pushing up the daisies
merhaba,ince fırçalı,parlak duran soluk olmayan likit eyeliner önerebilir misiniz?yves saint laurent kullanıyorum ama bulamadım sanırım artık üretilmiyor. loreal,alix avien,yves rocher,estee lauder,maybelline kullandım hiçbirinden memnun kalmadım :( kalem ya da jel sevmiyorum likit tercih ederim dah
merhaba,ince fırçalı,parlak duran soluk olmayan likit eyeliner önerebilir misiniz?yves saint laurent kullanıyorum ama bulamadım sanırım artık üretilmiyor. loreal,alix avien,yves rocher,estee lauder,maybelline kullandım hiçbirinden memnun kalmadım :( kalem ya da jel sevmiyorum likit tercih ederim daha kalıcı duruyor gibi. bir de maskaralarım çok çabuk kuruyor çok az kullandığım için atmaya kıyamıyorum ne yapabilirim bunun için,şimdiden teşekkür ederm ^^
0
Maskaralara badem yagi ya da lens suyu damlatin diyorlar.
Ben lens suyu damlatmistim. Gayet guzel. Kaliciliginda - waterprooflugunda degisme olmadi.
Ince uclu eyeliner olarak the balm inkini begenmistim. Surebildigim tek likit eyeliner oldugundan da olabilir tabi.
Ben lens suyu damlatmistim. Gayet guzel. Kaliciliginda - waterprooflugunda degisme olmadi.
Ince uclu eyeliner olarak the balm inkini begenmistim. Surebildigim tek likit eyeliner oldugundan da olabilir tabi.
0
Ben maskara icin gosh boombastic(yesil renkli) olani kullaniyorum, memnunum simdilik. Badem yagi dedikleri gibi bir iki damla damlatabilirsin. Eyeliner icin ise kalemler hemen kuruyor, ben gratisten oylesine aldigim essence eye liner likit var, cok kalici, abartmayayim 12 saat rahat gidiyor belki daha da fazlasi.
0
balpolen
Bu aksam konya ya gidiyrm, yarın gezip görecegim, mevIanaya faIan giderim, birkac camii ve medrese, gitmisken namaz da kıIarım diyrum bir daha ne zaman giderim beIIi degiI cunku, ama ben buraya taytIa gidiyrum, yanımda kıyafet dolaştırmak istemiyrum, zaten oraya uygun uzun ve kapaIı kıyafetim de yk,
Bu aksam konya ya gidiyrm, yarın gezip görecegim, mevIanaya faIan giderim, birkac camii ve medrese, gitmisken namaz da kıIarım diyrum bir daha ne zaman giderim beIIi degiI cunku, ama ben buraya taytIa gidiyrum, yanımda kıyafet dolaştırmak istemiyrum, zaten oraya uygun uzun ve kapaIı kıyafetim de yk, ben bu kıyafet isini nasıI haIIederim?
Not: taytın üstüne giydigim kazak uzun degiI,
not: sacma gelebiIir ama durum bu
Not: taytın üstüne giydigim kazak uzun degiI,
not: sacma gelebiIir ama durum bu
0
kiyafet zorunlulugu yok ki. cevreden cekiniyorsan ki haklisin beline bi sey baglayabilirsin mesela.
0
Giriste ustune giyebilecegin kiyafetler mevcut olmasi lazim.entari falan koyuyorlar.cami gorevlisinden yardim isteyebilirsin vardir.
0
nasıl sultanahmet veya ulu camii'de turistler için bele/başa bağlamaları için şal veriyorlarsa, eminim orada da veriyorlardır girişte.
o şekilde halledebilirsin.
o şekilde halledebilirsin.
0
camilerde eşarp vardır ama etek görmedim hiç.
taytla camiye girmene dahi laf edecek tipler olabilir etrafta, hele ki konya'da.
arkadaşların dediği gibi 5-10 tl verip bi etek al, çıkışta camiye bırakırsın.
taytla camiye girmene dahi laf edecek tipler olabilir etrafta, hele ki konya'da.
arkadaşların dediği gibi 5-10 tl verip bi etek al, çıkışta camiye bırakırsın.
0
büyük camilerin girişlerinde başörtüsü ve uzun kıyafet bulunuyor. orda da olabilir belki. ben istanbul için konuştum :)
vermiyorlarsa da 5-10 liraya alırsın bi tane. Allah kabul etsin.
vermiyorlarsa da 5-10 liraya alırsın bi tane. Allah kabul etsin.
0
winston insani
MerhabalarGerçekten sağlıklın bir şekilde su içebileceğim bir suluk arıyorum. Tavsiyeleriniz?
Merhabalar
Gerçekten sağlıklın bir şekilde su içebileceğim bir suluk arıyorum.
Tavsiyeleriniz?
Gerçekten sağlıklın bir şekilde su içebileceğim bir suluk arıyorum.
Tavsiyeleriniz?
0
ben de uzun süredir bakınıyorum ama plastiklere güvenemiyorum bi türlü.
starbaksta şehir temalı cam şişeler var, ben onlardan alıcam sanırım. cam olmasına rağmen bayaa hafif.
starbaksta şehir temalı cam şişeler var, ben onlardan alıcam sanırım. cam olmasına rağmen bayaa hafif.
0
jamalbsf
Çok fark var mı kullanış açısından ? 8 kg'de neyi yapamayız ? 100 tl fark için değer mi ?
Çok fark var mı kullanış açısından ? 8 kg'de neyi yapamayız ? 100 tl fark için değer mi ?
0
evde 8 kilo kullanıyoruz, yıkayamadığımzı birşey yok. yorgan, battaniye, bebek döşeği, kilim, paspas falan ne varsa yapıştırıyoruz. yine de ben olsam 100 lira fazla verir büyük olanı alırdım.
0
kilosu yerine tambur hacmine bakın. kilo olayı hikaye. bazen aynı tambur hacminde daha yüksek kg yazan makineler oluyor.
0
yıkayabileceğin en büyük şey çift kişilik yorgan. 8 kiloda da rahat rahat yıkanıyor. çamaşırhane işletmeyeceksen 9 kilo gereksiz.
0
Bu iki makine de 63 lt tambur varmış. Peki nasıl oluyor ? Bu bilgi üzerine 9kg almak mantıklı mı ?
0
8 var bende, yatak yorgan her sey yikaniyor. tambur hacmi olayini bilemiyorum.
0
9 kg kapasiteli bir tamburda yatak döşek yıkanır da eğer aile çok geniş değilse veya her hafta dağlar gibi çamaşır çıkmıyorsa, almaya gerek yok bence. 9 kg'de
4-5 kg'lik yük yıkanmamalı, tambur kayışına zarar verebilir. Boş tambur dönerken daha çok sarsılır ve makinenin çeperine çarpar :S. Fakat diğer yandan da 7 kg üzerinde yatak tutak var ise, ve 8 kg' kapasiteli makine var ise, burada da sürekli yıkanmamalı. Zira içinde hareket edecek yer bulamayan çamaşırlar makinenin bir tarafında yığıntı oluşturacak ve ağırlık merkezi bozulan tambur yine zarar görecektir. Özetle, 7 kg üzerinde ağır eşyalar için 9 kg kapasiteli makine iyidir. -şahsi fikir.. :D
4-5 kg'lik yük yıkanmamalı, tambur kayışına zarar verebilir. Boş tambur dönerken daha çok sarsılır ve makinenin çeperine çarpar :S. Fakat diğer yandan da 7 kg üzerinde yatak tutak var ise, ve 8 kg' kapasiteli makine var ise, burada da sürekli yıkanmamalı. Zira içinde hareket edecek yer bulamayan çamaşırlar makinenin bir tarafında yığıntı oluşturacak ve ağırlık merkezi bozulan tambur yine zarar görecektir. Özetle, 7 kg üzerinde ağır eşyalar için 9 kg kapasiteli makine iyidir. -şahsi fikir.. :D
0
in vino veritas
sb.
sb.
0
neredeyse tamamı hakkımda yazılmış günlerden oluşan 1 senelik bi günlük. ilk defa bir insanın hayatına bu kadar "dahil" hissetmiştim kendimi, oldukça özel.
ben pek sevmem ve çok anlamam aslında hediye vermekten, en çok emek harcadığım hediye iç dizaynını duyurudan pokerface'in(binbir teşekkürler tekrar <3) yardımıyla hazırladığım bir duvar saati.
ben pek sevmem ve çok anlamam aslında hediye vermekten, en çok emek harcadığım hediye iç dizaynını duyurudan pokerface'in(binbir teşekkürler tekrar <3) yardımıyla hazırladığım bir duvar saati.
0
Bir arkadasim tarafindan mangamin yapilmasi :)
Hala hayatimdaki en guzel hediye
Hala hayatimdaki en guzel hediye
0
aldığım en güzel hediye uyku bandım galiba. onun kadar işe yarar başkaca bişey almadım.
0
aldığım en güzel en anlamlı hediye eşimin askerdeyken her gün bana olan sevgisini, özlemini yazarak doldurduğu defterlerdi. günlük gibi hem her gün neler yaptığını hem de yokluğumun onu nasıl hissettirdiğini harika bir şekilde yazmıştı hala açar okurum arada.
verdiğim ise hamile olduğumu anladığımda eşime verdiğim üzerinde babasının kuzusu yazılı bebek zıbınıydı.
verdiğim ise hamile olduğumu anladığımda eşime verdiğim üzerinde babasının kuzusu yazılı bebek zıbınıydı.
0
aldığım; bi doğumgünümde sevgilimin bir kaç saat arayla sürekli çok iyi düşünülmüş hediyeler vermesi idi.
verdiğim; çok var yaa. hediye üzerine detaylı düşünmeyi ve para harcamayı severim^^
verdiğim; çok var yaa. hediye üzerine detaylı düşünmeyi ve para harcamayı severim^^
0
verdiğim: onunla ilgili 100 sayfalık kitap yazdım.
aldığım: koluna benim için dövme yaptırdı.
aldığım: koluna benim için dövme yaptırdı.
0
Erkek arkadaşımın bana yazdığı 5-6 şiir. Bir doğum günümde aldığı başka bir hediyeyle birlikte vermişti, o hediyenin ne olduğunu çok net hatırlamıyorum ama şiirleri hala ilk gunku gibi saklıyorum.
Bir de kardeşim 1 sene önce beğendiğim bir bilekligi başka bir ülkedeki şehirden bulup doğum günümde almisti. Çok şaşırmış ve mutlu olmuştum.
Ben de erkek arkadaşıma arkadaşlarından ve ailesinin konuşmalarından, fotoğraflarından ve kutlamalarından oluşan slayt hazırlamıştım. Baya uğramıştım. Hayatım boyunca hediye icin hiç bu kadar uğraştığımı hatırlamıyorum.
Bir de kardeşim 1 sene önce beğendiğim bir bilekligi başka bir ülkedeki şehirden bulup doğum günümde almisti. Çok şaşırmış ve mutlu olmuştum.
Ben de erkek arkadaşıma arkadaşlarından ve ailesinin konuşmalarından, fotoğraflarından ve kutlamalarından oluşan slayt hazırlamıştım. Baya uğramıştım. Hayatım boyunca hediye icin hiç bu kadar uğraştığımı hatırlamıyorum.
0
cekilmis gayfe
gideri var mı? özellikle gri takım elbise giyildiğinde.çirkin mi duruyor yoksa giyilebilecekler arasında en makulü mü?teşekkürler
gideri var mı? özellikle gri takım elbise giyildiğinde.
çirkin mi duruyor yoksa giyilebilecekler arasında en makulü mü?
teşekkürler
çirkin mi duruyor yoksa giyilebilecekler arasında en makulü mü?
teşekkürler
0
Açık ton olmaması şartıyla sırıtmaz. Ayakkabının siyah olduğu varsayımı altında gri takım ile gri ya da siyah çorap gider.
0
takım elbise ile tonu tutmalı. bi tık açık olabilir ama daha koyu olmamalı. bence makul.
0
takım elbisenin tonlarındaysa olur. çok açık veya çok koyu sırıtabilir.
ancak her türlü şundan iyidir :D
s-media-cache-ak0.pinimg.com
ancak her türlü şundan iyidir :D
s-media-cache-ak0.pinimg.com
0
biz siz onlar bensiz daha mutlular
bir işvereniniz ya da iş arkadaşınız var mı? Demek istediğim tam bir mobbing olayı değil de hani ortada gezinmesini istemedğiniz, bir lafı yüzünden bütün huzurunuzu kaçırıp gününüzün geri kalanını piç eden, içinizden yaşama sevincinizi, bütün enerjinizi alıp, katil olma isteği uyandıran bu insanlarl
bir işvereniniz ya da iş arkadaşınız var mı? Demek istediğim tam bir mobbing olayı değil de hani ortada gezinmesini istemedğiniz, bir lafı yüzünden bütün huzurunuzu kaçırıp gününüzün geri kalanını piç eden, içinizden yaşama sevincinizi, bütün enerjinizi alıp, katil olma isteği uyandıran bu insanlarla çalışıyor musunuz? N'olacak bizim bu halimiz? Ben evime, bir karış suratla ve kafama takılan onlarca soruyla gitmek zorunda mıyım? Huzurumuzu neden çalıyorsunuz o.. çocukları..
0
Var. Proje sorumlularımızdan biri. Görünce geriliyorum. O yokken çok rahat oluyorum. Sorduğum soruları düzgün cevap verdiğine ve garip garip bakmadığına şahir olmadı.
0
Yöneticim ve bir kaç kişi i yerinde tam olarak bahsettiğiniz etkileri yaratıyor , ne zaman muhattap olmak zorunda kalsam stres yüklenip ayrılıyorum yanlarından,işe motivasyonda bok oluyor çalışasım tamamen kaçıyor . Şimdi aklımda belirdi yazarken bi an onları dinazor s. omuş gibi düşündüm rahatladım.
0
var
benim sef
hatta sadece bana da huzursuzluk vermiyor. ar-ge ve IT dahil olmak uzere hatiri sayilir kisinin enerjisini emiyor.
yapacak birsey yok. is degistirsen daha iyisi olmaz, hatta daha kotusu olabilir.
elalemin agiz kokusunu cekmek istemiyorsaniz yapacaginiz tek bir yol var: kendi isinizi kurmak. yoksa kimse sikayet etmesin.
benim sef
hatta sadece bana da huzursuzluk vermiyor. ar-ge ve IT dahil olmak uzere hatiri sayilir kisinin enerjisini emiyor.
yapacak birsey yok. is degistirsen daha iyisi olmaz, hatta daha kotusu olabilir.
elalemin agiz kokusunu cekmek istemiyorsaniz yapacaginiz tek bir yol var: kendi isinizi kurmak. yoksa kimse sikayet etmesin.
0
ofis işinde başımdaki patrondu, şantiyede mühendislik yaparken taşeronlar, kontroller vs idi. bisiklet tamirciliğine başladığım beri kafa rahat.
0
Bu o kişilerden ziyade senin hayatınla alakalı bir problem. Hayatın ne kadar büyük olursa bu kişiler o kadar küçülür. Hayatını ve bakış açını büyüt, işten sıyrıl, başka şeylere de odaklan.
0
Yazılımcıyım ama yazılımcıların arasında gün geçirmeyi pek sevmiyorum. Kafa yapımız çok farklı. Belli bir şahıs değil ama genel olarak ofisin sosyal ortamını pek sevmem.
0
aynı sebeple duyuru açacaktım. şu anda sinirden odaklanamıyorum.
bu ne ilk ne de son.
midem ağrıyor sinirden.
bu ne ilk ne de son.
midem ağrıyor sinirden.
0
lorne malvo
Dün gece 4 saat uyudum bu gece de çalışmam lazım, hem uykum gelmesin hem de sağlam kafayla ayakta durayım istiyorum ne alayım yiyecek ve içecek olarak?
Dün gece 4 saat uyudum bu gece de çalışmam lazım, hem uykum gelmesin hem de sağlam kafayla ayakta durayım istiyorum ne alayım yiyecek ve içecek olarak?
0
lorne malvo uyumazdı :(
şaka :D en azından 1-2 saat uyursan dayanma potansiyelin baya artar. içecek kahve tabii ki. bide sabit kalma elin bişeylere gitsin sürekli, artık sen düşüncen onu kuruyemiş mi seversin cips mi seversin
şaka :D en azından 1-2 saat uyursan dayanma potansiyelin baya artar. içecek kahve tabii ki. bide sabit kalma elin bişeylere gitsin sürekli, artık sen düşüncen onu kuruyemiş mi seversin cips mi seversin
0
biraz uyu, sabaha karşı kalk. diğer türlüsünden hayır görebileceğini sanmıyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
normalde müthiş iştahlı bir insanım. birçok insandan ' çok güzel yiyorsun, canımı istettin' gibi şeyler duyuyorum. gel gör ki erkek arkadasımla oldugumda canım hiçbir şey yemek istemiyordu. önümde duran şeyi yemiyordum. adeta ' canım istemiyordu' . size de oluyor mu bu, neden oluyor ki? hiçbir şey d
normalde müthiş iştahlı bir insanım. birçok insandan ' çok güzel yiyorsun, canımı istettin' gibi şeyler duyuyorum.
gel gör ki erkek arkadasımla oldugumda canım hiçbir şey yemek istemiyordu. önümde duran şeyi yemiyordum. adeta ' canım istemiyordu' .
size de oluyor mu bu, neden oluyor ki?
hiçbir şey de iştahımı kesmez. üzüldüğümde, kızdıgımda, sınava calısıyorsam falan daha da iştahım açılır. iştahımın kesildiği tek durum buydu hayatımda.
gel gör ki erkek arkadasımla oldugumda canım hiçbir şey yemek istemiyordu. önümde duran şeyi yemiyordum. adeta ' canım istemiyordu' .
size de oluyor mu bu, neden oluyor ki?
hiçbir şey de iştahımı kesmez. üzüldüğümde, kızdıgımda, sınava calısıyorsam falan daha da iştahım açılır. iştahımın kesildiği tek durum buydu hayatımda.
0
eger yeni bir iliskiyse heycandan olabilir. yanlislikla cocugumu yedin yoksa?
0
bende de oluyor bu. karsimdakine odaklaninca, onun verdigi hislerden dolayi sensory overload olup bedensel isteklerimi duymuyorum. bir yerim agriyorsa da unuturum mesela. bir de ben ac olmasam da mutlu olmak icin yerim genelde ama.. sizi bilemedim.
0
Asiksin. Heyecandan oluyor.
Zamanla ikiniz de okuz gibi yemeye baslayacaksiniz :)
Zamanla ikiniz de okuz gibi yemeye baslayacaksiniz :)
0
ilişkinin baslarinda böyle değildi sadece. bir yıldan uzun sure boyunca böyleydi.
ayrıldık :/
ayrıldık :/
0
Allah allah. Benim genelde ilk 6 ay-1 sene falan olur, bir deri bir kemik kalirim ki normalde asiri istahliyimdir.
Sonra karsimdakine alistikca normale donerim.
Sonra karsimdakine alistikca normale donerim.
0
o zaman benim dediğim doğrulanıyor. üzülsem de, yanlış bir şey yazmamışım demek ki.
0
Yemek sadece basit bir karın doyurma işlemi değil, büyük çoğunluk için bir zevk, tatmin ve mutluluk aracı. Tam da bu sebeple böylesine ilgi çekici. İştahını kesmediğini söylediğin şeyler hep olumsuz. Oysa sevmek olağanüstü olumlu bir şey. İşler yolunda gitmediğinde yemekten elde edeceğin küçük mutluluklara ihtiyaç duyman da, sevmek gibi büyük bir mutluluğa sahipken yemek gibi küçük mutluluklara ilginin zayıflaması da gayet normal.
0
amusan
Sb.
Sb.
0
Yulaf ezmesi+kuru meyve+sut ile yapardim.
Simdi evden cikmadan tahilli ekmege peynir domates koyuyorum.
Simdi evden cikmadan tahilli ekmege peynir domates koyuyorum.
0
Yarım saat erken kalkıp her sabah 4 yumurta(bazen az kiymali) buyuk miktar peynir, süt, greyfurt suyu içip iki adet ceviz yiyorum. Sonra kurum'a geçiyorum. Kahvalti önemlidir.
0
Hafta içi evden çıkmadan müsli + yoğurt, keyifliysem ve vaktim varsa 2 yumurta kırarım yanında da ekmek + yoğurt yerim. Bazen de duble türk kahvesi + beyaz peynirli tost.
0
4-5 yumurta + 1 adet muz + çay bardağı süt = Blender ile karıştırıp içiyorum.
0
erken kalkip omelette yapiyoruz. yanina domates ve zeytin yeniyor. biraz da ekmek.
0
hazır kahvaltıya sahip olduğum halde biraz daha fazla uyumayı tercih ediyorum
0
akşamdan yulaf pişiriyorum sütle.
sabah da içine yarım muz ya da minik elma rendesi ve tarçın ekleyip yiyorum.
bunları minik bir kavanoz içinde yaptığım için geç kalmışsam yanıma alma imkanım da oluyor.
sabah da içine yarım muz ya da minik elma rendesi ve tarçın ekleyip yiyorum.
bunları minik bir kavanoz içinde yaptığım için geç kalmışsam yanıma alma imkanım da oluyor.
0
opsiyonlu;
1 ops. 1 dilim ekmek, yeterince peynir 3-4 zeytin + kahve
2 ops. tost: kepek ekmeğine beyza peynir
3 ops. üç yemek kaşığı buğday ezmesine yeterince süt + tatlandırıcı olarak bir çay kaşığı bal. 5 dk bekletip buğday yumuşadıktan sonra yiyorum
4. ops. omlet (2 yumurtalı)
evden kahvaltısız asla çıkmam. şunlardan birini hazırlama sürem 5 dk.
1 ops. 1 dilim ekmek, yeterince peynir 3-4 zeytin + kahve
2 ops. tost: kepek ekmeğine beyza peynir
3 ops. üç yemek kaşığı buğday ezmesine yeterince süt + tatlandırıcı olarak bir çay kaşığı bal. 5 dk bekletip buğday yumuşadıktan sonra yiyorum
4. ops. omlet (2 yumurtalı)
evden kahvaltısız asla çıkmam. şunlardan birini hazırlama sürem 5 dk.
