Düşünüyorlarsa niye kapora istediler ki? Vermeseydiniz keşke. Öyle saçmalık mı olur!
Öte yandan, son yıllarda çok fazla kiracı-ev sahibi çatışması yaşanıyor. İnsanların kılı kırk yarması normal.

Ben kendim kiralarken de ev sahibiyle tanışmak isterim. Yarın öbür gün birçok konuda ev sahibiyle kiracı baş başa kalıyor. Emlakçı hiç sorumluluk almıyor. Karşımda nasıl bir insan var görmek tanımak isterim

1-ara sor bence kapora da vermişsin hem
2-tabii ki geri alman lazım vazgeçerse. kapora vermeseydin keşke ama

Kemal Sunal'ın "Kiracı" filmi :))

Genelde ev sahibi emlakçılara kriterlerini iletir ve ona göre kiralama yapılır. Yani kesin kriterler varsa baştan ev gösterilmez bile. Örneğin "belli "meslek gruplarına asla ev verme" gibi. 4 ayrı evde tek başıma kirada yaşadım, sadece birinde ev sahibiyle yüzyüze görüştüm o da üst katımda oturduğu içindi. Düşünelim dediklerine göre evi isteyen başkaları da var onlara daha yüksekten kiralamaya çalışıyorlardır.

1- Kapora verdiğini, bir an önce eve taşınmak istediğini belirt. Kendilerine 1 gün süre ver. Sözleşme yapmayacaksak başka ev bakıyorum işim acil dersin.

2- Üstte belirttiğim şekilde iptal durumu olacaksa kaporayı geri alacağını belirt. Bağırma çağırma gerekebilir seni yumuşak gördülerse laftan anlamazlar. Eve taşınamayacaksan mutlaka geri al paranı bırakma.

Ben de gecen sene evimi kiraya verdim. Kapora falan istemedim ancak karar vermek icin ben de 2 gun falan sure istedim kiracidan.
Yani sonucta kiracinin iyisini bulmak zor. Biraz zaman gerekiyor. Bu acidan dusunmek lazim.

Ama kapora isi cok sacma bir durum olmus. Cunku kapora dedigin sey karsilikli anlasma durumunda soz anlaminda odenen birsey. Seninki tek tarafli.

Bence kesinlikle arayip sorabilirsin. Kendini bu eve adanmis gibi hissettirme. Hatta begendigim baska bir ev vardi eger olumlu ilerlemiyorsak onlarla konusacagim diye konus.

Tabiki kaporani vermesi lazim. Adam sana olur dememis cunku.

absurt degil gayet normal. zurich'de yasamiyoruz. kiracilarin ev sahiplerinin birbirini vurdugu, tehdit ettigi, mahkemelik oldugu bir ulkede yasiyoruz.

Normal olmayan şey bekletmeleri. Ben şimdi kaldığım evi tutarken ev sahibi tanışmak istedi, konuştuktan sonra beklediğimiz profilin de üstündesiniz, hayırlı olsun dedi.

Sizin ev sahibi ne yapacakmış, rüyaya mı yatacakmış...

Muhtemelen daha iyisi çıkarsa diye bekleyecek.

Kapora her türlü geri alınır.

ev sahibinin tanışmak istemesi normal çünkü imzaları attıktan sonra emlakçı aradan çıkıyor. ama yani evetse evettir, değilse değildir. neyi düşünüyolar ki? gbt filan mı sorguluyolar o arada. ben olsam emlakçıyı ara sorardım, sonuçta herkesin acelesi var. normal şartlarda kaporanın yanmaması lazım da burası türkiye.

pejo 308

Tesla :D
şu an o fiyatlara herkes tesla alıyor galiba.(Türkiye'de ırkçılık vb. hassasiyetleri bi tarafa bırakıp cebine bakman daha mantıklı yani)

Tesla asiri dandirik bir araba. Çok kotu ve ikinci eli olmayacak bataryadan dolayı. piyasayı çok bilmiyorum ama ikinci el golf olabilir o fiyatlara sanki.

Sıfır Taigo gördüm bugün Twitter'da bayinin birinde. 1.500

byd seal düşünürdüm şahsen.

Skoda Scala Monte Carlo düşünülebilir

Süreç nasıl oldu anlatabilir misiniz? Noterde satış fiyatı olarak ne yazılıyor

niye yasal olmasın tek çekim olduktan sonra. parasını geç alacağı için bayinin işine gelmiyordur. bazı bayilerin bankayla anlaşması farklı olabiliyor.

2018'de almıştım.

Geçen sene sorduğumda komisyon alınıyor demişlerdi.

2 ay önce abime aldık komisyonuyla taksitli veriyorlar ama her bayi vermek istemiyor gibiydi o zaman da biraz gezinmeniz gerebilir. Bildiğim kadarıyla yasal bir düzenlemesi yok.

İkinci elde ortada yasa dışı bir durum yok. Kredi kartı da bir kredilendirme işlemi olduğundan taksit sınırı olabilir. Ayrıca komisyon ödenecektir. Bunu yapmayı ben de düşünmüştüm bir galeride bireysel krediye göre daha uyguna geliyordu ancak araç almaya karar verdiğim galerinin kredi kartıyla satışı yoktu. Özetle yasal.

Tabi tek çekim olmayacak, taksitli olacak. 12 ay sınırı vsr gibi. Ruhsat sahibi kim olacaksa kredi kartı da onun olmalı diyorlar.

merhaba bu durum bütün işyerlerinde oluyor.
işyerine yaptıracağınız masraflar işinizin risk kısmı.
bunu göze almak durumundasınız.

en azından dükkan sahibinden 2 3 ay tadilat süresi ve depozito vermemeyi konuşun.

Bu dediklerinize de yanaşmıyorlar malesef. Yaptıracağım tadilat başka bir yere taşıyabileceğim bir şey de değil üstelik.

Çok net cupra.

Psa grubunun 1.2 puretech motoru verimli gözükse de triger sorunundan bahsediliyor. 1.5 tsi piyasanın en sağlam benzinli motorlarından bence. Cupra alırdım fiyatları yakınsa.

cupra

408 GT

Formentor'un yenisi gelecek.
www.cupraofficial.com

Bence clio. Özelikle elden çıkarma konusunda.

İlan sitesine girip ilk arabasını almak ya da şehiriçi arabam olsun isteyen önce clio yazıp aratır bütçesine göre

Bizde civic var hondayı severim ama bu sınıfta clio alırdım, motoru güvenilir geliyor, tipi de güzel

Clio aşırı prim yapmaz ama değerini de korur

yine de ikisini test sürüşü yap şansın varsa, birinin çevikliği, görüş açıları, sürüş hissi diğerine göre daha uygun gelir belki senin kullanım özelliklerine göre

clio kesinlikle.

Clio'nun Evolution paketini alırsanız daha iyi olur bu en düşük donanım seviyesi. Motor şanzıman vs açısından bence city daha mantıklı ama Avrupa'da satılan bir araba olmadığı için en son Euroncap testi yoktu şu an durum ne bilemiyorum. 1.0 tce clio'larda motor kulağı arızası kronik,rölantide titreşimli çalışmaya sebep oluyor.

Yatirim derken parayi bir mala baglayayim orada kalsin mi? Yoksa zamanla degerlenir mi? Zamanla degerlenmez muhtemelen.

Dogrudan sorunuza cevap vermek gerekirse, cok uzun sure kullanmayacaksaniz bence Clio, elden hizli cikar diyorlar. Yillarca kullanmak icinse Honda'nin genel kalitesi daha iyidir diye dusunuyorum.

@mbond, yok ya zamanla değerlenmesi değil de parayı tl'den çıkarıp iş görecek bir araca dönüştürmek. değer kaybetmese yeter.

Clio derim

Kafam rahat etsin derseniz honda city. 2007 den 2024 e eski beğenilmeyen kasayı kullandım bakımdan bakıma sanayi gördü şimdi 24 kasadayım gayet kullanışlı ve sorunsuz bir araç alıcısı da ona göre oluyor satma kısmında sorun çıkaracağını düşünmüyorum.

dış fotoğraflarını çek. kilometresini not et. güvenilir birine ver. içinden parça almasınlar.

@jelly bear +1

bişey olmaz ama merak etme.

bi haber vardı. adam aracını sanayiye bırakmış. usta akşam aracı alıp arkadaşlarıyla içmiş sarhoş olmuş kaza yapmış ölmüş araçtakiler yaralanmış araç pert olmuş. kasko ödeme yapmamış alkol olduğu için yaralılar tazminat davası açmış. araç sahibine giriyormuş hepsi yasa yönetmelik öyleymiş. kısacası araç sahibinin hayatı kaymış. aklıma o geldi. ben hayatta aracımı bırakmam.

Valla bu kaygılarım var napsam bilmiyorum her türlü kalcak diyor.

kaygınız çoksa yetkili servise bırakın

ayrıca araç sahibinin arabayı kullanmadığı ve servise bıraktığı kanıtlıysa nasıl giriyor araç sahibine o kısım biraz enteresan.

edit: @kelepirin bahsettiği olayda yazılana göre, servise bıraktığına dair bir belge yok ve arabayı kullanan görmedim etmedim demiş galiba ondan kaynaklı

ayrıca şöyle de bir haber var
www.hurriyet.com.tr

mevzuyu dallandırdıysam kusura bakmayın :)

Yetkili servis bakmak istemiyor pek. Fahiş fiyat çekiyorlar bakmamak için. 3-5 fazla vermek önemli değil de çok istiyorlar.

kelepir'in bahsettigi olayin benzeri ekside anlatiliyordu, ustanin oglu almis gitmis, tabii komsu esnaf da sahitlik yapmiyor vs buyuk sikinti olmus. Normalde proseduru var sanirim teslim ettigine dair tutanak falan ama standart sanayi esnafi bu tur seylere trip yapar malum. Bu arada normal bir aracsa baski balata sabah birakilsa aksam ustu de alinabilir.

Araç Fiat Egea 2016. İşin kötüsü başında da duramıcam :)

tutanağa yanaşmazsa bile teslim ederken video çekin. km saatini gösterin, tarihi saati sesli olarak belirtin, ustaya aracımı sana teslim ediyorum diyin. en azından dava durumunda mahkeme heyetinin kanaatini etkileyecek bir delil olur. ve sizin bunu yaptığınızı gören adam için de caydırıcı olur, cesaret edip arabayı dışarı falan çıkaramaz.

tanıdıklarınızın bizzat bildiği, güvendiği bir ustaya bakın.

Yarabbi, nasıl bir zamandıyız? Nerdeyse içinde hile olmayan hiç bir ticari iş veya alış veriş kalmadı.
Evlilikten hemen sonra erkenden boşanmaların artışına bakarsak evlilikler bile çoğunlukla çürük temeller üstüne kuruluyor.
Nerdeyse her tarafta, her alanda bir kokuşmuşluk.

m.youtube.com

Karşı tarafı kazıklamak, aldatmak onur, şeref, sayılıyor neredeyse.
Dolar bile yerinde sabit kaldı ama hala her şeye zam geliyor.

Bırakmayın. Yukarıda bahsedilen olayı ben de biliyorum.
Yetkili servise bırakın bırakacaksanız(belge veriliyor çünkü).
Bahsedilen şeyler bir günde yapılacak şeyler. Gerekirse size randevu versin şu saatte gel diye ona göre gidersiniz.

Eğer 2020'den sonra mı ne noterden veya adliyeden veraset ilamı çıkarttıysanız ve onu sisteme yükledilerse GİB'den alabiliyosunuz. Yüklemedilerse veya veraset ilamı çıkartmadıysanız alamazsınız.

2018'de veraset ilamı çıkartıldı. O zaman mecbur vergi dairesine gitmem gerek.

vergi dairesine gitmeniz gerekiyor. taşınmazları, arabası, silahı, vergiye tabi neyi varsa gerekli belgeleri toplamanız gerekecek. 1 günden uzun sürebilir.

