''herkes ama herkes kuran rehberliğinde bir yaşam sürse''
bence kilit ifade bu,
ister yahudilik, ister hristyanlık, ister islamiyet fark etmez. din her zaman yoruma açıktır, kutsal kitaplar temelde öğreti kitaplarıdır ve insan nasıl yorumlarsa din odur. 2*2=4 somutluğunda değildir. yüzyılın algılarından bağımsız değildir. bu yüzden tüm semavi dinlerde mezhepler, görüş ayrılıkları, farklı fraksiyonlar var olmuştur var olmaya devam edecektir.
dünyada 200 küsür ülke mi var? bence 200 küsür farklı ''gerçek islam'' ortaya çıkardı. 200 küsür farklı kurana uygun yönetim çıkardı.
dünyanın bir tarafında ışid var, onlara sorsan onlar da gerçek islamı yaşıyor, ama anadolu'daki sıradan makul muhafazakar vatandaşa göre de gerçek islam dibine kadar barış dini.
tek bir gerçek islam, tek bir gerçek hristyanlık falan çıkmaz, dini nasıl algıladığında ilgilidir olay. çünkü dini kitaplardaki dil çoğunlukla retoriktir, basit değildir. nereye çeksen gideri vardır. toplumsal yaşamdan bağımsız değildir.
herkes 30 gün oruç tutsa dünyada,
30 gün oruç tutup, ramazanda içki içene sonuna kadar hoşgörülü insanlar da olacaktır, onları yargılayan, doğrayan insanlar da olacaktır.
mesela tüm artan yobazlık ve radikalleşme eğilimine karşın türkiye, afganistan, somali vs gibi ülkelere kıyasla daha ılımlı bir islam anlayışına sahiptir günlük yaşamda. beş vakit namaz kılmıyorsunuz diye öldürülmeniz rutin filan değildir.
bunun sebebi anadolunun sosyal tarihinde tasavvuf'un bir dönem çok etkin olmasıdır. tasavvuf radikalleşmeyi önlemiştir. bugün islam barış dinidir, gerçek islam ışid değil diyenler genelde illa yunus emre'den mevlana'dan filan örnek verir. radikal, katı islamistlere göre de yunus emre münafık, kafir olarak algılanır. ben afganistan kırsalındaki bir taliban militanının yunus emreyi kafir olarak gördüğünü düşünüyorum. niye afganistan'da bu şekilde yumuşatıcı bir tasavvuf baskın bir şekilde yaşanmamış geçmişte.
veya anadolu müslümanlarında 4 kadınla evlilik, pratikte yoktur düşünce olarak. imkanı olsa da 4 kadın almaz yani. çünkü eski türk tarihinde, osmanlı filan değil kastım, çok daha eskileri, tek eşlilik esastır. kültürel genetik diye bir şey var. her milletin farklı farklı sosyal, siyasi, toplumsal geçmişi var, o milletin insanı bunlardan etkileniyor, farkında olsa da olmasa da din pratiğini de etkiliyor.
0