Giriş
(7)

Dikey mi robot mu? (Süpürge)

blackidom
Dikey diye yola çıkıp o kadar para vermişken robot alalım bari noktasına geldik. İyi mi ettik? 4bin tl bütçeye ne alınır?
Dikey diye yola çıkıp o kadar para vermişken robot alalım bari noktasına geldik.
İyi mi ettik? 4bin tl bütçeye ne alınır?
0
blackidom
(18.10.21)
robotun yaninda kotu de olsa normal supurge sart. robot koseleri falan alamiyor veya bazi yerlere giremiyor. normal supurge yoksa dikey akar.
0
fakyoras
(18.10.21)
mobilyaların altı süpürgenin girebileceği kadar yüksek değilse robot süpürgeye verilen paraya yazık bence.
+ olarak ucuz da olsa ek bir süpürge daha mutlaka gerekiyor.
0
roket adam
(18.10.21)
Eski kablolu süpürgeyi atıp kablosuz dikey süpürge satın almak hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biri olabilir.

Ben Bosch flexxo serie 4 aldım. Gayet modüler bişey. Ön tarafı sökülüp el süpürgesi niyetine de kullanılabiliyor, farklı uçları haznesinde muhafaza edebiliyorsunuz.Eviniz büyükse ve bazı yerleri uzuun uzun almayı seviyorsanız çalışma(pil) süresi size çok da yetmeyebilir. Dikey süpürgelerin o açıdan biraz daha kat etmesi gereken yol var.

Robot süpürge bana şu an için gereksiz bir ürün gibi geliyor. Bizim şirkette alanlar var. Memnun olduklarını da söylüyorlar ama keriz damgası yememek için mi bilmiyorum. Ne bileyim, benim evde basamak var mesela. Bir de robot süpürge ile tavanı temizleyebilecek misiniz?
0
trixi
(18.10.21)
normal, dikey ve robot olmak üzere 3 süpürgem var. aralarında tuhaf bi şekilde en az kullandığım dikey oldu. yalnız yaşayan biriyim, gelenim gidenim de fazla yok, ayrıca evde halı da kullanmıyorum o yüzden benim için en kullanışlısı robot süpürge oluyor. haftada bir ya da iki açtığımda her zaman temiz kalıyor. ayda bir de gerekirse büyük süpürge yaptım mı bana fazla fazla yetiyor.

robot süpürge olarak viomi v3 kullanıyorum, vakum kısmından çok memnunum ama paspas kısmı nedense bana yetersiz geliyor. normal düzenim robot süüpre + vileda şeklinde. yani sorunun cevabı kişinin evine, yaşam şekline, eşyalarına göre çok değişebiliyor.
0
hypathia
(18.10.21)
İkisi birbirinin muadili ürünler değil. Robot süpürge her gün çalışsa da erişemeyeceği yerler oluyor. Bir de her ne kadar çekiş gücü iyi diye lanse edilse de özellikle halı üzerindeki performansı klasik bir süpürge ya da şarjlı süpürge kadar iyi değil. Dolayısıyla evde hiç süpürge yok ise sadece robot süpürge yeterli olmayacaktır. Ancak halihazırda kablolu bir süpürge varsa robot süpürge derim. Şarjlı süpürge size sadece ekstra konfor sağlayacak. Yoksa onun yaptığı işi kablolu süpürge de yapıyor. Evde hiç süpürge yoksa şarjlı süpürge.
0
himmet dayi
(19.10.21)
Bizde de üçü var. Robot, dikey ve kablolu. Robotu aldığımızdan beri kabloluyu hiç kullanmadık.
0
pispinti
(19.10.21)
Bir senedir robot kullanıyoruz, evde tek bir halı var, mobilyalar da yüksek. Normal süpürgeyi sadece arada bir halıyı iyice temizlemek için çıkarıyoruz. Süpürge mop pro, mopu da kullanıyoruz haftada 1, vileda derdinden de kurtulduk. Kenarları filan gayet iyi alıyor kenarları süpürmüyor diyenler neye göre yorum yapıyor bilmiyorum. Sadece kapı arkası kalıyor, oraları da Black&Decker el süpürgemiz var aklımız gelince onunla temizliyoruz. Çok memnunuz. Evden çıkarken ayarlayıp, gelince ortamı tertemiz bulmak paha biçilemez.
0
gmzo
(19.10.21)
(2)

Macbook Pro m1 max gerekli mi?

tchuck
grafikle işi olmayan bir yazılımcı için m1 max'e gerek var mı?10 çekirdekli CPU’ya, 16 çekirdekli GPU’ya ve 16 çekirdekli Neural Engine’a sahip Apple M1 Pro çipyeterli olmaz mı?yoksa GPU yu artıran m1 max işlemciyi de kenara atmamak mı gerek? (eğer bir fark yaratıyorsa 7-8 bin lira fark ödeyebilirim
grafikle işi olmayan bir yazılımcı için m1 max'e gerek var mı?

10 çekirdekli CPU’ya, 16 çekirdekli GPU’ya ve 16 çekirdekli Neural Engine’a sahip Apple M1 Pro çip

yeterli olmaz mı?
yoksa GPU yu artıran m1 max işlemciyi de kenara atmamak mı gerek? (eğer bir fark yaratıyorsa 7-8 bin lira fark ödeyebilirim. ama ihtiyaç yoksa böyle bir farkı ödemeye de gerek yok diye düşünüyorum)

neural engine ikisinde de aynı diye gördüm (eğer makine öğrenme yazılımlarında bir desteği oluyorsa)

özet: m1 max için 7-8bin lira fark ödemeye değer mi?
0
tchuck
(18.10.21)
bence m1 pro 10 çekirdek (1 yükseltilmiş) genel pro kullanıcıya ok bi alet.

Pro max gpu olarak kopmuş vaziyette gibi gözüküyor.

~(ram alabildiğine koyma fikrim devam ediyor 32 ise 32 64 ise 64 :D)
0
hedep
(18.10.21)
kağıt üstünde bakarsak hedep haklı ama benchmark'ları bekleyip öyle karar vermekte fayda var diye düşünüyorum.
0
roket adam
(18.10.21)
(5)

Yabancı Konsolosluğu Mahkemeye Vermek

orgutitirafcisi
13 ağustos günü idata aracılığıyla italya vizesine başvurdum. planlanan seyahatten yaklaşık 2,5 ay önce. fakat, bugün itibarıyla gidişime 2-3 gün kalmış olmasına rağmen vize hala tarafıma ulaşmadı. muhtemelen de ulaşmayacak. italya'ya eğitim vizesi için başvurmuştum. çünkü bir devlet kurumu olan bir
13 ağustos günü idata aracılığıyla italya vizesine başvurdum. planlanan seyahatten yaklaşık 2,5 ay önce. fakat, bugün itibarıyla gidişime 2-3 gün kalmış olmasına rağmen vize hala tarafıma ulaşmadı. muhtemelen de ulaşmayacak. italya'ya eğitim vizesi için başvurmuştum. çünkü bir devlet kurumu olan bir üniversiteden doktora kabulü almıştım. dilenci falan değilim, italya devletinden bir halt dilenmiyorum anlayacağınız. zaten onların daveti üzerine bir başvuru yapıyor ve bu yönde ciddi bir harcama yapıyorum (kalacak yer+uçak bileti+vize başvuru ücreti+aracı firmanın ücreti vs). dolayısıyla bu işten hem maddi hem de manevi zarara düşmüş haldeyim. ve burada çok ciddi bir keyfiyet, insan hakkı ihlali ve ırkçılık seziyorum. evrakları eksiksiz ilettiğim halde işin buraya geleceğini hiç düşünmemiştim. geçmişte ingiltere, isviçre, romanya vizeleri almış biriyim. hiçbir vize başvurumda bu kadar ciddiyetsizliğe maruz kalmamıştım.

tabii burada detaylarına girmem çok uzar diye meseleyi çok kısa özetledim. benim sizlere sorum şu. ben bu italyan devletinden şikayetçiyim. bu konuda bir yargı sürecini nasıl başlatabilirim? maddi ve manevi zararım büyük. kimse bana hikaye anlatmasın, bir eu vatandaşı bu tarz muameleye maruz kalmıyor da sırf türkiyeliyim diye ben böylesine hakarete uğruyorsam bunun adı ayrımcılıktır. ben italya'ya turistik seyahat planlamıyorum, italyan devletine ait bir kurumun daveti üzerine bütün bu maddi ve manevi planları yapıyorum. ve bunun sonucunda 2,5 ayda bir cevap bile alamıyorum. sanırsam uluslararası hukukun alanına gireceği için bu işin uzmanını bulmak maddi ve manevi anlamda zor bir iş olsa gerek. bu konuda hukukçu, sivil toplumcu arkadaşların fikir ve önerilerine açığım. örnek veriyorum, uçak bileti aldık, sonra vize bir türlü gelmedi. bileti ücretsiz iptal etme hakkım da sona eriyor. bunun bir karşılığı yok mu? ya da her şey geçtim, benim iki senedir hazırlandığım, o kadar emek ve vakit ayırdığım yurt dışında doktora yapma hayalimin çalınmasının bir karşığılı yok mu? eğer bir ülke bir başka ülkenin vatandaşına böyle davranmıyor da bana sırf türkiyeliyim diye bunu yapıyorsa bunun karşılığı yok mu? bu süreçte benim yaşadığım stresin bir karşılığı yok mu? Hiçbir mazeret belirtmeksizin benim seyahat hakkımın ihlalinin bir bedeli olmayacak mı?
0
orgutitirafcisi
(18.10.21)
şöyle düşün bu ayrımcılığın türk olduğun için yapıldığını ispat edebilecek misin ? türk olduğun için vize verilmemesi ayrımcılıksa, on küsür avrupa ülkesi elini kolunu sallayarak italyaya girebiliyor. demek belli ülke vatandaşlarına pozitif/negatif ayrımcılık yapmak hukuki. özetle konsolosluğa karşı bir yaptırımın olamaz. her sene senin durumunda binlerce insan var. en fazla yazı yazar cevap beklersin. orada da kendi kanunlarına göre itiraz edemeyeceğin bir yanıt verirler konu kapanır.

ayrımcılıksa gel azarbaycan vatandaşı kız arkadaşıma türkiyede çalışma vizesi alabilmek için 2 aydır harcadığımız parayı ve sıkıntıları anlatayım sana. suriyeli olsa ertesi gün çözülürdü konu.
0
orpheus
(18.10.21)
belki de dediğin doğrudur ama kanıtlanması çok zor. Corona'dan dolayı yavaş çalışıyorlar diyebilirler, ama 2,5 ay da az süre değil mesela İngiltere en fazla 3 ay önce başvurabilirsin daha erken verme zaten diyordu. Bir ihtimal buradan yürüyebilirsin ama sonuç olarak sana bir cevap gelecek, o gelene kadar okulu bilgilendirmen daha mantıklı.

Bu arada İtalya'da doktorada ders yapılıyor mu bilmiyorum ama doktora daha esnek bir şey yahu, vize 20 gün sonra çıksa da gidip başlayabilirsin bence okulla hocalarla iletişime geç bir.

EU vatandaşı bu muameleye maruz kalmıyor çünkü gidip kaydolması için tahminen vizeye bile ihtiyacı yok. Bu arada sen evrakları full vermene rağmen kabul etmeyebilirler de. Her şeyi düzgün verip vize reddi alan biletleri yanan onlarca kişi var emin ol. Türkiye vatandaşıyız ve durumumuz bu evet. Yani dava vs. uğraşmak yerine işini halletmeye çalış derim, vize cevabı gelsin bir (ret veya kabul), sonra düşün. Bu arada okulla iletişime geç.

Bu arada İtalya'nın da Akdeniz ülkesi olduğunu unutma. ben turist olarak gezerken bile fark etmiştim, çok gevşek bir ülke orası işler cidden böyle yavaş yürüyorsa şaşırmam. Ek olarak şunu yazayım, ben Kanada express entry'e başvurdum ve geçen yıl çıkan-kabul edilen biriyle yazıştım, 1,5 yıldır vize bekliyor mesela :D normalde sitesinde ortalama 6 ay yazmasına rağmen corona dolayısıyla 1.5 hatta 2 yıla uzadı oranın başvuruları. Eğitim işine kimi ülke daha öncelik veriyor, İtalya'yı bilmiyorum işte..

"benim seyahat hakkımın ihlalinin bir bedeli olmayacak mı?"
olmayacak. İstese seni ülkesine sokmaz, bir şey de diyemezsin. Zaten pasaport-vize olayıyla serbest dolaşım diye bişey kalmamış, 100 yıldır falan insanlar böyle tutsak durumda ve doğduğun ülkenin prestijine bağlı bu hakkın kısıtlanabiliyor veya çok zorlaşıyor. Okuldan kabul almakla devletten vize almak farklı şeyler, ek olarak vizeyi alsan havaalanındaki polis bile seni ülkeye almayıp geri gönderme hakkına sahip. Gerçekleri bilerek kabul ederek ileriye bakman daha doğru olur diye düşünüyorum ama gerginliğini de anlıyorum ben de İngiltere'de master yaptım ve kabul edilecek miyim edilmeyecek miyim gerginliğini yaşadım. Şansıma İngilizler daha sistemli düzenli insanlar.

edit: ek olarak, bence hemen gerilme vize çıkarsa geç de olsa o doktorayı yaparsın ama gerilmeden İtalya'nın sistemine alışmaya çalış. İleride başka şeyler için de o devletten izin alman, süresiz oturma izni alman vb. gerekebilir. En başta banka hesabı açtırman da uzun sürebilir, belki ev kiralarken de sorun çıkabilir. Yurtdışına giden çoğu insan gergin şeyler yaşıyor ne yazık ki.
0
nhk ni youkosu
(18.10.21)
öncelikle yorumlarınız için çok teşekkür ederim arkadaşlar.

dediklerinize katılıyorum. yani buradan hukuki manada hemen bir sonuç almak kolay görünmüyor. Zaten bu avrupa devletleri bizim gibi aşağılık gördüğü bireylere bu çileleri çektiriyorlarsa burada belli legal dayanakları vardır. sonuçta sen bir bir birey olarak karşında koskoca bir devlet ve hukuk sistemi ile muhatap oluyorsun ve aranızda çok ciddi bir güç eşitsizliği var. fakat işte tam da bu noktada hem de bir sosyal bilimci olarak olaya biraz daha sosyal mücadele çerçevesinde bakıyorum. yani evet, hukuken kendilerini bir korumaya almış olabilirler ama ortada insanların maddi ve manevi bakımdan yıpratıldıkları ortada. yani burada en temel evrensel insan hakkı ihlallerinden bahsedilebilir. bununla niye mücadele etmiyoruz? herkes bir köşeye sinerse ben de bu muameleye maruz kalırım, siz de kalırsınız, bizim çocuklarımız da kalır. yukarıdaki mesajımda da söylelmeye çalıştığım gibi vize meselesini bir lütuf haline çevirmişler. sanki ben onlardan bir şey dileniyorum gibi. böyle bir şey yok ki. ben bir birey olarak gerekli sınavlardan geçmiş ve pek çok kişiyi geride bırakarak bir italyan üniversitesinde okuma hakkını elde etmişim. sonraki aşama olarak bir vize prosedürü yerine getiriyorum ve buradan da haklı olarak bir sonuç bekliyorum. bu prosedürü doğru bir şekilde yerine getirirsem buradan da standart bir cevap almam gerekiyor. modern devlet bürokrasisi budur. orada prosedürü yerine getirirsen keyfiyet olmaması gerekir. eğer kafalarına göre karar veriyorlarsa nerede kaldı liyakat şu bu. kısacası bir hak elde etmişken bu hakkın kullanımına engel olunması benim insan haklarımı ihlal etmektir bana göre. geçmişteki toplumsal mücadeleler şunu gösteriyor. sen buradan bir mücadele alanı başlatırsın, kamuoyu oluşturursun ve ya cebren ya da hukuk yoluyla bu uygulamaları tersine döndürürsün. mesela aihm'e gidersin orada bir "x kararı" çıkar, bu bir içtihat haline gelir ve bundan sonra devletler buna uygun davranmak zorunda kalırlar.

bu arada yukarıda belirttiğim gibi 2 sene kadar evvel bir de isviçre vizesi almıştım. orada da buna benzer bir gerginlik olmuştu. benden istedikleri bir belgeyi ben vermeyi reddetmiştim. çünkü o benim özel hayatıma dair beyan etmek istemediğim bir bilgiydi. yine de vizeyi alabilmiştim. bu vize konularında bizim gibi insanların fazla uysal oluşundan çok rahatsızım. benim asıl anlamadığım şey şu. internetten de biraz bakınıyorum ama binbir türlü ayrımcılıkla mücadele bakımından bir yığın sivil toplum kuruluşu varken bu vize meselesini sorun eden bir hukukçular grubu, bir sivil toplum örgütü niye yok? bu sadece benim sorunum değil. hepiniz birtakım olumsuz anılarınızdan bahsediyorsunuz. niye buna karşı mücadele verilmiyor? arkadaşlar, şu an gerçekten çok öfkeliyim. ne zaman vize alacak olsam bu konsolosluklarla bir gerilim yaşıyorum ama bir şekilde hep yetiştirirlerdi. ilk kez bu sefer böyle bir şeyle karşılaştım ve hakzsızlığa uğradığımı düşünüyorum. ilginiz için tekrar teşekkkür ederim.
0
🌸orgutitirafcisi
(18.10.21)
"covid dolayısıyla başvuruları doğru zamanda proses edemiyoruz, ülke olarak vize başvurularını şu kadar sürede cevaplama gibi bir taahhütümüz zaten yok, bir dahakine seyahatlerinizi daha önceden planlamanızı öneririz" şeklinde bir yanıt dahi alamayacağın bir sürece gireceksin. adamın kendi ülkesi deyip geçiyor. almanya vizesine itiraz ettiğinde 12 hafta itiraz cevaplama süresi veriyor, o da kesin değil. amerika vizesinde administrative processing 2 ile 24 hafta sürüyordu en son, ee ne diyeceksin acele edin mi diyeceksin.

pakistan'da schengen red oranı %40'lardaymış düşünebilyior musun, 2 kişiden birinin bir ton uğraşla yaptığı başvurusu reddediliyor. bizde de öyle olmaya başladı işte, bu kadar olayın üstüne bence gayet de normal. özetlemek gerekirse bunun bir karşılığı yok, bürokrasi budur. bu arada eğitim vizesi için 2.5 ay gerçekten çok kısa bir süre, şu an turistikler için bile bir çok ülkede inanılmaz bekleme süreleri var.
0
roket adam
(18.10.21)
Ben nasil mucadele edersin bilmiyorum ama sana vizenin gercek sebebini soyleyim, bizim devlet vizenin zorlastirilmasini istiyor.

Hatta 80'lerde ilk koyduran da bizim devletin kendisi.

Sonra gittikce kolaylasti.
2005 gibi giden tanidigin varsa sor ankara'ya gider gibi gidebiliyordun. Eu vatandasi gibiydik.

Sonra vize firmalari cikardilar. normalde devletin ozel bilgi sayip verilmesine engel olmasi gereken bilgileri(gelirin,parmak izin,biyometrik foton) vermelerine destek oldu devlet.

Bu is hep bilerek zorlastiriliyor.
Ikincisi dedigin gibi belgeleri vermesen de vize alabiliyorsun ama herkes kuzu kuzu veriyor.

Ben mahkemeden bir sey cikacagini sanmam ama keske versen.
0
divit
(19.10.21)
(21)

akp'li dayılar haklı mı?

yazar yazmaz yazan yazar
öncelikle "dayı" diyerek sempatikleştirmek zorunda kaldığım için üzgünüm. çünkü başka türlü açsam duyuru silinirdi.ekonomi bu kadar kötüyse (kötü değil berbat) halk çok fakirleşmişse bu kadar araba nasıl geziyor yollarda? dünyanın en basit ara sokağında bile park edecek yer yok. tüm otoparklar tıklı
öncelikle "dayı" diyerek sempatikleştirmek zorunda kaldığım için üzgünüm. çünkü başka türlü açsam duyuru silinirdi.

ekonomi bu kadar kötüyse (kötü değil berbat) halk çok fakirleşmişse bu kadar araba nasıl geziyor yollarda? dünyanın en basit ara sokağında bile park edecek yer yok. tüm otoparklar tıklım tıklım. 50binlik araba olmuş 250bin lira ama hâlâ patır patır satılıyor.

kahvecilere gitsen aynı şekilde 3 fırtlık kahve 20 liradan başlıyor ve kasada kuyruk var o kahve bir gecede 40 liraya çıksa o kuyruğun yine olacağına adım gibi eminim. çoğu da öğrenci bu arada.

bu nasıl olabiliyor? günübirlik mi yaşıyor insanlar? bugün buldun bugün ye mi diyorlar? herkesin bir ek geliri, babadan kalma arsası mı var nedir yani fiyatlar ne kadar artarsa artsın bu kalabalıkların azalmama sebebi?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(18.10.21)
sığ düşünme ile alakalı.

ekonomi, ortalıkta bukadar çok arabanın olması, park edecek yerlerin olmaması ya da kahvecilerde sıraların olmasına göre iyi ya da kötü olarak beirlenmiyor. o yüzden cevap aslında burada gizli.

hangi ortama girerseniz o ortama göre kriterlerle karşılaşırsınız. parası olmayan kimseyi kahvecide göremezsiniz, tıpkı kahvecinin kapısından çıktıktan sonra karşılaştığınız ya da gördüğünüz insanların ancak %1'inin kahvecide olması gibi. Aynı şekilde, parkı, bahçesi çevre düzenlemesi olmayan bir şehirde daracık sokaklarda iki üç arababının bile tüm sokağı kaplaması gibi.
Ya da 15 yaşında 250 bin km üstü arabasına neden insanlar 100 bin liradan fazl istiyor sence? Ekonomi iyi olduğu için mi? Eli bol da ancak malı mı kıymetli sadece? Eskiden neden böyle değildi?

eskiden aldığın bir hizmeti aynı kalitede aynı fiyata alabiliyor musun bunu sorgulayarak başlamalısın sorularına.
0
foolrules
(18.10.21)
arabasi olmayanlar ne olacak?
siraya girmeyenler ne olacak?
akpli dayi gibi bakarsan akpli dayi gibi gorursun
0
nibba
(18.10.21)
İstanbul veya Ankara gibi bir büyük şehirde yaşıyorsan bunun en önemli sebebi şu yanılgı: Şehirler çok kalabalık ve çok fakir olduğu gibi çok da zengin var.

Akp'nin zengin ettiği kesim de hiç azımsanacak seviyede değil. Birileri fakirleşirken onların cebindeki parayla zengin oldular ve son model BMW'lere, Range'lere, Porsche'lere biniyorlar.

Orta sınıf (kaldığı kadarıyla) da lan üç günlük dünya biriktiriyorum biriktiriyorum ne ev ne araba alabiliyorum moduna giriyor bence ve gerekirse o zengin hayatını yaşıyormuş gibi yapmak için borçlanıyor. Bir hafta Bodrum'da tatil yapıp senenin geri kalanını kredi kartlarına çalışan çok insan var.

Bir de araba özelinde artık millet arabayı yatırım aracı olarak gördüğü için anasının altınını, babasınının birikmişini falan toplayıp krediyle vs. alıyor arabayı üç ay geçmeden o yılki maaşından artıracağından fazlasına satıyor. Sonra başka araba alıyor, onu satıyor. Önceden öğretmenler falan yapardı bunu artık eline biraz para geçen herkes al-satçı oldu. Devlet de sağ olsun bunları göt etmiyor yönetim anlayışıyla fiyatları yukarı tırmandırmaya devam ediyor. Daha bugün sıfır arabalara %15 civarı zam gelecek haberi vardı kurdan dolayı. İkinci eller de değerlenecek bu durumda örneğin.
0
chicha_v2
(18.10.21)
haklılık payın var; ama şöyle bir durum da var. o arabaları alanlar, kahvecileri dolduranlar da fiyatlardan şikayetçi. tam tersini düşünelim. arabaların hiç satılmadığı, kahvecilerin bomboş kaldığı bir durum olması için ülkede kıtlık olması yada afganistan gibi olmamız lazım. benim için kriter araba yada cafe değil. yurtdışına çıkabilmek, rahatça tatil yapabilmek, istediğin şeyi alabilmektir.
0
buenosdias
(18.10.21)
yüzdeci kesim geldi. aramızda kim her gün kahveye 20 lira veriyor? çoğu ayda 3-4 kere kahve içiyor. kim her ay tatile gidiyor? bir yıl önceden erken rezervasyon yaptırıp yılda 1 hafta tatile gidip bütün yıl ödüyor insanlar. ayda 3-4 kere kahve alanlar bile kahvecileri kalabalık yapabiliyor. yılda 1 hafta tatil yapanlar kısıtlı tatil mekanlarında yoğunluk yaratıyor. şimdi git datça'ya bak, insan göremezsin. ülkede çalışanların yarısından fazlası asgari ücret kazanıyor. 2800 lira kazanıp da 250 bin liralık araç almıyor tabii. hangi araçlar hangi yolda geziyor? istanbul'dan tüm ülkenin geneline yorum yapılamaz. istanbul'da ülkenin tüm araç sayısının yarısı var. son bir kaç senede yoldaki araçların modellerine bakarsan hep yerinde sayıyor eskiye göre çok daha az yeni model araç var.

orta kesim için, 30-50 bine aldığı araç 100-150 bin oluyor. o zaman maaşı 3-4 bin şimdi 7-8 bin, 100 bin kredi çekiyor 250 bine yeni aracını alıyor.

evini 2012-2015'te 200 bine almış. şimdi oradan 3 bin kira alıyor. vaktinde mallananlar bu zamanları daha az kayıpla atlatıyor.

ben 2007'de ilk işe girdiğimde 2 bin lira maaş alıyordum. 10 maaşımla araba alabiliyordum. iphone bir maaş ediyordu. şimdi aynı yerde yeni işe girenler 3-4 bin alıyor, 10 aylık maaşlarıyla toros bile alamazlar.

en yoğun dönemde bodrum'a 1 milyon insan gidiyor, e hepsi bu işte. sen de ben de oradayız temmuz'daki bayram tatilinde.
0
gabe h coud
(18.10.21)
ben akademisyenim, eşim öğretmen. ikimiz de devlet memuruyuz, ek gelirlerimizle birlikte ülke şartlarına göre iyi kazanıyoruz. pandemiden önce her yaz 15 gün yurtdışında tatil yapıp, tüm ihtiyaçlarımızı hiç düşünmeden satın alıp, dışarıda her keyfimiz istediğinde arkadaşlarımızla bira içmeye gidiyorduk. ki o zamanlar da ekonomik daralma başlamıştı. ona rağmen 3 sene önce ayda 6 bin tl kenara koyabiliyorduk.

şimdi ne oldu? 200 bin tl kadar biriktirebilmiştik 3-3 buçuk senede. araba fiyatları fırladı. çocuk yapmak istediğimiz için arabaya ihtiyacımız olacaktı. arabalar her ay 10-15 bin tl zamlanıyor, fakat biz her ay 10-15 bin tl kenara koyamıyorduk. sonunda tüm altını, dövizi satıp, acil durumlar için kenara 3-5 bir şey ayırıp, kredi çekip araba aldık. 4 ay önceydi bu. şu an sarı siteye koymaya kalksak, satın aldığımız fiyattan 40 bin tl daha fazla yazacağız (diğer ilanlardaki emsal fiyatlara göre).

peki kenara 6-7 bin tl koymaya devam edebiliyor muyuz? işte burada koca bir kahkaha atabilirim. 3 sene önce 6 bin tl koyabiliyorsak, şu an en azından bir 8-9 bin tl'yi bulmuş olmalıydı kenara attığımız para resmi enflasyona göre. en son ne zaman arkadaşlarımızla buluşup dışarıda bira içtik, hatırlamıyorum. en fazla ikimiz gidip birer tane içip kalkmışızdır. kimse arayıp dışarı çıkalım demiyor bile, evlerde takılıyoruz bir araya gelirsek de :) ayakkabı mont alırken eskiden düşünmezken (aşırı pahalı markalardan satın almıyorduk zaten), şimdi ortalama ürünler için 3 defa düşünüp alıyoruz. market harcamamız 3 katına çıktı. aylık 1900 tl kredinin üzerine 2500 tl arttıracağız diye göbeğimiz çatlıyor.

siz bir de esnafa sorun, gelen giden sayısı aynı mı pandemi öncesine göre diye. ya da gelenler aynı parayı bırakıyorlar mı kalkarken acaba? kadıköy'ün ortasındaki avm'de mağazaların 3'te 1'i boş, baya dükkanı kapatıp gitmişler. kadıköy diyorum. yukarıda biri inditex gömlekler 400 tl olmuş, hala satıyor diyor. napsın herkes pazardan mı giyinsin? çıplak mı gezsin? inditex dediğiniz nedir ki? o sizin gördüğünüz insanlar da mekânda iki kahve içmese, 1 tişört almasa ülkeyi kapatıp gidelim zaten.
0
gmzo
(18.10.21)
önceki cevaplar +1

"bu nasıl olabiliyor? günübirlik mi yaşıyor insanlar?" sadece bu kısma cevaben yazacağım, evet. çünkü yıllarca çalışsam da aldığım maaşı hiç hiç hiç harcamadan biriktirsem de bir mülkiyet sahibi olamayacağımı düşünüyorum. belirsiz bir geleceğe yatırım yapmaktansa yaşadığım şu anı keyifli geçirmek istiyorum. tamamen şahsi bir durum tabii.
0
south park in kapusonlu uyesi
(18.10.21)
nüfus fazlalığı (biri almasa/gitmese öbürü alıyor) ve aile desteği bunu yaratıyor. Çevremde birkaç arkadaşım evlendi, aileleri + kredi desteğiyle ev aldılar mesela. Kendi maaşlarıyla almaları imkansızdı ama şu an bu şişen piyasada bile ev alabildiler. Arz az olduğundan onlar ev alarak ev fiyatlarının daha da artmasına katkıda bulunmuş oldular mesela.

