirim. Hava bastım gecmedi
0
deepfear
(18.04.22)
cevap gelmezse youtube'tan bakın. kesin vardır orada. menüden veya bir tuştan halledilir genelde.
0
lazpalle
(18.04.22)
Menüde lastik basıncı reset-sıfırlama.
Sonra da araç hareket halindeyken kendisi yeni değerleri hesaplıyor.

BMW'de böyleydi.
0
trixi
(18.04.22)
Menuden gir sifirla.
Genelde araclar hareket halindeyken sifirlamana izin vermez p'ye alip dene.
0
divit
(18.04.22)
Multimedya ekranından araç ayarlarına gir. Lastik ile ilgili olan menünün altında şöyle bir ekran olacak. Oradaki SET butonuna bas:
i.imgur.com
0
himmet dayi
(18.04.22)
hava kaçırıyordur, patlaktır belki? basınç sensörünün bozulmuş olma ihtimali de çok yüksek.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(18.04.22)
Alfa Romeo benim.
Lastik basınca hemen geçmez uyarı.
Set tuşuna basılı tutuluyor bizde. Ve duruyor olmak gerekiyor, hareket halinde değil.
Sizde de öyle bir şeydir kesin.
0
la traviata
(18.04.22)
araç lastik basınç uyarısı verdiyse, basıncı düzelttiğiniz zaman uyarı SİLİNMEZ. sizin silmeniz gerekiyor.

araçtan araca değişmekle birlikte, benim toyota corolla'da sol dizin oraya denk gelen düğmelerin biri lastik basıncı ayarlama. lastikler soğukken, araç düz bir zeminde dururken basılı tutunca sıfırlıyor.
0
kibritsuyu
(18.04.22)
Her aracta sifirlama dugmesi yok bu arada, bazen sisirirsin biraz kullandiktan sonra uyari kendiliginden kaybolur.

Kaybolmuyorsa sensorlerde agriza olabilir ki bazi araclarda basinc sensoru yok, ABS sensoru kullanilir, indirect TPSM deniyor bunlara.
0
cooperr
(25.04.22)
(5)

Yapimina yeni baslanan projeye para yatirilir mi?

northern eagle
Bi proje var bulundugum yerde fiyat ve odeme sekli bize uyuyor fakat daha yeni temel atildigindan guvenemiyoruzBu proje konusunda imzalanacak sozlesmeye vs guvenebilir miyiz? Projeye girecek olursak neleri goz onune almaliyiz
Bi proje var bulundugum yerde fiyat ve odeme sekli bize uyuyor fakat daha yeni temel atildigindan guvenemiyoruz
Bu proje konusunda imzalanacak sozlesmeye vs guvenebilir miyiz? Projeye girecek olursak neleri goz onune almaliyiz
0
northern eagle
(13.04.22)
* konut projesi
0
🌸northern eagle
(13.04.22)
yapabileceğiniz tek şey projeyi yapan kişinin geçmişi. daha önce yapmış bitirmiş teslim etmiş mi? şirketin genel durumu nasıl vs.


bu tip şirketler ltd veya a.ş olduğu için battık biz hadi eyvallah dediğinde alacaklarınızı alabilmeniz için ancak temlik falan koydurabilirsiniz. o tip bir durumda da bir sürü insan mağdur olacağından sıra kalabalık olacak. olur da bir alacağı falan varsa (genelde olmaz) sıra size gelirse alacaksınız vs. alsanız bile ödediğiniz miktarın değeri düşecek vs. vs. adamın canını alacak haliniz yok sonuçta. yoksa yoktur. battıysa batmıştır.

ben girmezdim. şu ekonomik durumda 20 yıldır iş yaptığımız taşeronlar batıp bir anda kapı duvar olduğunu gördüm gözlerimle. elinizde sözleşme ile kalıyorsunuz. pek de bir şey yapamıyorsunuz açıkçası.

bir arkadaşım böyle bir projeye girdi. şirket yarısında battı çünkü başta anlaştıkları parayla bitmesi imkansız şu anda projenin. iş devri yapacaklar bu sefer de yeni gelen müteahhit bitirmek için haklı olarak ek para istiyor. atıyorum 100 bin lira borcu kalmış arkadaşımın, başka müteahhitlerle görüşüyorlar sen bitir biz sana ödeyelim diye. tabi ki adamlar mümkün değil 300'er bin tl daha verin bitirelim diyorlar. versek mi diye aralarında konuşuyor müstakbel ev sahipleri, bunu duyan eski müteahhit işi devretmiyorum bana verin 300 ben bitireyim diyor. haliyle ev sahipleri de adama güvenmiyor. adam devretmeyince iş yürüyemiyor. mahkemelik oluyorlar. öff anlatırken sıkıldım.


yok hocam kısacası bir çare. şirketler ayrı bir tüzel kişilik. bir şey olması durumunda üzerne mal falan da yoksa ki batan şirketin içi boşaltılır muhakkak önden ne yapabileceksiniz? ha sizin yüklenici yapar bitirir, bir sürü de yapan bitiren adam gibi teslim eden müteahhit var orası ayrı. bir aksilik olduğunda pek bir şey yapamayacağınızı bilin ona göre girin kısacası.
0
syozkn
(13.04.22)
hazır konut varken niye risk alıyorsunuz?
0
nuisance
(13.04.22)
2009 yıllarında yaptım bu işi. Hayatımda yaptığım en iyi yatırımlardan biriydi.

Ama o zaman İnşaat sektörü oldukça aktif ve yükselişte olan bir sektördü, Türkiye'nin ekonomik koşulları çok farklıydı vs. Projeyi teslim aldığım inşaat firması da bir sonraki projesini bitiremedi. Yani biraz da ucuz mu kurtulmuşum ne.

Ayrıca: proje derken kaç bloktan oluşuyor, yeri neresi bunlar da önemli. 4000 konutluk bir proje vs. olsa daha bi çekingen yaklaşırdım mesela.
0
trixi
(13.04.22)
arkası sağlamsa ve sizin de arkanız sağlamsa yapılabilir. ya da banka garantisi veriliyorsa o da olabilir. ancak arkanız sağlam değilse, bir kur riski olur, firma malzemeleri almadıysa - kısmen aldıysa nakit akışı bozulabilir, batabilir, şirketten veya sahibinden hiç bir şey alamama riskiniz var.
0
roket adam
(13.04.22)
(5)

sizce yüzme dersi almalı mıyım?

iwillsee
çocukluk yıllarımın yaz ayları bir deniz kenarı beldesinde geçti kimse öğretmedi ama bir şekilde kendi kendime yüzme öğrendim aradan geçen yıllar boyunca hiç bir ders almadım ama yetişkinlik çağımda havuzda veya denizde saatlerce yüzebiliyorum, denizde derinlere gidip gelebiliyorum vs. bununla birli
çocukluk yıllarımın yaz ayları bir deniz kenarı beldesinde geçti kimse öğretmedi ama bir şekilde kendi kendime yüzme öğrendim aradan geçen yıllar boyunca hiç bir ders almadım ama yetişkinlik çağımda havuzda veya denizde saatlerce yüzebiliyorum, denizde derinlere gidip gelebiliyorum vs. bununla birlikte teknik bilgim sıfır. tamamen iç güdüsel olarak su üstünde kalıyorum kulaç atıp ayaklarımı çırpıyorum hareket ediyorum vs ama sonuç olarak yüzüyorum. bu durumda biraz teknik bilgi için özel ders almalı mıyım? özel ders diyorum çünkü yüzme derslerinde toplu olarak ilk başlarda su üstünde durmayı vs öğretiyorlar ben bunları biliyorum zaten. o yüzden özel der mi almalıyım kaç seans almalıyım ya da internetten mi araştırmalıyım? tavsiyelerinize açığım...
0
iwillsee
(13.04.22)
Benim bir arkadaşım tarif ettiğin şekilde iyi yüzdüğünü düşünmesine rağmen yüzme dersi almıştı. Sonra bize "biz yüzme bilmiyormuşuz bunu gördüm." demişti.
0
himmet dayi
(13.04.22)
iyi yüzmek istiyorsan evet almalısın. ben hep deniz kenarı yerlerde yaşadım herkes yüzerdi yani çocuk 1 yaşından beri karada geçirdiği sürenin üçte birini de suda geçirmiş neredeyse ama ona rağmen bakıyorsun yaptığı şey yüzmek değil çırpınmak aslında. himmet dayı'nın dediği çok insanın başına gelebilir. doğrusunu gördükten sonra aslında yüzmüyormuşuz dersin.

ama bu eğitmenle çok alakalı. eğitmen acaba yeterli mi? bana sat komando bir tanıdığımız eğitim vermişti ve sonra orada burada gördüğüm eğitmenlerin önerileri garip geliyordu bana.
0
floydian
(13.04.22)
bence önce YouTube videoları ile bir dene. İstediğin gibi olmazsa sonra ders alırsın.
Ders almana da karşı çıkmam, sonuçta kendine yapılan bir yatırım ve ömür yeterse bundan sonra 60-70 yıl boyunca işine yarayacak bir bilgi.
0
michael_knight
(13.04.22)
Ben deniz kenarı bi ilçede doğdum ve 7 yaşına kadar falan orda yaşadım. Üç dört yaşındayken kolluksuz falan yüzmeyi öğrenmiştim ama dediğin gibi içgüdüsel yüzüyodum (hatta yüzme öğrenme anım da biraz hayatta kalmak için zorunluluktan dhdhdh). İlkokul ve ortaokulda birer yaz yüzme kursuna gittim. Orda en azından serbest stilin tekniğini az çok edindim ve baya faydasını gördüm. Ha tabii ki mükemmel bir tekniğim yok ama en azından uzun süreli yüzmelerde kondisyonu daha iyi koruyarak hızlı yüzmemi sağlıyor.

Yani en azından serbest stilin tekniğini bilmeniz faydanıza olur diye düşünüyorum
0
nundu
(13.04.22)
Kesinlikle al.
Ben yüzmeyi çok sevmem, çoğu sporda iyiyimdir ama (yuvarlak)kas yapım yüzmeye müsait değil. Bel fıtığından ötürü yüzmeye ağırlık vermiştim bir dönem. Ben de senin gibi yüzme biliyor, derinlere gidebiliyor(d)um. Yüzme dersi almalısın çünkü:

-Teknik farkettiriyor. Bazı şeyleri öğrenince yüzdüğünden daha bi keyif alıyorsun ve daha verimli yüzmeye başlıyorsun.
-Tam doğru yüzemezsen yüzmenin sana sağlayacağı faydalardan da biraz mahrum kalırsın. Hatta bu sefer boyun ağrıları vs. başka sakatlıklara yol açar.
0
trixi
(13.04.22)
(7)

Ev Alırken Tapuda Tutarı Düşük Göstermek bir işe yarıyor mu?

ehti
Merhaba, konut kredisi ile bi ev alınacak. Tapuda satış rakamını düşük söylemek mümkün mü? Bunun bi getirisi ya da eksisi var mı?
Merhaba, konut kredisi ile bi ev alınacak. Tapuda satış rakamını düşük söylemek mümkün mü? Bunun bi getirisi ya da eksisi var mı?
0
ehti
(28.03.22)
Alan kişiye eksisi var. 5 yıl içinde evi satarsan aradaki alış satış arasındaki farkın belirli yüzdesi kadar vergi çıkıyor. Ayrıca bu tip satışlarda çok çok nadir olsa da evin bedelinin düşük gösterilmesinin cezai yaptırımı olabilir.
0
mg3929
(28.03.22)
alan kişiye eksisi var + denetime denk gelirsen patlatırlar.
0
roket adam
(28.03.22)
Çektiğin krediden eksik olmamalı bir kere, mutlaka patlıyor ve ceza yeniyor.

Çektiğin krediden bir tık fazla göstermek bu denetimden kurtarır. Ama 5 yıl içinde satarsanız, alan kişi de gerçek değerinden tapu satışı yapmak isterse aradaki farktan gelir vergisi doğar.
0
John Bloor
(28.03.22)
3 sene önce ev alırken düşük göstermiştim (çok abartı değildi tam haturlamıyorum ama 30-50bin civarı olması lazım) Geçen kasım ayında vergi cezası yedim 5.000 TL.
0
catamenia
(28.03.22)
Artık eskisi gibi değil sistem.

Tapu randevusunu banka alıyor. O sırada evin ne kadara satışının gerçekleştiği vs bilgilerin hepsi gidiyor oraya. Eğer düşük göstereceksen bankadan kredi çekerken orada söyleyeceğiniz tutarı düşük söylemeniz gerekirdi.

Getirisi daha az vergi ödüyor olmanız.
Götürüsü de vergi kaçırmanız, farkedilme ihtimalinizin olması + bir de o düşük gösterdiğiniz tutarın alışverişini banka üzerinden değil elden yapacaksınız bu da tabi risk teşkil ediyor tanımadığın birisine elden para vermek ve o adam parayı aldıktan sonra kaçacak mı gelecek mi bilememek riskli bir durum.
0
nuevo
(28.03.22)
150 gösterip 250 kredi çekerseniz devlet buluyor. Nakit olursa çok zor. Satış yaparsanız aradaki farka vergi çıkabilir. Onun dışında herkes rayiç bedel ne ise onu gösteriyor.
0
neymis
(28.03.22)
Getirisini söyleyeyim: Tapuda evi üzerinize geçerken ev bedeli üzerinden %4 harç ödüyorsunuz(normali yarısını alıcının yarısını satıcının ödemesi). Bu da evin bedeline göre yüksek miktarlarda kar demek olabiliyor.

Ben evi alırken bu işlere hiç girmedim. Ama şu var, ev sahibi çakallık edip bedeli düşük gösterdiyse sizden de aynısını yapmanızı isteyebilir. Arada fark çıkarsa ona ek vergi patlar çünkü.
0
trixi
(28.03.22)
(5)

Tekirdağ'a Mayıs ayına Otobüs seferi için erken mi? (istanbul'dan)

put it in your appropriate place
Bugüne kadar sadece Rize'ye giderken otobüsü tercih ettim.Mayıs'ın 20sinde Tekirdağ'a gideceğim ama o taraflara hangi şirketler gittiğini bilmediğim için genel olarak bakıyorum.fakat bulamıyorum. Yani sefer yok. Diğer şehirlere baktım (Antalya filan) seferler var5 Nisan'a baktım Tekirdağ için gözükü
Bugüne kadar sadece Rize'ye giderken otobüsü tercih ettim.

Mayıs'ın 20sinde Tekirdağ'a gideceğim ama o taraflara hangi şirketler gittiğini bilmediğim için genel olarak bakıyorum.

fakat bulamıyorum. Yani sefer yok. Diğer şehirlere baktım (Antalya filan) seferler var

5 Nisan'a baktım Tekirdağ için gözüküyor seferler. Sanırım erken bakıyorum.
0
put it in your appropriate place
(17.03.22)
muhtemelen otogar'dan tekirdag'a gündüz vakti. saat basi sefer vardir. istanbul seyahat kesin gider.

soruya cevap: cok sefer oldugu icin muhtemelen o kadar ileri tarih acik degildir. zaten bayram-seyran degilse bilet almana bile gerek yok. otogara gıtsen bınersın :)
0
helenart
(17.03.22)
Pamukkale ve metronun günde 3-4 seferi oluyordu yer sıkıntısı olmaz büyük ihtimal
0
kararsızataletfilozofu
(17.03.22)
istanbul seyahat saat başı olması lazım. küçük minibüsler de gidiyor. ismi yolunda turizm sanırım.
0
delidir yakalayin
(17.03.22)
Beylikdüzü metrobüs durağının oralardan düzenli minibüs de oluyor diye duymuştum. İstanbul trafiğini es geçmek için mantıklı gelmişti.
0
peki madem
(18.03.22)
Beykent metrobüs durağında inip(sondan bir önceki metrobüs durağı) üst geçitten E5'in güneyine, benzinciye geçtin mi düzenli kalkan minübüsler var.
0
trixi
(18.03.22)
(10)

nasıl oluyor da sol devrimler amacından sapıyor (ve ek konular)?

ahm1
(aman şimdi sağ-sol tartışmasına girilmesin)kendileri için bir şey istemeyen (en azından büyük çoğunluğu), sadece insanlığın yararı için yıllarca mücadele eden ama sonra diktatörleşen, kendi milletini katleden, aç bırakan insana nasıl dönüşüyor bu kişiler? pol pot'u, kuzey koreliyi, stalin'i, tito'y
(aman şimdi sağ-sol tartışmasına girilmesin)

kendileri için bir şey istemeyen (en azından büyük çoğunluğu), sadece insanlığın yararı için yıllarca mücadele eden ama sonra diktatörleşen, kendi milletini katleden, aç bırakan insana nasıl dönüşüyor bu kişiler? pol pot'u, kuzey koreliyi, stalin'i, tito'yu vs. nasıl açıklayacağız? acaba bazılarının amacı zenginden alıp fakire vermek değil de sadece zengin düşmanlığı mıydı? zenginlerin ayrıcalıklarına kendileri sahip olmak istedikleri için mi iktidara gelip her şeye el koydular?

bunların kısa ve tek bir cevabı olamaz tabii ki ama yine de tartışmak yararlı olur.

tabii ki bazı konular da göründüğü kadar kolay olmayabilir. biz evimizde otururken her şeyin güzel olduğu bir dünyanın elde edilmesinin çok zor olmayabileceğini düşünüyoruz ama o konuma gelince (başarılı bir devrimin başı olunca ya da belki de herhangi bir şeyin başkanı bile olsak) devrimin sürdürülebilmesi uğruna bazı zor kararlar alınmak zorunda kalınıyor olabilir. burada da atıp tutmuş oldum ama o konuma gelmeden empati yapmak da zor maalesef.

