hafiften mi ağrıyor, çok mu hafif.

beni dinle ve novalgin, vermidon falan al.
geçer.
eğer daha ciddi ise antibiyotik al.

ekler.
hemen eklemek istemez.
ağırdan alır.
yarın falan ekler.
hadiii aaayyırlı olsun.

Ekler. Biraz bekle, henüz bilgisayar başına oturmamıştır.

kangıracıleyşıns!

ekler.

tabıkı ekler.

sıradaki aşama: arkadaşı var mı onu da bana yapsana :).

www.itusozluk.com

Ah beee. :=)

ekler. ekler dedik de canım ekler çekti. ilk buluşmanızda ekler yiyin.

adamsın... nedense kendim yapmışım kadar sevindim şerefsizim... oluyo demek ki..

lan o yolu yine trenle 5 yılda sanıyorum en az 600-700 kez gidip geldim. bi kere ilgilenen olmadı. gerçi ilk 2-3 yıl eşimi görmeye (evlenmeden önce) gidiyordum:)

Tebriks.
Fakat Adana-Mersin treninin bu konuda biraz "piyasa" olduğunu da söylemeliyim.
Birçok kişi var orda tanışıp "çıkmaya" başlayan, aşk yaşayan. :)

kız benim konuşmamı bekliyo :D belli yani hareketlerinden. ben kendi içimde savaşıyorum. lan konuşsam mı? trenin içinde rezil olmayalım filan.

sonra bi an da siktir et dedim nolcaksa olsun. konuştum. kızda soru sormaya başladı sonra :D

güzel oldu ya. ekleyip eklememesi hiç ama hiç önemli değil :D önemli olan benim konuşmuş olmam.

abi kendinize gelin. kız insan (dikkat insan) gibi konuşmuş diye niye böyle düşünüyorsunuz bu nasıl bir kafa? hiç mi karşı cinsle konuşmadınız lan? kız eklemek isteseydi seni gerçekten, hemen orada direk ekletirdi niye ertelesin. sakin olun.

ekletiyodu zaten. adını soyadını yazınca ilk sayfalarda çıkmıyo. o benim adı soyadı aradı o da ilk sayfalarda çıkmadı.

maili verdim bende. kızlara insan değil demedik :) ben bu iki ilişkilerde. ilk başlardaki gidip konuşmaları yapamıyorum. yani öyle bi ortamda büyümedim veya başka bi sebebi var bilmiyorum ama yapamıyorum işte.

duyuruda da belirttiğim gibi. 2-3 saat boyunca kesiştiğim kızın yanına gidip konuşamıyorum.

ilk defa konuştuk işte bırakta sevinelim mama :D mesela ekleyip eklememesi değil zaten. benim konuşmam :) bunu ikinci defa tekrar ettim ama olsun.

vay be insanlar ne yaşıyor bir tanesi de bana denk gelmesin.

Helal olsun kendince bir tabuyu aşmışsın ne güzel :-)

ben de bugün mersin-adana trenine bindim de hiç öyle bi ortam yoktu be.

Yakışıklıysan kız gülümser tabi:p
Soru sordu konuştunuz diye ne bu havalara girmeler,hadi hayırlı olsunlar anlamadım.+mama.
Bi de kızlara derler "..ne anlar." Diye..

ya olm bırakın atatürkü matatürkü..
yıllardır yok atatürk ilkeleri yok atatürk zartı zurtu diye devletin anası bellendi.

tamamen tarafsız bi şekilde okudum ve tamamen tarafız bi şekilde cevaplamaya çalışacağım.
türklerin tarihine, islamiyeti kabulune, 1071de anadoluya girişine, daha öncesinde geleneklerine falan bakarsak aslında atatürkün yapmaya çalıştığı şeyin araplar tarafından tecavüz edilmiş bir milletin, kendine ait olmayan özellikleri atmaya çalışmasını sağlamak olarak yorumlayabiliriz. bu benim şahsi görüşüm.

niçin okullarda yeterli eğitim verilmiyor, tarihimizi bilmiyoruz, tarih derslerinde "yararlı cemiyetler, zararlı cemiyetler" başlığı altında bir şeyler öğreniyoruz, bu soruların cevabı aslında atatürk.ün neler yapmaya çalıştığını neden anlamadığımızn da cevabı.

mustafa kemal salt olarak halkın geçmişle değil din ile bağını koparmaya çalışmıştır bir prototip yaratarak.bu arada şuana kadar kusursuz işlemiş herşey dediğin kısımda ise gerçek tarih olarak herşey kör topal ve ihanet üzerinedir..

geçmişle irtibatı koparmaya çalışmak değil o.
bizim halkımız mal. kendisi bir şey istemiyor. atatürk bunların hiçbirini yapmayıp ben padişahım bundan sonra dese, ona tamam diyeceklerdi yine, hatta sevineceklerdi de. demokrasi falan çok azının aklına gelecekti onlar da bir şey yapamayacaktı muhtemelen.

yani olay bu. atatürk, ne idüğü belirsiz feslerin tarih olmasını istemiş de kötü mü yapmış yani? aynı zamanda arap harfleri, ne ki yani? türklere özgü bir alfabe olsa, atıyorum göktürk alfabesi kullanılıyo olsaydı osmanlı'da bunu kaldırır mıydı? sonuçta kökeni biz değiliz onun.

halifelik de papalık kadar gereksiz bir makam. ayrıca halifemiz olmadığı halde laiklik elden gidiyor, bir de halife olsa nolurdu şimdiye düşünebiliyor musun?

ben teşekkür ederim.

adam ileri görüşlülüğün kitabını yazmış işte.

halifeliği kaldırması sayesinde sadece türklere değil, tüm islam camiasına güzellik olmuş. matahmış gibi papa var diyorsun, hristiyan dünyası ne çektiyse papa yüzünden çekti. itin götüne sokuyolar adamı sürekli, olmaması çok daha isabetli.

alfabe desen bi o kadar yerinde bir karar. japonya gibi istisnalar kaideyi bozmaz. bugün farklı alfabesi olan ülkeler, başta rusya, ingilizce öğrenmekte zorlanıyor. bu ülkelerde ingilizce bilme oranı %5 bile değil. en önemli sebebi de alfabedir. çok şükür kurtarılmışız osmanlıca'dan. ülkenin 100 yıl öncesine ait arşivleri senin okuyamamanın bir önemi yok ki, okunabilir olmasının önemi var. çok önemli buluyorsan çevirilerini okursun, olmadı parayı verir çevirtirsin. bu kadar marjinal ve önemli bir kararın karşısında, 100 sene sonra sıradan insanların osmanlıca yazıları okuyamayacak olması durabilir mi sence?

atatürk geçmişle olan irtibatı koparmaya falan çalışmamış. bağnazlığın başı olarak gördüğü ve problemden başka bir şey yaratmayan/yaratmayacak olan halifelikten dünyayı kurtarmış ve ülke menfaatleri için çağdaşlaşma adına alfabeyi değiştirmiş. alfabe değişince geçmiş niye kopsun ki.. bugün 2k yıl öncenin yazıları bile okunabiliyor.

çok haklısın söylediklerinde. halkın bir günde cahilleştiğini düşünsene? bunu böyle söylediğinde sana bunu çürütmek için gelinen olgu da "o zamanlar zaten kimse bimiyormuş okuma yazmayı, seçkinler biliyormuş hep" oluyor. ve bu durumla "bir gecede cahil olduk geyiği" diye dalga geçtiklerini sanıyorlar. o zamanların okuma yazma oranlarını araştırdım bunun için sırf. ve ne buldum bil. o günlerde dünyadaki hiçbir devletin okuma yazma oranı zaten yüzde 15 i bulmuyor. bizim okuma yazma oranımız ise o günler için yüzde 10 gibi bir şey. aslında konuşulacak çok şey var bunun hakkında. ama asıl ihanet inönü zamanındadır. inönü osmanlı arşivlerini yok pahasına bulgaristan'a satmıştır. öyle ki istanbul sokakları evraklardan geçilmez hale gelmiş. (okuduğum kaynaklardan aktaraiyorum.) yaklaşık 10 milyon belge satılmış. bununla ilgili şöyle bir şeyler karalamıştım zamanında. çok da konuşmak istemiyorum. ne dersen de herkes bildiğini okuyor çünkü. (ek olarak: atatürk'ün orijinal nutku nerededir ve bu orijinal nutku bulabilsek şurada atıp tutan kaç kişi bunu okuyabilecektir? çok önemliyse çevirttiririz değil mi? başımıza hep bundan geldi ne geldiyse. doğru çeviriyi kim yapacak? biz buna nasıl inanacağız bunları soran yok.)

beta.eksisozluk.com

çoğu kişinin karşı görüş olarak sunduğu mustafa kemalin ileri görüşlülüğü ve ferasetini şuan,bu çağda bizim de gösterip bu ülkenin vatandaşlarının mustafa kemalle olan tüm bağını koparmamız ve kendisini tarihin tozlu sayfalarında bırakıp,adalet kantarına oturtmamız gerekiyor..bu ülkenin kurtuluşu kanla ve ihanetle yazılan cumhuriyet tarihinle yüzleşip ve bu utancı kabul edip rasyonel bir şekilde ileri bakmaktan geçiyor..mustafa kemali gömdüğümüz gün bu ülke muasır devletler seviyesine ulaşmakta dev bir adım atıcak

diyeceğime çok karşı çıkan olacaktır!

ama tek neden islam dininin türk toplumunu körelttiğini düşünmesidir.

bu arada bu yapılanların hiçbiri mustafa kemal'in orijinal fikri değildir.
evvelinde yetişen osmanlı aydınının osmanlı'nın kötü gidişine son verme fikir yürütmesi sonucunda doğruluğuna inandıkları ve ortaya koydukları kaidelerdir.

yeni dünya düzenine uyması gereken, yeni bir devlet kuruyorsan eskiyi yanına pek almaman gerekir. yoksa osmanlının güçsüzleşmiş bir devamı olmaktan öteye gidemezsin.
dahinnotha ya da aynen katılıyorum.
atatürk'ü gömmekten bahsetmiş bir arkadaş bunun için bağları koparmaya gerek yok. yine aynı bahsettiği devrimci atatürke kulak verirse eğer 'benim yaptıklarımı da yenileyin, çağa uydurun, devrimci olun' dediğini duyabilir. yani kendini yok etme fikrini bizim beynimize yine kendisi aşılamıştır. çünkü önemli olan parmak değil işaret ettiği kuştur, bunu anlamayanlar anlasın diye epey üzerine basmıştır. atatürkün bu çizgiden çıkması, idolleştirilmesi filan onun icadı değil o öldükten sonrakilerin icadıdır. öyle karizma ve ışık sahibi bi insanın ardından böyle hissetmek de çok garip değildir.
gömülsün diyenlerin atatürk gömüldüğünde ağlayan insanları bir izlemesini tavsiye ederim, o ağlayanlar, şimdi gömülsün diyenlerin atasıdır.

çok az bir bilgiyle yorumlamaya çalıştığını düşünüyorum. kötü anlamda söylemiyorum ama daha geniş bir perspektiften bak olaya.
ek olarak ben de çok bilgili değilim ama çok şahane bir htr hocam oldu ünide. onun anlattıklarından hatırladığım kadarıyla cevap vericem.

