işaretlediğim yerden sahile inen ince yeşil çizgi.

goo.gl

Eski moda teras sağınızda kalacak şekilde yürüyüp, yolun sonundan aşağı inin (idea ya gider gibi) ilk merdivenlerden aşağı inen yer gibi geldi.

Küçük Moda’dan sahile inen merdiven.

Çok teşekkürler cevaplar için.

Bulduk bence :)

iyi akşamlar.

Moda sahilin kadıköy tarafındaki başlangıç noktası bu.big chefs,bomonti tarafı.dediğin gibi ayazma tipi çeşme var bu resim son noktasında altta sağda kalıyor.

cıva veya kum.

edit: su bidonu ve çimento ile kettlebell yapmayı da düşünebilirsin, daha kolay.

Un, şeker

çelik vida, somun vs. alüminyum olmasın ama, çelik vida vs olsun.
silisyum kum çok da ağır değil, çakıl kum da pek değil.
ama en iyisi çelik bilyeler veya demir tozu vs.

civa toksik, aman.

suda çözünecek/suyu emecek bir şey un, şeker gibi bence sonrasında temizliği zorlaştırır. oldu olacak maya da atın dumbbell böreği yaparsınız sonra.

ben olsam ilk somunlarla başlar, sonra kum döker, en son da su dökerim. böylece hacmi neredeyse tamamen kullanırken bunun çoğunu da yüksek yoğunluklu maddeyle doldurmuş olurum.

ha bir de bu kadar doldurmadan sonra büyük olasılıkla iki ucun ağırlığı eşit olmaz. tam ortadan tutmayıverirsiniz olur biter onun için de. anlaşılır zaten kütle merkezi nereye düşüyor iki tutup kaldırıp indirince.

İki dumble alsan civatadan bilyeden daha ucuza gelebilir yalnız.

Kurşun koyalirsiniz (pek sağlıklı değil) litresi 11kg, en mantıklısı diğer arkadaşlarında dediği gibi çelik civata litresi 8-9 kg a denk gelir

ıslak kum

Dediğin şeye ben de çok sinirleniyorum, ama herhangi bir şey yapamıyorum tabi.

istanbul'da çok oluyor bu. midesi kaldıran yapıyor işte. hırsızlık da aynı. sonucunda bir kazanç elde ediyorsun eğer toplumdaki pozisyonunun hırsızlık olması senin için önemli değilse afiyet olsun.

Ben arkası önü üçer km'lik boş yolda kavşaktan dönüş yaparken sinyal veren adamım, doblocu taksici minibüs şoföründen benim zaten trafik kuralına uysun diye bi beklentim yok ama o uymuyor diye ben de öyle davranırsam halimiz nice olur. Ha küfrediyorum ama yapacak bir şey yok bireysel de olsa trafiği kollamak lazım.

bazi seyleri degistiremiyoruz maalesef, ama her seyi de duzeltecegiz derken zarari kendimize veriyoruz,

sokakta kibrit copu bile atamam yere, ama onumdeki insan yedigi gofretin paketini hic dusunmeden yere atabiliyor, bir kacini uyariyorsun ama sonra duzelmez deyip vazgeciyorum, eskiden cok uayarirdim ama artik kendim sinir oluyorum olan benim sinirlerime oluyor

biraktim artik

Trafikte asla sağdan gidip öne girmem girilmesine de izin vermem

Bu tarz şeylere o kadar sinirlendim o kadar sinirlendim ki ülkeden ayrilmamin bir kaç sebebinden biri de bu. Fransa'da 3 senede 2 kisi gordum belki boyle.

Malesef bunlar ugrasilarak bitmez, üstüne size saldirirlar ne savcı yaninizda olur ne polis. Cok ugrasmamak lazim, riskli is.

trafikte her şeye takmayın. bizim insanımızın sorunu trafikte çok agresif olması.

Ben eskiden tek tek insan gibi ya da kabaca uyarıyordum. Sonra baktım bir değil, iki değil, yüz değil, bin değil.

Trafik magandası ayrı dert, beyaz yakalı magandası ayrı dert, mafyacısı, siyasetçisi, müteahhiti, yandaşı ayrı dert, kural bilmeyip o kurala uymayıp bir de savunmaya geçen yerli neandertal turisti ayrı dert...

Bu kadar hayvan oğlu hayvan bir zihniyetle uğraşılmaz. Benim de ne böyle bir misyonum var ne bunlarla iletişim kurabilecek yetkinliğim.

Geçen gün ben arabada arkadaşımla gülerken yolun karşısındaki bir minibüs şoförüyle gözgöze geldik. Ters ters baktı. Kolay gelsin kaptan dedim. Bu kadar. Her kolay gelmişe gülme dedi. Yani sever misin sabah mı bırakırsın? Belli ki zibidi soytarının teki. Nasıl diyalog kurabilirsin ki? Kurabileceğim en kısa diyalog olan kolay gelsin deyip gitme metoduna adam nerdeyse levyeyle cevap verecekti.

Sevmezler onlar öyle Turklerin gelip oralarda ev falan yaptirmasini diye biliyorum.

Dunya KKTC'yi, Turkiye topragi olarak goruyor. Elin Ingilizi Guneyde olsun, Kuzeyde olsun catir catir ev, dukkan aliyor. Kendisi olmasa yerli araci firmalari devreye sokup yine aliyor. Para olduktan sonra Papua Yeni Gineden de alinir.

Bu arada Kibrisli Turkler, Turkiye Turkunu sevmez muhabbeti sadece Eksi'de var. Ne orada yazligi olup gidenlerden, ne de orada dogup buyumus insanlardan duydum. Efendi, kendini bilen insan her yerde kabul gorur.

Bu fikir benim de aklima geldi ama Alanya, Mersin gibi yerlerin sicagini dusundukce, vazgectim. Eskiden su sorunu vardi ama son yillardaki projelerle onlar da asildi sanirim.

Türkiye KKTC'yi tanıyor ve sizde Türkiye vatandaşı iseniz bir sorun olmaz. KKTC günden güne gelişiyor mantıklı bir yatırım olur neden olmasın?

turkiye'den giden ogrencilere sterlin uzerinden kiraya verirsin iste daha ne istiyorsun :D

4 Yıl KKTC'de yaşamış birisi olarak sorunuza cevap vereyim hemen,

Önce bir karşılaştırma yapalım örnekler üzerinden gidelim, diyelim ki cebinizde 500 bin TL paranız var ve bununla gayrimenkul yatırımı yapmak istiyorsunuz, elimizde 2 seçenek var birisi Türkiye diğeri KKTC

Bu 500K Tl ile Türkiye'de alabileceğiniz bir evi kiraya verdiğinizde aylık ortalama 1500 TL'ye kiraya verebilirsiniz, bunu herhangi bir sarı renkli siteden kontrol edebilirsiniz.

Aynı 500K TL ile KKTC'de alacağınız bir evi şehre göre Aylık 300 Pound ile 450 Pound arası kiraya verebilirsiniz Eğer ev Girne'de ise hem çok kolay kiraya verirsiniz hem de fiyatı 450 Pound üzerine bile çıkabilir. Bugünün kuruyla 450 Pound 3800 TL yapıyor yani 2 katından fazla bir kira geliri var.

Türkiye'de aldığınız bir evi kiraya vermeniz durumunda amortisman süresi 25+ Yıl, KKTC'de alırsanız max 15 yıl.

Gelelim diğer avantajlarına;

Eğer KKTC'de bir gayrimenkul sahibi olursanız başvuru yapmanız durumunda 1 yıllık oturma izni alabiliyorsunuz bu oturma iznini her yıl yenileyebiliyorsunuz 11 yıl sonunda başvurmanız durumunda KKTC vatandaşı olabiliyorsunuz.

Gelelim KKTC'de ev almanın zorluğuna;

Eğer Türk vatandaşı iseniz KKTC'den ev almak çok kolay ama Türkiye kadar değil tabi,

Öncelikle almak istediğiniz ev ile satıcı arasında anlaşma yapılıyor arkasından İç İşleri bakanlığına ev alma için izin başvurusu yapıyorsunuz bu başvuruyu doğurdan siz yapabilirsiniz ya da bir avukata devrederek avukat aracılığı ilke yapabilirsiniz avukat önermem gereksiz pahalı ve hemen her işlemde sizi de çağırıyor zaten. Başvurunuzun ardından KKTC diplomasisinin yavaş işlemesi nedeniyle bazen 3 ay bekleyebiliyorsunuz evi alabilmek için bu sürenin sonunda izin çıkar ve arkasından Koçan (Tapu) işlemleri başlatılır tapuyu elinize almanız neredeyse 6 ay sürüyor ama koçan elinizde yoksa bile istediğinizi yapabiliyorsunuz elektrik açma, oturma vs.

KKTC son zamanlarda bir kuluçka sürecine girdi, adada her şey olabilir, mevcut hükümet Türkiye'nin kontrolünden çıkmak istiyor Türkiye ise buna yanaşmıyor haliyle, ancak her geçen gün Kıbrısın önemi daha da artıyor. İngiliz vatandaşları marketten peynir alır gibi arsa ve ev alıyor. Kıbrısın konumu tüm dünya için oldukça önemli.

Kıbrısın hala bir geçici ateşkes durumunda olduğunu da hatırlatayım fiilen savaş bitmiş değil yani öyle bir yer ki olacakları öngörmek çok zor.

Sözün özü KKTC'ye yatırım yapılır mı? Evet yapılır.

cok tesekkurler

inanılmaz mantklı bir eylem olur. muhteşem doğası,havası ve manzarası ile burada yaşamak herkesin hayali olmalı.


turkkocan.com

Çok geçmiş olsun her ikinize de, umarım babanız iyileşir, siz de çabucak normal sağlığınıza dönersiniz. (Önceki duyuruyu görmemiştim, şimdi okudum.)

Bütçe belirtmemişsiniz. Bütçeye göre herkese en güzelinden baklavayla başlayıp orada hemşire odasında falan kullanılabilecek iyi bir espresso makinesine kadar (tabii kahve seven çoksa, sürekli kahve alınıp kullanılacaksa) yolu var.

Çok geçmiş olsun. Gözünüz aydın. Yani çam sakızı çoban armağanı bir şeyler yapmanız iyi olur ya da dağıtılmak üzere örneğin 5-10 tane yarım kiloluk baklava kutuları. Ama ben geçenlerde teşekkür yazdım bakanlığa. Hatta bir doktorun adını vererek özellikle teşekkür ettim. O mektup bir şekilde kendilerine ulaşacaktır ve onore edileceklerdir.

Ben hemşirelerin dinlenme odasına klima taktirmistim. Bütçene göre bir pastayla bile jest yapabilirsin.

Romantik hayatın tamamen sıfıra vurmaz tabii ki ama insanlar fiziksel özelliklere ilk başta dikkat ederler. Normal şartlarda anlaşabileceği biriyle insanlar kel (ya da kadınlar için memeleri küçük) diye birbirine yüz çevirebiliyor. Bu insanlarla ne kadar anlaşabilirsin aynı mesele çünkü hiçbir fiziksel özellik sonsuza kadar seninle kalmıyor. Birinin sırf fiziksel özellikleri yüzünden yanında kalan ya da katlananda da sıkıntı vardır.

İlişkilerine etkisi biraz özgüvenle, biraz kendinle barışık olmayla, biraz o fiziksel özelliğin sana yakışıp yakışmadığıyla alakalı. Saç ektirmek bir seçenek tabii ama birçok sonucu var onun da. Bütün psikolojik sağlığı, özgüveni, kendini ifade edebilme kapasitesi kellikle mahvoluyora bence başka sorunları da vardır insanın.

