Samsonite yerine american tourister daha mantıklı bence

Yerli malı cavusoglu çanta sanayi nin ürünleri önceden çok iyiydi şimdi bilemiyorum
Ancak, o plastik bavullar var ya hemen hepsi aynı. Mercan yokuşundan üç beş yere bakıp almak en fiyat performans işi bence.
Bavulun dağılması biraz şans işi.

Körük ne kadar büyük bilemiyorum ama fark eder bence

Türkiye'de var mi bilmiyorum ama travelpro.

Valizleri artik kullan at gibi kullaniyorum. Hasar gorurse uzulmeyecegim, buldugum en ucuz valizi aliyorum.
Bir degilse ikinci seyahatte bi tarafi cortluyor zaten.

Bi valizimin tekeri ortadan yariya bicakla kesilmis gibi geldi. Nasil becerdiler hala merak ediyorum.

Havaalanlarindaki hasarli bagaj kisimlarindan simdiye kadar hic sonuc alamadim, ne hikmetse hep onceden hasarli olarak isaretlenmis oluyor. Zaten cogunlukla onla ugrasmaya vakit olmuyor.

@kisa eminonu tarafina gitmem cok mumkun degil, direkt online alicam. American tourister eskiden boynerde vardi simdi yok ama online’da samsonite ile cok yakin fiyatlar. Bir bakayim yine.

2012de metro markette tesadüfen valiz seti görmüş, en büyük almıştım. Tamamını almadığıma öyle pişmanım ki... Fiyatı komik denebilecek kadar ucuzdu, körüklü, bol cepli ve 4 yönlü 4 tekeri var. (o sistemin adına ne deniyor bilmiyorum)sürmesi çok kolay. Malzemesi de kumaştan. Dolayısıyla uçuşlarda kırılmıyor, kaldı ki güzel bir kumaş seçmişler yırtılmıyor da... Markasına bakıp yazarım yine ancak metro markete bakmanızı öneririm. Bazen sürprizler yapıyor.

@strawberry first ; kumasla sert valizler arasinda kaldim. Kumas cirkin duruyor bence ama evet daha dayanikli dediginiz gibi. Ama ic hazne bir tik daha dar, o zaman da benim kabin valizimin korugu acik haline yakin oluyor. O yuzden eleyecegim gibi ama metro’nun online’ina bakayim

youtu.be
Piyasada satılan sert plastik valizler abs valiz diye geçiyor, bir de poliproplen valizler var kısaca pp olarak geçiyor dış kabuğu daha esnek, kırılmaz valizlerden bakıyorum de onlar anlar, her boyu her rengi var

www.lumberjack.com.tr

Bende bu var, hem ucuz hem de hijbiji olmuyo. Esnek, kırılmaya dayanıklı olarak pazarlaniyo zaten

@abuzer aa ne guzelmis yahu, biraz bakayim

Terlik dahil 43,7 az bir kilo.
Eğer genetik miras değilse;
Hiç çok iyi bir sağlık kontrolünden geçtin mi? Bu zayıflığın sebebi bi üniversite hastanesinde araştırıldı mı? Hormonlarına falan bakıldı mı?

Beden kitle endeksim 23 :p memnunum üzerimde bir ağırlık yok

aklımdan geçenler mirket +1

boyu karıştırmak istemezdim ama kaç ola ki, bu kilo az geldi,

cevap: 67 değilim, biraz düşürünce memnun olacağım,

51-53 arası galiba

Tam göremedim
437 ise sıkıntı
43,7 ise daha büyük sıkıntı

Neyse ben 181 cm 86 kiloyum. Geçen sağlık ocağında bi çizelge vardı baktım, obeze yakınmışım.

ailenin en küçüğüyüm, 45 yaş üzeri anneden dünyaya gelmişim. doğduğumda ölür bu demişler ama yaşamışım.

tüm testleri yaptırdım bir şey çıkmadı.
kan değerlerim de güzel.

boyum da 160 bazı doktorlar gayet iyi, almak için uğraşma diyorlar.

iştahım iyi bence. çocukluğumda yeme baskısı çok gördğm için ara öğün yapmayı sevmiyorum acıkmam lazım.

Kuş kadarmışsın :) 76 77 kiloyum. Çok iyiyim.

Bi ara ilaç içer gibi 1 tane ekmeği beyaz peynirle, biraz çiğnedikten sonra suyla boğazımdan geçiriyordum. 48 olmuştum. Ama sürdüremedim ve bıraktıktan sonra yine aynı oldum bir süre sonra.

vki/bmi 18.2
bazen memnunum bazen değilim

Ben 80 kgyum boyum 187. Kg 75 olsa sevinirim. Eşim 163 cm 45 kg. Ailesi minyon kendide. Kuzenleri de aynı. Genetikse problem değil.

160 boya 43 kilo bki 23 oluyor mu?

72yim memnunum.

177 boy. 82den 69a 2 ayda düştüm kalori sayarak.

72de sabitim iyi.

180cm boy, 60kg kutle.

168 cm boy 55 kg
52 olduğum zamana dönmek istiyorum:/

arbre o kadar çok zayıflık zorbalığı gördüm ki sana anlatsam burdan uzaklara yol olur. İlk önce annemden gòrdüm.

160 boy, 52 kilo idim. Sonra bir bel fıtığı geçirdim. Bir süre 58 kiloda kaldıktan sonra 3 Ay içinde balon gibi şişip 71 kiloyu gördüm. Yavaş yavaş vermeye uğraşıyorum. 67 ye düşmüştüm en son. Şimdi ne haldeyim bilmem...

Yoksun yani :d

100+ değişiyor maç yoğunluğuna göre
182

75, memnunum.

Tam 2 katınım. Memnun değilim.

5 yıldır tartılmadığım için sorunun hedef kitlesi dışındayım ama tahminim 60-65 arası. Kilom hakkında düşünmemeye çalışıyorum çünkü gençliğimde 9 yıl kadar yeme bozukluğum vardı ve saplantılıydım bu konuda. Tekrar o günlere dönmemek için tam sayıyı bilmemeyi tercih ediyorum.

95

memnunum

Boy 185 kilomda 88 memnunum şimdilik

73 skinny fat

minyon fiziği işte, övebiliriz istediğin buysa

@birsorusorcam, yo övülme gibi bir derdim yok. yarenlik yapmak,sohbet ortamı oluşturmak istedim. 26 yorumdan herbiri de gayet eşlik etmişler bu arzuma sağolsunlar.
Niyet okumasaydın keşke sana yazik valla bak. Ben hiç üzülmedim ama sen her şeye böyle bakarsan işin zor.

ben de nötr'üm, eskiden aşırı zayıf biri olarak empati kurabiliyorum
kilon'da standardın çok az altında sadece bu da kadınlar için dezavantaj değil
bu kadar

1,60 boy 53-54 kg

50 üstüne çıkamadığım günleri özledim :( aynada basenlerimi görmek kalbimi çok kırıyo fjfjfkfk

43 kg çok güzelmiş ama bir ara doktordan şöyle bir şey duymuştum, yağ oranı çok azaldığında adet görememe gibi bir şeyler olabilirmiş. Aşırı zayıf olmak da sağlıksız olabilirmiş, değerlerin vs normalse sorun yok demektir tabi ki.

@bir soru sorcam, boşver pampa kilolu olursun şişko derler, zayıf olursun sıska derler, uzun olursun sırık derler, kısa olursun bücür derler. zaten öyle birileri uzak olsun bizden. yani benden ama sana yakın olabilirler. seversin gibi.

E-vize görünmekte şu anda.

Internetten 5 dakkaya aliniyor.

İnternetten 10dk.da alırsınız. Zorunlu sağlık sigortası ile 110dolara geliyor. Kapıda da alırsınız. Kiosklar var, arapça ingilizce vs zor olur. Gitmeden alın. 10dk.da mailine gelir.

@mabl ile aynı anda yazmışız. 5dk.da olur tabi, klavye hızınıza bağlı:)

ben olsam Almanya derdim gelecek açısından hem kendim hem ailem için. Ama size bağlı BAE de kazançlar genel olarak EU nun üstünde.

1. maas ne kadar iyi? neden yok ki gelecek? bi süre takilirsin.

2. neden almanya olsun istiyorsun ki?

sorularim biraz basit gibi görünebilir ama gercekten anlamak icin öyle yazdim.
(7 senedir master + is sebebiyle almanyada yasayan bir mühendis olarak sordum)

avrupada yükselmekte olan mülteci sorunları yüzünden asya ülkelerine yönelmeyi düşünüyorum ben. ben olsam dubai seçer bir süre takılıp para biriktirir, iyi bir asya ülkesine geçmenin yollarını arardım.

he almanyada yaşayacağın yerde mülteci problemleri yoksa almanya da olabilir belki ama bu problem her yere yayılacak gibi geliyor bana.

Dubai'ye gitmek Almanya'da oturum ve vatandaşlık sürecini tamamen durdurmayacaksa (geciktirmesi ya da duraklatması kabul edilebilir bence ama bunu çocuğunuz olmadığını varsayarak söylüyorum) Dubai'de bir süre çalışıp iyi maaşın keyfini çıkarmak ya da para biriktirmek de mümkün.

dubai'de üç gün bana çok geldi. beton yığını, boğucu, kısıtlayıcı. her şey para değil. ödubai'de harcayacak bir senem bile yok.

Dubai kesinlikle. Bekarsan eglence anlaminda da Dubai, evliysen cocuk yetistirme icin de Dubai.

Dubaide yasayabilen biri zaten trde de yasardi. Almanyada yasamak isteyen birinin paradan baska motivasyonlarinin olmasi lazim.
Para icin insan ailesini, arkadaslarini, dogup büyüdügü yeri birakmaz. Paranin yaninda baska motivasyonlarinin olmasi lazim.

Biraz daha detayli yazmak istedim.

Yazcıysan Dubai, kışçıysan almanya. Bir kışçının Dubai'de hayatta kalma ihtimali yok.

BAE sosyal devlet değil, paran kadar insansın. Gelirin iyiyse yaşam eğlenceli, hem sosyal olarak hem aktivite olarak Almanya'dan fazlasını vaadediyor bence. Dünyanın her yerinden expatlarla sosyalleşeceksin. Keza çocuğun varsa kozmopolit bir okulda iyi bir eğitim alacak ve woke saçmalıklarına maruz kalmayacak.

dubai tabii ki. almanya kaciyor mu, dubai'de 1 sene denedikten sonra baktiniz olmadi yine almanya'ya gidersiniz. almanya'ya bos gideceksiniz is guc yok kira su bu bir suru sorun.

Dubai'de maasin ALmanya maasinin 3-4 kati degilse orayi dusunme derim.

Dubai’de yaşıyorum, yaklaşık 2 sene olacak. Norveç’e karşı tercih edip yerleştim. Gayet memnunum.

Dubai’de geliri iyi olan beyaz yakalılar için cennet gibi, gelir vergisi yok, Türkiye uçuşları ve diğer uçuşlar ucuz. Haftasonu bi Maldivler’e uçayım 2-3 gün kafa dinleyeyim gibi ütopik gelebilen planları yapabiliyorsun. Misal durup dururken geçen hafta epey indirim var diye Singapur bileti araştırıyordum :)

Alım gücü gayet yüksek, istediğin birşeyi almak için aylarca beklemiyorsun.

Yazları epey sıcak ama sokakta çalışmadığım için bana etkisi minimum diyebilirim.

dubai'den ev satın alıp yaşamak ömrü uzatır, almanyadan alıp oturmak kısaltır o derece yani.

tekce.com

Almanya'da vatandaşlık hakkı için kaç senenin kaldığına bağlı. 1 - 2 sene kaldıysa eğer mesela, vatandaşlığı alana kadar teklif ne olursa olsun kabul etmem o süreyi doldururum. Diğer türlü Almanya'da aylık ne kadar birikim yapabileceğin önemli faktör. İyi bir pozisyonda iyi bir maaşın olmayacaksa ve büyük şehirde yaşayacaksan eğer birikim şansın pek olmayacak. Dubai'de birkaç senede ev kredisi için peşinat biriktirirsin herhalde ama bu kez Almanya oturumu tehlikeye girecek. Biraz detay lazım durumunla ilgili

net dubai yaw..