Ben yıllardır direnip araba almıyordum, artık "ya şimdi alıcam ya da ömür boyu alamayacağım galiba" kafasına geldim. Şu an alabileceğim araba da 150-200 bin lira civarı bişey ha. Patır patır satılmasının sebebi bendeki bu düşünce, eskiden "eskiyen şey ucuzlar ikinci el alırız" kafasındayken artık "almadığın her gün zarardasın, alabiliyorsan anında al" kafasına geldik. Babam anlatırdı eskiden de enflasyon bu şekildeymiş herhalde.

Kahveci örneği, e bugün gitmedin yarın 50 lira olacak o kahve? Gençliğimizi yaşayalım biriktirip ne yapacağız diyor o gençler. Mesela biz zamanında euro 2,5 lirayken Avrupa'ya gidip gezebildik, şimdiki gençler onu da yapamıyor oturup Beşiktaşta kahve içiyor ne yapsın.
0
nhk ni youkosu
(18.10.21)
Ülkede ekonomik sıkıntı var mi yok mu diye bakmak istersek bir şehir bir ilçe "burada araba var o zaman sıkıntı yok" ya da "kahveciler dolu o zaman nerede sıkıntı" acayip sığ bir düşünce olur.
Bir kere Türkiye kişi başı araç sayısında baya geride bir ülke. Bu veri eski de olsa hadi 20 sıra atlasın;
www.nationmaster.com

Benim ailemde bir araç vardı ben okurken.
Benim şu an yaşadığım ülkede iş arkadaşlarım çocuklarına araba lease ediyor okurken rahat gitsin diye.

Buna ek olarak kahveci dediğiniz yeri doldurmak o kadar da zor değil. Kahve şu an alkolden daha ucuz ve 20 lira kahve alıp bir kaç saat gecirebilirsiniz; çünkü ülkede kahveci/avm dışında yer kalmadi. Yeşil alan yok, tenis alani yok, park yok hiçbir şey yok. Insanların yapabileceği şey bu. Hobi desen binlerce lira.

Ekonomik kriz var mi diye bakmak gerekirse hane borçlanması, kredi kartı borçları, ozel/devlet kredi oranlari vs bir sürü şey var. Böyle gözlemler hiçbir şey aciklamaz anca AKP'li dayılar arasinda ya da günlerde falan konusulur.
0
logisticsmanager
(18.10.21)
Ekonominin psikolojik boyutuna da bakmak lazım. Tüketici psikolojisi, alım gücü ve yaşam standartları kapsamında da düşünmek lazım.

Son 2-3 yılda alım gücünde ve yaşam standartlarında düşüş olmayan kaç kişi var?
Benim çevremdeki gözlemim herkesin alım gücü de yaşam standartları da az ya da çok düştü. Tabii ki benim çevremdeki gözlemim bilimsel ve geçerli bir veri değil ama işin bir de bu kısmı var demek istiyorum.

Yaşam standardından kastım sadece et, peynir almak değil. Her sosyoekonomik, sosyokültürel kesimin kendine göre bir yaşam standardı var.

Farklı açıdan bakalım; daha üst sosyoekonomik kesimden aklıma gelen, çevremde de ya aynısı ya benzerini gördüğüm birkaç örnek:

Her ay yurt dışına tatile giden adam onu yılda 2-3'e düşürdü.
Audi'ye binen adam şu an Toyota'ya biniyor.
Teknesi, yazlığı olan adam satmak zorunda kaldı.
İkinci fabrikasını kuracak olan sanayici vazgeçti.
Çocuğunu özel okula gönderen aldı, devlet okuluna verdi.
En pahalı özel okula gönderen alıp daha ucuzuna verdi.
Her hafta sonu dışarıda rakı-balık yapan ayda 1'e düşürdü.
x şirketinden genel müdür olarak emekli olan adam freelance danışmanlığa başladı.

Örnekler daha da artırılabilir.

Bu örneklere bakınca amaaan derde bak da diyebilirsiniz ama hayatı boyunca bolluk ve lüks içinde, para derdi olmadan yaşayan bir insanın o hayatını tamamen kaybetmesi de bir travma.

Ekonomik ve kültürel seviyeden bağımsız olarak ne olursa olsun hayat standardını kaybetmenin insanda farkında olsa da olmasa da travma yarattığını düşünüyorum. Ve bu çabuk alışılabilen, hemen uyum sağlanabilen bir travma da değil bence. İnsanlar ucundan kıyısından eski hayat standartlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Kaybettiklerini kabul etmek veya görmek istemiyorlar. En basitinden onun için deli gibi faiz oranları ile kredi çekip tatile çıkıyorlar.
0
la lykia
(18.10.21)
Okyanustan bir bardak su doldurup, " ee hani bunda balina yok?" demeye benziyor bu bakış açısı.

Büyük şehirlerdeki alışveriş merkezlerinin bulunduğu semtlere bakarak ülkenin ekonomik durumu hakkında çıkarım yapmanın bundan hiçbir farkı yok.

Herhalde ekonomik kriz dendiğinde ortamın "i'm lagend" filmindeki gibi olmasını, böyle post apocaliptic, nükleer savaş sonrası madmax ortamı falan olmasını bekliyordunuz. Ancak o zaman ikna olunacak kriz olduğuna sanırım.

Ülkenin %40'ından fazlası asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Eğer bir çıkarım yapılacaksa buyrun buz gibi bir istatistik. E o zaman nasıl herkesin altında gıcır gıcır arabalar dediğinizi duyar gibiyim. Bir kaldırsanız mı kafanızı acaba biraz daha yukarı doğru? Yaşadığınız şehrin kenar mahallelerine doğru bir bakın isterseniz orada da latte'lerini almak için kuyruk bekleyen insanlar görebilecek misiniz? Akşam üzerine doğru semt pazarlarına bir inin isterseniz. Karşılaştığınız insanlara bir sorun, nasıl alıyorsunuz bu arabaları diye.

Bu ülke sadece sizin gittiğinizde gözünüze çarpan yerlerden ibaret değil. Yoksulluğun, fakirliğin en sert yaşandığı semtlere zaten sizin yolunuz düşmüyor diye o yoksulluk yaşanmıyor sanıyorsunuz. Bu ülke sizin tahayyül ettiğinizden çok daha büyük bir yer, hatırlatmak isterim. Bir de böyle düşünün.
0
thracia
(18.10.21)
ekonomi kötüleştikçe orta sınıf azalır, alt ve üst sınıf artar. bu cümlem üzerine düşünün.
0
candide
(18.10.21)
akp'li dayılar dünya gerçeklerinden kopmuş durumdalar.

evde pazardan alınmış bir demlikle çay demlediğinde keyfi yerine geliyor adamın. çıkıp güzel bir yerde iki çay içmeyi kendine hak görmüyor.

ayağımızı yerden kessin yeter mantığıyla araba alıyor (alabilirse). doblo gayet yeterli geliyor. almanya'daki muadili station passat'a biniyor, ama türkiye'deki akp'li dayı bunu kendine hak görmüyor.

ayda yılda bir tavuk alınca et yedik diyor. kırmızı eti kendisine hak görmüyor. öyle bir bilinç yok.

pazardan kıyafet alıyor, gidip düzgün bir alışveriş yapmayı kendine hak görmüyor.
0
co2s2
(18.10.21)
çok ciddi bir nüfus (20 milyondan fazla insan yani) ufacık bir alanda (istanbul) sıkışmış durumda. istanbul dediysem de şile de istanbul çatalca da, oralar değil, bildiğin e5 hattında belçika'dan, hollanda'dan fazla insan yaşıyor. bu kadar insan arasında zengini de var tabii ki. zengini de çok daha fazla zengin. mutlaka kasada kuyruk olacak, mutlaka trafik olacak. zaten 50 araba arka arkaya gelse istanbul'un her yerinde trafik kilitlenir, e 50 arabayı da arka arkaya getirirsin koskoca türkiyede yani. artı üstüne bir de gelen göçmen, turist kalabalığı var, deli gibi para eziyorlar orada burada. e tabii ki kalabalık olacak.

bu arada ciddi bir fomo etkisi de var. şu an devlet en ufak bir kampanya yapsa gider dişimden tırnağımdan artırır arabamı yeniler, bir ev daha alırım. aç kalırım belki ama yaparım bunu. neden, devlet orta sınıftan topladığı vergilerle piyasa koşullarının tersine aşırı avantajlı şekilde para dağıtıyor. bu şartlar altında maaşını ipotek ettirip ev araba almayan adam ekside kalıyor. devlet senden çalıp, kredi kullananları besliyor yani.
0
roket adam
(18.10.21)
ya ben de şunu anlayamıyorum mesela. toplumun her kesimi aynı oranda tasarruf etmek zorunda mı? yukarıda da dedim, kriz beni bir asgari ücretli kadar etkilemiyor. belki 5 tane değil ama 3 tane inditex ürünü almaya devam edeceğim. yılda 5 kere değil 2 kere yurtdışına çıkacağım. iphone'umu 2 sene değil 3 sene kullanacağım. ee, ne şimdi ülkede genel bir kriz yok mu demek bu? benim gibi insanların varlığı; herkes rahat, refah seviyede, sıkıntı yok anlamına mı geliyor? herkes kendine göre tasarruf yapıyor, benim de tasarrufum bu. uygun bir şey arayışında olmak zorunda değilim, benim keseme uygun. peki ya geri kalanlar?

üstelik tüketim çılgınlığının bir sebebi de para biriktirerek yapılabilecek hiç bir şey kalmaması. adama kazak alma diyorsun ayda 200 lira biriktirsin. hadi 2 bin tl de kenara koysun. yılda yaptı 25 bin tl. kendine bir iphone alır anca. onun dışında para biriktirip, tasarruf yapıp ne alacak bu adam? eskisi gibi değil ki 6 ay kendini kasıp araba peşinatı yapasın. z kuşağı da vuruyor kendini tatile, ne yapsın adam. kardeşim benden daha kalifiye bir çalışan, aramızda 6 yaş var, benim kariyerimin başlangıcındaki fırsatları, ekonomik durumu hayal bile edebilecek durumda değil. hep tasarruf et diyordum ona da. artık gez diyorum. ayda 2 bin tl biriktirsen ne olacak.

ekonomiyi anlamaya çalışmak istiyorsanız zenginlerden değil, kenar mahallelerdeki ailelerden başlamanız gerekiyor. restoranları değil, mahalleleri analiz edin. o zaman daha net bir tablo çıkıyor ortaya. ortalama insanı o zaman görüyorsunuz. yoksa 2 milyon adamın yaşadığı mahallede 30 kişi kapasiteli bir restoran dolmuş diye bir analiz sağlıklı olmaz. önemli olan 2 milyon haftada kaç kere et yiyebiliyor? insanlar ekmek, makarna yiye yiye aptallaştılar resmen, yazık günah.
0
roket adam
(18.10.21)
@roket adam +1

Mesela birkaç sene önce filtre kahve makinesi alırken, Delonghi'nin en iyilerinden birini almıştık, bozulduğunda gittik Carrefour'dan kampanyalı en basic Philips makineyi aldık birkaç ay önce. Bu görüşe göre krizin kabul görmesi için illa ki Sinbo kettle ile su kaynatıp ne idüğü belirsiz Nescafe 3ü 1 arada içiyor olmamız lazım.

Öte yandan lise son sınıf kızı için dershane parası toparlayamayan akrabam var. Kendi işleri de pandemi sebebiyle oldukça sıkışık olmasına rağmen sevgili babam destek oldu da, çocuk geleceğe dair hayal kurmaya devam edebiliyor bir nebze. Yoksa hayal kurma hakkı bile olmayacaktı, bence bundan ağır kriz olamaz.
0
gmzo
(18.10.21)
bahsettiğiniz fakir, kenar mahalleli kesimin %99'u akpli ama o iş nasıl oluyor o zaman?

yani ekonomik krizi iliklerine kadar hissedenler akp'li, teğet geçenler akp'li değil. tamtersi olması gerekmiyo mu? neden böyle bu ülke ya:(
0
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(18.10.21)
öncelikle türkiyede nüfusuna oranla düşük seviyede araç satılıyor. medya avrupa'da 6.7. sıradayız diye övünüyor ama nüfusu hiç söylemiyor. türkiye eğer avrupalı sayılacaksa almanya ile birlikte avrupanın en kalabalık ülkesi ancak almanyada 6 kat daha fazla araç satılıyor. örneğin aşağıda verdiğim linkte görüleceği üzere bizim nüfusumuzdan çok daha az sayıdaki ülkeler bile bizi geçmiş durumda.

(git: www.aa.com.tr)

(git: eksisozluk.com)

peki kim alıyor bu araçları? aslında büyük oranda araç alanlar değişmiyor bana göre. zaten halihazırda otomobili olan insanlar araç değişimi yapıyor.. eşine, oğluna kızına araç alabilen kaç aile vardır ki? trafiğin olması veya parklarda çok araç varmış gibi görünmesi de otopark sıkıntısı ve yanlış planlamadan dolayı bir ilüzyon sadece.

şunu da belirtmek isterim ki ülkeler geçmiş yıllara göre değil o anki dünya sıralamasına göre değerlendirilmeli. türkiyede gençler akp öncesi de dünyada ne popülerse o ürüne sahipti zaten.. örneğin yaşı yetenler hatırlar herkeste bir walkman vardı ya da levis pantolon satışı revaçtaydı vs.
0
jepa
(18.10.21)
karapara aklama ekonomiyi ayakta tutuyor, hepimiz neoliberal sistemdeyiz olmayan parayı harcıyoruz. tamamen subkektif yazdım ekonomist değilim.

toplumun orta üst ve üst zengin kesimi etkilenmiyor çünkü bu adamlar zaten her halükarda para kazanbiliyor ve mal varlıkları var. ancak orta alt alt kesim gayet fakirleşti. peynir alırken sebze alırken artık daha da fazla düşünüyor insanlar. akpli dayılar için bir şey değişmiyor, bu dönemde mal varlığı edindikleri için akp döneminde hep böyle olacak sanıyorlar.
0
mikahakkinen
(18.10.21)
Bence bu ülke bu yönetimi dibine kadar hak ediyor. Ülkedeki gelir dağılımı belli ekonomi böyle gittiği sürece de trafikte araç sayısının azalması gerekmiyor hatta ekonomi böyle giderse araç sayısı artabilir bile. Ekonomide kişi başına düşen gelirin artması da araç sayısını artması anlamına gelmeyebilir önemli olan gelirin dağılımıdır ve bu ülke ile birlikte dünyada da gelir dağılımı felakete doğru gidiyor.
0
bartholomew87
(18.10.21)
ekonominin iyiligi bunlara endekslenemez ki.

haftada 1 cikip kahve icen ogrenciler var ama, biriktirdigi parayla yurtdisina tatile gidebilecek veya araba alabilecek ogrenciler var mi? veya 2-3 kursa yazilip kendini gelistirme imkani olan? yok. ekonomisi iyi olan ulkelerde bunlar var.

luks araba olayini ben de anlamiyorum, benim butun sulalem senelerdir hep ikinci el b en fazla c sinifi arabaya biner. yani cidden kimler nasil aliyor bu arabalari bilmiyorum. bana cogunlugu ak parti yandasi gibi geliyor. 5 bin nufuslu ilcede 1500 oyla secilen belediye baskani, kendi kayinbiraderine 1.5 milyonluk ihale verdi diye cikti gecenlerde. 1.5 milyonu bulan afedersin anadolu comari gidip bi bmw cekiyor tabi altina.

asil bakilmasi gereken orta ve alt sinifin ne kadar et yedigi, ne kadar tatil yaptigi, araba ve elektronigin ne kadar ulasilabilir oldugu, haftada kac saat calistigi, ne kadar kendini gelistirdigi-kitap okudugu vs. asil zenginlik budur.
0
icim urperiyor
(18.10.21)
(14)

Muzik festivalinde temizlikci olarak calismak

neverletyougodown
Yer y.disi, 3 gunluk bir muzik festivalinde geceleri 12 saatten cleaning staff olarak calisicam (tek seferlik gecici is). Degisik ortam gorurum, tecrube olsun diye kabul ettim saka saka Saati 14 euro 36 saatten temiz para 3 gece icin:) Bir anda atladik ama hata mi ettik acaba? Cadirlardan kondom fal
Yer y.disi, 3 gunluk bir muzik festivalinde geceleri 12 saatten cleaning staff olarak calisicam (tek seferlik gecici is). Degisik ortam gorurum, tecrube olsun diye kabul ettim saka saka Saati 14 euro 36 saatten temiz para 3 gece icin:) Bir anda atladik ama hata mi ettik acaba? Cadirlardan kondom falan mi toplayacagiz biz simdi, korona muhabbeti de var, cer cop pislik saglimizdan olmayalim, geceleri de soguk olur, 10 derece falan gerci ama yagmur yagarsa kotu, butun gece ayakta insan mahvolur ya. Neyse yapayim mi bu isi, yoksa yol yakinken vaz mi geceyim, Turkiye'den beyaz yaka hanim evlatligi da var biraz?
0
neverletyougodown
(09.09.21)
Bu kadar dert ediyorsan çalışma hocam silah zoruyla çalıştırmıyorlardır neticede. Dediklerinin hepsi olabilir.
0
Zaman Tamircisi
(09.09.21)
soruya soru ile cevap vereyim, düşünmeden mi hareket edersin hayatta?
0
evimin paspasi
(09.09.21)
Benim böyle bir şey yapmam için festival headliner'larına bayılmam lazım. Gidecek param yoksa paraya ihtiyacım var demektir, bu durumda hem çalışıp hem de konserleri dinlemek win win.
Zaten festivallerdeki hijyen beklentisi de düşük, öyle başında şefin sürekli bıdı bıdı yapacağını da sanmıyorum. Festival seni çekiyorsa yap bence.
0
Bruce
(09.09.21)
@evimin paspasi meselede aksine dusunmemek yok, fazla dusunmek var gibi ama yorumuna da saygi duyarim

@bruce hocam dedigim gibi gece isi. bizim calistigimiz saatlerde yok muzik, aksam 10 da muzik bitiyor, millet dagiliyor falan biz basliyoruz sabah 10a kadar
0
🌸neverletyougodown
(09.09.21)
Geçici işse seve seve yapardım. Ne olacak. Farklı bir tecrübe.
0
ruhen hastayim ben
(09.09.21)
öğrencilik yıllarında konserlerde çalışmış( yurtdışı dahil) tecrübeli biri konuşuyor. Zaten ortam falan hayal, o kadar yorucu ki saat gelsin de eve gidip dinleniyim modunda oluyor insan. 3 gün festivallerde en yorucu gün tabiki son gün.

Ben de işin zorluğu ve keyfi yanı için değil, getirisi için çalışıyordum çünkü ihtiyacım vardı. Bahsettiğin rakam güzel, tak eldivenini kulaklığını, konsantre bir şekilde çalış. Covid bir risk ama o konuda hem organizasyon hem de sen hassas olmalısın. Daha önce tecrübe etmediysen bu iyi bir deneme olabilir senin için. baktın çok yıprandın bir dahaki sefere 500 euro verip izleyici olursun.
0
papa ikinci jambon
(09.09.21)
Ben seve seve yapardım. Hele ki yurtdışında hiç tereddüt etmezdim. Farklı bir tecrübe. Zaten en sevdiğim anılarım da hep deliler gibi yorulduğum zamanlara ait. :)
0
violetsky
(09.09.21)
Tam olarak tereddutun ne ki? En kotu ihtimalle birakip gidersin. Zaten bu ihtimali goz onunde bulundurup fazladan eleman istihdam etmis olacaklar.
0
hot potato
(09.09.21)
ya öğrencilikte her iş yapılır tabii doğru ama müzik festival tuvaletleri askerdeki tuvaletlerden sonra hayatımda gördüğüm en pis 2. ortamlar olabilir. ben bu hastalık döneminde o işe girmezdim sanırım.
0
roket adam
(09.09.21)
Sansliysan cuzdan, saat bulup kazancini katlarsin, mis gibi is iste. Gunduz olsa yapilmaz bak. Yasitlarin egleniyor, sen onlarin onunden copunu aliyorsun, goz goze gelmekten falan utanir insan, Guantanamo'da boyle izdirap veren iskence turu yoktur. Tam Ferihalik sahne, Feriha cop toplarken okul arkadaslarina rasliyormus festivalde. Gerci Feriha ordan da siyrilirdi, babam temizlik hizmeti veren sirketin sahibi ben iscilere goz kulak oluyorum falan derdi:)
0
freedonia
(09.09.21)
@roket adam ne ogrencisi hocam 30 yasinda adamim:) Tuvalet olayini hic dusunmemistim ya, ben elimde cop alma cubugu dolasacam butun gece diye hayal ediyordum, tuvaleti hatirlattigin kotu oldu simdi, hem onu ozel sirket yapiyordur ya, kurulumu wastei bilmemnesi adamlarin sorumlulugudur tuvalet isinin, kesin gocmeniz en zayif halkayiz diye en pis isi bize iteleyecekler var ya
0
🌸neverletyougodown
(09.09.21)
tuvaletleri kendi şirketi temizliyorsa da, yine de tuvalet temizlersin, ama tuvalete yapmayanlarınkini.

kafanı karıştırmak bir yana, sen üstüne düşündükçe ayakların geri geri gidecek. kafana koy, gözünü karart, şu an bu yapılacak de, acıdan hislerden sıyrıl ve yap.
0
mimo
(09.09.21)
Paraya çok ihtiyacı olan bir öğrenci sorsa yapılabilir derdim ama 30 yaşında ve bu kadar ayrıntı düşünen biri için uygun bir iş değil bence. Başlığı görür görmez festival tuvaletleri canlandı benim de gözümde.

Zaten çalışıp aynı zamanda grupları dinleyebileceksiniz sanmıştım ama öyle bir durum da yok galiba. Festival tuvaleti temizlemek için hiçbir sebep kalmadı bu durumda bana göre :D
0
ms brownstone
(10.09.21)
gidip yenikapi'da milletin bokunu, cercopunu toplamaktan farki yok. sadece yer ve zaman farklı.
0
buenosdias
(10.09.21)
(23)

Erkekler boxerı nereden alıyorsunuz?

suicides underground
Eşime daha önce aldığımız marka (damat) aşırı pahalılaştığı için başka markaya geçeceğiz. Kotondan aldım haşır huşur çıktı. Yumuşak olması tercihimiz. Teşekkürler
Eşime daha önce aldığımız marka (damat) aşırı pahalılaştığı için başka markaya geçeceğiz. Kotondan aldım haşır huşur çıktı. Yumuşak olması tercihimiz.
Teşekkürler
0
suicides underground
(09.09.21)
internet yılda 2-3 defa toptan ucuz olunca alıyorum. bir seferde 20 gibi.
0
duyurukullanıcısı
(09.09.21)
mavi, h&m
0
lemmiwinks
(09.09.21)
şahinler,blackspade
0
1917
(09.09.21)
H&m
Jack and Jones
0
kisa
(09.09.21)
Eskiden marks&spencer'dan alıyorduk eşime ancak hem pahalandığı için hem de yıkandıkça sündüğü için farklı marka deneyelim dedik.
Altınyıldız Classics ve Penti'den aldıklarımızın kalitesi çok daha iyi çıktı, fiyat olarak da uygun kalıyor.
0
onune3012
(09.09.21)
Hanım geçen paraya kıyıp marks and spencer almış, aman tanrım… mükemmel…
0
giovanne
(09.09.21)
Marks and spencer demişsiniz, verilen linke baktım, yüzde 88 polyester diyor, bildiğin laylon.
Şekli bozuluyor dedikleriniz de muhtemelen pamuklu, yani sağlıklı.
0
vizivozo
(09.09.21)
%100 pamuk olmasına dikkat edip, semt pazarı, hm, pierre cardin den falan alıyorum.
0
xrated
(09.09.21)
eros, dagi, en son da kom' dan aldım. Memnunum.
0
kumandanim
(09.09.21)
jack and jones, amazonda satılıyor ara ara indirimde.
0
roket adam
(09.09.21)
Blue mint 100 TL :(
0
jacque
(09.09.21)
mark and spancer ın üzerine yok.
0
jamswety
(09.09.21)
%100 pamuklu Puma, LCW, M&S, Tommy Hilfiger ve Calvin Klein var bende.

En sevdiklerim TH olanlar şimdiye dek. CK da güzel ama ben aldığımda bir araba parası değildi. Şu an olsa almam.

He bir de en son Cotboxer isimli bir markadan almıştım onlar da modal kumaşlı ve inanılmaz rahat, severek giyiyorum.
0
chicha_v2
(09.09.21)
Pamuklu olarak ben nbb ve pentiden alıyorum, çok memnunum. Tam bir f/p. Pamuklu olduğu için terleme yapmıyor. Tavsiye ederim.
0
Weeze3r
(09.09.21)
jack and jones
0
reanarchy
(09.09.21)
Tutku
0
baal
(09.09.21)
Penti.
0
invictae
(09.09.21)
dagi. ozellikle modal ve pamuklu stretch modellerini cok rahat buluyorum.
0
crucio
(09.09.21)
The Don
0
d max
(09.09.21)
The Don. Antalya'da outlet mağazası da var. Fiyatlar çok iyi.
0
en bi orijinal
(09.09.21)
penti romanya'dan aldım ben, türkiye üretimiydi ve indirimdeydi.

jack and jones'ları falan beğenmedim.
0
rain when i die
(09.09.21)
ben hep koton'dan alıyorum. haşır huşur boxer modellerini de biliyorum ama koton'da öyle model görmüyorum ben. belki internet mağazasında öyle model vardır, o modelden almışsınızdır.

şunlar haşır huşur etmez: www.koton.com

15 tane alınca 2 sene gidiyor açıkçası. tavsiye ederim.
0
ahm1
(09.09.21)
kişiye göre değişir boxer konusu çok sıkmayan şort tarzı seviyorsa hm nin boxerleri güzel
0
egokalp
(09.09.21)
(19)

Neden IKEA evi olamıyoruz?

silverleaf
Komik bir başlık oldu ama arkadaşlarla üzerine konuştuğumuz bir konu bu. Tüm eşyalarımızı IKEA'dan alsak bile evlerimizde o İskandinav evlerinin havası sizce neden olmuyor? Pek çok arkadaşım evinin çoğu eşyasını IKEA'dan ya da bu tarz nordik tarzda eşyalar satan yerlerden aldı dünyanın parası verip.
Komik bir başlık oldu ama arkadaşlarla üzerine konuştuğumuz bir konu bu. Tüm eşyalarımızı IKEA'dan alsak bile evlerimizde o İskandinav evlerinin havası sizce neden olmuyor? Pek çok arkadaşım evinin çoğu eşyasını IKEA'dan ya da bu tarz nordik tarzda eşyalar satan yerlerden aldı dünyanın parası verip. Ama ısrarla o hissi kimse alamıyor. Bu işin sırrı nedir, iç mimar tutmadan aynı hissi alabilme ihtimalimiz yok mudur? :)
0
silverleaf
(09.09.21)
muhtemelen perde farkıyla iskandinavlığı ucundan kaçırıyorsunuz.
0
evde liyakat kalmamis
(09.09.21)
alanım değil ancak aile mahalle baskısı mevcut. evimizi az eşyayla döşedik eşimin teyzesi eviniz çok boş dedi.
bence evlerimiz uygun değil galiba. iskandinav evleri müstakil ve büyük pencereli evler.bizde dışı gösterişli ismi elit içi lümpen siteler mevcut.
0
mikahakkinen
(09.09.21)
ikea nın reklam fotografları başarılı. reklam ne kadar yanıltıcıysa o kadar başarılı maalesef. yanii isveçlilerin evi de o havayı vermiyor.
0
halk
(09.09.21)
tavan yüksekliği ile alakalı olabilir. bizde çok basık.
0
deligine yuvarlanmis tavsan
(09.09.21)
gayet oluyor. sizin olmuyordur : )
halı perde gibi detaylar.
renk ve minimalizim önemli.

1. desenli, karışık/çoklu veya uyumsuz renkli kumaşlar tercih ediliyordur. aynı şey duvar boyaları ve yer döşemeleri, kapılar için de geçerli.
2. kesin çok ve gereksiz eşya vardır. biblolar, süslemeler, örtüler, kılıflar, masa süsleri, çerçevede fotoğraflar, kumaş içeren ürünler, kalabalık yaratan detaylar ve aksesuarlar...
3. ev aydınlık değildir.
4. yeşil bitki sayısı azdır. saksılar sade ve düz renk değildir.
5. duvarlarda çerçeveler gelişgüzel yerleştirilmiş ve içindekiler de rastgele seçilmiştir.

işin sırrı sadelikte. "arındırılmış" bir atmosfer yaratabilmekte. ikeadan beyaz ektrop almak var, allı güllü cafcaf çiçek desenli kılıflı bi ektrop almak var.
0
rewlack
(09.09.21)
tavan yüksekliği ve eski tip pencere boyutları yüzünden o his oluşmaz. galerili müstakil bir evin olsun bak neler oluyor. :)
0
xrated
(09.09.21)
ışıktan dolayı, katalog ya da internetteki fotoğraflarda ortamın konseptine göre sıcak ya da soğuk ışıklandırma ile çekim yapılıyor haliyle çok güzel fotoğraflar görüyoruz, fotoğraftaki köşe lambanın aynısını alıp evimize koyunca aynı etkiyi vermiyor çünkü görünmeyen aydınlatmalar pencereden yine özel olarak ayarlanmış içeri vuran gün ışığı vs
0
freebird5406_2
(09.09.21)
minimalizm ve minimalist felsefeyi yiyip bitirmemiz lazım o hissi alabilmek için. olay sadece eşyalarda değil yani :)
0
duyulmasi gerektigi kadar
(09.09.21)
olmasin ya birak, ben de seviyorum ama yurtdisinda kaldigim yer ikeadan dösenmis, cok özendigim birsey olmasina ragmen biktim.
+instagramda taglardan aratip insanlarin evlerine bakabilirsin, ikea fotolari yerine
0
durgunfoton
(09.09.21)
Çünkü böyle şeylerde özgün değiliz. Bize ait özgün bir şey ortaya konammadıpı zaman, dışarıdan ithal taklitçilikle his almaya çalışıyoruz. Cilt, dış görünüm, konsept, tema değişiyor. değişiyor ama tarihsel bir süreç içinde kültür ve alışkanlıklarla bu topraklarla arada istenmese de bir bağ var.
Kişi evinde Feng Şui'ye varana dışarıdan ithal uygulamalar ve nesnelerle nasıl değişim yaparsa yapsın uymuyor.