0
8-8.30 gibi kalktığımda 12.30'a kadar bir şey yemiyorum, sadece çay-kahve. Öğlen, ya kapsamlı bir kahvaltı ya da doğrudan öğle yemeği.
0
Is yerinde topluca yapiyoruz, hem de tahin pekmezden yumurtaya kadar her sey oluyor. Yemekci ablamiz tam bir anne her seyden hazirlayip yediriyor bize <3
0
evimde peynir, bal, süt kaymağı, bazen yumurta, bazen menemen, bazen tost... mükellef yapmaya özen gösteriyorum ama geç yapıyorum. erken bi saatte içim almıyor.
0
2 yumurta muhakkak yerim. yanında bazen hiçbir şey bazen zeytin, peynir, domates, jambon vs. gerçi 3- 4 gündür bildiğin ekmekli çikolatali kahvaltı yapıyorum :/
0
yumurta, domates, yeşil zeytin, peynir ve bugday ekmeğini ofise götürüp yiyorum.
İkinici opsiyon olarak da yulaf ezmesi+ süt+ birkaç fındık,ceviz
İkinici opsiyon olarak da yulaf ezmesi+ süt+ birkaç fındık,ceviz
0
pavlis
Oh be sonunda!Tam bir sene bir ay sonra memleketime, denize, sıcağa, sahil boyuna, yurduma dönüyorum. Vay be, buraya gelmeden önce İstanbul'a gitsem mi diye duyuru açmıştım. Bu illet yerden, kalabalıktan, ölmüş insanlıktan, bilmediğim yollardan, her yere doluşan arabalardan, iğrenç yüzlerden ve eziy
Oh be sonunda!
Tam bir sene bir ay sonra memleketime, denize, sıcağa, sahil boyuna, yurduma dönüyorum. Vay be, buraya gelmeden önce İstanbul'a gitsem mi diye duyuru açmıştım. Bu illet yerden, kalabalıktan, ölmüş insanlıktan, bilmediğim yollardan, her yere doluşan arabalardan, iğrenç yüzlerden ve eziyetten kurtuluyorum.
Siz kalanlar, nasıl yapıyorsunuz, nasıl yaşayabiliyorsunuz "bu" şehirde?
Kalan sağlara sabır diliyorum. Hoşçakalın yumurcaklar, ben gidiyorum!
Tam bir sene bir ay sonra memleketime, denize, sıcağa, sahil boyuna, yurduma dönüyorum. Vay be, buraya gelmeden önce İstanbul'a gitsem mi diye duyuru açmıştım. Bu illet yerden, kalabalıktan, ölmüş insanlıktan, bilmediğim yollardan, her yere doluşan arabalardan, iğrenç yüzlerden ve eziyetten kurtuluyorum.
Siz kalanlar, nasıl yapıyorsunuz, nasıl yaşayabiliyorsunuz "bu" şehirde?
Kalan sağlara sabır diliyorum. Hoşçakalın yumurcaklar, ben gidiyorum!
0
Istanbula gercek anlamda alışsaydın ve paran olsaydı böyle gelmezdi.Kültürel, etkinlik burda, mekanlae burda, her semtin güzelligi ayrı En iyi semtlerden birindeyim, cebimde param var ve Istanbul mükemmel:) Baska sehirde yasayamam. Bizi dusunme yani biz iyiyiz. Güle güle.
0
Kadıköy de bir yıl geçirdim, paramda yeterince vardı istediğim şeyi yapmadığım olmadı. Tamam, her şey burada, mekanlar ok, etkinlikler ok peki ya insanlar? O kalabalık, rezalet sıkışıklık, her şeyin iç içe üst üste binmesi ne olacak? O trafiği parayla mı açacaksın? Geçin Allah için ben almayayım.
0
E hiç gelmeseydin? Sana da çekici geldi ki pek sevdiğin memleketini bıraktın geldin, o çekiciliğini yitirmiş olması İstanbul'un ya da insanların sorunu değil ki. Kalanlar da o çekiciliği henüz kaybetmemiş, ya da her gün kendini çekecek yeni bir şey bulabilen insanlar. Şahsen burada doğdum büyüdüm, başka bi istanbul yok
0
Bir macera ettim, geldim. Beni çeken dışarıdan anlatılan İstanbul, tünelin ucu bombok işte onu diyorum. İnsanlara da lafım yok, on ürün al dokuzu İstanbul da üretiliyor. İş burada diye buradalar. Yine on kişiden sekizi buradan nefret ediyor, adım kadar eminim. İstanbul var ama yaşamak için yok. Gel, gez, gör, git böyle var.
0
hoşçakal, yolun açık olsun!
bu kalabalıkta seni özlemicez ama sorun sen değilsin valla :/
bu kalabalıkta seni özlemicez ama sorun sen değilsin valla :/
0
hayat tarzı meselesi. o yüzden siz nasıl yaşıyorsunuz gibi düşünceler bana saçma geliyor. evet ben de çoğu zaman istanbul'dan nefret ediyorum. ama şöyle örnek vereyim, bu nefretim facebookta göreceğim "oliver koletzki indigo'da" eventine kadar. istanbul dışında yaşayıp şöyle bir şey görsem, uzun süre mutsuzluk sebebi olur benim için. napsam etsem de istanbul'a yerleşsem diye planlara düşerim.
bu sadece bir örnek. bu ne aradığınla alakalı. istanbul'da aramadığım ve nefret ettiğim çok şey olabilir, ama aradığım her şey burda. aradığım her şeyin olduğu yeri tercih ederim, aramadığım şeylerin varlığına rağmen. yetinme meselesi sanırım, aradığın her şey değil de buldukların yetiyorsa pekala antalya'da da yaşarsın başka yerde de.
bu sadece bir örnek. bu ne aradığınla alakalı. istanbul'da aramadığım ve nefret ettiğim çok şey olabilir, ama aradığım her şey burda. aradığım her şeyin olduğu yeri tercih ederim, aramadığım şeylerin varlığına rağmen. yetinme meselesi sanırım, aradığın her şey değil de buldukların yetiyorsa pekala antalya'da da yaşarsın başka yerde de.
0
Evet tam da böyle. Öncelikler farklı ve ben rahat yaşamak istiyorum. Her şeyin elimin altında olmasına lüzum yok.
0
git abi-abla git en iyisini yapmışsın. ben de gitmek istiyorum nasip olmuyor ya. ömründen ömür kaybediyorsun bu sevdiğimin (!) şehrinde. yolun açık olsun
0
ben kadıköylüyüm ve istanbul'da yaşamaktan çok memnunum açıkçası. ölmüş insanlık deniyor da, şehirdekilerin zaten %80'i dışarıdan gelen kişiler ve insanlığı öldürenler de onlar. ben çocukken bile daha çok istanbullu vardı, şimdi herkes başka yerli, son 10 sene içinde gelmiş. küçük şehir övücülüğü yapamayacağım o yüzden :)
0
Nasil yasayabiliyorum? Baska yerde yasayamayacagim icin burada yasiyorum. Her sey burada, baska yerde yapamam. Yani sana pek gipta etmedim:)
0
Bende 1buçuk yıl önce geldim istanbul'a. Eğer birgün gitmek zorunda kalırsam çok üzülürüm. Az önce beşiktaş'a gittim de trafik yok diye üzüldüm resmen :) anlayacağın bazen trafiğini bile sevdiğim oluyor ara ara.
Ha sitem ettiğim zamanlar da olmuyor değil. Bakırköy'de yaşıyorum ve otopark sorunundan gına geliyor. Ama bakırköy'ü de çok seviyorum. Gülü seven dikenine katlanır misali.
Ha sitem ettiğim zamanlar da olmuyor değil. Bakırköy'de yaşıyorum ve otopark sorunundan gına geliyor. Ama bakırköy'ü de çok seviyorum. Gülü seven dikenine katlanır misali.
0
Kendi işime gücüme bakıyorum. Şehirden bir beklentisi olmamalı insanın, bu arada doğma büyüme İstanbulluyum yani... Yapmak istediklerini yapabiliyorsan mutlusun. Ha İstanbul olmuş ha başka bir yer.
ama şunu gördüm başka yerde özellikle kabalığın olmadığı, koşuşturmanın olmadığı yerde büyümüşseniz zor gerçekten. Sizin için sevindim. Hoşçakal
ama şunu gördüm başka yerde özellikle kabalığın olmadığı, koşuşturmanın olmadığı yerde büyümüşseniz zor gerçekten. Sizin için sevindim. Hoşçakal
0
Ben de 3 sene önce taşındım İstanbuldan üstelik orda doğdum büyüdüm bir de kadikoyluyum. Şu an Mersindeyim benim için boş ve gereksiz bir şehir istanbul a geri dönmeyi planlıyorum ve canı gönülden istiyorum
0
hayırlı olsun.
ben de antalyalıyım ama ilkokula başlayacağım sene istanbul'a taşındık ve neredeyse 20 sene oldu. ömrümün hatırlayabildiğim kısmının tamamına yakını burada geçti yani. eş dost akraba hep orada olduğu için tüm bayram, ara dönem ve yaz tatillerini antalya'da geçirirdik. aklımda kalanlar hep çocukluk dönemi gözlemleri olduğundan mı bilmem ama her geldiğimizde daha da kötüleşmiş görünürdü gözüme şehir. bu sene sadece bayramda gidebildim ama son bir kaç ziyaretimde gördüğüm kadarıyla ne kalabalığın ne de trafiğin istanbul'dan (sayı olarak değil elbette ama yoğunluk olarak) altta kalır yanı yok. 100. yıl caddesinden her geçişimde acaba bu şehirde trafik kuralları farklı mı diye düşünüyorum. tarladaymışçasına araba sürerek istanbul'daki keko şoförlere rahmet okutuyorlar resmen. altyapı leş, senelerdir de düzeltilemedi. kışın fena oluyor. toplu taşıma kötü bile değil, resmen yok. misal; geçen sene bir kongre için serik bölgesindeydim. tam da o gün kuzenim doğum yaptı, ziyaretine gideyim dedim. otelden çıkıp merkeze varmam 2 saate yakın sürdü hatta geçmiş bile olabilir tam da hatırlamıyorum. üstelik daha hastaneye varamadım, tramvayın bir durağından arabayla aldılar da öyle gittik hastaneye. istanbul'da o kadar sürede tekirdağ sınırına ulaşılır neredeyse. belediye otobüsüyle istanbul'dan kocaeli'ye gidip geliyorum, 1 saat anca sürüyor yol. taksi mesela serik'ten merkeze o yol için 100 euro istedi. lisenin ilk yazında tek başıma göndermişlerdi beni tatilde antalya'ya otobüsle. otogardan taksiye bineyim dedim cepte para bol olunca. o dönem evden (kadıköy) okula (küçükyalı) bir kaç defa taksiyle gittim 10 -milyon- lira tutuyordu, o yolun yarısı kadar mesafe (otogar-meltem mh) 20 -milyon- lira civarı tuttu ki o dönem en büyük banknot oydu. yolu da biliyordum dolaştırma falan olmadı yani. çok oturmuştu içime o yaşta, hiç unutmam. taksiyi ve taksiciyi genel olarak sevmem ama acil ihtiyaçlarda falan rahatça biniyorum burada. etkinliklerden falan zaten bahsetmeye gerek yok. ben gitme fırsatı bulamadım ama şu expo açıldı da insanlar evinden çıkacak bir sebep bulabildi akrabaların sosyal medya paylaşımlarından gördüğüm kadarıyla. antalyalı olduğumu söyleyince herkes ooo falan diyor yıllardır ama senede sadece 1-2 haftalık kısa ziyaretlerde dışarıdan gelen biri olarak gözlemlerim bu şekilde. allahtan antalya bir de yani, daha küçük bir anadolu şehri olsa ne yapardım bilmiyorum. bahsettiğim yer muratpaşa başta olmak üzere konyaaltı kepez üçgeni bu arada. diğer ilçelerdeki durumu bilemem ama merkezden daha iyi olduğunu da düşünmüyorum.
bana göre istanbul'a göre tek avantajlı yönü barınma ücretleri (konut fiyatları, kiralar vs.) ve plajları antalya'nın. bir de nerede yetiştiğinle ilgisi var sanırım. bir kuzenim üniversite için geldi istanbul'a. kendisi istanbul'un keyfini benden daha iyi yaşayabilecek bir karakterdi ama okulu bitirdi iş güç derken 2. senesini dolduramadan çok yıprandı ve geçen sene döndü antalya'ya. ben ise bir kaç ufak seyahatten sonra anladım ki istanbul'dan başka yere alışmam zor. uzun lafın kısası bu işin doğrusu yanlışı yok. "istanbul'da yaşanır mı kardeşim siz mal mısınız?" ya da "başka şehirde nasıl yaşıyorsunuz anlamıyorum" falan demek doğru değil. tamamen kişisel bir mesele ve herkes nerede mutlu ise orada olmalı, mutlu olacağı işi yapmalı, yanında iyi hissettiği kişilerle birlikte olmalı. senin için de doğru bir karar olur umarım antalya.
ben de antalyalıyım ama ilkokula başlayacağım sene istanbul'a taşındık ve neredeyse 20 sene oldu. ömrümün hatırlayabildiğim kısmının tamamına yakını burada geçti yani. eş dost akraba hep orada olduğu için tüm bayram, ara dönem ve yaz tatillerini antalya'da geçirirdik. aklımda kalanlar hep çocukluk dönemi gözlemleri olduğundan mı bilmem ama her geldiğimizde daha da kötüleşmiş görünürdü gözüme şehir. bu sene sadece bayramda gidebildim ama son bir kaç ziyaretimde gördüğüm kadarıyla ne kalabalığın ne de trafiğin istanbul'dan (sayı olarak değil elbette ama yoğunluk olarak) altta kalır yanı yok. 100. yıl caddesinden her geçişimde acaba bu şehirde trafik kuralları farklı mı diye düşünüyorum. tarladaymışçasına araba sürerek istanbul'daki keko şoförlere rahmet okutuyorlar resmen. altyapı leş, senelerdir de düzeltilemedi. kışın fena oluyor. toplu taşıma kötü bile değil, resmen yok. misal; geçen sene bir kongre için serik bölgesindeydim. tam da o gün kuzenim doğum yaptı, ziyaretine gideyim dedim. otelden çıkıp merkeze varmam 2 saate yakın sürdü hatta geçmiş bile olabilir tam da hatırlamıyorum. üstelik daha hastaneye varamadım, tramvayın bir durağından arabayla aldılar da öyle gittik hastaneye. istanbul'da o kadar sürede tekirdağ sınırına ulaşılır neredeyse. belediye otobüsüyle istanbul'dan kocaeli'ye gidip geliyorum, 1 saat anca sürüyor yol. taksi mesela serik'ten merkeze o yol için 100 euro istedi. lisenin ilk yazında tek başıma göndermişlerdi beni tatilde antalya'ya otobüsle. otogardan taksiye bineyim dedim cepte para bol olunca. o dönem evden (kadıköy) okula (küçükyalı) bir kaç defa taksiyle gittim 10 -milyon- lira tutuyordu, o yolun yarısı kadar mesafe (otogar-meltem mh) 20 -milyon- lira civarı tuttu ki o dönem en büyük banknot oydu. yolu da biliyordum dolaştırma falan olmadı yani. çok oturmuştu içime o yaşta, hiç unutmam. taksiyi ve taksiciyi genel olarak sevmem ama acil ihtiyaçlarda falan rahatça biniyorum burada. etkinliklerden falan zaten bahsetmeye gerek yok. ben gitme fırsatı bulamadım ama şu expo açıldı da insanlar evinden çıkacak bir sebep bulabildi akrabaların sosyal medya paylaşımlarından gördüğüm kadarıyla. antalyalı olduğumu söyleyince herkes ooo falan diyor yıllardır ama senede sadece 1-2 haftalık kısa ziyaretlerde dışarıdan gelen biri olarak gözlemlerim bu şekilde. allahtan antalya bir de yani, daha küçük bir anadolu şehri olsa ne yapardım bilmiyorum. bahsettiğim yer muratpaşa başta olmak üzere konyaaltı kepez üçgeni bu arada. diğer ilçelerdeki durumu bilemem ama merkezden daha iyi olduğunu da düşünmüyorum.
bana göre istanbul'a göre tek avantajlı yönü barınma ücretleri (konut fiyatları, kiralar vs.) ve plajları antalya'nın. bir de nerede yetiştiğinle ilgisi var sanırım. bir kuzenim üniversite için geldi istanbul'a. kendisi istanbul'un keyfini benden daha iyi yaşayabilecek bir karakterdi ama okulu bitirdi iş güç derken 2. senesini dolduramadan çok yıprandı ve geçen sene döndü antalya'ya. ben ise bir kaç ufak seyahatten sonra anladım ki istanbul'dan başka yere alışmam zor. uzun lafın kısası bu işin doğrusu yanlışı yok. "istanbul'da yaşanır mı kardeşim siz mal mısınız?" ya da "başka şehirde nasıl yaşıyorsunuz anlamıyorum" falan demek doğru değil. tamamen kişisel bir mesele ve herkes nerede mutlu ise orada olmalı, mutlu olacağı işi yapmalı, yanında iyi hissettiği kişilerle birlikte olmalı. senin için de doğru bir karar olur umarım antalya.
0
sosyal yalniz
önümde ciddi bir hedef var ve bunun için para biriktirmeye başladım ama finans konusunda pek ilgili ve bilgili biri sayılmam. haliyle yatırımı dolar, altın vs. ne ile yapmam gerektiğini öğrenmek istiyorum. bunların değerlerindeki artış ve düşüşleri düzenli takip etme zorunluluğu da doğuyor sanırım b
önümde ciddi bir hedef var ve bunun için para biriktirmeye başladım ama finans konusunda pek ilgili ve bilgili biri sayılmam. haliyle yatırımı dolar, altın vs. ne ile yapmam gerektiğini öğrenmek istiyorum. bunların değerlerindeki artış ve düşüşleri düzenli takip etme zorunluluğu da doğuyor sanırım bu işle birlikte. bilenler yardımcı olursa sevinirim.
0
bence altın ve gümüş. özellikle gram altın para getirmez, ama değer kaybı yaratmaz.
0
gram altin alis satis araligi dar oldugu icin acil durumlarda bozarsaniz moraliniz bozulmaz.
uzun vadeli dusunuyorsaniz bence altin. hangisi oldugu farketmez.
uzun vadeli dusunuyorsaniz bence altin. hangisi oldugu farketmez.
0
Uzun vadede her yatırımın getirisi olacaktır. Önemli olan o birikim tutarını her şartta yerine koymanız. Kendimden örnek veriyim bir sene içinde her ay ne olursa olursun 500 tl atacağım dedim(bazı aylar 1000) ve 10000 tl hedefini yakaladım.burda banka kartı eksi limiti de doldurdum kişisel zevklerden ödün verdim ama o parayı topladım. Şimdi dolar vs yanında her ay 1 gr altın hedefim var mesela.
Dolar da altın da Euro da size gereken yardımı yapacak.uzun vadede ben o parayı unuttum diyorsanız gerekmez zamanı gelince gider karşılığında ne kadar tutuyorsa alırsınız. Ama alıp baktınız dolar yükseliyor satıyım, düştü hemen almam lazım demeniz için mesai harcamanız gerekir.
Dolar da altın da Euro da size gereken yardımı yapacak.uzun vadede ben o parayı unuttum diyorsanız gerekmez zamanı gelince gider karşılığında ne kadar tutuyorsa alırsınız. Ama alıp baktınız dolar yükseliyor satıyım, düştü hemen almam lazım demeniz için mesai harcamanız gerekir.
0
kosun lan mevzu var
yoksa erkek dedigin bir butun ekmekle sandvic ya da tost yapip hayvan gibi goturmeli mi?kadin icgudusu ne diyor?
yoksa erkek dedigin bir butun ekmekle sandvic ya da tost yapip hayvan gibi goturmeli mi?
kadin icgudusu ne diyor?
kadin icgudusu ne diyor?
0
Haha ortası olsun. Bütün ekmeği de yemesin ama yarısından fazlasını yesin.
0
Direk ekmekle bi alakasi yoktur. Lakin istahli erkekler arti bi puan katiyor hatunlarin gozunde. Bikac farkli kizdan duymustum.
0
Dünyanın en iştahsız insanı olmama rağmen nedense şimdi sen soruca farkettim ki iştahlı, çok yemek yiyen erkek çekici geliyormuş bana.
0
Bazıları 10 fırın ekmek yese de çekmez bi dilim yese de ha illa ekmekle bağlayacaksak normal insan gibi yiyeni tercih ederim. Bir de yemek seçene ayrıca uyuz olurum ki bu daha önemli bir sıkıntı.
0
Normal yesin, ne çok ne az. Öyle çok seçici olmasın, yaptığım yemeği yermesin ki iyi yemek yaparım bi zahmet övsün.
Ekmek zaten iyi bir şey değil ben yemem mesela belki haftada 2 dilim yiyorumdur. O da az yesin, hem kilolu olmasın hem sağlıklı olsun.
İçgüdülerim bunları söylüyor.
Ekmek zaten iyi bir şey değil ben yemem mesela belki haftada 2 dilim yiyorumdur. O da az yesin, hem kilolu olmasın hem sağlıklı olsun.
İçgüdülerim bunları söylüyor.
0
hiç bu açıdan düşünmemiştim :D löpür löpür ekmek yemekten ziyade sağlıklı beslenip iştahlı olması daha bi iyi çünkü benden az yiyen biriyle birlikte olmak istemezdim. ve yemek seçen insandan ben de hoşlanmıyorum.
0
Simdi farkettim iştahsız erkek hic çekici gelmiyormuş bana da."Biraz daha koyim yavrum yersin?" falan diyesim geliyor onlara :/
0
Almiyim cnm fitliğim bozulur tipi erkek çok itici. Cılız erkek ise çirkin oluyor bence. Cılız olacağına hafif göbekli olsun daha iyi. Az yemesin ama bir ekmek de çok yahu:) şöyle giydiği yakışan bakınca hoş görünen iri erkek iyidir. Ona göre yesin.
