bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Ne düşünüyorsunuz şu an? Aklınızdan ne geçiyor?
Selamlar.
Ne düşünüyorsunuz şu an? Aklınızdan ne geçiyor?
Ne düşünüyorsunuz şu an? Aklınızdan ne geçiyor?
0
Almanyada yasiyorum ve tatil im sona eriyor, yarin okular basliyor :( 2 hafta tatil ne cabik gecti amk
0
rimbaud nası bi insanmış amk ya aklım bi türlü almıyor?! bi ergen 3-5 sene şiir yazarak dünya edebiyat tarihini nasıl bu kadar sarsabilmiş aklım almıyor bi türlü arkadaş!
0
van gogh sadece 8 sene içerisine starry night gibi harika işlere nasıl imza atabilmiş? bize niye böyle bişi denk gelmemiş/bahşedilmemiş? adalet mi bu amk?!
0
true blood'ı seyrediyorum ve bir yandan da eric northman gibi bir insan nasıl var olabilir, onu düşünürken, bir yandan da dizideki karakterlerin tamamına yakınını çok sevdiğimi düşünüyorum -biterse arkadaşlarımdan ayrılmışım gibi üzülücem sanırım :( - lafayette, tara, sookie, jason, granma -her ne kadar vefat etmiş olsa da- periler -claudine, claude, claudette, claudija vs. vs. claud- şeklinde isimleri olan kardeşler :)) ve perilerin kulübü, andy, terry, arlene, sam, eric, salome, nora, bill, russell, steve, alcide, jessica, pam, hoyt, jesus ....vs vs bu gider böyle, hepsi de ayrı ayrı sevdiğim, gıcık olduğum, eşek sudan'dan gelene kadar dövmek istediğim, eve götürüp beslemek istediğim karakterler, böyle karışık duygular içindeyim bu seriye karşı :D
ha bir de demin aklımdan iyi saatte olsunların kelime hali geçti ama geceleri genelde geçiyor korktuğum için, dua okuyorum ben de :/
ha bir de demin aklımdan iyi saatte olsunların kelime hali geçti ama geceleri genelde geçiyor korktuğum için, dua okuyorum ben de :/
0
Herkes ölücek, bu bir kesin..
İnsanlar neden mutlu olamıyor? Sevdiğin insan var, o da seni seviyor. Ama hep problemlere odaklanıyoruz, hep sıkıntılar dikkat çekiyor?
Max. 50 yıl daha yaşadık sonrası yine ölüm. Niye mutlu olmak için acele etmiyoruz?
İnsanlar neden mutlu olamıyor? Sevdiğin insan var, o da seni seviyor. Ama hep problemlere odaklanıyoruz, hep sıkıntılar dikkat çekiyor?
Max. 50 yıl daha yaşadık sonrası yine ölüm. Niye mutlu olmak için acele etmiyoruz?
0
ölesim var. bok gibi her şey. yıllardır yataktan çıkmıyorum mal gibi. tam bir otum. kendimdem tiksiniyorum.
0
insan ilişkileri bitmiş, tükenmiş. kimin eli kimin cebinde belli değil.
dünya berbat bir sona gidiyor
edit: kalkıpta bir kişi olumlu bişey söylememiş. insan bazen hayret ediyor
dünya berbat bir sona gidiyor
edit: kalkıpta bir kişi olumlu bişey söylememiş. insan bazen hayret ediyor
0
Sevgilim askere gidiyor bir kaç güne, bu ayrılık nelere yol açar, nasıl hissedilir ve nasıl katlanılır diye düşünüyorum.. Of ki ne of
0
seks diye bi şey varolmasa sanırım çoktan hayatımı sonlandırmıştım ya. ulan seksi bu kadar sevdiğimi bile şu an farketttim. evet seks için yaşıyorum :(
0
Bence bu soru her gün sorulmali.cevapları okumak çok zevkliydi.ben de şimdi neyse de yaşLa nınca ne yapıcam yalniz başıma.onu düşünüyorum.allahtan korkmaSam midem kaldırsaa yok onu da yapamam. Ölürüm belki Inşallah.
0
aksam maltepe-erenkoy arasi bisiklet sursem mi surmesem mi diye dusunuyorum. 2 gun once kopek kardeslerle ufak bir sorun yasadim da ondan dusunuyorum, yogusam dusunmem, yaparim.
0
letheavendangered
"telefon çekmiyordu, yazdım ama gitmedi" gibi bir şey var mı, basit palavra mı?ben bana olduğunu hatırlıyorum, tiklerin çıkması gereken yerde kırmızı yuvarlağın içinde ünlem vardı ama ne durumda oldu hatırlamıyorum. ama telefon çekmese de yazılanlar şebeke gelince gönderilmiyor mu zaten?
"telefon çekmiyordu, yazdım ama gitmedi" gibi bir şey var mı, basit palavra mı?
ben bana olduğunu hatırlıyorum, tiklerin çıkması gereken yerde kırmızı yuvarlağın içinde ünlem vardı ama ne durumda oldu hatırlamıyorum. ama telefon çekmese de yazılanlar şebeke gelince gönderilmiyor mu zaten?
ben bana olduğunu hatırlıyorum, tiklerin çıkması gereken yerde kırmızı yuvarlağın içinde ünlem vardı ama ne durumda oldu hatırlamıyorum. ama telefon çekmese de yazılanlar şebeke gelince gönderilmiyor mu zaten?
0
bazen gönderilmiyor şebeke gelse bile, çünkü server'a ulaşamamış oluyor, tekrar gönder diyor.
olan olay şu: mesaj yaz -> server'a gitsin -> server'dan ulaşmak istediğin insana gitsin. işte bu noktada bazen server'a gitmeden takılıyor, şebeke gelse bile gitmiyor, senin tekrar göndermen gerekebiliyor.
olan olay şu: mesaj yaz -> server'a gitsin -> server'dan ulaşmak istediğin insana gitsin. işte bu noktada bazen server'a gitmeden takılıyor, şebeke gelse bile gitmiyor, senin tekrar göndermen gerekebiliyor.
0
0dy
Sb.
Sb.
0
annem geldi, muhtemelen patates falan kızartacak da tosttan kurtaracak beni.
0
kuru erik kuru kayısı yumurta bir tatlı kaşığı çekilmiş çörek otu - keten tohumu. pastörize tereyağı. yeşil zeytin. sıkma elma havuç limon mandalina suyu.
ve bir avuç ilaç;
imuran, medovir, pentasa, champix.
ve bir avuç ilaç;
imuran, medovir, pentasa, champix.
0
hmm birileri sigarayı bırakmış detoksa başlamış.
ayrıca kahvaltıda kızarmış patatesin neresi tosttan iyi?
ayrıca kahvaltıda kızarmış patatesin neresi tosttan iyi?
0
Geçenlerde gene bu soru gelmişti, bi araştırma mı var acep?
Neyse arkadaşımla birlikte denize karşı çay, simit, poğaça vb.
Neyse arkadaşımla birlikte denize karşı çay, simit, poğaça vb.
0
2 adet haşlanmış yumurta - geç kalmazsam
nesfit + süt - geç kalırsam.
pazartesi sendromu yaşamamak için pazardan okula gidip çalışıyorum, nasıl? :D
nesfit + süt - geç kalırsam.
pazartesi sendromu yaşamamak için pazardan okula gidip çalışıyorum, nasıl? :D
0
@troll, 3 gündür tost yiyorum, sıkıldım. ayrıca evde kızarmış patates candır, ne lezzetli olur öyle.
0
Senin bana anlattiklarindan dolayi istahtan kesildim. Yemek yemiyorum.
Bu kadin muhabbetleriyle terchlerini hatirlayip iyce yemek yiyemez oluyorum. Sen sormaya devam et ben uyku halimi yemeklerimi anlatrm sana. Sen de gop nin oralarda bsyler yersen paylas da bilelim.
Bu kadin muhabbetleriyle terchlerini hatirlayip iyce yemek yiyemez oluyorum. Sen sormaya devam et ben uyku halimi yemeklerimi anlatrm sana. Sen de gop nin oralarda bsyler yersen paylas da bilelim.
0
eyyor
Numarasini hattimdan silmedigim birisi, silmedigimi whatsapp araciligiyla anlayabilir mi?
Numarasini hattimdan silmedigim birisi, silmedigimi whatsapp araciligiyla anlayabilir mi?
0
muhtemelen, silindiğin zaman bir daha onu listende görmüyorsun çünkü, en azından kuzenimle denediğimizde böyle bir sonuç aldık, gene de bir arkadaşınla dene derim, çünkü whatsapp'ın sitesinde tarafların gizliliğinden de bahsediyor, belki de bazı durumlarda işleyip bazı durumlarda işlemeyen bir şeydir, biraz muğlak ifade etmişler çünkü.
0
maryjane
yarın yönetici ile görüşmem var; lacivert etek-ceket mi giysem yoksa lacivert ceketimle bordo elbise mi giysem?
yarın yönetici ile görüşmem var; lacivert etek-ceket mi giysem yoksa lacivert ceketimle bordo elbise mi giysem?
0
işin ne olduğu da önemli olmakla birlikte ciddi bir görüşme olduğunu düşünerek lacivert etek-ceket beyaz gömlek ve hatta minik inci kolye bence.
0
kesinlikle elbise. herkes aynı renk vs giyiyor, daha dikkat çekersin. tabi abartılı bir elbise olmadığını düşünüyorum.
0
ermanen
bizim takıma, cadılar bayramına uygun konu belirlendi ve ona göre etrafı dekore ediyoruz. ayrıca konuya uygun olarak giyinmeye de karar verdik.konu: çılgın/deli bilimadamı/doktor gibi...giydiğimiz şey: beyaz doktor/laboratuvar önlüğüşimdi her takım elemanı da özgün olmalı. bunun üzerine başka ilginç
bizim takıma, cadılar bayramına uygun konu belirlendi ve ona göre etrafı dekore ediyoruz. ayrıca konuya uygun olarak giyinmeye de karar verdik.
konu: çılgın/deli bilimadamı/doktor gibi...
giydiğimiz şey: beyaz doktor/laboratuvar önlüğü
şimdi her takım elemanı da özgün olmalı. bunun üzerine başka ilginç/az bilindik ne yapılabilir?
konu: çılgın/deli bilimadamı/doktor gibi...
giydiğimiz şey: beyaz doktor/laboratuvar önlüğü
şimdi her takım elemanı da özgün olmalı. bunun üzerine başka ilginç/az bilindik ne yapılabilir?
0
önlüğün üstüne kan renginde boya dök,sahte eli kolye gibi boynuna as vs
american horror story izle biraz ermanen!
ya beni napmalı,captain america olarak gidiyorum hiç bi korkunçluk yok hahaha
american horror story izle biraz ermanen!
ya beni napmalı,captain america olarak gidiyorum hiç bi korkunçluk yok hahaha
0
asit delikli lab. önlükleri güzeldir mesela, bende bol bol var :)
ha dikkat edilmesi gereken nokta, o delikleri nasıl açacağın tabi, o da var :/
ha dikkat edilmesi gereken nokta, o delikleri nasıl açacağın tabi, o da var :/
0
0
yurtdışındaysan yeniçeri kostümü giy, yurtiçindeysen ne giysen olur.
0
xfestos
hizini, kopma sorunu olup olmadigini merak ediyorum kullananlar varsa.
hizini, kopma sorunu olup olmadigini merak ediyorum kullananlar varsa.
0
nefessiz kalmak
10 metrekare büyüklüğünde bir oda da yatıyorum. Gün içinde salonda olduğumdan orada ufo kullanarak ısınıyorum, ancak kendi odama yatmaya gittiğimde oda soğuk oluyor. Odam da fanlı ya da benzer bir ısıtıcı çalıştırmayı düşünüyorum, Ufo gibi gördüğü alandan ziyade odayı ısıtmasına ihtiyacım var. Örneğ
10 metrekare büyüklüğünde bir oda da yatıyorum. Gün içinde salonda olduğumdan orada ufo kullanarak ısınıyorum, ancak kendi odama yatmaya gittiğimde oda soğuk oluyor. Odam da fanlı ya da benzer bir ısıtıcı çalıştırmayı düşünüyorum, Ufo gibi gördüğü alandan ziyade odayı ısıtmasına ihtiyacım var. Örneğin yatmadan 1 saat önce açıcam odayı güzelce ısıtıcak sonra kapatıcam gibi. Bu tarz bir şey arıyorum, fiyat aralığı 25-65 TL gibi olabilir, hatta uyku modu olan fanlı ısıtıcılardan da olabilir. Önerileriniz benim için çok önemli, teşekkürler.
0
ben geçen kış kumtel marka almıştım. sigortaları falan attırıyordu. kullanamamıştım. gittim servise falan verdim hatta. ama yok yine de içime sinmedi. ben kumtel markayı tavsiye etmiyorum.
ihlasın dediğin fiyatlarda ufak ısıtıcıları var. 10 m2 yeter. ihlasa bak bi bence.
ihlasın dediğin fiyatlarda ufak ısıtıcıları var. 10 m2 yeter. ihlasa bak bi bence.
0
fanlı ısıtıcılar daha mantıklı değil midir? sıcak hava üflüyorlar sonuçta?
0
elektrikli radyotörler çok güzel ısıtıyor, ama ne kadar fatura getirir bilemiyorum. bu arada ufolar da iyi ısıtıyor aslında, odada koyduğun yere bağlı biraz da.
0
fanlılar çok da verimli değiller harcadıkları enerji/ısıtma olarak. bir de çabuk bozuluyorlar nedense. yağlı radyatör(www.koctas.com.tr) denen şeylerden alabilirsin, çoğunda termostat da oluyor. istediğin dereceye ayarlarsın oda o dereceye gelince kapanır, soğuyunca tekrar açılır.
0
rndxco
Öğrenciyim.Bu sene istanbulda ve üni de ilk senem.Anadolu yakasında oturuyorum.Derslerim yoğun o yüzden uzun soluklu part time işlerde çalışamıyorum.Sokaklarda gördüğümüz anket yapan,broşür dağıtan gençler bu işleri nasıl buluyor ? Buna benzer günlük işler nelerdir ?
Öğrenciyim.Bu sene istanbulda ve üni de ilk senem.Anadolu yakasında oturuyorum.Derslerim yoğun o yüzden uzun soluklu part time işlerde çalışamıyorum.Sokaklarda gördüğümüz anket yapan,broşür dağıtan gençler bu işleri nasıl buluyor ? Buna benzer günlük işler nelerdir ?
0
fuarlarda çalışabilirsin. bir arkadaşım da turist gemilerinden inen turistlerin check in tarzı bir şeyini yapıyordu. gazetelerdeki ilan sayfalarına bak, böyle günlük işler için ajanslar falan oluyor bazen, onlara bir kere adını bıraktın mı iyidir, ondan sonra bu tip işler için seni ararlar. tabi yani eleman gerekirse.
0
ermanen
sizce?http://d24w6bsrhbeh9d.cloudfront.net/photo/a75wqD2_700b.jpg
0
değişik, enteresan aslında.
işçiliği de hem çok, hem iyi.
ama yaptırılacak bir dövme değil sanki.
işçiliği de hem çok, hem iyi.
ama yaptırılacak bir dövme değil sanki.
0
çok güzel ama değerini bilen az olur, çünkü kolda kıl varmış etkisi yapabilir kimi bünyelerde. ilk baktığımda çok beğendim de ikinci baktığımda bunu düşündüm, geniş çerçeveden bakmak gerek olaya sanırım.
0
oldukca guzel, sadece bilege degrade oldugu yer killiymis gibi gorunuyor. daha guzel bitirilebilir sanki.
0
bence mükemmel ama bileğinin hakkını veren bir dövmeci bulman şart baya detaylı çünkü.
tanıdığım var yapabilecek,düşünürsen yeşili yak ermanen :)
tanıdığım var yapabilecek,düşünürsen yeşili yak ermanen :)
0
islergucler2
acı verici bir durum dostlar.üniversite için şehir dışında, yurtlarda bitap halde kalan bu kardeşiniz bugün 18 yaşına giriyor.malum ilk sene samimi arkadaşlıklar kurulmuş değil ve kimseye de bugün benim doğum günüm hadi zorla kutlayın diyesim yok. kendi göbeğimizi kendimiz kesicez yani.yıllardır kut
acı verici bir durum dostlar.
üniversite için şehir dışında, yurtlarda bitap halde kalan bu kardeşiniz bugün 18 yaşına giriyor.
malum ilk sene samimi arkadaşlıklar kurulmuş değil ve kimseye de bugün benim doğum günüm hadi zorla kutlayın diyesim yok. kendi göbeğimizi kendimiz kesicez yani.
yıllardır kutlamayı arzuladağım bu günün böyle bir mekana denk gelmesi talihsizlik lakin tek başıma da olsa güzel bir gün geçirmeyi temenni ediyorum.
ne dersiniz nasıl geçirmeli bu günü?
üniversite için şehir dışında, yurtlarda bitap halde kalan bu kardeşiniz bugün 18 yaşına giriyor.
malum ilk sene samimi arkadaşlıklar kurulmuş değil ve kimseye de bugün benim doğum günüm hadi zorla kutlayın diyesim yok. kendi göbeğimizi kendimiz kesicez yani.
yıllardır kutlamayı arzuladağım bu günün böyle bir mekana denk gelmesi talihsizlik lakin tek başıma da olsa güzel bir gün geçirmeyi temenni ediyorum.
ne dersiniz nasıl geçirmeli bu günü?
0
doğum günün kutlu olsun,mutlu ol senelerce.sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene.
0
Bundan 9 yıl önce ben de senin gibiydim. Üniversitenin ikinci günü yurttayım, yabancı bir şehir, kafada okulu bırakıp kaçma planları, herkes yabancı. Bunlara rağmen yine de içlerinden biri çıkıp sabaha karşı gidip pasta alıp kutlayalım demişti. Öyle biri yoksa bile şu anda ne yapmak istiyorsan (kendine zarar vermeyecek şekilde), ne seni mutlu edecekse onu yap. Bu arada doğum günün kutlu olsun :)
0
doğum günün kutlu olsun panpa nice mutlu sağlıklı huzurlu senelere, her şey gönlünce olsun kafana takma yurdun amına koyim sana bir şey olmasın.
0
18 yaş sadece kanunlarla konmuş bir reşitlik sınırı. Bu kadar anlam yükleyip sıkmayın canınızı. Kafanıza göre takılın. Nice yıllara!
0
doğumgünün kutlu olsun :) eylül-ekim aylarında doğanların kaderidir genelde okulun ilk açıldığı günlerde doğumgününün kutlanmaması, benim de başıma gelmişti, ama sallamamıştım :D bence sen de sallama, sonuçta cidden kanunlarla konulmuş bir gün, ama yine de istersen yakın gördüğün birileri varsa, arkadaş olmak istediğin ama daha olamadığın, laf arasında söyle, akşama içmeye gideceğini söyle, bence birileri sana eşlik eder, en kötü bi içki içmiş olursun. hem yıllar sonra çocuklarına anlatırsın "ben 18 yaşımı tek başıma barda içki içerek kutladım, hell yeah!" diye, gayet badass bir anın olmuş olur, fena mı? ;) ama birilerini bulursun bence kutlamak için, hem yeni arkadaşlar da edinmiş olursun.
0
benimki efsane geçmişti ama hiçbir beklentim olmadığı içindi. çünkü gerçekten o gece tek başıma, çin'den gelen eşyaları kurcalayıp kola-cips kombinasyonu ile yurt odasında kutlayacağıma hazırlamıştım kendimi.
0
doğum günün kutlu olsun, nice yllara. :)
aklıma birkaç sene önceki halim geldi. doğum günümü evde bira içip six feet under'ın 5-6 bölümünü tek başıma izleyerek geçirmiştim. pişman değilim, hayatımda izlediğim en güzel dizidir.
dünyanın sonu değil ya, varsın bu sene böyle olsun. ama yine de güzel bir gün geçirmeye bak ;)
aklıma birkaç sene önceki halim geldi. doğum günümü evde bira içip six feet under'ın 5-6 bölümünü tek başıma izleyerek geçirmiştim. pişman değilim, hayatımda izlediğim en güzel dizidir.
dünyanın sonu değil ya, varsın bu sene böyle olsun. ama yine de güzel bir gün geçirmeye bak ;)
0
doğum günün kutlu olsun. bu sene böyle geçmiş olsa bile gelecek senelerde daha iyi kutlanıcaktır. herkes yaz tatilinden yeni dönmüş, hadi bir şeyler yapalım modundayken. ne güzel tarihte doğmuşsun.
benimkisi bahar döneminin finallerine denk gelir hep. 4 senedir doğum günümü okulda çay içerek kutluyorum.
benimkisi bahar döneminin finallerine denk gelir hep. 4 senedir doğum günümü okulda çay içerek kutluyorum.
0
Buyuyunce gecer abartma. Iyi ki dogmussun vs. vur kafayi yat rahatligin keyfini cikar.
0
Doğum günün kutlu olsun. Bence durumunda bu kadar üzülecek, dramatikleştirilecek bir duurm yok.
Mükemmel bir kutlama olması için etrafında onlarca kişinin iyi ki doğduuun xxxxx demesine illa gerek yok. Madem özel bir doğum günü istedin, onu sen özel kıl. Çok sevdiğin ama ertelediğin bir şeyi yap, çok almak istediğin bir şeyi kendine hediye al. Hatta git pasta ye tek başına :D Doğum günün yine özel olacak, 18. doğum gününü kendinle kutlamış olacaksın. Yurttaki hiç tanımadığın, senle alakası olmayan tiplerin alkışlarından çok daha samimi.
Bak mesela kendini iyi hissettirecekse, ben küçükken haftada bir doğum günü kutlardım, öyle şımarık bi bebeydim. Ailemin yanından ayrılana kadar da her doğum günüm partilerle geçti. Aile evinden ayrıldığım her doğum günümden beri ki 6 yıl olmuş, hiçbir doğum günüm güzel geçmedi. Ayrı ayrı kutlandı, okuldakiler bi kutladı, sevgililerim ayrı kutladı, diğer arkadaşlarımla başka kutlamalar yapıldı vs ama o gün hep çok üzüldüğüm ve çok ağladığım şeyler oldu üst üste 5 yıldır. Üstelik de hep sınavım oldu midtermlere denk geldiği için :) Şu an benim ideal doğum günü kutlamam, çin yemeği + sevdiğim dizinin yeni bölümüdür, hem de tek başıma. Böyle sakin geçsin, kimse rahatsız etmesin, moral bozucu bir şey duymayayım yeter :D Düşün bu hale geldim.
Niye yalnızım, niye kutlamalar partiler yok düşünme hiç. Belki yaşından gereği diğer türlüsü daha cazip gelebilir ama bu da senin için bi fırsat. Kendine sen bir armağan vermeyi dene. Belki hayatında bir şeyleri değiştirir ve umduğun gibi gerçekten özel olur.
Mükemmel bir kutlama olması için etrafında onlarca kişinin iyi ki doğduuun xxxxx demesine illa gerek yok. Madem özel bir doğum günü istedin, onu sen özel kıl. Çok sevdiğin ama ertelediğin bir şeyi yap, çok almak istediğin bir şeyi kendine hediye al. Hatta git pasta ye tek başına :D Doğum günün yine özel olacak, 18. doğum gününü kendinle kutlamış olacaksın. Yurttaki hiç tanımadığın, senle alakası olmayan tiplerin alkışlarından çok daha samimi.
Bak mesela kendini iyi hissettirecekse, ben küçükken haftada bir doğum günü kutlardım, öyle şımarık bi bebeydim. Ailemin yanından ayrılana kadar da her doğum günüm partilerle geçti. Aile evinden ayrıldığım her doğum günümden beri ki 6 yıl olmuş, hiçbir doğum günüm güzel geçmedi. Ayrı ayrı kutlandı, okuldakiler bi kutladı, sevgililerim ayrı kutladı, diğer arkadaşlarımla başka kutlamalar yapıldı vs ama o gün hep çok üzüldüğüm ve çok ağladığım şeyler oldu üst üste 5 yıldır. Üstelik de hep sınavım oldu midtermlere denk geldiği için :) Şu an benim ideal doğum günü kutlamam, çin yemeği + sevdiğim dizinin yeni bölümüdür, hem de tek başıma. Böyle sakin geçsin, kimse rahatsız etmesin, moral bozucu bir şey duymayayım yeter :D Düşün bu hale geldim.
Niye yalnızım, niye kutlamalar partiler yok düşünme hiç. Belki yaşından gereği diğer türlüsü daha cazip gelebilir ama bu da senin için bi fırsat. Kendine sen bir armağan vermeyi dene. Belki hayatında bir şeyleri değiştirir ve umduğun gibi gerçekten özel olur.
0
Hahaha :D
Yıl 2004. Üniversitede ve Yurtta ilk haftam. Cumartesi günü doğumgünümdü. Oda da 6 kişi kalıyoruz. O gün beraber "çarşı"ya çıktık. o kadar boktan bir şehirdi ki, sadece mecburiyet pardon cumhuriyet caddesinde gezebilirdin.
O gün otobüste giderken bugün benim doğumgünüm dedim. Herşey değişti.
Çarşıda mükellef bir yemek yedik. Biralarımızı içtik. Akşam yurda dönerken oda arkadaşlarım nasılsa bir yerden pasta lıp gelmişler. Halbuki hep beraberdik. İlk haftada öyle çok samimiyet kuramadığımız yan odada kalan arkadaşları da çağırdılar. Küçücük pasta kağıt kadar ince dilimlerde kaç kişi tarafından yenildi bilmiyorum. Ama o akşam çok sağlam dostluklar kuruldu.
Şehrini yazarsan ve aynı şehirdeysek kutlama yapabilirim...
Diğer Ekşiduyuru sakinleri de gelir hatta.
Yıl 2004. Üniversitede ve Yurtta ilk haftam. Cumartesi günü doğumgünümdü. Oda da 6 kişi kalıyoruz. O gün beraber "çarşı"ya çıktık. o kadar boktan bir şehirdi ki, sadece mecburiyet pardon cumhuriyet caddesinde gezebilirdin.
O gün otobüste giderken bugün benim doğumgünüm dedim. Herşey değişti.
Çarşıda mükellef bir yemek yedik. Biralarımızı içtik. Akşam yurda dönerken oda arkadaşlarım nasılsa bir yerden pasta lıp gelmişler. Halbuki hep beraberdik. İlk haftada öyle çok samimiyet kuramadığımız yan odada kalan arkadaşları da çağırdılar. Küçücük pasta kağıt kadar ince dilimlerde kaç kişi tarafından yenildi bilmiyorum. Ama o akşam çok sağlam dostluklar kuruldu.
Şehrini yazarsan ve aynı şehirdeysek kutlama yapabilirim...
Diğer Ekşiduyuru sakinleri de gelir hatta.