Cem yılmaz buna benzer bir konuda skecinde bahsetmişti:
Evlilik töreninde damat elinde ışın kılıcıyla içeri giriyor ama kayınbaba ve validenin ellerini öpüyor. Dolayısıyla olmuyor, tutmuyor.

İskadinavyayı yakından bilmem tanımam merkezi yerlerden çok kıyıya yakın yerlerdeki evler yer şekileri nedeniyle birbirinden uzaktır. Bu evler arası uzaklık insanlar arası ilişkilerde de çoğunlukla soğukluk, yabancılaşma olarak etki eder.

Bu psikoloji ve kültür mimariye veya diğer eserlere de etki eder.
Klasik eski türk evleri dendiğinde görselleri bile insanda kendine yakın sıcak bir etki oluşturur.
Oysa iskandinav mimarisi daha soğuktur .
Kıyas yapmak isteyenler için :
i.hizliresim.com

Dış görünüm böyle ise içerisi ne bakmaya da çok gerek yok .
Gerçekte bizden olmayan belli markalar üzerinden his ve heyacan yaşamakta sanırım çok normal bir şey olmasa gerek.
0
Erva
(09.09.21)
Cunku yasamaya uygun degil. Yan sehpa koyuyorlar ustune de kocaman bi vazo e kahveyi nereye koycaz?
0
floydian
(09.09.21)
Basık tavanlı, yamuk duvarlı, pimapenli küçük pencereli evlere ne yapsanız sırıtır. Türkiye'deki evler çok çirkin ne yazık ki. Yetmezmiş gibi bir de son 10 yılda peydahlanan AKP mimarisi sayesinde her şey iyice göz kanatır hale geldi.
0
yürümeyin
(09.09.21)
çünkü:
1. türk evlerinin mimarisi iskandinav tipi değil, türk tipi. odaların birbirine konumu, büyüklüğü küçüklüğü, pencerelerin büyüklüğü küçüklüğü, konumu, kapıların yeri çok farklı. örneğin ikeada hiç bir model evde kalorifer peteği yok, petek oldu mu bütün yerleşim planını ona göre yapman lazım. hatta iskandinav evlerinde her 1,5 metrede bir priz olma zorunluluğu var, türkiyede koca salonda bir tane priz var. ordan oraya uzatmalarla kablo taşıyorsun. ikeada bir model evde hiç uzatma kablosu gördünüz mü?? prizler de bizdeki gibi göz hizasında değil yerden 30-40 cm yüksekliğinde, kolayca bir eşya arkasına saklayabiliyorsun. duvarın ortasından yere kadar uzanan bir kablo düşün, al sana bütün iskandinav büyüsü gitti.
2. ışıklandırma. ikeada sadece model evlerin ışıklandırması değil mağazanın genel aydınlatma sistemi, örneğin tavan spotları vs de bir ilüzyon yaratıyor. bu sadece ikea değil tüm mobilyacılar için geçerli. en varaklısı bile evde teşhirde durduğu gibi durmaz.
3. kombinler. her şeyi ikedadan alsanız bile parçalar arasında renk, desen, model, tarz uyumu olmadıkça o hava da olmuyor. parçalar tek tek güzel olabilir ama birlikte kullanıldığında o ambiyansı vermeyebilir.
4. evler türk tipi olduğu gibi yaşam da türk tipi. ben şahsen iskandinav tarzının türk yaşam tarzına uygun olduğunu düşünmüyorum. ha bayılıyorum o ayrı.
5. aksesuarlar. sadece eşyalar değil aksesuarlar da yaşam tarzını yansıtıyor. geyik figürü mesela. iskandinav toplumlarında geyik etinden, sütünden, derisinden, kürkünden faydalanılan neredeyse tapınılan bir hayvan. türkiyede geyik diyince akla sadece muhabbet gelir. evin her yerine geyik desenli aksesuar koysan dalga geçerler. sadece yakışmaz da, sırıtır.
6. yapay da olsa güneş ışığına ihtiyaç. adamların memleketinde 6-7 ay güneş yok, geriye kalanda da güneş en tepede olsa bile bizdeki gibi cayır cayır bir ısı ve ışı kaynağı değil. bu yüzden evlerinde renk skalası hep beyaz ve toprak tonlarda olsa da, güneşin eksikliğini hissettirmeyecek sarı-sıcak tonlamaları ve ışığı yansıtacak şeyleri kullanıyorlar. bizim 5 ay çöl sıcağında kavrulan memlekette bu tür yapay şeylere ihtiyaç yok.
7. evin genetiği iskandinav tarzına göre değilse, eşyanın iskandinav olması iğreti duruyor, doku uyuşmazlığı oluyor. evi sıfırdan o tarza uygun inşaa edersen anca bir nebze olur.
8. neden bir nebze çünkü bizim kültürel ve etnik genetiğimiz de iskandinav değil, göze estetik gelse de kodlarımızda olmadığı için bişeyler eksik kalıyor.
0
halanne
(09.09.21)
evler az ışık alıyor, pencereler ufak
perdeler genelde 50 kat, perdeleri de ikea'dan alınmıyor
odada mutlaka imajı bozan eşyalar oluyor, ayı gibi halılar gibi
çok fazla ıvır zıvır eşya oluyor mutlaka sağda solda
versaire vesaire.
0
roket adam
(09.09.21)
Perde,duvar boyası, halı ve duvardaki raflar vs farkı var.
0
sta
(09.09.21)
cam manzarası ağaçlık olmuyor
yer döşemeleri onlarda gerçek tahta oluyor ve cilasız oluyor
en çok da cam şekli belirliyor evin durumunu. onların camları daha farklı bizde pimapen :)
0
my pink
(09.09.21)
küçük detaylı aksesuarları atlıyorsunuzdur. tabi ki renk uyumu önemli. arada patlatan rengi de iyi seçmeniz gerekiyor. mesela benim gri koltuğumun üstünde turuncu bir yastık var. gibi.
0
psychosocialll
(09.09.21)
Cevaplar cok uzundu kardes okuyamadim, durumum yoktu.

Bence en onemli sebep tavan yuksekligi ile pencere.
0
invictae
(09.09.21)
kataloglarda gordugun evler ne kadar sade gorunseler de fonksiyonel degiller.
0
rm
(09.09.21)
(8)

Boşluğa düştüğünüz dönemlerde eskilere yazar mısınız/arar mısınız?

jonas
Hani bazen hayatımızda yeni birileriyle tanışamadığımız, uygun birilerini denk getiremediğimiz dönemler olur.O tür dönemlerde, iletişimi kesmiş olduğunuz eski takıldıklarınıza/kız arkadaşlarınıza whatsapp'tan yazar mısınız veya direkt arar mısınız?"O kadar zamanın ardından hayırdır, nereden çıktın ş
Hani bazen hayatımızda yeni birileriyle tanışamadığımız, uygun birilerini denk getiremediğimiz dönemler olur.

O tür dönemlerde, iletişimi kesmiş olduğunuz eski takıldıklarınıza/kız arkadaşlarınıza whatsapp'tan yazar mısınız veya direkt arar mısınız?

"O kadar zamanın ardından hayırdır, nereden çıktın şimdi?" diye terslenir miyim diye ben bundan hep bir çekinirim. Olumsuz geri dönüş alacağıma hiç yazmayayım daha iyi diye düşünüp baştan gurur yaparım, yazamam.

Siz ne yapıyorsunuz?
0
jonas
(09.09.21)
Eski sevgilimin yerine yenisini bulamadığım zaman ona ulaşmıyorum. Çünkü ilişki bitmiş. "Ben kimseyi bulamadım, seni bir yoklamak istedim" düşüncesiyle yapılan mesajların/aramaların niyeti baya belli oluyor. Ben bana bu şekilde gelen arama ve mesajlara cevap vermiyorum.
0
GoodMorningTeacher
(09.09.21)
Şu an evliyim ama evet eskiden yaptığım bir şey. Eski sevgili olmasa bile eski takıldığım herkesi arama potansiyelim vardı.
0
roket adam
(09.09.21)
Nasıl eski olduğuna göre değişir. Gönül ilişkisi yaşayıp ayrıldıklarıma asla yazmam.

flört olmuştur ama kopukluk olmuştur, bi daha görüşmeyelim gibi bir muhabbet geçmemiştir, fb'dir fwb'dir, bunlara yazılabilir. Nereden çıktın dedirtecek kadar eskiye yazmam tabii.

Sanırım bunu 2 kere yaptım daha önce, biri olumlu oldu diğeri olumlu olacaktı ama ilk başta olumlu olmamasına sebep olan şey bi daha ortaya çıkınca yine olumsuz oldu.
0
Bruce
(09.09.21)
Eskiler torun torbaya karisti arayamiyoruz artik :)

Ara ara, ben hep arardim engeli yemek icin.
0
divit
(09.09.21)
Ara yaaa terslenmek güzel oluyor gülüyorsun kendine vay bu hallere de düştüm falan :D korkma hayatta reddedilmek terslenmek de vardır. Ve bunları tadarak büyüyüp gelişiyoruz. Kişisel gelişim kitabı yazsa cok kıymetli olur bu dediklerimiz tabi :D
0
fıytfıyt
(09.09.21)
boşluğun derinliğine göre değişir. gurur yapacak bir şey yok. engel yemek de iyidir arada :)
0
dafuq
(09.09.21)
Aramam, yazmam. O insanla iletişimimi bitirmek istemişim bir kez. Kimse yok diye neden istemediğim bir insana katlanayım tekrar? Yalnızlıktan da hiç sıkılıp gücenmem ayrıca.
0
Mossy
(09.09.21)
kadınlar hemen arkasından konuşmaya başlıyor. ilişki nasıl bir ilişki olursa olsun (sevgili, fb, fwb, ons vs.) hemen dedikodusunu yapıyorlar. dillerine düşeceğime keserim boynuma asarım zirvede bıraktım derim.
0
selam
(09.09.21)
(13)

Eski fotoğrafları saklıyor musunuz

heathen
Laptopta, drive’da vs saklıyor musunuz eski fotoğraflarınızı? Binlerce fotoğrafı videoyu silmeye kıyamayan sayılı manyaklardan biri miyim diye düşünüyorum bazen. Açıp bakmıyorum da çoğuna tekrar. Duruyorlar öyle. Gerekli gereksiz hepsi var.
Laptopta, drive’da vs saklıyor musunuz eski fotoğraflarınızı? Binlerce fotoğrafı videoyu silmeye kıyamayan sayılı manyaklardan biri miyim diye düşünüyorum bazen. Açıp bakmıyorum da çoğuna tekrar. Duruyorlar öyle. Gerekli gereksiz hepsi var.
0
heathen
(09.09.21)
tabii ki.
0
Ufuk
(09.09.21)
kolay kolay bir şey silmem. msn konuşmaları bile duruyor yıllar önceden. hatta geçen öyle bir bakarken farkettim şimdilerde her şarkısı milyonlar dinlenen birkaç kişiyle zamanında saatlerce msnde muhabbetler etmişiz. bu logları saklamasam hatırlamayacağım bile. vay be dedim görünce.

çok pis film arşivi de yapardım ancak günümüzde artık film arşivi yapmak çok anlamsız hale geldiği için ve "şu kısa hayatta bir filmi bir insan en fazla kaç kere izleyebilir ki" diye düşünerek sildim ve attım hepsini.
0
kim bilir
(09.09.21)
Ne fotoğraf/video ne sohbet geçmişi...
Hepsini saklarım.
Arkadaşlarım bir şey demeye korkar 4 yıl önceki konuşmadan ekran görüntüsü atma ihtimalime karşı.

Diskte saklıyorum her şeyi bunu da sabit değil ama yılda bir gibi bir periyotta kontrol ediyorum anlık gerekli olup da alınan ekran görüntüleri, birden fazla olan fotoğraflar gibi gözden çıkarılacak şeyleri siliyorum.
Hafıza doluluğundan whatsappta temizlik yapmam gerekse konuşmaları (tamamını değil) önce maile yedekliyorum.

Ben bu durumumdan biraz rahatsız oluyorum, ne zaman yeter ya temizleyeyim artık şunları diye başına geçsem elim varmıyor ama.
0
mutekebbir
(09.09.21)
Saklayamıyorum. Ki ben evi her temizlediğimde bir poşet eşya atan insanım. Fotoğraflar da belli bir süre sonra azalıp gidiyor haliyle.
0
ruhen hastayim ben
(09.09.21)
saklarım 10 yıllık falan arşiv var, her telefon backup aldığımda whatsapp konuşma database'ini şifresiz hale getirir öyle yedeklerim telefonu
0
nahtoderfahrung
(09.09.21)
Saklıyorum. Şimdi değil yaşlanınca tek başıma rakımı içerken bakıp bakıp ah be gençlik diyip depresyona gireceğim.
0
materyalist imam
(09.09.21)
Saklıyorum.

Benim için milli servet gibi bir şey. Belki bugün değil ama yaşlanınca çok değerleneceğine inanıyorum.
0
deveyidiken
(09.09.21)
arkadaşlarım arasında arşivlerle ünlü biriyim. yandex, dropbox, icloud her yerde çeşit çeşit fotoğraflar saklıyorum liseden beri. düzenli değil ama 2-3 ayda bir tüm fotoğraflara bakıp duygulanırım.
0
golgi aygıtı
(09.09.21)
fotoğraf bakmayı çok sevdiğim için saklarım ama ergenlik dönemimde kendimi görmeyi hiç istemediğim için o dönemi yok ettim diyebiliriz
0
kestane gürgen palamut
(09.09.21)
saklıyorum maalesef aşağı yukarı 2006'dan beri. ama silmek istiyorum bazen. eski fotolara bakmak bana neşe vermenin aksine canımı sıkıyor.
0
roket adam
(09.09.21)
E tabii ki. Ergenken hem çok foto çekilmezdim hem de hafıza kartımı kaybettiğim için fotolarım yok oldu o zamandan :(

Şimdi pcde + cloudda + cold storage 3 yerde tutuyorum. Ara sıra bakarım. İlk kez geçenlerde iki fotoğrafımı(zı) bastırdım vs. Güzel şey bence
0
aguen
(09.09.21)
saklıyorum. aksini düşünemem
0
dafuq
(09.09.21)
Saklıyorum
0
2027
(09.09.21)
(15)

sizce hangi arabayı almalıyım? son karar

kanasla intihar eden adam
kullanım yeri = istanbulgünde maksimum 30 dakika - 1 saat kullanıcamaldıktan sonra 5-6 sene satmayacağımhttps://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-renault-oztek-sancaktepe-sb-den-2018-clio-1.2-t-icon-edc-23.686-km-de-952096967/detayhttps://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-kia-hatasiz-boy
kullanım yeri = istanbul
günde maksimum 30 dakika - 1 saat kullanıcam
aldıktan sonra 5-6 sene satmayacağım


www.sahibinden.com

www.sahibinden.com


linkteki araçların direkt durumu değilde genel düşünebilirsiniz.

kia rio 1.4 CVVT Cool mu yoksa renault clio 1.2 Turbo Icon mu?

www.sahibinden.com
0
kanasla intihar eden adam
(08.09.21)
Kia daha fazla yakar
Renault boyalı
Kia 2 sene daha yeni model
Renault daha fazla opsiyon var

Renault 10.000 tl daha ucuz olsa onu seçerdim.
0
etna
(08.09.21)
Son fiyatları ne oldu tam emin değilim ama sıfır i20 veya C3 de bakabilirsiniz. Aynı paraya sıfır almak varken ha Clio ha i20 farketmez
0
housedaki topal doktor
(08.09.21)
@housedaki topal doktor hocam hyundai i10 ve i20'yi kullanıcılarının olumsuz görüşleri sebebiyle eledim.

nissan micra, suzuki swift, kia picanto küçük olduğu için

citroen'i fransız olduğu ve çok çabuk bozulduğu için eledim.

suzuki baleno var beğendiğim onunda piyasası yok ve bozulursa tamir olanakları sınırlı. onuda o yüzden eledim.

başka araba kalmıyor seat var hatchback olarak onunda 2020 fiyatları 180 bin üstüne çıkmış. mecbur clio ve kia'ya kaldım.

kia daha sağlam görüşeri çok fazla o yüzen kia'da gönlüm ama clio'da güzel araba. kararsız kaldım o yüzden sormak istedim buraya.

ve anlamıyorum gerçekten arabada.. videolardan, yorumlardan, başkalarının fikirlerinden bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.
0
🌸kanasla intihar eden adam
(08.09.21)
I20'de ne olumsuz görüş varmış merak ettim. I20 dediginiz araba ile rio zaten yüzde 70-80 ayni araba. I20'nin tgdi motorlarinin cok titremesi ve sabahları soguk havada yaşadığı sorun dışında pek sorun yok' otomatik vitesleri rio ile ayni. Bu arabalarda avrupada kia icin 7 yil hyundai icin 5 yil garanti standart. Sıkıntılı olsalar bu kadar garanti vermeleri komik olurdu. 2 yil verir gecerlerdi diğerleri gibi.

Citroen çabuk bozulduğu icin demissiniz, neye göre anlamadim. Yeni 1.2 ile 8 ileri citroen hyundai/kia motor ve viteslerinden cok daha iyi. Yeni kasa Peugeot ve citroen araclar oldukça iyi. Bu cabuk bozulmadan kasit ne merak ettim.

Suzuki baleno güzel araba ama direksiyonu biraz garip. Ek olarak euro ncapta kötü.

Clio 1.2 sıkıntılı motor. Fransa'da bildiğiniz dava açıldı o motor için (que choisir tüketici haklarini korumak icin olusturulmus bir grup)
www.connexionfrance.com
0
logisticsmanager
(08.09.21)
Clio canavar bence. Ben olsam clio alırdım. Acayip de satıldı zaten 1.2T motoru.
0
roket adam
(08.09.21)
aynı fiyata clio 5 touch vardır bir sürü. neden clio 4? clio 5te android car var. daha yeni hem :D
0
glamdr1ng
(08.09.21)
@logisticsmanager hyundai i20 ekşi yorumlarına ve videolara baltım hepsi araç gitmiyor yazmış. yakında direksiyon kursuna gidip hyundai i20 deneyeceğim bakalım belki fikrim değişir.
0
🌸kanasla intihar eden adam
(08.09.21)
@kanasla hangi motor? 1.4 mpiysa evet ne az yakar ne çok kacar.
1.0 tgdi turbolu o gider. 1.4 cvvt tabiki 1.4 mpi'dan iyi. Ama onun dışında i20 mis gibi araba.

Yurtdışında olduğum için clio hangi yil bakamıyorum ama 2016'ya kadarsa çok riskli bir iş 1.2 tce.
0
logisticsmanager
(08.09.21)
clio çok daha donanımlı, daha az yakar, daha çok kaçar, daha az mtv ödersin.
ikinci eli daha iyi.
0
nuisance
(08.09.21)
citroen'i fransız olduğu ve çok çabuk bozulduğu için eledim.

fransızlık ne gibi bir dert açıyor size renault da fransız değil mi ? bir de çok çabuk bozulduğu derken mesela hangi istatistiğe-araştırmaya göre kia veya renaultdan daha fazla kronik arıza yapıyor ?
0
orpheus
(09.09.21)
Bu arabalar hakkında Eskiden kalma çok kirli bilgi var bence hepsinin sebebi bu yaptığınız yorumların.

Artık çok az farklılıklar kaldı. Neredeyse tüm arabalar %70 - 80 benziyor yapısal olarak.
Zamanında rahmetli babam Romeo Julietta alma asla parça yok demişti ama eskiler bilmiyor ki artık her şey var internette.. bu ve bunun gibi kabul edilmiş eski bilgiler günümüzde de satılmaya çalışıyor. Bence yeni arabalar 10 yıl önceki hallerine göre çok daha iyi durumdalar.

keşke param olsa da o kia'yı alsam dedim bu arada.
0
denizmaniaherif
(09.09.21)
aldıktan sonra 5-6 sene satmayacağım diye düşünmektense, acil bir durumda hangi aracı elimden daha kolay çıkarırım diye düşünmek daha mantıklı geliyor bana. bu nedenle renault tercih ederdim.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(09.09.21)
Sözlükte herkes birer Senna olduğu için kaçmalı gitmeli yardırmalı bütün yorumları kaale almamanızı tavsiye ederim. İstanbul'da günde maksimum 1 saat kullanacağınız araba gitse ne olur gitmese ne olur :)

Ben hem sözlükte hem de burada çok acayip yorumlar okuyorum. Geçenlerde Ford'un Toyota'dan daha sağlam olduğunu okudum mesela. Fransız markaları genel olarak Japon markalarına göre daha az sağlamdır. Bu aralar yere göğe sığdırılamayan yeni nesil Peugeot'ların en eskisi 3-4 yaşında. Henüz elde kalitelerini arttırdıklarına dair uzun dönemli bir veri yok (Hayır, ilk 1-2 yıldaki servise gitme sayıları önemli bir kriter değil.) Haliyle ikinci el araba alıp 5-6 sene kullanmayı düşünen birinin bu markalara şüpheyle yaklaşması kadar normal bir şey yok. 10 sene önce olsa aynısı Hyundai/Kia için de söylenebilirdi.

Yabancı diliniz varsa düşündüğünüz modellerin forumlarına, Facebook gruplarına ve Reddit'e bakın derim. En azından baktığınız model yıllarına has kronik sorunlarının neler olduğunu öğrenirsiniz.
0
yürümeyin
(09.09.21)
2009 model 1.2 mpi i20 kullanıcısıyım. Eğer 160 170 ile gitcem derseniz uzaoik durun derim ama onun dışında sollamalarda yokuşlarda ben bir sıkıntı çekmedim bugüne kadar hiç. Yakıtı da 6/8 lt arasında değişiyor. 2020 i20leri öneririm bu açıdan size de
0
bigcaptain
(09.09.21)
al sat olacaksa reno. 1.4 daha verimli araç.
0
mikahakkinen
(09.09.21)
(1)

Miras konusunda bilgili hukukçular

philia sophia
Merhaba geçen yıl dedemle araç aldık. Araç dedemin üstüne fakat araba alınırken ben de 60 bin koydum. Birkaç ay önce dedem vefat etti ve şimdi araç onun üstüne olduğu için aracın toplam fiyatı üstünden pay edilmesini istiyor dayım. Benim koyduğum para hiç olur mu?
Merhaba geçen yıl dedemle araç aldık. Araç dedemin üstüne fakat araba alınırken ben de 60 bin koydum. Birkaç ay önce dedem vefat etti ve şimdi araç onun üstüne olduğu için aracın toplam fiyatı üstünden pay edilmesini istiyor dayım. Benim koyduğum para hiç olur mu?
0
philia sophia
(08.09.21)
Yasal olarak araç dedenin üstüne, miras da eşit olarak paylaşılır. Senin koyduğun paranın bir önemi yok. Engelli indirimi ile aldınız herhalde, alırken bunu hesap etmeniz lazımdı.
0
roket adam
(08.09.21)
(6)

eylül sonu, ekim ortası deniz

biseysorcaktim
eylül'ün sonu ya da ekimin ilk haftalarında yüzmek ve yaz tatili yapmak istesem nereye gidebilirim? antalya'da ekim sonuna kadar yüzenler oluyor sanırım. ne dersiniz? kaş'ta bir esnaf geçenlerde "eylül sonunda buraya gel, çok güzel oluyor" demişti.
eylül'ün sonu ya da ekimin ilk haftalarında yüzmek ve yaz tatili yapmak istesem nereye gidebilirim? antalya'da ekim sonuna kadar yüzenler oluyor sanırım. ne dersiniz?

kaş'ta bir esnaf geçenlerde "eylül sonunda buraya gel, çok güzel oluyor" demişti.
0
biseysorcaktim
(08.09.21)
o tarihlerde kaş, fethiye, dalyan, akyaka buraları tek geçerim. sakin olur, uygun fiyatlı olur temiz olur. mis olur, çiçek olur.
0
erty_ksk
(08.09.21)
çok güzel olur
0
freebird5406_2
(08.09.21)
Kıbrıs çok güzel oluyor o süreler.
0
roket adam
(08.09.21)
tüm akdeniz rahatlıkla , + bodrum vs.
0
atacaksinfinke
(08.09.21)
Kesinlikle fethiye,kaş,bodrum ve çevresini düşünmelisiniz, İzmir soğuk olur seçeneğiniz olmasın.
0
yeni ve işsiz
(08.09.21)
Antalya'da kasım sonuna kadar yüzüyorum :) Özellikle Kemer-Tekirova tarafında bahsetmiş olduğunuz tarihler düşünüldüğünde su sıcaklığı da ideal olacaktır.
0
ultranil07
(08.09.21)
(7)

Mac sistemlerindeki office programlarının kullanım zorluğu (pc'ye göre)

panamera
Selamlar, yeni yeni Mac kullanmaya başladım. office 2019 kullanıyorum. Yalnız PC'deki versiyonda çok faydalı olan birçok özelliği göremiyorum. En basitinden PC'de word'de bir kelimeyi seçtiğinizde imlecin hemen sağ köşesinde bir format alanı çıkıyor, renk değişimi, bold yapma gibi işlemler hızlıca y
Selamlar, yeni yeni Mac kullanmaya başladım. office 2019 kullanıyorum. Yalnız PC'deki versiyonda çok faydalı olan birçok özelliği göremiyorum. En basitinden PC'de word'de bir kelimeyi seçtiğinizde imlecin hemen sağ köşesinde bir format alanı çıkıyor, renk değişimi, bold yapma gibi işlemler hızlıca yapılabiliyor. veya outlook'da emailler kategorilerine göre renklendirilebiliyor, mac'ta yok ya da ben bulamadım. Yine outlook'ta PC versiyonunda olduğu gibi kompakt bir görünüm olmuyor. özetle Mac'de office kullanımı PC'ye göre yorucu. bu neden böyle? Problem bende mi?
İyi akşamlar
0
panamera
(07.09.21)
Sanırım macosdaki kullanıcı kitlesi çok az.
Dediğiniz özellikler yok, hatta ben mace ilk kurduğumda Office 2003 kurdum sandım. O derece ilkel bir arayüz var.
Buna karşın Apple'ın kendi uygulaması olan Pages bir iki kıl özelliğine rağmen iyi.
0
sumuklurakun
(07.09.21)
Office 365 kullanıcısının yani yasal ve son sürüm var, Windows’ta daha rahattı ama alışınca sorun yok. Sadece otomatik kayıt ve One drivea yedekleme işi biraz değişik çalışıyor onu çözemedim gibi oldu.
0
kullanıcıadımbuolsun
(08.09.21)
mac'teki office net bir şekilde daha dandik maalesef. ya alışacaksın ya da alternatiflere yöneleceksin. özellikle excel'de ciddi eksikler var.
0
roket adam
(08.09.21)
mac'te klavye kisayollari yok, varsa da bilen soylesin.

alt h+d+r, alt h+o+i vs cok kullaniyordum.
0
do you remember me
(08.09.21)
exceli çok kötü, ben okul projesi için sanal windows kullanmak zorunda kalmıştım.
0
nuisance
(08.09.21)
Mac aldiysan zaten calismayacaksin demektir, bu yuzden o konulari onemsemiyorlar.
0
divit
(08.09.21)
Ben de ofiste mac kullanıyorum, alıştıktan sonra daha rahat ve pratik bence, tam ofis işleri için yapmışlar: kısayollar ve trackpad şahane.

Sadece başta windows'ta yaptığınızı mac'te nasıl yapıyorsunuz öğrenmeniz lazım. Mesela mail'de dediğiniz compact görüntü view kısmından yapılabilir. Herbir işlem için google'dan hızlıca bakın, merak etmeyin hemen alışırsınız.

Ben ilk mac kullanmaya başladığımda ''what is ctrl + alt + del for mac'' diye bile aratmıştım. :m
0
anx
(08.09.21)
(3)

Elektrikli scooter tavsiyeniz? (max 5k)

harmanyeri
Xiaomi'nin son çıkan modeli olan pro 2 düşünüyorum. Başka bir tavsiyeniz olur mu? 70 kilo ve 1.80 kadarım. Teşekkürler.
Xiaomi'nin son çıkan modeli olan pro 2 düşünüyorum. Başka bir tavsiyeniz olur mu? 70 kilo ve 1.80 kadarım. Teşekkürler.
0
harmanyeri
(07.09.21)
pro 2, başka düşünme.
0
jelly bear
(07.09.21)
ben scoowy almıştım, motoru ve fren sistemi çok daha iyi ama malzeme kalitesi kötü. 5k civarıydı en son. önceden pro kullanıyordum.
0
passion rules the game
(08.09.21)
pro kullanıyorum, aşırı memnunum. 2 daha da iyidir muhtemelen.
0
roket adam
(08.09.21)
(8)

Kendinizi geliştirebiliyor musunuz

dissendium
Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz ve ne zaman yapıyorsunuz? Ben hafta içi 15 dakika BBC okuyabiliyorum anca İngilizce için. Onun dışında zaman olmuyor. Son birkaç yılda neler yaptınız kendinizi geliştirme adına?
Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz ve ne zaman yapıyorsunuz? Ben hafta içi 15 dakika BBC okuyabiliyorum anca İngilizce için. Onun dışında zaman olmuyor. Son birkaç yılda neler yaptınız kendinizi geliştirme adına?
0
dissendium
(07.09.21)
İs yaparken gelistiriyorum
0
floydian
(07.09.21)
Yaklaşık 1,5 senedir Almanca öğreniyorum. Önce kendi kendime başladım, şimdi de kursla ve özel hocayla devam ediyorum. Bunun dışında kitap okuyorum ve yoga yapıyorum. Youtube videolarıyla Adobe programlarımı ilerletmeye çalışıyorum bir de nadiren.
0
chillbabe
(07.09.21)
1. İlgimi çeken konularda bol bol okuyorum, araştırma yapıp üzerine yazılar yazıyorum.
2. İşim gereği araştırmam, öğrenmem gereken çok fazla şey oluyor. Haliyle onları anlamam gerektiğinde ister istemez ilerleme kaydediyorum.
3. Video seyretmeyi sevmiyorum ancak podcast dinliyorum. Fena olmuyor.
0
burka
(07.09.21)
Aslında bu pandemi dönemi kişisel gelişim için en verimli dönem olarak geçti benim için.
Daha önce vakit bulup gidemediğim bir çok eğitimi online olarak aldım.
Pandemi öncesi çoğu kurs ve eğitim, seminer için yüzyüze vakit ayırmak, hafta sonunundan vazgeçmek gerekiyordu.

