laptu
selam bisiklet sevdalilari. tekerlekten vitesli bisiklet nasil bir sey oluyor? bir bisiklet saticisi bisikletinin boyle oldugunu soyledi ama tam anlamadim. nasil vites degistirilebilir acaba o tur bir bisiklette?
selam bisiklet sevdalilari. tekerlekten vitesli bisiklet nasil bir sey oluyor? bir bisiklet saticisi bisikletinin boyle oldugunu soyledi ama tam anlamadim. nasil vites degistirilebilir acaba o tur bir bisiklette?
0
aynen oyle 5 vites dedi adam, fotograftan anlamadim ama. peki vites degistirmek icin ne yapmak gerekiyor bu makinalarda?
0
Aynen vitesli bisiklet gibi. Aynakol ve tekerlekte farklı dıslilerde zinciri atlatmak için iki tane kol olur gidonda. Bunda sadece bir kol var. Artı eksi yapıp hayatına devam ediyorsun.
Kullanmak nasip olmadı ama verimli olacağını sanmam. Aynakolda 3, tekerde 7 oldugu zaman mesela üç x7 21 vitesin oluyor. Kafana göre seç dur. Ama senin bahsettiğinde sadece telerlekteki dişli sayısı kadar vites var. Tek mandalla kontrol edecegin az vites seçeneği var.
Kullanmak nasip olmadı ama verimli olacağını sanmam. Aynakolda 3, tekerde 7 oldugu zaman mesela üç x7 21 vitesin oluyor. Kafana göre seç dur. Ama senin bahsettiğinde sadece telerlekteki dişli sayısı kadar vites var. Tek mandalla kontrol edecegin az vites seçeneği var.
0
enis buyutucu
İnternetten tanıştığım bir kız vardı. Kızla numara alışverişi whatsapptan sohbet muhabbet derken bugün buluştuk. Buluştuk buluşmasına ama güleryüzlülüğü yanında çekingen ve suskun davrandı. İlk süzüşler vesaire oldu. Ama buluşmanın sonlarına doğru götürdüğüm kafeyi beğenmeyerek çıkalım dedi. (Öncesi
İnternetten tanıştığım bir kız vardı. Kızla numara alışverişi whatsapptan sohbet muhabbet derken bugün buluştuk. Buluştuk buluşmasına ama güleryüzlülüğü yanında çekingen ve suskun davrandı. İlk süzüşler vesaire oldu. Ama buluşmanın sonlarına doğru götürdüğüm kafeyi beğenmeyerek çıkalım dedi. (Öncesinde aç olduğum için alel acele bi yerde yemek yedim, o sadece kola içti vs.)
Ve biraz sonra geç oldu ve eve gitmesi gerektiğini söyledi. Ayrılmamızın üzerinden 2 saat geçti ve herhangi bir feedbackte yok. Sanırım beğenilmedim? Benim feedback yapıp naber napıyorsun gibi yoklama yapmam büyük eziklik olur sanırım. Haksız mıyım?
Beni sesimi ve düşünce yapımı biliyordu oysa. Sebep ne çözemiyorum. İyi ve sıcak kanlı davranmaya çalışmam mı itici geldi acaba. Ve aynı durumu başka bir kızla da yaşadım. Hatam ne abi çok mal falan mı gözüküyorum acaba? Özgüvenim ciddi şekilde kırıldı. Siz de gömebilirsiniz atış serbest.
Ve biraz sonra geç oldu ve eve gitmesi gerektiğini söyledi. Ayrılmamızın üzerinden 2 saat geçti ve herhangi bir feedbackte yok. Sanırım beğenilmedim? Benim feedback yapıp naber napıyorsun gibi yoklama yapmam büyük eziklik olur sanırım. Haksız mıyım?
Beni sesimi ve düşünce yapımı biliyordu oysa. Sebep ne çözemiyorum. İyi ve sıcak kanlı davranmaya çalışmam mı itici geldi acaba. Ve aynı durumu başka bir kızla da yaşadım. Hatam ne abi çok mal falan mı gözüküyorum acaba? Özgüvenim ciddi şekilde kırıldı. Siz de gömebilirsiniz atış serbest.
0
seninle buluşan kız, hatan mı var mal mısın o bilir biz bişey diyemeyiz ne yaptın ne ettin o gördü.
ayrıca senin bir hatanın olmasına gerek yok ki, beğenmek zorunda değildi, belki aklı başkasında öyle bir denemek istedi ama yanında rahatsız hisseti. muhteşem yakışıklı bir tip de değilsin sanırım(yani beğenilmemen doğal demek istiyorum), o durumda üzerine çok düşünmeye, özgüven kırmaya gerek yok. yani o kadar çok sebep olabilir ki hepsinin üzerine düşünmen gerekir, o zaman da vaktine yazık.
kimse kimseyi beğenmek zorunda değil, bunu kabullenirsen daha rahat bakarsın önüne. kız senin patronun da değil çünkü, feedback vermek zorunda da değil.
ayrıca senin bir hatanın olmasına gerek yok ki, beğenmek zorunda değildi, belki aklı başkasında öyle bir denemek istedi ama yanında rahatsız hisseti. muhteşem yakışıklı bir tip de değilsin sanırım(yani beğenilmemen doğal demek istiyorum), o durumda üzerine çok düşünmeye, özgüven kırmaya gerek yok. yani o kadar çok sebep olabilir ki hepsinin üzerine düşünmen gerekir, o zaman da vaktine yazık.
kimse kimseyi beğenmek zorunda değil, bunu kabullenirsen daha rahat bakarsın önüne. kız senin patronun da değil çünkü, feedback vermek zorunda da değil.
0
ne gibi bir feedback bekliyorsun ki? sen beğendiysen mesaj at tavrından anlarsın zaten.
0
@bruce sanırım haklısın sebepler üzerine düşünmek saçma. Ama düzeltebileceğim bir durumsa eğer bir daha ki kişilerde aynı hataya düşmemek için demiştim.
Bu arada tip mevzuunda beklentiler ne bilmiyorum ama fotoğraflarımı atınca beğendiğini söylemişti. Mevzu yakışıklılık değil zira.
Bu arada feedback mevzusunu esasen “sanırım görüşmeyi kesti” anlamında yazmıştım.
@jelly yapmak istediğim bu fakat daha fazla küçük düşme düşüncesi engel oluyor
Bu arada tip mevzuunda beklentiler ne bilmiyorum ama fotoğraflarımı atınca beğendiğini söylemişti. Mevzu yakışıklılık değil zira.
Bu arada feedback mevzusunu esasen “sanırım görüşmeyi kesti” anlamında yazmıştım.
@jelly yapmak istediğim bu fakat daha fazla küçük düşme düşüncesi engel oluyor
0
Mesaj atınca neden küçük düşesin ki? En kötü ihtimal kız cevap vermez/ ya da olumsuz cevap verir. Bu mu küçük düşmek?
Olumsuz olursa bi daha görmeyeceksin zaten.
Olumsuz olursa bi daha görmeyeceksin zaten.
0
Bruce +1
Ayrıca genelde iyi ve sıcakkanlı davranmaya çalışmak yapmacık duruyor insanların üstünde, olduğun gibi davran bir dahakine.
Ayrıca genelde iyi ve sıcakkanlı davranmaya çalışmak yapmacık duruyor insanların üstünde, olduğun gibi davran bir dahakine.
0
o iş asla olmaz.
ilk olduğu için üzüleceksin ama üzül ve bitir. abartma. abartırsan bok çukurunda merdivensiz kalırsın.
ilk olduğu için üzüleceksin ama üzül ve bitir. abartma. abartırsan bok çukurunda merdivensiz kalırsın.
0
Kiz sana niye mesaj atsin ki?
Bana garip geldi.
simdiye kadar hep karsi taraftan sicagi sicagina geldi mesaj bana. Belki o yuzden karsi taraftan gelmesi benim icin normal olan
Yani mesaj at tabii ki
Gelen cevaba gore hareket edersin iste
Bana garip geldi.
simdiye kadar hep karsi taraftan sicagi sicagina geldi mesaj bana. Belki o yuzden karsi taraftan gelmesi benim icin normal olan
Yani mesaj at tabii ki
Gelen cevaba gore hareket edersin iste
0
bruce "flört 101" dersi vermiş. söylediği her cümleyi tek tek analiz edersen hazırlıklı olabilirsin ama olmayacaksın.
0
enis büyütücü... nick çok faul kardeşim. kızın tavrı normal olabilir.
@laptu gibi bir mentora ihtiyacın var.
@laptu gibi bir mentora ihtiyacın var.
0
@laptu attım. Hemen cevap verdi :) eve gittiğinde ateşinin çıktığını söyledi, mevzubahis cafe biraz yürüme mesafesindeydi de. Eğer hastalığı konusunda yalan söylemiyorsa rahatsızlandığı için gitmek istemiş gibi duruyor. Ama o an neden oturmadık diye sorduğumda cevap vermekten kaçınmıştı. Hala flu bi durum.
0
flu filan salla. canın mesaj almak istiyor mu? o zaman mesaj at. kimseyi umursama. isterse cevap vermesin. atacaksın.
0
@flip açıkçası o atsaın ben atatım gibi bir sıralamamız olmadan birbirimize napıyırsun diye soruyorduk görüşme öncesi. Bu yüzden.
@ wmeh kendim gibi olsam sağırlar birbirini ağırlar gibi olurdu. Herhalde tek kelime etmeden evlere dağılırdık
@mr. Crow kısır günü arkadaşlığımı?
@edge hahaha yok dostum. Beşik kertmesi dizisindeki bir karakterin adı. Sapığım ben diye bağırıyor olabilir ama durumun bu paralellikte bir olumsuzluğu yok
@ wmeh kendim gibi olsam sağırlar birbirini ağırlar gibi olurdu. Herhalde tek kelime etmeden evlere dağılırdık
@mr. Crow kısır günü arkadaşlığımı?
@edge hahaha yok dostum. Beşik kertmesi dizisindeki bir karakterin adı. Sapığım ben diye bağırıyor olabilir ama durumun bu paralellikte bir olumsuzluğu yok
0
aynen kız beğenmemiş.hiç zorlama yoluna bak.zorlarsan daha da yapışık gözükürsün.o sana mesaj atarsa neden yazmadın filan derse elektrik alamadığını düşündüm zorlamak istemedim yazarsın.yok öyle bir şey filan derse gene yürürsün
0
evet kısır arkadaşlığı daha samimidir, flört dediğin tarafların sevgili olacağı belli olan dönem
0
Belki regl oldu kız. Aniden gitmesi gerekti şimdi de bunu uydurdu fjjf. Olumlu taraftan bakmaya çalıştım. Umarım olmuştur.
0
@anarsika konuşmak isteyen ölüm döşeğinde olas gene yazar bence polyannacılığa gerek yok :D
0
zehirleyecek kadar rasyonalizme kulak ver, buradaki cevaplar imbiklerden süzüle süzüle doluyo buraya
0
Neden sormuyorsunuz ben de bunu anlamıyorum. Mesela benim soğuk bir yapım var. Öyle romantik tavırlarım yok. O yüzden bazen de benim karşıdan hoşlanmadığımı sanıyorlar, buluşma sonrası mesaj yazmıyorlar. Ben net bir şekilde soruyorum hayırdır beğenmedin mi diye, bazıları üzgünüm diyor ki bunda alınacak bir şey de yok, bazen de ben beğenmiyorum bir insanı, bazıları da sen beğenmedin sandığım için yazmadım diyor.
0
@deniz işin kötü tarafı “beni beğenmedin mi” diye sorduğum zaman oldu, açıkça söylensense keşke ama yazmayı azaltarak ve inkar ederek yapılıyor.
Bu yüzden bırak bunu sormayı konuşmaya devam edecek mi diye yoklamak bile istemiyorum.
Bu yüzden bırak bunu sormayı konuşmaya devam edecek mi diye yoklamak bile istemiyorum.
0
kız seni beğenmemiş aga uzatmaya gerek yok, dalgana bakacaksın.
ayrıca bir abin olarak (yaş farkımız olduğunu tahmin ediyorum) sana şu tecrübemden bahsedeyim: kadınlara karşı çok kibar olursan soğuyorlar. biraz keko gibi takıl, küfürlü konuş, ufaktan bitirim ayağı yap bak nasıl kapında yatıyor o kız.
ayrıca bir abin olarak (yaş farkımız olduğunu tahmin ediyorum) sana şu tecrübemden bahsedeyim: kadınlara karşı çok kibar olursan soğuyorlar. biraz keko gibi takıl, küfürlü konuş, ufaktan bitirim ayağı yap bak nasıl kapında yatıyor o kız.
0
@işimdeyim gücümdeyim
+100 kesinlikle haklı.kadınlar gücü seviyor kibar kadınsı düşünceli erkek sevmez çok üstüne düşme kadınların
+100 kesinlikle haklı.kadınlar gücü seviyor kibar kadınsı düşünceli erkek sevmez çok üstüne düşme kadınların
0
Son durum olarak;
İlk gün yazdım. Cevap verdi etti ama bir şey olmayacağını bilerek yazdım. Ne yaptın iyi misin gibi. 2. Gün oldu hiç yazmadın o da yazmadı. Yani özetle olmadı. Daha olayı zorlamaya gerek yok, haklısınız. Buluşma sonrası yazmam bile hataydı bence, olmayacağı belliydi.
@işimdeyim haklısın, aslında sadece konuşkan ve sempatik olmaya çalışmıştım. Çok beyefendi kibar olduğum söylenemez.
@cesiro görüşmeye kadar işin iyi gidip görüşmelerden sonra bozulması (foto ses ve düşünce yapım, konuşma şeklim görüşme öncesi) aklıma o an farkettiği bi kusurum mu var düşüncesinden başka bir şey getirmiyor.
Mesela atıyorum “arabasız olamam” ya da o an ona göre “8 cm boy farkının az gelmesi” gibi.
Tabi değiştiremeyeceğim şeyler için üzülecek halim yok.
İlk gün yazdım. Cevap verdi etti ama bir şey olmayacağını bilerek yazdım. Ne yaptın iyi misin gibi. 2. Gün oldu hiç yazmadın o da yazmadı. Yani özetle olmadı. Daha olayı zorlamaya gerek yok, haklısınız. Buluşma sonrası yazmam bile hataydı bence, olmayacağı belliydi.
@işimdeyim haklısın, aslında sadece konuşkan ve sempatik olmaya çalışmıştım. Çok beyefendi kibar olduğum söylenemez.
@cesiro görüşmeye kadar işin iyi gidip görüşmelerden sonra bozulması (foto ses ve düşünce yapım, konuşma şeklim görüşme öncesi) aklıma o an farkettiği bi kusurum mu var düşüncesinden başka bir şey getirmiyor.
Mesela atıyorum “arabasız olamam” ya da o an ona göre “8 cm boy farkının az gelmesi” gibi.
Tabi değiştiremeyeceğim şeyler için üzülecek halim yok.
0
@işimdeyim -1
Yahu inanamıyorum şu verilen tavsiyelere, olduğun gibi değil de aşırı kibar davranmaya çalışmak iticidir elbet ama keko gibi görünmek ve küfür etmek de hoş değil kesinlikle. Yeni tanıştığım, yüz yüze geldiğim biri küfürlü konuşsa ve abuk sabuk hareketler yapsa pat ye kalkıp giderim herhalde. Umarım ciddiye alan tecrübesizler olmamıştır bu tavsiyeleri.
Yahu inanamıyorum şu verilen tavsiyelere, olduğun gibi değil de aşırı kibar davranmaya çalışmak iticidir elbet ama keko gibi görünmek ve küfür etmek de hoş değil kesinlikle. Yeni tanıştığım, yüz yüze geldiğim biri küfürlü konuşsa ve abuk sabuk hareketler yapsa pat ye kalkıp giderim herhalde. Umarım ciddiye alan tecrübesizler olmamıştır bu tavsiyeleri.
0
işimdeyim gibi "abilerin" tavsiyelerinden uzak dur.
"garılar sert yapan erkeklerden hojlanıyor yauv"
evet evet, tüm kızlar keko gibi sert yapan erkeklerden hoşlanıyor emin olabilirsin. bu tipler genelde ne istediğini bilmeyen, ezik kızların peşine düşerler; haliyle kızlar da sakin (efendi) erkek olduğunu fark edince tepesine biner.
benim eski kız arkadaşlarım (kaldı ki hepsi 8 üzeri güzellikteydi) benim sakinliğime "efendi" olmama hızlı alıştılar. dominant olmak "hed höd" olmak değildir. sağlam kariyerin, kendine güvenin varsa ve buna rağmen "hed höd" yapmıyorsan, işte o zaman "cool" fazına geçersin ve dikkat çekersin. bu sessizliğinin arkasını öz güvenle doldurmak gerekiyor. dolduramadın mı? bu senin problemin.
esas soruya doğru cevaplar gelmiş ancak şahsi yorumum kızın üstüne fazla gitme. arada bir yokla ve baktın hala eskisi gibi diyalog kuramıyorsunuz "no contact" tarafına geç ve tüm ilişkini kes. dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır.
"garılar sert yapan erkeklerden hojlanıyor yauv"
evet evet, tüm kızlar keko gibi sert yapan erkeklerden hoşlanıyor emin olabilirsin. bu tipler genelde ne istediğini bilmeyen, ezik kızların peşine düşerler; haliyle kızlar da sakin (efendi) erkek olduğunu fark edince tepesine biner.
benim eski kız arkadaşlarım (kaldı ki hepsi 8 üzeri güzellikteydi) benim sakinliğime "efendi" olmama hızlı alıştılar. dominant olmak "hed höd" olmak değildir. sağlam kariyerin, kendine güvenin varsa ve buna rağmen "hed höd" yapmıyorsan, işte o zaman "cool" fazına geçersin ve dikkat çekersin. bu sessizliğinin arkasını öz güvenle doldurmak gerekiyor. dolduramadın mı? bu senin problemin.
esas soruya doğru cevaplar gelmiş ancak şahsi yorumum kızın üstüne fazla gitme. arada bir yokla ve baktın hala eskisi gibi diyalog kuramıyorsunuz "no contact" tarafına geç ve tüm ilişkini kes. dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır.
0
Son durum. Büyük yanlış anlaşılmalar olmuş. Şu an aramız buluşma öncesi gibi iyi.
Benimle buluşmadan bir kaç gün önce işten çıkarılmıştı. Mekandan çıkmak isteme sebebi götürdüğüm yerde hesap paylaşımını düşünerek parasal mevzudan dolayı imiş. Mekan çok pahalı değil ama iyi bir mekandı. Utandığı için de sebebini söyleyememiş. Ora olmazsa başka bir yer dediğim için de eve gitmek istemiş aynı sebepten dolayı.
Özetle benimle görüşmeye devam etmek istediğini söyledi :)
Sanırım kabullenilmiş çaresizlik yaşadım bir süre :/
Benimle buluşmadan bir kaç gün önce işten çıkarılmıştı. Mekandan çıkmak isteme sebebi götürdüğüm yerde hesap paylaşımını düşünerek parasal mevzudan dolayı imiş. Mekan çok pahalı değil ama iyi bir mekandı. Utandığı için de sebebini söyleyememiş. Ora olmazsa başka bir yer dediğim için de eve gitmek istemiş aynı sebepten dolayı.
Özetle benimle görüşmeye devam etmek istediğini söyledi :)
Sanırım kabullenilmiş çaresizlik yaşadım bir süre :/
0
iyi güzel. yine de umudunu çok yeşertme, bekle ve gör. bana güven vermedi pek, sen de çok heveslenip sonra hayal kırıklığı yaşama.
0
@Bruce +1 bana da pek güven vermedi ama olumlu dönmüş.çok bağlanma olmazsa da çok üzülme
0
laptu
Xiaomi'nin Redmi Note 8 ve Redmi 8a modelleri arasında belli bir fiyat farkı var.Redmi Note 8 adlı telefonun özellikleri, Redmi 8a'nın 5000 mah gücündeki bataryasından ve aradaki fiyat farkından vazgeçebilecek kadar ikna edici midir sizce?
Xiaomi'nin Redmi Note 8 ve Redmi 8a modelleri arasında belli bir fiyat farkı var.
Redmi Note 8 adlı telefonun özellikleri, Redmi 8a'nın 5000 mah gücündeki bataryasından ve aradaki fiyat farkından vazgeçebilecek kadar ikna edici midir sizce?
Redmi Note 8 adlı telefonun özellikleri, Redmi 8a'nın 5000 mah gücündeki bataryasından ve aradaki fiyat farkından vazgeçebilecek kadar ikna edici midir sizce?
0
Androidde bütçe dostu telefon için kriter ram olmalı. 8a dediğiniz aletin 2 gb ramli olanı sizi üzer eğer yaşlı bir birey kullanmayacaksa yani uygulamalarla işi yoksa.
Note8 fiyat performans olarak harikulade 64lugu 4gb ramli. Ben olsam ekran çözünürlüğü rahatsız etmeyecekse mia3 alırdım android one programına dahil olmasından ve selfie kamerasının daha iyi sunulmasından.
Note8 fiyat performans olarak harikulade 64lugu 4gb ramli. Ben olsam ekran çözünürlüğü rahatsız etmeyecekse mia3 alırdım android one programına dahil olmasından ve selfie kamerasının daha iyi sunulmasından.
0
ben de redmi'de miui adlı bir işletim sistemi olduğunu yeni öğrendim, bu yüzden androidli telefon daha iyi mi olur acaba diye düşündüm. miui denen işletim sistemi bildiğimiz android dışında kullanımı çok farklı bir sistem mi acaba. bu arada ikisinde de 4gb ram 128 gb harddisk düşünüyorum
0
kameraları konusunda pek tecrübem yok, fakat yanlışlık olmasın, miui bir işletim sistemi değil android işletim sistemi üzerinde çalışan bir arayüz, kullanım olarak dikkate değer bir fark yok. android one güncellemeler açısından daha uzun ömürlü olur.
0
Siz kullanacaksanız 8a'yi eleyin, 8a paket olarak, işlemci serisi(snapdragon400 serisi) ve kameralari dahil giris seviyesi alet. Note 8 ve mia3 orta segmentin başarılı fiyat/fayda ürünleri ki işlemcileri snapdragon 665. Ana kameraları da gayet orta-üst segmentin iyi sensörlerinden. Miui android tabanlı bir arayüz + 1. Firmalar android üzerine ufak tefek ayar yaparlar mesela huawei emui kullanır vs.
Mia3 ise google'in saf haliyle ve en yeni güncellemelerini içeren bir program google ile xiaomi'nin işbirliği ile. Şöyle izah etmek gerekirse, ikisi de android fakat biri google one programı sayesinde android'in güncellemelerini beklemeden şak diye alacakken diğeri için xiaomi'nin stabil güncelleme sürümünü veya xiaomi ne kadar destek verirse o kadarını alabileceğiniz ürünler her android gibi.
Mia3 ise google'in saf haliyle ve en yeni güncellemelerini içeren bir program google ile xiaomi'nin işbirliği ile. Şöyle izah etmek gerekirse, ikisi de android fakat biri google one programı sayesinde android'in güncellemelerini beklemeden şak diye alacakken diğeri için xiaomi'nin stabil güncelleme sürümünü veya xiaomi ne kadar destek verirse o kadarını alabileceğiniz ürünler her android gibi.
0
teşekkür ederim karacigerim ve gkhncnzdgn.
evet, kendim için bakıyordum. bu işletim sistemi konusundaki detay sebebiyle, ekran küçüklüğü dezavantajına rağmen (6.30 - 6.09), MiA3'e daha yakın gibiyim, en başta Note 8'e ısınmış olsam da.
evet, kendim için bakıyordum. bu işletim sistemi konusundaki detay sebebiyle, ekran küçüklüğü dezavantajına rağmen (6.30 - 6.09), MiA3'e daha yakın gibiyim, en başta Note 8'e ısınmış olsam da.
0
laptu
mümkün müdür? tersi olursa sorun çıkıyor da türkiye'den sim kartsız akıllı telefon göndermede kargo gümrüğe takılır mı? PTT Kargodakiler telefon gonderilmez demisler ama bunun mantikli gerekcesi ne olabilir ki. Yurtdisinda yasayan biri yurt disindan telefon alsa dert turkiye`den telefon alsa dert, n
mümkün müdür? tersi olursa sorun çıkıyor da türkiye'den sim kartsız akıllı telefon göndermede kargo gümrüğe takılır mı? PTT Kargodakiler telefon gonderilmez demisler ama bunun mantikli gerekcesi ne olabilir ki. Yurtdisinda yasayan biri yurt disindan telefon alsa dert turkiye`den telefon alsa dert, nasil cozulecek bu is anlamadim.
0
Geçen italya'ya bavul gönderdim ptt ile, elektronik ve kozmetik kesinlikle geçemez, gümrükte kalır dediler. Ülkeden ülkeye değişebilir kurallar ama mantıklı gerekçe sorgulamanın anlamı yok, ülke öyle dediyse öyledir.
0
gol haberi mi var
herkese merhaba,hali hazırda şartları fena olmayan bir şirkette çok da tatmin olmadığım bir pozisyonda mühendis olarak çalışıyorum. dünya çapında iş yapan başka bir şirkette, seveceğim bir işi yapmak üzere de anlaştım. mevcut şirketim hakli olarak ihbar süresini kullanmak istedi. 4 hafta diye anlaşt
herkese merhaba,
hali hazırda şartları fena olmayan bir şirkette çok da tatmin olmadığım bir pozisyonda mühendis olarak çalışıyorum. dünya çapında iş yapan başka bir şirkette, seveceğim bir işi yapmak üzere de anlaştım. mevcut şirketim hakli olarak ihbar süresini kullanmak istedi. 4 hafta diye anlaştık ve ben karşı tarafa bunu bu şekilde bildirdim. fakat istifamın ertesi günü çok hoşnut kalmadığım bir tepki gördüm yöneticimden ve şirkette ortalığı ayağa kaldırdım. bir an önce gitmek istediğimi söyledim. yöneticim okey gidebilirsin dedi. fakat İK ihbar tazminatını öde öyle gidebilirsin diyor. mevzu para değil bu arada, ödeyip çıkabileceğim bir meblağ. ben karşı tarafa bunu nasıl anlatabilirim? anlatayım mı? direkt buraya parayı basıp karşı tarafa hiç bir şey anlatmamak da olmaz diye düşünüyorum bir yandan. diğer taraftan da acaba kıllanırlar mı ve ortada sözleşme yokken biz vazgeçtik diyebilirler mi? daha önce tecrübe yaşamış veya fikir paylaşmak isteyen arkadaşların önerilerini bekliyorum
hali hazırda şartları fena olmayan bir şirkette çok da tatmin olmadığım bir pozisyonda mühendis olarak çalışıyorum. dünya çapında iş yapan başka bir şirkette, seveceğim bir işi yapmak üzere de anlaştım. mevcut şirketim hakli olarak ihbar süresini kullanmak istedi. 4 hafta diye anlaştık ve ben karşı tarafa bunu bu şekilde bildirdim. fakat istifamın ertesi günü çok hoşnut kalmadığım bir tepki gördüm yöneticimden ve şirkette ortalığı ayağa kaldırdım. bir an önce gitmek istediğimi söyledim. yöneticim okey gidebilirsin dedi. fakat İK ihbar tazminatını öde öyle gidebilirsin diyor. mevzu para değil bu arada, ödeyip çıkabileceğim bir meblağ. ben karşı tarafa bunu nasıl anlatabilirim? anlatayım mı? direkt buraya parayı basıp karşı tarafa hiç bir şey anlatmamak da olmaz diye düşünüyorum bir yandan. diğer taraftan da acaba kıllanırlar mı ve ortada sözleşme yokken biz vazgeçtik diyebilirler mi? daha önce tecrübe yaşamış veya fikir paylaşmak isteyen arkadaşların önerilerini bekliyorum
0
yöneticin ne yaptı tam olarak?
hakaret vs ettiyse bunu kullanabilirsin.
aksi taktirde zaten öteki tarafla anlaşmışsın. gerçek ihbar süren neydi? iş arama iznin falan var günde 2 saat. her gün 2 saat önceden işten çıkabilir ya da bunu birleştirebilirsin.
karşı tarafa anlatacak bir durum yok ihbar sürenin sonunda orada işe başla ya da bir zarf at ben haftaya gelebilir miyim diye.
kurumsal şirketse yok ya canım gerek yok diyeceklerdir ama denemeye değebilir. ama yaşadıklarını anlatma.
bana ihbarımı ödeyerek erken gitme şansı sunuyorlar ne yapayayım diyebilirsin.
hakaret vs ettiyse bunu kullanabilirsin.
aksi taktirde zaten öteki tarafla anlaşmışsın. gerçek ihbar süren neydi? iş arama iznin falan var günde 2 saat. her gün 2 saat önceden işten çıkabilir ya da bunu birleştirebilirsin.
karşı tarafa anlatacak bir durum yok ihbar sürenin sonunda orada işe başla ya da bir zarf at ben haftaya gelebilir miyim diye.
kurumsal şirketse yok ya canım gerek yok diyeceklerdir ama denemeye değebilir. ama yaşadıklarını anlatma.
bana ihbarımı ödeyerek erken gitme şansı sunuyorlar ne yapayayım diyebilirsin.
0
yeni sirketi baglamaz. ben olsam eger sikinti cikartiyorlarsa parasi neyse verir uzarim, eger para sikintisi yok ise yeni sirkete soylemem biraz kafa dinlerim, kendime zaman ayiririm. zira yeni sirket her zaman insani strese sokar, oncesinde dinlensen iyi olur.
0
bende şurada film koptu: "4 hafta diye anlaştık. fakat istifamın ertesi günü çok hoşnut kalmadığım bir tepki gördüm yöneticimden"
burada 4 hafta olarak anlaşılan mevcut işyeri değil mi?yönetici de o işyerinin yöneticisi olduğuna göre ne oldu ki istifanın ertesi günü? mobbing-hakaret tarzı bir şey geldi ilk aklıma. buna maruz kalınca da 4 haftayı beklemeden çıkmak istediniz. böyle mi?
burada 4 hafta olarak anlaşılan mevcut işyeri değil mi?yönetici de o işyerinin yöneticisi olduğuna göre ne oldu ki istifanın ertesi günü? mobbing-hakaret tarzı bir şey geldi ilk aklıma. buna maruz kalınca da 4 haftayı beklemeden çıkmak istediniz. böyle mi?
0
arkadaşlar hakaret vs öyle bir durum değil. zaten gidiyorum demişim, şafak sıkıştırmış, gereksiz baskı çekecek durumda değilim. karşı tarafa üslubuyla konudan bahsetmezsem ve hiç bir şey olmamış gibi 4 hafta sonra gidersem ve bana neden erken ayrıldığımı sorarlarsa o kötü olur mu acaba diye çekiniyorum. yoksa ben de hiç bir şey söylemeyip buraya parasını verip ayrılma taraftarıyım. diğer yandan da konudan bahsedersem ve benimle alakalı olumsuz bir imaj yaratırsa diye de endişem var.
0
Mevcut işyerinden erken ayrılırsanz yeni yerden bunu saklamayın. Zira eski şirket sgk çıkışınızı yapacağı için yeni şirket erken çıktığınızı görür. Dürüst olmakta fayda var. Erken ayrılmam konusunu tekrar konuştuk ve ayrıldım diyebilirsiniz. Gerçek sebebi bilmek zorunda değiller. Bu arada iki iş arasında minimum 1 hafta ara vermenizi tavsiye ederim. Mümkünse 2.
0
Bir de yeni yerden şimdi ayrılıp 1 ay sonra yeni işe başlarsanız sgk çıkışınızın 1 ay önce yapıldığını görürlerse ‘bize ihbar süremi kullanıyorum demişti meğer ihbar süresi kullanmamış yalan söylemiş‘ diye düşündürürsünüz.
0
ihbar süresini çalışmama gerek kalmadı deyip geç. anlaştık ik ile dersin.
ancak bence yarısını ödemeyi teklif et. ne kurtarsan kâr :) şirketler ihbar süresinden feragat edebilirler. sonuçta çalışsan hem maaş alacaktın hem de parayı ödemeyecektin. aslında ödeyeceğinin iki katı gibi kaybın var. sen de açıkça söyle, yarısında anlaşalım de. iş arama iznin de olduğundan zaten tam 4 hafta çıkmaz çalışacağın süre. toplu kullanabilirsin iş arama izinlerini.
ancak bence yarısını ödemeyi teklif et. ne kurtarsan kâr :) şirketler ihbar süresinden feragat edebilirler. sonuçta çalışsan hem maaş alacaktın hem de parayı ödemeyecektin. aslında ödeyeceğinin iki katı gibi kaybın var. sen de açıkça söyle, yarısında anlaşalım de. iş arama iznin de olduğundan zaten tam 4 hafta çıkmaz çalışacağın süre. toplu kullanabilirsin iş arama izinlerini.
0
AlsterWasser
Netflixçiler bu yapımı izlediniz mi? Beğendiniz mi?Ben şahsen çok beğendim. Görüntüler, kurgu baya kaliteli bir iş. Motorsporları ile alakası olmayan biri bile rahatça izleyebilir. Dramayı iyi veriyor.Lakin, merak ettiğim ise bunu nasıl çekmişler? Yani insanlar gerçek, olaylar gerçek ama sanki böyle
Netflixçiler bu yapımı izlediniz mi? Beğendiniz mi?
Ben şahsen çok beğendim. Görüntüler, kurgu baya kaliteli bir iş. Motorsporları ile alakası olmayan biri bile rahatça izleyebilir. Dramayı iyi veriyor.
Lakin, merak ettiğim ise bunu nasıl çekmişler? Yani insanlar gerçek, olaylar gerçek ama sanki böyle izleyince de kurgulanmış bir dizi gibi..
Bu işlerden anlayanların bakış açısını merak ettim. Bana göre -sıradan bir insan için- iş kaliteli, artık yönetmen mi kimse burda etkisi olan iyi iş çıkarmış diyorum ama belki de öyle değildir ve gayet yapılabilir sıradan bir iştir?
Ben şahsen çok beğendim. Görüntüler, kurgu baya kaliteli bir iş. Motorsporları ile alakası olmayan biri bile rahatça izleyebilir. Dramayı iyi veriyor.
Lakin, merak ettiğim ise bunu nasıl çekmişler? Yani insanlar gerçek, olaylar gerçek ama sanki böyle izleyince de kurgulanmış bir dizi gibi..
Bu işlerden anlayanların bakış açısını merak ettim. Bana göre -sıradan bir insan için- iş kaliteli, artık yönetmen mi kimse burda etkisi olan iyi iş çıkarmış diyorum ama belki de öyle değildir ve gayet yapılabilir sıradan bir iştir?
0
güzel bir iş ama çok yüzeysel bence.mclaren'in sezon hazırlığını anlatan bir belgesel vardı 3 bölümlük galiba ama adını hatırlayamadım onu da izleyebilirsiniz biraz daha detaylı o.
0
izledim ve çok beğendim. kopmuştum f1'den. bu yapım sayesinde tekrar izlemeye başladım. yarın malezya gp var mesela. çekimlerde kurgu hissetmedim, ziyadesiyle doğal ve akışına uygun geldi.
0
bu adamlar 2018 formula 1 sezonunun içerisinde takım garajlarını ziyaret ettiler. çekimler yaptılar. formula 1 dünyası bu, zaten her türlü saha içi ve dışı aksiyonu barındırır ki 2018'de de malzeme vardı. hepsini birleştirerek ve uygun yerleye koyarak güzel bir belgesel yaptılar.
etrafımda formula 1 hastası olarak tanınırım. drive to survive izleyen bir arkadaşım "rain izledim. aklıma geldin. artık 2019 sezonunu izleyeceğim baştan sona tüm yarışları." demişti.
spora yeni kitleler çekilmesi için böyle bir netflix dizisine ihtiyaç vardı.
kanımca 2019 sezonu sonunda yapacakları daha da başarılı olacak. verstappen - leclerc mücadelesi, kubica puan alması, 2019 almanya gp'si... çok iyi malzeme var daha sezon yaz arasına gelmeden.
-----------
not: yönetmen de elindeki malzemeyi çok iyi kullanmış bence.
etrafımda formula 1 hastası olarak tanınırım. drive to survive izleyen bir arkadaşım "rain izledim. aklıma geldin. artık 2019 sezonunu izleyeceğim baştan sona tüm yarışları." demişti.
spora yeni kitleler çekilmesi için böyle bir netflix dizisine ihtiyaç vardı.
kanımca 2019 sezonu sonunda yapacakları daha da başarılı olacak. verstappen - leclerc mücadelesi, kubica puan alması, 2019 almanya gp'si... çok iyi malzeme var daha sezon yaz arasına gelmeden.
-----------
not: yönetmen de elindeki malzemeyi çok iyi kullanmış bence.
0
sorunun cevabı burada: twitter.com
bahsettiğin hissiyata ben de katılıyorum. her şey çok anlaşılır dille seyirciye sunulduğu için bu kadarı senaryo gibi geliyor.
aslında her sporda baş altı aktörlerin hikayeleri çok güzeldir. hikaye olarak sunulunca talep ve ilgi çok olur. ancak profesyonel rekabette izlenirliği düşük olduğu için belgeseli izleyince oluşan yeni sezonu izlemeliyim hassasiyeti, yen, sezonu izlerken beklentinin karşılanmaması sonucunu doğurur.
bahsettiğin hissiyata ben de katılıyorum. her şey çok anlaşılır dille seyirciye sunulduğu için bu kadarı senaryo gibi geliyor.
aslında her sporda baş altı aktörlerin hikayeleri çok güzeldir. hikaye olarak sunulunca talep ve ilgi çok olur. ancak profesyonel rekabette izlenirliği düşük olduğu için belgeseli izleyince oluşan yeni sezonu izlemeliyim hassasiyeti, yen, sezonu izlerken beklentinin karşılanmaması sonucunu doğurur.
0
hede hodo
Acikcasi boyle bir uygulama oldugunu ilk kez gordum. Rezaleti okuyunca da midem bulandi.Tek kredi kartim var o da teb. Maas hesabim yapi kredi olmasina ragmen genelde teb uzerinden islemlerimi yapiyorum.Tebi kullanan arkadaslar, sizde de soguma oldu mu? Yani baska bankaya geceyim diye dusunce aldi m
Acikcasi boyle bir uygulama oldugunu ilk kez gordum. Rezaleti okuyunca da midem bulandi.
Tek kredi kartim var o da teb. Maas hesabim yapi kredi olmasina ragmen genelde teb uzerinden islemlerimi yapiyorum.
Tebi kullanan arkadaslar, sizde de soguma oldu mu? Yani baska bankaya geceyim diye dusunce aldi mi?
*bu arada kasa gibi bir muhabbeti ilk kez duydum. sadece teb kullanicisiyim.
Tek kredi kartim var o da teb. Maas hesabim yapi kredi olmasina ragmen genelde teb uzerinden islemlerimi yapiyorum.
Tebi kullanan arkadaslar, sizde de soguma oldu mu? Yani baska bankaya geceyim diye dusunce aldi mi?