Ayrıca unutma, tarzın kelliğinin önüne geçer.

Ayrıca unutma, kör satıcının kör alıcısı vardır.

3-5 numara daha çok yakıştırıyorum öyle geziyorum sıfır yapmadım hiç.
29-34 yaş arası benim için her açıdan önceki 5 yıldan daha iyi geçti. Şimdi baba oduk Erkin Koray stilinde geziyorum :) Saçlar o derece açık şu anda 3 numara yapmaya zamanda bulamıyorum.

Kellerin ayrı meraklısı ayrı bir sosyetesi var arkadaşım. Kelsin diye bittin zannetme yani. Tamamen kel seven kadınlar hiç az değil, kelliğin sana çok yakıştığına inanmaya başlasan iyi olur.

38 kel var burada. romantik hayatım hep harika oldu. kendimi kandırmayayım, kel olmamak her zaman kel olmaktan iyidir. fakat boy, omuz, yakışıklılık, başarı, dominant kişilik her zaman daha önemli parametreler. kabullen kelliği, kazı saçları.

Kafanin yavastan aciliyor olmasi daddy issuesa oynayan bir tipin yoksa genelde eksi puandir. Kazitmak kafan cok sekilsiz degilse olumludur.

Belgrad ormaninda bile var

Hangi tarafta ariyorsun? Polonezkoy'de de var.

Hala girilebiliyor mu bilmemekle birlikte odtü ormanında da var.

Ankara ODTÜ Ormanı, Eymir civarlarında + Bademlidere'de bolca var. Pandemi döneminde bir süre kapatıldı fakat artık girilebiliyor.

Bedensel-kinestetik zekası iyi, motor beceriler ve göz koordinasyonunu iyi sağlıyor.

Coca cola +1
Sosyal öğrenme. Yani çocukluğundan beri araba süren kişiyi birçok kez izlemiştir.

Öncesinde iyi gözlem yapmışsa çok normal. Ben izleyerek öğrendim. Evde koltuğun kenarına sopa sokarak vites çalışması yapacak kadar hevesliydim mesela. Hiç vites şaşırmadım. Ben babamın ayaklarına bakardım. Ne zaman vites değiştirdiğine vs. Çocukken tabii.

Kardeşimse ne izledi ne öğrendi. Hala da doğru düzgün kullanamaz. Hevessiz çünkü. Heves olmayınca ilgi ve gözlem de olmaz. Beni bıraksan arabada yatardım. Hala da severim araba kullanmayı.

Olay anlamayı istemekle alakalı. Bizim insanımız biraz nispet yapmak için araba işine giriyor. X akrabam araba kullanıyor da ben niye kullanamıyorum gibi. E o meraklı.

iyi bilgisayar oynayan iyi araba sürer.

psikomotor yetenekler.

bir çok araba yarışını ve most wanted'ı 3 kez bitirmiş, atari salonlarında bol bol direksiyon başına geçmiş biri olarak araba direksiyonuna ilk geçtiğimde hiç zorlanmadım.

arabali ailede buyuyen kisi de cabuk ogrenir

2004 yılında ehliyet, 2014 yılında da araba alıp ilk defa direksiyona geçtim. yaklaşık 30dk akrabalarla sürdükten sonra hiç bir tereddüt yaşamadan eve kadar getirdim.

şimdi antikadimag'ın yazdığını gördüm. belki onun etkisi olmuştur.

buna beceri deniyor. el göz kas koordinasyonu.

bu benim. kendimi bildim bileli araba daha doğrusu motorlu her şeyle ilgiliydim. ilk araba kullandığımda kırk yıldır kullanıyormuş gibiydim. çocukluğum boyunca arabada hep babamın yanında oturup onu izler, takip ederdim. babamda çok ilgiydi anlatırdı. bilgisayar oyunlarınında etkisi olmuştur muhakkak.

2. cevabim oldu ama aklima geldi. Korumaci, baskici ailede yetisen kisi de daha zor ogrenir. Oglum, kizim dusersin, oraya gitme bunu yapma, oynama, kurcalama, bozarsin, annen kizar, baban dover diye buyutulmus bir birey daha zor ogrenir bu tarz seyleri

Arabalı evde ve iyi şoförlerin olduğu bir ailede büyümek çok etkili bence. Arabalara ve sürmeye karşı ilgili olmak da keza öyle. Ben bunlardan birisiyim, sürmeye geç başladım ama yılların şoförü sanılıyorum. Tamamen babamın iyi şoförlüğünü gözlemlememe bağlıyorum bunu.

İyi ki doğdun! :)
En içten sadece anne kutlar zaten, boşver başkalarını...

Hatırladıklarında annem ve babam, onlar da hatırlamazsa hiç kimse.

Mutlu yıllar. Ben çok takılmıyorum kutlanıp kutlanmamasına açıkçası.

Mutlu yıllar. Annem, babam, kız kardeşim, bir de hatirlarsa birkaç arkadaş. Gerçi ben duyurmayı severim, insanlara zorla kutlattiriyorum. En son is yerinde ayıp olmasın diye o uzun, ince pastadan kesmislerdi. Normal pasta da almamışlar ama olsun.

Hediye pek almıyorum. Pasta yetiyor :)

feysbuktan görenler kutlar bazen de kimse kutlamasa da koymuyor

nice yıllara

facebookum falan yok.

ailem, akrabalar kutlar. iş yerindekiler kutlar. 1-2 arkadaşım kutlarsa kutlar.

Ailem hariç, 2-3 kişi max.

DGün kutlu olsun. Benimkini bi tek annem kutlar.

2-3 kişi kutlar, pek sevmem zaten kimsenin kutlamasını. Kasıtlı olarak telefonumu falan kapatırım.

çalıştığım şirkette sabah 9 da o gün kimlerin doğum günü varsa bütün şirkete mail gidiyor bugün doğum günü diye o da olmasa bi tek annem kutlar heralde.

sadece ailem:(

genelde bankalar sms atarak kutluyor.

Anne babam kardeşim ve eşim ve onun ailesi bu kadarı yeter de artar bile

Başkalarının doğum gününü unutmayan kutlayan, yakınlığına göre hediye alan biriyseniz doğum gününüzün hatırlanmaması kırıcı oluyor. Doğum gününü hatırlayıp kutladığım belli kişiler vardır. bunların en az %80 inin kutlamasını kalan %20 nin de hayat gailesi nedeniyle unutması, hatırladıklarında mahçup olmaları durumunda(Ya kusura bakma, pardon demeleri gibi mahçubiyet) sorun etmem. Ancak benim doğum gününü kutladığım, önemsediğim birileri beni hatırlamıyor umursamıyorsa bunu önemserim. Ve mesafe koyarım. Doğum günüm önemli olduğu için değil ama ben değer veriyorsam karşıdan da aynı değeri beklerim.

yazdıklarım sorunun cevabı olmadı ama , kutlayan kişi sayısı sizin ne kadar kişiyi kutladığınızla orantılı mı?

Tok git.

tok git çünkü çektikten sonra yemek yeme diye uyarı gelcek

anestezi açken mide bulantısı yapıyor sanırım. ama diş hekimine danışsın yine de.

kesin tok

tok her zaman. miden bulanır. zaten sıvı yicen 2 gün.

disciye tok gidilir. dis temizleme, dolgu, dis cekimi vs. bunlar hep sonrasinda uzun bir sure yemek yememeyi gerektiren islemler cunku. bayilirsin acliktan.

Tok. Anestezi yaoacagindan kan sekeriniz dusebilir. Ben ac gitmistim, biseyler atistir oyle gel demisti beni beklemisti

caddebostan sahil tarafında migrosun oralara biz geçen hafta kamp sandalyesi koyup oturduk gece 2.30'a kadar. migrosun otoparkı 22.00'ye kadar açık, 25 tl mi ne alışveriş yapana da 3 saat otopark ücretsiz. biz beltur'a gitmedik ama önünde turladık güzeldi. migrosta tanesi 55 tl ye kamp sandalyesi satıyorlar. masa da vardı. biz bira ve kola içtik ama etrafta çay satan yerler vardır mutlaka. çok keyifli oluyor.

Belturlar standart dinlenme tesisi/kantin ayarında şeyler yapıyor, fiyatları da saçma değildi diye hatırlıyorum.

Çayınızı kahvenizi termosa doldurup sahilde oturun, o daha keyifli. Ama hafta sonları yine tıklım tıklım dolu oluyormuş, pandemi falan yok galiba oralarda.

Sallama çay+sıcak termos. Çocuk parkına yakın olan yerlerde aileler daha çok oluyor. Daha fazla gürültü demek yani. Ama genel olarak iyi yine de. Çomar gelmez pek. Bostancı, Maltepe sahilleri için söylüyorum.

Teknik olarak takmamasını beklerim çünkü efor oksijen ihtiyacını arttıracaktır ve maske de bu yüksek solunum ihtiyacını olumsuz etkileyecektir. Tercihen siperlikler kullanılabilir belki.

After effects en iyisi bu konuda neden kullanmıyorsunuz merak ettim.

Ben bu iş için kullanmıyorum ama Blender kullanılabilir. Ayriyeten Apple'ın Motion var AE rakibi olarak

@Fiyu After Effects kullanmaya daha doğrusu yemi öğrenmeye başladım. Daha basit arayüzlü bir alternatif var mı diye merak ettim.

basitlik açısından (ve 2d işler yapacaksan) kesin vardır hatta online servisler olabilir araştır derim.

Fakat normal şartlarda AE hayal ettiğin çoğu şeyi yapabilmene izin verir. Davinci Resolve'un içinde gelen Fusion da güzel ama o da ayrı bi öğrenme gerektiriyor. Apple Motion hiç kullanmadım ama eminim daha kullanıcı dostudur. Motion'a bir bak.

Birçok belediye alıyor

www.sohram.com

Burası da alıyor ve ihtiyaç sahiplerine veriyor

Gercekten seviyorsam özellikle bile severim. Kusur ne ki, kusurmuş, peh

"güzelliğin beş para etmez, şu bendeki aşk olmasa" demiş şair. halt etmiş. benimkinde kusur musur yok, ben de zaten dönyanın en gözel garısıyam

çarpık dişler, geniş kalça, fazla kilo gibi kusurlar mı? eğer rahatsız ediyorsa, görmezden gelinemiyorsa bence ilişkiye devam etmemek karşındaki kişinin ruh sağlığı için daha iyi.

Sevgilim özel antrenör, lisansli yüzücü. Bedeni sahiden sen de Yunan heykeli ben diyeyim Roma savaşçısı. Yüzü d ebir ayrı güzel sahiden. Ama kulakları biraz kepçe gibi, görmezden gelemiyorum. hep dalga geçerim. Rahatsız etmiyor, eğlendiriyor. O da olmasa halim fenaydı (._.)

Kusuruna göre kişisine göre değişir. Çok parametrik. Kalıplara sokulacak gibi bir şey yok.

