Giriş
(8)

Mesuliyet

the feel good
Sizce bir ailenin evladının kendisini yetiştirip büyüten anne ve babaya karşı sorumlulukları var mıdır? Bunun ötesinde içinde yetiştiği topluma karşı mesuliyetleri var mıdır?
Sizce bir ailenin evladının kendisini yetiştirip büyüten anne ve babaya karşı sorumlulukları var mıdır? Bunun ötesinde içinde yetiştiği topluma karşı mesuliyetleri var mıdır?
0
the feel good
(18.01.15)
yoktur.
0
ucan spagetticanavari
(18.01.15)
yoktur. düzgün yetişse de yoktur. dünyaya gelmeyi kendi istemedi. tüm mesuliyet anne babadadır.
0
from potomac to kuban
(18.01.15)
mesuliyet yoktur vicdan ve vefa borcu vardır.
0
nawar
(18.01.15)
@from potomac to kuban +1

Yoktur..

İleride bana bakarlar düşüncesiyle çocuk dunyaya getirilmesine de karşıyım..
0
kill_them_all
(18.01.15)
@nawar borç karşılığı verilmesi gereken bir şeydir. böyle bir yükümlülük altına girmeyi istememiştir çoğu kişi bence.
0
🌸the feel good
(18.01.15)
böyle bir yükümlülük altına girmek istemezsen yani bir şekilde sana bu sorulursa ve ailen de bu karardan haberdar edilirse ya asla doğmazsın ya da doğrulup cami önüne bırakılırsın. öte yandan ailen senin ilköğretim, sağlık, barınma ve giyinme ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra istediğin istisnasız her şey sakız bile dahil senin bu "mukavele"yi imzalayıp o borç altına girdiğin anlamına gelir. aksi durumda 18 yaşına geldiğinde seni kapının önüne koymalarına laf etmeyeceksin o zaman.

vefa borcu da orada başlıyor zaten. seni yetiştirirken sana bu yasaların getirdiği zorunluluklar dışında bir ekstra ilgi göstermeyene borçlu da hissetmiyorsun.

bu arada zamanında o cümleyi kullanmış biri olarak söylüyorum "istediğimi alacaksınız. bana ne o zaman doğurmasaydınız." son derece ergen bir tavır.
0
nawar
(18.01.15)
@nawar senin bu anlattıkların yüzünden ebeveynler doğurduklarına karşı sınırsız bir egemenlik anlayışı içerisine giriyor. bu hissiyat onların evlatlarına karşı aldıkları tüm kararları meşru kılıyor.
0
🌸the feel good
(18.01.15)
Ailede sorumluluklar yukarıdan aşağıya çalışıyor. Aşağıdan yukarıya olduğunda; anne babanın beklentide olmasını, zorunlu gibi bakmasını hoş bulmuyorum. (Muhtaç olmaları ve yardıma ihtiyaçları olduğu durumları ayrı tutarak.)

Yasal olarak da bakıma muhtaç anne ve babanın bakımı evladının sorumluluğunda oluyor.

İçinde yetiştiği topluma karşı mesuliyetleri de var. Denge kaçar öbür türlü.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
(1)

inşaat planları tarihi yapılar

hayvan gibi yazar
az önce izmirdeki eski yapılara bakıyordumda çoğu yıkılmış yok edilmiş diyelim ki bunu belediye yeniden yapmak isterse bu planları bulabilme şansı olur mu? fotoğraflardan genel olarak yapının neye benzediği açık ama iç alanların nasıl olduğu dış süslemelerde neyın kullanıldığı vs nasıl bulunabilir?
az önce izmirdeki eski yapılara bakıyordumda çoğu yıkılmış yok edilmiş diyelim ki bunu belediye yeniden yapmak isterse bu planları bulabilme şansı olur mu? fotoğraflardan genel olarak yapının neye benzediği açık ama iç alanların nasıl olduğu dış süslemelerde neyın kullanıldığı vs nasıl bulunabilir? mesela izmir kordonda 1022 de italyan banco di roma nın bir şubesi varmış yıkılmış şuan o binenın planları nereden bulunabilir? y ada italyan kız lisesinin inşaat planları? var mı böyle bir şans?
0
hayvan gibi yazar
(18.01.15)
iç yapısını bire bir bulamasalar bile dış yapısını bulurlar. Hele kordon'daki bir binayı kesin bulurlar.
Belediye Reşat Nuri'nin bir süre yaşadığı İzmir'deki evi dışı aslına uygun içi de neredeyse aslına uygun şekilde yaptı. Şu anda kütüphane olarak hizmet veriliyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
(7)

Emeklilerin tek başına yapabilecekleri şeyler

dunden kalmis yemek
Merhaba arkadaşlar,Annem emekli oldu ve evde oturmak istemiyor. Babam emekli ev kuşu. Sürekli benimle birşeyler yapmak istiyor babam yüzünden ama benim işim gücüm var. Emekli anneniz neler yapıyor bir başlarına? Pek arkadaşı yok annemin. Arkadaş edinebilecekleri yerler de önerebilirsiniz. Teşekkürle
Merhaba arkadaşlar,

Annem emekli oldu ve evde oturmak istemiyor. Babam emekli ev kuşu. Sürekli benimle birşeyler yapmak istiyor babam yüzünden ama benim işim gücüm var.

Emekli anneniz neler yapıyor bir başlarına? Pek arkadaşı yok annemin. Arkadaş edinebilecekleri yerler de önerebilirsiniz.

Teşekkürler.

not: yaş 53
0
dunden kalmis yemek
(18.01.15)
Belediye hanimlar lokali
0
photo85
(18.01.15)
İstanbuldaysanız salın ismek kurslarına
0
emirkulu2
(18.01.15)
Evde 5 tane kedi var, annem onlarla ilgileniyor. Kendini sokak hayvanlarına verdi, onlarla ilgili etkinliklerde de kendi gibi düşünen arkadaşlar edindi. Yaşı 53.

Resim müzik gibi bir şeylerle ilgilenebilir, dil öğrenebilir, sosyal sorumluluk projelerine katılabilir, hayvanlar için olabilir, çocuklar için olabilir... Yapacak o kadar çok şey var ki. Günlerde orada burada bir sürü kokoş kadınla vakit ziyan etmesin.
0
mutlusismankedi2015
(18.01.15)
Şiir toplantıları, felsefe toplantıları.
0
yirmisantim
(18.01.15)
Annem emekli öğretmen. Büyük kızım 1. Sınıfa gidiyor, onun ödevlerini yaptırır. Ufak oğlumla da oyunlar aynayarak geçiriyor zamanını.
0
hadi hadi
(18.01.15)
Gönüllü çalışmalara yönelebilir. Gönüllü çalışmalar çok keyifli ve bir çok yönden tatmin edicidir.

not: 54 yaşında emekli anneyim, gönüllü çalışıyorum :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
Profesyonel pastacilik kursuna gidebilir.
0
mandalina kokusu
(18.01.15)
(3)

tözel ne demek?

tolga asp
daha doğrusu "tözel test" ne demek? kelime anlamını soruyorum.koskoca google'da tatmin edici bir yanıt bulamadım.
daha doğrusu "tözel test" ne demek? kelime anlamını soruyorum.

koskoca google'da tatmin edici bir yanıt bulamadım.
0
tolga asp
(18.01.15)
yok tözel. iki farklı kitapta da tözel olarak geçiyor.
0
🌸tolga asp
(18.01.15)
TDK der ki:

sıfat Tözle ilgili

Töz ne demek diye bakarsaniz da:
felsefe Değişenlerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram, cevher

Temel kisiligi ortaya cikartmaya yarayan bir kisilik testi gibi bir anlam cikiyor bu durumda.
0
crown
(18.01.15)
ben töz kelimesini şakağın kulak başlangıcında bittiği nokta ve felsefede başlangıç/esas/kök olarak biliyorum.

belki yardımcı olur diye şeyettim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
(9)

arkadaşın evden çıkması nasıl sağlanır?

cosmicgadin
kapının önüne çıksa yeter. çaktırmadan bi bahaneyle çıkarmak gerek, üç beş dakka içinde. geldim falan olmaz. size güveniyom
kapının önüne çıksa yeter. çaktırmadan bi bahaneyle çıkarmak gerek, üç beş dakka içinde. geldim falan olmaz. size güveniyom
0
cosmicgadin
(18.01.15)
aynı evdeki biri değil
0
🌸cosmicgadin
(18.01.15)
markete yolla. biri geliyo de dolmuşa karşılamaya yolla. kahvaltıya götür.
0
hystarie
(18.01.15)
biri geliyo da olmaz
0
🌸cosmicgadin
(18.01.15)
Ortamı bilmeden öneride bulunmak zor. Kapının önüne çıkmak derken çıkıp girecek mi, dışarıda kalacak mı, gezsin filan mı istiyorsun?

Daire kapısı mı, sokak kapısından mı çıkacak...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
vakit yok
0
🌸cosmicgadin
(18.01.15)
başka bir arkadaşa arattırın evin önüne insene bir şey vereceğim diye
0
argent dawn
(18.01.15)
çöpü attırın.
0
hottamale
(18.01.15)
sigaram bitmiş bi sigara alsana, bira bitmiş bira alsana, birer bire alda içek, bi cips mips bişi olsa keşke yaa... la hacı sen gelsene bi iki dakka konuşcaz... dışardan ses mi geliyo? bi baksana la aşşada bişi oldu sanki?

sanırsam arkadaş hatunla iki dakka başbaşa kalmak istiyor
0
selam
(18.01.15)
git bi bak ben dışardamıyım de :)
0
somali carsi alayina karsi
(18.01.15)
(5)

Okudugum birşeyi aklımda tutamıyorum ne yapmalıyım?

portali
bir tanım ezberlemek zorunda oluyorum onu 3 defa okusamda aklımda tutamıyorum ne yapmalıyım?
bir tanım ezberlemek zorunda oluyorum onu 3 defa okusamda aklımda tutamıyorum ne yapmalıyım?
0
portali
(18.01.15)
Gorsel hafiza tekniklerini kullan. Hani bi ara tv de reklamlari bolca donerdi ben hala o reklamlardaki seyleri hatirlarim mesela. google a gorsel hafiza teknikleri diye yazip aratirsan bircok sey cikacaktir karsina, burda yazarak anlatamam.
0
rentts
(18.01.15)
denildiği gibi, yazın. 1 kere yazmak yeterli olmuyorsa tekrar tekrar yazın. birkaç defa yazınca ister istemez akılda kalıyor. :)
0
m e l t e m
(18.01.15)
yaz +1 ama kitap kelimeleri ile değil, kendi kelimelerinle yaz. yani oku ve baka baka yaz ama basitleştir, değiştir. kendin baştan tanım yarat.

birebir ezberlenmesi gereken durumlarda ise parçalara böl. 4 kelimelik parçalara mesela, üstüne ekleye ekleye git.
0
iz
(18.01.15)
ezberlemek istiyorsan yaz. öğrenmeye çalışıyorsan şema çıkar. bu tanım kavram nedir? konunun diğer kollarıyla bağlantısı/farklılığı nerededir? niye böyle bi şeye ihtiyaç var gibisinden. bence daha iyi oluyor.
0
raikkonen
(18.01.15)
"aklında tutamama nedenin, onu öğrenmek ve anlamak yerine kelime kelime ezberlemeye çalışmandır, öğrendiğin ve anladığın şeyi ezberlemen gerekmez bile"

@trumanshow +1
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
(4)

Adnan Oktar melekleri

eskiden sizofrendim simdi iyiyiz
ne ayak bunlar? programını izlemiyorum, bir iki kere görmüşümdür ama o kızların tiplerine bir saniye bile baktığımda midem bulandığı için programda ne konuşuluyor ne ediliyor bilmiyorum. fakat kızlar porno yıldızları gibi duran inşallah manşallahlı bi şeyler söyleyen tipler.şimdi denk geldim bu kızl
ne ayak bunlar? programını izlemiyorum, bir iki kere görmüşümdür ama o kızların tiplerine bir saniye bile baktığımda midem bulandığı için programda ne konuşuluyor ne ediliyor bilmiyorum. fakat kızlar porno yıldızları gibi duran inşallah manşallahlı bi şeyler söyleyen tipler.

şimdi denk geldim bu kızlardan birinin şöyle bi videosu var:
www.youtube.com


ingilizcesi akıcı bir politika analizcisi olarak konuşuyor burada. peki adnan oktar bu kadar bilgili, okumuş, aynı zamanda ucube gibi estetik yaptırmış, saçma sapan makyajlar yapan aynı zamanda onun saçma programına çıkma isteğini gösterecek kızı nereden buluyor?

çok ilginç değil mi? bu özelliklere sahip bi insan dünyada 1 tane filan olabilirdi ancak. bu adam bir sürü bulmuş bunlardan. yeni bir insan türü müdür nedir bu? biri beni aydınlatsın lütfen.
0
eskiden sizofrendim simdi iyiyiz
(18.01.15)
kokain.
0
rygard
(18.01.15)
insanların belli ihtiyaçları var. bağlanmak, itaat etmek gibi. herkeste farklı seviyede, ama var. bdsm muhabbetlerini bilirsin. adam 4 fabrika patronu ama gece bağlanıp kırbaçlanmaktan hoşlanıyor mesela.

bunlara gelince, bu insanlar da bu tip ihtiyaçlar sonucunda bu topluluğa girmiş ve hocalarının sözünü dinliyor anladığım kadarıyla. bana da çok ilginç geliyor. bindikleri arabalar, yaşadıkları yerler çok uçuk. ama jim jones katliamı gibi olaylar olmuş bu dünyada, çok da şeyapmamak lazım.

hülasa, herkes kendi kafasını yaşıyor işte.
0
icim urperiyor
(18.01.15)
Merak edip baktım eğitimlerine. Videodaki 'kedicik' istanbul Üniversitesi ingilizce mutercim tercumanlıktan mezun. Odtu, itu, Boğaziçi gibi okulların hardcore muhendisliklerinden değil yani. Zaten buralardaki insanlar henüz bu derece çıldırmadılar. E haliyle ingilizcesinin iyi olması normal onu okumuş zaten arkadaş. Diğer videolarını da izledim. Öyle şaşılacak hayran bıraktıracak yorumları falan yok. Hangi amaca hizmet ettikleri de bu kadar aşikarken bu kişilere ilgi gosterilip önem verilmemeli diye düşünüyorum.
0
organikdusler
(18.01.15)
Yapılmışı var; Hitler nasıl buldu o kadar eğitimli adamı.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
(23)

hayat bok gibi

docrivers
herkesten empati yapmasını bekliyorum bu duyuruda.20li yaşlarınızın başınızdasınız okul yok askerlik yok anne baba evden kovmak için gün sayıyor , baba hiç bir şekilde sevmiyor, hesapta üniversiteye hazırlanıryosunuz yaşınız kaç olmuş evet hala .cebinizde para yok çalışmıyorsunuz , para veren de yok
herkesten empati yapmasını bekliyorum bu duyuruda.
20li yaşlarınızın başınızdasınız okul yok askerlik yok anne baba evden kovmak için gün sayıyor , baba hiç bir şekilde sevmiyor, hesapta üniversiteye hazırlanıryosunuz yaşınız kaç olmuş evet hala .
cebinizde para yok çalışmıyorsunuz , para veren de yok .

