Webtapu'dan görebilirsiniz

distribütör garantili - www.hepsiburada.com

4 alma, 5 çıkacak yakında. Fiyatları yarı yarıya düşüyor.

www.incehesap.com

4 al geç 5i aramazsın. nfc haricinde bir yenilik gelmeyecek bence. aleti de istediğin yerden al. nereden ucuz bulursan. bozulan, bozulacak bişey de değil kolay kolay. genelde trendyolda uygun oluyor.

Neyi beyan etmeyeceğinizi tam anlamadım. Evin değerine göre vergi miktarı değişir. Evin tapudaki değerini bilmediğiniz için biraz sürpriz olacak ama 3 4 bin lirayı geçmez. Bu parayı vermeme ihtimaliniz yok.

şimdi evi aldıktan sonra, belediyeye gidip şu evi satın aldım diye mal beyanında bulunuyoruz ya. işte o beyanı yapmasak. cezası nedir diye sormuştum da.

tapu giderini ödememe gibi bir durum olmaıyor zaten :) gönül isterdi ki onu da bi' kılıfa sokabileyim. olmuyor :Pp
evin değerinin kaçta kaçı oluyor bu tapu masrafı ? geçtiğimiz zamanlarda bankadan almıştım ama ne kadar olduğunu anımsamıyorum da asla 3-4k yoktu. çok üzülürüm o kadar yüksek çıkarsa.

yakın zamanda değişmediyse tapu harcı %1,5. belediyeye emlak vergisi için beyanda bulunmaktan bahsediyorsunuz sanırım. onun cezasını bilmiyorum.

Sattığım bir evde alıcı beyan yapmamış, ben de sattım diye üzerimden düşürmedim. 2 yıllık vergiyi görünce gittim belediyeye, eski tapu ve yeni tapu fotokopilerini gösterdim. Alıcının beyanını yapıp borcu ona aktarmışlardı ve gecikme faizi dışında bir şey eklenmedi.

Af gelmez + gerlye dönük faiz çalıştırırlar.

Emlak vergisi aman aman bir tutar değil, belediyeye göre değişiyor bedelleri.

Beyan verezsen eninde sonunda bir yerde karşına çıkacak, geçmiş yılları ve faizleri ödersin.

Ölene kadar ödemeyeceğim desen ve ödemesen de varislerin ödeyecek.

Belediyelerin usulsuzluk cezalari cok acimasizdir. 30 liralik borca 170 lira ceza odemistim.

Kemancı mı?

cambaz?

peyote?

2000li yıllarda taksim'de popüler hemen her mekan bu şekilde değil miydi zaten ya :)

ilk aklıma gelen cambaz'dı, söylenmiş zaten. siz sanat'ı mı diyorsunuz?

Andon Sıraselviler

uçanev? orda düzenlenmişti 2 zirve.

Fermuarlı bot ne kadar su geçirmeyebilir bilmiyorum...

Parayı nasıl aldıysanız öyle verin.

@malheiros para almadım, ev aldık onun kalan borcu.

@drystedb banka yoluyla ödeme yapın.

Karşı taraf senedi tahsile koymadıysa tefeci olabilir. Ama ödemeyi yapınca senedi alacaksanız sorun yok.

elden verme, bir sey olursa sen zor durumda kalirsin ileride; bankadan yatir ve aciklamaya da .... su parseldeki evin ... tarihli senet odemesi yaz garantiye al

Dükkan kiralarını m2 üzerinden değerlendirmelisin.

Ankara için konuşuyorum: Sanayide depolama, atölye vb. yerlerin kiraları 10-15TL/m2
Merkezde dükkan, banka şubesi vb. yerler 40-70TL/m2 konumuna ve otopark vb. artılarına göre değişiyor.

Sadece tahmin yürütüyorum 500bin liralık depo en fazla 2bin, dükkan ise 4bin gibi getirir...

240 aylık kira bedeli üst sınır olmalı, çok özel yerlerde 300 aya kadar çıkılabilir.

Vay be, eskiden evler için 120 ay işyerleri için 180 ay denilirdi.

Dükkanda m2 hesabı olduğu doğru ancak evde de m2 hesabı ile yola çıkarız. Zaten maliyet/kar oranımızı öyle belirliyoruz. Tek fark dükkanda sonradan bölme yöntemi daha sık kullanıldğı için konutta bu sistemi kullanan çok az yapı var. Ama ne olursa olsun bence;

Dükkan için 240 ay demek sıkıntı demek. konut değil ki bu bi' evim olsun mantığında hareket etsin insanlar.

dükkan ''ticaret'' için alınan/işletilen birşey olduğundan; ederi/kira geliri oldukça düşük olmalı. Zaten sırf bu yüzden biz bi' yaşam merkezi yaptığımızda dükkanları satmaz kiraya veririz. çünkü dükkan aynı konumdaki konuta göre kira geliri oldukça yüksek bir yapıdır. o yüzden 240 ay bana şaka bi' sayı olarak geldi, tabi eğer orası sonradan rant'a uğramayacaksa.Ankaranın çukurambar örneği gibi olacaksa zamanında böbreği satıp alınabilirdi.

ben en son dükkanda 120 ayı geçerse almayın diyenlerden tarafım.

Şayet işyeri özel bir konumdaysa o zaman işyeri kirası evden daha iyidir.
Örnek veriyorum, hastane karşısındaki dükkanlar, turizm bölgesinde plaja yakın yerler, üniversitenin karşısındaki işyerleri.
Bunun dışında istanbul'da 250 aylık kira getirisi olan her yer bence normal.
250'den düşük yani 200 aylık bir çarpan bulursanız hiç kaçırmayın.
John 99 depremi öncesi evet 120 aydı, şimdi neden böyle oldu düşünmek gerek.

Bence bundaki temel neden evler çok pahalandı, residence vb yerlerden dolayı, böylece insanlar ev almak yerine kiraya çıkmayı daha mantıklı buldu, gençlerine ev alıp ömür tüketmek istememesi, ev alacak parayı bırak iş bulamamaları, ev alma yaşının ötelenmesi v.b v.b.

@mete kudur, cidden öğrenmek için soruyorum, 120 ay olan işyeri nerede var?

:) liberal sorunda samimi olduğunu zannetmiyorum. sektöre de pek yakın olduğun kanaatinde de değilim o yüzden haklı olabilir mi acaba diye bu kadar boşlukta bile uğraşıp bakasım gelmedi hiç. Ama(düşünüyorum) bizim burada bile 6k kira istenen dükkanı 550k ya alabiliyorsan sanayi bölgelerinde ya da sahibinden.com da bunun örnekleri daha fazladır diye tahmin ediyorum. Senin yürüttüğün mantık tutarlı olsaydı eğer müteahhitler dükkanları değil daireleri ellerinde tutarlardı.

dükkanı geçtim konut için bile 200 aylık kira çarpanı olan çok sayıda yapımında çalıştığım konut var. ben 200 kira çarpanını konutta normal bulabilirim ama ''bile''(konutta bile) avantajlı(kaçırılmayacak bir fırsat) bulmam. Paranız varsa eğer topraktan alacağınız güzel bir proje 200 kiraya kendisini toparlayacaktır ve bu da öyle kaçırılmayacak avantaj değildir.

Benim bildigim dukkan kira carpani evden dusuk olur.

Aylık 1 tl'ye reklamsız oluyor

reklam engelleyici tarayıcılar var (benim şu an kullandığım uc browser) ben onlarla kullnıyorum sözlüğü. reklam olduğunu bile unutmuşum :)

Siz ziyarete gelecek aileye biraz sinirlenmişsiniz ve çok haksız da değilsiniz. Evde 3. bi kişi var + aile gelecek falan, zor yani. Ama gelsinler, nasıl insanlardır bilemiyoruz, biraz şenlik falan olur belki ve siniriniz kendiliğinden geçer.

Belki de geçmez...

Bu olay ozelinde diyecek bir seyim yok, asiri kontrol durumu ve ofke icin kesinlikle psikoterapi.

sinirlenmen çok normal değil mi ya ben okurken sinirlendim :/

Alkol oranı düşüktür...

Aynı şeyi ben de yaşıyorum. Kullanılan alkol daha iyi olabilir

Diş etlerinde veya midesinde bir sorun olabilir. Açlıktan da kötü bir ağızkokusu oluyor.Yeni işe başlama stresi yapıyorsa anksiyeteden bile olabilir.

diş taşı, bağdemcik, diş çürüğü

Yanlış anlar, üzülür diye yüzüne de diyemiyorsun sanırım. Alışınca sabahları Listerin kullanmadan evden çıkmadığından, nefesini çok iyi açtığından, güne enerjik başlattığından, ferah tutmasından falan bahset. Ben baya övüyorum. Sigara nargile, puro falan onlar da koku yapıyordur. Kuvvetle muhtemel çürük tabi.

Belki açtır doyurun.

Herhangi bir rahatsızlığı olmasa bile, dişlerinde kaplama olanlarda da sık görülen bir olay...

sakız ikram et

Reklam işinde iyi para var diyorlar

(bkz: hiit)

koşu iyidir, fakat fazla kilon varsa pat diye koşmaya başlama. zaten uzun süre koşamazsın ama bunun yerine tempolu yürüyüş, yokuş yukarı falan ile başla. kilo verip quadların biraz gelişince koşma işine gir. dizlerin çok önemli, küçük diz bir sakatlığının tamamen iyileşmesi en iyi ihtimalle 2 ay...

Başlarda mıy mıy gelen egzersiz öncesi ve sonrası ısınma, soğuma, statik, dinamik esneme hareketlerini iyi öğren. 4 aydır sakatlanan bileğim spor yaptırmıyor.

saydıklarının arasında maksimum kası aynı anda çalıştıran serbest stil yüzmeye yakın bir hareket sergiletip çok sayıda kası çalıştırması sebebiyle eliptik bisiklet + hiit ile maksimum yağ yakımını sağlarsın.

yine saydıklarının arasında sakatlık olarak en düşük ihtimal eliptikte.

videodaki saniyeleri kendine göre kısaltıp, zamanla videoyu karşına alıp yetişmeye çalışabilirsin.

www.youtube.com

Fikir yürütüyorum: Eğer site/apartman yönetimi toplantısında altyapı sorunlarından bahsedilmiş, düzeltilmesi için oy çokluğu ile karar alınmış, para da toplanmış, fakat buna rağmen yaptırılmamış ve üzerinden zaman geçmiş ise hakkınız olabilir. Bunun için de mesela altyapı hatlarında projelendirme veya uygulama hataları vardır ve tamamen düzeltişmesi gerekiyordur, o işleri yaptırmamıştır yönetim. Diğer türlü geçici tıkanıklık vb. şeyler için yönetim pek bir şey yapamaz diye düşünüyorum.

Kat mülkiyeti kanununda çatıda veya kanalalizasyonda vs ortak alanlarda olan tüm hasar ve tamiratlar ortak ödenir.

Yani çatıda bir problem varsa diğer daireler ben karışmam diyemez, sizin gibi de giriş katta bir problem olsa diğer daireler ben karışmam diyemez.

Sigortanız olsaydı kolayca hal olurdu bu işler, ama sigortanız yoksa tek tek tüm giderleri faturalandırıp yönetimden talep etmeniz ya da siz bir şey yapmadan işi yönetimin çözmesini istemeniz gerekli.

Ama dava etmeden sonuç almanız çok zor, gerekli belgeleri toplayın gerekirse dava edersiniz.

Bu arada daire 1 aydır boş. Kiracı çıkmıştı. Bu detay işime yarar mı sizce?

Bizim sitede kapıcılar bodrumda oturuyor.bir ara ankarada yüksek şiddetle yağmur yağdığında bel seviyesinde su bastı. Tüm masrafları site yönetimi karşıladı. Sizin site nasıldır bilemiyorum ama yönetimle bir konuşun.

Ben Ankamall Koçtaş'tan 2.500TL'lik bir şey almıştım. Gayet memnunum. Bugün tekrar çelik kapı işim olsa yine ilk oraya giderim.

hangi markaydi hatirliyor musun ?

şimdi hatırlamıyorum da, yarın ancak kapıya bakıp söylerim. üzerinde etiket var...

Norveç somonundan daha yağsız ve bence (somona göre) daha lezzetsiz bir balık. Somon niyeti ile alma, genel balık işte diye alacaksan al. Dondurulmuşunu hiç almadık, hep tazesinden aldık. Sanırım filetoya uygun olduğu için de fileto yapıyorladı.

Valla aga açık olmak gerekirse çok fark olacağını düşünmüyorum. Norveç somonu bizden bir tık daha iyi olabilir. Tuna nehriyle bütün avrupa'nın boku püsürüğü karadenize dökülüyor bu da bir gerçek. Ama karedenizli bir insan olarak yenir bence diyorum. 5 tıklık fark olacağını düşünmüyorum. Norveç somonu daha yağlıdır. Balığın yağlı olması için soğuk suda olması gerekir. Her neyse ye becne.

datnet'e katılmıyorum valla. doğudayım bir süredir, buralarda epey karadeniz somonu var. daha önceden yediğim norveç somonlarından epey farklı, daha az yağlı ve lezzeti zayıf. somondan çok alabalığa benziyor. tek avantajı fiyat olabilir norveç somonu karşısında.

karadeniz somon alabaligin irisidir. norvec somonu ile tadi benzemiyor. yenir mi? ben 1-2 yedim alabalik niyetine yiyebilirsiniz. balik mevsimi zaten taze balik tuketin.

Karadeniz somonu = alabalık.

karadeniz somonu diye satılan cins kart alabalıktır ayrı bir soy değil.

hiç simit satmayı denedin mi?

Onlar simit satmayı düşünüyordur da, işveren bu bizle kaç gun simit satabilir ki, sonuçta üniversite mezunu, yarın bir gün bırakır gider, istediğimiz gibi de ezemeyiz diyip işe almıyordur.


Memurlar.net sayfasında isyan eden kişileri görebilirsiniz. İyi puan alıyorsunuz mülakatta eleniyorsunuz. Özele gidiyorsun "sen bizi bırakıp gidersin" diyorlar.

İnsanlar çaresiz kaldığı için intihar ediyor. Ben hiç kimsenin masa başı iş olmadığı için intihar ettiğini düşünmüyorum.