*bu arada kasa gibi bir muhabbeti ilk kez duydum. sadece teb kullanicisiyim.
0
Akıl işi degil, 30 yıllık birikim yüksek ihtimal milyon TL ile ifade etmek lazım. Ayrıca devlet banka batarsa 100 bin TL sigortani biz karşılıyoruz diyor neden bile bile kasa riskine giriyorsun?
Bu durum hala muamma resmi bir aciklama belge tutanak veya haber yok
Kontrollü yaklaşmak lazım
Demekki kasa tutma sisteminde bir açık var ve tüm bankaları bu durum ilgilendiriyor
Bu durum hala muamma resmi bir aciklama belge tutanak veya haber yok
Kontrollü yaklaşmak lazım
Demekki kasa tutma sisteminde bir açık var ve tüm bankaları bu durum ilgilendiriyor
0
Yillardir sozluk rezaletlerini okurum. Bu hakikaten buyuk bir olay, sadece o subeye ozgu, ya da kasaya ozgu bir durum oldugunu dusunmedim. Teftis kurulunun bunun uzerine atlamasini beklerdim.
Ben kullanmiyorum, ama kullansaydim baska bankaya gecerdim. Risk almaya hic gerek yok.
Ben kullanmiyorum, ama kullansaydim baska bankaya gecerdim. Risk almaya hic gerek yok.
0
Sözlükte gördüğüm en büyük olaylardan biri. Ama açıkçası şu an çok fazla soru işareti barındırıyor. Özellikle o kasa içindeki paranın akıbeti belli değilken bankadan acil bir mağduriyet giderme hamlesi beklemek doğru değil. önce olayın açıklığa kavuşması lazım. kişinin mağduriyeti ispatlanmasına rağmen banka tepki vermezse o zaman başlıktaki ithamlar yerini bulur.
soru işaretlerine gelirsek:
- entry'yi giren kişi ev baktıklarını, ev bulmaları halinde o miktarda paranın bankada olmaması ihtimali üzerine parayı kasaya koyduklarını söylüyor.
ev alma işi bu kadar alelacele yapılan bir iş midir ki bu parayı gidip 1 saat içinde çekmek istiyorlar? şubede yüksek miktarda para olmaması normal. istediğin evi bulduğunda ev sahibine kapora verirsin. ertesi gün için tüm parayı çekeceğini şubeye bildirirsen o parayı şubeye getirip sana teslim ederler. döviz dalgalanmasının ise bu işle bağlantısını kesinlikle çözemedim.
- ortada hiçbir belge yok. kişi belgelerin hukuki süreç nedeniyle paylaşılmadığını söylemiş. e o zaman bu entry neden var? burada yazılanların da hukuki sorumluluk taşıdığını bilmiyor mu bu arkadaş?
- ksasnın içinde ne olup olmadığı bilinmediği halde bu arkadaş bankadan nasıl bir mağduriyet giderme bekliyor anlamış değilim. elbette banka suçlu bulunur ise kasa sahibinden kasa içinde sahip olduğu şeylerin dökümünü isterler. artık buradan sonrasını çok bilmiyorum ama muhtemelen kasa sahibi da sahibi olduğu şeylerin kendisine ait olduğunu ispatlamakla yükümlü olabilir. yani "20 bin dolarlık takı vardı." dese faturasını falan sorarlar heralde diye düşünüyorum.
edit: döviz ile ilgisini şimdi çözdüm :D adamın birikimi döviz galiba.
soru işaretlerine gelirsek:
- entry'yi giren kişi ev baktıklarını, ev bulmaları halinde o miktarda paranın bankada olmaması ihtimali üzerine parayı kasaya koyduklarını söylüyor.
ev alma işi bu kadar alelacele yapılan bir iş midir ki bu parayı gidip 1 saat içinde çekmek istiyorlar? şubede yüksek miktarda para olmaması normal. istediğin evi bulduğunda ev sahibine kapora verirsin. ertesi gün için tüm parayı çekeceğini şubeye bildirirsen o parayı şubeye getirip sana teslim ederler. döviz dalgalanmasının ise bu işle bağlantısını kesinlikle çözemedim.
- ortada hiçbir belge yok. kişi belgelerin hukuki süreç nedeniyle paylaşılmadığını söylemiş. e o zaman bu entry neden var? burada yazılanların da hukuki sorumluluk taşıdığını bilmiyor mu bu arkadaş?
- ksasnın içinde ne olup olmadığı bilinmediği halde bu arkadaş bankadan nasıl bir mağduriyet giderme bekliyor anlamış değilim. elbette banka suçlu bulunur ise kasa sahibinden kasa içinde sahip olduğu şeylerin dökümünü isterler. artık buradan sonrasını çok bilmiyorum ama muhtemelen kasa sahibi da sahibi olduğu şeylerin kendisine ait olduğunu ispatlamakla yükümlü olabilir. yani "20 bin dolarlık takı vardı." dese faturasını falan sorarlar heralde diye düşünüyorum.
edit: döviz ile ilgisini şimdi çözdüm :D adamın birikimi döviz galiba.
0
kamera kayıtlarına bakıldığında çözülebilecek bir olay. kasaların olduğu yerde kamera oluyor, savcılık inceledikten sonra bu durum çözülür.
0
Bence bankayı dızlamaya çalışıyorlar. Kasanın içinde ne olduğunu banka bilemez, böyle bir kayıt yok.
0
teb'de mevduatım var, hiçbir soğuma olmadı. çünkü olayın gerçek olduğunu düşünmüyorum. kasa banka personeli ile birlikte açılıyor ama içine ne koyup ne aldığını sen dışında kimse göremiyor yetkili uzakta bekliyor. daha önceki ziyaretlerinde paranı çekmiş olabilirsin, içine hiç para koymamış olabilirsin, kasayı tahrip etmiş olabilirsin, anahtar deliğini kendin zorlamış olabilirsin. isnat ettiği herşeyi kendi yapmış olabilir. adam belki parayı kumarda yedi ama bunu kimseye itiraf edemediği için bankaya karısıyla gittiğinde anaa soyulmuşum dedi? sözlükte bankanın direkt olarak linç edilme sebebi "banka" olması. üstelik neden tanımadığım etmediğim herhangi birinin ifadesine inanayım ki. kasa soygunu varsa sadece bu vatandaşı mı bulmuş, kasasında James bond filmlerindeki gibi eşsiz 250 karatlık elmas mı varmış da sadece o hedef olmuş.
0
birikimimin çoğu tebde. hiçbir şüphem yok bankaya karşı.
evet banka kasalarına dair şüphem var. buna benzer olaylar daha önce de yaşandı başka bankalarda. bankaların kasalara karşı bir sorumluluğu yok.
zaten mevduat asıl güvenli olan şey. devletin 150bin lira garantisi var mevduatta. ama kasada devleti bırak bankanın bile yok.
bu olaydaki kişi son dönemdeki dedikodulardan çok etkilenmiş. yok devlet mevduattaki dolara el koyar, yok doları ucuzdan bozar bilmemne. bundan etkilenip kasaya koymaya karar vermiş bence. siz siz olun böyle saçma sapan şehir efsanelerini ciddiye alıp böyle saçma sapan çözümler bulmaya çalışmayın.
hadi kasaya koyarsın bir kısmını tüm yumurtaları aynı sepete koymamak için onu anlarım da, hepsini koymak yanlış.
evet banka kasalarına dair şüphem var. buna benzer olaylar daha önce de yaşandı başka bankalarda. bankaların kasalara karşı bir sorumluluğu yok.
zaten mevduat asıl güvenli olan şey. devletin 150bin lira garantisi var mevduatta. ama kasada devleti bırak bankanın bile yok.
bu olaydaki kişi son dönemdeki dedikodulardan çok etkilenmiş. yok devlet mevduattaki dolara el koyar, yok doları ucuzdan bozar bilmemne. bundan etkilenip kasaya koymaya karar vermiş bence. siz siz olun böyle saçma sapan şehir efsanelerini ciddiye alıp böyle saçma sapan çözümler bulmaya çalışmayın.
hadi kasaya koyarsın bir kısmını tüm yumurtaları aynı sepete koymamak için onu anlarım da, hepsini koymak yanlış.
0
Otuz yıllık birikimini banka kasasında tutan salaktır. Bu paranın 250.000 TL ve üstü olacağı varsayımından hareketle cepteteb hesapta günlük faizi zaten şu anda %20 ve günlük net getirisi 109 TL. Aylık faizler bazı bankalarda %24'ü buluyor. Burada müşterinin kötü niyetli olması daha olası.
0
başlığa yazacaktım ama yazmaya fırsatım olmadı.
teb'de kiralık kasam var. ve buraya para konulmayacağıyla ilgili bana evrak imzalattılar. imzalatmakla kalmayıp 10 dakikada bir de sözlü olarak para koymamam gerektiğini belirttiler. sadece mücevherat değerli eşyalar ve tapu senet gibi şeyler.
büyük ihtimalle o evraklarda da para konulursa da bankanın sorumluluğu olmadığına dair bir şeyler yazıyordur.
bir diğer husus da ben büyük boy seçtim ama göt kadar bişi. kapak açıldıktan sonra içinde kutu gibi bir şey var.
www.google.com
burdakine benzer bişi. ben bunun içine evin fiyatı ne kadar, kaybolan para ne kadar bilmiyorum ama tl olarak buraya bir ev parası sığacağına inanmıyorum.
fotodan büyük gibi gözükebilir ama 40-50cm uzunluğunda yarım karış eninde 15-20 cm derinliğinde bişi. alayım desen şimdi 2+1 bi ev nerden baksan 200-300'den başlar.
çok eminim bu para o kasaya sığmaz.
bir diğer konu da; anahtarin bir digeri sanirim mudurden sonraki en kidemli ikinci kisi, gise ve bireyseldeki operasyondan sorumlu sef gibi bir kiside vardi.
herhangi bir gise personeli vs. gibi bir kiside degildi o kasalarin sorumlulugu.
her gittigimde ziyaret formu gibi bir sey imzalatiyorlardi. ve icine ne kondugunun bilinmesine kesinlikle imkan yok.
kameralar bir yere kadar geliyor burası da kasanın içine girmeden önceki demir kapı; burası açılıyor banka personeli kasayı açıp bu demir kapının arkasına geçiyor ve sizi yalnız bırakıyor.
aklınıza takılan sorularınız varsa cevaplayabilirim :)
teb'de kiralık kasam var. ve buraya para konulmayacağıyla ilgili bana evrak imzalattılar. imzalatmakla kalmayıp 10 dakikada bir de sözlü olarak para koymamam gerektiğini belirttiler. sadece mücevherat değerli eşyalar ve tapu senet gibi şeyler.
büyük ihtimalle o evraklarda da para konulursa da bankanın sorumluluğu olmadığına dair bir şeyler yazıyordur.
bir diğer husus da ben büyük boy seçtim ama göt kadar bişi. kapak açıldıktan sonra içinde kutu gibi bir şey var.
www.google.com
burdakine benzer bişi. ben bunun içine evin fiyatı ne kadar, kaybolan para ne kadar bilmiyorum ama tl olarak buraya bir ev parası sığacağına inanmıyorum.
fotodan büyük gibi gözükebilir ama 40-50cm uzunluğunda yarım karış eninde 15-20 cm derinliğinde bişi. alayım desen şimdi 2+1 bi ev nerden baksan 200-300'den başlar.
çok eminim bu para o kasaya sığmaz.
bir diğer konu da; anahtarin bir digeri sanirim mudurden sonraki en kidemli ikinci kisi, gise ve bireyseldeki operasyondan sorumlu sef gibi bir kiside vardi.
herhangi bir gise personeli vs. gibi bir kiside degildi o kasalarin sorumlulugu.
her gittigimde ziyaret formu gibi bir sey imzalatiyorlardi. ve icine ne kondugunun bilinmesine kesinlikle imkan yok.
kameralar bir yere kadar geliyor burası da kasanın içine girmeden önceki demir kapı; burası açılıyor banka personeli kasayı açıp bu demir kapının arkasına geçiyor ve sizi yalnız bırakıyor.
aklınıza takılan sorularınız varsa cevaplayabilirim :)
0
bankanın olayı sallamaması kabul edilemez evet ama her ne olursa olsun yüklü miktar paranın kasada saklanması konusu da kafama yatmıyor açıkcası.
0
bu olayın ortaya çıkmasından birkaç gün önce ekşişeyler'e bu içerikte bir yazı girmesi ve yazının kaldırılması inanılmaz bir etki yaratıyor. çözülmeyi bekleyen tarsus-malezya gizemlerinin bir tık altına doğru yavaş yavaş konumlandırıyorum.
0
Ben de olayın anlatıldığı gibi olmadığını düşünüyorum, bana pek inandırıcı gelmiyor. Bir şeyler çalacak olsalar bi kasadaki ev parasından çok daha fazlasını kolayca çalabilir bankada çalışanlar. Bir de araya eklenmiş "şu kişi tam da o gün izindeydi...." gibi soslar iyicene inandırıcılığını düşürdü.
0
düğün altınlarını bile kasada saklamak saçmalık. birde yıllık kasa ücreti veriyorsun.
oysa git düğün altınlarını has altına çevirttir kapalıçarşıda. sonra altın hesabı açıp yatır. hemde faiz de veriyorlar. kasa ücreti vereceğine hem daha güvene alıyorsun hem üstüne para alıyorsun. mis.
oysa git düğün altınlarını has altına çevirttir kapalıçarşıda. sonra altın hesabı açıp yatır. hemde faiz de veriyorlar. kasa ücreti vereceğine hem daha güvene alıyorsun hem üstüne para alıyorsun. mis.
0
jamiryow
Evet gençler,Er kişisi olarak son zamanlarda kendime sıkça sorduğum soru. Biraz uzun olabilir, sebeplerini yazacağım.1 (bir) yıllık evliyim. Öncesinde 3 yıl birlikteydik.Ben 29 o 28 yaşında. Benim hatun bir şekilde herhangi bir konuda herhangi bir tartışmada şu yolu izliyor. Önce konu kendiyle alaka
Evet gençler,
Er kişisi olarak son zamanlarda kendime sıkça sorduğum soru. Biraz uzun olabilir, sebeplerini yazacağım.
1 (bir) yıllık evliyim. Öncesinde 3 yıl birlikteydik.Ben 29 o 28 yaşında. Benim hatun bir şekilde herhangi bir konuda herhangi bir tartışmada şu yolu izliyor. Önce konu kendiyle alakalı değilse bir şekilde kendine döndürüyor mevzuyu. Sonra başarabilirse mağdur ediyor/gösteriyor kendini o konuda ve ordan (gerek ajitasyon gerek acındırma) hararetli ve sinirli şekilde yürüyır. Ne güzel kafa. ve herhangi bir konuda %100 haklı olduğuna inanarak konuşuyor her zaman. Garson masaya yanlışlıkla suyu hızlı koyduysa mesela kesin bize gıcık olduğu için yaptı. Başka açıklama kabul etmiyor aq ya. Yok yani.. Her konuda o haklı hiç daha özeleştri yaptığını görmedim, saçsaça gelsek bile ya evet ben de böyle dememeliydim demedi sonrasında hiç bir zaman. Hep şöyle; sen öyle yaptığın için ben öyle yaptım. Sen öyle desiğin için ben öyle dedim. Haklı yani yine, suçlu benim. Bu da bir yerden sonra kaldırılacak gibi olmuyor artık. Mağdur ve haklı olamadığı konularda da tansiyonu en yükseğe çıkarıyor (tartışırken/konuşurken arabadan inip gitme, camı çerçeveyi daaan diye vurma vs.) beni bir şekilde delirtmeyi başarıp sonra da sen bana bağırdın sen bana fazla sinir gösterdin diyip yine mazlum oluyor ve özür bekliyor. Deli oluyorum artık.
Hatun fazla şüphecidir. Mesela parkta oturan yaşlı varsa o kesinlikle çocuk tacizi için ordadır. Aksini söylersem, olmayanilir torunu vardır belki dersem ya ben saftiriğimdir ya da onun görüşünü kabul etmek istemiyorumdur. Yol sıkışıktır yanından adam geçer, kesin ona dokunmaya çalışmıştır misal. Ben nasıl tepki vermem. Aynı konu ailem için geçerli. Kimsenin işi gücü yok aslında, herkes onu böyle el üstünde tutup aramalı sormalı, eğer öyle değilse ona gıcık oluyorlar, beğenmiyorlar ya da sevmiyorşar vs. Kendi doğrularından başka doğru olamıyor. Öğretemiyorum belki şöyledir belki böyledir diye.
Son iki kavgayı yazayım mesela. İkizimle iki kere telefonda konuştum aynı gün ikimiz yanyanayken, bi baktım suratı düşüyor her konuşmadan sonra. Yeğenim var 1 yaşında normalde her çocuğu çok sever bayılır fotosunu gösteriyorum hımm diyor. Nokdu canım problem ne diyorum yok bişey nolacak ki diyor. Aptal yerine koyuyor bir de. Neyse en son hanımefendi diyor ki bak bana ailen yüzünden sorun çıkarma. Dellenmiyorum bişey demiyorum ama iğrendim artık ve dedim ki sen ne beni ne ailemi tanıyamamışsın. Sokağın ortasındayız arabayla gelmişiz beraber dönmemiz gereken allahın siktir ettiği bi yerde bastı gitti. En katlanamayacağım şey afedersiniz g*t gibi orda kalmak. Delirdim elim ayağım titredi. Arıyorum açmıyor falan. Neyse ulaştım dedim 5 dakkkan var ya gelirsin ya da ben gidiyorum. Geldi arabaya biner binmez ondan özür dileyecekmişim. Sebep surat ifadem o kadar iğrençmiş ki duramamış orda. Gidemezsin nolursa olsunwvlilik böyle bişey değil diyorum sen öyle yaparsan giderim diyor. Yani basıp gittiği için haklı yine.
Bugün de istanbula dönüp dönmeme mevzusu var. İstanbul doğma büyüme piremses. Her fırsatta evi anneaine yakına taşıma mevzusunu açıyor tilt oluyorum. Ben anadoludan geldim her yer bana aynı. Farketmez aslında istanbul ama 2 yul yaşadım canımdan bezdim istanbulda ve o kadar ısrarcı ki alerji oldu artık. Bir de izmirdeyiz lan aq. Her tarafın tatil beldesi ne istiyosun daha anlamadım ki. Ne anne sevdasıymış aq. Ben 10 bin tl alıyorum izmirde o 7 bin tl. Mesleklerimiz aynı.Diyorum ki izmirde aldığım para istanbulda aynı olacaksa ne anlamı var taşınmanın. Nasıl diyor izmir de şöyle izmir de böyle istanbul daha güzel falan filan. Onun şimdiki benim de eski yöneticiyle ( ben ayrıldım şirketten) konuşmuş biz istanbula dönmek istiyoruz orda pozisyon var mı diye. Konuşucam demiştii bana öncesinde ben de konuş dedim. Neyse işte maaş aynıysa ne anlamı var diyorum ters ters cevaplar veriyor. Burda oturduğun kiraya orda oturamazsın diyorum istanbulu bilmesine rağmen beylikdüzünde oturursun diyor. İşe gideceği yer de şişli. Yine beni çıldırtmaya oynuyor. Neyse bu sefer sakin kalabildim ve mantıklı konuşmaya çalışıyorum. En son konuyu konuşurken dedim ki “iki dakika mantıklı düşünebilirsen” hoop kalktı ayağa terkediyor odayı. Sen nasıl benimle böyle konuşursun falan. Mağdur oldu hemen. Öyle olunca konu da piç oluyor kalıyor. Hiç bir şeyi doğru düzgün konuşamıyoruz. Hep tırmandırıyor sürekli bundan besleniyor. O da aynı şeyi söylüyor bana senle konuşulmuyor diye.
Tıkandım kaldım kodumun yerinde. Daha 1 sene oldu. Bu iş böyle olacaksa ne bok yemeye evlendim. Geçmiyor da bendeki bu his. O hiç bişey olmamış gibi devam ediyor iki gün sonra ben devam edemiyorum. Yıpranıyorum. Mesela artık dışarı çıkmak istemiyorum beraber. Aktivite yapmak istemiyorum. Zaten yalnızlığı seven bi adamım da hani beraber hiç bişey yapmak gelmiyor içimden. Çünkü ya bişeyler demedim/yapmadım diye trip yiycem ya da kavga edicez mal mal.
Uyuyamadım kalktım yataktan telefonla yazdım bu kadr yazıyı da aq. Öyle dertleşmek istedim heralde bilmiyorum niye yazdım
Er kişisi olarak son zamanlarda kendime sıkça sorduğum soru. Biraz uzun olabilir, sebeplerini yazacağım.
1 (bir) yıllık evliyim. Öncesinde 3 yıl birlikteydik.Ben 29 o 28 yaşında. Benim hatun bir şekilde herhangi bir konuda herhangi bir tartışmada şu yolu izliyor. Önce konu kendiyle alakalı değilse bir şekilde kendine döndürüyor mevzuyu. Sonra başarabilirse mağdur ediyor/gösteriyor kendini o konuda ve ordan (gerek ajitasyon gerek acındırma) hararetli ve sinirli şekilde yürüyır. Ne güzel kafa. ve herhangi bir konuda %100 haklı olduğuna inanarak konuşuyor her zaman. Garson masaya yanlışlıkla suyu hızlı koyduysa mesela kesin bize gıcık olduğu için yaptı. Başka açıklama kabul etmiyor aq ya. Yok yani.. Her konuda o haklı hiç daha özeleştri yaptığını görmedim, saçsaça gelsek bile ya evet ben de böyle dememeliydim demedi sonrasında hiç bir zaman. Hep şöyle; sen öyle yaptığın için ben öyle yaptım. Sen öyle desiğin için ben öyle dedim. Haklı yani yine, suçlu benim. Bu da bir yerden sonra kaldırılacak gibi olmuyor artık. Mağdur ve haklı olamadığı konularda da tansiyonu en yükseğe çıkarıyor (tartışırken/konuşurken arabadan inip gitme, camı çerçeveyi daaan diye vurma vs.) beni bir şekilde delirtmeyi başarıp sonra da sen bana bağırdın sen bana fazla sinir gösterdin diyip yine mazlum oluyor ve özür bekliyor. Deli oluyorum artık.
Hatun fazla şüphecidir. Mesela parkta oturan yaşlı varsa o kesinlikle çocuk tacizi için ordadır. Aksini söylersem, olmayanilir torunu vardır belki dersem ya ben saftiriğimdir ya da onun görüşünü kabul etmek istemiyorumdur. Yol sıkışıktır yanından adam geçer, kesin ona dokunmaya çalışmıştır misal. Ben nasıl tepki vermem. Aynı konu ailem için geçerli. Kimsenin işi gücü yok aslında, herkes onu böyle el üstünde tutup aramalı sormalı, eğer öyle değilse ona gıcık oluyorlar, beğenmiyorlar ya da sevmiyorşar vs. Kendi doğrularından başka doğru olamıyor. Öğretemiyorum belki şöyledir belki böyledir diye.
Son iki kavgayı yazayım mesela. İkizimle iki kere telefonda konuştum aynı gün ikimiz yanyanayken, bi baktım suratı düşüyor her konuşmadan sonra. Yeğenim var 1 yaşında normalde her çocuğu çok sever bayılır fotosunu gösteriyorum hımm diyor. Nokdu canım problem ne diyorum yok bişey nolacak ki diyor. Aptal yerine koyuyor bir de. Neyse en son hanımefendi diyor ki bak bana ailen yüzünden sorun çıkarma. Dellenmiyorum bişey demiyorum ama iğrendim artık ve dedim ki sen ne beni ne ailemi tanıyamamışsın. Sokağın ortasındayız arabayla gelmişiz beraber dönmemiz gereken allahın siktir ettiği bi yerde bastı gitti. En katlanamayacağım şey afedersiniz g*t gibi orda kalmak. Delirdim elim ayağım titredi. Arıyorum açmıyor falan. Neyse ulaştım dedim 5 dakkkan var ya gelirsin ya da ben gidiyorum. Geldi arabaya biner binmez ondan özür dileyecekmişim. Sebep surat ifadem o kadar iğrençmiş ki duramamış orda. Gidemezsin nolursa olsunwvlilik böyle bişey değil diyorum sen öyle yaparsan giderim diyor. Yani basıp gittiği için haklı yine.
Bugün de istanbula dönüp dönmeme mevzusu var. İstanbul doğma büyüme piremses. Her fırsatta evi anneaine yakına taşıma mevzusunu açıyor tilt oluyorum. Ben anadoludan geldim her yer bana aynı. Farketmez aslında istanbul ama 2 yul yaşadım canımdan bezdim istanbulda ve o kadar ısrarcı ki alerji oldu artık. Bir de izmirdeyiz lan aq. Her tarafın tatil beldesi ne istiyosun daha anlamadım ki. Ne anne sevdasıymış aq. Ben 10 bin tl alıyorum izmirde o 7 bin tl. Mesleklerimiz aynı.Diyorum ki izmirde aldığım para istanbulda aynı olacaksa ne anlamı var taşınmanın. Nasıl diyor izmir de şöyle izmir de böyle istanbul daha güzel falan filan. Onun şimdiki benim de eski yöneticiyle ( ben ayrıldım şirketten) konuşmuş biz istanbula dönmek istiyoruz orda pozisyon var mı diye. Konuşucam demiştii bana öncesinde ben de konuş dedim. Neyse işte maaş aynıysa ne anlamı var diyorum ters ters cevaplar veriyor. Burda oturduğun kiraya orda oturamazsın diyorum istanbulu bilmesine rağmen beylikdüzünde oturursun diyor. İşe gideceği yer de şişli. Yine beni çıldırtmaya oynuyor. Neyse bu sefer sakin kalabildim ve mantıklı konuşmaya çalışıyorum. En son konuyu konuşurken dedim ki “iki dakika mantıklı düşünebilirsen” hoop kalktı ayağa terkediyor odayı. Sen nasıl benimle böyle konuşursun falan. Mağdur oldu hemen. Öyle olunca konu da piç oluyor kalıyor. Hiç bir şeyi doğru düzgün konuşamıyoruz. Hep tırmandırıyor sürekli bundan besleniyor. O da aynı şeyi söylüyor bana senle konuşulmuyor diye.
Tıkandım kaldım kodumun yerinde. Daha 1 sene oldu. Bu iş böyle olacaksa ne bok yemeye evlendim. Geçmiyor da bendeki bu his. O hiç bişey olmamış gibi devam ediyor iki gün sonra ben devam edemiyorum. Yıpranıyorum. Mesela artık dışarı çıkmak istemiyorum beraber. Aktivite yapmak istemiyorum. Zaten yalnızlığı seven bi adamım da hani beraber hiç bişey yapmak gelmiyor içimden. Çünkü ya bişeyler demedim/yapmadım diye trip yiycem ya da kavga edicez mal mal.
Uyuyamadım kalktım yataktan telefonla yazdım bu kadr yazıyı da aq. Öyle dertleşmek istedim heralde bilmiyorum niye yazdım
0
İngilizce de dediğin duruma narsist biri tarafından emotional abuse durumunun yaşatılması diyorlar.
ama 2 yıllık ilişki sonunda böyle biriyle evlenebilmekte ayrı sıkıntı. Niye evlendin?
ama 2 yıllık ilişki sonunda böyle biriyle evlenebilmekte ayrı sıkıntı. Niye evlendin?
0
cidden üzüldüm yahu, bu tipler sinirden hasta ederler insanı. evlilikten önce yok muydu bu huyu?
0
sakın çocuk yapmayın da.
ilişkilerde uzman değilim de maalesef bunun sonu ayrılığa gidiyor gibi.umarım çözüm bulabilirsiniz.
ilişkilerde uzman değilim de maalesef bunun sonu ayrılığa gidiyor gibi.umarım çözüm bulabilirsiniz.
0
abi kendini ve eşini en iyi sen tanırsın, bu sizin hayatınız, şimdi buradan "AYRIL COCO" diye ahkam kesmek istemem ama sen sorunu çok iyi bir şekilde görmüş ve analiz etmişsin zaten. eşin ne yazık ki ağır manipülatif, karasakal'ın da yazdığı gibi el oğlunun abusive dediği türden, kendini beslemek için başkalarını yeme/yok etme ihtiyacı duyan bir insana benziyor. ben şunu anlamadım: evlenmeden önce böyle değil miydi? uzun sayılabilecek bir birlikteliğiniz varmış, hiç bu tarz tavırları yok muydu?
bu ara canı bir şeye sıkkın mı? yeni evli sayılırsınız, belki evlilikle ilgili oturtamadığı bir şeyler vardır? gelgelelim saydığın özellikler açıkçası genelde "karakter özelliği" olarak bilinir, kolay değişecek şeyler de değil.
niye evlendiğini sormakta haksız değilsin. böyle devam edecekse yol yakınken, fazla uzatmadan kendini kurtarmaya bak bence. bu kadına eşim diyorsun sen. bir ömür geçirmeyi planlıyorsun. insanın enerjisini emen, hiçbir şekilde orta yolda buluşmayı kabullenmeyen, asla "sen haklısın" diyemeyen bir insanla ömür geçmez. kendine yazık edersin.
bu ara canı bir şeye sıkkın mı? yeni evli sayılırsınız, belki evlilikle ilgili oturtamadığı bir şeyler vardır? gelgelelim saydığın özellikler açıkçası genelde "karakter özelliği" olarak bilinir, kolay değişecek şeyler de değil.
niye evlendiğini sormakta haksız değilsin. böyle devam edecekse yol yakınken, fazla uzatmadan kendini kurtarmaya bak bence. bu kadına eşim diyorsun sen. bir ömür geçirmeyi planlıyorsun. insanın enerjisini emen, hiçbir şekilde orta yolda buluşmayı kabullenmeyen, asla "sen haklısın" diyemeyen bir insanla ömür geçmez. kendine yazık edersin.
0
@karasakall
Tutulup gittigim zamanlari hatirliyorum da icimden o kadar kiz tanidin (simdi dusununce 5-6 aq fazla geliyodu o zaman) bu tam senlik demistim iliskinin baslarinda. Her sey guzel olacak aa ne kadar superiz kafasi yasadim yani 1.5 sene falan. Sonra zaten aile cevre ve tabi ki kzin baskilari derken surukleniverdik. Simdi donup bakinca bu ozeti yapabiliyorum. O ilk duygulardan eser yok ama su anda. Kendi kendime diyorum zaten niye evlendin ki. Ona hayat cok guzel ama, superiz kavgalar olur gecer. Gecmiyo ama aq hepsi bende iz birakiyor. Cunku ceviz kabugunu doldurmyacak meseleler ama her seferinde o kadar buyuyor ki. Hakli oldugu icin hep alttan almam gerekiyor. Oyle olsa her sey cozulecek. Almiyorum ben de alttan aq. Onu da dendim cunku zamaninda hic biseyi cozmedi. Bu sefer ben de herseyde hakliyim kafasndayim bu da bi boka yaramiyor. Kizip bagirip cagiriyorum o da olmuyor. Ben degisiyorum deniyorum o hep hakli ama. Soyleyince boyle bunu da kabul etmiyor. Ozur diledigin bi ornek soyle diyorum 4 senede, sonuc mavi ekran. Ama aynen devam zamaninda dilemisimdir de hatirlamiyorum simdi diyor ve tekrar hakliii...
Tutulup gittigim zamanlari hatirliyorum da icimden o kadar kiz tanidin (simdi dusununce 5-6 aq fazla geliyodu o zaman) bu tam senlik demistim iliskinin baslarinda. Her sey guzel olacak aa ne kadar superiz kafasi yasadim yani 1.5 sene falan. Sonra zaten aile cevre ve tabi ki kzin baskilari derken surukleniverdik. Simdi donup bakinca bu ozeti yapabiliyorum. O ilk duygulardan eser yok ama su anda. Kendi kendime diyorum zaten niye evlendin ki. Ona hayat cok guzel ama, superiz kavgalar olur gecer. Gecmiyo ama aq hepsi bende iz birakiyor. Cunku ceviz kabugunu doldurmyacak meseleler ama her seferinde o kadar buyuyor ki. Hakli oldugu icin hep alttan almam gerekiyor. Oyle olsa her sey cozulecek. Almiyorum ben de alttan aq. Onu da dendim cunku zamaninda hic biseyi cozmedi. Bu sefer ben de herseyde hakliyim kafasndayim bu da bi boka yaramiyor. Kizip bagirip cagiriyorum o da olmuyor. Ben degisiyorum deniyorum o hep hakli ama. Soyleyince boyle bunu da kabul etmiyor. Ozur diledigin bi ornek soyle diyorum 4 senede, sonuc mavi ekran. Ama aynen devam zamaninda dilemisimdir de hatirlamiyorum simdi diyor ve tekrar hakliii...
0
Buraya yazmak seni rahatlattı tabi ki iyi ettin, ama herkes ayrıl ayrıl diyecek, bu konuda kararı herkesten bağımsız olarak kendin vermelisin, asla acele edilecek bi konu değil bu konu. Biz bu yazıyı okuyarak geçmişinizin muhakemesini yapamayız, iyi günlerinizi de görmedik sonuçta bilmiyoruz. Sakin ol, fevri davranma. Belli ki sen de çok alttan almıyorsun ve bu yüzden çekişiyorsunuz patlıyorsunuz. Çocuk düşünmeden birbirinizi tanıyosunuz işte ilk 2 senede olması gerektiği gibi yani.
Sevgililik zamanını zaten sil kafandan, o bambaşka bi dünya. Evlenince farklı oluyor her şey. Bu anlattıkların olağanüstü şeyler değil ilk 3 seneye kadar herkes yaşıyor genelde.
Sevgililik zamanını zaten sil kafandan, o bambaşka bi dünya. Evlenince farklı oluyor her şey. Bu anlattıkların olağanüstü şeyler değil ilk 3 seneye kadar herkes yaşıyor genelde.
0
damdan düşen adam yazıyor, dikkate alın lütfen: işler daha da boka sarmadan bir ilişki terapistine gidin. düzelir diye beklemeyin düzelmeyecek ve işler daha da çıkmaza girecek.
0
Yanlış kişi ile evlenmisşin
Bahsettiğin kişinin adam versiyonu ile bi yakınım evli fena
Bahsettiğin kişinin adam versiyonu ile bi yakınım evli fena
0
@megalomaniac
Gel gör ki çocuk için de baskı yapıyor. Yaşım geldi artık geç olcak çocuk istiyorum ben diyor. Ona kalsa evlenir evlenmez olmalıydı. Kavga gürültü idare ediyorum çocuk yapmadan. Mantıklı davranmıyor yani. Yarın bir gün yakındır çocuk yüzünden büyük kavgalar. Aileler de aynı şekilde baskı yapıyor. Bir direnen benim. Kendini düzeltebilecek durumda da değil çünkü farkında değil. Kafamda cahil aq diyip geçiyorum da bazen patlıyorum işte. Aslında tanıdığım en mantıklı insan diğer her konuda. Ama psikolojik problemi olduğuna inanmaya başladım. Ve böyleyken çocuk yapmak... bilmiyorum. Düzelecek bi durum da değil bence. Mal gibiyim işin özeti. Basiretim bağlandı. Her şeyin farkında olarak hem de
Gel gör ki çocuk için de baskı yapıyor. Yaşım geldi artık geç olcak çocuk istiyorum ben diyor. Ona kalsa evlenir evlenmez olmalıydı. Kavga gürültü idare ediyorum çocuk yapmadan. Mantıklı davranmıyor yani. Yarın bir gün yakındır çocuk yüzünden büyük kavgalar. Aileler de aynı şekilde baskı yapıyor. Bir direnen benim. Kendini düzeltebilecek durumda da değil çünkü farkında değil. Kafamda cahil aq diyip geçiyorum da bazen patlıyorum işte. Aslında tanıdığım en mantıklı insan diğer her konuda. Ama psikolojik problemi olduğuna inanmaya başladım. Ve böyleyken çocuk yapmak... bilmiyorum. Düzelecek bi durum da değil bence. Mal gibiyim işin özeti. Basiretim bağlandı. Her şeyin farkında olarak hem de
0
ben net bir sorun göremedim. içinde ekonomik dinamiklerin olmadığı sorunlar küçük sorun gözümde ki aldığınız ücretler çok iyi, izmir için hele bu yaşta zaten efsane. yakında barışırsınız ya da alışırsınız.
0
İlk paragrafta anlattığın şeyler aşağı yukarı tanıdığım tüm kadınları anlatıyor, zira daha dün bu yüzden, böyle bi evlilik içinde kendimi bulmaktan korktuğum için 2 yıllık ilişkim bitti. O imzayı atarak hata etmişsin, keşke atmasaydın.
(Bkz: kadın siniriyle mücadele)
(Bkz: kadın siniriyle mücadele)
0
Fazla takma hocam, boşanmaya kalksan bir sürü nafaka ödeyeceksin. Yeni sevgili yap dalgana bak ama yakalanmamaya dikkat et.
0
Ayrıl diyenlere bakmayın. Psikolojik sorunları vardır. Biraz maneviyata yönlendirin. Benliğini bırakabilirse işler düzelir inşallah.
0
Kesinlikle ortak Terapiste gitmelisiniz ve emin olana kadar çocuk yapmamalısınız. Kendisinden ne denli sıkıldığınızı ve bu şartlarda ço uk yapmayacağınızı açıkça söyleyin. İster kendine gelir, ister gelmez, keyfi bilir. Allah sabır versin, inşallah sıkıntılarınızı çözersiniz.
0
Bak kendin de demişsin diğer konularda hayatımda gördüğüm en mantıklı insandır diye, belli ki kavgalarınızda o “o” olmaktan çıkıyor. Dünyanın en zor şeyi evlilik... ama başlayınca da öyle pes edip gitmek yok, bu yola girildiyse her iki taraf da elinden geleni yapıp düzgün bir ilişki kurmak zorunda. Kimse kimsenin hayatının içine öyle bi imzayla s*çamaz.
Terapi kesinlikle sizin çözümünüz.
5 senelik evli olsanız, 10 senelik evli olsanız terapiyle bişeylerin değişmesi çok zor olur ama şuan hem yaşlarınız küçük hem de evliliğiniz taze. Yol yakınken düzeltin, en azından denedik dersiniz ileride yine ayrılıj gündeme gelse bile.
Terapi kesinlikle sizin çözümünüz.
5 senelik evli olsanız, 10 senelik evli olsanız terapiyle bişeylerin değişmesi çok zor olur ama şuan hem yaşlarınız küçük hem de evliliğiniz taze. Yol yakınken düzeltin, en azından denedik dersiniz ileride yine ayrılıj gündeme gelse bile.
0
peki müdür bu iş evliliğe ne kadar sürede gitti ? o süreçte değişik durumlardaki tepkilerin ne olduğunu gözlemleyemedin mi ? (ki zayıf ihtimal. kesin bir şeyler görmüş olman lazım bence) eğer tüm bu terslikleri görmüş olmana rağmen "düzelir yağv" diye yaklaştıysan vay haline...yok eğer her şey iyi gözükürken köprüyü geçtikten sonra böyle değişmeye meyilli kadınlar çoksa vay bizim halimize.
hikayeyi okumadım yaşadım olm lan ! :o
hikayeyi okumadım yaşadım olm lan ! :o
0
Geçmiş olsun nafaka yasasını bekle düzelmezse o zamana kadar kaç kurtar kendini. Aile terapistine gidin, bir de çocuk olunca aranız düzelir diyen aile büyüklerine sakın kanmayın. En büyük hata bu oluyor genelde.