İntihar o kadar da kötü değil gibi gözükmüyor mu ?
0
docrivers
(18.01.15)
Gözükmüyor. İntihar hiçbir zaman güzel gözükmez. Böyle bir durumu intihara nasıl bağladın diye düşündüm hatta. O kadar gözükmüyor.
0
Lim5
(18.01.15)
Is arayiniz.
0
f_d
(18.01.15)
iş bulmak kolay, vasıfsız eleman olarak nereye kadar gidilir, elinde bi diploma olmadıktan sonra ne yapabilirim , bundan 10 sene sonram daha mı iyi olacak şimdi işe girsem
0
🌸docrivers
(18.01.15)
ben önce "neden beni evden kovmak istiyorlar?" sorusunu sorardım kendime. kendi hatalarımdan dolayı öyle düşünüyorlarsa "ben bunu hak ettim ama düzeltmeye çalışmalıyım." derdim.

ama aksi durum için bir şey söyleyemem.
0
m e b
(18.01.15)
birak 10 sene sonrayi bundan bir hafta sonrasi bile daha iyi olacak.
0
f_d
(18.01.15)
keke 20'li yaşlarımın başındayım, yıllardır kaydım olmasına rağmen okulda 1. sınıftayım, ailemden uzakta istanbul denen bok çukurunda kendi kazandığım parayla takılıyorum. durumun güllük gülistanlık değil ama kesinlikle intiharı düşündürecek kadar kötü değil. ha öyle olsa da intihar etme zaten ama o raddeye gelmene bile çooook var daha.

fazla radikal bir fikir olabilir bu ama sana tavsiyem ailenden uzaklaşıp kendine bir hayat kurman yönünde. burs veya kredi aldın mı daha önce? almadıysan o çıkabilir. yurt da çıkarsa yaşadın. sadece onun parasıyla bile, zor da olsa, yürürsün. okursun yani onu diyorum. çalışarak da okuyabilirsin. kolay iş değil ama yapan çok fazla öğrenci var. oluyo.

"yaşın kaç olmuş" diyenleri siktir et. sen ayağa kalk, işine bak. 19 yaşında yapmadıysan 22 yaşında yap. "yaşım kaç oldu" diye kendini yersen 40 yaşında da aynı yerde olursun.

get ap biaç!
0
der meister
(18.01.15)
valla keşke ders çalışmanın dışında hiç bir sorumluluğun olmadığı 20li yaşların başına dönebilsem.

değil intihar etmek dansöz getirir göbek atarım. o denli mutlu olurum yani.

yıllar sonra sen de aynı şeyi düşüneceksin.

neden yarım gün bir işte çalışıp günün geri kalanında da kütüphanede ders çalışıp anne babanla makul saatlerde daha uygun koşullarda kısa süreli görüşmeyi denemiyorsun?
0
mea maxima culpa
(18.01.15)
"bundan 10 sene sonram daha mı iyi olacak şimdi işe girsem"

muhtemelen evet. kapı kapıyı açar. yeni insanlar, yeni ortam, yeni fırsatlar demek.
0
letheavendangered
(18.01.15)
intihar mevzusu canınızı sıkmış olabilir ama bende ağır depresyon yaşıyorum ilaçlar kullanıyorum , sadece akıl istedim sizden yada örnekler verip motive etmeniz için açtım bu duyuruyu, intihar etmek istesem şurda şu kafenin önündeyim haberiniz olsun ben ölüyorum diye duyuru açmam en azından
0
🌸docrivers
(18.01.15)
lan adam dertleşmiş derdini sıkıntısını anlatmış intihar mektubu yazmamış 10 dakika sonra gidiyorum falan dememiş ne coştunuz? bak bak bak laflara bak zararı olmayan dandik dandik cevapları sileceğine bu duyuruyu silecekmiş. pardon da bu duyurunun ne zararı oldu sana şimdi? ne insanlar var şurada ya. bi faydan yok gölge etme bari.
0
cthulhu
(18.01.15)
20li yaşlarımın başındayım, hiç sermayem yokken deli gibi borca girdim sirf annem babam mutlu olsun diye eczane açtım bok gibi bi beldede. Yandaki eczacılarla ayrı, eğitimsiz halkla ayrı, ukala sağlık ocağı doktorlarıyla ayrı, elemanla ayrı, depoyla ayrı ugrasıyorum, dev gibi sorunlarım var, ha bunun yanına her ay binlerce lira ödemem, çeklerim var. Dünyanın bilmem kaç tane ülkesini gez, 6 yıl istanbulda yasa sonra 8-9bin nüfuslu beldeye gel, sıfır arkadas dost. 7 aydır her gün gelen hastaya gülümsemek için zorluyorum kendimi. Ailemi idare ediyorum ama ben eriyip bitiyorum.
Demem o ki bro, beterin beteri var. uzakta olmak daha iyihissettiriyo bazen, bunu düşün derim.
Ne istiyosan onu yap, nasıl mutlu olacaksan, en önemlisi de kendini düşün , başkalarını düşünerek hareket ettiğinde hep daha fazlasını istiyolar, ailen dahi olsa.
Bik bik k neymiş, silselermiş duyuruyu, sacma sapan milyonlarca duyuru acıldı, bu mu battı
0
coronaa
(18.01.15)
evet, hayat bok gibi. 18 yaşındayken de bok gibiydi . 28 yaşındayım hala bok gibi. çok çabalayıp bazen bi nebze iyileştiği zamanlar oldu. çoğu zaman çabalamama rağmen bok gibi kalmaya devam etti. bazen de ben çabalamayı bıraktım. o zamanlar iyice boka sardı. intihar etmek benim için hep bir seçenek olmuştur. bir köşede durur. o seçeneğin varlığını bilmek rahatlatıyor beni. ama görülüyor ki bu zamana kadar seçmemişim. aslına bakarsan sadece 1 kere daha profiterol yemek için bile intihar etmeyebilirim. çok lezzetli değil mi lan? ve işin en iyi yanı hayatının boktanlığı profiterolün lezzetini bozmuyor.

konuya dönecek olursak; hayat bok gibi. (ama profiterol çok lezzetli)
0
sheridans
(18.01.15)
bu arada intiharın ne şakası, ne düşüncesi komik değil.

eğer böyle düşünceleriniz varsa doktora görünün. sonra sonu kötü olur.

burada eleştiren arkadaşlar da haklı. komik ya da çok basit bir şeymiş gibi her yere de yazmayın.

intihara kalkışıp sonra kurtarılan arkadaşlarla da dalga geçmeyin.
0
mea maxima culpa
(18.01.15)
dostum söylemesi elbette çok kolay burdan ama götü sık üniye git part time iş bul bitti gitti ;) şimdi o intihar olayını ordan sil bakim hadi evladım
0
gündüz m
(18.01.15)
ay ben üniversiteyi de kazandım ama hala aynı havadayım. intihar etmeye sebep bitmiyor. yaşamak için bul mesela. inadına yaşa.
0
aydogank
(18.01.15)
gozukmuyor.

okul her zaman okunur. onu kafana takma. 20 degil 30 yasinda da universiteye gidebilirsin, yas kisitlamasi yok sonucta :)

ama calisma hayatina bir yerden baslaman, para kazanman sart. hemen is ara. bir uzmanligin olmadigi icin her onune gelen isi yapabiliyor olman da sart.
0
goo.gl
(18.01.15)
Arkadaşım hem okuyup hem güvenlikte çalışıyor. 2 bin liraya yakın maaş alıyor. Hazır para yemeye alışmışsın sen sanırım.ben de öyleydim ama düzelttim.
0
nickimi yermisin
(18.01.15)
gözükmüyor fakat büyümek daha hoş gözükebilir. zira biraz geç kalmışsın gibi. kıçın rahata alışmış o kadar. ya ne olacaktı? beyimiz yan gelip yatarken birileri üzümle besleyip başkaları da cebine 200 er 200 er banknot mu sıkıştıracaktı?

babaların oğulları ile ilişkilerinin özellikle 20'li yaşlarda iğrenç bir hal aldığını düşünüyorum. çünkü şu an 20'lerinde olan erkeklerin babaları o yaşta muhtemelen evden ayrılmış hatta belki kendi yuvalarını kurmuşlardı. o yüzden hala okurken ya da çalışmıyorken "bundan adam olmaz" gözü ile bakıyorlar. muhtemelen onların babaları da onlar 18-20 yaşındayken vs. aynı şeyi düşünüyorlardı. nesil farkını, zamanın değiştiğini 25 yaşında bir bireyin evde kalmış olmadığını anlatmak çok da kolay değil ebeveynlere hele bir de doğu kültürü etkisi varsa. olur öyle.

"para veren yok" çok çocukça bir bakış olmuş. iş veren yok desem anlarım da ben üniversite'deyken bile utanıyordum babamdan para istemeye, kaç yaşına geldim hala babamın eline bakıyorum diye. "para veren yok, intihar etsem mi?" çok yanlış bir düşünce olmuş. bir iş bul çalış. herhangi bir üniversite okumadığın için yüksek maaş beklentin ya da "ben bu kadar sene bunun için mi okudum?" diye alan değiştirme zorunluluğundaki sinir harbi de yok. kendi paranı ye.

bir de son 1-2 haftadır zaten inanılmaz arttı bu intiharlı duyurular vs. ne kadar hazıra, kolaya alışmışsınız anasını satayım. 20-21 yaşında adam, daha her şeyin başındayken hayattan ümidini kesmiş sıkışınca.
0
nawar
(18.01.15)
iş bul +1
ailen ile aranın kısacık sürede nasıl düzeldiğine şaşacaksın.
0
kaymaktutmayansicaksut
(18.01.15)
Kendi hayatını sonlandırmak bir seçimdir, kimse senin seçimine müdahale edemez, sonlandırmak istiyorsan sonlandırırsın.

Tamamıyla dibe battığına karar verdiğin zaman bana özel mesaj at, sana yardımcı olabilirim.

Not: Yardım kısmı intihar ile ilgili değildir.
0
grimer
(18.01.15)
son sorunu dikkate bile almıyorum. lim5 + onyüzmilyon

Durumunla ilgili:
Baban parası olduğu halde sana para vermiyorsa iyi yapıyor. Çünkü rahatını bozmak istiyor. çünkü seni önemsiyor ve senin ayaklarının üzerinde durabilmen için kötü olmayı bile göze alıyor. Babana sonra teşekkür edeceksin. Parası yok diye vermiyorsa bu da senin için bir şans. kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğreneceksin. Şansını iyi değerlendirmen lazım. Bu biir.

Bak dün 23 yaşında bir arkadaşımız çok güzel bir soru sordu. Tavsiyeler istedi. Verilen cevapların hepsi de o kadar değerli ki. Hepsi deneyimlerden edinilmiş, yol gösterici cevaplardı.
Şimdi sen soruyorsun, herkes çeşitli şekillerde sana yanlış sonuca vardığını söylüyor. Sormakla iyi yapmışsın demek ki değil mi. Yanlış düşündüğünü anlamış oldun böylelikle. Doğru sorular doğru cevapları getirir.Bböyle "param yok okulu okuyamadım intihar edeyim ben madem öyleyse" gibi değil de; şu konuda sıkıntım var, napam nedem bi akıl verseniz gibi sorarsan verilen cevaplar daha nitelikli olur. Konu kendince vardığın sonuca kaymaz. Vardığın sonuç dedim ama aslında sonuca filan varmış değilsin, sen de biliyorsun zaten sonuca varmadığını. Bir sonuca varmak için konu hakkında araştırıp bilgilenmek ve bilgileri yorumlayabilmek lazım. Seninki biraz kaçak dövüş oluyor, yan çiziyorsun ya da şımarıklık ediyorsun.
Tekrar; soru sormak önemli, doğru soruları sormak çok daha önemli. Bu ikii.

İşin küçüğü büyüğü olmaz, işleyen demir ışıldar gibi sözlerimiz gökten zembille inmedi. eskilerin söylediği sözlerin altında deneyimler var. Altları boş değil, dolu.
Böyle, olumsuz, önyargılı "10 sene sonra n'olcak ki sanki" dediğin sürece sittin sene geçse aynı yerde saymaya devam edersin.
Önce bakış açını bi derle toparla.
Süt kazanına düşen iki kurbağanın hikayesini oku. Başarılı adamların başarı hikayelerini oku. Bilim adamlarının hikayelerini oku. Oku yani, boş durma. Ama nitelikli okuma yap. Seçerek ve düşünerek oku. Bakış açının nasıl değiştiğini göreceksin. Kendin de şaşacaksın sonrasında, ben nasıl öyle düşünmüşüm diyeceksin. Bu üüç.

Gelelim 20'li yaşların başlarında okul yok askerlik yok mevzuna. Şaşıracaksın ama yalnız değilsin, istatistiki olarak çok büyük bir kitlenin içindesin. Bundan sonra hangi kitlenin içinde olacağın da sadece ve sadece sana bağlı. Neye karar vereceksin?
Çünkü karar girdap oluşturur. Hiç bir engel tanımaz, tüm engelleri siler süpürür. Karar çok çok önemli. Bu dööört.