Aklıma gelen bir kaç aldığım eğitimi yazayım.
Kosgeb ileri girişimcilik eğitimini online bitirdim. (Daha önce sınıf dersiydi, 8 hafta civarı sürüyordu)
Sporcu Beslenme Uzmanlığı (Daha önce 4 hafta sürüyordu, online-canlı bitirdim)
Hızlı Okuma, senaryo yazarlığı en son aldıklarım.
2 saatlik temel aşçılık eğitimi var müsait bir zamanda da onu almayı düşünüyorum.
0
catamenia
(07.09.21)
yabancı kız arkadaş edinmek der çekilirim. denendi %100 çalışıyor.
0
rca
(08.09.21)
günde 1-2 saat işimle alakalı bir sertifika olayına çalışıyorum.
0
roket adam
(08.09.21)
pandemi'de hobi olarak başladığım ve bitirdiğim şeyler var.

- geyiğine aöf ikinci üni bitirdim, radyo tv programcılığı.
- sağlık bakanlığından onaylı ilkyardımcı oldum.
- netflix'teki iyi olarak tanımlanan tüm belgeselleri izledim.

mesleki olarak da geliştirdiğim birçok şey var ancak teknik konular oldukları için burada detay vermek istemedim.
0
makarnavodka
(08.09.21)
udemy ve coursera ya zaman ayiriyorum
bayagi eglenceli geciyor
dizi izlemekten bazen iyi gibi
0
foster
(08.09.21)
(5)

göz kuruluğunun tedavisi yok mu?

nothing in my way
9 yıldır lens kullanıyorum, zaten batma hep vardı ama şu son zamanlarda batmalar dayanılmayacak duruma geldi. gözlerim aşırı kuru anladığım kadarıyla. bir süre lense ara vereyim diyorum ama maske ile de gözlük takamıyorum. ne yapacağımı şaşırdım. doktora gitsem kuruluk için ilaç falan verir mi acaba
9 yıldır lens kullanıyorum, zaten batma hep vardı ama şu son zamanlarda batmalar dayanılmayacak duruma geldi. gözlerim aşırı kuru anladığım kadarıyla. bir süre lense ara vereyim diyorum ama maske ile de gözlük takamıyorum. ne yapacağımı şaşırdım. doktora gitsem kuruluk için ilaç falan verir mi acaba? bu sorunun kalıcı, kesin bir tedavisi yok mu?
0
nothing in my way
(07.09.21)
Simdiye kadar hicbir doktor goz damlasi vermedi mi size?

Bu işin cozumu goz damlasi. Oyle kokten bir cozumu yok. Goz kurulugu, uzun sure bir noktaya bakmaktan dolayi oluyor (tv, bilgisayar, kitap). Dolayisiyla bu aliskanliklariniza devam ettikce goz kurulugunuz da olmaya devam edecek. Tabii 365 gun goz damlasi kullanacaksiniz demiyorum ama her sene birkac ay kullanmaniz gerekecek muhtemelen.

Ben mesela artik doktora gitmeden, eczaneden parayla goz damlasi aliyorum. Bir suru insan da boyle yapiyor zaten.
0
ahm1
(07.09.21)
Suni göz yaşı damlasını eczaneden reçetesiz alabilirsiniz. Lens kullananlarda göz kapağının altındaki farklı bir rahatsızlık bu batmaya-kuruluğa neden olabiliyor. Buna göre de ilaçlar var.

Suni göz yaşı damlası yanında da ilaç damlası verebilir doktor.
0
GoodMorningTeacher
(07.09.21)
Goz damlasi gecici cozum damlatinca 1 saate etkisi geciyor.
Ekrana bakmayi azaltip goz kirpistirmayi cogaltman lazim.
Ekrana bakarken goz kirpmiyorsun aslinda.

Lens zaten goz kurutur ona da ara versen iyi olur.
0
divit
(07.09.21)
suni göz damlası divit'in dediği gibi geçici çözüm. onun dışında kaç tane doktora gittiysem bir tedavisi yok dedi. lens kullanmayı azaltınca bir süre idare ediyor, ama sürekli lens kullanıyorsan bunu çekiyorsun maalesef. ben eskiden 7 gün 10-12 saat takıyordum, artık haftada 4-5 saat takıyorum, pc başında falan hiç takmıyorum düzeldi baya.
0
roket adam
(08.09.21)
Bu arada ben doktora sorunca firca yemistim.
Az once gozune isik tuttum, alet degdirdim 1 kere bile kirpmadin simdi damla istiyorsun, once kendi kaynagini kullanmayi ogren dedi.

Ben o donem calistigim iste ekranda finans islerine cok odaklaniyordum, satir satir kontrol yaptigim icin goz kirpma aliskanligim gitmis.

Sonra kendimi kirpmaya alistirdim duzeldi. Akilli telefonlar yayilana kadar iyiydim :)
0
divit
(08.09.21)
(9)

dizel araç alınır mı?

kanasla intihar eden adam
https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-renault-clio-1.5-dci-icon-edc-948005706/detaybu işlerden çok anlamıyorum. çok fazla kullanmayacağım bir otomatik araç almak istiyorum. az kullanırım diye benzinli düşünmüştüm ama şöyle bir dizel araç buldum.otomatik dizel araba alınır mı? bir kaç sene
www.sahibinden.com

bu işlerden çok anlamıyorum. çok fazla kullanmayacağım bir otomatik araç almak istiyorum. az kullanırım diye benzinli düşünmüştüm ama şöyle bir dizel araç buldum.

otomatik dizel araba alınır mı? bir kaç sene sonra dizel üretimi bitecek deniliyor.. dizel arabanın benzinliye göre dezavantajı var mı?
0
kanasla intihar eden adam
(07.09.21)
yılda 15.000 üzeri yapmıyorsan benzinli almak daha mantıklı. onun dışında dizel alınır. artık benzinli araçtan bir farkı yok.
0
orpheus
(07.09.21)
Alınır da clio 5 benzinli otomatik varken clio 4 dizel otomatik alınmaz. Hele az kullanacaksanız.
0
signore
(07.09.21)
@orpheus 7.000 km'yi geçmem yılda.
0
🌸kanasla intihar eden adam
(07.09.21)
@signore benzinli clio 5'lerin 250 bin fiyatı..
0
🌸kanasla intihar eden adam
(07.09.21)
Yılda 15-20 bin altında dizel araç almak epey saçma olur bakım ve satın alma maliyetinden ötürü.
0
roket adam
(07.09.21)
hangi clio 250bin ya? :D

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

rastgele 3 tane clio 5 benzinli buldum mesela. ilki senin attığından 1 tık daha güçlü. 2018 model 60bin'de dizel almanın manası yok. hem de clio 4. 3-5 daha ver clio 5 al, az km al, benzinli al, tüplü al, al da al.

not : linkler random attım incelemedim bile
0
avatar is back
(07.09.21)
1-2 çok iyiymiş valla araba lazım olsa gider alırdım :)
0
roket adam
(07.09.21)
www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

clio 5 1.0 tce touch'lar 190 civarına bulunuyor.
0
signore
(07.09.21)
yılda 10bin üstüne çıkmayacaksanız, %80 şehir içi kullanımıysa dizel almayın.
0
fever
(07.09.21)
(4)

iş görüşmesi- son aşama

taha1907
son aşamada maaş ve diğer detaylardan bahsedildiyse olumlu değerlendirilebilir miyiz ? yoksa hala red ihtimali var mıdır?
son aşamada maaş ve diğer detaylardan bahsedildiyse olumlu değerlendirilebilir miyiz ? yoksa hala red ihtimali var mıdır?
0
taha1907
(07.09.21)
teklif gelene kadar red ihtimali vardır.
0
benaslinda
(07.09.21)
Var. Onlar nasıl sizden bilgi alıyorlarsa size de bilgi veriyorlar. Sizin bilgi vermeniz ne kadar olağansa ve iş garantisi anlamına gelmiyorsa onların bilgi vermesi de o kadar olağan ve iş garantisi vermiyor. Ama yine de olumlu olma ihtimali biraz yüksek.
0
dissendium
(07.09.21)
Finalist olduğun / shortliste kaldığın manasına gelir, ama shortliste 2 kişi kalsa bile şansın hala %50.
0
roket adam
(07.09.21)
evrakları istenen bir adaydan olumsuz olanını gördüm hemen heyecanlanma
0
baknedicem
(07.09.21)
(5)

anadolu yakası 6-7 saat çalışılabilecek mekan önerisi

my leave requests
merhaba, klavyemle yükselticimle kurulacağım ve "çay iç kahve iç" diye darlamayacak, otuma yeri rahat olacak, çok kalabalık olmayan yer önerisi verebilir misiniz? not: piazza sturbucks'da çalıştım bir kaç kez ama gerçekten kalabalık oluyor öğleden sonra
merhaba, klavyemle yükselticimle kurulacağım ve "çay iç kahve iç" diye darlamayacak, otuma yeri rahat olacak, çok kalabalık olmayan yer önerisi verebilir misiniz?
not: piazza sturbucks'da çalıştım bir kaç kez ama gerçekten kalabalık oluyor öğleden sonra
0
my leave requests
(07.09.21)
halk kütüphaneleri
0
sormayageldim
(07.09.21)
Nevmekan Bağlarbaşı
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(07.09.21)
Kolektif House (ben ataşehir'dekine gidiyorum)

Workinton ve bu tarz yerler zaten çalışmak için yapılmış yerler olduğu için herkes aynı modda oluyor. Starbaksta falan insanlar kahve içmeye sohbet etmeye geliyor o yüzden doğal olarak rahat edemezsiniz.
0
roket adam
(07.09.21)
@roket adam, Kolektif House ateşhir gerçekten çok iyi haftada 1-2 gidiyorum
0
🌸my leave requests
(07.09.21)
İdea kadıköy
Nevmekan selimiye
0
suicides underground
(07.09.21)
(14)

Her şeyi olan bir çocuğa hediye önerisi?

valentinov
6 yaş erkek. Ps5, nintendo switch, tablet, onlarca peluş. Neredeyse tüm lego setleri..Kutu oyunlarının hemen hepsi.. adamın her şeyi var. Ne alayım?
6 yaş erkek.

Ps5, nintendo switch, tablet, onlarca peluş. Neredeyse tüm lego setleri..

Kutu oyunlarının hemen hepsi.. adamın her şeyi var.

Ne alayım?
0
valentinov
(07.09.21)
Futbola merakı varsa tuttuğu takımın yeni sezon forması.
0
pispinti
(07.09.21)
ben olsam el becerisi gerektiren, teknik "oyuncaklar" alırdım.

meccano'da metalli vidalı kitler oluyor. ya da tees'te elektronik setler oluyor. ilgisi varsa müzik aleti olabilir. ya da basit bir midi klavye falan. resim yapacak, ahşap boyayacak bir set olabilir. benim hobiden anladığım biraz DIY olduğu için yanlı cevap vermiş olabilirim hehe.

www.meccano.com
teesmaxx.com
0
chezidek
(07.09.21)
sevdiği bir karakterin maketi.

edit: bu arada lazpalle'ye katılıyorum. benim de kızım var 6 yaşında. her sene bir oyuncak temizliği yapıp oynamadıklarını sitede görevli bir görevli abinin ufak çocuklarına veriyoruz.
0
teritori
(07.09.21)
dji robomaster diye bir robotik eğitim oyuncağı var, onu tek geçerim.
0
roket adam
(07.09.21)
oyuncaklarını hediye etsin. artık alma değil paylaşma zamanı gelmiş.
0
lazpalle
(07.09.21)
Boyama Kitabı
0
2027
(07.09.21)
kaiserr76
(07.09.21)
Ağaç fidanı olabilir, birlikte ekim yaparsınız çocuk bu anı unutmaz. Ağaç büyüdükçe hediyeniz de büyür.
0
zidan
(07.09.21)
El becerisi varsa ufak müzik aletleri oluyor, onlar ilgisini çekebilir.

Ama yazmadan edemeyeceğim, 2.5 yaşında bir erkek çocuk babası olarak, bu kadar oyuncağı olan bir çocuğun ne kadar kontrolden çıkmış olacağını düşünmeden edemiyorum. Şımarmıştır demek doğru olmaz ama, eğer şımartıldıysa, vay anam vay.
0
quaker
(07.09.21)
Ne alırsan al bir anlamı olmayacak madem bomboş bir şey al geç. Bizde de var öyle prensler prensesler almıyoruz bir şey, en son iyi paraya star wars oyuncağı aldım kaldırdı attı iki dakikada, dedim yok sana başka hediye. Anası babası değilsen uğraşma.
0
bana kedicik derdi
(07.09.21)
bilim seti vb. uygulamalı olaylı hediyeler alabilirsin. Teknolojiye boğulmuş çocuga iyi gelebilir..
0
denizmaniaherif
(07.09.21)
3d pen
0
cptxxx
(07.09.21)
Benim de var öyle bir kuzen, tüm konsollar vb. var. Hatta nintendo switch'i ben almıştım ilk çıktığı dönem; ki o zaman dünyada bile isteyince alamıyordun çok büyük rağbet vardı. Herhalde 1-2 ay ya oynamış ya oynamamıştır. Şimdi bir köşede duruyor yani.

Okumayı sevdiğinden ben kitap alıyorum. Bir süredir kitap için hediye çeki alıyorum kendi seçiyor, bazen de Steam vb. kullanabileceği oyun parası veriyorum. Gidip kendi istediği bir oyunu satın alıyor. Ancak evet, gene de bakarsak pek bir kıymeti oluyor gibi görünmüyor çünkü herşeyi var zaten.
0
burka
(07.09.21)
Trambolin aldım. Zıplasın evde.

Bir de k’nex.

Hepinize teşekkürler.
0
🌸valentinov
(07.09.21)
(15)

Evlenmemek çok uç bir durum mu?

KUCO
29yaşında erkeğim, kendimi bazen evliliğe uygun görmüyorum, ama yalnızlık da eğer buna mahkumsan çok zor bir şey gibi geliyor.Sizce evlenmemek uzun dönemde mental anlamda sağlıklı bir şey mi? Buna karar versem pişman mı olurum?
29yaşında erkeğim, kendimi bazen evliliğe uygun görmüyorum, ama yalnızlık da eğer buna mahkumsan çok zor bir şey gibi geliyor.

Sizce evlenmemek uzun dönemde mental anlamda sağlıklı bir şey mi? Buna karar versem pişman mı olurum?
0
KUCO
(07.09.21)
evlenmemeye karar vermek saçma bence. kimse seni zorlamıyor sonuçta. kendini evlenicem ben ya da evlenmicem ben diye kısıtlama bence.
0
jelly bear
(07.09.21)
Çok uç değil. Evlenmedin diye akıl sağlığın kötüleşmez bence ama yalnız olmanın getirdiği olumsuz durumlar olabilir. Aslında evlenmemek yalnız olmak demek de değil. İlişkisi olabilir insanın evlenmese de. Evlenmemeye karar verirsen pişman olabilirsin. Çünkü belirli bir yaştan sonra insanın ilişkisinin olması da zorlaşabilir. İstediğin gibi birini bulamayabilirsin. Her şey zamanında güzel.
0
dissendium
(07.09.21)
çok normal bir durum da, yalnızlık Zeus'a mahsustur.

yurtdışında evlenmeden bir ömür beraber geçiren bir sürü insan var, evlilik tek başına kriter değil yani. veya uzun süreli ilişkisi olmayan ama sürekli partner değiştiren tipler var.

ama sürekli yalnız kalıcam diyorsan, o psikolojini etkileyebilir bence.
0
nhk ni youkosu
(07.09.21)
ben de bunu düşünüyorum bazen. evlenmek istemiyorum şu an ama bir ömür de yalnız geçirilmez. he tabii ki sevgililerin olur, evlenmeden de birlikte yaşarsın ama ne zamana kadar? bir yaştan sonra imkansız. yaş ilerledikten sonra evlenmek istesen de kendine uygun birini bulmak git gide zorlaşacak falan. he yalnızlığı çok seversiniz o ayrı bir mevzu ama bir noktadan sonra evlilik şart gibi bir şey oluyor :/
0
rose parks
(07.09.21)
Kendini evliliğe uygun görmemek ya da evlenmek istememek ya da evliliği tercih etmemek hepsi ama hepsi senin elinde :) o ya da bu ya da şu kişi ve kişilerle istediğini yaşamakta özgürsün ama yalnız kalmak istiyorum ömür boyu dersen bunun sonu çok hayırlı bitmeyebilir. Bence insan sevdikçe sevildikçe yaşıyor ve mutlu oluyor. Sevmek şart gibi geliyor bana. Neyi kimi seveceğine bağlı..
0
denizmaniaherif
(07.09.21)
zaten evlenmek için evlenmek hayatında yapacağın en büyük hata olur. sevgi, aşk olmadan yürütülebilecek bir şey değil evlilik. birine aşık olup sevip ilişki yürütüp sonra evliliğe taşırsın, ben biriyle evleneceğim diye sokağa inilmez.

onun dışında bence yalnızlık gerçekten sıkıcı bir şey genel olarak, o yüzden her türlü külfetine rağmen bana uymuyor hiç evlenmemek.
0
roket adam
(07.09.21)
@gabe ve @roket +1

Ben 20'li yaşların başında 30'dan önce evlenmem diye tutturmuştum ama 27'yi tam doldurmadan evlendim. Eşim çıktı karşıma, 4 senedir birlikteydik, artık hayatımızı birleştirmek istedik ve evlendik. 30'dan sonra karşıma çıksaydı 35'te evlenirdim, çıkmasa evlenmezdim. Ama iyi ki karşılaşmışız çünkü hayatı paylaşmayı çok seviyorum onunla.

Yine de sevmek, sevilmek, paylaşmak güzel olsa da evlenmiş olmak için evlenmek hayatı zehir edebilir. O yüzden hayatı akışına bırakıp, kendine (maddi manevi) yatırım yapmak ve yaşamak gerekiyor. Zaten zamanla ne istediğini anlar insan, buna değecek birisi de girerse hayatına birleştirir yollarını. Kesin yargılara gerek yok.
0
gmzo
(07.09.21)
hayatınıza gerçekten anlaşabildiğiniz biri girdiğinde bu fikriniz değişebilir. Her gün işten sonra eşimle karşılaşacağımız anı iple çekiyorum. O da öyle görünüyor. Gözünüz kapalı güvenebileceğiniz biri, sırtınızı dayadığınız bir dal vs. Bu tip duygusal desteği çoğunlukta eşiniz dışında kimseden göremezsiniz.

Şuan evlenmek istemiyor olmanız olabilir. Ama kendinizi kapatmayın
0
zimbirik
(07.09.21)
evlilik dünyanın en sıradan şeyi bence. her zamanki gibi insanlar burada da güzelleme yaparak abartmış. ben de 28 yaşında erkeğim. flört, sevgililik gibi durumlar beni her zaman heyecanlandırır ama evlilik hiç heyecanlandırmıyor:) evliliğin nasıl bir şey olduğunu çevrenden gözlemleyerek anlayabilirsin, evlilik hakkında ahkam kesmek için evli olmaya gerek yok.
0
nothing in my way
(07.09.21)
Fikir yürütme yolunuz yanlış bence. Neden hayatınızda kalıcı biri olmasın daha doğru bir bakış olabilir.
Yalnızlığın alternatifi evlilik değilki? Evlilik işin duyurulma ve resmiyet kazanması bu kadar basit ve anlamsız bişey. Sizin aradığınız tek tüfeklik mi hayatta biriyle yoldaşlık mı sorusuna cevap gibi geldi.

Sorunuza cevap da googleda kısa bir aramayla bulabilirsiniz; bilimsel olarak evliliğin kadınlar için ömrü kısalttığı erkeklerde de tam tersi uzattığı kanıtlanmış. Kadınsanız sağlıksız, evlenmeyin yani : D
0
rewlack
(07.09.21)
30 40 yaşında evlenip ayrılmış insandan ne farkın olacak hiç evlenmediysen. Bir eksiklik veya bir gereklilik değil.
0
bana kedicik derdi
(07.09.21)
29 yaşında hiçbir şeye karar verme, bekle yaşa gör. Evlilik de bekarlık da karar vererek yapılacak şeyler değil.
0
lcha
(07.09.21)
Demekki hazir degilsin. Hayatta evlenmem diyen bazi arkadaslarim 40'a merdiven dayayinca evlenecek hatun bakmaya basladilar. Evlilik hafife alinacak birsey degil, ama o kadar buyutulecek bir olay da degil, iki taraf da hazirsa ve birbirini seviyorsa gol olur.
0
cooperr
(07.09.21)
yalnız kalmak istememek, doğru partneri seçtiğin sürece, evlenmek için yeteri kadar makul bir sebep. ancak ekonomik ortaklık ve cinsel - duygusal birliktelik yürütüp (muhtemelen) çocuk yetiştirmeyi deneyeceğin bir ilişkide her şeyin dört dörtlük yürüyeceğini kimse sana garanti edemez. bunun farkında ol.

sence yeteri kadar olgun bir karakter misin? ne kadar bireycisin? insanları tanımakta ne kadar başarılısın? partnerinden beklentin ne? kendine ait, huzurla yaşayacağın bir aile kurmak için hangi konularda taviz verebilirsin? bu soruların cevaplarını kendin ve partnerin için kafanda oturtabiliyorsan yolun açık olsun diyebiliriz.

not: kendini gözle, turnusol kağıdı gibi kullan. x kişisiyle evlenmek zor geliyorsa hazır değilsiniz ya da karşındaki kişi doğru insan değil.
0
zgrydn
(08.09.21)
evlilik herkesin yapması gereken bir görev değil. evlenebileceğin karakterde karşına birisinin çıkmaması da şans. bence insanın kendini zorlamaması gerek. olursa olur olmazsa olmaz
0
Hallegadola
(08.09.21)
(8)

İsim sorusu

niyeti bozuk http nesnesi
Selam,Ahmet Barbaros mu yoksa Barbaros Ahmet mi? Üçüncü bir seçenek yok.
Selam,

Ahmet Barbaros mu yoksa Barbaros Ahmet mi? Üçüncü bir seçenek yok.
0
niyeti bozuk http nesnesi
(07.09.21)
Barbaros Ahmet
0
feel the blanks
(07.09.21)
ahmet barbaros isim soyisim gibi duruyor, bi de alakasız bir soyisim gelince hepten zorlaşır gibi.
barbaros zaten italyanca kızıl sakal demek, bir nevi lakap, o yüzden isimden önce gelmesi daha uygun. aynı sebepten "hayrettin barbaros paşa" değil "barbaros hayrettin paşa" olmuş.
0
Bruce
(07.09.21)
İki isimli insanlarla tanıştıktan sonra genelde ilk isimle hitap edilir.
Daha çok Ahmet denilmesini istiyorsanız Ahmet Barbaros, Barbaros denilmesini istiyorsanız Barbaros Ahmet.
0
etna
(07.09.21)
Barbaros Ahmet.

Soyadı hangi harfle başlıyor bu arada?
0
pispinti
(07.09.21)
selam, yine de siz bilirsiniz ama bu çocuğun ileride yurtdışı durumlarını düşünüp karar alın, ahmet isimli olanlar sıkıntı yaşayabiliyor. hele bi de kızılsakal ahmet falan yazık etmeyin çocuğa. illa koyacaksanız barbaros ahmet +1
0
makarnavodka
(07.09.21)
Soy isimle olan fonetik çok önemli, ama Barbaros Ahmet daha güzel oturuyor ağıza. Soy isimle birlikte söyleyince nasıl duruyor ona da bakmak lazım.
0
John Bloor
(07.09.21)
Ahmet hiç olmasa daha iyi. İlk ismi ahmet olan biri olarak milyonlarca ahmetten biri olmak sıkıcı bir şey. Barbaros başlı başına süper bi isim.
0
roket adam
(07.09.21)
Ahmet Barbaros daha iyi geliyor. Barbarosahmet gibi çıkıyor diğeri ulama oluyor. Kaynıyor kelimeler.
0
Hallegadola
(07.09.21)
(5)

Konut kredisinde 15 yıl

her giriste sifresini unutan adam
Süreyle kredi vermeye başlamışlar dediler, dOru mu?
Süreyle kredi vermeye başlamışlar dediler, dOru mu?
0
her giriste sifresini unutan adam
(06.09.21)
Zaten vardı?
0
roket adam
(06.09.21)
@roket adam 10 yıl üzeri yok diye biliyorum. İnternette hesaplama sitelerinde çıkıyor ama fiiliyatta yok -diye biliyorum-
0
🌸her giriste sifresini unutan adam
(06.09.21)
Vardı hocam. İyi müşteriyseniz kredi notunuz yüksekse emlağın değeri iyiyse vs verebiliyorlardı. En son 2020'de konut kredisi çektim ziraatte, mümkündü o zaman.
0
roket adam
(06.09.21)
Ben de 15 yıllık çektim geçen sene. Kaldı 14.
0
armagan abanuz
(07.09.21)
geçen yıl pandemi döneminde vakıfbanktan 15 sene vadeli ev kredisi çekmistim. halen devam ediyor mu bilmiyorum ama
0
eagle is free
(07.09.21)
(6)

Arabam çekildi uygulama doğru mu?

chicha_v2
Eşimle Acıbadem'e gidecektik, baktım herkes bırakmış arabayı ben de park ettim. 10 dk içinde gelip çekmişler aracı. Attığım bağlantıdaki 3008'in olduğu yerdeydim.İleride bir park yapılmaz tabelası var ama o tüm sokak için mi park yasağı olduğunu belirtiyor. Geride de olması gerekmez miydi?İtiraz ede
Eşimle Acıbadem'e gidecektik, baktım herkes bırakmış arabayı ben de park ettim. 10 dk içinde gelip çekmişler aracı. Attığım bağlantıdaki 3008'in olduğu yerdeydim.

İleride bir park yapılmaz tabelası var ama o tüm sokak için mi park yasağı olduğunu belirtiyor. Geride de olması gerekmez miydi?

İtiraz edebilir miyim buna?

www.google.com.tr!3m6!1e1!3m4!1sDJWKTzFb08I0b5y4dvuJOQ!2e0!7i16384!8i8192
0
chicha_v2
(06.09.21)
Sokağın başında bile olsa tabela var diye kabul ediyorlar. Bence haklı bir uygulama değil ama trafik mahkemelerini anlatmayayım şimdi burada….
0
her giriste sifresini unutan adam
(06.09.21)
Park yapılmaz tabelası bütün o yol/kaldırım boyu içindir.
İtiraz edebileceğin en ufak bi açık olsa ceza yazmazlardi zaten. Ayrıca savunman biraz komik olmuş, "herkes intihar ediyordu bende ettim" gibi olmuş.
Geçmiş olsun
0
etna
(06.09.21)
Sokak boyu pusuya yatmışlar zaten, geleni alıyorlar. Otopark da hemen sokağın başında bırakıp yeni kurbanı paketliyorlar.

Güzel düzenek kurmuşlar valla otopark doluydu ağzına kadar.

@etna Hahah sırayla herkesi çekiyorlarsa sorun yok ama ayrımcılık yaptıklarına dair yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
0
🌸chicha_v2
(06.09.21)
Park tabelası tüm sokak için park yapılmaz manasına gelir. Geçmiş olsun.
0
roket adam
(06.09.21)
Yakinlarda yediemin otoparki varsa park yasagi olsun olmasin her turlu cekerler.
O bolgelere yanasmamak lazim.
Otoparka uzak noktaysa ihbar bile etsen kesinlikle gelmezler.

Tabi bu arada o tabela tum sokagi kapsiyor.

Araban hatchback'se ortalama bir arabaysa once seninkini cekerler.
Tekrar park et yine senden baslarlar :)
0
divit
(07.09.21)
O caddeyi neredeyse 20 yıldır kullanıyorum. Oradan çekirdek çitler gibi araç çekerler. Zaten dikkat ettiyseniz park eden araçların çoğunun içinde ya biri vardır ya da başında biri bekler. Polis gelirse "hemen gidiyoruz" veya "patron burda" demek için. Pek itiraz edilecek birşey yok, zaten direk çift şerit yolu teke indiriyorsunuz park ederek.

