1.binlerce hayvan gereksiz yere kesilmiyor, ama amaç fakirlere dağıtmak falan da değil. kurban; özünde, bir canlının hayatına son vermektir. etini fakirlere dağıt, komşuna ver, kendin ye.. istersen etinden kıyafet yap giy. kurban kesildikten sonraki kısım başka bir ibadettir. -
gereksiz yere kesilmiyor çünkü, kesen insanlar yıl içindeki et ihtiyacının büyük bir kısmını bu hayvanların etinden karşılıyor. yani bayramda kesmese kasaptan alacak, kasaptan aldığı da tarladan yetişmiyor haksız mıyım?
2.hayvan sevgisi; hayvan sevgisi hakkında şöyle bir misal vereyim: aynı biyosferde yaşayan canlılar, insan ve hayvanlar... bir aslanı düşün, yeri geldiğinde bir insanı parçalayıp bir güzel yer. yırtıcı hayvanların çoğunda bu geçerlidir. aynı şekilde bir insan, gücünün yettiği hayvanları keser-parçalar bir güzel yer. özetle; doğanın formatı ve canlının fıtratı budur. en derin felsefeyi de yapsanız, ölümün bir acı veya bir işkence/ızdırap olduğunu iddia edemezsiniz. ama yaralamak ve acı çektirmek işkencedir. hayvanlar birbirlerine -doğal olarak- böyle bir şey yapmazlar. hayvan sevgisinin doğal sınırı da 'acı çektirmemek'tir. öldürmek, hayvan sevgisi veya 'insancıllık' veya 'vicdan' kapsamında gayrımeşru değildir. tabi 'öldürmek' derken 'cinayet'i kastettiğim anlaşılmasın. dolayısıyla, besin ihtiyacını karşılamak üzere diğer bir canlıyı öldürmek vahşet değildir, hayvan sevgisi yoksunluğu değildir. burada, hayvan sevgisi düşüncesinin temel dinamiklerini sorgulamak gereklidir. insan yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmek için belirli yaşamsal maddeleri almak zorundadır. ve bu da diğer canlıların (bitki, hayvan) ölümüyle mümkündür. eğer bu kadar fıtrî bir konuda 'ama bu çok hazin' diyorsanız, 'dünya hayatı maalesef böyle' demekten başka çare yoktur. aynı şekilde; ister dini sebeple, ister beslenme amacıyla hayvan öldürülmesini de suçlamaya hiç kimsenin hakkı yoktur, bunu yapanları itham etmek vicdansızlıktır.
0