Evet dün gittim dediğiniz gibi. Vefat edilen yıla ait;taşınmazların rayiç belgesi, tapusu isteniyor. Burada bilgi olarak dursun.

zarar verir bence, şikayete gürültüden başlayın, istanbul' daysanız mesela ilçe belediyelerinin çevre koruma birimlerine şikayet edebilirsiniz. ikincisi ruhsat almış mı? normal şartlarda o iş için ruhsat verilmemeli, almadıysa ruhsat yönünden de şikayet edilmeli.

Zarar vermez fakat gürültüden şikayet edebilirsiniz. Binaya zarar verecek şiddetli olsa oradan insan çalışamaz zaten.

şiddetine ve frekansına bağlı olarak zarar verir. ancak sizin bahsettiğiniz cihazın bu kadar güçlü titreşim vereceğine emin değilim. eğer dava açarsanız bilirkişi gelip inceler.

Bundan önceki oturduğum evin altında metro istasyonu vardı ve her 3 dakikada bir uğultuyla birlikte binada titreşim oluyordu. Ciddi bir titreşim değil ama yere kulağımı dayadığımda hissedebiliyordum. Yaklaşık 10 yıldır bu şekilde metro var o binanın altında, bina 30 yıllık. 6.5'lik bir deprem atlattı ama durumu nedir bilemiyorum tabi.

kesinlikle zarar verir. yıllar önce katıldığım bir eğitimde demiryoluna yakın yüksek katlı evde oturmayın, satın almayın diye uyarmıştı eğitimci. Titreşim, salınımın zemin ve temellere zararından ötürü.

binanın altına iş yeri diye her iş yeri açılamaz. mesela fırın veya pavyon. hiç bakmadım ama tamirhane de kat maliklerinin izni olmadan açılmamalı. bunu bi araştırın

Kisa sureli kaldigim ev asagi yukari 50-60 yasinda, yaklasik 30 seritli ve gunde en az bin trenin gectigi bir yerde tam olarak tren yolunun duvarinin uzerine insa edilmis ince uzun bir bina. her tren gectiginde cok rahat sallandigini hissedebiliyorsun. 3.5luk bir deprem gibi.


soruna cevap verebilir mi bilmiyorum ama dunyada bu binadan fazla surekli titresim alan cok az yer vardir. umarim ben icindeyken yikilmaz

Boy farkı çok fazla değil sadece T-cross biraz daha yüksek. Ben olsam T-cross alırdım, daha havalı.

tcross ikisinin arasında.

Tcross biraz büyük biraz yüksek polo.
Ama bu fiyat farkına alınır.

Polonun malzeme kalitesi t-cross'tan çok daha iyi. T-crossun malzeme kalitesi Fiat Linea seviyesinde bence. Ben olsam polo alırım.

@thewhitewolf

İki araç wv ve aynı yıla ait. malzeme kalitesinin farklı olduğuna emin misin?

T-cross tam bir hayal kırıklığı. Bu yılda VW'nin böyle bir araç üretiyor olmasını anlamamıştım.

Polo alıp geçsin.

polo

tam olarak sizinle aynı konumdan bildiriyorum. ev bakma sürecinde kendinden ankastreli ev bakıp bulamayınca mecbur iş başa düştü. şu an aile evimizde kumtel fırın var eski tip olmasına rağmen gayet de güzel iş görüyor. Yenilerinin yorumları daha da iyiydi düşünmeden dijital ekranlı olanlarından aldık.

bu piyasa içerisinde güneş gibi doğdu :)) birkaç gün önce beyaz cam set bime 6bine geldi belki bazı şubelerde kalmıştır, 4 gün oldu henüz.. onun harici şu an sitesinde de indirim var

biz de alacaktık ama beyazı yoktu hiçbir yerde. sonra sizin gibi dolaştık ve iyi bişey olsun diyerekten profilo aldık 2 ay kadar önce 18 bine. kırk yılda birse alınır bence.
biz aldıktan sonra bim'e geldi :( almamış olsak bim'dekini alırdık.

ocak kısmında pek bir farka değecek birşey yoktur. Belki ocaklar arasındaki mesafe, cam alıyorsanız tamperli cam kalitesi fark eder ama çok değecek birşey olduğunu sanmıyorum.

davlumbaz kısmında çekiş gücü ve gürültü seviyesi önemli faktör. Fakat bunun da aradaki farka değecek bir miktar olacağını şahsen düşünmüyorum.

Fırın kısmı asıl önemli husus. Burada çeşitli teknolojiler var, arçelik/bosch gibi markalar burada airfry özelliğinden turbo, fan, çoklu pişirme vs birçok özellik sunuyor. Refika değilseniz, standar ev kullanımları için kumtel gayet yeterli olacaktır, üstelik servis ağı da fena değil.

Bim'deki beyaz kumtel ankastre setten aldık. Fiyatına göre gayet iyi.

www.tdb.org.tr

taban fiyatlar bunlar

Hiç normal değil.

Küçük yerleşim yerlerindeki dişçilere bakın siz yine de.

Bizdeki fiyati soyleyeyim,

Dis tasi temizligi 1k
Çürük dolgusu tane 1k
Bounding 2k

Yer antep ama.

Tdb fiyatlarına uyulmayabiliyor. Ona diretince hasta gidiyor nereye gidiyorsa baska yerde yaptiriyor. Kim uyguna yapiyor bilmiyorum suriyeli doktor mu yer aciyor yoksa asistanlar veya laboratuvarcilar mi yer acmis da isletiyor bilemiyorum artik.

O yuzden genellikle insiyatif aliyorsun fiyatta yardimci oluyorsun.

Normal gibi

Ön iki diş iki yüzeyli dolgu ve yanındaki düşlerde dolgu restorasyonu 3.000 iken 2.000 ödedim. Bu diş hekimine referansla ilk defa gitmiştim, eski diş hekimim dolgunun tanesinden 700 alıyordu ama çok da uğraşmıyordu. Yeni diş hekimim sanat eseri ile çalışır gibi çalıştı ve görsellik 10 numara oldu.

diş taşı 950, çürük dolgu 1100. bonding bilmiyorum ama oran orantıdan bakarsak 1,75-2 civarı falandır heralde benim bildiğim gittiğim yer. arada 3bin lira civarında fark var. 2 çürük dolgusu 4k bana çok fazla geldi.

hyundai i20 var bende yaklaşık o fiyatlarda. 2017 model style paket. yakıt olarak da memnunum sadece altı biraz alçak çok bozuk yollarda falan sürttü birkaç kez

fiyatlar biraz düşecek ve daha iyi kampanyalar başlayacak gibi görüyorum ama sen yine de bir araştır.

i20 üzmez

Clio 5

Bayon bakmıştım geçen hafta. Biraz daha üstüne eklenerek bakılabilir.

2018-2019 elentraları beğeniyorum ben hem dayanıklı hem oturaklı.

1 sene daha beklersen 900 bine yıkıkta alabilirsin. İ20 clio

Gerekmez.
Böyle kuduz olunsaydi tüm Türkiye kuduzdu.

Hayır, bahsettiğiniz şekilde kuduz bulaşmaz.

Teşekkür ederim, yine de riske girmemek adına aşı oldum.

Türkiye, artık kuduz açısından riskli bir ülke. Sadece son bir kaç ayda 2 kişi öldü. Bu duyulan, duyulmayanlar da vardır.

Tanımadığınız sokak hayvanlarını yakından sevmeyin. Kuduz aşısını ihmal etmeyin.


.

Motorları ve şanzımanları aynı. Tiguan: Yüksek Golf.
A3: Kaliteli Golf.

Yüksek ve daha geniş bir araba isteniyorsa Tiguan mantıklı. Bunlar önemli değilse; kalite, yalıtım gibi kriterler bakımından A3 iyidir.

Cok seyahat etmiyorsaniz ben olsam A3'un tadini cikarirdim cocuk yokken.

Benzer kalitede araçlar bence zaten fiyatları da aynı.
Ben trafikte biraz yüksek bir sürüş konumunda olmayı seviyorum.
Ayrıca bagajı da önemsiyorum. Tiguanın bagaj hacmi audiye göre %50 daha fazla.

Audi bir tık daha performanslı ve spor olur. Üsttekilere ihtiyacınız yok da buna varsa auidiyi seçin.

A3'ün içi daha kaliteli hissetirir. arka koltuk çok basık ama iki kişisiniz.

sizin durumunuzda A3 daha mantıklı bir seçenek.

çocuk olmadığı için net A3.

cocuk plani yoksa a3 al devam et.

Bankaya kredi başvurusu için gerekli, ama ilk baştan sorulacak soru değil. Konuşulur anlaşılır, araca bakılır pazarlık yapılır.

Tamam alıyorum denince verilir fotokopi ki krediye başvursun.

Banka kredi için istiyor da artık almaya karar verilince istenecek bir şey.

Ben şimdi 50 bin liralık aracımı 100 bine satarsam benden görüp sen de öyle fiyat biçersin, sonra o aracın fiyatı 100 bin lira olur. Serbest piyasa böyle işte.

O duyuruyu ben açmıştım, Osmaniyedeki yamaha yetkili satıcısını aradım Coşan Motor idi sanırım.

İsim ve fiyat uyumu cidden.

@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, serbest piyasadan bahsetmiyoruz ki, sıfır motor fiyatı sordum. Özel bir galeriye değil yetkili satıcıya sordum.

Yamaha size motor gönderiyor bunu 100bin e satacaksın diyor. Siz müşteriye diyorsunuz ki motor 140bin işin geliyorsa..

Böyle saçmalık olur mu :D

Bro bayii seni şu fiyata satacaksın diye zorlayamaz, sana tavsiye edilen fiyatı söyler sen serbest piyasa gereği istediğin fiyata satabilirsin. Kutu kola gibi düşün Pepsi sana tavsiye edilen fiyat 1 lira der ama sen istersen 10 liraya da satabilirsin, aynı şey.

@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, vay anasını onu bilmiyordum değişikmiş 5 yıldır ara ara bayiden araç bakarım hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım.

@kaleci saçlı 1. elden bahsediyorum. bir de serbest piyasa öyle değil. arz talep dengesiyle ilgili bir durum. senin ne kadar biçtiğinin bir önemi yok o anlamda. alan yoksa fiyatını düşersin. alan varsa da fiyatı odur.

bayilerin liste fiyatı zorunlu değil mi? ben öyle sanıyordum. eğer zorunda değillerse yapacak pek bir şey yok. ama ben yasak diye biliyorum. elden falan almıyorlar mı parayı?

Abi bayiye gittiğinizde bazen liste fiyatından 10 bin lira daha düşüğe de satıyor mesela, yani sana listeyi gösterim bak araç 100 bin lira diyor ama sana 10 bin indirim yapıyor, böyle olduğu da oluyor yani. Ha zarar ediyor mu, bence etmiyor çünkü o fabrikadan kaç liraya aldı allah bilir.

söylendiği gibi liste fiyatı zorunlu değil, ‘tavsiye edilen fiyat’ dendiği için liste fiyatı 10 lira olan aracı 15’e satabilir bayi, bunda hukuksuz bir şey yok ama etik mi tartışılır. gerçi etiğe gelinceye kadar ekonomiye bakmak lazım. çip ve lojistik krizi bitti gibi bir şey ama yine de ülkemize motosiklet ve araba eskiye nazaran daha az geliyor, önceliği daha büyük pazarlara veriyorlar. bayiler önceki yıllarda 100 araç alabilirken şimdi örneğin 40 tane alabiliyorlar, 100 araçlık kar elde edebilmek için de fiyatı artırıyorlar. ben yine de çakallık döndüğüne inanıyorum ama işin mali tarafı böyle. eskisi gibi bol araç gelse rekabet açısından herkes liste fiyatını uygular hatta yeri gelir daha ucuza verir, serviste indirim verir vesaire.

