www.youtube.com

gerçi tokat atmıyor burda :/

kaldırılmış internetten

eksisozluk.com

tokat atmıyor; çünkü o sahnede, kadir inanır soruyor türkan şoray sevmiyorum diyordu.

Sultan 1:26:20 de
www.youtube.com

serpil çakmaklıyla değil miydi o, videoyu ben de bulamadım

Filmin adi : Devlerin Aşkı

@safepassage değil.

@redgoldgreen değil.

@adilaradevrim var 3-5 filmi serpille. Hatta şurdan da hatırlıyorum ata demirerin tek kişil dev kadro adlı skeçinde ata demirer bu sahneyi canlandırıyor ve karşısında bahsettiği kişi de serpil çakmaklı yani serpille oynadığı filmden ama görüntüsü yok.

şeker katıyorsan diyet için iyi değil tabi

şeker katılmıyorsa bile, sonuçta limonata da bi nevi birden fazla limonun konsantresi. yani bir bardakta birden çok limon tüketmiş gibi olursun bence. e bu da şeker demek. fazlasıyla.

gom gitsin.

Limon suyu şekerli bir kere. Ama ekstra şeker koymazsan limon yemiş kadar olursun, çok zararı olmaz. :)

gıdım gıdım iç. çünkü limon suyu zaten epey şekerlidir.
bi de şeker koyunca bomba gibi şekerli bişey içmiş olursun.
şeker koymazsan zaten içilmez o.
bence iç gitsin başka şeyden kısarsın.

İçine soda koyarak seyreltebilirsin.

stevia ile kendin yaparsan abartmadan içebilirsin, ama dışarıda satılan o ev yapımı isimli limonatalar kilo kilo toz şeker ile yapılıyor

Fazla duygusal değilsin yaşlısın sadece. "polis yok mu lan polis" desem bi sen anlarsın.

evet ulkenin en kotu zamanlarina denk geldik ve omrumuz curuyor malesef.

Durun arkadaşlar daha yeni başlıyoruz. Hele bir Avrupa'da sağ iyice yükselsin, Merkel dönemi kapansın, bakın ne tatlı olacak. Bu ülkeden umudu kalmamış nesil, uyuşturucu pençesindeki nesil, dershane bozması okulumsularda test çözmekten öğrenme ve anlama algıları yiten nesil büyüsün, bakın ne tatlı olacak. Daha kentsel dönüşümlerimiz devam edecek, küçük alanlara fazla nüfus yığma kültürümüz artacak, yaşam alanları azalıp tüket ki var ol diye damardan kimyasal basılmaya devam edecek, İstanbul'a nüfus göçü üçüncü köprü çevresinde de yaşanacak; çok tatlı olacak çok.

valla dediklerini hiç birine katılmıyorum ben cep telefonumla kombiyi ve televizyonu kontrol etmeyi seviyorum ama türkiyenin en büyük sorunun kıbrıs olduğu ve a takımındaki tartışma ortamlarını özledim. onun dışında her şey boş ve en büyük beşiktaş

her şey bombok ise parfüm sıkın ya da pencereyi açın yağmur kokusu gelsin; nefes almak istiyorsanız, yaşamak lazım illa ki..

bu arada şampiyonlar liginde beşiktaş 90+ da gol atınca bizim mahalle ayaklandı, boşverin siyasetçi conconları kendinize ailenize bakın biraz da..

O güzel günler hep eskide kalır. Hep. Taa ki bakış açını değiştirene dek.

Sen 80'ler 90'lar diyorsun ben 60'lar 70'ler diyorum. 80'ler 90'lar benim için kötü yıllar. Hele 80'ler modası, dinlen dinlen kaç.

Sene 1974. Kıbrıs barış harekatının olduğu ay. Erkek kardeşlerimin sünneti var. Annemin işleri yoğun, pazar işi bana verildi. 2.5 lira verdiler bana, pazar yakın sebze meyve aldım eve geldim.
Annemle halam elimdeki fileleri alıp eskileri yad ettiler;
- Hale bak, eskiden 2.5 lirayla pazara çkar, yumurtası peyniri kasa kasa meyve alırdık da dönerken aldıklarımızı taşıyamaz fayton tutardık. Şimdi çocuk taşıyor aynı parayla alınanları.

Sene 2014. Karşıyaka tren istasyonu komple tadilata girdi. Uzun zamandır kapıları asma kilitli, camlar perüşan duruyordu. Yanından yöresinden geçmemek, o perperişan halini görmemek için büyük yaylar çiziyordum. Yıkım kararı alındı, arkadaşlarım protesto için toplaştılar. Ben ona bile gitmedim, gidemedim. Çocukluğum, çocuklarımın çocuklukları, dedeleriyle lokalinde geçirdikleri anıları... Yerle bir edildi. O güzelim istasyon şimdi çok başka bir çehreye büründü.

Geçen sene kızımı evlendirirken dünürlerle buluştuk epeyce bi. Park yeri ulaşım vs istasyon civarını tercih ettik. Dedesiyle pişti oynadığı o yerde kızım sevdiği adamla evlilik hazırlıkları yaptı. Bundan yirmi yıl sonra belki de kızım aynı yeri torunlarıma "buraları eskiden şöyle güzeldi, böyle iyiydi" diye anlatırken babalarıyla anılarının olduğu fonu anlatacak.

Son yılların moda deyişi var ya " carpe diem" yani anı yaşa. Dövme filan yaptırıyor bazısı ya da hayduru huyduru yaşamak gibi anlıyorlar. Kesinlikle öyle değil o lafın anlattığı. Anın farkında olmaktan söz ediyor o laf. Bütüne bakabilmek de farkındalığın olmazsa olmazı.

Şimdinin de kendine özgü güzellikleri çok. Hatta bana göre eskisinden daha çok. Ne kadar şanslı olduğunuzu bir bilseniz. İmrenilecek bir zamanda yaşıyorsunuz.
Teknoloji ve bilimde çağ atlanıyor. Kaçırmayın.

paypal olmadigi icin etsy den alisveris yapamiyoruz diye biliyorum ben.

Foxit reader. Biraz eski bir sey ama ben cok alistim.

e onu adobe da da yapabiliyorsun sanirim?

foxit+1

kemalpaşa yapabilirsin tatlı olarak

evdeki duruma göre pratik bir sebze yemeği.
hiç sebze yoksa domates, soğan, biber kavur az yağ ile menemen yapar gibi ama yumurta kırma. yanında yoğurtla iyi gider yaz için veya kavururken içine lor ilave et.

tatlı olarak da sütlü irmik tatlısı. o da hafif olur.
ya da direkt irmik helvası, yanında dondurmayla mis. :)

www.nefisyemektarifleri.com

puding yapabilirsin hafif olur. hatta direkt evde un şeker süt filan varsa hazırından yapma, kendin muhallebi yap.
çorbanın yanına ne olur hiç bilemedim. köfte filan yapılabilir. zor olur dersen peynirli omlet filan güzel olur geçiştirmelik.

ya da mercimek yemeği filan olur soğan domates mercimeğin varsa.

Yufkaları kızart, üstüne toz şeker döküp ye. Bundan kolay tatlı var mıdır bilmiyorum.

Ben olsam yanına katı yemek olarak bu durumda ton balığı açardım. Markete gidecek halin yoksa başka.

bizimki şeker gibi adam. ne istesem tamam evladım bak keyfine diyor.
adamına göre patron veriyor kurban olduğum rabbim sdfgdsfas

Son dakika duruşmalarını, sorguda alınacak ifadeleri bana yıkması. Araştırma konusu verip ben ona birçok şey bulduktan sonra dosyayı kaybetmesi,tekrar aynı şeyleri araştırmamı istemesi, son dakika mesai bitiminde beyan yazmamı istemesi gibi gibi.
Uzun süredir görmüyorum hatirlamayamadim o yüzden.