Sonuç:
Bir işe gir. İş beğenmemezlik yapma. En basit dediğin işten bile öğreneceğin çok şey var.
Üniversite okumak istiyorsan, meslek seçimini belirlemişsen işini o yönde ara. O sektörde olsun, getir götür olsun ne olursa olsun. Sektörü tanıman sonra çok işine yarar.
Bir yandan da sınava hazırlan.
Bir deneyimimi paylaşayım bu noktada. Okullar bittikten yıllar sonra bir kez daha sınava girdim. İki çocuklu çalışan bir anneydim. Koşullarımı anlatsam inanamazsın, işim o kadar yoğun ve yorucu ki. Çocuklar ufak. Ancak kendim için de bir şeyler yapmak istiyorum . İlgilendiğim konuda bilgilenmek istiyorum. Hiç çalışamadım desem yalan olmaz. Matematik konularına şöyle bi göz attım, toplasan 100 soru ya çözdüm ya çözmedim. Aldığım puan beni bile şaşırttı. Yaşamak, çalışma hayatı bana ne çok şey katmış meğer.
Demek istediğim şu, bir kenarda oturup kukumal kuşu gibi kara kara düşünme, kendini çürütme. Sahaya çık, oyuna gir. Terle, düş-kalk, yaralan, heyecanlan, sevin, zafer çığlıkları at... Hayatı böyle yaşarsan başlıktaki gibi demezsin. "Yaşıyom ben yaa :)" dersin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
hayat güzel bir şey değil zaten kardeşim. hayat ancak milyonerler için (yani sıkıntısı olmayan) ve sevip sevilenler için güzel.
0
fransizkalanadam
(18.01.15)
Ha, bir de kimsenin hayatını trollemesine izin verme. Hiç kimsenin, hiç bir sözün, hiç bir davranışın.
Bir lafa bak laf mı diye bir de söyleyene bak adam mı diye. Ne yaptı ki şimdiye kadar diye sor kendine. Mızmızmız lara kulak asma. Kişinin aynası işi. Açık ve net.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
(15)

Babamın Moralini Nasıl Yerine Getiririm?

dokuz numara dort yildiz
konu dışında her cevabınız veya tecrübeniz kabulüm, fakat lütfen espri yapmayın. Babam aort disseksiyonu nedeniyle ameliyat geçirdi. Her şey birdenbire oldu, hiç hazırlıklı değildik. Çok zor bir ameliyatmış ama çok şükür iyi geçti. Detaya boğmayayım.Bugün aşırı yorgundum hastaneye erken gidemedim. B
konu dışında her cevabınız veya tecrübeniz kabulüm, fakat lütfen espri yapmayın.

Babam aort disseksiyonu nedeniyle ameliyat geçirdi. Her şey birdenbire oldu, hiç hazırlıklı değildik. Çok zor bir ameliyatmış ama çok şükür iyi geçti. Detaya boğmayayım.

Bugün aşırı yorgundum hastaneye erken gidemedim. Bu sebepten görmek için izin alamadım ama annemler görmüş. Yeni uyandırıldı ama ağzında solunum cihazı varmış, burnunda da cihaz vs. vs. İğneden bile korkan bir adam, haliyle çok çok morali bozulmuş. İyileşeceksin, iyi olacaksın vs. her dediklerine kaşıyla gözüyle olumsuz yanıt veriyormuş. Anladığım kadarıyla çok üzgün ve çok korkuyor.

Her yerinde cihazlar bağlı, sinirlenip bunlardan birini çıkarmaya çalışır mı?
Yarın ben de göreceğim inşallah, 1-2 dakika kadar. Nasıl moral verebilirim; iyisin, ameliyat güzel geçmiş dışında ne diyebilirim?

edit: birkaç entry girdim, duyuru cevapladım. Bu durumda adam bunlarla mı uğraşır falan demeyin. pazar gecesinden beri beklemekten başka yaptığım hiçbir şey yok.
0
dokuz numara dort yildiz
(18.01.15)
kendinden emin konuş iyileşeceğine inandığına inansın umarım hemen iyileşir geçmiş olsun

Bu arada iğneden/ölümden korkan adam sinirlenip o cihazları kenara atmaz o cihazlar/ilaçların onu hayatta tuttuğunu bilir.
0
basond
(18.01.15)
üzgün görünmeyin. çok normal basit bir şeymiş gibi davranın. içeri giren herkes aletlere cihazlara bakıp zaten şok oluyor bunu da babanıza hisserttiriyor muhtemelen. gayet normal hareketlerde bulunun.
0
ground
(18.01.15)
Geçmiş olsun.
iğneden korkan birinin sinirlenip cihazları çıkarmasına ben de ihtimal vermiyorum. bence yarın morali daha iyi olacaktır. Ben olsam şu gün çıkacakmışsın, şu cihazı falan saatte alacaklar gibi pozitif ama somut şeyler söylerdim.
0
istege bagli sigortasiz
(18.01.15)
ground+1
kesinlikle şaşkın ya da üzgün görünmeyin. sizin için zor olacak ama böylesi babanızı rahatlatacaktır bir nebze de olsa.
umarım en kısa zamanda iyileşir, geçmiş olsun.
0
eksi sozlugun tatli insani
(18.01.15)
basond haklı. ölümden korkan insan o tarz bir şey yapmaz. yalnız bırakmayın. olumlu cümleler kurun. ki durum olumlu anlaşılan. önce kendinizi inandırın iyileşeceğine. gözlerine bakıp mimikler yapıp, gülümseyin.
0
silver apple
(18.01.15)
"ya aynı ameliyattan bilmemkimin babası da olmuş, adam şimdi sapasağlammış" falan desen? yaşanmış örnekler hep daha umut verici olur bana göre.
0
letheavendangered
(18.01.15)
ha bir de, ameliyat ufacık bir burun ameliyatı bile olsa o narkoz adamı mahvediyor. ben ağlayarak uyanmıştım ve burnum bir daha hiç düzelmeyecek korkusuna kapılmıştım ki babanın öyle olması çok normal. endişelenmeyin çok. en azından deneyin.
0
letheavendangered
(18.01.15)
kıyamam ya, umarım bir an önce iyileşir :)

sadece senin için değil, yanına girecek her insan için diyorum bunları: iyi olduğuna inanın ve onu da inandırın, içten şekilde gülümseyin, iyileşince yapacaklarınızdan bahsedin umutla. umut yaşatır insanı.

en kısa sürede şifa dilerim tekrardan.
0
devilred
(18.01.15)
geçmiş olsun. üzgün görünmeyin, hiç bir şey olmamış gibi de olmasın.
her şey yolunda, ameliyat iyi geçti, bundan sonrası kolay gibi umutlu - pozitif yorumlar yapın.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
herkese çok çok teşekkür ederim.

ben de somut şeyler duymak isterdim ama ne yazık ki pek öyle işlemiyor. mesela ne zaman uyandıracaksınız diye sorduğumda ilaçları kestik ama 3 gün sonra uyanan da var 1 ay sonra uyanan da var demişlerdi.

tablet - telefonluk bir durumu yok henüz, maalesef yoğun bakımda.

neyse teşekkür ediyorum, güzel tavsiyeleriniz ve iyi dilekleriniz için.
0
🌸dokuz numara dort yildiz
(18.01.15)
Moralli git ama sevgi pıtırcığı olma, adamın kafasını ütüleme umutlu sözlerle. bir kaç olumlu vaka bul ve onları anlat. sıkma ama olumlu dur. dediğim gibi adamcağızı neşelendireceğim diye yılışıklık yapmayın. bende hasta oldum bu hasta için çok aşırı sinir bozucu bir durum.

umarım tez vakitte sağlına kavuşur.
0
dios
(18.01.15)
Geçmiş olsun, iyileşeceğine inancınız tam gidin. Asıl zor kısmı bitti, artık iyi olacaksın, korkacak bir şey yok deyin. Cihazları önemsemeyin. Çok makine, çok risk diye düşünmeyin. Durumu izlemek, destek vermek için onlar. Zor bir ameliyattan çıktı, anestezikler gerçekten mahvediyor. Biraz umutsuzluğa kapılması normal, sizi de umutsuzluğa düşürmesine izin vermeyin.
0
Lim5
(18.01.15)
öncelikle geçmiş olsun, ailesi ile birlikte yakın ve sevdiği arkadaşları da ziyaret ederse moral olur, ileriye dönük planlarla ilgili konuşulması (balık tutmak, tavla oynamak vs. gibi eğlenceli şeyler tabii) ve yarın yapacağım bişi var fikri onun moralini düzeltmesinde yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.
0
selam
(18.01.15)
Sok olup morali bozulmasi normal. Zamanla 'Aaa, olunmuyormus meger' diyecek. Uzgun gorunmeyin, toparlayacaktir.

Bir de ebeveynlerin yumusak karni cocuklardir, ona ihtiyaciniz oldugunu dusunurse kendini guc toplamak icin zorlayacaktir.
0
aychovsky
(18.01.15)
Editleyemedim. Ihtiyac derken, anlik ihtiyac degil. Yoksa adamda 'bana ihtiyac varken, ben nerelerdeyim' hissi olusmasin. Genel olarak cocuklarinin evde onu aradigini, eksikligini hissettigini bilsin.
0
aychovsky
(18.01.15)
(13)

gönül işleri duyuruları

letheavendangered
gönül işleri kategorisindeki duyurulara ne sıklıkla bakıyorsunuz? ben 6 ayda bir falan bir duyuru ya açıyorum ya açmıyorum, ve açıkçası genelde bakasım da gelmiyor. hele birkaç kişi var ki onların yazdığını görünce konu ilginç olsa bile okumuyorum.bu yaklaşımımdan dolayı kendim de şimdi dedim ki, ad
gönül işleri kategorisindeki duyurulara ne sıklıkla bakıyorsunuz? ben 6 ayda bir falan bir duyuru ya açıyorum ya açmıyorum, ve açıkçası genelde bakasım da gelmiyor. hele birkaç kişi var ki onların yazdığını görünce konu ilginç olsa bile okumuyorum.

bu yaklaşımımdan dolayı kendim de şimdi dedim ki, adam gibi yardıma ihtiyacımız olsa demek ki kimse bakmayacak. öyle mi oluyor? siz nabıyonuz?
0
letheavendangered
(17.01.15)
genelde ana sayfaya baktıgım zaman oraya da bakıyorum, baslıklarından ılgımı ceken olursa okuyorum.
0
yuzır
(17.01.15)
donut +1, bi şekilde görürsem o görünen duyuruya bakıyorum sadece kendim hiç girmedim. çok uzun yazıyolar bi de üşeniyorum açıkçası.
0
der meister
(17.01.15)
duyuru'ya girdiğimde açıp bakarım kategoriye, yeni bir şey var mı diye. eğer varsa başlıklardan ilgimi çeken olursa okurum, fikrim varsa cevap da yazarım. birbirinden çok farklı sorular olmuyor ama, kısır konular genelde.

gönül işleri duyuruları üzerinden kuulluk yapanlara da hastayım :)
0
devilred
(18.01.15)
okumuyorum, hiçbir şey yazmıyorum, gönül işleriyle ilgili duyuru da açmıyorum, görünce de direk atlıyorum o duyuruyu.
0
vedat chili peppers
(18.01.15)
İlginç geliyor bana. Genelde bakarım kategoriye.
Mobilden girince zaten kategori ayrımı olmadığı için cevap veresim varsa veriyorum da.

Ekşi sözlükteki fuck buddy arama ilanlarına yapılan muamelenin burada gonul işleri'ne yapılıyor olması da ilginç misal :)
0
hayal bilgisi
(18.01.15)
hiç bakmıyorum. duyuruyu genellikle cevapladan ve son cevaplananlardan takip ediyorum, bazen de bugünü çağırıyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
duyurudaki tüm başlıklara sırayla bakıyorum hepsini okuyorum
0
sta
(18.01.15)
hepiniz yalan söylüyorsunuz, çünkü duyurum doğru düzgün okunmadı bile :(
0
🌸letheavendangered
(18.01.15)
hiç acip bakmiyordum, bu duyuruyu görünce baktim. shedracon'u gördüm. uykum kacti. sana nasil tesekkür ederim, simdi onu düsünüyorum.
0
jaygatsby
(18.01.15)
ben çok seviyorum kategoriyi. ufuk açıcı.
0
yalnux
(18.01.15)
hiç bakmıyorum. aklıma bile gelmiyor açıkçası.
0
papillon7
(18.01.15)
ben her duyuruya girdiğimde bakarım. kıskanıyorum elemanları ama yine de bakıyorum. herkesin bir şekilde bir ilişkisi, kimi açılma, kimi başlangıç, kimi sonlanma aşamasında ama bi aşamadalar.

ayrıca, "yapıcı" cevaplar vermeye çalışıyorum. "ayrıl"cılardan değilim.
0
dead and broken
(18.01.15)
bilgisayardan girince bakmıyorum. eskiden çıkıyordu şimdi çıkmıyor çok iyi çok güzel. telefondan girince yine çıkıyor ama. dikkatimi çeken bi şey olursa bakıyorum.
0
icim urperiyor
(18.01.15)
(13)

Akıl fikir.

hadi hadi
Sevgili her şeyi bilenler;Yaş 36, Antalya'da uluslararası bir firmada takriben 4000 aylık ortalama ile çalışmaktayım. Eşim devlet memuru, 3000 ortalama ile de o çalışıyor ve 2 çocuğumuz var. Kirada olan 1+1 evimiz 675 kira getiriyor, biz 800'e 3+1'de oturuyoruz. Geçen hafta benim çalıştığım firma Tü
Sevgili her şeyi bilenler;

Yaş 36, Antalya'da uluslararası bir firmada takriben 4000 aylık ortalama ile çalışmaktayım. Eşim devlet memuru, 3000 ortalama ile de o çalışıyor ve 2 çocuğumuz var. Kirada olan 1+1 evimiz 675 kira getiriyor, biz 800'e 3+1'de oturuyoruz. Geçen hafta benim çalıştığım firma Türkiye organizasyonunu küçültme kararı aldı ve 10 kişiyi işten çıkardı. 1. Kişi olan bana da ya snei de çıkaralım ya da tek çalışanımız olarak Ankara'da ol önerisi sundular. Çalışacağım pozisyonun 2015 sonu itibariyle şirketin büyümesiyle yönetilicilik olma ihtimali yüksek. Ya da ikinci ihtimal olarak şirket planlarının tutmama ve şirketin Türkiye'den çekilmesi de olasılık dahilinde. Ben mevcutişimi kaybetmemek ve beni tutan bir yönetimden ayrılmamak için ailemi Antalya'da bırakıp bekar evine 2. olarak gitmeyi göze aldım ama kafamda deli sorular var. Çocuklardan ayrı olmak, ayrıyken çocukların hissedecekleri vs. Böyle bi acayip oldum. Bu mevzuda siz ne yapardınız? Bu arada tayini kabul etmesem yasal haklarım+üzerine bi miktar daha tazminat alacaktım.

Teşekkürler fikirler için...
0
hadi hadi
(17.01.15)
Teklifi kabul ettiniz sanıyorum.

Zor karar. Bu gurbetin ne kadar süreceği de belli değil galiba.