şu anda da liste fiyatının altında bulabiliyorsanız muhtemelen üretim yılı eski bir araçtır. maliyeti daha düşüktür.

Çok basit bir nedeni var, sürekli yazıyoruz ama tekrar yazalım;

Arz çok az, talep çok fazla. Arzın azlığı çip krizinden de olabilir, ham madde kıtlığından da, lojistik sorunundan da. Orası tartışılır.

Ama satışa sunulacak ürün bu kadar az, talep bu kadar fazlaysa bu fiyatlar normal. İnsanlar araba almak için rüşvet veriyor, istenilen fiyatları vermeye de razılar.

Satılacak araç bollaşsın, depolar araç çakılsın, bakın o zaman görün piyasayı. Şurada çok değil 3-4 sene öncesine kadar bayilerin saha elemanları cadde cadde dolaşıp esnafa sıfır araba pazarlamaya çalışırlardı.

Yine aynısı olacak, sadece acele etmemek lazım, beklemek lazım.

Araç azlığından oluyor. Ben artık düzeleceğine olan umudumu kaybettim. Bu şekilde daha karlı geliyor bence markalara.

peki az araba olmasının sebebi ne olabilir? pandemi bitti, çip krizi de kalmamıştır.

bir de sürekli görmüşsünüzdür internette. bayiler arabaları alıp garalarda saklıyorlar. madem liste fiyatından atmak zorunda değilller neden saklıyorlar? nasıl olsa istediği fiyattan satabilir.

bir de bu liste fiyatının üzerinde aldıkları parayı faturasız bir şekilde elden almıyorlar mı?

Çip krizi bu sene de bitecek gibi değil.

ABD - Çin arası ticari yaptırımlar, zamanında bu sektöre çok yatırım yapılmadığı için talebi karşılamaması, Tayvan'da ki su sorunu nedeniyle fabrikalara su kullanımı kısıtlaması, bir çok sebebi üst üste bindi.

Corona ile başlamadı aslında sorun, ama corona ile tavan yaptı. Halen yapımı devam eden ve inşası bitmeyen 80 fabrika var diye okumuştum yanlışım yoksa.

Abi sen hala bayilerin istediği fiyattan satabileceği gerçeğini kabullenemiyorsun, o nedenle söylenen her şey sana saçma geliyor oraya takılıyorsun çünkü ama bu konu basit; yaptığın stokları ne kadar elinde tutarsan talep o kadar artar, talep ne kadar artarsa arz o kadar değerlenir. Yani ülkenin ekonomisi düzelmeyeceği için ben elimdeki stok ürünleri bugün 1 liraya satacağıma 1 hafta sonra 10 liraya satarım, yani malı 1 hafta garajda tutmanın bana bir zararı yok bilakis millet sıfır araba görünce 1 ay karanlıkta çiğ etle beslenmiş gibi saldırıyor, ben neden elimdeki malı hemen satayım, yavaş yavaş piyasaya sürüp daha çok kazanırım. Her şey parayla ilgili abi daha çok para kazanmakla ilgili.

Tam sizin probleminize çözüm olmayabilir ama şu ürün bu tür kokuları engellemekte çok etkili.. Ben evde kedinin kumunun yanına koydum, kokuyu inanılmaz kesti.. ty.gl

muhtemelen soğuklarda motora, kaputa falan girip koku bırakmış biri.
biri kovaladıysa, saldırdıysa korkudan çiş yapmış da olabilir.

nereye bırakmış olabileceğini bilmiyorum ama filtre değiştirmek ya da yapılabilen bir şeyse temizlemek işe yarayabilir.
bir süre sonra kendiliğinden de geçer ama biraz zaman alabilir.

Düzenli olarak oluyor malesef.

Bir motor yıkama yaptırın bir de karteriniz yoksa tam koruma plastik karter taktırın girip çıkan olmaz sonrasında

orada koku olduğu için kokuyu alan geliyordur.
motor yıkama diye bir şey olduğunu bilmiyordum, yıkatın +1

Motoru yıkatın yıkatmasına ama işi bilen bir ustaya yıkatın. Ben zamanında yıkattım motoru işe yeni başlamış bi yıkamacı arabanın elektrionik aksamını bozdu.

normal

Normal +1

Ucuz seri televizyonlarsa (A101'de satılanlar gibi) kendiniz yapacaksınız, müşteri hizmetlerini arayın onlar söylerler. Diğer için servis şart. Yoksa garantiniz geçersiz kalıyor.

Garanti derdiniz yoksa, kendiniz yaparsınız.

Garanti derdim var tabi. Philips'in müşteri hizmetleri çok net bilgi vermedi. Ulaşmak bile zordu zaten, profesyonel gelmedi hiç.

Yeni samsung tv aldım. Müşteri hizmetlerini aradığımda, kendim de kurulum yapabileceğimi, garantinin bozulmayacağını, ancak servis kurulumu istendiğinde ürün problemli geldi ise tutanak tutup iade sürecini başlatıyorlar demişti. Servis ücretsiz kurulum yaptığı için ben servisi seçtim. 2 gün içinde geldiler.

Belirli bir ekran ölçüsüne kadar kullanıcı kurabiliyor, belirli bir ölçü üstündekilere servis şartı getiriyorlar.

Garanti için servis şart değil, tv'yi açar kurarsınız, bir arıza varsa servise gider tamir olur. Garantisi süresi fatura tarihinden itibaren başlar.

Ama kutuyu açtınız ve tv kırık çıktı diyelim, işte o zaman çarşı karışır.

Servis kursun başkan. Benim TV kırık çıktı tutanak tuttular. Sen açarsan o iş zor.

Tüm TV ler tüketici tarafından kurulabilir ve garantisi bozulmaz ama ekranda sorun çıkarsa başa bela olur o yüzden video kaydı alarak kurulum yada servis.

Megane 4

Modelleri ve km'leri kaç peki? Çok büyük etken olur bu iki kıstas.

Modelleri 2020 Clio Icon, 2018 Megane Icon. Km'ler Clio için 30 bin, Megane için 80 bin civarında.

clio 1.3 turbo 130 beygir yer uçağı çok güzel yakar onu da düşün.

Megane seçerdim ben olsam, segment önemli bu durumda.

Megane 4 dizel kullandım, inanılmaz az yakan, geniş bir araç. Ama filo çıkması almamaya dikkat et derim.

megane ile clio kıyaslanamaz. sadece ön direkler ve yol tutuşu sürüş bile yeterli cevap için.

clio zaten megane'ın altında segment bir araç. söyleminize göre uber jenerasyon farkı da yok. megane'dan yürürdüm.

not: ikisini de kullandım. clio aşığı biriydim clio'ya binene kadar. çok sempatik geliyordu. clio'dan indim ve "bir daha sürmeyeyim bundan" diye söz verdim kendime. şahsen; beğenmediğim fiat egea bile daha iyiydi clio'dan. megane öyle mi? akıyor.

Her türlü Megane

megane

megane

Almam tabii ki.

alınmaz bence

Masrafı çok olur o arabanın, bu arada kendi arabanızı 250bin lira olarak mı hesapladınız? Daha fazla eder gibi geldi.

750binlik arabayi 500e veriyor. Alirdim.

Begenmezsen Seneye satip baska bi sey alirsin, paran 2ye katlanmis olur.

500 e kaçırmam

10 senedir 250 bin biriktiyse ve baska para yoksa alinmaz. O kadar zengin degilsin su noktada.

www.youtube.com

1.6 lde motorlar tarihi bir motor, 5 ileri manuel f17 şanzıman. astra j'nin sorun çıkarmasa da en kötü seçeneği. ne alacaksanız bundan daha iyi olacaktır. tucson güncel kasa değil de bundan bir önceki 1.6 turbo motor seçeneği güzel fakat çift kavramalı otomatik şanzıman soru işareti. isterseniz astra k bulun 2017 üstü 1.4 turbo le2 motor, 1.2 turbo lıh motor (makyajlı kasa), hem yabancılık çekmezsiniz.

@thewhitewolf yani sarı siteye baktım da fiyatlar biraz şişik değil mi? Yoksa evet 280-290'a da çok ilan var.

@brkylmz tek motivasyonum o zaten, ki babam da kendince bana hediye veriyor, kıyak çekiyor. Şu anki ekonomide ve maddiyatımda ruhumu satsam alamam o arabayı.

@hot potato evet başka birikimim yok sayılır. Yaklaşık 100.000 gibi döviz altın var o kadar. 250.000 lira da 2012'den beri kenara 300-500 koyup faizden, hisseden vs biriktirdiğim para.

@rain when i die öncelikle araba konusunda hatalı bir ifade kullandım. Araba 2013 model, 2014'de trafiğe çıkışlı astra h kasa. İkinci el araba konusu da beni hep korkutuyor astramı sıfır aldım zamanında, kazasız belasız huyunu suyunu bildiğim bir araba, o yüzden sıfır olmadıkça ya da babam gibi yakından tanıdığım biri teklifte bulunmadıkça 2. El arabadan çekiniyorum. Yoksa tucsondan ziyade c sınıfı hb ve astra gibi oturaklı bir araba bana daha uygun gerçekten. Evet tucson da eski kasanın makyajsızı. Donanımı falan çok iyi. Fakat arabamı da seviyorum düz adamım zaten 130'u geçmem hızlı olayım vs gibi bir derdim yok.

2 ay sonra satmana ser şey demeyecekse güzel fırsata benziyor.

Ön dişlerin arasında boşluk oluşmasına sebep olabilir.

Bazı kişilerde bu olabiliyor, eğer sıkıntı çıkaracak kadarsa operatör yetkisi olan bir diş hekimi (ünvanı yanlış kullanmış olabilirim) çok küçük bir müdahale ile hallettiğini duymuştum bir akrabamdan.

Ama çocuk büyüdükçe gerek kalmamıştı buna.

Siz mutlaka gidin gösterin tabi ki, ama evham yapacak bir durum değil bence.

Kızımın da öyleydi, konuşmasında hiç sorun yaratmadığı için sadece takip ettim . Büyüdükçe tamamen normale döndü. Hatta bu aralar süt dişlerini döküp yenileri geldi hiç sorun olmadı.

1.6 kara düzen dizel motor 0.9 ya da 1 litre turbo benzinden daha mı atik?

1.0 sce insanı fıtık eder valla. 0.9 tce çok daha performanslı bir motor.

Alperz 1.6 olan da turbolu. 2016 model hyundai.

Daha once 0.9 turboyu 1000 km kadar kullandim. Iyidir. Benim asil sorun 1.0 sce yi onerenler hakli mi.
Yeni kasa daha mantikli diyor herkes bense kasasi sizin olsun ben rahat kullanim istiyorum diyorum.

Not 0.9 olan 90 beygir 1.0 olan 65 beygir

Yeni kasa tabii ki daha iyidir. Ama bence bir arabanın en önemli donanımı motordur. Turbosuz 1.0 arabayla uzun yolda kamyonlardan selektör yersiniz.

Yeni kasa tabiki daha iyi ama turbolusu icin butceyi 100-120k artirmam gerekiyor.

Atmosferik ve 65 beygir sacma geliyor.

sakın atmosferik 65 bg alma. 0.9 her türlü daha iyi düşünme bile. pişman olursun.

dizel aracın torkunu benzinlide bulmak imkansız. 1.2 (turbosuz) benzinli araç bile ölüm oluyor maalesef. turbo açılınca ivmelenme çok iyi oluyor ama bu sefer de yakıt tüketimi çok artıyor. 1.6 dizelden de geçeceğinizi düşününce her halükarda attan inip eşeğe binmek gibi olacaktır.

1.6 turbo dizel ile 1.0 turbo benzin arasında atiklik arasında bir fark göremezsin. motor ve turbo tasarımından dolayı turbo lag daha azdır onu bilemem.

ben dizelin hiçbir türünü sevmediğim için turbo benzinli arabayı al geç diyorum.