Ek: @divit'in söylediği gibi, çekilen araçların bırakıldığı otopark 400 metre geride zaten. Alıyor oraya bırakıp tekrar geliyor.
0
quaker
(07.09.21)
(5)

turk.net fiber (sozde)

exlibris
selamlar, bugun turk.net fiber 100 mbit baglandi evime ama hizi cok uzuyor, herhangi bir sayfayi acsam mi acmasam diye nazlaniyor da nazlaniyor. acaba ilk gun oldugu icin mi randimansizbir de kablosuz aglarda hem 2,4 hem de 5 ghz hizli iki baglanti gorunuyor, hangisinden baglanmaliyim? ikisi de suru
selamlar, bugun turk.net fiber 100 mbit baglandi evime ama hizi cok uzuyor, herhangi bir sayfayi acsam mi acmasam diye nazlaniyor da nazlaniyor. acaba ilk gun oldugu icin mi randimansiz

bir de kablosuz aglarda hem 2,4 hem de 5 ghz hizli iki baglanti gorunuyor, hangisinden baglanmaliyim? ikisi de surunuyor bu arada

daha once hotspot ile ttelekom mobil hattimla baglaniyordum inanilmaz memnundum int hizimdan.

bu dunyadaki sinavim bu mudur?
0
exlibris
(06.09.21)
ethernet ile bağlanıp birkaç siteden speed test yapar mısın.
0
orpheus
(06.09.21)
ilk etapta adsl bağlanıyor olabilir. modem kurulum aşamasında adsl-vdsl farkını görebiliyorsunuz. Geçen hafta annemleri türk telekomdan türk.net e transfer ettik. Hızda değişim olmamış. bugün kontrol edeyim dedim, modem kurulumunu yeniden yapayım dedim. Modem vdsl yerine adsl kurmaya çalışıyordu. Online işlemlerden destek kaydı açtık aynı gün içinde çözüldü. siz de açın bir ticket bence. zaten destek kaydı aça tıkladığım gibi hızınızın düşük olduğunu tespit ettik diyip formun yarısını sistem doldurdu.
0
ManikD
(06.09.21)
hiz testi yaptim cok anormal gibi gorunmuyor ama test sayfasini bile cok yavas aciyor.
@manikd dedigin gibi cagri kaydi actim. bakalim bekliyorum simdilik
0
🌸exlibris
(06.09.21)
kabloyla bağlanınca da yavaşsa o zaman turknete kayıt aç derim.
kabloyla bağlanınca hızlıysa o zaman konu kablosuz ağınla alakalı olur, onun da bir ton farklı yöntemi var.
0
roket adam
(06.09.21)
5 ghz yakın mesafeden daha hızlı wi fi sinyali demek, 2,4 ghz ise uzak mesafe ama daha stabil bağlantı alıyor. Zaten mesafe uzayınca 5 ghz çekmiyor genelde.

Siz ikisini de kaydedin cihaza, hangisi çok çekerse onu kullansın. Bunlar internet hızını etkilemez, wi fi bağlantı hızı ve kalitesini etkiler.

İnternet hızı tamamen modem ve santral arasındaki konu, modem arızalı olabilir. Bi kapatıp açarlar santralden düzelmezse modem değişirler.
0
John Bloor
(07.09.21)
(7)

Deneme süresi

dissendium
Deneme süresi bitince maaşta değişiklik yapılır mı? Bir de daha önce ayrıldığınız iş yerine daha sonraki zamanlarda tekrar girdiniz mi?
Deneme süresi bitince maaşta değişiklik yapılır mı? Bir de daha önce ayrıldığınız iş yerine daha sonraki zamanlarda tekrar girdiniz mi?
0
dissendium
(06.09.21)
şirketin profesyonelliğine bağlı olarak değişir, patron şirketlerinde her geçen gün yeni bir şey duyuyoruz ama yüzde 90 değişiklik yapılmaz. ben sektöre gireli 3 sene oldu henüz öyle bir şey yaşamadım ama problemli bir ayrılık olmadıysa tekrar girerdim.
0
golgi aygıtı
(06.09.21)
genelde öyle bir konuşulmamışsa yapılmıyor.

ben girmedim ama giren duydum.
0
jelly bear
(06.09.21)
Girmedim ama daha once çalıştığım yerlerden çağrıldigim cok oldu.
0
stavro
(06.09.21)
Deneme süresi bitince maaşta değişiklik yapılmaz.
Eski şirketime girmedim ama girebilirim tabii, yalnız iyi ayrılman lazım bunun için. Ivır zıvır sebeplerden ayrılanlara, çok kısa çalışanlara, eğitimi yatırımı alıp hemen kaçanlara pek iyi gözle bakmıyorlar.
0
roket adam
(06.09.21)
1. yapilabilir. onceden konusulurdu ama boyle bir sey olacak olsa. daha once yasadim, basinda konustuk. iki ay deneme sonrasinda simdi hatirlamadigim bir rakama arttirmisti.

2. donusler cok yaygin bir durum. anca bana ihtiyaclari olup da beni cagirirlarsa donerdim ben o da bir ihtimal.

baya tekrar donebilir miyim diyip donenlere sahit oldum. yine boyle bir durumu mucbir bir sebeple isten ayrildiysam anca sorardim. baska ise gidip geri donenler normal karsilaniyor yani gayet dusunuyorsan yapabilirsin ama ben kendi adimi bu tur donusleri ayip buluyorum. is mi kalmadi piyasada...
0
Kittie
(06.09.21)
"iki ay gözleyelim, ona göre zam yaparız" gibi bir şey konuşulmadıysa çok büyük ihtimalle bir değişiklik yapılmaz.

eğer sizi "ucuza kapattılarsa" gizli gizli ellerini ovuşturuyorlardır bir köşede, kâr yaptık diye..

ama iki ay sonunda iyileştirme yapılan yerler de vardır. sayıları pek az olmakla birlikte.
0
tabudeviren
(06.09.21)
@tabudeviren, beklentimin üstünde geldi teklif. Sadece zamanla maaşınız artacak dediler.

Ellerini ovuşturduklarını sanmıyorum. Kârları fazla. Maaşım iki katına çıksa eksikliğini hissetmezler bile.
0
🌸dissendium
(06.09.21)
(6)

Araç yetkili servisleri ile deneyiminiz nasıl?

psmstc
Babamın arabasının marşı bir miktar geç bastı. Servise götürdüm. Yetkili eleman daha güvenlikten girer girmez sıkıntıyı söyleyince, aküyü hemen yenisiyle değişelim abi ayakları yaptı. Ben şarj edelim deyince şarj tutmaz muhabbetleri filan yapmaya başladı. Biraz da baskın bir tip, anlatırken insanın
Babamın arabasının marşı bir miktar geç bastı. Servise götürdüm. Yetkili eleman daha güvenlikten girer girmez sıkıntıyı söyleyince, aküyü hemen yenisiyle değişelim abi ayakları yaptı. Ben şarj edelim deyince şarj tutmaz muhabbetleri filan yapmaya başladı. Biraz da baskın bir tip, anlatırken insanın yüzüne filan da bakmıyor. Şimdi akü şarjı 12 saatte oluyormuş. O sırada babamla konuştuk. Yarım saat şarj etsinler yola devam et dedi.

Adama dedim ki aracın sahibi ben değilim, şimdi sahibiyle biz konuştuk. 45 dakika kadar şarja takılı kalsın. Yola devam edelim. Adam hala 45 dakikadan hiç bir bir faydası olmaz diye görüş belirtiyor. Dedim tercihim bu şekilde. En son mırın kırın ederek aradı servis ustasını söyledi. Yanımda hanım da kızıyor. Neden aküyü yenisi ile değiştirtmediniz diye.

Sorum şu. Servislerle deneyiminiz nasıl?

Teşekkürler.
0
psmstc
(06.09.21)
Eğer herhangi bir ölçüm yapmadan akü takalım (satalım) dediyse bana göre çakal esnaf.

Ulan belki aracın şarj sistemi arızalı, yeni akü taksak da boşalacak bir kaç saate?

Yalnız 45 dk bir işe yaramaz orada haklı, elektrik problemi için servise gidilmez, bir elektrikçiye gidip "usta şunun şarj sistemini bir ölçer misin?" Dersen hızlı sonuç alırsın.

Bu arada akü 4-5 senelikse kesin aküdendir haberiniz olsun. Ama tabi ki şarj sisteminin sağlam olduğu garantisi yok şu an.
0
John Bloor
(06.09.21)
Markasına göre çok değişiyor. Reno servisi mesela normal sanayiden halliceydi. Audi servislerinde epey bir ağırlama, insan yerine koyulma var. O yüzden memnunum genel olarak.

Bu arada şarjı yarım saat doldurup devam etmek yine geçici bir çözüm, aslında adamın akü değişimi önermesi normal bir şey. Yarım saat şarjı doldurup yola çıkarsanız 1-2 gün sonra yine patlama ihtimaliniz yüksek. Yetkili servisler genelde daha pahalı ama kesin çözümler sunmaya odaklılar. Sanayide mesela lastik tamiri bile yaptırırsın ama yetkilide adam git değiştir der direkt. Adam olması gerekeni yapmış.
0
roket adam
(06.09.21)
yıllar önce bir arkadaşın aracı ile 2 saatlik bir yola çıktık. çocuk da söyledi , ben kendim de kontrol ettim. araçta bir güçsüzlük var. fark ettim ki, aracın turbo devreye girmiyor. gideceğimiz şehre girerken, yetkili servise soktuk, anlattık derdimizi, usta daha arabaya dokunmadan ya da bilgisayara bağlamadan turbo değişimi dedi. o zamanın parasıyla 600küsür lira para tutar dedi. biz de saçmalama lan manyak dedik, sanayiye gittik. sokakta gördüğümüz ilk kişiye turbodan anlayan kim var diye sorduk, ilerideki bosch servisini gösterdi. girdik, usta bilgisayara bağladı, hava müşürü havayı ölçmüyor dedi. söktü, tıkanmış. basınçlı hava ile temizledi. problem giderildi. ücreti sorduk. saçmalama abi, ne yaptık ki para istiyoruz dedi. üzerimde en bütün 20 lira vardı, onu verdim. şimdinin 150 lirası falan yapar.

2 sene önce sabah aracı çalıştıramadım, araç filo kiralamadan olduğu için ve garanti kapsamında olduğu için yol yardım çağırdım, eleman geldi, soğuk günlerde akü boşalabilir dedi. şarj etti, devam ettim. 10 gün sonra aynısı oldu. tekrar çağırdım, abi bu arabada bir bokluk var, sen şimdi işe git gel ama yarın getir arabayı servise dedi, gittim garantiden aküyü değiştirdiler.
0
co2s2
(06.09.21)
bu arada benim görüşüm, araç markasından ziyade bu yaklaşımın servis servis değişik olduğu yönünde. bazı yerlerde adam gibi usta oluyor, inceliyor tamir ediyor. bazı yerlerde adam gibi usta olmadığı için, bilgisayarda çıkan hata kodları hangi parçalarınsa komple değiştiriyorlar.
0
co2s2
(06.09.21)
Mecbur degilsen asla yetkili servise gitme.
%99'i dolandirici %1'i de zaten eline anahtar tutmamis usta tipi.

En kaliteli servis japonundur onlar bile berbat.
Filtre yeniyse acip degistirmezler bile.
Cikan parcayi ver dersin gidip copten alakasiz parca arar yalanci oldugu belli olmasin diye.

Aksini iddia edenle onerdigi servise gidelim bakalim ben parcalara isaret koyayim cikista kontrol edelim. Tam da bakim zamanim geldi.
0
divit
(06.09.21)
Bi kere benim arabayo goturdum motor ariza isigi yaninca, aklina gelen her parcayi yazdigi bir liste olusturdu bunları değiştirip test edecez bakacaz dedi. Hic bir şeye bakmamis hiçbir test yapmamis bile her turlu anlasiliyor.

Bu daha da gitmedim yetkiliye.
0
stavro
(06.09.21)
(9)

İkinci El Eşya Satma Trikleri

pantepember
LetGo'da birkaç ikinci el eşyamı satabildim. Ama bazılarını bir türlü elden çıkaramıyorum. Ne fiyat koyarsam koyayım (yüksek veya düşük) ille indirim soruluyor: en son ne olur? Zaten piyasadaki sıfırının yarısı kadar fiyat koyuyorum. Daha ne isteniyor, anlamış değilim.Aklımda şöyle bir yöntem var:He
LetGo'da birkaç ikinci el eşyamı satabildim. Ama bazılarını bir türlü elden çıkaramıyorum. Ne fiyat koyarsam koyayım (yüksek veya düşük) ille indirim soruluyor: en son ne olur? Zaten piyasadaki sıfırının yarısı kadar fiyat koyuyorum. Daha ne isteniyor, anlamış değilim.

Aklımda şöyle bir yöntem var:
Her gün fiyatı bir miktar düşürmek ve bunu da ilanın başında belirtmek.
Fiyat her gün %2 azalacak. İlk isteyene verilecek.

100, 98, 96, ...

Ne dersiniz?
0
pantepember
(06.09.21)
Cok kotu.

Onun yerine arkadaslarina da ilan actir sen ayri ilan ac.

Bazi urunler ustune para versen yine satmiyor trik yemiyor
0
divit
(06.09.21)
piyasadaki fiyatının yarısından fazlasına koymamalısınz zaten? eşyanın ne kadar kullanıldığı önemli değil; etiket söküldüyse/kutusu açıldıysa yarısının da epey altına ilana konulmalı.

ayrıca kimi eşyalar -örneğin koltuk kanepe vs- kolay satılmaz. bu gibi eşyaları satmak isterseniz %10una falan vereceğinizi düşünün. mesela buzdolabı iyi marka ve yeni durumdaysa kolay satılır.

eşyaların muadillerini bulup, gözlem yapın kaç günde satılıyor, ne kadardan gidiyor diye.

sizi tenzih ederek konuşuyorum; türkiyede ikinci el pazarının iyi olmaması veya spotçu mafyasına kalmamasının çok sebebi var ancak biri de ben 1000 lira verdim neden 100'e satayım kafası. e kardeşim satmak isteyen sensin zaten; saklamak taşımak vs daha mı düşük maliyetli olacak hem de para alamamış olacaksın. derrrler.

%2 azaltma fikri bence iyi değil. nasılsa indiriyor diye takip edenler falan daha da bekler.
0
rewlack
(06.09.21)
Satılmıyorsa talep gören bir ürün değildir, bu sene iki ürün koydum aynı anda ilana. Birisi için telefonun bildirim sesi susmadı, gece saatinde bile hemen gelip alalım lütfen diyenler oldu.

Diğeri için aylar oldu hala isteyen yok.
0
John Bloor
(06.09.21)
Bende de john bloor'un dediği gibi oldu, iphone x koydum aynı gün gitti, decathlon'dan aldığım bir bisiklet montu var sıfır aylardır duruyor. Talep gören bir ürün değilse ve illa satmak istiyorsanız fiyatını düşeceksiniz, sıfırının yarısının altına bile inecek gerekirse.
0
roket adam
(06.09.21)
1- insanlar ürünün ikinci elini istiyor mu? sıfır yerine ikinci el almanın fiyat farkı çok mu ? marketten 50 liraya sürahi almak yerine sizden 25 liraya ikinci el almak mantıklı değil mesela.

2- kısmet meselesi biraz da. türkiye'de kesinlikle ama kesinlikle kimsenin kullanmadığı bir ürün vardı. ben yurtdışından bir ürün almıştım, yanında eşantiyon vermişlerdi (paket halinde ürünün türkiye fiyatından hala daha ucuza geliyordu) neyse sonra ürünü biz de kullanmadık, satışa koydum, kimse ilgilenmedi 2-3 ay. fiyat da yüksek bu arada. benim komple paketi aldığım fiyat kadar falan (türkiye'de muadil bir ürünün yarı fiyatı olmasına rağmen) neyse, 2-3 ay sonra bir çift geldi. illa alacağız da alacağız. (bir bebek ürünü) ben de bunlara dedim ki, bakın bu ürün kullanılan bir ürün değil, kullanmayacağız ürüne para vermeyin (ben de nasıl enayi satıcıyım) neyse pazarlık bile yapmadan çat diye parayı verdiler aldılar. komple paketin parasını çıkartmıştım.
0
co2s2
(06.09.21)
50 g0n sonra getirip eve koyar mısın diye mesaj atarlar. Üste para bile isterler.
0
neymis
(06.09.21)
Yorumlar icin tesekkurler ama benim aklimdaki daha baska. Esyanin ne oldugu, artik kullanilmayan bir esya olup olmadigi, hijyenik olup olmadigi vb bir sebep olabilir.

Ama benim farkettigim seylerden biri su: neredeyse herkesin ne fiyat olursa olsun indirim sormasi.

Bazi esyalara bakiyorum, fiyati gercekten iyi. 750 TL'ye satilan bir kamera sehpasini 150-200 TL'ye satamiyorum. Urunde cizikler disinda hicbir sorun yok. Bir iki kullanimda bu cizikler zaten olusacaklar.

300-400 TL'ye satilan bir el supurgesi icin 100 TL istiyorum, daha da indirim istiyorlar, o da satilmiyor.

Ben alir miydim diye soruyorum kendime fiyat belirlerken. Evet diye cevap verecegim tutarlar belirliyorum.

Orta sinifin iyice kuculmesiyle ilgili olabilir mi? Zengin yenisini aliyor, fakir de uc kurusa almak istiyor?
0
🌸pantepember
(06.09.21)
Ürüne göre değişir ama öyle etiketi söküldü %50den ucuza sat ölücülüktür. Çok piyasası yoksa düşersin. Benzerlerine bak, bir fiyat belirle. Pazarlık payı ekle ve çok dusmezlerse sat.
0
black mamba
(06.09.21)
Toplum olarak pazarlık etme inadımız var, ne yazarsan yaz pazarlık edilecek zaten.

Bir önemli detay da çok ucuz yazdıysan "kesin bir şey vardır" diye gerçek alıcılar huylanır, al satcı değilse.

O yüzden normal fiyatını yaz ve pazarlık yapılmasına müsade et.
0
John Bloor
(07.09.21)
(10)

özel okul işi acayip karlı bir iş değil mi

roket adam
tek ana giderin personel olduğunu ve personellere de dip ötesi maaşlar verildiğini göz önünde bulundurursak, kreş, ilkokul, ortaokul vs açmanın çok karlı bir iş olduğunu söyleyebilir miyiz? ödenen rakamlara bakılırsa bu adamlar inanılmaz paralar kazanıyorlar.
tek ana giderin personel olduğunu ve personellere de dip ötesi maaşlar verildiğini göz önünde bulundurursak, kreş, ilkokul, ortaokul vs açmanın çok karlı bir iş olduğunu söyleyebilir miyiz? ödenen rakamlara bakılırsa bu adamlar inanılmaz paralar kazanıyorlar.
0
roket adam
(06.09.21)
Muhtemelen çok çok karlı değildir ama ben de bir çok işe göre daha karlı olduğunu düşünüyorum. Kar oranı nedir bilmem ama dönen para büyük olduğu için cebe iyi para kalabiliyor olabilir.

Ek olarak maalesef bu inanılmaz para konusu beni eğlendiriyor, bir köydeki markette çok iyi paralar kazanabiliyor ama sahibi sefil yaşamını sergilediği için sadece çok karlı görünmüyor millete veya bir ekmek fırınının çocuğu porche arabaya binebiliyor ama o çocuğun o fırının sahibinin çocuğu olduğunu bilmiyor kimse, bir yere öğrenci başı çok para veriliyor diye muazzam karlı olmak zorunda değil anlatmak istediğim ama evet ben bile 5-6 sene önce öğrenci halimle bakın bu bölgede özel okul yok millette para var açalım bir tane deme vizyonunu göstermiştim, tabi okul açacak kalibrede kimse olmadığı için olmadı ama isterdim.
0
atom karincanin torunu
(06.09.21)
Okulların bu sürede ara ara kapanması evde eğitimin artması ve giderek sayısallaşan hayatla birlikte okulların ileriki dönemlerde bu şekilde (10-15 yıl) devamı biraz zor görülüyor.

Sürekli değişen dünya yeni iş olanakları ile birlikte ve eğitim sisteminin de değişmesi gündemde.
Bu konuda küresel manada dile getirilen ise, bir insanın hayatının nerdeyse 15 yılı eğitimle geçiyor.
Arada dayanamayıp master yapacam ya da ikinci üçüncü Üniversitemi okuyacağım diyenlerle birlikte süre 20 yıla uzuyor.
Bu kadar zamanın eğitimle geçmesine gerek yok denilerek, sadece belli kurslarla kişi alanında yeterli hale gelerek iş hayatına girebilir hale gelecek. Hatta yeni meslek dalları dahi söz konusu bu manada.

90ların sonu 2000lerin başı İnternet cafeler in parlak zamanlardı. Mobil hayat ve araçları birlikte popülerlikleri azaldı. Özellikle akıllı telefonlarla birlikte konsept değişti ne de olsa. E

Buna benzer eğitim sistemi bildiğimiz anlamdan farklı bir anlam kazandığı anda sanırım özel okullar da anı yakalama adına bir süreliğine mesleki kurslara dönüşebilirler.
Bu dönemi başlatacakların ise alanında önde gelen teknoloji şirketlerinin olacağını sanıyorum.
0
Erva
(06.09.21)
Babam özel okul işinde. Çok iyi paralar dönmüyor.

Öğrencilerden 50-100k arası almak için isim yapman lazım, onun için de iyi öğretmenlerin olması lazım.

İsim yapmış, tecrübeli öğretmenlerin kaşesi yüksek. Devlette 7-8k kadar maaş alan adamı özele getirmek için iki katını vermen lazım. Ki o durumda bile gelen yok. En iyi okulda, bulabildikleri "ortalama" öğretmene 10k civarı para veriyorlar o yüzden. Beden eğitimi zart zurt onlara saatlik çok düşük ücretler veriyorlar ama matematik / fizik vs. öğretmenlerinin maaşları çok kötü değil.

Sabit gider olarak bina kirası falan var senin değilse. O da çok yüksek değil, ama aylık minimum 100k, o da Ankara'da. İstanbul'da çok daha yüksektir.

Ya da "aman çocuğum devlete gitmesin de" diyen velilerin çocuklarını gönderdiği mahalle özel okulları var. Onlar yeni mezun öğretmen çalıştırıp asgari ücret veriyor, evet, ama onlarda da veliden 50k alamıyorsun, 5-10k arası alabiliyorsun.

Kaldı ki çok fazla özel okul var, rekabet çok yüksek, bu "alt seviye" özel okulların hiçbirinin kontenjanı dolmadı bu sene, hatta çoğu hala yarı yarıya. Millet "yine kapanır okullar" diye düşündüğü için devlete gitti, orada da kontenjanlar 40-50 kişi oldu.
0
plutongezegendegilmi
(06.09.21)
az önce kafamda biraz hesap kitap yaptım. bence de çok karlı görünüyor.
0
co2s2
(06.09.21)
istanbulda 5 bine özel okul yok abi. zaten bir robert college açalım da demiyorum. ama mahalle arasındaki dershaneden bozma yerler bile 25-30 binden alıyor içeri. yalnızca öğretmen maliyetin var ki öğretmenlere de öyle 10 bin falan vermiyor bu okulların hiç biri. 30 binlik okulda öğretmenin aldığı taşşş çatlasın 5 bin lira oluyor, onu da kayıtsız, mesaili falan yatırıyorlar anca. dolayısıyla bu alt segmentteki okullarda semt iyiyse para basıyor olmaları lazım. bina kirası dışında majör bir masraf yok.
0
🌸roket adam
(06.09.21)
Ablam ve eşinin böyle bir özel okulu vardı. İkisi de devlette öğretmen. Uğraşamayıp devrettiler. Özel dersin hem getirisi daha fazla hem de bu kadar yormuyor.
0
ruhen hastayim ben
(06.09.21)
@roket adam, abi benim bahsettiğim eğitim ücreti. Kitap, kıyafet, yemek, servis falan da üstüne ekleyince 2-3 katına çıkar, ama o para okula gitmiyor zaten.
0
plutongezegendegilmi
(06.09.21)
Aşırı kârlı iş. Ama dershane sektörü kadar değil. Dershane sektörü cok daha kârlı.
0
westblack
(06.09.21)
anaokulu kesinlikle cok karli. bizim sokakta bir anaokulu vardi. eski bir villayi anaokulu yapmislardi yillarca kovide kadar calistirdilar. ama dunyaliklarini yaptilar bu surecte bence. villanin kirasi (villa derken cok eski, semtin en eski evi bile olabilir o eskilikte mustakil ev) + meslek lisesi yeni mezun kizlarin maasi + yemekci & temizlikci kadin maasi (duskun bir teyzeye benziyordu bu kadin, eminim az para veriyorlardi) + elektrik vs faturasi veee en az 30 ogrenci.
anaokulunun garajindaki araba birkac yila luks bir araca donusmustu.
0
Kittie
(06.09.21)
küçük yaş grupları için bakımevi, kreş, anaokulu daha mantıklı buradan baktığında. ancak özel okul çekilir çile değil.
hadi öğretmene en alttan maaşını verdin vs desen de velilerle tek tek yüzgöz olman gerekiyor. sen velilerle yüzgöz olmayacaksan okul yöneticisi işe alacaksın, karın düşecek. çekilecek çile değil.
uğraşmaya değmez. eğitim sektöründen para kazanacaksan kurs tarzı yerler açman lazım. okulla uğraşılmaz.
0
ananotherlife
(07.09.21)
(7)

1 gece prag 2 gece viyana mı - tam tersi mi

the real brad pitt
Selam. Gün saat kısıtlı. Oteller merkezde. Ya: pazartesi 15’ten salı 18’e kadar pragVe Salı 22’den perşembe 21’e kadar viyanaYa da tam tersi olacak. Annemle gideceğiz. Şimdi alacağım otel tren. Yardım pls :)
Selam.

Gün saat kısıtlı.

Oteller merkezde.

Ya: pazartesi 15’ten salı 18’e kadar prag
Ve
Salı 22’den perşembe 21’e kadar viyana

Ya da tam tersi olacak.

Annemle gideceğiz. Şimdi alacağım otel tren. Yardım pls :)
0
the real brad pitt
(06.09.21)
2 gece viyana derim ben şahsen. prag'da 1 gece, viyana'da 15 gün kaldım. viyana beni çok daha fazla etkilemişti, prag ise hızlı gezilebilecek daha ufak bi şehir.
0
roket adam
(06.09.21)
prag 1 gece yeter
0
veritaslibertas
(06.09.21)
Tam tersi hatta sadece Prag bile olabilir.
0
Depik
(06.09.21)
2 gece viyana 1 gece prag
0
liberal
(06.09.21)
Ben de 2 prag, 1 viyana demeye gelmistim ama ikisine de gitmedim
0
balpolen
(06.09.21)
3 gece Prag.
Baska zaman gelir Viyana'da bir hafta kalirsiniz :D
Böylece her iki sehrin de hakkini vermis olursunuz.

Bir Viyanali.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.09.21)
2 gece viyana 1 gece prag.

2 gece pragta, 3 gece viyanada kalmıştım ama viyana yine de yetmemişti bana. Prag eski şehir bölgesinde her yer yürüme mesafesinde, 1 günde görülmesi gereken yerleri görürsünüz.
0
mellifica
(08.09.21)
(9)

Fotoğraf çekmeye ilgi duyan kardeşe fotoğraf makinesi

influx
Selam herkese,Bir kız kardeşim var üniversite çağlarında. Telefonla harika fotoğraflar çekiyor, kendi fotoğraflarını telefonda editliyor, nadiren instagram reels videoları vs. hazırlıyor. Oldukça keyif alıyor böyle şeylerden, her akşam golden hour da "abi bulutlar çok güzel" diyip fotoğraf çeken bi
Selam herkese,

Bir kız kardeşim var üniversite çağlarında. Telefonla harika fotoğraflar çekiyor, kendi fotoğraflarını telefonda editliyor, nadiren instagram reels videoları vs. hazırlıyor. Oldukça keyif alıyor böyle şeylerden, her akşam golden hour da "abi bulutlar çok güzel" diyip fotoğraf çeken bi insan.

Ona hediye giriş seviyesi bir DSLR mi alsam diye düşündüm ama hiç de anlamam lensinden osundan busundan.

Yoksa iphone 11 mi alsam diye de düşünüyorum öte yandan.

Makine için de bütçem çok değil, birkaç bin lira yani.
Nokta atışı tavsiyelerinize açığım. Ne alsam bu çocuğa ben?
0
influx
(06.09.21)
İphone 11

Birkaç bin lira ile daha iyi makine alamazsın şu kurda. Ama 11 de 7000 tl şu an.
0
kablelvuku
(06.09.21)
iphone 11. Eğer sosyal medya için fotoğraf video vs çekiyorsa makinadan çok daha kullanışlı olur.
0
mg3929
(06.09.21)
birkaç bin liraysa olmaz, ama 7000 lira verip iphone veya kamera alıcam dersen oradaki kamera seçeneği şu olabilir:
www.fujifilmshop.com

fakat telefonda editliyor vs. dediğin için, hani z kuşağı falan, iyi kameralı telefon daha mı iyi olur bilemedim. Fotoğraf makinelerini aktarması işlemesi zor bulabilir (laptop, pc vb. bir şey varsa işleyebilir, diğer türlü sanırım bunda da wifi var makineden telefona da aktarır ama yine çok kolay olmuyor)
0
nhk ni youkosu
(06.09.21)
fotoğraf için tabi ki bir tane giriş dslr.
iphone 11 de gerçekten muazzam fotoğraflar çekiyor ancak asıl işlevi fotoğraf olan bir makinenin yerini tutamaz.

canon xxxD (700D - 800D vs..) serisinden biri olabilir.
lens olarak ilk etapta üzerindeki 18-55mm yeterli olur ancak bir tane de 50mm lens bulursanız tadından yenmez. 50mm lensi ikinci el de alabilirsiniz.
0
teritori
(06.09.21)
bence de iphone derim. bir yerden sonra o cihazlar kenara atılıyor, ama telefon hep yanında. artı olarak eski bir telefonda o reels'i hazırlamak falan büyük dert.
0
roket adam
(06.09.21)
dslr'de abidik gubidik filtreleri efektleri bulamayacağı için telefon al ona kardeşim. tespitim o dur ki senin ufaklıkta fotoğrafçı kanı değil fenomen kanı akıyor.
0
omembo
(06.09.21)
xt200 çok tutulan bi makina oldu alan herkes de çok memnun. sebebini çözemesem de öyle işte
0
killerbee
(06.09.21)
@killerbee, ben x-t4 kullanıyorum xt200'ü görmedim ama bunu tavsiye etme sebebim (ve çok tutmasının sebebi) şu: Fuji ötv vb. konuları düşünüp neredeyse Amerika fiyatından ucuz fiyatlama yapıyor. Kit lensleri bile gayet kaliteli. Aynasız olarak bulabileceğin en düzgün ve ucuz makineleri yapıyor. Sensörü ve renk simülasyonları fazlasıyla başarılı, video konusunda yine benzer fiyattaki Canon Sony vb. makineleri fena dövüyor.(onların bu fiyatta aynasızı yok yani zaten, dslr'ları da çok daha eski sensörlü, 1080p video kaydeden makineler)
0
nhk ni youkosu
(06.09.21)
telefona alışmış bir insan kamerayı bir süre sonra yanında taşımayı bırakabilir. Spesifik olarak böyle bir ilgiden bahsettiyse sony veya fuji aynasız modelleri olabilir. Aksi halde iphone daha mantıklı bir seçim olur.
0
chavezding
(06.09.21)
(7)

Kiracı - ev sahibi problemleri

bass solo take one
MerhabaEv sahibim - şirket- kontrat uzatmayacağını evi başkasına satacağını belirtti. Ben dairede kalmak istiyorum. Geçen sene Taşınmadan önce imzaladığım kira kontratında da tahliye maddesi bulunuyor. Süre dolduğunda sorunsuz çıkacağıma dair fakat bir iki yeni avukat arkadaşa sorduğumda hukuki olar
Merhaba
Ev sahibim - şirket- kontrat uzatmayacağını evi başkasına satacağını belirtti. Ben dairede kalmak istiyorum. Geçen sene Taşınmadan önce imzaladığım kira kontratında da tahliye maddesi bulunuyor. Süre dolduğunda sorunsuz çıkacağıma dair fakat bir iki yeni avukat arkadaşa sorduğumda hukuki olarak geçerliliği olmadığı yok hükmünde sayıldığı şeklinde bilgi aldım. Bana yazılı bir tahliye bilgisi de gelmedi bu arada. Ben bunu bir aydan az kala ev sahibine bildireceğim ama nasıl bir süreç izlemeliyim.

