Ben ediyorum. Bir excel var, eşim ve benim maaşlar, kredi kartı tutarları, faturalar vs. işliyorum. Geçen sene aylık ortalama 15bin lira harcamışız ama yeni ev aldık onun masrafları nedeniyle fazlaydı. 2019 yılı ortalama 8.500 lira harcamışız. İki kişi kira yok. Lokasyon Kocaeli.

karı-koca-çocuk
kredi ödememiz dahil ayda rahat 15'lik oluyoruz.

tek, ist.
3k kira + fatura.
2-2,5 market, mutfak, yemek.
bunlar direkt ve kesin gidenler.
bir de kıyafet, sağlık, ulaşım, spor, elektronik vs gibi giderleri ekleyebiliriz.
6 gidiyor min.

Bir fakir benim ya da herkes milyoner, müşavir, bakan yardımcısı falan sanırım.

Kira dahil olmadan son üç aydır 2000 liranın üzerine çıkıyorum ki bence çok fazla. Genelde dışarıdan yemek yiyorum. Bu ay ekstre 2700 geldi nakitle beraber 3.000 harcamisim. Normalde geçen sene bu zamanlar 1.000 lira idi. Daha az harcamaya calisicam artık.

15-17k

tek başıma, kira dahil 4000 civarı.

lokasyon istanbul.

lüks tüketime ve gereksiz tüketime karşıyım. böylece otomatik olarak kazandığımdan bayağı bir az harcıyorum ve para biriktiriyorum. çünkü 45 yaşına geldiğimde bir şirkette güzel para kazanan ama kafayı yemiş bir müdür olmak istemiyorum. bırakacağım bu işleri ve gideceğim buralardan. kumarbazlığı, itliği ve serseriliği öğreneceğim :)

Tek, İstanbul 5000-6000

Ben de lükse ve gereksiz tüketime karşıyım, ona rağmen bu para nereye gidiyor bilmiyorum.

hanımla birlikte 10k oluyoruz ama işin içinde eski hanımın nafakası da var.

etimizden balığımızdan peynirimizden feragat etmiyoruz.

daha geçen gün robot süpürge aldık misal yani eşya vs. de öyle bir kısma durumu yok

ben de berlin'den bildireyim madem belki baskalarina yardimci olur. sayilar kusuratli ve esimle beraber:

1200 kira + 80 internet + 70 elektrik + 15 radyo tv vergisi + 10 sigorta
100 euro camasir makinesi ve koltuk taksitleri
15 spotify + 15 netflix
400 market alisverisi
110 kopegimin mamasi + malzemeleri + oyuncaklari
45 telefon (2 kisi)
150 bagis
yaklasik 500 600 o ayki simarikliklarimiz (kosu bandi aldim mesela)
toplamda 2800 gibi bir miktar ediyor.

tüm maaş bitiyor. 10bin.

Ankara, çocuk yok. Kredi(ev araba değil, ıvır zıvır) kira dahil aylık 17 harcıyoruz. Paranın ismi kaldı sadece...

Kira dahil aylık 12.000 -13.000 civarı, 2 kişi ,İzmir.

Iki kisi kira, yemek, market alisverisi, icki vs dahil 12000. Bunun 1200 tlsi kira, 400 tlsi aidat. Kiyafet, elektronik gibi alisverisler ve tatiller bu rakama dahil degil. Mesela gecen ay dört günlük bir tatil ucak biletiyle, oteliyle vs +8000 tl olarak yansidi kartlara.

takip etmiyorum. biri çaktırmadan hesabıma girip (giremez tabii) para yollasa kendine farkına varmam.

tek yaşıyorum. kira dahil 8-9 bin gidiyordur aylık.

ALmanyada 2 kisi ve 1 cocuk ayda kira dahil 2000€ arti her ay TR kredi kartima gelen 4000 TL taksit.

Turkiyede yasayanlarin harcamalari genel olarak bir hayli yuksek geldi bana.Enflasyon tahminimden de yuksek sanirim

takım kötü gidiyorsa kafayı takmayıp hemen bu sene takibi bırakacaksın. seneye sinerji olursa tekrar dönersin. öbür türlü cidden çekilcek dert değil. ama mutluluğu da bambaşka bir şey. gerçi bizim takımda çok mutsuzluk olmuyor :))

not: musleraspor

Ben eğlence gözüyle bakıyorum. GS kazandığı zaman hafta sonum daha keyifli hale geliyor. Yenilirse de öyle karalar bağlamıyorum. Fener loser bir camia olduğu için onlarla dalga geçiyoruz falan, güzel oluyor.

Eğlence olarak düşünmek lazım. Dediğiniz gibi parayı başkaları götürüyor çok önemsememek lazım.

babam hasta fenerliydi ve beni "rüyanda rıdvanı gör" diye uyuturdu
muhtemelen bu yetiştirme tarzından sebep ben de ilk gençlikte hasta fenerli biri oldum
sonra gel zaman git zaman basketbol izlemenin çok daha keyifli olduğunu fark ettim ve futbola olan ilgim azaldı
4-5 senedir de hiç takip etmiyorum ve eksikliğini hissetmiyorum

Ben bunu bazen düşünüyorum bir Galatasarayli olarak: acaba orta sınıf Avrupa takımı tutsam nasıl olurdu diye. Ne hakem ne federasyon yok yabanci siniri vs vs yok yani. Izleyip geciyorsun.

Malesef Türkiye'de sikinti cok, insanı kafa olarak yoruyor futbol izleyicisi olmak e oynanan futbol da dandik olunca.
Ama birakamiyorsun iste. Ben birakamiyorum yani.

Birey olarak faydasi; yenince mutlu oluyorsun, arkadaslarinla iki bira icip mac izliyorsun. Ama dedigim gibi, sıkıntı biraz da Türkiye'de.

10-15 yıl önce yaptım, sigarayı bırakıp sigara içen adamlara acıyarak bakarsın ya şuan gözümde futbol muhabbeti öyle. zaten hiç aşırı ilgili olmadım fakat fanatiklik çok komik geliyor bana, kendi becerin başarın olmayan bir şeyle sürekli övünmeye çalışmak. Sporu severim, S sport üyeliği aldım hatta. Futbol izlemiyorum gerçi ama izlediğim sporda bazen taraf tutarım ama sırf mücadele ruhu için. Bu kadar takımlara bağımlı olmak aşırı zaman israfı. Kazanma duygusunu kolay yoldan tatmak için girilen yollar
İzleme demiyorum hobi olarak yine izle gibi oldu. bırakınca ıyy bu neymiş ya diyorsun. Ben futbolu bırakıp 2-3 yıl sonra yapamıyorum abi diyen görmedim :)

ben 3 temmuzda biraktim. takim tutmayi degil, futbola olan ilgim bitti. kombine alan, evini stada yakin tutan biri idim.

türkiyede futbolun hali ortada, şampiyonlar liginde 4-5 senede bir anca gruptan çıkabiliyoruz gerisi yok. 25 senede iki kere çeyrek final görmüşüz bu kadar.

işbu sebeple aç alman/fransız/italyan/ispanyol ligini onları izle. futboldan keyif al.

Yıllar önce ben de bıraktım, öneririm. Lisedeyken sınavdan önceki gün istanbul'a derbiye giden biriydim.

Tribünde tartışmaya girdim, neden volkan'a (kaleci olan) küfür etmiyormuşum. Kendisini hiç sevmem ama neden edeyim. Türk futbolunun özeti bu. Ortada oynanılan bir spor da yok zaten ne türkiye'de ne dünyada.


Benim gibi abartıp bi noktada tüm profesyonel sporlara karşı hale gelebilirsiniz uyarayım :D

Onun büyüklüğü ne kupa büyüklüğü, ne şampiyonluk büyüklüğü, ne o ne bu olmadığı için; sadece sevgiden, aşktan olduğu için; tabiki, elbetteki, her zaman ve her yerde tutmaya devam edersin... Hoyrat eller kirli kumpaslar kurduğunda daha iyi anlarsın neden onu sevdiğini...

Maçlarını izlemesen bile, bazen sezondaki futbolcularını tanımasan bile, ligde kaçıncı olduğunu bilmesen bile o renkleri seversin ya... Hani böyle gördüğün zaman sarının yanında laciyi, yüreğin pır pır eder, ağzın kulaklarına varır ya... İçin coşar, bir kez daha mırıldanırsın “sevgi neydi?”

Ve bilirsin ki “sevgi, kalbindeki onun yeriydi”

:)

türkiyede büyük takım tutmak kadar saçma bir şey yok. çok anlamsız. döngü aynı 0 ilerleme ve başarı var. horoz dövüşü gibi manasız. premier lig ve bazı yabancı ligleri takip ediyorum.

Kucuklugumde cok kisa bir donem haric cok ciddi takip etmedim futbolu. 15 sene once de tamamen biraktim.

Eksiden gorebildigim kadari ile zaten kirli bir sektorken iyice tiyatroya donmus. E tiyatro izlemek isteyince de tiyatroya gidilir maca degil.

Maslow piramitinin alt basamaklarindan olan "Bir gruba aidiyet hisetmek" ihtiyacini cok guzel karsiliyor ona lafim yok.

Canan Karatay'in cok guzel bir tespiti var: biz spor yapan bir millet degiliz, televizyonda mac izleyen bir milletiz. Sporu izlemenin degil bizzat sporu yapmanin, egzerzisin onemini kavrasak tum toplum daha dinc ve saglikli olur, uzun vadede yasam omru uzar, devletin saglik harcamalari azalir. Hayir bir de Turkiye'deki toplumsal yapiyi, birlikteligi de zedeliyor, kutuplasmayi, kavgayi arttiriyor en egitimli kesim bile konu futbol olunca iqsu 50 oluyor, gecen mac size penalti calinmisti, burda bize aynisi calinmadi, o hakem fenerli, federasyon cemisgezekli, o onun adami, yok bize operasyon var, Zorlu'da bulustular, senin klubun fetocu:) Koca koca kelli felli adamlarin konustugu konuya bakar misin:) Sosyal medyasi ayri, mac onu mac sonu dirdiri ayri. Ortaokullu liseli ergen isi, o enerjinin o zamanin %20si baska alanlara kanalize edilse tum toplum icin daha yararli olur

Son olarak Ugur Meleke'nin efsane tespiti:
"biz birey olarak yetersiz bireyleriz genellikle. güzel değiliz, yakışıklı değiliz, uzun boylu değiliz, iyi eğitim sahibi değiliz, enstrüman çalmıyoruz. çok iyi okullarda okumadık, çok güzel kız arkadaşlarımız yok... birey olarak bir şey ifade etmeyince, sokaklardan bakıyor; kalabalıklardan ayrılamayınca ne oluyor? kalabalıklara katılıyor. ben fenerliyim, ben galatasaraylıyım; mahvederim sizi. ben şu partinin sempatizanıyım, nasıl yendik? ben ibrahim tatlıses fanıyım, ben beren saat'e bayılıyorum. kalabalıklara katılıyor bir şey ifade etmek için. birey olarak bir şey ifade etmediği için... birey kalitesi düşük toplumlar bu tarz sıkıntılar yaşamaya mahkumdur. bunun yolu*, toplumsal hareketlerden geçer...."

soranlara "galatasaray süper kupayı aldığı gün, zirvede bıraktım" diyorum şakayla karışık.

hani bir şeyle yakinen ilgilendiğinde sana olduğundan önemli görünür de arana belli bir mesafe girdikten sonra önemini yitirip silinir gider ya,, futbol da öyle oldu.

babamda, eniştemde gs-fb ya da çok önemli şampiyonlar ligi maçı 2 yılda bir filan denk gelirse oturur bakar, "öyle pas mı atılır oç" filan diye ortama ayak uydurmaya çalışırım.

onun haricinde şu an bana 3 büyük takımdan ikişer futbolcu say desen sayamam. fatih terim hariç kim çalıştırıyor filan bilmem.

nasıl kafam rahat var ya, bilemezsin.
kesinlikle doğru yoldasın demeye geldim. bunu sen de anlayacaksın, başka bir seçenek yok.