Bazı majör kusurlar var mesela karşımdaki kilolu olunca olmuyor. Sonradan kilo almışsa farklı tabii ama kiloluysa daha baştan kaybediyor. Ben de kelim mesela. Benim de baştan kaybettiğim flörtler oluyor. Çok kısaysa da yapamıyorum. Ayrıca tip önemli. Bazı tip modellerine direkt kapalıyım. Ama çok parametrik şeyler. Dört dörtlük biri çıkar, saçını yıkamıyordur, ayağı kokuyordur, ağzı kokuyordur, sigara içiyordur, burç muhabbeti yapıyordur vs. direkt kapsam dışı benim için.

kilo. bence kilo önemli. en baştan kilolu değild de sonradan sonradan alıyorsa güzel değil.itici hatta.

valla gormezden gelebilmek cok zor durust olmak gerekise...
baska alanlarda asiri uyumlu olmamiz/cok buyuk artilarinin olmasi lazim. O sartlada bile zor.

kusurlar "yeni normal"in oluyor.

1

Marangoz değilsen pahalıya patlayabilir. Sadece kalası yapıştırmak yeterli değil ısıl işlemden de geçmesi gerek. Yoksa içinde oluşacak habitat seni yer.

Bu tip kalaslar m3 olarak satılır. Bence boyut verip nakil ettirdikten sonra sırayla zımpara-verniksiz pinoteks(ahşap koruyucu)-dekoratif mat vernik(ya da mat yat verniği) işlemlerini yapatsanız böcekten korur.

Silinmiş kereste alırsanız zımpara işiniz az olur. Gördüğüm kadarıyla her bir kalas 20x30x250 cm boyutunda. (En*yükseklik*boy)

Yatak boyutunu 160x200 kabul edersek bu boyutta 10 adet kalas işinizi görür (200x250 karyola ölçüsü).
Eğer tek kişilik yataksa buna göre revize edin işte; 90x190 için; 120x250 dersek 6 adet 20x30x250 cm (0.9 m3) gibi


Kereste m3ü 10x0.2x0.3x2.5=1.5 m3
Metreküp fiyatını ve bu özel ebat nedeniyle oluşacak fiyat farkını siz öğrenirsiniz üreticilerden.
1.5 m3 için kereste fiyatı + nakliye + 2-3lt pinoteks + 3lt vernik

Normal değil ama normal. 2-3 senen bitince artık biraz daha deneyim kazanarak daha fazla kazanmaya başlayacaksın. Bir sonraki işyerin için çalış. İşin zor ama bugünkü Türkiye koşullarında kanıksanan bir şey.

mühendislikte tecrübe ve maaş doğru orantılı. düşük maaş ile büyük projelerde çalışabilirsen networkünü genişletirsin. oradaki tecrübeli şantiye şefleri ilerde büyük projelerin başına geldiğinde sizi de o projede görevlendirebilir daha iyi maaş ile.

En az iki yıl kal, çapraz geçiş yokla. 5-6 seneye düze çıkarsın. Olumlu referansların olsun

Başınız sağolsun. Aynı durum bende de var. Burda da yazmıştım: eksisozluk.com

Maalesef acılar geçmiyor. Ailesel kayıplarda ise metanetli olmak çok zor ama çok önemli. Bazen bir bireyin gardının düşmesi herkesi düşürebiliyor.

Öncelikle başınız sağolsun. Burada ben de dahil herkes yazacaktır ama yine sizi en iyi anlayan yakınını kaybetmiş biri olacaktır. Bence şu anda psikolojik olarak sevip sevmeme olayını kıyaslayacak durumda değilsin. Çünkü olay çok yakın olmuş ve duygusal açıdan çok dalgalıdır durum. Sular biraz sakinleşince daha iyi anlarsın. Emin ol yakınlarınızdan biri senden daha çok bu metanet, güçlü olma sorumluluğunu alsaydı sen de daha rahat ağlardın, üzülürdün. Bilinçaltından dik durma, güçlü olma sorumluluğu hissediyorsundur.

başınız sağ olsun, allah sevgisi kadar sabrını versin. benzer süreçlerden geçtiğimiz için (hastalık kısmı vb.) iyi anlıyorum. başlangıçta olayın etkisiyle insan sanki kendi hayatını uzaktan izliyor veya hayal aleminde yaşıyor gibi bir his oluşuyor. olayın ağırlığını,ciddiyetini kavramamak için beyin adeta kendini kapatıyor gibi. ben bu süreçte hata yaptığımı fark ediyorum yeni yeni. doğruca yardım almalıymışım. bunu atlatmak kolay değil. size de tavsiyem "tamam artık, büyüdüm bu acıyla yalnız başıma yüzleşirim, iyi hissediyorum, soğukkanlıyım, bu yükü omuzlayabilirim" demek yerine kendinizi bir uzmana teslim etmeniz. ilerleyen zamanda daha büyük problemler çıkabiliyor zira.

Dostlar sağolsun, destekleriniz için teşekkür ederim, anlaşılan herkesin süreci yönetme yöntemi farklı ve bunun kararını kişi kendi iradesiyle vermiyor. Eğer olağan Şekilde gitmezse Destek almak daha Sağlıklı olacak sanırım.

2 gün için ayvalık çekilecek çile değil.

Neden? Yakınız biz ikisine de.

Assos çok güzel ama ne gezecek yeri ne sahili var iskeleden denize girersiniz. Ayvalık nispeten daha uygun sorunuza.

İkisini de beğenmiş biri olarak ayvalık bi tık daha önde gelir benim için

Kesinlikle assos. Ege’de girdiğim en güzel denizlerden biri kadırga koyu. Tertemiz. Limanı da güzel gezmek için köyü de.

assos için çektiğin yola değmez, dağ başı gibi bir yer. çok sıkıcı

Assos un denizi güzeldir,sahil anlamında ayvalık iyidir ama gram sevmem.assos doğa olarak,manzara olarak,sakinlik olarak 10 gomlek iyidir.

Hahaha kimse soruya cevap vermemiş herkes asosu övmüş : )
hangisinin gezmesi, denizi iyidir diye sorulduğuna göre cevap net olarak ayvalık. Yapacak tonla aktivite ve güzel temiz denizi var.

Bu arada ben de asosçuyum :) ama asos kafa dinlemelik mümkünse tek gidip, sakince denize girip uyumalık, kitap okumalık yer.
Ayvalık ets tur reklamalrındaki gibi tatil yerlerinden kalır asosla karşılaştırılınca.

Blöf. Cebimde mermi var diyor.

Hukuksal net bir yanı yok.
Ayasofya Güçler arası çekişmenin (dış devletler de dahil) yaşandığı bir alandır.
Fatih Sultan Mehmet han İstanbul'u fethettiyse Ayasofya'da buna dahil ve fethin sembolüdür.
Bu zaman kadar olan şey ise vesayet sistemini hatırlatan olaylar silsilesidir.
Ve şimdi olan Ayasofya'nın aslına rücu etmesidir.
Yarın, sağ ya da sol çeşitli gazetelerde köşe yazarlarının konu hakkındaki görüşlerini karşılaştırıp değerlendirme yapabilirsiniz.

Blöf demiştim elimde kaldı. Bazı konularda mantıksal tahminler yapmak artık mantıksız oldu.

'aslına rücu etmesi'yimiş. hahah. ayasofya'nın aslı kilisedir. eğer bir aslına dönüş olacaksa o da kiliseye olur. şov yapmayın.

Her şey Rte'nin iki dudağı arasında olduğu için bir hukuki zemin aramanın anlamı yok. Erdoğan oy kaybını engelleyip, son dönemde kaybettiği oyları da geri kazanma amacıyla bu hamleyi yaptı ama hiçbir işe yarayacağını düşünmüyorum. Çünkü Ayasofya'nın geri açılması, Erdoğan'dan kopan seçmenin kopmasına sebep olan faktörlerin hiçbirini ortadan kaldırmıyor.

www.ikea.com.tr

2 tanesi 35 tl biraz pahalı ama bulamıyorsanız yapacak bir şey yok. ayrıca yapı marketlerine de bakın koçtaş'ta vardır kesin daha uygun fiyata.

Lcw

www.hepsiburada.com

Matketlerde belli saatlerde mal dizimi olur, çıkan kolileri kağıt toplayanlar alır. Onlardan önce yakalaman gerek. Marketlerden mal dizim saatlerini öğrenip o saatlerde gidersen bedavaya getirirsin. Biraz daha büyükçe marketlerde, happy, kile vs her zaman koli bulunur.

Avansas'tan almistim ben.

Koli alacaksın güvenilir olmasa ne olur))olduğun semtte mutlaka bir ambalajcı vardır.sen bulamadıysan mesaj at ben sana bulurum.ilave bütün yapı marketlerde,nalburlarda bulabilirsin.

Taşıma yerleri hayat kurtardı:

urun.n11.com

Google’a “ambalajlı” diye yazıp arattım hemen bana bulunduğum yere yakın ambalajcıları sıraladı.

İkea ya da internetten hiç uğraşma. Yaz doğrudan Google’a gidip al.

bizim toptan market vb toptanci marketlerinde de epeyce koli oluyor.

Metro marketlere de atiyorlar koli, kasalarin yaninda oluyor

Ben bu tarzı pek dinleyemiyorum. Daha çok yüksek tempolu şu hardcore, happyhardcre vs diyorlar o türü severek dinliyorum.
O yüzden içinde hiçbir melodi barındırmayan, sadece tempo tutar gibi olduğu için bana çok yavan gelşyor.

Senin tarzın için, olması gereken budur tabii. Acid, trib vs böyle oluyor. Tabi uzmanı değilim. Oryantal öğeler ekleme olayı bence hem güzel hemde faklılık açısından iyi bir şey.
Başarılar.

Çok güzel olmuş. Böyle corporate olmayan girişimler beklentilerimi daha çok karşılıyor.

Bir de müzisyen olarak spotify'a yükleme nasıl yapılıyor?

çok beğendim, özellikle de entity ve transformation'ı. tebrikler.

güzel yorumlar için çok teşekkürler arkadaşlar.

@sorularimicinfeykhesap darbuka sesine sevgim sonsuz. sanırım bolca kullanmaya devam edeceğim. :]

@heritage distrokid üzerinden herhangi bir başka araca ihtiyaç duymadan tüm müzik platformlarına cüzi bir ücret karşılığı salabiliyorsun, araştırmanı öneririm.

@bir garip melek benim de favorilerim!

Parçaları ff yaparak dinledim, Snails Get High On Cat Food güzel geldi, baştan sona dinledim ve sevdim. Entity'de benzer şekilde güzel olmuş. Ritual of the mantis tribe eh işte. East ve Transformation ise yavan geldi.

Genel olarak psychedelic trance dinlerim, çok güzel bir "dark forest" havası yakalamışsın.

@heritage distrokid gibi sitelere yıllık üye oluyorsun 20-35 dolar arası fiyatı vardı.

ondan sonra şarkılarını distrokid üzerinden yükleyip yaptığın ayarlara göre bilinen hemen hemen tüm müzik marketlerde tek tıkla satışa çıkartabiliyorsun.

mesela amazon müzik, google müzik, apple müzik, spotif, böyle böyle belki 20 30 yer var.

tabi bu distrokid üyeliğine verdiğin para sana sınırsız sayıda şarkı yükleme imkanı tanıyor.

dinleme ya da satış üzerinden komisyon alıyosun , tarkan ya da dj tiesto falan değilsen anca ortamlarda albüm çıkardım geyiği yapar kaza ile 3 5 satış yaparsın o kadar.

cok iyi kanka. havaya girdim. kopuyorum kendi basima evde.

Çook beğendim ve mutlu oldum. ^^ Bence daha fazla tanıtımınızı yapmalısınız.

bu müzik türünü dinleyen biri olarak bende ortalamanın bir tık altında.

