merhaba,

2014 Haziran ayında pasaportuma telefon kaydı yaptırmıştım. E-devlet'te yazan bilgiye göre:

"Daha önce kayıt yaptırdıysanız, kayıt yaptırdığınız yıl ve takip eden yıl yeni kayıt hakkınız bulunmaz.Bundan sonraki yılın girmesiyle (1 Ocak itibariyle) kayıt hakkınız doğar. Yeni cihaz kaydı yapabilmeniz için en son tarihli cihaz kaydınıza ait yurda giriş tarihinin üzerinden en az iki yılın geçmesi gerekir."

Yani benim 2016 Ocak ayına kadar beklemem gerekli ilk iki cümleye göre. Üçüncü cümleye göre de 2016 Haziran ayında kayıt hakkımın doğması gerekiyor. Kafam karıştı. Bir fikri olan var mı?

bir arkadaşa şaka için yapmamız gerekiyor. ama kendiliğinden olması lazım beraber sohbet ederken. biri gidip yaparsa anlamı yok. evin elektrik sistemini bozmadan yapabileceğim bir yöntem var mı yoksa başka bir yöntem mi düşünmeliyim??

Atıyorum 50 kişiden fazla kişinin sınavına girdiği 7 kredilik bir derste genel ortalama 25 puan. Çan uygulanacak olan bu derste, 26 puan alan kişi CC ile mi geçmiş olur ? Bu şartlarda çandan yararlanarak geçen kişi en az CC mi alır, yoksa şartlı olarak ortalamanın üstünde olsa bile DC DD gibi notlar alması mümkün müdür ? Bir de son olarak yine bu şartlarda, 45 50 gibi bir ortalaması olan öğrencinin CB BB gibi notlar alması mümkün müdür ?

Türlü dertleri bir kenara koyar ve diğer seçeneğin hiç var olmamış olmak olduğunu düşünürsek güzel şey değil mi var olmak? İşlerin yolunda gitmediği dönemlerde "keşke hiç olmasaydım" diyebiliyoruz fakat kim gerçekten isteyebilir ki bunu? Var olmanın hiçbir noktasında insanın kendisi olmadığı halde, insanlar sanki yıllarca gecikmiş alacağını almış gibi küstahça yaşamlar sürebiliyor, çok garip. Kısa bir süre sonra öleceğimizi bilsek huzurumuz tümden kaçar ama onca yılda milyonlarca anda belki de bir kez bile bu sebeple mutlu olmuşluğumuz yok. Nankörlük değil de nedir bu?

basıncı 2 bucukta nasıl düşürebilirim

dubaiden bi müşterim var. ziyarete gelecek. 1 ay önce konuştuk cuma geleceğim dedi. dedim yalnız biz burda h.sonları calısmıyoruz gezip alışveriş içinse tabii gelin ama c.tesi pazar şirketlerin çoğu biz de dahil kapalı. benim de zaten şehirdışı seyahatim var. cuma gidip pazar gece doneceğim dedim.

tamam buna göre ayarlarım sen programını yap dedi.

neyse adam bugün yazdı ben cuma aksam 6da geliyorum diye. dedim ama ben yokum biliyosunuz zaten sizin vardığınız saatte mesai bitmiş oluyor fabrika kapanacak.. o zaman cumartesi sabah görüşürüz. dedim ben yokum unuttunuz galiba söylemiştim. isterseniz c.tesi günü diğer firma sizi alsın yarım gün çalışıyorlar ben de pazartesi sizi alayım diyorum olmaz vaktim yok diyor.

dedim ama ben burda olsam bile fabrikayı actıramam vs. adam cevap yazmıyor şimdi.

iş arakdaşım patronun kulağına giderse kızar diyor. ama imalat yokken fabrikayı açtırmak, sadece ben de değil üretim müdürünün ve mühendislerin de şirkete gelmesi lazım. adama en son 1 ay onceki konuşmamızı yolladım enyoj your weekend bile demiş pislik :(

ne yapmam lazım? normalde işim hep önce gelir ama bu adam evvelinde de çok başımı ağrıttı ve bu ay çok yoruldum planımı iptal etmek istemiyorum.

nasıl bi konuşma yapmalıyım adamla? patrona söylemeli miyim? söylersem kesin kendi programını iptal et diyecek.

Merhabalar,

Dert oldu resmen bu kiralık araç bana. İki gündür de lastik basınç ikaz lambası yanıyor: mobilotoservis.com 21 numara. Bugün ya da belki bir gün uzatırım, yarın, arabayı teslim edeceğim. Bu lamba yanıkken teslim etsem bana ne tip masraf geçirebilirler? Benzinciye gidip lastikleri şişirtip mi teslim etmem gerek? Ya ikaz lambası sensörü bozuksa? Onu da mu ben ödeyeceğim?