Bu dişte vertikal kırık yoksa dolgu yapılır sadece.

hocam vertikalden kastınız nedir bilmiyorum ama röntgendeki gorunen iki diş var kırılan yer iki dişin arasında görünen boşluk kısmının ust ucunda. fakat dişi çekmek isteme sebebi kökleri iltahaplıymış napılırsa yapılsın düzelmez bu dedi. üsttede 20 lik dişin damağa bakan iç kısmında aşınma var daha önce ki dişçi beyaz dolgu yapmıştı çok küçük bir kırık var demişti. sıfır ağrı sızlama hassasiyet var ama onuda çekmemiz lazım dedi dişçi. anlamıyorum yani. başka dişçiye gitmende gereksiz iş gücü onlarda aynısını diyecek dedi kestirdi attı.

Ağız içi görüntüsünü de görmek lazım ama bence bu dişe çekim gerekmiyor

Kök ucu izlenmiyor. Panoramik ve ağız içi görüntüsünü de görmek gerek. Sırf bu filme bakınca dolguyla kurtarılır diyebiliriz.

Valla ben anlamadım.

anlamadım +1

Hicbir sey anlamadim

Allah aşkına anlayan konuyla falan anlatsın kimse etkilenmez. hiçbir şey anlamadım ben

Bu arada biz de bu esprinin(?) sizin icin neden bu kadar onemli oldugunu ogrenebilir miyiz? Merak ettim cidden.

Ben anladım ama tam bağdaştırmak zor, zorlama olmuş gibi.

pardon son cümleyi okumadan cevabı yazmışım sildim şimdi. espri belli, gülmedim ama çok saçma degil bence

anladım ama sırf renkten dolayı mı teknosaya bağlamış, bağladığı yer saçma evet. Bir avm'de çalışan biri kafasına bunu takıp böyle paylaşsa güzel olurdu bak.

espryi anladım ama çok büyük bir kesime hitap etmiyor. bir de bağlam önemli, teknosa'yla ya da hissesiyle ilgili bir haberin postun altına filan gider örneğin. ama diğer türlü nasıl kullanılır hiç bilemedim, zorlama durur diğer her durumda.

teknosa otoparkında çekildiğini düşünerek böyle dedim ben bu arada?

@bos dusunce balonu: hayır, esprinin ana kaynağı renk değil, destek veren parçası sadece.

normal bir insanın burada espri anlaması mümkün değil

Sonuca ulaştıysanız konuyu anlatın da biz de gülelim. Ben de hiçbir şey anlamadım

Anladım sanırım ya. 2. kez bakışta anlayabildim.

Hiçbir şey anlamadım valla :((

Parçanın bağlamını anladım ama teknosa kısmını anlamadım.

Kendinden geçmiş trafik dubasının şeklinden ötürü, Harry Potter‘daki seçmen şapkaya gönderme yapılıyor. Neden Teknosa olmadığını da yukarıda belirtmiş.

bir iki aya bu segmente ötv indirimi gelecek. ötv indirimi ile 300-350 bine sıfır km egea almak varken mesela her ne kadar km düşük olsa da 10 yaşında arabaya girilir mi tartışılır.. fırsat fiyatı yazmadığın sürece bu fiyat bandında piyasa çok sıkıntılı.

kimsede para yok. olsa da harcamak istemiyor. arabasını satıp , model düşürüp kalan parayı değerlendiriyor vatandaş.

100 bin liralik araca birisi cikip 140 yaziyor, onu goren 160 yaziyor..
Sizin gibi dusunen benim arabam daha temiz diyen birisi 180 yaziyor.. sisiyor da sisiyor..

Sizin arabanizin emsallerinin bu fiyatlardan satista olmasi arabanin degerinin bu oldugunu gostermez.

Ayrica piyasalarda otv dusus beklentisi var diger arkadasin dedigi gibi. Bence uce bese bakmadan siz satin, daha sonra 30-40 a bakmadan satmak zorunda kalirsiniz.

-tutmayan model (c-max gibi değil)
-manuel
Geçen hafta 350 civarına otomatik olanını alıyordum 140binde idi. Başka bir şehirde 380 civarına km sizinki gibi düşük görünce soğuyup almamıştım.
2013 idi bu arada.
Bence çok güzel araç ancak otomatik ve 2013 modeli almak varken manuele o kadar para vermezdim. Tutmayan bir model olduğunu unutmayın.

Bol bol mesaj alana kadar indirim yapın. 300 yazdığınızda sürekli mesaj geliyorsa mesela aracın piyasası 340 falan demektir.

Yasi fazla tutmayan model ve kimsede para yok. Kredi faizleri yuksek veya kredi cikmiyor. Herkes elindekine mahkum suan.

Hocam benim soruma da cevap vermiştiniz, tam bu aralıkta araba bakan biri olarak yazayım. Öncelikle ötv indirimi beklentisi oluştu. Bu yüzden bi arabanın fiyatı çok uygun olmadıkça almıyor şu an kimse. Evet arabanızın km'si çok düşük ve temiz ama bu paralara c segment araba almak bana daha mantıklı geliyor. B-max'i bilmeyen insanlar bile vardır. Takip ettiğim ilanların çoğu satılmıyor, ama kimse fiyat da indirmek istemiyor.

vavacarsa girin ve teklif alın, bir fikir oluşur.

Kusura bakmayın mobilde olduğum için editleyemiyorum. Şimdi sahibindenin değerleme kısmından aracınızın değerine baktım. Arabanızın piyasa ortalaması 363-377 arası gözüküyor. Şu an ordaki skalaya göre düşük gözüken fiyatın da altında satılıyor arabalar. Düşük olarak da 347-356 gözüküyor.

dizel, manuel üstelik tutulmayan bir model araç

bu durumda kasko değerinin 100bin tl üstünü isterseniz tabi satılmaz, kısaca fiyatınız pahalı gözüküyor.

herkes taşıt kredisi ile aldığından aracı kasko değeri yüksek araçlara bakıyorlar. sizin aracın kasko değeri düşük. insanların üstüne baya para koyması gerekiyor. o da kimsenin işine gelmiyor. ve zaten kimse de elindeki birikimi arabaya harcamak istemiyor. zaten diğer kesimde de para yok. sebebi bu bence..

ha bir de bence vavacars'a falan sorun. onların tekifi ney? vavacarsın teklifi üstüne biraz daha ekleyip öyle ilana koyun.

Araç tipi ile şanzıman tipi birbirini tutmuyor maalesef. ne demek istedim, bu kasada bu tipde bir araç daha çok otomatik vites kullanan kitleye hitap eder.

Az görülen, az satılan, az tutulan bir model ve de manuel şanzıman maalesef.

ÖTV indirimi beklentisi, 2. el piyasadaki durgunluk vs piyasası olan ve satılan araçları bile etkiliyor.

Mazdalar birkaç yıl heves alınıp satılan arabalar genelde Türkiye'de. Çünkü cidden bakımıydı, arızasıydı anlayanı çok az. Ben de rx8 e heves etmiştim ama siz bir de ikinci araç diyorsunuz. İkinci araç için uyguna 1 yaşında falan clio denk getirip almak daha iyi olabilir. Zira işletme maliyeti yüksek olursa ya da para veya zaman kaybına neden olursa 2. araba olmasının bir anlamı kalmıyor.

Mazdanın üzeceğini sanmıyorum. bizde mazda 3 var yıllardır sorun çıkarmıyor. piyasası yok ama olsun alıcı çıkıyor her türlü. Onu alırsanız sadece yazlık araç gibi de kullanılabilir neden olmasın. Sizde zaten suv vardı sanırım? Üstü açık bir tane daha olabilir.. tr de hangi araç olursa olsun değer artışı genelde benzer oranda oluyor.

Mesela ben de daihatsu copen düşünüyordum el kadar araba şunun bozulmasından ne olacak oyuncak gibi zaten de sığmam diye girişemedim yoksa büyük şehirde olsam uğraşırdım arıza çıkarsa da bişey olmaz keyiflik işte.

lancia delta bakıyordum geçen sene 100k olan 1.4 150bg aracı 100k ya koyanlar şimdi 300-500 arası koyuyorlar ve ilanlara sürekli bakıyorum gidiyor da yani arabalar. Kim alıyor bunları dersin.. ama gidiyor. lancia delta gidecek, mx5 gitmeyecek olur mu öyle şey.

bu araç pinti zengin arabası. alfa romeo gibi. adamın parası çok ama spor arabaya çok para vermek istemiyor. yanii alıcısı ölücü tayfa olur. mazda hastası olduğum bi marka ama türkiye de anlayan usta az. masraf çıkarmaz ama kazada falan epey üzer. uzun süre mazda 2 almayı düşündüm ama cesaret edemedim.

Elinizden çıkarmanız zor olmayabilir, petrolheadlerde yeri ayrıdır mx-5'in. İlla ki almak isteyen biri olacaktır. Ne kadar sürede satılır bilemem tabi, takipte olduğum bi fiesta bile fiyatı uygun olmasına rağmen 3 aydır satılamadı.

5 yıldır İzmir'de cabrio araç kullanıyorum.
Türkiye cabrio araçlar için uygun iklime sahip değil. Yazları çok sıcak, kışları ise çok soğuk. Dolayısıyla üstünü açıp gezebileceğiniz zaman çok kısıtlı olacak. Garaj olması çok önemli. Aptal bir komşu balkondan aşağı izmarit atabilir, benimkinde o yüzden ufak bir delik var. Kapalı garaj şart. Lakin evin ikinci aracı olacakmış, maddi yönden de rahat olduğunuzu varsayarsak alın gitsin derim. Cabrio güzel bir heves. Üzerini açıp gezince ne dert kalıyor ne tasa. Gözlerin de üzerinde olmasını seven biriyseniz bu araç yeter artar. Bir corolla kadar çabuk satılmasa da meraklısına mutlaka satarsınız.

not: Şimdi ilanı biraz daha inceledim ve önemli bir tavsiye vereceğim. Bu aracı 500 bine kadar indirirler. Ülkede kriz var, keyif aracına para yatıracak insan sayısı çok az. şu an satan kişinin/galerinin elinde kaldı araç. Ciddi oranda indirim isteyin.

Al gitsin dostum. En büyük pişmanlığım zamanında böyle bir çılgınlık yapmamış olmam.

Son zamanlarda manuel arabalarda ekstra bir ucuzluk var, bu da manuel o yüzden öyle gelmiş olabilir. km'si iyi, eğer söylediği şeyler dışında da bir şey yoksa neden alınmasın derim.

ilandaki aracın eğer model bilgisini doğru girdilerse kasko değeri 280 bin lira görünüyor. bu açıdan bakınca ilandaki fiyat normal gibi. aynı model ve kilometredeki ilanlara göre de fiyatı ortalamalarda. düzgün bir eksper kontrolünden sonra alınabilir gibi duruyor.

Bagajının boyalı olması şüphelendiriyor beni sadece.

Bana da pahalı geldi.

Fiyat normal geldi bana. Manuel araç kullanırım diyorsanız alınabilir.

Fiyati uygun degil. Belki normal olabilir. Arac manuel ve 10 senelik bir araba. Bunu goz onune alarak degerlendirmenizi yapin

Manuel olması sorun değil. Atmosferik benzinli almak istemiyorum, turbolu benzinli bulamadım istediğim gibi.

ben olsam şunu alırdım ;)

www.sahibinden.com

Yanlış hatırlamıyorsam bu kasa astra'larda piston kırma durumu vardı almadan önce araştırın derim.

Hocam arada 30bin lira var :)
Piston kırma 1.4 turbo benzinli motorda oluyormuş.

alınmaz. fiyattan değil ağırlıktan dolayı. grande punto 1.3 boş ağırlığı 1130 kilo. 3-4 kişi bindiğinde yakıt tüketimi artıyor. klima açınca daha da gidemiyor. bu astra boş ağırlık 1515 kilo çüşş. zaten astra 1.3 için de gitmiyor lafı çok söylenir.

motordan yana sıkıntı yok sağlam motor ama haddinden fazla ağırlığa gelemiyor.