0
oo karşim nice senelere :))) ayrıca tadını çıkar alttaki cevap verenlerin bi çoğu 18'i kutlasam bende keşke diye bakar :D
0
Çoğu kişi yaşamıştır bu dediğini, ileride böyle olmayacak, emin olabilirsin. Üzülmeye gerek yok. Doğum günün kutlu olsun. Ben ünideki ilk doğum günümde pasta bile bulamayıp baklava ile kola yiyerek ve ev arkadaşımla oturarak geçirmiştim.
0
ermanen
mesela cevap şunlardan biri veya birkaçı olabilir: (bir de "genellikle" diye ekleyebiliriz)- genel olarak sıkıldığım için- iş yerinde vakit geçsin diye- trollemek için- cevap vermek için- soru/cevap okumak için- işim düşünce arada geliyorum- bağımlılık yaptı- aşk/meşk dertlerim için- genel kültür ed
mesela cevap şunlardan biri veya birkaçı olabilir: (bir de "genellikle" diye ekleyebiliriz)
- genel olarak sıkıldığım için
- iş yerinde vakit geçsin diye
- trollemek için
- cevap vermek için
- soru/cevap okumak için
- işim düşünce arada geliyorum
- bağımlılık yaptı
- aşk/meşk dertlerim için
- genel kültür edinmek için
- modere etmek için (moderatörlere selam burdan)
vs.
- genel olarak sıkıldığım için
- iş yerinde vakit geçsin diye
- trollemek için
- cevap vermek için
- soru/cevap okumak için
- işim düşünce arada geliyorum
- bağımlılık yaptı
- aşk/meşk dertlerim için
- genel kültür edinmek için
- modere etmek için (moderatörlere selam burdan)
vs.
0
- genel olarak sıkıldığım için
- iş yerinde vakit geçsin diye
- trollemek için
- cevap vermek için
- soru/cevap okumak için
- işim düşünce arada geliyorum
- bağımlılık yaptı
- aşk/meşk dertlerim için
- genel kültür edinmek için
+1
çok güzel özetlemişsin
- iş yerinde vakit geçsin diye
- trollemek için
- cevap vermek için
- soru/cevap okumak için
- işim düşünce arada geliyorum
- bağımlılık yaptı
- aşk/meşk dertlerim için
- genel kültür edinmek için
+1
çok güzel özetlemişsin
0
bağımlılık yaptı
cevap vermek için
çok nadiren aşk meşk dertlerim için. 5-6 yıldır bununla ilgili 1-2 duyurum vardır sadece.
zaman zaman da trollemek için.
cevap vermek için
çok nadiren aşk meşk dertlerim için. 5-6 yıldır bununla ilgili 1-2 duyurum vardır sadece.
zaman zaman da trollemek için.
0
sıkılıyorum evde. yardım edebileceğim şeyler/kişiler oluyor. yardımcı olan şeyler/kişiler oluyor. bi de özellikle teknolojik konularda google dipsiz bi kuyu gibi; ekşi duyuru'dan daha temiz ve doğru bilgiler alıyorum genelde.
0
Bos kaldigimda,bir seyi beklemek zorunda oldugumda vakit gecirmek icin gayet eglenceli bir yer bence.
0
4, 5, bazen de 9
moderatörlere benden de selam olsun..
moderatörlere benden de selam olsun..
0
- cevap vermek için
- soru/cevap okumak için
- işim düşünce arada geliyorum
- bağımlılık yaptı
- soru/cevap okumak için
- işim düşünce arada geliyorum
- bağımlılık yaptı
0
yardım etmek için
cevap vermek için
bazen sıkılınca gezmek için, çok güldüğüm de oluyor :))
soru/cevap okumak için -çok güzel soru/cevaplar olabiliyor işime yarayan
işim düşünce soru sormak için
bir de aşk meşk konularında bana fikir veren bir arkadaşım var, buradan ulaşabiliyorum sadece, onun için.
cevap vermek için
bazen sıkılınca gezmek için, çok güldüğüm de oluyor :))
soru/cevap okumak için -çok güzel soru/cevaplar olabiliyor işime yarayan
işim düşünce soru sormak için
bir de aşk meşk konularında bana fikir veren bir arkadaşım var, buradan ulaşabiliyorum sadece, onun için.
0
0
- genel olarak sıkıldığım için
- cevap vermek için
- soru/cevap okumak için
- bağımlılık yaptı
- genel kültür edinmek için
- cevap vermek için
- soru/cevap okumak için
- bağımlılık yaptı
- genel kültür edinmek için
0
-yardım etmek
-sevişecek adam bulmak
-seviyorum burayı. sevilmemeyi seviyorum. insanların sevgisinden bıktıım için sevilmediğim bir ortamda bulunmak bana garip bir haz veriyor.
ciddi anlamda bu bir problem olabilir gibi bi durum. özellikle sevilmemek için bir şey yapmıyorum ama sevilmiyorum ve asıl bu beni mutlu ediyor işte.
-sevişecek adam bulmak
-seviyorum burayı. sevilmemeyi seviyorum. insanların sevgisinden bıktıım için sevilmediğim bir ortamda bulunmak bana garip bir haz veriyor.
ciddi anlamda bu bir problem olabilir gibi bi durum. özellikle sevilmemek için bir şey yapmıyorum ama sevilmiyorum ve asıl bu beni mutlu ediyor işte.
0
pasp
Merhaba,Aşağıda veterinerimizden gelen bir mail var, biraz uzun bir mail, okumak istemeyenler için durumu kısaca özetlereyerek, veterinerimizin iletişim bilgilerini veriyorum, okumak isteyenler ise bu sevimli ve hüzünlü mailden mahrum kalmasınlar, okusunlar dilerim, fotoğrafını ise ekleyemedim neden
Merhaba,
Aşağıda veterinerimizden gelen bir mail var, biraz uzun bir mail, okumak istemeyenler için durumu kısaca özetlereyerek, veterinerimizin iletişim bilgilerini veriyorum, okumak isteyenler ise bu sevimli ve hüzünlü mailden mahrum kalmasınlar, okusunlar dilerim, fotoğrafını ise ekleyemedim nedense, alttaki linkte bulunuyor, görmek isterseniz ancak göremezseniz gene bana haber verin ki linki yenileyeyim:
Alf bir sokak kedisi, ekte fotoğrafı da bulunuyor. Pek bir şeker görünüyor, ancak FIV hastası olduğu için, başka bir kediyle aynı evde yaşaması imkansız. ----EDIT: Bu noktada Blatta'nın yazdığı cevaba göre, Fiv'li kedi ile sağlıklı kedi de aynı evde yaşayabiliyormuş, belirtmek istedim, kendisinin cevabı çok uzun olduğu için tamamını eklemedim, altta bulunuyor, okumanızı tavsiye ederim. ---- Mailden okuduğum kadarıyla sokakta çok çok zor günler geçirmiş, çok hastaymış -eklediğim uzun yazıyı okursanız ayrıntıları öğrenebilirsiniz- kendisinin de sokakta yaşamaması gerekiyor, hem ona hem de diğer kedilere zarar, çünkü bu şekilde onlara da bulaştırabilir ve bağışıklık sistemi çökmekte olduğu için, kendisi de sokakta yaşayamaz, ancak FIV insana bulaşmıyor, bu nedenle evinizde ona da bir yer açabilirsiniz, diye düşünüyorum.
Yardımcı olmak isteyenler için, evini açmak isteyenler için, Işıl Hanım'ın iletişim bilgileri de aşağıda bulunuyor.
Vet.Hekim Işıl Karatan
Yeşilköy Pet Care Veteriner Kliniği
Tel: (212) 662 73 76
www.yesilkoyvet.com
Kendisi mesai saatleri içerisinde aranabileceğini söyledi, şu anda yeni doğmuş bir kızı olduğu için, diğer saatlerde müsait olamadığını iletti.
Bu duyuruyu HaySev'e de göndereceğim, ancak ilk olarak buradan iletmek istedim.
Yardımcı olacaklara Alf ve Işıl Hanım adına teşekkür ederim.
Alf: s1006.photobucket.com
Mod'lara not: Bir süreliğine üstte kalabilirse çok seviniriz, teşekkürler.
Işıl Hanım'ın maili aşağıdadır:
"Selam ;
AİDS olduğumu öğrendiğimde mama kabıma gömülmüş deliler gibi günlerdir aç olan karnımı doyurmakla meşguldum...A.İ.D.S yani " Acil İlgilen Dilediğince SEV" gibi bi şey olduğunu düşündüğüm AİDS konusu beni hiç enterese etmemiş aksine o anda oldukça mutlu mırıl mırıl bir kedi haline getirmişti. Günlerdir süren burun akıntım, deliler gibi hapşırmalarım, göğsümden gelen o boğuk hırıltılı sesler, boğazımın hemen altında ceviz büyüklüğündeki kocaman kocaman şişliklerim, yürümekte zorluk çıkartacak kadar şişen arka bacaklarım, ağrıyan kulaklarım hep bundanmış...AİDS !!!
Bense, sokak çocuğu olmanın getirdikleridir diye düşünüyordum...Açlıktan ve bakımsızlıktandır diye kanıksamıştım yaşadığım hayatı.Gerçeği nihayet öğrendim...Ben AİDS' e yakalanmıştım. Acil doyur istiyorsan sevebilirsin güzel bir duyguydu ama aslında bu ölümcül ve çok bulaşıcı bir hastalığın kısa adıydı..."KEDİ AİDS " i diye bir hastalıkmış beni yıllar sonra ilk kez bu kadar güzel ve sevgi dolu bir bakımla karşı karşıya getiren şey, ama aslında beni yavaş yavaş öldüren şeymiş bu AİDS denen hastalık...
İnanın KEDİ olmak ve AİDS'e yakalanmak bu hayattaki seçimlerimden biri değildi. Ben böyle yaratılmıştım ve sokaklarda doğmuş yine sokaklarda büyümüştüm. Kavgacı ruha sahip değildim, ama kavga etmezsem hayatta kalmayı başaramazdım ki. AIDS 'e, karışmak zorunda kaldığım kavgalarda aldığım ısırık yaralarının sebep olabileceğini öğrendiğimde gözümün önünden o harika delikanlılık yıllarım film şeridi gibi geçip gitti. Artık bir klinikte sıcak ve güvenli huzur dolu bir kedi kafesindeydim sokaklardan şimdilik uzaklaşmıştım ama tedavim tamamlandığında daha fazla burada kalmama imkan yoktu. Sokaklara geri dönebilmeme de imkan yoktu, hem benim hem de diğer kedilerin sağlığı için benim özel bakıma alınmam gerekiyordu. AİDS ısırık yaralarıyla diğer kedilere geçebilirmiş,eee ben beni ısıranı ısırmadan duramam ki, delikanlılığa sığmaz... İstemem bu lanet hastalık bir başka kediye de geçsin o yüzden benimle özel ilgilenecek bir sahip aramaya koyulmam lazım...Bunu nasıl yaparım bilemiyorum. Facebook sayfam yok, gmail adresi almayı da bilmiyorum ki durumumu herkesle paylaşabileyim...Burada tüm bunları benim için yapacak harika insanlarla tanıştım . Nevzat Bey beni Karaköy sokaklarından alıp o zor şartlarda Yeşilköy'e kadar getiren benim asıl kahramanımdır. O beni burada Işıl Hanım ve Gökçen bey adında sürekli beyaz giyen iki kişi ile tanıştırdı. Beyaz giyenler melek olmalıydı; ama ben henüz ölmemiştim ki :) Hala yaşamaya gayret ediyorum ve konuşulanlar iyi olacağım yönünde güzel cümlelerdi...Beyaz giyenlerin VETERİNER HEKİM olduklarını öğrendiğimde çok şaşırdım sırf benim için yıllarca tıp okumuş olmaları inanılmazdı. Kendimi ne kadar önemli hissettiğimi tahmin edemezsiniz.
Neyse ; AİDS'in acil ilgilen, doyur sonra sevebilirsin gibi bir anlama gelmediğini , vücuduma giren bir virusun bağışıklık sistemimi çökerttiğini öğreneli bir kaç gün olmuştu ki artık o delikanlılık namımın sürdüğü sokaklara yeniden dönemeyeceğimi öğrendim. Bir evim, bir ailem ve beni seven insanlar olmalıydı hayatımda, bana sürekli göz kulak olacak beni güzel besleyip bağışıklığımı yukarılarda tutmaya kendini adayacak sahiplerim olmalıydı yoksa hayat bana istediğim şekilde yaşamaya devam etmemi sağlayamayacaktı...
Ben sadece mırıl mırıl etrafta dolanıp, sahibimin bacaklarına sürtünüp kıtır kıtır kuru mamalarımı afiyetle yiyip sıcacık kalorifer yanında uyuyabileceğim bir hayat hayal ediyorum...Öyle dubleks, kocaman bahçesi olan, kapısında bekçi köpekleri olmayan villalar, kutu kutu çeşit çeşit konservelerle dolu kocaman bir mutfak falan hayal etmiyorum. Benimle aynı koltuğu paylaşabilecek TV seyrederken bir eliyle benim tüylerimin arasında ellerini dolaştıracak birini hayal ediyorum hepsi bu :)
AİDS olmak benim seçimim değildi ama sizin seçiminiz benim yaşam şansım olacak. Lütfen beni klinikte ziyarete gelin olur mu ? Oturalım hayat hakkında konuşalım siz anlatın ben mırıltımla size eşlik edeyim ve sohbetimiz hayat devam ettiği sürece sürsün. Ne dersiniz beni görmeye geleceksiniz değil mi?
Haaa bu arada unutmadan; İsmim ALF; hayat çok kısa bugün varım kimbilir belki de yarın yok, o yüzden şimdiden tanıştığımıza memnun oldum...
..........................................................................................................
ALF' in duygularıyla....
Bir kedinin gözünden hayata bakmaya çalıştım Onlarla hayatı paylaşan herkesin anlayabileceği cümlelerle ve tüm kalbimle sevgiler
Vet.Hekim Işıl Karatan "
Aşağıda veterinerimizden gelen bir mail var, biraz uzun bir mail, okumak istemeyenler için durumu kısaca özetlereyerek, veterinerimizin iletişim bilgilerini veriyorum, okumak isteyenler ise bu sevimli ve hüzünlü mailden mahrum kalmasınlar, okusunlar dilerim, fotoğrafını ise ekleyemedim nedense, alttaki linkte bulunuyor, görmek isterseniz ancak göremezseniz gene bana haber verin ki linki yenileyeyim:
Alf bir sokak kedisi, ekte fotoğrafı da bulunuyor. Pek bir şeker görünüyor, ancak FIV hastası olduğu için, başka bir kediyle aynı evde yaşaması imkansız. ----EDIT: Bu noktada Blatta'nın yazdığı cevaba göre, Fiv'li kedi ile sağlıklı kedi de aynı evde yaşayabiliyormuş, belirtmek istedim, kendisinin cevabı çok uzun olduğu için tamamını eklemedim, altta bulunuyor, okumanızı tavsiye ederim. ---- Mailden okuduğum kadarıyla sokakta çok çok zor günler geçirmiş, çok hastaymış -eklediğim uzun yazıyı okursanız ayrıntıları öğrenebilirsiniz- kendisinin de sokakta yaşamaması gerekiyor, hem ona hem de diğer kedilere zarar, çünkü bu şekilde onlara da bulaştırabilir ve bağışıklık sistemi çökmekte olduğu için, kendisi de sokakta yaşayamaz, ancak FIV insana bulaşmıyor, bu nedenle evinizde ona da bir yer açabilirsiniz, diye düşünüyorum.
Yardımcı olmak isteyenler için, evini açmak isteyenler için, Işıl Hanım'ın iletişim bilgileri de aşağıda bulunuyor.
Vet.Hekim Işıl Karatan
Yeşilköy Pet Care Veteriner Kliniği
Tel: (212) 662 73 76
www.yesilkoyvet.com
Kendisi mesai saatleri içerisinde aranabileceğini söyledi, şu anda yeni doğmuş bir kızı olduğu için, diğer saatlerde müsait olamadığını iletti.
Bu duyuruyu HaySev'e de göndereceğim, ancak ilk olarak buradan iletmek istedim.
Yardımcı olacaklara Alf ve Işıl Hanım adına teşekkür ederim.
Alf: s1006.photobucket.com
Mod'lara not: Bir süreliğine üstte kalabilirse çok seviniriz, teşekkürler.
Işıl Hanım'ın maili aşağıdadır:
"Selam ;
AİDS olduğumu öğrendiğimde mama kabıma gömülmüş deliler gibi günlerdir aç olan karnımı doyurmakla meşguldum...A.İ.D.S yani " Acil İlgilen Dilediğince SEV" gibi bi şey olduğunu düşündüğüm AİDS konusu beni hiç enterese etmemiş aksine o anda oldukça mutlu mırıl mırıl bir kedi haline getirmişti. Günlerdir süren burun akıntım, deliler gibi hapşırmalarım, göğsümden gelen o boğuk hırıltılı sesler, boğazımın hemen altında ceviz büyüklüğündeki kocaman kocaman şişliklerim, yürümekte zorluk çıkartacak kadar şişen arka bacaklarım, ağrıyan kulaklarım hep bundanmış...AİDS !!!
Bense, sokak çocuğu olmanın getirdikleridir diye düşünüyordum...Açlıktan ve bakımsızlıktandır diye kanıksamıştım yaşadığım hayatı.Gerçeği nihayet öğrendim...Ben AİDS' e yakalanmıştım. Acil doyur istiyorsan sevebilirsin güzel bir duyguydu ama aslında bu ölümcül ve çok bulaşıcı bir hastalığın kısa adıydı..."KEDİ AİDS " i diye bir hastalıkmış beni yıllar sonra ilk kez bu kadar güzel ve sevgi dolu bir bakımla karşı karşıya getiren şey, ama aslında beni yavaş yavaş öldüren şeymiş bu AİDS denen hastalık...
İnanın KEDİ olmak ve AİDS'e yakalanmak bu hayattaki seçimlerimden biri değildi. Ben böyle yaratılmıştım ve sokaklarda doğmuş yine sokaklarda büyümüştüm. Kavgacı ruha sahip değildim, ama kavga etmezsem hayatta kalmayı başaramazdım ki. AIDS 'e, karışmak zorunda kaldığım kavgalarda aldığım ısırık yaralarının sebep olabileceğini öğrendiğimde gözümün önünden o harika delikanlılık yıllarım film şeridi gibi geçip gitti. Artık bir klinikte sıcak ve güvenli huzur dolu bir kedi kafesindeydim sokaklardan şimdilik uzaklaşmıştım ama tedavim tamamlandığında daha fazla burada kalmama imkan yoktu. Sokaklara geri dönebilmeme de imkan yoktu, hem benim hem de diğer kedilerin sağlığı için benim özel bakıma alınmam gerekiyordu. AİDS ısırık yaralarıyla diğer kedilere geçebilirmiş,eee ben beni ısıranı ısırmadan duramam ki, delikanlılığa sığmaz... İstemem bu lanet hastalık bir başka kediye de geçsin o yüzden benimle özel ilgilenecek bir sahip aramaya koyulmam lazım...Bunu nasıl yaparım bilemiyorum. Facebook sayfam yok, gmail adresi almayı da bilmiyorum ki durumumu herkesle paylaşabileyim...Burada tüm bunları benim için yapacak harika insanlarla tanıştım . Nevzat Bey beni Karaköy sokaklarından alıp o zor şartlarda Yeşilköy'e kadar getiren benim asıl kahramanımdır. O beni burada Işıl Hanım ve Gökçen bey adında sürekli beyaz giyen iki kişi ile tanıştırdı. Beyaz giyenler melek olmalıydı; ama ben henüz ölmemiştim ki :) Hala yaşamaya gayret ediyorum ve konuşulanlar iyi olacağım yönünde güzel cümlelerdi...Beyaz giyenlerin VETERİNER HEKİM olduklarını öğrendiğimde çok şaşırdım sırf benim için yıllarca tıp okumuş olmaları inanılmazdı. Kendimi ne kadar önemli hissettiğimi tahmin edemezsiniz.
Neyse ; AİDS'in acil ilgilen, doyur sonra sevebilirsin gibi bir anlama gelmediğini , vücuduma giren bir virusun bağışıklık sistemimi çökerttiğini öğreneli bir kaç gün olmuştu ki artık o delikanlılık namımın sürdüğü sokaklara yeniden dönemeyeceğimi öğrendim. Bir evim, bir ailem ve beni seven insanlar olmalıydı hayatımda, bana sürekli göz kulak olacak beni güzel besleyip bağışıklığımı yukarılarda tutmaya kendini adayacak sahiplerim olmalıydı yoksa hayat bana istediğim şekilde yaşamaya devam etmemi sağlayamayacaktı...
Ben sadece mırıl mırıl etrafta dolanıp, sahibimin bacaklarına sürtünüp kıtır kıtır kuru mamalarımı afiyetle yiyip sıcacık kalorifer yanında uyuyabileceğim bir hayat hayal ediyorum...Öyle dubleks, kocaman bahçesi olan, kapısında bekçi köpekleri olmayan villalar, kutu kutu çeşit çeşit konservelerle dolu kocaman bir mutfak falan hayal etmiyorum. Benimle aynı koltuğu paylaşabilecek TV seyrederken bir eliyle benim tüylerimin arasında ellerini dolaştıracak birini hayal ediyorum hepsi bu :)
AİDS olmak benim seçimim değildi ama sizin seçiminiz benim yaşam şansım olacak. Lütfen beni klinikte ziyarete gelin olur mu ? Oturalım hayat hakkında konuşalım siz anlatın ben mırıltımla size eşlik edeyim ve sohbetimiz hayat devam ettiği sürece sürsün. Ne dersiniz beni görmeye geleceksiniz değil mi?
Haaa bu arada unutmadan; İsmim ALF; hayat çok kısa bugün varım kimbilir belki de yarın yok, o yüzden şimdiden tanıştığımıza memnun oldum...
..........................................................................................................
ALF' in duygularıyla....
Bir kedinin gözünden hayata bakmaya çalıştım Onlarla hayatı paylaşan herkesin anlayabileceği cümlelerle ve tüm kalbimle sevgiler
Vet.Hekim Işıl Karatan "
0
yazının tamamını okuyacak zamanım olmadı, bir ara okuyacağım; ama lütfen fivli kedilerin başka kedilerle asla yaşayamayacağı falan gibi saçmalıklara inanmayalım.
fiv dediğiniz hastalık hayvanın bünyesi zayıf düştüğünde ortaya çıkar.
aynı insandaki aids gibi.
bunun dışında evde iyi bakılan fivli bir kediyle, herhangi bir kedinin arasında en ufak fark yoktur.
hayvanlar iyi bakıldıkları sürece hasta falan olmazlar.
en basit örneği benim 10 yaşındaki kedimin fiv olmasıdır.
8 kedim var ve hepsi de çok sağlıklı.
belki fiv bulaşmıştır, belki de bulaşmamıştır.
sonuç olarak "hasta" değiller.
ve iyi bakıldıkları sürece yaşlansalar bile hasta olmayacaklar.
bu, türk veterinerlerinin kitaptan şaşmayarak geride kalmış bazı şeyleri hâlâ benimsemelerinin sonucudur.
bu yüzden avustralya veterinerler birliği çiğ beslenmeyi önerirken, bizimkiler olmaz der.
türkiye'de yabancı dil bilip, işin ilerleyişini takip eden, eski bilgileri yenileriyle değiştiren veteriner sayısı maalesef çok azdır.
o yüzden 10 yıl öncede kalmış bilgilerle insanları bilgilendirmek yanlıştır.
maalesef bir hayvan sever ve hatta hayvan kurtarmacı (başka kelime bulamadım) olarak veterinerlerle ilgili en büyük sıkıntımız budur.
iyi bakılan fivli kedi, evinizde iyi bakılan diğer kedilere sağlık olarak bir zarar getirmez.
sokakta kalan fivli kedi, bünyesi zayıf olacağından kısa ömürlü olur.
bu kadar dramatize edilecek bir şey yok.
ayrıca zaten sokaktan evlat edinilen kedilerin yüzde 90'ı da fivlidir.
test yaptırmadığınız için çoğu fivli halde gelir ve siz fark etmeden eceliyle gider.
kısacası gönül rahatlığıyla fivli bir kedi sahiplenebilirsiniz.
fiv dediğiniz hastalık hayvanın bünyesi zayıf düştüğünde ortaya çıkar.
aynı insandaki aids gibi.
bunun dışında evde iyi bakılan fivli bir kediyle, herhangi bir kedinin arasında en ufak fark yoktur.
hayvanlar iyi bakıldıkları sürece hasta falan olmazlar.
en basit örneği benim 10 yaşındaki kedimin fiv olmasıdır.
8 kedim var ve hepsi de çok sağlıklı.
belki fiv bulaşmıştır, belki de bulaşmamıştır.
sonuç olarak "hasta" değiller.
ve iyi bakıldıkları sürece yaşlansalar bile hasta olmayacaklar.
bu, türk veterinerlerinin kitaptan şaşmayarak geride kalmış bazı şeyleri hâlâ benimsemelerinin sonucudur.
bu yüzden avustralya veterinerler birliği çiğ beslenmeyi önerirken, bizimkiler olmaz der.
türkiye'de yabancı dil bilip, işin ilerleyişini takip eden, eski bilgileri yenileriyle değiştiren veteriner sayısı maalesef çok azdır.
o yüzden 10 yıl öncede kalmış bilgilerle insanları bilgilendirmek yanlıştır.
maalesef bir hayvan sever ve hatta hayvan kurtarmacı (başka kelime bulamadım) olarak veterinerlerle ilgili en büyük sıkıntımız budur.
iyi bakılan fivli kedi, evinizde iyi bakılan diğer kedilere sağlık olarak bir zarar getirmez.
sokakta kalan fivli kedi, bünyesi zayıf olacağından kısa ömürlü olur.
bu kadar dramatize edilecek bir şey yok.
ayrıca zaten sokaktan evlat edinilen kedilerin yüzde 90'ı da fivlidir.
test yaptırmadığınız için çoğu fivli halde gelir ve siz fark etmeden eceliyle gider.
kısacası gönül rahatlığıyla fivli bir kedi sahiplenebilirsiniz.
0
@blatta: bilgiler için teşekkürler, bu şekilde Alf'i daha kısa sürede sahiplendirebiliriz, ben yazdıklarınızı da duyuruya ekliyorum, ama bu cevabınızı silmeyin, olur mu? ben veteriner olmadığım için veterinerimizden gelen bilgileri veriyorum tabi, bunu da belirteyim.
0
elbette silmem.
ben de böyle müdahale etmiş gibi oldum, kusura bakmayın.
kendimi bildim bileli sahiplendirdiğim fivli fivsiz kedinin sayısını bilmiyorum.
ama veterinerlerin bu "fivli kedi başka kediyle yaşayamaz:(" tavrı yüzünden insanlar hayvan sahiplenmekten korkar oldu.
kedi aids'i hayvanın bünyesini insanınki gibi etkiler.
insanlar da kendilerine iyi bakmazlarsa, grip vs bile olsalar çok hasta olur, aids yüzünden dolaylı olarak ölürler, ağırlaşırlar ya da en azından normal insanlardan daha zor iyileşirler vs.
ama bunun başka insanlara etkisi olmaz.
kedilerde bunun diğer kedilere etkisi olabiliyor, ama yan yana koyduğun her kediye de fiv bulaşmaz bu arada.
havadan deli gibi bulaşan bir şey değil bu.
yine de bir şekilde birlikte yaşadığı kediye bulaşabiliyor.
tam olarak nasıl olduğundan tam emin olunamıyor.