Daha önce böyle bir durum yaşayanınız oldu mu?
Tecrübeli Hukukçu arkadaş varsa onun da görüşünü de alabilirsem çok sevinirim
0
bass solo take one
(06.09.21)
Ev satıldıktan sonra alan kişi isterse ben oturacağım diyerek sizi çıkartabilir. Buna yapabileceğiniz bir şey yok.
0
roket adam
(06.09.21)
Satacaksa satar o kisimda seni ilgilendiren bir sey yok.
Su anki ev sahibinin seninle iletisime gecmesi bile sacma :)

O sizin iliskiden ayrilip hayatina devam edecek.

Senin yeni iliskin satin alan adamla surecek.

Muhtemelen evi sattigi falan yoktur ayak yapiyor cik da kira yukselsin diye.
0
divit
(06.09.21)
benim bildiğim yeni satın alan kişi sözleşme bitiminde evden çıkmanızı isteyebilir. eğer ev satılmadan önce sözleşme yenileme tarihi gelirse, kiranı aksatmamış olman kaydıyla sözleşme yenilenir. "satacağım çık" diye bir şey yok. sattıktan sonra yeni ev sahibi ile muhatap olursunuz. yanlışım varsa tecrübeli arkadaşlar düzeltsinler.
0
gmzo
(06.09.21)
benzeri basima geldi, sirket ustune kayitliydi ev. satacagiz isterseniz siz alin dediler su fiyattan; bende almayacagimi belirtttim. .... bir emlakcisi vardi zaten adamin, ugrasmamak adina evi bosaltip ciktim hemen iyi ki oyle yapmisim cunku 2-3 ay oldu ama ev kiralari cok artti o arada

ben o zaman arastirdigimda yeni alan oturacaksa size bildiriyor ve 6 ay sureniz oluyormus
0
sweetoffice
(06.09.21)
İçinde kiracılı ev bazen zor satılabiliyor. Bu nedenle sizi çıkartmak istemiş olabilir. ya da sizi çıkartıp çok daha yüksek kiradan başkasına kiralamak isteyebilir.

Ama sizin içinde olmanız satışa engel değil. yeni alan kişinin size evi aldıktan belli bir süre içinde bildirmesi gerekiyor. Sizde 6 ay içinde çıkıyorsunuz eğer tahliye etmeniz istenirse.
0
zimbirik
(06.09.21)
tahliye taahütnamesi, tümden geçersiz addedilemeyecek bir taahhütnamedir. gerekli koşullar sağlandığında, icra mahkemesi vasıtasıyla tahliye talepli icra takibi başlatılabilir.

tahliye taahhüdünün geçerlilik şartları; yazılı olması, kiracının serbest iradesine dayanması ve kira sözleşmesinden sonra kiralananın kiracıya tesliminden sonra imza edilmiş olmasıdır. yargıtay’ın güncel uygulamalarına göre kira sözleşmesiyle aynı gün imzalanan tahliye taahhütnamesi geçersizdir. kira sözleşmesinin başlangıcı tarihinden en erken bir gün sonra imzalanmış olmalıdır.

ancak, kira sözleşmesi düzenlenirken, kiralayanın talebi üzerine kiracı tarafından imzalanan tarihsiz tahliye taahhüdünün sonuçlarına yargıtay uygulamasına göre kiracı katlanmak durumundadır. böyle bir durumda kiracı ancak taahhütnamenin sonradan kiralayan tarafından anlaşılan şekil dışında doldurulduğunu iddia edip bunu ispatlarsa taahhütname geçersiz sayılır.
0
altinci nesil caylak
(06.09.21)
ev satıldıktan sonra 6 ay daha süreniz olacak. tahliye maddesi vasıfsız eleman. sözleşmenin süresi dolduktan sonra 1 yıl daha yenilenir o sözleşme. o 1 yıl içinde ev satış işlemi gerçekleştikten sonra hukuken 6 ayınız daha var. önce ev satışını yapsın yapabiliyorsa.

ayak yapıyor +1

evi satıyorum çık istersen diye bir şey yok. satıyorsa içinde sen varken de satabilir.
sen ölü numarası yap, tamam ev bakmaya başladım falan filan.. yeter ki sözleşmenin süresi dolsun ve otomatik olarak yenilensin.

evi satacağım deyip başkasına daha yüksek fiyattan kiraya vermek gibi bir amacı varsa, sizi neden çıkardığına dair bir ihtarnamenin size ulaşmış olması gerekiyor. hop deyip de çıkmayın. eğer satacağım deyip çıkarıyorsa noterden ihtar çeksin. böyle bir amacı varsa ihtar da çekemez, kozlar sende yani. çünkü buna dair ihtarname çekerse 3 yıl boyunca kimseye kiraya veremez. verirse açacağın dava sonucu sana 1 senelik kira tutarı tazminat ödemek zorunda kalır. yasalar kiracıdan yana.
0
Improbable
(06.09.21)
(5)

suadiye-bostancı civarı doğumgünü kutlamalık cafe/pub

rewlack
mümkünse daha çok suadiye tarafında, ara sokaklardaki küçük sevimli -aşırı kalabalık olmayan- cafe/bistro/pub arıyoruz.midpoint tipi zincir cafelerden olmasınyaş ortalaması 30 diyelim. etrafta lisesi olmasın ama beyaz deri sandaletli kadıköy dedeleri de az olsun : ) neyse anladınız işte, bizim raha
mümkünse daha çok suadiye tarafında,

ara sokaklardaki küçük sevimli -aşırı kalabalık olmayan- cafe/bistro/pub arıyoruz.
midpoint tipi zincir cafelerden olmasın
yaş ortalaması 30 diyelim. etrafta lisesi olmasın ama beyaz deri sandaletli kadıköy dedeleri de az olsun : ) neyse anladınız işte, bizim rahatsız etmeyeceğimiz bizi de rahatsız etmeyen bir kitle.
biraz nezih ama biraz da casual.
0
rewlack
(06.09.21)
Folks kitchen - pub fena değildi biz gittiğimizde. hamburgeri dandik sadece.
0
roket adam
(06.09.21)
Friday’s olabilir, gerçi bahçe kısmı akşamları biraz kalabalık oluyor ama iç kısmı boş oluyor.
0
Northern Mariner
(06.09.21)
Adını bilmemekle birlikte, Cadde'deki Gusto'nun altına açılan pub'a bakabilirsiniz :)
0
silverleaf
(06.09.21)
Ranchero :)
0
rahibeler terasa
(06.09.21)
bottega delicatezza
0
okumakserbestbegenmeksart
(06.09.21)
(3)

Kasım başına orta avrupa seyahati planladık

the real brad pitt
2 kişiyiz 2 doz biontech ok. Kapanma vs sorun olur mu (evet nereden bileceksiniz ama soru işte :/ )Bir de böle bi durumda otel tren uçak bileti komple yanıyor mu. Hepsini şimdiden satın alıcam da.
2 kişiyiz 2 doz biontech ok. Kapanma vs sorun olur mu (evet nereden bileceksiniz ama soru işte :/ )

Bir de böle bi durumda otel tren uçak bileti komple yanıyor mu. Hepsini şimdiden satın alıcam da.
0
the real brad pitt
(06.09.21)
Biletlerde geri iadeli versiyonlar var ama normallere gore pahali.
Benzer sekilde konaklamalarda da ucretsiz iptal secenegi olan yerlere bakabilirsiniz.
Bence kapanma olmaz.
0
nax
(06.09.21)
tam kapanma değil de mesela türkiye'den gelenlere 2 hafta karantina gibi bir şey yapabilirler ingiltere gibi. parasını da turiste ödetirler. o zaman mücbir sebep olmadığından biletini de iptal edemezsin. üstteki arkadaşın dediği gibi her şeyi ücretsiz iptal hakkıyla almanı öneririm. biraz daha para ödersin ama bir şeyler ters giderse paranız yanmaz.
0
roket adam
(06.09.21)
benim tahminim artik cift doz biontech asili olanlara en kotu pcr isteyip kapatmaya dahil etmeyecekleri yonunde. asisizlara olur bence kapatma bu saatten sonra ama tabii yine de dediginiz gibi nereden bilecegiz bunlar hep tahmin.
0
in vino veritas
(06.09.21)
(2)

pegasus check-in

kaputt
selamlar, pegasus check-in'de koltuk parali bildigimiz gibi. ben ve esim bir ucus icin biletleri ayri ayri almak durumunda kaldik. koltuk yer hic önemli degil. ama ikimiz yan yana düsemiyoruz. telefonla filan arasam denesem hic sansimiz olur mu? yoksa parasini vermek disinda pek care yok mu?bir de o
selamlar, pegasus check-in'de koltuk parali bildigimiz gibi. ben ve esim bir ucus icin biletleri ayri ayri almak durumunda kaldik. koltuk yer hic önemli degil. ama ikimiz yan yana düsemiyoruz.
telefonla filan arasam denesem hic sansimiz olur mu? yoksa parasini vermek disinda pek care yok mu?
bir de online check-in yapmasam, havaalaninda gitsek, bagaj vs de verecegiz zaten, orada bizi yan yana verirler mi? yoksa yine mi sikinti cikarirlar?
0
kaputt
(06.09.21)
Havalanına gidip isterseniz yanyana verirler. Ama geç kalmamanız lazım o zaman yine yan yana yer bulamazsınız. Hatta sonlara doğru giderseniz overbookingden dolayı hiç yer bile kalmayabilir.
0
nuevo
(06.09.21)
erkenden havaalanına gidip rica ederseniz yan yana veriyorlar, ama erkenden gitmeniz lazım, check-in açılınca orada olun yani.
0
roket adam
(06.09.21)
(3)

yurtdışına remote çalışmak ve vergi

kutukcu
selamlar, türkiye'deki tam zamanlı işimin yanında ingiltere'deki bir şirket için uzaktan haftada belirli bir saat çalışıyorum. saat bazlı ücret alıyorum. ödemeyi aylık olarak wise transfer üzerinden iletiyorlar. yaklaşık 1 yıldır her ay hesabıma 2-4 bin lira arası para yatıyor. vergi konusunda sıkın
selamlar, türkiye'deki tam zamanlı işimin yanında ingiltere'deki bir şirket için uzaktan haftada belirli bir saat çalışıyorum. saat bazlı ücret alıyorum. ödemeyi aylık olarak wise transfer üzerinden iletiyorlar. yaklaşık 1 yıldır her ay hesabıma 2-4 bin lira arası para yatıyor.

vergi konusunda sıkıntı yaşar mıyım acaba?
0
kutukcu
(06.09.21)
Şu anda yurtdışına çalışan birçok insan bahsettiğiniz şekilde yapıyor. Devlet şu an için çok irdelemiyor bu konuyu. Ancak ileriki bir tarihe vergisiz kazançları tespit edip cezalı bir şekilde vergilendirebilirler. Bunun garantisi yok.
0
nuevo
(06.09.21)
normal şartlar altında şirket kurup danışmanlık faturası kesmeniz gerekiyor. bu da gelir vergisi ödemeniz demek. bunu yapmadığınız için ileride geçmişe dönük bir incelemede ciddi ceza yiyebilirsiniz. youtuber'ların hepsini patlattılar mesela geçtiğimiz aylarda.

vergi denetlemesi zaten gerçek zamanlı olmaz yani para yatar yatmaz al vergi öde diye bir şey çıkmıyor, beyan etmek sizin yükümlülüğünüzde.
0
roket adam
(06.09.21)
Ödemeleri aylık olarak düzenli aldığınız için sorun yaşarsınız.

Normalde 2021 itibariyle yıllık 40.000 tl' ye kadar (rakam değişmiş olabilir) olan gelirler vergiden muaf.
Ama düzenli gelince iş değişiyor.

Yapabiliyorsanız, bundan sonrası için yıllık 40.000 tl' yi geçmeyecek şekilde ücretinizin düzensiz (2-3 ay aralarla) yatmasını sağlarsanız sorun ortadan kalkar.

Bu zamana kadar olan geliriniz için ise, takibe düşme olasılığınız çok düşük ancak düşerseniz hemen hemen kazandığınızı hatta belki daha fazlasını geri ister devlet. Ben işimi sağlama alayım, gece rahat uyuyayım derseniz, varlık barışından yararlanın bu zamana kadarki gelirleriniz için.

Tabi varlık barışından yararlanmak için önce vergi mükellefi olmanız gerekiyor. Şirket kurmadan yararlanılabiliyor mu bir bilene danışın derim.

Varlık barışı nedir?
Özetle, ben şu kadar para kazandım ama bunun vergisini vermedim, şimdi bunu size beyan ediyorum diyorsunuz. Sonra kazandığınız miktar kadar parayı toplu olarak bir form ile birlikte hesabınıza yatırıyorsunuz ve işiniz bitiyor. Ve kanuna göre "hocam sen bu parayı nerden buldun?" diye sorulamıyor ve varlık barışından yararlananlara söz konusu gelirleri ile ilgili vergi incelemesi yapılması yasak. Yani uyuşturucu ticaretinden 50 milyon lira kazandınız diyelim. Götürüp bankaya 50 milyonu yatırıyorsunuz ve paranız aklanıyor :) Şu an varlık barışının vergisi %0. Evet 0. Yazıyla sıfır.
0
blokberg
(06.09.21)
(14)

Ev alamama depresyonu

mg3929
2 sene önce işimde 2. Yılımdaydım, baya bi para biriktirmiştim. Feneryolu'nda 2+1 giriş daire alabilecek durumdaydım ufak bi krediyle. Ailem sakın kredi çekme yarın ne olacağı belli olmaz falan dedi, arkadaşlarım gençlik abii hayatını yaşa gibi saçma sapan konuştu ev almaya cesaret edemedim ben de o
2 sene önce işimde 2. Yılımdaydım, baya bi para biriktirmiştim. Feneryolu'nda 2+1 giriş daire alabilecek durumdaydım ufak bi krediyle. Ailem sakın kredi çekme yarın ne olacağı belli olmaz falan dedi, arkadaşlarım gençlik abii hayatını yaşa gibi saçma sapan konuştu ev almaya cesaret edemedim ben de o zaman. Şimdi kiradan daha az kredi ödüyor olacaktım.

Baktığım evler abartısız 3 katı fiyata çıktı. Şu an alabilmek için devasa bi kredi çekmem gerekiyor. Bir daha ömür boyu ev alamayacak, kirada oturacak olmaktan korkuyorum çünkü kirada otururken hiç mutlu değilim, bu nedenle de işe başlar başlamaz ev almanın hayallerini kuruyordum.

Şimdi artık benim ev alabilmem imkansız mı oldu? Bu fırsatları kaçırmış olmamı ara ara düşünüp modumu düşürüyorum. Bu durumdan nasıl çıkabilirim? Kiralara baktıkça çıldırıyorum :(
0
mg3929
(05.09.21)
segmenti düşüreceksin mesela feneryolu yerine altıntepe dolaylarına bakabilirsin ya da içerenköy ama gerçi oralar da uçtu.
0
jamswety
(05.09.21)
Segment düşüreceksin +1. Bugün feneryolunda alamıyor durumdasın, yarın çekmeköy'den bile alamayacaksın. türkiye bir enflasyon ekonomisi, fiyatlar her zaman artma eğiliminde olacak ve tüik denen kurumum saraya bağlılığı dolayısıyla maaşın asla fiyatlar kadar artmayacak. o yüzden ihtiyacın varsa yapıtşıracaksın.
0
roket adam
(05.09.21)
Eğer ilk işinse 4 yıllık deneyimin var ve gençsin demektir. Anlıyorum, Türkiye şartlarında her şey çok zor artık ve ne kadar erken o kadar iyi ama daha işe başlamayan birinin ev alma hayalleri kurması biraz garip geldi bana ne yalan söyleyeyim. Fazla sorumluluk sahibisin gibi geldi bana biraz rahatlamaya çalış :) Evle ilgili bir tavsiyem yok ama bekarsan tek maaş giriyordur evine. Seni çok zorlayacak bir kredinin altına girme genç yaşta.
0
mysticriver
(05.09.21)
Başka semtler olmadı başka şehir.

Tayin isteme durumun varsa ya da başka iş bulabiliyorsan İzmir veya Ankara düşün. Mesela İzmir'de havuzlu site içi daireyi borçsuz alırsın
0
roe
(06.09.21)
2 sene önce ataşehir'deki bir daire için emlak konut ihalesine girdiğimde, durumuma nazaran büyük bir risk aldım. buna karşın "ödeyemeyecek olursam satarım." gibisinden bir çıkış stratejisi oluşturmuştum. şansım; çevremde beni planın mantıklı olduğuna ikna eden 2-3 arkadaşımın olmasıydı.


şartları yeniden değerlendir. bir plan yap ve esnek ol. segment düşürmek ile evsiz kalmak aynı şey değil.
0
zgrydn
(06.09.21)
ev alamasan da bir bütçe planı yap. gelirinin %50'sini giderlerine, %30'unu kendine, %20'sini yatırıma ayır. altın al at köşeye mesela. hayat dinamik. 5 yıl sonra şartlar değişebilir. hazırlıklı olursan mutlaka bir fırsat çıkar. 5 yıl önce durumun bu şekilde olacağını da kimse tahmin edemezdi. ancak finansal okuryazarlığını arttır, paranı dengeli idare et bir fırsat çıkar yine.
0
black mamba
(06.09.21)
Tam emlak fiyatları zayıflayacak, yeni bir manyaklık çıkarıp mani oluyorlar. Önce Suriyelileri, şimdi de afganları doldurdular. Bunları kim tahmin edebilirdi ki?
Bir de paranı dövizde tutsaydın, o de ikiye katlamıştı muhtemelen.
0
vizivozo
(06.09.21)
Tam 1 sene once 150 bin lira olan evler simdi 250 bin lira. O 1 senede doviz artti aldigim evlerden zarar ettim diyordum, su anda satsam bildigin Dovizde bile yuzde 10-15 civari karim olacak.

Turkiye'de bir sey almak icin beklemeyeceksin aga. Turkiye'de ev fiyatlari en kotu enflasyon oraninda artar.
0
baldur2
(06.09.21)
aynısını araba için düşünüyorum. Yıllar içinde başta peşin alabilecekken artık kredi ile ancak o zaman alabileceğimden daha kötüsünü alabilecek hale düştüm.

Fakat şu var, bu kadar kötüye gideceğini bilemezdik (2015'lerden beri ekonominin çok kötüye gideceği biliniyor aslında ama ev olayında ek olarak göçmen sorunu, yeni ev arzının azalması, devletin bi dönem ucuz kredi vermesi, corona vb. şeyler var)

ailen seni korumaya çalışmış, kiminin ailesi daha geleneksel oluyor "illa bi ev araba al krediye gir" diyor. O da kötü bence. Fakat bu dönemde işsiz kalan baya kişi de oldu, hatta seneye ben işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıyayım. Kredim olsa daha çok gerilirdim.(ha kirada oturuyorum yine geriliyorum)

buradan çıkarılacak ders yatırım işlerini öğrenmek. Atıyorum o zaman 5 liradan dolar alsaydın veya güzel birkaç fona yatırsaydın belki hala o ev olmasa da yakın bir yeri alabiliyor olurdun.

bu arada, acı bir şey söyleyeyim, millet evlenerek birikim yapıyor. Tek başına bi halt yapamıyorsun ama iki düzgün maaş gelince biriyle kredi ödeyip ev alıp öbürüyle yaşamak gibi yollara gidiyor insanlar. Evliliğin maddi yönünü küçümsememek lazım benim gördüğüm varlık edinebilen insanların hepsi evli. Hem zorunluluk hissettikleri için, hem de yapabildikleri için.
0
nhk ni youkosu
(06.09.21)
80 milyona zor yeten ulkemizi 100 milyonla paylasiyoruz artik, alamazsin tabi! kimse bu gercegi gormuyor nedense. ciddi artis getirdi bu durum her seye.

tamam insaat maliyetleri artti, tamam arsa az vs.. ama soyle de bir sey var: piyasayi manipule eden insaat firsatcilari oldukca alamazsin.
tvde haberlerde bile habire bu pompalaniyor...ev az, kiralar, satiliklar uctu.. haber icin mi saniyorsun bunlar.. bunun bir nedeni de henuz kiralari, satis fiyatlarini ucurmayanlar kaldiysa onlar da ucursun diye.

aileden ev kalmadikca, kendi isinin sahibi olmadikca da alamazsin bosuna uzme kendini. ben de uzuluyorum ama bosa yani.. bizden goturuyor.

evlenme ihtimalin varsa evlen +1 ayrica. evlilik artik ticari bir girisim gibi de oldu. sirf maasi var diye (zenginlik de degil yani calisma potansiyeli bile yetiyor) biraz ici isindigiyla evlenen cok kisi var cevremde. eskiden rezillik diyordum, onlara da hak veriyorum artik...
0
Kittie
(06.09.21)
Soruna kendi yaşadığım olay ile cevap vereyim.

2020 Şubat ayında 230 bin liraya( 65 bin peşinat 176 bin kredi) Antalya'dan ev aldım 1+1 üstelik 15 yıl vadeyle.( kim öle kime kala, bekar adamım 32 yaşında gezem tozam demedim aldım üstelik arabam bile yok)

Şuanda ev için 450 ila 500 isteniyor ve 1.5 yıl oldu ancak.. Benim o üç kuruş param tl'de kalsaydı bugün ev almam için ortalama 300 bin çekecektim.

Bir de işin şu yönü var.

Senin çektiğin kredi 2500 tl atıyorum. Bu 15 yıl boyunca aynı kalacak. Ancak maaşın ve kkiraya verdiğin evin kirası yükselecek ve ileride o 2500 tl muhtemelen bu emflasyon oranlarıyla kuş gibi kalacak.

Bugün içinde yaşamak zorunda olmasan da bir ev alıp kiraya versen zaten kafadan ev sürekli değelernecek ve kira ile de ek gelirin olacak.

Umarım anlatabilmişimidir :)
0
denizmaniaherif
(06.09.21)
5 yıl önce evimi almadan önce fotoğraflarına bakarken o zamanki patronum odama gelmişti. evi gösterdim çok kararsızım ihaleye girsem mi? diye düşünüyorum demiştim. o da gir sana kalırsa ödenir gider demişti. onun kurduğu o cümle bana güç verdi diyebilirim. iyi ki almışım. o kritik anda insana olumlu gaz verecek biri olmalı yanında.

segmenti düşüreceksin +1 bir de biraz daha eski evlere bakabilirsiniz.
0
naksidil
(06.09.21)
off çok kötü resmen kendim yaşamış gibi kötü hissettim.

ya bu kredi ile ev almak konusunda neden insanları korkutuyorlar anlamış değilim, hadi dağın başında bir yazlık fln olsa neysede feneryolu'nda 2+1 daire ödeyemiyor musun cok mu sıkıştın, piyasa mı kötü 100bin altına verdiğin gün satılır.
kredi ile ev yatırımı için bu kadar korkak düşünenleri anlamıyorum.

neyse geçmiş olsun. konut piyasası ileride ne olur bilmiyorum ama genel olarak piyasada fırsatlar bir şekilde gelir, bunun için uzun zaman beklemek zorunda kalabilirsiniz. o arada içiniz rahat etmesi için daha uygun bir yerden ev alıp o sürede en azından birikiminizi koruyabilirsiniz.
0
nuisance
(06.09.21)
Feneryolu'nda 2+1 giriş daire eğer deprem öncesiyse almamanız çok hayırlı olmuş.
öncelikle saçmalamayın, elbette ev alabilirsiniz uygun fırsatlar çıktığında. ancak istanbulda ev almayı ve veya yaşamayı ileride de isteyecek misiniz? birikimlerinizi nerede nasıl değerlendireceksiniz; belki al satla daha çok gelir elde ederek ev alacak peşinatı daha rahat bulacaksınız vs vs bunları bilmiyoruz.


mod düşürecek başka şey mi bulamadınız? ölüm, hastalık olmasın da.
0
rewlack
(06.09.21)
(9)

çoğu site açılmıyor

redcat
Çoğu siteye girmekte zorluk yaşıyorum. Uyarı olarak şu çıkıyor. Napmam gerekiyor?
Çoğu siteye girmekte zorluk yaşıyorum. Uyarı olarak şu çıkıyor. Napmam gerekiyor?
0
redcat
(05.09.21)
ev interneti mi yoksa yurt/otel interneti mi kullanıyorsunuz? çünkü bir illegal siteleri engelleyen bir yasaklayıcı var gibi.
0
false pretension
(05.09.21)
Antivirus olarak ne kullaniyorsunuz?
0
hasansabbah
(05.09.21)
yurtdışında mı yaşıyorsunuz peki? eğer yurtdışında yaşıyorsanız bu sitelerin engellenmesi normal çünkü telif hakkı içeren sitelerden indirme yapmak yasak ve ağır cezası var.

windows 10 kullanıyorsanız windowsun kendi "virus ve tehdit koruması" yeterli oluyor fakat ek olarak program istiyorsanız benim seçimim ESET nod32 olurdu.
0
false pretension
(05.09.21)
türkiye'deyim. hali hazırda bi antivirüs programım yok.
0
🌸redcat
(05.09.21)
şirket bilgisayarı mı? muhtemelen engelleyici bir yazılım kurulmuştur.
0
roket adam
(05.09.21)
şirket bilgisayarı değil.
0
🌸redcat
(05.09.21)
Film program vs indirmek için de Reddit'teki subları kullanın.
0
bana kedicik derdi
(05.09.21)
*dns sıfırlamayı nasıl yapacağım? yoksa internette mi arayayım?
0
🌸redcat
(05.09.21)
halloldu, hepinize teşekkür ederim.
0
🌸redcat
(05.09.21)
(10)

Fatih vatan caddesinde isyeri olan biri nereden ev tutmalı.

istebukadar
İstanbula gecme durumu var. Nerelerden ev bakmalıyız is için ulaşımı kolay , kiraları orantılı vs.
İstanbula gecme durumu var. Nerelerden ev bakmalıyız is için ulaşımı kolay , kiraları orantılı vs.
0
istebukadar
(05.09.21)
bütçeni yazmadığın sürece isabetli bir cevap alman zor.
0
roket adam
(05.09.21)
Maaş 7500 bandında.
0
🌸istebukadar
(05.09.21)
şehremini bence o taraftaki en düzgün yer. Ben de orda oturuyorum. Ancak kiralar çok pahalı, diğer türlü de aksaray metrosu (tek araç) istikametinde bahçelievler yayla tarafı iyi olabilir ancak kiralar orda da çok uygun değildir. Gerçi artık kirası uygun olan yer de yok istanbulda
0
icerden cikan adam
(05.09.21)
araba ile mi gelinecek?
0
turkuaz
(05.09.21)
Arabam yok. Tek kişiyim.
0
🌸istebukadar
(05.09.21)
ben de emniyete yakın kısımda oturuyorum.
öncelikle kiralar özellikle son bir yılda çok yükseldi,
fatihte fazla 0 veya az yıllık ev bulamıyorsun, evler genellikle eski, yani hem yeni ev olsun hem fatihte olsun diyorsan işin zor baştan söyleyeyim.

fatih merkez : benim de oturduğum yer, dar sokaklar, yanaşık evler, suriyeli nufusu özellikle belli sokaklarda fazla. oturulabilir, ancak çok pipirikli isen sıkıntı olabilir, hatta çok pipirikli isen genel olarak Fatihte işin zor.

şehremini, çapa, fındıkzade - bir tık daha iyi ancak oralarda da dar sokaklar, yanaşık evler vs var.

biraz uzağında koca mustafa paşa var - görecelidir ancak nispeten daha iyi olabilir ancak vatandan bu yerlere göre daha uzak.

aksaray- yusufpaşa - daha yoğun suriyeli nufusu var, nispeten daha kötü.

karagümrük - nispeten daha kötü, suriyeli ve roman nufüs ağırlıklı - sıkıntılı mahalleler mevcut ama iyi yeri de olabilir tabi ki, kiraları daha ucuzdur.

yavuz selim- çarşamba - sofu mekanları - bir tık daha uzak vatan caddesine, pek nezihte değil.

yakın yerleri böyle sıralayabilirim.

bir minibüs, dolmuş uzaklıkta cevizlibağ var, cevizlibağda rezidans-nef türü yerler var, 1+1 düşünebilirsin ama kiraları uçmuştur kesin.