Araba 7 gündür bende bu arada. 2014 model Micra, 7 gündür kullanırken tesadüf bana denk gelmesi benim sorumlıuluğumu mu doğuruyor yani?

Mümkün müdür? Kargoyla mi göndermek gerekir, ptt'nin hızlı servisi var mıdır? Ne kadara gönderirler? Acil olarak bir mektup göndermem gerekiyor ve 1 hafta içinde ellerine ulaşması gerekiyor mektubun, stres yaptım bu yüzden. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Askerlik tecilim 31 aralikta bitiyor ancak 18 ocakta yurtdisina cikmam lazim, 5 ay falan kalacagim yurtdisinda. Sizce havalimaninda ne gibi sikintilar yasarim ulkeden cikis yaparken?

Sözlükte bir arkadaş amazon'dan geçen hafta aldığı ürünün bu aralar $30 düşük satıldığını, chat'te olayı söyleyince yakında $30'un hesabına iade edileceğini yazmış eksisozluk.com

Hemen hemen aynı durum benim de başıma geldi. Müşteri hizmetleri ile yazışırken nasıl bir yöntem izliyoruz? Direkt "kredi kartıma iade edilmesini istiyorum" gibi mi? daha "iade alabilmem mümkün mü, en kötü gift card :)" tarzında mı?

Sanırım usb takılmıyor hdmi girişi yok vs. Ama tablet tavsiyelerinde hep ipad diyorlar
Sizce neden ipad?

Selam gensler,

Master yaptigimiz okulda asistan kadrosu doluysa baska bir universitede asitanlik yapabiliyo muyuz? Kadrolar, ilanlar nereden takip ediliyor? Secimler neye gore yapiliyor? GPA, Ales falan... Konu ile ilgisi olan biri beni aydinlatirsa cok sevinecegim.

Şu sıralar böyle bir seçimin eşiğindeyim; Ankara'da özel bir üniversitede araştırma görevlisi olarak kalmak mı yoksa İstanbul'da bir kamu bankasında uzman yardımcılığına yol almak mı?

Ankara
2500 maaş, kira derdi yok, nispeten rahat bir iş, kılık kiyafet, mesai sorunu yok, uzun vadede hoca olma garantisi yok, doktoradan sonra hadi git bakalım diyebilirler.

İstanbul
3200 maaş, kira derdi olacak, rahat olacağını sanmıyorum en azından diğerine göre, takım elbise ve mesai saati zorunluluğu şart, uzun vadede kariyer ihtimali yüksek.

3 aylık ilişki. kız tarafı, bayağı eski, pili çabuk biten bir telefon kullanıyor. erkek tarafı teknoloji sever, telefon merakı var.

kıza doğum günü hediyesi olarak telefon almak çok mu iddialı?

Elimde 3 adet resimdeki gibi 1000 liralık banknot var. para koleksiyoncuları buna ne kadar verir, daha doğrusu para eder mi?

sahibinden.com'da 450'ye de ilan var, 1500'e de ama bana inandırıcı gelmedi.

iyi akşamlar, yurtdışından telefon getirticem fakat pasaport sorunu var. kafama takılan soru ise dubai'den gelen bir telefonu illa dubai'ye giriş çıkış yapmış birinin pasaportuna mı kayıt ettirmek gerekiyor yoksa başka bir ülkeye giriş çıkış yapmış herhangi bir pasaporta kayıt yaptırılabilir mi?

Youtube linki var mı? Forum donanım cıydı galiba

yeni evlenen kuzenim ve eşi ilk defa yemeğe gelecekler bize. daha önce bir kez nişanlıyken gelmişlerdi ama o son dakika planı olduğu için çok ayaküstü olmuştu. evlendikten sonra da 3-4 defa çaya geldiler. ilk defa yemeğe gelecekler. kuzenimle biz her hafta görüşüyoruz ancak eşi yoğun çalıştığı için ailecek bir araya gelmemiz pek mümkün olmuyo. bunu sağlayabilmişken güzel bi yemek hazırlamak istiyorum.

çok resmi bişey olmadığı için çeşit çeşit yemekler hazırlamama gerek yok. çok basit durmayan ama hazırlaması çok da vakit almayan bi menüye ihtiyacım var. köri soslu tavuk ve kremali makarna düşündüm fakat hem basit kalır gibi geldi vazgeçtim.