Şartlar 657'ye göre daha iyi. Maaşlar yüksek. Atanınca sözleşmeli oluyorsun. Kısım müdürü olana kadar 399la devam, müdür olunca 657'ye geçiyorsun.

Sıkıntıları diğer her yer ile aynı. Kafan çalışıyorsa, çalışkansan, vicdanın varsa her işi yaparsan. Malın tekiysen emekli gibi takılırsın, kimse senden birşey istemez.

Dayın varsa her türlü kurum değiştirirsin

Eski 399'luyum, maaş yüksek ama yüzdeye vursak en fazla yüzde 10'dur 15'tir. Sözleşmeli oluyorsun, başka kuruma atanman dayın yoksa imkansız, kuruma göre değişmekle birlikte servis ve lojmanda dezavatajlısın. İşin garanti sayılır ama ters birine denk gelirsen süründürür seni istese 2 yılda yollar.

Tuhaf.
Diğer üstlerinizle konuşun.

Hemen cimer'e yazmayın, hiyerarşi basamağını atlamayın, bu sefer daha çok göze batarsınız, üstünüze gelirler.

Diğer üstlerinizle görüşün +1

Olaya gelirsek, devlet kurumları maalesef pespaye durumda (ben de devlette çalışıyorum)
Gerçekten bazen öyle şeyler oluyor ki bu kurumlar nasıl ayakta duruyor, işler nasıl yürüyor hayret ediyorum. Devasa bir umursamazlık var.
Üstlerinizle konuşun ve Biraz daha bekleyin. Böyle şeyleri genelde umursamayıp savsaklayabiliyorlar. Bir masa sandalye bile olsa devlette gerçekten yavaş yürüyor böyle işler.

Ha, eğer sizin varsaydığınız gibiyse durum ve bahsettiğiniz sebepten mobbing yapılıyorsa size yakında zaten çıkar kokusu

İlk birkaç gün olsa ülkedeki hemen her çalışma ortamına az çok sinmiş olan usulsüzlük ve düzensizlik sebebiyle olduğunu düşünüp, mobbing olduğu konusunda acele etmemenizi önerirdim ama iki ay gibi ciddi bir süreden bahsediyorsunuz. Kimsenin bunca süre boyunca bir şey dememesi yapmaması, bilakis siz hatırlatınca da ters cevaplar verilmesi mobbingden başka bir şey değildir.

X kişisinin parmağı var mı yok mu şu noktada emin olamayız ama cimerden evvel bir başka üstünüzle konuşmanız gerektiğine ben de katılıyorum,cimer son çare olsun, hiyerarşiye göre hareket edin ama hareket edin. En başta size yapılan bir haksızlığa sesinizi çıkarmazsanız oradaki çalışma hayatınız boyunca daha çok üstünüze gelmek için yüz bulmuş olurlar bir taraftan da.

Kanit toplamaya baslasan iyi olur simdiden

Gomlek cebi gizli kalem kamera alabilirsin mikrofonu iyi olan

Hocam idari işlerin deposu olur atıl durumda masa sandalye ıvır zıvır Bi depo mutlaka vardır. Kendin git oradan masanı sandalyeni al koy odana. Bu imkanı yokla. Kendin çıkartıp koymaya çalış. Getirmelerini bekleme. Bu iş de mümkün değilse ustlerinle konuş. Sonuç alamadım uzun zamandır bekliyorum, diye. Cimere yazma. Oradan da sonuç bekle bakalım.

şehir belirtirseniz x kişisiyle özel bir görüşme ayarlayabiliriz.

11 senedir devletteyim. Köpek gibi çalıştım, hasta oldum kurdeşen döktüm, hayattan tüm beklentimi kaybettim. Evli ve çocuklu olmasam muhtemelen istifa eder babamın evinde bütün gün uyurdum. Bu saatten sonra tek hayalim hiç bir iş yapmayacağım bi odada bir sandalye. Hayalimi yaşıyorsunuz.

Maaş alıyorsanız boşverin, hobilerinizle, size keyif veren şeylerle ilgilenin.

Ardeşen ve Çamlıhemşin arasında, yani Fırtına deresi boyunca binlerce bungalov, otel, apart vs var. Gideceğiniz yerlere de bu yoldan gidiliyor. Merkezde kalmaya hiç gerek yok bence.
Bu yaylaların yolları her bünyeye uygun değil. Keçi gibi patikalarda araç kullanmaya alışık değilseniz çok da tavsiye edemem. Maddi durumunuz uygunsa Ardeşen'den sürücülü araç kiralayabilirsiniz. Transfer konusunu bilmiyorum.

@mabl çok çok teşekkür ediyorum tavsiyeniz için.

Göreme'de kalınır, Ürgüp'te değil.
Göreme'de peri bacaları falan ve balon turu
Derinkuyu yeraltı şehri ve Ihlara vadisi 1 gün ayrılır
Uçhisar kalesinde gün batımı
Avanos ve yeraltı şehrine doyulmadıysa Özkonak yeraltı şehri
Ne yenir bilmiyorum ben gideli 8 yıl oldu. Her yer turist traptır muhtemelen.

Resmi olarak problem çıkar mı bilmiyorum ama şahsı olarak çok pis uyuz olurdum ben.

Tabii şirketten şirkete değişen bir durum. Bizde gelecek yıllık iznini kullanabilir. Yöneticilerin kendi inisiyatifinde. Şef ve müdür bu durumda izin verirse gitsin yapsın tatilini. Sizin şirkette böyle bir durum yoktur belki, bilemeyeceğim.

Ama sağlık hususunda yalan konuşup keyfi tatil yapacaksa çok pis ayar olurum. Yarın öbür gün cidden hastalığında nasıl güveneceğim kendisine.

@put in your a p
Devlet kurumu, sonraki yıldan izin alamıyor diye biliyorum. Spontan geliştiği için olay böyle oldu yoksa izin bırakırdı zaten.

amir izin verirse bir sonraki yılın iznini kullanabilrisinmiz ya da yetkili amirin izni ile mazeret izni.

sordunuğunzu soru yeni memur sorusu olmuş.
1. idare her zaman hakem hastaneye gönderebilir. Gönderirlerse ne yapacaksınız? TR sınırları içinde olmalısınız
2. Yurtiçinde hastaydım bakıma muhtaçtım bi arkadaşım anamın babamın evine götürdü diye kıvırma yapabiliyorsunuz. hastalık izni il dışında geçirilebiliyor. ama yurt dışı çok riskli.
3. zaten yurt dışına çıkmak üst amirin iznine tabi.

gemide filmine döner olay
sahte rapor almak...
üstüne izinsiz yurtdışna çıkmak
üstüne rapor sahte olduğu o günlerde işie gelinmemiş kabul edilmesi 10 günü geçerse memuriyetten çekilmiş sayılmak...

benim tavsiyem bakan yeğeni falan değilseniz yapmayın. biri cimere yazar yurtdışında diye çok ciddi sonuçları olur.

Kurumdan kuruma, hatta kurum icinde daireden daireye de degisebiliyor. Kurumdakilerin haberi olmazsa pek bisey olacagini sanmiyorum. Calistigim dairede istersen aya cik, kimsenin umrunda olmaz.

2 yaş oyun grupları ve kreş için uygun bir yaş. Tabi kızınızın rahatsızlığı bunlara katılmasına engel midir bilemiyorum ama paylaşmak istedim.

Oyun grupları ya da kreş bize uygun değil maalesef. Özellikle oyun gruplarında topluca yapılsa da hep bireysel aktiviteler üzerinde duruluyor. Yakınlarımızın çocukları ile ve parklarda sık sık vakit geçirmeye çalışsak da gerek kızımızın tedavi yoğunluğu nedeniyle, gerekse de yakınlarımızın yoğunluğu nedeniyle süreyi çok artıramıyoruz.

muzipo.com

ebeveyn esliginde katilabileceginiz oyun gruplari var, tam olarak istediginiz sey olmasa da bir goz atilabilir.

oyun gruplarında akran oluyor. ergoterapiye gidiyorsunuz herhalde onlar öneri sunmadı mı?

Hali hazirda yurt disindayim ama bir daha buraya gelme firsatini sunsalar kabul etmem. Neden cunku burasi hindistan. Avrupa olsa giderim. Neden cunku medeniyeti ozledim. Kaldirimda yuruyebilmeyi yaya gecidinden karsiya gecebilmeyi ozledim.

Kuzey avrupa ülkeleri

Üst komşun üstünde tepinmez,
Merdiven boşluğuna kimse ayakkabı bırakmaz, ayakkabılık koymaya hiç kalkmaz,
Gecenin bir saati apartmanın önünde toplaşmış sarhoş tiplerin böğürtülerini dinlemezsin,
Sırada şark kurnazları önüne geçmeye çalışmaz,
Sarı yanar yanmaz kimse kornaya abanmaz,
Kiracıysan evsahibi, evsahibiysen kiracı hakkında duyuruya yazacak sorunların olmaz
Hiçbir yerde asla keyfi bir uygulamayla karşılaşmazsın

Yaz, yaz bitmez. Uzar gider bu liste.

İsterdim. Çok tecrübe katıyor ve ufku genişletiyor.

2- Finlandiya, Danimarka Kanada, ABD'nin bir iki eyaleti ( New Heaven ve Massachusetts), İspanya, Hollanda, Yeni Zelanda.

İsterdim. Amaç farklı yerler görmek.

ABD olurdu. Gez gez bitmez. Ama son zamanlarda Almanya da olabilir diyorum.

İsterdim, bu ülke bir kişi olsa aynı evde yaşamak istediğim biri olmazdı. Sebebi bu. Burda benim ne düşündüğümün çok bir önemi yok, sadece ayak uyduruyorum.

İnsanların eğlenebildiği, daha güleryüzlü ve misafirperver olduğu herhangi bir yer olur. Ne garip ki bu sıfatları eskiden herkes benimseyerek bu ülke için kullanırdı.

istemem. su an o sartlara sahibim bu arada. sagin, solun, sosyal medyanin gazina ihtiyacim yok. hayatimi guzel sekilde dizayn ettigim ve olumsuz seylere kulagimi tikadigim icin burada cok mutluyum.

dipnot: milliyetci yada akpli falan degilim. ikisinden de nefret ederim. avrupa'nin cogu sehrini gezdim gordum. yine de turkiye diyorum.

Ben istemem. Yurt dışında yaşayamam. Biraz ıkınsam etsem belki ileride olmayacak iş değil ama uzaklarda yaşamak bana korkunç geliyor. Neresi olduğunun bir önemi de yok. Sadece uçakla bile 1 günümü harcayacagim yer olmasın yeter.

ABD / San Francisco

1. Evet. Biktim bu ulkenin davarindan, cakalindan, arsizindan, hirsizindan.

2. Kucuklugumden beri hep bi hevesim oldugundan abd. Cesitli eyaletleri denemek isterim, tek bir yer yok aklimda.

1.şu anda yaşama şansım var ama yaşamıyoruz(ab vatandaşlığı olmasına rağmen) çünkü taşınma fikri korkutuyor bir de burdaki konforu orda bulamayacağız.
2. londra ya da hamburg falan olurdu

isterdim. çocuğum olunca bu düşüncem daha da arttı. türkiye hep kaotik, biz yaşamayalım diye ailelerimiz bizi baskıladı biz de yaşadık bari çocuk yaşamasın.

hollanda veya almanya olurdu. fransa italya daha karışık, ingiltere pahalı zor geldi bana.