şöyle de sorabiliriz: insanların iyiliği için o kadar mücadeleye katlanıyorsun ama devrim başarılı olup başa geldiğin zaman tirana dönüşüyorsun. bu nasıl mümkün oluyor? yoksa o kadar mücadeleye katlandığın için mi daha kolay tiran olabiliyorsun?
0
ahm1
(09.03.22)
Komünizmi solculuk olarak görmek çok basit bir bakışaçısı olabilir, bununla birlikte komünizm fikir olarak güzel ama pratikte er geç diktatörlüğü de beraberinde getirir, normal yani.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(09.03.22)
dönüp dolaşıp konu yine insan tabiatına geliyor. her şey insan doğasından kaynaklı.
0
candide
(09.03.22)
Güç zehirlenmesi.
0
copywriter
(09.03.22)
copywriter+1
zaten bu toplum icin yapilan dev fedakarlik falan degil. bi gorusu kabul ettirme cabasidir ve bunda insanlara ihtiyacin var ve kullanmasini biliyosan adin tarihe solcu diye gecebilir
0
ala09
(09.03.22)
ahlakla alakalıdır?
saydıkların çapulcu sağdan soldan toplama ideologlar askerler
bunlara, insanlara merhamet etmeleri gerektiğini tembihleyen bir soydan ve gelenekten gelmemişlerdir
yani meselenin direkt marksizm leninizmle alakası yoktur, her ne kadar bu prensipleri halka dayatmak despotluk diktalık olsa da
0
comp
(09.03.22)
ne kadar iyi niyetle baslarsan basla, istedigin sistem insanin dogasina uygun degil. guzel, idealize bir fikir ancak insanlarin kafasi oyle calismiyor. cok israr edersen isler bir sure sonra yoldan cikmaya basliyor bu sebeple. isler yoldan cikinca tek secenegin siddete basvurmak ve insanlari dogasina aykiri sekilde siddet tehdidiyle yasatmak. alternatifi inanclarini sorgulamak cunku - o da cok zor. sistem calismayinca tabii aclik oluyor cunku o kafandaki utopyada oldugu gibi herkesin armoni icinde calisip uretim yaptigi bir ortam olusamiyor. aclik olunca isyan cikiyor. isyan olunca isyancilari öldürüyorsun. bu daha cok sefalete sebep oluyor, kisir dongu. hic kimse basaramadigini, insan dogasi ve insanin istekleri ile ilgili varsayimlarinin bastan asagi yanlis oldugu gercegiyle yuzlesmek istemiyor, yenilgiyi kabul etmiyor.
0
robokot
(10.03.22)
Çok güzel bi video var konuyla alakalı:

www.youtube.com
0
plutongezegendegilmi
(10.03.22)
@robokot: insanın doğasına aykırı olmasına katılmıyorum. adam smith ortaya böyle bir laf attı diye kimse altını doldurmadan bunu kullanıyor. bu doğamıza aykırı da kapitalizmde milyarlarca insanın tuvaletinin olmaması, yemek yapacak araç gereçlerinin olmaması mı doğaya uygun?

www.gazeteduvar.com.tr

www.diken.com.tr

www.unicef.org

ben tamamen herkesin tam olarak eşit seviyede olması gerektiğini savunmuyorum, bu ütopya olur, tektiplilik olur, bizler karınca değiliz, buna gerek de yok ama şu an eşitsizlik seviyesi 100 üzerinden 100 ise 5-10'a düşürülmesi gerekir. bunda da doğamıza aykırı bir şey yok.

önemli olan şey sosyal açıdan özgürlük ama ekonomik eşitlik.
0
🌸ahm1
(10.03.22)
Cumhuriyet tarihindeki ihtilallerle ilgili belgeselleri izlediğimde şunu farkettim: olayın özü genelde ideoloji, idealler, halkın menfaati vs. 'den ziyade elinde (askeri) güç olanın mevki makam peşinde koşması. Güç mücadelesi yani.
0
trixi
(10.03.22)
@ahm1, hayatimda adam smith okumadim, bu cok basit bir gozlem. gelir esitsizliginin cozumu ile bahsettigin "sol" devrimler arasinda uzuun kilometreler var.

bahsettigin sol devrimlerin idealindeki toplum modeli nasil insanin dogasina aykiriysa, bahsettigin gelir esitsizligi modeli de maddenin dogasina aykiri. neden mi?

cunku insanlarin sahip olabilecekleri seylerin objektif degeri arasinda 100 kattan fazla fark var. bagcilarda kot alti 1+1 bir daire dusun. bir de manhattan da bir residence dusun. bunlarin ikisi de yer yuzunde bulunan ve bir insanin sahip olabilecegi evler. aralarindaki objektif fark 100 kattan fazla. o yuzden bagcilarda oturan insanlar da manhattanda oturan insanlar da olacak, ve aralarindaki varlik farki bu kadar olacak. basit bir ornek veriyorum.

ben 80 milyonluk ulkede herkesin hayatina gunde 1 saat katacak (onlari 1 saatlik isten kurtaracak) bir icadi kisisel risk alarak yaparsam, insanliga sagladigim bu kollektif kolayligin meyvesini sagladigim seyin DEGERI ORANINDA isterim. bu riski o getiri sebebiyle aldim cunku. ve bu da beni ortalama bir insana kiyasla cok cok cok daha zengin yapar. bu dogal bir sey.

ha sol devrim yaparsin, benim bu faydanin karsiligini mal olarak almami engellersin silah zoruyla. eger oyle bir ortam yaratirsan ben de bu icadi yapmakla ugrasmam zaten. insanlar bu icatlari yapmaya ugrasmadikca ulken vatandaslara insanliga sagladiklari degerin karsiliginda getiri almasina izin veren ulkelere kiyasla geri kalir. geri kaldigi icin de burnu boktan cikmaz. gunun birinde savas cikar, o ulke yenilir. tarihte kalir. bahsettigin "esitligi" zorla saglamaya calismis ulkelerde olan budur.

insanlarin cogunlugu varlikla motive oluyor + olmayanlarin bile insanliga yararli seyler gelistirebilmesi icin kaynaklara (kapitale) ihtiyaclari var. bunu devletin eline birakmak demek insanlik icin faydali olabilecek seylerin kesfinin siraya alinmasi demek (cunku devletin kaynaklari sınırlıdır) ve "utopya" degilse orasi kaynaklari yolsuzlarin somurmesi ve insanliga faydali hic bir sey uretememeleri, geri kalmalari demektir. ozel yatirim, risk alma gibi seylerin serbest olmasi bu darbogazi cozer, herkes kendi riskini alir, kendi kapitalini toplar, bir seyler icad etmeye calisir. kaybederse kendi batar ama kazanirsa urettigi seyin degerinin karsiligini alabilir. bunu alabilecegi icin yapar. bunu serbest kilan ulkeler dunyanin en kuvvetli ulkeleri olmustur, bu stratejik de bir avantaj yani. devlet dairesi gibi yonetilen ulkeler ise gucsuz kalmaya mecburdur, bugune kadar da hep boyle olmus.
0
robokot
(11.03.22)
(5)

Esenyurttan İskansız Ev Almak - 500 bin TL

adwokat
Dostlar selam.500 bine iskansız bir ev var. Bir yakınımız almak için oldukça niyetlendi kaporasını vs yatırdı.-Kat irtifakı var.-İskanın ne zaman alınacağı belli değil.-Su kartlı sistem. abonelik yok. siteden satın alınıyor.-elektrik için her dairenin ayrı sayacı var. özel okuma firması her ay okuma
Dostlar selam.

500 bine iskansız bir ev var. Bir yakınımız almak için oldukça niyetlendi kaporasını vs yatırdı.

-Kat irtifakı var.
-İskanın ne zaman alınacağı belli değil.
-Su kartlı sistem. abonelik yok. siteden satın alınıyor.
-elektrik için her dairenin ayrı sayacı var. özel okuma firması her ay okuma yapıyor. Ödeme site yönetimine yapılıyor.
-doğalgaz igdaş aboneliği ile.
-aidat 200 lira

Alım niyeti yatırım değil. Başını sokacak bir evin olması. Sizce ilerde karşılaşılabilecek riskler ne olacaktır?
0
adwokat
(02.03.22)
Kanka şimdi adama alma desen o paraya ev mi alabilir. Al desen senin de vicdanın el vermiyor. Bulaşma sen bilirsin de çekil derim. Esenyurt zaten çok da akıl karı değil. Muhtemelen biliyordur nasıl bir yer olduğunu. Hanımın iskansiz bir evi var. Yılardır aynı. Değişen yok. İskan alınacak sözde ama gelişme yok. Onun haricinde de birsey yaşamadık. Önceki yönetim ıssız adaya dondurmustu siteyi.
0
allah yazdiysa bozsun
(02.03.22)
Bölge ile sorunu yoksa yapacak bişi yok ama faturaların yüksekliğine hazırlasın kendini, elektrik kw maliyeti 3 liradan biraz fazla şu anda, site yönetimi de biraz takarsa kötü olur. Su da pahalıdır ama çok etkilemez cebi elektrik gibi. iskan alınacak diye bakmasın, hiçbir zaman alınmayabilir de
0
atom karincanin torunu
(02.03.22)
Önemli olan iskan neden yok
Bunun sebebini bilmek gerek
0
photo85
(02.03.22)
İskanın alınamama sebebi çok küçük bir pürüz de olabilir çok büyük hiçbir zaman çözülemeyecek bir problem de. Lokasyon esenyurt olunca problem çözmek 2x daha zor gibi geliyor bana. Ben olsam iyice araştırırdım.
0
mg3929
(02.03.22)
parselsorgu.tkgm.gov.tr

Şurdan ada parsel durumuna baksana. Tapuda ne görünüyor.

Esenyurt belediyesine gidip iskan durumunu da sorgulayabilirsin. Muhtemelen iskanlıdır. Ama iskan ve tapu durumu farklı şeyler tabi.

Benim fikrimi sorarsan ne sakın ha alma derim, ne de hemen git al. O kadar ucuza satıyorlarsa muhtemelen bir bit yeniği vardır. Mahallesi kötü olabilir mesela. Ama İstanbul'da bu saatten sonra kat irtifakı diye ev yıkmazlar.
0
trixi
(02.03.22)
(11)

annemin geçmeyen kulak çınlaması

su492
1 ay oldu, kulağında cırcır böceği gibi çınlama var. baya rahatsız ediyor. 70 yaşlarında. kulak burun boğaz'a gitti özele, ilaçlar da fayda etmedi. soğan suyu falan damlatıyoruz. önerebileceğiniz bir şeyler var mı? teşekkürler.
1 ay oldu, kulağında cırcır böceği gibi çınlama var. baya rahatsız ediyor. 70 yaşlarında. kulak burun boğaz'a gitti özele, ilaçlar da fayda etmedi. soğan suyu falan damlatıyoruz. önerebileceğiniz bir şeyler var mı? teşekkürler.
0
su492
(01.03.22)
kulak çınlaması deyip geçmeyin, bir sürü sebebi var ve bazılar herşeye rağmen teşhis bile edilemiyor.

siz soğan moğan çınlatmayın, mümkünse üniversite hastanesi gibi herşeye baktıkları bir yere görünün.
0
killerbee
(01.03.22)
Bişey damlatmayın. Bende bir ara kronik buşon sorunu vardı. Nerden okuduysam kir yumuşasın diye bebe yağı damlattım. Bu sefer çok daha kötü ağrımaya başladı. Bu kez de mantar oluşmuş meğerse. Başka doktora gidin, artık temizler mi, başka bir şekilde mi halleder o ona kalmış.
0
trixi
(01.03.22)
Boyun fıtığı gibi alakasız görünen başka bir rahatsızlık bile olabilir. Farklı farklı doktorlara gidin +1 kafanıza göre soğan suyu falan damlatmayın.
0
orient blue
(01.03.22)
Kulağın kendisinde problem yoksa tiroid hastalıkları da çınlamaya neden olabiliyor.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(01.03.22)
İki doktora gittim. İkisi de onunla yaşamayı öğreneceksin dedi.

Doktorlardan biri de, kulak içi kulaklık kullanma alışkanlığı olan herkes de ilerde onunla yaşamayı öğrenecek dedi.

Çare konusunda umutlanmayın.
0
oguz altun
(01.03.22)
Geçmiş olsun.

(bkz: tinnitus) araştırmanızı öneririm.
0
kumandanim
(01.03.22)
Bende de var geçmedi hiç artık alıştım duymuyorum
0
olaylar olaylar
(01.03.22)
geçmeyebilir. beraber yaşamaya alışmaya çalışsın derim
0
amsterdam otlu sigarası
(01.03.22)
son dönemde kinolon içeren bi antibiyotik kullandıysa zehirlenmiş olabilir. çok yaygın.

eksisozluk.com
0
ehti
(01.03.22)
düzenli magnezyum alarak bendeki kulak çınlaması sorunu geçti. anneizde olası vitamin-mineral eksiklikleri varsa telafi etmeyi deneyin.
0
orpheus
(01.03.22)
Merhaba, geçenlerde okuduğum bu duyuru aklımda kaldı, sağlıkla ilgili uzun zamandır takip ettiğim doktorun size iyi gelebilecek bir videosuna denk geldim.

www.youtube.com

İngilizce bilmiyorsanız çeviride yardımcı olabilirim.
Yorumlarda insanlar faydasını gördüklerini yazmışlar. Geçmiş olsun.
0
hadi ya la
(02.03.22)
(6)

beylikdüzü ev fiyatları

jepa
bir ankaralı olarak beylikdüzü ile tek temasım tüyap'taki fuarlara gitmek olmuştu. özel araçla gittiğimizden mi yoksa metrobüse binip sohbet ederek başka semtlere gittiğimizden mi bilmiyorum bana çekilmeyecek kadar uzak gelmemişti. örneğin linkteki ev bahçe katı olmasına rağmen ters dubleks bir ev.
bir ankaralı olarak beylikdüzü ile tek temasım tüyap'taki fuarlara gitmek olmuştu. özel araçla gittiğimizden mi yoksa metrobüse binip sohbet ederek başka semtlere gittiğimizden mi bilmiyorum bana çekilmeyecek kadar uzak gelmemişti. örneğin linkteki ev bahçe katı olmasına rağmen ters dubleks bir ev. genelde bölgedeki evler o fiyat aralığında mıdır? beylikdüzü'nün uzak olması dışında başka olumsuz yönleri de var mı?

(git: www.sahibinden.com )

edit: eklemeyi unutmuşum. ankaradayım, ev almayacağım sadece ilanlar arasında gezinirken görüp merak etmiştim.
0
jepa
(15.02.22)
dostum ben de bir iki kez gitmisimdir cok bilmiyorum ama orda cok yabancilar var o yuzden ilanlara pek guvenme git gozunle gor. her gun esenyurtta beylikduzunde dolandirma haberleri duyuyorum. fiyatlari ideal evleri muhtesem gosteriyorlar
0
ala09
(15.02.22)
Buna benzer duyurular ayda bir açılır hepsine de benzer cevaplar verilir.

1. O evlerin çoğu ya Esenyurt'ta ya da Beylikdüzü'nun en en ücra köşelerinde. Herhangi bir toplu taşımaya ulaşmak mümkün değildir. Tüyap merkezi bir yer mesela.

2. Evlerin çoğunun ya iskanı yok ya da ilanlar sahte. Gittiğiniz zaman 'aa o ev satıldı ama şunu gosterelim.' deyip başka evi gezdirmek istiyorlar.

Beylikdüzü'nun merkezinde, bizim oturdugumuz Beykent semtinde 3+1 apartman daireleri 850.000den aşağıya değil (ki çoğu 15-20 yıllık, yenileri daha da pahalı.) dubleksler 2 3 milyondan başlıyor.

Yani kısacası bu ilanlar hiç de gerçekçi değil.
0
fraise
(15.02.22)
sahibindendeki emlakçı ilanlarının çoğu sahte. beylikdüzü yazar ama esenyurt çıkar genelde (arada çok fiyat farkı var) ya da öyle bir ev hiç yoktur aslında.

tüyap beylikdüzünde değil bu arada :) tüyap büyükçekmecede. yolun karşısı da büyükçekmece, tüyap'ın doğusu esenyurt. esenyurtun karşısı beylikdüzü.

şu anda beylikdüzünde eli yüzü düzgün muhitte 1+1'ler 700 bin, 2+1'ler 1 milyondan başlıyor.
0
soft
(15.02.22)
beylikduzunde an itibariyle duzgun bir lokasyon ve yasanilabilir binada 1 milyon tlnin altinda 2+1 bulmaniz cok zor. ilan sahte..
0
cooperr
(15.02.22)
Çoook kere yazılmış ama benim de içimden gelmişken cevap vereyim.

Dolar bu kadar uçmamışken 350bin civarı bir eve denk geldim ve gidip yerinde bakayım dedim. Başıma gelenler şu şekilde:

-Emlakçıyı arayınca (sahte)sarışın bir abla telefona çıkıyor ve size randevu veriyor(wapp fotorafından biliyorum=)
-Marmara Park arkasındaki caddedeki(bilen bilir) emlakçıya gittim. Sahte sarışın abla hakkaten var. Ancak o sadece göstermelik. Hafif keko ama efendi sayılabilecek bir abiyle muhatap oldum. Kendisi bana fiyat aralığımı sorup metrobüse yakın olmasa da o aralıkta bir ev var, gösterelim dedi, 2 adet abi ile dobloya binip yola çıktık.
-Dedikleri tipte bir ev de hakkaten vardı, ancak (bilen bilir),Esenyurt'un biraz içleri, hafif yokuş, hava karardıktan sonra yürümeye korkacağım bir mahalle. Sokakların yarısı asfaltlı, geri kalanı da adeta bilgisayar oyunlarında grafikerin uğraşmayıp beyaz ekran bıraktığı yerler gibi.
-Eve gelince, 2+1 ama 1+1'den daha kasvetli. Bitişik nizam yapılaşmanın içindeki yeni bir binada, bir pencere apartman boşluğuna bakıyor. 1. katta olmasına rağmen (izlediyseniz) Parazit filmindeki ailenin yaşadığı eve benziyor. Daha da iğreti duran şeyi söyleyeyim: alafranganın yanına bu devirde bir de alaturka hela yapmışlar eve. Yeni bina yahu, alaturka hela nasıl bir vizyonsuzluktur...

Sonuçta ben burada aileyle oturamam deyip tanıştığımıza memnun olup el sıkışıp, ayrıldık. Gönderdiğiniz ilan da tamamen kolpa değilse, başınıza gelecekler az çok bunlardan ibaret.

Beylikdüzü'nün geneli, Esenyurt'un bazı mahalleleri gerçekten oturulabilecek yerler. Ancak Kavaklı, Yakuplu, OSB ve tabi ki Esenyurt taraflarında öyle yerlere denk gelebilirsiniz ki... meh. Koşarak kaçın.

EK bilgi: kıyas açısından, yeni ev almış biri olaraktan, metrobüsün hemencecik kuzeyindeki sitelerden birinde 1+1.5 eve 750 bin verdim.
0
trixi
(15.02.22)
emlakçılara dikkat et, ipotekli ev verme komisyon alıp üzerine yatma gibi şeyler çok duyar oldum. lokasyon olarak işaretledikleri yerlerde çoğu yanlış google map street view ile kontrol edin.
ayrıca fake resim koyanda çok birde bu fiyata 3+1 olmaz 135m2 hemde?
0
eja
(16.02.22)
(2)

tapu devri-satış-vekaletname

trixi
Selamlar.Alacağım apartman dairesi için daire sahibi vekil tayin etmiş:Satış günü parayı vekilin hesabına atsam yamuğa gelir miyim, yoksa direkt daire sahibi hesabına mı atmam lazım?
Selamlar.

