Kötü Kedi Şerafettin zaten yeni bir karakter değil ki. 20 yıla yakın geçmişi var ve sahnelerde buna dikkat edilmiş olabilir. Ha dersen ki, 5-10 yıl önce olmayan şöyle güncel bir şey var animasyonda, o zaman tezat oluşturabilir.

film 20 yıl öncesini anlatıyor. ama çok tezat şeyler var. kia rionun yeni modeli, vestel televizyon, cep telefonu vs. sırf reklam alabilmek için ortamın havasını bozmuşlar bence. ama dediğim gibi film 20 yıl öncesinde geçiyor. her şey ona göre tasarlanmış.

@candanag

ben de biliyorum eski bir karekter olduğunu. ben de ilk başta böyle düşündüm ama zaten sıkıntı burda. bir sürü akıllı telefonlar; kulaklıklar vardı. hatta markası bile vestel'di bunların. Ama polislerin arabalar da toros. garip bir tutarsızlık vardı bu tarz detaylarda.

aynen bende öyle düşünüyorum. o yüzden ben daha önceden bu ikisini kullandım. memnun kaldım ikisinde de

www.instagram.com

www.cicekdiyari.com

beşiktaş - yıldız çiçek evi

www.yildizcicekevi.com

e devletten hocam.

son 1 yılda 90 gün prim ödemiş olma şartını taşımıyorsan devam etmeyebilir. taşıyorsan 100 gün daha yararlanabilirsin.

işten ayrıldığınız anda sigortanız işlemiyor. "şu kadar çalıştıysan 10 gün daha devam eder, 100 gün daha devam eder" gibi durumlar eski yasadaydı. artık öyle bir şey yok. iş yeriniz ssk'ya çıkışınızı bildirdiği an sigortanız kesiliyor.

@beyazfil tamam sigorta kesiliyor da sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı da mı kesiliyor?

sgk sitesine göre kesilmiyor.

www.sgk.gov.tr

turkiye.gov.tr'den "SPAS Müstehaklık Sorgulama" ya girin "Müstehaktır, provizyon alabilir." yazıyorsa sorun yoktur. yazmıyorsa sgk müdürlüğüne gidip durumunuzu öğrenebilirsiniz.

sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı kesilmiyor. parasını ödüyorsunuz. tüm muayene, tetkik vs. hepsine fahiş ücretler alınıyor.

sgk'da yazılan güncel olmayabilir. Direkt il sağlık müdürlüğünden edindim bilgiyi. Aynı sorunu ben de yaşadım ve devlet hastanesi aciline kan tahlili için 170 lira borçlandım.

Şimdi baktım turkiye.gov.tr den, GSS borcum çıktı (askerlikten dolayı) Provizyon verilmez yazıyor. Ben bu borcu ödemeden hastanede ücretsiz muayene olamayacağım sanırım?

"Bakanlar Kurulu kararında prim borcu olup olmadığına bakılmaksızın, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına ait sağlık tesisleri ve devlet üniversitelerinin sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinden sağlık hizmeti alabilecekler. 31/12/2015 tarihine kadar sağlık tesislerimizden ücret ödemeden yararlanabilecektir."

gelir testi yaptırıp borcu ödemeden muayene olamıyorsunuz maalesef. özele gidin daha iyi. hemen hemen aynı ücret ödersiniz.

(bkz: yeni türkiye)

sizin sigortanızı hiç yatırmamış olabilirler mi? daha onceden kontrol ettiniz mi?

bizim mahalledekini çöp kutusu olarak kullanıyor vatandaşlar. baktıklarını sanmıyorum..

Ben 10 sene öncesine kadar bunları kullanıyordum.

avustralya'da gayet de kullaniliyor. turkiye'de guvenmem. hatta genelde kargo sirketlerini tercih ediyorum zarf icin bile.

super soru. benimde aklima bazi seyler takiliyor bunla ilgili,

kullanirken nasil kullaniyoruz ? pul alip bi yerden ustune yapistirip mi gonderiyoruz?

ne kadar pul gerektigini nereden bilecegiz ki ?

ne siklikla kontrol ediyorlar bu kutulari.

Almanya'da kullaniliyor hem de günlük olarak bosaltiliyor ayni zamanda, aksam vakitlerinde genelde. Zira posta kutulari da öyle, bir hafta bakma agzina kadar doluyor hemen.

Ben denedim bi kere gidiyo mu diye kendime.3yil olmustur deneyeli.gitmedi.

@bosver nicki+1

posta pulu otomatlari da var, internet siteleri de. paketse, postaysa, boyu büyüklügü vs degisken ve güncel olarak söyleniyor. o fiyata erisene kadar posta pulu yapistirmaya devam ediyor tam adresiyle gönderiyorsun.

yol üstünde benim gördüklerim genellikle bir defa kontrol ediliyor onlarin da üstünde yaziyor saat kacta alindigi. o saatte de gelip toplayip merkeze götürüyorlar. merkes postanede de böyle kutular var onlarda öglen ve is cikisi iki sefer kontrol yapiliyor. posta pulu ise postanelerden, bazi bankalardan, internetten, kirtasiyeden vs alinabiliyor. genellikle almanya ici sehir ici max 2 gün sürüyor ulastirma. köy kirsal daha uzun sürebiliyor.

yani özünde cok temiz sistem. ama trde düzgününe denk gelmedim. ayni sekilde cam geri dönüsüm noktalarinin cöp kutusu olarak kullanilmasi beni hala üzer.

seneler evvel, ilkögretimde, temayla görüsüp okulun cok noktasina kagit geri dönüsüm kutulari getirttim, müdürle koyduk, bunun üzerinden pilot proje falan filan diye cok hava da atti. bir gün gec vakit okula gittim, görevli topluyordu. ben de saniyorum geri dönüsüme verilecek. adam dedi ki biz indirip kazan dairesinde yakiyorduk onlari.

bi sene boyunca kagit dönüstürdük saniyorduk. müdür bununla övünüyordu.

fuck that shit acikcasi.

geçen bahar'da denk geliyordum, sokağımın başındaki kutu her gün 17'yi bir kaç dk geçe kontrol ediliyordu.

bir daha görmedim. zaten bizim burada atan eden yok, o yüzdendir diye düşündüm.

Avrupada kullanılıyor. İlk zamanlarda ben cidden alışamamıştım. Sokağın ortasında bir yerde çok önemli bir belgeyi bıraktım gittim diye. Ne biliyim Türkiyede hiç kullanmamıştım ama kuzey ülkelerde özellikle düzenli olarak toplanıyor ve ulaşıyor.

Amerika'da da kullanılıyor. Gidiyor gitmesi gereken. Vergi ödemesi yapmıştık onunla, ciddi ciddi para yollandı yani. Sorunsuz gitti.

@benim bir gizli bildiğim var

ben de deneyeceğim bi tane:) çok merak ettim

eski sim kartı kullanıyorsan akıllı telefonunda 4g uyumluysa değiştir gitsin. ücretsiz şu anda zaten değiştirmek. 1 nisan'dan sonra işine yarar en azından

@hononu dediğim gibi te 2004den beri olması lazım numaralar falan kaybolmasın ya bi de 4g ile simkartın ne ilgisi var.

eski sim kartları 4g'yi desteklemiyor. 1 nisan'da 4g kullanıma başladığında bu teknoloji kullanamazsın sim kartın uyumlu değilse. Numaralarını da taşıtırsın. Bir sürü yolu var artık. Orda bile taşıyabilirler. Turkcell'de var mesala numara aktarma. Ama paralıydı bu hizmet.

Android kullanıyorsan simden telefon hafızasına kişileri aktarmak için ücretsiz bolca program var

starbucks? üst katta çalışma ortamı gayet iyi.

Mambochino'nun ust kati

starbaklar çok kalabalık oluyor ya fıkır fıkır gelen giden sürekli bi hareket

starbucks yanı nero var. daha tenha

o anayol üzerinde, çarşı yolunun kenarında filan biyerler açılmıştı, oralari diyeceksiniz sandımdı. akşam oturmalık yerler heralde oralar?

benim evim gündüz boş duruyor 20TL bırak çıkarken ama komidinin üzerine :)

cupper's var biraz küçük ama geleni gideni çok olmaz

goo.gl

Balmumcuda "at origin" veya "petra coffee" var.

veriyorlar, ben 7 ay önce evlendim.

foto atıyorsun istediğine. ama kısa süreli. sonra yok oluyor. Ekran görüntüsü alınırsa haber veriyor.

cidden mi? istediğime foto atıyorum ama anladığım kadarıyla fiziki olarak o foto gitmiyor da sadece görebiliyor. ama fotoyu kaydetmek isteyip de ekran görüntüsünü alırsa karşı taraf uyarıyor sistem. yav cidden aşırı derecede saçmaymış. karşı tarafın gönderdiğin fotoyu kaydetmesini istemesem zaten göndermem. yuhhh bee. ne kadar saçma sapan uygulamalar var milyonlarca insan bunu kullanıyor. :)))

Sexting için çok kullanılıyormuş, işte kız foto atıyor gör istiyor ama kaydet istemiyor. Ben böyle duydum ama gene de saçma geliyor bana :/ ya istememesine rağmen kaydederse kızın elinden ne gelcek o zmn orda bi bug var.

Meme falan atiliyo iste.

ben o haber verme olayını hiç duymadım

Ben de anlayamadım hiç. Girme bile.

Karagargayi demonoid icin vercek yoktur herhalde.

