zawisza
80lerin rock şarkılarından biriydi sanki, melodisini hatırlıyorum ama adını hatırlayamadım tüm gün aradım.elektro gitarlı bir girişi vardı, aha da melodisi böyle:https://www.speakpipe.com/voice-recorder/msg/jnb1s0z4xas3scv3
80lerin rock şarkılarından biriydi sanki, melodisini hatırlıyorum ama adını hatırlayamadım tüm gün aradım.
elektro gitarlı bir girişi vardı, aha da melodisi böyle:
www.speakpipe.com
elektro gitarlı bir girişi vardı, aha da melodisi böyle:
www.speakpipe.com
0
Crazy train değil maalesef. Mırıldanarak denedim ama daha kötü oldu ya.
Sanki uzun saçlı abiler çalıyordu, bir kere trt'de mi ne dinlemiştim.
Sanki uzun saçlı abiler çalıyordu, bir kere trt'de mi ne dinlemiştim.
0
fuzzy olmak istemistim
Merhabalar,Kaliteli bas ve tizlere sahip, mikrofonlu, iphone uyumlu (ses açma/kısma, arama yanıtlama) kulakiçi kulaklık arıyorum. Creative ep630 varmış ama piyasada kalmamış. Sennheiser'lar var ama iphone uyumlu mu belirtilmemiş. Bu özelliklerde, kullanıp memnun olduğunuz varsa önerilerinize açığım.
Merhabalar,
Kaliteli bas ve tizlere sahip, mikrofonlu, iphone uyumlu (ses açma/kısma, arama yanıtlama) kulakiçi kulaklık arıyorum. Creative ep630 varmış ama piyasada kalmamış. Sennheiser'lar var ama iphone uyumlu mu belirtilmemiş.
Bu özelliklerde, kullanıp memnun olduğunuz varsa önerilerinize açığım. Teşekkürler.
Kaliteli bas ve tizlere sahip, mikrofonlu, iphone uyumlu (ses açma/kısma, arama yanıtlama) kulakiçi kulaklık arıyorum. Creative ep630 varmış ama piyasada kalmamış. Sennheiser'lar var ama iphone uyumlu mu belirtilmemiş.
Bu özelliklerde, kullanıp memnun olduğunuz varsa önerilerinize açığım. Teşekkürler.
0
izole
ifade şu: '30 yıl kadar sonra Osmanlılar Avrupa’nın daha da içlerine girdiler. İtalya’nın güneyindeki Otranto kentine saldırıp Müslümanlığa geçmeyi reddeden 800 kişiyi kılıçtan geçirdiler.'bu ifade ne kadar doğru sizce?kaynak şurada: http://www.bbc.com/turkce/ozeldosyalar/2015/03/150310_vert_cul_bat
ifade şu: '30 yıl kadar sonra Osmanlılar Avrupa’nın daha da içlerine girdiler. İtalya’nın güneyindeki Otranto kentine saldırıp Müslümanlığa geçmeyi reddeden 800 kişiyi kılıçtan geçirdiler.'
bu ifade ne kadar doğru sizce?kaynak şurada: www.bbc.com
bbc'ye fırça atayım mı?
bu ifade ne kadar doğru sizce?kaynak şurada: www.bbc.com
bbc'ye fırça atayım mı?
0
lise tarih müfredatında da var böyle bir sefer. hatta fatih öldükten sonra kaybedilmiş gibi bir şey hatırlıyorum. çekilmiş gayfe +1
0
Fetih için direnen askerleri öldürmüşlerdir fakat din değiştirmediler diye öldürdüler falan Türk düşmanlığından eklenmiş.
0
arkadaşlar, osmanlı hoşgörüsü falan palavra. sadece katoliklere karşı ortodoksları korudular o da katolikler rahat olamasın diyedir. yoksa çok saygılı olduklarından değil.
din değiştirmediği için öldürülen çok kişi var. özellikle pontus'ta. şu an türkiye'de bizans'tan kalma faal kilise yoktur. ya yıktılar ya da cami yaptılar. bu mu hoşgörü?
din değiştirmediği için öldürülen çok kişi var. özellikle pontus'ta. şu an türkiye'de bizans'tan kalma faal kilise yoktur. ya yıktılar ya da cami yaptılar. bu mu hoşgörü?
0
ne osmanlı ne arap imparatorluğu kimsenin müslümanlığa geçişini özendirmemiştir. nedeni basit; vergi. o yüzden 800 kişiyi kılıçtanm geçirmişlerdir doğrudur da müslüman olmadılar diye değildir.
çekilmiş gayfe bizanstan kalan kilise yok demişsin 1431 den kalma karaköyde kilise var. çok araştıramadım ama ilk bulduğum bu oldu. ona bakarsan balkanlarda bona hariç bütün osmanlı eserleri imha edildi, atinada cami yok. avrupa kime hoşgörü göstermişte hoşgörü gösterelim(gösterilmedi iddianı kabulş etmiyorum) pontus ya da bizans dediğin yer günümüzde 3 tane mahalle büyüklüğünde alanlardan oluşuyor.
çekilmiş gayfe bizanstan kalan kilise yok demişsin 1431 den kalma karaköyde kilise var. çok araştıramadım ama ilk bulduğum bu oldu. ona bakarsan balkanlarda bona hariç bütün osmanlı eserleri imha edildi, atinada cami yok. avrupa kime hoşgörü göstermişte hoşgörü gösterelim(gösterilmedi iddianı kabulş etmiyorum) pontus ya da bizans dediğin yer günümüzde 3 tane mahalle büyüklüğünde alanlardan oluşuyor.
0
bozkır-step kültüründen gelir. şehir teslim olmayıp kuşatmaya direnirse yağmalanmasına izin verilir. Moğollar'da, Timur'da, Osmanlılar'da da vardı elbette. şehir alındıktan sonrasında yağmalanma sırasında veya direnenlerin arasından infaz edilenlerin olduğu doğru ancak sayı tam belli değil. müslümanlığa geçmedikleri için mi infaz edildiler onu da bilmiyoruz.
Bir de adam kendi kaynağından faydalanıp durumu belirtmiş. Orta Çağ'da Osmanlı infaz mı gerçekleştirmiş diye şaşırmayı anlamıyorum. kılıç zoruyla imparatorluk genişletip, adam öldürmedik demek de ilginç. Haçlılar Kudüs'de milleti kesti diye yazı yazsa bir editör, Fransızın teki buna alınır mı bilinmez.
Ayrıca Osmanlı'nın Ortodoksları barındırması, Yahudilere yer açması dönemine göre hoşgörüdür. faal kilise olmadığı doğru olabilir (tam bilgim yok) ama fethedip dini öğeleri bırakan kimse yok ki. Osmanlı kiliseleri çevirdi, İspanyollar da reconquista sonrası aynı şeyin tersini yaptılar. Doğu Roma'nın sanat harikası kileseleri 1204'de Haçlılar tarafından tahrip edildi, daha da düzelmedi. olayın içinde sadece siyasi değil dini hakimiyet kurma çabası da var. o dönemde bunu gösterme şekli böyle idi. tarih okumayı öğrenip dönemi değerlendirmeyi bilmek lazım.
düzeltme: eleştiriniz sayının tam belli olmadığının belirtilmemesi üzerineyse yazdığımı dikkate almayabilirsiniz.
Bir de adam kendi kaynağından faydalanıp durumu belirtmiş. Orta Çağ'da Osmanlı infaz mı gerçekleştirmiş diye şaşırmayı anlamıyorum. kılıç zoruyla imparatorluk genişletip, adam öldürmedik demek de ilginç. Haçlılar Kudüs'de milleti kesti diye yazı yazsa bir editör, Fransızın teki buna alınır mı bilinmez.
Ayrıca Osmanlı'nın Ortodoksları barındırması, Yahudilere yer açması dönemine göre hoşgörüdür. faal kilise olmadığı doğru olabilir (tam bilgim yok) ama fethedip dini öğeleri bırakan kimse yok ki. Osmanlı kiliseleri çevirdi, İspanyollar da reconquista sonrası aynı şeyin tersini yaptılar. Doğu Roma'nın sanat harikası kileseleri 1204'de Haçlılar tarafından tahrip edildi, daha da düzelmedi. olayın içinde sadece siyasi değil dini hakimiyet kurma çabası da var. o dönemde bunu gösterme şekli böyle idi. tarih okumayı öğrenip dönemi değerlendirmeyi bilmek lazım.
düzeltme: eleştiriniz sayının tam belli olmadığının belirtilmemesi üzerineyse yazdığımı dikkate almayabilirsiniz.
0
Leonardo Da Vinci'nin de babasi oldurulmus diye duymustum o kilic olayi sirasinda
0
@traveller
iddia edilen katliam 1480'de otranto'da gerçekleşiyor. da vinci'nin babasıysa 1504'te floransa'da ölmüş:
brunelleschi.imss.fi.it
"It was here* that Ser Piero died, as Leonardo recalls, on July 9, 1504."
*Via Ghibellina
iddia edilen katliam 1480'de otranto'da gerçekleşiyor. da vinci'nin babasıysa 1504'te floransa'da ölmüş:
brunelleschi.imss.fi.it
"It was here* that Ser Piero died, as Leonardo recalls, on July 9, 1504."
*Via Ghibellina
0
bbc ve bu (makale vs demek istemiyorum) karalamayı yazan kisinin osmanlı, islam ya da türkler hakkinda olumlu bir seyler yazabilecegini düşünmek zaten mümkün degil. tarihimizi de ithal kaynaklardan öğrenecek degiliz.
amaç islamı teblig etmek ise böyle bir şeyin yapilabilecegi nasil düşünülebilir? zaten batinin osmanli hakkinda iyi bir şey düşünmesi söz konusu olabilir mi? tamam savaşta öldürme hususu -dogaldır- ama zorlama ve bunun sonucunda öldürme olamaz. islam savaş hukukuna bakın bakalım var mı böyle bir şey?
gecenlerde youtubeda bir arap (suriye rejimi destekli olmasi gerek) filminden bir sahne izledim. onlara göre osmanli askerleri suriyeye gelerek halkı kaziga oturtmuşlar :) yani böyleydi de neden simdi o kadar insan suriyeden kacarak türkiyeye sığınıyor ve dua ediyor?
bu 15 temmuz darbesinin basarisiz olmasinda bile suriyelilerin dualarinin etkisi var.
insani yaşatacaksın ki devlet yaşasın.
amaç islamı teblig etmek ise böyle bir şeyin yapilabilecegi nasil düşünülebilir? zaten batinin osmanli hakkinda iyi bir şey düşünmesi söz konusu olabilir mi? tamam savaşta öldürme hususu -dogaldır- ama zorlama ve bunun sonucunda öldürme olamaz. islam savaş hukukuna bakın bakalım var mı böyle bir şey?
gecenlerde youtubeda bir arap (suriye rejimi destekli olmasi gerek) filminden bir sahne izledim. onlara göre osmanli askerleri suriyeye gelerek halkı kaziga oturtmuşlar :) yani böyleydi de neden simdi o kadar insan suriyeden kacarak türkiyeye sığınıyor ve dua ediyor?
bu 15 temmuz darbesinin basarisiz olmasinda bile suriyelilerin dualarinin etkisi var.
insani yaşatacaksın ki devlet yaşasın.
0
1adam hayal aleminde mi yaşıyorsun kardeş? en basitinden türklerin nasıl müslüman olduğunu araştır kardeş.
0
Lan ortaçağda ne olacaktı? Tabi öldürmüştür.Ya ne yapacaktı?
ps. ingilizlerin Afrika'da, Hindistan'da Avustralya'da, dünyanın dört bir yanında bir günde öldürdüğü insan 800'den çok fazla. Herkes dönsün kendi tarihine baksın.
ps. ingilizlerin Afrika'da, Hindistan'da Avustralya'da, dünyanın dört bir yanında bir günde öldürdüğü insan 800'den çok fazla. Herkes dönsün kendi tarihine baksın.
0
bizdeki yerlisinin osmanlı karşıtlıgına bakarsak batı bile bu gibi bazı konularda kendisini aratır. hani birilerinin ellerinden gelse türk tarihi osmanlı olmadan yeniden yazılacak. ve yine onlara göre alparslan sadece türktü ( müslümanlığı söz konusu edilmez) .
intenetteki insafsız alıntılar yerine kendi kütüphanemden bir kaç örnek. (aslen macar) peçevi tarihinden :
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
osmanlı hep kılıçtan geçirmişş. öyle mi?
bu da osmanlıya iftira(!) mı atıyor sizce? hem de italyan. senden benden otrantoya daha yakın bu kişi ama diyor ki :
i.hizliresim.com
çanakkalede kurtuluş savasında (müslüman) türk askerini öven haçlı komutanları kadar gerçekleri dile getiremiyorsunuz maalesef.
@cekilmis gayfe
yok öyle bir şey. bu din zulm eziyet ve zorlama ile yayılmadı. bunu hala bu zamanda bile böyle gösterenler var. osmanlıyı ya da müslümanlığı eziyet işkence ölüm kılıçtan geçirme gibi kavramlarla yan yana getirenler son 5 yılda suriye de olanlara öncelikle makul bir akılla bakmalı . ırakta özgürlük ölümle tecavüzle geldiği gibi suriyeye de özgürlükler aynı şekilde geliyor(!) . batının anlayışı bu çünkü ve değişmez.
intenetteki insafsız alıntılar yerine kendi kütüphanemden bir kaç örnek. (aslen macar) peçevi tarihinden :
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
osmanlı hep kılıçtan geçirmişş. öyle mi?
bu da osmanlıya iftira(!) mı atıyor sizce? hem de italyan. senden benden otrantoya daha yakın bu kişi ama diyor ki :
i.hizliresim.com
çanakkalede kurtuluş savasında (müslüman) türk askerini öven haçlı komutanları kadar gerçekleri dile getiremiyorsunuz maalesef.
@cekilmis gayfe
yok öyle bir şey. bu din zulm eziyet ve zorlama ile yayılmadı. bunu hala bu zamanda bile böyle gösterenler var. osmanlıyı ya da müslümanlığı eziyet işkence ölüm kılıçtan geçirme gibi kavramlarla yan yana getirenler son 5 yılda suriye de olanlara öncelikle makul bir akılla bakmalı . ırakta özgürlük ölümle tecavüzle geldiği gibi suriyeye de özgürlükler aynı şekilde geliyor(!) . batının anlayışı bu çünkü ve değişmez.
0
Osmanlı'da ele geçirilmiş istila edilmiş yerlerin 3 gün yağmalanması adettendir. Bu yağmalamada mallar paylaşılır erkekler öldürülür kadınlara tecavüz edilirdi. Zira kadınlar da diğer mallar gibi ganimettir Osmanlı'da. Aksi durumda bilinir ki, yeniçeriler huzursuzluk yaratır padişahı silkeleme yoluna giderdi. O nedenle bu izni bizzat padişahın kendisi verirdi zaten. Bu Otranto'da da böyleydi İstanbul işgal edildiğinde de böyleydi.
Osmanlı'nın fetih anlayışı şu şekildedir:
"İslam hukukuna göre, İslami emir şudur, halk ve ordu buna inanmıştır: Eğer bir kale kuşatılırsa, düşmana üç defa teslim teklifi yapılır. Bu üç başvuru reddedilirse o zaman kahren, zorla fetih meşrudur, İslam için o şehir fethedilir. Kahren fethedilen yerin ahalisi esir edilebilir ve malları ganimettir."
Osmanlı'nın fetih anlayışı şu şekildedir:
"İslam hukukuna göre, İslami emir şudur, halk ve ordu buna inanmıştır: Eğer bir kale kuşatılırsa, düşmana üç defa teslim teklifi yapılır. Bu üç başvuru reddedilirse o zaman kahren, zorla fetih meşrudur, İslam için o şehir fethedilir. Kahren fethedilen yerin ahalisi esir edilebilir ve malları ganimettir."
0
mete kudur
Kanvas pantolonların üstüne basic bir atlet onun da üstüne ceket ya da hırka giyiyorum sürekli. Altına da spor ayakkabı. Ceket önerileriniz varsa(bak şu olur) önerilere talibim.
Kanvas pantolonların üstüne basic bir atlet onun da üstüne ceket ya da hırka giyiyorum sürekli. Altına da spor ayakkabı. Ceket önerileriniz varsa(bak şu olur) önerilere talibim.
0
atlet üstüne ceket mi giyiyorsun gerçekten? biraz ilginç geldi ama aşırı şık kaçmayan her ceket casual olarak giyilir zaten bence.
0
aradığın şey blazer ceket.
bershka, pull&bear, h&m dengi mağazaları gezmelisin.
bershka, pull&bear, h&m dengi mağazaları gezmelisin.
0
Mesela bu model kip ten alınmış:
www.dizikiyafet.com
www.dizikiyafet.com
0
fayfim
bir sorum var. abd ile müttefik olan ülkelere baktigimiz Zaman genellikle abd yardimlari ile gelismis olduklarini goruyoruz. güney kore olsun, japonya olsun, almanya olsun, hatta genel olarak bütün avrupa olsun tamami Amerika ile müttefik ülkeler ve abdnin ciddi destegi ile buralara geldiler.peki bi
bir sorum var. abd ile müttefik olan ülkelere baktigimiz Zaman genellikle abd yardimlari ile gelismis olduklarini goruyoruz. güney kore olsun, japonya olsun, almanya olsun, hatta genel olarak bütün avrupa olsun tamami Amerika ile müttefik ülkeler ve abdnin ciddi destegi ile buralara geldiler.
peki biz de 2. dünya savasindan sonra abd ile müttefik olmusken bize neden darbeleri, pkk terörünü, ekonomik darbogazi layik gördüler. müttefiklik acisindan abd gözüyle bakinca bizi güney koreden ayiran nedir?
peki biz de 2. dünya savasindan sonra abd ile müttefik olmusken bize neden darbeleri, pkk terörünü, ekonomik darbogazi layik gördüler. müttefiklik acisindan abd gözüyle bakinca bizi güney koreden ayiran nedir?
0
sorunun din oldugunu dusunmuyorum. koreliler, japonlar da hristiyan degil sonucta. turkiyede Petrol de yok? rusya desen kore de japonya da rusyaya komsu ama gercek bir müttefik olarak yardim aliyorlar.
@kompisko marshall planini bi arastirin isterseniz. sirf dogu almanya ve bati almanya arasindaki ekonomik ve kulturel farka bakmaniz bile amerikanin ne Kadar yardim ettigini gosterir aslinda.
@kompisko marshall planini bi arastirin isterseniz. sirf dogu almanya ve bati almanya arasindaki ekonomik ve kulturel farka bakmaniz bile amerikanin ne Kadar yardim ettigini gosterir aslinda.
0
ben o şekilde düşünmüyorum.
2. dünya savaşı zamanlarında dahi avrupa abd den çok geride değildi. Çoğu kendi sanayisine ve üretimine sahipti. onun üzerine koyup ilerlediler. Tabi kendilerinin daha disiplinli çalışkan ve sömürücü şekilde zenginliğe sahip olduğunu düşünürsek ilerlemeleri bize göre daha kolay oldu.
Biz ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz kendi hainlerimizi yetiştiriyor güzel sözlere hemen inanıyoruz. Tarih boyunca böyle olmuş.
Diğer ülkeler stratejik olarak ortaklıklarını olumlu yönde kullanırken biz hep şahsi çıkarlarımız için kullandık bence.
ha ülke olarak bu topraklarda değilde bulgaristanın yerinde olsaydık durumumuz bence çok da değişmez hala günümüz gibi sürünüyor olurduk.
2. dünya savaşı zamanlarında dahi avrupa abd den çok geride değildi. Çoğu kendi sanayisine ve üretimine sahipti. onun üzerine koyup ilerlediler. Tabi kendilerinin daha disiplinli çalışkan ve sömürücü şekilde zenginliğe sahip olduğunu düşünürsek ilerlemeleri bize göre daha kolay oldu.
Biz ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz kendi hainlerimizi yetiştiriyor güzel sözlere hemen inanıyoruz. Tarih boyunca böyle olmuş.
Diğer ülkeler stratejik olarak ortaklıklarını olumlu yönde kullanırken biz hep şahsi çıkarlarımız için kullandık bence.
ha ülke olarak bu topraklarda değilde bulgaristanın yerinde olsaydık durumumuz bence çok da değişmez hala günümüz gibi sürünüyor olurduk.
0
türkiye tüm bu süre icinde tutarli bir dis politika izlemedi, 50 lerden itibaren rusyaya yakinlasir gibi yapip amerikaya "bak olmazsa oraya da gecerim" blöfü oynadi. hep elinde patladi. yalcin kücük'ten pek hazzetmem ama türkiye üzerine tezler'ine bir göz atmanizi öneririm.
güney kore nüfusunun yüzde 60 i savas sonrası hristiyan oldu. misyonerlik faaliyetlerinin en yogun yasandigi bölge güneydogu asya oldu.
güney kore nüfusunun yüzde 60 i savas sonrası hristiyan oldu. misyonerlik faaliyetlerinin en yogun yasandigi bölge güneydogu asya oldu.
0
çünkü bu ülkede hiçbir zaman gerçek anlamda komünist tehdit oluşmadı. almanya ve kore'ye yardımın tek sebebi komünist tehdit idi. o sebeple kapitalist anlamda geliştirdiler o ülkeleri.
bir diğer sebep de 2. dünya savaşı sırasında türkiye'nin onursuz dış politika izlemesidir. bir taraftan almanya'ya krom satmak, diğer taraftan da tarafsızım demek tam bir ikiyüzlülüktü. boğazı savaş gemilerine kapattım diyip alman denizaltıları vızır vızır geçiyordu. ne zaman ki stalingrad kazanıldı ve sovyet ilerlemesi başladı, ancak o zaman gemi geçişleri durduruldu. almanya'ya savaş açılması ise 1945'i bulmuştur.
bir diğer sebep de türkiye'de sağ hükümetler zaten abd müttefiki idi. o sebeple de "tavlamak" için herhangi bir yardıma vs. gerek yoktu. türkiye her daim müttefikti zaten.
bir diğer sebep de 2. dünya savaşı sırasında türkiye'nin onursuz dış politika izlemesidir. bir taraftan almanya'ya krom satmak, diğer taraftan da tarafsızım demek tam bir ikiyüzlülüktü. boğazı savaş gemilerine kapattım diyip alman denizaltıları vızır vızır geçiyordu. ne zaman ki stalingrad kazanıldı ve sovyet ilerlemesi başladı, ancak o zaman gemi geçişleri durduruldu. almanya'ya savaş açılması ise 1945'i bulmuştur.
bir diğer sebep de türkiye'de sağ hükümetler zaten abd müttefiki idi. o sebeple de "tavlamak" için herhangi bir yardıma vs. gerek yoktu. türkiye her daim müttefikti zaten.
0
Almanya marshall yardimlariyla agir sanayide gelisirken, biz tarima yatirim yapip issizlik yaratip buyuk bi isgucunu almanyaya yolladigimiz için mesela. Abd omnipotent degil zira kimseye bi rol biçtiği, biseyi uygun gördüğü yok. Ama ülke olarak firsatlari boşa harcamayı çok güzel basardik.
0
O halde ortak çıkarların çatıştığı yerde müttefiklik kesilir.
1) Sovyetlere karşı, Sovyetlere tek başına kafa tutamayacak, Stalin'in boğazlar üzerindeki söylemlerinden ürkmüş, ancak komşularına kıyasla içeride stabil bir ülke. Truman doktirini ve sonrasında Marshall yardımları ile ekonomik ve askeri alanda kaynak aktarımı. müttefik mi? müttefik. (aldığımız kaynakları da Menderes çarçur etti ayrıca)
2) Kıbrıs çıkartması ve üzerine ekonomik yaptırımlar. müttefik mi? değil.
3) İç kaynamadan sonra Batıcı askeri darbenin gerçekleşmesi. yine müttefik.
4) Kuzey Irak'tan içerdeki PKK terörüne yönelik geçişler vs. Irakta Saddama karşı dengeleyici ve sadık Kürt özerk bölgesi. tercih 2. (şimdi Barzani kendi bölgesini güvenceye aldı. ne Pyd ne de Pkk gibi unsurların kendisiyle uğraşmasını istemiyor. akıllı adam.)
5) Yükselen İslami teröre karşı ılımlı İslam. yine müttefik.
Bir de içimizdeki hesaplaşmalardan bazen ABD'yi gereğinden fazla sorumlu tutuyoruz. Bunun yanında devletler arası dostluk-düşmanlık da sürekli olmayabilir. 1930'larda canciğer olduğumuz Yunanistan'la Kıbrıs'da ve sonra Ege'de düşman olduk. Almanya ve İtalya savaşı kazansaydı muhtemelen yeni müttefikler onlar olacak bizde de şeflik devam edecekti.
Ayrıca üstte @hosein'nin de dediği gibi biz savaş boyunca gerçekten akıllı ama Batı'ya göre oynak bir diplomasi izledik. o nedenle örneğin en başta NATO'ya katılımımızı istemedi çoğu ülke. (ABD de dahil.)
1) Sovyetlere karşı, Sovyetlere tek başına kafa tutamayacak, Stalin'in boğazlar üzerindeki söylemlerinden ürkmüş, ancak komşularına kıyasla içeride stabil bir ülke. Truman doktirini ve sonrasında Marshall yardımları ile ekonomik ve askeri alanda kaynak aktarımı. müttefik mi? müttefik. (aldığımız kaynakları da Menderes çarçur etti ayrıca)
2) Kıbrıs çıkartması ve üzerine ekonomik yaptırımlar. müttefik mi? değil.
3) İç kaynamadan sonra Batıcı askeri darbenin gerçekleşmesi. yine müttefik.
4) Kuzey Irak'tan içerdeki PKK terörüne yönelik geçişler vs. Irakta Saddama karşı dengeleyici ve sadık Kürt özerk bölgesi. tercih 2. (şimdi Barzani kendi bölgesini güvenceye aldı. ne Pyd ne de Pkk gibi unsurların kendisiyle uğraşmasını istemiyor. akıllı adam.)
5) Yükselen İslami teröre karşı ılımlı İslam. yine müttefik.
Bir de içimizdeki hesaplaşmalardan bazen ABD'yi gereğinden fazla sorumlu tutuyoruz. Bunun yanında devletler arası dostluk-düşmanlık da sürekli olmayabilir. 1930'larda canciğer olduğumuz Yunanistan'la Kıbrıs'da ve sonra Ege'de düşman olduk. Almanya ve İtalya savaşı kazansaydı muhtemelen yeni müttefikler onlar olacak bizde de şeflik devam edecekti.
Ayrıca üstte @hosein'nin de dediği gibi biz savaş boyunca gerçekten akıllı ama Batı'ya göre oynak bir diplomasi izledik. o nedenle örneğin en başta NATO'ya katılımımızı istemedi çoğu ülke. (ABD de dahil.)
0
noluyo yaa
Beyler, 2015'te alınmış bir laptop kullanıyorum, ama kendisi resmen ölmeye başladı. Chrome'da sekme açılırken bile 2 dakka beklediğim oluyor falan. Excel kullanmak işkenceye döndü mesela. Ne yapayım, nası düzelir? İçinde olanlarda bi tane 11 yıllık bir oyun ve dizi filmler yani, başka bir şey yok.
Beyler, 2015'te alınmış bir laptop kullanıyorum, ama kendisi resmen ölmeye başladı. Chrome'da sekme açılırken bile 2 dakka beklediğim oluyor falan. Excel kullanmak işkenceye döndü mesela. Ne yapayım, nası düzelir?
İçinde olanlarda bi tane 11 yıllık bir oyun ve dizi filmler yani, başka bir şey yok.
İçinde olanlarda bi tane 11 yıllık bir oyun ve dizi filmler yani, başka bir şey yok.
0
verilerini yedekleyip format at. ssd yoksa tak ama sart degil, 1 yilini yeni doldurmus daha.
0
fan temizligi+ ssd+ram takviyesi+format
2015te alinmis da ozllikleri ne? belki de çöp bir alet aldin isterse 1 gunluk olsun.
2015te alinmis da ozllikleri ne? belki de çöp bir alet aldin isterse 1 gunluk olsun.
0
2013 yılında aldığım i7 bilgisayarı hala çatır çatır kullanıyorum, seninkinde sorun olmaması lazım. muhtemelen virüs veya benzeri bir zıkkımdan muzdaribsin.
- evvela bir anti virüs programı yükle. avira işini görür. -anti virüsü aşağıdaki usb belleğin temizliğinden emin olmak için kullanacaksın-
- yeni format atılmış bir usb belleğe bilgisayarındaki en gerekli şeyleri yedekle. ama sadece en gerekli olanları. film, müzik falan sil gitsin indirilir yeniden.
