Giriş
(5)

adhd arkadaşla çalışmak

duyurukullanıcısı
bir arkadaşım var çok güzel adhd. teşhisli vs. bir süre tedavi de görmüş ama sallamıyor fazla.arkadaşla herhangi bir şeyi tamamlamak çok mümkün değil. daldan dala atlıyor. cuma şunu yapalım desek perşembe olduğunda ben çarşamba yaptım falan diyor. kötü bir niyeti yok ama yani temel amaçlardan sürekl
bir arkadaşım var çok güzel adhd. teşhisli vs. bir süre tedavi de görmüş ama sallamıyor fazla.

arkadaşla herhangi bir şeyi tamamlamak çok mümkün değil. daldan dala atlıyor. cuma şunu yapalım desek perşembe olduğunda ben çarşamba yaptım falan diyor. kötü bir niyeti yok ama yani temel amaçlardan sürekli sapıyor.

arkadaş ile bir iş yapalım dedik. hiç bir yol alamıyoruz. sürekli ayrıntılarda kayboluyor. ben tüm fizibiliteyi yapıyorum, ütünü çıkartıyorum, fiyatlandırma,
imalat, ürün geliştirme hatta müşteri bulma bile bende. elemanın sadece bir sunum hazırlayarak kendi networkündeki firmalara gitmesi gerekiyor.

mart ayından beri bekliyoruz.

en son yapılması gerekenler diye resmi bir mail attım. madde madde yazdım. tamam yapıcam dedi. işe başlıyor 5dk sonra bambaşka bir yerde buluyor kendini.

maddi durumu iyi o sebeple benim gibi üstüne düşmüyor işlerin. en son geçenlerde dayanamadım "psikiatristinle görüşüyor musun ne dedi en son sende var biraz adhd falan" dedim. görüşüyorum vs dedi. anlamadı yani.

ben bu arkadaşla çalışmayı bırakayım mı? yoksa bir şekilde orta yol bulmaya çalışayım mı?

orta yolda şöyle sürekli küçük hatırlatma ve assigmentlar vereceğim deadline'lı takip et diyeceğim. vs

zor valla benim için.

bende obsesifsporluyum şahsen.
0
duyurukullanıcısı
(02.09.25)
en yakin arkadasim adhd, ben cok denedim birlikte bir seyler yapmayi, kendisi biliyor teshisli ilac da aliyor yani farkindaligi yuksek ama olmadi yapamadik, peek gondemleri oluyor, o donemde cok guzel is cikariyorlar sonra bir anda yok oluyordu benimki. hala canimin ici arkadasim ama is yapacagimi sanmiyorum. yapacaksaniz da bunlari bilerek gireceksiniz ve o yapmasa da isleyecek bir sistem kurmaniz gerekecek.
0
kassiopeia
(02.09.25)
Selam ben de teşhisli adhdspor. Buna rağmen uzun dönem ceo officede raporlama/proje yönetimi yaptım. Şirkette başka adhd olan liderler ile de çalışma fırsatım oldu.

Her adhd aynı olmayabiliyor. Birine olan çözüm diğerine uymayabiliyor. Öncelikli tavsiyem lütfen adhd veya psikiyatri hakkında konusmayın. Önce siz kendiniz için bir rahatlayın ve ilişkiye sıfırdan başlayın. Önemli olan arkadasın deadline lara uyması. Kalanına karısmayın. Beklentiler net olsun. Deadline a uyduğu sürece sorun olmaz. Hatta daha yaratıcı farklı düşüncelerle de geleceğine eminim.

Ben kendimden yola cıkarak tecrübemden bahsedebilirim.
Çarşamba yapmış olabilir. Bunda problem yok. Bazen beyin rahatlamak icin farklı görevler yapıp dinlenmeyi sever. Önemli olan deadline a uymak.

Arkadaşın biraz sıkıştırılması gerek - mobbing tarzında değil tabii ki - hatırlatma da pek işe yaramaz direkt update istemeniz lazım haftalık olarak. Sıkıştığında iş yapacak. Her hafta carsamba/perşembe günü haftalık updatei yazılı isteyebilirsiniz. Hangi programları kullanıyorsunuz bilmiyorum ama her hafta icin ayrı excel dosyaları oluşturup atabilir. (Tek excelde de yapabilir ama bu sefer onda da kaybolacak düzenleyecek vs) Mesela bunu perşembe isterseniz pazartesi plan yapıp salı çarşamba yapacak. Siz de gün sonuna kadar atmazsa bekliyorum diye hatırlatma yaparsınız.

Eğer yöneticisi değil baska ekipten biriyseniz haftalık 10dk catchup toplantısı yaparsınız. Hızlıca konusursunuz. Kendi tarafında yapılacaklar listesini bi zahmet o hazırlasın. Toplantıya vaktiniz olmasa bile takvimde dursun. Hatırlatıcı olarak görev yapar.

Anladıgı dilden biraz konusmak lazım. Ben şanslıydım kimse işi nasıl ve ne zaman yaptıgıma değil sonuca ve deadline a odaklanırlardı. Detaylarda kayboldugum zaman ceo gibi düsün böyle gereksiz seyleri duymak ister miydin ne duymak istersin diye bir sekilde büyük resme alıstırdılar. Yine detaylarda kayboluyordum ama bunu sunmuyordum. Detayları anlayınca kafada daha net oturuyor.

Ben normal fonksiyonlarımda calısabilmek icin kendimle çok uğraştım bu arada. Karşı tarafın da bu konuda istekli olması gerekli. Adhd yim yapamıyorum diye bahane olmamalı, adhd yim farklı şekilde yapabiliyorum demeli.
0
jazzabel
(02.09.25)
Bana arkadaşınız sadece uyuz ve önemsemiyor gibi geldi. siz de takılmişsiniz onemsetmek icin ya da onemser diye. yani is yapmaya devam edecekseniz bunu ben evlenince duzelir/değişir mantigina benzetirdim.

yukarıda farklı ornekler de verilmiş.

Her şeye ben adhdyim napayim diyen oysa da bu adhd'den daha farklı bir psikolojik sorun olsa gerek.
0
encokbenisevinnolur
(02.09.25)
kendinize göre düşünerek az ve basit iş vermeyin, onun output kapasitesi verdiğiniz işin nicelik ve niteliğine göre de değişir. Yani 2 iş verince birini yapmıyor fakat 20+ işi olduğu zaman günde 5-6 işi halledebilir. Yenilik, aciliyet, bilinmezlik taraflarını o arkadaş almalı. ilaveten iletişimleri yazılı götürmek hem sizin haklarınızı korur hem de karşı tarafa bir rehber olarak kalır. başka işe atlamaktan ayrı olarak aynı belli başlı bir işin içinde de kaybolunabilir. bunlara mahal vermeyecek şekilde vazifelendirme gerekir. ilaveten aynı ortamda çalışmak faydalıdır. izole kalmamalı.
son olarak, ilaç oldukça büyük etki yaratır fakat şahıs hırçınlaşabilir, ya da azla odaklanıp bu defa da bu yüzden uzatabilir. bunlara karşı hazırlıklı olunuz.
istekli bir dehb'li birey oldukça iyi performans gösterebilir. ilaç bu ihtimali neredeyse garantiler.
0
Etanglement
(02.09.25)
maddi durumu iyiyse sermaye ortağı olsun. kendinize bi pazarlamacı tutun, sunumları vs o yapsın.

arkadaşınıza da aydan aya finansal raporları sunup işin gidişatıyla ilgili bilgi verin. üzerinde baskı hissetmezse eskisinden daha sık tutabilir işin ucundan. bazı insanlara deadline verince geriliyor.
0
brkylmz
(02.09.25)
(19)

kendi başına tatil yapma ustaları

a perfect lie
bu konudaki tecrübelerinizi biraz paylaşır mısınız? Öğrenilir mi bu? Bu yılki hedefim bu. Çok zor değil mi bunu başarmak? Önce yurtiçi ile başlayayım, iyice öğrenince yurtdışına da giderim. mesela bir toplulukları var mı, bir süre okuyayım, izleyeyim. Aracım var ama uzun saatler sürmek istemeyebilir
bu konudaki tecrübelerinizi biraz paylaşır mısınız? Öğrenilir mi bu?

Bu yılki hedefim bu. Çok zor değil mi bunu başarmak? Önce yurtiçi ile başlayayım, iyice öğrenince yurtdışına da giderim.

mesela bir toplulukları var mı, bir süre okuyayım, izleyeyim.

Aracım var ama uzun saatler sürmek istemeyebilirim. Tek başıma.
Doğayı severim ama tek başıma yine zor olur gibi geliyor. En iyisi kültür turları gibi gezip takılmak mı?

İy akşamlar. Ve teşekkürler.
0
a perfect lie
(04.03.25)
Yeteri kadar İngilizce varsa eğer bence direkt yurt dışı derim.

1 hafta yurt dışında kendim gezdim ve çok keyif aldım. Hollanda ve Belçikayı gezdim.

Tren yolculuğu yapıyorsun. Hayatta kalma mücadelesi güzel oluyor, insana kesinlikle bir şey katıyor.

Gitmeden önce haritadan rota oluştur. Şehirlerde görülecek kilise, müze vs ne varsa araştır. Gidince kolay oluyor, kendi elinle koymuş gibi bulup geziyorsun, fotoğraf çekiyorsun.

Senin fotoğraflarını da başka bir turist çeker. Rica edersin, sen de onunkini çekersin. İllaki bir etkileşim halindesin insanlarla.

Yurt içi yerine yurt dışı derim kesinlikle. Daha keyifli olur. Türkiye hem daha pahalı. Ben yurt dışında kendimi daha rahat hissettim.

Amsterdam-Ghent-Bruge

Budapeste-Viyana-Prag

Bologna-Floransa-Roma

Vs gibi rotalar planlayabilirsin. Ben Avrupa'dan örnek verdim ama Kore, Japonya vs gezenler de var vizesiz ama uçak biletleri çok pahalı oraların da.
0
Cesario
(04.03.25)
Japonya ya gittim ama tek başıma değil :( Bilet sorun değil de yurtdışı için şuan vizem yok, ama olduğunda deneyebilirim belkiii. Hiç fotoğraf ihtiyacım olmuyor :) o kısım hiç sorun değil. Hof.
0
🌸a perfect lie
(04.03.25)
Şu abi kamp işine sarmış mesela

www.youtube.com
0
Mirket
(04.03.25)
Hep tek başına tatile giden birisi olarak gözünüzde büyütmeyin derim. Çok ekstra bir şey yok bence.
0
peki madem
(04.03.25)
Heryere tek basima giderim milletin kahrini cekemem
0
Zetnikov
(04.03.25)
Gücüm yetse doğayı bin kere tercih ederim. Her türlü ekipman da var ama tek başıma hiç tecrübem yok. Çok endişe verici olur. Biraz takip edeyim bu kanalı.
0
🌸a perfect lie
(04.03.25)
City break ise tek basina tadindan yenmez ama sakin ama sakin her sey dahil otel deniz tatili olayina girmeyin, sikintidan kafayi yersiniz, depresyona girersiniz.
0
freedonia
(04.03.25)
- bu konudaki tecrübelerinizi biraz paylaşır mısınız?
+ Kısa özet geçmeyi deneceğim.

- Öğrenilir mi bu?
+ Öğrenilir ama kendi adıma kolay olmadı pek.

Tatilden kastınız deniz tatili ile yurtdışı turistlik geziyse ikisi farklı şeyler.

Şahsen üniversitede zaman zaman tek başıma kaldığım süreçler oldu. Sinemaya film izlemeye, resturanta yemek yemeye tek başıma gittiğim çok oldu. Sinemada tek kişilik bilet isterken sesim çıkmıyordu ama sonradan alıştım. Tek başıma Sinema - Yemek rutinini çok yaptım. Bu alışkanlık kazandırdı tek olmayı. Kalkıp tek olarak yurtdışı gezisi ve tatil yapıyorum.

Yurtdışı gezisi bir noktadan sonra çok daha rahat oluyor. İstediğiniz gibi plan ve program yapıp, istediğinizde çok rahatlıkla bozabiliyorsunuz. Hem plan hem spontante takılabiliyorsunuz.

- En iyisi kültür turları gibi gezip takılmak mı?
+ İlk defa çıkıyorsanız ve teksiniz bunu tavsiye ederim. İlk yurtdışı tecrübeniz kültür turu olsun yurtdışı gezisinde. Neyin, nasıl yapıldığını görürsünüz. Bir fikriniz olur, sonra kendiniz giderseniz.
0
put it in your appropriate place
(04.03.25)
Yeteri kadar İngilizce varsa eğer bence direkt yurt dışı derim. +1

Senin fotoğraflarını da başka bir turist çeker. Rica edersin, sen de onunkini çekersin. İllaki bir etkileşim halindesin insanlarla. +2

Yurt içi yerine yurt dışı derim kesinlikle. Daha keyifli olur. Türkiye hem daha pahalı. Ben yurt dışında kendimi daha rahat hissettim. +3
0
put it in your appropriate place
(04.03.25)
Üzerine bu kadar düşünüp taşınıp plan yapıp tecrübe okuyacak bişi değil ki bu, biraz abartıyorsun gibi geldi.
Anskiyeteden muzdarip değilsen, psikolojik olarak kendi kendini teskin etmek konusunda sorun yaşamıyorsan hiç zor olmaz.
Öyle ise de, yavaş yavaş kendi başına kolay rota, yakın bildik yer, az gün şeklinde deneme yapıp alıştırabilirsin kendini.
Günün sonunda birinin bir şekilde yardımına ihtiyacın olduğunda etrafında insan olacak dağ başına gitmediğin sürece.
0
Bruce
(04.03.25)
Benim bu. Öğrenilmez bence mizacınla alakalı.

Tatillerimin çoğuna tek çıkarım. Yaz tatili, deniz güneş severim. İntikale çıkmış komando birliği gibi Likya Yolunu tırmanmam mesela. Bilmem ne vadisinde gün batımını seyretmem.

Her şey dahil otel tercih ederim. Bol bol içerim. Diskoda dans ederim. Animasyona bayılırım. Üç tane yabancı dilim var. Turist hanımlara gönüllü turizm elçiliği yaparım :)

Bana göre tatil budur.

İki, üç kişi çıktığım bütün tatillerim b.k gibi geçti.
0
yurtsuz john
(04.03.25)
tatile tek gidiyorum. hatta yurtdışı tatillerimden bazılarında otel bile ayarlamadan çat diye uçağa atlayıp gittiğim oldu. gidince orada baktım.

bu yönde çekinceleriniz varsa önce araçla yakın bir ile gidin haftasonu. cumartesi erkenden gidin, orada kalın, pazar günü dönün. bu sürede şehri gezin, keşfedin. hiçbir şey yapmasanız sokaklarında dolaşın.

zamanla açılırsınız.
0
tabudeviren
(05.03.25)
Kervan yolda düzülür.
0
ruhen hastayim ben
(05.03.25)
ilk yurtdisina yalniz gittim ve bir daha hic bi yere yalniz gidiyim diye bi fikrim olmadi. komik bisey olur kimle guleceksin, sacma bisey oldu kime gostereceksin, super bi muzedesin mesela kimle geyik yapacaksin.
0
thesomberlain
(05.03.25)
Baharda al sırt çantanı likya yolu yap, yıllardır hayalimdir.

O serüvene katılan çok sayıda gezgin olduğu için kolektif bir yapı var araştırdığım kadarıyla, yani hem yalnız olacaksın, hem ayni yolda giderken sosyalleseceksin. Ve onlarca antik kentin içerisinden, Yörük köylerinden, kasabalardan, dağ yamaçlarından geçen hem kültürel hem doğa ile ic içe bir yolculuk.

Of nasıl gözümde büyüdü şuan.
0
rejections
(05.03.25)
korkulacak bir şey yok gayet yapılıyor. yurtdışında daha rahat yapılır ama çünkü çok yapan var.

yurtiçinde bazı yerlere tek girememe şansın var. ama bence zevkli değil. yani biriyle olan kadar zevk alamıyorum ben. tercihen biri olsa biriyle giderim.
0
jelly bear
(05.03.25)
ben ilk yurtdışı tatilimi yalnız ve tursuz olarak uçak bileti alıp Portekiz Lizbon'a giderek yaptım.20 gün kadar kaldım.Oteli booking sitesinden seçmiştim 3 gecelik. sürem dolunca diğer şehirlere geçtim.
sabah otelden her çıkışımda kaybolacağım geri dönemeyeceğim diyerek çıktım ama avrupa bizim ülkemize göre gezmeye dolaşmaya çok daha fazla müsait ve kesinlikle kaybolamıyorsun merak etme.
tahmin ettiğinden çok kolay olacak. bilet al git bir yerlere.
0
devilone
(05.03.25)
tek başına tatil yapma motivasyonunuzu merak ettim. çokça övülmüş ama benim kulağıma korkunç geliyor. güzel bir yerde yemek yiyeceksiniz mesela, iki laf edecek kimse yok. duvar size siz duvara. günün 16 saati sokaklar, müzeler, festivaller gezeceksiniz, hissettiklerinizi paylaşacak kimse yok. çıldırır insan.
0
brakgn
(05.03.25)
Bu biraz alışkın olmakla alakalı. Ben daha kücükken bile ailecek avm ya da kadıkoye vs gittiğimizde tüm aile dağılır kendi ilgi alanlarına bakar, bulusma saatinde aldıklarını gördüklerini vs anlatırdı.

Bende normalde anksiyete var. Her şey için dakika dakika plan yapar rota çıkarırım. Anksiyete ilaçlarımı almaya başladıktan sonra bi rahatlama geldi. Sıfır planla gittim geçen gün. Kafama esen sokağa girdim karşıma farklı şeyler çıktı, ormanda dolasayım, suraya gireyim, güzel tur varmıs bakayım gibi anlık düsünmek çok güzel. Beyin bomboş oluyor. Kimseye sormuyorsun.

Başlangıç için kültür turu iyi fikir
0
jazzabel
(05.03.25)
(5)

Meşgul telefonu durmadan arayan insanlar

her giriste sifresini unutan adam
Telefonu odak moduna almıştım, sabahın köründe 10 kez peşpeşe aramış birisi. Aradığı konu da acil olamaz, dün mailleştik, istese mail’le de yazabilir.Bu medeniyet yoksunu, zeka geriliği yaşayan bencil ve sosyalleşme engellisi insanlara ne yapmak lazım?Bir insanı 10 kez peşpeşe aramak ne olm emrah’ı
Telefonu odak moduna almıştım, sabahın köründe 10 kez peşpeşe aramış birisi. Aradığı konu da acil olamaz, dün mailleştik, istese mail’le de yazabilir.

Bu medeniyet yoksunu, zeka geriliği yaşayan bencil ve sosyalleşme engellisi insanlara ne yapmak lazım?

Bir insanı 10 kez peşpeşe aramak ne olm emrah’ı bile annesi için kimse bu kadar arayamaz ya yuh
0
her giriste sifresini unutan adam
(26.02.25)
Ben annem dışında kimseyi birden fazla kez aramam, hatta aradığım kişi 2-3 çaldırışta cevap vermemişse telefonu kapatırım, gerçekten elzem bir konu yoksa böyle ısrarla arayan insanlardan acayip nefret ediyorum ve hepsinin ağzına ayağımı sokasım geliyor ama yapmıyorum, yapamıyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(26.02.25)
Beni pazar aksam 10da arayan bi yönetici vardı. Açmayınca ertesi gün de mesai baslamadan aramaya devam ederdi. Ben de sizi severim ama beni bu kadar düşündüğünüzü bilmiyordum rüyanızda mı görüyorsunuz demistim. Ben kadın o erkek olunca biraz bozuldu ama asla aramadı. Pazar günü nedir ya. Yine acil olmayan bir iş tabii sizin gibi.
0
jazzabel
(26.02.25)
Eğer çok elzem ve iletişim kurmak zorunda olduğum birisi değilse engelliyorum.

Geçen oldu birisi…2 dakika içinde 4 kere aramış. Sanırsın birisi öldü. Bu şekilde arayan bir kişi iletişim kurmak istediğim bir insan değildir.

Biriyle iletişim kuracaksam, hele bu bir ilk olacaksa ikinciye aramam. mesaj çeker kendimi tanıtır ve neden aradığımı anlatırım. Ayrıca İşle ilgili önemli bir durumsa, bana ulaşmak isteyen santralden bağlatsa o telefonu zaten açmış olurum…
0
master of ceremonies
(26.02.25)
"Bu medeniyet yoksunu, zeka geriliği yaşayan bencil ve sosyalleşme engellisi insanlara ne yapmak lazım?"

Onlarla is yapmamak lazim.
0
feastofthedamned
(26.02.25)
Millet panik atak, psikolojik deli. Anında işini çözmek istiyorlar, sabır yok. Direkt biri mi öldü, acil bir şey mi var nedir diyorum. Ama yine aynı şeye devam ediyorlar. Yapacağın bir şey yok.
0
Shepard
(26.02.25)
(9)

Psikiyatri ilaçlarını kesmek

jepa
Yaklaşık 2 yıldır bazı takıntılar ve uyku sorunu nedeniyle lustral ve Cedrina kullanıyorum. Cedrina çok iyi gelse de takıntı ve gereksiz düşünceler devam ediyor. Özel psikiyatrist ücreti aşırı artmış maddi olarak zorlanacağım. Yavaş yavaş kessem çok fazla yan etkisi olur mu? Ya da devlet hastanesi d
Yaklaşık 2 yıldır bazı takıntılar ve uyku sorunu nedeniyle lustral ve Cedrina kullanıyorum. Cedrina çok iyi gelse de takıntı ve gereksiz düşünceler devam ediyor. Özel psikiyatrist ücreti aşırı artmış maddi olarak zorlanacağım. Yavaş yavaş kessem çok fazla yan etkisi olur mu? Ya da devlet hastanesi doktoruna gidip onun vereceği doza göre mi davranayım
0
jepa
(15.01.25)
Olur evet. Doktora gidene kadar aynı dozda devam edin. Doktor düzenlesin.
0
jazzabel
(15.01.25)
Bir başka sebepten kullandığım bir ilaç yan tesir olarak aşırı uyku yapıyordu. Çok uzun süredir de kullanıyorum ve artık uyumaktan hayatı ıskalıyorum diye, doktora danışmadan azaltarak kestim.

Tam bir hafta günde 23 saat hortlak gibi, kanlı gözler ve uyuşmuş bir beyinle dolaştım. Günde ancak bir saat uyuyabiliyordum. İş kötüye gidiyor diye ilaca tekrar başladım.

Tavsiyem, Devlet olur, özel olur, bir doktor görüşü al. Ne diyorsa onu yap.

Ben de haftaya gideceğim doktora.
0
Mirket
(15.01.25)
psikiyatri ilaçları her zaman doz artarak başlanır, doz azaltarak bitirilir ama lütfen doktorun vereceği dozdan gidin.
geçmiş olsun.
0
mathilda.may
(15.01.25)
doktor kontrolunde ve doz azaltarak bitirmek lazim +1
kafana gore kesilecek ilaclar degil.
0
cooperr
(15.01.25)
Ilaci birakirsan herseye tekrar sifirdan baslarsin emegin cop olur

Devlete gidersin şikayetini soylersin seni yönlendirir

Ben cahiliye donemlerimde insanlari dinleyip birakmistim bi kac sene geriye gitmistim aen yapma kardesim doktorla konus hep devlete kontrole git bi gun oturucak ilaclar
0
Zetnikov
(15.01.25)
15 sene önce lustral special kullandım 3-5 ay, doktora danışmadan, çok iyi geldi. Çat diye bıraktım, 3 gün içinde kimseye zarar vermemem mucizeydi, acayip bir tahammülsüzlük yaratıyor.
0
kimlanbu
(15.01.25)
Özel psikiyatri hekimine gittim, verdiği ilaç işe yaramadı, görüşmelerimiz de öyle. Sonra devlet hastanesine bir hekim geldi. İlk verdiği ilaç işime yaradı ancak 1 aylık sürenin sonunda gittiğim kontrolde ilacın sürekli kabızlık yaptığını söyledim. Değiştirdi ilacımı. Artık hem iyiyim hem de kabızlık sorunum yok. İlaçlarımı topluca alıyorum, arada tekrar yazdırmaya gittiğimde görüşüyoruz 5 dakika kadar ve o anki durumuma göre doz değişikliği yapıyor. Daha önce de özel hastanede psikiyatriye gitmiştim. Ancak en çok devlet hastanesi doktorumdan memnun kaldım.
Tavsiye ederim, bir de devlet hastanesini deneyin.
0
strawberry first
(16.01.25)
Mobil edit: arada bel fıtığı geçirdim. Psikiyatri doktorum ilacımı komple değiştirip bel ağrısı açısından da rahatlatacak bir ilaç yazdı. O da gayet iyi geldi. (depresyon hastasıyım)
0
strawberry first
(16.01.25)
Kafama göre kestim. Doktor kontrolünde de olsa zorlanacaksın ilk zamanlar .Doktor kontrolünde bırakırsan yaşadıklarını ona anlatmış olursun için rahatlar.

10 yıl kullandıktan sonra azaltarak bıraktım doz azalttım sonra 1 gün arayla aldım arayı uzattım böyle bıraktım.
0
hebanon
(16.01.25)
(27)

Yurtdisina Gitmeli Miyim Sorusu (Finlandiya, doktor kız arkadaş)

aguen
Merhaba duyuru. Bu sene evleneceğim kız arkadaşım doktor. Ben (29e) mühendisim. Kendisi Finlandiya'ya taşınmak konusunda kararlıydı, sürece hazırlanıyordu ama ben çok sıcak bakmadığım için seçimi bana bıraktı.Onun açısından TR net daha kötü tabii, ben de destek olmak istiyorum ama bir yandan da kend
Merhaba duyuru. Bu sene evleneceğim kız arkadaşım doktor. Ben (29e) mühendisim. Kendisi Finlandiya'ya taşınmak konusunda kararlıydı, sürece hazırlanıyordu ama ben çok sıcak bakmadığım için seçimi bana bıraktı.

Onun açısından TR net daha kötü tabii, ben de destek olmak istiyorum ama bir yandan da kendi kariyerimi düşününce hiç emin olamıyorum. Kendimce artıları eksileri düşündüm:

+ Medeniyet, kültür, kibar insanlar vs.
+ Sokakta random bıçaklanmama, köprüden geçerken rastgele yıkılma şansının çok daha düşük olması.

- Şu an işyerinde memur değilim ama benzer şekilde disiplin suçu dışında atılamıyorum. 5 yıllık bir çalışan olarak 200.000/ay brüt maaş alıyorum. Finlandiya'ya gidersem maaşım büyük ihtimalle düşecek.
- İşyerinde kendi projelerimde çalışabiliyorum.
- İşimin mental yükü çok az. Evet saat olarak mesai saatleri yüksek, cuma geceleri genelde iş oluyor. Ama iş arkadaşlarımdan daha yetenekli olduğum için bazen evde oyun oynuyorum gün içinde, sonra 2 saatte hallediyorum; onların yapamadıklarını da topluyorum.

+ Online yurtdışından sipariş verebilme.
- Yemeksepeti vs. şeylerin olmaması.
+ Çocuk işlerine girilirse eğitim, güvenlik.
- Random bir dilleri var. Dil konusunda yetenekli biriyim ama işin içinden çıkılabilir durmuyor.
+ Türkiye 10 sene sonra çok daha kötü olur mu?

Siz ne yapardınız. Dener miydiniz?
0
aguen
(14.01.25)
bu soruyu buraya sorarsan herkes git der düşüncesiyle geldim. ben gitmezdim.
0
deartheodosia
(14.01.25)
kız arkadaşını önden yolla, sensiz pişman olacak ve orayı beğenmeyecek bence ve geri dönecek, bi süre pusuya yatardım :) Finlandiya onun için de çok zor bi seçenek değil mi?
0
damba
(14.01.25)
Finlandiya neden?
Saydigin seyler daha cok sosyal devlet yani diger eu ülkelerinde de olan seyler.
200k brüt demissin.
65k€ yapiyor yillik. Öyle bir maas finlandiya‘da da bulursun merak etme.
0
sonsuz
(14.01.25)
O kadar imkansahibi ve maasi ben alsam finlandiyayi turkiyeye getiririm kardeş neden gideyim
0
Zetnikov
(14.01.25)
finlandiya'nın neresi, turkiye'nin neresi? helsinki tabii ki çok kötü bir opsiyon değil ama diğer şehirleri soğukla birleşince istanbulla filan kıyaslanacak yerler değil. geberirisiniz sıkıntıdan ki helsinki bile yani eh. hayattan ne beklediğinizle, burda ne yaptığınızla alakalı. hoş oyun oynayıp yemek siparişi veriyorsanız sürekli nerde olduğunuzun pek bir önemi yok.

sosyallik açısından fin toplumu biraz kendi arasında kapalıdır da ayrıca. ciddi göçmen de var.

müstakbel eş uzmanlığını yaptıysa ve özel sektörde devam edebiliyorsa ben kalmayı seçerdim. fince filan da dünyada işe yaramaz uğraşılmaz diller.
0
awlmi
(14.01.25)
galiba bi ben gidermişim :d
0
baldan kaymak
(14.01.25)
Neden Finlandiya sorusunun cevabı şey, orada denklik almadan önce bi staj aşaması oluyor ve temel bir maaş veriyorlar. Bir de anlamsız bir dil olduğundan, C1 olanı kabul ediyorlar direkt anladığım kadarıyla. Diğer ülkelere doktor olarak gitmek daha zor sanırım.
0
🌸aguen
(15.01.25)
Abi biraz zor soru. Finlanda olmasaydi daha kolaydi.

Benim finli çalışma arkadaşım var. Oralar sessiz sakin de süper değil. Özellikle iş olanaklari, sağlık vs. Benim arkadaş çok sikayetci oralardan, fransa bile Çok çok daha iyi yani (ki ondan da şikayetçi olan çok).

Harbiden neden illa orası? Hanım oralı mi? Değilse yani trilyon tane ülke var.

Bir de kişiye çok bağlı. Ben hayatta yapamam ne fin insanıyla ne de Finlandiya ile. Kötü olduklarindan değil de akdeniz insanı benim olayim.
0
logisticsmanager
(15.01.25)
“Bir de anlamsız bir dil olduğundan(?) C1 (gayet yüksek bir seviye) olanı kabul ediyorlar direkt anladığım kadarıyla.”
Şu dil konusunu bir gözden geçirin.
0
sibertenik
(15.01.25)
finlandiya'ya hiç gittin mi? nasıl bir hayat var, gördün mü?

ben helsinki'ye gittim, yaşanmaz orada. hayatımda bu kadar sıkıcı, yapacak hiçbir şeyin olmadığı bir şehir görmedim. ki bu bir de başkent. diğer şehirleri hayal bile edemiyorum. yazın bile sokakta hayat yoktu. finler iklimden dolayı evlerinde sosyalleşiyorlar ve kendi küçük dünyalarında, hele hele evlerinde bir göçmeni kabul etmeleri çok zor. enternasyonel bir ülke de olmadığından, minicik bir sosyal çevrenin içine hapsolmaya hazır olun.

oraya arkadaşlarımız göçtü. onların yanına gitmiştik. finlandiya'ya gelmekle büyük hata yaptıklarını söylüyorlardı. sosyal devlet ve iş açısından da iyi bir ülke değilmiş. bir sürü detay anlatmışlardı ama unuttum açıkçası.

çocuk telekom mühendisi gibi bir şey. nokia'da çalışıyordu. iki sene önce işten çıkarıldı. en son belediye şoförü olmaya çalışıyordu. o denli bir kıtlık var, iş bulma konusunda.

işin fince tarafına değinmek dahi istemiyorum. 5-6 yılda hala öğrenememişlerdi ve aşırı zor olduğunu söylüyorlardı.

doktor olarak yurt dışına gidilecek çok daha iyi avrupa ülkeleri var. zorsa zor, çabalayın upğraşın, başka bir ülkeye göçün.
0
sir gawain
(15.01.25)
hocam aynı sekilde ingiltereye tasındık. finlandiya dilden ve izole olmasından ötürü biraz daha zorlayıcı. özelden yazın detaylı konusalım.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(15.01.25)
Oradan biriyle evlilik yapma veya ilişki ihtimali yoksa izole bir hayat yaşarsın. Finlandiya'da bir Türk olarak Türk gibi yaşamak birçok yönden sorunlu. İleride çocukların daha da ciddi sorun yaşar.

Finlandiya'da parayı da bulamayacaksın.

Ne için gidilir? İnsani gelişmişlik ve sosyal ilişkiler. Türk bir aile olarak sosyal açıdan izole olunacağı için şahsi fikrim bu durumda gidilmez
0
wd40
(15.01.25)
koş.
0
kimlanbu
(15.01.25)
Turkiyede ic savas cikcak fps oyunlarinda iyiysen kal
0
lapaz
(15.01.25)
Kiz arkadasinin Finlandiya'ya kabul edilecek kadar donanimli olmasina mi sasirayim yoksa senin ayda 200k kazanmana mi..

Sahsen ben olsam kizdan ayrilir, Amerika'ya göçerdim.
0
feastofthedamned
(15.01.25)
Hanımlar beyler, neden ayrılayım evlenmeyi planladığım insandan biraz mantık ya :D

Bir de amerika'ya asla gitmem. Beni hiç çekmiyor, kültürel olarak da uyumlu olduğum bir ülke değil.

Danimarka vs. ya da ingiltere olsa mesela daha sıcak bakardım ama ingiltere'de IT sektörü içler acısı. Çok ileri seviye bir kurumdaki arkadaşım bile 8 aydır iş arıyor maaş düşürmeden başka yer bulamadı.
0
🌸aguen
(15.01.25)
Ben de herkes kesin git demistir diye geldim ama buyuk yanildim. Birkac yillik gecici birsey olmadiktan sonra bence gidilmez. Finlandiya'ya romantik dusuncelerle cok olumlu bakiyordum. Finlandiya olmasa da Hollanda'ya geldim. Az cok tanidigim, akrabam da var, ona ragmen patladim. Geldigime pisman degilim ama uzun sure kalacagimi sanmiyorum.
0
mbond
(15.01.25)
yazdigin kriterler tuhaf. bence ulkeden ziyade kafayi degistirmen lazim. cunku insan gittigi yere kendisini de goturuyor. bu evhamlarla gidersen mutsuz olup geri donme ihtimalin %99 diyorum. bir turk icin ispanya'da yasama zorluk seviyesi 4 ise finlandiya 9'dur. kultur, iklim, adaptasyon hayvan gibi problemler varken yemeksepetini, amazonu falan dusunmeni kastediyorum.
0
buenosdias
(15.01.25)
@mbond, göcün modasi gecti.
0
sonsuz
(15.01.25)
6 yildir Almanyada yasayan benim icin bile cevaplamasi zor bir soru cunku asiri kisisel.
SIzin durumunuzda Turkiyeden ayrilmak icin cok guclu bir neden olmasi lazim.Ben mesajinizda o nedeni goremedim. Kuzey Avrupa iklimi olsun, insani olsun dili olsun adapte olmasi diger Avrupa ulkelerine gore daha zordur diyebilirim.Cevre ile iliskin nasildir bilmiyorum ama yasam coskunu bile kaybetme riskin var eger gitme nedenini kafanda tam oturtamadiysan.Oncelikle maddi olarak daha iyi olmayacaksiniz bence.