Alacağım apartman dairesi için daire sahibi vekil tayin etmiş:

Satış günü parayı vekilin hesabına atsam yamuğa gelir miyim, yoksa direkt daire sahibi hesabına mı atmam lazım?
0
trixi
(01.02.22)
direkt daire sahibinin hesabına atacaksın. vekil sadece imza için vekil gibi düşünün. ayrıca bu bilgiyi de verin, daire sahibi siz eft yapcağınız zaman telefonun başında olsun hesabını kontrol etsin vb.
0
malheiros
(01.02.22)
malherios
"satış bedellerini almaya" yetkisi vermiş ama vekaletnamede.
0
🌸trixi
(01.02.22)
(17)

Zam Oranı Üzdü

auroraaurora
%33 yapıldı. Resmî enflasyonun bile altında olması canımı çok sıktı. Şirkette işler iyi, oldukça büyük bir gruba bağlı büyük bir firma. Harıl harıl iş ilanlarına bakmaya başladım. Niye bu kadar az diye de soramadım. Üzülmekte haksız mıyım? Geçen yıldan daha az kazanacağım anlamına gelmiyor mu bu? Ş
%33 yapıldı. Resmî enflasyonun bile altında olması canımı çok sıktı. Şirkette işler iyi, oldukça büyük bir gruba bağlı büyük bir firma. Harıl harıl iş ilanlarına bakmaya başladım. Niye bu kadar az diye de soramadım. Üzülmekte haksız mıyım? Geçen yıldan daha az kazanacağım anlamına gelmiyor mu bu? Şimdi ben başka iş bulup gitsem para için gitti, sadakat yok bıdı bıdı der bunlar.
0
auroraaurora
(31.01.22)
Arkanızdan ne dediklerinin hiçbir önemi yok. Üzülmekte haklısınız
0
mezarkabul
(31.01.22)
profesyonel hayat, arkandan kim konuşursa boş konuşur. O kadar kurumsal şirket gördüm ki çalışanı sağlık veya ailevi sebeplerden zor durumda kalında kapı önüne koyan veya maaşını kesen. nerdeydi hani sadakat. işten çıkartsa diyelim nerede sadakat. o işe girdiğin gibi istifa edip çıkmakta hakkın.
0
hlt1985
(31.01.22)
bunlar seni çocukken ormandan kurtarmış, yaralarını tedavi etmiş, ölüm döşeğindeyken ulu mavi dağlardan şifalı su getirip seni yeniden diriltmiş 20.000 yıllık kutsal bir grup mu?

para için gitti, sadakat yok ne demek?

herhalde para neredeyse oraya gideceksin. takılma bu duygu sömürülerine.
0
duyurukullanıcısı
(31.01.22)
Yöneticim mezuniyetinden beri bu grupta çalıştığı için kafa bu. İş görüşmesinde gündeme gelmişti hatta. Ben sık iş değiştirdim şimdiye kadar, ama para için değil.
Çalışanı kolay kolay yarı yolda bırakacak bir yer değil. Tek artısı firmanın prestiji ve güven duygusu. Ama ayıp ya bu zam oranı. :(
0
🌸auroraaurora
(31.01.22)
sadakat bana saçma geliyor iş hayatında. daha iyi şartlar varken neden daha kötü şartlarda çalışayım?
maaş da en önemli şartlardan biri bence.

insanlar her şeyden memnun olmasına rağmen maaş yüzünden iş değiştirebiliyor. bu işverenin sorunudur işçinin değil.
0
jack lupino
(31.01.22)
Maaştan ayrı olarak iş yerinde başka bir sorun yoksa iyi düşünün ayrılmayı.
Biraz üst bir maaşa gittiği yerde başına farklı sıkıntılar alan insanlar da yok değil.

İş yerinde sadakat konusu da personele verilen değere bağlı olarak düşülmelidir.
Yoksa her toplantıda söylenen :bir bir aileyiz.. sözünün konu para olduğunda çoğu zaman uygulamada
yeri yoktur.
İş yerleri için alışkanlıktır birilerinin gidip gelmesine.
0
Erva
(31.01.22)
evet üzülmekte haklısınız. günümüz şartlarında çok az bir zam oranı. ben de iş aramaya başlardım bir yandan. sonuçta para kazanmak için günümüzün 8-9 saatini bir yerde geçiriyoruz, tabii ki yapmaları gereken en önemli şeyi, hakkaniyetli bir maaş vermeyi tercih etmiyorsa şirket, başka bir yere gitmek en mantıklı şey. bunun sadakatle alakası yok.

asıl ben gittikten sonra konuşurdum şirketin arkasından, çalışanına 33% zam yapmayı reva gören bir şirket diye, etrafımdakileri uyarırdım vs.
0
king lizard
(31.01.22)
niye bu kadar az diye soramadığınız sürece pazar değerinin altında maaş ve zam almaya devam edeceksiniz.
para için iş değiştirmek de dünyanın en mantıklı şeyi. sadakatla falan alakası yok. sadakat sevgiliyle eşle olur şirketle olmaz.
0
roket adam
(31.01.22)
enflasyon desteği vs yapılmış mıydı yakın zamanda? yapılmamış ise düşük kalmış denilebilir
fakat bazı şirketler mesela benimki kasım ve ocak aylarında enflasyon desteği yaptı ve bu destekler yıllık maaş zammından düşürülecek dediler
0
megacracker
(31.01.22)
Ben toplamda 15000 kişinin çalıştığı birçok ülkede ofisleri olan uluslararası bir firmada çalışıyorum. Sana yazılı olmayan kurallarımızı söyleyeyim istersen:

-Ağlayan, şikayet eden, patrona yakın olan her zaman daha yüksek zam alır.
-Şirkete yeni giren aynı seviyedeki eski elemana göre mutlaka daha yüksek maaşla işe başlar.
-Şirketin verdiği zamma razı olmaktansa işten çıkıp tekrardan girmek seviye ve maaş açısından niyeyse daha avantajlıdır.

Ayrıca patronların çiğ insanlarsa sen ağzınla kuş tutsan da zaten arkandan öyle ya da böyle laf sokarlar. Sen ne olursa olsun kendi yararına olan şekilde karar vermelisin.
0
trixi
(31.01.22)
Yıl içinde iyileştirme olmadı, önümüzdeki yıl da olmaz. 1 maaş fazladan verdiler ciro hedefinin üzerine çıkıldığı için.
Evime yürüme mesafesinde, 18.15’te evde oluyorum. Rahatım yerinde. Ama orana takmış durumdayım.
0
🌸auroraaurora
(31.01.22)
gidip konuş. enflasyon 36 iken 33 zam nedir uleyn diye bağır. hatta bekle perşembe günü ocak enflasyonu açıklansın. onunla beraber yıllık enflasyon aşağı yukarı 45 olacak. o zaman gidip 33'ün 45'e tamamlanmasını talep ediyorum de
0
avatar is back
(31.01.22)
Panik yapmayın, ve acele etmeyin.

Mevcut ekonomik durumda hiçbir kişi ya da kurum bırakın önümüzdeki 12 ayı, önümüzdeki ay ne olacağını kestiremiyor. Bu yüzden çalıştığınız *köklü* kurum temkinli olmayı seçmiştir. Zaten şimdiye kadar temkinli adımlar atmışlar ki, *köklü* bir kurum olmayı başarmışlar.

Elbette emeğinizi yok yere vermek istemezsiniz ama şu an hemen iş aramaya koyulmayın. Özellikle de bu kurumda çalışma süreniz 2 yılın altındaysa. Daha önce sık iş değiştirdiğinizden bahsetmişsiniz; bir parça bir yerlerde kalıcı olmak CV'de çok daha iyidir. Size daha kazançlı işler getirir.

Kurum, işler yolunda gitmeye devam ederse muhtemelen yıl ortasında (enflasyon yüksek olarak devam edeceğinden) bir güncelleme yapma yoluna gidebilir.

Gitmese bile, ve ayrılmayı kafanıza koyduysanız da 2 ay kadar sabredin. Daha sakin kafayla opsiyonlarınızı daha iyi değerlendirirsiniz.

Ve bunun için kendinizi üzmenize hiç gerek yok.


-Bir parça da sadakat konusunda eyyorlayayım; bazı kurumlar sadakati ciddi şekilde ödüllendiriyor, uzun süre çalıştığınız vakit farklı avantajları olabiliyor. Uzun süredir çalışanları terfi ettirmeyi tercih ediyorlar vs. Her zaman kötü olmayabilir.

Tersi şirkette de çalıştım, sadakat ve çok çalışmanın kıymetini bilmeyen de çok.

Çalışılan yer güven veriyorsa, çalışma ortamında mobing vs. yoksa, sadece para için %10 ya da %15 daha fazla ödeyen bir yere geçmenizi önermem. Onun yerine, madem piyasada bilinen de bir yer kendinizi geliştirmeye odaklanmak uzun vadede daha kazançlı olur.
0
kaptankedi
(31.01.22)
iş aramaya başlayın görüşmelere gidin. iş değiştirmeseniz bu sizi kendi işinizle ilgili güncel tutacaktır, piyasadaki rakamları da görmüş olursunuz.
ayrıca iyi bir teklif alıp şirketinize bunu götürebilirsiniz. eğer onlar çok sadakatlı ise size karşı teklif yapacaklardır sizi kaybetmemek için.

(bkz: counteroffer)
0
nuisance
(31.01.22)
kaptankedi+1

Hakkını ara ama fevri davranma.
0
trixi
(31.01.22)
kaptankedi+1

kesinlikle bu oranın sebebini sorun, enflasyonun altında olmasının mantıklı bir açıklaması olup olmadığını öğrenmek hakkınız. fevri olmaya gerek yok ancak sorguladığınızı fark etmeliler.
0
ayin yazari
(31.01.22)
Sadakatten bahsedilmesi için önce minimum düzeyde gereklilikler yerine getirilmeli, yoksa o iş sadakat değil sömürü oluyor. resmi enflasyondan düşük zam açık şekilde daha iyisini bulabiliyorsan git demektir. Siz de daha iyisini bulabildiğiniz anda durmayın.
0
yercekimini kendine ceken adam
(31.01.22)
(12)

bu akrebi bir daha görürsem

izole
öldüreyim mi? evde yuva yapıpta çoğalmasından korkuyorum zehirli hayvan sonuçta. koltukta tv seyrederken bir anda dizimde farkettim. nerden nasıl geldi bilmiyorum. biraz bakıştık foftğrafını çektim sonra aniden kayboldu biyerlere.tekrar görürsem kökünü kurutayım mı?
öldüreyim mi? evde yuva yapıpta çoğalmasından korkuyorum zehirli hayvan sonuçta. koltukta tv seyrederken bir anda dizimde farkettim. nerden nasıl geldi bilmiyorum. biraz bakıştık foftğrafını çektim sonra aniden kayboldu biyerlere.
tekrar görürsem kökünü kurutayım mı?
0
izole
(21.01.22)
gercekse cesaretine hayran oldum. ben olsam uzerimden firlatir, sonra da evi yakardim.
0
lemmiwinks
(21.01.22)
Hangi şehirdesiniz? Sanki yakınlarda hobi olarak akrep besleyen birinin evinden firar etmiş gibi geldi.
Bence öldürmek yerine bardak ya da kaseyle falan yakalayıp dışarı atın, yazık.
0
anatomik
(21.01.22)
Zararsız tür kaynağını yok etmek lazım, ev zemin kat mı
0
olaylar olaylar
(21.01.22)
Ortaköy’de yaşarken benim evimde de çıkıyordu arada. Bir usta zemin katta laminat parke mi döşeli ve aralıkları var mı demişti. Aynen de dediği gibiydi birkaç parke aralıktı. Tekrar tekrar görürseniz yuva yapmış ve benzer bir yerden çıkıyor olabilirler. Yukarıda da denildiği gibi zararsız tür.
0
oldtimer
(21.01.22)
bizim evde eskiden çok akrep çıkardı ve zehirliydi. hatta benim yastığımın altından bile çıkmıştı. kesinlikle öldürün. bir defasında mutfak dolabının altına yumurtlamış, sabah uyandığımızda mutfakta yüzlerce yavru akrep vardı. çok doluyum bu şerefsiz hayvana. çocukluğumun kabusu
0
birmilyonunvarmi
(21.01.22)
Kükürt tozu al. Evin belli bölgelerine serp. Kükürt tozuna alerjileri var kaçıyorlar.
0
komando kani var bende
(21.01.22)
Eşek arılarını öldürdüğünde hayvan ölürken feromen salgılayıp yuvaya "saldır" emri veriyor diye biliyorum. Akreplerde de benzer bir durum var mı diye araştır bence. Ya da öldüreceksen de evden uzakta bir yerde infaz et=)
0
trixi
(21.01.22)
çengelköy civarı giriş katta oturuyorum. daha önce sülük, minik kertekele gibi mahlukatlarda gelmişti benim eve ama iplemedim. akreplerin hepsi zehirli diye biliyordum ben. bu tür zararsız diyen arkadaşlar eminseniz rahat bırakırım hayvanı takılsın evde yer var nasıl olsa. kazara bile olsa beni sokmaz değil mi? ona göre davranacağım hayvana.
0
🌸izole
(21.01.22)
İstanbul'dakiler zehirsiz diyorlar (veya soksa da atıyorum alerji yapıyordur öyle öldürücü vs. değildir) yine de üremesini göze alacak mısın? Yakalayabiliyorsan yakala dışarı at, veya öldür derim.

Sarıyer'deki giriş kat evimde gece görmüştüm korkup ezmiştim ben valla :/ İntikam mangası falan gelmedi sonra. :D Ama evde bir açıklık varsa akrep de girer, fare de, çeşitli böcekler de... çok fena.
0
nhk ni youkosu
(21.01.22)
Ne sakin sabırlı herkes ya, ben güve görsem korkuyorum :)
@lemmiwinks +1
Evi falan ilaçlatın, kaçın, göçün bir süre.
0
dreamnesiac
(21.01.22)
cevap yazan herkese teşekkür ederim. zararsız olduğunu öğrenince rahatladım şimdi.
0
🌸izole
(22.01.22)
Akrepler cift gezer, bir tane bulduysan %90 evde bir tane daha vardir.

Bizim yazliktakiler soktumu hastanelik ediyordu, pembe renkliydi. Bu ne yapar bilmiyorum ama biz pek canli birakmiyorduk.

Bir de ayakkabilarin, terliklerin icini cok severler, karanlik, rutubetli yerlerde takiliyorlar. O yuzden ayakkabilari mutlaka kontrol edin. Defalarca ayakkabilarin icinde bulduk.

Kolay gelsin..
0
cooperr
(22.01.22)
(9)

İşten ayrılma

keditik
İşyerinden ayrılmak istiyorum zaten işyeride istifaya zorluyor ve hiçbir hakkımı vermek istemiyor .Eğer istifa dilekçesi vermek yerıne 3 gün işe gitmezsen bana ne sonuç doğurur bir sıkıntı yasarmıyım yoksa gıdıp dılekcemı vermelımıyım
İşyerinden ayrılmak istiyorum zaten işyeride istifaya zorluyor ve hiçbir hakkımı vermek istemiyor .Eğer istifa dilekçesi vermek yerıne 3 gün işe gitmezsen bana ne sonuç doğurur bir sıkıntı yasarmıyım yoksa gıdıp dılekcemı vermelımıyım
0
keditik
(21.01.22)
İşe gitmezseniz tazminat ödemek zorunda kalırsınız. İhbar süreniz kadar tazminat ödersiniz. İstifa edince de çalıştığınız yıla göre işe devam edeceğiniz bir süre olacak. Ancak iş yeri ile anlaşıp o gün de ilişkinizi kesebilirsiniz. Ne kadar süredir çalışıyorsunuz?
0
ykyt
(21.01.22)
İstifa etmeyin, onlar çıkarsın? Tazminatınızı alın? ya da zorladıklarına dair kanıt bulup dava açın
0
damba
(21.01.22)
Girme öyle şeylere.
Disiplin suçu vs. filan işlemeye de kalkma, her şeyi kitabına uygun yap. Onlar çıkarsın.
0
trixi
(21.01.22)
4 yıldır çalışıyorum.İşsizlik maası almak istiyordum ama bunlar herturlu vermeyecekler mahkeme vs uğraşmak istemiyorum en zararsız nasıl çıkarım onu merak ediyorum.Eğer tazminat ödemek zorunda kalacaksam gidip dilekçemi vereyim bugün
0
🌸keditik
(21.01.22)
madem bugün ayrılmaya kararlısınız. demek ki çalışmayacaksınız. bana kalırsa 4857 iş kanunu çıktı alıp şöyle bir okuyun. orada kafanıza takılanları tek tek sorun burada. ona göre size en uygun olan kararı alın. kahve makinesi bile alırken 1500 yorumu okuyup, şikayetvar, sözlük, google yorumlarını okurken 4 yılınızı verdiğiniz işinizden ayrılırken içinize en sineni yapın. hatta ileride de işinize yarayacak şeyler çıkacak oradan. mesela istifa ettiniz, 3 yıldan uzun süre çalıştınız için 8 hafta ihbar süreniz var. direkt işten çıkıp yarın gelmiyorum derseniz iş yeri ile de anlaşmazsanız 2 aylık brüt maaş ihbar tazminatı borcunuz olur ortalama. ama istifanızı verdiniz ihbar sürenizi çalışmanızı istediler 8 hafta çalışmak zorundasınız. ama şöyle bir şey var, ihbar sürenizi tamamlarken günde 2 saat iş arama izniniz var. mesela dersiniz ki akşam 18:00yerine 16:00da çıkayım her gün iş arama iznimi kullanmak istiyorum. o şekilde yapabilrisinzi . yada yasal hakkınız olarak istifa dilekçenizde de belirtirseniz iş arama iznimi ihbar süremin sonunda kullanmak istiyorum diye.
bu durumda günlük 2 saatten haftada 5 gün dersek 10 saat yapar. 8 hafta için de ortalama son 8 günü işe gitmeden günlük iş arama izninden saydırabilirsiniz. bunun gibi tüm ayrıntılar 4857'de açık açık herkesin anlayabileceği dilde yazıyor. o yüzden biraz kurcalayın orayı. aklınıza gelmeyecek ayrıntılar orada var. ayrıca 4 yıl kısa süre değil. 6 aydan uzun süredir size baskı yapıldığını belgeleyebilirseniz ya da şahit bulursanız mobbing davası açabilirsiniz.(mobbing için eylemin sistematik'6 ay en kısa' olması gerekiyor.)
0
ykyt
(21.01.22)
Siz normal işinizi olması gerektiği gibi devam ettirin. Bu konularla ilgili de kimseyle konuşmayın ofiste. Kimin ne niyetle hareket ettiği belli olmaz.

eğer kıdem tazminatınız iyiyse yani 3 yıldan fazladır orada çalışıyorsanız tazminatı yakmayın istifa ederek. Bu arada mazeretsiz işe gitmemek, görevi yerine getirmemek tazminatsız çıkarma sebebidir aman diyeyim.