0
Ben de direkt boşanın demek istemem, ama ciddi bir konuşma yapıp aile terapistine gitmenizi öneririm. Ayrıca sakın çocuk yapmayın şu an +1
Yani aynısından bizde de var, eltim olur kendisi. 5 senedir evliler ve artık ailelere de hayatı zehir ediyor, çocukları var o da arada harcanıyor yavrum. Bu hale gelmeden çözebilirsiniz umarım, yoksa da böyle ömür geçmez.
Yani aynısından bizde de var, eltim olur kendisi. 5 senedir evliler ve artık ailelere de hayatı zehir ediyor, çocukları var o da arada harcanıyor yavrum. Bu hale gelmeden çözebilirsiniz umarım, yoksa da böyle ömür geçmez.
0
sakın, çocuk, yapmayın.
benzeri tipte bir annem var ve hayatımın büyük bölümü bana zindan oldu, birseyler hep eksik büyüdüm. bunun adı istismar ve hastalık.
sakın, çocuk, yapmayın.
benzeri tipte bir annem var ve hayatımın büyük bölümü bana zindan oldu, birseyler hep eksik büyüdüm. bunun adı istismar ve hastalık.
sakın, çocuk, yapmayın.
0
ayrılmak en kolayı. düzeltmek için şartları zorlayın bence.
erkek tarafı yönlendiren olmalı evliliklerde. ağırlığını koy ve hissettir. her kararı eşine bırakırsan olmaz. istanbul'a gitmek mi istiyorsun? ben istemiyorum. bitti. kadınlar çoğu zaman ne istediğini bilmez. sen de bu çelişkiler içinde kaybolursun.
erkek tarafı yönlendiren olmalı evliliklerde. ağırlığını koy ve hissettir. her kararı eşine bırakırsan olmaz. istanbul'a gitmek mi istiyorsun? ben istemiyorum. bitti. kadınlar çoğu zaman ne istediğini bilmez. sen de bu çelişkiler içinde kaybolursun.
0
aynı ben.. aramızda iki fark var. benim 5 yıl oldu, üstüne bi de kızım var.
ilk 3-4 yıl aynı boktan hadiseleri yaşadım. aile olayları dahi bire bir aynı:)
sonra şu oldu, alayına siktir çektim ve yemin olsun kuzu oldu kuzu.. arkamda köpek gibi geziyor ben umursamıyorum, nötr davranıyorum ve daha önce görmediğim yemekler, hörmetler, saygılar o biçim.. iyi olmak yaramıyor haberin olsun.
ilk 3-4 yıl aynı boktan hadiseleri yaşadım. aile olayları dahi bire bir aynı:)
sonra şu oldu, alayına siktir çektim ve yemin olsun kuzu oldu kuzu.. arkamda köpek gibi geziyor ben umursamıyorum, nötr davranıyorum ve daha önce görmediğim yemekler, hörmetler, saygılar o biçim.. iyi olmak yaramıyor haberin olsun.
0
@kuul
2 senede evlilik aşamasına geldi. ama kendisinin evlilik baskılarıyla vs, en son ben de bir şekilde ikna oldum ya da kendimi kandırdım evlendik. öncesinde büyük şeyler olmadı güzeldi her şey ama mesela bi kez kendisine salak dedim diye kıyametler kopmuştu. ağzım açık öyle kalmıştım yani ne dedim lan ben diye. ufak bi iki sinyal aldım ama önemsemedim bir MAL gibi. özelliği şu, eğer kafasında bir düşünce, beklenti, senaryo varsa o olacak. öyle olmalı yani. yoksa vay çevrendeki ve en yakınındaki(ben) haline. o beklentiye kapılıp öyle hayaller kuruyor öyle yaşıyor ki o hayali, olmayınca dünyası yıkılıyor gerçekten. gerçekten o kadar üzülüyor yani malca bişey için. ya çok iyi ilişki genelinde, böyle boğacak kadar iyi, ya da çok çok kötü aq. ortası yok yani.
2 senede evlilik aşamasına geldi. ama kendisinin evlilik baskılarıyla vs, en son ben de bir şekilde ikna oldum ya da kendimi kandırdım evlendik. öncesinde büyük şeyler olmadı güzeldi her şey ama mesela bi kez kendisine salak dedim diye kıyametler kopmuştu. ağzım açık öyle kalmıştım yani ne dedim lan ben diye. ufak bi iki sinyal aldım ama önemsemedim bir MAL gibi. özelliği şu, eğer kafasında bir düşünce, beklenti, senaryo varsa o olacak. öyle olmalı yani. yoksa vay çevrendeki ve en yakınındaki(ben) haline. o beklentiye kapılıp öyle hayaller kuruyor öyle yaşıyor ki o hayali, olmayınca dünyası yıkılıyor gerçekten. gerçekten o kadar üzülüyor yani malca bişey için. ya çok iyi ilişki genelinde, böyle boğacak kadar iyi, ya da çok çok kötü aq. ortası yok yani.
0
bu yazdiklariniz duygusal siddet evet ayrica bir insanin her zaman hakli olmasi mumkun olmadigi gibi evlilik "ben hakliyim o zaman canini cikaririm" gibi bir sidik yarisi da degil.
karsinizdaki insan duygusal siddet uygulamaktan mi besleniyor, gerginlikten ve sizi surekli germekten mutsuz etmekten mi besleniyor, mesela ortamin icine edip gerdikten sonra bir rahatlik goruyor musunuz onda? oyle ise gercekten sonraki adimlarinizi cok dikkatli atin. evlendiniz diye, ki daha 29 yasindasiniz, bu sekilde yasamaya mecbur musunuz? bunu sorgulayin.
esinizle mutlaka acik acik konusun, terapiste gidin, o ayrica kendisi de gitsin, emek verin elbette ama kimse evlendi diye duygusal siddetle yasamak zorunda degil. ancak asla unutmayin, ortada sorun varsa sizin tek tarafli ugrasmaniz pek fazla bir seyi degistirmez, iki tarafin ortak caba gostermesi zorunlu.
ilerde cocuk yaparsaniz, her seyde bu kadar sorun cikaran bir insanin elinde afedersiniz ama daha buyuk bir 'koz' olacak, cocugu ailenize gostermeme gibi bir durum olabilir mi, nasil bir cocuk yetistireceksiniz, vs. bunlari cok ciddi sekilde dusunun. bu gerginlik icinde bir cocuk olmali mi bu asamada? cocuk hicbir seyi degistirmiyor cunku, aksine sorun varsa evlilikte bu sorunlar derinlesecek cunku bu gerginligin icinde bir de minnak bir canlidan sorumlu olacaksiniz.
ayrica kendinize sorun mesela istanbul'a tasinmamak konusunda bu kadar netseniz neden fikrinizi ortaya koyamiyorsunuz, neden bu konuyu kapatamiyorsunuz, size boyle davranmasina neden izin veriyorsunuz? bir insan sinirlarinizi bu kadar asiyorsa, siz de asmasina bu kadar cok izin veriyorsunuz demektir. neden? kendinizi guclendirmek ve sinirlarinizi ortaya koymak icin ne yapabilirsiniz? yapmalisiniz?
karsinizdaki insan duygusal siddet uygulamaktan mi besleniyor, gerginlikten ve sizi surekli germekten mutsuz etmekten mi besleniyor, mesela ortamin icine edip gerdikten sonra bir rahatlik goruyor musunuz onda? oyle ise gercekten sonraki adimlarinizi cok dikkatli atin. evlendiniz diye, ki daha 29 yasindasiniz, bu sekilde yasamaya mecbur musunuz? bunu sorgulayin.
esinizle mutlaka acik acik konusun, terapiste gidin, o ayrica kendisi de gitsin, emek verin elbette ama kimse evlendi diye duygusal siddetle yasamak zorunda degil. ancak asla unutmayin, ortada sorun varsa sizin tek tarafli ugrasmaniz pek fazla bir seyi degistirmez, iki tarafin ortak caba gostermesi zorunlu.
ilerde cocuk yaparsaniz, her seyde bu kadar sorun cikaran bir insanin elinde afedersiniz ama daha buyuk bir 'koz' olacak, cocugu ailenize gostermeme gibi bir durum olabilir mi, nasil bir cocuk yetistireceksiniz, vs. bunlari cok ciddi sekilde dusunun. bu gerginlik icinde bir cocuk olmali mi bu asamada? cocuk hicbir seyi degistirmiyor cunku, aksine sorun varsa evlilikte bu sorunlar derinlesecek cunku bu gerginligin icinde bir de minnak bir canlidan sorumlu olacaksiniz.
ayrica kendinize sorun mesela istanbul'a tasinmamak konusunda bu kadar netseniz neden fikrinizi ortaya koyamiyorsunuz, neden bu konuyu kapatamiyorsunuz, size boyle davranmasina neden izin veriyorsunuz? bir insan sinirlarinizi bu kadar asiyorsa, siz de asmasina bu kadar cok izin veriyorsunuz demektir. neden? kendinizi guclendirmek ve sinirlarinizi ortaya koymak icin ne yapabilirsiniz? yapmalisiniz?
0
evliyim, bunları kocama yapsam ağzıma ... kendisi. yaptığı şeyler çok çirkin, belki sana saygı duymuyor belki ağırlığını yeterince koyamıyorsun. insan ilişkilerinde böyle, zayıf görürlerse saldırırlar. nasılsa evlendim, bana katlanacak kafası da olabilir. kimseye katlanmak, çekmek, egosunu pışpışlamak zorunda değilsin. emotinal abuse +1
0
@songforsomeone
şimdi izin vermiyorum ama evet zamanında o sınırları aşmasına izin verdim. kendi doğrularımı net bir şekilde ortaya koymadım. çünkü o mutlu olsun ben mutlu olurum nasılsa kafasındaydım. kendimi düşünmedim öncelikle.
istanbul konusunda da o kadar net değilim gitmeme noktasında. eşimin işi bitiyor burda, yeni iş bulmak gerekecek neticede. mantıklı görünüyor istanbul ama izmir'deki fırsatları daha değerlendirmeden, ben şuraya geçmek istiyorum, şu zamanda da çocuğum olsun istiyorum vs gibi net beklentileri var. benim yok o kadar net beklentilerim. sorun burda galiba. ben izmir'deyiz, hazır rahattayız burda kalmanın yollarını da arayabiliriz, istanbul'a da dönebiliriz kafasındaydım. ama artık o kadar baskı en ufak gediği değerlendirme fırsatçılığı var ki istanbul alerjisi oluşturdu bende. gitmek istemiyorum ben de bu sefer. baskı unsuru haline geldi yani.
şimdi izin vermiyorum ama evet zamanında o sınırları aşmasına izin verdim. kendi doğrularımı net bir şekilde ortaya koymadım. çünkü o mutlu olsun ben mutlu olurum nasılsa kafasındaydım. kendimi düşünmedim öncelikle.
istanbul konusunda da o kadar net değilim gitmeme noktasında. eşimin işi bitiyor burda, yeni iş bulmak gerekecek neticede. mantıklı görünüyor istanbul ama izmir'deki fırsatları daha değerlendirmeden, ben şuraya geçmek istiyorum, şu zamanda da çocuğum olsun istiyorum vs gibi net beklentileri var. benim yok o kadar net beklentilerim. sorun burda galiba. ben izmir'deyiz, hazır rahattayız burda kalmanın yollarını da arayabiliriz, istanbul'a da dönebiliriz kafasındaydım. ama artık o kadar baskı en ufak gediği değerlendirme fırsatçılığı var ki istanbul alerjisi oluşturdu bende. gitmek istemiyorum ben de bu sefer. baskı unsuru haline geldi yani.
0
3 yıldır berabermişsiniz o zaman bu fikir ayrılıkları olmuyor muydu ? Yaşanacak şehir mesela en önemli konulardan birisi konuşmadınız mı bunu ? Bence fazla toleranslı davranıyorsun, açıkça konuş, hatta terapiste gitmeyi öner, sorunların senin için huzursuz edici olduğunu söyle. Sen alttan aldıkça tepene çıkacak.
0
@elikaslı
bu şehir konusunda fikir ayrılığı hep oldu. hep tartıştık, sonuca bağlanmadan hep kapandı üstü. neticede bunları tartışırken istanbuldaydık. izmire kalkıp geldik tartışmalar olsa da. ben de kabul etti sonunda, buranın rahatlığını görecek sevecek vs diye düşündüm. aradan 2 yıl geçmiş izmire geleli. halen aynı kafa. halen gitmek istiyor, ben burada yaşamak istemiyorum buraya geldim ama orayı daha çok özlüyorum diyor. vicdan yaptırıyor bir de, ben senin için geldim buraya ama dönmek istiyorum falan diye. e kodumun işi böyle bişey değil ki o zaman ben de senin için istanbula geleyim 2 sene sonra başka yere gidelim diyorum, bu sefer de e başka yerde iş yok ki diyor. var aslında ama evet istanbul şartlarında yok başka yerde iş. bi izmir-ankara var tutunduğum. onları da piremses istemiyor.
boktan çıkmaza girmiş bir durum yani. ona göre (böyle söylemedi hiç ama kafasındakini tahmin ediyorum) o zamanında taviz vermiş, şimdi sıra bende.
bu şehir konusunda fikir ayrılığı hep oldu. hep tartıştık, sonuca bağlanmadan hep kapandı üstü. neticede bunları tartışırken istanbuldaydık. izmire kalkıp geldik tartışmalar olsa da. ben de kabul etti sonunda, buranın rahatlığını görecek sevecek vs diye düşündüm. aradan 2 yıl geçmiş izmire geleli. halen aynı kafa. halen gitmek istiyor, ben burada yaşamak istemiyorum buraya geldim ama orayı daha çok özlüyorum diyor. vicdan yaptırıyor bir de, ben senin için geldim buraya ama dönmek istiyorum falan diye. e kodumun işi böyle bişey değil ki o zaman ben de senin için istanbula geleyim 2 sene sonra başka yere gidelim diyorum, bu sefer de e başka yerde iş yok ki diyor. var aslında ama evet istanbul şartlarında yok başka yerde iş. bi izmir-ankara var tutunduğum. onları da piremses istemiyor.
boktan çıkmaza girmiş bir durum yani. ona göre (böyle söylemedi hiç ama kafasındakini tahmin ediyorum) o zamanında taviz vermiş, şimdi sıra bende.
0
Okurken çok tanıdık geldi. Çoğu ilişkide erkek yada kadın tarafından sergileniyor bu durum yani eşinize özgü değil. Dozajı farklı olabiliyor. Anladığım kadarıyla sizdeki durum kendisinde hata olduğunu bile hiçbir şekilde kabul etmiyor. Bu durumda bunun çözümü de bir hayli zora girmiş oluyor. Öncelikle sorunu kabul etmesi lazım. Bunu bir şekilde kabul ettirmelisiniz.
İlişkinin devamını ne kadar istediğinize bağlı olarak sizin de yapmanız gerekenler mutlaka vardır. O nedenle de birçok arkadaş ilişki terapisti önermiş. Belli ki düzgün bir konuşma yapıp sorunlarınızı ortaya dökemiyorsunuz bile, çünkü sizin bir sözünüzden rahatsız olup ortalığı velveleye veriyor. O halde sizde mümkün olduğunca ilk etapta buna mahal vermeyecek şekilde onunla konuşmaya çalışmalı ve bir sorun olduğuna ikna etmelisiniz. Marshall Rosenberg'in Şiddetsiz İletişim diye bir kitabı var, kısa bir kitap şiddetle tavsiye ederim. Hem sizin hem siz okuduktan sonra eşiniz için. Gerçekten faydalı oluyor.
Olurda başarıp konuşabilirseniz, bunun böyle gitmeyeceğini bırakın çocuk yapmayı bir ömrü beraber geçirmekte birbirinizi çok yıpratacağınızı anlatmalısınız. Kesinlikle çocuk yapmayın bu arada. Yakın arkadaşlarım 5-6 yıllık evliliklerinde ki inanılmaz yol katettiler, başta kavga gürültüden geçilmezken bahsettiğiniz şeyler olurken şimdi çok uyumlular ama hala çocuk için tereddütlüler, hala ufak tefek birbirlerini rahatsız eden şeyler olduğunu söylüyorlar.
Sorunu kabul edip, bunun böyle gidemeyeceğini görmesini sağladıktan sonra artık bunun üzerinde çalışabilirsiniz. Bu önerdiğim kitap gibi farklı kitaplarla da olabilir. Terapist ile de olabilir. Kitap okumayla aranız varsa önce siz yavaştan okuyup ona davranışlarınız ve kitaptan etkilendiğiniz şeylerle aktarıp sonrasında onu okumaya teşvik ederek yapabilirsiniz. Bu uymazsa çok değil haftada 1-2 gün terapiye gidin gerçekten.
Bu durum tamamen eşinizin kişisel eğilimleriyle ilgili, bu durumda eğer oda isterse açık fikirli olabilirse gerçekten çözülebilir.
Ama olmayacaksa uğruna biraz uğraş gösterin ondan sonra da yaşınız daha çok genç çocuk olmadan ömrünüzü heba etmeyeceğiniz bir gelece için adım atmayı planlayabilirsiniz.
İlişkinin devamını ne kadar istediğinize bağlı olarak sizin de yapmanız gerekenler mutlaka vardır. O nedenle de birçok arkadaş ilişki terapisti önermiş. Belli ki düzgün bir konuşma yapıp sorunlarınızı ortaya dökemiyorsunuz bile, çünkü sizin bir sözünüzden rahatsız olup ortalığı velveleye veriyor. O halde sizde mümkün olduğunca ilk etapta buna mahal vermeyecek şekilde onunla konuşmaya çalışmalı ve bir sorun olduğuna ikna etmelisiniz. Marshall Rosenberg'in Şiddetsiz İletişim diye bir kitabı var, kısa bir kitap şiddetle tavsiye ederim. Hem sizin hem siz okuduktan sonra eşiniz için. Gerçekten faydalı oluyor.
Olurda başarıp konuşabilirseniz, bunun böyle gitmeyeceğini bırakın çocuk yapmayı bir ömrü beraber geçirmekte birbirinizi çok yıpratacağınızı anlatmalısınız. Kesinlikle çocuk yapmayın bu arada. Yakın arkadaşlarım 5-6 yıllık evliliklerinde ki inanılmaz yol katettiler, başta kavga gürültüden geçilmezken bahsettiğiniz şeyler olurken şimdi çok uyumlular ama hala çocuk için tereddütlüler, hala ufak tefek birbirlerini rahatsız eden şeyler olduğunu söylüyorlar.
Sorunu kabul edip, bunun böyle gidemeyeceğini görmesini sağladıktan sonra artık bunun üzerinde çalışabilirsiniz. Bu önerdiğim kitap gibi farklı kitaplarla da olabilir. Terapist ile de olabilir. Kitap okumayla aranız varsa önce siz yavaştan okuyup ona davranışlarınız ve kitaptan etkilendiğiniz şeylerle aktarıp sonrasında onu okumaya teşvik ederek yapabilirsiniz. Bu uymazsa çok değil haftada 1-2 gün terapiye gidin gerçekten.
Bu durum tamamen eşinizin kişisel eğilimleriyle ilgili, bu durumda eğer oda isterse açık fikirli olabilirse gerçekten çözülebilir.
Ama olmayacaksa uğruna biraz uğraş gösterin ondan sonra da yaşınız daha çok genç çocuk olmadan ömrünüzü heba etmeyeceğiniz bir gelece için adım atmayı planlayabilirsiniz.
0
Ailesi nasıl? Mantıklı insanlar mı, yoksa kayıtsız şartsız kızlarının her tartışma/konuda haklı olduğunu mu düşünüyorlar? Uzun vadede terapi falan da fayda etmeyebilir eğer böyleyse. Annesi ile her konuştuğunda kimyası tekrar bozulucak.
bekarım, kolay boşarım. ömür geçmez abi böyle...
bekarım, kolay boşarım. ömür geçmez abi böyle...
0
@metal stock
ablası var bitane mesela. ya benim hanımın hiç haksız olduğunu görmedim diyorum. göremezsin diyor ben 28 senedir görmedim falan diyor. annesine diyorum, oyy oğlum allah sana sabır versin falan diyor. benim kız hep haklıdır, hep trip yaptı hayatı boyunca hep kavga ettik falan diyor.
geçmiş hikayelerine bakıyorum anlattıkları, işte annesi bunlara küfür ediyommuş, bunlar birbirlerine "o. çocuğu" falan diye küfürler ederek kavga ediyorlarmış. ben ailemde kesinlikle böyle büyümedim, en ufak saygısızlık yaşamadım ama bilemiyorum belki normal olan bunların ki mi aq. dünyam şaşırdı anlamadım.
ablası var bitane mesela. ya benim hanımın hiç haksız olduğunu görmedim diyorum. göremezsin diyor ben 28 senedir görmedim falan diyor. annesine diyorum, oyy oğlum allah sana sabır versin falan diyor. benim kız hep haklıdır, hep trip yaptı hayatı boyunca hep kavga ettik falan diyor.
geçmiş hikayelerine bakıyorum anlattıkları, işte annesi bunlara küfür ediyommuş, bunlar birbirlerine "o. çocuğu" falan diye küfürler ederek kavga ediyorlarmış. ben ailemde kesinlikle böyle büyümedim, en ufak saygısızlık yaşamadım ama bilemiyorum belki normal olan bunların ki mi aq. dünyam şaşırdı anlamadım.
0
hazır karşı tarafın işi gücü varken ayrıl, nafaka ödemek zorunda kalmazsın. çocuk olayını düşünme bile!
0
sonda soyleyecegimiz basta soyleyeyim; cocuk icin acele etmeyin.
benzer seyler yasayan bir arkadasim ve esi cozumu cocukta buldu, cocuk su an 2 yasinda ama girdikleri girdaptan artik cikamiyorlar da. farkli illerde yasiyorlar (ikisi de calisiyor), bosanmak istiyorlar ama nafaka konusunda anlasamiyorlar vs. olay inanilmaz cirkin yerlere gitti yani.
oyle bir sey ki bu profesyonel yardim olmadikca disardan mudehale hic bir ise yaramiyor. anladigim kadariyla da anlik kavgalar degil sizinki de, karakteri boyle (ikinizin de tabi ki).
burasi tamamen benim cahilce yorumum, ya da ben olsaydim ne yapardim kismi; sakinligimi korur ve bir aksam sakince yemek yerken bosanma dilekcesini onune koyardim. restine rest. kimsenin pasa gonlunu eglemek icin evlenmiyor insanlar.
benzer seyler yasayan bir arkadasim ve esi cozumu cocukta buldu, cocuk su an 2 yasinda ama girdikleri girdaptan artik cikamiyorlar da. farkli illerde yasiyorlar (ikisi de calisiyor), bosanmak istiyorlar ama nafaka konusunda anlasamiyorlar vs. olay inanilmaz cirkin yerlere gitti yani.
oyle bir sey ki bu profesyonel yardim olmadikca disardan mudehale hic bir ise yaramiyor. anladigim kadariyla da anlik kavgalar degil sizinki de, karakteri boyle (ikinizin de tabi ki).
burasi tamamen benim cahilce yorumum, ya da ben olsaydim ne yapardim kismi; sakinligimi korur ve bir aksam sakince yemek yerken bosanma dilekcesini onune koyardim. restine rest. kimsenin pasa gonlunu eglemek icin evlenmiyor insanlar.
0
Boşan diyenlere kulak asmayın. Belli ki eşiniz bir yanlışa düşmüş ve bunu sizin çözmeniz mümkün gözükmüyor.
1. Kesinlikle bu işleri çözene kadar, çocuk yapmayın.
2. Profesyonel destek alın. Sizin sözünüz eşiniz üstünde, o kadar etkili olmaz. Önce rahatsızlığınızı bir kaç kere dile getirin. Sonrasında konuyu açıp, gerçekten çözmek için profesyonel birine gidin. Çok sabırlı olmanız lazım.
Çözülmeyecek olursa, ayrılırsınız.
.
1. Kesinlikle bu işleri çözene kadar, çocuk yapmayın.
2. Profesyonel destek alın. Sizin sözünüz eşiniz üstünde, o kadar etkili olmaz. Önce rahatsızlığınızı bir kaç kere dile getirin. Sonrasında konuyu açıp, gerçekten çözmek için profesyonel birine gidin. Çok sabırlı olmanız lazım.
Çözülmeyecek olursa, ayrılırsınız.
.
0
bu kadar kısa sürede böyle bozulan bir ilişki iki şekilde çözülür.
1) geleneksel yöntem: ilk 5 yıl her şey olur yavrum hepimiz çektik zamanla her şey oturuyor (bok oturuyor)
2) ilişki terapistine gitmek tarafların evlilikte mutlu olup olmadığını anlamalarını, esas sıkıntının ne olduğunu herkesin çözmesini sağlıyor ki akabinde boşanma ya da devam etme kararı almak daha sağlıklı.
1) geleneksel yöntem: ilk 5 yıl her şey olur yavrum hepimiz çektik zamanla her şey oturuyor (bok oturuyor)
2) ilişki terapistine gitmek tarafların evlilikte mutlu olup olmadığını anlamalarını, esas sıkıntının ne olduğunu herkesin çözmesini sağlıyor ki akabinde boşanma ya da devam etme kararı almak daha sağlıklı.
0
evlilik noktasına nasıl geliniyor? ben bunla okeyim nası deniliyor yav peki böyle bi karakterse? körlük mü öncesi, nedir yani. anlamıyorum gerçekten. bu karakterde bi insan arkadaşım olmaz, arkadaşımın arkadaşıysa arkadaşımı sorgularım. bence sizin psikolojik abuse eğiliminiz var, aile, çocukluk döneminden yamulmalar vardır belki. kendinize odaklanın. ay içim daraldı, insanlar nelerle uğraşıyor yahu.
0
@neynep
evet onu da düşündüm. ben demek ki bunu istiyorum abicim, bundan hoşlanıyormuşum dedim. çünkü aklı başında sakin huylu aile yapısı birebir bana uyan birini kendim terk edip bu yola girip sevgili oldum. demek ki ben bunu istiyormuşum kendi mallığım diyorum. ama sonuçta bunun benim mallığım olması bu durumun çözülmesi gerekliliğini değiştirmiyor. sevgililik sonrası bir şekilde ilerledi. sevdim ama zamanında. şimdi seviyor muyum bilmiyorum aq. bişey hissetmiyorum şu anda. darlandım sadece. her türllü baskıdan, çocuk yapmak, şehir değiştirmek, "bana hiç çok güzelsin demiyorsun" larla uğraşmak, "ne kadar güzelim ya bi bak ya böyle güzel bir karın var el alem neler vermez böyle eş için sen daha kavga edip duruyorsun" larla uğraşmaktan içim şişti yani son kertede. dalga geçiyorum ben de. aynı zamanda ne kadar da mütevazisin bundan hiç bahsetmedin falan diyorum.
evet onu da düşündüm. ben demek ki bunu istiyorum abicim, bundan hoşlanıyormuşum dedim. çünkü aklı başında sakin huylu aile yapısı birebir bana uyan birini kendim terk edip bu yola girip sevgili oldum. demek ki ben bunu istiyormuşum kendi mallığım diyorum. ama sonuçta bunun benim mallığım olması bu durumun çözülmesi gerekliliğini değiştirmiyor. sevgililik sonrası bir şekilde ilerledi. sevdim ama zamanında. şimdi seviyor muyum bilmiyorum aq. bişey hissetmiyorum şu anda. darlandım sadece. her türllü baskıdan, çocuk yapmak, şehir değiştirmek, "bana hiç çok güzelsin demiyorsun" larla uğraşmak, "ne kadar güzelim ya bi bak ya böyle güzel bir karın var el alem neler vermez böyle eş için sen daha kavga edip duruyorsun" larla uğraşmaktan içim şişti yani son kertede. dalga geçiyorum ben de. aynı zamanda ne kadar da mütevazisin bundan hiç bahsetmedin falan diyorum.
0
Eşinizde psikolojik problemler var bence, ben olsam terapiye gönderirim bir şekilde. Ona da iyilik yapmış olursunuz, böyle yaşanmaz.
0
"ne kadar güzelim ya bi bak ya böyle güzel bir karın var el alem neler vermez böyle eş için sen daha kavga edip duruyorsun"
karın narsist. geçmiş olsun.
karın narsist. geçmiş olsun.
0
Valla bu sorunlar düzelmez kardeşim. Huya karaktere geçmiş. Benim bundan çok daha düşük seviye sorunlarım vardı düzelmedi.
"Sen böyle yaptın o yüzden ben de böyle yaptım."
Bunun aynısı da bizde var.
Düzeleceğine dair çok umutlu olma yani.
"Sen böyle yaptın o yüzden ben de böyle yaptım."
Bunun aynısı da bizde var.
Düzeleceğine dair çok umutlu olma yani.
0
Anladığım kadarıyla eşinizin aile yapısı, kültürel birikimi ve yetiştirilme tarzı sizinkinden oldukça farklı. bunun her zaman sorun yaratması muhtemel.
Benim asıl merak ettiğim mevcut fikir ayrılıkları ve çatışmalar dışında para mevzuları ve cinsellikle ilgili. Bunları özelden de paylaşabilirsiniz dilerseniz. Mesela cinsellik konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz? Pek çok konuda anlaşamasa da cinsel doyum ve uyum sayesinde evliliklerini yürütmeyi başaran çiftler tanıdım. Bir de para mevzularını merak ediyorum. Mesela eşiniz sizinle evlendikten sonra (veya ilk çatışmalar başladıktan sonra) aşırı harcama, lüks tüketim, mal kavgası vs. gibi davranışlar sergiledi mi? Bu hususlar ışığında daha net bir değerlendirme yapılabilir.
Benim asıl merak ettiğim mevcut fikir ayrılıkları ve çatışmalar dışında para mevzuları ve cinsellikle ilgili. Bunları özelden de paylaşabilirsiniz dilerseniz. Mesela cinsellik konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz? Pek çok konuda anlaşamasa da cinsel doyum ve uyum sayesinde evliliklerini yürütmeyi başaran çiftler tanıdım. Bir de para mevzularını merak ediyorum. Mesela eşiniz sizinle evlendikten sonra (veya ilk çatışmalar başladıktan sonra) aşırı harcama, lüks tüketim, mal kavgası vs. gibi davranışlar sergiledi mi? Bu hususlar ışığında daha net bir değerlendirme yapılabilir.
0
olm böyle hayat geçmez. sen normal şeyleri kabul ettirememişsin kadına, hasta olduğunu terapi görmesi gerektiğini söyle bakalım bi ne diyecek? terapisiz de sizin ilişki berbat bir halde kalmaya devam edecektir. böyle ömür mü geçer olm.
0
İnsan dediğin şey hasarlı zaten. Hepimiz bi şekilde debeleniyoruz. Ok ama ben de belamı arayip buldum ve şunu öğrendim : bazıları değişmiyor, değişmek istemiyor, farkında değil, sen ne kadar emek versen, kendini versen, zaman versen, bazısı öyle ölecek. Sen de öleceksin. Belki yarın. Böyle zaman geçirmek için bir sebep yok bence şu hayatta.
0
“Hastasın terapi alman gerek” denilen hangi insan “tmm yarın hemen gidiyorum” der? Bunu diyosa zaten terapilik bi durumu yoktur sadece zamana ihtiyacı vardır. Tavsiye verirken kafanıza geldiği gibi değil günlük hayata uygulanacağı gibi verin sevgili duyurucular. Bu insan zor durumda ve ne yapacağına karar vermekte zorlanıyor ki burada sormuş. Sizin de ayaklarınız yere bassın ki yardımcı olun.
Burda eşe söylenecek olan çift terapisi almanın gerekliliği. Zaten çift olarak başlasanız da uzman gerek görürse bireysel seanslar yapacaktır.
Burda eşe söylenecek olan çift terapisi almanın gerekliliği. Zaten çift olarak başlasanız da uzman gerek görürse bireysel seanslar yapacaktır.
0
Ayrıca, diğer ornek gibi sakin, iyi huylu ile olmadı, bunla daha heyecanlı, daha iyi yürüdü ok. Ama bitmedi ki çeşit yani. Milyon tane insan var. Heyecanlı olup, sana daha uyumlu olup hayatı dar etmeyen de var biyerde. O değilse bu diye iki seçeneğe indirgemek de gerçekçi değil bence.
0
annesinin yanına giderse voltran'ı oluştururlar.
kafada gelecek yılların planı yapılmış olabilir dikkat edin.
bebek olacak, istanbula gidilecek, böylece annesi bebeğe bakacak, kadın ise işe gidebilecek. sen mi ? sen kimsin ki ?
saat gibi plan bak tıkır tıkır işliyor.
kafada gelecek yılların planı yapılmış olabilir dikkat edin.
bebek olacak, istanbula gidilecek, böylece annesi bebeğe bakacak, kadın ise işe gidebilecek. sen mi ? sen kimsin ki ?
saat gibi plan bak tıkır tıkır işliyor.
0
@güneyli çocuk
anne de kesinlikle her şeyi bildiğini sanan cahil biri. eğitimle sınıflandırmam kimseyi ama ilkokul mezunu olmasına rağmen boğaziçi mezunu bir adama, oğlum sen okumuşsun ama hocaların sana hep yanlış öğretmişler o iş öyle değil şöyle şöyle diyebilecek özgüvene sahip birisi. konuştuğu konu da astronomi aq. gel de çıldırma şimdi
anne de kesinlikle her şeyi bildiğini sanan cahil biri. eğitimle sınıflandırmam kimseyi ama ilkokul mezunu olmasına rağmen boğaziçi mezunu bir adama, oğlum sen okumuşsun ama hocaların sana hep yanlış öğretmişler o iş öyle değil şöyle şöyle diyebilecek özgüvene sahip birisi. konuştuğu konu da astronomi aq. gel de çıldırma şimdi
0
Öncelikle eşinizle sakince konuşmayı, iletişim kurmayı deneyin. Empati kurmayı denemesini isteyin. Ne kadar yorulduğunuzu, boğulduğunuzu ve böyle sürerse evliliğinizin sürmesinin mümkün olamayabileceğini söyleyin.
Bu durumu düzeltmek için kendinizin elinizi taşın altına koymaya hazır olduğunuzu, belki ilişki psikoloğuna da gidebileceğinizi söyleyebilirsiniz.Bu da samimiyetinizi gösterir.
Bunları söyleyin, gidişatın nereye doğru olduğunu bilsin. Eğer davranışlarını düzeltmezse siz de yolunuza bakarsınız. Evlendiniz diye mutsuz olduğunuz, iletişim kuramadığınız ve boğulduğunuz bir ilişkiyi sürdürüp durmak zorunda değilsiniz.
ve lüütfen,
Çocuk yapmayın. Hem sağlıklı bir birey yetiştirebilmeniz için, hem de kendi ruhsal sağlığınızı koruyabilmeniz için; çocuk yokken bu kadar duygusal sömürü varken, çocuk doğunca nelerle uğraşmak zorunda kalırsınız düşünün... aman aman.
Bu durumu düzeltmek için kendinizin elinizi taşın altına koymaya hazır olduğunuzu, belki ilişki psikoloğuna da gidebileceğinizi söyleyebilirsiniz.Bu da samimiyetinizi gösterir.
Bunları söyleyin, gidişatın nereye doğru olduğunu bilsin. Eğer davranışlarını düzeltmezse siz de yolunuza bakarsınız. Evlendiniz diye mutsuz olduğunuz, iletişim kuramadığınız ve boğulduğunuz bir ilişkiyi sürdürüp durmak zorunda değilsiniz.
ve lüütfen,
Çocuk yapmayın. Hem sağlıklı bir birey yetiştirebilmeniz için, hem de kendi ruhsal sağlığınızı koruyabilmeniz için; çocuk yokken bu kadar duygusal sömürü varken, çocuk doğunca nelerle uğraşmak zorunda kalırsınız düşünün... aman aman.
0
burdan gaza gelip iş yapma da.
ilk önce evlilikte belli bi eşiği aştıktan sonra kavgalar azalıyor, alışıyorsun birbirine, nasolsa kavga edince de suratına bakıcam diye kavga edesin gelmiyor. o olgunluğa dönünce şeedersin, sakince bakarsın duruma.
ailenizle olan ilişkisini çok anlatmamışsınız da, aynı şehirde yaşıyorsanız bi mesafe koymaya çalışıyor gibi anladım. çok şeetmeyin minimum seviyede görüşün ailenizle eşiniz varken, siz kendiniz görüşün ama asla ailenizi bırakmayın da, o görüşmek istemiyorsa görüşmesin boşverin, zorla güzellik olmaz. kaynana - gelin çekişmeleri yaşamak bu tablonun üstüne felaket olur. olan sizin kafanıza olur. minimum ilişki iyidir, öyle bayram seyran, aynı şehirdeyseniz 2 haftada bir falan gitmece.
bu tarz gönül işlerinde tek taraflı suçlu olmaz sizin de kusurlarınız vardır, önemli olan kusurları gözardı edecek olgunluğa ulaşmakta.
ilk önce evlilikte belli bi eşiği aştıktan sonra kavgalar azalıyor, alışıyorsun birbirine, nasolsa kavga edince de suratına bakıcam diye kavga edesin gelmiyor. o olgunluğa dönünce şeedersin, sakince bakarsın duruma.
ailenizle olan ilişkisini çok anlatmamışsınız da, aynı şehirde yaşıyorsanız bi mesafe koymaya çalışıyor gibi anladım. çok şeetmeyin minimum seviyede görüşün ailenizle eşiniz varken, siz kendiniz görüşün ama asla ailenizi bırakmayın da, o görüşmek istemiyorsa görüşmesin boşverin, zorla güzellik olmaz. kaynana - gelin çekişmeleri yaşamak bu tablonun üstüne felaket olur. olan sizin kafanıza olur. minimum ilişki iyidir, öyle bayram seyran, aynı şehirdeyseniz 2 haftada bir falan gitmece.
bu tarz gönül işlerinde tek taraflı suçlu olmaz sizin de kusurlarınız vardır, önemli olan kusurları gözardı edecek olgunluğa ulaşmakta.
