Giriş
(3)

Turkiye'de bankacilik

tsubasa
Sizce mevcut duzende en guvenilir banka kurumlari hangileri? Insanlar fazla endiseli degil mi ya paramiz giderse diye.
Sizce mevcut duzende en guvenilir banka kurumlari hangileri? Insanlar fazla endiseli degil mi ya paramiz giderse diye.
0
tsubasa
(20.12.21)
bizim memlekette her şey olabilir ama yine de ismi cismi bilinen eski bir bankaya güvenmek daha doğru geliyor bana. mesela iştiraklerinin de çooook fazla olması sebebiyle, iş bankası en güvenilir banka olabilir. net bir patronu olmaması, bu sebeple de kar amaçlı çalışmıyor olması da bir etken.
0
co2s2
(20.12.21)
Türkiye de bankacılık bence en az Avrupa kadar güvenilirdir.
0
allah yazdiysa bozsun
(20.12.21)
paran belli bir rakama kadar devlet garantisinde zaten. eskisi gibi banka hortumlanması vs olması sistemsel olarak mümkün değil, olsa 5'li çete inşaatla uğraşmazdı zaten.
devlet kambiyo kontrol rejimine girerse vs hiç bir banka yasanın dışında iş yapamayacağı için her türlü zaten herkes aynı derecede etkilenecek.

ama teknolojik altyapı, insan kalitesi vs olarak bakarsak iş bank en iyisi bence de.
0
roket adam
(20.12.21)
(11)

doların artık doyması gerekmiyor mu?

avatar is back
hem nerdeyse cebinde 100 lirası olan da aldı hem de bankalar artık inanılmaz makaslı çalışıyor. yükselişin sonuna geldik diyebilir miyiz?
hem nerdeyse cebinde 100 lirası olan da aldı hem de bankalar artık inanılmaz makaslı çalışıyor. yükselişin sonuna geldik diyebilir miyiz?
0
avatar is back
(20.12.21)
Doların yarın 25 lira olmaması için bir neden yok.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(20.12.21)
hayır. olay dolar değil tl. dolar 25 de olur 50 de olur 100 de olur 1000 de olur. "artık yükselmez" diye bi şey yok.
0
ilgeru
(20.12.21)
doyma sınırı diye bir şey yok. venezuela'da asgari ücret 10 yıl 400 küsür dolar iken bugün 4 dolar.
0
lesmiserables
(20.12.21)
venezuela, iran, endonezya'daki dolar kurunun yerel para birimi karşısındaki o abuk subuk durumuna bakarsanız dediğiniz şeyin imkansız olduğunu görebilirsiniz.

zaten gidişatımız da o yönde. 1 dolar 2500 tl bile olur.
0
siyahliadam
(20.12.21)
aslında tam sormak istediğim, dışarıdan hiç müdahale de yok bişey de yok. ee belli kalemlerde ciddi bir ihracatla gelen dolar zaten var. artışın en temel sebebi tl'sini satıp dolar alan vatandaş. dolarizasyon olmuş %70 neredeyse. artık vatandaşta çok talep gösteremeyecek o kadar alan aldı neredeyse. bundan sonraki artış neden olur anlamaya çalışıyorum
0
🌸avatar is back
(20.12.21)
Para durma halinde degil bir akis icersinde. Zamani geldikce hazine odemeleri tl borclanarak yani tl arzi arttirilarak yapiliyor. Ek olarak verilen banka kredileri ile yine tl arzi artis icerisinde. Zamlarla ve artmis fiyatlarla herkesin geliri nominal olarak artiyor. Ayrica zaten halen mevduatlarin %30 kadari tl'de.
0
dunal
(20.12.21)
sağlam üretimimiz olsa, turizm gelirlerimiz düzgün işlese, para getiren & güven veren kurumlarımız olsa, adalet olsa doları frenleyebilirdik ekonomi kötü yönetilse bile. ama bunlar olmayınca sürekli bir düşüş yaşanıyor. paraların birbirleri arasındaki dengeyi bunlar sağlıyor. bunları sağlayamayan eli kolu beklemekten başka bir şey yapamıyor.
0
lesmiserables
(20.12.21)
Dolar yükselmiyor tl düşüyor. O yüzden dibin dibi olmaz.
0
sta
(20.12.21)
"artışın en temel sebebi tl'sini satıp dolar alan vatandaş" şu yanlış bir önerme. artışın temel sebebi türkiye'de döviz kıtlığı olması, bunun da sebebi rezervleri çar çur eden, abuk subuk yerlere döviz harcayan, tüm garantili sözleşmeleri bile dolarla yapan hükümet. vatandaşın 3-5 kuruşunu dolara döndürmesi doları 1 lira bile oynatmaz.
0
roket adam
(20.12.21)
ikinci sorunuza istinaden;
çünkü güvensizlik var. tl'ye güvensizlik, ülke içindeki sosyal güvensizlik.
şimdi yine hala aklına yatmayanlar, yav ne ilgisi var diyenler çıkacaktır ama; ekonomi adaletten hukuktan ve sürdürülebilir politikalardan bağımsız düşünülemez. gazetecinin soru sormaya korkmasıyla, kadının dayak yemesiyle, iş kuracak olası bir yatırımcının/girişimcinin kendini güvencesiz hissetmesi aynı şey ve aynı yere çıkıyor.

tl düşmeye,
para birimimizin değeri yani bu paranın alım gücü ve ülke değersizleşip, itibar kaybettikçe diğer para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam edecektir. dolarizasyonla tek başına ilgisi yok, dolar alamayan tuvalet kağıdı alıyor zaten. tl dışında herhangi bir şey alıyor.
hatta dolar nasıl yükseliyorsa benzer sebeplerden gıda fiyatları da aşırı artacak yakında. bu talebi karşılayacak gıda arzı da yok.
0
rewlack
(20.12.21)
Sky is the limit denir buna.

Bir para birimi para olmanın temel fonksiyonlarını kaybedince ne olur onu görüyoruz yani devlet çıkıp değersizleştireceğini bunu tercih ettiğini açıklıyorsa merkez bankası da o para biriminin arkasında durmuyorsa o para birimi fonksiyonlarını yitirmiş demektir.
0
patiska
(20.12.21)
(8)

Kitap fiyatları artacak mı

helena
Her şey artacak tabi de, toplu kitap alayım mı hemen napayım? Kitaplar da el yakıyor, kredi kartına yüklendim yükleneceğim kadar. Ama en az bi 3-4 tane daha alsam iyi olacak. Ne zaman artar fiyatlar?
Her şey artacak tabi de, toplu kitap alayım mı hemen napayım? Kitaplar da el yakıyor, kredi kartına yüklendim yükleneceğim kadar. Ama en az bi 3-4 tane daha alsam iyi olacak. Ne zaman artar fiyatlar?
0
helena
(20.12.21)
Bir an önce al derim ve site olarak da amazon'u öneririm.
0
roket adam
(20.12.21)
"Kitapları size ulaştırmak için yurtdışına lisans ücretleri ödüyor, baskıları için dövize endeksli kağıt, mürekkep ve baskı maliyetlerine katlanıyoruz. Kitapları size ulaştırabilmek için depolama ve lojistik maliyetlerini karşılıyoruz ve çalışanlarımızın ücretlerini de günün ekonomik koşullarına uyarlamak istiyoruz. Tüm bunlar toplam maliyetlerimizi farklı girdiler konu olmak üzere % 50 - % 80 oranlarında artışlar gerçekleştirdi.

Yukarıda belirtilen nedenlerle 01.01.2022 tarihi itibariyle kitaplarımızda yaklaşık % 30 olarak fiyat artışları gerçekleşecektir. Bunu yapmadan önce hala almak istediğiniz, alışveriş sepetlerinizde bekleyen kitaplar varsa şimdiden satın alarak bir süre de olsa fiyat artışlarından etkilenmeyebilirsiniz."

-Sola Unitas Yayınları

Geçenlerde böyle e bir mail atmışlar. Halihazırda çoğu kitap %30 zamlandı bile. Alabilmek imkanınız varsa alıp kenara koyun bir an önce bence.
0
buzbebek
(20.12.21)
almak istediğiniz 3-4 kitabı okumayan biri olarak ben almak isterim.
0
teknikekip
(20.12.21)
Şubat 2020'de bir koli kitap almıştım (hoş pandemi yüzünden kitaplara hala dokunamadım) Şimdi fiyatlara tekrar baktım. Fiyatı 3-5 lira artan da var ama çoğu en az %50 artmış.

Fiyatlar daha düşmez diye haftasonu bir koli daha sipariş verdim.
0
yürümeyin
(20.12.21)
hayir, normalde almayi kesin planlamadiginiz bir seyi "fiyati artabilir" korkusuyla alirsaniz zarar edersiniz.
0
hot potato
(20.12.21)
Hiç bekleme, yayıncılık piyasasında çoğu şey döviz endeksli. Ağır zamlar gelecek.
0
oldtimer
(20.12.21)
sabit fiyat yasası getirebilirler. alın.
0
deartheodosia
(20.12.21)
zaten artmadı mı? gördüğüm kadarıyla uçmuş vaziyette. artık mağaza yerine internetten alacağım ben artık.
0
nothing in my way
(20.12.21)
(2)

Airpods batarya nereden temin ederim?

m orak
Aliexpress te 200 liraya denk geliyor asiri vergi ve kargodan dolayı, turkiye de satan bulamadım nereden bulabilirim bunun bataryalarını? Yurt disindan dönecek arkadaşlar da alip bana getirebilir mi ankara da ikamet ediyorum.
Aliexpress te 200 liraya denk geliyor asiri vergi ve kargodan dolayı, turkiye de satan bulamadım nereden bulabilirim bunun bataryalarını? Yurt disindan dönecek arkadaşlar da alip bana getirebilir mi ankara da ikamet ediyorum.
0
m orak
(19.12.21)
zamanında sormuştum batarya değişimi inanılmaz zor olduğu için kimse getirmiyordu. aliexpress dışında çözüm bulmak zor.
0
roket adam
(20.12.21)
Airpodslar bataryası değişsin diye yapılmamış, yapan da bildiğin eritip kırıp falan içini açıyor, lehimleri eritip bataryayı çıkarıyor falan. Yetkili servisi değiştiriyorsa orada yaptırman en temizi yoksa tamircilerden uzak dur derim.
0
orhan tv
(20.12.21)
(15)

Bu sohbeti nasil yorumlarsiniz?

polopan
Romantik niyetlerle internetten tanistigim biriyle yaptigim sohbet istemedigim bir yere evrildi, sizce tam olarak nerede hatali davrandim? Konustugum kisi baska bir ülkenin vatandasi. K: Konustugum kisi, B: BenK: Kronik bir rahatsizligim oldugu icin yüksek lisansimi tamamlayamadim ve simdi de yari z
Romantik niyetlerle internetten tanistigim biriyle yaptigim sohbet istemedigim bir yere evrildi, sizce tam olarak nerede hatali davrandim? Konustugum kisi baska bir ülkenin vatandasi. K: Konustugum kisi, B: Ben

K: Kronik bir rahatsizligim oldugu icin yüksek lisansimi tamamlayamadim ve simdi de yari zamanli bir iste calismak zorundayim.

B: Aa, tam olarak nasil bir hastalik? Yani hayatini ne sekilde degistirdi?

K: Bunu bilemiyorum cünkü dogumdan gelen bir hastalik. Fiziksel olarak bazi zayifliklarim var. Ama mental olarak cok daha güclüyüm.

B: Anladim. Bu arada ayagin nasil oldu? (Daha önceden ayagini burktugunu söylemisti).

K: Ayagim fena degil. Kronik hastaligim oldugunu söylemem sende nasil bir etki yaratti? Tam olarak ne oldugunu merak ediyor musun? Yakin cevrende böyle birisi var mi?

B: Yani evet, biraz merak ettim. Hayir, pek asina oldugum bir sey degil.

K: Tamam iste, neyi merak ettin? Acikca sorabilirsin, cekinmene gerek yok.

B: Mesela günlük yasamini nasil etkiliyor? Yalniz idare edebiliyor musun yoksa yardima ihtiyacin oluyor mu?

K: Yok canim, öyle bedensel özürlü degilim, herseyi kendim yapabiliyorum. Beslenmeyle ilgili sikintilarim var. Kilo alamiyorum, cok saglikli beslenmem ve de normalden cok daha fazla sey yemem gerekiyor. Cabuk yoruluyorum, kaslarimda problem olabiliyor. Bol bol fizyoterapi ve bana özel tarzda spor yapmam gerekiyor. Ise gidip gelmede biraz zorluk yasadigimdan ve is ortaminda tam istedigim gibi beslenemedigimden dolayi evden calismaya uygun bir kariyere gecis yapmaya calisiyorum. Soruna cevap oldu mu?

B: Kesinlikle. Benimle acik sekilde paylastigin icin tesekkür ederim. Beslenme konusunun zorlayici olabilecegini tahmin ediyorum. Buna ragmen durumu iyi idare ediyorsun gibi görünüyor. Evden calismaya gecmek mantikli, bu dönemde böyle bir ise gecmek cok zor olmayacaktir.

K: Hahaha, komik. Asina olmadigin bir durum karsisinda bu kadar korkak tavuga dönüsecek birisi oldugunu düsünmemistim. Neyse, seninle konusmak güzeldi.

Bundan sonra ben de pek uzatmadim. Niye korkak tavuk oldum ki simdi?
0
polopan
(19.12.21)
Seninle ilgili bir durum yok bence ortada. Karşı taraf bu konuda takıntılıymış ve patlamak istiyormuş kurban da sen oldun gibi.
0
j r r tolkien hayrani
(19.12.21)
Herif manyağın teki çıktı rıza baba. İyi olmuş boşver. Mantıklı açıklaması yok.
0
allah yazdiysa bozsun
(19.12.21)
Kendinizi garip hissetmemeniz için iki anımı anlatacağım, online dating uygulamalarından biriyle konuşuyordum. O dönemde öğrenciydim, klasik konuşmalar yaşım dolayısıyla burada öğrenci misin demişti ben de evet demiştim. Soğuk da konuşmuyorduk, gayet akıcı ve hoş bir sohbetti. Arkadaşlarım gelince durumu ilettim, o gün için iyi akşamlar diledim. Ondan sonra çılgın gibi küfür edip siz üniversite okuyanlar kendinizi herkesten üstün sanıyorsunuz falan demeye başladı, derdi nedir diye sordum sadece engelledi. Çünkü dengesiz.

Başka biri beni beğendiğini vesaire söylüyordu, benim de ilk izlenimim gayet iyiydi, gayet güzel anlaştık buluşmayı teklif edecektim ancak yemeklerden bahsederken hepiniz aldatıyorsunuz falan demeye başladı, kendi kendine triplendi ve engelledi. Garip olan hiçbir zaman hiçbir kimseyi aldatmadım ve o dönemde de kalıcı bir ilişki arayışındaydım.

Neye alındığını bile bilmiyorum... Çünkü dengesiz.

Sizinki de böyle olmuş karşınızdaki kişi sadece kendini değersiz bulduğu için söylediklerinizi kafasında farklı bir ses tonuyla okumuş, farklı bir anlam yüklemiş ve gitmiş. Çünkü dengesiz. Ayrıca ne olduğunu merak ediyor musun istediğini sorabilirsin diyene kadar bir zahmet ortalığa mistik bir gizem katmadan söyleseymiş rahatsızlığının adı neyse, sormuşsunuz zaten. Çok gereksiz bir tavır bence.

Düşünmeyin üstüne.
0
akhenaten
(19.12.21)
Bence B kişisi gayet normal bir insana benziyor. senlik bir şey yok.
0
roket adam
(19.12.21)
"korkak tavuk" lafının abartılı ve yersiz olduğunu düşünmekle birlikte, konuşmada bir mesafe sezdim ben.

verdiğiniz cevap çok "politically correct".
aslında anlattığı şey karşısında çok daha fazla soru sorulabilecekken siz sadece kibarlık etmiş ve konuyu kurcalamamışsınız.

"işe gidip gelmede neden zorluk çekiyorsun? sana özel tarzda spor ne gibi mesela?" falan gibi sorular sormak yerine direkt, "iyi idare ediyorsun gibi görünüyor" deyince bir samimiyetsizlik hissetmiş olabilir.

yaptığınız yanlış demiyorum, bunlar hassas konular.
sadece konu açılınca biraz tonda değişiklik olduğu hissediliyor.
bu konuda da biraz takıntılıysa, ki öyle görünüyor, aşırı tepki verme nedeni bu olabilir.
0
blatta hiberna
(19.12.21)
Alınma falan yok yahu bu bir "trick":D
Nazik davranışınızı kendisine acıdığınız, zayıf gördüğünüz yönünde yorumlamış. Konuyu daha da açıp bunun hayatını sandığınız kadar etkilemediği ve dolayısıyla gelecekteki ilişkinizi de etkilemeyeceği üzerine konuşmak istiyor. Daha fazla konuşmadıysanız, konu orada kapandıysa, bu beni şutlayacak diye düşünüyordur şu an. Oysa korkak bir tavuk olmadığınıza ikna etmeniz gerekiyordu kendisini.
Böyle durup dururken hakaret ya da aşağılama geldi mi bilin ki karşıdaki sağdan soldan duyduğu teknikleri uyguluyor. Ben olsam acımam, o size acımamış.
0
ganbatte
(19.12.21)
@ganbatte
Anladim, kulaga mantikli geliyor. "Ben olsam acımam, o size acımamış" derken ne demek istiyorsunuz?
0
🌸polopan
(19.12.21)
Konuşma istediği yönde gitsin diye insan karşısındakine hakaret etmemeli.
Suyuna gidip/istediğini yapıp kendisini açıklama imkanı vermem ve hiçbir sebep belirtmeden konuşmayı keserim. Sonra o düşünsün.
0
ganbatte
(19.12.21)
Tamamıyla tuzak. Şöyle düşün herkes senin gibi düşünüp sustu. O ise bu konuda susmayıp destek bulup bulamayacağından ya da güvenip güvenemeyeceğinden emin olmak istiyor. Onunla ciddi düşünüyorsanız, üzmeyecekseniz; go fo her. Ama ciddiyetinizi belirterek dönmelisiniz çünkü kırılma noktası ve köprüden önceki son çıkış.
0
baldan kaymak
(20.12.21)
Komik olan ne anlamadım. Korkak tavuk diye neden dedi onu da anlamadım.
Arkasından kırk saat bu ne dedi diye düşünecek kadar boş beleş birini bulsun takılsın. Sen konuşmalarından o boş beleşlikte bir insan değilsin bence. Kes gitsin iletişimi.
0
cilekli pasta
(20.12.21)
senin onu anlamaya çalışmadığını düşündü bence. onun bu durumundan korktuğunu ve bu yüzden de muhabbeti uzatmadığını düşünmüş olabilir. sen ileride onun kalbini kırmadan o hızlı davranıp senin kalbini kırmış. belli ki hassas birisi ve bu durumdan kaynaklı zor şeyler yaşamış.
0
guitarissimo
(20.12.21)
Manipulasyon yapiyo. Salla
0
abuzer
(20.12.21)
Ingilizce veya baska bir dilde yazistiysaniz, soylemek istediginiz seyi soylememis olabilir misiniz? Misal, 'beslenme kismi zorlayici olabilecegini tahmin ediyorum' kismini bir sekilde, 'buna katlanmak bana zor gelebilir' gibi bir sekilde yorumlamis olabilir.
0
sopiro
(20.12.21)
ya kendi gibi sorunlu biriyle mutlu olsun, sizde bir sıkıntı yok ben olsam benzer yonde cevap verirdim muhtemelen bu diyalogda. yarasi varmis gocunmus resmen. boyle sorunlu tiplerle degerli vaktinizi harcamaya degmez bence. ben olsam engeller gecerim.
0
in vino veritas
(20.12.21)
Hocam hiçbir hatanız yok aksine çok kibar bir şekilde sohbet etmişsiniz. Karşı taraf sıkıntılı bence.
0
bbb_1
(20.12.21)
(4)

Hatıra değeri olan eşya nerede satılır?

roket adam
Elimde f1 nerd'lerinin seveceğini tahmin ettiğim ferrari pilotları tarafından imzalanmış bir şapka var. Şapkanın kendisi 80 eur'a satılıyor, imzalı olunca tabii ekstra bir orjinal değeri de var. Bunu nasıl kolayca satabilirim sizce?
Elimde f1 nerd'lerinin seveceğini tahmin ettiğim ferrari pilotları tarafından imzalanmış bir şapka var. Şapkanın kendisi 80 eur'a satılıyor, imzalı olunca tabii ekstra bir orjinal değeri de var. Bunu nasıl kolayca satabilirim sizce?
0
roket adam
(17.12.21)
Kolayca satamazsin ama yine de sahibinden en iyi mecra. Seveni coktur, fiyati da iyi diyorsan 150 200 verip vitrin ozelligi satin alabilirsin.

Ya da f1 ile ilgili facebook gruplarina post acabilir, facebook marketplace'e ekleyebilirsin ilgili hashtagleri kullanarak.
0
brkylmz
(17.12.21)
Ebay'e koysan wise ile falan veya baska bir yontemle odemeyi onden alip kargolayabilirsin bence
0
floydian
(17.12.21)
Hangi yılın şapkası birde ıslak imzalı mı nakış imza mı?
0
duptıs
(18.12.21)
@duptıs, ÖM attım. 2021 tarihli, ıslak imzalı.
0
🌸roket adam
(18.12.21)
(5)

Oral b şarjlı diş fırçası

Weeze3r
Selamlar, pro 3 3900 ile 2900 modeli arasında kaldım. 3900 modeli için çok fazla yorum yok, 2900 modelinden genel olarak herkes memnun. 3900 modelini kullananlar var mı acaba?
Selamlar, pro 3 3900 ile 2900 modeli arasında kaldım. 3900 modeli için çok fazla yorum yok, 2900 modelinden genel olarak herkes memnun. 3900 modelini kullananlar var mı acaba?
0
Weeze3r
(17.12.21)
ben pro750 aldım. Bilemiyorum o modeller ne yapıyor tam ama yani diş fırçalamanın ne kadar pazarlamasını yaptılarsa artık saçma sapan şeylere ihtiyacınız varmış gibi hissediyorsunuz.

hissetmeyin. Şarjlı olanlardan alın birini geçin.
0
denizmaniaherif
(17.12.21)
evet çok özelliğe gerek yok bence. ucuz olanı alın geçin.
0
jelly bear
(17.12.21)
oral b 7000 kullanıyorum. bluetooth, app falan gereksiz. kullanışlı olan birkaç şey var. farklı uçları saklayabilen aparat, gereğinden fazla baskı uyguladığınızda uyarması ve bence en güzeli, 30 saniyede bir (bu süre ayarlanabiliyor) yön değiştirmenizi söyleyen titreşim.
0
posthuman
(17.12.21)
sonicare daha iyi bu arada. bi bakın derim.
0
ehti
(17.12.21)
2900 gayet yeterli ve iyi, bizde de ondan var.
0
roket adam
(17.12.21)
(7)

Volkswagen Tiguan nasıl bir arabadır?

işimdeyim gücümdeyim
Volkswagen güven veren bir marka bana göre (neden bilmiyorum) ve bu arabanın tipi hoşuma gidiyor hepsi bu.Hiç kullanmadım ya da kullananla konuşmadım.Ama dandik binek arabalar 400-500 olmuş.Tiguan'ın boşu 700 bin lira falan. Hayatımda bir daha 700 bin lirayı bir araya getirme ihtimalim çok yüksek de
Volkswagen güven veren bir marka bana göre (neden bilmiyorum) ve bu arabanın tipi hoşuma gidiyor hepsi bu.

Hiç kullanmadım ya da kullananla konuşmadım.
Ama dandik binek arabalar 400-500 olmuş.

Tiguan'ın boşu 700 bin lira falan. Hayatımda bir daha 700 bin lirayı bir araya getirme ihtimalim çok yüksek değil.

Özellikle kullanmış ya da arabayı bilen kişilere soruyorum.
Alınır mı bu araba?
Ne dersiniz?
0
işimdeyim gücümdeyim
(17.12.21)
3. arabam 2020 tiguan highline (passattan geçtim)
Bu arabaya hangi arabadan geçeceksiniz bence bu önemli.
Benim gördüğüm eksiler : sunroof sesli, yalıtımı pek iyi değil aracın içine hem biraz motor hem de yüksek hızda rüzgar sesi alıyor, vites geçişleri hissedilir derecede, yakıt tüketimi hayvani.

Artılarını yazmıyorum, dilerseniz yazarım ama eksileri bence çok. Ama Satar mıyım?satmam tabiki.

Eğer bu ayarda bir araba alacaksanız (mokka, tucson vs. gibi) bence ilk yakıtı düşünün. Yakıt fiyatları öyle bir yere gelmiş ki bence artık ilk düşünülmesi gereken bu. Bazen 90bg bir cliom olsa diyorum.
0
godspell
(17.12.21)
1.5 TSI çok iyi bir motor, hem performanslı hem yakıt tüketimi çok iyi benzinli motora göre.
Aracın içi boyutları falan özellikle aile için ideal.
Konforuyla, gidişiyle kullananlar genel olarak çok memnun.
Değer olarak da altından farksız, anında satabileceğin bir araç.
Geniş arabaya ihtiyacım olsa tek geçerim.
0
roket adam
(17.12.21)
2015 öncesi kasası hantal olsa da eğer suv alınacaksa tiguan ideal. ama vw olması sebebiyle değerinin daha üstünde satılıyor.
0
mikahakkinen
(17.12.21)
Karoq ile aynı olduğunu düşünüyorum. 700bine bulabilirseniz biraz daha dolu bir Karoq alınabilir.
0
sutlu nescafe
(17.12.21)
güzel araç yakıtı o kasaya göre kesinlikle çok değil. tabi araçta aradığınız ilk özellik yakıt tasarrufu ise benzinli suv bakmayın.

700bin karşılığını alır mısınız? hayır hiç bir araç için verdiğiniz paranın karşılığını alamyacaksınız.
0
nuisance
(17.12.21)
Gidip test sürüşü yapmanızı öneririm. Bir parça hantal gelmişti, sürüşü sizi tatmin edecek mi bir bakın.
0
kaptankedi
(17.12.21)
Eskiden 2015 2.0 tdi 4x4 kullanıyordum, şimdi 2019 1.5 tsi kullanıyorum. 1.5 tsi tabi 2 çeker olduğu için 4x4 e göre daha hantal kalıyor. Ama diğer araçların yanında hala çok iyi gidiyor. 160 beygir var sonuçta, dsg de çok iyi bi şanzıman. araç o kadar sessiz ki durduğumuzda kimi zaman stop ettim sanıyorum ama çalışıyo oluyo. Ses izolasyonu çok başarılı. Cam tavandan ben daha hiç şikayet etmedim mükemmel çalışıyo o da.
0
rentts
(17.12.21)
(11)

İltica eder miydiniz?

Unde bach canim
Nitelikli olarak gitmenin zor olduğu bir ülkeye gitmek isteseydiniz iltica eder miydiniz? Ülkenize bir daha dönemeyebilirsiniz, bir şekilde dönseniz bile vatandaşlığınız elinizden alınabilir ya da iltica için yaptığınız şey yüzünden türk vatandaşlığından çıkarılabilirsiniz.Bu durumları göze alır mıy
Nitelikli olarak gitmenin zor olduğu bir ülkeye gitmek isteseydiniz iltica eder miydiniz? Ülkenize bir daha dönemeyebilirsiniz, bir şekilde dönseniz bile vatandaşlığınız elinizden alınabilir ya da iltica için yaptığınız şey yüzünden türk vatandaşlığından çıkarılabilirsiniz.

Bu durumları göze alır mıydınız? Unutmayın, nitelikli iş gücü olarak gideniyorsunuz.
0
Unde bach canim
(17.12.21)
Türkiye'deki niteliğe göre değişir bu sorunun cevabı. Kaybedecek önemli bir şey yoksa gidilir.
0
garylineker
(17.12.21)
Kesinlikle hayır.
0
hayirsiz
(17.12.21)
Ben gitmezdim. Ailem, akrabalarım vs bırakamam. Ayrıca türkiye burada yaşamayana gayet güzel bi ülke.

Ben olsam nitelikli gidebileceğim bi ülkeye giderdim ilk aşamada, sonrasında asıl gitmek istediğim yere gitmek için araştırma yapardım.
0
zimbirik
(17.12.21)
Kısa bir süre yaşadığım Amerika'da Türk'ler arasında konuşulan hikayeler olurdu. Gemiden atlayıp yüzerek kıyıya ulaşanlar, sonra çok çalışıp büyük yatırım sahibi olanlar vb. Hatta benim çalıştığım benzin istasyonu da böyle bir Türk'e aitti. Adamın 10'dan fazla istasyonu vardı ve detaylarını hatırlamasam da benzer bir hikayeye sahipti.

Burada önemli olan şu: Ne kadar gözü kara bir yapınız var. Fazla ehil/eğitimli insanların bu zor şartlarda yıllarını geçirmesi pek kolay değil. Nitelikli iş gücü olarak orada bulunmakla vasıfsız işlerde, soğukta, karda, insan yerine koyulmadan yaşamak, hele ki belli bir yaştan sonra pek kolay değil.
0
msb
(17.12.21)
Net ve kesin bir şekilde hayır.
0
roket adam
(17.12.21)
Henüz o kadar umutsuz durumda değilim. Şimdiki halimle iltica etmem diyorum (gitmek ayrı, iltica ayrı kaydıyla cevap veriyorum).
0
SiyamkedisiZorro
(17.12.21)
iltica etmem için bir sebep yok.
0
erenderk
(17.12.21)
Şu şartlarda kesinlikle hayır. Asayiş bozulursa da son çare olarak belki.
0
chavezding
(17.12.21)
illa gideceksem nitelik kazanmaya çalışır, öyle giderdim.

ilticanın -zaten olması gereken tek sebebi- çeşitli gerekçelerle hayati tehlike olmalı. politik, cinsiyet, sağlık vb sebeplerden ölümcül bir sebep yoksa olmamalı diye düşünüyorum. aksi durumunu mantıklı da bulmuyorum.
0
rewlack
(17.12.21)
Eksi duyuru icin sacmaladi, su alttaki cevabi yaziyorum ve iki kisi arasi dialog diye siliniyor.

turkiye'deki kaybedeceklerine bagli. malvarligin varsa devlet el koymaz sanirim, hatta bence hapis de yatmazsin, devleti epey bir karalaman gerek bence, fetocuyum falan dersen turkiye'yi unut ama escinselim dersen turkiye'ye donersin sonra.
0
baldur2
(17.12.21)
iltica cok cok sikinti bir surece donusebiliyor, ben cok kayis kopartan gordum. Seni biktirmak icin 5 sene, 10 sene beklettikleri olabiliyor. Tanidigim, cocuklarin 8-9 seneden beri gormeyen insanlar var.

kimseye tavsiye etmem, insan zaten ortalama 70 sene yasiyor, hicbir ulkenin vatandasligi bunun 10-15 senesini yakmaya degmez.
0
cooperr
(18.12.21)
(6)

Miles&Smiles milleri

sitespank
6900 mili 3 yıl uzatmak için 70 dolar istiyor THY.Mantıklı mı sizce? Değer mi?Hiç bilgim olmayan bir konu.
6900 mili 3 yıl uzatmak için 70 dolar istiyor THY.
Mantıklı mı sizce? Değer mi?
Hiç bilgim olmayan bir konu.
0
sitespank
(16.12.21)
Kesinlikle mantıksız. Şu anda önümüzdeki yıla bilet al, bir yerlere git. 6900 mille 1 kişi gidiş bilet alma ihtimalin vardır yurtiçi. Artan mille de shopandmiles.com'dan bir şeyler alırsın.
0
roket adam
(16.12.21)
bende de var 7bin mil shopandmiles dan alışveriş yapıp harcayacağım.
uzatmak mantıksız ya da uçak biletinde kullanılmaz bence
0
erty_ksk
(16.12.21)
shell 4 katı mil veriyor

250 liralık benzin alırsın
0
bir soru sorcam
(16.12.21)
6900 mille tek yön bilet alırsınız. alırken de 75 tl vergi verirsiniz. dönüşü cebinizden alacağınız için mantıksız.

shell ve po benzin kampanyaları için "miles smiles kredi kartı" sahibi olmanız lazım. aksi durumda aktarılmıyor.

en mantıklısı tanıdık için "ihtiyaç" bir bilet almak veya shop and miles dan alışveriş yapmak.
0
mr.goodcat
(16.12.21)
kuveyt in debit mil kartı yıllık ücret almıyor
0
bir soru sorcam
(16.12.21)
Uzatmak mantıksız..shop and milesta hediye alabiliyorsun ama çöp ürünlerle dolu. Bi tanıdığına bilet al sevinsin garip
0
photo85
(19.12.21)
(15)

3. doz Biontech aşınızı, 2. dozdan ne kadar süre sonra olacaksınız?

norules
6 ay sonra deniyordu ama o süre 3 aya indirilmiş.Ben 2. dozu 2 Eylül'de olmuştum, şu an istesem aşı randevusu alabiliyorum ama kararsız kaldım. Dozlar arası zaman aralığı uzadıkça, aşının etkisinin ve koruyuculuğunun arttığına yönelik bilgiler mevcut.Siz 3. dozu 2.'den ne kadar süre sonra olacaksın
6 ay sonra deniyordu ama o süre 3 aya indirilmiş.

Ben 2. dozu 2 Eylül'de olmuştum, şu an istesem aşı randevusu alabiliyorum ama kararsız kaldım. Dozlar arası zaman aralığı uzadıkça, aşının etkisinin ve koruyuculuğunun arttığına yönelik bilgiler mevcut.

