önü açık bir binada, 26 katta, 70 m2 2+1'de oturuyorum cevaplayayım.
- perde kullanmamak, sürekli güneş ve gökyüzü görmek mükemmel bir şey.
- günün bir kısmını dışarıyı seyredip müzik dinleyerek geçiriyorum.
- güneş evin içine doğuyor, evin içine batıyor. o yüzden yazın aşırı sıcak oluyor evin içinde bronzlaşıyorsun, klima şart bu bir eksi.
- camlar büyük ve geniş olduğu için evin her yeri hep ışık alıyor, o yüzden evin küçüklüğü psikolojik olarak darlamıyor. bizimkinin 2 katı büyük ama ışık almayan evler gördüm, içinde durulmuyor güneş çok önemli.
- hayatını evinin küçük olduğuna göre belirliyorsun, ikea evi gibi yaşamaya alışmak zorundasın. misafir odam olsun, bir sürü eşyam olsun kafasındaki insanlara göre değil. ya da 50 kişi toplanıp parti yaparız dersen büyük rezidans dairelere bakman lazım ki epey pahalı.
- otopark, güvenlik spor salonu havuz vs'yi saymıyorum ama benim için çok önemli bir kriterdi.
en büyük eksisi --> gürültü kirliliği. yukarı çıktıkça şehrin tüm uğultusu sende toplanıyor. 20 sokak ilerideki egzos sesi bile geliyor. cam kapalıyken sorun değil de açıkken can sıkıcı.
diğer eksisi --> camlar tamamen açılmıyor gökdelen yönetmeliği gereği, hatta bazı dairelerde cam hiç açılmıyor. bizim 2 oda hiç açılmıyor, ek havalandırma var.
bi diğer eksi --> camlar yılda birkaç kez siliniyor, temizlik takıntın varsa sıkıntı, sürekli güneş evdeki tüm kiri tozu gösteriyor.
ben çok merak ediyordum, 4 senedir falan yaşıyoruz acayip keyif aldım, o yaşı da geçtim bir dahakine şehirden uzak ama villa tarzı bir yerde yaşamak istiyorum. istanbulda merkezi bi yerde yaşıyorsan ve ortalama üstü gelirin varsa, eski kafa takıntıları olmayan modern bi bireysen, aidat ödemek falan koymayacaksa bence mükemmel bir tercih.
0