Ve evet, yardım eden kimse yok. Aç olan kişilerin sayısı oldukça fazla.

İntihar etmek için sadece aç olmak gerekmiyor. Aslında kimse kolay kolay açlıktan intihar etmez zaten, bazı şeyleri gururuna yediremediği için eder. Yoksa git sokakta bir lira iste milletten karnını doyurursun yine yada lokantaları gez karnım aç param yok de illa ki yemek verir sana birileri. Hayattan beklentisi kalmamıştır, bugüne kadar istediği hiçbir şey olmamıştır, toplum baskısından yılmıştır, aile baskısından yılmıştır, arkadaşı kalmamıştır vs. bin tane ana sebep var aslında. İşsizlik bataklığına girdiğinde bunların birçoğu default olarak geliyor zaten. her gün babandan 20-30 lira harçlık beklemek koyar insana bir süre sonra. Arkadaşların bir yere gider paran olmadığı için gidemezsin, gitmek istesen bile giyecek doğru düzgün kıyafetin olmayabilir, gururuna dokunduğu için türlü türlü bahaneler uydurursun, bir süre sonra ister istemez asosyal olursun, ondan sonra da intihar fikri kafanda ciddi yer etmeye başlar.

@rents sokakta kağıt dağıttım.Simitte satarım.

@geçergünugradım ve @mesa sanırım haklısınız ama intihar sırf iş bulamıyorum diye olmamalı .İnsanı iş bulamamak girişimci yapmalı !

bir işsiz olarak söyleyebilirim ki etmiyor. işsiz gençleri anlayamıyorum bende. ama 30+ işsizlik ağır geliyor insana. kimseden para isteyemiyorsun birde insanın gururu kırılıyor yani. ama 30 yaş altı hele 22 23 yaşında gencecik çocukların yapabileceği bir sürü iş var. bir çoğu üniversite mezunu olduğu için "iş" 'i kendine yakıştıramadığı için çalışmayıp bunalıma giriyor. tanıdığım bir sürü minibüs şöförü seyyar satıcı vb var üniversite mezunu. biraz onur kırıcı olsa da hayatın gerçeği çalışıp para kazanmak. ama gençler biraz şey... şey işte... yani bir sürü bar günlük 100 150 liraya işçi arıyor, tanıdığım 2 bar sahibi çalışacak adam bulamıyor her hafta birini işe alıyorlar, önümüzdeki hafta "bu iş zor" diyerek insanlar işten çıkıyor. sebebi de kendilerinin üniversite mezunu olması diyor arkadaşım. ama türkiyede ciddi manada açlık var. bunu tartışmak yersiz olur. ülkede çalışsan bile açsın şu an. asgari ücret açlık sınırının "biraz" üstünde, yoksulluk sınırının ise epey altında. dolayısıyla büyük bir kesim aç, ama genel olarak çok büyük bir kesim yoksul diyebiliriz.

işsiz insan nasıl girişimci olsun peki? örnek verin mesela. cebinde para yok girişimci olacaksın?

kuzenim ankara antlaşmasıyla ingiltereye gitti. tüm birikimi gitti. ailesi de üç evini sattı.

O zaman genç işsiz %25'in tamamı çıksın simit satsın, pazarda limon satsın, kağıt toplasın. Hatta bunların büyük bir bölümü de 4 yıl okumuş olsun. Okumamış kitle de siyasi bağlantıları ile bağladıkları işlerle altlarına Range çeksinler. Böyle mantık olur mu yav? Aynen islam devriminden sonraki İran ve Amerikan işgalinden sonraki Irak'taki gibi senaryolar. Kasım Süleymani inşaat işçisiyken komutan yapılmış. Irak'ta tanıştığım işadamı vardı, mütahhitlik yapıyordu, Saddam döneminde bakkal işletiyormuş, sonra koskoca mütahhit yapmışlar adamı. Hocam işte bu ziniyet gençleri intihara demesek bile karamsarlığa sürüklüyor. Devletin görevi elbette her gence iş bulmak, her açı doyurmak değildir; fakat piyasayı canlandırıcı ve her bireyin kendi ayakların üzerinde durabilceği ortamı desteklemektir. Bizim iç politika ayrı, dış politika ayrı... Aha Suriye bitecek mi diye düşünürken Libya başladı. Böyle yönetilmez...

Hocam şimdi dünyada bin bir çeşit insan var. Milyon tane farklı karakterde insan var, milyon tane farklı yaşanmışlığı olan insan var. "Bak ben simit sattım bla bla yaptım herkes yapsın" diye bir genelleme yapamazsın. Kahve muhabbeti olur yani bu. İnsan psikolojisi bu kadar basit bir şey değil.

sokakta simit falan satamazsın.
çorap bile satamazsın.
bir sefer kadıköy de midye satan bir çocugu 15-20 kişinin dövdügünu gördum. iki uc kişi olsa ayırırsın bu oyle degil bildigin çete gibiler. tezgahı kafasına vura vura kırdılar.

İnsan psikolojisi bu kadar basit bir şey değil.

nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama dünyanın birçok ülkesinde açlık var.

olayın belediyenin yardım edip etmemesiyle alakası yok. bu soru için bir uzmanın cevap vermesi gerekir. bunlar da, ekonomist, toplumbilimci, ruh bilimci ve ruh doktoru.

olay gerçekten simitlik bir durum değil çünkü. bireysel bir ihtihar ancak uzmanlar bunu farklı ve gerçekçi boyuttan açıklar. burda da o yok.

Olaya sadece sokakta bir şey satmak yönünden girip gideceğim. Her köşe tutulmuş siz tek başınıza bir şey yapmak isteseniz dayak, tehdit vs ile yaptırmıyorlar . Sandığınız kadar kolay değil.

aynen damla sakızlının dediği gibi geçen tvde zabıta simitçinin simitlerini götürdü. adam 750 liram gitti diyordu.

bir de çiftçilere destek vereceğiz dediler. tarım kredisi desteği verenler 50 bini 150 bin olarak ödüyormuş.bunun linkini bulamadım. fox haberde izlemiştim 2 gün önce.

Sokakta mafya ve çeteler var kolay değil o işler. Anında tepene çökerler senin.

Simitçi çok acil işim çıktı, tezgaha bakar mısın desin sana yalvara yakara. Sen de kabul etmiş ol, o 10 dakika sana 10 yıl gibi gelir, tanıdık biri görse rezil olucam düşüncesiyle kurdeşen dökersin

sen nerede yaşıyorsun l.a'da falan mı?

İnsanlar durumlarının düzelme imkanı olmadığını düşündükleri için hayatlarına son veriyorlar.

Ayrıca, sanki simit satmak çok kolaymış gibi yazmışsınız. Küçük girişimcinin Türkiye'de devlete veya devletin gayriresmi aygıtlarına (mafya vb.) haraç vermeden serbestçe iş yapması mümkün değil. Simit ve limon satmayı geçtim dilenemezsiniz bile. En iyi ihtimalle vergi gelirinin dörtte üçü dolaylı vergilerden sağlanmıyormuş, kimse vergi kaçırmıyormuş gibi tepenize çöküp "sen devletine nasıl vergi ödemezsin" diye tepene çökerler.

İşsizlikten fırsat yaratıp girişimci olmak için mülkiyet haklarına saygılı bir hukuk devletinde yaşamak lazım.

@angina instagramdan satış yap,büyük şehirde iş ara hayat güzel !

insanlar onca sene dirsek çürüttükten sonra günde 10 saat karın tokluğuna çalışmak istemiyorlar, hele ki diğer insanların nasıl yaşadığını çok daha rahat bir şekilde görebildikleri böyle bir devirde. bunun adı da "şımarıklık" oluyor, "nankörlük" oluyor. bu zihniyetteki adamların yatacak yeri yok. yattığı yerden para kazanmak isteyen birinin intihar ettiğini zaten görmezsiniz. o fakir diye beğenmediğiniz, iş beğenmediğini söylediğiniz insanların çoğu türlü türlü aşağılamalara, terbiyesizliğe maruz kalarak sırf karnını doyurabilmek için türlü türlü işte çalışıyor genelde. onca sene eğitim aldıktan, belli bir alanda kendilerini geliştirdikten sonra insanca simit satabilmekten fazlasını yapmak istemeleri tuhaf mı?

bugün 4 bin lira maaş alan şanslı sayıyor kendini. bu parayla ne yapabiliyorsun sen mesela? ömür boyu çalış. ev mi alacaksın? araba mı? sabah akşam peynir ekmek yersen belki 45-50 sene sonra yaparsın işte. insanların psikolojisi bozuluyor. kimse yatmak ya da saraylar sahibi olmak derdinde değil. sadece şunu soruyor insanlar: başkaları refah içinde yüzerken ben niye bunca uğraşıma rağmen hep mücadele etmek zorunda kalıyorum? etsem ne olacak, ömrümü sırf aç kalmamak için çabalamakla mı geçireceğim?

buna diğer sorunları da ekle, dağ gibi büyüyor işte. psikolojin bozuluyor. çalışkan, mücadeleci, yırtık insanlar yerine göre günde 16 saat çalışır, gardırobun içinde uyur, tuvalette yatar vs... onlara helal olsun tamam ama bu "norm" değildir. insanlık onuruna, gururuna yakışan bir şey değildir. insanların bunu normalleştirmesi, insanlardan bunun beklenmesi şerefsizliktir. hele ki okula gitmiş, eğitim almış, 22-23 yaşına kadar dirsek çürütmüş insanların yarına çıkıp çıkamayacağını düşünmek zorunda kalması devletin ve düzenin ayıbıdır. hiçbir kimse insanca yaşayabilmek için "katma değer üretmek" zorunda olmamalı; komünizmi mabadından anlayan arkadaşlar gibi "doktorla işçinin maaşı aynı olsun" falan demiyorum ama insanlar iş bulabilmeli ve günde 8 saat çalışan her insan belli standartlara kavuşabilmelidir. oyuncak değil bu, insan. haftada 40-45 saat çalışan insanlar bir parça et yiyemiyorsa, yırtık ayakkabısını yaptıramıyorsa bunun sorumlusu o insanlar değildir. devletin görevi de bu insanlara sahip çıkmak, insanlara iş ve yaşam konusunda destek olmaktır.

robot değiliz hiçbirimiz. sen yıllarca uğraşıp bir ev yapsan, ben de seninle dalga geçer gibi gelip dinamitle patlatsam "neyse yenisini yaparım" deyip gidecek misin? hiç üzülmeyecek misin? bu ülkenin başına ne geldiyse bu garibanlığı normal bulan, hak arayana "nankör" diyen, vasatlığı ve varoşluğu yücelten anlayıştan geldi. bunu üniversite mezunu olup da iş bulamadığı için intihar eden insanlar yerine gidip patronlara anlatsanıza. onlara sorsanıza bakalım çalışanları tembel miymiş?

ulan benim annem 50 yaşında sabah akşam, gece gündüz demeden çalışıyor. bir ara temizliğe giderdi, ben masaj yapmasam ertesi gün yerinden kalkamıyordu kadın. şu kadıncağız 200 lira fazla istese "tembel" olacak, "nankör" olacak; iyi yaşayamadığı, çocuklarına gelecek sağlayamadığı için psikolojisi bozulup da intihar etse "niye simit satmamış" olacak öyle mi?

şu kapitalizmi, patronları, girişimcileri sevdiğiniz kadar sadece insanca yaşamayı arzulayan ve bunun için halihazırda haftanın 40-45 saatinden vazgeçmeyi göze almış insanları sevseniz ya lan, çok mu zor?

Soru saka gibi
Der meister +1

@der mister o kadar güzel ve net yazmış ki ekleyecek bir şey bulamadım cevap olarak.

Irak'ta karşıt görüşler arasında savaş yoktu. O yüzden göç de olmadı. Suriye ile benzer oldular değil.

@himmet dayi, haklısın. amerika işgal etmişti ve saddam devrilmişti bir süre sonra. iç karışıklık vardı ama suriye'deki gibi bir iç savaş yoktu. suriye'de esad devrilmedi, rejim karşıtları ve rejim destekçileri savaş halinde. halk da haliyle kaçıyor.

çok bariz aslında ama düşünemedim.

Benim bir arkadaşım vardı Bağdat'ta ev mev hiçbir şey kalmamış o da Umman'a taşınmış.

Aksine Irak göç aldı. Saddam'ın kovduğu şiiler vb. Kat kat geri geldiler.

5 websitesine kadar iyi. 5'ten sonra pahalı.

sınırsız değil mi? neden 5'ten sonra pahalı?

şimdi baktım Sınırsız Site Barındırma
Sınırsız SSD Disk Alanı
Sınırsız Trafik

diyor. gerçekten böyle ise iyi.

2048 MB RAM
2 Core CPU
makina buymuş yani çok site barındırınca ve trafik varsa performans beklememek lazım. ama az trafik için iyi gerçekten.

Sınırsız diye bir hosting yok. Yazsa da yok.

Söyle düşünün, Google geldi dedi ki, 600 TL vereyim de YouTube u burada hosting edeyim :) :) :)

Kısacası, ihtiyaçlarınızı doğru belirleyin profesyonel bir şey yapacaksanız

firma websiteleri + emailleri için kullanılacak öyle aman aman bir iş yok

20-30 website olur belki daha fazla olmaz. bu sayılarda sıkıntı olur mu?

hayır madem öyle neden koca koca sınırsız diyorlar? :)

Demelerine bakmamak Lazim işte :)

Yetip yetmeyeceği konusunda bir şey diyemem, üzgünüm.
Ama mailler bol attachmentli ise sorun çıkacağını düşünürüm.

sozlukte çok olumsuz yorum var ne yapsam bilemedim

Mail işini yandex ile çözün derim, 20-30 web sitesi çok ama statik içerikli olursa fazla sorun çıkmaz sanırım.

haftada 3 veya 4 defa, daha fazla değil, 220-yaş şeklinde, yani 40 yaşındaysanız 180 nabız, olacak şekilde 40-45 dakika tempolu yürüyüş en ideali. çevrenizde, tartan pist olan bir koşu parkuru vs varsa ideal. sert zeminde koşmak veya tempolu yürümek diz kapaklarına zararlı. farklı kaynaklardan faydalanıp araştırdım. en ideal spor formülü bu.