Siz 3. dozu 2.'den ne kadar süre sonra olacaksınız/oldunuz?
0
norules
(16.12.21)
sisteme bi girebilsem ne zaman uygunluk veriyorsa hemen olucam. hemen olursam da 2. ile 3. arasına 4 ay girmiş olacak. şöyle yapınca böyle olur öyle yapınca şöyle olur gibi hiç sorgulamıyorum. aşı olun mu diyorlar, hayhay. şu an olabilir miyim? evet. tamam o zaman, demek ki olabiliyormuş bir de kendim en uygun aralığı araştırıp hesaplamam.
0
erenderk
(16.12.21)
18 inde 3 ay doluyor, en yakın ne zaman randevu oluşturabilirsem, şu an sistem hata veriyor
0
freebird5406_2
(16.12.21)
5 ay geçmiş benim, ama 3 ay geçse de olurdum, yarın bir gün aşı mı kalır, yeni varyant mı çıkar, turkovaca mı kalırız belli değil.
0
hair freak
(16.12.21)
Yarın akşama aldım randevumu, bir öncekini temmuzda olmuştum.
0
(16.12.21)
15-22 aralik arasina randevu vermis sistem, 21inde 5. ay bitmis olacak bu hafta sonu olmayi planliyorum. bu saatten sonra 2 gunde bir olunacak deseler de gider olurum cunku biktim. bitsin su lanet.
0
in vino veritas
(16.12.21)
13 ağustosta olmuşum ikinci dozu. zaten o dönem 3 hafta ara ile oluyorduk bırakın 3 ayı. yarına randevu alabiliyorum ben de. hamile olmasam hemen gider olurdum aşımı. doktora sorana kadar bekleyeceğim. sonra hemen alırım randevu.
0
elorelia
(16.12.21)
Ben oldum geçen hafta yurtdışında. 4.5 ay geçmiş tam olarak.
0
fraise
(16.12.21)
Tam 6 ay doldu, hemen oldum.
0
roket adam
(16.12.21)
İkinci dozu 17 Temmuz'da olmuştum. 18 Aralık gününe randevu aldım. Bildiğim kadarıyla Covid geçirmedim.
0
pispinti
(16.12.21)
13 temmuzda olmuştum. bugün 3. dozu aldım
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(16.12.21)
benim 5 ay olmuş, aslında 6.ayı beklemek istiyordum ama "15.12.2021 - 22.12.2021" arasında olmam gerektiği yazıyor. Bundan sonra randevu vermeyecek mi acaba ona emin olamadım.

Bazı yabancı kaynaklar ikinci dozdan 28 gün sonra bile olabilirsin diyor, kimi de 6 ay geçsin sonra olun diyor. Daha çok koruma için 6 ayı öneriyorlar hatta.

Fakat benim aklım daha da karışık, normalde yeni bir aşı olmalı bu eskisini olmamalıyız gibi geliyor ki Pfizer da Mart gibi yeni aşı duyurulabilir demişti.(varyantlar çok değişti vs.) Ama onun üretimi yayılması falan 2022 sonunu bulur belki.
0
nhk ni youkosu
(16.12.21)
soru üzerine baktım da benim de aslında olmam gerekiyormuş. 3.5 ay geçmiş ikinci aşıdan sonra.
@nhk ni youkosu garip bir şekilde benim enabızımda görünen tarihler de "15.12.2021 - 22.12.2021".
yeni aşıyı beklemek niyetindeyim.
0
ganbatte
(16.12.21)
@nhk ni youkosu @ganbatteHerkesim 15-22, ama daha ileriye alınıyormuş sanırım, bu 7 gün olayını ben de merak ediyorum, anlayamadım. www.eksiduyuru.com
0
hair freak
(16.12.21)
doğrusu 2-6 ay arası.

"Immunocompromised individuals who are eligible for a three-dose
primary series may receive a booster dose ≥6 months (168 days) after
completion of the primary series"

"The Ontario recommended interval between the second dose of the initial
primary series and the third dose is at least two months (56 days). As per NACI,
the minimum interval is 28 days; however, an interval longer than the minimum
of 28 days between doses is likely to result in a better immune response."


www.health.gov.on.ca
0
brakgn
(16.12.21)
3-4 ay sonra.
0
buf-e kür
(16.12.21)
(6)

bunu memleketi yagmalamak olarak mi gormeliyiz yoksa doviz girisi mi?

buenosdias
https://www.ntv.com.tr/galeri/turkiye/ilac-almak-icin-bulgaristandan-geliyorlar,_oZl4db3FEuIXfFWcpfffQsebebiyle aciklarsaniz sevinirim.
www.ntv.com.tr

sebebiyle aciklarsaniz sevinirim.
0
buenosdias
(15.12.21)
Yağmalamak, maalesef her şeyimiz yağmalanıyor ve bir kısım bunu yatırım zannediyor, BBVA'nın garanti hisselerini almasını yatırım olarak tanımlayanlar vardı gülün geçin, asıl yatırım Araba fabrikası kurulması gibi şeylerdir, kuran tabiki kar amacı güder ama ülke ekonomisine direkt katkısı olur, ülke içine de katkısı olur, Honda fabrikası, Tofaş fabrikası gibi. S
0
atom karincanin torunu
(15.12.21)
bu direkt olarak yağmalamak. yabancı şirketler tr pazarına destek olmak için düşük maliyetlerle veriyorlar bir çok ürünü. mesela aspirin atıyorum almanyada 1 euro ise bulgaristanda 0.7'ye tr'de 0.3 euroya satılıyor. bu sübvansiyonun kötüye kullanıldığı ve farklı pazarlara satış yapıldığı görülürse genelde bu destekler kaldırılır, bize de kol gibi aynı fiyattan uygularlar.

tr'de üretilen bir şeyin satışından bahsetseydik problem değildi, yani adamlar gelip domates patates aldığında bence bir problem yok.
0
roket adam
(15.12.21)
Tabii ki döviz girişi! Eczanelerde ilaç bulamayınca döviz girişinin meyvelerini yemeye başlayacağız. Henüz erken. Kullandığım göz damlasının şu an ancak muadilini bulabiliyorum. Muadilini de bulamamam lazım.

Örneğin ilaç üzerine olması çok sinirimi bozdu. Şu olay döviz kurunun arttığı her yıl yaşanıyor zaten: www.cumhuriyet.com.tr bir de buna Bulgarların yağmasını ekleyince halimiz ne olacak merak ediyorum.
eksisozluk.com
0
ganbatte
(15.12.21)
avm, pazar, tekstil alışverişi olsa direkt döviz girişi derdim ancak bu yağmalamak. çünkü biz bakanlık olarak ilaçları sabit kurdan alıyoruz ve bazı ilaçlar gelmiyor artık adet gibi problemlerden dolayı. eğer kozmetikse yine döviz girişi.

azıcık onuru olan herkes için yağma olarak görülebilir. ben de gururuma yediremiyorum. özellikle edirne'de gördüklerime içim dayanmıyor. teknik olarak tr menşeili üretimler için döviz girişi deriz ancak.

ha tabi yine onursal olarak bakarsak, biz 85 milyon bi halta yaramayan paramızla çalışıp elaleme ucuz mal üretiyoruz. o kısmı da var tabi
0
avatar is back
(15.12.21)
Aslında bahsettiğiniz iki şey birbirinin karşıtı değil. Yağmalamak dediğiniz şey gidip birilerinin malını zorla almak demek. Sonuçta Bulgarlar bu ürünlerin parasını ödeyip alıyorlar. Tabi ki bu bizim için iyi bir şey değil, sonuçta ilaç dediğimiz şey kritik bir ürün; gerçi bilemiyorum yabancıların reçetesiz aldıkları ilaçlar ne kadar kritik ama sonuçta bu engellenmesi zor bir şey. Herhalde en kesin çözüm bu ürünlerin kritik olanlarının reçeteye bağlanması ya da vatandaşlık numarası üzerinden belli sınırda satılması vb. olur. Burada Bulgarlara suç bulmak, yağmacı falan demek asıl sorunu gözden kaçırmak oluyor.
0
salihdt
(15.12.21)
eksisozluk.com

sırf şu olaydan dolayı çok tedirginim, yarın eczacılara da ödeme yapmazlarsa ilaç alamazsam diye acayip korkuyorum.

aynı şekilde fiyat konusundan eczacılar ilaç temininde sıkıntı yaşarsa, getiremezlerse diye de çok çekiniyorum.

bazı ilaçlar o kadar pahalı ki duyunca insanın aklı yerinden çıkıyor.

bu yukarıdaki durum varken kesinlikle ilaç falan satılmaması lazım bu şekildeki yabancı insanlara, ha türkiye'de kalıyordur, reçetesi vardır, aciliyeti vardır o zaman tamam.
0
killerbee
(15.12.21)
(2)

evdeki network sorunu

charlotte blanc
3 katlı müstakil bir eve biz internet aldık. interneti de evde dağıttık. acces pointler var. evin içinde sistem var. internet hız 8 bit falandı.ben buraya fiber internet getirdim. türk telekom müşteri altyapı yatırımı ile. 100 mbit internetancak 2 sorun yaşıyorum1 - 3. kattan birinci kata inince tel
3 katlı müstakil bir eve biz internet aldık. interneti de evde dağıttık. acces pointler var. evin içinde sistem var. internet hız 8 bit falandı.

ben buraya fiber internet getirdim. türk telekom müşteri altyapı yatırımı ile. 100 mbit internet

ancak 2 sorun yaşıyorum

1 - 3. kattan birinci kata inince telefondan wifiye bağlanmada sorun yaşıyorusun.

2- evde internet hızı istediğim noktada değil. 30 bita gelse wow diyorum.

bu problemi nasil cozebilirm ? evin tum altpyasini degistirmem mi gerek ? bu is icin mesela hangi profesyonel sirket ile calismaliyim
0
charlotte blanc
(15.12.21)
Öncelikle, TT ne kadar hız verdiğiniz söylüyor?
Direkt internete bağlanan modem üzerinde test yaptığınızda hızınız ne oluyor, bu sırada tüm access pointler kapalı olsun.
Bu işin temiz çözümü mesh çözümleridir, standart eski tip access pointler teknolojik açıdan geri kalıyorlar kesintisiz ve hızlı internet erişimi sıkıntı oluyor, bunlar yerine deco mesh çözümleri gibi donanımlarla her kata koyacağınız mesh yönlendirici performans açısından daha iyi olacaktır.
0
atom karincanin torunu
(15.12.21)
3 kata da kablo çekip ap koyduysan yapılabilecek en doğru senaryoyu yapmışsın demektir zaten. büyük ihtimalle sıkıntın şu: sen 3. kattasın, 1'e inince cihazın 3'teki ap'ye bağlı kalıyor. bunu da en temiz şöyle anlarsın, 3 ap'nin de wifi ssid'lerini değiştir. biri 1. kat, diğeri 2. kat, diğeri 3. kat olsun. telefonuna ya da cihazına 3'ünü de bağla şifresini gir. sonra 3. kattan 1'e in, bak bakalım otomatik olarak 1'e geçiyor mu?

geçmiyorsa yaşadığın sıkıntı o yüzdendir. ap'lerde handover tarzı özellikler olur, dersin ki sinyal seviyesi -75 dbm'in altına düşerse bağlantıyı kes. böylece telefonun 3. kat ap'sine takılı kalsa bile ap'nin kendisi senin telefonun bağlantısını koparır, cihaz mecburen 1. kata bağlanmak zorunda kalır. teorik olarak durum bu.

ama her kata ayrı kablo çekmediysen bunun bir çözümü yok, o çok sağlıklı bir yöntem değil yani.
0
roket adam
(15.12.21)
(8)

emlakçıyı nereye şikayet edebilirim (Remax)

kleider
Geçen hafta bir ev bulup emlakçısiyla konuştum anlaştım, sonrasında kendi evimi sattım , kredi çekme işlemine başvurdum. 4 gün sürdü tüm bunlar, tabi bu esnada hergun arayıp bak evimi satıyorum kredi çekiyorum , bir sıkıntı yok değil mi diye teyit aldım. Araya haftasonu girdi krediden haber bekliyor
Geçen hafta bir ev bulup emlakçısiyla konuştum anlaştım, sonrasında kendi evimi sattım , kredi çekme işlemine başvurdum. 4 gün sürdü tüm bunlar, tabi bu esnada hergun arayıp bak evimi satıyorum kredi çekiyorum , bir sıkıntı yok değil mi diye teyit aldım. Araya haftasonu girdi krediden haber bekliyorum pazatesi tapuya gideriz diye düşünüyorum,

Pazartesi sabah aradı , ortak mal diğer kardeş yurtdışında paranin değeri çok düştü zam yapmak istiyor, dedim sizinle konuştuk bilgileri var dediniz , ben ne yapabilirim , bazen çok da zorlamamak lazım gibi cevaplar verdi.

Bugün tekrar konuştuk , ev sahipleri % 20 zam yaptı fiyata ama ben %10 zama ikna ettim , fiyat bu dedi , neyseki evi çok da istemiyordum , zaten dolarda beklediğim için istediğim zaman istediğim yerde alırım da,

Bunun yaptığı acayip kanıma dokundu, belki kuruşu kuruşuna biriktiren biriydi , ne yaptığınızin farkında mısınız , terbiyesizlikten öte bir durum diyorum,
ben ne yapayım bende kârımdan oldum diyor, aptal aptal konuşuyor.
Biraz daha konuştuk kösele surat olmuş , sözü yokuşa götürüyor


Böyle haysiyetsizligi nasıl şikayet edebilirim, vatandaşı koruyan bir yasa var mıdır
0
kleider
(14.12.21)
iyi de burada emlakçının suçu ne anlamadım ben.
0
msb
(14.12.21)
Bir emlakçı düşmanı olarak ben bile bu soruyu sormak istiyorum. Bunda emlakçının suçu ne? Evin sahibi emlakçı değil. Fiyat artışı yapan emlakçı da değil. Bence siz öfkenizi yanlış yere yönlendiriyorsunuz. Fiyatı artıran ev sahibine sövmeniz lazım. Ev sahibi ben fiyatı yükselttim demiş emlakcı da size aktarmış
0
limonlu eksi
(14.12.21)
Evi sat dolar yap, alacağın evi oyala ki dolar artsın, sonra gel emlakçıyı haysiyetsiz yap :)
0
syabk
(14.12.21)
Kapora vermemişsin, sözleşme yapmamışsın, açıkçası bence size bi ders olmuş diyelim. Emlakçılık bir şey yok adam aracı sadece. Ne yapacaktı aradaki farkı cebinden mi ödeyecekti
0
roket adam
(14.12.21)
Kaporo verilip sözleşme yapılana kadar verilen vaatlerin hepsi maalesef pamuk ipliği.
Kaporo verme konusunda siz mi isteksizdini bilemiyorum tabii, telefonda teyitle ilerlenecek bir durum değil. Hakikaten çok zor durumda kalabilirdiniz.
Aklınızda olsun kaporo + cayma cezalı sözleşme muhakkak.
Ben de bu kadarlık hikayede emlakçıyı direkt haksız görmedim. Eğer size bu kaporo hikayesini anlatmamışsa işini eksik yapmıştır diyebiliriz ama.
0
SiyamkedisiZorro
(14.12.21)
emlakçı aracı oluyor.
karından nasıl olmuş onu anlamadım. satış fiyatını yükselince onunda yükseliyor. onunda parmağa olabilir.
0
all girls dream
(14.12.21)
@allgirls, emlakçı zaten yüzde 2 gibi bir şey alıyor.
Evin fiyatı 50 bin lira artsa emlakçı sadece bin lira daha fazla kazanacak. Hazır anlaşılmış işi bozmak isteyeceğini sanmıyorum.
0
michael_knight
(14.12.21)
Remax aracıysa emlakçı kazandığı paranın yüzde ellisini şubesinin brokerına veriyor zaten. Yani fiyat artışından kazanacağı büyük bir para yoktur hakikaten. Evi satanların şark kurnazlığı yapması olabilir bu, madem bu kadar hızlı alıcı çıktı daha yükseğe de satılır gibi. Ya da Avrupa’daysa hakikaten eline geçecek para azalıyordur, makul gelmez bu satış. Ama yine de suç ev sahibinde gibi, emlakçı zor durumda kalmış ve açıklamaya, idare etmeye çalışıyor durumu.
0
kullanıcıadımbuolsun
(15.12.21)
(19)

"en kötü kurumsal firma, en iyi patron firmasından evladır"

estranged
bu "genelleme"ye yüzde kaç oranında katılırsınız?
bu "genelleme"ye yüzde kaç oranında katılırsınız?
0
estranged
(14.12.21)
0
0
PoscheN
(14.12.21)
Ne yapmak istediğine, nasıl çalışmak istediğine bağlı. Kurumsal şirkette prosedür ve bürokrasiye takılan bir çok süreci patron şirketi ile 5 dk'da çözebilirsin. Bu süreç yıllık zam oranı da olabilir, ekibi büyütme kararı da olabilir, ofise kahve makinesi almak da.

Patron iyiyse %0 katılırım. Patron normalse %40 katılırım. Patron kötüyse %80 katılırım.
0
Bruce
(14.12.21)
Ben de katılmam. Evet prensip olarak kurumsal firmada çalışmak daha derli toplu bir iş hayatı sunar size. Maaşınız asla aksamaz örneğin. Ama iş hayatındaki mutluluğun temel belirleyici noktası ilk amirinizdir. Muhteşem bir düzgünlükte işleyen bir sistemi olan harika bir kurumsal şirkette dahi ilk amiriniz sizi canınızdan bezdirebilir.
0
pispinti
(14.12.21)
80
0
rewlack
(14.12.21)
"...iş hayatındaki mutluluğun temel belirleyici noktası ilk amirinizdir." Çok doğru bir tespit.
Genellemeye ben de katılmıyorum.
0
ganbatte
(14.12.21)
Ben de çok katılmıyorum. Yerine göre patron firması çok daha iyi ve esnek olabiliyor. Kurumsallar ise çok hantal olabiliyor bazen. Bence bu genelleme yanlıştır.
0
roket adam
(14.12.21)
ikisinde de calistim, kendine gore avantajlari ve dezavantajlari var ikisinin de. ilk amirin iyi olup olmamasi kurumsal ya da patron sirketi olmasindan daha onemli cumlesine katiliyorum. sizin genellemenize katilmiyorum.
0
in vino veritas
(14.12.21)
Tamamen senin beklentilerin ve patron'un kişiliğiyle alakalı bir şey.
Kurumsal firmaların belirli bir standardı vardır. Her firma üç aşağı beş yukarı aynıdır.
Patron firması mükemmelle rezil arası bir yerdedir. İçine girmeden nerede olduğunu bilemezsin.
0
Mirket
(14.12.21)
%90 katilmam.

ilk amir cok onemli +1

iş hayatindaki huzurunuz buyuk olcude ilk yoneticinize bagli. ne kadar duzgun bir iletisim tarzi var, ne kadar adil ve etik vs.

iki senaryo dusunelim:

1. patron firmasi, patron etik degerleri olan adil olmaya calisan iyi bir insan. calistiniz alanda bilgisi ve deneneyimi cok iyi. elinden geldigince size bilgi ve deneyim katiyor ve etik is yapmaya calisiyor.

2. kurumsal firma, hicbir etik deger yok, hatta sirket kulturu birbirinin ayagini kaydirip yukselme uzerine kurulu. yalanlar, iftiralar, arkadan is cevirmeler. profesyonel gelisiminiz baltalandigi gibi surekli kendinizi korumaya calismaktan anksiyete bozuklugu yasiyorsunuz.

boyle iki alternatif arasindan kesinlikle patron firmasini tercih ederdim.

is hayatinda hicbir yerde, hicbir zaman %100 etik ve %100 adalet yok, olmayacak. ama en azindan bu degerlere inanan biriyle calismak daha iyi olur.

ornegin bazi buyuk sirketlerin kulturu tamamen bireysel rekabet uzerine kuruludur. ayaginizi kaydirmaya calisan ilk yoneticiniz bile olabilir. size verilmeyen bir is sanki verilmis ve siz yapmamissiniz gibi oyunlar oynarlar. veya ilk yoneticinize %100 itaat etmediginiz icin kendinizi bir anda kapi onunde bulursunuz.

hepsi sahit oldugum olaylar maalesef :(
0
la lykia
(14.12.21)
Sektörüne göre değişiyordur herhalde ama işim gereği en büyüklerden onlarca kurumsal firmada danışman olarak bulundum. Kötü kurumsal firma kadar enerji emen yer az bulunur. İçerideki insanlara sabır diliyorum öyle yerlerde.

Patron şirketleri de doğası gereği sektörüne, patronuna ve çalışanlara göre çok değişiyor. İlk çalıştığım yerlerden biri patron şirketiydi ama 5 ortaklardı. 4'ü ile aram iyiydi ama biri ile kötüydü. Onla kavga edip ayrılmıştım. O patron olmasa o şirketi çoğu kurumsal firmaya değişmezdim herhalde.
0
perferil
(14.12.21)
firmaya yöneticinize pozisyonunuza ve en önemlisi tecrübenize göre çok değişir.
0
patiska
(14.12.21)
%1 falan katilirim.
Nihayetinde benim rahatim ve bana olan getirisi onemli firmanin. Cok kral takilabilecegin patron firmasi var, surekli baski altinda ve mutsuz calisacagin kurumsal firma var.
Sahsen kurumsaldan patron firmasina gectim, eskisinden fazla kazaniyirum ve cok daha rahat takılıyorum.
0
stavro
(14.12.21)
hiç patron firmasında çalışmadım ama %99 katılıyorum.
0
gabe h coud
(14.12.21)
İlk amir çok önemli +1

Ama benim için kurumsal firma her zaman için tercih sebebi oldu. Maaşın aksamaz demişler, doğrudur. Başına biri gelip "sana ekmek veriyoruz" muhabbeti yapamaz. Benim çalıştığım kurumsal şirketlerde yeri geldi müdürü de şikayet edebildik. Bunu patron şirketinde yapamazsın.
0
SiyamkedisiZorro
(14.12.21)
Kurumsal firma dedigimiz firmalar ozunde zaten patron firmasi.
Patron sabah kalkip satislari begenmeyip ceo'yu kovabiliyor. Kimseye hesap vermek zorunda da degil.

Primin,maasin,zammin her sey patronun o sene verdigi hedefe bagli.

Girdigin yerdeki calisanlara bakmak lazim, kurumsal kafaya gecemedilerse firmanin ne oldugu cok da onemli degil.
Bazi yerlerde patron bile kendi yalakalari ile bas edemiyor.
0
divit
(14.12.21)
asla ve kat'a. kurumsal adi altinda turkiyede kac tane firma var acaba. adi kurumsal da olsa zaten haklarin cok az bu yuzden trde kurumsalligin bir sey ifade ettigini dusunmuyorum. ben de iyi gibi gorunen bir yerde calisiyorum ne bayramim var ne seyranim. isin kosullarina bakmak lazim sektor seni gece de calistirabilir, izinde de. diger ornek thy icin dusunursek maas indirimi yapildi pandemi zamani %30 kesinti! kim bir sey diyebildi? buyur sana kurumsal.
0
ala09
(14.12.21)
Cok net katilirim diyemem.
Yani misal koç şirketi patron firmasiysa denmez. Ama patronun sürekli başında olduğu bir işten bahsediyorsan yüzde 95 katilirim.
Örnek verirsem; bir tanıdığın forwarder şirketi var ve herkes mutlu. Zamaninda piyasanin en iyi maaslarini veriyordu, herkesi senede iki kere aileleri ile tatile cikarirdi falan. Çoğu çalışan da kurumsal forwarderdan gelenler.

Yani bu çok net söylenemez ama genellersek genelde kurumsal daha iyi. Denildiği gibi bugün patron firmasinda patrona geribildirim vermek zorken çoğu kurumsal firmada müdürüne geri bildirim verirsin yönetim tarzi vs ile alakalı.

Ben patron firmasinda calismam ama iyi patronun olduğu firma yok da diyemem. Çok rezil kurumsallar olduğunu da bilirim, mobbingin, asagilamanin normalleştigi.
0
logisticsmanager
(14.12.21)
Kolektif seyler deneyen tek tuk istisnalar disinda her firma patron firmasi. Once bunu anlamak lazim.
0
dunal
(14.12.21)
beklentilerine, kariyer hedefine göre de değişir bu ama genel anlamda katılmam. çok iyi patron firmaları da var, kurumsal görünen dandik şirketler de.
0
soft
(14.12.21)
(29)

İlişki tavsiyesi

bbb_1
Herkese selam,Yaklaşık 3 ay önce bir kızla tanıştım, çok kafa dengim saatlerce keyifle sohbet ediyoruz.Dış görüntüsü de çok hoş. Birlikte aktivite yapıyoruz ; dizi,film izliyoruz, tiyatroya gidiyoruz , parklarda geziyoruz.Ancak hayata bakış açımız çok farklı.Geçen bir arkadaşımın çocuğu oldu dedim k
Herkese selam,

Yaklaşık 3 ay önce bir kızla tanıştım, çok kafa dengim saatlerce keyifle sohbet ediyoruz.Dış görüntüsü de çok hoş. Birlikte aktivite yapıyoruz ; dizi,film izliyoruz, tiyatroya gidiyoruz , parklarda geziyoruz.Ancak hayata bakış açımız çok farklı.Geçen bir arkadaşımın çocuğu oldu dedim ki hediye alıp gidelim . Almak istediğim hediyeyi pahalı buldu aldırmadı uyduruk bir hediye ile misafirliğe gittik ama aynı gün boynerde üç katı paraya makyaj malzemesi aldı. Başka bir olay da ;Geçenlerde bir yerde arabayı valeye verdik adam arabayı saçma bir yere park etmiş baya bir bekledik. Vale özür diledi ben de sorun olmadığını bekleyebileceğimzi söyledim, ancak kız arkadaşım adama çok sert çıktı. Ben böyle yapma dediğimde hemen sakinleşti ama ben ömrüm boyunca böyle sakinleştirecek miyim ?Ayrıca Farklı aile yapılarından geliyoruz. Benim daha muhafazakar bir ailem var ancak muhafazakarlığı burada din bağlamında kullanmıyorum sadece geleneksellikten bahsediyorum. Ancak o çok rahat bir aileden geliyor. Anne baba ayrı her ikisinin de sevgilileri var gibi. Bir de çok sinir bozucu bir kardeşi var maalesef durmadan kızdan para isteyen. Abla, kız arkadaşımla gezeceğim para yolla , konsere gidecğim para yolla gibi. Kız arkadaşım da telefonda kızıyor ,söyleniyor ama parayı da yollamak zorunda kalıyor.Bu arada kardeşi üniden mezun,işe soktular ama zora gelmedi ,işten çıktı.Sabahtan akşama kadar arkadaşlarıyla kafede oturuyor.
Ben çok ciddi düşünüyorum çünkü gerçekten aşığım bu kıza ancak bu tip farklılıklar ileride bizi yıpratır mı ? Yoksa zıt kutuplar mı birbirini çekiyor. Ne dersiniz bu iş daha ciddileşmeden bitsin mi?
Tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
bbb_1
(14.12.21)
1- hediye konusu: zamanla çözülür
2- vale konusu: biraz hayvanlık ama zamanla çözülebilir diye düşünüyorum
3- muhafazakarlık konusu: ileride bu kız çok rahat, ailesi şöyle böyle diye kafaya takmayacaksan problem yok. ama kafaya takacakmışsın gibi geliyor bana, bence en önemlisi bu. yok anam seni böyle beğenmez, yok ben seni şöyleyken aldım falan filan muhabbetlerine gireceksen problem. genelde muho aileden gelen erkekler böyle bi deli yürek triplerine giriyorlar bi süre sonra öyle olursan çok üzülürsün.
4- kız kardeş konusu: seni ilgilendiren bir şey yok.
0
roket adam
(14.12.21)
roketadam , Kardeşi ile konuyu söyleme nedenim şu ki ; geçenlerde kız arkadaşımdan yine para istedi o da kızdı ve vermedi sonrasında kardeşi beni aradı. Ablam duymasın ,bana para gönderir misin dedi ve ben de yolladım.

sadece vale konusu da değil , geçenlerde bununla ortak bir arkadaşımız bizi bir yere çağırdı biz de buluşmaya gittik , aradı arkadaşımız gecikeceğim biraz özür dilerim ,işten çıkarken son anda bir sorun oldu dedi. Yarım saat bekledikten sonra tutturdu kalkalım diye. Bekle falan dedim ama sonunda Kalktık gittik, sonrasında arkadaşı arayıp acil bir işimiz çıktı bekleyemedik demek zorunda kaldım :(
0
🌸bbb_1
(14.12.21)
Kızın rahat olması, aile ilişkileri, salça olan işe yaramaz erkek kardeş, kızın tavırları vs hepsi sıkıntı bunların. Aşık olabilirsin ama ileride üzülürsün. Güzel bir ilişki olarak kalabilir ama evlilik bence olmaz. O saçma aile ilişkileri sana da yansır bundan kaçamazsın ki yansımış bile seni arayıp para istemesi çok ayıp. Evlenince bu tarz şeyler katlanarak artar. Anne baba ayrı ve sevgilileri var, kimseyi yargılamak istemem ama verdiğin tüm bilgileri birleştirince senin için olumsuz bir sonuç çıkıyor. Kendini çok kaptırma bence.
0
bayc
(14.12.21)
@bayc hocam kızın hareketleri , tavırları beni çok etkiledi. Çok düzenli yaşayan bir adamım , işinde gücünde. Kız arkadaşım beni aslında bu düzenin içinden çıkardı ve belki de bu durum başta bana güzel geldi.Ama uzun vade için çok karamsarım ben de. Keşke hiç tanışmamış olsaydım diyorum.
0
🌸bbb_1
(14.12.21)
Kızın tavırları çok sıkıntı,yıpratır. Ufaktan uzaklasmakta fayda var diye dusunuyorum
0
matilda
(14.12.21)
3 ayda çok ciddi düşünmeye başlaman üzerine düşünmen lazım. Biraz fazla hızlı geldi. Ayrıca kızın her davranışı sana batmaya başlamış, o değişse de sen ona rahat vermezsin bence artık. Hem kendi iyiliğin hem de onun iyiliği için acil demokrasi, halk arenası, karşılıklı iletişim ve gerekirse bir daha iletişmeyin.
0
her giriste sifresini unutan adam
(14.12.21)
İlk heyecanla devam ediyosun ama bu bahsettiğin sorunlar bi kaç aya seni soğutacak.

Arkadaşını beklemene izin vermemesi, hediye alırken karışması vs. Bak bunlar senin inisiyatif alman gereken konulardı. Çünkü senin tanıdıkların . O fikrini söyleyebilir ama kararını değiştirecek kadar seni manipüle etmiş. Ucuz hediyeyle bebek görmeye gitmişsin, arkadaşının samimiyetine inandığın halde sen kalkmışsın ve mahcup duruma düşmüşsün vs.
Ayrıca kardeşinin senden para isteyebilmesi büyük saçmalık. Daha 3 ay olmuş. Yüzsüz bir tip belli ki.

Bitecek bir ilişki anlatmışsın
0
zimbirik
(14.12.21)
1. "Almak istediğim hediyeyi pahalı buldu aldırmadı" - Garip. Evli falan degilsiniz ki harcamalara ortak karar veresiniz. Diretip almaliydiniz, sizin arkadasiniz neticede.
2. "Anne baba ayrı her ikisinin de sevgilileri var gibi." Burada sen bahane ariyor gibisin. Zaten ayrilarsa sevgililerinin olmasinin ne gibi bir sikintisi var?
3. "Ben çok ciddi düşünüyorum çünkü gerçekten aşığım bu kıza ancak bu tip farklılıklar ileride bizi yıpratır mı" - sinirlarini net cizmen lazim. Ote yandan senin ailen de muhtemelen mukemmel degildir ve onlarda da kizi rahatsiz eden seyler vardir. Orta yolu bulacaksiniz.
0
hot potato
(14.12.21)
sıkıntılı konu, düzelmez.
0
prodeq
(14.12.21)
Gunaydin, malesef cok farkli deger yargilarina sahipsiniz. Anladigim kadariyla sevgiyle buyutulmus bir aileden geliyorsunuz. Onun icin ayni seyi soyleyemeyecegim. Siz insanlara insan oldugu icin deger verirken, o ise kisileri konum, pozisyon belki de ekonomik durumlarina gore siniflandiriyor. Zamanla degisebilir mi? Zor ama belki. Cok yipranir, yorulursunuz zamanla. Kaygilarinizda haklisiniz. Iyi dusunun.
0
balpolen
(14.12.21)
" Ablam duymasın ,bana para gönderir misin dedi ve ben de yolladım."

bu asla yapmaman gereken bir hareket
net olarak sömürülmektir
0
bir soru sorcam
(14.12.21)
hediyeyi pahalı buldu aldırmadı derken naptı cüzdanı mı kaptı elinizden? ağzınıza kürekle mi vurdu? ben bile eşimin başkasına alacağı hediyeye karışmam yahu banane.

ayrıca 3 aylık ilişkide kardeşin sizden para istemesi, sizin göndermeniz filan aşırı aşırı aşırı tuhaf şeyler.

bence çok saçma bir ilişki içindesin ve baskın biri değilsin. eziliyosun, ipleri karşı tarafa vermişsin, bu saatten sonra da alabileceğini sanmam.
0
elorelia
(14.12.21)
Hediye konusu: Arkadaş sizin arkadaşınız, para sizin paranız. Neden kız arkadaşınızın istediği hediyeyi alıp gidiyorsunuz? Çok saçma. Sonrasında üç katı paraya makyaj malzemesi aldı demişsiniz. Alır size ne ki?

Vale konusu: Beklemeniz makul bir süreyi aşmışsa valeye çıkışmak doğal bence. Tabii burada üslup önemli. Üstten bakan ve karşıdakini ezen bir üslupla söylenmişse problem.