Yerinizde olsam 1 ay izin alir Finlandiyada etrafi gezerdim.
0
turkuaz
(15.01.25)
Ülke değiştirmek sanılanın 10 katı zor bir iş. Hele bir de bizim gibi kaostan nordic,baltic vs. güneşsiz ülkelere gelmek daha bir fantastik değişim istiyor. Ancak bu kişiye bağlı bir geçiş.

Dolayısıyla bu kişinin kendi tercihi olmalı, eş sebebiyle istemeyerek gidersen kız arkadaşı zaten geçtim, orada mutsuz olursan ki başta dünyanın en güzel yerinde de olursun malum kuş ve altın kafes, ilişkiniz bundan çok etkilenir. Bu kolay bir yük değil. ancak abi yemeksepetini negatif yazmak nedir allahısen yada yurtdışı siparişi pozitiflemek ne.
wolt.com yani al yemeksepeti hatta iyisi kim yok diyor. Çok basitten bakıyorsun bu işe.
0
wallcan
(15.01.25)
Bence giden insanların YouTube videolarını izleyin ve tartın. Gittikten sonra sorun etmem dediğiniz şeyleri sorun edebiliyorsunuz. Bu kesin sorun olur dedikleriniz sorun olmayabiliyor. Erkek arkadasım yanıma gelmek konusunda %100 eminken sonradan baska ulkeye gecemez misin ben o dili ögrenemem demeye basladı ben de ona da uygun olabilecek ulkelere bakmaya basladım. Yazan herkes haklı, gorundugunden daha zor ve kotu hava psikolojiyi cok etkiliyor.

Kız arkadası onden yollamak da mantıklı. Ben erkek arkadasımdan once onden gittim ama ona hic uymayacagını gorunce alternatiflere bakmaya basladık.
0
jazzabel
(15.01.25)
yemeksepeti konusunda linç yemişim :D onunla anlatmaya çalıştığım, türkiye'de yemek diyoruz geliyor, evim temiz olsun diyoruz temizlikçi geliyor; özel hastanelerde vip hizmet görüp işimizi hallediyoruz vs.

bunların olmayacağının farkındayım. ve böyle bakınca bence gerçekçi bir eksi.

finlandiya'ya hiç gitmedim ama beni çekmiyor. belki de gidip görmek lazım ama verdiğim örnek ülkeler danimarka veya ingiltere gibi multicultural değilmiş gibi geliyor. giden insanların "bura çok güzel" diye anlattıkları şeyler çok basit çok küçük geliyor.

öte yandan kendi arkadaşlarımın 80%i falan hollanda/ingiltere dağıldılar. bir ikisi hariç mevcut yaşam kalitem daha yüksek olduğu için gitmedim.
0
🌸aguen
(15.01.25)
turkiye'de rahatim yerinde diye daha bu yasta yurtdisina tasinmamazlik etmezdim, daha cok genc oldugumu dusunur turkiye'nin toparlanmasi icin en iyi ihtimalle 10-15 yil gerektigini goz onune alirdim. bununla beraber, yasamdan ne beklediginiz cok onemli, su anda sizi rahatsiz eden bir durum yoksa muhtemelen zaten yurtdisina gidip gitmemek sizi pek degistirecek bir sey degil. ben 10 yil once bile turkiye'nin geldigi halden epey rahatsizdim.

bununla birlikte ikinizin de anladigim kadariyla daha ayak basmadigi, sevip sevmeyeceginizi bilmediginiz bir ulkeye gemileri yakip gitmek sacma. C1 cok ciddi bir dil duzeyi bu arada. Almanca mesela b2 sinavi ile c1 sinavi arasinda daglar kadar fark var, oyle b2yi biraz gelistirdim c1 aldim denecek bir fark degil - bence - . arkadasinizin fincesi hangi seviyede su anda? gidip biraz gormek, belki 1-2 ay kalmak daha mantikli bir secenek. ve bu 1-2 ay yazin ortasinda degil kis aylarinin ortasinda olmali.

yillik 65kEuro brut isinizde iyiyseniz alinmayacak bir sey degil +1
0
kassiopeia
(15.01.25)
Uemeksepeti/Amazon siparisi konusunda linc yemekten ziyade, benim anladigim kadariyla arkadaslarin dedigi, "baska ulkeye tasinmak veya tasinmamak icin bunlardan daha buyuk nedenlerinin olmasi lazim yoksa pisman olursun" seklinde. Ya bir sebepten Turkiye'den kesin gitmek istemen, veya yeni ulkeye bir sebepten asiri ilgi duyman falan lazim ki sende bunlar yok.

Bircok kisi Finlandiya'nin kulturel icedonuklugunu yazmis ki bu ne kadar yazilsa az. Avrupa standartlarinda bile son derece dislayici bir toplum olmasiyla meshur, Almanlari akdeniz insani gibi gosterir kiyasla o derece.

C1 konusu da bahsedilmis. Vatandaslik icin sinav yapiyorlarsa o C1 ciddi bir C1'dir, eksi sozlukte herkesin yersen C1 ingilizce bilmesi gibi bir sey degildir. Zorlugu da Ingilizce'yle Ispanyolca'yla falan kiyaslanamaz. Bir de mesela bir yabanci Turkiye'ye yerlesse herkes onunla habire Turkce konusur, iste konusur, asansorde konusur, pazarda konusur vs istemsiz olarak pratik yaptirir. Finlandiya'da bu olmayacak ve kafayi kirip her gun saatlerce ugrasmadikca kayda deger bir Fince ogrenemeyeceksin. Bu abartiliyor gibi gorunse de gercek.
0
hot potato
(15.01.25)
yurtdisina cikmayi dusunen arkadaslara iki tavsiyem var

1 - gideceginiz ulkenin dilini iyi bilmeniz lazim, cok iyi. yoksa zir cahil muamelesi gorursunuz, bocek kontenjanindan disari cikmanin manasi yok.

2 - alacaginiz maasin ortalamanin ustunde olmasi lazim, yoksa surunursunuz.

bu ikisini de finlandiya'da yapabilecegini sanmiyorum, o yuzden benim cevabim net olarak GITME.

Turkiye'de senelik 2.5milyon maasi birakacak adamin yurtdisinda senede bunun 4-5 katini yapmasi lazim ki degsin. o da 300-350bin dolar maas demek. bunu da sana verebilecek tek ulke var, USA.

"kosarak git", "buyuk firsat", "gitmezsen salaklik edersin" falan romantik cevaplar, romantizm de karin doyurmuyor.
0
cooperr
(15.01.25)
Tekrar yorum yapiyorum bilet al git gez insanlarla selamlas bi kahvesini fln icin oranin bakalim

Ama uzun kalmaya calis 1 hafta dayanamayacaksin yada asik olcan bilemeyiz bence en mantiklisi bu

Cunku sen hevesli gozukuyorsun bizi dinlemezsin sincik
0
Zetnikov
(22.01.25)
(31)

+30 yaşında birinin araba kullanmayı bilmemesi garip mi?

morca
Ben bir kadın olarak araba kullanmayı bilmediğimi söyleyince şahsen garipseniyorum. Arabam yok, ailemde de uzun zamandır arabası olan kimse yok. Maddi olarak yakın zamanda araba alabilecek gibi değilim, zaten çok uzun yıllardır her yere toplu taşıma ile gidiyorum ve buna alıştım. Biriyle birlikteyke
Ben bir kadın olarak araba kullanmayı bilmediğimi söyleyince şahsen garipseniyorum.

Arabam yok, ailemde de uzun zamandır arabası olan kimse yok. Maddi olarak yakın zamanda araba alabilecek gibi değilim, zaten çok uzun yıllardır her yere toplu taşıma ile gidiyorum ve buna alıştım. Biriyle birlikteyken de adamlar kendi arabalarını kendileri kullanıyor, benim kullanmama gerek kalmıyor veya bu yönde bir talepleri olmuyor. Ehliyet almak için açıkçası bir sebep göremiyorum.

Buna rağmen ne zaman konusu geçse bir şaşkınlık oluyor, sanki araba kullanmak kişisel gelişimin büyük bir parçası gibi karşılanıyor. İlginç buluyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
0
morca
(10.01.25)
kişisel gelişimin büyük bir parçası, evet.
0
gabe h coud
(10.01.25)
Aydınlanma yolunda aşılması gereken bir köşe taşıdır.

Benim de ehliyetim yok, 38 yaşındayım.
0
sekizdokuzon
(10.01.25)
31 yaşındayım, daha yeni kursa yazıldım. Benim de ailede araba yok, durum da yok. Araba olmayınca insanın aklına gelmiyor ki. O şaşıranların arabası vardır.
0
nothing in my way
(10.01.25)
bence ögren. hep istanbul'da yasamayabilirsin.
ehliyet dursun. sana sonra sürmek istedigin direkt sürersin, bürokrasi ile ugrasmazsin.

yaslandikca ögrenmek zorlasir.
0
sonsuz
(10.01.25)
değil bu bir tercih meselesi
0
duyurukullanıcısı
(10.01.25)
Ailesinde araba sahipleri mevcut, maddi açıdan da iyi durumda olanlar şaşırıyordur buna. İnsan belli bir ücretle geçinmeye çalışırken, bazılarının normali onun için lüksken "Arabam yok, almayı da düşünmüyorum, zaten istesem de alamam ama ben yine de öğreneyim." diye düşünmüyor çünkü öncelikleri farklı.

Kişisel gelişimle alakası olduğunu da düşünmüyorum. Müge Anlı'da kayıp olarak aranan yengesine beş kişiyle tecavüz edip bu sırada görüntüleri çekmiş, o görüntüleri de kızın aile bireylerine izletmiş olduğu ortaya çıkan köy adamı da araba sürebiliyor çünkü ihtiyacı varmış ve öğrenmiş.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(10.01.25)
Ben 18 yaşındayken aldım ehliyet ama korkudan kullanmıyorum. Metro da yetiyor bana. Ama gün gelecek belki çocuk olacak, partnerinin, arkadaşının hastaneye gitmesi gerekecek ambulans olmayacak vs ihtiyaç olabiliyor. Eşinin, sevgilinin arabası olsa bile senin sürmen gerekebilir.

Mesela bu gerekçelerle erkek arkadaşım sürekli pratik yaptırıyor ve araba kullanmamı haklı olarak bekliyor.
0
jazzabel
(10.01.25)
türkiyede arabası olmak bir statü göstergesi sayılıyor. bir hava atma aracı üstünlük kurma aracı. genç erkeklerde ortam yapma aracı, genç kadınlarda bak özgürüm kimseye muhtaç değilim göstergesi. bundan araban yoksa hele ki ehliyetin dahi yoksa kendilerince seni hor görüyorlar.
amerikada, kanadada olsak anlarım buralarda arabasız hiç birşey yapamazsın. ama türkiye gibi toplu taşımanın gelişmiş olduğu ülkelerde araba gereksiz bir israf.
bende ehliyet var kullanabileceğim arabada var ama kullanmıyorum. çünkü tüm işlerimi toplu taşıma ile çok rahat hallediyorum. zaten araba kullanmaktanda hiç haz etmiyorum.
0
my fault
(10.01.25)
türkiyede arabası olmak bir statü göstergesi sayılıyor. bir hava atma aracı üstünlük kurma aracı.+5

36 yaşında erkek kişiyim. Bir türlü öncelik verip araba kullanmayı öğrenmedim. Biraz da inatlık yüzünden öğrenmedim. Arana kullanmayı öğrense dediklerinde zorunda mıyım diyorum her seferinde.
0
put it in your appropriate place
(10.01.25)
Çevrendekilerinin aklı, fikirleri beklentileri,yaşam tarzları havada.
Onların renkli renkli yaşayan, alış veriş sitelerinden bir türlü çıkamayan konformist kişiler olma ihtimali çok yüksek.

Kişisel gelişimin büyük bir parçası yetenekli olmak, 27 diploma ve kurs bir de ehliyet sahibi sahibi olmak demek değil,
(sadece onlar için değil genelde herkes için) haddini bilmek olduğunu onlara uygun şekilde anlatınız.
0
diyecevaplandı
(10.01.25)
ne arabam vardı ne de araba alacak bir imkanım ama yine de üniversite 3. sınıfta ehliyet aldım, araba kullanmayı da öğrendim. üstelik baya baya yıllar önce yaptım bunu yani. sonra ilk fırsatta da araba aldım döküntü de olsa, zamanla yeniledim. artık ona da ihtiyacım yok çünkü güzel bir şirket arabası var benim kullanımımda. o kadar genç yaşta ehliyet almış ve araba kullanabiliyor olmam iş görüşmelerinde bile beni daha girişken, daha çalışkan olarak görmelerine neden oldu.

okul bittikten sonra iş hayatı yoğunluğu içinde ehliyet almaya bir türlü fırsat bulamayan arkadaşlarımdan çok iyi iş fırsatlarını sırf ehliyet nedeniyle kaçıranlar da oldu, sevgilisi arabayla alıp bırakan kadın arkadaşımı ezikleyen erkeklerde oldu. bu tür örnekleri çoğaltabilirim.

herkes için ama özellikle de bir kadın için ehliyetinin olması ve araba kullanabilmek evet çok önemli bir kişisel gelişim meselesi. garip demem ama anlam da veremem. hem inanılmaz bir güvenlik ve özgürlük sağlıyor, hem de kimseye muhtaç olmuyorsun. o sizi alıp bırakan sevgilileriniz emin olun kendi içinde bunun hesabını yapıyorlar (sosyal medyada, ekşide vesaire de bunu hem yapıp hem de bir aşağılama olarak kullanan çok erkek var). illa arabanız olması da gerekmiyor, bir hafta sonu araç kiralayıp birkaç kişi bir yerlere gidebileceğini bilme hissi bile insana çok iyi geliyor bence özgüven açısından.
0
Phoebe
(10.01.25)
37 yaşında ne ehliyetim var ne de kullanmayı biliyorum.
trafikten hoşlanmıyorum. dikkatimi de yola veremem diye düşünüyorum :D
0
neira
(10.01.25)
Bizim ülkeye has deli saçması bir durum.
25 yaşında motosiklet ehliyetimi aldım otomobillerle zerre alakam yoktu uğraşmadım.
daha sonra 35 sonrası otomobil ehliyet almam gerekti. AMAN TANRIM gittiği her kurs araba kullanma bilmememe şoklara giriyor, garip tepkiler :D Arkadaş siz öğretmeyecek misiniz bunu bana :D

Dünyanın en normal şeyidir, isteğe bağlı bir durumdur ama türkiyede hele son 10 15 senedir kıraathane kültürünün her yere sızmasından dolayı, "delikanlılık, adamlık, vs " komik kavramlardan dolayı çok garip yerlere kadar gidebiliyor bu muhabbet.

hanımları da garipserler ona da şaşırmam.
0
hedep
(10.01.25)
Ankara gibi mansurun beceriksiz ulasim altyapisinda bu ni must
0
lapaz
(10.01.25)
arabası olmayan ve almayı da planlamayan birinin bilmemesi bana normal geliyor.
0
orpheus
(10.01.25)
Yanındaki kişi hastalandı. Araba var ama gidemiyorsunuz. Bu yüzyılda. Garip tabii.
0
Mirket
(10.01.25)
araba kisinin ulasim ozgurlugunu eline almasidir. kendi kendini a noktasindan b noktasina goturebilmek de onemli bir mevzu.

ama para yoksa, araba yoksa nereden denk gelip ogreneceksin. ben de ehliyeti gec aldim, 21 gibiydim ve duzenli araba kullanmaya 28 gibi basladim. ama bunlar hep fakirliktendi. araba olunca harita aciliyor. kesinlikle yucelestirilmemesi lazim arabasizligin ve ehliyetsizligin.
0
antikadimag
(10.01.25)
araba kullanmayı 35 yaşında öğrendim, o da iş gereği zorunluluktan çıktı ortaya. Muhtemel işle alakalı bir şey olmasaydı hala arabayı kullanmayı bilmeyen biri olucaktım.
0
clones
(10.01.25)
biraz garip biraz garip değil.
zaten ehliyeti olan kadınların da %90 araba sürmeyi bilmiyor sadece hareket ettiriyor.

bisiklet sürmek gibi bir şey araba sürmek.

eğer sürme imkanın olmadıysa garip değil
ama paran pulun ve imkanın varken öğrenmediysen kötü.
ama öğrenmesi inan 1-2 günlük iş yani öyle atla deve değil.
mesela ben yüzme bilmiyordum yeni öğrendim yaşım da 37
yüzememek çok garip geliyordu
0
OgutucuRecep
(10.01.25)
kadin erkek farketmez, bence gunumuzde garip artik. yuzme bilmemek gibi bisey.
ogrenin kardesim, o kadar zor bir mevzu da degil zaten.
annemin ehliyeti vardi ama asiri endiseli bir tip oldugu icin bir turlu tek basina kullanamadi, eziyetini hep kendi hemde biz cektik.
0
cooperr
(10.01.25)
Garip değil. Otistik olmam etkiliyor durumu araba kullanamıyorum. Bu toplumun zihniyeti sıkıntılı maalesef kendi gibi olmayanı tuhaf karşılayor yada dışlıyorlar.
0
pembediken
(11.01.25)
araç sürebilmek bir gereklilik.

bir sağlık sorunu olmadığı halde keyfi olarak bunu reddetmek, zaten gereksiz deyip liseyi terketmeye benziyor bence.

çok iyi sürmek gerekmiyor, lazım olduğunda a noktasında b noktası ağır aksak da olsa götürecek kadar bilmek gerek.
0
biseysorcaktim
(11.01.25)
Bisiklet suruyorum de geç
0
Zetnikov
(11.01.25)
bana aksine ehliyeti olmayanlar “zengin” geliyo. bu ne rahatlıktır, umursamazlıktır ya, kesin zenginsin sen
0
deartheodosia
(11.01.25)
@ogutucurecep, çok iyi kullanıyoruz kadınlar olarak. s.ktir git bak yine kadınlara, zekalarına laf çarpan biri çıkmış
0
deartheodosia
(11.01.25)
Ehliyetimi 36 yaşımda aldım, çünkü o zaman ihtiyaç hissettim. Kişisel gelişimle de bir alakası yok; hele de modern arabalar kullanımı basit elektronik aletler. Eveki kahve makinesini kullanıp lattenin kıvamını tutturmak daha zor geliyor bazen.
0
salihdt
(11.01.25)
Garip diil ama yine de bı an önce öğren bnc. Çok güzel bir özgürlük
0
abuzer
(11.01.25)
Aynı koşullardayız, bu verilerden dolayı ben de araba kullanmayı bilmiyorum.
Ehliyet aldım ama. Şimdi ehliyet alma şartlarına bakınca (hem sınav detayları hem kurs ücretleri, masrafları vs.) iyi ki almışım diyorum.

Tamam araba alma ihtimalim ülkenin şu koşullarında imkansıza yakın ama en azından ihtiyaç anında bir araç kiralayıp işimi görebilirim bu sayede, ehliyeti bu yüzden önemli buluyorum.
Araba kullanmayı da çok beceriksizsen 10-12 ders alırsın özel bir hocadan halledersin zaten.

Ehliyet almamış olsaydım eğer mevcut şartlarda eğer araç alma imkanım yoksa bu paraları verip alır mıydım bilmiyorum. Sanırım almazdım, kurs ücretleri de sınav ücretleri de vergileri de uçmuş çünkü, delilik gerçekten.
Ben 500 liraya almıştım ehliyeti her şey dahil :D
0
mutekebbir
(11.01.25)
hayır
0
edaddy
(11.01.25)
30+ yasinda olup, buyuksehirde yasayan biri olarak bugune kadar gerekli gelmedi. Genelde "esin/cocugun hasta olursa ne yapacaksin?" gibi bir argumanla geliniyor; ama evlenmeyecegim icin boyle bir derdim yok. Calistigim yerde de bugune kadar servis imkanindan yararlandim. Ogrenmek icin hicbir sebebim olmadi kisacasi. Is disinda bir yere gitmem gerekirse de toplu tasima veya en kotu taksiye binip giderim. Bu arada ehliyetimi 15 yil once aldim; ama direksiyon sinavindan sonra sadece 1 defa kullanip bir daha elimi surmedim; yani araba kullanmayi bilmiyorum.
0
chickentown
(11.01.25)
Acil durumlar için öğrenilmesi gereken bir durum gibi geliyor bana
0
yuvarlanantencereninkapagi
(11.01.25)
(17)

Nedir bu çok yoğunum, çok işim var muabbeti?

mikahakkinen
38 yaşında bir y kuşağıyım. Ne zaman kardeşimi,benden küçük kuzenimi arasam abi çok yoğunum, çok yorgunum vb. Ulan akşama kadar kendini kesen, uyuşturucu için her türlü zirzopla uğraşan ben. Bir kere bile ağlanmadım.Kardeşim 90lı kuzen 93lü. Ben 90 2000 arası doğan y kuşağının pragmatist ve çıkarcı
38 yaşında bir y kuşağıyım. Ne zaman kardeşimi,benden küçük kuzenimi arasam abi çok yoğunum, çok yorgunum vb. Ulan akşama kadar kendini kesen, uyuşturucu için her türlü zirzopla uğraşan ben. Bir kere bile ağlanmadım.
Kardeşim 90lı kuzen 93lü. Ben 90 2000 arası doğan y kuşağının pragmatist ve çıkarcı olduğunu düşünüyorum.
Fazla etiketlemeli ve önyargılı oldu ama azcık doğru değil mi?
0
mikahakkinen
(27.12.24)
Yazdığınız kadarıyla buradan bakınca siz de onlar gibi duruyorsunuz aslında, yani iş hayatınızdan şikayetçi gibisiniz. Sadece bunu çevrenize çok açık etmiyormuşsunuz.

Olay ne bilmiyorum ancak birinin iş hayatından çok da mutlu olmadığını, yorulduğunu söylemesi çıkarcılık ve pragmatizmle çok ilgili durmuyor. Bir şeyler anlatmak istemişsiniz ama tam açıklayamamışsınız gibi.
0
akhenaten
(27.12.24)
Yakın geçmişte 23 yıldır kanka dediğim şahıs bana kaç defadır attığım mesajlara en ufak bir etkileşim dahi vermemesini bahsettiğin yoğunluk, mobbing ve hastalık ile açıkladı.

Tuvalete giderken eline telefonu alamazmış, iki satır mesaj yazamazmış, çok yoruluyormuş mesaj yazmaktan. Sesli mesaj da gönderemezmiş, yoğunmuş. Bu 81'li.

Yoğunlarmış baksana. Ülkeyi kurtarıyorlar, her biri birer Salih Bozok, birer Kazım Karabekir.
0
muhayyer divan
(27.12.24)
@akhnaten çok detaylı yazmak istesem yazardım benim işle alakalı bir sorunum yok, olsa verirdim. Siz de 90 sonrası doğumlusunuz galiba. Anlatmak istediğim @muhayyer divanın anlattığı herhangi bir durumda her şeye bir mazeret bulmaları.
0
🌸mikahakkinen
(27.12.24)
yoğun/yorgun diye şikayet etmekle pragmatist/çıkarcı olmak çok korele gelmedi bana. Keyif pezevengi, tembel, rahatına düşkün diye şikayet etseniz haklılığınız tartışılabilirdi de bu iki olgu arasında bir ilişki göremedim.

Bu tarz şeyleri nesle bağlamak da bana çok makul gelmiyor. Herkes benzer oranda çıkarcı bana kalırsa.

Ayrıca insanları niye durduk yere sohbet için arıyorsunuz? Öncesinde mesaj atıp müsait misin diyor musunuz? Aile üyesi de olsa birini sohbet/muhabbet için aramadan önce mesaj atmak lazım bence müsait mi değil mi diye? Ha arayıp bi şey rica ediyorsanız da o sırada gerçekten yoğunlardır yapamıyorlardır belki sizin ricanızı. Bağlamı bu açıdan da anlamadım.
0
nundu
(27.12.24)
Abi jenerasyon eleştirisi dünyanın her ülkesinde her jenerasyon tarafından yapilir. Yüzde yüz eminim ki senden önceki jenerasyon da seninki için aynısını dedi.

Ahanda taa milattan önce hesiod;
I see no hope for the future of our people if they are dependent on frivolous youth of today, for certainly all youth are reckless beyond words.

Kısacası böyle düşünen ne ilk ne sonsun abi. Senin üst jenerasyon da aynısını seninki için dedi, ondan önceki de onlar için.
0
logisticsmanager
(27.12.24)
Bu arada şunu da ekleyeceğim; isinizin zorluğunu söyleyip ben hiç sikayet etmem diyorsunuz.

Abi bu muhabbete girersen zaten kimse şikayet edemez. Misal maden işçisi edebilir mi? Itfaiyeci? Peki misal bim'de çalışan asgari ücretli? Yani kimin neye göre şikayet edip, yorgun olup olmayacağını kim belirliyor?

Ayni anda hem jenerasyon eleştirisi hem de kişilerin işinin aslında o kadar şikayet edilmeyi gerektirmeyen işler olduğu belirtmissiniz. Bu muhabbeti sosyal medyada falan trilyon kere görüyoruz.

Misal benim işimi söylesem ona da şikayet etmeye hakkın yok dersiniz kesin. Jenerasyon olarak da sizin bahsettiğiniz jenerasyondanim.

Bu arada Türkiye'de çalışan gençlerin hakki var +1. Üç kuruş paraya hiçbir gelecek umudu olmadan, bir konsol almak için 1 aylık maaş verecek hale gelmiş kişilerin, tazminatlari falan üç kuruş olmuş kişilerin hakkı var yani.

Anneme de misal yorgunum diyemem çünkü anlamıyor. Aksine buradaki neredeyse annem yaşındaki çalışma arkadaslarimsa çok çalışıyorsun bak dikkat falan şeyinde. Çünkü yetiştikleri ortam, ülke farklı. Yani bu tam jenerasyon işi de değil yetişme olayı. Türkiye'nin güzel zamanını görüp şimdi yetişkin olanlar "bu ne lan" diyor. Türkiye'nin rezil zamanını görüp sonra iyi zamanında kendine ev, araba alanlar "şikayet etmeyin lan tembeller" diyor.
0
logisticsmanager
(27.12.24)
Erkek arkadasım komiser ama allahtan halden anlayan insanmıs diyorum simdi.

Herkesin işi, hayatı kendine göre yoğun ve stresli. Bunu bir şeye göre mukayese edemezsiniz.
0
jazzabel
(27.12.24)
Ben de bağlamı anlamadım. Aradığınızda nasıl bir konuşma geçiyor ki aranızda? Niye onların aramadığını mı soruyorsunuz? Birlikte bir şey yapmak mı istiyorunuz? Ben telefonda laklak sevmem mesela. Topla çantanı İstanbul'dan Kars'a yürüyeceğiz deseniz tamam derim; ama telefonda niye arayıp sormuyorsun muhabbetini hiç çekemem. Sohbet etmek isteyen zaman ayırıp yüz yüze görüşmek için fırsat yaratsın bir zahmet.
Sizden 'yaşlıyım.'
0
auroraaurora
(27.12.24)
Sana katılıyorum.

Öncelikleri başka olan insanların kıçından uydurduğu bahane
0
gilbeys
(27.12.24)
Çoğu kişiyle yan yana olsakta gerçekte onlarla bir iletişimimiz kalmamıştır.

Evet, bir nesil var ki nefslerinin istediği her şeyi tatlı/hoş sanıyorlar. Alış verişlerindeki dengesizlikler, israf, günlük yaşama, - bana ne yaae gibi sözler ...
onları en iyi anlatan örneklerden .
0
diyecevaplandı
(27.12.24)
Yoğunum diyorsa aklına başka bahane gelmemiştir.
Sizinle görüşmek istemiyorlardır.
hele mesaja cevap yazamayacak kadar yoğunum diyorsa, görüşmemeyi yüzünüze söylemek istemediği için diyordur.
0
durbidakka
(27.12.24)
genc onlar ya :)
0
sonsuz
(27.12.24)
İnsanları bu şekilde değerlendirmemeliyiz bence.
Bana göre 5 birimlik bir iş basit hemen çözülüp devam edilebilecek bir işken başka biri bu 5 birimlik işi çok yoğun yaşayabilir, üzerindeki etkisi daha farklı olabilir.
Bize daha basit gelen şeyler başkalarına ağır gelebilir.
Bir işle uğraşırken sadece ona konsantre olmak isteyebilirler.
Belki de o an sizinle konuşmak için havasında değildir ve yoğunum deyip geçiştiriyordur bu da olabilir.

Bir de insanlarda maalesef "en yoğun benim", "benim işim en zor" gibi bir algı var. Böyle bir şey yok size öyle geliyor sadece.
Bana da sorsan ben olmasam dükkan batar öyle önemli iş yapıyorum :) Ama gerçeğe bakarsan benden önce de var olan ben gitsem de bir şekilde var olabilecek bir şirketteyim yani yok öyle bir dünya.
0
mutekebbir
(27.12.24)
92liyim ve dün bütün işlerimin yanı sıra, bir butonun rengini 70 kere değiştirten bir patronun hem istediklerini yapmakla, hem de kendisine laf anlatmaya çalışmakla geçti bütün günüm. Mesai bittiğinde fiziksel bir iş yapmış olmamama rağmen pertim çıkmış durumdaydı.
Aldığım maaşın yarısından fazlası, beni istediği zaman evden çıkarabilecek ya da en azından bunun için uğraşabilecek bir başka insanın evine kira ödemeye gidiyor. Para biriktirip ev, araba almak gibi bir şansım yok.
Tırto bir yıllık izne çıkmak için bile yasal hakkımı kullanmak istediğimde "5 gün üstüste izin yapmak biraz fazla ama ne yapalım ya neyse :s" diye trip vari bir karşılık alıyorum. Bir tatile çıkarsam önümüzdeki 3 ay boyunca ekonomik olarak düzelemeyeceğimi bildiğim için bu beş günü evde geçireceğim.

Ne yapacağım mesela biliyor musun? Evde boş boş yatacağım. Tavanı izleyeceğim. Ekran görmek istemiyorum, telefon dahi almayacağım elime. Boş beleş mevzular için arayanlara da yoğunum, çok yorgunum diye ağlanacağım. Ve bu beni çıkarcı ya da pragmatist yapmayacak. Emekli olduğunda alacağı maaşla hayatta kalamayacağını bilen, hayata karşı umudunu çoktan kaybetmiş depresif, mutsuz, anlaşılmayan bir insan yapacak.
0
nolmus yani
(27.12.24)
biriyle konusmak veya bulusmak konusunda cok istekli olmadiginda soylenecek en mantikli sey cok mesgulum zamanim yok falandir. bunu drama queen'lige baglamaya gerek yok. hele ki kusaklarla hicbir ilgisi yok.
0
bohr atom modeli
(27.12.24)
Yaw yalan inanma 24 saat ellerinde telefon var. Benimde cevremde boyle tip cok hatta en son bi arkadasim vardi cok yogunum falan diyen sana suprizim var dedim kamera ac meraktan acti bi baktim oyun oynuyor yalanini s....ktigim.

Inanma yalanci hepsi bu tipler isi dusmeden de aramazlar.

Sor bakalim wc ye gitmiyor mu tv izlemiyor mu yemek yemiyor mu ne yogunuymus seninle gorusmek istemiyorlar iste
0
Zetnikov
(27.12.24)
sorun yoğunluk oladabilir olmayadabilir ama asıl sorun sosyal pil. hem de telefonla iletişim aşırı zor. diyalog kurmak yerine reels linki atma iletişimini tercih ediyoruz
0
ala09
(28.12.24)
(18)

Elinde silah dövmesi olan biri hakkında ne düşünürsünüz?

seni tanıdığım güne lanet olsun
Benim şahsen garip bulduğum bir seçim ama internette araştırınca vücuduna bundan yaptıranın çok olduğunu gördüm. Siz tedirgin edici mi bulurdunuz ya da kişinin tekinsiz biri olduğunu mu düşünürsünüz? Belki sadece beğenmiş yaptırmış, karakteri hakkında hiçbir fikir vermez dersiniz. Dövmenin daha net
Benim şahsen garip bulduğum bir seçim ama internette araştırınca vücuduna bundan yaptıranın çok olduğunu gördüm.

Siz tedirgin edici mi bulurdunuz ya da kişinin tekinsiz biri olduğunu mu düşünürsünüz?

Belki sadece beğenmiş yaptırmış, karakteri hakkında hiçbir fikir vermez dersiniz.

Dövmenin daha net göründüğü foto bulamadım. Bu kişi bir nörolog.

ibb.co

ibb.co

Edit: Bir kullanıcı doğrusunu yazınca başlığı biraz değiştirdim. :)

Fotoğraftaki kişi sevgilim ya da birlikte olmayı düşündüğüm biri değil. Sadece sorduğum soruya cevap verirseniz sevinirim. Saçma çıkarımlara ihtiyaç yok.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(25.12.24)
Dragunov svd, ak47 değil.

Çok üzerinde durmam. Bir fikir vermez bana. Misal "aşkım" yazsaydi ya da "anam" o zaman farklı olabilirdi.
0
logisticsmanager
(25.12.24)
Serseri it kopuk, partnerini dövmeye hazır biri izlenimi verir. Eline koluna aptalca resimler çizdiren düşüncesiz biri derim. Darp raporu nasıl alırım diye yeni duyuru bekliyoruz.
0
Shepard
(25.12.24)
doğrusu hiç bu tarz dövmesi olan bir doktor görmemiştim. bana keko işi geldi. doktor da olsan zihniyet olarak keko olabiliyorsun sonuçta.
0
duygusalatasi
(25.12.24)
Aynı çevrede bile bulunmak istemem.
0
rock n roll
(25.12.24)
Bana da malca geldi
0
grimavi
(25.12.24)
Hafiften önyargı oluşur ama çok bilmeden konuşmamak der tanımaya çalışırım.
0
put it in your appropriate place
(25.12.24)
Günlerce randevu peşinde koşup randevu alabildiğim doktorda böyle bir dövme olduğunu öğrensem, randevumu iptal ederdim. Net.
0
Mirket
(25.12.24)
Mirket +1
0
respect
(25.12.24)
keko, olgunlaşmamış.
0
orpheus
(25.12.24)
Benim kafamda canlanan üç imaj var.