2024-2025 gibi olacak. Avusturya büyük ihtimalle. Gidecek miyim, bilmiyorum.

Nereye gitmek istersin dersen, Barcelona. Pek mümkün gibi durmuyor. Belli de olmaz gerçi, kim Rusya savaşı, pandemi gibi olaylar yaşayacağımızı tahmin ederdi. Artık dramatik olaylar yeni normalimiz gibi geliyor.

Halihazırda UK'deyim. Kalburüstü maaşlarla güzel bir muhitte ailemize yakın oturuyorduk. Ama fark ettik ki maaşlı çalışanlar olarak ev araba alabildiğimiz yaşa baya bir var, iş hayatında duygusal olarak somurulmekten de bikmisiz. Gözümü öyle kararttim ki eşimi de ikna edip is bile bulmadan geldik, sifirdan yaptık her şeyi. Konfor alanını falan gözüm görmüyordu.

Şimdi dönüp bakınca iyi ki yapmışım diyorum çünkü 5 seneye pasaport alınca ayıya dayı demekten kurtulacağım. Ama tekrar yapabilir miyim, pek sanmıyorum. Hayatta bana çok az gelir böyle deli deli hareketler. Demek ki bilincaltimda guvenmisim kendime.

1. Evet. Ortadogu'da yasamak istemiyorum.
2. a) Yeni Zelanda: Tum indexlerde zirvelerde, muthis doga, sifira yakin irkcilik. Yeni dil ogrenme derdi yok.
b) Ispanya: AB ulkesi ama havasi guzel, biraz Ispanyolca biliyorum.

1 - simdiki aklim olsa 2011'de pasaportu cebime koyar koymaz 10 sene yurtdisi deneyiminden sonra tr'ye geri donerdim.

2 - ankara yada izmir olurdu, buyuk olasilikla izmir. sicaga/denize olan ozlemden oturu.

(bkz: tersine goc)

su an seattle'dayim.

amerika'da kalmayi isterim ancak daha guneyde daha sicakkanli insanlarin yasadigi yerlerde. onumuzdeki yaz asagidaki eyaletlerden birine tasinmak istiyorum.

california, texas, florida, new york. plase colorado ve arizona.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Ben eşimle 5 yıl önce gittiğimde bayağı yorulduğumu hatırlıyorum, iniş çıkışları fazlaydı sanki. Bir de arabayla çıkarsanız park yeri sorunu olabilir, nedenini tam hatırlamıyorum ama buraya bi daha gelirsem taksiyle gelirim demiştim.

Kuğulu Park güzeldir. Atatürk Orman Çiftliği'nin çiçek, bitki, fide satışı yaptığı yer var, biz her yıl gideriz. Aynı yerde meşhur kokoreççiler var ama tavsiye etmem. Yine aynı yerde Gazi Parkı açıldı, hayvanlar falan var güzel bi yer.

Kaleye gittiğinizde Erimtan Müzesi'ni de gezmenizi öneririm.

bir kere gittim kaleye. bence çok da gidilesi bir yer değil. kaleye çıkarken sağlı sollu dükkanlar var ama ilgi çekici bir şey yok. çingene mi diyim roman mı diyim artık, o grup insanlar vardı. darbuka çalıp oynuyorlardı. gençler oturmuş çekirdek çirliyordu yani çok manasız bir yer. beş dk manzarayı izler inersin. manzara dediğimde hep bina tepeleri.
görüntü aynen şu
www.gezilesiyer.com

kaleye çıkmadan rahmi koç müzesi var. oraya gidilebilir. anadolu medeniyetleri müzesi de aynı yerde hatta. yani oraya kadar çıkmışken kaleye çıkılır mı? evet çıkılabilir de çok bi şey beklemeyin yani.

Tehlikeli, dikkatli olun. Gündüz insanlar varken gidin, gün batımı manzara izlemeye gitmeyin. Bir grup genç toplanıp insanları rahatsız ediyorlar.

kale taraflarına gidecekseniz mutlaka koç müzesini görmenizi tavsiye ederim. diğer arkadaşların dediği gibi anadolu medeniyetler müzesi de görmeye değer.

3 tane müze var onları görebilirsiniz.
hediyelik eşya dükkanları güzel. Kale sokakları da fena değil ama kalabalık yerlerde olmaya dikkat edin.
Yemeği kalede yiyecekseniz çerkes mantısı yapan güzel bir yer var, en son 48 tlydi porsiyon.
akşam geç saatlere kalmamaya muhakkak dikkat edin o civarlarda.

Geçen yıl gittik kız arkadaşımla. Lanet olası bir yer. Kalenin içinde, tam asıl girişi olan yerde kafası güzel çalgıcılar vardı, birbirlerine çağırarak ettikleri küfürlerin haddi hesabı yok. Kaleye çıkıp dur şurda ne varmış diye kafanı uzattığın her yer leş gibi sidik kokuyor. Kalabalık zaten cabası. Etrafı desen çok da gezilmelik bir şeyi yok. Sırf iki alüminyum teneke, el yapımı ıvır zıvır göreceğim diye gidilecek bir yer değil. Aynı günde kaleden hamamonune indik, orası da ayrı saçmaydı. Dümdüz sokak işte, yürüyorsun habire. Tek olayı maket gibi, evleri bilmem ne usulü yapmışlar. Esnafı esnaf değil, girip görülecek yer desen yok.
Ama kaleye çıkarken müze var, ona girebilirsiniz, gayet verimli bir etkinlik olur.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Koç müzesi +1

Alternatif olarak Ulus'un içinde de ilk meclis, ikinci meclis, İş Bankası vs müzeler var, bir de tarihi kalıntı olarak Roma Hamamı (açıksa eğer). Müzelerin çoğu Ulus-Kale-Hamamönü civarında zaten. Başka da gezecek pek bir yer hatırlamıyorum.

evet veriyorum genelde 5-10 tl veriyorum.

Evet. Ben genelde arabada tuttuğum bozuklukları veriyorum, o da 3-5 lira civarı oluyor genelde.

vermiyorum.

Hiç başıma gelmedi. İstanbul'da mı oluyor?

camın bir temizliğe ihtiyacı varsa ve görevli temizlediyse veriyorum. maks 5 lira veririm.
ama zaten temiz cama temizlik yapmaya kalkıyorsa vermiyorum.

vermiyorum, bana sorulmadan yapılan işler için kimseye para vermem.

Geçen benim de camı temizledi biri o sırada içerideydim. Arabada da 4 TL bozukluk vardı onu verdim baktığında 4 TL bugünün 50 kuruşu. Ama verirken adam abi camını sildim yağına suyuna baktım saha ne yapayım dedi. Bende de lan acaba parayı mı beğenmedi tribi oldu.

Neyse varsa bozukluk veriyorum.

Olur gidersin abi emin misin oyle olduguna? Dandik miband ile falan olcmuyorsun degil mi?

hocam hep 110 üstünde olması büyük sıkıntı yaratır uzun vadede. hiç normal değil 38 yaşındaki birisi için. kalbin oturduğunuz yerde dakikada 110 kez atması kapasitenin şu an bayağı zayıf olduğunu gösterir. farklı durumlara bağlı olarak kalp atış hızı artıp azalabilir tabii ama genelgeçer bir örnek olması açısından,

i.pinimg.com

sizin şu an ortalama olmanız için bile 71-75'e inmesi lazım onun. dakikada 110 demek kalbin "ben kan pompalayamıyorum, o yüzden sağlıklı bir kalbin tek atımda yaptığı iş için iki kat çalışmam gerekiyor" demesi anlamına geliyor. mümkünse kilo verin ve egzersiz yapmaya çalışın. düzenli olarak yürümek bile fayda sağlayacaktır. benim şu an karıştırdığım haltlar yüzünden arada durduk yere 110-120'ye çıkıyor ve bayılacak gibi oluyorum, fiziksel aktivite yokken kalp atışının 110 olması iyi değil genç birisi için.

ha bunun yanında palve'nin dediği de önemli evet, neyle ölçtüğünüze bakmak lazım. bazı cihazlar pek güvenilir olmuyor, gerçekte 65'se 100 gösterebiliyor.

acil kardiyoloji.

kardiyoloji +1
ardından kalbi güçlendirici egzersizler, besinler, stresten uzaklaşma ve doktor uygun görürse yavaş yavaş kardiyovasküler egzersizlere dönme (koşu, bisiklet, yüzme).

ben böyle yaparak dinlenme kalp atışımı 55lere düşürmüştüm.

Samsung Note ile ölçüyorum, ama elle sayınca da aynı çıkıyor.

Bu yıllardır böyle. Yeni bişey değil ki.
Arada gidiyorum kardiyolojiye VSD için, EKG, EKO falan bakıyolar, hiçbir doktor şimdiye kadar bunla ilgili yorum yapmadı.
Doktorlar şikayet etmediğim bi konuda yorum yapmıyor olabilir mi?

Doktora söylerseniz Holter EKG önerebilir. Gün boyunca EKG kaydediliyor. Daha doğru değerler o zaman ortaya çıkar.

Şok'ta satılan gouda ve parmesanı beğeniyorum ben ama köylü olduğumdan olabilir.

Bir sertifika belirten logo vardı, sanırım sarılı kırmızılı,italyanca. Onun tat konusunda belirleyici olduğunu düşünüyorum. O varsa alıyorum.

upload.wikimedia.org Mevzubahis logo bu, ustunde varsa parmesan dernegi (consorzio parmiggiano reggiano) tarafindan onaylanmis urundur, orjinal tat ve dokuya sahiptir, reggio emilia-parma civarlarinda uretilmistir

Mabl +1

Sok demeye gelmistim.

Not: agir koyluyum

metroda satılan grana padano

eger aromatik peynirleri seviyorsanız, yaşı olan yani, kesinlikle tavsiye ederim

hepsi leş gibi dandik dandik filmler boşver

bence kayıp, yeşilçam'ın bir kültür olduğunu düşünüyorum. kardeşim de senin gibi hangi ismi söylesem bilmez, film esprisi yaparsın anlamaz vs. benim jenerasyonum daha ilgiliydi 93 94 sonrası nesil ilgili değil bunlara.

Komedi filmleri güzel. Gerisini izlemesen de olur.

3-5 film disinda bir olayi yok. eskilerin elinde sadece bunlar varmis izeleyecek, elbette sevmisler, anilar biriktirmisler ondan bu yesilcam geyikleri. yoksa kalite, oyunculuk filan bir kac film ve oyuncu disinda cok iyi degil bence.

yaş kaç bilmiyorum ama ilk defa böyle birisini görüyorum
türkiyede yaşıyorsanız bence kayıp. bu filmler türk halkına dair çok şey içeriyor.

Yaş 23. Mesela yaşıtlarım baya biliyo aslında, çoğu izlemiş yani bu filmleri.

Türkiye'de yaşıyorum ama Türk halkına dair de pek bi şey görmek istemiyorum açıkçası. Zaten sokakta yeteri kadar maruz kalıyorum. Şimdi düşününce hayatımda izlediğim Türk dizisi de bir elin parmaklarını geçmez.

içinde kemal sunal ve şener şen'in olduğu komedi filmlerinin neredeyse tamamı çok başarılı filmler.

bir türe ait külliyatı izlememek tabi ki kayıp değil (tercih meselesi) ama en azından kemal sunal ve şener şen filmlerini izlersen hoşuna gider diye düşünüyorum.

çok da lazım değil diye düşünüyorum.

Sadece Çöpçüler Kralı'nı izlesen yeter bence.

Ayrıca;

(bkz: parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği)

ee yıl olmuş 2019, netflix çağı falan :)
biraz geç kalınmış bir hareket, her şey zamanında güzel..

tabi ki kayıp hemen bir liste oluşturulup tez zamanda izlenmeli.

Bunları izleyerek büyümüş bir nesil için yeri farklıdır, objektif bakmak ve cevap vermek zor.