Bizimkilerin pek bir ayarsizligi yok acikcasi. Sikayet edenler var ama bana karsi en ufak bir terslikleri olmadi:)

eski patronum, işten biri kovulcak olsa bile beni çağırıyordu kov şunu diye. her bokta gel git gel git. bankadan parayı sen al bankaya parayı sen yatır şu müşterilerle ilgilen, sorunlu müşterileri gönder gitsin. en son sokarım işine gücüne dedim çıktım.

ay açılın, açılın ben çok dertliyim.

bizim patron ve yardakçılarının ayarı yok. bak ciddi söylüyorum. gerçekten bulundukları noktaya nasıl geldiler, nasıl üç dakika içinde hiçbir ön çalışma olmadan şunu yapalım diye karar alıp nasıl uygulamaya koyuyorlar, nasıl sonuç fiyasko olunca YAA ÜLKENİN DURUMU bikbik konuşuyolar utanmadan ben anlayamıyorum abi. sürekli bir ondan aldığını buna satma, onu halleme, ötekine söylenme durumu var. sürekli birilerinin kuyusunu kazıp kazıp duruyorlar, sürekli kendileri haklılar, entrikalar, gizlilikler filan acayip enteresan.

müdürümün ben yaparım, hallederim, senin işin başından aşkın diyerekten kabul ettiği projenin uygulama ayağını son dakika bana kitlemesi sonucu geçen fuar 48 saat uyumadım mesela. bu fuar şöyle bir şey yapalım, ben ilgilenicem dedi, bak yumurta götten çıkmak üzere şu an, hala hiçbir şeyle ilgilenilmedi abi sürekli hatırlatmama kovalamama rağmen. sonra olmayınca işte aksilik, takipsizlik filan oluyor, hiç kendilerinin hatası olmuyor. delleniyorum. hayır zaten çok sinirliyim şu an, üstüne üstlük bir sürü de işim var, cumadan beri bunların suratını gece gündüz görmekten sıtkım sıyrıldı. bu başlık da tam üstüne geldi. gerçekten bezdim ya. sen yat kalk seninkine dua et. bak dert yarıştırmak gibi olmasın ama aynı göğün altındayız, ben senden çok beter durumdayım. altı üstü bi' dosya ya, boşver. :)

gebe olduğumu öğrendikten sonra zırt pırt karşıya çağırmaya başlamıştı. en az 3 vasıta karşıya gitmem bu arada. artık dayanamayıp en sonunda tehdit ettim rapor alırım diye. 2 ay sonra şubesi değiştirildi.

bizimki durduk yere 42 kişinin maaşlarını düşürüyor, mühendisin yaptığı işi televizyon tamircisiyle bir tutuyor.

Şu an pek içlendim, herkesi içki masasına toplamak geldi içimden akşama :D Sıkmayalım canımızı, oh bak saat 2 olmuş bile! :)

@cabiday: Ah dert ortağım benim :D
seninki iyimiş yine, bendeki 2 yıldır duruşmalara girmiyor doğru dürüst, hep bende. Araştırma yaptırıyor, dönüş yapıyorum, ''Ay ben baktım zaten.'' diyor. Olmayacak iş için insanlara belli günde olacağı sözünü veriyor, sonra müvekkiller beni arayıp ''Oldu mu iş?'' diyor benim işten haberim yok vs vs...

@Douche: He ya, valla derlerdi de inanmazdım sinir stresten garip şeyler çıkıyor diye, bende de geçen yaz oldu, kupkuru yara oldu sırtım omuzlarım yüzüm... Ayrıca bu duyuru altında barışmış olabilir miyiz acaba? Öyle olsun lütfen O.o

@krem: O sendrom sadece patronlara mı var, biz neyiz, benimki sendrom değil mi? Bana da yazık. :P

Biz insan degiliz tabi :( patron yorgun, patron para ceviremiyor, patron 3 aydir odeme almadan maas aksatmamaya calisiyor, patronun hayvani ailevi problemleri var, calisan ise basit bir netcad projesini autocade dokemiyor, dokuyor da yanlis dokuyor, iki gun boyunca hatali olcu yapiliyor, calisan uzgun, calisan sessiz, patron patliyor, sonra uzuluyor ama patliyor o anin siniriyle, patron bi gun asfalt silindirinin altina yatacak sonra arkasindan "vah tuh pekte gencti rahmetli nolduki acep :/" diye sorgulayacaksiniz jiletle vucudunu kazirken.

Kurumsallar isyanda yine. Acilin hizmet sektorunun gobeginden bildiriyorum, gelmeyin tunelin sonu bombok.

Son patronum kari kiz gorunce takma dislerini dusuren bi herif. Kendisi belki is cikar diye kadin masalarinda yuzbilmemkac liralik hesaplarin ustunu tak diye cizen bi adam olarak soda limon hazirlarken tepeme dikilip "limonu az sik, pipet koyma" diye bana kendi kolumu yediriyor sinirden. Pinti pezevenk ya.

Ha bir de musteri o bardagi begenmezse beni masaya kadar cagirip "bak memnun degillermis isini duzgun yap bir daha" diyen milletin icinde rezil etmesi var. Ulan ben sana dedim bu boyle olmaz diye, ulaynn!?

Bak ay sonu geliyor simdi bunun karilardan almadigi hesaplardan acik cikacak yine. He limonu cok siktik ondan oldu he.

benim müdürüm mail okumuyor. her şeyin çıktısını alıp götürmemi istiyor. bazen çok basit bir sorum oluyor mesela. "şöyle yazdım, uygun mudur" diyorum. "hangi işti bu, yazışmaları çıktı alıp gelir misin" diyor. yemin ederim yazdırırken elim titriyor. 30 sayfa yazışmayı çıktı alıp götürüyorum. göz atıyor, "tamam, uygun" diyor.

gözünüzde 60 yaşınızda, teknoloji fukarası biri canlandıysa diye söylüyorum; bunu yapan adam 40 yaşında ve yurt dışında master, doktora yapmış biri.

benim şef 10 numaradır çoğu şeyi aklında tutar
işleri organize eder bize kendi işimizi yapabilmemiz için her türlü zemini hazırlar.

Kendisinden çok çok çok memnunuz.
Darısı başına

360p kalitesi ekranla degil, video kalitesi ile ilgili biliyorsun degil mi? Yani benim tabletim var hd cozunurlugu de yok, film kaliteli ise hic de kotu goruntu yok.

Sana tavsiyem 1680x1050 cozunurluklu dvi girisli ikinci el bir sey bakman. 22" leri bile en son 100 liraya falan dusmustu, film icin hic ekrana para gomme.

Not:2. El tabi ki.

denizgonen +1

piyasada en rahat bulabileceğin modeller 21,5'' 1920x1080 monitörler. Hiç öyle IPS falan işine bulaşma. AOC, Siemens, HP, Acer falan bu markaların 1080p monitörleri fazlasıyla iş görür.

dikkat etmen gereken en önemli özellik bilgisayarında HDMI çıkışı varsa HDMI girişli bir monitör almak. Aksi halde VGA kablosu kullanmak zorunda kalırsın ve istediğin verimi alamazsın.

bence ips al, farkını göreceksin. Muhteşem bir görüntüsü var. 23 inç AOC marka 600 civarı bişeye almıştım ben.

@denizgonen

hocam nerede 100 lira baktım göremedim.

@himmet dayi hdmi olunca fiyat farkı çok oluyor ama bakacağım hocam sağolun.

@safepassage 600 aşar hocam bizi üstüne 300 daha koyup 40 inç tv alırım :/

300 daha koyabiliyorsan al tabi :) %50 den bahsediyorsun. Bu gibi durumlarda "ulen bi kere alıyorum yaav kaç sene gidecek" diye düşünmek lazım ama maddi durumu da zorlamamak lazım tabi.

modeminize reset atıp fabrika yarı kıvamı döndürüp yeniden kullanıcı adı ve şifre girişi yaptırdılar mı?