Kızın ailesi: Anne baba ayrı ve sevgilileri var demişsiniz. Sanki bu bir kusur gibi. Size ne? Bunu bir kusur gibi görüyorsanız sizde büyük problem var demektir.

Kızın kardeşi: Sürekli kızı darlaması para istemesi vs. yine sizinle alakalı bir durum yok. Çocuğun sizden para istemesi ve sizin o parayı gizlice vermeniz ise çok saçma. Hayır demeyi bilmeniz lazım.

Arkadaşınızı beklemek: Yine sizin arkadaşınız ve yine kararı kız veriyor siz de peşinden gidiyorsunuz. Neden biraz daha bekleyemediniz?


İsteklerinizi, hayat görüşünüzü kız arkadaşınıza aktaramadığınızı ve o ne isterse onu yaptığınızı düşünüyorum. O haklı siz haksızsınız demiyorum ama şu anda ben sizin davranışlarınızı problemli görüyorum. Kusura bakmayın kırıcı olmak istemem ama benim yazdıklarınızdan çıkarttıklarım bunlar.
0
pispinti
(14.12.21)
pispinti +1

kızın belli ki saçma sapan halleri var, belki biraz fazla "karışan" biri olabilir ama siz sadece size söyleneni yapıyorsunuz.
ilişki içinde bir duruşunuz yok gibi.

diğer yandan, yaşam tarzı ve ailesi konularında kızı yargılıyorsunuz.
bu da muhtemelen aile yapıları arasındaki fark yüzünden çünkü sadece aileniz değil, belli ki siz de muhafazakarsınız ve yaşam tarzında onaylamadığınız şeyler var.
en büyük sorun bu.
farklı olmak başka, yargılamak başka.

diğer yandan, üç aylık ilişki için fazla yüzgöz olmuşsunuz.
kız kardeşine para göndermeyi bırakın, kız kardeşinde sizin telefonunuzun işi ne zaten?
sınır çizmekte problem yaşıyorsunuz bence.

ilişkileri olaylar değil, tutumlar bitirir.
ne olacağı tamamen size ve karşınızdakinin size karşı olan tutumuna bağlı.
0
blatta hiberna
(14.12.21)
Benim telefon numaramın Kardeşinde neden olduğu çok yazılmış , nedeni şu ki bir gün üçümüz yemek yemiştik ve sonrasında havaalanına götürmüştüm . Gece geç saatti bir sıkıntı olursa ararsın diye numaramı vermiştim.
Neden ayrılmadın diyenler için de : Beni en çok üzen gelgitleri, bazen yanında o kadar mutlu olduğumu hissediyorum ki . Ama kimi zaman da bambaşka biri gibi oluyor.İnsanları küçümseyen , ötekileştiren…
0
🌸bbb_1
(14.12.21)
ben karsi tarafta sorun gormedim de sizin bu olanlara karsi seyirci gibi sus pus kalmanizin sebebini merak ettim. belki karsi taraf "ya pahaliymis bu" dedi agzinin icine de siz hemen PAHALI DEDI ALMAYAYIM mi dediniz yoksa kasaya giderken kolunuzdan cekistirip BIRAK ONU SAKIN ALMAA falan mi dedi. biraz fazla ciddiye aliyorsunuz agzindan cikan her seyi. bence karsi taraf sizi asar.
pispinti+1
0
ala09
(14.12.21)
aynı senin gibi bir kuzenim var, kendisi sana manitası seninkine benziyor. 2 senede 4 kere falan ayrılıp barıştılar, her seferinde bu kapısına gidiyor kızın. çünkü çok aşık...

köpeği oldu köpeği. kızı takdir ediyorum, ciddi ruh hastası ama tam bir alfa gibi yönetiyor kuzenimi. bizimkinin de hoşuna gidiyor demek ki bunlar. sorsan gelir şikayet eder dert anlatır, 10 dk sonra kız arar, açar gider konuşur gelir, kız bişeylerden şikayet etti diye onun gönlünü almak zorunda hisseder ve bi etkinlik bişi planlar. çünkü çok aşık...

senin geleceğin de tam benim kuzen gibi görünüyor haberin olsun.
0
Bruce
(14.12.21)
zor bence bu iş. hele ki durumun farkındalığına sahipseniz. yol yakınken daha kolay bitirilir; bitirmek istemiyorsanız da güçlü bi sabır ve hoşgörü diliyorum size.
0
barankovan
(14.12.21)
@Bruce hocam kuzenini çok iyi anlıyorum , bazen istediğini yapmıyorum ancak sonrasında onu üzgün görünce hiç dayanamıyorum, ne olacaktı dediğini yapsaydım da kalbini kırmasaydım keşke diyorum
0
🌸bbb_1
(14.12.21)
@barankovan hocam pişman olmaktan korkuyorum , bitirmek kolay ama , nasıl etkilendiysem işyerinde bile tek motivasyonum işi bitirip onunla sohbet etmek :(
0
🌸bbb_1
(14.12.21)
@ala09 yok tabiki kolumdan zorla tutup alma demedi ,ben yakın arkadaşım sevdiğim bir insan dememe rağmen ne gerek var bu kadar pahalı bir şeye. Paramızı biriktirelim yarın bir gün ev kurmak , evlenmek kolay mı dedi. Ben de evlilik falan deyince peki o zaman dedim.
0
🌸bbb_1
(14.12.21)
o<da senin için senin kadar çırpınmıyorsa
kendini bu kadar yormanın hiçbir anlamı yok
0
bir soru sorcam
(14.12.21)
@bir soru sorcam , Hocam beni sevdiğini hissediyorum ,bunu hissettiriyor. Ancak bunları farkında olmadan yaptığını düşüğnüyorum.
0
🌸bbb_1
(14.12.21)
Ayrıl, karşısındakinin aile bireylerini bu kadar umursadığına göre yapamazsın zaten. Kızın davranışları konusunda belki orta yol bulunabilir ama karşındakinin ailesi senin için bu kadar önemliyse sonunda zaten ayrılacaksınız şimdi veya daha sonra.
0
bartholomew87
(14.12.21)
bunlar seni iyi sömürür. Kardeşinin senden para istediğinden ablanın haberi olabilir. Kadın daha 3 aylık ama kimbilir ne zamandan beri tanıdığın arkadaşına hediye almana bile karışmış ve sen onun dediğini yapmışsın. Kendini müge anlı’da bulma dikkat
0
anais
(14.12.21)
Uygun değilsiniz birbirinize. Belli. Üzülecek taraf da sensin maalesef.
0
antihero
(15.12.21)
kendine şu soruyu sor

bizim bu başlığa ilgi gösterdiğimiz kadar
sevgilin seni düşündü mü, ilgilendi mi

şu an herkes kötü hatıraları üzerinden aşık olduğun kişiyi gömüyor

herkes bir gün akıllanır ama akıllandığında isteyeceği kişi sen olmayabilirsin
ve akıllanmasını sağlayan şey senin emeklerin olmaz çünkü zaten bunlara ihtiyacı yok

devam etmek istiyorsan senin de önce kendini düşünmen gerekiyor

bu arada ikizler burcu mu sfdfd
0
bir soru sorcam
(15.12.21)
derhal muhabbeti bitirip kaç kurtar kendini

evlenirken sadece eşinle evlenmiyorsun, ailesi de buna dahil.

ayrıca şimdi böyle dengesizse evlenince senin ağzına s.
0
killerbee
(15.12.21)
Okurken anksiyetem azdı. Bazı şeyler düzelmez. Kendine daha uygun birisini bulabilirsin.

Benim her ilişkim bir öncekinden güzel oldu ama eksiklikler vardı. En sonunda duruldum aradığımı bulunca. 4/4 lük mü şuan? Hayır kimse öyle olmayacak. Ama benim önemsediğim noktalar için evet 4/4lük.
0
ananiyimioguz
(15.12.21)
(19)

Aylik US$1300 geliriniz olsa calisir miydiniz?

bollocks44
Selamlar, yas 30. 4 sene kadar havacilik sektorunde orta duzey yonetici olarak calistim. Pandemiyle beraber issiz kaldim. Nisan 2020'den bu yana (freelance projeler haric) calismiyorum. Son aldigim burut maas (mart 2020) 11,500 TL idi.2020 Haziran ayindan bu yana kripto para madenciliginden elde ett
Selamlar, yas 30. 4 sene kadar havacilik sektorunde orta duzey yonetici olarak calistim. Pandemiyle beraber issiz kaldim. Nisan 2020'den bu yana (freelance projeler haric) calismiyorum. Son aldigim burut maas (mart 2020) 11,500 TL idi.

2020 Haziran ayindan bu yana kripto para madenciliginden elde ettigim gelirle yasiyorum. Ev kirasi odemiyorum, kripto piyasasina gore aylik gelirim $1100-$1700 arasi degisiyor.

Bunun disinda HDD madenciligi yaparak $75, CPU madenciligi yaparak da $38 gibi bir gelir elde ediyorum. HDD ve CPU madenciliginden elde ettigim coinleri satmiyor, biriktiriyorum.

Bunlar disinda kenarda $20,000 birikimim ve al-sat yapmak icin kripto para borsalarinda bulunan $10,000 param var. Tum birikimim bu. Volatilitenin yuksek oldugu donemlerde al sat yaparak en kotu ayda $400 para yapiyorum. 10 bin dolar icin kotu rakamlar bile diyebilirim.

Bunu madencilik geliri +$200 al sat geliri olarak dusunebiliriz.

Simdi bu yaptigimin (kripto para madenciliginin) surdurulebilir olmamasindan ve gelirin stabil olmamasindan kelli cok da yas ilerlemeden bir ise girip calisayim diyorum. Cunku biliyorum ki yas ilerledikce yeniden is hayatina girmek beni zorlayacak ve bir kariyer insa etmek imkansiz hale gelecek.

Bu soruyu yoneltmek istedigim kisiler ise, meslek gruplarindan bagimsiz olarak, 28-35 yas arasi yonetsel pozisyonlarda calisan beyaz yaka arkadaslar. Yani bu soruyu yazilimci, muhendis, doktor, ya da diger teknik mesleklerde calisanlar es gecebilirler. Aylik $1300 (+$200 al sat geliri) oldugu ortamda 8-10 bin lira kazanmak icin bir ay boyunca ise gidip gelir miydiniz?

Elbette ayda $1500 + 10,000 TL kazanmak bana da cazip geliyor, ancak bir turlu kendimde is arama motivasyonunu bulamiyorum.
0
bollocks44
(13.12.21)
Yani yanlış anlaşılmasın ama ayda 1300 dolar kazanmak öyle adamı emekli edecek bi para değil. Seve seve çalışmak zorunda kalırım yani. Ama bu madencilik işini nasıl kotardığından bahsedersen bu muhabbet daha ilgi çekici olabilir :)
0
roket adam
(13.12.21)
Roket adam, yanlis anlanacak bir durum yok. 1300 dolara bugun ust duzey bir ekran karti dahi alamiyorsun. Bu paranin 1. dunya ulkeleri standartlarinda hicbir sey ifade etmediginin bilincindeyim, beni icten ice rahatsiz eden sey su, hicbir sey yapmadan ayda bugunku kur ile 17,000+ TL gelir elde eden bir birey olarak, sirketlerin (cogu yabanci sermaye) yonetici pozisyonlarina teklif ettikleri tutarlar. Bu paralari duyunca hicbir sey soylemeden telefonu/gorusmeyi sonlandirasim geliyor.

Bu soru aslinda bu parayla omrumun sonuna kadar nasil rahat icinde yasarim sorusu degil de, "bir yanda hicbir sey yapmadan Turkiye sartlarina gore iyi gelir elde edip, belki o tutarin yarisini kazanabilmek icin bir ay it gibi calismak size dokunur mu?" olmaliydi. Madencilikle ilgili merak ettiginiz bir sey varsa, buradan ya da ozel mesaj ile sorabilirsiniz.
0
🌸bollocks44
(13.12.21)
burada en önemsiz şey 1300 dolar gelir bence, diyelim ki bir süre bu şekilde devam ettiniz ancak daha sonra kripto paralar bugünkü popülerliğini kaybetti, geliriniz epey düşecek. böyle bir durum olması halinde ne yapmayı planlıyorsunuz? Tekrar çalışmanız zor olmayacak mı?
0
ted
(13.12.21)
çalışırım da keyfine. öyle kendimi heder edecek işlerle uğraşmam. koşullar iyi değilse çalışmam. gerçi bunu ekstra 1500 dalırs olmadan da yapıyorum ama ekstra dolar kazancım varsa hobimsi işlere yönelirdim yani.
0
erenderk
(13.12.21)
@ted beni de dusunduren bu zaten, atiyorum 3 sene sonra ekran kartlarimin bunun ceyregi kadar gelir getirmedigi durumda, 33 yasinda e madem ben artik is bakayim demenin neredeyse cok zorlayici olacagi.

Bir diger dusunduren durum ise TL'nin deger kazanip $1300 paranin 3000 lira etmesi :)
0
🌸bollocks44
(13.12.21)
Bu hesaplarinda umarim amortismani dahil ediyorsundur.
0
dunal
(13.12.21)
Ben olsam bahsettiğiniz durumda, kendime şu soruları sorardım:
- sağlık sigortası emeklilik vs benim için ne kadar önemli? ikamesi olarak dusunebilecegim bir şey var mı?
- yaptigim şeylerin bana maliyeti ne uzun vadede, mesela sistemimi parçalarımi ne sıklıkla yenilemem gerekecek, masrafı ne olur, o masraf beni dönem dönem de olsa zora sokacak mi?
- boyle sürdürmeye karar verdim diyelim hayatımı bir işe girmeden, onun karşılığı olan hayat beni tatmin edecek mi, kısıtlayacak mi? (Statü, eş dost toplumun bakışı, seyahat planları vb)
- yarın bir gün bu işler vergilendirilse falan elime kalan miktar en kötü ihtimalle ne kadar olacak, benim için yeterli olacak mı?
0
encokbenisevinnolur
(13.12.21)
Evet boş zaman da varsa ayrıca çalışmak lazım.
0
Erva
(13.12.21)
$1300 artik yirttik calismama gerek yok diyecek bir para degil malesef. Ustune kenarda birikimin de yok anlattigin kadariyla. Calismaya devam diyorum, 1-2 sene birakirsan ve geri donmen gerekirse cok zorlanirsin.

Dovize bakinca aldigin TL cinsinden maas komik kalabilir ama cognluk bu durumda, o yuzden ona bakip moral bozma. Ben olsam toplam TL olarak kac yapiyorum ona bakarim, doviz olarak da kenara gomup yaptirim yaparim. Kriptoya yogunlasip akiyorken doldururum cunku o su kesilebilir..
0
cooperr
(13.12.21)
Dahil etmiyorsun diye anliyorum. Dahil et. Aletlerin kullanim omru boyunca sana maliyeti var.
0
dunal
(13.12.21)
1300 dolar yaklaşık 18bin lira para eder ayda

ayda 18bin lira gelirim olsa, anca çok yatış bir iş bulursam o zaman çalışırım. aksi durumda kasmam kendimi.

ev kirası da ödemiyormuşsun. çalışmayı çok seven birisi değilsen ne gerek var özel sektördeki mallarla uğraşıp patron kaprisi çekmeye.
0
abelardo
(13.12.21)
gelen parayı komple harcıyorsan sıkıntı ama evin var galiba ve Türkiye'deyiz, elektronik için az para olsa da geçinmek için 1500 dolar iyi. Atıyorum 500 dolarıyla düzgün bi yatırım yapsan her ay güzel şeyler olabilir. (ben dipten kripto alabilmek için stablecoinlerde tutabilirdim) Coin tutmak da bearda ağlatır. Şimdi 1500 dolar kazanıyorsun çünkü değerleri bu, yarın 3000 de olabilir ama bear'da "Bi dönem 15k kazanmıştım şimdi 3k ediyor" diyebilirsin. Biraz stable'lara geçip tutmak kafa rahatlatıyor bence. Ben öyle yapıyorum.

Sentetik assetler var, (synthetix, mirror protocol, vs.) bunlar ile hisse senetlerine eş sentetik tokenlar alabiliyorsun. Düşünülebilir. Yabancı hisse senetli fonlara da girebilirsin.

Ben pasif gelir getirecek ek işleri denerdim. (ki bir tanesinin üzerinde çalışıyorum) Yani senin işin neyse onu internetten değere dönüştürebilir misin hatta sen aktif bişey yapmadan pasif gelir elde edebilir misin ona bak derim.

Bu arada bizzat tanıdığım biri 2017-18'de işinden istifa etti, sonra bear market geldi. Trading ile zor geçindi online kurs vermeye başladı. Yine o dönem madenci tanıdıklarım miningi bıraktı ama o an kazandırmasa bile 3 yıl coin (mesela eth) biriktirdiklerini düşünsene? Ama yaşama masrafı + elektrik vs.yi karşılaman gerekiyor bu sefer. O dönem elinde usd bulunan kral oluyor ayrıca. Eğer yeni döngüler olacağına inanıyorsan ve tradingden biraz anlıyorsan da para kazanman mümkün ama ÇOK RİSK. Bir arkadaşım 2018-19-20'de tüm birikimlerini şimdi çok bilinen ama o zamanlar sadece "potansiyel" olan kriptolara basmıştı. Şu an milyon dolarları var. Ama bir dönem kirasını zor ödüyordu (aslında parası vardı ama coinlerdeydi :D Bu arada hala dolara geçmiş değil bu geçenki düşüş ona yüz binlerce dolara maloluyor mesela:D)

Ek olarak, düzgün bir kazanç elde edersen yield farming işlerini de araştır. Benim şimdiki hayalim düzgün bir kazanç elde edip usdt-usdc-busd vb. üzerinden yılda %20 civarı faiz elde etmek. Terra(Luna) üzerindeki UST ile bu geliyor şu an. Tabii doların enflasyonu %6 oldu o kötü.
0
nhk ni youkosu
(13.12.21)
1300 doları beğenmeyenler yarısını bile kazanamadığına eminim. En iyi ihtimalle 8-18 çalışacaksın. Sabah 8de işe gitmek için 6da uyanacaksın. 18de çıktığın işten evine 19da varabilirsen şanslısın.

Ben de benzer şekilde kriptodan pasif gelir elde etmeye başladım. Şimdilik gelirim seninki kadar değil ancak sürekli yeni şeyleri deniyorum. Bir gün 1500-2000 dolar aylık seviyeye ulaşsırsam hiç düşünmem arkama bile bakmadan bırakırım. Şimdilik 750-800 dolar civarlarındayım.
0
birmilyonunvarmi
(13.12.21)
1300 dolar kesin gelir olsa tabi ki çalışmamayı düşünürsün türkiye şartlarında ama garantisi yok. o sebeple gittiği yere kadar götürüp olabildiğince birikim yapmak lazım.

ek olarak madem böyle bir lüksün var, maaşlı sigortalı iş olayı bence saçma. freelance çalışıyormuşsun, dolayısıyla öyle işleri biliyorsun iyi kötü. sektörün dışında ticaret , e ticaret vs. gibi opsiyonları kovalarım ben olsam.
kurs vs. alıp kendime ek donanımlar da eklemeyi düşünebilirim ama maaşlı çalışmayı kısa vadede düşünmezdim açıkçası.

yazılım öğren, eticaret öğren, dropshipping vs. artık ne varsa dünya üzerindeki fırsatlardan onu öğren. ben 1300 dolara kendimi emekli edecek geliri kazanıyor gözüyle bakmam ama bana refah kazandıracak bir alan/zaman kazandıran bir gelir olarak düşünebilirim. çoğu insanın bu lüksü yok. hayatta kalmak için çalışmak zorunda insanlar. senin vaktin var hazır. değerlendir...
0
syozkn
(13.12.21)
baskan para parayi ceker, madem ilgini ceken ve anladigin is bu, bunu olceklemeyi deneyemez misin? gelirinin bi kismini daha fazla mining ekipmani almaya/mevcutlari upgrade etmeye/maintenance'a, bi kismini dendigi gibi uzun vade icin yield farming'e, bi kismini kripto fonlarina (tokensets, zerion vb), ufak bi kismini low-cap-gem gorduklerine (memecoin degil) vs diye bolerek yonetebilirsin bence. remote calisip dolar kazanma imkanim yoksa ben de tr'de calismazdim bu maaslarla. 8-6 calisip 10-15k TL kazanacagina gunde 3 saat smart contract development ogrenip en azindan ilgi duydugun alanin membahinda calisirsin, kral gibi de maas alirsin yani.

ustteki arkadasin dedigi cok onemli bisi var; senin zamanin var abi su anda. 'imkanimiz yoktu giremedik o islere' denen durum yok yani. su anda rocket science da ogrenebilirsin, dolandiricilik teknikleri de, istedigin alanda ilerleyebilirsin. kendini kisitlamissin bence halihazirda yapabildigin is ile.
0
hjarteblod
(13.12.21)
1300 dolara sonsuza kadar 1 gun bile calismam.

Yalniz senin para sonsuz degil yarin bile sistemin bitebilir, niye 1300 yapmak yerine yatirim yapip 3900 dolar kazanmiyorsun.
Kisa surede ev+araba bir seyler yapip emekliligi garantilersin.
0
divit
(13.12.21)
basliga girerken kira parasi gibi bir sey zannettim, bugun bana birisi sonsuza kadar 1500 usd teklif etsin ve kiram olmasın, ertesi gun turkiyeye donerim. para mal mülk umrumda değil 1500 usd ucuncu dunya ulkesi icin cok guzel para.

soruna cevap : yine de calismam.
0
garavel
(14.12.21)
yani ayda 300-400dolar kenara atabiliyorsan aslinda garanti parasi icin ileride de birikim olur ve cok da calismaya gerek yok aslinda. zevkine sikilmamak icin freelance projeler yapmaya devam edebilirsin.

bir de hep yalniz mi yasayacaksin(bilmiyorum tabi evli misin cocuk var mi falan) bunlar da bir etken.

emeklilik icin de bes diye bi sistem varmis ama hic bilmiyorum nedir normal emekli gibi mi sonradan oduyorlar anlamiyorum o isten ama bakabilirsin
0
c1b2k3
(14.12.21)
sgk emeklilik için asgari gün ve yılını doldurana kadar çalışırdım.
hiç değilse 60 yaşından sonra bir gelir ve sağlık sigortan olur.
0
nuisance
(14.12.21)
(7)

Rezidansta yüksek katta oturmak güzel mi?

vatanperver
Perde kullanmayıp etrafı görebilmek güzeldir diye düşünüyorum. Gerçi belki perde gerekiyordur, artık gökdelenler bile yan yana. Sahi o camlar kirleniyor mu, ne sıklıkla siliniyor?Bir de o ufacık evlerde (net 30-50 metrekare) oturanlar, sıkılıyor musunuz, keşke daha büyük bir ev olsaydı diyor musunuz
Perde kullanmayıp etrafı görebilmek güzeldir diye düşünüyorum. Gerçi belki perde gerekiyordur, artık gökdelenler bile yan yana. Sahi o camlar kirleniyor mu, ne sıklıkla siliniyor?

Bir de o ufacık evlerde (net 30-50 metrekare) oturanlar, sıkılıyor musunuz, keşke daha büyük bir ev olsaydı diyor musunuz?
0
vatanperver
(13.12.21)
ben 3+1 mutfagi da amerikan olmayan bir bi yerde oturuyorum yaklasik 20. katta falan. fikirtepe civarinda butun sehir gozukuyor, eglenceli bence. camlar kirleniyor bazi siteler disardan temizliyor, bazilari temizlemiyor.

30-50 m2 sikici gercekten.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(13.12.21)
o kadar kucuk bir daireyse sehir merkezinde, sokaga adim atinca her turlu olanaga erisimi olan bir konumda olmasi lazim. rezidansta hem izole hem de minicik daire cekilmez.
0
hot potato
(13.12.21)
Rekorum 16. kat studyo daire, 20m2 falandi. Bekar/ogrenci falan iken etkilemez zira evi otel gibi kullaniyorsun. Bence 5-6 kattan sonrasi "insancil" degil, o katlara kadar agaclar ulasabiliyor, ustune cikinca agactan topraktan kopuyorsun.
0
cooperr
(13.12.21)
Ferah. Artısı bu.
Bir diğer artısı da bina içi spor tesisi.
Eksileri;
Bin küsür insan aynı binada. Ürkütücü. Mesai saatleri içerisinde 20 dakika asansör beklemeniz olası.
Sürekli moto kurye sirkülasyonu mevcut.
Camlar yılda bir asansör iskele yardımı ile temizleniyor genel olarak.
Airbnb, günlük kiralık 'hangi rezidans olursa olsun' had safhada.
0
han20
(13.12.21)
25. kattayım, perdeyi sadece gün batımında çalışıyorsam güneşin gözümü almaması için kullanıyorum. ev geniş olduğu ve balkonlu olduğu için rahatım.

45. katta çok yakın arkadaşımın evi var, o kattan dolayı balkona veya tam açılan pencereye sahip değil, evi 90-100m2 ama pencere açılamadığı için 30m2 gibi hissediyorum o eve gittiğimde. camlar 2 ayda 1 kez dağcılar tarafından tertemiz siliniyor, o konuda bir problem yok. komşuluk ilişkisi yok, güvenlik çok sıkı, havuz ve spor salonu hizmeti var, kuru temizleme, market vs. 1 mesajla kapıya gelip kapıya getiriyor ürünleri.

iyi tarafları da var kötü tarafları da var. yaşam tarzına bağlı.
0
kent sakini
(13.12.21)
Oturduğum rezidansta ses yalıtımı hiç iyi değildi, ayrıca en üst kattayken kış mevsiminde bulutlardan manzara görünmüyordu. Komşular eline sonradan para geçen görgüsüz tayfadan değilse keyifli, değilse işkence.
0
BuddyGuy
(13.12.21)
önü açık bir binada, 26 katta, 70 m2 2+1'de oturuyorum cevaplayayım.

- perde kullanmamak, sürekli güneş ve gökyüzü görmek mükemmel bir şey.
- günün bir kısmını dışarıyı seyredip müzik dinleyerek geçiriyorum.
- güneş evin içine doğuyor, evin içine batıyor. o yüzden yazın aşırı sıcak oluyor evin içinde bronzlaşıyorsun, klima şart bu bir eksi.
- camlar büyük ve geniş olduğu için evin her yeri hep ışık alıyor, o yüzden evin küçüklüğü psikolojik olarak darlamıyor. bizimkinin 2 katı büyük ama ışık almayan evler gördüm, içinde durulmuyor güneş çok önemli.
- hayatını evinin küçük olduğuna göre belirliyorsun, ikea evi gibi yaşamaya alışmak zorundasın. misafir odam olsun, bir sürü eşyam olsun kafasındaki insanlara göre değil. ya da 50 kişi toplanıp parti yaparız dersen büyük rezidans dairelere bakman lazım ki epey pahalı.
- otopark, güvenlik spor salonu havuz vs'yi saymıyorum ama benim için çok önemli bir kriterdi.

en büyük eksisi --> gürültü kirliliği. yukarı çıktıkça şehrin tüm uğultusu sende toplanıyor. 20 sokak ilerideki egzos sesi bile geliyor. cam kapalıyken sorun değil de açıkken can sıkıcı.
diğer eksisi --> camlar tamamen açılmıyor gökdelen yönetmeliği gereği, hatta bazı dairelerde cam hiç açılmıyor. bizim 2 oda hiç açılmıyor, ek havalandırma var.
bi diğer eksi --> camlar yılda birkaç kez siliniyor, temizlik takıntın varsa sıkıntı, sürekli güneş evdeki tüm kiri tozu gösteriyor.

ben çok merak ediyordum, 4 senedir falan yaşıyoruz acayip keyif aldım, o yaşı da geçtim bir dahakine şehirden uzak ama villa tarzı bir yerde yaşamak istiyorum. istanbulda merkezi bi yerde yaşıyorsan ve ortalama üstü gelirin varsa, eski kafa takıntıları olmayan modern bi bireysen, aidat ödemek falan koymayacaksa bence mükemmel bir tercih.
0
roket adam
(13.12.21)
(2)

Türkiyedeki enerji şirketlerinde çalışmak

condom kurşunu
Akaryakıt değil de güneş, rüzgar vb gibi şirketlerden bahdediyorum. Türkiyede önü açık bir sektör mü buralarda çalışanlar var mıdır? Mesela geçende galata wind halka açıldı bu iyi bir şey midir nedir?
Akaryakıt değil de güneş, rüzgar vb gibi şirketlerden bahdediyorum. Türkiyede önü açık bir sektör mü buralarda çalışanlar var mıdır? Mesela geçende galata wind halka açıldı bu iyi bir şey midir nedir?
0
condom kurşunu
(13.12.21)
Çalışmadım ama üniversitede enerji derslerine yoğunlaşmıştım. Bahsettiğiniz şeyler yenilenebilir enerji türleri. İklim değişikliği nedeniyle kömür kullanımı azaltılmaya çalışılıyor tüm dünyada. Yenilenebilir enerji yatırımları artıyor. Önü fazlasıyla açık. Tesla da güneş enerjisi işine girdi. Özellikle fabrikaların, evlerin çatılarına güneş panelleri yerleştiriliyor.
0
dissendium
(13.12.21)
yıllardır önü açık olan, ama bir türlü istenen seviyeye gelemeyen bi sektör.
0
roket adam
(13.12.21)
(13)

çok mutsuzum, ümitsizim

ufockinwotm8
iç dökesim geldi sadece. 27 yaşındayım, üç kuruş maaşım var. 4300 lira tam olarak yan haklar hariç olarak. asgari ücret olacak 4000 lira. yani aslında asgari ücretle çakışıyor olacağım resmen. illa ki zam olacak ama ne fark eder ki? yüzde 50 zam yapabilirler ama yüzde 50 zam bile hiçbir şey ifade et
iç dökesim geldi sadece. 27 yaşındayım, üç kuruş maaşım var. 4300 lira tam olarak yan haklar hariç olarak. asgari ücret olacak 4000 lira. yani aslında asgari ücretle çakışıyor olacağım resmen. illa ki zam olacak ama ne fark eder ki? yüzde 50 zam yapabilirler ama yüzde 50 zam bile hiçbir şey ifade etmiyor bu ekonomide. şu anki maaşım zaten yok gibi bir şey. hayatta kalabiliyorum sadece. iş değiştirerek maaş arttırmaya bakıyorum ama piyasa korkunç, iş yok zaten doğru düzgün olanlar da zaten 8-9 bin talep etsem dönüp bir daha aramazlar bile. işimde iyiyim, kafam çalışıyor kalifiye biriyim ama işte iş hayatına birazcık geç girdim. 1,5 yıldır çalışıyorum sadece.

hiçbir gelecek göremiyorum gerçekten, evden çalışıyorum. son 1 aydır falan resmen depresyonda gibiyim. yataktan kalkamıyorum, pc başında ekrana boş boş bakarken buluyorum kendimi. hiçbir şeye odaklanamıyorum doğru düzgün. yaptığım işe artık hiç sahip çıkmıyorum çünkü motivasyonum yok. napacaklar ki en fazla kovarlar diyorum yeni bakan gibi kaybedecek sadece maaşım var diyorum. benzer maaşa başka iş de bulunur nolacak diyorum.

ücretsiz izin falan mı alsam acaba diyorum kafa dinlemek için biraz. ne dersiniz? ücretli iznim de var baya ama onları iyi günlere saklasam daha mantıklı olur gibi geliyor.

son sorum mantıklı mı sizce siz olsanız yapar mıydınız? sizde durumlar nasıl genel olarak? nasıl dayanaıyorsunuz?
0
ufockinwotm8
(13.12.21)
Pişman olursun. Net. Bu şekilde ortada somut bir sebep olmadan iş bırakılmaz.
0
dissendium
(13.12.21)
Bence biraz dinlenmek iyi fikir izne ayrıl.
Yaşına hatta kazancına kadar şu an aynı durumdayım ama daha şiddetlisini de yaşadığım olmuştu üstelik o zaman maddi sıkıntım da yoktu. İki sene önce istifa etmeden evvel yani iyi kazanıp yine de istediğim iş olmamasından dolayı böyle bi çıkmazdaydım, napıyorum ben burda demekten kafayı yemiştim, o stres sonra abuk subuk yerlerden patlak verdi aniden kilo verdim iştah bitti, durduk yere ağlamalarım başladı, anksiyete aldı yürüdü, titremeler, günlerce uykusuzluk vs. Sonra istifa edip baya boş kaldım ama kafam geçici de olsa rahatladı. Kısacası demeye çalıştığım şey taşacak gibi hissediyosan bence biraz boşta kal, şu şartlarda işi bırakma tabii ama biraz kafa tatili, iş ve maddiyat odaklı olmayan şeylerle uğraşmak, sevdiğin birleriyle olmak hatta dağ bayır gezip dolaşmak bile iyi gelebilir, hiçbi şey huzurdan önemli değil. Hala bazen rüyamda o hissi yaşıyorum, uyanınca şaşırıyorum etkisinin böyle devam etmesine. Bizim gibi çok var ve böyle yaşamak büyük oranda bizim seçimlerimizle/ kabiliyetimizle alakalı bile değil, iyi bi fırsat çıkana kadar kendini yeme.
0
kulaktan dolma biber
(13.12.21)
iş bulmadan iş bırakma. benzer maaşa başka işeler de bulursun ama evden olmayabilir, işin içine fiziksel başka yorgunluklar girer, vs vs..

yaşadığın durum genel ve çoğu insan aynı durumda emin ol buna, şuan bu zaanlara sabretmekten başka ne yapılabilir bilmiyorum ama iş bırakılmaz ona eminim.
0
foolrules
(13.12.21)
çok benzer durumdayız. ben önce son kalan izinlerimi kullanıp biraz dinlendim. sonra da iş buldum. 8-9 bin talep etmek yerine mevcut maaşınıza göre daha makul maaş talebinde bulunmanızı öneririm (5.5-6 gibi). tl erirken çok anlamlı bir miktar gibi gelmiyor olabilir ama hiçbir şey birden olmuyor. kendi değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın bence. yeni bir şirket hem ortam değişikliği açısından iyi olur, hem de cv'nizde farklı bir tecrübe yazması açısından.
0
slow like honey
(13.12.21)
Daha 1.5 yıl olmuş, herkes iş hayatına atılınca ilk 3-4 sene çile çekiyor. Buna yapabilecek bir şeyin yok. Eğer gelecek vaad eden bir kariyerdeysen aynen devam et.

