[]

İstanbulda araba kullanmak

Yaklaşık 1,5 aydır araba kullanmaya çalışıyorum ve bazen kendimi savaştaymış gibi hissediyorum. Dün akşam kadıköyde de yine aynı şeyi hissettim ve kendi kendime ne oluyo yahu diye şaşkın şaşkın bakarken buldum. Sağ, sol, yayalar bilmem neler. Düzen yok her yerden birileri atlıyor resmen ki yavaş yavaş ya da düzensiz sürmüyorum. Yanımda kaç yıllık kullanıcı var şimdi ne yapsam durumu saniyelik salaklıklar falan olmuyor. İstanbula yeni gelmedim ama daha önce böyle hissetmemiştim. Sürekli bir sinir, stres, oradan geçer miyim bu önüme atlar mı(genelde atlıyorlar) korkusu beni çok yordu. İstiyorlar ki uçayım. Gerçekten uçmamı isteyen bir grup var. Önüme geçince önündekinin de uçmasını istiyor ama olmuyor tabii. Sonra tin tin devam ediyoruz. Yanımda araba sürmeyi bilen biri yokken trafiğe çıkmıyorum. Özel ders de aldım ama ne olacak bu durum. Araba kullanma zorunluluğum olmasa arabanın parasıyla taksiden inmezdim zaten ama gerçekten kullanmak zorundayım. Zorunluluk durumu var ortada.
Gerçekten feci mutsuzum. Biriyle şehir falan değiştiriyorum ama birisi yokken yan sokağa çıkamıyorum. Ne yapayım ben?



 
İstanbul trafiği yaklaşım olarak bir akış trafiği. Evet pek aktığı söylenemez ama ayak uydurabilmek ve nispeten daha az stresli hale getirmek için "gitmeye" çalışmak lazım. Yani aman yaya geldi, aman araba çıktı, hop sola kırdı, dur fren yaptı demeden ilerlemeyi bilmek lazım. Bakınca magandalık gibi duruyor ki öyle ama başka türlü ilerleyemezsin, kızdığınla kalırsın.

Alışmak lazım, biraz takmamak lazım. Dikkat lazım ama bi yandan da kılı kırk yararsan gereksiz stres olursun. Orman kanunları geçerli, uyum sağlayan hayatta kalıyor.
  • Bruce  (10.12.21 12:11:00) 
İstanbul trafiği tam bir orman maalesef, zamanla alışacaksınız korkmayın. Kornaya bassınlar umursamayın, selektör yapsınlar boş verin.

Siz kurallara riayet ederek dikkatli kullanın, arkanızda yanınızda ne olursa olsun.

En fazla gideceğiniz yere 5-10 dk geç gidersiniz, önünüze atlayanlar yüzünden, onlar gibi kullanmadığınız için.

Zamanla siz de alışacak ve takip mesafesini biraz yoğun trafikte biraz düşüreceksiniz.

Maalesef şoförlerimiz ne hesap biliyor ne fizik ne matematik, önünüzde yarım araba boşluk olsa basıyorlar kornaya.

Terke edemeyeceği kavşağa giren mi dersin, ada içindeki araca yol vermeyen mi dersin.

Halbuki yol verse 10 saniye sonra yol verdiği için kendi yolu da açılacak, ama yok sokacak o arabayı o araya illa ki.

Ülkemizdeki en önemli trafik kuralı ihlali bu aslında, sadece bunu öğretsek trafik ciddi rahatlar.

1 - Terk edemeyeceğin kavşağa girme!
2 - Dönel ada içindeki araca yol ver!
  • John Bloor  (10.12.21 12:13:10) 
dün akşam kadıköy'de maç vardı, maç günleri kadıköy ve çevresinde trafiğe çıkmamanı önerebilirim öncelikli olarak. trafikte ekstra bir gerginlik ve her yerden insan çıkma durumu oluyor gerçekten de. yaya yoğunluğu olan yerde gaza basıp adam mı ezeceksin? yol vermeyip kırmızı ışıkta mı geçeceksin? trafikte insanların beklentileri ne makul ne de doğru olma eğiliminde genelde, sen dikkat ediyorsun diye en fazla kornaya basıp el kol yaparlar, o da kendi problemleri. sen düzgün ilerlediğinden eminsen kimseyi kafana takma, müziğini aç önüne bak.