Artık televizyon da izlenmediği için yeni neslin bilmemesini yadırgamam. Gene de "ziyaaaaa" dediğimde karşımdakinin anlaması iyi olurdu.

Al yazmalım selvi boylum
Devlerin aşkı
Namuslu
Milyoner
Dila hanım
Komiser cemil

E bunlar izlenir ama;)

@kimlanbu
İnternette çok zaman geçirdiğim için bu tarz muhabbetleri biliyorum. Ayrıca ziyaaa turşu sulu filmdeydi onu izledim :D

Ya bu saatten sonra izlemem zaten hala düşününce bana ilgi çekici gelmiyorlar ama herkesin bu kadar izlediği filmleri izlemediğim için acaba kaybım var mı diye merak ettim.

"Türkiye'de yaşıyorum ama Türk halkına dair de pek bi şey görmek istemiyorum açıkçası. Zaten sokakta yeteri kadar maruz kalıyorum." cümlelerinin konuyla alakası yok ayrıca çiğ de geliyor bana böyle yorumlar. aslında kayıp diyebiliriz ama bahsettiğin filmleri izleyip fazlasını izlemeyi istemediysen zorlamaya da gerek yok. bi fikrin var sonuçta.

izlemişsin işte. ona benzer filmler var, eğlencelik güzel olanlar da çok

bence bu zamana kadar izlemediysen gerek de yok. ama yine de izlememiş olup da merak edenler için olmazsa olmaz diyeceklerim.

sultan
şekerpare
yakın zamandan neredesin firuze
yakın zamandan komser şekspir
alın yazısı (cüneyt arkın-erol taş)

daha çok yazarım da içimden gelmiyor.

Kültürel anlamda kayıp sayılabilir bir yerde. Yeşilçam'dan kastettiğimiz ne, o da ayrı. '50'li yıllardan başlayan birşeyden söz ediyoruz dolayısıyla yaşadıgınız toplumun o dönemlerde nasıl olduguna dair de ipuçları yakalamış oluyorsunuz.

'60'lı- '70'li yıllarda dram/melodram ağırlıklıdır. '70 sonları itibariyle erotik film furyası devreye girince çöküşe geçmiştir. '80'lerde arabesk patlayınca onun tesiri altında kalmıştır.

Kötü örnekler oldugu kadar iyi örnekler de var, araştırmanız lazım. Örneğin "Sevmek Zamanı" kendi dönemindeki diğer örneklerden çok başka bir filmdir.

"Yılanların Öcü" mesela bir uyarlama olarak fena değil gibi, romanı okumakla aynı şey olmasa da.

Sadri Alışık'ın filmleri mesela ayrı bir tat barındırır.

Ayrıca, Türkan Şoray filmi izlememiş olmak, hele Tosun Paşa'yı falan bilmemek de ne bileyim:))

Türkan Şoray'dan aşırı nefret ediyorum ya :D kadının her türlü ifadesi, konuşması irite ediyor beni. Bi de bu kadını güzel diye gaza getirmişler zamanında :D (Ki gerçi aşırı estetikli olduğu ortaya çıkmıştı sanırım ama o hali bile çirkin)

bazı yeşilçam filmleri biraz ağlak oluyor. o turşu suyu kavgalı film mesela (neşeli günler). "yokluk içindeyiz ama böyle bir aileye sahip olduğumuz için nasıl da mutluyuz" konulu. sonra, hani münir özkul'un "bak beyim sana bir çift lafım var, ben yaşar usta" diye ünlü repliğinin olduğu "bizim aile" de aynı öyle bir film. bunlar tam türkiye'nin o yıllarıda ihtiyacı olan filmlermiş belki ama şimdi artık yemiyor.

ama bazı yeşilçam filmleri de çok absürd komedi tadında. gerçek hayattan kesit yapmaya çabalamamışlar, gelişine saçmalayalım demişler. örneğin tosun paşa'yı tek geçerim. bence en azından onu mutlaka izle.

kayıp mıdır tartışır tabii ama, hemen hemen herkes tüm filmleri biliyor. sohbet muhabbet esnasında "tam yerinde" komik bi türk filmi repliği yapıştırınca ve herkes anlayınca aşırı keyifli bir an oluyor.

"şimdi ananı laciverde boyadım"
verilmiş örnek ama "parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği"
"aa dalılılım"
"bunu da yazıcam gasteye"
"teybiko çalıştırdınko / bokoto yemişişko"
"efenim röntgen insanın içini gösteren bi alettir..."
ilk aklıma gelen örnekler.

36 yaşındayım, ben de senin kadar izlemişimdir televizyonda bölük pörçük denk geldiğim kadar. İşyerinde yaşıtlarım replikleri sık sık kullanıyor, genelde anlamıyorum. Onun dışında bi zararını görmedim.

kayıp falan yok hepsi çöp açıkçası. türklerin toz konduramaması tamamen nostalji romantizmi yüzünden. çocuklukları onları izleyerek geçmiş insanlar güzel hatırlıyor doğal olarak.

objektif olarak bakıldığında bir yabancı bugün oturup birini bitirmeye tahammül bile edemez ki böyle yorumları çok görmüşlüğüm var bir ara hababam sınıfını imdb'de top 250'ye soktuklarında.

Yaşıtız, ben televizyonda denk geldikçe yarım yamalak izledim. İzlediğim kadarıyla ilgimi çekmediler fazlaca abartıldıklarını düşünüyorum. Bazen muhabbeti olduğunda katılamamak dışında bir eksikliği yok bence.

20 lik konteyner 32, 40 lık 67 m3 tür. Kolilerin m3 ü olur. biraz pay bırakarak hesaplarsın.

++binder gerekli bilgiyi vermiş

@binder
40lik high cube ile 45ligi atlamissin ama :p

sadece hacimden giderseniz yanlış sonuç bulursunuz. en doğrusu konteyner in iç temiz ölçülerinden giderek kolileri yerleştirmektir. konteyner iç temizine kusursuz sığacak koli yapacaksanız karton ve yerleştirme toleranslarını da hesaba katarak neredeyse sıfıra sıfır doldurabilirsiniz. sadece konteyner hacmi/koli hacmi yaparsanız yaklaşık sonuç bulursunuz.

@tukenmez adam,

Bunu biliyorum, hesaplama da yapiyorum ama cok zaman aliyor. Bunu pratik bir sekilde yapan program, uygulama vs. bilen var mi anlaminda sordum. Online bi hesaplama sitesi vardi o da ucretli oldu. Baska bir site buldum, o da cok pratik degil.

Sadece koli ebatlari ve adedini girerek hizlica hesaplama yapabilecegim bir program, uygulama, site vs ariyorum. Devamli bu isi yapanlar nasil yapiyor, hangi programlari kullaniyor ucretli de olsa?

excelde yapılır, pratik olur. konteyner hacmi sıvı hacim olup koli hacmine bölerek doğru sonuca ulaşmak zor. koli çeşidine göre belli bir fire düşülür. koli ölçüleri de genelde iç ölçüler olarak verilir dış ölçüler kabaca 1'er cm artar. excelde her sevkiyat için hesaplama kaydını ayrı ayrı tutarsanız bir süre sonra farklı ebatlardaki koliler için bile sağlıklı yorum yapma şansınız olur.

Hayır, hemen hemen hiç hesap kitap yapmıyorum.
Ama bu ay TÜİK'ten defter verdiler aylık harcamalarımı kaydedeyim diye, valla ne para gidiyomuş farketmeden.

Hayır. Kontrol/takip edemiyorum. Sadece faturaları (şu an 8 tane, birkaç ay öncesine kadar 11'di) takip ettiğim bir excel'im var. Hangi faturayı ayın kaçında ödediğimi ve ne kadar ödediğimi kaydediyorum.

benim bir excelim var.DOlar,euro,yatırımlık ev,fon,BES,mevduat,borsa vb. elimde ne varsa hepsini yazıyorum ayda bir güncelliyorum.Böylece sepet performansıyla ilgili fikir sahibi oluyorum

Ederim. Ödemelerimin %99’unu kredi kartından yaparım. Yalnızca çok küçük tutarlı ödemelerimi nakit yaparım. Her şeyim kayıt altındadır. Bütçe bizim işimiz. (Mali müşavirim)

Farklı hesaplarımın (Euro, USD, TL, BTC, hisse senetleri vb) takibini yapmak için haftalık güncellediğim bir tablom var. Harcamalarımın neredeyse tamamını dijital ortamda yapıyorum, zaten banka bana grafik halinde harcama dağılımını veriyor.

Ben günlük harcamayı takip ediyorum. Aylık toplama bakıyorum. Gün içinde nereye ne verildiği oradan çıkıyor zaten.

Hayir.
(Agirlikli olarak nakit harcarim)

hayır. zaten harcamaların %90'ını kartla yapıyorum. çok merak edersem ekstreye bakıyorum.

devamlı kontrol ediyorum. çoğu harcamam benim de karttan. hızlı tüketim ürünlerini nakit olarak alırım sadece. öyle olunca takip de kolaylaşıyor. app'ten en çok hangi alanda harcama yapıyorum ona da bakıyorum aylık.

not: devamlı dediysem günlük değil, haftada 1-2 bakarım.

Ios'da expensemanager programıyla kayıt altına alıp kontrol ediyorum.

harcamam az, 3 kredi kartiyla ay sonunu getiriyorum. kartlara haftada bir internetten bakarim.

sürekli kontrol ederim. kredi kartı harcamalarım telefona bildirim olarak düşer.

aylık bazda tuttuğum bir listem var neye ne harcadığımı 2005 yılından itibaren tutuyorum. önümdeki 2-3 senelik giderlerim bile bellidir.

paso karttan harcarım ama hiç kontrol etmem neredeyse, iç güdüsel olarak ne kadar harcadığımın takibini yapabiliyorum.

Başka çayda da dene. Poşet çay gibi. Bana pek sağlıklı gelmedi

Normaldir. patlamış mısırda da olur aynısı. yada talaş tozunda da.

Çaykur çayıysa bişey katılmadı gönül rahatlığıyla için.
Sizin elektriğiniz gelmiştir.

Kızılay'da Güvenpark'a yürü. Ordan Oran dolmuşuyla yardır.

@bedbed hangisi için bu tarif?

Atakule. Ayrancı'ya da yürüyebilirsiniz.

eğer adliye ise bineceğin yer tam önünde otobüs durakları var. hoşdere caddesinden geçen herhangi biri atakule'ye doğru götürecektir seni. otobüslerin 4 ile başlayan hatlara sahip olması gerekir. hepsi geçmeyebilir. 413 olabilir misal bildiğim kadarı ile illa beklemek zorunda değilsin.

ayrancı lisesi için adliyeden güvenpark'a kadar yürüyüp dikmen dolmuşlarına binmeni öneririm. belki yine otobüs vardır adliyenin önünden kalkan ama ben bilmiyorum.

atakule için yine güvenparka kadar yürüyüp çankaya, yıldız, oran dolmuşlarından birine binip hoşderenin sonuna kadar gitmelisin.

adliye- güvenpark arası sıkı bir yürüyüş ile 8-10 dakika arası mesafe demektir. yorulmaman gerekiyorsa yürüme derim.

tren garı ise başka bir mevzu. önünde otobüs durağı var ama nereye gidiyor hatlar inan bilmiyorum. tren garından adliye arası da sıkı bir yürüyüş ile 10-15 dakika sürer aklında bulunsun.

Maltepeden kızılaya metro ile ,oradan güvenparktan oran sitesi dolmuşları ile ya da durakların oradan 413 ego, 185 hem ego hem de paralı otobüs ile gidebilirsiniz.