Ben olsam iş dışı hayatıma odaklanırım bu noktada. Yeni başlayan kimse 15 bin lirayla başlamıyor. İş işteyken bulunur.
0
roket adam
(13.12.21)
9 ay gurbette aylık 3000 liraya çalıştım. yeni mezun muhendisim. eylul ayının sonunda bulunduğum yerdeki işin biteceği anlaşılınca patron başka bir ildeki şantiyeye gitmemi söyledi. maaşı sordum, ocağa kadar aynı parayla çalışacağımı, ocakta elbet zam olacağını söyledi. zammı sordum. ne kadar maaş istiyorsun dedi, o zaman da daha asgari ucret zammı gundemde yok. 5500 dedim. sen ne kadar zam istediğinni farkında mısın dedi -2500 lira yani dasfdgfhgfdsfdgfh- evet dedim. sonra da biz o maaşı veremeyiz dedi. işten çıktım 2-3 gun once. şu anki gundeme bakıp ince ince guluyorum sadece. 5500 e evet deseymiş bile ben 1-2 ay sonra kafamı duvara vurmaya başlayacakmışım cunku bu asgari ucret ve dolar gundemiyle birlikte.

bunları neden anlattım, ben de aynı umitsizlikleri çekiyordum. hem de gurbette. şimdi hala çekiyorum. hem de işsiz bir şekilde. he çok salladığım söylenemez bu da benim yapım ayrı konu.

sana tavsiyem, eğer gurbette çalışmıyorsan, akşam çıkıp evine gelebiliyorsan yani, yaşadığın şehirde çalışıyorsan yeni bir iş bulana kadar dayan, en azından alacağın zammı bi gör. o zaman kadar bu ruh halini atlatmak için izin al. hava değişimi olsun.

allah yolunu açık etsin. guzel olur umarım her şey.
0
fyodor fyodorovic
(13.12.21)
valla benzer durumda insanları görmek çok saçma belki ama mutlu ediyor. en azından yalnız değilim diyorum. işten zaten çıkmam öyle bir düşüncem yok. kafa izni alsam diye düşünüyorum.

bir de canımı sıkan kız arkadaşım euro ile maaş alıyor. işe aşağı yukarı aynı zamanlarda başladığımızda ve euro en son atakları yapmaya başlamadığında benden biraz fazla alıyordu ama şu an fark o kadar yükseldi ki kendimi kötü hissetmeye başladım. bin fazla, iki bin fazla, üç bin fazla, x2 x3 diye diye gitti euro kuru yüzünden.

insan kendini kötü hissediyor hak verirsiniz ki, en yakın akranım da o sonuçta dolayısıyla kendimi kıyasladığım ilk insan da o. mesele onun benden fazla kazanması değil tabii ki bu arada asla, mesele aramızdaki farkın sürekli açılması ve bunun aslında onun yukarı çıkması değil benim aşağı inmemden kaynaklanması. yoksa keşke o yukarı çıksa ben yerimde saysam zerre gam yemem daha çok çabalar uğraşırım.
0
🌸ufockinwotm8
(13.12.21)
böyle kriz zamanları küçülmek iyidir. büyük kiralar vermeyin, küçük bir yere geçin ya da aile yanına veya ev arkadaşı. araba varsa küçültün, az yakanını alın. kuru temizleme, ev temizliği gibi masraflar varsa durdurun, kendiniz yapın. eşya alınacaksa 2. el bakın, pazarlık yapın, tamir edin. kıyafetleri diktirin. netflix'i iptal edin. amazon + spotify + netflix yılda 1000 lira tutuyor olabilir. 3-4 koldan tasarruf ve küçülmeyle elinizde kalan parayı artırıp onu da dolar bazlı birikime çevirin. her zaman düşüncem, elinden geleni yapıyorsan kendini rahat hissedersin ve başarılı da olursun. dünya ve ülkemiz ortalaması çok düşük, her konuda. biraz kafası çalışan ne yapsa başarılı olur.

bütçe ve actual çalışması yapın. giderlerinizi sizi yormayacak sayıda ana başlıklarda toplayın. sonra 1 yıllık bütçe yapın. her ay ne kadar plan var görün. sonra ay sonlarında yanlarına gerçekte ne olmuş yazın. planı aşanları kırmızıya boyayın. gelirinizden giderinizi çıkarın. net elinizde ne kalmış görün. sonra altına kredi kartı borcunuzu, hesaplardaki bakiyeleri yazın. bütçe - actual ile her ay olmayan masraflarınızı önceden görmüş olursunuz, sürpriz olmaz. örneğin diş temizliğine 3 ayda 1 500, eğitime altı ayda 2000 vereceksiniz, bunları o ay karşıladığınızda eksiye geçeceğinizi önceden bilmek, daha önceki aylarda hesabı sıkı tutmanızı sağlar. bütçe actual çalışması olmazsa, her ay gelen parayı harcayıp böyle dönemsel harcamalarda şok yaşarsınız, kredi kartına abanırsınız ve git gide borcunuz büyür.

ücretsiz izin almak, kafa dinlemek için dayanacağınız bir şeylerin olması lazım. birikim, aile vs. sizde var ki böyle rahatlıkla ücretsiz izinden bahsedebiliyorsunuz. imkan varsa tabii kullanın.

ben çok iyi kazanıyorum ama ben de yeni iş bakıyorum. her hafta 2-3 bazen daha fazla headhunter ulaşır bana. iş çok, ücretler de yükseliyor son zamanlarda. normalde kabul etmezdim ama son gelenle biraz ilgileneyim dedim. çok beğendim. bana iş yerinde verilen bir söz var, onu ertelemeye çalışıyorlar, o yüzden biraz da duygusal bir kararla şirketi cezalandırmak istiyorum. kolay lokma olmadığımı, verilen sözün tutulmamasının sonucu olduğunu görmelerini istiyorum. her insanın alternatifi vardır, yerine başkasını bulursun ama gerçekten öyle mi görsünler. milyonlarca lira zararla oturmazlarsa ben de bir şey bilmiyorum.
0
gabe h coud
(13.12.21)
27 yasindayim, asgari ucretin yarisindan az kazaniyorum, hala ogrenciligim devam ediyor ve bitirdikten sonra (iki yil icinde) ne yapabilecegime dair hicbir fikrim yok. ev arkadasi konusunda cok sansliydim, barinma isini ucuza hallettim diyebilirim. hicbir sosyal aktivitem yok, mercimek yiyip oturuyorum oyle.

"haline sukret" diye yazmadim, herkesin derdi kendine, baskasinin kotu yasamasi seni daha mutlu etmeyebilir ama yalniz degilsin onu bil en azindan. hepimiz degilse cogumuz ezilmis, aptal yerine konmus, umitsiz, caresiz, korkak... adina ne dersen. oyle hissediyoruz.
0
der meister
(13.12.21)
Once yuzde elli zammini alirsan sonra 8-9bini ya da fazlasini kendinden daha emin talep edersin. Yuzde elli az degil, bir sey ifade eder. Kolay gelsin.
0
dunal
(13.12.21)
aslinda senin durumunda kötü birsey yok gibi yani saglik, aile sorunlari gibi, ülkenin durumu kötü. bence biraz yürüyüs yap, hobi falan bul. moralini düzelt, is ara.
0
Ley
(13.12.21)
aynı durumdaydım istifa ettim 2 ay önce. işsizlik maaşı alıyorum 1.515 tl.sende istifa etsen işsizlik maaşı alırsın büyük ihtimalle şartları bir oku.. paran varsa bence istifa et, masraflarını kıs. huzurlu yaşa bir süre. sağlığından önemli değil. maaşın 8 binlira olsada değişen bir şey olmayacak yine yoksulsun.
0
ayseee
(13.12.21)
Asgari ucret aciklamasi sonrasi nasil hissediyorsunuz? Ben artik asgari ucretli bir calisanim :)))
0
🌸ufockinwotm8
(16.12.21)
(5)

1 ocak zamları

Wakatakakage
Her şeye asgari ücret zammı kadar zam gelecek değil mi? Şu anki alım gücümüzle 1 ocak'taki alım gücümüz arasında bir fark yok demek oluyor bu değil mi? Şuana kadar dolar zamlarını gördük, yılbaşında da maaş artışı zamlarını göreceğiz?
Her şeye asgari ücret zammı kadar zam gelecek değil mi? Şu anki alım gücümüzle 1 ocak'taki alım gücümüz arasında bir fark yok demek oluyor bu değil mi? Şuana kadar dolar zamlarını gördük, yılbaşında da maaş artışı zamlarını göreceğiz?
0
Wakatakakage
(13.12.21)
Ne kadar da iyi niyetli bir bakış açısı.
1- asgari ücrete ne kadar zam geleceği belli değil ama memur ve diğer işçiler çok büyük oranda o kadar zam alamayacak. Sonuç olarak eskiden asgari ücrette çalışmayan pek çok kişinin maaşı da asgari ücrete dönüşecek.

2- Asgari ücrete yapılacak zam, bize yine daha fazla enflasyon ve zam olarak geri dönecek.

3- Alım gücünü korumak için asgari ücret zam oranının çok daha fazlasına ihtiyacın var. Reel enflasyon şuan konuşulan artış oranlarının 2 katından fazla. (belki 3)
0
yeninesiltupcu
(13.12.21)
Sanki maaslara zam gelmese hicbir seyin fiyati artmayacak gibi bir algi olusturuluyor ve ahlaksiz tayfa maas artisini sonuc degil De sebepmis gibi yansitiyor.

Fiyatlar arttigi icin maaslar artiyor. Maaslar arttigi icin fiyatlara zam yapilmasi ise bildigin cakallik.
0
baldur2
(13.12.21)
aslında tam olarak da çakallık değil, doğal bir döngü. Ama pek tabiki bundan kötü yararlananlar da var.

Bir işletmen var, 3 ana kalem giderin var diye var sayalım.
1- Kira, muhasebe vs. sabit giderler,
2- Hammadde, ara mamül, mal,
3- personel

Tabi bunlar arasında maliyet üzerindeki en büyük payı çoğunlukla 2 ve 3 alıyor (hatta çoğunlukla 2)
şimdi malum 2deki maliyetler tepe yaptı e doğal olarak da son ürün fiyatları arttı.
ocaktan sonra 3 de artacak e bu da çok büyük fark olmasa da işletmeler için maliyeti arttıracak öyle olunca son ürünlere yine biraz daha zam gelebilecek.

Sonuç olarak saçma bir kısır döngü var. Fiyatlar arttıkça maaşın artıyor, artan maaş maliyeti arttırıp fiyatları yükseltiyor. Bu da böyle sürüp gidiyor.
0
yeninesiltupcu
(13.12.21)
Türkiye, eskiden uçurumun kenarındaydı. Son faiz indirimleriyle ülkeyi ekonomik olarak uçurumdan attılar. Kafası-gözü yarılarak dibe doğru yuvarlanıyoruz.

Bundan sonra döviz ve zam sarmalı artarak devam edecektir. Durulur diye beklemeyin...


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.12.21)
Her şeye artı olarak "en az" asgari ücret kadar daha zam gelecek. Bu maliyeti fiyatlara yansıtmak zorunda firmalar. Zaten TÜFE, ÜFE kadar artmadığı için şu ana kadar yapılan zamlar henüz fiyatlara yeterince yansımadı bile diyebiliriz.
0
roket adam
(13.12.21)
(16)

bavulumu toplayıp evden ayrılayım mı?

bleumarine
öncelikle (bkz: 2021 ekonomik krizi/@bleumarine)üniversiteden mezun olduğumdan beri yani 10 yıldır çalışıyorum. iş hayatımın ilk yıllarında deli gibi para biriktirmeye odaklandım ve çok küçük bir ev (stüdyo daire) alıp kredisini ödedim. bu dönemde ailemle yaşadım, elimden gelen her türlü maddi manev
öncelikle (bkz: 2021 ekonomik krizi/@bleumarine)

üniversiteden mezun olduğumdan beri yani 10 yıldır çalışıyorum. iş hayatımın ilk yıllarında deli gibi para biriktirmeye odaklandım ve çok küçük bir ev (stüdyo daire) alıp kredisini ödedim. bu dönemde ailemle yaşadım, elimden gelen her türlü maddi manevi katkıda bulundum. (bulunurum da zaten, bu dünyada sadece ailem var, bunu marifetmiş gibi söylemiyorum, yanlış anlaşılmak istemem.)

tam kredi bitti, kendi evime yerleşirim artık kendi hayatım olur derken pandemi patladı, babamın işleri kötüye gitti. o zamandan beri de aileme destek olabilmek için varımı yoğumu ortaya koydum. gerekirse evimi de satarım. 2 yıldır maaşımdan 200 TL bile kendime ayırmıyorum, harcamıyorum. bu dönemde bir ilişkim vardı, o da bitti. yani kendi hayatım kalmadı, ne kadar daha böyle sürer onu da bilmiyorum ülkenin hali ortada.

özetle 2 yıldır
-evden çalışıyorum. (08:00 - 18:00 arası bilgisayar başındayım, çoğu zaman akşam, bazen hafta sonu da çalışıyorum.)
-işim yoğun ve stresli
-kronik hastalıklarım var, salgından korkuyorum.
-bu nedenlerle neredeyse evden hiç çıkmadan yaşıyorum. kendim için yaptığım hiçbir şey yok.

sorun nerede derseniz; asla anneme yaranamıyorum. yaptığım ev işlerini asla yeterli bulmuyor. sürekli laf ediyor. hem çalıştığım hem kronik rahatsızlıklarım da olduğu için evde süperman gibi her işe koşamıyorum ama gerçekten elimden geleni yapıyorum.

hiç asi, huysuz bir iletişim tarzım olmadı, kendisine tane tane anlatmaya çalışıyorum. fiziksel olarak evden bu kadar çıkmamak, bu kadar oturarak çalışmak da sağlımı kötü etkiledi zaten. ama işe yaramıyor, sürekli laf ediyor.

en son bu akşam bana çok tembelsin dedi.

ben dün belim çok ağrımasına rağmen robot süpürge çalıştırdıktan sonra evi vileda yaptım, tozları aldım, gık etmedim, surat bile asmadım yemin ediyorum.
ki viledayı taşırken bile canımın acısından gözlerim doldu.

bana bu akşam dedi ki dün ne yaptın ki robot süpürdü zaten evi. vileda suyunu kaç kez değiştirdiğimi, belim ağrımasına rağmen her yerin eğile kalka tozunu aldığımı anlatınca da tembelsin ondan ağır geliyor iş yapmak dedi.

çok ağırıma gitti. hiç fevri bir insan değilim ama yarın bavulumu toplayıp kendi evime gitmeyi düşünüyorum. hep alttan alan, fevri hareketleri olmayan biri olduğum için böyle bir şey yaparsam şok olacaklar büyük ihtimalle ama gerçekten artık dayanamıyorum.

onlar benim canım, kıymetlilerim, ben onlar her şeyi yaparım ama bu lafları artık kaldıramıyorum. 1 değil, 2 değil. 34 yaşımdayım. yeni yetme ergen de değilim artık.

bir yandan da gayet iyi biliyorum ki hayat çok kısa, onlarla geçirecek kaç günüm var önümde bilmiyorum, pişman olacağım şeyler yapmak hiç istemem. ama psikolojim bozuldu çünkü 2 yıldır konuşmak hiç işe yaramadı, ne kadar kırıldığımı, elimden geleni yapmaya çalıştığımı, sağlık sorunlarımı anlatmaya çalışmam işe yaramıyor.

siz olsaydınız ne yapardınız?
0
bleumarine
(13.12.21)
ayrıl coco diyerek başlıyorum.

insanlara ufak tefek anne tripleri gibi geliyor ama sizin durumunuzda benzer şeyler yaşayan arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla bu olay sizi psikolojik olarak çok yoruyordur. bence zaten stresli işin üstünde bide bu tarz dırdırları çekmeyin. evden ayrılıp ayrılırken içinizdekileri annenizi kırmadan dökmeden söyleyin. yani ben böyle yapardım en azından.
0
golgi aygıtı
(13.12.21)
Kendi evinize geçmeniz onlarla bir daha gorusemeyeceginiz anlamına gelmiyor. sanki bir yaniniz öyle algiliyormus, öyle hissediyormus gibi geldi yazdiklariniz.

Pekala sahiden sanki terkediyormussunuz onları gibi de tepki verebilirler de, onun da bir şeyi farkettirmemesi lazım. Her gün bu duyduklarinizi duyduğunuz bir ortamda, her gün bulunmamak daha faydalı olur herhalde uzun vadede. Küsme falan lafı geçerse de geri adım atmayın bence, sonuçta bir kötülük yok ortada, konuşmasalar bile bir süre sonra yumusarlar illa ki.
0
encokbenisevinnolur
(13.12.21)
Konuyu biraz uzatmışsınız. Evden gitmeniz onların borçlarına artık destek olmayacağınız anlamına mı geliyor? Öyle ya da böyle kendi hayatınıza odaklanmanız lazım. Hayat çok kısa diye bir şey yok. Siz belki 50 yaşını göremezsiniz ama anneniz, babanız 90 yaşını görür. Ömür boyu onlarla yaşayamayacağınıza göre ne kadar erken giderseniz o kadar iyi.
0
dissendium
(13.12.21)
Hiç vakit kaybetmeden kendi evinize geçin. Kendi düzeniniz,kendi hayatınız olsun. Daha verimli çalışacağınızı,daha rahat edeceğinizi söylersiniz. Aslında bir açıklama yapmak zorunda da değilsiniz de içimiz rahat etsin. Birlikte yaşamaya devam ettikçe sorunlar artar, daha çok gerilir daha çok üzülürsünüz. Dediğiniz gibi hayat kısa,kendinizin kıymetini bilin.
0
asteriks
(13.12.21)
Aileye uzaktayken daha çok yaranılıyor, hemen her ailede bu durum var. En kısa zamanda geçmek lazım.
0
BuddyGuy
(13.12.21)
Belirli bir yaştan sonra herkesin kendi hayatını kurması, ailenin de bunu desteklemesi, çocuğu bağımsızlaşması için yönlendirmesi gerekiyor. Sizde tam tersi olmuş, bu sağlıklı değil. Şimdi ayrılmazsanız asla ayrılamazsınız. Bir an önce kendi evinize taşınıp, hayatınızı kurun. Yine gerek gördüğünüz kadar destek olursunuz.
0
gmzo
(13.12.21)
34 yaşında bir insan olarak ailenin her dediğini kafaya takmamak gerektiğini öğrenmiş olman lazımdı bence. belli bi yaştan sonra aile ile aynı evde yaşayınca default olarak başarısız, tembel ve hayat kuramamış bir insan etiketi yükleniyor üzerinize aile tarafından. herkeste böyle olmuştur yani.
0
roket adam
(13.12.21)
maalesef çok uzun geldi ekşideki yazıyla birlikte okuyamadım bi göz attım. yaş 34, iş var, ev var ve bunlara rağmen aile yanında yaşıyorsunuz... bu kadar veri yeterli. hemen ayrılın, kendi yaşamınızı kurun. bu ailenizi ömür boyu görmeyeceksiniz demek değil.
0
erenderk
(13.12.21)
BuddyGuy +1 Uzaktayken daha kıymetli olursunuz. Kesinlikle arayı bozmadan kendi evinize yerleşmenizi tavsiye ederim size.
0
pispinti
(13.12.21)
bence de kendi evine yerleş.
0
alt4y
(13.12.21)
belin ağrıyor ve canının acısından gözlerin doluyor.bu cümleye takıldım , annen rahatsızlığının derecesini bilmiyor mu ?
benim kızımın beli ağırsa ona vileda kovası taşıtamam , acaba annen ağrılarını ciddiye almıyor mu ya da bilmiyor mu ?
bu arada satın aldığın evin boş mu bekliyor ?
0
devilone
(13.12.21)
ne olursa olsun belli yaşlardan sonra aile ile evler ayrılmalı.ki yaşınız da 34 müş.koşarak evinize gidin.
0
drako
(13.12.21)
@devilone; ciddiye almadıklarını düşünüyorum.

dediğim gibi kronik rahatsızlıklarım var ama hayatımda hiçbir zaman mızmızlanan bir insan olmadım, lise yıllarımdan beri doktora kendim giderim, tahlillerimi yaptırırım, hangi tahlil neden yapıldı, sonucu ne çıktı bilmezler bile. ben genel bir anlatırım, 2 gün sonra unuturlar.

çocukluğumda ciddi rahatsızlıklar geçirdim, hastanede yattım birkaç kez. o zaman bir sürü farklı tedaviler denendi, farklı tetkikler yapılmıştı. o dönemdeki hiçbir sağlık kaydım yok örneğin, kaybolmuş, atılmış. hiçbir şey hatırlamıyorlar.

evet ev boş, evimi aldıktan sonra yavaş yavaş eşya alabildim kredi de ödediğim için. ara sıra 1-2 gece kalmaya gidiyordum. ama atıyorum çamaşır makinesi falan bile yoktu, hepsini yavaş yavaş zaman içinde alabildim. tam kredi bitti ve evime artık tamam belli başlı şeyleri aldım, yaşayabilirim dediğim noktada pandemi patladı, taşınmayı erteledim haliyle. belli bir süre için de ertelemediğim için (yani önümde en az 1 yıl taşınamam gibi bir şey yoktu, belirsizdi) kiraya da vermedim.
0
🌸bleumarine
(13.12.21)
Net olarak geçmedi ama kadınsınız sanırım. Türk anneleri oğulllarına ve kocalarına bu eziyeti yapmaz. Evden çalışıyorsunuz ya; bütün gün evde hiç iş yapmıyorsunuz anne gözünde. Yine yazmamışsınız ama tek çocuk gibi cümleleriniz. Evden gitmeniz lazım, bu kesin. Ama nasıl? Madem zaten arada evinize kalmaya gidiyorsunuz, hafta içi çalışırken kendi evinizden çalışın, tabii ki hafta içi kendi evinizde kalın. Konsantre olamazsınız bu şekilde çalışırken, kendinizi ailenize ifade edeceğiniz durum budur. Sonra bazen hafta sonları da evde kalırsınız, kendinizi iyi hissetmezseniz, zaten buna alışmış olurlar.
0
SiyamkedisiZorro
(13.12.21)
@siyamkedisizorra
bingo, kadın ve tek çocuğum.
0
🌸bleumarine
(13.12.21)
Ayrı eve çıkın. aynı yaştayız ama ben erkeğim ve temizlik olmasa da diğer konularda ben de benzer şeyler yaşadım. Evime çıktım. Enazından artık özgürüm. eskisi kadar her gün görmüyorum annemi ama artık birbirimizi yıpratmıyoruz.
0
denizmaniaherif
(13.12.21)
(10)

Youtube sayfanizda donup dolasip ayni seyler mi cikiyor sizin de?

stavro
Eskiden surekli bir seyler kesfederdim simdi anasayfada surekli aynı şeyler, defalarca karşıma cikip da ilgimi cekmedigi için acmadigim şeyler tamamen kapladi artık anasayfami. Uzun zamandir böyle bir sarmala girdi. Sizde de boyle mi bende mi bir sikinti var?
Eskiden surekli bir seyler kesfederdim simdi anasayfada surekli aynı şeyler, defalarca karşıma cikip da ilgimi cekmedigi için acmadigim şeyler tamamen kapladi artık anasayfami. Uzun zamandir böyle bir sarmala girdi. Sizde de boyle mi bende mi bir sikinti var?
0
stavro
(12.12.21)
Evet. Benzer durum var ama kesin olarak izlemem dediğim bir kanalın videosu gelince onu duvardan kaldırıp "ilgilenmiyorum" diyorum. biraz daha düzeliyor. Ama gördüğüm kadarıyla öneri algoritması çok kötü youtube'un. Daha önce izlediğim videolar da çok fazla anasayfaya çıkıyor örneğin.
0
himmet dayi
(12.12.21)
Ayyyynen oyle. Dertliyiz.
0
floydian
(12.12.21)
1 ay önce sinirlenip her çıkanı ilgilenmiyorum, önerme'ye tıkladım ve daha kötü oldu. sorun bende sanıyordum ama heralde öyle değilmiş. bende de aynı sıkıntı mevcut. iyi çalışmıyor önerilenler sayfası...
0
false pretension
(12.12.21)
ben de niye bana hep aynı şeyler çıkıyor diyordum, meğerse yalnız değilmişim.
0
killerbee
(12.12.21)
Bunu görmek istemiyorum dediğim şeyler bile yeniden karsima çıkıyor. Çok kullanışsız
0
olaylar olaylar
(12.12.21)
Al benden de o kadar yahu! Nerede bu düşündüğümüzü bile bilen algoritmalar bir düzgün öneri bile gelmiyor (:
0
Ufuk
(12.12.21)
evet onriler cok iyi degil ama Premiumda anlattiginiza gore bi tik daha iyi sanirim..
Yeni oneriler gibi buton var
0
eja
(12.12.21)
Evet bende de öyle, youtube'un öneri motoru gerçekten başarısız.
0
roket adam
(13.12.21)
Beni de listeye yazın lütfen. Sanırım youtube önerilenler listesi müdürlüğüne liyakatsız bir badem bıyıklı atandı. :D
0
gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
(13.12.21)
@birseysoracaktim
Premium kullanicisiyim zaten. Hatta premiuma gecmeden onceki hali daha iyi bile olabilir zorlasan
0
🌸stavro
(14.12.21)
(4)

Yatırımlık yazlık gayrimenkul tavsiyesi...

msb
Arsa olur, arazi olur, yazlık ev olur, mümkünse yazları gidip bir şekilde tadı çıkarılabilecek, henüz değerini bulmadı oralar dediğiniz yerler var mı? Arazi olur gerekirse yazın birkaç gün çadır kurulur ille de konfor beklentim yok. Ama beklerken değer kazansın.Fiyatlar aşırı uçtu 1 milyona doğru dü
Arsa olur, arazi olur, yazlık ev olur, mümkünse yazları gidip bir şekilde tadı çıkarılabilecek, henüz değerini bulmadı oralar dediğiniz yerler var mı? Arazi olur gerekirse yazın birkaç gün çadır kurulur ille de konfor beklentim yok. Ama beklerken değer kazansın.

Fiyatlar aşırı uçtu 1 milyona doğru düzgün bir şeyler yok sanki. Marmara Ereğlisi, Yalova Armutlu ya da Karasu gibi yerlerde 700-800'e villalar mevcut ama konum içime sinmiyor. İşin içinde Ege denizi bi şekilde olsun istiyorum sanırım. Çok çok yakın olmasa da araçla atlayıp 10-15 dk'da Ege denizini görebileyim.

İstanbul'a çok uzak olmaması kriterim. Mesela Dikili bu anlamda iyiydi ama oralar da uçtu gibi. Muğla Akyaka vb bayılırım ama çok uzak.
0
msb
(12.12.21)
Çok yanlış yerlere bakıyorsun. Kocaeli Kerpe, Kefken, Cebeci varken Marmara'da ne işin var. Karasu da olabilir.
0
dissendium
(12.12.21)
@dissendium @adse

Güzel tavsiyeler ya sağ olun araştırıyorum şimdi. Gürpınar ve göçmen popülasyonu biraz kafamı karıştırdı ama bakıcam.
0
🌸msb
(12.12.21)
Şile'de yazlık aldık, aşırı memnunuz. Her hafta sonu da gidip gelebiliyoruz, şahane keyifli. Yalnız geçen yıl istanbul'da en çok değerlenen 2. ilçe idi, hala o fiyatlra var mıdır bilemiyorum, belki ağva tarafları olabilir.

Yalova, ereğli, karasu vs gibi yazlık çöplüğü olmuş yerlere para vermek bana da gereksiz geliyor. İstanbul'un karadeniz sahili deniz tatili hariç her bakımdan çok iyi
0
roket adam
(13.12.21)
şile +1
0
tunaktunaktun
(13.12.21)
(3)

gardırop malzemesi

erenderk
mdf, sunta, suntalam, yonga levha, membran, melamin, 1. kalite zırt, 2. kalite pırt........ bazen bu kadar çok seçeceğimizin olması hiç de iyi olmuyor. gardırop alırken ahşap gurusu olmak da istemiyorum. hangi malzemeden uzak durayım bana bi akıl verin reca ediyorum işim azıcık kolaylaşsın. mdf iyi
mdf, sunta, suntalam, yonga levha, membran, melamin, 1. kalite zırt, 2. kalite pırt........ bazen bu kadar çok seçeceğimizin olması hiç de iyi olmuyor. gardırop alırken ahşap gurusu olmak da istemiyorum. hangi malzemeden uzak durayım bana bi akıl verin reca ediyorum işim azıcık kolaylaşsın.

mdf iyi diye biliyordum ama mdf bakayım derken karşıma bu kez de mdf kaplı sunta falan çıktı. laf cambazlığı mı bunlar?
0
erenderk
(12.12.21)
valla teker teker esnafları dolaşırsan hepsi ayrı bir laf söyler, ayrıca kafalamaya kazıklamaya çalışıyor. sırf o sebepten mobilyacılarla muhattap olmak istemiyorum. biz ikea'dan gittik aldık, kendimiz dizayn ettik, annemlerin evinde 10 seneden fazladır, kendi evimde de yaklaşık 2 senedir kullanıyoruz, canavar gibi. marangoz değilim detayına giremem ama işimi fazlasıyla görüyor, hiç çakal esnafla da muhattap olmak zorunda kalmadım.
0
roket adam
(12.12.21)
Membran melamin plastik gibi görünür. Sararır.
Suntalam ya da msflam kendinden kaplamalıdır.
Ofistlerdeki masaların hemen hepsi böyledir ve dolapların.
Lam olmazsa boyanır, kan olursa boya gerekmez.

Sök tak olmayacaksa tutkalla birleştirilmesini isteyin. Vida ve tutkal.
Boya olacaksa MDF
Olmayacaksa, çok büyük değilse suntanmdf farknetmez, büyükse MDF olabilir
0
kisa
(12.12.21)
Lam olacaka mutlaka hangi malzeme olduğunu görün, fotoğraf değil, kendi gözünüzle görün.
0
kisa
(12.12.21)
(6)

Teknik analizle duşunceleriniz cevrenizde var mi

optimistbakunin
Merhaba. Daha oncede boyle bir soru sormustum sanırım ama sildigim icin erisemedim. Teknik analizle ilgili goruslerinizi merak ediyorum. Teknik analiz gercek midir? Faydali midir? Cevrenizde ya da siz bu şekilde kazanan var mi geçinen var mi? Kripto uzerine islem yapan arkadasimdan gordugum uzere ba
Merhaba. Daha oncede boyle bir soru sormustum sanırım ama sildigim icin erisemedim. Teknik analizle ilgili goruslerinizi merak ediyorum. Teknik analiz gercek midir? Faydali midir? Cevrenizde ya da siz bu şekilde kazanan var mi geçinen var mi? Kripto uzerine islem yapan arkadasimdan gordugum uzere baya kârlı gozukuyor ve uzun bir suredir de yapiyor. Ama yine de insanlarin goruslerini almak istedim
0
optimistbakunin
(11.12.21)
Teknik analiz ile kazanmak teknik olmadan kazanmaktan daha yüksel ihtimalli. Sebebi de basitçe teknik analizin yatırımcı hareketlerini tahmin etmeyi kolaylaştırması ve aynı zamanda yatırımcıya yön vermesi.

Örnek vermek gerekirse bir grafik destek noktasına geldiğinde artış trendini aşağı kırmıyorsa artış devam edecek diye yorumlanır. Bu yorumu yapabilenler de artacak beklentisi olduğu için yatırım yapar ve gerçekten artmasına sebep olur. Teknik hem olabilecekleri öngörmeyi hem de bu öngörüye göre davranmayı sağlıyor.

Sorun şu ki teknik analiz hiçbir zaman kesin değildir. Astroloji benzetmesi bence bir nebze doğru. Yani gazete köşelerinde yer alan günlük burç yorumlarını kastetmiyorum tabii ama astrolojinin temelinde şu var; geçmişte olmuş olaylar sırasında gezegenlerin hareketlerine ve konumlarına bakmışlar. Şimdi gezegen hareketleri ve konumlar tekrar aynı hale gelince "o olay tekrar edecek" beklentisi oluşuyor. Teknik analiz de buna benziyor bu anlamda. Daha önce olmuş artış/azalışlarda oluşan grafik hareketleri tekrar edince yine artış/azalış olacak deniyor.

Şöyle de bir ironi var aslında. The Matrix filminde kahin Neo'ya "vazo için endişelenme" dedikten sonra Neo "hangi vazo?" diye dönüp vazoyu kırıyor ya. Ondan sonra kahin "sana bunu söylemeseydim yine de vazoyu kırar mıydın sence?" gibi bir şey diyor. Teknik de buna benziyor. Grafiğe bakılıyor "yükselecek" yorumu yapılıyor ve 'Al' işlemleri başlıyor. Dolayısıyla talep arttığı için gerçekten yükseliyor. Peki teknik analiz "yükselecek" demeseydi de yükselir miydi? Orası meçhul.
0
himmet dayi
(11.12.21)
Yukarıda yapılan yorumlara katılıyorum. bence teknik analiz bir nevi istatistik. Geçmişte şöyle, böyle olmuş. Şimdi burası hedef olabilir, burası dip olabilir gibi.
0
1917
(11.12.21)
Teknik analizden para kazanmanin tek yontemi vardir, o teknik analiz egitimi satmaktir.
Bu sekilde milyoner olan cok kisi var.