Universite egitimi çöp çunku yoksa boyle olmamali bence

kesinlikle katılıyorum. bence yüz yüze olabilecek bütün bölümler böyle devam etmeli, bazı mühendislik uygulamalı alanlarda uzaktan kontrollü laboratuvar kurulup sorun da çözülebilir.

herkes için fırsat akademisyen rahat, öğrenci rahat, devletin sırtında kampüs işletme ücreti düşüyor bu bir fırsattır.

Üniversite eğitimi akademik çalışmalar dışında insanı sosyal açıdan da geliştiren-değiştiren bir şey. O yüzden iyi değil.

uzaktan eğitimi bilemem ama uzaktan çalışmak kesinlikle şahane.

sadece imza atmam gerekirse işyerine gidiyorum o kadar.

tüm toplantılar, dökümanlar, takipler her şey evden de oluyor. bunu işveren de gördü ve en büyük değişim budur.

ben de memnunum. inanılmaz bir okuma yüküm var. yurtta ya da öğrenci evinde yaşıyor olsaydım şu an kendime ayıracak vaktim kalmazdı muhtemelen. şu an her şeyim çok daha düzenli.

evet sosyallik konusunda dezavantajları olsa da.

Değil sosyal anlamda neler kaçırdığınızı bilmiyorsunuz

mg3929 +1

Zahmetli ama vakit kaybı değil. Kulüpleri, sosyal etkinlikleri, sanatı sepeti geçtim, kantinde/çayırda çimende oturup geyik yapmayı ve sosyalleşmeyi bile kaçırıyor çocuklar. Özellikle bu yıl başlayıp hocalarını bile yüz yüze görmeyen gençlere çok üzülüyorum cidden.

Soylenilenlere ek olarak mesela mezun olmadan 4 ay once full time calismaya baslamistim bir onceki seneden mezun olup ise giren arkadasim sayesinde. 4 sene evde patates gibi otursaydim oyle bir calisma alaninin oldugundan haberim bile olmazdi, referansi gec.

Veya mesela ortalama liseyi bitirmis 18 yasinda bir birey sifir donanimli oluyor. Benim okudugum universitede bircok kisi nasil mail yazilir, nasil topluluk icinde veya ciddi bir gorusmede konusulur ogrenci kuluplerinde calisarak ogreniyordu.

"vakit kaybi" diyenlerin gercekten vakitlerini nasil doldurgunu merak ediyorum.

Üniversitelerde uzaktan eğitim çok güzel bir şey sosyalleşeceksen başka yerde sosyalleşirsin gerçi bu ortamda artik hiç bir şey eskisi gibi olmayacağı için o sosyalleşme işide whasupdan grup kurarak olur gerekirse toplanılır vs

bana kalirsa Tıp ve Mühendislikte gayet güzel uzaktan eğitim olabilir Laboratuvar olması gerektiği yerde okula gidersin diğer herşey uzaktan gayet güzel olur rahat olur maliyeti düşük olur

harika. beylikdüzünden taksime gitmekten kurtuldum. 4 saat artıdayım.

üniversite eğitimi baştan çöp zaten. tüm dünyada sıfırdan düşünülüyor, üniversite eğitimi 1500'lerden beri aynı teknikle sürüyor düşünebiliyor musun

yüz yüze eğitim sistemimizdeki problemler nedeniyle uzaktan eğitime geçince farklılık yok gibi duruyor.

o halde bugüne kadar yerilen açıköğretim ve diğer uzaktan eğitim kurumlarının yerilmesi boşunaymış.

bir de üniversite kültürü diye bir şey var. okulları sadece bir kaç formül ezberleten ya da bir kaç konuyu ezberleten kurumlar olarak görürseniz yanılırsınız. mesela alakasız ama liselerdeki kılık kıyafet yönetmeliğinin esnetilmesi iyi bir şey değil. öğrencilere bulundukları ortamın gerekliliklerine göre giyinme kültürü veriyor. aynı şekilde üniversitelerde insanlar sosyalleşiyor. çeşitli konularda aktiviteler kovalayabiliyor. üniversite arkadaşları meslekleri boyunca yanlarında oluyor vs vs vs

aga bu kadar seviyorsanız uzaktan eğitim okuyun:)

Eğitim olarak daha iyi, tartışmasız bu. Şu anda da üniversitelerin fiziksel olarak açılmasına karşıyım.


AMA

Üniversiteler sadece bir öğretim kurumu değiller. Evet çoğu insan lise gibi okuyor buraları, gelişmemiş bireyler olarak çıkıyorlar. Yine de üniversiteler bireylerin kendilerini keşfettiği, topluma dahil oldukları yerlerdir. Ergen olarak girip sorumluluk bilinci olan, kişiler arası* ilişkiler kurmayı becerebilen yetişkin bireyler olarak çıkıyorlar.

*interpersonal yazacaktım çeviremedim tam

üniversite sadece eğitim değil ki, hayatı öğrendiğin bir yer. sosyalleşirsin, insan ilişkilerini öğrenirsin, hocalarınla ve kültür açısından seni geliştirebilecek, belirli kültür seviyesine ulaşmış arkadaşlarınla muhabbet edersin, ufkun açılır. sınıfta sunum yaparsın, topluluklara konuşmayı öğrenirsin.

diğer yandan, okula gidersin, biri müthiş ders notu tutmuştur laf arasında muhabbeti geçer alırsın, ya da proje vardır okul çıkışı kütüphanede toplanıp yapılır gibi şeyler de bence online'da bu kadar kolay yürümüyordur.

işin bir de sosyalleşme boyutu var. kulüpler var. üniversiteye gitmeden samimi arkadaşlıklar kurulabileceğini düşünmüyorum.

Süper ya uygulamayı da çağırıyor hoca 2 kişiye 1 profesör 1 günde anlatıyor

hahah herkes sosyalleşme , insan ilişkileri , kültür seviyeni arttırsın felan yazmış süper gerçekten. Üniversite öğrencilerini çoğu boş beleş takılıyor 4 sene ne kültürel anlamda ne sosyal anlamda kendine bişey katıyor. eğer bahsettiğiniz ders çıkışında cafeye gittikten sonra eve dönmekse evet üniversite öğrencileri kendine çok şey katıyor üniversitede. Dersler ve hocalarda ne kadar vasat olabilcekse o kadar vasat.

merhabalar. anadolu yakası için konuşmak gerekirse,

bütçeniz ne kadar bilemediğim için pek bir fikir veremeyeceğim, ancak kadıköy'den pendik tarafına doğru ilerledikçe genel itibariyle fiyatın azalacağını söyleyebilirim. göztepe-bostancı aralığındaki marmaray hattı üzerindeki binalar genel itibariyle son yıllarda yenilenen binalar olmakla birlikte, bu muhitin sakin bir muhit olduğu da söylenebilir. ancak fiyat olarak yüksek bütçelere hitap eden binalar çoğunluktadır. hem sakin hem de nispeten daha uygun fiyatlı alternatifler için ise maltepe süreyya plajı, küçükyalı, idealtepe ve atalar civarlarını inceleyebilirsiniz. bu civarlardaki evler bostancı-kadıköy aralığındaki evlere göre genel itibariyle daha eski evlerdir, ancak şahsen keyifli bulduğum sakin lokasyonlarda yer alırlar. her ne olursa olsun, anadolu yakası evlerinde sahile doğru indikçe fiyatlar genel olarak arttığı için marmaray hattına yakın evlerin fiyatları e-5 ve minibüs caddesi civarlarındaki evlerden daha yüksek olacaktır.

Güzergahtaki diğer muhitleri bilmiyorum ama küçükyalı taraflarını önermeye geldim.

idealtepe.
tren yolu kenarındayım, durağa birkaç apartman mesafedeyim.
gayet güzel.

buradan kartal'a doğru daha ileri gitmeyin, gidecekseniz kadıköy'e doğru gidin.

küçükyalı

İdealtepe +1

Kartal'a doğru gittiğinizde gitgide şehrin merkezinden uzaklaşmış olacaksınız, öbür tarafa yanaşmak daha mantıklı. O civardan son tercihiniz Cevizli olsun bence ki orası da gayet yaşanılabilir tercih edecekseniz.

Feneryolu civarlarına da göz atmanızı öneririm

abicim/ablacım bahsettiğin "sınır" tüm anadolu yakası sahil şeridi ve avrupa yakasında da küçükçekmeceye kadar olan kısım.

misal gebze ucuzdur desem napcaz?

bu ara ben de ev kiralarına bakıyorum, kartal pendik ucuz tabi ki. idealtepe tarafları uygun sayılır yeni ev çok oralar.

Al-tın al.

"malum trde döviz bir artıp bir düştüğü için" soylemini garipsedim. Turk lirasi islem gordugu zamanlarin yuzde 20sinde yukselisteyse yuzde 80inde dususte. Bu orani attim, daha kotu olabilir.

Yatirim tavsiyesi degildir lol.

duragan durumdaki doviz zaten otomatik olarak korunuyor caldirmadigin ya da birine kaptirmadigin surece :)

bozdurma bankaya yatır. her türlü artar.

r evolution ++

@r evolution +1

bu soruyla işe girince, devamında al-sat yapmak var. döviz çıkınca satıp, düşünce alabilecek misiniz?

Avro cinsinden %1-2 faiz veriyor bankalar, ki bu miktara daha fazla da olabilir, bence faize yatır kafan rahat olur. evi de iki sene sonra alacam dersin o para bankada artar.

Türkiye'de maalesef temel düzeyde finansal okuryazarlık epey zayıf.
40.000 euro bankada durduğu sürece öyle kalacaktır. Belki TL bazında değeri değişir.

Ama euro da her para birimi gibi enflasyondan etkileniyor. Ama az ama çok. Bunu da unutmazdım ben olsam.

Bir yatırım danışmanıyla ya da bankayla görüşmek faydalı olabilir

bir sorun olmaz.

hiçbirşey olmaz, sadece iki farklı işyerinden sigorta priminiz devlete yatar ama sizin emeklilik için hesabınızda tek gün hesaplanır. yani 30 günde 60 prim gün yatsa da emeklilik hesabında bu 30 gün olarak sayılır.

@hosein +1

Ben iki yerden sigorta mümkün değilse yeni işe başlayamama problemi olur mu diye düşünmüştüm :) o zaman sıkıntı yok

göremezler, görseler de iki ayrı yerden aynı anda sigortalı olmanızda bir problem yok, "bu kişi x şirketinde sigortalı göründüğü için y şirketine sigorta girişi yapılamaz" diye bir durum yok.

Muaf olurdum

Muaf oldum, hiç de aman beni alsınlar diye düşünmedim.

Kanka askerlik, erkek olma, kahramanlık ramboluk filan bunların hepsi hikaye. Bedavaya gitmeme şansın varsa, gitme.

bunu düşünmek bile saçma.tabii ki muaf olurdum.
çok büyük ihtimal 6 ay yapıcam askerliğimi.şimdiden ağlıyorum.(40 binim yok,olsa da veremem ona o parayı)

Muafım. Tekrar muaf olma imkanım olsa yine olurum.

Olmazdım. İyi ki gitmişim. Bir daha olsa yine giderim.

Muaf degilsem, ya da parali yapma imkanim yoksa gider yaparim kacmaya calismam, hayattaki problemler bodoslama yuzlesmeyi seviyorum.

Muafsam, ya da parali yapma imkanim varsa kullanirim, zorunlu askerligin artik oldukca demode ve gereksiz oldugunu dusunuyorum. Nufusun buyuk cogunlugu icin vakit kaybi. Parali askerlige artik gecilmesi lazim.

Obur taraftan, yarin oburgun birisi bize dalsa, bir seferberlik falan ilan edilse yurtdisindan doner orduya katilirim. "Anavatan" olayinin onemini disariya ciktiktan sonra kavradim..

Affetmem, muaf olurum.

