etken maddesi ne onu araştır.

etkin maddesi duloksetin diyor. bu durumda ne olacak ki?

En güzel promosyonu o marka-ürün vermiştir.

etken maddesi önemli adı sanı değil. aynı etken maddesini kullanıp 50 farklı ilaç çıkarıyorlar. muadil ilaç deniyor. her firma kendi ilacını yapıyor ama etken maddesi aynı. anlatabildim mi?

duloksetin deyinca cymbalta isimli ilacı çıkarıyor. bunun muadili olabilir, 4 sayfa da entry var. bu şekilde senin ilacın muadilini bulursan detaylarını öğrenmiş olursun.

eksisozluk.com

mesela ben venegis xr kullandım hakkında bilgi çok az. ama o ilaç efexor xr'ın muadiliydi ve efexor dedin mi herkesin bir fikri var.. yani bu şekilde araştırabilirsin.

kaputt, anladım demek istediğini. cymbalta sanırım esas ilaç. bu da muadili gibi görünüyor. etken madde aynı ama içerikte değişiklikler var. ama neden cymbalta yazmadı da yeni çıkan ilaçtan yazıyor, kafama takıldı bu da işte.

ilaç firmaları bu şekilde çalışır. doktorla anlaşma yaparlar doktor da onun ilacını verir. bunun birinin iyi diğerinin kötü olmasıyla alakası yok. abdi ibrahim satmış ilacını doktoruna.

Ha dyloxia ha cymbalta bizim için bi anlamı yok. Etken madde önemli. Ambalaj farklı

verdiği eğitimi bilmeyen birisi olarak söylüyorum, boğaziçi yazardım. ortamı olsun, yeri olsun bana daha samimi geliyor. ve prestiji türkiye'de en yüksek okul açık ara.

çok net boğaziçi. kesinlikle aksini düşünmeden yazın geçin.

çok sağlam arkadaşlıklar, çok sağlam çevreniz olacak ve çok iyi bir eğitim alacaksınız.

boğaziçi ile koçun puanları yakın, ama koçta 20 burslu alınacaksa boğaziçinde aynı kalibrede 100 kişi alınacak. boğaziçindekiler daha hırslı olacak, daha fazla etrafınızda sizin kalibrenizde adam olacak. bu insnaların fazla olması ve daha iyi yerlere gelmesi sizi de iyi yerlere getirecek.

koçta burssuz gelen adam yılda rahatlıkla 60-100 bi lirayı gözden çıkarabilecek bir aile ortamından gelecek, büyük oranda bakış açılarınız ve durumunuz farklı olacak. aynı dili konuşmuyor olacaksınız.

boğaziçinde size vizyon verilecek.

işletmeyle çift anadal bence zor olmaz, bazı dersleri ortaktır zaten, ayrıca işletme (örneğin iktisata göre) fazla zorlayacak bir bölüm değil.

@murphy

mimari farklılıkları var.

boğaziçinin kampüsü çok güzel ama koçun kampüsü gittiniz mi bilmiyorum, ben bir süre kaldım orada koçun kampüsü ormanlar içerisinde harika ve derli toplu bir kampüs. eğitim almak istesem ve odaklanmak istesem koçun kampüsü boğaziçine gçre iyi diyebilirim. remote olması ve doğanın içinde olması çok büyük bir artı.

boğaziçinde çift anadal yapmak çok kolay bir olay değil. ama imkansız değil. demek istediğim çift anadal yapıcam düşüncesiyle tercih yapmamanız. yani umarım yapabilirsiniz ama bazen planlarınız istediğiniz gibi işlemeyebilir üniversite haaytında.

koç konusunda bir bilgim yok. ama devlet okulu olmasından ötürü maddi olarak boğaziçinde daha rahat edersin. ve kendini geliştirmek için çaba harcadığın sürece, sosyal bir kişiliksen ( benim gibi sefil olma) boğaziçinde rahat edebileceğin hususundayım.

ama dediğim gibi koç konusunda çok geniş kapsamlı bir bilgim yok. yani güzel okul sonuçta kaliteli çok mezun veriyor.

ama ben her yapılanmada boğaziçiliye rastladığımdan boğaziçi konusunda çok nesnel olamıyorum.

boğaziçi iyidir yani ben pişman olacağını düşünmüyorum. bölümüne çok nefret ederek girmediğin sürece.

görüşler tamamen benim 3 yıllık boğaziçi objektifimdendir, içinizden geleni yapınız, her söylenene itibar etmeyiniz :)

bu iki okulda okuyanlara sorman lazım. gidip yüz yüze konuş hepsiyle.

sizin bölümünüz için boğaziçi, kariyer açısından daha avantajlı. boğaziçi yazardım.

@ bu arada kupigometa'nın dediğini yaparken dikkat et.

yanlış bir dil kullanırsan her iki üniversitenin öğrencilerinden alacağın cevaplar sonucunda "lanet olsun atom fiziğine de bilime de" der inzivaya çekilirsin :))

sözlükte çok var buralarda okuyanlar, mesaj atıp mümkünse de telefon üzerinden konuş.

boğaziçi. kampüsü, olanakları, sosyal ortamı, merkezi olması, eğitim düzeyi, devlet okulu olması, bilinirliği ve prestiji, zeki insanları ve hocaları barındırması her anlamda pişman olmayacağın bir okul.

başarılı, zeki, akıllı ve yükselecek orta ekonomik sınıf insanlardan çevre yapmak istiyorsan boğaziçi
zengin, başarılı, ailesi zengin ve geleceğin patronları olacak, tatili-eğlencesi bol olan insanlardan çevre yapmak istiyorsan koç

fena genelledim fakat duyuruyu okuyunca aklımda bu imge oluştu.

bölüm konusunda karşılaştırma yapamam ancak boğaziçi'li biri olarak söylemek gerekirse her ikisi de çok çok iyi okullar. ortamları da birbirine benzer. belki boğaziçi devlet olması ile bir tık önde olabilir ancak çok az fark eder. ikisine de girseniz pişman olmazsınız. çap kolay değil. aksine zor. boğaziçi'nde yüksek ortalama tutturmanız, üzerine bir sürü ders almanız vs. gerekiyor. çap için bir okula girilmez. liseden göründüğü gibi değil. iyi ortalamanız olursa ve gerçekten istiyorsanız çap işin artısı olur. ayrıca çap yapıyorsanız min. okulu 5 senede bitirirsiniz (hazırlık hariç)

Selam,

Yıllardır Boğaziçi'nde olan, neredeyse ayda bir de Koç'a giden biri olarak elimden geldiğince yardım etmeye çalışayım.

Bence Koç'un ortamından fazla korkmana gerek yok. Otoparkındaki arabaları görünce insan bi ürkmüyo değil ama konuştuğum Koç'luların hepsi gayet kaliteli insanlardı. Burslu mu bu burssuz mu bu diye hiç ayırt etmeye çalışmadım, çalışsam da bilemezdim diye düşünüyorum. Uzaklığı da seni korkutmasın. Tek otobüsle, yarım saatte metroya ulaşıyorsun. Boğaziçi'ne gelirsen ve Kilyos'ta hazırlık okursan, çok daha uzak bir yerde başlayacaksın üniversite hayatına. Koç'a ulaşım, Kilyos'a ulaşımdan çok çok daha rahat.

Sana uygun olan bölümü seçmeye çalış önce. Uluslararası ilişkilerle işletme çok farklı bölümler. Koç'taki uluslararası ilişkileri bilmiyorum ama Boğaziçi'nde daha çok siyaset eğitimi alırsın. Bölüm de siyaset olarak bilinir zaten. Çap yapmak zor değil. Diğer bölümlerin çap imkanıyla kıyaslandığında zor değil, yapan arkadaşlarım oldu ama çap yapıcam diye başlayıp yapamayan çok insan var Boğaziçi'nde.

Başka sorun olursa yazabilirsin ama dediğim gibi okuldan önce bölüm konusunda emin olmaya çalış. Daha sonra da karar verdiğin bölümün Koç'ta ve Boğaziçi'ndeki ders programlarına, seçmeli derslerine, hocalarına falan bak. İkisi de çok güzel okul, sana uygun olan bölümü seçersen ikisinde de pişman olacağını düşünmüyorum.

telaffuz ettiğiniz iki bölüm için de boğaziçi.
açık ara.

boğaziçi +1

Oncelikle tebrikler.

Koc'u yurtdisi baglantilari daha iyi diye biliyorum ama yukarda aciklanan sebeplerden oturu bogazici +1

Ha ben olsam cap yerine 2.yabanci dil kasardim bogazicinde.

Sosyal bilimler ise kesinlikle Boğaziçi tabii ki.

uzun yıllar önce bir fransız lisesinin oradan geçen güzergahtaki dolmuşa biniyordum. öğrencileri de dolmuşta mutlaka oluyordu 4-5 tane. hepsi fransızca konuşurdu kendi aralarında. şoföre para uzatırken türkçeye dönerlerdi sadece. bu da böyle şahit olduğum bir anımdır.

çalışma amaçlıdır, bence çok iyi yapıyorlar, konuşmadan pratik yapmadan olmuyor. biz zamanında kendi aramıza hep desek de hiç beceremediğimiz bir işti bu. kesin güleriz filan :)

Bence evet... insanı vahşileştiriyor. ama bilimsel bir dayanağım yok.

bence et bizi değiştiremez, ama biz eti değiştiririz, orası kesin.
yerken her zaman "öteki tarafta yeniden görüşürüz!" de...

çayırda pusu kurup bir anda koyunların danaların üstüne atlayarak hayvanın boynunu dişlemek suretiyle kanlı kanlı et yemediğimiz müddetçe vahşileştirmez. kasaptan 200 gr kıyma alıp köfte yapıyoruz ne vahşileşmesi? :))

onun dışında ise bilmiyorum. cevapları takipteyim.

Ben sinir yaptığını duymuştum

Quorada bu sorulmuştu ve oylanan cevapların birinde bir araştırmacının yemekleri 3 kategoriye ayırmasını ve hissettirdiklerini yazıyordu. Linki bulursam atarım ama et depresif, baharatlı şeyler heyecanlı hissettiriyor diye hatırlıyorum.

Hayvan bedeni yemek, doga dunya ekoloji acisindan bir zarardir.

Bir kilo et icin 18000 litre su harcaniype. Bir kilo bugday icinse 1000.

O hayvani doyurmak icin bayagi bir araziden alinan urun kullanikiyor. Bu araziler insanlar ici ekilse, daha fazla insan faydalanabilecek.

Hayvan endustrisi, kursel isinmanin buyuk sebeplerinden biri. Bir inegin osurugu bir arabanin egzosu kadar karbon saliyoe. Bu hayvanlarin diskilari idrarlari kanlari filan derken dogaya cok fazla geliyor bunlar.

Yani et yemek vhem ekolojik degil, hem dogaya zararli, hem de vicdani olarak ysni hayvanlarin bir araya toplatilip 20 yillik omurlerin 20 dakikalik zevk ugruna feda edimsi icin para vermek ahlaki bir sey degil.

Bitkilerden alinabiliyorkwn her hayvansallardaki her sey.


Soruya gelirsek

Leo tolstoyun kreutzor sonat kitabi var. Orda ehayvan bedeni yemeyi elestiriyoe. Isci yiyorsa sorun yok diyor calisiyor ediyor ama burjuva yiyorsa, bu fazla enerji icte kaliyoe ve kadinlari aldatiyor. Cinsel olarak disa vuruyor diyor.

Benim dusuncemse hayvansal urunleri birakmak, insana bir huzur veriyoe. Ahlaki olarak yapilmasi gerekwn bir seyi yapmak boyle olmamali ama yine de dogaya hayvanlara karsi bu gorec bu yukumluluk, farkli hissettiriyor. Iyi ki yapmisim diyorsum

Mutlu ettiği için mümkün.