Arkadasim 2 senedir robotunu yazmaya ugrasiyor, robot bu analizlere dayali islem yapiyor.

Su ana kadar kazandigi para sifir tl.
Robot egitimini aldigi kisi adam basi bin tl aldi.
Ayda 30 ogrenci alsan 30bin tl kemiksiz vergisiz para.
0
divit
(11.12.21)
Hiçbir iktisadi, bilimsel temeli olmayan olay. Divit’in de dediği gibi asıl bunun üzerinden böyle bir forecast yapma gücü varmış gibi yapıp insanları eğitimdir, takiptir, danışmanlık hizmeti vermektir bunlarla kandıranlar kazanıyor.

Edit: yok orda üçgen oluşuyormuş da bilmem ne...iktisatçıların kullandığı bir sürü ekonometrik yöntem var finansal varlığın değerini geçmiş değerleri ve bağlı olduğu diğer değişkenlerle birlikte açıklamak, tahmin etmek için oluşturduğu modeller vardır zaman serisi ekonometrisi bunlardan en temel en yaygın kullanılan modelleri içerir. Teknik analiz bunun parçası değildir. Hele ki kripto paraları modelleyebildiğini tahmin edebildiğini iddia edenin modeline bakmak isterim. Çığır açmıştır çünkü öyle bir model yok. Random walk serilere bakıp istediğiniz gibi üçgen beşgen hikayesi bulabilirsiniz. Adı üstünde “random” walktur.
0
patiska
(11.12.21)
geçmiş dönemdeki performans, gelecek performansın bir kanıtı olamaz. ancak kriteri olabilir. o yüzden ben de arkadaşlara katılıyorum.
0
roket adam
(11.12.21)
teknik analiz geçmiş grafiklere bakar. bu kadar.
teknik analizle Enronun battığını asla göremezdin. aksine, değerleneceğini zannederdin.
0
comp
(11.12.21)
(6)

dolar bazında ev fiyatları düşmeye devam eder mi istanbulda

megacracker
sb
sb
0
megacracker
(11.12.21)
var mi elimizde oyle bir veri? dolar bazinda ev fiyatlari dusuyor mu?
0
camussar
(11.12.21)
Ben de bir veri paylaşayım:
Yer: istanbul, Anadolu yakası
2018 yılı ev fiyatı: 100bin $
2021 yılı ev fiyatı: 90bin $

Yani o kadar da düşmüyor ama dolar hayvan gibi artmaya devam ederse dolar bazında fiyat düşer. Dolar sabit kalır ve konut arzı artarsa yine dolar bazında düşer.
0
prole
(11.12.21)
www.sahibinden.com

kadikoyde ev fiyatlari son bir yilda, usd bazinda yuzde 30 artmis.
0
camussar
(11.12.21)
Oturdugum evi 2009 yilinda dayim 50 bin dolara almis, 2015 yilinda ben dayimdan 75 bin dolara almisim, suanda yine 50 bin dolar.
0
rahmi pinkfloydoglu
(11.12.21)
düzgün semtlerde dolar bazında fiyatlar düşmüyor ki? camussar'ın dediği gibi ciddi bi artış var aksine. ama başakşehir, eseyurt falan bakıyorsanız bilmiyorum.
0
roket adam
(11.12.21)
eskiden kiracı olduğum ev 1.350.000 tl'den satıştaydı, dolar 9 küsurken 1.2m verdiler satmadı. Şimdi ne yaptı bilmiyorum ama aynı dolar değerinde kalması için 2m'a satması lazım ki sanmıyorum. 1.35m derken bile çevredekiler ve emlakçılar: "asıl değeri 1m lira civarı ama çok arttı her şey ona bakınca 1.2'ye beeelki gider" diyorlardı. (ki bu ev Tarabya'da, ama çok eski)

Yani üç ay öncesi ve şimdiyi karşılaştırırsak düşmüştür ama 2010 veya daha eski tarihte aldılarsa bilmiyorum.
0
nhk ni youkosu
(11.12.21)
(2)

Bir macbook vs Windows sorusu

bir fincan kahve ile film izlemek
Selamlar Malum kur almış başını gitmişken daha fazla geç olmadan bir laptop almak istiyorum. Şimdi alamazsam ileride hiç alamam.Göz önünde bulundurduğum üç seçenek var 1) Macbook Air- eğitimci indirimiyle 11500 liraya alabiliyorum2) 10000 tl civarında Windows bir bilgisayar, yine Macbook boyutlarınd
Selamlar
Malum kur almış başını gitmişken daha fazla geç olmadan bir laptop almak istiyorum. Şimdi alamazsam ileride hiç alamam.

Göz önünde bulundurduğum üç seçenek var
1) Macbook Air- eğitimci indirimiyle 11500 liraya alabiliyorum
2) 10000 tl civarında Windows bir bilgisayar, yine Macbook boyutlarında
3) veya bilgisayar almamak ve elimdeki iPad pro 11 (M1 işlemcili 2021) tablete klavye, magic keyboard falan alıp o şekilde devam etmek.

Seçenekler bunlar. Önce Windows için yola çıktım fakat almış başını gitmiş fiyatlar. 10000-11000 bandındaki modellere bakıyorum. O fiyata değecek dişe dokunur bir şey yok. Öyle olunca da bunu alacağıma üstüne 1000 daha ekler Macbook alırım diyorum.

Macbook konusunda, daha önce hiç macos kullanmadığım için çekincelerim var. Öte yandan elimde iPad pro olduğu için acaba Macbook air almaya gerek var mı diye düşünüyorum bu sefer de.

Ne dersiniz, ne önerirsiniz?
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.12.21)
ben gecen sene bu zamanlar bir M1 air almistim.

eger kullandigin ozel bir program varsa bunlarin M1 uyumlu olup olmadigini bir kontrol et derim. benim ta 7 sene once aldigim windowslu laptopum oldugu icin cok dikkat etmeden aldim. mac'e belli basli python paketlerini yuklerken duvarlari yumrukladim resmen. hala daha tensorflow'u duzgun calisir halde yukleyebilmis degilim mesela.

oyun oynuyorsan windows olana da arti puan yazabilirsin.

macos konusunda cekincelerin olmasin. alisman 1 haftayi bulmaz. cok kullanici dostu, ipad'den bilirsin. bana kalirsa mac gercekten rahatlik. kucuk, hafif, hizli. iphone'un varsa onunla da uyumlu.

butce ayirdiysan yeni nesil bir macbook al derim. seni uzun sure idare eder o.
0
chezidek
(11.12.21)
ipad üretkenlik için yeterli gelmiyor bana maalesef, okuma ve nette gezme için kullanıyorum sadece. bu üçlemede ben olsa ben de macbook air alırdım. gayet iyi cihaz ve uzun yıllar götürür. alışma süreci de çok sürmez dendiği gibi.
0
roket adam
(11.12.21)
(7)

Karşılaştırma

dissendium
Kendinizi mesleki açıdan arkadaşlarınızla karşılaştırıyor musunuz? Bu sadece mesleki bilgi açısından olabilir, pozisyon ve maaş açısından olabilir. Karşılaştırma sonucunda kıskanma yaşıyor musunuz?
Kendinizi mesleki açıdan arkadaşlarınızla karşılaştırıyor musunuz? Bu sadece mesleki bilgi açısından olabilir, pozisyon ve maaş açısından olabilir. Karşılaştırma sonucunda kıskanma yaşıyor musunuz?
0
dissendium
(10.12.21)
Her anlamda karşılaştırıyorum. Çok çok seyrek bazen kıskanma yaşıyorum yalan değil ama hasetlik değil, özenme diyelim.
0
roket adam
(10.12.21)
bu soruyu görünce karşılaştırdım. kıskanma falan olmadı valla.
0
erenderk
(10.12.21)
Kiskanmam ama maas kiyasi yapiyorum ve cok dertliyim bu konuda
0
ala09
(10.12.21)
benden çok çalışıyorsa kıskanmıyorum

ne yapsam değişmeyecek ya da hayvan gibi efor sarfetmem gerekn özellikler yerine daha verim alabileceğim konuların üstüne gitmeye çalışıyorum
0
bir soru sorcam
(11.12.21)
çok yapıyordum ulan bu adam nasıl bu noktaya geldi diye.
0
high hopes of the sozluk
(11.12.21)
Bitane var böyle, uyuz oluyorum. Çocukluk arkadaşım olduğu için çok rahat bir şekilde konu iş-maaştan açılınca sövüyorum. Şimdi mesleğini söylemiyim burada çok var, afedersiniz klavyede 3-5 tuşa basıp 15-20 bin lira kazanan tiplerden. İşi zor değil, mesaisini %30'unda çalışıyor.

Bendeydi 3 gündür, ikimiz de evden çalışıyoruz. Benim boğazım patlıyor sabahtan akşama kadar konuş ona buna bişey anlat, herif ne zaman odadan çıksam video izliyor. Ulan sana gıcık oluyordum boşuna değilmiş baksana cidden çalışmıyorsun diyorum, pişmiş kelle gibi gülüyor.

Sözün özü kıskanmıyorum, haset doluyum. Milleti keriz yerine koymuşlar nasıl veriyorlar bu paraları ben anlamıyorum valla.
0
Bruce
(11.12.21)
mesela biri cok basarili, ornek aliyorum hep olumlu acidan.
digeri var, 1 tane uyduruk is yapar, sanki dünyalari yaratti, kizin ses tonu bile bana batiyor. sakin dursa bu kadar abartmam ama bir de gelip bana satasiyor.
firsatini buldugumda yerin dibine sokmaktan asla geri durmuyorum.
0
Ley
(11.12.21)
(5)

miles and smiles

erenderk
bilmem kaç bin küsür milim var ama uçuşlarda kullanamıyorum. neymiş efendim uygun yer yokmuş. koca yıl geçti şu millerle bir uçuş alamadım. yıl bitecek bir kısmı gidecek. mili olup bilet alabilen var mı yoksa miller bi mit mi? ücretsiz bilet alamayalım diye kılı kırk yarıyorlar valla anlamadım gitti
bilmem kaç bin küsür milim var ama uçuşlarda kullanamıyorum. neymiş efendim uygun yer yokmuş. koca yıl geçti şu millerle bir uçuş alamadım. yıl bitecek bir kısmı gidecek. mili olup bilet alabilen var mı yoksa miller bi mit mi? ücretsiz bilet alamayalım diye kılı kırk yarıyorlar valla anlamadım gitti ya verme o zaman mil falan.
0
erenderk
(10.12.21)
valla ben herhalde 10 yıldır kullanıyorum, 10 yıldır da sayısız uçuş yapmışımdır. nereye bakıyorsun da uygun yer bulamıyorsun acaba? daha geçen meksika bileti aldım millerle hatta :)
0
roket adam
(10.12.21)
istanbul antalya veya tam tersi. müşteri hizmetleriyle yoldaş olduk artık o kadar aradım ki hangi tarihi hangi uçuşu sorsam yer yok diyorlar kaç aydır.
0
🌸erenderk
(10.12.21)
Sizde bir yanlışlık var hocam. Ben şimdi girdim aralık ayında bir sürü tarihe ist-ayt ve saw-ayt uçuşu görünüyor. hatta saw yerine ist'dan uçarsan 2700 millik promosyon biletler bile var. seçtiğim tarih de mesela 23 aralık. uygulamasına girin ödül bilet kısmından bakın, bir sürü görüyorum ben.
0
roket adam
(10.12.21)
uygulamayı kullanamıyorum.ne tarayıcıdan ne mobilden. kaç kez şikayet ettim düzeltmediler. millerimle müşteri hizmetlerinden kontrol ettiriyorum o yüzden ama bana hep yer yok diyorlar.
0
🌸erenderk
(10.12.21)
Daha dün millerimle bilet aldım
0
Corc
(11.12.21)
(6)

mülakat - maaş

newsman
ilk mülakatta maaş beklentisine dair bir şey söylüyorsunuz. ama fakir bir türko olarak maaşı kendi dünyanız ölçeğinde söylüyorsunuz. aslında karşınızdaki global firmanın maaş skalası daha farklı. böyle bir durumda sonraki mülakatlarda maaş tekrar konuşulabilir mi ve firma/kuruluş sizin ağzınızdan çı
ilk mülakatta maaş beklentisine dair bir şey söylüyorsunuz. ama fakir bir türko olarak maaşı kendi dünyanız ölçeğinde söylüyorsunuz. aslında karşınızdaki global firmanın maaş skalası daha farklı. böyle bir durumda sonraki mülakatlarda maaş tekrar konuşulabilir mi ve firma/kuruluş sizin ağzınızdan çıkanı mı baz alır yoksa kendi maaş politikasını mı?
0
newsman
(10.12.21)
çok rekabetçi sektörlerde, şirketlerde maaş kişiye göre değişebiliyor; global ve "kurumsal" bir şirket olsa da. bu bir politika meselesi, dışarıdan bakarak yorumlayamayız.
ilk görüşmede 10 bin diyip son görüşmede 15 dersen tuhaf durur, bunu diyorsan da temellendirmelisin. "ben görevim şu çerçevede olur diye düşünüyordum ama bunları bunları da yapacaksam fazla bir maaş beklerim" bunun olabilecek en makul açıklamasıdır, ki bunu bile olumsuz karşılayanlar olur.

sen seni mutlu edicek maaşı söyle, firma skalası yüksekse çalışıp ilk zam döneminde bundan bahsedip iyileştirme istersin.
0
Bruce
(10.12.21)
Böyle durumlarda olabildiğince yüksekten söylemekte fayda var bence. Skalalarının üstündeyse zaten söylüyorlar daha düşük maaşla teklif yapabilir miyiz vs diye.

Bir Türk firmasında İK müdürü olan arkadaşım da adayın maaş beklentisi kendi skalalarının altında ise adayın beklentisi değil kendi skalalarına göre, daha yüksek maaşla teklif çıktıklarını söylemişti.
0
perferil
(10.12.21)
kendi maaş politikasını baz alır ama büyük ihtimal en düşük banttan.
0
theseachange
(10.12.21)
işe ne kadar ihtiyacın var, firmanın sana ne kadar ihtiyacı var ona bağlı. ***eğer uzaktan çalışıyorsan*** bir çok firma artık "tamam biz sana lokal para birimi yerine burada bir elemana ayırdığımız bütçenin bir tık altını verelim, senin de işin görülsün bizim de" kafasına girebiliyorlar it sektöründe. ama ofisi olan, oturmuş büyük şirketler doğal olarak genelde buna yanaşmıyor.

eğer işin varsa ve o işe çok ihtiyacın yoksa sen kafandaki rakamı söyle tabii ki, olursa olur olmazsa olmaz. ama o işe girmek istiyorsan uçuk bir rakam söylemen direkt diskalifiye olmana yol açabilir.
0
roket adam
(10.12.21)
Daha yüksek teklif yaptığını söyleyen Türk firmasını gerçekten merak ettim :)

Bu pazarlığın en baştan yapılması gerekli bence. Son aşamalarda counter offer vb alıp söylenirse "Biz bu konudaki iç onay süreçlerimizi tamamladık" gibi cevaplar alınabiliyor İK'lardan.
0
dreamnesiac
(10.12.21)
Kendi maaş politikasını baz alır ama en düşük banttan +1

Mesela başlangıç maaşı 8 - 10 ise 8 verir geçer.
0
zimbirik
(10.12.21)
(13)

İstanbulda araba kullanmak

pudra
Yaklaşık 1,5 aydır araba kullanmaya çalışıyorum ve bazen kendimi savaştaymış gibi hissediyorum. Dün akşam kadıköyde de yine aynı şeyi hissettim ve kendi kendime ne oluyo yahu diye şaşkın şaşkın bakarken buldum. Sağ, sol, yayalar bilmem neler. Düzen yok her yerden birileri atlıyor resmen ki yavaş yav
Yaklaşık 1,5 aydır araba kullanmaya çalışıyorum ve bazen kendimi savaştaymış gibi hissediyorum. Dün akşam kadıköyde de yine aynı şeyi hissettim ve kendi kendime ne oluyo yahu diye şaşkın şaşkın bakarken buldum. Sağ, sol, yayalar bilmem neler. Düzen yok her yerden birileri atlıyor resmen ki yavaş yavaş ya da düzensiz sürmüyorum. Yanımda kaç yıllık kullanıcı var şimdi ne yapsam durumu saniyelik salaklıklar falan olmuyor. İstanbula yeni gelmedim ama daha önce böyle hissetmemiştim. Sürekli bir sinir, stres, oradan geçer miyim bu önüme atlar mı(genelde atlıyorlar) korkusu beni çok yordu. İstiyorlar ki uçayım. Gerçekten uçmamı isteyen bir grup var. Önüme geçince önündekinin de uçmasını istiyor ama olmuyor tabii. Sonra tin tin devam ediyoruz. Yanımda araba sürmeyi bilen biri yokken trafiğe çıkmıyorum. Özel ders de aldım ama ne olacak bu durum. Araba kullanma zorunluluğum olmasa arabanın parasıyla taksiden inmezdim zaten ama gerçekten kullanmak zorundayım. Zorunluluk durumu var ortada.
Gerçekten feci mutsuzum. Biriyle şehir falan değiştiriyorum ama birisi yokken yan sokağa çıkamıyorum. Ne yapayım ben?
0
pudra
(10.12.21)
İstanbul trafiği yaklaşım olarak bir akış trafiği. Evet pek aktığı söylenemez ama ayak uydurabilmek ve nispeten daha az stresli hale getirmek için "gitmeye" çalışmak lazım. Yani aman yaya geldi, aman araba çıktı, hop sola kırdı, dur fren yaptı demeden ilerlemeyi bilmek lazım. Bakınca magandalık gibi duruyor ki öyle ama başka türlü ilerleyemezsin, kızdığınla kalırsın.

Alışmak lazım, biraz takmamak lazım. Dikkat lazım ama bi yandan da kılı kırk yararsan gereksiz stres olursun. Orman kanunları geçerli, uyum sağlayan hayatta kalıyor.
0
Bruce
(10.12.21)
İstanbul trafiği tam bir orman maalesef, zamanla alışacaksınız korkmayın. Kornaya bassınlar umursamayın, selektör yapsınlar boş verin.

Siz kurallara riayet ederek dikkatli kullanın, arkanızda yanınızda ne olursa olsun.

En fazla gideceğiniz yere 5-10 dk geç gidersiniz, önünüze atlayanlar yüzünden, onlar gibi kullanmadığınız için.

Zamanla siz de alışacak ve takip mesafesini biraz yoğun trafikte biraz düşüreceksiniz.

Maalesef şoförlerimiz ne hesap biliyor ne fizik ne matematik, önünüzde yarım araba boşluk olsa basıyorlar kornaya.

Terke edemeyeceği kavşağa giren mi dersin, ada içindeki araca yol vermeyen mi dersin.

Halbuki yol verse 10 saniye sonra yol verdiği için kendi yolu da açılacak, ama yok sokacak o arabayı o araya illa ki.

Ülkemizdeki en önemli trafik kuralı ihlali bu aslında, sadece bunu öğretsek trafik ciddi rahatlar.

1 - Terk edemeyeceğin kavşağa girme!
2 - Dönel ada içindeki araca yol ver!
0
John Bloor
(10.12.21)
dün akşam kadıköy'de maç vardı, maç günleri kadıköy ve çevresinde trafiğe çıkmamanı önerebilirim öncelikli olarak. trafikte ekstra bir gerginlik ve her yerden insan çıkma durumu oluyor gerçekten de. yaya yoğunluğu olan yerde gaza basıp adam mı ezeceksin? yol vermeyip kırmızı ışıkta mı geçeceksin? trafikte insanların beklentileri ne makul ne de doğru olma eğiliminde genelde, sen dikkat ediyorsun diye en fazla kornaya basıp el kol yaparlar, o da kendi problemleri. sen düzgün ilerlediğinden eminsen kimseyi kafana takma, müziğini aç önüne bak.
0
evde liyakat kalmamis
(10.12.21)
Ben de uzun yıllar sonra araba kullanmaya başlayınca çok zorlanmış ve çok zor alışmıştım. Alıştıktan sonra İtalya'ya iş seyahatleri için gittim bir süre. Hem İtalya hem İstanbul'da araba kullanıyordum aynı ay içerisinde. Aradaki farkı görmek acayip rahatsız etmişti. Şimdi evden çalıştığım için çok nadir araba kullanıyorum ama deliriyorum her çıktığımda. Allah hepimize kolaylık versin:(
0
perferil
(10.12.21)
sürekli kullanarak alışkanlık kazanacaksın. ilk trafiğe çıktığımda ne işim var burada diyordum. sonra alışılıyor. sen de düzensizliğe alışacaksın.
0
sutlu nescafe
(10.12.21)
dün çağlayan'dan mecidiyeköy'e doğru e-5'ten gidiyorum, daha doğrusu gidemiyorum. berbat trafik var. en sağ şeritteyim, önümdeki araba hareketlendi, ben de hareketlendim, ama solumdaki yarım otobüs zart diye şeridime dalmaya yeltendi, ne sinyal var ne bir şey. silme geçtim, neredeyse kaza olacak, az ilerledim, el frenini çektim, indim arabadan, söför kazağındaki amblemi gösteriyor, polismiş, araba da polis servisi ama ne çakar var, ne bir şey, normal yarım otobüs. 1 ton polisin olduğu, kurallara en uyması gereken gruptaki adamlara laf anlatmaya çalıştım.

demem o ki, istanbul trafiği efendi adama göre değil, efendi adamı da bir süre sonra değiştiriyor zaten.
0
altinci nesil caylak
(10.12.21)
sürekli sinir ve stres olmanıza gerek yok. sakin ve yavaşça sağ şeritten adım adım gideceksiniz. yaya geçecek gibiyse de yol vereceksiniz, kesinlikle aceleniz olmayacak ve gideceğiniz yere 1-2 saat önce çıkacaksınız strese girmeden gideceksiniz bu bir.

ikincisi de kadıköy, karaköy ve benzeri aşırı kalabalık yerlere özellikle akşam, haftasonu gibi saatlerde araba ile zaten gitmeyin. metroya bir iki durak kala aracı bırakın, metroya binin gidin. benim de aracım var, gerçekten öyle yapıyorum çünkü o saatlerde o hengameye girmek gerçekten çok manasız.

üçüncüsü, trafikte sizi sinir eden davranışlar gerçekleştiren 1 hanzoya karşılık 10000 tane sizin gibi normal kendi yolunda şöför var. o hanzoya odaklanıp sürekli delirme tribine girerseniz büyük şehirlerde yaşayamazsınız.
0
roket adam
(10.12.21)
Yanında birine niye ihtiyaç duyuyorsun o kısmı anlamadım? O kişinin sana faydası oluyor mu? Şoförlük tek kişinin yapması gereken bir şey bence, ben yanımda biri olunca daha çok geriliyorum hele ki karışıyorsa falan iyice geriliyorum.

Senin gibi zorunluluğum olmadığı için ben arabayı haftada bir ancak çıkarıyorum ama senin yerinde olsam daha az takmaya, canını sıkan şeyleri daha az görmeye ve maalesef diğer arkadaşların söylediği gibi ayak uydurmaya çalışırdım. Ben de ışıklarda dönüş için beklerken bir anda sıranın en önüne girmeye çalışan taksiye minibüse yol vermiyorum, şerit değiştirecekken önüme kırana korna çalıyorum bağırıp çağırıyorum ama bu şekilde ben yıpranıyorum o yüzden bazen gülümseyerek küfrediyorum yoluma devam ediyorum. Aşağı inip birbirimize girsek ne olacağı belli değil o yüzden ilerlemek en iyisi.
0
chicha_v2
(10.12.21)
@chicha kesinlikle oluyor. Şöyle ki bazen şerit değiştirmeye cesaret edemiyorum, şerit kontrolü konusunda ilk hafta kötüydüm, otobüs vb. gibi büyük araçlar beni inanılmaz geriyordu, arada suv ve sağ taraf konusunda sıkıntı yaşıyorum. Bir sürü konu var bunun gibi ve dışarıdan bakan biri en fazla değişik araba kullanıyor falan der. Acemi gibi görünmüyorum çünkü yanımda sürekli eksiklerimi kapatan biri var.
Tek başıma olduğumda sağ ve sol tarafta araçlar park edilmişse ve yol neredeyse tek arabalık olacak kadar daralmışsa oturup ağlayacağım o durumdayım. Çözemediğim tek konu bu. Arkamda elli araba, önümde geçmeme izin vermeyip o geçti ben de arkasından geçeyim diyen elli araba ve ben. Arkadaki adam beklemek istemiyor. Ben beklemek istemiyorum. Karşıdan gelen beklemek istemiyor. Sonuç kornalar kornalar ve panik.
Önüme kırmalar, makaslar, ışıklardaki anlamsız etkileşimler. Bunlara alışığım zaten. Hiçbirinde problem yok. Problem yukarıdaki sıkışık durumlar ve bazen gerçekten de anlamsız bir hareketlilik. Kimin ne yaptığı belli değil. E-5de belli mesela. Ama kalabalık caddeler bağlantılar vs. yoruyor.
Teşekkür ederim herkese. Bir süre daha tek başıma çıkmayacağım sanırım.
0
🌸pudra
(10.12.21)
İstanbul trafiği bu şekilde evet stresli. Ama yanında biri ile araç sürmek ne olursa olsun stres seviyesini 1 tık arttırıyor. Yanınızdaki kişi istersen dünyanın en sakim ve iyi insanı olsun yine de arabada birinin sizi izlemesi, stres kaynağı.
0
zimbirik
(10.12.21)
1.5 ay istanbul keşmekeşine alışmak için az. yaşadıklarınız normal. daha çok kilometre yapacaksınız gördükleriniz size tecrübe olacak pişeceksiniz yavaş yavaş.
0
argent dawn
(10.12.21)
10 yıldır falan ehliyetim var. Kendi aracım yoktu, aile arabasını kullanıyordum ara sıra. Ama yılda birkaç kez öyle diyeyim. Asla tek başıma çıkamıyordum, yanımda kardeşim oluyordu hep. Dediğin gibi şerit değiştiremiyordum mesela. Geçeyim mi diye kardeşime soruyordum hep, park konusunda sıkıntılıydım (bu hala düzeldi denemez). Sonra evlendim ve bir araç aldık. İlk başlarda birkaç kez eşimle kullandım. Sonra baktım ki bu böyle olmayacak, her zaman yanıma birini bulamam. Acil bir şey olabilir, eşimi doktora götürmem gerekebilir örneğin, bana yol gösteremeyecek durumda olabilir. Bir kez cesaret ettim ve 25 km’lik bir yolu gittim tek başıma. Gerçekten bir kere çıkmaya bakıyormuş. Yanımda biri olmayınca mecbur aynaları daha dikkatli kontrol ettim. Özgüvenim geldi resmen. Sıkışık trafikte dakikalarca da kaldım, 100 km hızla gittiğim de oldu. Park konusunu da çok dar olmayan bir yer de olsa halledebildim, 3 manevra değil 10 manevrayla yaptım belki ama olsun.

Kendinize güvenin ve yalnız başınıza çıkmayı deneyin. Gerçekten zor bir şey olmadığını göreceksiniz.
0
hrvl
(10.12.21)
Size komik gelecek ama anadoluda çok daha kötü araç kullanıyorlar

istanbulun sorunu sıkışıklık alışmak imkansıza yakın boşa trafikte geçen bir hayat

merhaba diyen birisi bile size küfür ediyor gibi geliyor tahamülsüzlük yapıyor trafik
0
basond
(11.12.21)
(27)

Hiç evden çıkmadığınız bir durumda ne sıklıkla duş alırsınız?

ms brownstone
Pandeminin başında evden çalışırken haftada 1 duş alan birini duydum da onun şaşkınlığıyla soruyorum. Pandeminin ilk zamanları gibi haftalarca evden çıkmayacak olsanız ne sıklıkla duş alırdınız/aldınız?
Pandeminin başında evden çalışırken haftada 1 duş alan birini duydum da onun şaşkınlığıyla soruyorum. Pandeminin ilk zamanları gibi haftalarca evden çıkmayacak olsanız ne sıklıkla duş alırdınız/aldınız?
0
ms brownstone
(09.12.21)
yine de her gün duş alıyorum. günlük hayatta buna alıştıktan sonra 1 gün duş almayınca kendimi çamur gibi hissediyorum.
çok nadiren yataktan neredeyse hiç çıkmadığım bir gün olursa 1 gün duş almadığım oluyor.
0
kent sakini
(09.12.21)
Gün aşırı. Saçım yağlanıyor çünkü mecburen alıyorum. Bazen her gün.
0
hrvl
(09.12.21)
evden çalışıyorum, bazen günlerce evden çıkmadığım oluyor, istisnasız her gün duşumu alıyorum, 1 gün bile duş almasam kendimi iğrenç hissediyorum.
0
hypathia
(09.12.21)
2 günde 1
0
anais
(09.12.21)
çok sıcaklar ya da üstüste yapılan (yüzme gibi) aktiviteler, bazı yaz dönemleri falan hariç hiç bir zaman her gün duş almamış olabilirim. cildin ve saçın doğal dokusunu ve yağ dengesini kötü etkiliyor bence. sürekli evdeysem ve özel bir durum oluşmamışsa, üstüste 3 gün duş almayabilirim diyebilirim sanırım.

ihtiyaç insandan insana değişebilir diye düşünüyorum. bazı insanların gerçekten her gün duş almaya ihtiyacı da oluyor olabilir, herkesin cilt tipi, vücut yapısı falan farklı sonuçta. ama haftada bir biraz abartıymış.
0
nimberjack
(09.12.21)
hergun, cikmak cikmamak farketmez.
0
cooperr
(09.12.21)
kokmuyorsam terlememişsem pis değilsem ve evden çıkmıyorsam ev halkı da rahatsız olmıyorsa haftada 1 ideal
çocukken de öyle değil miydi zaten?
ayrıca saçın dönem dönem kendi yağıyla yağlanması çok faydalı. azıcık de su tasarrufu olsun evde yalnızsanız her gün duş gerekli olmadığı gibi cilt ve saç için inanın sağlıklı da değil.
0
photo85
(09.12.21)
herhangi bir gün belirlemiyorum. saçım yağlanırsa, terlediğimi, kirlendiğimi hissedersem oluyorum. bu bazen günlük bazen de 3-4 gün arasında olabiliyor.
0
jepa
(09.12.21)
Kışın 2gunde 1 yazın her gün
0
olaylar olaylar
(09.12.21)
troll cevap sanacaklar ama daha önce yaptım. 1 sene.
0
ya ben lan neyse
(09.12.21)
Ekstrem 1 durum yoksa kışın günde 1 yazın günde 2 den başlar havanın sıcaklığına göre devam eder.

Ama evden çıkmadığım gün kışın sadece şampuanlanip çıkarım. Yazın 2. Duştan itibaren sadece soğuk suya girmek şeklinde cereyan eder vs
0
materyalist imam
(09.12.21)
Normal düzenimde 2 günde 1 alırım. Arka arkaya duş alacaksam da duru su ile yalnızca gereken bölgeleri sabunlayarak duş alırım.

Pandemide 3 e ve 4 e çıktığı oldu. Saçım yağlandı ama vücudum kokmaz zaten benim.
0
zimbirik
(09.12.21)
Her gün aldım/alıyorum. Aksi düşünülemez.
0
ruhen hastayim ben
(09.12.21)
2-3 günde bir disari dikip cikmamaklar alakasi yok bu durumun. haftada bi ne la ilkokul ögrencisi gibi:)
0
all girls dream
(09.12.21)
2-3 günde bir.
0
hayirsiz
(10.12.21)
Spor yaptığım için yine her gün. Spor yapmasam da her gün. Disiplin sağlar, işe ve hayata güzel bir başlangıç. Sağlıklı rutin çok önemli.
0
gabe h coud
(10.12.21)
3 numara sacim var, evden calisiyorum ve terlemediysem 4 gunde 1 dus alabilirim evet tsk.

Pis oldugumu da zannetmiyorum yazin her gun yikanirim. Benim dus alma kriterim sac yaglanmasi ve ter kokusu. Bunlar 1 gunde olursa 1, 4 gunde olursa 4 gun sonra dus almis olurum.
0
ananiyimioguz
(10.12.21)
Duş her gün alıyorum da saçımı 2 günde bir yıkıyorum; lisede her gün saç yıkamaktan dermatit olmuştum, doktorum çok kızmıştı. O zamandan beri her gün yıkamak yerine ara veriyorum.
0
fraise
(10.12.21)
majorun de majoru depresyondan muzdarip oldugum zamanlar birkac ay banyoya girmedigim oluyordu. normalim iki-uc haftada bir falandi. yillar gecti, depresyon hala devam ediyor fakat kendimi zorlayarak iki gunde bire sabitleyebildim. yani bu depresyon oyle bir sey ki adami banyoya sokmuyor cok ilginc. ha bu arada dus konseptini hic sevmedim ben. keselenerek yikaniyorum.
0
nibba
(10.12.21)
Ayda 1-2 defa
Arabayı her pazar
0
wu
(10.12.21)
yazın terleyen biri olduğum için her gün alıyorum

kışın evden çıkmadığım dönemlerde üç dört günde bir. Evden çıktığım zamanlarda iki günde bir gibi
0
nundu
(10.12.21)
Son 25 yıldır kar yağmur çamur demem, yataktan bile çıkmayacaksam yine de her gün. Sadece sezeryan doğum yaptığımda ara verdim onda da mutlaka saçımı yıkayıp vücudumu sildim.
0
balik kraker
(10.12.21)
spor yapmasam 4-5 gune kadar cikardi heralde ama spor yaptigim icin aliyorum.
0
bay b
(10.12.21)
Her gün tabii ki. İnsan oturduğu yerde kendi kokusundan rahatsız olur, haftada bir ne demek? :D
0
BuddyGuy
(10.12.21)
iki günde bir, maksimum üç. Dışarı çıkınca da benzer yapıyorum zaten, yalnız bazen "sadece vücut" veya "sadece saç" yıkadığım ara günler olabiliyor.