şimdi techno müzik zor. bende akai pro var. bende yapıyorum ama özellikle yabancılar ile kıyas yapıldığında ve youtube gibi mecralardaki soundlar dinledildiği ölçülerde sizin kullandığınız soundlar çok sıradan kaçmış. yani house chordlarının biraz kullanılması gibi olmuş.

hem pc hem kulaklık ile dinledim ama bir daha açağımı sanmıyorum playlistim sırf techno'dan oluşmasına rağmen.

benim fikrimce bu mainstream içine girmeyin müzik yaparken. özellikle 2020 sound librarysinde cidden kaybolursunuz yani eş dost'dan biraz daha ilerlemeniz zor çünkü sizin soundların kategorisinde çok daha iyi işler var.

kendi soundunuzu bulun zaten bir techno müzik konserine gittiğinizde bu soundları en az 6-7 saat dinliyorsunuz. insan başka bir şey duymak istiyor.

onun dışında ben bu işe yeni başladım işte soundları birleştireyim en azından 6-7 farklı track oluşturayım kendimi bir test edeyim diyorsanız bence güzel olmuş.

onun dışında şöyle soundlar yakalamanız lazım
www.youtube.com

tabi burada dinleyici kitlesi de önemli bende mesela macbook var. yine ses sistemi iyi sayılır ama Aquarium'u mac'ten açınca şarkı resmen çöp ama benim sennheiser'ı takınca kendimi su altında atlantis'i ararmış gibi hissediyorum.

zor yani techno.

Tebrik ederim. Takibe aldım.

Bu tarz-ı pek sevmeyen biri olarak başarılı buldum. Başarılarının devamını dilerim.

Tebrikler, başarılar.

Listemizde yerinizi aldınız. :)

open.spotify.com

ben yıllardır techno dinleyen bi insanım. benim fikrim şarkıların hepsi okey-okey üstü klasmanında. şarkılarda sürekli karşılaştığımız soundlar ön planda bu beni biraz üzdü. bir eventte çalsa gayet eğlene eğlene dinlerim ama shazamlamam gibi geliyor.

Naaayyssss ;)
Sound güzel geldi. Takibe aldım.
\m/

Müzikler Genelde aynı tonda ilerliyor, bir yükselme veya patlama kısmı yok. Biraz daha çalışmalısın dostum üzerine

bu tarza cok asina olmadigim icin yapilan isin kalitesini elestirecek yeterlilikte gormuyorum kendimi.. ama spotify`da actim, bir seyler yaparken arka plandan caliyor ve albumun bittigini bile fark etmedim.. akti gitti oyle.. kulagimi tirmalayan ya da off bu ne aga ya dedirten bir sey olmamasi sanirim iyi oldugu anlamina gelebilir.. destek amacli takibe aldim sizi, yolunuz acik olsun..

Bravo yahu yaklasik 4 5 senedir surekli olarak elektronik muzik dinleyicisiyim ve her seferinde ulan biseyler uretsem ya kafasina girip parmagimi bile oynatmadan yerimde oturuyorum fakat birileri iyi kotu birseyler cikardiginda ayakta alkislayasim geliyor. Ve bence parcalarin guzel olmus tebrikler ve basarinin devamini diliyoruz. Takipteyiz.

Tebrikler.

İlk şarkıyı dinledim ve 3.20'den itibaren yüksek bir tempo ile geri döneceksin beklentisi içerisine girdim.

Hiç olmadı 6.20'de gelen temponun daha yüksek olmasını arzu ederdim.

like:

youtu.be

Başarılar.

tebrikler ve başarılar. birkaç tanesini dinledim. keyif aldım. akışkan çalışmalar olmuş.

ben de corona sürecinde fl studio kurdum ve ufak ufak bir şeyler deniyorum. tabi öncesinde müzik teorisi ve nota çalışıyorum şimdilik. bir şeyleri ezbere değil de mantığını kavrayarak, analitik olarak ilerlemeyi seviyorum. benim müzik zevkim daha çok hans zimmer dünyası ile synth olduğu için o şekilde ağırlık vereceğim gibi. bol bol ost dinleyen biriyim. tabi şimdilik severek dinlediğim bazı parçaları oluşturarak anlamaya çalışıyorum neyin ne olduğunu. misal en son "yalnızlık senfonisi" parçasını biraz oluşturmayı başardım ve çok mutlu oldum. :)

bu arada soundcloud'dan dinlememizin sana bir getirisi oluyor mu? yoksa sadece spotify'den dinlendiğinde mi kazanç elde edebiliyorsun?

dinleyelim bakalım..

dinledim ben daha çok deephouse cu olduğum için çok tarzım değil ama güzel iş devamını dilerim tebrikler.

Yoğun konsantrasyonla çalışırken dinleyebileceğim şarkılar olmuş. Belki biraz daha bass mı olmalıydı acaba.

dinledim ve hem olumlu hem olumsuz eleştirilerim var.

olumlu: müzik sıkmıyor, iş yaparken filan kendiliğinden akıyor.

olumsuz: çok durağan, bazı noktalarda yükselme bekliyorsunuz fakat olan yükselme çok sönük kalıyor. bir de aynı soundları çok kullanmışsınız, uzun dinlemelerde şarkıların birbirinden farkı pek kalmıyor.

çalışmalarını takibe aldım.

Hayırlı olsun, şimdi musait değilim ancak ilk firsatta dinleyip yorum yapacağım.

elinize sağlık.

albümü henüz dinleyemedim ama türkiye'de elektronik müzik konusu bir süredir kafamı meşgul ediyor. belki burada sizle ya da diğer yorum yapan kişilerle fikir değiş tokuşu yapabiliriz diye buraya yazmak istedim duyuruyu görünce.

memleketimizde elektronik müzik alanındaki işlerin büyük kısmı yavan. sanki müzik programının default preset'leri kullanılarak müzik üretiliyor.

sahici ve samimi melodi üretme kaygısı yok. sadece "elektronik müzik üretme" kaygısı var gibi hissediyorum.

"ben de bunları yapıyorum." demek için bir şeyler yapılıyormuş gibi. müzikte, sinemada, edebiyatta... hemen her alanda var bu zihniyet. lakin konu elektronik müzik gibi görece daha niş bir alan olunca yapılan işlerde daha çok özen bekliyor insan.

katıksız bir tutku yok yapılan işlerde.

oliver koletzki ile aynı kabini paylaşmış olmak hiçbir şey ifade etmiyor üretilen müzik vasatı aşmadığı müddetçe.

Turk.net büyük bir bela. Yıllar önce 1 aylık deneme paketi aldım. Sonra teknik sebeplerden ötürü hattım aktive olmadı. 1 byte bile kullanmadım. Modem bile takılmadı.

Bu aboneliği iptal edemedim. O ayki kullanmadığım internetin parasını ödedim.

Bu abonelik bitince otomatik olarak tarifeli abonelik başlatmışlar. Onun faturasını ödemedim diye mahkemelik olduk. Yılda bir kez bir firma ödenmemiş borcunuz var mahkemeye verecez diyor. İzzeti nefis meselesi oldu benim için.

Çağrı attığın zaman dönüş yapıp satış yapana kadar konuşan elemanlarla konu abonelik işlemleri olunca ne telefonla ulaşabiliyorsun ne de doğru dürüst iletişim kurabiliyorsun. Bir kapatma başvurusunu hem sözlü hem yazılı yapman gerekiyor ama sözlü yaptığının hiçbir etkisi yok. Çok sorunlu bir şirket.

ADSL ya da VDSL olarak hangi iss'ye geçersen geç aynnı kablodan, aynı porttan, aynı santralden hizmet alacaksınız. Alt yapı tamamen Türk Telekomun, benim 3 adet Turknet aboneliğim var (önceden dörttü) bu güne kadar büyük bir problem yaşamadım.

Fiber altyapı varsa fiber için başvurun, bir de Turknet'e hızınızı belirli bir hıza düşürüp sabit bırakmalarını isteyebilirsiniz.

Tam hatırlamıyorum ama atıyorum 35 mbite kadar hizmet alıyorsunuzdur ama sizin bölgenizdeki kablolar ve portlar vs 30 mbitten sonra problem yapıyordur.

24 mbit sabitlemelerini söyleyin bir de böyle deneyin.

@jphn Bloom+1

Ben de 5 yıldır turk.net kullanıyorum gayet memnunum. Sorun memleketteki kötü alt yapıda.

D smart kullanıyorum, gayet memnunum.

Sıradaki konuyu şu an trip atanlara erken söyle ve diğer gruptan kimsenin bilmediğini belirt onore olsunlar. Sırayla yap bunu.

yaşlar 13 değilse seninle ilgili önemli meselesi trip ve magazin malzemesi yapacak olan kişilerle arkadaş olmasan daha iyi.

ben açıkçası aldırmıyorum, yaş 35 yolun yarısı eder, dante gibi ortasındayım ömrün. zaten azıcık birşey kalmış buna mı takılacağım. sen daha gençsen sen de yine takılma, ama çok takılacaksan pass'in dediğini yapabilirsin. yine de hayatını başkalarına göre yaşamamalısın, derim naçizane.

tl;dr satamıyorsunuz
Ya motoru plakayla satacaksınız ya da motoru satarken plakayı trafikten düşürüp kendi motorunuzun da satışını verip plakasını düşürüp eski plakanızı emniyetten alacaksınız alınmadıysa. Buradaki sıkıntı kendi motorunuzu birinin üstüne satışını yapıp sonra tekrar kendi üstünüze alacaksınız. Noter parası vs. derken çok uğraştırır

Satacağınız aracı trafikten çekerseniz, plakasını ve ruhsatını iaede eder satarsınız. Alan kişi tekrar plaka ruhsat çıkartıp muayene yaptıracak, neden sizden o aracı alsın? Bir avantajı olmalı.

Siz aracınızı trafikten çektiğinizde iade ettiğiniz ve boşa çıkan plakalarınızın da başkasına tescil edilmemesi için gerekli yerlere yeteri kadar bağış yağmanız lazım.

Tabi bu plakayı uzun süre bekletmezler, aldığınız araç hazır olmalı ki plaklar boşa düşünce hemen bunun üstüne alın.

İmkansız değil, ama masraflı ve yorucu. Bunu yapmaya değer bir plaka olmalı.

Sadece HGS işlemi çıkmasın diye tutmayı düşündüm plakamı ama gerçekten değmezmiş. Teşekkürler.

HGS işinde bişey yok, nereden aldıysan oraya başvurup kayıtlı plakayı değiştiriyorsun sadece.

İlki tam olarak geçmemişse, ilaç kullanımın yarı kalmışsa veya yetersiz gelmişse olabilir. (Covid için demiyorum bunu tabii.)

Covid olma olasılığı düşük.

Kulak zarı yırtılması ve iltihabı için babam tam 3 ay antibiyorik kullandı kesintisiz. Kbb ye görünürseniz çok iyi olur.

1.de covid olduğunu nereden çıkardın ki? Kbbye git

@glam: doktor söyledi, olabilirmiş. Bendeki belirtisi bu mu diye düşündüm ben de.

1- kulak iltihabım bir kaç kez tekrarladı. Başka tekrarlayanları da gördüm.
2- test ve röntgen olmadan covid oldum demek de oldukça anlamsızdır.

KBB'ye görünün bence de.