0
@kveldulv
elbette kusurlarım vardır hocam. mesela ben uzunn uzun yazdım. ona da yaz desem kim bilir neler yazacak benim hakkımda. fakat ben mesela rezerv koyabiliyorum "elbette denim de kusurlarım vardır" diyerek kendime. o diyor ki ben şöyle şöyle yaptım çünkü sen şöyle şöyle dedin. adam gibi anlatmıyor da bana bende ne yanlışsa. anlat başkalarıyla konuş arkadaşlarına anlat ne bileyim annenle konuş falan diyorum. kimseye de ser verip sır vermiyor. kendi içinde kendi haklılığıyla hayatına devam ediyor. işine gelmiyor çünkü başkalarına anlatınca duyduğu eleştiriler. öyle tahmin ediyorum. yaa aman o ne anlar ki kafasına giriyor muhtemelen. bilemiyorum yani, konuşamadığımız için. ama en yüksek tansiyonda çıldırttığında artık en ufak bir hakaretimsi lafta " salak, gerizekalı vs" pat konuşma kesiliyor, başka yerlere gidiyor kapılar vuruluyor falan. çözüm olmuyor yani. hakaret olmasa da surat ifaden çok iğrenç, benimle nasıl böyle konuşursun, şu oturuşuna bak falan diyip illa ki bir şeye takılıyor sonra ona tutunup mevzuyu başka yerlere çekiyor. ben bir şekilde tuzağa düşüp sinirleniyorum sonunda. bombok hissediyorum en sonunda da.
elbette kusurlarım vardır hocam. mesela ben uzunn uzun yazdım. ona da yaz desem kim bilir neler yazacak benim hakkımda. fakat ben mesela rezerv koyabiliyorum "elbette denim de kusurlarım vardır" diyerek kendime. o diyor ki ben şöyle şöyle yaptım çünkü sen şöyle şöyle dedin. adam gibi anlatmıyor da bana bende ne yanlışsa. anlat başkalarıyla konuş arkadaşlarına anlat ne bileyim annenle konuş falan diyorum. kimseye de ser verip sır vermiyor. kendi içinde kendi haklılığıyla hayatına devam ediyor. işine gelmiyor çünkü başkalarına anlatınca duyduğu eleştiriler. öyle tahmin ediyorum. yaa aman o ne anlar ki kafasına giriyor muhtemelen. bilemiyorum yani, konuşamadığımız için. ama en yüksek tansiyonda çıldırttığında artık en ufak bir hakaretimsi lafta " salak, gerizekalı vs" pat konuşma kesiliyor, başka yerlere gidiyor kapılar vuruluyor falan. çözüm olmuyor yani. hakaret olmasa da surat ifaden çok iğrenç, benimle nasıl böyle konuşursun, şu oturuşuna bak falan diyip illa ki bir şeye takılıyor sonra ona tutunup mevzuyu başka yerlere çekiyor. ben bir şekilde tuzağa düşüp sinirleniyorum sonunda. bombok hissediyorum en sonunda da.
0
Annesinin astronomi hakkında söyledikleri uzaklasmak için yeterli bence :( Ciddiyim.
0
değişmek istemeyen, değişmesi gerektiğini kabul etmeyecek, hatta bunu söylediğinizde ego meselesi yapacak insanı değiştiremezsiniz.
herkes terapi demiş, ama bence bugün teklif etseniz yer yerinden oynar.
her zaman çözüm odaklı olan biriyim, ama perşembenin gelişi de çarşambadan belli oluyor.
kendiniz için yanlış kişiyle evlenmişsiniz.
yapı olarak temelde uyumsuzsunuz.
bence henüz bir yıl olmuşken boşanın.
evlilik zaman içinde birçok şeyi monotonlaştırabilir, ama sonuçta yanınızda sevdiğiniz biri vardır ya da olmalıdır.
bu hiçbirine uymayan bir durum maalesef.
"seviyorum" deseniz, "öyle kabul etmeye çalışın" denir.
ama öyle bir şey olduğunu da sanmıyorum.
kaldı ki, kişilik bozukluğu olan birinden söz ediyoruz gibi geldi.
İstanbul-izmir meselesinde size hak vermesem de (İstanbul'da doğmuş büyümüş insan izmir dahil, başka yerde yaşamak istemez genelde), temelde sorun çok farklı.
hayat kısa, kendinizi boşuna böyle girdaplara sokmayın.
herkes terapi demiş, ama bence bugün teklif etseniz yer yerinden oynar.
her zaman çözüm odaklı olan biriyim, ama perşembenin gelişi de çarşambadan belli oluyor.
kendiniz için yanlış kişiyle evlenmişsiniz.
yapı olarak temelde uyumsuzsunuz.
bence henüz bir yıl olmuşken boşanın.
evlilik zaman içinde birçok şeyi monotonlaştırabilir, ama sonuçta yanınızda sevdiğiniz biri vardır ya da olmalıdır.
bu hiçbirine uymayan bir durum maalesef.
"seviyorum" deseniz, "öyle kabul etmeye çalışın" denir.
ama öyle bir şey olduğunu da sanmıyorum.
kaldı ki, kişilik bozukluğu olan birinden söz ediyoruz gibi geldi.
İstanbul-izmir meselesinde size hak vermesem de (İstanbul'da doğmuş büyümüş insan izmir dahil, başka yerde yaşamak istemez genelde), temelde sorun çok farklı.
hayat kısa, kendinizi boşuna böyle girdaplara sokmayın.
0
Bana borderline kişilik bozukluğunu hatırlattı, belirtiler tutuyor mu bir bakın, tutuyorsa psikolojik yardım almadığı sürece başa çıkamazsınız.
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
Ayrıca sakin karakterde biriyle olmadı diye demek ki bunu istoyorum demek değil bence. Milyon tane insan var, seçeneği, kombinasyon ihtimalini ikiye indirmek hiç gerçekçi değil yahu. Daha tutkulu ama daha sağlıklı da olabilir. Kötüyü bitir ki sonraki adıma geç. Bence
0
Ayrı dünyaların insanlarıymışsınız. İşler daha fazla tatsızlaşmadan boşanın.
0
burada atıp tutanlara fazla takılma. bekara boşamak kolay tabi ben de bekarım gerçi ama ahahah :) neyse, eşin sana saygısını yitirmiş, seni bazı konularda yeterli görmüyor gibi sanki. yatak ilişkiniz ne durumda? cezalandırma yoluna falan gidiyor mu? bence bu maruz kaldığın şey tamamen (bkz: dırdır) biraz redpill'ci tayfaya takıl derim. aile terapisti falan sakın girme. dırdırla nasıl başa çıkacağını öğren yeter. hatta yukarıda jesues diye bir arkadaş yazmış güzelce çözümünü. bence sen de bu şekilde çözersin olayı, bu kadar büyütmeye gerek yok.
0
ben olsam ekşi duyuruya yazmak yerine, kadını karşıma alıp nazikçe, aramızda problemler olduğunu, ayrılmak istemediğimi, çift terapisi ile sorunu çözmek istediğimi söylerdim.
0
senden büyüğüm muhtemelen. bir abi tavsiyesi olarak al. zararın neresinden dönersen kardır. 1 sene çok bir süre değil. boşanmayı düşün. ipin ucunu kaçırırsan, hayatın böyle devam eder.
0
profesyonel destek alın diyenlere kıçımla gülüyorum.
ülkemizde böyle kadınlar bollaşmaya başladı. bir tane efendi erkek bulup kafalıyorlar, zamanla içlerindeki manyak ortaya çıkıyor. büyük ihtimalle 3 yıllık flört ve 1 yıllık evlilik süresince olayların buraya varacağını tahmin edemedin ve hep alttan aldın. al işte sonuç bu.
bu yaşta böyle olan kadını menopozda düşünemiyorum. bence ayrılmalısın. 1 sene hiç bir şey. ama bu kadınla boşanmak kolay olmayacak. nafaka falan çok uğraştırır bu seni, donuna kadar almaya çalışır.
çevremde de buna benzer evlilikler görüyorum. canım cicim aylarından sonra, aileler ile tanışınca birde geri dönülmez bir yola girmiş gibi kendilerini düğünde göbek atarken buluyorlar. sanırım sizde de böyle oldu.
ülkemizde böyle kadınlar bollaşmaya başladı. bir tane efendi erkek bulup kafalıyorlar, zamanla içlerindeki manyak ortaya çıkıyor. büyük ihtimalle 3 yıllık flört ve 1 yıllık evlilik süresince olayların buraya varacağını tahmin edemedin ve hep alttan aldın. al işte sonuç bu.
bu yaşta böyle olan kadını menopozda düşünemiyorum. bence ayrılmalısın. 1 sene hiç bir şey. ama bu kadınla boşanmak kolay olmayacak. nafaka falan çok uğraştırır bu seni, donuna kadar almaya çalışır.
çevremde de buna benzer evlilikler görüyorum. canım cicim aylarından sonra, aileler ile tanışınca birde geri dönülmez bir yola girmiş gibi kendilerini düğünde göbek atarken buluyorlar. sanırım sizde de böyle oldu.
0
hem kezban hem piremses hem de kötü biri öeahh. böyle birini nerden buldun hacı. çocuk olmadan kaç kurtar kendini. gençsin paran da var işin de. toplum baskısı da senin değil onun üzerinde. bas boşanma davasını pamuk gibi olmazsan neyim.o da genç yaşta dul kaldım diye ağlasın belki hizaya gelir.
0
'1 (bir) yıllık evliyim. Öncesinde 3 yıl birlikteydik' den sonrasını okumadım.
ama sanırım 3 yılda baş göstermeyen şeyler o 1 yılda toptan kendini salıvermiş.
aklıma hep şu sahne geliyor ;
youtu.be
ama sanırım 3 yılda baş göstermeyen şeyler o 1 yılda toptan kendini salıvermiş.
aklıma hep şu sahne geliyor ;
youtu.be
0
Eşinizin bu sorununuzun normal olmaması bir yana, sizin de böyle birini seçmeniz tesadüf değildir. Annenize ve daha önce hayatınıza giren kadınlara bir bakın, benzer şeyler var mı?
Eşiniz için ve kendiniz için psikoloğa gidebilirsiniz önce.
Eşiniz için ve kendiniz için psikoloğa gidebilirsiniz önce.
0
laptu
işten ihbar süresi dolmadan istifa eden çalışan, ihbar tazminatını ödemeyi de kabul ediyorsa, işverenin elinde onu tutacak başka bir koz kalabilir mi?
işten ihbar süresi dolmadan istifa eden çalışan, ihbar tazminatını ödemeyi de kabul ediyorsa, işverenin elinde onu tutacak başka bir koz kalabilir mi?
0
Hayır edemez. İhbar tazminatının ödenip işçinin derhal işten çıkarılması hakkı sadece işverene tanımlı bir haktır. İşçi sadece işveren ile anlaşır ise ihbar tazminatını ödeyerek derhal işten ayrılabilir. Çoğu zaman işveren ile anlaşılır ise ihbar tazminatını ödemeden bile hemen ayrılabiliyor çalışan. ama işverenin müsaade etmemesi halinde işçi ihbar süresini çalışmak zorunda.
0
öyle saçma şey mi olur, bıraktın gittin ne yapacaklar mahkeme kararıyla kolundan tutup çalıştıracaklar mı? istemediğin bir işi bu şekilde zorla yaptırsalar ne kadar verimli olur? her işinde hata çıkar vs.
ihbar tazminatı bildiğim kadarıyla her iki tarafı da bağlayan bir şey. yani ilgili tutarı ödemeyi kabul ettikten sonra işverenin yapacak bir şeyi olmaması lazım.
ihbar tazminatı bildiğim kadarıyla her iki tarafı da bağlayan bir şey. yani ilgili tutarı ödemeyi kabul ettikten sonra işverenin yapacak bir şeyi olmaması lazım.
0
@himmet, avukat olarak hiç dikkat etmediğim bir ayrıntı ama uygulama da yeri yok çünkü zorla tutamazlar
Soru sahibine gelince, hocam hiç haklı nedenle fesih sebebin yok mu boşa para ödemesen. Paranı eksiksiz bankadan mı alıyorsun. Fazla mesai sınırına uyuyorlar mı ve fazla mesai ücretini alıyor musun mesela?
Soru sahibine gelince, hocam hiç haklı nedenle fesih sebebin yok mu boşa para ödemesen. Paranı eksiksiz bankadan mı alıyorsun. Fazla mesai sınırına uyuyorlar mı ve fazla mesai ücretini alıyor musun mesela?
0
@himmet dayı, çok faydalı bir makale teşekkürler. ancak "işverenin kabul etmemesi halinde işçi, İş Kanunu hükümlerine uygun bir şekilde ihbar süresi içinde işine devam etmek zorundadır" görüşündeki yazar bunun olası yaptırımlarından bahsetmemiş. yani iş akdimi ben yarın tek taraflı sonlandırsam bana karşı ne yaptırımları olur bilemedim.
@mabesa, hocam ücretleri ödemeyi hiç aksatmadan yapıyorlardı. ancak içeride kullanılmamış izinlerim var, onları bu tazminata mahsup edebiliriz diye düşündüm. bir de yıllık ikramiye tutarı var. 2019 yılının yarısı kadar fiilen çalıştığım için 2019'un bonusunun yarısına da hak kazanmış mıyımdır acaba onu da merak etmiyor değilim
@mabesa, hocam ücretleri ödemeyi hiç aksatmadan yapıyorlardı. ancak içeride kullanılmamış izinlerim var, onları bu tazminata mahsup edebiliriz diye düşündüm. bir de yıllık ikramiye tutarı var. 2019 yılının yarısı kadar fiilen çalıştığım için 2019'un bonusunun yarısına da hak kazanmış mıyımdır acaba onu da merak etmiyor değilim
0
yaptırımları ben de bilemem. ama işveren "bu kişinin işten ayrılması beni şu kadar zarara uğrattı" iddiasıyla dava açabilir diye aklıma geliyor. nedir bu zarar? sen ayrıldın diye firma bir işi alamamış olabilir. aldığı işi zamanında bitiremeyip cezai yaptırıma maruz kalmış olabilir. buna benzer zararları sizden tazmin etmek isterse uğraşırsınız.
haa @mabesa ne demiş uygulamada yeri yok. yani o kadar da katı değil. ama işverenin böyle bir hakkı var mı? var.
sonuç olarak işveren işçiyi ihbar tazminatını verip anında çıkarırsa bu işçi için olumsuz durum yaratmıyor. ihbarını çalışıp çalışmaması önemli değil. hatta işçinin işine gelir. çünkü hem çalışmış gibi maaşını alacak hem de istediği kadar iş arama izni olmuş olacak.
ama işveren için aynı durum söz konusu değil. senin patronun şeytan olabilir mesela ama tam tersini de düşünürsek çok kıl bir çalışan gül gibi patronu bu mantıkla yarı yolda bırakabilir. işveren açısından olumsuz bir durum oluşuyor. kanun da bunun önüne geçmek için var.
haa @mabesa ne demiş uygulamada yeri yok. yani o kadar da katı değil. ama işverenin böyle bir hakkı var mı? var.
sonuç olarak işveren işçiyi ihbar tazminatını verip anında çıkarırsa bu işçi için olumsuz durum yaratmıyor. ihbarını çalışıp çalışmaması önemli değil. hatta işçinin işine gelir. çünkü hem çalışmış gibi maaşını alacak hem de istediği kadar iş arama izni olmuş olacak.
ama işveren için aynı durum söz konusu değil. senin patronun şeytan olabilir mesela ama tam tersini de düşünürsek çok kıl bir çalışan gül gibi patronu bu mantıkla yarı yolda bırakabilir. işveren açısından olumsuz bir durum oluşuyor. kanun da bunun önüne geçmek için var.
0
kislar gecmez beresiz
Merhaba, Bostancı gösteri merkezinin birkaç sokak arkasında bir ev tutmayı düşünüyorum da orada yaşayan, yaşamış ya da bilgisi olan birileri var mıdır? Çevre itibariyle nasıldır? Oturduğum yerdeki tekinsiz tipler yüzünden taşınıyorum. Benim pek bildiğim yerler değil açıkçası. Birilerinden fikir alab
Merhaba,
Bostancı gösteri merkezinin birkaç sokak arkasında bir ev tutmayı düşünüyorum da orada yaşayan, yaşamış ya da bilgisi olan birileri var mıdır? Çevre itibariyle nasıldır? Oturduğum yerdeki tekinsiz tipler yüzünden taşınıyorum. Benim pek bildiğim yerler değil açıkçası. Birilerinden fikir alabilirsem çok iyi olur.
Bostancı gösteri merkezinin birkaç sokak arkasında bir ev tutmayı düşünüyorum da orada yaşayan, yaşamış ya da bilgisi olan birileri var mıdır? Çevre itibariyle nasıldır? Oturduğum yerdeki tekinsiz tipler yüzünden taşınıyorum. Benim pek bildiğim yerler değil açıkçası. Birilerinden fikir alabilirsem çok iyi olur.
0
Biz oraya yakın Altıntepe'de oturduk. Kızılay'ın olduğu caddede. Aşağılar nasıldır bilmiyorum ama bizim oturduğumuz yer gayet güzeldi.
0
çevre şu aralar müteahhit işgalinde olsa da yaşanabilir güzel bir semt. tekinsiz tip görmen çok zor. şimdi trende devreye girdiği için ulaşımı da kolaydır.
0
Güzeldir ama birkaç sene önce bi ev baskını olmuştu tam da dediğiniz yerde haberlere falan çıkmıştı canlı yayınlar yapılmıştı. Onun dışında iyiydir güzeldir. Hem bağdata yakın hem minibüse hem de nispeten e5e
0
Ben liseyi bostancıda okudum. Şimdi de gösteri merkezzinin orda oturuyorum.
Gayet güzel semt. Eskiden göztepede oturuyodum. İnsanların arasında bir fark görmedim.
Biraz canlı bi yer emekli yeri değil.
Civciv benim lise zamanımda da kötüydü ancak keko falan kalmadı artık herkes büyüdü. Yeni nesil de daha tiky geliyor.
Bostancı g merkezinin arkasnda halısahalr var o sokak genelde erkek dolu. Kadınsanız o biraz rahatsız edebilir.
Gayet güzel semt. Eskiden göztepede oturuyodum. İnsanların arasında bir fark görmedim.
Biraz canlı bi yer emekli yeri değil.
Civciv benim lise zamanımda da kötüydü ancak keko falan kalmadı artık herkes büyüdü. Yeni nesil de daha tiky geliyor.
Bostancı g merkezinin arkasnda halısahalr var o sokak genelde erkek dolu. Kadınsanız o biraz rahatsız edebilir.
0
@dionisis Ben orda köpeğimle yaşadım. E-5 yanyola doğru giderken bir tane eğimli park var. Köpeğimi gezmeye oraya götürürdüm. Her seferinde ordan geçerken köpekler deli gibi havlardı. :-) Sırf onlar da değil, dediğin gibi çokça köpek vardı. Fakat sade insana değil, köpeğime de bi şey yapmıyorlardı. Sadece araba alarmı gibi saat kaç olursa olsun geçerken havlıyorlardı.
Özlemişim oraları. :-)
Özlemişim oraları. :-)
0
@dionisis, küçükyalı minibüs yolunun altı güzel ama o kadar pahalı ki o paraya değer mi diye düşünüyor insan. minibüs yolunun üstü f/p açısından daha uygun bence. tabi benim görüşümdür.
0
laptu
yurtdışından çalışma izni (work permit) belgem geldi. d tipi vizeye henüz başvurmadım ama. bu d tipi vizenin çıkmama/reddedilme ihtimali artık var mıdır? yoksa o konu artık kapanmıştır vize elimde bilmeli miyim (gerekli tüm evrakları verdim sayarsak). ona göre vizeyi almadan istifa edecem türkiyedek
yurtdışından çalışma izni (work permit) belgem geldi. d tipi vizeye henüz başvurmadım ama. bu d tipi vizenin çıkmama/reddedilme ihtimali artık var mıdır? yoksa o konu artık kapanmıştır vize elimde bilmeli miyim (gerekli tüm evrakları verdim sayarsak). ona göre vizeyi almadan istifa edecem türkiyedeki işimden
0
Vize sürecinde hiçbir şeye garanti olarak bakmamanızı öneririm.
Çalışma izni çıktıysa vizenin çıkması çok hızlı oluyor (24 saatte çıkanlar biliyorum). O sebeple istifa etmek için acele etmenize bence gerek yok, çok daraldıysanız izin alın :)
Çalışma izni çıktıysa vizenin çıkması çok hızlı oluyor (24 saatte çıkanlar biliyorum). O sebeple istifa etmek için acele etmenize bence gerek yok, çok daraldıysanız izin alın :)
0
eseksudangelinceyekadar
İstanbul’da Galatasaray Lisesi, Kabataş Lisesi gibi okullarda okumak mı daha doğru bir tercih olur sizce yoksa İzmir Fen Lisesi, İzmir Amerikan Koleji gibi okulları tercih ederek İzmir’de mi okumak? Evet İstanbul’daki okullar daha köklü ancak İstanbul’un kalabalığı, yoğunluğu bana korkutucu geliyor,
İstanbul’da Galatasaray Lisesi, Kabataş Lisesi gibi okullarda okumak mı daha doğru bir tercih olur sizce yoksa İzmir Fen Lisesi, İzmir Amerikan Koleji gibi okulları tercih ederek İzmir’de mi okumak? Evet İstanbul’daki okullar daha köklü ancak İstanbul’un kalabalığı, yoğunluğu bana korkutucu geliyor, o yaştaki bir çocuğu o kalabalığın içine göndermek ne kadar doğru bir karar olur?
0
bahsettiğin izmir liseleri de prestijli ancak gs ve kabataş gibi okullarda okuyanlar farklı bir seviyede birbirini tutar. bunun iş hayatında faydasını mutlaka görür. kalabalık - yoğunluk desek yatılı okuyacağını düşünürsek ulaşım sıkıntısı pek çekmez gibi. mesele güvenlikse makul bazı önlemler ile (belli yerlere belli saatlerde gitmemesi gibi) içini rahatlatabilirsin.
0
Liseyi İzmir'de okumak bence ayrıcalık. Ayrıca lise dönemi cozutmaya en yatkin olunan dönem, uzak bi yerde (hatta İstanbul gibi tehlikeli bi yerde) okutmak pek sağlıklı değil bence. Yatılı okumanın da iyi bi şey olduğunu düşünmüyorum. İzmir Amerikan ya da Fen lisesi hatta BAL ve İAL oldukça prestijli ve ekol okullardır ve mezunlari dünyada inanılmaz yerlerdedir.
0
giovanne
Selam. Dertliyim dostlarım.Dün YKS'de görevliydim. Sınavın başında "sınav bitmiştir uyarısından sonra işaretlemeye devam eden adayların sınavları geçersiz sayılacaktır" uyarısını yaptım, sınav bitiminde de "sınav bitmiştir, lütfen ........., şu andan itibaren işaretlemeye devam eden adayların sınavl
Selam. Dertliyim dostlarım.
Dün YKS'de görevliydim. Sınavın başında "sınav bitmiştir uyarısından sonra işaretlemeye devam eden adayların sınavları geçersiz sayılacaktır" uyarısını yaptım, sınav bitiminde de "sınav bitmiştir, lütfen ........., şu andan itibaren işaretlemeye devam eden adayların sınavları geçersiz sayılacaktır" uyarısını yaptım ve sınav bitti. Gel gör ki, bu uyarıyı yapıp, 2 kişinin kağıdını almamla birlikte bir öğrencinin hala işaretlemeye devam ettiğini gördüm. Hali ile bu durumu tutanakta belirttim ve sınavı geçersiz sayılacak.
İmdi, üzüldüm, durumu aileme falan anlattım, onlar da "ne olacak, yapmasaydın bir şey, gençtir olur" falan dedi. ama uyarıyı duyar duymaz bırakan 19 kişi aptal mı? kaldı ki kamera var, ben işaretlemesem ÖSYM tespit edecek diye düşünüyorum.
Çok huzursuzum, sizce yanlış mı yaptım?
Dün YKS'de görevliydim. Sınavın başında "sınav bitmiştir uyarısından sonra işaretlemeye devam eden adayların sınavları geçersiz sayılacaktır" uyarısını yaptım, sınav bitiminde de "sınav bitmiştir, lütfen ........., şu andan itibaren işaretlemeye devam eden adayların sınavları geçersiz sayılacaktır" uyarısını yaptım ve sınav bitti. Gel gör ki, bu uyarıyı yapıp, 2 kişinin kağıdını almamla birlikte bir öğrencinin hala işaretlemeye devam ettiğini gördüm. Hali ile bu durumu tutanakta belirttim ve sınavı geçersiz sayılacak.
İmdi, üzüldüm, durumu aileme falan anlattım, onlar da "ne olacak, yapmasaydın bir şey, gençtir olur" falan dedi. ama uyarıyı duyar duymaz bırakan 19 kişi aptal mı? kaldı ki kamera var, ben işaretlemesem ÖSYM tespit edecek diye düşünüyorum.
Çok huzursuzum, sizce yanlış mı yaptım?
0
Evet, keşke tutanak tutmasaydınız ama kimse kimsenin hayatını karartmaz; herkes nasıl bırakıyorsa onlar da bırakmalıydı. Olan olmuş artık çok da düşünmeyin. Kurallara uymayı öğrenmişlerdir.
0
Doğru olanı yapmışsın. Binlerce gencin hakkını korudun. Bu kul hakkıdır çünkü.
0
17 yaşındaki çocuğun bir senelik emeği var. Hepi topu bir kaç saniye. Kurallar var tamam da herkes sanki hiç 17-18 olmamış gibi yorum yapıyor. Çok gereksiz bir şey yapmışsın arkadaşım.
0
ben olsam ben de vicdan yapardım ve tutanakta belirtmezdim. ama bu demek değil ki doğru olan bu. kurallar neyi gerektiriyorsa siz onu yapmışsınız. dendiği gibi başka gençlerin hakkını korudunuz.
0
doğru olanı yapmışsın o 2 3 soru işaretleyerek başkasının hakkına girerken üzülmüyor da sen kurallara uydun diye mi üzülüyorsun boş ver.
0
Son derece dogru yapmissin.
Turkiye'de sikayet ettigimiz pek cok sorunun kokeninde bu tarz kurallarin uygulanmamasi yatiyor.
Seni elestirecegim tek konu: "OSYM kameradan tespit edecek" diye endiselenmen. Dogru olani yapmak icin birinin denetlemesi ya da kizmasi gerekmiyor. Tek basina da olsan dogru olani yapmani temenni ederim.
Turkiye'de sikayet ettigimiz pek cok sorunun kokeninde bu tarz kurallarin uygulanmamasi yatiyor.
Seni elestirecegim tek konu: "OSYM kameradan tespit edecek" diye endiselenmen. Dogru olani yapmak icin birinin denetlemesi ya da kizmasi gerekmiyor. Tek basina da olsan dogru olani yapmani temenni ederim.
0
tamam da şöyle bişey var, sadece senin sözüne bile bakıp değerlendirseler bile, öteki taraf kesinlikle itiraz edecektir ve kamera kayıtları incelenecektir. yani sorumluluk tamamiyle sende değil, buna sen sebep olmadın, öte yandan biris seni şikayet etse, benim kağıdımı aldı ama millet hala işaretliyordu diye daha kötü olurdu bence.
0
Turkiye'nin norvec olamamasinin sebebi o tutanagin tutuluyor olmamasi degil, insani inisiyatifler alamayan en egitimlisi bile mekaniklesmis insanlar yetistiriyor olmasidir.
Yaptiginiz cok cirkin, umuyorum elde edeceginiz en yuce gorev bu sinav gorevi olur:)
Yaptiginiz cok cirkin, umuyorum elde edeceginiz en yuce gorev bu sinav gorevi olur:)
0
aynen hayatını karartmışsın.
belki de çok çalıştı heyecanla bırakmadı son soruyu da yaptı.
belki de çok çalıştı heyecanla bırakmadı son soruyu da yaptı.
0
Hiç kötü bir şey yapmadınız içini ferah tutun lütfen.
Bu sınav bir kere kendi başına adil değil. Fakat bir şekilde bu sınav var. X süre içerisinde Y adet soruyu cevaplama başarısı üzerinden bir değerlendirme var. Yani herkese eşit davranılıyor. Sınavın temel felsefesi tartışmaya açık ve bence çok adil olmayan bir sınav sistemi. Ama sizin göreviniz sistemi 50 kişi için sorgulamak değil, mevcut sistem içerisinde herkes arasında hakkaniyeti sağlamak. 2 milyon genç aynı kurallar altında yarışıyor unutmayın. Süreyi değerlendirmek, doğru kullanmak bu değerlendirmenin içerisinde. Şahsi fikrim sınav adaletsiz olabilir ama en adaletli kımsı bu. Çünkü üniversiteye girecek birisi kısa zamanda kendi mikro zaman dilimini yönetebilme kabileyetine gelmiş olmalı. Bilgi vs. her şey kişiden kişiye gelişir ama bu zamanlama ve planlama asıl kazanılması gereken şeydir.
Ben şahsen bir sene ALES sınavında benzer bişi yaşadım, öğrenci olarak. Hayatımın en iyi ALES sınavıydı neredeyse tüm soruları biliyordum. Bu ne büyük bir zevk ya rab! her baktığım soruda cevabı görüyordum. Neyse yaptım yaptım. 4 bölümlüydü o dönemlerde. Bütünleşik doktora programına girmek istiyordum (istediğim alanın YL'si yoktu), bu sınavdan iyi almam demek burs almam demekti vs. Sınav bitti bi baktım 4 bölümün 3ünü işaretlemişim, zevke gelip 1 bölümü işaretlemeyi unutmuşun. Sınav bitti denmesinden 10 saniye önce fark ettim. Bi çaba işaretlemeye başladım, ta ki sınav bitti denene kadar. Kalemimi koydum usulce verdim kağıdımı, çıktım dışarı kırdım kalemimi bağırdım çağırdım ama kendime. O gün yaptığım sorulara ve cevaplarına batım 96 gibi bir not gelecekmiş. Büyük ihtimalle Tübitak bursuna kavuşacaktım, büyük ihtimalle istediğim okulda okuyacaktım. Düşün hayatımda bir çok önemli nokta değişti. Ama burada tamamen benim eşekliğim var. O gün bugündür sürekli kontrol ederim kodlamayı. 1 soru eksik çözüp, doğru kodlama yapmak her zaman evladır mantığını burada kaptım. Velhasılı kelam siz çocuğun geleceğini falan karartmadınız, o kendi kendine etti.
Çocuğun hayatını karartmadığınız gibi başka çocukların hayatlarını kurtadınız.
Farz ederlim çocuk sadece cevabını bulduğu soruları kitapçıkta işaretliyordu, hani bulmuş cevabı falan bir işaretlemesi kalmış, siz de tam o sırada yakaladınız ve kağıdını aldınız. sizin öğrenci 80 doğru yaptı bu cevap karşılığı alması gereken sıra sallıyorum 1000. lik. 78 tanesini siz dur dediğiniz için durup işaretledi ve karşılığı 1020. lik. 2 milyon öğrenci arasında inanın benzer duruma sahip öğrenciler var. Siz ses etmeyip devam etmiş olsaydınız, ve 1 milyon içerisinde sırf etik olarak doğrusu durun dendiğinden duran ve yaptığı 80 sorudan 79'unu geçiren öğrencinin hakkının yenmesinde vesile olacaktınız. O çocuk aptal mıydı da 1 sorusunu geçiremeden bıraktı? Ben de sınav gözetmenliği yapıyorum (üniversiteye giriş değil), gözümün önün cevabı bulup kitapçığa işaretleyip optiğe geçirmeyen öğrenciler oluyor. Çünkü biliyor ki artık sınav süresi içerisinde değil.
Velhasılıkelam çok uzattım kusura bakmayın. Yaptığınız iş doğruydu, bu da bir kazanım çocuk için. Başkalarının da hakkını korumuş oldunuz. Sınav sadece bilgiyi ölçmüyor, zaman kullanımını da ölçüyor. Sizin zaman açısından ekstra bişiler tanımış olmanız, aman nolcak 4x4 ü arkadaşına sorsa ne olacak basit soru zaten demekle eş değer. İkiside sınavın ölçtüğü şeyler.
Bu sınav bir kere kendi başına adil değil. Fakat bir şekilde bu sınav var. X süre içerisinde Y adet soruyu cevaplama başarısı üzerinden bir değerlendirme var. Yani herkese eşit davranılıyor. Sınavın temel felsefesi tartışmaya açık ve bence çok adil olmayan bir sınav sistemi. Ama sizin göreviniz sistemi 50 kişi için sorgulamak değil, mevcut sistem içerisinde herkes arasında hakkaniyeti sağlamak. 2 milyon genç aynı kurallar altında yarışıyor unutmayın. Süreyi değerlendirmek, doğru kullanmak bu değerlendirmenin içerisinde. Şahsi fikrim sınav adaletsiz olabilir ama en adaletli kımsı bu. Çünkü üniversiteye girecek birisi kısa zamanda kendi mikro zaman dilimini yönetebilme kabileyetine gelmiş olmalı. Bilgi vs. her şey kişiden kişiye gelişir ama bu zamanlama ve planlama asıl kazanılması gereken şeydir.
Ben şahsen bir sene ALES sınavında benzer bişi yaşadım, öğrenci olarak. Hayatımın en iyi ALES sınavıydı neredeyse tüm soruları biliyordum. Bu ne büyük bir zevk ya rab! her baktığım soruda cevabı görüyordum. Neyse yaptım yaptım. 4 bölümlüydü o dönemlerde. Bütünleşik doktora programına girmek istiyordum (istediğim alanın YL'si yoktu), bu sınavdan iyi almam demek burs almam demekti vs. Sınav bitti bi baktım 4 bölümün 3ünü işaretlemişim, zevke gelip 1 bölümü işaretlemeyi unutmuşun. Sınav bitti denmesinden 10 saniye önce fark ettim. Bi çaba işaretlemeye başladım, ta ki sınav bitti denene kadar. Kalemimi koydum usulce verdim kağıdımı, çıktım dışarı kırdım kalemimi bağırdım çağırdım ama kendime. O gün yaptığım sorulara ve cevaplarına batım 96 gibi bir not gelecekmiş. Büyük ihtimalle Tübitak bursuna kavuşacaktım, büyük ihtimalle istediğim okulda okuyacaktım. Düşün hayatımda bir çok önemli nokta değişti. Ama burada tamamen benim eşekliğim var. O gün bugündür sürekli kontrol ederim kodlamayı. 1 soru eksik çözüp, doğru kodlama yapmak her zaman evladır mantığını burada kaptım. Velhasılı kelam siz çocuğun geleceğini falan karartmadınız, o kendi kendine etti.
Çocuğun hayatını karartmadığınız gibi başka çocukların hayatlarını kurtadınız.
Farz ederlim çocuk sadece cevabını bulduğu soruları kitapçıkta işaretliyordu, hani bulmuş cevabı falan bir işaretlemesi kalmış, siz de tam o sırada yakaladınız ve kağıdını aldınız. sizin öğrenci 80 doğru yaptı bu cevap karşılığı alması gereken sıra sallıyorum 1000. lik. 78 tanesini siz dur dediğiniz için durup işaretledi ve karşılığı 1020. lik. 2 milyon öğrenci arasında inanın benzer duruma sahip öğrenciler var. Siz ses etmeyip devam etmiş olsaydınız, ve 1 milyon içerisinde sırf etik olarak doğrusu durun dendiğinden duran ve yaptığı 80 sorudan 79'unu geçiren öğrencinin hakkının yenmesinde vesile olacaktınız. O çocuk aptal mıydı da 1 sorusunu geçiremeden bıraktı? Ben de sınav gözetmenliği yapıyorum (üniversiteye giriş değil), gözümün önün cevabı bulup kitapçığa işaretleyip optiğe geçirmeyen öğrenciler oluyor. Çünkü biliyor ki artık sınav süresi içerisinde değil.
Velhasılıkelam çok uzattım kusura bakmayın. Yaptığınız iş doğruydu, bu da bir kazanım çocuk için. Başkalarının da hakkını korumuş oldunuz. Sınav sadece bilgiyi ölçmüyor, zaman kullanımını da ölçüyor. Sizin zaman açısından ekstra bişiler tanımış olmanız, aman nolcak 4x4 ü arkadaşına sorsa ne olacak basit soru zaten demekle eş değer. İkiside sınavın ölçtüğü şeyler.
0
Doğru olanı yapmışsınız çünkü kamera var. Görüntüler izleseydi zaten geçersiz sayılacaktı.
0
çok üzgünüm ama bu işi ben yapsaydım en az bir yıl kendime gelemezdim. o çocuğun hayatından giden süre kadar yani.
0
Iyi yapmissin, kural belli.
Onlar zaten bunu bilip sinava giriyor. Bilmese bile söylemissin.
Daha bu kadar basit bir kurala bile uyamayip baskasinin hakkina girmeyi göze alan birisi haksizliga ugradigini düsünmesin bence.
Onlar zaten bunu bilip sinava giriyor. Bilmese bile söylemissin.
Daha bu kadar basit bir kurala bile uyamayip baskasinin hakkina girmeyi göze alan birisi haksizliga ugradigini düsünmesin bence.
0
doğru yapmışsın taktir ettim seni huzursuz olacak hiçbir şey yok gayet rahat ol. Uyarmışsın söylemişsin kendi düşen ağlamaz.
0
Doğru olanı yapmışsınız, sonuçta sınavın kurallarını uygulamak üzere görevliydiniz. Ben son işaretlediklerini sildirirdim. Karşı çıkarsa tutanak tutardım.
0
çok doğru yapmışsınız. bu arkadaş sınav süresi dışında işaretleyeceği birkaç soruyla süreye tam uyan binlerce öğrencinin önüne geçecekti. siz aslında diğer binlerce öğrencinin hakkını korudunuz. hassasiyetiniz için teşekkür ederim.
şüpheye düşerseniz kim bilir ne şartlarda yaşayan binlerce öğrencinin hakkını koruduğunuzu düşünün. herbiri bilseydiler size müteşekkir olurdu.
şüpheye düşerseniz kim bilir ne şartlarda yaşayan binlerce öğrencinin hakkını koruduğunuzu düşünün. herbiri bilseydiler size müteşekkir olurdu.
0
Huzursuz olmanızı gerektirecek bir durum yok.
Siz ösym'nin aldığı kararları uygulamakla görevli bir kişisiniz. Ösym görevi aldıysanız onun kurallarına uymak, öğrenciler tarafından yapılan kurall ihlallerini bildirmek zorundasınız.
Bahsedilen kuralı siz koymadığınız gibi o kurala esneklik de sağlayamazsınız.
Vicdan yapmanıza gerek yok, rahat olun.
Siz ösym'nin aldığı kararları uygulamakla görevli bir kişisiniz. Ösym görevi aldıysanız onun kurallarına uymak, öğrenciler tarafından yapılan kurall ihlallerini bildirmek zorundasınız.
Bahsedilen kuralı siz koymadığınız gibi o kurala esneklik de sağlayamazsınız.
Vicdan yapmanıza gerek yok, rahat olun.
0
Olayı görmedik, kendimiz yaşamadık tabi ne desek boş olacak ama bence etik mi evet etik. Üstünüze düşeni yapmışsınız.
0
Tek yaptigin kurallara sadik kalmak.
Cocugun tek yaptigi da kurallara sadik kalmamak.
Burada huzursuz olacak hicbir sey yok.
Cocugun tek yaptigi da kurallara sadik kalmamak.
Burada huzursuz olacak hicbir sey yok.
0
doğru mu bilmiyorum ama yanlış değil. ayrıca sınavı iptal olur mu orası da kesin değil.