çok uzun zaman okuduğum bir yazıda hayvanların kesilirken salgıladığı korku hormonları yiyen insanları etkiliyor diyordu.

kaynak veremem ama.

tam olarak adını koyamam ama bence evet yol açıyor.
bütün gün börek çörek kurabiye pişirip yiyen teyzeler nasıl birbirlerine benziyorlarsa "et yemeden doymam"cıların da benzer karakterleri oluyor.
ayrıca sırf kendi ağız tadı için @CursedChico 'nun bahsettiği şeylere kayıtsız kalabilmek de belli bir takım karakter özellikleri gerektirir diye düşünüyorum.

yarın istersen kaynak yollarım. şu anda yollayamıyorum.
evet sinir, yorgunluk, hastalık yapar.
benim kendi deneyimlediğimi söyleyeyim. erkek arkadaşım vejetaryenken çok daha kibar ve saygılıydı. ne zaman ki et yemeye başladı sürekli bana saldırmaya başladı, çok sinirli oldu. et yemeye başlaması da günde 3 öğün et yemesi bu arada. yani abartılı bir değişim yaptı. kişiliği de tamamen değişti bu süreçte.

Does eating meat make you a violent person because you get used to blood and killing of creatures? by Shreyans Mehta www.quora.com

Daha öncesinde kanlı canlı yürüyen bir hayvanı doğruyorsun, kıyma yapıyorsun yiyorsun... ben et tüketen birisi olarak söylüyorum, bunu bilerek yemek bile negatif bir etki.

evet et yemeyen gerizekalılaşıyor zamanla. hayvansal protein şart :))

degistiriyor, duzenli yedigim zamanlar seker gibi bir insan oluyorum. dunya uzerinde pirzola ya da antrikot olmasa patolojik vaka olurdum.

p.s: inek osurugu da senfoni etkisi yaratiyor bende.

bir yerde mi izledim birinden mi duydum tam hatırlamıyorum ama özellikle az pişmiş kanlı et yeme olayında vahşileşme oluyordu. galiba köpeklerde mi deneniyordu. uzun vadede etkisi olabilir bence. evrim filan özümüze dönüyoruzdur belki içgüdüsel olarak.

bir de burada da örneğini görebileceğin gibi et yiyen insanlar yemeyenlere hakaret etme konusunda daha cüretkar olabiliyorlar. et yemeyen biri " et yiyen or**pu çocuklarının karakteri şöyle şöyle oluyor" demezken; et yiyen biri et yemeyenlerin "gerizekalı" olduğunu iddia edebiliyor. hepsi bu kadar ileri gitmese de, işte bu her şeyi kendine hak görme hali et yiyenlerin bir ortak özelliği olabilir.
"hayvanı keser yerim, yemeyene de hakeret ederim çünkü ben müthişim. evet."

bir kaç saat masa başında hareketsiz kalınca boynumun belimin nasıl ağrıdığını çok iyi biliyorum.
kasları gelişmesin eti sertleşmesin diye doğumundan iki gün sonra oturup-kalkma, adım atma şanslarının olmadığı daracık kafeslerde, boyunlarından yukarı bağlı olarak aylarca (3-4 ay, saat değil evet ay) hareketsiz halde tutulup sonra kesilen bir hayvanı yiyemeyecek kadar gerizekalı olduğum için mutluyum.

Belki kisa vadede iq'yu artirmaz ama varolan zekasini daha iyi kullanmasini saglar. Bu da dolayli olarak mizacini degistirir

Supplement almak zorunda kalinan hicbir diyet normal degildir

Bilimsel olarak yapılmış ciddi bir çalışma yok sonucu çıkıyor sanırım

anlama ihtimaliniz tecrübenize bağlı olarak var, üç aşağı beş yukarı kedilerin büyüme evresinde geçirdiği değişiklikler aynıdır. siz neden daha büyük olduğunu düşünüyorsunuz?

bi' dakka, veterinere mikrop kapmasın diye kedi mi götürmüyorsunuz? ciddi misiniz? umarım değilsinizdir.

Yoo çok ciddiyim , iç dış parazit aşısını yaptım kendim . 15 gün geçsin diye bekliyorum , sağlıklı ise gidip karmasını yaptırcam .

@evde liyakat çok olgun gibi davranıyor , daha önceki kedilerime benzemiyor bu açıdan . Fazla efendi , oyun çağında olmasına rağmen çok sakin yatıp duruyor o yüzden daha büyük olduğunu düşündüm .

yani kedinizin veteriner hekimde mikrop kapması imkansız gibi bir şey pasaklı bir yere gitmiyorsanız, her veteriner hekim yeni hastaya dokunmadan önce muhakkak temizlenir çünkü. hava yoluyla geçen bir hastalık yok literatürde diye biliyorum, o yüzden evhamlanmanız gereksiz. üstelik evde dururken, sadece iç ve dış parazit aşılarını yaptıysanız sağlıklı olup olmadığını anlamanız imkansız. neyse, siz bilirsiniz yine, ben söylemiş olayım.

edit : her kedinin karakteri farklıdır, isterseniz birkaç değişik fotoğraf koyun, size kaç aylık olduğunu söyleyeyim :)

foto +1

yavru bir kedinin sakin durması pek hayra alamet değildir.
hasta değildir umarım.

tr.letgo.com

Instagram üzerinden garage sale gibi şeyler yapıyorlar, öyle bişi deneyebilirsin. Buradan da satılabilir.

modacruz

siteyi bilmiyorum.
ayakkabılardan ise siyah olanı güzelmiş.
diğerine bulaşmam.

Ben bu siteden ayakkabi almistim, sorun cikmadi. Linktekiler rahat ayakkabi degil bana sorarsan. Yani bu model ayakkabilar pek rahat olmuyor. Ya da bana rahat gelmiyor.

@stavro sen ne tarz önerirsin? daha çok sportif ayakkabılar rahat oluyor gibi ama onlar da kesenin ağzını açmak gerek galiba ama yine de önerdiğin link atabileceğin var mı?

şunu günlük kullanımda da giyebilirim galiba: www.maceracumhuriyeti.com

ilk gönderdiğin siyah güzelmiş.
ama son attığın güzel değil rahat olsa bile tercih etmezdim.

estetikten ziyade rahatlık daha önplanda benim için şu an.

tipini çok beğenerek vans aldım, severek de giyiyorum ama bir iki saatten sonra rahat değil, çok rahatsız ediyor. rahatlık arıyorsan vans alma.

www.maceracumhuriyeti.com bu attigin 3. linkteki daha rahattir bana sorarsan. Ama daha pahali tabii. IStersen magazada dene gitme imkanin varsa. www.maceracumhuriyeti.com

@stavro şunun siparişini geçtim www.maceracumhuriyeti.com bakalım artık. ama dediğin gibi sanki bana da o diğer ayakkabı daha rahat edilecek ayakkabaymış gibi geliyor. istanbul'da olmadığımdan mağazalara gidemedim.

dümdüz bir erkek ayakkabısının ne muhabbeti döndü ha
buna benzer zibilyon tane modeli var kinetiks'in 50'şerden 3 tane alırsın
beğenmediğini atarsın :)

Bırakma kararı verdiğimde Zyban kullandım ben, daha ilk günden sigaranın tadı acaip bir şeye dönüştü ama ben ona da alışıp içmeye devam ettim. Asıl sıkıntı ilerleyen günlerde iştahımın kesilmesi ve ruh halimin saçma sapan bir hal almasıyla ortaya çıktı, hayattan zerre tat alamamaya başlayınca s*kerler ilacını da sigarasını da diyerek 6. günde ilacı da sigarayı da kesip attım.

Ardından gelen 2 hafta oldukça zorlayıcı oldu ama yılmadan sigara isteğime karşı koydum, iki buçuk senedir de kullanmıyorum.

zyban'ın muadili (welbutrin vardı) eşim hem onu hem de champixi kullanıp bıraktı. ama ikisinde de yeniden başladı. bilemiyorum kafada bitirmek önemli. şimdi de e-sigara içiyor. ama bu sefer de ona bağımlı oldu.

ben de uzun süre tiryakiliğin ve bir sürü bırakma deneyiminin sonunda (bantlar sakızlar vs vs)zyban ile bıraktım. tavsiye ederim. bırakalı 10 seneyi geçti.

champix ile eşim bıraktı, çok uzun süre olmadı daha ama içmiyor valla.

herhangi bir ilaç kullanmadan 2 ay evvel bıraktım. 13 yıldır içiyordum. ilk denemem. sanıldığı kadar zor değil. içmek zorunda değilim diyorsun ve içmiyorsun bu kadar basit.

merhaba, 8 gün önce kendi irademle bıraktım. İlk 2 gün çok şiddetliydi. Sonrası kolay. Eşimle birlikte aynı anda bıraktık bu da bir artı.

mora terapi diye bir şeyle bırakıyorlar tek seferde. bir araştırın isterseniz. neredesiniz bilmiyorum ama izmirde neosante diye bir merkezde yapıyorlar. arkadaşımdan biliyorum

Nikotin bantı ile bıraktım. Hapları sağlıksız buluyorum, psikolojik olarak bozma dengeyi

Sağlık sebebinden ötürü iadesi olmayan biletim vardı. THY Harbiye ofisinden, mümkün değil denmesine rağmen, farklı bir yer ile değiştirdim. Satış ofisleri bu konularda daha geniş yetkilere sahip.

promosyon olunca normalde değişim ve açığa alma da yapılmıyor zaten.
dendiği gibi bir şans ofise gidip yalvarabilirsin açığa aldırmak için.
konferans ücreti için de konuş ya ülkedeki özel durumdan dolayı yurtdışı çıkışım yasaklandı filan diye. zaten amerika da tr'den adam almıyor, geri ödemeleri lazım. senlik bir durum değil çünkü. çok bastır taciz et.

dilekçe yazın. sözlü şekilde yapmazlarsa dilekçe yazıp thy'e fakslayın. dilekçe olunca durumun ciddiyeti artıyor bir nebze.

mücbir sebeplerden dolayı iptal etmek zorunda olduğu söyle. Keyfi yaptığın bişi değil bu. İptal etmek zorundalar

Tweet at. Sorgusuz sualsiz degistireceklerini soylediler, degistirmek zorundalar.

aynı şekilde araştırma görevlisi olup cuma günü japonyaya gidecek arkadaşlarım vardı. herkes çok mağdur oldu. geçmiş olsun.
bence de twitter'dan filan yazın.

ne tarz zeka oyunu ise nonograms katana.

BBTAN

don't starve oyna, vakit geçer. serviste de oynamaya devam edersin.

2048

genelde ik sorar beklentiniz nedir diye. sen sorma bence

zaman zaman beklentiniz nedir diye sorulabiliyor. ancak sorulmamışsa konuyu açmak zannetmiyorum ki iyi bir etki yaratsın. eğer sorulmamışsa en son teklif aşamasında karşılıklı müzakere edilebilir.

sen sorma +1 beklentini zaten sorarlar. sormuyorlarsa da pazarlık olayı olacaksa tekliften sonra olur.

teklife kadar bilgi vermezler, isterseniz sorabilirsiniz ama gerçek anlamda kurumsal firmalarda bilgi verdiklerini görmedim.

Benim eski çalıştığım yerde görüşmeden önce bir form doldurtuyorlar. Orada ücret beklentisi de oluyor. Genelde ücret beklentisini sorarlar zaten.

ik sorar,
genelde görüşmenin sonuna doğru maaş olarak ne düşünüyorsunuz falan diye bir şekilde sorar.

Bugünkü görüşmeler iptal diye haber okudum, doğruluğunu bilmiyorum.

internet sitesinde bir sey goremedim. ABD'ye direkt ucusları iptal etmişler ama.

vize görüşmeleri de iptal diye şirketten mail geldi bize.

hiçbir şey olmaz başlarsınız deneme süresinde de arçelik olursa geçersiniz. arçelik merkez arge falansa çağıran hiç düşünmeyin, gidin.

arçelik iş görüşlmeleri biraz zamana yayılıyor, siz burada başlayın, doktor moktor bir şeyler uydurursunuz.