1. şapka kanunu sadece devlet memuruna getirilen bir yasa. yani sokaktaki insanı kapsamıyor. amaç da fes gibi yunan giysisi ile garip kombinasyonlar yapan giysilerin bizim milli kıyafetimiz olmadığını, daha modern giyinmemiz gerektiğini söyleyip böyle bir devrim yapıyor. ki 100 yıl önce fes getirilirken nasıl tepki almışsa şapka da aynı şekilde tepki almış. olay şapka değil. insanların düşünce zincirlerinin kırılması.
devlet memuru giyince normal insan da giyiyor. vakko fn da bu sayede parayı kırmış.

2. latin alfabesine geçmenin nedeni olarak okuma yazma oranı deniyor. bu okuma yazma oranının latin harflerine geçtikten sonra katlanarak artması, basılan kitap sayısının katlanarak artması, 90 yaşındaki ninelerin bile okuma yazma öğrenmesi yerinde bir devrim olduğunu gösterir bence. ha osmanlıca öğrenmek istiyorsan seni engelleyen yok, bir sürü kurs ve ders var. evet belki daha fazla olabilirdi, ama bu atatürkle ilgili bir durum değil ondan sonra gelenlerle ilgili bir durum. eğitim sisteminin ne halde olduğu ortadayken osmanlıca bilmiyoruz diye hayıflanmak saçma.
dahası amaç osmanlıcanın kaldırılması değil dilin türkçeleştirilmesi. bir sürü dil bilimciyi türkçe kelimeleri araştırsınlar diye anadoluya yollayıp derleme sözlükler çıkarttırıyor.

3. atatürk geçmişle irtibatı koparmak değil amacı. osmanlıdan önce de bir tarihimiz olduğunu anlamamızı sağlıyor. türk tarih kurumu ile türk dil kurumunu kurması ve vasiyetince bu kurumların hep açık kalmasını, mal varlığının bir kısmının tarih kurumuna (dil kurumu da olabilir tam hatırlamıyorum ama ikisinden biriydi.) niye istesin aksi olsaydı.

4. halifeliği kaldırmasının altındaki neden iktidara çok etkisi olması olmasın sakın. neden islam dininin lideri ülkenin yönetilmesinde etkili olsun. laik bir devlet olması için kaldırıyor.


edit: bir de artık atatürk ne yapmış ne yapmamışa değil de ülke şu an ne durumda, şu anki yöneticile ne yapmış ne yapmamış onu tartışın azıcık. atatürk ne yaptıysa yaptı. artık değiştirmek mümkün değil. ama rte ne ypmış böyle ya denmeyecek bir türkiye mümkün mesela. belki, tartışmaya cesareti olan kaldıysa tabi.

@kediebesi

dünyada bununla ilgili örneklere bakalım. ingiltere? cumhuriyet değildir. ama senin ülkenden 20 kat demokratik olduğu kesin. fransa? evet, fransa'da iç çatışmalar bir hayli çok oldu. fakat kimse kraliyet ailesini sürmedi. marjinalleşmiş olsa da hâlâ kraliyet ailesini savunan küçük partiler var. ispanya hâkeza öyle.

yani yeni dünya düzenine uymak için köklü/radikal kararlar gerekiyordu, efendime sana söyleyeyim bunun hemen yapılması gerekiyordu, tek yol buydu tezi bir geyikten öteye gidemiyor burada. hiç bir konuda hiçbir zaman "tek" yol olamaz zaten.

fransız devrimini hatırlatırım. bu iki ülke de kolonistliği eski şekliyle devam ettirememiş, yeni düzeni yaratmak ve ayak uydurabilmek için 2 büyük savaşın önemli aktörleri olmuştur. yani onlardaki değişim de epey kanlı ve zorlu oldu. ayrıca bu işin 'aniden' gerçekleştiğini düşünmek de saçma. osmanlının gerilemesinden itibaren başlayan bir süreçtir, hala daha da devam etmektedir, gelişimini tamamlamamıştır. öyle bir gecede olmadı yani o değişim. herkes hazır olduğunda değiştik. o zaman bu yapılmasaydı şu an arap baharıyla şenleniyorduk mesela biz de.

ek olarak ve son olarak...

sorun aslında bizim modernleşme sistemimizde. dünyadaki hemen her devlet tabandan tavana modernleşirken, bi biz akıllıyız ya biz tavandan tabana modernleşmişiz. baskıyla, sopayla vs vs...asıl sorun da o zaten. sen ne yaparsan yap halkı hiçe sayarsan başarılı olamıyorsun işte sonuç olarak. siyaset bilimi tarihi bunun örnekleriyle dolu. iyi geceler efenim.

edit ihtiyacı hâsıl oldu.

sayın kediebesi, herkesin hazır olduğunu nasıl söylebiliyorsun aklım almıyor gerçekten. ama bir konuda haklısın. tanzimattan başlar bu değişim. işi bilmeyen birine sorarsan sana atatürk'ün bu düşüncelerini aslında ziya gökalp'ten aldığını söyleyecektir amma velakin verdiğim linkteki entryi okursna ziya gökalp'in hiç de öyle alfabe değiştirelim filan demediğini, arkaik türkçe sözcüklerin diriltilmesinin karşısında durduğunu görebilirsin.

bir gecede olmadıysa ve herkes hazırdıysa madem neden hâlâ günümüzde sonlanamadı onu da anlayamadım açıkçası. bir günde olmadı ve herkes hazırdı diyebiliyorsan zaten bir şey konuşmaya gerek yok. iyi geceler tekrardan.

artı olarak "arap baharı" tam da tabandan tavana bir istektir işte. bazı şeyler kan dökülmeden olmuyor, oturmuyor. buna "devrim" diyorsan bir de. gerçi biz de kan dökmüşüz ama bu devletlü kesimin yakıp yıkması ile olmuş. editle editle delik deşik oldu bu yazı da

baskı ve sopayla götüne giyecek donu olmayan bir millet onca düşmanın karşısında duramaz, savaşamaz. onlara uğrunda savaşacakları şeyi de atatürk göstermiştir, bu da senin şu an burada bunları yazabilme özgürlüğündür. atatürkün yaptığı devrim kore ve kübada örnek alınmıştır. ayrıca bu tür konularda olayı sadece lider üzerinden incelemek bence çok yanlış. liderler sadece arkalarındaki kuvvetin öncü piyonudur ki atatürk bireysel olarak bunun ötesine geçebilmiş bir insandı.

arap baharı devrimi araplarca yapılmadı, onlara yaptırıldı. o konuda biraz görüş ayrılığımız var herhalde. yanlış anlaşılma olmuş.

kısaca şunu diyip kapatmak istiyorum konuyu. bugün bulunduğumuz noktaya (her neresiyse artık, iyi veya kötü) gelmemiz için atatürk'ün o gün onu yapması gerekiyordu. böyle sliding doors muhabbeti gibi, öyle olmayaydı şimdi çok şukelaydı da geyikten öteye gitmez. tek demek istediğim atatürk devrimcilik öğretmiştir. onu devirerek zaten kendisinin öngördüğü ve bu millete aşıladığı devrimciliği yapmaktan öteye gitmemiş olacaksınız :) ayrıca barış için savaşmak gerek kavramı da bana havai kadar uzak.

konu atatürk olmasaydı baban kim olurdu bilemezdin şerefsize dönüşmüş. şu olmasaydı burada yazamazdın bu olmasaydı şurada yazamazdın filan... o yüzden daha fazla tartışmak yersiz. taha akyol'un (ki siz sevmezsiniz bu adamı anladığım kadarıyla; ama tüm önyargılarınızı bir kenara bırakıp bir okursanız iyi olur.)"ama hangi atatürk" kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. zihin açıcı bir kitaptır. şimdi o hedefi atatürk naısl göstermiştir halka, halk ne şekilde inanmıştır ve sonrasından neler olmuşturu anlatırsam bunlar çok uzun şeyler ohoo. bilinmesi gereken tek şey aslında atatürk'ün pragmatist bir lider olduğudur.

öldüğünde che'nin cebinden de nutuk çıkmış diyorlar zaten. =) iyi geceler tekrardan.

editimsi: bakın dikkat ederseniz öyle olmayaydı eyiydi gibi bir şey söylemiyorum. hiçbir sosyal bilim'de bunu söylemezsiniz zaten. öyle olmasaydı ne olacağı daha mı iyi daha mı kötü olacağı tam bir muamma. ama bunu öğrenme fırsatımız artık yok. barış için savaşmak gerek filan da demedim ben. eğer adına "devrim" dediğiniz bir yol tutmuşsanız, bu silahlı olmak zorundadır diyorum. silahsız olanı başarıya ulaşmıyor işte. barışla alakalı bir konu değil yani bu.

Halifeliğin niçin kaldırıldığı, Nutuk'un son bölümlerinde anlatılır. Sadeleşmemiş, orjinal diliyle okumanızı öneririm. Beni ikna etmişti.
Arap alfabesini kaldırmasını sorun olarak görmüyorum, iyi ki kaldırmış. Türkçe Ural-Altay dili, sondan ek alıyor, arapça ortadan bükülen ek alan bir dil, gramer yapıları farklı. türkçe kelimeler arapçada tam olarak ifade edilmiyormuş. Görüntü olarak da zihniyet olarak da arap alfabesi kullanılan bir ülkede yaşamak istemezdim. (yuvarlak karakter sevmiyorum, köşeli karakterleri sökmesi daha kolay).
Arşiv ve araştırma açısından keşke biraz daha yüklenilip, klasik eserler vs bolca çevrilseymiş iyi olurmuş diyecğeim ama zaten çoğu çevrilmiş. Daha fazlası için de çalışmak lazım. elin yabancısı gelip osmanlıca öğreniyor, divan şiirini analiz ediyor. herşeyi de devletten beklememek lazım.
Konu ciddi, yer yer hafiflettim cevaplarımı.

gandhi vardı bi zamanlar pasifistti o. ingiltere olmayaydı gandhi gibi bi adamı hiç görmezdik diyo bi sakallı.

Ataturk islam dininin türk toplumunu körelttiğini düşünuyor, veya ataturk din veya islamiyet karsiti imis diyenlere tek bir ornek verecegim. Turkiye muslumanlarina yapilan en buyuk hayir kuran'in tarihteki ilk turkce tercumesinin donemin en onemli turk din ve felsefe adamlarindan bir tanesine yaptirilmasidir Ataturk tarafindan. Eger islamiyeti veya dini zararli buluyor olsaydi bunun tam tersini yapardi. Benim icin sadece bu somut adim yeterli.

kalp yetmezliği.

başına tuğla düşüp de ölebilirsin. sonuçta türkiye'de doğal bir olay.

uyurken dilin geri katlanıp seni boğabilir mi? oO

kalp krizi
besin zehirlenmesi
enfeksiyon

boynun kırılsa ölüveriyorsun :(

ben öldüreceğim.
dümbük daha okulu bitirmemiş bana ahkam kesiyor ergen.