- bilgisayarı formatlayıp yeni işletim sistemi kurulumu yap.
- format sonrası eğer hdd birden çok parçaysa diğer paralarıda formatla.
- hiç bir şey yüklemeden anti virüs programı indir, update et, tam kapsamlı bir tarama başlat. özellikle kullandığın office dosyaları da olsun.
- ardından ne yüklemek istediklerini yükle, normal rutininde kullanmaya devan et bilgisayarı.
- evvela bir anti virüs programı yükle. avira işini görür. -anti virüsü aşağıdaki usb belleğin temizliğinden emin olmak için kullanacaksın-
- yeni format atılmış bir usb belleğe bilgisayarındaki en gerekli şeyleri yedekle. ama sadece en gerekli olanları. film, müzik falan sil gitsin indirilir yeniden.
- bilgisayarı formatlayıp yeni işletim sistemi kurulumu yap.
- format sonrası eğer hdd birden çok parçaysa diğer paralarıda formatla.
- hiç bir şey yüklemeden anti virüs programı indir, update et, tam kapsamlı bir tarama başlat. özellikle kullandığın office dosyaları da olsun.
- ardından ne yüklemek istediklerini yükle, normal rutininde kullanmaya devan et bilgisayarı.
0
i3 işlemciyse ikinci el bir i5 güzel takviye oluyor(Anakart destekliyorsa). Ram ve SSD +1 bu arada. Yani bakmak lazım; bunlar totalde bir 500-600 TL tutar ama cihazın performansını da en az ikiye katlar. Benim tee 2013'te aldığım laptop bu sayede canavar gibi çalışıyor.
0
aynı sorunu yaşıyorum. hdd sıkıntı olduğunu çözdüm uzun uğraşlar sonucu. ssd arayışı içindeyim onu değiştirince bilgisayar canavar olacak tekrar. hdd çok tırt bir şey bunu yeni çözdüm.
0
2015'deki haline döndürmek istiyorsan para harcamana gerek yok. diskte bad sector taraması yap. mydefrag ile defragmentasyon yap ki sıkıntının buradan kaynaklandığını düşünüyorum. son olarak antivirüs ve malwarebytes ile de Windows taraması yap. olmadı en son format atarsın. 2015'de güzelce çalışan bilgisayar 2 yılda Ram eksikliğinden veya hdd'nin artık yavaş kalmasından dolayı bu hale gelecek değil..
0
Nuwanda
Herkese merhaba,Kullandığım sırt çantasından hiç memnun değilim ve yeni bir tane almak istiyorum.Sırt çantamın içinde bolca bölme olması gerekiyor. Şöyle ki, çantamdaki bölmelere ilaçlarımı, gözlük kaplarımı ve hesap makinamı koymam gerekiyor. Aynı zamanda bir bölmesine o gün gerekli olan dosyaları
Herkese merhaba,
Kullandığım sırt çantasından hiç memnun değilim ve yeni bir tane almak istiyorum.
Sırt çantamın içinde bolca bölme olması gerekiyor. Şöyle ki, çantamdaki bölmelere ilaçlarımı, gözlük kaplarımı ve hesap makinamı koymam gerekiyor. Aynı zamanda bir bölmesine o gün gerekli olan dosyaları koymam gerekiyor ve okuma kitabımı koyduğum zaman da o kalabalıkta yıpratmaması gerekiyor(sırf bu yüzden dosyanın içinde taşıyorum kitabı) ve su mataramın da içine kolaylıkla sığıp çantayı taşırmaması gerekiyor. Yani iç hacmi geniş bir şey arıyorum. Bununla birlikte gerekli olduğu zaman kıyafetlerimi ve dizüstü bilgisayarımı da içine koyup kısa süreli seyahatlerimde de kullanışlı olması gerekiyor. En önemlisi sırt kısmı ortopedik olarak kaliteli bir şey olsun istiyorum. Marka/fiyat önemli değil. Erkek çantası olsun yeter :)
*Diğer başlıklarda tam olarak aradığımı bulamadığım için bu gönderiyi açtım.
Kullandığım sırt çantasından hiç memnun değilim ve yeni bir tane almak istiyorum.
Sırt çantamın içinde bolca bölme olması gerekiyor. Şöyle ki, çantamdaki bölmelere ilaçlarımı, gözlük kaplarımı ve hesap makinamı koymam gerekiyor. Aynı zamanda bir bölmesine o gün gerekli olan dosyaları koymam gerekiyor ve okuma kitabımı koyduğum zaman da o kalabalıkta yıpratmaması gerekiyor(sırf bu yüzden dosyanın içinde taşıyorum kitabı) ve su mataramın da içine kolaylıkla sığıp çantayı taşırmaması gerekiyor. Yani iç hacmi geniş bir şey arıyorum. Bununla birlikte gerekli olduğu zaman kıyafetlerimi ve dizüstü bilgisayarımı da içine koyup kısa süreli seyahatlerimde de kullanışlı olması gerekiyor. En önemlisi sırt kısmı ortopedik olarak kaliteli bir şey olsun istiyorum. Marka/fiyat önemli değil. Erkek çantası olsun yeter :)
*Diğer başlıklarda tam olarak aradığımı bulamadığım için bu gönderiyi açtım.
0
www.crumpler.eu
senin ilacın bu da Türkiye'ye getirmek sorun. başka çanta bulursam eklerim.
biraz tuzlu bunu buldum. tam aradığın tarz değil gibi ama.
www.eastpak.com.tr
senin ilacın bu da Türkiye'ye getirmek sorun. başka çanta bulursam eklerim.
biraz tuzlu bunu buldum. tam aradığın tarz değil gibi ama.
www.eastpak.com.tr
0
Arkadaşların linlkerin yanında benimki biraz abes kaçıçak kusuruma bakma ama bak burada güzel ve ucuz şeyler var.
www.decathlon.com.tr
`Yahu o kadar para verilir mi çantaya millet aç aç
www.decathlon.com.tr
`Yahu o kadar para verilir mi çantaya millet aç aç
0
www.ydsshop.com
ben bunu kullanıyorum. bahsettiğin tüm ihtiyaçlarını karşılar. dizüstü bilgisayarın 17 inç değilse tabi :)
ben bunu kullanıyorum. bahsettiğin tüm ihtiyaçlarını karşılar. dizüstü bilgisayarın 17 inç değilse tabi :)
0
şunu almıştım, inanılmaz memnunum.
www.caselogic.com
istediğiniz özellikleri de karşılıyor. büyük kısmının tamamen açılması ise ayrı bir güzellik. böylece baya bir eşya alabiliyor. şehir/yurt dışı yolculuklarında bile yeterli.
www.caselogic.com
istediğiniz özellikleri de karşılıyor. büyük kısmının tamamen açılması ise ayrı bir güzellik. böylece baya bir eşya alabiliyor. şehir/yurt dışı yolculuklarında bile yeterli.
0
apolitikherif
Bu ayakkabı kot pantolonla falan giyilir mi?Giyilirse hangi renklerle kombinlenir?Bu işlerde tam bir özürlüyüm bi el atıverin.
Bu ayakkabı kot pantolonla falan giyilir mi?
Giyilirse hangi renklerle kombinlenir?
Bu işlerde tam bir özürlüyüm bi el atıverin.
Giyilirse hangi renklerle kombinlenir?
Bu işlerde tam bir özürlüyüm bi el atıverin.
0
dar paça giyersen olur. bol paça çok çirkin kalır. üstüne beyaz tişörtle yakışır. pantolon şu tarz: g01.a.alicdn.com
0
chicha
Dün Hacksaw Ridge'i izledim. Dini inancı yüzünden eline tüfek almak istemeyen bir askerin savaş alanında sedyede yatarken "İNCİL, İNCİLİMİ GETİRİN" diye bağırması üzerine aynı filmde dindar bir Müslümanı izlesek amk yobazı der miydik acaba? Bazı Türk filmlerindeki çok kısa namaz sahneleri veya ezan
Dün Hacksaw Ridge'i izledim. Dini inancı yüzünden eline tüfek almak istemeyen bir askerin savaş alanında sedyede yatarken "İNCİL, İNCİLİMİ GETİRİN" diye bağırması üzerine aynı filmde dindar bir Müslümanı izlesek amk yobazı der miydik acaba?
Bazı Türk filmlerindeki çok kısa namaz sahneleri veya ezan sesi bile eleştiriye maruz kalıyorken yabancı filmlerde kilise/peder/Hristiyanlık olgusunun gözümüze gözümüze sokulması neden o kadar rahatsız etmiyor? Ya da ediyor mu?
Bazı Türk filmlerindeki çok kısa namaz sahneleri veya ezan sesi bile eleştiriye maruz kalıyorken yabancı filmlerde kilise/peder/Hristiyanlık olgusunun gözümüze gözümüze sokulması neden o kadar rahatsız etmiyor? Ya da ediyor mu?
0
dini inancı yüzünden eline tüfek almak istemeyen bir adamla ilgili film her türlü yoğun dini öğe içermek durumunda, o yüzden ilginç olurdu bu sahneler olmasa. Hang dinde olursa olsun derdik herhalde adamı sevmediysek.
Bu örnekten bağımsız olarak, beni de rahatsız ediyor, her cins dindarlığa uyuzum.
Bu örnekten bağımsız olarak, beni de rahatsız ediyor, her cins dindarlığa uyuzum.
0
beni etmiyor :) filmin konusuyla alakasız bir şey değil neticede. adam dini inancından ötürü silah tutmak istemiyor. bu filmde dini ögeler olabilir. ama alakasız bir filmde istanbul manzarası gösterirken ezan sesini duymak ne alaka dedirtir.
0
filmden filme, sahneden sahneye, kişiden kişiye değişir. bunun hristiyanlıkla, müslümanlıkla falan alakası yok, doğru yeri ve zamanı var, biraz da vizyon.
0
dünyada var olan bir şeyin filmde gösterilmesine neden tepki göstereyim ki? adam dindarsa isterse zikir çeksin, isterse papaza günah çıkarttırsın. bana ne? sahneye doğru şekilde göze sokmadan, propaganda amacı olmaksızın koyarsa koysun. adamın kendi filmi.
0
spartamed
Merhaba arkadaşlar;Hitler dönemindeki filmleri incelemek istiyorum, devletin medya uygulamalarına nasıl erişebilirim?
Merhaba arkadaşlar;
Hitler dönemindeki filmleri incelemek istiyorum, devletin medya uygulamalarına nasıl erişebilirim?
Hitler dönemindeki filmleri incelemek istiyorum, devletin medya uygulamalarına nasıl erişebilirim?
0
(bkz: triumph des willens)
(bkz: olympia 1. teil - fest der völker)
(bkz: olympia 2. teil - fest der schönheit)
özetle şu ablaya bi bakabilirsin: leni riefenstahl.
(bkz: olympia 1. teil - fest der völker)
(bkz: olympia 2. teil - fest der schönheit)
özetle şu ablaya bi bakabilirsin: leni riefenstahl.
0
perloneth
gayet ciddi soruyorum. temelde ikisinde de aldığınız ürün veya hizmet karşılığında bedel ödüyorsunuz. markayı da ülkeyi de bir grup insan topluluğu var ediyor.eğer yaşadığı toplumu yüceltmekse amaç, insanoğlu neden dünya geneli bir yaklaşım sergilenmekten ziyade sadece bulunduğu ülkeyi baz alıyor?
gayet ciddi soruyorum. temelde ikisinde de aldığınız ürün veya hizmet karşılığında bedel ödüyorsunuz. markayı da ülkeyi de bir grup insan topluluğu var ediyor.
eğer yaşadığı toplumu yüceltmekse amaç, insanoğlu neden dünya geneli bir yaklaşım sergilenmekten ziyade sadece bulunduğu ülkeyi baz alıyor?
eğer yaşadığı toplumu yüceltmekse amaç, insanoğlu neden dünya geneli bir yaklaşım sergilenmekten ziyade sadece bulunduğu ülkeyi baz alıyor?
0
(bkz: aşağılık kompleksi)
en asil kan benim damarlarımda. benim telefonum en iyisi. benim arabam en kalitelisi. en uzağa ben işerim. benim babam döver...
edit: otonomo milliyetçiliği çok güzel anladı :) otonomo insan davranışlarının psikolojik motivasyonlarından bahsediyor ve bu cevapta pozitif/negatif ayrımı yapmıyor. ayrıca otonomo insan davranışları üzerine düşünürken atatürk'ün veya bir başkasının davranışlarını referans almaz :) otonomo herkesi her zaman iyi hissettirmekle ilgilenmez :(
en asil kan benim damarlarımda. benim telefonum en iyisi. benim arabam en kalitelisi. en uzağa ben işerim. benim babam döver...
edit: otonomo milliyetçiliği çok güzel anladı :) otonomo insan davranışlarının psikolojik motivasyonlarından bahsediyor ve bu cevapta pozitif/negatif ayrımı yapmıyor. ayrıca otonomo insan davranışları üzerine düşünürken atatürk'ün veya bir başkasının davranışlarını referans almaz :) otonomo herkesi her zaman iyi hissettirmekle ilgilenmez :(
0
öncelikle @otonomo milliyetçiliği anlamamış.
milliyetçi ile fanboy arasında mutlaka farklar vardır. ama benim değinmek istediğim esas sıkıntı yukarıdaki gibi bu kelimelerin herkes tarafından aynı manalarda anlaşılamaması. herkes, malesef her kelimeye kendince yeniden bir anlam atfediyor. doğal olarak bir ortak algı yok.
kimine göre milliyetçilik = ırkçılık ya da milliyetçilik = kafatasçılık mesela... bunlar başka başka anlamlara gelmekle beraber birbirinden keskin çizgilerle ayrılmış değildir. çünkü hayat iç içe geçmiş olgulardan meydana gelir.
bir duygu atfedip algımızı duygusallaştırmadan önce anlamamız gereken şudur: milliyetçilik de çağına ve mekanına göre tarihte önemli durum veya olaylarla birlikte ortaya çıkmış diğer bazı kavramlar gibi bir kavramdır. bir olguyu açıklar
bence milliyetçilik yerine göre dejenerasyonun önüne geçmek için gereklidir. ama bunun sınırı nedir? bu tartışılabilir. milliyetçi olmayan toplumlar tarihte ve günümüzde hızla dejenerasyona uğramış, uğramaktadır. bu tarz ortak duygular ve kavramlar bireylerin toplumlaşmasını sağlayan bir tutkal gibidir.
fakat bazı insanlar milliyet kelimesini direk negatif anlamlarla algıladıklarından zannediyorlar ki milliyetçi olmak diğer herkesin ölmesini kendi milliyetinin hayatta kalmasını istemektir. öyle basit bir şey yok. türkiye'nin temeli de milliyetçilikle atılmıştır ve bu rastgele değildir. bir imparatorluk yıkılıyor ve dört bir yandan işgal altında bir vatan var. bu vatan nasıl bir tutkalla bir arada tutulabilir? kim bu vatanı korumak için ölüme yürüyebilir? hangi cephaneyle? hangi duyguyla? işte birinci dünya savaşında atatürk duruma bakmış ve 'cephaneniz yoksa süngünüz var ben size ölmeyi emrediyorum, ya istiklal ya ölüm!' demiş. demekle kalmamış milyonlara da ilham vermiştir, dedirtmiştir. bugün bu sayede bir yurdumuz, dilimiz, okullarımız var.
atatürk'ün yunan bayrağını çiğnemediği, yerden kaldırdığı/kaldırttığı hakkında bazı anekdotlar okumuş ya da duymuşsunuzdur. şimdi size 'gerçek milliyetçilik budur' demeyecem tabi ama. tarihte böyle milliyetçi de vardır.
buna göre neden negatif bir milliyetçilik algısı var? aslında böyle bir algı sadece milliyetçi olmayan bir kesimde var. bu algı milliyetçilerin azımsanmayacak bir kısmının 'hırt' olmasından kaynaklı olabilir. bu sefer milliyetçiliği 'temsil eden' bu bireyleri görüp boku milliyetçiliğe atmamak gerek. nasıl müslüman vardır ekmeğini paylaşır, müslüman vardır hırsızlık yapar... bu da öyle bir durum.
bugün sözümona komünistlerin, devrimcilerin sigortasız işçi çalıştırdığı bir ülkede yaşıyoruz. 'milliyetçilik tü kaka ama solculuk çoh süper' gibi bir algısı olanların meselenin insanın bizzat kendisiyle, 'decent human being' olma meselesiyle ilgili olduğunu anlaması gerek. hiçbir sistem içerisinde de (ister cumhuriyet ister oligarşi ister diktatörlük, demokrasi, anarşi ne olursa olsun...) yozlaşmış, yolsuzlaşmış insanlarca 'adil, güzel...' bir işleyiş kurulamayacağını artık kabul etmek zorundayız.
ne yaptığını bilen, herkesin/ülkenin/çoğunluğun iyiliğini isteyen bir atatürke diktatörlük verirsin adam eder, birikim yapar, demokrasiyi getirir. öte yandan zalim birine iktidar verirsin. ülkeyi mahfeder (bkz: saddam hüseyin)
bunlar tarihte ilk değil bu gidişle son da olmaz. boşuna tarih tekerrürden ibarettir dememişler.
sonuçta fanboy meselesine gelirsek bu kelime anlam itibariyle milliyetçilikten biraz daha basittir. fanboyluk, milliyetçilik kadar kapsayıcı ve duygulandırıcı olmayabilir. zira bir anlamda basit bir beğeni meselesi devreye giriyor. milliyetçilik, fanboyluk kadar 'hafif ve yeni' bir kavram değildir. milliyetçilik evrimsel bir öneme sahiptir ve yeri gelince koca toplumu ayağa kaldırır.
edit: milliyetçiliği doğru dürüst anlayabilmek için atatürk'ü anlamak lazım. bunun için de nutuk bulunmaz bir kaynak. ona buna bok atmakla milliyetçilik aynı şey değil. bunu dinciler de yapar, solcular da yapar, herhangi bir kıskanç kimse de yapar. bu boklama meselesi 'decent' olmakla çok ilgili (decent için bir anlamda 'efendi' olmak diyebiliriz.) o ya da bu markayı boklayan fanboylar da 'decent' olmayabilir.
edit2: iyi de bu kavram bu kadar basite indirgenemeyecek, gayet kompleks, tarihsel olaylar sonucunda ortaya atılmış bir kavram. üzerinde bu kadar tartışmalar, görüş ve algı farklılıkları varken, bütün bunları görmezden gelip bu kadar indirgeyebilmek için pozitif/negatif bir ayrım yapmak zorundayız. kaldı ki herhalde aşağılık kompleksi pozitif bir karakter özelliği olarak görülmez... bu tanımın gerçekten bir negatif ajandası yoksa düpedüz cahillik.
öte yandan milliyetçiliği anlamak için herhalde dağdan taştan referans alacak halimiz yok. nasıl paleolitik çağı anlarken aletleri referans alıyorsak burada da milliyetçileri referans almak zorundayız.
milliyetçi ile fanboy arasında mutlaka farklar vardır. ama benim değinmek istediğim esas sıkıntı yukarıdaki gibi bu kelimelerin herkes tarafından aynı manalarda anlaşılamaması. herkes, malesef her kelimeye kendince yeniden bir anlam atfediyor. doğal olarak bir ortak algı yok.
kimine göre milliyetçilik = ırkçılık ya da milliyetçilik = kafatasçılık mesela... bunlar başka başka anlamlara gelmekle beraber birbirinden keskin çizgilerle ayrılmış değildir. çünkü hayat iç içe geçmiş olgulardan meydana gelir.
bir duygu atfedip algımızı duygusallaştırmadan önce anlamamız gereken şudur: milliyetçilik de çağına ve mekanına göre tarihte önemli durum veya olaylarla birlikte ortaya çıkmış diğer bazı kavramlar gibi bir kavramdır. bir olguyu açıklar
bence milliyetçilik yerine göre dejenerasyonun önüne geçmek için gereklidir. ama bunun sınırı nedir? bu tartışılabilir. milliyetçi olmayan toplumlar tarihte ve günümüzde hızla dejenerasyona uğramış, uğramaktadır. bu tarz ortak duygular ve kavramlar bireylerin toplumlaşmasını sağlayan bir tutkal gibidir.
fakat bazı insanlar milliyet kelimesini direk negatif anlamlarla algıladıklarından zannediyorlar ki milliyetçi olmak diğer herkesin ölmesini kendi milliyetinin hayatta kalmasını istemektir. öyle basit bir şey yok. türkiye'nin temeli de milliyetçilikle atılmıştır ve bu rastgele değildir. bir imparatorluk yıkılıyor ve dört bir yandan işgal altında bir vatan var. bu vatan nasıl bir tutkalla bir arada tutulabilir? kim bu vatanı korumak için ölüme yürüyebilir? hangi cephaneyle? hangi duyguyla? işte birinci dünya savaşında atatürk duruma bakmış ve 'cephaneniz yoksa süngünüz var ben size ölmeyi emrediyorum, ya istiklal ya ölüm!' demiş. demekle kalmamış milyonlara da ilham vermiştir, dedirtmiştir. bugün bu sayede bir yurdumuz, dilimiz, okullarımız var.
atatürk'ün yunan bayrağını çiğnemediği, yerden kaldırdığı/kaldırttığı hakkında bazı anekdotlar okumuş ya da duymuşsunuzdur. şimdi size 'gerçek milliyetçilik budur' demeyecem tabi ama. tarihte böyle milliyetçi de vardır.
buna göre neden negatif bir milliyetçilik algısı var? aslında böyle bir algı sadece milliyetçi olmayan bir kesimde var. bu algı milliyetçilerin azımsanmayacak bir kısmının 'hırt' olmasından kaynaklı olabilir. bu sefer milliyetçiliği 'temsil eden' bu bireyleri görüp boku milliyetçiliğe atmamak gerek. nasıl müslüman vardır ekmeğini paylaşır, müslüman vardır hırsızlık yapar... bu da öyle bir durum.
bugün sözümona komünistlerin, devrimcilerin sigortasız işçi çalıştırdığı bir ülkede yaşıyoruz. 'milliyetçilik tü kaka ama solculuk çoh süper' gibi bir algısı olanların meselenin insanın bizzat kendisiyle, 'decent human being' olma meselesiyle ilgili olduğunu anlaması gerek. hiçbir sistem içerisinde de (ister cumhuriyet ister oligarşi ister diktatörlük, demokrasi, anarşi ne olursa olsun...) yozlaşmış, yolsuzlaşmış insanlarca 'adil, güzel...' bir işleyiş kurulamayacağını artık kabul etmek zorundayız.
ne yaptığını bilen, herkesin/ülkenin/çoğunluğun iyiliğini isteyen bir atatürke diktatörlük verirsin adam eder, birikim yapar, demokrasiyi getirir. öte yandan zalim birine iktidar verirsin. ülkeyi mahfeder (bkz: saddam hüseyin)
bunlar tarihte ilk değil bu gidişle son da olmaz. boşuna tarih tekerrürden ibarettir dememişler.
sonuçta fanboy meselesine gelirsek bu kelime anlam itibariyle milliyetçilikten biraz daha basittir. fanboyluk, milliyetçilik kadar kapsayıcı ve duygulandırıcı olmayabilir. zira bir anlamda basit bir beğeni meselesi devreye giriyor. milliyetçilik, fanboyluk kadar 'hafif ve yeni' bir kavram değildir. milliyetçilik evrimsel bir öneme sahiptir ve yeri gelince koca toplumu ayağa kaldırır.
edit: milliyetçiliği doğru dürüst anlayabilmek için atatürk'ü anlamak lazım. bunun için de nutuk bulunmaz bir kaynak. ona buna bok atmakla milliyetçilik aynı şey değil. bunu dinciler de yapar, solcular da yapar, herhangi bir kıskanç kimse de yapar. bu boklama meselesi 'decent' olmakla çok ilgili (decent için bir anlamda 'efendi' olmak diyebiliriz.) o ya da bu markayı boklayan fanboylar da 'decent' olmayabilir.
edit2: iyi de bu kavram bu kadar basite indirgenemeyecek, gayet kompleks, tarihsel olaylar sonucunda ortaya atılmış bir kavram. üzerinde bu kadar tartışmalar, görüş ve algı farklılıkları varken, bütün bunları görmezden gelip bu kadar indirgeyebilmek için pozitif/negatif bir ayrım yapmak zorundayız. kaldı ki herhalde aşağılık kompleksi pozitif bir karakter özelliği olarak görülmez... bu tanımın gerçekten bir negatif ajandası yoksa düpedüz cahillik.
öte yandan milliyetçiliği anlamak için herhalde dağdan taştan referans alacak halimiz yok. nasıl paleolitik çağı anlarken aletleri referans alıyorsak burada da milliyetçileri referans almak zorundayız.
0
millet mecburiyettir, içine doğarsınız. (en basitinden dil...) fanboy ise onlarca farklı seçenekten birini tercih edebilir. ikisi aynı değil.
tarihin görmediği ölçüde büyük ölüme yol açacak nükleer savaşlar yaşanmadığı sürece insanlar farklı dillerde konuşacak, farklı kültürlere sâhip olacak, farklı siyasî birimlerde (devletlerde) yaşayacak (asimilasyon her zaman var ama tüm dünyayı tek millet veya "milletsiz" yapacak kadar geniş olması imkânsız). sihirli değnekle tek dünya devleti kursan üç gün sonra iç savaş çıkar yine topluluklar ayrışır, bölünür. kısaca milletlerin varlığı değiştirilemez bir gerçektir ve bunların arasındaki rekâbet de öyledir. bu rekâbetin içinde olmak çok doğal bir durum. bu rekâbette hitler gibi de olabilirsin tam tersi de. bu senin düşüncene, tabiî sâhip olduğun güce ve kaynaklara da bağlı. milliyetçilik "dünya geneli bir yaklaşım"a sâhip olmayı engellemez. meselâ sabahattin ali (eksisozluk.com).
tarihin görmediği ölçüde büyük ölüme yol açacak nükleer savaşlar yaşanmadığı sürece insanlar farklı dillerde konuşacak, farklı kültürlere sâhip olacak, farklı siyasî birimlerde (devletlerde) yaşayacak (asimilasyon her zaman var ama tüm dünyayı tek millet veya "milletsiz" yapacak kadar geniş olması imkânsız). sihirli değnekle tek dünya devleti kursan üç gün sonra iç savaş çıkar yine topluluklar ayrışır, bölünür. kısaca milletlerin varlığı değiştirilemez bir gerçektir ve bunların arasındaki rekâbet de öyledir. bu rekâbetin içinde olmak çok doğal bir durum. bu rekâbette hitler gibi de olabilirsin tam tersi de. bu senin düşüncene, tabiî sâhip olduğun güce ve kaynaklara da bağlı. milliyetçilik "dünya geneli bir yaklaşım"a sâhip olmayı engellemez. meselâ sabahattin ali (eksisozluk.com).
0
Milliyetçiye ırkçı, liberale liboş, sosyal demokrata cihangir solcusu. siyaset terminoloijisinden bağımsız herkes kendine göre yorumluyor zaten kavramları. Modern Türkiye'nin temeli atan, Abdül Nasır'ı yükselten, Cezayir'de FLN'i kuran, güya Bahçeliye bugün oy kazandıran da milliyetçilik. sanki etki tepkiyi doğuruyor gibi gözüküyor. Arap milliyetçiliği, Türk milliyetçisi, karşısına oradan Kürt milliyetçisi çıkıyor. Avrupa'da mülteci sorunu ötesinde aşırı-sağ yükseliyor. sen de burada ama benim milliyetçiliğim ne onların milliyetçiliğiyle aynı, ne "aşağılık kompleksi" ne de "fanboyluk" sadece vatanseverlik deyip laf anlatmaya çalışıyorsun. aynı anda milliyetçi-batıcı, milliyetçi-sosyalist, milliyetçi-demokrat olamazsın cahil kafaya göre.
0
elmalili hamdi yazar
İki farklı infografik var. Ekte de yer aldığı gibi. Bu infografiklerden hangisi tasarımsal ve içerik olarak daha cezbedici? birinci veya ikinci?1http://i.hizliresim.com/V0PZXV.png2http://i.hizliresim.com/nRjvmg.png
İki farklı infografik var. Ekte de yer aldığı gibi. Bu infografiklerden hangisi tasarımsal ve içerik olarak daha cezbedici? birinci veya ikinci?