Şu an başlayacağım yerde deneme süresi yok, direk işe başlıyorum. Deneme süresini atlattım çünkü.

başlarken şey şeklinde anlaş, mesela devam eden diş tedavim var, o nedenle bazı günler doktora gitmek zorunda kalacağım, izin almak sıkıntı olur mu falan de. başlarken söylersen sıkıntı olmaz.

işe başlayın bence çünkü arçelik'in iş alım süreci uzun sürüyor gerçekten bir arkadaşımın görüşmeleri 6 ay sürdü.

açılın arçelikten geldim.
şimdi arçelik iş görüşme süreci gerçekten çok çok uzun sürebiliyor öyle bir iki hafta yalan. minimum 1 ay diyeyim ki 1 ayda biterse bayağı şanslısınız demektir.

diğer şirketi bilmiyorum görevinizi yeriniz filan yazın isterseniz değer mi söyleyeyim size. ama diğer tarafa başlayıp sonrasında arçelik oluyorsa istifa etmek mantıklı. hoş değil tamam ama profesyonel hayat böyle bir şey. kimse yadırgamaz merak etmeyin.

bu arada deneme süresi yok diye bir şey olmuyor bildiğim kadarıyla. yasal bir durum bu sgk başladığı andan itibaren galiba iki ay süresinde iki taraf da tazminat ödemeksizin anlaşmayı fes edebilir. yani sorun olmayacaktır ayrılmanız. en kötü durumu belirtip arçelik'i sıkıştırırsınız. sorunuz olursa yardımcı olurum.

yok hepsi olmuyor. geçen ben de arayıp bulamamıştım. kendi şubenden yapabiliyorsun bu işlemi bir o bilgiye ulaşmıştım.

kendi şubem yok. arkadaşın kartına yatıracağım.

Tekli kulubeler degil ama banka subesine bagli olan, kasasi iceride olan büyüklerde döviz yatirabilmistim. Isbankasi, euro. Kalanlarin kontrolü zor oldugundan dövize yer vermisorlar. Ufak subelerdekiler de olmuyor. Ben bunu gözlemledim.

Banka calisanlari döviz yatirilamaz dese dahi makineler gayet döviz kabul edebiliyor. Calisanlarin da sitelerinin de bilgi verecegini beklemeyin, ama yüksek meblaglarla risk de almayin. Sube acik degilse vs ufak bir seyle denemek sart gibi. Aciksa, sorun var vs der yardim talep edersiniz iceriden.

ankara cinnah'da atakule'nin ordaki şubesine yatırılabiliyor.

Kopru kapanması 10 u 10 gece gibi

açılması da cumartesi 11:30 gibi.

22:15'te köprü kapatıldı diye düşen haberler var. bize yine saat 10'u biraz geçiyorken ankara'dan telefon gelmişti, istanbul'da bir şey mi oluyor, burada vızır vızır jetler geçiyor diye.

edit: 22:15'te birgun.net'e düşmüş o haber, taş çatlasın beş on dakka önce kapanmıştır.

körüler 22:20 gibi kapandı bilgisi geldi, taş çatlasın bi 10 dakika öncedir yani. ilk uçak haberi de yamulmuyorsam bana 11-11 buçuk gibi geldi.

geçen ben de baktım sitelere falan. twitter'da ulaşabildiğim ilk mesajlar 22.05 gibi atılmıştı.

kadın zaten bi kere okudu. diğeleri onun tekrarı diye biliyorum ben.

yok hep canlı okumuş, ben de öyle sanmıştım.

Evet ben ilkini canlı izledim bembeyazdı yüzü titriyordu filan ama sonra bulamadım ben de. ayırt etmesi de zor zaten şimdi.

öyle tir tir titreme gibi bir durum yoktu. tedirgin olduğu belliydi sadece, onun dışında gayet olağan şekilde okudu. birden fazla okudu bu arada ama sonra loopa aldılar sanırım..

www.youtube.com

Canli canli izledim, titreme falan yoktu. Pespese okudu birkac kez.

kadın kendi tirtir titremiyordu tabii ki kastım o değildi, ama kadının sesi çok net titredi. gözleri de korkuyla bakıyordu. kendi de söylemiş tansiyonum çok düştü iyi değilim okumayayım demiş. zaten bu durum yüzünden okunuyordu. normal değildi.

ben de canlı izledim, korkarak titreyerek okumuyordu da bi şaşkınlık tabii ki vardı, biz evde ne kadar şaşkınsak kadının da orda o kadar şaşkın olması normal ki bence yine iyi toparladı.

facebook'tan "nesrin çıtırık" hanıma ulaşıp durum hakkında bilgi verin.

haçiko, haytap bunlarla da iletişime geçin lütfen

belki sahibi uyarılabilir kapısı çalınıp. bu hayvanı böyle bırakıyorsunuz, yemi ve suyu da temiz değil bu şekilde devam ederseniz belediye ya da polise haber vermek durumunda kalacağım. belki düzgün bir insansa toparlar kendini. olmadı zaten tersliyorsa gerçekten ararsınız bir yandan da dedikleri gibi haysev'den filan yardım istenebilir, oradakiler daha tecrübeli. fotoğrafını çekip ilan yazın oraya.

biz haziran sonu mali yılı kapadık. o yüzden günlük operasyonla ilgileniyorum. mail gelirse onla ilgileniyorum. aşırı acil bir işim yok şu anda.

müzik dinliyorum. haberlere bakıyorum. çalışmıyorum.

çay, sohbet, müzik dinleme falan.

Müzik dinliyorum. İnternet aboneliğinin taahhüt bitiyor onu ne yapsam diye sağlayıcıların sitelerine bakıyorum. Çay içip takılıyorum ya ben boş boş.

kadınlar kulubu
kelimelik
sözlük

bikaç güncelleme dışında freelance işlerimi hallediyorum

Sabahki gereksiz iş kotamı doldurup yeni gereksiz işler verilmesini bekliyorum.

Is yapiyorum ayni zamanda. Demin de fotograf cekiyordum oylesine:)

Is-evrak takibi, aldığım eğitimlere dair notları düzenleme, maillere cevap yetiştirme arada da duyuru, lifehack, linkedin gibi sitelerde sörf

müzik dinleyerek, facebook/sözlükte/behance vb. takılıyorum.
spotify hesabımı last.fm ile eşleştirdim, beğendiklerimi oradan ekstra olarak pinleyerek, 40 yılda bir denk geldiğim şarkıyı anında işaretleyerek "beğendiklerim" arşivi oluşturuyorum.

işe yeni başladım yapacak işim yok, ne yapacağımı bilemiyorum filan mal gibi oturuyorum.

sözlük ve duyuruda takılıyorum,
arada aşağı cafeye inip kahve filan içiyorum.

öyle sıkılıyorum bol bol.

işi mişi saldım cs go oynuyorum. batacam : )

pokemon yakalıyoruz ofisçek.

sözlük + spotify

resim yapıyorum.

bi ben mi çalışıyorum ya, naptığıma gelirsek, raporlarımı otomatik hale getirmeye çalışıyorum ama olmuyo

1- tutunu sikis tepis koyma
2- folyoya yeteri kadar delik ac, cok acma, az da acma
3- komurun sikma komurdur muhtemelen, siyahliklar varken (daha tam yanmamisken) koyma luleye.
4- bir takimda hep ayni tutunu kullan. Gidip anason ictikten sonra kavun koyarsan tadlari karisir, bir sey anlayamazsin

Simdilik aklima gelenler bunlar, baskalari da digerlerini yazsin :)

tütün yanıyor :)

çok fazla köz koyma, közü folyonun kenarına gelecek şekilde koy, tam ortada durup tüm tütünü yakmasın.

aynı problem bende vardı şundan alınca geçti:
i.hizliresim.com

10 lira bi şey. nargileciler, tütüncüler satıyor.

kısa kısa çekiyorsan sebebi o da olabilir. tütün yanıyor. bu durumda nargilenn son çırpınışı olarak o delikten birkaç damla su, çay ne varsa damlat. ama son çırpınış.

tütünü löp diye atma lülenin içine. bayağı ince ince tel tel ayır, üzerine bastırma, hep arada hava olsun böylece sıkışmaz.
kömürle ilgili konuları yazmışlar zaten.

pivot yapman lazım. verinin tamamını seç sonra ekle kısmından pivottable vardır ya da türkçe'de nasıl geçiyor emin değilim onu seç. ayrı bir sheete oluşturacak. sol tarafta sana bir menü gelecek. oraya filtre olarak istediğin ayı atacaksın. gösterilen değer kısmına da tutarı koyacaksın.
çok detaya giremedim çıkmam gerek, ama pivot nedir nasıl yapılır incelersen oradan bulabilirsin.

ETOPLA veya TOPLA.ÇARPIM formülleri işini görür.
Çözemem dersen özelden ulaş.

Benim yemek Nusr-et'ten olsun.

Hepsini tarihe göre sıralayın , =SUM yada =TOPLA ile bulabilirsiniz basit haliyle .

başka kitaptan kullanmak için de 2 çalışma kitabını da aç . nerede kullanmak istiyorsan o hücreye gel , = işaretini koyup nereden bilgi almak istiyorsan o hücre yada kitabın bölümünü seç . bu kadar :)

Nusret teklifini görünce biraz rekabet getireyim ortama , iskendere tavım :)

@cakabo ahsdhah :D

cakabo'nun söylediği formüller ile yapacaksın. Ben sadece ek bilgi vermek istiyorum naçizane. Başka bir excel kitabından faydalanarak formül oluşturmak istersen yapman gereken tek şey referans hücreleri elle yazmak yerine direkt kaynak excel kitabından imleç ile seçmektir. Bu esnada kaynak ve hedef kitaplar açık olacak. Görev çubuğundan sayfalar arası geçiş yapıp direkt hücreleri seçersen zaten formül şöyle görünecek:

=ETOPLA([Kitap2]Sayfa1!$A$1:$A$8;"01.01.2016";[Kitap2]Sayfa1!$E$1:$E$12)

edit: MiraTaurus benden önce davranmış.

Rekabeti kızıştırmak için beklentiyi düşürüyorum. Bana Burger King'den ısmarlasan da olur :D

Eğer tablodaki rakamları bir defa için oluşturdun ve her aya ait toplamı bir defa görmek istiyorsan pivot tablo iş görür. Ama ben tabloyu sürekli güncelleyeceğim ve diğer sayfadaki toplam her güncellemede değişsin diyorsan pivot olmaz veya her güncellemeden sonra yeniden pivot yapman gerek.

Bunun dışında tarih olarak girdiğin bilgilerden pivot tablo ocak, şubat diye ayrım yapmaz, dolayısı ya pivot yapma yada mevcut tablonda tarih bilgisinin yanına ayları yaz sonra pivot yap. Tek tek yazmayacaksın tabi =metneçevir(a1;"aaaa") formülü işini görür. Bu formülden sonra pivot yap.

Tabi tablonda tek bir ay değil bir çok ay için veri olduğunu tahmin ediyorum.

Bu işini görürse yukarıdaki arkadaşlara bişiler ısmarlarsın :)

Yahu salağa anlatır gibi anlatın dedim onu bile anlamadım şuan kendimi salak bile hissedemiyorum daha beter bir hal.

Beynim yandı, çok sağolun ama hiçbir şey anlamadım bakıyorum ekrana anca.

Yazılan ve yazılacak olanlara sabah sakin kafayla bakacağım çıkamadım işin içinden.
Yemek sözü de şu olayı bitireyim de birine gidecek artık bakalım Nusr-et hariç.

kişisel. zaten cv de yazıyor orada çalıştığın.

her zaman kişisel mailden atılır :')

Iki sirket (ayni sektordeki buyuk rakipler) arasinda transfer yapamayabilirsin de. Cunku rekabet, sirket sirlari filan :D

eğer aralarında öyle bir anlaşma yoksa yapılır. bizim sektörde oluyor. sadece rakip firmaya geçtiğin için istifa verdiğin anda şirketten çıkarılıyosun. bütün herşeyine el konuyo. ihbar süresi falan beklemiyosun.

kişisel mailden yaparım ben bu tarz işlemleri.

kurumsal mailden atılmaz, yapmayın etmeyin.

her zaman kişiselden olmalı +1

kişisel.

çok güzelmiş, bakınca saniyelik mutlu oldum.

güzel bence de

valla hacı ben beğenmedim.
insanın dahil olduğu fotolar bana huzur vermiyor.