Ha yeni iş buldunuz ve durum çok stresliyse ona göre değerlendirin.
0
anten
(21.01.22)
Aslında durum şöyle ben doğum iznimi bitirdim ve beni farklı bölümde bıryerde (rencide etme amaç)yarın iş basısınız dediler.Yıllık izin kullanmak istiyorum yada ücretsiz izin dedim.Kesınlikle izin veremeyiz dediler.Benım tek derdim zararsız bir sekılde bu kurumdan kurtulmak artık ne tazmınat ne başka bırsey bana yasattıkları sıkıntı yetti kurumda belediye sirketi bu arada
0
🌸keditik
(21.01.22)
bence ayrılma, bırak onlar uğraşsın. kovsunlar işsizlik maaşıda alırsın, sonra açacağın dava ile 8 maaş işe dönüş paranı da alırsın. sakın mobbinglerini yeme, hakkını ara.
0
ravenudon
(21.01.22)
İzin kullandırmayacaklarını yazılı olarak mı belirttiler? Haklı sebepleri var mı? Sizin izin kullanmak için çocuğunuz ile ilgilenmek dışında bir sebebiniz var mı? İstediğiniz zaman rapor alabilirsiniz, buna kimse birşey diyemez.
0
vampir akrep
(22.01.22)
(5)

Kaplama dişin düşmesi

sckxyss
Şu an baya sinirliyim. İlk olarak haziran ayında kırılan bir disime kaplama yapılmıştı. Detayını, türünü bilmiyorum, çalıştığım kurumun discisi yaptı, detay sormadım. 1 ay sonra durduk yere hop diye diş çıktı yerinden. Gittim geri taktı. Sonra eylülde yine düştü sebepsiz. Dişçiye gidebilecek bir yer
Şu an baya sinirliyim. İlk olarak haziran ayında kırılan bir disime kaplama yapılmıştı. Detayını, türünü bilmiyorum, çalıştığım kurumun discisi yaptı, detay sormadım. 1 ay sonra durduk yere hop diye diş çıktı yerinden. Gittim geri taktı. Sonra eylülde yine düştü sebepsiz. Dişçiye gidebilecek bir yerde de değildim, bir hafta orası boş bir şekilde gezdim. Sonra gidince dişin alttaki kısmını biraz yükselttim artık düşmez gibi bir şey söyledi. Bu akşam parmağımla dişimi çok hafif oynattım, hop yine çıktı. Yarın gidip fena carlamayi düşünüyorum ama öncesinde emin olmak istedim: bunun bu kadar kolay ve sık çıkmasi normal değil, dişçi bir şeyleri yanlış yapiyor dimi?
0
sckxyss
(27.12.21)
Kaplama bendede var senelerce ayni disciye gittim surekli dustu, en son 4. Ye gittigimde doktor bu durumu ben bi hocama sorayim diyince bizde jeton dustu..

Sonra asiri yasli bir doktor bulduk, tecrubeli tabi.. Disin icine kaplamayi tutmasi icin bir tel koydu ve sorun kalmadi.

Disciyi degistirin.
0
eja
(27.12.21)
Benim de 4 5 defa düşmüştü. Son gittiğim doktor ne yaptı bilmiyorum, sürekli düştüğünden şikayet etmiştim. Sanırım bi şeyler sıktı içine, ama düşmedi sonra senelerce. Fakat elim bir akşam kaplama yapıştırıldığı dolguyu da kaldırarak düştü. Keşke tek başına düşseydi :(
0
zimbirik
(28.12.21)
disciyi degistirin +1

bende 2 kaplama var, baska disciler tarafindan yapildi. birinin ustunden 10+ sene gecti oynama yok.
0
cooperr
(28.12.21)
dişçiyle alakalı. benimki de sürekli düşüyordu. devlet hastanesinde bir dişçiye gidiyordum. sonra üniversite hastanesinde bu durumu söyledim ne olduysa bir daha düşmedi.
0
iwillsee
(28.12.21)
Kaplama, içindeki malzemeyi de alarak düşüyorsa dişin kökü gitmiştir muhtemelen. Artık yeterli sürtünmeyi sağlamıyordur.
0
trixi
(28.12.21)
(16)

maaş zammı alana kadar acil/önemli şeyler dışında bir şey yapmamak

ufockinwotm8
günlük işlerin yürümesi dışında iş geliştirecek şeyler yapmıyorum son 1 aydır pek. son 2 haftadır ise hiç yapmıyorum. maaşım olmuş asgari ücret, zam yapacaklar 6 olacak veya 6'ya yaklaşacak ama benim son birkaç aydır geçinemememi anca telafi edecek ve sene ortası yine zar zor geçinir hale geleceğim.
günlük işlerin yürümesi dışında iş geliştirecek şeyler yapmıyorum son 1 aydır pek. son 2 haftadır ise hiç yapmıyorum. maaşım olmuş asgari ücret, zam yapacaklar 6 olacak veya 6'ya yaklaşacak ama benim son birkaç aydır geçinemememi anca telafi edecek ve sene ortası yine zar zor geçinir hale geleceğim.

Türk-İş'e göre bekar bir çalışanın yaşam maliyeti 5bin olmuş. yani yaşama maliyetim kadar bile maaş vermiyorlarsa iş aksamadığı sürece işi geliştirici bir şey yapmamak etik dışı mıdır sizce?

EK SORU: maaş zammının ne olacağını bildirmemek Ocak ayında, yeni maaşı yatınca görmek aşşşırı ayıp değil mi ya? Resmen kaç paraya çalıştığımı bilmiyor oluyorum 1 ay boyunca. ben mi yanlış düşünüyorum?
0
ufockinwotm8
(27.12.21)
Ayrılın o zaman o maaşa çalışmak istemiyorsanız ?

Göreviniz iş geliştirici bir şey yapmak ise etik dışıdır. Değilse etik içidir bence.
0
ceketimi alip cikcam
(27.12.21)
o kadar net iş tanımı olacak kadar şanslı bir insan değilim. ne gerekirse onu yapmam gerekiyor dönem dönem.
0
🌸ufockinwotm8
(27.12.21)
konu işveren, patron olunca etiği düşünmenize gerek yok. onlar etiği falan düşünmeden maddi manevi her anlamda sömürüyorlar sizi, merak etmeyin.
0
ahm1
(27.12.21)
Maaşlı bir çalışanın karşılığını (Maaş artışı, mevki, yan haklar vb.) almadığı bir şeyi yapması zaten anlamsız. Eğer mevcut performansınız kimsenin gözüne batmıyorsa bence bir sorun yok.
0
salihdt
(27.12.21)
nick çok güzelmiş.

valla çeşitli sebeplerle ara ara motivasyonunun düşmesi normal bir şey. acil ve önemli şeyleri yapıyormuşsunuz zaten. etik dışı bir şey yok bunda.

tek sıkıntı işte bu durum biraz göze batıp az zam almanıza yol açar mı, şimdi kasıp, istediğiniz zam gelmezse ondan sonra salmak daha mı iyi olur vs. gibi düşünceler olabilir. ama onu da siz daha iyi bilirsiniz zaten.
0
plutongezegendegilmi
(27.12.21)
tecrübenizi, yaşınızı, pozisyonunuzu bilmeden yazıyorum.

bu iş kısır döngü. mevcut işinizde iyi performans vermeden :

- bulunduğunuz yerden zam isteyemezsiniz
- çalıştığınız konu hakkında yeterince tecrübeniz olmayacağı için başka bir yere geçemezsiniz
- çalıştığınız yerden ayrılmış birisi başka bir şirkette işe başlar, çalışacak birisi lazımdır, sizi önermez
- müşterilerinizden birisinde çalışacak birisi lazımdır, size teklif yapmaz

bunların hepsi tekrar tekrar yaşanmış şeyler.

örnekler vereyim :

- şirketteki bir muhasebecimiz boş boş etrafa bakıyordu, her sene en düşük zam oranını alıyordu (bir sebepten kovamıyorduk)
- şirketteki bir sekreterimiz çok üstün gayretle çalışıyordu, bir iki sene üst üste çok yüksek zam oranları aldı.
- çok iyi bir çalışan olmasına rağmen bir arkadaşı işten çıkarmak zorunda kaldık, haftasına kalmadan rakip şirkette işe başladı (hem rakip şirket, hem çalışan ayrı ayrı aradılar benden izin istediler)

bunları neden yazdım?

kimse için bir şey yapmak zorunda değilsiniz ama kendiniz için bir şey yapmak zorundasınız. ne çalışırsanız kendinize çalışıyorsunuz. inanın az çalışmanız, çok çalışmanız, bulunduğunuz şirket için çok fark etmiyor. siz ayrıldığınızda hoooop diye yerine birilerini buluveriyorlar. her koyun kendi bacağından asılıyor.

ancak çalışmadığınız sürece, maaşınız düşük kalmaya devam edecek. tersi mümkün değil.
0
co2s2
(27.12.21)
@co2s2 ve plutonolangezegen, inancımı yitirmmemiş olsam ben zaten üstün efor göstermeye devam ederdim. kimse hesabını sormadan, hedef koymadan güzel şeyler başardım kendi kendime. bir sürü paranın şirketten çıkmamasını sağladım zorunda olmadığım halde şahsi eforum ile. çoğu zaman gün içinde 1-2 maaşım kadar tasarruf ettirdim. baktım bir değeri yok saldım. HR'ın iyi çalışması lazım biraz ama o da hiç yok. yani bizim şirkette iyi çalışınca ödülü olmuyor bunu çok daha eski ve üst mevkilerde favori olan kişiler bile söylüyor.

kendini geliştirme anlamında da, asıl şimdi geliştiriyorum kendimi açıkçası. yan projelere falan bakıyorum sadece kendime bir şey katacaksa o konuya odaklanıyorum.
0
🌸ufockinwotm8
(27.12.21)
bosver cok kasma. work smart.
0
baldur2
(27.12.21)
Sevgili hocam yazdıklariniza bakarsam sizin şirkete güveniniz kalmamış. Bu ilişki sizi bir yere götürmez, iş aramanız mantıklı.

Efor gösterip karşılığını alamıyorsanız zaten durmaniz hata.

Yalnız kendi hayat tecrübelerim sadece işinde yazanı yapan kişilerin ne ileri ne geri gittigini söylüyor. Ama bu benim kendi hayatimdan, ben cok çalışarak geldim hep. beklenenden fazlasini yaptim ve karsiligini aldim, o sebepten bana göre ilerlemek isteyen kisi beklenenin fazlasini vermeli.

Ama siz bunu zaten yaptim ama karsilik yok diyorsunuz(galiba), o zaman linkedin.
0
logisticsmanager
(27.12.21)
arkadaşlar güzel yazmışlar. bu şekilde çalışırsan hem yerinde sayarsın, hem de maaş zammı alma ihtimalin varsa bile sıfırlarsın. işyerlerinde pasif agresiflik genelde işe yaramaz, tepkinin neden olduğunu bile fark etmezler ve anında ocak dışı kalırsın.

açık açık agresif olmanı (vermezseniz gidiyorum deyip gitmeni yani) ya da normal bir çalışan gibi çalışmaya devam edip bak abi ben elimden geleni yapıyorum ama geçinemiyorum bir şey yapmanız lazım ayağı çekmeni öneririm.
0
roket adam
(27.12.21)
son bir ayda kaç iş başvurusu yaptınız?
O şirket aileniz değil, memnun değilseniz ayrılmanın yollarını arayın.

"İş geliştirici bir şey" sizden beklenen, görev tanımınızda olan bir konuysa yapmanız gerekiyor bence. Ama yöneticinize de maddi sıkıntı sebebiyle yeterince motive çalışamadığınızı, zam beklentinizin ne kadar olduğunu söyleyin.
0
michael_knight
(28.12.21)
işveren işçi versusunda işvereni savunduracak bir tek hareketi, bir tek haklı yanı yok işverenlerin. özellikle de bu ülkede yani plz. daha fazla nasıl sömürürüm diye düzenini kurmuşların yanında sizin sunduğunuz gerekçelerle yaptığınız şeyin etik dışı hiçbir tarafı yok (ki yemişim etiğini). iş yavaşlatmak da hakkınız grev de hakkınız. onlar size bilmeniz gerekenleri söylemezse siz de bunları söylemezsiniz. öyle saça böyle tarak.
0
erenderk
(28.12.21)
Is basvurusu da yaptim yapiyorum, maas zammi da istedim. Yani kendi kendime daga kusmuyorum aslinda.
0
🌸ufockinwotm8
(28.12.21)
Sadece patron değil, iş arkadaşları da fırsat olunca insanı sömürüyor bence. Çalıştığım yerde gençler sabahın köründe gelip it gibi çalışıyorlar. Benim seviyemdeki bir takım kıdemliler de ofise lütfen gelince "burcu şu iş bitti mi, berk akşama şunu yapalım deyip toplantılarda artist artist takılıyorlar".

Şerefsizlik yapma ama kendini de çok yıpratma bence. Ben senelerdir yıpratıyorum ekstra bir faydasını görmedim.
0
trixi
(28.12.21)
kimse sana asgari ücret bile vermek zorunda değil. yanlış anlama çalışıyorsan en az asgari ücret alacaksın ama seni işe alıp maaş bağlamak zorunda değil. demek ki şirkete bir katkın var ve bu parayı alıyorsun, sen de kendi içinde aldığın parayı hak ettiğini düşünüyorsan, rahatlayabilirsin.

benim kriterim şu oluyor. her ay en az bir kere "işte bu yüzden bu parayı alıyorum" dediğim önemli bir şey yapıyorum. gelişim minik minik, kümülatif etkiyle oluyor. 4 sene önce geldiğim şirketle şimdiki şirket arasında dağlar kadar fark var, o halde parayı hak etmişim diyorum.

maaş zammı maaşı almadan bildirilmeli ama 1 ay önceden olamayabiliyor. en geç zamlı maaşın alınacağı ayın ilk haftası kabul görebilir.
0
gabe h coud
(28.12.21)
@trixi yanima birini aldilar bana yardimci olsun diye ya salak ya da felaket savsakliyor bahsettim bu durumdan hafifce tabii citlattim.diyeyim ama.hicbir sey olmadi. Belki az zam alacak.bilemem ama insanin canini sikiyor. Niye ugrasiyorum diyorsun
0
🌸ufockinwotm8
(28.12.21)
(21)

Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler

dissendium
Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler var mı, varsa neler?Biraz daha açıklamaya çalışayım. Üniversitede seçmeli dersler vardı zorunlu. Ben de gidip birkaç dersi enerji alanından seçmiştim. İklimlendirme dersi gibi. Şimdi o alanda çalışmak istemiyorum. Keşke o dersi seçmeseydim, başka bir d
Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler var mı, varsa neler?

Biraz daha açıklamaya çalışayım. Üniversitede seçmeli dersler vardı zorunlu. Ben de gidip birkaç dersi enerji alanından seçmiştim. İklimlendirme dersi gibi. Şimdi o alanda çalışmak istemiyorum. Keşke o dersi seçmeseydim, başka bir dersi seçseydim diyorum. Daha iyi olabilirdi.

Sizin de böyle küçük ya da büyük pişmanlıklarınız var mı? Puanınızın yetmesine rağmen tıp tercih etmemek gibi şeyler de olabilir.
0
dissendium
(27.12.21)
İlk senemde ben kendime geleyim diye beni ana dal dersim olan Gitardan bıraktılar. Oysa fakülte içi geçişler çok kolaydı ve risksizdi Ses Teknolojileri bölümüne geçebilirdim. Gitar çalmaktan bezmiş bir hale gelmiştim emeğimin karşılığını vermeyen bir enstrümandı ve ortam gereği üzerimizde inanılmaz bir baskı vardı. Hem sosyal hayatımdan oldum, hem de panik atak hastası oldum. Günün sonunda sadece klasik müzik gitaristi oldum ve o da para etmiyor. Oysa müzikten anlamak bir tarafa dursun elektronik, coding ve donanım benim zaten nerd ü olduğum bir şeydi yerim tamimiyle Ses Teknolojileriydi. Bunun yanında mutsuzca sırf alışkanlık olduğu için süren ilişkim. Ailemin benim hayatıma karşı olan vurdum duymazlığı. Neyse gece gece açtı kutuyu zor kapanır.
0
guitarissimo
(27.12.21)
Ohoooo nereden başlasam

* AFL'yi kazanınca zekiyim ben yaparım her şeyi tanrıyım ben diye dolandım 1.5 sene, sonra kurtaramadım tabii.

* Yine de h*cettepe yerine yarı burslu da olsa bilkent gitmeliydim

* İlkokulda ailem gitar hocasıyla tanış bi, istersen ders aldıralım dediğinde gidip meh diyip reddetmem büyük hataydı.

* Anksiyete sahibi ama extrovert biriyken yıllarca kendimi introvert sanıp kandırmam da gelişimime zarar verdi.

* Yine korkup sevgili edinmeye uzun yıllar uğraşmadım. Sonra olaya acemi olduğum için ilk sevgilime çok aşırı abartılı sevgi gösterdim, bunaldı gitti; sonraki ilk ciddi ilişkimde de sevgimi yansıtamadım istediğim kadar, ondan gitti. Şimdi çözdüm gibi bilmiyorum.

* Yine lisede beden eğitimi dersi yerine kesinlikle müzik seçmeliydim.

* Ha bir de sivilcelerimle oynamamalıydım izler iyileşti bayağı ama psikolojik olarak hala o eski halindeler kafamda hkgfdlh
- - -

Sanırım büyük pişmanlıklarım bir tek ilişkiler konusunda. Diğer her şey yoluna girdi.
0
aguen
(27.12.21)
spor abi spor. çocukken hem futbolu hem basketbolu şahane oynardım, kulüplerden teklif almıştım ki basketbolda o zamanki Ülkerspor'un altyapı sorumlusu tarzı birisi ilgilenmişti ama ailem ne yazık ki hiç üstüne düşmedi. atlattık artık tabii ama ne zaman düşünsem çok üzülürüm. ben çekingen çocuktum, fazla yırtık değildim, o yüzden kendi başıma o işlere girişip kulübe yazılmak ve bu yolu zorlamak akıl edebildiğim bir şey değildi. bir de hoca kontrolünde oynamayı sevmiyordum, o yüzden kaçtım biraz.

annem babam bu yeteneğimin farkındaydı aslında. evde akşamları haber yerine basketbol maçı izlenirdi ki babam ters adamdır, normalde böyle şeylere kızar. akşam izlemeyi geçtim bazen ben rica edince gece 3'te nba maçına bile kaldırırdı, uyandırmazsa ertesi gün çok üzülüyorum diye kıyamazdı, "iyi madem ben gece uyumıcam boyum kısa kalıcak gelişemicem diyorsan izle pezevenk bana ne" derdi kdkdkdld. evde bile potam vardı, okulda zaten hep oynuyordum ama okul yoksa sürekli alıp götürürlerdi ya okula ya başka potaya, sürekli oynardım yani.

kısacası ben bilinçsizdim ve ailem de bu tutkumu profesyonelleştirmem için yardımcı olmadı, hiç "oğlum emeksiz başarı olmaz, koçla da oynaman lazım, canını dişine takıp bol bol azar yiyip her şeyin üstesinden gelmen lazım" demediler. halbuki çocuğum ben, ne kaba soksan onun şeklini alacağım zaten ama yok abi, biraz fazla serbest bıraktılar, maymun gibi herif oldum çıktım sonra.

bazen "sen o disipline gelemezdin, takıma soksalar da profesyonel oynayamazdın, karıya kıza uyuşturucuya düşerdin, hem zaten boyun uzun değil" diye avutuyorum kendimi...

ama diğer taraftan... belki çocuk yaşta kulüpte disipline edilseydim farklı bir gelişim süreci (hem mental hem fiziksel) geçirebilirdim. bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

şu an ayakta zor duran bir şişkoyum. iki üç sene önce okuldan arkadaşlarla biraz oynamıştım bir gün. çok şaşırdılar. oha aq sen 10 dakika yolu üç saatte yürüyen adamsın, nasıl böyle oynuyorsun, babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi muhabbeti olmuştu. gururum okşanmıştı, çok mutlu olmuştum ama eve geçince ağlayacaktım neredeyse.

bi jordan olmazdık belki ama royal halı gaziantep'te rotasyona girerdik be abi. yazık oldu. ailem hep sevdiğim şeyler için beni destekledi ama yönlendirmedi... olm ben 8 yaşındayım desenize oğlum seni kulübe verek, gitmiyorsan kurşuna dizeriz gitmen şart diye. anca "oo kralsın kamki yapıyosun bu işi haa" diye gazlayıp öyle kenardan izlediler. ünlü filozof uğur ışılak'ın da söylediği gibi... bu kafayla kurulamaz koalisyon.

kısacası çekingen olsam bile şu ana kıyasla çok daha az ürkek olduğum, dünyayı tanımayan bir çocuk olduğum dönemde cesaret edip "koç boyunduruğu" altına girme konusunda direnç göstermemiş olsam belki şu an her şey farklı olabilirdi. en büyük pişmanlıklarımdan, "acaba nasıl olurdu"larımdan biri, belki de en derini budur.
0
der meister
(27.12.21)
keske o evlilik teklifini kabul etseydim. en buyuk pism. bu.

keske bana mobbing yapan kadini sikayet etseydim isten stifa edecegime.

keske o arkadasimla kusmeseydim.

keske bana ortalama ustu kazandiracak o isi kabul etseydim birkac yil once. is kolaydi da basarisiz olmam mumkun degildi. bu is bircok derdime kisa vadeli uzun vadeli dermandi.
0
Kittie
(27.12.21)
Keşke sarışın kıza evlenme teklifinde bulunsaydım. Şimdi çoluğa cocuğa karışmıştım. Swh.

