mercedes e ve diğerleri olarak düşünmelisin. passat zaten d segment olduğu için diğer katogeriye girmez. w212 e kasalar bir önceki w211lere göre daha sorunlu diye duydum. bmw zaten kronik arızaları olan bir araç. audilerin 2013e kadar şanzıman sıkıntısı yok. yani alman arabalarının parçaları diğer ülke üretimlerine göre daha pahalı. mesela c180 ön adaptive far 10bin tl falan kurla dahada artmış olabilir. sağlamlık olarak mercedes konfor olarak mercedes. hız olarak bmw. atiklik olarak audi diyorum ama araçları kullananlara daha iyi yorum yapar.
insigniayı bunların yanında konuşmak anlamsız.

Otimatikse passat ve audi yi hemen eliyoruz.

oncelikle 10 yasina gelmis luks arac her turlu bas agritir, butce olarak hazirlikli olman lazim.

sikinti cikartma olasiligi olarak benim deneyimim bmw>merso>audi seklinde.
insignia ve passat konusunda bilgim yok ki zaten ayni klasman degil.

bizde w210 var, ilk sahibi sayılırız çeşitli yerlerinde pas sorunu(kronik) haricinde sanılanın aksine herhangi bir arızası olmadı. 270 bin civarında şu an. w211'lerde pas sorunu da yok hatta en sorunsuz kasası diye geçiyor bazı yerlerde benim param olsa temiz bir w211 alırdım.

Optikçiler şu özellik olsun mu, bu özellik olsun mu diye diye fiyatı uçuruyorlar. Öyle bir durum söz konusuysa biraz kazıklanma var ama kaliteli marka söz konusuysa normal olabilir.

Guzel bir cam zaten1000’den baslar. Normaldir...

Sigorta camı karşılar ama çerçeveyi karşılamaz. Camı da yanlış hatırlamıyorsam 2 senede bir karşılıyordu, süresini doldurmadan tekrar almak isteyince karşılamıyor.

Karşılamaktan kastım da ücretin tamamını ödemesi değil, cüzi bir miktara getiriyor camları.

hangi marka? bence gözlüğe değer güneş gözlükleri bile 600-700 tl yani ihtiyaç kıstasından söylüyorum. geçen sene biz de 950ye almıştık police marka organik cam vs

çerçeveye 500 dersen cam da bi o kadar normal ben de bün ayırdım gözlük bütçesi.

Optikçiye orayla yakınlığı olan biri ile gidersen daha da iner fiyat. Yapacakları indirimden kalan parayla deniz kenarında yemek bile yersin .

Hocam optik işinde büyük kârlar dönüyor. Aldığın camın sertifikası varsa internetten fiyat performans yorumlarına bakabilirsin. Çerçevede ise çoğu firma çinde üretiyor zaten.
Artık olan olmuş ancak bir sonraki seferde 3-5 gözlükçü gez fiyat al. Hatta git atasundan falan al en azından fiyatları pahalı da olsa bir standardı var.

gayet normal bence. iyi çerçeve pahalı. camların da fiyatı belli.

1/1 ihtimalle sahte.

Ben olsam hepsiburada satıcısına ulaşmayı denerdim. Facebook, instagram veya mail adresleri mutlaka vardır. Yazışmada sahte ürüne orjinal diyecek kadar cesaretli olacaklarını sanmıyorum.

Daha önce de benzer duyurular açılmıştı. Ben de sahte olduğunu sanmıyorum ama satış sonrası hizmet bakımından böyle bir fark var.

o saati aldığınızda iki ay sonra kararırsa öyle karardığı ile kalır. saat ve saat'ten alırasnız kararma vb. durumlarda hemen yenisini ile değişim yapılır.

Yurt dışı fiyatları ortalama 150 dolar, kısa bi arama ile gördüğüm sonuç. Yani 2500 liralık fiyat adam öpmeye yönelik bana göre, diğer fiyat daha gerçekci.

HB yorumlarında saati alırken orjinalliğinden şüphe edip te saati saatçilere gösterip orjinal olduğunu öğrenenlerin yorumları da var.

Orijinal olup olmamasina su an yorum yapamam ama satis sonrasi destek icin saat ve saat’e de hic guvenmiyorum.

Iyi bir markanin saatini magazadan almistim, bir yil icinde 2 kez servise gitti. Geri kalma sebebiyle. Servisten 2. Donusunde de “bir seyi yok bunun” raporuyla gonderildiginde iade istedim. Iade denince inanilmaz cirkeflestiler. “Biz hic iade almayiz” gibi dunyanin en sacma cumlesini kurdular. Tuketici heyetine vererek iademi aldim.

Daha onceki yillarda da boyle sorunlu bir saatimiz olmustu saat ve saat’ten. Hic orali olmamislardi, sanki isportacidan saat aliyoruz...

Ozetle satis sonrasi icin saat ve saatten cacik olmaz. Allahtan tuketici hakem heyeti var:D hepsiburada’dakinin orijinalligini sorgulayin, orijinalse alin bence. Gule gule kullanin bir de :)

1. kalite emitasyondur. hepsiburada da

başlıktan bağımsız olarak @John Bloor'ın bahsettiği yorumlara değinmek istiyorum.

kısa bir süre önce online metin yazarlığı gibi bir gruptaydım. yazıları paslayan işveren kişisi, belirli aralıklar ile çeşitli internet sitelerinde çeşitli ürünlere sanki kullanmış ve memnun kalmış gibi yorum yaptırıyordu insanlara. :) ayrıca bu tarz sitelerin beğenmedikleri yorumları sildiğini de bilmeyen yok sanırım. haliyle bu yorumlara çok da güvenmeyin.

Saat&saat mağazasına gidip pazarlık yapmanız durumunda o saati size 1500 TL ye de satarlar. %50 kampanya, %10 personel indirimi, %5 zart zurt indirimi adı altında.

Unutmayın ki hala zarar etmiyor.

3 gün sonra aynı saate bakın %50 yazarlar.

motorcuların, motorlarını, 4 tekerlekli araç gibi sanmadıkları zaman kazalar azalır.
motorsiklet bilinciyle motor kullanan çok az adam var.
bunları ayda 6.000 km yapan, hep yollarda olan biri olarak söylüyorum.

istinasız trafik cezalarının uygulanması lazım herkes için.

motorcular kızacak ama emniyet şeridi iptal olmalı. onun getirdiği rahatlık ile motorcular çok kaza yapıyor.

Ehliyet alımı zorlaştırılmalı. Hızın ve iki tekerleğin verdiği haz ve rahatlığın bir bedeli olmalı sonuçta
Sürücü için trafik cezaları da sadece ceza olarak olarak görülmemeli caydırıcı nitelik arzetmeli. Örneğin Alkollü olarak hız motoru kullanan için ceza, diğer araç sürücülerine göre daha fazla olmalı ki vücut bütünlüğüne verilecek zararın ihtimali daha fazla.
Tabi diğer araç sürücüleri trafikte de duyarlı olmalı motorculara karşı .
Kendim yoldayken önde bir motorsiklet varsa ve sollama imkanım yoksa takip mesafesini daha da diğer araçlara göre biraz daha arttırmaya çalışıyorum . Sebebi de araba sürücülerine göre motorsiklet sürücüsünün ne yapacağını kestirmek benim için daha zor .

Motorun trafikteki yasal durumu düzenlenmeli bir kere. Güvenli ve mantıklı olan trafik normal akışında iken motorun bir otomobil gibi şerit disiplinine uyması, sinyal vererek sollama yapması vs, trafik yavaşladığında da aralardan geçebilmesi (emniyet şeridi değil). Bence Kalifornia'nın yasal düzenlemesi son derece ideal. Orada motosiklet şerit paylaşımı yapabilir ancak trafik akışından 10mph daha hızlı gidebilir ve 30mph'den yüksek hızdaki trafikte yapamaz. Bu sayede hem şerit disiplini muhafaza edilir hem de trafik ışıklarında vs motorcunun ön sıralara akması sağlanır. Bizde yasal düzenleme şerit paylaşımına izin vermiyor ancak uygulamada göz yumuluyor. Dolayısıyla motorcuların çoğu da kafasına göre her yere girip çıkıyor. Bu böyle olmamalı elbette. 12 yıllık vukuatsız bir motorcu olarak benim gözlemim bu yönde.

Sivrisinek gibi bi sagdan bi soldan geliyorlar. Cogu zaman dikiz aynasindan gorunmeden bir anda beliriyorlar. Bana kalirsa arac suruculerinden once motor suruculeri olasi risklere karsi egitilmeli.

Motorcu arkadaslarin araclarin arasindan siyrilarak gecme meraki dizginlenmeden bu kazalarin onune gecmek cok zor.

10 sene aralıklı olarak motor kullandım. diyebilirim ki motor kazalarının %80'i motor sürücüsü hatası veya bilgi-beceri eksikliğidir. geri kalan %20 ise yol ve karşı tarafla alakalı.


daha dün daracık sokakta arabayla giderken arkamdan iki afrika twin geldi. yol zaten bozuk ve karanlık 20-30 zor gidiyorum. bi sağımda bi solumda beni sıkıştırıyor. yol vermek istemedim çünkü sürekli çukurlar var ve çukurlara girmek istemiyorum üstüne 10 saniye sabrederse yol genişliyor zaten. neyse bir şekilde kendini soluma soktu artislik yaptı gazladı geçti. arkasındaki dallama da aynı yere girmeye çalışıyor. bir de üzerine bişeyler diyor orda delirsem sinirlensem ya da daha doğalı acemi sürücü olup anlık refleks ile korksam arabanın 3-5cm kayması en iyi ihtimal bu ikisinden birinin kırık koluna bacağına malolacak.

bu adamlar profil olarak 100bin tl motoru alabilecek sosyal statüde buradan eğitimlerinin de muhtemelen yüksek olduğunu düşünebiliriz. bu adamlar dahi aptal aptal işler yapıyor. ortalıkta gezen acemileri, apaçileri saymıyorum bile.

aydının nazilli ilçesinde yaşıyorum. otomobilden çok motorun bulunduğu bir ilçe. buralı değilim, ancak burda kask takan kurallara uyan hatta kırmızı ışıkta duran bir motor sürücüsü görmedim. motorcular hiç bir kurallara uymuyor. bende 50cc motor aldım kask takıyorum diye bir çok kere dalga geçildim. burda sistem mistem tutmaz. polis görüyor ceza yazmıyor.

Eğitim, eğitim, eğitim.

Bu cahil halka ne kadar ceza kessen de trafik kültürünü eğitim ile aşılamazsan asla düzelmez. motorcu da trafik kurallarına uymuyor, 4 teker sürücüsü de.

Eğitim ve yaptırım.
Cezalar caydırıcı nitelik taşımalı ve uygulanmalı.
Eğitim zaten şart.

Bahsettiğin koruyucu aksesuarlar motorcudan çok motora yönelik. Kask ve bilimum vücut koruyucusu motor severler tarafından fiyaka bozuyor ve acemi imajı veriyor diye kullanılmıyor.
Şimdi kask takmadan motora binen adam için duyar kasamam valla.
Araba sürücüleri de genel olarak altimda bmw yollar benim tribine girebiliyor(herkes icin söylemiyorum) bu durumlara dair bilinç gerekiyor ama anlatabilirsen.

Hani bokunu çıkartmayan bir motorcu gelirken sinyal verip geçeceği şartte ona yol verince karşılıklı bip-bip kornalaşmak bile medeniyet bence.
Ki kornayı bile "lavabo aç" gibi kullanan bir toplumun bireyleriyiz.

volvode deger golfteki kadar artmiyor. param cok diyorsan volvo oneririm ki bence daha iyi araba ama golfu nete koydugun gibi satiyorsun ve arabanin degeri cok fazla yukselebiliyor.
ben niye herkes mercedes passat aliyor g'tum gibi arabalar diyordum. jaguar alinca anladim. ahuaha.

v40

Gonlunun goturdugu yere git

V40 gerçekten güzel bir otomobil. Eğer amacın al sat yapmak falan değilse tabii ki V40 alırım.

Kullanmak icin aliyorsan, 4-5 yil bineceksen volvo al bak keyfine.

Ama kit kanaat alacagim, param erimesin, aninda satmam gerekebilir gibi bir telasin varsa el mahkum tok kapi ya da japon.