Hocam tempolu yürüyüşte nabız 180'e çıkmamalı 130-140. Koşarken ancak 180 görürsün.

koşmak ve benzeri kardiovasküler egzersiz myostatin inhibisyonu yolu ile insülin direncini düşürür, kas gelişimini artırır.

kardiyo olmazsa kaslarınız yeteri kadar gelişemez.

koşmak dizlerinizi yıpratır.
aynı eforu daha kısa sürede ve dizlerinizi yıpratmadan eliptik bisiklet ile yapabilirsiniz

sabahın soğuğunda full ritim. kaldırımda vb. uygunsuz durumlara spor yapmak hem kalbe hem vücuda zararlı

kosmak ve evrim konusunda atladiginiz bir nokta var. insan en akilli kosucu oldugu icin evrimde et tuketebilir hale geldi yoksa dogada et tuketen (avci) hayvanlardaki pence ve dis kombinasyonu bizde yok kosu sayesinde elde ettik bu yetiyi ayrica ates yakabilen tek canli oldugumuz icin essiz bir guce kavustuk evrimde

kosunca yorulmak konusunda elbet haklisiniz lakin en hizli kosan hayvani da avlayan yine insandi. bilim insanlari bunun hayvanlar alemindeki kosu kapasitemizin pek cok hayvandan daha iyi hatta mukemmel oldugu yonunde hemfikit. ornek olarak cita evet en hizli hayvan ama teprik olarak bunu kisa surelerde yapiyor onu takip edip avlamak isteyen insan yine teorik olarak belli mesafede belli kapasitede kosarak cita yorulup dinlendiginde onu avliyor bu da direnc aviydi sanirim

ha tabi bence gunumuzde atlet/futbolcu vs degilseniz kosmak cok da mantikli degil

boydan kaynaklarsınız en kötü...

Donatı kaynağı öyle bodoslama yapılmaz yalnız. önerilmez hatta. bu yüzden ağır koşullar getirilmiştir. TBDY 2018'den:

7.2.7.1 – Boyuna donatıların bindirmeli kaynaklı eklerinin ilgili kuruluşlardan sertifikalı kaynakçılar tarafından yapılması zorunludur. Küt kaynak eklerine izin verilmez. Kaynak yapılacak donatı çeliğinin karbon eşdeğeri TS 500’de verilen %0.50 sınır değerini aşmayacaktır.

7.2.7.2 – Kaynaklı ve manşonlu boyuna donatı eklerinin monotonik ve tekrarlı yükler altında yeterli performansa sahip olduğu Bölüm 8 EK 8A’da verilen kurallar, uluslararası standart ve yönetmelikler esas alınarak belgelendirilecektir. Ekin, deneyle bulunan karakteristik kopma dayanımı, eklenen donatı çubuklarının, manşonlu ek halinde net kesit alanı dikkate alınmak üzere, TS 500’de verilen karakteristik kopma dayanımından daha düşük olmayacaktır.

hocam 5.5 metre filiz 2.5 metrelik filizle kaynakla nasil ayakta durur. onun baska formulu vardir kaynak maynak zaten herkesin harci degil.
bu yeni sistemde imalat yapanlar kesin vardir.

siz kolonu nasıl döküyorsunuz anlamadım?

2.5metrelik filizin var ve 5.5 metre üzerine ekleyeceksin, ama kalıbı kapatınca yine 2.5~3 metre kalacak. evet öyle kalıpsız 1 gün durmaz belki ama hemen kalıbı kapatacaksın. 4 küsür metre kolon döküyorsunuz, döşemeden sonra yine 2.5 filiz kalacak. sadece kaynakla biririni tutmaz elbette, ya özel iskele yaptırılacak, ya da kaynak vb. birbirine tutturulup hemen kapatacaksın, kalıp destek olacak. zaten kesme kuvvetinin 0 olduğu yerde ek yaptırıyorlar anladığım kadarıyla, o zaman kaynaklasan ne gibi zararı olacak?

kolon bindirme detayi verilmis hocam. bindirme olunca kaynak yapamiyoruz ya da mason atamiyoruz. ki imalati da pahaliya gidiyor ayrica kirisi nasil indirecegiz. abi ben anlamadim bu 2018 deprem olayini.

olayı çözdük sikinti yok.

normal kolonu atıyorsunuz.
örnek veriyorum kolon bindirmeniz 1.70-2.70 arasında ise. bu kısmın etriyelerini bağlamıyorsunuz. hazırlanmış kolonu getiriyorsunuz. içine oturtturuyorsunuz. her filize fiyonk çift bağteli ile bağ atıyorsunuz. sonra hazırladığınız 5-6 etriye artık projenizde sıklaştırma ne ise onu getirip çatana yerleştiriyorsunuz.
ardından payanda ile kolonu destekleyin yoksa yatıyor. kolonu kapatma şansınız yok. kimse vinçi bi kolona o kadar süre bağlamaz.

bu imalatın asıl zor olan kısmı kiriş indirme ve kolon üst katlarda ufalıyorsa, bunun imalatı. onda da allah'a bol bol edin firketeleri ufaltınca kontrol bikbik yapmasın.

gazamız mübarek olsun. hadi aslanlarım hadi yiğitlerim görim sizi.

benim kendi evim yok ama bodrum'a tatile gidiyorum airbnb üzerinden falan ev kiralıyorum. yerine ve evin kalitesine göre iyi paralar geliyor. ama uğraş meselesi. şu an airbnb'de bakarsanız zaten bodrum'da 2 haftalık için yaklaşık 12-13bin tl istiyorlar hoş yerlerde hoş evler için. neredeyse yalnızca yazın olacak bu ancak bu dönemde bütün yaklaşık 20 haftalık dönemi (mayıs-eylül) full değerlendirebilirseniz mantıklı olur ve 10 sene içerisinde de 10-12 sene içerisinde parasını amorti etme şansınız doğar. eğer kendiniz hiç yaşamayacaksınız ve her şey plana uygun giderse. ama yatırım olarak istanbul'dakine göre çok daha fazla para koymanız lazım. bodrum'da para eden evler 1,5 milyondan başlıyor.


edit: anahtar teslimi, temizliği falan filan şeylerini de herkes farklı yapıyor. artık bu çok gelişmiş bir olay olduğundan dolayı uzaktan elektronik kilit koymak mümkün. temizlik için de ayrıca biriyle anlaşabilirsiniz. temizliği yapan kişi yine anahtar teslimi falan halledebilir. türlü türlü yolu var.

Olabilir:
1. Bodrumun yerlisi isen veya sezonda Muğla'da veya İzmir'de sürekli ikamet edebileceğin başka evin varsa olabilir.
2. 500bin'e iyi ev bulamazsın. Mesela benim gözüme kestirdiğim bahsettiğin gibi evler var, şimdi fiyatlarına baktım 1.5 civarında. 500bin'e denize 1km uzakta, yamaçta, arabanın zor çıktığı siteden ev alabilirsin. Onu da kiraya veremeyebilirsin.
3. Bahsettiğin gibi emlakçıya bırakanlar var, ama bu işin ayrıntılarını biraz olsun öğrenebilmen için 1-2 sezon senin yapman gerekli. Yoksa sana kalan kiranın, yarısına da emlakçı tamir-tadilat vb. işleri yüzünden çöker. Bodrum'da inşaat işi, özellikle sezonda çok pahalı. Kötü iş yapıp, yüksek fiyat çekiyorlar. Başında durmazsan üzülürsün.

Bu işlerin asıl yeri Fethiye.
Arkadaşım geçenlerde villa aldı. 1 milyon civarı. 10 yıl gibi bir sürede kendini amorti ediyormuş. Bu işlerle ilgilenen bir kaç şirket var, her şeyle onlar ilgileniyor. İstersen aylık, 6 aylık veya yıllık ödeme alıyorsun. Asıl müşteriler İngilizler. Sezonda haftalık 2000 sterline kadar çıkıyor fiyatlar.

Muğla'nın en kalabalık ilçesi Fethiye ve İngilziler yoğun alduğu için Fethiye'ye de bakmak çok iyi fikir.

ikea'da kahvaltı kabı var, geceden zeytin, peynir vs. hazırlayabilirsin. eski çalıştığım yerde ben öyle yapıyordum. ben yapamıyorum sen yap.

edit: link bırakayım; www.ikea.com.tr

kahvaltıya gerek yok. abartılmış ve gereksiz bir öğün. Bırakmaya 2-3 haftada alışıabilirsiniz.

bu kadar kiloyu kaloriyi dert ediyorsanız, sağlıklı olayım da diyorsanız ve bu kadar da kısıtınız varsa kahvaltıyı es geçebilirsiniz.

tabii soruya tam cevap değil ama en azından belki düşünürsünüz.

ben yapmıyorum kahvaltı.

Müsli.
Hem besleyici hem sağlıklı.
Evde kendim yapıyorum.
Malzemeleri marketten ve aktardan temin ediyorum.
İçine biraz da kuru meyve.
Oh mis.

Ben ve müdürüm yumurta yiyoruz ofiste :) onun dışında ben sandviç hazırlıyorum bol peynirli, mevsimine göre domatesli, fesleğenli, avokadolu-limonlu vs. Ekmek de tam buğday, siyez, kara buğday vs kullanıyorum. Müdürüm saklama kabı içinde peynir, domates, biber, zeytin fln getiriyor ekmek tüketmek istemediği için, genelde ekmeksiz yiyor.

mısır gevreği veya buğday gevreği iyidir ama sabah erken gelip onu yerseniz çok tok tutmaz, 10 gibi falan acıkırsınız, bu sefer simit poğaça falan abanıp kilo alırsınız. sizin için en ideali yulaf ezmesi olur, ona da alışmak lazım. içine kuru incir, kuru meyveler, hurma vb. atıp biraz tatlandırıp, biraz da enerjisini arttırmak ideal olabilir.

değildir.
yoğurt,
meyve
kuru yemiş
yulaf, yulaf kepeği, buğday ruşeymi,
peynirler
bazen domates, salatalık, avokado
mümkünse evde hazırlamış olacağınız konserve ezmeler.

kahvaltı gerekli değil +1

7de kahvaltı yaptığım zamanlarda 10 gibi acıkıp popkek falan yiyodum, son 3 aydır kahvaltı yapmıyorum(hafta sonları aile sofrasıyla yapıyorum o da öğleye doğru oluyor zaten) ve saat 12'ye kadar acıkmıyorum. Çok az da karbonhidrat kestim, 3 ayda 8 kilo verdim. Spor yapıp biraz daha dikkatli olsam 10 da olurdu daha da artardı.

Cornkflakes vs yerine yulaf ya da granola vs yiyebilirsiniz. Yulafi pisirebilirsiniz, geceden sutte bekletebilirsiniz. Granolayi kendini yapabilirsiniz, hazir alabilirsiniz. Chia tohumu diye bir sey var onu da sute koydugunuzda meyve vs ile yiyebilirsiniz.

35-40C kedi osuruğu kadar ısıtır. eğer seçenekler yukarıdakilerle sınırlı değilse, tüm daireyi, ara ara 60-70C ısıtmak bence idealidir. bunun için akıllı termostatlar var, eğer kombinizde mevcut ise yapabilirsiniz. yoksa manuel yaparsınız...

Sorunuz çok ucu açık ?
Bina yalıtımlı mı ?
Peteklerde termostatik vana var mı?
Yoksa oda termostatı mı var ?
Yoksa kombiden sadece ayar yapılıp 60 derecede mi kullanılacak ?
Isıtma peteklerle mi yoksa yerden ısıtma mı ?
Kaçıncı kattasınız ara kat mı ?

En stabil kullanım radyatör peteklerde termostatik vana kullanımı... en azından yalıtımlı ve orta katta bir evde petek sıcaklıkları 27 derece iken ben memnunum. Oda sıcaklığı 20-22 derece civarı oluyor.

Biz 40 derecede yakiyoruz ev sıcaklığı 23,5-24 derece. Ev yalıtımlı gayet memnunuz.

Yenir

yenir. en kötü biraz miden ağrır.

gözle görülür bi bozulması yoksa afiyet olsun. sonuçta saatli bomba değil, katkı koruyucu maddeleri eklenmiş bir gıda.

yenir

kokusu normalse yerim ben

İçindekiler kısmına bir bakın derim fıstık şeker ve yağ bozulmaz ama krema süt vb varsa bozulabilir. İçindeki koruyucuları da isimleriyle gugıllayıp fikir edinebilirsiniz.

kalıcı bir zararı olmaz. ama bunu sormana gerek yok. bunu düşünmen bile sıkıntılı zamanı geçtiyse at yani zorlamanın ne anlamı var.

Kartlardan birini iptal edebilirsin.

tek gelirin maassa zaten hesaba kitaba gerek yok. maas gunune ayarlayip 10 gun icerisinde odeyeceksin. diger turlu ay ortasina ayarlarsan ve maas biterse bos yere faiz odersin diger maasa kadar.

dusuk limitli bir kartla devam edip biraz nakit kenara ayirabilirsin

Maaş gününe ayarla Başkan yoksa sıkıntı

eğer para biriktiremiyorsanız ikisini de maaş gününe ayarlamak en uygunu. ancak kontrollü harcayabiliyorsanız bir kredi kartını 1'ine diğerini 15'ine ayarlarsanız, örneğin ayın 2sinde aldığınız ürünü ekstresi bir gün kesilmiş kredi kartıyla yaparsanız ve ayın 20sinde alışverişi de 15'inde kesilmiş kredi kartıyla, o zaman harcamalarınızı yaklaşık 1 ay sonra ödüyor olursunuz.

Urfa'da dağın başında bir yerde ve bölgenin turizm gelirlerine ihtiyacı var. Göbeklitepe Kanal İstanbul falan güzergahında olsaydı hiç sallamazdı, merak etme...

Daha marmaray buluntularinin adi duyulmamisken, kanadali bir dostum ilk fotolari gostermisti. Yabanci arkeologlar cigir diye bahsetti muazzam ilgilendiler. Ancaak is makinalari durunca kirasi bize cok fena girdi...