Her gün duş alma gerekliliği hisseden ve kıyafetlerini bir kere giyip yıkayanlar ya çok terliyorlar veya çok vücut kokuları mı var nedir, bu insanlar kendinden çok iğreniyor kendilerini çok pis görüyor gibi geliyor bana.
0
nhk ni youkosu
(10.12.21)
ben her gün duş alırım. evden çıksam da çıkmasam da. duş almadan kendimi rahat hissedemiyorum.
0
alt4y
(10.12.21)
2 günde 1 alıyorum max. çıkmak çıkmamak fark etmez.
0
roket adam
(10.12.21)
(7)

Kat İrtifaklı Tapu

kraldan cok kralci
Sayın duyurucu sakinleri,Şu sıralar hayatımda ilk defa ev almak üzereyim ve bu konulara çok uzak olduğumdan bazı sorularım var. Almak istediğim evin tapusunda kat irtifakı şeklinde bir işaretleme var. Bazı yerlerde sorun olmayacağını yazsa da bazı yerlerde sorun olacağını masraf çıkacağını söyleyenl
Sayın duyurucu sakinleri,

Şu sıralar hayatımda ilk defa ev almak üzereyim ve bu konulara çok uzak olduğumdan bazı sorularım var.

Almak istediğim evin tapusunda kat irtifakı şeklinde bir işaretleme var. Bazı yerlerde sorun olmayacağını yazsa da bazı yerlerde sorun olacağını masraf çıkacağını söyleyenler bulunmaktadır.

Bu konuda bilgisi, tecrübesi olan arkadaşlar bana açıklayabilir mi?

Ek bilgi ev sıfır değil, 9 yaşında.

Edit2: Cevap veren tüm arkadaşlara çok teşekkür ederim ev için exper ile anlaştık raporu gelecek hafta sunacak bakalım ne çıkacak.

Şimdiden teşekkür ederim,
0
kraldan cok kralci
(09.12.21)
Daire sıfır mı?

Sıfırsa henüz iskanı alınmadığı için kat mülkiyetine geçilmemiş olabilir.

Sıfır değilse, 3-5 yıllık bir bina ise, iskanı alınmış ama tapuda cins değişikliği yapılmamış olabilir.

Sıfır da olsa biraz yaşlı da olsa, iskanı alınmamış olabilir, iskanı almaya engel bir durum olabilir.

Sizin dairede durum hangisi onu öğrenin, binada diğer kat sahiplerine sorun, belediyeye sorun.
0
John Bloor
(09.12.21)
kat irtifakı tapusunda, ortada yasal olarak tamamlanmış bir daire/bina olmadığı için, arsa payından tapu sahibi olursunuz. kat mülkiyetinde ise daireye ait tapuya sahip olabilirsiniz.

kat irtifkı tapusu olması, o binanın iskanının olmadığını gösterir. iskanın neden olmadığına bağlı olarak belirli masrafları vardır. (ruhsata uygun değildir, ödenecek harçlar ödenmemiştir, yapı denetim firmasına borç vardır vb.) belli bir tarihten sonraki binalarda, örneğin iski, dairenize ayrı bir saat olsa bile, size ayrı bir hesap açmaz, binaya ortak hesaba gelir, ücreti de normal daireye göre fazladır.

kendi sitemizde iskan alınamadı. toprak sahipleri müteahhit ile o şekilde anlaşmışlar ancak müteahhit sallamamış, yapı denetime olan borçları ödememiş. bütün dairelerini satıp gitmiş, müteahhite ait daireler üzerindeki rehinleri hiç bir şeye bakmadan kaldırmışlar, takip etmemişler vs. her ey ruhsata uygun olmasına rağmen, inşaat bitimi %60 görünüyor, %80 olsa iskan için başvurabileceğiz, ancak yapı denetim, her ne kadar kendi limitlerini etkilese de parasını almadığı için iş bitimlerini vermiyor, dolayısı ile iskan alamıyoruz.

yapı denetim ile anlaşalım dedik bu sefer de daire sahipleri, çıkan masrafı ödemekten kaçındılar, öylece bekliyoruz.

heh cevap vereyim derken kendi dertlerime daldım sanki :) bu arada suyumuzun ortak olması, her ay kişilere bölüştürmek ve suyun bir miktar daha pahalı olması dışında bir zararını görmedim. bir de, iskanı olan daire olmayana göre %10-15 daha fazla ederi olur.
0
altinci nesil caylak
(09.12.21)
Oturduğum daireyi 4 sene önce sıfır aldım, iskan yoktu ilk oturum başladığında, bir sene öyle devam etti. İskan alındı herkes Kendi faturasını üzerine aldı ve tapu kat irtifakı olarak değişti, şuan hiçbir sorun yok alış satış yapılabilir kredi de çıkar. İskan olmaması biraz problem olabilir ama kat irtifakı o kadar etkilemez diye düşünüyorum çünkü mülkiyete çevirme masraflı bir işlem, tüm ev sahiplerinin onayı ve ödeme yapması gerekiyor onun için irtifaklı ev çok var. Tek artısı satarken 5 e satacaksan mülkiyet olunca 7-8 e satarsın.
0
Uncle Sam
(09.12.21)
önceliğiniz kat mülkiyeti olsun ama evi beğendiyseniz neden kat irtifakının kat mülkiyetine çevrilmediğini öğrenip bunun bir problem yaratıp yaratmayacağını bir emlakçıdan öğrenmeye çalışın. bir emlakçı kat irtifakı şu şu sebeptense sıkıntı olmuyor ama şu şu sebeptense oluyor gibi bir açıklama yapmıştı zamanında ama ben yine de kat mülkiyetli daire almıştım.
0
soft
(09.12.21)
en önemli eksikliği kredi çekememe olasılığının olması iskansız dairelerin. ben evi aldığımda kat irtifaklıydı, (7 yıllık, 3 bloklu 72 daireli butik site) ben aldıktan 3 ay sonra iskana başvuruldu, ıvır zıvır bir sürü bedel ödendi. tanıdık varsa belediyede daha hızlı oluyor ama yine de aylar sürüyor iskanın alınması. 2021 başlarında yaklaşık 7 bin lira ödemiştim bir çok kalemin toplamı olarak. tapudaki arsa payına orantılı olarak çıkıyor ana kalem.

bunun dışında diğerlerinin de belirttiği gibi, iskan alınamama sebebi çok önemli. yoksa piyasadaki evlerin bir çoğunun iskanı yok, alım satıma engel bir durum değil. sadece iskan aşamasında kat maliki iskan masraflarını ödemekle yükümlü. 10-15 daha indirim talep edin.
0
posthuman
(09.12.21)
9 senedir bir evin iskanı alınmadıysa orada şüpheli bi iş olabilir. Bir eksiklikten dolayı alınamıyordur mesela, o zaman o eksikliği gidermeden iskan alamazsınız, bu sefer de dert oluyor her halükarda. Bedeli sırf iskan alma bedeli olarak düşünme, mesela tadilat gerektiren, revize gerektiren bir işse bir ton masraf çıkabilir.
0
roket adam
(09.12.21)
uzak durun sıkıntılı olabilir
0
photo85
(09.12.21)
(3)

Suç olmayan yerde suçlu nasıl olunur

her seye maydanoz
Eski eşim ya da 3 buçuk senedir boşanamadığım kadın hakkımda bilişim suçu işlediğime dair dava açtı. Ve ikinci celsede hapis ve para cezasına çarptırıldım. Mahkeme daha ortada suçun oluşup oluşmamasına dahi bakmamışken nasıl bir insanı hapis cezasıyla cezalandırabilir. Bir açıklama bulamadım. Okumak
Eski eşim ya da 3 buçuk senedir boşanamadığım kadın hakkımda bilişim suçu işlediğime dair dava açtı. Ve ikinci celsede hapis ve para cezasına çarptırıldım. Mahkeme daha ortada suçun oluşup oluşmamasına dahi bakmamışken nasıl bir insanı hapis cezasıyla cezalandırabilir. Bir açıklama bulamadım. Okumak isteyene olayı aşağıda anlatıyorum.

Şiddetli bir tartışma sonrası evi terk eden eşim o günün gecesi kendisine hediye olarak aldığım telefonu bir vaşkasıyla açık vaziyette bana geri göndermişti. O günden sonra telefon bir süre açık kaldı. Bir kaç ay sonra da boşanma davası açtı. Telefondaki sosyal medya hesaplarını nişanlılık döneminde açmış ve profil fotoğrafını yüklemişti. Bense herhangi bir değişikliklik yükleme ya da hesaba girip bakma gibi bir durum olmadı telefonun bende kaldığı dönemde.

Gerçekten iftiralarla dolu bir mahkeme sonrası hakim bütün istediklerini kadının lehine verdi. Kadın olduğu için belkide korudular sözde. Ben istinafa gittim süreç devam ediyor.

Neyse aradan 3 sene gibi bir süre geçti. Yeni bir dava açıldı. Kadının sosyal medya hesaplarının şifrelerini değiştirip profil fotoğrafı koyduğuma dair suçlamalar yöneltildi. Ben avukat tutmadım. Bir çok avukat da bunun saçma bir suçlama olduğunu söylemişti. Ancak giridiğim ilk celsede 2 yıl 1 ay hapis cesazına çarptırıldım. Gerekçe bulunulan durumdan dolayı yapabileceğim kanaatinde bulundu hakim. Böyle bir saçma karara nasıl varılıyor. Ortada çalınan bir eşya olmadan hırsız belirlemek ya da ölü yokken ortada katil olduğuna hükmedilmek gibi bir şey.

Sosyal medya davaları tamamen hakimin vicdanına kalıyor sanırım. Birisi şifresini unutsa ve geçerli bir bahane uydursa birilerini suçlu ilan edebilir demek oluyor bu. Bu işin içinden nasıl çıkacağım bilmiyorum. Hiç işlenmemiş bir şuçtan mahkum olmak en kötü durumlerdan biri. Aramızda yetkin bir avukat veya hakim veya savcı kim varsa fikirlerinize ihtiyacım var.
0
her seye maydanoz
(08.12.21)
Öncelikle geçmiş olsun. Bence senin senaryonun kilit cümlesi "ben avukat tutmadım" kısmı olmuş. Zamanında mahkemeye mecburen işi düşen biri olarak avukatsız davaya girmek demek 10-0 geride başlıyorsun demek oluyor diyebilirim. Çünkü yasalarda senin benim bilemeyeceğim açıkları onlar biliyorlar. Savunma için avukat tutmaman ciddi bir zaaf olmuş senin için.

Şu an ne yapardım --> avukat tutardım abi. Vicdanla falan alakası yok bu konunun, hukuki zemin ve prosedürler vicdandan ve şahsi dünyandan çok farklı. Adam iki lafıyla seni beni alt eder, kesinlikle avukat tutman gerekiyordu. Acilen hukuki danışmanlık al ki başına daha kötü olaylar gelmesin.
0
roket adam
(08.12.21)
@roket adam +1

ne yazık ki bir dava sürecinin çooook önemli bir bölümü usül üzerinden yürüyor. hakimler bazen esasa bakamıyor bile. usülüne uygun gelmemiş dilekçeler, itirazlar vs ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar göz ardı ediliyor. tabii bunun böyle olması da gerekiyor bir yerde. en nihayetinde hakimlerin bakması gereken dosya sayısı gereğinden çok daha fazla. olur olmadık her yazıyı okumaya çalışsalar hiç iş yapamazlar. bir düzen olması gerekiyor.
0
co2s2
(08.12.21)
+1 roket adam

bilişim suçlarında uzmanlaşmış bir avukat tutarsanız kendinizi masum olduğunuzu kanıtlamak adına çok yardımcı olurdu. en basitinden sosyal medya hesaplarında yapılan her hareketin bir kaydı oluşur. fotoğraf değişimi ne zaman hangi saatte hangi ip hangi işletim sistemi üzerinde olduğu kayıt alınıyor diye biliyorum. kolay gelsin :)
0
false pretension
(08.12.21)
(1)

dji drone'lar ile görüntü aktarımı nasıl

Darto
yapılıyor. yani hangi frekanstan yapıyor bu aktarımı? bildiğim kadarıyla içlerinde bir sim kart vb data hattı yok. 3 4 km uzaktan 720p görüntü aktaran modeller var, spark bile 1 küsür km uzaktan görüntü aktarıyor. bunu hangi teknolojiyle yapıyorlar? diğer marka drone'lara baktım, acayip özellikleri
yapılıyor. yani hangi frekanstan yapıyor bu aktarımı? bildiğim kadarıyla içlerinde bir sim kart vb data hattı yok. 3 4 km uzaktan 720p görüntü aktaran modeller var, spark bile 1 küsür km uzaktan görüntü aktarıyor. bunu hangi teknolojiyle yapıyorlar? diğer marka drone'lara baktım, acayip özellikleri var ama dji gibi o kadar uzaktan görüntü aktaranı yok.
0
Darto
(07.12.21)
bildiğin 2.4 ghz ve 5 ghz'lik halka açık wifi bantlarından yayın yapıyor. evdeki access point'inden farklı değil yani. sadece ocusync diye özel bir protokol kullanıyor bu sayede daha çok uzaklara gidebiliyor.
0
roket adam
(07.12.21)
(11)

Eski ilişkideki hatalarınız yüzünden cezalandırıldığınızı hiç düşündünüz mü

magni
Beni samimiyetle seven, benim de aynı şekilde onu sevdiğim eski bir kız arkadaşım vardı.Uzun bir süre ilişkimiz karşılıklı çok güzel bir çizgide gitti. İlişkimizin bitmesine yakın dönemlerinde ise şımarıklıklar yaptım, bencilce hareket ettiğim konular oldu. Allah var, o pek çok konuda alttan aldı, t
Beni samimiyetle seven, benim de aynı şekilde onu sevdiğim eski bir kız arkadaşım vardı.

Uzun bir süre ilişkimiz karşılıklı çok güzel bir çizgide gitti. İlişkimizin bitmesine yakın dönemlerinde ise şımarıklıklar yaptım, bencilce hareket ettiğim konular oldu. Allah var, o pek çok konuda alttan aldı, toparlayıcı olmaya çalıştı. O zamanlar yanlış yaptığımı göremiyordum tabii, ona kızıyordum. Ama aradan zaman geçip de kendi fotoğrafına baktığında, net bir yüzleşme yaşıyorsun.

O kızdan sonra hayatımda pek çok denemem oldu. Onun ardından, hep en ufak bir sıkıntı baş gösterdiğinde çizgisini çeken, istediği olmayınca anında uzaklaşma yolunu tercih eden insanlara denk geldim. "Eski kız arkadaşım melekmiş meğer" düşüncesi defalarca aklımdan geçti bu süreçte.

Sanki geçmişte ona yaptığım hatalar yüzünden hayat beni cezalandırıyor gibi hissetmeye başladım, hiç böyle bir kafaya girdiğiniz oldu mu sizin de? "Ben onun değerini bilemedim ve hayat artık karşıma bu tür insanları çıkararak bedel ödetiyor" falan gibi bir şey yani?
0
magni
(07.12.21)
adına karma diyoruz
sonsuza kadar sürmez
0
bir soru sorcam
(07.12.21)
Yok öyle bir şey. Tamamen algıda seçicilik. Hiç kimse mükemmel değildir, bence vicdan azabı çekmene gerek yok. Bu ilk zorlukta uzama olayı genelde yaşla alakalı bir şey, kafana takma.
0
roket adam
(07.12.21)
Hayır hiç olmadı. Eski sevgiliye şımarıklık yapmış olmak hayatının devamında bedel ödemeni gerektirecek kadar evil bir şey değil. Bu rasyonel bir şey de değil zaten. Pişmanlık belki seni o yönde düşünmeye itiyor. Psikolojide vardır mutlaka karşılığı.
0
IncredibleMau
(07.12.21)
benzerini yaşattım yaşadım. çok uzun süre bu yüzden lanetlendiğimi düşündüm ama bence yeterince burnum sürttü.
0
lcha
(07.12.21)
sanki var gibi böyle bir şey. algıda seçicilik olduğu büyük ihtimal de, böyle bir şeyin olması ihtimali hayatı daha anlamlı kılmıyor mu?

tam tersini düşün. sürüm sürüm sürünsün istemez misin :)
0
gabe h coud
(07.12.21)
Böyle şeyler daha ziyade yeni tanıştığınız insanları eski sevgilinizle kıyaslamanızdan kaynaklanıyor. Eğer kendinizin de hatalı olduğuna inanmışsanız bu da tuzu biberi oluyor.

Kendinizde gördüğünüz hataları yapmamaya çalışın, yeni tanıştığınız insanları da eski sevgilinizle kıyaslamayın. Her soruna herkes aynı şekilde yaklaşmaz. Siz eski sevgilinize ayarlı bir sorun çözme dürtüsüne sahip olabilirsiniz. Bu başka biriyle bu sorunları çözemeyeceğiniz anlamına gelmiyor, sadece başka yolları denemelisiniz.
0
akhenaten
(07.12.21)
Düşünmedim.
0
j r r tolkien hayrani
(07.12.21)
Hayır. Kader/karma/ilahi adalet inanmam.
0
jazzabel
(07.12.21)
Varsa karmanın bile bir ekonomisi olsa gerek. Haksızlık yaptığınız bir ilişkiye karşılık sizin haksızlığa uğradığınız bir ilişki. Bütün ilişkileriniz kötü gidecek diye düşünmemek lazım...
0
the thrill of the chase
(07.12.21)
Ben karmaya inanıyorum. Eden bulur.
0
geçerkenugradım
(08.12.21)
yanlış anlamayın eskiden ben de aynı şekilde düşünüyordum. ancak şu bir gerçek ki eski kız arkadaşınızın sizden tamamen ayrıldıktan sonra hayatınızı yönetebilmek gibi gizli güçleri olsaydı emin olun sizle hiç uğraşmazdı kendi devletini kurar kraliçe olurdu :)

muhtemelen daha farklı bir şehire/ortama girdiğiniz için arkadaş çevreniz değişmiş ve insanların ilişki anlamında daha rekabetçi olduğu bir ortama girmişsiniz.(belki istanbul bilemem tabi) bir de tabi boşluğa düşmüş gibi hissediyorsunuz beklentiniz karşılanmayınca. Bunlar doğaldır ve eski kız arkadaşınızla diğer potansiyel kız arkadaşlarınız arasında korrealasyon kurmanız sadece hepsinin cinsiyetinden kaynaklanıyor tek ortak noktaları bu.

Hayat devam ediyor, geçmiş eski bir tiyatro sahnesi, perdeyi aralasanız bile artık cansız. Bunları düşünmektense anın akışına bırakın kendinizi. En azından değiştirebilme şansınız var bazı şeyleri.

Ayrıca bu dünyada adalet yoktur.
0
stavroqin
(12.12.21)
(3)

Ev satışları ne alemde?

prole
Merhaba, bildiğiniz gibi hükümet, bir taraftan da inşaatçıların işine gelecek şekilde düşük faiz siyaseti izliyor. Ben de ev kredilerine bir bakayım dedim. Kamu bankaları 1.20 civarı faizden kredi verirken özeller 1.60'tan aşağı kredi vermiyor. Öyle olunca da ortalama olarak 10 yıllık vadede 500bini
Merhaba, bildiğiniz gibi hükümet, bir taraftan da inşaatçıların işine gelecek şekilde düşük faiz siyaseti izliyor. Ben de ev kredilerine bir bakayım dedim. Kamu bankaları 1.20 civarı faizden kredi verirken özeller 1.60'tan aşağı kredi vermiyor. Öyle olunca da ortalama olarak 10 yıllık vadede 500binin geri ödemesi 1 milyon lira civarı. "Enflasyon bu şekilde devam ederse 10 senede bu para zaten kuş olur" rahatlığıyla hareket edip kredi çekilebilir ama gerçekte ise maaşlara gerçek enflasyon zammı verilmediği için sürekli kenara ayrılan para azalıyor. Öyle olunca da reelde düşmesi gereken aylık kredi taksidi bir anlamda zamanla ödemesi zor bir meblağ haline geliyor. Böyle bir çelişki varken ev satışları şu anda nasıl?
0
prole
(07.12.21)
Benim düşüncem; insanlarda artık ne alırsam kardır şimdi alamazsam yarın alamam kafası hakim.
O yüzden araba olsun ev olsun ne olursa olsun borca girip almaya çalışıyorlar. Haksız da değiller evlerin fiyatı her ay üstüne koya koya artıyor.
Evet insanların maaşı enflasyon kadar artmıyor ama şu an kendini zorlayıp alabilecek durumu olan almak istiyor. Çünkü ev fiyatları enflasyondan da çok artıyor.

Bizim mahallede (Bostancı) evler kapış kapış gidiyor resmen bir yandan da kentsel dönüşüme giren evler görüyorum. Şu anki ekonomide bile işler bu durumda. Tabi İstanbul'un konut sıkıntısını da düşünmek lazım. Nüfus çok fazla ve devamlı bir konut ihtiyacı var.
0
nuevo
(07.12.21)
ben de ist anadolu yakasında oturuyorum ve durum şu: eksisozluk.com

geçenlerde kuzene ev baktık, gerçek manada ev bulamıyoruz.
0
roket adam
(07.12.21)
Şu sıralar çok hızlandı. Sanırım yurt dışı kaynaklı. 80.000 avroyu toplayan burada ev alıyorç
0
nedendir bilinmez
(07.12.21)
(4)

iphone 11 vs iphone 12 mini

taipan
ahali merhabalar. 6 yıldır 6s kullanıyordum değiştireyim dedim. dünden beri bakınıyorum bu 2 telefon arasında kaldım. ikisi de 128 gb. alacağım yerde fiyatları da aynı.mini'nin ekranı 6 s'ten büyük ama 11'in ikisinden de büyük. 12 mini daha yeni bir teknoloji. karşılaştırma sitelerine baktım 12 mini
ahali merhabalar. 6 yıldır 6s kullanıyordum değiştireyim dedim. dünden beri bakınıyorum bu 2 telefon arasında kaldım. ikisi de 128 gb. alacağım yerde fiyatları da aynı.mini'nin ekranı 6 s'ten büyük ama 11'in ikisinden de büyük. 12 mini daha yeni bir teknoloji. karşılaştırma sitelerine baktım 12 mini daha yüksek puan almış. sizin fikriniz nedir?
0
taipan
(06.12.21)
11
daha büyük ekran
-daha ağır
-taşıması daha zor
+daha iyi batarya
-lcd ekran

12 mini
küçük ekran
+kompakt, taşınabilir
+hafif
-daha kötü batarya (11e göre)
+oled ekran

küçük ekran seviyorsan 12 mini derim.
0
jelly bear
(06.12.21)
Aslında iki alakasız telefon. 11 çok büyük. 12 mini de çok küçük. Aslında en iyisi ikisinin arası 12 Pro. Ama o da aşırı pahalı. Büyük ekran olsun diyorsan 11 al. Küçük ekran da olur dersen 12 mini çok iyi. Ben 12 mini kullanıyorum. Çünkü büyük ekranlı telefonları beğenmiyorum.
0
himmet dayi
(06.12.21)
11 bireysel 12 şirket telefonum. Performans olarak büyük bir fark görmüyorum bu sebeple büyük ekran tercih eder 11 alırım ben olsam.

İkisi aynı telefon değil elbette ama bana fark hissettirmiyor manasında tabii bu söylemem.
0
cilekli pasta
(06.12.21)
11'in ekranı biraz eski kalıyor yan yana koyunca. ben 12 kullanıyorum, en temizi 64 gb 12 almak. muhtemelen aynı fiyattır. mini'ye hiç ısınamadım aşırı ufak geldi.
0
roket adam
(06.12.21)
(18)

Elektrikli araç sorusu

logisticsmanager
Şimdi her yerde ev pohpohlamasi var. Ev alin ev alin, benzin fiyatlari ucacak diye. Bizim arac sarj cihazlarinin direktörü de toplantida sonraki arabaniz ev olsun goygoyu yapiyor da İsviçre'de yaşıyor yer gok sarj istasyonu, zaten direktör. Onun demesi normal. Iyi guzel de bu sarj isini ne yapacagiz
Şimdi her yerde ev pohpohlamasi var. Ev alin ev alin, benzin fiyatlari ucacak diye. Bizim arac sarj cihazlarinin direktörü de toplantida sonraki arabaniz ev olsun goygoyu yapiyor da İsviçre'de yaşıyor yer gok sarj istasyonu, zaten direktör. Onun demesi normal.

Iyi guzel de bu sarj isini ne yapacagiz.
Evde sarj desen apartmanda zor çünkü komple yatirim lazim ya da apartmanin direkt buna uyumlu sekilde yapilmasi lazim ama eminim o apartman fiyatlari da temiz 50 bin euro ekstradir. Kendi bütcemde ev sarj yerine sahip ev bulmam gelecek 5 yilda imkansiz gibi.

Buna ek olarak hosuma giden arabanin elektrik versiyonunun +15-20 bin euro olmasi var. (Su açıklama misal;
www.greencarreports.com)


Eh arac sarj sistemi de 5 dk değil yani e napicaz sürekli sarj peşinde mi kosacagiz?

Bugün herkes ev alsa Türkiye'yi geçtim Avrupa'daki altyapi bile yetmez.

O zaman gelecek 1-2 senede araba alacak birinin evinde sarj cihazi yoksa ice almasi ya da en kötü hibrit almasi daha mantikli diyebilir miyiz?
0
logisticsmanager
(06.12.21)
Elektrik konusundaki amaç nedir? Küresel ısınma falansa onu geçin. Sorunun çözümüne katkınız çok çok az olacak. Hibrit daha mantıklı olur.
0
dissendium
(06.12.21)
istanbulda bir sitede oturuyorum, bizde irili ufaklı birkaç tane elektrikli araç istasyonu var. ev sahipleri kapalı otoparka kendisi hat çektirip kendileri taktırmışlar, o şekilde kullanıyorlar. keza ofiste ve sık sık gittiğim avm'de de elektrikli araç sistemi mevcut. eğer şehir dışına çıkmıyorsan istanbul gibi bi şehirde bile mantıklı olmaya başladı yani, zira gündüz gezip akşam geri şarja takıyorsun sonuçta hızlı ya da yavaş çok fark etmiyor.

ama genel olarak herkes için henüz uygun değil çünkü özellikle şehir dışına çıkacaksan biraz zorluk oluyor gerçekten. bence hala biraz daha yolu var bu işin, ben de alacak olsam 2. araç olarak alırdım.
0
roket adam
(06.12.21)
Türkiye şartlarında alınabilmesi için ülke olarak elektrik dağıtımına yatırım yapılması lazım.

Ev tipi elektrik ile evdeki otoparka bir şarj modülü yerleştirip aracını şarj edebilirsin. Ama tüm gece sürer. Ayrıca evine alıp koyacağın şarj modülü de ucuz değil. O yatırımı da otoparka yapman lazım araba aldığında. Zaten apartmanında kapalı otopark yoksa ya da sabit park yerin yoksa ev tipi şarj modülü alman da işe yaramaz.

Ayrıca şehirler arası seyahat edebilmek için hızlı şarj modülü bulman, yolda mola verip şarj etmen lazım. Bazı Benzinliklerde birer tane var. Bunların sayılarını arttıramıyorlar çünkü benzinliğe gelen elektrik altyapısı 1,2 tane hızlı şarj modülünden fazlasını kaldırmaz. Aracı 1 saatte şarj edebilmen için ülke olarak altyapının ona göre değiştirilmesi lazım falan.

Bu nedenlerle türkiyede elektrikli araç alıp kullanmanın 10 senesi var.

Temiz elnerji kullanan ülkeler iklim endişesi ile kümül değişikliklere ve yatırımlara gidebiliyor. Ama bizde öyle bi durum görmüyorum ben.
0
zimbirik
(06.12.21)
çevreye zararım dokunmasın diye alacaksanız; elektrikli araçlar o kadar da çevreci olmayabilir.

biraz araştırırsanız, üretiminden ekonomik ömrünü tamamlayıp hurdaya çıkana dek geçen süreçte bir tesla aracın toplam karbon salınımı, mitsubishi benzinli küçük araçtan daha fazla olduğunu göreceksiniz. hele bir de az kilometre yapıyorsanız daha da fena durumlar.

eğer aracınız varsa, herhangi bir yeni araç almayıp mevcut aracınızı kullanmaya devam etmeniz çok daha çevreci bir tutum olabilir.

sorunuza gelecek olursak; evet, türkiye için mild-hybrid araç kullanmak çok daha mantıklı olacaktır. eğer ikametinizde sabit park alanınız varsa plug-in hybrid düşünebilirsiniz. oraya şarj ünitesi kurup, geceleri şarj edersiniz.
0
kaptankedi
(06.12.21)
@zimbirik; direkt bu sektörde çalışıyorum. Tek sattigimiz bu değil ama elektrik dagitimindan stoklamasina arac sarj cihazina hepsi bizde var. Bir projede bir apartmanın bu sistem ile yapılması 250 bin euro falan demislerdi çünkü komple degismesi lazim. Bir de dediginiz gibi 20 tane sarj cihazi da koysan gelen elektrik sinirli olacağı için ya hepsine cok az elektrik gidecek ya da belli kismi çalışacak vs. Ki ben Fransa'nın 600-700 bin kişilik sehirlerinden birindeyim ve cok seyrek goruyorum sarj noktasi. Ikeada var ama tesla supercharger.

@roket adam; eminim paris'te de rahattir ama işte büyük sehirde olmayan kisi icin zor. Cok ciddi yatirim lazim ki daha araclarin cok pahali olmasi da var.

Anladığım kendi apartmaninda bu sistem olmayan ve ülke altyapisi da buna net sahip olmayan birinin gidip 15-20 bin euro ekstra vermesi anlamsiz.
Ben en kötü hybrid devam.
0
🌸logisticsmanager
(06.12.21)
Evet zaten AC ile kedi osuruğu kadar şarj oluyor. Yani aracın 400km menzili olsa dahi 3 gün üst üste 100km yol yapmak zorunda kalırsan, 4. Gün yolda kalmanız olası. O yüzden DC şart ama DC şarj da ucuz değil. Bence de hibrit araçlar olmasa bile plug-in hibrit araçlar popüler olacak.
0
malheiros
(06.12.21)
Yanda 1 tane benzinli aracin yoksa elektrik arac sacmalik.

Gezdin gezdin eve geldin gece aniden arac lazim oldu ne yapacaksin.

Telefonu her yerde 30dk icinde sarj edebildigin halde, senede 1-2 kere powerbank tasiman gerekiyor cunku ters bir anda sarjin %10 kalmis olabiliyor.
0
divit
(06.12.21)
elektrikli araçların yaygınlaşması konusundaki en büyük darboğaz bu zaten.

şu an istanbuldaki araçların %10'u elektrikli olsa ve genel olarak bu araçların çoğu akşam 8 sabah 7 arası şarj edilse. şehrin elektrik şebekesi çöküyor. bu araçların yaklaşık batarya kapasitesi 50-60kw - kayıpları vs eklersek daha da artıyor.

bu araçları 4 saat (bu bile yavaş) içinde şarj etmeye kalkınca bir aracın şebekeye olan yükü 20kw ve üzeri

şehiriçi elektrik sistemleri bir ev için yaklaşık 10-12kw (bunu da sürekli çekemeyeceği için) toplamda 10 daire için 100-120kw değil. 30-40kw toplam güce göre hesaplanıyor.

şu anda eşantiyon olarak 300 dairelik sitede 3 araç şarj etmek, koca avm içinde 5 tane şarj istasyonu kurmak kolay. gün gelip o siteye 50 araçlık istasyon, o avmye 100 araçlık istasyon kurmak gerekince işler karışacak.

sadece altyapı sorunu da değil bu, zaten elektrik talebi her gün artıyor bu defa hiç yetmemeye başlayacak.
0
orpheus
(06.12.21)
@orpheus; zaten sıkıntı da orada. Biz su an bu yatirimi yaptik (apartmanlari vs böyle dönüşüm yapıp baştan aşağı yenileyip ev sürecine hatta enerji depolamaya hazırlamak) ama pahali haliyle herkes alamaz.

Mantıken kendi evinde/apartmaninda aksam takamayacak biri için pek anlami kalmıyor.

Belli ki hybrid şimdilik devam. Zaten kafamda hep bir adet benzinli araba hep bulundurmak vardi gerekirse ikinci araba elektrik yapilir.
0
🌸logisticsmanager
(06.12.21)
benim bildiğim örneğin bmw elektrik araçlar için şarj istasyonunu beraberinde veriyor. montajını kendileri mi yapıyor bilmiyorum ama. herkesin park yeri belliyse sadece montaja para veriyorsunuz. cihazın kendisi 1000 dolardan satılıyor şu an. bmw'den ekip gelip keşif yapıp bağlıyormuş.
0
false pretension
(06.12.21)
Şehir içinde çok uzak olmayan mesafelerde küçük işleri görmek, ya da her gün işe gidip geliniyorsa Honda E gibi araçlar mantıklı olabilir bu arada.

honda.com.tr ya da hatta Citroen Ami? :)
0
kaptankedi
(06.12.21)
10 kişilik bir aparmanda 5 kişi 5kw ile şarj olan araçları akşam yemekten önce eve gelip prize taksa apartman'ın tüketimide düşünüldüğünde apartman şalterlerini kaldıramazlar kavga çıkar.