1
i.hizliresim.com
2
i.hizliresim.com
1
i.hizliresim.com
2
i.hizliresim.com
0
2. 1 numaradaki grafikler son anda hazırlanan ders sunumlarını anımsattı. sanki aceleyle google'dan resimler bulunmuş da yanlarına metinler eklenmiş gibi. 2 daha ağırbaşlı gözüküyor bana.
0
ikincisini okuyasım gelmedi. ama tasarımı daha güzel ama boğucu sanki
birincisi kitleyi daha kolay yakalar sanki.
birincisi kitleyi daha kolay yakalar sanki.
0
kesinlikle 2 üzerinden gidilmeli ama çok karışık. mesela kilometre taşlarını numaralandırmak çok gereksiz. sırayla dizin işte. ya da sağ altta hem adam hem kadın hareket ediyor. sadece duran iki kişiyi kullanabilirsiniz.
0
puc
Selamlar,YKY'nin delta serisinden dört cilt bir arada olanı (2142 sf) okumayı düşünüyorum. Ama düzenli bir şekilde olmayacak gibi. Yani böyle her gün 30-40 sf pek olmayacak. Kitapta çok karakter var mı (vardır herhalde), araya zaman girdiğinde unutmamak için liste yapmamı önerir misiniz? Yorumlarını
Selamlar,
YKY'nin delta serisinden dört cilt bir arada olanı (2142 sf) okumayı düşünüyorum. Ama düzenli bir şekilde olmayacak gibi. Yani böyle her gün 30-40 sf pek olmayacak. Kitapta çok karakter var mı (vardır herhalde), araya zaman girdiğinde unutmamak için liste yapmamı önerir misiniz? Yorumlarınız neler?
Hepsini okuyan var mı ayrıca? Nasıl bir kitaptır?
Teşekkürler.
YKY'nin delta serisinden dört cilt bir arada olanı (2142 sf) okumayı düşünüyorum. Ama düzenli bir şekilde olmayacak gibi. Yani böyle her gün 30-40 sf pek olmayacak. Kitapta çok karakter var mı (vardır herhalde), araya zaman girdiğinde unutmamak için liste yapmamı önerir misiniz? Yorumlarınız neler?
Hepsini okuyan var mı ayrıca? Nasıl bir kitaptır?
Teşekkürler.
0
hepsini okudum.çok güzel, çok severim zaten yaşar kemal'in kitaplarını da.
liste yapılacak kadar çok karakter yok.ama tabi bu tarz nehir romanlarda araya çok zaman da sokamamak lazım bence.diyorsan ki 2 kitap arasında 1 sene olabilir o zaman liste yap bence de.
bazen ben de düşünüyorum bazı kitaplarda acaba liste yapsam mı diye de üşenip vazgeçiyordum ama ince memed serisinde hiç böyle düşündüğümü hatırlamıyorum.
edit: bir de emin misin 2000 sayfalık kitap şeklinde okumaya.insanın gözü korkar.en azından benim korkuyor, hepsini ayrı ayrı alıyorum.
liste yapılacak kadar çok karakter yok.ama tabi bu tarz nehir romanlarda araya çok zaman da sokamamak lazım bence.diyorsan ki 2 kitap arasında 1 sene olabilir o zaman liste yap bence de.
bazen ben de düşünüyorum bazı kitaplarda acaba liste yapsam mı diye de üşenip vazgeçiyordum ama ince memed serisinde hiç böyle düşündüğümü hatırlamıyorum.
edit: bir de emin misin 2000 sayfalık kitap şeklinde okumaya.insanın gözü korkar.en azından benim korkuyor, hepsini ayrı ayrı alıyorum.
0
delta serisi kitapları severim. bir dinazorun anılarını okumuştum 1000 küsür sayfaydı. ama herhalde iki yıl filan sürmüştü (keşke böyle sündürmeden okuyabilseydim, olmadı).
yalnız kitabı aldım da gerçekten dediğin gibi korkutuyor. yanında başka kitaplar da aldım, şimdi bunu geriye mi atsam diye düşünüyorum.
yalnız kitabı aldım da gerçekten dediğin gibi korkutuyor. yanında başka kitaplar da aldım, şimdi bunu geriye mi atsam diye düşünüyorum.
0
araya birer kitap koyup gidebilirsin bence.zaten okuyan bi insana da benziyorsun ( yetkili bir abiye benziyorsun gibi oldu :) günde 30 sayfa okusan gayet toplamda 2 ayda biter işte
0
pardon bir hata yaptım, mina urgan'ın ingiliz edebiyat tarihini okumuştum diyecekken karıştırdım. bir dinazor'un anılarını okumadım.
0
(içeriğinden bağımsız) büyük ciltleri okumak pratik değil gibi. mesela yatakta koca cildi kucağına alıp okumak zor olmuyor mu? yanında da taşıyamazsın kolayca. böyle kitapların koleksiyon için basıldığını düşünmüşümdür hep.
0
Delta serisi gene daha makul boyut olarak metisin yüzüklerin efendisi veya ithakinin edgar allan poe tüm eserlerinden.
İnce memed'e gelecek olursak ilk kitap akıp gitmişti ancak sonraki kitaplar da zorlandım. İlk kitaptaki havayı yakalayamadım.
Kitap kitap bölerek okusan daha mantıklı olur.
İnce memed'e gelecek olursak ilk kitap akıp gitmişti ancak sonraki kitaplar da zorlandım. İlk kitaptaki havayı yakalayamadım.
Kitap kitap bölerek okusan daha mantıklı olur.
0
@eleutheiros: haklısın. poe'yu ben de okudum ve aynen senin gibi düşündüğümü hatırlıyorum. yatakta uzanarak okumak pek mümkün değildi. büyük kitaplardan metis'in yer deniz'ini, karanlıkta 33 öykü'yü, otostopçunun galaksi rehberi'ni okumuştum, okunması kolay değildi. ama bu delta serisi kitaplar hem boyut olarak daha iyi gibi (yazılar çok küçük olsa da), hem de derli toplu olması açısından göze hoş görünüyor. ama okuması yine de çok zor.
0
sansli pipi
Kol saati beğenme işinden hiç anlamıyorum. Bu konuda iyi kötü bir beğeni geliştiremedim çünkü daha önce hiç saat takmadım. Aslında saat takmayı da sevmiyordum fakat artık sevdiğime karar verdim :DBelli bir estetik zevki olan, saatlerden anlayan hanımlar/beyler sizden ricam şu:Özellikle koyu lacivert
Kol saati beğenme işinden hiç anlamıyorum. Bu konuda iyi kötü bir beğeni geliştiremedim çünkü daha önce hiç saat takmadım. Aslında saat takmayı da sevmiyordum fakat artık sevdiğime karar verdim :D
Belli bir estetik zevki olan, saatlerden anlayan hanımlar/beyler sizden ricam şu:
Özellikle koyu lacivert takım elbise-açık renk gömlekle uyumlu olabilecek,
Duruma göre siyah takım elbise ile de takılabilecek saat önerilerine ihtiyacım var. Erkek saati olucak. Ben a hiç beğenemiyorum ya çok fazla beğeniyorum filan.. Beceremiyorum bu işi ya.
Başlangıç için saati Aliexpress'ten satın almayı düşünüyorum. Önerilerinizi buradan link koyarak yaparsanız benim için daha iyi olur.
Çok uçuk fiyatlar ödemeden, yakşıklı bi saat yapalım bana, olur mu?
Tenks yü!
Belli bir estetik zevki olan, saatlerden anlayan hanımlar/beyler sizden ricam şu:
Özellikle koyu lacivert takım elbise-açık renk gömlekle uyumlu olabilecek,
Duruma göre siyah takım elbise ile de takılabilecek saat önerilerine ihtiyacım var. Erkek saati olucak. Ben a hiç beğenemiyorum ya çok fazla beğeniyorum filan.. Beceremiyorum bu işi ya.
Başlangıç için saati Aliexpress'ten satın almayı düşünüyorum. Önerilerinizi buradan link koyarak yaparsanız benim için daha iyi olur.
Çok uçuk fiyatlar ödemeden, yakşıklı bi saat yapalım bana, olur mu?
Tenks yü!
0
aliexpresten almayın bence. bütçeniz nedir onu bir söyleyin.
ek olarak kot üreticisinin, gözlük üreticisinin, ne bileyim otomobil üreticisinin saatlerini de almayın. saat üreten firmaların saatlerini alın. bunu göz önünde bulundurursanız ve bütçenizi de belirlerseniz zaten almak istediğiniz saat skalası daralacaktır diye düşünüyorum. bir de takım elbiseyle deri kayışlı saat takılır.
ek olarak kot üreticisinin, gözlük üreticisinin, ne bileyim otomobil üreticisinin saatlerini de almayın. saat üreten firmaların saatlerini alın. bunu göz önünde bulundurursanız ve bütçenizi de belirlerseniz zaten almak istediğiniz saat skalası daralacaktır diye düşünüyorum. bir de takım elbiseyle deri kayışlı saat takılır.
0
O zaman şöyle diyeyim. Şu aşamada maksimum 150-160 tl verebilirim. Bu yüzden aliexpress düşündüm.
0
0
moody90
1) http://onlineshop.aslansaat.com.tr/U561,36,orient-bnq0400fc6-automatic-bayan-kol-saati-automatic-otomatik-orient.htm2) http://onlineshop.aslansaat.com.tr/U2631,57,orient-fnr1q002w0-bayan-kol-saati-bayan-orient.htm3) varsa 1500 tl civarında otomatik saat öneriniz o;daha uyguna satan yerler var ama
1) onlineshop.aslansaat.com.tr
2) onlineshop.aslansaat.com.tr
3) varsa 1500 tl civarında otomatik saat öneriniz o;
daha uyguna satan yerler var ama güvenilir gelmedi.
2) onlineshop.aslansaat.com.tr
3) varsa 1500 tl civarında otomatik saat öneriniz o;
daha uyguna satan yerler var ama güvenilir gelmedi.
0
1) www.saatvesaat.com.tr
2) www.saatvesaat.com.tr
3) www.saatvesaat.com.tr
4) www.saatvesaat.com.tr
5) www.saatvesaat.com.tr
6) www.saatvesaat.com.tr
7) www.modasaat.com
bunlar nasıl?
2) www.saatvesaat.com.tr
3) www.saatvesaat.com.tr
4) www.saatvesaat.com.tr
5) www.saatvesaat.com.tr
6) www.saatvesaat.com.tr
7) www.modasaat.com
bunlar nasıl?
0
0
mungojerry
bir anda gelen bir gazla gözümü kararttım bf1 satın alayım dedim ama origin'de 230 lira, kinguin'e g2a'ya bakıyorum 130-140 lira.buralardan satın alayım diyorum ama ne diyorsunuz?güvenilir midir?bir sorun çıkar mı?
bir anda gelen bir gazla gözümü kararttım bf1 satın alayım dedim ama origin'de 230 lira, kinguin'e g2a'ya bakıyorum 130-140 lira.buralardan satın alayım diyorum ama ne diyorsunuz?güvenilir midir?bir sorun çıkar mı?
0
ben aldım bir çok defa hiç sorun çıkmadı.
edit: daha önceleri kinguin'den alıyordum, son zamanlarda g2a'den almaya başladım.
edit: daha önceleri kinguin'den alıyordum, son zamanlarda g2a'den almaya başladım.
0
0
utkumon
Hayvan gibi torrent ve indirme yapan biriyim. İnternetten alışveriş falan da yapıyorum. KIS 2017 ve Malwarebytes yükledim, format atayım mı yoksa tatava yapma tarat geç mi diyorsunuz?Edit: Bilgisayarı alalı 7 ay oldu.
Hayvan gibi torrent ve indirme yapan biriyim. İnternetten alışveriş falan da yapıyorum. KIS 2017 ve Malwarebytes yükledim, format atayım mı yoksa tatava yapma tarat geç mi diyorsunuz?
Edit: Bilgisayarı alalı 7 ay oldu.
Edit: Bilgisayarı alalı 7 ay oldu.
0
son 2 yıldır 0. format atalı da 5 yıl oldu. 2-3 ayda bir malwarebytes'ı indirip taratıyorum. başka yok.
0
Hicbir sey kullanmiyorum. Bir tek gereksiz dosyalari silmek icin ccleaneri bi de inatci programlari silmek icin unlocker.
0
bu noktada ne kullandığından daha çok ne kullanmadığın önemli sanırım. ben de pek antivirus taraftarı değilim. ancak;
tarayıcıda reklam engelleyici çok önemli. ublock origin'i en katı ayarlarıyla kullanıyorum.
torrent seçerken biraz seçici davranıyorum. nereden indirdiğime ve yorumlara dikkat ediyorum. ve sadece video için torrent kullanıyorum. korsan oyuna karşıyım, çünkü oyunla beraber bilgisayara zararlı bir şey yüklemediğinin kesinlikle garantisi yok.
tarayıcıda reklam engelleyici çok önemli. ublock origin'i en katı ayarlarıyla kullanıyorum.
torrent seçerken biraz seçici davranıyorum. nereden indirdiğime ve yorumlara dikkat ediyorum. ve sadece video için torrent kullanıyorum. korsan oyuna karşıyım, çünkü oyunla beraber bilgisayara zararlı bir şey yüklemediğinin kesinlikle garantisi yok.
0
Bilincsizce .exe indirip acmiyorsan, baskasindan aldigin flash bellek , hdd vs kullanmiyorsan, gereksiz. Torrentte korsan yazilimla bulasir anca onu da virustotala yollayip bakabilirsin acmadan once.
Yilladir antivirus kullanmiyorum, en son 7 yil once falan virus gordum, o da crackli oyundan gelen.
Yilladir antivirus kullanmiyorum, en son 7 yil once falan virus gordum, o da crackli oyundan gelen.
0
Supheli ve yeni indirdigim her yazilimi acmadan virustotal'de test ediyorum ayrica.
0
ben de hiçbir şey kullanmıyorum. windows'un kendi programıyla ara sıra taratıyorum. crackli hiçbir program yok bilgisayarda. crack programı indirmiyorsan zaten virüs girmesi zor
0
malwarebytes anti malware kullanırım ona rağmen virüs bulaşırsa adwcleaner yüklerim tararım temizler geçerim.
0
hiç birşey kullanmıyorum şüpheli program için temiz virtual machine lerim var onlardan birinde işimi görüp uçuruyorum 10 yıldır bir zararını görmedim.
0
Tatava yapma bence indir güvendiğin bşr yerden esetin iyi bir sürümünü crack bozulana kadar yada format atana kadar kullan.
Tabi bunu yapmadan önce bir harici harddisk al önemli her şeyini orada depola güncel olarak oraya aktar önemli şeylerini
Tabi bunu yapmadan önce bir harici harddisk al önemli her şeyini orada depola güncel olarak oraya aktar önemli şeylerini
0
Macbook var virüs girmiyor demişlerdi ama bunu satın alırken görevli 'antivirüs programı istiyor musunuz?' demişti.
Şu anda kulandığım bir program yok, Mac kullanıcılarından akıl alabilirim.
Şu anda kulandığım bir program yok, Mac kullanıcılarından akıl alabilirim.
0
- autoplay, autorun gibi flaş diskleri saatli bomba haline getiren özellikler kapalı.
- windows explorer dosya uzantıları ve gizli dosyalar görünecek şekilde ayarlı
- malwarebytes ile kıllandığım dosyaları tarıyorum.
10 seneye yakındır böyle kullanıyorum bilgisayarı, zamanında ara sıra tek yerine çift tık yapan mouse'umun virüslü dosyaya çif tıklayarak attığı kazık haricinde herhangi bir sıkıntı yaşamadım.
- windows explorer dosya uzantıları ve gizli dosyalar görünecek şekilde ayarlı
- malwarebytes ile kıllandığım dosyaları tarıyorum.
10 seneye yakındır böyle kullanıyorum bilgisayarı, zamanında ara sıra tek yerine çift tık yapan mouse'umun virüslü dosyaya çif tıklayarak attığı kazık haricinde herhangi bir sıkıntı yaşamadım.
0
seksli harf
1.5 - 2 aydır iş arıyorum. ağırlıklı olarak kariyer.net'ten başvuru gerçekleştiriyorum. yaptığım başvurularda da aranılan kriterlere uyma bakımından göz ardı ettiğim sadece iki şey var tecrübe(gerçekten tecrübe gerektiren ilanlara yine başvuru yapmıyorum) askerlik(zaten bedelli yapmayı düşünüyor(d)u
1.5 - 2 aydır iş arıyorum. ağırlıklı olarak kariyer.net'ten başvuru gerçekleştiriyorum. yaptığım başvurularda da aranılan kriterlere uyma bakımından göz ardı ettiğim sadece iki şey var tecrübe(gerçekten tecrübe gerektiren ilanlara yine başvuru yapmıyorum) askerlik(zaten bedelli yapmayı düşünüyor(d)um). başvurduğum ilanların nereden baksanız yarısından fazlasında filtreleri geçip başvurum görüntüleniyor. başvuru görüntüleyenlerden nereden baksanız yarısı da özgeçmişimi de inceliyor fakat kariyer.net sayesinde yaptığım görüşme sayısı 1 (yazıyla bir). bir de secretcv üzerinden yaptığım bir başvuru için görüşme gerçekleştirdim. işin ilginç yanı bir sürü ilan var baktığınızda ama enteresan bir şekilde alım yok. gösterip elletmeme mevzusu sanırım. onu geçin linkedin'de gördüğüm 2 farklı kişinin ilanı var mezun mühendis arkadaşlar "artık maaş istemiyorum tecrübe adına yardımcı olabilecek var mı?" diye paylaşım yapmış. bu insanlar emek verip meslek sahibi olmuş kişiler onları görünce içim iyice daraldı.
kendimden bahsetmek gerekirse, biri önlisans biri lisans olmak üzere 2 teknik üniversite bitirdim. hatta anadolu meslek lisesi'yle bu mesleğe başlangıç yaptım, bir nevi çekirdekten yetişmeyim. mesleğimi seven, kendimi geliştirmek isteyen biriyim. boş vakitlerimde raspberry pi, firmaların verdiği online eğitimler vs şeklinde değerlendirmeye çalışıyorum. yani boş beleş biri de değilim. hatta üniversite hayatımda anlamadan geçtiğim toplasan 10 ders yoktur(totalde 70'e yakın ders verdim lisansta). "lehim falan elimden gelir dememe gerek bile yok" deyip bu tarz işlerde de el yatkınlığım, tecrübem olduğunu belirteyim. bu arada elektrik - elektronik mühendisiyim, alt ana dal elektrik ve kontrol mühendisi şeklinde geçiyor.
boş durmaktan nefret ediyorum, bunaldım bu süreçte. buna ek olarak az önce arkadaşım aradı askere gidiyormuş mayıs'ta. şimdi o düştü kafama askere gidebilirim. normalde yaşım (26) sebebiyle bi' an önce iş tecrübesi edinmek, kariyerime başlangıç yapmak istiyor bu sebeple bedelli düşünüyordum ama işsizlik olunca boş duracağıma çıksın aradan diyorum kesin karar vermemiş olmakla beraber.
nerede yanlış yapıyorum? (uzun olmuş okuyup cevap verenlere şimdiden teşekkürler) bu arada 1.5-2 ay çok uzun bir süre değil iş arama mevzusunda biliyorum ama bi' gelişme yok dediğim gibi, görüşme için bile aranmıyorum.
kendimden bahsetmek gerekirse, biri önlisans biri lisans olmak üzere 2 teknik üniversite bitirdim. hatta anadolu meslek lisesi'yle bu mesleğe başlangıç yaptım, bir nevi çekirdekten yetişmeyim. mesleğimi seven, kendimi geliştirmek isteyen biriyim. boş vakitlerimde raspberry pi, firmaların verdiği online eğitimler vs şeklinde değerlendirmeye çalışıyorum. yani boş beleş biri de değilim. hatta üniversite hayatımda anlamadan geçtiğim toplasan 10 ders yoktur(totalde 70'e yakın ders verdim lisansta). "lehim falan elimden gelir dememe gerek bile yok" deyip bu tarz işlerde de el yatkınlığım, tecrübem olduğunu belirteyim. bu arada elektrik - elektronik mühendisiyim, alt ana dal elektrik ve kontrol mühendisi şeklinde geçiyor.
boş durmaktan nefret ediyorum, bunaldım bu süreçte. buna ek olarak az önce arkadaşım aradı askere gidiyormuş mayıs'ta. şimdi o düştü kafama askere gidebilirim. normalde yaşım (26) sebebiyle bi' an önce iş tecrübesi edinmek, kariyerime başlangıç yapmak istiyor bu sebeple bedelli düşünüyordum ama işsizlik olunca boş duracağıma çıksın aradan diyorum kesin karar vermemiş olmakla beraber.
nerede yanlış yapıyorum? (uzun olmuş okuyup cevap verenlere şimdiden teşekkürler) bu arada 1.5-2 ay çok uzun bir süre değil iş arama mevzusunda biliyorum ama bi' gelişme yok dediğim gibi, görüşme için bile aranmıyorum.
0
askerliği yap.
tecrüben yoksa üçe beşe bakmadan çalışmaya bak. ama askerliği yap demiş miydim?
tecrüben yoksa üçe beşe bakmadan çalışmaya bak. ama askerliği yap demiş miydim?
0
Genel hatları ile göz gezdir dim yazıya adam iki kriter istiyor askerlik ve tecrübe sende ikiside yok.
Özellikle askerlik, eleman çok elzem bir kişi değilse kimse askerliği olmayan adam ile uğraşmak istemez.
Özellikle askerlik, eleman çok elzem bir kişi değilse kimse askerliği olmayan adam ile uğraşmak istemez.
0
işe başlasam zaten direkt bedelli yapacağım askerliği. illa ki çıkacak bu sene çıkmazsa, bir sonraki sene, olmadı bir sonraki sene çıkacak bu meret. o zamana kadar en kötü yüksek lisansla idare ederim zaten. bunu da görüşme yaptığımda dile getiriyorum ama işte. askerlik aslında sorun teşkil etmiyor fakat onlar sorun yapıyor sanırım. onda da sanırım şimdi bozdursam tecili ağustos'ta gidiyorum anca.
0
Askerliği yapmadan iyi bir firmaya girmen çok zor bende askerliğini yapman taraftarıyım.
0
mühendis olmasam da benim durumum da seninle aynı. yaş 25. iş yok. plan; yüksek lisansı bitirip kısa dönem askerlikten sonra iş aramak maalesef.
0
tecrübe baya önemli bazı firmaların yeni kuşak işe alma programları oluyor ve deneyim istemiyor, onları deneyebilirsin. birde bazı firmalar 25 yaş üstüysen ve staj vs haricinde gerçekten bir iş deneyimin olmadıysa hemen eliyorlar.
askerlik galiba en önemlisi. bir kaç arkadaşım askerlik yapmadan önce iş bulamıyorlardı. askerlik yapıp dönünce 2-3 ayda buldular.
bende iş bulamıyorum. ismi olan bir liseden ve iyi bir üniversiteden mezunum. 2-3 yabancı dil, stajlar, ödüller vs var ama bana da bu iş için çok over-qualified'sın diyorlar. artık ağlıycam. geçenlerde insan kaynaklarında çalışan bir arkadaşımla konuştum ve bana nisan sonuna kadar kimseyi işe alamama talimatı aldıklarını açıkladı. bu firma baya büyük bir firma ve diğer firmalar da şuan bu halde.
sen gene iş aramaya devam et ama bulamazsan da kendini çok üzme. çünkü bir noktadan sonra da bizim elimizden gelen bir şey yok.
askerlik galiba en önemlisi. bir kaç arkadaşım askerlik yapmadan önce iş bulamıyorlardı. askerlik yapıp dönünce 2-3 ayda buldular.
bende iş bulamıyorum. ismi olan bir liseden ve iyi bir üniversiteden mezunum. 2-3 yabancı dil, stajlar, ödüller vs var ama bana da bu iş için çok over-qualified'sın diyorlar. artık ağlıycam. geçenlerde insan kaynaklarında çalışan bir arkadaşımla konuştum ve bana nisan sonuna kadar kimseyi işe alamama talimatı aldıklarını açıkladı. bu firma baya büyük bir firma ve diğer firmalar da şuan bu halde.
sen gene iş aramaya devam et ama bulamazsan da kendini çok üzme. çünkü bir noktadan sonra da bizim elimizden gelen bir şey yok.
0
traktör
Anahtar kelimeleri önden verdim bilgili olan arkadaşlar gelsin bir şeyler yazsın diye. 1 aydır spor salonuna gidiyorum. Bunun yanı sıra beslenmeme dikkat ediyorum. Fakat bu akşam farkettim 1 kg almışım. Göbek kısmı eriyor mu erimiyor mu bilemedim. Tatlıya düşkün bit insanım, kendime inanılmaz gıcık
Anahtar kelimeleri önden verdim bilgili olan arkadaşlar gelsin bir şeyler yazsın diye. 1 aydır spor salonuna gidiyorum. Bunun yanı sıra beslenmeme dikkat ediyorum. Fakat bu akşam farkettim 1 kg almışım. Göbek kısmı eriyor mu erimiyor mu bilemedim. Tatlıya düşkün bit insanım, kendime inanılmaz gıcık oldum. Yani sizce bu işin gidişi nasıl olmalı? Söylediklerime ek olarak önerilerinizi yazabilirseniz süper olur.
Ayrıca yağ yakıcı almayı düşünüyorum. Bu konuda görüşleriniz nedir?
(L-karnitin). Faydası, zararı nedir? Nasıl kullanmak gerekir konularında da aydinlatirsaniz 2. Süper olur. :)
İyi akşamlar, tşk.
Ayrıca yağ yakıcı almayı düşünüyorum. Bu konuda görüşleriniz nedir?
(L-karnitin). Faydası, zararı nedir? Nasıl kullanmak gerekir konularında da aydinlatirsaniz 2. Süper olur. :)
İyi akşamlar, tşk.
0
"beslenmeme dikkat ediyorum" ve "tatlıya düşkün bir insanım" arasında çelişki yok mu?
0
L-cartine ben pek etkisini göremedim. Spor öncesi şekersiz türk kahvesi daha etkili diyorlar. Ayrıca tatlıyı bırakman lazım, ben de aynıydım. Şu an yeni programımda meyve dışında tatlı yok.
0
@sporty çelişki yok hocam. Yani sırf canınız sıkıldı sanırım akşam akşam. Alakasız ve saçma şekilde cevap yazıyorsunuz. Onca şeyi okuyup hiçbirine cevap vermiyorsunuz. O da güzelmiş.
0
sportye katılıyorum. kesinlikle çelişki. beslenmesine dikkat eden insan tatlıya düşkün olmamalı en azından. bunu kırmalısınız önce.
l-karnitin kullanmayın. antrenman öncesi sade kahve içerseniz aynı etkiyi yakalarsınız. boş bir ürün.
beslenmeniz için (bkz: intermittent fasting)
l-karnitin kullanmayın. antrenman öncesi sade kahve içerseniz aynı etkiyi yakalarsınız. boş bir ürün.
beslenmeniz için (bkz: intermittent fasting)
0
Bu işi profesyonelce yapıyorum yağ oranın önceden kactı yağ mı aldın kas mı aldın bilemem sanaldan yorum yapılmaz.Ayrıca l carnitin falan filan gibi supplementler yerine bol bol su içebilirsin veya suya limon koyarak icmeni tavsiye ederim l carnitininde icinde bunlardan var tamamen para tuzağıdır boş yere para harcama
0
hocam yediklerine dikkat etmenin içine aldığın yapay şeker miktarı da giriyor arkadaşlar o yüzden çelişki diye belirtmişler. kızartma, hamur işi, tatlı, alkol, basit karbonhidratları kısıtlamak gerekiyor dikkat edebilmek için. ben de zayıf olmama rağmen sağlıklı kilo alabilmek için (göbeksiz), şeker tuz beyaz unu tatlıyı çıkardım diyebilirim. nadiren yüksek kakaolu küçük bi parça bitter çikolata yiyorum en fazla.
0
L-karnitin değil mutfak tartısı alın, çok ciddiyim.
Önce günlük yaktığınız ortalama kaloriyi bulun. İnternette bunun için hesaplayıcılar var, birkaç basit bilgi girip öğrenebilirsiniz Cinsiyetiniz, yaşınız, kilonuz, yaşam tarzınız (çok hareketli/hareketli/normal/hareketsiz) gibi
Daha sonra bu günlük harcadığınız ortalama kaloriden 300 çıkarın. Bu sizin alacağınız günlük kalori miktarı. Aldığınız mutfak tartısı ile yediğiniz şeyleri tartın. Yine internette diyetkolik gibi sitelerde yediğiniz her türlü gıdanın 100 gramında ne kadar kalori var öğrenebilirsiniz.