İşin aslı, böyle büyük bir keşkem yok. Çünkü keşke demeyeceğim şeyleri yaptım ve her fırsatı değerlendirip, denemeye gayret gösterdim. Bir ihtimal son ciddi ilişkimin böyle uzun sürmesine izin vermeseydim diyebilirim. Ama herşey bazan senin elinde olmuyor.

Düşünüyorum artık çember daraldı. 1 yıl içerisinde ya çok keşkem olacak ya da bu başlığı okurken gülümseyeceğim.
0
baldan kaymak
(27.12.21)
Yani bu butterfly effect olaylari biraz karisik. Ben de sorsan "keske 5 sene once ayrildigim sevgilime karsi daha ilgili davransaydim, daha fazla cabalasydim" diyorum ama o 5 sene icinde cok iyi arkadaslarim oldu, muhtemelen sevgilimin cevresinde kalsaydim muhtemelen onlarla tanismazdim. Ayrilmamin hayatima net olarak pozitif etkisi oldu sanirim ama ote yandan o zamandan beri tek bir iliskim bile olmadi, bir daha da ne zaman olur bilmem.

Gene klasik, universitede tip veya bilgisayar muhendisligi gibi dise dokunur bir sey okusaydim diyorum. 20'li yaslarimda hic zora gelemeyen bir yapim vardi, simdiki aklim olsa buyuk resme odaklanirdim hehe.

Diger yarismacilar gibi zamaninda bir spor ogrensem fena olmazdi. Yani hala gec degil de sifirdan baslamamis olurdum.
0
hot potato
(27.12.21)
o kadar çok var ki. hayatı baştan alsaydım daha iyi olurdu.

bir kaç tanesini yazayım:

üniversite sınavında derece yaptım, herhangi bir okulun herhangi bir bölümüne gidebilirdim ama saçma bir yere girdim. Girdikten sonra çok sevdim, okulu ve arkadaşlarımı ama başka bir yerde de oranın insanlarını ve ortamını severdim.

iş hayatında yaptığım yanlışlar var. 25 yaşındayken büyük bir bankanın iştiraklerinden birinde mali işler direktörlüğü görevini yaşım ve tecrübem yetmez diye geri çevirmiştim. aşırı saçma bir hareket.

2009'da fransız bir kız arkadaşın ilişki teklifini reddetmiştim: bu işlerde o kadar saçmayım ki, kız bana "beni lütfen incitme, çok incindim" dediğinde aslında ilişkimizin çoktan başladığını düşünmüş. ben sadece türkiye'de iyi vakit geçirmesi için empati yaparak ona destek oluyordum ama yanlış anlamış. uzak ilişki bana göre değil diyip hızlı bir şekilde çözdüm olayı ve kız da garip bir şekilde aynı gün dostluğa çevirdi ilişkiyi. ilişki mi, ne ilişkisi :) neyse öyle saçma bir şey. şimdi çok sevdiğim bir insan, evli ve 3 kız annesi, kızlar inanılmaz olağanüstü şirin şeyler ama bizim olabilirdi o kızlar. bizimki belki o kadar sarışın olmazdı :) ama güzel olurdu. ondan sonra yaşadığım o kadar dramaya da gerek olmazdı belki. ama aşık değildim, ilişki aklımdan bile geçmiyordu.

sonra sözlükten biriyle tanıştım, çok kültürlü biri, benden çok daha fazla kültürlü, bilgi birikimi olsun, zekası olsun, pırlanta gibi. profesyonel voleybolcu. benden epey uzun ve çok daha güçlü :) bi baldır var, benim koşucu baldırımın iki katı. ama kötü durmuyor, orantılı. yere öyle sağlam basıyor ki, iki kolumla kaldırmaya çalışıyorum ama ayağını santim hareket ettiremiyorum. aynı zamanda biontech kurucuları gibi araştırmalar yapan doktor. yurtdışında üniversitelerde araştırmalar yapıyor. adını koymadığımız bir kaç ay süren ilişkimiz oldu. sonra görüşmeyi kestik. orada minik bir keşkem var. bir sene sonra tekrar gördüğümde obez olmuştu. en az 30-40 kilo almıştı. tabii ki, benden kaynaklı diyecek egom yok ama belki bir şeyler yaşadı ve ben destek olabilirdim derim hep.
0
gabe h coud
(27.12.21)
Seo,dijital marketing, google analytics gibi konularda tum dunyanin cahil oldugu bir donem vardi.
Ben bunu daha amerika'da moda olmadan kesfetmistim. Google bile olayi anlamayip bedava veriyordu datayi.
Hatta google hesabim cok eski oldugu icin su an menuler bile calismiyor, google benim hesabi bozdu komple bug'da kaldi hesap.

O donem bu isten para kazanmayi kendime yediremedim.
Muhendisim illa kod yazicam diye dusunuyorum.
Cok aptalca ve cok basit geldi, menuden 2 tane degiskenle oynayip google'da onemli bir konuda ilk siraya geliyordum.

Benden 100 kat cahil arkadaslara gosterdim, simdi onlar silikon vadisinde villada yasiyor. yesil cimlerini bicip, sonra karisi jessica'yi opuyor.
haftasonu cocuklarinin beyzbol macini konusuyorlar.

Turkiye'de kalanlarin da 2 milyonluk arabalari 100bin tl maaslari var.
Ve bu heriflerin hic calismasi gerekmedi sadece menuden 2 yere tiklayarak head of marketing oldular.
0
divit
(27.12.21)
dogduguma pismanim diyebilirim ehehehhw
0
ala09
(27.12.21)
yazılanları okudum hayatımı gözden geçirdim ve hiç bulamadım. :) hiç yok. hep ortalama bir hayatım oldu. ne en önde oldum ne sona kaldım. hep ortalarda oldum hayatım boyunca. :)))
0
naksidil
(27.12.21)
4 ay önce birine bir şey söyledim, üstelik 4/5 alternatifi düşündükten sonra en kötü seçeneği seçtim. bu sıralarki en büyük pişmanlığım. genel olarak hayat pişmanlıkları içerisinde pek bir şey yok. genel olarak böyle iyiyim. sadece bazen liseyi bırakmasaydım sosyal yeteneklerim çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum o konuda ufak bir pişmanlığım var ama bu sadece sosyal zeka ve becerilerim için geçerli mesleki anlamda elbette faydası olurdu ama bu o kadar da önemli değil, internet lebiderya bilgi konusunda.
0
selam
(27.12.21)
İş hayatında daha "talepkar" işlere kariyerimin ilk yıllarında atılmaya çalışırdım. Aile firmalarında çok vakit harcadım.
0
trixi
(27.12.21)
Her şeye rağmen okumak için İstanbul'da kalmak yerine Ankara'ya gitmeyi göze alsaydım.

4 Haziran 2013'ü tekrar yaşayıp o gün verdiğim kararların tam tersini yapsaydım.

Bu ikisi şimdilik yeterli gibi.
0
south park in kapusonlu uyesi
(27.12.21)
Birkaç keşke de benden gelsin:

- Lisede ve üniversitede 2. bir dil öğrenme şansım vardı keşke üzerine eğilseydim.
- Ailemden başka şehirde üniversiteye gitseydim.
- Bir arkadaşım ile kötü ayrıldık keşke öyle kesip atmasaydım.
- Ülkeden ayrılmak için daha erkenden çaba harcasaydım.
0
peki madem
(27.12.21)
aslında ciddi anlamda yok öyle ah keşke dediğim şey ama soruyu okuyunca lisans son sınıftayken bi hocamın bana ve en yakın arkadaşıma "gpa'iniz yüksekmiş, amerika'da bütünleşik doktoraya başvurabilirsiniz. bunu bi düşünün." dediği an aklıma geldi. demek ki içten içe öyle yapsaymışım diyorum.
0
erenderk
(27.12.21)
yıllar önce çok samimi olduğum bir arkadaş grubu ile saçma sapan bir olaydan dolayı iletişimimi sonsuza dek kopardım. bende de onlarda da hata vardı. keşke o zaman krizi daha düzgün yönetseydim.
0
iwillsee
(28.12.21)
Yurtdışında kalmaya kassaydım keşke. 1 sene bitti mal gibi döndük hemen.
0
d max
(28.12.21)
bir cocuk vardi, bir is toplantisinda tanistik, bana yürümedi, kostu. Ben de cok rahatsiz olmustum, napiyo bu ya? sapik mi bu ? diye söylenip durmustum, daha sonra yine konusmaya calisti, teklif etti ama ben tanimadigim icin de kactim.
bu bugünlerde oluyor, o yüzden pismanligim, baska bir arkadasimla fotografini görünce ona sordum megerse tam benlik biriymis.
0
durgunfoton
(28.12.21)
sıgaraya hiç başlamamalıydım.
0
marul hirsizi
(28.12.21)
hangi birini sayayım.
arkadaş ilişkilerim,
üniversite tercihim,
kpss tercihim,
off offf
0
sizofren06
(29.12.21)
Valla pişman olduğum bazı şeyler var ama halen ne olduğunu tam olarak belirlemedim bir türlü.

2007 senesinde üniversite eğitimini İngilizce olarak seçmem, hayatımın en doğru kararıydı. Hazırlık sınıfını geçip, birinci sınıfa başladığımda iyi kötü bir İngilizce altyapısı vardı.

- Mallığım bu pişmanlığın üstüne koymamaktır. Ulan İngilizce seçmişsin, üstüne koysana mal mısın?

- Üniversite geçirdiğim 4+1 seneleri bir insan anca bu kadar boş geçebilir. Gerçi İngilizce ile ne kadar utangaç biri olduğumu hazırlıktayken fark etmiştim. Bu açından olumlu tabii ama bugün düşünce ne kadar mal olduğumu görebiliyorum. Dönüp dönüp ne kadar malmışım diyorum sürekli.

Daha fazla sinemaya gitseydim, daha fazla kitap okusaydım. Bir şeyler yapsaydım keşke.

- Valla bilmiyorum cidden. Ortada bir pişmanlık var ama çözemedim. Dur bakayım, halledeceğiz inşallah.
0
put it in your appropriate place
(29.12.21)
(10)

Ne kadar zarar ettiniz?

sanguine
Dünyanın en cenabet insaniyim, berat Albayrak istifa etmeden birkaç gün önce altın almistim 6-7 aya yakın zararda bekledim.Cuma günü bütün paramı 16dan dolara çevirmiştim ki bu sefer de 40 yıldır Türkiye'de görülen en büyük değer kazanma olayı meydana geldi.İkisi ne kadar benzerdir, ne zaman 16ya ya
Dünyanın en cenabet insaniyim, berat Albayrak istifa etmeden birkaç gün önce altın almistim 6-7 aya yakın zararda bekledim.

Cuma günü bütün paramı 16dan dolara çevirmiştim ki bu sefer de 40 yıldır Türkiye'de görülen en büyük değer kazanma olayı meydana geldi.

İkisi ne kadar benzerdir, ne zaman 16ya yaklaşır, bu yeni mevduat türü başarılı olur mu?

Artı ne kadar zarariniz var benim 40 bin lira yaklaşık dörtte birini kaybettim.
0
sanguine
(21.12.21)
İki gün önce altın aldım, 20 bin lira eridi. Kripto borsalarında da geçen yıl herkes yükselişteyken saçma hareketlerle yatırdığım paranın %70'i buhar olmuştu, neyse ki çok küçük miktarla girmiştim. Geçmiş olsun.
0
hadi ya la
(21.12.21)
akşama doğru hesaba baktım 143 bin vardı gece baktığımda 103 bin vardı. ama dolar alış fiyatım 7-10 dolar arası zaman zaman almıştım. 14-15 den'de 10.000 tl ye yakın dolar almıştım. satmadım hiç yeniden 15-20 arasına gideceğini düşünüyorum yaza kadar.
0
kanasla intihar eden adam
(21.12.21)
Kanka kontrol etmedim açıkçası. Hanımın hesapta euro biriktiriyoruz. İlk almaya başladığımızda tam 10 liraydı. Sonraki her ayın 14unde aldık. En son 16.8 den mi ne aldık. Zarar durumum yok. Sıradaki ayın 14unde de alacağım. Ve sonraki de.
Kendi hesabımda çok para birikmiyor. Harcamalar faturalar derken aylik 500 lira bile zor. Ben de japon yeni biriktiriyorum ama yani kontrol etmedim. 7 liralardan almıştım ilk. En son 14u gördü. Şu an kaça düştü bilmiyorum ama ay başı param kalırsa yine alırım.
0
allah yazdiysa bozsun
(21.12.21)
en son kasım 2020'de döviz işlemi yapmıştım, dün 17 küsürden 8000 liralık dolar aldım ve çok kısa bir süre sonra piyuuuv gitti gülo :) cenabetlik dersen, var.
0
gabe h coud
(21.12.21)
dövizini cebinde tutuyorsan zararın yoktur. bu sistemin patlayacağı aşikar. kardan 25.000 tl zararım var ama hala kardayım.
0
guitarissimo
(22.12.21)
tüm birikimim ev ve otomobil olarak durduğu için orta uzun vadede hiç bir zararım yok.
0
roket adam
(22.12.21)
kardan zarar ettim. ama ana paradan zararım yok tl bazında. ama kısa sürede yine fırlayacağını düşünüyorum.
0
naksidil
(22.12.21)
kardan zarar ettim.
0
kumandanim
(22.12.21)
Şöyle söyliyim, paramın bir kısmı lirada, bir kısmı altında, bir kısmı dövizde. Cumartesi 1+1 bir ev için kapora vermiştim. Haftaya pazartesi tapuya gidip işi bağlayacaktık, şu an evi alamıyorum=)
0
trixi
(22.12.21)
yapacağım ödemeler için ayırdığım parayı dolar olarak tutuyordum, bin liraya yakın zarardayım.
hâlâ bozmadım.
0
blatta hiberna
(22.12.21)
(10)

Buluşmalara Çağrılmamak

trixi
Biraz da gündemden uzaklaşalım diye soruyorum. Diyelim ki ofis içinde bira, öğle yemeği, tiyatro vs gibi etkinlikler oluyor. Bunlara genelde çağrılmayan bir insansınız. Konu ile ilgili sitem ettiğinizde ise organizasyonları düzenleyen elebaşları sizi ya kaale almıyor ya da olayları üzerine alınmıyor
Biraz da gündemden uzaklaşalım diye soruyorum.

Diyelim ki ofis içinde bira, öğle yemeği, tiyatro vs gibi etkinlikler oluyor. Bunlara genelde çağrılmayan bir insansınız. Konu ile ilgili sitem ettiğinizde ise organizasyonları düzenleyen elebaşları sizi ya kaale almıyor ya da olayları üzerine alınmıyor. Bu gibi durumlarda düşünceniz ne olurdu:

-Ben eğlenceli bir insan değilim, o yüzden çağrılmıyorum.
-Doğrucu olduğum için, doğru söyleyeni 9 köyden tabi...
-Denk gelmemiştir, unutmuşlardır.
-Organizasyonu düzenleyen çakal seçip seçip çağırmış, onun adiliği.
0
trixi
(20.12.21)
Sorunu kendimde ararım. Organizatör adiliği olsa başka biri çıkar "trixi'yi niye çağırmadın, ona da söyle" der. Bir tanesinde unuttular da hepsinde mi unutacaklar? Ben uyuz biriysem o yüzden çağırmıyorlardır diye düşünürüm.

edit: hangi cevaplara tik verdiğin bu cevabımı doğrular nitelikte. Teşekkürler.
0
himmet dayi
(20.12.21)
Himmet dayi +1
0
sta
(20.12.21)
1 ya da 3

2 gibi düşünen biri isen senin hakkında 1. seçenekteki gibi düşünüyor olmaları kesin gibi bi şey.

Ama en başta denk gelmediyse devamında da çağırılmamış olabilirsin. Sitem etmek yerine kahve içmeye giderlerken peşlerine takılmak daha mantıklı bi seçenek
0
zimbirik
(20.12.21)
sende belki bir sorun var ama ofiste böyle bir ortama izin veren yönetim de suçlu.
0
gabe h coud
(20.12.21)
3 değildir
0
kisa
(20.12.21)
yaptığın bir ya da birkaç şey (her zaman birden fazladır) bir veya birkaç kişiyi (her zaman birden fazladır) rahatsız etmiş. özellikle bu yaptığın şeyleri arkandan rahatça konuşabilmek için çağırmıyorlar. senin için çok önemsiz bir durum başkaları için doğrudan rahatsız edici olabiliyor. hatta senin için doğru olan bir şey, başkalarına yanlış olabiliyor. bunlar birikip böyle bir dışlanma oluşturuyor. eğer öz eleştiri yapıp bu durumları tespit edebilirsen bir veya birkaç ay içinde (hzbf) olanları nasıl unutup, etkinliklerde ilk sana haber verdiklerine inanamazsın. büyütülecek bir şey değil ama kendine dürüstlük gerektiriyor.
0
onemoremile
(20.12.21)
Kafa açıyor diye bir tabir var ya. Doğru söyleyeni kovmak değil de doğrunun sırası olmuyor bazen.
0
baal
(20.12.21)
Sucun olmayabilir. Gruptan biriyle bir surtusme benzeri bir sey olmustur, arkandam dedikodu yapiyorsun kuyunu kaziyordur o yüzden cagirmiyorlardir.