Oldum demedim zaten, çevrenizde böyle bir vakaya şahit olmussunuzdur belki diye merak ettim. KBB randevumu bekliyorum.

antibiyotik tedavisi işe yaradıysa covid değildir zaten. anibiyotik bakteriyel kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılır, sars-cov 2 bildiğiniz gibi bir virüs.

iltihap tam olarak temizlenmediyse 2.defa geçirebilirsiniz. ben de benzer şekilde bağdemcik iltihabını arka arkaya geçirdim yakın zamanda. ilk antibiyotik tedavim etkili olmuştu ancak yetersizmiş sanırım, sonrasında 2 kez nüksetti.

Bellona? :)

@pass hocam bikutumutluluk diye bir hediye sitesindenmiş gönderi jsjs bellona olsaydı keşke

Bikutumutluluk mu? Ne güzel isimmiş o :) Bellona’dan daha güzel olduğu kesin :)

Kurumun adı görünüyor orada. Birey olarak değil kurumu adına göndermiş.

Bu yılın bugüne kadarki en sıcak günüydü bence. Keşkle hep böyle olsa.

sıcaktan deliriyorum. şu saatte hissedilen 29 derece gösteriyor. 35 olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem.

sıcak degil de nem cok kotu yapiyor

"Bir tık kıs şunu ya, biz de müslümanız, biz de sana inanıyoruz" diye bağırmak istediğim bir gündü.

Ankara'nın en yüksek noktalarından birinde oturuyorum ve bugün sıcak bizi resmen ısırdı. Hatta "ısssTırdı". O derece. Bi tuhaflık var gibi.

6 temmuz sıcaktı ama 7 temmuz onu aratacak gibi duruyor. Sabah altıda sıcağa uyandım, üstelik günes bulutlardan görünmüyordu.

bel fıtığı hastasıyım, ameliyat geçirdim, 3 yıl önce aynı yerden tekrarladı, ameliyata gerek duyulmadı.

yatsan switzerland'dan çok memnunum.

@kibritsuyu

cok mu sert. nasil hissiyati yatagin?

eksisozluk.com

soyle bisey yazmis bi yazar. o yuzden tereddut ettim.

Sert bir yatak ama abartmış bence. Öyle halıda yatmak gibi de değil. Bunun daha yumuşağı sert yatak olmaz zaten, yumuşak olur. Götüm gömülsün diyen de visco alsın, yumuşak alsın zaten. Showroom'da dene, yat, sağa sola dön, denemeden alma.

Ha bir de tempur dedikleri bir yatak vardı. Sert, aşırı rahat böyle arkadaşın dediği gibi, ama switzerland 1600 lirayken bu 4500 liraydı. Varsa bütçe, o daha iyi olabilir.

İdaş Mira-coil kullanıyorum. Annem ve babama da aldım onlar da çok memnunlar. Sert klasman. Yumuşak yatakta asla yatamıyorum. Yatsam bile dayak yemiş gibi uyanıyorum. Bel ve boyun fıtığım var. Yastığım da sert. Küçükken hep yün yatakta yatardım. Onun sertliğini arıyorum sanırım hep.

İkea hövag bakabilirsin.

visko en son alacağınız yatak. yumuşakça olmayan orta sert yataklar. Ameliyat olmayın. Bel kaslarını kuvvetlendirin korkmayın.

Yaşamazsınız.

Problem olmaz. Erzurumda durup bi cağ kebap gömmemiz tavsiye

2014'ten sonra hendek çatışmaları başladı zaten, onlarca ilçe darma duman edildi asayişi sağlamak adına,şu an o tarz bişey mümkün değil. ben 2. yoldan antepte gelmiştim geçen sene, liceden falan geçiyorsun işte kontrol falan oluyor yolda başka bişey yok. her gün binlerce insan kullanıyor o yolları.

Erzurum-Çat-Karlıova-Bingöl yolundan şimdi Elazığa geldim,hiç bir sıkıntı yok sadece yol çok virajlı. Güvenlik açısından tek bu sorun var. Asker jandarma polis devamlı yolda kimlik kontrolü yapıyor zaten.

Lice yol üstündeyse düşünmek lazım. Buradan insanlara bişey olmaz demek doğru değil. Bişey olur demek de yanlış ama düşünmek lazım.

2016'ya kadar yol kesmeler kimlik kontrolleri vardı 2016 sonrası tamamen temizlendi havada 7/24 İHAlar tarafından gözetleniyor Türkiye hudutları içerisinde son 500 terörist kaldığı tahmin ediliyor onlarda başlarını kaldıracak durumda değiller. İçiniz rahat olsun günde binlerce araç sorunsuz bir şekilde o yolları kullanıyor.

Tehlikeli bir durum olunca genelde güvenlik güçleri o yolu çok daha geriden keserek sivil araçları sokmuyor veya uyarıyor başka yol kullanın diye. Rahat ol.

Yolun düşerse şurada kavurma ye:

Soğuk Çeşme Kavurma - bingöl çobantaşı /soğuk çeşme, kavurma - 4sq.com

Hijyen takıntısı olan yemesin:) ama bir insanın hayatında daha lezzetli bir kavurma yiyebileceğini düşünmüyorum.

herkes aynı sosyoeknomik seviyedeki ailelerin biricik kızları değil. bu tarz işlere, bu işlerin risklerine ve belki de hayatlarını kurtaracak fırsatlarına muhtaç.

Ben bir gariplik göremedim. Biri zaten firma ismi vererek asistan arıyor, diğeri de manken. Ne açıdan garipsediniz? Sadece son ilan tekinsiz.

elorelia +1

ayrıca manken arayan ilan sadece kadın aramıyor. erkek de arıyor

böyle bir oluşum da var.
mimari alandaki iş ilanlarını kadınlar açısından inceliyor ve en çakal olanlarını teşhir ederek ifşa ediyor

sendika63.org

Vaktiyle bir inşaat firmasına eleman ararken tam tersiyle karşılaşıyorduk. Hem emlak, hem iş arama siteleri hem gazete ilanlarından çok sayıda alakasız çalışma talebi geliyordu. Mesela erkek inşaat mühendisi arıyorduk. Göğüs dekolteli fotoğraflı kadın CV’leri geliyordu. Yani gelen fotoğraf asla bir CV’ye konabilecek bir fotoğraf olmuyordu. Seyahat engelleri olmadığının belirtildiği yönetici asistanlığı, sekreterlik, ön muhasebe gibi işler bahane edilerek... Ya da mesela emlak sitelerine müteahhit firma adıyla pahalı-butik bir konut ilanı, pahalı bir araba vs. ilanı girdiğimizde bazı kadın profilli kullanıcıların direkt mesajla tanışmak istemeleri vs. çok gördüğümüz bir şeydi. Kimseyi eleştirmek veya yukardaki meslekleri küçümsemek için tabii ki söylemiyorum.Yanlış anlaşılmasın lütfen. Sadece arz-talebe göre oluşmuş böyle bir sektörün de olduğunu belirtmek istedim.

HAYDER i araştırabilirsiniz. Afrika da su kuyuları da açtı.
Benim yardım konularında ilk düşündüğüm yerlerden.

cansuyunu öneririm. senelerdir de oraya veriyorum. kesimden sonra video ulaştırıyorlar.

Lösev

Bence kızılay güzel bir seçim. Kızılay dışında İHH, Diyanet vakfı, Mehmetçik vakfı olabilir.

Ben kurban bayramında bu işlerin tam olarak doğru yapılabildiğine asla inanmıyorum, çünkü topladıkları kurban bağış sayısı ile kesilebilecek hayvan ve zaman sayısı pek mantıklı gelmiyor.

Zaten bir kaç sene önce de Mehmetçik Vakfı ve Deniz Feneri dahil bir çok yardım kuruluşunun işi taşeron olarak verdiği firma tarafından dolandırıldığı meydana çıkmıştı.

Bi ihtimal Afrikada ve Yemen gibi yurt dışında kurban kesen dernek ve vakıflar bu işin altından kalkıyor olabilir.

Onlardan da kesimi sizin isminizle yapıp videoya çeken dernekleri tercih edin ki ibadetin tam olarak yerine geldiğine emin olun.

Kızılay devlet kurumu değil kamu menfaatine çalışan dernek statüsünde bir cemiyettir. Dolayısıyla iftiralara itibar etmeyiniz. Kızılayın herhangi bir siyasi parti ile bağlantısı yoktur. www.kizilay.org.tr

kağıt üzerindeki tanımlamaları geçeli çok oldu bu ülkede. başkent gaz ile ensar vakfı kime yakınsa kızılay da oraya yakındır.

Çare derneği ne verdim. Video ile kesimi ulaştırdılar. Sorun yok gibi.

Merhabalar, 2 yıldır kardeşeli derneğine bağışımı yapıyorum. Tüm süreci açıkça bana bildiriyorlar. www.kardeselidernegi.org.tr

Dovizle koruyabilirsin.

Al benim parami işlet senden faiziyle alayım diyerek bir kuyumcuya verebilirsin. Kuyumcu parayı alıp kacmazsa degerini korumuş olursun.

TL hariç akla gelebilecek her şey iş görür. nohut dahil.

Az riskliden çok riskliye doğru yatırım araçları sepeti yapılır. %30 döviz altın %30 az riskli yatırım fonları - %35 riskli hisse senedi fonları gibi. İnternet bankacılığının yatırım bölümünde her bankanın kendi yatırım fonları ve geçmiş performansları vardır. Bazıları 3 ayda çok az getirmişken 1 yılda çok iyi oran verenleri vardır. Nakitii ne kadar elinde tutmak istiyorsan ona göre karar verebilirsin

yatırım fonları en mantıklı yatırım araçları. bir hafta çalışın ne ne değilmiş öğrenin sonra yatırım yapmaya başlayın. youtubeda para kazanma sanatı var mesela fonları açıklayan, ben ondan baya faydalandım.

Paranın değeri ancak altın ile korunur. Döviz, faiz veya fon ile paranın değeri korunmaz.

bunu yapmak için insanlar kafa patlatıyor bkn portföy yönetimi, şansa yapmıyorsunuz öyle kolay bir şey değiş.

genellikle riski düşürmek için yatırımı çeşitlendirmek tavsiye edilir. eurobond, altın, mevduat, fon, borsa, bes hatta konut gibi.

Tup led'ler basarili. Ince ve direkt 220 volt elektrikle calisiyorlar. 30 cm'lik bir tane alsan isini gorur.

Ataşehir’in göbeğindeki bazı siteler karar alarak yasakladı. Ve inançla vs. alakası olmadan bu yasağın doğru hareket olduğunu düşünüyorum.

Yonetim kendi karar alabiliyor.
Yasak olmasi gerektigini dusunuyorum sitede ya da apartman bahcesinde, herkes agziyla icmiyor, copunu toplamiyor.

Diyelim herkes ağzıyla iciyor. Ama o ağzıyla konuşuyorlar da. Her gece geç saatlere kadar balkonun pencerenin dibinde bırbırbır muhabbet edilmesi kahkaha atılması falan dayanilabilir bir şey degil.

Annem de aldirdi. Sorun yok.

Kanser stresi çekmektense aldırsın kurtulsun. Mis.

Rahim alındıktan sonra rahim kanseri riski olmuyor da benim gözlemlediğim rahim alındıktan sonra ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal etkileri ameliyattan daha yorucu. Özellikle anneniz şu an menopoza girmemişse. Çok geçmiş olsun.

Benim annemde miyom (ameliyattan sonra kanserli hücre olduğu anlaşıldı patolojide), teyzemde rahim kanseri vardı ve ikisi de aldırdılar. Doktor ikisinde de tüm kanserli hücreleri aldığını ve radyoloji veya kemoterapiye ihtiyaç olmadığını söyledi, kontrollerine gidiyorlar çok şükür bir şey yok.