- yemek yerken ya da su icerken bogulmak
- apandisinin patlamasi ve gec fark etmek
- beyin kanamasi veya beyin damarlarinda kan pithilasmasi
- ayaginin takilip kafani sert bir zemine carpmak
- siradan bir gribe yakalanip, zature olmak. yeterli tedaviyi gormemek ya da aksatmak
- cukura dusmek
- trafik kazasi

son ikisi turkiye'de gayet dogal.

kafana saksı düşebilir :))

ölümlerin hepsi beyine oksijen gitmemesinden kaynaklanır.

yıldırım düşebilir. ama bikaç kere üzerine yıldırım düşüp ölmeyen insanlar var.

meteor düşebilir. senle birlikte başkalarını da götürürsün en azından.

balık kurbağa vs. düşebilir. ölmezsin belki ama hayatında derin izler bırakabilir.
www.dailymail.co.uk

bu fotoğrafı o açıdan çeken istese de görünemez zaten. sende biraz perspektif sorunu var sanırım.

açıya göre; elinde tuttuğu şey kamera.

burada çaprazda
i.imm.io

bu nasıl bir tip yahu.
insan evladına benzemiyor.

kucakladığı ankesörlü telefonun, sol eliyle aynaya doğru tuttuğu ahizenin hoparlör kısmına gizlenmiş.

herifin göz hizasından sola doğru git fayans ve kapı üzerindeki abukluğu göreceksin.

şimdi kamera sağ ve sol köşede ayna açısından gözükmüyorsa fayanslardaki saçmalık ne o zaman?

adamın duruşunda bir yamukluk var. adam sonradan ekleme mi aceba???

gaza geldim hız yaptım.
trafik lambasını devirdim.
yaralanan yok.
polis " arabaya çarpsan daha iyiydi lan" dedi sırıttı.
tanıdık vaaaaaasıtasıyla ceza almaktan kurtulduk:d

odev mi var? tez mi?

1) yolun tek yonune baktim, yollarin kesisimi, yaya gecidi idi. arabanin kapisina carptim.
2) bence onlarin:)
3) psikolojik olarak bir hafta atlatamadim.

motorla saganak yagmurda giderken yan yoldan cikan arac yuzunden ani fren yapip kaydim. arabaya sol kapidan carptim. 8/8 karsi taraf kusurlu. bir iki cizik disinda bir sey olmadi.

bilmiyorum trafik kazasına girer mi ama ben uçak kazası geçirdim. haberlerde de çıkmıştı zaten ama hangisi olduğunu söylememeyi tercih ediyorum. bilmemesi gereken kişiler var. pilotun hatasıydı sanırım. pek yaralanmadım, bi yerlerim morardı. ama ölen oldu.

edit: çok belli etmişim.

direksiyonda uyuyan şehirlerarası otobüs şöförü beni arabamla ( ilk acemilik arabam uno, sene 2003) altına aldı. kimse inanamadı o arabadan sağ çıktığıma zira arabadan geriye neredeyse bir şey kalmamıştı. ambulansta bana sakin olun lütfen, öyle bir araçtan çıkardığımız en iyi durumda ki vakasınız dediklerini hatırlayıp gülüyorum bazen. bacağımda bir kaç dikiş, emniyet kemerinden oluşan zedelenmele-çürükler, kafamda bolca şişlik ve yaklaşık 1,5 yıl süren baş dönmeleri ile atlattım. evet, emniyet kemeri çok önemli, metrelerce döne döne sürüklenmesine rağmen araçtan fırlamadım bu sayede.

şöför benim hatam olduğunu söyledi ama neyse ki ön koltuklarda oturan insanlar uyuduğunu gördüklerini söylemişlerdi. son bir not olarak; adamın ehliyeti 68 tarihli mi neydi...

1-) sag seritte giderken sol tarafimdaki otobusun onunden onume yaya atladi.

2-) %100 karsi tarafin hatasi

3-) bana birsey olmadi. yaya vefat etti.

içinde bulunduğum taksim-bostancı dolmuşu beşiktaş'ta kaza yaptı.
şoför tarafında en arkada oturuyordum.
u dönüş yapılmaması gereken bir yerden dönmeye çalıştı adam.
dönüş sırasında hızla gelen bir araba benim oturduğum yere "girdi".

benim dışımda kimse yaralanmadı.
belimden camın lastiğini çıkarıp inmiştim dolmuştan.
cam üstümde patlamıştı falan.

sağolsun ön koltukta oturan bir çocuk çok yardımcı olmuştu.
benzinciden kutu kola alıp başıma koymuştu buz bulamadık diye.
sonra da taksiyle beni evime bırakmıştı.
burayı okuyorsa tekrar teşekkür ediyorum kendisine. :)

alında bir çizik ve beyin travması geçirme korkusuyla sonuçlandı.
neyse ki baş ağrısı, göz kararması ve denge kaybetme gibi şeyler oldu, onlar da bir süre sonra geçti.

Taksi soforu aniden durdu kafam cama carpti 1 olu sinek

1)haliç köprüsünden tam kayraköye geçtik. tramvayın oralarda yaya geçidi olmayan bir yerde yola yaya atladı. önümüzdeki araç ani fren yaptı. biz de ona arkadan vurduk.
2)yayanın hatasıydı ama biz de biraz hızlıydık.
3)kimseye herhangi bir zarar gelmedi. aracın önü fena dağıldı. radyatör falan bozuldu. şişe şişe su ekleyerek pendiğe kadar gittik.

1. okul servisinin rotu çıkınca tarlaya uçup devrildik.
2. aracın bakımını yapmayanların hatasıydı.
3. eski tip araçlardandı ben de motor kapağının üstünde yani en en önde oturuyordum ve devrilince de merdiven boşluğuna düştüm. epey sarsıldım, hırpalandım ama çok büyük yaralar almadım.
birkaç kere daha araba içinde savruldum, artık o yüzden korkmaya başlayınca içimden 'korkunun ecele faydası yok' lafını tekrarlarım trafikte. işe yaramıyo.

alaman ligine guvenmem ben. onun disinda gelebilir gibi geldi bana.

hiç anlamıyorsan tutar.
anlamaya başladıktan itibaren tutmaz.

gerisi gelmiyor derken? ortak ödemeye yanaşmıyor mu yani? sana mı ödetiyor? gerçekten böyle kadınlardan çok var mı ya? aklım almıyor.

cevabım: uzak dur o kadınlardan. cinsiyetini, aklını buna kullanan insandan olmaz.

Yapmayın gençler :)

Ben Amsterdam'da "date" yapıyorum, yine ben ödüyorum hesabı. İlk tanışmada erkek öder, bu her yerde böyle, ne zannediyorsunuz?

Bir kezbanlıktır tutturulmuş, "chivalry is dead" mi dedirteceksiniz illa?

Ha "ben kadınım, hesap ödettiririm, bana bakacak beni taşıyacak adam arıyorum" diyen kızlarla işiniz olmasın. Kız teklif etsin, yine de siz ödeyin.

Üçün beşin hesabını yapmayın.

İlk kez buluşmaya gidildiğinde kız teklif etse dahi erkek öder, bu genel geçer bir kuraldır.

Kızlarda bunu yapmadığını farkedince daha işin abece'sinden habersiz biriyle takılmaz istemez haliyle.

Arkadaşım olsan ben bile seninle bi yere gitmek istemem lan, 10 lira hesap ödemeyi birini satın almak olarak görüyorsan demekki on liralık adamsın derim.

bir kadın olarak, sırf hesabı ortak ödemek istedin diye sende uzaklaşmaları saçma.

ama aynı zamanda bir kadın olarak bu ortak ödemek de pek hoşuma gitmez. üç ben öderim, iki sen ödersin falan, umrumda olmaz, yani bence para mevzu bahis olmamalı çünkü.

ha ilk buluşmada hesap istendiğinde, bırak ben ödeyeyim, bu benden olsan bi sonraki senden olur falan derim ve ödetmem de, adamın ısrarına da bağlı tabi ama o anda karşı taraf bunu ödüyorsa ikincisini ben öderim. dengede tutarım yani bunu.

ilişki ilerledikçe de umrumda olmaz hangimizin ödediği.

sonuç: uzak dur o kadınlardan zaten.

yaptığında yanlış yok. ama şöyle bir gerçek var ki böyle şeyleri hiç önemsemem diyen hatunlarda bile ilk görüşmede yaptığın için bir soru işareti oluşuyordur, benim genelde gördüğüm bu.

yani şöyle düşünüyor "ilk görüşmede bile para istedi benden, demek ki o kadar önemli değilim onun için" bu düşünceyi de onlara aşılayanlar klasik türk erkekleri. onlar para ödetmeyip bunu onları önemsedikleri için yaptıklarını ve ödemezlerse rahatsız olacaklarını söyleyerek yapıyorlar. dolayısıyla bu hangi tip kız olursa olsun bilinç altına işliyor.

ha tabi bir de bu işi bilerek yapanlar var onlara değinmiyorum bile.

not: ben yazana kadar herkes bir benzerini yazmış.

kadın erkek ilişkilerinde (ya da romantik ilişkilerde diyelim) ilk kez bir kızı yemeğe çıkardığı zaman hesabı erkek öder.

aynı şekilde birini (kadın-erkek fark etmez) bir yere yemeğe davet ederseniz, ona hesap ödetmezsiniz. arkadaşınız dahi olsa. bu gerçi artık pek geçerli olmuyor, ama yine öyledir yani.

bu bütün dünyada böyle.

kimse de kimseyi bir yemek ısmarlamakla satın falan alamaz.
bu konunun medeniyetle, görgü kurallarıyla falan ilgisi var.
2., 3. ve sonraki buluşmalar ayrı.
o kişilere, durumlara, maddi imkanlara vb. göre değişir.

ilk buluşmada davet eden (ki genelde erkek davet eder), yemeği ya da sinemayı işte ne yapılacaksa, onu karşı tarafa ısmarlar.

her şeyin bir yolu yordamı var.
karşındakine saygını kaybediyor olman bence senin ilişkileri algılamanda bir sorun olduğunu gösteriyor.

edit: efrasiyab87 çok haklı. ben de yol yordam bilmeyen biri olduğunu düşünürüm. çok hoşlanıyorsam ayrılmam da, takibe alır gözlem yaparım ve hoşuma da gitmez.
çünkü bu başka birçok şeyin göstergesidir.

ohoooooo..
işin var senin.
olm hatun kısmı para ödemez.
alman hesabı mı var lan bu devirde.
haa sevgilin ise ödemez.
ufak tefek şeyse hesap 15-20 tl ise yine ödemez.
paran yoksa gitmeyeceksin.
5 kere sen ödeyeceksin 1 kere hatun ödeyecek.
bu işler böyle.

ya gerisi gelmiyor derken soğuyabiliyorlar. satın almak derken, arkadaşlarımın hesabını öderken olmuyor bu, yeni tanıdığım birine karşı oluyor, 1 aydır birlikte olduğum birinin hesabını ödemekten hiç çekinmem yani, zaten 2 taraf da o zamana kadar umursamaz(en azından ben umursamam). Ama bu yeni buluştuğum birine, tanımak istediğim birine para vermem bana çok sahte geliyor ve o ilişkiden hayır gelmeyeceğine inanıyorum sürekli.