öncelikle konuşmayı dinlemedim ama marmaray buluntularıyla göbeklitepeyi kıyaslamak bence çok doğru değil. bilhassa yenikapıdaki buluntularda- buluntuların çoğunluğu buradaydı- istanbulun geçmiş bin yıllarının tarihini yansıtan değerli buluntular var elbette fakat çoğunlukla osmanlı/bizans/roma dönemi ağırlıklı buluntular. neoloitik dönemle ilgili bir kaç mezar bulunduğunu hatırlıyorum mesela. göbeklitepe ise bırakın bulunduğu şehrin tarihini insanlık tarihi açısından daha önemli bir yer. yerleşik hayat, tarım toplumu, inanç sistemleri gibi konuları açısından ciddi bir öneme sahip.

Emlakçı değilim ama piyasanın içinde sayılırım. Öncelikle, arsa piyasası bitik. İnsanların dolar fırlamadan önce x liraya aldıkları, güya kelepir yerleri şuan daha düşük fiyata bile satamıyorlar.

Konut/İşyeri ise değişken. Mesela Çankaya için Turan Güneş aksı ölü. 3 senedir sürekli dükkan kapanıyor ve boş duruyor. Konutlardaki kiraık ilanları ise olduğu gibi duruyor. Ama Cebeci aksı ise aynı canlılığını koruyor: Çünkü üniversite + hastane var. Bununla şunu da kast etmiyorum, orada konut/kira fiyatları artmıyor, sadece boş kalmıyor.

Abi bu ne yaa alien gibi, illa ki işlevi vardır saygı duyuyorum ama düz bir ağırlık/mekik sehpası + dumbbell seti daha temiz olur gibime geliyor. bu ikiliyle de geliştiremeyeceğin kas grubu yok. tek handikap eve alacağın 25+ kg tek bir dumbbell için 3 binli rakamlara çıkmadıkça küçük hacimde bir şey bulamaman.

linkteki üründe mesela dumbbell bench press yapayım desen, sırt kaslarını ortada birleştirip sıkman gerekecek ve tam o rollerların birleşim yerindeki girintiye denk gelecek, can sıkacak.

düz sehpa candır.

eyvallah.. O zaman www.trendyol.com Şöyle bir şey mi öneriyorsun ?

Madem bel fıtığınız var, benche vereceğim paraya 1-2 aylık yüzme havuzuna abone olurum ve düzenli gitmeye çalışırım. Sonra bench mench işine eğer yüzme kesmeyecekse girişirdim. Benchte fıtığınızı tetiklersiniz, benche de lanet okuyup bir kenara atarsınız. Komple zarar olur size.

iş yeri pc'si açmadı linki ama delta yazıyor üstünde bekleyince, doğrudur yani.

ya barbell yuvası oluyor ya da düz sadece mekik süngerlerinin olduğu model oluyor. ikisi de olur. barbell'li bir tık fazla yer kaplar ve evde yapacağın için biraz risk teşkil ediyor. barla klasik bench press yaparken son tekrarda yanında her zaman destekçi bulamayıp altında kalma riski var.

dumbbell bench preste hem dirsekleri göğüs hizasından daha aşağı indirip tahribatı artırma güzelliği var hem de sakat bi durumda fırlat yere gitsin.

@malheiros Antalyada yaşıyorum yüzme konusunu yazın ihmal etmedim.. Bel fıtığım olduğunu yazmış olmamın sebeplerinden biri de soğukta dışarıda spor salonunda duş ter vs.. gibi etkenlerden de uzak durmaya çalışmak aslında.. Çok büyük hareketler peşinde değilim eve böyle bir alet almak isterken.. tek derdim spora gitmeyi sevmiyorum evde günde 20-30 dakika bir şeyler yapayım ve bir yandan da sırt kaslarımı güçlendireyim diye düşünmemdi..

@onemoremille dostum anlaşıldı senin önerin haklısın aslında düz bir şekilde durduktan sonra ağırlıklarla her türlü evde epey hareket yapılır.. Sadece eğer senin önerebileceğin Fiyat/performans bir şey varsa sevinirim..

Valla uzun zaman önce aldım, delta olması lazım, üstünde show your effort yazıyor. 2 tane ağırlık eldiveni parçalayıp eskittim ama sehpada tık yok.

sadece görüp deneyip alabilirsen daha iyi olur. üstünde rahat hissetmen önemli. flat pozisyonda yükseklikleri değişiyor çünkü. gerçekten çok alçak olanlar var, yerde gibi oluyosun, yüksek olanlar da var, güvensiz hissettirebilir.

decathlon metro gibi yerlerde denemek lazım.

spor salonu 6 ay üyelik yaptırıp ikinci ay gitmeyen biri evde spor yapamaz.
İlla ki bi deneyeceğim diyorsan ip al, ip atla. Bırakınca ipi çamaşır ipi yaparsın ve bence tek başına kullanılabilecek en işlevsel spor aletidir. Hem de ucuz.

Bel fıtığınız varsa mutlaka iyi bir salonda bel fıtığınız olduğunu bilen bir hocanın yazacağı programla çalışın.
Evde spor tehlikeli olabilir fıtık varsa.

@mirket hoplamalı zıplamalı şeyler için sağlığım pek müsait değil..

@anten teşekkür ederim soracağım bir uzmana.

bu bence çok tozlu ortamlar ve salgın hastalık olduğunda kalabalık yerlerde kullanmak için uygun olabilir. sizce türkiye'de o kadar ciddi hava kirliliği var mı? büyük şehirlerde ısınma vb. doğalgaz ile. araçların egzoz kontrolleri düzenli yapılıyor vb. küçük yerlerde kömür var evet, ama nüfus/kullanım az.

Desenleriyle öne çıkan görünümü tamamlayan bir bir maske. Koruyucu etkisi arka planda kalmış.
Para tuzağı olsa da 200 TLye yakın bir fiyatı olan bir şeyi almak bile bile tuzağa düşüldüğünü ama her hangi olumsuz bir his yaşamamayı gerektirir.

bu gibi maskeler anca toz içeren havayı filtre ederler küçük partiküllü hava için yine endüstriyel filtreli maskeler lazım

kkdplatformu.com

Nası bi hava kirliliği? TRdeki gibiyse kömür yaaakımından kaynaklı is kokusu vs için iş görür ama Çindeki gibi bi durumdan bahsediyosan bene şu (git:www.amazon.it ) daha iyi

c# bilgim var ve ingilizcem yüksek derecede => toptal.com

czn burak mı o?

xiaomi'lere de bi bakabilirsiniz bence. fotoğraf kalitesi iyi bence gayet.

2bin-3 bin bandında şu telefonlara bakmanızı tavsiye ederim;
Mi 9 Lite, Mi 9T, Mi 8, Redmi Note 8 Pro

@contavolta, teşekkür ederiz. Ancak Xiaomi, Huawei vb. reklam, SAR değeri, Google Play kısıtlamaları vb. konulardan dolayı bizim için biraz kumar olur. İster istemez Samsung'la sınırladık kendimizi, ki genel olarak Samsung'dan memnunuz, cihazları bizi hiç üzmedi. Bütçe bandında cihazlara bakınca iPhone'un eski modeli 7 de karşımıza çıkınca sizlere danışalım istedik.

iphone alacaksan 8 plus al. Bende 7 var ve sorun yok, taş gibi. Ama bugün iphone'a geçecek olsam 8 plus alırdım.

@malheiros, teşekkür ederiz. 8 Plus bütçeyi biraz zorlayacaktır ama ben fiyat araştırması yapayım, sağ olun.

edit: Bütçeyi zorlamayı geçtim, neredeyse iki katı fiyatı varmış. Pas diyelim.

ikisini de alma. o fiyata zaten iyi kamera bulman imkansız. iphone 7'nin çok ciddi bir batarya sıkıntısı var almayın. samsung a serisi kamerası pek iyi sayılmaz ama işlemci gücü, şarjı iyi ama ben olsam ikisini de almam. bu yoldan yeni geçmiş biri olarak.

xiaomi 8 pro'yu çok araştırdım ama video kalitesi çok kötü. sakın. geçen ay iphone 8plus aldım ikinci el. hiç kusursuz kamerası da efsane 4bin ödedim. iphone alırken ikinci el alabilirsiniz. samsung'da alacaksanız iyi kamera arıyorsanız direkt s serisine yönelmeniz gerek. onlar da çok pahalı.

Bence o fiyatlara bir fotoğraf makinesi almak çok daha mantıklı. hem telefondan çok daha kaliteli çekmiş olur.

@anarsika, teşekkür ederiz. @malheiros da sizin gibi iPhone 8 Plus önerdi ama fiyatı bütçemizin çok çok üstünde, yine de araştırmaya devam edeceğim. Tekrardan sağ olun.

@neverlose, inanın aklıma gelmedi değil ama akıllı telefonlar çıktı çıkalı dijital kamera piyasasına o kadar uzak kaldık ki, ne fiyatını, ne hangisinin iyi olduğunu biliriz. Üstelik her an elinin altında olan telefon kolaylığından sonra ayrıca bir eşya taşımak da zûl geliyor açıkçası...

gitmez. 3 5 tane zengin biz aldık siz de alın demek için alırsa alır. tabi bu arabanın üretilmesi durumunda geçerli. yoksa gördüğüm kadarıyla arabanın dışı zaten italyan ama içi tam türk kafası, her yere ekran koy, ekranda mavili yeşilli ışıklar döndür millet alsın. bu 10 liraya telefon kılıfı satan dükkanların her yere led yerleştirmesiyle aynı şey. bir ürünü ne kadar ışıklı civcivli yapıyorsan o ürün o kadar yalandır. teslanın ıvırın zıvırın araçlarını incelediğin zaman sadeliğin ve minimalizmin genel tasarıma hakim olduğunu görürken bizimkiler gaziosmanpaşa şanzelize kafe gibi bişey yapmışlar. bunun daha yazılımı var, yapay zeka'sı var. güvenliği var, var oğlu var. birde fiyatın 200 250 bin civarı olacağından bahsediliyor, o paraya kimse almaz. çünkü euro ncap testi yapılmış, güvenliği ve bilinirliği üst seviyede yüzlerce alternatif varken ne idüğü belirsiz, her sene tasarımı değişen bir arabayı almak istemez insanlar. zira 2 sene önce de saab'dan bir tasarım almıştık yine %100 yerli bu şimdi tüm dünya önümüzde diz çökecek falan diyerek. dolayısıyla ben pek kimsenin alacağını düşünmüyorum. ama bir çok yere arabanın hibe edileceğini düşünüyorum. tabi birde araba üretilecek diye bir sürü para çevrilecek muhtemelen. milyar dolarlar kayboldu araba projesini xxx ler bozdu diye haberlerde izleriz 2 3 sene sonra.

bugün satışta olsa, fiyatın 500bin altında olması imkansız. teşhir edilen arabanın aynısını yapacaklarsa elbette. zamanla, şunu çıkardık bunu değiştirdik derlerse bilemem. mesela ilk olarak, aynalarının klasik dikiz aynasına dönüştürüleceğini düşünüyorüm. menzili düşürülür vs. vs... sonra 400bin'e ekonomik modelini piyasaya sürerler...

vietnamın yerli otosu vinfast ile aynı araç zaten bir kaç makyaj öğesi var. sedan 34bin dolar suv 49bin dolar civarı yazıyor nette. 4 ekranlı değil de tek ekranlı daha fakir edition olup 40bin dolar civarı olsa alınabilir suv. taksit ve faiz indirimiyle satılacaktır. clio 99.500 olduğu yerde 150bin 200bine o araçların satılması imkansız. bedava verilecek demekle eşdeğer.
Bekonun yaptığı çamaşır makinasından farkı yok. ticari eşya sonuçta. %100 yerli falan olmadığı ortada ama umarım başarılı olur. düzgün taksit seçeneği olursa alırım ben.

Orta sınıfın ulaşabileceği bir fiyat olmayacağı kesin. Her seyiyle pahali bir otomobil oldugunu belli ediyor. Kamu kuruluslari ve piyasaya daha yeni cikmis kronigi bilmemnesi bilinmeyen ne oldugu belli olmayan bir arabaya premium araba parasini basabilecek kadar parasi cok olan insanlar alır anca.

Tabii gercekten piyasaya cikarsa. Dereyi gormeden pacayi sivamayalim. Nitekim boyle tesebbuslerin kasla goz arasında yok olup gittigini daha önce gormemis degiliz.
Daha ortada hicbir sey yokken milletin "ben alicam abi guzel araba" demesi de komik geliyor.

DVR'ın destekliyorsa, ki piyasadaki çoğu ucuz DVR'da yok onlar, ve iyi bir uplink'in varsa olur.

2017 kinetic ile 2022 togg arası benzerlikler sizce nasıl?
aynı araba işte, sağını solunu biraz editlemişler.

2022'de italya'dan hangi model alınmalı?
bilmem, hangi modeller var mesela?

amaç yerli ve milli "marka" yaratmak olsaydı yapılan işlerde bir yanlışlık görmüyordum.

fakat vizyonsuz insanların farkedemediği şey şu. bir şeye yerli ve milli diyorsanız bu vitrindir. dışarıdan da içeriden de aha biz buyuz, bunu böyle yaparız demektir.

misal adana'ya gidip yöresel yemek olarak lazanya yemek istemek insanın aklına gelmez. belki adana'da muhteşem lazanya yapan bir kafe vardır. ama adana bize adana kebap diye bir şey gösterdi. adananın yerli ürünü o.

türkiye ne gösterdi? italyan tasarımı, daha önceden zaten yapılmış olan bir araba.

yani şu mesajı vermiş oluyoruz. "biz türküz ve bu işi italyanlardan parayla satın alırız".

en baştan itibaren yerli ve milli vurgusu yapılmasının amacını hepimiz biliyoruz buraya yazmaya gerek yok. türkiye'de minimum %40 o arabaının tamamıyla türk üretimi olduğunu ve bizim bu girişim için özellikle tasarladığımızı zannediyordur şu anda.

dışarıda da kimsenin salladığını zannetmiyorum. 2 yıl önce tasarlanmış, üretime hazır hale getirilmiş aracın sağında solunda makyaj yapınca kimse "wwwooooowww hey mike duydun mu türkler piyasayı dağıtacak" dememiştir.

keşke siyaset bu girişime hiç müdahil olup sulandırmasa. araba üretmek milli bir mesele ya da gereksinim değildi bence. türkiye araba üretmiyor diye eksik olmazdı. ama madem böyle bir girişim yapıldı siyasi çıkarlardan uzak tutulabilse çok güzel olurdu ama olayın başlangıcı ve siyaset sayesinde oldu.

eğer hiç bu yerli ve milli araba üreteceğiz denmeseydi, bir türk otomobil markası kuracağız denseydi, 2017'de zaten bitmiş olan bir proje yerine sıfırdan sırf bu proje için (gerekirse yine pininfarina'ya gidilsin) tasarım yapılsaydı çok daha mantıklı bir girişim olurdu.

dün burada biri lisans bitirme ödei için birebir copy-paste yaparsa yazılımın bunu tespit edeceğini öğrenip o sistemi nasıl atlatabileceğini sormuştu. aha işte yerli ve milli denince olay bu. her şeyi -miş gibi yapmak. çakallık yapmak. kopyala yapıştır.


bizim togg da işte kopyala yapıştır yapılmış ödev gibi. sağını solunu azıcık kurcalamışlar ki plagiarism yazılımı olayı çakmasın. ama sorsan ödevi yaptın mı yaptım. araba ürettik mi ürettik.

birkaç sene önce yine otomobil üretiyorduk, ülkenin gündemi çok hızlı değişiyor fakat görseli görünce hatırlarsınız

encrypted-tbn0.gstatic.com

bu proje neden olmadı, nasıl bir planlama yapılmıştı, ne kadar harcandı ve neden kaldırılıp çöpe atıldı mesela bunları merak ediyorum

www.hurriyet.com.tr

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli otomobille ilgili, "Saab 9-3'ün isim hakkını değil, fikri mülkiyet haklarını satın aldık" dedi.