Yerinizde olsam, eğer Antalya'da başka iş bulamayacaksam yani Ankara'ya muhtaçsam karımı ve çocuklarımı da Ankara'ya taşınması için ikna etmeye çalışırdım. Çocuklar babalarından uzak olmayı haketmiyorlar.
0
pardonan
(17.01.15)
neden ailece gitmiyorsunuz? bir de çocukların yaşı kaç? ben babası 30 yaşında 8 ay süreyle askere gitmiş bir kız çocuğuyum ve babam gidip geldikten sonra hiçbir zaman eskisi gibi olamadık. samimiyetimiz kalmadı. yabancı gibi geldi bana. bence hayat boyu düzelmeme ihtimali olan bu riski göze almayın. çocukların belki okulu var vs ama okula da çevreye de alışırlar. ama aranızdaki bağ koparsa zor.
0
letheavendangered
(17.01.15)
merhaba,
ankara'ya gidip o süreçte iş aramak en mantıklı geleni bana şu anda. lakin...

0- hangi sektörde olduğunuz ve sektörün türkiye, dünyadaki durumu önemli. 1. kişi olmanıza istinaden bahsettiğiniz iki ihtimalden hangisinin yüksek olduğunu objektif olarak görebiliyorsunuzdur.
1- maaş +kira yardımı gibi bir şey olacak mı?
2- ankara'ya taşınmanızla beraber başta yakacak gideriniz yükselecek, maaşınızda bir artış olacak mı?
3- çocuklar kaç yaşında? durumu anlatabileceğiniz yaşta iseler maaşınızın bir kısmını ankara-antalya uçak biletine yatırmayı göze alın... kritik yaşlarda iseler ileride hiç ummadığınız sorunlar ile karşılaşabilirsiniz, pedagog/psikolog desteği candır (okuldaki rehberlik servisi iyi değilse +masraf tabi bu da).
3- işten ayrıldınız diyelim yasal hak+ tazminat dediğiniz iş garantisi sağlayan şeyler değil, belirli bir süre idare edebilirsiniz. sektörünüzün dinamiklerine bakarak iş bulma potansiyelinizi iyi değerlendirin. veya gelen parayı kumar olarak kendi işinizi kurmaya yatırın.

çıkın bi deniz havası alın konyaaltında, iyi gelecektir :)
hakkınızda hayırlısı...
0
denize karsi icen keci
(17.01.15)
@pardonan teklifi kabul ettim evet, eşimi ikna etmek istemiyorum çünkü mevcut iş yerinde çok mutlu ve ben gittikten sonra orada uzun vadeli çalışmaya devam edebileceğimin garantisi yok. Durumlar 6 aya anca netleşecek.

@letheavendangered onlarla gidip yukarda bahsettiğim iş riskim gerçekleşir ve grup kapanırsa mevcut düzeni bozmuş, eşimin de işini dağıtmış olurum. Ankara'da olduğum sürece en kötü ayda 2 sefer gelip gitmeyi planlıyorum. Bunun dışında resmi tatiller ve 1 aylık yıllık izinde de birlikte olacağız.
0
🌸hadi hadi
(17.01.15)
o iş tekin değil, bir sene için diğerlerinin düzenini bozmaya değmez. ben olsam ankara'ya tek başıma giderim, o arada iş de ararım, eşimin işi de yerinde kalır, çocukların okulu da. antalya'da iş budum buldum, bulamadım, altı ay kadar sonra bir bakarım duruma, ne haldeyiz, tamamen taşınmaya değer mi diye. eğer "değer" seçeneğim ağır basarsa ona göre hareket ederim.

ekleme: ben yazarken bir üstteki cevap yoktu, neredeyse aynı şeyleri yazmışız.
0
devilred
(17.01.15)
genelde büyük firmalar bu başka şehir önerisini işe iade davası ile karşılaşmak istemedikleri için öne sürüyorlar. sizi bezdirene kadar yeri değiştirmeye çalışabilirler. iş kanununda işçiyi işten çıkarmak son çare olmalı. aksi taktirde organizasyonu küçültüyoruz diyerek size başka bir iş önermeden çıkarırlarsa işe iade davası açıp kazanma olasılığınız daha fazla olur.
0
faredenkorkankedi
(18.01.15)
@faredenkorkankedi benimki pek öyle bezdirmelik bir durum değil, ayrılmayı kabul etmem halinde neredeyse işe iade'de kazanacağım tazminat kadar para alacaktım. Cidden çalışmak istedikleri için şehir değişikliği teklifi yaptılar ki taşınma yardımı vb. adı altında neredeyse tazminatıma yakın yardım alacağım.
0
🌸hadi hadi
(18.01.15)
yahu kardeşim insan ne için yaşar? ailesi, arkadaşları, sosyal hayatı için. sen şimdi gidip ankarada tek başına üç kuruş para için ne yapacaksın? bırak o iş yerini, başka iş bul aynı şehirde. illaki bulursun.
0
hzben
(18.01.15)
@hzben evet bulurum ama mevcut pozisyonum için 3-4 yıl kendimi paralamam lazım. Ondan sonra 40 yaşında mevcut pozisyonuma gelmiş olurum. Halihazırda benim için fırsat sunup fedakarlık etmem gereken bir durumdaym.
0
🌸hadi hadi
(18.01.15)
Çocukların geleceği için giderdim
0
steward
(18.01.15)
ben çocukken (henüz okula yeni başladığım yaşlardı tam hatırlamıyorum) babam izmire tayini çıkmıştı, ilk giderken çok ağladığımı ve evden uzaklaştığımı hatırlıyorum (mesafe olarak yani bizim oralar o zamanlar tarla idi)

sonrasını açıkcası hatırlamıyorum tek hatırladığım her ay gelirdi, bi poşette halley getirirdi (çok severdim halley'i) sonra giderdi, açıkcası benim açımdan babamın o sırada olmaması çok şeyi değiştirmedi (bizim ilişkiler biraz karışık, zaten babamda değil babaannemde yaşıyordum ama oda yan evdeydi zaten)

babam için ise durum öyle değilmiş sonradan sonradan ortaya çıktı baya özlüyormuş o halde bir kaç sene çalıştı sonra geldi. neyse demem o ki özleyeceksiniz bol bol, ama teknoloji gelişti artık ve antalya için iyi bir geliriniz var eminim ki iyi bir internet bağlantısı smarttv vs. ile skype vs. üzerinden her gün görüşürsünüz ve antalya/ankara çok uzak değil kolayca gelip gidebilirsiniz. pek içinizi ferahlatmadı ama diyebileceklerim bunlar.
0
selam
(18.01.15)
yorumlarınızın tamamını okumamıştım, şöyle bir şey söyleyebilirim (kesin bilgi) eğer siz sürekli gidip gelirseniz çocuklarınızın gözünde pek iyi olmayabilir, sadece sizin ankaradan gelmeniz değil de çocukların ve eşinizinde arada sırada sizi ziyaret etmeleri uygun olur böylece eşinizin de sizi yalnız bırakmadığını çocuklarınız görmüş olur. iki siz gidin bir onlar gelsin gibi bişi yada ayarlarsınız onu siz kendi dinamikleriniz ile.

arada belki sadece çocuklarınız da gelebilir (çocuklar yalnız seyehat edebilir evet, ingiltere, usa arasında uçan 7/8 aşında veletler var) bu da onların kendilerine güvenini arttırır ilerde hem ankarada yeni arkadaşlar edinebilir ve çevrelerini genişletebilirler olumlu yanlarıda var yani.
0
selam
(18.01.15)
6 ay sonra şirket toparlarsa Ankara'da kalmaya devam edeceksiniz ve kaç yıl orada kalmanız gerekecek belli değil sanırım. Yönetici olursanız tekrar Antalya'ya dönme olasılığı kalmaz gibi görünüyor.

Siz hep Ankara'da aileniz Hep Antalya'da olacak ise ailenizin yanında olmayı seçmek iyi olur.
Bir iki yıl için gitmek çocuklar açısından o kadar sorun yaratmaz. İletişim araçları çok gelişti. Çocuklarınızla geçirdiğiniz zamanın eksikliğini dokunup koklama dışında telafi edebilirsiniz. İletişimin süresi değil niteliği önemli biliyorsunuz.
Son kararınız eşinizle ortak vereceğiniz karar olmalı. Eşiniz için de zor bir süreç çünkü.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
(10)

internet kullanıcılarına açık duyuruyu kapalı yapmak

hayat aklini konusacak bir filozof uret
arkadaşlar bu bir deneme duyurusu. dışarıya açık duyuruyu dışarıya kapatınca internet kullanıcıları görmeye devam edebiliyor mu diye bakıyoruz.soru: görülebiliyor mu? (modları zor duruma düşürmeyelim :p)edit: jugador'un önerisi üzerine duyuruyu silmiyorum. derleyip topladım, insan içine çıkacak hale
arkadaşlar bu bir deneme duyurusu.
dışarıya açık duyuruyu dışarıya kapatınca internet kullanıcıları görmeye devam edebiliyor mu diye bakıyoruz.

soru: görülebiliyor mu? (modları zor duruma düşürmeyelim :p)


edit: jugador'un önerisi üzerine duyuruyu silmiyorum. derleyip topladım, insan içine çıkacak hale getirdim:)

teşekkürler.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
bambum yine yazsın da aradan benim deneyi de çıkaralım madem. sadece es'e döndüğünde duyuru acaba yine ona bildirim gidecek mi yeni cevap geldikçe? buna da bi bakalım, sonra silinsin, olmaz mı?
0
devilred
(17.01.15)
bu ne oluyor hangi kanal
0
der meister
(17.01.15)
aranan kan benim
0
SPQR
(17.01.15)
ben de az durayım şurada.
0
doxanikee
(17.01.15)
Beh
0
emirkulu2
(17.01.15)
ben denemiştim bunu ya uğraşmayın boşa söyliyim.

www.eksiduyuru.com

şu sayfada görebiliyorsun yanında es yazıyor sayfa içinde tıklayıp içeriğini de görmeye devam edebiliyorsun.

direkt link olarak açamıyorsun ama dediğim gibi yukarıdaki sayfada görmeye devam edebiliyorsun sonradan yazılanları dahi.

ayrıca bildirim de gelmeye devam ediyor ama bildirimde direkt link olduğu için tıklayınca açamıyorsun. sadece yukarıdaki sayfadan görebiliyon işte.

edit: bildirim konusunda yanılmışım ben denediğimde bildirim de gelmeye devam ediyordu ama onu düzeltmişler bildirim yok olmuş. ama gördüğünüz gibi görmeye devam edebiliyoruz hatta editleyebiliyoruz. ama yeni cevap yazamıyoruz.

BURDAYIZ GÖRÜYORUZ SİZİ KAÇAMAZSINIZ BİR YERE

edit2: evet verdiğim link oraya gidiyor zaten. sadece o sayfadan görülebiliyor.
0
birisi.
(17.01.15)
Silinecek mi? Deneme 1-2

Edit: ana sayfadan gitti evet, cevaplarimdan ulaştım. Yeni cevap yazamıyorum ama iyi yine de. En azindan duyuru hala acik.

Teşekkür ederim :)
0
bambum
(17.01.15)
Aldınız mı ekşi tarafına hayat hanım?
0
emirkulu2
(17.01.15)
başka soruyu cevaplıyordum da kusura bakmayınız geç kaldım biraz :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
evet, dışarıdan da görülebiliyor. @birisi. editleyebildi.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
(8)

Sözlük yazarları, duyurularını sonradan dışarıya kapatırsa

bambum
Biz de duyurusuna cevap yazdıysak, ne oluyor? Kendi cevabımız orada duruyor ama biz okuyamıyor muyuz? Yoksa cevabımız da siliniyor mu?
Biz de duyurusuna cevap yazdıysak, ne oluyor? Kendi cevabımız orada duruyor ama biz okuyamıyor muyuz? Yoksa cevabımız da siliniyor mu?
0
bambum
(17.01.15)
Cevap duruyor, o kesin. Ama internet kullanıcıları okuyamiyor olsa gerek.
0
nereye bu gidis
(17.01.15)
Duyurunun bu kadar kompleks bi altyapısı olduğunu sanmıyorum. Verdiğin cevaplar duruyor ama sen göremiyorsun. Muhtemelen böyle.
0
IncredibleMau
(17.01.15)
bambum şu duyuruyu cevapla bakalım görelim ne olacak
www.eksiduyuru.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
ben denemiştim bunu ya uğraşmayın boşa söyliyim.

www.eksiduyuru.com

şu sayfada görebiliyorsun yanında es yazıyor sayfa içinde tıklayıp içeriğini de görmeye devam edebiliyorsun.

direkt link olarak açamıyorsun ama dediğim gibi yukarıdaki sayfada görmeye devam edebiliyorsun sonradan yazılanları dahi.

ayrıca bildirim de gelmeye devam ediyor ama bildirimde direkt link olduğu için tıklayınca açamıyorsun. sadece yukarıdaki sayfadan görebiliyon işte.
0
birisi.
(17.01.15)
dışarıya kapattım benim duyuruyu, görebiliyor musun?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
evet hatta editledim şimdi oraya yazdığımı bak :)

yeni cevap eklenemiyor ama yazdıklarımızı editleyebiliyoruz.
0
birisi.
(17.01.15)
sorunu edit ile cevapladım yeni cevap yazamadığım için :)
0
birisi.
(17.01.15)
Yeni cevap yazilmiyor, bildirim de gelmiyor. Ama duyuruya ulaşabiliyoruz. Teşekkürler vakit ayirdiniz :)
0
🌸bambum
(17.01.15)
(23)

sarı ışık mı beyaz ışık mı ?

monty python
Hangisini daha çok seviyorsunuz ? Ben mesela beyaz ışıktan nefret ediyorum. Odamda loş sarı ışığı tercih ediyorum.Beyaz ışık olan ortama girince, ilkokulda öğlenci olduğum zamanlar hava kararınca yakılan floresan lambanın o kasvetini hissediyorum. Ya da aynı şekilde hastane ortamını.https://eksisozl
Hangisini daha çok seviyorsunuz ? Ben mesela beyaz ışıktan nefret ediyorum. Odamda loş sarı ışığı tercih ediyorum.
Beyaz ışık olan ortama girince, ilkokulda öğlenci olduğum zamanlar hava kararınca yakılan floresan lambanın o kasvetini hissediyorum. Ya da aynı şekilde hastane ortamını.

eksisozluk.com şöyle de bir şey var sözlükte.
0
monty python
(17.01.15)
daima beyazı tercih ederim
0
basond
(17.01.15)
sarı ışık , her şey daha güzel görünüyor sarı ışıkta ,daha estetik
0
syabk
(17.01.15)
Kesinlikle beyaz ışık. Bir şey okuyup yazacaksam hele beyaz ışık yoksa hiç uğraşmam bile. Evimde sadece koridorda sarı ışık var o loşluk sadece orada kabul edilebilir geliyor.
0
kahin ahtapot paul
(17.01.15)
Beyaz isik çok yorucu ve (kimse kusura bakmasin, kişisel tercih) çirkin bence.
Sari isigin olduğu yerler her zaman daha estetiktir bence.
0
blatta hiberna
(17.01.15)
loş sarı ışık > diğerleri
0
Sskywalkeremre
(17.01.15)
kesinlikle sarı ışık daha elegan bir kere.. beyaz çok kötü tahammül edilir gibi değil. :)
0
nbseynlemsz
(17.01.15)
Üst üste bence diye bitirmisim, mobildeyim degistiremiyorum.