Muaf olurum. Zaten askerlikte adam edetler, soyle egitirler boyle buyuturler diyenler askere pokemonlu nevresimlerinden cikip gidiyorlar

18 ay yaptım 20 sene önce, askerliğin 15 ayı geçmişti ama yemin ediyordum arkadaşlarıma çürük verseler alır giderim bu dakika diye :)

6 ay yaptım. Bedelli yoktu mecburen gittim. Hayatımdaki en büyük zaman kaybıydı. Çok eğlendim ayrı mesele. Bin tane tercih hakkım olsa birinde bile gitmeyi tercih etmem.

Not: Yahu ne olacak gideyim göreyim sarmazsa durumumu anlatırım çürük alır çıkarım demeyin. O süreç zor geçer, uğraşırsınız.

Alperz + 1

Askerde iken muafiyet şartlarını taşıdığımı ögrenmiştim fakat o saatten sonra geri dönmek istememiş, askerliğimi bitirip gelmiştim.

belki hiç gitmeden önce bilseydim muaf olurdum fakat oraya gittikten sonra arkadaşlar ne der aile ne der düşüncesi ve muafiyeti yedirememe hissiyatı nedeni ile böyle bir karar almıştım.

yine de her şeyde bir hayır var diyelim, askere gitmek için işten ayrılmıştım, dönünce türkiyenin en önemli şirketlerinden birinde o zaman benim için hayal olan bir yere kabul edilmiştim. askere gitmesem muhtemelen o küçük firmada yıllarca devam ediyor olurdum.

Askerden yazıyorum(381-per.atğm). Olmazdım. Ama tamamen şans işi, düşeceğin ortam ve komutanlarınla alakalı bi durum.

bedelli yaptım. eski bedelli, hiç askere gidilmeyen tarzda. muaf olurdum.

1 dakika bile üzerine düşünmeden muaf olurdum. Askerliğin elle tutulur bir tane yanı yok. İnsana bir şey kazandırdığı falan da yok.

2011 bedellisinden yararlandım. askerlikle işim olmaz. ne gerek var? @alperz'nin aklına uyup ortamı görmeye gitmeyin sakın.

Muaf olurdum

bedelli (19 gün) yaptım. bu bile bir yere kadar çekilebilir oluyor. normal askerliği hayal edemiyorum.

ben asteğmen olarak yaptım. bence bize ve diğer arkadaşlara harcanan para masraf çok gereksiz. askerlikte türkiye de çok gereksiz. ben sırf çalıştığım iş ortamından uzak kalmak için gittim. süreç tamamen gereksiz. muaf olurdum.

aynı durumdaydım. meslek nedeniyle asteğmen olacağım için rahat ederim gidip görmek iyi olabilir diye düşünerek erteledim hep işlemleri ama o süre boyunca konuştuğum bir kişi bile olumlu bir görüş bildirmeyince gidip aldım sonunda muafiyeti.

Kısa dönem yaptım. Bir kaşık suda boğacağım tiplerle karşılaştım. Ama yine de giderdim. Muaf olmayı hiç düşünmedim.

düşün 9 sene önce dolar 1.7 TL iken 30bin verdim gitmedim askere. öyle bir hak olsaydı bir kere bile düşünmezdim.

dissendium +1

Teslim etmem istendi, zaten bir şekilde şirketin muhasebesi kontrol ediyordu bakiyeleri vs. Kayıp durumunda mesela önceki kartı iptal edip yeni kart çıkartmayı da onlar yapıyordu. Karttaki bakiyeleri geciktirmeden kullanmanızı tavsiye ederim.

Ben de şirkete iade etmiştim onlar istiyorlardı.

Genelde geri isterler çünkü şirketler de parayla alıyor o kartları ve sizden sonra başka birine de devredebiliyorlar.

Ben istifa ettiğimde aldım kimse de sormadı. Üç ay odu hala içindeki bakiye bitmedi. Kullanmaya devam ediyorum. Ama şirketten şirkete değişiyor.

yemek kartının üzerinde adınız yazıyorsa, o karti yeniden kullanmak mümkün olmayacağından genelde şirket geri istemez. çalıştığınız gün kadar bakiye hesabınızda olur. benim çalıştığım şirketlerde kartı isteme hiç olmadı.
Ama isminiz yoksa, bakiye aktarımı yapılabiliyor mu bilmiyorum, gidin marketten deterjan, zeytinyağı filan istifleyin.

şimdiye kadar yemek kartı kullanan iki şirkette çalıştım, ikisi de ayrılandan istemedi kartı. zaten karta bakiye yüklenmediği için, içindeki para bitene kadar harca deniyor.

şirket açısından zarar yok zaten vergiden düşüyor yemek ücretleri.

5 yıldan kısa ehliyete arac kiralamazlar.

ilk kural asla merdiven altı bir yerden kiralama yapmamak, senet, kredi kartına 5000 bloke gibi seyleri duydugun anda oradan çık. kurumsalların kredi kartlarına vs kampanyaları oluyor. garenta, hertz, avis vs...

araç boş depo alınır boş depo verilir.

aracı teslim alırken iyice kontrol edilir ve bir durum varsa orada kayda geçirilir.
aracı kiralarken kiralama sigortası yaptırılır. surtme vb. gibi durumlarda bu masrafları sigorta öder. ancak uzun vadede aracın serviste kaldığı süre kadar kiralam bedelini senden tahsil edebilirler.

bir seçenek de kısa sureli kiralamalar icin drive yoyo, moov gibi serisler.

orpheus;

ehliyet 15 yıllık. unuttum tekrar öğrendim.

Depo boş alınıp boş verilir gibi bir kaide yok. Geçen hafta Enterprise'dan kiraladığım aracı dolu depoyla verip öyle teslim aldılar.

benzin ne kadarla aldıysan arabayı öyle bırakırsın. daha azla teslim edersen parasını ödersin ya da doldurup gel derler.

kasko var fakat kaza raporu tutturman gerekiyor. polise rapor tutturman gerekir. ek olarak mini hasar sigortası yaptırabiliyorsun 1500e kadar olan hasarları raporsuz atlatabiliyorsun. ama bu far, cam falan kapsamıyor.

enterprise, avis, garenta, budget gibi kurumsal firmalardan kiralayabilirsin

min 1 yıl ehliyet ve 21 yaş üstü olunca araç kiralayabilirsin kurumsal firmalardan.

Öncelikle eğer bulunduğunuz şehirde varsa saatlik kiralama yapan MOOV ve Tiktak'tan birkaç saatlik kiralamanızı öneririm.
Aylık araç kiralama sürecini bilmiyorum ama birkaç günlük, haftalık kiralama süreci şöyle:
(Bu arada kesinlikle büyük şirketlerden kiralıyoruz, küçük şirketlerden, senetlerden kesinlikle uzak duruyoruz)
-İnternetten ayırtırsınız aracı, kredi kartıyla ödersiniz (direkt gittiğiniz yerde ayırtmak ve almak da mümkün ama ne gerek var)
- Ehliyetinizin fotokopisini çekerler, kimi şirketler FINDEKS puanınıza bakmak ister ve sizden SMS'le onay ister bunun için
- Aracı kiralayacak kişinin kredi kartını isterler, karta bir miktar bloke koyalar 1000-2000 TL civarında
- Aracı alırken size "mini hasar" "kapsamlı hasar" "ikinci bir şoför" gibi ek hizmetler satmak isterler, çok acemiyseniz bence kapsamlı bir hasar sigortası ve ikinci şoför de alın (ikinci şoförün ehliyet bilgisi belki de kişinin kendisi gerekir, ona emin değilim)
- Aracı teslim alırken her yerine dikkatlice bakarsınız hasar, çizik, göçük var mı diye, varsa söylersiniz yazsınlar belgeye.
- Ardından araca biner gidersiniz
- Aldığınızda araçta ne kadar benzin varsa dönüşte de o kadar olmalı (çoğu şirket dolu benzin ile teslim edip aynı şekilde bekler, boş depoyla verenler de var, her şekilde aldığınız benzin kadar benzinle döneceksiniz)
- Kiralama bitip aracı geri getirdiğinizde benzine bakarlar, hasar var mı diye bakarlar, bir sorun yoksa anahtarı verir ve hayatınıza dönersiniz
- Bir süre sonra kredi kartındaki bloke kaldırılır
- Aylar sonra trafik cezası gelebilir, köprü-otoban parası gelebilir. Gelince ödersiniz.

İyi sürüşler,

- Moov by Garenta
- Tiktak
- Garenta
- Avis
- Hertz
- Europcar
- Sixt
- Budget
- Rentalcars.com

öncelikle 5 yıl değil 1 yıldan az ehliyete araç verilmez. 1 yıl ve üzeri ehliyete de belirli segmentlerde araçlar veriliyor.

-aracı alırken sigorta çeşitleri var. garentanın sitesine girip araç kiralayacak gibi ilerlerseniz görürsünüz. clio, megane gibi parçası ucuz bir araç alacaksanız orda günlük 40-45 liralık bir sigorta vardı 1500 liraya kadar sözlü beyanla problem çözülür. örneğin aracın tamponunu sürttünüz bir karışlık bir çizik olsun, clio'da buna boya attırmak uygun fiyatlıdır zaten. eğer siz sigorta aldıysanız sözlü beyanla problemsiz bir şekilde kiralamanızı tamamlarsınız. ama örneğin gidip tamponu bıraktınız bir yerde. o zaman yapılacak şey şu, araç kirasını birkaç gün uzatıp (internetten veya telefonla uzatırsınız hatta hiç gitmezseniz otomatik uzat) aracı sanayide yaptırıp geri götürmek. gidip o şekilde aracı teslim ederseniz muhtemelen sanayide cebinizden çıkacak tutarın 10-20 katını sizden tahsil ederler.

**ayrıca burayı yıldızlamak istedim. kiralık araçların kaskosu olmuyor. olsa bile araç 3 günde toparlansa bile 15 günlük sanayi yatışı çıkarıp aracın kiraya çıkmadığı günlerin masrafını x2 kat olacak şekilde sizden tahsil ediyorlar. kurumsal firmalar böyle. mahalle arası firmalarda zaten arabanın parasını almadan yakanızı bırakmazlar.

-yakıt konusna gelince, firmadan firmaya hatta şubeden şubeye göre değişir ama bunu size söylerler zaten. boş alıp boş verirsiniz, dolu alıp dolu verirsiniz ya da aldığınız seviyede bırakırsınız. eğer yakıtın altında verirseniz sizden işlem ücreti adı altında bi 30-40 lira alıp bir de aradaki yakıt farkının ücretini alırlar.

-firmada yetkilinin yanında aracı teslim alırken etrafını gezip altlı-üstlü video çekerim ben. gezerken gördüğüm tüm yerleri çalışana bildirip sisteme geçmesini söylerim. o da zaten benim bir adım önümde burası şöyle şurda şu var diye söyler ama gözünden çok şey kaçıyor arkadaşların :) ayrıca bu söyledikleriniz sistemden döküm olarak çıkarılıp imzalanıyor. kağıdı imzalamadan kontrol edin. ben 3 yıldır garenta'yı kullanıyorum. sistemleri kötü ama 3-4 farklı şubesini de kullandım sorun yaşamadım. şimdilik devam.

Öncelikle iyi bir firmadan kiralayın paraya kıyıp.

Garenta'yı tavsiye ederim. Hem uygun hem de ilgililer.
Daha fazla bütçe varsa Avis.

Kira firmaları eskiden full depo veriyordu, full depo istiyordu. Ama insanlar suistimal ediyormuş. O yüzden boş depo alırsın arabayı. En yakın benzinciye götürecek kadar vardır içinde.

Ne olur ne olmaz diye full paket kasko alın.

Ben aylık kiralama yaptım. Garenta fena fiyat vermiyor.

Bu arada internetten kiralayın, daha ucuza gelir.

Ama aracı teslim almaya giderken internetten ödeme yaptığınız kredi kartını isterler. Bir de kartın sizin adınıza olması lazım.

Bir de her firmada var mı bilmiyorum ama findeks puanına bakıyorlar.

@orpheus'a ek olarak:

- küçük şehirlerde depo boş alınır boş verilir, büyük şehirlerde dolu alınır dolu verilir.