0
kadın içgüdüsü diyor ki ye maşallah yarasın asdadsdsdfs
ciddiyim. mıy mıy yemek yiyen hemen doyan erkek -1
ciddiyim. mıy mıy yemek yiyen hemen doyan erkek -1
0
benim son ex yemeğin 1/3ini yiyip gerisini bırakıyordu. öncekiler kıtlıktan çıkmış gibi yediği için onu bayaa garipsemiştim. yemeyeni sevmediğimi farkettim böylece.
biraz da şöyle; ben çok acıkıp tabağımı güzelce bitirdiğimde, yanımdaki adam az yiyorsa ben çok yiyormuşum imajı oluyor ki bir bağyan için hiç hoş deel :D
şöyle özetliyelim: yemeğini güzel yesin, spor yapsın, fit olsun (amin)
edit: ayy sen miydin :s sen az ye koşun :/
biraz da şöyle; ben çok acıkıp tabağımı güzelce bitirdiğimde, yanımdaki adam az yiyorsa ben çok yiyormuşum imajı oluyor ki bir bağyan için hiç hoş deel :D
şöyle özetliyelim: yemeğini güzel yesin, spor yapsın, fit olsun (amin)
edit: ayy sen miydin :s sen az ye koşun :/
0
ekmek değil de iştah ve bir damak tadının olması önemli.
her seyi gömmesin, fast food' a falan bayılmasın.
her seyi gömmesin, fast food' a falan bayılmasın.
0
amk. fakirlik böyle işte. iştah deyince milletin aklına ekmek geliyor lan..!
ekmeğe abanıyorsa fakir olduğundan çekici gelmez. dana antrikot, t-bone neyim yiyorsa olabilir.
ekmeğe abanıyorsa fakir olduğundan çekici gelmez. dana antrikot, t-bone neyim yiyorsa olabilir.
0
iştahla yemek yiyen bir çocuk gördüğümde aşırı mutlu olup, oturup izlerim. aynı şey babam yemek yerken de hissediyorum. iştahla yemek yiyen insan beni mutlu ediyor. ama kişi, obez ve şişko falansa mutlu olmuyorum da, normal kilodaki acıkmış insanı yemek yerken izlemek bence hoş bişey.
0
nrmnm
4 arkadaş sinemaya gidelim dedik ama buralarda avm'lerdeki cinemaximumlar dışında film izlenecek yer bilmiyorum. onda da biletler 21 tl olmuş. donanımhaberde, duyuruda falan 7-8 liraya bilet satanlar oluyordu bir aralar, kalmadı mı acaba o tarz kampanya vs ya da ucuza halletmenin başka bir yolu? zin
4 arkadaş sinemaya gidelim dedik ama buralarda avm'lerdeki cinemaximumlar dışında film izlenecek yer bilmiyorum. onda da biletler 21 tl olmuş. donanımhaberde, duyuruda falan 7-8 liraya bilet satanlar oluyordu bir aralar, kalmadı mı acaba o tarz kampanya vs ya da ucuza halletmenin başka bir yolu? zincir olmayan küçük sinemalar yok mu artık? cinemaximum olmak zorunda değil elbette, olmasa daha bile iyi olur hatta.
sinemanın yanında yemek yiyip filmde de birer mısır vs. alalım falan desek cüzdanı bırakıp çıkmak gerekecek. pendik tarafında olduğumuzdan maltepe, kartal, pendik hattında kalsak iyi olur.
teşekkürler
sinemanın yanında yemek yiyip filmde de birer mısır vs. alalım falan desek cüzdanı bırakıp çıkmak gerekecek. pendik tarafında olduğumuzdan maltepe, kartal, pendik hattında kalsak iyi olur.
teşekkürler
0
cinemaximum için fırsat sitelerinden indirim kodu alabilirsin.
ben fırsat.me'den 22.5tl'lik bilet için kuponu 12.5t'ye aldım ve film izledim, daha dün.
ben fırsat.me'den 22.5tl'lik bilet için kuponu 12.5t'ye aldım ve film izledim, daha dün.
0
gençturkcell varsa pztsi perşembe cinemaximumda bir bilet alana bir bilet bedava oluyor.
0
www.sinemia.com
bu nasıl bir olay daha girmedim ama 1 aylık sınırsız sinema bileti (2D-3D-IMAX-4DX-VIP) dahil 90 tl diyor. birçok yerde geçerli ve bazı mekanlarda indirim fırsatı var. kolpa falan değilse çok mantıklı.
bu nasıl bir olay daha girmedim ama 1 aylık sınırsız sinema bileti (2D-3D-IMAX-4DX-VIP) dahil 90 tl diyor. birçok yerde geçerli ve bazı mekanlarda indirim fırsatı var. kolpa falan değilse çok mantıklı.
0
gençturkcell kampanyası yıllardır klasik oldu ama bugün gideceğiz işte gidebilirsek. bir de onda sistem değişmiş, gişeden numarayı girince şifre gelir olmuş. geçen kız arkadaşımla gittiğimizde duyurudan biri yardımcı olmuştu sağolsun, biletçi kıza bizim şifre biraz geç gelecek dedim başkasından geleceğini anlasın diye gülümseyerek. şifre sms'inin hat sahibine ulaşıp onun da bana iletmesi sürse sürse maksimum 20-30 sn sürer, o kadar sürede bile 3-4 kere şifre gelmedi mi diye sordu gözlerini kaydıra kaydıra. bir daha o tarz bir çalışanla karşılaşıp sinir bozmak istemem açıkçası.
sinemia da sinemaya sık sık gidenler için mantıklı gibi görünüyor ama biz öyle değiliz pek. ben sinemaya en son gideli 1 sene oldu neredeyse. bana tek atımlık kurşun lazım.
sinemia da sinemaya sık sık gidenler için mantıklı gibi görünüyor ama biz öyle değiliz pek. ben sinemaya en son gideli 1 sene oldu neredeyse. bana tek atımlık kurşun lazım.
0
Forum.donanimhaber.com cek bolumune bak. Orda sinema kodu satan kisiler var. Ben hep 12 liraya gidiyorum kanyona filan. Aninda kodu gonderiyor, hic sikinti yasamadim.
0
donanımhaber'de satıyolar. istiosan benim sürekli aldığım arkadaşın numarasını yaziyim. 2d filmler 11 tl, 3d/imax 12,5 tl'ydi en son. tabi bu kodları satın alınca internetten koltuk seçemiosun. gişeye gidip seçebiliosun koltuğunu. tek dezavantajı o. hafta sonu filan tam ortalar önceden alınmış oluyo.
0
mahone
bazı şeylere tahammül edemiyorum. ve şiddet göstermek istiyorum bu şeyler karşısında.mesela 20 yaşındaki kız kardeşimin evdeki kediyle keyfi için oyuncak gibi oynatmasına tahammül edemiyorum. uyuyan hayvanı uyandırıyor, kucağında orasıyla burasıyla oynuyor. hayvan rahatsız oluyor belli miyavlıyor ci
bazı şeylere tahammül edemiyorum. ve şiddet göstermek istiyorum bu şeyler karşısında.
mesela 20 yaşındaki kız kardeşimin evdeki kediyle keyfi için oyuncak gibi oynatmasına tahammül edemiyorum. uyuyan hayvanı uyandırıyor, kucağında orasıyla burasıyla oynuyor. hayvan rahatsız oluyor belli miyavlıyor ciyaklıyor, çığlık atıyor. bu ise gülüyor. oyun oynuyor aklınca. buna dayanamıyorum ben. ağzının üstüne vurasım geliyor kardeşimin. ama yapmıyorum tabii. yapmam da. dışarı çıkıyorum yürümek için, hava alıp geliyorum. normalde ayrı yaşıyorum ben zaten ama, bazen ailemin yanına geldiğimde durum bu.
iş yerindeki iş arkadaşımla görev paylaşımı yapılıyor. görevi paylaştıran da müdür. ben kendi görevimi yapıp geliyorum. bu ise yapmamış oluyor ve benim de işim etkileniyor. nedne yapmadın diyorum. off yaa ne bilyimm diyor. inanılmaz bir şiddet isteği duyuyorum. saçından tutup kafasını masaya vurasım geliyor.
apartmanda komşunun biriyle karşılaştım geçen gün. o dünkü adam kimdi yanında dedi. babamdı dedim. gülümeysrey konuşuyorum bu arada, yani öyle asabi biri değilim. o nerde yaşıyor dedi. kısaca izah ettim. neden beraber yaşamıyorsunuz, annen napıyor o nerde diye çat çat sordu. direk "napıcan" dedim. kaldı öyle. ve bu asla benim vereceğim bir cevap değil. ama dayanamıyorum artık. bu arada ben titriyorum sinirden. saldırasım geliyor.
bunlar ilk aklıma gelen birkaç örnek. yüzlerce örnek verebilirim. markette, kasada, cafede barda... insanlardan, ailemden kaçar oldum. bazen sinirden ağlayasım geliyor, boğazım düğümleniyor hissediyorum.
napayım ben? sıyırmış mıyım iyice?
mesela 20 yaşındaki kız kardeşimin evdeki kediyle keyfi için oyuncak gibi oynatmasına tahammül edemiyorum. uyuyan hayvanı uyandırıyor, kucağında orasıyla burasıyla oynuyor. hayvan rahatsız oluyor belli miyavlıyor ciyaklıyor, çığlık atıyor. bu ise gülüyor. oyun oynuyor aklınca. buna dayanamıyorum ben. ağzının üstüne vurasım geliyor kardeşimin. ama yapmıyorum tabii. yapmam da. dışarı çıkıyorum yürümek için, hava alıp geliyorum. normalde ayrı yaşıyorum ben zaten ama, bazen ailemin yanına geldiğimde durum bu.
iş yerindeki iş arkadaşımla görev paylaşımı yapılıyor. görevi paylaştıran da müdür. ben kendi görevimi yapıp geliyorum. bu ise yapmamış oluyor ve benim de işim etkileniyor. nedne yapmadın diyorum. off yaa ne bilyimm diyor. inanılmaz bir şiddet isteği duyuyorum. saçından tutup kafasını masaya vurasım geliyor.
apartmanda komşunun biriyle karşılaştım geçen gün. o dünkü adam kimdi yanında dedi. babamdı dedim. gülümeysrey konuşuyorum bu arada, yani öyle asabi biri değilim. o nerde yaşıyor dedi. kısaca izah ettim. neden beraber yaşamıyorsunuz, annen napıyor o nerde diye çat çat sordu. direk "napıcan" dedim. kaldı öyle. ve bu asla benim vereceğim bir cevap değil. ama dayanamıyorum artık. bu arada ben titriyorum sinirden. saldırasım geliyor.
bunlar ilk aklıma gelen birkaç örnek. yüzlerce örnek verebilirim. markette, kasada, cafede barda... insanlardan, ailemden kaçar oldum. bazen sinirden ağlayasım geliyor, boğazım düğümleniyor hissediyorum.
napayım ben? sıyırmış mıyım iyice?
0
siddet istegi biraz farkli. siyirmissin demeyelim ama durum pek ic acici da degil gibi sanki. yani icine atmaktan biriktirmekten de oluyor yukarda soylendigi gibi. ya da zor bi donemden geciyorsundur, sinirlerin bozuktur, uyku/yeme icme problemleri vardir, parasizlik, arkadassizlik veya kotu giden iliski de cok etkili oluyor boyle tavirlarda. psikologa gitmeyi dusunebilirsin belki. birilerine (ozellikle de tanimadigin birilerine) icini dokmek iyi gelebilir.
0
Tam olarak ayni seyi yasiyoruz. Ayni dilden konusamadigim insanlsarin kafasini ezmek istiyorum.
0
bende mutsuz olduğum dönemlerde artıyor bu durum. bir arkadaşım bana sen pasif agresifsin demişti. önce kabullenememiştim ama sanırım haklı.
0
sıyırmamışsın ama böyle giderse sıyırırsın ya da tansiyon hastası falan olursun.
takma diyecem ama ben de biliyorum ki demekle olmaz bu işler.
kafayı meşgul edecek birşeyler bulmak lazım.
takma diyecem ama ben de biliyorum ki demekle olmaz bu işler.
kafayı meşgul edecek birşeyler bulmak lazım.
0
ben de böyleyim son 2-3 yıldır. niye bilmiyorum. sen hep mi böyleydin bilmiyorum tabi. öfke bir süre sonra bağımlılık yapıyor bunu farkettim, o yüzden psikolojik rehabilitasyon ve öfke kontrolünü öğrenmek dışında çaresi yok.
0
kfk
öncelikle kader kavramına inanmıyorum. yani kadere inanıyorsanız, devamını okumanıza gerek yok.biraz uzun olabilir, uyarayım.hayatın tesadüfler üzerine kurulduğunu düşünüyor musunuz siz de? özellikle ilişkilerimizin. arkadaşlık ilişkilerimiz, duygusal ilişkilerimiz, evliliklerimiz... herşey koca bir
öncelikle kader kavramına inanmıyorum. yani kadere inanıyorsanız, devamını okumanıza gerek yok.
biraz uzun olabilir, uyarayım.
hayatın tesadüfler üzerine kurulduğunu düşünüyor musunuz siz de? özellikle ilişkilerimizin. arkadaşlık ilişkilerimiz, duygusal ilişkilerimiz, evliliklerimiz... herşey koca bir tesadüfün eseri değil mi?
annemizi babamızı da seçemiyoruz, doğduğumuz ülkeyi de seçemiyoruz konularına girmeyeceğim. benim asıl hedef aldığım, sonradan kurduğumuz ilişkiler.
mesela bir ilkokula yazdırıyor bizi anne ve babamız. belki şehrin en kötü okulu, belki en iyi koleji, belki de en kaliteli insanların tercih ettiği bir okul. ne farkeder? 5-8 sene okuyoruz. o zaman diliminde sınıfta kim varsa, onunla arkadaş oluyoruz. belki yan sınıftakilerle de arkadaş oluyoruz. sonra mahallede sağda solda oturan çocuklarla arkadaş oluyoruz. annemizin babamızın arkadaşlarının çocuklarıyla arkadaş oluyoruz. bu arada bizim kişisel beğenilerimiz oluşuyor. hayaller, hedefler ufak ufak beliriyor. bazımız müzik dinlemekten hoşlanıyoruz, iyi gitar çalıyoruz, bazımız tiyatroda rol almayı, bazılarımız şiir okumayı seviyoruz. sonra zevkler daha da spesifik bir hal almaya başlıyor. mesela gitar çalarken, metal dinlemeye ve metal çalmaya başlıyoruz. tiyatroya ilgi duyarken daha çok komik rollere bürünüyoruz, belki bir yandan karikatür çiziyoruz. şiir okurken serbest ölçülü şiirlere merak salıyoruz, bir yandan yazıyor bir yandan kıyıda köşede kalmış yazarların eserlerine ulaşıyoruz. ama mesela metal dinlerken, sınıftaki yakın arkadaşlarımız metal dinlemiyor. mesela en yakın arkadaşımız arabesk dinleyebiliyor. sen ona metal dinletiyorsun, o sana arabesk. ikiniz de çok sevmiyorsunuz diğer müziği. keşke diyorsun, o da metal dinliyor olsa. ya da karikatür çizen adamın çizimlerine bakıp "vay be ne süper çiziyorsun" diyen çok çıkıyor da, onun takip ettiği mizah dergisindeki x yazarını tanıyan kimse yok mahallede. ama yine de mahalledeki arkadaşları en iyi arkadaşları.
yani biz sadece o sınıfın, ortamın bir parçası oluyoruz. sonra da arkadaşlıklar kendi kendine kuruluyor. sevdiğin ve hayatını adamak istediğin şeyler hakkında sınırsızca fikir alışverişi yapabileceğin birisi, belki hemen 200 metre ilerdeki okulda okuyor. o sırada senin yaşadığın herşeyi o da yaşıyor. ama sen onu belki hayatın boyunca tanımayacaksın. ikiniz de belki hiç ortak zevkleriniz olmayan insanlarla bir ömür geçirip, o paylaşmanın büyük hazzını yaşayamadan ölüp gideceksiniz.
iş de öyle. bir şirkete, kuruma girip, herkesten nefret etseniz bile bir süre sonra iyi kötü aynı yola baş koymanızdan ötürü duygusal bağ kurmaya başlıyor, hayatınızda tanışma ihtimaliniz olmayan farklı insanlarla resmen kanka moduna giriyorsunuz. ben mesela en iyi arkadaşlarımla çalışmayı tercih ederim. ama mesela biri mesleki olarak tam zıttım, başka biri 600 km uzağımda. yani bunu yaşama şansım da yok. elimde ne varsa onunla idare etmeliyim. artık içmeye bile iş arkadaşlarımla gider hale geliyorum. herkes kendi dünyasından hikayeler anlatıyor. o kadar alakasızız ki.. ama bir yandan da arkadaşız artık. belki bi 10 sene daha yakın arkadaşlarımdan, ailemden çok onları göreceğim.
en acısı da duygusal ilişkiler konusu.
sevdiğimiz kız, sevdiğimiz erkek hep çevremizden biri olmadı mı? başka türlü nasıl olsun ki zaten? hep de isyan etmiyor muyuz? bitmeyen geyik değil mi bu? kadınların şu özellikleri, erkeklerin bu özellikleri.. herkes karşı cinse karşı bir suç yüklüyor. çünkü bugüne kadar ilişkilerimizi hep tesadüf üzerine yaşamışız. o yüklediğimiz suçlar, karşımızdakinin karakteri aslında. ama biz sadece gözleri güzel diye bile ilişki yaşamayı tercih etmişiz. bazen dünya çirkini birine, bazen güzeller güzeli bir başkasına, bazen kendini hiç geliştirememiş birine, bazen hayatı için inanılmaz mücadele veren bir diğerine.. ama hangisini analiz edip seçebiliyoruz ki? oluyor işte. biraz dialog kuruluyor. beğeni oluyor. dialog kurdukça bazen ortak özellikler çıkıyor. iki taraf da yoğunlaşıyor. iki taraf da birbirini deli gibi istiyor. biraz zaman geçince elini bir kez tutmak hayattaki tek amaç oluyor. sonra yanağından bir kez öpebilmek. sonra dudağından. sonra sevişebilmek onunla, daha önce hiç sevişmemiş gibi. yani ilişkide ne yaşadığımızı bile düşünmeden bu duygularla, tamamen tesadüf eseri denk geldiğimiz bir insanla birlikte olmaya başlıyoruz. bazen bu somut duygular öyle bir esir alıyor ki bizi, "ben çok şanslıyım çünkü hayatımın aşkını buldum" seviyesine geliyoruz. aslında öyle bir şey yok. çünkü sadece denk geldik. büyük bir şans olması gerek hayatının aşkına denk gelebilmen için.
örneğin sizin bir ilişkiden beklentiniz ne? karşıdaki saygılı olsun, evi olsun falan geçin bunu. siz game of thrones'un yeni bölmünü beklerken o kiralık aşk'ın son bölmünü youtube'dan heyecanla izliyor olmamalı mesela. sabahlara kadar deli gibi seviştiğiniz insanla aynı şeylerden zevk almak istemez misiniz? siz türk dizilerini sevmiyor ve izleyenlerine de tepki veriyorsunuz diyelim. onu sırf o olduğu için sevmekten bir gün vazgeçeceksiniz. o zaman kiralık aşk izlemesi size batacak. ya da siz stand up gösterileri severken o devlet tiyatrolarını seviyorsa? ve o hiç standup gösteri izlemek istemiyorsa? onunla evlendiğinizde nasıl beraber standup izleyeceksiniz? izleyemeyecek misiniz? bir şey diyeyim mi, sırf bu yüzden kendi hayatındaki zevklerinden vazgeçen o kadar çok insan var ki..
aslında en önemlisi de birisiyle gerçekten aynı doğrultuda düşünebilmek. yani saygı duymak karşılıklı. o zaman zevklerinize de saygı duyabilirsiniz. aynı zamanda bu saygıyı dışarıya da yansıtabilmek. aileye arkadaşlara çevreye.. herkese karşı saygılı ve anlayışlı davranabilmek. herkes ilk başta saygılı rolü yapabilir. ama bir insanın gerçekten ne olduğunu anlayabilmek için biraz zaman gerekecektir. ne oluyor bu senaryoda? yine işte denk geldiğimiz hoşlandığımız biri, ilişki başladı, hatta ne olduğunu anlamadan evlendin. bir gün bir lokantaya gidiyorsun ve karşındaki insanın oradaki garson yanlış bir şey getirdi diye resmen onu aşağıladığını görüyorsun. napabilirsin ki? değiştiremezsin onu. onun içinde bu duygu varsa, bu zamana kadar geldiyse ne kadar değişebilir ki? ha tam aksi, belki sen de insanları aşağılamayı seven birisin. bu durumda karşındakinin insanlara saygılı davranması ve herkese karşı anlayışlı tepkiler vermesi senin rahatsız edebilir. işte sonra kalkıp türlü mecralarda "abi bu kadınlar da hep kendini ezdiriyor.. ezik bunlar be" falan dersin. halbuki senin tesadüf eseri denk geldiğin ve aslında hiç bir şekilde iletişim kuramadığın insanlar onlar.
ekşi sözlük ya da duyuru gibi sosyal mecralar bu tesadüfleri kırmak için gerçekten iyi platformlar. neden? çünkü burada çoğu kişi kimliğini gizleyerek kendi içinden geçen şeyleri paylaşıyor. tabi son dönemde çoğunluk seks peşinde koşar oldu. bitmeyen sevişme sevdasıyla, herşeyi inanılmaz hızlı tüketme durumu birleşerek ilişkilerin de anlamını kaybetmesine itinayla yardımcı oluyor. yine de bazen burada çok güzel fikirler veren, saygılı olduğunu hissettiren kişiler görüyorum. artık herkes birbirini yanlış anlamaya müsait olduğu için her olumlu görüşe sahip olduğum kişiyle irtibata geçemiyorum tabi. bu da benim kendi kendime uyguladığım bir baskı. tamamen benim problemim. kendimi bi köşeye bırakırsak, demek istediğim, insanlar bu tür ortamlarda, bu tesadüf denklemini çürütebilirler. belki edirne'de yaşıyorsunuz ve sizin için en uygun insan, birebir olarak beklediğiniz herşeyi karşılayan kişi van'da yaşıyor. ve o da aynı şeyleri bekliyor, düşünüyor, yaşıyor. bu tür bir platformdan tanışıp belki de görüşebilir, ilişki bile yaşayabilirsiniz. ama bu düşüncelerim facebook, twitter, instagram gibi kişisel görüş beyanından öte gösteriş savaşına dönmüş mecralar için geçerli değil. buralar da zaten yakında onların yanındaki yerini alır.