Herkesin elektrik araç kullanabilmesi için şehir içindeki tüm elektrik altyapısının min 2 kat daha fazla güce göre yeniden hazırlanması gerek ki batarya teknolojisinin gelişmesine paralel olarak anlık çekilen elektriğin bir kaç kat artabileceği için alt yapının çok daha fazla güce göre tekrar kurulması gerek
Bunun içinde 20 milyon hanenin ve dağıtım sisteminin en baştan projelendirilmesi, yapılması tabi en başta bu elektriği sağlayabilecek tesislerin inşa edilmesi gerek.

Elektrik araç iyidir hoştur ama ülke olarak milyonlarca elektrik araç kullanacağım dersen çok çok çok ciddi paralar harcaman gerek. Gelişmiş ülkeler bu dönüşümü daha hızlı tamamlayabilir ama bizim gibi gelişmemiş ülkeler için kısa sürede harcanabilecek paralar değil.
0
srjkvon
(06.12.21)
Her gün işe gidip gelmek, çoluğu çocuğu okula bırakmak için kullanılacaksa bence hybrid tercih edilebilir ama fiyatlar uçmuş.

Yaşadığım yerde orta donanımlı hybrid Yaris olmuş 24k, Jazz 26k, Corolla 30k. Bu fiyata birkaç opsiyon, kış lastiği, koruma filmi cart curt ücreti dahil değil.

30k'ya Corolla mı olur lan deyip üzerine 5-6k daha ekleyip MX-5 almaya karar verdim. Zaten tek yaşıyorum ve evden çalışıyorum. Benim gibi biri için yeterince pratik.
0
yürümeyin
(06.12.21)
@yurumeyin; tedarik zincirinde olan sikintilar her şeyi pahalalastirdi. Biz misal yüzde 15-20 arasi zam yaptık bütün ürün gruplarina.

Zaten şimdi ihtiyacim yok ama bir iki seneye çocuk dedik, köpek var. Haliyle arabayı büyütmem lazım. O sirada da hangi teknoloji sorusu ortaya çıktı.

Su an çoğu araba fiyatlari saçmalık. 2022 sonu öncesi pek düzelme beklemiyorum.
0
🌸logisticsmanager
(06.12.21)
@logisticsmanager Finlandiya'da fiyatları arttıran emisyon vergisi. En azından üreticilerin web sitelerindeki fiyat listelerinde fazla bir artış yok ama bekleme listesi kabarık. İkinci el fiyatları acayip arttı ama.

Acil ihtiyacım olmadığı için ben de şimdilik beklemedeyim.
0
yürümeyin
(06.12.21)
bir de şunu da eklemek lazım, pil dediğin olay kısıtlı ömrü olan bir şey. şu an mesela şikayetvar'da bir sürü yaris hybrid pil sorunu diye şikayet var, garanti süresinden sonra aletin pili bitmiş, hibrit fonksiyonu çalışmadığı için sıkıntı yaşıyorlar. bence onu da hesaba katmak lazım, pil maliyeti arabanın yarısı çünkü.

ha mesela fiyatı daha az olsa kesinlikle sırf istanbulda kullanmalık bir citroen ami gibi bir cihaz alırdım yani ancak vereceğim max rakam 50 bin tl.
0
roket adam
(06.12.21)
@roket adam; ami burada zaten 7bin euro mu ne. Ama daha bir kere gördüm. Burada onu almanin mantığı heralde cocuklara vermek içindir. Misal benim müdür cocuklarina bu tarz bir olay almıştı ehliyet istemeyen. Bu da 14 yaş itibaren kullanıliyormus, mantıklı çocuklar toplu tasima vs kafayi takacagina.

Benim bildiğim hybrid pillerde 5 yıl garanti var. 5 yıl mi kullanmislar?
Biraz araştırdım, sorun yasayan var ama o kadar da yok gibi. Hatta ingiltere'de 10 yil garanti vermisler misal. Bu arada fiyat nasıl yarisi, baktım şimdi camry için misal 4 bin euro mu ne demişler. Yaris de 2 bin falan olsun.
0
🌸logisticsmanager
(06.12.21)
Türkiye’de sektörün içinden biri olarak durumu aktarmaya çalışayım. Elektrikli araç sahipleri ya günlük mesafeleri kısa işenir gel yapan gelir düzeyi orta sayılabilecek kişiler ya da yükse gelir düzeyinde 2 3 4. Aracını elektrikli alan kişiler. Bir de tek aracı olup elektrikli araç dünyasını içselleştirmiş ve hayatını buna göre organize esen kişiler kullanıyor elektrikli araçlar.
Şarj konusunda en ideali bir adet evde garajda, diğeri iş yerinde ve ayrıca araçta mobil şarj cihazı bulundurup bulduğun prize yapışmak.
Şarj cihazı kurulumları garajı olan sitelerden bireysel olarak kendi evinin elektrik sayacağından enerji alınarak kurulumlar var, site yönetiminin sakinlerin talebiyle ödeme sistemli olarak genel kullanım için kurdurduğu şeklinde olabiliyor. Enerjisa ve zorlu enerji gibi firmalar şarj istasyonları ve enerji dağıtımda da oldukları için sayaç abonelikleri vb tabi kolaylaştırıyor işleri.
Uzun mesafede istanbul izmir ve istanbul Ankara rahatlıkla yapılabilir ZES ve EŞARJ sayesinde. Otobanlarda hızlı şarjlar mevcut.
Yeni gelec K yasayla şarj istasyonları teşvik edilecek ve sayılar da çha da artacak.
Şarj içim gerekli elektrik enerjisi konusunda da akıllı şarj yönetimi, dağıtık enerji, yerinde yenilenebilir üretim ve tüketim, enerji depolama gibi yeniliklerle uzun bir sürece yayarak aşılabileceğini düşünüyorum.
Bataryalar konusunda şimdilik bir sıkıntı görünmüyor. Verimliliği azalan bataryaların da enerji depolamada kullanımına gidiliyor.
0
syabk
(07.12.21)
(20)

duze cikacagimiza inanmak

in vino veritas
ya cok da uzun zaman surmeyecek ve ulkede isler yoluna girecek gibi geliyor bana. tabii bunu dusundurecek hicbir sey yok bildiginiz gibi, ulkede su an hicbir sey iyiye gitmiyor gibi gorunuyor ama nedense o iyimser inanc da gitmiyor icimden. bi noktada isler duzelmeye baslayacak cunku dibin dibi arti
ya cok da uzun zaman surmeyecek ve ulkede isler yoluna girecek gibi geliyor bana. tabii bunu dusundurecek hicbir sey yok bildiginiz gibi, ulkede su an hicbir sey iyiye gitmiyor gibi gorunuyor ama nedense o iyimser inanc da gitmiyor icimden. bi noktada isler duzelmeye baslayacak cunku dibin dibi artik buralar olmali sanki?

sizde durumlar nasil? ne dusunuyor/hissediyorsunuz?

bonus soru: oldu da gercekten refah seviyesi yukselmeye baslayan bir ulkeye donustuk, su an yapamadiginiz neyi yapmayi istersiniz?
0
in vino veritas
(05.12.21)
dibin dibine coook uzagiz. dunyadaki bazi ulkeleri hayal et. turkiye tarihinde dibin dibine yakiniz evet, ama genel resimde olabilecek diplere kiyasla dipte degiliz henuz.
0
robokot
(05.12.21)
youtu.be

bu bölüm iyiydi konuyla ilgili, girişteki geyik kısmını geçip 2.50 den başlayabilirsin
0
freebird5406_2
(05.12.21)
Ben kısa vadede karamsar, uzun vadede iyimser bi insanım.

Mesela yarın, haftaya ya da önümüzdeki ay herhangi bir şeyin düzeleceğini düşünmüyorum, ve hiçbir zaman "önümüzdeki ay daha iyi olacak" demeyecek olmama rağmen, 2-3 yıl sonrası için umutluyum :)

Mantık yürütürsem de ölürse biraz toparlarız, yoksa önümüz kavga dövüş gibi görünüyor diyorum.

Valla ortam düzelirse ev alıcam. Ara sıra bakıyorum, market saçma sapan bir noktada. Babamın X dolara aldığı evi şu an 3X dolara alamıyorum, akıl mantık alır gibi değil.
0
plutongezegendegilmi
(05.12.21)
94 ve 2001 krizlerini, eski özal-ecevit-çiller vs kötü yönetimleri hatırlamayanlar için eyvah bittik korkusu normal. türkiyenin ilk defa içinden geçtiği-yaşadığı bir durum değil bu. o günlerden bu günlere gelindiğine göre. şu noktadan da ileriye gidilir.

bizim toparlanmamız zateni suniydi. bilimde, teknolojide imalatta, eğitimde dev adımlar atmadık. dünyadaki parasal rahatlamanın bir de cepten yemenin tadını çıkardık diyelim.

sistemler kendi dengelerini bulur. dolar yükselir ithalat mecburen düşer ihracat bir miktar artar. zengin gene zengin olmaya devam eder. orta halli kesim her sene telefon değiştiremez, yeni çıkan playstationu alamaz ama hayatta kalır. ülkenin %30 belki 40'ını oluşturan dar gelirli kesim zaten yaşamıyordu onlara da nefes alacakları bir asgari ücret biçilir. eski kaldıkları yerden dost yoğurt ve yurt konserve ile hayatlarına devam ederler.
0
orpheus
(05.12.21)
@robokot, evet ama kendi sartlari icinde degerlendirmek lazim diye dusunuyorum ulkeleri ve milletleri. turkiye'nin (osmanli zamanini da hesaba katarsak) turk tarihi icinde her bakimdan bu kadar fakirlestirilmis ve sayginligini yitirmis oldugu donem herhalde kurtulus savasi zamaniydi ve o cirpinis ve mucadele yepyeni cagdas bir ulkeyi dogurdu kullerinden. afrikada bir kabilenin yillarca suregelmis fakirligi ve hayat standartlariyla kiyaslanamaz sanki bizim yasadigimiz durum. yoksa dunya uzerinde tabii ki cok kotu durumda ulkeler var ama sartlar farkli. ya da bana oyle geliyor ne bileyim. ben de size soruyorum iste :)
0
🌸in vino veritas
(05.12.21)
@orpheus, benim de sanirim o umutlu olma sebebim bilinc altimda duran 94 ve 2001 krizlerinin atlatildigi ve suni de olsa toparlanma yasadigimiz donemin varligi dusuncesi. ama aslinda dediginiz gibi suni bir toparlanmaydi o krizlerin sonrasi. dunyada da dolar boldu, kullanabilenler guney kore filan oldu, kullanamayan da iste muteahhit cenneti oldu beton denizine donustu. simdi piyasadan cekilen dolarlarin sancisini yasiyoruz malum. dolayisiyla o krizlerin sonrasinda olumlu, ise yarar adimlar atilmadigi icin suni iyilesme doneminin de gectigini dusunursek daha iyiye gidemeyecegizi mi dusunmek gerekiyor yoksa yine bir sekilde atlatiriz, hep atlattik dusuncesine mi siginmak gerekiyor? ya da bu iyimserlik mi oluyor onu kestiremiyorum.
0
🌸in vino veritas
(06.12.21)
Düzeleceğiz . sürekli zarar sorun dert üzerine hayat sürmez.
0
Erva
(06.12.21)
2005 - 2014 arası mb'de üst düzey çalışmış biri geçen gün "2013'te ki kişi başı gelire ulaşmamız yaklaşık 6 sene sürer. bugün seçim olsa işinin ehli bir kadro gelse 2028'e kadar anca toparlar" demişti. var oradan hesap et.

ben burada da uzun zamanlar en umutlulardandım ama artık benim de kalmadı umudum falan
0
avatar is back
(06.12.21)
2023’ten sonra uzun bir süre döviz yükselmeyecek, TL ve döviz bazında gelirimiz artacak. Borsa bir kaç sene sürecek ralli yapacak. O zamana kadar daha zor günler bizi bekliyor.
0
gabe h coud
(06.12.21)
@in vino veritas: kabilelerden bahsetmiyorum da, gorece ortadan / yuksekten / umut vadetmekten ne kadar dusulebileceginden bahsediyordum aslinda. Aklima gelen bazi ornek ulkeler: iran, lubnan, tunus, libya, arjantin, suriye, kore savasi sonrasi kuzey kore vs. beterin beteri var, dibin dusmesi her zaman mumkun.
0
robokot
(06.12.21)
@gabe h coud Bu hangi iktisadi teoriye ya da basitçe neye dayanıyor merak ettim?

Soruya cevaben zaman göreceli, uzun vadenin ve orta vadenin tanımı da değişen şeyler. Ben gerekli yapısal adımlar atılırsa uzun vadede olumluya dönebileceğini düşünenlerdenim.
0
dreamnesiac
(06.12.21)
Dün Habertürk kanalında 3:30 dakika uzunluğunda kaliteli bi ekonomi programı izledim ve ülkede işlerin daha kötüye gideceğini anladım. İzlerseniz siz de anlarsınız. Er ya da geç gerçeklerle yüzleşmek gerek. Bunlar güzel günlerimiz.
0
dakota
(06.12.21)
Türkiye bu insan topluluğuyla buradaki hiçbir kullanıcının ömrü boyunca düze çıkamaz. İçinde bulunduğumuz durum basit bir ekonomik kriz ya da denge şaşmasından çok daha öte, türk toplumunun ilerlemek adına yaşaması gereken bir "orta çağ". Ekonomik sıkıntılar bunun sadece mevcut yansıması.

Bu ülke dolar 2 lirayken de yaşanacak bir yer değildi. Bu insanlar tarımsal üretim yükselişteyken de ülkeye beşeri bir katkı sağlamıyordu.

Tabii biraz da bakış açısıyla alakalı, nereyi düzlük nereyi bataklık dışı kabul ediyoruz? Beklenti ne? Benim bahsettiğim düzlük "muasır medeniyetler seviyesi", ama yok biz yine kendi en düz halimizi arıyoruz dersen, buna çıkılabilir ama o da dönemsel olacaktır. Her 20-25 senede 1 kendini resetliyor bu ülke, böyle bir çıkışa güvenemiyorsun da.
0
Bruce
(06.12.21)
Peki bu iyimserligin ulke ve ekonomi hakkinda olduguna ve baska bir sey hakkinda olmadigina emin miyiz?
0
dunal
(06.12.21)
twitter.com
Su olaylar bı bitsin
0
abuzer
(06.12.21)
Almanya ile aramızda 10 sene varsa, bir pakistan ile aramızda 250 yıl fark var diyebilirim. En ölü halimiz bile gerçekten kötü değil, son dönemdeki bu öldük bittik muhabbetleri yurtdışına çıkmak gerçekten zorlaştığı için çok konuşuluyor, yoksa bir abd'deki gencin de yaşadığı çok büyük problemler var, y kuşağı babasından daha fakir olan tek kuşak, bütün dünya çok büyük krizlerden geçiyor, ama her şeyi 3-5 tane fonlu influencer'dan öğrenmeye çalıştığımız için bunları görmüyoruz.. Bu 10 yıllık fark maddi olarak belki kolay kapanmaz ama yönetim, idare, kültür vs olarak kapanabilir. Nufusumuz çok, yapacak da çok iş var. Ben de bir çok arkadaşla aynı şekilde düşünüyorum ve kötümser değilim, gerçekten memleketini seven birkaç iyi adama bakıyor bir noktada kalkınmamız.

Ama genel olarak toplumsal kalkınmadan ziyade bireysel kalkınmaya daha çok önem veriyorum ben, yani kendim ve çevremdekiler olarak biz kalkınırsak çemişligezek köyündeki amca beni pek ilgilendirmiyor. Bireysel / ailesel kalkınma durumuma bakılırsa da almanya standartlarından daha iyi durumda yaşıyoruz, o yüzden birkaç konu hariç (otomobil mesela) genel olarak kafaya takacak bir durum yok. Beni bu muasır medeniyet seviyesinde yaşatacak işi gücü bulduktan sonra gerisi beni çok ilgilendirmiyor.
0
roket adam
(06.12.21)
Ben 2015 seçimleri sonrası bu ülkeden bir şey olmaz diyip ayrılmaya karar vermiştim. O günden beri daha da dibe gidiyor ama dibi görmedi.

Ha bu ülke öyle iran/afganistan olmaz ama malesef çok garip tipleri yetistirdiler son 10-15 yılda. Yani o olmasa da bu ülke ne olur bilemiyorum.

Ha ama hayatta o istediğimiz seviyeye gelecegimizi düşünmüyorum. Çünkü olay tepede değil halkta. Halkın genelinin seviyesi beni darliyor. Ki halk böyle olmasa bu halde olmazdik.

Ekonomik olarak düzelir ama genel halk seviyesi olarak benim umudum yok. 21. Yuzyilda hala otobus beklerken sira olmayi, emniyet şeridi kullanmamayi, yere çöp atmamayi vs öğretmek ile uğraşıyoruz. Daha bunları öğrenecek toplumu daha modernlestirme var ve toplumun bunu istediginden de emin değilim zaten.
0
logisticsmanager
(06.12.21)
devlet, iktidar ve millet'i ayırman lazım türkiye konusu için.

şu an aslında krizde olan iktidar ve onun yönettiği kurumlar mesela merkez bankası. bu bizi etkiliyor mu? evet ama milleti ayrı bir keseye koyarsan o da kendince savunmasını geliştiriyor.

şu an insanların zaten %60'dan fazlası parasını tl'den çekmiş durumda. iktidar tl ile iş yaptığına göre milletin varlığının sadece %40'ını kullanıyor. o sebeple iktidar krizde.

yeni bir yönetim geldiğinde insanlar tekrar tl'ye dönerse işler değişebilir ama biz almanya olur muyuz? bence çok zor. 80 yıl belki ama çok çok zor.

çünkü almanya'nın 1940'larda yaşadığı şeyleri türkiye daha yeni yaşıyor. olgunlaşma dönemine girecekde oradan büyüyecek de para kazanıcak da vs.

uzun iş.
0
bebekbebesi
(06.12.21)
Aslında türkiye'deki temel sorun imparatorluk sendromu. Biz henüz 100 yıl önce bir imparatorlukken, şu an değiliz. Tabii ki bu büyüklük sendromu toplumsal bilinçaltında bir travma. AYnısı polonyalılar'da da var mesela.


O yüzden kendimizi hala Almanya, ABD ile falan kıyaslıyoruz. Esas mutsuzluğumuzun sebebi o. Yani aylık geliri 30000 tl olan bir ailenin, kendini sabancılarla kıyaslaması gibi bir durum var ortada.

AB ya da ABD bugünlere kolay gelmedi. NEsiller boyu süren bir çalışma, sermaye birikimi, bilgi birikiminin eseri Western Block. Bugün almanya'da 2 maaşla mercedes alabiliyorsa bir alman, bu en az 3-4 nesilin eseri. Çünkü AB'nin ve ABD'nin temelinde girişimcilik kültürü var. Üretim var.

Kısa bir tarihi özete bakalım. Mesela Henry Ford, ford'u 28000 dolara kurmuş 12 oartakla. Bugünün parasıyla 800000 dolar ediyor. Yani adam başı 60bine kurulmuş ortalama. Amerika'da bir mühendisin bir senede kazanabileceği bir miktar. Yani ahım şahım bir miktar değil.

Batıda:
1. kuşak cebindeki ufak birikimle üretim tesisi kuruyor. Girişimcilik yapıyor.
2. kuşak arabaları yurt dışına satıyor. Başka ülkenin sermayesini kendi ülkesine ekliyor.
3. Kuşakta, o gelen para kredilere, hibelere dönüşüyor. Yeni işletmeler açılıyor. Daha önce kurulan ve büyüyen şirketler eğitime yatırım yapıyor.
4. Kuşak daha eğitimli, daha paralı geliyor. 2 maaşla araba alıyor.


Türkiye'de.
1. Kuşak cebindeki sermayeyi toprağa, konuta bağladı. Bu dönemde türkiye'de sermaye sahipleri genelde toprak ağalarıydı.
2. Kuşak alman'ın, amerikalının ürettiği arabayı alabilmek için tarlasını, evini sattı. Yani aslında sermayesini dışarıya vermiş oldu.
3. Kuşak elinde satacak bir şeyi kalmayınca, almanın ürettiği arabayı alabilmek için, almanın verdiği krediyi kullandı. Yani aslında bir kuşak önce kendi verdiği sermayeyi, şimdi kredi olarak alıyor.
4. Kuşak borçlu doğdu. Ne sermayesi var, ne satabilecek bir şeyi. Krediyle kredi ödüyor. Üstelik akıllanmıyor. Dedesi gibi hala üretim yerine taşa toprağa yatırım yapıyor.

Bugün hangi vatandaşa 2 milyon verseniz alacağı ilk şey ev / arsa olur. Sonra da araba! İş kurmak, üretmek çoğunun aklına bile gelmez.

Hadi risk almak istemiyor. Ya da ekonomiye güvenmiyor iş kurmuyor ama bak almanya'da kazanan adam da kazandığıyla almanya'da ya da türkiye'de bir yatırım yapayım demiyor. Gidiyor yine ev arsa kovalıyor. Yani mevzu zihniyet aslında.

Abd'de bugün de cebinde 60bin doları olan biri iş kurmayı, yeni kurulan bir işe ortak olmayı düşünebilir. Türkiye'de ise daha azdır bu sayı. Gider hemen araba alır onla:D İlla kendi iş kurmasına da gerek yok, yatırım fonlarında değerlendir başkasına sermaye olsun sen de kazan ama o da yok.

Mevcut sistemde serbest teşebbüsten bu kadar korkan bir ekonominin zaten büyümesi mucize.

Biz bazı gerçekleri kabul etmek zorundayız. Türkiye ekonomisi güçsüz bir ülke değil. Birçok kişi de yazmış yukarda, en bitik halimiz bile birçok ülkeden iyi diye. Ama ekonomisi çok güçlü bir ülke de değil. Olabilir mi? Olabilir ama çok çalışılması gerek.

Bizim son yıllarda yaşadığımız refah ve büyüme sürdürülebilir değildi zaten. Bugünlerin geleceği çok belliydi. KRedilerle, bize ait olmayan paralarla büyüdük sandık ama şiştik sadece. Ülkede bir "sıcak para" bolluğu yaşandı. Ama o para kalıcı bir yatırıma dönüşmedi. Sadece tüketildi. Haliyle para yıllar içinde kendi kaynağına geri dönünce bizim hacmimiz yine küçüldü.

Biz g20 ülkeleri içinde gelişen ülkeler sınıfındayız. Ama kendimizi gelişmiş olanlarla kıyaslıyoruz. Oysa g20 içinde bizim muadillerimiz Arjantin, Rusya, Endonezya, Hindistan, Çin, Meksika, Brezilya vb. Bu ülkelerin sorunları birbirine benzer. Kimisinin ekonomisi güçlü, sanayisi güçlü, insani yaşam endeksi zayıf. Kiminin sanayisi orta, ekonomisi güçlü, insai yaşam endeksi sıfır. Kiminin her şeyi ortalama. Biz her şeyi ortalama olan bir ülke gibiyiz bunlarla kıyaslayınca.

Tabii eğer kendimize hedef olarak Almanya, ABD, İtalya, Birleşik Krallık falan koyuyor ve o yüzden kıyaslıyorsak, aramızda öyle 10 yıl falan yok. Bu 300-400 yıllık bir hikaye.
0
anten
(06.12.21)
bi geyik var ya "make turkey eh iste again" diye bence turkiye ancak eh iste olur orta vadede. ama uzun vadede sinifin kafasi calisip haylazlik yapan ogrencisi gibi, resmen varlik icinde yokluk cekiyoruz. uzun vadede cok daha iyi hale gelebiliriz belki ama ben gorebilecegimi zannetmiyorum. turkiye bir cok konuda cok ustun ve cok potansiyelli bir ulke ama yillarca sacma sapan konulara enerjisini harcadi malesef. yani en basit ornegi ben cocukken 90'larin ilk yarisinda hatirliyorum surekli alevi-sunni konusu tartisilirdi saatlerce gunlerce aylarca. sonra baska seyler, ondan sonra yine baska seyler...

orta vadede ise boktan trendin sonunda oldugumuza adim gibi eminim, orta vadede tekrar eh iste durumuna gelecegiz hicbir suphem yok ve butun plan/programim bu yonde. tabi ki yanilabilirim.

bir de hala dipte degiliz diyen arkadaslara; icinde yasayinca insan anlamiyor, tarihi okuyunca yillarca suren seyleri sanki aksamdan sabaha olmus gibi dusunuyoruz ama icinde olunca o is oyle olmuyor malesef. biz de su anki boktan surecin icinde oldugumuz icin bize cok uzun geliyor ama tarihsel olarak olmasi gereken sureleri yasiyoruz; o yuzden olaylara cok daha genis cerceveden bakmak lazim diye dusunuyorum.
0
bay b
(06.12.21)
(13)

Batik biri ne yapmali?

goklerdengelenkarar
Konu gercekten bir arkadas. 4 bin civari maasi var. Kisisel gideri (eglence, gezme, viyim vb) sifir. Ailesiyle yasiyor. Anne baba kardes. Aile cahil bir aile. Elektrik, su faturasi odemeyip icralik olan tiplerden. Arkadasim bunlari kurtarmak icin once ufak ufak basladi sonra birc sarmalina girdi. Ai
Konu gercekten bir arkadas. 4 bin civari maasi var. Kisisel gideri (eglence, gezme, viyim vb) sifir. Ailesiyle yasiyor. Anne baba kardes. Aile cahil bir aile.

Elektrik, su faturasi odemeyip icralik olan tiplerden. Arkadasim bunlari kurtarmak icin once ufak ufak basladi sonra birc sarmalina girdi. Aile batirdi cocugu. Icki, sigara, kumar, eglencd vb yuzunden borçlanma durumu hic olmadı.

Su an onlara destegi sifir. Ama batik durumda. Oyle boyle degil. Benim de durumum parlak sayilmaz. Zaten esinin dostunun ufak destegi ile kurtulacak gibi degil.

Borcu borcla kapama çabasından borcu 200 bini gordu ya da geçti.

Alteenatif gelir olusturacak, ticarete atilacak bir secenegi yok. Ozel bir egitim kurumunda ogretmen.

Yani su an durum ya piyango cikacak, ya miras kalacak ya da bir hayursevertum borcunu kapatacak da kurtulsun. E bunlar da olmayacagina gore.

Nasil cikaririz bu adami batakliktan? Haketmiyor yasadiklarini. Intihar esiginde resmen.
0
goklerdengelenkarar
(05.12.21)
fatura ödemekiçin 200 bin borç mu yaptı? arkadaşın seni kekliyor olmasın?
0
ayseee
(05.12.21)
ek iş yapacak sisteme ek para enjekte edecek
hayal kurmayı acilen bırakacak
miras, hayırsever gibi.
gerçekle yüzleşmedikçe, çözüme gidemez.

bu saatten sonra 1 lira bile bu batık sisteme harcamayacak.
200bin nasıl borç yaptı, karşılığında ne aldı? onu anlamak lazım.

bu kadar hesapsız nasıl oluyor insanlar şaşırıyorum
0
Corc
(05.12.21)
elektrik de su da 3-5 ay ödenmeyince kapanıyor. max 1000'er lira elektrikleri her ay ödemese max 200 suları ödemese zaten 4-5bin lira borç anca yapar.

başka bir şey vardır. muhtemelen kriptodan batmıştır ya da başka bişey. 200 imkansız.

ya eksik anlatıyorsunuz ya da kandırılmışsınız
0
avatar is back
(05.12.21)
tüm borcunu kredi kartlarına yığsın (arkadaş, tefeci vs borçları olmasın) sonra da yapılandırma talebinde bulunsun. maaşının en fazla %25'ini haczedebilirler. o da bir seçenek. iflas etmesi lazım normalde.

www.youtube.com
0
gabe h coud
(05.12.21)
Valla @ayse nin dedigi gibi elektrik, su faturasi gibi seylerle 200 bin borc batagina dusmek de pek mantikli degil. Isin icinde bence baska bir seyler var. Yine de su durumda ilk adim kangren olan parcayi kesmek. Yani madem ailesi onu borc batagina suruklemis o yuzden ailesiyle iletisimi koparacak. Aile ile iletisimi koparmayip, onlarla yasadigi muddetce durum iyilesmez.

Sonra da borclari krediyle vs kapatmaya calisacak. Yani zor bir surec ancak yapacak bir sey yok. Tabii aileyi borcu ustune almasi icin de zorlayabilir. Yani o borc nereden cikti, aile neden odemiyor, baska kim var odeyecek, niye arkadasin direkt o borclari yuklendi vs vs. Bu tip sorularin cevaplarini bilmek de onemli.
0
j r r tolkien hayrani
(05.12.21)
Yok arkadaslar tum surecine sahidim. Elektrik su isin en basit ornekleri. Ailesi araba aldi kredi cektirdi odemedi, kasko sigorta odemedi kaza yapip perte cikardilar. Bunu duzeltmek icin kredi cekti. Yagina suyuna bakmayip motor yediler. Yaptirup arabayi duzeltip satmak icin kredi cekti arabayi babasinin baska borclarina kurban ettiler.

Ne bileyim bunun gibi bir suru seyden icralar sunlar bunlar. Her seyi cozmek tek yere borcu naglamak icin bir kredi daha. Sonra issiz kaldj odeyemedj. Odemek icin el borcu. Onu odemek icin kredi. Su bu derken nasil acilsigini biz de anlayamadik.

Evet ailesini hatalariyla basbasa birakmaliydi. Yapamadi. Insan o sarmal surecini icindeyken anlamiyor. Anlasa devam etmezdi.

Durum cok enteresan ama boyle. Ben ozetledigim icin (mobilde cok yazmasini beceremiyorum) mantiksiz geliyor ama bir senede ipin ucu kacti. Fark etmesi 3-4 sene gecti. Simdi icinden daha da cikilmaz halde.

Ben surec icinde uyarsam da ailesinin pisligini temizleyip kendi isine gucu e odaklanma gudusuyle devam etti hep bu surece.

Simdi istese de yapamiyor. Ne kredi cikiyor ne bor sey zaten. Arrik istese de borclanamuyor. Ama temizlenemiyor da.

Mantiksiz mi evet. Ama cocuk masum mu evet. Aptallik mi etti. Kocaman evet. Ama iyi niyetle ciktigi yolda fark etmeden batti.
0
🌸goklerdengelenkarar
(05.12.21)
Evleri kendilerininse evi satsınlar. 200 bin lira öyle azar azar bitmez. Bitse de 10 yıl sürer.
0
dissendium
(05.12.21)
Yok evleri de kira zaten. Kira da odemiyordu babasi. Odedik diyorlardi. 4-5 ay hatta 1 seneye yakin birikiyormus. Ev sahibi yurtdisinda, umursamuyor grcikmeyi. Birikince bizimkini aruyor. O da borc harc bulyp odeyip o borcu ödemeye calisiyor. O borcu oderken krediler aksiyor. Kredi aksayinca tekrar borc aruyorvs.

Ya sacmaliyor cocuk ama icinde olmadikca anlasilamayacak seyler bunlar.
0
🌸goklerdengelenkarar
(05.12.21)
mevzu karışık anlamadım resmen,

adama ailesi araba alıyor kendide kredi çekiyor ödemiyor
aracın giderlerini de ödemiyor
elektrik su vs giderlerini de ödemiyor
araç ile kaza yapıyor masraflara kredi çekiyor ödemiyor
aracı tamir ettirip sonra perte çıkartıyor ödemiyor
perte çıkan araçda pederin borçlarına sayılıyor zaten başta destek atmıştı ona sayıyorlar.

genel olarak arkadaşın ödemiyor yani ödemesi gereken giderleri diye anlıyorum.

yani ödemediği parayı bir yerde harcaması lazım ki öyle olur bu arkadaş bu ödemediği paraları nerelerde harcadı onu biliyor musun?

ben valla onu sorarım yani çünkü hepimiz belli bir borç-kazanç döngüsü içerisindeyiz bu borçlar öyle havadan gelmez.
0
bebekbebesi
(05.12.21)
Yuzeye cikmak icin once bataklikla iliskisini kesecek. Sonra da aslinda bana salabilir gibi geliyor. Neden olmasin?
0
dunal
(05.12.21)
ne yapacak konkordato ilan edecek. piyango-hayırsever bir yerde büyük para gelecek bunlar boş işler. borcun kime olduğu önemli. bankalar, devlet gibi resmi kurumlarsa ödemeyecek. maaşının %25'ine haciz gelecek kalanı ile yaşamaya devam edecek.

borç kişilere, tefeciye falansa durum karışık o zaman topuğuna sıkarlar. gerçi tefeci teminat almadan kimseye borç vermez. bence arkadaşının sana anlatmadığı detaylar var.

kredi çekti araç aldı, kazada pert oldu diyorsun. banka kaskosuz kredi vermez. aracın borcu devam ettiği sürece de zorunlu kasko devam eder.
0
orpheus
(06.12.21)
orpheus'a ve diğer arkadaşlara katılıyorum. bu kadar saflık olmaz bence de, farklı bir şeyler olduğu kesin.
0
roket adam
(06.12.21)
arkadaşın borc arsızı olmus. bu olaylardan uzak tut kendini. hayat baskalarinin hatalarıni dert etmek icin çok kısa.
0
buenosdias
(06.12.21)
(8)

Ekonomiyle, piyasayla, ticaretle ilgili bir soru?