çocuklar bu kadar merkezde olmasa iyiymiş çocuklara değil de suya bakmak zevkli

beğendim

döver daha çok zarar vermez diye biliyorum.
anne kedi yeniden doğumdan sonra bu zamanlarda yeniden azgınlık dönemine girebiliyor, onun için ilgi istiyor olabilir. kıskançlık da olabilir ilgi beklendiği için.

yavru anneyi ısırıyor olabilir. benim sahiplendiğim kedinin annesi yavruyu dışlıyormuş, kedi süt içmeye çalşırken ısırıyormuş. zarar vermez bence. yavruyla siz ilgilenin artık.

yavru tek mi? tek olduğu için anneyi oyun gibi konularda çok darlayıp agresifleştiriyor olabilir. bunun dışında anne muhtemelen yeni doğurganlık dönemine hazırlandığı için hırlayıp patiliyodur.

kedilerin karakterleri farklılık gösteriyor, belki ilgiyi kıskanabilir ama hiçbir sebeple öldürmez yahu, döver geçer korkmayın.

@evde liyakat kalmamış
evet yavru tek. ahaha döver geçerse sorun değil.

elini kizin beline at, hafifce gote dogru kaydir, tepkisini olc.

anlamıştır bence konsere çağırınca. konser sonrası için işkembeciye götürebilirsin.

@baldur sesli güldüm.

anlamıştır zaten +1

ekstra bir şey yapma itici olursun. ama muhabbet ederken kişisel sorular sorabilirsin laf arasında. yani normal bir arkadaşla konuşurken arkadaşın merak edip sormayacağı şeyler..
onunla ilgilendiğini değer verdiğini anlatmak için ama sakın saçmalama kişisel sorayım derken :)

Konuşurken filan biraz daha yakın dur, o da aynı şekilde yakın duruyorsa devam. Ama çaktırmadan uzak duruyorsa yanaşma hiç bence.

büyüklüğü nedir foto koyarsan daha iyi yardımcı olabiliriz. belki zaten bir aylık olmuşsa yavru kedi mamasına geçebilir bile. bir de çok minikse kakasını kendi yapamaz yardımcı olman gerek. foto koy bir bakalım.

annesiz kedi baktım daha önce o ayrıntıları biliyorum evet. küçük bu 10 günlük falandır. foto atcam birazdan.

on günlükte gözler filan açılmamış oluyor. gözler iki-üç haftalıkta açılır ona göre değerlendirin.

facebook'ta süt anne diye gruplar var, belki orada bulursunuz

amann çok tatlıymışş ah daha kulaklar bile minicik. süt anne bulamama olasılığına karşı eczanelerde yavru kediler için süt tozu filan oluyor bildiğim kadarıyla onları deneyin. biberonla ya da şırıngayla sık sık besleyin. çok minik daha kakası konusunda da yardımınız gerekecek. tahminim 3 haftalık filan bu kedi. daha mamaya geçemez bir hafta sonra ama yaş mamaları da yumuşatıp filan verebilirsiniz. yavru kediler için olan mamalardan alın.

tam bir düğme burunmuş :)

bu bebiş biraz büyümüş. klinik veterinerlerde anne sütü tozu var. ondan alın siz biberonla verin. ben öyle büyüttüm 2 tane kedi.

bahsettiğim süt tozunun kutusu 50 lira. markası gim-cat. ve bi tanesi yeter.

evet o toz mamadan var ama ne kadar vermek gerekiyodu bundan unuttum?
dediğim gibi büyütebilirim. çoğu detayı biliyorum ama anne gibi olmaz ki yazıktır ya.

ben bu boylarda bir kediciğe şöyle verdim;
4 çay kaşığı süt tozuna 12 ay kaşığı sıcak su. ve bundan 3 öğün

ana gibi olmaz tabi ama siz büyütürsünüz bunu o kritik dönemi atlatmış gibi. ayrıca çok güzelmiş totoro, tam bir yumak maşallah.

facebookta hayvan severler acil diye bir sayfa vardı yanılmıyorsam, oraya yazabilir misiniz? süt anne konusunda şansınız yaver gidebilir.

ya kusura bakmayın da ben bunun götünü yerim.
kedimi bulduğumda bu kadarcıktı annemin terliğine sığıyordu şimdi bi canavar.
anne bulmak çok zor siz bakın. ıslak pamukla poposuna masaj yapınca salıveriyor zaten.
ben böyle büyüttüm kedimi :)

@matilda doğru diyor. mamadan 10 dk sonra falan popoyu ılık suya batırılmış pamukla silin, birazcık da karnına masaj yapın, sonra kumun içine bırakın, pıt pıt geliyor kaka.

1+1 meselesine filan girmeyeceğim, dallanır budaklanır burda herkes birbirine girer. ama kızıyorum böyle sorulara çok, kalsın mı gitsin mi siz daha iyi bilirsiniz ama herhalde gitsin diyeceksiniz, burada da kılıf arıyorsunuz.

madem o ya da bu sebeple bakamayacaksınız, almayın şu hayvancağızları evinize ya sanki kapıdan bacıdan zorla giriyorlar. eve alışmış çocuğu yapabiliyorsanız yine evde bakacak bir tanıdığa yuvalandırın. sorunuza cevabım bu.

anneni eve girip çıkma konusunda ikna et. evin konumu, bahçenin düzeni vs önemli hep. güzel bir yer yaparsanız kalabilir gibi. evi, maması, suyu, oyun alanı gibi.

ne yaparsanız yapın lütfen sokağa bırakmayın. isterseniz başka birine sahiplendirin bilmiyorum ama bir hayvanın tekrar sokağa dönmesi çok ama çok üzücü.

@liyakat'e o kadar katılıyorum ki. İnsanlar bunu anlamıyor pek, bu "denenecek" bir şey değil maalesef. O kediyi alırken de eviniz 1+1'di, sonradan çekmediyse. Ya da çalıştığınız belliydi sanırım. Ben bakamayacağımı bildiğim için tedavi ettirdiğim her kediye yuva bulmak adına tabiri caizse götümü yırtıyorum. Oyuncak ayı değil sorumluluğunu aldığınız.

Evinde bakma imkanı olan birine sahiplendirin. Umarım bilinçlenirsiniz.

sokak olmaz bence de. annen eve almayacaksa yollama.
pardon ama alt komşu da bok yesin, ne sesi olacak yahu minicik kedinin. saçmalamış.

bizim evimiz de 1+1 6 yaşına kadar geldi. ben de çalışıyorum filan. zaten kısırlaştırma ve 1 yaş sonrası durulacaktır o, genellikle uyur evde sen yokken, sen de geldiğinde ilgilenirsin oynarsın.

he annenler eve alsa, o canı isteyince gir çık yapsa tabii en güzeli o olur.aşıları filan eksik etmeden tabii.

@evde liyakat kalmamış @piremses @engiribörd dikkatli okursanız, "sokağa" atmıyorum. annemin gözetiminde, daha mutlu olacağı bir ortam sağlamanın derdindeyim. bir başkasına verme düşüncem yok, anneme güvenebilirim gerekli sevgi ve ilgiyi gösterme konusunda ancak. evet, sahiplenirken enerjisini atamayıp, gece 1den sabah 6ya kadar koşup bütün evi birbirine katıp, kendini evin kapısına falan vurarak gürültü yapacağını ve komşudan şikayet geleceğini tahmin edemedim. ya da sabaha kadar ayaklarımı ısırarak beni uyandıracağını. istesem kulağından tutup sokağa bırakırım kimsenin ruhu duymaz ve yasal yaptırımı bile yok. sizden duyacağım şeylerle kılıf hazırlamaya ihtiyacım da yok.

@lamaga teşekkür ederim risk alarak beni koruyup anladığınız için. kedi teyzeleri bekliyordum zaten bunu göze alarak açtım bu duyuruyu. gerçekten durumu anlayıp yardım edecek deneyim sahibi kişilerin görüşlerine önem verdiğim için.

@makarnacanavari çok trafik olan bi yer değil, çevredekiler hayvansever, her yer ağaç, kuş, börtü böcek. onun gözünden cazip bir ortam gibi geliyor. annem aslında eve ok demişti fakat arkadaşları biz evine gelmeyiz kedi olursa demişler, o da yan çizdi bu durumda :/ teşekkür ederim.

@kaputt kısırlaştırdım, 1 yaşı da bu ay dolacak ama mutsuz gibi geliyor. sanki diğer kedilerle oynama, ağaca çıkma vs hakkını elinden alıyormuşum gibi. sizinki de geceleri ya da sabaha karşı manikleşiyor mu?

@piremses bahçe katı bir ev bile baktım neyse masrafı taşınayım dedim ama uygun bir ev bulamadım. ve kusura bakmayın ama çocuğumla kedimi bir tutamam her ne kadar seviyor olsam da.


bana normal ya da anormal yetişkin yaftasında bulunamayacağınızı da belirtmek isterim. haddinizi bilin. size iyi günler diliyorum gerçekten yardımcı olacak kişileri okuyabilmem için lütfen daha fazla saldırgan tutumunuzla beni oyalamayın.

@lamaga tekrar teşekkür ederim.

sevgili lamaga, hem kendi yazdığımı hem piremses'in yazdıklarını tekrar okudum. kırıcı bir şey söylenildiğini düşünmüyorum, belki biraz sitemkar olarak kategorize edebilirsiniz ama hak verin ki düşünülmeden alınıp sokağa bırakıldığı için sokakta yer edinemeyen canları görmezden gelemeyen biz gibi kişiler var. fikir sorulmuş, söylemişiz. ikimiz de evinde bakabilecek birine yuvalandırılsın demişiz, hakaret etmemişiz. anlaşılmayacak bir şey yok, madalyonun öteki yüzünü de görebilmenizi dilerim.

yok benimki öyle olmadı. yani küçüklük dönemini pek hatırlamıyorum ama büyük bir ameliyat filan geçirdi belki ondan çok azamamıştır o zamanlar. cinsi de önemli tabii bazı kediler çok atik deli filan oluyorlar.

ama her şekilde bir zaman sonra durulacaktır. iki yaş diyelim ya da sınıra. şu anda böyle olması çok normal.

bence anneyi ikna etmeyi deneyin. yahu arkadaşları ne hissedecek evde kedi olunca. hayvan zaten dışarıya alışırsa anca uyumaya filan gelir eve ne zararı olabilir ki. bir köşede uyur. siz onu ikna edin zaten soğukta kışta anneniz de kıyamaz bence onu dışarıda bırakmaya, muhakkak aralarında bir bağ oluşacaktır.

bu arada sizi özlemez, çabuk alışır oraya. biz tatile giderken 10 gün annemlere bırakmış 2.3. gün oraya alışmış biz döndüğümüzde bize yaklaşmıyordu bile. orada mutlu olması önemli. ama orada ona sokak kedisi gibi davranmasınlar. o sokağa çıkan bir ev kedisi olmalı.

ya insanı delirtmeyin sokağa attığım falan yok hayvanı. lütfen yazmayın cevap mevap anladık. siz harika bireylersiniz. yeter. veterineri bile hayvan için iyi olabilir derken hayvanı ayaklarından tavana asıyormuşum muamelesi yapmayın.

@kaputt teşekkür ederim. annemle tekrar konuşacağım. sanırım arkadaşları korkuyorlar ya da tüy müy olayına takıyorlar. :/

Bahçede bakmak zaten sokağa atmak gibi değil mi? Gidip geri gelmezse/gelemezse, başka kediler tarafından saldırıya uğrarsa, araba çarparsa vs?:(

5 aylıktan beri bende diyorsunuz, sokağa alışmamıştır, kendini korumayı da bilmez. Bahçeden kaçıp kaybolursa yemek/su bulmayı da bilmez.

Facebook'ta birçok hayvansever sayfası var, oralara ilan verip bir ev bulmayı deneyin önce derim.

Bu arada alt komşu da resmen saçmalamış, bir kedi ne kadar gürültü yapabilir ki?

iyilik etmek göreceli bir durum. kedi halinden şimdikine göre daha memnun yaşayacaksa, sağlığı daha iyi olacaksa iyilik etmiş olursunuz tabi, ama öyle mi olacak?

kediler mekanlara bağlanır insanlardan çok. yani ev değişikliği kedi için her türlü travma olacak, ama travmanın boyutu, atlatma süresi kediye ve gideceği yere, orada göreceği muameleye bağlı.

buna ek olarak eve alışık olan bir kedi diyorsunuz. 5 aylıktan beri evde bakılmış. sokak şartlarıyla ev şartları farklı. sokakta zorlanır, belki de sokakta hiç yapamaz o yüzden.