0
Doğru olanı yapmışsın, yanlış hiç bir şey yok. Vicdan yapacak bir şey de yok. Başımıza ne geliyorsa kural tanımazlıktan, "aman ne olacak iki dk daha"lardan geliyor. Temiz bi ders olmuştur arkadaşa.
0
"Would you kill baby Hitler?" ya da bir tarafta raylara bağlı 5 kişi var, diğer rayın sonu ise uçuruma gidiyor. Trende de 10 kişi var. Makas sizin elinizde. Hangi rayı seçerdiniz?
Sonuçta kuralları uyguladınız. İnsiyatif alabilirdiniz tabii ancak insiyatif almak zorunda değilsiniz, almadınız diye de kimse sizi suçlayamaz. O çocuk ise insiyatif aldı ve sonuçlarıyla yüzleşecek. Sonuçta onun dışında kimseye de tutanak tutmamışsınız, sınıfta bile kuralları uygulamayan tek kişi o. Bazen bir kişinin canının yanması diğer onlarca kişinin canının yanmasının önüne geçer. Kelebek etkisi bu sonuçta. Sizin bu tutumunuz ile hayali İTÜ olan biri Kocaeli Üni'den İTÜ'ye son kişi olarak girdi belki ya da girmedi.
Doğal olarak birebir etkileşimde bulunduğumuz insanlarla daha fazla empati kuruyoruz, üzüntünüz bundan. Ancak adaleti sağlamak için zaman zaman acımasız olmak da gerekli maalesef. Buna çok benzer bir şekilde, savaş kararları alacak komutanlar duygusal davranmamak için savaşacak askerleri görmemeyi tercih eder. İş o raddeye geldiyse çünkü başkalarının yaşaması için birileri de ölmek zorundadır, bunu bilirler.
Sonuçta kuralları uyguladınız. İnsiyatif alabilirdiniz tabii ancak insiyatif almak zorunda değilsiniz, almadınız diye de kimse sizi suçlayamaz. O çocuk ise insiyatif aldı ve sonuçlarıyla yüzleşecek. Sonuçta onun dışında kimseye de tutanak tutmamışsınız, sınıfta bile kuralları uygulamayan tek kişi o. Bazen bir kişinin canının yanması diğer onlarca kişinin canının yanmasının önüne geçer. Kelebek etkisi bu sonuçta. Sizin bu tutumunuz ile hayali İTÜ olan biri Kocaeli Üni'den İTÜ'ye son kişi olarak girdi belki ya da girmedi.
Doğal olarak birebir etkileşimde bulunduğumuz insanlarla daha fazla empati kuruyoruz, üzüntünüz bundan. Ancak adaleti sağlamak için zaman zaman acımasız olmak da gerekli maalesef. Buna çok benzer bir şekilde, savaş kararları alacak komutanlar duygusal davranmamak için savaşacak askerleri görmemeyi tercih eder. İş o raddeye geldiyse çünkü başkalarının yaşaması için birileri de ölmek zorundadır, bunu bilirler.
0
yazık olmuş. kural, disiplin iyi ama, bi miktar da tolerans olacak insanda. dediğim dedik, empatide uzak katı insanlar bunlardan uzak. ne olurdu sadece kağıdı çekip alsan ?
ısrarla vermese, devam etse tut tutanağını, kuralı işlet. ama böyle bir şey yoksa kağıdı almanız yeterdi.
ösym'nin işi gücü yok kamera kayıtlarını mı izleyecekti. bir şikayet, şaibe olmadığı müddetçe binlerce sınıf var, tek tek onlara mı bakacak durup dururken ?
yapmayın allah aşkına. belki 2-3 soru fazladan yaptı diye birilerinin önüne geçecekti ama herkes iyi kötü bir yere yerleşiyor zaten günümüzde. bir çocuğun 2 yıl açıkta kalmasından daha beter olamaz. belki de işaretlerdiği sorular yanlıştı ve üstüne, yanlışları doğruları götürecek kadar çoğalmıştı.
kısacası birazcık hoşgörü. bütün sınavda arkadaşlarının hakkını yesin demiyoruz, 3-5 saniyelik hoşgörü.. genç bunlar, bazı şeylerini tolere etmek lazım.
ısrarla vermese, devam etse tut tutanağını, kuralı işlet. ama böyle bir şey yoksa kağıdı almanız yeterdi.
ösym'nin işi gücü yok kamera kayıtlarını mı izleyecekti. bir şikayet, şaibe olmadığı müddetçe binlerce sınıf var, tek tek onlara mı bakacak durup dururken ?
yapmayın allah aşkına. belki 2-3 soru fazladan yaptı diye birilerinin önüne geçecekti ama herkes iyi kötü bir yere yerleşiyor zaten günümüzde. bir çocuğun 2 yıl açıkta kalmasından daha beter olamaz. belki de işaretlerdiği sorular yanlıştı ve üstüne, yanlışları doğruları götürecek kadar çoğalmıştı.
kısacası birazcık hoşgörü. bütün sınavda arkadaşlarının hakkını yesin demiyoruz, 3-5 saniyelik hoşgörü.. genç bunlar, bazı şeylerini tolere etmek lazım.
0
mesele hoşgörü değil. görevini ihmal edip etmemek. kural açık, yapılması - yapılmaması gereken açık.
0
kurala uymuşsun. ama o 10 saniyede soru çözemez zaten heyecandan. ben mesela sınavlarda önce kitapçıkta cevabı işaretler en son bittikten sonra cevap anahtarına geçiririm. böylece hem bir nefes almış olurum hem de biraz kafamı dağıtırım cevapları nahtara işaretlerken. muhtemelen onunda öyle olmuş olabilir. muhtemelen heyecandan zaman ayarlamasını da yapamadığından telaşa kapılmış olabilir. tölerans ya da diğerlerinin hakkına girmek olarak değil de 18 yaşındaki bir gencin heyecanı olarak bakarak tutanak tutmazdım ben.
0
Bir gencin hayatını karartmadınız, kurallara uyan diğer gençlerin hakkını korudunuz. Belki aynı okulu, aynı bölümü ucu ucuna puanlarla tercih edecek başka biri daha vardı o gençle beraber. O genç kurala uymayıp bir soruyu fazladan işaretledi süre ihlaliyle ve diğer genç sırf kurala uyduğu için o gencin arkasında 1 soruyla kalsa onun da hayatını karatmış olacaktınız belki.
Hiçbir kural oturulupi düşünülüp hadi bunu da kural olarak koyalım diye koyulmuyor. Yaşanmışlıklardan elde edilen bulgularla kurallar belirleniyor.
Hiçbir zaman Almanya olamayacağımızın ispatıdır bu aslında. Biri kurala uymaz, siz kurala uymayana yaptırım uyguladınız diye vicdan azabı çekersiniz. Olmaz böyle. Sınavdan önce uyaryorsunuz, kalemi kağıdı bırakmayanın kağıdı geçersiz sayılır diye. Bilmediği bir kuralı da uygulamadınız.
Bırakın gençler zaman yönetimini, başkalarının haklarına girmemeyi, bulunduğu ortamdaki anlık amirin emrine itaati acı tecrübelerle öğrensinler. Siz bir kişiyi eğittiniz. Üniversitede alamayacağı dersi şimdiden verdiniz. Darısı diğer eğitilmemiş olanların başına.
Bugün siz bunu görmezden gelseniz yarın başka bir yerde başka bir şeyin görmezden gelinmesini isteyecek. Adım kadar eminim bu çocuğun babası trafikte sıraya kaynak da yapıyor, polis veya kamera görmeyince kırmızı ışıkta da geçiyor. Bu ülkede bedel ödenmeyeceği fikri tüm kaosun sebebi. En ufak kural ihlalinde bedel ödeneceğini herkes öğrensin.
Yaptığınız iş devlet işi, devlet duygularla yönetilmez. Yazılı kurallar vardır ve uygularken vicdan devre dışı olmalıdır. Yoksa birinden daha çok vicdan gerektirecek başka bir şey illa ki çıkar. O zaman hiçbir kural uygulanamaz.
Not: Sizin yaptığınızı yapmadığım için ösym'den 9 ay men cezası aldım ve cezam devam ediyor. Aynı olayı tesbit edip tutanak altına almadığım kameradan tesbit edilmiş.
@anthemis nobilis adayın kağıdından bir şey sildirebilmek sözkonusu değil. Aday süre ihlalinden önce yaptığımı da sildirdi dese savunamazsınız kendinizi. ÖSYM sınavlarında elimizdeki uygulama adımlarını gösteren rehber dışında hiçbir şey yapamıyoruz. Başka bir aday bile gidip şikayet edebilir. Diğerinin kağıdına baktı bir şeyler sildirdi. Belki sorunun yanlış cevabını sildirip doğrusunu işaretletti diye bile iddia edebilir.
Edit: ÖSYM sınavlarında insiyatif diye bir şey yok arkadaşlar. Lisede biyoloji sınavı yapmıyorsunuz. Tamamen yazılı kurallar geçerli ve ÖSYM her ihtimali düşünerek bizleri de yönlendiriyor. Dışına çıkamayız. Tamamen yazılım mantığı. Yapay zeka gibi çalışıyoruz. Şu şu olursa bu, bu bu olursa bu. Ve her ihtimal var. Aşırı olağandışı şeylerde de sınav bina sorulmlusu kararı geçerlidir zaten.
Hiçbir kural oturulupi düşünülüp hadi bunu da kural olarak koyalım diye koyulmuyor. Yaşanmışlıklardan elde edilen bulgularla kurallar belirleniyor.
Hiçbir zaman Almanya olamayacağımızın ispatıdır bu aslında. Biri kurala uymaz, siz kurala uymayana yaptırım uyguladınız diye vicdan azabı çekersiniz. Olmaz böyle. Sınavdan önce uyaryorsunuz, kalemi kağıdı bırakmayanın kağıdı geçersiz sayılır diye. Bilmediği bir kuralı da uygulamadınız.
Bırakın gençler zaman yönetimini, başkalarının haklarına girmemeyi, bulunduğu ortamdaki anlık amirin emrine itaati acı tecrübelerle öğrensinler. Siz bir kişiyi eğittiniz. Üniversitede alamayacağı dersi şimdiden verdiniz. Darısı diğer eğitilmemiş olanların başına.
Bugün siz bunu görmezden gelseniz yarın başka bir yerde başka bir şeyin görmezden gelinmesini isteyecek. Adım kadar eminim bu çocuğun babası trafikte sıraya kaynak da yapıyor, polis veya kamera görmeyince kırmızı ışıkta da geçiyor. Bu ülkede bedel ödenmeyeceği fikri tüm kaosun sebebi. En ufak kural ihlalinde bedel ödeneceğini herkes öğrensin.
Yaptığınız iş devlet işi, devlet duygularla yönetilmez. Yazılı kurallar vardır ve uygularken vicdan devre dışı olmalıdır. Yoksa birinden daha çok vicdan gerektirecek başka bir şey illa ki çıkar. O zaman hiçbir kural uygulanamaz.
Not: Sizin yaptığınızı yapmadığım için ösym'den 9 ay men cezası aldım ve cezam devam ediyor. Aynı olayı tesbit edip tutanak altına almadığım kameradan tesbit edilmiş.
@anthemis nobilis adayın kağıdından bir şey sildirebilmek sözkonusu değil. Aday süre ihlalinden önce yaptığımı da sildirdi dese savunamazsınız kendinizi. ÖSYM sınavlarında elimizdeki uygulama adımlarını gösteren rehber dışında hiçbir şey yapamıyoruz. Başka bir aday bile gidip şikayet edebilir. Diğerinin kağıdına baktı bir şeyler sildirdi. Belki sorunun yanlış cevabını sildirip doğrusunu işaretletti diye bile iddia edebilir.
Edit: ÖSYM sınavlarında insiyatif diye bir şey yok arkadaşlar. Lisede biyoloji sınavı yapmıyorsunuz. Tamamen yazılı kurallar geçerli ve ÖSYM her ihtimali düşünerek bizleri de yönlendiriyor. Dışına çıkamayız. Tamamen yazılım mantığı. Yapay zeka gibi çalışıyoruz. Şu şu olursa bu, bu bu olursa bu. Ve her ihtimal var. Aşırı olağandışı şeylerde de sınav bina sorulmlusu kararı geçerlidir zaten.
0
süre bittiği an herkes kalemi bırakmalı. yıllardan beri böyle bu. bunun hoşgörüsü esnekliği olmaz ki, ayh hadi seninki böyle olsun dersen o mal ergen bunu huy edinir. iyi etmişsin. kendinden bihaber ergenlere gıcığım bu aralar. belki 1 senesi heba olacak ama yasaları bilmezse ömrü bitecek belki. öğrensin şapşal.
0
Yapman gerekeni yapmışsın, yönergeye göre olması gereken bu.
1 soruyla bile ne kadar insanın hakkını gasp edecekti. Seneye umarım insanların hakkına saygı duymayı öğrenir.
1 soruyla bile ne kadar insanın hakkını gasp edecekti. Seneye umarım insanların hakkına saygı duymayı öğrenir.
0
Klasik olacak ama öss'de 1 soru 1000 kişi derlerdi. Adam işaretlediği soruyla binlerce insanın hakkını yiyebilirdi. Doğru olan bu. Tutanak tutmasan sınavı değerlendirilecekti.
0
cevaplara bak inanılır gibi değil, başka başlıklarda törpil,kpss vööö diye ağlayanlar burada kurallara uygulayan adama çemkiriyor. ne iki yüzlü adamlarsınız. çok iyi yapmışsın bilader, herkes senin gibi yapsa memleket bu dingillerden de arınmış olur
0
doğrusunu yanlışını bilmem ama işgüzarlık yapmışsın.
madalya mı kazanacan bilader, kağıdını al geç işte.
madalya mı kazanacan bilader, kağıdını al geç işte.
0
sanırım ortada bir kural olduğu için herkes seni haklı buldu. bu kuralların ve sınav sistemlerinin defalarca değiştiğini, bilgiyi ölçmediğini, gençleri psikolojik olarak ne kadar yıktığını unuttunuz galiba. sağlam işgüzarlık bence. gıcık olduysan ilk gider onun kağıdını alırsın. burada duyar kas şimdi.
0
@hasmetizm, sınav görevlisinin görevi sisteme eleştiri getirmek ya da "zaten sistem bozuk, bırakalım gençler takılsın" demek değil, ona verilen tutanaktaki kuralları uygulamak.
0
Sen görevini yapmışsın hocam hiç canını sıkma. O çocuk 1 soru ile kaç kişiyi geride bırakabilir? O sınava gelmiş olan herkes süre bitince bırakması gerektiğini ve uyarılara uyması gerektiğini bilmek zorunda
0
Vaktiyle bir tanıdığımızın başına benzer bir durum gelmişti, yıllar önce. O sıralar kurallar bu kadar sıkı da değildi. Optiğe işaretlemeleri sona bırakan çocuğun kağıdını süre bitince aldı ve bir kısmını işaretleyemedi haliyle çocuk. Burada çocuk haksız.
Biz bunun üzerine tartışırken başka bir yakınımızın başına benzer bir meselenin geldiğini öğrendim. Çocuğa işaretlesin diye yaklaşık 30 saniyelik bir avans vermiş ve sınıftaki öğrencilerden birisinin velisi şikayette bulunmuş. Hakkında soruşturma açılmış. Burada yakınımız haksız.
Malum meselede de siz haklısınız. Huzursuz olmanızın, "ee kurallar var hacı yapacak bir şey yok" deyip geçememenizin sebebi vicdanınız. Ben olsam ben de alırdım, sonrasında da gerçekten çok üzülürdüm ama kuralları uygulamak göreviniz. Sıkmayın canınızı.
Biz bunun üzerine tartışırken başka bir yakınımızın başına benzer bir meselenin geldiğini öğrendim. Çocuğa işaretlesin diye yaklaşık 30 saniyelik bir avans vermiş ve sınıftaki öğrencilerden birisinin velisi şikayette bulunmuş. Hakkında soruşturma açılmış. Burada yakınımız haksız.
Malum meselede de siz haklısınız. Huzursuz olmanızın, "ee kurallar var hacı yapacak bir şey yok" deyip geçememenizin sebebi vicdanınız. Ben olsam ben de alırdım, sonrasında da gerçekten çok üzülürdüm ama kuralları uygulamak göreviniz. Sıkmayın canınızı.
0
ağır belki o da düşünemmeiştir ama doğru bence yaptığın. diğerleri salak mı? hatta 2 milyon kişi salak mı? 2 soru 2 sorudur.
0
şunu anlamıyor insanlar. bu durumda olayın diğer muhattapları aynı yaştaki diğer öğrenciler. diğerleri enayi mi onlara neden o süre verilmedi o zaman? burada empati yapacak bir şey yok. o zaman neden diğerlerine de empati yapılmıyor. diğerlerine etkisi olmasa sadece hocayı ilgilendiren bir şey olsa tamam kendi istediği gibi hareket eder. ama hoca orada diğer öğrencilerin hakkını korumak için var. çocuk da büyük ihtimalle düşünemedi iptal olacağını ama oldu artık.
0
@hasmetizm
hepimiz bu sınavlara girdik ve istesen de istemesen de bu sınavlar gayet ölçücü ve kaliteli sınavlar. Kopya, torpil, soru çalınması falan olmadıktan sonra ÖSYM sınavları genelde hakedeni hakettiği yere koyuyor. Psikolojik yıkım, bilgiyi ölçmeme falan da yok. Sonuçta herkes üniversitede istediği bölümü okuyamaz ve bazıları kazanır, bazıları kaybeder.
Soruyu sorana gelince, yaptığında haklısın. Kurala uymayan kişi cezasını çeker. Futbol maçlarında da hakem 17 yaşında futbolcu faul yaptığında "Bu çocuk genç, kırmızı kart vermeyeyim şimdi" diyor mu?
hepimiz bu sınavlara girdik ve istesen de istemesen de bu sınavlar gayet ölçücü ve kaliteli sınavlar. Kopya, torpil, soru çalınması falan olmadıktan sonra ÖSYM sınavları genelde hakedeni hakettiği yere koyuyor. Psikolojik yıkım, bilgiyi ölçmeme falan da yok. Sonuçta herkes üniversitede istediği bölümü okuyamaz ve bazıları kazanır, bazıları kaybeder.
Soruyu sorana gelince, yaptığında haklısın. Kurala uymayan kişi cezasını çeker. Futbol maçlarında da hakem 17 yaşında futbolcu faul yaptığında "Bu çocuk genç, kırmızı kart vermeyeyim şimdi" diyor mu?
0
@giovanne öğretmenlerin görevi de zaten sadece yönetmeliği takip etmek. eseriniz ortada arkadaşlar bakın öğrenciler ne halde. çantada keklik öğrencilere özenip onları yetiştşrmek kendinizi tatmin etmenize elbette yetiyordur, hepimiz okuduk gördük ama başarısız eğitimci ve insan olduğunuz çok açık. eleştiriye tik atmayacak kadar da aciz olduğunuz da gözden kaçmadı.
0
loverdose
Özel bir gün için bir halt yiyerek yeşilin bu tonunda bir elbise aldım. Nude ve beyaz dışında cesur bir renkle kombinlemek istiyorum ama tıkandım. Hangi renk güzel gider buna duyurunun stylingcileri?
Özel bir gün için bir halt yiyerek yeşilin bu tonunda bir elbise aldım. Nude ve beyaz dışında cesur bir renkle kombinlemek istiyorum ama tıkandım. Hangi renk güzel gider buna duyurunun stylingcileri?
0
morlar, mavinin bazı tonları, metalikler olur.
bazı pembe tonları da olur.
morumsu bir pembe ya da fuşya iyi kullanılırsa güzel olur.
bazı pembe tonları da olur.
morumsu bir pembe ya da fuşya iyi kullanılırsa güzel olur.
0
Gümüş rengi kullanabilirsiniz. Altın da olur. Tek bantlı bi sandalet mesela.
0
Techsavvy
Yoruluyor kadın. eminim sizinkiler de öyledir.ona iyi gelecek, stresini atmasını sağlayacak tercihen masaj olan güzel bir yer rica edicem sizden.Şükran.
Yoruluyor kadın. eminim sizinkiler de öyledir.
ona iyi gelecek, stresini atmasını sağlayacak tercihen masaj olan güzel bir yer rica edicem sizden.
Şükran.
ona iyi gelecek, stresini atmasını sağlayacak tercihen masaj olan güzel bir yer rica edicem sizden.
Şükran.
0
firsat sitelerinde otellerin boyle kampanyalari oluyor. bizim dus bozulunca gidiyorduk. kendi sectigiiz masaj (spa, isvicre masaji, blabla), havuz, dus, sauna kullanimi icinde. dustan masaja ordan tekrar dusa ordan saunadan havuza falan gidiosun. 60-70tl bi seydi.
0
laptu
merhaba. bes ile ilgili bir sorum olacak, bilen vardır eminim. işyerim aracılığıyla bes ödemesi yapıyorum her ay. bundan çıkmak istesem şu ana kadar mevcut ve eski işyerlerimdeki ödemelerim dahil olmak üzere yaptığım tüm ödemeleri önümüzdeki ilk maaşımda nakden hesabıma alabilir miyim?ve bu olaydan
merhaba. bes ile ilgili bir sorum olacak, bilen vardır eminim. işyerim aracılığıyla bes ödemesi yapıyorum her ay. bundan çıkmak istesem şu ana kadar mevcut ve eski işyerlerimdeki ödemelerim dahil olmak üzere yaptığım tüm ödemeleri önümüzdeki ilk maaşımda nakden hesabıma alabilir miyim?
ve bu olaydan çıkmak nasıl mümkün oluyor? maaş aldığım banka aracılığıyla mı? başka bir banka (ziraat?) aracılığıyla mı?
ve bu olaydan çıkmak nasıl mümkün oluyor? maaş aldığım banka aracılığıyla mı? başka bir banka (ziraat?) aracılığıyla mı?
0
Taze ciktim bi kac hafta once. Bes yapilan kurumu ariyosun hemen ok isleminiz yapildi deniyor. Benim durumumda oyle olmadi gerci bi hafta sonra tekrar arayip sordum ve o zaman bi form gonderdiler hemen formu doldurup gonderdim ancak para hemen yatmadi, tekrar aradim yatmadi para diye -senin verdigin iban adresine gonderiyorlar bu arafa- bu aramadan bi kac gun sonra yatti. Yani bir kac defa aramadan hemen cikamiyosun en azindan vakif emeklilikten.
0
form dolduruyorsun yasal 20 iş günü mü ne süreleri var sonra istediğin hesaba yatırıyorlar parayı. ama katılım ücreti kesebilirler onu konuş.
0
bezginbekir
5-6 yıldır bir yerde çalıştıgınızı var sayalım. tazminatı yakıp işten ayrılmak için ne kadar yüksek fiyat artışı almanız lazım?mesela maaş net 4000 lira, tazminat yaklaşık 30bin lira ise, yeni işyeri ne kadar maaş verirse tazminatı yakıp gidersiniz?veya yakıp gitmez misiniz?
5-6 yıldır bir yerde çalıştıgınızı var sayalım. tazminatı yakıp işten ayrılmak için ne kadar yüksek fiyat artışı almanız lazım?
mesela maaş net 4000 lira, tazminat yaklaşık 30bin lira ise, yeni işyeri ne kadar maaş verirse tazminatı yakıp gidersiniz?
veya yakıp gitmez misiniz?
mesela maaş net 4000 lira, tazminat yaklaşık 30bin lira ise, yeni işyeri ne kadar maaş verirse tazminatı yakıp gidersiniz?
veya yakıp gitmez misiniz?
0
10 yıl altındaysa çalışma süresi tazminat için kasmazdım, ama brüt maaş 10bin falansa başka.
0
Brüt maaş 10 bin olsa da alabileceğin kıdem tazminatı 6020 lira gibi bir şey. yani 10 yıllık tazminat 60.200 lirayı geçmez isterse 150 bin aylık maaşın olsun.
net maaşım 4000'den 6.000'e çıkacak olsa tazminatı yakardım.
Açıkçası tazminat çok umrumda değil. O işyerinde çalışmayı istemiyorsam maaşımın artışını bile dikkate almam.
net maaşım 4000'den 6.000'e çıkacak olsa tazminatı yakardım.
Açıkçası tazminat çok umrumda değil. O işyerinde çalışmayı istemiyorsam maaşımın artışını bile dikkate almam.
0
18 aydan kısa bir sürede yaktığın tazminatı çıkarıyorsan gidebilirsin.
tazminat hakkı / (yeni maaş - eski maaş) = 18’den az bir değer
tazminat hakkı / (yeni maaş - eski maaş) = 18’den az bir değer
0
işinden memnun değilsen, mutsuzsan; yeni işin hazırsa ve yeni işinde daha mutlu olacağına inanıyorsan yeni işe geç. tazminatı yakmak diye bir şey yok, kendini istediğin an kovdurma kabiliyetin varsa tazminatın yanmasın kovdur. işini düzgün yapan adamın tazminatı yanmaz, çünkü hiç kovulmayacaktır dolayısı ile ortada tazminat yoktur.
0
Bence önce buradan tazminatını hesapla ona göre karar ver. www.besler.av.tr
0
Bu gibi hesaplamalarda 1 yildan daha kisa surede aradaki farki cikartmaya calismak lazim.Hatta mumkunse mevcut isyerinden tazminati kopartmaya da calis yada yeni isyerinden tazminat kaybini telafi icin paket ise.Tabi bu son yazdigim cok cok az sirkette/pozisyonda gecerli olacaktir
0
5 senedir çalıştığım iş yerimden iki katı maaş teklifi gelince apar topar ayrılmıştım. o şirketten de 3 ay sonra ayrıldım. tazminatı almamak canımı acıtmadı şahsen, böyle fırsatlar pek sık gelmiyor çünkü.
0
is degistirirken tazminati kidem tazminatini hesaba katan kac kisi var ki anlamadim. mevcuttan memnun degilsek ve istedigimiz bir teklif geldiyse is degistirilir. kidem tazminati hesabi yapilacak yerse is degistirilmez. ayrica kidem tazminatini alamayacak olsak bile yuzde 30 - yuzde 35 maas artisi bile is degistirmek icin sebeptir. Bahsettigim durum kidemin hic alinamadigi durum, reel piyasadaki durumdan bahsediyorum. bunun ustune bir de ihbar tazminatindan tazminat odemekten kendinizi kurtarirsaniz sanslisiniz.
0
laptu
ihbar süresi boyunca günlük iki saat iş arama izni adı altında izin mevcut diye biliyorum.altı haftalık ihbar süresi olan bir çalışan, işten çıkacağını altı değil de dört hafta önce ihbar etti diyelim. işveren bu durumda iki haftalık ücreti ihbar olarak talep edebilir.peki bu dört haftaya denk gelen
ihbar süresi boyunca günlük iki saat iş arama izni adı altında izin mevcut diye biliyorum.
altı haftalık ihbar süresi olan bir çalışan, işten çıkacağını altı değil de dört hafta önce ihbar etti diyelim. işveren bu durumda iki haftalık ücreti ihbar olarak talep edebilir.
peki bu dört haftaya denk gelen (4x5x2)=40 saatlik iş arama iznini hiç kullanmayacağı varsayılırsa, haftalık çalışma saatinin de 40 saat olmasından hareketle, işverenin iki değil de bir haftalık ücret mi talep etmesi gerekir?
altı haftalık ihbar süresi olan bir çalışan, işten çıkacağını altı değil de dört hafta önce ihbar etti diyelim. işveren bu durumda iki haftalık ücreti ihbar olarak talep edebilir.
peki bu dört haftaya denk gelen (4x5x2)=40 saatlik iş arama iznini hiç kullanmayacağı varsayılırsa, haftalık çalışma saatinin de 40 saat olmasından hareketle, işverenin iki değil de bir haftalık ücret mi talep etmesi gerekir?
0
konunun uzmani degilim ama 6 haftalik ihbar suren varsa 6x5x2=60 saat(7,5 gun) is arama izninin olmasi lazim. bunlari hic kullanmayip, ihbar surenden dusebilirsin. sonucta calisman gereken sure 4 hafta+2,5gun kaliyor. 4 hafta calisacaksan, isveren geriye kalan 2,5 gunun ucretini talep edebilir.
0
laptu
kurumsal bir şirkette, iyi bir çalışma ortamında, ortalama bir maaşla maddi sorun yaşamadan çalışırken; sağlıkla ve ailenizle yaşarken; istanbul'daki her şeyinizi bırakıp tek başınıza avrupa'da bir işi kabul eder miydiniz?not 1: istanbul'da yüksek oranda maddi tasarruf yapılabiliyorken, orada kiranı
kurumsal bir şirkette, iyi bir çalışma ortamında, ortalama bir maaşla maddi sorun yaşamadan çalışırken; sağlıkla ve ailenizle yaşarken; istanbul'daki her şeyinizi bırakıp tek başınıza avrupa'da bir işi kabul eder miydiniz?
not 1: istanbul'da yüksek oranda maddi tasarruf yapılabiliyorken, orada kiranın 2,5 katı net gelir elde edilebilecek, maddi tasarruf imkanı olmayacak ama ücret yaşamama yetecek. yer polonya.
not 2: kariyerde yükselme-terfi imkanları eşit.
not 1: istanbul'da yüksek oranda maddi tasarruf yapılabiliyorken, orada kiranın 2,5 katı net gelir elde edilebilecek, maddi tasarruf imkanı olmayacak ama ücret yaşamama yetecek. yer polonya.
not 2: kariyerde yükselme-terfi imkanları eşit.
0
avrupa'da kiranin 2,5 kati net gelir ile tasarruf yapmak gayet mumkun. avrupa'da yasam maliyetlerini (hele hele polonya'da) turkiye ile kiyaslamak pek dogru degil. velev ki istanbul'da yuksek oranda tasarruf yapiyorsun, mesela her ay 2000 euro mu tasarruf yapabiliyorsun?
polonya'da muhtemelen ilk 6 aydan sonra kenara koymaya baslayacagin para kisa surede turkiye'de biriktirdigin toplam parayi gececek. turkiye'de ayda kenara 10bin tl koyuyoruz diye oyalandikta oyalandik ha biraz daha tasarruf edelim diye. sonuc? o para ingiltere'de 6 ay etmedi ama sonraki 6 ayda turkiye'de 5 senede kenara koydugumuz paranin fazlasini koyduk (tum yasam masraflarindan sonra)
polonya'da muhtemelen ilk 6 aydan sonra kenara koymaya baslayacagin para kisa surede turkiye'de biriktirdigin toplam parayi gececek. turkiye'de ayda kenara 10bin tl koyuyoruz diye oyalandikta oyalandik ha biraz daha tasarruf edelim diye. sonuc? o para ingiltere'de 6 ay etmedi ama sonraki 6 ayda turkiye'de 5 senede kenara koydugumuz paranin fazlasini koyduk (tum yasam masraflarindan sonra)
0
@try again, teşekkürler. aslında maddiyat çok da sorun değil. bir şekilde yaşanır. daha çok sosyal ve psikolojik olarak olası negatif etkilerini merak içindeyim (pozitiflerin yanında). "şu yüzden yapma" diyecek bir görüşe ihtiyacım var galiba.
0
hocam yine de yeterince bilgi yok. hele de ozellikle ogrenmek istediginiz konuya iliskin;"aha çok sosyal ve psikolojik olarak olası negatif etkilerini merak içindeyim". Eger varsova'ya gidecekseniz bu cevap farkli olacaktir, 5000 kisilik koye giderseniz farkli olacaktir, deniz kenari ise farkli olacaktir, havaalanina uzakligina gore farkli olacaktir vs. gittiginiz sirket uluslararasi mi? Polonyalilarla mi calisacaksiniz, takim arkadaslariniz da diger expatlar mi?
bence her halde aile ile yasarken kendi ayaklari uzerinde hayata atilmak guzel fikir ama polonya, saydiklarima bagli olarak, yalnizlik da gayet cekebileceginiz bir yer, dil, hava soguklugu, insanlarin esasinda epey fasizan tavirlari vs.
bence her halde aile ile yasarken kendi ayaklari uzerinde hayata atilmak guzel fikir ama polonya, saydiklarima bagli olarak, yalnizlik da gayet cekebileceginiz bir yer, dil, hava soguklugu, insanlarin esasinda epey fasizan tavirlari vs.
0
@kassi, haklısın hocam şöyle açayım, yer krakow, büyük oranda yabancılarla çalışılacak büyük bir ortam diyebilirim, takım arkadaşların çoğu expat. şirket uluslararası. soğuk hava sorun değil, çok severim. yaş da 30, medeni hal single. :)
0
son mesajına cevabım:
ne duruyosun, helva yapsana..
Krakow çok güzel bir şehir, alacağın para da şehir için gayet yerinde. Burda bekarsın, bi eş çocuk durumu yok. İstanbul gibi rezil bir şehirden gideceksin. Daha nolsun yani?
ne duruyosun, helva yapsana..
Krakow çok güzel bir şehir, alacağın para da şehir için gayet yerinde. Burda bekarsın, bi eş çocuk durumu yok. İstanbul gibi rezil bir şehirden gideceksin. Daha nolsun yani?
0
bi suredir londra onun oncesinde de bangkok'da yasayan biri olarak "su yuzden yapma" diyebilecegim tek sebep bulamadim ben. ama istersen su yuzden yap diye en az 10 madde yazarim :)
0
kesinlikle gidiniz o zaman. kaybedecek bir seyiniz yok. siz donene kadar ulkenin hali de belli olur zaten. donmek isterseniz donerseniz, istemezseniz baska bir sey bakarsiniz. bu arada krakow bence varsova'dan daha sirin, sicak bir yer.
0
Bunun benzerini beş hafta önce yaptım. İstanbul'da evden çalışıp yurtdışındaki şirketlere danışmanlık yapıyordum. Burada hala ev bulamamama rağmen ve bulduktan sonra bir sürü eksiğiyle uğraşacak olmama rağmen kafam çok rahat.
Ne kadar expatlarla çalışacak olsanız da (bizim takımda sadece iki tane Fin var) ülkenin yerel diliyle market alışverişi yaparken, ev ararken, banka/su/elektrik sözleşmesi yaparken vs. haşır neşir olacaksınız. Karar vermeden önce biraz Lehçe'ye bakın derim.
Ne kadar expatlarla çalışacak olsanız da (bizim takımda sadece iki tane Fin var) ülkenin yerel diliyle market alışverişi yaparken, ev ararken, banka/su/elektrik sözleşmesi yaparken vs. haşır neşir olacaksınız. Karar vermeden önce biraz Lehçe'ye bakın derim.
0
laptu
financial controller / financial analyst / business planning analyst nasıl olunur? iibf mezuniyetini biliyoruz, sonrasında nerede ve hangi pozisyonda işe başlanmalı? internette gördüğüm ilanların neredeyse hepsi x yıl bu işte tecrübe istiyor. bu işi yapanlar mezuniyet sonrası ilk ne yaparak bu konum
financial controller / financial analyst / business planning analyst nasıl olunur?
iibf mezuniyetini biliyoruz, sonrasında nerede ve hangi pozisyonda işe başlanmalı? internette gördüğüm ilanların neredeyse hepsi x yıl bu işte tecrübe istiyor. bu işi yapanlar mezuniyet sonrası ilk ne yaparak bu konuma gelmişlerdir? yeni mezun alan big four'un audit kısmı bir alternatif ama başka hangi yollar olabilir?
iibf mezuniyetini biliyoruz, sonrasında nerede ve hangi pozisyonda işe başlanmalı? internette gördüğüm ilanların neredeyse hepsi x yıl bu işte tecrübe istiyor. bu işi yapanlar mezuniyet sonrası ilk ne yaparak bu konuma gelmişlerdir? yeni mezun alan big four'un audit kısmı bir alternatif ama başka hangi yollar olabilir?
0
0
Finansal analist için benim tavsiyem kariyerinizi chartered financial analyst sınavı üzerine planlamanız.
Büyük ve kurumsal firmalarda işe girebiliyorsanız kaçırmayın ama daha mütevazi bir firmada başlarsanız bu sınav üzerinden kendinizi geliştirebilirsiniz.
Büyük ve kurumsal firmalarda işe girebiliyorsanız kaçırmayın ama daha mütevazi bir firmada başlarsanız bu sınav üzerinden kendinizi geliştirebilirsiniz.
0
theafterparty
merhaba,amazon polonya'dan bir iş teklifi aldım:teklifin detayları şöyle:-yıllık brüt 63000 zloti.-amazon'da yüzde 10 indirim-gym card-hayat sigortası-ailem ve kendim için özel sağlık sigortası-"internal trainings" ve "personal development program"a katılımşu an türkiye'de yaklaşık 13700 try brüt'e
merhaba,
amazon polonya'dan bir iş teklifi aldım:
teklifin detayları şöyle:
-yıllık brüt 63000 zloti.
-amazon'da yüzde 10 indirim
-gym card
-hayat sigortası
-ailem ve kendim için özel sağlık sigortası
-"internal trainings" ve "personal development program"a katılım
şu an türkiye'de yaklaşık 13700 try brüt'e çalışıyorum. Yılda ayrıca 1 kere aldığım ve performansa bağlı bir bonusum var (maks. maaşın 3,5 katı brüt). Uluslararası bir şirket fakat çalışma ortamını sevmiyorum - yükseltilmeme rağmen, bu şartlar altında bile az para aldığımı düşünüyorum. yani şirketten bir bıkkınlık ve bu nedenle adaletsizlikleri daha çok görme ve nefret etme eğilimim var.
amazon ise bu arada immigration için sponsorluk veriyor fakat relocation package ya da herhangi bir bonus vermiyor (1 yıl sonra promote edilirsem bir üst pozisyona hisse veriyorlarmış).
parayı bir kenara bırakıp yeni bir başlangıç yapsam mı? ne dersiniz?
amazon polonya'dan bir iş teklifi aldım:
teklifin detayları şöyle:
-yıllık brüt 63000 zloti.
-amazon'da yüzde 10 indirim
-gym card
-hayat sigortası
-ailem ve kendim için özel sağlık sigortası
-"internal trainings" ve "personal development program"a katılım
şu an türkiye'de yaklaşık 13700 try brüt'e çalışıyorum. Yılda ayrıca 1 kere aldığım ve performansa bağlı bir bonusum var (maks. maaşın 3,5 katı brüt). Uluslararası bir şirket fakat çalışma ortamını sevmiyorum - yükseltilmeme rağmen, bu şartlar altında bile az para aldığımı düşünüyorum. yani şirketten bir bıkkınlık ve bu nedenle adaletsizlikleri daha çok görme ve nefret etme eğilimim var.
amazon ise bu arada immigration için sponsorluk veriyor fakat relocation package ya da herhangi bir bonus vermiyor (1 yıl sonra promote edilirsem bir üst pozisyona hisse veriyorlarmış).
parayı bir kenara bırakıp yeni bir başlangıç yapsam mı? ne dersiniz?
0
türkiye şartlarından alanınızda iyi olduğunuz anlaşılıyor, bu yüzden teklif edilen maaş sanki bir tık düşük, ama gittiğiniz yerde de 2-3 senede şartlar muhtemelen potansiyelinizle beraber iyileşir, karşılaştırırken bu şekilde düşünün bence.