Tabi ki volvo

v40 2. el piyasası olarak golfün gerisinde. sadece sağlamlık anlamında vw golfü geçer. vw çok sevdiğim bir marka değil ancak v40 iç dizayn ve ford motoru hiç çekici gelmiyor.

Ben tercihimi v40'tan yana kullandım ve içimde en ufak bir pişmanlık yok. Otomobile yatırım aracı olarak bakmıyorum, keyfimdeyim. Hele ki T motor rdesign'ın keyfi bambaşka.

@mikahakkinen Volvoda ford motoru var ok, golfteki Mercedes motoru mu?

vw motoru ford motorundan daha iyidir. bunu üstüne bir söz söylememe gerek var mı?
@owaki

Ben son içtiğimdi kusacaktım carlsberg’i. Abartmıyorum. Tc sınırları içinde fav. biramdı. Mundar etmişler gibime geliyor.

ne yediğinize göre tadı değişik gelebiliyor hocam.

carlsberg ben de almıyorum artık son aldığımda beğenmemiştim. eskiden alırdım hep.

yeşil şişe mi? yeşil şişeler kahverengilere göre birayı korumakta kötü. diğer sebep ise tuborg yaklaşık bir yıldır yurt dışından hazır malt alıyor. iç piyasaya yetişemediğinden.

ben de araştırıyorum. tüm farkları bilmiyorum ama mop pro da çoklu harita oluşturma yok. viomi v2 pro tavsiye ederim o yüzden. mesela mop özelliğini kullandığınızda halılar hariç harita yaparsınız. süpürme için haritalar dahil harita yaparsınız. size lazımsa böyle bir özellik v2 pro da ve s5max ta var bu.

Hocam doğru araştırma yapmamışsınız o nedenle kararsız kalmanız normal.

1- su toz tankı farklı
2- emiş gücü farklı
3- sınırlı alan bildirimi farklı: biri dijital diğeri magnetic band (güncelleme geldiyse bilmem ben alırken farklıydı)
4- muhtemelen tırmanması farklı
5- şarj süresi farklı

Bu görüş ışığında işinize geleni seçebilirsiniz.

Ben Viomi v2 aldım; yükseğe tırmansın, sulu da çalışsın, dijital engel yeterli olsun istemiştim. Siz de hangi değerler sizin için önemliyse ona göre seçim yapın. Sizin ortamınızı bilmeden söyleyeceğimiz tüm öneriler yanlış olur.

s5 max kullanıyorum çok çok çok memnunum ama vacuum mop pro ile karşılaştıramam.

tırnamışı iyi, haznelerinden memnunum, mt2 yi 1 dk da temizliyor, farklı su ve çekiş gücü seçebiliyorsunuz, no go zone ları çok başarılı ..

ben nija c1 aldım yani mop pro. s5 te harita daha iyi galiba. valla 3200e aldım önce 2800 sonra 2500e düştü. 2 binlik fark bence yazılımıyla alakalı. malzeme kalitesinin çok değişeceğini sanmıyorum ancak electroluxun üçgen olanı köşelere giriyorsa avantaj. yuvarlak olanlar köşelere giremiyor.

www.electrolux.com.tr

Biraz geç gördüm ama en azından sonradan okuyanlara faydalı olur.

Mijia serisi en problemli seridir. Vacuum mop pro da bu seriden. Bir güncellemeyle cihazınız geri dönüşsüz kullanılamaz hale gelebilir. Vacuum mop pro ve özellikle 1c kullanan arkadaşlara tavsiyem, gelen güncellemeleri hemen yapmayın 15-20gün bekleyin forumlardan araştırıp öyle yapın.

Roborock ise en problemsiz ve kalite farkı olan seridir xiaomide.
Güncelleme problemi vs yaşamazsınız. Zaten ayrı bir firma ve xiaomi için üretim yapıyor.

Roborock üst segment, mijia orta segmenttir.

En kötü özellikleri ıslak mopla halı üzerine çıkmaları bence. Kirli mop halıda hem iz bırakıyor hem de kokutuyor halıyı.

Bu arada ikisine de servis desteği bulmanız çok zor türkiyede. Garantili aldım dersiniz ama bir bakmışsınız satıcının servis dediği yerde bakkal var. İnternette bununla ilgili araştırma yapabilirsiniz.

Tavsiyem amazon.de'den alın ne alacaksanız. En azından 2 sene amazon garantisi oluyor. Hem daha ucuza geliyor hem de türkiyeden aldıklarınızdan daha hızlı geliyor şaka gibi.
Özellik karşılaştırması internette bolca var. Bakabilirsiniz.
Bu arada ikisini de kullandım, sattım, şu anda başka bir süpürge kullanıyorum.

Ben de çok araştırdım ve mop pro'da karar kıldım, hatalı bilgiler veriliyor.

- Mop pro'da alan sınırlandırma ile halıların moplanmasını engelleyebiliyorsunuz, 10 saniye almıyor.

- S5 max'ın şarjı daha uzun gidiyor ama eviniz 200 metrekare değilse bu kadar şarj süresine ihtiyacınız yok, bizim ev 120 metrekare ve %70 şarj ile bitiriyor işini. Zaten şarjı azalınca gidip şarj olup, kaldığı yerden devam ediyor.

- Mop pro'nun mop esnasında kullandığı Y şeklindeki hareket daha efektif mop yapmasına imkan sağlıyor.

- Toz haznesi, çekiş gücü gibi özelliklerde de roborock daha iyi değil. Şuradan özellikleri karşılaştırabilirsiniz: hizliresim.com

Özetle fiyat farkına kesinlikle değmeyeceğini düşünerek Mop pro aldım ve çok memnunum. Sözlükte roborock fanboyluğu oluştuğu için herkes s5 tercih etmeye başladı ama hiç gerek yok.

alınmaz. çok yaşlı, çok kullanılmış araba muhakkak sıkıntı çıkarır, yolda bırakır.

ha müthiş bakımlı bir araç bulursunuz, sahibi gözü gibi bakmıştır vs. o zaman alınabilir ama onu bulmak da, özellikle de o fiyatlara zor.

bi kişi de şuna hayalperest bi cevap versin ya, alınır abi olur abi desin bi kişi desin alıcam bak hadi

o zamanlar böyle sahibinden com vs youtube yok. kendimiz oto dergileri alır bi dünya para öder araçları takip ederdik tıpkı eskiden dvd kiraladığımız gibi. emek emek asjdhbsajd
hatırlıyorum mercedes bmw porsche ve vw i kapıştırıyorlar her anlamda. hız fiyat malzeme kalitesi. hah ulan anlatırken dergiyi hatırladım dergi de tuning turkiye dergisi idi galiba. bu yarışmanın kazananı touareg oluyordu. ama motoru 3.0 tdı v6 motor gibi bir şeydi.
al başkanım temizini al namın yürüsün.

turbo sadık -----> adamsın

Bir arkadaş kafayı takmış patronunun eski cls 350sini alacak. Patron dağ taş gezmiş arabanın.hakkını vermiş yenileyecek. Dedim ki, böyle arabalar bize göre değil. Bir masraf çıkarır 3 aylık toplam maaşın gider. Gel orta karar bir araç alalım sana rahatça bin. Heves etmiş dinlemedi. 17bin.avroya aldı aracı. Daha bir kaç ay geçmeden bir elektronik arızası verdi, beyin değişmiş 3bin €. Akabinde bir kaç arıza daha. 2bin de öyle harcadı. Satarken 15bin dedi deama 14bin zor verdiler.
Ben düşük modelli mercedese binmem renault megane alırım ama km si az modeli yüksek olur. Masrafa girmem. Sonrası tercih meselesidir. Her ne alırsan hayırlı olsun kazasız binersin inşallah.

Tercih meselesi. Bakarım diyorsanız, uğraşırım diyorsanız alınır. Yok b sınıfı, c sınıfı araç gibi bineyim diyorsanız alınmaz. Bakımdan bakıma gidecekseniz servise çok masraf açar. Her motorun değişmesi gereken kronik parçaları, "düzenli kontrol edilmesi gereken" hassas noktaları vardır. Bunlara dikkat edilirse her araç alınır. sıfır megane almak yerine 2003 model c200 benim için bir adım öndedir mesela.

ben almam he ben sevdim aldım dersen sana kim ne diyebilir. hoşuna gidiyorsa al. sıkıntısı olmayan araba mı var? he ben garanticiyim diyorsan toyota honda al memur gibi gez. ama yolda kral olcam ben bunı sıkıntısını çekcem dersen al.

3.0 motor baya bir vergisi çıkar, kasko fiyatlarını da araştır derim.

bir dönem herkes koşa koşa 3500-5000 motorlu cherokee jeepler alıyordu. bi anda vergiler zıplayınca araçların değeri şahin doğan fiyatına indi.

bir de şunu izle derim:
www.youtube.com

i$ motorla bitmiyor, elektrik aksami da sikintili araclar bunlar. Bir de havali suspansiyon falan varsa iyice sikinti zaten.

Illa alacam hastasiyim diyorsan 04-06 arasindan uzak dur, bari faceliftli versiyonu al, bir ara niyet etmistim, 2007 ve sonrasi nispeten daha az sikinti cikartiyor diyorlardi. 2009 v8'e bakmistim zamaninda, ok gibi gidiyordu valla karada olum yok gibi hissediyorsun. ama baktim frenleri yenilemek bile $2500 civari tutuyor, tirstim ihaleye girmedim.

alacagin arac vw logolu cayenne, su anda sifirini almaya kalksan milyonluk arac, o yuzden 50bin tl ile yirtamazsin. 50bin + her sene mutlaka 10-15 gibi dusunmek lazim.

Dert sahibi olursun.

sony-konsol(cep telefonu kamerası da eklenebilir buna. iphone dahil birçok telefon sony donanımını kullanıyor)
philips-aydınlatma
samsung-çok iyi yaptığı çok şey var ama "en iyi" denecek bir şeyi yok, hepsinde sağlam rakipleri var.
edit: 2second'ta görünce katıldım, ssd diyeceğim ben de, evo serisi son kullanıcı için tepe seviye.

3'ünün de yarıştığı alan tv, bu alanda ben sony'nin android tv'lerini tercih ederim. philips ambilight ile fark yaratıyor.

Tek bir şey diyemeyeceğim ama ben hangi markayı hangi ürünlerde tercih ediyorum onu yazayım:

Sony: Kulaklık, Kamera, Tv ve Oyun Konsolu
Philips: Küçük ev aletleri, süpürge, vücut bakım
Samsung: Kepçe (Eheh), Telefon, Tv

Sony: ses ve görüntü teknolojisi
Philips: aydınlatma
Samsung: telefon, tablet

Tv'ye gelince sony>philips=samsung (hatta philips samsung'tan iyi bile olabilir) bence.

Not: Philips ambilight tv sahibiyim.

sony play station
samsung tv telefon
philips aydınlatma. süpürge vs diğerlerinde isimden dolayı kaliteli anılır ancak süpürge ürünlerinde kesinlikle tercih edilmemeli.

philips'in bebek biberonları çok iyi.

samsung, dünyanın en iyi gemi inşa tersanelerinden birisidir. özellikle büyük tonaj gemilerde belki de en iyisi.

sony ise gürültü engellemeli kulak üstü kulaklık hadisesinde en iyisi olabilir.

Sony her ne kadar yerinde sayıyor izlenimi verse de kamera mevzusunda 10 sene evvel yaptığı atağın ekmeğini yemekte haklı olarak, en son video konusunda da canon'dan baya bi müşteri çalmıştı gerek apsc gerek fullframe ürünlerde.

Telefon genelde sıçızlama gidişatında olsa da en son tanıttıkları xperia 1 ii oldukça güzel bir alet.

Tv konusunda kopuktu sony ama kimsede öyle bir bütçe olmadığından sıçızladı.

Audio konusunda fena değildi ama inanılmaz daraldı o pazar da.


Philips ambilight tv'leri çok seviyorum ben ama samsung tv'ler os olarak işlemci olarak philips'ten daha önde sanırım epeydir takip etmiyorum.

Audio konusunda fena değildi ama inanılmaz daraldı o pazar :)

aslında hiç biri yaptığı ürünlerde en iyi değil sadece pazar payları yüksek..öyle markalar var ki akıllara ziyan ürünleri var.
mesela panasonic tv de bu 3 markayı tokatlar her türlü.
ses de sesle ilgileneneler bu 3 markanın yanından dahi geçmez ( örnek-klipsch )
sadece philips aydınlatma da biraz çok bilinen bir marka .
sony de fotoğrafçılık da kamera konusunda gayet başarılı.