örnek verdiğiniz çabuk alışmış olan kedi gibi çabuk alışan kediler var, ama öyle olmayan kediler de var. değişime uyum sağalayan kediyle sağla(ya)mayan kedi de tahmin edilebiliyor. bizim 3 kediden biri eve biri geldiği zaman saklanacak delik arıyor, bir diğeri hemen tanışıp koklaşmaya geliyor, bir diğeri de beni rahatsız etmeyin siz keyfinize bakın tavrında. kedinizin karakterini siz bilirsiniz. size gelen misafirlere nasıl davranıyor?

annenizin arkadaşları kedi var diye eve niçin gelmiyorlarmış orasını anlayamadım (hoş, beni ilgilendirmez, ama bu nedene göre çözüm üretilebilir, o yüzden sizi ilgilendirsin). kedi sevmiyorlar herhalde. belki anneniz arkadaşları geleceği zaman kediyi bir odada tutar, arkadaşları gidince de çıkarır olmaz mı öyle. ya da sadece eve birileri geleceği zaman bahçeye çıkarır? bunlar da alternatif, neden direkt bahçede bakılacağına karar verildi? annenizle konuşup ikna edebilirsiniz.

bahçe güvenli bir bahçeyse pekala hayatından memnun yaşayabilir de, ama mesela benim ailemde o şekilde kedi bakıldığında kedi seneler sonra ortadan kayboldu. yani senelerce kediye bir şey olmadı ama bir gün oldu. olabilir. bunun garantisi yok. evden güvenlisi yok o yüzden. kedi için sokak hayatı zor. nihayetinde köpek saldırabiliyor, insan kötülük edebiliyor, araba çarpabiliyor. evde olması en güvenlisi.

1+1 sizin için küçük, ama kedi için hiç de küçük değil. köpek olsa böyle demezdim, ama kedi zaten günün 16 saati uyuyor.

kısırlaştırırsanız koşuşturması, agresif hareketleri de pek kalmayabilir (edit: kısırmış zaten, pardon, atlamışım orayı cevapları okurken). ısırma gibi şeyleri yapmamasını öğretmeniz de mümkün, 1 yaş çok büyük bir yaş değil eğitimi için.

öncelikle, bir hayvan insan yavrusundan daha az değerli değil denmiş, doğru ama insanlar mecbur kaldıkları için sürekli evlatlarını annelerine bırakıyor bilmem farkında mısınız? değil aynı şehir içinde işe giderken anneanneye bırakmak, daha iyi yaşasın daha güzel okulda olabilsin diye istanbulda çalışmak zorunda olan bi çiftin izmirdeki ailelerine çocuklarını bıraktıklarını duydum. burda asıl önemli olan çocuğun bizim senaryomuzda da kedinin refahı sonuçta. sanki "evim 1+1 kedi çok sıkılıyor camdan sokağa fırlatayım mı" diye sorulmuş gibi garip garip tepkiler.

sorunun cevabına gelecek olursak, aslında bahçede bir hayat kedi için yeterli kışın balkon vs çok da güzel mutlu mutlu yaşayabilir. ancak her kedi maalesef öyle bir hayata çok adapte olamayabilir. kaçıp gidip dönmezse çok üzülürsünüz. bizim kekoyu üç dk kapının önünde tutalım desek bi daha bulamazmışız gibi geliyor izansız hayvan çünkü. kedinin huyunu suyunu da değerlendir. bir kere alışırsa ordan ayrılacağını sanmıyorum. belki önce bi süre içeri girmesine de izin vermek gerekir.

@whimsical kedi kısırmış ama durulacaktır zamanla zaten.
whimsical'ın haklı olduğu noktalar var. sonuçta kedi bu kayboladabilir. başına bir şey de gelebilir, kedinizi iyi test etmeniz gerekir. mesela bizimki cins olarak sokakta yapamaz bunu anlıyoruz halinden sokaktan almış olmamıza rağmen. ama arkadaşın kedisi var o tam bir dışarı kedisi canavar gibi bir şey. birinci katta oturmalarına rağmen ağaçtan tırmanıp eve gir çık yapıyor..

yani iyi tartıp düşünmek lazım sonra başına bir şey gelirse üzülmeyin. bir de kediyi bırakıp siz döndükten sonra kendini kötü hissedip kaçmaya filan kalkma riski var. sizi bile aramaya çıkabilir ki yakınsanız buladabilir..

tavrınız, ifadeleriniz anlatıyor ne demek istediğinizi merak etmeyin. kedi teyzeleri, aynen. peki neden şartlarınızın kediyi sahiplenmeden önceki hali ile ilgili konuya cevap vermek yerine saldırıyorsunuz?

siz kararınızı vermişsiniz, duyurudaki amacınız içinizi ve vicdanınızı rahatlatmak diye düşünüyorum ben bu durumda. diğer tüm normlara göre iyi niyetli olabilirsiniz, şu cevaplardan sonra benim için değilsiniz kusura bakmayın.

@whimsical öncelikle faydalı cevabınız için teşekkür ederim.

sanırım dediğim gibi tüyden rahatsız oluyorlar. haliyle tüy oluyor kedili köpekli evde. annemi baskılamak istemediğim için, zaten bir sorumluluk yüklediğim için, ısrar etmek istemedim.

eve sık gelen kişilerle arası çok iyi. gelip aramıza oturuyor falan. ama az gelen ya da ilk kez gelmiş kişileri uzaktan izlemekle yetiniyor. saldırganlığı yok.


bahçe eve ait bir bahçe ama giriş çıkış var dışarıya. gidip gelmeme riski var. veteriner evi ilk bir kaç gün eşlik edilmesiyle öğreneceğini söylemişti.

1+1in küçük olmadığını söylemeniz beni rahatlattı. sanki hayvanı hapis ediyormuşum gibi hissediyorum çünkü.

kısırlaştırdım. maalesef hiç sakinleme olmadı.

eve alışmış olması ve değişikliğin onu tramvatize edeceği görüşünü aklımda tutacağım. sağolun vaktiniz için.

@peggy başka birine vermeyi düşünmüyorum. şartlar el verdiğinde ev değiştirmeye çalışacağım. teşekkür ederim.

@piremses her kedi bir değil, beaber yaşamadan neler olup biteceğini öngörmek de mümkün değil, hayvanı sokağa atmıyorum ya da işkence etmiyorum. bir yabancıya verme niyetinde de değilim. alternatif bir ortam var ve böle bişey önerdiler, şartları paylaşıp deneyimi olan insanlardan görüş alıyorum müsaade ederseniz bu size son cevabım. sizin ne düşündüğünüz gerçekten umurumda değil. iyi günler.

@kakao aynı cevap sizin için de geçerli. size de iyi günler.

çok afedersiniz ama neden garip ve nefret edilesi tepkiler vermiş oluyoruz bir kediyi sokağa bırakmayın dedik diye? burada bir fikir sorulmuş, kimseye hakaret etmeden cevaplanmış. yok kediyi tavandan asmış gibi davranmışız yok bilmem ne, ne ayıp şeyler bunlar ya. ben sizin beyan ettiğiniz fikrin altını varsayımlarla, imalarla dolduruyor muyum mesela? yaptığınız şey düpedüz ayıp bence.

iyi, evde besleyip büyüttüğünüz kedinizi x bir kişinin gözetiminde sokağa bırakın. evde büyüdüğünden araba nedir bilmediği için dışarıda kelebek peşinde koşarken kamyonun altına atlasın. diğer kediler yabancılayıp gözünü çıkarsın. vahşi bir hayvan poposunu ısırsın. bunlar hoş şeyler mi allaşkına? bir karar alırken tüm riskleri düşünüp gözden geçirip öyle almıyor musunuz? bunlar da sokağın riskleri işte, başımıza gelen şeyler.

yardımım dokunduysa ne mutlu, memnun oldum.

tüy problemi kediyi düzenli tarayarak çözülebiliyor. ölü tüyler dökülüyor çünkü evin içine, düzenli tarayınca haliyle evin tüylenmesi problemi ciddi ölçüde azalıyor. giysilerdeki, koltuk kumaşlarındaki tüylenmeler de yapışkan bantlı rulolarla çözülebiliyor. zaten düzenli süpürge yapılıyorsa çok sorun yaşanmayacaktır o açıdan. masaların üzerine çıkmaya alıştırılmadığı sürece (ev boşken değil ama en azından evde birileri varken çıkmaması sağlanabiliyor) misafirler de alışmakta zorlanmayabilirler diye düşünüyorum.

bahçenin giriş-çıkışı için bir şey diyemeyeceğim tabi; yukarıda dediklerim geçerli. sokak güvenli değil. kedi için sokak hayatı zor. nihayetinde köpek saldırabiliyor, insan kötülük edebiliyor, araba çarpabiliyor. evde olması en güvenlisi. kedi çok atılgan da olsa kendini koruyamayabiliyor.

onun dışında diyeceğim; hiç hapsediyormuş gibi hissetmeyin, hapsetmiyorsunuz. ev 1+1 de olsa 3+1 de olsa evde kedinin belirli noktaları oluyor, oralardan ayrılmıyor zaten. umarım hakkında hayırlısı olur. kolay gelsin.

@whimsical taramadan pek hoşlanmıyor ama daha sık taramayı deneyeceğim. tekrar teşekkür ederim.

@kaputt evet o ihtimali düşünmemiştim. ilk günler oralarda olacağı tabi ama ben evime dönünce ya beni aramaya çıkarsa? :(

teşekkür ederim.

Kuzenim kız arkadaşı ile bir kedi almıştı, evde çok da iyi bakamadılar. Kedi 3 yaşındayken de ayrıldılar, evi dağıttılar. Kuzenim halaım evine döndü ve halam kediyi istemedi. O sırada ailem de yazlıktaydı, 3 yaşındaki kediyi geçici olarak bize verdiler. Yazlıklı bir bahçe, dolayısıyla kedi sürekli bahçede. Kedilerin bir huyu vardır; önce çevrelerini daireler çizerek ve o daireleri geliştirerek öğrenirler. Yeterince büyük alanı öğrendikten sonra da bir daha çok fazla gitmezler. Bize bırakılan kedi de 3 yaşında ilk geldiğinde toprağı geçtim, balkon bile görmemişti. Toprağa basarken çok korktu, ilk bir saat toprağa basmaktan korktu ve kutuda kaldı. Sonra sanki elektrik çarpacakmış gibi toprağa hafifçe patisini dokundurup çekti. Sonra yavaş yavaş toprağa alıştı ve içgüdüsel olarak tuvalet için toprağı kazması gerektiğini birden anlayıverdi. Sonra da daireler çizerek ortalığı dolandı, her dairesi biraz daha geniş oldu sanırım ama eve de dönüyorlar; kediler o kadar yol, iz bilmez ve yön duygusu hayvanlar değiller. O evde 16 yaşına kadar yaşadı kedimiz olarak. Bahçeyi de çok seviyordu. Bir bahçe bir ev dolanıyordu. Bazen gidip 5-6 saat sonra ya da ancak acıkınca dönüyordu. Kediye zaten "Bahçe bura, çıkma bir zahmet" diyemezsiniz, 40 kere kaçar laf ağızdan çıkmadan. Normalde özel bir cins kedi olduğundan ve bu cins mutasyonla oluştuğundan genelde ömürleri kısa olurmuş ama gayet iyi bakıldığı için ömrü uzun olmuş. Sonuçta o da genç denilemeyecek bir yaşta ev değiştirdi; üstelik geldiğinde kısırlaştırma ameliyatından yeni çıkmıştı. Bir kerelik sahip ve ev değiştirmeye dayanamayacak, bunalıma girecek canlılar değil kediler, eğer daha iyi koşullarda yaşayacaksa. Yalnız annenizin 'Eve sokmam' demesi işkillendirdi. Benim annem de aynı şeyi söylüyordu, sonra kısa süre içinde o kedi her gece yatağının, yorganının içinde kaldı. Sizin annenizin de kısa zamanda ona alışıp eve sokacağına inanıyorum. Kışın eve giremezse büyük sorun çünkü. Tabii keşke böyle bir durum olmasaydı ama olmuş artık, yapacak bir şey yok.
Kedi sizi özlemez, genelde sahibini sallamaz ama ilk gittiğinde evi yadırgar, size trip atar ve sizi tanımamazlıktan gelir.