Ameliyattan sonra ağrı çok oluyor, zor bi ameliyat, çok geçmiş olsun.

zor olsa da şart. halama seneler önce doktor aynı şeyi söylemiş. ameliyat ol demiş. olmadı. doktorun bunu söylemesinden 12 sene sonra (uzun sürdü evet kansere çevirmesi ama çevirdi nihayetinde) kanser oldu ve kansere yakalandığını öğrenmemiz ve kaybetmemiz arasında 1 ay bile yok. çok acı çekti.
ayrıca risk de olmaz rahim kanseriyle ilgili. çok geçmiş olsun.

Şu anda bu haliyle yok maalesef. Bazı uygulamalar var bunun için. Tabii mesaj atılmadan önceindirilmiş olması gerekiyor. Mesaj silinse bile yazıldığı an yakalayıp hafızaya atıyor ve istendiğinde gösteriyor. O uygulamalar da mesajları yayıyor diye tavsiye edilmiyor işte.

Whatsapp silinip yüklenince gözüküyormuş diye bir şehir efsanesi var ama denemedim.

whatsapp silinip yuklenince gozuken silinen sohbetlerde ise yariyor arsiv icin. aldatildigimin kanitlarini o şekilde ele gecirdim. efsane degil %100 calisiyor. ama karsi tarafin gonderip sonradan sildigi mesaji gorebilmenin mumkun oldugunu sanmiyorum.

Şu alemde rahmetli Steve jobs gibi dolaşacaksın standart bi kot bi tane kaliteli çekme yapmayan toz tutmayan esnek solmayan basic tişörtlerden bolca alıp dolaşacaksın

Seçim alanın dar olmasına rağmen seçimde zorlanma şaşırdım netten 10 ürün alıp 9 unu iade eden şahsiyetler varken geç şiparişini oturmazsa iade edersin urfa dili ile rahatiye baq

@protrek, benim zaten giyim tarzım steve jobs'a yakın: çıplak kalmamak için gösterilen zavallı gayret. internetten de giyim hariç her boku alıyorum neredeyse ama seçim yapmak için tshirtlere bakınca niyeyse daralma geliyor. bu yüzden basic'e yakın öneri varsa en azından burdaki seçimlerden ilerleyeyim diye düşündüm

Takipteyim. Adamlar bi logo koyuyor sanki para veriyorlar bize reklam için.

ben yaz kış bunu giyiyorum.

www.morhipo.com

Yaz kış siyah sıfır yaka basic tişört. Kışın uzun kollusu. 15+ kadar kısa, 10+ kadar uzun kollu var. Yazın günde bir, kışın max 2 günde bir değişiyorum. Ütüsü falan yok. Mis.

www.kaft.com

H&m logo yok yazi yok.Premium quality t shirtleri var ki cok kaliteli

h&m +1

baskılı tişörtlerin modası geçti artık bence, 2000'lerin başlarında kaldı onlar. eğer sürekli düz tişört giymek istemiyorum dersen çizgili, ufak desenli falan şeylere bakmanı öneririm.

ayrıca internetten giysi seçemiyorum diyorsan aklına düşen tüm modelleri sipariş et, beğendiğin belirli bir sayıdaki ürünü tutup kalanını geri yollarsın. (abartmadan tabii)

Ben geçen sene bershkadan aldım, hem fiyatı uygundu (60tl) hem de efsane kaliteli.

numarali gunes gozlugu muydu?

bildigim kadariyla numaralilarda film gibi bir seyle sagliyorlardi gunes gozlugune cevirme seyini. atasun'a gotururseniz yapilacak bir sey varsa yaparlar ama cok umitlenmeyin derim.

numaralı değil, güneş gözlüğü.

Sıcakta kalmış gibi ama dezenfektandan da kaynaklı olabilir.

Çok yüksel ihtimal Polarize bir gözlük. Daha önce Oakley marka gözlüğümün başına da aynı şey geldi. polarizasyon için bir film tabakası mevcut. o tabaka alkol ile temasında yanıyor bildiğiniz. Eriyip gidiyor. geriye böyle çatlak görüntü kalıyor. küçük bir ihtimal UV film de olabilir. onunda aynı şey başına gelmiştir.

gözlük modeli çok güzel, herhangi bir gözlükçüden marka olmayan cam kestirebilirsiniz, veya ortalama 400-500 tl ye rayban cam şipariş edebilirsiniz.

polarize +1

alkolle temasta soyulmuş olması muhtemel. zaten cam üzerinde bir tabaka şeklinde oluyor.

benim polarize gözülüğüm hiç alkol, deniz suyu, ter vb şeylere maruz kalmadığı halde 3 sene sonra soyulmaya başlamıştı. gidip optikçiden yeni cam siparişi verdim.

orta kaliteler 200-250 tl, iyi kaliteler 400-500 tl aralığında.

gözlükten memnunsanız cam taktırın ve kullanın.

dezenfektanın içerisindeki alkolden dolayı kaplamaları deforme olmuş. çerçevede bir sorun görünmüyor gibi. atasun'a götürürseniz camları değiştirirler diye düşünüyorum.

40 erkek hayır. Evlenmek bile istemiyorum.

cocuga bagli, 29 erkek.

Asla, hiçbir şekilde, kesinlikle istemiyorum.
33 kadın.

38 kadin, nope - 20lerin sonunda bi donem ister gibi oldum ama :-)

34,aşırı istiyorum.
Evlenirsem en büyük evlilik nedenim

Hiç istemiyorum. Hatta hiç hiç hiç.

Ama bir keresinde kısa donemliğine beraber olmak zorunda olsak da, bir iliskimdeki adamı cidden sevmiştim. İlk defa birinden çocuk yapabilme isteği hissetmiştim kendimde. Çok garipti.

Ama son 2 ilişkimde kesinlikle düşünmedim.

30 k

Dünyanın hali fln değil olay. Kesinlikle çocuk zamanından ve senden alan birşey. Daha ben gezecem tozacam, ohoooo. Sabah kalkıyorum 1 saat kendi rutinim var benim. 2 gün ailem için fadakarlik yapıyorum da 3. gün tükenmişlik sendromuna giriyorum kendime vakit ayıramıyorum diye.

Ama şöyle birsey eşimin maddi durumu kaygı taşımayacağım bir düzeyde olursa ve o çok istiyorsa ve en önemlisi sorumluluk sahibi bir adam ve düzgün bir baba olacaksa düşünebilirim. Kendimden yapacağım fedakarlık düzeyi ile alakalı bu. Sadece maddi durumla da direk bağdaştırmamak lazım, ama malesef alakalı işte yine de. Kendimden yapacağım fedakarlık düzeyini en aza indiren bir ilişkide, eşim istiyorsa düşünebiliriz.

36E - ben istiyorum ama o bebeklik çocukluk çok angarya işler. hemen 18 yaşına gelmesini istiyorum :)

çocuğu olan arkadaş ve tanıdıklarımın çocuklarına ayırdığı zaman, gösterdiği ilgi çok yorucu. çocuğunla bir kez daha çocuk oluyorsun. "aras bu ne? aaaa portakalmıııışş" falan.. hayal ettiğimde bile yoruluyorum.

bir de şu var

(bkz: gençken evlilik istemeyip yaşlanınca pişman olmak)

ve

(bkz: çocuk sahibi olunca hayatın kaydığı gerçeği)

24 k, şu an değil ama ileri de isterim gibi hiç mutlu büyük bir ailem olmadı çocukken. çok özenirdim o ailelere ileride kendim böyle bir aile kurmak isterim.

Evlilikte 5 yılı geride bıraktık. Eşimle psikolojik olarak zaman zaman "olsa güzel olurdu" gibisinden konuşuyoruz ancak reel olarak kesinlikle saçma geliyor.

Kişisel düşüncem şu ki; dünyanın nereye gittiği hem doğa olarak hem politik olarak belli değil, gördüğümüz her şey gün geçtikçe daha da saçma bir şekilde maddiyata bağlı yüzümüze vuruyor ki eminim hane olarak ortalamanın çok üstünde kazancımız var ancak hayatın anlamı bu olmamalı.

Eğer 1970 yılında bu yaşımda olsaydım, istemekle kalmaz iki tane hedeflerdim ancak bu zamanda kesinlikle karşıyım.

36 E

istiyorum ama olursa 2 tane istiyorum ama şu an doğurmaya müsait değilim ne yazık ki vakti geldiğinde inşallah. 21k

40'ların sonundayım. 2 çocuğum var, başka istemem. Zaten çok "agucuk" çocuk seven bir kafada olmadım. Kendi çocuklarımı seviyorum ama, kendimden bile çok.
30 yaşında çocuk istemeye başladım. Hatta bir ara sadece çocuk yapmak için evlenmek fikri bile vardı aklımda. Şimdiden söyleyeyim, çocuk öyle böyle bir sorumluluk değil. Şimdi "iyi ki yapmışım" diyorum.

Asla. Babadan yana şanssız bir adamım o sorumluluğu kendimde görmüyorum.
28e

31e Ben de 10 yillik sevgilim de istemiyoruz. Paramız ve iş nedeniyle zamanımız yok. Çocuk yapmak bizim için pet shop'tan alışveriş yapmak gibi çünkü o kadar evsiz çocuk varken evlat edinmek yerine yenisini yapmak bana evsiz çocuklara kötülük yapmak gibi geliyor. Insanlar olayı biyolojiye bağlıyor,kanimdan olsun diyorlar da sanki kızılötesi görebilen gözlerimiz sırtımızda kanatlarimiz var. Hepimiz benzersiz işte. O çocukları önce evlat edinirdim.

26 K, istemiyorum.

31 yaşında erkeğim. Keşke maddi manevi imkanım olsa da 3 4 tane olsa. Evli değilim ama geçen arkadaşın kızı oldu. Bakarken gözlerim doldu. Ağlayacaktım.

26 yaşında erkeğim. kısa cevap: kararsızım. uzun cevab için galerimizi ziyaret edebilirsiniz. İŞTE O ÜNLÜ DUYURUCUNUN MERAKLA BEKLENEN CEVABI

kafam çok karışık. bir yandan çok bencil olduğumu, pizza paramı bebek bezine harcamak istemediğimi, ayaklarımı uzatıp gebeş gibi yayılmak dururken çocuğu parka götürmekle uğraşmayacağımı vs. biliyorum ve benim gibi birisi için çocuk yapmanın çok ama çok yanlış olacağını düşünüyorum. öte yandan kız arkadaşım (25) iş ciddiye biner de evlenecek olursak kesinlikle çocuk istediğini söylüyor. onunla birlikte AŞKIMIZIN MEYVESİ AYTEK sahibi olma fikri de hoşuma gitmiyor değil... denize gitsek mesela, kollarından tutup böyle suya indirecek gibi olsam ama tipik bebek hareketiyle ayaklarını kaldırıp "yok istemezük" dese, ben de henry sen rahatsız mısın olm diye dellensem... fena olmazdı. yalnız "çocuk olabilir" dememin tek sebebi şu anki kız arkadaşımın istiyor olması ve evlenirsek türkiye'de yaşamayacak olmamız. bu ülkede çocuk yetiştirmek çok ama çok zor iş, yapanın önünde saygıyla eğilirim ama bende o cesaret ve çelikten sinirler yok açıkçası. anksiyeteden, kaygıdan manyak olup ölürdüm türkiye'de çocuk yetiştirmem gerekse.