Trafalgar
Ben diyelim BİM in sahibiyim ve iki hafta önce 10000 adet selpak 32li tuvalet kağıdı aldım. bunları 10 tl karla 47 liraya satmaya başladım. bugüne kadar, yani iki haftada, 8000 adetini sattım ve bugün ürünün fiyatı piyasada 87 liraya çıktı. ben de kalan ürünleri(2000 adet) 47 liradan değil de 87 lir
Ben diyelim BİM in sahibiyim ve iki hafta önce 10000 adet selpak 32li tuvalet kağıdı aldım. bunları 10 tl karla 47 liraya satmaya başladım. bugüne kadar, yani iki haftada, 8000 adetini sattım ve bugün ürünün fiyatı piyasada 87 liraya çıktı. ben de kalan ürünleri(2000 adet) 47 liradan değil de 87 liradan sattım.
derdim stokçuluk değil ve olan ürünü satıldığı kadarıyla raflara diziyorum.

bu normal bir durum mu? muhasebede kaydı nasıl oluyor? ve kalan 2000 ürünü 47 liradan satsam ne olurdu?
0
Trafalgar
(04.12.21)
Normal değil tabii ki. Haksız fiyat. 100 bin liraya kadar cezası varmış.
0
dissendium
(04.12.21)
Normal tabiiki 87 liralık ürünü 47 liraya satarsan ürün bittikten sonra yerine koyamazsın.
0
primetime
(04.12.21)
Normal. Piyasa fiyatını bu örnekte sen belirlemiyorsun çünkü. Canın istedi ve birden bire 87 yapmıyorsun; kendin demişsin “piyasa fiyatı 87 liraya çıktı” öyle bişey olduysa (şu an yaşandığı gibi) muhtemelen başka kalemlere de zam gelmiştir. Ödediğin elektrik, nakliye, taşıma, hizmet vs. Ayrıca sen al sat yapıp bitirmiyorsun, ticaret yapıyorsun ve süreklilik lazım. Yeni ürünü hangi karla alacaksın? Zamlanan diğer kalemleri nasıl karşılayacaksın? Duruma göre zararda bile olabilirsin.
Örnek verdiğin ürünün srok hızına bağlı olarak artışları başka ürünlere pay etme ihtimalin olabilir.
0
rewlack
(05.12.21)
normalden "kasit etik mi?" ise cevabi bilemem, ama ticari perspektiften baktiginizda normal bir durum. primetime'a katilmakla birlikte, ticarette unutulmamasi gereken sudur: elinizdeki para artiyor ancak sattiginiz malin adedi azaliyorsa, sermayeniz eriyor, zarar ediyorsunuz demektir.

ticarette ideal olan 10 lira yatirim yapip 5 adet aldiginiz urunu sattiktan sonra yerine 5 adet'ten daha fazla urun koyabilmektir. eger satis sonrasi elinizde 15 lira var ama yerine <=5 adet urun koyuyorsaniz fiyat artirmaniz lazim.
0
soppy cunt
(05.12.21)
Gayet normal, herhangi bir sıkıntı yok bu noktada. Zaten enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde esnaf böyle para kazanır. Stok maliyetine katlanıp riske giren adamın daha çok kazanması lazım zaten.
0
roket adam
(06.12.21)
Bir satıcı için esas olan rafındaki malın sayısıdır, kaça alıp kaça sattığı değil.

Paramla 10 adet ürün aldım üreticiden/toptancıdan, hepsini satıp da 11 ya da daha fazla aynı üründen alamıyorsam zarar etmişimdir.

Senin normal zamanda 10.000 adet ürünün vardı, sermayen 370.000 Lira.

8000 adetini 47 liraya sattın, eldeki paran 376.000 lira, kalan 2000 adetini 87 liraya sattın 174.000 lira da buradan geldi, toplam eldeki paran 550.000 sermayen oldu.

Tekrar ürün almaya gittin, ürünün yeni alış fiyatı 72 lira, senin 10 lira kar zamla 15 oldu diyelim.

550.000/72 = 7639

Zamdan önce 10.000 tane ürünün vardı rafında, zamdan sonra stok sayın 7640'a düştü. Zarardasın aslında.

"sen bu malı zamlı almadın ki zamlı satıyorsun" mantığı gerçeklere uyuşmuyor maalesef.
0
John Bloor
(06.12.21)
kardan zararda oluyor

kira, personel maaşı değişmiyor 1 sene boyunca

önümüzdeki sene için yeterli karlılığa ulaşamayıp zarar edebilir
0
bir soru sorcam
(06.12.21)
muhasebe kaydında bir değişiklik olmaz, sadece daha fazla kâr elde etmiş olursun o kadar.
0
liberal
(06.01.22)
(4)

camscanner, office lens ve adobe lens'den daha iyi scanner

1195
bunlardan daha iyi bir uygulama arıyorum. kesin var ve ben henüz bilmiyorum (hadi inşallah) bu üçünde bi dezavantaj illa var, bıktım.
bunlardan daha iyi bir uygulama arıyorum. kesin var ve ben henüz bilmiyorum (hadi inşallah) bu üçünde bi dezavantaj illa var, bıktım.
0
1195
(03.12.21)
resimden pdfye dönüştürücü diye bir şey kullanıyorum. android.
0
westblack
(03.12.21)
Notebloc kullanıyorum.
0
reactionic
(03.12.21)
Notebloc
0
Topalordek
(03.12.21)
dropbox'un kendi scanner'ından çok memnunum
0
roket adam
(03.12.21)
(8)

hala dolarla maas alanlar var mi acaba?

bioverse leo
Bundan 10-20 sene once Istanbulda ya da yabanci sirketlerle calisip dolarla maas alan insanlar duyuyorduk etrafimizda. Dolarla kira isteyenler de oluyordu.Acaba bilen var mi? su korkunc doviz piyasasina ragmen, TRde dolarla maas almaya devam eden bildiginiz birileri var mi?
Bundan 10-20 sene once Istanbulda ya da yabanci sirketlerle calisip dolarla maas alan insanlar duyuyorduk etrafimizda. Dolarla kira isteyenler de oluyordu.
Acaba bilen var mi? su korkunc doviz piyasasina ragmen, TRde dolarla maas almaya devam eden bildiginiz birileri var mi?
0
bioverse leo
(03.12.21)
ne yoğunlukta bilmiyorum ama var.
not: bahsettiğim firma avrupalı bir firmanın türkiye ofisi.
0
syozkn
(03.12.21)
2-3 kisi var, biri IT sektorunde yurtdisina is yapiyor, oburleri turizm sektorunde.
0
cooperr
(03.12.21)
Arkadaşım gemici, dolarla alıyor maaşını
0
kisa
(03.12.21)
Arkadasimin esi yabanci bir finans kurulusunda nispeten kritik onemi olan bir pozisyonda.
(CEO, GM, VP falan degil yani C level degil)
Euro ile maas aliyor.
0
la lykia
(03.12.21)
IT sektöründeyim ben de, yazılım üreticileri her ay dolar/euro bazında hesaplayıp veriyor (özellikle güvenlik / saas alanında)
cisco, palo alto networks, fortinet, trend micro, a10 networks, microsoft, crowdstrike, vectra bunlardan bazıları

bunların bazılarında gelir vergisi muafiyeti de var hatta + olarak. 10-15 sene tecrübeli bir satışçının ote maaşı 10-15 bin dolarlara çıkabiliyor aylık.
0
roket adam
(03.12.21)
Ben varım
0
synesthesia
(04.12.21)
Uluslararasi okullardaki yabanci ogretmenler dolarla maas aliyorlardi ben ayrildigimda.
0
sopiro
(04.12.21)
Network firmasındayım. Şirket, ünvan hediyelerini dolar ile veriyor. 10000 dolardan 100000 dolara kadar değişiyor ünvanına göre.
0
mellifica
(04.12.21)
(4)

Turkcell internet aşım paketini zorla vermesi

iddaaci
Merhaba, 12 gb internetim var bitince zorla internet veriyor. Parayla. Faturam katlanıyor. Duran fatura yapmak için de para istiyor. Nasıl engellenir bu? Buna nasıl izin veriliyor? Resmen soygun yapıyorlar.
Merhaba, 12 gb internetim var bitince zorla internet veriyor. Parayla. Faturam katlanıyor. Duran fatura yapmak için de para istiyor.

Nasıl engellenir bu? Buna nasıl izin veriliyor? Resmen soygun yapıyorlar.
0
iddaaci
(03.12.21)
Telefonunuzun özelliklerine bakın. Miui da şöyle bir özellik var, diğer telefonlarda da vardır büyük ihtimalle. Fatura dönemi ve mobil internet sınırınızı ayarlıyorsunuz, kullanımınız sınıra yaklaşınca uyarı veriyor. Geçince komple mobil interneti kesiyor.
0
inheritance
(03.12.21)
turkcell böyle. inheritance'in dediği özellik yoksa (mesela ios'larda yok) o zaman mecburen kendin bakacaksın her gün.ç
0
roket adam
(04.12.21)
Vodafone'da o özellik bile yok, sırf bu yüzden turkcell'e geçtim, ek ücret ben sorduğumda aylık 6tl gibi bir şeydi. Ödemek istemezsen @inheritance'in dediği gibi ayar yapabilirsin.

Kotanın sıfırlandığı günü belirleyip uyarı ve gerekirse durma limiti koyabiliyorsun. Hem samsung hem de xiaomi'de var. Ben eşimin telefonuna 2gb kala uyarı, 1gb kala interneti kapatmayı aktif ettim. Benzer sebepten fatura 200tl geldi bu ay.
0
kimlanbu
(04.12.21)
akıllı fatura yaptırın. + 10 lira gibi bir şey ödersiniz ve paketiniz bitince durur aşım yapmaz.
0
debian
(04.12.21)
(13)

hangisi?

nadirendeolsa
oldukca heyecanlı başlamış aşk/ tutku gibi duyguların yogun yaşandıgı fakat bunun yıkıcı getirilerinin olduğu bir ilişki / heyecansız, stabil başlayan ama bir şeylerin daha belirli olduğu, duyguların daha kontrol edilebilir olduğu ve yıpratmayan ilişkievet keşke hepsi bir arada olsa ama onu düşünmed
oldukca heyecanlı başlamış aşk/ tutku gibi duyguların yogun yaşandıgı fakat bunun yıkıcı getirilerinin olduğu bir ilişki / heyecansız, stabil başlayan ama bir şeylerin daha belirli olduğu, duyguların daha kontrol edilebilir olduğu ve yıpratmayan ilişki

evet keşke hepsi bir arada olsa ama onu düşünmeden,kendi ilişkilerinizden ve karakterinizden yola cıkarak hangisini seçersiniz.

özetle ne olursa olsun tutkudan yana mısınız huzurdan yana mı.

edit: yıkıcı derken bir dargın bir barışık, gelgitli ama kopulamayan ilişki demek istedim. şiddet hakaret vs gibi insanlık dışı şeyler degil.
0
nadirendeolsa
(01.12.21)
Kendi karakterimden yola çıkarak şimdiye dek (30 yaşıma); sakin huzurlu iliskiyi secerdim

Simdiki aklimla; ikisini de secmem, yalnız kalmayı secerim
0
abuzer
(01.12.21)
kesinlikle 1. ikincisi yerine yalnizlik tercih ederdim
0
gunes123
(01.12.21)
tartismasiz 1
2 benim midemi bulandiriyo hic bulasmam yalnizligi tercih ederim. huzur diye de adlandirmam
0
ala09
(01.12.21)
İkisine de ihtiyaç duyulan yaşlar dönemler var. 1i çok yaşayan huzuru 2de buluyor, 2yi yaşayan 1in heyecanını yaşayınca onu arayabiliyor.

Yıkıcı etkiyi hiç sevmem, onunla mücadele de edemem. 1in olumlu yönlerini özlediğim oluyor ama sürdüremem yani onu biliyorum. 2 oldu genelde ilişkilerim.
0
Bruce
(01.12.21)
ikisi bir arada. tutkuyla başlasın, sevgiye ve huzura evrilsin. arada tutku da yeniler kendini belki
0
gabe h coud
(01.12.21)
Yıkıcı derken? Dayak yemeyeceğimi varsayarak 1 diyorum.
0
ganbatte
(01.12.21)
düzgün bir ilişkinin yıkıcı getirileri olmaz. hem heyecanlı hem aşk tutku gibi duyguların yoğun yaşandığı hem de stabil olabilecek ilişkiler var ve yaşanıyor. o yüzden kendinizi öyle ıvır zıvır ilişkilere sokmanıza gerek yok derim.
0
roket adam
(01.12.21)
2.seçenekte karşılıklı beğeni varsa 1.yi geçer 1senede
0
bir soru sorcam
(01.12.21)
yıkıcı ilişkide karşılıklı sevgi veya saygı yoktur ondan yıkıcıdır. o yüzden bunlar varsa 2 diyorum.
0
curious mind
(02.12.21)
1den başlayıp savaşıp, didinip, sürüklenip 2ye çevirmek :(
0
lüzumsuz adam
(02.12.21)
2 seçiyorum. Ayrılıp barışmalı ilişkiler bana göre değil. Benden ayrılan insana ömür boyu tekrar güvenemem çünkü.
Sakin sakin sevelim sevilelim.
0
Gradient_tabanlı_mor
(02.12.21)
ikisi de olmaz, ya hep ya hiç
0
lcha
(02.12.21)
ilki obv.
0
emresh
(03.12.21)
(11)

İş arkadaşlarınız kazandığı parayı hak ediyor mu?

asaf
İş arkadaşlarınız işinin hakkını veriyor mu?Genel olarak Türk iş hayatındaki kanıyı bilirsiniz. Evde kahvaltı yapmayıp iş yerinde çay/poğaça/simit yapanlar, iş zamanında sosyal medyada sörf yapanlar, geç gelip erken çıkanlar vb. şeylerden şikayet hep vardır. Sizin kendi iş arkadaşlarınız için gözlem
İş arkadaşlarınız işinin hakkını veriyor mu?

Genel olarak Türk iş hayatındaki kanıyı bilirsiniz. Evde kahvaltı yapmayıp iş yerinde çay/poğaça/simit yapanlar, iş zamanında sosyal medyada sörf yapanlar, geç gelip erken çıkanlar vb. şeylerden şikayet hep vardır.

Sizin kendi iş arkadaşlarınız için gözlemleriniz neler? Sektörü de paylaşıp 10 üzerinden kaç verirsiniz iş yerindeki verimlerine?
0
asaf
(01.12.21)
çok karışık. 10k brüt verdiğimiz çocuk tek başına ordu gibi çalışıyor. 20-30 versek yadırgamam. 11k brüt verdiğimiz birine en ufak ek iş ver istifayı basıyor, göndermek de sıkıntı, onun için yıllar önceki iş yüküyle aynen devam ediyor.

bir tane şef ve altında başka biri var, bunlar hep arazi olma peşindeler ama çok yükleniyorum, çünkü yavaşlar ama istediğimi alıyorum. onlar %90 hak ediyorlar gibi.

başka biri var alt kademe de değil mesela, aldığı parayla kendisinden 2 gömlek daha kalifiye 2 kişi alırdık.

şöyle genelleyeyim; personelin 3'te 1'i emeğinin karşılığını alamıyor. 3'te 1'i tam karşılığına yakın çalışıyor. Kalanı da çok kötü perform ediyor.

Sektördeki diğer şirketlere kıyaslarsan şirketin tamamı %120 çalışıyor, orası ayrı :))
0
gabe h coud
(01.12.21)
genel olarak, 8 saat lik is gununun max 3-4 saati calisilabiliyor, bunye fazlasina izin vermiyor. ama bence calisanlarin kimi cografyalarda belki daha yogun olarak maksatli bicimde ne kadar kaytaririz, ustumuzdeki is yukunu nasil olur da baska birine paslariz mucadelesi veriliyor. Bu bir tur is olmus durumda. Ben de maalesef zamanla adapte oldum, onlar 5/10 sa ben 6/10 dur.
0
gunes123
(01.12.21)
türkiye, uzun çalışma saatlerine rağmen iş verimliliği çok düşük bir ülke maalesef.

bunu kendi iş arkadaşlarım arasında da çok gözlemliyorum. adam X lira maaş istiyor, X*1,5 teklif ediliyor. Sevinerek kabul ediyor, işe başlıyor. Bir süre sonra bakıyorsun kaytarıyor, yarı zamanlı personel kadar iş ancak çıkarıyor. Soruyorsun, niye böyle? Cevap: E işte aldığım paranın karşılığı bu. Daha fazla çalışmam için daha çok vermeleri lazım!

Yau iyi de zaten senin istediğinin birbuçuk katını vermediler mi? Cevap: O başka.

Özet: İş ahlakı yerlerde, verimlilik yerlerde. Yok yere uzun saatler kendi kendimizi iş yerine mahkum ediyoruz.
0
kaptankedi
(01.12.21)
insanlar calışma saatinde ful dikkat calışamaz. öyle gözüken biri bunu uzun süre sürdüremez. bir gün daha rahat calışırsınız, belki elinizdeki işi evire çevire, yetiştirmeye calışmadan. aralarda sosyalleşerek. bazen pür dikkat 8 saat yemek arası hariç kalkmadan iş yetiştirirsiniz. haliyle kişinin tavrı önemli o gün naaptıgı degil. sabah pogacayla gelip yarım saat kahvaltısını yapar bu rutin ona iyi gelir ama cok iyi çalışabilir. kimi 9da gelir direkt oturur ciddi gözükür ama boş boş ekrana akar iş bitiremez.

böyle yargılarla çalışma arkadaşlarınıa bakmayın bence.
0
nadirendeolsa
(01.12.21)
Sirkette herkes it gibi calisiyor.
Patron bilse herkese x3 zam yapar.
Ozelde yatan adam pek kalmadi.
0
divit
(01.12.21)
Is arkadaslarim hakkinin yarisini bile kazanmiyor. ben onlardan da az kazaniyorum (yabanci olduklari icin extralari odemeler aliyorlar)
0
ala09
(01.12.21)
Kendi departmanım için konuşursam fazlasını hak ediyorlar, ediyoruz. Herkesin amele gibi çalıştığı bir ekipteyim. Bazen bu kadar çalışmamalıyız diyorum aramızda konuşurken. Tabii aslında ben ve diğer yöneticiler böyle çalıştığımız için onlar da çalışıyor. Kendini besleyen bir döngü ama herkes yaptığı işten zevk alabildiği için böyle oluyor.
0
Bruce
(01.12.21)
Bruce +1
nadirendeolsa +1
divit +1

Burada bahsedilen iş hayatı özel sektör değil herhalde.
0
dreamnesiac
(01.12.21)
insanları iş yapma süresine göre değil iş yapma kalitesine ve genel iş yapış şekline göre değerlendiririm. adama 10 dakikalık iş verildiyse bunu 3 dkda bitirip kalan 7 dakikada sosyal medyada sörf yapması problem değil, öncelikle onu belirteyim.

devamına gelirsek iş arkadaşlarım harbiden hayvan gibi çalışıyor maalesef.
0
roket adam
(01.12.21)
hayir hak etmiyorlar.
hepsinin de aldigi parayi biliyorum. cogu hak etmiyor hem de.

ozel sektorde yatan adam pek kalmadi denmis... iste o ufak kisimla ayni yerde calisiyorum. yata yata aliyorlar paralarini hem de.
sektor belirtmek istemiyorum ama bilindik bir yer. cogu kisinin hayali bir yer hatta. yatan adam seviliyor.
ben buraya girmeden kesin beni begenmezler demistim. oyle bir yanilsama disariya verdigi izlenim. bir baktim ipini koparan girip goz boyayip yatabilirmis patronla arani iyi tut yagla balla yetermis.

roket adamin dedigi dogru ama ben ondan bahsetmiyorum. tam bir yatis var burada.
0
Kittie
(01.12.21)
eksisözlük hit sayısından beyaz yakanın çalışma yüzdesi orantılı olarak hesaplanabilir

iş oldu mu çaışıyoruz olmadığı zaman sektörle ilgili kendini geliştirme motivasyonu yok

en yüksek oran proje bazlı çalışılan işler için boşluk daha azdır
it genelde en yoğun
0
bir soru sorcam
(01.12.21)
(20)

Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız

dissendium
Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız nasıldı?
Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız nasıldı?
0
dissendium
(01.12.21)
En güzel zamanlarım üniversitedeki zamanlarım.
En kötüleri ise lisenin ilk yılı, ortaokul falan
0
zimbirik
(01.12.21)
31 yaşındayım, genel olarak her senem bir öncekinden daha iyi oluyor gibi hissediyorum o yüzden çok geçmiş özlemi çekmiyorum.

ama 2016 (26-27 yaşlarındayım) tam young wild and free olduğum zamanlardı, o sene baya güzeldi. 4-5 kere tatile gitmiştim, çok geziyordum, tam bir single'dım, paso macera idi yani.

en kötü günüm de kız kardeşim bilinmeyen bir enfeksiyondan hastaneye düşmüştü 2017'de, onun yanında refakatçiydim. o geceki kadar kötü hissettiğim bir gün daha olmamıştı, hastalık işi çok zor (sonra iyileşti neyse ki) dönemsel olarak bakarsak lise son zamanlar - üni ilk zamanlar olabilir herhalde.
0
roket adam
(01.12.21)
En kotu: Ailemle senelerdir kus kaldik + calistigim sirket batti, tazminatsiz issiz kaldim + Depresyon + Siddete meyilli bir sosyopat/manipulatorden ayrildim, kendisi mail ve sosyal medya hesaplarima sizip arkadaslarimin %50si ile arami bozdu, toparlamak yillar aldi + 1 sene boyunca kesintisiz her gece kabus gordum, fibromiyalji ile aylarca bogustum.

En iyi: Yuksek prestijli projelerde comez bir muhendis olarak all-star takimi gibi bir muhendis ekibi ile calistim + Muhtesem eglenceli iliskilerim oldu, kendimi ve hayattan ne istedigimi kesfettim + maasim yuzunden arkadas ortamimda fabrikator olarak anildim. Iyi kazandim, basarili yatirim yaptim, kendi evimi kendim aldim.
0
cleric
(01.12.21)
en guzel zamanlarim mezun olduktan sonraki calismadigim donemdi. vaktim coktu kendimle ugrasiyordum ve cok uzun seyahatler yapabiliyordum. is hayatina girince yaslandim gibi hissediyorum
0
ala09
(01.12.21)
En iyisi:üniversitede Erasmus dönemi ve mezun olduktan sonraki 2 3 seneydi. Çok kazanmıyordum ama çok da yorulmamıştım. Sabahlara kadar içip sabah işe gidebiliyordum. Çok eğlendim, gezdim, takıldım.

En kötüsü: yok heralde ya, en kötüsünde bile şükür seviyesindeyim şuan geri dönüp baktığımda.
0
kismisolungac
(01.12.21)
Üniversite 3. sınıf (2016) ile geçtiğimiz yıl arası çok kötüydü. Ailevi çok büyük sıkıntılarım oldu ve toksik ortamdan kurtulacak ekonomik ve psikolojik gücüm yoktu. Uzun süreler ilaç tedavisi görmek zorunda kaldım. 2020 yılında da o zor zamanlara dayanmamı sağlayan yegane canlı vefat etti. Ardından haftalarca yemek yemedim ve tekrar ilaç kullanmaya başladım. 8 ay toparlayamadım. Geçtiğimiz ocaktan beridir bir miktar daha iyi gidiyor her şey en azından altından kalkamayacağım zorluklarla karşı karşıya kalmıyorum diyebilirim.

En güzel zamanlar da lise 3-4'tü sanırım o zamanlar farkında değildim ama.. Güzel olmasının sebebi de dümdüz normal bir lise hayaatı olması dsngjsd klasik okula gidiyodum arada arkadaşlarla okey oynamaya falan giderdik, bu.
0
eatpraylaw
(01.12.21)
en kötü zamanım son 1,5 sene, 2020 haziran'dan itibaren devam ediyor.
en güzel zamanlarım 13-16 arasıydı. bol bol geziyordum, konfor alanımdan çıkmıştım, daha önce yapmadığım şeyleri denemiştim.
0
Bruce
(01.12.21)
En güzel zamanım hazırlığı bitirdiğim seneki yaz tatili idi. Sıfır stres, Londra’da yaşam, gezmeler, yemeler hey gidiii.
En kötü zamanlarım da 15 ay süre evliliğimin ikinci yarısı. Esir hayatı, hakaret, küfür… Allah belalarını versin eşim ve ailesi hayatımı mahvettiler.
0
cilekli pasta
(01.12.21)
En güzel; üniversite zamanları ve tatil zamanlarım.
En kötü; şu zamanlarım.
0
mutekebbir
(01.12.21)
en kötü zamanım; 1991-2000 yılları arası 9 yıl. dünya üzerinde cehennemi yaşadım. bilen vardır belki, babam boşanıyor, bize anneniz öldü diyor, üvey anne geliyor ve o 9 yılın büyük kısmı fiziksel ve psikolojik işkence. ondan sonraki en kötü zamanım da geçen sene eski kız arkadaşımdan ayrıldıktan sonraki aylar.

en güzel zamanlarım, 2000-2007 arası. lisenin bir kısmında özgürlüğün tadını ilk kez çıkaran bir genç, sonra da üniversite yılları. ve aralıksız devrimler, hehe. şimdi aklıma geldi, üniversitede sürekli yanımda oturan bir kız vardı, her yer boş da olsa yanıma gelirdi. inanılmaz güzel bir kız, yani nasıl anlatılır böyle bir güzellik ve benden hoşlanıyor. alala. ben buna inanamıyorum. benden neden hoşlansın diyorum. arkadaşlar araya giriyor, kafama kafama vuruyor da anca farkına varıyorum. keşke şimdiki aklım o zamanlar olsaydı. o kız zengin, ilişkiyi sürdüremem, istediği yerlere gidemem diye uzaklaşmıştım. ah be!

neyse devam edeyim. üniversiteyi burslu okudum, yurt olarak bize denize sıfır apart villa kiraladılar. 4 kişiye 1 villa. ben de şehirde yaşayan 3 burslu eleman bulup benim villaya kaydını yaptırdım ve tek başıma yaşadım orada. her odada birer gün yatardım. haftada 2 kere temizlik gelirdi hepsini değiştirirdi :)) villaların arasındaki boşluğa gece masaları çıkarıp lan'dan cs atardık max kişiyle 16 mi 32 mi neydi. subwoofer almıştım paraya kıyıp, 6'nın 1'i awp miydi, sniper, çaaaat diye yankılanırdı gecenin 3'ünde adamın kaşının ortasında açtığım delikte. o zaman da nickim douchebag'di cs'de. sonra ben arkadaş ağırlamayı çok severim, villamda tabii 4 kişilik mutfak var, balkona büyükçe masa kurar haftasonları arkadaşları kahvaltıya davet ederdim. mal bulmuş mağribi gibi gelirlerdi. e bu para nerden geliyor? onu da yine onların üzerinden kazanırdım :) limitsiz 100 mbit internetimiz var, film download edip cdlere yazardım ve arkadaşlara kiralardım. cd kiralama 500 bin tl, satın alırsan 1,5 milyondu hatırladığım kadarıyla. herkes satın alırdı, arşivciler, sonra birbirine verirdi, bana kazık attığını zannediyor :) olsun bana maliyeti 100 bin tl. (paradan sıfırlar atılmadığı zamanlar, tey tey) zaten cd 2 kere el değiştirse 3. kişide çiziklerden çalışmaz.

villa kat kaloriferiyle çalışıyor. her villaya aylık 250 lt motorin veriyorlar deposuna. kış aylarında 4 kişilikler yakıtı bitirip bana gelirdi. hortumla çekip taksim ederdim :) beni çok sevdiler, ben de onları çok sevdim, canım arkadaşlarım. çoğuyla hala görüşürüz. burası yalan. birazıyla hala görüşürüz :)
0
gabe h coud
(01.12.21)
üni iyidir
sonra kötü genelde
0
duyurukullanıcısı
(01.12.21)
en güzel zaman: bu yıl diğerlerinden farklı olarak müthişti diyebileceğim bir yıl yok.
en kötü: 2015(lise3) istemediğim bir sınıfta sevmediğim insanlarla beraber okumak zorundaydım ve o sene bitsin diye günleri saydım. Daha sonra, üniversitenin ikinci senesi olan 2018'in ilk yarısı. Çok sevdiğim bir ilişki bitmişti, sevdiğim bir şehirde yalnız başıma keyifsiz bir yaşam sürdüm.
0
biravekahve
(01.12.21)
2019'un son 3 ayı.

Hem planlı programlı hem spontane gelişen bir süreç geçmişti. Epey keyif aldığım bir dönem olmuştu.

En kötü zamanım sanırım ne kadar mal biriyim dediğim lise yılları.
0
put it in your appropriate place
(01.12.21)
En guzel yillar aslinda cok zor gecen ama umutlarimin oldugu yillar. Universitede son yilim.

En kotu işte o umutlarin bittigi, hayatin o kadar da guzel olmadigini anladigim 25 30 arasi. Yeni is, yeni ortam, evlilik.

Simdilerde yeni hayaller bulmaya calisiyorum.

Pekcoklarina gore ozenilecek bi hayatim var ama Hayat genel anlamda zor.
0
halk
(01.12.21)
en guzel zamanlarim lisenin son iki yili ve universiteye "gercekten" basladigim ilk iki sene, 2010-2012 ve 2017-2019 araliklari diyebilirim.

en kotu ikincisi 2013-14. major depresyon, fiziksel sakatlik, saglik sorunlari vs. tamamen bas asagi gittigim ve az kalsin kendimi oldurdugum bir donemdi.

su an yasadigim en kotu donemde oldugumu dusunuyorum. kendimi oldurmek niyetim yok bu sefer, nasil desem daha olgun ve yetiskin acisi hissediyorum, biraz daha fazla basa cikabiliyorum ama icten ice daha yikici bu. soyle soyleyeyim o zaman 100 uzerinden 10'dum ama o yasta bunu tolere edebiliyordum. o zaman bu kabul edilebilirdi. simdi 100 uzerinden 15'im ama 30 altindaki adamin ne esi, ne isi, ne dostu, ne duzgun yasantisi olabilir iste oyle dusun. "her sey kotu gidiyor oyleyse gebereyim" dedirtmeyen ama yasama sevincini alan, direncini kiran turden.
0
der meister
(01.12.21)
en güzel: orta son, lise 1, işe başlangıç ilk 3 sene

en kötü: ünv., işsizlik dönemi - iş başlangıç arası

güzel zamanlarda umut vardı, enerji vardı, planlar vardı. kötü zamanlarda tam tersi.
0
ya ben lan neyse
(01.12.21)
sanırım en guzel yıllarım ilkokul ve orta ikiye kadarki süre. sonra hayatım hiç güzel olmadı. geçen yıl babamı kaybettiğimden beri yokuş aşağı gidiyorum. ilaçlar kullanıyorum ama onu dusunmediğim bir an bile yok. ölmeyi o kadar istiyorum ki anlatmam mumkun değil. o an gelene kadar ölü gibi yasayacagım sanırım.
0
suyin
(02.12.21)
en kötü yıllarım üniversite
en güzel yıllarım son 3 senem
0
hopp
(02.12.21)
Son 2 sene sanırım hem en kötü hem de en güzel zamanımdı. Daha kötü günler yaşadım ama bu kadar ağır depresyonda olmadım hiç. En güzel aynı zamanda çünkü bana anne diyen biri oldu hayatımda ve o büyüyor, görüyorum. Her ne kadar kötü bir anne olsam da...
0
curukturpkokusu
(02.12.21)
Bir dönem çok disiplinli, zihinsel ve bedensel en üst seviyede güçlü olduğum bir dönemdi. Sabah koşu, sonra kütüphane sonra akşam yüzme. Müthişti müthiş. Temizlik, yemek, para işleri, insanlar, hiçbiri ile ilgilenmem gerekmiyordu. Eşyalarım da en iyisinden ve birkaç taneydi. Bilgisayar örneğin, ya da kış için koşu montu. Her şeyin az ve öz olduğu fakat kendim de dahil her şeyden üst düzey verimlilik aldığım bir dönemdi. Çok özlüyorum. Sonraki zamanlarım hep vasati.
0
velvetmorning
(02.12.21)
(5)

Akıllı saatler hayatınızı çok kolaylaştırdı mı?

dogu karelyadaki dere agzi
Telefonda yapmanın çok zor, akıllı saatle çok kolay hale gelen işlemler için neler diyebilirsiniz?
Telefonda yapmanın çok zor, akıllı saatle çok kolay hale gelen işlemler için neler diyebilirsiniz?
0
dogu karelyadaki dere agzi
(01.12.21)
Telefonu hep sessizde kullanırım. Bana tek faydası; bildirimleri kaçırma imkanım yok saat kolumda olduğu sürece. Bir de mac'in kapağını açınca şifre girmeden direkt açılıyor. Bunun dışında bir şeyi kolaylaştırmadı. Olmasa da olur bir şey yani.
0
himmet dayi
(01.12.21)
(bkz: apple watch/@roket adam) şu başlıkta yazmıştım. bence çok bi olayı yok fitness dışında.
0
roket adam
(01.12.21)
Şarj edilmesi gereken cihazlar sayısına eklenen, bildirimleri uyarıları daha da vücuda yakınlaştırıp dikkat dağıtan; dolayısıyla da hayatı daha da zorlaştıran nesneler bence.
0
salihdt
(01.12.21)
Evde telefonu nereye bıraktığımı unuttuğum oluyor.
Siri ye geri sayım başlatma konusu yemek pişirirken falan büyük kolaylık.
Dış mekan yürüyüş antrenmanını Siriye başlatıp nabızından mesafeye, adım sayısına, istatistiklerine kadar ölçülüyor olması muhteşem.
İki elin doluyken mesajına, bildirimlerine bakabilmek, aramalara cevap verebilmek ayrıca güzel.
Daha saymaya üşendim. İyi ki almışım dediğim sayılı şeylerdendir kendisi.
Daha önce Mi Band 4, ondan önce Mi Band 3 üm vardı. Herbirini icat edenden Allah razı olsun.
0
Mirket
(01.12.21)
telefonu yatak odasina sokmuyorum sayesinde
o bile yeter bence
0
foster
(01.12.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.