işte, belki ekşi-duyuru gibi platformlarda tanışan insanlar.. başka nerede bu tesadüf döngüsü kırılabilir ki? belki senin ruh eşin şu anda izlandada yaşıyor. seninkiyse güney afrikada bir kabilede ve orada olmaktan nefret ederek günlerin geçmesini bekliyor. belki gerçek mutluluğu yaşayacağınız hiç bir insanla denk gelemeden ölüp gideceksiniz siz de.
bu ara bu konuyu çok düşünüyorum. öyle uzun uzun anlatmak istedim. yazasım da vardı biraz aslında. kendi kendime yazmayayım, paylaşayım istedim. elbette tesadüflere, karşıt görüşlerin birlikteliğine, sadece fiziksel çekime, birlikte gelişen arkadaşlıklar ve karakter özelliklerine inananlar da vardır aranızda. 30'uma dayandığım şu günlerde, hayatımın bugüne kadarki akışını baştan aşağı gözden geçirdiğimde, ben bunlara pek inanmadığıma karar verdim :)
biraz uzun olabilir, uyarayım.
hayatın tesadüfler üzerine kurulduğunu düşünüyor musunuz siz de? özellikle ilişkilerimizin. arkadaşlık ilişkilerimiz, duygusal ilişkilerimiz, evliliklerimiz... herşey koca bir tesadüfün eseri değil mi?
annemizi babamızı da seçemiyoruz, doğduğumuz ülkeyi de seçemiyoruz konularına girmeyeceğim. benim asıl hedef aldığım, sonradan kurduğumuz ilişkiler.
mesela bir ilkokula yazdırıyor bizi anne ve babamız. belki şehrin en kötü okulu, belki en iyi koleji, belki de en kaliteli insanların tercih ettiği bir okul. ne farkeder? 5-8 sene okuyoruz. o zaman diliminde sınıfta kim varsa, onunla arkadaş oluyoruz. belki yan sınıftakilerle de arkadaş oluyoruz. sonra mahallede sağda solda oturan çocuklarla arkadaş oluyoruz. annemizin babamızın arkadaşlarının çocuklarıyla arkadaş oluyoruz. bu arada bizim kişisel beğenilerimiz oluşuyor. hayaller, hedefler ufak ufak beliriyor. bazımız müzik dinlemekten hoşlanıyoruz, iyi gitar çalıyoruz, bazımız tiyatroda rol almayı, bazılarımız şiir okumayı seviyoruz. sonra zevkler daha da spesifik bir hal almaya başlıyor. mesela gitar çalarken, metal dinlemeye ve metal çalmaya başlıyoruz. tiyatroya ilgi duyarken daha çok komik rollere bürünüyoruz, belki bir yandan karikatür çiziyoruz. şiir okurken serbest ölçülü şiirlere merak salıyoruz, bir yandan yazıyor bir yandan kıyıda köşede kalmış yazarların eserlerine ulaşıyoruz. ama mesela metal dinlerken, sınıftaki yakın arkadaşlarımız metal dinlemiyor. mesela en yakın arkadaşımız arabesk dinleyebiliyor. sen ona metal dinletiyorsun, o sana arabesk. ikiniz de çok sevmiyorsunuz diğer müziği. keşke diyorsun, o da metal dinliyor olsa. ya da karikatür çizen adamın çizimlerine bakıp "vay be ne süper çiziyorsun" diyen çok çıkıyor da, onun takip ettiği mizah dergisindeki x yazarını tanıyan kimse yok mahallede. ama yine de mahalledeki arkadaşları en iyi arkadaşları.
yani biz sadece o sınıfın, ortamın bir parçası oluyoruz. sonra da arkadaşlıklar kendi kendine kuruluyor. sevdiğin ve hayatını adamak istediğin şeyler hakkında sınırsızca fikir alışverişi yapabileceğin birisi, belki hemen 200 metre ilerdeki okulda okuyor. o sırada senin yaşadığın herşeyi o da yaşıyor. ama sen onu belki hayatın boyunca tanımayacaksın. ikiniz de belki hiç ortak zevkleriniz olmayan insanlarla bir ömür geçirip, o paylaşmanın büyük hazzını yaşayamadan ölüp gideceksiniz.
iş de öyle. bir şirkete, kuruma girip, herkesten nefret etseniz bile bir süre sonra iyi kötü aynı yola baş koymanızdan ötürü duygusal bağ kurmaya başlıyor, hayatınızda tanışma ihtimaliniz olmayan farklı insanlarla resmen kanka moduna giriyorsunuz. ben mesela en iyi arkadaşlarımla çalışmayı tercih ederim. ama mesela biri mesleki olarak tam zıttım, başka biri 600 km uzağımda. yani bunu yaşama şansım da yok. elimde ne varsa onunla idare etmeliyim. artık içmeye bile iş arkadaşlarımla gider hale geliyorum. herkes kendi dünyasından hikayeler anlatıyor. o kadar alakasızız ki.. ama bir yandan da arkadaşız artık. belki bi 10 sene daha yakın arkadaşlarımdan, ailemden çok onları göreceğim.
en acısı da duygusal ilişkiler konusu.
sevdiğimiz kız, sevdiğimiz erkek hep çevremizden biri olmadı mı? başka türlü nasıl olsun ki zaten? hep de isyan etmiyor muyuz? bitmeyen geyik değil mi bu? kadınların şu özellikleri, erkeklerin bu özellikleri.. herkes karşı cinse karşı bir suç yüklüyor. çünkü bugüne kadar ilişkilerimizi hep tesadüf üzerine yaşamışız. o yüklediğimiz suçlar, karşımızdakinin karakteri aslında. ama biz sadece gözleri güzel diye bile ilişki yaşamayı tercih etmişiz. bazen dünya çirkini birine, bazen güzeller güzeli bir başkasına, bazen kendini hiç geliştirememiş birine, bazen hayatı için inanılmaz mücadele veren bir diğerine.. ama hangisini analiz edip seçebiliyoruz ki? oluyor işte. biraz dialog kuruluyor. beğeni oluyor. dialog kurdukça bazen ortak özellikler çıkıyor. iki taraf da yoğunlaşıyor. iki taraf da birbirini deli gibi istiyor. biraz zaman geçince elini bir kez tutmak hayattaki tek amaç oluyor. sonra yanağından bir kez öpebilmek. sonra dudağından. sonra sevişebilmek onunla, daha önce hiç sevişmemiş gibi. yani ilişkide ne yaşadığımızı bile düşünmeden bu duygularla, tamamen tesadüf eseri denk geldiğimiz bir insanla birlikte olmaya başlıyoruz. bazen bu somut duygular öyle bir esir alıyor ki bizi, "ben çok şanslıyım çünkü hayatımın aşkını buldum" seviyesine geliyoruz. aslında öyle bir şey yok. çünkü sadece denk geldik. büyük bir şans olması gerek hayatının aşkına denk gelebilmen için.
örneğin sizin bir ilişkiden beklentiniz ne? karşıdaki saygılı olsun, evi olsun falan geçin bunu. siz game of thrones'un yeni bölmünü beklerken o kiralık aşk'ın son bölmünü youtube'dan heyecanla izliyor olmamalı mesela. sabahlara kadar deli gibi seviştiğiniz insanla aynı şeylerden zevk almak istemez misiniz? siz türk dizilerini sevmiyor ve izleyenlerine de tepki veriyorsunuz diyelim. onu sırf o olduğu için sevmekten bir gün vazgeçeceksiniz. o zaman kiralık aşk izlemesi size batacak. ya da siz stand up gösterileri severken o devlet tiyatrolarını seviyorsa? ve o hiç standup gösteri izlemek istemiyorsa? onunla evlendiğinizde nasıl beraber standup izleyeceksiniz? izleyemeyecek misiniz? bir şey diyeyim mi, sırf bu yüzden kendi hayatındaki zevklerinden vazgeçen o kadar çok insan var ki..
aslında en önemlisi de birisiyle gerçekten aynı doğrultuda düşünebilmek. yani saygı duymak karşılıklı. o zaman zevklerinize de saygı duyabilirsiniz. aynı zamanda bu saygıyı dışarıya da yansıtabilmek. aileye arkadaşlara çevreye.. herkese karşı saygılı ve anlayışlı davranabilmek. herkes ilk başta saygılı rolü yapabilir. ama bir insanın gerçekten ne olduğunu anlayabilmek için biraz zaman gerekecektir. ne oluyor bu senaryoda? yine işte denk geldiğimiz hoşlandığımız biri, ilişki başladı, hatta ne olduğunu anlamadan evlendin. bir gün bir lokantaya gidiyorsun ve karşındaki insanın oradaki garson yanlış bir şey getirdi diye resmen onu aşağıladığını görüyorsun. napabilirsin ki? değiştiremezsin onu. onun içinde bu duygu varsa, bu zamana kadar geldiyse ne kadar değişebilir ki? ha tam aksi, belki sen de insanları aşağılamayı seven birisin. bu durumda karşındakinin insanlara saygılı davranması ve herkese karşı anlayışlı tepkiler vermesi senin rahatsız edebilir. işte sonra kalkıp türlü mecralarda "abi bu kadınlar da hep kendini ezdiriyor.. ezik bunlar be" falan dersin. halbuki senin tesadüf eseri denk geldiğin ve aslında hiç bir şekilde iletişim kuramadığın insanlar onlar.
ekşi sözlük ya da duyuru gibi sosyal mecralar bu tesadüfleri kırmak için gerçekten iyi platformlar. neden? çünkü burada çoğu kişi kimliğini gizleyerek kendi içinden geçen şeyleri paylaşıyor. tabi son dönemde çoğunluk seks peşinde koşar oldu. bitmeyen sevişme sevdasıyla, herşeyi inanılmaz hızlı tüketme durumu birleşerek ilişkilerin de anlamını kaybetmesine itinayla yardımcı oluyor. yine de bazen burada çok güzel fikirler veren, saygılı olduğunu hissettiren kişiler görüyorum. artık herkes birbirini yanlış anlamaya müsait olduğu için her olumlu görüşe sahip olduğum kişiyle irtibata geçemiyorum tabi. bu da benim kendi kendime uyguladığım bir baskı. tamamen benim problemim. kendimi bi köşeye bırakırsak, demek istediğim, insanlar bu tür ortamlarda, bu tesadüf denklemini çürütebilirler. belki edirne'de yaşıyorsunuz ve sizin için en uygun insan, birebir olarak beklediğiniz herşeyi karşılayan kişi van'da yaşıyor. ve o da aynı şeyleri bekliyor, düşünüyor, yaşıyor. bu tür bir platformdan tanışıp belki de görüşebilir, ilişki bile yaşayabilirsiniz. ama bu düşüncelerim facebook, twitter, instagram gibi kişisel görüş beyanından öte gösteriş savaşına dönmüş mecralar için geçerli değil. buralar da zaten yakında onların yanındaki yerini alır.
işte, belki ekşi-duyuru gibi platformlarda tanışan insanlar.. başka nerede bu tesadüf döngüsü kırılabilir ki? belki senin ruh eşin şu anda izlandada yaşıyor. seninkiyse güney afrikada bir kabilede ve orada olmaktan nefret ederek günlerin geçmesini bekliyor. belki gerçek mutluluğu yaşayacağınız hiç bir insanla denk gelemeden ölüp gideceksiniz siz de.
bu ara bu konuyu çok düşünüyorum. öyle uzun uzun anlatmak istedim. yazasım da vardı biraz aslında. kendi kendime yazmayayım, paylaşayım istedim. elbette tesadüflere, karşıt görüşlerin birlikteliğine, sadece fiziksel çekime, birlikte gelişen arkadaşlıklar ve karakter özelliklerine inananlar da vardır aranızda. 30'uma dayandığım şu günlerde, hayatımın bugüne kadarki akışını baştan aşağı gözden geçirdiğimde, ben bunlara pek inanmadığıma karar verdim :)
0
Bazen ben de oturup dusunuyorum bunu. Bence de hayatimiz tesaduflerden ve secimlerden olusuyor. Kader fazla abartiliyor ve cogunlukla yanlis anlamda kullaniliyor. Onu konudan ayirmak lazim biraz.
Gunumuz insaninin internet nedeniyle bireysellesmesini bahsettigin donguyu kirma istegine bagliyorum ben. Artik hickimse is arkadaslariyla, okulda tanidiklariyla zaman gecirmek zorunda degil. Kendi istegine gore sekillendirebilecegi koca bir deniz var onunde. Dolayisi ile bunu kullanmak istiyor. Hazza ulasmanin bir yolu bu.
Mesela ben eksi duyuru denen bir mecrada kfk takma adli birinin tipki benim gibi dusundugumu ogrendim bugun. Tamamen tesaduf eseri :)
Gunumuz insaninin internet nedeniyle bireysellesmesini bahsettigin donguyu kirma istegine bagliyorum ben. Artik hickimse is arkadaslariyla, okulda tanidiklariyla zaman gecirmek zorunda degil. Kendi istegine gore sekillendirebilecegi koca bir deniz var onunde. Dolayisi ile bunu kullanmak istiyor. Hazza ulasmanin bir yolu bu.
Mesela ben eksi duyuru denen bir mecrada kfk takma adli birinin tipki benim gibi dusundugumu ogrendim bugun. Tamamen tesaduf eseri :)
0
Tümünü okumadım ama şunu diyeyim: Seçimler ya da tesadüfler önemli. Ben de dün otobüsü kaçırıp bi sonrakini 20dk kadar beklerken bunu düşündüm. Belki kaçırdığımız bi otobüs bile gelecek olaylar zincirinde çok önemli değişimlere yol açıyor, kim bilir..
0
Yalnız tüm bunları kaderden neden ayırdığınızı anlayamadım.
Genel olarak bir seçim silsilesinin sonuçlarını yaşıyor gibiyiz evet.
Genel olarak bir seçim silsilesinin sonuçlarını yaşıyor gibiyiz evet.
0
@cikmaz sokaktan cikagelen cocuk, eyvallah :) mevzunun güzelliği böyle karşılaşmalarda gizli zaten.
@pomknos, ayırdım ki konuyu dini bir boyutta tartışmayalım. öyle bir durum benim düşüncelerimin amacını son derece aşmış olurdu.
@pomknos, ayırdım ki konuyu dini bir boyutta tartışmayalım. öyle bir durum benim düşüncelerimin amacını son derece aşmış olurdu.
0
üstünde çok düşündüğüm bir şey bu benim de. ve şu afrikadaki kelebeğin kanat çırpışındaki gibi hayatımızda ufacık bir anın değişiminin bize ne gibi getirileri/götürüleri olacağı konusu beni hayli yoruyor. düşündükçe içinden çıkılamayacak şeyler. ve her şey böyle bu bakış açısıyla baktığında. mesela şu an bu duyuruya cevap vermek yerine bi alttaki duyuruya başka bir şey yazsam ve sonrasında bir mesaj gelse vs vs. hayatımın aşkıyla karşılaşma ihtimalini bile kaçırıyor olabilirim şu an ne bileyim. fena kafa karıştırıyor bu düşünceler
seviyorum böyle ihtimalleri düşünmeyi yine de. sliding doors filmini izlemeni tavsiye ederim izlemediysen eğer, tam olarak bundan bahsediyor güzel bir film.
tesadüflere de inanmıyorum aslında. kaderci olduğumu da söyleyemem, hoş. bazı şeylerin bir nedeni olduğu için gerçekleştiğini düşünürdüm eskiden. artık bu düşünce de saçma geliyor bazı şeyleri sadece o an öyle olduğu için yaşıyoruz çünkü. kader veya seçimden ibaret değil her şey. çünkü bir seçim yaptığımızı düşünürken bile aslında seçtiğimiz şeyi bilmiyoruz. görebildiğimiz çok küçük bir menzil için kısa bir süreliğine o yolda ilerlemeye karar veriyoruz sadece. sonrası sadece başka birçok parametrenin kesişim kümesinin getirdikleri. hiçbir şey kaçınılmaz değildir, kaçınılmaz olmasaydı gerçekleşmezdi diyerek bitirmek istiyorum yoksa bu konuda sonsuza kadar yazabilirim sanırım. seversen bi de interstate 60 filmini izlemeni tavsiye ederim :)
seviyorum böyle ihtimalleri düşünmeyi yine de. sliding doors filmini izlemeni tavsiye ederim izlemediysen eğer, tam olarak bundan bahsediyor güzel bir film.
tesadüflere de inanmıyorum aslında. kaderci olduğumu da söyleyemem, hoş. bazı şeylerin bir nedeni olduğu için gerçekleştiğini düşünürdüm eskiden. artık bu düşünce de saçma geliyor bazı şeyleri sadece o an öyle olduğu için yaşıyoruz çünkü. kader veya seçimden ibaret değil her şey. çünkü bir seçim yaptığımızı düşünürken bile aslında seçtiğimiz şeyi bilmiyoruz. görebildiğimiz çok küçük bir menzil için kısa bir süreliğine o yolda ilerlemeye karar veriyoruz sadece. sonrası sadece başka birçok parametrenin kesişim kümesinin getirdikleri. hiçbir şey kaçınılmaz değildir, kaçınılmaz olmasaydı gerçekleşmezdi diyerek bitirmek istiyorum yoksa bu konuda sonsuza kadar yazabilirim sanırım. seversen bi de interstate 60 filmini izlemeni tavsiye ederim :)
0
@in vino veritas, çok da detaya inmemek lazım. çok düşündün mü sonu kötü. ben de çok düşündüm çünkü. saçma bir zevki var bu işin. resmen beynin işkenceye maruz kalıyor. çünkü bir çıkış yolu bulamıyorsun.
zaman yolculuğu teması da iyidir bak bu kafada. geçmişe gidip ufak bir değişiklik yaparak yeni bir paralel zaman yaratman falan.
ben insan ilişkilerine takılıyorum daha çok. çok seviyoruz aşık oluyoruz falan ya, o yüklediğimiz anlamlar, o anda orda olmasak var olmayacaktı. bazı duyguları abartmadan insan olduğumuzu hissedemiyoruz herhalde.
interstate 60 izledim. diğerini de sanki izledim gibi ama, sağlam kafayla bi daha bakacağım. eyvallah :)
zaman yolculuğu teması da iyidir bak bu kafada. geçmişe gidip ufak bir değişiklik yaparak yeni bir paralel zaman yaratman falan.
ben insan ilişkilerine takılıyorum daha çok. çok seviyoruz aşık oluyoruz falan ya, o yüklediğimiz anlamlar, o anda orda olmasak var olmayacaktı. bazı duyguları abartmadan insan olduğumuzu hissedemiyoruz herhalde.
interstate 60 izledim. diğerini de sanki izledim gibi ama, sağlam kafayla bi daha bakacağım. eyvallah :)
0
sliding doors'un esin kaynağı olan kieslowski'nin kör talih'ini öneriyorum ben de.
0
kendi zevkimiz, kişisel beğenilerimiz, kendi kişiliğimiz de bu tesadüfler sonucunda oluşuyor. hayatı boyunca kendi beğenilerine benzer beğenilere sahip insanlarla aynı ortamda bulunmamış biri bile kendi beğenilerini hiç ortak noktası olmayan o çevrelerin etkisinde oluşturmuştur. demek istediğim tesadüfler sonucunda insanın kendisi, kişiliği oluşuyor.
insan girdiği her yeni ortamda kendi beğenileriyle ya da kişiliğiyle en çok uyum yakalayabileceği kişilerle birlikte vakit geçiriyor. bir yandan da kendi zevklerine uygun mekanlarda vakit geçiriyor. sporla ilgileniyorsa spor salonuna gidiyor, doğa koşusu yapıyor, bu esnada kendi gibi insanlar tanışmış oluyor. özellikle bir dille, bir kültürle ilgilenen insanların çok rağbet görmeyen bir dil kursunda karşılaşmaları çok olası. böylelikle zaman geçtikçe insan daha çok anlaşabileceği insanlarla karşılaşır. geç kaldıkları için filme, oyuna alınmayan iki kişinin tanışması tesadüf olmuyor. o iki kişi de geç kalma sorunu olan ya da en azından dakik olmayan iki kişi. ikisi de sinemaya hatta aynı filme ilgi duyuyor. bugüne kadar tesadüfler sonucu oluşan kişilikleri ve beğenileri onların tanışmasını sağlıyor.
farklı birilerinin çocuğu olsaydık, başka bir ülkede doğmuş olsaydık ya da sadece farklı bir okula gitseydik şu anda olduğumuz yerde olduğumuz kişi olmazdık. o yüzden bulunduğumuz yerle olduğumuz kişiyi birbirinden ayırmamak lazım. kendini sürekli daha iyi tanımaya çalışan birinin, hayattaki seçimlerini kendi için doğru seçen insanların kendi gibi insanlarla tanışma olasılığının daha fazla olduğunu düşünüyorum.
insan girdiği her yeni ortamda kendi beğenileriyle ya da kişiliğiyle en çok uyum yakalayabileceği kişilerle birlikte vakit geçiriyor. bir yandan da kendi zevklerine uygun mekanlarda vakit geçiriyor. sporla ilgileniyorsa spor salonuna gidiyor, doğa koşusu yapıyor, bu esnada kendi gibi insanlar tanışmış oluyor. özellikle bir dille, bir kültürle ilgilenen insanların çok rağbet görmeyen bir dil kursunda karşılaşmaları çok olası. böylelikle zaman geçtikçe insan daha çok anlaşabileceği insanlarla karşılaşır. geç kaldıkları için filme, oyuna alınmayan iki kişinin tanışması tesadüf olmuyor. o iki kişi de geç kalma sorunu olan ya da en azından dakik olmayan iki kişi. ikisi de sinemaya hatta aynı filme ilgi duyuyor. bugüne kadar tesadüfler sonucu oluşan kişilikleri ve beğenileri onların tanışmasını sağlıyor.
farklı birilerinin çocuğu olsaydık, başka bir ülkede doğmuş olsaydık ya da sadece farklı bir okula gitseydik şu anda olduğumuz yerde olduğumuz kişi olmazdık. o yüzden bulunduğumuz yerle olduğumuz kişiyi birbirinden ayırmamak lazım. kendini sürekli daha iyi tanımaya çalışan birinin, hayattaki seçimlerini kendi için doğru seçen insanların kendi gibi insanlarla tanışma olasılığının daha fazla olduğunu düşünüyorum.