(26 yaşında- kadınn)
yaşa, konuma bağlı bence biraz da. öğrenciyken genelde ortaktır mesela ama sonra biraz daha büyüyüp iş hayatına girince, genelde daha bi erkeğin ödemesi şeklinde gelişiyor roller.
bence de ilk buluşmada erkek öder, alıştığımız gördüğümüz bildiğimiz budur. pek bir nedeni yok aslında, belki buluşmayı genelde erkeğin teklif etmesindendir, hani davet eden öder hesabı.
çalışan insanlar arasında bu kadar para mevzuu olmaz ya bi de, geçenlerde de vardı benzer soru, çok dert olmamalı bence. zaten ilişki ilerledikçe o yakınlık oıuştukça ortak ödenir ama sıra mıra çok itici bence. bu kadar hesap kitaplı olunmaz.
efrasiyab87'ye de katılıyorum, satın aldığını hissetmek ilginçmiş, nedir yani bi yemek altıüstü!

bol malzemos - extra vagenza

extravaganza ve mangal
(sosyal pizza da eklenebilir)

dominos farm

mangalı dene bi.

extravaganza ve bol malzemos

bol malzemos - extra vagenza

extra vaganza

bol malzemos - mangal ama eşim tavukluyu da beğendi. ben saçma buldum pizzada tavuğu..

kimse nası yazmamış anlamadım ama bence new york. evet sadece bir çeşit ürün var içinde ama farklı sosuuyla inanılmaz efsane oluyor.

italiano-dominos farm

Ben italiano ve mexicanoyu en çok seviyorum, ancak son çıkarttıkları mangalı da beğendim.

bol malzemos - italiano

dexter

timberland olarak geçer genelde.

markası dexter.

@artemis+1
tamam doğru timberland.

bende timberland diye biliyorum.

loafer, deck shoe veya boat shoe.

ben makosen diyorum o tarza daha yakın olduğu için ve öyle biliyorum.

deck/boat shoe ingilizcesi.

bir yakınımın ölümüne, 10 yıl kadar önce.

soğan keserken.

edit: hayatın anlamını sordun da cevabı beğenmedin mi ? :)

tam hatırlamıyorum ama sanırım elimde olmayan birşey olmuştu sinirimden ağlamıştım.

ekleme: bir de suskunların bir sahnesinde ağlıyordum az daha.

ntvdeki neşet ertaş belgeselinde.
bir ayrılık-gayrılık bir yoksul(z)luk, bir ölüm.

babama evimi terketmesini söylediğim gün.

beta.eksisozluk.com

15 yıl önce saçlarımı kesen berber lafa dalmış ve saçımın ön kısmında kalan bir parça saçımı da kesmişti.
piçin evladı daha sonra "aaa, neysee " ayağı yaptı.
o zaman çok ağladım lan çoook.

dün ağladım.ama neye ağladığımı ben de bilmiyorum.öyle bi an duygulandım :)

yağmurlu bir akşamüstü açtım sadri baba (alışık) filmi izledim bir tane. hüngür hüngür ağlamışım farkında değilim, anca film bitince farkına varabildim ağzıma tuzlu bi su tadı geldiğinde.

film izlerken.

(bkz: hayattan ve her şeyden bir anda soğutan şeyler/#30686755)

Sevgili köpeğimi ameliyata götürmüştüm, koca adam yolun ortasında hungur hungur ağladım.

yankı varsa görüştugin kişi megafonu açmıştır muhtemelen.

geçen gece hüngür hüngür ağladımşu şarkı eşliğinde www.youtube.com
genel olarak işte hayata hatalarıma yalnızlığıma falan filan

annem oldugunde aglamistim en son, 14 yasindayken.

dun gece sabaha yakın. Bır baskasının mutsuzluguna ya da o an bır sey yapamamak koydu. aslında ne kadar da gucsuzuz dedım.

Bu arada mıllet yıllar falan demıs ne kadar ruhsuzsunuz la

bir 15 dakika önce ağladım kendime.

aptalım, çirkinim, beceriksizim.
evlat olsam sevilmem. ondan.

ister duygusuz ister yalancı isterseniz tanrının laneti diyin ama en son ne zaman ağladığımı hatırlamıyorum.

geçtiğimiz hafta ananemi hatırlayıp ağlamıştım.

her ay.
regli öncesi yaşadığım duygusal buhranlarda ağlıyorum.

26 eylül 2012'de neşet ertaş cenazesinde.

kendime ağladım. kızgınlıktan. öfkeden.

öyle olsa download sitelerinin hepsi telif suçu işlemiş olur.
devid.info var mesela kendi serverlarından indirtiyor galiba, senelerdir durur.

Değil. Binlerce site var böyle.

Mahkemeye gitmiyor olmaları suç işlemiyorlar demek değil ki?

Bu işi tam bilmediğim için tırstım , bu tamindir felan türü siteler içinde geçerli mi aynı durum. bi dünya programı direk indirebiliyoruz.

az önce www.driverlar.com isimli siteyi girdim binlerce yerli yabancı ürünün driverı var. hosting alınan yerin yerli veya yabancı olması fark edermi bu gibi durumlarda . mesela yerli torrent sitelerinin serverları hep yabancı ülkelerde oluyor. bu durumu da onun gibi bir yöntemle mi deliyorlar . Sizin yorunlarınız ve driver sitelerindeki duruma baktığımda pek bir sorun yok gibi.

bütün indirme siteleri asıl sitenin linkini verir. yönlendirme yaptıktan sonra yüklenmeye başlar. o yüzden asıl siteden link ver. yoksa olası davada telif suçu işlemiş olursun.

cevirmenin takdiridir. para icin cevirmistir diye yaftalayamam. kisaltmistir da diyemeyiz. oyle takdir edip oyle cevirmistir demek gerekiyor. belki muhtesem bir ceviri yapti.

iyi ve buyuk olarak lanse edilen yayinevlerinden cikma ne cakma cevirili kitaplar var. kisaca yayineviyle kesin bir bagintisi yok. yine de iyi bir yayinevi iyi bir cevirmen iliskisi yadsinamaz.

çeviri dedim mi can yayınları abi.

o ucuz klasik kitapların çevirmen isimleri de inandırıcı değil. Bana öyle geliyor ki, telifini takip edemeyecek eski çevirileri alıp günümüz türkçesine çevirerek hallediyorlar. (misal).

@entrapmen tamam hocam eyvallah çevirmen biraz da kendisini katar kitaba da 460 sayfa nere 260 sayfa nere yani.

dikkatli baktınız mı, ingilizce kitaplarda, aslında yabancı dillerde genel olarak graded reader denen bir versiyon oluyor ya, basitleştirilmiş deeceleri kitapların.. belki elinizdeki oyle bir versiyondur.

@sopiro yok hayır böyle çok sayıda kitap varmış.mesela;

www.idefix.com 704 sayfa

www.idefix.com 440 sayfa

ya da

www.idefix.com 582 sayfa
www.idefix.com 223 sayfa
www.idefix.com 400 sayfa

öyle bir ibare yok kitapta.burada da yok ben göremiyorum.

ps3 de wireless cont. bölümü vardı.

değiştirmek istediğinin üzerine gel ve x e bas. sonra değiştirmek istediğin tuşa gelip gene x e basacan. neyi, nasıl başaramadın.

pc için.

tuşların yerlerini değiştirerek yapacaksın.

pcde kendi başınıza yapmak çok zor, özellikle yön tuşları. internetten hazır bulabilirsiniz.

takımını falan sectikten sonra bir ekran geliyor çeşitli ayarların yapıldıgı.

orada controller kısmı var oraya gireceksin. her tusun yanında ne işe yaradıgı yazar. diyelim ki l1 ile r1in işlevlerini değiştimek istiyorsun. l1e gelip onaylama tusuna basıp l1e gelip yine onaylama tusuna basınca her iki tus yer değiştiriyor.

bu sekilde tüm tusları istedigin gibi ayarlarsın. cıkarken de soruyor zaten kaydedilsin mi diye. kaydet dersin ve sürekli o ayarlarla oynarsın.

2. daha hoş bence.

2

2. çok havalı, 1. çok eğlenceli.
1.'den pişman olabilirsin bir süre sonra, ben olsam 2.yi seçerdim. :)

altı yaşından beri metalci olmama rağmen kesinlikle sarı olan.

2.'yi al, 10 sene kullan.

2

2. güzel.

sarıyı al
siyah iç karartıcı

2 yi al. on numara

2 daha güzel ve özel bence

1

1'i al. yanından ayırmak istemezsin, rengarenk.
(tarzını bilmiyorum ama 1'i de koyduysan 2'nin yanına... sıkıntı yok demek ki.)

2

2.yi sipariş ettim arkadaşlar teşekkür ediyorum hepinize.

uzun zamandır yemediğini seç.değişiklik olsun.

papa john's

Dominos. Geçen 2 adet Mangal Pizza'yı beleşe yedim. :)

Papa +1 olmadı sbarro yu dene bakalım

little sezar :))nefis kenarlı üstüne yok

ben pizza bulls derim eğer sadece bu tercihlerin varsa.

kesinlikle bulls

bulls' un avcılar şubesinin pizzaları çok tırt. ayrıca 3 kez arayıp iptal ettirsem de reklam mesajı gönderiyor.

"pizza bulls rulz!"

hacı olaylar çok farklı değil.
misal ben galaxy ace kullanıorum.
güncellediğim zaman en fazla 2.3.7 olmuştu sanırım.
ama özel rom yükledim şu an android 4.0.4
telefon daha hızlı daha iyi daha uzun batarya ömrü.
ama hız dediğim belki %10-15 daha hızlı.

amaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
amaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

işcep, bilyoner falan varsa işin ucunda hiç girme. sakın. uslu uslu takıl telefonla.

öncelikle ilk bakmanız gereken kaynak forum.xda-developers.com
sağ üste kendi telefonunuzu yazıp ilgili foruma girin. oralarda bir yerlerde rom listesi vardır.

1. cm doğrudan destek vermese de cm tabanlı custom rom'lar mevcut.

2. custom rom'ların çoğunda wipe data / wipe cache yapıldığı için telefondaki her şey siliniyor. yapmazsanız da çok büyük ihtimalle doğru düzgün çalışmıyor, hatta bazıları açılmıyor bile.

3. rom açıklamalarında "şu çalışıyor, bu çalışmıyor" gibi bilgiler olabiliyor. onlara da bakın. stabil olması açısından samsung'un orijinal romunu temel alan bir custom rom yüklemenizi tavsiye ederim. tabi girişmişken diğerlerini de deneyebilirsiniz.

4. sanmıyorum.

5. yükle ya orijinal samsung'ta bi olay yok.

