Gençler, yaşım olayların bu aşamaya nasıl gelindiğini gözlemlemeye yetip artacak kadar var.( bazılarınız biliyor, bilmeyenler için bu soruda belirtmek faydalı olacak.)
Çok ayrıntıya girmeden, gözlemlerimi ana başlıklarla özetlemeye çalışacağım.
1980 darbesinden sonra siyasi oluşumlardan 2 farklı grup ilerledi, yayıldı, kuvvetlendi. Biri apocular dedğimiz grup yani pkk.
Diğeri 1970'lerin 2. yarısından itibaren oluşmaya başlayan din temelli gruplar.
Fakir ailelerin çocukları kur'an kursları, vakıflar, yurtlar vb. tarafından okutuldu, işler verildi. Biliyorsunuz hiç bir dershanede yatılı yoktu, biri hariç. Dershane olayı bu toplamaların su yüzünde kalanıydı, dip epeyce derindi.
Bir taraftan bu çalışmalar sürerken diğer taraftan eşi başörtüsü takma koşullu sermayeler dağıtıldı. ( bize de teklif edildimişti. ekşide anlatmıştım :
eksisozluk.com)
toparlarsak, bu gün iş başında olan, kararlar veren, çocuklar yetiştiren büyük bir kesim biat kültürüyle harmanlandı, satın alındı vs.
şimdilerde bir çok sitede, mahallede, köylerde haftada en az bir daha çok iki toplantı yapılıyor. toplantılara gelen hocalardan biriyle tesadüfen tanışmıştım. 18-19 yaşında nişanlı bir genç kızdı. nasıl hoca olduğunu sordum. 3 ay bir yurtta kaldığını ve hoca olduğunu söyledi. 17 aralıktan sonra yine karşılaştık, ne düşündüğünü sordum. "rte bize başörtüsü özgürlüğümüzü verdi" cevabini aldım. onlar o ayakkabı kutularını hiç kafalarına takmadılar, değirmenin suyu olduğunu düşünüyorlar çünkü.
O konuştuğunuz akp liler (esnafından, öğetim görevlisinden tut ev hanımına kadar git) araştırırsanız alattığım süreçlerden geçmiştir.
benim çevremde ilk zamanlarda bu süreçten geçmeyip de akp'yi savunan insanlar da vardı. (ekonomi, alternatifsizlik vb nedenlerle) zaman geçip gerçek yüzünü görmeye başlayınca savunmaktan vazgeçtiler.
Bahriye Üçok, Uğru Mumcu başta olmak üzere aydın kesimin tırpanlanması, yerine biat kültüründen adamların konması, "resmi gazete yalan söylüyor" a varan eğitimim içinin boşaltılması yerine biat kültüründen geçmiş kadrolarla oluşturulan yaygın eğitim (!) ağı (öyle ki; anadolunun her köşesine bucağına yayılma imkanı var çünkü okul olmasa da her köyde, mahallede bir camii var), ve müthiş bir sermaye.
sermaye oldu ama vatanıma faydalı olsun, insanımız daha insanca koşullarda kimseye avuç açmadan yaşayabilsin tutumuna hizmet etmedi. "muhtaç ve mecbur bırakayım ki benim sermayem işe yarasın taraftar toplayabileyim" tutumuna hizmet etti.
kemik kadroların düşünce yapısını en iyi anlatan cümle unakıtan'dan geldi. "biz voltranı oluşturuyoruz"
(şimdi atatürk orman çiftliği önüne dikilen o heykel anlam kazanmıştır sanırım)
sonuç olarak sorunun cevabı:
akp lilerdeki inanılmaz bağlılığn sebebi biat ve paradır.
Açıkçası beni düşündüren, endişelendiren hatta zaman zaman korkutan düşünce yapısı şu:
(bkz:
her şey mübah)
Umarım o aşamaya çok girmeden eli kalem tutan, aklı çalışan herkes doğru adımlara el verir, önayak olur.