Ekleme de yapayim:
Sari isik ve yerden ya da duvardan aydinlatma olunca daha da iyi oluyor.
0
blatta hiberna
(17.01.15)
içmekanda sarı her zaman daha doygun ve tok duruyor.
0
kahve kokusu
(17.01.15)
@blatta hiberna ben de odamda ayaklı lamba( lambader deniyor sanırım ) kullanıyorum.
0
🌸monty python
(17.01.15)
beyaz.
0
kuzey li
(17.01.15)
beyaz, hele okuyup yazacaksam kesin.
0
firez
(17.01.15)
loş sarı ışık.
0
justinho26
(17.01.15)
Sarı ışık kesinlikle. Ortam daha bir güzel oluyor, fotoğraflar da daha güzel çıkıyor.
0
pike
(17.01.15)
hiç umrumda olmadı, hatta farketmemişim bile; baktım şimdi sarıymış.
0
doxanikee
(17.01.15)
beyaz ışıkta ben kendimi umumi tuvalette gibi hissediyom. pavlov'un köpeği misali, beyaz ışık yaktıkları an oracıkta patır patır bırakasım geliyo çok affedersiniz. loş sarı ışık en iyisi cidden. çok sarı da iyi değil, rahatsız ediyor. nasıl desem oda çok yoğun oluyor böyle. ışık sanki odayı aydınlatmıyomuş da "BEYLER HŞŞ BEN BURDAYIM LAN, AYAĞINIZI DENK ALIN" diyomuş gibi. loş sarı ışık en temizi. hem aydınlatır hem göz önünde olmaz. temiz temiz işini yapar. beyaz ışık çirkin.
0
der meister
(17.01.15)
sarı ışık.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
sarı ışık çünkü beni daha yakışıklı gösteriyor.
0
halitkin
(17.01.15)
Sarı veya gün ışığı, düz beyaz acayip rahatsız edici. Mutsuz plaza çalışanları gibi hissediyorum.
0
Lim5
(17.01.15)
tabi ki beyaz ışık. kendimi sarı ışıkta yanlış görüyormuş gibi hissediyorum. ayrıca güneş örneği yanlış çünkü güneş beyaz ışık verir.
0
Goldstein
(17.01.15)
beyaz ışık.

kapalı ortamdaki sarı ışık uykumu getiriyor, başımı döndürüyor.
0
devilred
(17.01.15)
@minik donut canavari baya iyimiş bu ya sağol.
0
🌸monty python
(17.01.15)
Beyaz isiktan nefret ediyorum. Her zaman los sari isik ilk tercihimdir.
0
yuzır
(17.01.15)
Kesinlikle sarı ışığı tercih ederim. beyaz ışık gördüğümde de sizinki gibi okul yıllarım gelir aklıma. o zamandan beri rahatsız olurum beyaz ışıktan.
0
grace margaret mulligan
(17.01.15)
(5)

Tiyatrocuların sahnede mikrofon kullanması

gyroscope
Tiyatroyu oldukça seven biriyim. Gerek özel tiyatrolara gerek devlet tiyatrolarına sık sık gitmeye çalışırım. Yalnız bir durum var ki oyun ne kadar güzel olursa olsun sanatçılardan biri sahnede mikrofon kullanıyorsa oyundan bir anda soğuyorum. Ses sisteminin kötü olmasından vs. değil, onun içine mik
Tiyatroyu oldukça seven biriyim. Gerek özel tiyatrolara gerek devlet tiyatrolarına sık sık gitmeye çalışırım. Yalnız bir durum var ki oyun ne kadar güzel olursa olsun sanatçılardan biri sahnede mikrofon kullanıyorsa oyundan bir anda soğuyorum. Ses sisteminin kötü olmasından vs. değil, onun içine mikrofon girince oyuna karşı olan bütün ilgim kayboluyor.

Geçenlerde Genco Erkal'dan "Bir delinin hatıra defteri" oyununu izledim. Genco Erkal'ı ve oyunu/hikayeyi çok sevmeme rağmen Genco Erkal'ın sahneye mikrofonla çıkmasından dolayı oyundan o kadar fazla zevk alamadım. Sanki benim için bütün büyüsü, güzelliği dağılmıştı.

Bu sadece bende mi oluyor yoksa sahnede mikrofon kullanılmasını sevmeyen başkaları da var mı?

Teşekkür ederim.
0
gyroscope
(17.01.15)
aynı fikirdeyim. konser değil sonuçta.
0
take me rufee2
(17.01.15)
Kulak mikrofonları var mis gibi, zorunlu durumlarda onları kullanabilirler. Bence de rahatsız edici.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
İşin içine mikrofon girince oyunun doğallığı yok oluyor; sinemaya gitmiş gibi oluyorsun ama kullanımı da illa ki zorunluluk nedeniyle oluyordur.
0
angelus
(17.01.15)
bence tiyatrocu da tercih etmez ama spor salonunda klasik konser verilen bir ülke burası, akustik filan hak getire.
0
Sarix
(17.01.15)
Kullanılmasına gerek olmasa daha iyi tabii. Ama denildiği gibi akustikten kaynaklanabiliyor sorun. Bu yüzden oyuncu tercih etmese bile kullanabiliyor. Çocuk oyunlarında da genelde kullanılır mikrofon.

Bir de Genco Erkal artık 77 yaşında el insaf. Sesini salonun en arkasına kadar duyuramama ihtimalini yok ediyor böylece.
0
mutlusismankedi2015
(17.01.15)
(31)

Kim bu insanlar

aychovsky
Aşağıda take a minute'ın veda yazısından sonra sorayım dedim. Bu hafta Duyuru'yu tanıdığım ve sevdiğim 3 kişi terk etti. Hepsinde de "Ne söylesem, mesajla aşağılamalar geliyor", "Ne biçim şeyler yazdığımı söylüyorlar", "Her şeyden şikayet ediyorlar", "Benden ne istediklerini anlamadım. Hevesim kırıl
Aşağıda take a minute'ın veda yazısından sonra sorayım dedim. Bu hafta Duyuru'yu tanıdığım ve sevdiğim 3 kişi terk etti. Hepsinde de "Ne söylesem, mesajla aşağılamalar geliyor", "Ne biçim şeyler yazdığımı söylüyorlar", "Her şeyden şikayet ediyorlar", "Benden ne istediklerini anlamadım. Hevesim kırıldı, soğudum, yazasım yok" gibi benzer nedenler söylediler.

Bir troll grubu var da, her gün başka birini hedefleyip onun üstüne mi geliyor? Genel olarak mıymıntı bir kitle miyiz? Güzel insanları neden kaçırıyoruz? Siz soğudunuz mu?

Ben 1 senedir buradayım, o yüzden bu değişim kısa zamanda mı oldu, uzun zamanda mı oldu, bilmiyorum. Açıkçası bazı yazılan şeyleri saldırganca bulduğumu da söyleyebilirim. Gerçi geçen seneden beri de bir miktar değişim söz konusu benim açımdan da, en tatlı zamanlarını biliyor muyum diye merak ettim.
0
aychovsky
(17.01.15)
Evet sürekli yermeye odaklı bir kitle var ben onlara bok sinekleri diyorum afedersin, biri geldi mi diğerleri de üşüşüyor falan çünkü tek başlarına fikir beyanı yapamıyorlar pek ödlekliklerinden. Böyle onları takıp meydanı onlara bırakırsanız duyuru daha kötü bir hal alacak. Çare umursamamak. Keşke gitmeseler gidenler.
0
emirkulu2
(17.01.15)
genel olarak mıymıntı bir kitle var, her şeye laf sokmayı ve her şeyi aşağılamayı karakteristik birer alışkanlık haline getirmiş bir kitle... ben zaten pek duyuru açmıyorum da başkalarının duyurusuna bakarken altında yazılan cevaplara bakarken bile geriliyorum. soruyu soran kişiyi kendisinden daha iyi tanıyormuş gibi "en doğrusunu ben bilirim" havasında bir yargılayıcılığa bürünmek moda herhalde. sözlükte de aynı sebepten takılmıyorum zaten. herkes birbirini hakir görüyor anca.
0
neseranni
(17.01.15)
@comptrol Aynı kitle herhalde trollük yaparak bana da "Yaz! Yaz!" diye gazı veriyor. Manipülatörler işte!

Lağım çukurunun içinden bir ton sevdiğim insan ile tanıştım, dışarıda da zamanım oldukça görüştüğüm. Görüşmeyip buradan birbirimize el attığımız kişiler de var; o kadar kötü de görünmüyor durum buradan ama saldırgan ve mıymıntı tavrı da izlemek, buna maruz kalmak üzücü.
0
🌸aychovsky
(17.01.15)
- Bir sene icinde ne kadar degisti bilmiyorum ama esas itibariyle soru cevap kalitesinde feci dusus var. Dinamigi uzun uzun anlatmayayim, sistem iyi cevabi takdir etmiyor. Sonucta sen de ya kalitesiz ortama uyum saglayip kalitesizlesmeye katkida bulunuyorsun ya da ayriliyorsun.
- Depresif insanlar cok can sikici. Her sorunun altina gelip hiccilik oynuyorlar.
- Son zamanlarda niteliksiz insanlar da cok turedi. Oyle ki bazen ortama uyum saglayabilecegin kadar bile olmuyor, bunlar ne kafasi diyorsun.

ek: yanlis yorumlanmasin, soruya cevaben negatifleri siraladim. genel itibariyle kisisel olarak hala faydasini goruyorum ki zaman harciyorum. ustelik ortamda bozulma olsa da hala hem insan hem bilgi olarak bircok cevher oldugunu biliyorum. ancak ne yazik ki genel trend fazlasiyla kotuye gidiyor.
0
f_d
(17.01.15)
bundan 5-6 sene önceki duyuru ile simdiki arasinda daglar kadar fark var. şu anki hali ile duyuru bok gibi.
0
jaygatsby
(17.01.15)
ne tatlı zaman vardır burda ne kötü. türlü türlü insan, huy, karakter var. normal yani. bu arkadaş kalkıp da "yaaa ne güzel şeyler söylüyorsunuz benim için" diye duyuru açtı mı hiç? (arkadaş dememdeki sebep kendisini tanımamam, hiç de mesajlaşmadık).
açmadı. çünkü insan hep kötü lafları/eleştirileri muhatap alır. iyi yorumlar unutulur.

hepsini geçtim, rica ediyorum şu duyuruyu, sözlüğü vs. çok da hayatınızın "önemli" bişeyi haline getirmeyin. buradan sosyal bir hayat edinme çabasına girmeyin.
bakmayın şu site öyle böyle yararlı bir site değil. hani faydalananın faydalanabildiğiniz kadar. bak dün çocuğun biri intihar ediyordu, duyuruya yazmasa şu an toprak altında olacaktı. yani "ben bırakıyorum, gidiyorum buralardan...." triplerine girmek yerine, ortalama bir vakit geçir burada. ne hayatına sok ne hayatından çıkar duyuruyu, ve yazarlarını. hatta bana kalsa şu ifşalardan da uzak durun, kişisel sohbetlerden de.
0
brotha b
(17.01.15)
kaç senedir buradayım, arada kalite düştü diyerek koptuğum sonra geri geldiğim zamanlar da oldu.
ama hiçbir dönem kalite bu kadar düşmemişti.

öte yandan şu da var, bunca zamandır buradayım, ne moderatörlerle problemim oldu ne de nefret mesajı aldım. tam tersine gelen mesajlar hep teşekkür mahiyetinde oluyor ve güzel muhabbetler ediyorum arada.

yani kalite düştü, milletin 3'er 5'er hesabı falan var sanırım, habire sağlı sollu trollük yapanlar var, ama dramatik vedalarla ayrılan arkadaşlar biraz da kendilerine de dönüp bakmalı. girmesinler tartışmaya? ne gerek var. soruya cevap ver ve devam et yani di mi?
hele şuradan ifşa, arkadaş, sevgili yapmaya çalışanları hiç anlamıyorum.
çok muhabbet tez ayrılık getiriyor cidden.
0
lily briscoe
(17.01.15)
Ben de zaman zaman açıyorum duyuru, cevap da yazıyorum hemen her gün, öyle bir sıkıntım olmadı. Olsa da rahatsız olmam ben, biri mesajla beni aşağıladıysa ben de küfreder ve bloklarım bu kadar basit. Pire için yorgan yakmaya gerek yok.
0
i was made for you
(17.01.15)
eskiden her ilginc duyuruyu acardim. ihtiyacim olmasa bile. her birinden bir sey ögrenirdim. birinden ögrendigimle daha sonra telefon hatti cektim. birinden ögrendigimle lezzetli yemek yaptim. birinden ögrendigim yeri ziyaret edip güzel vaki gecirdim. burdan ögrendiklerimi tasinirken kullandim, hesap actim, burasi sagolsun, isimi gördü hep. her birinden ögrendigimle yeni bir sey kattim kendime. random bilgi dagarcigi olustu.

eksi de öyleydi, sürekli ama sürekli acar, yeni basliklar okur, vay be böyle miymis derdim. bir yil geldi, sonra her sey bozdu yavas yavas. @2ciler ve bu tarz benim, spor yorumlari mi debeler oldu? sonra yavas yavas cekiyorsun, sadece ne olmus ne bitmis diye giriyorsun arada.