üstelik dediğim gibi, bulaşsa da bünyesi kuvvetli olan ev kedisi fiv bulaşmış halde hasta olmadan yaşar.
sadece kedisini sokağa bırakmayan birine sahiplendirmeye çalışmanız yeterli.
yani hep evde kalacak, soğukta kalmayacak, diğer kediler tarafından yaralanma ihtimali olmayacak vs.
gerekli şartlar sadece bunlar.
ben de böyle müdahale etmiş gibi oldum, kusura bakmayın.
kendimi bildim bileli sahiplendirdiğim fivli fivsiz kedinin sayısını bilmiyorum.
ama veterinerlerin bu "fivli kedi başka kediyle yaşayamaz:(" tavrı yüzünden insanlar hayvan sahiplenmekten korkar oldu.
kedi aids'i hayvanın bünyesini insanınki gibi etkiler.
insanlar da kendilerine iyi bakmazlarsa, grip vs bile olsalar çok hasta olur, aids yüzünden dolaylı olarak ölürler, ağırlaşırlar ya da en azından normal insanlardan daha zor iyileşirler vs.
ama bunun başka insanlara etkisi olmaz.
kedilerde bunun diğer kedilere etkisi olabiliyor, ama yan yana koyduğun her kediye de fiv bulaşmaz bu arada.
havadan deli gibi bulaşan bir şey değil bu.
yine de bir şekilde birlikte yaşadığı kediye bulaşabiliyor.
tam olarak nasıl olduğundan tam emin olunamıyor.
üstelik dediğim gibi, bulaşsa da bünyesi kuvvetli olan ev kedisi fiv bulaşmış halde hasta olmadan yaşar.
sadece kedisini sokağa bırakmayan birine sahiplendirmeye çalışmanız yeterli.
yani hep evde kalacak, soğukta kalmayacak, diğer kediler tarafından yaralanma ihtimali olmayacak vs.
gerekli şartlar sadece bunlar.
0
pasp
merhaba,beyazperde'ye baktım ancak bazen doğru bilgi alamıyorum bu siteden, güncellemedikleri oluyor, gravity'i istanbul avrupa yakasında 3D OLMAYACAK şekilde nerede izleyebiliriz? benim de babamın da gözünde sorun var, izleyemiyoruz 3D film.yardımcı olacaklara teşekkürler,
merhaba,
beyazperde'ye baktım ancak bazen doğru bilgi alamıyorum bu siteden, güncellemedikleri oluyor, gravity'i istanbul avrupa yakasında 3D OLMAYACAK şekilde nerede izleyebiliriz? benim de babamın da gözünde sorun var, izleyemiyoruz 3D film.
yardımcı olacaklara teşekkürler,
beyazperde'ye baktım ancak bazen doğru bilgi alamıyorum bu siteden, güncellemedikleri oluyor, gravity'i istanbul avrupa yakasında 3D OLMAYACAK şekilde nerede izleyebiliriz? benim de babamın da gözünde sorun var, izleyemiyoruz 3D film.
yardımcı olacaklara teşekkürler,
0
pasp
merhaba,kardeşim izmir'e gidecek, pegasus'tan biletini aldı. dediğine göre uçağın içine 10, bagaja ise 15 kg bagaj koyabiliyormuş, annem de kek-börek yapayım diye ısrarlarda. ben hiç uçakta yemek falan taşımadım, alıyorlar mı, alıyorlarsa uçağın içine mi bagaja mı alıyorlar, bilmiyorum? çok iyi bir
merhaba,
kardeşim izmir'e gidecek, pegasus'tan biletini aldı. dediğine göre uçağın içine 10, bagaja ise 15 kg bagaj koyabiliyormuş, annem de kek-börek yapayım diye ısrarlarda. ben hiç uçakta yemek falan taşımadım, alıyorlar mı, alıyorlarsa uçağın içine mi bagaja mı alıyorlar, bilmiyorum? çok iyi bir biçimde, koku vs. salmayacak biçimde paketleyeceğiz de, geri kalan bagaj konusunda bir bilgimiz yok, bilgisi olan varsa yardımcı olabilirse seviniriz. mümkünse anneye anlatır gibi anlatırsanız sevinirim çünkü gerçekten de anneme anlatacağım, ona göre uğraşsın.
teşekkürler şimdiden,
kardeşim izmir'e gidecek, pegasus'tan biletini aldı. dediğine göre uçağın içine 10, bagaja ise 15 kg bagaj koyabiliyormuş, annem de kek-börek yapayım diye ısrarlarda. ben hiç uçakta yemek falan taşımadım, alıyorlar mı, alıyorlarsa uçağın içine mi bagaja mı alıyorlar, bilmiyorum? çok iyi bir biçimde, koku vs. salmayacak biçimde paketleyeceğiz de, geri kalan bagaj konusunda bir bilgimiz yok, bilgisi olan varsa yardımcı olabilirse seviniriz. mümkünse anneye anlatır gibi anlatırsanız sevinirim çünkü gerçekten de anneme anlatacağım, ona göre uğraşsın.
teşekkürler şimdiden,
0
herhangi bir bagaja koymanız yeterli. daha önce defalarca elmalı kurabiye götürdüm. ben el bagajı almıyorum yanıma ama uçak içinde turşu götürenler var güzide memleketimde. siz kek koymuşsunuz, çok mu.
0
eskiden kabin bagajına pek bakmıyorlardı ama artık bakıyorlar.
bagaja vereceğiniz valize koysanız daha iyi olur.
bagaja vereceğiniz valize koysanız daha iyi olur.
0
kabine tursu girmez yalniz, su oldugu icin icinde. sulu her turlu yemegi bagajlara guzelcene istifleyin, diger bavullara akmasin kokmasin, digerlerini de el bagajinda gotursun.
0
turşunun alınmamasının sebebi bomba ile ayırt edilemiyor. bagaja verebilir garanti olur güzel kutuya koysun el bagajından mis gibi kokar yolcuların canı çeker hem :)
0
aguilas negras
Genelde hafif parfümleri severim. Kokusu kalıcı olsa fena olmaz. Her türlü öneriye açığım, güzel önerilerinizi bekliyorum.
Genelde hafif parfümleri severim. Kokusu kalıcı olsa fena olmaz. Her türlü öneriye açığım, güzel önerilerinizi bekliyorum.
0
volkatina
soru açık ve net ama bir takım detaylar var. birkaç ayda bir pil değiştirmeyi sevmiyorum, bu yüzden kablolu almayı düşünüyorum ama yine de fikrinizi almak istedim. not: bir de önerebileceğiniz dayanıklı, sorun çıkartmayacak, kaliteli mouse modelleri varsa onları da eklerseniz çok güzel olmaz mı yahu
soru açık ve net ama bir takım detaylar var. birkaç ayda bir pil değiştirmeyi sevmiyorum, bu yüzden kablolu almayı düşünüyorum ama yine de fikrinizi almak istedim.
not: bir de önerebileceğiniz dayanıklı, sorun çıkartmayacak, kaliteli mouse modelleri varsa onları da eklerseniz çok güzel olmaz mı yahu? 30 liradan fazla vermeyi uygun bulmuyorum ama. (dayanıklı olması önemli çünkü logitech m205'im normal bir insan gibi kullandığım halde 1.5 yıl içinde çalışmaz hale geldi)
not: bir de önerebileceğiniz dayanıklı, sorun çıkartmayacak, kaliteli mouse modelleri varsa onları da eklerseniz çok güzel olmaz mı yahu? 30 liradan fazla vermeyi uygun bulmuyorum ama. (dayanıklı olması önemli çünkü logitech m205'im normal bir insan gibi kullandığım halde 1.5 yıl içinde çalışmaz hale geldi)
0
kablolu
www.hepsiburada.com
kablosuz tercih edecek olursan microsoft'un kablosuz modellerine bak, kaliteli şık ve dayanıklı olurlar.
Bende kablolu kullanıyordum notebook ile fakat bir süre sonra kablo kargaşasında olmak istemiyor insan.
www.hepsiburada.com
kablosuz tercih edecek olursan microsoft'un kablosuz modellerine bak, kaliteli şık ve dayanıklı olurlar.
Bende kablolu kullanıyordum notebook ile fakat bir süre sonra kablo kargaşasında olmak istemiyor insan.
0
yani birkaç ayda bir pil değiştirmek çok koymamalı adama :) kablo kargaşasından kat kat iyidir bence. ama bunun yanında bluetooth mouse tavsiye ederim. ben macbook kullanıyorum ve zaten 2 tane usb girişi var birini mouse için kullansam soğutucu,harddisk derken biri açıkta kalıyor. bluetooth mouse çok rahat oluyor o yüzden
0
kablo mu kaldı lan kablosuz al tabi. ben düz adamım, normal laptop kullanıyorum, senede bi kere 20-25 liraya logitech mouse alıyorum. çünkü bunları genelde delirdiğimde duvara atıp kırıyorum. 3 ya da 4 tane duracell pille 1 sene rahatlıkla kullanılıyor. yani bi mausun ömrü 1 sene olarak düşün zaten, ya ne olucaktı?
0
kablosuz bence daha rahat ama o minik usb hedeleri var ya, ha işte onları kaybetme, ben 1 senedir logitech kullanıyorum, maşallah hiçbir şey olmadı, ama o hedesini kaybettim, servisi ilgileniyormuş, şimdi yenisini isteyeceğim sanırım. kaybederim, dersen, servisinin ilgilendiği bir ürünü al, derim, kablosuz için.
kablolu için ise, hani kablosu kısalığ uzayanlar var ya, böyle makaralı gibi, onlardan alabilirsin bak onlar da pratik.
kablolu için ise, hani kablosu kısalığ uzayanlar var ya, böyle makaralı gibi, onlardan alabilirsin bak onlar da pratik.
0
de jure
kozyatağındaki şirketimden istifa ediyorum ve 1 kasımdan sonra itü-ayazağa yakınlarındaki şirlette çalışmaya başlayacağım.1-evim şu anda kadıköyde, her sabah beşiktaşa varpurla geçip, ordan ayazağaya dolmuş vs. ile gidebilirim2-metrobüsle zincirlikuyu, ordan da metroyla ayazağa olur3-vapurla kabataş
kozyatağındaki şirketimden istifa ediyorum ve 1 kasımdan sonra itü-ayazağa yakınlarındaki şirlette çalışmaya başlayacağım.
1-evim şu anda kadıköyde, her sabah beşiktaşa varpurla geçip, ordan ayazağaya dolmuş vs. ile gidebilirim
2-metrobüsle zincirlikuyu, ordan da metroyla ayazağa olur
3-vapurla kabataş, ordan füniklerle taksim ve ardından metroyla ayazağa olur.
eskiden mesaim 9da başlıyordu, yeni mesai 8:30'da başlayacak.
sizce ne yapayım, karşıdan mı ev tutsam, karşıdan tutarsam nerelere bakmalıyım, beyoğlunda kiralar uçmuş, metro hattı üzerinde ucuz ve temiz olan neresi var? avrupa yakasında ev arkadaşı arayan birileri varsa eve ortak da olabilirim, kendi evimi de tutabilirim.
ya da güzel bi maxi scooter alsam ve işe onunla gitsem nasıl olur, kışın maxi scooter kullanan var mı burda?
kadıköyden servisi var şirketin, ama muhtemelen 7de falan kalkar, akşam da mesai 17:30'da bitiyor ama servisin kalkması 6yı bulur, eve dönüşüm sanırım 19:30'u bulacak. günde 12 saatimi iş için harcamak istemiyorum.
1-evim şu anda kadıköyde, her sabah beşiktaşa varpurla geçip, ordan ayazağaya dolmuş vs. ile gidebilirim
2-metrobüsle zincirlikuyu, ordan da metroyla ayazağa olur
3-vapurla kabataş, ordan füniklerle taksim ve ardından metroyla ayazağa olur.
eskiden mesaim 9da başlıyordu, yeni mesai 8:30'da başlayacak.
sizce ne yapayım, karşıdan mı ev tutsam, karşıdan tutarsam nerelere bakmalıyım, beyoğlunda kiralar uçmuş, metro hattı üzerinde ucuz ve temiz olan neresi var? avrupa yakasında ev arkadaşı arayan birileri varsa eve ortak da olabilirim, kendi evimi de tutabilirim.
ya da güzel bi maxi scooter alsam ve işe onunla gitsem nasıl olur, kışın maxi scooter kullanan var mı burda?
kadıköyden servisi var şirketin, ama muhtemelen 7de falan kalkar, akşam da mesai 17:30'da bitiyor ama servisin kalkması 6yı bulur, eve dönüşüm sanırım 19:30'u bulacak. günde 12 saatimi iş için harcamak istemiyorum.
0
servise bin. en rahatı o. göztepe ve acıbadem'de oturan arkadaşlarım levent ve gayrettepe'deki işlerine servisle geliyorlar, toplu taşıma ile çok daha zor.
0
@pasp
göstepe-acıbademden 4. levente kaç dakikada gidiyorlar sorabilir misin, hiç sabah trafiğinde kullanmadım o yolu.
benim şirket de 4. leventten 10-15 dk uzaklıktadır sabah trafiğinde.
göstepe-acıbademden 4. levente kaç dakikada gidiyorlar sorabilir misin, hiç sabah trafiğinde kullanmadım o yolu.
benim şirket de 4. leventten 10-15 dk uzaklıktadır sabah trafiğinde.
0
ha ben gene de sana daha önce yaşadıklarıma dayanarak olası yol durumlarını belirteyim:
1. seçenek çok saçma, çünkü, beşiktaş'a kadar olan kısmı bilemem, ama beşiktaş-maslak arası sabah trafiğinde çok çok çok çok çok ama çok kalabalık, akşam ise itü'den çıkıp, zincirlikuyu'ya 4 saatte -evet, bildiğin dört- gittiğim çok oldu, ya kaza oluyordu ya da kavga. minibüs şoförünün kontağı kapatıp uyuduğunu bilirim. o yüzden itü'den metro + metrobüsle karşısı olur, yani 2. seçenek en en en uygunu olur, ama metrobüs o kadar dolu oluyor ki -bir sabah söğütlüçeşme'den bindim, bir daha o saatte oradan binmedim- bilmeden kendi kendini ezebiliyorsun, ayağın popona kaçıyor, falan. 3. seçenek belki daha boş olabilir, ama onda da yol biraz uzar diye düşünüyorum, kabataş'a zaten az vapur yok mu beşiktaş'a göre? hadi öyle değil diyelim, son bıraktığımda öyleydi ama, oradan fünikülerle taksim'e geçeceksin de, oradan da metroya bineceksin de, ohooo.. ayrıca sabah saatlerinde metro da her türlü dolu oluyor, itü'de okurken çok çektim o yoldan -ha, arkadaşlarla eğlenceli oluyordu, o ayrı-
ya da bu taraftan -sana göre karşısı- ev tut. bak ben sarıyer'de dağın tepesinde, allah'ın unuttuğu bir yerde yaşıyorum, ama sarıyer merkezde bile ev tutsan, çok daha çabuk varırsın -yani ben sarıyer'den itü'ye bir saatte gidiyorum, o da maksimum, yani oyalandığım için falan öyle bir saat. bu taraftan neresi iyi olur? levent olabilir, büyükdere, kireçburnu falan olabilir belki, çok da bilgim yok gerçi ama, buralarda oturan arkadaşlarım var. ya nişantaşı-cihangir'de otursan misal, metro ile tek vesait çok rahat gidersin örneğin. ama beşiktaş tarafında tutma mesela, sana gene uymaz, itü'de okurken beşiktaş'a akşam iş saatinde kursa gidiyordum, çok kalabalık cidden o saatte yollar.
scooter olayını bilmiyorum.
servis iyidir, candır. uyursun serviste, işe niye harcayasın?
ya da benim gibi okulda da yatabilirsin :D (battaniyem ve yastığım var okulda mesela :) )
1. seçenek çok saçma, çünkü, beşiktaş'a kadar olan kısmı bilemem, ama beşiktaş-maslak arası sabah trafiğinde çok çok çok çok çok ama çok kalabalık, akşam ise itü'den çıkıp, zincirlikuyu'ya 4 saatte -evet, bildiğin dört- gittiğim çok oldu, ya kaza oluyordu ya da kavga. minibüs şoförünün kontağı kapatıp uyuduğunu bilirim. o yüzden itü'den metro + metrobüsle karşısı olur, yani 2. seçenek en en en uygunu olur, ama metrobüs o kadar dolu oluyor ki -bir sabah söğütlüçeşme'den bindim, bir daha o saatte oradan binmedim- bilmeden kendi kendini ezebiliyorsun, ayağın popona kaçıyor, falan. 3. seçenek belki daha boş olabilir, ama onda da yol biraz uzar diye düşünüyorum, kabataş'a zaten az vapur yok mu beşiktaş'a göre? hadi öyle değil diyelim, son bıraktığımda öyleydi ama, oradan fünikülerle taksim'e geçeceksin de, oradan da metroya bineceksin de, ohooo.. ayrıca sabah saatlerinde metro da her türlü dolu oluyor, itü'de okurken çok çektim o yoldan -ha, arkadaşlarla eğlenceli oluyordu, o ayrı-
ya da bu taraftan -sana göre karşısı- ev tut. bak ben sarıyer'de dağın tepesinde, allah'ın unuttuğu bir yerde yaşıyorum, ama sarıyer merkezde bile ev tutsan, çok daha çabuk varırsın -yani ben sarıyer'den itü'ye bir saatte gidiyorum, o da maksimum, yani oyalandığım için falan öyle bir saat. bu taraftan neresi iyi olur? levent olabilir, büyükdere, kireçburnu falan olabilir belki, çok da bilgim yok gerçi ama, buralarda oturan arkadaşlarım var. ya nişantaşı-cihangir'de otursan misal, metro ile tek vesait çok rahat gidersin örneğin. ama beşiktaş tarafında tutma mesela, sana gene uymaz, itü'de okurken beşiktaş'a akşam iş saatinde kursa gidiyordum, çok kalabalık cidden o saatte yollar.
scooter olayını bilmiyorum.
servis iyidir, candır. uyursun serviste, işe niye harcayasın?
ya da benim gibi okulda da yatabilirsin :D (battaniyem ve yastığım var okulda mesela :) )
0
knight of cydonia
hah aynen bu kategoriye giriyorum. yakışıklı sayıldığımı pek düşünmüyorum, çirkin de değilim de, esas olayım sempatiklik. yaşımdan küçük gösterdiğim kesin. bir de çocuk ruhluyum ciddi manada. hala pokemon oynuyor, oyun konsolu kumandası şeklinde sırt çantası kullanıyorum falan.şimdi, dişilerin genel
hah aynen bu kategoriye giriyorum. yakışıklı sayıldığımı pek düşünmüyorum, çirkin de değilim de, esas olayım sempatiklik. yaşımdan küçük gösterdiğim kesin. bir de çocuk ruhluyum ciddi manada. hala pokemon oynuyor, oyun konsolu kumandası şeklinde sırt çantası kullanıyorum falan.
şimdi, dişilerin genel olarak olgun erkek sevdiğinin bilincindeyim. olgun da bir bireyimdir özünde, ancak böyle cool takılan karizmatik adam asla olmadım, istesem de olamam. gece gece merak ettiğim şudur ki, şu ana kadar ne kadar kızla tanıştıysam hepsiyle direkt arkadaş ayağına muhabbet gelişti. niye böyle olduyu sorgulamıyorum, ancak bir gün karşıma gerçekten hoşlandığım biri çıktığında da aynı şeyin olmasından korkuyorum.
ne dersiniz, benden adam olur mu?
şimdi, dişilerin genel olarak olgun erkek sevdiğinin bilincindeyim. olgun da bir bireyimdir özünde, ancak böyle cool takılan karizmatik adam asla olmadım, istesem de olamam. gece gece merak ettiğim şudur ki, şu ana kadar ne kadar kızla tanıştıysam hepsiyle direkt arkadaş ayağına muhabbet gelişti. niye böyle olduyu sorgulamıyorum, ancak bir gün karşıma gerçekten hoşlandığım biri çıktığında da aynı şeyin olmasından korkuyorum.
ne dersiniz, benden adam olur mu?
0
olur tabii hocam niye olmasın aslında şu anda da adamın dibisin aslında ama kendine bakış açınla alakalı bir şey bana kalırsa. çok da samimi olma kızlarla ani bir şekilde samimi olunca arkadaşlık olayına yatıyor olay, sebebi de kızlar hemen yollu görünmek istemiyorlar arkadaş ayağı yapıyorlar falan. mesafeni korumalısın biraz.
0
@karakteristik: pokemonlu sırt çantası değil yalnız, oraya lütfen dikkat.
0
hocam ben orayı fark etmemişim gece gece sen napmışsın öyle. ben de acayip severim bilgisayar oyunlarını hatta bazı nerd muhabbetlerini falan tabii sadece bazılarını ama dışardan hiç belli etmem sen de öyle yapacaksın ben bi tane kız görmedim böyle bir erkekten hoşlanan.
0
0
kendi sikletlerinle takılacaksın. karizmatik ve cool kadınlardan uzak duracaksın. gerçi çocuk ruhlular da hep kuğul tipleri sever, kendimden biliyorum. şaka lan, kendimden falan bilmiyorum. gözlemlerime dayanarak konuşuyorum. senin de işin zor. dışarı fazla yansıtmasan olur.
0
hacı adamın dibiymişsin ya. sana gelsin www.youtube.com 
hatunlar senin gibi adamlara çok bakmaz ama. malesef panpa.
hatunlar senin gibi adamlara çok bakmaz ama. malesef panpa.
0
yapma o çanta olmaz. çok zor bir şey değil ya bi gömlek bi keten pantolon giyeceksin, teknoloji muhabbeti asla ama asla yapmayacaksın karşındaki dişi yapmadığı sürece havadan sudan konuş gitsin işte "nerd" gibi görünme de naparsan yap şansın olur baya.
0
@bugunku antremanda goz dolduran futbolcu: hatunlar değil zaten istediğim şey de, dediğim gibi bir gün karşıma özel olduğunu düşündüğüm biri çıkarsa onu kaçırmaktan çok korkuyorum.
@kislar gecmez beresiz: zaten kendi sikletimde takılırım, olgun birinin nasıl benimle işi olmayacaksa benim de onunla olmaz. dışa da çok yansıtmıyorum, yani bir arkadaş ortamında çıkarıp ds oynamaya ya da "abi ya mega charizard x süper değil mi!" falan gibi muhabbet açmaya çalışmıyorum ancak yine de az da olsa o çocuksuluk okunuyor dışarıdan. daha büyüyemedim mi acaba tam olarak?
@kislar gecmez beresiz: zaten kendi sikletimde takılırım, olgun birinin nasıl benimle işi olmayacaksa benim de onunla olmaz. dışa da çok yansıtmıyorum, yani bir arkadaş ortamında çıkarıp ds oynamaya ya da "abi ya mega charizard x süper değil mi!" falan gibi muhabbet açmaya çalışmıyorum ancak yine de az da olsa o çocuksuluk okunuyor dışarıdan. daha büyüyemedim mi acaba tam olarak?
0
@proletarier aller lander vereinigt euch: giyim tarzımda radikal değişikliklere gittim aslında, baskılı tişört giyerken bir anda dediğin gibi gömlek giyen biri oldum. nerd muhabbeti asla yapmam, nerd de değilim çok, sıkıntım "çocuk lan daha bu!" diye mi görünüyorum endişesi. yoksa nerdlük yok allaha şükür.
0
daha ne kadar büyüyeceksin? charizard bile olmuş mega. bana göre hava hoş, sana göre hava hoş, kime göre hava hoş değil ulan o zaman? kafaya takacağın bir durum değil. sonuçta mizacın, doğan bu. kimyanın uyduğu biri çıkarsa karşına zaten, içinde bir şüphe uyanmaz. endişelenme.
0
@kislar gecmez beresiz: "daha ne kadar büyüyeceksin? charizard bile olmuş mega." gece gece sesli güldüm, süperdi.
0
kendin ol yahu kasma kendini hiç, ne güzel doğal bir insansın işte daha ne olsun.
nerdlüğün geekliğin ne kusur var hem, arada çanta güzelmiş, sen bakma millete.
nerdlüğün geekliğin ne kusur var hem, arada çanta güzelmiş, sen bakma millete.
0
yaşlan ama büyüme, kendin gibi birini de bulacaksın elbet, hele ki hiç aman kuul olayım ağır abileşeyim gibi bir düşünceye hiç kapılma.
0
@kyha: dediğim gibi, istesem de ağır abi olamam zaten, öyle bir niyetim de yok. yalnız nerd falan çok yalnış ifade ettim kendimi ben sanırım, tabii bir kusur değil ancak nerd de değilim. hatta mesela bienallerden, sanat filmlerinden zevk alan da biriyimdir. bunun yanında ama böyle çocuksu bir yanım da var ancak işte bu beni bazen korkutuyor bahsettiğim hususta.
olmadığım biri gibi asla olamam, olmam da zaten. tiksinç.
@herkes: çok teşekkür ederim yorumlarınızdan ötürü, sanırım olgun biri gibi davranmak değil de, nasıl anlatsam, olgun yönümü biraz daha dışa vurabileceğim konusunda karara vardım.
olmadığım biri gibi asla olamam, olmam da zaten. tiksinç.
@herkes: çok teşekkür ederim yorumlarınızdan ötürü, sanırım olgun biri gibi davranmak değil de, nasıl anlatsam, olgun yönümü biraz daha dışa vurabileceğim konusunda karara vardım.
0
abi yeni tanıştığınız bi kızla nasıl arkadaş olmayı başarıyorsunuz. şöyle erkeklere de hastayım ya. yani nasıl gelişiyor ilişki neden arkadaş olarak görüyorsunuz kızları anlamıyorum? ya da bir kızla arkadaşlık kurmaya iten sebepler ne senin? erkek arkadaşın mı yok, çok mu yalnızsın? annen senin kız gibi mi büyüttü?
meriç dolu burası aq ya.
meriç dolu burası aq ya.
0
@baldur: karşı cinsle arkadaşlık kuramıyorsan o senin problemin bence. barda yalnız bir kıza yanaşıp tanıştıktan sonra arkadaş olmuyorum elbette, bir şekilde arkadaş ortamında ya da okulda falan tanıştığım kişilerle muhabbet arkadaşvari ilerliyor. nedeni de 'meriç' olmam, aynen. i am the king of meriçes.