Bir ara modemlere giren bir virus vardı, aynı problemi yapıyordu bende, modemin yazılımını update etmek işe yarıyordu reset sonrası. Bi ihtimal belki böyle bişeydir sizikide.

modemle ilgili hiçbir şey yaptırmadılar. evinize gelirsek para alırız diyorlar o yüzden emin olamıyorum. eve gidince deneyeyim :)

tam olarak dün gece bana olan da bu. ben aramadım anlık bir şeydir dedim.

ya ben çıldırıyorum abi bu superonline'da bana da oluyor. hayvan gibi hızlıyken oyuna girince 15-20 dkda bir ara ara 3000 ms lere çıkıyor kafayı yiyecek gibi oluyorum.

her aradığımda ama her aradığımda abartmıyorum 30 farklı çözüm önerisi sundular. Hepsi farklı şey söylüyor. Anladıklarından da değil ha, bence ellerinde bir çözüm listesi var ve sırada ne varsa onu deniyorlar.

cevap: arıza kaydı açtılar bana. sen de öyle yap istersen. ha bir de modeme reset atınca düzeliyor mu onu da yazarsan çok sevinirim.

eve gidince deneyip buraya yazarım reset işe yarıyor mu diye. dns'i otomatiğe aldım değiştirdim bana mısın demedi.

radiooooo diye bir seydi sanirim o.

değil arkadaşlar.

www.softschools.com

mu acaba?

musicovery.com olabilir mi?

www.concerthotels.com şu olabilir mi

everynoise.com
alakası yok gibi ama belki budur.

ne kadar minik?

@hasmetizm 3 cm x 5 cm boyutlarinda falan olsa olur.

Bu sus esyasi islerinin membaa eminonu, tahtakale, sarkhan filan ama netten englishhome ve madamcoco nun sitelerine bakilabilir. Acaip minnak seyler yapiyorlar anlamlandiramiyorum.

www.gittigidiyor.com

www.youtube.com fikir vermesi açısından. alman bence mantıklı. ama cok cok profsan begenmeyebilirsin belki.

cintiq alacaksan 22HD'den asagisini alma zaten.

13hd icin bir suru kufur eden var. hem kablo uyduruk diyorlar, hem de malzeme kalitesini begenmeyen var.

ipad pro'nun bana gore tek sorunu OSX kullanamiyor olmak. ios mobil amaclar icin fena degil, "on the go" icin razi olunabilir belki ama. ben yine de razi olamiyorum.

ayrica wacom'un asil olayi kaleminin teknolojisi. intuos pro/cintiq serilerinin kalemleri gibi kalem kullanmadim hic.

hic ipad pro da denemedim ama edindigim izlenimlere gore 22HD > ipad pro > cintiq 13HD

senin durumunda ise cozum onerisi: eger su anda intuos 4 kullaniyorsan. laptop + intuos tabletle dolassan 13HD'ye kiyasla fiyat/performansi bakimindan cok daha avantajli olur bence. 13" macbook prolar ince ve hafif ayrica retina secenegin olur.

bir de boyle bir sey var ama bu da kesinlikle degmez: www.modbook.com

bunlari da izle: www.youtube.com

@suwat video ilgincmis :) ama evet pek begenmedim.

@idexo cok tesekkur ederim ayrintili aciklamalarin icin. o videolarin cogunu izlemistim bugun :) izledikce ipadden daha da soguttu acikcasi.

siralaman dogru gorunuyor yani su anda.
aslinda laptop arti wacom tasinabilir agirlikta oluyor simdi (windows kullaniyorum bu arada. mac e para yetistiremem simdilerde) ama acmasi kurmasi dert, masa lazim oluyor, kablolar falan, sikinti yapiyor bana yani kurulmasi yarim saat zaten.

ben bi manzaraya karsi oturmusken kucagimda cizebilmek istiyorum cunku. neyse bakalim bir apple store gorursem yol ustunde, girip deneyecegim.

bu durumda companion istedigim ortaya cikmis oldu. cintiq companion diye mi geciyor bilmiyorum.

sozluk bana hediye alsaniza dogumgunumde be :) herkesten 20 lira ciksa olur yani niye olmasin. nelere vermiyoruz :D

bir sorum daha, su andaki intuos pronun yuzeyi cok kaygan. ipad icin uretilmis ekran koruyucudan yapistirmistim, o da yapmis olabilir ama bunlarin kagit hissi veren ve kagit gibi tepki veren puruzlulerinden var midir acaba?

sizdeki ekran koruyucu "glossy" ise "matte screen protector" diye geciyor. onlara bir bakarsiniz.

gecen aylarda companion icin fazla isiniyor, fanlar cok gurultulu gibi sikayetler de duymustum. mutlaka arastirin sikayetleri.

teknoloji incelemesi yapan, bu isten para kazanan "teknoloji dergileri"nin yerine kullanicilari dinleyin. bizzat siz de benzer deneyimler yasayacaksiniz cunku.

yorumlari mutlaka okuyun: www.amazon.com

Öğrenci Isleri ?

Bu durumlarda add-drop döneminde hallediyorlar genelde.

okula gidip danışman hocanın kim olduğunu öğrenci işlerinden öğren, sonra da onunla konuş.

Anladigim kadariyla 1. sinifsin? Senin ders secmemen lazim butun dersler zorunlu oluyor 1. sinifta.

50sayfa/saat

20-40 arası. 20 dediğim de not almalı, birseye çalışmalı okumada oluyor.

ilginç bir soru olmuş. minicik kitaplara göre bakarsan daha çok sayfa okursun, ama ansiklopedi sayfasından bakarsan da saatte 1 falan. bence soru "dk'da kaç kelime okuyabilirsiniz" olmalıydı eğer okuma hızını merak ediyorsanız.

dakikada kac kelime okunulur diye sormak bana mantikli gelmedi. ben hic anlamadan baya hizli okuyorum. kitap okurken daha yavas oluyor.

Kitap sıkıcıysa 40 akıcıysa 60-70 arası ve sallamıyorum hızlı okurum.

Normal boyut ve puntolara sahip bir kurgudan bahsediyorum, saatte 70 sayfa civarı.

kitap'tan kitaba ve okuma şekline göre değişiyor.

örneğin bitmemiş öyküleri yavaş yavaş ve sindire sindire okumak istedim, tekrar okumamak adına en azından yakın bir tarih için büyük ihtimal 25-35 sayfa civarı okumusumdur.

ona göre daha basit ve akıcı bir kitabı örneğin kırmızı pazartesi gibi 60-70'e çıkmışımdır.

80-90

Cok degisken. Kitabina, icerigine gore degisiyor. Yani ayni sayfa boyutu, ayni punto, ayni font olsa bile icerigine gore okuma hizim degisiyor. Kafamin baska bir seyle mesgul olup olmadigina gore de degisir. Kitap okurken surekli bolerim, arada gordugum bir sey dikkatimi ceker, o neymis diye kisa ve hizli bir arastirma yaparim, ne bileyim bir ornek olaydan bahsedilir, neymis diye merak eder yine bolerim, okurken "nasil oluyor da boyle boyle oluyor?" diye kendime sorup dusunmeye baslarim yine bolerim. O yuzden yavas okurum.
Not: Roman okumuyorum.

hic oyle bir istatistige bakmadim :) genelde gece yatmadan once okuyorum yatakta, uykum gelene kadar ya da sıkılana kadar okuyorum :)

Kitabına göre değişiyor. Roman türünde okursam hızlıca ilerliyorum, bir bakıyorum 40-50 sayfa okumuşum. Ama bazı kitaplar ve yazarlar üzerinde düşünme, dikkat gerektiriyor, bu durumda da okuduğum sayfa sayısı haliyle düşüyor. Mesela 106 sayfalık, bol görselli, ufak bir kitabı toplamda 6-7 saatte bitirebildim. Kitap "Beş Çember Kitabı" idi...