- eğer kaza vs. gibi durum olursa hemen kaza raporu düzenle ve en yakın karakola imzalat. atıyorum aracı park yerinden çıkartırken bile olsa bunu yap. normalde 500 TL'lik masrafı 3bine kitlerler sana.

- moov - tiktak vs. gibi saatlik kiralamalar da var eğer üç büyük şehirden birindeyseniz.

Faize koyardım tabi ki, Kasım ayında altına koyarak hayatımın hatasını yaptım, her sabah kendime küfretmekten yoruldum.

uzun vadeli düşünüyorsan altın, kısa vadeli düşünüyorsan da tl faizi

yapılandırdıysanız ödememe halinde hacze kadar gidiyor üstelik tüm faizi de işletiyorlar.

yok yapılandırmadıysanız sıkıntı yok ne zaman öderseniz

edit: bir arkadaşa da hapis cezası geliyordu neredeyse, şanslıymışsınız @goklerdengelenkarar

ben bir kere yapılandırdım. ödemedim. üstünden 1-2 sene geçti bir şey olmadı. şimdi so yapılandırmada tekrar yapılandırdım. ilk taksidi de ödedim bakalım. bu arada ilk ödeme başlangıç tarihim 2016 idi. 5 yıldır başıma bir bela açmamıştı.

yapılandırdıysak bugün gece son değil mi?

15bine yakın borç vardı en son. 8 yılı geçti herhalde. maaşıma bile bloke gelmedi. eve anca zarf atıyorlar :D silinme ihtimali hep olabilir seçim vaadi olarak.

@goklerdengelenkarar +1 ben de 2. kez yapılandırdm

paran varsa siemens al hiç düşünme
- çamaşır makinesinde 9 kilo olandan aldım, taksidi yeni bitti, canavar gibi makine. sessiz, a++ sınıfı az yakar çok gider :)
- bulaşık makinesinde en basitini tercih ettim, iki programlı yine siemens
- buzdolabında yer önemli, ölç ona göre bak. yine siemens derim ben

Arçelik iyidir.

siemens'ten bir tık daha ucuz bosch'u önerebilirim, benzer ürünler.

şimdi herkes evinde neyi kullanıyorsa onu yazacak gerçi ama olsun ben de yazayım.

buzdolabım siemens, 10 yılık bir makine. şimdiye dek üç kez beyni değişti. son değiştirdiğimde 900 lira verdim. garanti dışı kaldığında yedek parçası pahalı. evet kaliteli marka ama alacaksanız buna göre alın.

bulaşık makinesi olarak bosch, beko, vestel, siemens hepsini kullandım. valla dürüst olayım hepsi aynıydı. hangisinde kampanya varsa onu al.

çamaşır makinesinde benim evde beko var, annemde bosch var. bosch daha sessiz ve sıkmada daha az zangırdıyor. yıkama performansları aynı gibi.

fırın set üstü mü ankastre mi olacak? bende set üstü korkmaz var, memnunum.

hepsini arçelik aldık, siemens ve bosch'tan %20 falan daha ucuza geldi. Genel olarak memnunuz.ç

Para varsa siemens, azsa profilo ya da arçelik.

Bu arada mobildeyim ekleyemedim. Çamaşır makinesini kesinlikle arçelik(kronik anakart sorunu), buzdolabını da kesinlikle beko(kronik kapı lastiği deformasyonu) ALMAYIN..

matematik gösterimde nokta yerine virgül kullan (ya da tam tersi) diyin çözülür.

Öncelikle @hosein +1

ya da ctrl+h ile önce mesela virgüle bir karakter atayın, w veya ; sonra noktaya bir karakter atayın, sonra işlemleri terse çevirin.

bu arada küçük bir hatırlatma daha yapayım, eğer bu sayıları copy-paste ile alıyorsan, ondalık kısmı bulunmayan sayılarda birler basamağı ve devamı 0 olan sayılar var ise, bunlar sen excele kopyaladığın zaman silinecektir, sen nokta virgül değişimini yaptığında da bu sıfırlar gitmiş halde olacaklardır. Bu nedenle ya kopyalama yapmadan önce binlik ve ondalık ayırıcılarını değiştir ayarla ya da önce notepad ya da benzeri bir ortama kopyala ve orada nokta virgül ayrımını yapıp sonrasında excele taşı.

Örnek kopyaladığın sayı 34,880 ise bunu excele kopyaladığında 34,88 olacaktır ve nokta virgül değişince de 34.88 olarak kalacaktır, binlik ayrıcıyı da 2 sonrasında tanımayacağından sayıyı metin olarak görecektir.

Cok sagolun arkadaslar

ek olarak, ayarlar kısmında bunu kalıcı olarak değiştirebiliyorsunuz.

Burada nokta binleri ayirdigi icin basta olmasa da olur, ctrl+h ile noktayi "hicbir sey" ile degistirbilirsiniz. Sonrasinda da virgulu nokta yapip, home kismindaki basamak ayirici virgule bastiginizda istediginiz formata getirmis olursunuz.

ayda 700 liraya her akşam 10 kişinin çöpünü toplayıp sabah ekmek getirir miydiniz?

piyasayla ilgili hiç fikrim yok ama bence normal. günlük 3.5 lira bile yapmıyor. getirden bitane sipariş verseniz getirme ücreti 3.5tl zaten tek seferlik.

hocam şöyle düşün. şimdi o fiyata bunu yapar mıydınız tarzında empati kuracaksak eğer o muhabbetin sonu olmaz. şu anda işsiz ev geçirmekte olan bir adamcağız ayda toplamda 700 lira için 5 apartmanın çöpünü de toplayıp sürekli servis de verebilir. imkan meselesi tamamen.

ha ben çok şükür işinde gücünde bir adamım, şu an bana ayda 5bin lira da versen gidip çöp toplamam imkanım olduğu için ama belki senin yoktur toplarsın ama imkanım olmazsa seve seve toplarım, büyük saygı duyarım her ekmeğinin peşinde olan adama.

amaç kimseyi sömürmek değil zaten sadece piyasasını merak ediyorum. sadece kapıcı tarafını da değil bu arada. belki adama 3-5 kuruş bişey veriliyor. yönetici tarafını da merak ediyorum. bu paralar nelere harcanıyor anlamında.

burada ayrıca 3-5 tane kapıcı var toplamda. ve her biri en en en az 5-6 apartmana bakıyor bu şekilde. çünkü öyle bildiğimiz türk filmlerindeki kapıcılar gibi zeminde oturup her dakika servis yapan tipler değil yani. dip toplamı alırsak evet çok sayıda kişi bu işi yapar eğer hiçbir vasfı da yoksa. kötü iş değil yani tertemiz iş.

70 tl verip sadece aksam copunuz atiliyorsa cok.

Temizlik de dahilse o aidata normal.

Ankarada ufacık apartmanda 75 tl veriyorum sadece çöp almaya. Ayda yılda 1 temizlik yapıyor herhalde :D çöp konteynırı kapının önünde halbuki. Bi yararı yok yani bana. Bence de saçma ama yardım olarak bakıyorum artık olaya.

istanbulda aynı iş için 120 lira veriyoruz. çok değil, sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorunuz. 5 liranın peşinde koş, gel benim ps isteğime laf et. ezique.

apartmanın asansörü yok mu? merdivenlerinde koridorlarında aydınlatma yok mu? apartman hiç temizlenmiyor mu?

bunlar varsa bence 70 tl makul.

@donisse hocam kimsenin sinekten yağ çıkartma niyeti yok doğru düzgün yazdık işte piyasasını merak ediyorum diye.

ayrıca madem kendi cevabın minvalinde bir tavır istiyorsun; bu kadar küçük hesap peşinde olmayan, aynı iş için 150 lira aidat veren ve sinekten yağ çıkarmaya karşı bu kadar duyarlı bir tipsin de keşke dışarıda bin tane ps kiralama işi yapan oyun mağazası varken gelip burada bedavaya, "cüzi bir ücret karşılığında bile değil", ps "ödünç alma" peşinde koşmasaydın. belki öğrenci, harçlığını çıkarmaya çalışan duyurucu kardeşimize, işsiz kalmış birilerine bir yararın dokunurdu cool kardeşim benim :)

biz bedava bir şey peşinde de koşmuyoruz burada. aldığımız hizmetin karşılığı piyasada bu mu merak ediyoruz sadece.

@nabrukk.

sensörlü ışık ve asansör yok. olsa zaten okeyim. hiçbir problem yok.

valla o zaman şöyle diyim ben günde 2 saatte 10 apartmanın çöpünü toplarım. 10ar daireden 7000 tl aidat desek sigortalı çalışan olsam net 5000 tl. ben yaparım o işi.

@nabrukk aynen öyle.

@nabrukk

yapabilirsin zaten hocam. bulabiliyorsan toplayacak apartman yap tutan mı var ki?

teşekkür ederim, yapabileceğimi bilmiyordum.

kapıcı hakkından fazla mı aidat alıyor bunu konuşuyoruz. bence hakkından fazla alıyor. fikir belirtebilir miyim iznin var mı?

@nabrukk

evet tam olarak bahsettiğin konu hakkında yorum yapıyoruz, ancak o yazdığın mesajın kendi söylediğin konuyla alakası yok. kendin iddia etmişsin yaparım diye, yap o zaman denilince neden konu başkaydı diyorsun?

kardeş sen her okuduğun şeyi literal mi alıyorsun? çakma sheldon cooper mısın sen?

adamın günlüğü 23 liraya geliyor bir de bu yönden bak. fazla mı sence?

Fiyat normal.

11 daire 35 lira veriyoruz, sensörlü ışık, haftada 1 temizlik, asansör ve servis yok, çöp alma falan. Sizinki fazla kesinlikle. Eski apartman 39 daire 9 kat, asansör var sensörlü ışık falan 30 lira ödüyorlar. Bir kapıcı 8-10 tane apartmana bakıyor, bizim kapıcı araba aldı güle güle kullansın.

@sen nasıl bir insansın günlük 23 fazla bence. günde 15 dakikada 23 lira gayet fazla geldi bana açıkçası.

Temizlik filan yapılmıyor mu?

Karşılaştırma amaçlı yazıyorum. Bizim apartman;

4 kat, 8 daire. Asansör yok.
2 haftada bir sadece merdiven yıkanıyor. Aylık 30 lira. Sarf malzemeler için ekstra malzeme parası, ortak kullanım elektrik gideri ayrıca toplanıyor.

Temizlik yapıyor mu peki?
Haftada iki kere merdiven silen teyzeye 800 lira veriyor yakınımın apartmanı başta tek yaptığı yok.

Vasıfsız insanın günlük yövmiyesi 200 lira ortalama. o sebeple bana normal geldi 700’ün hepsini de kapıcı almıyordur sonuçta elektiriği suyu deterjanı var bunun.

Ya ben yanlış anladım ya da herkesin kaçırdığı bir nokta var;

70 tl daire başı bina aidat ücreti, ayda 700 lirayı yönetici topluyor, görevli değil.

Yani hizmeti veren görevli bina başı ayda 700 TL kazanmıyor, onun ne kazandığını bilmiyoruz şu an.

Yanlış mıyım?

Hocam anlaşma iki haftada bir temizlik (henüz hiç denk gelmedim) ve akşam çöp toplama şeklindeymiş. bence fazla.

12 daire istanbul'da, asansörlü bina, günde iki kere çöpe çıkıyor ve sanırım birkaç daireye de gazete alıyor. ben gazete olayına girmediğim için hiç ilgilenmedim. haftada bir de temizlik yapıyor.
toplam aidat 80 TL.
asansörü olmayan bina için fazla geldi bana da.

öncelikle online için ultimate ya da gold üyeliğin olması lazım.

onu aldıktan sonra en iyi oyun pubg bence, fortnite da benzer tarz ama çocuk işi geliyor bana. tanıtımına bakarsın hangisini seversen indirirsin.

fortnite bence de çocuk işi baya. pubg çok güzel gider biz pcde 3-4 kişi giriyoruz sürekli discorddan da konuşuyoruz baya keyifli oluyor. battlefield 1 ve call of duty modern warfare de güzel gidecektir mutlaka bakın. ben fifacıyım arkadaşlarla saatlerce oynuyorum eğer futbol seviyorsanız mutlaka fifa 20 alın.