Alt komsu rahatsiz oluyorsa dikkate alinmali , siz kedi seveceksiniz diye insanlar hayatlarindan taviz vermek zorunda degil , kedi bahcede yasayabilir , disari cikip gelmeyedebilir dogal seleksiyondur yapacak bi sey yok , insanlarda disari cikip gelemeyebiliyor zira . Ist katinda kopek olan bir birey serzenisi..

@aychovsky ben de buna benzer bi hikaye duyarak düşünmeye başlamıştım. teşekkür ederim. bi yanım mutlu olacak, ağaç, kuş görecek, özgür olacak diyor. bir yanım ya geri gelmezse, diğer kediler zarar verirse diyor. inanılmaz arada kaldım..

@biarkadastanduydum haklısınız, başkalarını rahatsız etmekten çok imtina eden biri olarak inanın o gürültü yapıkça mideme ağrılar giriyor utancımdan. kesinlikle katılıyorum. keşke bahçeli ya da teraslı uygun bir ev bulabilsem :/

@freya sizin cevabı arada atlamışım. beni yerden yere vuranlar kadar anlayanlar olması güzel.

biraz da karakteri açısından değerlendirmeye çalışacağım. çok teşekkür ederim.

tamam süper bence de böyle.

yani 20TL yerine 14TL iade etmemde yasal olarak da bir sıkıntı yok.

sitede de satış sözleşmesinde de yazdık aslında; kampanya dahilinde kazanılan haklar, kampanyadan çıkılması halinde iade edilir vs. tarzı.

ama işte sözleşmeye yazsak bile, yasa neyse o geçer o yüzden sormak istedim :)

öyle yapıyorlar. 50'nin altına düşünce iade edilecek tutardan kargo payını kesiyorlar.

öncelikle ianal.

mesafeli satış sözleşmenizde böyle yazıyor mu ona bakın. dün yaptığım alışverişlerin sözleşmelerine baktım, böyle yazmıyor. sizin dediğiniz mantıklı geliyor. ama alıcı olarak bana böyle yapsalar ilk olarak sözleşmeye bakarım.

Kendimi yerinize koyuyorum. Hakkınız tabiki ama ben olsam kargo parasını kesmezdim. Ancak daha sonra suistimal olmaması için de mailde "yapmamız gereken .... kesinti de size özel olarak memnuniyetiniz gözetilerek kesilmemiştir." derim. İyi izlenim 10 tl kargodan önemli bence.

denmez, garip olur. banyodan çıkana dersin.

olmaz bence de, biri dese gülerim :)

yıllardır yanlış söylemle de olsa yerleşmiş bir olguda anlam kayması olur.
sıhhatler olsun, kokun buralara kadar geldi mis mis.
yok la olmaz.
bilgim de yok.

çıkışta sakız çiğniyorsa afiyet olsun diyenler olacaktır. onun haricinde ellerini yıkadın mı diye sormak caiz olub .....

Banyo yapana denir.

Bazen tuvalete banyo veya banyoya tuvalet denmesi gibi durumlar olabiliyor. Bazı durumlarda bu ikisi aynı yerde zaten. Ondan bir karışıklık olmuştur.

Şehir belirtseydin daha spesifik cevaplar alırdın. Mesela Ankara ise gel ben 1-2 saatte öğreteyim sana yeniden.

Kullanmaktan başka çaresi yok bu işin. Sakin yerler, sakin saatler bulmaya çalış.

ben de bu gruptanım olur da bir gün araba kullanmaya karar verirsem özel ders veren hocalar var. mesela benim sürücü kursunda tanıdığım hoca ben özelde de veririm demişti. onların pedallı araçları oluyor bence onlarla bir hafta sürsen, birkaç kere de seni kendi arabanda dışarı çıkarsa iki haftada öğrenirsin.

ama onun dışında kendin yalnız başına filan yollara atılma bence şakaya gelecek bir durum değil, bir hafta biraz para ayır adam gibi ders al garanti olsun.

@babil ne kadan iyi kalplisin ama ankara'da değilim.

abartacak bir şey yok.
en fazla 1 hafta sonra tamamdır.

Arabayı tanı önce. Pedallar nerede vites nerede sinyal kolları nerede. 1-2 gün arabada böyle takıl.Vitesleri değiştir durduğun yerde.hangi vites nerede nasıl geçiyor öğren.Bu arada ayağın debriyajın sertliğine alışacak.Sonra biraz dur kalk çalış. Bu alıştırmalardan sonra ehliyet kurslarının direksiyon hocalarını bul (kurs sahibinden değilde öğrencilerden öğren) Ankara için 30-40 tl saat ücretiyle öğretiyorlar bildiğim kadarıyla.Başta anlattıklarımı yaparsan daha fazla kurs ücreti ödemekten kurtulursun.

bu konuda güvenebileceğin bir arkadaşın varsa onunla biraz takıl. yani gerçekten en etkili yöntem bu şekilde sürerek öğrenmek. yoksa kurs falan hikaye yani. hangi şehirde olduğunu söylesen belki yardımcı olmak isteyen birileri çıkar. yani aslında zevkli de bişey.

değil. onun yerine kuru meyve ve çiğ kuruyemiş yiyin.

değil.

iyi değil. kuru kayısı ceviz, meyve, grisini(galeta filan) daha iyi.

dur daha bismillah.

kaş.
ama bayram öncesi gidip arifede dönüş. o kalabalıklarda istanbul en iyisi.

Yaylaya çıkıcam inş.

2 seçenek var önümde ikisinden birini yapıcaz.

ya sevgilimle baş başa sakız adası ya da abi ve ablasıyla didim. Ama daha karar vermedik

kaçıyla kaçı arası tatil şimdi? net söyleyebilecek birisi var mı?

10 eyl cumartesiden 15 eylül perşembeye kadar tatil. 16'sı cuma belli değil. tatil edilebilirmiş. pazar günü arife. ptsi-perş arası bayram.

bayramın ikinci yarısı ve sonraki hafta kaş'tayım. ev tuttum inzivaya çekilip kafa dinliycem.

büyük ihtimal benim kırkıma denk gelir diye düşünüyorum.
planım yok, stabil yani.

www.birgun.net

Turizm Bakanı Nabi Avcı katıldığı televizyon programında Kurban Bayramı tatilinin de Ramazan Bayramı tatili gibi 9 gün olabileceğini ifade etti

Atanirsam ev bakma telaşıyla geçer. Atanamazsam yine evdeyim.

Biz lviv yapacağız muhtemelen ama bakınıyorum hala. Karadeniz turu da var aklımızda ama soğuk olur diye çekiniyorum.

Ailece berlin'deyiz

ben de hemen yaptırma taraftarıyım.

havalar biraz serinlesin öyle yaptır hacı.
ağustos sonu veya eylül gibi.
erken yaptırmak bence de avantajlı.

hemen yaptır.

hiç sünnet ettirmeme gibi bir seçenek söz konusu değilse hemen yaptırın. abd'de doğumdan hemen sonra yapıyorlar.

yaptırman o çocuğun kişiliğine karşı saygısızlığındır. vücut bütünlüğünü kendi inançların gereği bozup canlı canlı kendi yavrunu kestirmek nedir? biraz insanlığın varsa, azıcık sevgin varsa oğluna karşı yaptırmazsın...

@uçan canavar alemsin hakkaten:) kolunu kesmeyecez

Simdi sünnet meselesini acikliga kavusturalim. Kökünden kesmiyoruz. Bkz:ironi

sünnet yaptıracaksanız ya şimdi yaptırın ya da 3-5 yaşını pas geçip ilkokulda falan yaptırın. Fallik döneme denk gelirse kastrasyon(hadım) korkuları ortaya çıkabilir aman dikkat.

bu arada buradakilerin söyledikleri de haksız değil. Ben oğlum olursa sünnet ettirir miyim emin değilim, çok zor bir karar. (kimisi için değil, sanırım sizin için de)

ben de anlam veremedim ama genel olarak insanlar tatilini uzattı, ya da perşembeden geldi deniliyor. perşembe trafik vardı dönüşte gerçekten.

perşembe izmir'den istanbul'a 13 saat sürmüş. bursa'dan itibaren trafik hiç açılmamış hep dur kalk. demek erken gelindi gerçekten.

cuma günü, hatta bazı kişiler için cumartesi günü iş günü olduğundan insanlar perşembe dönmüş. ben cumartesi günü döndüm hafif bir araba yoğunluğu vardı ama hız azalttıracak kadar değil.

Ben de şaşırdım. Cuma günü 10 gibi Sakarya'dan dönüş için yola çıktım, hiç trafik yoktu. Cumartesi - Pazar yoğunluk olur dedim ara ara IBB trafiğe baktım, hiç yoğun değildi. Demek ki herkes Perşembe günü yola çıkıp Perşembe günü geri dönmüş.

Giderken de Pazar sabahı yola çıktım, sadece Dilovası- Kartepe arası trafik durdu, sadece 75 dakika kaybettim. Önceki bayram tatili yolculuklarımla karşılaştırınca son yılların en trafiksiz tatiliydi benim için.

izah ediyim.köprünün büyük etkisi vardı.şöyleki yalovadan arabalı vapurlar dolup kalkıyorlardı buda yalova tarafında 15 km ye kadar kuyruk olusturuyordu.ayrıca vapurdan inen arabalar konvoy şeklinde gebzeden trafiğe girerek toplu halde trafiği tıkıyorlar gişelerde işin içindne çıkilmaz hale geliyordu.
ne oldu köprüden teker teker yağ gibi akarak ana yola bağlanan araçlar öbekleşmeden istanbula dağıldılar.
birazda insanların tatilini erkenden bitirmeleri etkili oldu..

dün haberlerde görüp aşırı üzülmüştüm, normal mi anormal mi bilemem ama neden hastalık olsun ki? herhalde hem zamanı hem imkanı var ki her gün güzel kızının mezarına gidiyor.

üzücü. böyle huzur buluyor demek ki. ama hayatın akışını etkilediği kesin. yine de bir hastalık olarak bakmıyorum.

özlem hocam özlem..

normal değil. yas sürecini atlatamamış. normalde 6 ay hatta 1 yıla kadar normal denebilir. ama 10 yıl gibi bir süreden bahsediyor. patolojikleşmiş.

10 yıl boyunca ayda bir filan olsa anlaşılabilir belki ama her gün olunca hastalık gibi geliyor bana. evladını kaybeden çok insan var ama böyle davranan çok nadir işte. ben görmedim.

ne bileyim aman, bilemeyiz işte acısını.

çevremde var biri. eşi hayattayken eziyet etmiş, ölünce de hergün yanına gidiyor. tatile gittiğinde de bize diyor ziyaret ein diye. onunki hastalık. başka ruhsal sıkıntıları da var.

hem kızı hem torunu ölmüş çok zor kadın için ve üzücü tabii. demek inanmış bir şekilde orada olmak onu rahatlatmış.

ben olsam çok daha farklı aklımı kaybederdim, ki ucundan döndüm benzer bir durumun iki günde aklım çıkıyordu. ama muhtemelen mezarlık vb şeylerle ilgim olmazdı inançla ilgili işte.

insan bir dayanak arıyor, o da orada bulmuş demek ki..

Arkadaşlar hepimiz insanız ama hayat da devam ediyor maalesef. Teyze 10 senedir kopamamış, bu korkunç bir süre. Maalesef psikiyatrik bir rahatsızlık var gibi.

Olabiliyor ben garipsemiyorum. Bundan 6 yıl önce tanıdığımız bir ailenin 24 yaşındaki kızı sabah uyurken kalp krizi geçirip yatağında olmuştu. Babası uyandırmak için odasına girdiğinde bulmuştu. Onlar da anne/baba her gün gidip ziyaret ediyor hala.

Yine bir tanidigimizin 10 yaşındaki kızı kanser yüzünden geçen aylarda vefat etti. Onun annesi günde 3 4 kere gidiyor.

Cevrende o acıya tanık olunca garipsemiyorsun. Anlıyorsun.

Benim çocuğum ölse ben de böyle olurum sanırım. Kabul edememek ölümü. Sağlıklı olmadığı kesin ama yapacak bir şey yok. Öyle mutlu oluyor demek ki.