(git: www.worldtaximeter.com)

onlara baktim ama, guvenilir mi onlara? 1. el tecrube daha faydali olurdu benim icin.

www.cuantocuestauntaxi.com

Bu daha tutarlıdır İspanya bazlı olması sebebiyle.

they get rotten if you don't put them to the fridge

ekmek için stale kullanılır

"go off" kullanılabiliyor

spoil

go off+1 bi de

"go off" aşırı ingiliz. amerika'da "go bad" diyebilirsin. ya da süt için "spoiled" denebilir. ekmek için "stale" bozuktan çok bayat demek olur.

"go bad" sana gider hocam.

it tastes funny der içinden çıkarım. it tastes funny evet.

yadırgamam, ne yapsın ayakları 42 numaraysa?
zaten artık kadınların ayak numaraları çok büyüdü.

senin neden gözünün üstünde kaşın var diye seni yargılıyor muyuz?

ben giyiyorum 42 numara.

Sporcu ya da sporcuydu herhalde diye düşünürüm.

36 numara ( 37 oldugu da vaki) ayaklari olan ben icin kabul edersiniz ki tuhaf bir durum.
Boyum 150cm degil.

Ama tagbi allah oyle yaratmis ne yapsin yani 2 3 numara kestirip kucultsun mu 42 numara ayakkabi giyen kiz, diyerek bu konuya odaklanmiyorum.
Yadirgamam.

Ben de 42 giyiyorum! Hic merak etme yakinda buralar hep 42 olacak gorursun kader arkadasim..

Yadırganacak bi durum yok ama arkadaşımla alışverişe çıkınca sorun oluyordu sürekli, beğendiği ayakkabının 42 numarası olmadığı için. Akşama kadar gez babam geeez.

biri bir şey mi dedi?
ayak numarası kişinin elinde değil ki. ama terlik giymek lazım derler hep. terlik giymezsen ayakların büyür derlerdi bana. hiç terlik giyme huyum yoktur. çocukken de şimdi de. şap şap basarım yerlere. ama ayağım 37. demek ki gerçekliği yok :)

yadırgamam, eğer yaşı yaşımaysa da boyu boyuma diye düşünürüm hatta. söz meclisten dışarı tabii, haşa huzurdan.

bir insanı göz rengi için ne kadar yadırgayabilirseniz, ayak numarası için de ancak o kadar yargılayabilirsiniz.

ahahaha

eksisozluk.com

Sporcu değilse garip :) ama onu da öyle sevmek lazım..

Erkek olarak 40 giydiğimi düşünürsek biraz garip. Açık ayakkabıda özellikle çok estetik görünmez gibi geliyor. Ancak yeni nesil böyle yapacak birşey yok.

42 giyen kız kadar 40 giyen erkeğin de durumu zor diye düşünüyorum. ve kadın ayakkabısı sanayisine küsüm birkaç firma dışında.

degistiremedigin bir durum olduugu icin onyargiyla yaklasmam. sen de kafana takma.

Herhangi bir yerini bir çirkin bulduğum bir kız için ne düşünüyorsam onu.

Oha kocaman! derim.

Hepsi bu kadar.

hiç garipsememde yadırgamamda ne olackki,
ayakları 42 numara olması kötü bir şey değil.

Uzun boylu olduğunu düşünürüm ne düşüncem. 1.50 boya o ayak olmaz heralde.

ne haddimize insanın ayak numarasını yargılamak. asla.

41iyle mutlu mesut olmuştum. iyi biriydi oldukça. 42de pek belirgin fark olmaz sanıyorum.

yargilamam. buyuk ayaklar daha guzel oluyor benim gordugum kadariyla. boy uzunsa 42 hic abartilacak bi rakam degil.

yadırgarım. çok net.

Minik ayakli kizlardan tiksiniyorum, hanim hanimcik, yivis civis siradan ve can sikici tipler oluyorlar genelde.
42 gayet iyidir.

Cok uzun boylu, sporcu vs degilse yadirgarim. Bir de acik ayakkabinin yakismayacagini dusunurum.

92 veya daha sonraki yıllarda doğmuş diye düşünürüm.

yadırgamam, yadırgayanla arama mesafe koyarım

ablam 42 giyiyor, acık daha sıksak 42 olur..

ben aslında boyu uzun derdim ama ben 168 hatunum 158 arkadaşımın ayakları 40 benim 37.. boyla da ilgili değil..

ya nolcek, 1.83 boyunda 42 numara ayaklı arkadaşım vardı, ben de 1.53'e 34.5-35'im -biri yarım numara küçük- iki kız öyle mal mal alışverişe falan bilem çıkardık, hiç de sorun değil yani. tek kötü yanı şu: ayakkabı alırken ikimiz de fenalık geçiriyorduk, ikimiz de bulamıyorduk çünkü :D zaten ayağının tipi çirkin ya da güzel olduktan sonra boyu önemli değil ki? hem onu bunu bırak, önemli olan işlevi (bkz: boyu değil işlevi önemli) sen üzerinde durabiliyor musun? çok şükür ayağın var mı? geri kalanını sktr et bence.

yok yav ayak numarasını yadırgamam, niye yadırgayayım. ama hoşuna gitmeyen cevapları tiklemeyen bir insanı yadırgarım, komik gözüküyor çünkü.

oehhh diye tepki veririm en basta. boyu da ona gore uzunsa normal heralde +1.80 fln olsa gerek.

beni s***r diye düşünürüm. yadırgamam.

böyle şeylere tepki verenleri anlamıyorum şahsen. "ovvv o kadar büyük ayaklı kız mı olur?" ne yani? genetik bir şey ve elinden bir şey gelmiyor :D ayak lan büyük olsa nolur küçük olsa nolur :D

benim de 42 değil belki ama 39-40 numara. 5. sınıftan beri değişmedi. o zamanlar deliriyordum resmen. arkadaşlarım 33-34 maksimum 36 giyerken ben 40 numara giyiyordum. allahım ben nasıl bir şeyim diye kendi kendimi küçümsüyordum resmen. aynı şeyi kilo konusunda da yaptım. 5. sınıfta herkes 35 kilo ben neden 52'yim diyordum. he bunu sesli de söylüyordum. arkadaş biri de çıkıp demedi ki kızım senin boyun da 170'i geçti daha bu yaşta diye (öğretmenim dahil). saçma sapan bir güvensizlik oluşturdular bende el birliği ile.

Hastasiyim.. i love buyuk ayakli kadinlar..

@mirandaiam habire büyük ayaklı kızlar başlığına yazıyosun hayırdır ayak başlığı arayıp hepsine cevap mı yazıyosun? :)

24" ve gün geçtikce yetmediğini hissediyorum. yeterli alanın varsa bütcene göre alabildiğin en büyüğü al derim.

benimki 19 ama önemli olan işlevi diyolar.

zamanında yeni pc alırken mağazadaki görevli ısrarla -17-19" alma napcan onu,al 22" lik ekranı vereyim dünya varmış diyeceksin,zaten oyun için alıyorsun pc yi,ekranı da büyük al" demişti.Ben de ulan bu beni tokatlamaya mı çalışıyor diye düşünsem de almıştım.Harbiden dediği gibi oldu.ne kadar büyük o kadar iyi.

24 ve 46. (tv yi tv likten çok monitör olarak kullanıyorum)

ideali en az 24.

23 inç benimki. şahsen yerinizde olsam 21,5 ıps ekran alırım.

24"

en önemli husus, monitörde dvi girişi olması, vga girişliyse 32" olsa alınmaz artık. hdmi girişi de olursa tadından yenmez. (xbox / ps3 bağlarsınız)

17den 21,5'a geçtim bi sene önce ama şimdi bu da az geliyormuş gibi oluyor. Alırken çok büyük gelmişti ama keşke abartsaymışım.

50" plazma al.
www.vatanbilgisayar.com

@kırmızıkalem +9999

zaten çözünürlük aynı kaldıktan sonra ekran boyutunun büyümesinin bir marifeti var mı? benim bildiğim ekranın büyüklüğü ne kadar artarsa monitöre yakınlık o kadar azalır. 1080p için 21.5-22 ideal.

21.5 kullanıyorum

evet. tahammülsüz ve biraz da faşist. aynı zamanda sansürcü, ilkel, tutucu ve işbirlikçi olduğunuzu da gösterir.

hocam o zaman böyle bir uygulama eklediklerinden dolayı sözlük yönetimi için de bu saydığın sıfatlar geçerli oluyor değil mi?

yani günlük hayatta da çirkef insanlarla muhatap olmak istemeyiz. aynısını sözlükte de yapıyoruz işte. adamı siliyoruz böylece daha aklı başında, güzel yazan insanları da kaçırmamış oluyoruz.

tabii yılanın başı onlar. ama şu anda sen de sözlük yönetimi gibi sansürü rasyonalize etmeye çalışıyorsun. sözlükte bir yazarın entry'sini okumakla günlük hayatta çirkef bir insanla muhatap olmayı bir tutman da kendini haddinden fazla önemseyen, kolay etki altında kalan, duygusal ve zihinsel olarak yetersiz, aşırı hassas biri olduğun izlenimi uyandırıyor. o yüzden bence troll'leri kendinden mahrum etmen büyük haksızlık. resmen ziyanlık.

normal bir insan olduğunu gösterir, midesiz de bir troll, dikkate alma.

kendi kişisel seçimi. kimseye bir zararı yok, görmek istememesi kadar doğal birşey var mı? neden faşist olsun ki? ne alakası var.

seninle aynı fikirdeyim. benim de derdim çok iğrenç başlıklar açanlar. o kadar da pürü pak biri değilim ama yine de engellemek için o başlıklara girmeye bile utanıyorum. eski sitede böyle çirkin kelimeler ile ilgili bir filtre vardı. bu yeni sitede henüz yok herhalde.

arkadaşım mesela sen şimdi sözlükteki nickini bizden gizliyorsun da bu duyuruyu öyle açıyorsun. başka şekillerde başka nicklerle gelip arada sırada sen de trollük yapıyor olabilirsin. aynı zamanda midesiz arkadaşımız çok saygın bir edebiyat profesörüdür de canı sıkılınca gelip burda trollük yapıyor olabilir. olmaya da bilir. ben bu lafları hiç etmeyebilirimdim de. yine de yardımı olacaksa, gerçek trollük farkına vardırtmadan yapılan trollüktür. bunu da en iyi yapan o küfürleri edenler değil, senin benim gibi, sözlük nickleri harici duyuruya giriş yapanlardır. kafanızı yeterince açtıysam, son olarak söylemem gerekir ki, benim yazdıklarımı okumak istemiyorsanız okumayın amk çok da sikimdeydi.

ve evet bu seni tahammülsüz yapar.

Chat ortamlarında mute, sözlükte mal, donuz vs. kullanan kişilerin dombili olduğu yönünde sarsılmaz bir kanım var.

Yaklasik 15 yillik bir Vodafone simkart taktim, calisti. Arama falan yapiyor. Benim 6 ay once aldigim Vodafone simkarti calismiyor. Nedir durum? Yasayacak mi?

öyle özellikle tam buğday ekmeği alıp yemedim ama "güvenilirdir" kısmına cevap vereyim, fethiye caddesinde kalyoncular var, bir de belsa'ya giderken köşede ufak bir fırın var, soydan'ın alttaki girişinde.

Cihan var. Ekmekleri mükemmeldir.

Nerde bu Cihan?

bim de satılıyor güzel sayılırlar. trabzonlularınki kadar güzel ve kaliteli ekmek fırını görmedim ben hiç, varsa onlardan al derim.

Cihan neredeee. Zor soru. Nasıl anlatmalı. Hürriyet Caddesi'nden heykele doğru yürüdüğünde sağda görürsün diyeyim.

hemmen akışkanlar mekaniği kitabını kaldır ortadan.

Nedenini bilmem de, Youtube'a koysanıza? Belki fenomen olur?

Akıl yürütüyorum: Belki yerleri ıslatmaya çalışıyordur? Sıcak falan oluyorsa, veya tozdan rahatsız oluyor olabilir. Ya da belki ses çıkıyorsa o hoşuna gidiyor olabilir.