Sym orbit 50
Pejo kisbee
Diğerleri cin mali çöpler.

Japonlar.

en kalitelisi django 50cc bence.
Ben kuba trendy kullanıyorum memnunum ama f/p olarak

Honda today de olabilir f/p olarak trendy ve blueberry diyorum

mondial revival değil bundan eminim. japonlara katılıyorum.

hicbiri.

min pcx 125 yada 155. param var diyorsaniz yamaha nmax serisi.

japonlar yani.

Eşim scooter tarzı istemiyor :)
Super cup c125 fena değil diyor :))

Msx 125 falan istiyor daha ziyade.

Başka hangi markanın cup modelleri var acaba bu arada

Paran var mı? Tüm paran o mu?

Arabaya ihtiyacın var mı veya olacak mı?

200 bin civarı bütçem var, şu an aracım yok, bi arabam olsa fena olmaz düşüncesindeyim. Yani normalde çok araba meraklısı değilim ama bu salgın döneminde toplu taşıma kullanmak istemiyorum.

araba işi zevk işi ben bin motor almam ama biri gelir al der. marka model şanzıman bunlar hep seçenek. ben 200bin tlye başka araç tercih ederim.

bu aracı hiç sürdünüz mü? bir denemenizi öneririm.

1.0 araçlar biraz insanı çileden çıkarabiliyor.

1.0 kullanmadım açıkçası hiç tecrübem yok.

Ben 1.0 A3 kullandım, gayet iyi bir araçtı. Polo için de yeterli olacaktır çok büyük ihtimalle. Bence o fiyata gayet iyi bir seçim.

Atmosferik motor olmadığından ve çoğunlukla şehiriçi kullanacağım için bana da çok sıkıntı yaşamam gibi geliyor ama bi denemek lazım yine de.

Aynen, küçük motorlarla problem yaşayanların çoğu atmosferik araç kullanmış oluyor. Turbolarda öyle ciddi bi sıkıntı olduğunu düşünmüyorum, 1.0 a3 1.6 tdi gibi bi performansı vardı aşağı yukarı.

1.0 turbolu Clio kullandım. Uzun yolda klima da açıksa bağıra bağıra gidiyorsun. Yokuşlarda bayılması da cabası.

Ben ibiza ve polo arasinda ikinci el almaya degecek bir fark oldugunu dusunmuyorum ama kisesel tercihtir tabi.

1.0 Octavia kullanıyorum. Çok memnunum. Şehir içi devamli ışıklı yollar ve 6 lt ortalamam. Süper kaçıyor bence tatminkar.

Seat trim sesi diye google da ararim ve kafanızdan bu markayı silin. Ben bu paraya toyota alırım.

open.spotify.com

Maggot brain çekti canım

youtu.be

şu an bu çalıyor: www.youtube.com

youtu.be

birdenbire şu düştü yine aklıma, konser coşkusuyla birleşen olanca hüznüyle, şuradan:
www.youtube.com

çünkü eylül ve çünkü summer moved on.

Sema Moritz- Altın Hızma
youtu.be

DJ Shadow - Nobody Speak feat. Run The Jewels

www.youtube.com

open.spotify.com

Abdal - eğin türküsü

youtu.be

(bkz: detektivbyran )

şu aralar kafam iyiyken şunu dinleyesim geliyor
www.youtube.com

normalde de şunlara taktım
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Bu aralar favorim Deniz'imin en hoşlarından bir tane,

youtu.be

az önce Deftones diye bir grup buldum fena değiller.
www.youtube.com

send me an angel

eczaneye yansıyor galiba. bir de 11den önce gitmeniz lazım.

Bakan bayramlar dugunler dedi :d saka midir nedir. Plajlarda kimse ustuste degilmis gibi; Izmir’i, Mugla’yi falan vaka artisi olan sehirlerden saymadi.

sebeplerden biri hakkında tamamen fikir yürütüyorum; ankara'da kamu çalışanı oranı daha fazla ve evden çalışma oranı istanbul kadar yüksek olmadığı, kamu çalışanlarının büyük çoğunluğu da maskesini çenesine takan kuruyemiş bıyıklı tipler olduğu için daha hızlı yayılmış olabilir. yine kamu kaynaklı iş seyahatlerinin yüksek oranda olması da bir etken olabilir. arz ederim.

Cok fazla kapali alanlarda takiliyor insanlar bence sebeplerden biri bu, bir digeri de coronaya inanmayacak kadar cahil egitimsiz insan fazlaligi.

yazlık bir yerdeyim, gelenlerin çoğu Ankaralıydı. Geze geze geldiler, geze geze gittiler.

Bakanın söylediği tam açık değil ama orandan bahsediyor. Muhtemelen nüfusa oranlanmış hali 2 kat civarı. Neyse, bu kısım çok önemli değil. Sorduğunuz soruya cevabı tam olarak bulamadım ben de. Şöyle bir durum olabilir, kamuda işe giden çok fazla var gördüğüm kadarıyla ama bunun aksine kurumlarda bilgilendirme çok az. Bizim fakültede pozitifler olduğunu asla bildirmediler, kulaktan kulağa yayıldı. Bölümlerini bile bilmiyoruz, haftada bir-iki gün -ki bu bizim için, yoksa hergün gidenler de var- okula gitmeye devam ettiğimizden temaslı olabiliriz. Bir de direkt vatandaşla yüzyüze temas eden bir sürü kamu kurumu var. Toplu taşımalar tıklım tıklım çoğu zaman.

Ama bu durum ne kadar açıklıyor bilmek mümkün değil. Çünkü tüm Ankara'da mı yaygın, yoksa belirli yerlerde mi toplanıyor, elimizde hiçbir veri yok. Belki de bambaşka sebebi var. İşçilerin memurlardan daha çok işe gittiğini düşünmek çok daha mantıklı ama bu da Ankara'nın durumunu tam açıklamıyor sanki.

Yalnız yanlış anlamadiysam şu anki aktif vaka sayısı iki katı ankara'nin. Yoksa iyilesenleri, ölenleri vs saysak ıstanbul'da ülkenin geri kalanindan fazladır vaka sayısı ki zaten birkaç ay önce vakaların %60'i ıstanbul'da diye beri açıklanmıştı.

Kamu çalışanlarına test yapıldığı için. Eminim İstanbul da sayı daha fazladır

Ülkenin batisinda Güneyinde alt alta üst üste denize girip gezip ankaraya dönüp düğüne fln katılıp bonus alıyorlar demek ki :) bi de evet avm kültürü de fazla.

Belediye başkanının çıkıp gerçek sayıları açıklaması ve diğer il belediye başkanlarının da sayıları açıklamasını istemesi ile alakalı olduğunu düşünüoyurm ben.

Eleştiride bulunmuştu hatta, sadece Ankara'da bile bu kadar ölüm varken Türkiye genelinde nasıl bu kadar az oluyor diye

www.youtube.com

Çok test yapıldığı içindir
Bakan bi zahmet açıklasa da durumu bilsek
Sanki devlet sırrı

ankara da bilinçli kesim çok olduğu için hepsi hastaneye başvurmuş olabilir. bir de yazlık bölgelere en çok 06lar geldi.

Buna ben de çok şaşırıyorum Başlarda olsa anlaşılırdı. Umreden, yurtdışından gelenler hep oraya gidiyordu.

Twitterda biri sürekli Ankara'da kimsenin maske takmadığını söylüyor, aslı var mı bilmiyorum, şaşırtıcı geliyor bana.

Covid artık her yerde ve çok fazla. Kendinize dikkat edin.

Sayılar hikaye. Bakan tabii ki az açıklayacak. İranlı yetkililer, gerçek sayının %5'ini açıkılıyorduk demişlerdi. Her ülke eksik açıklıyor. Bunu kavga sebebi haline getirmemek lazım. Yürümesi gereken işler var.


.

Peki soğutmaktan ziyade ısıtma performansından memnun musunuz ?

Mitsubishi diyorum ben de.

Soğutma ve ısıtma performansı çok iyi

mobile.donanimhaber.com

Şu konuyu biraz takip edin. Yazılanları okuyun.

mitsubishi fujistu daikin toshiba diye gider.

muğla’nın ilçeleri gibi koylar şeklinde değil kuşadası, açık denize baktığından dalga olması, bunun sonucu yosunlu olması kaçınılmaz. 20 yıldır her yaz gelirim, hatta şu an da adadayım ama kuşadası merkezde dalgasız yosunsuz bir plaj varsa da bilmiyorum. kadınlar denizi yakınlarında birkaç beach vardı girişi ücretli, biraz koy gibi olduğundan dalga azdı ama oralar da çok kalabalık oluyor diye gitmeyi bıraktık. güzelçamlı tarafına doğru giderseniz sevgi plajı olsun, milli parkın koyları olsun buralarda deniz güzel ama yerleşim emekli cenneti.

yabancı hemen hiç yok, pandemiden önce de oldukça azalmıştı zaten şimdi hiç kalmamış.

kuşadasının denizi hep dalgalı ve pistir. marmaris bodrum datça öneririm. ayrıca çok gereksiz kalabalıktır.

Çeşme'de yabancı turist olmaz. Kuşadası yerine Çeşme'ye gidebilirsin istersen.

Kuşadası güzeldir. ilayda yada istanköy otelde kalabilirsin. halk plajı hoşuna gitmezse jade beach club'a gidebilirsin. Kuşadasına yakın mesafede yaşıyorum aklına takılan bir şey olursa sorabilirsin.

güzelçamlı milli park denizi çok güzeldir ama merkeze uzak tabi ki.

Dilek milli yarımadasi milli parkı çok güzel koylar var orda giriliyor ya da sevgi plajı ya da davutlar.

ben de dilek yarımadası demeye geldim:) denizi müthiş, denize girdiğinizde otelin beton yığınları yerine orman manzarası ve samos yarımadasını görmek harikaydı.

dilek yarımadasındaki milli parkı övdüler tıpkı yukarıdakiler gibi, gittik, ne su alabileceğin bir işletme var ne de kiralayabileceğin bir şemsiye. boş halk plajına oturur gibi oturuyorsun, oraya gideceksen her şeyi yanında götürmen lazım. ayrıca çok kalabalık ve genelde "halkın içinden" insanlar çok fazla, sosyal mesafe hak getire.

merkeze yakın değil ama davutlar-sevgi plajı tarafında denize girdik biz, su öyle pis değildi ve 4-5'e kadar dalga da yoğun olmuyordu. akşamüstü gibi rüzgar çıkıyor ve dalga o zaman büyüyor. zemin kum olduğu için öyle berrak bir denizi yok ama her yer yosun gibi bir durum da yok. merkezin denizi bana hiç girilebilir gelmedi, otel merkezde olmasına rağmen deniz için o taraflara gittik. sakin ve çok kalabalık değildi, insan profili de nezih. sadece hafta sonu yerli turist gelmişti. yabancı turist neredeyse hiç yoktu.

Geçen yıl gittim, maalesef kötüydü diye düşünüyorum. Övülen milli park da çok kalabalıktı, tesis zaten yok, gerçekten dert yani. Çeşme'ye git bence de.

dilek yarım adası/milli parkta dalgalı arkadaşlar. aydında yaşıyorum. yani kuşadası açık deniz olduğundan hep dalgalı olur. milli parkta işletme yok ve haftasonu çok kalabalık. zaten davutlar güzel çamlı tarafından iyi oteller yok.

pek bir esprisi yok. başka bir yere giderken görüp geçilecek cinsten. bir diğeri için bkz çeşme.

Kuşadası harika bir yer değil ama butik otel isterseniz Villa Konak harika bir yer. Hemen yakınındaki Zümrüt pide salonunda dünyanın en iyi pidesini yedim.

e bunlar aynı ayakkabı? arkasında yeşil renk olsun mu olmasın mı onu seçicez sanırım.
ben düz beyaz ayakkabıları sevmiyorum. gerçi öbürü de yeterince düz beyaz...
yeşil en azından hareket katmış, onu al bence.

barçın sporu duydum ben, merdivenaltı bir satıcı değil. bazen geç kargo yaptığını okudum ama güvenilmeyecek bir durumu yok.

satıcısı izmir ve türkiyenin en güvenilir, en köklü bir veya iki spor mağazasından biridir. o konuda şüpheniz olmasın. yani gidip adidasın kendi sitesinden mağazasından almayacaksam ikinci en güvendiğim adres olur.