"Cenaze töreninde, namaz kılınmadan önce tabutunun çevresinde bir kelebek dolanıp durdu. Camiden çıkana kadar tabutunu takip etti. Ondan sonra ne zaman buraya gelsem, o kelebek de benimle. Saçıma dokunur, yanağıma konar, yolun başında beni karşılar. Tuluğ bana kelebek olarak geri döndü"
bunu okuyunca da zırıl zırıl ağladım. Ne kadar yalın bir anlatım.

1 sene önceye kadar her gün gittim babamın mezarına ben de. Hayatımın daha kötüye gitmesini ise mezarlık ziyaretlerini azaltmama bağlıyorum. Rahat rahat ağlayıp konulabildiğim tek yer orasıydı benim için.

Ziyaret yapıyorsa, 5-10 dakika bir dua edip, selam verip çıkıyorsa bence sıkıntı yok. Ama saatlerini orada geçiriyorsa problem.

Yas süresi en fazla 3 gündür.

kime gore normal degil?

veya hastaliksa ne hastaligi?

ağır takıntı/saplantı durumu var ama bu tarz eylemler bana çok insancıl ve değerli geliyor. bir şey diyemiyorum o yüzden. herkes standart hayatlar sürseydi emin olun dünyada ne sanat ne de felsefe olurdu. bu karakteri filmde görsen, kitapta okusan etkilenirsin ama gerçek hayatta karşına çıkınca yargılıyorsun. bu da insanın ikiyüzlülüğü işte.

Var, köyde yaşlı bir teyze. Kendisinin 3 oğlu ve 3 kızı var, bir oğlu 35 yaşında trafik kazasında öldü, ilk başlarda hergün mezarının başına gidiyordu hatta gece bile millete çaktırmadan oraya gidiyormuş, sanırım 1 sene boyunca, belki de daha fazla hergün gitmiş. Olayın üstünden 10 seneden fazla geçti, şimdi her gün gitmiyor.

Evlat acısını yaşamayan kimse bilemez, bir evladınız varsa sürekli düşünürsünüz başına bir şey gelse ne yaparım diye, muhtemelen mezarında yatar kalkarım derim ben eğer bir ruh varsa korkmasın diye (not : 4.5 yaşında bir oğlum var)

selam gene ben :)

ben bunu beğendim rengi bayağı değişikmiş.
www.hotic.com.tr

bu çok klasik ama kışın da giyerim filan dersen bu da klasik ama güzel bir ayakkabı
www.hotic.com.tr

bu greyderdekine çok benziyor, taban hoş değil.
www.hotic.com.tr

bunun taban beyaz olmasa bence mavi deri güzel
www.hotic.com.tr

bunu sevmedim hem parlak hem kırmızısı güzel değil.
www.hotic.com.tr

çok işsizim ya, tüm hotiç ayakkabılarını yollasan onlara da yorum yapacak kadar sıkılıyorum :):)

sonuç olarak açık kahve olanı alırım.

ya maviler çok güzel de tabanlar bok. biri kışlık gibi biri bembeyaz. yani ben böyle alengirli sevmediğim için 4 ya da 5 diyorum.

en güzeli 4.

1-değişik,iyi
2-iyi değil
3-taban meselesi :/
4-çok iyi, klasiğe yakın
5-çok iyi, her yere gider

oraya hiç bakma bence. çünkü her markanın bedeni farklı oluyor. bazen 38 alıyorum üzerimden düşüyor sanki 42 beden gibi. bazen de içine girmeme imkan yok 34 gibi.. tamamen şans yani o iş o beden tablosu sabit bir şey ama hiçbirine uymuyor. alıp deneyip, hatta çok kritikse iki beden alıp olmayanı iade etmek mantıklı bu sitelerde. ben öyle yapıyorum en azından :)

ben tabanını beğenmedim.

kaputt +1 taban olmasa renk, model vs güzel de taban bok.

tabanın rengi değil tırtıklı modeli kötü.

Boyun uzunsa kilon yoksa iyi gider.

taban yüksek mi diyorsunuz yoksa tabanın renginde mi sıkıntı?

Kotu. Rengi kotu en basta. Ayakabinin da tabaninin da rengi kotu.

yok renk değil, çok kalın yani yüksek ve kesik kesik olması rahatsız etti, şık durmamış.
ne bileyim tekrar baktım da sanki taban başka ayakkabıya üstü başka ayakkabıya ait gibi. uyumsuzluk var.

kombin uydurmak zor olur bu ayakkabıya.
temiz yerde kullanman gerek.
boyunun da uzun olması lazım yakışması için.

ben de pek beğenmedim, tabanı özellikle

kadın mısın erkek misin ona göre tavsiye verilsin

Yazmayı unutmuşum. Bu kadar dert edince bayan olduğumu belirtmek ihtiyacı hissetmedim sanırım :)

hay ağzını öpeyim ya. hem okazyon kıyafetine bi' ton para vermek istemiyorum hem de çok korkunçlu şeyler oluyor her yerde. kişisel beğeniler bayağı önemli bu durumlarla, atıyorum sade bir şeyler mi boncuklu taşlı tuşlu bir şeyler mi arıyorsunuz? vücut yapınız internetten aldığınız x bir kıyafeti sırıtmadan taşıyabilir mi? bence abiye kıyafetler satan yerlerdeki her şey negatif manada çok değişik, hayatta giymem gibi.

neyse, forever new'a bir bak. çok mu değişik dersen hayır derim. ama hiç pişti olmadım, seçtiğim kıyafetler de hep çok beğenildi.

benim bu yaz 7 tane var, düğün nikah nişan... aynen ben de nefret ediyorum fiziksel olarak gitmekten. o yüzden trendyol, markafoni, 1v1y bayağı işe yarar beğenmezsen de iade ediyorsun kargonu geri ödüyorlar. zaten birçok aradığım ya da bakacağın marka oluyor bu sitelerde. trendyol'un kendi kampanyalarından bir düğün bir de nikah için çok güzel iki elbise alabildim tavsiye ederim.

şunlar:
www.trendyol.com
www.trendyol.com

kloş kabarık etek üstüne büstiyer giyebilirsin tam böyle 50ler tarzı (sağdaki abla gibi: media.gettyimages.com )ya da yine kloş kabarık etekli elbiseler var şöyle missvioletmay.files.wordpress.com

değişik dedin diye bence bunlar olabilir

Biraz ağır olcak ama düğün diyim, ona göre değişik :)

trendyol milla party'den sade ve şık bir elbise bulabilmiştim ben. bir bak istersen beklediğimden de iyiydi üstelik kumaşı filan. onun dışında eğer çok abiye olmayan sade ve şık elbiseler istersen zara ve mangoya bakabilirsin.

www.trendyol.com nasıl?

her türlü alışverişte önermeyi bir borç bildğim;
www.asos.com
free shipping / 2-3 haftaya geliyor / 75euro gümrük limitine dikkat.
nasıl bir sey istediğinizi bilemediğimden örnekler saçma olabilir ama;
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
(ben sonuncusunu almıştım, geçen sene galiba)

asos iyidir oradaki parçalar orijinal oluyor.

bir de nastygal.com var
orası daha iddialı,parti giyisileri gibi ve fiyatlar görece yüksek ama max. 100 dolar sınırlaması yapıp bakınca da baya bir sey çıkıyor.
www.nastygal.com
www.nastygal.com
www.nastygal.com
www.nastygal.com
www.nastygal.com

ek olarak mağaza gezmek istemeseniz de boyner'in fresh koleksiyonundaki markalarda
güzel şeyler bulmanız çok olası.bir göz atın derim ben.

@demon ve @kiraz çok güzel burası :)

havale yapmayacaksın döviz satış işlemi yapacaksın. ondan sonra tl olarak havale/eft yapabilirsin veya dolar hesabından dolar olarak gönderim yapabilirsin. herhangi bir para birimini başka bir birim olarak transfer edemezsin..

iste o islemi yapacagim menuyu garanti internet subesinde bulamadim bir turlu? garanti'nin internet subesinden yapilamiyor mu acaba bu islem?

döviz alış/satışı da yoksa kapatsınlar internet şubesini. yatırım işlemleri falan gibi bir başlık altında olabilir, garanti kullanan varsa yardımcı olur birazdan..

şu sayfalara göre yapabiliyormuşsun:
www.garanti.com.tr
www.igaranti.com.tr

Buldum sonunda. Ana sayfasinda hizli erisim mi ne onun icinde bi yerdeymis. insan ustteki menulerden birinde olacak diye bekliyor tabi haliyle.

ilgilenenlere cok tesekkur ederim. benim gibi bulamayan olursa da ilerde internet subesine girdikten sonra sol panelde hizli erisim gibi bir menunun altinda doviz islemleri. ek bilgi olsun islem ucreti almadi doviz satisi yaparken. hurriyet.com'da da dolar 2.8987 gosterirken 2.8940 tan bozdu. belki birilerinin isine yarar.

tekrardan tesekkurler

ben geçenlerde yaptım, kendi dolar hesabından başkasının dolar hesabına çok masraflı, döviz transferi yapmayın.
tl'ye dedikleri gibi yatırımlar altında döviz satıştan bozdurun, evet döviz bürosundan biraz daha düşük olur ama çok da fark etmiyor bence. çünkü aksi takdirde kendi şubenden gidip anca dolarını masrafsız çekebiliyorsun, onu döviz bürosunda bozdurup tl hesabına geri yatır filan bir ton iş bence.. değmiyor.

bu arada döviz satış kısmında kur bilgisini veriyor oradan bakıp karşılaştırabilirsin değerleri.

2014ten bu yana biriken toplam borçtur o muhtemelen, bende 0 gözüküyor

@saygilarefendim Hiç mantıklı gelmedi hocam, 5800 tl faiz mi geldi yani, mümkün değil öyle bir şey. Ayrıca neden 2014'ten sonra? Ziraat KYK'nın sisteminden çekemiyor mu daha öncesini?

orası yanlış bana da 5649,84 gösteriyor ama toplam borcum 12 falan. kyknın kendi sitesinden bak.

az olan anapara borcudur belki? faizi ekleyince ana tutara ulaşılıyordur? (tahmin)

vergi dairesine düşmüş olmasın. direkt vergi borcu oluyor bir yerden sonra bir de orayı sorgulayın.

@kaputt Vergi borcum yok, onu sorguladım.
@freya Nüfus cüzdanım yanımda değil akşama bi bakayım.

benimm 9 bin borcum var mesela ama orda ödemem gereken 292 lira gösteriyor. ekimde başlayacak ilk taksidimi yani.
devletin senden daha az para almasını nasıl düşünebilirsin :D bu arada ben de 10 bin liraya imza attım ama ödeyeceğim 9 civarı. kyk sitesinden bak sen direk borcuna.

orada çıkan bugüne kadar tahakkuk eden borcun, yani bu ayki ödemen gerekenle birlikte toplam 5841,36 tl ödemiş olman gerekirdi bugune kadar.

www.kyk.gov.tr
bu adresten görünüyor.