6. bunlar sonradan fm falan diye ayrıldı ya la.

rom kurmadan once telefonu rootlayip titanium backup kurar, sonra da uygulamalari sd'ye (ya da telefonun "sd" gibi davranan partitionina artik, sd olmasa bile oyle seyler yapiyolar usb'den takinca oraya erisebiliyosun) backuplar, sonra da o backup dizinini ayynen bilgisayara aktarirsan isin garanti olur.

telefona 4ext gibi bir custom recovery de kurman gerekecek zaten, kurdugunda recovery ekranindan bir de nandroid backup alirsin, onu da usb takip (her ihtimale karsi) bilgisayara aktarirsin... sonra rom yuklerken sicsan bile, cok kuvvetli sicmadigin surece aleti recovery'den acip nandroid'i aynen geri yuklersin, ne olur, telefonun aynen eski (ama rootlu, recoveryli = mis) haline geri doner.

rom'u basariyla kurduktan sonra aleti ilk actiginda once wireless baglanti, sonra google hesabini soruyor. orada google hesabini girince "backupimi restore et" gibi bi secenek var tikli gelen.. eger o secili olursa, onceden telefona kurdugun tum programlari tek tek download edip kuracak. o secenegi kaldir mutlaka, sonra market uzerinden titaniumbackup kur sadece, titaniumbackup'i calistir, backuplarini tek tek restore et en pratigi oyle oluyor.

sistem ayarlarinin bazilari (launcher app'i degismisse ki custom rom'larda degisiktir. yani desktop ayarlari/ikonlari gibi seyler) restore edilemeyecek onlari bastan yapman gerekecek. uygulamalari ve uygulama datasini aldiktan sonra sorun degil.

htc igrenc bir telefon. motorola atrix'e bak bence ya da galaxy gio var 400 liraya kadar bulabilmek mumkun

HTC V iyidir.
desire alma.
alıyorsan aslında samsung alacaksın.
samsung galaxy wonder olur.
olmadı htc one serisinden v iyidir.
bende galaxy ace var süppppppeeer.
motorola atrix de iyidir ama ön sipariş ile gelir.

arc s
750-800 tl ye al

kaptan amerika

kaptan amerika tabii ki.

ben hangisi yener anladım önce, o zaman thor yener derdim. :)

Thor'da çatal bıçakla dövüşüyor kendine tanrı denilen adamlar. Ben hiç sevmemiştim.

the avengers :))

ben ikisinide baya beğendim,ikiside farklı kulvar diyebiliriz bir nevi. ama kaptan amerika daha bi ağır basıyor bendede

kaptan amerika biraz daha iyi.
konusu falan var işte.
thor da güzel ama azcık geyik, biraz saçma.

kaptan burada ağır bastı ama tho'un torrenti daha hızlı çıktı. neyse olmazsa ikisini birden izlerim artık.

thor'da natalie portman var.

ikiside kötü. ama thor geyik yapıyor bazen, espriler falan daha katlanılabilir hal alıyor.

saklamaya değil de, oyun vsyi de harici diske kurarsan sorun çıkmaz.

60 yeter , hiz gerektiren programlari ssd ye kurarsin, digerlerini hdd ye kurarsin problem olmaz.

yeter ama 80 falan bak. çünkü 50-60 windows ama her durumda 20-30 gb uygulamalar için ilave alan gerekir. bazen 1 gb'a muhtaç kaldığımı bilirim hatalı partition yaptığım için (mesela fotoşap falan kullanıyorsan scratch için yer gerekli. bunu harici diske yaparsan hiç bir anlamı kalmaz ssd'nin)

artar bile.
windows için 15 gb ayırsan.
45 gb video,film, program kalıyor.

Ben de öyle bir şey yapmak istiyorum. Uygun bir ssd bulursanız haber verin lütfen.

60gb SSDmde sadece win7 ve office2010 kurulu, geri kalan yer 10 gb. Outlook'ta mail sismesi falan da soz konusu degil, laptop'ta tutmuyorum mail hesaplarimi. Ona gore.

Arasına bir 50'lik sıkışmış. Çağırın derim yetkili birisini.

sıkıntı var.
su kaçırıyor bir yerden belli ki.
arıza büyümeden bir tanıdık bul.
tanıdık bul keza diğerleri hiç acımaz değişmeyecek parçayı değiştirir ve sana 300-400 yazarlar.

bu sorunu daha iki hafta önce falan yaşadım. anakartında sorun çıkmış, çözelim 300-400 ödeyin dediler. benimkisi çok eski olduğundan ev sahibi direkt değiştirmeyi tercih etti.
servisini arayın, gelip baksınlar hemen derim.

tesisatta kaçak olma ihtimali çok yüksek.

android neye deniyor biliyor musun?

gaza geldim aldım şuan internetten, hayırlısı :)

oncelikle gecmis olsun. allah sifa versin ins. simdi tipi ve beyinde hangi bolgede oldugu onemli.
bizim bir arkadasin ablasida ameliyat oldu ayni muzdaripten. onu arayip sordum.
necmettin pamir. marmarada prof kendisi. acibademden de ulasilabilir. yalniz bazen gozden giriliyor bazen beyinden. gozden icin baska isim lazim gozden girilecekse

necmettin pamir sizi aşar bana kalırsa, kendisi dünyanın en iyilerindedir belkide en iyisidir , annemi kurtarmıştı o da.
hastalık konunusunda bir fikrim yok ama bu tarz vakalarda iş doktorda bitiyor.

ayrıca cerrahpaşa' nın ekibi de iyidir.

Uğur türe. Yedıtepe unıversıtesı hastanesındedır. Muthıs bır doktor fakat anlattıgına gore para konusu sıkıntılı ve yedıtepede amelıyata yeter mı bılınmez.

Çapa'dan murat imer ve medıcal park- mehmet hıkmet uluğ da dıger onerıler

Marmara Üniversitesi... Buyrun pendike bekleriz.

@dumduz adam
@ananza
@vetra privili menya
@öptüm sezen
@Hawkins

teşekkürler.

aynen dediklerinizi iletiyorum.

benim bir arkadaşım hacettepe'de olmuştu. facebok'tan mesaj attım, cevabını buraya yapıştıracağım gün içinde.

ben pm ile sorunuzu cevapladim

arkadaş mesaj attı: hacattepe hastanesinde hakan oruçkaptan.

dedi ki randevu alacaksanız çok geç veriyorlarmış. ben gerekirse ararım çalışırım bir şeyler yapmaya dedi.

abi çok geçmiş olsun... hangi şehir? istanbul'sa acıbadem kozyatağı'na bakın bir. olmadı marmara üniversitesi hastanesi de var. ankara'da da gazi üniversitesi. bu üç hastanede gamma knife diye bir olay var. özetle kesip biçmeden, eğer tümörün türüne uygunsa ve makinanın sınırları içindeyse boyutu, işe yarayan bir şey. kötü huyluysa ama, allah korusun, zor.

gata'ya bakın. istanbul'daki de iyi ama ankara'daki fazla iyi. işinize yarayacaktır. ankara üni. hastanesi de öyle diye biliyorum. bend e bu b.kla uğraştım ve uğraşıyorum da denilebilir, gamma knife'a şansım vardı ve şimdi iyiye gidiyorum. çok geçmiş olsun :(

İlhan Elmacı

Biz babami baskent uni hastanesinde nur altinörs hocaya ameliyat ettirmistik. Kendisinin duacisiyim.. Allah sifa versin hastaniza.

Ankara'da Dışkapı Hastanesi'nde Engin Şenveli bu alandaki en iyi doktorlardan biri. Babamı ameliyat etmişti 2 sene önce aynı ameliyattan. Çok geçmiş olsun.

ibrahim ziyal

blackberry al.

blackberry alma.
hele ofis programi kullanicaksan, asla alma.
cunku blackberry 1,3,4,6 numarali maddelerin hicbirine uymuyor.

c6-01 tek geçerim

istediklerini karşılar mı tam bilmiyorum ama bende nokia 303 var.iş görüyor

hocam şarj harici herşeyi htc desire z karşılıyor ama yeni nesil telefonların çoğunu hergün şarj etmek gerekiyor...

samsung gt-b7320 omnia pro. şarjı baya gidiyor. qwerty, ofis programlarının hepsi içinde var. ben 600e almıştım da çok oldu şimdi düşmüştür.

galaxy yeni bir model çıkaracak gibi durmuyor.
s3 hala popüler ve satılıyor.
s2 de yine en çok tercih edilenlerden.
özellikle ekranı biraz daha ufak olunca millet rahat taşımak için satın alıyor.
yani aslında bir nevi s3 alıyor gibi.
fiyat desen az daha düşer ama öyle 700-800 e düşmez sıfırı.

iphone 3 mü kaldı allasen, galaxy ace alırsın o parayla.

iphone 3g alınmaz. iphone'un yeni özelliklerini desteklemiyor, yüklenebilecek son sürümüyle çok ağır çalışıyor ve sapıtıyor. illa alınacaksa iphone 3gs alınabilir, ki ona bile gerek yok. biraz daha para biriktirilip iphone 4 alınır ikinci ele. tabii illa apple takıntısı varsa böyle. yoksa samsung'u falan bilemem, o fiyata daha iyi cihazlar olabilir.

no.
galaxy ace alma. dahili hafızası düşük.
galaxy wonder'a bir bak.
2.el temiz bir şey de bulabilirsin.
galaxy ace 2 hiç alma.
birde 700 liraya motorolanın bir modeli vardı..

Hocam bu akıllı telefon denen meretin ikinci eline girmemek lazım. Hele ki iphone 3ten bahsediyorsun en az 3 yıllık mazisi vardır. ne kadar temiz kullanılmışsa kullanılsın zamanla rengi atar, sesi gider, mikrofon işlemez ve en ölümcül olanı ekran hassasiyeti hissedilecek derecede düşer. Ayrıca mevcut ios işletim sistemlerini desteklemez ve neredeyse işe yarar hiç bir uygulamadan faydalanamazsın.

3gs'im var, bozulsa gidip aynısından alırdım 2. el. Yetene yetiyor.

bence yüksek.

çok yüksek.

yüksek diyenler referans da verirlerse çok memnun olurum çünkü bana "bu fiyatlar çok uygun hatta komik, dışarıda bu kalitede hocaladan ders almaya kalksan bu ücretlerin çok daha fazlası konuşulur" demişti program başkanı... lan zaten 7 liraya tabldot yemek satan ticarethaneden ne bekliyorsam...

peki nasıl sözümden dönebilirim? henüz hiç ders almadım, aslında geçen hafta alacaktım ama hocanın iş çıkmıştı. şimdi direkt parayı yatırmıyım, ders de almıyım. ilgilenen sekreter arayıp sorarsa da tüm paramı dev bir hamamböceği alıp kaçtı deyim?

ben piyasayı pek bilmiyorum ama haftada bir saate toplam 32 saat için çok yükse k geldi. bir saatle birşey kazanacağınızı sanmıyorum. kaldı ki hoca da öyle ahım şahım biri değilmiş. bence piyasayı araştırın. belki belediyelerin filan kursları vardır. eyyorlamam bu kadar.

çok pahalı müzik sitelerindeki tiplere sor

saat hesabına vurduğunda gayet normal böyle özel derslerin saati 100-150 ye kadar yolu var ancak genelde parayı peşin ödemezsin memnun kalmadığın takdirde vazgeçme hakkın olur. bana tek ters gelen tarafı toplam ücreti peşin ödemen.

kısaca aylık ödeyip vazgeçme hakkın varsa gayet uygun.


edit: ben de müzisyenim dandirik gitar kurslarından bile saati 50 tl istiyorlar. konservatuvar hocası filansa bir de ücret hiç pahalı değil. ama söylendiği gibi iyi araştırmak lazım hocayı.

bazinga sana aşığım tatlım :) ayrıca zengin değilim rahat ol ve okurken çalışan bi tipim yani bu para öyle akmıyor bana... o zaman napıyoruz? bayram bitişi sertifika sorumlusunu arayıp hocam parayı çıkartamadım, eve çok gitti diyorum, kusura bakmayın beni silin diyorum.

yurt dışına falan da gitmiyorum çünkü yok öyle bi para. şana versem parayı çok sıkışacaktım.

bazzingaaa, seni bi yerden hatırlıyorum ama du bakeli.

sonuçta götümü sikilmekten kurtardığınız için sağ olun kankalar.

nedensizce mesajını ben yazarken yazmışsın geç gördüm sorry. özelden yazdım sana hoca adını.

gayet makul. bölüm mezunları saati 50den aşağı pek ders vermiyorlar.