Yerli otomobil için iki yolun bulunduğuna işaret eden Işık, bunlardan birinin her şeyin Türkiye tarafından yapılıp, ortaya bir prototip çıkarmak olduğunu söyledi. Böyle bir çalışmanın 3-5 yıl zaman alacağını ve 1 milyar dolarlık da maliyet gerektirdiğine dikkati çeken Işık, şunları kaydetti:

"Bu, aslında Amerika'yı yeniden keşfetmek anlamına da gelir. İkinci yol nedir? Bu noktada çalışmış, bilinen, kendini ispat etmiş bazı firmalarla işbirliği yapmak ama her şeyden önce fikri mülkiyet hakları sizde olan bir platforma sahip olmak. Biz bu iki alternatif arasında karar vermek durumundaydık ve dedik ki, '5 yıllık zamanı ve 1 milyar doları boşa harcamayalım ve zaten varolan bir platformun fikri mülkiyet haklarını satın alarak, bunun üzerinden teknolojiyi geliştirmeye devam edersek, en az 3 yıl ve 1 milyar dolarlık avantajla başlamış oluruz ve o 1 milyar dolarla projeyi bitirebiliriz.' Bu noktada ciddi bir araştırma yaptık ve Saab 9-3'ün platformunun bizim açımızdan çok uygun olduğunu tespit ettik."

Bunun üzerine yoğun bir çalışma yapıldığını ve Saab 9-3'ün isim hakkını değil, fikri mülkiyet haklarını satın aldıklarını belirten Işık, bu satın alma sürecinin dahi 6 ay sürdüğünü bildirdi.

"Bu, Türkiye'ye en az 3 ila 5 yıl arasında zaman kazandırdı ve şu anda ticari bir şey olduğu için rakam veremiyorum ama bunu çok çok uygun bir maliyetle Türkiye'ye kazandırmış olduk ama şu an işin 'A' noktasındayız. Türkiye'nin asıl ilerlemek istediği alan menzili uzatılmış elektrikli araç. Bunun için bu bir platform olacak ve bu platformu biz geliştirmeye başladık. TÜBİTAK burada önemli bir liderlik üstlenecek ama bunu satın aldığımız Saab 9-3'ü geliştiren Nevs firmasıyla bu alanda işbirliğimizi sürdüreceğiz."

"Konuyla ilgili Türkiye'nin tüm birikimini kullanacaklarını ve dünyanın en iyileriyle çalışacaklarını vurgulayan Işık, 2020 yılında herkesin gurur duyacağı bir otomobili yollara çıkaracaklarını söyledi."

bir önceki otomobil girişimi hakkında dönemin bakanının söyledikleri ve projenin akibeti ortada, yeni projede bunda farklı olan şey ne merak ediyorum.

Evet aynı araç. tasarımcı firma her isteyene aynı tasarımı biraz modifiye edip satıp durmuş. nasılsa tasarım satıyor, araç değil.

ya siz cok bilgisilisiniz ya da ben cok bilgisizim.

arkadaslar bu is olmus, ha uretilir uretilemez gelecekte yasananlari bilemem.

ancak dogru yol bu yol gelecegi donuk akilli profesyonelce hareket edilmis bir yapi ortaya cikarilmis.

buradaki tek sorun sudur, yerli ve milli terimi. boyle bir sey yok. kimse kimseyi somurmesin. hele hele arabada hic yok. bu bizim icin degil herkes icin gecerli.

araba guzel mi?
guzel
turkiye'ye fayda saglar mi?
saglar?
kazandirir mi?
kazandirir
is imkani saglar mi?
saglar

yok calintiymis da bilmem ne. arkadaslar oyle bir sey yok. bu isler boyledir.
bunun sayfalarca ornegini yazarim buraya, ki daha onceki entrylerimde hangi markanin kimlerle motor gelistirdigi kimlerle motor yaptigi kimlerini motorunu kullandigini yazdigim cok merak eden acip bakabilir.

bu is bildigimiz gordugumuz kadari ile basarili bir olay. calintiymis vs o isleri birakin. eski cadillac olayinda da evet haklisiniz.

yani bu olay cakma arama motorumuz ya da cakma whatsapp'imiz gibi degil.

ben anlamadım.
türkiye'nin otomobili falan deniyor o yüzden gaza geldik kaç gündür halay çekiyoruz.

tasarımı bize ait mi değil?

yanlışınız vardır. böyle bir olay olsa yer yerinden oynar her yerde haber falan olurdu. daha bugün sanırım cnntürk'de izledim türk mühendislerini tebrik ediyorlardı.

ya linkedin'de adamların ik uzmanı bile tebrik ediliyor. hiç insan kaynağı vs olmadan mı bu işin yapıldığını ima ediyorsunuz?

çekemeyenler çatlasın bu iddialara inanasım yok.

tasarımı italyanlara yaptırmışlar işte neyi anlamıyorsunuz? her araç tasarımı önce render'lanır videosu sürülür piyasaya. öyle kapıdan kafayı uzatıp "selamun aleyküm hadi bize araba tasarlayın" denmiyor zaten. ferrari'de bugatti'de bu firmaya tasarlatıyor araçları. senede 100 tane araç gönderiyorlardır ferrariye max 2-3 tanesi kabul ediliyordur. bak youtube'a milyon tane konsept ferrari görürsün.

"araç italya'dan neden geldi?" demişsin. prototip 2-3 araç için fabrika kurulacak değil ya orada üretmişler seri üretim burada.

otonom araçlar üzerine çalışan genç bir mühendis olarak gönül isterdiki gelin bu aracın 3.seviye otonom olmasını sağlayabilecek yazılım altyapısını konuşalım demek isterdim de en basit yere takılmışsınız daha. asıl mevzuyu çok kaçırmışsınız abi siz ya.

@turbo
tasarım firmaları sadece sipariş üzeri çalışmaz yedekde her zaman ek tasarımları vardır bunları büyük firmalara sunarlar satarlarsa satarlar yoksa elde kalır. italyan firmanın 2017 tasarımı adamların elinde kalmış kimse almamış. belli ki 2017 otomotiv fuarlarında göstermek için prototip yapmışlar. bizimkilerde gidip bu elde kalan malı almışlar.

yoksa tasarım ofisleri senin tasarımın üzerine çalışır. ferrari'ye ferrari çizgisinde, mustang'e mustang çizgisinde tasarım yapar ki bu tasarıma konfor koşulları dahildir. togg ceo'su sıkışınca gitmiş basmış parayı italya'dan getirmiş prototipi

çok mantıklı bir soru var audi'nin peugeot'un fiat'ın almadığı tasarım nasıl iş yapar? nasıl satar?
yani bu işler dediğiniz gibi değil mercedes geri zekalı değil her yıl kaç çeşit araç lanse ediyor.

bugün boğaziçinden, itü'den yıldızdan bir çok arkadaşım iş ararken bunlar en az 40-50 milyon doları italyan bir firmanın 2017 aracına gömüyorlar. komplo teorisi değil bu. otomotiv mezunu mühendisim ben. 2017 yılında bu işin fizibilitesini bizzat arkadaşım yaptı. olmaz dedi çıktı işin içinden. tamamıyla göz boyama. fos bir olaydır.

@ozdek
linkedin'de ben bile kendi firma hesabımdan kutadım, kutlamazsan fişlenirsin. net.
mevzu çok basit togg işi çözemeyince gidip italyanın 2017 modelini alıp gelmiş. özel tasarım falan yok yani.
aselsan vs de böyle çalışır. gider amerika'nın 90lardaki teknolojisini alır süsler püsler satar.

@avatar
italyan'ların elinde kalan 2017 modelini almışlar. ford, mercedes özel tasarım araç ürettirler kendi çizgilerinde gidipde hiç bir firma bir başka firmanın 3 yıl önceki elinde kalan aracını almaz.

'"araç italya'dan neden geldi?" demişsin. prototip 2-3 araç için fabrika kurulacak
değil ya orada üretmişler seri üretim burada.'''
bak güzel kardeşim asıl prototip için fabrika kurarsın bu fabrikada eleman yetiştirirsin prototipten çok insana yatırım yaparsın seninle beraber 20 yıl çalışacak olan insanlar burada yetişir. o kadar yanlış düşünüyorsun ki yani insan cidden hayret ediyor.
birde mühendisim demişsin. üzüldüm cidden.

sen bana söylesene türkiyede otonom araç yazılımı yapabilecek düzeyde adam yetiştiren kaç üniversite, tez, doktora çalışması var? kaç firma var? kaç kişilik ekip lazım? bi yazsana bana?

@turbo sadık:

eski saab modelini almaktan bir farkı yok.

kimsenin bütün vidaları somunları dahil türkiyede üretilecek bir araba beklentisi yoktu. bu girişimi başlatanlar %100 yerli ve milli araba olacak diye başlattılar. beklentiyi onlar belirledi zaten.

yoksa mercedes, bmw, audi %100 kendi ülkesinde yapamıyor biz yapalım diye bir beklenti yok.


olayın en büyük saçmalığı bu girişime özgün bir tasarım bile yapılmamış. 2017'de zaten tasarlanmış kimseye satılamamış konsepti satın almış adamlar.

yahu madem böyle bir gazla başladın bari sırf bu projeye özgü bir tasarım olsun. hadi türkiye'de tasarlatmadın, gidip pininfarina'ya tasarlat ama bu projeye özgün bir tasarım olsun.

ferrari'ye tasarım yaparken ferrari gidip hacı abi elinizde hazır ne var mı diyor pininfarina'ya. pininfarina gidip ferrariye özel tasarım yapıyor. zaten ferrari'ye özel tasarımı ferrari beğenmezse gidip dacia'ya falan satamaz. ferrari beğenirse beğenir beğenmezse bitti.

bu tasarım ise birilerine satarız diye yapılmış bir tasarım. kimse almamış. biz gidip aldık. şaka gibi. sıfırdan araç tasarlatmak yerine resmen 2017'de tasarlanmış aracı satın aldık.


bu olayın yerli arama motorundan bir farkı yok. orada da sıfırdan arama motoru yapabilirlerdi. ama google'dan çaktılar doğrudan.

bunda da sıfırdan araç tasarlayabilirlerdi ama gidip 2 yıl önce hazırlanmış olanı aldılar.

aga millet yerli ve milliyle kafayı bozmuş. bu tür haberlerle muhalifler bile triplere giriyor bizi kıskanıyorlar diye. hele bir muhalifin böyle şeylere inanıp desteklemesi akıl alır gibi değil. neden inatla siyasal islamcıların ekmeğine yağ sürüyorsunuz anlamıyorum ki. asgari ücret kuş kadar olmuş, dolar hep yükselişte. bir çalıntı arabayla hepsi hallolacak evet. çekemeyenler çatlasınmış, aynen kardeşim 2 sene sonra hatırlarsak çatlarız.

arkadaslar bu isler zaten boyle yapilir boyle yapiliyor gidersin satin alirsin ve baslarsin cok daha ileride kendi dizayn ekibin olur patentlerini alirsin kendin cizersin su an arabalarda el kol oynatacak durumda degiliz deneyimli ekiplerden almak en mantiklisi her gecen yilda bir adim daha genisletirsin isi.
gidin bakin cinlilere hintlilere nasil baslamislar. geely ya da tata diye kucumsemeyin birisi mercedes'e ortak biri de jaguari aldi. hem de uzun zaman once.

son olarak, opel vectra, opel omega saab 9-3 alfa 159 rover 216 gibi araclara bakin bakalim opel ve saabin yanina bilerek alfayi koydum ki gm:/'e ait diyemeyesiniz diye, bahsi gecen araclara.bakin bakalim kimden almislar hangi altyapinortak kullanmislar. hele hele su vectra c olayi 11 farkli markada var. onu nasil cozecegiz?
7'si zaten ortak wauxhall gibi. peki ya alfasi?

bu isler sizin dediginiz gibi olmuyor o sizin dediginiz asma kabagi.
basarili olmak istiyorsan basarili olanla is yaparsin.
mercedes neden renault motorunu gelistirdi?
bmw neden peugeot ile ortak motor kullaniyor?
volvo neden renault motoru kullaniyor?

bu arada togg'dan baska o protipi almazdi almayacakti diyem arkadasa sesleniyorum biz almasak lexus alacakti. lexus (toyota cok kaliteli araclardir) kazakistana arabistana falan gidin en pahali en dayaniklisi en godomaninda toyotanin lexusun araclari vardir. her babayigin harci degildir.

yahu ferrarinin bir parcasini turk uretiyor. daha konusmanin anlami var mi?

burada tek sorun yerli milli kelimesi, bu isi de bu kadar buyutmeyin. cunku burada bunu yapmak cok cok buyuk olay degil bu bir surectir. boyle.baslanir geliserek devam eder. onemli olan surectir.

arac da gayet şık olmus. canavar gibi araba 2022'de de yeni durur eski kasa gibi durmaz bnunun nedeni de isi bilenlerle calismak zaten.

son olarak merak edenler icin, otomobil icin gerekli tum yapilarin ne oldugunu, bunlarin kac tanesinin patentli oldugunu ve hangi meshur araba markasinda olduguna bakin?

siz hakkini satin almadan araba ayna dahi koyamazsiniz ayna ayna. bildigin ayna var ya hah aynen o. ayna dahi koydurmazlar adama.

ya cin gibi sallamazsin haklari ihlal edersin amerika gelir tepene biner avrupa gelir tepene biner.

ya da anlasma yaparsin ya da haklari birisinden satin alirsin (saab'ta bunu denediler) ford'un ghia'sinda da denediler ki ghia her ne kadar abarth gibu amg gibi alpina gibi olsa da aslinda arac markasadir. haklarini da alamazsan yabanci ulkelere ihracat ya pa maz sin.

bu is gorundugunu kadariyla olmus. yapilmasi gerekeni yapmislar. sadece bunu olum kalim meselesi yapmasinlar zira o kadar onemli degil cunku yerli milli diye bir sey yok. bu togg icin degil her firma icin gecerli.