"Barçın Spor 1958 yılında Türk sporu için döneminin en önemli değerlerinden birisi olan ve 14 farklı spor branşında yaptığı uluslararası hakemliklerle halen Dünya çapında bir dereceyi elinde bulunduran milli hakem Ali Barçın tarafından İzmirde kuruldu.

O günden beri sporu ve sporcuyu destekleyen Barçın Spor, kısa sürede spor yapanların gözdesi haline geldi. 1980li yılların başında mağaza sayısını arttırmaya başlayan Barçın Spor öncelikle İzmir çapında yaygınlaştı. 1991 yılında Türkiyenin ilk çok katlı spor mağazasını hizmete sokan Barçın Spor toplam 5 kattan oluşan 2.500 metrekarelik yeni konseptiyle Türk spor mağazacılığına damgasını vurdu."

yeşil daha güzel bu arada. diğeri kadar her şeyle olmasa da yüzde 90ıyla giyilir. bir de diğeri kadar basit durmaz.

@bruce yeşil olan comfort taban diğeri normal en büyük fark bu.

comfort iyidir, comfortludan olsun.

barçın izmirde baya ünlü bir spor mağazısıdır. hatta konak şubesine bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. benim takıldığım tek şey bu adidaslar hangi kafayla bu fiyata satılıyor. abd de bunlara benzeyen ayyakbıları 13 dolara almıştım. 411 nedir yahu oha.

Barçın iyidir +1
Ankarayım Arcadium’da mağazası var biz çok aldık ayakkabı buradan.

işin erbabıyım, pahalı olan doğru seçim ama Stan smith yarın indirimde, yakalarsan ona bir bak.

barçın izmirin en büyük firması en son batıp satıldığını duydum. korayspor yalı gibi bir firma.

defacto ve lcw.

pull & bear
jack & jones

sokakbutik

pull&bear ve mavi

neil barrett

www.frmoda.com

fanbox
wwf

nors.com.tr

bad bear ve jack&jones

mavi iyidir.

Zara Man, iamnotbasic, indirimde les Benjamin's, Kaft, Mudo, Hole Academy, Kadıköy de alternatif eşyalar satan dükkanlar, bu yazdıklarımın hepsinde indirim dönemlerinde gerçekten fiyatı inmiş ürünlere bakin

h&m yazılmamış hayret.

igs' de çok güzel indirim vardı hala var mı bilmiyorum. Tişört ve gömleklere yumuldum 10'ar tane , o fiyatlara kalitesinden emin değildim ama nefis kalitede geldi. Bir bakın derim internet sitesine.

Devam ediyormuş www.igs.com.tr

trendyola giriyorum. beden seçip artan sıralama yapıyorum 20 liraya kadar olan tişörtlerden 10 tane alıyorum. yıkayıp yıkayıp giyiyorum.

roborock s5 max kullanıyorum, buzdolabından daha gerekli ev için :)

şöyle ki, evde halı kullanmıyoruz, dolayısıyla her gün hem silip hem de çamaşır suyu koyduğum haznesindeki suyla her yeri siliyor, 4 aydır hergün kullanıyorum, her gün evden çıkan toza inanamazsınız.

evde çok eşyamız yok, koltuklar yüksek, her yere giriyor, evde çok eşya varsa çok mantıklı olmayacaktır ama az eşyalı evler için çok çok çok kullanışlı.

haritalaması güzel, sadece şu odaya git, şu odada şu kadar su kullan bu odada bu kadar su kullan vs.. herşeyi yapabiliyor.

roborock s5 bende isterim. ama 5 bin tl. biraz paran varsa xiaomi mija c1 al. son çıkan bu. 2800tl teknosada.

forum.donanimhaber.com

burayı takip edin çok bilgilendirici.

İlifeın en ucuz modeli var. Hastayım kendisine. Üst modeli olsa kim bilir nasıl

Yapmıyorum. Pandemiden önce de yapmıyordum. Istanbul’da toz yağıyor. Arabayı yıkattıktan 3 gün sonra yine aynı. Binersem de kirli biniyorum. Kafam rahat.

normalde sürekli yıkattığım (şampuan ve cilasını benim vererek temizlettiğim) yer vardı fakat tam il merkezinde yeri, o yüzden artık dışını benzinlikte yıkatıyorum. içini kendim temizliyorum. rossmann'daki toz toplayıcı kullanıyorum öncelikle. harika toz topluyor. sonra süpürge ve mikrofiberle iç detay temizlik. meguiars ve sonax ürünleri kullanıyorum.

ima ettiginizin ic temizlik oldugunu dusunuyorum. arabada dezenfektan var, temas yuzeylerini onunla siliyorum ara sira.

Normalde haftalık olarak yıkamaya veriyordum, yıkamadaki elemanlar covid'lyise arabanın içinde mikrop kalır diye vermiyorum epeydir, kendim temizliyorum.

Dis yikamada sorun oldugunu dusunmedigim icin yikatiyorum. Pandeminin ilk baslarinda dusunemeyip icini de temizletmistim. Alirken dank etmisti ya virusluyse diye icim icimi yemisti bi posta da ben silmistim her yeri :D bi daha tovbe.

O yuzden disini temizletip icini mutlaka kendim temizliyorum. Baya evden uzatma sarkitip supurge indirmeli falan :d

Dis yikamayi istasyonda yaptiriyorum, ic temizligi ben yapiyorum.

ilçe de yaşıyorum yapıyorum.

Manisa - kırkağaç.

Naçizane.

Kırkağaç diyorum ben de.

Batı ve doğu karadeniz hariç her yerde yetişir ve gerisi tamamen senin damak zevkine kalır.ben trakyanın galiasına bayılırım misal.ama ülke geneline bakarsan kırkağaç altınbaşı öne çıkar.

balıkesir - hırsız çalmaz kavunu

denizli tavas

Kahramankazan - Ankara

biga-düvelek

Ankara / Temelli.

Kirkagac

Kuzey İrlanda, İskoçya ve İngiltere arasında uçakla gittim geldim dümdüz geçtim. Kontrol yok.

İrlanda cumhuriyeti başka ülke. 6 aylık UK turist vizesiyle girebiliyorsun, ama ben uzun vizeli biri olarak giremezdim ona ayrı vize gerekiyordu.

ingiltere-kuzey irlanda-iskocya-galler arasinda bir sinir yok. kara yolundan giderseniz, kuzey irlanda'dan irlanda cumhuriyeti'ne caktirmadan gecersiniz orada da belli bir sinir kontrolu yok diye biliyorum. ingiliz turist vizesiyle oradaysaniz, turkler o vizeyle irlanda cumhuriyeti'ne de girebiliyor sikintisiz. ingiltere-irlanda cumhuriyeti ucusu oncesi, havalimaninda bilet kontorunde vize kontrolu oluyor; donerken de aynisi gecerli. lakin donuste, ingiltere havalininda pasaport kontrolu olmuyor irlanda'nin aksine..kendinizi direk valizinizi alirken buluyorsunuz.

edinbroya gittim bir şey soran olmadı.

marmaris çubucak.

Sentido Lykia, tek geçerim.

TUI blue sarigerme park

joya del mar marmaris

yetkili %100

Pert olmadı mı

Take it away honey,

Değerinin çok altında dediler, benim de tercihim o yöndeydi ama olmadı.

Benzer bir senaryoda yetkili serviste yaptırdım, pişman değilim. En azından aracın güvenliğinden eminim yani. Yan sanayi parça falan kullandırtmadım. Hasar kayıtlı araç alacaksam da yetkili serviste yapılmış olmasına dikkat ederim.

Arabayı satıcaksan dışarıda kullanıcaksan yetkili servis.

zamanında yetkili serviste yaptırmadım, akrabam kazansın dedim akrabama götürdüm, pişmanım.

dışarda tanıdığın yoksa çok uğraşırlar. yoksa serviste yaptır ki tr de servislerde beş para etmez.

servis

yetkili servis, hatta servisi araştır ve iyi bir servis seç.

öncesinde aracın kazalı tüm fotoğraflarını çek, imkanın olursa tamir aşamalarında da bir iki fotoğraf çek. satarken işine yarayacak.

Mantıklı olmak lazım, bir araç alacakken aynı özelliklerde iki araç varsa 35 bin hasar kaydı olanı değil, 17 bin hasar kaydı olanı alırım.

Servis kalitemiz ülkemizde malum, kaliteli usta serviste maaşla çalışmaz. Her serviste mutlaka işi iyi bişen bir usta başı vardır, ama yapılan işçilikleri genelde düşük ücretle çalışan işçiler yapar.

İş ahlakı olan özel bir servis bulup dışarıda yaptırmanız hasarın az gözükmesi için iyi olur.

Hem dışarıda düzelerek sadece boyanıp kurtulacak kaporta parçası varsa bile, servis asla düzeltmez direkt değiştirir. Çünkü serviste o parçayı düzeltecek sanaatkar olmaz.

Depoyu ağzına kadar doldurursanız alır.
iyice bitmiş olmadı da getekir tabi.

Yakıt ne kadar bitti deseniz de ortalama 1-1.5 litre yakıt daha depoda kalır. fakat gidilen yakıt istasyonunda durduğunuz yerdeki eğim, Pompanın ucunun ne kadar depoya girdiği, attıktan sonra bir kez daha basılması aracınızın 50 litre (+/-2 lt) civarında almasına neden olabilir.

Sırf 5-6 litre fazla yakıt almak için lastik altına takoz koyup aracı eğik duruma getirip dolum yaptıranlar var.

Benim size tavsiyem, günümüzde özellikle şehir için kullanımda, iki yakıt istasyonu arası 5 km den fazla olması neredeyse imkansız. Bu sebeple, aracı deponun sonuna kadar doldurmak çokta mantıklı bir hareket olmayacaktır. Fazla alınan her litre, aracın yakıt tüketimi arttıracaktır. Genelde yarım depo ile çeyrek depo arası gezmeye çalışın. Fazladan alacağınız yarım depo yakıt, ortalama 25 litre fazladan ağırlık yapar. Bu da 20kg civarına denk gelir.

Poloda yedek depo muhabbeti var klasik bir konu. Ondandir saniyorum. Asagidaki yaziya gore yakiti koyduklari yerin bos kalmasi yararliymis. Bence fulleme yerine X TL’lik alin.

vwturk.com

Polo'da var mı bilmiyorum ama bi ara Punto'ya adam artık nasıl mazot koyduysa aracın altından mazot aktı. Taştı artık. Sanırım bi tahliye borusu falan var. Aracın altından mazot akınca tırstık. Pompacı "yok abi sorun yok fazla koyduk" falan dedi. Nerden baksan 1 litre falan yere akmıştır.

Özetle, pompacılar bazen abartıp fazla fazla koyabiliyor. 50 litre alabilir o depo.

Araçların yakıt bölümünde Genleşme Tankı dedikleri bir bölüm var, normalde bu bölüm depoya yakıt koyulurken depo içinde oluşan basıncı tahliye etmek için kullanılır ama sen full’le dediğinde orayı da yedek depoymuş gibi dolduruyorlar, 7 litrelik bi kapasitesi olur fakat özellikle yaz aylarında oranın doldurulması baya riskli bir olay.

Polokarda genleşme tankı var. İnsanlar ek depo sanıyor ama işlevi farklı ben pompa atınca bıraktırıyorum. Normalde genleşme tankı dolmadan atar pompa sonra devam edelim mi diye soruyolar. Doldurulması önerilmiyor genleşme tankının

alir alir. bende duster vardi. bi 10-15 fazla aliyordu galiba. agzina kadar doldurursan.

yedek depo var çoğu arabada.

İthalatçı farkındandır.

Bu ara herkes bu süpürgeleri ithal etme derdinde.sizin aldığınız distribütör garantilidir.diğerine kibarca grey market diyelim.

A101’den 2400e aldı millet üç hafta önce ben de aynı paraya Trendyol’dan aldım. Bir iniyor bir çıkıyor bu süpürgeler şans işi diyin geçin bence yapacak şey yok

yıl olmuş 2020 hala Teknosa gibi mağazalara gidip, bir de üstüne oradaki fiyatı internet ile kıyaslamasan alışveriş yapanlar var. Çok ilginç.