Öncelikle hayvansever diye yazılıyor. Öte yandan dindarsa elbette hayvanseverliğini geri planda bırakacaktır. Düşünsene bir Tanrı'ya inanıyorsun, kendisine yine kendisinin yarattığı hayvanı kurban etmeni istiyor.

Edit: Ben müslüman değilim mesela.

evde beslenebilecek hayvanların hayvanseverliği oluyor o daha çok. ya da dine göre eti yenilemeyen hayvanların sevgisi. domuz sevgisi? :)

belki bütün ibadetleri yapıp onu es geçen de olabilir. ya da zaten dine göre bu varsa, duasıyla usulüyle işini hallediyorsa vicdanen de rahat oluyordur.

dini karıştırmadan, et yiyen insanlar için de geçerli bu durum. yani mesela inek, koyun, tavuk gibi hayvanlar, etinden sütünden faydalanmak için var diye düşünülüyor. bu hayvanlar; köpek, kedi gibi evde beslenemiyor ve insan iletişimi ve sevgisi oluşturmuyor gibi..

sonuçta kurban bayramı dışında da binlerce hayvan kesiliyor zaten ve kocaman bir endüstri bu. kurban bayramında ön plana çıkıyor bu sadece. daha yanlış olan, uygunsuz yerlerde herkesin içinde kesmek diye düşünülebilir..

hayvanlar korkabilir, utanabilir, mutlu olabilir, ozler, sever.... Kisacasi bilinc sahibidir. "btkisever niye yok yeaaa" sorusunun cevabi budur.

ne alaka vahşi ya?
vahşi gelmez ama kebap, lahmacun, salam, sucuk, kavurma nereden geliyor bu amk?
ot mu yiyeceksiniz sadece?
Vahşice dersiniz ama İspanya'da olsanız Arenada boğa görüşü için eyoo eyoo diye bağırırsınız.

gereksiz yere yüz binlerce hayvan kesiliyor demişsin de bunun bi amacı var; fakire fukaraya dağıtmak, karınları doyurmak. sen kasaptan et alıken, marketten sucuk alırken o hayvanların kesilmediğini mi düşünüyorsun? hayvansever olmakla alakası yok bunun. sorunu vejetaryen dindarlar ne yapıyor diye açsaydın anlardım.

@neira: Kurban'ın amacı fakire fukaraya dağıtmak değil sadece ve sadece Tanrı'ya kurban vermek. O, iyi sonuçlarından biri; ama amacı değil. Bunu karıştırmamak lazım. Hem kurban etmek normal et tüketimiyle karıştırılacak bir şey değildir. Kurban'ı tüketmek için kesmezsin, kurban edersin. Tüketmesi yine bir sonucudur. Bazı dinlerin veya kültlerin kurban ritüellerinde tüketmek de yok.

Bunları da saldırmak için söylemiyorum. Kurban kesme olayını böyle şeylerle korumanıza gerek yok bence inanmanız yeterli bir sebep diye düşünüyorum. Üstte pukay mıdır nedir bana neye inanacağımı öğretmeye çalışmış mesaj yoluyla mesela öyle ilginç örnekler de var.

ibadet gereksiz değildir. herkes kendi inancının gereğini yerine getirir. yaratıcıya onun yarattığı bir şeyi kurban ediyorsun. O, bu hayvanlardan ve tüm canlı çeşitlerinden milyarlarca yaratmıştır. Bu hayvana yapılan haksızlık değil, Allah'a onun verdiğini onun uğrunda feda edebilmek anlamına gelen bir takvadır.

hayvanseverim, inançlıyım, et yiyorum ve bayramda yediğim etin fazlasını alıp yiyemeyen insanlarla paylaşıyorum. ayrıca burda kurban bayramından, islamiyetten bahsediliyor amaç sadece kurban etmek değil paylaşmak.

Kurban kesmek dendiginde direkt yemek geliyor arkadaslarin aklina ki kurbanin amacini anlayamamislar.

4dr4 cok dogru soylemis kurbanin amaci ''kurban'' edilmesidir. Fakirin doymasi amaci degildir. Gel gelelim ki fakirin doymasi icin kesen varsa;

etin onceligi birinci sirada degildir ama hic et yiyemeyenler var, dogrudur fakat bunun icin kasaplarda boynu kesik sokaklarda kacismayan, dizleri kesilmemis ve cok aci cekmeden ölmüs hayvanlarin etleri satiliyor. Bu yuzden kimse kurban bayrami sayesinde et yiyen fakirleri one atip savunma yapmasin.

İsin kurban boyutuna gelirsek, Allahin kurban istemesinin diger rituellerde istenen kurbanlarla hic mi hic farki yoktur. Yarin öbur gun baska bir dine mensup insanlar tutup tanrilarina ''insan'' kurban etseler muslumanlar 'haoouw' oyle sey olur mu diyecek. Neden olmasin arkadasim senin kestigin inekten ne farki var. Hem senin kestigin hayvan daha gunahsiz zararsiz bir canliydi. Ben hayvanlari insanlardan daha cok seven biri olarak tamam sizden bunu beklemiyorum ama hayvanla insan kesilmesinin ayni sey olmadigini savunmayin. Hem kurban edilmeyi kabul eden bir insan olabilir, insanin iradesi var ama siz korunmasiz hayvani pazarlarda satip, zorla baglayip vahsice kesiyorsunuz. Daha bile kotu -bence-.

Sadece kesilmesi degil tabi ki insanlarin, hayvanlarin uzerinde haklari varmis gibi satmalari, sutlerini sagip satmalari ve baska baska uzerlerinden para kazanma yollari. İcmiyor musun lan sut deyin iciyorum ama bu yine bu insanlarin gecmiste sistemi bozmalarindan kaynaklaniyor. Dogal hayati bozmamis, hayvanlarin yasam alanlarina gokdelen dikmemis olsalardi ben kapima bir at bir inek baglar karsilikli sevgi ve cikar dogrultusunda ben onlari guzelce bakardim onlar da bana sut verirdi vs. Sevgi kismina dikkat edin. Ama gunumuzde hayvanlara 'hayvan' gibi davraniliyor. Ben evimde baktigim kedinin bile ozgurlugunu elinden aldigim icin uzuluyorum bazen funku onun uzerinde bi hakkim yok.

ermanen bu hayvanlarla da gayet sevgi bagi kurulabilir.

Konu cok dagildi ama bi taraftan da iyi oldu simdi hemen etini yemiyon mu, sutunu icmiyon mu, derdiniz.

Son olarak biri bana kurban kesen amcalardan birini kesip zeus a kurban etsem sizin kestiginiz kurbanlardan ne farki olur kim bana bisey diyebilir.

not:yazim hatalari varsa kusura bakmayin.

Sanırım hayvan sevgisi dinin temel önceliklerinden değil. Aslında hayvan konusunda hassasiyet ve hayvan sevgisi çok modern ve bu çağa ait bir şey. Ayrıca yaratılan her şeyin insan için yaratıldığı, yaratılmış en üst canlının insan olduğu anlayışı ve inancı da etkin.

konu komşudan bayramlarda gelen etten başka et giremeyen evler var maalesef bu memlekette.
bir de öyle düşünün

1.binlerce hayvan gereksiz yere kesilmiyor, ama amaç fakirlere dağıtmak falan da değil. kurban; özünde, bir canlının hayatına son vermektir. etini fakirlere dağıt, komşuna ver, kendin ye.. istersen etinden kıyafet yap giy. kurban kesildikten sonraki kısım başka bir ibadettir. -
gereksiz yere kesilmiyor çünkü, kesen insanlar yıl içindeki et ihtiyacının büyük bir kısmını bu hayvanların etinden karşılıyor. yani bayramda kesmese kasaptan alacak, kasaptan aldığı da tarladan yetişmiyor haksız mıyım?
2.hayvan sevgisi; hayvan sevgisi hakkında şöyle bir misal vereyim: aynı biyosferde yaşayan canlılar, insan ve hayvanlar... bir aslanı düşün, yeri geldiğinde bir insanı parçalayıp bir güzel yer. yırtıcı hayvanların çoğunda bu geçerlidir. aynı şekilde bir insan, gücünün yettiği hayvanları keser-parçalar bir güzel yer. özetle; doğanın formatı ve canlının fıtratı budur. en derin felsefeyi de yapsanız, ölümün bir acı veya bir işkence/ızdırap olduğunu iddia edemezsiniz. ama yaralamak ve acı çektirmek işkencedir. hayvanlar birbirlerine -doğal olarak- böyle bir şey yapmazlar. hayvan sevgisinin doğal sınırı da 'acı çektirmemek'tir. öldürmek, hayvan sevgisi veya 'insancıllık' veya 'vicdan' kapsamında gayrımeşru değildir. tabi 'öldürmek' derken 'cinayet'i kastettiğim anlaşılmasın. dolayısıyla, besin ihtiyacını karşılamak üzere diğer bir canlıyı öldürmek vahşet değildir, hayvan sevgisi yoksunluğu değildir. burada, hayvan sevgisi düşüncesinin temel dinamiklerini sorgulamak gereklidir. insan yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmek için belirli yaşamsal maddeleri almak zorundadır. ve bu da diğer canlıların (bitki, hayvan) ölümüyle mümkündür. eğer bu kadar fıtrî bir konuda 'ama bu çok hazin' diyorsanız, 'dünya hayatı maalesef böyle' demekten başka çare yoktur. aynı şekilde; ister dini sebeple, ister beslenme amacıyla hayvan öldürülmesini de suçlamaya hiç kimsenin hakkı yoktur, bunu yapanları itham etmek vicdansızlıktır.

***spoiler****

94'den beri memeli hayvan yemeyen bir insanım, 97'de balık ve kuşları da bıraktım zaten bilinçli olarak hiç sürüngen böcek vs yemedim. (ıstakoz/kurbağa/kaplumbağa vs işte).

ayakkabı/kemer alırken deri olmamasına dikkat ediyorum. yani baştan söyleyeyim, et yemiyor musunuz savunması işe yaramaz bende.

****spoiler****

vahşice değil de ne? hele o iki yüzlü kendisine hayvansever diyenlerin yaptığı ne? kediniz, köpeğiniz can taşıyor da o inek, koyun can taşımıyor mu? onların canı yanmıyor mu? onlarcası bir kamyonun/kamyonetin arkasında itiş kakış taşınırken? bilmem kaç kişi üzerlerine çullanıp, nasıl yapılacağını dahi bilmeden (herkes için demiyorum, çoğunluk için diyorum) katledilirken canları yanmıyor mu onların?

kurban'dan kurban'a evine et girenler var savunması ise komik geliyor bana. e madem biliyorsun bunu kendine aldığın 1 kilo etin 100 gr.'mını paylaşsana her seferinde. kazan kazan durumu öyle mi?

ispanya'da bulundum ama gitmedim öyle bir barbarlık şovuna. neden gideyim ki?


hayvansever ile vejetaryen arasında fark yok bence, olmamalı. kendisini hayvansever olarak tanımlayan kişi eğer vejetaryen de değilse en başta kendisini kandırıyordur. evet o sosis, jambon, sucuk, köfte vs şaşıracaksınız ama hayvanların katledilmesi ile elde ediliyor. (ironiden anlayan nesil buralardadır umarım.)

dindar değilim, müslüman da değilim. hayvanları severim, et vs tüketimimi de az tutuyorum, aşırı et yemenin bir gereği yok.

ama bu konuda söyleyeceğim bir şey varsa yıl olmuş 2012 hala hayvanın boğazını keserek kurban etmenin ne anlamı var. daha az vahşi, daha az acı vererek öldürmek mümkünken hala ortalığı kan gölüne çevirmek saçma geliyor bana.

hayvana haksızlık olarak görüyorum elbette, ama binlerce yıldır olan bir durum bu. sadece müslümanlıkta değil, pek çok dinde kurban kesme olayı var. bu yüzden kurban kesilmesini engellemek zaten pek mümkün değil ama dediğim gibi ortalığı kan gölüne çevirmeden kurban vermek mümkün.

dini inançları yerine getirmek vahşi olmayı gerektirmez.