"İcin" dogru kelime mi bilemedim! Benimki ufak bir tesekkur olabilir tabii ama karagarga davetiyesi sahibi olan birinin bunu vermesinin, verecegi kisiyi belirlemesinin kriterleri nelerdir ki? Neticede bir paylasim ortamindan bahsediyoruz. Davetiye de site uyesine paylassin diye verilen bir hak degil mi? Hayir, parayla satan varsa para vereyim

davetiyeyi verdiğin kişi sadece leech yapıp kaçarsa sen de atılma riskine giriyorsun.
karagarga'da seed yapmak imkansız gibi birşey aslında. ben hesabımın şifresini vermiştim başkasına zamanında.
alternatif aramanızı tavsiye ederim.

Teşekkürler bilgilendirme için. Davetiye veren kişinin paylaşımcı olması gerektiğinin farkındayım. Öyle olmak için söz verebilirim davetiye verene ama tabii güvenmesi zor olur. Yalnız "seed yapmak imkansız" sözünüzü anlamadım. Neden öyle bir durum var? Filmlerin indirilme sayısı az olduğu için mi? Bu arada başka hangi torrent trackerı önerirsiniz Avrupa sineması için?

Karagarga hesabı olanın zaten demonoid vs vardır ya da öyle hesap ihtiyacı yoktur pek. Anca ya arkadaşın fln sa verir.

Ya da para ile satarlar. Onu da zor bulursun bence

ben de zamanında aramıştım. karagarga için davetiyeyi mirc kanallarından bulabileceğimi söylemişlerdi. girip sormuştum pek sallamamışlardı

Tesekkur ederim cevaplar icin

5-6 saat kalmak az ama muze vs gezmeyeceginizi dusunursek normal. Yani kompakt bi tur yapabilirsiniz. Her seyi disindan gorur gecersiniz. Ama olmaz degil.

Hallstattta kac gun kalacaksiniz, merak ettim? Bir de oradaki gorulecek yerlerden tuz madenleri kapali, biliyorsunuzdur.

Tren istasyonundan otobusle ya da yuruyerek 15-20 dkda old townda olabilirsiniz.

@kuehles blondes mayıs ayında gideceğiz. açılış tarihlerine baktım. gideceğimiz tarihlerde açık gozukuyordu. 2 gun kalacağız Hallstat'da.

Tamam kisin kapali zaten. Ben yakin zamanda gideceksiniz zannetmistim, o yuzden dedim.

Hallstatt cok guzel ama sadece bi koy oldugunu unutmayin, restoran sayisi kisitli ve fiyatlar -bence- yuksek vb.
mezarligini, spor malzemeleri satan dukkanin icindeki kalintilari vb. gorun ve tepeye cikarsiniz yuruyerek falan filan.
Arabaniz olmayacak sanirim ama saatlerini denk getirebilirseniz bad ischl ya da gmunden otobuslerine binebilirsiniz. Ikisi de guzel yerlerdir. Saatlerine bakmaniz lazim ama tabi.

besiktas, carsi'da bolca var diye biliyorum.

beşiktaş akaretlerde bi tane var

beşiktaş da direk belediyenin yeri var. ıhlamurdere cad. üzerinde

www.hurriyet.com.tr

kesinlikle (bkz: hallstatt)

@ayiadam

evet söylemeyi atladım. oraya da gidiyoruz aslında gidiş amacımız orası. giderken viyana ve salzburg'u da gorelim dedik:)

her yerde yazıyodur ama nolur nolmaz, gözden kaçmasın diye. viyana'da figlmüller'de şinitzel. viyana'da gördüğüm en güzel şeydi.

(not: 1,76 boyunda, 55 kiloyum)

figlmüller +1
turistik falan evet ama sıra beklemeye bile değer bence. iki yeri var, eski olan daha güzel. bu arada belirtmek lazım şnitzel domuz etinden yapılıyor, sanırım tavuk versiyonu da varmış ama ben menüde görmedim.
vaktim olunca viyana için bazı tavsiyelerde bulunabilirim.

yurtdışı ağırlıklı uçuyor ve çok geziyorsa, miller baya hızlı birikiyor. ama yurtiçi için aynı şeyi söylemem mümkün değil

ben geçen pegasus kart aldım ing bank'tan.her harcamamı kredi kartımdan yapıyorum. zaten aidat da odemiyorum. 5-10 lira birikir en azından hiç yoktan iydir dedim valla. tek sıkıntı sadece pegasus'ta kullanıyorsun.

bende isbank maximiles var. çok iyi birikiyor. her sene rahat 2 3 bilet alıyorum. öyle aman aman da harcama yapmıyorum haa. aylık 1000 lira falan geliyor faturam.

patronda da aynı karttan var. 3 4 yurt dısı bileti almıştık. toplamda 10bin tl ederli. sonra 6 kişi için içhatlar gidiş dönüş bilet aldık millerle çok güzel oldu valla

ben de maximiles kullanıyorum. genelde tüm uçak biletini karşılayacak kadar biriktiremiyorum. ama şöyle güzel bir olayları var, avans maximil kullanabiliyosun. mesela tayland'a gidicem, avans kullanarak hiç para ödemeden alabiliyorum bileti. 1 sene sonra yeni biriktirdiğim miller veya normal para ile borcumu kapatabiliyorum, faiz de işlemiyor. o açıdan çok güzel.

avans maximil iyimiş..

aralık ayı kullanımını ocakta zamlı tarife ile keserek tüketiciye kaktırmak için beklediler.

@want2die

Aynen zaten sıkıntım da o. bütün faturaları ödemişim. bi bu kalmış. aradan uzun zaman geçince unuttum. kalan parayı da kredi kartına yatırdım. sonra cart diye 100 tl'lik fatura geldi. ben nerden bulayım o parayı şimdi.

Balkon bence

Balkon orta

tam gösterdiğin yer ise alt köşe bence

hani böyle kediyi ensesinden tutarlar da esner ya. o sayede olmuş olabilir. hiç kan bile akmamış. ilginc

adam yumruk attıktan sonra gazını alamayıp tekme atınca bir gülesim geldi ya allah affetsin sfgsg

sekiz hakkı kaldı.
derisine diş basmış eğer etine dişi bassaydı durum farklı olurdu.

katar havayolları mı:D

Kore'de dana fiyatları nasılmış ne kesecez?

İyi yapıyorsun. fiyat da bayağı güzelmiş.
Seul güzel şehir, ben çok sevmiştim. Şehrin içinde turistik yerler var, iki tane saray aklıma geliyor, çok güzeldi. Yine şehre çok yakın dağlık bir yerde budist tapınağı bulunuyor, tavsiye ederim.

Ulaşım rahat. İnsanlar genelde iyi niyetli ve modern. Tatsız bir durumla karşılaştığımı hiç hatırlamıyorum.

Yerel restaurantları mutlaka denemelisin. İsmini hatırlamıyorum ama bir cadde boydan boya küçük yemek dükkanları ile doluydu, gece geç saatlerde yemek yiyorlardı insanlar. Birilerine sorarsan söylerler mutlaka, bilinen bir yer. Bizdeki çorbacı ciğerci gibi düşün, ama kadın erkek bir arada ve birsürü dükkan yanyana.

Yanlış değilsem şehirde bayağı sanatsal faaliyet vardı. Sanat müzeleri vs.

Son olarak güneyde Jeju adında bir ada var, güzel yer. 1 saatlik uçuş mesafesinde Seul'den.

saçma sikik bi şey, niye bu kadar ünlü oldu ben de çözemedim.

Koy dotune rahvan gitsin mottosu haline geldi, kesin ergen akimidir

"götüm gibi" bişey aslında bu da...her gördüğümde gülerim yiğit in ensesine vururum "ulan sen var ya çok ib.esin" diye

az sakin olun. alt üstü popüler olmuş bi karikatür. ne siktiğiniz kalmış. ne ergen akımlığı. herşeyden nefret etmek zorunda değilsiniz.

şimdi bi tane entel abi manyak bi şey geberdim gülmekten hayvan gibi yeaa.
sonrasında moda oluyo.
herhangi bir esinlenme söz konusu değil.

Aynen koy dotune rahvan gitsin durumlarinda -ki cok sık olan bir durum- cuk oturan birsey. Ergen degolim, cevrem de degil bu arada. Populer oldugu icin nefret edilmesine gerek olmadigini da dusunuyorum.

Arkadaş ortamında, özellikle iş sırasında gergin anlarda sık sık kullandığım ve gülüp geçtiğimiz bir espridir, karikatürdür.

Zaten hepiniz marjinalsiniz amk, George Carlin sizin taşağınız olamaz.

en çok takip edilen hesaplar;

twittercounter.com

edit: yukarıdan ülke bazında da istatistik görebiliyorsun.

www.socialbakers.com

340 tl geldi. Şehir ankara

izmir sartlarında bebeğimiz var ve termeostat 23 derece cıvarında tutuyoruz 176tl geldi

59 geldi. komşular sağolsun.

Tuketim bedeli olarak 84 tl geldi kombi surekli acik, ev iyi isiniyor.

175, izmir 3 oda bir salon çok kontrollü yakıldı.

240, izmir 2 oda bir salon tüm gün 20 derece yakıldı.

istanbul 85 m2 ev. 250tl gelmiş. 3 hafta hasta evde yattığım için 2.derecede açıyordum ara ara. lodos falan derken o 250yi gördüğümden beri bir daha açmadım. mis gibi polar pijamayla takılıyorum.