Evet kazık yemişsiniz ama canınızı sıkmayın o mağazaya gidip yemeyen yoktur zaten.

@catch the arrow kıyasladım. aldığım gün bu modeller aynı fiyat aralığındaydı.

bence rektefiye değil de sandık motor isteyin. garanti bittiği için çok yapabileceğiniz bir şey olduğunu sanmıyorum.

Gecmis olsun. Dusuk bir ihtimal ama eger aracin beynini silmedilerse arac bilgisayara baglanip 5-10 saniye yanan motor isigiyla alakali bir kayit var mi incelenebilir. Eger birsey bulunursa, isik bakima goturulmeden once yandigi icin servise aracta ariza kaydi var neden ilgilenmediniz seklinde pesine dusulebilir ama bunlar hep kovalamasi yurtdisinda bile oldukca zor olan isler.

Ford, GM almamak lazim ya bence, kalite sansa kalmis. Ford ile senin gibi 3-4 sene icinde garantisi biter bitmez patlayan arkadaslarim oldu. Kimisi de aliyor 250bin km sorunsuz biniyor. Motoru rektifiye ettir sat, basim agrimasin diyorsan japon al gec.

Surekli servise gittiginiz icin mitlaka servisle gorusun. Iyi niyet garantisine sokabiliyorlar bazen. En olmadi maliyetinden tamir etme durumlari olabilir. (Ford turkiye'nin tutumu ne olur emin degilim tabi)

Tahmin yürütüyorum.

Muhtemelen lpg ye bağlayacaklar problemi.hararet yapmış,contayı yakmiş ve 4. Silindire sıvı karışmış derler gibi geliyor.şimdi motor söküldüğü için bekleyip cevap almaktan başka çare yok.diğer türlü beyinden,katalitik konvertörden de şüphelenilebilirdi.

Hocam bu anlattığınıza göre tek alıma gelen ateşleme bobinleri Lpg'den dolayı ısıya dayanmayıp arıza verip çekiş düşmüştür. Benzine alıp gitmeyi denenmediniz mi ? Ayrıca serviste bilgisayarı bağladıklarında hata kodunda ne çıktı. Arızaya göre serviste yaptırmaya göre devam edin derim

araç benzinde de gitmedi. arıza kodu söylenmedi sadece 4. silindir de sorun olduğu söylendi. çalışıyordum o yüzden o gün servise gidemedim. ayrıca araç geçen sene de motor arıza lambasını yakmış, rölantide devirsiz çalışıyordu(homurdanıyordu resmen)bu şikayetle servise gitmiştim. ayar çekmişlerdi. beyni karışmış demişti servis elemanı. bir süre benzinde kullan dedi. ayrıca 3 servis bakımıdır araçta uğultu olduğunu söylüyorum. sürekli test sürüşü sonucu ''lastik''kaynaklı olduğu söylendi. bu uğultu şimdiki sorunla ilgisi olabilir mi?

Hocam araçta rölantide devirsiz çalışma yanında titreme falan da yapıyormuydu? Çünkü ateşleme bobini arızası lpg arçalrın çoğunda çıkan bir problem. Bugüne kadar 3 tane lpg li aracım oldu kesintisiz hepsinde aynı arıza oldu. Hatta şuan sök takmayı öğrendim bagajda yedek bobinle geziyorum :) Dediğim gibi bende de arıza ışığı yanmaya başlıyordu yol bilgisayarında servise götürdüğümde bobin arızası dediler hep. Silindir ise farklı bir durum olabilir.

aynen titreme de yapmıştı o zaman. şimdi epey bir sarstı beni:)

ben fordun lpg garantisi verdiğini şu an sizden duyup araştırdım. bayiler 2 yıl garantili yapıyormuş. ne yazık ki bu araçlar benzinli kullanıma uyumlu değil. lpgden oluşan bir sorun olduğunu düşünüyorum. bence bir sonuç alamazsınız, tamamen subjektif.

bende lpgli bir araç kullanıyorum, aracımda sorun oldu ve firmayı direk aradım. bana lpgli araçlara yardım bilgisi vermiyoruz dedi ve kapattı firma. ki bence haklı. ülke şartları gereği araçlara lpgli biniyoruz ancak arabanın doğasına ters.

Geçmiş olsun tekardan. Ustanıza mutlaka sorun bobinlerde sorun var mı diye Çünkü çelik bobinle değişse belki düzlebilir. Motoru açmak ne bileyim kritik bir şey. Olmadı lpg yaptrıdığınız yerle bir de konuşun. Servisle konuşun hata kodunu almaya çalışın bir de kendiniz araştırın internetten. Motoru açarlarsa (ki açmışlar) çok tuzlu tutabilir. Bobin arızası max 200 300 tl (yeni çelik subap) ye çözülecek birşey çünkü. Bu arada araç motoru Ti-Vct değil mi?
İsterseniz şuaradan bir inceleyin.
www.focusclubtr.com

evet Ti-Vct motor

valla titreme ve silindirlerin tekinde bende de arıza olmuştu araç ford değil ama buji- bobin değiştim düzeldi abi servis neyin peşinde direkt oraya götürmeseydin keşke

lpg orjinal mi ? pek sanmıyorum bu durumda servis bakımlı olması pek bir şey değiştirmez.

rektifiye demek ciddi bir işlem. motorun hasar gören parçaları freze ile traşlanarak parlatılıyor. sadece ölçüm için rektifiyeciye gidiyorsa o da biraz garip. çünkü bu tip sorunlar motor açınca genelde gözle fark edilir.

Lpg orijinal BRC marka

yüzey testleri ve haritalama yeteneği önemli yoksa süpürgenin ebeveyni olursunuz.
kullanmadığım için marka tavsiye veremiyorum malesef.

@marlonbranda haritalama önemli.

Mobilyalarınızın ölçüsüne göre bi boyda almanızı öneririm (mobilya ayağını değiştirme imkanınız yoksa) süpürgeyi evdeyken/işten kullanma ve uygulamayla yönlendirme, haritalama, şarj bitince şarja kendiliğinden gitme, kameralı/lazerli olması, halı kullanıyorsanız halı varlığını algılama vs

Ben mobilya uzunluğu sebebiyle xiaomi’nin 1c diye geçen modelini aldım, daha yeni kullanmaya başladım ve tek beklentim tüm mobilyaların altına ulaşmasıydı o nedenle memnunum

Haritalama özelliği olmazsa olmaz bence, bir de asabildigi eşik yüksekliği de eğer odalarınız arasi esikler varsa dikkat edilmesi gereken bir özellik.

Haritalama ozelligi +1. Nereye girememis nereye takilmis vs hepsini gormek icin cok iyi.

Supurulecek alan genisse, sarji bitince donup sarj olan, sonra supurmeye devam eden biseylere bakin. Ya da evin belli bolgelerini belli zamanlarda supurecek sekilde ayarlanan modellere bakin. Xiaomi boyle ozellikleri genelde destekliyor.

Emis gucu de 1600 Pa ve uzeri olsun hali varsa.

Xiaomi kullanıyorum (tepesinde turuncu lazeri olan, haritalama yapabilen, sanırım 1. jenerasyon), acayip memnunum. Sanırım fiyatı da bu seviyelerde, şiddetle öneririm.

Decathlon ürünleri gayet başarılı.

termos değil de contigo marka mug aldım. bayyya memnunum aldığım 20 oz hacimde (590ml sanırım) ama 16 oz (470 ml) olanları da var. kaynar su koyunca ağzını bi süre açık bırakmazsan içilemiyor çok çok sıcak tutuyor. tavsiye ederim.

a 101e yarın stanley geliyor. 199 tl internette 400 civarı.

Contigo kullanıyorum. Dayanıklılığı dışında sıcağı muhafaza etme süresinden memnun değilim. Soğuk amaçla kullanmadım genelde.

www.google.com
ben bundan aldim cok da iyi bir urun cikti 300 degil ama. arabada on numara oluyor.

Ya hala var mi bilmiyorum da ben yillar yillar evvel Ikea’dan almistim bi tane. Hala da her sene denize giderken su doldurur gotururum. Gunesin altinda bana misin demiyor.

Fakat hala var mi, varsa da ayni kalitede midir bilemiyorum.

www.cbssports.com

gecmis olsun.

hasarin nerede olduguna gore pertlik durumu degisebilir. orjinal parca takmalarina dikkat et, tamamlandiktan sonra bu islerden anlayan bir arkadasinla git isciligi kotu yapmis olmasinlar.

kaskonun verdiginden baska ikame arac veren servis bilmiyorum.

soruların cevabını bilmiyorum ama siz dursaydınız da sizin arkanızdakinin duramayıp size çarpması sonucu siz önünüzdekine çarpsaydınız bütün suçlu en arkadaki oluyordu ve zararı o karşılıyordu. böyle bir durumda değer kaybı davası da açabilirdiniz.

tavsiyem arabayı perte çıkartmaya çalışın.

@felia, evet değer kaybına başvurdum arkadaki aracın bana verdiği hasar için ama az verirler dediler. Sonucu göreceğiz bakalım.

@piotr, bu günlerde sonucu bana iletecekler, ben de sizin gibi düşünüyorum yoksa o hasarla aracı elden çıkartmam zor olacak.

araba değerinin yüzde 50lisinden fazla hasar varsa genelde perte gider. hava yastığı patladıysa genelde pert olur.

Öncelikle servise yapın talimatı verme.

Hasarın ne olacağına eksper karar verir.eksperle mutlaka konuş,ne kadar ödeme yapacaklarını öğren.servis her zaman dışarıdan pahalıdır.

Aracın geçer akçe bir araba hasarlı haliyle bile bir günde satılır.böyle bir opsiyon var mı bilmiyorum ama eksperden size ödenecek hasar bedelini nakit alma şansınız var mı,varsa ne kadar öğrenin.olurda alırsanız bunu rayicinden düşüp aracı kendiniz satın.

Tecrübeli motorcular yazsın tabi mega iddialı değilim motosiklet konusunda.

Ama çin malı motor şeyetmesek daha iyi olur sanki. En aşağıya tayvana iniliyor güvenle mevzu motor olacaksa ki o da kymco ve sym oluyor daha aşağısı sakatlara gelmek oluyor.

Küba'da türk gibi dursa da cam gibi çin malı motor oluyor.

bende mondial revival var. çin parçalı türk montaj çoğu öyle zaten. benimkisi çok ses yapıyor kuba daha az yapıyor olabilir. sonuçta 50cc konfora gerek yok. ben günde 20 km yapıyorum yeter.

bende hemen hemen aynısı, "rks pollo" var. daha az titreşimli, biraz daha kaliteli. aynı fiyattı ben alırken. ona bakın daha çok begenirsiniz.

@armagan abanuz sizin link manuel ve 1.0 motor.

Zevk meselesi tabii ama bu arabanin ic dizayni (ki bence dis kasasi da) hic 3 yasinda hissi vermiyor bana. Cok eski duruyor, 3 yillik bir araba gibi modern degil. Ben olsam o paraya micra almam.

Ama dedigim gibi tamamen zevk meselesi :)

Micralar plastik gibi, kazasızken bile kasisten geçince tamponu yerinden çıkıyor. O paraya polo alırsınız.

Bu arabanın ederi 40 bin TL’den fazla değil bana kalırsa.

Vay babam vay. Sıfır Micra fiyatları 1.5 için 250.000 lira. O paraya ev var ev! 2017 model 1.2 micra Almanya'da 8.000€. Bazen araba almayı düşünüyorum ama hiç akıl kârı değil bu zamanda. Duyuruya cevap değil ama bir isyan edeyim dedim.

@but that was just a dream +1 güvenlik önemlidir. eşim opel corsayı 60 km hızla pert etti. allaha şükür ki hava yastığı kurtardı. böyle küçük bir araba olsa daha çok etkilenirdi büyük ihtimal.

Vay anam vay 50 bin liralık araba 123 bine satılıyor.
Aceleniz yoksa bekleyin. Üretim bantları hareketlenince düşer

Vay be boyle bi arac icin asgari ucretli biri 5 sene boyunca her sabah ise gidip hic para harcamamali ki bunu alabilsin.. Ulke gercegiyle ilgili kisa bi sitemdi :)

Araca gelecek olursak kazasi vurugu vb olmamasi, temiz olmasi bu sinifta boyle bir araca 120 kusur bin verme sebebi olamaz. Gerekirse bir parca boyasi olan daha ust sinif bir arac bakabilirsiniz.