1- Apaçi.

2- Prezentabl coco boy, tercihen yazı yazma becerileri zayıf.

3- Kısa parliament abi.

Fotoğraftan aldığım izlenim nargileci kısa parliament abiyi çağrıştırdı. Alınmak yok. Swh.
0
akhenaten
(25.12.24)
Şiddet eğilimi olan biri diye düşünürüm
0
wd40
(25.12.24)
"Siz tedirgin edici mi bulurdunuz ya da kişinin tekinsiz biri olduğunu mu düşünürsünüz?"

Evet ve evet. Dahası, bu kişi, hakkında tam da böyle düşünmemizi istiyor ki el gibi dövmenin en çok görüleceği bölgelerden birine bunu yaptırmış.
0
visnebahcesi
(25.12.24)
Elinde yüzünde boğazında kafa derisinde dövme bulunan insanlar genel olarak rahatsız edici benim için, yani silah olması önemli değil silah değil de genel olarak kabul görebilecek herhangi bir motif de sıkıntı benim için.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(25.12.24)
Hiç iyi düşünmem. Hatta eli kolu komple boydan boya dövme ile kapatma işi de hoşuma gitmiyor. minimal dövme severim ama.
0
kullanicadi
(25.12.24)
Keko ve rahatsız edici. @Mirket'in aksine o kadar beklediğim hastane randevum için gerekli işlemleri yapar sonra e-Nabız'dan puan bile vermeden hayatımdan silerim.
0
nawar
(26.12.24)
Bana ilginç gelir, istemeden söylediklerine karşı önyargılı olurum ama diğer doktorlar gibi tatmin edici şeyler söylerse bu da böyle bir kafaymış der geçerim. Kendi özel hayatı çok farklı olup profesyonel hayatta gayet iyi olabilir.
0
jazzabel
(26.12.24)
el ve boyun dövmeleri hiç güven vermiyor
0
9kuyruklukedi
(26.12.24)
ben erkek oldugum halde muhabbeti kisa keser uzaklasirim. bu dovmeyi yaptiran biriyle paylasacak pek bir seyim olmadigina eminim.
0
bohr atom modeli
(26.12.24)
(16)

erkeklerin güzel kadın istemesi vs. kadınların yakışıklı erkek istemesi

pembediken
Erkeklerin güzel istemesi tuhaf karşılanmıyor ancak kadınlar yakışıklı erkek istediğinde şekilci deniyor. Mesela biri yakışıklı erkek aldatır, çok talibi olur vb diyor. Biri eşinin göbeğine aşıkmış dış görünüş önemli değilmiş. Kadınların dış görünüşe bakması tuhaf mı sizce?
Erkeklerin güzel istemesi tuhaf karşılanmıyor ancak kadınlar yakışıklı erkek istediğinde şekilci deniyor. Mesela biri yakışıklı erkek aldatır, çok talibi olur vb diyor. Biri eşinin göbeğine aşıkmış dış görünüş önemli değilmiş. Kadınların dış görünüşe bakması tuhaf mı sizce?
0
pembediken
(23.12.24)
Kadın erkek herkesin kendi kriterini söyleme hakkı var

Tip, boy, kilo, ekonomik durum, meslek vs

Mesela bir kadının ben zengin koca istiyorum demesi niye bu kadar tetikliyor, hayatta herkesin öncelikleri farklı, o da bunu arasın, bu bana oldukça dürüst geliyor
0
grimavi
(23.12.24)
"Erkeklerin güzel istemesi tuhaf karşılanmıyor ancak kadınlar yakışıklı erkek istediğinde şekilci deniyor."

- kadınların ezici bir çoğunluğu herhangi bir şey yapmadan ilgi görebiliyorken erkeğin ilgi görebilmesi için ortalamanın üzerinde birisi olması gerekiyor. beğenilmeyen erkeklerin ağlaması bu.

"Kadınların dış görünüşe bakması tuhaf mı sizce?"

- insanların kendilerine çekici gelen yüz ve/veya vücut özelliklerine sahip insanları arzulaması gayet normal.
0
tabudeviren
(23.12.24)
erkegin güzeli cirkini olmaz. efendisi olur iti köpegi olur.
www.youtube.com
0
sonsuz
(23.12.24)
Aslında örnek verdim. Eşinin göbeğine aşık olan arkadaşım dış görünüşe yani yakışıklı olmasına bakma dedi. Ben öncelikli olarak dış görünüşe yani yakışıklı bakımlı olmasına bakıyorum para önemli değil. Ama sanki parası olsun desem daha normal karşılanacak
0
🌸pembediken
(23.12.24)
Yakışıklı erkeğe yakışıklı kadın düşse de bu ikilemden ayrılsam. Kesin 3-4 limanın vardır, aldatıyosun beni diyenlerden bıktım. Özgüvenlerine göre konuşuyorlar bence. Sıktı artık bence. Erkek efendi olur olmaz, kadın güzel olur ya da güzel değildir. Bu kadar. Erkeğin yakışıklısı, berberden tas konularak saçı kesilmiş olan temiz düzgünüdür. Fazlasında ne yapsın, röfle çekip makyaj mı bilmiyorum.

Kadın bakışıyka yakışıklı erkek yok bence, fakir erkeği anası bile bir yere kadar.
0
baldan kaymak
(23.12.24)
Türkiye'de sıfır tip ve bol parayla çoğu kadını elde edebilirsin. Ne iş yaptığın da önemli değil. Kaçakçı, vurguncu at hırsızı tiplerin yanındaki kadınları görüyoruz.

Bu denklemi bozan belli bir statüsü ve yaşam standartı olan kadınlar. Bazen onlar bile paraya tav olabiliyorlar.

Dış görünüşe gelene kadar çok yol var yani
0
wd40
(23.12.24)
@baldan Acun'un programlarına bakın. Sadece güzel kadınları değil yakışıklı erkekleri de seçiyor yarışmacı olarak.
0
🌸pembediken
(23.12.24)
Türkiye'de sosyal konularda genelin sesi her zaman her şeye olumsuz çıkıyor. Bunları takmamak lazım.

Bahsettiğiniz konu özelinde biraz açabilirim konuyu. Bizim ülkede erkekler kişisel bakıma önem vermiyor. Giyimine de önem vermiyor, saça başa da önem vermiyor.

Benim gördüğüm kadarıyla bu durumun birazı umursamamazlıktan, birazı sefilliği yüceltme edebiyatından birazı da yoksulluktan geliyor. Kişisel bakımına özen gösteren erkeklerle dalga geçiliyor. İnsanlar az bir şey eli yüzü düzgün bir şey giydiğinde utanıyor, "bu bize uymaz" tavırlarına giriyor. Zaten bakım ve giyim kuşamla ilgili çoğu şey de pahalı. Şimdi çoğunluğu bu kümeden oluşan bir yerde siz çıkıp "ben yakışıklı erkek istiyorum" derseniz ne olur?

Size hak mı verilir? Yoksa savunma psikolojisiyle türlü türlü mantığa bürüme çabalarına mı şahit olursunuz?
0
akhenaten
(23.12.24)
Erkekler göz insanıdır kadınlar kulak insanıdır. Erkekler gözlerinden avlanır kadınlar kulaklarından avlanır.

Ama son yıllarda kadınların önemli bir kısmı dişillikten bir miktar uzaklaştıkları için daha bir göz insanı olmuş durumdalar, kendilerine uyguladıkları bakımı erkekte de görmek ister oldular.

Erkekler zaten göz insanı oldukları için, bir de kadınların bu tercihleri de çoğalınca tıpkı kadın gibi manikür pedikür botoks kaş aldırma lazer bilmem ne yaptırır oldular. Vücut geliştirmeyi saymıyorum, bana o kadar saçma geliyor ki hepsi.

Birlikte oluyorlar ama çok çabuk tüketiyorlar. Bir yılda 8-10 sevgili değiştiren oluyor kadında da erkekte de. Sonra güvensizlik gelişiyor, değersiz bulmalar artıyor, menfaatperestliğin önü açılıyor...

Ahlak denen şey bunun için vardı, maddecilik saplantısı insanı doyumsuz ve huzursuz mutsuz kılacağı için insanlar birbirlerinde daha derin anlamlar arasınlar istenmişti. Bunu ciddiye alanlar da eş bulamıyor artık, öyle bir yamuldu her yer.

Kadın da maddeci olursa erkeği kimse toparlayamaz diye düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(23.12.24)
Yakışıklı erkek arayan kadın erkeklesmistir, iyi bir şey değil.
0
sekizdokuzon
(23.12.24)
hiç de tuhaf değil kocam bu kadar yakışıklı olmasa bilemiyorum napardım kadınlar için de tip çok önemli olmalı.

erkekler için aşama cinselliğe geldiğinde güzel çirkin pek fark etmiyor tek bir noktaya odaklanıyorlar genelde. tabi ki genellemeler yapmak iyi değildir onu da belirteyim.

kadınlar için beğenmediği bir erkekle bırak cinselliği öpüşmek bile zul gelir.
0
Hallegadola
(24.12.24)
Bence tercihlerin hiçbiri tuhaf değil. Karşılıklı kriterler sağlandığı sürece iki taraf da memnunsa kimseye laf düşmemeli.

Benim için de dış görünüş önemli. Görünüşünü beğenmediğim bir erkekle uzun süre beraber olamam. Genelde dediğiniz yorumları yapanlar kendi olumsuz/olumlu tecrübelerini ya da başkasından gördüklerini tek doğruymuş gibi algılaması.
0
jazzabel
(24.12.24)
benim son zamanlarda gozlemledigim kadinlar yakisikliliga filan bakmiyor genelde, su an herkesin derdi parasi cok olsun modunda maalesef
0
sweetoffice
(24.12.24)
Erkeklere sorarsan da "Kadınların yakışıklı istemesi tuhaf karşılanmıyor ancak erkekler güzel kadın istediğinde şekilci deniyor." derler. İnsanların şu cinsiyet kalıplarının nerede denk gelindiği ile ilgili olduğunu kabul etmesi lazım. Öte yandan kim nerede ne derse desin bir cinsiyet ile ilgili kötülenen davranışların %90'ı diğerinde de var.

Herkesin ilişkide kriterleri olabilir ve bu normal. Kadının yakışıklı ve zengin arıyor olması ya da erkeğin güzel kadın arıyor olması gibi şeyler arayanları bağlar. Kimse toplumun ya da karşı cinsin dayattığı kriterleri beğenmek zorunda değil. Milletin laf etmesine takılmayın.
0
nawar
(24.12.24)
kadinlarin tipe bakmadigini iddia edenler hayal dunyasinda yasiyor. tip para gibidir, her sey degildir ama cok seydir.
0
baldur2
(24.12.24)
bence de tip önemli. erkegin tipi olmaz diyenler, kadinin böyle bir istegini maskülenlesme olarak görenlerin sevgilisi kesin tipsiz.
0
sonsuz
(24.12.24)
(6)

TSH dengesizliği?

temmuz pulu
Herkese sağlık dolu bir hayat dilerim.TSH hormonunun eksik veya fazla olması vücudu direk kendi başına etkileyen bir durum mudur yoksa TSH dengesizliğine bağlı olarak; selenyum, iyot, ferrit, magznezyum gibi değerler vücudumuzda azaldığı için mi olumsuz etkileniyoruz?Haşhimoto hastasını örnek vereli
Herkese sağlık dolu bir hayat dilerim.

TSH hormonunun eksik veya fazla olması vücudu direk kendi başına etkileyen bir durum mudur yoksa TSH dengesizliğine bağlı olarak; selenyum, iyot, ferrit, magznezyum gibi değerler vücudumuzda azaldığı için mi olumsuz etkileniyoruz?

Haşhimoto hastasını örnek verelim; Yorgunluk, saç dökülmesi, unutkanlık gibi sorunları var ama levotiron/eutthyrox gibi hormon ilaçlarını almıyor. Bu kişi T3/T4/TSH değerlerini hiç dikkate almadan sadece tahlil sonuçlarında eksik gözüken minarel ve vitaminleri kullansa ve gluteni hayatından çıkarsa normal şekilde yaşamına devam edebilir mi?

Doktorlar(Endoktorin/Dahiliye) sağlık bakanlığı müfredatını takip etmek zorunda oldukları için bazı sorulara yanıt vermiyorlar. Teşekkürler
0
temmuz pulu
(18.12.24)
yaşamına normal şekilde devam edemez. ömür boyu alması gereken hormon ilaçlarını almazsa mantıken nasıl normal devam edebilir ki? hormonları çalışmıyor, destek vermen gerekiyor.
0
neira
(18.12.24)
Kardeşimde eksiklik var. Yemeğine dikkat ederse değerleri iyileşiyor, dozu azaltıyor ama ilaca devam ediyor. Kötü beslenirse değerleri kötüleşiyor bu sefer dozu artıyor. Doktor başlanmalı dediyse yapacak bir şey yok. Kontrollere gittikce değerlerinizi gözlemlersiniz

Tahlillerde anti tpo ve anti tpg var mı? Bazen bu değerlere bakılmıyor gözden kaçabiliyor.
0
jazzabel
(18.12.24)
benim TSH değerim yüksek çıktığı için çok uzun zamandır euthyrox kullanıyorum. aynı zamanda pcos, insülin direnci, kortizol yüksekliği, gluten hassasiyeti vs her şey mevcut. şahsen yememe içmeme o kadar dikkat etmiyorum ama mümkün olduğunca aksatmadan ilacımı içiyorum. ilaç kullanmadığım zaman da hayat kalitemi düşüren bir durum yaşamıyordum ama yaşım 30'u geçti, şimdi bıraksam ne olur bilmiyorum.
0
dilili
(18.12.24)
TSH tiroidi stimule eden hormondur, yuksek olmasinin sebebi (hashimoto) tiroidin calisamamasi. yani T3 / T4 uretememesi. bunlari da disaridan besin yoluyla alamazsin. glutenle hele hic alakasi yok.

yorgunluk, sac dokulmesi vs. gundelik etkiler. uzun vadede kardiyovaskuler sistemi eline alır sentetik T4 almayan kisi.
0
robokot
(18.12.24)
Sence tsh hormonu eksikligi vücudu etkilemiyor olsaydi milyonlarca yillik evrimimizde TSH hormonunu üreten organ körelmez, TSH hormonu komple ortadan kalkmaz miydi? Vücudun hormonu calismayi cok sevdigi icin üretmiyor, eksikligi vücudunda bir seyleri degistirdigi icin üretiyor.
0
alice in potatoland
(18.12.24)
Öncelikle doktor değilim ve "Doktorlar(Endoktorin/Dahiliye) sağlık bakanlığı müfredatını takip etmek zorunda oldukları için bazı sorulara yanıt vermiyorlar." kısmını anlamadım. Ülkemizdeki yasal düzenlemelerle sınırlansalar da doktorlar size gerekli bilgiyi verecektir. (Yani hurafeleri "sağlık bakanlığı müfradatı" içinde olmadığı için değil bilimsel olmadıkları için dile getirmezler.)

Sorunuzun cevabına gelince kısaca özetleyeceğim. Vücudum TSH hormonunu üretemiyor. Hiçbir vitamin mineral vb. bunu yerine koyamaz. Ne yaparsam yapayım HORMON replasman tedavisi almadığım sürece normal bir yaşam süremem. (Esasen benim gibi bu hormonu hiç üretemeyen birisi yaşam süremez.)

Endokrin sistem oldukça karışık. Sağlıklı beslenme, vitamin - mineral takviyesinin elbette vücut için olumlu etkileri olacaktır ancak bu bütün insanlar için geçerli bir durum. Hem vitamin eksikliği hem endokrinle alakalı sorunu olan birisi elbette sadece endokrinle ilgili sorunu olan birisinden daha kötü hissedecektir.

Bu arada yok gluteni hayatınızdan çıkarın yok efendim bağırsağınız ikinci beyninizdir, karaciğeriniz üçüncü böbreğinizdir tarzı yaklaşımları saçma buluyorum. Her vitamin, mineral, organ, hormonun kendi işi var ve önemli olan hepsinin işlevini normal biçimde yerine getirmesi. Bu mümkün değilse onunla ilgili tedavinin uygulanması. Bir hasta olarak keşke işler öyle gluteni kesmeyle, laktozu bırakmayla, kutu kutu vitamin hapı yutmayla düzelecek kadar kolay olsaydı diyorum. Hormonal bir sorununuz varsa hormonal bir tedaviye ihtiyacınız var. Moturu bozulan arabayı lastikçiye götürmezsiniz ama elbette motoru yaptırken daha sağlam lastikler taktırmanın da faydası olacaktır.
0
grip1347
(19.12.24)
(11)

hatırası olan eşyalarla vedalaşmak

tabudeviren
ilk iş yerinde çalışırken aldığım bir kolonya vardı. oradan ayrıldıktan sonra eve getirdim ve bir daha hiçbir işyerine götürmedim. yıllardır kullanıyordum, bir gün elimden kayıp düştü ve kırıldı. hatırası var diye hemen kaldırıp çöpe atamadım. bir süre masa üzerinde tuttum. kırık haliyle de bir süre
ilk iş yerinde çalışırken aldığım bir kolonya vardı.
oradan ayrıldıktan sonra eve getirdim ve bir daha hiçbir işyerine götürmedim.
yıllardır kullanıyordum, bir gün elimden kayıp düştü ve kırıldı.
hatırası var diye hemen kaldırıp çöpe atamadım. bir süre masa üzerinde tuttum. kırık haliyle de bir süre zaman geçirdim. sonra atabildim.

sonra...
odamdaki simit floresan bitmişti. indirdim baktım üzerine tarih atmışım. 2016 yılında. aradan geçen zamanda neler neler yaşandı. onu da hemen çöpe atamadım.
bir süre tutup ondan sonra vedalaştım.

bu sizde de var mı?
0
tabudeviren
(15.12.24)
Hayir. Nostaljik birisin sanirim sen.
Annem eskiyen seyleri atamadigi icin kirilinca sevinirdi gkfkf ben de öyle diyorum aaa artik yenisini alabilirim oh be
0
sonsuz
(15.12.24)
Bende atma hastalığı var. Senin tam tersin olabilirim. Bir dönem 3 sene üst üste, yani üç yılda üç kere taşındım o ara minimalist oldum:p
0
kullanicadi
(15.12.24)
Ben hiç atamıyorum, duruyor. Saklıyorum.
0
rock n roll
(15.12.24)
20 yıl kadar önce Karabük'te kırsal bir alanda öylesine bir taş parçası almıştım hala bendedir. Özel bir şekli rengi değeri de yok.

Bir de tuhaf olacak olacak ama tuvalette duvara asılı kokulu ernet var. Abartısız 10 yılı aşkın hala erimedi. Duvarda öylesine yalnız başına takılıyor. Çöp ile arası yaklaşık 1,5 m. ve hala atamadım :)
Geçenlerde bu gibi şeylerin satıldığı dükkana gittim daha satış için raftayken dağılan toz haline gelen bir çok ernet vardı. İçerikleri farklı olmalı
0
diyecevaplandı
(15.12.24)
Ben de böyle bir şey (artık) yok. Eşyalara ve mekanlara aidiyet duygum yok.
0
Amaranta ursula
(15.12.24)
Eşimle hep kavga ediyoruz evimiz çöp eve dönüşecek diye…
Mesela ortaokul 3’te fotokopiciden kopyaladığım level dergisi mortal kombat 4 hileleri sayfasını yahut ortaokuldaki ibni sina konulu ödev için ansiklopediden çektirdiğim fotokopiyi saklıyorum.
0
yadigar
(15.12.24)
eskiden bende çok vardı. hala da var bir miktar ama son zamanlarda gerçekten el emeği, hatıra olacak şeyler dışında bir şey tutmuyorum.

rahmetli annem şeker hastasıydı. oğlan daha bebekken birkaç ay bizde kaldı, o dönemde de insülin kalemlerini buzdolabına koymuş. vefat ettikten sonra atmaya elim varmadı, hala koyduğu yerde duruyor.

ama tam 9 yıl önce, aldığım ufak paket yoğurtları buzdolabında unuttuğumu fark ettim. son kullanma tarihi 6 ay geçmişti. açıp baktım mis gibi duruyordu. açmadıklarımı da geri dolaba koydum, hatta birini açığa koydum. seneye bakayım hala bozulmamış mı diye deney yapmak istedim, iyice unuttum, aradan 9 yıl geçti hala duruyor. açıp bakmaya da, atmaya da kıyamıyorum şimdi.
0
kibritsuyu
(16.12.24)
Ben işime yaramıyorsa atarım. Gelen hediyeleri değiştiririm. Zamanı gelince işime yaramazsa atarım. Babaannemin evi bu şekilde çöp eve dönüşmek üzereydi. 70 senelik gazeteleri saklamış evinde. Erken müdahale gerekiyor ilerlememesi için.

Eğer şu an işime yaramıyorsa ama belli bir zamanı temsil ediyorsa, ve unutmak istemiyorsam fotoğrafını ya da videosunu cekiyorum. En azından yer kaplamıyor.
0
jazzabel
(16.12.24)
İstifçilik hastalığının ayak sesleri mi onlar?

Minimalizmde mutluluk vardır. Deneyin. Pişman olmazsınız.
0
Mirket
(16.12.24)
1 milyoncularda kendini dikdortgen bir plastik kutu al ona yerlestir gozune batmaz bu sekilde cekyat altina falan kaldir yada dolaba
0
Zetnikov
(16.12.24)
@kibritsuyu
O yoğurtlar asla atılmaz artık. Gittiği yere kadar gidecek…
Hatta bir 10 seneye güzel para edebilir dahi.
0
yadigar
(16.12.24)
(5)

mobbingçi eski amire ne yapmalı

gizemli dede
siz daha önce bir şekilde intikam aldınız mı eski iş yerinde sizin huzurunuzu kaçıran birinden
siz daha önce bir şekilde intikam aldınız mı eski iş yerinde sizin huzurunuzu kaçıran birinden
0
gizemli dede
(13.12.24)
Ayrılmışsınız, gitmişsiniz, boşu boşuna kafanızı meşgul etmeye değmez.
0
salihdt
(13.12.24)
teheyy yıl 2010 falan. sözleşmeli memurluk yapıyorum. eski amirim sülümancı sahte dindardı, kadınlar orada çalışmasın diye düşündüğünden bilinçli olarak kötü davranıyordu kadınlara. hatta benden önce başka bir kızın namusuna iftira bile atmış, öyle şeref yoksunu tip. sorsan tarikatçılar işte. başka kuruma giderken bilhassa geldi benden helallik istedi, normal olarak vermedim. zaten herkese şikayet ediyordum herifi ama ama helallik vermemem baya bi olay olmuştu nedense. adam da çok bozulmuştu. intikam değil karma tarzı bişeydi, çok acizdim zaten

hayat hikayemi kenara bırakayım. şu anki iş yerimde birisini haksız yere işten çıkardılar, kapsamlı bir dava açtı. daha önce mobbing yüzünden kendisi ayrılan başka biri davaya şahit olarak katılacak. sanırım hakiki intikam böyle olur
0
titanyum22
(13.12.24)
Ben ayrıldıktan bir ay sonra kaza yapmıştı, aylarca yatmış. Ben de kendimi suçlu hissedip Allah'ım sen onu çocuklarına bağışla dedim. Unuttum gitti.
0
aydogank
(13.12.24)
almadım. kendi belasını buldu. uzaktan izlemek yeterli bir intikam şekli.
0
gabe h coud
(13.12.24)
İntikam derken, yaptığı şeyleri kanıtlarıyla şikayet etmiştim, yöneticimin haberi olmadan noterden şirkete ihtarname göndererek istifa ettim. Hadi bye diyip çıktım. Bunu yapmadan önce ekip arkadaşlarıma bildirdim, onların onayını aldım zor durumda kalmamaları için.

Mobbing ve iş kanununa uyulmaması durumunda ben mutlaka şikayet edilmesi gerektiğini düşünüyorum. İnanmıyorum zaten ama karmaya öbür dünyaya bırakılmamalı.
0
jazzabel
(13.12.24)
(8)

AB oturum izni ile TR'de ucuz tatil

cek
Sevgili Romalılar,Bir AB ülkesinde oturum izni ile Türkiye'deki her şey dahil otellerde AB fiyatından konaklama satın alındığında, otele giriş yaparken son 1 yılın kaç günü Türkiye dışında kalındığına bakıyorlar mı? Ona göre milliyet farkı istenebilir mi? Böyle yapılabiliyorsa, misal 5 yıllık oturum
Sevgili Romalılar,

Bir AB ülkesinde oturum izni ile Türkiye'deki her şey dahil otellerde AB fiyatından konaklama satın alındığında, otele giriş yaparken son 1 yılın kaç günü Türkiye dışında kalındığına bakıyorlar mı? Ona göre milliyet farkı istenebilir mi? Böyle yapılabiliyorsa, misal 5 yıllık oturum izni olan biri 5 yıl boyunca yazları yarı fiyatına tatil yapabilir diyebilir miyiz? Kafamda deli sorular
0
cek
(20.09.24)
Yapilabilir tabii ki.
Siz onlarin müsterisisiniz öyle bir sey olmaz heralde kolay kolay.
0
robert bosch
(20.09.24)
Soran sadece pasaport soruyor. Ben trde yasarken bile vpn ile ucuza alıyorum.
0
jazzabel
(20.09.24)
bu oteller devlet mi ki ne kadar nerede kaldığına bakabilecek, böyle kural getirecek :) normalde nereden alınırsa kim olursan sorun çıkmaması gerekiyor, sıfır sorun istiyorsanız planladığınız oteli arayıp sorabilirsiniz.
0
gezegen olan pluton
(20.09.24)
Uzun suredir yurt disinda yasiyorum, buradan bakinca (booking, hotels.com gibi sitelerden) otel fiyatlarinin daha ucuz olduguna hic denk gelmedim.
Bu yabanci ulke vatandaslarina/oturumlularina ucuz fiyat olayini hangi tarz oteller yapiyor? Hangi siteden bakmak lazim?
0
14
(20.09.24)
@14 booking üzerinden almaktan bahsetmiyorum. Bir turizm bürosuna gidildiğinde Türkiyedeki her şey dahil otellerde AB den gelecek turistlere özel fiyatlar oluyor. Yani Almanlar, Ruslar bizim yarı fiyatımıza kalıyor dedikleri olay bu. Vpn ile olacak iş değil bu, acenteden özel fiyatla alınıyor. Ayrıca oturum izni yoksa da milliyet farkı adı altında ekstra para alıyorlar.
0
🌸cek
(20.09.24)
acente işi biraz sıkıntı olabilir yani gerçekten orada oturumu olan falan istiyor olabilir. Ama 5 yıl oturma iznin varsa kalırsın bence.

bu arada dümdüz 5 yıldızlı otelin sitesinde bile İngiltereden girince 1600 pound, TR'den girince 1800 pound karşılığı tl çıkıyordu. Bazen oluyor.
0
nhk ni youkosu
(20.09.24)
Oteller bakmaz ama kalıcı oturuma başvururken 5 yılda toplam kaç gün yurtdışında olduğunuza bakılır, belli süre üzerindeyse kalıcı alamazsınız.

Acentelere is uçaklı paket satıyorlar genelde, eğer uçağa binmeyip Türkiye’den gidecekseniz bunu acente ile teyid edebilirsiniz.
0
kaset
(21.09.24)
hiçbir otel kim nerenin vatandaşıymış ama nerede kalmış veya oturum izni var mı vs diye bakamaz. olay aslında şundan ibaret

booking, expedia gibi kuruluşlar farklı ülkelerden misafirlerin ilgisini çekmek isteyen oteller için ülke fiyatları adında bir kategori oluşturdu. örneğin otelinize hep polonyalılar geliyor ama siz biraz da irlandalılar gelsin istiyorsanız irlanda sitesinden rezervasyon yapacaklara özel bir indirim tanımlayabiliyorsunuz. tabi genelde tatillerinde en çok ekstra harcaması yapanlar ingilizler olduğu için genelde oteller ingiltereye bu indirimi tanımladı. check24, trivago gibi siteler de bir çok yerden fiyatları araştırıp size sunduğu için bu indirmleri gördü sonrasında da yaygara koptu kendi vatandaşına pahalı başkasına ucuz vs. halbuki benim de başıma gelen haliyle bir gün acente temsilcisi aradı falanca ülkeden talepleriniz düşük ülke fiyatı verelim mi bi denemiş olursunuz dedi tamam dedim sonrasında da durumu unuttum ve fiyatlar indirimli haliyle kalmış oldu...

tur operatörlerine gelirsek, operatörler oteller ile kontrat yaparken minimum 7 gece olacak şekilde kontenjan isteyip odalarını ayırıyorlar. sizden de bunun karşılığında minimum fiyatınızı istiyorlar ve bu fiyatı hiçbir yerde yayınlamayacaklarını söylüyorlar. karşılığında da minimum7 gece konaklama ve misafirlerin ekstra harcamalarının olacağı vaadini veriyorlar. sonrasında aldıkları fiyatı uçak bileti ve transfer ile birleştirip müşterilerine satıyorlar. ancak operatöre verilen her fiyat market zorunluluğuna sahiptir. yani ingiltere pazarı için verdiğiniz fiyatı başka bir yerde kullanamaz. bu yüzden de satışların %70ini acenteden yüzyüze yapıyorlar veya internetten alsanız bile ofise uğrayın diyorlar market dışı satış olmasın diye.
0
bravoteam
(21.09.24)
(4)

Atıcılık ve okçuluk ile ilgilenen var mı, nasıl başlarım?

Cesario
İstanbul'da yaşıyorum. Bakırköyde ferdi ya da kulüp lisansı çıkarılıyormuş galiba il gençlik ve spor Müdürlüğü şubesinde. Sarıyerde Atıcılık ve okçuluk kulubü var. Beylikdüzündeyim. Okçuluk kursu buldum ama havalı tabanca ile Atış için bir kurs vs bulamadım.Kendim havalı tabanca alıp poligona atış y
İstanbul'da yaşıyorum. Bakırköyde ferdi ya da kulüp lisansı çıkarılıyormuş galiba il gençlik ve spor Müdürlüğü şubesinde.

Sarıyerde Atıcılık ve okçuluk kulubü var. Beylikdüzündeyim. Okçuluk kursu buldum ama havalı tabanca ile Atış için bir kurs vs bulamadım.

Kendim havalı tabanca alıp poligona atış yapmaya gidip kafama göre takılmak istemiyorum. Antrenör eşliğinde öğreneyim istiyorum.

İlçe spor müdürlüğüne gitsem bilgi verirler mi? Atıcılık sitesinde il spor müdürlüğüne gidin diyor.

Anladığım kadarıyla çok yaygın bir spor değil. Neden sizce? Zengin sporu mu? İllaki parayla tabanca mi satın almam lazım havalı tabanca ya da tüfek ya da yaylı ok?

Özetle İnternet sitesinde detaylı bilgi bulamadım. Kulüpleri Google mapse yazdığımda adresleri bile çıkmıyor.

Direkt bu sporla uğraşan birileri varsa bilgi almak isterim.
0
Cesario
(21.08.24)
mermi atmayacaksan pahalı değil, yaygın olmaması da alan ile alakalı, aldın eline bir yay, ok, nerede pratik yapacaksın sokakta mı, evin salonunda mı :)

köyde yaşıyor olsan, kendine yaparsın bir yer, etrafını çevirir tabelarını koyarsın, bir takım güvenlik önemleri var alman gereken onları yaparsın, istediğin zaman çalışırsın.
0
selam
(21.08.24)
birde hangi hobiye başlayacaksan başla, başlangıcı pahalıdır. başladıktan sonra maliyetler düşer.

diyelim ki yay ok 20 bin lira, sonraki aldığın oklar 300 lira, bir süre geççtikten sonra elinde bir sürü okun olacak zaten. hasar gördükçe tamirini düzeltmesini öğreneceksin falan sonraki oklar 50 liraya mal olacak sana.

o hobiyi yapan başkaları olacak, malzeme değiş tokuşu yapacaksın veya ikinci el alacaksın falan.
0
selam
(21.08.24)
Yuduf Dikeç olmak mi istiyorsun ? Bosver abi.

Av tüfegi al, bir koli de fisek..

"Ben kuslara nisan almam" dersen de fiseklerin içini kagitla doldur, öyle ates et.
0
Yourcousinmarvinberry
(21.08.24)
Benim erkek arkadasım komiser ve atış eğiticiliği yapabiliyor. Ben silah güvenliği ve bakımı ondan öğrendim. Sonra poligonda atışa gittik. Bazı poligon sahipleri emekli özel harekatcı olabiliyor. Bana böyle bir emekli polis artı erkek arkadasım temel seyleri gösterdiler. Eğitim de istiyorum dedim gerek yok düzenli atış yapsan gelişirsin dedi poligon sahibi. Eğitimler genelde 2 günlük, 2-4 saatlik ve pahalı oluyor. Eve almayacaksan güvenlik ve temizliğine gerek yok. Atışta başarılı olmak için bana bir çok farklı sekilde atış yaptırdılar, duruşumu düzelttiler. Bir süre sonra oturdu. Her ay atışa gitmeye çalışıyorum.

İleri seviye eğitimler de var ama o eğitimler daha çok polislere verilen eğitimler gibi. Bir seyin arkasında saklanırken cıkıp atış yaparak diğer yere geçmek gibi. Poligonda ön tarafa geçmek yasak oldugu icin bu eğitimler yapılmıyor.
0
jazzabel
(21.08.24)
(5)

Yurtdışındaki işverenin başka ülke vatandaşını işçi davetinin mantıgı?

Zetnikov
mesela adam herhangi bir yabancı ülkede dükkanı var diyorki bana garson temizlikci muhendis herneyse lazım.o zaman istedigi ülkeden birine davet gönderip benle calıs diyebiliyor mu?vizesi çalışma vizesi mi oluyor? az bucuk nasıl işliyor vize davet olayı düz mantık biraz merak ediyorum. fırıncı davet
mesela adam herhangi bir yabancı ülkede dükkanı var diyorki bana garson temizlikci muhendis herneyse lazım.

o zaman istedigi ülkeden birine davet gönderip benle calıs diyebiliyor mu?

vizesi çalışma vizesi mi oluyor? az bucuk nasıl işliyor vize davet olayı düz mantık biraz merak ediyorum. fırıncı davet edicen mesela devlet onun fırıncı olup olmadıgına bakabılıyor mu ıspat olarak. o zaman herkes herkesi doldurur ulkeye.

hani insanlar bunu kötüye kullanamaz mı adam almanyada kebapcı mesela tum sulalesını almanyada toplar o zaman gibi geliyor?
0
Zetnikov
(20.08.24)
Avrupa için (bluecard) yabancı birini almak için ülkende eşdeğer kalifiyede biri olmadığını göstermen gerekiyor, evet devlet onun fırıncı olup olmadığına bakıyor. Çalışma izni verirken çalışma iznini kafasına göre vermiyor nerede ne iş yapacağınız kalifiye durumunuz belli ve belgeli oluyor.
Bu yasal yolu, kaçak yapanlar nasıl kılıfına uyduruyor bilemiyorum.
0
tuborg yesili
(20.08.24)
Her ülkede elbette biraz farklı ama genel olarak mantık şu.
Devlete diyorsun ki benim şöyle bir yeteneğe ihtiyacım var ve bu ülkede bu yeteneklere sahip bir çalışan bulamıyorum, o yüzden başka ülkeden getirmek zorundayım.