0
63k zloty ile polonyada trdeki standardinizi yakalayamazsiniz. Hatta bence polonyada da cok bi standard yakalayamazsiniz.
Bir yere gezmeye giderken bile 10 kez dusunursunuz.
Maas cok kotu, trde o seviyede maas aliyorsaniz, dmeek ki tecrubeli ve iyisiniz.
Baska ulkelerde bakin.
Polonyada da rahat yasayamazsiniz o paraya. Brut 15k € yapiyor, turkiyedeki maasinizin yarisi yapiyormus zaten.
Bu sartlar altinda yeni baslangic yapilmaz. Hele de polonyada.
Modern kolelik yapmak istiyorsaniz tamam ama yeni baslangic denilen sey bu degil...
Bir yere gezmeye giderken bile 10 kez dusunursunuz.
Maas cok kotu, trde o seviyede maas aliyorsaniz, dmeek ki tecrubeli ve iyisiniz.
Baska ulkelerde bakin.
Polonyada da rahat yasayamazsiniz o paraya. Brut 15k € yapiyor, turkiyedeki maasinizin yarisi yapiyormus zaten.
Bu sartlar altinda yeni baslangic yapilmaz. Hele de polonyada.
Modern kolelik yapmak istiyorsaniz tamam ama yeni baslangic denilen sey bu degil...
0
Brut net hesabina baktim, 44k zloty yapiyor. 10500€ yillik.
Aylik 1000€dan bile dusuk bir maas.
Amazon amazonlugunu yapmis.
Eger kariyerinize yeni baslamis olsaniz vs anlarim. Degisiklik filan ama tr ortalamasiyla bile kotu bir maas.
Ben dusunmenize bile cok sasirdim.
Aylik 1000€dan bile dusuk bir maas.
Amazon amazonlugunu yapmis.
Eger kariyerinize yeni baslamis olsaniz vs anlarim. Degisiklik filan ama tr ortalamasiyla bile kotu bir maas.
Ben dusunmenize bile cok sasirdim.
0
Aylık yaklaşık 5k zloty polonya için az değil. Bence polonya bir türk için avrupa’ya açılan kapı gibi düşünülebilir. Yaş da gençmiş henüz.
0
parayi kenara birakip degerlendirmemizi istemissin ama o paraya polonyada yeni bir baslangic yapamazsin. hatta polonyada degil avrupanin herhangi bir ulkesinde de yapamazsin.
0
Polonya boktan bir yer. Vatandaslik alma (ve gelismis avrupa ulkelerine yelken acma) gibi bir imkanin varsa gidilir.
0
Basamak olarak goruyorsan denenebilir. Yurtdisinda profesyonel deneyim cok buyuk artidir, 1-2 yil takilip gelebilirsin bekarsan cocuk falan yoksa ozellikle. Hayat tecrubesi icin bile onerebilirim.
0
28 yaş için iyi bir para değil. daha iyi teklif bekle bence. 20-21 yaşında olsan gidilirdi de, şimdi gittin 5 sene sonra ne yapacaksın? onu da hesap et.
0
haha hayır tabii ki. doktora yapan arkadaşım polonya'da aylık 1100 euro alıyor. 0 deneyimi var, sadece araştırma yapıyor. relocation filan bile vermiyorlar, zararlı çıkıp dönersin.
0
laptu
excel konusunda ülkedeki en iyi yer bu mecra sanırım ya, bir sorun olup da çözülemediğini görmedim burada şimdiye kadar.benim de şöyle bir olayım oldu, excel'de baya aşağı doğru uzun bir datayı page break ile sayfalara ayıracağım ama break olan bir page'in içine yukarıdan aşağı benim belirlediğim sa
excel konusunda ülkedeki en iyi yer bu mecra sanırım ya, bir sorun olup da çözülemediğini görmedim burada şimdiye kadar.
benim de şöyle bir olayım oldu, excel'de baya aşağı doğru uzun bir datayı page break ile sayfalara ayıracağım ama break olan bir page'in içine yukarıdan aşağı benim belirlediğim sayıda excel cell'i girsin istiyorum. page break'i bu şekilde manuel düzeltme imkanı olabiliyor mu?
o mavi kalın çizgileri elimle yukarı aşağı iterek ayarlayabiliyorum ama bu sadece o sayfayı değiştiriyor. örneğin page break otomatik olarak 30 cell'i içine alıyorsa ben 20 cell'i almasını istiyorum binlerce sayfada. bunun yolu var mıdır?
benim de şöyle bir olayım oldu, excel'de baya aşağı doğru uzun bir datayı page break ile sayfalara ayıracağım ama break olan bir page'in içine yukarıdan aşağı benim belirlediğim sayıda excel cell'i girsin istiyorum. page break'i bu şekilde manuel düzeltme imkanı olabiliyor mu?
o mavi kalın çizgileri elimle yukarı aşağı iterek ayarlayabiliyorum ama bu sadece o sayfayı değiştiriyor. örneğin page break otomatik olarak 30 cell'i içine alıyorsa ben 20 cell'i almasını istiyorum binlerce sayfada. bunun yolu var mıdır?
0
Bilmiyorum kast ettiğin şey tam olarak bu mu ama sayfa kenarındaki boşlukları azaltarak ya da default seçili sayfa boyutunu değiştirerek bunu yapabilirsin.
0
Asöında sayfa boyutunu değiştirmek mantıklı ama mutlaka a4'e basmak zorundayım. o yüzden o ihtimali yapamadım :(
0
diffarentiationation
Eğitimini firma karşılıyor. Süper maaş. Neden pilot değilsiniz?Benim durum: mezun, işsiz ama dil, eğitim, sağlık şartlarına sahip.
Eğitimini firma karşılıyor. Süper maaş. Neden pilot değilsiniz?
Benim durum: mezun, işsiz ama dil, eğitim, sağlık şartlarına sahip.
Benim durum: mezun, işsiz ama dil, eğitim, sağlık şartlarına sahip.
0
Eğitimi firma karşılamıyor, o parayı euro olarak maaşından çatır çatır kesiyor. Hayvan gibi stresli bir meslek. Gecenin kör karanlığında afrika’nın kuş uçmaz kervsn geçmez bir çölünün üzerinde yıldırımlardan fırtınalardan köşe bucak kaçmaya çalışırken türbülanstan uçağın götünü zor doğrulturken ve götünden terler akarken “amk böyle mesleğin” derken bulursun kendini, sonra gecen gündüzün belli değil. Saçma sapan bir uyku ve çalışma düzenin var. Sosyal hayatına veya hobine ayıracak vaktin çok az. Ve en ufak bir hatanda ya da sağlık probleminde o mesleği kaybetme ihtimaliye karşı karşıyasın. Ayrıca 65 yaşına kadar sürekli olarak eşek gibi ders çalışmak zorundasın. 6 ayda bir simülatöre, yılda bir kontrol uçuşuna, sürekli sınavlara ve kontrollere tabii tutuluyorsun.
İstiyorsan ol tabii ama, öyle uzaktan görüldüğü gibi “ooh şirket eğitiyor üstüne bir sürü maaş veriyor” gibi kebap bir iş değil. Kimse kimseye babasının hayrına yüksek maaş ödemiyor.
İstiyorsan ol tabii ama, öyle uzaktan görüldüğü gibi “ooh şirket eğitiyor üstüne bir sürü maaş veriyor” gibi kebap bir iş değil. Kimse kimseye babasının hayrına yüksek maaş ödemiyor.
0
matematik biliyorsan, yabanci dilin varsa ve sagligin yerinde ise kovala derim. kimseye babasının hayrına yüksek maaş odemez +1 dolayisyla otomatik pilota baglayip paralari indirdiklerini dusunme..
0
ulan gene yaramı deştiniz bak :'(
soru doğru değil bence. "neden pilot olamıyoruz ?" daha doğru olabilirdi -eğer ben bıraktıktan sonra çok şeyler değişmediyse-
şimdi bu masraf karşılayan firmadan kasıt thy ise bi kere orda dereleri tepeleri aşman lazım zaten eğitim aşamasına gelmen için. misal benimki tam 11 ay sürmüştü. ondan sonra da minimum 18 ay sürecek eğitim var işte düşün. hatta şu an tip eğitimi aşamasına gelmiş bir arkadaşım var ve thy'deki artık sıradanlaşan gecikmeler sebebiyle bu süreyi bile çoktan aşmış durumda. eğitim boyunca 2 asgari ücret alıyorlar. ama thy ye olan eğitim masrafını dolar üzerinden borçlanıp tl üzerinden maaş alıyorlar. son birkaç ayda ne kadar zarara girdiklerini sen düşün. sağlık şartlarına sahip olup olmadığını şu anda kesin olarak bilebileceğini sanmıyorum. bunu özel yetkiye sahip diyebileceğimiz birkaç hastane veriyor. raporun adı "class1". pilotlar bunu periyodik olarak alıyor.
bir de şunu bırakayım hadi: eksisozluk.com
soru doğru değil bence. "neden pilot olamıyoruz ?" daha doğru olabilirdi -eğer ben bıraktıktan sonra çok şeyler değişmediyse-
şimdi bu masraf karşılayan firmadan kasıt thy ise bi kere orda dereleri tepeleri aşman lazım zaten eğitim aşamasına gelmen için. misal benimki tam 11 ay sürmüştü. ondan sonra da minimum 18 ay sürecek eğitim var işte düşün. hatta şu an tip eğitimi aşamasına gelmiş bir arkadaşım var ve thy'deki artık sıradanlaşan gecikmeler sebebiyle bu süreyi bile çoktan aşmış durumda. eğitim boyunca 2 asgari ücret alıyorlar. ama thy ye olan eğitim masrafını dolar üzerinden borçlanıp tl üzerinden maaş alıyorlar. son birkaç ayda ne kadar zarara girdiklerini sen düşün. sağlık şartlarına sahip olup olmadığını şu anda kesin olarak bilebileceğini sanmıyorum. bunu özel yetkiye sahip diyebileceğimiz birkaç hastane veriyor. raporun adı "class1". pilotlar bunu periyodik olarak alıyor.
bir de şunu bırakayım hadi: eksisozluk.com
0
bi kere pilot olmak öyle "thy ilan açmış başvurayım olayım" diye olmuyor. çok zorlayıcı bir süreçten geçiyorsun.
bu işe kpss'ye girmek ve memur olmak gibi yaklaşırsan çuvallarsın. havacılık, uçaklar seni heyecanlandırmıyorsa, gerçekten pilot olmayı istemiyorsan bulaşma.
taksi sürer gibi ehliyet alıp uçak sürmeyeceksin. sürekli eğitim, stres, sağlık, zaman problemleri olacak.
gün gelip "parası batsın" diyebilirsin.
ama bunlar beyaz yaka bir iş bulduğunda da olabilir.
iyi düşün, araştır. oradan mezun olmuş çalışanlarla görüş.
bu işe kpss'ye girmek ve memur olmak gibi yaklaşırsan çuvallarsın. havacılık, uçaklar seni heyecanlandırmıyorsa, gerçekten pilot olmayı istemiyorsan bulaşma.
taksi sürer gibi ehliyet alıp uçak sürmeyeceksin. sürekli eğitim, stres, sağlık, zaman problemleri olacak.
gün gelip "parası batsın" diyebilirsin.
ama bunlar beyaz yaka bir iş bulduğunda da olabilir.
iyi düşün, araştır. oradan mezun olmuş çalışanlarla görüş.
0
Cogu pilot kanserden ölüyor, kozmik radyasyon yiyorsun ucus boyunca. Baska riskleri de var, parasi iyi olmasa bildigin otobus soforlugu.
0
- O kadar insanın canının sorumluluğunu bizzat taşımak istemiyorum.
- Eğitim süreci uzun, eğitim şartları ağır. Eğitimin ardından belirli süre çalışmayıp istifa edersen eğitim ücretini ödemek zorundasın.
- Eğitim süreci uzun, eğitim şartları ağır. Eğitimin ardından belirli süre çalışmayıp istifa edersen eğitim ücretini ödemek zorundasın.
0
SP, PPL, CPL, ATPL lisans ücretlerini nasıl karşılayacaksın ? Onları da şirket mi karşılıyor ? Evetse hangi şirket, bilmediğimden soruyorum.
0
bununla bağlantılı olabilecek şu soru geldi aklıma, başka bir başığa da konu olabilir ama burada bilenler olduğu için buradan sormak mantıklı.
eğitim süreci (2 asgari aylıklı vs) bittikten sonra asıl meslek başlayınca eğitim masrafları düşünce pilotun eline aylık ortalama ne kadar ücret geçer reelde? ve bu süreç ne kadar sürer, yani eğitim masraflarının bitişi ne kadar zaman alır?
eğitim süreci (2 asgari aylıklı vs) bittikten sonra asıl meslek başlayınca eğitim masrafları düşünce pilotun eline aylık ortalama ne kadar ücret geçer reelde? ve bu süreç ne kadar sürer, yani eğitim masraflarının bitişi ne kadar zaman alır?
0
her zman ki turk mantigi ile sormussunuz soruyu, ayni soru butun para kazandiran hakiki meslekler icin var turkun kafasinda en azindan siz sonunu dogru baglamissiniz, madem bu kadar kolay elde etmesi ve super para kazandiriyor niye herkes yapmiyor? iste bunun cevabidir tum turkiye aydirmasi gereken.
hirsizlikla namussuzluka degil hakkiyla yetenegiyle caliskanligiyla para kazanan insanlari kucumsemeyin, olabiliyorsaniz buyrun, olun, olamiyorsaniz takdir edip kendi yolunuza devam edin.
hirsizlikla namussuzluka degil hakkiyla yetenegiyle caliskanligiyla para kazanan insanlari kucumsemeyin, olabiliyorsaniz buyrun, olun, olamiyorsaniz takdir edip kendi yolunuza devam edin.
0
@laptu,
140-160bin euro borclaniyorsun ve egitimden sonra ortalama 1000 euro kadar aylik olarak kesiliyor. kabaca 10bin lira civari kalir diye dusunuyorum. tabi bu borclanma 10 yil civari devam ediyor. topluca odeyip kurtulayim yok, egitim sirasinda ayrilayim dersen o gune kadar senin icin yapilan masraflari odemen gerekiyor. borclanma bitmeden ayrilma durumunda kalan borclari odemen gerekiyor (tazminat ayrica odemen gerekiyor diye biliyorum)
140-160bin euro borclaniyorsun ve egitimden sonra ortalama 1000 euro kadar aylik olarak kesiliyor. kabaca 10bin lira civari kalir diye dusunuyorum. tabi bu borclanma 10 yil civari devam ediyor. topluca odeyip kurtulayim yok, egitim sirasinda ayrilayim dersen o gune kadar senin icin yapilan masraflari odemen gerekiyor. borclanma bitmeden ayrilma durumunda kalan borclari odemen gerekiyor (tazminat ayrica odemen gerekiyor diye biliyorum)
0
eğitimi gayet masraflı diye biliyorum.
bir arkadaş ekolünden biliyorum ne kadar doğru emin değilim ama firma seni sürekli denetimlere tabi tutuyor olana kadar. elendiğin an o firmayla bağın kesiliyor. çok çok stresli ve yıpratıcı bir süreç yani.
bir arkadaş ekolünden biliyorum ne kadar doğru emin değilim ama firma seni sürekli denetimlere tabi tutuyor olana kadar. elendiğin an o firmayla bağın kesiliyor. çok çok stresli ve yıpratıcı bir süreç yani.
0
@a340, @sen de başını alıp gitme ne olur, açıkçası 10 bin TL de kalsa, 20-25 bin TL de kalsa türkiye şartlarında ortalamanın çok çok üzerinde net ücretler bunlar. startup için 2 yıla varan eğitim süreleri olsa da. o halde maddiyat yükümlülüğü, "neden pilot olmamalıyız" sorusuna bir cevap olamaz bence. cevaplardan en azından bu seçeneği elemeliyiz diye düşünüyorum.
0
Maddiyat yukumlulugu mesele degil, adamlar senden lap diye almiyor o parayi.
Ozel ucus okuluna gitsen bir ev parasi vereceksin ve egitim sonunda elinde lisans is ararken bulacaksin kendini. Yatirim cok buyuk ve risk yuksek. Bu yuzden bu isin en makul sekli THY deki gibi cadetship modeli.
1-Herkes icin harika bir is degil. Maasi iyi oldugu bir gercek fakat kimisi azicik asim agrisiz basim kafasinda. Bu insanlar icin cok da cekici bir meslek degil gecenin gunduzun haftaicinin haftasonuun bir birine karistigi ve ustune muthis sorumluluklarin oldugu bir is hayati. Bazi insan fazla hareketi sevmez, sabahim aksamim belli olsun ister.
2-Kazanmak cok da kolay degil. Bircok kisi is cekici gelse de cesaret edemiyor. Cok var boyle.
3- Sozlesme bedeli caydiriyor kimisini. O rakami gorup kazanmanin zorlugunu da dusununce vazgeciyorlar. 3te bir fiyatina ozel ozel ucus okuluna giderim bu
cilgin rakama imza atmam diyor adam. Ozel okula falan da gitmiyor %99'u gunun sonunda.
Zaten ozel gitsen de kazin ayagi oyle degil o da ayri konu.
Ozel ucus okuluna gitsen bir ev parasi vereceksin ve egitim sonunda elinde lisans is ararken bulacaksin kendini. Yatirim cok buyuk ve risk yuksek. Bu yuzden bu isin en makul sekli THY deki gibi cadetship modeli.
1-Herkes icin harika bir is degil. Maasi iyi oldugu bir gercek fakat kimisi azicik asim agrisiz basim kafasinda. Bu insanlar icin cok da cekici bir meslek degil gecenin gunduzun haftaicinin haftasonuun bir birine karistigi ve ustune muthis sorumluluklarin oldugu bir is hayati. Bazi insan fazla hareketi sevmez, sabahim aksamim belli olsun ister.
2-Kazanmak cok da kolay degil. Bircok kisi is cekici gelse de cesaret edemiyor. Cok var boyle.
3- Sozlesme bedeli caydiriyor kimisini. O rakami gorup kazanmanin zorlugunu da dusununce vazgeciyorlar. 3te bir fiyatina ozel ozel ucus okuluna giderim bu
cilgin rakama imza atmam diyor adam. Ozel okula falan da gitmiyor %99'u gunun sonunda.
Zaten ozel gitsen de kazin ayagi oyle degil o da ayri konu.
0
laptu
hiçbir havayolu şirketinde belli bir yaşın üstünde kabin memuru görmedim.belli bir yaşı geçtikten sonra kabin memurları ne iş yapıyor? hemen emekli maaşı bağlanmıyor sanırım. eğitim gibi yerde görevlere veriliyorlar diye düşünsek kaçı veriliyor bu görevlere, hepsi mi ?uçak dışı görevlerde de harcıra
hiçbir havayolu şirketinde belli bir yaşın üstünde kabin memuru görmedim.
belli bir yaşı geçtikten sonra kabin memurları ne iş yapıyor? hemen emekli maaşı bağlanmıyor sanırım. eğitim gibi yerde görevlere veriliyorlar diye düşünsek kaçı veriliyor bu görevlere, hepsi mi ?uçak dışı görevlerde de harcırah olmadığından maaşlar düşüyor diye düşünüyorum.
yani hostesler uçakta kaç yıl çalışıyordur?
belli bir yaşı geçtikten sonra kabin memurları ne iş yapıyor? hemen emekli maaşı bağlanmıyor sanırım. eğitim gibi yerde görevlere veriliyorlar diye düşünsek kaçı veriliyor bu görevlere, hepsi mi ?uçak dışı görevlerde de harcırah olmadığından maaşlar düşüyor diye düşünüyorum.
yani hostesler uçakta kaç yıl çalışıyordur?
0
Nat Geo'nun THY belgeselinde bi tanesi 20 yıldır uçuyorum demişti ama şefleriydi sanırım o.
0
yer hizmetlerine alınıyor ya da uçuyorsa bile kabin şefi ünvanıyla uçuyor bence. bu yüzden kek dağıtan can yeleği şişiren yaşlı host, hostes görmüyoruz.
0
bir yaştan sonra perte çıkıyorlar diye yorumlar okuyordum bir ara. bu işi yapanlar varsa doğrudan danışabilirsem çok mutlu olacağım
0
Eşim hostes. Fiziksel açıdan epey yorucu olduğu için genelde 10-15 yıllık hostesler bir şekilde yere geçme (eğitim, yönetim vb) eğiliminde oluyor. Bunu başaranları havada göremiyorsunuz haliyle. Uçuşa devam edenler de kıdemlenip amirin de üstü olan purser oluyorlar. Purserlar hem kıdemli hem de tecrübeli oldukları için genellikle uzun mesafeli ve/veya prestijli uçuşlarda (Amerika, Çin, uzak doğu vb) görevlendiriliyorlar ve bu uçuşlarda da genellikle business class ile ilgileniyorlar (veya onu da ekibe bırakıp sadece koordinasyonla ilgileniyorlar) o sebeple onları da pek görmüyorsunuz.
0
kislar gecmez beresiz
Merhaba. Soru başlıkta aslında. Perşembe gününe randevu alırken beni otomatik olarak pazartesiye atmış. Pazartesi de resmi tatil diye biliyorum. Şubeyi aramak gerekiyor?
Merhaba. Soru başlıkta aslında. Perşembe gününe randevu alırken beni otomatik olarak pazartesiye atmış. Pazartesi de resmi tatil diye biliyorum. Şubeyi aramak gerekiyor?
0
normalde resmi tatil ama 3 kasım yaklaşıyor diye nöbetçi personelle falan işlem yapacak olabilirler. arayıp sormak lazım.
0
laptu
civciv satın almak istiyorum evde bakmak için. istanbul'da mevcut olarak nerede bulabilirim? pazara gideli yıllar oldu, emin değilim hala pazarlarda var mıdır diye :)
civciv satın almak istiyorum evde bakmak için. istanbul'da mevcut olarak nerede bulabilirim? pazara gideli yıllar oldu, emin değilim hala pazarlarda var mıdır diye :)
0
Aa eskiden hep oraya gidiyodum ördek civciv almaya. Orada yoksa başka yerde yoktur zira en son aldığımda sadece orada vardı.
Anca köylerde çiftliklerde bulunur o zaman. Bayramda köydeyken kartalın arkasında dolaşarak satıyodu bi adam. Sahibindene bakabilirsin belki
Anca köylerde çiftliklerde bulunur o zaman. Bayramda köydeyken kartalın arkasında dolaşarak satıyodu bi adam. Sahibindene bakabilirsin belki
0
laptu
hangisi tercih edilmelia-bir gün home-office, dört gün office-office 8 bin mi, b-beş gün office-office 10 bin 500 mü?
hangisi tercih edilmeli
a-bir gün home-office, dört gün office-office 8 bin mi,
b-beş gün office-office 10 bin 500 mü?
a-bir gün home-office, dört gün office-office 8 bin mi,
b-beş gün office-office 10 bin 500 mü?
0
b. ancak neden 1 gün home office olunca fiyat 2500 lira düşüyor, o da garipmiş.
0
Soruyu şu şekilde sor,
10500 tl maaş veriyorlar, haftada bir gün evden çalışmak istersen senden 500tl ödeme yapmanı istiyorlar. Haftada bir gün evden çalışabilmek için 500 tl öder misin?
10500 tl maaş veriyorlar, haftada bir gün evden çalışmak istersen senden 500tl ödeme yapmanı istiyorlar. Haftada bir gün evden çalışabilmek için 500 tl öder misin?
0
evde çalışma konforu için 2500 tl'den vazgeçmek. bence çok büyük bir meblağ. bu para istanbul'un iyi bir semtinde ev kirası neredeyse. kesinlikle b derdim ben.
0
İşler farklı olduğuna göre diğer parametrelere bakmak lazım.
Tek fark buysa B.
Tek fark buysa B.
0
gezegen olan pluton
Bu nasıl bug'dir anlayamıyorum, bazen toplu olsun diye tek cümlede iki soru soruyorum, ilk soru cevaplamış 2. soru sanki yok, bu duyuru ortamında da çokça başıma geliyor illa tek soru gönderip cevap alıp sonra ikinciyi sormak gerekiyor, bu zamana kadar hep Türk insanı dedim çünkü yabancılarda bunlar
Bu nasıl bug'dir anlayamıyorum, bazen toplu olsun diye tek cümlede iki soru soruyorum, ilk soru cevaplamış 2. soru sanki yok, bu duyuru ortamında da çokça başıma geliyor illa tek soru gönderip cevap alıp sonra ikinciyi sormak gerekiyor, bu zamana kadar hep Türk insanı dedim çünkü yabancılarda bunları yaşamıyorum.
Bu bug için ne yapmak gerekir, bir çözüm trick var mı, soruları numaralandiriyorum yine fayda etmiyor.
Bu bug için ne yapmak gerekir, bir çözüm trick var mı, soruları numaralandiriyorum yine fayda etmiyor.
0
Diğer sorunun cevabı bilinmiyordur belki. Ha yok kıllığına yapıldığını düşünüyorsan sorularını maddeler halinde sorabilirsin, daha dikkat çekici olabilir.
0
Bunu farkeden bir benim saniyordum. Cok basima geliyor benim de.
Olay diger sorunun cevabini bilmemek falan degil, cevap bilinmediginde olu taklidi yapilmaz normalde.
Normalde su sekilde olmali;
cevap-1: blablalblba
cevap-2: bu konu hakkinda fikrim yok/bilmiyorum/bunu bir ara aciklarim vs.
Olay diger sorunun cevabini bilmemek falan degil, cevap bilinmediginde olu taklidi yapilmaz normalde.
Normalde su sekilde olmali;
cevap-1: blablalblba
cevap-2: bu konu hakkinda fikrim yok/bilmiyorum/bunu bir ara aciklarim vs.
0
Bunu ben de sormuştum duyuruya. Bence insanımızın algısı kısıtlı. Soru görünce afallıyor. Geri dönüp okumuyor. Aklında ne canlandıysa yazıp geçiyor.
0
yemin ederim işte çok karşılaşıyorum bununla. bu yüzden ayrı maillerde soruyorum 2 soruyu:D
0
Evet, haklısınız. Ben de sorularımı mailde tek tek listeliyorum, şu olursa ne olur, bu böyle olunca ne olur vs. gibi. Tek yapacağı karşısına kendi cevabını yazmak, dediğiniz gibi içinden işine gelen soruyu yanıtlıyor, diğer sorulara cevap vermiyor. Maildeki her soru için ayrı ayrı mail atmak zorunda kalıyorum.
0
Eğer soru çok hoşlanmadıkları bir konuyu ilgilendiriyorsa ve eğer cevaplamama lüksleri varsa zaten hiçbir soruyu cevaplandırmıyorlar. Benim gözlemim bu yönde. Ama cevaplamaları şartsa da işlerine en çok gelen soruyu cevaplayıp diğerlerini es geçiyorlar. Bunu ağırlıklı olarak firma fark etmeksizin müşteri hizmetlerinde gözlüyorum.
Bir ürünle alakalı dönüş yapıyoruz mesela;
"Merhaba sizden 6 kitap aldık. Bu kitaplar kargoda katlanmış ve deforme olmuş. Ayrıca kitaplardan birini göndermemişsiniz."
Cevap;
"Bahsettiğiniz gönderilmeyen kitap şu an kargoda, en kısa sürede tarafınıza iletilecektir"
Geniş çerçeveden bakarsak; cevap verdi mi? Evet verdi. Kırışan ve deforme olan kitaplar ne oldu? Yok öyle bir şey.
Ne yapmak gerekir? Üstteki arkadaşın dediği yöntem çözüm olabilir. Ayrı ayrı maillerde veya ortamlarda tek tek sormak mantıklı olabilir. Ama bizdeki bu genel vurdumduymazlığa çözüm olur mu? Bence olmaz.
Vaktiyle bir siteden bir ürün aldım. Kutunun içine kel alaka bir ürün daha koymuşlar (ucuz bir şey de değil). Adamlara yazdım çizdim, soruyu/soruları okumuyorlar bile. Canned response. Sanırsın gelen/gelmeyen ürünle alakalı şikayetim varmış gibi "kargo en kısa sürede tarafınıza iletilecektir" diyor. Halbuki fazladan ürün göndermişsiniz, nereye yollayayım bunu diye soruyorum.
Bir ürünle alakalı dönüş yapıyoruz mesela;
"Merhaba sizden 6 kitap aldık. Bu kitaplar kargoda katlanmış ve deforme olmuş. Ayrıca kitaplardan birini göndermemişsiniz."
Cevap;
"Bahsettiğiniz gönderilmeyen kitap şu an kargoda, en kısa sürede tarafınıza iletilecektir"
Geniş çerçeveden bakarsak; cevap verdi mi? Evet verdi. Kırışan ve deforme olan kitaplar ne oldu? Yok öyle bir şey.
Ne yapmak gerekir? Üstteki arkadaşın dediği yöntem çözüm olabilir. Ayrı ayrı maillerde veya ortamlarda tek tek sormak mantıklı olabilir. Ama bizdeki bu genel vurdumduymazlığa çözüm olur mu? Bence olmaz.
Vaktiyle bir siteden bir ürün aldım. Kutunun içine kel alaka bir ürün daha koymuşlar (ucuz bir şey de değil). Adamlara yazdım çizdim, soruyu/soruları okumuyorlar bile. Canned response. Sanırsın gelen/gelmeyen ürünle alakalı şikayetim varmış gibi "kargo en kısa sürede tarafınıza iletilecektir" diyor. Halbuki fazladan ürün göndermişsiniz, nereye yollayayım bunu diye soruyorum.
0
çinliler de aynı. o yüzden soruyu sor cevabını al sonrakine geç şeklinde yazışıyorum.
hatta daha facia olanı yazayım.
soru: fiyat EXW mü ya da FOB mi?
cevap: evet
hatta daha facia olanı yazayım.
soru: fiyat EXW mü ya da FOB mi?
cevap: evet
0
laptu
türkiye vatandaşı olup, türkiye'de yaşarken ve başka bir ülkede çalışma izni yokken yurt dışında iş bulanlar bu işi ne yolla buluyorlar? bilhassa teknik olmayan bir alandaysa. expat'lar ve yüksek lisans sonrası kalıp iş bulanlar harici soruyorum.edit: türkçe/türkiye bilgisi zorunlu olmayan bir alans
türkiye vatandaşı olup, türkiye'de yaşarken ve başka bir ülkede çalışma izni yokken yurt dışında iş bulanlar bu işi ne yolla buluyorlar? bilhassa teknik olmayan bir alandaysa. expat'lar ve yüksek lisans sonrası kalıp iş bulanlar harici soruyorum.
edit: türkçe/türkiye bilgisi zorunlu olmayan bir alansa, o ülkede geçerli çalışma izni olan kişi dururken bir tc vatandaşını neden alabilirler (almaları için ne yapmak lazım)?
edit: türkçe/türkiye bilgisi zorunlu olmayan bir alansa, o ülkede geçerli çalışma izni olan kişi dururken bir tc vatandaşını neden alabilirler (almaları için ne yapmak lazım)?
0
teknik olmayan alanlarda yurtdisinda is imkani cok kisitli. bunun bir sebebi de ulkelerin uyguladigi calisma izni kriterleri. bu kriterlerin en onemlisi yerel markette bu isi yapabilecek birisini bulamamis olmak. yani sirket diyor ki, kagit ustunde en azindan, "ben bu pozisyonu yerel marketteki calisanlar ile doldurmaya calistim ama uygun yetkinlikte birisini bulamadim o yuzden yurtdisindan laptu'yu getirmek istiyorum". bunu teknik olmayan, her hangi bi uzmanlik istemeyen islerde demek zor. yani ben temizlik yapacak birisini bulamadim laptu'yu temizlik gorevlisi olarak getiriyorum derse kimse yemez bunu. o yuzden teknik alanlarda yurtdisina cikmak asiri kolay. bana linkedin araciligi ile ulastilar yurtdisindan o sekilde ciktim disari. tanidigim cogu kisi de ayni sekilde ya linkedin'den yada sirketlerin kendi sitelerinden bizzat basvuru ile gittiler. bir de referans araciligi ile cikanlar var. ama dedigim gibi birincil kriter uzmanlik gerektiren bir alan olmasi.
0
o zaman en yaygın uygulanan yöntem linkedin diyoruz. tanıdık referansı olmayanlar için.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
Hayatlarında yolunda gitmeyen, planladıkları ama yapamadıkları, belki başaramadıkları, istedikleri gibi ilerlemeyen herhangi bir olaydan/olgudan kadınlara oranla daha fazla etkileniyorlar ve bunun hayatlarının her alanını (belki ikili ilişkiler, belki arkadaş/aile ilişkileri, belki daha iyi bir plan
Hayatlarında yolunda gitmeyen, planladıkları ama yapamadıkları, belki başaramadıkları, istedikleri gibi ilerlemeyen herhangi bir olaydan/olgudan kadınlara oranla daha fazla etkileniyorlar ve bunun hayatlarının her alanını (belki ikili ilişkiler, belki arkadaş/aile ilişkileri, belki daha iyi bir plan üretilmediği halde eldeki var olana da odaklanmama vb.) negatif yönde etkilemesine daha fazla izin veriyorlar.
Gibi bir durum var mı sizce? Yoksa temelsiz bir genelleme mi?
Bu yönde birkaç gözlemim oldu ve tecrübelerinizi merak ettim. Bu duruma kadınlarda daha az rastlıyorum. Ya da bu, tabii ki cinsiyet fark etmeksizin, bir psikolojik problem midir? Eğer öyle ise hakkında okuma yapabilmek için literatürde ne isimle araştırabilirim?
Gibi bir durum var mı sizce? Yoksa temelsiz bir genelleme mi?
Bu yönde birkaç gözlemim oldu ve tecrübelerinizi merak ettim. Bu duruma kadınlarda daha az rastlıyorum. Ya da bu, tabii ki cinsiyet fark etmeksizin, bir psikolojik problem midir? Eğer öyle ise hakkında okuma yapabilmek için literatürde ne isimle araştırabilirim?
0
Çıkış problemi güzel ama sözcüklere döküş biçimi hatalı. Yani bu mantığa göre kadınlar genetik olarak daha pozitif ve azimli. E dünya nüfusunun geneline baktığımızda işgücünün çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu gerçeğini ne yapacağız? Neyse, belli ki gözlem yapmaya meraklı birisin arkadaşım. Şimdi o gözlemlediğin insanlara tekrar bak ve bu insanların o ana kadar sahip oldukları, ellerinde bulunan nesnelerin, başarıların, hayatta gelebildikleri yerin hangisi ve ne kadarı için kendi imkanlarını, hangisi ve ne kadarı için başkalarının imkanlarını kullandıklarına bak. Ve bunu ölçerken dürüst ol ve hiçbir detayı atlama.
Sonra elde ettiğin bu istatistiği cinsiyete göre böl. Bunu yaparken de dürüst ol ve hiçbir detayı atlama. Kendi cinsini kayırma yani.
Bunu araştırmayı eksiksiz olarak tamamladığında gel tekrar konuşalım.
Sonra elde ettiğin bu istatistiği cinsiyete göre böl. Bunu yaparken de dürüst ol ve hiçbir detayı atlama. Kendi cinsini kayırma yani.
Bunu araştırmayı eksiksiz olarak tamamladığında gel tekrar konuşalım.
0
Kendi gözlemimden öteye gitmeyecek bir şeyler yazayım. Her türlü yalanlayabilirsiniz.
Erkekler küçüklükten beri “Erkek ağlamaz”, “Erkek güçlü olur”la yetişiyor. Geçen gün 2-3 yaşında bir oğlanı akrabaları denize götürmüşler. Çocuğu yüzdürmek için boyundan büyük yerlere getirmişler, babası tutuyor, yüzdürmeye çalışıyor. Derine geldik, su da soğuk; çocuk çok korktu. Diğer akrabası güya yatıştırmak istedi ve “Benim iki kızım bile senin kadar ağlamıyor, bir şey olmaz” dedi. Daha el kadarken korkusundan, üzülmesinden ve bunun en doğal ve en sağlıklı çıkışı olan ağlamasından utandırılan çocuk da duygusuyla yüzleşip en doğal tepkiyi vermektense bunları dile getiremez hale geliyor; getirse bile biraz duygusunun yoğunluğundan bahsetse erkekliği söz konusu olabiliyor. Hassaslıkla, Meriç’likle suçlanıyor. Kaç kadını ve kaç erkeği salya sümük ağlarken gördünüz? Ya da kaç erkek duyguları hakkında bir kadın kadar rahat olabiliyor ya da uzun uzadıya dile getirebiliyor.
Böylece duygu yüzleşilmiyor, bastırılıyor ve yeterince bastırıldığında refleks haline geliyor. İnsan duygusuzlaştığının bile farkına varmıyor, duygularını tanıyamıyor. Hatta, duygularıyla barışık insanı hassaslıkla, muhallebi çocuğuyla ve güçsüzlükle suçluyor. İlk erkek arkadaşım üzüldüğünde sinir olarak çıkardı, streslendiğinde sinir olarak çıkardı, utandığında sinir olarak çıkardı. Ya da hissettiğinin hayal kırıklığı olduğunu bilmezdi, “Üzülüyorum” dersi, hissettiğinin tükenmişlik olduğunu bilmezdi, “Yoruldum” derdi, vicdan azabını adlandıramazdı, “Haksızlık ettim galiba” derdi. Ben “Vicdan azabı mı” dediğimde “Evet evet, o” derdi. En son ne zaman ağladığını hatırlamıyordu mesela. İçe atılan, tanınmayan duygular düdüklü tencere gibi insanın içini katılaştırıyor ve olmadık bir anda da olmadık bir şekilde açılmış düdüklü tencere gibi patlıyor.
Kadınlar bu açıdan çoğunlukla çok şanslı. Kendimi bildim bileli arkadaşlarımızla duygularımızı konuşuruz, içimizde bir şey kalmaz, rahatlarız. Hatta, az önce telefonda bir saat duygularımızla ilgili konuştuk. Kadın arkadaşlar çoğunlukla eğitimsiz psikolog gibidir birbirlerine; tam da o an ihtiyacın olan şeyi söyler ve rahatlatır. En kötü anlattıkça rahatlarsın. Erkekler de böyle salya sümük ya da ayrınrılı öz duygu analizi oluyor mu bilmiyorum, oluyordur belki, ben bilmiyorumdur.
Duygusu ile barışık olmayan erkek yatakta da “Bu hareketimi sevdi, bu hareketimi sevmedi” gibi ikili düşünüyor, duygusuyla sevilen insan sana hayatın binbir tonunu gösteriyor.
Güçlü olmaya, güya “erkek” olmaya çalıştıkça kendine ihanet ediyor insan. Kendini bastırdıkça ve tuttukça artık daha zararlı şekillerde duygu patlaması oluyor. O duygu içeride durmaz.