Fiyat düşmez de bu arabaya da bu para verilmez.
Git mazda 3 bak, golf bak, toyota bak, honda bak.
Beğenmedim. Geçen sene bu araba 65-70 bindi.

Sıfır al diyenler neye göre diyor? Piyasada sıfır araba yok, galericiler hepsini toplamış durumda. 3 ay sonra fiyat garantisi olmadan almak çok riskli. En iyisi almamak.

İkinci el piyasası çok hızlı uçuyor dolayısıyla normal.

Ama haksız da değilsiniz.

kasko değerini çok kafaya takma artık, çünkü 2. el piyasası aşırı yüksek. örneğin aracımın kasko değeri 188bin 2.el piyasa değeri 230-250bin. kasko bedelleri her ay değişiyor. ortalama alınıyor ancak artık tutmuyor.

Geçen seneye kadar ikinci el fiyatların kasko değerini geçtiğini görmemiştim. Olağanüstü bir piyasa oldu, yeni normal bu mu bilemiyorum.

Kasko bedeli ile normal bedelin bir alakası yok. 2018'de 134 bine araç almıştım, kasko bedeli 198 bindi.

piyasada normal şartlarda kasko bedelinin altındaki bir fiyata alınmış arabaya iyi fiyata almışsın denir.
ancak şu an piyasa normal değil. akşamdan sabaha 10.000 lira artıyor piyasa.

AKP'yi sadece bir parti olarak gormemek lazim. AKP (ya da daha genis tabiriyle Siyasal Islam) Turk halkinin cogunlugunun dunya gorusu ve hayat anlayisina en yakin parti. Dolayisiyla parti adindan bagimsiz olarak Siyasal Islam Turkiye'de her zaman etkili olacaktir.

Ülkede siyasal islam bitmez. O yuzden akp biter ismi değişir cismi ayni kalir.
Türk halkınin çoğu böyle yönetilmeyi seviyor, yapacak bir şey yok.

Tıpkı SP döneminde olduğu gibi, kendi içinden yenilikçiler çıkıp kavgasız gürültüsüz bir şekilde kendilerine güven kazanırlarsa anca öyle. (Babacan ya da küçük enişte gibi değil.)

@crown bazen duyuru/soru sahibi olmasam dahi cevap olarak tiklemek istediğim gönderiler oluyor, seninki de öyle bir gönderi.

çıkar birliğini uyuyan çoğunluğa çaktırmadan ne kadar yürütebileceklerine bağlı. şu anki akp'nin içinden yenilikçi falan çıkması zor. erbakan zamanındaki gibi değil işler.

AKP bir partiden çok bir kimlik bir hayat tarzı. Ve bu sadece ona oy verenlerin değil tüm orta doğunun genel tavrı. Akpye atfedilen tüm suçlamalar; hırsızlık, yolsuzluk, adam kayırma, bunlara ilkesel olarak bir karşı çıkış yok. Aksine tek sorun bunları kendisinin yapamıyor oluşu. Adam kayırmadan şikayetçi olan neredeyse herkes bir torpil bulsa, bunda bir beis görmeyecek. Farklı tezahurlerde, farklı etnik, dini ya da siyasi kimliklerle var olsa da Türk halkının neredeyse tamamı akplidir. Aynı şekilde reisin tek suçu da kendi muhteşem ideolojilerinin reisi olmaması. Reis de Allaha hamd olsun tam bize yaraşır bir lider. Bayılıyorum ona. Onu düşündükçe nefesim kesiliyor.

ne yazık ki @allah yazdiysa bozsun +1

ben bunu gördüğümden beri Türkiye'ye olan inancımı kaybettim. Yani az sayıda düzgün insan var ama geri kalan muhalefet bile kendi sırasını bekliyor, aynı tas aynı hamam devam edecek gibi.

parti olarak akp, yavaş yavaş bitip %1-2 alan SP haline dönüşebilir. Daha en az 1-2, belki de 3-4 seçim var ama ona.

Ekleme yapmak istiyorum. En büyük ahlaki dayanağı "senin anana bacına yapsalar ne yaparsın" olan bir milletten bahsediyoruz. AKP ölür ama akpcilik ölmez.

2 seçime sıkıntıya gider. ben rtenin yaşadığı sürece etkisinin olduğunu düşünüyordum ancak pandemi sürecinde dünya değişime girdi bu herkesi vurur.

nesiller değişecek, dünyadaki görüş farklılıkları gittikçe birbirine benzeyecek. geri kalanlar ileridekilere mental olarak yetişecek. o zaman akp ve uzantıları bitecek. bu kaçınılmaz bir son. malatya'daki bir lise öğrencisiyle londra'daki bir lise öğrencisi teknoloji vasıtasıyla anlık olarak görüntülü konuşabiliyor. onun yazdığını twitter'da diğeri okuyabiliyor. fikirler paylaşılıyor insanlar birbirini anlıyor. yabancıların gavur dinsiz olmadığını, onların da kendileri gibi birer insan olduklarını öğreniyor insanlar. böyle sonsuza dek gitmeyecek.

Bitmez. Türkiye bir yola girdi artık .20 sene öncesine göre çok şey değişti .
Ciddi anlamda (denizde kara havada ve dış ülkelerde) stratejik hamleler yapılıyor. 90larda dışarıda yaptığımız tek açılım(!) Yunan jetleriyle Ege sularında yapılan (o zamanın tvlerinde sadece göstermelik bir haber olarak ) it dalaşlarıydı .

Şimdi ise bir çok ülkeyi rahatsız edecek türde hamleler yapılıyor ve bu konuları şu dönemde başka hiç bir parti yürütemez . Muhalefete ve kaybettikleri seçimlere bakarsak sadece akp nin seçimlerde kazanması için varlık gösteriyorlar. Akp gitmez bir kaç level üstü gelir.
Ek bir kaç parti kurulacakta, seçime girecekte ve akp oy kaybedecek umudu ile yaşıyorlar.
Ha bir de sandık haricinde, AKP'nin gitmesi için coronadan da medet umanlar var.

Akp zaten 2015 Haziran seçimlerinden itibaren bitik. Mhp'nin desteğiyle ayakta duruyordu bu zamana kadar. Şuanda Akp diye bir şey zaten yok, Bahçeli'nin güdümündeki Erdoğan var. Fakat artık o da bir fayda getirmiyor. Son yapılan anketlerin tamamında Akp + Mhp maksimum % 48. Son yerel seçimlerde bütün büyükşehirleri kaybettiler. 25 senedir kazandıkları İstanbul'da 23 haziranda % 8 fark yediler. Yapılacak ilk seçimlerde Akp yolcu yani.
Bütün trolleri maaşa bağlayıp Twitter'da Sözlük'te vs. havlatsalarda geri dönüşü olmayan son bu.

fobfilm+1
ayrıca destekleyen sermayedarların ülkeden parasını çekip yurt dışında işletmeler açtığı söyleniyor bence ciddi bir dalga geliyor. siyasal islam öyle gözde büyütülecek bir şey değil dünyanın her yerindeki muhafazakar parti oyu kadardır.

@guitarissimo + olarak siyasal islam'ın kemik oyu % 20-25 civarıdır. Erdoğan'ın % 50 oy alması demokratik ve merkezi söylemlerle dışarıya açılmasıyla olmuştur. Artık günden güne içe dönük fanatik söylemlerle marjinalleşiyor ve kemik kitlesine dönüyor. Ruşen Çakır'ın bu konuyla ilgili yaptığı yayını izlemenizi tavsiye ederim:

"Erdoğan'ın en büyük stratejik yanılgısı"
www.youtube.com

Akp hükümet olarak bitti ama henüz bundan haberleri yok. tek başına iktidar bile değiller bir kaç senedir.

RTE>Akp o ayrı bir hikaye ve şu an hala bu kadar bile oy almalarının sebebi de kendisi.

parti olarak da anap gibi bitecekler bir kaç seneye.

Nesin vakfını düşünmez misiniz?

CYDD?

Nesin Vakfı +1

kesinlikle lösev.

çydd +1

Ziçev diye bir vakıf var, zihinsel engelli çocuklar eğitim vakfı gibi bir şeydi. Twitter üzerinden takip ediyordum ve paylaşımları çok güzeldi. Bir kontrol edin isterseniz.

Darüşşafaka da iyi bir seçenek.

türk eğitim vakfı olabilir

nesin vakfı, darrüşafaka, lösev, down sendromlular derneği, tohum otizm vakfı.

çekül vakfı

izmir'den aşağıya taraflarda kumsala yakın, çarşıya yakın, ulaşımı kolay bir yer bulmak zor. hep dağ başı.

edremit körfezi için boşa emekli cenneti demiyorlar. bakın akçay'a, burhaniye'ye.. küçükkuyu falan?!?

bu ücrete marmaris kuşadası çeşme bodrumdan bulamazsınız. seferihisar urla mordoğan bozburun datça? fethiye(zor) buralara bakın. Didim çok kalabalık akbükte belki bulursunuz.

Dediğiniz tarzda bir yeri 1-1.5 milyon liradan aşağı alamazsınız

bu fiyata dediğiniz özellikte bozkırın ortasında bile ev yok artık maalesef. kriterleri azaltmanız lazım.

Sahibinden üzerinden bu kriterlerde arama yaptığımda bir sürü ilan çıkıyor ege boyunca, emin misiniz? Tamam kimisi site içinde değil, kimisinin havuzu yok ama bahçeli ve 2-3 katlı çarşıya ve denize çok ev var. Sadece yere karar veremedik.

Burhaniye ören taraflarına bakın.

Burhaniye'de 300m kare bahçeli müstakil evler var. çok eskiler ama elden geçirip cillop gibi bahçeli bir eve dönüştürülebilir. bizimkiler çok memnun. biraz fazla rüzgar alıyor.

Burhaniye, Ören'i ben de seviyorum, fiyatlar daha uygun, Akdeniz'e doğru hava çok sıcaklaşıyor.

Geçen şöyle bir ev gördüm ama Gümüşlük mesela yazın çok kalabalık. www.sahibinden.com

Datça'da zor olsa da bakılabilir.

babylon.

Türkiye'nin şu anki önceliği ne ince'ye hakkını teslim etmek, ne siyasette yeni bir ses ne de yeni heyecanlar. Başımızdaki beladan acilen kurtulmamız gerekiyor. Hazır akp'nin yediği haltlar günyüzüne çıkmış, kendi tabanın antipatisini toplamaya başlamışken oylarını bölmeyecek her girişim gereksiz macera ve risk benim için.

yeni moda bu akapenin işine gelecek şekilde, cehapeli gibi yazmak.
muharrem incenin kendisi zararlı bir kere daha ne olsun istiyorsun.

sonradan gelme:yazdığımı bi daha oku, kılışlar demiş miyim? övmüş müyüm?

Kılıçdaroğlu çok yararlı sanki de @seyduna

inceye yapılan yanlıştı. partide görev verilip dışlanmaması lazımdı. ancak bu süreçte chpnin tr şartlarına göre sivrilmemesi ve iktadara ortak olma çabası içinde incenin hamlesi gereksiz.

mevcut seçim ve yönetim sisteminde bence bir zararı yok. ancak rte'nin bile başkanlığın en doğru sistem olmadığını kabul etmesi sistemde değişikliğe işaret ediyor.

şu aralar rte'nin iyi partiyi yanına çekme çabası olduğu konuşuluyor. bu da akp + mhp işbirliğinin %50'den fazla oy almaya yetmediğinin bir göstergesi. dolayısıyla seçim sisteminde ya da yönetim sisteminde bir değişiklik olursa ince'nin böleceği sol kesim oyunun akp iktidarının kaybetmesi amacına olumsuz etki edebilir.

Şu anki sistemde muhalefetin muhalefet olma imkanı yok bence, sistem de buna izin vermiyor, bir çok muhalifin atladığı bir diğer şey ise halk istemiyor da meclis, başkan halka rağmen karar veriyormuş gibi davranılıyor, alınan kararların bir çoğunda muazzam halk desteği var, muhalefet sokağa insin anlatsın kafası kolay bir şey değil, elinde 3 tane muhalif kanal var, RTÜK'ün kestiği cezaların tamamı bunlara kesiliyor ve de.