çorba mercimek ya da domates yapayım diyorum. ortaya güzel bi karışık salata. tatlı olarak da çikolatalı mus ya da bardakta bisküvi ve pudingle yapılan tarzda bi tatlı düşünüyorum. bunlar karar verdiklerim. ana yemek ne yapsam bunu bilemedim.

hadi bana fikirler verin ^_^

Bahçede çalışan işçilerden birinin oğlu kız kaçırdı merak etmeyin kız reşit ama aile sinirli kan dökeriz diyor. Babamda ara buluculuk için gitti beni de yanında istemedi ne yapmalıyım

Merhabalar,
Ucak altina verilen bagajda Turkiye'ye girerken bagajlar scan ediliyor mu? Kapida durduran arkadaslar buna binaen mi durduruyorlar acaba ?Ornegin bir urunden yuklu miktarda getirdiginizde bunlara nasil erisiyorlar ?
Tesekkurler

Agzi burnu yamuluyor itince. Kaldirip tasimam da imkansiz, nasil tasiicam ben bunu? Evin tam ortasinda kaldi, yamuk duruyor kedilerden kopeklerden birinin uzerine devrilecek o yuzden cok acil tasimam lazim odaya. Ne yerine geri itebiliyorum ne obur odaya gecirebiliyorum. var midir bunu tasimanin kolay bi yolu?

birkaç ay sonra düğünümüz var. daha doğrusu düğünlerimiz. biri istanbulda biri çanakkalede.

iki aile oturup konuştuğumuzda herkes kendi şehrindeki düğünleri halletsin diye konuşuldu...

yani, nişanlımın ailesi çanakkalede istedikleri gibi salon düğünü, kır düğünü, sadece nikah vs yapacaklar biz de nasıl istersek...

bunlar konuşulurken onlar, çanakkalede kına gecesi + salon düğünü yapacaklarını söylediler. biz de sadece nikah yapacağımızı söyledik. (düğün tarihini onların istediğe tarihe göre seçtik, bizim akrabaların büyük çoğunluğu köyde oluyor o tarihte, ikna edemedik maalesef.)

akrabaların köyde bulunmasından dolayı düğün yapmamayı düşündük, zaten bir kına çanakkalede olacağı için ayrıyetten kına da istemiyoruz dedik.

kayınvalide de "neden kına yapmıyorsunuz ama, bizim istanbuldaki akrabalarımız oynayamayacaklar mı" diye girdi mevzuya. biz de oynamayıversinler yahu, bizimkiler gelemiyor bile köyde olduklarından dolayı vs dedik. öyle kapandı konu..

sonra nişanlım bana istanbuldaki nikah için neden benim fikrimi sormadın falan dedi, ben de iyi de " senin annen demedi mi istanbula siz istediğinizi yapın çanakkalede de biz ne istersek yapalım" diye dedim... beni biraz düğün işleriyle ilgilenmemekle, hevesli olmamakla vs itham etti. ben de "valla beyaz gelinliği giymeyi kızlar hayal eder, ben o siyah, muhteşem damatlığı giyeceğimi hayal etmiyorum" dedim " sen düğün hakkında istediklerini söyle madem ben de halledeyim" dedim

sonrasında nişanlım bana dedi ki " ben çanakkalede kına gecesi yapmayacağım, oradakini istanbulda yapacağım ki çanakkaleye gelemeyecek akrabalarım da oynayabilsinler" dedi. ben de sen bilirsin nasıl istersen dedim. sonra annemlere de bu konu açılınca, maddi boyutunu biz halledelim dediler, ne de olsa istanbulda yapılıyor dediler.

öyle olunca, annemler istanbuldaki nikahı iptal edelim, gelinin istanbulda yapmak istediği kınayı da biz düğüne çevirelmi dediler. nişanlım da sadece kına istiyordum ben, düğün olmasın vs. diye söyledi.

sonra da "ben bir şeye karışmıyorum artık, bu işi annelerin halletmesi gerekiyormuş, gelinin veya damadın istediği olmuyormuş" falan dedi, ben de ne istiyorsan yapalım vs dedim, ikna edemedim.

biraz uzun ve eksik oldu ama, buraya kadar okuduklarınızdan yola çıkarak nerede hata yaptığımı söyler misiniz . . teşekkürler.

Merhaba ahali,
Üniversitede son dönemim ve sancılı ciddi bi ilişki yaşadım en son. Kalan zamanımda ciddi bi ilişki peşinde koşmam çok zor. Hem enerjim ve ciddi bi ilişki isteğim yok hem de çok az vaktim kaldı mezun olmama. Dolayısıyla ciddi olmayan tabiri caizse cinsellik odaklı ilişkiler aramaya karar verdim. Ancak sıkıntı şu ki daha önce hiç bu tarz ilişkilerde bulunmadım. Yani ciddi bir sevgililik olayını bile çok zor elde ettim şu ana kadar. Bi kıza nasıl bu amaçla yaklaşılır ya da nasıl fuckbuddy/ons olunur hiç bir fikrim yok. Hep bi çekingenlik, ayıp olur vs kafasında bi insanım. Size sorum böyle işlerin en makul ve kolay yapılan yolu yordamı nedir? Tinder, hocam.com gibi oluşumlar duyduğum kadarıyla bu amaçlar için kullanılmakta. Sizce hangisi daha kullanışlı ve bu iş için ideal? Tavsiyelerinize açığım. Özelden de yazabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Not: Ankara da okuyorum.