İstiyorum. Kız olursa iyi olur. Kız çocukları çok sevimli oluyor. Küçücük kafaları, kocaman saçları var falan :D Güzel olursa bi de offf <3

Baba olmak nasıl bir duygu hep merak etmişimdir.

32 kadın
İstemiyorum.
Hiç istemedim.

28/k

doğru insanı bulursam istiyorum 4 5 tane filan :)

27 erkek. hayır istemiyorum. çocukları sadece uzaktan seviyorum.

Asla istemiyorum. Bugüne kadar zamanında büyük konuşup da sonradan yaptığım şeyler oldu ama çocuk konusundan çok eminim.

27, Kadın.

32 yaşındayım, kadınım, istemiyorum.

24 kadın, istememeye daha yakınım.

Fazlaca sorumluluk ve fedakarlık gerektiren bir iş bence çocuk sahibi olmak. Bu yeterliliklere sahip miyim emin değilim. Zaten daha çok erken olduğunu düşünüyorum kendim için ama ilerki 10 yıl içinde bile net olamam gibi geliyor.

Halbuki çocukları da çoook severim. Kardeşim anne gibisin der bazen bana agdhdj. Ama sevmek başka, bir bireyi dünyaya getirmek ona imkanlar sunmak başka.. sevmek için çocuk yapanlar var buradan kendilerine hayretlerimi iletiyorum O_O

Tabi fikirlerim değişebilir de, büyük konuşmak istemiyorum. Ama çocuk istemeyenlerin sayısı bence o kadar az değil, en azından çevremden gördüğüm kadarıyla.

29K
istiyorum. yani acilen değil de ilerleyen zamanlarda olsun isterim.

45 E ; Hiç istemedim , olmadı da zaten ama hanım çok sever çocukları olsaydı veya hala olursa sırf onun için kabul edip katlanırım.

En uyuz olduğum sohbet konusuda şu ; olunca anlarsın değerini, sevgisini O.o
Yahu zorla çocuk sevmek zorunda mıyım , sebze yemeği sevmem ısrar ederler bir tadına bak bayılırsın diye ( ki bakmam). Çocuk bu çocuk , var say senin gibi sevemedim , tencereye geri mi boşaltacağız. Etrafımda görüyorum bebekken aşıklar çocuklarına 10 lu yaşlarından itibaren boğacaklar.

27 k

3-4 yaşına kadar olan cocukları seviyorum. keske olsa ben de sadece sevsem oynasam ama bakmak zorunda olmasam. öyle bir şey mümkün olmadığı için de su an istemiyorum. insanın hayatını ablukaya alan bir sey. kendime zor bakıyorum

31 yaşında erkeğim, mesleğim gereği çocuklar ve ebeveynlerle çok haşır neşirim, uzun zamandır çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum, dünyaya çocuk getirmenin olası varoluşsal krizlere bir nebze çözüm olması dışında bir faydasını göremiyorum.

'olsa guzel olur herhalde' ile 'aman allah korusun' arasinda gidip geliyorum bu konuda. Eskiden hic istemezdim, son iki uc yildir etrafimdaki bebekli aile, arkadas sayisi artti, bakinca o kadar zormus gibi de gelmiyor ama aslinda cok buyuk bir sorumluluk. Normalde aman aman cocuk seven bir insan degilim ama arkadas bebekleri ile arada oynamak hosuma da gitmiyor degil. yine de ben kendi hayat standartina ve ozgurlugune oldukca duskun bir insanim; bile isteye bozabilir miyim, emin degilim. Bu konu ile ilgili kafalar oldukca karisik bende yani. Hicbir zaman tam olarak 'oldu o zaman yapalim bir cocuk' diyecek durumda olmayacagim muhtemelen, kazayla olursa da hayir demem gibi. 8 yillik bir iliskim var, erkek arkadasim da ayni kafada ki onun yasi benden buyuk.

bir de ben kedimi bile gunde 20 kere kontrol eden, saginda solunda ufacik bir sey olsa uzuntuden krize giren bir insanim, cocuk konusunda evhamli bir anne olarak 20 yil erken yaslanirim herhalde. kendime bu kotulugu yapmak da istemiyorum.

27 yas K.

çocuğun eğitim parasını denkleştirebilirsem eğer
orta okul 150k*4
lise 150k*4
üni 150k*4

toplamda 1.800.000TL olabilir. yedisi içtisi vs 2.500.000TL biriktirmem lazım.

diğer türlü düz okula versek 25 yaşında ağzımıza sıçar diye korkuyorum madem bakamıycaksın niye yapıyorsun beni diye.

38 E
istiyorum, istedim ve var (16 aylık kız), ikinciyi de istiyorum.

28 K, 1 yaşında kızım var.

Hayatımın hiç bir döneminde anne olmayı hayal etmedim uzak planlar arasındaydı ama o anaçlık anne olma isteği yoktu. Ama gelecek planlarım arasında vardı. Bazı özel sebeplerden dolayı bu planı öne çekmek durumunda kaldık. Çocukları severdim ama annelerine verene kadar. Kızımı çok seviyorum ve doğum sonrası süreçte 1 yıl kadar doğum iznimi uzatarak evde kaldım.

Arkadaşlar çocuk işi ilişkiyi çok çok farklı bir boyuta taşıyor. Eşimi seviyorum ve zorla evlenmedim. Ama hamilelik psikolojisi, lohusalık psikolojisi, çalışan kadının ev hanımına evriliş psikolojisi...

Sonuç olarak; kızımı seviyorum, ama çocuk işi akıllı işi değil yeni evlenmek isteyenlere de tek tavsiyem: evlenmemeleri..

2. Çocuk istemiyom.

24K

çocuklardan nefret ederim ama istiyorum. türk bebeleri gibi çığırtkan olmaz inşallah. :)

31 yaşında bekar Erkek kişisi.

Yani istiyorum gibi özellikle kız çocuğu bilhassa kız çocuğu ama bir taraftan cesaretim yok gibi bir şey. Böyle bir durum söz konusu.

Neden kız çocuğuna gelirsem; 2 tane kız yeğen.

Abimin 1 kızı, kuzenimin de 1 kız var. Aralarında 3 sene var. Büyük olan abimin kızı. Çok tatlılar lan. Çok komikler. Çok iyi anlaşıyorlar. Oynarken, abimin kızıyla oynarken, lan benim de bir tane kızım olsa demişliğim var.

Kuzenim kızı, gidip babasına sarılırken keşke bir kızım olsa da gelip bana böyle sarılsa demişliğim oldu. Kuzenim adına çok mutlu oldum, mutlu bir ailesi var diye.

Bu iki kız yeğenden sonra kız çocuğu kız çocuğu dolanıyorum.

30 K istemiyorum

34 k. çocuğum olsa bakacak halim yok. enerjimi daha istediğim şeylere ayırmayı tercih ediyorum, kişisel tekamül gibi.

kesinlikle istemiyorum. Çocukları hiç sevmem ve o sorumluluğu almak istemiyorum. Evlilik isterim ama onunla ilgili sorunum yok

24/E

40E istemedim,istemiyorum,istemeyeceğim.

eksisozluk.com
ben ilkbaharda, sonra yaza girerken de birkaç ayda bir köşelere bunu sıkıyorum. Tabii camlarda da sineklik var, küçük sinek harici böcek görmüyorum çok şükür.

zamanında fena böcek problemi çekmiş ve evi ilaçlatmıştım. Adam bundan sıkmıştı eve. İnsana zararlı değil, kokusuz ayrıca. N11'de spreyiyle birlikte satıyorlardı sulandırıp köşelere sıkıyorsun. Hatta hazır sulu hali de çıkmış galiba.

devekuşu yumurtası, 50 liradan mı ne satıyorlar.

@ nhk ni youkosu Teşekkürler

2 biradan bir şey olmuyorsa bir kadeh şaraptan da olmaz. Ama hızlı içmeyin, aç karnına içmeyin siz yine de.

Bir şey olmaz. 3 saat sonrasında araba kullanmanda da bir sorun olmaz..

Yavaş yavaş için +1. Alışkın değilseniz hızlı içmek çarpabilir.

yanında su ya da soda ile için. bir sorun olmaz.

2 bira = 1 kadeh sarap etkisi diyebiliriz aslinda. Ama tabi gunesin altinda hizli sekilde tuketirseniz isler degisir. Bunun disinda normal bir tuketimde arac surmeye vs etkisi olmaz.

Yanında suyla falan içmeyin!!! Alkol çabuk kana karışır o zaman.

Soruya gelince hiçbişi olmaz.

Afiyet olsun. Bir kadeh şaraptan bu dediklerinizin hiç biri olmaz. Su içmenizde hiç bir sıkıntı yok. Zaten içtiğiniz şarabın büyük bir kısmı su. Lakin alkolle birlikte alınan gazlı içeceklerin, midedeki alkolün bağırsaklara geçmesini hızlandırdığına dair çalışmalar var. Soda içmeniz iyi bir fikir değil. Kötü hissederseniz ayran içebilirsiniz.

Hiç ama hiçbir şey hissetmedim. Teşekkürler herkese :)

Kozmetik olmayan nemlendirici kremler var. Onlarla sürekli bakım yapabilirisin. Eczanede satılıyor.

Podolog yolu görünmüş bence sana. Nemlendirici ile düzelecek gibi durmuyor

kantaron yağını araştırsana. bu tür durumlar için besleyeciği özelliği sayesinde derini yumuşatır.

Kına yak .
Parmak arası mantarında işe yaramışlığı var .
Dayıoğlu halı da yürümüyor , ayaklarını sütterek bit taraftan kaşıyordu . Parmak aralarında idi daha çok .
Bir araştır , eğer zararı olmayacaksa yak derim .

Akü dediğin normal araba aküsü değil mi ? 300 TL filan. Farklı bir özelliği mi var ? Start Stop filan ki onlarda çok pahalı değil. Araba elektrikli bir araba mı yoksa ?

yok normal aküdür herhalde. burada bu servis isleri öyle pahali ki internette arattim korkunc fiyatlar cikardilar. umarim dediginiz gibidir. ama su an arabanin garantisi oldugunu hatirladim. aldigim adam servis zaten ama adam sehir disinda ona nasil götürecegim arabayi.

Valla yurt dışını bilmiyorum tabi. Türkiye'de olsa alırsın 300-400 TL ye bi akü telefon bataryası değiştirir gibi değiştirirsin.

Bak mesela Almanya için : www.autobatterienbilliger.de

80 Euro filan diyor. Pahalı değil ki bu.

Arabayı ona götürme işi de çekici ile yapılıyor türkiyede 200 TL ye sanayiye çekerler aracı şehir içinde.

Ya benim bilmediğim bir konu var yada bu iş bu kadar pahalı değil.

Edit: Olmayan almancam ile araç çekme ücretinin 250 euro civarı olduğunu buldum bu arada.

Ama niye almanca örnekler veriyorum bilemiyorum :) nickten dolayı sanırım.

Ekranda ışıklar yanıyor mu?eskiden bir starter problemi vardı smartta.youtube a smart starting problem yazıp,oradaki videolarla aynı durumdamısınız bir bakın.
Kullanmayalı uzun zaman oldu hatırlamıyorum ama starta geçmeden frene basma durumu vardı diye hatırlıyorum,frene basarak denediniz mi?