çok tercih edilmeyen bir şanzıman - motor - araba kombinasyonu. 1.3 dizel opel astra j'ler dayanıklı olsa da 1.3 dizele göre çok ağır arabalar. 1.3 dizel tercih edilecekse astra h tercih edilmeli. eğer astra j ille dizel olacaksa 1.6 dizel tercih edilmeli veya 1.4 turbo benzin düşünülmeli.

not: aşırı beslemeli tüm küçük hacimli turbo motorlarda piston kırma riski vardır. bu risk direkt enjeksiyonlu motorlarda daha yüksektir. astra j'nin 1.4 turbo motoru direkt enjeksiyon değil. uygun motor yağı ve araba kullanmayı bilen birinden alıyorsanız eğer arabayı bir problem çıkarmaz.

Ağırlık sadece performansı etkilerse sıkıntı değil, performansı iyi olan bir araba var zaten. Motor ömrünü etkiler mi?

Facebookta astra grubu vardı, bi oraya bakın. Kesin çözümü bulursunuz

Varsa Obd okuyucu varsa torq programı ile hata kodlarını okutun, motor yağ ve yağ seviyesini kontrol edin, karterden yağ kaçırmış olabilir belki.
Motor suyu seviyesi vs kontrol edin.
Sorun elektrikronik kaynaklıda olabilir .

Benim astra j de esp yakıp kapatıyordu. Bobinde arıza olmuştu. Bobin ve bujiler değişti.

Aynı sorunu yaşayıp cevap arayan olur diye yazıyorum, yol üstü bir opel ustası bulduk internetten. Sağolsunlar çok güzel ilgilendiler. Bobinlerde sorun yokmuş, bujiler sıkıntılıymış, bir tanesi çatlamış, bir de yanlış buji takılmış arabaya, bujiler değişince sorun kalmadı.

Sadece plastik parçada sorun var gibi. Ben yaptırırdım. Ufak bir rötuş boyası atılacak. Pasta cilalık bir iş değil. Çok bir şey de tutmaz.

yaptırma daha çok çizilir satarken yaptırırsın.

duran araca çarpılmış kaskonun bozulmaması lazım bence.

Kasko bozulmayabilir hatasız olduğunuz için, sigortacınıza sorun bence. tramersiz, kayıtsız boya değişen vs. beni şüphelendiriyor.

Plastik parça çok mühim değil, boyatıp parasını adamdan alabilirsiniz. Park halinde sürtme/çarpma olduğu için eğer tutanak tutarsanız kasko bozulmaz, karşı tarafın trafik sigortasına rücu eder. Ama tutanak tutacak kadar büyük bir hasar görünmüyor, elden yaptırabilirseniz daha iyi olur.

kaskosunuza ait mini onarım hakkından ücretsiz yaptırabilirsiniz bu tip bir onarım için tutanak tutmaya değmez.

mini onarım +1

kronik bir sorunu yoksa muadillerin içinde yaşı küçük km'si düşük araba önceliktir her zaman.

Astra

Bir kere segment farklı. 124 bin 9 yaşında araç için çok düşük km. 180-200 bin bandında olması beklenir. 2013 Opel'in hala has Alman olduğu güzel zamanlardı. Ford fiesta da güzel ama konfor açısından çok fark var bu iki araç arasında. Ayrıca fiesta Astra'ya göre epey ufak kalır. Bu iki araç birbirine muadil değil. Fiesta'nın muadili Corsa.

Evet muadil olmadığını biliyorum. Çoluk çocuk yok 2 kişiyiz, büyüklük çok önemli değil.

tek fark boyut değil. malzeme kalitesi ve konfor farkı var çok ciddi.
Astra sahibi olmadım (yine de kullandım bir süre) hiç ama fiestam oldu. fiesta da çok sorunsuz bir araç değil. Astra'nın daha sorunlu olduğunu duymamıştım hiç.

Bilemiyorum internette genel olarak opel'e bi önyargı var. 1.3 dizel motora güveniyorum ama sağlam bir motor.

coluk cocuk yoksa net fiesta

astra'ya konfor diyen de ne bileyim :D. nuisance +1

Nedenleriyle açıklayabilir misiniz

daya yeni model
düşük km
masrafsız
daha dinamik

bence fiesta'nın artıları

daha az km, daha yeni
daha çok kaçar
daha az yakar
daha sportif
daha kaliteli

düzeltme : daha az yakmayabilir, ama daha fazla yakmaz o kesin.

amörtisörler sert
bakımlar diğer araçlara göre daha uygun
fiyat daha uygun olduğu için kasko daha uygun oluyor
urban ve üstü model ise ses sistemi ve tablet iyi
1.4 benzinlinin çekişinden nerdeyse herkes şikayetçi
1.6 atmosferik otomatik benzinlinin de çekişi ve torku az, yakışı fazla (sakin kullanırsanız ort 7lt/100km yaktırabilirsiniz), vites geçişleri hissedilmiyor tam otomatik olduğu için güzel
içeriye biraz ses alıyor aman arabam ses almasın diyorsanız bilginiz olsun
f/p olarak bence gayet mantıklı bir araç, konfor arıyorsanız bulamayabilirsiniz

normalde alınmaz bana kalırsa ama şu ekonomik şartlarda tercih edilebilir.

gözüm hybrid egea cross’a kaymıyor değil, mk3 fabia sahibiyim.

Ben olsam almam. Egea, symbol tarzı arabalar dönemlik ekonomi sınıfı. O paraya 10 yaşında h kasa Astra alırım, egea gene almam.

Aldım valla hanıma sıfır. Mis gibi makine, hatta hatcback alırsan italyan üretim direkt. 1-2 yaşında makine varken 10 yaşında almanların hurdaya çıkarttıkları araçlara para verip usta kahrı sanayi kahrı çekemem. Bu piyasada gayet mantıklı tercih. Ki rakiplerine oranla avrupa'ya ithal araç iyidir.
Edit: tipo ve station avrupa'ya ithal edildiğinden italyan üretim diye düşünmüştüm. Değilmiş.

İşte kadın arabası, taksi, kiralama aracı olur. Ayrıca hatcback italyan üretimi değildir. Tüm egea modelleri Bursa'da üretiliyor. Ha egea Avrupaya ihraç olduğu için bir tık daha kaliteli olduğu doğrudur. Egea olsun symbol olsun yarın birgün satarken japona, almana göre düşük piyasasını görünce de pişman olursunuz.Egea dediğiniz modelin bir iki senesi kaldı. Sonra başka model. Çünkü kullan at araçlar. Golf, Astra, Corolla vs ise yollarına devam edecek. Bilmem anlatabildim mi. Sonuç olarak para kiminse istediği gibi harcar.

Evet para kiminse istediği gibi harcar. 10 yaşında gm ortak üretimi alman tofaşını da göklere çıkarmak efsaneymis, h kasadaki motorlar 1.3 1.6 dizel gamı fca gm ortak yapımı. :) Opel'i de stellantis ayağa kaldırmaya çalışıyor :) yoluna devam ediyor aynen.
Fiat bravo bakabilirsin bu arada 1.6 dizel otomatik. Bayan taksici kiralık arabası değildir belki. Astra h kadar olmasa da iyidir.

Egea Hatchback sahibiyim, fiyat performans aracı bence alınır. Donanımı çok iyi bence, çoğu almanda opsiyon olan şeyler standart olarak var. Alman alacağım diye 2004 yılında çıkmış araba almayın bence.

arabadan ne beklediğinize bağlı. her araba alınır her araba satılır. arabada zarar etmek için ya pert etmek ya da bakımsız bırakıp aracın motoruna zarar vermek gerekir. parça ucuzluğu, daha az sorun çıkarma ihtimali gibi şeylere önem veriyorsanız egea çok mantıklı. ben hem 1.6 dizel hem benzinli egea kullandım. ikisi de gayet beklediğim gibiydi. egea'ya binip insignia performansı beklemek veya insignia'ya binip 5.20 performansı beklemek çok saçma şeyler. önem verdiğiniz şeyleri düşünün ona göre karar verin bence.

yokuşta sollama yapayım, sağdan sola soldan sağa atlayayım gibi bir düşünceniz yoksa 1.6 benzinlisi ve dizeli yeteri kadar atik
şehir içi için konuşayım, bence fazlasıyla yeterli performansa sahip
uzun yolda klasmanına göre fena değil ama "klasmanına göre"
dizelde de benzinlide de 140 sonrası gürültü çok(clio, corsa, astra, polo, golf kadar)
fiyatına göre iç donanımı yeterli
hb olanın görüntüsü fena değil

karşılaştırma çok basit aslında.

200-250 bin km kullanılmış 10-15 yaşında ww, opel, citroen mi?
40-50 bin km kullanılmış 3-5 yaşında egea mı?

passat, insignia veya o seviye bir araç almıyorsanız ha polo ha golf ha astra ha c4. araba işini tecrübesi olan insanlara sorun bence. burda çoğunluk(ben dahil) kendi dünyasındaki 2-3 model araba için konuşabilir o da tecrübe edebildiği kadarıyla. sanayide 2-3 ustaya sorarsanız en doğru cevabı orada alırsınız.

ama bana soracak olursanız o paraya alınabilecek en mantıklı araç egea.

o paralara 2008 2010 elantra kovalayabilirsin. egea'yı konfor açısından her türlü tokatlar.

Daha önce en az 15-20 farklı araç kullanmışımdır. Bunlara jeep, range rover, Mercedes fln dahil.

Şuanda cross'um var ve kessssinlikle alınır. Aşırı memnunum arabamdan. Tabii ki beklentilerle çok ilgili. İç donanımı zaten çok iyi ama bendeki 1.4 benzinli motora rağmen performansından da memnunum. Çünkü stabil bi kullanımım var. Heyecan aramıyorum.

annemde var, 2020 urban paket manuel hb. kendim audi kullanıcısıyım, bana fiyatına göre beklediğimden iyi geldi araç. sıfır olduğu İçin en az 6 7 sene sorunsuz tertemiz kullanır diye aldık. beklentilerin yüksek değilse paranın yettiği en yeni aracı al derim.

1.4 fire motor 95 beygir olanı kesinlikle alma.

7-8 sene önce bikaç kez bindim içine. Motoru gürültülü gelmişti. Ama çok az yakıyor. Bodrum-İzmir-Bodrum 1 depo bile yakmamıştı.

geçen sene 2014 modelini almıştım. çok az kullanılmış olmasına rağmen (60 bin km idi) belli bir hızdan frene bastığımda direksiyonda titreme oluyordu. bu modellerden dolayı mı bilmiyorum ama siz yine de bi kontrol edin. onun dışında çok memnunum trafikte kullanması çok pratik.

Araçla alakalı değil ama @kart yüklemeniz gerçekleşti' ye cevaben: dediğiniz olay fren disklerinden dolayı olur.

2018-2021 yillarinda 4 sene tam da bu aracin bu modelini kullandim. pratik bir sehir ici arabasi ama ufak. yani ben 2 kisilik araba muamelesi yapiyordum. yakit tuketimi cok iyi. peynir ekmek gibi satiliyor. satmak istedigimde o kadar cok arayan soran oldu ki.

Ben de 2012 modelini kullandım 3 yıl. Üstelik benim araba 200 bin km civarındaydı. Titreme vs. yoktu. Kronik bir sorun degil yani.

Bence o yıllarda üretilen araçlar içinde sınıfının açık ara en iyisi. Gürültüyü içeriyi alan bir araç ama B segmentte yalıtımı iyi olan dizel araç yok zaten. Kullanımı konforlu. Uzun yolda yormuyor. Yakıtı inanılmaz düşük. 80-90 km\sa hızlarında 30 km yol gitmiştim ilk aldığımda. 3.1 litre/100 km ortalaması vardı inanamadım.

polo b segmentin kralıdır. alması satması vb. çok rahat. eğer otomatik değilse ve bakımları iyiyse sıkıntı olmaz.

beyazlatma için kullanılan kimyasallar zararlı olduğu için pek önerilmiyor.