Sonra o kağıdı yiyor filan olabilir mi?

Benim tahminim o ıslatıp yumuşattığı kağıttan yuva yapmaya çalışacağı. Islatıp hamur kıvamına getiriyor, sonra çalı çırpıyı o harçla tutturacak belki.

Aynı sorundan muzdaribim 3 gündür falan. Tarayıcıyla alakasız bir durummuş, beni öyle aydınlattılar en azından burada. :)

internet sağlayıcınızı arayın, olabiliyor bu tip bir sorun sebebini bilmiyorum ama bu arada fiber mi kullanıyorsunuz?

proxy changer kullanıyorsanız bundan dolayı da olabilir. ben sansürlü sitelere girebilmek için stealthy kullanıyordum mesela, goole uyarı verdin sizin sunucunuzdan çok talep var diye.

TTnet ADSL kullaniyorum.
Proksi kullanmiyorum, yasakli sitelere girmek icin host file + Open DNS kullaniyorum sadece.
TTNet i aramak hic isime gelmiyor acikcasi. Derdimi anlatana kadar 3 kat dertleniyorum.

TTNET'İ aramak kimsenin işine gelmiyor ama şöyle bir araştırdım sorunun onlardan kaynaklanma ihtimali var. İmkan varsa aynı hattan başka bir bilgisayarla telekom dns(otomatik yani) ile deneyin aynı sorun olursa aramak zorunda kalabilirsiniz maalesef.
Gerçi DNS ile ilgili bir sorun olduğunu sanmıyor en çok java ile ilgili bir sıkıntı olabilir eğer bilgisayarda ise.

oranlar değişti, 1 mayıs itibarı ile yürürlüğe girecekti.
İlave etmeyeceksiniz hatırladığım kadarıyla, yine de bi araştırın derim.

Güzel de bunun için yeni fatura bastırmak gerekmez mi? Herkesin herşeyi hazırdı da bi ben mi kalmışım böyle? Onu merak ediyorum ben, yeni fatura mı dizayn ettirdi herkes? Yoksa eski faturasına elle mi ilave ediyor tevkifatla ilgili satırları?

kdv tevkifatı yeni bir olay değil ki. senelerdir var zaten. kesilen her faturadave/veya herkese karşı yapılacak bir iş değil. belirli kişilere, yapılan belirli mal ve hizmet teslimlerinde tevkifatlı fatura kesilecek sadece. eskiden de böyleydi. ilgili tebliğde kimlere ve hangi işler dolayısıyla kesileceği yazıyor. 1 mayıs'tan itibaren sadece oranları değişti. bir de oranlar farklı farklı tebliğlerde idi, hepsi kaldırılıp tek tebliğde toplandı. yani daha önce tevkifatlı kesmenizi gerektirecek bir durum yoksa yine kesmeyeceksiniz, sizinle ilgili bir durum yok. aynen devam.

o devasa taş dediğiniz şey piramitse (içinde ölülerin canlanması, hastaların iyileşmesi, nükleer bir şeyler vs. kısımları tutuyor) film stargate www.imdb.com ama hamile kadın hatırlamıyorum :/

Sphere'e de benzito gibi ama...
www.imdb.com

bu film epoch
www.imdb.com

www.youtube.com

Herkese teşekkürler, söylenenlerin hepsi çok benziyor ama cevap Epoch.

Tanıyorum ama hepsi farklı kadınlarda maalesef. ahahaha, abi böyle işsizlik mi olur? Oyun dünyasını bilen, oyun oynayan, 1000'den fazla kitap okumuş ve film izlemiş?

Ama bu kadar olmasa da seni tatmin edicek insanlar var. Internette takıl, netten bul çevren bok gibiyse.

böyle bir kızı tanıyorum. klasik müzik dinliyor, d&r'a her girdiğimizde filmleri anlatıyor bana kapağını göstererek. 175ten çok çok az kısadır olsa olsa. tam bilmiyorum boyunu. sadece enderen kolunda birkaç kez gördüm küçük küçük baş atmış şekilde. :))

edit: oyun konusunda bir bilgim yok. :)

sonraki bölüme geçersek, corby telefonu var sms atmaktan nefret etme düzeyince diyebiliriz. sadece en yakın arkadaşı olan bi kız var ona ve bana atıyor. bir de enderen ailesine. bir keresinde mesaj atıp, dakikası dakikasına 23 saat sonra "selam, sen ne yapıyorsun" cevabını aldım. o yüzden o da sorun etmiyor geç atılan mesajı. :) hatta hiç atma umrunda bile olmaz.

son bölüme geçersek, hiç umutlanma dostum, reserved.. :)

oyun olayı saçma olmuş. ya oyun diye mahjong falan oynuyosa? ama öbür türlüsünü kolayca bulursun. ekşide onlarca örneğinin var olduğundan eminim.

film izlemeyi seven ve takip eden ama ciddi anlamda film kültürü olmayan(yaş da müsait değil zaten daha), epilasyonunu öyle çok ahım şahım hergün düzenli yapmayan birini tanıyorum ben.
boşa arama ama kaptım ben.

@zaraeta, onun da corby'si var :)

@turya,

yaştan dolayı müsait değil falan diyorsun ama bilemiyorum dediklerin benim tarifime uyuyor. kıllanmaya başladım ben. :)

ya oyun hususu dediysem o kadar takılmayın, ben tutup da blood veya duke nukem, doom oynamış, o şekilde büyümüş, fifa 99 görmüş falanını aramıyorum. zaten o ütopya olur :) fakat hani ne bileyim hiç değilse bir skyrim falan oynamış ya da oynayabilecek, hayatı facebook-twitter'dan ibaret olmayan bir kimse düşüncesindeyim. e pek de haksız sayılmam. ya da tutup bana 98 dünya kupası hakkında "gel maziyi yad edelim, suker ne koyduydu schmichael'a be." hatta yetinmeyip "94'te baggio keşke kaçırmasaydı penaltıyı." şeklinde bir muhabbet edeceğim hatun aramıyorum çünkü biliyorum tüm o özellikler bir hatun içinde toplaşabilecekse, yeni bir dinin peygamberi olabilir yani bana yar olmaz :)

beyler ya hep biraz eksik ya da kaptım diyorsunuz. zaten ben prensip gereği manitası olan kızlara yeşeren birisi değilim. o bakımdan size mutluluklar dilerim, kıymetini bilin madem öyle :)

Benim var aynen öyle tanıdığım, sadece boydan biraz şeyolabilir, 165-170 arasıdır. Oyun OK, Film OK, Kitap OK, Genel Kültür OK, Telefon-Facebook vs kötü alışkanlıklarla işi olmaz, Üniversite konservatuar, reklam seslendiriyor, televizyonda sesini duymuşsunuzdur defalarca.

öyle bir hatun yaşasa bile O'nu hakedecek bir beyefendi yaşamıyor bu dünyada:))

@mabl, tanıştırsana diyemem ama yaşadığını bilmek güzel teşekkür ederim.

@password, bu kadar önyargılı olma. bu özellikleri yazabilmek için bile bayağı bir birikim ve görmüş geçirmişlik gerekiyor. kaldı ki insan kendinde ne varsa karşısındakinde de onları arar. bilmem anlatabildim mi?

bir insanin 500 tane hobisi olup da hepsi mukemmel olamaz. Bunun yaninda asil isi gucu mukemmel hic olamaz.
1000 filmi atlaya atlaya izlemis oyunlar hakkinda yarim yamalak bisiler okumus, kitaplari soyle bir karistirmis universiteyi de 2.0 ortalamayla ucundan bitirmis olur ancak. Epilasyon yapsa sacina fon cekemez, fonu cekse spor yapamaz gobegi olur...
Kizlar az karizmatik oldugundan degil universiteyi bitirme yasinda senin hedef kitlene girecek kizin vakti bunlara yetmeyeceginden olamaz dedigin.
Zaten sen de filmleri kiz tavlayayim diye izlemis, finallerine calisacagina gunde 30 saat oyun oynamis, en seksi kitaplar listesini bulup haklarinda bisiler okumus filansindir. Zaten bahsettigin hobileri hakkiyla yapiyor olsan eksi duyuruda 5 paragraflik duyurular acacak vaktin olmazdi.

@thezıs hangi insan kız tavlayayım diye film izler? arkadaş çevren çok tatlıymış, tanıdığın insanlar öyleyse bu husus hakkında bana sitem etme. hayatım boyunca ders çalışmadım, ortalamayla ilgili bir sıkıntıya da düşmedim güzel kardeşim. bunları sen yaşadın diye herkes seninle aynı kaderi paylaşıyor değil. ben sadece böyle birini tanıyan var mı yok mu diye merakımdan açtım bunu. hayır bu kadar can acıtacak da bir şey yok, ne diye saldırıya geçiyorsun? ortada hararetli tartışma yaratacak bir şey yok.

git 2-3 tane forum sitesinde takıl, burası sana fazla gelmiş. orda türk-kürt, sağcı-solcu veya zeki-aptal erkek, süper tiki hatun-genel kültürlü hatun tartışmaları yaparsın. ben bunları birileri bana iş olsun da onunla tartışayım diye yazmadım. capich? öte yandan "en seksi kitaplar" listesi gibi bir liste olmadığı gibi, bu 5 paragraflık duyuru düşünüp açmam 1 dakika 30 saniyemi aldı. maalesef herkesi kendin gibi idiot sanacağına okuma ve yazmanı geliştirmek açısından meb'in ilköğretim çocuklarına sunduğu "100 temel eser" kategorisiyle sen de okumaya başlayabilir, sen de birazcık genel kültür ve kısmen +10 iq sahibi olabilirsin. toplayınca da 40-50 falan eder, o da senin işini görür. 2.00 ortalamayı tutturmaya yetmiştir.

@hayrullah, evlendi o kız ya gecen sene. Yoksa verirdim telini falan.

Yalnız şimdi düşününce, bir ikinci isim gelmiyor aklıma. Yaklaşan bile yok. 9gag'de 4chan'da falan çok öyle geçinen kız var ama içlerinde kezbanlar gizli gibi geliyor bana.

@mabl ahaha hacı o da çok bodoslama olurdu be evlenmese bile yapamazdım ben öyle şey, teşekkür ederim :)

Hayatin boyunca ders calismayip hic sikintiyla karsilasmamis olman, bu duyurunun toplamda 1.30 dakikana mal olacagini hesap etmen, okumuslugun, iq'n ve kulturel zenginligin hakkinda yeterli ipucunu verdi zaten.
Hedef kitleni ve kendini yanlis tanimliyorsun. Ulasilamayacak yeri gosteriyorsun (1.80 falana hic girmiyorum) ki zaten mumkun degildi desinler yapamadi demesinler. Allah akil fikir kolaylik versin.

oyun dışında var eser miktarda ama onlar da,

six pack/adonis sahibi, sevecen, yakışıklı, kültürlü, sadık, dürüst, espritüel, duygusal, tahsilli, yemek yapmasını bilen, sahiplenen ama kıskanç olmayan, enstruman çalan erkeklerin yaşadığı köyde yaşıyor maalesef.

var abi olmazmı :)

bulunca bırakamamak lazım ama sayıları az cidden

Diablo bekliyoruz şu anda deli gbi

lan sadece fifa ile pes oynamayı bilse şöyle sağlam ben gene evlenirim.

valla böyle birini bulursanız banada haber verin,gerçi var benim çevremde 1-2kişi oyun meselesi dışında ama,oyun meseleside hakkaten dahil olsa çok iyi olur,bulursanız bölüşerek paylaşalım. :)

ragnarok online oynayan bir cok kız vardı ve bahsettigin tanımdan daha iyi durumda olanlarda vardı.. gir bi dolaş üye forumlarını gez aklın durur. yüz yüze görmesem konusmasam inanmazdım ama türkiye dışında çok var.

Ay Hayrettin, yine güldürdün beni.