Böyle ömür boyu tarta tarta mı yiyeceğim diye korkmayın. Zaten birkaç haftada dışarda yediğiniz bir tabak nohutun bile aşşa yukarı kaç kalori ettiğini göz kararı bilir hale geleceksiniz.
Bu şekilde kalorileri takip edin. 3 ay sonra hala kilo veremediyseniz beni bulup suratıma tükürün :)
Önce günlük yaktığınız ortalama kaloriyi bulun. İnternette bunun için hesaplayıcılar var, birkaç basit bilgi girip öğrenebilirsiniz Cinsiyetiniz, yaşınız, kilonuz, yaşam tarzınız (çok hareketli/hareketli/normal/hareketsiz) gibi
Daha sonra bu günlük harcadığınız ortalama kaloriden 300 çıkarın. Bu sizin alacağınız günlük kalori miktarı. Aldığınız mutfak tartısı ile yediğiniz şeyleri tartın. Yine internette diyetkolik gibi sitelerde yediğiniz her türlü gıdanın 100 gramında ne kadar kalori var öğrenebilirsiniz.
Böyle ömür boyu tarta tarta mı yiyeceğim diye korkmayın. Zaten birkaç haftada dışarda yediğiniz bir tabak nohutun bile aşşa yukarı kaç kalori ettiğini göz kararı bilir hale geleceksiniz.
Bu şekilde kalorileri takip edin. 3 ay sonra hala kilo veremediyseniz beni bulup suratıma tükürün :)
0
@otonomo ya ben temmuzdan beri fix bu şekilde besleniyorum tamam 9 kilo verdim hatta, ama hala bir tabak x kaç kalori ya da gram anlayamıyorum :D
0
olkol
ben arkada hafif, enstrumental veya yabancı dilde rahatsız edici olmayan sözlü müzikler dinlemeyi seviyorum. siz de sever misiniz? yoksa ben okuma yaparken hayatta müzik dinleyememcilerden misiniz?ayrıca okuma yaparken dinlemelik tavsiye müzikler atın dinleyelim. klasik müzik olmasın ama baydı artık
ben arkada hafif, enstrumental veya yabancı dilde rahatsız edici olmayan sözlü müzikler dinlemeyi seviyorum. siz de sever misiniz? yoksa ben okuma yaparken hayatta müzik dinleyememcilerden misiniz?
ayrıca okuma yaparken dinlemelik tavsiye müzikler atın dinleyelim. klasik müzik olmasın ama baydı artık beni. önceden çok dinlendim.
teşekkürler. tikler gelecek.
ayrıca okuma yaparken dinlemelik tavsiye müzikler atın dinleyelim. klasik müzik olmasın ama baydı artık beni. önceden çok dinlendim.
teşekkürler. tikler gelecek.
0
@sporty, yav arkadaşım soruma cevap mı bu şimdi. ben buradaki duyurucuların tavsiyesini merak ediyorum hem. ki o yüzden buraya sormuşum. yapmayın etmeyin. duyuru ruhu bu değil.
@nocturness, o kadar olur, takılmayalım. asdfasdf bekliyorum.
@nocturness, o kadar olur, takılmayalım. asdfasdf bekliyorum.
0
önce cevap veriyim :)))
bende ya kitap yalan olur ya da müzik. bi noktada koparım birinden. ikisi olmuyor, o yüzden kitap okumalık müzik değil de kafama göre gönderiyim işte.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
bende ya kitap yalan olur ya da müzik. bi noktada koparım birinden. ikisi olmuyor, o yüzden kitap okumalık müzik değil de kafama göre gönderiyim işte.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
0
kings of convenience
Ray LaMontagne
John Frusciante
Explosions in the sky
Jon Hopkins
Ellioth Smith
Dead Can dance
Vitamin String Quartet
Chet Baker
louis armstrong ella fitzgerald'ın birlikte yaptıkları tüm şarkılar
Fallout 3 soundtrack: www.youtube.com
Ray LaMontagne
John Frusciante
Explosions in the sky
Jon Hopkins
Ellioth Smith
Dead Can dance
Vitamin String Quartet
Chet Baker
louis armstrong ella fitzgerald'ın birlikte yaptıkları tüm şarkılar
Fallout 3 soundtrack: www.youtube.com
0
utkumon
Neden?
Neden?
0
Site tasarımından çok hızlı kargo, sorunsuz gönderi sağlam paketleme vs. açısından sordum
0
Kitapyurdu çünkü internetten kitap alırken en önemsediğim şey paketleme. İdefix'ten aldığım kitapların yıpranmış, sayfaları kıvrılmış geldiği olmuştu ama Kitapyurdu paketleme konusunda çok iyi. Hiçbir sorun yaşamadım alışverişlerimde.
0
kendim için genel geçer bir cevap yok. ikisinden de kitap aldım. bazen sipariş aynı günde kargoya verildi, bazen 2-3 gün bekledim kitabın temin edilmesi için.
0
İkisi de değil çünkü İdefix sorunlu, Kitapyurdu (git: 1167667)
Eganba'dan alıyorum ben son bir yıldır, gayet memnunum.
Eganba'dan alıyorum ben son bir yıldır, gayet memnunum.
0
jack of hearts
şu dikkatimi çekti:http://www.dr.com.tr/Elektronik/Plantronics-BackBeat-FIT-Kablosuz-Spor-Kulaklik-Power-Blue/Telefon/Telefon-Aksesuarlari/Bluetooth-Urunleri/urunno=0000000722293incelemesi:https://www.youtube.com/watch?v=kXnV3IU9TLcsizce almaya değer mi? bu ayarda tavsiye edebileceğiniz başka kablos
şu dikkatimi çekti:
www.dr.com.tr
incelemesi:
www.youtube.com
sizce almaya değer mi? bu ayarda tavsiye edebileceğiniz başka kablosuz kulaklıklar mevcut mu?
www.dr.com.tr
incelemesi:
www.youtube.com
sizce almaya değer mi? bu ayarda tavsiye edebileceğiniz başka kablosuz kulaklıklar mevcut mu?
0
Ben beats kullanıyorum memnunum, bu arada beats'e karşı bir önyargı var ama apple store'daki bose vs. tüm kulakları deneyin isterseniz gene de en iyisinin beats olduğunu göreceksiniz. Herkes laf söylüyor ama haksızlar.
0
al. spor sırasında in ear ile yüksek müzik kalitesi ve izolasyon aramana gerek yok. o yüzden beats'e vereceğin 800-900 liranın hele de jaybird varken anlamsız olduğunu düşünüyorum.
0
plantronics backbeat fit'in şu modeli var bende: www.hepsiburada.com
2014'te almıştım, hala ilk günkü performansında. Hiçbir şekilde batarya kalitesinde veya ses kalitesinde bozulma olmadı. Düzenli olarak haftada 3 veya 4 gün spor yaparken kullanıyorum bu arada. Terden de etkilenmiyor yani.Kesinlikle tavsiye ederim.Özellikle düzenli spor yapıyorsanız.
2014'te almıştım, hala ilk günkü performansında. Hiçbir şekilde batarya kalitesinde veya ses kalitesinde bozulma olmadı. Düzenli olarak haftada 3 veya 4 gün spor yaparken kullanıyorum bu arada. Terden de etkilenmiyor yani.Kesinlikle tavsiye ederim.Özellikle düzenli spor yapıyorsanız.
0
Çinden 12 dolara in ear almıştım kablosuz. Gayet kullanışlı, 1 senedir kullanıyorum. Awei marka.
0
icim urperiyor
oncelikle hayatinizda goreceginiz en apolitik insanim. birincisi siyasetten zerre hazzetmem, ikincisi yemin ederim kafam basmiyor. kimi dinlesem hakli gibi geliyor. ama bu son almanya ve hollanda olaylarindan sonra 'olm ellemesenize adamlari konussunlar' diyesim geliyor. niye engelliyorlar ki? ozell
oncelikle hayatinizda goreceginiz en apolitik insanim. birincisi siyasetten zerre hazzetmem, ikincisi yemin ederim kafam basmiyor. kimi dinlesem hakli gibi geliyor. ama bu son almanya ve hollanda olaylarindan sonra 'olm ellemesenize adamlari konussunlar' diyesim geliyor. niye engelliyorlar ki? ozellikle cavusoglu'nu. hani ben hollanda'da yasiyor olsam, evime cok yakin yerde cavusoglu konusma yapacak bedava topkek dagitilacak deseler yine de gitmem. ne zarari var bu adamin konusmasinin? keza almanya da 4-5 kere farkli salonlari engellemis. evet/hayir referandumuyla alakali degil mi bu? avrupayi fethedicez demicekler yani konusmada. hani haklar ve ozgurlukler? biraz ayip olmuyor mu bu avrupanin yaptigi cidden?
buyuk resmi goren biri bilal'e anlatir gibi anlatabilir mi, sozlukteki baslik komple 'oh olsun' minvalinde.
buyuk resmi goren biri bilal'e anlatir gibi anlatabilir mi, sozlukteki baslik komple 'oh olsun' minvalinde.
0
Özgürlüğü formal anlamda ele almamak lazım. Yani özgürlük ancak özgül koşulları içerisinde yapılan değerlendirmenin ardından anlaşılabilir. Mesela şu an ABD'de devam edem 'bir neo-naziye yumruk atılır mı?' tartışmasına bakalım. Bir neo-nazinin yaptığı konuşma zaten farklı kişilerin özgürlüğünün kısıtlanmasıyla ilgili. Ya da ışid'e bakalım, o da aynı. Yani yaptığın konuşma zaten özgürlükleri kısıtlayan bir konuşma ise (Türkiye için bu referandumda eveti savunmak mesela; bunu açıklama gereği duymuyorum. Değişen maddeleri karşılaştırmalı inceleyen çok fazla yer var), konuşma özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez.
Hollanda'nın Geert Wilders'e daha fazla oy kazandırmak istememesinin de bir sebebi var.
Hollanda'nın Geert Wilders'e daha fazla oy kazandırmak istememesinin de bir sebebi var.
0
Bir ülkenin hali hazırdaki dışişleri bakanının gidip başka ülkede de kendi "partisi" için propaganda yapmak adına miting düzenlemek istemesini de ben alıgayamıyorum.
Geçen Fransız arkadaşla konuşuyoruz. Onlarda da kritik seçim olacak malum. Diyor ki Fransız devlet adamlarının gidip İngilterede miting yaptığını hiç duymadım kaldı ki fransız communitysinin en fazla olduğu ve ilk oluştuğu yer İngiltere..
Geçen Fransız arkadaşla konuşuyoruz. Onlarda da kritik seçim olacak malum. Diyor ki Fransız devlet adamlarının gidip İngilterede miting yaptığını hiç duymadım kaldı ki fransız communitysinin en fazla olduğu ve ilk oluştuğu yer İngiltere..
0
avrupa aslında destekliyor.
hiç aleyhte politik açıklama yapmadılar.
bu şekilde de mağduriyet yaratıyorlar akp için.
daha geçenlerde merkel burdaydı yahu.
yaptı anlaşmalarını gitti her seçim öncesi gibi.
tek adam rejimi avrupanın işine geliyor.
hiç aleyhte politik açıklama yapmadılar.
bu şekilde de mağduriyet yaratıyorlar akp için.
daha geçenlerde merkel burdaydı yahu.
yaptı anlaşmalarını gitti her seçim öncesi gibi.
tek adam rejimi avrupanın işine geliyor.
0
Daha cok icisleri ile ilgili mesele. Konusmalarin yapilmis lmasi su an hollanda daki muhalefetin eline koz vereck. Akp nin ve rte nin yurtdisindaki turklere siz buradaki elcimizsiniz burada bizim.icin calisin demisligi var
0
"Türk yasaları yabancı ülkelerdeki diplomatik misyonlarda seçim kampanyası yapılmasını yasaklıyor. Ancak Türk politikacılar, bu kampanya konuşmalarını kültürel etkinlik olarak niteleyerek yasayı deliyor."
bunun yanında özellikle aşırı sağ kesimden gelen baskılarla birlikte seçimlerin de yaklaşmasıyla muhalif kanada koz bırakmama çabası da var. yakın dönemde, bir yandan birlikten Türkiye'deki durumu kaygıyla takip ediyoruz derken öteki taraftan içeride böyle uygulamalara izin vermek tutarsız bir yaklaşım olurdu.
ayrıca belirteyim; avrupa aslında destekliyor gibi varsayımlara itibar göstermeyiniz.
bunun yanında özellikle aşırı sağ kesimden gelen baskılarla birlikte seçimlerin de yaklaşmasıyla muhalif kanada koz bırakmama çabası da var. yakın dönemde, bir yandan birlikten Türkiye'deki durumu kaygıyla takip ediyoruz derken öteki taraftan içeride böyle uygulamalara izin vermek tutarsız bir yaklaşım olurdu.
ayrıca belirteyim; avrupa aslında destekliyor gibi varsayımlara itibar göstermeyiniz.
0
Yurtdışındaki olayları Türkiye basınından takip ederseniz size atılan oltaya takılır olayları anlayamazsınız. Almanya'daki olayları okumuştum. Bizimkiler kültürel faaliyet yapacağım diye izin alıyorlar. Miting yapacakları ortaya çıkıyor. Belediye güvenliğinizi sağlayamam şu izin lazım diye iptal ediyor. O izin için sigortalayacak şirket gerekiyor vs. vs. Bizimkiler iş bilmez olduğu gibi akıllı diplomasi yerine şark kurnazı kafasıyla iş yapmaya çalıştığı için böyle duvara tosluyorlar. Bir yaparsın iki yaparsın üçüncüde sana inanmazlar. Basın özgürlüğü olmayan yerde tv-gazete izlersen bu olayları sana Almanlar Nazi, hani bize özgürlük diye yuttururlar. Böyle bir ortamda apolitik olmak övünelecek bir şey değil.
0
Hollanda'da mevcut hükümet 15 Martta girecekleri seçimlerde aşırı sağcı Geert Wilders'e karşı elini güçlendirmek için böyle bir karar aldı.
0
@dunal
cevap için teşekkür ederim. fakat ben apolitik olmakla övünmüyorum. nasıl ki kimi insanların matematikle arası kötüdür, benim de siyaset gibi çok değişkenli sosyal olaylara kafam basmıyor. kimi dinlesem kendimi onun yerine koyup hak veriyorum. ilgimi de çekmeyince böyle siyaset özürlü bir insana dönüştüm. keşke iyi olduğum bir konu olsa da böyle duyuru açıp başkalarını meşgul etmeden kendim bi sonuç çıkarabilsem, ama olmuyor.
cevap için teşekkür ederim. fakat ben apolitik olmakla övünmüyorum. nasıl ki kimi insanların matematikle arası kötüdür, benim de siyaset gibi çok değişkenli sosyal olaylara kafam basmıyor. kimi dinlesem kendimi onun yerine koyup hak veriyorum. ilgimi de çekmeyince böyle siyaset özürlü bir insana dönüştüm. keşke iyi olduğum bir konu olsa da böyle duyuru açıp başkalarını meşgul etmeden kendim bi sonuç çıkarabilsem, ama olmuyor.
0
Aslında Almanya mitingleri engellemiyor, daha şu engellenen mitingden 2 hafta önce Binali Yıldırım bir miting yapmıştı. Kurallara uyulduğu sürece izin veriyorlar. Mesela dunalın dediği gibi o olayda ufak bir salonu mekan olarak gösterip konser olacak diye izin alınmış, bir kaç gün önce bakan katılacak diyince belediye doğal olarak durun bakalım bize öyle denmedi, politik birisi gelecekse farklı hazırlıklar gerekiyor, mekan çok küçük felan diyip iptal etti. Aslında düzgün planlasalar, almanya'nın kurallarına uysalar izin veriliyor.
0
Aslında bi yerde okumuştum mantıklı gelmişti,
Şu an turkiyede 4 milyon suriyeli var diye, esad'in gelip turkiyede miting yapmasını nasıl karşılarsın?
Şu an turkiyede 4 milyon suriyeli var diye, esad'in gelip turkiyede miting yapmasını nasıl karşılarsın?
0
Kimse tamamen ne olup bittigini anlamiyor ama bazi seyler cok acik. Ben sana bundan sonra olaylari degerlendirmen icin iki anahtar vereyim o halde.
1) Sana karsi sorumlulugu bulunan taraf yabanci ulkeler degil senin ulken. Aslinda yabancilardan kimse sana dusman degil. Diger yandan kimse sana durduk yere iyilik de yapmaz. Yabancilardan senin cikarlarini korumasini bekleyemezsin ki. Dis mihrak dogasi geregi dis mihraklik yapacak. Cikar catismasi oldugu yerde kendilerinin isine geleni yapacagini biliyorsun. Senin cikarlarini, itibarini ancak senin ulken koruyabilir. Her sart altinda korumalidir.
2) Ne dogru ne yanlis cogu zaman belli olmuyor fakat kimin yalan soyledigi belli. Basin ozgurlugunde tum dunyada son siralardayiz. TVden ya da ana akim gazetelerden olaylarin dogru hallerini duymayi bekleme.
1) Sana karsi sorumlulugu bulunan taraf yabanci ulkeler degil senin ulken. Aslinda yabancilardan kimse sana dusman degil. Diger yandan kimse sana durduk yere iyilik de yapmaz. Yabancilardan senin cikarlarini korumasini bekleyemezsin ki. Dis mihrak dogasi geregi dis mihraklik yapacak. Cikar catismasi oldugu yerde kendilerinin isine geleni yapacagini biliyorsun. Senin cikarlarini, itibarini ancak senin ulken koruyabilir. Her sart altinda korumalidir.
2) Ne dogru ne yanlis cogu zaman belli olmuyor fakat kimin yalan soyledigi belli. Basin ozgurlugunde tum dunyada son siralardayiz. TVden ya da ana akim gazetelerden olaylarin dogru hallerini duymayi bekleme.
0
@dunal
ben bu önyargınızın sebebini anlayabilmiş değilim. zaten haberleri yabancı basından, genelde aljazeera'dan takip ediyorum. kimse bizim çıkarımızı gözetsin demedim hiç. son okuduğum haber bu;
www.aljazeera.com.tr
şimdi bu şahıs medyatik değil, siyasetin içinde olmayan çoğu kişi de direkt tanımaz. bu kişiye bile niye engel koyuyorlar diye soruyorum. bıraksalar konuşmasını yapsa belki 100-200 kişi gidecek dinlemeye. gerilim tırmanmadan sorun çözülecek gibi geliyor bana, adamlar yolu kapatmış.
ben bu önyargınızın sebebini anlayabilmiş değilim. zaten haberleri yabancı basından, genelde aljazeera'dan takip ediyorum. kimse bizim çıkarımızı gözetsin demedim hiç. son okuduğum haber bu;
www.aljazeera.com.tr
şimdi bu şahıs medyatik değil, siyasetin içinde olmayan çoğu kişi de direkt tanımaz. bu kişiye bile niye engel koyuyorlar diye soruyorum. bıraksalar konuşmasını yapsa belki 100-200 kişi gidecek dinlemeye. gerilim tırmanmadan sorun çözülecek gibi geliyor bana, adamlar yolu kapatmış.
0
danışıklı dövüş.
"ben burada evetçileri konsolide edeyim, sen orada senin sağcıları konsolide et."
"ben burada evetçileri konsolide edeyim, sen orada senin sağcıları konsolide et."
0
Oncelikle, ne onyargisi?
Ve ardindan haberinin kaynagina bakarsan AA oldugunu goreceksin. Yani Anadolu Ajansi. Zaten bu yazmasa bile haberde detay yok, mantikli bir anlatim yok. Niye gitmek istemis, hangi gerekceyle engellenmis bunlarin sorgulanmasi yok. Spottaki cumle bile anlamli degil.
Hadi yine de olayi sanki anlamisiz gibi yukarida bahsettigim sekilde bu olayi degerlendirelim. Almanyadan Hollandaya gitmek istemis cunku bir sebeple inat etmis. Inadi ise yaramamis, diger bakan gibi gidememis. Bu sence akpyi engellemek mi yoksa devletler arasi bir problem mi? Olayin sonucunda Turkiyenin ulke ve devlet olarak itibari zedelendiyse bunun sence suclusu Hollanda mi buna firsat veren mi?
Ve ardindan haberinin kaynagina bakarsan AA oldugunu goreceksin. Yani Anadolu Ajansi. Zaten bu yazmasa bile haberde detay yok, mantikli bir anlatim yok. Niye gitmek istemis, hangi gerekceyle engellenmis bunlarin sorgulanmasi yok. Spottaki cumle bile anlamli degil.
Hadi yine de olayi sanki anlamisiz gibi yukarida bahsettigim sekilde bu olayi degerlendirelim. Almanyadan Hollandaya gitmek istemis cunku bir sebeple inat etmis. Inadi ise yaramamis, diger bakan gibi gidememis. Bu sence akpyi engellemek mi yoksa devletler arasi bir problem mi? Olayin sonucunda Turkiyenin ulke ve devlet olarak itibari zedelendiyse bunun sence suclusu Hollanda mi buna firsat veren mi?
0
denizaya
Ben bu dönem yds sınavına başvuruyu kaçırdım malesef ama geçen sene ilkbahar sınavına girmiştim.2 yıl geçerliydi sanırım o sınav, bu sene kpss a ya girince puanlarım hesaplanır mı gçen seneki yds ile?
Ben bu dönem yds sınavına başvuruyu kaçırdım malesef ama geçen sene ilkbahar sınavına girmiştim.
2 yıl geçerliydi sanırım o sınav, bu sene kpss a ya girince puanlarım hesaplanır mı gçen seneki yds ile?
2 yıl geçerliydi sanırım o sınav, bu sene kpss a ya girince puanlarım hesaplanır mı gçen seneki yds ile?
0
@ama ösym sitesinde yds ye girmeyen adayların kpss a puan türü hesaplanmayacaktır falan diyor. ben geçen sene girmiştim yds ye. işe yarar mı ki :/
0
@Evet ilkbahar 2016 yds ye girmiştim. geçen sene kpss a dan 82 aldım öyle kaldı. bu sene 85 üstüne çıkardımdiyordum ama yds başvuruyu nasıl olduysa kaçırdım, şoktayım. te ümidim şu bilginin doğrulanması.
0
geçen yıl aldığın YDS puanın, eğer ki kurumlardan istenirse, her türlü geçerli olur bence. dışişleri için bile 2015 yds puanı başvurmak için yetiyordu 2017 Şubat'da.
0
KPSS a puanın geçmiş YDS puanın ile hesaplanir. Hatta yeni sınava girip düşük alsan bile önceki yüksek puanın ile hesaplanir.
0
3 ocak 2017 tarihinde aciklama yapti osym.
(bkz: 3 ocak 2017 ösym'nin kpss puan türü değişikliği)
dokuman.osym.gov.tr
2016 puani 1 yil geçerli olacagi icin 2017 aciklaninca 2016 puani geçerliliğini yitirecek. yenibsistemde de yds olmadigina göre ayri yds sizin isinizi görür.
(bkz: 3 ocak 2017 ösym'nin kpss puan türü değişikliği)
dokuman.osym.gov.tr
2016 puani 1 yil geçerli olacagi icin 2017 aciklaninca 2016 puani geçerliliğini yitirecek. yenibsistemde de yds olmadigina göre ayri yds sizin isinizi görür.
0
2016 kpss öncesi arkadaşlarım puanların geçerlilikleri 1 yıl dedi. 2017 açıklanana kadar olacak başvurularda kpss öncesi yds ile hesaplanan puanlarla açılacak ilanlar tabiki de olabilir. fakat 2017 için böyle bir açıklama yapıldıktan sonra anlaşılan kpss öncesi yds'ye gerek yok(zorunlu değil). fakat bu demek değildir ki kurumlar yds istemeyecek. varsa durumunuz en kısa sürede e-yds ile de bir puana sahip olmanız.ki ilk mesajınızda belirttiğiniz üzere yds puanınız varmış. yds'nin geçerlilik süresi de 5 yıl zaten. o zaman sıkıntı yok.
0
douglas
ekranı klavyeyi ve trackpadi neyle temizlemem gerekiyor? ben çok titiz bir insanım özellikle teknolojik aygıtlarımı hiç eskitmemem tamamen bununla ilgili o yüzden benim için önemli bir durum. her hafta rutin olarak temizlemeliyim.
ekranı klavyeyi ve trackpadi neyle temizlemem gerekiyor? ben çok titiz bir insanım özellikle teknolojik aygıtlarımı hiç eskitmemem tamamen bununla ilgili o yüzden benim için önemli bir durum. her hafta rutin olarak temizlemeliyim.
0
ekran temizleme solüsyonları satılıyor teknoloji marketlerde. mikrofiber beze sıkıp çok bastırmadan ovalayacaksın. böylece teknolojik aletlerin pırıl pırıl eskiyecek :)
0
klavyeyi ve track pad'i toz bırakmayan biz bezi ılık suyla hafif nemlendirerek silebilirsin. eski bir atlet veya tişört de olur. ekranı da gözlük bezi ile yine hafif ıslatarak silebilirsin. ekrana direkt su sürme. ya da: www.vatanbilgisayar.com
0
ama ben kimyasal olarakta soruyorum. sizin önerdikleriniz sadece fiziksel olarak temiz yapıyor.. ıslak mendil süremem ama hijyenik olarak temizleyecek bir şey lazım arkadaşlar malum ellerimizi her yere sürüyoruz
0
technicalte
selamlar,dell latitude 5530 serisi 3-4 yıllık bi laptop var. makine çok yavaşladı ssd disk takıp format çakıp 1 yıl daha kullanmak istiyorumancak bu laptopa 256 gb'lık hangi marka model ssd alacağımı bilmiyorumbunun bi yolu var mı, ssd'yi alıp da uymassa elimde patlamasın ?
selamlar,
dell latitude 5530 serisi 3-4 yıllık bi laptop var.
makine çok yavaşladı ssd disk takıp format çakıp 1 yıl daha kullanmak istiyorum
ancak bu laptopa 256 gb'lık hangi marka model ssd alacağımı bilmiyorum
bunun bi yolu var mı, ssd'yi alıp da uymassa elimde patlamasın ?
dell latitude 5530 serisi 3-4 yıllık bi laptop var.
makine çok yavaşladı ssd disk takıp format çakıp 1 yıl daha kullanmak istiyorum
ancak bu laptopa 256 gb'lık hangi marka model ssd alacağımı bilmiyorum
bunun bi yolu var mı, ssd'yi alıp da uymassa elimde patlamasın ?
0
bilgisayar bu mu? www.youtube.com
herhangi bir 2.5 inç ssd alsan iş görür. şunun gibi: www.hepsiburada.com
herhangi bir 2.5 inç ssd alsan iş görür. şunun gibi: www.hepsiburada.com
0
@sporty: evet aynı bilgisayar, o videoyu izledim de kodu göremedim
herhangi bir 256GB SSD alsam olur mu dersiniz ?
herhangi bir 256GB SSD alsam olur mu dersiniz ?
0
bir3iki7
Artik haftanin 5 gunu tras olunmasi gerek.Ancak, normal yukaridan asagi kestigim zaman o istedigim "bebek poposu" purussuzlugunu yakalayamiyorum. Tersten kestigim zaman ise basta boyun olmak uzere pek cok yer kizariyor/tahris oluyor.Kullanilan:-Jilet: gillette mach3-Tras kopugu: kirmizi arko tras sa
Artik haftanin 5 gunu tras olunmasi gerek.
Ancak, normal yukaridan asagi kestigim zaman o istedigim "bebek poposu" purussuzlugunu yakalayamiyorum. Tersten kestigim zaman ise basta boyun olmak uzere pek cok yer kizariyor/tahris oluyor.
Kullanilan:
-Jilet: gillette mach3
-Tras kopugu: kirmizi arko tras sabunu
Boyle olmamasi icin ne yapayim/kullanayim?
Ancak, normal yukaridan asagi kestigim zaman o istedigim "bebek poposu" purussuzlugunu yakalayamiyorum. Tersten kestigim zaman ise basta boyun olmak uzere pek cok yer kizariyor/tahris oluyor.
Kullanilan:
-Jilet: gillette mach3
-Tras kopugu: kirmizi arko tras sabunu
Boyle olmamasi icin ne yapayim/kullanayim?