Benim de basina geldi, yillardir birlikte disari ciktigim farkli milletten arkadaslarim arayip sormaz olmuslardi. Sebebi de herkese boncuk dagitan bir türk kiziydi. Cok kufrederdim de yeri degil. Takilma, muhtemelen cok bir sey kaybetmiyorsundur.
0
ubi dubium ibi libertas
(20.12.21)
himmetdayi: güzel bir edit yapmışsın öncelikle=) haklı yönleri var.

ben iki tarafta da pay olduğunu düşünüyorum. evet ben laf sokmayı seven bir insanım ama organizasyonu düzenleyenler de adilik yapıyor. biraz liseli psikolojisi. "buraya herkes çağrılmadı, ben özelim, düşünceli olmama da gerek yok, vsvs....

ek olarak, ben böyle durumlarda düşmanım olsa bile "şu niye gelmiyor" diye itiraz edenlerdenim. insanlardaki bu umursamazlığı da anlamıyorum.
0
🌸trixi
(21.12.21)
Bu etkinlikleri ekip etkinliği olarak değerlendirmemek lazım. Kafalarını dağıtmak için bir araya geliyorlar sonuçta. Seni sevmiyorlarsa neden seni çağırsınlar ki.
Ekipçe özellikle planlanan bir etkinlik olmadıktan sonra random bi günde iş çıkışı bi şeyler içmeye gitmek ekip etkinliği değil arkilerle dışarı çıkmak oluyor. Ve evet maalesef düşünceli olup herkesi çağırmak durumunda değiller.
0
zimbirik
(22.12.21)
(9)

raporlarınız, ödevlerinizde basit hatalar oluyor mu

bir soru sorcam
son günlere bırakıyorum işioturup güzelce yazıyorum, mükemmel olmuş diyorumertesi gün bir bakıyorum harf hatasından cümle düşüklüklerine bir sürü şey varelbette %100 doğru olması beklenmez ama bana biraz dikkat eksikliğim fazla gibi geliyorsiz nasıl tanımlarsınız kendinizi
son günlere bırakıyorum işi
oturup güzelce yazıyorum, mükemmel olmuş diyorum

ertesi gün bir bakıyorum harf hatasından cümle düşüklüklerine bir sürü şey var

elbette %100 doğru olması beklenmez ama bana biraz dikkat eksikliğim fazla gibi geliyor

siz nasıl tanımlarsınız kendinizi
0
bir soru sorcam
(17.12.21)
yazdığım raporu en az 3 kez okurum. her seferinde de hata çıkar.
0
sttc
(17.12.21)
Hatalari bulmanin en saglam yolu yazdirip birkac saat sonra kagittan okumak. Bilgisayardan yazdigin dokumandaki hatalari gormek cok zor.
0
hot potato
(17.12.21)
oluyor, makalelerde bile oluyor. olur o kadar.

birinde disleksi, adhd falan varsa böyle şeyler artıyor olabilir, bilemem ama gramer hatalarına rastlıyorum ben. çok da dert etmiyorum. mükemmel diye bir şey yok.
0
passion rules the game
(17.12.21)
evet oluyor hatta başkasına okutturunca dahi gözden kaçıyor
0
iwillsee
(17.12.21)
Oturup tek seferde hatasız bir metin yazmam imkansıza yakın:D
Yazdıktan sonra birkaç saat ara veriyorum. Aradan sonra ilk iş Word'de yazım denetimi yapıyorum. Google ve Microsoft'un text-to-speech sevisleri var. Bir de onlarda sesli okutuyorum. Düzeltmek istediğim yerleri işaretliyorum. Sonra bir daha word denetimi+tts. Bu ikinci seferde düzeltecek bir şey bulamıyorum genellikle. Sadece kontrol amaçlı oluyor.

Hot potato'nun dediğini yapamıyorum çünkü bende o kadar irade ve odaklanma yeteneği yok.
0
ganbatte
(17.12.21)
raporlarımda olmuyor, üniversitedeyken ödevlerimde olmuştur. okulda ben de son dakika insanıydım denebilir. ama 180 derece değiştim işe girince. herhangi bir iş için son tarih gelene dek 50 kere bitirmiş kontrol etmiş ettirmiş oluyorum.
0
erenderk
(17.12.21)
Evet oluyor. Ama öncesinde 3-4 katı kadar oluyordu. Sonra meslek hayatım süresince yazım sonrası kontrole daha çok özen göstermeye başladım. Yazdığım raporların çıktısını alıp en az bir kere okuyorum. Hata olabilecek yerleri kontrolör veya işveren gözü ile değerlendiriyorum. Metin kısmının yanında çıktılarda ne elde edilmiş, tablolar ve sonuç kısmı arasında fark var mı, raporda ne demek istiyor, buna dayalı bir gözden geçirme yapıyorum.Özünde dikkatsiz bir insan olsan da bunlar düzeltilemeyecek konular değil.
0
trixi
(17.12.21)
İlk yazımda hata olur. O sebeple genelde grammar check yaptırıyorum (hangi dilde yazıyorsam). Cümle düşüklüğü için de raporu bir de yüksek sesle okurum (önemliyse). Emaillerde yapmıyorum bunu genelde, sonra hata çıkıyor.
0
SiyamkedisiZorro
(17.12.21)
Üstteki tavsiyelere ek olarak eğer çıktı alamıyorsanız font değiştirmek de işe yarıyormuş diye okumuştum.
0
peki madem
(17.12.21)
(9)

çalışırken/bir şeylerle uğraşırken dinlemelik radyo önerisi

steve rogers
radyo eksen ve açık radyo haricinde öneriniz var mı?
radyo eksen ve açık radyo haricinde öneriniz var mı?
0
steve rogers
(19.11.21)
bayrak radyo
kafa radyo
radyo voyage
kent fm
0
dokunmakalbime
(19.11.21)
erty_ksk
(19.11.21)
Radio voyage tam arka planda calmalik

90 lar turkce pop seversen pal nostalji
0
exlibris
(19.11.21)
exlibris
(19.11.21)
Bir zamankar yön radyo etnik vardı tesadüfen bulmuştum youtubedeki dünyadan sesler kanalı gibiydi dünyadan aşırı kaliteli etnik müzikler çalardı hep şimdi arayıp bulamıyorum sanıfım kapandı.
Mest oluyordum dinlerken.
Biraz arayın bulursanız bana da haber verin :)
0
kirmizipilotkalem
(19.11.21)
3 senedir kent fm'ciyim. alper-bilge, metehan... frekansı kaptırdılar bu sefer internetten dinliyorum. öyle ahım şahım da değil ama çaldıkları şarkıları, muhabbeti vs. beğeniyorum.
0
trixi
(19.11.21)
karnaval- joy fm
0
dreamnesiac
(19.11.21)
Houston blues radio
0
Josephine.
(19.11.21)
radio basilisk
www.basilisk.ch
0
deveyidiken
(19.11.21)
(8)

abilerim ablalarım, bu depresyon geçiyor mu? (27 yaş)

der meister
şu sıralar hayatımın baştan aşağı değiştiğini hissediyorum.eşeklik sebepli okulu henüz bitiremedim. bitirsem de bir bok olacağımdan değil ama diplomam olsun, onca sene emek verdim diye okuyorum. hayatta kalacak kadar kazanıyorum ufak tefek işlerle, yani öğrenci için fena değil işte, ötesine geçmez.b
şu sıralar hayatımın baştan aşağı değiştiğini hissediyorum.

eşeklik sebepli okulu henüz bitiremedim. bitirsem de bir bok olacağımdan değil ama diplomam olsun, onca sene emek verdim diye okuyorum. hayatta kalacak kadar kazanıyorum ufak tefek işlerle, yani öğrenci için fena değil işte, ötesine geçmez.

bütün arkadaşlarım, hatta eski kız arkadaşım filan bile hep kaçtı gitti. kimi başka yere taşındı, kimi iş buldu, kimi evlenip üstüne çocuk yaptı vs...

burada yaşadığım duygu aslında "millet hayatını yoluna soktu ben kaldım" değil; muhtemelen onların başı benimkinden daha fazla ağrıyor. sorun o değil. ben zaten şu an imkanım olsa bile evlenmem, çocuk istemem.

benim hissettiğim daha ziyade yalnızlık. sosyal anlamda aynı noktada buluşabileceğim KİMSE yok gibi hissediyorum. bir tarafıma bakıyorum gençliğinin başında, hayalleri olan sınıf arkadaşlarım. diğer tarafıma bakıyorum iş-güç edinmiş, gününün 10-11 saati sorumlulukla geçen insanlar.

ben tam ortadayım. ne genç gibi yaşayacak enerjim/imkânım var ne de "tam zamanlı yetişkin" olacak durumum. insanlarla tanışsam bile artık sıkıldığımı fark ettim, ortak paydada buluşamıyoruz çünkü; birisi ev kredisinden bahsediyor, diğeri hayalinden... bende hiçbiri yok bunların. kendimce bi şeylerden söz açsam bu sefer onlar sıkılıyor, çünkü benim gibi bir gebeşin haytalıklarını dinlemek de onlara fazla boş ve anlamsız geliyor.

karşı cinsi filan tamamen geçiyorum... hiçbir zaman "abi kadınlar paraya bakıyor" adamı olmadım; en güzel ilişkilerimi fakir ve obezken yaşadım çünkü ama sanırım o da belli bi yaşa kadarmış ya, hani 23 yaşında tolere ediyorlar ama 27'de olmuyor anladığım kadarıyla fakirlik.

***

kendimi genel olarak çok depresif ve yalnız hissetmeye başladım. önceki deneyimlerimden farkı hiç bu kadar yalnız, toplumdan kopuk hissetmemiştim kendimi. gregor samsa gibiyim, faydasız böceğim resmen.

bu hisler zamanla geçiyor mu? neblim 30 yaşından sonra iyi arkadaşlıklar, güzel vakit geçirebilecek etkinlikler/aktiviteler, insana "dolu dolu" gelen hayat... böyle şeyler olabiliyor mu?

yoksa artık beklentileri biraz değiştirmek, "hiçbir şey 20-22 yaşındaki gibi olmuyor, bundan sonra ara ara iyi hissetsen bile genel olarak böyle tırt yaşıyorsun" demek zamanı gelmiş mi?

sizde nasıl durumlar? böyle bir dönem yaşadınız mı?
0
der meister
(18.11.21)
Üniversiteden 26 yaşında mezun olmuştum. Çalışmaya 29 yaşında başladım. En güzel en mutlu olduğum yıllar 30'lu yaşlarımdan sonra başladı. Sizin yaşınızdayken benzer şeyleri hissediyordum. Enseyi karartacak hiçbir şey yok. Sevgiler.
0
pispinti
(18.11.21)
Bro spor yap. Bak bunu dalga geçmek için söylemiyorum spor antrenman vs işlerine girdiğinde ister istemez hayata tutunuyorsun bir amacın oluyor, öyle öyle bi bakmışsın hayatın düzelmiş. Ben 35 yaşımdan sonra böyle düzelttim hayatımı sana da öneririm. Bi amacın olmadan bu hayat çok zor sokaktaki kediden bi farkın kalmıyor.
0
Zaman Tamircisi
(18.11.21)
Meister bir sal artık boolm. Ben senin yaşındayken Sakarya'da fabrika'da çalışıyordum, inan orada olmak istemezdin, her gün "ben burada ne yapıyorum ulan?" Dediğin bir yer. Ha şimdi neredeyim? Bir enerji şirketine IT uzmanı olarak girdim, evliyim, 4 yaşında kızım var, al sana sorumluluk :) bir anda değişebiliyor her şey. Bir ara ben de spor yaptım, mutlu oluyorsun, yani bu da bir başlangıç, hedef koyuyorsun sonuçta. Ben çok geç atıldım hayata, daha üniversite okumaya niyetim var düşün :) yaş 36, daha bir sürü şey için çok erken, geç kalmadın, tut sen gerisi geliyor.
0
devorgilla the gunslinger
(18.11.21)
Sen bir plaza ortamına gir neler olacak bak...
0
trixi
(18.11.21)
beni geren biraz da bu açıkçası.

şu ana kadar yaptığım işler internet üzerindendi. bu açıdan o tip toksik ortamlara veya çalışması zor insanlara rastlamadım. hesap vermekle yükümlü olduğum kişi sayısı çok azdı, onlar da şeker gibi insanlardı zaten, yani tamamen kendi başımaydım ama dediğim gibi bu işlerin sürdürülebilirliği veya bana iyi bir yaşam sağlama ihtimali yok.

bir yerde mecburen açılacağım ama karakter olarak da hem çekingen hem ciddi anksiyete sorunları olan birisiyim. ufalanıp paramparça olmaktan, en başta akıl sağlığım olmak üzere kendimi kaybetmekten korkuyorum.

beni tanıyanlar "sen çok düşünüyorsun, şu an uzak olduğun için öyle geliyor, yoksa *rospu çocuğunun tekisin, bu işleri asıl sen becerirsin" diyorlar, onların haklı olduğuna inanmak istiyorum ama ben kendimde o ışığı pek görmüyorum, en başta enerjisi düşük biriyim çünkü, gözlerinden alev çıkaran bir satışçı olacağımı hayal edemiyorum mesela.

hani derdim öyle çok para pul filan da değil, bugün gelecekten biri gelip, "kardeşim sen 32 yaşındasın, sabah kalkıp gidebildiğin bir işin var, yaptığın iş filan da tutuluyor, tek yaşayacak ve akşam makarnanın yanına tavuk alacak paran, her gün kalkıp işe gidecek kadar yaşam enerjin de var" dese mevcut korkularımın yüzde 90'ı yok olacak aslında.

ben yetişkin olamamaktan, başaramamaktan çok korkuyorum. çünkü aslında hayvan gibi egolu bir insanım ve istediğim yerde olamamak yaş ilerledikçe beni daha fazla üzmeye başladı. hayat narin totomu yerden yere vuruyor resmen, ne yapacağımı bilmiyorum.
0
🌸der meister
(18.11.21)
O kadar gencsin ki, full time yetiskin olamazsin zaten, olanlar da bi gariplik var. İki uc yilda, yazdiklarinin hepsini yapip tamamlayip yoluna tatmin olarak bunlari geride birakip devam edebilirsin.
0
gunes123
(18.11.21)
27 yaşındayım ilk üniversitemi hem çalışıp hem okumaktan bitiremedim
şimdi ikincisini okuyorum
hatta vizelerden 2 sınavım da çok kötü geçti belki okul uzar.
2 senelik bilgisayar programcılığı okuyorum ilk sene zaten online dı.uzarsa da iki sene yüzyüze okumuş olcam sağlık olsun.

asıl olay şu düzgün bir iş bulabilmek
vesselam
0
rofwts
(18.11.21)
der meister,

o tür ortamlarda çekingen, piç, ortam sempatiği, alfa, beta, av, avcı, peşinde koşulan kız, erkek 100m öteden kendini belli ediyor zaten. kendini, ne olduğunu bilip ona göre takılıp kasmadan, kompleks yapmadan insanlardan alabildiğini almaya bakacaksın. zayıflıklarını göstermen ve ters davranman yapabileceğin en büyük hata. o zaman mimlenirsin. maskeni tak, mutlu yaşa.

yani okul bitse de iş hayatında 28-32 yaş arası insanlar gayet de aralarında sosyal aktiviteler düzenliyorlar. sürekli çağırılan popilerden olamayabilirsin belki ama iş çıkışı biraları, halı saha maçları, sigara araları, tiyatro organizasyonları, bunlar iş hayatında da devam ediyor. başka şeyler de oluyor ama pisleşmiyim şimdi.

evet toksiklik biraz var ama lisede üniversitede olduğu kadar veya biraz daha fazla. ama kafa insanlar da yok değil. hiçbir şey gençlikteki gibi olmuyor ama 30'undan sonra hayat bitiyor, 35'ten sonrası boş gibi düşünceler sadece seni yorar. çünkü öyle bir şey yok. 64 yaşında yeni evinin kredisi ödeyen, gençlerle arkadaş gibi(ölçüyü kaçırmadan) muhabbet eden, arada mesai dışında ofisteki zulasından içki içip dertleştiğimiz bir teknik ressam abimiz de var mesela. nefes almaya devam ettiğin sürece hayattan tad almaya devam edebilirsin.
0
trixi
(19.11.21)
(4)

Yurtdisi is gorusmelerine nasil hazirlanilmali?

austenn
Merhaba, kasim ayinda yaklasik 20 sirkete basvuru yaptim. Bunlarin 3’unden mulakat icin donus aldim. 1 tanesi assessment’ler cok iyi gecti ama ingilizcemi pek begenmediler. Digeri ev odevi ve sunum verdi, calismaya zamanim cok yoktu fazla odaklanamadim. Sonuc olarak calistigim icin bu mulakatlara ha
Merhaba, kasim ayinda yaklasik 20 sirkete basvuru yaptim. Bunlarin 3’unden mulakat icin donus aldim. 1 tanesi assessment’ler cok iyi gecti ama ingilizcemi pek begenmediler. Digeri ev odevi ve sunum verdi, calismaya zamanim cok yoktu fazla odaklanamadim. Sonuc olarak calistigim icin bu mulakatlara hazirlanmak benim icin cok zor oluyor. Teknik kisma mi calisayim, ingilizce soft skills sorulara mi calisayim zaman kalmiyor. En efektif nasil hazirlanabilirim? Siz neler yapiyorsunuz mulakata girmeden once? Ingilizcem upper intermediate-advanced arasi. Asiri akici konusmuyorum bu yuzden onceden ne soyleyecegimi ezberlesem iyi mi olur? Herhangi bir yardima muhtacim :( bu mulakatlarin ustesinden nasil gelirim?
0
austenn
(17.11.21)
İngilizce konusunda, ezberlemeyin ama prova yapın bence. İş görüşmelerinde hep benzer sorular sorulur; bize kendinden bahset, neler yapıyorsun, hedefin ne, hangi uygulamaları kullanabiliyorsun vb. vs. zaten farketmişsinizdir.

Bunlara benzer bir sürü soruyu yazıp bir arkadaşınıza verin mesela, sonra onunla Zoom üzerinden iş görüşmesi provası yapmaya çalışın.
0
salihdt
(17.11.21)
Sadece İngilizce mülakat kısmına yorum yapacağım. Mülakatın sadece kendini tanıtır mısın, kendinden bahseder misin kısmı benzer genelde. Bundan sonrası doğal gelişir. Yapacağınız ezber sizi sadece giriş kısmında kurtarır. Gerisinde işe yaramaz. Bence native arkadaş bulun. Havadan sudan muhabbet etmeye çalışın. Mülakatlarda duruma göre farklı muhabbetler olabilir. Bir Türk şirketiyle yaptığım İngilizce mülakatta futbol konuşmuştuk. Arkadaş bulamıyorsanız da özel ders almayı deneyin.
0
dissendium
(17.11.21)
Ülke ve meslek yazabilirsen ona göre daha çok yardımcı olabiliriz.
0
trixi
(17.11.21)
Finans departmaninda calisiyorum, genel olarak avrupa’da islere bakiyorum. Almanya, avusturya, fransa hollanda onceligim diyebilirim
0
🌸austenn
(17.11.21)
(6)

Adelaide mühendis olarak yerleşme

trixi
Selam arkadaşlar. İş yerimin Adelaide(Avustralya) ofisinden teklif aldım. Senelik 130000+10000 AUD gibi bir brüt maaş öneriyorlar. Şimdilik tek kişi gideceğim. Planım 1 sene sonra otizmli kardeşimi de yanıma almak.Sizce bu nasıl bir para? Tek başına yaşarken aylık ne kadar biriktirebilirim? Haftada
Selam arkadaşlar.