Hemen hemen her diş hekimi yapar.

- Her diş hekimi yapmıyor.

- Ben yaptırdım; diş hekimi açısından bence zor bir işlem değil ama benim açımdan çok zor oldu. Dişlerim hassas olduğundan dayanamadım, yarım bıraktım.

- Daha önce düzenli gittiğim bir diş hekimi kendince "gereksiz bir işlem olarak" gördüğünden yapmıyordu. İşinde baya ustalaşmış ve çok tecrübeli bir hekimdi. Şahsi fikrim, maddi kaygıları olmadığından tenezzül etmiyor, daha ziyade hastalıkları gidermeye çalışan bir profil olduğundan.

Dişe kanal tedavisi yapılıp devital beyazlatma denenebilir. Yine de olmuyorsa o zaman lamine gibi tedavilere yönelmek lazım.

Bazı insanlar görüyorum sosyal medyada (ki oturdukları semtlerden İzmir'e dışardan geldikleri belli) çöpümüz alınmıyor, yolumuz yapılmıyor vb. şikayetleri var BB'den. Ancak bu konular Büyük şehrin değil İlçe Belediyesinin sorumluluğundadır.

Bir de kokudan yoğun şikayet vardır. Ama Karaburun Foça arası deniz sığdır. Doğa körfezin suyunu sirküle etmekte yetersiz kalmaktadır. Sasalı bölgesin Bataklıktır ve kuş cenneti vasfı nedeniyle dokunulamaz. Bataklık gazlarının kokusu, sirküle edilemeyen körfezin kokusu artık İzmir'in bir parçası ya da kaderi haline gelmiştir ki Belediyenin çaresizliğine kimse ses çıkarmaz.

Tabi bir de 20 yıldır iktidarın nimetlerinden mahrum bırakılmışlık vardır ki bundan da gerçek İzmirliler gurur duyar.

Ben memnunum şahsen.

Hayır
Ankara da CHP’de ama belediyesi iyi, CHP en kötü adayını İzmir’e koysa da seçilir diye hep böyle insanları aday olarak koyuyor. Elden kaçırabileceği şehirlere daha çok önem veriyorlar

Eski belediyeyi beğenmezdim. Her koşulda eleştirirdim. Ama beterin beteri varmış. Tunç Soyer İzmir'in başına gelen en kötü şeylerden biri.

Her şeyi geçtim. Mülteci sevicisi olması bile başlı başına sorun.

İzmir'de çevirme Twitter/Instagram kanalını takip etmek yeterli belediyenin kötülüğü için. Bu kadar kötü yollar olamaz. Yani uğraşsan yapamazsın. Her geçen gün daha kötü bir şehir oluyor İzmir. Son 5 yılda bile inanılmaz çirkinleşti. Bunda en büyük sebep de belediyeden başkası değil.

bayraklı smyrna meydanındaki dönel kavşaktan folkart towers yönüne giderken 500mt kadar ilerde sol şeritte yol çökmüş rögar kapağı 25-30cm kadar yukarıda fark etmeden geçersen arabanın alt takımını eline alıyorsun bu yol 3 yıldan fazladır bu şekilde ve İzmir’in Manhattan'ı olacak diye reklam yapılan bölgeyi besliyor bu yol. aynı şekilde eski piyale pabrikası ile salhane metro durağı arasındaki yolda hayvan gibi kot farkı var burası ise 25 yıldır bu şekilde o yoldan liseye giderdim şimdi emekliğe 5 yılım kaldı :)

İzmirli değilim. 5 yıl İzmir'de yaşadım. İlk yılım gecekondu bölgelerinin çokluğuna, binaların çürük görüntüsüne, yeşil alan azlığına, şehirdeki ağır kokuya şaşırarak geçmişti. Yarısı kadar olumsuzlukla akp yönetiminde bir şehirde olsa saç baş yolacak insanlar aman chp'ye laf gelmesin, aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın modunda mutlu mesut yaşıyorlardı. Akıllıca yönetilse turizmle bile kendi kendine yetebilecek bir şehir. Eskişehir örneği ile kıyaslayınca İzmir'in imarı, altyapısı, temizliği çok daha iyi durumda olabilirdi. (Tunç Soyer döneminden önceki yönetimlerle ilgili bu yorumlarım.)

Not: Aday kim olursa olsun akp'nin kazandığı bir ilde yaşıyorum. Belediye yönetiminden memnun değilim. Azıcık rekabet iyi demek ki.

Son 1 sene hariç hayatım boyunca izmirde yaşadım. Son 1 senedir Denizlideyim.

İzmir büyükşehir belediyesinin eksiklikleri tabii ki var ve muhtemelen yukarıda yazan arkadaşlar haklıdır ama ben genel olarak memnunum. Özel arabam olmadığı için genelde toplu taşıma kullanıyorum ve şehirdeki toplu taşıma sistemini bi iki sorun dışında genel olarak beğeniyorum diyebilirim. Aktarma sistemi ilk geldiğinde çok eleştirildi ama genel olarak istenen en fazla 1 saatte gidilebiliyor genelde. Tam ulaşım kartlarında aktarma paralı hale gelmiş o kötü olmuş mesela bu kadar aktarma üzerine kurulan bir sistemde ama öğrenci kartlarında hala bedava olması güzel bir hizmet (aöf sağolsun :d)

Gecekonduların çokluğu ya da binaların eskiliği belediyenin tek başına çözemeyeceği minimum 50-60 yıllık sorunlar. Buna rağmen belediye elinden geldiğince kentsel dönüşüm yapıyor takip ettiğim kadarıyla.

İzmir'in meşhur kokusu beni hiç rahatsız etmediği için bir şey diyemeyeceğim ama Mirket'in dediği gibi bu şehirde koku olmaması imkansız gibi bir şey. Tüm şehir bataklık bölge üstüne kurulmuş, tüm yeraltı yer üstü sularını ıslah etsen bile koku devam edebilir.

Tunç Soyer'i genel olarak beğeniyorum ki Aziz Kocaoğlu'ndan sonra belediye başkanı olmasını istediğim iki üç kişiden biriydi. Şanssızlığı başkan olduğundan beri İzmir tarihinin en büyük orman yangını, depremi, en yağmurlu günü ve genel olarak pandemiye ve ekonomik krize denk gelmesi. Yine de yaptıklarından genel olarak memnun olduğumu söyleyebilirim. Toplu taşıma için önemli projeler yapıyor, raylı sisteme önem veriyor.

2012deki büyükşehir yasasıyla beraber perifer ilçelerin büyükşehire bağlanmasının en çok etkilediği illerden biri de İzmir muhtemelen. Merkezden uzak ama nüfusu azımsanmayacak önemli ilçeleri var ve özellikle tarımsal teşvik gibi konular çok etkiliyor.

Son bir senedir Denizlideyim dedim, mesela Denizli genel olarak akp belediyeciliği açısından övülen bir şehir ama bu bir senede belediyenin gerçekten hiçbir elle tutulur iş yaptığını görmedim. Belediyenin web sitesine düzenli olarak da bakıyorum kaçırdığım bi şey var mi diye ama yok yani tamamen boş. Ratlı sistem zaten yok, otobüs hatları çok kötü, şehrin ulaşım aksları rezil durumda vs. İzmir'e göre tek avantajı daha planlı büyüyen bir şehir olduğu için merkez denebilecek yeri ve bi iki mahallesi dışında evler güzel, gecekondu çok az ve yeşillik alan bol. Kontrolsüz göç almayan bir şehir olma durumunu iyi kullanmış. Bu da belediyenin çok etki ettiği bi alan değil :d

Tunç Soyer'e mülteci dostu denmesinin sebebi de bazı bol keseden atan popülist siyasetçilerin aksine konuya mantık çerçevesinde bakması. Yoksa herhangi bir mülteci seviciliği olduğunu düşünmüyorum

İzmir'de okudum. Belediyecilik faaliyetlerini çok önemsemiyorum aslında. Gideceğim yere gidip, yapacağım şeyi yapıyorsam benim için tamamdır.

Ancak ne zaman ortalama üstü bir yağmur yağsa özellikle bornova metrodan kampüse seksek oynayarak geçmek zorunda kalıyorduk. Kaç kere ayağıma su doldu bilmiyorum.

Geçtiğimiz kasımda yine İzmir'deydim, arkadaşlarla bir mekana gittik yaşar üni civarında. Yine her yer göl olmuştu.

Hal böyleyken yıllar boyu bunu düzeltmemek nereden baksanız anlaşılmaz bir durum bence. Çok saçma.

Doğma büyüme izmirliyim. Memnun değilim. Yollar felaket kötü. Yeşil alan yok. Ormanlık olan yerleri de imara açıyorlar. Şehirdeki bok kokusu beni rahatsız etmiyor diyen insanlar olduğu sürece de belediye kendine çeki düzen vermez.

Fotoğraftaki diş 27 numaralı diş gibi gözüküyor. Dolgunuzda yükseklik kalmış olabilir. Kanal pek iyi görünmüyor bence.

Tedavi sonrası sızlama olabilir de bu kanal bariz kötü. Ağrısı geçebilir ama kronikleştiği için. Uzun dönemde sıkıntı yaşama ihtimali var.

Kanal sonrası sızlama çok normal. Özellikle geceleri olur. Uykunuzdan dahi uyanabilirsiniz sızlama yüzünden. Bunlar oluyor, bende de oldu, ortalama 2 ay sürdü. Zamanla geçecek sabırlı ol.

Benim sızlamanın geçmesi 4 5 ayı buldu, arada bir sert et yersem gecesine sızlar

cevaplar için teşekkürler öncelikle :)

@thewhitewolf, ya numarasını karıştırmış olabilirim belki. üst çene, sağ taraf, en arkanın bir önündeki diş. dolguda yükseklik yok diye düşünüyorum. en azından ağzımı kapattığımda bir anormallik hissetmiyorum ama başka bir ölçme kıstası var mı bilmiyorum

@bir ileti paylastim, demeyin ya o kadar mı kötü ;(

@el conquerador, @mirty, teşekkürler :)

öncelikle lpg konusunu aklınızdan çıkarın. zarardan başka bir işe yaramaz. fiesta 1.6 benzinliler tam otomatik şanzıman diye biliyorum. en sağlam motor ve şanzıman ikilisine sahip bir araç. fiyat bandını bilmiyorum ama alınır.

Katalog değeri şehir içinde 8,4 litre

Forumlara bakınca şehir içi 9 ile 9,5 litre arasında tüketim. Akaryakıt fiyatlarına bakınca insan arabaya binmeye çekilir bu tüketimlerle.

Bu zamanda araba ya dizel olmalı, ya da benzinli olacaksa 3 silindir 1,0 olan yeni tip motorlardan olmalı yakıt tüketimi için.

Aynı kasa Fiesta'nın dizeli ortalama 5-6 litre yakıyor olmalı mazot ile.

Lpg taktırmayın. Taktıracaksanız bunu almayın.

Ayni model ve kasayi kullandim 2-3 yil. Sehir ici 7,5-8 arasi, uzun yol 120 cruise ile 7,2 ortalamasi. Fabrika cikisi baski balatasi tr’ye uygun degil cok cabuk yipraniyor. Benimki garanti kapsaminda tr icin uretilen versiyonla degistirildi. Expertizde mutlaka baski balataya baktirin 3-4 sene once 4-5k tutmustu. Yeni degismisse sorun yok tas gibi arabadir.

1.6 benzinli fiestalar kuru kavrama powershift şanzıman kullanıyor diye biliyorum. Sorunlu bir şanzıman olduğu söyleniyor.