0
abi ne kadar kızla tanıştıysam hepsiyle arkadaş ayağına muhabbet gelişti diyorsun. bunun detayı lazım? bunlarla sadece tanışıklığın mı var? yoksa tanışırım, belki çıkarım, bir şey olur şeklinde bakıp, sonra arkadaşlığa evrildiğin kızlar mı?
0
<3 olur yaaa olmaz mı?? adamın dibisin cidden.
imza: çocuk ruhlu yaşlı kadın (3 gün sonra 28 olucam mesela ben! :3 )
not: dişiler olgun erkek sever, diye bir hadise yok. bu tamamen elektrokimyasal bir olay, bu konuyla indirekt olarak alakalı bir duyuru cevabım vardı, ancak dün sildim -neden sildim ben de bilmiyorum, canım istedi- ama olgunlukla şunla bunla alakası yok, mesela bir kaç duyuru üstte de bir arkadaş tiple mi alakası var, demiş, o da değil. zaten senin de dediğin gibi, olgun bir birey oluyorsun özünde, yaş geçtikçe, ama olgunluk ne? ona bakman lazım. çünkü ben şunu anlamıyorum: "bu yaptığın yaşına uygun bir davranış değil." cümlesindeki "uygunluğu" kim belirliyor? japonya'da olsan hiç de tuhaf kaçmayacak -çünkü adamların olayı anime izlemek, josei türü anime var, bildin mi? çalışan genç kadınlara yönelik. ama tr'de izleyince "lan bu yaşta çizgi film mi izlenir?" tepkisi alıyorsun, adam bunun sanatın bir dalı olduğunu anlayamıyor yani. ya da renkli giyiniyorsun -evet, bu bana biraz çocuksu gelir her zaman, ama kendim de öyle giyinirim misal- ama bu da aslında ne bileyim, mesela çalıştığın yerde kot-tişörtle gezebiliyorsundur, ama sen istediğin kıyafeti seçersin misal, bunun gibi. yani pokemon oynaman ya da oyun konsolu kumandası şeklinde çanta kullanman senin tercihinken ve bunda da tamamen özgürken, gerizekalının tekinin gelip de "yaşına uygun değil." demesi, kafamda çok çeşitli şiddet sahnelerinin yaşanmasına sebep oluyor misal -yani direkt ağız yüz dalacaksın..- neyse, kızlara gelince, direkt arkadaş oluyorsan bunun sebebi senin tavrın değildir sadece ya da şöyle diyeyim: sen de arkadaş olarak yaklaşıyorsan, kız senden hoşlansa bile tavrını belli edemeyebilir, o yüzden karşındaki kızı suçlama. kıza hoşlandığını belli edecek, ona değer verdiğini gösterecek, kendin için bir arkadaştan farklı konumda olduğunu gösterecek şekilde davranırsan, baştan direkt arkadaş olarak giriştiyseniz bile, sevgililik yoluna gider. erkeklerin friendzone korkusu var da, o olay aslında öyle işlemiyor, kız senden hoşlandıysa, senin tavrına göre friendzone'a koyabiliyor bazen. yani kız hoşlanıyor, sen de hoşlandığın halde askerlik arkadaşı/playstation kankası gibi davranıyorsan, friendzone'a gidersin tabi. ama bunun için cool karizma olmana gerek yok, yani bir kıza hoşlandığını belli etmen için. olay orada. yani çocuk ruhlu olmayı bahane olarak gösterme, bunun olayla alakası yok, hoşlandığın kızla cesurca ilgilen. ha belki de seni baştan arkadaş olarak görmüştür, o zaman yapılabilecek bir şey yok, gerçi o denge de çok ince ama, sen ilgini göster, aldığın tepkiye göre davranışını diğer yöne itersin, yani hoşlandığını belli ettin ama kız arkadaşça davranmaya ısrarla devam ediyorsa -dikkat! bazı dişiler çekingen olduğu için onlarla biraz daha uğraşman gerekebilir :)) - o zaman arkadaş olursunuz, ama önemli olan hoşlanmanın aniden aşk-meşk'e dönüşmemesi, buna dikkat et. ben yıllardır öyle yapıyorum, gerçi insan gene de hayallere dalıyor, ama hoşlandığın kimseye olan hislerini, karşılık alana kadar o seviyede tut, çocuksu da olsan, yakışıklı da olmasan, karşılık görünce de go go go! :D
ha bir de, ben şu anda senin gibi bir arkadaştan çooook hoşlanıyorum, benim gibi çocuksu bir kız arkadaş da edinebilirsin -ha ben daha edinemedim kendisini, o ayrı.. :( -
imza: çocuk ruhlu yaşlı kadın (3 gün sonra 28 olucam mesela ben! :3 )
not: dişiler olgun erkek sever, diye bir hadise yok. bu tamamen elektrokimyasal bir olay, bu konuyla indirekt olarak alakalı bir duyuru cevabım vardı, ancak dün sildim -neden sildim ben de bilmiyorum, canım istedi- ama olgunlukla şunla bunla alakası yok, mesela bir kaç duyuru üstte de bir arkadaş tiple mi alakası var, demiş, o da değil. zaten senin de dediğin gibi, olgun bir birey oluyorsun özünde, yaş geçtikçe, ama olgunluk ne? ona bakman lazım. çünkü ben şunu anlamıyorum: "bu yaptığın yaşına uygun bir davranış değil." cümlesindeki "uygunluğu" kim belirliyor? japonya'da olsan hiç de tuhaf kaçmayacak -çünkü adamların olayı anime izlemek, josei türü anime var, bildin mi? çalışan genç kadınlara yönelik. ama tr'de izleyince "lan bu yaşta çizgi film mi izlenir?" tepkisi alıyorsun, adam bunun sanatın bir dalı olduğunu anlayamıyor yani. ya da renkli giyiniyorsun -evet, bu bana biraz çocuksu gelir her zaman, ama kendim de öyle giyinirim misal- ama bu da aslında ne bileyim, mesela çalıştığın yerde kot-tişörtle gezebiliyorsundur, ama sen istediğin kıyafeti seçersin misal, bunun gibi. yani pokemon oynaman ya da oyun konsolu kumandası şeklinde çanta kullanman senin tercihinken ve bunda da tamamen özgürken, gerizekalının tekinin gelip de "yaşına uygun değil." demesi, kafamda çok çeşitli şiddet sahnelerinin yaşanmasına sebep oluyor misal -yani direkt ağız yüz dalacaksın..- neyse, kızlara gelince, direkt arkadaş oluyorsan bunun sebebi senin tavrın değildir sadece ya da şöyle diyeyim: sen de arkadaş olarak yaklaşıyorsan, kız senden hoşlansa bile tavrını belli edemeyebilir, o yüzden karşındaki kızı suçlama. kıza hoşlandığını belli edecek, ona değer verdiğini gösterecek, kendin için bir arkadaştan farklı konumda olduğunu gösterecek şekilde davranırsan, baştan direkt arkadaş olarak giriştiyseniz bile, sevgililik yoluna gider. erkeklerin friendzone korkusu var da, o olay aslında öyle işlemiyor, kız senden hoşlandıysa, senin tavrına göre friendzone'a koyabiliyor bazen. yani kız hoşlanıyor, sen de hoşlandığın halde askerlik arkadaşı/playstation kankası gibi davranıyorsan, friendzone'a gidersin tabi. ama bunun için cool karizma olmana gerek yok, yani bir kıza hoşlandığını belli etmen için. olay orada. yani çocuk ruhlu olmayı bahane olarak gösterme, bunun olayla alakası yok, hoşlandığın kızla cesurca ilgilen. ha belki de seni baştan arkadaş olarak görmüştür, o zaman yapılabilecek bir şey yok, gerçi o denge de çok ince ama, sen ilgini göster, aldığın tepkiye göre davranışını diğer yöne itersin, yani hoşlandığını belli ettin ama kız arkadaşça davranmaya ısrarla devam ediyorsa -dikkat! bazı dişiler çekingen olduğu için onlarla biraz daha uğraşman gerekebilir :)) - o zaman arkadaş olursunuz, ama önemli olan hoşlanmanın aniden aşk-meşk'e dönüşmemesi, buna dikkat et. ben yıllardır öyle yapıyorum, gerçi insan gene de hayallere dalıyor, ama hoşlandığın kimseye olan hislerini, karşılık alana kadar o seviyede tut, çocuksu da olsan, yakışıklı da olmasan, karşılık görünce de go go go! :D
ha bir de, ben şu anda senin gibi bir arkadaştan çooook hoşlanıyorum, benim gibi çocuksu bir kız arkadaş da edinebilirsin -ha ben daha edinemedim kendisini, o ayrı.. :( -
0
olmadığın biri gibi görünmeye çalışmak kadar itici bir şey yok.nasıl hissediyorsan o şekilde kal.ayrıca benden adam olur mu,ne demek?adamsın zaten.herkesin kişiliği,karakteri farklıdır.
0
@baldur: yok yahu, hoşlandığım kızları friendzone'a çekmedim, hoşlandığım bir kız olmadı zaten yani öyle çıksak ne güzel olur falan diyecek kadar (karen gillan'ı saymıyorum ehehe). sadece hani karşı cinsten de bir talep henüz görmeyince, ileride hoşlandığım kişi olması durumunda onunla da arkadaş konumuna düşmekten korkuyorum, sorun bundan ibaretti.
@pasp: benim gibi arkadaşların talep gördüğünü görmek çok güzel :D dediklerini not ediyorum. bu arada direkt arkadaş olmak kızlarla şu ana kadar bir problem teşkil etmedi, dediğim gibi hoşlandığım biri olmadı çünkü. bu arada sana da kolay gelsin çalışmalarında hehe.
@rock n roll: adam derken yanlış bir ifade kullanmışım, kast ettiğim şey yetişkinlik idi. hani çocuğum da, adam olacak mıyım gibisinden.
@pasp: benim gibi arkadaşların talep gördüğünü görmek çok güzel :D dediklerini not ediyorum. bu arada direkt arkadaş olmak kızlarla şu ana kadar bir problem teşkil etmedi, dediğim gibi hoşlandığım biri olmadı çünkü. bu arada sana da kolay gelsin çalışmalarında hehe.
@rock n roll: adam derken yanlış bir ifade kullanmışım, kast ettiğim şey yetişkinlik idi. hani çocuğum da, adam olacak mıyım gibisinden.
0
eyvallah.. da benim arkadaş da bazen çocuksuluğun dozunu abarttığı için birbirimize defter, kalem, silgi atmak gibi salaklıklar yapıyoruz ya da kulak dibinde sesinin sonuna kadar bağırmak gibi huyları var, falan.. -kendisi 30 yaş üstü bu arada, belirteyim :) - zaten o kadar da değilsindir XD bu arada çanta süper, nereden bulabilirim?
0
@fempusay: çantadan ayrılmam çok zor zaten, sağol :)
@pasp: çantam pazardan, allah korusun nazardan ehehe. ebay'den aldım çantayı.
otuz değilim, o kadar da çocuk değilim bu arada yahu o da ilginç bir vakaymış, eğlenceli :) sanırım bunlar hep yaşanamayan çocukluklardan kaynaklanan şeyler.
@pasp: çantam pazardan, allah korusun nazardan ehehe. ebay'den aldım çantayı.
otuz değilim, o kadar da çocuk değilim bu arada yahu o da ilginç bir vakaymış, eğlenceli :) sanırım bunlar hep yaşanamayan çocukluklardan kaynaklanan şeyler.
0
ete summer
2 şişe ( büyük ) rakı var dolapta. içinde çeyreği kadar var ikisininde. 3-4 aydır dolapta duruyor. ev arkadaşlarım çok üşengeç, üşengeçlikten atmamış olabilir. ama belki de bozulmayan bir şeydir, bi ara içerler diye de bekletiyor olabilirler. ben alkol kullanmayan biriyim, dolabı her açışımda görmek
2 şişe ( büyük ) rakı var dolapta. içinde çeyreği kadar var ikisininde. 3-4 aydır dolapta duruyor. ev arkadaşlarım çok üşengeç, üşengeçlikten atmamış olabilir. ama belki de bozulmayan bir şeydir, bi ara içerler diye de bekletiyor olabilirler. ben alkol kullanmayan biriyim, dolabı her açışımda görmek açıkcası rahatsız etse de, 3 yıldır aynı evde olmamıza rağmen bir kez olsun içmeyin, rahatsız oluyorum falan deme hakkı görmedim kendimde. zaman zaman davet ederler, eğer başka arkadaşları da varsa yanlarında kendi odama çekilirim. ama sadece onlar içiyorsa dururum yanlarında, ben de sigara nargile falan içerim. neyse bu kadar uzatma sebebim, temelde onlara bir müdahalem olmadı, ancak eğer bu rakı bozulan bir şeyse, ve 3-4 ayda bozuluyorsa ben bunları dolaptan çıkarmak istiyorum. yanlış anlarlar diye de şunları çıkarın diyemem. şakayla karışık aga dolapta rakınız var bozulmuyor mu lan o desem. bozulmuştur diye cevap verseler bile, sahilan dur şunları çıkaralım dolaptan demeyecek üşengeçlikteler. böyle şaka yollu sorayım da ona göre mi gidip çıkarayım. yoksa farklı bir yolu var mı?
bu arada o kadar uzun yazdımki, kendi kendime şunu demeyi borç biliyorum; derdini ........ butonu nerde la?
ek: nasıl içiririm peki elemanlara? ev düzeninde mutfakla en fazla haşır neşir olan fakir benim. onlara nasıl hatırlatayım dolaptaki rakıyı?
bu arada o kadar uzun yazdımki, kendi kendime şunu demeyi borç biliyorum; derdini ........ butonu nerde la?
ek: nasıl içiririm peki elemanlara? ev düzeninde mutfakla en fazla haşır neşir olan fakir benim. onlara nasıl hatırlatayım dolaptaki rakıyı?
0
keşke gönül işlerine yazsaydın :) takıldım sadece, aldırma :) derdin büyükmüş. sen gene "bozulur mu bu?" diye sor, ama şaka yollu rahatsızlığını belirtmeye çalış ya da "ikisini bir şişeye koyalım mı?" gibisinden bir şey de -koyamazsın, ağız yapısından dolayı- dolapta yer açılsın oolum? gibisinden konuş, onlar da anlamasalar bile "şu rakıları parlatalım yahu!" diyebilirler, böylece sen de kurtulmuş olursun, ama bu geçici bir çözüm, ev arkadaşlarından ayrılana kadar katlanman gerekecek ne yazık ki, şimdi içen başka zaman da içer ne de olsa.
0
"şunu için artık ya" diyebilirsin gayet. bizim dolapta da uzun zamandır duruyor rakı, bu ara canım istemediği için içmiyorum ama her açtığımda gözüme takılıyor. iyi kötü yer de kaplar 2 rakı.
bu arada rakı bozulmaz eğer kapağı iyi kapandıysa. 3-4 ayda hele hiçbi şey olmaz.
bu arada rakı bozulmaz eğer kapağı iyi kapandıysa. 3-4 ayda hele hiçbi şey olmaz.
0
rakı bozulmaz da hazır 2-3 meze al migroslarda falan var fava çiğ köfte ya da midye artık ne tarz seviyorlarsa, lütufmuş gibi koy önlerine bu kıyağımı da unutmayın diye, o rakı o dolaptan çıkar zaten. etkiyi artırmak için arka planda bir müzeyyen senar da açabilirsin:D
0
ya muhakkak "abi icin bitsin la, dolapta yer yok" de. ben universitedeyken 4 kisiyle ayni evi paylasiyordum. birinci somestrin basinda buzlukta bir sise vodka peydah oldu ve inanir misin, yaz tatilinden dondugumuzde hala orada acilmamis bir sekilde duruyordu. dedim alin lan sunu artik buradan, herkes ben almadim ki lan onu dedi, sise de daha acilmadigi icin icmemisler kim aldiysa kizmasin diye.
0
youkoso hitori bocchi
Özel diş hekimine gittim. İlk gün diş taşı temizliği yaptı. Ayrıca dişlerimde kahverengi lekeler çıkıyordu, onları temizledi. Bir de bugün ufak bir dolgu yaptı. Toplam 500TL aldı.İlk gün sorduğumda dolgunun tanesi 150 tl, temizlik 200 tl demişlerdi, bugün 500 aldilar. Şimdi ben kazık mı yedim, yoksa
Özel diş hekimine gittim. İlk gün diş taşı temizliği yaptı. Ayrıca dişlerimde kahverengi lekeler çıkıyordu, onları temizledi. Bir de bugün ufak bir dolgu yaptı. Toplam 500TL aldı.
İlk gün sorduğumda dolgunun tanesi 150 tl, temizlik 200 tl demişlerdi, bugün 500 aldilar. Şimdi ben kazık mı yedim, yoksa araya hesapta olmayan başka bir şeyler mi karıştı? Mesela çürük olduğundan şüphelendiği bir bölgenin filmini çekti bir ara. Acaba faturayı o kabartmış olabilir mi? (Filmini çekti dediğim de bir alet tutup ekrandan resmine baktı).
İlk gün sorduğumda dolgunun tanesi 150 tl, temizlik 200 tl demişlerdi, bugün 500 aldilar. Şimdi ben kazık mı yedim, yoksa araya hesapta olmayan başka bir şeyler mi karıştı? Mesela çürük olduğundan şüphelendiği bir bölgenin filmini çekti bir ara. Acaba faturayı o kabartmış olabilir mi? (Filmini çekti dediğim de bir alet tutup ekrandan resmine baktı).
0
dişin panoramik röntgenini çekiyorlar. o parayla
diş temizliğinde de bleaching(ismini yanlış yazmış olabilirim) yaparak temizlediyse o da iyi bi paradır.
ama o kadar dişçi kültürüm var,dolgunun 150 tl olduğunu görmedim.
kanal tedavisi o para
diş temizliğinde de bleaching(ismini yanlış yazmış olabilirim) yaparak temizlediyse o da iyi bi paradır.
ama o kadar dişçi kültürüm var,dolgunun 150 tl olduğunu görmedim.
kanal tedavisi o para
0
@romayi kurtaran itfaiyeci
Hangi parayla? 150 tl mi röntgen?
Bir de buna panaromik denebilir mi bilmiyorum. Sınırlı bir bölgeyi çekti sadece. 2-3 diş filan görünüyordu yani ekranda.
Hangi parayla? 150 tl mi röntgen?
Bir de buna panaromik denebilir mi bilmiyorum. Sınırlı bir bölgeyi çekti sadece. 2-3 diş filan görünüyordu yani ekranda.
0
çok fena itelemiş hem de. 12 dolgu + çene cerrahlı diş çekimi + diş beyazlatmaya 850 civarı para verdi bi tanıdığım
0
köküne kadar itelemiş hem de. 6 dolgu diş taşı temizleme ve diş beyazlatmaya 540 kağıt vermiştim.
0
film çekimi hakikaten film çekimi oluyor, sınırlı bir alan olsa bile, minik film kullanıyorlar da, ben ortodonti tedavisi için hani ödemiştim bunun iki katını falan, gerçi 10 sene oluyor şimdi o da var :D
o değil de, ben de geçende gittim, sağlam dişimi kırmayı becerebildiğim için, kırık yerini doldurdu, iki minik dolgu yaptı, kahverengi bir iki lekeyi temizledi, 100 lira aldı. geçende de 1 saat bleaching + gene bir iki kahverengi leke temizliği yaptı, 300 lira verdim, daha doğrusu vermedim, veririm inşallah bi ara param olur da :/
o değil de, ben de geçende gittim, sağlam dişimi kırmayı becerebildiğim için, kırık yerini doldurdu, iki minik dolgu yaptı, kahverengi bir iki lekeyi temizledi, 100 lira aldı. geçende de 1 saat bleaching + gene bir iki kahverengi leke temizliği yaptı, 300 lira verdim, daha doğrusu vermedim, veririm inşallah bi ara param olur da :/
0
@pasp
Valla ortada film milm görmedim ben. Dedi ki dur bi filmini çekelim, görüntü ekrana düştü, ordan baktı her şeye...
Valla ortada film milm görmedim ben. Dedi ki dur bi filmini çekelim, görüntü ekrana düştü, ordan baktı her şeye...
0
ya böyle yukarıdan gelen bir film aleti olması lazım, portatif röntgen makinesi, öyle bir şeyle çekerler bazı durumlarda, öyle değildiyse bildiğin ağzının içine kamerayla bakmış adam.
0
Yav bu bana bir randevu daha verdi, bir büyük dolgu artı bir de olası kanal tedavisi görünüyor, onları halledeceğiz dedi. İptal mi edeyim şimdi ben? O ikisinden 500 alan, bunlar için 1000 alır. Skicem bu nasıl iş ya...
0
0
romayi kurtaran itfaiyeci
aklıma geldi de,ben londra'da bi tanesine gitmiştim. 3 katlıydı böyle her katta sadece oyuncaklarla oynayan personeller vardı.sizin de gördüğünüz böyle oyuncakçılar var mı? hani farklılıkları olan falan. aklıma geldi bi sorayım dedim.teşekkürler
aklıma geldi de,ben londra'da bi tanesine gitmiştim. 3 katlıydı böyle her katta sadece oyuncaklarla oynayan personeller vardı.
sizin de gördüğünüz böyle oyuncakçılar var mı? hani farklılıkları olan falan. aklıma geldi bi sorayım dedim.
teşekkürler
sizin de gördüğünüz böyle oyuncakçılar var mı? hani farklılıkları olan falan. aklıma geldi bi sorayım dedim.
teşekkürler
0
weeping guitar
yaşadığınız bu tarz tecrübeleri paylaşır mısınız? thx..
yaşadığınız bu tarz tecrübeleri paylaşır mısınız? thx..
0
Yani aslında tek başıma olmadı bir ekip sayesinde oldu,
İlk iş tecrübemdi, 3 boyutlu çizim ve tasarım yapacaktım,
Vagon üretmekti şirketin amacı(ilk vagonları idi),
Sonuçta başarılı olundu ama 1 yıl sürdü seri üretime geçmesi vagonun.
Edit:Şirket sıfır tecrübe ile bu işe girdi ve başarılı oldu.
İlk iş tecrübemdi, 3 boyutlu çizim ve tasarım yapacaktım,
Vagon üretmekti şirketin amacı(ilk vagonları idi),
Sonuçta başarılı olundu ama 1 yıl sürdü seri üretime geçmesi vagonun.
Edit:Şirket sıfır tecrübe ile bu işe girdi ve başarılı oldu.
0
1. sınıfa başladığımda elimde sadece anaokulu tecrübem vardı. okumayı sökmüşüm falan derken bir de baktım üniversiteyi bitiriyorum.
0
6 yıl önce girdiğim işimin ilk günü. Hiçbir tecrübem yoktu ama 6 yılı bu sektörde bitirdiğime göre hala başarılıyım sanırım.
0
ne ürettiklerini söyleyemem -gizliliği olan bir şey çünkü- ama ileri teknoloji seramik diyeyim, sıfır tecrübeyle, yüksek lisans sonrası başlayıp koca fabrika kurmuş arkadaşlarım var, ha tabi sonra şirketin diğer gerizekalı ortakları yüzünden fabrika rezil oldu ama ellerinde bir sürü patent vardı şirketten ayrıldıklarında. yani başka bir yerde tekrar baştan başlayabilirler. konu hakkında da biraz bilgileri vardı teorik olarak ilk başladıklarında, ama pratikleri hiç yoktu.
bir başka arkadaşım da en bilinen sigorta firmalarından birinde çalışırken ayrıldı ve organizasyon şirketi kurdu, düğün, nişan, mezuniyet vs. organizasyonu. tek tecrübesi de bizim arkadaş toplantılarımızı belli bir yerde organize etmekti -ki dediğim şey, yani gerçekten de bir mekanı arayıp "alo, biz şu gün şu saatte şu kadar kişi gelicez, boş yeriniz var mı?" demek, daha fazlası değil :) - bayağı da kotardı işi, güzel yapıyor şu anda. talep eden bol.
ha, iki tane daha arkadaşım var, biri mobil uygulama işine girdi -işletmeci aslında- , diğeri de gene işletmeci ve tasarım program işine girdi, bayağı da iyi durumları var şu anda.
bir başka arkadaşım da en bilinen sigorta firmalarından birinde çalışırken ayrıldı ve organizasyon şirketi kurdu, düğün, nişan, mezuniyet vs. organizasyonu. tek tecrübesi de bizim arkadaş toplantılarımızı belli bir yerde organize etmekti -ki dediğim şey, yani gerçekten de bir mekanı arayıp "alo, biz şu gün şu saatte şu kadar kişi gelicez, boş yeriniz var mı?" demek, daha fazlası değil :) - bayağı da kotardı işi, güzel yapıyor şu anda. talep eden bol.
ha, iki tane daha arkadaşım var, biri mobil uygulama işine girdi -işletmeci aslında- , diğeri de gene işletmeci ve tasarım program işine girdi, bayağı da iyi durumları var şu anda.
0
mr.goodcat
hem dişlerimin rengini beyazda tutacak hem de gün boyu ferah bir nefes sağlayacak diş macunu arıyorum. sensodyn falan kullandım ama onlarda bile 1-2 saat sonra etkisinden eser kalmıyor. şöyle uzun süreli etkisi olan bir diş macunu var mı?
hem dişlerimin rengini beyazda tutacak hem de gün boyu ferah bir nefes sağlayacak diş macunu arıyorum. sensodyn falan kullandım ama onlarda bile 1-2 saat sonra etkisinden eser kalmıyor. şöyle uzun süreli etkisi olan bir diş macunu var mı?
0
sensodyn iyidir ya, benim diş hekimim onu öneriyor -ciddi bildiğin öneriyor- bir de colgate'in en son çıkan bir beyazlatıcı serisini önerdi, dişe pek de zarar vermiyormuş da dediğine göre, ama gene de bir başka diş hekimine sormadan kullanma tabi.
0
clinomyn'in "sigara içenler için" olan versiyonu. sigara kullansan da kullanmasan da...
0
Anne ve babamın diş hekimi olduğunu belirterek opalescence beyazlatıcı diş macununu öneriyorum ama markette, eczanede bulunmuyor. Ya diş depolarından alıcaksınız yada diş hekiminizden.