Şirketin kararı. Ben yurt dışındayım, durum şu şekilde.

1) Bizim şirkette herkes evden çalışıyor, maaşlarda bir değişiklik yok
2) Sözleşmeli çalışanlar güvenlik sebebiyle evden çalışamadıkları ve ofis de kapandığı için çalışmıyorlar. Ama şirket sözleşmeli çalışanların maaşını da sanki çalışıyorlarmış gibi ödüyor
3) Eğer Coronavirüs sebebiyle işten çıkarılan olursa devlet maaşlarının yarısını ödüyor. Bu özellikle garson vb vasıfsız elemanlar için hayat kurtarıcı oldu

hocam biz bunu nereden bilelim? onların insiyatifinde. ne cevap bekliyosun ki duyurudan.

ücretsiz izin mi diyor, evden çalışma mı? bunları bilmeden bişey diyemeyiz.
- ücretsiz izinse evet, 21 gün üzerinden maaş alacaksınız. yani maaşınızın %30'u krize gidecek.
- evden çalışma ise normal maaş alırsınız. bir sıkıntı olmaz. siz de evden normal mesaide gibi çalışırsınız.

aşı karnenizi çıkartın gösterin. ömürlük o aşılar çünkü

Aşı karnem yok. 32 yaşındayım. 1988 yılındaki bir belgeyi annemin 32 yıl sağlayacağını düşünmüyorum ki zaten o yıllarda verilmiyordur. Internette ömürlük değil de 10 yıllık yazmışlar aslında emin olamadım bir sağlık personeli yanitlayabilirse sevinirim.

tehlike listesinde olan ülkelerden gelenleri evet. diğerleri yollanıyor eve.
geçen cuma geldi işten arkadaşlar yurtdışına. kendi kararları ile evden çalışıyorlar şimdi. isteseler çıkarlar dışarı.

annen zaten her yeri sirkeli suyla siliyordur bişi olmaz evde

El yıkamaya ne gerek var demek de biraz şey değil mi?

Yani şey gibi, 20 sn değil de 10 sn gibi. Ve yemek öncesi sonrası gibi... yoksa wc sonrası yıkanır yine, o kadar da şey değil:)

sadece bu donemlerde degil, hayatin her alaninda ve her zaman belli kurallara uymak lazim; saglik acisindan...

Profilo avm çevresinde fena olmayan yerler var diye biliyorum bir bakarsın.

(bkz: kurtuluş)
orada çok var ev, o civara bakabilirsiniz

Sabah degil ama aksam yemeginden sonra cikip kosuyorum salacak sahilde. 2 gunde caki gibi hissetmeye basladim, kesinlikle cok iyi geliyor.

evinize spor aleti alın. karantina başladığında kafanıza göre çıkamazsınız

italyanların spor videoları var onları izleyin feyz alın.

Koşun ama Marmaray merdivenleri kalabalık olur (marmaray çok boşalmış olsa da), orada mesafenizi koruyamazsınız, başka bir rota belirleyin bence.

şantiyeye gelen fatura tutarı / faturadaki kwh * 187,5

187 KW elektrik kullanmışsınız, birim fiyat 0.94 liraymış.

187 x 094 : 175 lira

sayacın altında/üstünde "çarpan" ifadesi var mı ona dikkat edin.

eğer çarpan, örneğin 25, diyorsa, 187*25*0,95 demeniz gerekmekte.
bir de dağıtım bedeli ve diğer vergileri de katmanız gerekiyor. unutmayın onları da.

servisle gidiyorum, yolum kısa ama yine bile tedirgin oluyorum. arabam olsa iki kere düşünmezdim.

aslında araba/servis karşılaştırması yapınca evet zaten iş yerinde bir sürü kişiye maruz kalıyoruz diyorsun, fakat senden önce servisteki koltuğa kim oturdu vs bunu bilemiyorsun. en azından işyerinden yakın çevreni gözlemleyebilirsin

yakında hepiniz bize biat edeceksiniz.
(bkz: işe bisikletle gitmek)

servis kullanmiyorum, motosiklet ile gidip geliyorum

şahsi aracımla.

Toplu taşıma. Başka şansım yok.

sabah metrobüs, akşam servis.

aslında artık servis daha mantıklı olur da bakalım.

Normalde servis kullanıyordum ve hep aynı yere otururdum. Koltuğun önündeki plastik toz içinde olur hep, hatta parmağımla işaret çizmiştim, 1 yıldır duruyor, o derece temizlenmeyen bir servisti.

Hazır benzin fiyatları da düşmüş diye arabaya geçtim şimdilik.

helikopter. corona çıktı çıkalı helikopter kiraladım mecburen. helikopter kiralamayanlar nasıl gidiyor aklım almıyor...

Motosiklet. Şuan en mantıklısı bu galiba. Vizör kapalı, buff buruna kadar çekili. Yarın hava karlı gosteriyor mecbur egoyla gitcem..

15-20 gün evde kalmak kesin çözüm mü, bunu belirlemeye çalışıyor olabilirler.

Teoride çözülecek gibi görünüyor. Ama tüm dünyada artan bir trendle yayılmaya devam ederken biz 15-20 gün içinde bitirsek sonrasında nasıl tekrar önüne geçeceğiz? Tüm sınırları kapatmamız gerekecek. Bu da kesin çözüm mü belli değil.

devletin en büyük beklentisi nisan ayında havaların ısınmasıyla birlikte grip etkisinin azalarak bitmesi gibi görülüyor.

ha diğer taraftan yavaş yavaş doz arttırılması da mantıklı görünüyor.

hükümet malum son zamanlarda emeklileri yük olarak görüyor, bu virüs de ona karşı kesin çözüm gibi. bu da bekleniyor olabilir

@hosein

hocam dün bir programda profesörün biri "havaların ısınmasıyla virüs etkisini yitirecek teorisi çöktü. şu an afrika'da havalar sıcak ama virüs yayılıyor." dedi.

hükumetin emeklilerden kurtulmak için böyle bir strateji izlediğine ihtimal bile vermiyorum. salgın ve buna bağlı ölümler gizleniyor olsa sosyal medyada aksi yönde çok fazla video vs. dolaşırdı.

"18 kişiye bulaştı" bilgisine çok güvenmesem de aksi yönde ortaya atılan iddialar şu an çok daha asılsız duruyor. şahsen ne kadar önlem alırsak alalım nüfusun büyük bölümüne bulaşacağını düşünüyorum.

işe gitmemek mi istiyorsunuz anlamadım? işe gitmeyince maaş da yok. ama kira fatura gıda masrafları devam. o nasıl olacak? herkesin tuzu kuru mu o kadar? nedir bu ohal merakı yoksa bilinçli bi yönlendirme mı var anlamadım.

n62 ye katılıyorum. ohal demek maaşların kesilmesi demek, türk halkı 15 gün maaş almazsa idare edemez, bu devlete çok daha büyük bir sorun yaratır.

günde 100 000 kişi nerede ölmüş de bizde ölecek? Ya sayı saymayı bilmiyosunuz ya da art niyetlisiniz. Ohal gereksiz, sokağa çıkma yasağına da şu an gerek yok. Durum ciddileşirse uygulanır ama ohal olsun, kimse çıkmasın gibi değil daha kontrollü serbestlik gibi olur

Bunun için çok erken . Bir de harcama konusuna katılmıyorum.
İnsanımız gereksiz harcamaya, kredilere, 60-70 ay vadeli alış verişlere çok meyilli zaten . O ana kadar dişini sıkan 15 gün hayli hayli dayanır.

İleride uygulanması "imkansız" diye şimdiden yapabileceklerimizi küçümseyemeyiz. İtalya'ya bir kaç hafta önce sorsanız tüm ülkenin karantinaya alınmasının imkansız olacağını söyleyebilirlerdi. Önlemlerin devamlılığı, süresi şu an alacağımız önlemlerin ciddiyet ve etkinliğine bağlı. Şimdi çuvallarsak uzun vadede her şey daha kötü olacak, ancak dikkatli davranarak önünü alabiliriz.

Hayır küçümsemiyorum önlemleri ama 3 hafta sonra hangi tehlike ortadan kalkacak ki okullar açılacak? Ne değişecek? Ya da şu an evden çıkmayan insanlar 1 ay bu şekilde yaşayabilecek mi?

en onemli sebebi saglik altyapisinin kapasitesi. ornegin nufusun 3%'u hastane bakimi sayesinde olecegi halde hayatta kalabilir. fakat sistem felc olursa 2% arti 3% nufus olebilir...

Mesele salgını yavaşlatmak, keşke herkes bunu anlasa artık. Salgının çok hızlı yayıldığı ülkelerde sağlık ile ilgili altyapı, personel vs. eksikliğinden çok sayıda insan ölüyor. Salgını yavaşlatabilirsek, ölüm oranı da düşecek. Kontrol altına alamazsak okullar 2-3 hafta sonra da açılmaz zaten, merak etmeyin.

Çin'de karantina bölgeleri yavaş yavaş açılıyor. artık yeni vaka yok diye biliyorum. Bizde de Nisan ikince hafta itibariyle bir sorun kalacağını sanmıyorum.

Bilemiyoruz ki. Yayilmanin hizini azaltmak tibbi ihtiyaclarin karsilanabilmesi icin cok onemli. 3 hafta, 4 hafta yayilma hizini en aza indirgemek cok onemli.

3 hafta sonra durum daha kotuye giderse Türkiye´de birkac hafta daha tatil edilir okullar. Tüm ülkeler ya tatillerini one aldilar, ya corona onlemleri nedeniyle daha da uzattilar. Okullarin acilmasi virusu mobilize ediyor buyuk oranda.

3 hafta ilk etap, 3 haftanin sonunda belki uzatirlar. Niye bu kadar takildiniz ki?

Ama genel olarak 6ay-1 yil boyunca surdurulebilir bir durum degil bu, orasi baska.

su grafik guzel anlatiyor olayi: ibb.co

ikisinde de toplam vaka sayisi (egrinin altinda kalan alan) benzer olsa da sosyal mesafe olmadan birinciye mahkumuz, cunku vaka sayisi ustel olarak buyuyor. italya'da oldugu gibi hastanelerin kapasitesi asildigi zaman olum orani cok yukseliyor. hatta corona virusle alakasiz olup hastanede olan hastalar da personel ve ekipman yetmezliginden hayatini kaybedebiliyor.

su yazi guzel anlatiyor:
t24.com.tr
bu da ingilizce orijinali:
medium.com

sonucu özellikle - + olarak değiştiriyor bu bahsettiğim..

Nasıl anlatsam nereden başlasam
..
Cidden buradan nasıl anlatılır bilmiyorum ama temeli o. Bilmedikleri bir tarafa bildiklerim bir tarafa atılır denklem Çözülür.
Sağda ya da solda olmasının önemi yok.
Ama sağdan sola ya da soldan sağa geçerken işlem değişir. + ise eksi olur. Ya da bölümde payda ise karşıya katsayı olarak geçer falan

paşa gönlün nasıl istiyorsa oraya al ya bunun önemi yok ki, tek önemli olan şey bilinenlerin ayrı, bilinmeyenlerin ayrı yerde olması

6x=3+9 ile 3+9=6x arasında fark bulursan söyle bize de matematikte yeni bir soluk gelir.

25 Mart şubat ayı için son gün. yani 1 Şubat ve sonrasını gider gösterebilirsin.

büyük bir harcama varsa gösterebilirsin ama işin cezası var, ceza ve giderin büyüklüğüne göre karar ver.