Gece kitap okursam 20 dk içinde uykum gelir, o esnada en az 12 en fazla 20 sayfa okumuş olurum. 35-60 yani.

roman veyahut öyküyse 60-70
gelişim ile ilgili ya da bilimsel bir kitap ise 30-40.

saatte 50-60 sayfa. ingilizce okuyorsam 10-20 :(

Üniversitedeyken ölçtürdüğümüzde(hızlı okuma olaylarına merak sardırıp) anlayarak okuma 320kelime/dakika idi ama artık yoğunlaşma problemi çekiyorum hem de hastalık derecesinde. Doktora filan gitmişliğim var bu konuda ama atam'la aynı fikirde değilim, beni asla bi' türk doktoruna emanet etmeyin.

Anlık sıçrama olayları Bir anlık korku unsurları hatta ona korku dememek lazım. Jump-scare olayını inanılmaz itici buluyorum.

Amacı korku olan bir yere girdiğinde yetişkin kimse kendini şartlandırmazsa, pek kolay değil korkması. Fakat temel payda karanlık, karanlık her zaman etkili. Her canlı karanlıkta tedirgin olur. Kendi evindeki karanlıkta dahi korkanlar var ama benim dediğim o değil. Sonuçta senin en çok destek aldığın görme duyunu ortadan kaldırdığı için seni savunmasız bırakıyor, aciz hissettiriyor.

Fakat böyle x odası karanlık ya da y odası icerideyken kararıyor değil de mesela oyunun parçası olarak değil, teknik arıza ile karardı etkisi yaratılırsa sessizlik ile birlikte iyi olur. Sessizliğe de adım sesi veya "bacağıma bir şey değdi vs." cisimleri kullanırsın

The others gibi fısıldasın oda. Karanlıkta güzel olur. Işık yanınca kesilir.

duvardaki bir resmin bir anda gerçeğe dönüşüp duvardan çıkması

@muti gibi daha önce bir kaçış oyununa ya da korku evine gidenler hoşlarına gitmeyen şeyleri de yazabilirler.

@muti, çok memnun olurum. mesaj gönderdim sana, ev ankara'da olacak.

aslında bir oyunumuz var zaten, biz de eşimle birlikte yapmuştık ve yaklaşık 18 aydır aktif. oyun değiştireceğiz ve bu kez korku/gerilim ağırlıklı yapacağız. açıkçası birilerinin çıkıp "böö" dediği tarzda bir oyun yapmak istemiyoruz. ağırlıklı olarak psikolojik korku olsun istiyoruz.

diğer yazarların da katkısını merakla bekliyorum. :)

bence temas kesin tırsıtır, hiç gitmedim kaçış evine ama böö diye çıkan şey kadar sinsi sinsi yaklaşıp dokunan, yakalayan şeyler de korkutur.

@baba jo, evet o da olabilir ama genel olarak canlı kullanarak yani insanla korkutmak istemiyorum ben. ama nasıl olacak onu da bilmiyorum. :)

elektro akustik müzik önerdiler, aşağıda paylaşayım örneklerini. sizce gerer mi insanı?

www.youtube.com

görüntüye karanlık eklemeler yapabilen ayna, karanlıkta yatak altını kontrol etmeyi gerektirecek bulmacalar ve orada ele değecek silikon yımışak eller ayaklar, tartılanı 7-8 kilo ağır gösterecek baskül :) gerçek kiloyla aradaki fark da b'şeylerin şifresi olabilir.

deep dark fears karikatürlerinden de feyz alınacak bir şeyler kesin çıkar.

www.google.com.tr

@kaici teşekkürler bakıyorum :) bir de, görüntüye karanlık eklemeler yapabilen aynadan kastın nedir?

@lordoz

belirsiz bi şekil içerecek şekilde eskitilmiş yada belli açıdan bakınca arkadaki bir objeye korkutucu görünüm verecek şekilde yerleştirilmiş aynayı kastetmiştim ama şöyle şeyler de varmış :)

www.amazon.com

@kaici almıştım bundan var bende ama o kadar küçük ve dandik görünüyor ki, korkutmaz aksine güldürür bu insanı. böyle havalı göründüğüne bakma sen, ben kandım sen kanma :)

bi el atsanız şöyle topluca, çok güzel öneriler gelecek eminim. :)

ben de yardımcı olabilirim çok kompleks değilse.

calibre isimli programı indirirseniz okuyabilirsiniz.

calibre +1

Mac'de de acar çalışır mı bu gençler. Teyzeye analtır gibi pls

evet calibre-ebook.com

allah razı olsun valla, iki saattir uğraşıyorum. heyyooo

sivastan arabayla 2 saat sürüyormuş sadece bunu biliyorum.

tokat'ta da havalimanı var.

evet çekemeyecek. sonra ne olur bilmiyorum. senin booking hesabın şüpheli duruma düşebilir, eğer böyle birşey varsa:)

cvv kodu olmadan da cekim yapialbiliyor. bkz amazon

oteller cvv kodu olmadan çekim yapabilir. ama kart sanalsa limit de yoksa yapacak bişey yok pek tabi.

ne gerzek iştir bu yahu? hem ücretsiz iptal diyor, hem de anladığım kadarı ile son gün olduğu için iade ücreti istiyor. ulan bi mail atsana o zaman bugün iptal edersen ücretsiz, yarın paralı diye. yapacağınız işi...

adamlar zaten siz rez. yaptirirken su tarihe kadar ucretsiz iptal diyor, tum sorumluluk sizde dogal olarak!

Kamyonsans +1

Su kadar gun kalaya kadar iptal ederseniz ucretsiz iptal diye belirtiliyor. Okumaniz lazim. Dhaa dikkatli olun.

kamyonsans+1 mutlaka bir yerlerde şu tarihe kadar iptal ücretsiz diyor.

ben bu gibi durumlarda hotels.com kullanıyorum 10 geceye 1 gece bedava veriyor anlaşmalı otellerinden. bu tatilde mesela 1 günüm bedavaya geldi.

@son 3 arkadaş.

evet ben de hatalıyım, gelen maili didik didik okumam lazımdı da hiç düşünemedim böyle iş yapacaklarını. hayvan gibi uzunlukta mail atmış en sonuna yazmış.

benim takıldığım nokta en azından satarken uyarsın. ücretli iptallerde nasıl yazıyor bilmemne tarihine kadar ücretsiz iade diye, buna da aynen orada yazıversin.

o da olmadı. rezervasyon yaptırdıktan sonra bin tane mail atıyor, yok gideceğiniz şehirde şu var, bu var, bok püsür var diye. e bi zahmet buna da bir gün önceden mail atıver, bak rezervasyonun var, gitmeyeceksen iptal et, gideceksen de şunu yap bunu yap diye. anca şark kurnazlığı.

E antipodes satin alirken de yaziyor ki???
Sen gormemissin resmen.
Hatta oda secme sayfasinda da yaziyor, rez yaparken de yaziyor. Yaziyor da yaziyor. Mailde de yaziyor.

keşke bi de tiklerimizi vereydin.

bir şey olmaz.

ayrıca adamlar şark kurnazlığı yapmıyor, rezervasyon yaparken de, sonrasındaki konfirmasyonda da son iptal tarihi belirtilir. ki adamlar senin oteli iptal edeceğini değil, konaklayacağını varsayarak sonraki bilgilendirmeleri gönderiyorlar.

booking.com üzerinden onlarca kez otel konaklaması yaptım, emin ol onlarca kez de iptal etmişimdir (en son 2 gün önce bir iptal gerçekleştirdim), hiç sorun yaşamadım.

hatta 2 kez, ücretsiz iptal seçeneğiyle almadığım otelimi bile benim için otelle konuşup ücretsiz iptal ettiler. eğer iletişime geçersen müşteri memnuniyeti için ellerinden geleni yapıyorlar.

uç bir örnek daha vereyim; geçtiğimiz yıl bir otelin ibnelik yaparak fazladan çektiği meblayı, kendileri bana geri ödediler müşteri memnuniyeti için.