Orada görünen vadesi geçmiş tutar toplamı olabilir.

edevlet şifreniz yoksa borç bilgileriniz için siz şöyle alalım.

intvrg.gib.gov.tr

2012de mezun olduğunuz varsayıyorum. 2014te ödenmeye başlanması gerekiyordu taksitlerin. Benim tahminim, hiç ödemediğiniz için ilk günden bu yana ödenmesi gereken toplam borcun o olduğu yönündeydi.

thynin yaptığı yasal bir durum. overbooking denen bir durum yani, sizinkiler de buna denk gelmiş. overbookinge düşmemek için online check in yapılması gerekir, yer kalmazsa sonraki uçakla gönderirler sizi. ek bir uçuş koymazlar ama sonrki uçuşta da size yer yok deme hakları var mı bilmiyorum. bence olmamalı en azından gittiğinizde check in yapmış olmalıydılar

havayolu firmaları gelmeyecek yolculara güvenerek her uçuş için %10 civarında fazla bilet satıyorlar diye biliyorum. check in yapmayanlar açıkta kalabiliyor böyle, adamlar da her uçuştan koltuk sayısından fazla bilet satıyorlar işte..

valla duyduğum kadarıyla zorluk çıkaranlara çok güzel şeyler sunuyorlar, bilet parasının iadesi + ücretsiz bir bilet verilmesi, uçuş çok uzarsa ücretsiz konaklama filan..

bir çok insanın başına geliyor yoğun zamanlarda, nette araştırın bi bence, hemen pes etmesinler, şöyle bir şey olabiliyor; dediğiniz gibi yanlış yaptıkları hiçbir şey yok, bizim biletimiz var neden gidemiyoruz! diye çıkışırlarsa diğer yolculara para karşılığında haklarından feraget etmelerini filan öneriyorlar..

www.turkishairlines.com

terim overbooking ve bumping. burdan aramaya baslayabilirsiniz. basima gelmedi, gelenlere de businessta yer oldugundan business class ticketa yükseltildi. binmeyin denmedi. ayrica thy ile bu basina gelmis bir arkadasima, eger bir sonraki ucakla ucmayi kabul ederse, 400 lira alacagini söylemisler. o da kabul etmis.

kendi secmis bir sonrakiyle ucmayi. para olarak aldi.

sizin acilen iletisime gecmeniz mühim, 2 defa degistirilmis, bekletilmis, karsiligi verilmemis. durumlar normal degil, ama gene de "müsterinin" magdur edilmemesi gerekli. mention atmak ise yariyorsa, o noktaya kadar gidilebilir. önce infoyu arayip bagirip cagirin. ne yazik ki aksi sekilde isler yürümüyor:(

bu normal işleyiş. her zaman fazla bilet satılıyor. bizim de başımıza geldi. seslerini yükseltsinler mülayim durmasınlar. ben bağırdım bu uçağa bineceğim dedim. bir sonrakini teklif ettiler, hayır dedim. onlar da başka bir yolcuyu ikna ettiler, ama ona bir günlük konaklama verdiler bedava bir otelde. bir de bilet parasını da veriyorlar bildiğim kadarıyla. yani bekletip hiçbir şey vermeme olamaz.
sizin yüzünüzden uçak saatim gecikti, gittiğim yerde araç bekliyordu onu kaçırdım bişi bişi desinler. tazminat istiyorum deyin. en azından bilet parasını alın.

bu arada o adam bizim yerimize inmeyi kabul etti bu haklarla.. biz de fazla yer olmadığı için businessta uçtuk :) herkes memnun ayrıldı.

yaptıkları son açıklama; 3 gün boyunca istanbul-helsinki uçuşlarında yer olmadığıi terör saldırısı bahanesiyle bilet ücret iadesi, tazminat vb haklarından faydalanamayacakları yönünde. yani iş yorumlardaki yasal olarak böyle bi hakları var boyutunu geçti. şu an helsinkiye gelmeleri için herhangibir seçenek de sunmuyor thy

www.ntv.com.tr

böyle haber vardı madem götüremiyor direkt iade alsın bari ailen.

@kaputt kıvırıp iade yapmama peşindeler şu an. illa ki insanları uğraştıracaklar.

4446001 Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
Arayıp sorsunlar.

www.mustafaerdinc.net

tazminat tarifesi bile var. sizin durumda bilet ücretinin yanında €400 tazminat ödemekle yükümlüler. dünkü patlama tazminattan kurtarabilir belki ama diğer yükümlülüklerden kurtarmaz.

overbooking den alakasız olarak 3 saatten fazla ertelenen uçuşlarda tazminat hakkı doğuyor. hatta bu tip vakaların davalarını alan firmalar var. tüm süreci kendileri takip edip tazminatın belli bir yüzdesini kendileri alıyorlar, dolayısıyla başvuru için bir masrafınız olmuyor. bence bu sitelerden birini seçip başvurun.

www.euclaim.co.uk

Aynini yaptım, maile cevap bile vermediler. Bi daha cagirmadilar da.

eğer bilet vs almadıysan, yani sadece plan aşamasında ise ertele derim. mülakat dediğin bi gün yani. ertesinde gidersin hemen.

c@humblebirth ciddi harcama yaptıysan uygun bi mail at o zaman. açıkçası mantıklı bi insan anlayışlı davranır.

@elorelia Bilet, kalacak yer hepsi ayarlı ya. Ciddi de harcama yaptım.

eğer çok masraf olmazsa mülakat da önemli ise 1 günlük gidiş dönüş yap.

@latsc Maalesef, 15 saatlik uçuş mesafesi :(

telefonla uygun musunuz falan diye konuşulmadıysa arayıp erteleyebilirsiniz. günü beraber belirledikten sonra ertelemek biraz sakat.

@ontheroad Birlikte belirlemedik. Maile cevap yazdım ve erteleme talep ettim. Bakalım neler olacak.

öne aldırmak daha mantıklı tatilde olduğunuz sürede başkasını bulabilirler. öne aldırmaya çalışın bence.

havalimanını patlattılar hani?

aynen facebook pert sözlük normal ama

evet öyle.

öyle şu an bende sıkıntı yaşıyorum.

sayfalar bende de çok zor açılıyor. sorun şehir değil bence genel bi sıkıntı var.

millet kötü şeyleri duymasın, abartmasın diye.
neymiş efendim bomba patlamış, bunun haberini beş dakika boyunca yapmaya bayılıyorlar.
cehape zihniyeti işte.

Tüm sosyal medya portallarında sorun yaşıyorum ben de

her yerden denize girersin diye birşey zaten heçerli değil :) bütün denize girilecek yerler uzakta zaten. küçük küçük koylar var oralara gitmeniz lazım ki arabasız zor. aslında bisikletle yarım saatte falan gidilir o kadar uzak değil. elektrikli motorlardan var aslında bisiklet gibi onlardan kiralayabilirsiniz belki ehliyet falan gerekmiyor diye biliyorum.

Motor, bisiklet kirası yaparsınız.. Onun dışında, ayazma, habbele gibi koylara minibüs var diye biliyorum.

minibüs var. onunla ayazmaya filan gidersiniz zaten.
bisiklet zorlayabilir ama minik motorlar vardı galiba.
bu arada bayramda korkunç kalabalık olabilir. birkaç sene önce adada yiyecek ekmek kalmamıştı insanlar plajda şezlongda uyumuştu.

sürekli kalkan minübüsler var merkezde bütün plajlara gidiyor. sıkıntı yaşamazsınız bence. biz iki kere arabayla bir kere arabasız kaldık. evet araba daha konforlu tabii ama minübüsle sıkıntı yaşamadık. bisiklet, motor vb. de kiralayabilirsiniz. zaten arabalı geçişe sınırlama getirilmişti en son şu an ne durumda bilmiyorum. araçları merkeze de almıyorlardı.

yok hocam bayramda gitmeyeceğiz...ağustos ortası...

1.75-1.80 aralığında olsam giymem heralde.

top model vücuduna sahip olmadığı sürece bu boydaki kızlar topuksuz bile kazulet gibi durdukları için, topuklu giyince iyice öne çekiyorlar.

boyum 1.50 topuklu giymiyorum. biraz rahat olmak lazım bence kompleks yapmayın.

175 olarak rahat olmadığı için asla giymiyorum rahat olsa her gün giyerim 180 olsam da giyerim. herhalde 190da falan giymem.

158. topuklu giymiyorum.

Topuklu giymiyorum ki giymeyi bırakayım. Daha uzun ve seksi görüneceğim diye ayaklarımın ebesinin ağlatalam. Ayrıca benim ayaklarım boyuma göre epey ufak, o yüzden denge sağlayamıyorum.

Edit: Boyum 165-166 cm bandında bu arada. Kafama silah dayasalar yine de özel bir gece haricinde topuklu giymem.

"i'd walk across death valley in stilettos"

140 topuklu giymiyorum.

1.68
Dolgu değil ama kalın topuk ve stilettoyu boyum kaç olsa da giyerim

boyum 171, stiletto <3

dolgu topuk zaten giymem de, boyum 180 üzeri olsaydı insan irisi gibi görüneceğimi düşüneceğim için topuklu giymeyebilirdim. 171 boyla bile topuklu giyince 180 üzeri oluyorum ve ortamdaki çoğu erkekten uzunsam kendimi gülliver gibi hissediyorum.

175 üzeri olsam topuklu giymezdim sanırım (özel günler harici), kendimi sırık gibi hissederim.

Zaten giymiyorum da 180 olsam gereksiz görürdüm. 168'im.

cevaplar için tşk. metroda her gün gördüğüm 190 lık bi kız var(evli) o giyiyor merak ettim bende. hayır giydin, yeni doğmuş ceylan gibi yürüme bari.

toz ilaç var bir tane. adını unuttum, suyla karıştırıp içiyorsun. bir hafta tuvalete çıkamıyorsun. tavsiye edicem onu ama ismini unuttum işte.

eczaneye gidip sorabilirsin bunu. öyle pahalı bir ilaç olduğunu sanmıyorum.

edit: haşlanmış patates de etkilidir bu arada. + muz da keser diye biliyorum.

Anlasilan o ki zehirlenmisim ve durmayacak gibi gozukuyor. Baska alternatiflere de acigim
Cok tesekkurler

bir hafta tuvalete çıkmama filan olmaz. sen eczane bulmaya çalış git reflor al. eczacı da verir zaten. hemen düzenliyor bağırsağı. bir de bugün yediklerine dikkat et kahve kola derken iyice bozma. en iyisi ilacı al patates filan ye. sebze, meyve lifli şeyler yeme.

@kaputt cok tesekkurler. Son raddeye gelince hastaneye gittim. Serum verdiler. Bir de prebiyotik alacagim. Daha iyiyim.

ya zehirlendiysen tuvalete çıkman iyi bi şey zaten? üşütmekten falan olunca reflorla falan kesilir de, enfeksiyon - zehirlenme gibi durumlarda boşaltımı durdurmak pek iyi fikir olmayabilir.

bol su iç. yağlı şeyler tüketme.

@freya teşekkürler. haklısın, acildeki doktor da tam öyle söyledi. 4,5 saatlik dönüş uçuşum 6 saat civarında sürdü ama neyse ki sorun yaşamadım. serum sayesinde kurtuldum. bir de prebiyotik gıda takviyesi verdi.

@snape i başından beri tanırım teşekkürler. vücut hiçbir şeyi kabul etmiyordu. elmayı bile attı dışarı. iyi ki hastaneye gitmişim. bir dünya para verdim ama yine olsa yine giderim. yolculuk öncesi hasta olmak sıkıntılı.

halkbank için konuşuyorum: veriyorlar ancak komisyon alıyorlar. hesap şubesinde komisyon yok.

atm kartın varsa, döviz çekebildiğin atm'ler var.

başka şubeden çekerken aşağı yukarı ne kadar komisyon alınıyor biliyor musunuz?

Düzenli beslersen alışabilirler, bazı kediler çok hırçın oluyor yavru olsalar da. Bir süre sonra yanına gelirler ama sevdirmeyebilirler de. Öğrenmenin tek yolu düzenli beslemek, korkutmadan yaklaşmaya çalışmak vs. Eğer yaklaşacakları varsa mama verdiğini anladıkları zaman kendileri seni görünce koşarlar.

Eve alma konusunu da daha detaylı düşünmeni tavsiye ediyorum. Hem birini seçince diğeri yalnız kalır, hem de kolay değil bir hayvanın sorumluluğunu almak.
Güvenli bir yerdelerse bırak kalsınlar. Ya da imkanın varsa hepsini al.

düzenli besleme+1
çok yabani olan korkak olanların bile kuyruğundan ayrılmaz hale geldiğini gördüm. ama zaman ver. güvenini kazan. hemen sevmeye çalışma. yemek yerken onunla orada dur. seni koklamasına izin ver.

senin beslemen +1

bunun dışında otur ve hiçbir şey konuşma, geldiklerinde elleme bırak koklasın sürtünsünler.

bir de bebek sever gibi konuş. o çok etkili.

bizimki dana kadar oldu hala öyle bir ses tonuyla konuşunca yerlere yatıp saçma sapan hareketlere girip şımarıyor :D

piremses +1

temizmama 'da 15 kg mama 50 lira bu arada.10 kedi besleyen biri olarak sabah ve akşam belli dozajda verince 1 aya yakın bir süre yetiyor.onlara hayli hayli yeter kısacası

Pek çok şey öğrendim sayenizde çok teşekkürler :)