Yahu herkes ayni seyi soyluyor, efendim otomativ boyledir, bmw de her halti disarda uretiyor, sonucta turk menseili urun blablabla bu geyik donup duruyor da arkadaslae kimse yerli otomobilin civatasinin puluna varana kadar tr de tasarlanip tr de üretilmesini beklemoyor zaten.
Sorun, bunun boylemis gibi lanse edilmesi. %100 yerli, tamamen yerli, tamamen turk muhendisleeini eseri gibi ifadelerle milletin keriz yerine konmasi. Bir otomobil, yil 2020 olmus ve ilk kez geliştirilecek ve piyasa surulecek otomobil nasil %100 yerli olabilir zaten?

%100 yerli ifadedinin sokaktaki halk tarafından nasil anlasildigini ve zaten nasil anlaşılmasi istendigini hepimiz biliyoruz, kendimizi kandirmayalim. Türkiyenjn otombili mi evet, %100 girisimi ve turk markasi mi olacak evet. Ama kullanilan ifadeler farkli.

Ayrica, efendim tasarimi bu isin erbabı italyan firmasına yapistirildi falan filan. Hayir yaptirilmamis iste, satin alinmis! Türkiyenjn otomobili peojesi isin ozel tasarim yaptirilnamis, var olan tasarim satın alinmis.
He bu normal mi, evet en nihayetinde bu bir ticari girisim, ticari getirisi olmasi gerekiyor ki gerceklesebilsin. Bunun icin de milliyetci kafayla degil rasyonel hareket edilir, ortaliga para sacilmaz, uygulanabilir ve surdurulebilir bir uretim modeli ile hareket edilir, yani boyle seyler cok dogal ama millete lanse edilme sekli tam keriz muamelesi. Olay bu.
Yani cikip da "ya kardeşim otomativ sektoru boyle, bir sey bildiğiniz yok sizin, bmw mercedes de boyle yapiyor" demeyin mesele o degil.


Bir de konu disi olacak ama ben yerli otomobil hurraaaa diye yaygara koparilmasini anlamıyorum sahsen. Bu ülkede otomobil vergiden ibaret, orta sinif icin otomobil ates pahasi. Bu otmobil de oyle kelepir falan olmayacak, orta sinif bunu yolda gorup off ne araba bea demekten oteye gecemyecek zaten. Ne anladim yerliden milliden, bu yaygara nedir? Otomobil daha ulaşılabilir olsun, varsin ithal olsun? Memleket kurtuldu havasi estirilmesini anlamıyorum.

@turbo

komiksiniz vesselam, ibret olsun diye hepsine tek tek cevap vericem,

'' su an arabalarda el kol oynatacak durumda degiliz deneyimli ekiplerden almak en mantiklisi ''
türkiye'deki otomotiv sektörünü bilmediğiniz çok belli. bilgi yok fikir var klasik türk beyni sizde %99 verimle çalışıyor. türkiye'deki otomotiv fabrikalarını google'a yazın hatta bu fabrikaları linkedin'e yazın kadrolarına bakın. türkiye'de sıfırdan içten yanmalı motorlu araç üreticek ekip var. bu ayrıca benim profesyonel işim.
kızdığımız şey şu bu togg gidip ekip oluşturacağı parayı italyanlara veriyor sonra adamlardan aldığı prototipi yerli milli diye bize yutturmaya çalışıyor. tekrar söylüyorum eu'da bunu biri yapsın bakkal vermezler adama işletsin diye.
çin'lilerin motorsikletleri dahil bak bakalım hangi modelini böyle yurtdışından yürütmüşler?
bırak otomobili hindistanın şu an domine eden bajaj markalı motorsikleti bile adamların kendi tasarım ekibinden çıkma.
işler sizin hayal dünyanızdaki gibi yürümüyor sen kendi marka çizgini oturttuktan sonra gidip tasarım danışmanlığı alırsın o ayrı gidip adamın elde kalan tasarımını almak ayrı şey.

''bakin bakalim kimden almislar hangi altyapinortak kullanmislar''
opel kuruluş 1862
saab kuruluş 1945
alfa romeo kuruluş 1910
bu rakamlar sana ne anlatıyor hocam? bu markaların kuruluşunda hangi adam çıkıp ya ben opelim saabim alfa romeoyun gidipde başka firmanın 3 yıl önceki tasarımını alayım dedi. şöyle düşün tesla geri zekalı mı? gidip bir firmadan almıyor tasarımı da adamın 288 tane kabul edilmiş patenti, 298 tanede bekleyen patenti var? bir aracın bazı kısımılarını outsource etmek başka şey komple bir firmanın elinde kalan satılmayan aracını almak başka şey.

''' biz almasak lexus alacakti. '''
hahahahahahahahaaaaaa
turkiye.lexus.com.tr

'' yahu ferrarinin bir parcasini turk uretiyor. daha konusmanin anlami var mi? ''
haci tesla'nın corvettin 2018 model parçalarını benim danışmanlık verdiğim firma üretti, adam yalvardı togg'a bir toplantı yapalım ben size yardım etmek istiyorum diye adamlar randevu bile vermedi. anlıyor musun?

'' cunku burada bunu yapmak cok cok buyuk olay degil bu bir surectir. boyle.baslanir geliserek devam eder ''
birinin elde kalan satmamış ürününü alıp bunu biz yaptık demek bir süreç değildir.

'' araba 2022'de de yeni durur eski kasa gibi durmaz ''
mercedes, bmw geri zekalı her yıl yeni tasarım araç çıkartıyorlar. bir mail atayım da söyleyeyim onlara.

'' otomobil icin gerekli tum yapilarin ne oldugunu, bunlarin kac tanesinin patentli oldugunu ve hangi meshur araba markasinda ''
bir tasarım yaparsın sonra bakarsın bunun patenti var mı? patenti gördün sonra başka tasarım yaparsın kendi patentini çıkartırsın. zordur ama yaparsın. bir firma kendi satacağı ürünün patentini vermez. kendi satar. 5 yıl önceki patenti verir çünkü zaten modası geçmiştir. eğer sen 5 yıl önceki patentle adamın güncel satışından daha fazla ürün satabiliyorsan zaten o firma geri zekalıdır.

''amerika gelir tepene biner avrupa gelir tepene biner''
adam gibi iş yaparsan kimse birşey diyemez. burada tüm suç toog ceo'sundadır.

''bu is gorundugunu kadariyla olmus.''
ortada olan bir şey yok. en basit anlatımı ile togg ceo'su işi becerememiş beceremeyince de gidip bir firmanın 3 yıl önceki modelini almış sonra bize bunu yerli milli diye yedirmeye çalışmıştır. eğer togg satarsa bu dünyada cidden otomotiv sektöründe bir ilk olur çünkü nasıl olurda 2022-2017=5 yıl önceki bir dizayn o kadar otomotiv firmasının güncel dizaynını beat edebilir? beyni olan insanın cevabı bu soruya nettir.

NE YAPILMASI GEREKİYORDU?
oturup inceleme yapardın, 2020-2030 yılları arasında elektrikli araçlarda en kritik, kar marjı en yüksek parçalar hangileri bunları belirlerdin. bunun arge'sine (zaten devlet teşvikli) 5 yıl çalışır 7.yılda seri üretime geçerdin. buradan elde edeceğin, finans gücü ile yapamayacağın şey yok.

komik cidden. fabrika kurmadan yerli araç üreten bir devlet olduk. tasarımcısı kim bilinmiyor, kim ne yaptı bilinmiyor.

@hey corc versene borc
hocam bir yerde yanlışın var
günümüz otomotiv firmalarının head officeleri yani kendi ana ekibi oturup sızdırmazlık, mukavemet, aerodinamik hesabı vs yapmazlar onlar firma çizgisinde tasarım üretirler sonra büyük bir firmaya (genellikle ispanyol veya portekiz) gidip bakın tasarım bu ben bu tasarımda sorun istemiyorum ne gerekiyorsa yapın paranızı vericem ama bir sorun olursa size ceza keserim diyor.
yani firmanın kendi head ofisinde firma çizgisinde araç zaten çıkıyor ortama. kimse gidipde milletin elinde kalan aracı almaz. italyanlarda bu modeli kime yaslarız diye düşünüyorlardır. sonunda türkiye çıktı adamların elindeki kalan malı aldı.

@dedim dedim, acaba diyorum bizle dalga mı geçiyorsunuz?
"türkiye'de içten yanmalı motoru yapacak mühendislik var" ne ya, arkadaşım motoru yapmakta sıkıntı yok ki olan bir şeyi yapmak çok basit. öyle adamlar var ki fuara gidip bir kez bakınca kendi başına aynısını atölyesinde yapıyorlar. buna mühendis de gerekmez türkiye'den en az 1000 tane usta çıkar bırak motorunu arabanın kendisini yapacak.
hatta halihazırda "türkiyede yapılmış" yarış arabası ve elektrikli araba zaten var. sizin bilginiz yok madem ben sizi aydınlatayım.

size ait olacak buluşunuz size.

patentli diyorum. türkçe yazıyorum. nesi anlaşılmıyor acaba.

içten yanmalı motor patentlidir. pistonlar 4 zamanlı 2 zamanlı ya da wankel bunlar patentlidir. patentli. adam sıkıştırma oranı, pistonu krankın uzunluğu derece açısı gömleği her şeyin ölçüne içindeki karışımına kadar patentini almış. nereye motor yapıyorsun.

benim şu an 4 tane şantiyem var ortalama 18 milyon tanesi. siz patenti olmayan bir kinetik kaynak bulun ben size 70 milyon vereyim 1 ay içinde. bakın yapın demiyorum sadece çizin ve teoride çalışsın.

bunu bulmanız için bir kere sıkıştırma olmamalı. çünkü sıkıştırma da patentli. euheuh kısacası bambaşka kaynakla çalışan bir şey bulmalısınız. siz hondanın ya da opel dohc ve vtec yani değişken zamanlama için bile alfa'ya para ödediğini biliyor musunuz? yani diyorsunuz ya daha önce tasarlanmış bir şey için para ödendiğini gördünüz mü diye?
adam patentini almış demiş ki bunun ben buldum kendi arabasında kullanan parasını öder iznini alır. adam gitmiş 4 pistonun patentini almış gibi gitmiş 3 pistonunkini almış. daha onu bile bilmiyorsunuz kime ne anlatıyorsunuz. içten yanmalı prensip bile patentli. oh ne ala memkelet. adamın teki içten yanmalı motoru keşfetsin sen araba diye bir şey gör. potansiyeli kinetiğe çevirsin bu fikri kullan. heee oldu. ya bi de bu işin içindeyim diyorsunuz. şakaysa komik değil ciddiyse durum vahim.
adam gitmiş sinyal kolunun patentini almış. gelmiş burada bunu yapabiliriz diyorsunuz.
ben tekrarlıyorum patenti alınmamış aracı hareket ettirecek birim bulun yapmanıza gerek yok. teoride tutsun dizaynı vs yapın. ben size 1 ay içinde bahsettiğim tüm paramı vereceğim.
aslında hata bende lexusa ucuz diyen kişiye ciddi ciddi cevap veriyorum.

adam gibi iş yapılırsa kimse binmez. evet tek doğru bu.
adam gibi yapmak için ya patentsiz yapacaksınız ya patenti alacaksınız ya da ücretini ödeyeceksiniz. ya aklıma geldikçe gülüyorum adam frendiskinin bile patentini almış frendiski ya. neyse.

önce prototip yapılır sonra patentine bakılır diye bir mantık yok. sokakta söylemeyin döverler adamı. adam batırırsınız bu söylemlerle.

önce fikrin olur sonra bakarsın patenti var mı diye. aksi halde bütün zaman ve para çöpe gider. düşünsene araba yapmış zaman harcamışsın sonra aaa bu arabada patent hakkı varmış diyorsunuz. akıllı adam işi mi bu şimdi.

bmw mercedes yeni kasa çıkarıyor ne ya. opel astra 2004'ten 2013 e kadar aynı kasa arabayı üretti ahahaha. bu tamamen kullanıcıya yönelik iştir. maliyetlere yönelik bir şeydir.

neyse arkadaşlar bazı koşullar hariç hemen her haltın patenti var. 100 küsür yıllık bir yolculuk var ve her şey patentli burada hareket etme imkanınız yok. yeni sistemler bulacaksınız ve ilerleyeceksiniz.



edit: tamam işte 3-4 milyondan bahsetmiyorum. yaklaşık 70 milyondan bahsediyorum. başkasının eline verdiğiniz gibi ben de isterim ajshdbdjha. ben sözümdeyim. 1 aydı hatta arttırıyorum 6 ay. olsun herkes de şahit.
rizeliyim inşaatçıyım yandaşımdır da şimdi başkalarına göre. ne olacak haydan gelir huya gider. ha ihtiyaç olmayabilir arkadaşlar lexusa bile ucuz diyorlar.