0
Bu konu hosuma gitti. @cikis yolu'nun bahsettiklerini de hesaba katarsak, sadece ilgi alanlarindan oturu bazi insanlarin kendilerini digerlerinden ustte gormesini anlamlandiramiyorum. Mesela su yeni gelin modasi. Kadinlar bunu yaparak mutlu oluyor, adam gelmis "dunyaya hicbir faydalari yok" diyor. Sanki senin cok var. İki emir kusturica filmi izledin diye dunyayi kurtardin sanki.
Hepsi tesadufen, secemedigimiz bir ailenin sonucunda olusmus seyler.
Kendimden de ornek verebilirim. Bildiginiz gecekondu mahallesinde buyudum. Etrafta ortalama anadolu insanindan baska kimse yok. Ama benim ilgi alanlarim ayni cevrede buyumeme ragmen hepsinden farkli: yanlarinda rammstein dinlesem cabuk terk et burayi derler.
Bu farklilasmanin da sebebi basit. Ebeveynlerimin isi dolayisi ile yazlari cesme'de zengin bir ailenin yaninda buyudum, onlarin bakis acilarini aldim. Bir suru klasik muzik cd'leri vardi, surekli calardi. O sayede ben de alistim.
Sabah sabah bir seyler anlatayim dedim, bayagi karisik oldu. İdare edin :)
Hepsi tesadufen, secemedigimiz bir ailenin sonucunda olusmus seyler.
Kendimden de ornek verebilirim. Bildiginiz gecekondu mahallesinde buyudum. Etrafta ortalama anadolu insanindan baska kimse yok. Ama benim ilgi alanlarim ayni cevrede buyumeme ragmen hepsinden farkli: yanlarinda rammstein dinlesem cabuk terk et burayi derler.
Bu farklilasmanin da sebebi basit. Ebeveynlerimin isi dolayisi ile yazlari cesme'de zengin bir ailenin yaninda buyudum, onlarin bakis acilarini aldim. Bir suru klasik muzik cd'leri vardi, surekli calardi. O sayede ben de alistim.
Sabah sabah bir seyler anlatayim dedim, bayagi karisik oldu. İdare edin :)
0
@cikis yolu,
ben insanın varoluşuyla birlikte bazı şeylerin de geldiğini düşünüyorum. bazıları içinden onu çıkartabiliyor, bazıları ömür boyu kendisinde ne olduğunu bilmeden yaşıyor.
sonradan şekilleniyor gibi görünen şeyler gerçekten insanların bir parçası olmuyor bana kalırsa. bir kişi tesadüfler sonucu içinde bulunduğu ortamın etkisiyle, hiç aklında yokken yeşili korumaya ilgi duyabilir. o zamana dek bunu düşünmediği için hayıflanabilir. zamanla yeşili koruyan birine dönüşebilir. ama gerçekten bunun hakkını verebilir mi? yani içinde o duygu yoktu. sonradan eklendi. ne yaparsa yapsın biraz "yapay" kalıyor gibi.
kendimden örnek, azılı bir metalciyim. küçükken ailemde ve çevremde zaman geçirdiğim tek bir kişi bile metal dinlemiyordu. metal'i geç rock dinleyen yoktu. bazıları gitar görse atom bombası diye japonyaya sallardı hatta:) ibrahim tatlıses evin favorisiydi. ben tv'de, radyoda, aldığım kasetlerde duyduğum elektro gitar melodilerinin aklıma nasıl kazındığını hatırlıyorum hayal meyal. tüm dinlenen şeyler arasından beynim onları seçiyordu. burak kut, tarkan, teoman, barış manço gibi sanatçıların şarkılarında hafif sertleşen kısımları duyup, kasetlerinde ileri geri sarıyordum. sonra çok sık görüşmediğim kuzenimin odasında 100lerce cd buldum, 10-11 yaşlarımda. 100lerce cd içinden metallica cdlerini seçtim, çalmaya, kendi bilgisayarımda dinlemeye başladım. hiç konuşmadığım ve benden 15 yaş büyük kuzenim dışımda hala çevremde metal dinleyen yoktu, o da artık bırakmıştı :) yani bu nasıl çevrem etkisiyle gelişebilir ki? ben bunu seviyormuşum.
içinde olmak ve sonradan edinmek konusuna farklı bir örnek, çok kişi çevre etkisiyle metal dinlemeye başlar. sever falan. bir süre takılır. ama işte bitmeyen geyiktir ya.. "abi bizden geçti.. kafa kaldırmıyor ya" falan. ben hala uyku dışında geçen her saniyemi metal dinleyerek geçiriyorum? hem de en sertlerini dinliyorum hala? bir gün bile sıkıldığım olmadı. çünkü bu benim benliğimin bir parçası. belki bir başkası için de klasik müzik böyle. ama o kendisini çevre etkisiyle rap müziğe kaptırdı. 10 sene sonra o da tekrar klasik müziğe geri dönecek.
@cikmaz sokaktan cikagelen cocuk,
abi ben o konuya da inanmıyorum. yani "naapsın aileden bunu almış" olayı. tamam emir kusturica izlemek de insanı kaliteli yapmıyor ama hele ki sosyal medyanın ortasında yaşadığımız şu günlerde, insanlar neyin kaliteli neyin kalitesiz olduğunu ayırt edecek kadar mantıklı düşünebilmeli. artık herkes sosyal medyayı ego mücadelesine alet ediyor. işte o yeni gelinler kendi arasında savaşıyor. ama bu çok anlamsız bir savaş ya. sosyal medya doğarken ben de ordaydım. ekşi sözlük sayesinde öğrendiğim o kadar çok şey var ki.. belki de malın teki olmamamı sağlayan tek şey internetti. herşeyi araştırdım, herşeyi öğrendim. hiç bir zaman da gösteriş için kullanmadım. yıllarca müzik yaptım, sosyal medyayı sadece reklam tanıtım yapmak için kullandım. bir kere bile şekil yapıp da "oo kız düşürüp akayım" diye düşünmedim. insanlar twitter'ı mikroblog olarak kullanırken bir takım çakallar çıkıp günlerce üzerinde çalıştığı 140 karakterlik komikliklerle fenomen olmayı başardı, gibi. yani bu konu biraz dipsiz kuyu ve asıl konudan sapıyor da, çevreden gelen seni bağlayan şeylerin duvarını kıracak güç elindeyken, bunu cehaleti beslemek için kullanmak bence yanlış olan.
ayrıca sizin user'lar da bayağı manidar olmuş arka arkaya bakınca:)
ben insanın varoluşuyla birlikte bazı şeylerin de geldiğini düşünüyorum. bazıları içinden onu çıkartabiliyor, bazıları ömür boyu kendisinde ne olduğunu bilmeden yaşıyor.
sonradan şekilleniyor gibi görünen şeyler gerçekten insanların bir parçası olmuyor bana kalırsa. bir kişi tesadüfler sonucu içinde bulunduğu ortamın etkisiyle, hiç aklında yokken yeşili korumaya ilgi duyabilir. o zamana dek bunu düşünmediği için hayıflanabilir. zamanla yeşili koruyan birine dönüşebilir. ama gerçekten bunun hakkını verebilir mi? yani içinde o duygu yoktu. sonradan eklendi. ne yaparsa yapsın biraz "yapay" kalıyor gibi.
kendimden örnek, azılı bir metalciyim. küçükken ailemde ve çevremde zaman geçirdiğim tek bir kişi bile metal dinlemiyordu. metal'i geç rock dinleyen yoktu. bazıları gitar görse atom bombası diye japonyaya sallardı hatta:) ibrahim tatlıses evin favorisiydi. ben tv'de, radyoda, aldığım kasetlerde duyduğum elektro gitar melodilerinin aklıma nasıl kazındığını hatırlıyorum hayal meyal. tüm dinlenen şeyler arasından beynim onları seçiyordu. burak kut, tarkan, teoman, barış manço gibi sanatçıların şarkılarında hafif sertleşen kısımları duyup, kasetlerinde ileri geri sarıyordum. sonra çok sık görüşmediğim kuzenimin odasında 100lerce cd buldum, 10-11 yaşlarımda. 100lerce cd içinden metallica cdlerini seçtim, çalmaya, kendi bilgisayarımda dinlemeye başladım. hiç konuşmadığım ve benden 15 yaş büyük kuzenim dışımda hala çevremde metal dinleyen yoktu, o da artık bırakmıştı :) yani bu nasıl çevrem etkisiyle gelişebilir ki? ben bunu seviyormuşum.
içinde olmak ve sonradan edinmek konusuna farklı bir örnek, çok kişi çevre etkisiyle metal dinlemeye başlar. sever falan. bir süre takılır. ama işte bitmeyen geyiktir ya.. "abi bizden geçti.. kafa kaldırmıyor ya" falan. ben hala uyku dışında geçen her saniyemi metal dinleyerek geçiriyorum? hem de en sertlerini dinliyorum hala? bir gün bile sıkıldığım olmadı. çünkü bu benim benliğimin bir parçası. belki bir başkası için de klasik müzik böyle. ama o kendisini çevre etkisiyle rap müziğe kaptırdı. 10 sene sonra o da tekrar klasik müziğe geri dönecek.
@cikmaz sokaktan cikagelen cocuk,
abi ben o konuya da inanmıyorum. yani "naapsın aileden bunu almış" olayı. tamam emir kusturica izlemek de insanı kaliteli yapmıyor ama hele ki sosyal medyanın ortasında yaşadığımız şu günlerde, insanlar neyin kaliteli neyin kalitesiz olduğunu ayırt edecek kadar mantıklı düşünebilmeli. artık herkes sosyal medyayı ego mücadelesine alet ediyor. işte o yeni gelinler kendi arasında savaşıyor. ama bu çok anlamsız bir savaş ya. sosyal medya doğarken ben de ordaydım. ekşi sözlük sayesinde öğrendiğim o kadar çok şey var ki.. belki de malın teki olmamamı sağlayan tek şey internetti. herşeyi araştırdım, herşeyi öğrendim. hiç bir zaman da gösteriş için kullanmadım. yıllarca müzik yaptım, sosyal medyayı sadece reklam tanıtım yapmak için kullandım. bir kere bile şekil yapıp da "oo kız düşürüp akayım" diye düşünmedim. insanlar twitter'ı mikroblog olarak kullanırken bir takım çakallar çıkıp günlerce üzerinde çalıştığı 140 karakterlik komikliklerle fenomen olmayı başardı, gibi. yani bu konu biraz dipsiz kuyu ve asıl konudan sapıyor da, çevreden gelen seni bağlayan şeylerin duvarını kıracak güç elindeyken, bunu cehaleti beslemek için kullanmak bence yanlış olan.
ayrıca sizin user'lar da bayağı manidar olmuş arka arkaya bakınca:)
0
Iki yıl önce, eskiden konuştuğum bir çocuk gece bana ağlayarak eski sevgilisini unutamadığını anlatmıştı. Üzüntüsünü içimde hissetmiş ve çocuğa hak vermiştim. Sabaha kadar konuştuk.
Ertesi gün x (bir arkadaşım)ile dışarı çıkacaktık, y de bize katılacak; biraz geç buluşalım dedi. Derken y katılamadı falan filan bizim plan yalan oldu. Haftasonu boş kaldım evde. Zaten dün geceki çocuğun olayı da kafamdaydı. O konuyla ilgili öylesine bir entry yazdım çocuğun ağzından. O gün bana bir mesaj geldi, yazdığım olayın benzerini yaşamış ve bana moral vermek isteyen biri. Beni erkek sanmış.
Ve ben 2 senedir ilişkimin sürdüğü erkek arkadaşımla bu şekilde tanışmış oldum. Hayatımda herhangi biriyle 6 aydan fazla ilişki sürdürmeyi başaramamış biri olarak üstelik.
Tesadüf, karma her neyse... bazı şeyler birdenbire oluveriyor.
Not: bu cevap bir süre sonra kendini imha edebilir.
Ertesi gün x (bir arkadaşım)ile dışarı çıkacaktık, y de bize katılacak; biraz geç buluşalım dedi. Derken y katılamadı falan filan bizim plan yalan oldu. Haftasonu boş kaldım evde. Zaten dün geceki çocuğun olayı da kafamdaydı. O konuyla ilgili öylesine bir entry yazdım çocuğun ağzından. O gün bana bir mesaj geldi, yazdığım olayın benzerini yaşamış ve bana moral vermek isteyen biri. Beni erkek sanmış.
Ve ben 2 senedir ilişkimin sürdüğü erkek arkadaşımla bu şekilde tanışmış oldum. Hayatımda herhangi biriyle 6 aydan fazla ilişki sürdürmeyi başaramamış biri olarak üstelik.
Tesadüf, karma her neyse... bazı şeyler birdenbire oluveriyor.
Not: bu cevap bir süre sonra kendini imha edebilir.
0
@kfk orası ayrı konu. internet inanılmaz geniş bir alan. istediğin şekle sokabiliyorsun. gösteriş amaçlı kullanmak da bunlardan biri. neyin kaliteli olup neyin olmadığı bence biraz muamma fakat klas olan şeyler daha nesnel bana göre. sonuç olarak hayat ne garip, vapurlar filan.
0
condom kurşunu
Dus falan almama ragmen kokar miyim? Acaip canim cekti ama yarin hanimin kuzeninin dugunu var ayip olur oyle kokulu kokulu opucukler seklinde dolasirsam.
Dus falan almama ragmen kokar miyim? Acaip canim cekti ama yarin hanimin kuzeninin dugunu var ayip olur oyle kokulu kokulu opucukler seklinde dolasirsam.
0
Kokarsın, sağlam kokarsın hemde. 5 dakikalık zevk için değmez.
Ben hayatından sarımsak, soğan gibi şeyleri çıkarmış biriyim, son 5 senedir eve bu ikisi girmiyor. Çok rahatsız oluyorum biri soğan sarımsak kokuyorsa.
Bendeki ama hassaslık, alerji gibi bşr şey var muhtemelen. Hapşırıyorum, burnum akıyo sarımsak yiyince. Hapşırıktan anlıyorum sarımsağı.
Ben hayatından sarımsak, soğan gibi şeyleri çıkarmış biriyim, son 5 senedir eve bu ikisi girmiyor. Çok rahatsız oluyorum biri soğan sarımsak kokuyorsa.
Bendeki ama hassaslık, alerji gibi bşr şey var muhtemelen. Hapşırıyorum, burnum akıyo sarımsak yiyince. Hapşırıktan anlıyorum sarımsağı.
0
ben hiç hatırlamıyorum sarımsak ya da soğanın ertesi güne kokusunun kaldığını ama yeme derecesine bağlı tabi. birazcık yesen bişey olmaz bence, şişmesin bitarafların tadımlık ye işte.
0
Sarımsak pişmiyor mu? Pistikten sonra ertesi güne oyle bir koku kalmaz ki. Bu akşam bol maydonozlu, naneli bir salata yiyin. Bir de kahve için. Zaten kişisel bakiminiza dikkat ediyorsanız kalmaz o koku. Pastırma değil ki bu.
0
Burada sarımsak yiyenler, evde tüketenler ya da aynı tarz kokulu besin tüketenler yorumlamış. Ertesi güne koku kalmaz diyen yanılıyor. Öyle bir kalıyor ki, sürekli tüketildiğinden kimse farkına varmıyor sadece, hintlilere sorsan "köri ertesi güne kalmaz ki yeaa" demesi gibi.
Kalıyor, ciddi kalıyor hemde.
Kalıyor, ciddi kalıyor hemde.
0
akşam yersen kokar. şimdi yersen koku gider. ya da çok az olur. genirirsen falan hissedilir.
0
Kurnaz, erkek arkadaşım da yıllardır yemiyor ne soğan ne de sarımsak. Kendisine sordum şu anda; 'yok o kadar abartılı yemediği müddetçe kimseden koku almıyorum ben, o kadar da abartmaya gerek yok' dedi.
Sizin mantiginiza göre etrafta herkesin sarımsak ve soğan kokuları eşliğinde dolaşması lazım zira türk yemeklerinde bolca bulunuyor ikisi de. Pismis olanları hemen her yemekte var.
Dediğim gibi kilit nokta kişisel temizlik. Ha sizin etrafinizdakıler buna dikkat etmeyip sabahları ekmek arası soğan gömüp geliyorsa, bilemem.
Sizin mantiginiza göre etrafta herkesin sarımsak ve soğan kokuları eşliğinde dolaşması lazım zira türk yemeklerinde bolca bulunuyor ikisi de. Pismis olanları hemen her yemekte var.
Dediğim gibi kilit nokta kişisel temizlik. Ha sizin etrafinizdakıler buna dikkat etmeyip sabahları ekmek arası soğan gömüp geliyorsa, bilemem.
0
@fraise o iş koklayana göre değişir. bana buram buram gelir sarımsak kokusu ve tiksinirim o kokudan. genelde 24-36 saat arası sökülüyor sarımsak kokusu tabi ne kadar yediğine bağlı olarak değişir.
sarımsaklı ekmek ney layn öğğğğğğrrrrrrrrr
sarımsaklı ekmek ney layn öğğğğğğrrrrrrrrr
0
@fraise
erkek arkadaşınız eğer siz sarımsak yiyorsanız kibarlık yapmaya çalışıyor olabilir, burnu koku almıyor olabilir, önemsemiyor olabilir. bu gerçeği değiştirmez.
temizlik bir başka kısmı, ama sarımsak kokusu bir gün sonra buram buram gelir.
erkek arkadaşınız eğer siz sarımsak yiyorsanız kibarlık yapmaya çalışıyor olabilir, burnu koku almıyor olabilir, önemsemiyor olabilir. bu gerçeği değiştirmez.
temizlik bir başka kısmı, ama sarımsak kokusu bir gün sonra buram buram gelir.
0
Kurnaz, bu kadar net yazıyorum çünkü o yemiyor diye ben de yemiyorum rahatsız olmasın diye. Hiçbir zaman da 'herkes soğan sarımsak kokuyor' diye dolasmadim. O da 'genel söyledim zaten, sürekli burnum tıkalı dolaşmam gerekir cidden kokuyor olsa' dedi.
Neyse, daha fazla uzatmayacağım sadece sarımsak,soğan yiyen herkese öcü gözüyle bakmak yanlış. Temizlik önemli diyorum, o kadar.
Neyse, daha fazla uzatmayacağım sadece sarımsak,soğan yiyen herkese öcü gözüyle bakmak yanlış. Temizlik önemli diyorum, o kadar.
0
koskoca kirpi
Az önce ilk defa tanık oldum da emin olamadım. Benden önceki yolcunun kafesinde kedi vardı ve son kontrolden geçerken hayvanı kafesiyle birlikte x ray cihazına koydu. Uygulama normalde böyle mi, yoksa yolcunun hıyarligi mi? Hayvan bir ömürlük radyasyon yedi orada?
Az önce ilk defa tanık oldum da emin olamadım. Benden önceki yolcunun kafesinde kedi vardı ve son kontrolden geçerken hayvanı kafesiyle birlikte x ray cihazına koydu. Uygulama normalde böyle mi, yoksa yolcunun hıyarligi mi? Hayvan bir ömürlük radyasyon yedi orada?
0
1917
Ankara'da Yem yayınlarının kitaplarını bulabileceğim kitapçı var mı?
Ankara'da Yem yayınlarının kitaplarını bulabileceğim kitapçı var mı?
0
niceguy
Tam bir hafta önce bugün evden ayrıldım şimdi sağda solda idare ediyorum . Eve çıkacağım ama yeterli birikimim yok. Şirketten avans isteyim taksit taksit kessinler diyorum kafamda.Patronla konuşacağım ama az buz da bi para değil yani 5000 kimse kimseye vermez bu parayı gibi geliyor.Soru şu : Ne dey
Tam bir hafta önce bugün evden ayrıldım şimdi sağda solda idare ediyorum . Eve çıkacağım ama yeterli birikimim yok. Şirketten avans isteyim taksit taksit kessinler diyorum kafamda.
Patronla konuşacağım ama az buz da bi para değil yani 5000 kimse kimseye vermez bu parayı gibi geliyor.
Soru şu : Ne deyim patrona nasıl konuşayım nasıl yaklaşayım ?
not :4 yıldır da burda çalışıyorum olmaz filan derse ters tepki ederse duramam da burda istifa ederim çok büyük ihtimalle..
Patronla konuşacağım ama az buz da bi para değil yani 5000 kimse kimseye vermez bu parayı gibi geliyor.
Soru şu : Ne deyim patrona nasıl konuşayım nasıl yaklaşayım ?
not :4 yıldır da burda çalışıyorum olmaz filan derse ters tepki ederse duramam da burda istifa ederim çok büyük ihtimalle..
0
verir abi 5000 tl
sen durumunu anlat evi tasiyorum de. verir.
banka kredi de verir o tutarda eger odemelerini duzgun yaparsan.
sen durumunu anlat evi tasiyorum de. verir.
banka kredi de verir o tutarda eger odemelerini duzgun yaparsan.
0
ihtiyaç kredisi çeksene. neden istifa ediyorsun, evin yok bir de işsiz kalıp ne yapacaksın?
0
Faizler dipteyken kredi çeksene olm ne uğraşıyon milletle
edit. görmemişim o cevabı. o zaman patrona istersen senet bile imzalarım diyerek iste.
edit. görmemişim o cevabı. o zaman patrona istersen senet bile imzalarım diyerek iste.
0
Limitlerin dolu ve birikimin yoksa evden niye ayrıldın, durumunu düzeltene kadar eve geri dön:/ (Aile evinden ayrıldın diye düşünüyorum)
0
@peggy evden ayrılmadım tam net olarak açıklayan kelime sanırım kovulmak.(ve Ahmet kaya çalmaya başlar)
biri de çıkıp demiyor ki "hocam böyle konuş şöyle konuş"
biri de çıkıp demiyor ki "hocam böyle konuş şöyle konuş"
0
Hımm anladım o zaman kolay gelsin:(
Patrona de ki: Sizinle önemli bir konu hakkında görüşmek istemiştim, müsait misiniz?.
-Evet?
*Evden ayrılmak durumunda kaldım, yeni bir ev kurabilmek için nakit ihtiyacım var. Sizin için uygunsa, bana 5000tl kadar avans verebilir misiniz? Maaşımdan uygun gördüğünüz şekilde taksitler halinde kesersiniz. Bana bu şekilde yardımcı olabilirseniz çok mutlu olurum.