Mesela benim bildiğim Avrupa ülkesinde Linkedin'den ilan veriyorlar tüm dünyaya, sonra birini seçiyorlar, anlaşıyorlar. Sonra kendi ülkelerinin iş bulma kurumunda ilan çıkıyorlar. O ilana başvuran olmazsa ne güzel. Başvuranları da çeşitli sebeplerle reddediyorlar. Ondan sonra yabancı çalışanı getirebilmek için işlemler başlıyor. Gelecek kişinin CV'sine bakıyor devlet, tüm diplomalarına bakıyor vs.

Bilmiyorum ama tahmin ediyorum ki o dediğiniz tüm sülaleyi toplayan kebapçının elemanları turist olarak ülkeye geliyor ve dönmüyor. Kaçak şekilde çalışıyor. Belli bir süre o ülkede kaldığını kanıtlayınca bir hakların oluyor vs.

İnsanlar neredeyse her sistemin kötüye kullanılacak bir yolunu buluyorlar, devlet de buna göre kanunları düzenlemeye çalışıyor.

Eeee ne demişler; avcı ne kadar hile bilirse ayı da o kadar yol bilir.
0
michael_knight
(20.08.24)
Fransa için örnek vereyim;
Bir ise Avrupa vatandaşı olmayan birini getirmek için Fransız bakanlığına x tane adayla görüşme yaptigini ve neden reddettigini aciklaman gerekiyor.
Bunun üstüne tabiki adaya vermen gereken minimum maaş vs de var.
Kısacası ben fırıncı getiriyorum diyip getiremiyorsun. Zaten ülkeye gelen kaçaklar böyle gelmiyor. Benim tanistigim kaçakların çoğu turist olarak gelenler.
0
logisticsmanager
(20.08.24)
Ben bu sekilde gittim. Tüm eğitim hayatım, aldığım her kurs, eski şirketimden tavsiye mektubu, yaptığım işi anlatan kaşe imzalı belge, özgeçmişimde yazan şirketlerde çalıştığıma dair iklarından resmi bir evrak gibi baya bir şey toparlamam gerekti.
0
jazzabel
(21.08.24)
almanyada isler su sekilde isliyor;

isveren once garsona, temizlikciye veya muhendise is sozlesmesi gonderiyor, karsilikli imzaliyorlar. ama ayni zamanda isverenin calisma dairesini de ikna etmesi gerekiyor. ikna ederken calisma dairesi isverene "bu adamin aynisini almanyadan bulamadin mi?" diyor, hadi ikna etti "bu adamin aynisini diger avrupa birligi ulkelerinden bulamadini mi?" diyo soruyor. yine bulamadim derse, calisma dairesi elindeki mevcut issizler arasindan bu nitelikte bir adam varsa onu oneriyor "bak bu adam issiz, bu isleri de yapabiliyor" diyor. yani bir sekilde bu degerlendirmelerde calisma dairesini ikna etmek gerekiyor.

buna ek olarak calisanin da calisma dairesini ikna etmesi gerekiyor, calisana gerekli is deneyimini sertifikalar, ustalik belgeleri, diplomalar, eski calisilmis yerden referanslar, sigorta kayitlari vs ile is tecrubesini ispatlamasi gerekiyor.

tum bunlardan is veren ve calisan gecerse calisma izni ve vize alabiliyor. kolay bir surec degil, bircok kisi red aliyor bu surecten. sadece sozlesme imzalamakla bitmiyor bu is.

ama bu surecte bazi istisna meslekler var ve bunlarda cok fazla inceleme geregi duymuyorlar cunku bu meslekler isci acigi olan meslekler, ornegin yazilim muhendisligi, makina muhendisligi, doktorluk, saglik calisani, yasli bakim, bazi meslek kollarinda teknikerlik vs.
0
emrahday
(21.08.24)
(15)

Doğum günü ritüelleriniz var mı?

fraise
Ben büyük partiler vs yapıp doğum günü kutlamam fakat doğum günüm gelince yine fark ettim ki küçük ritüellerim varmış, her sene bunları yapmayı da seviyorum.Öncelikle her doğum günümde kendime tek başıma bahve ismarlarim. Sabah uyandığımda sevdiğim 4-5 şarkıyı dinlerim, evden çıkmayacak bile olsam g
Ben büyük partiler vs yapıp doğum günü kutlamam fakat doğum günüm gelince yine fark ettim ki küçük ritüellerim varmış, her sene bunları yapmayı da seviyorum.

Öncelikle her doğum günümde kendime tek başıma bahve ismarlarim. Sabah uyandığımda sevdiğim 4-5 şarkıyı dinlerim, evden çıkmayacak bile olsam güzelce giyinir, kendime çeki düzen veririm ( Corona döneminde sokağa çıkma yasağı olduğu halde sabah uyanıp süslenip puslenmis, öyle oturmustum). Bir de her sene kendime pahalı ama almayı çok istediğim bir kitap varsa onu alırım.

Eşim ve kardeşim ise tam tersidir; doğum günlerinde pasta bile alsak hoşlanmazlar.


Sizin nasıl? Sadece kendinize özel yaptığınız şeyler var mı?
0
fraise
(17.04.24)
yaş pasta ve kola djfjdfdk. doğum günümde özellikle yaptığım bi şey yok ama küçük de olsa pasta ve kola isterim. kimse almıyorsa kendim alırım. pastasız ve gulasız doğum günü düşünülemez. anca "iki yudum kola içersen öleceksin" filan denmesi lazım. diğer 364 gün içmesem bile (ki içerim) doğum gününde pastayla kola şartı var. yoksa yeni yaşıma girmiş saymam kendimi.
0
mark greg sputnik
(17.04.24)
Mark Greg Sputnik, ay evet. Pasta önemli, ben de kimse bana almazsa yine gider alırım ve yerim o pastayı.

Kolayı da küçükken doğum gününden doğum gününe alırdı annem eve, sanırım bende de kola-pasta çağrışımı var bu yüzden.
0
🌸fraise
(17.04.24)
Sabah kalkar guzel bir muzik acarim, mumlarimi yakarim.
Ya kahve alirim ya kahve yaparim.
Genelde disarda oluyorum dogum gunumde ama evde de 1 kadeh raki veya 1 bira icerim.
Kendime kucuk ya da buyuk mutlaka bir hediye alirim.
0
mor oje
(17.04.24)
Yediğime ve içtiğime hep dikkat ederim ama doğum günümde salıyorum :)) Bir de sabah kalkar kalkmaz süslenmeye başlıyorum. Doğum günüme de az kalmış, soruyu görünce aklıma geldi :)
0
rock n roll
(17.04.24)
Doğum günü yaklaşan herkesin şimdiden doğum günü kutlu olsuun! Benimki de yarın. Bu soru da oradan aklıma geldi zaten :)
0
🌸fraise
(17.04.24)
her sene annem arayıp kutlamasa yemin ederim unutuyorum :) pasta kesmeyi oldum olası sevmem. sanırım kutlamayı 11-12 yaşlarında bırakmıştım. o zamandan beri hep toplum dayatması gibi geliyor :)
0
e mice
(17.04.24)
Hiç yok. Ama bu sene 30 olduğum için ve özel bir yaş olduğunu düşündüğüm için kutlamayı istemiştim. Yaptırmak istediğim bir pasta vardı ama gecesinde bir arkadaşıma hastanede refakat ettiğim için yapamamıştim. Doğum günümde ise yeni tanıştığım bir arkadaşla baklavaya mum dikerek kutladım.
0
Amaranta ursula
(17.04.24)
Benim de bu pazar :)

Ben doğumgünümü çok seviyorum ya. Çocukken ocak ayı gelince doğumgünüm yaklaştı diye heyecanlanırdım, büyükler dalga geçerdi; koca adam oldum hâlâ ocak ayını görür görmez nisana az kaldı :))) oluyorum ahdhdhd

Direkt bir rituelim var mı emin değilim ama ailemin, arkadaşlarımın hatırlaması ve kutlaması hoşuma gidiyor mutlu oluyorum yani çocukça belki ama 15 senelik arkadaşımın yazdığı dgko mesajı bile beni mutlu ediyor ahahah

Pasta şart değil benim için ama gün içinde şapşal şapşal dolaşıp mutlu oluyorum takvime falan bakıp, öyle geçiyor yani doğumgünüm :)
0
nundu
(17.04.24)
Mobildeyim kusura bakmayın, sizin ve dissendium'un doğumgününü kutlarım ayrıca ^^
0
nundu
(17.04.24)
Şimdiden doğum günün kutlu olsun Nundu! Ay ne kadar çok bahar çocuğu varmış duyuru'da :)
0
🌸fraise
(17.04.24)
çok hatırlayanım ve kutlayanım olur. şirketime ve evime çiçekler gelir. o gün jilet gibiyimdir ve enerjik olurum. bir kaç yerde doğum günü pastası kesilir. sadece bir çatal alırım. ben yemem, millet şişkot olsun :P

kendime mutlaka hediyeler alırım. genelde koşu ve müzik konularında olur. airpods max, nike alphafly next gibi. mutlaka kıyafet de alırım. annem altın verir :P

doğum günü için yıl başı gibi resolutions yazarım.
0
gabe h coud
(17.04.24)
Her doğum günümde ben de özeniyorum giyimime. Muhakkak dışarı çıkıyorum sadece kahve içmek yemek yemek için olsa bile. Yıllardır yalnız kutluyorum. Pek kabullenemesem de hep bi beklentim oluyor, ama gerçekleşemedi yıllardır. Özel bi jest bi sürpriz bi şey.. neyse eve dönerken küçük bi pasta alıp bir mum dikiyorum, ailemle video call yapıp üflüyorum. Aslında üzüyor bu kısım, artık yapmak istemiyorum. Umarım yalnız kutladığım son doğum günümdür geçenki.

Edit: doğum gününüz kutlu olsun :)
0
nic cage
(17.04.24)
Hayır hatta geçen sene doğum günüm olduğu aklıma gelmedi hanım söyleyince hatirladim =d benim umursadigim bir şeyler yaptığım haniminki. Misal ritueli ailesinin ve ikizinin yaninda olmak o yüzden her sene o dönem tatil + çilekli turta.
0
logisticsmanager
(18.04.24)
Doğum günün kutlu olsun @fraise. Sağlıklı,mutlu, huzurlu yıllar sevdiklerinle birlikte. Bugün doğum günün olduğunu dün yazmıştın duyuruna gördüm ama bilerek kutlamadım gününde kutlamak için :)
0
rock n roll
(18.04.24)
Mutlu yıllar :)

Ben doğum günümü arkadaşlarımla ve sevgilimle o gün kutlamıyorum. Kendimi gezmeye çıkartıyorum. Sabah kahvaltısından akşam yemeğine ve tatlısına kadar yiyip İstanbulda belirlediğim bir turu yapıyorum. Pastamı da pera otel altındaki cafede yerim.

Sevdiklerimle olan kutlama da gece çıkma, pasta üfleme değil (sevmem) daha cok beraber vakit geçirelim modunda oluyor.
0
jazzabel
(18.04.24)
(17)

Ofise çalışanları mutlu edecek ne alınabilir?

PoscheN
Şirketin 20.000 civarı mili birikti, ofistekileri mutlu edecek bir cihaz vs alayım istiyorum.Tam otomatik kahve makinelerinden düşündüm ama onu aldıktan sonra asıl mesele başlıyor. Tahmini aylık 20.000 üzerinde kahve süt vs masrafı olur. Başka öneriniz var mı?
Şirketin 20.000 civarı mili birikti, ofistekileri mutlu edecek bir cihaz vs alayım istiyorum.

Tam otomatik kahve makinelerinden düşündüm ama onu aldıktan sonra asıl mesele başlıyor. Tahmini aylık 20.000 üzerinde kahve süt vs masrafı olur.

Başka öneriniz var mı?
0
PoscheN
(17.04.24)
Onların fikirlerini al ona göre hep birlikte karar verin.
0
rock n roll
(17.04.24)
Çalışanlara sorun.
Hem fikirlerinin alınması hoşlarına gidecektir.
Hem de sizin görmediğiniz bir ihtiyaç vardır belki de.
0
Mirket
(17.04.24)
Eğer herkesin çok iyi geçindiği bir ortam değilse bence fikir almayın. Konu iş dışındaki şeyler, örneğin sürprizse hiç hesapta yokken gelen şeyi herkes az çok beğeniyor genelde. Ama tartışmaya açınca çok öznel ve zevke dayalı bir konu olduğundan haliyle ortaya birçok fikir çıkıyor, herkesin beklentisi farklı doğal olarak. Bu fikirler çok değişkense hem sonuçta büyük kısmının hevesi boşa çıkıyor hem de varsa gruplar arasında "onların dediği oldu" vs. sürtüşmeleri besleyen bir durum oluşuyor.

Tam otomatik kahve makinası bence iyi, kahve masrafınız yok mu zaten onu tam anlamadım? Eğer normalde çekirdek değil de türk kahvesi tüketiliyorsa espresso yerine suyunu vs. kendi veren arçelik telvelere de bakabilirsiniz.
0
akhenaten
(17.04.24)
Hava temizleme cihazi?
0
eja
(17.04.24)
bence de fikir almayın sonra hepsinin ortak fikri olan şeyin kahve makinesindeki gibi sürekli maliyeti de olabilir bu sefer siz zor durumda kalırsınız.

öneri olarak ise ofis çalışan sayınızı bilmediğim için yazıyorum siz uygunsa değerlendirirsiniz

Herkese bir travel mug alınabilir, kahvelerini evden gelirken getirirler.

Masaüstü oyun seti olabilir arada bir kısa molalar vermenin ve stresi azaltmanın eğlenceli bir yolunu sağlamış olursunuz :)

Kablosuz şarj pedlerinden alabilirsiniz sayıca çoksanız 3 kişiye bir tane düşecek gibi gibi
0
Kediyi üzdün
(17.04.24)
1-2 kişi çalışıyorsa fikirlerini al. fazlasıyla fikir sormanın manası yok. iyi bir kahve makinesi alın, kullanmak isteyenler şahsi kahvelerini filtrelerini getirip kullansınlar. biz de öyle, sütü kahvesi herkesin dolapta duruyor.
0
avatar is back
(17.04.24)
Belirlediğiniz seçeneklerden birini seçmelerini isteyin. Hem sizin istediğiniz bir şey olur hem onlar da istedikleri olmuş gibi hissederler
0
sumuklurakun
(17.04.24)
Kapsül kahve makinesi olabilir. Her çalışan kendi kahvesini alır size masraf olmaz. Benim çalıştığım yerde böyle.
0
jazzabel
(17.04.24)
Ben kötümserim bu konularda.
Kahve makinesi kesinlikle almayın. Kahve masrafı var, arızası-tamiri var, temizliği var, etrafa pislik yaratması var.
Hava temizleme cihazı alırsanız nereye koyulacağı sıkıntı çıkarır, herkes kendine yakın olsun diyecek. Birileri de "ofiste hava o kadar kötü ki cihaz aldılar" diyecek.
Çalışanlara sormanın ne kadar kötü bir fikir olduğunu zaten güzelce anlatmışlar.

Bence en iyisi o millerin yok olup gitmesi. Millerle printer kağıdı, tükenmez kalem gibi şirketin zaten aldığı bir şey alıp geçin.
Mümkünse hiçbir şey almayın. Yapacağınız alışverişi beğenmeyen mutlaka olacaktır, bu sorumluluğa girmeyin.
0
michael_knight
(17.04.24)
yeni beklentiler yaratmayacak, hakkinda dedikodu yapilmayacak seyler alin. isyeri oldugu icin kiymet bilinmemesi, nankor yorumlar yapilmasi olasi. kotu insanlar olduklarindan degil sen, ben de yapariz. is hayatinin dinamikleri yuzunden dogamizda var.
0
buenosdias
(17.04.24)
Yani nasıl bir yerde çalıştığınızı bizden iyi biliyorsunuz. Ben böyle sorunlar olmayan bir ofisteyim. 15 kisiyiz ve bir tane bile sıkıntılı insan yok.
Bu sebepten bu sorunun bende cevabı ekip toplantısında sormak. Ha ama yok garip bir ortamdaysaniz, bu sıkıntı olacaksa o zaman başka fikir bir anket yapıp içine x adet fikir koymak olabilir. Bu sekilde en azından demokrasi olur.

Ben çok şaşırıyorum bazen insanlarin nerelerde calistigina. Iş arkadaşı olunmaz, ofiste bir şey sorulmaz falan. Herkes çok negatif genelde iş hayatı ile alakalı.
0
logisticsmanager
(17.04.24)
Kapsül kahve makinası +1.
0
drako
(17.04.24)
Kesinlikle fikir sormayın. Mutlu sonla bitme imkanı yok. Hatta çalışan sayısı ne kadar fazla ise o kadar sorun çıkabilir.

Beyaz yaka kahve ile çalışır ama kahve makinesinin bakımı, gideri şusu busu fazla. Sırf bakım vb. maliyetlerden kaçınmak için satın alma maliyetini 1 yıllık kira bedeli olarak ödeyip kiralayan büyük firmalar biliyorum.

Kapsül ya da 87 çeşit yapmaya filtre kahve makinesi fikirleri güzelmiş. Alternatif olarak sandalyeler yeni ve ergonomik değilse onlar denenebilir. Gerçi ofis sandalyelerinin fiyatları aldı başını gitti. Dinlenme/Eğlence odası gibi bir şey için TV+PS5 olabilir.

Ofise demirbaş olarak alınmayacaksa hediye çekleri de olabilir. Attık bütçeye göre bir yemek organizasyonu ya da ofiste "Happy Friday" falan da olur.
0
nawar
(17.04.24)
Kesinlikle fikir sormayın. @nawar +10
0
WithWorth
(17.04.24)
tam otomatik kahve makinesi alın. bu çekirdekli olanlarından. ilk başta jest olarak siz alın 1 kg'luk çekirdek kahvelerden birkaç paket. (amazonda bolivar marka çok iyi 1kg 319TL)
sonrası sizde deyin. aralarında bittikçe dönüşümlü alsınlar. eski iş yerimde öyleydi
0
limonlu eksi
(17.04.24)
hediye/alisveris ceki
0
icim urperiyor
(17.04.24)
Carbonator
0
lapaz
(17.04.24)
(5)

Mesaiden sonra kafayı toparlayamama

sevilen progressive türkücü
Kafamı toparlamam uzun sürüyor, kendime gelmem 3 saatimi falan alıyor. Normal mi bilmiyorum ama kitap okumak bile eziyet gibi geliyor. Boş boş oturmak, yürümek istiyorum.Size de oluyorsa nasıl kendinize geliyorsunuz?
Kafamı toparlamam uzun sürüyor, kendime gelmem 3 saatimi falan alıyor. Normal mi bilmiyorum ama kitap okumak bile eziyet gibi geliyor. Boş boş oturmak, yürümek istiyorum.
Size de oluyorsa nasıl kendinize geliyorsunuz?
0
sevilen progressive türkücü
(15.04.24)
Yarim saat siziyorum koltukta sonra fisek gibi oluyorum
0
floydian
(15.04.24)
Titanic +1
Yani bu aslında kişiye bağlı. Misal ben twtich/youtube anlamsiz şeyler izliyorum biraz dizi falan izleyemem çünkü bir şey anlamaya çalışmak istemiyorum.
Meditasyon deneyebilirsiniz.
Yürümek güzel fikir.
0
logisticsmanager
(16.04.24)
Her zaman mı böyle? Bazen ne yaparsanız yapın dönemsel olarak yorgun hissedebiliyorsunuz. Hayat hiçbir zaman stabil değil. Böyle durumların yaşanması normal, siz de bu his geçene kadar uğraşacak yeni bir şeyler bulun, ilginizi çeken bir şeyle meşgul olmaya çalışın. Yaşadığınız histen kurtulamazsınız ama süreci atlatana kadar yardımcı olur.

Eğer az uyumaya başladıysanız toparlanana kadar daha erken yatın, eğer beslenme düzeniniz aksadıysa geri düzene oturtun. Bunlar çok etkili oluyor genelde.
0
akhenaten
(16.04.24)
@akhanaten
Çoğu zaman böyle. Yoğunluğun fazla olduğu günlerde daha fazla hissettiriyor.

Spora gidiyorum ama düzenli gidemiyorum.
Gece sık uyanmaya başladım belki ondan da kötü hissediyor olabilirim.
0
🌸sevilen progressive türkücü
(16.04.24)
Ben yemek yapıyorum ya da evden dısarı atıyorum hemen kendimi iyi geliyor.

Ben bir ara uyku problemi yaşıyordum. Gece terörü, epilepsi benzeri nöbetler, sık uyanma, kalitesiz uyku vardı. Gün içerisinde yaptıklarıma da yansıyordu. Sonra nöroloji uykuma yardımcı olacak antidepresan tarzı bi hap verdi. Yeniden doğmuş gibi oldum ve gün içinde konsantrasyonum arttı. İş öncesinde ve sonrasında başka şeyler yapmaya enerjim geldi. Tek sorunum uykuymuş.

O yüzden, belki de doktor tavsiyesiyle uykuya yardımcı olacak bir şeyler almanız, nörologla konuşmanız artı olabilir
0
jazzabel
(16.04.24)
(12)

Köpek Isırdı

the man with no name
Arkadaşlar, biraz önce idealtepe parkı'nda yürürken dosdoğru üstüme koşarak bir köpek saldırdı, sakinliğimi korudum kaçmadım ama fena halde ısırdı. karşıdan köpeğini gezdiren biri de geliyordu, onun yardımıyla kurtuldum.köpeğin kulağında aşılama kartı vardı, kuduz aşısı olmam gerekir mi? o kişi aynı
Arkadaşlar, biraz önce idealtepe parkı'nda yürürken dosdoğru üstüme koşarak bir köpek saldırdı, sakinliğimi korudum kaçmadım ama fena halde ısırdı. karşıdan köpeğini gezdiren biri de geliyordu, onun yardımıyla kurtuldum.

köpeğin kulağında aşılama kartı vardı, kuduz aşısı olmam gerekir mi? o kişi aynı köpek beni de ısırdı sorun olmadı dedi.

imgyukle.com
0
the man with no name
(07.04.24)
Foto açılmadı ama kuduz riske atılmaz ayrıca ısırığın tipine göre tetanoz da gerekebilir. Gidin acile
0
nundu
(07.04.24)
Vakit geçirmeden acile git. Aşılama kartını falan salla. Belediyeler akraba istihdam yeri. Kimse aşıyla falan uğraşmaz.
0
ferenc
(07.04.24)
Teşekkürler, yorumlar sonrası yakındaki özele gittim. Aşılar Kartal Araştırma’da dediler. Oraya gidiyorum şimdi.
0
🌸the man with no name
(07.04.24)
Tetenoz daha önemli
0
sonhakan
(07.04.24)
mutlaka ol
0
malheiros
(07.04.24)
Isırık kötü. Gidin çünkü enfeksiyon riski fazla köpeklerin ağzında çok fazla bakteri var.
0
logisticsmanager
(07.04.24)
tedbir için hem kuduz hem de tetanoz aşısı yaptırın. geçmiş olsun.
0
false pretension
(07.04.24)
çok teşekkürler öneriler için. süreç hakkında bilgi vereyim, belki faydalanan olur.

doktor görür görmez kuduz ve tetenoz aşısı olmamı sağladı. kuduz aşısı dört dozmuş, tetenoz tek. üç kere daha gideceğim. bir de bol sabunla yıka dedi, yıkadım.

dümdüz ellerim cebimde yürüyordum, aralarda havlıyordu köpekler ama bu defaki kadar kararlı şekilde üstüme gelen olmamıştı. anladım ki kimse güvende değil. bir de çocukların yoğun olduğu bir park. yardım eden adam olmasaydı daha fena olabilirdi. herkes dikkatli olsun.
0
🌸the man with no name
(07.04.24)
Çok geçmiş olsun.

Bu başıboş köpek işi tatsız bir noktaya doğru gidiyor hadi hayırlısı.
0
kukuleta
(07.04.24)
Çok geçmiş olsun. Maalesef sokaklar serengeti düzlüklerine döndü.
0
kolaygelsin
(07.04.24)
Geçmiş olsun. Ben de ısırıldım, belediye veterinerini de tanıyordum, bana bir kere aşılarını yapıp kısırlastırıp küpeliyoruz ama rutin olması gereken aşılar bir daha olmuyor demişti. Isırıldığım zaman belediyeye haber vermiştim, normalde olması gereken o sokak köpeğinin o bölgeden alınıp gözlem altında tutulup kuduz yoksa tekrar salınmasıymış. Ancak kendileri bunu yapmaya cesaret edemedikleri için ben her gün beni ısıran köpeği kontrol ediyordum bir gariplik var mı diye.
0
jazzabel
(08.04.24)
çok geçmiş olsun. aşıyı olmanız iyi olmuş, özellikle kuduzdan daha geçtiğimiz aylarda birilerinin öldüğünü düşünülünce.

@jazzabel hahaha
0
euteamo
(08.04.24)
(10)

yaşlandıkça muhafazakarlaşmak

robert bosch
yıllar geçtikçe muhafazakarlaştığınızı düşünüyor musunuz? örnek verebilir misiniz?
yıllar geçtikçe muhafazakarlaştığınızı düşünüyor musunuz? örnek verebilir misiniz
?
0
robert bosch
(05.04.24)
Yeni şeyler denemeden bildiğini yapma/alma açısından olabilir. Muhafaza etme anlamında.

Dini anlamda soruyorsan hayır.
0
nhk ni youkosu
(05.04.24)
Yaşlandıkça muhafazakarlaşmak insanın doğasında olan bir şey. Ölüme yaklaştıkça daha da artıyor. Yaşamayanlar istisna durumdadır. Yaşamadığını iddia edenler ise "muhafazakar" deyince aklına sadece din gelenler.

Surat yamultma efektli komedi(?), kelimenin ilk harfinden sonrasını silip yerine "ş" harfi koyulması ile türetilen(!) kelimeler, harflerin yerini değiştirerek oluşturulan kelimeler, arabesk keko Türkçe rap, yeni nesil komedyenlerin ciddi kısmı, restoranlardaki sunum komedisi, SJW zırvaları vb. şeylerden rahatsız oluyorum. Aptal insanlara tahammülüm azaldı. Bir de eskiden hemen hemen her hafta sonu dışarı çıkar, gece 2-3'ten önce dönmezdik. Şimdi maddi yükü olmasa bile dışarı çıkmak yerine evde toplanıyoruz.

Din, tanrı vs. olarak ise herhangi bir muhafazakarlaşma söz konusu değil. Gelenekçi tipte aileler ile toplanma, akraba gezme, büyük bayram kutlamaları vs. gibi şeylerden nefret ederdim küçükken. Şimdi yapmadığım için çok mutluyum. O devam ediyor.

Yaşlandı derken 40'lara daha yolum var.
0
nawar
(05.04.24)
Dini anlamda da düsünebiliriz ama öyle sormadim. Mesela bayramlarda bir araya gelmek önceden bayik gelirken su an olmasi gereken gibi geliyor mu? Bu tarz şeyleri demek istedim.
0
🌸robert bosch
(05.04.24)
"bayramlarda bir araya gelmek önceden bayik gelirken su an olmasi gereken gibi geliyor mu?"

buna muhafazakarlık demezdim ama evet ben böyle düşünüyorum artık. Özellikle 30+ olunca (ve aslında bizim yaşımızdan bağımsız, aile ve akrabalar 60+ olunca) onlarla sağlıklı şekilde kaç kere buluşabileceğimizi sorguluyorum. Sadece bayramdan bayrama görüyorsam, sayı çok az. Sevdiklerimle geçirdiğim vaktin kıymetini anladım evet.
0
nhk ni youkosu
(05.04.24)
kesinlikle. üstelik bunu 30'a yaklaşan biri olarak söylüyorum ahaha.

hayatımı avrupa aşığı birisi olarak geçirdim. daha 9-10 yaşında politikadan, ekonomiden anlamazken bile "batı medeniyeti" hayranıydım. ha şu da var: hala doğru yapılan işe "doğru" derim, bu konuda tarafgirliği mantıksız buluyorum ama geldiğimiz noktada kesin doğruları (diğer bir deyişle medya propagandasıyla "batı yapıyosa doğrudur") mantığını benimsemeyi bıraktım diyebilirim.

bu berbat ekonomiden, çürük ülkeden kurtulup daha güzel hayatlara kavuşan akranlarım için gerçekten seviniyorum; buna hiç itirazım yok ama diğer taraftan türkiye'de yaşayanlar olarak "almanya'da market vidyosu" izlemekten beynimizin muşmulaya döndüğünü düşünüyorum.

azılı bir atayiz ve özgürlükçü olarak ben son birkaç yılda biraz daha kendi içime kapandım açıkçası. yaşadığım hayattan mutlu değilim ama deli gibi yırtınmamın bana bi katkı sağlayacağını da düşünmüyorum. ya gidersin ya da uyum sağlarsın.

onun dışında artık almanya veya sibirya'da yaşamayı da fazla düşünmüyorum. annem yaşlanıyor. babam öldü. erkek kardeşim benim için hala bebek gibi. yakın zamanda dayı oldum. ailemi, her şeyi sırf daha iyi maaş veya koşullar için geride bırakmak eskisi kadar kolay gelmiyor.

bir yandan kendi durumumu çok üzücü buluyorum aslında. kendini özel zannederken hayatın yonttuğu, yoğurduğu, tükürüp öylece bıraktığı insanlardan biriyim. hayallerimin önemli bir bölümüne ulaşamadım, öyle de öleceğim. bununla gurur duymuyorum ama bir yandan da nasıl desem, hayatın olağan akışına uymaya çalışıp "esnek" davranmak arzusundayım. yoksa kafayı yerdim (bu yememiş halim).

o yüzden ben daha 30'una varmamış bir sultanbeyli hızlısı olarak KESİNLİKLE muhafazakarlaştığımı söyleyebilirim. daha ürkek, daha ketum, daha savunma ağırlıklı bir yaşam tarzı benimsemeye başlıyorum yavaş yavaş.

içimde AHA ŞU KADAR inanç olsaydı zaten samimi söylüyorum gidip ortodoks keşişi filan olurdum, nesiller boyu anlatılacak şahane bir manyak olurdum. dini ve manevi olarak pek inancım yoktur, o konuda zayıfım ama geldiğim noktada artık 1+1 ev, kedi, akşamları dizi-film-maç izleme fikri beni mutlu etmiyor açıkçası. eşim, 50 tane çocuğum olsun filan diye düşünmeye başladım.

özellikle genç yaşta "açılan" insanlar için hele ki türkiye gibi ülkelerde uzun vadede muhafazakarlaşmak sanırım büyük ölçüde kaçınılmaz.

yine de milletim müsterih olsun, ben her şeyden nefret eden aksi bir ihtiyar olmamaya gayret edeceğim.

son not olarak ekleyeyim, "bayramlarda bi araya gelmek kısmı" beni ayrıca vurdu. çocukken, ergenken NEFRET ederdim. şimdi "sevdiğin insanları bi daha göremeyebilirsin" kafasındayım.
0
mark greg sputnik
(05.04.24)
kesinlikle.

28’ken rahattım. 30 oldum, manken gibi kızları iplemiyorum. hata yapanın üstünü çiziyorum. güvenli duruşta muhafazakarlıkta çığır atladım. şakasız yalnız kalmaktan falan da korkmuyorum, bal porsuğu gibi date’ler geçiriyorum. biraz zayıflayalım, görüşürüz fıstıklar modunda takılmaya devamke.
0
baldan kaymak
(05.04.24)
Dini olarak hayır. Hatta radikal ateist oluyorum.

Diğer konularda evet. Mesela artık etik şeylere daha fazla önem veriyorum. Ailevi anlamda sürekli annemle babamın kalan ömrünü düşünüp kalan tatillerimizi hesaplıyorum vs.

Hala bayram sevmem. Çok travmam var. Ömür billah bayram kutlamam.
0
jazzabel
(05.04.24)
insanlari daha rahat kategorize edebildiğimiz icin tahammul dusmesi olabiliyor veya sınırları daha koruyoruz. aslında iyi kalbi temizden vs ziyade o kişi neyin ürünü, neyden besleniyor bilip buna göre ona zaman ve enerji harcıyoruz. bu konuda muhafazakarlastigimi soyleyebilirim

geleneksellik konusunda ise bir akım var yine ananne babanne dönemini övmek, köy övmek, temizlik yapmak, ev yapımı olan her şeyin güzellenmesi. bunlar güzel şeyler zaten de biz çocukken paketlilik, hazır gıda, dışardaki yemekler, eve temizlikçi almak, oteller, gece hayatı vs daha mühim bir şeydi. bunu ünlülerden bile çıkarıyoruz herkes köye yerleşmeye çalışıyor çapkınlığın yerini iyi ilişki kuram insanlar alıyor gibi örnekler uzatilabilir. akraba ilişkisinde de dönemsel bir şey yaşıyor olabiliriz yine geçmişe özlem ve övgü. belki sosyal bağlarımızın zayıflığı, samimşyetsizliği ve çiğliği bizi akrabada(zorunlu birliktelik) bir arayışa götürmüş olabilir. bunun yaşla yok diyemem ama bi süre akrabalarla fazla haşır neşir olsak o gelenekten neden uzaklaştığımızı anlariz diye düşünüyorum
muhafazakarligi pek de saglikli bir sey olarak gormuyorum biraz evrilmek lazim sanki
0
ala09
(06.04.24)
Dini anlamda kesinlikle hayır.

Gelenek görenek anlamında kesinlikle hayır.

Ama tecrübe edilmiş ve doğruluğu tarafımdan görülmüş davranışlarımda ısrarcılığım genç nesilde muhafazakarlık olarak algılanıyor olabilir ki ona bir şey diyemem.
0
Mirket
(06.04.24)
Babam daha chill bir adama dönüşmüştü. Hatta ondan bir olayı saklıyordu aile sonra bir şekilde söylediler o da “ genç adam olur öyle şeyler” dedi ve iplemedi.