duyuruda ilginc bir yönde gidiyor, atismalar, bilip bilmeden cevap vermeler, asagilamalar, özelden tartismalar. adam diyor ki mail adresiyle alakali sorun var. cevap yaziyorum google products forumlarindan bildiklerimle. benzer dert yasamisim 1 hafta kadar önce. özelden yanit dönmüs. "sana mi sorduk dallama". atopic cilt yapisina sahibim, trasla alakali bir ürün soruyorum. yanit: "tras olayini da ne abarttiniz cart curt oluyorsun bitiyor" yazan da 19 yasinda tüyü bitmemis bir velet. nice örnekler var, cinsellikle alakali bir sey soruyorsun, yalancisin. niye? cünkü kimsenin cinsel hayati yok, masa basinda eli s.kinde yanit atmaktan ibaret. soru soruyorsun, özelden sen beni gerzek mi sandin, niye öyle yaziyorsun. ciddi soru soruyorsun, sacma yanitlar yazip dolduruyorlar, cevabi olan adam cekiniyor tartismaya girmekten. ben de bazen yanit yazmiyorum bilsem de, cünkü altta tartisma baslamis. yok canimlar cicimler, birkac duyuru "fenomeni" yaratmalar, acik acik troller... icerik nerde?

yani hala degerli, kiymetli buluyorum bu ortami. ama o da zamanla degisiyor. umarim daha fazla insan sogu(tul)maz.
0
wiillii
(17.01.15)
bunların hepsi beklentiyle alakalı bana kalırsa. "bu siteden beklediğin nedir?" sorusunun cevabı bu kalıp gitmeleri belirliyor. "şu siteden asgari de olsa fayda sağlayayım, belki birilerine de ufak da olsa bir faydam olur" gözüyle bakıldığında, buradan gitmeyi gerektirecek bir sebep de olmaz.

eskiden 5 birim fayda sağladığına inanan şu an 3 birim fayda sağladığını görüyorsa da, burada geçirdiği süreyi azaltır, yine gitmesi gerekmez.

gerektiğinden fazla anlam yüklemenin böyle sonuçları doğurduğu kanaatindeyim. diğer arkadaşlar da söylemiş zaten, dünyanın hangi topluluğunda sadece iyi/kaliteli/karakterli/olgun insan kitlesi var da burada onun yansımasını arayalım? gerçekçi olup, fazla beklenti içinde olmadan yüklesek anlamlarımızı, iyiyi de kötüyü de bu kadar büyütmesek, bu kopuşlar asgari düzeyde olur bence.
0
treamorg
(17.01.15)
insanlari bilgilendirmek amaciyla duyuru actigimda bile (soru degil duyuru) ozel mesajla agza alinmayacak kufurler eden insanlar mevcut burada,oyle az sayida da degiller. bir kismini gormemeye calisiyorsun ama bir kismi surekli olarak kendini sana gosterme ihtiyaci hissediyor, ne kadar depresif oldugunu illa gozune sokmak istiyorlar. bir de hicbir seyi begenmeme, her seye muhalefet olma timi var ki evlerden irak.

yaklasik 3 yildir buralardayim, gozlemledigim eski yazarlarin hicbirinin kalmadigi. benim de zaman zaman uzaklastigim olmustur, bu ara yavas yavas o moduma donmek uzereyim. hepsinden sogudum desem yeridir.

bunlar haricinde cok sevdigim insanlarla da tanistim burada; guzel aktiviteler de yapiliyor. disarida gorustugum, yemek tarifleri aldigim, bazi konularda danistigim hatta is gorusmesine gittigim insanlar bile oldu. bu durumda kolayca da birakamiyorsun.

ha bu kadar ciddiye almali mi dersen, bence gerek yok. iyinin de kotunun de oldugu bir yer burasi. bes parmagin besi de bir degil iste. sadece o kotuler citayi yukselttikce iyiler azaliyor.
0
fraise
(17.01.15)
İnternet kullanımının çok yaygın olduğu bu dönemde, binlerce insanın takip ettiği bir sürü site var. Bu sitelerde gayet makul insanların olduğu gibi günümüzde kullanılan "troll" insanlar da var.

Bu yüzden fazla takılmamak lazım bunlara, kalite artar, bozulur, insanlar değişir, yeni insanlar gelir, yeniler eskileri benzemez, eskiler yenileri vs...

Fazla dert etmemek gerekiyor böyle şeyleri yoksa sonu yok yıpranan kendiniz olursunuz. İnsanlar artık bu sanal alemden evleniyor, mutlu oluyor, güzel arkadaşlıklar kuruyor. Tabi ki bunun zıttı da oluyor. Eğer çok rahatsız oluyorsan bazı şeylerden yani o siteden uzaklaşırsın, görmezden gelirsin.
0
arockm
(17.01.15)
senelerdir buradayım. rahat iki senedir olmuştur, belki daha da fazla. ben burada olduğum süre içerisinde en azından 3 dönüşüm geçirdi duyuru ve bu değişimler resmilikten samimiliğe doğru gitti ve sanırım şu anda o iş cıvıklığa döndü. açıkçası çok dikkat etmedim, zaten saçmalayanları da fazla ciddiye almadım. o anda tartıştım ve bitti. böyle yaptığım için belki şimdiye kadar durumu farketmedim ama bir süredir duyuruda ki şikayetlerin arttığı bir gerçek. başlarda üzerinde durmadım aynı şekilde ancak bu kadar şikayet olduğuna göre bir şeylerin ters gittiği belli ancak duruma doğrudan ''troller bunlar'' diyerek yaklaşmak ne kadar doğru, ondan da emin değilim.
hali hazırda toplumumuzda ruh hastası ve sorunlu insanlar bolca mevcut, bu artık herkes tarafından kabul edilebilir sanırım. sonuçta burası da o insanların da içinde bulunduğu toplumlardan meydana geliyor. o yüzden troll olduğunu düşündüğümüz insanların bir kısmımının aslında psikolojik anlamda bir takım sorunlara sahip olduğunu düşünüyorum. bu kanıya da bir arkadaşımın karşılaştığı bazı olaylar sonucunda vardım. hani öyle absürt tepkiler ve yazılar okudum ki, bunları yazan birinin troll olmasının imkanı yoktu, adam doğrudan ben ruh hastasıyım diyordu.
millet normal hayatında ki sorunlarını gelip burada kusuyor. patronuna, eşine, amirine vs söyleyemediklerini burada ilk karşısına çıkana sayıyor, sövüyor.

onlar tamamen troll değil demiyorum, arada elbet trollük yapa(maya)nlar da var ancak, işin birde bu tarafının olduğunu düşünüyorum.
0
air
(17.01.15)
Bu kadar duygusal da davranmamak gerek bence.
0
dessy
(17.01.15)
Mesajlaşma bölümü açılıp da insanlar birbiriyle yiyişmeye başlayınca olay koptu bence. Önceden insanlarla çok zor iletişim kurulurdu cevaplamak dışında.
0
ufukcel
(17.01.15)
troll meselesi hep vardı aslında.
hâlâ da var muhtemelen.
son birkaç aydır uzak kalmayı tercih ettim biraz, o yüzden pek bilemiyorum.

ama bu değişim süreçleri hızlı yaşanıyor burada.
yıllardır girip çıkıyorum duyuruya.
bazen birkaç ay çok iyi, seviyeli, kaliteli giderken, birden bozabiliyor.

belirli bir çizgide ilerlediğini sanmıyorum.

benim soğumam kişisel nedenler dolayısıylaydı.
duyurunun kendisiyle ilgisi yoktu.
ama saçmalayanlar her zaman olacaktır.

bazen bazı şeyleri sorma ihtiyacı hissediyor insan.
ama iş geyiğe döndüğünde, saçma cevaplar almaya açık oluyorsunuz.

yani işe yaradığı noktada kullanıp, arada akıl dağıtıp, fazla kaptırmamak en iyisi bence.
0
blatta hiberna
(17.01.15)
duyuru camiası fazla kırılgan sanki. zamanında bana demediğini bırakmazdı millet, hala konuşuyorlar da şimdi biraz daha büyüdüm diye ses etmiyorlar herhalde. eskiden ne ergenliğim ne asosyalliğim ne mallığım kalırdı, mesaj atıp küfreden olurdu. 3-5 yavşak yüzünden duyuruyu sözlüğü bırakacak olsaydım ohoo.

ha "bu ne biçim ortam, burda kalmak istemiyorum" deyip gidiyorlarsa bir şey diyemem kendi tercihleri. sözlük zaten saçmasapan bir ortam, duyuru yine fena değil eskisi gibi olmasa da. ben duyuruyu sadece çok fazla zaman geçirdiğimi ve bunu kesmem gerektiğini düşünürsem terk ederim açıkçası, insanlar niye geliyor ya da başkalarının tavırlarına göre duyurudan gidiyor onu bilmiyorum/anlamıyorum.

mesela emirkulu'nun bok sineği dediklerinden biri benim. ona efsane sataşıyodum. başka insanlar da var sataştığım. ben şahsen bunu troll olduğum ya da biriyle kişisel derdim olduğu için yapmıyorum. troll de değilim zaten. ama bu insanlar ben sataşıyorum diye duyuruyu bırakmıyo veya ben de bırakmıyorum. bi duyuruda küfürleştiğim kişi gelip diğer duyuruda bana güzel cevap veriyo vesaire. bu kadar abartılacak, büyütülecek, "gidiorm duyurudan :((" demeyi gerektirecek hiçbir şey yok bence.

gidiyorum diye bildirim yapanlara ayrı kılım. gidiyosan git amk çok sevdiklerin varsa onlara mesaj atıp söylersin, bana ne. arkandan ağlayalım mı onu mu bekliyosun. millete "kendinizi ne zannediyosunuz" diyolar, kendileri giderken çok önemliymiş özelmiş gibi duyuru açıyolar.
0
der meister
(17.01.15)
acilin ben geldim,

ilk duyurumu 2006'da atmisim ve o gunden beri aktif olarak (kendimce) duyuruyu kullaniyorum.

ilk baslarda sanirim internet kullanicilarina acik degildi burasi (oyle hatirliyorum) ve cidden ortam bambaskaydi.

uzatmadan gunumuze gelirsem,

- her onune gelenin kayit olabildigi bir platform haline geldi,
- Sahte niklerle kendilerince eglence arayan ergenler turedi
- Kendi arasinda komun kurmus garip bi grup var. Birbirlerine canim cicim diye hitap ediyorlar falan (kotu diye etiketlemiyorum ama o yone evrildi duyuru, bu da ilginc bir sey.)
- Ifsa denen birsey var ki bu da artik buranin tanisma platformu haline geldigini gosteriyor bi nevi. (Insanlar bilgi paylasilan bir ortamda artik fotograflarini gosterme ihtiyaci hissediyorlar bu sebeple)

Duyuru, salt bilginin paylasildigi bi yer olmadi hicbir zaman evet ama bu kadar da civimamisti hic. Di mi cinimcim yaaa.
0
brkylmz
(17.01.15)
işte bunlar hep insanların kendini fazla önemsemesinden.
duyuruya ara ara veda edip, bunu belirtip, dayanamayıp tekrar döndüklerinde yine 'ısrarlara dayanamadım ben geldiim' diye duyuru açan adamlar direk gözümde özgüvensiz insanlar olarak canlanıyor.

mesajdan rahatsızsan mallara eklersin, cevaptan rahatsızsan şikayet edersin. sorun çözme becerileri yok. bi de yine kendilerini çok önemseyip 'falanca bana böyle mesaj attı, nasıl oluuuğğr' diye duyuruyu ayağa kaldıranlar var.

yoldan geçen adam laf atsa adama bişey demek yerine gelip burda duyuru açanlar var. ne bileyim sosyal konularda bi duyuru açtığımda ben nicklere takılmak yerine bakış açımı değiştirecek cevaplara bakıyorum. amacı sadece yermek olan cevapları önemsemeyip diğer cevaplara odaklanıyorum. yoksa kendimce haklıyım zaten neden destek arayayım? bu insanların günlük hayatta insanları bu kadar önemsemediğini zannetmiyorum. burda da tavır aynı olmalı.

ama asıl sorun modların adaletsiz tavırları bence. keyiflerine göre cevap-profil silince insanlar doğal olarak isyan ediyor. haklı çıkma güdüsü hepimizde var ama kurallar herkes için olursa seve seve uymak zorunda kalırız.
0
seksen9
(17.01.15)
Bu arada blgisayari tamirciye birakiyorum. Bundan sonraki tik ve aciklamalar sonra gelecek.
0
🌸aychovsky
(17.01.15)
7-8 senedir duyuruya düzensiz aralıklarla giren, bir sorum veya merak ettiğim bir şey olduğunda iyi kötü cevabını alan biriyim. denk geldiğimde de yardımcı olduğum insanlar olmuştur. 2008'de yaz stajımı bulmama vesile bile olmuştur burası. amacına uygun kullanıldığında gayet faydalı bir yer. ama internette büyük bir kitlenin girişine-katkısına açık her yer gibi "bozulmaya" mahkum. burada belirli 1-2 kişi dışında kimsenin nickini bilmem, tanımam. insanlar sitenin amacına uygun olarak sorularını-duyurularını paylaşmak veya paylaşanlara yardım etmek için girseler hiçbir sıkıntı yok. ama meşhur oldukça buraya dadanıp ego tatmin etmek isteyenler, kadın-erkek kaldırmaya çalışanlar dadandı buraya. ekşi sözlükle paralel bir gelişim seyri gösterdi. kankacılığın olduğu yerde huzur kalmaz. ama terkedip gidecek kadar ciddiye alanlara da şaşıyorum doğrusu. rahatsız oluyorsan zaman geçirmezsin, sorun sorunun olduğunda gelir cevabını alır gidersin. beyin bedava!
0
temasettin
(17.01.15)
benim başıma hiç gelmedi, gelmiyor böyle olaylar. alla alla...
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(17.01.15)
Hiç tanımadığım bir kişi sanki kan davamız varmış gibi bana mesajlarına cevap vermediğim için bin türlü hakaret sıralamıştı. Paragraflarca yazı düzmüştü. Üstelik bunu duyuruda engelli olduğu için Facebook'tan fake hesabıyla bana ulaşıp da yapmıştı. Facebok'tan beni nasıl bulduğuna gelirsek, o sırada görme engelli ve dişsiz bir kediye yuva arıyordum ve burada Facebook'taki ilan da vardı.

Bu kişi bana güya hukuki bir şey danıştı duyurudan. Ben cevap verdim. Sonra büronuza geleyim dedi. Bürom olmadığını söyledim ama normalde karşılaşmadığım ısrarcı, agresif bir tarzı vardı ve benim kimliğimi filan bildiğini de işte daha sonraki Facebook üzerinden mesaj atması sayesinde anladım.