koskoca internette süre dolunca ne olduğuna dair bir şey bulamadım. başka birinin pasaport kayıt hakkına sulanmak dışında bir çözümüm var mıdır?

evlenmiş boşanmış bi kadınla evlenir misiniz?
aileniz ne der?

yaşadığım evliliği biliyosunuz dedem babanem sürekli bundan sonra hayatına girecek kişi yaşlı da çocukluda olabilir en iyisi kocana dön deyip bende pskoloji bırakmadılar bekar çocuğun seni alacak hali yok bu saatten sonra deyip duruyolar babam annem destek oluyor gibi ama herkes biran önce biriyle evleneyim istiyolar.

çocuğu olan biriyle yada yaşı büyük biriyle falan evlenmek istemiyorum hatta ben evlenmek istemiyorum.. yeniden birini seversem evlenirim belki ama çocuklu yaşlı neden evleneyim yanlış bi evlilik yaptım diye üstüme bu kadar gelinmesine anlam veremiyorum çıldırmak üzereyim. dışarı çıkmıyorum işi bıraktım annemle yaşıyorum evden ayrıldığımdan beri.. doğru değil dimi söylenenler?

sizinde var mı bi önyargınız varsa söyleyin de dışarıya çıkmadan önce neyle karşılaşacağımı bileyim..

Bunların bu kadar pahalı olmasının olayı ne?

Kullanan varsa kendi başına çırpmaktan başka ne gibi bir pratikliği var?

Alıp da pişman olan var mı?

Hangi şirkette var? Nelere bakmam gerektiğini de bilmiyorum pek. Geçen sene aldık aracı hasarı yok.

Yaklaşık bir yıldır kullandığım iPhone 6 da sol üst köşede ekrana bastırınca ses çıktığını farkettim, dikkatli bakınca sanki boşta kalmış gibi duruyor çok hafif içeri girip çıkıyor üst cam, bir de ön kamerada Hilal şeklinde hafif kayma var, apple Store'dan randevu alıp götüreceğim büyük ihtimal değişim yaparlar diye düşünüyorum, sizce? Bu olay başına gelen var mı acaba?

2 aylık tüpüm vardı, şuan yakmaya çalıştığımda bir garip yanıp sönüyor.

günde 1 kere kullanan biri için 2 ayda bitmesi garip değil mi? bir de nasıl anlıyoruz tam olarak?

Birkac gundur ozellikle park edecekken hissediyorum bunu. Zorlanma sesi geliyor tekerlerden, bir de devir dusuyor cikiyor kafasina gore, bir kere stop bile etti bostayken.

2 sey geldi aklima:
1. Guzergahim 1-2 haftadir berbat. Her yeri delip desiyorlar, yolda zarar gormus olabilir araba.
2. Bogaz kelebeginin temizlenme vakti geldi. Cunku devrin oyle oynak olmasi bogaz kelebegini cagristiriyor direkt.

Sizce ne olabilir?

...aslında gönül işleri kategorisine girmiyor, hiçbir sikime de girmiyor ama yazmak istedim.

Bugün bir caminin avlusunda bir köşeye oturmuş kedi seviyordum. Apak melek yüzlü bir kadın geldi, önce kediyi sevdi. Birkaç fotoğraf aldı. Sonra camiye girdi. Ben amaçsızdım, mutsuzdum, oturuyordum öylece. Kediyi sevmeye dermanım yoktu bile. Piçiko geldi kuruldu kucağıma. Onunla avunayım bari derken zaman geçmiş... Baktım, o kadın, az önce camiye giren kadın yanımda, o da seviyor kediyi. İzin istedi birkaç fotoğrafımızı çekti. Sonra biraz çekingen, oturdu karşımdaki banka. Polonyalıymış, sanat tarihçisi miymiş neymiş... İngilizcem bok gibi olduğu için onun sorularına kısa yanıtlar verdim. Orada temizlik işlerine bakan amca -biraz yılışık biri- da oturdu. Kadına sikindirik sorular soruyor, beni emeline alet ediyor tabii. Ben zaten darallardayım. Adam böyle diyor falan diyorum, gülüyor kadın, apak yüzü var, gözleri ışıl ışıl. Neyse, ben hafif kaykılıp gitmeye yeltendim. O esnada İbrahim Paşa Camii varmış dedi, tarif edeyim bari giderayak dedim, yanında taşıdığı ajandanın haritasından gösterdim, zaten bulunduğumuz yere 50 metrelik bir yer. Ayağa kalkınca bari oraya kadar götüreyim sizi dedim, Türk kadınına zinhar etmem böyle bir teklifi. Üstelik cami avlusunda. Amacın ne lan senin!!! Birlikte yürümeye başladık, ben İngilizcemin bu kadar beter olduğunu o vakit farkettim. O ney lan... Ne desem havada sallanıyor, bir sike faydası yok. Ama o kadar iyi niyetli ve anlayışlı ki cümlelerimi toparlıyor, sen aslında şunu dedin di mi dercesine hem benim yerime hem kendi yerine konuşuyor. Ben, aman dedim. Bırakayım cami avlusuna bitsin bu çile. O da ne cami kapalı, restore varmış. Öyle üzüldü ki. Hemen yanında devasa bir cami daha var, o zaman buna girelim eğer isterseniz dedim. Ona girdik, başına şalı aldı, geçti köşeye, ben de yanındayım. Devamlı gülümsüyor, ben de gülümsüyorum. Bu bana iyi gelmeye başladı. Biraz da fotoğraf çekti, aralarda bir iki defa da beni çekti. Galiba beni çekmediğinde benim darılacağımı düşündü bu kadın diyorum içimden. Bize bakışına bak diyorum, sosyalliyorum zihnimin içinde gelişmeleri...