@goldentitan boğazının kesilmesinin sebebi kanın tamamen vücuttan atılmasını temin etmektir

@sonhakan bir şekilde sorusunu sormuş, fakat bazı arkadaşlar argüman geliştirmede sıkıntı çekiyor sanırım.

kurban kelimesi diğer vahşet türlerinde görüldüğü anlamıyla akıllarda kalmış. "tanrılar kurban istiyor", "tanrılar kan istiyor" gibi bir durum yok ortada. yıl olmuş 2012, öyle olsaydı sembolik olarak bir tane koyun, keçi, dana, deve gibi bir hayvan kesilir kanı akıtılırdı.

olayı vahşet olarak da görmüyorum açıkçası, çünkü hayvana en az acı çektirilecek şekilde kesim işlemi yapılır, hayvanın faydalanılamayacak kısımları ve kanı toprağa temiz bir şekilde gömülür.

esas amaç "tanrılar kan istiyor" olmadığı için, kurban ibadetinin amacı yardımlaşma ve toplum bilincidir. ki zaten kurban ibadeti maddi gücü imkan vermeyenler için "vacip" olarak nitelendirilmiştir. mecbur değil yani. üçte bir olayı da bundan dolayıdır ki ibadet niyetiyle kesilen bir hayvan(kedi köpek değil etini kasaplarda bulabileceğiniz bir hayvan) sadece kesen kişiye fayda sağlamaz. zaten olay salt vahşet olsaydı kurban olarak kesilen hayvanın eti de yenmezdi, kesilir bırakılırdı. etin sadece üçte biri kesen haneye kalır, diğer üçte biri konu komşuya verilir, kalan üçte biri ise nerede olursa olsun maddi gücü olmayan insanlara dağıtılır. kasaptan et alamayan insanlar bu vesileyle kırmızı et ihtiyacını bir şekilde gidermiş olur.

dinci yobaz diyebilirsiniz fakat, dindar olmayan bir müslümanım. cuma namazlarına bile gitmeyen bir adamım. oyumu akp'ye vermedim, kırmızı et severim, alkol kullanımım yüksektir, bir de nescafe üçü bir arada hastasıyım.

islamiyetteki kurbani diger dinlerdeki kurbanlarla karistirmamak lazim. etlerin fakirlere dagitilmasi kurbanin sonucu denmis, fakat ayetlerde ve hadislerde, kurban ettiginiz hayvanin etlerinin 3te 1ini fakirlere, 3te 1ini akraba ve komsulariniza 3te 1ini de ailenize ayiriniz denmektedir. yani etin dagitilmasi da kurban ibadetinin bir geregidir. ayrica 100.000lerce hayvan zaten kesiliyor. ha 3 4 aya yayilarak kesilmis, ha 3 gunde kesilmis bir farki yok bence. duzgun kosullarda kesilmemesi ayri bir konu. o bizim halkimizin egitimsizliginden kaynakli

Kurban bayramında 1 günde kesilen hayvan memlekette 1 yılda kesilmiyor.Burada amaç açları doyurmak değil kurban vermek.Üstelik dağıtılan etlerin ne kadarı gerçekten fakire gidiyor.Kim gerçekten eteleri sokak sokak dolaşıp fakirlere dağıtıyor.Mahalledeki bir-iki fakirin evi etle dolup taşıyor diğerleri yine aç kalmaya devam.O etle evi dolanda yılın geri kalanı yine muhtaç.Madem amaç fakire et yedirmnekse o zaman ver hayvanın parasını kendi ne isterse onu alsın.

Burada böyle mantık yürütemezsiniz.Din bir tabudur.Ve akıl yürütmeden uygulamak durumundasınız.Dini konularda sakın aklınızı kullanmaya çalışmayın...

Arkadaşlar o gerçek dediğiniz hikayede de İbrahim oğlunu fakire fukaraya dağıtmak için mi kesmek üzereydi?

kfc

Kfc'ye ben de baktım da hiç ailecek yenecek şeyler yok. Tek tek menüler çok pahalı oluyor, kova alsak yemez bizimkiler.

afedersin yaaaaaarrrrrrım ekmek arası köfte olabilir.

21:30 mu yani ?

Loc bilgisi versen daha net cevaplar verilebilirdi.

Bi dahaki sefere aile boyu olacaksa balık söyle en azından aile yemeği havası verir adana ne yaa

site kime hitap ediyor, konusu olayı ne ?

sen boşver konuyu, kime hitap ettiğini.
100 tl parayı ver.
her konuya her kişiye hitap eder.

Genel olarak ürün vb. değerlendirme platformu
(git: www.artisieksisi.com)

tekrar düşününce souza haklı gibi geldi, zorlayın onu 250 tl yapın bari birine nakit olarak hediye edin koskoca site 100 tl hiç yakışmıyor.

Şimdilik o şekilde belirlediler. Küçük bir hediye olacak ama sık sık yarışma düzenlemek istiyorlar..

jack bauer ne yapardı bu onu düşün.

mont.

senin gibi enayiyi başka yerde bulamamış demek ki.
şahsen ben ayrılmadan önce döverdim.
kafa burun gözünü patlatırdım.
yok öyle.

dövmemekle, sayıp sövmemekle en iyisini yapmışsın. ne geçecek dövsen eline?

enayilik yaptığını falan da düşünme, kendin yazmışsın. ihtiyacın olduğu için çalışıyormuşsun zaten. bitmiş gitmiş, kibarca da reddetmişsin. o öyle bi öküz diye senin de onun gibi davranmana gerek yok bence. en kötü bir daha ararsa açma veya daha kibar ve hakaret etmeyen bir şekilde onunla çalışmak istemediğini söyle gitsin.

O nefretten kurtulman pek mümkün değil. İlk mezun olduğum zaman iş nedir, patron nedir bilmem, aynı bahsettiğiniz gibi bir adam geldi başıma. Sürekli tecrübesizliğimi yüzüme vurur, alay eder gibi konuşurdu. "Sana diploma mı vermişler, git bir daha oku" dediği bile oldu. Yıllar geçti üstünden, hala unutamam o adamı.
Nefretini geçirir miydi bilmem ama kendini iyi hissetmenin tek yolu bu düşündüklerini o adama bir bir söylemendi.

(bkz: diyemedim ya la) sendromu hosgeldin, ahmet kural

@mama: Kesinlikle yanına bırakmazdı.
@mıstıkla: unutturamaz :)
@chetinn: bi de enejimi almasa
@pukay de souza: kaç kere kafa atıp giriştiğimi hayal ettim ama hayalde kaldı hep.
@april12th: Açıkçası bu şekilde düşünmek çok ufak bi teselli oluyor,yeterli gelmiyor. Gene de sağol.

sindik bu adam seni kendine rakip gordugunden dolayi direk seni egale etmenin yollarina basvurmus olabilir yeni isinde de gercekten sana ihtiyac duydugu icin yaladigini yutup aramis da olabilir. onun icin sevinmelisin bence. telefonda da eline bir firsat gecmis kacirmisin. bosermeye calis boyleleri heryerde var maalesef

alaycı bi şekilde şu mesajı ver bence:
"n'oldu, mobbinginize maruz kalmayı kabullenecek başka eleman çıkmadı?"
eminim, kesinlikle yapardım bunu.veya mizacın daha ciddi ve farklı ise açık seçik ve esprisiz şekilde:
-bundan şu kadar zamanönce beni aşağılayan, şevkimi kıran, güvenimi azaltan bir patronla çalışamam. sizin de beni boylesine aşağıladıktan sonra geri donuşunuze anlam veremedim, neden aradığınızı açıklar m ısınız? (anti-politik mode on)
diyebilirsin.
hatta telefonu kapamış olsan da tekrar açabilirsin bence.gordugun gibi baya ciddiye aldım, cunku bunu zamanında zar zor da olsa yapmışlığım var..

olmaz hocam.

ı ıh. hiç hoş değil bence balıkçı yaka dik durmalı. bu bi de yıkandıka/giyildikçe daha da bollaşacak, salacak.. yok hoş durmuyor, pijama gibi

çok kötü

vücut tutuyorsa yapış.

boynun kısa ve omuzların dar değilse al. orta ve kısa boyda da pek hoş durmuyor bi de.

model güzel bence, bir iki senedir de baya moda.

(bkz: tactical defending)

ayarlardan kapatılıyordu. kontrol ayarlarından bunu bul ve diğerini seç.
ayrıca top kapmak daha kolay olmuş.
topu at adama gitsin olayı yok artık.
hem topu atacaksın hem adamı koşturacaksın.
bu sefer aşmış adamlar.
iyi olmuş.

yalnız online oynarsan tactical defending yapmak zorunda kalıyorsun diye biliyorum. yanlış biliyor da olabilirim.

evet de internetten görev indirme olayı var.
durum bu olunca kod gerekiyor.
ve bir kişi kullanmak zorunda.
öteki sınırsız.
zaten olmasa ne yazar.
2 gün sonra torrent düşüyor.

aşk değildir o hoşlanmadır hoşlanma. olur öyle arada panpa.

yetişsen ne olacak? elizabeth gibi anlayacak mı seni?

seviyorsan git konuş bence panpa.

@nemo, yue, bi an göz göze geldik pampalar güldü bana. güldüyse kesin virir. he mi?

Koş spor olur

seviyorsan koş yetiş panpa.

aha güldü kesin verecek. koş

gülücüğe odaklan... aferin.

itirafnoktakom da platonikim diye bir bölüm var. senin gibilerin işini görmeye yönelik bir kamu hizmeti veriyordu.

pukay de sokuza ne diyorsa tersini yap.

yetişsen nolucak? terli terli. ne diyceksin?

700 tl ile ağlatır ve hoplatırsın.
ben 4 yıl önce 550 lira verdim şimdi max payne oynuyor taş gibi.
en güzel öneriyi forum.donanimhaber verir.
gir üye ol yaz adamlara.
çok severler böyle şeyleri.

dostum öncelikle vatanı önermiyorum yardımcı olmuyorlar topluyorsun ayrı ücret istiyorlar toplamadan gönderiyorlar toplattığında bile adam gibi kablolarını takmıyorlar. Bilgisayar toplayabileceğin bir sürü site var ama uygun ve güvenilir netsipariş var bir sürü sistem topladım sorun olmadı www.netsiparis.com

filim bak recep ivedik, seksenler, kemal sunal vs.

(bkz: Wikipedia)

yunusemre.anadolu.edu.tr

bilişime ilginiz varsa bilişim gelişmelerini takip edin, ne bileyim grafik falan ilgimi çeker derseniz photoshop a başlayın

olmadı blog yazın

olmadı dizi film takip edin arşiv yapın.

kitap okumak ???