Az ve öz konuş, çok uzatma, bir çırpıda söyle derim. Hayır derse de istifa etme, manyak mısın? İsteyenin 1 yüzü, imkanı olup da vermeyenin 2 yüzü kara.
Patrona de ki: Sizinle önemli bir konu hakkında görüşmek istemiştim, müsait misiniz?.
-Evet?
*Evden ayrılmak durumunda kaldım, yeni bir ev kurabilmek için nakit ihtiyacım var. Sizin için uygunsa, bana 5000tl kadar avans verebilir misiniz? Maaşımdan uygun gördüğünüz şekilde taksitler halinde kesersiniz. Bana bu şekilde yardımcı olabilirseniz çok mutlu olurum.
Az ve öz konuş, çok uzatma, bir çırpıda söyle derim. Hayır derse de istifa etme, manyak mısın? İsteyenin 1 yüzü, imkanı olup da vermeyenin 2 yüzü kara.
0
Durum şu işte arkadaşalarda sağda solda kalıyorum bir haftadır.
Evden tek bir eşya alamadım.
Senet çok mantıklı geldi en azından adam kendini güvende hisseder.
Bide takdir sizin filan derim. Başka ne deyim ya
dostlar yardım edin güzel bir hayat kuracağım ne deyim
Evden tek bir eşya alamadım.
Senet çok mantıklı geldi en azından adam kendini güvende hisseder.
Bide takdir sizin filan derim. Başka ne deyim ya
dostlar yardım edin güzel bir hayat kuracağım ne deyim
0
@peggy tam senin dediğin gibi söylersem bi an kafamda canlandırdım adam"s***** git lan çık odadan diyecek gibi geldi." :)
0
@niceguy, o kadar uyuz bir adam değildir inş. :D
Hala konuşmadın mı? Merak ettim ne diyecek.
Hala konuşmadın mı? Merak ettim ne diyecek.
0
patronunu sen tanıyorsun. ifadelerine bakılırsa sen ne şekilde söyleysen söyle olumsuz bi tepki verme ihtimali yüksek sanırım. öyle olunca işin sıkıntıya girecekse hiç patron topuna girme madem. bi yakının sana kredi çeksin en kötü.
0
"iş gören" biriysen kesinlikle verir, benim eski patron borç verecek çalışan arıyordu kendine daha da mahkum etmek için ama büyük resimde olay hayır işi tabi :)
0
ben o şekilde 3bin almıştım eski çalıştığım yerden, sonra da 5 taksitle maaştan kesilmişti. konuş direkt, tırsma, yemez insanı sonuçta..
0
rosey
telefonda konusma feyki yaptiniz mi hic. yolda karsilasmayi istemediginiz biri geliyordur; ama aksi takdirde ayip olacagini dusunuyorsunuz mesela.ya da hangi durumlarda yaptiniz daha once. ornek...
telefonda konusma feyki yaptiniz mi hic. yolda karsilasmayi istemediginiz biri geliyordur; ama aksi takdirde ayip olacagini dusunuyorsunuz mesela.
ya da hangi durumlarda yaptiniz daha once. ornek...
ya da hangi durumlarda yaptiniz daha once. ornek...
0
Daha çok meşgul görünmek için yaptığım olmuştur. İşsiz güçsüz, faydasız biri gibi algılanma korkusu bendeki sanki. Mesela birini bekliyorum, ancak gelmesi gecikmiş. Orada öylece beklediğimi fark eden birilerine karşı reaksiyon olarak kendini gösteriyor. Nadir de olsa.
0
verdiğin örnek için yapıyorum. o kadar çok yapıyorum ki, o kadar olur yani..
0
Karşındakinin iqsu giderek düşmeye başlayınca ortamdan kaçmak ve kalbini kırmamak için yapıyorum bunu. Arama gelmiş gibi uzaklaşıyorum ve yarım saat gelmiyorum. Biraz dolanıyorum, telefonda şeker patlatıyorum, kendime bir çay neyin ısmarlayıp geri dönüyorum. Beklemişse tabi.
0
dellydenis
maaşımı anne babama bile söylemeyi sevmediğim halde, iş görüşmelerinde bu soruya cevap veriyorum. profesyonel iş hayatında şu an aldığınız ücret nedir sorusuna cevap vermek gerekir mi? siz cevaplıyor musunuz?
maaşımı anne babama bile söylemeyi sevmediğim halde, iş görüşmelerinde bu soruya cevap veriyorum. profesyonel iş hayatında şu an aldığınız ücret nedir sorusuna cevap vermek gerekir mi? siz cevaplıyor musunuz?
0
istemiyosan cevaplama, kafana silah dayayacak değiller ya.
cevap: duruma göre istemezsem cevaplamıyorum. "sizden beklentim şudur" derim en fazla.
cevap: duruma göre istemezsem cevaplamıyorum. "sizden beklentim şudur" derim en fazla.
0
ben aldığımdan yüksek söylüyorum her seferinde.
bunu sormalarının nedeni de size verilecek maaşı eski maaşınıza orantılı bir şekilde vermek.
bunu sormalarının nedeni de size verilecek maaşı eski maaşınıza orantılı bir şekilde vermek.
0
bende önceki maaşımın fazlasını söylüyorum. şöyle düşün önceki iş yerinde 1500 alıyorsam ve yeni dönemde alacağım zam ile maaşımın maksimum 1700 olacağını öngörüyorsam aldığım maaşa 2000 tl derim. istediğim maaşa da 2250-2500 arası falan derim.
mantığı anlatabildiğimi umuyorum :)
mantığı anlatabildiğimi umuyorum :)
0
dedim, washe, 111 +1
ya almak istediginizin biraz altini ya da aldiginizin biraz ustunu soylemeniz lazim. isi cok istiyorsan da beklentim sudur ancak sizin skalaniza uymaya calisirim gibi bir sey ekleyebilirsin. aslinda aldiginiz maasi degil maas beklentiniz ne kadar diye sormalari lazim.
ya almak istediginizin biraz altini ya da aldiginizin biraz ustunu soylemeniz lazim. isi cok istiyorsan da beklentim sudur ancak sizin skalaniza uymaya calisirim gibi bir sey ekleyebilirsin. aslinda aldiginiz maasi degil maas beklentiniz ne kadar diye sormalari lazim.
0
işe alındığınızda sigorta bilgilerinizden bu bilgiyi göremiyorlar mı? yalan söylediğiniz ortaya çıkar mı yani bu durumda?
0
winston insani
MerhabalarYakında işten çıkarılacağım galiba.Bizim şirkette genellikle saat 17:45 gibi yöneticin yanına gelip seni IK tarafına götürüyor ve orada çıkış belgelerini imzalatıyorlar.Peki ben işe iade davası açma hakkımı kaybetmemek için bu belgelere imza atarken birşey yazmalı mıyım? Veya neye dikkat e
Merhabalar
Yakında işten çıkarılacağım galiba.
Bizim şirkette genellikle saat 17:45 gibi yöneticin yanına gelip seni IK tarafına götürüyor ve orada çıkış belgelerini imzalatıyorlar.
Peki ben işe iade davası açma hakkımı kaybetmemek için bu belgelere imza atarken birşey yazmalı mıyım? Veya neye dikkat etmeliyim bu durumda?
Birkaç kişi "işbu belgeyi okuduma dair ...." bilmemne falan bişiler yazıp yazının üstünü imzalamışlar falan.
Var mı bunun doğrusunu bilen? Hukukçu arkadaşlar?
Yakında işten çıkarılacağım galiba.
Bizim şirkette genellikle saat 17:45 gibi yöneticin yanına gelip seni IK tarafına götürüyor ve orada çıkış belgelerini imzalatıyorlar.
Peki ben işe iade davası açma hakkımı kaybetmemek için bu belgelere imza atarken birşey yazmalı mıyım? Veya neye dikkat etmeliyim bu durumda?
Birkaç kişi "işbu belgeyi okuduma dair ...." bilmemne falan bişiler yazıp yazının üstünü imzalamışlar falan.
Var mı bunun doğrusunu bilen? Hukukçu arkadaşlar?
0
hukukçu değilim ama böyle bi tecrübem var. ibraname imzalatırlar. ayrılma sebebini istifa diye yazdırmaya çalışabilirler. öncelikle bi şey imzalamaya mecbur değilsiniz, bi avukat böyle demişti. he illa imzalatıyorlar, altına "tüm yasal haklarım saklı kalmak üzere ihtirazı kayıtla." yazın. böylece dava açma hakkınız olur.
0
şimdi hatırladım da istifa yazmamak için direnmiştim, kendileri çıkarttığını yazmışlardı en son :) dava açmanız için istifa yazmamanız gerekiyordur.
0
"Bizim şirkette genellikle saat 17:45 gibi yöneticin yanına gelip seni IK tarafına götürüyor ve orada çıkış belgelerini imzalatıyorlar."
şu kısmı çok feci geldi ya, ne bu böyle kurbanlık koyun gibi :/
çıkış belgelerini güzelce oku. oldu bittiye getirmeye çalışırlarsa, imzala git diye baskı yaparlarsa itiraz et. zaten çıkıyosun, daha ne kaybedeceksin. belgeleri iyice oku, işine gelmeyen bi şeyi imzalama. bunun için hukuk bilmeye gerek yok bence.
o daha öne çıkartılanlar "işbu belgeyi okuduma dair ...."den sonrasını okumamışlar belli ki..
şu kısmı çok feci geldi ya, ne bu böyle kurbanlık koyun gibi :/
çıkış belgelerini güzelce oku. oldu bittiye getirmeye çalışırlarsa, imzala git diye baskı yaparlarsa itiraz et. zaten çıkıyosun, daha ne kaybedeceksin. belgeleri iyice oku, işine gelmeyen bi şeyi imzalama. bunun için hukuk bilmeye gerek yok bence.
o daha öne çıkartılanlar "işbu belgeyi okuduma dair ...."den sonrasını okumamışlar belli ki..
0
tazminatın, kullanmadığın izinlerin, bu ay çalıştığın günler doğru hesaplanmış mı dikkat et. o parayı almadan sana bütün parayı aldığına dair imzalatmak isteyeceler. güvenmiyorsan imzalama, bankadan falan kanıtlarsın o çok kolay iş gerçi ama olsun. bi yer daha önce bir buçuk ay sonra yatırdı tazminatımı. diğer iş yerim cuma ayrıldım pzt yatırdı, gerçi onlar da gerizekalıydı maaş hesabıma değil çoktan kapatmış olmam gereken başka bir hesaba yatırmışlar.
o anda hiçbir şey imzalamak zorunda değilsin, istersen önce avukatımla görüşmek istiyorum de. ihbar tazminatını al mutlaka. sakın istifa etme. istifa edersen ihbar/kıdem hiçbir tazminat alamaz ve işsizlik maaşına başvuramazsın. istifaya zorlarlarsa kıçımın kenarı de.
o anda hiçbir şey imzalamak zorunda değilsin, istersen önce avukatımla görüşmek istiyorum de. ihbar tazminatını al mutlaka. sakın istifa etme. istifa edersen ihbar/kıdem hiçbir tazminat alamaz ve işsizlik maaşına başvuramazsın. istifaya zorlarlarsa kıçımın kenarı de.
0
ohal süresinde eleman çıkarılamıyor diye duydum bizden bir eleman mecburen köyüne dönerken beni çıkarın da işsizlik maaşı alayım dedi . öyle demişlerdi.
0
Teşekkürler herkese
Mobilde olduğum için sorduğunuz soruları akşam masaüstünden özel mesaj olarak göndereceğim.
Mobilde olduğum için sorduğunuz soruları akşam masaüstünden özel mesaj olarak göndereceğim.
0
jacksparrow44
baya klasik bi soru olacak aslında şu an galaxy s4 kullanicisiyim , cidden sıkıldım android kullanmaktan ve ios a gecmeyi düsünüyorum iphone 7 128 gb almak istiyorum beni telefondan sogutan bi sey var ki o da kulaklık girişinin olmaması. sırf bu yüzden tekrar diğer cihazlara bakmaya basladim ama akl
baya klasik bi soru olacak aslında şu an galaxy s4 kullanicisiyim , cidden sıkıldım android kullanmaktan ve ios a gecmeyi düsünüyorum iphone 7 128 gb almak istiyorum beni telefondan sogutan bi sey var ki o da kulaklık girişinin olmaması. sırf bu yüzden tekrar diğer cihazlara bakmaya basladim ama aklım hâlâ iosta , s4 üm ile 3. yılımıza giriyoruz bu arada :) tavsiye edebileceginiz telefonlari +lari ve -leriyle yazarsaniz tesekkür ederim iyi günler
0
Sony z5 performans olarak oldukça iyi
Kısaca +ları
4 k video 23.4 mp arka kamera 8 mp ön kamera
32 gb dahili hafıza ve sd kart desteği
8 çekirdekli işlemci 3 gb ram
Hi res audio ve hseedx ses
SU geçirmiyor
Pili bir günü kurtarıyor
Oldukça estetik
Kısaca +ları
4 k video 23.4 mp arka kamera 8 mp ön kamera
32 gb dahili hafıza ve sd kart desteği
8 çekirdekli işlemci 3 gb ram
Hi res audio ve hseedx ses
SU geçirmiyor
Pili bir günü kurtarıyor
Oldukça estetik
0
Android de bundan iyisi bence zor beni en çok etkileyen elektronik alet bu telefon oldu
0
dun s4um bozuldu, s7 aldım s4ün gelişmiş versiyonu mutlu huzurluyum. geri tuşu olmaması çok zor be, sol menu tuşuna bile hala alışamadım basıp basıp duruorum..
0
kulaklık girişinin olmaması derken astettiğin nedir? ayrı giriş olmaması ise tamam. ama kutudan çevrici çıkıyor zaten.
bence androidden sonra ios'a adapte olma konusu asıl sorun olan. ya da mesela adam telefona sessize alma düğmesi koymuş ama ekranda sessize aldığına dair bi ikon falan çıkmıyor, bence büyük saçmalık. geri tuşunun olmaması da öyle. amaan :/
bence androidden sonra ios'a adapte olma konusu asıl sorun olan. ya da mesela adam telefona sessize alma düğmesi koymuş ama ekranda sessize aldığına dair bi ikon falan çıkmıyor, bence büyük saçmalık. geri tuşunun olmaması da öyle. amaan :/
0
tempor
beşiktaş'tan kamil koç'un dudullu tesislerine (şerifali) nasıl gidebilirim?
beşiktaş'tan kamil koç'un dudullu tesislerine (şerifali) nasıl gidebilirim?
0
Toplu taşıma soruyorsan zor. En güzeli Üsküdar 'a geçip servise binmek.
0
deniztarafinabakankale
merhaba duyuru sakinleri,wifi özelliği de olan ve günümüz internet hızına uyumlu, mümkünse tp-link ve türevi markalardan bir modem almayı planlıyorum. bütçem 120 tl civarı gibi düşük bir miktar. yardımcı olursanız sevinirim.
merhaba duyuru sakinleri,
wifi özelliği de olan ve günümüz internet hızına uyumlu, mümkünse tp-link ve türevi markalardan bir modem almayı planlıyorum. bütçem 120 tl civarı gibi düşük bir miktar. yardımcı olursanız sevinirim.
wifi özelliği de olan ve günümüz internet hızına uyumlu, mümkünse tp-link ve türevi markalardan bir modem almayı planlıyorum. bütçem 120 tl civarı gibi düşük bir miktar. yardımcı olursanız sevinirim.
0
İki yıl Türk Telekom müşterisi olma taahhüdü veririm diyorsan. Fiber dahi uyumlu ücretsiz modem kampanyaları var. Tp-link ya d AirTies modemleri var güzeller yarı yolda bırakmayacak cinsten
0
Bende şu var:
www.hepsiburada.com
Aldıktan bi kaç hafta sonra interneti komşudan kullanmaya başladığımdan kaldırdım, kutusunda duruyo. Özelliklerini beğenirsen 40tlya veririm.
www.hepsiburada.com
Aldıktan bi kaç hafta sonra interneti komşudan kullanmaya başladığımdan kaldırdım, kutusunda duruyo. Özelliklerini beğenirsen 40tlya veririm.
0
yons
bana çok saçma geliyor la bu. eşşek kadar oldum hala kabullenemiyorum bu olayı.bakıyorsun toplam 8 tane kat var ama en üst kata 7. kat, 2. kata 1. kat diyorlar. bi tane katı sıfır olarak sayıyorlar. yav insanoğlu saymayı öğrendiğinde elindeki dört tane taşı üç mü saydı sanki. mantıksız değil mi bu?
bana çok saçma geliyor la bu. eşşek kadar oldum hala kabullenemiyorum bu olayı.
bakıyorsun toplam 8 tane kat var ama en üst kata 7. kat, 2. kata 1. kat diyorlar. bi tane katı sıfır olarak sayıyorlar.
yav insanoğlu saymayı öğrendiğinde elindeki dört tane taşı üç mü saydı sanki.
mantıksız değil mi bu?
bakıyorsun toplam 8 tane kat var ama en üst kata 7. kat, 2. kata 1. kat diyorlar. bi tane katı sıfır olarak sayıyorlar.
yav insanoğlu saymayı öğrendiğinde elindeki dört tane taşı üç mü saydı sanki.
mantıksız değil mi bu?
0
bence değil, zemin kattır orası, asansörle 0'a inersin. bu durumda eğer zeminin altında bir kat varsa oraya mı sıfır diyeceğiz yoksa 1'den direkt -1'e mi geçeceğiz?
ben de hiç anlamam insanlar niye inatla giriş katlarına 1 der :/
ben de hiç anlamam insanlar niye inatla giriş katlarına 1 der :/
0
Sifir referans noktasi, bir referans noktasi olmadan +1 / -1 sayim yapamazsin. Gayet mantikli yani.
0
seni japonya'ya alalım, orada rahat edersin, birinci kat diyorlar zemin kata.
0
abd'de de zemin = 1.
ama her ikisi de normal, garip bir şey yok. aynısı yaş hesaplamada da var. kimisi bitirdiğin yıl sayısını yaş olarak söyler, kimisi içine girdiğin yıl sayısını. skalar ölçümlerde referansı herkes aynı almalı diye bir kural yok, yeter ki ölçek hızı aynı olsun :) (bkz: anders celsius)
ama her ikisi de normal, garip bir şey yok. aynısı yaş hesaplamada da var. kimisi bitirdiğin yıl sayısını yaş olarak söyler, kimisi içine girdiğin yıl sayısını. skalar ölçümlerde referansı herkes aynı almalı diye bir kural yok, yeter ki ölçek hızı aynı olsun :) (bkz: anders celsius)
0
hayır mantıksız değil.
zira ora kat değil, düz ayak. kat dediğine merdivenle çıkılır.
zira ora kat değil, düz ayak. kat dediğine merdivenle çıkılır.
0
gerçekten çok mantıksız.
zemin kat 1. kattır, üstündeki kat da 2.
asansörle 0'a inersin denmiş. siz 1 katlı olan evlere "0 katlı" mı diyorsunuz? 2 katlı evlere de "1 katlı" mı?
bu arada bir Şehir Plancısı olarak bina analizi yaptığımızda yaklaşık 3 metre olan bu katları "1"den sayarız. 9 metrelik bina 3 kattır yani.
zemin kat 1. kattır, üstündeki kat da 2.
asansörle 0'a inersin denmiş. siz 1 katlı olan evlere "0 katlı" mı diyorsunuz? 2 katlı evlere de "1 katlı" mı?
bu arada bir Şehir Plancısı olarak bina analizi yaptığımızda yaklaşık 3 metre olan bu katları "1"den sayarız. 9 metrelik bina 3 kattır yani.
0
ben de kabullenemiyorum.
bu mantıkla şu ev 1 katlı mı ?
www.youngarchitectureservices.com
yok iki katlıysa yine bu mantıkla 2. kat 1. kat oluyor. o zaman bu evin diğer katı nerede? benzer şekilde 3 katlı pasta dendiğinde aklınıza kaç bölümden oluşan bir pasta geliyor? 4 mü?
bu mantıkla şu ev 1 katlı mı ?
www.youngarchitectureservices.com
yok iki katlıysa yine bu mantıkla 2. kat 1. kat oluyor. o zaman bu evin diğer katı nerede? benzer şekilde 3 katlı pasta dendiğinde aklınıza kaç bölümden oluşan bir pasta geliyor? 4 mü?
0
Bende anlamıyorum o yüzden hep birinci kat diyorum, arkadaşlarım beni bulamıyor.
0
Mantıksız, ben hala 1. Kat derim.
Saymayı 0 1 2 3 diye yapmıyorsak kat saymaya da sıfırdan başlanmaz.
Saymayı 0 1 2 3 diye yapmıyorsak kat saymaya da sıfırdan başlanmaz.
0
Bodruma ne diyeceğiz o zaman 0 mı, ne alaka? Yine -1 mi, e 0 nereye gitti? İkisi de anlamsız oluyor. 1. Yüzyılın 0-99 yıllarını kapsaması ama 100. Yılın 2. Yüzyılda olması gibi anlık şüpheye düşüren sonra hee öyle değildi dedirten bir durum bu da. Zihni canlı tutuyor keriz ile kurnazı ayırıyor böyle şeyler. Bence iyi bir isimlendirme olmuş.
0
patiska
Hiç anlamam bu işlerden. Kuzenimin çocuklarının-7 yaşında ikiz (kız) doğumgünü. Şu an popüler eğitici güzel neler var? İngilizce öğrenmeye yönelik bir şeyler olabilir gibi düşündüm.
Hiç anlamam bu işlerden.
Kuzenimin çocuklarının-7 yaşında ikiz (kız) doğumgünü. Şu an popüler eğitici güzel neler var? İngilizce öğrenmeye yönelik bir şeyler olabilir gibi düşündüm.
Kuzenimin çocuklarının-7 yaşında ikiz (kız) doğumgünü. Şu an popüler eğitici güzel neler var? İngilizce öğrenmeye yönelik bir şeyler olabilir gibi düşündüm.