Son çare akü bittiyse o araçta robotik vites var o yüzden vurdurma gibi şeyler denemeyin,bir arlkadaştan takviye kablosaıyla şarj edip ouick servislerden birisine gidebilirsiniz ya da marketten bir akü alıp smart for two battery replacement videosuna bakarak kolayca kendiniz değiştirebilirsiniz sadece bir ingiliz anahtarına ihtiyacınız olacak,muhtemelen 13 numara.

burada da 60-350 euroymus galiba baktim simdi.
cekici konusunda sigorta yardimci oluyor mudur acaba. yani 5bin euruya arabayi alip ilk hafta dolmadan 600 eur masraf korkunc geliyor biraz.

Aküsü jel akülerden olabilir mi? Yüksek voltaj sağlıyor.

aracı bekletin biraz soğukta çalıştırmayı deneyin, sıcakta marş almıyor akü zayıfsa.

Çekici masrafı yapmak zorunda değilsiniz, sorunun aküden olduğuna min olursanız bir akü alıp getirip takabilirsiniz. Çok basit bir işlem.

Sorun aküden iki ihtimal var. Fari elle actik cikarken kapamadik. Sanki araba kapaninca kapaniyor diye dusunduk. Hava da aydinlikti yaniyorsa fark etmemis olabiliriz. Bu araclarda far manuel mi kapaniyor bilen biri var mi?
Eger far kapandiysa. O zaman aku olmus cunku akuyu baktik yili 2013. Arabanin ilk akusu.
Ama ilk durumdaysa yeni aku almaya gerek yok gibi ya da her sekilde alsak mi bilemedim.

farlar manuel ve aydınlıkta yandığı neredeyse belli olmuyor. aküyü doldurtmayı deneyebilirsiniz daha az masraflı ise, 2013 çok eski değil akü için.

4-6 yil dediler akünün ömrü icin. o zaman acaba doldurtup devam mi etsek. ama sonra da yeniden biterse basa saracagiz. eli degmisken degistirsek mi.
ne kadardir akü ömrü?

7 yıl dayanan akü kaliteli bir aküdür, ticari araçlarda 2-3 yıl, hususi araçlarda 5- yıldır en fazla akü ömrü.

Eğer problem aküdense kesinlikle değişin.

evet biz de öyle düsündük. araba bir yil garantili, ve arabayi daha hic kullanamadik. aldigimiz adami zorlayacagiz. artik olmadi kendimiz degistirecegiz bakalim. tesekkürler

hocam geçmiş olsun, olur da masraf size kalırsa aküyü kendiniz değiştirmeyi deneyin. youtube'da motor bile indiriyorlar. birçok işlemi öyle yaptım ben araçla ilgili...

evet aküyü 90 eur civarina gördüm internette iyi marka olanlari. artik sonrasinda deneyecegiz olmadi bir iki isi bilen arkadasa danisacagiz. bir de servis parasi ödemeyelim. tesekkürler

borsanın olayı bu zaten. büyük balıklar küçük balıkları yerler.

aklı olan uzak duruyor genelde ya da sağlam kağıtlara uzun vadeli oynuyorlar.

Borsa sadece kazanma yeri değil. Ben kazanıyorum diye yazarken kaybedebilirim.

mesela geçen günlerde OSTIM'e yatıran bugün kazandı. görme işi.

Birçok kişi borsanın bir yatırım aracı olduğunu anlamadığı için böyle bir durum söz konusu. Sağdan soldan duyulan bilgilerle al sat yaparak başarılı olma ihtimaliniz baya düşük.

Bunun yanında en az 10 senelik bir periyot düşünülerek, temettü veren büyük şirketlere yatırım yapıp da işin sonunda kazanmayan kişi yok. Yani bir şeye yatırım yapıyorsanız karşılığını almak için bir süre bekleyeceksiniz illaki. Kısa sürede dönüş beklerseniz yüksek riskli bir şey yapmış olursunuz ve bu durumda kısa sürede ciddi düşüşleri de göze almanız gerekir.

ben iki aydır borsadayım ve kazandım.
tabi ki uzman vs. değilim ama çok dikkatli şekilde adım atmaya çaıştım.
şanslıyım da ayrıca çünkü zaten borsada kağıtlar ucuzken girdim. daha borsanın dip yaptığı zamanları görmedim. yani borsa çakılınca malda kalırsam zarar edebilirim.

kademeli şekilde satıp maliyetimi düşürmeye çalıştım. bir kere hariç hiç günlük alım satım yapmadım. onda da 3-5 lira kar yaptım sadece.

sadece bir kere sağlam zarar ettim ama totalde kardayım. tüm paramla 13.15 hektaş alıp 12.70 civarı sabırsızlık edip sattım. şu anda 14 üstü. bir ara 15'i bile görmüştü.

bir de performansı iyi fonlar aldım onları tutuyorum.

büyük firmaların kağıtları ucuz ise almaya çalıştım. zarara düşse bile elimden çıkarmam. misal şu anda 10.50'den alınmış thy, 85.50'den alınmış tüpraş gibi kağıtları tutuyorum.

bir yandan da bu konuda bilgimi artırmaya çalışıyorum.

borsaya katılım ne zaman artıyorsa patlamasına kalan zaman o kadar azalmış demektir bana göre.

borsa nedir, mantığı nedir bilmeyen adamlar toplanmış hise alıp satma peşinde; onu da kulaktan dolma bilgiyle yapıyorlar.

herkesin derdi aslında günü kurtarma, kolaydan parasını katlamak ya da kurtarmak ancak dediğin gibi işin aslı öyle olmuyor.

borsadan kazanırsın da %90'ı bir şey bilmiyor. ben de bilmiyorum o yüzden henüz yatırım yapmadım. insanlar bir şeyi tam öğrenmeden gidip para yatırıyorlar sonra kaybediyorlar. değil borsa hangi iş idüzgün yapıyorlar ki? her işte böyle aslında asıl başarılı olan %10 falandır. mesela üniversite sınavında iyi bir okula girmek içni 2 milyon kişi içinden ilk %5'te olman gerek. benzer durum.

borsadan hiç kaybetmedim. ama dibine kadar bilmediğim bir şirkete bile 3 kuruş yatırmadım. şark kurnazlarının kısa yoldan para kazanma hayallerinin yıkılmasını görmüşsündür sen.

ben iki ay kadar önce başladım. 5'te 1 gibi bir oranla gidiyorum. çılgın hisseler değil hiç biri, şuan herhangi birini hemen elimden çıkarabilirim. ama çıkarmasam da olur, ileriki zamanda daha da değerleneceklerini düşünüyorum.

bir çok firmanın hisseleri salgının ilk günlerinde çok düştü, sonra yine yükseldi. benim başladığım zamanlar yükseldiği döneme denk geliyor. bir ay daha önce başlamış olsaydım sanırım karım yüksek olurdu.

ben her ay maaşımdan bir tutar aktarıp hisse alıyorum. amacım geniş bir portföy sahibi olmak. bu arada borsa ile ilgili yayınlar ve kitaplar edindim, onlarla bilgimi geliştirmeyi düşünüyorum. belki bir süre sonra al/sat yapabilir ya da kaybetme riski olan hisselerle al/sat yapmaya başlayabilirim.

ben borsayı para kazanma amacı olmaktan çok birikim yapma aracı olarak görüyorum. emeklilik birikimi gibi düşünüyorum.

Notere evrakla birlikte gidip düzelttirin? Tekrar ücret talep etmez mantıken. Sonuçta kendi hatasıysa

Çok önemliyse risk almayın ve düzelttirin. Bazı yerler kabul etmeyebilir bu tur hataları ve kabul edin diye ısrarcı olmak bir ise yaramayabilir. Şaka gibi. Katip yapmasın bari bu hatayı. O yaptı kimse kontrol de mi etmedi?

Düzenleyen notere gidip durumu izah edeceksiniz, yanlışlık onlardan kaynaklı ise para vs ödenmeden yenisi çıkar. Tabi imzacilar vs orda olması lazım. En kötü yeniden tanzim edilir

İmzacının tekrar gelmesi imkansıza yakın.. ben noterden alıp imzalatsam sıkıntı olur mu acaba? İmzalattıktan sonra notere teslim ederim onlarda kalacak nüshayı?

Noter kendi hatasını düzeltip yanına tekrardan imza atıyor bu tarz durumlarda. Götürseniz yaparlar, sorun olmaz.

@talasas evrağın düzgün bir şekilde karşı tarafa ibraz edilmesi gerek. Çünkü dava, mahkeme mevzuları olacak muhtemelen. Noter yarın bunu postaya verecek.

Düzelir bir sure sonra.

.Net C# Sytnaxi ile yazılan web geliştirme frameworkü denilebilir. Microsoft'un geliştirdiği bir dil, temel seviye web bilgilerini öğrendikten sonra dinamik sayfalar için ya PHP ile yazman gerekir ya da .Net ile (veya Python'un dili Django ile vs.)

Bunu diyen kişi iş yeriyse muhtemelen oradaki web sayfaları çoğunlukla .Net ile yazılmıştır. Arkadaşsa PHP ye göre yazımı daha kolay olduğu için tavsiye etmiş olabilir.

.net bir framework ama içinde standart bir framework'te olmayan bir sürü başka şey de var. karışıklık ondan olabilir. mesela python dil, django framework, python interpreter'ı da dili makine diline çeviren program, ayrı şeyler yani. ama .net evreninde bu parçaların hepsi bir arada, topluca .net diyorlar.

c#, visual basic ya da f# kullanarak yazabiliyorsunuz.

.net öğrenmek demek, sadece bir dili ya da framework'ü değil de komple ekosistemi öğrenmek demek olabilir. microsoft'un bir vendor lock-in sevdası vardı, yani microsoft'un bir dilini kullanıyorsan database'inden ide'sine kadar her şeyini kullanmak zorunda kalıyordun. hala o politikayı güdüyorlar mı bilmiyorum, ama tatsız bir şey, o yüzden hiç tercih etmedim o tarafa yönelmeyi.

Eskiden asp vardi hatırlıyor musun? Hah, şimdi .net var.

30dan sonra yokuş aşşa vurdur gitsin zaten ne estetiği?

30 dedin mi kim bakar sana?

yani... o yaştan itibaren bir gözün mezarda olacak. gerek yok.

İroni yapılıyordur diye umuyorum.

Seni rahatsız eden bir şey varsa yapılır.

Kefen paranı estetiğe verme, yazıktır.

Her yaşta yaptırılır.. Kişiyi mutlu edecekse yaşın hiç önemi yok.

gerek yok bence 30dan sonra

E asıl 30 dan sonra yaptıracaksın?
Yukarıdakiler bence de ironi yapmış olmalı.

18e kadar olağandışı görüntüler hariç zaten kimse önermiyor.
E aradaki süreçte de belki koşullar uygun değildi, paran zamanın yoktu vs.

Yaptır tabiili hemen. Ne alaka.
Arkadaşlar ajda pekkan başka bir ülkede mi yaşıyor iyi misiniz hahaha :D

Yani senin sorun muhtemelen bunca yıl taşıdığın bir görüntüyü değiştirmek üzerine ajdayla ilgisi olmayabilir ama yani estetik zaten genç işi bir olay değil yani onu demek istiyorum.

Tam kaportayı toplatma zamanı bence asşldkaş. Param olsa bazı şeyler yaptırırdım ben mesela.

Valla annem 50 yaşında burnuna estetik yaptırdı; niye olmasın ki?

Seni daha iyi hissettirecekse 20'de de yapılır 80'de de. Toplumun göreceli kalıplarına kapılmamak lazım.