Muharrem İnce bence saçmalıyor, şu anda kendisi gibi bir siyasetçiye ihtiyaç yok, gerçekçi baktığımda kendisinin etkisinin olabileceği bir şey göremiyorum, günümüz Türkiye'si onun gibi birisine ihtiyaç duymuyor bence.

Şunu söylerim her zaman bu ülkede sıfırlanan paralarla ilgili ve farklı konularda rezaletin rezaleti ses kayıtları çıktı, etkisi oldu mu? Olmadı, bu kadar basit bana göre, halk seni istemiyorsa farklı parti kurduğunda da pek istemeyecek.

Şu anda İyi Partinin şansı daha yüksek bence, halk ile iletişim ve karşılık bulması daha yüksek.

Muharrem ince bir travma. Geçen gün debede yazmıştı birisi, seçmende derin yara açtı. Güvendik, inandık yarı yolda bıraktı bizi. İnandıklarını konuşmak istiyorsun gitsin yorumcu olsun halk tiviye çıksın, Türkiye siyasetini daha fazla çalkalanmasına gerek yok. %5 dediğin oy, geçen senenin seçmen sayısıyla, ortalama 3 milyon oy’a tekabül ediyor. Öyle n’olacak denebilecek bir rakam değil. Seçimin kaderini belirleyecek bir sayı.

Bu saatten sonra incenin yapacağı en doğru hareket kenara çekilmek, daha fazla zarar vermemek.

Muharrem İnce'ye haksızlık yapıldı. Muhalifliğini bitirmek için Cbaşkanı adayı yapıldı ve seçim sürecinde ve hemen akabinde yaptıklarıyla artık tekrar parti başkanı olamayacak duruma soktu kendisini. Bence şimdi yapabileceği en doğru muhalefet (kendisini değil) tamamen başka bir parti içi adayı destekleyerek (ya da ona parti kurmasında destek olarak) siyasetini sürdürmek. Kendisinin ayrı parti kurması AKP'nin ekmeğine yağ sürmek olur.

kenarda tuttuğum bir muharrem ince entrysinin bir yerinde şöyle geçiyor.

''hiçbir şeye üzülmedim de 24 haziran seçimlerinde gecenin bir yarısında insanların hala ellerinde oy çuvallarıyla, bu adamın oylarını korumaya çalışmasını unutamayacağım.''

o gece çuvalları koruyan insanlar muharrem ince'ye oy verir mi sizce? chp, chpliliğini tamamen bitirse gider iyi partiye, deva partisine oy verir de yine gidip ince'ye oy vermez.

Senelerdir oyları bölünmeyen CHP'den bir fayda görmedik.

Şu an İstanbul ve Ankara gibi şehirlerin muhalefete geçmesini sağlayan yolu Muharrem İnce açtı. Seçimi kazanamadı ama Tayyar'a karşı bir umut olduğunu hatırlattı, pathfinder'lık yaptı bir nevi. Muharrem cumhurbaşkanı adayı olmasaydı şu an Mansur Yavaş belediye başkanı olamazdı yani.

Muharrem İnce'nin sadece grup başkanvekilliği yaptığı dönemdeki kürsü konuşmalarına bakın, Kılıçdar'ın bütün bir kariyerinde ettiği toplam laflardan daha etkililer.

Kılıçdar'ın koltuk sevdalısı, kendi düzenini devam ettirmekten başka derdi olmayan biri olduğunu biliyorum. Kılıçdar Tayyar'ın konjonktüre göre simetriği.

CHP'den artık hiçbir şey beklemiyorum. CHP'nin muhalefet için en zararlı öge olduğunu düşünüyorum. CHP benimi için temcit pilavıdır artık. CHP AKP'nin garantörüdür. Statükocunun hasıdır. Düzen devam ettikçe Kılıçdar'ın karnı doyar. Düzen devam ettikçe Kılıçdar aç kalmaz.

Muhalefette beni temsil edecek yeni bir soluk istiyorum.

Bu adam salt akp projesi, bunu göremeyen bir insan kendine muhalifim demesin.

2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Rahmi Turan'ın köşe yazısında yazdığı olayda da saraya giden bu adam. Bu kadar sözde "muhaliflik" yapmaya çalışıp, Erdoğan'ın paçasından düşmeyen birine "siyaset yapamıyor" diye hak vermek düpedüz saflıktır.

Davutoğlu bile daha samimi geliyor bana.

@Avoiding The Puddle, Saraya gitmediğini kendisi söyledi, genel başkana da gel beraber açıklığa kavuşturalım dedi, kabul etti mi Kılışdar? Cevap bile vermedi. Bence en büyük akp projesi KK. Milletini sevseydi o koltuğu yeni yüzlere bırakırdı.

adam chp genel başkanı olmak istedi olamadı
cumhurbaşkanı olmak istedi olamadı.

tüm şanslarını kullandı. bu adama tanından hak tr'de kimseye tanınmamıştır.

buna rağmen hala kem küm rem rüm.

kimse bir sistem ile gelmiyor kötü olan o. herkes yine tek adam peşinde.

dünya o dünya değil. usa bile tek adam peşinde perişan oldu.

Civic, jazz, yaris. Hatta bulabilirsen City. Japonlar iyidir.

Eğer sorunsuz ve bakımı kolay bir araç arıyorsanız cvt şanzımanlı ve benzinli bir araç alın.

Honda ve Toyota sorunsuzluğu ile ünlenmiş markalar. Servis bakımlı bir Honda veya Toyota alırsanız ikinci elde sorun riskini en aza indirmiş olursunuz.

Honda için bir servisi arayarak plakadan bakım durumunu, değişen parçaları, yapılan işlemleri görebilirsiniz. Muhtemelen Toyota da benzer olanağa sahiptir.

Eğer bulabilirseniz düşük km'de (veya hybrid bataryası 1 kez değişmiş) 2007-2008 model Honda Civic Hybrid düşünebilirsiniz. Hem çok rahattır, hem ekonomiktir, hem de çok sorunsuzdur.

2014-2015 model hyundai i20 öneririm. 2015 model otomatik yaris de kullandım ama i20 biraz daha akıyor yarise göre.

Yaris çok iyi araba, sorun çıkarmaz ve otomatiği de iyi.
Jazz da tabiki çok iyi araba.
Ama o jazz yaris'in üstünde ve o paraya zor. 2014 yaris varken anca 2012 jazz bulabiliyorsunuz.

Fiat 500L

1 - Yaris ya da Jazz'dan 3 kat falan büyük. Hem bagaj anlamında, hem de iç hacim anlamında. Bir arkadaşımda Auris vardı (Yaris'ten büyük) içi küçük diye 500L'ye geçti. Hele hele çocuk varsa ya da düşünüyorsanız, Yaris ya da Jazz size minnacık gelecektir, arkaya çocuk koltuğu koyduğunuzda ön koltuğa kimse oturamaz. Bagaj zaten yetmeyecektir.

2 - Az yakar. 1.3 multijet dizel. efso motor.

3 - Yarı-otomatik-robotik şanzıman, hata riski sıfıra yakın.

4 - Fiat servisleri, Arçelik servisleri gibidir. Her yerdedirler ve çok ucuzdurlar. Yaris ya da Jazz'ın servis ücretlerinin en az yarısıdır. Bunun yanında sanayide herkes Fiat'ları çok iyi bilir, parçası her yerde vardır.

japon araçlara bakın en az şanzıman sıkıntısı onlarda.

Sorunsuz otomatik istiyorsanız japondan şaşmayın +1. Suzuki baleno bakabilirsiniz. Jazz ve yaris'e göre daha düşük km bulabilirsiniz.

Türkiye'de fiyatları ne seviyede bilmiyorum ama eğer imkanın varsa elektrikli motorlara (ama çin malı oyuncakları kastetmiyorum) bak derim.

50cc motor yokuş çıkar mı? Aşırı dik değilse, sen de 100 kg değilsen çıkar. Ama öyle bir çıkar ki motordan inip itmek istersin. :)

bende mondial 50cc var. motor çok sesli yokuş çıkar 150kg olsan da ama mondial için böyle. motor 50yi geçmiyor ancak diğer markaların daha sessiz ve 50 geçen modelleri var. ben her gün 10km gidiş 10dönüş 20km evime gidip geliyor.il aydın.

Geçen kuba trendy 50 kullandım. 90kglık benle yokuştan rahatça çıktı. Motoru zorlamadım. Sürat düşük tabi ama iş görür.

Kuba trendy vardı bende bi ara, hız epey düşer ama çıkar.

Altai uma 50 ye bakın, iki kişi bayır çıkıyor rahatlıkla ve kullananlar oldukça memnunlar.

www.sahibinden.com

Bundan bakıyorum ben, hanımı ikna edebilirsem ay sonu almaya çalışacağım. Bu motor gücünde kasası en büyük olan marka model buymuş. Öküz gibi adamım sirkteki ayıların mini bisiklete binmesi gibi ortalıkta gezinmemek için kasaya odaklandım :) Satıcı 230 kg'ya tık demez ne yokuş , ne otoban al yapıştır gez diyor ya umarım öyledir.

En iyisi sym orbit 50. Diğerleri 3 sene sonra çöp olur.

denizli üzerinden gelirsen denizli muğla yolu yorar, yatağandan sonra virajlı yol var. gerisi kolay.

ben olsam gece çıkmam. sabah 4-5 gibi çıkarım.

Gece yola cikmayin.

sakın ama sakın uykuya direnmeye çalışma ! uyku her zaman galip gelir, uyku bastığı an ilk benzinliğe çek uyu.

gece yorar uykunuz gelir. diğer yolcular uyursa siz de koparsınız bir yerden sonra. zorunda değilseniz gece çıkmayın. çıkarsanız da sık mola verin, en ufak yorgunluk hissinde çekip dinlenin. kahve falan için.

Taze gelinmişi var. Gece çıktım 2.30’da. 6 saatte geldim Bodrum’a ama otobanda biraz hızlı geldim. Görüş probleminiz yoksa ve uykusuzluk sorun olmayacaksa gece çıkın. Gündüz sıcak olabilir. Gece sinek böcek de az oluyor. Sabah ulaşır biraz uyursunuz. Ama dengeniz bozulabilir onu da hesaplayın.

Ilk deneyum icin gece riskli. Cunku gece uyku rutininiz var yolda uyuyabilitsiniz cok riskli. Sabaha karsi uyku alindiktan sonra yola cikmak daha mantikli

yıllardır uzun yol yaparım. 8 saat yolu molasız, 12 saat yolu tek mola ile rahat rahat giderim ama GEREK YOK!!!!!

daha önce hiç uykum olmamasına rağmen, gündüz vakti, can sıkıntısından uykum geldi, kaza yaptım. arabada karım ve çocuğum da vardı. çok hafif bir kaza idi ama ölümlü bir kaza da olabilirdi.

1 - uyku ile aran nasıl? akşam dizi izleyelim desem, sabaha kadar dizi izleyebilir misin?

2 - yanında kimse olacak mı? onun uyku ile arası nasıl? sabaha kadar hiç susmadan muhabbet edebilecek misiniz?

3 - ne acelen var? bodrum'a sabah vardın, o günün piç olacak. 1800'den 0500'e kadar uyu. 0500'te yola çık. daha iyi.

tekrar ediyorum. !!!!!GEREK YOK!!!!! uyku saniyelik bir şey. kahveyle red bull'la açılırım diye bir şey yok.

Önünüzde mutlaka bir araç olsun, onun park lambaları size çok yardımcı olacaktır. Zira çoğu yolda ışık yok.

Hayırlı yolculuklar.

bence sabaha karşı 4 gibi çıkın 4.30-5 en temizi.

Bence de sabahın ilk ışıklarında yola çıkmak çok daha mantıklı.

İki ay içinde aynı yolu tek şoför olarak gittim geldim ve tehlikeli noktalar var, gece çok daha fazla dikkat etmek gerekiyor ve üstelik mesai sonrası çıkacaksın iyice tehlikeli.