Kim bilir kafasında neler kurdu da beni duyurunun tehlikeli olduğuna ikna edip buradan soğuttu.

Bu olayı yaşayınca kendimi burada kendine eğlence arayan, ciddi psikolojik sorunları olduğuna inandığım kişilere karşı da gereğinden fazla ifşa ettiğimi (fotoğraf koyarak filan değil bu ifşa) fark ettiğim için uzaklaşmak istedim buradan ve de herkes aramızda böyle insanlar olduğunu görsün diye bana gelen saçma sapan, hakaret dolu mesajı da paylaşarak duyuruyu bırakma sebebimi paylaşmak istediğimde insanların nefret kusmak için bahane aradıklarını anladım gelen tepkilerden.

3 ay duyuruya girmedim. Sonra hukuk sorularına cevap vererek yine kullanmaya başladım.

Kimseyi fazla ciddiye almıyorum artık ve sakince cevap veriyorum bana edilen hakarete, yapılan kötü bir yakıştırmaya. O yüzden kafam rahat.

Burası ego tatmin yeri değil, yardımlaşma platformu.

Anonimliğin suyunu çıkarıyorlar bazıları halen. Her fırsatta laf sokup, saldırıyorlar etrafına. Artık onları ciddiye almayıp, kendimi onların çirkin egolarına hedef yapmamayı öğrendim.

Normal yaşantımızda çevremizi hepimiz kendimiz seçiyoruz, internette muhatap olduğumuz kişiyi seçmek gibi bir lüksümüz ise yok ve bu yüzden her türlü sorunla karşılaşabiliriz. Nasıl başa çıktığımız önemli.

Kendi yaşantımda ne benden 10 yaş küçük ne benden 20 yaş büyük kişilerle görüşüyorum. Burada ise her yaştan, her meslekten, her ilden, her gelir düzeyinden insan var ve bu yüzden biz kendi çevremizdeyken olduğumuz rahatlıkta, samimiyette davrandığımız vakit herkes bizim almaya alışık olduğumuz şekilde tepki vermeyebiliyor. Bunu fark etmek önemli bence.

Artık duyuruya zaten soğuk bakıyorum ve o yüzden de soğunacak bir durum yok benim için ortada. Biri benimle tekrar kişisel olarak uğraşmadıkça, ben buna izin vermedikçe burda olucam. :)

Edit: İmla
0
m e l t e m
(17.01.15)
burdaki en rezil şey insanların birden fazla hesap alıp kendilerini başka insanlarmış gibi tanıtmaları bence. adam/kadın aslında tam bi gerizekalı, burdakiler bunu ayıklıyo ama bu sefer bi iki ay daha diğer nickiyle takılıyo burda. ben bunu gördükten sonra daha az girmeye, girsemde daha az cevap vermeye, yardımcı olmaya çalıştığımı farkettim. bilinçli bi hareket değil belki ama karşısındaki insanı gerizekalı yerine koyar gibi, ki bence hiç farkı yok, 55 tane nickle üye olup burda yazmak bence hoş değil. belki bende yazmam bi süre sonra ama "arkadaşlar sizi çok seviyorum ama ben yokum" diye de başlık açmam muhtemelen. burdada toplam 5 kişi farklı nicklerle birbirlerini eğlerler artık.
0
bruceandwayne
(17.01.15)
açıkçası ben de uğramamaya başladım buraya. devorgilla zaten kendini uçurdu lanet olsun diyerekten.

düzgün cevap veriyorsun birine subjektif soru sormuş zaten, yanlış anlar diye baştan buranın mimiksiz ortam olduğunu hatırlatıyor, fikrini yazıyorsun özelden gelip sana etmediği lafı bırakmıyor. cevap verirken bile kırıcı olmamaya çalışıyorsun, hakaret filan asla söz konusu değil sen "yanlış anlama ne olur
üzülürüm." demiş hakaretlere küfürlere
"terbiyesizlesiyorsun, kal sağlıcakla." diyorsun, burası bitiyor sözlükten dadaniyor. okudugun cümle "bebeğin ölü doğar umarım, en büyük acıyı yaşarsın."

demeye çalıştığım iyi niyeti sömüren, hakaret etmeyi kendinde hak gören leş insanlar da var burada ki başkalarıyla konuşmasını duysan bir melek sanırsın, bir terbiye abidesi.

özür dilemesi gerekirken üste çıkan, hadsiz ve görgüsüz kitle mevcut ne yazık ki. ve bıktırıcı oluyorlar .
0
kaymaktutmayansicaksut
(17.01.15)
eski nickler gitti biraz daha cıvık sorular çoğaldı bence
ama ben seviyorum buradakileri
ha herkes herkesi sevecek diye bir gaye yok
herkes kendi açısından haklı olduğunu iddaa ediyor ama tabi yanlış birşey
hakaret vb şeyler oluyor ama böyle insanların olduğunu bilip giriyorum ben buraya sıkıntı yaşamıyorum.
0
basond
(17.01.15)
Çok emin olmamakla birlikte kankamsı kemikleşmiş bir oluşum olduğunu düşünüyorum. Birbirlerinin yanlış hareketlerinde bile kolluyorlar hatta paslaşıyorlar gibi.

Dokunulmazlar/dokunulmaz olduğunu düşünenler/ dokunulmazların olduğunu düşünenlerin olması rahatsız edici.

Duyuruya ilk verilen cevaplar ayağını sürüme etkisi yaratabiliyor. Ardından gelen cevaplar aynı minvalde olabiliyor. İlk cevap esip yağmışsa bakıyorsun herkes esip yağmaya başlıyor. İlk cevap olumluysa gerisi de öyle gelebiliyor. Cevapları okumadan cevaplamak bunun önüne geçebilir bence.

Troller beslenmezse trollük yapamazlar.

Bana göre duyurunun sıkıntıları bunlar.

Mesajlarla gelen aşağılamalar hakkında bir bilgim, deneyimim yok. Sürekli olması rahatsız edici olmalı. Huzursuzsam neden o ortamda kalayım ki diyorlar sanırım. Böyle bakınca haklılar. Sitenin yararı zararından azsa, gitmeyi seçer adam. Herkesten birilerine bir faydam dokunur belki diye kalmasını bekleyemeyiz.
Troller veya dalaşanlar olduğu gibi samimi sorular sorup samimi cevaplar veren çok fazla kullanıcı var burada. Diğerlerinden çok daha fazla. Girip cevap vermeyenler, okuyanlar da var sanıyorum epeyce.
Duyuruda daha çok olan kesimin ağırlığını koymasına bağlı olarak sorma ve cevaplama oranının artacağını gitmelerin azalacağını düşünüyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
benim öyle çok benimsediğim bir yer değil burası.ara ara girer bakarım.amacına uygun biçimde kullanmaya çalışıyorum.bahsi geçen kitle benim de gözüme çarpıyor ama isimlerini say deseniz sayamam çünkü cevap vermeye tenezzül etmediğim için kim olduklarını hiçbir zaman kafamın bir köşesine not edemiyorum.ben böyle saldırgan,troll tiplerin cevaplarını gördüğümde sanki onlar yazmamış da ben ilk cevap veren kişiymişim gibi davranıyorum.bu sayede böyle tiplerden uzak durabiliyorsunuz.tabi yine de böyle davrandığınız durumda özelden laf sokmaya çalışanlar/küfür edenler olabiliyor.böyle kişiler ortaya çıktığında da mallara ekle düğmesi faydasını gösteriyor.
0
rakicandir
(17.01.15)
1.si kalite feci düştü. Bunu zaman zaman cevaplarımda saçmalayan trollükler yapan biri olarak söylüyorum. İlk hesabım "agnahie" banlanmadan önce(ki çok saçma bi sebep yüzünden banlanmıştır, trollere kurban gitti daha doğrusu) cevaplarım uzun uzun iken bir baktım millet artık en ciddi şeyin altına bile link atıp geçmeye, geyik çevirmeye başlıyor. Yani ortamın genel algısını değiştirdi millet. Herkes de buna uyum sağladı nedense. Nedenini ben de gerçekten bilmiyorum.
2.si ifşalar arttı. Bu ifşalar artınca tabi otomatik olarak bir çoğumuzun dahil oldugu yürüşmeler yaşandı fakat bu olay arasındaki ince çizgiyi fark edemeyen bir gerizekalı kitle mevcut. OLayı bundan ibaret sanıyorlar.
3.sü kötü yönetim. Hollow'a hepimiz kıl oluyoruz hatta bbenim baya baya sövmüşlüğüm de var. Solem2 olmasının sebebi bu zaten :D Ama adam şöyle bir durup bakınca yine yapıyor bişeyler. Neyse fazla övmeyeceğim onu :)
4.sü Arkadaş paranoyak oluyor insan. Burdan birileriyle biraz samimi olmaya başlayınnca anında fake hesaplarını fark edebiliyorsun. Abi bu kadar olmaz ya neden çifter çifter hesap alıyorsunuz? Gerçekten artık biri ciddi bişey sorduğunda altına yazacağım cevabı mesaj ile gönderiyorum. Daha iyi oluyor hiç değilse yardımcı bile olamasak birbirimize o konu üzerinden bir muhabbet dönüyor. Eskiden bunlar duyuruların altında seviyeli bir şekilde olurdu.
5.si aslında burada herkes birer troll. Duyuru çok fazla sorunlu insanı bünyesinde barındırıyor. BUnlar da sorunlarını buraya taşıyıp çözüm bulmak yerine sorunlarının acısını acınası bir şekilde buradan çıkarmaya çalışıyorlar. Bi ikisiyle reelde denk gelip sonlarını kötü bitirmişliğim var.
6.sı Herkes çok mükemmel havalarında. Misal biri buraya "otobüste tanıştım şöyle oldu böyle oldu diyip hava atıyosun" demişti bana. Arkadaş ben düzenli olarak reddedilen biriyim zaten bunu da yazıyorum ama loser içerikli duyurular gördüğünüzde kim yazmış diye bakmaktansa hemen eziklemeye başlıyorsunuz herhalde. Ne diyeyim? Objektif de olamıyor kimse.
7. İşi sürekli fuck buddy aramaya çevirmek. Bunu yapan kadın tanıdıklarım da var ve kendilerini kesinlikle burada bir soruya cevap verirken göremezsin. Avcıdır onlar, hedeflerini seçer, takip eder ve sonunda pat diye yeşillendirirler.
8. Arama butonunun kullanılmaması. Bu çok ciddi bir problem. Ben artık sayısını unuttum "neden hayvanları kısırlaştırıyoruzkieee" diye açılan duyuruların. Arkadaş bir arayın ya neymiş niyeymiş önce bi bakın. E haftada 3 gün benzer duyurular açılınca insan ister istemez dur sunun bi ağzına sıçayım bu ne salak bişeymiş ya diyor. Bir beyin var ve kullanmayı bilmiyor bir çok kişi. Neyse

Not: Yukarıda yazdıgım tüm maddelerin benim için de geçerli oldugunu hatırlatır, espri kaldırmayacak bir kafada oldugumu bilgilerinize arz ederim sayın pikicanlar.
0
Solem2
(17.01.15)
ben de 2007'den beri aktif olarak kullanıyordum. duyuru kaçırmazdım yani. gece bıraktığım yerden devam ederdim sabah kalkınca. akşam eve geldiysem en son bıraktığım yere geri dönerdim ki kaçırdığım duyuru olmasın cevaplayayım diye.

son 1 senedir biraz soğudum, son 6 ayda daha da soğudum. son 3 aydır duyuruları bile takip etmiyorum. günde bi kaç kere giriyorum. bi kaç dk bakınıp çıkıyorum.

brkylmz'ın yazdıkları doğru. önce ifşa duyuruları, şimdi de zirve duyuruları falan bozdu burayı. sitenin amacı soru cevaplamaktan çıktı sosyalleşme, tanışma oldu sadece.
0
xenophobe
(18.01.15)
Herkese çok teşekkürler, kafamda bir sesler "Haaa, vay anasını" dedi.

Yönetim derslerimiz şununla başlıyordu: "Bir kişinin yanına, ikinci bir kişiyi koyarsanız, burada sosyalleşme ve yönetim başlar. Gerek ve yeter koşul ikinci kişinin varlığıdır. Bu varlık platformdan bağımsızdır. Mektup arkadaşlığında veya teftişlerde bile sosyalleşme ve yönetimden söz ederiz. Belli bir kişi sayısına kadar bu ilişkiler sezgilerle yönetilebilir. Güç kimde ise yetkiler de onda toplanır az kişi varsa. Çok kişi varsa güç ve yetkiler birbirinden ayrı olabilir, güçlü olanın yetkisi olmayabilir. Bu şekilde yapılandırılmış bir yönetimden söz edebiliriz."

Buranın ilk amacının sosyalleşme olmadığını biliyorum. Aynı işimize gitmemizin amacının sosyalleşme olmaması, çalışmaya gitmemiz gibi. Yine de "iş arkadaşı" diye bir kavram var ve bunlar çok yakın arkadaşlar bile olabiliyorlar. Ya da İspanyolca kursuna İspanyolca öğrenmek için gittim. Ders dinlerken milletle muhabbet etmedim ama yine de dil kursundan görüştüğüm insanlar var. Keza ehliyet kursundan da. Buralara "Ooo, kimlerle tanışılır" diye gitmedim ama insanlarla tanıştım. Ana amaç o olmasa da ister istemez sosyalleşiliyor. Teoriler bunun platform bağımsız olduğunu ifade ediyor; yani "Burası bir site" ile "Burası bir işyeri" arasındaki tek fark işe gitmek zorunda olmamız. Ama "Burası bir kurs" ile çok da farkı yok. Sonuçta bir kişi ile herhangi bir şey için mesajlaşıldığında, artık o kişi hayatına giriyor iyi veya kötü bir şekilde; ya da bir duyuru veya cevabını okuduğunda da. Çünkü Yönetim Bilimleri bunun için yeter ve gerek koşulun o insanın varlığından haberdar olmak, öyle bir kişinin var olduğunu bilmek olduğunu söylüyor. Bir kişiden haberdar olduğunda, ona olan bir şey sende etki bırakıyor. Etkinin büyüklüğü kişiye bağlı olarak değişiyor. Oturup dövünebiliyorsun da, görmezden de gelebiliyorsun. Örneğin, Zetahead emirkulu'na çok yardım etti. Ana amacı gerçekleştirdi, bu ana amaçla birlikte ikisi sosyalleştiler. Varlıkları birbirine güven verdi ama Zetahead'in gidişi emirkulu'nu oldukça üzdü. Sonu.ta hayatının en büyük yardımlarını yapan biri ile ne kadar yüzyüze görüşmese bile, onun varlığı bir güven yaratıyordu. Ama başka birinde "Hmm, gitmiş mi, peki" tepkisi verdirtti.