bu arada kadın evliymiş, polonya'da önemli bir müzenin müdür yardımcısı gibi bir şeymiş. adını da söyledi ama anlayamadım. bense kendime hakim olamayıp bok ingilizcemle canhıraş şekilde anlatmaya başladım ecdadı. harem hürrem süleyman rüstem... polonya'da şu an muhteşem süleyman oynuyormuş. fatih'e gittin mi diye sordum, hayır dedi gülümseyerek. gözlerinin içiyle âdeta bana sorar gibi "gidebilirim" de dedi. ama bi sn diyerek telefonunu çıkardı. polish dili neymiş öyle, ekrana gözüm kayıyor karman çorman yazılar... bana şundaki rakamları söyleyebilir misin diye bir kart uzattı. belçikalı birinin kartı, öyle tuhaf bir isim var ki kadın mı erkek mi anlamadım. sonra buna İngilizce bir mesaj yazdı, "buluşmamızı yarınki kahvaltıdan sonraya erteleyebilir miyiz?" hemen mesaj geldi; yüzünde resmen çiçekler açtı kadının. bu arada sadece üç günlüğüne gelmiş istanbul'a. sonradan düşündüm, lan üç günlüğüne geldiğin bir memlekette belçikalı arkadaşınla olan randevuyu iptal etmek... çok değişik geldi bana. çünkü ilk karşılaştığımız yerde ona sorduğumda derdinin sadece orada bir iki yer görüp eminönü'ne inmek olduğunu söylemişti. benim yüzümden planı değiştirdi resmen. ayrıca sular seller gibi konuşamıyorum. derdimi anlatamıyorum, tek yapabildiğim sıkıştığım yerde gözlerinin içine bakıp sorry demek ve mahcupça gülümsemek. ama o sanki yıllardır aradığı şeyi bulmuşçasına mutlu. durmadan kedileri severek, fotograf çekerek yürüdük fatih'e doğru. tam valens'in altında dur dedi. çantasını açtı bana bir elma verdi iki elması varmış. ikimizde elmaları hatır hutur yiyerek yola devam ettik. acıkmışım da amk, ne dediğim iyice anlaşılmaz oldu. bu gülüyor falan. sağa sola bakmadan yola atlamama, yaya geçidi dinlemeden gaza abanan hayvanlara diğer garabetler durumlara da şaşırmayı ihmal etmiyor.fatih'i gezdik. yüzlerce kedi fotoğrafı çekti. musalla taşının manasını bir anlatışım vardı, değmeyin gitsin. ilk kez beni düzeltmeden dinledi, gözlerini faltaşı gibi açarak ve sonunda illaki gülümseyerek.

sabahın amaçsızlığı mutsuzluğu bende başka bir şeye evrilmeye başladı, fatih'te nokta koyacağımız zoraki geziye artık ben devam etmek istiyordum sanki. kedileri sevişi, arada bir bana dönüp şak diye fotoğrafımı alışı... bari çekiyorum de hayırsız, zaten at hırsızına dönmüşüm. ama dert etmiyor hiçbir şeyi. karılar pazarındaki leş peynircileri gösteriyorum, hemen yiyelim o zaman falan diyor. ben not hijyen! diye durduruyorum. hani kandırmak istemiyordum, belli ki bana güvendi bir noktada. malta'da suriyeli göçmenlerin sikerttiği bir lokantayı gösterdim, bak nasıl ekmek yapıyorlar, bak nasıl döner. ama ortam sirkten hallice, hakkaten nolmuş lan canım malta. kadın hadi girip yiyelim diyor, ben not hijyen! sonra beş on adım attık, birden durup ve yine gülümseyerek "benim için endişelenmeyi bırakır mısın?!" dedi. allah'ım, başım döndü. ahir ömrümde ben böyle lezzetli itiraz görmedim. kedi gibi piki deyiverdim. hemen arkamızdaki nar suyu sıkan barzo gence iki bardak verir misin dedi, elemanın eller meşin gibi ama bu arada. eleman da kendi çok matahmış gibi "çok bozdu abi buralar." diye suriyelilerden şikâyet ediyor. ona da eyvallah çekip sıkılmış nar sularımızı içe içe çarşambaya doğru yola revan olduk. mutlu muydum neydim!