İş yerimin Adelaide(Avustralya) ofisinden teklif aldım. Senelik 130000+10000 AUD gibi bir brüt maaş öneriyorlar. Şimdilik tek kişi gideceğim. Planım 1 sene sonra otizmli kardeşimi de yanıma almak.

Sizce bu nasıl bir para? Tek başına yaşarken aylık ne kadar biriktirebilirim? Haftada 3-4 gün bakıcı tutsam bakıcı maaşına yeter mi?
0
trixi
(10.11.21)
Senede brut $140k commonwealth icin iyidir, hele yeni gocmen icin cok iyi.

Tahminim sana ayda net $8500-9000 arasi birakir. Ne kadar kenara koyacagin nasil yasiyacagina bagli..

Part-time bakici da tutulur herhalde yaw, bir tane filipino bulursun kesin.
0
cooperr
(10.11.21)
Kardeşinizi de yanınızda almanız takdir edilesi, onları arkada bırakarak zaten huzurlu olamazsın. Yolunuz açık olsun.
0
cakmayazar
(10.11.21)
Avustralya gibi yerlerde otizm odakli falan bakici devlet destegi yoksa (ki muhafazakar hukumet bu tip seylerin icini bosaltmistir) servet tutar. Excel acip hesap yapmadim ama hic para biriktiremeyecekmis gibi goze alin.

140K brut maastan ayda 9000 falan kesinlikle kalmaz.
0
hot potato
(10.11.21)
Ne kadar bakim ihtiyaciniz olduguna gore degisir sanki.

Ancak, turkiyedeki (veya her neredeyseniz) sartlarinizi bilmemekle birikte, adelaide gibi bi yerde tek basina biri icin o para cok iyi.

En azindan gidip, yasayip gorup karar verme sansiniz var.

Ayrica avustralya cok guzel bir yer, adelaide de en yasanilabilir sehirlerinden biri. Turkiyedeki birisi icin bence super firsat.
0
icim urperiyor
(10.11.21)
Hepinize çok teşekkürler.

Buradaki kazancım aylık net 10bin civarı. Maddi açıdan sıkıntımız yok. Kariyer açısından da bakarsak İstanbul Ofisi küçülmeye gidiyor. Orada da tünel işlerinin piri bir direktörle çalışacağım. Yani burda 5 senede kendime kattığımın fazlasını orada 2 senede kazanabilirim. Türkiye'yi seviyorum ben. Ama tek olsam saniye düşünmez giderdim.

Kardeşimin bakımı çok zor değil. Sadece konuşması eksik diyebilirim. Ancak 3 ayda bir epilepsi nöbetleri oluyor. Yanıma alana kadar bakıcıyla veya teyzemlerle kalması seçeneklerini değerlendiriyorum. Bakıcıya teyzemden daha çok güveniyorum aslında. Teyzemlerde kalırsa ev ve şehir değiştirmek zorunda bir de.

Benim şimdilik niyetim 2 sene kalıp döndükten sonra kardeşle ufak bir şehirde ev alıp yaşlılığı beklemek. Ama şu ara kafamın içi karman çorman.
0
🌸trixi
(11.11.21)
selamlar,

yillik 130k adelaide icin iyi maas (deneyim durumuna gore). ama vize turunuz de onemli. non-resident isenin vergi epey yukseliyor.
saglik hizmetleri icin ayrica arastirma yapmaniz gerekecek. resident olanlar icin (kalici oturumu olanlar) ciddi haklar vardir. bakici tutmaniz gereken bir yakininiz varsa giderlerin onemli kismini devlet karsiliyor.
madenci misiniz?
0
viva paulista
(24.01.22)
(7)

Dikey mi robot mu? (Süpürge)

blackidom
Dikey diye yola çıkıp o kadar para vermişken robot alalım bari noktasına geldik. İyi mi ettik? 4bin tl bütçeye ne alınır?
Dikey diye yola çıkıp o kadar para vermişken robot alalım bari noktasına geldik.
İyi mi ettik? 4bin tl bütçeye ne alınır?
0
blackidom
(18.10.21)
robotun yaninda kotu de olsa normal supurge sart. robot koseleri falan alamiyor veya bazi yerlere giremiyor. normal supurge yoksa dikey akar.
0
fakyoras
(18.10.21)
mobilyaların altı süpürgenin girebileceği kadar yüksek değilse robot süpürgeye verilen paraya yazık bence.
+ olarak ucuz da olsa ek bir süpürge daha mutlaka gerekiyor.
0
roket adam
(18.10.21)
Eski kablolu süpürgeyi atıp kablosuz dikey süpürge satın almak hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biri olabilir.

Ben Bosch flexxo serie 4 aldım. Gayet modüler bişey. Ön tarafı sökülüp el süpürgesi niyetine de kullanılabiliyor, farklı uçları haznesinde muhafaza edebiliyorsunuz.Eviniz büyükse ve bazı yerleri uzuun uzun almayı seviyorsanız çalışma(pil) süresi size çok da yetmeyebilir. Dikey süpürgelerin o açıdan biraz daha kat etmesi gereken yol var.

Robot süpürge bana şu an için gereksiz bir ürün gibi geliyor. Bizim şirkette alanlar var. Memnun olduklarını da söylüyorlar ama keriz damgası yememek için mi bilmiyorum. Ne bileyim, benim evde basamak var mesela. Bir de robot süpürge ile tavanı temizleyebilecek misiniz?
0
trixi
(18.10.21)
normal, dikey ve robot olmak üzere 3 süpürgem var. aralarında tuhaf bi şekilde en az kullandığım dikey oldu. yalnız yaşayan biriyim, gelenim gidenim de fazla yok, ayrıca evde halı da kullanmıyorum o yüzden benim için en kullanışlısı robot süpürge oluyor. haftada bir ya da iki açtığımda her zaman temiz kalıyor. ayda bir de gerekirse büyük süpürge yaptım mı bana fazla fazla yetiyor.

robot süpürge olarak viomi v3 kullanıyorum, vakum kısmından çok memnunum ama paspas kısmı nedense bana yetersiz geliyor. normal düzenim robot süüpre + vileda şeklinde. yani sorunun cevabı kişinin evine, yaşam şekline, eşyalarına göre çok değişebiliyor.
0
hypathia
(18.10.21)
İkisi birbirinin muadili ürünler değil. Robot süpürge her gün çalışsa da erişemeyeceği yerler oluyor. Bir de her ne kadar çekiş gücü iyi diye lanse edilse de özellikle halı üzerindeki performansı klasik bir süpürge ya da şarjlı süpürge kadar iyi değil. Dolayısıyla evde hiç süpürge yok ise sadece robot süpürge yeterli olmayacaktır. Ancak halihazırda kablolu bir süpürge varsa robot süpürge derim. Şarjlı süpürge size sadece ekstra konfor sağlayacak. Yoksa onun yaptığı işi kablolu süpürge de yapıyor. Evde hiç süpürge yoksa şarjlı süpürge.
0
himmet dayi
(19.10.21)
Bizde de üçü var. Robot, dikey ve kablolu. Robotu aldığımızdan beri kabloluyu hiç kullanmadık.
0
pispinti
(19.10.21)
Bir senedir robot kullanıyoruz, evde tek bir halı var, mobilyalar da yüksek. Normal süpürgeyi sadece arada bir halıyı iyice temizlemek için çıkarıyoruz. Süpürge mop pro, mopu da kullanıyoruz haftada 1, vileda derdinden de kurtulduk. Kenarları filan gayet iyi alıyor kenarları süpürmüyor diyenler neye göre yorum yapıyor bilmiyorum. Sadece kapı arkası kalıyor, oraları da Black&Decker el süpürgemiz var aklımız gelince onunla temizliyoruz. Çok memnunuz. Evden çıkarken ayarlayıp, gelince ortamı tertemiz bulmak paha biçilemez.
0
gmzo
(19.10.21)
(24)

İstanbul'da kombileri yaktınız mı?

love my way
Evde üşümeye başladım ama aile evimde geçmeyen ilk kışım ve kombi yakmanın normal zamanı nedir bilmiyorum agsahsd. Bir de evimde iki tane ergen köpek var, onlar da üşümesin istiyorum ama muhtemelen ben onlardan daha çok üşüyorum o ayrı, ayı gibiler zira.Kombileri yakmadıysanız da siz aşağı yukarı ne
Evde üşümeye başladım ama aile evimde geçmeyen ilk kışım ve kombi yakmanın normal zamanı nedir bilmiyorum agsahsd. Bir de evimde iki tane ergen köpek var, onlar da üşümesin istiyorum ama muhtemelen ben onlardan daha çok üşüyorum o ayrı, ayı gibiler zira.

Kombileri yakmadıysanız da siz aşağı yukarı ne zaman yakarsınız normalde?
0
love my way
(18.10.21)
yakmadım daha evde tşirt ile oturuyorum daha ama arada üşüyorum. 1-2 haftaya açarım sanırım
0
hlt1985
(18.10.21)
ben de üşümüyorum, ince kıyafetlerleyim hala ama oturduğum bina merkezi sistem, dün yakmaya başladılar. kombi olsa daha bi iki hafta beklerdim ama ben sıcağı çok sevmeyen, kolay üşümeyen biriyim.
0
hypathia
(18.10.21)
yakmadik henuz. haftaya falan belki. su an sort tisort oturuyorum, hafif usuyorum.
0
lemmiwinks
(18.10.21)
bu sene son yıllara göre nispeten soğuk ama hala yakmadım.
aralıktan evvel de çok soğuk olmadıkça ya da özel misafirim olmadıkça yakma planım yok.
0
barankovan
(18.10.21)
hayır, daha erken. biraz kalın giyinin :)
0
candide
(18.10.21)
bizim sitede merkezi ısıtma başladı. ama kendi kombim olsaydı açar mıydım emin değilim.
0
co2s2
(18.10.21)
Yakmadık ama donuyoruz...
0
epleindebisous
(18.10.21)
sadece kızımın banyo yaptığı günlerde yakıyoruz. onun dışında yakmıyruz.
0
teritori
(18.10.21)
Şimdilik yakmadik ama her an yakabiliriz. Normalde de ekim sonuna doğru biz açmaya başlıyoruz.
0
fraise
(18.10.21)
Yakmadım ama üşüyorum. Şimdilik elektrikli ısıtıcıyla idare ediyorum.
0
mg3929
(18.10.21)
bebek var diye mecbur açtık ama normalde kombi açma eşiğim havanın öyle soğuması ki gece soğuktan uyanmaktır. bu da aralık ayı gibi oluyordu genelde.
0
pide
(18.10.21)
Bizim merkezi sistemi yaktılar bugün ama çok kısıkta. Yöneticinin huyu değildir aslında böyle havalarda yakmak ama hadi bakalım.
0
peki madem
(18.10.21)
Yakmadım. Evde olduğum zamanlar çorapla dolaşıyorum.

Sizin yüzünüzden klaymıt çeync oluyo arkadaş=)
0
trixi
(18.10.21)
üşüyorum ama kombi yakacak kadar değil. daha zamanı var bence. cam açık oturabildiğime göre kombi yakmaya gerek yok.
0
sutlu nescafe
(18.10.21)
benim yakasim var da 15 derece altina dusmeden yonetim acmiyor.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(18.10.21)
bizim merkezi bir süredir yakıyorlar. fakat tişörtle dolaşıyoruz yani en azından gündüz gerek yok. kombili evde olsaydık büyük ihtimalle akşamları az biraz yakmaya başlamış olurduk ama sürekli yanmazdı. eski evde 15 derecenin altına düşünce yakma ihtiyacı hissediyorduk ancak.
0
gmzo
(18.10.21)
2 gündür hava kapalı. Yavaştan üşütmeye başladı. Kombi 23 dereceye ayarlı ama oda 23 derecenin altına düşmediği için çalışmadı 2 gündür. Böyle giderse bı geve çalışabilir
0
zimbirik
(18.10.21)
hayır merkezi sistem henüz açılmadı.
bu hafta hava fena gitmiyor, evin içi gayet iyi, fakat geçen haftaki gibi soğuk olsaydı 15 ekimi geçtiğimiz için açarlardı.

merkezi sistemde kural genellikle şu şekilde işliyor; gündüz sıcaklığı 15c altı ve 15 ekim sonrası ise aç.
0
nuisance
(18.10.21)
merkezi sistem. dışarının ısısı 18 derece altına düşünce yanıyor.
0
fever
(18.10.21)
ev baya sicak geliyor bana, daha erken bana kalirsa. kasima kadar gider...
0
fakyoras
(18.10.21)
Camlar 24 saat acik ev 22 derece, sabah biraz usutuyor ama acmadim.

Cami kapatirsam 1 ay daha dayanirim.
0
divit
(18.10.21)
doğalgaz faturasından korkmasaydım çoktan açmıştım, çünkü üşümeyi sevmiyorum ve evim özellikle sabahları epey soğuk. biraz daha dayanıp kasımda açmak istiyorum bakalım dayanabilecek miyim.
0
erenderk
(18.10.21)
Herkes yanıyor maşallah :) biz açalı çok oldu ama sürekli değil, geçen haftalarda çok soğuk olmuştu, açmamak imkansızdı. Başka ısınma modeli yok evde. Sonraki günler de arada üşüyünce, bir kaç saat şeklinde açtığımız ya da hiç açmadığımız günler oldu.
Şu an da akşam şöyle bi ılınsın ev diye açtım ama bir iki saat sonra kapattım. Çorap, kışlık vs var ama giysen yanıyorsun, çıkarsan üşüyorsun, kombiyi açsan bunaltıyor, açmasan donduruyor, bir garip havalar işte.
0
epitaf
(18.10.21)
Yalvar yakar çalıştırttık merkezi sistemi sitede dün akşam. Çocuğu olanlar için soğuk, olmayana göre hala zaman var diye düşünüyorum.
0
va
(19.10.21)
(9)

Akşam için film tavsiyesi?

senbensennedenbenlen
Şöyle pazartesi sendromuna iyi gelecek. Tür fark etmez.Tşk
Şöyle pazartesi sendromuna iyi gelecek. Tür fark etmez.

Tşk
0
senbensennedenbenlen
(09.08.21)
sicario (2015)
0
kimberly
(09.08.21)
-Resident Evil.
-Back to the Future.
0
trixi
(09.08.21)
The Climb
0
pispinti
(09.08.21)
3 idiots.
0
onemoremile
(09.08.21)
Green book
0
respect
(09.08.21)
Son günlerde izleyip beğendiğimiz filmler:

Three Billboards Outside Ebbing, Missouri
The Favourite
Memories of Murder
Gerald's Game
0
ruhen hastayim ben
(09.08.21)
(bkz: le tout nouveau testament). cok tavsiye annecim.
0
chezidek
(09.08.21)
Edge of tomorrow
0
ananiyimioguz
(09.08.21)
Hetflix varsa
Kayıp şeylerin bakım kılavuzu
0
Mirket
(09.08.21)
(4)

bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık-adalet duygusu

trixi
Selam herkese. Bayramda Teams'de konuşacak kimse bulamadım. Buradan cevap veren çıkar belki. Soru şu: tanıdığınız 1. kişi, tanıdığınız 2. kişiye fena halde kazık atıyor ama 1. kişinin size bir yamuğu yok. Bu 1. kişiye karşı davranışınızı etkiler mi?Örnek1: Biz 3 kardeşiz. Ben ortancayım, küçük karde
Selam herkese. Bayramda Teams'de konuşacak kimse bulamadım. Buradan cevap veren çıkar belki. Soru şu: tanıdığınız 1. kişi, tanıdığınız 2. kişiye fena halde kazık atıyor ama 1. kişinin size bir yamuğu yok. Bu 1. kişiye karşı davranışınızı etkiler mi?

Örnek1: Biz 3 kardeşiz. Ben ortancayım, küçük kardeşim yetişkin bir otizmli. Evli olan abim anne ve babamın ölümünden sonra kalan borçları bana ödetti. Karşılığında annemden kalan evdeki hakkını devredeceğini söyledi, devretmedi. 10 senedir bakımını üstlendiğim küçük kardeşime zerre(maddi manevi) yardım etmiyor. Hal böyleyken her sene Akçay'daki teyzemlere ailece(eş ve çocuklar) tatile gidiyorlar. Anne ve baba tarafı akrabaları abime zerre tepki göstermiyor. Dün teyzemle "ağzınızı açıp 2 kelime etseydiniz, Instagram'dan arkadaş oluyorsunuz, can ciğer kuzu sarmasısınız, yaptıkları bu vicdansızlığa karşı hiç mi öfke duymuyorsunuz" dedim mesela. Çözüm o değil ki, ilişik kessek ne olacak vs gibi kaçamak cevaplar verdiler.

Örnek2: Ofiste bana yamuğu olmayan 1 kişisi, altındaki 2 kişisine fena halde, arada mobbinge varacak şekilde ızdırap oluyor. Sürekli aşağılar şekilde konuşuyor ve her hatayı onun üzerine yıkıyor.

Evet, böyle durumlarla karşılaştınız diyelim. Sizi etkilemeyen bir adaletsizlik, adaletsizliği uygulayan insana karşı tutumunuzu etkiler mi? Yoksa "benle arasında bir sorun yok, aman kimseyle aramı bozmayayım, o kişiyi de bir dinlemek lazım aslında" vb.. diye tavşan b.ku modunda mı takılırsınız?
0
trixi
(19.07.21)
Mümkünse ilişkimi keser, değilse minimuma indirirdim. Yaptıkları haksızlık, adaletsizlik, adilik. Bunun ucunun bana dokunması gerekmiyor.
0
somethinginthewayshemoves
(19.07.21)
bugun baskasina yapan yarin bana da yapabilir. karakter meselesi. ben de iliskimi yavasca kesmeye bakarim.
0
vudin
(19.07.21)
abinizin yaptığı çok çok ayıp bir şey. vurdumduymazlığı ötesinde. büyük konuşmamak lazım tabi ama madem aile tarafım destek olmuyor ben sınır çizerdim gerekirse görüşmezdim. her şeyi ben yapıp sefasını abim sürüyorsa aileden birinin dur demesi gerekir.

2. Olaydaki kişi sizin üstünüz olmasa dahi bu kafa yapısıyla çevresine zarar verebilir gibi geldi. İletişimi minimuma indirin. Eğer davranışları rahatsız ediyorsa sizi normal dille uyarın ya da gizli şekilde altındaki kişilere şikayet edebilecekleri birisini önerin. İkincisi birazcık daha riskli ama siz bilirsiniz.
0
bugun hava gunluk gureslik
(19.07.21)
Yazan arkadaşlara çok teşekkürler. Abimle 6 senedir görüşmüyoruz zaten. En son bana 1500 liralık bakım evi yok mu(o zamanlar kardeşimin babamdan aldığı emekli maaşı 1500tl, evde kalan bakıcı ücreti 2000tl civarıydı) diye yazdığında kendisi ile yazışmayı kesmiştim.