Benim çevremde bolca var bu kızlardan. Bazıları da bekar. Ama bir düşün bakalım sen öyle bir kızı tavlamak için hangi müthiş donanımlara sahipsin, sahip misin?

“Medeniyetin beşiği Avcılar” tarafında var mıdır bilmiyorum böyleleri. Ama derli toplu üniversitelerin çevrelerinde rastlanıyor böyle kızlara. Ve onlar da etraflarının hödük dolu olmasından şikayetçiler.

Diğer okuyucular için not: “Medeniyetin beşiği Avcılar” tamlaması Hayrullah’a aittir.

avrupa'nın yükselen değeri avcılar ve civarında yaşamıyorlar olsa gerek.

@ceska, ben 1.85'im yanımda olunca hobbit gibi durup morali bozulmasın diye istiyorum. ayrıca kazara evlenir ve kazara çocuk sahibi olursak annesinin genlerini alıp 1.60 boyunda çocuğum olursa ve "baba sen niye uzun yeaa" derse diye ileriye dönük plan yapıyorum. perdeyi ben kendim asarım ama perdeyi kadın yıkarsa asarım.

@geldiler, bunden 5-6 yıl kadar evvel adonis ve six packim vardı. kendimi alkole verdikten sonra tek yadigar göğüs ve kanat kaslarım kaldı. six pack ve adonis sizlere ömür. he hafif miktardaki bira göbeğimin altından sırıtıyor adonis, kolay giden bir kas değil. diğer özellikler bende mevcut, o bakımdan bulursam sıkıntı yaşamam. buraya kişisel bilgilerimi verip de karı.avi şeklinde bir abazan haline dönüşmeyi istemediğim için kendim hakkında bir şey yazmıyorum. gizemli olmak iyidir.

@thewishcaster, ahaha inanır mısın ben de dün sitem edip diablo 2 indirip kurdum. 3'ü bekleyene kadar biraz atmosfere tekrar uyum sağlayayım diye. gerçekten öyleysen ne mutlu sana.

@kennym, hacı o oyunu oynayan kızdan da hayır gelmez. rangorok online oynayıp ne yapıyor? metin 2 falan da oynar o hatun. ayrıca yaş yaklaşmış 30'a, bu yaştan sonra forum forum gezip "slm bnde oyun oynyrm tanşlmmı?" diye estirecek halim yok.

@nymphadoras, fantastik bir insanmış. ac/dc ve rammstein'i hadi anlarım da yasemin mori bu iki gruptan sonra ne alaka diye düşünmedim değil. iyi hatunmuş ama yalancılık kötü şey tabi. ayrıca küfür eden kadını severim ben, dürüsttür çünkü küfür eden kadın. sigara içen ve küfür eden kadın iyi.

@siyamkedisizorro, avcılarıma laf söyletmem. burası benim topraklarım. avcılar'da da vardır, küçümsemeye gerek yok avcılarımı. medeniyetin beşiği olabilir benim yüzümden "kadınsızlığın ana yeri" olarak düşünülmesini istemem. ayrıca o bahsettiğin donanımlara fazlasıyla sahibim. hiçbir şeye derman olamayan bir adam olsaydım böyle bir kadını niye yoklayayım? bir düşün istersen. o bahsettiğin hödükleri ben lisede gazozuna dövüyordum, demek ki gaza gelip üniversite kazanmışlar. hey gidi.

@hayrullah dayı boyle hatun var mı demişsin var dedim , ve kendi gordugum yeri yazdım. sana git gelene geçene yaz demedim ki. bahsettigin sartları saglayan cok insan var benim gordugum.

deal with olabilir mi?

handle da olabilir sanki ama.

bu ugrasma normal bir iş mi yoksa zorlu bir ugrasma mi olacak?

zorunlu bir uğraş. yani mesela internetten bir ürün sipariş ediyorsun ve yanlış beden geliyor. bu ürünü değiştirmek için uğraşman gerekecek, boşa vaktin gitmiş olacak falan.

"zorlu"yu "zorunlu" olarak okumuşum, pardon.

mesela "I may have to make an effort and spend more time in order to change it." desem saçma olur mu? karşılar mı?

kolaydan zora dogru

deal with / trouble myself / strive / to be at pains / hammer away at smth/ to get the shitty end of the stick sonuclarini veriyor zargan.

ya işte ben de sesli sözlük'ten bakınca bir sürü fiil çıkıyor ama uyduramıyorum hiçbirini. yukardaki gibi yazacağım sanırım.

illa cümle istiyorsan

i may have to trouble myself with returning the dress i bought online.
I will be at pains with returning the dress i bought online.
I may be hammering away at returning the dress i bought online.
I may have to get the shitty end of the stick while returning the dress i bought online.

dersin.

i may have struggle again daha uygun gibi geliyor bana

Cümleyi görünce aklıma direkt hassle fiili geldi nedense.

"deal with" en uygunu bence de

onun dışında "tackle" kullanılabilir. daha zorlu birşeyse "struggle" olabilir.

have to deal with kral bence

hassle

it will be a hassle for me to return it back.

"deal with" hiç olmaz çünkü "icabına bakarım", ben "hallederim" gibi bir anlam taşıyacaktır o zaman.

uzun zamandır siteye girmediğim için benim cevabımdan sonraki cevapları görmemiştim. tik koyamadığım için özür dilerim. mesaj yoluyla aldığım bir sitem dolayısıyla bunu buraya yazma ihtiyacı hissettim.
benim yazmak istediğime yakın olan cevaplara tik koydum sadece, ama cevap veren herkese teşekkürler.
ben aradığım fiili bulamayınca daha basit bir cümle kurdum, şöyle:

"...so you may have to make an effort and spend more time in order to change them."

yani kurmaya çalıştığım cümledeki şey öyle yoğun bir "struggle" gerektiren bir mevzu değildi.

kız çocuğu evlenene kadar/çalışana kadar babasının güvencesidedir. gelir testi erkekler için geçerli tabi.

ek olarak: içinizi rahat ettirmek için e-devlet ile babanız için şifre alıp güvencesindeki kişileri görebilirsiniz.

Teşekkürler. Yalnız babanın güvencesindeki kişileri tam olarak nereden sorguluyoruz acaba e-devlet'te? Bulamıyorum da ben.

Ben de ilk gördüğüm öyle düşündüm, hani uyarlama havasından biri daha mı diye. Filmi daha izlemedim ama dediğin gibi değil duruyor imdb bakınca.

Hem neden çocuk filmi olsun, tek hügo o bizim şapşal hügo muydu? Bizim mahallede bi Victor var, onun da soyadı Hugo. Allah seni inandırsın, yüz yıllık adam!

www.sabah.com.tr

adami seversin sevmezsin bilemem ama iyi bir film zevki vardir.

e tabi ki kime göre neye gore

Çocuk filmi diyemem ama çocukların da izleyebileceği bi film, ama sıkılır çoğu çocuk sanıyorum.

çocuklar teknik olarak izleyebilir, ama pratikte pek sanmıyorum. Ama güzel filmdir, kaçırmayın.

biri lazerdir. diğerleri mürekkep püskürtmeli ya da nokta vuruşludur (dot matrix)

lazer yazıcı daha pahalıdır ama masrafı azdır diğer yazıcıda sürekli kartuş almak zorunda kalırsın ve lazer yazıcının kalitesi daha fazladır (ben bunu bi yerde okudum ama nerde?)

Çalışma mantığını yazmayacağım ama, Inkjet printerların o kadar çok sorunu var ki uzun vade kullanacaksan ve siyah beyaz çıktı senin için yeterli ise, iyi yorumlara sahip bir ucuz lazer yazıcı alırsan sonsuz mutlu olursun.

Lazer yazicinin daha kaliteli baski yaptigina katilamayacagim, gerci 1 tane lazer kullandim ama kullandigim diger tum murekkep puskurtmeli yazicilar daha net cikti veriyordu. Ama devamli cok sayfa metin ciktisi alinacaksa lazerin hiz avantaji one geciyor.

not: FPS sevmiyorum.

zoo tycoon

red alert 2.

cm 03-04 ve red alert 2 hayatımı oluştururlar. başka da oyun oynamam.

limbo oyna

kesinlikle limbo oyna, bitirince de machinarium oyna.

www.hotud.org

elinize alın birer tane sopa.
gidin kafasını gözünü kırın bir yerde.
dilekçe falan bunlar uzun iş. sonuç getirmiyor.

not:şahsen benim evimde komşu gelip bana bikbik etse gözüm dönerdi herhalde.

nişanlına saldırdığında bana tecavüz etmeye kalktı diye gidecektiniz polise uzun süredir parasızlık nedeniyle evlenemiyoruz nişanlımı hafif kadın gözü ile görüp bi kaç kere laf atmış olduğu ve tecavüze yeltendiğini soyleyecektiniz bak ne oluyor

Arkadalar ben bağyanım, nişanlım erkek.

Taşla sopayla çözülecek bir iş değil, ya da biz böyle çözmek istemiyoruz.

Bir de 2 kadın 1 erkek saldırıyor. (Manyak kadınla kocası alt katımızda, kızı 2 alt katta oturuyor. Fakat sürekli birlik olup apartmanda yolumuzu kesiyorlar.)

Bizi koruyacak kanunlar nedir, neye sığınmalıyız, savcılığa vereceğimiz dilekçede ne yazmalıyız? Cevabını almak istediğim sorular bunlar aslında.

Teşekkürler.

Anlaşmazlığın sebebi ne? Geçmişte yaşanan bir olay mı, kültürel farklılık mı mesela?

@mabl
Evi kiralarken ev sahibinin bir şartı vardı, yatak odalarındaki parkelerin üzerine halıflex kaplanacaktı. Biz de güzelim parkeler varken neden halıflex kaplamamızı istediğini sorduk. Bize alt katta yaşlı bir kadın olduğu, ses duyduğunda korktuğunu falan söyledi. Tamam dedik.

Sonra kendi camımızın önüne klima taktırdık, klimamıza laf etmeye başladılar (paslanır suyu kafamıza/camımıza akar gibi). Fakat klimaz bizim katta onlarla hiç bir alakası yok. Klimayı söktürmemizi istediler biz de inat ettik söktürmedik.

Sonradan öğrendik ki alt katımızdaki bu kadın her insanla kavga etmiş sorun yaşamış. Alttan alanlarla bi şekilde durmu idare etmişler.

Yani ortada net bir şey yok, her şeyimize bir kulp takıp sorun yaratabiliyor.

Valla kocalarindan koruyamadilar da kac kadin öldü..sizi korur mu deli komsunuzdan bu kanunlar bilmem.

Ama bence asla korktugunuzu belli etmeyin.

Biber gazi alin. Gerekirse sıkın.

taşının.

Bende de aynı problem var hiç uğraşmadım ama düzelmeyeceğine kanat getirdim. Zaten elle yazı yazma durumumuz neredeyse hiç yok gibi. Bu zamanda tabi.

azimle sıçan taşı deler. istersen 80 yıldır çirkin yazıyor ol. KARAR VERMEK işin %50'sidir.
İlkokul birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine yazı yazmayı nasıl öğretiyorlarsa, o alıştırmaları yapacaksın.
Practice makes it perfect! Yapa yapa, yaza yaza öğrenilir. Hem de etrafındakileri imrendirecek kadar güzel yazabilirsin.

Diğer bir yöntem de kaligrafi kursuna gitmektir. Tıpkı Steve reyizin yaptığı gibi.

www.kaligrafidefteri.com

Kaligrafi de öğrenirsen, etrafındakileri sadece imrendirmez üstüne bi de sikertirsin.

yapacağın güzel yazı yazma pratikleriyle üstesinden gelebileceğini düşünüyorum. yardım alman iyi olur ama olay sende biter yine.