üçgün önce izledim dizi, en son sağlamdı.

sadece 1 aylik ucretsiz deneme uyeligi kaldirildi

yahu aynı şey de niye giriş yaptırmıyor? uygulamadan sign in falan yapamazsın diyor, help kısmından giriş yapamıyorum'a tıklıyorum şifre sıfırlamaya yönlendiriyor. hadi şifreyi de sıfırladım tam 3 kez tekrar geldim sign in'e yok yine uygulamadan falan giriş yapamıyorum. bu kez normal masaüstünden de giriş yapamıyorum. üyelik aldık boşuna. bence daha önemli bir detay kaçırıyorum di mi kobuzcu kız ne dersin:)

Uygulama mobil mi yoksa windows uygulaması mı? Mobilse ios mu android mi? Ya da televizyon mu?

help.netflix.com şuradan bir bakar mısınız ne önerdiğine

help.netflix.com bir de buraya

Yeni üyeliği önceden ücretsiz kullandığın mail ile aldıysan böyle bir salaklıkla karşılaştım ben de.

Sanırım bu kısıtlama ve geçiş kısmında bir yazılım problemi yaşıyorlar, ya da farkında değiller.

Müşteri hizmetlerini arayın, derdinizi anlatın.

Büyük ihtimal ile daha önce netflix ile kullanmadığınız bir mail adresi isteyip sisteme bunu tanıtacak, siz de bundan sonra bu üyelikle giriş yapacaksınız.

Uygulamayı komple kaldırıp yeniden kurmayı da deneyin bence.

finansbaba

çiğ et ve balkon... hiç mantıklı bir ikili gibi gelmedi.

Bakteriler için muazzam ziyafet

iyi yaptıysanız bozulmaması lazım ama havanın da çok sıcak olmaması gerek.

strec dis ortama acik degilse ve icinde hava kalmayana kadar vakumladiysan hicbir sey olmaz.

fluke termal kamera

Bildiğim kadarıyla sigorta yaptırmadan önce teşhis konulmuş hastalıkların tedavisinde özel sağlık sigortasından yararlanamıyorsunuz

çoğu özel sağlıkta 18 yaş altına sizin sigortadan yararlandırabilirsiniz. onu araştırın bence.

@data'nın verdiği bilgi doğru, ama hastalığın tanısının konulduğunu sigorta firması kendi kendine öğrenmiyorsa sigorta yapılıp 6 ay sonra anlaşmalı bir özel hastanede sanki daha önce tanı konulmamış gibi yapılabilir.

Bir de sadece bebeğe sigorta yapmıyorlar, anneyle beraber sigortalıyolardı yanlışım yoksa.

Çok geçmiş olsun, Allah şifa versin.

sigortanın öğrenmemesi düşük ihtimal. çünkü 3 aylıkken ağır bir ameliyat geçirdi ve uzun süre yoğun bakımda kaldı. illaki kayıtlarına ulaşırlar.

En mantıklısı tamamlayıcı sağlık sigortası. Özel sağlık sigortaları birey olmadan çocuk için poliçe kesmez. Tamamlayıcıda ise bu şart yok fakat a sınıfı hastaneler de yok. Fiyatı da daha makul.

Yalnız doğuştan gelen rahatsızlıklar kapsam dışı kalabilir. Fiyat ve bilgi almakta fayda var.

Çok geçmiş olsun çok. İnsallah bebeğiniz en kısa zamanda sağlığına kavuşur. Maalesef sigorta yapmazlar yaparlarsa da eski hastalıklardan muaf tutarlar ve sigorta primi çok yüksek olur. Yine de isterseniz sigirta acenteleriyle bir görüşün. Sanırım en mantıklısı sizin icin babasının ya da annesinin sgk sini kullanmak olacak. Söyle bir şey vardı mesela eşime Allianz sigorta yaptırmıştım bebegimiz doyduğunda ilk 15 gün içerisinde sigorta yapılırsa ömür boyu yenileme garantili Allianz bebeği olma hakkı veriyordu. Belki sizin özel sağlık Sigortasinin da bunun benzeri bir boşluğu vardır ya da yaptırdığınız testler de hastalıkla ilgili bir şey girmediyse doktor yine Sigorta yaptırabilirsiniz. Maalesef bunu pek sanmıyorum ama :/ insallah bir cozum bulursunuz

Cok gecmis olsun. Ama sigorta yapmazlar, bulurlar hastaligi. Umarim hic gerek kalmadan bebeginiz cabucak iyilesir

küçüğün o rahatsızlığı ve o rahatsızlığa bağlı olarak çıkabilecek diğer sorunlar muaf tutulur.
Umarım kısa süre içinde hiçbir önemli hasar olmadan sağlığına kavuşur.
anadolu sigorta 18 yaş altını ebeveyn olmadan sigortalayabiliyor.

24 mbps geymır kardeşim
selam ve dua ile

gamer insan 4k porno izler sabah akşam o yüzden en az 100mbps diyorum.

selam ve dua ile.

oyuna göre değişir ama asıl önemlisi ping ve loss değerleri.

Dolunay kılıcın varsa 24 meabid. Yoksa 20 meabid yeter. Hayırlı kantırlar.

hayret kimse bahsetmemiş. öz hakiki geymırlar için önemli olan internet hızı değil pingdir. dünya kadar bağlantı hızım olacağına 10 mbps internet olsun ama ping 1 olsun.
hayırlı forumlar.

gamer adam online modda takılmaz single modda takılır.

yeni nesil oyun platformları (donanım kiralama mantığındakiler) için bence en az 100mbit. Hatta oyun falan bir kenara bence 2020 yılını yaşadığınız şu dünyada bir hanenin en en yavaş bağlantısı en az 100mbit olmalı. Aşağısı kesinlikle çağın gerisinde kalmak.

geçen yıl şubat ayında sonuçlanan davanın kararı mayısta çıktı, haziranda istinafa giden sürece girildi ve hala atama bekleniyor.

buradan pay biç.

hukuk mahkemelerinde (iş - aile vs) bu süre 30 gün imiş.
avukatın takip etsin.
artı olarak uyap üzerinden de takip edebilirsin.
olmadı arayıp taciz et nerde bu karar diye.

her gün uyap'tan kontrol ediyorum, teşekkür ederim cevaplar için

genelde en geç 1 aya kadar çıkar. bu arada iş mahkemesi kararlarında kesinleşmesini beklemek zorunda değilsin hemen icraya koyabilirsin.

Mevcut yerinden memnun değilsen ve iş fırsatı varsa değiştir. Ama diğer yerin kafana yatması lazım. Aksi halde çok sık iş değiştiren biri olmak maalesef iyi karşılanmayan bir durum. İş bulmadan istifa etmek de günümüz şartlarında çılgınlık.

memnunn değilim, zaten işe girdiğimden beri alternatif araştırıyorum

cevap net ki burada, direkt ayrıl ve diğer tarafta başla işe

Watt, Fahrenheit, Richter..

Nikola Tesla - Tesla bobini
Michael Faraday - Faraday kafesi
Rudolf Diesel - Dizel motor

Alzheimer, parkinson gibi hastalıklar da var ama teknoloji sayılmaz.

arf değişmezi - cahit arf

sayılır mı ?

Serbest anket yapıyorum dostlar, bütün cevaplar sayılır :)

Beklediğimden daha çok varmış. en.wikipedia.org

Pasteur vardı

Celsius, Kelvin --> sıcaklık
Amper --> akım
Volt --> gerlim

Keleş

Behçet yanlış örnek. adam kendisi vermiyor bunu, bilim çevresi o şekilde isimlendiriyor. Burdaki bazı örnekler de öyle.

Aha buldum adımı da verdim oh mis demiyor çoğu. Genelde isimlendirmeyi diğer insanların kullanımı belirliyor.

Evde erkenden işe okula giden birileri varsa seni zorla kaldırmalarını isteyebilirsin ben öyle düzeltmiştim uyku düzenimi

biraz da kendi kısır döngümden örnek vererek kendi yapamadığım şeyleri tavsiye edeceğim.
akıllı telefon kullanmak gibi bir mecburiyette değilsen onu birine ver ve kaldırsın. yerine eski nokia 1100 tarzı bir telefon kullanabilirsin. çünkü cep telefonu ciddi bir şekilde zaman sömürüyor ve 24 saatin 6 saat gibi geçmesinde rol oynuyor.

keza bir diğer şey de bilgisayar. bunları ortadan kaldırınca büyük oranda zaman tasarrufu edebilirsiniz. yalnız yaşamıyor ve aileniz bu ders çalışmanız konusunda destek veriyorsa bu kısıtlandırma konusunda onlardan yardım alın. çünkü irade, enerji gibi sınırlı bir kaynak. yani benim iradem güçlü kendimi kısıtlandırabilirim şeklinde düşünmeyin. irade gücünüzü başka şeylere kaydırın.

bu tarz şeylerde önemli olan bir diğer durum da motivasyon. yeteri kadar inanır ve kendinizi adarsanız döngüye girmeniz kolay olur. gündem, eksisozluk, sosyal medya gibi şeylerden kendinizi soyutlayın çünkü bu etmenler sizin motivasyonunuzu parçalar. "okuyup da ne olacak, sınavı bitirsem ne olacak.." gibi tonla soru kafanızda yer eder. halbuki, haksız yere bir yere gelenler dışında, hakkettiğini alan insan da var epey. o yüzden olumsuz haberler size ket vurmasın.

uyku düzenini uyku atlayarak yerleştirebiliirsin. gece uyumuyorsan o gün geceye kadar uyuma, gece külçe gibi kalır uyursun. inat edeceksin. ayrıca bu kadar sınırları belli program yaparsan uyman da zor olur, robot değilsin. uyku düzeninden ve zararlı alışknalıklarından başla

Soru başlığını okur okumaz 'Kalk saatini düzenle' diye düşündüm. Sen olayı çözmüşsün. Kalk saatini düzenlemekle başla. Bu seneyi salmak yanlış düşünce. Kesinlikle çalıştığın boşa gitmeyecek ve fazladan bir sınav tecrüben olacaktı. Niye böyle bir imkana sırtını döndün?

eğer sanayide elin yatkın ve düzgün iş çıkartıyorsan devam et boşver üniversiteyi falan. çok daha iyi kazanırsın ve abuk sabuk insanlarla uğraşmazsın.

Hepinize çok teşekkür ederim, bilgisayar kullanmıyorum, bu sene sağlam net yaparsam İstanbul dışı bir yer gelecekti ve aile baskısıyla şehir dışında okumak zorunda kalacaktım. Bu yüzden bu sene fazla üzerine düşmedim. Uzun uzun yazan arkadaşlar olmuş, herkese çok teşekkür ediyorum çok sağ olun. Son olarak üniversite okumak istiyorum sanayi bana göre değil. İnşallah en kısa zamanda her şeyi düzene sokacağım. Telefonla pek işim olmuyor zaten köşeye koyup bırakıyorum :)

İyi biliriz. Birkaç sene önce kullanmıştım, bir daha kullanırım. Tv kanalı falan olan bir paketi vardı. TTNet'in falan yarı fiyatına aynı hız falandı. Kesilme ve yavaşlama sorunu da pek yaşamıyorduk. Tabi şu anda kullananlar daha iyi bilir.

Geçen seneye kadar kullanıyorduk gayet mutluyduk kendisiyle, evi değiştirince geldiğimiz yerde yoktu kullanamadık, zaman zaman özlediğim oluyor.

24 ay taahhütle makul bir fiyata hem televizyon hem de 100mbps internet hizmeti alıyorum. Çok memnunum. Ama bölgeye göre değişebilir tabi.

İyi bilirim 7-8 sene sorunsuz kullandık

ilk uzan ankara'da bizim bölgeye getirmişti, 20 sene falan oldu :D bir sıkıntı yaşamadık büyük denilebilecek

bölgeye göre değiştiğini söylüyorlar. Ben taşındığım zaman komşulara sordum hepsi çok memnundu bende aldım 3 yıldır beraberiz bir hatasını görmedik iyi çalışıyor. Kota az gelir falan diye düşünüp yüksek paket almayın bu sırada. Kotanız dolunca 20 liraya extra 100 gb o aya özgü alabiliyorsunuz. 10-25-50 gb de 10-15 liraya extra alabiliyorsunuz. Müthiş rahatlık.

Bir yerde Kablo net var ise o kullanılır. Yoksa kablo net olan yere taşınılır.