şansın bol olsun.
kolay gelsin.
0
antti sumiala
(06.09.21)
eyüp - alibeyköy tarafına bakmanı öneririm ama kiralar oralarda da yüksek sayılır maalesef, maaşının yarıdan fazlasını verme ihtimalin yüksek yeni bir eve.
0
roket adam
(06.09.21)
en fazla yarım saat gidiş yarım saat geliş olursa iyi olur. Bir de aktarma mesela ekstra ücret alınıyor mu istanbulda durum nasıl? 1+1 olabilir. Birikmiş 110 bin TL param var ama o paraya da ev olmaz .
0
🌸istebukadar
(06.09.21)
Kira olarak aidatla birlikte 2300 bandında bulunamaz mi acaba ?
0
🌸istebukadar
(06.09.21)
valla kardeşim üşenmedim baktım, eyüp -fatih ilçesinde max 15 yaşına kadar kirası max 2300 lira olan 8 ilan çıkıyor onlar da kiralık oda falan. eski ev bakarsan da yapısal sorunları, deprem riski falan sıkıntısı var. denildiği gibi maaşından en az 3000-3500 lirayı ayırman lazım, onda da yaşayacağın ev yine ufak, muhtemelen eski bir ev olacak yani. artı olarak yol parasını da hesaba kat mutlaka çünkü aylık istanbulkart 300 lira küsür zaten.
0
roket adam
(06.09.21)
(4)

instagram'da kaliteli fotoğraf/hikaye paylaşamıyorum

m e b
merhaba.telefonumun hem kendi hem de instagram kamerasıyla çektiğim ve paylaştığım fotoğraflar, asılları kadar kaliteli gözükmüyor. hele bir de hikaye şarkı ekleyince hikayeleri bulanıklaştırıyor. wifi veya mobil veride de durum aynı. mobil veri kısıtlaması/tasarrufu da kapalı (uygulama içinde de ka
merhaba.
telefonumun hem kendi hem de instagram kamerasıyla çektiğim ve paylaştığım fotoğraflar, asılları kadar kaliteli gözükmüyor. hele bir de hikaye şarkı ekleyince hikayeleri bulanıklaştırıyor. wifi veya mobil veride de durum aynı. mobil veri kısıtlaması/tasarrufu da kapalı (uygulama içinde de kapalı.)

telefonum android. aynı marka ve modelde paylaşanlarda hiçbir şey olmuyor, bende kayboluyor. yok mudur bunun bir çözümü?

hesabımla mı bir ilgisi var acaba? kişisel hesap, kullandığım ve denediğim telefonlar: xiaomi note 8 pro, general mobile gm 21 pro ve huawei mate 20 lite.
0
m e b
(05.09.21)
android ios'a göre kalitesiz paylaşım yapıyor. senelerdir böyle. senelerdir bir çözüm bulamadım ben de.
0
false pretension
(05.09.21)
android üzerinden instagram paylaşımı genel olarak hep düşük kaliteli oluyor. tahmin ediyorum tüm androidleri idare edecek bir yazılım yaptıkları için kaliteyi düşürüyor otomatik olarak.
0
roket adam
(05.09.21)
Tam izah edemedim mi yukarıda bilmiyorum ama ANDROID/Aynı MARKA VEYA MODEL telefon kullananların bazılarında böyle bir şey olmuyor.
0
🌸m e b
(05.09.21)
IG'nin sıkıştırma algoritması dandik, çektiğin fotonun boyutu büyüdükçe uygulanan işlem artıyor ve kalite düşüyor. Çözüm çekilen fotonun çözünürlüğünü düşürmek. 1080x1920 9:16 çözünürlüğünde çeker ya da yüksek çekip düzgün bir düzenleme uygulaması ile bu boyutta kaydedersen daha başarılı sonuç alırsın.

Video için de geçerli bu ama sadece çözünürlük değil fps ve bitrate de işin içine giriyor, o yüzden onu ig'ye optimize etmek daha uğraştırıcı.
0
Bruce
(05.09.21)
(9)

kaç günde bir yemek yapıyorsunuz ?

duruoz
şöyle bir sorum var,- günlük, taze yemek yapıyor musunuz ?- çalışan bir kişi misiniz, evli misiniz, bekar mısınız, öğretmen misiniz, vaktini mi çok, hiç mi vaktiniz yok, doktora mı yapıyorsunuz, çoluk çocuk mu mani size ?-anket değil eşimi ikna etmeye çalışıyorum.teşekkürler.
şöyle bir sorum var,

- günlük, taze yemek yapıyor musunuz ?
- çalışan bir kişi misiniz, evli misiniz, bekar mısınız, öğretmen misiniz, vaktini mi çok, hiç mi vaktiniz yok, doktora mı yapıyorsunuz, çoluk çocuk mu mani size ?

-anket değil eşimi ikna etmeye çalışıyorum.

teşekkürler.
0
duruoz
(05.09.21)
Tek yaşıyorum. Küçük porsiyon yiyorum. Yaptığım yemekler minimum 3 gün gidiyor.
0
my pink
(05.09.21)
- Taze olmasa bile ev yemeği yemeye dikkat ediyorum.
- Genelde 2, nadiren 3 gün aynı yemeği yiyorum.
- Tekim.
- Öğretmenim. 14.00 civarı evdeyim. Her şeye rahat rahat vakit kalıyor. Kalmasaydı bile yemeğimi kendim yapardım çünkü sporcuyum.
- Eşiniz dahil kimseyi böyle bir şeye ikna etmeye çalışmamalısınız bence.
0
ruhen hastayim ben
(05.09.21)
evden çalıştığım günler yemeğimi yapabiliyorum ve aynı yemeği genelde iki-üç gün yiyorum. ofise gittiğim günler eve çok yorgun geldiğim için yemek yapamıyorum.
0
theseachange
(05.09.21)
Evliyim, iki yetişkin bir bebeğiz..
bazen üşengeçlikten büyük tencerede yapıyorum 3 gün yiyoruz:))
Bir gün salatayla, bir gün yoğurtla.
Kurufasulye, nohut gibi yemekleri yapınca düdüklüden korktuğum için fazla yapıyorum yediğimizi yiyoruz kalanı dondurucuya atıp 3-4 gün sonra çıkarıyorum.
Genelde tek çeşit yemek yapıyorum.
Eşim sağ olsun yemek konusunda hiç seçici değil.
Genelde ben seçerim yemek.
Ama yemekleri ben pişirdiğim içim kendi sevdiklerimi pişiriyorum :))
Çalışmıyorum. Tüm gün evde boş boş takılıyorum.
0
kirmizipilotkalem
(05.09.21)
en sık iki günde bir. her gün yemek yapan birine rastlamadım hiç. zaten bazı yemekler de biraz kalınca daha güzel oluyor. mesela bence mercimek çorbası ya da yeşil mercimek yemeği, zeytinyağlılar falan hep bekleyince güzelleşiyor.

sadece makarnayı günlük yapıyorum. makarnayı yaptıktan sonra anında tüketmek gerekir.

edit: yüksek lisans yapıyorum ve aynı zamanda çalışıyorum. aslında çok vaktim yok ama yemek yapmak da çok uzun sürmüyor zaten. ev arkadaşlarım var. bazen birlikte pişiriyoruz.
0
bohr atom modeli
(05.09.21)
dışarıdan hiç söylemiyorum, her gün kesin bi' şeyler yapıyorum ama sofra donatmalı şeyler değil.

işte biftek gibi çabuk olacak et yemekleri, fileto tavuk, hindi, balık; yanına fırında zebze. hemen 25-30 dakikada hazırlanıyor. bazen kremalı makarna, yanına ton balığı. bazen akşam kahvaltısı. arada taze fasulyeli veya pırasalı omlet. şu aralar pek sulu yemek yapmıyorum ama bezelye, taze fasulye veya nohut yaptığım zamanlar bol yapıp iki gün yerdim.

bekar çalışan. haftada 2-3 gün gidiyorum, gerisi remote görünümlü ense.
0
chezidek
(05.09.21)
vaktim yok, bu aylarda neredeyse her aksama toplanti koyuyorlar, yok takim toplantisi yok toplu gorusme... haftada bir ya da iki aksam disarida yiyorum. eve soylemiyorum.

cumartesi pazar salata yapip, onlari soslamadan, kuru sekilde saklama kabina koyuyorum.

ayni yemegi, ozellikle sicak yemegi asla 3 gün yemem.

sicak yemek yapacaksam taze yaparim.
0
buf-e kür
(05.09.21)
evliyiz. program şöyle
2 günlük ev yemeği
1 gün tost - salata - ton balığı - lavaş gibi ıvır zıvır
1 gün dışarıdan söyleme
sonra tekrar ev yemeği
0
roket adam
(05.09.21)
Evliyiz, bana kalsa koca tencere yemek yapar 3-4 gün yerim (yalnız yaşayan bir öğrenciyken böyle yapıyordum) ama eşim taze yapıp yemeyi seviyor.

Ortasını buluyoruz, önceki günden kalan az bir yemeğin yanına yeni pilav makarna salata vs ekleyip çoğaltıyoruz. Ya da dışarıdan 1-2 çeşit meze alıyoruz. Ya da çok yaptığımız yemeği sonra kullanmak için buzluğa 1-2 porsiyon atıyoruz. Birimizin işi yoğunsa yemeği diğeri yapıyor, zamanımız bolsa beraber yapıyoruz,çok üşeniyorsak dışarıdan söylüyoruz. Bugün gündüz dışarıda yağlı ve fazla karbonhidratlı şeyler yedik mesela, akşamı karpuz peynirle geçiştirdik.

Siz hangi tarafsınız, eşinizi hangisine ikna etmeye çalışıyorsunuz bilmiyorum ama umarım hem mutfağa girmeyip hem şikayet etmiyorsunuzdur. Yemek yapma sorumluluğunu eşit paylaşmıyorsanız eğer, söz hakkı yemeği yapan tarafta olmalı :)
0
kobuzchu kiz
(05.09.21)
(16)

Okulların açılması hakkında

jamiro
Geçen sene bu soruyu iki kez sordum. Biri yine bu zamanlarda okullar başlarken; diğeri de okullar açıldıktan iki ay sonra.İlkinde kesinlikle açılmalı diyenler yoğunluktaydı, 2 ay sonra sorduğumda açılması hata oldu diyenler çoğunlukta idi. En azından öyle hatırlıyorum Şimdi 2021 için durumlar değişt
Geçen sene bu soruyu iki kez sordum. Biri yine bu zamanlarda okullar başlarken; diğeri de okullar açıldıktan iki ay sonra.

İlkinde kesinlikle açılmalı diyenler yoğunluktaydı, 2 ay sonra sorduğumda açılması hata oldu diyenler çoğunlukta idi. En azından öyle hatırlıyorum

Şimdi 2021 için durumlar değişti, aşılama testler vs derken, güncel durumda, sizce açılması ne yöne evrilir? İyi mi olur kötü mü?

Sağlıklı günler
0
jamiro
(05.09.21)
Artık kesinlikle açılmalı. Geçen sene ne olduğu kimi öldürdüğü belli olmayan çaresiz bir virüsle savaşıyorduk. Şu an her şey 3 aşağı 5 yukarı belli.
0
roket adam
(05.09.21)
Açılacak ve sonucunu kimse takmayacak. Artık herkes kendini korusun moduna giriyoruz. Geçen sene çamaşır suyu ile yıkanırdı her şey. Şimdi maske takan yok. Bence böyle devam edecek.
0
infernalcadre
(05.09.21)
@roket adam, kimi öldürdüğü belli olan virüsü artık “bilmemiz “ yayılmasını engelliyor mu? Kalabalık yine de düşmanımız değil mi? Not: Sadece bu soruya cevap getirmeye çalışıyorum, yoksa açılmasıyla ilgili bir derdim yok
0
🌸jamiro
(05.09.21)
Ne yöne evrildiğini/evrileceğini umursamıyorum. Elbet daha da artacaktır vakalar buna çözüm yok artık. Bunun kabul edilmesi lazım. Nereye kadar böyle gidecek? Aşılar olundu. Daha ötesi yok. Bu hastalık sıfıra inmeyecek. Hangi hastalık bitti ki bu bitsin. Artık hayat devam etmeli gerek ekonomik açıdan gerek gerekse bu çocukların eğitimi açısından. Yine de her şeyden önce eğitim. Yoksa 20 sene sonra bilmem ne kuşağı şöyle böyle diye söylenip dururuz.
0
mysticriver
(05.09.21)
gecen seneki covid ile bu seneki covid (delta) farkli. cocuklari da etkiliyor, amerikada pediatrisi covid hastasi cocuklarla dolu hastaneler var. 12 yas ustu asilamasinda cok geciktik, daha yeni onay cikti. lisa yasindakiler 2. dozu olamadi bile (o da olanlar arasinda).

Bu sene daha kotu bir yerden basliyoruz yani. Laylaylom baslayacak, ogretmenler ve ogrenciler agir hasta olmaya / ölmeye baslayinca millet panik olacak. Siniflar zirt pirt karantinaya alinacak, o siniflarda egitim askiya alinacak. Klasik turkiye "deneyelim gorelim" modeli. Bu kadar "ne olursa olsun acilmali" cılar varken zaten deneyelim gorelim olmak zorunda yoksa onlarin dirdirini cekemez kimse. Deniycez gorucez. Siniflarda ölen cocuklarin yerine cicekler konacak falan. "Öğretmenimiz öldü" haberlerini izleyecegiz bir kac kere. Millet cocugunu okula yollamamak isteme konusunda katilasmaya baslayacak. Sonra ne olacak gorecegiz.

Turkiye'de pandemi hala, neredeyse 1 senedir gecersiz olmus "mesafeye dikkat" modeliyle yonetiliyor, aerosol yoluyla da bulasan bir hastalik oldugu sabit olmasina ragmen. Bu ne demek? Havalandirma olmayan (kış şartları) kapali bir sinifta, tek bir pozitif kisi, yakinina bile gelmedigi herkese potansiyel olarak bulastirabilir demek (herkes N95 ve uzeri spesifikasyonda bir maskeyi kusursuz teknikle takmadigi surece). Binlerce okul, onbinlerce sinif arasindan bununla ilgili trajedileri duyacagiz. "Cocugumu gonderirim" ve "gondermem" ciler catisacak, opsiyonel mi bilmiyorum ama gondermek opsiyonel olacak onunde sonunda. Siniflar karantinaya zirt pirt gireceginden okulda egitimin bir esprisi de kalmayacak ozetle.
0
robokot
(05.09.21)
Yayılmasını engellemiyor, yayılıyor ve yayılacak zaten. Sonuçlarını biliyoruz artık. Vaka sayısı çok önemli bir metrik değil eskisi gibi. Tablo şu:

- Aşılı olanlar hafif atlatacak, hatta günlük hayatına devam edebilecek.
- Aşılı olduğu halde zor geçiren 0,01'lik grup hastaneye yatacak
- Aşılı olmayanlar da hastanelik olacak veya hayatını kaybedecekler

Devletin artık ek olarak yapabileceği bir şey yok, mevcut durum sürdürülebilir değil, 1.5 senedir öğretmenler dahil herkes evde. Adamın çocuklara ders vermesi lazım, kendisi yazlıkta, çocuklar zaten tablette, zaten eğitim sistemi dandik resmen böyle bir nesil daha kayıp gidecek elimizden. Bence devletin en büyük hatası şu anda + çıkarsa tüm sınıfı tekrardan eve göndermek, bu çok suistimal edilecek, çocuklar yine bi hafta evden bi hafta okuldan okuyacaklar. Zaten öğretmenler şimdiden işin çakallığını aramaya başladı yok test vermem, yok aşı olmam vs diyerek.

Bence bu işi tamamen normalleştirip artık kalan sağlar bizimdir moduna girilmek zorunda her anlamda. Dediğim gibi istatistiki olarak artık kabul edilebilir noktadayız. Yoğun bakıma yatanların %0,1'i aşılıysa demek ki aşı işe yarıyor ve kalan rakam da istatistik olarak gözardı edilebilir. Dönmek istemeyen öğretmenlere de yaptırım uygulanmadığı, böyle gri alanda bırakıldığı sürece bu sene geçen senekinden bile daha dandik bir öğretim yılı yaşanacaktır.
0
roket adam
(05.09.21)
Ha bir de yukariya ek olarak asilarin 6 ay sonra etkinliklerinin azalmaya baslamasi olayi var (bakiniz israil); ilkbaharda asi olan velilerden patir patir kayip haberleri de gelmeye baslayacak kışın ilerleyen gunlerinde 3. dozu bulamazlarsa - ki saglik bakanligi eylulden sonra asi gelecek mi gidecek mi henuz bir aciklama yapmadi.

yani varyantlar + etkinligi azalan asilar = cok daha az zararli ama cok daha fazla bulasici bir varyant ortaya cikmazsa eger kış çetin gececek. okul icinde verimli bir yil imkansiz cocuklar icin.

zaten ilkokul cagindaki cocuklar asi da olamadi, butun evlere yayacaklar mis.
0
robokot
(05.09.21)
Bizim ulke icin demiyorum da bu kadar aptal karar almalarina sasiyorum.

Virus kisin cogalip yazin azaliyor.
Okullar hepi topu 6 ay acik kalsa egitim aksamiyor.
Ulan yaza alsaniza su egitimi birkac sene icin.
Komple universiteyi isleri her seyi yaza al gitsin.

Bizi de ne zaman sonbahar gelse ofise cagiriyorlar.
Millet aklini kiraya verdi sanirim.
0
divit
(05.09.21)
Avrupa'da okullar mart 2020 dönemi haricinde vakaların en cafcaflı olduğu zamanlarda bile açık kaldı; hala açık. Bizde çocukların 1.5 yılı heba oldu. Hem fizyolojik hem psikolojik hem de akademik birçok etkisini ilerleyen yıllarda göreceğiz muhtemelen. Kayıp bir nesil yetiştirmek istemiyorsak artık açık kalmalı bu okullar. Kaldı ki geçen sene okul öncesi kurumların hepsi tam kapanma dönemi haricinde açıktı zaten. Kaç kere anaokullarında Corona virüs patlaması diye bir haber duydunuz? Oralardaki ogretmenlerin birçoğu da bu hastalığı geçirdi üstelik. Ogretmense onlar da öğretmen.

Velhasıl okullar açılmamali yaygarasıni hiç doğru bulmuyorum; okullar alınabilen en iyi önlemlerle açılmalı ve eğitim devam etmeli. Çocuklar zaten ya bütün gün parkta içiçe oyun oynuyor ya da AVM'de anne babasıyla geziye çıkıyor. Düğünlere, avmye, Lunapark'a, restorana giderken sorun yok; iş eğitime gelince neden karşı çıkılıyor, anlamak mümkün değil.
0
fraise
(05.09.21)
Böyle keşke öğrenciler için şartları iyileştirip okulları açsalar. Daha az öğrencinin olduğu okul servisleri ve sınıflar, düzgün havalandırmanın yapılması, maske konusunda öğrencilerin düzgünce bilgilendirimesi, öğrencilere ücretsiz maske verilmesi gibi şeyler yapılsa bu süreç iyi sonuçlarla aşılabilir.

Ama mevcut şartlar veliler, öğrenciler ve öğretmenler için çok zor. Okulların kapalı olması öğrenciler için çok, çok daha zor. Bu çocuklar eğitim almanın yanı sıra sosyalleşiyorlar, aile evindeki kötü şartlarından bir süre için kurtuluyorlar.
0
GoodMorningTeacher
(05.09.21)
Avrupada açık kalan okullar insanların bağışıklık geliştirmesine yol açtı. Bizde böyle bir durum söz konusu değil. Üstelik avrupalılarda olan kurallara uyma durumu da bizim ülkemizde yok. Öğretmenler, öğrenciler, denetleyenler vb. hiçbirinin kurallara uymadığı bir senaryoda (muhtemelen böyle olacak) olan bizim insanımıza olur.
0
Battalgazininintikaml
(05.09.21)
@fraise keşke avrupadaki şartlar bizde olsa. Bizim sınıflar 50-60 kişi sınıflarda havalandırma yok. Aynı sırada 3 kişi oturarak bu olmaz.
Şartları iyileştirdik önlemleri aldık derken bunları düzeltmeleri gerek. Önlemler dedikleri okullara maske dezenfektan yollamaları. Biz veliler olarak bunları zaten sınıflara koyduk.
Ya aşılı aşısız yada sabah öğle diye sınıflar ikiye bölünmeli bence. Sınıflar çok kalabalık.
Geçen seneki gibi isteyen göndermesin demediler mecbur yollayacağız. Ama 7-8 yaşındaki çocukları 6 saat havalandırmasız ortamlarda nasıl maskeli tutabilecekler düşündürücü.
Yaklaşık iki yıl boyunca korunduk. Ne kovid olduk ne şüpheye düşüp test yaptırdık. Okul yüzünden hasta olucaz diye çok korkuyorum. Ama evde okulda olmuyor.
Takip ettiğim bütün doktorlar okulların açık kalma süresini 3-4 hafta diye düşünüyorlar.
0
ayhsegull
(05.09.21)
@ayhsegull +1

Okulların kapalı kalmasının ben de çok, çok büyük zararları olduğunu düşünüyorum. Çocukların eğitiminin aksaması bir yana, iş hayatından uzaklaşmak zorunda kalan bir yığın kadın var bu yüzden. Toplumsal cinsiyet hakları açısından da bir yığın sorun oluşturuyor bu durum. Evde uzaktan dersi takip etmek yerine ev ahalisine hizmet vermek zorunda kalan çocuklara değinmiyorum bile.

Fakat bizdeki durumu Avrupa ile kıyaslamak fazla iyi niyetli. Bu kıyası yapanların da devlet okullarındaki koşulların farkında olmadığını düşünüyorum.

Bununla birlikte herkes okullar açılacağı zaman konuşmaya başlıyor, kapalı kaldığı onca zaman yapılabilecek hazırlıklara dair kim hesap sordu? Pandeminin bir gecede bitmeyeceği belli iken ne yapıldı? Sınıf mevcutları azalsın diye yeni okullar yapıldı mı? Boş olan imam hatipler düz okula çevrilsin diye düzenlemeler yapıldı mı? Sınıf mevcudunu azaltmak için yeni öğretmen atamaları gerçekleşti mi?

"Alınabilen önlemler alınsın" dediğiniz şey ne düzeyde ben size anlatayım. Öğretmenler tüm gün çay içmeyecekmiş, öğrenciler istiklal marşı sırasında mesafeli duracaklarmış. Sonra 40-50 öğrenci aynı sınıfa tıkılıp saatlerce aynı havayı soluyacak. Bu. Bir de belirti gösteren öğrenci için izolasyon odası olacakmış :) Başka da bir şey yok.

Eşim öğretmen, ben akademisyenim. İkimiz de okula dönmeyi her şeyden çok istiyoruz. Aşılarımızı ilk gün olduk. Fakat gerekli önlemlerin alınmaması da, bu önlemlerin neden alınmadığının hesabının sorulmaması da, yapılabilecek her şey yapılmış gibi ol(may)anları görmezlikten gelerek "artık eğitim devam etmeli o yüzden okullar açılmalı" demek de bu topluma yapılacak en büyük kötülüktür.
0
gmzo
(05.09.21)
Yoğun bakımlar doldu mu okullar kapatılır.
0
oyokbuyoknevar
(05.09.21)
iyi olur bence.
simdiye kadar kapali kalmasi hataydi. ingilterede cocuklarla ogretmen arasinda iletisim aksiyor diye maskeyi bile kaldirmayi dusunuyorlardi bir ara ders saatlerinde. avrupada da ayrica bizim gibi devlet okullari var. saniliyor ki oralarin en kotu okulu bizim koc falan...
cocuklar evden hicbir sey ogrenmiyor. ogretmenler verimli calisamiyor, koreliyor. bu virus hep devam da edebilir. iste asiyla falan oldugu kadar idare edilecek bundan sonra. olumler olabilir ama hayatin da devam etmesi lazim durumu gecerli tum dunyada. dunya artik gelecegini de dusunuyor. biz de boyle hareket etmeliyiz. bombos, egitimin bir donemini online adi altinda verimsiz gecirmis bir nesil gelecek yoksa.
0
Kittie
(05.09.21)
bence yoğunluk azaltılarak tamamen açılmalı. insanları korkutarak, evlere kapanarak bitecek bir hastalık değil. bu yeni varyant, çocukları da öldürüyormuş, aşılar etkisizmiş falan filan. inanmıyoruz bu palavralara artık. aşısını olan olsun olmayan da sonucuna katlasın.
0
paintov
(05.09.21)
(22)

Islam defin süreci çok travmatik değil mi?

logisticsmanager
Bundan 4 yıl önce babannemi kaybettik. Üniversite döneminde kuzenimi de defnetmistik ki o da cok travmatikti ama bunun kadar değil heralde. Ya zamanla unuttum ya da babannem kadar yakin olmadigim icin.Cenaze başında bekledim, taşıdık falan. Ağlamadım. Ama babannemi mezara koyarlarken o beyazlara sar
Bundan 4 yıl önce babannemi kaybettik. Üniversite döneminde kuzenimi de defnetmistik ki o da cok travmatikti ama bunun kadar değil heralde. Ya zamanla unuttum ya da babannem kadar yakin olmadigim icin.

Cenaze başında bekledim, taşıdık falan. Ağlamadım. Ama babannemi mezara koyarlarken o beyazlara sarili bedeninin seklini görebildiğim için dagildim gittim. Hala hatirladigimda kötü olurum, gözlerim dolar.

Esim yabanci, o da oradaydı. Defin sureciniz cok travmatik bu nasıl iş dedi. Millet aglamiyor esim deli gibi agliyor babannemi 4-5 kere görmüş kisi.

Düşününce hakli gibi geliyor. Sanki tabut içinde olsa falan bu kadar etkilenmezdim gibi.

Ne diyorsunuz? Yani bana beyazlara sarıli bir bedeni gormektense tabutu gömmek daha az travma yaratan bir olay olurmus gibi geliyor.
0
logisticsmanager
(04.09.21)
dinin olayı o ama, "topraktan geldik toprağa gidiyoruz ve herkes bunu yaşayacak" mesajı veriliyor orada.

Hristiyanlar tabutla gömüyor ama onlarda da törende kapağı açık yani insanı göreceğin şekilde oluyor sanırım, eğer filmlerdeki gibiyse. O da korkunç bence.
0
nhk ni youkosu
(04.09.21)
Tahtaları düzgün çakmak için vücutları biraz köşeye itelemek gerekiyor mezarın içinde. Ben hem babamın hem de dedemin cenazesinde mezara inip yukarıdan cenazeleri alıp mezarın içine yatırıp biraz köşeye doğru itelemişyim, havalar biraz soğuyunca ilk aklıma gelen vücutların soğukluğu olur aradan kaç yıl geçti hala böyle, bence de travmatik.
0
Zaman Tamircisi
(04.09.21)
Ölümü hayattan ayırdığımız mümkün olduğunca bu konudan kaçındığımız için artık travmatik geliyor halbuki hayatın bir parçası

Bu programda ölümü konuşuyorlar
youtu.be
0
freebird5406_2
(04.09.21)
Bence ölümle ilgili tüm süreçler travmatik…
Hristiyanların tabuta koyup süsleyip sergileme olayı da bana çok korkunç geliyor.
Bedenin toprakla buluşması fikri aslında güzel gibi, çünkü çıplak ayakla toprağa basınca da iyi hissettiriyor. Ama çukura atılmasındaki görüntü çok kötü, katılıyorum…
Bu süreci iyi yapacak hiçbir şey yok sanırım.
0
megalomaniac
(04.09.21)
gerçekten kötü. ölüyü görmek tutmak taşımak falan.

bu arada kadınlar tabutla gömülüyo diye biliyodum ama öyle değil miymiş?
0
jelly bear
(04.09.21)
bence de türkiye'deki işleyiş baya travmatik. özellikle çocuğa falan da gösteriyorlar etkisinden çıkması baya yıllar alıyor.

ölü halini bence mahremiyet sayıp göstermemek lazım. o hali ile kimse hatırlanmak istemez. hristiyanlıkda ölüyü hazırlayanlar var adamlar usta normal insan gibi hazırlıyorlar. bizde öyle değil.
0
duyurukullanıcısı
(04.09.21)
ben de acı bir şekilde intihar eden ilkokul arkadaşımın cenazesine gitmiştim. sadece uzakta durabildim, tabutu görmek bile istemedim. defnin travmatik olduğu konusunda haklısınız.
0
epleindebisous
(04.09.21)
ölüm fikrinden korktuğumuz için öyle geliyor. islam'in amacı bize sürekli ölümü hatırlatıp dünyayı o şekilde yaşamak. o yüzden cenazelere katılımı da teşvik eder islam.
0
nuisance
(04.09.21)
travmatik falan değil bence. tabutla gömülen cenazelerde de cenaze evinde önce open casket tören yapıyorlar mesela sizce o daha travmatik değil mi? tabutun içinde ölmüş ama giydirip makyaj yapılmış cenazeyi görüyorsun ve saatlerce konuşma dinliyorsun falan...

yeni nesil veya gençler diyelim, yakınlarının definlerinde falan da daha dirayetliler. artık neden bilmiyorum ama gittiğim cenazelerde, babasını toprağa veren gençler görüyorum, hepsi dimdikler. konuştuğum yaşlılar da aynı yorumları yapıyorlar. olayı travmatik hale dönüştüren bence cenaze evinde bağırıp çağıranlar, sinir krizi geçirenler. ölümü kabullenince hepsi normal geliyor.
0
malheiros
(04.09.21)
Son derece travmatik.
Bir de cenaze yıkanırken su dökmeye çağırırlar.
Ben giremedim. Anneannemi hep yaşadığı gibi anımsamayı tercih ettim.
0
pro9it9is9
(04.09.21)
defin sürecimiz bence daha travmatik değil, daha doğaya uygun ve insanı sürece dahil ediyor, ki dahil olmalıyız bence.

temizleyip yıkayıp sardıktan sonra toprağa karışacak şekilde gömüyoruz ölülerimizi.
makyaj yapıp üç bin dolarlık tabutla insan gömmek çok suni bir şey.