iyi bir ozalitçide bastırabilirsiniz, büyük yerler sticker, menü, afiş falan da yapıyor. hatta kaliteli bir malzemeye bastırmak lazım ki çıkarttığınızda iz bırakmasın. onlarda vardır malzemesi, örnek herhangi bir sticker bulun macbooklara yapıştırılabilen, onunla gidin direkt.

beşiktaş barbaros bulvarında necdet var iyi, gayrettepede de sonsürat diye bir yer var.

biri site vermişti sticker bastırabiliyordun ucuza.

adını bulursam yazarım, özalitçilerle uğraşmayın, kimisi çok kötü esnaf.

cemil copy

Zabıta evet aynı zamanda maliyeye de bir şey bulup şikayet edin kesin bir bok vardır defterinde, maksat uğraşmak olsun,

hatta "buradan bir hırsız tırmanıp çıkabilir evime" diye güvenliğinizi tehdit ettiklerini de belirtin zabıtaya.

bu adamları uyarmışsın, başkaları uyarmış ama hala aynı şekil devam ediyorlar ise bunların afedersin amlarına koyacaksın. su falan dök aletlerin üzerine, pislik at, toz toprak at, tam üstüne saksı koy aa düşmüş de. inip aşşağı kavga etsen ev sahibisi ile aran bozulma ihtimali olduğundan bu tarz yıldırma politikaları dene.

nerede şu an? başında mı duruyorsun, öyle bıraktın mı anlamadım.
gözlemle biraz, kalp masajı işe yarıyor onu biliyorum, başkaca kedilere özel bir yol yok, nefes almıyorsa ölmüştür.

bazen insanlarda da nefes alış verişleri çok düşük/yavaş oluyor gözle görülmesi zor oluyor bu nedenle bir ayna (en iyi yöntem ayna ile yapılanı ama cam'da olur) burun ağız etrafına tutularak nefes verişi sırasındaki buğulanma gözlemlenebilir, aklınızda olsun diye dedim. başka da bir yorumum/bilgim yok.

Arkadaşlar ne yazıkki kedi şu an öldü. Bende (yukarıda açıkladığım gibi) %99 öldüğüne kanaat getirmiştim ama sadece emin olmak için, felç olasılığını ortadan kaldırmak için yazdım.

Yani Felç olan bir kedinin bile gözleri ani ışık değişimlerine tepki verir değil mi? Kediyi kurtarabilmek adına o saatte orada yapabileceğim bir şey yoktu. Kafası bile doğal pozisyonunda değildi ama kedilerin doğal esnekliğinide hesaba katmak lazım.

Okuyup üzüldüyseniz kusura bakmayın, uyarıda belirtmiştim. Milyonda bir bile olsa felçli olsaydı, en azından irisleri tepki verirdi değil mi?
not: ayna aklıma gelmedi ama bundan sonra aklımda olacak. Teşekkürler.

evet felç olsa iris tepkisi alırdın diye düşünüyorum (veteriner değilim)

Evet aynen bahsettiğiniz gibi oldu. Ben gördüğümde enseden tutmuştu.
Hızla silkelemiş olmalılar. Ben o anda mandal fırlattım aşağıya. Bıraktılar ama kedi bıraktıkları pozisyonda sabitti. Yani en azından ölümü çok hızlı oldu, bu da bize bir teselli. Allah hepimize ölümünde hayırlısını versin.

Cevaplar için teşekkür ederim. Konu (vicdani olarak) benim açımdan kapanmıştır. Allah utandırmasın.

veteriner değilim ancak ölü hayvan nasıl olur biliyorum.

ilk ölüm anında kasılma ve titremeler olur 20-30 saniye kadar. ardından bütün kaslar gevşer aşırı yumuşak olur. 1 saat kadar sonra tam tersi iyice sertleşip katılaşır taş gibi olur. 4-5 saat sonra beden tekrar çözülür kaslar gevşer.

yani yanında gittiğinde kaslar aşırı gevşek veya tam tersi taşlaşmış ise ve belirttiğin tepkiler de yoksa ölmüş olduğuna emin olabilirsin.

Olayın hemen üstüne yetişebildim. Bahsettiğiniz gibi kas davranışı (yarı kasılı) yoktu. Olayı (sesleri), ilk gördüğüm anı vb. şimdi soğuk kanlılıkla düşününce bende öldüğüne kanaat getirdim.
İnanın bu olayın etkisini atlatmamda çok yardımcı oldunuz. İçimi dökmüş gibi oldum. Herkese çok teşekkür ederim.

İmkansız değil ama yoğunluk olursa sıkıntı. Hatta sen binersin de valizler kesin yolda geç kalır ve senle gelmez. Hele pegasus ise hiç umut yok.

aktarma havayolunun kendi verdiği aktarma ise, bir sıkıntı durumunda hak kaybınız olmaz ve sizi başka bir amsterdam uçağına alırlar aynı havayolunun gerçekleştireceği. eğer aktarmayı kendiniz ayarlıyorsanız veya skyscanner tarzı bir siteden bakıyorsanız ve de "yolcu sorumluluğunda aktarma" uyarısı varsa, baya sıkıntı yaşama ihtimaliniz var.

aktarmalı uçuşlar için ayrı bir kontrol noktası var, çok beklemiyorsun yani. zaten aktarma kısmını hava yolu firması hallediyor.

Ben toplam 4 uçuşlu İzmir-ABD yapmıştım. Uçuşlar arası en fazla süre 1 saat 10 dakikaydı. En kısası da 40 dakika. Sonuç olarak kaçırmamıştım. Yukarıda bahsedildiği gibi uçuşlar bağlantılıysa valiz zaten kendi gidiyor. Siz de aktarmalı olduğunuz için havaalanı dışına çıkmadan direkt dış hatlar bölümüne gidebiliyorsunuz. Aksilik olmadığı sürece yetişirsiniz.

@bi mekan ın önerisi doğru fakat ben bir kere japonya uçağını rötar nedeniyle kaçırdığımda 24 saat havaalanında beklemek zorunda kaldım çünkü günde 1 uçuş yapıyorlardı japonyaya. onu da değerlendirmeye almak lazım.

Bana sorarsaniz imkansiz, o ucusa yetisilmez

fenerbahçe khalkedon (anadolu yakası ama karşı tarafta pek yer bilmiyorum)

www.youtube.com

nokta atışı

Teşekkürler :D Televizyonda gördüğüm şarkılı hali de şudur ; www.youtube.com

şaka yapmadığını düşünüyorum, hem de nasıl kaldırır.

amd radeon r5 kaç gb lık bi ekran kartı? 2gb falansa rahat oynarsınız bu sistemle.

r5'le olmaz o iş. (ekran kartının belleği de tek kriter olmasın lütfen)

ekran kartı 4 gb sanırım.

paylaşırsan bir bakabilirim

docs'u direkt browser üzerinden kullanıyorsan bir de uygulamasını/eklentisini yüklemeyi dene. çünkü copy/paste fonksiyonları eklenti üstünde daha sağlıklı çalışıyor.

Metroda trenin gelmesine yakin sanki biri arkadan tren raylarina itecekmis hissi gibi birsey.

balkondan bakarken oluyor

Bende motosiklette oluyor. 130'dan sonra özellikle atlasam koşup daha hızlı gidebilirmişim gibi geliyor. Cidden yollar arabalar çok yavaş geçiyor ve 200'de bile oluyor bu.


Koşamadı, yetişemedi

önceden oluyordu, arabayı kendim kullanmaya başlayınca geçti. camdan atlama falan yok.

bende vapurdayken denize atlayasım geliyor. bence bunlar içimize hapsolmuş gerçekleştiremediğimiz gizli isteklerimiz. hepimiz atlamalıyız.

Atlama isteği değil de kapıyı açacakmışım gibi oluyor bazen. Ne saçma salak bir his.

bendeki garip istekleri anlatıyorum şimdi:

çatıya çıkıp bomba veya silahla gta gibi ortalığa ateş açmak
gördüğüm bütün ağaçlara koşarak çıkmak
yüksekten aşağıya düşmek
arabayla hata yapan insanların üzerine kendi arabamla çıkmak

Balkona çıkınca atlamak,
Vapurda giderken denize atlamak,
Metro gelirken altına atlamak gibi isteklerim vardı (halen arada geliyor). Psikolog tanıdığa sordum, uyuşturucu bir madde mi kullanıyorsun diye sormuştu. -Hayır dedim, inanmadı.