240 ist. Baya yakıyordum şimdi en düşükte :) hava da iyi ama. Nasıl böyle çok geldi ama herkese?

Ha ev 75m2bu arada.

390 :)

Ev 250m2 at koşturuyoz biz, atlar üşümesin diye oldu her şey

Moraliniz düzelsin

200 TL ancak camlar kapılar açık, petekler kısık şekilde - merkezi sistem mağduriyeti. :P

432 :(

68 gelmiş. ama güya klima aldık onunla ısınıyoruz. sadece istanbul'da karın yağdığı 2 gün falan diğer odalar da biraz kendine gelsin diye yakıldı biraz. klima olmasa temiz 400-500 gelirdi heralde.

klima yüzünden elektrik de 300 geldi gerçi :( ama buna da şükür be en azından ısındık diyebildik.

252 TL.
Istanbul pendik
3 petek ev içi sıcaklığı 23.5

120. 20 gün boyunca sürekli en az 40 derecede yandı.

320:(

istanbul - 55 tl.

fazla geldi, zira geçen ay yakayım yakayım 1 hafta ancak yakmışımdır kombiyi.

190 geldi ama 1 aydan fazla 40 günlük falan. zam gelecek diye yazmaya gelmemişlerdi. tabi gündüzleri pek yanmıyor minimumda yakıyoruz.

Daha çok yiyorsun. Fiziksel aktivite bağırsaklardaki hareketleri de hızlandırıyor. Sıvı tüketimin de arttığından sık işiyorsun, normal.

Günde 20-30 fazla gibi gözüküyor, sizin yerinizde olsam bir doktor kontrolünden geçerdim.

ben günde 4 defa işemiyorum. nasıl büyüğü 4 defa yapabiliyorsunuz helal olsun valla.

@Montreal, aile hekimine sorarım bi ara.
@hononu günde altı öğün sağlıklı beslenme sayesinde.
@arnold düşüncem o yönde benim de. Hasta hissetmiyorum ama sormak istedim sizlere de.

Hayır, düşünmüyorum. Daha sakin yerlerde takılabilirsin çok endişen varsa.

ilk geldiğimde topluluk içinde tırsıyordum. sonradan alışıyor insan. deprem konusunda hala kafamda deli sorular ama. ilk fırsatım olsa bu yüzden kaçarım istanbul'dan.

Evim isime uzakken korkuyordum, ozellikle de vapur ve motor iskelesi/ metro/ otobus vs gibi toplu tasima araclarina binerken kabalalik had safhada yoruyor. Ama isime yakin tasininca mahalleden pek cikmiyorum gibi oldu, bayagi rahatladim. Haftasonu geziyoruz onda da aklime pek gelmiyor boyle endiseler.

Ama en cok deprem olayi korkutuyor, cunku depreme dayaniksiz bir ilcede oturuyorum. Su aralar istanbul'dan ziyade kombimden korkuyorum ben.

bahsettiklerinin hepsinden korkuyorum, muhtemelen bu bahsettiklerinin biri yüzünden de öleceğim. şahane hayat.

İŞİD bitse, PKK gitse biz yine sorun çıkarmaya devam ederiz. Birileri çıkar başka bir terör örgütü kurar. Terör nefretten besleniyor. Bu nedenle sorun yalnızca İstanbul'da değil, her yerde başka bir tehlike var. İstanbul, Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bu nedenle iyi ve kötü şeylerin olabilme olasaılığı da yükseliyor. Bir de ekonomik merkez olduğu için dikkat de çekiyor. Başka şehirdeki depremle bu kadar çok ilgilenmiyorlar.

Korkuyorum elbette ama nüfus fazla olduğundan kendi kafama en fazla uygun insanları da burada buluyorum.

deprem korkutuyor bir tek.

Korkuyorum. Hatta su an ofiste titreme krizi tuttu beni korkudan. Patlama sesini duydum. Pilimi pirtimi kedimi toplayıp gitmek istiyorum. Arti deprem +1

Korkmuyorum çünkü korkarsam yaşayamam.

Böyle öğrenilmiş çaresizlikli bir ruh halindeyim.

Hayatta hiç bir şeyden korkmadım. Arabayla giderken birisi bir yamuk yapsa aç kapıyı dalayım diyen bagaj maymunu gibiyim hep hazır.

youtu.be

korkmuyorum.

Korkmuyorum

asiri deprem korkumdan dolayi 2008'de nerdeyse metallica konser biletimi bedavadan verecektim baskalarina sirf istanbulda bulunmamak icin. bir de korku mu bilmiyorum, ne zaman istanbul aktarmali bir ucusum olsa hep bir an once bulundugum yerden kacip kurtulmak istiyorum. boyle bi panik havasi, her an her sey olabilir, her an orada sikisip kalabilirim dusuncesi oluyor. sirf bu yuzden havaalanindan bile cikmadan, nerdeyse butun gun pasaport kontrolun gerisinde takilmisligim var, belki en guvenli yer diye.

su son olaylardan sonra kesinlikle korkardim heralde orada yasamaya. hatta almanyadan bir grup arkadasim subatta gitmeyi planliyordu, sultanahmet falan da dogal olarak rotalarinda var. her ne kadar gidilip gorulmesi gereken bir yer oldugunu dusunsem de su donemde hala istanbula gitmeyi planlayanlara aklini mi kacirdin derim.

not: hep buyuk sehirlerde yasadim.

iş yerim ve evim depreme dayınıklı bölgelerde ve binalarda, buralardayken korkmuyorum. ancak her gün 2 sefer metro kullanıyorum. metroda bomba patlaması veya metrodayken depreme yakalanmak en büyük korkularımdan biri. veya bunlar olduktan sonra kaos çıkması, herkesin birbirini ezerek izdiham yaratması çok korkunç geliyor.

evet korkuyorum. türkiyeye ziyarete gittiğimde bile sosyal hayatım ev ile kadıköy arasında geçiyor. türkiye güzel yeaa diyen ya batıyı görmemiştir ya da görüp anlamamıştır. bu arada daha sakin yerde takıl diyen arkadaşlara söylüyorum babam neve şalom patlaması olmadan sadece 5 dakika önce o sokaktan geçmişti. ha neve şalomun olduğu sokağa gidip kaldırımda oturur tavla oynarız biz hep diyosanız onu bilmem tabi.

Olası bir depremde risk boyutu yüksek olan semtleri uzmanlar acıklamıştı oralarda yaşamama bir nebze olsun önlem olabilir.
Bomba,saldırı olayı küresel boyutta(bkz: paris 2 yılda 2 büyük katliam)

korkuyorum ama başka çarem olmadığı için katlanmak zorunda olduğumu düşünüyorum.

kalabalığa alışmışım galiba artık memleketime ya da anadolu'nun küçük şehirlerine gittiğimde caddelere yürürken çok tenha geliyor. sanki herkes bana bakıyomuş hissine kapılıyorum ama istanbul'da kalabalıkta daha rahat hissediyorum kendimi.

asosyal olduğum için korkmuyorum. gittiğim, takıldığım yerlerde saldırı sonucu ölme ihtimalim avrupa'da saldırıda ölme ihtimalimle aynı oluyor genelde. gerçi sonuçta ben de metrobüse biniyorum ama ne bileyim ya kendim için korkmuyorum. annem, kardeşim istanbul'da olsa onlar için endişelenirdim ama kendi adıma çok tırsmıyorum.

korkmuyorum. deprem de, bombalı saldırılar da, trafik kazaları da, taciz ve tecavüz de, havaya kurşun sıkan magandalar da istanbul'un gerçeği. alıştık. istersen "pis xenophobe" de ama bir şehir büyük göç alırsa böyle rezil hale gelir. istanbul hiçbir zaman bundan iyiye gitmeyecek.

ha iki ihtimal var istanbul'un daha iyiye gitmesi için. ya büyük istanbul depremi ya da bir atom bombası istanbul'a zarar verir, kalanlar yağma sırasında birbirini katleder ve yeni bir toplum oluşur burada o başka.

bir diğer ihtimal de bu kentsel dönüşüm projeleri hızlanır, yoksul ve göç ile gelen halk şehir dışına itilir yükselen fiyatlardan dolayı. yine şehir arınmış olur -tabii zenginlerin elinde kalır- suç oranı azalır.

onun dışında göç aldıkça artacak bu suç ve rezalet. sonuçta göç ile gelenler buranın yaşayanlarından daha kaliteli, daha eğitimli, daha zeki ya da daha zengin oldukları için gelmiyorlar.

No problem.

Korkmuyorum, umursamıyorum. Terör, boba, deprem pek umrumda değil.

Ya ölürüm ya ölmem. Ölmezsem sıkıntı yok, ölürsem zaten umursayanilecfğim bir şey kalmayacak.

Ignorance is bliss

Korkmuyorum

korkmamak için algılarının kapalı olması lazım. Hayatta kalmak içgüdüsünü tehdit eden her türlü sebep var burada, ama zamanla algıyı düşürüyor herhalde insanlar. ben korkuyorum. bu sebeple sokağa çıkmadığım da oluyor. Adam sırf canı istediği için, şaka diye, eğlence diye arabayla seni ezebilir ve parasını ödeyip çıkar. niye yapmasın ki.
Burada yaşaynalar olarak, toptan ruh hastasıyız bence. Bazıları aktif, bazıları pasif tarafta.