çok memnunum

uzun yıllardır kullanıyoruz hiç problem yaşamadık. fiyat performans hiç üzmedi

2012'den beri kullanıyorum, hiç sorun yaşatmadı.
bu süreçte üç kere taşındım, üçünde de sıkıntısız şekilde transferi sağladılar.

yakın zamanda kablonet övmüşlüğüm var, yine buraya usulca bırakayım:
www.eksiduyuru.com

zaman icinde farkli sebeplerle tüm servis saglayicilari kullandim, su an yine kablonete döndüm. hic düsünmeden kablonet alin, kablonet yoksa internet bağlatmayin.

Önceden yağan ve yer altında biriken sular belki baraj gölüne doluyordur (yine yer altından). Aynı şekilde kar suları da geliyor olabilir. Tahmin sadece.

kar suyudur yüksek ihtimal

Süzülme süresiyle ilgili.
Bu dökümana bakabilirsin. acikders.ankara.edu.tr

Erzincan güvenli kücük bir sehir. Tam kafa dinlemelik bir yer. Fazla Ekşınlık bir seyi yok yani. 1 tane kücük carsisi var. Bunun disinda söylenecek bir seyide yok :)

havası yazın terletmez, merkezi dümdüz, çevresi dağlık

hiç bir şey yok. memura uygun bir yer. çok rahat para biriktirirsin. ama zaman geçmez. güvenli bir şehir 3. ordunun merkezi ve mit vs var. kışları erzuruma göre daha yumuşaktır.

mutfağı da benden olsun, eti çok lezzetlidir, özellikle döner tavsiye ederim.

askerliğimin bir bölümü erzincan bir bölümü kars sarıkamışta geçmişti erzincan kışı gibi hiç bir yerde öyle bir soğuk görmedim..
kulak etimin komple soğuktan döküldüğünü biliyorum..
h.sonları askerler çarşıya çıktığından ahalisi pek ortalarda görünmüyor çünkü çok biyik bir topçu tugayı var.

kulak arkana niyetlenmişlerdir :)
şaka biyana 2017 sonrası iş değiştirmelerde brüt maaşı eksik gösterdiniz diyip vergi cezası kesmeye başladılar.

ben gitmedim henüz, beni de çağırdılar. sonuna kadar gitmemeyi planlıyorum. nasılsa iptal olur ya da af gelir.

Ben 2014 yılından itibaren aynı firmada çalışıyorum.

Korktum işin açıkçası. Bir iki kere bets10 falan oynadım ama sonra yasa çıkınca oraya da bulaşmadım. Dedim acaba ondan mı arıyorlar. Ki kaldı ki oradan da aldığım para maksimum 200 - 300 TL. :)))

paparadan yatırılmıştı

görüş için geldiler ise gitmenin sizin için bir problemi olmaz, hatta ileride oluşabilecek problemleri de engelleyebilir. Belki kurumunuz ile ilgili de bir durum olabilir.
@hosein iş değiştirmede ortaya çıkan basamak farkı için cezalar vs gelmeye başladı evet. Hatta yazdan beri geliyor parça parça ama bu durumdan pek bir kurtuluş olmuyor. Eğer siz görüşe gitmezseniz ve belge vermezseniz, vergi takdir kurulu doğrudan hakkınızda karar alıyor ki bu sefer ceza ve ödeme miktarı daha da artabiliyor. Ondan sonra ceza ve ödeme tebliği geliyor, vaktinde ödenmezse de direk e-hacizi koyuyorlar. KYK ödemeleri gibi davranmıyorlar ve gözünün yaşına bakmıyorlar.
Etraftan çok kişiye geldi, gidip görüşenler, ilgili dönemlerde eğitim harcaması gibi indirebileceği harcaması bulunanlar veya işi takip edenler, uzlaşma ve taksitlendirme ile bir şekilde hallettiler. Kulak arkası yapan bir iki arkadaşın da e-haciz ile uğraştığını duydum.
olayı takip edin, uzlaşma, taksit, indirim vs. haklarınızı kaybetmeyin.

mükellef veya yakın zamanda ev, araba alıp satmadıysanız bilgi isteme amacıyladır. İstenilen bilgiyi verirseniz ceza kesilmez

Vergi denetim kurulu ücret basamak vs. Konularla ilgilenmez. Bu işler vergi dairesinin işleri

Yakın zamanda ev aldık. Ancak ev annemin üzerine ama ikamet eden ve krediye kefil olan benim. Bu durumda da bana böyle bir istek gelmesi normal mi. ?

Bundan dolayı çağrılacağınızı sanmıyorum. Çalıştığınız yer ile alakalı olabilir .

sonuçta hayvan tel çitin içinde, adamların kendi arazisi.

ancak hayvan geceleri çok havlarsa belediyeye haber verip ses ölçümü isteyebilirsiniz. bu durumda belli desibel üstünde ise hayvanı göndermek zorundalar.

bu olayda en masum canlının köpek olduğunu düşünürsek zehirli bişey vermeyin sakın. zaten büyük ihtmalle tüm bahçeyi gören kamera vardır.

hayvan tel çitin ve arazinin içinde, serbest değil.
sabahlara kadar havlama durumu yok.
kimseye saldırmamış.
bir bekçi köpeğinin yapması gerekeni yapıyor, adam da firmasını ya da arazisini korumak için almış hayvanı belli ki.
ki köpeğin bir suçu zaten yok, ortada suç teşkil edecek başka bir şey de yok.

benim köpeğim hayattayken de bazen beklemediğim anda havladığında yerimden sıçrardım.
bu normal bir şey yani, insan kendi köpeğinin sesinden de irkilir bazen.

yakın çevreye "dikkat köpek var" tarzı birkaç levha asılabilir, insanlar bilir orada köpek olduğunu.
beklentiniz nedir anlamadım.
bir şey yapmayın, hayatınıza devam edin.

bilgiler için teşekkürler. Köpek gündüz bağlı 5 den sonra ise arazide serbest geziyor. hem köpek gelip sadece havlamıyor çite tırmanır gibi yükseliyor görüntüyü anlatmam mümkün değil, gerçekten korkunç. Geçen yaz gece bir kız korkudan kendini yola attı az kalsın araba çarpıyordu ayrıca kaldırımı kullanan herkes şikayetçi. Bunların yanında yolun karşısında da kaldırım yok yani karşıdan yürüme gibi ihtimalleri de yok insanların.

Son olarak kaldırım tarafındaki çit 1 metre yani köpek istese bunu aşabilir.

@hosein köpeğe neden zehirli bir şey verelim, cani miyiz?

Kanunen Kopek citten atlayip da birisine zarar vermedikce veya yapilan ses olcumunde kopegin tahliyesi ile ilgili bir karar cikmadikca kopegin sahibi de kopek de ozgurdur. Her ne kadar les insanlar ve her ne kadar korkunc bir kopek olsa da.

bence bunun bir kuralı olmalı. yani yapılan eylem özel mülkiyetin içerisinde kalıyor olsa da etkileri dışarıya rahatsızlık verici ise bunun bir yaptırımı olmalı.

örneğin ben kendi özel arazim içinde çukur kazıp içini bokla doldursam, bütün mahalleyi bok kokutsam "kendi arazisi içinde çukur kazmış, özgürdür" diyebilir miyiz? ya da ateş yaksam, alevler dışarı çıkmasa da dumanı mahalleyi mahvetse "kendi arazisini yakıyor, özgürdür" diyebilir miyiz? ya da kendi özel mülküm olan arazinin içinde dururken, elime aldığım ruhsatlı av tüfeğimi gelene geçene doğrultup korkutsam, tüfeği terminatör gibi şlak şlak diye kurup sokaktan geçenlere nişan alsam, ya da daha beteri kurusıkı mermi ile bam güm ateş etsem "kendi arazisinde oturmuş eğleniyor ehehe, birini vurmadığı sürece istediğini yapar" diyebilir miyiz?

kendi özel mülküm olan evimin balkonunda, taşıma ruhsatlı tabancamla, sadece ses çıkaran, mermi atmayan kurusıkı tabancamı taktaktaktak diye saydırsam kimse" kendi özel balkonunda eğleniyor" diyip geçmiyor, anında polis geliyor değil mi? rahatsızlığı, korkuyo veren köpek olunca bunun istisnası nedir?

"çevre huzurunu kaçırmak" şeklinde bir hukuka dayandıramaz mıyız bunu?

@kibritsuyu arkadaşım teşekkür ederim anlatmak istediğim bu idi. Adam kendi arazisi içinde ama 3 tarafında sokak cadde var ve insanlar kaldırımları kullanamıyor. Bir tarafında site var ve sitenin içinde çocuklar korkudan gezemiyorlar. Adam kendi arazisi diye bunları yapma hakkı olabilir mi? Bence de olamaz. Ama cevaplardan gördüğüm kadarıyla da halkımız kanıksamış durumda bunları.

kredi kapatmak için kredi çekince bankaların uygulamaları biraz değişiyor diye biliyorum. 6 kredinizden bitme tarihi en yakın olan kadar vade ile kredi çekebilirsiniz örneğin. ayrıca bu durumda sizin elinize para geçmiyor, doğrudan kredileri kapatıyorlar. en iyisi maaş bankanızdaki bir müşteri temsilcisiyle konuşmanız.

yıllar önce ben de bu haldeydim. beceremedim toplamayı vermemişlerdi kredi. sürüne sürüne bitirdim kredileri.
sorması ayıp 150bin kredi nedir 6 farklı kredi üstelik. bence mantalitenizi de gözden geçirin.
ben kredi kartlarını kapadım, kendimi eve kapadım resmen, sürekli evde yiyip sosyal hayatı sıfırladım anca öyle bitti.

tek bir bankadan hepsi için kredi çekmek yerine, bankaların kendi içlerinde bu işlemi yapmaları daha risksiz ve genelde yardımcı oluyorlar.
yani garanti kendi içindekileri, qnb kendi içindekileri birer krediye düşürebilir.
aylık ödeme daha az oluyor o şekilde dediğiniz gibi.
tek değil, ama en azından iki ayrı bankaya birer krediniz olur.

yalnız geçtiğimiz aylarda yapıkredi'den çok küçük bir üçüncü kredi çekerken "daha çekebilirsiniz, limitiniz var bankamızda" demişlerdi.
çekmedim lazım olmadığı için.
sonra üç kredi yerine bir tane olsun diye yapıkredi'ye bu işlemi yaptırdım ve geçenlerde yine küçük bir şey lazım olduğunda kredi vermedi.
yani bankaya aylık ödemem oldukça düştüğü, bugüne kadar tek bir şeyi aksatmadığım halde nedense böyle saçma bir şey oldu o kredileri tek krediye düşürdüğümde.
o da aklınızda bulunsun.

Aradığınız ürün: “borç transferi kredisi”
yalnız bu tarz bir ürün krediniz bitene kadar sonraki kredi ihtiyaçlarınızda çok olmasa da bir miktar olumsuz izlenim yaratır bankalarda. Memzuç denen bir şey var. Tüm bankalar ödeme performansınızı orada görür. Yapılandırma yaparsanız bu krediye; “aa ödeyemedi mi de böyle bir yapılandırma yoluna gitti” denebilir.

Pegem ve çıkmış sorular yeterli bence

paragraf için ezberbozan'ı övüyorlar.

bol bol kitap okuyun, özellikle de deneme okuyun.
iyi denemeydi montaigne geyiği bir yana, paragraf sorularının ana kaynağı denemelerdir. türk yazar için nurullah ataç, yabancılardan ise bu tarzın yaratıcısı montaigne ile başlayın.

şu sıralar öznur saat yıldırım'ın paragraf soru bankasını çözüyorum ben, gayet iyi bence.

Ales tabii ki.

Bu ezberbozanı al pegemin başka bişey çözmene gerek bile yok yeterince güzel soruları var ama ben kavramam çok çözmem lazım dersen VIP serisinden uzak dur yanlış çoğu soruların ona göre git taktiklerle paragraf diye bi kitap vardı sanki onu filan çöz..

işleri farklı zamanlarda yaptıysan öyle denk geldi de. farklı işlerse farklı işler olduğu için 2 defa ayrı yaptım de.