Arada bunalmaktan, depresyondan vs... bir şey neden ama bilemiyorum.

Fransizlar bu his icin ozel bir isim kullaniyorlar. L'appel duvide. Birebir cevirisi "boşluğun çağrısı" demek. Insanların hissettiği ve tarif etmekte zorlandığı bir hismis. Bir tür dürtü.
Oluyor.

oluyor bana da. 'suicide door'lu arabalar geliyor aklıma oradan. onlarda daha kolay mı oluyordur bu iş diye düşünüyorum. oradan eski arabaları düşünmeye başlıyorum. sonra gangster filmleri geliyor aklıma. ne güzel olurdu o zamanlarda yaşasaydım diye düşünüyorum. böyle böyle konuya nereden geldiğimi unutturacak kadar ilerliyor düşünceler/hayaller. intihara meylim vardır da atlayacağımdan değil yani, öyle düşünceler filan.

bir de yukarıda bir arkadaşın dediği gibi ağaçlara tırmanma isteği de var. başkasının da benzer isteğe sahip olduğunu görmek daha az manyak hissettirdi.

bende de arabaları çarpıştırma isteği olurdu. çarpışan arabalara binmişim gibi. hanidir olmuyor hatta unutmuşum bile. sen deyince anımsadım.

bana da oluyor. arabada giderken birden dayandığım kapıyı açıp asfalta atmak istiyorum kendimi. atlarsam omzumun nasıl çizilip parçalanacağını hayal ediyorum. birkaç kere araba düşük hızda giderken sırf merakıma engel olamadığımdan açıp kapadım kapıyı veya arabadan indim. engel olamıyorum.

Bana da kendimi trenin altına atma isteği geliyor durduk yerde. İşim gereği haftanın büyük çoğunluğunu tren seyahati yaparak geçiriyorum, yüksek hızlı trende geçiyor hayatım diyebilirim. Durduk yerde bazen şimdi trenin altına atlasam nasıl olur diye düşünüyorum. Yalnız öyle depresif bir modda falan düşünmüyorum bunu tamamen istemsizce düşüyor aklıma. Eğer bir gün kızın teki çantasını kenara bırakıp aniden hızlı trenin önüne atladı diye bir haber okursanız gazetede falan bilin ki o kız benim arkadaşlar.

Ben de araba kullanırken direksiyonu birden kırmaktan korkuyorum. Ama kullanırken yok ya yapmam diyorum.

cevaplara bayıldım.
yolda yürürken arabaların önüne atlama isteğim oluyor. ' acaba atlayacak mıyım' diyorum.
ağaçlara tırmanmak ve metro raylarına fırlamak gibi mülteci isteklerim oluyor ara sıra, biliyorsun.......

arkadaşlar bence duyuruca toplanıp kliniğe yatmamız lazım

23-28 şınav

3ü zorlarım

şu an asılsam en fazla 31 çekerim.

barfisk çok çekemiyorum.

Barfiks eskiden çekerdim ama artık hiç çekmiyorum. Şu anda 50 şınav çekebiliyorum sporcu olduğum için. Biraz çalışsam 70-80 yaparım. Ama sana bir sporcu (karateci) olarak tavsiyem setler halinde çalışman. Tek seferde istersen 100 şınav çek, arkasından devamını getirmediğin sürece bu hiçbir işine yaramaz. 20'şer tane 1-2 dakika dinlenerek 4 tur şınav çekmen çok daha faydalı bir hareket.

4 barfiks 3 sinav

17-18'de bitiyorum ben
edit: şınav kısmını görmemişim, 35-40 da şınav gelir

10 barfiks-50 şınav

30+ şınav, barfiks nizami min 5.

İlk seferde 20-25 şınav gelir, ikinci üçüncü setlerde epey düşer ama. Barfiks antremanım ne zamandır yok, nizami 4'ü bulursam şanslıyım.

21 barfiks - 50 şınav

10 barfiks
30 sinav

en fazla iki ya keyfim yok bugun

Aktif spor yaşantım olduğu için barfiks-şınav çekmiyorum. Sporun verdiği tadı vermiyor.

20-25 şınav

11 ve 13 :) Barfiksi 6 dan sonra bayağı zorlanarak çekerim şu anda.

süper başlık lan iyi güldüm

10 barfiks, 25 şınav filan.

asılmam işte. başlamadan bite

Asılınca derman kalmıyor ki

10-12 barfiks, 60-70 şınav.

swipe keyboard olmalı. apk olarak indirip kurun çok kullanışlı

edit: swiftkey

1 ve 3 güzel

Su ana kadar adidastan ne kadar ayakkabi aldiysam 1 sene icinde parcalandi. 4-5 ciftten sonra bir daha adidas almamaya karar verdim.

Bence nike al yine de.

3'ün daha bi gideri var, diğerlerine bakma bile.

2 ve 3 güzel bence

daha iyi olamaz mı ? estetik açıdan inceleyeceksek aralarında tek iyisi 3.

hepsi çok kötü:/

2 olmadı 3 nümero

sıcak ballı süt

shotgun + zencefil

ya da zencefil + limon + bal

kesinlikle UMCA

tuzlu su ile gün içinde 3-4 kez gargara yap. Biryandan da zencefil + bal + (varsa papatya) + limon. Çok soğuk ve çok sıcak şeylerden kaçın.

geçmiş olsun.

İki ekranı aynı anda görüntüle, neden sadece tekini seçiyorsun? Ayarı yapamıyorsun gibi sanki ekran kartındaki

televizyondan da hdmi 1 ya da hdmi 2 ye geçiş yapıyor musunuz peki?

@safepassage Televizyonda HDMI 1 HDMI 2 geçişi yapıyorum problem aynı kapatıp açmayı bile denedim :D

@hasmetizm Aslında ilk bağlantı kurduğum da direk kendi kendine çalışmıştı. Şimdi neden böyle bir sorunla karşılaştım anlam veremiyorum. İki ekranı aynı anda görüntüle diye bir şey yok "Yinele" özelliği aynı anlama geliyor sanırım...

win7 de

Denetim Masası\Tüm Denetim Masası Öğeleri\Görüntü\Ekran Çözünürlüğü
burada iki ekranı birleştirme ayarı var.

prnt.sc

Küba. 2 haftalık boş vaktı yakayalayamadigim için bir türlü gidemedim.

"siz hangi ülkeye gidersiniz"le birlikte ne istediğinizi söyleyip "biz nereye gidelim" diye sormak ayrı şeyler yalnız. bana sorarsan ben rusya'ya giderim. 3 gün petersburg, 3 gün moskova. kalan 8 günü de urallar ve sibirya'ya dağıtmaya çalışırım. yekaterinburg, kazan, ufa. vakit kalırsa krasnoyarsk. bir turist için bu bölgeler çok cazip olmayabilir ama buz hokeyi olduğu için benim kabem gibi bi şey. bana sorduğun için bu cevabı verdim. "biz nereye gidelim" önerisi olsaydı tabii ki sibirya'ya git knk demezdim.

Fiji cok merak ettigim bir yer. Survivor"un oraa cekilen sezonunu izledigimden beri de gitmek istiyorum surekli... Yeni Zelanda degil de Fiji'den yana kullanabilirdim tercihimi yerinizde olsam..

@der meister, soruda "biz nereye gidelim?" demiyorum zaten.

Sizinkini soruyorum, misal @mirandaiam nereye neden gitmek istedigini yazmis.. Ben, baska insanlar secim yaparken hangi ülke icin motivasyonlari ne oluyor onu merak ettim.