çok korkuyorum o yüzden evden dışarı çıkmıyorum. çünkü bu çok mantıklı. dışarıda araba falan ezer. bomba patlar, kafama inşaattan parça düşer. evdeyse çok güvenliyim ve ölmeyi düşünmüyorum.

Yaklaşık iki ay kadar oluyor sanırım, metrobüse gitmeye çalışırken üstgeçitte çalışan işçiler bir inşaat aletini (boru anahtarının 2-3 katı büyüklüğünde bir zamazingo ama tam onun şeklinde de değil) düşürdüler ve yaklaşık yarım saniye farkla kafama değil, ayağıma geldi. Üstgeçitte işçi olduğu bile görünmüyordu. Reklam panoları ile geçit kapatılmıştı. Eğilmiş çalışırken aradaki boşluklardan aleti düşürmüşler. Şu an hayattaysam, şansa.

Geçen sene bu zamanlar kapkaça uğradım. Bir miktar karşı koydum. Gaspa uğramadım iyi ki. Benden sonra iki kadının yakınlarda ve benzer eşgalde birileri tarafından bayılana kadar yumruklandığını, bunların ikisinin de gündüz gözü ve çok da tenha olmayan bir ana cadde üzerinde gerçekleştiğini öğrendim. İkinci kadına Facebook üzerinden ulaştım. Tabii ki aynı kişi olduğunu söylememiz zor ama montundaki ayrıntılar, vb tutuyordu. Artık geceleri tek başıma eve gidemiyorum. Evden birini çağırıyorum, kimse gelemiyorsa en yakın taksi durağına binip gidiyorum.

Birkaç sene önce bir tanıdığım alt tarafı Alibeyköy taraflarında bir yere gitmek için dolmuşa bindi. Dolmuş viyadükten çıkmış ve aşağıya düşmüş. Kaybettik o tanıdığımızı. Üstgeçite kamyon girer, yıkılır. Otobüsün freni boşalır, durağa dalar. Bunlar insanların başına geliyor ve senin-benim gibi insanlar.

Deprem konusunda, çalıştığım yer deprem yokken bile zor duruyor. Bir güvenlik camı vardı. O camın kırılması binanın yerinden oynadığı anlamına gelecekti. Cam kırılalı 5-6 sene oluyor. Çalıştığımız bina seneye boşaltılacak ve yeni binaya iki sene sonra geçeceğimiz söylenir. Eve test yaptırmıştık, sonuç iyiydi ama temeli ölçmediler, zaman içinde aşınmış olabileceğini söylediler.

IŞİD dibimize kadar girmiş. Ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Konseri basıp, insanlara tek tek ailelerini arattıktan sonra vuran insanlar. Tabii ki bu da bir piyango. Olasılık düşük olsa bile huzursuzluk veriyor.

"Korkunun beni etkilemesine izin vermiyorum" dersem, kendi adıma saçmalamış olurum ama bu korku normalleşti gibi. Hani haberlerde okuruz ya, savaşın ve terörün yoğun olduğu yerlerde çocuklar oynamaya çıkar ve bahçeye bomba düşer, vb. İnsanoğlunda öyle bir uyum yeteneği var ki, içinde bulunduğu konumu çarçabuk normalleştirerek aklını kaçırmasını engelliyor. Kafanda bir şeylerin ters olduğunu ve hatta neyin ters olduğunu biliyorsun ama içinde olduğun duruma da bir şekilde uyum sağlıyorsun ve alışıyorsun. Öyle ki savaşı kanıksıyor insanlar ve çocukları dışarı oynamaya gönderebiliyorlar. Biz de bakıp "Savaş varken insan nasıl çocuğunu evden çıkarır ki" diyoruz. Bir keresinde karda ve bir dağ başında 36 saat kadar dışarıda kalmamız icap etmişti. Alt tarafı kıpkısacık 36 saat. O 36 saatten sonra şehre döndüğümüzde iki yıldır medeniyetten uzakta gibi hissettik; çünkü uyum sağlayabilmiştik olduğumuz yere. Yaşadığımız şartların normal olmadığını fark ediyorum ama içimi titretmiyor; bununla yaşıyorum. whimsical'ın dediği öğrenilmiş çaresizlik de bu noktada devreye giriyor. Bedava yaşıyoruz, kendi adıma şanslı olduğum için yaşadığımı düşünüyorum. Yine de olasılığı düşününce, o kadar yüksek bir olasılık değil. Bu nedenle, titremeye gerek yok.

Bu ara çok kalabalık yerlerde gerilebilirim sanırım. Senin yaşadığın bölgeye pek kimse uğramaz, IŞİD'li oraya üşenir; bu nedenle orayı biraz daha güvenli olarak görüyorum.

Evet ötebilir fakat ötsede kimse bakmaz , hadi körün şansı baksada o kadarlık isviçre çakısından zarar gelmez

Ben çantamda taşıyorum o boyda bir isviçre çakısını (anahtarlık) kimse bir şey demedi daha avm'ye girerken.

avm'ye göre değişebilir. kanyonda mesala herşey ötüyor nerdeyse.

avm lerin içindeki yapı marketlerde baltaya kadar her sey satılıyo ama buna ragmen aramada çakı ötüyo evet ben bi kere guvenliğe bıraktım cıkarken aldım. komik.

öterse büyük ihtimalle bıraktırırlar, çok şahit oldum. çıkarken alırsın.

polis bi tanıdık silahıyla girdi ötmedi yardır

ötüyo hiç aldırmıyorum. sadece havalanında sorun oluyor. uçağa verilen bagaj varsa içine koyuyorum. sadece el bagajı ise polis büro tutanakla teslim alıyor ve uçuştaki pilota teslim ediyor inişte gene polis bürodan geri alıyorsun.

malzemesine göre değişir. bende mesela "BEAR GRYLLS" nin bi modeli var adliye karakolda dahil ötmüyor hiç bi yerde.

whiplash

whiplash. diğerini de izle ama sonra.

whiplash daha populist. black swan daha az populist. whiplash daha cok halka hitap ediyor. black swan icine biraz mistik hava sikistiralimimsi.

ama devrimci bir ruhu oldugu icin whiplash diyorum.

black swanı bok gibi bulmustum da yapı olarak benzerse kacayım diye sordum bu soruyu, ama benzer gibi gibi:s

black swan natalie portman'a oscar vermek için çekilmiş filmden başka bişey değil. whiplash'i izle bence.

birbirinden alakasız iki film. evet boyle vs olmaz olsun.

Ikisini de izleme.

ikisini de izledim ama whiplash'ı 5 kere sinemada izledim. verdiğim paralar helali hoş olsun.

black swan'i izlemedim ancak whiplash kendisini insanın omuriliğinde hissettiren bi film.

Karakterlerin sanatla uğraşmaları, yaptıklarına tutkulu olmaları, daha iyi olmak için kendilerini zorlamaları dışında bir benzerlik yok filmler arasında.

Ben 2 filmi de çok seviyorum şahsen ama çok farklılar.

Nvidia al. Amd ekran kartlarinda nice sorunlar cikiyor.

pek iyi bir ekran kartı değil bu hele ki witcher 3 için. r7 370 bakabilirsiniz 550 liraya vardı sanırım.

nvidia +1

ekran kartı çalışır, fakat 2.0 performanslı alırsın.

o ekran kartıyla mediumda oynayabiliyormuşsun. www.youtube.com ama geleceği düşünüp nvidia gtx serisinden al ortalama bir şey. 750ti falan olabilir.

@freetakilir

bende tam ona bakıyordum. bunu buldum.

www.hepsiburada.com

ben geçen yıl 440a almıştım dolar bu zamanki gibi değildi o zamanlar. fiyat düşeceğine artmış :D daha ucuza bulmaya çalış iyi bir karttır. 3-5 yıl yeni nesil oyunları medium-high'da oynatır. tabi işlemcide önemli. işlemcin ne? @hononu

@freetakilir işlemci biraz eski. 4-5 sene önce aldığım amd phenom ii x4 965 black edition
var.

İhtiyacınız olan kayıt için bir adet DVR cihazı, görüntüleme için de bir adet IP kamera olacaktır. Kameranın hareketli kafalı modelleri de vardır. Ancak çeşit ve fiyat aralığı oldukça geniş, bütçenize göre bir arama yapmalısınız.

Örnek 1: www.gittigidiyor.com
Örnek 2: www.gittigidiyor.com

ip kamera nedir

Derdimi anlatamadim temel anlamda konuya vakifim bana marka model onerisi lazim orta seviyede bir butce icin kullanip memnun kalan ariyorum bir nevi cok fazla ip kamera modeli var f/p urunu ariyorum

ttnet'in bu ara reklamarı dönüyor. linkini de buldum. bi araştır istersen. belki işini görür

yuvam.turktelekomkonforluhayat.com

yerinde olsam raspberry pi ile yapardim.
istersen hareket sensoru bagla istersen kameranin hareket algilama yazilimini kullan.
ister yayin yap istersen diske kaydet istersen ikisi de

keywords: raspberry pi home surveillance system

1-bütçe nedir?
2-kaç gün kayıt tutsun istiyorsun?
3-gece görüş gerekli mi?
4-ev de internetin var mı?
5-görüntü kalitesinin 720p ve üzeri olması ne kadar önemli bunları yazarsan cevap vereyim.