hedefte fethiye müzesi var, orayı göstereceğim ona. bir de yabancı arkadaşları götürmeyi en sevdiğim yer sonuçta. pata küte konuşmalarım sürüyor, o gülümsüyor. yolun bir yerinde artık amaçsız amaçsız şehirde fink atan sevgili modunda dur ya bak şurda ne var diyerek onu çukurbostan'dan geçirerek yavuz selim'e soktum. bilenler vardır muhteşem bir seyir terası var. görsün de daha çok gülsün, daha çok mutlu olsun istiyordum. artık onun mutlu olması içindi her adımım. o noktaya nasıl geldim bir türlü çözemedim o kısmı. asıl tuhafıma giden de bana hemence güvenip randevularını bile iptal edecek duruma onun gelişiydi. kedi nelere kadirmiş ya lan.

çarşamba'da spontane şekilde yarım kucak sakalı olan çalışanların bulunduğu bir lokantaya oturduk yine onun teklifiyle. başta ortada ve sonra hesabı benim ödememe izin vereceksin değil mi, dedi. ben tamam dememe rağmen, yemeğin sonunda hesaba ortak oldum. bıraksa hepsini ödeyeceğim amk. helali hoş olsun. fethiye'den sonra kariye'ye geçirdim onu, o ara yolları akşam karanlığında aşıyoruz. ben olsam tırsarım ne yalan söyleyeyim, ama o sonsuz bir güvenle yürüyor. ve arada mutlu bir gülümsemeyle taçlandırıyor anı. arkadaşlar bu arada gayet seviyeli ve aklı başında iki insanız hani, iç sesimle anlatıyorum hadiseyi. kadın ne düşünüyor, neden böyle davranıyor hiç bilmiyorum yani. benim kafamda makul tek bir gerekçe var. muhtemelen bir turla geldi, ya da çekilmez lavuklarla dolu bir arkadaş çevresi var. böyle bir anın fırsatını kolluyordu ve gerçekten de dilediği oldu. Bu yani. sonuçta boru değil, şehrin en kıymetli yapılarını, otantik ortamlarını gösteriyorum ona. bulunmaz nimet. farkında da. ben de onun kendisi için yapılana kıymet vermesini bilen biri olmasından etkileniyordum. yani bence durum budur.

kariye'den sonra, surları gösterdim. surlara tırmanan merdivenleri görünce hadi çıkalım dedi. ben peki dedim, ama yükseklik korkum var. yolun yarısında, arkasından ben korkuyorum diye bağırdım ama sesim nasıl titriyor, mırıl mırıl konuşup beni rahatlatarak elimden tuttu. o önde ben arkada tırmandık surları. yukarda bana bir gülme geldi, o da gülüyor. böyle denişik bir ambiyanstı yani, istanbul ayaklarının altında ışıl ışıl, bizans surlarının tepesindesiniz, rüzgar esiyor, ruhunuz esrimiş, böyle üzerinize bir hâl inmiş, keşke görseydiniz. birbirimize sokularak ilk özçekimimizi de o an yaptık. ben başka birşeyden daha tırsıyorum, çevre evler it kopuk, hapçı dolu. biri peşimizden tırmanıp bizi gasp etse bir bok yiyemeyiz kesinlikle. yoksa orada daha uzun kalınabilirdi. kalınsa mıydı acaba lan:(

yatsıya mihrimah'a yetiştirdim elhamdülillah bunu. girdik oturduk bir köşede, aşrın sonuna kadar da beklettim. bir biz varız zaten yabancı. bizi köşede son ana kadar uslu uslu bekler gören cemaat çıkışta yanaşıyor, allah kabul etsin falan diyor. etsin de neyi yani? ne anladınız ki siz? avluda bir telefon geldi buna gülerek heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor. ben fotoğraf çekerken yanıma sokuluyor özçekim yapsana diyor el işaretiyle, o konuşurken ben fotoğrafımızı çekiyorum. eve gelip ilk o fotoğrafa baktım, o kadar güzel çıkmış ki.