Sen neden Rusya ve Sibirya'yi tercih edersin mesela, onu merak ediyorum.

kuba benim de cok merak ettigim bir yer, ayrica kisa bir sure sonra bozulacak, bozuldu zaten de iste ne kadar erken yakalayabilirsek.
ayrica kambocya ve sri lanka'yi cok merak ediyorum. kambocya'da tapinaklar saraylar hic gormedigimiz mimari gercekten cok farkli oldugunu dusunuyorum. bir de madagaskar,
ayrica mogolistan - buyulu bir yer bence bitki ortusu, sonsuzluk hissi muhtesem insanlari da buyulu gibi
izlanda'nin da kisinin ayri yazinin ayri guzel oldugunu duydum. sigor ros zaten neler hissedebilecegimizi tanimliyor bence.
guney amerika'yi ayri tuttugun icin yazmadim.

tabi ki japonya.
butun degerlerine saygi duyuyorum ve neredeyse hayranlik barindiriyorum. 8 gunlugune gittim, bundan sonra imkanim olsa butun tatillerimde oraya giderim.

İzlanda çok merak ediyorum 2 hafta tam yeter bence rahat rahat adayı dolaşmak için. çok soğuk da olmaz, her köşesinden doğal güzellik, huzur fışkırıyor.

Güney Afrika. Cape Town'da 4 gün, ardından Safari.

Japonya, Küba veya Afrika'da iç savaş olmayan ve safari yapılabilecek herhangi bir ülke.

Roc markası
www.rocskincare.com

bana da ronaldinhonun R10 unu çağrıştırdı.

Bana yapmadı. Logolara pek dikkat etmediğim için olabilir.

Aynı grupta olduğum çalışanlardan daha önemsenmeyecek işler yapıyorum. Kimsenin umrunda değil ne yaptığım.

sıkılıyorum ben arada o kadar.
akşama kadar sözlük-duyuru takılıyorum insanın gözü yoruluyor tabii skdyfhsnmdf

edit: dur lan buldum. abi günde yarım saat ara var, tek sigara içilebilen vakit aralığı da o. bak o biraz can sıkıcı işte.

10 metrekare odada 7 kişi 7 bilgisayarla çalışmaya çalışıyoruz. 2 senedir klima takın dediğimiz halde takılmıyor, bu ay buharlı vantilatörlerden aldılar anca.

Odada çok yüksek sesle konuşan bir eleman var. Telefonda, hatta telefonda olmadığı zaman da iş yaparken kendi ekranındaki yazıları seslice okuyor. Uyardığımızda gülüyor.

Yaptırılan işler çok büyük bir ihtimalle bir ay sonra "aaa boşuna yapmışıız" haline geliyor. Yöneticiler vasıfsız, kararsız ve beyinsiz.

Bence minnet etmişsindir.

www.eksiduyuru.com

biraz hafifledi şimdi gerçi.

Patronum saat 7 de aramaya başlıyor. Artık he deyip geçmeye başladım.

güvenliğimiz ölü domuz gibi kokuyor hem de her gün.

Daha bu sabah servis şoförü beni duraktan almadan gitmiş. Sordum, o da bana "Yaw hakkaten niye öyle oldu?" diyor.

İmiğini sıktığım. :/

Cay cok kotu. Icilmiyor.

patronun yabancı kızlara yazdığı yazıları çevirdiğim dönem oldu. anlayamazsınız.

Öğle arası yatıp uyuyacak yerimiz yok. Çalışanlar çok dertli bu konuda.

@safepassage : +1

klima ve vantilatörde yok ,yapılan iş ve yönetici aynı .
tek fark odadakiler birbiriyle konuşmuyor , önceden cok siyasi konuşma filan olurdu yaşlılar arasında sessizlik daha iyi galiba

Bir de devamlı eleman arama gibi bir misyonum var. Mavi yaka ok da tekniker bul dediler dün. Sorgulamadan tamam dedim ama kariyer sitelerinde ilanları olan bir yer yani. Sebebi neydi ki?

guzel duyuru kardes.

*susmuyor. hic susmuyor. sesi de cirtlak. bagirarak susmuyor hem de.

Buraya milyonlarca şey yazabilirdim ama iki dakika önce bir yerden olumlu geri dönüş aldım hahahahahahhahahahaha

iş yerime çok yanlış bir günde başladım, işe başlayacağım bir önceki gece olumsuz anlamda hayatımın dönüm noktalarından sayılabilecek bir olay yaşadım ve haliyle hiç uyumadan o moralsizlikle işe başladım. O zamandan beri de hiç ısınamadım aslında iş yerimden kaynaklanan değil yaşadığım şeyin etkisini sürdüren bir sıkıntı belki de

2 katlı ofisde 2 kişiyiz birde kedimiz var. Bütün gün laptopdan wiki-sözlük-duyuru-sozcu arasında mekik dokuyorum. arada bahçeye çıkıp sigara içiyorum kediyle oynayarak.Artık sıkıntıdan günde 1 paket gidiyor. Yüksek kesimin olduğu yerde olduğumuz için sokaklarda ıssız aq. Müşteri desen gelmiyor. Çok sıkıcı yani.

1- SAP
2- Holding firması oluşu
Bu ikisi zaten ömrünü yemeye yeter.

150 kişilik kocaman açık ofiste gürültü eşliğinde çalışmaya çabalarken,
aynı şeyleri sürekli söyleyen
mühendis olmama ragmen excel doldurtma, register hazırlama, klasör düzenleme, bülten hazırlama vb sekreter işleri yaptırtan ecnebi bir koordinatörüm var.
kendimi işe yaramaz hissediyorum.

Kdv hesaplamasını bilmeyen patronum var.
2 patronum var aslında biri bu işlerden anlıyor. Diğeri mal ve hiç görmediğim bir egoya sahip. Geçen şöyle dedi bi çalışana (çalışan da öz abisi bu arada) "Senin dediğin mi olacak, benim dediğim mi olacak? Tabii ki benim dediğim olacak." Ofiste zaten 6 kişiyiz 4 kişinin patronusun bu egon kime a.q
Bi de sabah ofise gelir yalandan da olsa insanlık olsun diye Günaydın dersin. Hiç bir şey demez. Fetöcu diye ihbar edesim geliyo ki onun kuruluşlarından birinde çalışmış.

çaycıyı benimle aynı seviyeye getirip ona rapor vermemi istediler. Var mı arttıran?

ex aşkımınan aynı yerde çalışıyoruz. hemcinslerimin ona olan ilgisini fark ediyorum. ne var ki bir şey diyemiyorum. cezam bu şekilde sanırım

sürekli bağıran ve aşağılayan üst yöneticiler var mesela bizim ortamda. üstelik bunları şikayet edeceğin bir merci de yok. emeğimizin karşılığını almıyoruz da sanki sadaka veriyorlar gibi bir durumla karşı karşıya kalıyoruz her gün.

anlatırsam iki meze bir küçük koyarım ortaya baştan söyyleyeyim

zorlasan buluruz, az daha detay ver. çizgi film tarzı mıydı, live action film miydi. kaç yıllarında çekilmiş gibiydi vs.

www.youtube.com

eyfel kulesine yeşil birşeyler bulaşıp eritiyordu, gi joe idi sanırım o da.

"Dünyanın durduğu gün"(The day the earth stood still) filmde öyle bir sahne vardı, belki aradığındır.

"Dünyanın durduğu gün"(The day the earth stood still) film buydu çok teşekkürler :)

normaldir. 2 gb ram hicbir zaman 2GB diye gorulmez zaten.

ram'in kullanılan kısmı sürekli değişiklik gösterir fakat toplam ram'in değişmemesi lazım.

2 gb'ın 1.94 görünmesi standartların farklılıklardan dolayı olabilir normalde 1024 mb 1 gb ederken bazı yerler daha kolay hesaplanması için 1000 mb'a 1 gb diyebiliyor, ram'in sonradan değişmesini hiç duymadım ama işletim sistemi değiştirdi ise yeni işletim sistemi ya da yeni bir update daha doğru hesaplamış olabilir.