  • evde liyakat kalmamis  (10.12.21 12:17:41) 
Ben de uzun yıllar sonra araba kullanmaya başlayınca çok zorlanmış ve çok zor alışmıştım. Alıştıktan sonra İtalya'ya iş seyahatleri için gittim bir süre. Hem İtalya hem İstanbul'da araba kullanıyordum aynı ay içerisinde. Aradaki farkı görmek acayip rahatsız etmişti. Şimdi evden çalıştığım için çok nadir araba kullanıyorum ama deliriyorum her çıktığımda. Allah hepimize kolaylık versin:(


  • perferil  (10.12.21 12:43:10) 
sürekli kullanarak alışkanlık kazanacaksın. ilk trafiğe çıktığımda ne işim var burada diyordum. sonra alışılıyor. sen de düzensizliğe alışacaksın.


  • sutlu nescafe  (10.12.21 12:49:44) 
dün çağlayan'dan mecidiyeköy'e doğru e-5'ten gidiyorum, daha doğrusu gidemiyorum. berbat trafik var. en sağ şeritteyim, önümdeki araba hareketlendi, ben de hareketlendim, ama solumdaki yarım otobüs zart diye şeridime dalmaya yeltendi, ne sinyal var ne bir şey. silme geçtim, neredeyse kaza olacak, az ilerledim, el frenini çektim, indim arabadan, söför kazağındaki amblemi gösteriyor, polismiş, araba da polis servisi ama ne çakar var, ne bir şey, normal yarım otobüs. 1 ton polisin olduğu, kurallara en uyması gereken gruptaki adamlara laf anlatmaya çalıştım.

demem o ki, istanbul trafiği efendi adama göre değil, efendi adamı da bir süre sonra değiştiriyor zaten.
  • altinci nesil caylak  (10.12.21 13:34:21 ~ 13:34:41) 
sürekli sinir ve stres olmanıza gerek yok. sakin ve yavaşça sağ şeritten adım adım gideceksiniz. yaya geçecek gibiyse de yol vereceksiniz, kesinlikle aceleniz olmayacak ve gideceğiniz yere 1-2 saat önce çıkacaksınız strese girmeden gideceksiniz bu bir.

ikincisi de kadıköy, karaköy ve benzeri aşırı kalabalık yerlere özellikle akşam, haftasonu gibi saatlerde araba ile zaten gitmeyin. metroya bir iki durak kala aracı bırakın, metroya binin gidin. benim de aracım var, gerçekten öyle yapıyorum çünkü o saatlerde o hengameye girmek gerçekten çok manasız.

üçüncüsü, trafikte sizi sinir eden davranışlar gerçekleştiren 1 hanzoya karşılık 10000 tane sizin gibi normal kendi yolunda şöför var. o hanzoya odaklanıp sürekli delirme tribine girerseniz büyük şehirlerde yaşayamazsınız.
  • roket adam  (10.12.21 13:55:19 ~ 13:55:46) 
Yanında birine niye ihtiyaç duyuyorsun o kısmı anlamadım? O kişinin sana faydası oluyor mu? Şoförlük tek kişinin yapması gereken bir şey bence, ben yanımda biri olunca daha çok geriliyorum hele ki karışıyorsa falan iyice geriliyorum.