0
thracian
zamanında yapılan "ingilizce öğretmenini havada kaparlar" baskısı ve ingilizceyi çok sevdiğim için ingilizce öğretmeni oldum. gittim bir de kırgızistan'da okudum. rusça, kırgızca özbekçe vs. öğrendim. ama gel gelelim özel sektörde adamlar 1000 tl maaş veriyorlar; maaşında değilim ama bir de eşşek gi
zamanında yapılan "ingilizce öğretmenini havada kaparlar" baskısı ve ingilizceyi çok sevdiğim için ingilizce öğretmeni oldum. gittim bir de kırgızistan'da okudum. rusça, kırgızca özbekçe vs. öğrendim. ama gel gelelim özel sektörde adamlar 1000 tl maaş veriyorlar; maaşında değilim ama bir de eşşek gibi çalıştırıyorlar; bu koyuyor adama.
ben doğa sporları olsun, kampçılık olsun, bisiklet olsun çok seven adamım. be bu hayatta doğaya katkı sağlayabileceğim, doğada vakit geçirebileceğim, kar kış hiç söylenmeden usanmadan açık havada çalışabileceğim bir iş istiyorum.
ama türkiye koşullarında ne national geographic gibi ne "woodland scouts" gibi devlet ile doğanın birleştiği; doğanın yararına çalışılabilecek bir iş yok.
parasında değilim. ama bu dünya için, yok olan güzelliklerimiz için, hayvanlar ya da bitkiler için iyi bir şeyler yapmak istiyorum. ne yapmalıyım? bana öneri sunarsanız çok sevinirim. çünkü böyle bir işte çalışmazsam hep içimde bir yara olarak kalacak.
ben doğa sporları olsun, kampçılık olsun, bisiklet olsun çok seven adamım. be bu hayatta doğaya katkı sağlayabileceğim, doğada vakit geçirebileceğim, kar kış hiç söylenmeden usanmadan açık havada çalışabileceğim bir iş istiyorum.
ama türkiye koşullarında ne national geographic gibi ne "woodland scouts" gibi devlet ile doğanın birleştiği; doğanın yararına çalışılabilecek bir iş yok.
parasında değilim. ama bu dünya için, yok olan güzelliklerimiz için, hayvanlar ya da bitkiler için iyi bir şeyler yapmak istiyorum. ne yapmalıyım? bana öneri sunarsanız çok sevinirim. çünkü böyle bir işte çalışmazsam hep içimde bir yara olarak kalacak.
0
belkide bu dilleri bilmenin avantajıyla uluslararası gönüllü projeleri araştırabilirsin
0
üniversitede okutman olsan? bi arkadaşım yeni oldu maaşı cok iyi ve de ders saatleri akşam 5-9 arası. çokca vaktin oluyor.
0
www.ua.gov.tr
mayış alamıyormuşsun ama her türlü ihtiyacını karşılıyorlarmış. başka yerlerde zor elde edilebilecek bir deneyim gibi geldi bana, bilmiyorum.
mayış alamıyormuşsun ama her türlü ihtiyacını karşılıyorlarmış. başka yerlerde zor elde edilebilecek bir deneyim gibi geldi bana, bilmiyorum.
0
bir arkadaşım bir yandan çağrı merkezinde çalışıyordu, bir yandan da atlas dergisi için fotoğrafçılık yapıyordu, sonradan elindeki parayla hayvan barınağı açtı ege'de bir yerde -muğla civarı olabilir, tam hatırlamıyorum- eşiyle birlikte. atlas'ta çalışırken -çağrı merkezinde de çalıştığı dönemde- daha ziyade yakın gidilebilecek yerlere gitmişti, ama çalışmadığı dönemde daha uzak ülkelere de gitti diye biliyorum. seninle çok ilgili olmayabilir ama, aklıma geldi, yazayım dedim.
0
bir daha uni okumak zor gelmezse elde de biraz para varsa jeolog olun efenim kanada ingiltere avustralya gibi ulkelerde.. hem dag tas gezersiniz acik havada calisirsiniz exploration geologist olursaniz. hem de iyi para alirsiniz, hem de agir sartlarda calistiginiz icin fifo (fly in fly out ) seklinde calisabilir, bos vakitlerinizde istediginizi yapabilirsiniz.
ama cok zor tabi. ing ogretmenligi diplomaniz hic bir ise yaramaz gibime geliyor + bilime fene dogaya tasa ilgili olmak lazim.
not: benzer acik havada calisma olayi harita muhendisliginde de var. geomatics engineering diye aratin
ama cok zor tabi. ing ogretmenligi diplomaniz hic bir ise yaramaz gibime geliyor + bilime fene dogaya tasa ilgili olmak lazim.
not: benzer acik havada calisma olayi harita muhendisliginde de var. geomatics engineering diye aratin
0
zengin rus turistlere, doga sporlari, trekking mrekking rehberi olun. antalya'dan koparabiliyosaniz onnari, alin, daga bayira vurun. hem ruscaniz paslanmaz, hem ruhunuz paslanmaz.
0
"bu dünya için, yok olan güzelliklerimiz için, hayvanlar ya da bitkiler için iyi bir şeyler yapmak istiyorum." demiş Dünya Bankası ve BM diyenlere kesnlikle kulak asmayın. Dünya ekonomilerini ve siyasi emellerine aracılık yaptıkları bu kurumlarla dengesizlikleri daha artırmasınlar şimdilik başka hayır gelmez bu kurumlardan.
Sizin aradığınız şey öğretmenlik özel olur devlet olur araştırın çocukları sizin gibi doğa bilinci olan insanlar yetiştirin. Ya da Uluslararası Projeler. EVS (European Volunteer Service) e de bakabilirsiniz.
Sizin aradığınız şey öğretmenlik özel olur devlet olur araştırın çocukları sizin gibi doğa bilinci olan insanlar yetiştirin. Ya da Uluslararası Projeler. EVS (European Volunteer Service) e de bakabilirsiniz.
0
dedim dedim de kime dedim
nedir?
nedir?
0
lawist
Ölüm diyince aklnıza ne geliyor ? Ne olucak halimiz öldükten sonra ? Korkuyor msunuz ?
Ölüm diyince aklnıza ne geliyor ? Ne olucak halimiz öldükten sonra ? Korkuyor msunuz ?
0
ölüm anından korkuyorum. ölümden sonra yok olacağıma inanıyorum bu aralar. üzerine fazla düşünmedim, düşünürsem belki fikrim değişir. yok olacağıma göre ölümün sonrasından korkmama gerek, yokken bir şey hissetmeyecek, düşünmeyeceğim ne de olsa. :)
0
ölümden değil anne ve babadan önce ölmekten korkuyorum. ölümümü tatmalarından.
yoksa şimdi ölsem hiç fark etmez bilinç kapanıp gidiyor.
yoksa şimdi ölsem hiç fark etmez bilinç kapanıp gidiyor.
0
korkmuyorum. 1dk yaşayacağımız garanti değilken din işlerini kenara atıyorum, "raaaad ol ya" modunda takılıyorum. evet, malım
0
korkmuyorum, ama ölmek de istemiyorum en az bi 30 sene daha.
öldükten sonra da şöyle,
"korkma sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın. sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin, oradan özüne ulaşacaksın, çiçeğin özüne bir arı konacak, belki, belki o arı ben olacağım"
öldükten sonra da şöyle,
"korkma sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın. sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin, oradan özüne ulaşacaksın, çiçeğin özüne bir arı konacak, belki, belki o arı ben olacağım"
0
Ölümün kendisinden korkmuyorum ama geliş şeklinden korkuyorum. Boğularak, yanarak falan ölmek istemiyorum.
0
ölmekten değil ama ölüm tehlikesindeyken korkuyorum. ama zaten hayatta kalmak için korkmak da lazım. öldükten sonra hiçlik olacak sanırım...
0
Korkmuyorum tersine merak ediyorum neler olucak diye. Ama nasıl öleceğim orası muamma biraz, neticede herkes kadar korkuyorum bu kısmından.
0
ölümle hiç karşılaşmamış birisine bu soruyu sorarsan doğru bir cevap alamazsın. hiç öldün mü ki korkacaksın ya da korkmayacaksın?
0
Korkmuyorum ben de. Hatta merak ediyorum. Göreceğim elbet bi gün acelem yok :)
0
öldükten sonra yok olup gideceğim için ölümden korkmak diye bi şeye pek inanmıyorum. zaten öldüğümü hiçbi zaman bilemicem. ama ölüme gitmekten korkarım. kötü bi hastalıkla yaşamaktan (yani yapılacak bi şeyin olmadığı bi evredeki hastalıktan bahsediyorum), acı çekmekten falan korkarım.
0
son 1-1.5 yıldır skimde değil açıkçası, korkmuyorum ben kendi başıma gelmesinden. burası da iyi, yokluk da iyi.
0
sevdiklerimin bensiz kalması, bir süre sonra alışmaları, sonra beni tamamen unutmaları.
0
kendi ölümümden ziyade sevdiklerimin ölümünden korkuyorum. hani sevdiklerimden de ailem beni unutmaz sanırım -onu da sanıyorum yani :))))) - onlar da ölümümden dolayı üzülsün istemem. yapmak istediğim bir iki bir şey vardı, bunjee jumping gibi basit şeyler, onun dışında www.youtube.com ha platonik mlatonik takıldığımız birileri var da, o da zaten platonik olduğu için önemli değil yani ahahahhahahah XD
ha platonik mlatonik takıldığımız birileri var da, o da zaten platonik olduğu için önemli değil yani ahahahhahahah XD
0
En büyük korkum mezarımın dar gelmesi. Biraz klostrofobik bir insanım. Bu korkutuyor beni. O toprak falan...
0
hayatı istedikleri gibi yaşayamayanlar ölümden korkar diye laf var..
0
nec12
siz de elinizde kahveyle böyle kış müzikleri dinlemeyi sever misiniz? Regina Spector, Thom Yorke, Lana Del Rey hatta Coldplay.. Sizin kış şarkılarınız nelerdir?
siz de elinizde kahveyle böyle kış müzikleri dinlemeyi sever misiniz? Regina Spector, Thom Yorke, Lana Del Rey hatta Coldplay.. Sizin kış şarkılarınız nelerdir?
0
Kitap, kahve, müzik, battaniye. Sevilmez mi?
Fiona Apple, Sia, Emily Wells, Ane Brun şarkılarını da tavsiye ederim.
Fiona Apple, Sia, Emily Wells, Ane Brun şarkılarını da tavsiye ederim.
0
Blues. Bunun dışında Empyrium, Eternal Tears Of Sorrow, Amon Amarth, Children of Bodom, Sonata Arctica, Vàli, The Cure.
0
Bunnar gider bak
cowboys fringants www.youtube.com
malajube www.youtube.com
city and color www.youtube.com
cowboys fringants www.youtube.com
malajube www.youtube.com
city and color www.youtube.com
0
elliott smith, tracy chapman, anathema, tori amos, turgut berkes, sakin, mot ve ötesi -yalnız ilk üç albümü, diğer albümlerini dinleyemiyorum genelde-, duman'ın ilk albümü -en bayık, arabesk şarkıları ama-, blonde redhead ve incubus'un bazı şarkıları.
yakında böyle bir liste yapıp 8tracks'e koyacağım, sana da gönderirim istersen linkini.
yakında böyle bir liste yapıp 8tracks'e koyacağım, sana da gönderirim istersen linkini.
0
bu sene isveççe şarkılardan gidiyorum. garmarna, gjallarhorn gibi.
bir de active child johnny belinda.
bir de active child johnny belinda.
0
@pasp gönderirsen çok sevinirim.
Teşekkürler herkese tavsiyeleri için. Bir de www.rainymood.com diye bir site keşfettim, yağmur yağmadığı zamanlarda moda giriyorum güzel oluyor. :)
Teşekkürler herkese tavsiyeleri için. Bir de www.rainymood.com diye bir site keşfettim, yağmur yağmadığı zamanlarda moda giriyorum güzel oluyor. :)
0
rainy mood güzel, ekstradan benzeri şu siteler var:
naturesoundsfor.me
www.soundsleeping.com
www.forestmood.com
soundstosleepto.com
rainfor.me
edit: ha bir de şu: www.ferryhalim.com yağmur sesiyle güzel gidiyor.
naturesoundsfor.me
www.soundsleeping.com
www.forestmood.com
soundstosleepto.com
rainfor.me
edit: ha bir de şu: www.ferryhalim.com yağmur sesiyle güzel gidiyor.
0
youkoso hitori bocchi
Soğuk havalarda koşarken üstüme giyebileceğim uzun kollu kıyafet tavsiyesi olan var mı? Eşofman üstü, kapşonlu/kapşonsuz sweatshirt, yağmurluk vs... Her öneriye açığım.(erkekim)
Soğuk havalarda koşarken üstüme giyebileceğim uzun kollu kıyafet tavsiyesi olan var mı? Eşofman üstü, kapşonlu/kapşonsuz sweatshirt, yağmurluk vs... Her öneriye açığım.
(erkekim)
(erkekim)
0
ben de benzer bi duyuru açıcaktım bu ara, sağa sola soruyordum. aldığım cevaplar genelde kat kat giyinmem yönünde oldu. atlet+tişört+polar şeklinde çıkmayı düşünüyorum ben. bu başlığı da takip edeyim iyi öneriler için.
aslında cevap yazmayacaktım ama nicki görünce yazmadan edemedim ahaha. şarkı direkt kafamda çalmaya başladı, gözlerim doldu ;_;
aslında cevap yazmayacaktım ama nicki görünce yazmadan edemedim ahaha. şarkı direkt kafamda çalmaya başladı, gözlerim doldu ;_;
0
ya ben de kat kat giyiniyorum şahsen, çok rahat hastalabiliyorum çünkü -zayıf bir bünyem var ne kadar sağlıklı yaşamaya çalışsam da- bence kesinlikle kapşonlu veyahut da kulaklarını koruyabilecek bir şey kullan, ne bileyim, müzik dinleyerek koşuyorsan mesela, ya büyük kulaklık al ya da kulakiçi kulaklık -kulağın içine içine girmesi şart değil tabi- kullanıyorsan da bere falan tak, ben çok çabuk kulağımdan soğuk kapıyorum. çok soğuksa ve rüzgarlıysa boynunu muhakkak koru. bu arada ben bunları yazıyorum ama kendime göre, sen hastalanmıyorsan o kadar sallama.
altıma eşofman altı + dize kadar çorap giyiyorum -çok kalın çorap giymiyorum, ama uzun oluyor genelde- üstüme de kapşonlu olabilir, olmayabilir, önü fermuarlı bir sweatshirt ya da polar üst giyiyorum, içime muhakkak belimi kapatacak bir atlet giyiyorum -çok çabuk sistit oluyorum çünkü- sözlükçüler kızmasın ama, alttan çıtçıtlı atlet de giyiyorum bazen -kadınım, evet- eğer kadınsan, sütyen yerine spor sütyeni/büstiyer falan giyebilirsin, büstiyer daha iyi oluyor, atletin üstüne de uzun kollu penye giyiyorum genelde. ya bildiğin koşuya mı çıkıyorum kutuplara mı gidiyorum belli değil ha! o yüzden soğuk havalarda spor salonuna gitmeye başladım, deli gibi terleyip sonrasında üstünü değiştirmek daha iyi bence, ben yürüyüş yolundan eve dönerken bile hastalanabiliyorum çünkü :(
edit: ha, soğuk havada yürümek candır, dinç tutar, o ayrı. ama ben geçen gece okulda kaldım bir iş için, okulda yattım yani, battaniyem ve kalın kıyafetlerim de vardı ama ertesi güne ateşim çıktı hemen. :(
altıma eşofman altı + dize kadar çorap giyiyorum -çok kalın çorap giymiyorum, ama uzun oluyor genelde- üstüme de kapşonlu olabilir, olmayabilir, önü fermuarlı bir sweatshirt ya da polar üst giyiyorum, içime muhakkak belimi kapatacak bir atlet giyiyorum -çok çabuk sistit oluyorum çünkü- sözlükçüler kızmasın ama, alttan çıtçıtlı atlet de giyiyorum bazen -kadınım, evet- eğer kadınsan, sütyen yerine spor sütyeni/büstiyer falan giyebilirsin, büstiyer daha iyi oluyor, atletin üstüne de uzun kollu penye giyiyorum genelde. ya bildiğin koşuya mı çıkıyorum kutuplara mı gidiyorum belli değil ha! o yüzden soğuk havalarda spor salonuna gitmeye başladım, deli gibi terleyip sonrasında üstünü değiştirmek daha iyi bence, ben yürüyüş yolundan eve dönerken bile hastalanabiliyorum çünkü :(
edit: ha, soğuk havada yürümek candır, dinç tutar, o ayrı. ama ben geçen gece okulda kaldım bir iş için, okulda yattım yani, battaniyem ve kalın kıyafetlerim de vardı ama ertesi güne ateşim çıktı hemen. :(
0
@allecat
Dinleyip dinleyip yollara vuruyoruz kendimizi işte. :'(
Decathlon'un sitesinde Kalenji'nin uzun kollu birkaç tshirt'ü gözüme çarptı, bir göz at istersen.
Dinleyip dinleyip yollara vuruyoruz kendimizi işte. :'(
Decathlon'un sitesinde Kalenji'nin uzun kollu birkaç tshirt'ü gözüme çarptı, bir göz at istersen.
0
@pasp
Sütyen/büstiyer delüğanlıyı bozar. :)
Polar çok terletir diye tahmin ediyorum. Pek sağlıklı olmayabilir o.
Sütyen/büstiyer delüğanlıyı bozar. :)
Polar çok terletir diye tahmin ediyorum. Pek sağlıklı olmayabilir o.
0
özellikle kafa boyun ve elleri korumak gerekiyor.kafa boyun direk rahatsızlık veriyor,eller de çılgın gibi çatlıyor.geri kalanı sizi üşütmeyecek hafif terinizi emecek dar bir kat üzerine giyilen eşofman olur kapşonlu bişiler olur polar olur.
bu akşam ben de çıkacağım.hem de ankara soğuğuna.kolaylıklar diliyorum.
bu akşam ben de çıkacağım.hem de ankara soğuğuna.kolaylıklar diliyorum.
0
polar sıkıntı. ben ter tutmayan atlet + tişört giyiyorum. eğer hava tişörtle koşulmayacak gibiyse ince bir rüzgarlık geçiriyorum. decathlon'dan almıştım. çok soğuk havalarda da yanıma bir sweatshirt alıyorum, koşarken belime bağlıyorum koşu bitiminde eve dönerken üşümemek için giyiyorum. polar yerine teri dışarı atan kışlık rüzgarlıklar var, onlara bak.
0
geçen kış decatlon'dan kalenji ürünlerini almıştım. hem ucuz, hem kaliteli. içinize iç tayt, üste eşorfman altı, üste teri dışarı atan ancak dışardan hava geçirmeyen uzun kollu kıyafet, onun üzerine eşorfman üstü, bere, atkı (sadece boynu koruyan koşu atkısı)eldiven...
karda kışta attım kendimi dışarı bunlarla. tavsiye ederim
edit: polar giyen, soğukta ölür. net. o terin içeride hapsolmaması lazım. pamuklu kıyafetlerden uzak durun.
karda kışta attım kendimi dışarı bunlarla. tavsiye ederim
edit: polar giyen, soğukta ölür. net. o terin içeride hapsolmaması lazım. pamuklu kıyafetlerden uzak durun.
0
calmdown
Burger King'de satılan ballı hardal sosunu şişe veya kavanoz vs içinde satın alm şansım var mıdır? Ya da Burger King koli ile sos satışı yapıyor mu?
Burger King'de satılan ballı hardal sosunu şişe veya kavanoz vs içinde satın alm şansım var mıdır? Ya da Burger King koli ile sos satışı yapıyor mu?
0
koli ile istersen verir parasını alırsın.tanesi 50 krş olmalı.
0
lambada
Canım duyuru yaşadığım sıkıntıları az buçuk biliyorsun(git: http://eksiduyu.ru/666015)İş güç iyice bunalttı,hiç tanımadığım gergin, mutsuz birine dönüştürmeye başladı beni.Bir de senelerdir bir hayalim var.Adada yaşamak.Büyükada olur, Heybeliada olur. yeter ki dört tarafım deniz, orman olsun, bisik
Canım duyuru yaşadığım sıkıntıları az buçuk biliyorsun
(git: eksiduyu.ru)
İş güç iyice bunalttı,hiç tanımadığım gergin, mutsuz birine dönüştürmeye başladı beni.
Bir de senelerdir bir hayalim var.
Adada yaşamak.
Büyükada olur, Heybeliada olur. yeter ki dört tarafım deniz, orman olsun, bisikletimi alıp tur atayım akşamları, telaşsız gülümseyen insanlarla yaşayayım.
Yaş 28 olan, iktisat mezunu, pazarlama yüksek lisansı yapmış, iş tecrübesi olan kişiye adada iş var mıdır ki, varsa nedir, nasıl bulunur?
Bir yol gösterin, 40 yıl duacınız olayım, deniz gören,en güzel çiçekli balkonlarda misafirim olun :)
Yeminle hiç bir şeyi bu kadar istemedim hayatta.
Gidersem de işte tam da böyle bir zamanda giderim.
(git: eksiduyu.ru)
İş güç iyice bunalttı,hiç tanımadığım gergin, mutsuz birine dönüştürmeye başladı beni.
Bir de senelerdir bir hayalim var.
Adada yaşamak.
Büyükada olur, Heybeliada olur. yeter ki dört tarafım deniz, orman olsun, bisikletimi alıp tur atayım akşamları, telaşsız gülümseyen insanlarla yaşayayım.
Yaş 28 olan, iktisat mezunu, pazarlama yüksek lisansı yapmış, iş tecrübesi olan kişiye adada iş var mıdır ki, varsa nedir, nasıl bulunur?
Bir yol gösterin, 40 yıl duacınız olayım, deniz gören,en güzel çiçekli balkonlarda misafirim olun :)
Yeminle hiç bir şeyi bu kadar istemedim hayatta.
Gidersem de işte tam da böyle bir zamanda giderim.
0
şu şekilde bir yaşam sürmen bence olası:
kadıköy/bostancı'da iş yeri.
ada'da ev.
ben de bunu istiyorum bu arada, ama adada ev bulmak kolay mıdır onu bilmiyorum. bir de hafta sonları kafayı yemekten korkuyorum(kalabalık yüzünden). en büyük endişem de, ulan ya seferler iptal olursa ne yaparım?
hatta şuna da cevap verse ya biri:
"adada yaşayıp kadıköy/bostancı'da iş yeri olan birisi için, motor/deniz otobüsü/vapur seferleri iptal olursa a. sabah işe nasıl gider, b. akşam eve nasıl döner?"
kadıköy/bostancı'da iş yeri.
ada'da ev.
ben de bunu istiyorum bu arada, ama adada ev bulmak kolay mıdır onu bilmiyorum. bir de hafta sonları kafayı yemekten korkuyorum(kalabalık yüzünden). en büyük endişem de, ulan ya seferler iptal olursa ne yaparım?
hatta şuna da cevap verse ya biri:
"adada yaşayıp kadıköy/bostancı'da iş yeri olan birisi için, motor/deniz otobüsü/vapur seferleri iptal olursa a. sabah işe nasıl gider, b. akşam eve nasıl döner?"
0
@ok bye; ben de sevindim, gel iş bulalım adada, bi de ev arkadaşı oluruz, çok güzel yemek yaparım :)
şu anki işim neredeyse istanbul dışında olduğundan adadan gidip gelmem imkansız, anca Kabataş ya da Bostancı taraflarında bir iş bulmam lazım.
Ama asıl istediğim telaşsız, sabah yürüyüşüm,ü kahvaltımı yapıp işe gidip gelebilmek..yani hayatı her anın tadına vararak yaşayabilmek. böyle savrularak hep bişeylere, biyerlere yetişmeye çalışarak değil.
şu anki işim neredeyse istanbul dışında olduğundan adadan gidip gelmem imkansız, anca Kabataş ya da Bostancı taraflarında bir iş bulmam lazım.
Ama asıl istediğim telaşsız, sabah yürüyüşüm,ü kahvaltımı yapıp işe gidip gelebilmek..yani hayatı her anın tadına vararak yaşayabilmek. böyle savrularak hep bişeylere, biyerlere yetişmeye çalışarak değil.
0
@saygilarefendim; teşekkürler.
adada çok güzel evler de buldum sahibinden.com da. eşyalı oluyor genelde zaten. çoğunun ısıtması/kombili falan, kiralar gayet makul. Beşiktaş ta verdiğim kiradan çok daha uyguna denize nazır, havuzlu, bahçeli evler var :)
seferlerin iptali halinde aklıma gelen çözüm ist. da bi arkadaşta falan kalmak. ama seferler çok nadiren iptal oluyor zaten, karda kışta normalde deniz otobüsü, motorlar, şehir hatları vapuru bol seçenek var.
adada çok güzel evler de buldum sahibinden.com da. eşyalı oluyor genelde zaten. çoğunun ısıtması/kombili falan, kiralar gayet makul. Beşiktaş ta verdiğim kiradan çok daha uyguna denize nazır, havuzlu, bahçeli evler var :)
seferlerin iptali halinde aklıma gelen çözüm ist. da bi arkadaşta falan kalmak. ama seferler çok nadiren iptal oluyor zaten, karda kışta normalde deniz otobüsü, motorlar, şehir hatları vapuru bol seçenek var.
0
teyzem istanbul'daki üniversitelerden birinde hoca, arkadaşları arasında büyük ada'da yaşayıp üniversiteye her gün gidip gelenler var, teyzem de yaz aylarında -idare görevi olduğu için- ada'da kaldığı sürede -ev kiralamıştı ada'dan- işlerini bu şekilde yürütmüştü. yani olmayacak şey değil, ama yoldan dolayı yorulur musun bilemem? ben mesela sürekli deniz yolculuğu yapamıyorum, ada'ya gittim mesela teyzemin yanına, bir haftada anca kendime geldim.
0
@pasp; üniversitede öğrenciyken pazartesi sabahı o zamanki şehirhatları vapuruna çınarcık'tan (yalova) biner, sırasıyla tüm adaları dolaşarak kabataşa gelirdim 2,5 satte. cuma akşamı da aynı şekilde kabataş tan çınarcık a dönüş. en keyif aldığım yolculuktur deniz yolculuğu, hele ada vapuruysa..
yani bir sıkıntı yok, bostancı ya da kabataş tarafında bir işim olsa yine her gün gidip gelebilirim ama adada bir işle, sabah bir yere yetişme telaşı olmadan zevkle uyanmayı tercih ederim.
yani bir sıkıntı yok, bostancı ya da kabataş tarafında bir işim olsa yine her gün gidip gelebilirim ama adada bir işle, sabah bir yere yetişme telaşı olmadan zevkle uyanmayı tercih ederim.
0
ne güzel yaa.. çok özenmişimdir deniz yolculuğu yapabilenlere. dedim ya, ben adaya gittim maksimum 45 dakka 1 saattir, bir hafta yattım. tansiyonum inanılmaz dengesizleşiyor. o zaman git gel yani, bir sorun olmaz senin için.
edit: tam okumamışım. ama ada'da iş bulman zor bence, hele de deneyimin de iyiyse -tabi böyle derken, senin konumundaki insanlar genelde istanbul'da çalışıp ada'da yaşıyor da.. yani yapılacak iş yok orada, o anlamda dedim-. aslında sermayen varsa bir yer açabilirsin, içmeye gelirim -yalnız bir ay kalırım, zaten bir haftası yatmakla geçecek :D -
edit: tam okumamışım. ama ada'da iş bulman zor bence, hele de deneyimin de iyiyse -tabi böyle derken, senin konumundaki insanlar genelde istanbul'da çalışıp ada'da yaşıyor da.. yani yapılacak iş yok orada, o anlamda dedim-. aslında sermayen varsa bir yer açabilirsin, içmeye gelirim -yalnız bir ay kalırım, zaten bir haftası yatmakla geçecek :D -
0
duzsac
Her sene yaptiririm ama simdi dusunceliyim yaptirsam mi diye dusunuyorum. Siz yaptirdiniz mi ey ahali yoksa hic gerek yok diye mi dusunuyorsunuz ?