Bana gelecek olursak ben 30 larımda özellikle ilişkiler konusunda baya bir laçkalaşmıştım ama tabii sonunda o ilişkilerden güzel bir şey çıkmadı. O zamanlar savunduğum şeylerin tersine geleneksel ilişkiyi daha arar ve savunur oldum. Eskisi kadar geniş değilim. Eski düşüncelerimin arkasımdayım ama benlik değil onun da farkındayım. Bunun dışında aileme daha çok vakit ayırmaya, aramaya sormaya başladım. Ama ailemin gençleri benimle çok rahatlar hem sırdaşlarıyım hem de dert ortaklarıyım konu ne olursa olsun. Bunun dışında hala chill im.
0
guitarissimo
(22.04.24)
(5)

Hobi / fotoğraf

sumuklurakun
Oldum olası fotoğraf çekmeyi severim. Ama bunu bir sanat vs kaygısıyla değil daha sonra dönüp baktığımda anıların somut delili olarak gördüğüm için yapıyorum. Sonraları fotoğraf çekilirken nelere dikkat edilir onları öğrendim. Şimdi de dslr makine alıp (17 bine bi nikonu gözüme kestirdim) hafta sonl
Oldum olası fotoğraf çekmeyi severim. Ama bunu bir sanat vs kaygısıyla değil daha sonra dönüp baktığımda anıların somut delili olarak gördüğüm için yapıyorum.
Sonraları fotoğraf çekilirken nelere dikkat edilir onları öğrendim. Şimdi de dslr makine alıp (17 bine bi nikonu gözüme kestirdim) hafta sonları hem geziye çıkıp hem gördüğüm güzel kareleri çeksem mi diye düşünüyorum.
Tabi ki bunu yaparken ortalama 40+ bin maaş aldığım aklıma gelince çok pahalı bir hobiye girişiyor gibi hissediyorum çünkü benim bu işten para kazanmak gibi amacım da yok.
Benzer bir şeyler deneyen varsa ne düşünürler ? Telefon yeterli mi yoksa hem dışarıya çıkmak için bahane olup hem de fotoğrafların kalitesini arttırmak iyi olur mu?
0
sumuklurakun
(31.03.24)
Üzerinde bu kadar kafa yorulacak bir şey değil ki. İstiyorsanız öğrenin. Pahalı hobi derken sırf makinayı almak için diyorsanız bence abartıyorsunuz. İnsanlar asgari ücrete 60k lık telefon alıyor.

Belki hobiniz işe bile dönüşebilir. Bir zararı olmaz hatta sizi mutlu eder.
0
perfectlysplendid
(31.03.24)
Ben de tam bu sıralar bu hobiye ciddi olarak giriştim hatta bi kursa bile yazıldım. Bende aynasız var ama hoca telefonla başlayıp sonra ihtiyacınıza göre bir şey alabilirsiniz demişti. Prof bu işi yapmadığınız sürece başlangıç seviye bir şey yeter.

Çok pahalı ve ağır şeylere gerek yok. Bende önceden dslr vardı ama ağır geldiği için üşeniyordum onunla çıkmaya bu yüzden aynasız aldım, 3 ayaklı tripod taşımak zor gelir diye daha ufak bir şey aldım vs. Herkesin olan değil de dışarı çıkmaya ne teşvik edecek, işinizi ne kolaylaştıracak buna yönelik bakabilirsiniz.
0
jazzabel
(01.04.24)
Zamaninda DSLR ve lenslere yatirim yaptim, simdi elimde 7-8 lens oldu ama hic kullanmiyorum neredeyse cunku tasimak kulfet geliyor, eskidikleri icin cok paraya satabilecegimi de sanmiyorum. Bugun tekrar makine alsam buyuk sensorlu kompakt kameralardan alirim (Lumix lx100, canon g7x, fuji x100, ricoh gr3 vs..). Bence ucuza kucuk basit bisey alip oyle baslamayi dene, telefonla basla sonra alirsin pek olmuyor cunku telefon kamerasi beni tatmin etmiyor mesela ve disari cikip cekme motivasyonu vermiyor. Birkac yillik bir cybershot veya fuji kamera bakilabilir
0
mirafiori
(01.04.24)
4 ay önce aynısını ben yaptım, 15000e Canon 2000d aldım, çok iyi etmişim, az çok birşeyler biliyorum sanıyordum ama hiçbir şey bilmiyormuşum fotoğrafçılık hakkında. Komşum ve youtube sayesinde baya bir mesafe kat etmişim, ilk çektiğim fotolar ile dün çektiğim fotolar arasındaki farktan anlıyorum. Çok güzel bir hobiymiş. Tavsiye ederim
Telefon makinanın yerini tutmuyor,
Senin maaşın iyiymiş hocam bana göre, 22500 alıyorum ve Bodrum'da yaşıyorum, şimdide lens almayı planlıyorum 19000tl. Başlarsanız sizi de tek lens kesmeyecek :))
0
brussss
(01.04.24)
hevesinizi kırmıyım ama bu işe böyle girişen insanların ben dahil sonradan el bile sürmediğini gördüm.

para getirirse devam edersiniz. o yüzden shutterstock, gettyimages vb yerler için fotoğraf çekerseniz, daha iştahlı olur diye düşünüyorum. insanlar fotoğraflarınızı beğeniyorsa ilerleyin tabi yaldır yaldır.
0
janderzel zartanyan
(01.04.24)
(2)

Fiziksel cekimle ilgili bir mesele

polopan
Örneklerle anlaticam ama sorum aslinda daha genel.Son 2 yıl içinde iki ayrı kadınla birkaç aylık ilişkilerim oldu. Her iki durumda da ilişkinin ilk 1-2 ayında aslında kafaca uyumsuzluk yaşayabileceğimizi gösteren şeyler ortaya çıkmıştı ama çabuk vazgeçmedim. Yürütebilmek için uğraştım, bazı şeyleri
Örneklerle anlaticam ama sorum aslinda daha genel.

Son 2 yıl içinde iki ayrı kadınla birkaç aylık ilişkilerim oldu. Her iki durumda da ilişkinin ilk 1-2 ayında aslında kafaca uyumsuzluk yaşayabileceğimizi gösteren şeyler ortaya çıkmıştı ama çabuk vazgeçmedim. Yürütebilmek için uğraştım, bazı şeyleri alttan almaya çalıştım falan. İki durumda da onlara fiziksel olarak kuvvetli bir çekim hissetmemin bunda kesinlikle etkisi vardı. Ama sonuç olarak ikisi de bir kaç ay içinde vadesini doldurdu. Ne yazık ki her iki kadın da önceki ilişkilerinden yaralı şekilde çıkmış insanlardı (hatta bir tanesinin boşanma sonrası ilk ilişkisiydim, kolay olmayacağı barizdi), anlaşamama sebeplerimizin temelinde bu yatıyordu.

Şimdi hobilerimden birisiyle alakalı bir etkinlikte, bana çok daha uygun olduğu gün gibi ortada olan yeni birisiyle tanıştım. Hatta gittim kendim merhaba dedim, sohbet açtım. Sonrasında da birkaç kez görüştük, gördüğüm kadarıyla süper düzgün karakterli birisi, bana da gayet ilgisi var. Hobilerimiz, zevklerimiz, karakter özelliklerimiz, hayatta bulundugumuz konum falan yukarıdakilere kıyasla daha uygun. Ama fiziksel çekim hissedemiyorum. Halbuki bahsettiğim kadınlardan güzellik olarak çok bir farkı yok. Onlarla daha birinci-ikinci haftadan yakınlaşmıştık, bu yeni durumda nedense kanım kaynamıyor, fiziksel olarak hoş bulsam da öpesim sarılasım gelmiyor.

Biraz hayal kırıklığı yaşıyorum. Örneklerle anlattım ama daha önceden de çok sefer böyle hissetigim durumlar olmuştu (tam olarak anlasamadıgım insanlara fiziksel olarak çekilmem, uyuştugum insanlardan tam anlamiyla etkilenememem). Neden böyle oluyor? Son bahsettigim kisiyle 6-7 sefer bulustuk, biraz yavas ilerleyelim diye konustuk anlastik ama artık net bir hareket bekledigini hissedebiliyorum :-/
0
polopan
(30.03.24)
Olmayınca olmuyor. İyi anlaşıyorsunuz diye herkese çekilecek değilsiniz bence.
0
synesthesia
(31.03.24)
Bu şekilde düşünüyorum: www.psychologytoday.com
0
jazzabel
(31.03.24)
(14)

İyi ki boşanmışlar diyor musunuz?

michael_knight
Boşanan anne-babası için "iyi ki boşanmışlar" diyebiliyor mu insan?Yoksa hep bir "biraz daha şöyle davransaydınız boşanmazdınız, keşke deneseydiniz" gibi bir düşünce mi oluyor?Kendinizden olmak zorunda değil, arkadaşlarınızdan da biliyorsunuzdur bu durumu.
Boşanan anne-babası için "iyi ki boşanmışlar" diyebiliyor mu insan?
Yoksa hep bir "biraz daha şöyle davransaydınız boşanmazdınız, keşke deneseydiniz" gibi bir düşünce mi oluyor?

Kendinizden olmak zorunda değil, arkadaşlarınızdan da biliyorsunuzdur bu durumu.
0
michael_knight
(29.03.24)
İşin en temeline inersek her zaman bir keşke olacaktır, kötü bir evlilik olacağına iyi ki boşanmışlar demek bile keşkeyle düzelir. (Keşke müthiş bir çift olsalardı da güzel bir evlilik ve aile hayatı olsaydı)
0
olaylar olaylar
(29.03.24)
Evet diyorum. Hatta bosanmalari icin push ettim zamaninda. Herkes memnun halinden.
0
mor oje
(29.03.24)
Çocuklar bencil canlılardır. Anne babalarının bir birey olarak değil de sadece ve sadece kendilerine anne baba olmak maksadıyla yaratıldığını, kendilerine ait bir hayatlarının olamayacağını düşünürler. Bu sebeple de boşanmak eylemini haklarının gaspı olarak algılıyorlar.

Ama yaş ilerleyip belirli bir olgunluğa gelince, keşke kendisini bu kadar yıpratmasaydı da daha önce boşanabilseydi düşüncesi hakim oluyor.

Ayrıca 'keşke' lafı üzerinden fikir yürütürsek, İnsanın kafasını her 'keşke' mutlaka meşgul etmiştir. Hangimiz düşünmedik ki, Amerikalı bir ailenin çocuğu olarak, ya da zengin bir ailenin çocuğu olarak doğmayı, keşke tek çocuk olsaydım da demişizdir, keşke daha çok kardeşim olsaydı da. Bu keşkelerden biri de, 'Keşke ayrılmasalardı.' mutlaka olmuştur.
0
Mirket
(29.03.24)
keşke boşansalar dediğim oldu.
0
inheritance
(29.03.24)
Keşke boşansalar lafını ömrüm boyunca ettim, kız arkadaşımın annesi babası ayrı ikisiyle de görüşüyor huzur var. Huzursuz bir birlikteliği devam ettirmek çok zararlı. Normal bir çocukluğum olmadı.
0
furry burns
(29.03.24)
kendi anne babam için kesinlikle evet.

ben çocukken babam eve gelmesin isterdim. annem, babam evle ve kendisiyle ilgilenmediği için çok üzülürmüş. akşamları babam dışarı çıkacağı zaman ona kızdığında ben gidip "anne bırak gitsin" dermişim, ona ayrıca üzülürmüş.

şu an 29 yaşındayım, "aileyle mutlu bir pazar kahvaltısı" ya da "aileyle güzel vakit geçirmek" gibi şeyler olduğunu hatta ailenin gerçekten önemli bir şey olduğunu ben ne yaızk ki 20'li yaşlarımdan, babam hayatımızdan büyük ölçüde çıktıktan sonra öğrendim.

bugün ölecek olsam hayatıma dair hatırladığım en güzel şeyler annem, kız kardeşim ve erkek kardeşimle yaptığımız pazar kahvaltıları, sonrasında içtiğimiz kahve, ettiğimiz muhabbetler filan olur.

babamı sırf maddiyattan dolayı iyi anabilirim, erkek kardeşim şu an onun emekli maaşı sayesinde okula gidebiliyor mesela yoksa imkanımız olmazdı ama onun dışında kendi tabiriyle çok "cins" adamdı maalesef. anneme 20 sene kan kusturdu, biz çocukları olarak onun yanında kendimizi asla rahat ve huzurlu hissedemedik.

annem de babamdan boşandıktan sonra her anlamda aldı yürüdü bu arada, çok daha mutlu ve özgüvenli birisi oldu.

benim şu an tek kaygım annemin yaşlılığı. ben 30 yaşında kendimi bu kadar yalnız hissediyorum, anam gibi ailevi değerleri önemseyen muhafazakar bir insan 60 yaşında tek başına çok mutsuz olur diye korkuyorum. yani biz yanında yöresinde olmaya çalışırız tabii ki ama ne kadar? evlat ayrı, eş ayrı. bazen "seni güzel bi huzurevine yerleştiririz, orda kankitolarınla sabahtan akşama takılırsın, canın sıkılmaz" diyom şakasına, "siz benimle ilgilencekseniz olur valla napcam tek başıma" diyo ama bilmiyom.
0
mark greg sputnik
(29.03.24)
evet diyorum.
0
sanguine mcqaer
(29.03.24)
Keşke daha erken boşansalarmış diyorum.
0
jazzabel
(29.03.24)
Keşke boşandalardı diyorum, simdi hasta oldukları için birbirlerine muhtaç kaldıklar.
0
mirty
(29.03.24)
yakın arkadaşım anne babası için iyi ki boşanmışlar diyor her seferinde.
benim anne babam ayrı olmadığından kişisel tecrübem yok.
0
biskuvilipasta
(29.03.24)
Tam olarak cevap değil ama daha kötüsü: keşke boşansalardı...Annem "çocuklarım için" diye diretti, sonuç: hepimiz ruh hastası olduk.
0
gadlemler
(29.03.24)
Kendimden bildiriyorum. Benimkiler 24 yilin sonunda bosandilar. Keske, keske daha önce bosansalarmis diyorum.
0
chihirovekohaku
(30.03.24)
iyi ki boşanmamışlar diyorum ben ya. ikisi de tekrar evlenirdi çünkü ve yine mutsuz olurlardı. ben de üvey anne/baba ve belki üvey kardeşlerle uğraşmak zorunda kalırdım.
0
deartheodosia
(30.03.24)
Kendi ailemle ilgili keske cok önce bosansalarmis diyorum. Mutsuz, kavga dolu, kötü bir evde büyümüsüm.
0
robert bosch
(01.04.24)
(1)

Linkedin’de bir şirkete yeni girenleri bulabilir miyim?

avatar is back
En az x şirketinde 3-4 kişi bulup mesaj atmam gerekiyor ama hepsi yeni girmiş olmalı, şirket büyük yüzlerce çalışanı linkedşn de var, böyle bişey varsa bulurum illa da var mı bu özellik? Yani kuruma tıklasam en son kurumu çalıştığı yere ekleyen var mı? Not: hesabım yok, eğer bu var derseniz üyelik a
En az x şirketinde 3-4 kişi bulup mesaj atmam gerekiyor ama hepsi yeni girmiş olmalı, şirket büyük yüzlerce çalışanı linkedşn de var, böyle bişey varsa bulurum illa da var mı bu özellik? Yani kuruma tıklasam en son kurumu çalıştığı yere ekleyen var mı?

Not: hesabım yok, eğer bu var derseniz üyelik açacağım linkedin de
0
avatar is back
(22.03.24)
Böyle bir özellik bilmiyorum ama eğer yoksa, şirket ismini gönderiler alanında aratınca, işe yeni giren kişiler i am happy to announce that tarzı işe girişlerini haber veren gönderi yayınlıyorlar. Yeniden eskiye sıralayıp o gönderilerden yola çıkılabilir.
0
jazzabel
(23.03.24)
(10)

Parfümlerinizi bitirebiliyor musunuz?

morca
Hayatım boyunca bitirdiğim tek bir parfüm oldu, onun dışındakiler hep yarım kalıyor. Çabuk sıkılıyorum veya yeni hoş bir koku bulunca dayanamıyorum, üç dört ayda bir tane yeni parfüm alıyorum. Ev parfüm doldu, hiçbiri de bitmiyor. Siz tek parfüm insanı mısınız, yoksa benim yaptığımı yapan var mı? Ha
Hayatım boyunca bitirdiğim tek bir parfüm oldu, onun dışındakiler hep yarım kalıyor. Çabuk sıkılıyorum veya yeni hoş bir koku bulunca dayanamıyorum, üç dört ayda bir tane yeni parfüm alıyorum. Ev parfüm doldu, hiçbiri de bitmiyor.

Siz tek parfüm insanı mısınız, yoksa benim yaptığımı yapan var mı? Hastalık mı bu bendeki acaba? İsraf oluyor diye zaman zaman üzülüyorum.
0
morca
(18.03.24)
Tek parfüm insanı kesinlikle değilim ama tek parfüm insani olsaydım o parfüm hermes tdh olurdu.
Şu an 20 tane falan var.
Bu bir hobi. Ben 100 tane de olsa "ay israf" demem bu konuda.
Hastasiyim parfümün.
0
logisticsmanager
(18.03.24)
tek parfüm insanıyım. farklı parfümler alsam bile biri bitmeden diğerine geçmiyorum.
hepsi biter o yüzden.
0
jelly bear
(18.03.24)
2-3 tane parfümüm var. Mutlaka bitiririm. Bitmeden yenisini almam. Başkasını da almam.
0
gabe h coud
(18.03.24)
eğer sevdiğim bir parfümse bitiririm, dibini sıyırırım.
sevmediğim bir parfümse, çok önem vermediğim yerlere giderken kullanarak bitirmeye çalışırım.
0
tabudeviren
(18.03.24)
max. 2 parfumum olur.
biri surekli kullandigim, digeri ise denemelik.
bitirmeden kesinlikle yeni sise almam.
bir de buyuk sise almiyorum, 50lik aliyorum genelde.
0
cooperr
(18.03.24)
Tek parfüm insanı değilim ama çok fazla da yok. aynı anda 3-4 parfüm kullanıp bitene kadar kullanırım ve yeni aldıklarımı açmam.

Genelde küçük boy alıyorum zaten bitiyor hemen. Bu aralar esans kullanmaya başladım. Denemelik olanları 3ml, beğendiğimi 12ml alıyorum.
0
jazzabel
(18.03.24)
Tek parfüm insanıydım ilk kez iki ay önce falan birer hafta arayla iki parfüm aldım. Bi tane daha ucuz olan parfümü almıştım ama diğeri aklımda kaldı baya beğenmiştim, dayanamayıp indirimden diğerini de aldım. Bitirmeden başka almam muhtemelen o kadar önem vermiyorum parfüme. Yani güzel kokmaya önem veriyorum da bir parfümüm olsun yeter
0
nundu
(18.03.24)
Dekant Parfüm'ü duymuş muydunuz, bana ihtiyacınız olan bu tarz bir şeymiş gibi geldi. Marka ve pahalı parfümleri çok küçük ml'lerde satıyorlar. Sıkılmadan çeşit çeşit deneyebilirsiniz bu şekilde: www.dekantparfum.com.tr

Kendi adıma cevap verecek olursam, aşırı seviyede koku hassasiyetim olduğu için parfüm kullanamıyorum diye başlığa cevabımı da vermiş olayım :)
0
silverleaf
(19.03.24)
kadinlar daha cabuk sikilirmis bir youtuber anlatiyordu ya evrimagaci ya ilker canikli. benim aktif kullandigim genelde 1 parfumum olur ve biter ve aynisindan birkac sise daha kullanirim. sonra tiksinmece:/
0
ala09
(19.03.24)
13 yıldır kullandığım 3 parfüm var. Değiştirip değiştirip ucunu kullanırım. Herkes de bu parfümleri sevdiğimi bildiği için hediye alacaksa onlardan alır. Dolayısıyla evde 2-3 parfüm stoğu oluyor ama biri bitmeden diğerini açmam. Zaten hepsini de sonuna kadar kullanırım.
0
fraise
(19.03.24)
(20)

Nasıl hissederdiniz?

sacrilegious
Babanız/anneniz çok zengin olsa, ne bileyim mesela iyi yerlerde 7-8 ev,3-4 milyonluk araba, senelik 3-4 milyon kazanç, dededen kalan milyonluk tarlalar vs. vs. olsa;1-Size ekonomik olarak zorlandığınızda, yeni bir hayat ya da yeni bir iş kurmaya çalıştığınızda destek olmasalar nasıl hissederdiniz? 2
Babanız/anneniz çok zengin olsa, ne bileyim mesela iyi yerlerde 7-8 ev,3-4 milyonluk araba, senelik 3-4 milyon kazanç, dededen kalan milyonluk tarlalar vs. vs. olsa;

1-Size ekonomik olarak zorlandığınızda, yeni bir hayat ya da yeni bir iş kurmaya çalıştığınızda destek olmasalar nasıl hissederdiniz?

2-Sizce ailenin çocuğa maddi destek olma durumu atıyorum mesela 30 yaşında falan biter mi/ bitmeli mi?

3-Ben bu durumda olsam kaç yaşında olursa olsun her ay belli bir miktar gönderirdim çocuğuma ya siz?

(Aranızda herhangi bir tartışma vs. olmadığını varsayalım)

Teşekkürler.
0
sacrilegious
(18.03.24)
1. niyetleri egitmek ise ve kendileri bu mirasa konmayip emek verdilerse tesekkur ederdim. kendilerine miras kalip cimrilik yaptilarsa irtibati keserdim.
2. madde 1'deki senaryoya gore evet veya hayir.
3. hayir gondermem. ortalik baba parasi yiyen asalak cocuk, kizlarla dolu. baba parasiyla ozel unilerde, starbuckslarda, bmwlerde, cafelerde, estetik merkezlerinde dolasan bir cocugu kabul etmem. hayat gorusume aykiri,
0
buenosdias
(18.03.24)
Çok ihtimal var böyle durumlarda.
Çocuk çok savurgansa bir şey akıllanana kadar vermeyebilirler.
Diğer yandan,
şimdiden malımıza göz dikmesin miras olarak bırakana kadar kendi ayakları üstünde dursun.. diye de düşünebilirler.
0
diyecevaplandı
(18.03.24)
1- mutsuz hissederdim.
2- bitmemeli. benim de çocuğum var. bu hayattaki malımı mülkümü onun mutlu-huzurlu olması için harcamayacağım da ne için harcayacağım?
3- ben de gönderirdim tabiki eğer istiyorsa veya ihtiyacı varsa.
0
nuevo
(18.03.24)
Ömür boyunca anne babaniz yaninizda olmucak, onların manevi destegi elbet onemli ama maddi destek beklemek bence kolaya kaçmak.

Ailesi fakir olup, ayakta duran iş kuran onbinlerce insan var.

En güzeli mucadele etmek ayaklarinin ustunde durmak seni güçlü kılan bu olacaktır.

Çok ama çok varlıklı olsam manevi destek olurum maddi destek konusunda fazla destek olmam. Hayat mücadelesi bu her zaman toz pembe hayat olmucak.
0
Fritz-X
(18.03.24)
Ailemin durumu tam olarak böyle. Şu an ev sahibimle davalığım babamın sadece istanbulda on evi var ve hepsi güzel semtlerde buna rağmen yine yanımda durmuyor yine durmuyor. Halbuki ben babama açık açık kira vermeyi teklif etmiştim en azından yabancı bir ev sahibi ile muhatap olmak zorunda kalmam diye. Bu ve benzeri davranışları yüzünden eskiden kızardım şimdi cimrilikten diyerek geçiyorum. Ben de aç açıkta kalmıyorum çünkü kazandığım yetiyor.

Aileler dünyaya getirdikleri çocuklarına imkanları dahilinde güzel bir hayat sunmalılar zaten. Kimse ellerinde avuçlarında ne varsa çocuklarına versin demiyor. Ama mümkün olanı esirmek de bencillik. Bu yüzden çocuğum olsa ondan imkanlarımı esirgemezdim. Her şeyi yaşında deneyimlemek lazım. Benim anneme 62 yaşında milyonluk daireler yazlıklar kaldı fakat bu yaşında neye yarar?
0
ruhen hastayim ben
(18.03.24)
cocugun hayatiyla ne yaptigi onemli benim icin. salliyorum ozel universitede tip okumasi icin para veririm ama bos bos takilmasi icin vermem. verdigim parayla ne yaptigini ve niye daha cok paraya ihtiyaci oldugunu aciklayabilmesi lazim.
0
hot potato
(18.03.24)
universiteyi bitirene kadar aileden yardim beklemek dogal. sonra herkes kendi basinin caresine bakabilmeli. herkese anasindan babasindan miras kalmiyor. onlar nasil yapiyorsa aglayip sizlanmak yerine o yonde ilerlenebilir. calismak zor geliyorsa orasini bilemem.

saglik problemi olur orasi ayri. bunun disinda yardim beklemek icin bir bahane goremiyorum. bir insan gerektiginde bulasikci ya da garson olarak calismayi da goze alabiliyor olmali. diplomanizla alakasiz da olsa calismak hangi is olursa olsun utanilacak bir sey degildir.

mirasin da esasen cok adaletsiz bir sey oldugunu dusunuyorum ama toplum henuz buna hazir degil. :d
0
bohr atom modeli
(18.03.24)
1- Ekonomik olarak zorlanma sebebi nedir? Örneğin benim yapma dediğim bir işe girip zorlanıyorsa destek olmam bir süre. Yeni iş kurması da aynı şekilde.

2-Bitmez, ihtiyacı varsa devam edebilir. Ama neden ihtiyaç devam ediyor? Bu önemli. Atıyorum okumuştur, iş bulamıyordur destek devam etmelidir.

3-Göndermezdim herhalde, tembelliğe alışır bu durumda.
0
drako
(18.03.24)
1- eh o zaman iliskileri o seviyeye çekerim. Şu an annem babamin bir parası yok ama eminim ki bir ihtiyacim olsa kredi cekerler. Benim gördüğüm anne babalik bu, yapacağım anne babalik budur.

2- bitmemeli. Anne babalik 30 yaşında biten bir şey değil.

3- yollamam. Egitim, yeni hayata baslarken destek ya da bir ihtiyacta destek vs olur. Aylık para mantiksiz.

Çevremde ailesinin kendisine ev aldığı, is kurarken ailesinin ev satip destek verdiği falan bir sürü adam var. Bu kisilerin de hepsi 30 yaşından sonra aldı bu desteği ve hiçbiri de hayatında kötü yerlerde degiller. Ya ailesinin fabrikalari olan arkadaslarim var, hayatımda babasinin hayatını kursun diye sanayiye ise verdiğini duymadim. Adamlar alplerde noel falan kutladi ogrenciyken ama şu an sanayiciler derneginde, sürekli is adamı bakan ziyaretinde falan.
0
logisticsmanager
(18.03.24)
Doğrusu nedir bilmiyorum ama 187 milyar dolarlık serveti olan warren buffet servetini çocuklarına bırakmıyor.Fon kuruyor ve bu fonda warren buffet öldükten belli bir yıl içinde (tam yılını hatırlamıyorum ) warren buffet'ın servetini hayır amaçlı tükecetecek.
Warren Buffet bu konuda şöyle diyor:
'Bana göre çok zengin insanlar çocuklarına her şeyi yapmaya yetecek kadar ama hiçbir şey yapmamalarına yol açmayacak kadar para bırakmalı'
0
ramazanali
(18.03.24)
1 - bu soruda soyle bir sorun var, eger onlarin destek vermesini istiyorsaniz aslinda onlara soz hakki da tanimis oluyorsunuz dolayli olarak. dolayisiyla inanmadigi bir ise destek vermesini beklemek mantikli degil gibi geliyor. genel olarak uzulurum sanirim.
2 - bu soruya soyle yanit vermek istiyorum, bence 30 yasinda kimse sizi desteklemek zorunda degil. ancak, bu kadar parasi varsa 2 ebeveynin yapilmasi gereken o cocugu hayata karsi en iyi sekilde hazirlamaktir. yani yurtdisinda en iyi okullarda mi okutulur, 2-3 dil mi ogretilir, yurtdisinda masterlar doktoralar mi yaptirilir, stajlarda destek mi verilir bilemem ama benim yapacagim sey (ve ailemden ne yazik ki gormedigim sey) cocugumu bu anlamda en iyi sekilde hazirlayip, 30 yasinda zaten artik benim destegime ihtiyac duymayacak seviyeye getirmektir. ben bu seviyeye kendi cabamla geldim, burslar buldum vs. ve ailemi de suclamiyorum, onlarin secimidir. ama kendi cocugum olsa ve bu kadar param olsa (benim ailem ornekteki kadar zengin degildi elbette ama yurtdisina mastera gonderebilirlermis mesela zamaninda) bu sekilde bir yol cizerdim. ayrica, bu kadar param varsa, geleneksel sekilde yetistirmezdim, mesela sanata spora ilgisi varsa mutlaka degerlendirirdim, dogru duzgun anlamli bir uretim icinde olmasi icin yonlendirirdim, yaptigimiz meslekler bana cok sacma geliyor zira, yasamin bundan ibaret olmadigini dusunuyorum. ama mutlaka ev araba alirdim diye dusunuyorum, herkesin kafasini sokacak bir eve ihtiyaci var ve bunun icin endiselenmeme hakki var.
3 - yetiskin olmak boyle bir sey degil bence, ailelerimiz bizi hayata karsi ellerinden gelen en iyi sekilde hazirlamakla yukumlu, asalak yapmakla degil. yukaridaki cevabim ile dogru orantili olarak cocugumu da ayagini yere basacak sekilde yetistirmeye calisirdim. ihtiyaci olsa gonderirdim. ve bu kadar param varsa en kisa zamanda calismayi birakip kendi hayatimi yasardim.

bunun en guzel ornegini bir arkadasim yasadi, inanilmaz varlikli bir ailesi vardi. cok guzel okudu. okuldan mezun olur olmaz biz is bulma cabasinda iken, o uzun uzun sanat ile ilgilendi. Ailesi evini aldi, yasadigi yerde galeri acmasi icin bir yer aldi, ay sonunu dusunmeden orayi yola soktu. Simdi kendi isini cok guzel yapiyor, istedigi seyi yapiyor, aile destegi ile yapti ama artik bu yasta bahsettiginiz anlamda bir destege ihtiyaci yok.
0
songforsomeone
(18.03.24)
Kendi kurduğum ailemle kök aileme nazaran daha mütevazi bir yaşam sürüyorum. Üniversite döneminde, eğitim almam gerektiği durumlarda, evlenirken vs hiç esirgemeden ellerinden geleni yaptılar; sağ olsunlar. Fakat ben artık kendimi "yetişkin" olarak gördüğüm için, sonrasında herhangi bir talepte bulunmadım, bulunmam. Bu biraz duruşla ilgili sanırım. Onlar ben istemediğim için ekstra bir şey yapmıyor, ben de onlardan istemiyorum. Tabii ki destek istesem yaparlar ama araba modelini yükseltmek için de babamdan para isteyemem bu yaştan sonra. Kendi ayakları üstünde durmak önemli benim için.


Sağlık vs durumlarını es geçiyorum.
0
fraise
(18.03.24)
1- ailemin maddi durumu iyi. boyle bir durum olsa hicbir sey hissetmezdim. eger destek aliyorsam borc olarak aliyorum. mesela anneme su an 1000 euro civari borcum var. daha once de aldim ve odedim. bastan soyluyorum, o her ne kadar kabul etmek istemese de borcumu oduyorum. borc olmadigi surece istemeye utanirim zaten.

2- 30 yas bence cok gec. 25'te yani universite sonrasi bitmeli, en azindan bizde bitti. hatta o zamana kadar kalmadi bile. ben de para istemeye utandim acikcasi. sanirim bu kulturel bir durum. 30 yasi ornek olarak verdiginizde biraz sasirdim.

3- duruma gore degisir. dedigim gibi bizim icin tuhaf seyler. 30 yasinda adamin/kadinin benden gelip para istemesini hayalimde canlandiramiyorum. istenen seye bagli. is kurmak icinse hayir, gitsin calissin para biriktirsin sonra is kursun veya ortak alsin. yeni bir hayat kurmak nedir? bana cok keyfi bir durum gibi geldi. kisacasi eger ki barinma, saglik, beslenme gibi eksiklikleri yoksa para vermem. hatta bunda barinma bile cocugumun ne kadar ozveride bulunduguna bagli olur: bizimle yasayabilir, birileriyle ortak eve cikabilir, tek yasayacaksa nerede ve nasil bir evde yasayacak vs.

30 yasinda bir insana her ay maas verir gibi belirli bir miktar para gondermek ise tamamen konu disi olur.yetistirirken bunu talep edecek bir cocuk yetistirmezdim. ben nasil istemiyorsam, o da benden istemesin. yani beni yetistirdikleri gibi yetistiririm.

@ramazanali'nin dedigine benzer bir baska ornek de jackie chan. o da servetini cocuguna birakmadi. eger yeterince caliskansa ne yapar ne eder kendi parasini kazanabilir demisti. eger kazanamiyorsa zaten haketmiyordur veya benim parami da carcur edecektir dedi ve hayir islerine harcadi.
0
Sour
(18.03.24)
ben istemem. ne yaparsam kendim yaparım. 17,5 yaşımdan beri desteksiz yaşıyorum. ondan öncesi de çalışıp eve getirdiğim para bana harcanandan fazladır. aram iyi bile olsa, destek olmak isteseler bile istemem. ki annem zorla harçlık tam altın koyar cebime, bir şekilde geri veririm ya da yemeğe çıkarırım, bir başka hediye alırım. altında kalmamak da değil konu, ego değil yani. borçlu kalmak istememek de değil. istemiyorum. ne gerek var.

para kazanmak çok kolay benim için. maaşlı çalışmasaydım şimdi bir sakıp ağa'ydım. çok önemli değil. hayatı yaşıyoruz bir şekilde. yarım ekmek arasına domates soğan da yerim, mutlu olurum ben.
0
gabe h coud
(18.03.24)
Neyim varsa verirdim sonuna kadar. Gidip de bankadan kredi çekip, bankanın kurallarına göre yaşamasına izin vermem. Bir gün ödemesini geciktirdi diye kapısına haciz gelsin istemem. O benim çocuğum, o ben ve babası istediği için dünyaya geldi. Dünyaya getirdiysem sonuna kadar arkasındayım. Çocuğum yok, olsa da böyle davranırım. Eşim de benim gibi düşünür diye tahmin ediyorum. Eğer farklı düşünürse de yollarımız ayrılır. Çocuğum benim herşeyim.
0
rock n roll
(18.03.24)
3 düzenli göndermem. Kendi çalışıyorsa para biriktirmişse ama eve arabaya yetmiyorsa işte ya karşılıksız ama bu alacağı şeyin 4te bir fiyatını falan geçmez, ya da geri ödemesi üzerine taksitli bir plan yaparak kredi çekmesin diye vs vs. Ve bunu bütün çocuklara eşit olacak şekilde sana verdiysem kardeşinin ihtiyacı olmasa bile ona da vererek.