Dizel al diyen arkadaş mazot ne kadar bilmiyor sanırım. Dizelin hiçbir mantığı kalmadı. Ben sıfır alırken benzinli yerine aynı paraya dizel verdiler ve şu an hiç memnun değilim. Hem mazot daha pahalı hem de ötv'si neredeyse iki katı.

LPG'yi de çok kullanıp amorti etmen lazım. Arabayı deldireceksin, bagajın gidecek ya da stepneden feragat edeceksin. Hiç gerek yok benzinli olarak mutlu mesut kullan.

her diş hekiminde dışarıdan mikrodalga fırına benzeyen kutu gibi, kullanılan aletlerin sterilize edildiği bir cihaz var düzenli olarak onda temizleniyor

bir diş hekimi belirleyip arayıp sorabilirsin, bu konuda hassasiyetim var diye, açıklama yaparlar, çekilecek bir şey değil

Tükrük emicinin ucundaki plastik parça kullanıp atılıyor.

Eskilerde metal kullanılıyordu steril edilip.

Söylediğiniz parçalar tek kullanımlık artık. Kullanılıp atılıyor. Diğer yüzeyler dezenfektanla siliniyor.

Hiv virüsünün ortaya çıkması Dünya'da bu konuda bir devrimin gerçekleşmesine neden olmuştur.
Bu tip malzemenin hepsi ya tek kullanımlıktır ya da her kullanım sonrasında etüv cihazında dezenfekte edilmektedir.
Aynı hassasiyet ve aynı uygulamanın berber ve kuaförlerde de olması zorunludur ama, kullanmak bir yana etüv cihazı olmayan berber gördüm ben.
Yani asıl tehlike diş hekimlerinde değil berber ve kuaförlerde.

Arac düz bir zeminde miydi? Aracı kullandıktan hemen sonra kontrol ettiyseniz eksik gözükebilir. Son bakım sonrası başka zamanlarda da kontrol ettiniz mi? Etmediyseniz belki hep eksikti.

üstteki arkadaşın dediği gibi bir durum yoksa yağ eksiltiyor/kaçırıyor olabilir. bir süre sonra tekrar bakın yine eksilmişse başka bir problem vardır

@reactionic 1-2 kez kontrol edildi sorun yoktu. aracı sürekli park ettiğim yer dik bir yokuş, haliyle arabanın ön kısmı sürekli olarak aşağıya şeklinde park edilmiş şeklinde duruyor. ama kontrolleri yaparken aracı düz bir zemine park edip 1 saat sonra kontrol ettim.

Arac keçelerden falan yağ kaçırıyor mu falan oraları bir kontrol et. Ki inşallah o çıkar. Yok eğer temizse turboya bir baktır.

1.2 tce clio'larda kronik bir yağ yakma durumu var diye biliyorum. Ama çok fazla eksilmiş.

Clio 1.2 tce çok ciddi yag tüketme sorunu var.
Fransa'da toplu dava açıldı. 2012-2016 arası üretimse bu olay var.

www.byri.net

bazi marka araclar yag eksiltir, ozellikle turbo motorlu olanlar. Bir de yag degisiminde hem km hemde zaman onelidir, sinir genelde 1 senedir ve sizin 3 ayiniz kalmis. Tavsiyem her 1-2bin km'de bir kontrol edin, eger eksilmis ise ekleyerek devam edin. Eger asiri sekilde eksiltmeye devam ediyorsa gostermek lazim.

5 yaşından büyük araçlarda genelde 3-4 bin km'de 0.5-1 litre yağ eklenmesi normal kabul ediliyor. hatta reno, merso, gm ve ww'nin resmi açıklaması bile vardı bununla ilgili. bir sonraki yağ değişiminizde eğer usta için de uygunsa 10w40 yağ deneyin. hatta castrol markasını deneyin. 3 bin km'de 1 kez yağınızı kontrol etmeyi unutmayın. aslında bu sorunun kesin çözümü(rektefiye) var ama o da muhtemelen belli bir süre için çözecektir. ayrıca o kadar masrafa hiç gerek yok bence.

geçmiş olsun muhtemelen yıkanırken su kaçtığından enfeksiyon olabilir ayrıca sakız çiğnerseniz faydası olur

Benim kulak iltihap olunca ağrısı çeneye vurmuştu. Muhtemelen kulakla ilgilidir diye düşünüyorum

Agri yeni mi basladi?

Kulak onune parmakla hafif kuvvet uygulayip, ac kapa yapin, agri varsa muhtemelen eklem agrisi. Tme problemi diye aratin google a.

Dis tedavisi sirasinda agzin uzun sure acik kalmasi, yapilan dolgu/kaplamanin yuksek olmasi vs sorun yaratabilir ya da mevcut sorunu akutlastirabilir.

Sıkıntınız çene ekleminde olabilir, kulağın hemen önünde yer alıyor.

geçmiş olsun. sorunuzun cevabı üzerine bir bilgim yok fakat bu rahatsızlığın sebebi neymiş ? ve birden bire mi başladı ?

Periodontoloji uzmanına görünseniz iyi olur

geçmiş olsun öncelikle. altında yatan sebebi ortadan kaldırmadıktan sonra implant da çözüm olmayabilir. şurada güzelce açıklanmış aslında. tedavi yöntemleri başlığını okumanızı öneririm.

www.acibadem.com.tr

@flacs, çok az bir kısmı bakımla ilgili olsa da ana sebep olarak genetik yatkınlık olarak söylediler diş hekimleri. babadan, dededen veya dedemin babasından şeklinde. göründüğüm bir prof, diş ve diş etlerinde kanserden sonraki en kötü hastalıklardan biri olduğunu söyledi.

@thewhitewolf, göründüm zaten. genel olarak ne söylediklerini de yazdım yukarıda. benim merak ettiğim benzer durumda olan arkadaşlar nasıl bir tedavi sürecinden geçti, mental ve fiziksel olarak nasıl etkiledi bu durum onları.

implant + kaplama 100-200 bin arası maliyeti olur. konu zaten bütçe meselesi.

Daha çok hekime gitmenizi tavsiye ediyorum. En az 10 ayrı yerde teşhis yaptırmadan tedaviye başlamayın derim.

Gittiğiniz yerde diğer hekimin teşhisini de söylemeyin mümkünse.

İlgilileri için; oto sanayi için de aynı durum geçerli.

@posthuman, teşekkürler. bu hastalıkla ilgili her şeyi araştırdım neredeyse. tek bulamadığım birebir yaşayan kişilerin bu durumda nasıl davrandığı. onu da burada bulmayı umuyorım.

@gabe h coud, belki bulunduğum yerde o kadar maliyeti olmasa bile ona yakın bir maliyet çıkıyor. implant'ın çok olmasından dolayı. implantların uzunca bir süre dayanacağını bilsem bir şekilde yaptırıp o borcun altına girerim ama ona da garanti verilmediği için kararsız kaldım açıkçası.

@hebanon, teşekkürler tavisye için. dediğiniz gibi bende elimden geldiğince çok hekime gitmeye çalışıyorum. tabiki söylemiyorum daha önceki hekimlerin söylediklerini. tamam bir mucize beklemiyorum fiyatlarla ilgili ya da tedaviyle ilgili ama bu gibi durumda tek sonuç bütün dişlerin çekilmesi midir? çekilse de kalıcı bir çözümü yok mudur damaktan başka. benim gibi genç yaşta bu hastalığa yakalananlar için.

implant uzun süre dayanır ama maalesef koku yapma ihtimali yüksek. damak yaptırmanın da psikolojik olarak yıpratıcı olacağını düşünüyorum. yine bir diş hekimi varsa, onlar iyi fikir verebilir. ben yakın zamanda arkadaşımın tecrübesi üzerinden konuşuyorum.

Merhaba,

mevcut boşlukları kapatmaya yönelik bir tedavi yapılacaksa (protetik tedavi) dişlerden ve yumuşak dokudan destek alınabilir. Bu süreç için yapılacak protezin olabildiğince uzun süre kullanılması amaçlandığı için (maddi ve manevi olarak yorucu bir süreç olabilir) mevcut dişlerin genel durumu protezin ömrünü kısaltacak ise, atıyorum 3 yıl sonra o dişlerin de kaybı olacak ve sıfırdan bir protez sürecine girecekseniz, o dişlerin çekimi ile daha radikal bir tedavi planlaması yapılabilir.

Alt çene için tam protez (takıp çıkarılan, damak denen protez) kullanımı daha zor oluyor dilden dolayı. Şöyle bir alternatif olabilir, alt çeneye 2, üst çeneye 4 implant yapılarak tam protez yapımı. Bu tedavide hareketli protez yaptırarak maliyet azaltılmış olur, implantla bağlantı kurularak istemediğinizde çıkmayacak ama temelde yine takıp çıkarmanızı gerektiren bir protez yapılabilir. Onun dışında mevcut dişlerden destek alınarak yapılan sabit tedaviler (kron, kaplama, köprü) dışında dişlerin durumu sizde olduğu gibi iyi değilse ancak implantların üzerine kaplama yapılmasıyla sabit tedavi yapılabilir.

İmplant yaptırmayı düşünürseniz mutlaka sertifika veren (implant firmasının kendi sertifikası) bilindik markalardan birini yaptırmanızı öneririm.
Bir de güven duyduğunuz üniversite hastanelerinin periodontoloji bölümlerine danışabilirsiniz eğer henüz görüşmediyseniz.

Geçmiş olsun

@ats, verdiğiniz ayrıntılı bilgiler için teşekkür ederim.

Bir arkadaş aynı hastalığın babasında olduğunu ilerde kendinde de olabileceğini söylemişti. Babası tüm dişlerini çektirip sanırım protez diş kullanıyor demişti. Kaç yaşında çektirmiş bilmiyorum ama sizle yakın yaşlardayken çektirmiştir muhtemelen.

Çok daha fazla bilgi alabilirsem sizle tekrar paylaşırım.

Geçmiş olsun.

Bende de diş eti çekilmesi var (tahminim sizinki kadar agresif değil). Diş doktoru arkadaşım bana stres sebepli diş sıkma / diş gıcırdatmanın buna sebep olabileceğini söylemişti. Bir süre plastik diş koruyucularla yattım akşamları sonra meditasyon gevşeme derken geçti.

@sevilen progressive türkücü, teşekkür ederim. memnun olurum.

@SiyamkedisiZorro, diş eti çekilmesinin tedavisi tartar temizliği, koruyucularla ve iyi bir ağız bakımıyla tamamen geçiyormuş dediğiniz gibi ama bu kemik erimesi durumu bu tedaviler ve yöntemlerle geciktirilse de diş kaybına engel olmuyormuş maalesef. ama verdiğiniz bilgi için teşekkür ederim.

merhaba
bende de bu sorun var . yıllardır dişçi dişçi geziyorum ama tedavi öneren olmadı her gittiğim doktor çektirip implant öneriyor.
benim dişetlerim şişiyor .dilimle dişlerimin arkasında mercimek büyüklüğünde şişlikler hissediyorum . dişetlerimde sorun olduğundan implant da kalıcı olmaz diye düşünüyorum.

internette benzer durumda olduğum hikayeleri şikayetleri okudum . meselaşikayetvar sitesinden implant yazarak arattım bir sürü kötü olasılık var.
babamda ve abimde diş sallanması düşmesi ve dişeti şişmesi iltihap durumları oluyordu .babam yarı dişsiz yaşadı ölene kadar. abim üst dişlerini çektirdi ve vakumlu takma damak kullandı .gören anlamıyordu bayağı iyi görünüyordu ve rahatsız hissetmiyor.
aslında öncesinde 8 implant yaptırdı ama düştü implantlar o süreç çok acı verici oldu .pipetle çorba ve hoşaf içti haftalarca konuşamadı. tabi doktorlar bu detayları asla söylemez.
ben çalıştığım için bu riske giremem. konuşamazsam aylarca rapor alamam işime devam edemem. şu an ön alt 6 dişim sallanıyor ama ben onları yaklaşık 1 yıldır hiç kullanmıyorum.ısırarak bir şey yemiyorum bıçakla küçük küçük kesip arka dişlerimle yiyorum. neyse ki arka tüm dişlerim sağlam .
eludril isimli kırmızı renk bir ağız çalkalama suyu var onu öneririm . gece uyumadan önce az bir miktarı yine az su ekleyerek ağzımda tutup bekletiyorum. şişliklere iyi geliyor . dişeti ameliyatlarında veriyorlarmış. gittiğim hiçbir dişçi söylemedi , rastgele girip sorduğum yaşlı bir eczacı önerdi.biraz rahatlatıyor.
ben durabildiği kadar kendi dişlerimi ağzımda tutmaya çalışacağım sonra tercihim hareketli damak olabilir. başlığı merakla takip edeceğim ben de .