Şimdi hesapladım da durum büyük ihtimal standart farklılığı çünkü 2000/1024 = 1.95 ediyor.

bi kısmını sistem kendisi için (genelde ekran kartı için) ayırabiliyor. hiçbir zaman 2gb ram 2gb görülmaz diye bişi yok

bios'a girip bakin anakart ne goruyor diye

support.microsoft.com

eğitimi alan kişi videoya çeksin, size de izletsin. o diğer 5 kişi de böylece eğitimli olmuş olacak. Belge verilecekse de idareciniz versin size videoyu izledikten sonra.

photoshopta magic wand kullanabilirsin seçerken ama insan grubu ile arkaplanın tonları arasında keskin bir geçiş varsa.

magnetic lasso tool ile seçip yapılabilir fakat biraz photoshop bilmeniz gerekiyor bunun için. yani önemli olan hangi tool olduğu değil, seçim (selection) yapabilmeniz.

İşte, orada uygun olmasının sebebi faturasız olmasıdır, fatura olduğu zaman gider ciddi anlamda yükselecektir sanırım, vergiler, muhasebe giderleri, sigorta masrafları, ürünü alırken ki giderler falan fişman.

Tabi ki 25 liralık 30-35 eşe dosta satmanız garip olmaz bence.

Urunlerin hepsi dukkanlarda satiliyor, yani faturali.

bence ayağına bir fırsat gelmiş ve bunu paraya dönüştürebilirsin. Eşe dosta parayla mı satacağım sorusuna ben olsam evet cevabı verirdim. Parasız almak isteyen varsa binsin gelsin senin olduğun yere, kendi alıp dönsün diye düşünürüm. Amme hizmeti vermeyeceksin sonuçta. İşini ciddiye aldığını gösterirsen onlar da para vermekten çekinmezler.

Para dosttan kazanılır.

Eşine dostuna tabii ki satış yapabilirsin.

zaten çoğu şey kaynağında/merkezinde ucuzdur.
büyük şehirlere getirilince/pazarlaninca fiyatı artar.
satabiliyorsan neden olmasın?
ama işi büyütürsen maliye devreye girebilir.

iTools ile atılabiliyordu son denediğimde.

yazık yerde mısır satışından 3 ayda 65 000 kazanan birini duydum yakın çevremden. zamanın varsa düşünülebilir :)

işe gir çalış o zaman.

arkadaşın yok mu hiç? ya da ailenden isteyebilirsin.

çalışıyorum zaten sigortalı olmadığı için gösteremiyorum gelir

calistigin yerden borc almanı tavsiye edebilirim.

birinden ya da ailemden isteyemem, eskiden tc numarası gönderip kredi almak falan vardı ya, yani bildiğiniz o usülde bir kredi çekme yöntemi var mı

enpara'yı deneyebilirsin.

muhabbetin varsa calistigin yerden borc almayi dene.

@pgup, enpara derken? sigortalı olmadığı için kredi çekemiyormuş, enpara ne yapacak ki bu durumda? benim bilmediğim bir özelliği varsa, 3 bin lira borç veriyorsa ben de çekcem o yüzden soruyom.

@rubenanyukov, abi kolay gelsin, bir hafta öncesine kadar aynı durumdaydım, iyi bilirim gelirin olduğu halde böyle uğraşmanın ne olduğunu. ben borç bulabilmiştim. umarım sen de öyle bir şey yapabilirsin çünkü bu tip durumlarda ben başka hiçbir çıkış yolu göremiyorum. zaten çalışıyorum diyorsun. hele ki acilse, 3 bini ikinci bir işle biriktiremezsin. kredi alsan sigorta yok diye vermiyorlar. tek çare parası olan ve borcunu ödeyeceğine güvenen birini bulmak gibi görünüyor maalesef.

En az 10 ayda ödemek istediğimden borç isteyebilceğim kimseye uygun değil bu borç alarak halledemiyorum yani

selamlar, dostum zamanında garanti öğrenci kredisi veriyordu ona bakar mısın hala ar mı, 2 sene ertelemeli falan. Ben de aynı durumda o şekilde bulabilmiştim, o tc kimlik numarası yollama falan yalan, mümkün değil, eninde sonunda şubeye çağırıp gelir belgesi istiyorlar.

gül gibi font yahu niye beğenmedin ki?
cevap: bilmeyorum

İlk kindle ımı buna benzer bir şey yapacağım diye tuğlaya çevirmiştim, ha amazon gönderdi yenisini ama bence dikkatli ol.

Dj apo- gaziosmanpaşa şanzelize kafe? Aklıma o geldi

dj heijan olabilir mi? semt oturuşu, gene mi amcalar gibi şarkıları var

Yok bunlar değil arkadaşlar .
Boyle arabaya falan biniyolsrdi eski model ?

eypio - günah benim

ucuz bişi alacaksn decathlon'a yönel bunlar kalite olarak onun yanına yaklaşamaz. ömürlük bişi istiyosan zaten bütçeyi 3-4 katına çıkartıp deuter ya da osprey'e yönelmen lazım.

kadıköydeki outdoor malzeme satan yerlere git, 300-400 tl civarına deuter çanta bulursun. Ben oralardan almıştım, erciyese çıktım, başka bin türlü yerde kullandım, hala ilk günkü gibi.
edit: 200 tl yi geçmeyecek yazdığını görmemiştim ama burda dursun yine de. Belki taksitle falan alırsın.

hayal edemedim nasıl olacak?
ama güzel olurdu tabii niye olmasın.
nem fena bu ara öldürüyor.

Klima zaten nem alır, hatta klimanın icadı da, adamlar nem almak için cihaz yapıyorlar bi bakıyorlar soğutuyor da öyle çıkıyor yani. Ortamı soğutmadan nem nasıl alınır bilmiyorum.

nem nasıl alınır? soğuk levha üzerine sıcak nemli havayı çarptırırsın, nem orada suya dönüşür. Klimalar zaten nemi böyle alıyor. O nem alan cihaz da bunu yapmak zorunda. Başka türlü nasıl bir cihaz teknolojisiymiş ki? Varsa göster de alalım ofise.

Çamaşır kurutma makinası da nem alıyor, yoğuşturma diye bir teknoloji sayesinde. Eğer nem %90+ bir ortamda değilsen pek faydası olmaz.

Zaten nem alma cihazları genellikle klima kadar elektrik tüketip bir de soğutmuyor. Aşırı nemli bir ortam değilse, çok mantıklı bir hareket değil.

Reklam demeyin de www.trotec24.com.tr
Şuradaki gibi cihazlar var. Olefini marka var, vs...
Eğer bunlar klima kadar elektrik yakıyorsa zaten gereksizmiş.

Sorun yazılımsal.

Şimdi apple store'daki arkaşlar apple diognastic diye bir bölüme erişebiliyorlar. Bu bölümde hangi uygulamanın ne zaman çöktüğünü, en son ne zaman şarja takıldığını bile görebiliyorlar. Onlar öyle söylerken buradan birinin aksini söylemesi absürd olur.

edit: tik vermemişsiniz ama üstteki cevap doğrudur.

apple store uzaktan bağlanıp bu teşhisi koymuş, sen hala inanmıyorsun. E ne diyelim? "Telefonu yere at belki düzelir" mi?

zorunlu sigortanın cezası var. arabayı bağlayacak kadar olabilir. ondan emin değilim ama bir cezası var.
kasko yaptırmazsan olur.

çevirmeye denk gelirsek arabayı bağlarlar. yaptırmadığın her gün için de ceza yersin.

ruhsat gelmez eve yeni alındıysa. sigorta yaptırmayınca ruhsat gelmiyor.

Yaptırmadığınız her gün ceza biner. Eninde sonunda yaptırmak istediğinizde çok fahiş fiyatla karşılaşırsınız.

evet faizli ceza yersin, her türlü öpüyorlar yani. evin önünde yatırsan da satacağın zaman çıkar o ceza.

50tl

mimar sinan tesisleri