Butce konusunda pek bilgim olmadıgından max 500 diyebilirim
7 gun kayıt tutsa kafi
Gece gorus gerekli
İnternet var (uydunet)
Goruntu kalitesi 480p olsa yeter fazlasına gerek yok

ben gülüyorum genelde ben beğeniyorum debedekilerini

bırak beğenmeyi, tanımıyorum bile.

Bir şekilde sahip olduğu çevresi sayesinde şu an bu kadar popüler. Abartıldığını düşünüyorum. Ortalama bir yazar.

badiye eklediydim zamanında da o tür yazarları yok misugi, yok bilmem ney, artık beğenmiyorum çünkü belli bir metodları var hikaye yazıyorlar. bir yerden sonra basmakalıp hale geliyor. konular: fakirlik, aşk, iş, cahillik, toplumsal sınıflar, toplumsal adaletsizlik, tüketim, teknoloji. herkes gibi olan, herkesin düşünmüş olduğu şeyleri düşünen, okuyanda ay bence dee hissi yaratan şeyler ortak anılar bulucaksın. hepsini kar karıştır birkaç şaşırtıcı olay ekle iki şaka yap zaten oldu sana birkaç paragraf.

edit: aile çocukluk nostalji falan da var. baba falan olucak. böyle şefkatli ama sert. evde soba kestane falan olucak. bayram namazı, ölen dede. çok efsane şeyler. artık hepsi beyaz yakalı modern insan oldu mesela, hiç beyaz yakalı adam dedeyle bayram namazına gider mi :(

Hep aynı format ya. Nicki görünce es geçiyorum direkt.

i ve been mistreated formülü vermiş hakkaten.

cık, samimi bulmuyorum, inandırıcı gelmiyor anlattıkları.

denk geldiğimi hatırlıyorum ama badilere eklemedim. aklımda yer eden bir entry'si de yok. o kadar da beğenmemişim demek ki.

Hic sevmem paso entry calip debe kasan bir tip

ben beğeniyorum. her entrysini değil ama debeye giren entrylerin çoğuna gülüyorum

bugunku antremanda goz dolduran futbolcu +1

aynen nicki görünce es geçiyorum.

ben beğeniyorum, gülüyor hatta eşle dostla paylaşıyorum.

Okumuyorum.

ilk başlarda komik geliyordu ama kendini tekrar eden giriş-gelişme-birbirinin benzeri espriler sıktı artık. ve o kadar belli ki sallamasyon oldukları..

Farklı yazıyor, o kesin. Ama bence overrated.

meh.

malın önde gideni, balon.

eskiden severdim, okurdum. hala takip ediyorum, badi listemde ama çok fazla baydı. yani şu geçen kaza yorumlayan kamyoncu dayı gibi oldu. hoş dayı kendini çok hızlı bir şekilde bozdu, 3.videoyu görmez ama o ayrı mevzu, yine de ne demek istediğim anlaşılıyordur. artık kabak tadı verdi ve kendini çok tekrarlamaya başladı. tabi birde jun misugi'den çarpıp yazdığına dair de söylentiler vardı bir ara. jun yazmayı azaltınca da bozulmuş da olabilir.

okuyorum scroll scroll scroll sonra bi bakıyorum onca methiyeyi berber hüseyin abi için yazmış. abv versin diyorum bunca duygulanımı berber hüseyin için mi yaşadın ve bize hissettirdin deyip eksiyi basıyorum artık.

2-3 cümle okuyunca anlaşılıyor onun yazdığı. en aşağı inip ismi görünce sonraki entry'ye geçiş yapıyorum direkt.

hayır. gülmüyorum da, eğlenmiyorum da. debeden çıkartılması en büyük isteğim.

Jun misugi meselesini de bugün öğrendim ben de, life is drunk başlığında şukela moduna alayım bi dedim olayı öğrendim..

şu hep aynı tarz yazıyor diyenleri anlamıyorum. sonuçta bu yazıları bi kişi yazıyor. ne kadar farklı olabilir. her yazar kendi tarzını belirler. o zaman chuck palahniuk'ta "hep aynı yazıyor yaa" diyelim? troll'ün bile kendine ait tarzı varken hikaye yazan bi insanın neden çeşit çeşit tarzı olsun ki?

Okumadan direkt eksiliyorum. Biraz ekleme yapmasını oynamasını anlarım da bildiğin hikaye yazıyor adam. Bu uyduruk hikayelere gülenlerin nicklerini bilsem onları da eksilerim.

Debe'ye giren birkaç entry'yi görmüş ve "Ehehehee" ama ayrıntılı okumadım. Format konusunda da hononu gibi düşünüyorum, sözlük için kendini neden yenilesin ki? Kaldı ki Murakami'nin bir kitabını okurken 10. sayfada "Ben Murakami okuyorum" diyor insan, bu iyi veya kötü olduğu anlamına gelmez. Beğenilebilir, beğenilmeyebilir. Bu kadar nefreti anlayamadım.

Sevilmemesinin sebebi debe için yazıyor olması olabilir. Kendisi sanki yazmak için, paylaşmak için veya bilgi vermek için değil de sadece debeye girmek için yazıyor gibi bir izlenim oluştu bende bugün. Debeye girmenin formülünü bulmuş o formüle uyarak yazıyo gibi bi algı oluştu yazılanları okuyunca. Belki de budur sebebi..

Veya intihal-esinlenme den dolayı da sevilmiyor olabilir..

Yapmaz

50 tl'ye kadar %50 iade. 10 tl harcadıysan 5 tl iade. 150 tl harcadıysan 25 tl iade gibi düşün.

Ayın 28'inde faiziyle beraber borcunu hesaplar. ve senin bugün yatırdığın parayı o hesaplanan tutardan düşer. Yani evet keser.

Not: 28'inden önce para yatırmış olacağın için ve ana borç azalmış olacağı için böylece daha az faiz gelir iyi olur.

benim ki kesmiyor benim talimat vermem lazim hesaptan yatir diye. mobil uygulamadan. (is bankasi)

akbank için konuşuyorum. çogunlukla yaptığım şey hatta bu benim. şirket, masrafı yatırınca hemen kredi kartına atıyorum sonradan o parayı harcamayayım diye. borç eksiye iniyor. hesap kesim tarihinde de onu düşüp hesaplıyor.

takip
görenler de ya anlamadı yada çok basit yazmaya tenezzül etmedi,

sterilizasyon için alkol kullanılıyor ya, onunla bağlantı kurmuş olabilir.

ancak debeye bu entry mi girmiş? çok basit ve saçma..

edit: ben ''alkol'' barındıran diye okudum başlığı. sonuç olarak yine saçma..

ben de türk filmleri ile alakalı sanmıştım. hani içe içe elleri titriyor ya:D

alkolsüz katlanılmayacak bi iş herhalde diye düşündüm.

ya ben de okudum ama emin olamadım, cuneyt arkın'ın bu ellerle mi sahnesine atıf olabilir ya da anestezide kullanılan gazlar kafa yapıyomus ya ona bi gönderme olabilir.

Lost?

Baba ogul alayi alkolik falan.

Hayir, orjinal.

trendyol'dan aldığım iki farklı marka ayakkabı sahte çıktı. lacoste için bilmiyorum ama tekstil ürünleri genelde orijinal.

bu iki markada türkiye'nin en büyük e ticaret siteleri. sahte ürün satmaları halinde o markaların bu sitelerin bi taraflarından kan almaları gerekmez mi? benim hiç başıma gelmedi ama bi kaç yerde de okudum özellikle parfümde.. benim inancım gelen ürünlerin defolu, elde kalmış orjinal ürün satıyorlar. bu yüzden insanlar sahte sanabiliyor.

sahte çıkan ayakkabılar new balance ve gön marka idi.

new balance'ın malzemesi son derece kötü idi, oradan fark ettim. bir de 42 numara almıştım sevgilim için ama benim 39 numara ayağıma anca oldu. bu konuda sözlüğe de bi entry girmiştim ama gg nedeniyle silindi. trendyol başlığında new balance diye aratırsanız başka insanların şikayetlerini görebilirsiniz. sonra öyle bir modeli olmadığını da ayrıca bayisinden teyit ettirdim. iade ettim nihayetinde.

gön marka olan biraz benim hatam oldu, fiyatı saçma şekilde makuldu. gelince anlaşıldı ki meğerse gön değil g.ö.n.müş; açıklaması da güzel, özel, nitelikli :s neyse, markası hikaye olsa da ayakkabı gerçek deri olduğundan ve babamın hoşuna gittiğinden geri göndermedik.

kollardaki kıllara bakarsak türklük bayağı var

geveze nin geveze in the morning programının "tarihte böğün" bölümünde günün yerli yabancı tüm elemanları, gayet türkleştiriliyordu hah o misal herkesi türkleştirme çabaları, yok o türk asıllı,yok bu türk asıllı, yakında biz türk olduğumuz halde türk sayılmayacağız:D

burda ingiliz ve almanlıktan bahsedilmiş. ama ilginçtir Türkiye gündemi ile çok ilgili. Hatta bi ödül törenine ay yıldızlı kolye takarak katılmıştı. ama tabi bu sadece Türkiye ile alakalı denemez belki Tunus'tur:D:D

ethnicelebs.com

Giderim. Insanliktir.

(bkz: meriç olmak)

karikaturistan.wordpress.com

git, yanında ol. doğru olanı anlat dahasını kendi bilir.

gitme. tepkini koy ki durumun ciddiyetini anlasın.