0
Elinin ayari varsa elektrikli testere de bebek poposu kivamina getirebilir
0
İhtiyacın olan şeyler şunlar:
cdn.hiconsumption.com
st2.myideasoft.com
www.dermomedika.com
4.bp.blogspot.com
cdn.hiconsumption.com
st2.myideasoft.com
www.dermomedika.com
4.bp.blogspot.com
0
ilacınız gillette fusion ve traş öncesi en az 3-4 dakika fırça ile yüzü köpüklemek. yüze sıkılan hazır köpükler yumuşatma konusun traş fırçasıyla boy ölçüşemez. arkonun kırmızı paketli eski tip sabunlarından alın.
sadece meraktan soruyorum, bu bebek poposu prüzsüzlüğü ne için acaba :D
edit: arkadaş bir üstte bütün gerekli şeyleri vermiş. şahsi kanaatim jilet fusion ile devam etmen yönünde
sadece meraktan soruyorum, bu bebek poposu prüzsüzlüğü ne için acaba :D
edit: arkadaş bir üstte bütün gerekli şeyleri vermiş. şahsi kanaatim jilet fusion ile devam etmen yönünde
0
Angelus+1
Ustalık gerektirir bilekten oynat jileti daha rahat alırsın.
Ustalık gerektirir bilekten oynat jileti daha rahat alırsın.
0
makine de aynı şeye sebep olur muhtemelen. ben ikisini de denedim. aynı. sakalın çıkış yönleri biraz karışıksa hele boyun bölgesinde o tahrişten kurtulmak zor.
0
angelusun resmini attığı o kremli tıraş sabunları ile tam kıvamında oluyor ama uygulamada da sıkıntı olabilir. tıraş öncesinde de 1 dakika yüzünü ılık suyla yıka ardından fırçayla köpüğü iyice yay yavaş yavaş, sonra soğuk suyla yıka, ardından da isteğe bağlı kolonya.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
Hangi bölümden mezun olmak gerekiyor? İlla siyaset mi?
Hangi bölümden mezun olmak gerekiyor? İlla siyaset mi?
0
eve uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi, iyi dil puanı, iyi kpss, kurum sınavından iyi puan almak vs
0
İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ve Hukuk Fakültesi olursanız ve bir torpiliniz varsa olabilirsiniz.
0
) yurtiçindeki üniversitelerin veya diploma denkliği yükseköğretim kurulu (yök) tarafından onaylanmış olmak kaydıyla yabancı üniversitelerin;
-lisans düzeyinde eğitim verilen uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, işletme, maliye, finans, tarih, sosyoloji, halkla ilişkiler ve tanıtım ve psikoloji bölümleri ile ağırlıklı olarak bu alanlara yönelik eğitim programlarına sahip bölümlerinden ya da hukuk fakültelerinden mezun olmak veya,
-sosyal bilimler alanında (yök’ün belirlediği kapsam dikkate alınacaktır) lisans diplomasına sahip olup, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, hukuk veya iktisat alanlarında lisansüstü eğitim yapmış bulunmak,
-lisans düzeyinde eğitim verilen uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, işletme, maliye, finans, tarih, sosyoloji, halkla ilişkiler ve tanıtım ve psikoloji bölümleri ile ağırlıklı olarak bu alanlara yönelik eğitim programlarına sahip bölümlerinden ya da hukuk fakültelerinden mezun olmak veya,
-sosyal bilimler alanında (yök’ün belirlediği kapsam dikkate alınacaktır) lisans diplomasına sahip olup, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, hukuk veya iktisat alanlarında lisansüstü eğitim yapmış bulunmak,
0
miss magara kadini
yürüyüş/koşu ayakkabısı almak istiyorum ama bi türlü renk-şekil-fiyat dengesini bulamadım. sizce bu nasıl?http://www.markafoni.com/hummel-effectus-kadin-yuruyus-ve-kosu-ayakkabisi-5312056505251591881.htmledit: bu fiyata şöyle bişey var daha güzel gibi önerilere açığım.
yürüyüş/koşu ayakkabısı almak istiyorum ama bi türlü renk-şekil-fiyat dengesini bulamadım. sizce bu nasıl?
www.markafoni.com
edit: bu fiyata şöyle bişey var daha güzel gibi önerilere açığım.
www.markafoni.com
edit: bu fiyata şöyle bişey var daha güzel gibi önerilere açığım.
0
çok kaba duruyor. o fiyata çok güzel nike alabilirsin. daha uygun fiyatlara da rahat bir reebok alırsın.
0
0
@carabelli fiyatı görünce etmeye başladım :D niye bu kadar ucuz ki?
0
sorunvar
Yabancı ve farklı önerilerinizi alabilir miyim ?
Yabancı ve farklı önerilerinizi alabilir miyim ?
0
Direkt aklıma bu geldi. Resmen 12'den sonrasının resmi müziği olarak kodlamışım aklıma: www.youtube.com
0
dj shadow - midnight in a perfect world
sneaker pimps - 6 underground
thievery corperation - until the morning
massive attack - exchange
röyksopp - sparks, here she comes again
phantogram - answer
the xx - dangerous
gorillaz - el manana
emancipator - minor cause
tycho - adrift
kanye west - heard 'em say
the roots - tip the scale
souls of mischief - 93 til infinity
the pharcyde - passin' me by
masta ace - good ol love
common - the 6th sense
j.cole - sideline story
drake- over my dead body
bir gece boyu götürür sanırım.
sneaker pimps - 6 underground
thievery corperation - until the morning
massive attack - exchange
röyksopp - sparks, here she comes again
phantogram - answer
the xx - dangerous
gorillaz - el manana
emancipator - minor cause
tycho - adrift
kanye west - heard 'em say
the roots - tip the scale
souls of mischief - 93 til infinity
the pharcyde - passin' me by
masta ace - good ol love
common - the 6th sense
j.cole - sideline story
drake- over my dead body
bir gece boyu götürür sanırım.
0
www.youtube.com where down we go
www.youtube.com nu man o to
www.youtube.com gafsa
www.youtube.com nazende sevgilim
www.youtube.com endless
www.youtube.com kimse bilmez
www.youtube.com wolf & i
www.youtube.com fikrimden geceler
www.youtube.com dust it off
www.youtube.com perfection
where down we go www.youtube.com
nu man o to www.youtube.com
gafsawww.youtube.com
nazende sevgilim www.youtube.com
endlesswww.youtube.com
kimse bilmezwww.youtube.com
wolf & iwww.youtube.com
fikrimden gecelerwww.youtube.com
dust it offwww.youtube.com
perfection
0
kirazıseviyorum
saklama alanı doluydu bayadır ucu ucunaydı. bi anda bi kapandı açıldı tüm fotolar gitmiş. bomboş galeri. hiçbir yere de yedeklemedim. ya bu nasıl olur? hiç başına gelen var mı?
saklama alanı doluydu bayadır ucu ucunaydı. bi anda bi kapandı açıldı tüm fotolar gitmiş. bomboş galeri. hiçbir yere de yedeklemedim. ya bu nasıl olur? hiç başına gelen var mı?
0
Appstore kullanıcı adımı ve şifremi sıfırlayınca kişi kisteme kadar silinmişti. Kişi listeniz silindiyse belki bu sebepten dolayıdır.
0
bir3iki7
ben seni s..Diyen hatun kişiye ne yapmak lazim?2 çift içilen bi akşamda konu ne ara pornoya, izlenen kategorilere ve strapona geldi hiç hatirlamiyorum. Fanteziler, fetişler havada uçuştu. Ama son söylediği tam olarak buyduDiğer çiftin günlerdir ta.ağa almasini hiç söylemiyorum zatenBen şok, ben ipta
ben seni s..
Diyen hatun kişiye ne yapmak lazim?
2 çift içilen bi akşamda konu ne ara pornoya, izlenen kategorilere ve strapona geldi hiç hatirlamiyorum. Fanteziler, fetişler havada uçuştu. Ama son söylediği tam olarak buydu
Diğer çiftin günlerdir ta.ağa almasini hiç söylemiyorum zaten
Ben şok, ben iptal
Diyen hatun kişiye ne yapmak lazim?
2 çift içilen bi akşamda konu ne ara pornoya, izlenen kategorilere ve strapona geldi hiç hatirlamiyorum. Fanteziler, fetişler havada uçuştu. Ama son söylediği tam olarak buydu
Diğer çiftin günlerdir ta.ağa almasini hiç söylemiyorum zaten
Ben şok, ben iptal
0
"böyle üslup kullanma gözünü seveyim." demek en doğru olanı zannedersem.
cidden açıkça bu şekilde konuşması bence üzücü.
cidden açıkça bu şekilde konuşması bence üzücü.
0
abi çılgın mısın :( her türlü evet. yani s*kmek dediği öyle s*kmek değil olm. yapma çıldırma, git evet de. bana bu veya buna benzer bir lafı kim söylediyse o gece dream night yaşadık. strap-on falan işin makarası, kız dizginleri istemiş. hatta dizginleri de istememiş abi, her şeyi istemiş işte. koyver gitsin :(
0
sdfgsdfg :)) yatak sizin, iki tarafın da rızası olduktan sonra kimse karışamaz. Lakin ayrılırsanız "ben bu herifi domalttım" derse o da var :P
0
Yatak sizin, seks sizin, orda her şey söylenir ama arkadaşların yanında söylemek nedir ya... ben olsam sevgililikten fb'ye çevirirdim o ilişkiyi.
0
klar
bu müzikler nasıl oldu da bu kadar popüler oldu? eskiden de gece kulüplerinde böyle şeyler mi çalınırdı? ya da eskiden insanlar kulüplere değil de daha farklı müzikli mekanları mı tercih ediyolardı? ben bu müzikleri sevmiyorum. zira bunların çalındığı yerler tam bir uyuşturucu bataklığı. bu bir. asl
bu müzikler nasıl oldu da bu kadar popüler oldu? eskiden de gece kulüplerinde böyle şeyler mi çalınırdı? ya da eskiden insanlar kulüplere değil de daha farklı müzikli mekanları mı tercih ediyolardı? ben bu müzikleri sevmiyorum. zira bunların çalındığı yerler tam bir uyuşturucu bataklığı. bu bir. aslında çok anlaşılır bişey bu, zira bu müziklerden ayık kafayla zevk almak baya zor bişey bence. ikinci olarak insanlar robot gibi oluyor böyle yerlerde. arkadaşlarımla içeri girdikten sonra gece boyu doğru düzgün konuşmadan, herhangi bir etkileşime girmeden dıp dıp dıp robot gibi dans edip yorgunluktan geberip eve dönüyoruz. 'beraber eğlenmek' bu değil yani. mesela nadir de olsa içinde geleneksel ezgiler falan olan işleri seviyorum. ortadoğululuktan mı acaba böyle düşünüyorum derdim, ama bunu sorduğum amerikalı biri de böyle düşünüyordu. özetle gerçekten anlamış değilim; bir özentiliktir gidiyor mu, yoksa hakaten yepyeni bi akım ve ben eski kafada kaldım uyum sağlayamıyorum mu, nedir yani?
edit: bir de bu işin sanatsal boyutu nedir? sanat erbabı bu tarza ve gidişe nasıl bakıyorlar?
edit: bir de bu işin sanatsal boyutu nedir? sanat erbabı bu tarza ve gidişe nasıl bakıyorlar?
0
Zevkler ve renkler tartışılamaz +1
Ben de kişisel olarak tercih etmiyorum ama ne uyuşturucu bataklığı ne de robotluk konusuna pek katılmıyorum. Tabi ki bu şekilde olan mekanlar var ama bu ne sadece bu müzik türlerine mahsus ne de her mekan ve ortam bu şekilde. Güzel örneklerini gördüm, özellikle Fransa ve Hollanda'da.
Ben de kişisel olarak tercih etmiyorum ama ne uyuşturucu bataklığı ne de robotluk konusuna pek katılmıyorum. Tabi ki bu şekilde olan mekanlar var ama bu ne sadece bu müzik türlerine mahsus ne de her mekan ve ortam bu şekilde. Güzel örneklerini gördüm, özellikle Fransa ve Hollanda'da.
0
Techno candır. Herkes her müziği sevecek diye bir kural da yok. İyi müzisyenler tarafından icra edilen elektronik müziğe laf eden karşısında beni bulur.
Şunu tabi tuvalete kezzap diye dökmek gerek: www.youtube.com
Ama bu ayrı bir mevzu: www.youtube.com
Şunu tabi tuvalete kezzap diye dökmek gerek: www.youtube.com
Ama bu ayrı bir mevzu: www.youtube.com
0
neden?
kimi zevkin kültürel ve sanatsal bi alt yapısı vardır ve belli bakış açılarından onda iyi güzel hoş ya da çirkin bişey olduğunu iddia edebilirsin.
kimi zevkin kültürel ve sanatsal bi alt yapısı vardır ve belli bakış açılarından onda iyi güzel hoş ya da çirkin bişey olduğunu iddia edebilirsin.
0
sizin eğlence anlayışınız farklı olabilir. buradan bir müzik türü ile ilgili genelleme çıkmaz.
benim için de techno'dan techno'ya değişiyor
bu da techno şarkı. ben hastasıyım
www.youtube.com
techno bir türdür bu arada. techno=elektronik müzik elektronik müzik=hapçı şeysi felan
bunlar çoğu eşitlik gibi minik önyargılar ve bilgisizlikler
cevap hakkı editi: 'techno çalan klüplerde malum şeylerin satışı normal görülüyor', ' derken kimden bahsediyorsunuz, kim normal görüyor? neyin kafasını yaşıyorsunuz? ''balkan müziği partisinde herkes sadece alkol alıyor'' derken nereden biliyorsunuz?
genelledikçe saçmalaşıyor tezler böyle, bayılıyorum.
size silah dayayıp zorla bu mekanlara götürüp zorla uyuşturucu satışını normal gösterip zorla içirmeye kalkan kimse yoksa, sizi ilgilendiren bir şey de yoktur. içmeyin, gitmeyin. Giden, eğlenen, madde kullanıp eğlenen, madde kullanmadan eğlenen vs. insanlar hakkında genelleme uyduracak hadde sahip değilsiniz. Birilerinden onay almayı başarsanız da değilsiniz, başaramasanız da değilsiniz. Kabullenmek çok zor gelebilir şu an ama, bunlar sizin ön yargılarınız. onları sevip okşayabilirsiniz. biz okşamayız :)
benim için de techno'dan techno'ya değişiyor
bu da techno şarkı. ben hastasıyım
www.youtube.com
techno bir türdür bu arada. techno=elektronik müzik elektronik müzik=hapçı şeysi felan
bunlar çoğu eşitlik gibi minik önyargılar ve bilgisizlikler
cevap hakkı editi: 'techno çalan klüplerde malum şeylerin satışı normal görülüyor', ' derken kimden bahsediyorsunuz, kim normal görüyor? neyin kafasını yaşıyorsunuz? ''balkan müziği partisinde herkes sadece alkol alıyor'' derken nereden biliyorsunuz?
genelledikçe saçmalaşıyor tezler böyle, bayılıyorum.
size silah dayayıp zorla bu mekanlara götürüp zorla uyuşturucu satışını normal gösterip zorla içirmeye kalkan kimse yoksa, sizi ilgilendiren bir şey de yoktur. içmeyin, gitmeyin. Giden, eğlenen, madde kullanıp eğlenen, madde kullanmadan eğlenen vs. insanlar hakkında genelleme uyduracak hadde sahip değilsiniz. Birilerinden onay almayı başarsanız da değilsiniz, başaramasanız da değilsiniz. Kabullenmek çok zor gelebilir şu an ama, bunlar sizin ön yargılarınız. onları sevip okşayabilirsiniz. biz okşamayız :)
0
Bizim ülkemizde eğlence anlayışı Demet Akalın veya Gülşen çalarken karşı masadaki kızı/erkeği kesmekten ibaret.Birçok ülkedeki eğlence anlayışı çoğunlukla Techno ve House müziğe kaymış durumda. Techno kültürü gerçekten çok başka birşey. Benim gözlemlerime göre bu müziği seven insanlar diğer tarz müzik seven insanlara göre mekanlarda çok daha fazla eğleniyorlar.Hayatımda uyuşturucu kullanmadım ama techno çalmayan bir gece klubünde zerre eğlenemem mesela. Techno'nun yanında playlisti iyi olan ve geçişleri güzel yapabilen bi dj de olursa efsane bir gece olur o gece benim için.
0
@otonomo
bu konuda bilgim yok evet kabul ediyorum. ama uyuşturucu konusunun genelleme yapılabilecek boyutta olduğunu bi ben mi görüyorum? nerelere gidiyosunuz siz? neden balkan müziği partisinde herkes sadece alkol alırken techno çalan kulüplerde malum maddelerin satılıyor olması normal olarak görülüyor? burdan bi çıkarım bu çıkarımı yapmak hiç de zor değil. bu arada o linkteki tarzı ben de seviyorum. 2. olan:)
@pinkman1
techno çalan kulüplerde kimse kimseyi kesmiyor mu sizce? bizde demet akalın varsa avrupa ya da amerikada da zilyon kere izlenen popüler bir müzik mevcut. bizde demet akalın dışında iyi müzik yapan ama technocu olmayan kimseler olduğu gibi.
bu konuda bilgim yok evet kabul ediyorum. ama uyuşturucu konusunun genelleme yapılabilecek boyutta olduğunu bi ben mi görüyorum? nerelere gidiyosunuz siz? neden balkan müziği partisinde herkes sadece alkol alırken techno çalan kulüplerde malum maddelerin satılıyor olması normal olarak görülüyor? burdan bi çıkarım bu çıkarımı yapmak hiç de zor değil. bu arada o linkteki tarzı ben de seviyorum. 2. olan:)
@pinkman1
techno çalan kulüplerde kimse kimseyi kesmiyor mu sizce? bizde demet akalın varsa avrupa ya da amerikada da zilyon kere izlenen popüler bir müzik mevcut. bizde demet akalın dışında iyi müzik yapan ama technocu olmayan kimseler olduğu gibi.
0
insanı hipnotize eden bi tür ilk olarak.
tam anlamıyla müzik olarak görmüyorum ben. ambiyans.
uyarıcı madde endüstrisi ile ortak amaçta olduğu kesin bence.
bu işi yapan bi arkadaşım var, cazcıydı ama dj oldu sonradan, arada gidiyorum da performanslarına fenalıklar fenalıklar yani :))
zevkler ve renkler tartışılmaz yazanlar üyeliklerini silsin. burada başka bi şey yapmıyoruz çünkü.
tam anlamıyla müzik olarak görmüyorum ben. ambiyans.
uyarıcı madde endüstrisi ile ortak amaçta olduğu kesin bence.
bu işi yapan bi arkadaşım var, cazcıydı ama dj oldu sonradan, arada gidiyorum da performanslarına fenalıklar fenalıklar yani :))
zevkler ve renkler tartışılmaz yazanlar üyeliklerini silsin. burada başka bi şey yapmıyoruz çünkü.
0
bahsedildigi gibi, sadece techno alt dali degil de elektronik muzik diye bakmak daha iyi olur degerlendirmek icin. gerci elektronik muzik demek bile dusundurucu. massive attack de elektronik muzik yapiyor ama dinlerken dans etmiyoruz.
techno bundan neredeyse 30 yil once detroit'te dogmus bir cesit kultur. yani eger bir ozentilikten bahsediyorsaniz 30 yillik bir ozentilikten bahsediyorsunuz. tabii o zamanlarda ciktigi gibi kalmadi. surekli gelisti ama gelenekselligini korudu. caz muzik de 1920'lerde ciktigi gibi degil. avrupalilar alip baska bir seye donusturdu. herkes birbirinden etkilendi. house musik chicago'da dogdu fakat gunumuzde ibizalilar bunu baska bir duzeye tasidi mesela.
insanlar neden seviyor? oncelikle bu muzigi sevenler dans etmeyi seviyor. dans etmek de kimi zaman o bildigimiz turlu figurleri olan danslar degil, sadece ritme gore yapilan hareketler olabiliyor. bu turun kendini surekli tekrarlayan fakat zamanla progresiflesen hali insanlarin hosuna gidiyor. uyusturucunun elbette etkisi var ama sadece buna mal etmek yanlis olur.
---sanatsal boyut kismina hos geldiniz---
ki en sevdigim bolumdur. oncelikle elektronik muzigin EN BUYUK ozelligi, cogunlukla tek bir kisinin elinden cikmasi. rihanna sever misin? tamam sarkiyi o soyler ama produksiyonu kim yapar? enstrumanlari kim calar? techno gibi turlerde orkestra (yani produktor) tek bir kisidir. belki yeterince armoni yoktur -ki bu da muzik turunun ozelligi cunku o sirada dans ettigimiz unutulmasin- fakat tek bir sarkinin cikarilmasi aylar surer. o sirada produktor hem davulcudur, hem klavyeci, kimi zaman saksofoncu ya da gitaristtir. 80'lerden kalma bir synthesizer ile simdiye dek ortaya cikarilmamis sesleri bulmaya calisir. zaten konu bu, ses. yani muzigi muzik yapan sey olan ses, bu muzik turlerinde daha bir onem tasiyor cunku devasa hoparlorlerle bir grup insana caliniyor. iyi uretilmis olmak zorunda. armoni bir kosul degil.
bir de sizin neye techno dediginizi bilemiyoruz su an. belki techno bile degil bahsettiginiz. fakat daha once de bahsedildigi gibi, techno var techno var. cope atilacaklar var. gaziosmanpasa'da calinan var, berlin'de ya da hamburg'da calinan var. belki aradiginiz yeri bulamadiniz, belki de bu tur sizin turunuz degil. ama tabii ki zevkler ve renkler tartisilmaz. nargile sevmem ama neden sevildigini sorgulayamam.
ekleme: tum bunlardan sonra bazi sorulariniza ufak cevaplar vermek istiyorum.
"bu muzikler nasil oldu da bu kadar populer oldu?"
hatta buna soruyla cevap verilir. belki de siz hayatta yokken var olmus bir populariteden nasil haberiniz olmadi?
"eskiden de gece kuluplerinde boyle seyler mi calinirdi?"
kisa cevap: evet. uzuncasi, bahsettigim gibi, muzik evrildikce degisti ama temelde ayni turde muzikler caldi. 80'lerdeki bir gece kulubunden su goruntuler: www.youtube.com
baksaniza muzik yine 110-130 bpm araliginda. insanlar yine ayni edgy'likte. uyusturucu da vardir kesin. yani bu olay hep vardi. siz farkina varamamissiniz.
techno bundan neredeyse 30 yil once detroit'te dogmus bir cesit kultur. yani eger bir ozentilikten bahsediyorsaniz 30 yillik bir ozentilikten bahsediyorsunuz. tabii o zamanlarda ciktigi gibi kalmadi. surekli gelisti ama gelenekselligini korudu. caz muzik de 1920'lerde ciktigi gibi degil. avrupalilar alip baska bir seye donusturdu. herkes birbirinden etkilendi. house musik chicago'da dogdu fakat gunumuzde ibizalilar bunu baska bir duzeye tasidi mesela.
insanlar neden seviyor? oncelikle bu muzigi sevenler dans etmeyi seviyor. dans etmek de kimi zaman o bildigimiz turlu figurleri olan danslar degil, sadece ritme gore yapilan hareketler olabiliyor. bu turun kendini surekli tekrarlayan fakat zamanla progresiflesen hali insanlarin hosuna gidiyor. uyusturucunun elbette etkisi var ama sadece buna mal etmek yanlis olur.
---sanatsal boyut kismina hos geldiniz---
ki en sevdigim bolumdur. oncelikle elektronik muzigin EN BUYUK ozelligi, cogunlukla tek bir kisinin elinden cikmasi. rihanna sever misin? tamam sarkiyi o soyler ama produksiyonu kim yapar? enstrumanlari kim calar? techno gibi turlerde orkestra (yani produktor) tek bir kisidir. belki yeterince armoni yoktur -ki bu da muzik turunun ozelligi cunku o sirada dans ettigimiz unutulmasin- fakat tek bir sarkinin cikarilmasi aylar surer. o sirada produktor hem davulcudur, hem klavyeci, kimi zaman saksofoncu ya da gitaristtir. 80'lerden kalma bir synthesizer ile simdiye dek ortaya cikarilmamis sesleri bulmaya calisir. zaten konu bu, ses. yani muzigi muzik yapan sey olan ses, bu muzik turlerinde daha bir onem tasiyor cunku devasa hoparlorlerle bir grup insana caliniyor. iyi uretilmis olmak zorunda. armoni bir kosul degil.
bir de sizin neye techno dediginizi bilemiyoruz su an. belki techno bile degil bahsettiginiz. fakat daha once de bahsedildigi gibi, techno var techno var. cope atilacaklar var. gaziosmanpasa'da calinan var, berlin'de ya da hamburg'da calinan var. belki aradiginiz yeri bulamadiniz, belki de bu tur sizin turunuz degil. ama tabii ki zevkler ve renkler tartisilmaz. nargile sevmem ama neden sevildigini sorgulayamam.
ekleme: tum bunlardan sonra bazi sorulariniza ufak cevaplar vermek istiyorum.
"bu muzikler nasil oldu da bu kadar populer oldu?"
hatta buna soruyla cevap verilir. belki de siz hayatta yokken var olmus bir populariteden nasil haberiniz olmadi?
"eskiden de gece kuluplerinde boyle seyler mi calinirdi?"
kisa cevap: evet. uzuncasi, bahsettigim gibi, muzik evrildikce degisti ama temelde ayni turde muzikler caldi. 80'lerdeki bir gece kulubunden su goruntuler: www.youtube.com
baksaniza muzik yine 110-130 bpm araliginda. insanlar yine ayni edgy'likte. uyusturucu da vardir kesin. yani bu olay hep vardi. siz farkina varamamissiniz.
0
"techno ve benzeri" kalıbıyla elektronik dans müziği dünyasının tamamını genellemek doğru değil.
hoşlanmamanız gayet normal. dünyada da hoşlanmayan insanların var olması normal. insanlar zaten bunların çalındığı yerlere sohbet etmeye değil, dans edip eğlenmeye gidiyorlar.
elektronik dans müziği yeni değil, üstte de yazıldığı gibi 70'lerden beri var.
rock ve cazdaki kadar olmasa da, elektronik müzik üreten virtüözler de var. sanat erbabı derken de, örneğin fazıl say'ın bir elektronik müzik sanatçısı olan mercan dede'yle çalışmalarını dinleyebilirsiniz.
ayrıca spor esnasında sağlam motivasyon sağlıyor.
hoşlanmamanız gayet normal. dünyada da hoşlanmayan insanların var olması normal. insanlar zaten bunların çalındığı yerlere sohbet etmeye değil, dans edip eğlenmeye gidiyorlar.
elektronik dans müziği yeni değil, üstte de yazıldığı gibi 70'lerden beri var.
rock ve cazdaki kadar olmasa da, elektronik müzik üreten virtüözler de var. sanat erbabı derken de, örneğin fazıl say'ın bir elektronik müzik sanatçısı olan mercan dede'yle çalışmalarını dinleyebilirsiniz.
ayrıca spor esnasında sağlam motivasyon sağlıyor.
0
"ben bu müzikleri sevmiyorum. zira bunların çalındığı yerler tam bir uyuşturucu bataklığı."
70lerde de hippiler blues ile uyuşturucu çekiyorlardı. "ortamları leşti". Hendrix ve Joplin uyuşturucudan gitti. Gelmiş geçmiş en büyük saxcı Charlie Parker kafayı çekmeden sahneye çıkmıyor, Miles Davis'den para dileniyordu.
yanlış mantıkla düşündüğünün farkına varırsın umarım. hoşlanmamak başka, tüm müzik türünü gömmek başka.
70lerde de hippiler blues ile uyuşturucu çekiyorlardı. "ortamları leşti". Hendrix ve Joplin uyuşturucudan gitti. Gelmiş geçmiş en büyük saxcı Charlie Parker kafayı çekmeden sahneye çıkmıyor, Miles Davis'den para dileniyordu.
yanlış mantıkla düşündüğünün farkına varırsın umarım. hoşlanmamak başka, tüm müzik türünü gömmek başka.
0
elektronik muzigin geneline bayiliyorum, sadece uyusturucu batakligi kuluplerde degil, evde ve calisirken de dinliyorum. ayrica o uyusturucu batakligi kuluplerde uyusturucu satilmiyor, birisi getirirse olur, onu da alenen icmezsin.
uyusturucu ile bir muzik turunu birlestirmek de sacma.
sevmiyorsan dinlemeyebilirsin.
uyusturucu ile bir muzik turunu birlestirmek de sacma.
sevmiyorsan dinlemeyebilirsin.