dönüşteyiz, yarın memlekete dönüyorum gayrı dedi. binlerce teşekkür vs. etti ben de özür diledim kendisinden. berbat ettim aslında gününü dedim, ikimizin yerine de sen konuşmak zorunda kaldın. bir kâğıt kalem çıkartıp telefonlar, sosyal medya ne varsa yazdırdı bana. Kendininkini de yazıp bana verdi. onu karaköy'e bırakıp geri eve döneceğim. meğer şişhane'de inecekmiş köprüyü görünce hemen ayağa fırladı. ben de butona çöktüm. şoför durmaya kalmadan boynuma sarıldı ve beni yanağımla dudağım arasında bir yerden öptü.

ben ilkin, otobüs sarsıntısından yanlışlıkla oldu sandım. bir daha bir daha, aynı yerden seri öpüyor derken otobüs meğer durmuş bu arada. şoför homurdanıyor. hatta herif on tonluk araca hafif gaz vererek bizi biraz tokuşturdu da. kadın ayrılmak istemiyor âdeta, ama hemen indirdim, sonra kaldım tabii içerde sap gibi. gözden kaybolana kadar iki eliyle otobüsün ardından el salladı.

5 saat oldu, öptüğü yerler hâlâ sızlıyor, şu an çok mutsuzum. hani anlayacağına iman etsem zeki müren şarkıları gönderecem kendisine facebooktan, o biçim.

niye böyle oldum ben ya, normal mi?

aklımda hiç böyle bir gün geçireceğim yoktu, biraz kitaplara bakıp hava alıp dönecektim eve. şimdi hani sevgiliden ayrılınca bütün kemiklerin kırılmış gibi tüm varlığın ağrır ya. aynen öyleyim, normal mi bu?

www.youtube.com

Burcuna bakıp hoşlanmaktan vazgeçtiğiniz oluyor mu ya da olmuyorsa iyi ki olmamış zaten anlaşamazmışız diyor musunuz? Tamamen uyumsuz burçlar olup çok uyumlu insanlar olabiliyor mu?

azıcık saçma bir soru olacak öncelikle affınıza sığınıyorum. 28.09 (pazartesi günü) ülkeden çıkış yaptım, normal her zamanki şekilde türkiyedeki pasaport polisine pasaportu uzattım, polis damgaladı ve ben yoluma devam ettim.

bugün farkettim, polisin damga tarihi 26.09 olarak gözüküyor, silinen bir kısım yok baya net çıkmış. TÜrkiyeden 26.09 damgalı olarak çıkmışım pasaporta göre ve gittiğim ülkeye de 28.09 da girmişim (bu tarih doğru). 28 i sabahı uçağa binip 28 öğlen iniş yaptım yani gün farkı yok ortada.

Orada zaten hiç dikkat etmedim, sanırım daha dikkatli olup en başında baksaydım üstüne iptal diye ibare vurulup bir sürü işlemi falan olacakmış.

bilgisayarda muhtemelen çıkış tarihim doğru olarak gözüküyordur ama yine de emin olmak için soruyorum, bu konuda yapmam gereken birşey var mı şu anda? başıma herhangi bir iş açmaz dimi?

en son yunanistandan arabayla dönerken pasaport polisinin önünden geçip pasaportları damgalatmamıştık, sonradan dönüp halletik (Başka bi polis geç burdan devam et dedi diye). yani bu konuda azıcık şanssızım sanırım.

Merak ettim.

bir kız var, tam şimdi sevgili değiliz. zaten başka bir şehirde. whatsapptan filan bayağı konuşuyoruz yaklaşık 3 aydır. sevgili değiliz ama tam sevgili olma aşamasındayız. durumumu anlatabilmişimdir umarım.
şimdi bu kız işe başladı yeni. dün haber vermişti bana. ben şimdi işyerine bir çiçek yollasam mı? yeni işe başladı diye. sürpriz olarak iyi mi olur yoksa istemeyebilir mi? kararsız kaldım, tavsiyelerinizi bekliyorum.

ve bu sorun nasıl giderilir? yani sitenin kullanıcı adı, şifresi vs olsa hallolur mu? yoksa daha da bi teknik bilgi mi gerekiyor?

ilk defa araba ile uzun yolculuğa çıkacağım. gaziantep'ten izmir'e gideceğim(yaklaşık 1200km) bana bir tavsiyeniz var mı şunlara dikkat et diye.

i.hizliresim.com

Nasil olduysa boyle sifir yanastim ama agac icime dert oldu. Onu arkasi dolu olursa aksama cikarma planini yapayim da sikinti olmasin. Onu bombos olsa dumduz cikilir. onu biraz bos olsa tam sol yapilacak kadar, arkasi agaca kesin surter.