2 bitmez 50 60 da destek olunur.

1 valla bi kere çalışıyor muyum ona bakarım. Bana 3 milyon ver de batırayım ya da demleme kahveci dükkanı açacam diyorsam babama tüh kandıramadık diye düşünür üzülürüm.
0
gece abisi
(18.03.24)
Üzülürdüm.
0
Amaranta ursula
(18.03.24)
1. Her şeyi kendim yapmaya çalıştığım için genelde yardım istemem. Ama acil bir şey oldu ve yardım etmedilerse evet üzülürüm.
2. Benim ailem hep istemekten çekinme, talep et, bakmakla yükümlüyüz, her zaman iste diye büyüttükleri için bana maddi destek normal geliyor. Aynı şey annemle babamın ailesi için de geçerli. Büyükler hep çocuklara yardımcı oluyor. Ben de maaşlı normal çalışanım ama babam sürekli para atar, arkadaşlarınla kahveni, yemeğini ısmarlamış olayım der. Kendime elektronik bir şey alırım, babam neden bana demedin, kızıma bir şeyler alamayacak mıyım bu zevkten beni mahrum etme falan der. Yine istemem ama üç beş bir şeyler atar.
3. Ben de gönderirim ama mirasımın bir kısmını çocuğuma bırakmadan kendim için yeme planım var.
0
jazzabel
(19.03.24)
1- ev alacak olsam, faizler yüksek olsa mesela nakit isteyebilirim onlardan. vermezlerse bozulurum. ama ben x kazaniyorken 1,5x lik kazaniyormusum gibi yasamami finansa etmek zorunda degiller. böyle bir sey istemem.
2- 30 gibi maddi destek bitmeli. ama aileler mülkü parayi cocuga aktarmaya basliyorlar. miras vergisinden muaf olmak icin, evli degilse mal ayrimina girmesin evlendiginde vs diye.
3- göndermem. herkesin ayaklarinin üzerinde durmasi lazim. parayi harcamasi, tatil yapmasi, daha lüks bir yerde kirada oturmasi icin yapmam. ev alacaksa falan yardim ederim.
ama bu mal mülk bana kendi miras kaldiysa gönderirim cünkü benim de degil sonucta tam olarak.
0
robert bosch
(19.03.24)
1 ve 2- Şu an için mi konuşuyoruz, yoksa genel olarak mı? 5 sene önceye kadar sorsan hepsinin cevabı farklı olurdu, şimdi farklı. Yani 5 sene önceye kadar 40 yaşına geldiği halde ailesi olmadan ayakta duramayan insan için "ailesi yetiştirmeyi becerememiş" ya da "kaç yaşına gelmiş hala ailesinin eline bakıyor" derdim. Yaşın bir üst sınırı yok. Şu an ise ekonomi öyle bir felaket halde ki anne-babanın durumu varsa yardım etsin tabii ki diyorum. Her halükarda yeni bir iş kurulurken zorunda değiller ama onların parasına bakarak iş kurmaya çalışmak biraz şımarık geliyor ama destek olmaması bir üzer tabii ki.

3- 30+ yaştayım ben. Geliri/Mal varlığı ne kadar olursa olsun bu yaşta her ay annemden-babamdan belirli bir miktar harçlık geliyor olsa utanırdım.
0
nawar
(19.03.24)
(10)

Annemin kolunu mahveden hemşireyi şikayet

chicha_v2
Bi operasyon için çokça tüp kan verecekti.Kadın bir türlü damarı bulamamış, inatlaşmış alacağım diye iğneyi bi oraya batırmış bi buraya, çevirmiş etmiş içeride kadını perişan etmiş. Sonra annem artık acısına dayanamayıp başkasını isteyince o gelmiş almış kanı. O beceriksiz olan da heheh damarları ço
Bi operasyon için çokça tüp kan verecekti.

Kadın bir türlü damarı bulamamış, inatlaşmış alacağım diye iğneyi bi oraya batırmış bi buraya, çevirmiş etmiş içeride kadını perişan etmiş. Sonra annem artık acısına dayanamayıp başkasını isteyince o gelmiş almış kanı. O beceriksiz olan da heheh damarları çok ince falan diyormuş yandan. Annemin kolunun üstü mosmor, altı da kocaman morluklarla dolu.

Ben bu hemşireyi şikayet etmek istiyorum. İyi niyetli olsa yenidir, becerememiştir vs. diyeceğim de inatlaşması ve özür bile dilememesi canımı sıktı.

Nasıl bir yol izlemeliyim?
0
chicha_v2
(18.03.24)
Abartılacak bir şey yok olur böyle şeyler kasti değil ama illa şikayet edecekseniz cimer'e yazabilirsiniz.
0
doharkoman
(18.03.24)
Başhekimlik
0
gabe h coud
(18.03.24)
hemsire olmayabilir de, staj yapan kimyaci da benim kolumu o sekil yapmisti.
0
Ley
(18.03.24)
Benzeri durumlar oluyor.
şikayete gerek yok. Boş verin.
0
diyecevaplandı
(18.03.24)
bosvermeyin. annenizin sizin gibi hakkini soran bir evladi var, pekiyi olmayan gariban napsin? saglik ciddi bir istir. disiplini, ciddiyeti, empatisi olmayan birine karsi sonuna kadar mucadele taraftariyim. hepi topu bir damar bulup igne batiracak. bunun egitimini almadiysa orda ne isi var? hadi egitimini aldi niye isini duzgun yapmadi? neresinden tutarsan elinde kaliyor.

ben olsam sunlarin hepsinden kotu yorum, sikayet yazardim.

1. enabiz, yorum kismi
2. cimer ihbar
3. google maps hastane sayfasina yorum
4. hastane icindeki degerlendirme kutusu
5. hastane bashekimligi mail adresi.
0
buenosdias
(18.03.24)
Aynısı anneme oldu bir de kadın orada baygın gibi ağrıyla yatarken. Babam kovmuş hemşeriyi, bu kadın senin deneme tahtan mı zaten canıyla uğraşıyor diye. Bence de şikayet edin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.03.24)
normal bir durum. özür dilenecek birşey yok, ancak hastanın gönlünü almak için tatlı birkaç cümle kurulabilirdi.
0
alicandan
(18.03.24)
Bence şikayet etme. Belki gerçekten çok tecrübesi yoktur. Belki tecrübelidir ama bir şeyler ters gitmiştir. Emin ol utanmıştır hem hastaya hem meslektaşına karşı. O mahcubiyet ve utanma duygusunu espri yaparak insanlara karşı kapatmaya çalışmıştır. Bir nevi insanlara unutturmaya çalışmış olabilir. Biraz affedici olalım, gerçekten hayat çok zor.
0
rock n roll
(18.03.24)
Bence de şikayete gerek yok. İnce damar mevzusu gerçekten problem, annemden biliyorum, damarlar ince olunca ve hemşire de işinin ehli değilse böyle durumlar bazen yaşanabiliyor, gereksiz inat etmiş arkadaş. Geçmiş olsun teyzeme.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(19.03.24)
Geçmiş olsun. Kardeşim de aynı durumda ve benzer seyleri defalarca yasadı. Artık kan aldırırken bebek hemşiresi istiyor ve sorun yaşamıyor.
0
jazzabel
(19.03.24)
(6)

her sabah yağlı hissetmek - duş alma zorunluluğu hissetmek

avatar is back
istisnasız hep böyleyim yıllardır, duş almadan işe gittiğimde daha çok kötü hissediyorum, önceki akşam 6-7de bile almış olsam aynı şey oluyor. saçım baya kısa ama sürekli sıfıra vursam rahat etsem diyorum çünkü kafama zeytinyağı dökülmüş hissiyatı var, aynada baktığımda saçlarım baya normal, yağlı g
istisnasız hep böyleyim yıllardır, duş almadan işe gittiğimde daha çok kötü hissediyorum, önceki akşam 6-7de bile almış olsam aynı şey oluyor. saçım baya kısa ama sürekli sıfıra vursam rahat etsem diyorum çünkü kafama zeytinyağı dökülmüş hissiyatı var, aynada baktığımda saçlarım baya normal, yağlı görünmüyor bile ama o kafada yüzde hissiyat var işte.

bunun çözümü nedir? sabun da şampuan da kullansam bu hissiyat aynı. gün içinde elimi yüzümü yıkar ferahlarım yani temiz de tutuyorum aslında cildi ama eksik mi yapıyorum?

önerileriniz nelerdir? cilt saç kremleri mi kullansam ne dersiniz?
0
avatar is back
(17.03.24)
Aynı hissiyat bende de var ama saçla yağla ilgili değil. Pis hissediyorum kendimi. Onun için her sabah duş alırım mutlaka.

Keşke herkes öyle olsa.
0
Mirket
(17.03.24)
++

Her sabah duş alırım. Bazen akşamdan aldıysam bile (halı saha sonrası vs) sabah yine de saçımı yıkarım. Tatil günü olsa bile.
0
jackyr
(17.03.24)
Hissiyat mı gerçek mi önce ona emin olup, hormon kontrolü veya psikolog diyorum.
0
nhk ni youkosu
(17.03.24)
aslında öyle değilse ama hissiyatsa problem sadece sorununuzun çözümü psikologdadır sanırım. ancak gerçekten sebumlarınız fazla çalışıyor da olabilir. bende öyle mesela her gün mutlaka saçımı yıkarım, işe gitmeden önce de haftasonunda da. seboreik dermatit var zaten bende. his mi gerçek mi bunu da anlayacak kişi sizsiniz.
0
semaforo de medianoche
(17.03.24)
Temiz olduğunuz halde öyle hissediyorsanız psikolog. Vucudu her gun yıkamakta sorun yok ama saç her gün yıkandıkca daha fazla yağlanacak ve dengesi bozulacak. Ben her gün yıkadığım dönemde artık sabah yıkadıysam aksama yağlanıyordu. İki güne bire alıştırdım.

Yüzde de yağlı his varsa, nemlendiri kullanılmayan cilt kuruyunca sebum üreterek dengelemeye çalışıyor ve cidden yağlanıyor. Bu yüzden yüze nemlendirici kullanmak gerekli.
0
jazzabel
(17.03.24)
Çözüm burada.


twitter.com
0
cloudybloody
(18.03.24)
(4)

Kedim için verilen sindirim takviyesinin muadilini alsam olur mu?

anaphylacticshock
Merhaba,Yaklaşık 1,5 ay önce kedim kabızlık durumu yaşadığı için veterinere götürdüm. Lavman falan yapıldı. Sindirim sistemi sıkıntılı kediler için özel bir mama ve yanında 4-5 tane takviye ürün verildi. Bu takviye ürünler ve mama bitti. Mamasını yenilemek için veterinere gittiğimde kan tahlili ve b
Merhaba,

Yaklaşık 1,5 ay önce kedim kabızlık durumu yaşadığı için veterinere götürdüm. Lavman falan yapıldı. Sindirim sistemi sıkıntılı kediler için özel bir mama ve yanında 4-5 tane takviye ürün verildi.

Bu takviye ürünler ve mama bitti. Mamasını yenilemek için veterinere gittiğimde kan tahlili ve batın görüntülemesi yapılıp aynı ürünleri yeniden kullanmasına gerek olup olmadığına bakmaları gerektiğini ama bu ürünlerden birini devamlı kullanmasının iyi olacağını söylediler.

Bu ürün Pet Clinique firmasının EASY DIGESTIVE diye sindirim sistemini düzenleyen bir damlası. Gsliba sindirim enzimlerini falan düzenleyip, bağırsak florasını koruyormuş.

Neyse, veteriner bu ürünü devamlı kullansın deyince fiyatını sordum. Ama söyledikleri rakam çok fazla geldiği için sonra alırım deyip çıktım.

Piyasaya baktım ve neredeyse bu ürünün aynı içeriğine sahip, fiyatı 1/3 ü kadar olan, markası farklı başka bir EASY DIGESTIVE damla buldum.

Şimdi ben ne yapayım? Bulduğum bu yeni ürünü deneyeyim mi yoksa aynı üründen mi devam edeyim?

Siz bu ürünü kullandınız mı? Memnun kaldınız mı?

Bu ürün yerine kullanabileceğim bir alternatif ürün öneriniz var mı? Ya da bu ürünü uygun bir fiyata nereden bulabilirim?

NOT: Bu postu belirtilen markayı kötülemek amaçlı yazmadım. Sadece fiyatı çok yüksek geldiği ve kedilerimin maması da çok pahalı olduğu için alternatif bir ürün arıyorum.
0
anaphylacticshock
(16.03.24)
Olur
0
doharkoman
(17.03.24)
Abi şimdi tahmin ettiğim pro perfeck gördün heralde.
Firmayi aradim, web siteleri yok. Instagram sayfalari var.

Pet clinique websitesi var, ürünler detaylı anlatılmış, video bile yapmislar. Pro perfeck içinde ne olduğu bile yazmıyor. Başka ürünlerine de baktim, hiçbirisinde bilgi yok. Yani firma içine ne kattı nasıl yaptı kim üretiyor hiç kimse bilmiyor.

Yani ben buna güvenip hayatta almam. Bir sorun oldu, kime ulasacaksiniz?

Yani alabilirsiniz tabi de aynı kalitede olmayacağı çok belli.
Bu arada benzer ürünü yurtdışında bile bulamadım. Ne kadar gerekli olduğu konusunda bir tık şüphem var.
Başka markaysa isim verin bakalım.

Bu arada şu örneği vermek isterim; köpeğime kalça icin destek ürünü veriyordum. Onlarca makale okudum ve sayesinde ucuz ürün ile pahalı ürün farkını anladım. Içinde kullanilan ürünün kalitesi, içindeki ürünün miktari vs derken nasıl ucuz oldukları ortaya çıktı. Yani bir ürün ucuzsa ve diğeri pahaliysa bunun sebebi direkt diğeri kazikliyor olamaz.
0
logisticsmanager
(17.03.24)
tam sorunuza yanıt olmayacak belki ama...

bu hayvan neden kabız oluyor?
kedi durup dururken kabız olmaz.
megakolon başlangıcı mı var mesela?
ya da o dönem mama değiştirmiştiniz, ondan mı öyle bir kabızlık süreci yaşadı?

mesela kabızlık için sürekli digestive mama kullanacağına nd'nin balkabaklı ve tahılsız maması var (ki o da biraz tuzlu ama örnek veriyorum sadece, başka bir sürü alternatif de var), onu neden kullanmıyor?

yani akut durumlar olur, ona göre dönemlik mama değişir, destek kullanılır, ilaç verilir falan da, bunun sonra düzelmesi lazım.
yani en başta da dediğim gibi, bu hayvan neden ilk etapta kabız olmuş?

bunun dışında, eğer kronikleşmiş bir sorun varsa, genelde bu tarz ürünlerin yan sanayi ve yerli versiyonlarını sıklıkla yapıyorlar ama aslı kadar performans sergilemiyor maalesef.
oradan yapacağınız tasarruf, veteriner masrafı olarak geri dönebilir.
bu konuda logisticsmanager +1 diyorum.

yine de dediğim gibi, sorunun temeline inmek lazım.
şöyle söyleyeyim, benim kedimin ileri derecede mega kolonu vardı, ameliyatla bağırsaklarının 3'te 2'si alındı, kolay sindirim için digestive mama kullanmadım.
o bahsettiğim nd'nin balkabaklı serisini kullandım.

ve sonra yaşlanıp yaşlılıktan öldü, sağlığı çok iyi şekilde yaşadı.
yani artık o kadar fazla ürün var ki her markada, normal şartlarda sürekli veteriner maması yemesi de çok şart olmayabilir.
sindirim meselesi biraz değişik, yani sürekli sindirim desteği kullanmak uzun vadede sürekli dozu arttırmayı da gerektirebilir.
o yüzden süreci iyi yönetmek gerekiyor.
0
blatta hiberna
(17.03.24)
Blatta’nın dediği gibi bu hayvan neden bu sorunu yaşıyor? Mesela benim kedim de benzer problemleri yaşadı. Bir sürü testler yapıldı ve sizin dediğinize benzer şeyler söylendi. Sonra başka bir veterinere götürdüğümüzde tüyleri kesmediğimiz sürece bu sorunu yaşayacağını söyledi ve traşlamamızı önerdi. Ben de kuaförlern ara makasını alıp kedinin tüylerini kırpıp azalttım ve bir daha bağırsak sorunu yaşamadık. Gimcat in gastro intestinal maltını kullanıyoruz mamaya gerek kalmadı.
0
jazzabel
(17.03.24)
(3)

Uzun uzun yanan sağlıklı mum tasviyesi

damba
Arkadaşlar İkea’dan mum aldım, hemen bittiği yetmedi üzerine uçuyor içindeki katı madde, bu sağlıklı bir durum mu?Bana sağlıklı ve uzun yanan mum önerir misiniz? Hiç mum kültürüm yok. Neden bazı mumlar çok pahalı bazıları ucuz mesela, anlamış da değilim. Neye dikkat etmem gerekiyor?
Arkadaşlar İkea’dan mum aldım, hemen bittiği yetmedi üzerine uçuyor içindeki katı madde, bu sağlıklı bir durum mu?

Bana sağlıklı ve uzun yanan mum önerir misiniz? Hiç mum kültürüm yok. Neden bazı mumlar çok pahalı bazıları ucuz mesela, anlamış da değilim. Neye dikkat etmem gerekiyor?
0
damba
(14.03.24)
Şurada pahalı ucuzluk konusu konuşulmuştu.

www.eksiduyuru.com

Ayrıca mum parafin ve balmumu karışımından yapılır. Parafin oranı ne kadar yükselirse çabuk biticiliği o kadar artarken balmumu oranı ne kadar yükselirse o kadar uzun dayanır ve alevi daha küçük olur.

Ayrıca balmumu pahalı ve az bulunur bir madde olduğu için onun yerine yine petrol türevi malzemeler kullanılmakta.

Çabuk bitmeyen sağlıklı mum istiyorsan balmumu plakalarını fitil etrafına sararak yapılan mumlar var. Onlardan alabilirsin.

Aha bundan:

www.buyukdedeminballari.com

Kendim sarar kendim yaparım diyorsan da şundan al.

www.buyukdedeminballari.com
0
Mirket
(14.03.24)
mumların üzerinde yaklaşık kaç saat yanabileceği yazar

aynı hacimde ikea mum 20 saat yanarken başka bir marka 80 saat yanabilir, fiyatı da buna göredir
0
grimavi
(14.03.24)
İçeriği soya wax, coconut wax ve bal mumu olanlar parafin mumlara göre daha sağlıklı ama yanan hiçbir şey de sağlıklı değildir. Ben mum ve tütsü yaktığım için akciğerim sosyal içici gibi gözüküyor
0
jazzabel
(15.03.24)
(6)

Bir hediyelik eşya olarak mum

Bruce
Tırıvırı hediye olarak tercih ettiğim mumların sevenine denk geldim, bu sefer özenerek almak istiyorum. Yankee'nin kavanozları iyi güzel ama çok pahalı diyordum. Biraz gezindim, yerel butik mumcular en az o kadar pahalı.Olayları nedir bilmiyorum, kaliteli mum pahalı mıdır, ucuz olanı dandik midir, b
Tırıvırı hediye olarak tercih ettiğim mumların sevenine denk geldim, bu sefer özenerek almak istiyorum. Yankee'nin kavanozları iyi güzel ama çok pahalı diyordum. Biraz gezindim, yerel butik mumcular en az o kadar pahalı.

Olayları nedir bilmiyorum, kaliteli mum pahalı mıdır, ucuz olanı dandik midir, bir mum ne kadar dandik olabilir gibi sorularım var. Burayı cevaplamak isteyen olursa ayrıca mutlu edersiniz ama asıl sorum marka model satıcı önerisi. Aramızda varsa mumsever, onun yönlendirmeleri isabetli olacaktır diye düşünüyorum.

Kokusundan ziyade dekoratifliğine önem verdiğini düşünüyorum alacağım kişinin, bir anlam ifade ederse eğer...
0
Bruce
(11.03.24)
Mum dediğimiz olay, parafin ile balmumunun belirli ölçüde karıştırılarak kaynatılıp ortasına organik bir ip koyularak bir kalıba dökülmüş halidir.

Renk vermek için boya katarsın.

Koku vermek için şu bildiğimiz Arifoğlunun falan çiçek yağlarından katarsın, kaynattığın karışıma soğurken.

Mum kokusu yanmakla ortaya çıkan bir şey değildir. Koku yağı uçana kadar o mum yansa da yanmasa da kokar.

Mum yapımı anlattığım gibi, çok kolaydır. Alibabadan birkaç kalıp alıp ya da eldeki malzemeden kalıp uydurup kendin de yapabilirsin.

Mum yapmak için malzeme set halinde ya da ayrı ayrı, internette bol miktarda var.

Kızlar eskiden petek mumlara düşüyorlardı. Şimdi marka istiyorlar.Marka mumlar gereksiz pahalıdır bu arada.

Marka olayının adı çıkmışlığı var. Herhangi bir artısı yok ama kızlar markayı seviyor.

Ayrıca mumu hediye olarak almanın dışında, değişik boylarda ve renklerde mumun yandığı loş ortam beğenmeyen 20 yaşından 40+ya kadarkadın kişisi görmedim ben.

Peluş ayı, çiçek ve mum çok önemli :)
0
Mirket
(11.03.24)
Buraya bakabilirsiniz: www.hipicon.com
0
penceredengorunenmorbina
(11.03.24)
Bath and body works kesin sever.

Ben adeta içer gibi yaktığım için kendim yapıyorum. Mumu cok seven genelde kokusuna bayılıyor.

Kendim yapayım derseniz,

Şu tarz bir kaba www.ikea.com.tr

Coconut wax, balmumu veya soya wax ını ocakta benmari usulu eritip, kaba çatal yardımıyla ipi ortalayıp dik durmasını sağladıktan sonra wax ı döküp, esans ekleyin soğutun oldu bitti.

Ben bu siteden alışveriş yapıyorum. Esanslarımı da burdan aldım volkankimya.org
0
jazzabel
(11.03.24)
bu isin starbucks'i bath and body works. ama bence kavonoz sekilleri, uzerine yapistirdiklari stickerlarin renkleri, disindaki grafik dizayn falan igrenc. tam bir amerika'da fakirler aliyor urunu ama tabii ki turkiye'de luks algisi oldugu icin daha pahali.

ikea'da falan daha minimal, odaya girince gozunu kanatmayan basit blok mumlar var. bunlardan biri ikisi + pasabahce'den mumluk dusunulebilir mesela
www.pasabahcemagazalari.com
0
hot potato
(11.03.24)
koku kısmında Bath and body works çok iyi. kalitelisi pahalı oluyor.
0
paintov
(12.03.24)
ben mumda seçiciyim. yaklasık 5 yıldır jo malone kullanıyorum. kokusu insanı baymıyor, eve parfum gibi yapısmıyor. yanarken duydugum güzel bir esans.
ambalajları da standart ve oyuncak gorunumlu degil. hediye için güzel bir secim olabilir.
0
lapetite
(12.03.24)
(8)

Sosyal hayatini programli yasayan var mi?

duyurukullanıcısı
4mart saat 7-8 ayca ile kahve4mart saat 8-9 erdi ile bira4mart saat 9-11 nesrinlerde netflix5mart saat 7-8 burak ile yuruyus5mart saat 8-9 merve ile kanyon-numnum yemek5mart saat 9-11 tugberk ile bira6mart saat 7-8 13mart konser icin 5kisibul6mart saat 8-9 ayca ile yemek besiktasta x yerde6mart saat
4mart saat 7-8 ayca ile kahve
4mart saat 8-9 erdi ile bira
4mart saat 9-11 nesrinlerde netflix

5mart saat 7-8 burak ile yuruyus
5mart saat 8-9 merve ile kanyon-numnum yemek
5mart saat 9-11 tugberk ile bira

6mart saat 7-8 13mart konser icin 5kisibul
6mart saat 8-9 ayca ile yemek besiktasta x yerde
6mart saat 9-11 can ile board game evde

Boyle her sosyal hayatindaki her zaman slotu planli programli onundeki 2-33 haftasi dolu olan ve mutlaka doldurmak zorunda hisseden kimse var mi?

Aksam napiyorsun haci? Diye bir cumle olmayacak yani hayatinda... mutlaka en az 2 haftan dolu olacak.
0
duyurukullanıcısı
(26.02.24)
30+ hafta içi artık öldürseler bir yere gitmem zaten ev uzak.
bozukluk seviyesinde kendine yetemeyen insan gibi görüyorum bu kadar sosyal olanları.
0
eja
(26.02.24)
Yok. Kafam kaldirmaz zaten bunu. 20li yaslarin başında boyleydi ama artik 32 oldum çekemem.
0
logisticsmanager
(26.02.24)
4 mart sonrasında 1 hafta eve kapanmam lazım kendime gelebilmek için.
0
jazzabel
(26.02.24)
ayca ile kahvenin 1. saatinde tam muhabbetin ortasında "Benim kalkmam lazım şu an Erdi ile bira içiyor olmam gerekiyor" mu dicez mesela? Sosyal hayat böyle bi şey değil ya bence. Bu baya zorlamayla aktif görünmek isteyen içten mutsuz insan tablosu bence. Hadi bu abartı diyelim ama her akşam bir plan olmalı kafasını da anlamıyorum. Sosyalleşme zorunluluğu yapay bir zorunluluk, insta storylerde her akşam birisi sosyalleşiyor diye siz her akşam sosyalleşmek zorunda değilsiniz :D
0
nundu
(26.02.24)
ben yapamıyorum. plan yaptığım zaman o işin tadı kaçıyor. cuma akşamı konser var ve ben "üff gitmek istemiyorum" modundayım.

ama bizim patron belirttiğiniz örnekteki gibi yapıyor/yaşıyor.
kendisi 20-30 yıldır abd'de yaşıyor. sık sık farklı ülkelere seyahat ediyor. profesyonel hayatı da orada geçtiği için bu tarz şeylere biraz daha eğilimli çünkü abd iş hayatı programlı ve disiplinli olmayı gerektiriyor.

bizden de bu tarz bi takvim istiyor. ekip farklı saat dilimlerinde olduğu için bazı toplantılarda herkesin boş olduğu zamanı göreceğimiz ortak takvimleri vs kullandırmaya çalışıyor ama pek mümkün değil.
0
biseysorcaktim
(26.02.24)
ben yasıyorum. çok da mutluyum. tabi ölçü önemli.

futbol benim için önemli. o yüzden takvimden ilgilendiğim takımların fikstürlerine abone oldum. hangi akşam hangi maç var görüyorum.
doğum günleri zaten otomatik ekleniyor takvime kimin doğum günü yaklaşıyor onu da görüyorum.
işle ilgili önemli eventler zaten otomatik geliyor.

onun dışında önemli tatillerimi, planlarımı, olayları takvime ekliyorum. birisi şu gün şunu yapalım mı diyince takvime bakıp cevap veriyorum.
0
buenosdias
(26.02.24)
@nundu
şöyle örnek vereyim yabancı bir arkadaşım var bu şekilde yaşıyor. bir gün beni bira içmeye çağırdı 7 gibi bende çağırdığı yere gittim 8'e kadar biramızı içtik sonra kibar bir şekilde lütfen artık kalkabilir misin? başka arkadaşlarım gelicek onlarla devam edeceğim dedi.
bende tabi diyip kalktım.

yani bırak benim kalkmam lazım mı? seni bile gönderebiliyorlar.
0
🌸duyurukullanıcısı
(26.02.24)
4 mart 19:15 civarı içim şişti. Rahatlamak için dağlarda kırlarda saatlerce anlamsızca yürümem papatya tarlalarında seviyor sevmiyor yapmam lazım.
0
gece abisi
(27.02.24)
(6)

Hiçbir şeye alerjim yok - ama alerjim var

tchuck
bazı zamanlar için konuşuyorum;sokağa çıktığımda veya bir sabah yatağımdan kalktığımda bir anda alerji krizi başlıyor.mesela 2-3 ay önce öyle bir alerji oldum ki, burnum, gözlerim durmadı. kafayı yiyecektim.bu sabha yine uyandım, burnum tıkalı, hapşuruyorum. alerji yani, hissediyorum. zaten bariz de
bazı zamanlar için konuşuyorum;

sokağa çıktığımda veya bir sabah yatağımdan kalktığımda bir anda alerji krizi başlıyor.
mesela 2-3 ay önce öyle bir alerji oldum ki, burnum, gözlerim durmadı. kafayı yiyecektim.
bu sabha yine uyandım, burnum tıkalı, hapşuruyorum. alerji yani, hissediyorum. zaten bariz de, hafif kaşıntılar var.

neyse, 2-3 ay önce bu bahsettiğim krizi geçirince alerji doktoruna gititm.
önce normal koldan testi yaptı, sonra üstüne kan testi yaptı.

ikisinde de kedi alerjim çıktı, başka hiçbir alerjim yok gözüküyor.

evde kedi yok, ama bu sabha muazzam bir alerji kriziyle uyandım yine. ve gün içinde bu ilerleyerek devam edecek, biliyorum.

bu nedir arkadaş? ben neye alerjim olduğunu nasıl tespit ettirebilirim?
hayat kalitesini bu kadar düşüren başka hiçbirş ey yok.

x bir cafede otururken bir anda gözlerim yaşarmaya, hapşurmaya ve burnum akmaya başlıyor mesela. sonra ilerledikçe göz akıntısından önümü göremez oluyorum.

ne yapmam lazım? ne yapabilirim? hiçbir öneriniz var mı?

alerjinin kaynağını tespit edemediğimiz için, tedavi de olamıyorum.

-----

bu arada alerji dokturna gittiğimde 2-3 gündür felaket bir alerji krizinin ortasındaydım.
bana ilk gittiğim gün bir kortizon iğne yaptı, neredeyse 1 ay hayatımın en mutlu dönemini geçirdim. burnum eskisinden bile daha açık hale geldi. hiçbir şeyden alerji olmadım vs.
0
tchuck
(26.02.24)
hangi testleri yaptı prick ile yama yaptı mı?
deriyi çizip damla damlatıyorlar veya yine çizip yapışkan yapıştırıyorlar?
devlete mi gittiniz? aslında tüm doktorlar alerji ilaçları dayıyor hemen akşam uyumadan önce içilenlerden, alerjinin kaynağı derken kaynağına göre tedavisi olan bişey değil ki, kediye alerjin varsa şu ilaç toza alerjin varsa bu ilaç demiyorlar ki.

sağlık ocağı doktoru bile teşhis edebiliyor alerjiyi, başka doktora gidin atak zamanında
0
eja
(26.02.24)
Tıp hiçbir şeye alerjin yok diyecek kadar ilerlemedi henüz.
Tespit edilebilir bir alerjiniz yok demiştir.
Neye alerjin olduğunu kendin bulmalısın.
Önce yatağında akar olmadığından bir emin ol. Sonra süpürgeni yenile, evdeki halıları bir yıkamaya yolla. Evdeki koltukları yıkat.
Kullandığın ilaç varsa prospektüsünü oku.
Sonra ne zaman, ne yapınca, ne yiyince, hangi mevsimde, nerelerde diye düşüne düşüne ilerle.
0
Mirket
(26.02.24)
Benzeri bir durumu ben de yaşadım geçişte. Alerjinin katalizörü veya nedeni stres olabilir. Bu açıdan da değerlendirmenizde yarar olur. Eğer stres ile ilgiliyse, mümkün olduğunca ferah molalar (sahilde çay içmek gibi) almanızda yarar olur. Temiz hava ve ufuk çizgisi (deniz kenarı veya dağ silüetindeki ufuk çizgisi) iyi gelebilir. Böyle bir durumda vücut hemen kendini toparlar.

Ancak bahar başladı, bahar nezlesi olanlar da etkileniyor. Bana sorarsanız bu ay başladıysa, bahar veya saman nezlesi olup olmadığınıza (tekrar) baktırmakta yarar olur.
0
alfired
(26.02.24)
Şekerli gıdalar da vücutta bu alerji semptomlarını yapabiliyor.
0
zimbirik
(26.02.24)
Bu konuda bana doktorum, önceden alerjin olmayan şeye sonradan alerjin gelişebilir, anlık alerji olabilir, havada bulunan toz zerreciğinden bile alerji olabilirsin ama sonrasında o da geçebilir, hiçbir zaman emin olamazsın diye açıklamıştı. Ben de alerji ilaçları kullanıyorum böyle hissettiğimde.
0
jazzabel
(26.02.24)
Şubat ayi alerjim baslar bahar bitince gecer belki bu aralar seninde alerjik rinit vardir. Not bendede normalde hicbir alerji cikmiyor
0
Zetnikov
(26.02.24)
(6)

içecek önerisi - meyve suyu alternatifi

biseysorcaktim
merhaba,kola vs gibi içecekleri pek az tüketiyorum. pek iyi gelmiyor. meyve suyunu özellikle AOÇ nar suyunu severim ama doğası gereği şekerli olduğu için o da iyi gelmiyor. bir bardak ya da biraz fazlasını içince uykum geliyor. çay, kahve ve su dışında, böyle ferah ferah ne önerirsiniz sonrasında ba
merhaba,
kola vs gibi içecekleri pek az tüketiyorum. pek iyi gelmiyor. meyve suyunu özellikle AOÇ nar suyunu severim ama doğası gereği şekerli olduğu için o da iyi gelmiyor. bir bardak ya da biraz fazlasını içince uykum geliyor.