0
benim de ikiz kız yeğenlerim var. onlar 7-8 yaşındayken iş bankası yayınlarından bir kitap-oyuncak almıştım. girişte bir kaç sayfa hikayesi var, ortasında 3 boyutlu bir bebek evi tarzı maket var. kitabın kapaklarını geriye doğru 180 derece çevirip arkadan bağlıyorsun, oyuncak haline geliyor işte. şimdi 10 yaşındalar, halen oynuyorlar. en sevdikleri ve uzun süreli oynadıkları oyuncak bu oldu. tavsiye olunur. safi eğitici şeyleri boşver ya, yıllar boyunca eğitile eğitile bi hale gelicekler zaten.
tam olarak bu değil ama bunun gibi bişeydi. 50 tl civarı fiyatı vardı.
www.google.com.tr
tam olarak bu değil ama bunun gibi bişeydi. 50 tl civarı fiyatı vardı.
www.google.com.tr
0
top_secret
İnsanların yüzlerine bakıyor musunuz ?Ben sanırım bakmıyorum. Mesela bugün bir merdivenlerde bişey sordu bende cevabını verdim nispeten kısa bir konulma geçti aramızda. Yana yürüyorduk ve ben bu konuşma sırasında hiç onun yüzüne bakmadım. Sonra ayrıldık.Yanlış mı yapıyorum ?İnsanlar Benin hakkımda n
İnsanların yüzlerine bakıyor musunuz ?
Ben sanırım bakmıyorum. Mesela bugün bir merdivenlerde bişey sordu bende cevabını verdim nispeten kısa bir konulma geçti aramızda. Yana yürüyorduk ve ben bu konuşma sırasında hiç onun yüzüne bakmadım. Sonra ayrıldık.
Yanlış mı yapıyorum ?
İnsanlar Benin hakkımda ne düşünüyor olabilir ?
Ben sanırım bakmıyorum. Mesela bugün bir merdivenlerde bişey sordu bende cevabını verdim nispeten kısa bir konulma geçti aramızda. Yana yürüyorduk ve ben bu konuşma sırasında hiç onun yüzüne bakmadım. Sonra ayrıldık.
Yanlış mı yapıyorum ?
İnsanlar Benin hakkımda ne düşünüyor olabilir ?
0
bazıları ezik olduğunu düşünür diğerleri kibirli.uyaran biri çıkmadan bakmaya alışsan iyi edersin.
0
ben ya da karşı taraf konuşurken göz kontağı kurmamak beni rahatsız edeceği için ben elimden geldiğince muhatap olduğum kişiyle göz kontağı kurmaya çalışırım.
diğer türlü pek dikkate al(ın)mıyormuş gibi duruyor çünkü.
diğer türlü pek dikkate al(ın)mıyormuş gibi duruyor çünkü.
0
İnsanların gözlerinin içine çok uzun bakıyorum. Çoğu kişi bundan rahatsız oluyor ama ben böyle alıştım. Yüzüme bakmayanla konuşmam.
0
neden bakmıyorsunuz mesela? bir sebebi var mı; çekingenlik, hoşnutsuzluk vs..
şuan düşündüm de, birisi benim yüzüme bakmadan konuşuyorsa "başka birşey düşünüyor" diye düşünüyorum, yani bana tam dikkatini vermediğini varsayıyorum sanırım. ama göz kontağı kurarsa daha iyi bir iletişim sağlıyoruz gibi hissederim.
şuan düşündüm de, birisi benim yüzüme bakmadan konuşuyorsa "başka birşey düşünüyor" diye düşünüyorum, yani bana tam dikkatini vermediğini varsayıyorum sanırım. ama göz kontağı kurarsa daha iyi bir iletişim sağlıyoruz gibi hissederim.
0
hadi ya la
Dünyanın en kötü otomatik düzeltmelerini yapıyor. Laz'ım, Şen'inle, şu an aklıma gelen ilk örnekler. Hemen durduk yere büyük harf koyuyor, bir yerlere kesme işareti atıyor. Otomatik düzeltmeyi kapatmak istemiyorum. Üçüncü parti uygulamar da çok hantal geliyor.
Dünyanın en kötü otomatik düzeltmelerini yapıyor. Laz'ım, Şen'inle, şu an aklıma gelen ilk örnekler. Hemen durduk yere büyük harf koyuyor, bir yerlere kesme işareti atıyor. Otomatik düzeltmeyi kapatmak istemiyorum. Üçüncü parti uygulamar da çok hantal geliyor.
0
bende cozum bekliyorum. klavye ayarlarinda otomatik degistirme var oraya girdim bazi kelimeleri ama ise yaramadi. hani can'im -> canim seklinde geri cevirirse diye.
0
ios 8 ya da 9 ile başlamıştı o saçmalık hala da bir değişiklik yok. ben de şahsen bu saçmalıktan muzdaribim.
0
ceann deas
Ders çalışırken bir şeyler yemeyi seviyorum. Önerebileceğiniz kilo aldırmayacak, zihin açıcı yiyecek var mı?
Ders çalışırken bir şeyler yemeyi seviyorum. Önerebileceğiniz kilo aldırmayacak, zihin açıcı yiyecek var mı?
0
jonestown
şimdi ben deli, geçen pazar kuaföre gittim. geçen kış ombre yaptırmıştım. uzayınca kötü göründü diye tekrar biraz kestireyim ombre yaptırayım dedim. her zaman gittiğim kuaför bi de. adam beni öyle bişeye çevirdi ki, sanarsın mamak çingeni, dibi gelmiş röfle yapıp çıkardı beni ombre diye. acelem vard
şimdi ben deli, geçen pazar kuaföre gittim. geçen kış ombre yaptırmıştım. uzayınca kötü göründü diye tekrar biraz kestireyim ombre yaptırayım dedim. her zaman gittiğim kuaför bi de. adam beni öyle bişeye çevirdi ki, sanarsın mamak çingeni, dibi gelmiş röfle yapıp çıkardı beni ombre diye. acelem vardı canım da sıkkındı uğraşamadım çıktım. yıkandıkça iyice bok oldu renk. ya bildiğiniz çingen sarısı, dipleri de kendi rengim.
psikolojim bozuldu yeminle, aynaya bakamıyorum bir haftadır. diyorum ki gideyim ben şimdi, kısa kestireyim saçlarımı omuzlarıma kadar falan. oryalli yerler mümkün olduğunca kesilsin. kalan yerlere de kendi rengime boyatayım. doğala döneyim. ama bir hafta arayla yapılan bu işlemler yüzünden saçlar elimde kalır mı?
cesaret verin nolur, cidden aynalara küstüm :((
psikolojim bozuldu yeminle, aynaya bakamıyorum bir haftadır. diyorum ki gideyim ben şimdi, kısa kestireyim saçlarımı omuzlarıma kadar falan. oryalli yerler mümkün olduğunca kesilsin. kalan yerlere de kendi rengime boyatayım. doğala döneyim. ama bir hafta arayla yapılan bu işlemler yüzünden saçlar elimde kalır mı?
cesaret verin nolur, cidden aynalara küstüm :((
0
sonunu düşünen kahraman olamaz. tamamen kestir bence, elinde kalabilir çünkü :)
0
işini bilen kuaför bul. istanbuldaysan önerebilirim bi yer ben aşırı memnunum.
kolay kolay elinde kalmaz, iyi kuaförle. ben ilk mahallede bi kuaföre boyattım saçım keçe gibi oldu kafayı yedim. düz saçlıyım, aşırı yumuşak toka durmayan saçım taranmaz hale geldi. yağlar, bakımlar derken düzeldi sonra bu kuaförü buldum kaç oldu boyatıyorum 2 hafta arayla boyattığımda oldu ama harika. hiç boyalı yıpranmış saç tribim yok.
Kullanılan malzeme kalitesi, ustalık derecesi falan çok farkettirir.
kolay kolay elinde kalmaz, iyi kuaförle. ben ilk mahallede bi kuaföre boyattım saçım keçe gibi oldu kafayı yedim. düz saçlıyım, aşırı yumuşak toka durmayan saçım taranmaz hale geldi. yağlar, bakımlar derken düzeldi sonra bu kuaförü buldum kaç oldu boyatıyorum 2 hafta arayla boyattığımda oldu ama harika. hiç boyalı yıpranmış saç tribim yok.
Kullanılan malzeme kalitesi, ustalık derecesi falan çok farkettirir.
0
ya boyalı yeri tamamen kestirmek için 5 numaraya falan vurdurmam lazım. sadece dipler kendi rengim kaldı. uzun saç takıntım yok, yıpranan boya giren yerler kesilebildiği kadar kesilsin diye kestireyim diyorum :/
0
Sari iyi sari.bir defa yanlisi istemeden de olsa yaptin,simdi atacagin tum adimlar yanlis.seni boyle gorende gordu.bir kac hafta sabret,yakma sacini basini,kestirsende mecburi kesme olacagi icin kusa doneceksin.elleme.
O degilde bi resim atsana gulelim:)
O degilde bi resim atsana gulelim:)
0
İyi bir kuaföre gidin, üst tarafları biraz koyulaştırıp alt tarafları da çingen sarısından kurtarsın. Bence kurtulabilir saçınız, kestirmeyin yazık. :(
İlla evde bir şeyler yapayım derseniz mor şampuanlar var, baya mosmor pigmentli. Saçtaki turunculuğu alıp güzel ve doğal bir kahverengi-sarıya dönüştürüyorlar. Schwarzkopf color freeze silver shampoo diye aratırsanız bulursunuz sanırım.
İlla evde bir şeyler yapayım derseniz mor şampuanlar var, baya mosmor pigmentli. Saçtaki turunculuğu alıp güzel ve doğal bir kahverengi-sarıya dönüştürüyorlar. Schwarzkopf color freeze silver shampoo diye aratırsanız bulursunuz sanırım.
0
yün prenses
Farelerin tüm ata sporlarını yaptığı bir ev var. Hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Farelerin tüm ata sporlarını yaptığı bir ev var. Hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
0
ev tarlada bağda yada dağbaşında falan mı yoksa bodrum katı gibi bir apartman dairesi falan mı ona göre bildiklerimi söyleyeyim
0
o zaman olmaz ama ben gene yazayım.
Öncelikle su kaynağından uzak olmalı ev su olmamalı,
sonrasında eldiven giyerek(burası önemli koku sinmemesi lazım) alçı ve unu karıştırıyorsunuz. sonra bırakıp gidiyorsunuz.
Bir süre sonra bunu yiyen fare susuyor ve su içmeye gidiyor içince de ölüyor.
Dahada uğramıyorlar. Son mesajında o ev laneti diye arkadaşlarına mesaj mı atıyo napıyo bilmiyorum ama uğramıyorlar.
yok uğraşamam derseniz ilaçlatın geçin yoksa kapanla falan baya uğraşırsınız.
Öncelikle su kaynağından uzak olmalı ev su olmamalı,
sonrasında eldiven giyerek(burası önemli koku sinmemesi lazım) alçı ve unu karıştırıyorsunuz. sonra bırakıp gidiyorsunuz.
Bir süre sonra bunu yiyen fare susuyor ve su içmeye gidiyor içince de ölüyor.
Dahada uğramıyorlar. Son mesajında o ev laneti diye arkadaşlarına mesaj mı atıyo napıyo bilmiyorum ama uğramıyorlar.
yok uğraşamam derseniz ilaçlatın geçin yoksa kapanla falan baya uğraşırsınız.
0
blatta hiberna
aşağıdaki linkte bulunın benzeri, hatta ölçüleri 40x40 ya da 50x50 olan, mukavva ya da karton kutu nereden bulunabilir?1-2 tane değil, toptan almak gerekiyor.hazırını bulursam, hangi renk olursa razı olabilirim.eğer hazırını bulabileceğim bir yer yoksa, üzerinde logosuyla falan özel olarak yaptırıla
aşağıdaki linkte bulunın benzeri, hatta ölçüleri 40x40 ya da 50x50 olan, mukavva ya da karton kutu nereden bulunabilir?
1-2 tane değil, toptan almak gerekiyor.
hazırını bulursam, hangi renk olursa razı olabilirim.
eğer hazırını bulabileceğim bir yer yoksa, üzerinde logosuyla falan özel olarak yaptırılacak bir yer biliyorsanız, o da olur.
teşekkürler!
www.kullanatmarket.com
edit:
kolici.com'dakiler küçük.
ölçüsü fena olmayanlar da koli.
benim aradığım, ayrı kapağı olan kutu.
1-2 tane değil, toptan almak gerekiyor.
hazırını bulursam, hangi renk olursa razı olabilirim.
eğer hazırını bulabileceğim bir yer yoksa, üzerinde logosuyla falan özel olarak yaptırılacak bir yer biliyorsanız, o da olur.
teşekkürler!
www.kullanatmarket.com
edit:
kolici.com'dakiler küçük.
ölçüsü fena olmayanlar da koli.
benim aradığım, ayrı kapağı olan kutu.
0
yıllardır düzenli aldığımız yerdir. işlerini özenerek yaparlar www.kutusuzlar.com?
0
sorunvar
Saat kaç ?
Saat kaç ?
0
gonul_isleri
Bir arastirma görevlisinin baska bir universiteyi normal ogrenci olarak kazanip oranin yurdunda kalmasi dogru mudur sizce? Universiteyi okumak gibi bir derdi yok sadece yurdundan yararlanmak istiyor.
Bir arastirma görevlisinin baska bir universiteyi normal ogrenci olarak kazanip oranin yurdunda kalmasi dogru mudur sizce? Universiteyi okumak gibi bir derdi yok sadece yurdundan yararlanmak istiyor.
0
etik olarak sorunlu olan, insanların emeğinizi kira olarak almasıdır. rahat rahat kalın. içinize dert olmasın.
0
Ben üniversiteye ilk atandığım zaman kalmayı düşündüm kalacaktımda.Hatta görüşüp ayarlamıştım.Son anda bir ev arkadaşı bulup kirası yurda göre daha ucuz olan bir eve çıktık.
0
Kimsenin hakkını yemeyeceksen o yurtta kaldığın için (etik ancak o noktadan sıkıştırır) tadını çıkar hiç üzme kendini.
Ama sen orda bir yatak sahibi olunca bir öğrenciye "yerimiz yok malesef" denecekse kalma.
Ama sen orda bir yatak sahibi olunca bir öğrenciye "yerimiz yok malesef" denecekse kalma.
0
metalika
hem bu aylarda, hem de kar vs. yağmadığı sürece giymeyi düşündüğüm bir ayakkabı. iyi mi durdu yoksa kötü mü bilemedim, kararsız kaldım. teşekkürler
hem bu aylarda, hem de kar vs. yağmadığı sürece giymeyi düşündüğüm bir ayakkabı. iyi mi durdu yoksa kötü mü bilemedim, kararsız kaldım.
teşekkürler
teşekkürler
0
axl
mezun oldunuz, iş aradınız ve işe başladınız. o günkü halinize şu an bir tavsiye verebilseydiniz ne olurdu?
mezun oldunuz, iş aradınız ve işe başladınız. o günkü halinize şu an bir tavsiye verebilseydiniz ne olurdu?
0
ille de bi olsun diye b.ktan para veren bir yerde işe başlama. bi yerden başlamak lazım düşüncesi aklının kenarında olsun sadece. sabırlı ol. eninde sonunda işler yoluna girecek.
aynen de böyle yaptım. 5. seneme giriyorum, ikinci işim. bi insan işinden, amirlerinden, iş ortamından ne kadar memnun olabilirse ben de o kadar memnunum
aynen de böyle yaptım. 5. seneme giriyorum, ikinci işim. bi insan işinden, amirlerinden, iş ortamından ne kadar memnun olabilirse ben de o kadar memnunum
0
o odada gordugun kizlari aklindan cikart aman diyim derdim. bazi seylere hic yaklasmamak daha iyi uzulmemek icin.
gerci dur lan, bir sey demezdim. yoksa simdiki isimde de sirketten biri ile denemeye calisirdim, burda kotu giderdi isler. her hata bir tecrube. bir musibet - bin nasihat olayi.
gerci dur lan, bir sey demezdim. yoksa simdiki isimde de sirketten biri ile denemeye calisirdim, burda kotu giderdi isler. her hata bir tecrube. bir musibet - bin nasihat olayi.
0
o günkü halimden 7 ay uzağım. iyi bi şirkette iyi bi maaşa işe başladım. aferim diyorum kendime. başka bi öğüdüm yok.
0
Ilk defa yabanci birinin yaninda ise basladigim ilk gunden beri hic usanmadan hic sikilmadan ve tum ters konusmalarima ragmen hala israrla fikirini beyan eden anneme kulak verirdim.
"Ya her ay bir kucuk altin al kenara koy ya da becerebiliyorsan kooperatif bile olsa eve gir."
"Ya her ay bir kucuk altin al kenara koy ya da becerebiliyorsan kooperatif bile olsa eve gir."
0
ahm1
doktorumun söylediğine göre; ciddi olmayan, küçük bir bel fıtığım varmış. egzersiz yazdı, 3 hareket, günde 3 kere yapacağım. bir haftadır yatağımda yapıyorum egzersizleri ancak şöyle bir sorun var. yatağım kaliteli olmasına rağmen alalı 15 sene oldu. yatınca, ortasında hafif/çok hafif, içe doğru bir
doktorumun söylediğine göre; ciddi olmayan, küçük bir bel fıtığım varmış. egzersiz yazdı, 3 hareket, günde 3 kere yapacağım. bir haftadır yatağımda yapıyorum egzersizleri ancak şöyle bir sorun var. yatağım kaliteli olmasına rağmen alalı 15 sene oldu. yatınca, ortasında hafif/çok hafif, içe doğru bir çökme(?) oluyor.
aklıma bir soru takıldı işte. böyle yumuşamış bir yatakta egzersiz yapmanın faydası olur mu, ne kadar olur? yoksa bir yoga matı vs. alıp yerde mi yapayım?
odada mat atacak yer çok dar olduğu için, yatakta yapmak rahat oluyor benim için (hem de mesela sabah uyandığımda egzersizimi yapıp kalkıyorum) ama yerde yapmak çok daha fazla yarar sağlayacaksa da yerde yapayım tabii.
ne diyorsunuz? bilgili ya da tecrübelimiz var mı bu konuda?
aklıma bir soru takıldı işte. böyle yumuşamış bir yatakta egzersiz yapmanın faydası olur mu, ne kadar olur? yoksa bir yoga matı vs. alıp yerde mi yapayım?
odada mat atacak yer çok dar olduğu için, yatakta yapmak rahat oluyor benim için (hem de mesela sabah uyandığımda egzersizimi yapıp kalkıyorum) ama yerde yapmak çok daha fazla yarar sağlayacaksa da yerde yapayım tabii.
ne diyorsunuz? bilgili ya da tecrübelimiz var mı bu konuda?
0
ne tür hareketler yapıyorsun?
özellikle önerilmediyse normalde yerde yapılır.
özellikle önerilmediyse normalde yerde yapılır.
0
özellikle şurada yap, burada yap demedi.
-
bütün hareketler sırt üstü yatar halde yapılıyor.
1) dizler bükük. eller arkada bel boşluğunda birleşmiş şekilde, kalçaları oynatarak ellere baskı uyguluyorsun.
2) bir diz düz, bir diz bükük. bükük olan dizi kollarının da yardımıyla karnına doğru çekiyorsun. sonra diğer dizi aynı şekilde yapıyorsun.
3) iki bacağını büküp karnına doğru çekiyorsun, aynı anda başını da karnına yaklaştırıyorsun. cenin pozisyonuna benzetebiliriz.
bütün hareketleri 5 saniye yapıyorsun ve 10 tekrar.
-
bütün hareketler sırt üstü yatar halde yapılıyor.
1) dizler bükük. eller arkada bel boşluğunda birleşmiş şekilde, kalçaları oynatarak ellere baskı uyguluyorsun.
2) bir diz düz, bir diz bükük. bükük olan dizi kollarının da yardımıyla karnına doğru çekiyorsun. sonra diğer dizi aynı şekilde yapıyorsun.
3) iki bacağını büküp karnına doğru çekiyorsun, aynı anda başını da karnına yaklaştırıyorsun. cenin pozisyonuna benzetebiliriz.
bütün hareketleri 5 saniye yapıyorsun ve 10 tekrar.
0
özellikle söylememiştir çünkü normalde yatakta yapılmaz egzersizler yerde yapılır.
0
bunlar yerde yapılacak hareketler. diğer türlü fayda görmen zor olur.
işine yarayan cevaplara tik at pls.
işine yarayan cevaplara tik at pls.
0
Yerde yapmalısınız. Annemin de bel fıtığı var benzer hareketler yapıyor. Halıda filan da yapabilirsiniz.
0
duptıs
Bu arkadaslarimin begendigi resimlerin videolarin benim sayfamda cikmasini engelleme sansim var midir?
Bu arkadaslarimin begendigi resimlerin videolarin benim sayfamda cikmasini engelleme sansim var midir?
0
fakyoras
selam,yemeksepeti uzerinde bir yerden yemek siparis ettim. 45dk olunca canli yardimla konustum, yolda dediler ( mekan evime 5dk mesafede). 15 dakika daha bekledim, artik totalde 1 saat olunca canli yardimla konusup iptal ettim siparisi.kuryeye soylememis olacaklar ki geldi(totale 1 saat 15dk sonra),
selam,
yemeksepeti uzerinde bir yerden yemek siparis ettim. 45dk olunca canli yardimla konustum, yolda dediler ( mekan evime 5dk mesafede). 15 dakika daha bekledim, artik totalde 1 saat olunca canli yardimla konusup iptal ettim siparisi.
kuryeye soylememis olacaklar ki geldi(totale 1 saat 15dk sonra), yanlislikla apartmanin kapisini actim :( :( . adam yukari cikti, siparisi iptal ettim, sanirim size haber vermediler dedim. adam "nicin?" dedi ama oyle fena dedi ki icim parcalandi :(. gec geldigi icin iptal ettim dedim ben de.
iptal etmekte hakliyim evet ama yine de kendimi kotu hissettim adam nicin diyince oyle. iki lahmacun bosa gidecek belki de, simdi midemde olabilirlerdi. hakli olsam da kotu bir sey mi yaptim?
yemeksepeti uzerinde bir yerden yemek siparis ettim. 45dk olunca canli yardimla konustum, yolda dediler ( mekan evime 5dk mesafede). 15 dakika daha bekledim, artik totalde 1 saat olunca canli yardimla konusup iptal ettim siparisi.
kuryeye soylememis olacaklar ki geldi(totale 1 saat 15dk sonra), yanlislikla apartmanin kapisini actim :( :( . adam yukari cikti, siparisi iptal ettim, sanirim size haber vermediler dedim. adam "nicin?" dedi ama oyle fena dedi ki icim parcalandi :(. gec geldigi icin iptal ettim dedim ben de.
iptal etmekte hakliyim evet ama yine de kendimi kotu hissettim adam nicin diyince oyle. iki lahmacun bosa gidecek belki de, simdi midemde olabilirlerdi. hakli olsam da kotu bir sey mi yaptim?