Bence yazın. Kısa öyküler, şiirler, denemeler... E-kitap okuyabilirsiniz, ama uzun süre okumak gözleri yoruyor.

çocuklarla birlikte yapabileceğiniz proje falan geliştirin. tiyatro olur, minik bir kısa film olur vs. hem siz eğlenin hem onlar?

aynen çocukları eğitecek proje.
ne bilim test ya da anket bul.
bu yetenek, karakter zart zurt testleri.
ilginç ve zevkli olabilir.

cok ozendim.
kitap okuyun, film seyredin, muzik dinleyin, eski videolarinizi seyredin.

kitap oku. hemen uykun gelir.

yok "uyumak istemiyorum, vakit geçirmek istiyorum." dersen sourberry dinleyip internette sörf yapabilir ya da film seyredebilirsin.

kitap oku.

şarap al, yavaş yavaş içmeye başla, biraz etkisini gösterdikten sonra sıkıntın gider, ben öyle yapıyorum iki gündür, %100 çalışıyor.

nerde oturuyorsun?

parmak show

kesinlikle 28.

güzel olan.

18


yaşım 24

18 lik

18 olm

18 bolm

sen 17-18 isen 28 seni uçurur. 20-24 falansan 18 lik iiidir egon kendine gelir 25-30 falansan 28 lik yine 18 likten cok daha giderli olucaktır.

senin yaşla ters orantılı.

hangisi daha çok zevk verir olayı yok. sen hangisinden daha çok zevk alırısn olayı var. bence 28.

kızlar neden vermez adlı videoda işleniyor bu mevzu

o senin yaşına bağlı.

biz lisede bi bok yiyemediğimiz için hep şu 18 lik lise fantezisi peşimizi bırakmayacak, kadıköyde gördüğüm lise kızların 18 yaşında olduğuna anca kemik yaşı testi beni inandırabilir, zaten içimizde ukte kalmış, bide şu nesili görünce töbe ya, yine duşa soktun kardeş :(

Kişiden kişiye değişmnekle birlikte, 28 lik çok daha iyidir

erken boşalma vs gibi sorunların varsa 28 lik hatunu tatmin etmen zor olur.

liseli kostümünde 28'lik hatun tabiki !

körpe, taze beden seviyorsan 18lik. kişinin zevk alma kriterleriyle alakalı.

onyargili davranarak "18'likte ergen tribi olur" diyebiliyorsak "28'likte de evlenme hezeyanlari olur" diyebiliriz.

en güzel cevabı mehmet lutfi hocam vermiş :)

28

başka bir yerde 30 tl istenen kılıfı 7.5 liraya telefoncudan aldım.
aynı ikiside. hiçbir fark yok. oldukça da sağlam.

alibaba da adam toptan satıyor, 5 dolardan satıyor, perakende satan çok pahalıya satıyor çünkü piyasası öyle. telefon yedek parçaları hep öyle çin'den ucuza gelip pahalıya satılıyor. 2-3 sene hepsinin fiyatları yerlere iner diye tahmin ediyorum çünkü pazar çok büyük.

Toptan fiyatidir o, genelde ithalatcilar kullanir o siteyi. Adet kismina dikkat edin bakarken.

tersden başliyim.
yeşil masa örtüleri bazı setlerden çıkıyor. genelde setlerde deste kağıt , çip gibi üzerinde yazıları olan dealer small ve big chipleri bulunur.
kaç tane yeter bilemiycem. benim aldıklarım çok dandikdi. üzerinde sayı değerleri fln yazardı. gerçek chipler öyle olmaz. hatta belli bir ağırlık değeri vardır. ağır chip makuldür. fiyat aralığı çok geniş. avrupada ucuzken türkiyede chipler epey pahalı. 500milyona da chip var 20milyona da :)

biz bundan kullanıyoruz;
www.pokerdukkani.com

on kişi bile oynasak çipler rahat rahat yetiyor, zaten üzerinde rakam olmadığı için kendin belirliyosun para miktarını, gayet keyifli ve kaliteli chipler, ancak kağıtlar sıradan, poker için özel çok kaliteli kağıtlar var ayrı satılan, 100 lira civarı olanlar da var 15-20 de, bütçene bağlı, bu setlerde masa örtüsü yani çuha yok, onu ayrı alıyosun.

gerçek para ile oynayın.
alın bakkaldan çakkaldan 1 tl para.
kaybeden harbiden kaybeder:)

para ile oynandığında daha cimri davranma psikolojisine girilebilir, chip olduğunda o anın heyecanıyla pek önemsemiyosun, miktarı düşünmüyosun, o yüzden bence poker seti gayet keyifli.

230 euro idi gecen gun d&r da gordum.

www.morhipo.com&os=0&pg=0&ps=&prv=

yeterli ise bu size az zamanın kaldı.

Hayır.

Edit: Yarma hanıma bak sen illa aynı şekilde düşüneceğiz hanımefendile. Ayrıca kadınlar daha estetik yazıyor düşüncesine liseylen yüniversiteylen vardıysan olmaz o. Önce git azıcık devlet dairesi gez.

Edit 2: Neye hayır dediğimi anlayamıyorsan tik verme zaten bana da bulaştırırsın.

doğru değil çok güzel yazanlar var ama erkekler kadınlar kadar özenmiyor yazıya

kıvrımla ne alakası var?

o zaman dünyanın en güzel el yazısı şişko tombalak kimselere nasip olurdu?!

alakasi yok bence de benim el yazim bir erkegin el yazisindan daha kotu.

benim yazım çok kötü. ama abimin yazısı çok güzel.
yani alakası yok. bu arada ablamın yazısı benden güzel küçük kardeşimin ise hepimizden kötü..
al sana denge.ben erkeğim küçük kardeşimde kız.

Bence biyolojik yahut genetik olmasa da algısal bir bağlantısı var. Sanatta kadın bedeni nasıl estetiği temsil ediyorsa ve hatta sanatçıya karşı onu biraz edilgen kılıyorsa kadın da da erkek de bu algıyı korumak içgüdüsünü taşıyor. Mesela bu, kadının makyaj yapması, daha güzel giyinmesi, daha derli toplu olması gibi birşey.

kadınlar psikomotor becerilere daha yatkındır çünkü

babamın süper güzel yazısı var. dıştan baksan tipik baba işte beklemezsin ondan. ama işte kıvrımlı mıvrımlı süper. bir de özenir ki <3 ay özledim adamcağızı sarılasım geldi :)

genellemenin kralını yapmışsın. ibretliksin vesselam.

panpa bana yatakta çok kötüsün de ama el yazın kötü deme. bunu yapma. el yazım iyidir.

önemsememekten oluyor olabilir. bugün bir sunumu el yazısıyla yazmak zorunda kaldım herkes şoka girdi, normal yazımla karşılaştırınca gazete yazısı gibi :)

adaletine küfredilen dünyadan sana da bir pay düşecektir elbet.

bu konuda büyüklerimiz şöyle demiş..
"atinzo gelincezo ziki tutunzo"

islergucler +1
sira sana da gelecek

vardır elbet böyleleri, ama bu efsane ülkede sayıları az olmalı.
sorumluluk ve mutluluk arasında ters orantı olabiliyor aklımca. fazla sorumluluk = minimal özel hayat: mutsuzluk. gibi.

burda milletin moralini bozmak için sylemiyorsan,gerçek ise eyvallah gerçekten senin adına bende mutlu oldum. ama denildiği gibi,bu ülkede 100 kişiden o altın gibi şanslı 5 kişinin içindesin,değerini bil

mutluluk abartılmış balon bir duygudur.

tek tavsiyem mutluluğunu bozma ihtimali olan herşeyden, her ne olursa olsun, deliler gibi arkana bakmadan ve düşünmeden kaç, uğrunda bütün mal varlığını, dünyaya ait olan herşeyini kaybetmen bile gerekse.mutlu insanı dünya sevmez, mutlu insan dünyayı sevemez, mutluluğun daim olsun.

Yüreğine sağlık nasıl gerçi anlamı katıyor?

Ayrıca mu ayrı hocu.

yüreğine sağlık benimde hoşuma gitmiyor. hoş gitse de gitmese de ne olacak.

renk katmak, elektrik almak gibi sozcuklere de ben iflit oluyorum

elanor marin'in söylediği doğrudur. gerçi anlamındaki hoş sözü öyle yeni bir ifade değildir. temiz istanbul türkçesinin hoş sözlerinden birisidir.

hoş denmesini seviyorum. ama yüreğine sağlık nedir hakikaten. sahte, yılışık bir duygusallık gibi geliyor.

yüregine saglik, yaşanmışlıkların getirdiği o kalpten minnet duygusunu, yaşamın ve hüznün tortusunu, o imbik imbik süzülen kalpten ve sıc-cacık paylasimi en iyi ifade eden bir söz öbegidir sevgili fotograf dostu.

hoş, yol mudur yürünen, yol mudur seni yürüyen demis sevgili oruc aruoba. can dündar ve can yücel'den sonra sözlerini paylasmayi sevdigim sıcacık nağmelerin bestecisidir kendisi.

tamam işte sevgilisi gidince de

"huzurum kalmadı" diyorlar.
ccc ferdi baba ccc

bir arkadaşım iki ayda bir facebookta önce küfürler döşeyip sonra huzurum muzurum yazıyor facebookunda. yalan o. 2 ayda bir huzur mu değişir lan.

imam nikahlı onlar.(bkz: huzur islamdadır)

Onların yaşanmışlıkları var. Farkındalık içındeler.

elim buz gibi eeaööm karpuz gibi durumu vaakıf demek. fena çarpılmışsın. en güzeli ufaktan antibiyotik tedavisi. git bir eczaneye bence şöyle iş bilen yaşlı biri varsa anlat durumu versin sana bir antibiyotik. üşütmüşsün yani.

üşütmeye antibiyotik mi alınır ya.saçmasapan seyler için doktora bile gitmeden zırt pırt antibiyotiğe dalınmaz.gercekten alınması gereken durumlarda bi boka yaramaz sonra.
kötüysen doktora git ya da koy rezene çayını yat dinlen.

ne antibiyotiği ya. antibiyotik mi alınırmış bir üşütme ile hemen. antibiyotik üşütme gibi durumlarda alınmaz ayrıca. sakın antibiyotik falan alma. minosetplus al. ateşin varsa ateşin düşsün, iyi hissedersin. bir de nurofen cold gibi bir ilaç alabilirsin. halsizliğin için iyi gelebilir. önerim vitamin alman bu birkaç gün içinde. sağlıklı beslenmen.

nurofen cold + kis cayi + terleme +dinlenme mis gibi olursun.
antibiyotik alinmaz bu durumda.

Üstünüze afiyet kusmuştum, ateşim düşmüştü ama baş ağrım devam ediyor. Nurofen aldım, iki tane nane limon içtim, uyudum, uyandım halen başım ağrıyor. Hatta şu sıralar yine ateşim yükseliyor.

Bir de terleyeyim abi. Ne tırt bir yapım varmış ya :|

ateşin yükseliyorsa niye terlemeye çalışıyorsun yahu? çok tehlikeli ateş durumları. özellikle erkeklerde. çocuunuz olmaz valla. güzel bir ateş düşürücü al. minoset plus almanı öneriyorum. titreme, üşüme geliyorsa, ateşin çıkıyorsa sakın terlemek için sıkı sıkı giyinme. üzerini soyun, ılık bir duşa gir. ateş düşürücü al.