bir yerden kaptırınca evlilik, işin getirdiği standartları tutturma isteği, ayrı evin masrafı falan derken kumar misali sürekli devam etmen gerekiyor. ben de bir öğrenci olarak into the wild'ı hiç sevmesem de sistem muhabbetleri konusunda aynı şekilde düşünüyorum, şöyle şeyler var mesela:
www.whywork.org Ancak işte bunlar çok radikal şeyler, kafa esince gidebilmek için arkadaş çevrenle, etrafındaki insanlarla falan buna izin verebilecek bir ilişkiye sahip olman gerekiyor. ne biliyim mesela doğada yaşamaya başlayıp bayramlarda şehre inip eş-dost ziyaret etmek, kurban kesmek falan absürt olmaz mı? ee noluyor sonuç olarak, ya bir şekilde kanıyorsun sisteme, sunduğu imkanlara, hayat buymuş diyorsun it gibi çalışıyorsun ama kendi çapında zengince yaşamaya bayılıyorsun ya da direk zorunluluktan ekmek aslanın ağzında yeğen diyen amcalardan oluyorsun ya da sistemle barışıyorsun, ortak bir nokta buluyorsun. erken emeklilik gibi, insanca çalışma şartları talep etme gibi, sosyal demokratlık gibi. en kötü vicdan mastürbasyonu yapıyorsun işte starbucks'ta fair trade ürüne extra para bayılıyorsun, bilgisayar başında imza atıyorsun falan.
kısaca: büyük ihtimalle evet, illa olmaz diyorsan ya belli bir ölçüde sisteme adapte olup özgünlüğünü ve onurunu koruyacaksın ya da yeterince yürekliysen zikerim sistemini diyip dağa çıkacaksın (bu da negatif anlamlar yüklü aslında).
imza: benzer hayaller kuran bir öğrenci.