0
"bunların çalındığı yerler tam bir uyuşturucu bataklığı"
hahah sen dinleme ulan ayı
hahah sen dinleme ulan ayı
0
0
rayde
Sitesinde bakindim bulamadim, 1 yil daha garantisi olan bilgisayarima ram eklicem ama garantiyi bozar mi? Ramin bulundugu kisimda buyuk kapak var acinca sadece ram yok. Ayrı degil yani. Aldigim yere mi gotursem (teknosa)? Güvenlik bandi da yok ama vidalari oynayinca anlasilabilir.Su an elimde tornav
Sitesinde bakindim bulamadim, 1 yil daha garantisi olan bilgisayarima ram eklicem ama garantiyi bozar mi? Ramin bulundugu kisimda buyuk kapak var acinca sadece ram yok. Ayrı degil yani. Aldigim yere mi gotursem (teknosa)? Güvenlik bandi da yok ama vidalari oynayinca anlasilabilir.
Su an elimde tornavidayla dalip dalmama konusunda kararsiz bekliyorum.
Su an elimde tornavidayla dalip dalmama konusunda kararsiz bekliyorum.
0
ayrı ulaşılabilir bir bölmede olsaydı sorun olmazdı ancak tüm gövdeyi açmak garantiyi bozar. yani şöyle bozar: rami eklerken hard diske zarar gelirse (gerçi nereden bilecekler) garanti kapsamına girmez. durum böyle. ama;
bence aç. sökme işinden anlıyorsan zaten vida artırmamaya çalış kapatırken. kalem kağıtla not al hangi vidanın nereye ait olduğunu. bir de garanti olsun diye modelin sökme videosunu izle bir önceden.
bence aç. sökme işinden anlıyorsan zaten vida artırmamaya çalış kapatırken. kalem kağıtla not al hangi vidanın nereye ait olduğunu. bir de garanti olsun diye modelin sökme videosunu izle bir önceden.
0
o is belirsiz ya. guvenlik bandi yoksa bile dedigin gibi, vidalar oynayinca anlarlar. bir sey demeyebilirler de. lenovo'nun servisi iyidir turkiye'de genelde. benim sormak istedigim, ram eklemeye ihtiyaciniz var mi? su an ram ne kadar? bilgisayarinizla neler yapiyorsunuz?
0
@sporty,Topu topu 2 vida var zaten videosunu da izledim. Daha once laptop actim problem olmaz.
@hopeless, 4 gb ram var ama sanal makine uzerinden calismam gereken seyler var. Onun icin de ekstra 4 gb lazim en az 8 olmali yani. Ondan.
@hopeless, 4 gb ram var ama sanal makine uzerinden calismam gereken seyler var. Onun icin de ekstra 4 gb lazim en az 8 olmali yani. Ondan.
0
bozulmuyordu önceden. 4 yıl önce aldığımda ben aldığım siteye eklettirmiştim 4 ram. donanımhaberde millet kendisi alıp takmıştı. ssd ve ram takmak bozmuyor demişlerdi
0
cagdassalur
baya severek kullandıgım bi kulaklık vardı xiaomi piston 3 diye. bunun bi tarafından ses az geliyor belli tozdan pislikten. ben simdi bi sekilde o icerdeki pisliği temizleyip kullanabilir miyim çöp mü oldu kulaklık? teşkürler.
baya severek kullandıgım bi kulaklık vardı xiaomi piston 3 diye. bunun bi tarafından ses az geliyor belli tozdan pislikten. ben simdi bi sekilde o icerdeki pisliği temizleyip kullanabilir miyim çöp mü oldu kulaklık?
teşkürler.
teşkürler.
0
başındaki silikonu çıkar ve eski bir diş fırçasıyla temizle. ara sıra sert olarak üfle ve diş fırçasıyla temizlemeye devam et. düzelmezse ömrünü doldurmuştur.
0
www.youtube.com
ya böyle ya da resimde işaretlediğim siyah renkli kısmı tırnağınla veya bıçakla dikkatlice ayırmaya çalış. muhtemelen çıkacaktır.
i.hizliresim.com
ya böyle ya da resimde işaretlediğim siyah renkli kısmı tırnağınla veya bıçakla dikkatlice ayırmaya çalış. muhtemelen çıkacaktır.
i.hizliresim.com
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
https://www.amazon.com/ARCTIC-Compound-Performance-Heatsink-Interface/dp/B0045JCFLY/ref=sr_1_1?m=ATVPDKIKX0DER&s=pc&ie=UTF8&qid=1488623715&sr=1-1&keywords=thermal+paste&refinements=p_6%3AATVPDKIKX0DER%2Cp_n_shipping_option-bin%3A3242350011iyi midir bu macun alınır mı?
0
zalman, arctic, thermaltake, noctua, cooler master bunlardan herhangi bir termal macun işini görür. al gitsin. Türkiye'den alacaksan Arctic'den başka şunu önerebilirim:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
0
m e b
elektronik ağırlıklı olsa çok daha güzel olur. ayrıca bunun gibi şarkıları ne şekilde aratabilirim? ben aratınca bulamadım doğru şekilde arayamadığım için olsa gerek. spotify veya itunes'ta listeler var mıdır?the weeknd - `i feel it coming`:https://www.youtube.com/watch?v=EOoFOOBmqRgbeyoncé - `xo`:h
elektronik ağırlıklı olsa çok daha güzel olur. ayrıca bunun gibi şarkıları ne şekilde aratabilirim? ben aratınca bulamadım doğru şekilde arayamadığım için olsa gerek. spotify veya itunes'ta listeler var mıdır?
the weeknd - i feel it coming:
www.youtube.com
beyoncé - xo:
www.youtube.com
britney spears - unusual you:
www.youtube.com
britney spears - alien:
www.youtube.com
justin timberlake - strawberry bubblegum:
www.youtube.com
katy perry -chained to the rhythm:
www.youtube.com
the weeknd - i feel it coming:
www.youtube.com
beyoncé - xo:
www.youtube.com
britney spears - unusual you:
www.youtube.com
britney spears - alien:
www.youtube.com
justin timberlake - strawberry bubblegum:
www.youtube.com
katy perry -chained to the rhythm:
www.youtube.com
0
milyon örnek vardır, orta tempo ne bilmiyorum ama ben öyle elektronik filan dinleyemiyorum, yoruluyorum.
şuna sardım şu aralar,
www.youtube.com
şuda güzel
www.youtube.com
bunlardan başka genelde klasik ya da film müziği dinlerim ama pop dinlersem adele, amy wine filan.
şuna sardım şu aralar,
www.youtube.com
şuda güzel
www.youtube.com
bunlardan başka genelde klasik ya da film müziği dinlerim ama pop dinlersem adele, amy wine filan.
0
şarkılar arasında bağlantı kuramadım ama i feel it coming için daft punk'ın something about us, game of love, beyond şarkıları ya da random access memories albümünün tümünü dinleyebilirsin.
ya da Stephane Pompougnac'ı denemeni önerebilirim. şu albümle başlayıp beğenirsen devam edersin diğer albümleriyle:
open.spotify.com
ya da Stephane Pompougnac'ı denemeni önerebilirim. şu albümle başlayıp beğenirsen devam edersin diğer albümleriyle:
open.spotify.com
0
chicha
https://www.amazon.com/Fossil-FS4552-Machine-Stainless-Chronograph/dp/B003R7JYBY100 dolar civarına alabiliyorum, kordonunun metal olması dışında çok beğendim. Sizce?
0
100 dolara alabiliyorsan güzel saat ama gümrükte vergi mergi olayı nasıl olacak?
0
kaplama olması ileride soyulabilirlik ihtimalini kuvvetlendiriyor. nispeten kaliteli bir marka olsa da kaplama atabilir.
0
cuckoo
`iPhone`'da müzik dinlerken kulaklığın hem ses seviyesinde, hem de ses kalitesinde önemli bir artış yaratacak taşınabilir bir kulaklık amfisi almak istiyorum. Yani ses, fark edilir derecede artmalı ve bu olurken bozulmalar olmamalı. Fiyat olarak da 200 - 300 lirayı geçmesin istiyorum. `RHA MA750i` k
iPhone'da müzik dinlerken kulaklığın hem ses seviyesinde, hem de ses kalitesinde önemli bir artış yaratacak taşınabilir bir kulaklık amfisi almak istiyorum. Yani ses, fark edilir derecede artmalı ve bu olurken bozulmalar olmamalı. Fiyat olarak da 200 - 300 lirayı geçmesin istiyorum.
RHA MA750i kulak içi ve AKG K451 kulak üstü kulaklık modelleriyle kullanılacak. Bunlar zaten pek de amfiye ihtiyaç duymadan rahatlıkla sürülebilir kulaklıklar. Ancak, bilgisayarımda ve ses kartımda bu kulaklıklar yeterli performansı verse de iPhone'un kulaklık sesi çıkışı zaman zaman yetersiz kalabiliyor.
Bu fiyat aralığında Fiio ve Creative'in bazı modelleri çıkıyor. Bu tür taşınabilir amfileri iPhone veya akıllı telefonlarda kullanmış arkadaşların önerilerini bekliyorum.
RHA MA750i kulak içi ve AKG K451 kulak üstü kulaklık modelleriyle kullanılacak. Bunlar zaten pek de amfiye ihtiyaç duymadan rahatlıkla sürülebilir kulaklıklar. Ancak, bilgisayarımda ve ses kartımda bu kulaklıklar yeterli performansı verse de iPhone'un kulaklık sesi çıkışı zaman zaman yetersiz kalabiliyor.
Bu fiyat aralığında Fiio ve Creative'in bazı modelleri çıkıyor. Bu tür taşınabilir amfileri iPhone veya akıllı telefonlarda kullanmış arkadaşların önerilerini bekliyorum.
0
docs.google.com
headphones subreddit tarafından oluşturulmuş basit bir kılavuz var linkte. dac/amfi kombosu yerine sadece amfi istiyorsan sana fiio A1 yeter sanırım.
headphones subreddit tarafından oluşturulmuş basit bir kılavuz var linkte. dac/amfi kombosu yerine sadece amfi istiyorsan sana fiio A1 yeter sanırım.
0
fragile lady
Kaldırımın ortasında yavaş yavaş yürüyenlere, toplu taşımada ağır ağır ilerleyenlere, grupça bir aktivite yapılırken topluluğun dinamiğini bozarak herkesin enerjisini sömürmekten çekinmeyenlere, konuşması, jestleri, mimikleri ve hatta gülüşü bile aheste olanlara, o ağır ağır dillendirdiği cümlelerin
Kaldırımın ortasında yavaş yavaş yürüyenlere, toplu taşımada ağır ağır ilerleyenlere, grupça bir aktivite yapılırken topluluğun dinamiğini bozarak herkesin enerjisini sömürmekten çekinmeyenlere, konuşması, jestleri, mimikleri ve hatta gülüşü bile aheste olanlara, o ağır ağır dillendirdiği cümlelerini bitirmesi ve varmak istediği yere bir an evvel varabilmesi için ağzının içine baktıklarımıza, inanılmaz şekilde acelemiz varken araya kırk tane alakasız şey sokup işimizin önüne ket koyanlara ve dışarıda akıp giden bir dünyayla insanı heyecanlandıran tonla şey varken yaşam tarzı olarak yavaşlığı seçenlere gıcık olan bir ben mi varım?
0
yürüyen bantların/merdivenlerin tam ortasından gidenler, onlar ne olacak? kulaklık da varsa bir de kulağında eyvah eyvah...
0
Ben de aceleciyim ve bu gibi insanlar önüme çıktığında ezesim geliyor - du. Hala aceleciyim ama yatıştırmaya çalışıyorum bu huyumu. Ortamına göre tepki veriyorum ya da saygı gösteriyorum. İşin yetişmesi gerekiyorsa beyefendinin / hanımefendinin keyfini bekleyemem ama yaşam tarzı olarak yavaşlığı seçenlere saygı duymalıyım, duymalıyız.
Mandıra filozofu diye bir film vardı. Bir de bir sürü kişisel gelişim kitapları. Tek doğru bizim yaşadığımız bildiğimiz değil.
Mandıra filozofu diye bir film vardı. Bir de bir sürü kişisel gelişim kitapları. Tek doğru bizim yaşadığımız bildiğimiz değil.
0
"Uyuz" insanlara ben de katlanamiyorum. Kimseyi etkilemedigi bir durumda insan istedigi kadar yavas olabilir, ama ornegin market/magaza kasasinda oyalandikca oyalanan, promosyon urunler arasinda bes saat karar veremeyen, kapi agizlarinda, merdiven basinda, tek kisinin gecebilecegi bilimum yerlerde yavaslayan/duran, ucak koridorlarinda aheste aheste montunu cikaran, rafa esya yerlestiren, sol seritten suzulerek giden tipleri bazen gercekten bogazlamak istiyorum.
0
arabası olanlar da biz yayaları ezsin, sonra biz de tüm araçları ateşe verelim, kurtulalım komple :)
maalesef dünya kendi halinde dönmeye devam ediyor..
maalesef dünya kendi halinde dönmeye devam ediyor..
0
nö. ben de nefret ederim.
yemin ediyorum elimden gelse ite ite ilerleyeceğim o yavaş yürüyenleri.
mesela teyzeler var, dank diye duruyor yolun ortasında camekanlara bakıyor.
mesela otobüse bineceğiz. geri zekalı daha yeni çıkarıyor kartını.
hele atm'de yarım saat işlem yapan embesiller çıldırtıyor beni.
zaten katil olmaya karar verseydim önce minibüsçüleri, sonra emlakçıları, en son da toplum yaşamına uyum sağlayamamış, başkasının zamanını çalan bu geri zekalıları avlamak olurdu hedefim.
yemin ediyorum elimden gelse ite ite ilerleyeceğim o yavaş yürüyenleri.
mesela teyzeler var, dank diye duruyor yolun ortasında camekanlara bakıyor.
mesela otobüse bineceğiz. geri zekalı daha yeni çıkarıyor kartını.
hele atm'de yarım saat işlem yapan embesiller çıldırtıyor beni.
zaten katil olmaya karar verseydim önce minibüsçüleri, sonra emlakçıları, en son da toplum yaşamına uyum sağlayamamış, başkasının zamanını çalan bu geri zekalıları avlamak olurdu hedefim.
0
Ben de sinir oluyorum ama bunlardan daha cok sinir oldugum sey 30 cm'lik kaldirimin ortasinda durup sohbet eden ve etrafi kesen ikili kiz grubu. Yoldan insanlar filan sove sove geciyor ona da guluyorlar.
0
onlar benim de hayret ettiğim, anlayamadığım insanlar.
ama yavaşlık da güzel olabiliyor. sol ayak bileğimi burkup bir hafta üzerine basamamış, sonrasında günlerce çoook yavaş yürümeye mecbur kalmıştım. vitrinleri ve insanları izleyerek küçük adımlar atıyordum. istesem de hızlanamayacağımı, başka seçeneğimin olmadığını bilmek beni kaplumbağa gibi yavaş ama huzurlu bir yaratık yapmıştı.
hala, bazen yolda yürürken aynı hıza inmeyi denerim ama birkaç saniye sonra tekrar tempom yükselir, o huzuru bulamam.
ama yavaşlık da güzel olabiliyor. sol ayak bileğimi burkup bir hafta üzerine basamamış, sonrasında günlerce çoook yavaş yürümeye mecbur kalmıştım. vitrinleri ve insanları izleyerek küçük adımlar atıyordum. istesem de hızlanamayacağımı, başka seçeneğimin olmadığını bilmek beni kaplumbağa gibi yavaş ama huzurlu bir yaratık yapmıştı.
hala, bazen yolda yürürken aynı hıza inmeyi denerim ama birkaç saniye sonra tekrar tempom yükselir, o huzuru bulamam.
0
yıllarca bu şekilde serzenişlerde bulundum şu anda dünyanın en yavaş bireyiyle beraberim, hayati bir mesele yoksa konuşması bile yavaş yani çok şepayma başına gelirse üzülürsün hayatım yavaşladı tşk.
0
Yavaş yürüyen insan hayatta en tahammül edemediğim ilk 5 şeyin falan arasına girer sanırım. Bunların bir de yürüyen merdivenin sol tarafında dikilip etrafı seyredenleri var ki onlara sinirimi anlatmam mümkün değil. Yavaşlıktan da öte artık bu, 2 adım yana hareket etmekten acizler.
0
Onlar da öyle işte napalim ama ben hızlı hareket eden, tez canlı bir insan olarak tahammül edemiyorum ruhum sıkılıyor ne yalan söyleyeyim. Bir de böyle uyuz uyuz etrafta dolaşıp hicbir sey yapmayanlar. Hazırlanıyor, bir iş yapıyor sanarsın bekliyorsundur, bi bakarsın daha bir adım yol gitmemiş. Acelemiz yoksa yanimda yavaş yuruyene bir sey demem kendi hızımı azaltmaya calisirim genelde. Fazla hızlı olmak da iyi degil ama aşırı yavaşlığa hiç gelemiyorum.
0
babamda sağlık sorunu sebebi ile yavaş hareket edenlerden
umarım bir gün gelir ben yanındayken bu şekilde konuşma cüretini gösterirsin ve hayatının en kötü günlerinden birisini sana geçirtirim.
umarım bir gün gelir ben yanındayken bu şekilde konuşma cüretini gösterirsin ve hayatının en kötü günlerinden birisini sana geçirtirim.
0
@basond, geçmiş olsun da buluttan nem kapmanın anlamı yok. sanki tek bacağı olmayıp da yavaş yürüyenlere sallamışlar gibi.
0
sadece yürüme de değil böyle ortak kullanılan yerlerde falan da genelde yavaş insanlar sinirimi bozuyor ama bazen ben de yorgun, bezgin, düşünceli falanken yavaş davrandığımı fark ediyorum. ama fark şu ki ben yavaş olduğum anlarda birinin herhangi bir eylemine engel olmamak için ona göre davranıyorum mesela tek kişinin geçebileceği kısımlarında hızlanıyorum kaldırımın, market reyonunda yavaş yavaş bir şey bakıyorsam kenarda duruyorum arkamdan gelene öncelik veriyorum falan. yavaşlığı farkında olunduğu ve gereği yerine getirildiği sürece tolere edebiliyorum.
0
gereksiz duyarlarda bugün, @basond; sağlık sorunu ya da başka istisnai durumları kastetmediğimi ve yavaş olmak zorunda kalanları değil de bunu yaşam tarzı olarak seçenleri kastettiğimi duyurumda yazmama rağmen tekrardan açıklama yapmak zorunda bıraktın ya beni, teşekkürler. baban için de geçmiş olsun. sevgiler...
0
benim en sinir oldugum tipler mesela metroda yuruyen merdivenden cikiyorsunuz, cikiyor tam tepesinde - yani herkesin cikip ulastigi yerde- kenara cekilmeden duruyor, ya da asagi iniyorsunuz, metroya yetiseceksiniz, aheste aheste. sen yavas git tamam da kenara cekil bari. doner kapidan cikiyorsunuz tam herkesin ciktigi yerde duruyor. yavas yavas boyle ya kenara cekiliyor ya cekilmiyor. ya ayak altindan cekilsene kardesim, dunyada senden baska kimse yok mu sanki.
0
he gereksiz duyar kasıyorum he,
yolda yavaş yürüyenleri de zaten alnından okuyup anlıyorsunuz. Merdivenden çıkanları sırtında yazdığı için anlıyorsunuz.
siz gıcık olmaya devam edin
yolda yavaş yürüyenleri de zaten alnından okuyup anlıyorsunuz. Merdivenden çıkanları sırtında yazdığı için anlıyorsunuz.
siz gıcık olmaya devam edin
0
ben arkadaşlarımı uykusunda boğmayı falan planlıyorum bu mesele yüzünden.
ne zaman kalkıp bir yere gidilecek, bir şey yapılacak olsa herifler 10 saat evden çıkamıyor. sanki her biri bana birer cambridge kontesi. saçlı sakallı adamlar bunlar ya.
tüm varlığımla nefret ediyorum.
ne zaman kalkıp bir yere gidilecek, bir şey yapılacak olsa herifler 10 saat evden çıkamıyor. sanki her biri bana birer cambridge kontesi. saçlı sakallı adamlar bunlar ya.
tüm varlığımla nefret ediyorum.
0
İnsanlara bu kadar takılmak, insana hiçbir şey kazandırmıyor. Bunu farkedince kuş gibi hafifliyorsun.
0
Offf acilin once ben gomucem:D Hepsini yok edelim. Uzun namlulu silahlara mudahale edelim:)
Hastaligi olan, yorgun argin olana bir sey demem de gencecik zipkin gibi kizlar erkekler boyle agir agir takiliyor deli oluyorum.
Arkadas ust gecitte, kaldirimda, orada burada neden asiri yavas yurursun neden? Dusunuyorum dusunuyorum bulamiyorum. Yok yani bir sebep bulamiyorum. Arkandan kovalayan varmis gibi gitmesen de olur da neden kagni gibi hareket edersin arkadas, bu kadar cok mu zamani herkesin. Bunlar 500-600 sene yasamanin formulunu buldu da o yuzden mi bu kadar rahat yoksa?
Bazen yavas yuruyenlerin arkaasina denk geliyorum, sagdan soldan gececek yer de yok, resmen duracagiz o kadar yavas oluyorlar. Yani gitmekle gitmemek arasi bir sey, kanser olursun:) Ulan dur bari hic gitme bosver.
Kimseyi etkilemedigi durumda istedigi hizda takilabilir herkes ama topluma acik alanlarda genelde etkleniyorum. Daracik ust gecit ya da daracik kaldirim, onumde kagni gibi 2 kisi muhabbet ede ede gidiyor ve beni yavaslatiyorlar, lanet olasi ust gecitte neden vakit oldurmek zorunda kalayim? Kamlumbaga gibi giceksen allahin belasi kaldirimi ortalama! Kenardan yuru ki vaktini kaldirimda oldurmek istemeyen adam gecip gitsin.
Hangisi hastaliktan, yasliliktan ya da cok calismaktan hangisi keyfine tek tek tespit etmem mumkun degil zaten ama yavasligi sevmiyorum. Yavas insanlara denk gelmeyi sevmiyorum. En azindan baskalarini yavaslatacak davranislardan kacinsinlar pls.
Yavas hareket edenlerden daha sinir oldugum bir sey varsa o da daha yavas hareket edenlerdir:)
Ben de tezcanliyim, karsima cikmadiklari surece yavaslarla bir sorunum yok aslinda. Ama karsima cikmasinlar, hayati yavaslatmasinlar. Yoksa pirasayi da sevmem ama bana bulasmadigi surece sadece sevmemekle kaliyorum, pirasaya bir sey yapmiyorum.
Hastaligi olan, yorgun argin olana bir sey demem de gencecik zipkin gibi kizlar erkekler boyle agir agir takiliyor deli oluyorum.
Arkadas ust gecitte, kaldirimda, orada burada neden asiri yavas yurursun neden? Dusunuyorum dusunuyorum bulamiyorum. Yok yani bir sebep bulamiyorum. Arkandan kovalayan varmis gibi gitmesen de olur da neden kagni gibi hareket edersin arkadas, bu kadar cok mu zamani herkesin. Bunlar 500-600 sene yasamanin formulunu buldu da o yuzden mi bu kadar rahat yoksa?
Bazen yavas yuruyenlerin arkaasina denk geliyorum, sagdan soldan gececek yer de yok, resmen duracagiz o kadar yavas oluyorlar. Yani gitmekle gitmemek arasi bir sey, kanser olursun:) Ulan dur bari hic gitme bosver.
Kimseyi etkilemedigi durumda istedigi hizda takilabilir herkes ama topluma acik alanlarda genelde etkleniyorum. Daracik ust gecit ya da daracik kaldirim, onumde kagni gibi 2 kisi muhabbet ede ede gidiyor ve beni yavaslatiyorlar, lanet olasi ust gecitte neden vakit oldurmek zorunda kalayim? Kamlumbaga gibi giceksen allahin belasi kaldirimi ortalama! Kenardan yuru ki vaktini kaldirimda oldurmek istemeyen adam gecip gitsin.
Hangisi hastaliktan, yasliliktan ya da cok calismaktan hangisi keyfine tek tek tespit etmem mumkun degil zaten ama yavasligi sevmiyorum. Yavas insanlara denk gelmeyi sevmiyorum. En azindan baskalarini yavaslatacak davranislardan kacinsinlar pls.
Yavas hareket edenlerden daha sinir oldugum bir sey varsa o da daha yavas hareket edenlerdir:)
Ben de tezcanliyim, karsima cikmadiklari surece yavaslarla bir sorunum yok aslinda. Ama karsima cikmasinlar, hayati yavaslatmasinlar. Yoksa pirasayi da sevmem ama bana bulasmadigi surece sadece sevmemekle kaliyorum, pirasaya bir sey yapmiyorum.
0
Kendim çok hızlı ve telaşlı yapıdayım. Yavaş yürüyen, yavaş hareket eden insanlara anlam veremiyorum. Yok yani, bir şey nasıl o kadar yavaş yapılır, gerçekten anlam veremiyorum. Ama itiraf etmeliyim ki kendi yapımla da yoruluyorum. Belki de doğrusunu onlar yapıyordur.
0
buradaki hatunlar tanımdaki gibi bi erkek görünce 'çok cool ya' diye erimeye başlıyolar.
özellikle de hayata karşı bu derecede heyecan duyanlar.
yavaş konuşmak, sakin hareket etmekle yürüyen merdivenin sol tarafında durmanın ya da senin için önemli bir işi uzatmanın bi mantığı yok arkadaşlar. yukarıda bi arkadaş var sosyoloji masterı yapmış onunla kafa kafaya verin doğru başlığı açın bence.
özellikle de hayata karşı bu derecede heyecan duyanlar.
yavaş konuşmak, sakin hareket etmekle yürüyen merdivenin sol tarafında durmanın ya da senin için önemli bir işi uzatmanın bi mantığı yok arkadaşlar. yukarıda bi arkadaş var sosyoloji masterı yapmış onunla kafa kafaya verin doğru başlığı açın bence.
0
sağlık durumu ya da yaşlılık sebebiyle değilse ben de uyuz olurum. Hatta yüksek sesle uyarırım.
Ayrıca alınganlık yapmaya gerek yok, kastedilenin yaşlılar ya da hastalar olmadığını hepimiz biliyoruz. arkadaşıyla merdiven ortasında "röahhghshshsg" diye muhabbet ederek beni engelleyen adamın bir maruzatı olduğunu anlamam için alnında yazmasına gerek yok.
Ayrıca alınganlık yapmaya gerek yok, kastedilenin yaşlılar ya da hastalar olmadığını hepimiz biliyoruz. arkadaşıyla merdiven ortasında "röahhghshshsg" diye muhabbet ederek beni engelleyen adamın bir maruzatı olduğunu anlamam için alnında yazmasına gerek yok.
0
yavaş insanlardan şikayet edenlere, bunu bir kaç adım öteye taşıyanlara hazırladığım lafları da döşüyordum ki...
benim de onlardan olduğumu fark ettim. ama hızlı iş ortamında sürekli ayak altında dolaşan müdüre karşı. adamcagız artık beni görünce yol veriyor resmen.
"çok hızlı gittik. ruhlarımız geride kaldı" demiş ya hani dört nala giden bir kızılderili grubunu durduran reis. "biraz bekleyelim de ruhlarımız bize yetişsin"
bence bu kadar hız, koşturmaca normal değil. insani değil.
benim de onlardan olduğumu fark ettim. ama hızlı iş ortamında sürekli ayak altında dolaşan müdüre karşı. adamcagız artık beni görünce yol veriyor resmen.
"çok hızlı gittik. ruhlarımız geride kaldı" demiş ya hani dört nala giden bir kızılderili grubunu durduran reis. "biraz bekleyelim de ruhlarımız bize yetişsin"
bence bu kadar hız, koşturmaca normal değil. insani değil.
0
Bu bizim şehir kültürümüz. Bazı şehirlerde de gayet yavaş yavaş yaşanıyor ve insanlar hızlı, seri davrananlara 'Huzurumuzu, sakinliğimizi bozdu' diye kızıyorlar.
Geçen sene yurtdışındayken kaldırımda biri çok yavaş yürüyordu. Arkadaşımla arkasında kaldık ve bana fenalık geldi, Üfff sesi çıkarmadım ama kızı hızlı bir hareketle solladım. Millet bana baktı 'Allah'ın öküzü ne yapıyor' diye, çünkü herkes aynı hızda hareket ediyor ve yolun ortasında tıkıyorlar her yeri. Arkadaş da 'İstanbul'dan geldiğin belli oldu, daha buralı olamamışsın' dedi kibarca. Oysa ben de ortalama bir İstanbullu hızında hareket ediyorum. Ne yavaş ne de koştururcasına hızlı ama ortalamaya göre hızlı. Sonra oradaki hıza alıştım, bu sefer İstanbul ilk bir hafta başımı döndürdü.