10x’lik işlemi ikiye siz mi böldünüz bilerek anlamadım. Atıyorum 10.000 usd’lik para transferi için yönetici onayı gerekiyordu da siz yönetici yok veya müsait değil diye 5-5 mi yaptınız?

aceleden bir anlık olarak bu işlemi bu şekilde yaptığımı, hatamı geç fark ettiğimi ya da siz belirtene kadar fark etmediğimi, tekranın olmayacağını yazarım. daha önce hiç yapmadım böyle bir şey gibisinden detayları eklemem, çok savunma odaklı bir yaklaşım olur.

@avatar, belirtmeyi unuttum. işler aynı ve aynı gün. zaten oradan tespit edildi diye düşünüyorum.

@irene, aynen öyle.

alttan alma ama sebebi varsa bildiğin veya potansiyel, o şekilde açıkla.

ezilme. işlemler 10x bandında olmadığı için sanırım atladım prosedürü de geç.

Hata yapmış olmaktan da korkmayın. Sehven oldu de, yönetici ile yuzyuze görüş. Uyuz birisi değilse hallolur.
Arkadaşım tüm Türkiye çapında bayilerin komisyonunu yanlış hesapladi, sonra ortaya çıktı (hemen peşine) yönetici yardımcı oldu, bir sonraki ay mahsuplasma ile çözeriz dediler.
Üstteki adama da çok bağlı yani

bölmeyi yasaklayan bir mevzu (yasa, yonetmelik, vb.) yoksa geciniz. varsa durumu neden yaptiginizi aciklayin. dogruyu soylemekten basiniza bir sey gelmez. sistem acigini birakanin da bir bildigi olmali.

keşke hata yapmış olsaydım. hata yaptım diyecek bir yanı yok malesef. ama ben işlemle uğraşmamak için onaydan kaçtım.

ama ben yine de ezilip büzülecektim. yazılanlardan da sonra yarın daha dik dururum diye düşünüyorum.

Ezilme ama ezilsen de yalana baş vurma. En fazla doğruyu farklı açıdan dile getir. Yalanlar kuyrukludur ve illaki sana bir yerde dolanır. Öz saygını kaybetmen de cabası.

once islemi 5x saniyordun, yaptiktan sonra hemen eksik oldugunu fark edip 5x daha yaptin?

@in vino, malesef o da olmuyor. 5x + 5x olarak girdim sisteme aynı anda. fark ettiğimde düzeltme şansım da olurdu.

o zaman bire bir bazenuyur +1 diyorum.

Denetimden kasit banka calisaniysan ve bulan teftisse ezilme dik dur diyenlere bakma, basina daha buyuk dert alirsin, is yogunlugundan is gorulsun diye yaptigini bir suistimal niyetin olmadigini soyle. Bulan bagimsiz denetim firmalariysa dik durabilirsin

5x ken o an 5x daha gerektiğini farkettim ve +5x olarak devam ettim. Onay sürecine girmesi gerektiğini o an düşünüp baştan 10x olarak yapmamisim. Bir dahakine dikkat ederim. Bu kadar.

dürüstçe anlat işin aciliyeti sebebiyle yaptığını, müşterinin çok sıkıştırdığını, mecbur kaldığını söyle.
atıyorum müşteri mal gümrükte acele ödeme istedi ben de mecbur kaldım. bidaha tekrarlanmayacak de.

önc 5 yaptın sonra 5 daha ekledin. o sırada 10 yapsan onaya gideceğini ve öyle yapman gerektiğini düşünemedin. "ne fark eder ki ha iki beş ha on" dedin ve silmeye üşendin, yapıştırdın geçtin. bence böyle açıkla.

satınalma talebi açarken yaptın bunu sanırım.

yalana basvurma, kendine saygini kaybetme. hem onlar da bilsin sistemin acigini. acil durumlarda belki baska prosedur getirirler.
hem bu acigi kullanmak istesen birden fazla kez kullanirdin. bir defa yaptigini, sebebini ve cok pisman oldugunu vs belirt. bence bir sey olmaz.

Acıbadem var bende çok memnunum, 4500 TL ameliyat oldum tek kuruş ödemedim.

2000 TL ö.s.s

çok yanlış bir şeyler var :) istifa edip ihbar süreni doldurmadığın için senin tazminat vermen gerekir firmaya. Ama genelde firmalar 1 hafta içerisinde salarlar, tamam gelme derler.

Ben aslinda ihbar suremin sonuna kadar calismak istiyorum. Fakat firma yok yarin gelme derse diye emin olmak istedim. O zaman ne yapcam:)

işe gitmeyeceksin ve çalışmadığın için de parasını alamayacaksın o sürenin.

2 haftalık ücretin ödenir. sana işten çıktığın günün ibrazını yapmaları gerekiyor. ona göre de ertesi gün diğer firmada başlayabilirsin.

İhbar süreni erken bitirirlerse kovmuş oluyorlar. İhbar tazminatını vermeleri gerekir bu durumda.

Bu arada ihbar süren 2 hafta ama iş arama iznini kullanıp 8 iş gününde tamamlayabilirsin. Yine de 2 haftalık maaş alırsın.

evet öncelikle 2 hafta ihbar süreniz var. ihbar dolmadan git derlerse kovmuş oluyor denmiş, ilk defa duydum. ihbar niye var? 2 tarafı da korumak için var. işveren ihtiyaç görmüyorsa seni ihbar süresince tutmak zorunda değil. siz istifa ettiğiniz için tazminat falan alma durumunuz yok.

Ne ihbarı ne tazminatı?
Hemen bırakmak istersen işverenin 2 haftalık ihbarı talep hakkı var.
İstifandan sonra İsterse hemen çıkartır, para falan da vermez. Niye versin?
Google’da bile basit bir aramayla bulabilirsin.

Yukarıdaki arkadaş yanlış bilgi vermiş

ben 2 hafta ihbar sürem boyunca çalışmak istiyorum diye açıkça belirtmişsen ve işveren 2 hafta çalışmana gerek yok deyip aynı gün çıkış işlemlerini yapmışsa ihbar tazminatına hak kazanırsın.

ihbar tazminatını iş sözleşmesini sona erdiren taraf öder. sözleşmeyi sona erdiren taraf siz olduğunuz için işverenin ihbar ödeme zorunluluğu yok.
okumayi sevmeyen okur, surprise, otopsicocugu +1

ben 2 hafta ihbar sürem boyunca çalışmak istiyorum diye açıkça belirtmişsen ve işveren 2 hafta çalışmana gerek yok deyip aynı gün çıkış işlemlerini yapmışsa ihbar tazminatına hak KA-ZA-NA-MAZ-SIN

daha da cevap yazmayacağım, çünkü bilen bilmeyen herkese laf yetiştirmek zor bu mecrada.

ihbar tazminatına hak KA-ZA-NIR-SIN.

@otopsiçocuğu
böyle bir davayla karşılaştın mı ya da bu konu hakkında herhangi bir araştırma yaptın mı?
iddianı destekleyecek herhangi bir yüksek mahkeme kararı ya da mevzuat sunabiliyor musun?

ben sunabiliyorum
drive.google.com

Bosch-Siemens aynı fabrikadan çıkıyor diye biliyorum. Bütçeniz ne kadar?

internetten tv aldım. adam kurmaya geldi servis yani. abi ya bunu ne kadara aldın dedi, söyledim. vay bee çok iyi almışsın ya hiçbir bayide yok bu model olanlar da çok fazla fiyat çekiyor nasıl aldın bu fiyata dedi. dedim internet. aaaa valla ben de bunu almak istiyodum da güvenemedim falan. bunu diyen adam benim fıstık gibi sorunsuz tv'mi kurup gitti. sözün özü bayinin insafına kalmak internetten daha kötü sorunlu ürün teslimi konusunda.

bulaşık ve çamaşır makinesi arçelik-beko al geç. buzdolabına göm bütün parayı. yerli üretim bosch'lara da para verme ama gidip de sırf bosch yazıyor diye.

arcelik tavsiye ederim. servisleri yaygin ve daha uygundur fiyatlari muhtemelen. arcelik-beko-grundig bir cok urunumuz var ve hic sorun yasamadik

bütçem ortalama,
bulaşık çamaşır için ortalama 5, buzdolabı da 3-4 civarı diye düşündüm..
ankastre için de 3500 fiyat aldım yine arçelikten

Ben ucuz yollu Altus aldım eğer bütçeniz uygunsa Altus alın. Arçeklik garantili.

buzdolabı samsung çok iyi.

Her şeyimizi bekodan fırınımızı arçelikten aldık. Memnunuz.

bosch çin'de, siemens halen almanya'da üretiyor. ben siemens tavsiye ederim.

daha yeni aldım çamaşır ve bulaşığa toplam 4700 verdim. çamaşır 9 kilo, bulaşık iki programlı.

hangi modelleri aldınız bekoda ve siemenste?

İlk olarak Miles & Smiles üyesi olmanız gerekiyor. Üyelik ücretsiz. Size bir kart gönderiyorlar. Bu kartlar uçuşlardan elde ettiğiniz Statü Millerine göre sınıf atlıyor. Kart sınıfı ile ilgili tüm bilgiler şurada var: www.turkishairlines.com

Yurt içi uçuşlarda CIP salonuna girebilmek için minimum Classic Plus üye olmanız gerekiyor. Bunun için de 25.000 statü mili biriktirmeniz gerekiyor. ABD uçuşları için alınan statü milleri uçuşa göre ve biletin sınıfına göre değişiyor. Star Alliance üyesi tüm uçuş şirketlerinin biletlerinden mil kazabiliyorsunuz. Ancak THY ile kazandığınız miller diğerlerine göre fazla. ABD uçuşundan iyi mil kazanacağınız için ben 6. uçuşta falan classic plus üyesi olursunuz diye düşünüyorum. Ama değişiyor dediğim gibi.

Yurt dışı uçuşlarda CIP salona girebilmek için de en az Elite üye olmanız lazım. Bunun için mil sayısı fazla.

Mil toplamakla vs ugrasmiyim derseniz 5-6bine elit uyelik satanlar var. Direkt olarak karti elit'e yukseltebilirsiniz. (Elit plus uyeleri 40.000 mil karsiligi 3 kisiye verebiliyor bunu)

Yukarıdakilere ilaveten; şirketler yönetici ve çalışanlarına yönelik olarak Corporate Card satın alarak, Cip salonlarını kullanabiliyorlar.

amerika'ya bussiness uçarsanız tek seferde alırsınız CIP

onun dışında zaten yeterli bilgi verilmiş.
yurtiçinde en fazla 600 mil alırsınız. 25k için varın hesap edin kaç kere uçmanız gerektiğini

Benim bildiğim kadarı ile kartta sınıf yükseldikten sonra o sınıfta kalabilmek için uçuşlarin aynı yoğunlukta devam etmesi gerek. Yani bir kere classic plus oldum senede bir iki kere yurtiçinde ucayim derseniz olmuyormuş. Bana böyle söylemişlerdi.

açılın ben elit'im
öncelikle 25 bin değil 40bin statü mili gerekiyor (alışveriş mili geçersiz özel kampanya hariç, uçuş mili olacak)
10 senedir çok bol uçuyorum, bi ara elit plus bile olmuştum sonra biletlerin sınıflarına göre milleti bi değişti ortada kaldık, elite düştük.

elit plus tanıdığın varsa hediye edebilir sana ama 40 bin milinden olur.

(1 kerede elit olduktan sonra da 2 sene içinde 30 bin mil daha toplaman lazım ki devam etsin, oldum bitti de olmuyor, en fazla 2 sene içinde uçmazsan düşüyorsun)

100 TL'ye tuvalete bile gidemezsin hocam, min. 200 gözden çıkart.

150 tl bari deseydik :/

Rıhtım civarı olur derseniz Hush hostel'e bakabilirsiniz ama tarihler önemli, hafta sonu gayet zor. Tam Acıbadem'de imkansız diyebiliriz sanırım.

www.airbnb.com.tr