Gitmem. Bence de tepki koy ki ciddiyetini anlasın. Böyle abuk subuk bir olay olmaz yani.

prensipler.

buna benzer şekilde o kadar fazla insandan soğudum ki, anlatamam. çoğuyla ilişkimi minimuma indirdim. zaten ister istemez otomatik olarak soğuyor insan. yanlış yaptığını bile bile değişmeye çalışmayan birisine sizin katabileceğiniz çok bir şey yok bence.

Tekrar gittiğinde de korunmadıysa gitmem.. Korunduysa giderim

"cocuk buna daha önce eskortlarla takıldıgını söylemiş"
" zaten cok korkuyor"
"hıyarın teki zaten surekli ıssız adam modunda bizimkinin psikolojisini skiyor."

aptal insanlar için vaktinizi harcamayın.

yine korunmadan mı birlikte olmuş?

@kawaye, ne ilgisi var ki? kendi canını önemsemeyen atın ölümü arpadan olsun diyen kafada biri olsa tamam da, hem saglıgından korkup hem böyle aptallıkları inatla surdurup bi de benden duygusal destek istemesine ayar oluyorum

korunma durumunu soran arkadaslar, bu defa midem kaldırmadıgı icin sormadım bu soruyu ama %90 öyle, zira cocuk ne derse yapıyor hipnotize olmus gibi.

şimdi şöyle bir durum var. arkadaşın eninde sonunda yaptıklarının bir aptallık olduğunu anlayacak ve dersini alıp götünün üstüne oturacak. ama bu süreçte yanında olan olmayan kim varsa onların da çetelesini tutacaktır. sen ona değer veriyorsan, ileride bu hatalarından ders alıp farkına vardığında yanında olmuş olacaksın ve bağlarınız daha da kuvvetlenecek.

şu an belki sevgi sarhoşu olduğu için farkedemiyor olabilir. ama bu günler o her ne kadar farkında olmasa da onun için zor günler. sen destek olmaya devam et. çok sıkmadan yaptığının yanlış olduğunu da anlatabilirsin. ancak dostlar bugünler içindir. bence yanında ol.

bir paket prezervatif hediye et. sonra izmir marşını ıslık olarak çalarak uzaklaş.

prensip.

birkac defa hak veririm, ama 2 veya daha fazla sansi haketmesi icin cok cok cok yakin arkadasim olmasi gerekir ki, sanmiyorum.

kurtarilmak istemeyen varsa, ben ne yapayim. adama ot cekme neyin kafasindasin diyorum. özgürlük, isteyen istedigini giyer, zart zurt diyor. (hos duyurunun yarisindan fazlasi da bu konuda böyle düsünüyor) sonra adam ot gibi geziyor, polis cekiyor karakola vs. öküz herif, neyse, ilk böyle palazlandiginda dedim, abi kullanacaksan etrafimda olmani istemiyorum, peki dedi, özgürlügüme karisacaksan falan filan dedi, ben degismem dedi, hadi eyvallah dedim, eyvallah dedi. 4 seneyi geciyor konusmayali.

isterse can ciger arkadas olalim, yardimim kisitlidir. self destruction pesinde olan insanlara özellikle, tahammülüm yok. ama yardimi kendi talep ediyorsa, elimden geldigi sürece yanindayim. zorla yardim etmenin yeri zamani ve "insani" var.

Ben demiştim demek için gidilir. Aptallığı kendisine, arkadaşlığınızı etkileyecek kötü bir şey yok. Destek ol.

şık bir şey arıyorsanız gümüş satan yerlerde görmüştüm.

beyoğlundaki pasajlar da güzel şeyler oluyor.
kadıköyde de o tarz dükkanlar var.

@want2die

aynen teknikekip'in dediği gibi daha şık bişey arıyorum. ordakiler çok standart oluyor

her sey bi milyoncudan almistim, adile nasit baskili. bir ugrayip bakabilirsiniz.

Çiçeksepeti'nde şöyle bir şey var, kişiye özel yaptırılabiliyor. Vakit ve bütçe varsa bu olabilir: www.ciceksepeti.com

gratis te var
watsons ta da var

Çok kötü fikir.

60 yaşına geldiğinde 24. yaşını 36 bin euroya sattığını görünce çok üzüleceksin.

fena değil aslında lan

baya kötü fikir.

ROKET,

kaç yaşındasın?

iyi fikir

üzerinde ilaç falan denemeyeceklerse, sadece saman balyalarını taşıyıp inek boku süpüreceksen süper bi para 3000euro. seks imkanı varsa ben de gelebilirim. karı kız ortamı yoksa bi hafta sonra koyunlara, ördeklere yan gözlere bakarsın allah muhafaza eşcinsellik başgösterir.

26 yaş hiç de geç değil. amelelik de olsa bir deneyimdir. dil öğrenip, farklı kültürlerle tanışacaksınız, bu yönüyle de bir artı.

@roket adam: burada kalırsa da çalışacak hem de istanbul gibi bir yerde ve çok az bir maaş ile.

23 yaşında (daha bu genç yaşında) 2500 tl kazanip birikim yapamayacaksın. tamam ama hayat pahalı dedikten sonra 5000 tl alan da geçinemezki. geçinemediklerini ben biliyorum
işle beraber geçimi de öğrenmek, para harcayan elimize iyi ayar vermek lazım önce.

bana deseler ki 300k için 2-3 yılını yiyeceğiz. seve seve derim. yurt dışında sosyal hayatın olmayacak tamam ama istanbul'da da farklı olmayacak ki durum. 2500 tl ile tek başına anca hayatını idame ettirebilirsin.

yurtdışı şart mantıklı bence gitmelisin

kontenjan varsa beraber gidelim

iyi fikir. yapan birini de taniyorum. 3 sene calisirsan askerlikten de yirtarsin. türkiyeye göre bir 6 ay oradan karin olur. orada kazanacagin tecrübe türkiyede ise yarar mi yoksa amelelik mi?

gittiğin yerde sosyal olamayacağın fikrini nereden edindin?

eve mi kilitliyorlar?

yorum yapmamız için daha spesifik bilgiler vermelisin. istanbul'da yapacağın iş ne, yurt dışına gidersen orada yapacağın iş ne? belki istanbul'daki iş ortamı seni avrupa'daki iş ortamından daha amele gibi hissettirecektir.

bana kalırsa kazanacağın paralardan ziyade avrupa'da edineceğin her türlü tecrübe için bile ben avrupa'yı tercih ederdim. bunun getirisi olabilecek daha bir sürü şey var. yapacağın işleri de söylersen daha da açabiliriz konuyu.

Bir de bulundugun ülkede haftasonj dil kursuna vs gidersen 3 yilda bülbül gibi konusabilirsin. Yurt disina +1 diyelim.

yanlış hatırlamıyorsam hali hazırda türkiye dışında yaşıyorsun zaten, o yüzden yurtdışı tecrübesi edinirsin laflarını dikkate almamak lazım. yine de avrupa daha iyi görünüyor bu seçenekler arasında, sıkıldıkça kaçabilirsin zaten izin zamanlarında filan. olur o iş yani.

kesinlikle yurtdışı. 3 yılda ye-iç, yine kenara 70 bin euro atarsın. o parayla istanbul'a döndüğünde evini alırsın, hayata 1-0 önde başlarsın.

yurtdışında istersen tuvalet temizle, burada herkes sana "oo yurtdışında çalışmış" diye bakacak. işe girmen de kolaylaşacak.

bir de askerliği de 1000 euro ya aradan çıkarmış olacaksın.

karı-kız işin yoksa burda, durman hata.

23 yaşındayım, biriktir o parayı. hayata bir adım önde başlarsın diye düşünüyorum. en azından birikimin olur.

neye amelelik dediginiz burada bence kilit.

muhteşem fikir.

sanki 23 yaşında burada olsan ne yapacaksın? yine ev-iş-arada bir ortam üçlüsünün dışına çıkamayacaksın.

git çalış. çok pişman olursan dönersin. pişman olmazsan geldiğinde 26 yaşında olursun. hiç bir şey için geç değil 26.

not: 26 yaşındayım, her boku yedim şu güne kadar ama "24 yaşım harikaydı ;)" diyemiyorum.

git.

o bu değil öyle iş varsa bizi de aldırsana panpa :( ameleliğe 3000euro+kalacak yer+yeme içme

otele bilgi verin sizin adınıza alacaklardır ancak amazonada bilgi vermeniz lazım ki sizin yerinize resepsiyona teslim etsin.

apple için denemiştim ben, apple siz olmazsanız teslim etmeyiz demişti

şöyle bir link buldum

ask.metafilter.com

parcelmotel kullanabilirsin.

Bizzat arayip not biraktirabilirsiniz, boylelikle teslim alma isleminde sorun olmaz.
Diger yandan siparisi verirken teslimat seceneklerinin oldugu durumlar var ornegin "komsuma teslim etme" gibi. Bunlari esnek tutup (ona buna teslim etme gibi secenekleri secmeyerek) siparise de not dusebilirsiniz.
iyi tatiller simdiden

onların hepsini siktir et

1980'lerden kalma www.youtube.com bunun serisi var, bunları bul izle. gayet yeterli

www.youtube.com

Spor öncesi ısınmayı ihmal etme, sakatlığı önler. Alete ihtiyacın yok, vücut ağırlığı ile çalışabilirsiniz. Cardio ağırlıklı antrenman dayanıklılık arttırır. Jumping squat, berpee gibi hareketler deneyin. Videoyu kendinize göre seçin.

videoyu biraz akicilik oldugu icin istiyorum. yani belli basli hareketleri biliyorum ama o sekilde kendi basima disiplin saglayamam. video olsa, ona uyduracagim kendimi.

mekik çekme, akı bokunu kurtarmayan bir hareket. plank gayet yeterli.
videolar popi olmaya çalışan denyolarla dolu. biri olmasa biri, bir gün başına iş açar. bir hareketi doğru yapmazsın, olmadık bir bağlantıyı kopartırsın. sonra bi de senle uğraşmayalım.
www.exrx.net
ingilizce sorun değilse, başlangıç yeri burası.

freeletics'i öneriyorum.

p90x der susarım.

p90x olduka uzun (1 saat+) ve zor, p90x3 tam sana göre. hastalığım geçtiğinde devam edeceğim. ek olarak barfiks demiri de lazım. nette 35-40tl'ye satılıyor.