Her sene yaptiririm ama simdi dusunceliyim yaptirsam mi diye dusunuyorum. Siz yaptirdiniz mi ey ahali yoksa hic gerek yok diye mi dusunuyorsunuz ?
0
ne zaman grip aşısı yaptıran birini görsem yaptıran o sene grip oluyor. ben de bulaşmıyorum hiç.
0
bi kere yaptırdım. büyük bir fark görmedim. hatta geçen sene yaptırmamama rağmen hiç grip olmadım.
bu arada "yaptırmamama" nasıl bir kelimedir arkadaş:)
bu arada "yaptırmamama" nasıl bir kelimedir arkadaş:)
0
alerjik bunyem yuzunden bronşit olurum doktorum grip aşısı ol dedi bende çok farklı savlar atılıyor ortaya çoğunluk yaptırma diyor dedim, ben yaptır diyorum dedi.
sonuç. yaptırmadım hayatımdada olmadım hiç
bilmiyorum hala napsam
sonuç. yaptırmadım hayatımdada olmadım hiç
bilmiyorum hala napsam
0
@the kene yolda yururken telefonda bakmadan yaziyorum olur oyle seyler idare ediverin :P
0
ben her sene hic aksatmadan, yaz-kis demeden 2-3 kere cok agir hasta olan biriyim ve annemin israrlarina dayanamadigim icin 3 sene once ilk asimi oldum, (her sene oluyorum, gerci bu sene olmadim daha) ondan beri de hic hasta olmadim. ama cok garip bir sey oluyor bende. boyle hasta olacak gibi oluyorum, tum belirtiler gosteriyor kendini, halsizlik usume bilmem ne hepsi iste (simdi aklima gelmedi) yani 'aha (diyorum) simdi hasta olacagim' ama olmuyor iste bi turlu. oyle kaliyor. 2 gune de o belirtiler de gidiyor, hasta olamiyorum bi turlu. bana sorarsan bu durum hasta olmaktan dha sinir bozucu. ya da ben hastaliga alistigim icin oyle geliyor, bilemiyorum ama boyle olunca kendimi eksik hissediyorum. soyle okuz gibi hasta olsam, yataklara dussem, sonra da iyice iyilessem kendimi tam hissedecegim. bu sene soguk bi yere tasindigim icin ve annemden de ayrildigim icin (tek basima hasta olmayi goze alamam) asi yaptiracagim ama oyle olmasa bu sene yaptirmayi dusunmuyordum. eger senin oyle bi durumun yoksa yaptirma derm yani, insan bi hos oluyor cunku, ne bileyim. oyle iste, ben de destan yazdim ama affola.
0
bildiklerim şunlar: -doktor olan bir tanıdığımdan aldığım bilgiler, ama gene de bir başka doktora daha sorunuz-
grip virütik bir bastalık olduğundan ve virüsler çok kolay kendi yapılarını yenileyebildiklerinden, aşı olmanın bir anlamı yok. zaten grip için de kesin bir tedavi yok, çünkü en hızlı kendisini yenileyen virüslerden biri, tüm sistemini -dna ya da rna 'dan sadece birini içeriyor, tam hatırlamıyorum hangisi ama- yeniliyor, o yüzden aşıları da yenileseler bile, aynı sene hatta ay içerisinde bile değişiyor, hatta antibiyotik bile fayda etmiyor -antibiyotikler virüslere etki etmez pek- o yüzden grip olacağınız varsa olursunuz, bir-iki gün yatarak dinlenip, sıvı tüketimini arttırıp -bol limonlu çay olur, ıhlamur olur, zencefilli bir şeyler olur, bol su olur, çorba olur vs. vs. artık sağlıklı olarak neyi düşünüyorsanız- içerek ve theraflu benzeri soğuk algınlığı, grip semptomlarını azaltan -hastalığın kendisini gidermezler, semptomlarını, yani belirtilerini giderirler- ilaçlar kullanırsanız, zaten bir kaç gün içinde geçecektir. bu süreçte de kendinizi yormayacaksınız. bir de ben first defence kullanırım hasta olacağımı hissettiğim durumlarda ama kesinlikle doktora sormadan kullanmayın, bazı hastalarda burun kanamasına ve şiddetli baş ağrısına sebebiyet verebiliyormuş, ki gribi önlemiyor olabilir gene de, ben kırıklık hissettiğim zaman kullanıyorum ama mikrobik hastalıklara mı iyi geliyor yoksa gribi mi önlüyor bilmiyorum cidden.
benim bildiklerim bu şekilde. tecrübeli bir doktordan öğrendiklerim bunlar ama çevrenizde tecrübeli bir doktora daha varsa, ona da danışınız.
not: şunu da belirteyim, 17 yaşımdan beridir mikrobik romatizma yüzünden iki haftada bir penisilin iğnesi oluyordum, son bir iki senedir, hastalığımın ilerleyip ilerlemeyeceğini görmek için, olmuyorum -vücutta belli bir miktar birikim yaptığı için, kesin sonucu hemen göremiyormuşuz, ondan dolayı olmuyorum yaklaşık iki senedir sanırım- neyse, ben çocukluğumdan beridir çok sık hastalanırım, her sene en az bir kere çok yüksek ateşli bir hastalık geçiririm -hem dikkatsizlikten, hem de bağışıklık sistemimin zayıflığından- penisilin olduğum dönemde böyle hastalık geçirmedim ilacın etkisinden dolayı sanırım, ama grip olduğum çok oldu. gene de iğne olmadım, çünkü gene bu doktorun dediğine göre, equine'in dediği gibi, aşıyı olduktan sonra, gribe benzer semptomları gene bir kaç gün boyunca yaşıyormuş bazı hastalar, bu durumda ne gerek var? yapılan aşıların çoğu, vücuda zarar veriyor gene, korumasının yanısıra. mesela haseki hastanesi'nde bizim ailemizi iyi tanırlar, her sene aileden en az bir kişi ya kedi ya köpekten tırmık, ısırık falan yer :) kedi köpek okşuyoruz, ilgileniyoruz derken bizim kadar hastanelik olan yok, oradaki doktor da demişti, yapılan her aşı, kuduz için olsun, başka hastalık için olsun, gerekliyse yapılmalı, çünkü aşırı derecede zararı var karaciğer, böbrek gibi iç organlara. doktorunuz illa yaptırın diyorsa ona bir şey diyemem, ama dediğim gibi, çok da yararlı bir şey değil.
grip virütik bir bastalık olduğundan ve virüsler çok kolay kendi yapılarını yenileyebildiklerinden, aşı olmanın bir anlamı yok. zaten grip için de kesin bir tedavi yok, çünkü en hızlı kendisini yenileyen virüslerden biri, tüm sistemini -dna ya da rna 'dan sadece birini içeriyor, tam hatırlamıyorum hangisi ama- yeniliyor, o yüzden aşıları da yenileseler bile, aynı sene hatta ay içerisinde bile değişiyor, hatta antibiyotik bile fayda etmiyor -antibiyotikler virüslere etki etmez pek- o yüzden grip olacağınız varsa olursunuz, bir-iki gün yatarak dinlenip, sıvı tüketimini arttırıp -bol limonlu çay olur, ıhlamur olur, zencefilli bir şeyler olur, bol su olur, çorba olur vs. vs. artık sağlıklı olarak neyi düşünüyorsanız- içerek ve theraflu benzeri soğuk algınlığı, grip semptomlarını azaltan -hastalığın kendisini gidermezler, semptomlarını, yani belirtilerini giderirler- ilaçlar kullanırsanız, zaten bir kaç gün içinde geçecektir. bu süreçte de kendinizi yormayacaksınız. bir de ben first defence kullanırım hasta olacağımı hissettiğim durumlarda ama kesinlikle doktora sormadan kullanmayın, bazı hastalarda burun kanamasına ve şiddetli baş ağrısına sebebiyet verebiliyormuş, ki gribi önlemiyor olabilir gene de, ben kırıklık hissettiğim zaman kullanıyorum ama mikrobik hastalıklara mı iyi geliyor yoksa gribi mi önlüyor bilmiyorum cidden.
benim bildiklerim bu şekilde. tecrübeli bir doktordan öğrendiklerim bunlar ama çevrenizde tecrübeli bir doktora daha varsa, ona da danışınız.
not: şunu da belirteyim, 17 yaşımdan beridir mikrobik romatizma yüzünden iki haftada bir penisilin iğnesi oluyordum, son bir iki senedir, hastalığımın ilerleyip ilerlemeyeceğini görmek için, olmuyorum -vücutta belli bir miktar birikim yaptığı için, kesin sonucu hemen göremiyormuşuz, ondan dolayı olmuyorum yaklaşık iki senedir sanırım- neyse, ben çocukluğumdan beridir çok sık hastalanırım, her sene en az bir kere çok yüksek ateşli bir hastalık geçiririm -hem dikkatsizlikten, hem de bağışıklık sistemimin zayıflığından- penisilin olduğum dönemde böyle hastalık geçirmedim ilacın etkisinden dolayı sanırım, ama grip olduğum çok oldu. gene de iğne olmadım, çünkü gene bu doktorun dediğine göre, equine'in dediği gibi, aşıyı olduktan sonra, gribe benzer semptomları gene bir kaç gün boyunca yaşıyormuş bazı hastalar, bu durumda ne gerek var? yapılan aşıların çoğu, vücuda zarar veriyor gene, korumasının yanısıra. mesela haseki hastanesi'nde bizim ailemizi iyi tanırlar, her sene aileden en az bir kişi ya kedi ya köpekten tırmık, ısırık falan yer :) kedi köpek okşuyoruz, ilgileniyoruz derken bizim kadar hastanelik olan yok, oradaki doktor da demişti, yapılan her aşı, kuduz için olsun, başka hastalık için olsun, gerekliyse yapılmalı, çünkü aşırı derecede zararı var karaciğer, böbrek gibi iç organlara. doktorunuz illa yaptırın diyorsa ona bir şey diyemem, ama dediğim gibi, çok da yararlı bir şey değil.
0
passion rules the game
1) ben kedilere bu mamadan aldım ama koymamla eski mamaları seçip bunu ayıklamaları bir oldu. halbuki besin değeri yüksek falan çok övmüşlerdi bu mamayı. iğrenç de kokuyor o problem değil de kedilere bunu nasıl yedirebilirim? kaç grama kaç gram koymalıyılım yeni ve eski mamadan? bir de günde 45 gram
1) ben kedilere bu mamadan aldım ama koymamla eski mamaları seçip bunu ayıklamaları bir oldu. halbuki besin değeri yüksek falan çok övmüşlerdi bu mamayı. iğrenç de kokuyor o problem değil de kedilere bunu nasıl yedirebilirim? kaç grama kaç gram koymalıyılım yeni ve eski mamadan? bir de günde 45 gram diyor bu çok az değil mi yaw nası doyacak hayvanlar?
2) sokak hayvanları için goody mama aldım ama bunlar beleşe alışıp sonra aç kalmasınlar?
3) bu da bir duyuru. migros'ta mırmır kedi kumu 11 tl 10kg'lık. hani ihtiyacı olan varsa stoklamak için güzel fırsat.
4) kullandığınız online pet sitesi hangisi? juenpetmarket kullanıyordum ama arkadaşpet daha uygun geldi?
5) kısırlaştırılmış erkek kedide ne gibi problemler olabilir? eski haline ne zaman döner? keyifsiz falan olduklarını okumuştum ama...
teşekkürler!
2) sokak hayvanları için goody mama aldım ama bunlar beleşe alışıp sonra aç kalmasınlar?
3) bu da bir duyuru. migros'ta mırmır kedi kumu 11 tl 10kg'lık. hani ihtiyacı olan varsa stoklamak için güzel fırsat.
4) kullandığınız online pet sitesi hangisi? juenpetmarket kullanıyordum ama arkadaşpet daha uygun geldi?
5) kısırlaştırılmış erkek kedide ne gibi problemler olabilir? eski haline ne zaman döner? keyifsiz falan olduklarını okumuştum ama...
teşekkürler!
0
1)beğenmediyse mümkün değil yemez. ıslatıp verirsen biraz yiyebilir ama bu sefer de motoru bozar.
2)sanmıyorum
3)ince taneli mi?
4)petburada'dan alıyordum ama el değiştirmiş. siparişimi eksik yolladılar ve çağrı merkezi yanıt vermiyor. artık gittigidiyor'dan alıyorum.
5)bu konuda bilgili değilim.
2)sanmıyorum
3)ince taneli mi?
4)petburada'dan alıyordum ama el değiştirmiş. siparişimi eksik yolladılar ve çağrı merkezi yanıt vermiyor. artık gittigidiyor'dan alıyorum.
5)bu konuda bilgili değilim.
0
5) düz kediyse kısırlaştıktan sonra daha sakin bir hayvan olacaktır. eski haline dönmez yani. he mesela benim eşoğleşeğin danası kedim bırak sakinleşmeyi daha da sapıttı o ayrı... kediye bağlı yani biraz. ama kendine gelmesi bir haftayı bulmuştu benimkinin. çok uzun değil yani.
0
1-Ben Acana'yı yedireceğim diye akla karayı seçtim. Eğer ille de yedireceğim diyorsanız, hazır olun sizi çok zor günler bekliyor. 45 gram az da, sırf kuru mamayla mı besliyorsunuz bebeleri? Evde kendiniz de öğün hazırlayın, yazık, içini kurutacaksınız bebelerin.
2-Hazıra alışma ihtimalleri tabii var ama aç kaldıklarında, canlıların en baskın güdüsü olan hayatta kalma güdüsü devreye gireceği için, yiyecek ararlar diye düşünüyorum.
4-Juenpet kullanıyorum. Fiyat/performans açısından bana uygun geliyor. Ayrıca ne yaptığını bilen insanlar ve siparişinizde sorun olursa insan gibi ilgileniyorlar ki; hepsinden önce bir sorun olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Sorun durumunda da çok hızlı çözüm geliştiriyorlar, mağdur etmiyorlar kimseyi.
2-Hazıra alışma ihtimalleri tabii var ama aç kaldıklarında, canlıların en baskın güdüsü olan hayatta kalma güdüsü devreye gireceği için, yiyecek ararlar diye düşünüyorum.
4-Juenpet kullanıyorum. Fiyat/performans açısından bana uygun geliyor. Ayrıca ne yaptığını bilen insanlar ve siparişinizde sorun olursa insan gibi ilgileniyorlar ki; hepsinden önce bir sorun olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Sorun durumunda da çok hızlı çözüm geliştiriyorlar, mağdur etmiyorlar kimseyi.
0
edit yapamıyorum nalet mobil. 1de ben "yemezsen aç kalırsın hmk kedisi" düsturunu bellemiştim. lakin sen belleme bence gerek yok. :/ evden falan kaçıyo sonra trip atıp. benimki mecburiyettendi, çünkü neden? ipnenin sindirim sistemi çalışmıyor düzgün, normal mama yedi mi bir hafta sıçamıyor!
0
sırf kuru mama beslemiyorum arada yaş mama da veriyorum ama bilemedim :) zaten bir kedim aşırı seçici çok az şeyi severek yer, diğeri de ne bulsa dalıyor ama o da ayıkladı sanırım. biraz zaman vermeyi deneyeceğim mamaya.
0
1) sevmediyse yedirmeniz çok zor. kedime kısırlaştırılmış kedi maması almıştım kesinlikle yemedi 2 gün aç gezdi. tabi sonra sevdiği mamayı aldım şimdi biraz tombul.
5) yaklaşık 1 yıl önce kısırlaştırıldı şimdiye kadar sorun yaşamadık. ilk zamanlar (en fazla 1 hafta) biraz keyifsizdi sonra normale döndü sakinleşti.
5) yaklaşık 1 yıl önce kısırlaştırıldı şimdiye kadar sorun yaşamadık. ilk zamanlar (en fazla 1 hafta) biraz keyifsizdi sonra normale döndü sakinleşti.
0
mamaya alışana kadar günlük öğününe 1 nohut tanesi kadar malt macunu atıp karıştırırsanız, o malt macununun sevdikleri tadıyla birleşiyor mama lezzeti çağrıştırıyor:) mama paketinin üstüne kedinin kilosuna göre ölçüsü vardır, yoksa internetten bakın orijen in sayfasına.
evde kısırlaştırılmış erkek kedimiz var, ilk 3 gün narkoz sonrası bir keyifsiz sersem oluyorlar, sonra da arka bölgesinde traş edilen kısım uzayana kadar bir huylu oluyorlar 1-2 hafta. sonra canavar gibi oluyorlar valla sıpa kısırlaştırıldıktan 1 hafta sonra kitosla deli gibi koşturmalı atlamalı oynamaya başlamıştı.
evde kısırlaştırılmış erkek kedimiz var, ilk 3 gün narkoz sonrası bir keyifsiz sersem oluyorlar, sonra da arka bölgesinde traş edilen kısım uzayana kadar bir huylu oluyorlar 1-2 hafta. sonra canavar gibi oluyorlar valla sıpa kısırlaştırıldıktan 1 hafta sonra kitosla deli gibi koşturmalı atlamalı oynamaya başlamıştı.
0
5) gerçekten de biraz kedinin karakterine bağlı. bazısı çok uyuşuklaşıyor ve gitgide kilo alıyor, bazısı da iyice manyağa bağlıyor, mahallenin jiletçi kabadayısı kesiliyor, hatta bazen abartıp dişi-erkek demeden tüm kedilerin üstüne çıkıyor. benim rahmetli kedimi 1 yaşından önce kısırlaştırmışlardı, normalde 1 yaşını geçince -tabi çok geçe de kalmadan- kısırlaştırmak gerekiyor, anca 1 yaşında erişkin oluyorlar çünkü -en azından veterinerden aldığımız bilgi böyleydi- ama erken kısırlaştırıldığı için biraz sorunluydu, mesela insanlara çok zor yaklaşırdı -ha sevince dibinden ayrılmazdı, o ayrı- köpeklere kafa tutardı mesela. teyzemin kedisi ise normal yaşında kısırlaştırıldı ama bildiğin manyak, yanında geçerken seni beğenmezse tırmık atar -durup dururken yani, amaçsızca..- erkek dişi demeden kedilerin üstüne çıkar, falan. öyle deli oluyorlar. ama bu psikolojik mi desem ne desem bilemedim, problemler dışında, fiziksel sağlığı ile ilgili bir şey bilmiyorum, ama bizimkiler epey iri yapılı -şişman değil, iri, yani erkek olsa kaslı olur :) - atletik sayılabilecek kedilerdi, ama kilo almaya meyilli oluyorlar her türlü gördüğüm kadarıyla.
0
farrytikki2
aslında sorum kadınlara.ona bi hediye almak istiyorum. ilk hediyem olacak. daha önce çiçek vs olmustu. ilk hediye olduğu için biraz özel birşey olsun istiyorum. tabi özel şeyler istemenin de bir maliyeti var. öğrenci adamım, çalışmıyor etmiyorum. böyle 100 tl yi geçmese iyi olacak bir hediye bulmak
aslında sorum kadınlara.
ona bi hediye almak istiyorum. ilk hediyem olacak. daha önce çiçek vs olmustu. ilk hediye olduğu için biraz özel birşey olsun istiyorum. tabi özel şeyler istemenin de bir maliyeti var. öğrenci adamım, çalışmıyor etmiyorum. böyle 100 tl yi geçmese iyi olacak bir hediye bulmak istiyorum.
size ne alayım diye sormuyorum aslında.
ne almayayım? yani size ne alınmasını istemezdiniz? bu aralar sıkça alınan hediyelerden almak istemiyorum. bi zamanlar şu isimli kolyeler patlamıstı yaaa. heh simdi hedaye dünyasına daha yeni giriş yaptıgım için gidip en popülerden almıyım.
işte kafanıza göre, önerisi olan olursa da yazarsa güzel olur.
sevgiler...
ona bi hediye almak istiyorum. ilk hediyem olacak. daha önce çiçek vs olmustu. ilk hediye olduğu için biraz özel birşey olsun istiyorum. tabi özel şeyler istemenin de bir maliyeti var. öğrenci adamım, çalışmıyor etmiyorum. böyle 100 tl yi geçmese iyi olacak bir hediye bulmak istiyorum.
size ne alayım diye sormuyorum aslında.
ne almayayım? yani size ne alınmasını istemezdiniz? bu aralar sıkça alınan hediyelerden almak istemiyorum. bi zamanlar şu isimli kolyeler patlamıstı yaaa. heh simdi hedaye dünyasına daha yeni giriş yaptıgım için gidip en popülerden almıyım.
işte kafanıza göre, önerisi olan olursa da yazarsa güzel olur.
sevgiler...
0
oyuncak, biblo istemezdim.
özellikle sevdiği bir motifi/canlıyı/rengi taşıyan bi rşeyler alabilirsin.
örneğin müzik seviyorsa nota, kedili ya da kırpkırmızı bir atkı mesela...
hediyenin ne olduğundan ziyade kişiye özel olduğunu hissetmesi önemli. evet, evet atkı atkıdır, kitap da kitap, yüzük, çiçek, albüm... yılbaşında, doğumgününde v.b. bunlardan almaycaksak ne alacağız?
önemli olan aldığınız objenin kişinin zevklerine hitap etmesi.
mesela kedisever bana hediye edilen bir atkı ile kedi motifli bir atkı arasında "benim için özenmiş, aramış ve bulmuş" kadar fark vardır :)
özellikle sevdiği bir motifi/canlıyı/rengi taşıyan bi rşeyler alabilirsin.
örneğin müzik seviyorsa nota, kedili ya da kırpkırmızı bir atkı mesela...
hediyenin ne olduğundan ziyade kişiye özel olduğunu hissetmesi önemli. evet, evet atkı atkıdır, kitap da kitap, yüzük, çiçek, albüm... yılbaşında, doğumgününde v.b. bunlardan almaycaksak ne alacağız?
önemli olan aldığınız objenin kişinin zevklerine hitap etmesi.
mesela kedisever bana hediye edilen bir atkı ile kedi motifli bir atkı arasında "benim için özenmiş, aramış ve bulmuş" kadar fark vardır :)
0
bence ben, benim sevdiğim, ilgi duyduğum şeylerle alakalı bi hediye olmasını isterdim. meselam, eskilerde çok sevdiğim bi insana gitarla, müzikle çok ilgiliydi diye penadan kolye yaptırmıştım. çok beğenmişti kendisi.
neye ilgi duyuyorsa onunla alakalı bi şeyler olabilir bence.
neye ilgi duyuyorsa onunla alakalı bi şeyler olabilir bence.
0
süs bir şey alma. üstünde taşıyabileceği bir şey al kolye olur yüzük olur bileklik bilemiyorum o sıkıntı olabilir çok sade bi şey değilse. aslında en güzeli kolye. senden bir parça gibi taşıyabileceği bir şey al abartısız sembollü.
0
strawberry'nin tam tersi olaraktan, ben kedi insanıyım, ama bana gidip kedili hediye alırsan sktr git derim -çok afedersin ama derim bunu-
çünkü kedili şeyler çok moda, kedi seven kız diye başlıklar dolusu çeşitli sözlüklerde bilgi var. kedi sevmek sıradan bir şey yani.
ben derim ki diretk onun ilk anda anlaşılabilecek bir özelliği ile ilgili olmasın, gene ona has bir şey olsun ama. şimdi diyeceksin ki, yani o kadar sıradan olmayan insan mı var? muhakkak ki en sıradan insanın bile çok değişik bir özelliği ya da az bulunan bir sevgisi vardır, öyle değilse bile sen başlat, biraz riskli bir hediye seçimi olur ama. mesela atıyorum, animeye ilgisi varsa ve anime karakterlerinin figürlerini "biriktirilebilir" buluyorsa, ülkemiz açısından konuşuyorum tabi, yoksa çoğu ülke de bu da sıradan bir hobi- ilk figürünü sen hediye et, gibi. böyle bir şey alabilirsin. ama kedili olur, atıyorum, kelebekli olur, tipik taksim kızına hitap eden şeyler alma. ben de severim böyle objeleri, ama bana hediye alınmasını istemem, kedi seven, kelebek seven bir insan olduğum çok bariz çünkü. zaten beni tanımasan ve 1 km öteden bile baksan kedi sever olduğumu anlarsın muhtemelen. o yüzden öyle her yerde ve herkeste olabilecek şeyleri alma. ne bileyim, baykuş seviyorsa baykuşlu bir obje ALMA, çünkü her 8 kızdan 17'sinde var şu anda öyle objeler. onun sana değişik gelen bir özelliğini bul, herkeste olmadığını düşündüğün ya da nadir olduğunu düşündüğün, onun üzerine oyna. ilk hediyen özel olsun. sonra istediği kadar baykuşlu, kelebekli, ne bileyim puantiye seviyorsa puantiyeli, retro şeyler seviyorsa pin-up kızlı, marilyn monroe'lu şeyler alırsın.
aslında ilk hediye olarak ben olsam para bazlı bir şey istemezdim, satın alınmasın yani, yapılsın bana. mesela sırf benim için öykü yazan, çektiği fotoğraflarla kolaj yapan -her bir fotoğrafta farklı bir özelliğimi gördüğü için- bir de beste yapan bir erkek arkadaşım vardı. ben de ona şarkı sözü yazardım misal, resimlerini yapardım. böyle olunca güzel. hadi böyle bir yeteneğin yok, ama atıyorum, onun en çok utangaçlığını seviyorsun misal ya da sarı saçlarını falan.. bunu direkt bir kağıda yaz ver, mektup gibi. bence çok daha güzel ve anlamlı olur.