Burada kadınların üstünlüğünden değil, şansından bahsediyorum. Erkekler de “Kodum mu oturturum” derecesinde maço yetiştirilmedilerse bu konuda daha şanslı oluyorlar. Tamamen yetiştirilme ve toplumsal rollerin halt etmesi olarak görüyorum. Üç yaşındaki çocuğa “Benim kızlarım bile daha az ağlıyor” diye ağladığı için suçlu hissettirmenin veya daha az erkek hissettirmenin bir sonucu olarak görüyorum. Birileri beni de güçsüzlüğümden dolayı sürekli uyandırsa ve suçlu hissettirse, paylaştığım içimdekinin gazını alamasa ben de dellenirim olmadık yerde.
Erkekler küçüklükten beri “Erkek ağlamaz”, “Erkek güçlü olur”la yetişiyor. Geçen gün 2-3 yaşında bir oğlanı akrabaları denize götürmüşler. Çocuğu yüzdürmek için boyundan büyük yerlere getirmişler, babası tutuyor, yüzdürmeye çalışıyor. Derine geldik, su da soğuk; çocuk çok korktu. Diğer akrabası güya yatıştırmak istedi ve “Benim iki kızım bile senin kadar ağlamıyor, bir şey olmaz” dedi. Daha el kadarken korkusundan, üzülmesinden ve bunun en doğal ve en sağlıklı çıkışı olan ağlamasından utandırılan çocuk da duygusuyla yüzleşip en doğal tepkiyi vermektense bunları dile getiremez hale geliyor; getirse bile biraz duygusunun yoğunluğundan bahsetse erkekliği söz konusu olabiliyor. Hassaslıkla, Meriç’likle suçlanıyor. Kaç kadını ve kaç erkeği salya sümük ağlarken gördünüz? Ya da kaç erkek duyguları hakkında bir kadın kadar rahat olabiliyor ya da uzun uzadıya dile getirebiliyor.
Böylece duygu yüzleşilmiyor, bastırılıyor ve yeterince bastırıldığında refleks haline geliyor. İnsan duygusuzlaştığının bile farkına varmıyor, duygularını tanıyamıyor. Hatta, duygularıyla barışık insanı hassaslıkla, muhallebi çocuğuyla ve güçsüzlükle suçluyor. İlk erkek arkadaşım üzüldüğünde sinir olarak çıkardı, streslendiğinde sinir olarak çıkardı, utandığında sinir olarak çıkardı. Ya da hissettiğinin hayal kırıklığı olduğunu bilmezdi, “Üzülüyorum” dersi, hissettiğinin tükenmişlik olduğunu bilmezdi, “Yoruldum” derdi, vicdan azabını adlandıramazdı, “Haksızlık ettim galiba” derdi. Ben “Vicdan azabı mı” dediğimde “Evet evet, o” derdi. En son ne zaman ağladığını hatırlamıyordu mesela. İçe atılan, tanınmayan duygular düdüklü tencere gibi insanın içini katılaştırıyor ve olmadık bir anda da olmadık bir şekilde açılmış düdüklü tencere gibi patlıyor.
Kadınlar bu açıdan çoğunlukla çok şanslı. Kendimi bildim bileli arkadaşlarımızla duygularımızı konuşuruz, içimizde bir şey kalmaz, rahatlarız. Hatta, az önce telefonda bir saat duygularımızla ilgili konuştuk. Kadın arkadaşlar çoğunlukla eğitimsiz psikolog gibidir birbirlerine; tam da o an ihtiyacın olan şeyi söyler ve rahatlatır. En kötü anlattıkça rahatlarsın. Erkekler de böyle salya sümük ya da ayrınrılı öz duygu analizi oluyor mu bilmiyorum, oluyordur belki, ben bilmiyorumdur.
Duygusu ile barışık olmayan erkek yatakta da “Bu hareketimi sevdi, bu hareketimi sevmedi” gibi ikili düşünüyor, duygusuyla sevilen insan sana hayatın binbir tonunu gösteriyor.
Güçlü olmaya, güya “erkek” olmaya çalıştıkça kendine ihanet ediyor insan. Kendini bastırdıkça ve tuttukça artık daha zararlı şekillerde duygu patlaması oluyor. O duygu içeride durmaz.
Burada kadınların üstünlüğünden değil, şansından bahsediyorum. Erkekler de “Kodum mu oturturum” derecesinde maço yetiştirilmedilerse bu konuda daha şanslı oluyorlar. Tamamen yetiştirilme ve toplumsal rollerin halt etmesi olarak görüyorum. Üç yaşındaki çocuğa “Benim kızlarım bile daha az ağlıyor” diye ağladığı için suçlu hissettirmenin veya daha az erkek hissettirmenin bir sonucu olarak görüyorum. Birileri beni de güçsüzlüğümden dolayı sürekli uyandırsa ve suçlu hissettirse, paylaştığım içimdekinin gazını alamasa ben de dellenirim olmadık yerde.
0
@katil usak bu problemin ortaya cıkmasında kullanılan kaynakların da etkisi oldugunu dusundum ben de. tabiri caizse ayaklar üzerinde durma problemi. ancak benim kast ettigim suydu. iş hayatında erkeklerin daha çok müdahil olmasını bir kenara koyarak da cevaplandırabiliriz bunu. cunku bahsettigim durumda erkek is hayatını kenara atmıyor. devam ediyor ancak kendine zehir ediyor, gibi. su an istedigim sekilde acıklayamadım. cok ustunkoru oldu ama belirteyim dedim.
0
erkekte sosyal yük daha fazla ve erkeğin bunu taşıması gerekiyor bu bir zorunluluk halinde neredeyse. elbetteki en temel sağlaması gereken yük maddiyat. erkek gerektiğinde ailesine, kardeşine, eşine, akrabalarına bakabilecek durumda olmalı ve onların standartlarını arttıran veya belli bir konumda tutan konumda olmalı bu olmadığı zaman hem toplumsal hem psikolojik büyük bir yük biniyor erkeğin üzerine bu durumda eziliyor erkek. sosyal ilişkileride çok hızlı bozuluyor.
kadınlar biraz daha rahat bu konuda genelde kadının temel amacı hiç kimseye bağlı olmadan bir ekonomik özgürlüğe sahip olmak bu daha rahat kazanılabilir ayrıca sosyal ilişkileri daha kuvvetli o sebeple daha rahat atlatabiliyor depresyonları. toplumda kadının eve en az şu kadar para getireceksin şu mal varlıkların kesinlikle olacak ve bunların devamını sağlamak zorundasın gibi bir yükümlülüğü yok iken erkeğin bu şeyleri yapması neredeyse zorunlu hale gelmiş durumda.
mesela kadın depresyonu 1 hafta 15gün gibi seyrederken erkek depresyonu en az 6 ay oluyor.
extreme durumlar hariç tabi.
kadınlar biraz daha rahat bu konuda genelde kadının temel amacı hiç kimseye bağlı olmadan bir ekonomik özgürlüğe sahip olmak bu daha rahat kazanılabilir ayrıca sosyal ilişkileri daha kuvvetli o sebeple daha rahat atlatabiliyor depresyonları. toplumda kadının eve en az şu kadar para getireceksin şu mal varlıkların kesinlikle olacak ve bunların devamını sağlamak zorundasın gibi bir yükümlülüğü yok iken erkeğin bu şeyleri yapması neredeyse zorunlu hale gelmiş durumda.
mesela kadın depresyonu 1 hafta 15gün gibi seyrederken erkek depresyonu en az 6 ay oluyor.
extreme durumlar hariç tabi.
0
gazozailacatmauzmani
7 yıl çalıştığım yer den askerlik sebebiyle ayrılmıştım. Yarın da farklı bir şirkette ilk iş günüm olacak. Pozisyon biraz zorlayacak oturtana kadar. Aldığım duyumlara göre genel olarak çalışanlar da çok soğukmuş. Nasıl bir yol haritası çizmek gerek sizce
7 yıl çalıştığım yer den askerlik sebebiyle ayrılmıştım. Yarın da farklı bir şirkette ilk iş günüm olacak. Pozisyon biraz zorlayacak oturtana kadar. Aldığım duyumlara göre genel olarak çalışanlar da çok soğukmuş. Nasıl bir yol haritası çizmek gerek sizce
0
saurid
https://eksisozluk.com/?q=merhaba+ben+ay%c5%9fen+gruda+sorular%c4%b1n%c4%b1z%c4%b1+cevapl%c4%b1yorum%2f%40aysen+grudayani çok bildiğim biri olmasa da iyi bir intibaı vardı kafamda ama şu cevapları gördükten sonra acayip soğudum kadından. ne itici biriymiş yahu. öyle değil mi sizce de?
eksisozluk.com
yani çok bildiğim biri olmasa da iyi bir intibaı vardı kafamda ama şu cevapları gördükten sonra acayip soğudum kadından. ne itici biriymiş yahu. öyle değil mi sizce de?
yani çok bildiğim biri olmasa da iyi bir intibaı vardı kafamda ama şu cevapları gördükten sonra acayip soğudum kadından. ne itici biriymiş yahu. öyle değil mi sizce de?
0
bana samimi geldi. Kadın goygoy peşinde değil, kısaca ekmeğimizin peşindeyiz bırakın romantikliği demeye getirdi.
0
Biraz ukala evet. Yine de sempatik buluyorum hala ben bir iki cevabı dışında
0
bence gayet içten herkese boncuk dağıtayım türünde değil saçma sorulara lafı koyuyor. ben çok sevdim.
0
Samimi olmamasıyla tanınan ilk akla gelen ünlüleri düşünün. Soru cevaba katılsa herkese nazar boncuğu dağıtır, iyilik timsali davranıp artı puan kapmaya oynardı. O kişilerin tersi gibi düşünün. Samimi taklidi yapıp itici olmaya gerek yok.
0
Kendince bir üslubu var sanki, buram buram itici gelmedi bana. Ya da Kalben vakasından sonra artık hiçbir şeyi itici bulamıyorum. O neydi gıı ne iğrenç bir karıymışsın sen kalben
0
ayşen gruda'nın tipini çok sevimsiz ve ters buluyordum ben. linç yiyeceğim ama, güler yüzlü birine benzemiyor ki hiç. :D cevapları da çok itici.
0
Genel olarak dobra ve net yapısı var ama itici olduğu yerler de var maalesef. Birincisi, yaş konusunda hâlâ "Teyze mi diyorsun ayol bana?" diye çıkışıyor. Bu memlekette hepimizin hamurunda yaşa bağlı olarak hitap etme olayı var. İnsanların evlerine çeşitli yapımlarla konuk olmuşsun, insanlar seni kendi kültüründen bir parça olarak görüyor ve bahsettiğim durumdan dolayı teyze vs diyor. Özellikle kadınlar buna niye alınıyor, anlamıyorum. Erkek bir sanatçı bunu takmaz bile. Ayşen Gruda hâlâ "Teyze senin babandır" diyebiliyor. Sanki teyze olmak kötü bir şeymiş gibi. E, yaşlısın, neden kabullenmek yerine politik doğruculuk türetiyorsun durduk yere?
İkincisi, yine millet hâlâ vefa ve saygı gösteriyor. Belleklerinde yer etmiş olayların arka planını soruyor. Hooop, Ayşen Gruda yine ateş püskürüyor.
Tamam, eski zaman ağlaklarına "Gözünü aç yahu, oradan bir kopun!" diyor, "Ayşin ibli şimdiki iyincilir ni kidir birbit" diyenlere "Yoo, gayet iyiler" diyor. "Ayşen abla mükemmelsin, seni aşşşşırı seviyorum, keşke ekranlara dönsen" diyenleri "Demek ki pek de takip etmiyorsun. Zaten yeni yapımlarda da rol alıyorum. İzlemiyorsun belli ki" diyerek bozuyor. Ama bahsettiğim bu iki durum itici hale getiriyor yer yer.
İkincisi, yine millet hâlâ vefa ve saygı gösteriyor. Belleklerinde yer etmiş olayların arka planını soruyor. Hooop, Ayşen Gruda yine ateş püskürüyor.
Tamam, eski zaman ağlaklarına "Gözünü aç yahu, oradan bir kopun!" diyor, "Ayşin ibli şimdiki iyincilir ni kidir birbit" diyenlere "Yoo, gayet iyiler" diyor. "Ayşen abla mükemmelsin, seni aşşşşırı seviyorum, keşke ekranlara dönsen" diyenleri "Demek ki pek de takip etmiyorsun. Zaten yeni yapımlarda da rol alıyorum. İzlemiyorsun belli ki" diyerek bozuyor. Ama bahsettiğim bu iki durum itici hale getiriyor yer yer.
0
Katıldığı programları izleyip kadının tavrını gördüğünüzde samimi, dobra, fırlama ve biraz srrt bir karakteri olduğunu görürsünüz. Malesef iletişim yazıyla yapıldığında cümle sonuna gülen emoji koymadığımızda ters bir şey yazmışız gibi oluyor. Yazılı iletişimde bir sıkıntı var. Halini tavrını ses tonunu göremediğimiz için hakaret etmiş gibi zannediyoruz. Ama Ayşen Gruda tatlı tatlı lafı gediğine koyan birisi.
0
Sanki soruları ben sormuşum da yerden yere vurulmuş gibi hissettim kendimi, gerçekten rahatsız edici. :/
0
Sözlükçü arkadaşlar sevdikleri kült filmlerin oyuncusuyla karşılaşmanın verdiği heyecanla sorular sormuşlar. ama o filmler onun için birer bitirilmiş iş. umurunda değilmiş, gibi bırakın bunları dercesine yorumlar yazmış. buna bir şey demiyorum zaten 40 yıldır aşağı yukarı aynı sorular sorup duruyordur.
ama diğer konularda da suya sabuna dokunmadan geçiştirici cevaplar vermesi gözümden kaçmadı.
bana da itici geldi ama umrumda degil.
ama diğer konularda da suya sabuna dokunmadan geçiştirici cevaplar vermesi gözümden kaçmadı.
bana da itici geldi ama umrumda degil.
0
laptu
Bedelli askerlikle beni rastgele atadıkları bir celp dönemi herhangi bir sebepten ötürü kesinlikle gidemeyeceğim bir dönem olursa...1-paramı iade edecekler mi?2-ikinci bir rastgele celp dönemine atayacaklar mı?3-dönem seçme şansı hiç mi olmayacak?Böyle bir belirsizlik olamaz, inanılmaz bir tuhaflık
Bedelli askerlikle beni rastgele atadıkları bir celp dönemi herhangi bir sebepten ötürü kesinlikle gidemeyeceğim bir dönem olursa...
1-paramı iade edecekler mi?
2-ikinci bir rastgele celp dönemine atayacaklar mı?
3-dönem seçme şansı hiç mi olmayacak?
Böyle bir belirsizlik olamaz, inanılmaz bir tuhaflık var şu haliyle.
1-paramı iade edecekler mi?
2-ikinci bir rastgele celp dönemine atayacaklar mı?
3-dönem seçme şansı hiç mi olmayacak?
Böyle bir belirsizlik olamaz, inanılmaz bir tuhaflık var şu haliyle.
0
öyle tatile gider gibi dönem seçtireceklerini sanmıyorum, bu sorduğun soruların hiçbirinin cevabı yok bu arada, belki bakarsın kasıma kadar fikir de değiştirebilirler.
0
Normal askerlikte ben t süre sonra askere gideceğimi biliyor, işlerimi ona göre organize etme şansına sahip oluyorum. Bedelli gibi bedel ödenen bir durumda bu belirlilik bir yana, esneklik bile yok.
0
laptu
Hiçbir sorununuzun olmadığı ve mutlu olduğunuz işyerinden, mutluluk garantisi olmayan başka bir işe geçmek için en az yüzde kaçlık maaş artışı sizi ikna eder?
Hiçbir sorununuzun olmadığı ve mutlu olduğunuz işyerinden, mutluluk garantisi olmayan başka bir işe geçmek için en az yüzde kaçlık maaş artışı sizi ikna eder?
0
5 senedir çalıştığım iş yerinde beni mutsuz eden tek şey maaşım, yani soruna en güzel yanıtı verebilecek kişilerden birisiyim ve cevabım en az iki katı, evet en az.
0
İhtiyacınıza göre değişir. Zaten yetmiyorsa yüzde on bile ikna edici olabilir ama kaçın yüzde onu? 3000 iken 3300 mü olacak 5000 iken 5500 mü? Yani çok spesifik bir soru. Ama maaştan da memnunsanız iki kat fark yoksa risk almanın manası yok. Kaldı ki yeni iş yerinde işleriniz rast gitmezse ve çıkarsanız bir veya birkaç ayda aldığınız o farkı da eritirsiniz.
0
Tamamen kişisel bir soru. nihayet +1 aradaki farkın ne kadar olduğu ve sizin için anlamlı olup olmadığı ile bağlantılı.
0
Yorumlarda min 50% çıkıyor ama sektör ortalaması da belli sonuçta, iki kat biraz zor olur gibi geliyor.
@nihayet ve @yasasın yemek yemek maaşımda da sorunum yok, bana yetiyor ihtiyacım fazlasına yok şimdilik. Ama sektör ortalamasının altında aldığımı da biliyorum diyebilirim.
@nihayet ve @yasasın yemek yemek maaşımda da sorunum yok, bana yetiyor ihtiyacım fazlasına yok şimdilik. Ama sektör ortalamasının altında aldığımı da biliyorum diyebilirim.
0
Mutluluk ve iç huzur başka hicbir şeyden önemli değil. Öyle ki tanıdığım insanlar maaşından daha düşük veren ve kendini mutlu edeceklerini düşündüğü başka işlere geçtiler. Ama Daha düşükte daha mutsuz olurum diyorsan, %25 artis iyidir.
0
laptu
merhabaexcel'de başka bir hücredeki veriye linkli bir hücrenin üstüne tıkladığımda, seçili kutunun, o diğer hücrenin üzerine gitmesini istiyorum. oysa bende çift tıkladığımda fotoğraftaki gibi hangi kutudaki veriyi kullandığını gösteriyor, ancak o kutuya gitmiyor. basit bir ayarı var ama nereden yap
merhaba
excel'de başka bir hücredeki veriye linkli bir hücrenin üstüne tıkladığımda, seçili kutunun, o diğer hücrenin üzerine gitmesini istiyorum. oysa bende çift tıkladığımda fotoğraftaki gibi hangi kutudaki veriyi kullandığını gösteriyor, ancak o kutuya gitmiyor. basit bir ayarı var ama nereden yapıldığını unuttum. nasıl oluyordu o?
excel'de başka bir hücredeki veriye linkli bir hücrenin üstüne tıkladığımda, seçili kutunun, o diğer hücrenin üzerine gitmesini istiyorum. oysa bende çift tıkladığımda fotoğraftaki gibi hangi kutudaki veriyi kullandığını gösteriyor, ancak o kutuya gitmiyor. basit bir ayarı var ama nereden yapıldığını unuttum. nasıl oluyordu o?
0
Mobildeyim fotoyu göremedim ama anladığım kadarıyla köprü yapmak istiyorsun. Hücrenin üstündeyken sağ tık köprünekle diyorsun sonrasını takip ederek yaparsın zaten. Şu an uzun uzun yazmak zor geldi yatıyorum da. :)
0
sağ tıklayınca hyperlink diye bir şey var da. ben daha basit olarak aynı sheetteki veya farklı sheetteki diğer hücrenin üstüne hemen gitsin istiyom çift tıklayınca, her hücrem için tabi. hyperlinkte teker teker hücre ve dosya seçme gibi şeyler var.
0
dedigin isi en basit yapan sey hyperlink ama iki kere degil tek seferli tiklamayla yapiyor.
0
sol ustten file> options> advance> editin options altinda> 'allow editing directly in cells' kutucu isaretli olmali, o tiki kaldirin yanindan
0
laptu
lenovo t430'da hdmi çıkışı yok mu cidden?displayport diye bir çıkış olduğunu duydum. (hdmi gerçekten yoksa), vga-displayport dönüştürücü kullanarak sesi televizyona aktarabilir miyim acaba? tek başına displayport pahalı bir kablo gibi geldi.bu işin uzmanları eminim vardır.
lenovo t430'da hdmi çıkışı yok mu cidden?
displayport diye bir çıkış olduğunu duydum. (hdmi gerçekten yoksa), vga-displayport dönüştürücü kullanarak sesi televizyona aktarabilir miyim acaba? tek başına displayport pahalı bir kablo gibi geldi.
bu işin uzmanları eminim vardır.
displayport diye bir çıkış olduğunu duydum. (hdmi gerçekten yoksa), vga-displayport dönüştürücü kullanarak sesi televizyona aktarabilir miyim acaba? tek başına displayport pahalı bir kablo gibi geldi.
bu işin uzmanları eminim vardır.
0
Hdmi ı displaye çevirebilirsin yirmi lira falan kablosu. Televizyona Hdmi girer ucunda dönüştürücü ile display de alete. Ben o şekilde kullanıyorum.
Vga ses taşımaz.
Vga ses taşımaz.
0
hocam aslında şöyle bir ürün varmış, bir ucu displayport diğer ucu hdmi gibi görünüyor ama sırf bu kabloyla bilgisayardan televizyona aktarabilir miyim acaba, bir dönüştürücü kullanmadan?
urun.n11.com
urun.n11.com
0
laptu
"Oy ve Ötesi T3 sisteminden tutanak fotoğraflarındaki sayıları girebilirsiniz."Bu cümlenin anlamı tam olarak nedir? Tutanak görüntüsünü nereden alacağım? Sandık numarasıyla sonuçlar Ysk sisteminde hemen görünüyor mu?
"Oy ve Ötesi T3 sisteminden tutanak fotoğraflarındaki sayıları girebilirsiniz."
Bu cümlenin anlamı tam olarak nedir? Tutanak görüntüsünü nereden alacağım? Sandık numarasıyla sonuçlar Ysk sisteminde hemen görünüyor mu?
Bu cümlenin anlamı tam olarak nedir? Tutanak görüntüsünü nereden alacağım? Sandık numarasıyla sonuçlar Ysk sisteminde hemen görünüyor mu?
0
T3 sistemine imzalı tutanak fotoğrafı nasıl yükleniyor? Sayım sırasında gidenlerin çektiği fotoğraflar mı? ( çekmek serbest mi?)
0
@laptu, evet oyle. sayim bittikten sonra her sinifin kapisina o tutanaklar asilir. sizde uygulamadan girdiginiz zaman sisteme bunlarin fotosunu yukleyebiliyorsunuz.
0
Evet T3 uygulamasini indiriyorsunuz cektiginiz fotoyu da sisteme yukleyebiliyorsunu. Tutanaklar sayim sonunda asilacak, kendi sandiginiz olmak zorunda degil
0
Çekebildiğiniz kadar tutanak çekin. Parti bina sorumlularından rica edip topluca da çekebilirsiniz.
Sisteme yüklenen tutanak görsellerinde ki bilgiler, sistemde ki ilgili bölümlere girilecek. Buna esprili bir dille tutanak çitlemek denildi. Rastgele üç kişi aynı tutanağı aynı şekilde girdiğinde güvenli tutanak havuzuna düşüyor o tutanak ve ysk sonuçları ile karşılaştırıyor.
Sisteme yüklenen tutanak görsellerinde ki bilgiler, sistemde ki ilgili bölümlere girilecek. Buna esprili bir dille tutanak çitlemek denildi. Rastgele üç kişi aynı tutanağı aynı şekilde girdiğinde güvenli tutanak havuzuna düşüyor o tutanak ve ysk sonuçları ile karşılaştırıyor.
0
Peki ysk sonuçlarıyla tam olarak nasıl karşılaştırılıyor? Yskda xxyy nolu sansığın sonucu hemen açıklanıyor mu? Açıklanıyorsa linki ne?
Önceki yıllarda sadık bazında sonucu sadece chp nin sitesinden kontrol edebiliyordum, ondan sordum.
Önceki yıllarda sadık bazında sonucu sadece chp nin sitesinden kontrol edebiliyordum, ondan sordum.
0
laptu
tek başına gezmek için kharkiv mi zaporijya mı tavsiye edilir?bir de zaporijya'ya kiev'den tren var mı?
tek başına gezmek için kharkiv mi zaporijya mı tavsiye edilir?
bir de zaporijya'ya kiev'den tren var mı?
bir de zaporijya'ya kiev'den tren var mı?
0
Ikisini de gormedim. Zapo ya arkadasim gitti. Dondugunde keske yozgat a gitseydim dedi. Oyle dusun. Kucuk bi koy diyor. Ukraynali bi arkadas vardi ona sorduk zapo nasil bir yer diye? Ne isiniz var neden gidiyorsunuz ki dedi. Sasirdi. Yani oyle bi yer zapo. Daha detayli bilgi istiyorsaniz ozelden sorabilirsiniz ben de gidene sorarim.
0
tabii ki harkiv. zapo hicbir ozelligi olmayan, ukrayna standartlarinda bile en fazla ortalama buyuklukte bir sehir. lviv'de tanistigim bir eleman oraliydi, "biliyorum ben orayi" dedigimde kalp krizi gecirmisti aq zapo'yu nerden duydun sen diye, sen dusun ne kadar sacma bir yer.
ha bence harkiv de abartilmis bir balon ama yine de bir gun gezilebilir gibi, zapo'yla kiyaslanamaz.
kiev'e tren var bu arada. yazin gideceksen internetten (booking.uz.gov.ua) bilet al derim, agzina kadar dolu oluyor trenler, yer bulamayabilirsin.
ha bence harkiv de abartilmis bir balon ama yine de bir gun gezilebilir gibi, zapo'yla kiyaslanamaz.
kiev'e tren var bu arada. yazin gideceksen internetten (booking.uz.gov.ua) bilet al derim, agzina kadar dolu oluyor trenler, yer bulamayabilirsin.
0
@ayb teşekkürler. Zapo hiç aklımda olmayan bi alternatifti zaten, dediğin gini denemeye gerek yok sanırım, son dakika kararsızlığı yaşarsam dönerim tekrar :)
@der meister teşekkürler. Aklımda lviv-kyiv-kharkiv rotası var bu sırayla. Son kharkivden emin değildim, bu görüşün sonrası netleştirdim sanırım, türkiyeye dönüş kharkivden. evet bu üç şehir arası trenle gideceğim. Şimdi tek soru, yolculukları gece treniyle yapıp kalscak yer masrfını minimize etmek mi, yoksa gündüz treniyle yapıp etrafı izleme keyfine erişmek mi :) bu arada yazın değil kışın yapmayı düşünüyorum cold chaser olarak.
@der meister teşekkürler. Aklımda lviv-kyiv-kharkiv rotası var bu sırayla. Son kharkivden emin değildim, bu görüşün sonrası netleştirdim sanırım, türkiyeye dönüş kharkivden. evet bu üç şehir arası trenle gideceğim. Şimdi tek soru, yolculukları gece treniyle yapıp kalscak yer masrfını minimize etmek mi, yoksa gündüz treniyle yapıp etrafı izleme keyfine erişmek mi :) bu arada yazın değil kışın yapmayı düşünüyorum cold chaser olarak.
0
bence iki türlüsü de denemeye değer: mümkünse bazı geceleri trende, bazen de günleri trende geçirin. hızlı tren yataklıya göre biraz daha pahalıdır ama örneğin harkiv'den kiev'e hızlı trenle 4 saatte geçebilirsiniz. sabah 9'da yola çıksanız gün ışığında manzara seyretme şansınız olur, üstüne tüm gününüz de size kalır. iki gün sonra gece treniyle lviv'e geçebilirsiniz, böylelikle gece trende uyuyup üstüne gece manzarası seyredersiniz.
ben neredeyse her mevsimde ve koşulda ukrayna'yı baştan başa defalarca geçmiş birisi olarak seçim yapamıyorum, soğuğu ve trenleri seviyorsan her türlüsü inanılmaz hoşuna gidecektir. vaktin ve paran varsa ben ukrayna'ya çıkmışken belarus'a da uğramanı tavsiye edebilirim, kiev-minsk trenindeki manzara muazzam. belarus sınırı ormanlık yer zaten. trenin saatleri dolayısıyla günün ilk ışıklarında gomel'den geçiyorsun. bazen şehrin içine dalıyor, bazen ormana giriyor. acayip keyifli.
ben de ukrayna'nın neredeyse her şehrini görmek istiyorum ama zapo'da cidden hiçbir şey yok, gitmeyen insan hiçbir şey kaybetmez. en fazla oturup bi restoranında yemek yersin, zaporijya'da da bulunmuştum dersin, o kadar. o şehirdeki her şey ve daha fazlasını harkiv-kiev-lviv üçlüsünde bulabilirsin.
ben neredeyse her mevsimde ve koşulda ukrayna'yı baştan başa defalarca geçmiş birisi olarak seçim yapamıyorum, soğuğu ve trenleri seviyorsan her türlüsü inanılmaz hoşuna gidecektir. vaktin ve paran varsa ben ukrayna'ya çıkmışken belarus'a da uğramanı tavsiye edebilirim, kiev-minsk trenindeki manzara muazzam. belarus sınırı ormanlık yer zaten. trenin saatleri dolayısıyla günün ilk ışıklarında gomel'den geçiyorsun. bazen şehrin içine dalıyor, bazen ormana giriyor. acayip keyifli.
ben de ukrayna'nın neredeyse her şehrini görmek istiyorum ama zapo'da cidden hiçbir şey yok, gitmeyen insan hiçbir şey kaybetmez. en fazla oturup bi restoranında yemek yersin, zaporijya'da da bulunmuştum dersin, o kadar. o şehirdeki her şey ve daha fazlasını harkiv-kiev-lviv üçlüsünde bulabilirsin.
0
Ben lvive gidiş biletimi aldım ama dönüşü henüz almadım çünkü nereden döneceğime karar vermedim :) minsk aslında hiç aklıma gelmemişti ama iyi fikir, belarus sınırında ve kırsalında street view ile az gezinmemiştim. Üstelik lviv minsk'e kiev'den daha yakın gibi. Hiç kiev olayına girmeden lviv-minsk de yapılabilir (ya da kharkivi eleyip lviv-kiev-minsk) Ama dezavantajı da maliyet sanırım, minske pegasus uçmuyor, kharkivden pegasus istanbula bilet ucuz.
0
minsk'e ne yazık ki hem uçak hem de tren biletleri oldukça pahalı. uçak fiyatları zaten absürt ama atıyorum lviv-minsk arası 500km'yse bilet fiyatı tek yön için 150 lira olur trende. aynı mesafe ukrayna içinde 20-25 liradır. sanırım uluslararası hat olduğu için böyle sağlam geçiriyorlar. minsk'e gideceksen trenle git-gel yapmak, uçakla dönüş için yine ukrayna'ya dönmek en iyisi.
bu arada not olarak belirteyim belarus bazı konularda çok katı. kurallarına tam olarak vakıf değilim ancak ülkeye girdiğinde kalacağın yeri belirtmen gerekiyor, hatta trende form veriyorlar; bir nüshasını hep yanında tutman, gerektiğinde polise göstermen ve tabii ki ülkeden çıkarken de aynı şekilde göstermen gerekiyor. o nedenle minsk'te hostel veya otel gibi bir yerde kalmanı tavsiye ederim, aksi takdirde en yakın polis merkezine gidip bu işlemi kendin halletmek zorunda kalırsın ki rusçan iyi değilse ölümden beterdir.
ben couchsurfing'den birinin yanında kalacak olmama rağmen trende o belgeyi alınca üç buçuk atmış, hemen booking'den sahte bir rezervasyon yapıp oranın adresini yazmıştım. gerçi kimse o kağıdı sormadı bana, nereye gittiğime de karışan eden olmadı ama onun belli bir süresi vardı sanırım, ben o sürenin altında kaldığım için sormamış da olabilirler.
bunun dışında belarus sağlık sigortası konusunda da çok katı, gitmeden kesinlikle yaptır. daha ukrayna'da trene binerken provodnitsa ablalar "STRAHOVKA? STRAHOVKA?!" diye bağırıyorlar. ben iş bankası hesabım olduğu için doğrudan onların sitesi üzerinden yaptırıyorum, 5-6 günlüğü 30-40 lira falandı en son, daha ucuz bile olabilir. sınırda trene binen memur üşenmeyip ciddi ciddi 10-12 dakika boyunca poliçe metnini okumuştu, 5-6 sayfa.
ha sigortayı indiğin tren istasyonunda da yaptırabilirsin ama 100-120 liradan aşağı olmaz fiyatı. ona dikkat etmek lazım.
onun dışında minsk de fazlasıyla kasvetli bulmama ve pek iyi anılar yaşamama rağmen görülmesi gerektiğini düşündüğüm şehirlerden. 80'lerde tıkanıp kalmış gibi adamlar, dandik ukrayna'nın vatandaşlarının bile beğenmediği bir ülke sen düşün. ayrıca slavlara "suratsız" derler ama ukraynalılar, belarusluların yanında melek gibi kalıyor. aq belaruslularının bi kere gülümsediğini görmedim, yardım ederken bile dövecek gibi konuşuyorlar. trende çay ısmarlayıp kurabiyesinden ikram eden teyze haricinde belarus'a puanım 0 :((
bu arada not olarak belirteyim belarus bazı konularda çok katı. kurallarına tam olarak vakıf değilim ancak ülkeye girdiğinde kalacağın yeri belirtmen gerekiyor, hatta trende form veriyorlar; bir nüshasını hep yanında tutman, gerektiğinde polise göstermen ve tabii ki ülkeden çıkarken de aynı şekilde göstermen gerekiyor. o nedenle minsk'te hostel veya otel gibi bir yerde kalmanı tavsiye ederim, aksi takdirde en yakın polis merkezine gidip bu işlemi kendin halletmek zorunda kalırsın ki rusçan iyi değilse ölümden beterdir.
ben couchsurfing'den birinin yanında kalacak olmama rağmen trende o belgeyi alınca üç buçuk atmış, hemen booking'den sahte bir rezervasyon yapıp oranın adresini yazmıştım. gerçi kimse o kağıdı sormadı bana, nereye gittiğime de karışan eden olmadı ama onun belli bir süresi vardı sanırım, ben o sürenin altında kaldığım için sormamış da olabilirler.
bunun dışında belarus sağlık sigortası konusunda da çok katı, gitmeden kesinlikle yaptır. daha ukrayna'da trene binerken provodnitsa ablalar "STRAHOVKA? STRAHOVKA?!" diye bağırıyorlar. ben iş bankası hesabım olduğu için doğrudan onların sitesi üzerinden yaptırıyorum, 5-6 günlüğü 30-40 lira falandı en son, daha ucuz bile olabilir. sınırda trene binen memur üşenmeyip ciddi ciddi 10-12 dakika boyunca poliçe metnini okumuştu, 5-6 sayfa.
ha sigortayı indiğin tren istasyonunda da yaptırabilirsin ama 100-120 liradan aşağı olmaz fiyatı. ona dikkat etmek lazım.
onun dışında minsk de fazlasıyla kasvetli bulmama ve pek iyi anılar yaşamama rağmen görülmesi gerektiğini düşündüğüm şehirlerden. 80'lerde tıkanıp kalmış gibi adamlar, dandik ukrayna'nın vatandaşlarının bile beğenmediği bir ülke sen düşün. ayrıca slavlara "suratsız" derler ama ukraynalılar, belarusluların yanında melek gibi kalıyor. aq belaruslularının bi kere gülümsediğini görmedim, yardım ederken bile dövecek gibi konuşuyorlar. trende çay ısmarlayıp kurabiyesinden ikram eden teyze haricinde belarus'a puanım 0 :((
0
laptu
Görüyorum günümüzde artık neredeyde tüm tekil twitter kullanıcıları hesaplarını anonim adlarla kullanıyor. Bunun sebebi tam olarak nedir? Güvenlik diyorlar. Gerçekten güvenlikle mi alakalı? Hesabın isminin anonim olması savcılık soruşturmasından ip ile tespit edilmesine engel midir?
Görüyorum günümüzde artık neredeyde tüm tekil twitter kullanıcıları hesaplarını anonim adlarla kullanıyor. Bunun sebebi tam olarak nedir? Güvenlik diyorlar. Gerçekten güvenlikle mi alakalı? Hesabın isminin anonim olması savcılık soruşturmasından ip ile tespit edilmesine engel midir?
0
İsim kullanmaları hâlinde günlük hayatta çevrelerindeki insanlara gösterdikleri yüzle şu anki popülerliklerinin yerinde yeller eseceğinden mütevellit.
benim normalde bir boşlukla yazdığım kelimelerin arasında niye yeller esiyor bi de onu bilsem.
benim normalde bir boşlukla yazdığım kelimelerin arasında niye yeller esiyor bi de onu bilsem.
0
bence de güvenlik. twitter talep edilen ip adreslerini vermiyor. hali ile insanlar kendi adı ve fotoğrafı ile yazınca başları derde giriyor.
işin başka bir boyutu da normal şartlar altında ulaşmanızın imkansız olacağı adama twitter üzerinden küfredebiliyorsunuz. hele ki bunu karşı tarafın okuduğunu bilmek daha da cazip kılıyor bu işi. insanlar bu konforu neden ellerinden bıraksın ki?
bir keresinde burhan kuzu'ya bir soru sormuştum attığı bir tweet'e karşılık, küfür falan da etmedim. sadece ironik bir soru sordum o kadar. herif "HS" diye cevap verdi. bu motivasyon da insanları anonimliğe ve bahsettiğim tepkilere itiyor.
işin başka bir boyutu da normal şartlar altında ulaşmanızın imkansız olacağı adama twitter üzerinden küfredebiliyorsunuz. hele ki bunu karşı tarafın okuduğunu bilmek daha da cazip kılıyor bu işi. insanlar bu konforu neden ellerinden bıraksın ki?
bir keresinde burhan kuzu'ya bir soru sormuştum attığı bir tweet'e karşılık, küfür falan da etmedim. sadece ironik bir soru sordum o kadar. herif "HS" diye cevap verdi. bu motivasyon da insanları anonimliğe ve bahsettiğim tepkilere itiyor.
0
Birçok sebep var. En başta @want2die'ın dediği gibi ama artık bir de Twitter'da özellikle Türk kullanıcılarının karakteri bayağı bir bozuk hale gelmiş vaziyette. Örneğin öylesine yazdığın, gırgır yaptığın konuda hemen bir dalga konusu oluveriyorsun anında. Komiklik (ya da şebeklik) yapacak konu sıkıntısı çeken ya da "fenomen" olmaya çalışan tipler bir anda birine sarıyor vs.
0
@want2die, gerçekten ip bilgilerini vermiyorsa bu ciddi olarak kullanıcının lehine olumlu bir uygulama. diğer sosyal medya sitelerini merak ettim şimdi ip verip vermemekle ilgili (facebook, instagram vs) (sözlük'ün verdiğini duyuyorum)
@antipodes ip numarası verilmeyince özgür şekilde küfür/görüş ifade edebilmenin de zemini hazırlanmış oluyor. kesinlikle ciddi bir konfor alanı.
@antipodes ip numarası verilmeyince özgür şekilde küfür/görüş ifade edebilmenin de zemini hazırlanmış oluyor. kesinlikle ciddi bir konfor alanı.