Senin gibi zorunluluğum olmadığı için ben arabayı haftada bir ancak çıkarıyorum ama senin yerinde olsam daha az takmaya, canını sıkan şeyleri daha az görmeye ve maalesef diğer arkadaşların söylediği gibi ayak uydurmaya çalışırdım. Ben de ışıklarda dönüş için beklerken bir anda sıranın en önüne girmeye çalışan taksiye minibüse yol vermiyorum, şerit değiştirecekken önüme kırana korna çalıyorum bağırıp çağırıyorum ama bu şekilde ben yıpranıyorum o yüzden bazen gülümseyerek küfrediyorum yoluma devam ediyorum. Aşağı inip birbirimize girsek ne olacağı belli değil o yüzden ilerlemek en iyisi.
  • chicha_v2  (10.12.21 14:18:32) 
@chicha kesinlikle oluyor. Şöyle ki bazen şerit değiştirmeye cesaret edemiyorum, şerit kontrolü konusunda ilk hafta kötüydüm, otobüs vb. gibi büyük araçlar beni inanılmaz geriyordu, arada suv ve sağ taraf konusunda sıkıntı yaşıyorum. Bir sürü konu var bunun gibi ve dışarıdan bakan biri en fazla değişik araba kullanıyor falan der. Acemi gibi görünmüyorum çünkü yanımda sürekli eksiklerimi kapatan biri var.
Tek başıma olduğumda sağ ve sol tarafta araçlar park edilmişse ve yol neredeyse tek arabalık olacak kadar daralmışsa oturup ağlayacağım o durumdayım. Çözemediğim tek konu bu. Arkamda elli araba, önümde geçmeme izin vermeyip o geçti ben de arkasından geçeyim diyen elli araba ve ben. Arkadaki adam beklemek istemiyor. Ben beklemek istemiyorum. Karşıdan gelen beklemek istemiyor. Sonuç kornalar kornalar ve panik.
Önüme kırmalar, makaslar, ışıklardaki anlamsız etkileşimler. Bunlara alışığım zaten. Hiçbirinde problem yok. Problem yukarıdaki sıkışık durumlar ve bazen gerçekten de anlamsız bir hareketlilik. Kimin ne yaptığı belli değil. E-5de belli mesela. Ama kalabalık caddeler bağlantılar vs. yoruyor.
Teşekkür ederim herkese. Bir süre daha tek başıma çıkmayacağım sanırım.
  • pudra  (10.12.21 15:34:36) 
İstanbul trafiği bu şekilde evet stresli. Ama yanında biri ile araç sürmek ne olursa olsun stres seviyesini 1 tık arttırıyor. Yanınızdaki kişi istersen dünyanın en sakim ve iyi insanı olsun yine de arabada birinin sizi izlemesi, stres kaynağı.


  • zimbirik  (10.12.21 16:15:27) 
1.5 ay istanbul keşmekeşine alışmak için az. yaşadıklarınız normal. daha çok kilometre yapacaksınız gördükleriniz size tecrübe olacak pişeceksiniz yavaş yavaş.


  • argent dawn  (10.12.21 22:16:23) 
10 yıldır falan ehliyetim var. Kendi aracım yoktu, aile arabasını kullanıyordum ara sıra. Ama yılda birkaç kez öyle diyeyim. Asla tek başıma çıkamıyordum, yanımda kardeşim oluyordu hep. Dediğin gibi şerit değiştiremiyordum mesela. Geçeyim mi diye kardeşime soruyordum hep, park konusunda sıkıntılıydım (bu hala düzeldi denemez). Sonra evlendim ve bir araç aldık. İlk başlarda birkaç kez eşimle kullandım. Sonra baktım ki bu böyle olmayacak, her zaman yanıma birini bulamam. Acil bir şey olabilir, eşimi doktora götürmem gerekebilir örneğin, bana yol gösteremeyecek durumda olabilir. Bir kez cesaret ettim ve 25 km’lik bir yolu gittim tek başıma. Gerçekten bir kere çıkmaya bakıyormuş. Yanımda biri olmayınca mecbur aynaları daha dikkatli kontrol ettim. Özgüvenim geldi resmen. Sıkışık trafikte dakikalarca da kaldım, 100 km hızla gittiğim de oldu. Park konusunu da çok dar olmayan bir yer de olsa halledebildim, 3 manevra değil 10 manevrayla yaptım belki ama olsun.

Kendinize güvenin ve yalnız başınıza çıkmayı deneyin. Gerçekten zor bir şey olmadığını göreceksiniz.
  • hrvl  (10.12.21 23:04:08) 
Size komik gelecek ama anadoluda çok daha kötü araç kullanıyorlar

istanbulun sorunu sıkışıklık alışmak imkansıza yakın boşa trafikte geçen bir hayat

merhaba diyen birisi bile size küfür ediyor gibi geliyor tahamülsüzlük yapıyor trafik
  • basond  (11.12.21 10:45:40) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.