çünkü kedili şeyler çok moda, kedi seven kız diye başlıklar dolusu çeşitli sözlüklerde bilgi var. kedi sevmek sıradan bir şey yani.
ben derim ki diretk onun ilk anda anlaşılabilecek bir özelliği ile ilgili olmasın, gene ona has bir şey olsun ama. şimdi diyeceksin ki, yani o kadar sıradan olmayan insan mı var? muhakkak ki en sıradan insanın bile çok değişik bir özelliği ya da az bulunan bir sevgisi vardır, öyle değilse bile sen başlat, biraz riskli bir hediye seçimi olur ama. mesela atıyorum, animeye ilgisi varsa ve anime karakterlerinin figürlerini "biriktirilebilir" buluyorsa, ülkemiz açısından konuşuyorum tabi, yoksa çoğu ülke de bu da sıradan bir hobi- ilk figürünü sen hediye et, gibi. böyle bir şey alabilirsin. ama kedili olur, atıyorum, kelebekli olur, tipik taksim kızına hitap eden şeyler alma. ben de severim böyle objeleri, ama bana hediye alınmasını istemem, kedi seven, kelebek seven bir insan olduğum çok bariz çünkü. zaten beni tanımasan ve 1 km öteden bile baksan kedi sever olduğumu anlarsın muhtemelen. o yüzden öyle her yerde ve herkeste olabilecek şeyleri alma. ne bileyim, baykuş seviyorsa baykuşlu bir obje ALMA, çünkü her 8 kızdan 17'sinde var şu anda öyle objeler. onun sana değişik gelen bir özelliğini bul, herkeste olmadığını düşündüğün ya da nadir olduğunu düşündüğün, onun üzerine oyna. ilk hediyen özel olsun. sonra istediği kadar baykuşlu, kelebekli, ne bileyim puantiye seviyorsa puantiyeli, retro şeyler seviyorsa pin-up kızlı, marilyn monroe'lu şeyler alırsın.
aslında ilk hediye olarak ben olsam para bazlı bir şey istemezdim, satın alınmasın yani, yapılsın bana. mesela sırf benim için öykü yazan, çektiği fotoğraflarla kolaj yapan -her bir fotoğrafta farklı bir özelliğimi gördüğü için- bir de beste yapan bir erkek arkadaşım vardı. ben de ona şarkı sözü yazardım misal, resimlerini yapardım. böyle olunca güzel. hadi böyle bir yeteneğin yok, ama atıyorum, onun en çok utangaçlığını seviyorsun misal ya da sarı saçlarını falan.. bunu direkt bir kağıda yaz ver, mektup gibi. bence çok daha güzel ve anlamlı olur.
0
ihtiyacım olan ya da sürekli kullanacağım bir şey olsun isterdim.
ya da çok istediğim ama pahalı olacağı için almayacağım bir şey.
tersini düşünürsek kenarda duracak, işe yaramaz bir hediye istemezdim.
(çok anlamlı olmadığı sürece.)
mesela sevgiliden gelen favori hediyelerim; demir tava, mutfak robotu, kırmızı chanel ruj vs. gerçi yemek yapmayı seven biri değilse mutfak eşyası alma:)
ya da çok istediğim ama pahalı olacağı için almayacağım bir şey.
tersini düşünürsek kenarda duracak, işe yaramaz bir hediye istemezdim.
(çok anlamlı olmadığı sürece.)
mesela sevgiliden gelen favori hediyelerim; demir tava, mutfak robotu, kırmızı chanel ruj vs. gerçi yemek yapmayı seven biri değilse mutfak eşyası alma:)
0
voyage
Açelya ismine uygun soyad sizce ne olabilir. senaryo gereği kullanılacak!yaratıcı arkadaşlardan fikilerlerini bekliyorum.
Açelya ismine uygun soyad sizce ne olabilir. senaryo gereği kullanılacak!
yaratıcı arkadaşlardan fikilerlerini bekliyorum.
yaratıcı arkadaşlardan fikilerlerini bekliyorum.
0
bence yazacağın şeyin türü önemli. mesela murat menteş ya da mehmet murat somer'in romanlarındaki karakterlerin isimlerine bayılırım, bazen "süper kahraman" ekolünü benimserler, bazen de karakter. mesela nuh tufan, ibrahim kurban ya da fujer fuji, pembe panter (kızlık soyadıyla pembe pepe gibi, ki karakter hakikaten de pepe idi, sonradan panter oldu :)) okuyanlar bilir.) tabi sıralamayı ters yaptım, yani pembe pepe süper kahraman ekolünden. aslında nuh tufan da karaktere göre verilmiş bir isim değil, çağrışıma gel modu olduğu için dikkat çekiyor. somer'in de hop-çiki-yaya serisindeki karakterlerinin takma isimleri hoşuma gider, travesti ya da eşcinseller ya, mesela ponpon ya da sofya gibi.
ne bileyim, açelya da zor bir isimmiş yahu! "açelya açılınca" ya da "açınca" yani edilgen olur etken olur mesela ne bileyim, öyle koy. :D üç tane arkadaşım vardı, aynı 76 kişilik sınıfta hepi topu 4 kızdık, üçünün de ismi çekimlenmiş fiildi, birinin geniş zamanla, birinin -di'li geçmiş zamanla, diğerininki de emir kipiyle. neyse, çok yaratıcı olmadı, ödev yapıyorum da anca bu kadar çıkıyor :D
edit: eklemeyi unutmuşum, somer'in başkahramanı olan travesti dedektifin gerçek ismi de burçak veral :) süper olmuş bence..
ne bileyim, açelya da zor bir isimmiş yahu! "açelya açılınca" ya da "açınca" yani edilgen olur etken olur mesela ne bileyim, öyle koy. :D üç tane arkadaşım vardı, aynı 76 kişilik sınıfta hepi topu 4 kızdık, üçünün de ismi çekimlenmiş fiildi, birinin geniş zamanla, birinin -di'li geçmiş zamanla, diğerininki de emir kipiyle. neyse, çok yaratıcı olmadı, ödev yapıyorum da anca bu kadar çıkıyor :D
edit: eklemeyi unutmuşum, somer'in başkahramanı olan travesti dedektifin gerçek ismi de burçak veral :) süper olmuş bence..
0
esmer
Selam dostlar;sennheiser cx300-II'm bozuldu. yerine bu sefer mikrofonlu bir model alayım iphone ile kullanayım diyorum. hangisini alayım? sennheiser cx-275s mi yoksa marshall minor mu? başka tavsiyeniz varsa o da olur, bütçe max 200 tl.not: tik'ler biraz gecikebilir ama mutlaka atarım.http://tinyurl
Selam dostlar;
sennheiser cx300-II'm bozuldu. yerine bu sefer mikrofonlu bir model alayım iphone ile kullanayım diyorum. hangisini alayım? sennheiser cx-275s mi yoksa marshall minor mu? başka tavsiyeniz varsa o da olur, bütçe max 200 tl.
not: tik'ler biraz gecikebilir ama mutlaka atarım.
tinyurl.com
www.elmasepeti.com
sennheiser cx300-II'm bozuldu. yerine bu sefer mikrofonlu bir model alayım iphone ile kullanayım diyorum. hangisini alayım? sennheiser cx-275s mi yoksa marshall minor mu? başka tavsiyeniz varsa o da olur, bütçe max 200 tl.
not: tik'ler biraz gecikebilir ama mutlaka atarım.
tinyurl.com
www.elmasepeti.com
0
akg +1, yalnız şunu diyeyim: her kulaklığında böyl oluyor mudur bilmiyorum, ki çok aramıştım öyle bir kulaklığı, volume arttırma tuşu üzerindeydi, 1 sene içerisinde kablosu kopmuş, götürdüm garantiden değiştirdim, satış fiyatının yarı fiyatı kadar ücret ödedim -zaten kulaklık alacaktım, aynı paraya gelecekti- yeni kulaklık aldım, ama o da 1 sene dayandı. sesi inanılmaz güzel veriyor cidden, ona kesinlikle lafım yok, stüdyosunda akg kullanan bir arkadaşım önermişti zaten, kullandığım süre içerisinde de ses kalitesinden çok memnun kaldım -ben mid sesleri sevdiğim ve baslarda rahatsız olduğum için, mid sese kararlanmış bir kulaklıktı- memnundum o yüzden. ama malzemesi ne kadar iyi ona bir şey diyemiyorum tabi.
0
patlak fermuar
benim iki kedim var biri 2.5 yaşında diğeri 4 aylık.
benim iki kedim var biri 2.5 yaşında diğeri 4 aylık.
0
3 tane kedimiz var. genelde arkadaşımın odasındalar, benim odamdaki bez dolabı devirdikleri için de artık odaya vizesiz sokmuyorum. ara sıra hallerini hatırlarını sorarım, "nabıyosunuz şapşikler" derim, "birader bas git aq" derler, yüz vermezler. yani zaten eve onlardan sonra gelen benim, hepsi arkadaşların bakıp büyüttüğü hayvanlar. tırmalamıyolar ama, seviyolar yine de.
0
3 köpek, 2 kedi, 2 kuş, bir sürü balık, 4 tane su kaplumbağası ve 2 tavşan. ev müstakil.
0
15-16 yaşlarında biri, 4-5 yaşlarında diğeri olmak üzere siyah beyaz ve tekir beyaz iki kedi var. herkeste olan mayt (akar) da vardır illa ki.
0
patlak fermuar
steve jobs'ın stanford konuşmasını bilen biliyordur herhalde sizce hangisi?
steve jobs'ın stanford konuşmasını bilen biliyordur herhalde sizce hangisi?
0
ortalama yaşamaya imkan sağlıyorsa mutlu eden. buna imkan sağlamıyorsa zaten işte de mutlu olamaz insan, meslek mutlu etse de.
0
mutlu edip para getiren meslek ya da çok para getiren mesleği sevmek :P
lemmiwinks'e katılıyorum ama, ortalama bir hayata imkan sağlıyorsa, sevilen meslekte çalışması en iyisi. ha bir de hem sevilmeyen hem de zorda kalındığı için üç kuruşa çalışılmak zorunda kalınan meslekler var, onu hiç hesaba katmamışsınız bakıyorum? bence çoğu insanın mesleği 3. kategoride, ilkini ya da ikincisini yapabilen çok daha şanslıdır bence (ben 3. kategoride çalışmıştım, şimdilerde çalıştığım iş ise 1. ile 3. arasında bir şey. her türlü parasızım yani)
lemmiwinks'e katılıyorum ama, ortalama bir hayata imkan sağlıyorsa, sevilen meslekte çalışması en iyisi. ha bir de hem sevilmeyen hem de zorda kalındığı için üç kuruşa çalışılmak zorunda kalınan meslekler var, onu hiç hesaba katmamışsınız bakıyorum? bence çoğu insanın mesleği 3. kategoride, ilkini ya da ikincisini yapabilen çok daha şanslıdır bence (ben 3. kategoride çalışmıştım, şimdilerde çalıştığım iş ise 1. ile 3. arasında bir şey. her türlü parasızım yani)
0
Mesleğini sevsen de belli bir süreden sonra zorlanıyorsun zaten bu sebeple çok para getiren mesleği tercih ederim..
0
para abi. para esittir mutluluk. saka lan, tam oyle degil. ama mutlulugun %80'ini parayla satin alabiliriz bence.
0
duruma bağlı, mutlu eden 2000 lira getirip para getiren kastırıp, günde 15 saat çalıştırıp 3000 lira getirecekse mutlu eden. ama para getiren harbiden para getirecekse, şöyle 6000-7000 ve üstü getirecekse o zaman para getiren. en azından bir süre para biriktirir sonra değiştirmeyi düşünürsün.
0
mutlu eden meslek. o yüzden mis gibi para getiren, branşımın mesleğini yapmak yerine, aile baskısına karşı çıkıp hala evde oturup iş başvurusu gönderiyorum günde en az 5 tane.
0
eğer ücretli bir çalışan olacaksan, sevdiğin bir meslek olsa bile bir yerden sonra mutsuz etmeye başlayacaktır, bir zorunluluk haline dönüşecektir. bu eşyanın doğası gibi bir şey.
0
gochebe+1 (sanırım ilk kez artıbir yapıyorum, daha önce hak edilmediğinden diyil, bu mevzuu önemsediğim için)
bir kere iş ve meslek arasındaki farkı gözden kaçırmamak lazım, işi olan herkesin mesleği yoktur. bu uzun ve detaylı bir mesele, geçelim... ancak sevilen, bayılınan bir meslek para kazanmak için ve ücret ödeyen patrona katkı için yapıldığı takdirde bir zaman sonra memnuniyeti bitirir. ama bu, para için zoraki yapılan işi tercih etmemiz/anlamlı bulmamız gerektiğini göstermez.
özet: iki ucu boklu değnek.
bir kere iş ve meslek arasındaki farkı gözden kaçırmamak lazım, işi olan herkesin mesleği yoktur. bu uzun ve detaylı bir mesele, geçelim... ancak sevilen, bayılınan bir meslek para kazanmak için ve ücret ödeyen patrona katkı için yapıldığı takdirde bir zaman sonra memnuniyeti bitirir. ama bu, para için zoraki yapılan işi tercih etmemiz/anlamlı bulmamız gerektiğini göstermez.
özet: iki ucu boklu değnek.
0
patlak fermuar
yalnız gerçekçi cevaplar bekliyorum. sahiden böyle bir şey olduğunu düşünün cevabınız ne olurdu?* para* şöhret* kaybedilen bir yakın* kariyer* aile* diğer?
yalnız gerçekçi cevaplar bekliyorum. sahiden böyle bir şey olduğunu düşünün cevabınız ne olurdu?
* para
* şöhret
* kaybedilen bir yakın
* kariyer
* aile
* diğer?
* para
* şöhret
* kaybedilen bir yakın
* kariyer
* aile
* diğer?
0
para.. Ama çoksa, tüm hayatım boyunca bu konuda sıkıntım olmayacaksa..
Para miktarı azsa; kariyer, oradan yürür biriktiririm artık..
Para miktarı azsa; kariyer, oradan yürür biriktiririm artık..
0
@vedat: ahahahhahahahha XD buna güldüm ama yani şimdi..
valla şu an için ise, eğer seviyorsa gelip artık söylemesini. -hayır yani sevmiyorsa da bir şekilde atlatırım da......-
her zaman için ise, anneannemin, kuzenimin ve her iki dedemin de yaşıyor olmasını. -.......her daim sevdiğin, sevildiğin insanları kaybetmek daha çok koyuyor adama. o yüzden bir lamba cini aniden karşıma çıkarsa ilkini ağzımdan kaçırırım sanırım :)) ama "bir düşün istersen, hemen karar verme?" derse, ikincisini söylerim. böyle de senaryo yazdım yahu!
valla şu an için ise, eğer seviyorsa gelip artık söylemesini. -hayır yani sevmiyorsa da bir şekilde atlatırım da......-
her zaman için ise, anneannemin, kuzenimin ve her iki dedemin de yaşıyor olmasını. -.......her daim sevdiğin, sevildiğin insanları kaybetmek daha çok koyuyor adama. o yüzden bir lamba cini aniden karşıma çıkarsa ilkini ağzımdan kaçırırım sanırım :)) ama "bir düşün istersen, hemen karar verme?" derse, ikincisini söylerim. böyle de senaryo yazdım yahu!
0
para.
zaman da olabilir.
umarım hep böyle kalır da kaybedilen bir yakın olmaz.
zaman da olabilir.
umarım hep böyle kalır da kaybedilen bir yakın olmaz.
0
Gerçekten bir ömür boyu sağlıklı olmak tıpkı Kanuni Sultan Süleyman'ın dediği gibi ; olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
0
Kaybedilen yakın nası gerçekçi bi cevap oluyo? Bilmediğim bi gerçek mi var?
Paspas yapıp kazandığım paraynan çorba kaynatabilecek kadar sağlıklı olmayı dilerdim, ömrüm boyunca...
Paspas yapıp kazandığım paraynan çorba kaynatabilecek kadar sağlıklı olmayı dilerdim, ömrüm boyunca...
0
şu an içinde bulunduğum durumu değiştirmek için, bilincimi sıfırlamadan, en az bi 10 yıl geri gitmek.
0
sınırsız zaman. neden sınırsız zaman? zamanın sınırsız olursa;
çok iyi bi kariyer hedefin olur hedefine ulaşır çok para kazanır dolayısıyla çok iyi bi ailen olur ve çok şöhretli bi kişi olabilirsin mesleğinde. zaman sınırı olmadığı için de şayet tıp okuyup doktor olsaydım vs. ölümsüzlük üzerine şimdiki yaşlandırmayı durdurma gibi bu tarz tıbbi projelerde çalışırdım ve yine zaman sınırım olmadığından elbet bi şekilde bunu da gerçekleştirip yakınlarımı da kaybetmeyi engellerdim belli süre.
bu ütopyanın haricinde; tabi ki para.
çok iyi bi kariyer hedefin olur hedefine ulaşır çok para kazanır dolayısıyla çok iyi bi ailen olur ve çok şöhretli bi kişi olabilirsin mesleğinde. zaman sınırı olmadığı için de şayet tıp okuyup doktor olsaydım vs. ölümsüzlük üzerine şimdiki yaşlandırmayı durdurma gibi bu tarz tıbbi projelerde çalışırdım ve yine zaman sınırım olmadığından elbet bi şekilde bunu da gerçekleştirip yakınlarımı da kaybetmeyi engellerdim belli süre.
bu ütopyanın haricinde; tabi ki para.
0
robep
havlunuzu/bornozunuzu ne sıklıkla yıkıyorsunuz?
havlunuzu/bornozunuzu ne sıklıkla yıkıyorsunuz?
0
3-4 günde bir. çok havlum var. dönüşümlü olarak kullanıyorum. evde sürekli yeni yıkanmş, kuruyan havlu oluyor. bayılıyorum yeni yıkanmış havluyla saç kurulamaya.
0
Geçen yıl öğrenci evimdeyken; 4 farklı havlu takımım vardı ve 2 günde bir kirli sepetine girerlerdi. Haftasonları da yıkardım.
0
fuerteventura
yurtta kalıyorum. okulun içinde yemek yemek istesem ya fast food yiyeceğim ya da yağlı, karbonhidrat deposu yemekler yiyeceğim. Şimdi bana böyle bol proteinli, az yağlı, hatta yağsız, kilo aldırmayacak, yapması kolay yiyecekler lazım. aklıma ton balığı geldi ama sanırım onun içinde yağ falan var. bö
yurtta kalıyorum. okulun içinde yemek yemek istesem ya fast food yiyeceğim ya da yağlı, karbonhidrat deposu yemekler yiyeceğim. Şimdi bana böyle bol proteinli, az yağlı, hatta yağsız, kilo aldırmayacak, yapması kolay yiyecekler lazım. aklıma ton balığı geldi ama sanırım onun içinde yağ falan var. böyle bana kilo aldırmayacak neler yiyebilirim. tencerem falan yok bu arada böyle açıp ısıtıp ya da direkt yiyebileceğim bir şeyler lazım. mikrodalga, tost makinası, kettle, ve normal fırın var. arkadaşlar bana acil kilo aldırmayacak gıdalar önerin kısacası. hem kahvaltılık hem de öğünlerde yiyebileceğim bir şeyler lazım. önerilerinizi beklemekteyim.
0
tavuk al, baharat al, fırın poşeti al. ne yapacağını anladın değil mi?
ayrıca aynı metodla sebze de pişirebilirsin.
ayrıca aynı metodla sebze de pişirebilirsin.
0
1- ton balığını süzdürmen gerek uzun süre. o da kesmezse büyük süzgece atıp üstünden su geçir ama tad falan kalmaz bu sefer.
2- okul yemekhanelerinin yemeklerinde kalori hesabı yapılıyor diye biliyorum.
3- yiyecekten ziyade kahve ve yeşil çay öneririm pratiklik ve metabolizma hızını artırma etkilerinden dolayı.
2- okul yemekhanelerinin yemeklerinde kalori hesabı yapılıyor diye biliyorum.
3- yiyecekten ziyade kahve ve yeşil çay öneririm pratiklik ve metabolizma hızını artırma etkilerinden dolayı.
0
Yoğurt, yulaf, fırında közlenecek sebzelerin üzerine zeytinyağı, sarmısak, yurt şartlarında mümkünse tabii, aralara kuşbaşı et de olur, imkân varsa.
Hergün iki yumurta...
Hergün iki yumurta...
0
sabahları süt+corn flakes kahvaltıyı (yumurtalı domatesli peynirli) akşamları ye. ama 2 gün de ev yemeği ye. çorba iç muhakkak.
0
korn flakes çok iyi bir fikir, hatta ayrıyetten yulaf ezmesi al korn flakesin içine karıştır. acıkınca ondan ye.
yumurta da iyidir, hem protein hem tok tutar
yumurta da iyidir, hem protein hem tok tutar
0
kimse de yazmamış: YAĞSIZ DİYET TON BALIĞI var arkadaşlar, ancak biraz pahalı -3 tanesi 10 liradan az oluyor genelde, tam hatırlayamadım 6-7 falandı sanırım- ondan da alabilirsin.
edit: normal ton balığı ile fiyatı yakın zaten, bence de fiyat olarak yumurta iyidir. mikrodalga da çok rahat yumurta pişirebilirsin. mikrodalgada çorba, makarna, bezelye yemeği -bildiğin salçalı, soğanlı, anne yemeği şeklinde- yapmış insanım, o konuda CV'im iyi, yardımcı olabilirim istersen? büyük boy bir borcam ya da ısıya dayanıklı seramik bir kapla fırında pek çok yemeği yapabilirsin zaten.
edit: normal ton balığı ile fiyatı yakın zaten, bence de fiyat olarak yumurta iyidir. mikrodalga da çok rahat yumurta pişirebilirsin. mikrodalgada çorba, makarna, bezelye yemeği -bildiğin salçalı, soğanlı, anne yemeği şeklinde- yapmış insanım, o konuda CV'im iyi, yardımcı olabilirim istersen? büyük boy bir borcam ya da ısıya dayanıklı seramik bir kapla fırında pek çok yemeği yapabilirsin zaten.
0
rojhat
Arkadaşlar kredi kartı çıkarmayı düşünüyorum. Sizce öğrenci kredi kartlarında en avantajlı olan hangisi?
Arkadaşlar kredi kartı çıkarmayı düşünüyorum. Sizce öğrenci kredi kartlarında en avantajlı olan hangisi?
0
zgrydn +1, ödeyemeyen çok arkadaşım oluyordu. hatta en son bir haberde vardı, amerika'da belli bir yaşın altında olan üniversite öğrencilerine bankaların kredi kartı vermesi yasaklanmış, çünkü ödeyemeyip çok borca giriyorlarmış, tabi bu haber ne kadar doğru bilmiyorum, ama ihtiyacın yoksa cidden alma. ben doktora öğrencisiyim, asistanlık karşılığı burs alıyorum, kaç aydır telefon alıcam, kredi kartı çıkarttırmadım, ailemin kartından alacağım.
ha, okuldan yapı kredi play kart verdiler, ama onun da limiti 500 tl, arttıramıyorsun kesinlikle. eğer illa lazımsa bunu al derim, 500 tl ödenmeyecek bir para değil çünkü. ama hiç almazsan daha iyi tabi.
ha, okuldan yapı kredi play kart verdiler, ama onun da limiti 500 tl, arttıramıyorsun kesinlikle. eğer illa lazımsa bunu al derim, 500 tl ödenmeyecek bir para değil çünkü. ama hiç almazsan daha iyi tabi.
0
pasp +1
avantaj diye bir şey yoktur aslında. zgrydn 'ninde deidği gibi ihtiyacın yoksa almamak en avantajlısı.
avantaj diye bir şey yoktur aslında. zgrydn 'ninde deidği gibi ihtiyacın yoksa almamak en avantajlısı.
0
ihtiyacım var, bazı kitapları internetten almak durumunda kalıyorum ve alışveriş yaparken taksit vs. yapılması avantajmış gibi geliyor şimdi hangisini almalıyım? yapı kredi play mi? garanti bonus mu? iş bankası maximum mu? ziraat genç kart mı? ya da sizin önerdiğiniz bir başkası mı?
0
play al o zaman, ben de internetten alış veriş yapıyorum onunla, bankaya talimat verdim her ay hesap kesim tarihinde burs hesabımdan borcumu çekiyorlar, unutma derdim de yok, taksitli alış veriş vs. de çok zorda kalmadıkça yapmamaya çalışıyorum, tek çekim alıyorum eğer internet dışı kullanmam gerekirse. şu zamana kadar 2 kere taksitli alışveriş yaptım kredi kartımdan, bir kere de tek çekim çektirdim. internetten de 3 kere alış veriş yaptım. kartımı alalı da 1 sene oluyor, kısacası doğru düzgün alış veriş yapmıyorum :) sırf netten kitap alacaksan sorun yok bence, dediğim gibi 500 lira limiti var ve onu doldursan da 500 de çok ödenemeyecek bir miktar değil. böyleyken böyle. diğer kartları bilmiyorum.
0
duzsac
Bademciklerim alindi ama yutkunurken hafif hafif zorluk cekmeye basladim. Susamis gibi hissediyordum ki bugun bogaz agrisi oldugunu anladim. Diyecegim su ki kesinlikle hasta olmamam olursam bile en hafif sekilde atlatmam gerek. Az once 1 tane benical cold aldim. Baska ne yapabilirim ?edit:bademcikle
Bademciklerim alindi ama yutkunurken hafif hafif zorluk cekmeye basladim. Susamis gibi hissediyordum ki bugun bogaz agrisi oldugunu anladim. Diyecegim su ki kesinlikle hasta olmamam olursam bile en hafif sekilde atlatmam gerek. Az once 1 tane benical cold aldim. Baska ne yapabilirim ?
edit:bademciklerim alınanı uzuuun yıllar oldu sadece bademciklerle ilgili bir durum olmadığını belirtmek istemiştim orada
edit:bademciklerim alınanı uzuuun yıllar oldu sadece bademciklerle ilgili bir durum olmadığını belirtmek istemiştim orada
0
doktorunla bu konuyu konuştun mu? en iyi tavsiyeyi kendisi verecektir fikrimce.
ben mesela first defence ya da şu boğaza sıkılan antiseptik ilaçlardan kullanıyorum ama senin ne işine yarar bilemem. ya da theraflu. ama bunları gene de doktora sormadan kullanma. kafana göre ilaç alma yani. muhakkak senin gibi sorun yaşayan hastaları vardır, yardımcı olur.
ben mesela first defence ya da şu boğaza sıkılan antiseptik ilaçlardan kullanıyorum ama senin ne işine yarar bilemem. ya da theraflu. ama bunları gene de doktora sormadan kullanma. kafana göre ilaç alma yani. muhakkak senin gibi sorun yaşayan hastaları vardır, yardımcı olur.
0
dahinnotha
nasıl olur? belki hoş bi tasarım olur. renkli değil de bol yazılı ve siyah beyaz sayfaar seçersem. kimini ters kimini yan asarsam. sütun sütun makaleler belki hoş bir görüntü sergiler. dadaist bi tarz olur gibime geldi. hangi gazete aradığım niteliklere sahip? cumhuriyet, zaman falan olur gibime gel
nasıl olur?
belki hoş bi tasarım olur. renkli değil de bol yazılı ve siyah beyaz sayfaar seçersem. kimini ters kimini yan asarsam. sütun sütun makaleler belki hoş bir görüntü sergiler. dadaist bi tarz olur gibime geldi.
hangi gazete aradığım niteliklere sahip? cumhuriyet, zaman falan olur gibime geldi.
belki hoş bi tasarım olur. renkli değil de bol yazılı ve siyah beyaz sayfaar seçersem. kimini ters kimini yan asarsam. sütun sütun makaleler belki hoş bir görüntü sergiler. dadaist bi tarz olur gibime geldi.
hangi gazete aradığım niteliklere sahip? cumhuriyet, zaman falan olur gibime geldi.