Yine böyle bir 'yavaş şehir'deki başka bir durumu da anlatıvereyim. Marketlerde kasalarda bizimkiler seri hareket eder ve hatta sen 'Ama ben daha paketlemeyi bitirmedim, kasiyer itekleyip duruyor benim ürünleri. Sonraki müşteri beni bekliyor' diye stres yaparsın ya; hah, öyle bir markette önümde en az 10 kişi var, ki bunun varlığı bile başlı başına 'En az yarım saat buradayız' püflemesi demek. Baktım, herkes çok sakin. Market kuyruğu değil de, evdeki koltuktaki kadar rahatlar. Bu memlekette de kasiyerler müşterilerle 'Nasılsınız? İyi misiniz? İstediğiniz her şeyi buldunuz mu? Aaa, bunu ben de kullanıyorum? Şunu denediniz mi, tadı nasıl; ona göre ben de alayım?' muhabbetini kasada 10 kişi dolu arabalarla da bekliyorsa yapıyorlar. Sıradaki hiç kimse de 'Hadi, kardeşim. Evimize gideceğiz daha' diye bir derdi yok. Hatta, derdi 'Evime nasıl olsa gideceğim, karşımdaki ile iki laf edeyim de gün güzel geçsin bari' diye bir bakış var. Düşün ki kuyruk uzamış ve reyonlara varmış, kasiyer 'Bunu yüzüne nasıl sürüyorsun, yatmadan önce mi, sonra mı' diye muhabbet ediyor. İnsanlar da 'Hadi, kardeşim' demek yerine 'Hmm, acaba yüze nasıl sürülüyor. Ne kibar insan' diyerek mutlu oluyorlar. Bazen muhabbetin parçası oluyorlar, 'Onu değil de, şunu kullansanız sanki daha iyi' diye. Aynı şehirde metronun yürüyen merdiveninde yürünmüyordu. 'Soldan yürünecek' diye bir durum yoktu, yürüyene 'Yazık, kimin çocuğuysa' diye bakıyorlardı.
Hızlı yaşamımı ilk sorguladığım andır. Gözümün önünden kaldırımda 'E yürüyecekseniz yürüyün' dediğim, kasiyerden 'Hadi toplan da, sonraki gelsin' bakışı aldığım günlere yandım. Hızlı ya da yavaş olmak sorun değil bence ama hızlı yaşamak zorunda olmak, buna alışmış olmak sorunun göstergesi bence. Hızlı yaşamak zorunda olmak, anı sindiremeden yaşamak zorunda kalmak demek kaçırdığımız bir şeylerin olduğu hayata yetişemediğimiz, hayatın bizden önde gittiği ve hızlı yaşadığımız için çevremizdeki güzellikleri kaçırdığımız bir hayat demek bence. Hızlı olmak ve hızlı olmak zorunda kalmak arasında ciddi bir stres, anksiyete, negatiflik farkı var. Hızla yaşamıyoruz, hızla tüketiyoruz sadece; çiğnemeden yutuyoruz.
Örneğin, Norveç'in yavaş tv'si var. Bütün gün bir trenin yolculuğunu, bir balığın avlanmasını gösteriyor ve çok da seviliyor. Araştırmacılar bu sevilmenin nedeninin 'İzleyicileri yavaşlatarak, hayatla aynı hızda olmalarını sağlıyor' diyerek açıklıyor.
Ben de İstanbul ortalamasında hızı olan bir insanım ve İstanbul gibi metropollerde, hatta Türkiye'nin çoğu yerinde yavaş yavaş hayatımızı yaşamamız mümkün değil. Yaşadığımız yer Serengeti Düzlüğü gibi yer; yavaş kalan kişi güçsüz antilop gibi aslanlara yem olur. Üstelik, insanı canlı tutan bir yanı da var ama yaşadığımız yerine Serengeti Düzlüğü olmasında bir sorun, bir sıkıntı var.
Geçen sene yurtdışındayken kaldırımda biri çok yavaş yürüyordu. Arkadaşımla arkasında kaldık ve bana fenalık geldi, Üfff sesi çıkarmadım ama kızı hızlı bir hareketle solladım. Millet bana baktı 'Allah'ın öküzü ne yapıyor' diye, çünkü herkes aynı hızda hareket ediyor ve yolun ortasında tıkıyorlar her yeri. Arkadaş da 'İstanbul'dan geldiğin belli oldu, daha buralı olamamışsın' dedi kibarca. Oysa ben de ortalama bir İstanbullu hızında hareket ediyorum. Ne yavaş ne de koştururcasına hızlı ama ortalamaya göre hızlı. Sonra oradaki hıza alıştım, bu sefer İstanbul ilk bir hafta başımı döndürdü.
Yine böyle bir 'yavaş şehir'deki başka bir durumu da anlatıvereyim. Marketlerde kasalarda bizimkiler seri hareket eder ve hatta sen 'Ama ben daha paketlemeyi bitirmedim, kasiyer itekleyip duruyor benim ürünleri. Sonraki müşteri beni bekliyor' diye stres yaparsın ya; hah, öyle bir markette önümde en az 10 kişi var, ki bunun varlığı bile başlı başına 'En az yarım saat buradayız' püflemesi demek. Baktım, herkes çok sakin. Market kuyruğu değil de, evdeki koltuktaki kadar rahatlar. Bu memlekette de kasiyerler müşterilerle 'Nasılsınız? İyi misiniz? İstediğiniz her şeyi buldunuz mu? Aaa, bunu ben de kullanıyorum? Şunu denediniz mi, tadı nasıl; ona göre ben de alayım?' muhabbetini kasada 10 kişi dolu arabalarla da bekliyorsa yapıyorlar. Sıradaki hiç kimse de 'Hadi, kardeşim. Evimize gideceğiz daha' diye bir derdi yok. Hatta, derdi 'Evime nasıl olsa gideceğim, karşımdaki ile iki laf edeyim de gün güzel geçsin bari' diye bir bakış var. Düşün ki kuyruk uzamış ve reyonlara varmış, kasiyer 'Bunu yüzüne nasıl sürüyorsun, yatmadan önce mi, sonra mı' diye muhabbet ediyor. İnsanlar da 'Hadi, kardeşim' demek yerine 'Hmm, acaba yüze nasıl sürülüyor. Ne kibar insan' diyerek mutlu oluyorlar. Bazen muhabbetin parçası oluyorlar, 'Onu değil de, şunu kullansanız sanki daha iyi' diye. Aynı şehirde metronun yürüyen merdiveninde yürünmüyordu. 'Soldan yürünecek' diye bir durum yoktu, yürüyene 'Yazık, kimin çocuğuysa' diye bakıyorlardı.
Hızlı yaşamımı ilk sorguladığım andır. Gözümün önünden kaldırımda 'E yürüyecekseniz yürüyün' dediğim, kasiyerden 'Hadi toplan da, sonraki gelsin' bakışı aldığım günlere yandım. Hızlı ya da yavaş olmak sorun değil bence ama hızlı yaşamak zorunda olmak, buna alışmış olmak sorunun göstergesi bence. Hızlı yaşamak zorunda olmak, anı sindiremeden yaşamak zorunda kalmak demek kaçırdığımız bir şeylerin olduğu hayata yetişemediğimiz, hayatın bizden önde gittiği ve hızlı yaşadığımız için çevremizdeki güzellikleri kaçırdığımız bir hayat demek bence. Hızlı olmak ve hızlı olmak zorunda kalmak arasında ciddi bir stres, anksiyete, negatiflik farkı var. Hızla yaşamıyoruz, hızla tüketiyoruz sadece; çiğnemeden yutuyoruz.
Örneğin, Norveç'in yavaş tv'si var. Bütün gün bir trenin yolculuğunu, bir balığın avlanmasını gösteriyor ve çok da seviliyor. Araştırmacılar bu sevilmenin nedeninin 'İzleyicileri yavaşlatarak, hayatla aynı hızda olmalarını sağlıyor' diyerek açıklıyor.
Ben de İstanbul ortalamasında hızı olan bir insanım ve İstanbul gibi metropollerde, hatta Türkiye'nin çoğu yerinde yavaş yavaş hayatımızı yaşamamız mümkün değil. Yaşadığımız yer Serengeti Düzlüğü gibi yer; yavaş kalan kişi güçsüz antilop gibi aslanlara yem olur. Üstelik, insanı canlı tutan bir yanı da var ama yaşadığımız yerine Serengeti Düzlüğü olmasında bir sorun, bir sıkıntı var.
0
bnmzz
Dün akşam yarım saat oyun oynayayım diye bilgisayarı açtım. (Masaüstü 1 senelik toplama bilgisayar.) Normal oyunuma girdim ama ses gelmiyor oyundan baya jack girişleri sağını solunu kontrol ettim ses yok. youtube actım ses geliyor ama oyundan ses gelmiyor.oyun ayarlarında da sıkıntı yok kontrol ett
Dün akşam yarım saat oyun oynayayım diye bilgisayarı açtım. (Masaüstü 1 senelik toplama bilgisayar.) Normal oyunuma girdim ama ses gelmiyor oyundan baya jack girişleri sağını solunu kontrol ettim ses yok. youtube actım ses geliyor ama oyundan ses gelmiyor.oyun ayarlarında da sıkıntı yok kontrol ettim . Oyun sessiz tat vermediğinden oyunu kapadım açtım . Yine ses yok bilgisayarı kapadım açtım ses geldi.
Oyuna devam ederken 3-5dk sonra monitor karardı. Sinyal yok diye hata verdi. monitörü açtım kapadım aynı Ugraştım bişi değişmedi. Kasadan rest attım . Normal açıldı bilgisayar.
Sonra dedim bu makine bana oyun oynatmayacak youtube da birşeyler izleyeyim dedim 3-5 dakika sonra .wifi hatası vardı ağ güvenli ama internet erişimi yok diye. wifi adaptörunun ışığı yanıyor sönüyor bu ara. telefona baktım wifi giriyor sıkıntı yok bende bilgisayar adaptörü çıkardım taktım ve adaptör artık tamamen bozuldu. Işık hiç yanmıyor ve kullanılmıyor. Son 6 ayda 2. kez bozuyor adaptörü önceden de yapmıştı.
Bilgisayar ilk kez kombo hata verdi , virüs filan mı başka bir sıkıntı mı ? Neden kaynaklanıyor olabilir. Adaptör artık çalışmaz mı. Belki monitörde bozulacaktı ucuz atlattım.
ses sistemi çıkışı , monitör çıkısı , wifi adaptör çıkışı yakın yerde kasada , orayla ilgili sıkıntı olmuş olabilir mi?
Oyuna devam ederken 3-5dk sonra monitor karardı. Sinyal yok diye hata verdi. monitörü açtım kapadım aynı Ugraştım bişi değişmedi. Kasadan rest attım . Normal açıldı bilgisayar.
Sonra dedim bu makine bana oyun oynatmayacak youtube da birşeyler izleyeyim dedim 3-5 dakika sonra .wifi hatası vardı ağ güvenli ama internet erişimi yok diye. wifi adaptörunun ışığı yanıyor sönüyor bu ara. telefona baktım wifi giriyor sıkıntı yok bende bilgisayar adaptörü çıkardım taktım ve adaptör artık tamamen bozuldu. Işık hiç yanmıyor ve kullanılmıyor. Son 6 ayda 2. kez bozuyor adaptörü önceden de yapmıştı.
Bilgisayar ilk kez kombo hata verdi , virüs filan mı başka bir sıkıntı mı ? Neden kaynaklanıyor olabilir. Adaptör artık çalışmaz mı. Belki monitörde bozulacaktı ucuz atlattım.
ses sistemi çıkışı , monitör çıkısı , wifi adaptör çıkışı yakın yerde kasada , orayla ilgili sıkıntı olmuş olabilir mi?
0
biostan donanım ve stres testi? Windows 10 ise belki de sürücülerde hata vardır?
0
lucky strike
ben mi anlamıyorum? kafam allak bullak oldu. altlarını çizdim cümlelerin. komünist manifesto'dan. can yayınları.
ben mi anlamıyorum? kafam allak bullak oldu. altlarını çizdim cümlelerin. komünist manifesto'dan. can yayınları.
0
ilk cümlede bahsi geçen var olan mülkiyet ilişkisi zaten burjuva mülkiyeti.
komünizmin ayırt edici özelliği var olana son vermek değil ise 2 cümle sonra niye burjuva mülkiyetine son vermektir diyor?
2 cümle sonra ise kuramı özel mülkiyetin ortadan kaldırılması olarak özetliyor.
çeviriden mi böyle acaba ya?
komünizmin ayırt edici özelliği var olana son vermek değil ise 2 cümle sonra niye burjuva mülkiyetine son vermektir diyor?
2 cümle sonra ise kuramı özel mülkiyetin ortadan kaldırılması olarak özetliyor.
çeviriden mi böyle acaba ya?
0
ya yazar ideolojisini iyi bir şekilde dile getirememiş, ya da kitabın yayınevi üçüncü sınıf kalitede.
not: oha, ne kadar cahilim. hem kitaba, hem can yayınevi'ne dil uzattım duyurunun içeriğini okumadan.
not2: bir ara, yanlış hatırlamıyorsam can yayınları basım hatası içeren, kontrolden (sanırım redaksiyon deniliyor) kaçtığı için anlam kaybına uğramış kitapları onlara ilettiğinizde yeni basımını ya da hatasız bir sürümünü gönderiyorlardı.
not: oha, ne kadar cahilim. hem kitaba, hem can yayınevi'ne dil uzattım duyurunun içeriğini okumadan.
not2: bir ara, yanlış hatırlamıyorsam can yayınları basım hatası içeren, kontrolden (sanırım redaksiyon deniliyor) kaçtığı için anlam kaybına uğramış kitapları onlara ilettiğinizde yeni basımını ya da hatasız bir sürümünü gönderiyorlardı.
0
Çeviri hakikaten biraz garip koktu bana da ama aslında anlaşılır.
Dönemin düzenindeki mülkiyet ilişkilerini kaldırmak komünizme özgü değildir. Tarihsel süreçte mülkiyet ilişkileri çeşitli devrimlerle dönüşmüştür. Fransız Devrimi buna bir örnek. Çünkü feodal mülkiyet sistemini yıkıp, burjuva mülkiyetini esas kıldı. Bu noktada komünizmin ayırt edici özelliği ise tam olarak "burjuva mülkiyetini" ortadan kaldıracak olması. Örneğin burjuva devriminin ayrıt edici özelliği "feodal mülkiyet sistemini" ortadan kaldırmış olması.
Dönemin düzenindeki mülkiyet ilişkilerini kaldırmak komünizme özgü değildir. Tarihsel süreçte mülkiyet ilişkileri çeşitli devrimlerle dönüşmüştür. Fransız Devrimi buna bir örnek. Çünkü feodal mülkiyet sistemini yıkıp, burjuva mülkiyetini esas kıldı. Bu noktada komünizmin ayırt edici özelliği ise tam olarak "burjuva mülkiyetini" ortadan kaldıracak olması. Örneğin burjuva devriminin ayrıt edici özelliği "feodal mülkiyet sistemini" ortadan kaldırmış olması.
0
Devamını da yazayım bari.
Diyor ki, burjuva özel mülkiyet sistemi aslında özel mülkiyet anlamında ulaşılabilecek en mükemmel sistem. Bundan gayrı yol yok, başka özel mülkiyet sistemi olamaz. Bu da demek oluyor ki aslında komünizm bujuvasıyla, feodaliyle ne kaldıysa tüm özel mülkiyet sistemlerini yok etmiş olacak.
Diyor ki, burjuva özel mülkiyet sistemi aslında özel mülkiyet anlamında ulaşılabilecek en mükemmel sistem. Bundan gayrı yol yok, başka özel mülkiyet sistemi olamaz. Bu da demek oluyor ki aslında komünizm bujuvasıyla, feodaliyle ne kaldıysa tüm özel mülkiyet sistemlerini yok etmiş olacak.
0
Var olan, şu anda olan anlamında değil de; tarihin ontolojik ilkesini ifade etmek için kullanılmış olabilir. Eğer öyle ise metinde bir çelişki yok. Eğer ifadenin geçtiği bölüm başlığını iletebilirsen, elimdeki ingilizce çevirisine bir bakarım.
0
ilk cümlede bahsi geçen, var olan mülkiyet ilişkisi sadece burjuva mülkiyeti değil. tüm mülkiyet ilişkilerinden bahsediyor ve tarihsel süreçte zaten sürekli el değiştirmiş. dolayısı ile bu değişim komünizme özgü değil.
komünizm mülkiyeti değil, burjuva mülkiyetini kaldırmaya çalışıyormuş.
bence burada belirli anahtar kelimeler var; mülkiyet, özel mülkiyet, burjuva mülkiyeti gibi. bunların ayrımını iyi yapmak lazım ve ben bunu yapamam :)
komünizm mülkiyeti değil, burjuva mülkiyetini kaldırmaya çalışıyormuş.
bence burada belirli anahtar kelimeler var; mülkiyet, özel mülkiyet, burjuva mülkiyeti gibi. bunların ayrımını iyi yapmak lazım ve ben bunu yapamam :)
0
çeviride hata yok. İngilizcesinden kontrol ettim.
Marx'ın özel mülkiyetten anladığını "means of production"a sahip olmak. yani üretim araçları. senin kişisel olarak sahip olduğun eşyalar özel mülkiyet değil. bu nedenle özel mülkiyetten kasıt burjuva mülkiyeti. zira emekçi hiçbir vakit sömüreden dolayı özel mülkiyete yani üretim araçlarına sahip olamıyor. burası böyle.
"komünizmin ayırt edici özelliği var olana son vermek değil ise 2 cümle sonra niye burjuva mülkiyetine son vermektir diyor?"
ayırt edici özelliği (distinctive feature) değildir diyor sadece. tek amacı budur demiyor. arada fark var. malum, emekçilerin bir sınıf bilinci kazanması gibi başka özellikleri de var.
Marx'ın özel mülkiyetten anladığını "means of production"a sahip olmak. yani üretim araçları. senin kişisel olarak sahip olduğun eşyalar özel mülkiyet değil. bu nedenle özel mülkiyetten kasıt burjuva mülkiyeti. zira emekçi hiçbir vakit sömüreden dolayı özel mülkiyete yani üretim araçlarına sahip olamıyor. burası böyle.
"komünizmin ayırt edici özelliği var olana son vermek değil ise 2 cümle sonra niye burjuva mülkiyetine son vermektir diyor?"
ayırt edici özelliği (distinctive feature) değildir diyor sadece. tek amacı budur demiyor. arada fark var. malum, emekçilerin bir sınıf bilinci kazanması gibi başka özellikleri de var.
0
Wolfware
Bir siteden program indireyim dedim mahvoldum. Dakika başı chrome'da kendi kendine siteler açılmakta human vevo superbahis gibi.bunları nasıl temizleyebiliriz ?
Bir siteden program indireyim dedim mahvoldum. Dakika başı chrome'da kendi kendine siteler açılmakta human vevo superbahis gibi.
bunları nasıl temizleyebiliriz ?
bunları nasıl temizleyebiliriz ?
0
etna
Küçük olsunMümkünse elektrige bağımlı olmasın (gücünü tv'nin usb'sinden filan alsın)Ses ve video namına ne varsa hepsini oynatabilsin.
Küçük olsun
Mümkünse elektrige bağımlı olmasın (gücünü tv'nin usb'sinden filan alsın)
Ses ve video namına ne varsa hepsini oynatabilsin.
Mümkünse elektrige bağımlı olmasın (gücünü tv'nin usb'sinden filan alsın)
Ses ve video namına ne varsa hepsini oynatabilsin.
0
"usb powered media player" diye arattım bir sonuç çıkmadı. usbden alınan güç yeterli olmaz gibi.
en yakını bu: www.amazon.com
en yakını bu: www.amazon.com
0
free bird
emektar bisikletimi çalmışlar, bulamadık çevrede. mahallede kamera da yok, gece gece tespit de etmek zor hırsızı. ne yapmak lazım gençler, bisikletin fotoğrafıyla emniyete mi gidelim yoksa bisikletçilere mi söyleyelim.20 yıllık beldesan bisikletama manevi değeri büyüktü bir büyüğümüzden kalmıştı. ne
emektar bisikletimi çalmışlar, bulamadık çevrede. mahallede kamera da yok, gece gece tespit de etmek zor hırsızı. ne yapmak lazım gençler, bisikletin fotoğrafıyla emniyete mi gidelim yoksa bisikletçilere mi söyleyelim.
20 yıllık beldesan bisikletama manevi değeri büyüktü bir büyüğümüzden kalmıştı. ne yapmak lazım?
20 yıllık beldesan bisikletama manevi değeri büyüktü bir büyüğümüzden kalmıştı. ne yapmak lazım?
0
satışa çıkarabilecekleri internet sitelerini dolaşabilirsin ya da bisikletçileri gezebilirsin. gerçi ben çalsam yakın çevredeki bisikletçiye götürmezdim ya da parçalayıp satardım. tabii değeri düşükse kullanmak için çalmıştır. daha arasan bulamazsın öyle.
0
Benim bisiklet için emniyete gitmiştik, o çoktan parçalanıp satılmıştır bulmamıza imkan yok dediler. Kamera da yoktu.
0
fallopian
merhabalar, genel anlamda kulağa kötü gelen bir yer var mı? preposition ya da akademik dil için uygun olmayan bir yer?Akathisia as a condition that may be misinterpreted as psychomotor agitationAkathisia is a condition with urge to move caused by inner restlessness. Akathisia can be an adverse effec
merhabalar, genel anlamda kulağa kötü gelen bir yer var mı? preposition ya da akademik dil için uygun olmayan bir yer?
Akathisia as a condition that may be misinterpreted as psychomotor agitation
Akathisia is a condition with urge to move caused by inner restlessness. Akathisia can be an adverse effect of treatment with several drugs, particularly antipsychotic, antidepressant or antiemetics. Akathisia is the most escaping sign among acute movement disorders. Patients with this condition are unable to feel comfort in any position, such as sitting or standing for more than a few minutes. Also have compultion to move and feeling of inner restlessness. It may be cause of discontinue medication, violence and suicides. Thus; it has importance to differentiate from psychotic agitation.
Our current case are presented in order to enhance awareness on akathisia, is a component of many syndrome and confusing with many clinical situations.
A 20 year-old man has distress, unhappiness and sleep disorder, after the army recruitment, his complaints became more evident. The patient was hospitalized to psychiatry service on account of acute onset psychomotor agitation, visual and auditory hallucinations at night and he was applied with essitalopram10 mg/day, risperidon 4 mg/day, quetiapine 200 mg/day. After 14 day of treatment period, there were no regression on complaints. The patient was given 10 days of rest and discharged from hospital voluntarily. Patient interrupted his medications on the 5th day of his rest due to his complaints became more than before. On account of increased activity and aggresiveness, the patient was taken to emergency room by his relatives. In emergency room haloperidol 10 mg, chlorpromazine 25 mg, biperiden 5 mg and metoclopramide 10 mg intramuscular treatments have been applied. Motor movements, anxiety and agitation exacerbation have been occured after the medication. Following our examination, it could be due to drug-induced extrapyramidal side effect. There were no pathology detected on image or biochemical tests. Lorazepam and biperiden medications have been started. His complaints became reducted. Lorazepam and biperiden were given up gradually and continued with essitalopram treatment.
Akathisia as a condition that may be misinterpreted as psychomotor agitation
Akathisia is a condition with urge to move caused by inner restlessness. Akathisia can be an adverse effect of treatment with several drugs, particularly antipsychotic, antidepressant or antiemetics. Akathisia is the most escaping sign among acute movement disorders. Patients with this condition are unable to feel comfort in any position, such as sitting or standing for more than a few minutes. Also have compultion to move and feeling of inner restlessness. It may be cause of discontinue medication, violence and suicides. Thus; it has importance to differentiate from psychotic agitation.
Our current case are presented in order to enhance awareness on akathisia, is a component of many syndrome and confusing with many clinical situations.
A 20 year-old man has distress, unhappiness and sleep disorder, after the army recruitment, his complaints became more evident. The patient was hospitalized to psychiatry service on account of acute onset psychomotor agitation, visual and auditory hallucinations at night and he was applied with essitalopram10 mg/day, risperidon 4 mg/day, quetiapine 200 mg/day. After 14 day of treatment period, there were no regression on complaints. The patient was given 10 days of rest and discharged from hospital voluntarily. Patient interrupted his medications on the 5th day of his rest due to his complaints became more than before. On account of increased activity and aggresiveness, the patient was taken to emergency room by his relatives. In emergency room haloperidol 10 mg, chlorpromazine 25 mg, biperiden 5 mg and metoclopramide 10 mg intramuscular treatments have been applied. Motor movements, anxiety and agitation exacerbation have been occured after the medication. Following our examination, it could be due to drug-induced extrapyramidal side effect. There were no pathology detected on image or biochemical tests. Lorazepam and biperiden medications have been started. His complaints became reducted. Lorazepam and biperiden were given up gradually and continued with essitalopram treatment.
0
Var, oturup düzeltmek isterdim ama vaktim yok maalesef. Hızlıca söyleyeyim. Article kullanımı için kontrol edin derim ben, misal ilk cümlede urge'den önce bir şey gelmesi gerek, a, the falan. It has importance cümlesinde importance'tan önce de. It may be cause of cümlesindeki cause'dan önce de.
İkinci paragrafta bir düzeltme gerek. Our current case are diye grammatically wrong giden cümle is a component diye devam ediyor.
Bir de bazı yerlerde passive olması gereken yerler var. Misal, confusing, confused olmalı.
Sonuncuya bakmadım.
İkinci paragrafta bir düzeltme gerek. Our current case are diye grammatically wrong giden cümle is a component diye devam ediyor.
Bir de bazı yerlerde passive olması gereken yerler var. Misal, confusing, confused olmalı.
Sonuncuya bakmadım.
0
önceki cevapta söylendiği gibi bir ton yerde a ve the eksik.
- "having" compulsion. bu öbeğin olduğu cümle eksik kalmış ayrıca.
- it has importance ile başlayan cümleyi de anlamadım. diğer "psycotic agitation"lardan ayrılması önemlidir mi demek istedin?
ikinci paragrafta gramatik olarak yanlışlık var. şöyle daha güzel olabilir mi? ayrıca enhance daha çok kaliteyi artırma şeklinde kullanılıyor. o yüzden increase güzel olur.
To "increase" the awareness on akathisia, which is a component of many syndrome and confused with many clinical situations, our current case "is" "shown below."
böyle de kurulsa yine de Türkçe'den gelen bir düşüklük var cümlede. yani farkındalığı artırmak için olayı aşağıda gösterdik demek bilmiyorum kulağıma hoş gelmedi.
üçüncü paragrafta:
- applied yerine give, dose veya administer kullanabilirsin.
- there "was" no regression
- interrupted yerine daha güzel bir kelime. şimdi aklıma gelmedi.
- due to yerine due to the fact that
- have been occured yerine have occured
- "was" no pathology
başka öneriler gelebilir.
- "having" compulsion. bu öbeğin olduğu cümle eksik kalmış ayrıca.
- it has importance ile başlayan cümleyi de anlamadım. diğer "psycotic agitation"lardan ayrılması önemlidir mi demek istedin?
ikinci paragrafta gramatik olarak yanlışlık var. şöyle daha güzel olabilir mi? ayrıca enhance daha çok kaliteyi artırma şeklinde kullanılıyor. o yüzden increase güzel olur.
To "increase" the awareness on akathisia, which is a component of many syndrome and confused with many clinical situations, our current case "is" "shown below."
böyle de kurulsa yine de Türkçe'den gelen bir düşüklük var cümlede. yani farkındalığı artırmak için olayı aşağıda gösterdik demek bilmiyorum kulağıma hoş gelmedi.
üçüncü paragrafta:
- applied yerine give, dose veya administer kullanabilirsin.
- there "was" no regression
- interrupted yerine daha güzel bir kelime. şimdi aklıma gelmedi.
- due to yerine due to the fact that
- have been occured yerine have occured
- "was" no pathology
başka öneriler gelebilir.