çay, kahve ve su dışında, böyle ferah ferah ne önerirsiniz sonrasında bayıltmayacak?
0
biseysorcaktim
(23.02.24)
Meyve suyu olarak migrosta sekersiz yuzde yuz meyve sulari var ondan iciyorum

Evde elma ve erik kurusundan kompostu yapabilirsin yapimi asiri basit sadece kaynatiyorsun az bisey seker atarsin

Uludag sekersiz limonata var ama cok fazla tuketmesen iyi olur tatlandirici fln var

Migrosta kafeinsiz kahve var nescafe gold tavsiye ederim uyku sorunu falan yasatmaz

Bitki cayi var gene migrosta melisa + papatya cok guzel ve sakinlestiriyir huzur veriyor
0
Zetnikov
(23.02.24)
karadut suyu, karadut ozunu satin alip soguk suyla karistirip icebilirsiniz.
0
gule gule
(23.02.24)
Smoothie makinesi alıp deneyin. Benim favorim ananas, nane, limon smoothiesi. Çok ferah.
0
jazzabel
(23.02.24)
naneli limonata.
soda ayran.
soda limon.
naneli fesleğenli ayran.
0
jelly bear
(23.02.24)
Reyhan şerbeti.
0
Amaranta ursula
(23.02.24)
maden suyu

su dışında en sağlıklı içecek herhâlde
0
ermanen
(23.02.24)
(4)

işyerinde öğün aralarında çok kalorili olmayan açlık giderici

tabudeviren
ne yesem? evde hazırlama gerekiyorsa hazırlarım.şu ot gibi bisküviler var onları sevmiyorum.
ne yesem? evde hazırlama gerekiyorsa hazırlarım.
şu ot gibi bisküviler var onları sevmiyorum.
0
tabudeviren
(21.02.24)
kayısı, dut kurusu, hurma.
0
kanasla intihar eden adam
(21.02.24)
Kahve/kefir/yoğurt + hurma/meyve + çiğ kuruyemiş üçü birlikte inanılmaz tok tutuyor. Benim diyet listemde ara öğünümdü yetiyordu.
0
jazzabel
(22.02.24)
çiğ badem ve fındık 4er 5 er tane
0
erty_ksk
(22.02.24)
jazzabel +1.

hazırlamaya zamanınız olmazsa da zuber meyve veya sebzeli barlar inanılmaz tok tutuyor beni. seyahatlerde diyetisyen ara öğün olarak veriyor taşıması ve tüketmesi kolay diye, yanında kahve içmemi istiyor fırsatım olursa.
0
Phoebe
(22.02.24)
(9)

Bir öğretmen olarak abartıyor muyum?

dejame
Online İngilizce ve İspanyolca dersler veriyorum. Yetişkinlere daha çok konuşma odaklı, genç öğrencilere ise okula ve sınavlara destek olmak üzere 4 dil becerisine de odaklanan dersler işliyorum. Her öğrencimin ihtiyaçlarına uygun bir müfredat ve her görüşmemiz için ayrı ayrı ders planı hazırlıyorum
Online İngilizce ve İspanyolca dersler veriyorum. Yetişkinlere daha çok konuşma odaklı, genç öğrencilere ise okula ve sınavlara destek olmak üzere 4 dil becerisine de odaklanan dersler işliyorum. Her öğrencimin ihtiyaçlarına uygun bir müfredat ve her görüşmemiz için ayrı ayrı ders planı hazırlıyorum. Herkes için sıfırdan bir sunum oluşturup aktiviteler, görseller, işitsel ve diğer tüm materyalleri ekleyip adım adım her şey için vakit harcıyorum. Dışarıdan bir ders kitabı kullanacaksak bile dersin tamamını buna ayırmıyorum.

Görüyorum ki özel ders verenlerin önemli bir kısmı elindeki kitapları ve çalışma kağıtlarını getirip bunları işliyor sadece. Benim için aşırı hazırlıklı olmak çok önemli, tüm detayları düşünüyorum. 50 dakikalık ders için bazen 3 - 4 saat hazırlık yapıyorum ve haliyle benim için öncesi biraz yorucu oluyor.

Çalışma hayatına biraz geç atıldım, lisans bittikten sonra yüksek lisans, tez ve kendi yapmak istediklerime odaklandığım için arkadaşlarım 20'li yaşlarda çalışmaya başlarken ben 30 olunca eğitimini aldığım alanda iş yapmaya başladım.

Öğretmenlerin yorumunu merak ediyorum. Öğrenciler bu kadarını beklemiyor mu, kendimi gereksiz mi yoruyorum acaba?
0
dejame
(20.02.24)
Kısa cevap: kesinlikle abartmıyorsunuz. Olması gereken özen aslında bu.

Ben de yetişkin eğitimi veriyorum. Aynı dersi 9 yıldır veriyorum mesela hala materyal güncelliyorum, komik video reels vs ekliyorum (ilgilerini çekiyor). Diğer hocalara bakıyorum pat diye şu dersi veririm diyebiliyorlar. Öncesinde hazırlık yaptıklarını hiç düşünmüyorum. Geçen gün üniversite dışından ders verecek bir hocanın syllabus ını gördük. Kaynaklar kısmına kitap yazmış sadece. Yorum yapmayayım.
0
buzbebek
(20.02.24)
Özel ders veriyorum. Hazırlığım dersten daha çok vaktimi alıyor +1

Doğrusu ve adil olanı bu hocam.
0
ruhen hastayim ben
(20.02.24)
merhabalar, öğrencinin beklentisi değişkenlik gösteriyordur diye düşünüyorum kimileri için fark etmeyecektir veya ne olması gerektiğine dair bilgileri yoktur kimilerinin ise beklentileri yüksek olur. ben de bi öğretmenim ve böyle detaylı çalışıyorum ama asıl sebep işimi iyi yapmak istediğimden. böyle yapılması gerekiyor diğerleri yeterince emek vermiyor gibi geliyor. isimiz eğitim en nihayetinde. ama fazla uğraşı olduğunu fark ettiğim hazırlıklarım ve çalışmalarımı azalttım ben zaman içinde. önemli olan bu bence emeğimize değip değmediği. kendinizi daha az yorarak ve yine benzer verimi alabileceğiniz şekilde bi calısma düzeni olusturmayı deneyebilirsiniz.
0
rebecca
(20.02.24)
abartiyorsun. 50 dk ders oncesi 3-4 saat nedir yahu. yeni basladiysan hakimiyet anlaminda pratik eksikliginden kaynaklaniyor olabilir. diger ogretmenler tecrubelerinden faydalaniyor olabilir. ozel ders veriyorsan bireysel vizyonunu misyonunu kendin belirlersin digerleri de oyle yapiyordur. dogru olup olmadigina gore musteri/ogrenci devamini getirir
0
ala09
(20.02.24)
Öğretmen yorumu yapamayacağım ama lisede 2. Dilimiz İspanyolcaydı ve hocamız da binlerce farklı materyalle gelirdi, kütüphanelerden toplandıklarını, İspanya’dan aldığı kitaplardan bahsedip fotokopilerini getirirdi. Pratik yapalım diye İspanyol arkadaşlarını sınıfa getirip bizimle konuşturmuştu. Üzerinden kaç sene geçti hiç çalışmadım ama hala az biraz anlarım İspanyolca. Böyle bahsetmeniz çok hoşuma gitti.
0
jazzabel
(20.02.24)
işine özen gösteren kişi hep iyidir. Ve bu öğretmense şu dandik ogretmenlerin olduğu Türkiye'de çok daha iyidir. Doğru bildiğinizi yapın. Dandik ogretmenlerin hiçbirini hatirlamam bile. Belli ki idealist birisiniz, doğru bildiğinizi yapın, kim ne der çok umursamayin. Dönem para cokomel dönemi, idelizm, işini doğru yapmak, özen göstermek falan kenara atıldı hep.
0
logisticsmanager
(21.02.24)
50dk için 3-4 saat hazırlanıp 1 saat parası alıyorsan bence yazık ediyorsun. Yani yaptığın şey aslında çok güzel, ama bunun değerinin bilinmesi için kişiye özel hazırlık yaptığını öğrencilerine anlatman ve gerekirse diğer hocalar saatlik x lira alıyorsa 1.5x, 2x para alman lazım. Böyle bir üne kavuşursan insanlar verebilir de. Çünkü kursa gidip dil öğrenemeyen insanlar tam da bu kitaptan dümdüz işlenen konular yüzünden öğrenemiyor.

Fakat yine de optimizasyona gidebilirsin. Sonuçta bir örüntü vardır, bilen ama konuşamayan, hiç bilmeyen, x seviyesinde olan falan belli tarzda kişiler için belli alıştırmalar, slaytlar hazırlayıp(buna başta bi vakit ayırırsın) sonra illa kişiye göre düzenleyeceksen 15dkda yapabilir hale gelebilirsin.
0
nhk ni youkosu
(21.02.24)
Zamanla kendi sisteminizi oturtacaksınız, bazı şeyler rutine binecek sadece aldığınız notlara bakıp derse gireceksiniz.

Eşim de online yabancı dil dersleri veriyor, hangi konuyu nasıl anlatacağına hakim olduğu için hangi öğrenci ile nerede kaldık, ne ödev verdim vb notlara bakması yeterli oluyor.
0
durbidakka
(21.02.24)
Öğrencilerden bu kadar hazırlığı bekleyen de olur beklemeyen de. Siz onların ne beklediğine göre hareket etmeyin. Doğru olanı yapıyorsunuz. İdealistseniz her öğrenciye özel hazırlık önemli.

Yeni başladığınız için sizinki biraz daha uzun sürüyormuş ama konu hakimiyeti ve pratik oluştukça hangi seviyeye nasıl bir anlatım yapılacağı üzerine çok düşünmezsiniz. Yine de kaynak güncelliği/çeşitliliği her zaman vakit alacak.

Aldığınız parayı hak etme konusunda üstteki arkadaşlara katılıyor buna mesleki tatmini de ekliyorum. Ders öncesi öğrenciye özel hazırlık yapan hocalar, bir süre sonra diğer ders verenlerden ayrılıyor. Öğrencide belirgin bir başarı gözlenince hem iş daha keyifli hale geliyor hem de zamanla isminiz duyuluyor. Öğrenciler sizi değil, siz verdiğiniz emeği hak edecek öğrencileri seçer konuma geliyorsunuz.

Uzun süredir özel ders veriyorum. Hazırlık kısmı dersten uzun sürüyor. Benim de üç senedir aynı kaynak ve soru tipleriyle ders veren arkadaşım var ama işte o piyasa fiyatına ders verirken benim saatim piyasanın üç katı.

Siz doğru bildiğinizi yapmaya devam edin.
0
juliette
(21.02.24)
(10)

İşyerinde evli olanların çarpık ilişkileri

meraklitursucu
2 evli ve çocuklu bireyin aynı ekip içinde ilişki yaşadığını farkediyorsunuz Bu durum sizi rahatsız eder mi? Beni ilgilendirmez işime bakarım mı dersiniz?
2 evli ve çocuklu bireyin aynı ekip içinde ilişki yaşadığını farkediyorsunuz
Bu durum sizi rahatsız eder mi? Beni ilgilendirmez işime bakarım mı dersiniz?
0
meraklitursucu
(15.02.24)
İlgilendirmez aslında ama tüm kadınların ve birkaç meriçin, sağlam bir dedikodu çıktığı için kutlama yapacakları da bir gerçek. Rahatsızlık duygusu da kişinin kendisi ile ilgilidir. Kimse başkasının duygusundan sorumlu değildir.
0
hasmetizm 2046
(15.02.24)
Iki çocuklu evli biri başkasıyla ilişki yaşıyorsa ve eşinin haberi yoksa eşini aldatıyordur. Yani her gün aynı eve girdiği, ayni yatagı paylaştığı insanı kandırıyordur. Ama büyük kandırma yani, öyle at yarışına gitmek falan değil, yuva yıkan cinsten. Bir süre beklerim ama baktım boşanma da yok, "karısını aldatan bize ne yapar..." diye düşünürüm. Zira ekibimde güvenilmez insan istemem. Haliyle rahatsız olurum. Doğal.
0
prole
(15.02.24)
Bizim okulda da benzer ilişkiler zaman zaman oldu/oluyor. Ben ailelerine ulaşmayı, ifşa etmeyi falan düşünmem üzerime vazife değil ama o kişilere karşı ister istemez bir güvensizlik duyup rahatsız oluyorum.
0
ruhen hastayim ben
(15.02.24)
Çok rahatsız eder. İş yerinde evli insanların cıvık cıvık iletişim kurmasından da rahatsızım. Eşinin yanında o şekilde davranmıyorsa eşi yanında değilken de öyle davranmamalı.
Bunu normalleştiremeyiz.
0
Gradient_tabanlı_mor
(15.02.24)
Ben rahatsız olamıyorum açıkçası. İnsanlar sürekli birilerini aldatıyor zaten. Beklentimi baya düşürdüm, kendi çevremin içine kapandım böyle mutluyum.

Fikrimi alırlarsa uygun bulmadığımı söylerim, ama niye fikrimi alsınlar? Eşlerinden biri şirkete gelir de olayı anlamaya çalıştığını hissettirirse ipuçlarını görmesine yardımcı olurum.

Ama durduk yere bir şey yapmam, gözüme de batmaz. Bana ne? Benle ilişki yaşamıyorlar ki? Benim hayatımı etkileyen en ufak bir yönü yok.
0
akhenaten
(15.02.24)
İki kişinin rızasının olduğu herhangi bir şey beni ilgilendirmez ama eşini aldatan kişiye güvenmeyeceğim için arkadaş da olmam.
0
jazzabel
(15.02.24)
rahatsız eder. aldatmasına da gerek yok,
"İş yerinde evli insanların cıvık cıvık iletişim kurması" +1

cinsiyet yazmamışsınız ama kesin erkektir.
bi çakma hesap ile eşine durumu iletirim. mümkünse görsel de temin ederim..
0
tabudeviren
(15.02.24)
Eşe durumu bildiririm. +1

Şahısla da aynı ekipte olmak istemem. Eşini aldatan ekip arkadaşına ne yapmaz.
0
Mirket
(16.02.24)
Hic isim olmaz. Bu tip seyleri takip edip mudahil olacak kadar para almiyorum. Calistigim yer de asiri kurumsal, insanlari ozel hayatina gore degerlendirmeye yer yok. Saat 17:00'da koridorda koridorda asansor bekleyen bir calisanim. Diger elemanlarin dramasini kendime ek yuk olarak almak gibi bir istegim yok. Is arkadaslarimdan tek beklentim islerini duzgun ve cabuk yapmalari ve benim isimi aksatmamalari.

Eslerine falan ulasmam zaten elbette ki eslerini tanimiyorum. Altimdaki ekipten de boyle bir mudahale yapan olursa otomatik kovulur.
0
hot potato
(16.02.24)
Beni ilgilendirmez. Isime bakarim.
0
abelardo
(17.02.24)
(7)

kilo verme rekorunuz: ne kadar sürede ne kadar kilo verdiniz?

tabudeviren
ve neler yaptınız?
ve neler yaptınız?
0
tabudeviren
(11.02.24)
110'dan 78 düştüm 1 senede. Kas falan hak getire tabi, gençtik bilmiyorduk.

Onun dışında covid dönemi gene birkaç ayda 12 kg verdim evde oturup kalori takibi yaparak.

Ikisi de ideal değil tabi çünkü birinde kas gidiyor diğerinde düzgün spor yok zaten evde tikili.

Şu an amacım 1 senede 10 kg ama aynı zamanda agirliklari artırmak.
0
logisticsmanager
(11.02.24)
120 kilo, insülin direnci de olan bir kadın arkadaşımın, diyet ve spor programı yazıp 6 ayda 96 kiloya inmesini sağlamıştım.

Hedefe daha çok vardı ve iyi gidiyorduk ama, diyeti de sporu da benim hatırım için yapıyormuş gibi triplere girmeye başladı.

Çok yorunca yol verdim kendisine.

Son gördüğümde yine 120 civarıydı.
0
Mirket
(11.02.24)
100den 78e yaklaşık 10 ayda.
kahvaltıda 4 dilim ekmek yiyordum. artık sadece günde tek dilim tam buğday ekmeği. reçel, nutella, bal falan tamamen kestim. arada şekersiz fıstık ezmezi.
abur cubur, paketli gıda her şeyi kestim. çekirdek, tuzlu fıstık falan bıraktım tek arada fındık.
gün içinde acıkırsam tek elma, armut veya mandalina.
gazlı içecekleri ve alkolü tamamen bıraktım.
yemeklerdende kızartmaları çıkarttım. tavuk ve balık ağırlıklı beslendim.
tüm bunların yanında haftada en az 5 gün 12-15km yürüyüş. evde de dambıl ve direnç bantlarıyla basit hareketler.
yaklaşık 1 yılda kilomu korudum son zamanlarda 6 kilo kadar geri aldım. aynı şekilde tekrar başlayıp bu seferde salona yazılıp kilo verme ile kas kütlemi arttırmayı planlıyorum.
0
my fault
(11.02.24)
Hayatım boyunca çok kilolar da aldım verdim de. Zaman olarak hatırlamıyorum ne kadar zamanda oldu ama 30 kilo verdim geçmişte. Ayrıca bunu birkaç kez yaptım. Çok ciddi kilolar verdim. Benim hem avantajım hem dezavantajım var. Ben çok hızlı kilo alabiliyorum, çok hızlı da kilo veriyorum. Karbonhidrata karşı isteğim çok oluyor. Ekmeği azaltınca gidiyor kilolar.
0
rock n roll
(11.02.24)
4 ayda 12 kgya yakın verdim. Kastan yiyince bıraktım,geri kalan 6 7 ayda vücudumu verdiğim kgya alıştırmaya çalıştım şu an indiğin kgyu koruyabiliyorum. Diyet sonunda dizimden ameliyat oldum,kötü bir ameliyat sürecinde ekstra 2 kg daha kaybettim ancak o 2kgyu aldım.
Kendi kendine yapılan diyetler vücuda anca zarar veriyor. Ben diyetisyenle verdim ki ona rağmen kas yaktım.

2006 yılında 68 kg iken ön çapraz bağ ameliyatı oldum 20 kg aldım. 2023 e kadar 88 lerde gezdim. 2023 yılında 89 kgdan 77 kgya düştüm ekstradan 2 bağ ameliyatı daha oldum şu an 78 77 bandındayım.
0
mikahakkinen
(11.02.24)
pandemi zamanı 2-3 ayda 10 kilo verdim. merdiven inip çıktım. 1 saatte 8 katlı binayı (6+2) inip çıkıyordum. ayrıca koştum. şekeri de bıraktım. ketoya yakın beslendim.
0
gabe h coud
(11.02.24)
İki ayda yağ+ödem 15 kilo verdim. Diyetisyenin listesini harfiyen uyguladım.
0
jazzabel
(12.02.24)
(10)

Hobi, kişisel merak, yetenek?

mor oje
İş dışında sizi heyecanlandıran, eğitimini aldığjnız veya hobi olarak sürdürdüğünüz neler var?Bu bir enstrüman çalmak da olabilir, bir spor dalında uzmanlaşmak da, kolye yapmak da…
İş dışında sizi heyecanlandıran, eğitimini aldığjnız veya hobi olarak sürdürdüğünüz neler var?
Bu bir enstrüman çalmak da olabilir, bir spor dalında uzmanlaşmak da, kolye yapmak da…
0
mor oje
(11.02.24)
Bulmaca ve sudoku çözmek.:D
0
redcat
(11.02.24)
Hobi olarak açıköğretim uluslararası ilişkiler okudum. Çocukluktan beri harita manyağı, dünyadaki tüm ülkeleri geçtim ülkelerin eyaletlerinin şehirlerinin bayraklarını/başkentlerini bilen biriyim. Ülkelerin tarihleri, kültürleri, siyasetleri ve özellikle siyasi seçimleriyle ilgili okuma yapmayı severim. Hep de içimde kalan bir bölümdü ui (tıp mezunuyum normalde). O yüzden kendi bölümümden mezun olur olmaz kaydoldum, geçen ay da mezun oldum.

Daha hobi gibi hobi olarak da puzzle yapmaya sardım son bir iki yılda. Baya keyif alıyorum :D
0
nundu
(11.02.24)
Bağlama çalmak
0
etna
(11.02.24)
Tiyatroya başladım birkaç aydır. Hayatımı olumlu anlamda bambaşka bir hale getirdi, acayip bir motivasyon ve heyecan kaynağı oldu benim için. Birkaç ay içinde de ilk oyunumuzu sahneleyeceğiz .
Dedim ki ben buna niye daha önce başlamadım da böyle geç kaldım

Sinema ve kitap gibi klasik şeyleri saymazsak bir de bisikletime ciddi vakit ayırıyorum
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.02.24)
2 senedir makyaj kursuna gidiyorum. İki uzun süreli kurs, bir sürü de günlük workshoplar oldu. Asıl işim bundan alakasız, sadece kendime yapıyorum, sürekli yeni şeyler alıp deniyorum vs keyif aracına dönüştü.
0
jazzabel
(12.02.24)
Gece gündüz, işte veya evde en ufak bir boş vaktimde ileride açmayı planladığım fırınım için okumalar yapıyorum. Yeterince araştırdıktan sonra yine boş vakitlerimde evde tarif deniyorum. Küçük bir "test kitchen"a döndü evim diyebilirim...
0
silverleaf
(12.02.24)
@bir fincan; peki hic deneyiminiz yok diye varsayarsam, gozunuz korkmadi mi? Gercekten hic deneyimi olmayanlar icin de olabilitesi olan bir sey mi?
0
🌸mor oje
(12.02.24)
Yaklaşık 12 senedir koşuyorum; o kadar iyi geliyor ki, fiziksel, mental ve ruhsal olarak çok ama çok iyi geliyor.
0
kumandanim
(12.02.24)
Koşmak +1
Hikaye içeriği güçlü, düşündürücülüğü yüksek oyunlar oynamak
Resim yapmak
Yemek yapmak
Tin whistle almıştım arada deniyorum ancak müziğe pek yeteneğim yok galiba :D

Biraz da keyif almaya odaklanmak lazım diye düşünüyorum başarı beklentisi olmadan.
0
lüzumsuz adam
(12.02.24)
Dil öğrenmeyi seviyorum. Özellikle öğrendiğim dilin (İspanyolca) gramerini çalışmayı seviyorum.
Onun dışında kısa öyküler yazmayı da seviyorum.
0
pangea
(12.02.24)
(5)

Surekli İnsanlarami akil vermeli yoksa kendimizemi akil vermeliyiz

Zetnikov
Baslik biraz karisik olmus olabilirDikkat ettimde insanlara guzel mantikli akil veriyorum faydali falanAma hicbirininde aslinda laftan anlamadigini ayni tas ayni hamam devam ettiklerini gordum ve vakit ve enerji kaybettigimi farkettimSonra birgun kendi hayatima baktim kendi sorunlarimi tamamen cozem
Baslik biraz karisik olmus olabilir

Dikkat ettimde insanlara guzel mantikli akil veriyorum faydali falan
Ama hicbirininde aslinda laftan anlamadigini ayni tas ayni hamam devam ettiklerini gordum ve vakit ve enerji kaybettigimi farkettim

Sonra birgun kendi hayatima baktim kendi sorunlarimi tamamen cozememisim ve kimsede bana akil fikir vermemis artik var olan aklimi kendime saklayipta kendime yardimci olmaya karar verdim

Artik insanlara akil vermeyi kestim yanliz bu insanlar en iyi arkadasiniz da olabiliyor yani yakinlarim herkesden bahsetmiyorum

Bu konu hakkinda ne dusunuyorsunuz
0
Zetnikov
(11.02.24)
Hocam insanlar sizi kırmamak için akıl verdiğinizde terslememişler. Ama aklınızı kendinize saklayın. Çok yakında bu akılla yalnız kalabilirsiniz.

Bir de insanların problemleri hakkında problem sahibinden daha iyi akıl yürütebildiğinizi düşünmek baya baya büyük bir yanılsama, bence siz aklınızı toplayıp bi düşünün.
0
zimbirik
(11.02.24)
Uzmanlık alanınızla alakalı bir konu vs değilse akıl vermek çok itici bir şey, hele ki karşıdakini yargılayan bir üslupla yapılıyorsa, buna hakkımız yok. Nice yakın arkadaşlıklardan soğuyor insan bu yüzden.

Aslında siz de bulmuşsunuz çözümü zaten, insan önce kendine dönüp bakmalı, kendi sorunlarını çözmeli.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.02.24)
Anneannem akıl verenin aklı kalmaz der. Bunu hatırlar birisi sormadan akıl pek vermem.
0
jazzabel
(11.02.24)
Baskasi size gelip bana akil ver demediyse, kimseye akil vermeyin, zaten bu akil vermek degil, ben kendi dertlerime bakmak yerine baskalarinin dertleri ile ugrarak kendime bakmaktan kaciyorum, kendimden kacmayi seciyorum demek bence.
Ben akil istemeden akil vermeye calisan insanlari etrafimda tutmam, sadece fikrine ve yasam gorusune deger verdigim insanlara akil sorarim, biri bir sey anlatirsa alan acar dinlerim, akil vermem. Bazen akil mi istiyorsun sadece dert anlatmak mi diye bile sordugum olmustur, kimi akil da ister kimi sadece dert anlatmak istiyorum der.
Zaten kimsenin sizden talep etmedigi enerjiyi bosa harcadiginizi fark etmis olabilirsiniz, ne guzel, kendinize kullanin bu enerjiyi.
0
kassiopeia
(12.02.24)
Siz akıl vermeden önce maruz kaldığınız hikâyeler toksik olabilir, bazı insanlar sadece derdini anlatacak kişi arar, çözüm yolu önerecek kişi değil, o yüzden duymuyor olabilirler.
Ek olarak başkalarının hikayesindenki sorunları veya çözümleri tespit etmek kendi içimizdeki sorunları çözümleri tespit etmekten çok daha kolaydır. Kendinizle ilgilenirken bulduğunuz her farkındalık gerçekçi olmayabilir bu arada, başkalarından geri bildirim almak verimli olacaktır.
0
hasmetizm 2046
(12.02.24)
(5)

Anlık unutkanlık yaşıyor musunuz? Bir çözüm yolu bulabildiniz mi?

anaphylacticshock
Arkadaşlar Merhaba, Aranızda sık sık ANLIK UNUTKANLIK yaşayanlar var mı?Yani benim bildiğim bu herkese olur. "Ne yapacaktım ben ya?" "Niye bu odaya geldim şimdi ben?" "Ay aklımda ne vardı benim?" gibi. Bu aralar bende çok sık olmaya başladı bu durum. Anlık olarak ne yapacağımı, ne aradığımı falan un
Arkadaşlar Merhaba,

Aranızda sık sık ANLIK UNUTKANLIK yaşayanlar var mı?
Yani benim bildiğim bu herkese olur. "Ne yapacaktım ben ya?" "Niye bu odaya geldim şimdi ben?" "Ay aklımda ne vardı benim?" gibi.
Bu aralar bende çok sık olmaya başladı bu durum. Anlık olarak ne yapacağımı, ne aradığımı falan unutuyorum. En fazla 5 sn sonra aklıma geliyor ama gene de can sıkıcı.

Bir anlığına donup sonra kaldığı yerden devam eden telefon gibiyim. Yani işlevselliği var ama akıcılık konusu sıkıntılı.

Devamlı "Ne arıyordum ben? Haa gözlük." ya da "Neye bakacaktım ben ya? Haa şu." durumu yaşıyorum ve moralim bozuluyor.

Biraz stresli biriyim. Orta derecede uyku apnem ve haşimatom var. Bir de son 1 aydır geceleri hiç verimli uyuyamıyorum. Uykularım hep bölük pörçük.

Bunlardan dolayıdır herhalde diyorum ama emin olamıyorum.
Sizde de oluyor mu bu durum? Siz ne tarz bir çözüm geliştirdiniz?

Günlük rutin içinde bu durumu daha az yaşamak için ne yapmalıyım? Pratik, işe yarayan bir çözüm yolu var mıdır bildiğiniz?

Bu arada düzenli vitamin takviyesi kullanıyorum. (B12, D, Çinko Bakır, Magnezyum) Yani o yüzden olacağını pek sanmıyorum.
0
anaphylacticshock
(28.01.24)
b12, d vitamin falan.
0
Lubb
(28.01.24)
Teşekkür ederim ama vitamin eksikliği olamaz. Düzenli olarak vitamin takviyesi kullanıyorum. (B12, D, Çinko Bakır, Magnezyum)
0
🌸anaphylacticshock
(28.01.24)
Benim hayatım unutmak üzerine. Belki sorunumuz aynı değil ama bende adhd var. Psikolog meditasyon ve anda kalma egzersizleri vermişti. Anda kalmaktan kastım, aynı anda bir kaç şey yapmamak. Yemek yerken bir şey izlememek, bir şey izlerken telefona bakmamak gibi. Konsantre olarak bir şeyler yapmadığım için unutkanlığımı arttırıyormuş.

Meditasyona başladığımda konsantrasyonum ve unutkanlığım iyiye gitmişti gerçekten. Sonra bıraktım üşenmekten.

12den önce uyuyup, uykuyu almak da bende çok etkili oluyor. Uykusuzluk kaynaklı da olabilir.

Takviyeleri sizin öyle almanız bir parametre değil. Kan tahlili olduktan sonra eksikleri doktor verir, doktorun dediklerini kullanıp bittikten sonra tekrar kan tahlili verilir ve son duruma bakılır. Belki de takviye kullanıyorsunuz ancak emilim gerçekleşmiyor. Böyle bir durum varsa farklı bir yol izler doktor.
0
jazzabel
(28.01.24)
Ben bir suredir boyleyim, ustelik sornadan aklima da gelmiyor. Oyle devam ediyorum bakalim henuz hayati bi seyi unutmamisim gibi duruyor. Cok onemli olsaydi zihnim tutar birakmazdi onu, unutuyorsa vardir bi bildigi :)))
0
nic cage
(28.01.24)
Diyelim sözlükte bir şey okuyorum, aklıma başka bir şey geliyor "aa buna wikipedia'da bakayım" diyorum. wikipedia'yı açıyorum. niye açtığımı unutuyorum. genellikle bir kaç saniye sonra hatırlıyorum. arada hiç hatırlayamadığım da oluyor.

uyku düzenimin bozuk olduğu zamanlarda bu durumlar artıyor. bir ara düzenli olarak sudoku çözüyordum iyi geliyor gibi sanki. bu arada bahsettiğiniz vitamin takviyelerini kullanıyor olmanız ilgili vitaminlerin sizde yeterli miktarlarda bulunduğunu garanti etmez. kan değerlerine baktırmak gerekiyor özellikle D vitamini konusunda.
0
pispinti
(28.01.24)
(5)

en iyi multivitamin

duyurukullanıcısı
fiyatı bir kriter olmaktan çıkartalımtürkiye şartlarında alınabilecek en iyi multi vitamin hangisi?bir çoğuna fake falan diyen var
fiyatı bir kriter olmaktan çıkartalım

türkiye şartlarında alınabilecek en iyi multi vitamin hangisi?

bir çoğuna fake falan diyen var
0
duyurukullanıcısı
(20.01.24)
pharmaton verdi doktor ginsengli multi vitamin gerekli olan bir durum için verdi tabi, vitaminin fazlası zarar önce test yaptırp değerlerinize baktırmakta fayda var
0
eja
(21.01.24)
kullanılmayan multivitamindir. :) zira sağlıklı sedanter bir insan, normal bir beslenmeye sahipse tüm vitaminlere ihtiyaç duymaz. onun yerine ihtiyaç duyulan atıyorum d, b12 gibi vitaminler ve magnezyum, çinko gibi mineraller kullanılabilir. 5 tane ihtiyaç duyulan vitamini tek seferde alabilmek için 10 tane ihtiyacın olmayan vitamin almak iyi bir şey değil.

sorunun tam olarak cevabı için piyasadaki tüm multivitaminlerin içeriğine bakmak lazım. bu bilgi bende yok. :) genelde bu soruya klasik olarak "solgar" yapıştırırlar ama solgar multivitaminin içeriğindeki bazı önemli vitamin ve mineralleri en işe yaramaz formda sunduklarını atlarlar. zaten markalar fiyat bazında ulaşılabilir olması için bunu yapıyorlar tahminimce. hepsinin en kaliteli formunu sunsalar uçuk rakamlar çıkabilir. o yüzden dediğim gibi en iyisi ihtiyaç dahilinde en iyi vitamin/mineral formlarını kullanmak.
0
motosiklet burclu adam
(21.01.24)
6 aya bir kan tahlili yaptırıp ihtiyaç olanı almak. Bazılarında doz aşımı olunca toksik etki yaratıyor.
0
jazzabel
(21.01.24)
Omega 3 dışında multivitaminleri placebo etkisi bile yok diyorlar.
0
mikahakkinen
(21.01.24)
@jazzabel +1
0
Zetnikov
(21.01.24)
(7)

çağrı merkezinde çalışmak çok mu zor?

nothing in my way
vakıfbank'ın sınavına girdim şube memurluğu olmadı, müşteri iletişim merkezi memurluğu oldu. mülakata girdim, büyük ihtimalle olumlu olur diye düşünüyorum. vardiyalı ve resmi tatillerde bile çalışılabilen bir iş olduğunu söylediler. bunlara katlanabilirim ama çağrı merkezi hakkında hiç iyi duyumlar
vakıfbank'ın sınavına girdim şube memurluğu olmadı, müşteri iletişim merkezi memurluğu oldu. mülakata girdim, büyük ihtimalle olumlu olur diye düşünüyorum. vardiyalı ve resmi tatillerde bile çalışılabilen bir iş olduğunu söylediler. bunlara katlanabilirim ama çağrı merkezi hakkında hiç iyi duyumlar almadım. öyle bir bahsediliyor ki hiç yapılmayacak bir iş gibi. gerçekten bu kadar zor mudur çağrı merkezinde çalışmak? 5 yıl çalışıp şubeye geçiliyormuş. ya da çağrı dışında da farklı birimlere geçilebiliyormuş. maaş olarak fena değil gibi gözüküyor ama iş beni çok korkutuyor. sizce yapabilir miyim? uzun zamandır işsiz olduğum için artık başka çarem kalmadı.
0
nothing in my way
(19.01.24)
bence issizseniz denenebilir 5 yildan daha once de subeye gecebilirsiniz, hem de bir yandan baska is aramaya devam edersiniz. gozunuz korkmasin bu kadar ya belli kurallar var o kurallar cercevesinde cagri alacaksiniz. stresli mi illaki ama bankanin subesinden gmsine stresli zaten.
0
tuborg yesili
(19.01.24)
uzun zamandır işsizseniz deneyin tabii ki sonrasında da başka bölüme geçmek için şansınızı zorlayın. zorluğuna dair bir fikrim yok ama kolay bir iş var mı?
0
Kediyi üzdün
(19.01.24)
Vallaha benim kuzen böyle hiç iş ile alakasiz, işsiz adamdi. Çağrı merkezi işine girdi ve çok mutlu. Ki karakter olarak da buna uygun değildi normalde.

O yüzden belli olmaz. Ama tabiki kolay is değil ve bu sebepten ben çağrı merkezinden arayanlara iyi davranirim çünkü yani zor is.
0
logisticsmanager
(19.01.24)
Çağrı merkezlerinden farklı birimlere geçiliyor evet. Çağrı merkezi içinde de çağrı alan çalışanken backoffice tarafına geçip çağrı almayabilirsiniz.

Genelde iş kanununa uyulur ama günlük mola ve yemek süreleri bellidir, o saatlerin dışına pek çıkılmaz. Resmi tatil ve hafta sonu kesin çalışılır. 7/24 vardiya zamanı olabilir ama resmi tatillerde çok çağrı olmadığı için daha az kişi çalışır ve tatil olma ihtimaliniz yükselir.