YouTube->"BodyRock.tv"

iciyorsa icki???

@kucukharfler

yok çok sağlıklı besleniyor. Kendine bakıyor. İçki içtiğini sanmıyorum.

kravat.

ya da dilsiz uşak. bizim patronlar bayılıyor nedense.

www.indirdik.com ya da www.mixavm.com gibi sitelerde hem ucuz hem de çok iginç ürünler var. manyetik yapboz gibi birşey olabilir . benim aklıma ilk masa süsü geldi .

stres topu tarzı esprili bir hediye olabilir

tesbih almıştım ben.

d&r'da çok güzel film setleri satılıyor. fiyatı da uygun. patrona güzel bir hediye olur bence.

www.dr.com.tr

termos kupa olabilir, masaüstü kartvizitlik olabilir, sade-şık bir atkı olabilir

ya bana masa süsü biblo gibi seyler gereksiz geliyor. adam patron diye hep o tarz hediyeler geliyordur, bari ise yarasin. madem saglikli besleniyo tema`nin organik ballarindan al. hediyelik kutusunda. hem de tema ya katki yapmis olursunuz.

www.saklicennet.com.tr

www.guzelkelimelerdukkani.com

diye bir yer var burdan defter vs alabilirsin

kravat diyenin ağzının ortasına vurcam. her yer hediye kravat dolu.

telefonu eski modelse ve external şarjı yoksa ondan al.
çalışırken kullandığı ortopedik şeyler yoksa böyle şeyler al.

gezi/yemek kitabı falan olabilir (ince mesajlı) :p

bence oncelikle hakkinda biraz bilgi edinmeye calis. varsa facebook ve instagram profillerine bir bak. ilgilendigi bir spor dali vardir belki.
ordan yurursun.
muzik zevkini anlamaya calis, belki masasinin ustunde bir cd kabi vardir, plak alirsin.
patronlar tekne fln severler. denizcilikle ilgili bir kitap alabilirsin.

Patronun adı ünvanı yazan porselen bardak alabilirsin... kişiye özel olduğu için memnun olacaktır.

kitap al. en temizi.

kalem hediye siteleri var. üstüne lazerle isim yazıyorlar. mezun olan bir arkadaşıma aldım hoşuna gitmişti. ismini yazdırıp güzel bir kalem alabilirsiniz.

Böyle bir numarayı kolye, künye, saat vb. gibi harici aksesuarlarda uygulamak varken vücuda dövme olarak uygulama fikri bana biraz garip geldi açıkçası? Fikir ve niyet oldukça güzel ancak uygulama yanlış, ben yakınlarım için böyle bir şeye müsaade etmem.

bir yakınımızın annesi alzheimer'lı ve kadın hep evden çıkıp gidiyor, zor buluyorlar (küçük yerde yaşadıkları için zor da olsa bulunabiliyor) ama bir gün hiç bulamamaktan korkuyorlar. çeşitli yöntemler denendi ancak maalesef pek işe yaramadı.
onların yaşadığı paniği iyi biliyorum.
bence yararlı olabilecek bir uygulama, ben olsam yaptırırdım, kendilerine de haber vereceğim hatta.

Bazı hastalar üzerlerinde kolye vs tutmıyorlar ama. Otizmliler özellikle. O yüzden kolye künye vb şeyler pratik olmuyor çok şey Hakkında az şey bilen Adam.

Ben de bu soruyu yakınıma anlatıp anlatmama konusunda tereddütte kaldığım için sordum. Umarım sizin haber vereceklerinizin işine yarar Peggy.

ben yapardım.

kim neyi fişliyor burada, tam anlamadım. valla gülerken gözümden yaş geldi, endişen çok komik :) sosyal sorumluluk projesi yapmışlar, seni niye "fişlesinler"?

devlet senin hakkında sağlıkla ilgili her bilgiye sahip zaten. özel şirketler de devletten biraz daha az biliyorlar. (gittiğin özel hastaneler hastalarla ilgili bilgileri tutuyor mesela, tutmasa her şey birbirine girer yoksa)

teknoloji bu hızla giderse uzun sürmez, belki birkaç nesil sonra herkes "barkodla" gezecek zaten. bilim kurgu filmlerindeki gibi kolumuzda ekranlarla gezeceğiz :p

@hayirsiz (hayal gücüne kalmış) o kadar (hayal gücüne kalmış) ki random harfleri (burada tarif var) diliyorum.

aptal saptal egolarınızı (burada tarif var) kendinize saklayın cevap vereceklere duyurulur. kalpten endişelerle sordum bu soruyu, ego tatmini için değil.

ben de ego için yazmadım zaten. kırıldıysan özür dilerim, ben bütün duyurulara böyle cevap veriyorum. artık kişisel gizlilik o kadar önemsiz halde ki hala birileri böyle duyurular açınca gülesim geliyor. sana gülmüyorum ben, durumun kendisine gülüyorum. yoksa ben seni tanımıyorum, sen de beni tanımazsın. birbirimize hakaret edersek bu kimsenin işine yaramaz, saçma olur. ben sana hakaret etmedim dikkat edersen, yine de özür diledim.

rastgele hiçbir yere vermediğim telefon numarasına (sadece güvendiğim yerlere verdim) spam yağıyor mesela. bir yerde sıkıntı var demek ki. fişlenme olur mu demişsin, ben de espriyle karışık cevap verdim. şuanda olduğundan daha kötü hale gelmez kişisel gizliliğin, sanmıyorum.

insanların sağlık bilgilerine ihtiyacın olsa sosyal sorumluluk projesi yapanların kapısına gitmene gerek yok zaten (satmazlar da gerçi), bunları pazarlamak için sırada bekleyen bir sürü şirket halihazırda var. adamların iş modeli bu komple, "büyük veri şirketi" diye ararsan detaylı bilgi edinebilirsin. kategorize edilmiş, detaylı bir halde alabilecekken niye eksik bilgi alsın ki adam?

"Büyük veri" şirketlerinin senin hakkında öğrenmeyi isteyip de öğrenemeyeceği hemen hemen hiçbir şey yok. Bana sövme, onlara söv söveceksen.

www.businessinsider.com
www.healthcareitnews.com
www.nasdaq.com
www.propublica.org

Türkçe istersen
eksisozluk.com
eksisozluk.com

vaktimi ayırdım, bilgimi paylaştım, endişen komik ve yersiz dedim diye bana aptal diyorsun, oldu mu yani?

bana iyi fikr gibi geldi. yaparim herhalde.

adres bilgisi olunca ben aklıma hırsızlık geldi. Bu bilgiler ne kadar gizli mesala? art niyetli insanlar bu kişilerin evlerini hedef olarak seçemez mi mesala?

@cok sey hakkinda az sey bilen adam

saat, künye, kolye çıkabilir, düşebilir, çalınabilir, kişinin kendisi çıkarıp unutabilir takmayı ya da atabilir de.

o saydığın takıların hiç garantisi yok anlayacağın. Ha tabi yaptırmam diyorsan kimse yaptır diyemez ama dövme fikri olabilecek en güzel fikir bu konuda.

Örneğin 1-2 yerde görmüştüm kan grubunu kolunun görünecek bir yerine dövme yaptıran dağcı vardı. Bilinç kaybı ile hastaneye giderlerse zaman kaybetmeden kan grubu öğrenilebilsin diye.

@hayirsiz

biraz fazla hassas davrandım galiba asıl ben özür dilerim. konu bu olunca biraz fazla hassasım galiba. tekrar özür dilerim.

benim fişlenmekten kastım kişisel gizlilik değildi aslında tamamıyla, biraz da hırsızlık, bu çocukların başka amaçlar için kaçırılması gibi gibi şeylerdi.

sanırım mantıklı gibi bu proje. sanırım bir rakamdan sonra olayı emniyete devredeceklermiş yani devlet kontrolünde olacakmış bu iş.

ayni durumda kalsaydim konusur sonra basvurumu yapardim. ama bunun icin gec.

aynen ben de önce konuşur, bilgilendirir sonra yollardım. sonuçta dediğin gibi ikisi de kanka. bu adam illaki senin elaman cv atmış der. Bu tarz bir bilgiyi de önce senden duymak ister sonuçta basit bir konumda değilmişsin.

Kesinlikle mudurumle kknusurdum. Boyle iyi bir ilişkiye sahip oldugun birinin kırılabilecegini goz onunde bulundurmalısın. Git konus, hala gec degil.

basvurunu yapmissin. öyle ya da böyle müdürün bunu ögrenecek.
senden ögrenmesi kesinlikle daha iyi.