Kalemi daha çok ya da daha az bastırarak; daha büyük veya daha küçük karakterlerle; daha geniş veya daha dar karakterlerle; daha keskin veya daha yumuşak hatlarla yazmayı dene. Eninde sonunda gözüne hoş gelen bir stil bulacaksın, ve biraz o şekilde yazdıktan sonra elin o yazıya alışacak.
Ben bu şekilde düzelttim yazımı, hem de sadece fatura keserek.

Finansbank almaz olur mu ücret? Tabii ki de alıyordur. Benimkinden alıyor.
Eğer hesabı kapattrıabilirsen nasıl kapattığını bana da anlatabilir misin? Benim de niyetim var kapatmaya.

@mabl,
ben henüz hiç kullanmadım. ben istemeden yolladılar. eğer kullanmazsam öylece bırakıcam. kapattırmıyıcam. bana bir zararı olmaz. daha evvel kapattığım olmuştu finans kartlarından. şubeye gidip dilekçe vermiştim diye hatırlıyorum. telefonla arayıp kapatmamak için yeni fırsatlardan bahsettiklerinde de kesin şekilde reddetmek lazım. yurt dışına çıkıyorum falan de :)

3 aylık dönemlerde 13.50 tl ile 15 tl arasında değişen bir rakam alır. hesabına kmh yani esnek hesap tanımlıysa hesap işletim ücreti buradan tahsil edilir. fixcard kredi kartıdır. fix kartın yanında çapraz satış diyerekten bankamatik içinde imzs almışlar sizden.
bence en yakın finansbank şubesine giderek esnek hesabınızı iptal ettirin. fix kartı kullanabilirsiniz. şunu unutmamak lazım finansbank çok kazık bir bankadır ama merkez bankası limitlerini zorlayan ender bankalardandır.

alıyor almak istiyor sen telefon açıp öyle şey mi olur kartımı iptal edicem diyorsun onlar da tamam paranızı iade edelim ama daha en azından kartınızı 6 ay kullacagınıza söz verin diyorlar, olay halloluyor ,,,aa sana tavsiye mümkünse cepten arama dklarca bekliyorsun, ve müşteri hiz. çok kötü....

@mrtksn
dediğin kitaplara bakıyorum, alışveriş sepetine ekliyorum, hepsi ücretli gözüküyor?

sepete falan eklemiyosun, uygulamayı yukleyince direk cıkıyo onlar sadece download etmen lazım 1 kere.

idefix'teki kitapligimda sadece satin aldigim kitaplar var, hediye kitap falan goremiyorum hicbi yerde.
adobe digital editions'ta da ayni sekilde.

hangi uygulamadan bahsediyorsunuz siz?

kindle başlığında bir suser çevirmek için ulaşabilirsiniz diyordu. hala duruyor mu bilmiyorum o entry.

Ben de ayar oluyorum o olaya. Ama Python uzerinden bir takim scriptler ile cevirip Kindle'da okumayi basardim. Tarifi surda: www.akanzamanduranzaman.com
Takilirsan yardimci olurum.

Bi program var guya DRM'leri kaldiriyor ama o ise yaramamisti.

Gümrükte takılsa bile en kötü ne olabilir ki? Çok büyük ihtimalle takılmaz.

takılmaz 75€ geçnediği sürece

Takilmaz.

Hocam başarılar. İngilizcen çok iyi değilse, ya da alman gereken puan düşük değilse, Cumartesiye kadar yapacaklarının pek faydası olmaz ama gene de belli olmaz.

1. Buna bişey diyemicem. Sınava 2 günüm olsa bunla uğraşmazdım.

2. Orası hakkat sıkıntılı. Parça gelince okumakla zaman kaybetmiyorsun, sadece hızlıca göz gezdirerek ne anlattığına bakıyorsun 1-2 dakikada. Skim deniyo buna. Sonra soruları çözerken zaten paso parçaya referans verdiği için detayların çoğunu okumuş oluyorsun. Özet kısmına gelince, eğer dikkatliysen ve hafızan kuvvetliyse zaten taşlar yerine oturuyor.

3. Lecture'larda genelde terimler tekrarlanır, birinde anlamazsan diğerinde anlarsın; hadi anlamadın soruyu metin olarak verdiklerinde onun içinde geçebilir; orda gezçmezse 2 soruda dinleme parçasının yanına okuma parçası da veriyorlar, orda geçiyordur. Gene de anlamadıysan, anladığın kadarıyla birşeyler anlatman avantajınadır. Hiç konuşmamak 0 puan, ama birşeyler konuşursan puan işlemeye başlıyor.

Hemen paraya kıyıp bir hazırlık seti al. (Kaplan vb.)Sonra o hazırlık setinden çıkan cd deki sınavlardan birini çözmeye çalış. Çok fazla yanlışın çıkarsa, o yanlış yaptığın soru tipinde nasıl davranman gerektiğine hazırlık setinin kitap kısmındaki ilgili bölümden bak. Hazırlık setinde istemiş olduğun tip ve trick lerden bolca var.

Biyoloji veya tarihten anlamana gerek yok. Speaking kısmında bu tip şeyler çıkarsa karşına panikleme. Salla gitsin. Önemli olan akıcı konuşmak...

Kesinlikle en az ingilizce bilgin kadar sınavın işleyişini de bilmen çok önemli. Sınava başlamak için acele etme. Baştaki 'instructions'ları yavaş yavaş oku. Bırak senden önde başlasınlar sınava. Çünkü sen 'reading'kısmında parça okurken, millet hala mikrofonunu deniyor olabilir. Bu da konsantrasyonu acayip bozuyor. Hatta 'speaking' kısmında yapabiliyorsan, mikrofon denemesi yaparken başkalarını dinlemeye çalış. Aynı sorular gelecek sana da, kafanda diyeceklerini kurgula.

tüysüz kedi türünün bir örneği. en.wikipedia.org

kedi. bu arada "kedidir kedi" gibi olmuş ama gerçekten kedi:)

Maykil sikkofielda sormak lazim. Kesin illuminatinin varliginin kanitidir.

bildiğin sfenks kedisi işte.

maykıla çok taktım ne olduğunuda tam anlamadım bu kedinin

zaten usb ile sarj ediceksin eger elektrik grisi abd icinse.bende öyle usbden sarj ediyorum hep.

şimdi gittigidiyor'dan kargoyla gelecek alet.. orada yazmışlar ki kargocuyu bekletin cihazı kontrol edin diye.. ekran kırılması vs. için yazmışlar.. durum böyle bozuksa değiştiriyorlarmış, bende bu durumda kontrol edeceğim kindle geldiğinde..

aleti kutudan çıkardığımda çalışır durumda mıdır?

@benaaymi
yardım için sağol.. mesela onlara pdf gönderdiğimde, kendi formatlarına çeviriyorlar demişsiniz.. bunu hemen yapıp gönderiyorlar mı otomatik? yoksa bekletiyorlar mı bir kaç gün?

birde şarj ederken ne kadar beklemek gerekiyor?

çalışır durumda olacak. ekrandaki koruyucu filmi çıkarıp alttaki küçük düğmeyi sağa çekip açacaksın. 1-2 saniye sonra görüntü gelecek. sponsorlu ise o küçük düğmeyi tekrar sağa çekip bırakınca ekran koruyucusu çıkar. ışık altında ekranı kontrol et.

yok zaten ipad var internet için.. ipad'e bir saat bakınca çift görüyorum.. bunu makale - ebook okumak için aldım :)

içinde şarj aleti var oğlum. yok diyenlere kulak asma. eğer bilgisayar olmayan ama priz olan bir yerdeysen, o şarj aletine bir tane dönüştürücü takıp kullanabiliyorsun. ben 20 yıl önceden kalma alo traş makinasının priz dönüştürücüsünü kullanıyorum canavar gibi alet.

Ilk aldigim kindle'in ekranini actigim anda sol ust ceyreginin calismadigini gormustum. Direkt defected olarak gelebiliyor, satici iade kabul ediyorsa teslim alirken kontrol etmek iyidir.
Ayrica ekran cok hassas oldugu icin en kisa zamanda koruyucu kilif edinmenizi de oneririm.

sozluk eskiden bi dergı cıkarıyordu, oraya yazı gonderenlere verildi o unvan.

"Editor"'de eksi'nin editorlerine mi verildi o zaman?

sure it is

Size bir zararı yoksa kendi haline bırakın gelsin gitsin :) olmaz mı

kedi sizle baya one night stand'lik düzenli bi ilişki içindeymiş. verdiğiniz yemleri evin içine değil dışına bırakırsanız içeri girmesine engel olabilirsiniz (tabi isteğiniz buysa)

:)

içeri girmesi sorun değil girsin de zaten. Fakat yemek ve su ihtiyaçlarını karşılamanın ötesine geçemem şu anda. Aşıydı kumdu oydu buydu çok gerekli şeyler mi?

Beslenecekse pişmiş şeyler vermeye gayret edin. Pişmemiş sosis-sucuk vererek gözü dönen vahşileşen bir Van kedim olmuştu.

Bir de nasıl giriyor içeri, istenemeyen bir olay mı bu? Kapta veriyorsanız kabını gittikçe dışarıya doğru çıkarın.

Hiç niye sorulduğunu anlamadan cevap veriyorum ha :)

edi: aşı ve kumsa soru, sokak yaşantısını bellemiş kedi kuma zor alışır kanaatindeyim. aşıyı ise sıkı fıkı olmak istiyorsanız yaptırın. ayrıca çok vefalı olmayan bir sahibi de vardır belki onun. yemek vermeyi unuttuğunda size geliyordur.
onun ilişkiye bakış açısı bu yönde olabilir. kendinizi hüsrana hazırlayın.

Bir de verdigim yiyecekleri kaptan kacirip baska bir yerde yemeyi tercih ediyor. Tabi her yer pislik oluyor. Bunun icin ne yapmali?

Pencereden giriyor. Önce perdenin arasindan basini uzatiyor, eger yuz verirsem de atlayip giriyor :) Cok efendi, akilli bi kedi. Ev kedisi mi acaba diyorum?

Ha bir de sesi cikmiyor bunun. Miyavlar gibi yapiyor ama ses yok??

ah sokak kedisi :D (ev kedisi yemeğini kaçırmaz)
yemeğini sakin, çok uğramadığın bi yerde verebilirsin. o zaman kaçırması azalabilir. büyük ihtimalle korkak bi tip sana sığınmış.
eve parazit taşımasın diye bi ilaç yapabilirsin. iç parazit için de yaparsan o da rahatlar. belki hayrına aşılarını da yaptırırsın sonra :D gelip gidiyosa kum vs gerekmez ama evde kapalı kalırsa filan o zaman etrafa yapabilir. gece boyu kapalıysa belki koyabilirsin.
bazen üşüttüklerinde sesleri kısılır ama sanki seninkinde öyle bir hal yok.

sokak kedileri yemegini onunden baska hayvan/baska kedi kapmasin diye kuytuda yemeyi tercih eder, baska turlu rahat edemez. yemegini kuytu bi yerde verirsen kacirmaz. (kuytudan anladigi uzeri kapali bir yer olabilir, uzeri acik yerleri kuytu saymiyor olabilir.. kosede duran bir sehpanin alti gibi bir yerde vermeyi dene mesela)

Birkav hafta once, eve aynen dedigin gibi gece gelip kalan, sabah da giden bi yavru kedi dadanmisti. Bir baska benzer ozelligi de, miyavlamaya calisip miyavlayamamasiydi. Veterinere gotureyim diyordum ama hep gece gelip sabah erkenden gittigi icin firsat olmuyordu.

Sonra bir sabah khhhlayarak oldu her gece yattigi yerde.

bize de geliyordu sonra anneme küstü sanırım:) illa yemek vermek zorunda da değilsiniz o bulur. su vermek önemli ama. kalacağı yeri ayarlayın sepet gibi bişey, özgürce gelsin gitsin.
hayvanı eve hapsedip üstüne kısırlaştırmak bunun yanında çok canice geliyor