0
@m e b, anonim olunca ve sıfır kişi tarafından tanınan biri olunca, birden en az dört haneli takipçi sayısına ulaşmanın formülünü de gerçekten merak ediyorum. bunun ilk adımlarından biri, çok takipçili hesabın altına esprili/zeka kokan tweet atmak mıdır acaba? yani adı sanı garip birinin 4-5 haneli takipçiye sahip olmasını cidden anlamlandıramıyorum. ilk baştan fişeklemek için takipçi satın aldıklarını düşünüyorum nedense, akla gelen ilk mantıklı yöntem buydu kendi görüşüme göre
0
@laptu: 2010'dan beri Twitter kullanıyorum. O bol takipçilerin çoğu komik, entelektüel ya da diğer alanlarda açılan hesaplardan hem ilk oldukları için hem "takip edeni takip ederim" etiketleriyle hem de anlaşmalı olarak birbirlerinin reklamlarını yaptıkları için böyleler. Şimdi de fenomen olma yarışından dolayı yine çoğu kişi ya yabancı tweet'leri bizim kültüre uyarlayarak bol etkileşim alma çabasındalar ya da bol etkileşim almış tweet'lerin altına cevap yazarak kendilerini ön plana çıkarma peşindeler. Bir de gündemdeki konu etiketleri ile tweet atınca kafadan 10-15 takipçi geliyor zaten. Takipçi kasma sitesine ya da uygulamasına gerek kalmadan da mümkün görünüyor.
Benim bunca zamandır gözlemlediğime göre durum böyle.
Benim bunca zamandır gözlemlediğime göre durum böyle.
0
laptu
Borsa uzmanları merhaba,Bugün iki grup hisse aldım. Ama şu anda ortalama maliyetleri nedense sıfır görünüyor. Neden böyle olmuş olabilir?
Borsa uzmanları merhaba,
Bugün iki grup hisse aldım. Ama şu anda ortalama maliyetleri nedense sıfır görünüyor. Neden böyle olmuş olabilir?
Bugün iki grup hisse aldım. Ama şu anda ortalama maliyetleri nedense sıfır görünüyor. Neden böyle olmuş olabilir?
0
Gün içi hareketler olma olasılığın olduğu için, yani seans sonuna kadar maliyetini artırma ya da azaltma olasılığın olduğu için. Yarın maliyetinle birlikte görürsün portfoyunu.
0
tam anlayamadım.
ben bu hisselerden küçük fiyatlı olana 3,20, büyük olana da 122,50 liradan teklif vermiştim. Biri 3,20'den diğeri 122,40 liradan gerçekleşen fiyat olarak görünmüştü. 3,20 ve 122,40 benim maliyetim olması gerekmez mi? Bunun üstüne artı veya eksi olacak oynamalar benim kar/zararım olmamalı mı normal şartlarda? Şimdi bakıyorum, 3,20 ve 122,40'dan daha büyük rakamlar maliyetim olmuş.
ben bu hisselerden küçük fiyatlı olana 3,20, büyük olana da 122,50 liradan teklif vermiştim. Biri 3,20'den diğeri 122,40 liradan gerçekleşen fiyat olarak görünmüştü. 3,20 ve 122,40 benim maliyetim olması gerekmez mi? Bunun üstüne artı veya eksi olacak oynamalar benim kar/zararım olmamalı mı normal şartlarda? Şimdi bakıyorum, 3,20 ve 122,40'dan daha büyük rakamlar maliyetim olmuş.
0
laptu
ünlüler nasıl kafası estiğinde yurt dışına yerleşebiliyor?hangi anlaşmanın hangi maddesi onlara bu hakkı tanımakta?çok sık görüyorum ama daha bugün okuduğum için kurban olarak bu haberi seçtim. mesela londra'ya yerleşme hakkını ne aracılığıyla elde etmiş olabilir?http://www.milliyet.com.tr/hayatimiz
ünlüler nasıl kafası estiğinde yurt dışına yerleşebiliyor?
hangi anlaşmanın hangi maddesi onlara bu hakkı tanımakta?
çok sık görüyorum ama daha bugün okuduğum için kurban olarak bu haberi seçtim. mesela londra'ya yerleşme hakkını ne aracılığıyla elde etmiş olabilir?
www.milliyet.com.tr
hangi anlaşmanın hangi maddesi onlara bu hakkı tanımakta?
çok sık görüyorum ama daha bugün okuduğum için kurban olarak bu haberi seçtim. mesela londra'ya yerleşme hakkını ne aracılığıyla elde etmiş olabilir?
www.milliyet.com.tr
0
sanırım bahsettiğiniz tie 1 investmen visa. burada bahsedilen olsa gerek. 2M Pound sahibi için mantıklı yatırım. www.henleyglobal.com
0
10 yıllık vizeyle alakası yok, 6 ay kalma hakkınız var ve çok giriş çıkış yaparsanız uyarıyorlar.
ingiltere için ankara anlaşması yapmışlardır, mehmet ali alabora ankara anlaşmasıyla ingilterede yaşıyor. daha 2 3 sanatçı da londrada ankara anlaşması ile yaşıyor.
ingilterede bir şirket kuruyorlar oradan iş yapıyorlar, eli kolu uzun insan bunlar para da var. bu işleri yapan avulatlar var
ingiltere için ankara anlaşması yapmışlardır, mehmet ali alabora ankara anlaşmasıyla ingilterede yaşıyor. daha 2 3 sanatçı da londrada ankara anlaşması ile yaşıyor.
ingilterede bir şirket kuruyorlar oradan iş yapıyorlar, eli kolu uzun insan bunlar para da var. bu işleri yapan avulatlar var
0
laptu
...hiç mi açılmaz? nöbetçi filan.
...hiç mi açılmaz? nöbetçi filan.
0
istanbul'dayım. mutlaka burada da vardır diye tahmin ediyorum ama nerede olabilir ki.
0
Ben olsam noterler birliğini arayıp istanbul'da hafta sonu açık noter var mı? varsa hangisi diye sorardım. Daha önce buna benzer bir işimi burayı arayarak hallettim.
0
iyi fikir. yarın sabahtan şu numaradan arayacağım. duruma göre bilgi alırsam buraya da yazarım, bilgi olmuş olur.
portal.tnb.org.tr
portal.tnb.org.tr
0
asur krali basur
Sevgili gezen tavuk yumurtası ve organik reçel peşinde koşan beyaz yakalı dostlarım,Şimdi benim halihazırda bir işim var. Orta düzey yönetici olarak çalışıyorum. 10000 TL brut aliyorum -nisan'da zam gelecek- şirketimin şahsıma tedarik ettiği c segmenti arabayı kullanıyorum. yakıt sınırsız. özel sağl
Sevgili gezen tavuk yumurtası ve organik reçel peşinde koşan beyaz yakalı dostlarım,
Şimdi benim halihazırda bir işim var. Orta düzey yönetici olarak çalışıyorum. 10000 TL brut aliyorum -nisan'da zam gelecek- şirketimin şahsıma tedarik ettiği c segmenti arabayı kullanıyorum. yakıt sınırsız. özel sağlık sigortam ve primim var. ama işler boka sarmış vaziyette. gelecek göremiyorum burada. en fazla 1 hafta daha dayanabilirim gibi görünüyor.
Geçen hafta bir ispanyol şirketinden davet aldım. Süreç çok hızlı işledi ve teklif sundular. 9000 tl brut + araba + prim + yemek kartı vs. uzman pozisyonu.
Ama esasen 7 aydır bir ingiliz şirketinin teklifini bekliyorum. Onlar beni buldu davet ettiler pozisyon açacağız ilgilenir misiniz dediler... sonra pozisyon açıldı, görüşmeler yapıldı; ama hala teklif filan yok ortalıkta. en son 2 hafta önce görüştüm. her şey olumlu, bir sorun yok. aramıza katacağız sizi dediler... 12000 TL brut + d segment araba + yemek kartı + özel sağlık sigortası + prim vs. şartlar daha iyi. pozisyon orta düzey yönetici.
Şimdi benim kararsızlığım şu. Bir an önce buradan ayrılmam lazım. İspanyolların teklifini gün sonuna kadar kabul etmezsem teklifi geri çekme ihtimalleri yüksek. Ama esas istediğim iş ingilizlerle çalışmak. Ama oradan da küçük de olsa olumsuz haber gelme ihtimali var. İngilizleri aradım bu arada biraz daha bekleyin diyorlar. İspanyollardan haberleri var yani. Şimdi ispanyolların fırsatını kaçırıp, esas istediğim iş de olmazsa çok kötü bir duruma düşerim.
Tavsiyelerinize açığım. Ne yapsam, nasıl yönetsem süreci?
Şimdi benim halihazırda bir işim var. Orta düzey yönetici olarak çalışıyorum. 10000 TL brut aliyorum -nisan'da zam gelecek- şirketimin şahsıma tedarik ettiği c segmenti arabayı kullanıyorum. yakıt sınırsız. özel sağlık sigortam ve primim var. ama işler boka sarmış vaziyette. gelecek göremiyorum burada. en fazla 1 hafta daha dayanabilirim gibi görünüyor.
Geçen hafta bir ispanyol şirketinden davet aldım. Süreç çok hızlı işledi ve teklif sundular. 9000 tl brut + araba + prim + yemek kartı vs. uzman pozisyonu.
Ama esasen 7 aydır bir ingiliz şirketinin teklifini bekliyorum. Onlar beni buldu davet ettiler pozisyon açacağız ilgilenir misiniz dediler... sonra pozisyon açıldı, görüşmeler yapıldı; ama hala teklif filan yok ortalıkta. en son 2 hafta önce görüştüm. her şey olumlu, bir sorun yok. aramıza katacağız sizi dediler... 12000 TL brut + d segment araba + yemek kartı + özel sağlık sigortası + prim vs. şartlar daha iyi. pozisyon orta düzey yönetici.
Şimdi benim kararsızlığım şu. Bir an önce buradan ayrılmam lazım. İspanyolların teklifini gün sonuna kadar kabul etmezsem teklifi geri çekme ihtimalleri yüksek. Ama esas istediğim iş ingilizlerle çalışmak. Ama oradan da küçük de olsa olumsuz haber gelme ihtimali var. İngilizleri aradım bu arada biraz daha bekleyin diyorlar. İspanyollardan haberleri var yani. Şimdi ispanyolların fırsatını kaçırıp, esas istediğim iş de olmazsa çok kötü bir duruma düşerim.
Tavsiyelerinize açığım. Ne yapsam, nasıl yönetsem süreci?
0
İspanyollarda deneme süresi olmayacak mı, ilk ay karşılıklı deneme? İspanyol şirketinde başlayıp deneme süresi içinde teklif gelirse iş değiştiremez misiniz?
0
@kobozchu kiz,
Var tabii de deneme süresi, sonuçta sektörden bildiğim kişiler hepsi. Kötü bir macera olur benim için. Hem ingilizler de, öğrenme olasılıkları düşük de olsa her ne kadar, öğrenirlerse bu olayı oradan da puan kaybederim. Bilemedim ne yapsam :(
Var tabii de deneme süresi, sonuçta sektörden bildiğim kişiler hepsi. Kötü bir macera olur benim için. Hem ingilizler de, öğrenme olasılıkları düşük de olsa her ne kadar, öğrenirlerse bu olayı oradan da puan kaybederim. Bilemedim ne yapsam :(
0
bence iş ararken baktığın kriterler çok yanlış.
arabanın segmenti, her üç işte de birbirine yakın maaşlar falan. fazla materyalistsin. her üç iş arasında da maddi açıdan atla deve bir fark yok. sen hangisinde daha rahat edeceksen onu seç.
kobuzchu kiz +1 senin yerinde olsam şu anki şirketimden memnun olmadığım için İspanyol şirketine geçerdim. ortamdan memnun kalırsam da asla ingilize geçmeyi düşünmezdim. ama çok fazla mesai, ekstra iş yükü, gergin ve asabi müdür gibi olumsuzluklarla karşılaşırsam İngilizleri arayıp ne oldu bizim iş derdim.
arabanın segmenti, her üç işte de birbirine yakın maaşlar falan. fazla materyalistsin. her üç iş arasında da maddi açıdan atla deve bir fark yok. sen hangisinde daha rahat edeceksen onu seç.
kobuzchu kiz +1 senin yerinde olsam şu anki şirketimden memnun olmadığım için İspanyol şirketine geçerdim. ortamdan memnun kalırsam da asla ingilize geçmeyi düşünmezdim. ama çok fazla mesai, ekstra iş yükü, gergin ve asabi müdür gibi olumsuzluklarla karşılaşırsam İngilizleri arayıp ne oldu bizim iş derdim.
0
7-8 aydır teklif bekletmek nedir allasen, bir de maaş düşükmüş orta düzey yönetici için, o paralar net olmalı bence.
soruna gelirsek önce ispanyollar sonra da gelirse teklif ingilizler derim. mevcut işime dayanamıyorum dediğin için.
soruna gelirsek önce ispanyollar sonra da gelirse teklif ingilizler derim. mevcut işime dayanamıyorum dediğin için.
0
valla brütü ilk defa öğrendim açtım baktım 4440 . boğaziçi iktisat mezunu bir yönetici.ingilizi kabul et.
0
@mika nasıl hesaplamış anlamadım ama net mayışın toplamda 76.669,20 TL oluyor, net ortalama ise 6389,10 TL oluyor.
0
7-8 aydır bekleten şirket bir 7-8 ay daha bekletebilir, orada işler uzun dönem planlamayla gerçekleşiyor genelde; pat diye olmuyor. ispanyollarla başla, ingilizler gel derse gidersin; ayıbı yok bu işin.
0
eldeki elma daldaki elmadan iyidir diye düşünürüm çok garantici olarak. ama aynı zamanda ispanyolların illaki bir deneme süresi olur düşüncesindeyim.
0
Eger ben beyaz yaka profilini tanidiysam buyuk cogunluk bu durumda Ingilizleri beklemeyi secer. Arabanin segmentine, benzinine kadar dikkat etmek bunu gerektirir cunku. O kadar kolay mi is degistirirken maasi katlayacagin yerde aylik 1000 liradan feragat etmek? Birikmis tazminat da cabasi.
Ha benim tavsiyem Ispanyollara gitmek yonunde olur. Cunku mutlu olmadigin yerde zaman gecirmene gerek yok.
Ha benim tavsiyem Ispanyollara gitmek yonunde olur. Cunku mutlu olmadigin yerde zaman gecirmene gerek yok.
0
Elinde olan gelecek şeyden iyidir, garantici ol, ortada kalma derim. Şimdiye kadar iş değiştiren hiç bir arkadaşım tam yedi ay boyunca teklif beklemedi, böyle bi dünya yok. Bi de işin garip tarafı transfer oluyorsun, paralar aynı, bu nasıl iş anlamadım. İş görüşmesinde "kardeş ben şu an 10 alıyorum, işim de var, beni almak istiyorsanız bunun üzerinde bir paket sunun" demiyor musun? C segment dediğin megane falan, D olsun olsun ennn fazla passat olsun, bunun için bütün düzen bozulup iş değiştirilir mi? Sırf arabayı mı konuştunuz transfer ücreti olarak anlamadım ki.
0
Roket yabistirmiş. Orta düzey yönetici aynı seviyede iş değiştirmemeli uber şeyler vaadedilmiyorsa. Ki edilmiyor gördüğüm kadarıyla.
İsimde devam. 10 bin den 7 yıllık çalışan olsan 70 bin lira yapar. Ayni fiyata değil en az 2000 nette farketmeli geçtiğin yer ki kaybettigine ve kurulu düzenini bozduğuna değsin.
6 yıllık gezen tavukcu.
İsimde devam. 10 bin den 7 yıllık çalışan olsan 70 bin lira yapar. Ayni fiyata değil en az 2000 nette farketmeli geçtiğin yer ki kaybettigine ve kurulu düzenini bozduğuna değsin.
6 yıllık gezen tavukcu.
0
yorumlar eski işte kalmaya yönlendirmeye yönelik evrilmeye başlamış ama eski işinde neler yaşadığını bilemeyiz. bence senin önceliğin para değil, işyeri mutluluğu. eski işinden ayrılacaksın bu kesin. yeni işinde alacağın brüt+araba vs'den ziyade görüştüğün yöneticilerin karakterini/kişiliğini değerlendir derim. muhtemelen ingilizler sana iyi gelmiş. onları bekle. ispanyollar seni yüzde 100 değil yüzde 80 ikna etmiş. o zaman reddet. daha sonra aklında acaba kalmasın. ingilizler hiç dönmezse de "zaten ispanyolların önerdiğinden daha iyi maaşım var" deyip kendini ikna edersin.
bu arada meslek ne tam olarak?
bu arada meslek ne tam olarak?
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
https://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-kiralik-bahariye-de%2C60-m2%2Cbekara%2Csobali%2C4.kat%2C1-plus1%2Ccati-kati-395403619/detayutanmadan 1200 lira yazmış şu ilana. bi de ısınma sistemi yok demiş aşağıda. ne olacak bu ev kiraları?
www.sahibinden.com
utanmadan 1200 lira yazmış şu ilana. bi de ısınma sistemi yok demiş aşağıda. ne olacak bu ev kiraları?
utanmadan 1200 lira yazmış şu ilana. bi de ısınma sistemi yok demiş aşağıda. ne olacak bu ev kiraları?
0
onlar nereye gidiyor bilmiyorum ama ben ankara'ya taşındım abi, imkanı olan herkese de tavsiye ederim. istanbul'da aha böyle ahırlara 1200-1300'den aşağı istemiyorlar, burada eşyalı mis gibi daireyi yepyeni apartmanda 800 liraya aldım. ha ben merkeze biraz uzağım ama evin önünden tek otobüsle 45 dakikada kızılay'dayım mesela, istanbul'a kıyaslayınca yine uzak değil. ha daha yakın olayım dersen eşyasız olarak yine aynı veya yakın fiyata bulursun.
istanbul benim aklımın artık almadığı korkunç bir yere dönüştü. ayrıldıktan sonra, orada yaşayabilen insanlara daha fazla saygı duymaya başladım. ölçtürmedim ama %100 eminim ki buraya taşındıktan sonra stres seviyesi olsun, kan değerleri olsun hepsi olumlu anlamda değişmiştir. milletin sövüp saydığı bu "gri" şehrin taşını toprağını öpesim geliyor her gün. istanbul'un amk.
istanbul benim aklımın artık almadığı korkunç bir yere dönüştü. ayrıldıktan sonra, orada yaşayabilen insanlara daha fazla saygı duymaya başladım. ölçtürmedim ama %100 eminim ki buraya taşındıktan sonra stres seviyesi olsun, kan değerleri olsun hepsi olumlu anlamda değişmiştir. milletin sövüp saydığı bu "gri" şehrin taşını toprağını öpesim geliyor her gün. istanbul'un amk.
0
niye utansın anlamıyorum? sen vakko mağazasına girip "utanmıyor musunuz şu orta kalite malları lüks ürün fiyatına satmaya?" demeyi aklından geçiriyor musun? herkes ürününe hizmetine istediği değeri biçer sen layık görürsün görmezsin sana kalmış. ha ev kiraları çok değil bu arada bizim paramız yok.
edit: ha bu arada vakko da fiyatlandırma konusunda lüks sayılmaz da kalitesine, marka değerinden bağımsız ederine göre konuşuyorum.
edit: ha bu arada vakko da fiyatlandırma konusunda lüks sayılmaz da kalitesine, marka değerinden bağımsız ederine göre konuşuyorum.
0
ev Caferağa'da kadıköyün göbeğinde , semte hakim olan 100 kişiye sorsan 80i aaa ne kadar pahalı kira demez, bende gülsuyunda falan sandım ev, hatta kadife sokaktaymış ev hahaha , kafasını kullanan oraya 1200 verir ay sonu o evden 3000 kazanır yada hayvan gibi ortamı olur, kadıköyün en değerli yerinde bu ev kardeşim uyarayım seni
0
@docrivers, anlamadım, kiraya tuttuğumuz evden 3000 lira aylık nasıl kazanabileceğiz ki? bunun yolu, yöntemi var mıdır, nedir?
0
barlar sokağı civarında airbnb ile yabancılara daire kiralayıp köşe olan tanıdıklarım var , köşeden kastım ev 1500 ise günlük kiralalarla 3-4k gelir elde ediliyor erasmus vs yabancılara çok koymayan miktarlar ve kadıköyün göbeğinde rexx'İn dibinde oturma imkanı sunuyor
0
Garsoniyer olur o evden ancak. Hem çatı hem ısıtma yok. İçi de 70 li yıllardan kalma. Tesisat banyo hep sorunludur. İstanbulda genelde böyle ama. Bir evde 3-4 kişi kalanları görünce şaşırmıyorum.
0
bu konuya sadece kira olarak bakmayin, su evi almaya kalksam en az 1 milyon lira fiyat cekerler. ozellikle kadikoy, besiktas gibi konumlarda evler hatta dukkanlar asiri pahali. ev yeniyse nedeni muteahhitin bir sonraki projesi icin kaynak aramasi ve arsa fiyatlarinin cilgin pahali olmasi, ev eskiyse ileride kentsel donusume girer cok degerlenir beklentisi. gecenlerde bir dukkanin fiyatini sormustum kadikoy civarlarinda, 10 milyon lira dedi eleman utanmadan. hani oyle bilinen bir caddede de degil. ekonomi komple insaat ile dondugu icin, devlet yemeyin icmeyin kiranizi odeyin ya da 50 yil calisip birikim yapip zar zor bir tane ev alin diyor.
0
karacigerim vur kadehlere
"28.01.2018 tarihine kadar askerlik yönünden sakıncası yoktur." olarak e devletten görünüyor durumum nedeni de, "sınıf ve tertip bekleniyor."Bugün yüksek lisans kaydı yaptırdım, memur, "kaydınız bugün ama ders kaydı 29unda ve en erken 29 tarihli göndeririz yazıyı haberiniz olsun." dediler. Sıkıntı o
"28.01.2018 tarihine kadar askerlik yönünden sakıncası yoktur." olarak e devletten görünüyor durumum nedeni de, "sınıf ve tertip bekleniyor."
Bugün yüksek lisans kaydı yaptırdım, memur, "kaydınız bugün ama ders kaydı 29unda ve en erken 29 tarihli göndeririz yazıyı haberiniz olsun." dediler. Sıkıntı olur mu?
Ek: bugun kesin kayıt yaptırdığima dair yazi aldım nolur nolmaz.
Bugün yüksek lisans kaydı yaptırdım, memur, "kaydınız bugün ama ders kaydı 29unda ve en erken 29 tarihli göndeririz yazıyı haberiniz olsun." dediler. Sıkıntı olur mu?
Ek: bugun kesin kayıt yaptırdığima dair yazi aldım nolur nolmaz.
0
ben tecil bitimine 20 gün kala kayıt oldum okulama başlama tarihim lisansta da y. lisansta da kayıt yaptırdığım tarihti. muhtemelen sıkıntı olmaz ama...
belgeyi ö.ş'den isteyip kendiniz götürün.
belgeyi ö.ş'den isteyip kendiniz götürün.
0
laptu
Merhaba. Malum bedelli filan önümüzdeki altı ayda çıkmayacak, biz de kariyer yapalım. Tecilim 1 Mayıs 2018'de bitecek ve henüz yüksek lisans yapmadım. Lisans sonrası smm stajıyla tecil ettirmiştim.Bu durumda bu bahar yarıyılında bir yüksek lisans başlatsam iyi mi olur, yoksa önümüzdeki güz başlatman
Merhaba.
Malum bedelli filan önümüzdeki altı ayda çıkmayacak, biz de kariyer yapalım. Tecilim 1 Mayıs 2018'de bitecek ve henüz yüksek lisans yapmadım. Lisans sonrası smm stajıyla tecil ettirmiştim.
Bu durumda bu bahar yarıyılında bir yüksek lisans başlatsam iyi mi olur, yoksa önümüzdeki güz başlatmanın bir sakıncası olur mu? Önümüzdeki güz başlatırsam bakaya durumda olmuş olacağım. Önümüzdeki güz okula kaydolmamın bir yolu var mıdır, askerlik durum belgesini alacak zaman en uygun ne zaman olabilir?
Öte yandan akademik (!) kariyerime en ucuz nerede devam edebilirim? Önerileriniz var mıdır? Aynı durumdaki arkadaşlar da faydalanabilir.
Malum bedelli filan önümüzdeki altı ayda çıkmayacak, biz de kariyer yapalım. Tecilim 1 Mayıs 2018'de bitecek ve henüz yüksek lisans yapmadım. Lisans sonrası smm stajıyla tecil ettirmiştim.
Bu durumda bu bahar yarıyılında bir yüksek lisans başlatsam iyi mi olur, yoksa önümüzdeki güz başlatmanın bir sakıncası olur mu? Önümüzdeki güz başlatırsam bakaya durumda olmuş olacağım. Önümüzdeki güz okula kaydolmamın bir yolu var mıdır, askerlik durum belgesini alacak zaman en uygun ne zaman olabilir?
Öte yandan akademik (!) kariyerime en ucuz nerede devam edebilirim? Önerileriniz var mıdır? Aynı durumdaki arkadaşlar da faydalanabilir.
0
@dragon sağol. yesevi'de bir dönemlik kayıt 3 bin lira diyor. 3 dönem olunca 9 bin lira biraz fazla sanki ödeme tutarı bu şekilde olacaksa.
0
Pampa devlet üniversitelerine bak. Izmir katip celebi 100 kisi aliyor tezsiz 2000 lira. Ilk donem para yatır diger iki doneme karışma. Son dönem de dönem bitmeden 2 ay evvel kaydını sildir. Sonra tekrar başka bir yuksege kaydolunca tekrar uzasın tecilin. Bu yolla 35e kadar idare edersin.
0
laptu
basic bir soru.bitcoin (veya altcoinlerden, yancoinlerden herhangi biri) almak için, o anki belirli piyasa fiyatını önerirsem alamama ihtimalim var dimi? bu durumda hafif üstünde mi alış teklifi yapmam lazım? genelde böyle mi yapılıyor?bitcoin (veya altcoinlerden, yancoinlerden herhangi biri) satmak
basic bir soru.
bitcoin (veya altcoinlerden, yancoinlerden herhangi biri) almak için, o anki belirli piyasa fiyatını önerirsem alamama ihtimalim var dimi? bu durumda hafif üstünde mi alış teklifi yapmam lazım? genelde böyle mi yapılıyor?
bitcoin (veya altcoinlerden, yancoinlerden herhangi biri) satmak için, o anki belirli piyasa fiyatını önerirsem satamama ihtimalim var dimi? bu durumda hafif altında mı satış teklifi yapmam lazım? genelde böyle mi yapılıyor?
yani fiyatı gördüm ve "ne güzel yükselmiş, hemen satayım da kara geçeyim" derken, o fiyattan satamama ihtimalim çoğu zaman vardır, dimi? (ya da bu kağıt/coin artacak şu anda fiyatı baya ucuz deyip piyasayı okusam bile, o ucuz fiyattan alamamam yüksek ihtimal, dimi?)
ilave: borsaistanbul'da da bu işler böyle mi yürüyor?
not: mağara çıkışı
bitcoin (veya altcoinlerden, yancoinlerden herhangi biri) almak için, o anki belirli piyasa fiyatını önerirsem alamama ihtimalim var dimi? bu durumda hafif üstünde mi alış teklifi yapmam lazım? genelde böyle mi yapılıyor?
bitcoin (veya altcoinlerden, yancoinlerden herhangi biri) satmak için, o anki belirli piyasa fiyatını önerirsem satamama ihtimalim var dimi? bu durumda hafif altında mı satış teklifi yapmam lazım? genelde böyle mi yapılıyor?
yani fiyatı gördüm ve "ne güzel yükselmiş, hemen satayım da kara geçeyim" derken, o fiyattan satamama ihtimalim çoğu zaman vardır, dimi? (ya da bu kağıt/coin artacak şu anda fiyatı baya ucuz deyip piyasayı okusam bile, o ucuz fiyattan alamamam yüksek ihtimal, dimi?)
ilave: borsaistanbul'da da bu işler böyle mi yürüyor?
not: mağara çıkışı
0
1) bitcoin ve altcoinler cok fazla gun icerisinde dalgalandigindan dolayi almak/satmak icin istedigin rakamdan emir verip beklemen yeterli olacaktir, anlik kuru yazip neden aninda gerceklesmiyor diye dusunmene gerek yok, sadece pump and dumplari beklemen lazim, elindeki miktara gore bu bekleme suresi azalir ve artar.
2) ustteki ile ayni soru
3) dedigin gibi bir ihtimal var ama bu ihtimal ile karsi karsiya kalman cok mumkun degil fakat hangi borsada degerlendirecegine veya btcni nasil satmak istedigine gore degisir, borsaistanbul derken ne demek istedigini anlayamadim,
2) ustteki ile ayni soru
3) dedigin gibi bir ihtimal var ama bu ihtimal ile karsi karsiya kalman cok mumkun degil fakat hangi borsada degerlendirecegine veya btcni nasil satmak istedigine gore degisir, borsaistanbul derken ne demek istedigini anlayamadim,
0
1- teşekkürler purple. evet, emir verip beklemek mantıklı. ama ya ben sahip olduğum coin'in çıkabileceği yüksekliği hayal dahi edemiyorsam? yani onun daha çıkacak yolu varken verdiğim emrin düşük kalma ihtimali yok mu?
3-borsaistanbul derken bitcoin piyasasından bağımsız olarak sordum. borsadan kağıt alıp satarken de işler bu şekilde mi yürüyor bâbında. zira bist'de alış için teklif verdiğim fiyattan çoğu zaman alamıyorum kağıdı.
3-borsaistanbul derken bitcoin piyasasından bağımsız olarak sordum. borsadan kağıt alıp satarken de işler bu şekilde mi yürüyor bâbında. zira bist'de alış için teklif verdiğim fiyattan çoğu zaman alamıyorum kağıdı.
0
İhtiyacın olan tek şey var, o da "derinlik" ne demek onu öğrenmek.
Örneğin bir hisse senedinin anlık derinliği şöyle diyelim : i.hizliresim.com
Sol taraftaki en yüksekteki rakam, o anda bekleyen en iyi fiyattaki alıcıları gösteriyor.
Sağ taraftaki en yüksekteki rakam da o anda bekleyen en iyi fiyattaki satıcıları gösteriyor.
LİMİT fiyat için konuşacak olursak;
Elinde 1 milyon tane GARAN var diyelim.
Şu fotoğrafın çekildiği anda 10.24'ten 69.000 adet hisseyi tak diye satarsın, canlı alıcısı var. Diyelim en iyi alıcı 10.24, sen kalkıp 8 liradan satış yazdın.
Kaçtan satılır biliyor musun? 10.24'ten!
Çünkü en iyi fiyat o. Elbette 8.40'ta bile bekleyen alıcı var ama önemli olan şu anda en iyi fiyat kaç, o. Yalnız senin elinde 1 milyon hisse var, eğer HEMEN daha fazla satmak istiyorsan farklı kademelerden satarak fiyatı indirmen gerekecek. 10.14'e kadar yüklü alıcılar var, 10.14'e kadar verip bir seferde en fazla 600 küsür bin tane satabilirsin, HEMEN alıcı var bu kadar.
Piyasa emri: Adedi yazıyorsun, o kadar adedi mevcut kademelerden alıp/satıyor.
Piyasadan limite : Yine adedi yazıyorsun, o kadar adedi mevcut KADEMEDEN alıp/satıyor. Piyasadan limite emir ile limit emrin farkı, piyasadan limite emirde fiyat girmiyor oluşun, hareketli piyasada limit fiyat yerine kullanılabilir.
O anda eğer yeterince derinlik varsa 10 milyon dolarlık bitcoin bile alıp satabilirsin, seni durduran hiçbir şey yok :)
-----
Dijital para borsalarında da benzer şekilde çalışır diye düşünüyorum, diğer türlü çok saçma olur çünkü.
Yatırım tavsiyesi değildir. Kendi araştırmanı yapmanı tavsiye ederim.
Bir de not, neyin ne olduğunu iyice öğrenmeden bir şeyler alıp satmaya çalışma derim.
Örneğin bir hisse senedinin anlık derinliği şöyle diyelim : i.hizliresim.com
Sol taraftaki en yüksekteki rakam, o anda bekleyen en iyi fiyattaki alıcıları gösteriyor.
Sağ taraftaki en yüksekteki rakam da o anda bekleyen en iyi fiyattaki satıcıları gösteriyor.
LİMİT fiyat için konuşacak olursak;
Elinde 1 milyon tane GARAN var diyelim.
Şu fotoğrafın çekildiği anda 10.24'ten 69.000 adet hisseyi tak diye satarsın, canlı alıcısı var. Diyelim en iyi alıcı 10.24, sen kalkıp 8 liradan satış yazdın.
Kaçtan satılır biliyor musun? 10.24'ten!
Çünkü en iyi fiyat o. Elbette 8.40'ta bile bekleyen alıcı var ama önemli olan şu anda en iyi fiyat kaç, o. Yalnız senin elinde 1 milyon hisse var, eğer HEMEN daha fazla satmak istiyorsan farklı kademelerden satarak fiyatı indirmen gerekecek. 10.14'e kadar yüklü alıcılar var, 10.14'e kadar verip bir seferde en fazla 600 küsür bin tane satabilirsin, HEMEN alıcı var bu kadar.
Piyasa emri: Adedi yazıyorsun, o kadar adedi mevcut kademelerden alıp/satıyor.
Piyasadan limite : Yine adedi yazıyorsun, o kadar adedi mevcut KADEMEDEN alıp/satıyor. Piyasadan limite emir ile limit emrin farkı, piyasadan limite emirde fiyat girmiyor oluşun, hareketli piyasada limit fiyat yerine kullanılabilir.
O anda eğer yeterince derinlik varsa 10 milyon dolarlık bitcoin bile alıp satabilirsin, seni durduran hiçbir şey yok :)
-----
Dijital para borsalarında da benzer şekilde çalışır diye düşünüyorum, diğer türlü çok saçma olur çünkü.
Yatırım tavsiyesi değildir. Kendi araştırmanı yapmanı tavsiye ederim.
Bir de not, neyin ne olduğunu iyice öğrenmeden bir şeyler alıp satmaya çalışma derim.
0
teşekkürler hayirsiz.
borsa için akşam saatlerinde emir verdiğimden çoğu zaman kağıdı alamıyorum çünkü sabah kendiliğinden yükselmiş oluyor. sanırım akşam verdiğim alış emirleri birkaç kuruş/onkuruş daha yüksek olmalı, kağıdı alabilmem için.
bu arada bahsettiğin derinlik tablosu, ücretli olarak edinilen bir hizmet mi? kağıdı almadan önce bu analizi görebilmen ne güzel olur.
borsa için akşam saatlerinde emir verdiğimden çoğu zaman kağıdı alamıyorum çünkü sabah kendiliğinden yükselmiş oluyor. sanırım akşam verdiğim alış emirleri birkaç kuruş/onkuruş daha yüksek olmalı, kağıdı alabilmem için.
bu arada bahsettiğin derinlik tablosu, ücretli olarak edinilen bir hizmet mi? kağıdı almadan önce bu analizi görebilmen ne güzel olur.
0
Evet, ücretli.
Borsa İstanbul için derinlik sağlayan üç ana kurum var bildiğim. İdeal, Matriks Data, Foreks.com
Bunların dışında aracı kurumların da yine kendilerinin oluşturduğu ya da bu şirketlerden veri edinmeleri yoluyla sağladıkları hizmetler var, dilersen araştırabilirsin. Belirli bir komisyon kazandırdığın takdirde bazı aracı kurumlar bunu ücretsiz veriyor.
Ben İdeal kullanıyorum, kendim alıyorum. Üstteki görüntü İdeal'den. www.directfn.com.tr
Derinlik hakkında bir şey daha söylemek istiyorum, sadece ne kadar alıp satabilirim diye bakıyorum, yoksa oradaki alıcı ve satıcılar insanı yanıltabiliyor. Her an değişebiliyor çünkü. Bu da ek bilgi olsun.
Borsa İstanbul için derinlik sağlayan üç ana kurum var bildiğim. İdeal, Matriks Data, Foreks.com
Bunların dışında aracı kurumların da yine kendilerinin oluşturduğu ya da bu şirketlerden veri edinmeleri yoluyla sağladıkları hizmetler var, dilersen araştırabilirsin. Belirli bir komisyon kazandırdığın takdirde bazı aracı kurumlar bunu ücretsiz veriyor.
Ben İdeal kullanıyorum, kendim alıyorum. Üstteki görüntü İdeal'den. www.directfn.com.tr
Derinlik hakkında bir şey daha söylemek istiyorum, sadece ne kadar alıp satabilirim diye bakıyorum, yoksa oradaki alıcı ve satıcılar insanı yanıltabiliyor. Her an değişebiliyor çünkü. Bu da ek bilgi olsun.
0
fatih terim akti
Yakında bu arkadaşların şirketinin Varşova'daki ofisinde işe başlayabilirim fakat şirket hakkında pek bilgim yok.Bilgi sahibi olan arkadaşlar yardımcı olabilirlerse çok sevinirim.
Yakında bu arkadaşların şirketinin Varşova'daki ofisinde işe başlayabilirim fakat şirket hakkında pek bilgim yok.
Bilgi sahibi olan arkadaşlar yardımcı olabilirlerse çok sevinirim.
Bilgi sahibi olan arkadaşlar yardımcı olabilirlerse çok sevinirim.
0
@acemi telefondaki kadında ısrarla çalışma saatlerinden bahsetti. Varşova istanbul'dan daha pahalı sanırım şu anda. Para az olursa ancak evin kirasına yeter herhalde :)
0
laptu
İphone için, youtube videosunu mp3 olarak telefona kaydetme uygulaması var mıdır? Ya da uygulama olmadan converter sitelerinden bu iş iphone için yapılabilir mi, bilgisayarda yapıldığı gibi?
İphone için, youtube videosunu mp3 olarak telefona kaydetme uygulaması var mıdır? Ya da uygulama olmadan converter sitelerinden bu iş iphone için yapılabilir mi, bilgisayarda yapıldığı gibi?
0
bu amaçla iphone'umda kullandığım tubidy var. çevrimdışı olarak izleme ve dinleme olanağı sağlıyor. conventer sitesi olarakta offliberty öneririm. itunes ile telefonunuza aktarırsınız. öncekine göre çok vakit alacağını belirteyim.
0
Teşekkürler. Tubidi'nin kullanımını sanırım beceremedim. Videoyu izlerken library'ye attım ama uçak modunu açınca o video çalışmadı. Library'ye atmaktan ziyade başka bir kullanım yöntemi mi var acaba? (Offliberty için de teşekkürler, onu önceden kullanıyordum ama bilgisayara bağlanma seçeneği şu an benim için devredışı)
0
videoyu izlerken inderme tuşu var. o tuşa dokunduktan sonra indiği anda tik işareti göreceksin.bunun ardından tekrar deneyin derim
0
sanırım tubidi'ye bir güncelleme gelmiş ve hem indirme hem de arka planda çalma özellikleri, benim de tecrübe ettiğim üzere, kaldırılmış. appstore'de kullanıcılardan bu yönde yorumlar okudum. tubidi seçeneği devre dışı kaldı diyebiliriz. teşekkürler yardım için kurmalifare.
0