Su geldi aklima, biraz duz geri, ayna agaca carpmaya yaklasinca hafif tam sol ileri sonra hafif tam sag geri, yine hafif tam sol ileri hafif tam sag geri... Kurtarana kadar boyle yapsam cikarim heralde? Daha kolay nasil cikilir

merhabalar,

tübitak burslarında www.tubitak.gov.tr şuradaki belgeyi doldurup sisteme yüklememiz isteniyor. bu belgeyi yazdırıp elle doldurup imzaladıktan sonra fotosunu çekip mi sisteme yüklemeliyim?

bir de paraflamaktan kasıt sayfanın sonuna her iki sayfanın sonuna da isim soyisim yazmamız mı?

bilenler yardımcı olabilirse çok sevinirim.

evet, sorum başlıkta beyler(erkek kuaforu).

sb

bu gece sabiha gökçene inecez. yanımızda biraz fazla (3 büyük 3 küçük valiz). taksiler sorun yapar mı? orda doblo tipi taksi var mı durumlar için?

eğer yoksa ne yapabilirim?

Merhaba,

Sabah bir uçuşum var, malum hava da yağışlı, bavulu da yanımda taşıyacağım için merak ettim. Daha önce normal boy bir şemsiyemi kabul etmemişlerdi. Küçük, katlanır şemsiyeler için de alınır diyen de var, alınmaz diyen de. Bilen, yakın zamanlarda şahit olan var mıdır?

Çok teşekkürler, iyi bayramlar.

Carsi tarafinda Nerede var? Kagit ve filtre almam lazim.

Yurtdışında yaşıyorum ve evde kalma noktasını geçmek üzereyim (erkeğim, ona göre!)... Dedim bari internette deneyeyim şansımı. Ve fakat, bildiğim siteler hep yalan: craigslist tamamen elden çıkmış, okcupid geyik, pof yok. Ben de sorayım dedim: adam gibi insanlar bulabileceğim, kaliteli site biliyor musunuz?

Arkadaşlar bir iş teklifi aldım genel olarak temel muhasabe bilgisi gerekiyormuş onun dışında da gelen e-maillere geldiği dilde cevap vereceğim falan.

ben adama dedim hayatımda muhasabede çalışmadım başka alanlarda çalıştım diye,yok işte dil bilmen daha önemli bizim ona daha çok ihtiyacımız var falan diye ısrar etti ,yakında görüşmeye gideceğim şirkete.

Ne dersiniz altından kalkabilir miyim?

1-2 tane temel program yazar mısınız ayrıca,biraz göz gezdireyim :)

günaydın. hepsi aynı model, aynı özelliklere sahip ama fiyatlar arasında %30 fark var. neden olabilir?

www.sahibinden.com

Arkadaşlar bugün sabah markete gittiğimde kasada "yetersiz bakiye" ibaresiyle karşılaşınca şok geçirdim.

eve gelince hemen bankayı aradım.

sabah erken saatlerden itibaren, "ONESIGHT" isimli bir firma tarafından, kart limitim bitirilene kadar yüzlerce dolar çekim yapılmış.

ben bankayı arayınca bu usulsüz harcamaların hemen iptal edileceğini düşünmüştüm ama sadece kartı iptal ettiler ve size yollayacağımız "harcama itiraz formu"nu doldurarak faks çekin dediler.

bu ne anlama geliyor? bu harcamaların hemen iptal edilmesi gerekmiyor muydu? harcama itiraz formu ile yapacağım itirazın kabul edilmeme ihtimali mi var?

ya zaten öğrenci adamız, şu an şok geçiriyorum resmen. bu harcamaları umarım benim üstüme yıkılmaz.

bir de anlamadığım nokta bu şerefsizler benim bilgilerimi nasıl ele geçirmişler.

ya benim sansizligim ya da bilmedigim baska nedenlerden hep anormal tipler karsima cikti hicbiri ile de bir ömür bu kisi cekilmez diye ciddiyete vardirmadim isleri. etrafimda yirmili yaslarinin ortasinda hemcinslerim (erkek) evleniyorlar, bu adamlar bu ömür boyunca beraber yasayabileceklerini düsündükleri eslerini nasil böyle kolay buluyorlar? ya da evleneyim da nasil olursa olsun diye eksigine fazlasina bakmadan yüzeysel mi ilerliyorlar? 30 uma 1 kalmis böyle düsünceler icindeyim. su anda issiz olmam da cabasi. evli ablalar abiler özelden de yazabilirler. tesekkürler.

ya bu ne abi?

39-40 numaralı biletleri satın almıştım geçen hafta.
ikisi yanyana iki koltuktu köşede.

şimdi oobüs mü değişmiş nolmuş bilmiyorum, arka 4'lü koltukların ikisi haline gelmiş.

bu nasıl bişeydir bu nasıl bir şerefsizliktir? yapabileceğim hiçbir şey yok mu?

ulan sefer de kalmadı hiçbir yere otobüsüm bu gece.