Ben bu durumlarla karşılaşsam, muhatabı ben olmasam bile böyle davranış sergileyen insanlar karşı farklı bir tutum içine girerdim-giriyorum. Kendimi anormal hissetmememi sağladığınız için teşekkürler.
0
🌸trixi
(19.07.21)
(9)

İş arkadaşı düğüne katılmamızı beklemiyordur dimi?

Gradient_tabanlı_mor
Evden çalıştığım için iş arkadaslarimin çoğunu tanımıyorum. Bir tane kızla da bir kaç kez çalıştık ama öyle samimi değiliz. Davetiye atmış gruba herkesi bekliyorum diye. Ortak hediye alımına katılıyorum bence bu yeterli. Ekstra olarak gelmeyeceğim diye bahane uydurmak zorunda değilim çünkü zaten o d
Evden çalıştığım için iş arkadaslarimin çoğunu tanımıyorum. Bir tane kızla da bir kaç kez çalıştık ama öyle samimi değiliz. Davetiye atmış gruba herkesi bekliyorum diye.

Ortak hediye alımına katılıyorum bence bu yeterli. Ekstra olarak gelmeyeceğim diye bahane uydurmak zorunda değilim çünkü zaten o da biliyordur gelmeyecegimi diye düşünüyorum. Evet, nezaketen mesaj atılmalı mı sizce? (Bence hayır :( ama emin olmak istedim)
0
Gradient_tabanlı_mor
(30.06.21)
Davetiyede lcv bölümü var mı? Nezaketen de olsa katılım durumunuzu bildirirseniz iyi olur. Tabi ki gelmeyeceğinizi zaten biliyordur:)
0
suicides underground
(30.06.21)
Ben olsam nezaketen gelemeyeceğimi belirtirdim. bunlar ince sosyal jestlerdir, insanlarla iyi ilişki kurmaya yardımcı olur. Atmazsan zararı olmaz atarsan faydası olur yani.
0
Jux
(30.06.21)
Beklemiyordur
0
Kahir ekseriyet
(30.06.21)
Covid salgini hala ortadayken herkesin gelmeyecegini biliyordur.
0
Avoiding The Puddle
(30.06.21)
Kanka ben davet bile etmedim. Bir arkadaş evlendi o da beni davet etmedi. Ben yeniyim. Öyle aman aman bir hukukumuz da yok. Beni davet etmemesi çok doğal bence. Benim kimseyi davet etmemem gerektiğini düşünüyorum. İnsan ne de olsa sizin gibi garip bir vicdan muhasebesine giriyor. Bence üzerinize alınmayın. Daha samimi olduğu insanları çağırmıştır. Ama sizin durumda gelemeyeceginizi belirtseniz daha uygun olur.
0
allah yazdiysa bozsun
(30.06.21)
Ben olsam ortak hediyeye de katılmazdım.
Bana mı evleniyor sanki?
0
trixi
(30.06.21)
jux +1
0
in vino veritas
(30.06.21)
Kesin gelmeni istese LCV alırdı, salla boşver.
0
lcha
(30.06.21)
Siz de gruba çeyrek altın fotoğrafı atın!

Benim gelmemi isteyen bana özel davetiye getirir, ya da uzaksa telefon eder nezaketen de olsa kendi çağırır.
0
John Bloor
(30.06.21)
(16)

Mesai sonrası kendinizi geliştirmeye çalışıyor musunuz?

amusan
Herkese iyi haftasonları,Soru başlıkta ama bir soru daha var. Yoğun çalıştığınız dönemlerde mesai sonrası hala birşeyler öğrenmeye çalışabiliyor musunuz? İçiniz sıkılmıyor mu sürekli işle ilgili birşeyle uğraşıyor olmaktan?
Herkese iyi haftasonları,
Soru başlıkta ama bir soru daha var. Yoğun çalıştığınız dönemlerde mesai sonrası hala birşeyler öğrenmeye çalışabiliyor musunuz? İçiniz sıkılmıyor mu sürekli işle ilgili birşeyle uğraşıyor olmaktan?
0
amusan
(17.04.21)
1) Evet, it güvenlik sektöründeyim buna mecburum, bizim sektör inanılmaz hızlı değişiyor bir haftada bile bir çok şeyi öğrenmen gerekebiliyor.
2) Bazen sıkılıyor gerçekten. O zaman başka şeyler yapıyorum.
0
roket adam
(17.04.21)
ben çalışıyorum ama haftaiçi zorlanıyorum
genelde sabah biraz daha erken kalkıp okumaya çalışıyorum
0
superb
(17.04.21)
İşyerinde yaptığım mesainin yarısını evde kendimi geliştireyim diye yine yapıyorum. Bilgisayar başında oturmaktan nefret ettiğim halde 8-10 saatim böyle geçiyor. Evet içim sıkılıyor ama evde daha üretken olabileceğim bir şey yok.
0
IncredibleMau
(17.04.21)
1. Evet çünkü işim gereği bunu yapmam gerekli. IT sektöründe, üstelik de cruise gemilerinde çalışıyorum. Dolayısıyla bilişim yanı sıra gemiyle ilgili çok fazla farklı alt sistem ve yan işler var. Bu sebeple de karşılaştığım durumları detaylıca anlayabilmek için kişisel zamanımı ayırmak zorundayım.

2. Bunu kişisel/mesleki gelişim işini sürekli yapamıyorum elbette ancak düzenli olarak vakit ayırıyorum. Özellikle de teknik dökümantasyonları okumaya, bunlardan detaylı referans dökümantasyonlar oluşturmaya çok önem veriyorum.
0
burka
(17.04.21)
Hayır,
Vurup kafayı yatıyorum
0
paramolacak
(17.04.21)
IT/sistem tarafında yapmazsan bunu geride kalıyorsun. O yüzden özellikle akşam ve gece test ortamında bunlara vakit ayırıyorum
0
goodman
(17.04.21)
zaman zaman, çok yorgunsam yapamıyorum ama hala enerjim varsa hobilerimi ilgilerimi güncel tutmak için çabalar öğrenirim yeni şeyler.
0
basond
(17.04.21)
Hayir. Motivasyonum yok. Mal gibi vakit geciriyorum.
0
stavro
(17.04.21)
Alanımla alakalı en önemli 2 sertifika sınavını verdim. Biri ciddi emek gerektiriyor, 3 ay kadar öğrenci gibi çalıştım. Diğerini 2-3 haftalık bir çalışmayla geçtim.

Çok yoğunsam ve yoruluyorsam mesai sonrası ekstra bir çalışma yapmam muhtemelen ama normal dönemlerde yapmaya gayret ederim, işimi seviyorum.

Ha bir de işim haricinde finansal konulara (teknik analiz, grafikler, temel analiz, para tarihi-teorisi vb.) çok meraklıyım. O anlamda devamlı kendimi geliştiriyorum. Ondan da sıkılmıyorum hobi gibi oldu.
0
Lethe
(17.04.21)
Tekerlekli laptop sehpalarından aldım. Koltukta rahat rahat makale okuma, kod öğrenme çalışmaları gibi aktivitelerime devam ediyorum. 35 üstüyüm ve işimi hala seviyorum sanırım.
0
trixi
(17.04.21)
İş için hayır. Mesai saatleri arasında haftada birkaç saat kendimi geliştirmeye adadım, yeni şeyleri inceliyorum, bazen kurcalıyorum hatta bir şekilde implemente ettiğimiz oluyor.

IT tarafındayım ve geri de kalmıyorum onu belirteyim. Zaten dinozor bir kurumda sistemleri modernleştirmeye uğraştığımız için bunları yapmasam da kendimi geri tutmamış olurdum ama reddit'ten sıkılıyor insan bir süre sonra.


Hiçbir güç bana düzenli olarak mesai dışı iş yaptıramaz. Yaptırmayana giderim yoksa.

Boş zamanlarımda kendimi geliştirmiyor değilim ama onlar hobilerim. Piyano öğreniyorum, dijital çizimle uğraşıyorum, akademiden koşarak çok paralı işlere kaçmadan önceki çalışmalarımda casual olarak ilerliyorum vs.
0
aguen
(17.04.21)
mimarım, ya pek vaktim kalmıyor, ya da başka bir program öğrenmek yine bilgisayar temelli bir iş olduğu için 8+ saatten sonra hala bilgisayar başında olmak istemiyorum. kitap veya başka şeyler okuyorum, yürüyüşe çıkıyorum, öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran cinsten şeyler izliyorum gibi.
0
saveur
(17.04.21)
1- Evet.
2- Evet.
0
plutongezegendegilmi
(17.04.21)
kendimi bildim bileli bu moddayım. bilgi veya kendime bir şey katmazsam mal gibiymişim gibi geliyor.
0
evimin paspasi
(18.04.21)
Yazılım sektöründeyim, çoğu zaman mesai dışı bir şey yapmıyorum. Bazen bunun vicdani rahatsızlığını çekiyorum ama motivasyon eksikliğim var.

İşimi iyi yapıyorum ama fazlasına özellikle şu pandemi döneminde elim gitmiyor.
0
chicha_v2
(18.04.21)
Deniyorum ama pandemi nedeniyle yalan dolan oldu.

Az önce beş maddelik bir liste yaptım, bakalım ne kadar yapabileceğim. Pandemi bitseydi iyiydi.
0
put it in your appropriate place
(18.04.21)
(17)

lisede nasıl bir insan olduğunuzu hatırlıyor musunuz?

Jux
soru oldukça absürt, farkındayım. ama çok enteresan ki lisedeki jux nasıl biriydi diye düşündüğümde kafamda net bir şey belirmiyor. lise derken, en az 10 seneden fazla bir süreden bahsediyorum.bahsettiğim şey insanların beni nasıl gördüğü, yani dışarıya karşı nasıl bir izlenim verdiğim. şimdiki arka
soru oldukça absürt, farkındayım. ama çok enteresan ki lisedeki jux nasıl biriydi diye düşündüğümde kafamda net bir şey belirmiyor. lise derken, en az 10 seneden fazla bir süreden bahsediyorum.

bahsettiğim şey insanların beni nasıl gördüğü, yani dışarıya karşı nasıl bir izlenim verdiğim. şimdiki arkadaşınıza sizi sorsalar nasıl tanıtır sorusuna cevap verebiliyorum ama o zamankine veremiyorum. elbet bir profil var ama çok genel, sanki o zamanlar düşünce şeklim insanların beni nasıl gördüğüyle alakalı değilmiş ki o zamanlardan aklımda kalan tespitler yok diyorum.

buna özfarkındalık mı diyoruz? sizin özfarkındalığınız yüksek miydi o zamanlar, ergenliğinizde dışarıdan nasıl göründüğünüzü hatırlıyor musunuz?
0
Jux
(23.11.20)
@playing star again, benim de biraz demek istediğim o aslında, kendi duygu düşüncelerimden bağımsız halimi şu an analiz edemiyorum.
ben arkadaş yorumu da hatırlamıyorum işin kötüsü, sanki bunların üzerine hiç konuşmamışız gibi. eminim konuşmuşuzdur, yani bu direkt bir hafızasızlık kaynaklı da olabilir.

soruyu sorma sebebim, acaba ergen olmanın getirdiği bir durum muydu bu özfarkındalık eksikliği, o yüzden sordum. ilkokul zamanlarında nasıl biri olduğumun daha farkındayım mesela.
0
🌸Jux
(23.11.20)
2012'de mezun oldum. başka insanların beni nasıl gördüğünü bilemem tabii ama benim o zamanlar nasıl birisi olduğuma dair net bir fikir var kafamda. yine çekingen, ürkek biriydim ama enerjim ve potansiyelim daha yüksekti. başarılı bir öğrenciydim. küçük ama çok güzel vakit geçirdiğim, çok güzel anılar biriktirdiğim bir arkadaş grubum vardı. kendimi hiçbir zaman "insanlara ilham veren" birisi olarak görmedim, daha ziyade sessiz ve silik bir tipim ama şunu fark ettim mesela: ben buz hokeyini çok severdim. ne alaka yani türkiye'de lise okuyan adamın buz hokeyiyle ne işi olur, di mi? arkadaşlarımla NHL 09'da turnuva yapmıştık, ilçemizde açılan buz pistine kaydolmuştuk, geceleri oturup birlikte NHL izler hale gelmiştik vs... bu açıdan düşününce diyorum ki belki sandığımdan daha olumlu bile olabilir tablo. yani çocuklar benden görüp, duyup buz hokeyini sevmeye başladı. bir arkadaşın hala takip ettiğini biliyorum mesela yıllar sonra.

lisede neredeyse her şey iyiydi benim için. okulda başarılıydım, hemen herkes çok akıllı olduğumu düşünürdü, sağlıklıydım, fiziksel olarak aktif olduğum için at gibi vücudum vardı vs...

bir insan sekiz senede ne kadar batabilirse o kadar battım. sanırım biraz da o yüzden bu kadar net bir fotoğraf oluştu kafamda liseye dair. o zamanlar hayallerimiz vardı, ümitlerimiz vardı. olmayan her şey için "daha çok vakit var" diyebiliyorduk. şimdi ne oldu? iş yok güç yok, iki adım atsak gtümüz çıkıyor, özgüvenin ö'sü yok, bi ingilizceyi kotardık işte başka yetenek-beceri namına hiçbi şey yok. liseden sonra da güzel şeyler yaşamadım değil ama keşke hep lisede kalabilseydim hehe.
0
der meister
(23.11.20)
2012 mezunuyum, maldım. Şimdiki kafam olsa kimseyi siklemez hayvan gibi ders çalışırdım.
0
Hallegadola
(23.11.20)
@jux ilk yanıtına katılıyorum. ortaokulda nası biri olduğumu da başkalarının hakkımda ne düşündüğünü de kesinlikle bildiğimi düşünüyorum ama lise halimi hatırlamıyorum neredeyse özellikle lise1
0
owaki
(23.11.20)
2006'da mezun oldum. Kadayıf olmuşum onu fark ettim. Neyse konuya girelim. Meslek lisesinde okudum. Çoğu şeyi hatırlıyorum. Naif , kibar , içine kapanık falan yazmayı çok isterdim. Ama itin tekiydim. Hiç pişman değilim. Geçen lise hocamla konuştum. Ona tasdik etti hayvan olduğumu.

Lise arkadaşlarımla eşimi konuşturamıyorum. :D İşin kötüsü nedenlerini dün gibi hatırlıyorum.

Bu ara Liseden kalma resimlerinize baktığınızda da hatırlamıyor musunuz ?
0
ycaycayca
(23.11.20)
2000 yılında mezun oldun liseden :)

çok içe kapanık ve çömez bir kopildim. kızlarla konuşmaya bile cesaretim yoktu, hatta kitaplarına notlar sıkıştırırdım cesaretim pek yoktu. gerçi bunda evin en küçüğü olmam etkiliydi, abi baskısı. ev-okul hattında takılırım genelde. anca okulun bitmesine 1-2 ay kala açılmaya başladım o da biraz geç oldu, çünkü herkes okula gelmemeye başlamıştı.

allahtan güzel sanatlara gittimde sonra kendime geldim, yoksa kullandığım oy bile boşa gidecekti.
0
redeath
(23.11.20)
Mezun olalı 30+ sene oldu. Neredeyse dün gibi hatırlıyorum. Bunda lise arkadaşlarıyla ara ara buluşmamızın da etkisi var. Hatırladığım çok daha dışa dönük, sahnelere oynayan bir çocuktum. Zaman geçtikçe törpülendim. Zaman, zalimsin...
0
SiyamkedisiZorro
(23.11.20)
7 yıllık anadolu lisesinden 2002'de mezun oldum. lisedeki halim şimdikine benzer. zehir gibi bir kafa. yaşıtlarımın çok üstünde bir vizyon. yazın bir ayda babamın aylık maaşının üç katı para kazanırdım. inanılmaz bir ticari zekam vardı. gerekirse bu geliri kaptırmamak için çok küçük çapta mafyalık, çetelik işine bile girdim. (normal insana değil, benim işimi zorla elimden almak isteyenlere)
0
stewie
(23.11.20)
insanların nasıl gördüğünden ziyade kendimi nasıl görüyordum diye cevap verirsem,
daha enerjik, neşeli, komik ve vurdumduymazdım.
yaş aldıkça sorumluluklarla beraber tabi hayatın ciddiyeti daha çok çıkmaya başladı bünyede.
0
bigcaptain
(23.11.20)
son derece kapasitesinin farkında bir lise öğrencisiydim, sürekli sorgulayan, haklarının peşinde koşan biriydim. lise arkadaşlarım ne zaman beni görse gram değişmedin sen diyorlar.
0
Phoebe
(23.11.20)
o zamanlar aşırı gevşek ve hiçbir şeyi umursamayan bir yapıdaydım (bunu bir savunma mekanizması gibi kullanıyordum) ve pek farkında değildim ama üzerinden yıllar geçip geriye dönüp baktığında her şeyi daha iyi görebiliyorsun.
hayatın en kazık taraflarından biri de bu olsa gerek.
0
filteria
(23.11.20)
2006'da liseden mezun oldum. Dışarıdan nasıl gözüküyordum bilmiyorum. Kendi düşüncelerimi yazayım.

- Aklı bir karış havada, toz pembe bir hayat yaşayan malım biriydim.
- Asosyal bir hayatım vardı. Yaz tatilleri bilgisayar başında geçiyordu.
- Utangaçtım.
- Erkek kişisi olarak karşı cinsle iletişimim epey zayıftı.

Baya malmışım özellikle lise döneminde. Kendimi iyi kötü bir şekilde kurtarmışım. Özfarkındalık üniversitede hazırlıktayken oluşmuştu. Utangaçlığımdan hocaya soru soramamıştım. O an dedim, bu iş böyle gitmez. Üniversitede pek süper geçmedi tabii ama en azından değişim için bir özfarkındalık oldu.

Üniversiteye 2007 senesinde girdim. Aradan 13 sene geçti, halen değişiyorum. Geriye dönüp baktığımda ne kadar malmışım diyorum hep.
0
put it in your appropriate place
(23.11.20)
8 sene oldu gayet iyi hatırlıyorum nasıl olduğumu. Her şeye ve herkese sebepsiz bir öfke duyuyordum. Tabii bunun nedenini daha yeni yeni anlamaya başladım. Kendimi düzeltmeye de öyle. o zamanlar farkında olsaydım yaptığım bir çok hatayı yapmazdım daha mutlu olurdum diye düşünüyorum ama bu şekilde öğrenmem gerekiyormuş.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(23.11.20)
peheyy 2013 mezunuyum. sessiz sakin gözükürdüm hocalara ama aslında piçin tekiydim ben de :D hiçbir şeyi ciddiye almazdım o dönemlerde yaa aklım olsa çok daha fazla ders çalışırdım.
0
theseachange
(23.11.20)
Ezik.
0
trixi
(23.11.20)
hatırlıyorum çünkü hiç değişmedim. 2007 lise mezuniyetim.

ama sizin hatırlamıyor olmanız da çok sıkıntı değil bence.
0
disardayim
(23.11.20)
Hatırlıyorum çünkü hiç değişmedim.+1 Gayet aklım başımdaydı, ergen triplerim ya da hezeyanlarım olmadı hiç.
2012 mezuniyetim.
0
Amaranta ursula
(23.11.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.