Seni desteklemesi için konuş.

gec bile olsa konusmak lazim herhalde cunku adamin haberi olmustur zaten basvurdugunuzdan.
bu arada sizi vazgecilmez kilan nedir? neden sizi ise alalim?
imkansizin bir tik altina sebep olan ozelligi gercekten merak ettim.

patron, müdürünle konuşmadan başvuru yapman büyük hata.

@sparkle kiddle, benim yerime birini bulmaları çok zor, ya da "eğitilmek üzere" şeklinde alıp bayağı bir vakit kaybı yaşayacaklar. çünkü çalıştığım pozisyon bu firmaya spesifik, bu pozisyon ilk açıldığında ben girdim ve şirket gelişirken birlikte gelişerek iş tanımı, yetkiler ve sorumluluklar da evrimleşti. beni siz işe alsanız buradaki ekspertizimi sizin firmada kullanamam zaten, benim firmam da benzer yeteneklerde birisini işe aldığında öyle basit küçük eğitimlerle bu pozisyona hazırlayamaz.

Müdürümü aradım, konuştuk uzun uzun. Diğer mudurle benim için konuşacağını söyledi ama onun anlattığı kadarıyla o işten sıkılma ihtimalim varmış. İkisinin arasında bişey yaratabiliriz belki senin için dedi, ancak sanırsam Almanya olmayacak bu durumda. Gelişimime ekstra katkısı olacağı kesin ama.

Teşekkür ederim cevaplarınız için, çok faydası oldu benim için sanirsam :)

yanılmıyorsam bu koko değil, kokonun yanına getirilen ve aynı şekilde işaret dili öğretilen bir dişi gorildi. gene aynı sarışın eğitmen teyze eğitmişti onu da.

@innerbliss

işaret dili bilen goril diye aratınca hep Koko çıkıyordu. o yüzden hiç başka bir gorıl olacağı aklıma geldi. Bir de öyle bakayım

@innerbliss

haklısın Michael diye başka bir gorilmiş. Çok teşekkürler:)

www.youtube.com

tv de izlemiştim seneler önce, aklımda dişi diye kalmış. :)

pivotu sağ tıklayıp refresh ediyor musunuz?

Refresh pivot içeriğini değiştiriyor. Filtre kısmı eski veriler olarak kalıyor.

honda iyidir de sıra çok oluyor
yamaha da iyidir

diğerlerini bilmiyorum gis de iyidir bu arada

ben honda'nınkine gitmiştim. çok da memnun kalmıştım. daha onceden hiç sürmemiştim. 2. günün sonunda slalom falan yapıyordum:D

hondaya gittim memnunum

gis'e gittim, hiç memnun kalmadım, honda'ya gideceğim ben de.

Ben de sinir oldum. Daha önce de kaldırıp bi şeyler etmişlerdi. Mal bunlar. Anlam veremiyorum.

adamlar entri numaralarını kaldırdılar. bunu kaldırsa ne olcak ki? keyfine göre iş yapıyor işte

Uyumaz nikli arkadaşın ilgili başlıktaki entrisi açıklayıcı olmuş bir göz atın

doğal seçilime müdahale etmemek için.


edit: ilana baktım da orada noktalama işareti eksiği var.

Havale yapma bahanesiyle dolandırıcının kimliği tespit edilip sağlam bir sopa atılabilir

garantisi 2 yıl diyor, 2 yıl paketi açılmamış demiyor, daha doğrusu demeye çalışıyor.

yazarın anlatmak istediği "Faturasıda duruyor. garantisi de 2yıl. hiç açılmadı. paketinden çıkarılmadı kapalıdır"

noktalama işareti onemli.

dünkünüşikayet etmiştim kaldırdılar. bugünkünde şikayet mevzusu göremedim... garantisi de 2 yıl demek istemiş...

garantisi 2 yıl, paket 2 yıldır açılmamış değil. İlan normal zaten cihaz özelliklerine bakarsan anlarsın 2013'te 16 gb ram yoktu.

Arkadaslar bu urunun piyasa bedeli 7500-8000 tl. Yurtdisindan alsa bile bu fiyata veremez,$1600-$2000 civarinda . bunun sahte olmasi disinda bir aciklamasi yok. Zaten urun orjinal olsaydi, telefonunu gizlemezdi. Dedigim gibi, bu tek ornek degil, her hafta benzer bir ilan cikiyor ve birkac sey soruldugunda verilen kisisel bilgiler (fscebook profili gibi) sahte cikiyor.

Ayrica 2013 te 16gb li macbook pro vardi.

onceki de gelibolu çanakkale'deydi. Bu da oraya pek uzak sayılmaz bu arada. Edirneymiş

aynısını düşünmüştüm, bilindik bir şarkı ama hatırlayamadım ben de.

www.youtube.com

@freebird5406_2

oh bee çok tesekkurler:)

python da olur da excel sanmiorum.

python ? hic duymadigim bisey.

e noldu simdi? olmuyor mu bu is excel ile??

yanlış anlamadıysam iki pivotdaki değerleri ve sütunları birbirleri ile karşılaştırmak istiyorsunuz. = formulu size iki diğerin birbiri ile tutup tutmadığını true false olarak veriyor. belki bu yardımcı olur

ama soyle ki; asagidakini yukardakinin icinde arayip bulacak. iki pivottaki elmalar ayni satirda olmayabilir.

bir de formulu yazabilir mi biri rica etsem?

=düşeyara("aranacak kelime":taranacak dizin:dizinin kaçıncı sütununu alacak:0)

=DÜŞEYARA("elma";F1:B8;1;0)

şeklinde bir formül ile en azından başlangıç yapalım.

Düşeyara nın etrafında dolaş bence.

cengiz çandar
cengiz aktar
ceyda karan
tolga tanış
faruk loğoğlu
selçuk gültaşlı

edit:
amberin zaman

hem iç hem dış analizler yapanlar:

ali bayramoğlu
kadri gürsel
ruşen çakır
metin münir (adamım!)


komplo teorisyenleri arıyorsan:
ibrahim karagül
tamer korkmaz
soner yalçın

ergün diler. zaa xd.

fehim taştekin

nuray mert.

Soli özel

yanlış hatırlamıyorsam mart 2016'da geçeceğiz.

eğer telefondan şirket yönetmiyorsan 4g çok da aman aman işine yaramaz. sosyal medyadan başka bir şey takip etmeyenler çok abartıyorlar 4g 4g diye
ama teknolojiye ayak uydurayım diyorsan 4g'lisini al tabi.

4G'lisini alırsanız ileride rahat edersiniz.

4gnin tam verimini alana kadar sen telefon degistireceksin muhtemelen. öte yandan 3gde verimli, hazirdaki 3g hizmeti verilen 2000+ bandlarini pek ellemeyi düsünmüyor operatörler. bu da 3gnin uzunca bir süre ortalikta olacagi anlamina geliyor.

4g ile ileride rahat edebilirsin ama 1 yil civarinda telefon degistiren tiplerdensen, ya da bütcem bu, farka deger mi diyorsan, 3g ile devam et. yok sorun olmaz diyorsan 4g al, ileride artisini görmen olasi.

nisan 2016'da 4g'ye geçecek tüm oparatörler. Bence 4g almanız mantıklı şu anda.

uydunet 10mbit +teledünya giriş paketi. normalde 30 lira civarı.

Hızı nasıl

10mbit ne kadar hızlıysa o kadar hızlı. düşmüyor kolay kolay.

uydunet var bende. hd tv kutu+50 gb kadar 20mbit internet 46 tl 2 sene taahhüt var.

abi, iniyosun aşağıya, 3 liraya şundan alıyorsun www.mutfakaletlerimiz.com iki pompada o aşağıdaki şeyleri yukarıya alıyor. Sonra onlar tekrar giderden girmeden önce eline poşet geçirip topluyorsun.

lavabo açıcı tozlar işe yaramadı mı? ayrıca klavuz teller var böyle bişey. Bunlar da yardımcı olabilir

www.gozdenalbur.com

www.hepsiburada.com şöyle birşey var. kullanıyorum ve çok memnunum.

açarsın vidayı ne olacak. uzun bir vida o sadece, geri takarsın aynı şekilde. ayrıca arkadaşların dediği şu pompa yoksa madem www.mutfakaletlerimiz.com aynı şeyi elinle de yapabilirsin. avucunla deliği kapat, su doldur lavaboyu biraz, sonra avucunu kaldır indir kaldır indir, basınçla o pompanın yaptığını yapabilirsin tekrarla bir süre, işe yarar belki. ben bir kaç kere açtım o şekilde.

markette lavabo açıcı yok mu?
toz halinde oluyor. o tozu lavaboya döküyorsun, üzerine de kaynar su, fossss diye her şeyi eritiyor, akıyor gidiyor, hem çok zevkli bir işlem.

lavabo açıcıların hiçbirinin açamadığı tıkanıklığı sirke ve karbonat açıyor. o deliğe bolca karbonat üstüne de bolca sirke döküp bir iki dakika bekleyerek sonra suyla akıtıyoruz.

o vidayı açarsan boruyu tutan bir şey kalmaz, aşağı iner. içindeki su lavabonun altı neresiyse oraya dökülür. 2 kişi olsun, biri boruyu tutsun biri vidayı açsın. boruyu plastik bir kaba dökülecek şekilde boşaltın. sağ sola kıvırarak rahatlatın boruyu. sonra vidayı takmadan boruyu tutan kişi eski şekilde bastırarak sabitlesin, üstten su dökün. anca böyle açılır bu şartlarda.