0
gazetelerin solmuş halinden rahatsız olmayacaksın herhalde. gazetelerde çok fazla reklam var; dergi denesene.
0
Karikatürleri kolaj yapıp bir duvarını kaplayan arkadaşım var. Ama en azından karikatür güzel duruyor. İlle de Gazete dersen habertürk kuşe kağıt oldugundan sararıp rezil olma şansı yok pek.
0
öyle olmaz da.. bir duvarı seri katil filmlerindeki gibi duvarı haritalar, gazete başlıkları, fotoğraflar, ufak krokilerle, ataş ve iplerle falan doldurabilirsin.
0
gazete kagidiya dumduz kaplarsan cok kotu durur. boyle belli basli haberleri kesip yapistirirsan olabilir. yani kucuk parcalari birlestirmen gerek. koskoca sayfayi cart diye yapistirma.
0
---dabbe spoiler---
dabbe filminde de eleman kafayı yiyip, odasının her köşesini kapatıyordu.
---dabbe spoiler---
artık dadaist mi olur dabbeist mi olur gerisini sen düşün.
dabbe filminde de eleman kafayı yiyip, odasının her köşesini kapatıyordu.
---dabbe spoiler---
artık dadaist mi olur dabbeist mi olur gerisini sen düşün.
0
teşekkür ederim,
kolaj yapma fikri hoş olabilir.
yeni bi eve taşındım ve duvarları cami yeşili. hoş bir renk değil ama şuan boyama imkanım da yok. böyle bir fikir geldi aklıma.
varsa başka bir fikriniz lütfen paylaşın.
april 12th@
niçin gaz kokacak? sağlığa bir zararı olur mu duvarda gazetenin?
kolaj yapma fikri hoş olabilir.
yeni bi eve taşındım ve duvarları cami yeşili. hoş bir renk değil ama şuan boyama imkanım da yok. böyle bir fikir geldi aklıma.
varsa başka bir fikriniz lütfen paylaşın.
april 12th@
niçin gaz kokacak? sağlığa bir zararı olur mu duvarda gazetenin?
0
valla gazeteey sarılmış ekmek bile ne biçim kokuyo, bi gazeteleri kokla anlarsın dediğimi.
0
aynı sorun bende vardı, ama odam çok küçük olduğu için, bir tarafı dolap kaplıyordu, bir yerde çalışma masası vardı ama onun duvarına da takvimdi, ders programıydı vs asıp kapatıyordum. bir tarafta bilgisayar masası vardı, onun arkasında dev bir poster yapıştırmıştım -shirley manson'ın, blue jean'den çıkma. o posterler kuşe kağıda oluyor ya?- yatağımın yanındaki duvarı ise yatağın başladığı yerden tavana kadar posterlerle kaplamıştım kolaj olacak şekilde. bazılarının bazı kısımları üstüste biniyordu gerçi ama, çok hoş olmuştu, sevdiğim grupların, şarkıcıların resimleri, yerdeniz serisi ve orta dünya'nın haritaları, bazı film afişleri, dergilerden kestiğim nispeten büyük boyutlu resimler, bir de arkadaşlarımdan gelen yazılar, sevdiğim şiirler falan vardı aralarda, bir de kendi yaptığım resimler. bence öyle yapabilirsin. hatta ondan sonra çok alıştım -gerçi ailemle kalırken de odamda posterler vardı ama, bu kadar değildi- sonradan ailemle olsun, arkadaşlarımla olsun, tek olsun, tüm evlerimde duvarları posterlerle kapladım. gene de ara bir parça duvar görmek güzel olabilir, çok da abartma derim. gazete kağıdındaki yazılar süreklilik arz ettiği ve uzaktan bakıldığında puntolar küçük geleceği için bir zaman sonra psikolojini bile bozabilir -tamam biraz abartı oldu ama benim olsa bozar :) - ama poster olayına girebilirsin. ha bir de, boya çok pahalı bir şey değil, kendin de boyayabilirsin, ben çok kısa boylu olmama rağmen kendim boyamıştım mesela, oluyor yani.
0
Tyler89
pek fazla terleyen biri değilim ama body falan da yaptığımdan genelde pek geniş tshirtler giymiyorum.ter kokusu bende pek olmaz ama tahirtteki bu ıslaklık lekesine son verecek bir icat yok mu şu dünyada?
pek fazla terleyen biri değilim ama body falan da yaptığımdan genelde pek geniş tshirtler giymiyorum.
ter kokusu bende pek olmaz ama tahirtteki bu ıslaklık lekesine son verecek bir icat yok mu şu dünyada?
ter kokusu bende pek olmaz ama tahirtteki bu ıslaklık lekesine son verecek bir icat yok mu şu dünyada?
0
siradan cinko karbon pil
Ben bu kıza çok kötü şeyler yaptım. bunun sonucunda kız ciddi ciddi ölümden başka bir şey düşünmemeye başladı. huzuru ölümde bulacağını, bu uğurda ailesini bile düşünmediğini söyledi. ve ailesine çok düşkün bir kız olmasına rağmen bu kararı vermiş. dün dört saate yakın dil döktüm. psikolojisi çok kö
Ben bu kıza çok kötü şeyler yaptım. bunun sonucunda kız ciddi ciddi ölümden başka bir şey düşünmemeye başladı. huzuru ölümde bulacağını, bu uğurda ailesini bile düşünmediğini söyledi. ve ailesine çok düşkün bir kız olmasına rağmen bu kararı vermiş. dün dört saate yakın dil döktüm. psikolojisi çok kötü bir durumda, her yazdığı cümlenin ardına sinir bozucu şekilde gülme ifadesi koyuyor. dört saat boyunca ölümü anlattı bana. seninle olsam veya olmasam da öleceğim diyor. ve beni ölüme götüren erkeği asla sevmeyeceğim, sen beni ölümü götüren bu kararı verdiren adamsın dedi. napacağımı bilmez bir haldeyim, elim kolum bağlandı. o kendine bir şey yaparsa bunun vebalini hayat boyu ne bu dünya da ne başka bir dünya da ödeyemem.
pazar günü bir yerde buluşalım dedi. ve gelirken yanında silah getir dedi. beraber hayatımızı sonladıralım. ıkımız ıcınde en hayırlısı bu dedi. çok kararlı ve ölüm de bile inatçı bir kızdır. onu bu kararından döndürmek için ne yapmalıyım? acil önerilerinizi beklyorum, çok kötü haldeyim.
edit: kızın yaş 26.
pazar günü bir yerde buluşalım dedi. ve gelirken yanında silah getir dedi. beraber hayatımızı sonladıralım. ıkımız ıcınde en hayırlısı bu dedi. çok kararlı ve ölüm de bile inatçı bir kızdır. onu bu kararından döndürmek için ne yapmalıyım? acil önerilerinizi beklyorum, çok kötü haldeyim.
edit: kızın yaş 26.
0
ailesini ve arkadaşlarını durumdan haberdar et. kızı da oyalamaya bak. benim için ölmeye değer mi tarzında sözler et ne bileyim...
0
rol yapıyor olabilir.. lakin diğer gerçekleştirebilme ihtimalini gözardı etmeden ailesini bilgilendir ki "vebal" dediğin olaya maruz kalma.. içsel süreçlerden ötürü bu şekilde konuşuyordur, üstüne alınma! zaten senden ötürü gerçekleşiyorsa da piskopat birisidir ve kendini kurtarmış oluyorsun! evlerden ırak..
sen ailesini bilgilendir..
sen ailesini bilgilendir..
0
Insan ölüme uzak olunca kolayca , acısız şekilde öleceğini zannediyor.
Intihar etmek için bir avuç hap içip, sonra pişman olan kızın midesini yıkattık sonra bırak intiharı mezarlıktan bile geçemedi.
Demem şu ki; ölmek bile cesaret ister ki cesareti olmadıgından seninle ölmek istiyor. Yani vazgeçirmek öyle sandığın gibi zor değil
Intihar etmek için bir avuç hap içip, sonra pişman olan kızın midesini yıkattık sonra bırak intiharı mezarlıktan bile geçemedi.
Demem şu ki; ölmek bile cesaret ister ki cesareti olmadıgından seninle ölmek istiyor. Yani vazgeçirmek öyle sandığın gibi zor değil
0
intihar edecek adam/kadın bu kadar laf etmez. sana acı çektirmek, seni ayagina getirip özür diletmek istiyor. başka da bir sey olmaz.
ailesine haber ver. sen ugrasma. senin cözecegin mesele değil.
ailesine haber ver. sen ugrasma. senin cözecegin mesele değil.
0
İliski temelli intiharlarin hepsinin amaci, bir kisiyi pisman ettirerek cezalandirmaktir. Vaz gecene kadar cok pisman oldugunuzu, ne kadar hayvan oldugunuzu, onun gibi dunyada esibulunmaz bir insana boyle bir eseklik yaparak hayattaki en yeteneksiz erkek oldugunuzj filan belirtin. Ama bunu surekli soyleyin, yaptiginiz kotuluklerin telafisi varsa, onlari da gerceklestirebileceginiz sozunu verin. Buyuk ihtimal intihardan vazgececektir.
Onemli olan, kendinizi yerin dibine sokup, onu ovmek ve pisman oldugunuzu sik sik dile getirmek.
Gecmis olsun,
Onemli olan, kendinizi yerin dibine sokup, onu ovmek ve pisman oldugunuzu sik sik dile getirmek.
Gecmis olsun,
0
for day to break'in dediğine ek olarak, senin kız arkadaşın da pişman olacak. insanı öldürmeyecek bir avuç hap al git, ikiniz de yutun. sonra mideniz ağrır, o ana kadar pişman olur herhalde gider yıkatırsınız.
foyanı ortaya çıkartma ama.
foyanı ortaya çıkartma ama.
0
ailesine söyle, sonucu ne olursa olsun. yanında ailesinden biriyle oturun konuşun doktora gitmeye ikna edin.
0
yanına giderken b vitamini götür, onu içir, bir şey olmaz.
dalga geçmiyorum, ciddiyim. hem eşşek kadar hap olduğundan sadece suyla içebilecek, içiyorum derken de çişi gelir, intihardan vazgeçer.
hani cidden kötü bir şey yaptıysan, ne yaptın çok merak ediyorum? kıza işkence mi ettin? dövdün mü? fiziksel bir zarar mı verdin? yoksa manevi olarak mı işkence çektirdin, aşağıladın? ailesine mi zarar verdin? aldattın mı? tecavüz mü ettin? ne yaptın? benim asıl merak ettiğim bu. öncelikle olayı bir anlatsan da ona göre bir şey desek. belki de hakikaten sen suçlusun, kızı evlenme vaadiyle kandırıp birlikte olup terk ettin belki de? (fazla türk filmi seyretmedim son zamanlarda, oluyor böyle şeyler.) cidden bir şey yaptıysan, pskiyatriste görünmesi gerekebilir, yoksa aptal saptal bir şeyler yüzünden kırıldıysa, b vitamini için geçer, b vitamini iyidir.
edit: ha ayrıca, ciddi bir şey yaptıysan, zaten şu yazdıklarından suç duyurusunda bulunabiliriz, kafadan karakol+mahkeme olayına girmen gerekir. olay ne onu anlat önce.
dalga geçmiyorum, ciddiyim. hem eşşek kadar hap olduğundan sadece suyla içebilecek, içiyorum derken de çişi gelir, intihardan vazgeçer.
hani cidden kötü bir şey yaptıysan, ne yaptın çok merak ediyorum? kıza işkence mi ettin? dövdün mü? fiziksel bir zarar mı verdin? yoksa manevi olarak mı işkence çektirdin, aşağıladın? ailesine mi zarar verdin? aldattın mı? tecavüz mü ettin? ne yaptın? benim asıl merak ettiğim bu. öncelikle olayı bir anlatsan da ona göre bir şey desek. belki de hakikaten sen suçlusun, kızı evlenme vaadiyle kandırıp birlikte olup terk ettin belki de? (fazla türk filmi seyretmedim son zamanlarda, oluyor böyle şeyler.) cidden bir şey yaptıysan, pskiyatriste görünmesi gerekebilir, yoksa aptal saptal bir şeyler yüzünden kırıldıysa, b vitamini için geçer, b vitamini iyidir.
edit: ha ayrıca, ciddi bir şey yaptıysan, zaten şu yazdıklarından suç duyurusunda bulunabiliriz, kafadan karakol+mahkeme olayına girmen gerekir. olay ne onu anlat önce.
0
iş buraya gelene kadar neler neler olmuş kim bilir.
ikiniz de sıkın kafanıza. ya da sen kızın kafasına sık. sen ölme. kötü şeyler yaptıysan acısını çek.
diğer yandan tabii ki üstteki söylediklerim şaka. muhtemelen kıza kötü şeyler yapıp onu başıboş bırakmış olabilirsin. güzelce otur ve konuş.
tek bir şeye takıldım. "ikimiz için de hayırlısı bu". bu kelime, senin hayatına da müdahele etmek istediğini ve çoğu zaman ettiğini de gösterir. dolayısıyla bize konuyu biraz daha açmalısın.
ama unutma bu bi blöf de olabilir, oturup dil dökerek, alttan alarak, temiz bir sayfa açarak bazı şeylere başlamak en iyisi.
seni anlıyorum, geçmiş olsun.
ikiniz de sıkın kafanıza. ya da sen kızın kafasına sık. sen ölme. kötü şeyler yaptıysan acısını çek.
diğer yandan tabii ki üstteki söylediklerim şaka. muhtemelen kıza kötü şeyler yapıp onu başıboş bırakmış olabilirsin. güzelce otur ve konuş.
tek bir şeye takıldım. "ikimiz için de hayırlısı bu". bu kelime, senin hayatına da müdahele etmek istediğini ve çoğu zaman ettiğini de gösterir. dolayısıyla bize konuyu biraz daha açmalısın.
ama unutma bu bi blöf de olabilir, oturup dil dökerek, alttan alarak, temiz bir sayfa açarak bazı şeylere başlamak en iyisi.
seni anlıyorum, geçmiş olsun.
0
ben hala şeye takıldım, kimse de sormuyor.
kız nasıl cok normal bi konuşma gibi "yanında silah getir" diyor. sen nasıl bunla alakalı tepki vermiyorsun?
polis çocuğu musun? ya da silah kolay elde edilen bir şey mi sizin orda?
nasıl bir hayat yaşıyorsunuz siz?
bir kişi de bunu anormal bulmuyor mu kafayı yedim???
kız nasıl cok normal bi konuşma gibi "yanında silah getir" diyor. sen nasıl bunla alakalı tepki vermiyorsun?
polis çocuğu musun? ya da silah kolay elde edilen bir şey mi sizin orda?
nasıl bir hayat yaşıyorsunuz siz?
bir kişi de bunu anormal bulmuyor mu kafayı yedim???
0
Kız intihardan vazgeçti. her seyın garantısını verdım ona. ilginiz için çok teşekkürler.
0
Hocam kız intiharı düşünüyor diyorum sen diyorsun silahı nerden temin edeceksin. takıla takıla buna mı takıldın. hiç mi çevrenizde silahı olan insan yok. veya illa polis ve asker mi olmak gerekiyor?
0
herkesin algilari farklidir. ben onun cok siradan bir cümleymis gibi kullanilmasinin ve algilanmasinin garipligine dikkat cekmek istedim.
sirf silah kullaniminin yayginligi, serbestligi ,vb. yüzünden dünyada kaç milyon kişi kendi rizasi olmadan olumle tanismistir acaba.. bu onemli.
yoksa intihar ile veya benzeri konularla dalga gececek veya konuyu saptiracak degilim.
bir de, ek olarak, intihardan vazgecmis süsü verip vermedigine de emin olmak gerekiyor. zor işler..
sirf silah kullaniminin yayginligi, serbestligi ,vb. yüzünden dünyada kaç milyon kişi kendi rizasi olmadan olumle tanismistir acaba.. bu onemli.
yoksa intihar ile veya benzeri konularla dalga gececek veya konuyu saptiracak degilim.
bir de, ek olarak, intihardan vazgecmis süsü verip vermedigine de emin olmak gerekiyor. zor işler..
0
Sentrain
Merhabalar arkadaşlar; Engellilere yönelik tutumların değiştirilmesine yönelik bir ders alıyorum ve bununla ilgili bir proje yapmam gerekiyor. Konu tam olarak '' dışarıdaki insanın (özel eğitim içinde olmayan) engellilere yönelik olumsuz ve önyargılı tutumunu nasıl değiştirebiliriz?'' Fikirleriniz n
Merhabalar arkadaşlar;
Engellilere yönelik tutumların değiştirilmesine yönelik bir ders alıyorum ve bununla ilgili bir proje yapmam gerekiyor. Konu tam olarak '' dışarıdaki insanın (özel eğitim içinde olmayan) engellilere yönelik olumsuz ve önyargılı tutumunu nasıl değiştirebiliriz?'' Fikirleriniz neler? Ne yapılabilir? Ne düşünüyorsunuz?
Şimdiden teşekkürler..
Engellilere yönelik tutumların değiştirilmesine yönelik bir ders alıyorum ve bununla ilgili bir proje yapmam gerekiyor. Konu tam olarak '' dışarıdaki insanın (özel eğitim içinde olmayan) engellilere yönelik olumsuz ve önyargılı tutumunu nasıl değiştirebiliriz?'' Fikirleriniz neler? Ne yapılabilir? Ne düşünüyorsunuz?
Şimdiden teşekkürler..
0
öncelikle merak ettim hangi okul hangi bölüm böyle bir ders veriyor ne güzel açıklamak istemezseniz burada özelden yazarsanız sevinirim. cevap olarak da:
başka dilde aşk filmi mesela bende büyük farkındalık yaratmıştı bunun gibi dramatik olmayan ama hissettiren daha çok film yapılabilir. yada insanlara sinema salonlarında süresini bu konudaki uzmanların ayarlayacağı kadar dakika sessiz film seyrettirilip(1-3 dakika) sonra sesliye geçilebilir farkındalık için ya daaaa .
özellikle küçük yaştaki çocukların(ilk okul 4-5) engelliler arası spor müsabakalarına götürülerek engellerinin onların suçu olmadığı onların da toplumda bir yer edinebileceği ve bunun normal olduğu daha o yaşlardan çocuklara anlatılabilir.çünkü bu küçük yaşta daha kolay edinilebilecek bir algı bence(acıma değil arkadaşlık kurabilecekleri biçimlerde o kadar ayrıntılı kuramıyorum şu an düşünülür)
dizilerde illa manken oynatılacağına engellilere kısım kısım yer verilerek bunun hayatın içinden olduğu empoze edilebilir.
engelli hale gelme hikayelerinden oluşan bir kamu spotu döndürülerek duyarlılık sağlanabilir.
şimdilik aklıma gelenler bunlar açıkçası
başka dilde aşk filmi mesela bende büyük farkındalık yaratmıştı bunun gibi dramatik olmayan ama hissettiren daha çok film yapılabilir. yada insanlara sinema salonlarında süresini bu konudaki uzmanların ayarlayacağı kadar dakika sessiz film seyrettirilip(1-3 dakika) sonra sesliye geçilebilir farkındalık için ya daaaa .
özellikle küçük yaştaki çocukların(ilk okul 4-5) engelliler arası spor müsabakalarına götürülerek engellerinin onların suçu olmadığı onların da toplumda bir yer edinebileceği ve bunun normal olduğu daha o yaşlardan çocuklara anlatılabilir.çünkü bu küçük yaşta daha kolay edinilebilecek bir algı bence(acıma değil arkadaşlık kurabilecekleri biçimlerde o kadar ayrıntılı kuramıyorum şu an düşünülür)
dizilerde illa manken oynatılacağına engellilere kısım kısım yer verilerek bunun hayatın içinden olduğu empoze edilebilir.
engelli hale gelme hikayelerinden oluşan bir kamu spotu döndürülerek duyarlılık sağlanabilir.
şimdilik aklıma gelenler bunlar açıkçası
0
kamu spotu bizim ülkemizde duygu sömürüsü odaklı yapıldığı için, hoşlanmıyorum, ki engelliler de kendilerine acınmasından ya da farklı gözle bakılmasından hoşlanmıyorlar. bunu çok kısa bir süre deneyimledim, ayak bileğimi sakatladığım için alçıdaydı ve herkes bana acıyıp, "dur ben getiririm." "dur ben yaparım!" diyorlardır, halbuki normal zamanda hatta ayağım alçılı haldeyken bile yapabileceğim şeyler, ama insanların gereksiz yere vicdanları oynuyor. hatta abartıp, gülüp eğlenince "ya biz buna acıyoruz kıza ban gülüp eğleniyor!" bakışlarını bile yakaladığım oldu. çok şükür ki bir engelim yok, ama engelli insanların bundan rahatsız olduklarını hissediyorum, ben de onlara yaklaşırken korkuyorum, ister istemez acıyorsun ve belli ediyorsun çünkü ama bu yaşadığım kısa süreli sakatlıktan sonra, davranışlarımı normalleştirmeye çalıştım olabildiğince. sakat doğan bir insan durumunu doğuştan kabullenmiş oluyor çünkü, sonradan sakatlanan biri için durum daha zordur belki ama bu noktada bile sonradan sakat kalan bir insan "daha önce yaptıklarımı gene yapabilirim!" hissi içinde olduğundan, acınmasından hoşlanmıyor, en azından gözlemlediğim bu.
bence de küçük yaştaki çocuklarla engelli çocukların bir araya gelerek, birbirilerinden farklı olmadıkları, hepsinin sadece insan olduğunu anlamalarını sağlayacak çalışmalar olabilir. bir de, farkındalık adına şöyle bir proje olabilir, mesela üniversite öğrencileri arasında, bir hafta boyunca, belli bir uzvunu kullanmamak. kullanmadan yaşamak. tabi 7/24 değil, hem ruh hem de bedensel sağlığı bozabilir böylesi, ama bir süreliğine kullanmadan yaşamak, hatta bu şekilde tanınmadığı bir ortama girerek -mesela metroya tekerlekli sandalye ile binerek- diğer insanların tavır ve davranışlarını incelemek. gibi. tabi böyle bir şey olabilir mi, bilemiyorum ama, böyle bir projeye dahil olabilirdim mesela. çeşitli sivil toplum kuruluşları ile daha büyük yaşlardaki insanlar da bunu deneyimleyebilir. ama engellilerin genelde istemedikleri şey, acınmaları ve farklı davranılmamaları. en azından anladığım bu. aslında bu konuda bir grup engelli ile de konuşabilirsin, ben herhangi bir sorun yaşayacağını sanmıyorum. sonuçta asıl yardım gerekenler aslında uzuvları yerinde olan insanlar, çünkü çoğunun ruhu sakat.
bence de küçük yaştaki çocuklarla engelli çocukların bir araya gelerek, birbirilerinden farklı olmadıkları, hepsinin sadece insan olduğunu anlamalarını sağlayacak çalışmalar olabilir. bir de, farkındalık adına şöyle bir proje olabilir, mesela üniversite öğrencileri arasında, bir hafta boyunca, belli bir uzvunu kullanmamak. kullanmadan yaşamak. tabi 7/24 değil, hem ruh hem de bedensel sağlığı bozabilir böylesi, ama bir süreliğine kullanmadan yaşamak, hatta bu şekilde tanınmadığı bir ortama girerek -mesela metroya tekerlekli sandalye ile binerek- diğer insanların tavır ve davranışlarını incelemek. gibi. tabi böyle bir şey olabilir mi, bilemiyorum ama, böyle bir projeye dahil olabilirdim mesela. çeşitli sivil toplum kuruluşları ile daha büyük yaşlardaki insanlar da bunu deneyimleyebilir. ama engellilerin genelde istemedikleri şey, acınmaları ve farklı davranılmamaları. en azından anladığım bu. aslında bu konuda bir grup engelli ile de konuşabilirsin, ben herhangi bir sorun yaşayacağını sanmıyorum. sonuçta asıl yardım gerekenler aslında uzuvları yerinde olan insanlar, çünkü çoğunun ruhu sakat.
0
dieselsingle2
düşünüyor düşünüyor bulamıyorum. ne önerirsiniz? hem aksiyon hem zeka hem farklı bir dünya ve farklı bir konu içeriyor
düşünüyor düşünüyor bulamıyorum. ne önerirsiniz? hem aksiyon hem zeka hem farklı bir dünya ve farklı bir konu içeriyor
0
Gattaca ve Equilibrium tam aradığın filmler, daha fazla bulursan hatta haberim olsun :)
0
gattaca ve dark city eski olsa da aradığım tarzdan filmlermiş geldi. gattaca'yı seçiyorum :)
edit: gattaca aradığım değilmiş :(
edit: gattaca aradığım değilmiş :(
0
The Fountain de olabilir.
edit : Equilibrium geldi bi de aklıma. izlemediysen mutlaka tavsiye ederim.
edit : Equilibrium geldi bi de aklıma. izlemediysen mutlaka tavsiye ederim.
0
dark city+1 harika filmdir.
ink de olabilir. dün izledim, beğendim baya.
ink de olabilir. dün izledim, beğendim baya.
0
tüm filmlere +1, bir de acaba 13th floor uyar mı diye düşündüm, bilemedim. bir de lathe of the heaven olması lazım, hatta bulursan ikincisini bana da haber verir misin? :)
0
0
g man
Aklına gelen ilk şarkıyı gönderir misin? Şarkı listesi oluşturacağım. İlk şarkıyı da ben veriyorum:http://www.youtube.com/watch?v=vyjNCFje8bcHadi devamını siz atın.Bir kişi, 2'den fazla atmasın, hatta mümkünse tek şarkıyla gelin!Edit: Tamam 2'den fazla şarkı atabilirsiniz; fakat şarkı 250.000'den az
Aklına gelen ilk şarkıyı gönderir misin?
Şarkı listesi oluşturacağım.
İlk şarkıyı da ben veriyorum:
www.youtube.com
Hadi devamını siz atın.
Bir kişi, 2'den fazla atmasın, hatta mümkünse tek şarkıyla gelin!
Edit: Tamam 2'den fazla şarkı atabilirsiniz; fakat şarkı 250.000'den az view almış olsun Youtube'da! (Hipster'lıktan değil, yeni şarkılar öğrenmek için!)
Şarkı listesi oluşturacağım.
İlk şarkıyı da ben veriyorum:
www.youtube.com
Hadi devamını siz atın.
Bir kişi, 2'den fazla atmasın, hatta mümkünse tek şarkıyla gelin!
Edit: Tamam 2'den fazla şarkı atabilirsiniz; fakat şarkı 250.000'den az view almış olsun Youtube'da! (Hipster'lıktan değil, yeni şarkılar öğrenmek için!)
0
m.youtube.com/watch?v=XrRwnd2etkQ&client=mv-google&gl=TR&guid=&hl=tr
m.youtube.com/watch?v=aTCNRiBZjkk&fulldescription=1&hl=tr&client=mv-google&guid=&gl=TR
m.youtube.com/watch?v=aTCNRiBZjkk&fulldescription=1&hl=tr&client=mv-google&guid=&gl=TR
0