0
önemli olan üzüm yemek mi, bağcı dövmek mi? bütün mesele bu. benim için duruma göre değişiyor. sen de bugünlük tercihini böyle yapmışsın. çok takılma.
edit: bu arada konu lahmacun ise, lahmacunun serüveni vereceğim tepkide rol oynardı. yani dükkandan çıkması geç kaldıysa tamam, ama başka siparişler dağıtılırken soğuduysa zaten alınmazdı o.
edit: bu arada konu lahmacun ise, lahmacunun serüveni vereceğim tepkide rol oynardı. yani dükkandan çıkması geç kaldıysa tamam, ama başka siparişler dağıtılırken soğuduysa zaten alınmazdı o.
0
hasmetizm 2046
Sb.
Sb.
0
Sen bundan kullanıyorsun sanırım? Memnun musun? Ben biraz daha yüksek bütçe ayırabilirim @ exlibris
0
www.tchibo.com.tr
kadınsan bilemiyorum, tchibo'nun kadın çorapları hakkında fikrim yok ancak erkek çorapları gayet kaliteli ve fiyatları da uygun.
kadınsan bilemiyorum, tchibo'nun kadın çorapları hakkında fikrim yok ancak erkek çorapları gayet kaliteli ve fiyatları da uygun.
0
naylon olmayan çorap üreten herhangi bir marka.
tchibo ve penti önerilir ama bambu, %100 koton vs olanları. yoksa bunların da naylonlu çorapları var.
tchibo ve penti önerilir ama bambu, %100 koton vs olanları. yoksa bunların da naylonlu çorapları var.
0
%100 degil ama 5-15 araliginda lycra karisimli pamuk coraplari tercih edin.
Iceriginde lycra degil de elastan yaziyorsa o corap daha az kalitelidir. Lycra bi' markadir ve bunu urettiginiz corapta kullanmak icin ekstra ucret odersiniz patent sahibine. Bu da haliyle daha kaliteli urun yapmaniza sebebiyet verir.
%100 pamuk coraplar birkac kullanim sonrasi ayaginizin formunu alacagi icin asinma suresi daha kisadir.
Iceriginde lycra degil de elastan yaziyorsa o corap daha az kalitelidir. Lycra bi' markadir ve bunu urettiginiz corapta kullanmak icin ekstra ucret odersiniz patent sahibine. Bu da haliyle daha kaliteli urun yapmaniza sebebiyet verir.
%100 pamuk coraplar birkac kullanim sonrasi ayaginizin formunu alacagi icin asinma suresi daha kisadir.
0
zinomseker
48*39 üç tane raf yaptırıp onu dolabın içine monte etmesi için usta çağırsam sizce kaç para öderim. yer ankara çankaya.
48*39 üç tane raf yaptırıp onu dolabın içine monte etmesi için usta çağırsam sizce kaç para öderim. yer ankara çankaya.
0
Bauhaus, Koçtaş gibi bir yerden istediğin ölçüde raf kestirip kendin takabilirsin.
Takması için usta çağırırsan 20-30 TL verirsin.
Takması için usta çağırırsan 20-30 TL verirsin.
0
Cakobaya katiliyorum. Raflari sen yaptirirsan kendin bile takabilirsin.sozkonusu markeetlere gidip ne yapmak istedigini soylersen sana yol gosterirler
0
Rafları kestir çivili pim al 6 tane pimleri çak Rafları koy. Sitelerden yazıyorum.
0
megacracker
Ise yariyor mu gercekten?
Ise yariyor mu gercekten?
0
Evet. Annemin saçında stres nedeniyle bozuk para ebadında dökülmeler olmuştu, bu sayede yeniden çıktı saçlar.
0
kaşına süren var, kaş çıkarıyorsa saç da çıkarır diye tahmin ediyorum. bir de sarımsaklı şampuanlar oluyor sanki aynı mantık.
0
ezip zeytinyag ile karistirip yarim saat kadar tutuyorum cok dokulme oldugunda. ciddi fark var.
0
genetik dokulmeye ancak hafif ve gecici yardimlari olabilir.
butce musaitse prp dusunun, yine gecici ama daha uzun vadeli.
butce musaitse prp dusunun, yine gecici ama daha uzun vadeli.
0
annemde de babamda da bölgesel saçkıran oldu. her akşam sarmısak sürdüler düzeldi.
sarmısak sonucu mu düzeldi o kısmını bilemem tabii.
sarmısak sonucu mu düzeldi o kısmını bilemem tabii.
0
min el garaib
selam ahali. olay şöyle: ben çalıştığım ilk kurumda öğretim görevlisi ünvanına sahiptim. yeni kurumumda okutman olarak anılıyorum. yönetmeliklerden birinde "en az iki (üç?) yıl öğretim görevlisi olarak çalışmışsa, yeni kurumunda da öğretim görevlisi olarak anılmaya hak kazanır" gibisinden bir madde
selam ahali. olay şöyle: ben çalıştığım ilk kurumda öğretim görevlisi ünvanına sahiptim. yeni kurumumda okutman olarak anılıyorum. yönetmeliklerden birinde "en az iki (üç?) yıl öğretim görevlisi olarak çalışmışsa, yeni kurumunda da öğretim görevlisi olarak anılmaya hak kazanır" gibisinden bir madde okumuştum. hatta bunu sarıp sarmaladım kullanmak üzere ama lazım olduğunda bilgisayarımda bulamadım.
bütün anahtar kelimeleri girmeme rağmen internette de bulamadım. eğer hafızam bana hiç etmediği bir oyunu oynamıyorsa bu yönetmelik maddesinin bir yerlerde hala duruyor olması lazım. bilen duyan varsa kanun namına, sevabına bir el atıversin.
bütün anahtar kelimeleri girmeme rağmen internette de bulamadım. eğer hafızam bana hiç etmediği bir oyunu oynamıyorsa bu yönetmelik maddesinin bir yerlerde hala duruyor olması lazım. bilen duyan varsa kanun namına, sevabına bir el atıversin.
0
Valla bu dediğini ilk kez duydum. İki kadronun amacı başka, nasıl birinden diğerine döner ki, çok tuhaf geldi. Takipteyim.
0
Bu, kurumun yapısına bağlı biraz da. Gittiğin yerde öğretim görevlisi kadrosu dolu ise ya da şartları ağır ise bir alt kadrmeden alabilirler. Örneğin, bazı üniversitelerde asistanlara kalıcı kadro vermek ya da öğrrtim görevlileri kadrpsumda tutmak in yardımcı doçentlik koşullarını sağlamalarını bekliyorlar. Çünkü yardımcı doçent kadroları dolu ve zaten az olan kadroya bu şetları almayan insanları vermek istemiyorlar. Dolayısıyla öğretim görevliliği ya da Ar Gör Dr'lik bir sıra bekleme kadrosu halini alıyor. Tek dava açılma koşulu da alt kadronun üst kadrodan daha fazla şart istemesi. Örneğin, öğretim görevliliği için yardımcı doçentlik şartlarının sağlanması + 1 makale derse o zamam dava açıkabiliyor. Bu tamamen üniversitenin alım koşullarına ve kadro doluluğuna bağlı. Yine de Özlük İşleri ile görüşebilirsin.
0
tabudeviren
günlük tutuyor musunuz?günlük tutuyorsanız günlüğüğünüzü,- yazılı olarak, ajanda vb.. bir şeye mi?- dijital olarak, kendi bilgisayarınızda muhafaza edebileceğiniz bir formatta mı? (doc, pdf, txt veya bir başkası)- dijital olarak, internette mi tutuyorsunuz?eğer tutuyosanız, bunlardan farklı olsa bil
günlük tutuyor musunuz?
günlük tutuyorsanız günlüğüğünüzü,
- yazılı olarak, ajanda vb.. bir şeye mi?
- dijital olarak, kendi bilgisayarınızda muhafaza edebileceğiniz bir formatta mı? (doc, pdf, txt veya bir başkası)
- dijital olarak, internette mi tutuyorsunuz?
eğer tutuyosanız, bunlardan farklı olsa bile, hangi şekilde tuttuğunuzu da yazarsanız sevinirim.
günlük tutuyorsanız günlüğüğünüzü,
- yazılı olarak, ajanda vb.. bir şeye mi?
- dijital olarak, kendi bilgisayarınızda muhafaza edebileceğiniz bir formatta mı? (doc, pdf, txt veya bir başkası)
- dijital olarak, internette mi tutuyorsunuz?
eğer tutuyosanız, bunlardan farklı olsa bile, hangi şekilde tuttuğunuzu da yazarsanız sevinirim.
0
her sene tutmak için normal not defteri tarzında, ajanda gibi defter almışımdır, her sene de yazmayı bırakmışımdır.
0
No, never!
Bu işi yıllardır azimle sürdüren bi arkadaşım, şifreli word dosyasına yazıyor.
Bu işi yıllardır azimle sürdüren bi arkadaşım, şifreli word dosyasına yazıyor.
0
dedim ben sana
Isyerinde skechers giyiyorum. Sag ayagimda topuk dikeni var o yuzden ne fazla ayakta durabiliyorum ne de spor ayakkabisi disinda baska bir ayakkabiyla rahat edebiliyorum. Gelin gorun ki bazen resmi giyinmemiz gerekiyor ve resmi kiyafetlerin altina giyecek klasik bir ayakkabim yok benim. Tabani rahat
Isyerinde skechers giyiyorum. Sag ayagimda topuk dikeni var o yuzden ne fazla ayakta durabiliyorum ne de spor ayakkabisi disinda baska bir ayakkabiyla rahat edebiliyorum. Gelin gorun ki bazen resmi giyinmemiz gerekiyor ve resmi kiyafetlerin altina giyecek klasik bir ayakkabim yok benim. Tabani rahat, gorunusu babanne ayakkabi tarzinda olmayan, siyah normal bi ayakkabi ariyorum. Magazalarda hep babet var ya da yururken tabanlarimi rahatsiz eden ayakkabilar mevcut. Neyse cok uzattim sadede geliyorum.
Sizin klasik ayakkabi tercihiniz nerelerden oluyor, nerelere bakayim da rahat edecegim bir ayakkabi bulayim kendime.
Sizin klasik ayakkabi tercihiniz nerelerden oluyor, nerelere bakayim da rahat edecegim bir ayakkabi bulayim kendime.
0
Ben resmi giyinmem gerektiğinde bir numara büyük arkası kapalı topuklu ayakkabı alıyorum içine de topuk dikeni silikonu yerleştiriyorum idare ediyor öyle. Ben de ayakkabı arayışındayım ama babaanne ayakkabıları dışında rahat bulamadım.
0
Ben indirimde h&m'in şu iki ayakkabısıni almıştım, az topuklu ve çok ucuz diye.
Giydiğim en rahat topukludur muhtemelen.
lp2.hm.com
lp2.hm.com
Ama topuk dikeni için tabana bir silikon vs gerekir sanirim jazzabel'in dediği gibi.
Giydiğim en rahat topukludur muhtemelen.
lp2.hm.com
lp2.hm.com
Ama topuk dikeni için tabana bir silikon vs gerekir sanirim jazzabel'in dediği gibi.
0
Kemal Tanca
İnci
Giydiğim en rahat ayakkabılar(spor ayakkabılarımdan sonra) buradan aldıklarım olmuştur.
Dışarıdan şık görünüyor ama tabanları çok rahat.
İnci
Giydiğim en rahat ayakkabılar(spor ayakkabılarımdan sonra) buradan aldıklarım olmuştur.
Dışarıdan şık görünüyor ama tabanları çok rahat.
0
Senle benzer durumdayım. Clarks'ın deri, ruganlı falan bi ayakkabısı var bende. Tabanı Colombia yürüyüş ayakkabılarım kadar rahat.
0
greatviolinist
Bir sırt canası ve bir takım elbise olacak yanımda. Bagaja vermesem yanıma alsam olur mu? 8 kg yi gecmezSıkıntı çıkarmazlar değil mi
Bir sırt canası ve bir takım elbise olacak yanımda. Bagaja vermesem yanıma alsam olur mu? 8 kg yi gecmez
Sıkıntı çıkarmazlar değil mi
Sıkıntı çıkarmazlar değil mi
0
kfk
Albüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Aranızda hala metal dinleyen vardır herhalde? Kesin o dinleyenlerden biri "Korn metal mi?" diyerek fitili ateşleyecek ama risk almayı tercih ediyorum :)
Albüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Aranızda hala metal dinleyen vardır herhalde?
Kesin o dinleyenlerden biri "Korn metal mi?" diyerek fitili ateşleyecek ama risk almayı tercih ediyorum :)
Kesin o dinleyenlerden biri "Korn metal mi?" diyerek fitili ateşleyecek ama risk almayı tercih ediyorum :)
0
sorunun ilk satırını görerek geldim. yazacağımı 2. cümlede yazmışsın zaten. alaandan bul! :F
0
Korn yeni albüm mü çıkardı. Anaa. En son lisede dinliyodum coming undone da kaldım ben. Bi dinleyeyim bari sonrasında yorum yaparım:D
Ayrıca tabii ki metal, ne sandıydınız.
Ayrıca tabii ki metal, ne sandıydınız.
0
@peggy
coming undone varken ben de lisedeydim, düşündüm de.
başlayacaksın madem the paradigm shift'i de dinle. gerisine bulaşma :)
coming undone varken ben de lisedeydim, düşündüm de.
başlayacaksın madem the paradigm shift'i de dinle. gerisine bulaşma :)
0
sizin içiniz ölmüş be!
günlerdir kesintisiz bu albümü dinliyorum. evde, yolda, iş yerinde, her yerde. albüm çok ama çok hoşuma gitti. sertliği bu kadar abartılı kullanmaları, buna rağmen şarkıların hepsinde tüm eski korn albümlerine selam çakan partisyonlar olması, sözler.. when you're not there biraz garip bi şarkı. onun dışında hepsi birbirinden güzel.
şu coşkuyu yaşayan başkası yok mu ya:( belden kırılmalı headbang yapmalar falan?
günlerdir kesintisiz bu albümü dinliyorum. evde, yolda, iş yerinde, her yerde. albüm çok ama çok hoşuma gitti. sertliği bu kadar abartılı kullanmaları, buna rağmen şarkıların hepsinde tüm eski korn albümlerine selam çakan partisyonlar olması, sözler.. when you're not there biraz garip bi şarkı. onun dışında hepsi birbirinden güzel.
şu coşkuyu yaşayan başkası yok mu ya:( belden kırılmalı headbang yapmalar falan?
0
ilk 26 saniyeden direk söyleyebilrim ki direk korn olmuş, guzel olmuş ben beğendim gerisinide, korn album çıkarmış çok yaşlı hissettim bir an ya :/
0
Durup dururken baya merak ettim ben bu albümü. Açtım şimdi dinliyorum, ilk şarkının introsunda yazıyorum bu cevabı. Özel bir ilgim de yoktur aslında korn'a niye böyle oldu anlamadım. Neyse bakalım nasılmış.
edit: KORN METAL Mİ ¿?¿?
edit 2: açmayın vasat.
edit: KORN METAL Mİ ¿?¿?
edit 2: açmayın vasat.
0
tr.wikipedia.org
:D korn en başından beri bi yaranamadı bu trashcilere zaten:p
@kfk, dediğin albümü dinlemişim önceden, şimdi tekrar dinleyince hatırladım. son albüme başladım şimdi. iyi gidiyor. adamlar tarzlarını bozmamışlar hiç helal yav. bana bu yaşta korn dinleteceğisiniz:p
eski bir grungecı olarak grunge dışı tek dinlediğim bu adamlardı, bir de deftones. hey gidi günler.
:D korn en başından beri bi yaranamadı bu trashcilere zaten:p
@kfk, dediğin albümü dinlemişim önceden, şimdi tekrar dinleyince hatırladım. son albüme başladım şimdi. iyi gidiyor. adamlar tarzlarını bozmamışlar hiç helal yav. bana bu yaşta korn dinleteceğisiniz:p
eski bir grungecı olarak grunge dışı tek dinlediğim bu adamlardı, bir de deftones. hey gidi günler.
0
@peggy'e katılıyorum. hiç bozmadı adamlar. bu albümde gayet iyi. deftones ek olarak RATM'de halen hatıralarımızda.
0
@teknikekip
deftones son albümde çok başka kafalara gitti. zaten stephen carpenter albüm hiç içime sinmedi ama yapacak bir şey yok tarzı açıklamalar yapmıştı. deftones hayatımızın gruplarından ama son albümle üzdüler bence.
bir de genel konuşacağım ama şu metal türlerine özellikle nu-metal'e karşı tutucu tavır takınanlar, o dönem geçmedi mi abicim ya:) o ilk korn, limp bizkit falan çıktığı zamanlardı, "bu ne lan totoş metal" falan diyip gülünüp eğleniliyordu da artık herkes kendine bir yer edindi. adamlar one hit wonder gibi dalgaya alındı ama hepsi baya dünya çapında gruplara dönüştüler. yani biraz gevşesek mi diyorum ha? :)
deftones son albümde çok başka kafalara gitti. zaten stephen carpenter albüm hiç içime sinmedi ama yapacak bir şey yok tarzı açıklamalar yapmıştı. deftones hayatımızın gruplarından ama son albümle üzdüler bence.
bir de genel konuşacağım ama şu metal türlerine özellikle nu-metal'e karşı tutucu tavır takınanlar, o dönem geçmedi mi abicim ya:) o ilk korn, limp bizkit falan çıktığı zamanlardı, "bu ne lan totoş metal" falan diyip gülünüp eğleniliyordu da artık herkes kendine bir yer edindi. adamlar one hit wonder gibi dalgaya alındı ama hepsi baya dünya çapında gruplara dönüştüler. yani biraz gevşesek mi diyorum ha? :)
0
33 yaşındayım, bileğimde bu adamların grup adı dövmesi var. Son albümü dinledikten sonra için daha bi rahat etti.
Deftones'a bir şey diyemem çünkü dinlemedim.
Deftones'a bir şey diyemem çünkü dinlemedim.
0
gijilti
Eğitimde saptadığım bir olay var: Öğretmenler yorum sorularını değerlendirememekten korktukları için açık uçlu soru, yorum sorusu sormuyorlar. Boşluk doldurma, doğru-yanlış, eşleştirme, çok seçmeli gibi yöntemlerle sınavları geçiştiriyorlar. Tabii daha çok işlerine geldikleri için böyle yapıyorlar.
Eğitimde saptadığım bir olay var: Öğretmenler yorum sorularını değerlendirememekten korktukları için açık uçlu soru, yorum sorusu sormuyorlar. Boşluk doldurma, doğru-yanlış, eşleştirme, çok seçmeli gibi yöntemlerle sınavları geçiştiriyorlar. Tabii daha çok işlerine geldikleri için böyle yapıyorlar. Sınavları şipşak okuyorlar. Yaratıcı düşünmenin önündeki engellerden biri bu. Bunu aşmak adına araştırıyorum.
Yorum sorusu nasıl ölçülüp değerlendirilmeli? Hem öğrencinin hakkını teslim edecek şekilde hem de hızlıca okuyabilecek şekilde. Bu konuda bilgi, görüş belirtip bildiğiniz kaynaklar varsa link verirseniz sevinirim.
Mesela bir şiir verdik ve yorumla dedik. 10 puan. Her yazılan farklı uzunlukta ve içerikte olacak. Bunları nasıl değerlendireceğiz?
Yorum sorusu nasıl ölçülüp değerlendirilmeli? Hem öğrencinin hakkını teslim edecek şekilde hem de hızlıca okuyabilecek şekilde. Bu konuda bilgi, görüş belirtip bildiğiniz kaynaklar varsa link verirseniz sevinirim.
Mesela bir şiir verdik ve yorumla dedik. 10 puan. Her yazılan farklı uzunlukta ve içerikte olacak. Bunları nasıl değerlendireceğiz?
0
ben yorum sorusu sorduğumda öğrenciler yazmaya üşenip boş bırakıyorlar. mesela "güncel çevre sorunlarına 5 örnek verin, size yetki verilseydi bu sorunların önlenmesi için neler yapardınız" gibi bi soru soruyorum üstünde minimal de olsa kafa yorulası bir şey olsun diye, derste de beş bin saat konuşmuşuz üstünde. ya boş bırakıyorlar ya da bir şey yapmazdım falan yazıyorlar. ben sınav kağıdı okurken deliriyorum sonra insan hiç olmadı ormanları korurdum falan yazar diye.
ben genelde bunun gibi sorup soruyu 5 puan bilgi, 5 puan yorum kısmı diye ayırıyorum. yorum kısmındaki 5 puanı eli yüzü düzgün bir şey yazana veriyorum, uyduruk da olsa bir emek sarfedene 2-3 puan veriyorum. bir şey yapmazdım yazana da bir şey veremiyorum.
gerçekten değerlendirme kısmı spesifik bir sınırlandırma getirilmediğinde zor oluyor, sözel derslerde daha da zordur herhalde.
ben genelde bunun gibi sorup soruyu 5 puan bilgi, 5 puan yorum kısmı diye ayırıyorum. yorum kısmındaki 5 puanı eli yüzü düzgün bir şey yazana veriyorum, uyduruk da olsa bir emek sarfedene 2-3 puan veriyorum. bir şey yapmazdım yazana da bir şey veremiyorum.
gerçekten değerlendirme kısmı spesifik bir sınırlandırma getirilmediğinde zor oluyor, sözel derslerde daha da zordur herhalde.
0
sorunun ilk kısmına yanıt vereyim. yorumu değerlendirmekten korkmaktan değil o. zor olan yorumlu cevapları okumanın çok vakit alması. bu tespitin daha doğru. yorum sorusunun cevabı kriterlere oturtularak rahatlıkla puanlanabilir. mimarlık-mühendislik fakültelerinde tonlarca proje dersi var. onlar notlandırılabiliyorken gerisi hikaye.
0