@devilone, çok geçmiş olsun. verdiğiniz bilgiler için de çok teşekkürler.

benimde en büyük korkularımdan biri babanızın yaşadığı durum (ya da şikayetvar daki bir şikayet mi tam anlamadım ama babanızmış gibi cevaplayacağım). bir ton para verip yaptırdığım implantlar düşer mi düşüncesi. implant yapımı kısmı da aynı anlattığınız gibi oluyormuş diş çekimleri sonrası 3 ay iyileşme ve kemiklerin oturması süreci sonra implantlar yerleştirildikten sonra yaklaşık 3 ay daha yine iyileşme ve implantların yerine kabulu süreci derken 6 ay dişsiz dolaşma. fiziksel kısmını geçtim mental olarak çok zorlayıcı bir durum. hele bu yaşlarda.
şimdilik bende sizin gibi olan dişlerle idare etme kısmındayım. ama bir şekilde yaptırmaya mecbur kalacağım o gün gelecek. o zamana kadar farklı ve akla yatkın bir yöntem sunacak bir diş hekimine denk gelirim umarım.
gülmeyi çok seven bir insan olarak ön dişlerinden birinin eksik olması çok ironik bir durum :) güzel dişleri olan insanların neden dişlerini göstermeden güldüğünü de hiçbir zaman anlamamışımdır :)

Hastaneden askerliğe elverişsiz olduğuna dair heyet raporu almak gerekiyor. O raporu da askerlik şubesine götürmek gerekli diye biliyorum.

Bu işler ne zamandan beri internet üzerinden yürüyor bilmiyorum ama elverişsizlik raporunu e-devletten almayla iş bitmiyor diye biliyorum.

Yaşadığı şehirdeki askeri hastanede her hafta belirli bir gün kurul toplanır ve oraya her türden rahatsızlığı olan insan gidip sırayla kurulun olduğu odaya alınır. Kurul hekimlerince(her tür branştan) ıslak imzalanmış olan kağıda parmak izi bırakıp imzalaması gerekir. Sonra da o belgeyi götürüp askerlik şubesine teslim edecek 1 hafta içinde.

Özetle; internet üzerinden görülecek kadar basit işlemler değil.

@avoiding 15 Temmuz sonrası askeri hastane şartı kaldırıldı. Şu an dediğiniz şekilde yürümüyor, herhangi bir hastaneye sevk ediliyorsunuz artık.

Sorunuzun cevabını bilmiyorum ama bunlar diş ipinin yerini tutabilecek şeyler değiller.

Doğru söylüyor olabilirsiniz ama dis ipi kullanımı sıfır olan birisi için en azından bir miktar faydası olur diye düşünüyorum.

Ağız duşu diş ipinden sonra yine artık parçaları çıkartıyor buarada.

www.tandenborstel.com

şuna da bakın. ilave yardımcı olur

dişçiye gidip ölçü aldırmanız lazım ki ağzınıza uygun yapılsın.

bunun birden fazla yolu var

psikolojik olarak stresli kaygılı isen dişlerini bu yüzden sıktığını düşünüyorsan pskiyatr hafif bir ilaç yazabilir

diş hekimine gidersen yanaklarına masater botoks uygulayabilir, bu kalıcı değil ve basit bir uygulama, dişlerinde bozulma olmuşsa plak önerebilir

gece plağı diye aratırsan internette bir seçenek daha var

ortodonti yapan diş klinikleri bunları üretiyor

İdeali dişinize uygun olanı yaptırmanız, ama geçici dediğiniz için belki internette satılanları deneyebilirsiniz bir süre.

Magnezyum takviyesi de işe yarayabiliyormuş.

Diş hekiminde ölçü aldırıp yaptırmanız gerekli.

Dis hekimi su ana kdar olusmus zarara gore uygun malzemeli/dolgulu aparatlari siparis eder. Size uygun olcuyu de alir.

Mesela bir taraf fazla asinmissa o tarafi daha koruyucu sekilde siparis eder vs.
O yuzden dis hekiminize danisin.

www.trendyol.com

böyle bir aparatı sakın kafanıza göre almayın, dişlerinizin şeklini bozarsınız. diş hekimi ölçü alsın, alınan ölçüye göre hazırlatsın.

uzun sürüyor. benim ki bir ayi gecmisti. üstelik 20'lik de degil. onun önünde ki azi disiydi. normal cekimdi.

20 gün erken, benim neredeyse iki ay oldu 20likleri çektireli ve hala tam anlamıyla kapanmış değil. Dikey ince bi boşluk hala var ve kıtır şeyler yersem o minicik aradan içeri kaçası oluyo bunların. Gıcık bi şey ama biraz sabredin :D

Nerdeyse kapanmıştır o. Çukur şeklinin düzelmesi 1-2 ay sürer.

İlan no var mı? Bir bakalim ki sorun varsa ne de imiş.
Genelde fiyat meseledir, ama sizin öyküyü anlamak için ilanı görmek gerekir.

Yüksektir fiyat. Karşı apartmanımnda dubleks var ben taşınırken nisan ayında 2.7milyon istiyodu bugun baktım 3 milyon yapmış fiyatı yine satamayacak

satılmamasının tek sebebi fiyatının yüksek olmasıdır. piyasa fiyatları dediğin eğer diğer ilanlara baktığında çıkan sonuç ise zaten orada bir yanılgı var. halihazırda ilanı olan bir ev/araba zaten satılmamış demektir. satılmamış bir şeyin fiyatı hiçbir anlam ifade etmez. ben de şimdi 100 bin edecek bir arabayı 120 bine koysam başka biri "ohoo bu araba 120 ise benimki 130 eder" diye fiyatı yükseltiyor. sonuç olarak balon bir piyasa oluşuyor. arabam.com gibi sitelerin "arabamın değeri ne kadar" uygulamaları açık olan ilanlara göre bir fiyat belirliyor. oraya da bakmak çok doğru değil. fiyatı azar azar düşürürseniz aramalar başlar. ben de önceki arabamı satarken aynı yanılgıya düşüp ilanlardaki araçlara göre benzer hatta çok az düşük fiyat yazdım. arayan olmadı. sonra 5 bin düşürdüm fiyatı her gün 2-3 kişi aramaya başladı.

Fiyat yüksektir bence de. Sahibindende gördüğünüz fiyatlar piyasa fiyatı değil genel olarak. Bir tanıdığım arabasını 1.5 yıldır ilana koyuyor, 145e koyup 135e bırakırım diyordu. Kimse aramadı. Araba şu an 175e ilanda hala kimse aramıyor.

piyasanin biraz altini yazin, ayni gunde kac kisi arayacak gorursunuz :)

ilanları burada bile paylaşmamışsın. nasıl yorumlayalım?
yoksa parası olanın yarın daha pahalı olacağını bildiği için alım yaptığı zamanlar bu zamanlar.

Bu ülkede herşeyin fiyatı normalden satılıyor , benim koyduğum fiyattan satılmıyor olabilirmiş. Komik :)

@kleider arayan yoksa maalesef insanların yatırım aracı olarak görmediği tutulmayan bir modeldir/evdir. fiyat insanlara yüksek gelmektedir. tiklemeseniz de durum bu, aklın yolu bir.

Istanbulda hizli donen bolgelerde ev icin 3 ay cok uzun bir sure. Araba eger cok cok ozel bir model degilse 3 ay araba icin de yine uzun bir sure. Yazlik icin yerel emlakciya sorman lazim. Hizli satmak icin fiyatlarini fazla yuksek tutmussun belli ki. Ama gectigimiz 3 ayda para birimimizin %15 deger kaybettigi bir ortamdayiz, koydugun nominal fiyat reel olarak rayicine gelince seninkiler de satilmaya baslar. Fiyatlama yapmanin zor oldugu donemler bu aralar. Hizli satmak icin fiyati dusurmen lazim.

aracın 3 ay durması fiyatın normal olmadığını kanıtlıyor bence. gerçekten bir fırsat yoksa hiç kimse şu anda durduk yere 2. el spor araba peşinde koşmaz, fırsat yaratman lazım. özellikle çok tutulmayan tarzda spor arabalar için piyasanın biraz daha altına inmeniz lazım. onun dışında tarla ve yazlık da yerel emlakçıyla daha hızlı satılabilecek şeyler bence.

Otomatik mi manuel mi tercih? Kasa tipi tercihi nedir?

Sedan araba önerisi gelir ama siz hatchback seviyorsunuzdur mesela.

Hiç fark etmez onlar da.

Peugeot. Çünkü otomatik (ve iyi bir otomatik). Golf otomatik olsaydı Golf derdim.

manuel mi kaldı ya otomatik al

Ben golf alırdım. Neden 3 silindirli istemiyorsunuz?

bizde var 1.0 golf, tahminen 3 silindirlidir. hiç de bir sıkıntısını görmedim. almanya'da 1500 mühendis arabaya 3 silindir koyma kararı aldılarsa, bence bir problem yoktur. öte yandan pejo 308'in aksesuarları daha fazladır. hem de sıfır.

yeni kasa gelecekmiş vs takılmayın bence. daha fazla özelliği, daha ucuza vermeyecekse ne gerek var?

@co2s2 sıkıntı olur demedim. Güle güle kullanin. Ayrica kendim de muhendisim.
Bu kullanım açısından bir tercih ve ben tercih etmeyeceğim.

Yeni kasa on konsol yakisikli oluyor. O yuzden.
Golf unde on konsolu acaip hosuma gidiyor yerlesimi.

- 1.0 tsi golf var bende (115HP olan). Canavar gibi gidiyor. Aracı bilmesem kesinlikle 1.0 değil derdim. Performansı gayet iyi.

- DSG arıza yapıyor kısmı çok abartılıyor. Evet belki tam otomatik şanzıman kadar sorunsuz değil ama tüm DSG şanzımanlar arıza yapacak gibi bir algı var. Dünyanın en çok araç satan iki şirketinden biri VW grubu ve sattığı araçların büyük bölümü otomatik şanzımanlı. Dolayısıyla korkacak bir şey yok. Kullanıma bağlı olarak tabii ki baskı balata eskiyecek ve değişmesi gerekecek (tıpkı manuel şanzımanda olduğu gibi). Baskı balata eskiyince araç vites değiştirirken sarsılıyor, insanlar da "aha DSG bozuldu" diye düşünüyor. Her aksamın belli bir kullanım süresi ve değişmesi gereken bir zaman var. EAT8 için de geçerli bu.

Peugeot 308 güzel bir araç bence. İkisi de bir önceki kasa artık. Ama ben Golf'ü tercih ederdim Golf kullanıcısı olarak. Madem dizel araç sevmiyorsun, o zaman 308 de dizel olmasın. 3 silindirli motorun da olumsuz bir yanı yok. Gayet iyi motor.

pejo türkiye çok ilgisiz ve aracın arkasında durmayan bir organizasyon. hatta müşteriye yalan söyleme potansiyelleri bile var. bu yüzden golf diyorum ben. doğuşta çok ahım şahım değil ama en azından belli bir standartları var.