3-4 milyon değğil neredeyse 20 katı. büyük düşünenlerin işi. siz yaparsınız yıllarca bu işin içindesiniz. bekliyoruz heyecanla. ben betondan anlarım. değerli türk mühendisleriile iş birliği yapıp yeni teknoloji elde edebilirsiniz. inanıyorum ve bekliyorum. 6 ay sonra gelirim bu başlığa.

@turbo
bu kafa ile anca şantiye işletilir zaten

''benim şu an 4 tane şantiyem var ortalama 18 milyon tanesi. siz patenti olmayan bir kinetik kaynak bulun ben size 70 milyon vereyim 1 ay içinde. bakın yapın demiyorum sadece çizin ve teoride çalışsın. ''

benim 10 yıllık firmam ile arge projeleri yapıyorum şu ana kadar tr'de 33 eu'da 10 adet proje bitirdim.
işte senin gibi insanlar gelip bana bilmem ne kaynağını bul diyorlar 3-4 milyon tl'lik proje ile bulup projeyi tamamlayıp ürünü ellerine veriyorum.

patent varsa çözümü de vardır. başka yolu vardır. şantiyeci kafası ile düşünenler araba yapıyor böyle işte.

tesla geri zekalı adamın 288 tane patenti 298 tane de bekleyen patenti var. bütün dünya sığır hiç uğraşmasın zaten bütün patentler tesla'da diye.

bu şantiyeci kafası bitse, bir kurtulsak işte o zaman önümüz açılacak.

@turbo,
hocam siz nasıl bir rüyanın içerisindesiniz bilmiyorum ama gerçek dünya bambaşka söyleyeyim.

hani olurda rüya biter uyanırsınız afallamayın.

Ancak Tarcanlar gibi bir ekspertize götürüp çok iyi rapor alacaksın, sonra da arızası ile ilana falan koyacaksın. Servise gidince servis raporu ve proforma fatura da iste, belki size getiririm yine dersin. Sonra sanayiden de aynısına teklif alırsın.

ilk önce bi pejo parçacısı bul, aracın ruhsatını eline al ara, son 4-5 hanesini soracak sana model doğrulamak için.

ondan sonra orjinal sıfır motor bloğu ve silindir kapağı fiyatı sor. daha buna bi ton şey daha eklenecek.

15 e parçaları belki alırsın.

tabii ki yansanayi olmayacak. motor parçalarında yan sanayi iş görmez.

58 binlira muhtemelen sandık motor içindir. sen bile sandık motor almak durumunda kalabilirsin.

onlar da çeşit çeşit, yağı konmuş olanına kadar da var, motor blok kapak toplu, sadece üstüne yağ soğutucusu, devir daim , kayışlar, enjektörlerin takılıp çalışacak halde olanı da var.

kimse yazmamış ama geçmiş olsun.

ben de düşünüyodum vazgeçtim şu an.

Aracı almadan evvel,nereye gotureceğine karar ver.birde arkadaşın dediği gibi detaylı rapor iste bozuk araçla servis servis dolaşmak zorunda kalma.bir kaç yerden fiyat alıp aklına yana yere yaptır.istanbul avrupa yakasındaysan tanıdık servisler var,mesaj at,soralım.

Araç her şekilde satılır.önce tamir seçeneklerine bak aklına yatmazsa o kısmına bakarsın.ben bazı özel araçları hasarlı bulduğumda alıp yaptırıyorum.bırak motoru arabanın yarısı olmuyor bazen.

Guzel

ben bergamutlu ve yeşil çaylı iki erkek parfümünü kullandım, 2 sene önce almıştım ama aynı parfümler hala satışta var. kalıcı değillerdi bir kere ve öyle akılda kalacak kokuları da yoktu. he bergamutla, yeşil çaydan ne bekliyordun zaten diyebilirsiniz, ama bilmiyorum...

Başka fikri olan?

www.sahibinden.com

Beylikdüzü kavaklı

söyle tabi.. insanlar açık diye gidiyorlar. topluma hizmet etmiş olursun.

ben starbucks'ta üst yönetici olsam ilk o müdürü kovardım...

Starbucks Turkiye'ye haber verin bence, isini duzgun ve zamaninda yapmayan calisani denetleyemeyen, dukkanin "bazen" gec acildigini bildigi halde onlem almayan mudurun de kulagini ceksinler.

bence esas gevşeklik müdür'den başlıyor arkadaşların da dediği gibi. ayrıca müdür 7'de gelmesi gerekiyorsa ve gelmiyorsa çalışan da gelmez. ama bence kural olarak hizmet sektöründe bu tip açılış saati önemli. hani 5-10 dakika olsa neyse de 40 dakika olması ve bunun sürekli olması sıkıntı, söylenebilir.

Bence müdürü şikayet et. Amirin çalışanlar üzerinde denetim ve gözetim sorumluluğu vardır ve çalışanların kusurlu fiillerinden her bakımdan mesuldür.

evet gerçekten insanların işini iyi yapmasını istiyorsan
ve bu konuda şikayetçi isen
ve şikayetini iletmek istiyorsan

bunda çalışan ya da müdür ayrımı yapmadan
önce müdürü şikayet etmelisin ama bunu yapacağını sanmıyorum

sadece çalışan üzerinde şikayetinle tatmin olmaksa amacın iş yürüsün değilse müdürü şikayet edemezsin !!!

Söyle tabii ki, neden söylemiyorsun. Baktın yine geç geliyor. Direk kankan müdürü şikayet et.

mağazasının kaçta açıldığını müşteriden öğrenip şok geçiren müdür de iyiymiş. rahatlığın böylesi.

çalışanları müdüre şikayet etmek yerine genel müdürlüğe mağazayı şikayet et.

bırak uyusun insanlar

İnsanlar uyanamayabilir. Bundan haberdar olmayan yönetici de sorun var çalışandan cok.

Negatif yorum yapmayı seven biri değilim tutamadım kendımı kusura bakma da "bugün de sürekli soru soruyorum, çünkü iş yapmamak için her şey mübah team" diyip işine geç kalan insanı şikayet etmek bir garip.

söyle, affetme. müdür niye geç geliyormuş, şubenin kaçta açıldığının farkında değil miymiş, bunları da sor.

İmam cemaat ilişkisi. Müdür geç kalırsa eleman mı alacak o sorumluluğu. Bence arkadaşa söyle ama tavsiyenle beraber, "abi senin bu çocukların başında durman lazım" diye.

bence kameradan hergün açılış saatini kontrol etmeyen müdürü bir üstüne şikayet edin.

sen 7de gidiyorsan o da açmak zorunda. söyle bence 7de gittim kapalıydı de.

Hangi starbucks?

adamlar 40 dk az çalışıyor. öğle molasından 40 dk geç gelen devlet memurunu düşünün, ya da banka açılmasın. ya da iş arkadaşınızın 40 dk erken çıktığını düşünün. normal mi?

Alkole başlamadan önce zeytinyağı tüketebilirsiniz. Ben kızarmış ekmeği kekikli zeytinyağına batırıp yiyiyorum.

Peki, alkole cevap veren mide için normalde ne yapılır?

yoğun alkol tüketmeden önce bir miktar yağ yutma olayı var. midede yağ üste çıkacağı için kusmayı engelliyor, bir bariyer görevi görüyormuş. hiç denemedim.

içmeden önce zeytinyağı zaten arkadaşlarda söylemiş. İlla yağ yutmana gerek yok ekmekle yada zeytinyağlı mezelerden biraz takılabilirsin içmeye başlamadan önce. Rakı içiyorsan 2 dublede 1 çay söyle, alkolün erken çarpmasını engelliyor bir şekilde, daha uzun daha temiz içebiliyorsun. Bol suda tüket içerken. Benim yaptıklarım bunlar. Birde geçen eczacı bir arkadaş ''f'' ile başlayan bir mide ilacı söyledi içmeye başlamadan yarım saat önce yut mükemmel bir koruması var dedi. Geçen aklıma geldi denedim dediğim kadar var hiç rahatsız olmadan ve sabah çok rahat kalkacağım şekilde etki etti ama adını hatırlayamıyorum şuanda.

simya yapmaya gerek yok: az iç, içebildiğini zannettiğin kadar içme

e zaten mezelerin bir gorevi de bu, yavas yavas demlenmek icmeye baslamadan getirilen kizarmis ekmek tereyagi veya zeytinyagini atlamamak, cok acili baharatli mezelerden kacinmak cok buyuk fark yaratir.

Bir keresinde çok içeceğimiz bir vakit domuz yağı (lardo) alıp yemiştim, salam gibi tüketiliyor. O gece hayatımda içmediğim alkolü içtim, tüm arkadaşlarım yamulmuşken ben hiç içmemiş gibi takılıyordum, dağılmaya yakın beni birden bir anda bir çarptı, zaten sonrasını hatırlamıyorum. Sabah uyandığımda kusmuk içinde uyandım, yatak duvar her yer. Çok kötüydü. Bir daha da yağ yemedim. O kadar da içmedim zaten. Ayarında tüketmek lazım :). Yavaş yavaş içip arada yürüyerek falan kendini kontrol edeceksin. Bir noktadan sonra kafan iyi olmuşken içtikçe içesin geliyor. Benim için o nokta mesela durmam gerektiğinin sinyali.

Ben Turkcell'deb geçtim ve memnunum. Orada 6gb'a 80-90 ödüyordum ve inditim yapmamakta inat ediyorlardı, son 2 senedir bahsettiğin tarifedeyim ve memnunum.

geçiniz. voda'nın çekmediği yerlerde çekiyor interneti genelde.

geçiniz. voda'nın çekmediği yerlerde çekiyor interneti genelde.

Vodafone hiç kullanmadım, kötü diyorlardı. Turkcellden direkt telekoma geçtim İstanbulda sıkıntı yaşamıyorum. (Deprem günü gibi zamanlar baya sıkıntı oldu ama)

karoq veya kodiaq

3008

Karoq +1

subaru xv eğer 4*4 istiyorsan

c5 aircross

Gecen ay 3008 almanin esiginden dondum, oncelikli sebebi dizel otomatiginin kalmamis olmasi, sonraki sebebi de subat gibi muhtesem kasasiyla 2008'in geliyor olmasi.

Yani ozetle 3008 ya da yeni kasa 2008 derim, her seyiyle cok basarili araclar.

3008-c5 aircross-yeni kasa 2008-yeni 508.

Peugeot bayide 2 tane arac kalmisti benzinli. Biz de benzinli duaunyyorduk. Aslinda yeni 2008i begendim ama fiyatlarin cok artacagindan korkuyorum. C5 aircross bayilerde kalmamis

Karogun geri gorus kamerasi yoktu sanirim

Evet fiyatlar bir miktar artacak, hurda indirimi de bitiyor sanirim, benzinli 3008 dusunuyorsaniz hic durmayin zaten.

suzuki vitara

dolar 1 ay önce 5,70 iken, bugün 5,95. belki bir fikir verir.

üçe bölüp dolar, altın ve gayrimenkulde değerlendiririm. veya anadolu yakasında belli bölgelerde emlak fiyatları düşüşte. hepsini oraya gömebilirdim ancak depremden de biraz çekiniyorum.

Üçe bölüp altın dolar euro olarak değerlendiririm. Gayrimenkul olarak degerlendireceksem de bu ev değil arsa olurdu.

@just give away man

6,22'yi görünce satacaktın işte

@malheiros satamazdin o an çünkü 7 yi de gördü beklenti 7,5 idi

Dunya merkez bankalari, yeni yilda genislemeci bir para politikasi uygulayacaklari mesajini veriyorlar. Bu da bizi altin cevabina goturuyor.

İmza nikim :)

ev alırım kiraya veririm. düz adamım.

uzun vadede altın almak..
ama bana sorarsan ticaret.

Emlakçılarla anlaşıp uygun evler kovalayıp, paranın bi kosmıyla evin tadilatını yapıp yüzde 25-30 bandında karla satardım.

altın ya da ev alıp kiraya vermek.

beğendiğim bir finans kurumunun yatırım uzmanına giderdim.

oturma izni veren ülkelerden birinden gayrimenkul tabiiki, portekiz falan.

Ben ticaret yapardım.

Yarısıyla uzun vadeli borsaya girerim (SP 500'e atarım mesela) bu uzun vadeli, 15-20 bin dolarıyla opsiyonlarla uğraşırım, bu kısa vadeli. 15-20 bin dolarını direkt nakit olarak tutarım, geri kalanını da kısa vadeli treasury bill'e falan koyarım (1-3 aylık arası).

+1 :) ah bir de hisse önerileri olan olsa

Bu yeni inşaat ise iskan alınmasını bekleyin. Hatta ben sizin yerinizde olsam yönetim planı oluşturulmamış binadan da ev almam.

İskan geç çıkar öyle evlere

iskan olmazsa suyu doğalgazı elektriği üzerine alırken zorlanırsın, su faturasını çok yüksek ödersin falan.

iskan çıkmazsa sıkıntı olur. tüm apartman ortak su veya elektrik kullanır, kimin ne tükettiği belli olmadan ortak ödeme yapılır falan.

bir avukatla yola çıkarsanız daha rahat ederseiniz. öncelikle kat karşılığı inşaat özleşmesini muhakkak okuyun. buradaki gecikme vs durumlarında siz de yararlanacak mısınız bu önemli. sözleşme ile inşaatın şuı andaki durumu ne aşamada. geç mi kalmış, ne kadar geç kalmış, veya süresinden önce mi gidiyor buna göre bir fikir edinebilirsiniz. ayrıca teknik şartname çok önemli onu da detaylı okuyun, şu ana kadar şartnameye uyulmuş mu?son olarak satışınızı tapudan mı yapıyorsunuz yoksa noterden mi?. tapu haricinde sıkıntı yaşayabilirsiniz.

Bence çekilmemiş kahve çekirdeği anlamına geliyor.

Granül kahve değil, çekilmemiş kahve çekirdeği de değil. Çekilmemiş olan "whole bean."
Kavrulup çekilip paketlenmiş kahve. Hazır çekilmiş diyebilirsiniz. (Butik kahveciden aldığımız bütün çekirdek değil de, mesela Metro markette satılan, aylar önce çekilip paketlenmiş çekirdek kahve pre-ground oluyor.)

Paran varsa İngiltere'ye git işte. Çalışma iznini falan da çıkartabileceksen git... Bu arada İzmir'daki şirketin bilgilerini de yazarsan, onlar da elemansız kalmasınlar, yazık.