0
hede hodo
Soruyu nasıl soracağımı bilemedim. Babam(60) yatağına yattığında kedi yatağın ucunda uyuyormuş. Ses etmemiş babam. Tam uykuya dalmış ki beni çağırdı. Al şunu buradan diye. Alnında burnunun ucuna kadar çizmiş ve 2 3 yerden derin. Batikonla sildik ettik de fazlasıyla sinirlendi tabii adamcağız. Uykulu
Soruyu nasıl soracağımı bilemedim. Babam(60) yatağına yattığında kedi yatağın ucunda uyuyormuş. Ses etmemiş babam. Tam uykuya dalmış ki beni çağırdı. Al şunu buradan diye. Alnında burnunun ucuna kadar çizmiş ve 2 3 yerden derin. Batikonla sildik ettik de fazlasıyla sinirlendi tabii adamcağız. Uykulu halde doğal tabii ki.
Bu hayvancağız saldırma iç güdüsü ile mi yoksa oynamak için mi saldırmış olabilir. Ele kola alıştık da babamı şimdi kanlar içinde görünce evdeki havayı yumuşatmak adına bi seyler yapmam lazım. Bunun için tavsiyeler?
Ayrıca yüZdeki o çiziği geçirmek için nasıl merhem önerirsiniz?
Bepanthene plus işe yarar mı?
O hayvanı sokaktan ben getirdiğim için kendimi hep meshul görüyorum. bu durumlar beni çok yoruyor. Öf
Bu hayvancağız saldırma iç güdüsü ile mi yoksa oynamak için mi saldırmış olabilir. Ele kola alıştık da babamı şimdi kanlar içinde görünce evdeki havayı yumuşatmak adına bi seyler yapmam lazım. Bunun için tavsiyeler?
Ayrıca yüZdeki o çiziği geçirmek için nasıl merhem önerirsiniz?
Bepanthene plus işe yarar mı?
O hayvanı sokaktan ben getirdiğim için kendimi hep meshul görüyorum. bu durumlar beni çok yoruyor. Öf
0
Kedi uyurken babanız oraya gidip yattığı için sinirlenmiş ve saldırmış bence. Kedi erkekse, aile üyeleri henüz uzun süre yakınlık kurmadıysa ve kısır değilse en ilkel şekilde bölge savaşı diye tabir edilen şey olmuş. Kısırlaştırıp, kediye pofidik bir yatak yapın belki oraya alışır ve sorun ortadan kalkar.
0
:))) ben tuhaf bi haz duyuyorum bu hikayelerden, çok gülüyorum ama kimseye söylemiyorum, size de söylemedim şuan bilmiyosunuz.
Kediler biz uyuyunca böyle oyun oynama işlerine girişiyolar genelde, evinde kedisi olan arkadaşlarıma misafirliğe gittiğimde hep öyle oldu. Uyurken aniden kafama zıplayanlar, karnıma yatıp av pozisyonu alıp birden sıçrayanlar...:) babanız eliyle çekip almaya kendini korumaya çalışmıştır, av daha eğlenceli hale gelmiştir sdgjkş
Kediler biz uyuyunca böyle oyun oynama işlerine girişiyolar genelde, evinde kedisi olan arkadaşlarıma misafirliğe gittiğimde hep öyle oldu. Uyurken aniden kafama zıplayanlar, karnıma yatıp av pozisyonu alıp birden sıçrayanlar...:) babanız eliyle çekip almaya kendini korumaya çalışmıştır, av daha eğlenceli hale gelmiştir sdgjkş
0
Genelde oynamak için yapıyorlar. Bizim yatış saati, onların kuduruş saati olabiliyor. Benimki de yorgandan ayak çıldırdığında tırnaklarını geçirir ve ısırırdı ama belki baban uykuya dalarken başı kedinin vücudunun olduğu tarafa doğru düşmüşse, 'La la la, haneye tecavüz var. Bölgemi korumalıyım'' diye de saldırmış olabilir.
Yara kremleri biraz daha işe yarar tabii ama mucize beklemeyin. Normal çizik yarası gibi zamanla iyileşir. Bundan sonrası için dikkat edebilirsiniz, onların olduğu odaya gece girmesini kapı kapatarak, vb. engelleyebilirsiniz.
Yara kremleri biraz daha işe yarar tabii ama mucize beklemeyin. Normal çizik yarası gibi zamanla iyileşir. Bundan sonrası için dikkat edebilirsiniz, onların olduğu odaya gece girmesini kapı kapatarak, vb. engelleyebilirsiniz.
0
Kedi dişi. 7 aylık ve kısır değil. Salonda uyuduğumuz zaman uyumasa bile yine bi atlama olayına girişiyor.
0
babanın fazlasıyla sinirlenmesi doğal, uykudan değil o. bizim öğrenci evindeki kedi aynı şeyi yapsa muhtemelen sokağı boylardı. iyice eğitene kadar yatak odasına almayın, babanın da sabrını daha fazla test etmeyin bence.
0
Kedileri cok cok seviyorum ama bence hic komik degil, baban hakli. Gozunu tirmalasa, gozune bir sey olsa hesabini kimse veremez. Ayri uyuyun mutlaka, kimse odasina almasin, belki boylece ogrenir.
0
Yok aslında biri uyurken odadan çıkartırız genelde. Babam yatak odasına gittiğinde kediyi görmüş kıyamamış. Sessizce yatmış. Uykuya dalmış ki ne olduğunu anlamamış zaten. Ben girdim alnı burnu kanıyor. Resmen ucuz atlattık.
0
iyi eğitilmiş olsa bile hayvanla muhatap olurken acaba tersine gelir ve fazla tepki verir mi, ani bir harekette pençeyi gözüme geçirse ne olur tereddütü her zaman olsun. karşıdaki sonuçta hayvan, insan değil. ucuz atlatmışsınız. geçmiş olsun.
0
Münferit ve menfur bir saldırı. Büyük ihtimalle tekrar etmez. Hırçınlığı var mı diye takip altında tut hacım yine de. Ben uykuda bi saldırı yedim, bi daha tekrarlamadı, yavru büyüyünce duruluyor, sakinleşiyor.Bi saat avlanıp yirmi saat ense yapan hayvanlar bunlar. Diş çıkarırken falan cozutuyorlar ama özünde iyiler.
0
canı sıkıldığı için öyle o, oynamak istemiştir büyük ihtimalle. saldırsa anlarsınız, birkaç çiziğe saldırı denmez.
ben kedim hastalandığı zaman veterinere götürmek için kutusuna koyacaktım. hayvan hasta olduğundan hem korkmuştu hem huysuzdu. böyle bir durumda nasıl saldırıyor biliyor musun? çok korkunç gerçekten.
benim kedi ya sabahları elimi yalıyor, ya dokunup kaçıyor (saklambaç) ya da banyoya gidip (oranın yankı yaptığını biliyor hayvan herif) sesleniyor.
eğer uyurken yorganın içinde hareket eden bir şeyler olursa bu ona ilginç gelecektir haliyle, merak edebilir. ayağın yorgandan sarktı diyelim, ayağını da yalayabilir. bunlar oluyor.
kafamı aşağıya doğru eğdiğim zaman da gerinip kafa atıyor.
kediye göre değişiyor bunlar gördüğün gibi, zamanla biraz düzeliyor ama sonuçta kedi bu, köpek gibi tam itaat beklemeyin.
ben kedim hastalandığı zaman veterinere götürmek için kutusuna koyacaktım. hayvan hasta olduğundan hem korkmuştu hem huysuzdu. böyle bir durumda nasıl saldırıyor biliyor musun? çok korkunç gerçekten.
benim kedi ya sabahları elimi yalıyor, ya dokunup kaçıyor (saklambaç) ya da banyoya gidip (oranın yankı yaptığını biliyor hayvan herif) sesleniyor.
eğer uyurken yorganın içinde hareket eden bir şeyler olursa bu ona ilginç gelecektir haliyle, merak edebilir. ayağın yorgandan sarktı diyelim, ayağını da yalayabilir. bunlar oluyor.
kafamı aşağıya doğru eğdiğim zaman da gerinip kafa atıyor.
kediye göre değişiyor bunlar gördüğün gibi, zamanla biraz düzeliyor ama sonuçta kedi bu, köpek gibi tam itaat beklemeyin.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
dünyanın pek çok yerinde kolonileşmeleri sayesinde iyi kötü ortak dil diye bir kavram yaratmışlar ve dünyayı resmen daha küçük bir yer hale getirmişler. bugün bir sürü insan uçağa atlayıp yurt dışında en azından turistik yerlerde rahat rahat gezebiliyorsa bunun sayesinde değil midir? bir hayır duası
dünyanın pek çok yerinde kolonileşmeleri sayesinde iyi kötü ortak dil diye bir kavram yaratmışlar ve dünyayı resmen daha küçük bir yer hale getirmişler. bugün bir sürü insan uçağa atlayıp yurt dışında en azından turistik yerlerde rahat rahat gezebiliyorsa bunun sayesinde değil midir? bir hayır duası etmesek mi? sübhaneke amin.
0
hımm, tabii. "the horror, oh the horror." diyeyim, colonel kurtz diyeyim.
kolonileşme kaçınılmaz bir aşama idiyse ingilizler olmasaydı başkasına teşekkür edilecekti sanıyorum.
russel da aylaklığın değeri için haksız düzenlerin kaçınılmaz olduğunu, sonuca değdiğini söylüyordu mesela. tabii "gelişme" ve "gelişme"nin sonsuzda bir yönü olduğu konusunda bilgi sahibi olmaktansa fikir sahibi olmak bir opsiyon mu, zaruret mi, emin değilim.
bir de, bu söylendiğinde aklıma şu geliyor: var olduğun anda var olduğun anın sonrasını kayıp gibi görebilir misin? çünkü gelişmeyi tahayyül edemiyorsan, ana kadarki bilgiye sahipsen, hızlı ve adaletsiz "gelişme" ile yavaş ama belki daha adaletli bir gelişme arasındaki tercihi kim yapıyor tam olarak?
"gelişme"deki tek yönlülük iddiasına, bilginin birikmesi dayanağına bağlı olarak sahip olduktan sonra, andan sonrasının farazi kaybına üzülebilecekmiş gibi, hızlıyı yavaşa tercih ediyorsak, aksini yapmamızı engelleyen nedir? hızın bir sınırı olmadığına göre, "yavaş gitmedik" diyeceğimize "daha hızlı olabilirdik" de diyebiliriz?
o zaman her şey görece hızlı, dolayısıyla görece yavaş değil mi? aynı kavramın niceliği varsa zıtlarıyla var olmalı?
belki daha hızlı öldürebilirlerdi insanları mesela. neden o kadar yavaş gidilmiş? acaba o zaman şimdilerde değil de ikinci dünya savaşı çıkmadan evvel falan ingilizce vs öğrenmiş olur muyduk?
1500'lerde yaşayan adam da şükür kağıdı, kalemi üretebilmemize falan dedikten sonra yani herkes zaten ancak önceki zamana kıyasla şükredebildikten sonra bunun her kıtada milyonlarca insan öldürüp nehirleri kızıl akıtacak kadar hızlı gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin ne önemi var, insanların yok edilmesinden başka? zaten olacak olan bir şeyin yani "gelişme"nin böyle olmasına neden şükredeyim ki?
şükür mükür etmiyorum ben. şakası bile kötü. bir hindistan proleteri bulup atalarının hikayelerini sormalısın belki de.
kolonileşme kaçınılmaz bir aşama idiyse ingilizler olmasaydı başkasına teşekkür edilecekti sanıyorum.
russel da aylaklığın değeri için haksız düzenlerin kaçınılmaz olduğunu, sonuca değdiğini söylüyordu mesela. tabii "gelişme" ve "gelişme"nin sonsuzda bir yönü olduğu konusunda bilgi sahibi olmaktansa fikir sahibi olmak bir opsiyon mu, zaruret mi, emin değilim.
bir de, bu söylendiğinde aklıma şu geliyor: var olduğun anda var olduğun anın sonrasını kayıp gibi görebilir misin? çünkü gelişmeyi tahayyül edemiyorsan, ana kadarki bilgiye sahipsen, hızlı ve adaletsiz "gelişme" ile yavaş ama belki daha adaletli bir gelişme arasındaki tercihi kim yapıyor tam olarak?
"gelişme"deki tek yönlülük iddiasına, bilginin birikmesi dayanağına bağlı olarak sahip olduktan sonra, andan sonrasının farazi kaybına üzülebilecekmiş gibi, hızlıyı yavaşa tercih ediyorsak, aksini yapmamızı engelleyen nedir? hızın bir sınırı olmadığına göre, "yavaş gitmedik" diyeceğimize "daha hızlı olabilirdik" de diyebiliriz?
o zaman her şey görece hızlı, dolayısıyla görece yavaş değil mi? aynı kavramın niceliği varsa zıtlarıyla var olmalı?
belki daha hızlı öldürebilirlerdi insanları mesela. neden o kadar yavaş gidilmiş? acaba o zaman şimdilerde değil de ikinci dünya savaşı çıkmadan evvel falan ingilizce vs öğrenmiş olur muyduk?
1500'lerde yaşayan adam da şükür kağıdı, kalemi üretebilmemize falan dedikten sonra yani herkes zaten ancak önceki zamana kıyasla şükredebildikten sonra bunun her kıtada milyonlarca insan öldürüp nehirleri kızıl akıtacak kadar hızlı gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin ne önemi var, insanların yok edilmesinden başka? zaten olacak olan bir şeyin yani "gelişme"nin böyle olmasına neden şükredeyim ki?
şükür mükür etmiyorum ben. şakası bile kötü. bir hindistan proleteri bulup atalarının hikayelerini sormalısın belki de.
0
@godoş, sabah sabah ne kastırdın boolum. gözlerim kanadı ilk paragrafta bıraktım
@acemi, antik yunanca veya fransızca veya arapça olsun ister miydin?
allah ingiliz gardaşlarımızdan razı olsun
@acemi, antik yunanca veya fransızca veya arapça olsun ister miydin?
allah ingiliz gardaşlarımızdan razı olsun
0
öğrenmesi zor mu, valla bence tam tersi gayet kolay/kolaylaştırılmış bir dil İngilizce zaten biraz da o yüzden dünya dili haline gelmiş. Daha kolay diller vardır tabii ama onlar da yeterli gelmiyordur belki.
bu arada, bak sana "allah razı olmasın mı" dedirtebildikleri için böyleler zaten. İngilizler gidip sömürüyor millet allah razı olsun ne iyi adamlar diyor :D Hintli arkadaşım da mesela Hindistanda İngilizlerin gittiği yerleştiği yerler vs. daha eğitimliymiş o bakımdan iyi diyordu.
Osmanlıya bak. Çıktığı yerlerde arkasından küfrediyorlar, herhalde büyük çoğunluğu Türkçe falan konuşmuyor kendi dillerine dönmüşler. İngilizlerin gittiği yerlerde trafik onlarınki gibi akıyor, dil İngilizceleşmiş, benzeri Fransızlar ve Afrika için de geçerli. Kültür emperyalizmi ayrı bir sanat aslında.
bu arada, bak sana "allah razı olmasın mı" dedirtebildikleri için böyleler zaten. İngilizler gidip sömürüyor millet allah razı olsun ne iyi adamlar diyor :D Hintli arkadaşım da mesela Hindistanda İngilizlerin gittiği yerleştiği yerler vs. daha eğitimliymiş o bakımdan iyi diyordu.
Osmanlıya bak. Çıktığı yerlerde arkasından küfrediyorlar, herhalde büyük çoğunluğu Türkçe falan konuşmuyor kendi dillerine dönmüşler. İngilizlerin gittiği yerlerde trafik onlarınki gibi akıyor, dil İngilizceleşmiş, benzeri Fransızlar ve Afrika için de geçerli. Kültür emperyalizmi ayrı bir sanat aslında.
0
bunu ingilizlerin katlettiği hint ve afrikalı insanlara sorsak daha iyi cevaplar alırdık.
0
boston tea party sırasında ben de çok sübhaneke dedim kendilerine. fatihalar yasinler yolladım.
0
lan adamlar bilimde, edebiyatta, müzikte vs. bir numara. hala soykırım diye ağlayanlara sinir oluyorum aga.
0
bilimde sanatta bir numara olunca öldürdüğünüz insanların bir önemi kalmıyormuş. tamam o zaman, güzelmiş.
sağ olsunlar ya, o kadar insanı katletmişler, şimdi o katledilen insanların ülkeleri sayesinde dünyanın dört bir yanında ingilizce konuşuyor. biz de derdimizi rahat bir şekilde anlatıyoruz yabancı ülkelerde.
ama bilimde ileriler. ne önemi var ki? katledin abicim. yarın gelin bizim ülkeyi falan da katledin hatta. bizi, seni, beni, onu. hepimizi. bilimde ileriler nasılsa, benim canım acımaz. belki biz de ölürsek yarın öbür gün birileri derdini daha kolay anlatır ingilizcesiyle.
sağ olsunlar ya, o kadar insanı katletmişler, şimdi o katledilen insanların ülkeleri sayesinde dünyanın dört bir yanında ingilizce konuşuyor. biz de derdimizi rahat bir şekilde anlatıyoruz yabancı ülkelerde.
ama bilimde ileriler. ne önemi var ki? katledin abicim. yarın gelin bizim ülkeyi falan da katledin hatta. bizi, seni, beni, onu. hepimizi. bilimde ileriler nasılsa, benim canım acımaz. belki biz de ölürsek yarın öbür gün birileri derdini daha kolay anlatır ingilizcesiyle.
0
tosiba, katliam yapmayan devlet mi var? osmanlı üç kıtaya yayılırken öpücük mü dağıttı? bırakın bu ajitasyonları
0
@cekilmis; ne yapalım? konu ingilizler. ingilizlerin yaptıklarını anlatırkan bütün milletleri saymamız mı lazım? kimse de sadece ingilizler yaptı demedi. nasıl anlamak istiyorsanız öyle anlıyorsunuz.
0
iyi de sana ingilizce soruluyor büyük britanya'nın kolonileşme politikasını değil.
0
abi kolonileşmesen o dili de nah yayardın.
"iyi de, o değil de bu konuşuluyor" şeklindeki tepki çok saçma.
yani bir dilin yayılmış olmasını yayılmamış olmasına tercih edebiliriz ama bu bir ön şartla geliyorsa, bu da kolonileşmekse ve o dönem gücü elinde tutan da kolonileşecekse, 1) ne bu durumu "ingilizler" "sayesinde" diye algılarım, çünkü bu zaten bir zorunluluktur 2) ne de buna şükrederim ("hayır duası"), abi bunun bedeli fazlasıyla ödenmiş niye teşekkür edeyim lan, tersine alacaklıyız insanlık olarak çünkü etkileri hala sürmekte aslında.
çok müthiş soru sorulduğunu ve bunu anlayamadığımız için yanlış konuya yorum yaptığımızı sanmayın arkadaşlar. soru müthiş -yani işte müthiş diye jenerik bir sıfat seçtim- değil, bir gün uyandık ve ingilizce konuşmaya başladık, değil olay. öğrenmek zorunda kaldık.
kalmasaydık öğrenmeyecektik idiyse, o zaman demek ki şükürlük bir durum yine yokmuş. lütfen iff clause'larından birer lütuf gibi bahsetmeyelim.
"iyi de, o değil de bu konuşuluyor" şeklindeki tepki çok saçma.
yani bir dilin yayılmış olmasını yayılmamış olmasına tercih edebiliriz ama bu bir ön şartla geliyorsa, bu da kolonileşmekse ve o dönem gücü elinde tutan da kolonileşecekse, 1) ne bu durumu "ingilizler" "sayesinde" diye algılarım, çünkü bu zaten bir zorunluluktur 2) ne de buna şükrederim ("hayır duası"), abi bunun bedeli fazlasıyla ödenmiş niye teşekkür edeyim lan, tersine alacaklıyız insanlık olarak çünkü etkileri hala sürmekte aslında.
çok müthiş soru sorulduğunu ve bunu anlayamadığımız için yanlış konuya yorum yaptığımızı sanmayın arkadaşlar. soru müthiş -yani işte müthiş diye jenerik bir sıfat seçtim- değil, bir gün uyandık ve ingilizce konuşmaya başladık, değil olay. öğrenmek zorunda kaldık.
kalmasaydık öğrenmeyecektik idiyse, o zaman demek ki şükürlük bir durum yine yokmuş. lütfen iff clause'larından birer lütuf gibi bahsetmeyelim.
0
bu mantıkla devletler Amerikan veya İngiliz mandasına evet demeli, üstün kültürün zaferini kabul etmelidir. hayırsız olaydan hayır doğdu diye kolonileşme süresince yapılanları da meşru kılalım ve hatta teşekkür edelim. ya trolsünüz ya da düşünme kıtlığınız var. ne diyeyim.
0
ingilizce ne yönünden soruluyor? ingilizler kolonileşmeseydi gittiğimiz yerlerde bu kadar rahat konuşamayacaktık deniyor. lafı çevirmeyin. sömürgecilik ve katliamlar asla meşru sayılamaz.
siz gittiğiniz yerlerde rahatça ingilizce konulabiliyor olsanız bile(!)
siz gittiğiniz yerlerde rahatça ingilizce konulabiliyor olsanız bile(!)
0
yahu bugünkü insan haklarının geldiği seviyeyi düşünün. düşündünüz mü? e hala giydiğiniz kıyafetleri, kullandığınız araç gereçleri vs. uzakdoğuda insanlık dışı halde çalışan kişiler yapıyor hatta bunların da bir kısmı çocuk işçi. o dönemde insan hakları falan hak getireydi ve bir sürü zulüm vardı, günümüzde insan hakları herkesin ağzında olmasına rağmen hala bu tür şeyler oluyor. hani bu kolonileşme sürecindeki zulmü haklı çıkarmaz ama sanki dünyanın işleyişi şu an farklıymış, siz de bunun bir parçası değilmişsiniz gibi davranmanız komik.
0
proletercim aslında benim yazdığım senin söylediğini anlatan bir şey, tam da o nedenle şükredecek bir şey yok diyorum. bir düşünür müsün dediğimi?
bugün ve dünün zararlarını kıyaslamada da sana katılamıyorum ama bunun önemi bile yok.
bugün ve dünün zararlarını kıyaslamada da sana katılamıyorum ama bunun önemi bile yok.
0
lingua franca kavramı ingilizce ile mi başladı? niye bu sebeple hayır duası edeyim? her dönemde bu işlevde diller olmuştur.
dilin kolaylığı ile falan ilgili olduğuna inanmıyorum, kime göre neye göre, yapısı ingilizce ile çok alakasız diller de var. her milletin ingilizceyi öğrenmesi aynı kolaylıkta değildir.
dilin kolaylığı ile falan ilgili olduğuna inanmıyorum, kime göre neye göre, yapısı ingilizce ile çok alakasız diller de var. her milletin ingilizceyi öğrenmesi aynı kolaylıkta değildir.
0
bfm
Yoksa neden?
Yoksa neden?
0
insanların kalabalık yerlere gitmeye çekindiği bir dönemde pek ihtimal yok. ama çok da öngörülebilir bir durum değil. sonuçta türkiye tarihinde bir kez olmuş bir şeyden bahsediyoruz. ayrıca 25 mayıs 2013'te de böyle bir direnişi kimse öngöremezdi.
0
Terör ve 15 temmuzun birleştirici etkisi oldu. Şu an kutuplaşma az. O yüzden olmaz.
0
Yok.
Olsa olsa Gezi'de eylem yapan tayfayı avlamak için 'uydurma bir 2. gezi' düzenlerler. Ona da kimse gitmez zaten.
Olsa olsa Gezi'de eylem yapan tayfayı avlamak için 'uydurma bir 2. gezi' düzenlerler. Ona da kimse gitmez zaten.
0
2013'te sokaktaydım ama yeni bir hareket için sebep görmüyorum ki hadi başlayalım deyince başlanacak bir şey de değil. Sosyal hareket, tanımı gereği, siyasi gruplardan bağımsız oluşur. Ayrıca insanlar saldırı ihtimalinden dolayı şu dönemde sokağa çıkmaz.
Anayasa değişikliğinden dolayı ikinci gezi direnişi gibi söylentileri de saçma buluyorum açıkçası. İkinci gezi ne Ak Parti seçmenin fikrini değiştirir ne kararsızları kendi yanına çeker ne de oylamanın olmasını engeller. Sandıkta insanları meşru bir şekilde hayır oyu vermeye yöneltmek daha doğru olacaktır kendi fikrimce.
Anayasa değişikliğinden dolayı ikinci gezi direnişi gibi söylentileri de saçma buluyorum açıkçası. İkinci gezi ne Ak Parti seçmenin fikrini değiştirir ne kararsızları kendi yanına çeker ne de oylamanın olmasını engeller. Sandıkta insanları meşru bir şekilde hayır oyu vermeye yöneltmek daha doğru olacaktır kendi fikrimce.
0
27 mayıs 2013 günü "Bugün topçu kışlası inşasına direnen grubu parktan atmaya çalışsalar ülke çapında yüz binlerce insanın katılacağı aylar süren bir ayaklanma başlar mı?" diye sorsan da herkes kendinden emin "yok." yazacaktı buraya
0
Ben sokağa çıkmak için dolu sebep görüyorum, hükümetin icraatları başlıca sebep. Ama olan bana olacak sokağa çıkarsam, öleceğim, sakat kalacağım, tutuklanıp sevdiklerimi korkutacağım. Hiçbir şey değişmeyecek.
Ama sokağa çıkan güvendiğim bir kitle olursa benim haykırmak istediklerimi haykıran, tüm korkuma rağmen çıkarım. Çıkacak kitle de olur bence.
Ama sokağa çıkan güvendiğim bir kitle olursa benim haykırmak istediklerimi haykıran, tüm korkuma rağmen çıkarım. Çıkacak kitle de olur bence.
0
ihtimal yok.
geziin en büyük hatası çok masum kalmasıydı. hükumet, tarihinin en hazırlıksız anındaydı gezi dönemi.
eğer o dönem birileri eline silah alsaydı, bugün akp diye bir şey yoktu. ama gezi sonrası öyle paranoyak bir hale geldiler ki, tekrarının yaşanma ihtimali yok.
bu saatten sonra ciddi söylüyorum; seçim dahil, akp'yi askerden başka kimse indiremez.
akp seçim kaybetse de inmez hiç kimse heveslenmesin.
ki seçim kaybettiler aslında 6 haziranda, kimse dillendirmiyor ama, kılıçdaroğluna hükümet kurma yetkisi verilmeden erken seçim yapıldı bu ülkede.
geziin en büyük hatası çok masum kalmasıydı. hükumet, tarihinin en hazırlıksız anındaydı gezi dönemi.
eğer o dönem birileri eline silah alsaydı, bugün akp diye bir şey yoktu. ama gezi sonrası öyle paranoyak bir hale geldiler ki, tekrarının yaşanma ihtimali yok.
bu saatten sonra ciddi söylüyorum; seçim dahil, akp'yi askerden başka kimse indiremez.
akp seçim kaybetse de inmez hiç kimse heveslenmesin.
ki seçim kaybettiler aslında 6 haziranda, kimse dillendirmiyor ama, kılıçdaroğluna hükümet kurma yetkisi verilmeden erken seçim yapıldı bu ülkede.
0
yok.
ben ve çevremdeki birsürü insan bu ülke için bir fiske yemeyi göze alacak kadar değer vermiyor. ben şahsen bu memlekette birşeyler değişsin diye kılımı kipirdatma gereği duymuyorum.
bu hissi taşıyan insanlar ülkesinin iyiye gitmesi için ayaklanmaz bence.
ben şahsen bir daha katılmayı düşünmem.
ben ve çevremdeki birsürü insan bu ülke için bir fiske yemeyi göze alacak kadar değer vermiyor. ben şahsen bu memlekette birşeyler değişsin diye kılımı kipirdatma gereği duymuyorum.
bu hissi taşıyan insanlar ülkesinin iyiye gitmesi için ayaklanmaz bence.
ben şahsen bir daha katılmayı düşünmem.
0
Ben de bir daha düşünmem. Değeceğine inanmıyorum kaybettim o inancı çoktan
0
durgunfoton
hem haklı hem haksız ama büyük oranda haklı.napayıım uzun süre görünmeyip, ortalık yatışsın diye bekleyip sonra mı özür diliyim. siniri geçince.
hem haklı hem haksız ama büyük oranda haklı.
napayıım uzun süre görünmeyip, ortalık yatışsın diye bekleyip sonra mı özür diliyim. siniri geçince.
napayıım uzun süre görünmeyip, ortalık yatışsın diye bekleyip sonra mı özür diliyim. siniri geçince.
0