@co2s2 +12345

Benzer şekilde düşünüyorum. Bir lider olamayacağını kanıtladı, bu saatten sonra kendisinden bir hayır gelmez. Tek şansı vardı, onu da harcadı.

muharrem ince parti kurduğunda oyları böleceğini akıl edemeyecek kadar düşük zekalıysa bunca yıl boşuna siyaset yapmış demektir. akp nin gazlaması da bu yüzden.

katılıyorum. muharrem ince ulusalcı aragazla çalışıyor.

daha önce de benzer bir konuda şu yorumu yapmıştım:

şu an başkanlık sistemi olduğu için oyların bölünmesi, parlamenter sisteme göre çok daha az önem taşıyor. pratikte meclisin çok bir yaptırım gücü olmadığı için ve yürütme organını cumhurbaşkanı ve onun belirlediği bakanlar kurulu işlettiği için muharrem ince'nin olası partisi oyların bölünmesine yol açsa bile nihai sonuca muhalifler açısından faydası olacağını düşünüyorum.

sebebi şu: her siyasi görüş kendi içinde fikir ayrılıklarına sahip. en basit örneği deva ve gelecek partiler. akp'den kopan bu iki kurmay siyasetçi aynı tabanda birleşmeyip farklı partiler kurdular. yine eğer ince parti kurarsa chp'den biraz oy çalacağı aşikar. peki bunun muhalif partilere faydası nasıl olacak?

şöyle olacak; ekmeleddin ihsanoğlu'nun çatı adayı olarak girdiği cb seçimlerinde rte ilk turda seçimi kazanmıştı. seçimin en azından ikinci tura kalmamasının en büyük nedeni chp'li seçmenin ekmeleddin ihsanoğlu gibi partinin görüşlerini paylaşmayan ve temelde rte'den farkı olmayan bir adaya oy vermek istememesiydi. bizzat kendi çevremde de çokça gözlemlediğim partiye küsüp oy vermeme eylemi rte'nin ilk turda seçimi rahatça kazanmasına sebep oldu.

sonraki seçimlerde ise adaylara bakacak olursak rte'nin karşısında chp ve hdp adayları vardı. bu da sağ siyasetin istemese de rte üzerinde birleşmesine sebep oldu. aşırı sağcısı da ona oy verdi, merkez sağcısı da. çünkü sağ seçmen asla rte alternatifi olarak bir sol siyaset adayını görmüyordu (istanbul haziran seçimleri buna bir istisnadır. ancak sebebini hepimiz biliyoruz). dolayısıyla sağa alternatif bir aday olmadığı için yine seçim ilk turda bitti. açıkçası muharrem ince'nin seçim kampanyasındaki sivri dili de biraz oy kaybetmesine sebep oldu diyebiliriz. özellikle apolet polemiği.

özetle, ince kendi partisini kurar ise, deva ve gelecek partileri kendi cb adaylarını gösterir ise hem solda hem de sağda alternatifler çoğalacağından oy vermeyen seçmen de kendine yakın bir aday belirleyip ilk turda oyunu verecektir. böylece rte'nin aldığı oy sayısı aynı olsa bile muhalif partilere gidecek oy sayısı artacağından rte'nin oy oranı düşecektir. Ben %50'nin altında kalacağını düşünüyorum (hatta eminim). önemli olan ikinci tura kalacak adayın diğer tüm muhalif adaylardan oy alıp alamayacağı. yani gelecek ve deva'ya oy veren seçmen ikinci turda gidip rte'ye verirse rte yine kazanacaktır.

bu anlattığım mantığa göre bence hem imamoğlu hem de yavaş cb adayı olarak gösterilmeli. çünkü biri (her ne kadar sağcı aileden gelse de) chp'nin evladı, diğeri de sağ seçmene hitap edebilen biri. böylece chp bu iki aday arasında bölünmüş olabilecek tüm seçmeni oy vermeye yönlendirecektir. ikisinden biri ilk turda eleneceği için o adaya oy veren neredeyse herkes diğer adaya da oy verecektir.

Akp rakip olarak Muharrem Ince'yi istiyor. Muharremle birebirde polemik siyasetine gireriz, sonucta Reis alir diyorlar. Basortusu, Ayasofya, Muharrem Ince icki iciyor falan. Imamoglu, Mansur gibiler cikti felegini sasirdi AKP, Ocalanin mektubunu getirip, Trtye terorist cikartacak kadar beyinleri yandi. Diger gerizekali ortak da gelmis ulkede beka sorunu var diyor. Resmen AKP yonetemiyor ulkede beka sorunu var demek bu, o derece gerizekalilar bir kisi demiyor, hoop bana laf cakiyorsun diyemiyor:)

Şu anki sistemle çok dezavantajlı bir durum olmadığının bende farkındayım. Gündemde seçim kanunu değişikliği var. Eğer bu durum değişir ve yüzde 50'ye ihtiyaç kalmazsa,o zaman bu durum sorun yaratır gibi geliyor. Muhalaefetin ivme kazandığı bu dönemde yapılan bu hamle soru isaretleri barındırıyor.Büyük resim dedikleri olaya gerçekten her geçen gün daha çok inanıyorum. Bekleyelim, görelim bakalım.

seçim günü meselesi değil ki sadece. parti kurup kurmamasından ziyade sistem eleştirisi yerine kişiler ve günlük siyaset üstünden yürüme sorunu var kendisinde. tabii ki akp'nin işine geliyor. ayasofya'ya atladı, saraydaki chp'li denen deli saçmasına atladı. adam kazandı lafı da yapışmış halde kendisine. sürekli chp'deki entrikalarla kafayı bozan ahaber ve türevleri ne istesin daha.

bir emine ülker tarhan vardı, ayrıldı, parti kurdu, binde 5 oy aldı.

kabul ince biraz daha popüler ama alacağı oy tarhan'ın 2 katı bile değil.

kaskonuz varsa karşılar komple set halinde değişir

Kufur yiycem ama kasko yok maalesef :)

Kaskon yoksa parasını vermen gerekecek. Ruhsat senin üzerinedir diye düşünüyorum. Yasal prosedürün ne olduğunu bilmiyorum ama cebinden iyi bir para çıkacak gibi duruyor.

Yedek yoksa çekici ile yetkili servise çektirip yeni anahtar seti isteyeceksiniz, eskiler iptal olup yeni anahtar verecekler ama pahalı bayağı. İyi anahtarcı varsa servis dışında da denenebilir ama önermem.

o zaman set halinde değişir pahalıdır ama hallolur geçmiş olsun keşke kasko yaptırsaydım dediğin bir an olabilir
bir arkadaşım honda da 5.000 gibi bir fiyat alıp iyi ki kaskom varmış demişti 4 sene önce

korktugum tum cevaplar gelmis. dogus saniirm 5 bin arti 1.5 ay bekleme diyor. seytan diyo ki kaskoyu simdi yaptir bi ay sonra anahtar kayboldu de ama iste illegal bunlar hep :))

Yiğidim Yürek Yemişsin. Bu arada sigorta anahtarın çalındığına dair polis tutanağı istiyor olabilir.

istiyomus hocam ya. o kolay da. sigortayi falan kandirmak gibi bir manyakliga girisemem. cezami ceker veririm 5 bini diyorum da. bunu sanayi de falan halletmenin yolu yok mudur?

Oto anahtarcıya gidersen onlar da yapabiliyor bildiğim kadarıyla. Ancak anahtarı kopyalayamadığı için kontağı söküp ona göre yeni anahtar yapıyorlar. Çalınmış olan anahtarınız muhtemelen tekrar çalışacaktır. Ancak anahtar programlama yaparken onu kullanmayacağı için kapıları açsa da motoru çalıştırmayabilir. biraz karışık anlattım ama siz bir oto anahtarcıya gidin en iyisi. İstanbul'da yaşadığınız yere göre tavsiyede bulunabilirim.

kasko bir fiyata kadar öder.

abi buldum yedek anahtari. eksik olmayin. allah askina siz de su yedek anahtari asiri guvenli bir yere koyun. boyle bi dert yok yeminle.

kuşadası için tura vereceğiniz paraya yazık. milli parka safariye götürürler en fazla, kendiniz bedavaya yaparsınız, artan parayla da kazım ustada balık yiyin. kuşadasından efes, meryem ana, şirince turları olur. onlar için de tura para vermeye değmez. araç kiralayıp kendiniz gezin. audio guide alırsınız efesten. şirince'de serbest zaman verir turlar, gene kendi başınıza gezeceksiniz demektir.
çeşme için de aynı şey geçerli.
pamukkale belki.

araba kirala kardeşim çok yakın izmire in. çeşme 1 gün alaçatı vs. kuşadasında selçuk efes şirince 2 gün bile fazla, pamukkale termalli kal 2 gün 5 gün yeter artar. gerek yok tura.

@mikahakkinen araba kiralasak pahalıya gelir. şu tura bak sürekli navigasyondan yer ararız heralde. www.prontotour.com

Pamukkale matah bi yer değil.

decathlon iyidir bu konularda, alın bence

Lumberjack hem uygun hem de görüntü olarak iyi modelleri var ayrıca rahat bir spor ayakkabı markası. Deneyin derim.

abi iş arkadaşım 70tlye çakma nike almış instagramdan görüntü güzel ancak ben orjinal olmayan şeyleri sevmediğim için umursamadım.

Kinetix var bu minvalde. Bundan daha dayanıklı hem

cok iyidir. iyi bir secim olmus.temizi gelirse tadindan yinmez.

Biraz yavaş bir arabadır uyarayım. Yokuşlarda biraz ağır kalabilir ama öyle takıntılarınız yoksa iyi arabadır. Bir noktadan bir noktaya götürür

antalyada sarı olanı ben alacağım bak papaz olmayalım :D

şaka bi yana, arabadan anlamam diye her duyuruya yazıyorum ama otomobil forumlarının altını üstüne getirdim 10 gündür, pejo şöyledir citroen elektronik çabuk arıza verir alfa varyatör problemli vs. gibi adı çıkmış önyargılı yaklaşmıyor kimse. kullananlar genelde memnun, 1.4 düşük km lpg takılmamışı öneriliyor doğal olarak. bende bakıyorum max 45 bine kadar.

@birfincankahvedahaisteyenadam mesafe uzak olmasa düşünmedik değil hocam, ucuz atlattık :D

benim takip ettiğim ilanı yanlış kategoriye açmış sanırım sahibi, sorgulattığımda 1.4 comfort paketi olduğu yazıyo. o yüzden bütün bilgiler yanlış olabilir diyerek sahibine ulaşıncaya kadar bekliyorum şimdilik :)

ilk araç olunca her kafadan bir ses çıkıyo. clio 1.4 rta önerenler var fabia yerine ama hem daha fazla para verip hem abs'siz bi araç kullanmak istemiyorum.
bir de parça fiyatları daha pahalı dediler ama yedek parça sitelerinde karşılaştırdığımda arada büyük bi farka rastlamadım, siz bu konuyu araştırdınız mı?

75 olduğuna emin misiniz? 68bg ve 101bg olarak 2 tip motor vardı diye hatırlıyorum. 68bg olan eski favorit motorunun revize edilmiş hali, 101bg olan vw geliştirdiği motor (yağ yakma problemi var) 68bg olanı 3 yıl kullandım, iyi arabadır rahattır, hız yapacaksanız tavsiye etmem. kronik olarak klima motoru ve direksiyon pompası problemi var, alırken bunlara iyi baktırın klima değil ama direksiyon pompası pahalıya patlar. İlginç olan bende clio ile arasında kalmıştım sonradan arkadaşımın clio bindiğimde iyi ki Fabia aldım demiştim.

yedek parça fiyat olarak hiç araştırmadım ama büyükşehirlerde usta ve parça sıkıntısı çekmezsin diyorlar, bilemedim.

@anarche, maalesef emin değilim. bi önceki mesajımda da yazmıştım, sahibi sanıyorum yanlış kategoriye ekledi aracını. diğer donanımlarını da bol keseden işaretlemiş :) birebir görüşmeden hiçbi özelliğinden emin olamıyorum o yüzden.

genel olarak 101bg motor olmadığı sürece tercih etmemem yönünde mesajlar aldım. hız yapmak gibi bi düşüncem yok çünkü çok tecrübeli bi şöför de sayılmam. a noktasından b noktasına güvenli biçimde götürecek, sanayideki ustalardan ahbap sahibi yapmayacak tipte bi araç arıyorum. şimdilik tek problem dediğiniz gibi kronik direksiyon pompası ve satışının biraz yavaş olması.

19 yaşında bir arabaya görmeden yorum yapmak zor, tercih meselesi. her aracın belli arızaları defoları dezavantajları var.