Bu londra'daki 3000 gbp versusu değil önce bunu bi kabul et. Maceraya mı atılayım para mı kazanayım diye sormuşsun, çok paran varsa maceraya atıl tabii ama yoksa uğraşma.

ekaterina +1

para harcayıp geri alamama ihtimalin olan bir şey master. Ben yaptım, fulltime iş bulamadım döndüm mesela. (kendi işimi aradım tabii) Ayrıca yüksek ihtimal demişsin ama, aynı masterı yapan EU vatandaşı varsa senin yerine onu alırlar, niye Türkle vizesiyle uğraşsınlar. Brexit henüz o kadar etkilemedi sanırım. Ha okuyan herkese yer-iş var diyorsan okey.

Türkiye'den çok bıktıysan git dene. Ama İzmir 12000 gayet iyi tabii.

varsayımın tutsa bile izmir 12k ile çok rahat yaşarken londra 3k pound ile sürünme ile orta arasında yaşarsın.

izmirde 12bine kral yaşarsın ama leş gibi trafik, her haftasonu içki ortam, yazın çeşme desen istanbullu ankaralı akınından zevk alamazsın. izmirde yaşanmasına yaşanır. rahat yaşanır ama ben ingiltereyi seçerdim.

Londra'da 3 bin ile bir kişi geçinir, 2 kişi zorlanır tek maaşla ama izmirde 12 yle 3 çocuk rahat bakarsın, özel okul zorlar belki :)

ama tecrübe ileride işime yarar hayatta bir kere yapılabilecek şey denemek istiyorum, zorluğa katlanırım üşenmem diyorsan tabi ki Londra.

su kosullarda net izmir.

evet sevgili suserlar bir background bilgisi ekleyeyim o halde,

master yapacağım alan ya BIM (building information modelling) ya da Low Energy Building services olacak. inşaat müh. yim. Türkiyedeki sektörden ve ortamdan kaçmak, yeni vizyon kazanmak, ingiltere'de dünyanın en iyi inşaat firmalarında çalışmak istiyorum esasen. programlardan birindeki koordinatör ha bire mezunlarımız şuraya yerleşti, şu şirket şu kişilere ödül verdi vs diye mail atıyor. kabul aldım ben de o bölümden. ama tabii ki iş bulma garantisi yok. belki de sadece reklam yapıyor. ama sorup soruşturduğum kişiler bölümün ve okulun oldukça iyi olduğunu söylüyor. iş ilanlarına da bakıyorum bir sürü ilan var bu alanlarla alakalı. dünyanın en iyi inşaat firmaları bu arada bunlar.

bildiğim kadarıyla mezuniyetten sonra ingiltere'de kalma süresi 2 sene olacak. ararım ve bulurum diye düşünüyorum. ancak gel gör ki o kadar para harcadıktan ve geri kazanamadıktan sonra da el cepte ülkeye geri dönmek istemem. bilemiyorum altan, bilemiyorum...

belki bu backgroun bilgisi dahilinde bir şey diyecek çıkar...

Hocam, o zaman başlığa uğramazsa @ozdek'e mesaj at mutlaka. -Sanıyorum- O hem İngiltere'de yaşıyor, hem inşaat mühendisi, hem de BIM alanında çalışıyor veya firmanın BIMcisi.

Ingiltere' ye git. İngilizce' ni gelistirirsin. Cok iyi Ingilizce ile zaten ülkemizde iyi maaşlı bir iş bulabilirsin. Ayrıca iyi veya kötü bir tecrübe olmuş olur. Şansın iyi giderse oralarda çok daha iyi yerlere gelebilirsin.

muhendislikte iyi isen BIM isin hamalligi. her buyuk sirketin tecrubeli bir iki tane BIMcisi vardir zaten oyle milletin yana yakila eleman aradigi bir sektor degil, eski CADciler simdi BIMci oldu..cizim elemanisin demektir, muhendis ne derse onu cizersin. bizdekilerin alayi iki senelik teknik cizim okumus elemanlar.

ayrica 28000 pund BIM ogrenmek icin cok buyuk para. sonunda cok cok iyi bir maasa is bulacak olsan baska ama parayi cikartman icin 2-3 sene calisman gerekecek en az.

illa yurtdisina cikacaksan MBA yap en azindan turkiye'ye donunce yoneticilige oynarsin. buyuk dusunmek lazim.

Ben de inşaat mühendisiyim. Bim üzerine yüksek lisans yapmak bana da saçma geldi, klasik ana bilim dallarına nolmuş ki ben olsam yapı işletmesi veya ulaştırma gibi alanlara yönelirdim. Bu okulun adı ne imperial london college'e falan başvurdun mu çok prestijli bi okul. Ulaştırma düşünürsen de newcastle üniversitesi'nin ulaştırma departmanı harika gerçekten.

@ekaterina ve @cooperr
2 bölümden kabul aldım. 1. si "construction project management with building information modelling" sadece BIM değil esasen. BIM hamallığı yapmayacağım yani. en azından öyle düşünüyorum. programın çıktısı ne kadar kaliteli olur bilemiyorum tabi şimdiden. içerik fena görünmüyor, tatmin edici.

2.si low energy building services bu da daha çok makine ve elektrik ağırlıklı HVAC tasarımı diyebilirim sanırım çok çok kabaca.

MBA dediğimiz programlar ingiltere'de 45.000 GBP amerika'da 90.000 usd civarlarında. çok pahalı yani biz Türk vatandaşlarına göre :/

en önemli parametreyi yazmamışsın.
kaç kişisiniz?
aile olarak yazacağım.
londra'da 3 kişilik bir aile sadece kiraya 2000 civarı veriyorsun. 1500-2000 diyelim. buna council tax dahil olsun. tek kişi ise oda kiralarsan 600-650 civarı diyelim çok lüks bir ev ya da oda buldun 1000 diyelim.
yeme içme burada dışarıdan yemeye kalkarsan obez olursun. hazır yemek yiyeyim dersen günde en az 10 pound gider. sigaran içkin falan varsa bir paket sigara 12-15 pound, alkol de ortalama şişesi 6-15 pound. 6 şarap, 15 viski yada gin diyelim. 12 yıllık marka viskiden başkasını içmem diyorsan 30 civarı max.
yol masrafın tuttuğun ev göre değişir ama burada 150 falan gayet normal bir yol ücreti.
dışarıda eğlenme sana bağlı tabi ama 50/gece diye düşün. bir bira ortalama 5 pound aldım. bazı hayvanlar 100 de harcayabilir öpüyorum onları. neyse bunar lüks zaten.
telefon 10 pound koy minimum. voxi iyidir. fazlasına gerek yok.
onun dışında tr'ye gidip gelme maliyetini falan sen hesapla.
burada işi olan insanlar yılda 2-5 kere tatil yapar ve bu çok normal bişidir. bu tatiller min. avrupa max amerika bazen japonya ya da avusturalya falan olur. yani biriktireceğin bir para olmaması için sistem çok güzel kurulmuş. bu tatilleri yapmazsan cıkcıklarlar.

şimdi kendi hesabına göre alt alta toplama yaparsan /ki mühendissin galiba hatta meslektaşız yaparsın bence/ aşağı yukarı bir fikrin olacaktır..

bunun dışında yl yaparsın. galiba şimdi 2 sene çalışma izni geri geliyor. bunu kaçırma derim. mezun olunca bir iş bulursun ve çalışmaya başlarsın.

şimdi bir hatanı daha yazayım: kaç senelik mühendissin bunu niye yazmıyorsun? tecrüben ne? yeni mezun musun?

fakat burada yeni mezun gözüyle iş bulayım dersen seni bir hüsran bekliyor. süper şanslı bir adam değilsen asgari ücrete falan belki işe alırlar. hadi 25 versinler sanmam ama 30 versinler.. o yüzden bir konuda tecrüben olursa daha iyi maaş alırsın. yeni mezunsan unut..

ayrıca burada herkes çok nazik herkes mükemmel süper saygılı falan..
unut bunları. hepsi ırkçı ve senden faydalanmaya çalışan orçolar afedersin. başkasına ya da ilana 65 çıkar senin ilk iş tecrüben diye 35-40 teklif eder.
/ bu arada ağzı sulanan arkadaşlara bilgi. bunlar vergi dahil rakamlar. 12'ye bölmeyin yani üzülürsünüz./
iş arama esnasında çok ama çok yıpratabilirler. ama şanslı bir adamsan burada iş çok. 1 sene sömürülürsün, 2 sene sömürülürsün ama sonra toparlarsın.

burada 1 senedir çalışıyorum. türkiye'de süper bir kariyeri dinamitleyip geldim. bu bir sene sonunda söyleyebileceğim buranın toz pembe olmadığıdır. kaypaklık, adam kayırma, rüşvet, dedikodu, ırkçılık , gizli ırkçılık vs aklına ne kötü şey gelirse var. o yüzden bazen yabancılık çekmediğim doğrudur.

bu arada bim konusunda master yapma bence daha yeni ilan çıktık burada o işleri teknikerler yapıyor. bizi nasıl gaza getirdilerse bir olay var sanıyoruz ama alacağın ücret 28 bin civarıdır. benim şirket biraz az ödüyor bu arada daha yüksek de olabilir piyasada. ne konuda master yapayım diyorsan valla ben de bilmiyorum açıkçası burada eğitim falan yalan tecrübeye bakıyorlar. tecrübe de piyasada ediniliyor.

ha bu arada dünyanın en büyük inşaat firmaları var ya onlarda ırkçılık en üst seviyede. o yüzden burada çalışacağın firmalar anca orta seviye firmalar olur. mutluluğu da muhtemelen bir aile şirketinde bulursun.

İngilizce epub'ları torrent'te var.

Witcher Prequels [1 - Last Wish_ Introducing the Witcher, The - Andrzej Sapkowski.epub 305.47 KB
Witcher Prequels [2 - Sword of Destiny - Andrzej Sapkowski.epub 427.97 KB
Witcher Saga [1 - Blood of Elves - Andrzej Sapkowski.epub 483.78 KB
Witcher Saga [2 - Time of Contempt - Andrzej Sapkowski.epub 1.20 MB
Witcher Saga [3 - Baptism of Fire - Andrzej Sapkowski.epub 445.92 KB
Witcher Saga [4 - Tower of Swallows, The - Andrzej Sapkowski.epub 1,020.22 KB
Witcher Saga [5 - Lady of the Lake, The - Andrzej Sapkowski.epub 2.10 MB

@malheiros çok teşekkürler, ingilizcelerine ulaşabildim ama türkçeleri bulunması cidden zor sanırım. ilk 5 kitap çevrilmiş gibi duruyor ancak 1 ve 3 dışında bulamadım. 2yi bulsam en azından ilk üçünü okurdum ama böyle sırasız gitmesi de can sıkıcı :)

2. kitabın çevirisi fb'de "e kitap paylaş (pdf ve epub)" adlı grupta yer alıyor. yandex.disk linki vermişler hatta.

facebookta @sanat guresi'nin dediği grubu bulmuştum, hatta çarşamba günü üye oldum. ilk kitabı dün bitirdim, bugün ikinci kitabı indireyim dedim ama yok olmuş! ikinci kitabı ve diğer kitapları da türkçe olarak bulabileceğim bir yer biliyor musunuz?

çiçek balında ortalama %81 şeker var. kalan %19'u için övüyorlar.

uzun zamandır bal yememiştim ve geçen yulafa kattım. meğer ne kadar şekerliymiş lan bu diye içimden geçirdim. bir daha da yemedim...

antiseptik ve antibakteriyel özellikleri var, sıradan market balı değil de doğal ballarda o kadar şeker çarpmıyor. fethiyede direkt arı çiftliğinden bal almıştım hala tadı damağımdadır.. yıllar yıllar önceydi..

Sektörü canlandırmak, pazarı kuvvetli tutmak için uydurulmuş bir balon bence.

ayet var mehmet, ayet var.

bal adında da anlaşılacağı gibi balondur.

doğal bal var. ormanlarda, doğal hayat içinde oluşturulmuş orijinal kovanların araştırılıp bulunması ile elde edilen. onlar fena pahalı.
bunun dışında, elde edilen bütün ballarda şeker kullanılıyor. kovanların yanına serpiştiriliyor şeker. arı kardeş de gidip çiçek çiçek gezeceğine bu balı alıyor, pat bal yapıyor. bu sebeple yediğiniz ballar bal gibi değil. aşırı şekerli.

peteği balmumu olmayıp arının üretimi olan, etrafa serpiştirilen şeker oranı en düşük olan balı aldığınızda "bu şekerli bi şey" diye düşünmezsiniz. tatlı, fakat kendine has bir lezzeti vardır gerçek balın. şekerli diye tanımlanamaz. marketlerde satılanlar ise tam bir şeker küpüdür, yemeyiniz, yedirmeyiniz.

dini kaynaklarda adı geçtiği için faydalı zannediliyor. kanallada çıkıp faydasız diyebilecek o açıdan biraz zor bu şartlarda. kendin araştırıp karar vermen gerekiyor. bilmiyorum bilimsel açıdan faydası var mı.

Şekerden şekere büyük fark var. (glikoz fruktoz laktoz)

bence zararlı sağlıklı pek doğal birşey kalmadı kendi üretiminiz değilse.

According to modern scientific literature, honey may be useful and has protective effects for the treatment of various disease conditions such as diabetes mellitus, respiratory, gastrointestinal, cardiovascular, and nervous systems, even it is useful in cancer treatment because many types of antioxidant are present in honey. In conclusion, honey could be considered as a natural therapeutic agent for various medicinal purposes. Sufficient evidence exists recommending the use of honey in the management of disease conditions. Based on these facts, the use of honey in clinical wards is highly recommended.


Baya icindeki faydali maddeler sebebiyle. Fazladan alinan enerjiyi hesaba katip ona gore baska seylerden kisacaksin.

dağın başındaki bir köyde yaşıyorsan, evet ihtimal vardır.

Yok yahu.

yok. lütfen abartmayın.

Uğraşmaya değmez... Kenarda dursun hesabın 5 sene sonra tekrar oynamaya başlayınca kullanırsın.

Güvenip alması zor insanların, ben de olsam almam, çünkü geri almanız bir ticket'a bakıyor.