Bir de bence biraz şans işi, çok yoğun bir hat da denk gelebilir, rahat da. Kısa süre için çalışılır ama.
0
jazzabel
(19.01.24)
"ama iş beni çok korkutuyor. sizce yapabilir miyim?" kısmına cevap vereyim: yaparsınız.
0
pispinti
(19.01.24)
rahata alışmış biri yapamaz. 30'un üstünde biri de zorlanır.
0
gabe h coud
(19.01.24)
Zaten issizsiniz. İş seçme sansınız yok. Gözünüzde büyütülecek bir şey de yok. Maaşı çok iyidir. Daha iyisini bulana kadar idare edin
0
limonlu eksi
(20.01.24)
(19)

Kendinize sevginiz, sayginiz var mi?

Kittie
Benim yok. Terapistim kendine cok sert davraniyorsun diyor. Hakli olabilir. Kendimi sevmiyorum ve ben saygi da duymuyorum bence kendime. Kendini seven sayan insanlar neler yapiyor mesela?Kiloma, dis gorunusume dikkat ediyorum.Mental olarak sevgi, saygiya ornekler verir misiniz daha cok?Ben genel ola
Benim yok. Terapistim kendine cok sert davraniyorsun diyor. Hakli olabilir. Kendimi sevmiyorum ve ben saygi da duymuyorum bence kendime. Kendini seven sayan insanlar neler yapiyor mesela?

Kiloma, dis gorunusume dikkat ediyorum.
Mental olarak sevgi, saygiya ornekler verir misiniz daha cok?
Ben genel olarak kendimi cok degersiz de goruyorum .
0
Kittie
(17.01.24)
Bence sen değersiz değilsin öyle düşünme. Ben de mesela kendime karşı çok hoşgörülü değilimdir hatta kendimi en çok ben eleştiriyorum ama başkalarına daha hoşgörülü davranıyorum. Belki de mükemmelliyetçiyimdir. Bu arada ekleme yapayım, bence sen kendini değersiz görmüyorsun sadece potansiyelinin üzerine çıkmaya çalışıyorsun o yüzden sert davranıyorsun. Kendini kusursuz görseydin o düşüncenin arkasında değersizlik duygusu yatıyor olabilir. Çünkü kendini aşırı değerli görmek aslında hissedilen değersizlik duygusunu maskelemekmiş.
0
rock n roll
(17.01.24)
var var, çok. narsist olabilirim.

gerektiği zaman sesini çıkarabilmek, hakkını savunabilmek mental olarak sevgi ve saygıya en güzel örnektir. dexter gibi belli prensiplerle yaşayan insanın kendine saygısı vardır, denilebilir.

bunlar olumlu pekiştirmelerle mümkün. bir ortama girdiğinde zekanla, konuşmalarınla sivriliyor musun? bir sınava girdiğinde kolaylıkla ilklerde yer alıyor musun? bazılarına göre çok zor olan konular senin için çok kolay mı? disiplinli bir şekilde amacına ulaşana kadar çalışabiliyor musun? hepsi olmasa da buna benzer kendin ile gurur duyabileceğin tecrübelerin varsa, başka bir konu önüne geldiğinde, herkes yapıyorsa ben daha iyisini yaparım de. buna bir çok örnek verebilirim. araba kullanmam gerektiğinde, bunu herkes yapıyorsa ben daha iyi yaparım dedim. şimdi çok iyi araç kullanıyorum. yabancı dilde de böyle, işte de böyle. örneğin yüzmek. koşmak. hayatın her alanına yetişip bir de haftada 70-100 km koşuyorum, mesela. yapman gereken adım atmak, çalışmak. çoğu insan hiç bir konuda istikrarlı bir şekilde çalışmaz. yaparsan, emek verirsen, olur. bu mottoyla, kendine güvenerek giriş hayat önüne ne çıkarırsa.
0
gabe h coud
(17.01.24)
kendime hayranım
0
abelardo
(17.01.24)
Kendini sevmemek nasıl oluyormuş yav böyle psikologlara da ayar oluyorum. Bence bir insana kendisinin verdiği değerin hiçbir anlamı yok çevre size değer verse siz de kendinizi değerli hissedersiniz, yani insan kendi kendini nasıl üzebilir ki
0
olaylar olaylar
(17.01.24)
Gabe h coud anlamadim ne dedigini.
Basariyla alakali bir konu degil ki bu. Oyle olsa kendimi sevmem gerekirdi.
0
🌸Kittie
(18.01.24)
Var tabii ki. Mesela geçen gün iş yerinde birinin eşie diyabet tanısı kondu. Benim de kafamın içinde konu konuyu açtı, pankreasımı düşündüm. Dedim yani, canım pankreasım, seni ne kadar çok seviyorum, ne kadar güzel çalışıyorsun beni yaşatıyorsun.
Kendinle alakalı bir değersizlik hissin varsa sana bunu hissettirmiş/hissettiren birileri olmuştur hayatında. Üzgünüm ama bunu kronik hale getirecek kadar etkilendiysen, muhtemelen senin değer verdiğin biri(leri)dir bu/nlar.
Belki annen, belki baban?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.01.24)
Konusma ben konusuyorum: evet oyle bi durumum var. Bence de kaynagi o.
0
🌸Kittie
(18.01.24)
Kendimi seviyorum, kendimi tanıyorum. Ne iyi geliyor, ne iyi gelmiyor biliyorum. Bazen rahatımın yerinde olması yüzünden daha fazlasına kavuşabilecekken gereksiz bir gevşemeyle yerimde sayıyorum ama olsun.

Önce kendini tanıman lazım. Dışardan bakan birisi seni senden iyi görebilir ama en az onlar kadar kendini görebilmen lazım.
0
kimlanbu
(18.01.24)
seviyorum kendimi. hatamla doğrumla, sevabımla yanlışımla :)
saygım büyük ölçüde var gibi ama yer yer kendime yeterince dikkat etmediğim zamanlarda başta kendime saygımı sorgulayıp toparlanmaya gayret ediyorum. ikili ilişkilerde taviz verdiğim, alttan aldığım durumlardan sonra düşündüğüm oluyor. ama ilerleyen süreçte başımın ağrımaması için yaptığımı söyleyerek kendimi telkin ediyorum...
0
black holes in the sky
(18.01.24)
Kendisine sevgisi ve saygisi olan insan sinir koyabilen, ona neyin iyi gelip gelmedigini bilen ve buna gore tercih yapan, kendine verdigi sozu tutan, kendini koruyan ve kollayan insandir. Bunlar baskasinin size verdigi degerden bagimsizdir, zaten siz bunlari yaptikca ve tercihleriniz bilincli oldukca yani sizi kendinize iyi davranip, oz sevgi ve sayginiz arttikca size boyle davranmayan insanlardan da dogal olarak uzaklasirsiniz. Kendi ozgun/otantik benligini bilir ve sahip cikar, toplumun dayattigi inanclari degil kendi degerlerini ve inanclarini belirler ve ona gore yasar.
Kendi degerini, baskasinin ona verdigi deger uzerinden tanimlayan insan gucunu baskasina teslim etmis olur, herkesi memnun etmeye calisan bir bukalemun haline gelir, boyle insanlara da kimse pek saygi duymaz ztn. Insanlar otantik insanlara saygi duyarlar. Bunun patalojik narsisizmle bir alakasi yoktur, saglikli ego dedigimiz seydir.
0
kassiopeia
(18.01.24)
Ultra elestirel birisiyim, kendimi de cok elestiririm.
Kendimi pek sevdigim soylenemez, cikis noktama bakilirsa kendimi baya basarisiz birisi olarak goruyorum zaten.
Su anda cok farkli bir noktada olmam gerekirdi.
Bununla nasil basa cikiyorum? Kismet degilmis diyip kendimi rahatlatiyorum arada. Bir de cymbalta 60mg bu aralar iyi geliyor.
0
cooperr
(18.01.24)
Kendime karşı sevgim ve saygım var.
Elimden geleninin en iyisini yapmaya çalışıyorum olmuyorsa da nerede eksik kaldığımı tespit etmeye çalışıyorum.
En sevmediğim huyum insanları kırmak pahasına da olsa daha fazla hayır diyememem. Onun haricinde kendimle aram oldukça iyi :)
0
bartholomew87
(18.01.24)
kendine güven yoksa kendine sevgi ve saygı da yoktur, diye düşünüyorum.
0
gabe h coud
(18.01.24)
Sevgim de saygım da var. Bunlar benimle ilgili olan pek çok şeyi şekillendiriyor.
0
Amaranta ursula
(18.01.24)
Karar almam gerektiğinde kendime danışırım :)
Şaka gibi gelse de böyle bir durum var. Kararım anlık rahatlığımı mı destekliyor veya uzun vadeli mi olacak? Neler olmasını bekliyorum ve neden gibi kendine karşı içten ve sorumlulukla hareket etmek. Kendimi dinlerken yargılamamak ve sınırlarımı bilerek oluşabilecek olumsuz dönemlere hazır olacağımı ve gerçek sorunları anlık huzursuzluklarla maskelemeyeceğim konusunda öngörü ve kabul oluşturmak için kendime vakit ayırırım.
0
sadegazoz
(18.01.24)
Evet canım kendim.

Ben de kendimi çok eleştiriyorum ama üstüme de çok fazla gelmiyorum. Düzeltmeye çalışıyorum, daha iyi olmaya çalışıyorum, hedefim neyse ona ilerlemeye çalışıyorum.
0
jazzabel
(18.01.24)
Bir zamanlar pek yoktu. Bu aralar normal.

Geçen sene acayip kendime karşı bir sevgim ve saygım vardı. 10 üzerinden 9'du kendime olan sevgim ve saygım.

Dediğim gibi normal bu aralar. Standart diyebilirim.
0
put it in your appropriate place
(18.01.24)
hacırotti +1
douchebag -1

oysa sorun kendi içinde +1
suç başkalarındadır demiyorum, bazı süreçler-sebepler neticesinde insan bi tuzağa düşüyor, takılı kalıyor orada. kendi başına çıkan çok az

kendine güven yoksa kendine sevgi ve saygı da yoktur -1
kendime güvenim çok. kendime saygım yok. çalışmadı formül.

mizaç bence. üstteği 2 örneğin 2şer versiyonunda da mizaçları, ırsi mirasları ve onların akıp yolunu bulmasını kounşuyoruz. bence.
0
lambırcek
(18.01.24)
Bence yok ya şimdi de başka birinin peşinden gidiyorum.
0
Kahvedesu
(18.01.24)
(13)

sorum kadın duyuruculara - tektaş

baldan kaymak
Sizce tektaşın karatı özelliği önemli mi?Fiyat aralığı ne olmalı, kusursuz bir teklif için? Ne beklerdiniz böyle bir teklifte.
Sizce tektaşın karatı özelliği önemli mi?

Fiyat aralığı ne olmalı, kusursuz bir teklif için? Ne beklerdiniz böyle bir teklifte.
0
baldan kaymak
(17.01.24)
3 kadina sordum. Onemli dedik hep bir agizdan. 0.30 karat civari ve E rengini ideal bulduk

Sirkeci'deki pirlantacilar onerildi. 50.000 tl civari su an
0
ala09
(17.01.24)
Kendi adıma konuşacak olursam bence tektaş çok gereksiz bir şey. Ona vereceği parayla sokakta yaşayan hayvanlara mama alsa, tedavi ettirse ve kısırlaştırsa daha mutlu olurdum. @ ala 50.000 TL demiş o parayla epey bir şey yapılır.
0
rock n roll
(17.01.24)
Ben evlenmeden önce eşime "sakın tektas alıp gelme, kabul edeceğim varsa da etmem" demistim. İdeolojik ve humanistik nedenler yüzünden tektaşa karşıyım. İstemiyorum ve takmıyorum. Tektasiyla ortamda övünen insanları da bayağı bayağı asagiliyorum. Elmas endüstrisiyle ilgili biraz araştırma yapan herhangi biri de benden çok farklı düşünmez sanirim.

O yüzden illa yüzük olacaksa küçük atölyelerde kişiye özel tasarlanan, sade ama anlamlı bir yüzüğü bin kere pahalı tektaslara tercih ederim. Yüzük hiç olmasa da olur. Benim yok. Düz alyans takıyorum sadece.
0
fraise
(17.01.24)
Tektaş aşırı gereksiz bir şey. Kaç karat olduğu anlaşılmıyor bile bilmeyen biri tarafından. Ben istemiyordum ama kocam almıştı evlilik teklifi için. Arada takıyorum ama genelde aklıma bile gelmiyor bir köşede bekliyor.
0
Gradient_tabanlı_mor
(17.01.24)
Sevgiliniz hanım böyle şeylere önem veriyorsa varlığı, karatı, özelliği, rengi her şeyi önemli.

Sevgiliniz hanım tektaş olayını seviyor ama elmas endüstrisine karşı hassassa çok güzel sentetik taşlar var, swarovski başta gelmek üzere sentetik taşlara bakabilirsiniz.

Ha bence @fraise +1
Elmas fiyatları endüstri şişirmesiyle yükselmiş, gerçek kıymetinden kat kat daha pahalıya satılıyor. Yatırım desen yatırım değil, estetik desen sentetiği aynı işi görüyor.
0
kobuzchu kiz
(17.01.24)
Tektaş alması bile negatif bir şey olur. @fraise+1
0
Amaranta ursula
(17.01.24)
Karat marat anlamadigimdan sahte bile olsa fark etmezdim. Ama tektasli teklif benim de hosuma gitmez. Usta isi mutevazi bi sey daha anlamli, ozel, biricik. Sevgiliniz de boyle mi dusunur caktirmadan sorsaniz iyi olur.
0
nic cage
(17.01.24)
Merhaba, cevaplardan da anlaşıldığı üzere kişiden kişiye değişiyor.
Şunu söyleyeyim öncelikle kusursuz tekliften kastınız ne ? Çünkü bu da kişiden kişiye değişen bi' şey.
Teklif kusursuz olacaksa taş da kusursuz olacak :) Yani en iyi renk - D color -
en iyi berraklık - FL diye geçer - mı olmalı?

Alip alınmaması gerektiği başlı başına bi' tartışma, o kısmı geçtikten sonra alınacaksa bütçeyi çok aşırı zorlamadan alım gücünüze göre belirli bir boy, renk vb. belirleyerek onun üzerinden ilerlemek en mantıklısı.
0
kumandanim
(17.01.24)
bu islerin pro su sayilirim. tavsiyem karati ne kadar buyukse o kadar iyi. beraklik iviz zivir bakma. tek tas olayinda en iyi pirlanta en buyuk pirlantadir. kadinlar kendileri icin degil diger kadinlara gostermek icin aldiriyor o tasi.
0
paudi
(17.01.24)
0,3 karat çok küçük. 0,5'ten aşağısı çok minik gözükür.

0,5-0,7 karat, VS, D-E
0
gabe h coud
(17.01.24)
Aslında ağzından biraz laf alabilseniz ne güzel olur. Benim çevremde kadının yakın arkaşlarına da sorulabiliyor. Pırlanta, renkli taş, imitasyon olarak ne istiyor. Sevdiği model, kesim nedir onu bilmek lazım. Pırlanta seviyorsa baget almayın mesela. Rengi ortalama üstü olursa iyi olur. Sarımsı bi rengi olmamalı.
Taşın büyüklüğü bence önemli. Benim çevremde 0.60-1 arası alınıyor. Ben büyük taş sevdiğim ama o kadar da para vermeyi gereksiz bulduğum için 0.80 büyüklüğünde beyaz topaz yaptırdık.

Kapalıçarşı civarında üretim yapan yerlere gidince model beğendiğinizde bütçenize uygun taş büyüklüğü ve rengi gösterip ona göre üretiyorlar. Seçeneğiniz daha fazla olur.
0
jazzabel
(17.01.24)
Daha ayrıntılı bilgi de verelim burada dursun.

taş boyuna girmiyorum, alabileceğiniz en büyük boy ama bana sorarsanız 0,30 dan küçük almayın, bütçe büyüğüne yetmiyorsa almayın, yerine farklı bir taş veya sevdiği altın bir yüzüğü alın.
taş rengi; H renkten sonrası farkedilir derecede beyazdan sarıya doğru gider. D veya E renge girmenize gerek yok, bütçe varsa F tamamdır, yoksa H renginden öteye gitmeyin, yani minimum H rengi diyelim.
berraklık; FL hiç gerek yok, VVs hiç gerek yok, VS gerek yok, temiz SI bulursanız alın geçin - tercihen SI 1 -

kilit kriter şudur; yüksek renk - düşük berraklık.

berraklıkta yüksek berraklığa extra para vermenize gerçekten gerek yok, çünkü son tüketicinin çok net anlayabileceği bi' durum değil. burdan 100 kişi çevir iyi bi SI 1 ile VVS dahi ayıramazlar, net söylüyorum. Ayırt eden de ilk bakışta ayırt edemez.
Ha bütçe varsa kesinlikle büyük taş, D renk ve IF berraklık, bunu konuşmuyoruz zaten:)
0
kumandanim
(18.01.24)
Burdaki kadınlara çok aldanma derim. Ben tektas istemem deyip evlilik arifesine geldiklerinde diğer arkadaşlarıyla taş buyuklugu kıyası yapan arkadaşlarım var çevremde. Mümkün olabilecek en büyük karayı seçersen iyi olur, sonra büyütmeye falan çalışıyorlar bir ton masraf:)
0
adventchant
(19.01.24)
(5)

AB vatandaşlarina indirimli otel?

Cherea
AB vatandasi cifte vatandaşlara ekstra indirim yapan acenteler ya da oteller var mi? Varsa hangileri bilgisi olan var mi? (Antalya ve Ege bölgesi özelinde yaz tatili amacıyla)
AB vatandasi cifte vatandaşlara ekstra indirim yapan acenteler ya da oteller var mi? Varsa hangileri bilgisi olan var mi? (Antalya ve Ege bölgesi özelinde yaz tatili amacıyla)
0
Cherea
(17.01.24)
niye böyle bir indirim olsun?
0
bravoteam
(17.01.24)
konaklama tarihlerini google'da aratınca bazı yabancı siteler çıkıyor ve fiyatları yerli acentalara göre daha uygun. (ets'te geceliği 10binken, destinia gibi yabancı sitelerde 7bin falan).

fakat bu sitelerden rez yapıp gidince, uçak bileti, pasaport, oturum vs. sorma durumları ve yerli turistseniz aradaki farkı istedikleri durumlar oluyormuş. yani satın alımı yaptığınız yurtdışı sitenin olduğu ülkede yaşadığınızı, ordan geldiğinizi otelde kanıtlarsanız bir sorun olacağını sanmıyorum.
0
brkylmz
(17.01.24)
Bu vatandaşlığa göre değil ucuz veren acenteye denk gelmeyle alakalı.

Ben İstanbulda yaşayan biri olarak yabancı sitelerden çok uyguna tatili bulup oteli arıyorum. Bu siteden buldum ama burada yaşıyorum, pasaport kontrolu gibi bir şey var mı diyorum, sorun yok diyorlarsa rezerve ediyorum.

Bir kere, böyle sormadan gitmiştik ailecek ve bize pasaport sormuşlardı. Kendi ülkemde pasaportla mı gezicem diye olay çıkardık sonra bir şey demediler.
0
jazzabel
(17.01.24)
@bravoteam ets ve bikac sitede 50 bin tl olan tatil ayni tarihlerde farklı acentelerden AB vatandaşına 30 bin tl'ye satilabiliyor.
0
🌸Cherea
(17.01.24)
@jazzabel'in de dediği gibi vatandaşlıkla ilgili bir durum değil. hatta bu farklılıklardan ötürü trivago gibi siteler arttı. sebebi ise acentelerin müşteri porföyleriyle alakalı. alanya bölgesinde müşterisi fazla olan acenteler gidip buradaki otellerle kontrat yapıyor ön ödemeyle oda kapatıyor ama ets o otele çok müşterisi olmadığı için kapı fiyatlarıyla web sitesine koyuyor maksat müşteriye yok çekilmesin.

bazen acentelerin oldukları ülkelerde çeşitli sebeplerden ötürü indirim de olabiliyor, eyaletin bağımsızlık günü gibi.

nihayetinde sizin için tanımlanmamış bir indirimden yararlanırsanız kabul edilmeme durumu olabilir çünkü mesafeli satış sözleşmesinde belirtiliyormuş ve almama hakları varmış. ama hiçbir otelde bana da seni alamayız bundan ötürü demediler.
0
bravoteam
(18.01.24)
(2)

Ailede Genetik Kanser Vakalari & CheckUp

joepesci
Selamlar!Ailemde genetik olarak fazlaca kanser vakalari gozukmekte (hem anne hem baba tarafi)Dedelerde, akciger ve mesane kanseri.Babam ve amcamda, pankreas kanseri.Bir diger dayimda kolon kanseri.Yasim 35 ve artik duzenli kontrollerimi yaptirmak istiyorum. Almanyada yasadigim icin (saglik durumu bu
Selamlar!

Ailemde genetik olarak fazlaca kanser vakalari gozukmekte (hem anne hem baba tarafi)

Dedelerde, akciger ve mesane kanseri.
Babam ve amcamda, pankreas kanseri.
Bir diger dayimda kolon kanseri.

Yasim 35 ve artik duzenli kontrollerimi yaptirmak istiyorum. Almanyada yasadigim icin (saglik durumu burda biraz sikintili) Turkiye'ye her sene geldigimde full checkup yaptirabilecegim ozel bir hastane ariyorum. (bilmiyorum kanser kontrol amacli ozel bir checkup varmi)

Konuyla alakali onerilerinize acigim.

Sevgiyle,
0
joepesci
(15.01.24)
tavsiyem, o check-up'ı yaptırmadan önce özel sağlık sigortası yaptır. almanya'da neler var bir araştır. allianz? merkur? eğer bütçen yeterse kesinlikle hastaneyi de kapsasın. asla pişman olmazsın. nede? hastanelerde bekleme sırası çok uzun, kanser de olsan doktorla ilk görüşmeye altı aydan önce randevu alamıyorsun. ameliyat için verdikleri tarihiki seneye kadar uzayabiliyor. ameliyat olduğunda 3-4 hatta bazen 6 kişilik odalarda kalıyorsun devlet hastanesinde. yemekleri bombok tövbe estağfurullah. devlette doktorun sana ayırdığı vakit çok az.
eğer sana kanser, diyabet falan gibi bir tanı koyarlarsa bir daha asla sigorta yapmıyorlar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.01.24)
Ek olarak genetik test de yaptırabilirsiniz.

Yukarda yazılanlara katılıyorum. Tanı konmadan önce sigorta yaptırmanız gerekli. Full check up kapsaması gibi bir durum zor ve check uplar genelde o kadar detaylı olmuyor. Bence, yatarak tedaviyi tamamen kapsasın, ayakta tedavi limitli olabilir. Tamamlayıcı sigorta yaptırdığınızda anlaşmalı hastanelerde ayakta tedavi için 15-20 lira ücret ödersiniz. Doktor sizi check up gibi detaylı olacak şekilde ilgili birimlere yönlendirir, hastalık çıkması durumunda da yatarak tedavi daha pahalı olsa da cebinizden bir şey çıkmaz. Tabii burda hangi hastaneye gitmek istiyorsunuz, poliçeniz o hastanede nasıl geçiyor bakmak lazım.

Siz yine sigorta şirketiyle detaylı görüşün. Poliçe şartlarını ihtiyaca göre belirlersiniz.
0
jazzabel
(16.01.24)
(3)

Yağ ve kas oranı ölçümü yapan yer

kumandanim
İstanbul Beşiktaş civarlarında yağ ve kas ölçümü yapan yerler biliyor musunuz?
İstanbul Beşiktaş civarlarında yağ ve kas ölçümü yapan yerler biliyor musunuz?
0
kumandanim
(11.01.24)
Şu sayfada yağ oranının nasıl hesaplanacağı anlatılıyor.
O makinelerden çok daha sağlıklı sonuç verir.

www.agirsaglam.com

O makinelerle ölçümün doğru olabilmesi için en az iki saat hiçbir şey yememiş, içmemiş, terlememiş, efor sarfetmemiş, duş almamış, son 24 saat alkol almamış olmanız gerekiyor. Öyleyken bile birkaç gün üstüste aynı saatte ölçüm yaparsanız sağlıklı sonuca ulaşıyorsunuz.
0
Mirket
(11.01.24)
sağlıklı beslenme merkezi adı altında herballife veya bireysel ufak studyolar var genelinde basit bu cihazlardan bulunuyor, eğer hiç bulamazsam bir diyetisyende ölçüm yaptırabilirsin.

bunun için trendyolda tartılar var yağ kas gözteren en son 250 tl gibi bişeydi
+mirket
0
eja
(11.01.24)
Xiaomi tartı, diyetisyene gittiğim dönemde diyetisten verilerine yakın ölçüm veriyordu. Yağ oranım %1 oynuyordu. Tabii bölgesel veri vermiyor, onun için diyetisyenlerin kullandığı lazım.
0
jazzabel
(12.01.24)
(16)

Karakoldayım Akıl Verin Lütfen

french lover
Daha önce gürültü sebebiyle şikayet ettiğim komşum bugün sarhoş bir şekilde kapıma dayandı. Kapıyı yumrukladı ve tehdit etti. Polisi aradım ve şu an karakoldayım. Polisler şikayetçi olmamam konusunda akıl veriyor. Adam daha da azabilirmiş vs. Sorunlu bir tip.Polisler uğraşmak istemiyor belli ki.Sizc
Daha önce gürültü sebebiyle şikayet ettiğim komşum bugün sarhoş bir şekilde kapıma dayandı. Kapıyı yumrukladı ve tehdit etti. Polisi aradım ve şu an karakoldayım. Polisler şikayetçi olmamam konusunda akıl veriyor. Adam daha da azabilirmiş vs. Sorunlu bir tip.

Polisler uğraşmak istemiyor belli ki.
Sizce ne yapmalıyım?
0
french lover
(11.01.24)
Ölümle tehdit edildim, çok berbat bir histi. 1 odalık dairede çaresizce polis bekledim.
0
🌸french lover
(11.01.24)
polisler doğru söylemiş. davadan kanundan ciddi birşey çıkmaz, adam arızalı ise daha beter bela olur. fiziksel bir zararın da olmamış. boşver.
0
parka
(11.01.24)
En azından bir korksun istiyorum. Gelip özür dilerse çekerim şikayetimi. Böyle hiç şikayet etmeyince de cesaret alabilir.
0
🌸french lover
(11.01.24)
o adam sana bıçağı takar. ondan sonra bile polis olaya karışmaz.
0
ferenc
(11.01.24)
Ben de park yeriyle ilgili benzer süreç yasamistim. Polis "istersen şikayet etme biz bı görüşelim" demişti. Sonra beni arayıp "konustuk, bundan sonra istediğin yere park edebilirsin" demişti.

İşlem yapılması polisin de işine gelmiyor tecrubelerimden anladığım. Benim yaşadığım tarzda bir şey onerebilirsin polislere
0
abuzer
(11.01.24)
Polis ugraşmak istemiyor. Şimdi siz deseniz şikayetçiyim diye bir sürü evrak kitap işleri çıkacak adamlara. Ben olsam şikayetimden vazgeçmem. Dava da açtırım ölümle tehdit huzur ve sükunutu bozmakta. Sonra acilen de ordan taşınırdım. Sikayet etseniz de etmeseniz de adam size kafayı takmış. Apartman boşluğunda kıstırabilir
0
limonlu eksi
(11.01.24)
polis uğraşmak istemiyor. siz şikayetçi olun polise kalsa iş olmasın. olay savcılığa intikal etsin eleman nasıl korkuyor. tehdit var zaten. o çekinsin bu çekinsin tamam da o zaman pısalım bekleyelim. hukuk yok da ülkede herkesin babasının malı değil.
0
mikahakkinen
(11.01.24)
Bu saatten sonra geri adım atmanız bence de doğru olmaz.

Şikayetinizi yapın. Sonrasında yanınıza gelebilecek birileri varsa, onları çağırın. Erkek kardeşiniz, babanız vs. En kötü bu sıkıntı devam ederse, tanıdıklar vasıtasıyla ağzını burnunu kırdırın.

Bu cinsler nezaket, geri adım gördüğü anda daha sert üstünüze gelirler.

Bunlar bana ve çevreme ters, ne biçim öneriler bunlar diyorsanız, taşının...


.
0
kartallar yuksek ucar
(11.01.24)
Polise bakmayin, gidin sikayetci olun. Korkup geri cekilirseniz daha cok rahatsiz eder. Ben de gurultu nedeniyle komsumu sikayet ettim.
0
Kahvedesu
(11.01.24)
polise değilde doğrudan savcılığa şikayet edin. polisler uğraşmak istemiyor.
0
my fault
(11.01.24)
Her bir adli vaka, kayıtlara, istatistiklere olumsuzluk olarak yansıyor. Bu da asayişi teminden sorumlular için kötü puan demek oluyor.
Asayişi sağlamakla sorumlu olanların görevlerini yapmak yerine mağdurun gözünü korkutarak sindirmek istemesi de ibretlik bir olay.
Bir avukatla görüşün. +1
Savcılığa gidin +1
0
Mirket
(11.01.24)
kanıt varsa şikayet edin. yoksa boş verin
0
gizemli dede
(11.01.24)
Şikayetinizden vazgeçmeyin, ileride duruma göre vazgeçersiniz.
0
drako
(11.01.24)
Polis şikayeti işleme koymak zorunda. Cimere ya da kollukgozetim.gov.tr e şikayet edin.
0
jazzabel
(11.01.24)
şikayetinden vazgeçme.
0
gabe h coud
(11.01.24)
vazgeçersen daha da azabilir. edip wsonuç alamazsan da. şikayeti geri çekersen, ileride oluşacak yeni bir sıkıntıda, bir öncekinde şikayeti geri çektiğini sana söyleyecekler. konu eskisine göre daha tehlikeli bie hal alsa da ciddiye alınmayacaksın.
0
alispaint
(12.01.24)
(8)

Veteriner Masrafı

panda yuva yapmis sogut dalina
Hiç uzatmadan konuya gireyim ve kısaca anlatayım.Sokak kedisini veterinere götürdüm. Her zaman gittiğim kaliteli bir vet. Gittiğim gün güzel bir miktar çeşitli tahliller için para verdim. Operasyon olma ihtimali çok yüksek, olursa 25-30 bin civarı dediler.3-4 gündür laboratuara gönderdikleri tahlil
Hiç uzatmadan konuya gireyim ve kısaca anlatayım.

Sokak kedisini veterinere götürdüm. Her zaman gittiğim kaliteli bir vet. Gittiğim gün güzel bir miktar çeşitli tahliller için para verdim. Operasyon olma ihtimali çok yüksek, olursa 25-30 bin civarı dediler.

3-4 gündür laboratuara gönderdikleri tahlil sonucunu bekliyoruz. Duruma göre operasyon şekillenecek ve ona göre işlem yapılacak. Ciddi ciddi artık bu seviyelerde mi ücretler? 25-30 nedir arkadaşlar! Elbette indirim isteyeceğim ve sokak kedisi olduğu için indirim yaparlar ama normal mi bu fiyatlar ya? Mecburen yaptıracağım, nasıl bırakayım o halde sokağa o kediyi.. Ben mi çulsuzum da sadece bana çok geliyor acaba?
0
panda yuva yapmis sogut dalina
(07.01.24)
belediyeye götürün isterseniz

sokaklar hasta hayvanlarla dolu para dayanmaz ona. belediye kendi tedavi ettirebilir
0
jelly bear
(07.01.24)
Ankara Veteriner Fakültesi'nden randevu alıp, 700km'den arabanızla kediyi getirip, Ankara'da iyi kötü bir otelde birkaç gün kalıp, sonra da kediyi alıp arabanızla geri dönseniz 30k'dan daha ucuza gelir.
0
malheiros
(07.01.24)
yapılan tahlil ve işlem/operasyona göre değişir. mesela izmir vho fiyat politikası 2024 için şöyle yayınlandı izmvho.com.tr buna göre bi kıyasla istersen.
0
e mice
(07.01.24)
İstanbul’da iseniz ibbyi arayıp kediye veteriner hizmeti sağlayabilirsiniz. Ben daha önce yapmıştım sokak kedisine. Kediyi alıp tedavi ediyorlar, sonra aldıkları sokağa bırakıyorlar. Üsteki yazarın dediği gibi, yoksa sokak kedilerine para dayanmaz.
0
substituent
(07.01.24)
Ya normalde bu kadar istemiyordu. Çok sokak kedisi götürdüm. Bu sefer anlamadım nasıl bir operasyonmus da 25-30 tutuyor:d orta kulak iltihabı olabilir diyorlar. Çift taraflı bir işlem mi ne yapılabilirmis neymiş. Daha kesin bir şey de yok. Tahlil sonuçlarını bekliyoruz.

Belediye'ye ne yalan söyleyeyim bu kedi için gidersek güvenmiyorum açıkçası. Kedi kafasi yan yan yürüyordu. Kediye yapılacak işlemi bilirler bilmezler vs güvenemiyorum iste. Ha ama diğer tür şeyler için elbet belediyeyi düşüneceğim. Ayrıca kendime yakın diğer kaliteli vet'lere bakinacagim.
0
🌸panda yuva yapmis sogut dalina
(07.01.24)
25-30 biraz yüksek bir rakam. yapacakları operasyon neymiş bunu bir öğrenip diğer veterinerlerden fiyat alabilirsiniz. istanbul anadolu yakasında sokak hayvanlarına epey indirimli bakan veterinerler var. yakınsanız oraya transfer edin.
0
orpheus
(08.01.24)
Geçen hafta iş yerinin oralarda baktığımız bir kedi kanlı ishal oldu veterinere götürdük, kendi veterinerimiz zaten. Kanlı ishal ve corona pozitif çıktı, muhtemelen FİP'ti ama daha ileri tetkikler yapılmadı ileri derecede kanlı ishal olduğu için.
FİP tedavisi için minimum 50-60bin harcarım diyorsanız tedavi deneyebiliriz ama zaten kanlı ishal de olduğu için iyileşme şansı %5 falan dedi.
Yani FİP tedavisinin 50-60bin olduğu noktada tek operasyon için 25-30bin biraz fazla sanki. Tabi yapılacak şeyi de öğrenmek lazım. Belki haftalarca veterinerde kalacak, sürekli antibiyotik, serum vs alacak, artı operasyon masrafları derken 25-30ları bulabilir anlamında demiş de olabilirler.
0
pianeta
(08.01.24)
Bilemiyorum ben de kedim için veterinere 5 günde 15k verdim. Kan tahlili, röntgen gibi operasyon olmayan işlemler yapıldı yine iyileşmedi. Başka veterinere götürdüm o işlemlerin hiçbirine gerek yoktu dedi, elle muayene etti ve 1 günde verdiği serumlarla iyileştirdi kedimi :D bu durumlar için de ist üniversitesinin vet fakultesini önermişti. Bence operasyon öncesi emin olmak için bir üniversiteye bir götürün.
0
jazzabel
(08.01.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.