ölünün taşınması, yıkanması, gömülmesi gibi herkesin ayrı ayrı işin bir ucundan tutması gibi şeyler hem insanı ölümle yüzleştiriyor hem de sevdiğin insanı bir şekilde uğurlama şansı veriyor.
yani insanın kendi ölüsünü kendi gömmesi insani ve olması gereken bir şey bence.
ben annemi yıkadıktan sonra çok rahatlamıştım mesela.

travmatik olan şey ölüm zaten, yani ölüm travmatik bir şey.
ama hayatın bir parçası.
bizim defin sürecimiz bununla yüzleştirdiği için daha gerçekçi.
0
blatta hiberna
(04.09.21)
Yüksek lisans tez konumdu. Aşırı travmatik olduğunu düşünüyorum. Gereksiz ritüeller dizisi, hem ölene hem yaşayana işkence. Şimdi tam olarak adı neydi unuttum. bedenimizi bi kapsülün içine yerleştiriyorlar ve bir ağaç oluyor. Yeni bir teknolojiymiş. Haberi okuyunca öyle gömülmek istedim. Dilerim nasip olur.
0
Corpsebridee
(04.09.21)
Bir kişiye veda etmek için yapılıyor o törenler, eğer kişiye veda edilmezse asıl o zaman durum daha travmatik ve sağlıklı bir kopuş olmadan gerçekleşiyor. Bu tüm kültürlerde gereklidir, bir cenaze töreni, bir veda…Mezarı olmayan, törensiz ölen insanlara bir bakın, aileleri hala yas tutarlar sürecini sonlandıramadıkları için. Odisse’de bile vardı sanırım.

Onun dışında, İslamiyette mi yoksa hangi kurallarda bilmiyorum ama medrese usülü ders alırken bi medrese hocasından, İslam’da kadının cenaze defin işlemlerinde bulunmaması gerektiğini söylemişti. Çoğu kadın da bulunmaz orada, dayanılması güç bir durum ve ağlar, cinnet vs geçirirse defin sırasında ölüyü rahatsız etmesin diye.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(04.09.21)
Kaynaklarda mezarın şekline kadar geçer bu tür mevzular.

i.hizliresim.com
0
Erva
(04.09.21)
seyi atlamissin abi, en yakinlarin gasilhanede ölüyü son kez yikanirken gormesi ve hatta bazen yikama islemini bizzat yapmasi olayi var.

inancsiz biri oldugum icin kremasyon en tatlisi gibi geliyor bana. yak beni ver kullerimi sevenlere, belki savursunlar bir yerlere ooh... oldukten sonra umrumda degil gerci de. bence kalanlar icin guzel bir katharsis olur.
0
robokot
(05.09.21)
ölümün travmatik olmayan bir hali yok ki. bence yabancıların açık tabut töreni çok daha korkutucu ve travmatik mesela, ona hiç gelemezdim. ya da yakma olayları falan. bizimki yine en azından biraz daha insani gibi geliyor, sadece bazı saçma detaylar var (yemek dağıtma gibi), ama genel olarak bence kötünün iyisi.
0
roket adam
(05.09.21)
olumu travmatik yapan sey sonrasinin mechullugu ve bilinmezligi. butun semavi dinlerde benzer olmakla beraber ozellikle islam'da asil hayatin olumden sonrasi oldugu vurgulanir ve olumun unutulmasi istenmez. islam'a gore olum aslinda bir son degil, inananlar icin guzel bir baslangictir. eger olumu ve defni bu sekilde idrak edebilirsen surec travmatik degil. birisini otogardan yada havaalanindan ugurlamak gibi.

dedemi ortaokulda babaannemi lisede kaybettim. ikisinde de hem gasilhanedeydim, hem de mezarlikta. olayi tamamen idrak etmeme ragmen acikcasi cok bir uzuntu hissetmedim. hatta sonrasinda ben neden aglamadim diye dusunup uzulmustum ama simdi bununla da barisigim.
0
crucio
(05.09.21)
Sen bi de Budistleri gör
Nepalde kaldım ve birkaç cenaze törenine katıldım. Yakılmak suretiyle...
0
fempusay
(05.09.21)
Kişinin öldüğünü kabullenebilmek için önemli bir işlevi olduğuna inanıyorum o ritüellerin.
0
michael_knight
(05.09.21)
Benim yurtdışındaki ilk işim mezarcılıktı. Sanırım biraz kıyas yapabilirim bu konuda.

Evvela yurtdışında cenazelerin defin işlemi çok geç oluyor. Şahıs ölmüş, üstünden 30 40 gün geçmiş, anca seremoni yapılıyor ve o sırada artık kaybına bir nebze alışılmış oluyor. İnsanlar feryat figan etmiyor.

Yine cenaze töreni bizde çok travmatik dediğiniz gibi. Okunan Kuran dua neyse hepsi böyle bir insanı dehşete düşürür şekilde oluyor. Helallik sormak dahil. Yabancıların cenazesi çok steril, çok daha formal, çok daha sakin bir ortam. İnsanı germiyor.

Gömü kısmı ayrı bir cinnet sebebi zaten. Tabutla gömmemekten tut, cenaze sahiplerinin ağlaya ağlaya kürekle toprak atması. Bu yok yabancılarda. Makineyle veya görevliler tarafından tabut 2,5 metre(~6 feet) düzgün kazılmış ve etrafı halıyla çevrilerek maskelenmiş mezara düz biçimde indirilir. Gömülme işlemi insanlar gittikten sonra gerçekleşir.

Bizde ayrıca mezarlar çok sığ derin değil ve üstü tepe şeklinde oluyor veya etrafı mermerle kapatıyoruz vs. Adamlarda mezar taşı var, mezar taşının başında varsa çiçek ekmek için ufak bir alan var. Kalan her yer mezarlığın kalanı ile eşit seviyede dümdüz halı gibi çim.

Bizde mezarlığa girince tırsarsın. Yabancıların mezarlığı park gibidir. İnsan huzur bulur gidince dehşete kapılmaz.

Bir başka husus da genç ölüm azlığı. Bizde 50 55 60 tık gidiyor. Adamlarda mezar taşlarını sıradan oku en genci 85 yaşında ölmüş. Artık vakti gelmiş ölümün, öyle kalp krizi tak götürmemiş. Haliyle bu da ayrı bir travma sebebi kalanlara.

Ben bu konuda baya kafa yormuş birisiyim. Artık mezarcı değilim kendi işimi yapıyorum ama bu olaylardan sonra karar verdim yurtdışında yapacağım ölürsem cenazemi. Aileyi travmaya sokmaya gerek yok. Gerçekten Türkiye'de cenaze ve yakının ölümü insana bir ömür kapatamayacağı bir yara açıyor. Çok cenazede bulundum Türkiye'de, özellikle şehit cenazesine çok katıldım. Olacak iş değil. Bu işi böyle yapmanın kimseye hiçbir faydası yok.
0
bana kedicik derdi
(05.09.21)
Babamı o toprağa gömdüğüm günden beri ölü, ölüm, mezar, mezarlık, hiçbiri benim için ürkütücü, korkutucu veya travma sebebi değil. hatta artık işim de ölülerle ilgili. bana ilginç gelen şey ise şu anda kanlı canlı işinde gücünde olan, hayal ve planları olan adamın 24 saat içinde toprağa gömülmüş olması. bu kadar kısa olmasına alışamıyorum.
0
işimdeyim gücümdeyim
(05.09.21)
Bu soru bana en sevdiğim dizilerden biri olan Six Feet Under'ı hatırlattı, bir gün Nate, ölüsünü toprağa gömen ve başında bağıra çağıra ağlayan birilerini izliyordu uzaktan ve kendi düzenledikleri soğuk törenlere göre, ölüme ve insan doğasına çok daha uygun buluyordu bu ritüeli.

Bence de travmatik olan ölümün ta kendisi, bu şekilde toprakla bütünleşmek bana da daha doğal geliyor, süslü tabutlar ve makyajlardan. Sonuçta ne şekilde olursa olsun cenazelerde ölümle bir şekilde yüzleşiliyor ve kabullenişin başlangıcı oluyor. Toprağa dönmek, doğa ile bütünleşmek biraz döngünün sonu gibi, huzur verici bir tarafı da var.

Bir de bazen cenazelerde en çok ağlayanlar en uzak kişiler hatta ölen kişiyi hiç tanımayanlar olabiliyor.
0
(05.09.21)
(13)

Bu kazada neden %100 kusurlu bulunduk?-sigorta-

kırmızıayakkabılıgargamel
Merhaba, İki şeritli bi yoldan giderken önümüzdeki araç yolun sağ tarafında bulunan manava girmek için sinyal vermeden aniden dönüş yaptı, biz de arkasındaydık ve biz de ona çarpmamak için aniden yavaşladık ve sola doğru kaçmaya çalıştık. Bu sırada arkamızda seyreden araba gelip sağ tarafımızdan biz
Merhaba,

İki şeritli bi yoldan giderken önümüzdeki araç yolun sağ tarafında bulunan manava girmek için sinyal vermeden aniden dönüş yaptı, biz de arkasındaydık ve biz de ona çarpmamak için aniden yavaşladık ve sola doğru kaçmaya çalıştık. Bu sırada arkamızda seyreden araba gelip sağ tarafımızdan bize çarptı ve aracımızda kusur oldu, bize çarpan araçta da kusur oldu. Tutanakta da hem bize vuran kişi hem biz hem de bir görgü tanığı olmak üzere durumu anlattık.

Bugün sigorta şirketinin bizi %100 kusurlu bulduğunu öğrendik. Neden biz %100 kusurlu olduk? Eğer aniden yavaşlama sebebiyle biz aniden yavaşlamasak öndeki araca çarpıyor olacaktık. Oradaki herkes de -manav sahipleri de gördü adamın aniden sinyal vermeden sağa girişini-

İtiraz etsek sonuç değişir mi sizce? Ve burda biz nerde suçluyuz acaba?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(04.09.21)
önünüzdeki araçla takip mesafesini ayarlayamadığınızı düşünmüş olabilirler gibi geldi. fakat bu durumda arkadaki aracın da suçlu bulunması gerekir gibi de geldi.
0
infernal majesty
(04.09.21)
arkadan vuranın suçlu olması lazım garip. takip mesafesini koruması lazımdı. belki aniden sola kırdınız diye olabilir mi bilemedim.
0
jelly bear
(04.09.21)
@infernal gibi düşünüyorum. Siz takip mesafesinden suçlusunuz tamam da aynı şekilde arkadaki araç da kusurlu olmalı.
0
jamiro
(05.09.21)
öncekinin aniden sinyal vermesi vs tamamen sizin sorununuz. takip mesafesini koruyup durmanız lazım bir kere o kesin.

arkadaki size tam olarak arkadan çarptıysa o zaman yine kusurun arkadan çarpana verilmesi lazımdı. ama siz aniden sola kırınca, diğer arkadaş da sizin aracın sol ya da sağ arkasından çaprazdan ya da yanından çarptıysa, o zaman hatalı şerit değiştirdi aniden girdi şeklinde bir kanaat getirmiş olabilirler. ama dediğim gibi arkadaki arkadaş tam olarak arkadan çarptıysa o zaman itiraz edin derim.
0
roket adam
(05.09.21)
siz önünüzdeki araçla takip mesafesini koruyamadığınız için suçlu çıktınız.
Öndeki araba aniden tüm gücüyle frene bassa bile ona çarpmayacak şekilde takip etmemiz gerekiyor aslında.

Ona çarpmamak için siz diğer şeride geçince arkadaki, size çarpan arabanın hiç suçu yok ki. O yolunda normal şekilde giderken bir anda önüne kırıyorsunuz. Sizin arabanın da arkasından değil yanından çarptığı için olayın nasıl gerçekleştiğine dair şüphe kalmıyor.

Ben bunları söylüyorum da ne benim ne kimsenin bu şekilde kullandığı yok arabayı, kaza işte.
Geçmiş olsun,
0
michael_knight
(05.09.21)
Öncelikle geçmiş olsun. Muhtemelen siz önünüzdeki araçla takip mesafesini korumadığınız ve diğer şerite kontrolsüz geçtiğiniz için kusur sizde çıktı.

Ehliyet kursunda hoca, bi araba önüne fırlarsa ve duramayacaksan şeritini değiştirme, vurursan o suçlu olur ama şerit değiştirirsen ve değiştirdiğin şeritteki araç sana çarparsa kontrolsüz çıktığın için sen kusurlu olursun demişti.
0
housedaki topal doktor
(05.09.21)
@micheal @housedaki hocam bi yanlış anlaşılma oldu sanırım, biz şeridi önümüzdeki araca vurmamak için değiştirmeye çalıştık ama karşıdan gelen arabaya çarpmadık, arkamızdaki araba bize gelip çarptı. Arkamızda araba olmasa bu kaza hiç yaşanmayacaktı yani. Eğer biz önümüzdeki arabaya çarpmamaktan sorumluysak, arkamızdaki araba da bize çarpmamaktan sorumlu olması gerekmez miydi? Arkadaki araba da mesafesini korusaydı ve durabilseydi o zaman bizim ani bi hareketimiz için. Ki bizim aniden durmaya başlamamızın sebebi önümüzdeki arabanın ani hareketiydi.
0
🌸kırmızıayakkabılıgargamel
(05.09.21)
Siz sola kirdiginizda arkanizdaki araba nasil saginizdan carpabiliyor?
0
Kirmizibavul
(05.09.21)
Ama siz aniden şerit değiştirmişsiniz. Size çarpan araç normal seyir halinde ilerliyordu, siz bir anda önüne kırınca kusur maalesef sizde oldu. Belki önünüzdeki araca vursaydınız %100 kusur sizde olmazdı, o araç uygun şerit değiştirmediği için.

Bir de şimdi aklıma geldi, mobeseden falan size çarpan aracın hız sınırını aştığını kanıtlarsanız kusur bölüşülebilir.
0
housedaki topal doktor
(05.09.21)
ilginç bir durum olmuş, öncelikle geçmiş olsun. takip mesafesinden kusurlu bulunmanız için sizin de öndeki araca çarpmış olmanız gerekirdi diye düşünüyorum ama okuduğum kadarıyla önünüzde olan ve aniden sağa dönüş yapan araç ile bir temasınız olmamış. yani önünüzde hiç bir araç vs olmasaydı ve aniden önünüze bir çocuk atlasaydı da muhtelemen aynı kaza gerçekleşecekti.
bu durumda hatalı şerit değiştirme ve/veya trafik güvenliğini tehlikeye düşürme kusuru bulmuş olabilirler gibi geldi. o bile içime sinmedi gerçi :) arkanızdaki araç sol şeritte gidiyor olsa ve çarpsa kesin bu derdim ama siz sağ şeritteyken yine sağ şeritte ve arkanızdaki aracın size çarpması yüzünden %100 kusurlu bulunmanız aklıma yatmadı (herkesin sağ şeritte gittiğini varsaydım).
0
semyasa
(05.09.21)
@semyasa evet tüm olay sağ şeritte oldu, bu şekilde doğru anlamışsınız teşekkür ederim. Geçmiş olsun dilekleriniz için de teşekkür ederim.

@kırmızıbavul hocam biz sola kaçmaya çalışırken, arabanın sağ arka tarafı tam arkada kaldığı için bize vurmuş oldu. Tüm araçlar aynı şeritteydi, yol iki şeritli, ters yönlere giden şeritler

@housedaki hocam biz aniden karşısına çıkmadık arabanın, araba zaten arkamızdaydı, arkamızdan çarptı bize bir önüne kırmadık yani. Bizim sola kırarken karşımızda araba yoktu zaten, arkamızda bizi takip eden araba bize gelip çarptı, duramadı çünkü.
0
🌸kırmızıayakkabılıgargamel
(05.09.21)
Anlattığınız gibiyse sizde kusur yok gibi geldi bana. Arkadaki takip mesafesini ayarlasa size çarpmazdı. Kusur raporunda hangi kanun maddesine göre karar verildiği yazıyor mu acaba? Bence kesinlikle itiraz edin.
0
bhhs
(05.09.21)
_1_|_2_
boş1| M
boş2| S
boş3| A

M: Manava giden
S: Siz
A: Arkanızdaki

İki şeritli yolda yukarıdaki gibi seyir halindeydiniz. Manava giren, manava gitti zaten. Bu senaryoda siz öndeki aniden şerit değiştiren arabaya çarpmış olsaydınız siz suçluydunuz. Arkanızdaki araç yazdığım yerde değil de "boş3" kodlu yerde seyir halinde olsaydı, siz M'ye çarpmamak için sola kırmış olsaydınız yine siz suçlu olacaktınız.

Buradaysa M'nin sağa dönüşü sırasında takip mesafesini korumadığınız için ani fren yaptığınızda arkadaki de takip mesafesini korumadığı için çarptığından dolayı sizin tek suçlu olmanız mantıksız geldi bana. Siz sadece takip mesafesini korumayarak ani fren ile akan trafiği tehlikeye soktuğunuz için o kısımla kusurlu olmanız gerekirdi sanki.

Tabii doğru anladıysam :)
0
nawar
(05.09.21)
(3)

2. El Araç alış satışında eksper raporunun usulü nedir? Ücreti ne kadardır?

aksiyom
Merhabalar. Arabamı satacağım. Elimde eksper raporu yok aracıma dair.Arabayi almaya niyetli kisi haklı olarak ekspere götürecek. Burda eksper parasını kim karşılar, arabayı alacak kişi mi, arabayı satacak kişi mi?Eger, daha önceki pazarlık konuşmalarinda yazılanların disinda şeyler çıkar ve alacak k
Merhabalar. Arabamı satacağım. Elimde eksper raporu yok aracıma dair.
Arabayi almaya niyetli kisi haklı olarak ekspere götürecek. Burda eksper parasını kim karşılar, arabayı alacak kişi mi, arabayı satacak kişi mi?
Eger, daha önceki pazarlık konuşmalarinda yazılanların disinda şeyler çıkar ve alacak kişi almaktan vazgeçerse, parayı kim verir? Ya da bolusulur mu? Farkliliklara rağmen yine de almaya karar verirse parayi kim verir?

Benden sonraki her şeyini açık acik yazdım ama arabanın benden önceki geçmişini bilmiyorum. Araba 12 yaşında ve 8 senedir bende. Alırken ustaya göstermiştim sadece, eksper falan yaygın değildi bu kadar, gayet temiz araba al demişlerdi, almıştım.

Bir de bu eksper ücretleri ne kadardır? Yakın zamanlarda yaptıran varsa yazarsa çok sevinirim.
0
aksiyom
(04.09.21)
Sondan basliyayim:
Gecen sene 500 tl verdim. Ama paket secebiliyorsun.
Normalde experi talep eden öder. Alıcı yani. Ancak anlaşmaya da bağlı.
Eger bildurilen dışında cok absurd bir sey çıkarsa ben vastan karşı tarafi (satıcıyı) ikaz ediyorum. Genelde kabul ediliyor. Ama motor-mekanik icin misal ayni seyi soylemek zor. Yani bitik motor bir yere kadar ama diyelim baski balatayi bilemeyebilir.
0
fempusay
(04.09.21)
Fiyatlar 250-750 arasında. Çeşitli paketler var.

Ekspertizi alıcı öder. Ama satıcının dediğinin haricinde birşey çıkarsa ya fiyatta yardımcı olur. Ya da eksper parasını öder ve satmaz. Racon budur.
0
Arthur Dayne
(05.09.21)
Eksperi alıcı öder, satıcının dediği haricinde bir şey çıkarsa satıcı öder + indirim yapar.
Ben olsam bir kere götürür ekspere sokarım, her şeyini bilir ona göre fiyat yazarım, gelene de mahçup olmam.
0
roket adam
(05.09.21)
(2)

Ekran kırılması telefon

ırene adler
>>Ekranda koruyucuyu çıkarmıştım. Koruyucusuz olan ekran çok yüksekten düsmemesine rağmen ne yazık ki kırıldı.Kırıldıktan sonra şöyle bir sorun oluştu. Birini arıyorum mesela, ekran kararıyor. Telefon hala açık ama. Aramayı kapatamıyorum bu yüzden ekran karardıgı için.Ekranı değiştirmekle bu hata dü
>>Ekranda koruyucuyu çıkarmıştım. Koruyucusuz olan ekran çok yüksekten düsmemesine rağmen ne yazık ki kırıldı.

Kırıldıktan sonra şöyle bir sorun oluştu. Birini arıyorum mesela, ekran kararıyor. Telefon hala açık ama. Aramayı kapatamıyorum bu yüzden ekran karardıgı için.

Ekranı değiştirmekle bu hata düzelir mi? Yeni bir telefon bakıcam belki yaptırmadan.
0
ırene adler
(04.09.21)
düzelir neden düzelmesin uzaklık sensörü ile ekran arası temassızlık gibi bir şey olmuş düşünce, yapılır
0
freebird5406_2
(04.09.21)
Büyük ihtimalle proximity sensörü de bozulmuştur, onun da değişmesi gerekebilir.
0
roket adam
(05.09.21)
(2)

iphone 11 direkt elimden çıkarmak istesem kaça satarım?

avatar is back
sarı sitede çoğu kişi 6800 gibi gerçek dışı rakamlar koymuş. o fiyata satılacağını düşünmüyorum. sıfırları zaten 7100 civarıiphone 11 - 64 gb, 2022 hazirana kadar garantiliekran ya da kasada çizik yok full korumalı kullandım. pil sağlığı %85oldu da 1 haftada elden çıkarmak istedim kaça okutulur bu?
sarı sitede çoğu kişi 6800 gibi gerçek dışı rakamlar koymuş. o fiyata satılacağını düşünmüyorum. sıfırları zaten 7100 civarı

iphone 11 - 64 gb, 2022 hazirana kadar garantili
ekran ya da kasada çizik yok full korumalı kullandım.
pil sağlığı %85

oldu da 1 haftada elden çıkarmak istedim kaça okutulur bu?
0
avatar is back
(04.09.21)
sen de 6600-6700 civarına yaz istersen millet (telefon bayileri falan da) mesaj atar "şu fiyata alırım" der zaten genelde. Belki sen o fiyatın 100-200 fazlasını istersin sonra.
0
nhk ni youkosu
(04.09.21)
6000'den yukarı gitmez. 7100 liraya satılıyordu sıfırı son dönemde.
0
roket adam
(04.09.21)
(6)

Oto kuaför neden eleman bulamıyorum der?

neotunc
Bir oto kuaför satılıktı ve eleman bulamadığım için satıyorum diyor. Konuyla ilgim olmadığı halde merak ettim bana garip geldi.Hadi restoran eleman bulamadığı için kapanıyor görüyorum fakat bir oto kuaföre gereken eleman kaç günde yetiştirilir ki?Ülkede çoban olmak isteyen yok 70 bin Afgan çoban çal
Bir oto kuaför satılıktı ve eleman bulamadığım için satıyorum diyor. Konuyla ilgim olmadığı halde merak ettim bana garip geldi.

Hadi restoran eleman bulamadığı için kapanıyor görüyorum fakat bir oto kuaföre gereken eleman kaç günde yetiştirilir ki?


Ülkede çoban olmak isteyen yok 70 bin Afgan çoban çalıştırıyoruz tamam. (Çobanlık bilgi birikim gerektirir.)

Peki oto kuaförde aynı ithal çözüm işlemiyor mu? Yoksa bu adam mı ithal çözüme yönelmiyordur?
0
neotunc
(04.09.21)
Sağlam ve titiz adam bulamıyor olabilir.

Bunun dışında oto yıkama o kadar kolay bir iş değil. Yazın sıcakta güzel bir iş olabilir ama kışın elemanın bütün üstü başı ıslanıyor. Sürekli olarak değişmesi gerek.

İkincisi belirttiğim sağlam adam bulamamak. İşi bilmeyen arabaya hasar verebilir. Sonuçta elinde basınçlı tabanca var, el yatkınlığı gerek. Bunun dışında arabada gözlüğü, parfümü olan insan olabilir. Bunlar kaybolursa yıkamacıya büyük problem olur ve zarar etmeye başlar.
0
Northern Mariner
(04.09.21)
İşle alakası yok. Komik bir para ödeyip bütün kazancı cebe indirme derdinde muhtemelen vatandaş. Asgari ücret ve sigorta yapmayı servet ödemek zannediyor muhtemelen. 1500 2000 lira veririm dediği afganlardan bile zılgıtı yiyince sana afra tafra yapmış.
0
bana kedicik derdi
(04.09.21)
Çok da satıcının nedenin takılmamak gerektiğini düşünüyorum. Sadece alacak adam için ortalama bir neden sunmuş. "Eskisi kadar araba yıkamaya gelmiyorlar günü zor kurtarıyoruz şimdi gençler de oto yıkamacıda çalışmak istemiyor" diyemeyeceğine göre. Ortalama bir sebep yazıp muhtemelen "Neden satıyorsunuz ?" sorusuna cevap vermiş.

Malum sitede hobi olarak ilan gezerim arada sırada görüyorum devren kiralık iş yeri adam yazmış işi hazır günlük cirosu şöyle böyle e kardeşim satma o zaman. Ama tabi alakası yok.
0
hayyam ara
(04.09.21)
Suriler artik o isleri yapmiyor demek istemis.

Turkler zaten maks 1 hafta calisip gider, igrenc bir is.
Kendi arabani bi kere yika zaten anlarsin.
0
divit
(04.09.21)
Pek inandırıcı gelmedi bana,ben oto yıkamacılık yaptım ve küçük bir ilçede, hiç işi bilmeyene 1 günde öğretirsin.
0
olaylar olaylar
(04.09.21)
Oto kuaförlerde çalışanların %99'u kayıtsız suriyeli ve afganlar oluyor genelde. Onlarda da en ufak bir hatada bir ton masraf çıkıyor, artı olarak kayıtsız olduklarından bugün gelir yarın gelmez, öteki gün gelir yine gelmez falan, günlük yevmiye ile çalışıyor yani. Kayıtlı olarak sgk'lı işçi çalıştırırsan da diğer oto yıkamalarla rekabet edemiyorsun anladığım kadarıyla fiyat olarak. O yüzden biraz pis bir iş, mafyatik olmak lazım biraz bu iş için
0
roket adam
(04.09.21)
(3)

Arac icindeki sigara kokusunu gidermek

dinsizin hakkindan gelen imansiz
Soru baslikta arkadaslar. Febrez kullaniyorum ama yine de arac kapali kalinca bir miktar koku geliyor. Koku hassasiyetim oldugu icin ne yapabilirim dogal yollardan
Soru baslikta arkadaslar. Febrez kullaniyorum ama yine de arac kapali kalinca bir miktar koku geliyor. Koku hassasiyetim oldugu icin ne yapabilirim dogal yollardan
0
dinsizin hakkindan gelen imansiz
(04.09.21)
Gecmiyor ikinci el araba aldim icinde cok sigara icilmisti. Sigara ictigim halde rahatsiz oluyordum dusun.
Once detayli temizlik yaptirdik koltuk tavan yikamali azaldi ama gecmedi 10 tane koku bombasi kullandim farkli zamanlarda. Bir kezde ben sildim tavani koltuklari. İyice azaldi ama hala hafif de olsa var.
Arabanin tavanina koltuklara paspaslara siniyor koku onlari temizle azalir.
0
kuzey li
(04.09.21)
Ben de zamanında şirket aracı kullanırken çok uğraştım. O koku koltuk döşemelerine ve plastiklere sindiği için çıkarmak imkansız gibi bir şey. Ancak ıvır zıvır kokularla bastırabilirsin ama o da bunaltıyor beni. Cam açık gidersen zamanla alışacaksın diyeyim en azından.
0
roket adam
(04.09.21)
Eski arabami sifir sigara kokusuyla sattim. Yanarim da ona yanarim))
0
🌸dinsizin hakkindan gelen imansiz
(04.09.21)
(2)

Fotoğraf/Video Çekimi İçin Ekipman Alınacak Yer

sahadaki adam
Merhabalar; evde kendime minik bir stüdyo kurmak istiyorum YouTube'a içerik üreteceğim. Güzel bir ışık kurmak istiyorum, kafamda mavi/sarı tonlarında ışıklar var. Bunun için ne tip bir ışık ekipmanına ihtiyacım var, tek bir ışık yeterli olur mu iç mekan için? ya da bir ana ışık bir tane de renk için
Merhabalar; evde kendime minik bir stüdyo kurmak istiyorum YouTube'a içerik üreteceğim. Güzel bir ışık kurmak istiyorum, kafamda mavi/sarı tonlarında ışıklar var. Bunun için ne tip bir ışık ekipmanına ihtiyacım var, tek bir ışık yeterli olur mu iç mekan için? ya da bir ana ışık bir tane de renk için ambians ışığı mı almalıyım?

Bunları nereden almalıyım bu daha kritik bir soru. İstanbul'da ucuza ikinci el alabileceğim bir yer var mı yoksa internetten bir site önerecek var mı?

Bütçe 350 TL.

Kameram tripodum var. Ses için de kameraya takacağım yaka mikrofonu alacağım ama onun için internette epey ucuza bir sürü ürün var ışık çok önemli benim için. Yardımlarınızı bekliyorum.
0
sahadaki adam
(03.09.21)
Eğer sağa sola taşıyacaksan, ulanzi vl41 renkli ışıktan 2-3 tane almanı öneririm. biri yüzüne, bir arka fona, diğeri de genel aydınlatma için. yutupta aydınlatma olayını anlatan bir çok video var.

eğer sağa sola taşımayacaksan, philips hue serisi ampülleri ya da philips hue play'i kullanabilirsin renkli ışıklandırma için, ben öyle yapıyorum.

350 tl ile biraz zor.
0
roket adam
(03.09.21)
iki tane tek duylu softbox aldım yakın zamanda, 550 lira verdim. çok kaliteli değiller ama ihtiyacımı giderdiler. hayyam'ı bir gezin derim.
0
semyasa
(03.09.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.