Buradan çektiğim ana sıkıntı, bir anlamda sosyalleşmenin birincil amaç haline gelişi. Bu beklenti-gerçek farklılığı kişide hayal kırıklığı oluşturuyor olabilir.
Gidenlerden tanıdığım birkaç kişiyi de bu şablona oturtamıyorum açıkçası. Onların başına gelenler benim başıma bir iki kere geldi ve sallamadım, güldüm geçtim. Konudan bağımsız olarak bir noktaya geleyim, dün buradan bir kişi ile konuşurken "Ya ben 3-4 günden fazla kaldığım yeri evimmiş gibi belliyorum. Bir yere giderken evden ayrılasım gelmiyor, oraya gittikten sonra da orayı evim belliyorum, oradan dönesim gelmiyor. Ama sonra 3-4 güne de unutuyorum" demiştim. Şimdi buraya geri döneyim. Bu bağlamda burası da ev gibi benim için. Her akşam Candy Crush oynasam, o da başka bir ev olur. Amacından bağımsız olarak. Yani "Evim, güzel evim" gibi değil de her zaman gittiğim markette ne kadar rahatsam, spor salonunda zaman geçirmeyi ne kadar seviyorsam, 3-4 kere gittiğim yeri ne kadar benimsiyorsam; bu da öyle. Amacım sosyalleşmek olsa da, katkı yapıp yardım etmek olsa da ya da hiçbir şey yapmayıp sadece bakıp çıksam bile; birkaç kere heves kırıcı bir şey olsa üzülürüm be. Yani, yıkılmam, birkaç güne unuturum; neler bırakılmıyor ama dokunur yani. "Vay be, ne günlerim oldu. Hakkınızı helal edin" derim. Ki bazılarında merak ettim, "Neymiş o beğenilmeyen cevaplar" diye. Cevaplarda bir şey de yok, hatta yardım edildiği için heyecanlı bir cevap olmuş biri ikisi. Sonra elemanın teki gelmiş, şevkini kırmış, gitmiş. Buna "Müdahale edelim" de diyemem tabii ki, saçma ve temelsiz olur. Başka birinin de şevki kırılmaz, o da öyledir. Ama yazık bence yine de, iyi insanlardı gözümde. Ne bileyim, iyi niyeti ile cevap vermiş, niyetinin tam tersi yanıt almış. Neyse, umarım herkes kendine göre ister gerçek hayatta ister sanal hayatta akacak birkaç mecra bulur.

Edit: Yanlış anlama olmasın. Doğrudan "take a minute süper insandı, o niye gitti" değil derdim. Sadece tanıdığım bir kısım insanlar gitti, tanımadığım da bir kısım insanlar gitti. Masum olmayabilir gidenler, masum olabilir de. Sadece davranışı anlamaya çalışıyorum. Sezen Aksu'nun "Ben Allah'ın terazisi miyim de, kim neye layık onun kararını vereyim" diye; sonuç olarak Allah'ın terazisi ben de değilim. Neyine niye karar vereyim.
0
🌸aychovsky
(18.01.15)
(11)

Güzel olmuş mu?

sotw
Kısıtlı ekipman ve yer darlığıyla bu kadar yapabildim, sizce güzel mi? şöyle yapsaydın daha iyi olurdu diyeceğiniz bir şey var mı? Bir de beğenirseniz sevinirim. Teşekkürler.https://www.youtube.com/watch?v=Sltvfp9pSvA
Kısıtlı ekipman ve yer darlığıyla bu kadar yapabildim, sizce güzel mi? şöyle yapsaydın daha iyi olurdu diyeceğiniz bir şey var mı? Bir de beğenirseniz sevinirim. Teşekkürler.

www.youtube.com
0
sotw
(17.01.15)
cok guzel olmus, muzik ve puzzle secimi de guzel, eline saglik.

daha yeni 2binlige basladim ben de, keske bu sekilde yapsaydim :(
0
nawres
(17.01.15)
Çok beğendim, çok güzel olmuş. Ellerine sağlık 2binlik bitirdim. Ama videoyu görüce 5bin gözümü korkuttu. :)
0
Dr_Stat
(17.01.15)
ohaa bu tam hasta işi, bayıldım.
0
reavelyn
(17.01.15)
harikulade! elinize kolunuza emeğinize beyninize sağlık.
0
mrvengeance
(17.01.15)
inanamadım, elinize sağlık. hiç bu kadar organize çalışamam, kaos içinden yavaş yavaş düzeni ortaya çıkartırım, o yüzden uzun sürer. aylarca bitiremezdim herhalde. çok başarılı olmuş.
0
lily briscoe
(17.01.15)
süper olmuş. ama tam bir deli işi ben hayatta uğraşamazdım
0
sta
(17.01.15)
çok güzel olmuş, video da harika. müzik seçimi de iyi. bu çalışma için 2 ay, 25 günlük süre de çok çok iyi, tebrik ederim. ellerine sağlık.
0
oinone pe
(17.01.15)
çok iyi hem dev puzzle ile uğraşmak hem timelapse fotoğraf çekimi deli işi :D eline emeğine sağlık
0
freebird5406_2
(17.01.15)
süper olmuş puzzle da çok güzelmiş
0
hayir bu koyden olsam nolcak
(17.01.15)
çok güzel olmuş, ellerine sağlık :)

yerim olsa ben de yapacağım ama maalesef yer yok :/
0
devilred
(17.01.15)
çook güzel çalışmışsın, hayran kaldım. eline sağlık ve güle güle kullan.

(kola içmesene yahu, zararlıığ.)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
(3)

Evdeki huzursuzluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

mathilda lando
Çok bunalıyorum artık. Üniversite öğrencisiyim. Okul ağır olduğu için çalışamıyorum şu an, anca okul bitip çalışıp bütçemi ayarlayınca eve çıkabilirim. Her ne kadar sevsem de gerçekten sürekli aptal aptal sebeplerden dolayı gerilmekten bıktım. evet her evde sorunlar çıkıyor ama bizde fazla gibi. ufa
Çok bunalıyorum artık. Üniversite öğrencisiyim. Okul ağır olduğu için çalışamıyorum şu an, anca okul bitip çalışıp bütçemi ayarlayınca eve çıkabilirim. Her ne kadar sevsem de gerçekten sürekli aptal aptal sebeplerden dolayı gerilmekten bıktım. evet her evde sorunlar çıkıyor ama bizde fazla gibi. ufacık şeyden kavga çıkıyor. Ben de bazen alttan alsam da dayanamayıp kontrolümü kaybettiğim oluyor. Sırf uzamasın diye sessizce sinir krizleri geçiriyorum. Siz ne yapıyorsunuz böyle durumlarda?
0
mathilda lando
(17.01.15)
odamın kapısını kilitledim, 3 liraya eczanelerde satılan sünger kulak tıkaçları var çok işe yarıyor. onları takıp dersime çalışıyorum.
0
masa penisi
(17.01.15)
bunalmayın, strese ortak olmayın, körüklemeyin, sessiz kalarak kabullenmeyin, sabretmeyin.
açın bir müzik, gidin kavga mahaline, başlayın dans etmeye. her seferinde yapın bunu.
çalışmazsa "sen de bi şeyden anlamıyormuşsun, boşuna yaşamışsın bunca yıl" deyin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret iyi fikirmiş :)
0
🌸mathilda lando
(17.01.15)
(23)

kahve mi bira mı?

passion rules the game
bugün 4 kahve 4 de bira içince bu zor soruyu kendime sordum. birada karar kıldım. sizce hangisi? ömrü billah birinden mahrum kalacak olsanız hangisini içmeyi seçersiniz?not: şimdi de kahve ya da bira içeceğim de, karar veremedim.
bugün 4 kahve 4 de bira içince bu zor soruyu kendime sordum. birada karar kıldım. sizce hangisi? ömrü billah birinden mahrum kalacak olsanız hangisini içmeyi seçersiniz?

not: şimdi de kahve ya da bira içeceğim de, karar veremedim.
0
passion rules the game
(17.01.15)
Birayı seçerim tabi ki.

Bira iç
0
buff
(17.01.15)
lan bu kadar zor sorular sormayın ya
0
try again fail again fail better
(17.01.15)
kahveden vazgeçemezdim. biraya aşık olmama rağmen.
0
mermize
(17.01.15)
hayatımda toplam bir kaç kez kahve içmişimdir. o yüzden bira <3
0
sta
(17.01.15)
Bu saatte kahve mi içilir? Uyutmaz sonra. Bira tabii ki.

İmza: bir iki saat içinde yatacak olan birisi.
0
inheritance
(17.01.15)
Birayı secerim.
Zaten bu saatte de kahve içilmez,içilir ama uyku falan kaçar oysa uyumak ne güzeldir.
0
bokmuhendisi
(17.01.15)
bira diyorum.

www.youtube.com
0
spirit crusher
(17.01.15)
Bira, tartışılmaz.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(17.01.15)
rakı.
0
justinho26
(17.01.15)
daha 5 başlık aşağıda bu saatte kahve içicek bi yer soruyordum ama, gerçekten zor hatta imkansız seçmek
0
try again fail again fail better
(17.01.15)
bira
0
dusunemedim
(17.01.15)
kardeşim niye böyle, gereksiz ürkütücü sorular soruyonuz yav.

ne yardan ne serden geçelim mis gibi yaşayalım işte. :)

beni şu an kahve daha çok cezbederdi, kahve içesi günümdeyim.
0
wilhelmwasmuss
(17.01.15)
kahve. kahve içmediğim gün başıma ağrılar giriyor.
0
devilred
(17.01.15)
bu soruyu kendi kendime çay mı kahve mi? şeklinde sormuşluğum vardır, bira seçeneğini hiç düşünmemiştim doğrusu. Kahve olurdu tercihim nihayetinde, alkol istersem alkollü kahve seçeneklerini değerlendirirdim bu durumda.
0
candanag
(17.01.15)
Bira.
Kahve pek sevmem. Kahve diye içtiğim şeyler genelde sütlü, kremalı, yoğun kahve tadı olmayan şeyler.
0
pike
(17.01.15)
yardan vazgeçilir kahveden geçilmez. :))
0
kuzey li
(17.01.15)
bi kahve koymadan cevap veremiyorum soruna.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(17.01.15)
Haftalık bira tüketimim senelik kahve tüketimimden fazla o kadar diyeyim.
0
charlesbukowskiineksi
(17.01.15)
Biradan vazgeçerim tabii ki.
Kahvenin ikamesi yok ama bira bir şekilde benim için ikame edilebilir. Birayı severim ama bira içilen bir ortamda vodka da içilebilirsin. şimdi rakı deseydin olmazdı o bambaşka bir şey. rakı sofrasında/ortamında vodka, şarap falan içilmez.

ama kahve mi rakı mı deseydin işte sıkıntı başlardı :D
0
secilmis uye
(17.01.15)
kahveyi şeçerim.kafein zehirlenmesine girene kadar kahve içebilirim sonuçta.ama bira şişkinlik yapıyor.verdiği şişkinliğe göre de iyi kafa yapmıyor.birayla kafa bulmak pek performanslı değil.kahveyle daha kolay kafayı bulurum.
0
somali carsi alayina karsi
(17.01.15)
ikisini de çok az içerim ve aramam. bira diyorum. neden? kahve hiç ilgimi çekmez. sıcak bir şey içmek istediğimde pekala 395835 çeşit çay falan içebilirim, "aman kahve olsaydı" demem. öte yandan, alkolle aram hiç yoktur. çoğu içki direkt olarak kusturur. ama birayı severim. onu içebiliyorum. hem çok az içtiğim için, iki bira içsem dokuz tane içmiş gibi sarhoş oluyorum. tat desen gayet güzel. yerine göre patates kızartmasının yanında içersin, yerine göre alır kuruyemişin yanında tek başına müziğini dinleyerek sarhoş olmak için içersin. o yüzden kesinlikle bira.

kahveyi içsem ne, içmesem ne. ama birayı içince sarhoş oluyorum. yahu ne güzel. ulan neredeyse 1 sene oldu. bi' ara iki bira içeyim de sarhoş olayım. sonra bi sene daha içmeyeyim ki iki birada tekrar sarhoş olabileyim. nerdeyse 6 lira olmuş zaten bu tarz önlemler almak gerekiyo.
0
der meister
(17.01.15)
kahveyi seçerdim. kahve sabah akşam her türlü gideri var bira öyle değil ama. hem bira hamallık ya :p
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(17.01.15)
çay.
ikisi arasında kave. türk olanından.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
(5)

Yabancılara alınacak hediye hakkında yardım lütfen

hasansabbah
Sevgili İrlanda tutkunları,Pazar günü 1 haftalığına eğitim için İrlanda'ya gidiyorum.Orada internet üzerinden sürekli konuştuğum (iş için) bir sürü insan var. En az 30 kişi. Bunların arasında da 1-2 özel kişi mevcut. Özel kişiler için hediye düşüneceğim ama kalabalık güruh için ufak bir hediye peşin
Sevgili İrlanda tutkunları,

Pazar günü 1 haftalığına eğitim için İrlanda'ya gidiyorum.

Orada internet üzerinden sürekli konuştuğum (iş için) bir sürü insan var. En az 30 kişi. Bunların arasında da 1-2 özel kişi mevcut. Özel kişiler için hediye düşüneceğim ama kalabalık güruh için ufak bir hediye peşindeyim.

Örnek olarak nazar boncuklu anahtarlık alayım, bu sizi evil curse'ten korur mistik bir şey falan dersem hoşlarına gidebilir.

Yani alacağım hediye bana maddi yük bindirmesin, orada tanıştığım kişilere Türkiye'den getirdim diye vereyim sevinsin.

Her türlü öneri ve gırgıra açık bir sorudur, İstediğiniz gibi at koşturabilirsiniz. Fikir verenler ayrı bir sevilecektir tabi ki.

Özet: Yabancı millet için ufak bir hediye, çantamda 50 tane olacak bundan bir anlamı olsa iyi olur,yurt dışında tanıştığım kişilere çıkartıp Türkiye'den getirdim diye vereceğim.

Much appreciated.
0
hasansabbah
(16.01.15)
Robinson kitabevinde Turkiye temali guzel kartlar vardi. Baska yerde de bulunabilir hem de agirligi az.
0
Domuz
(16.01.15)
türk kahvesi?
0
kanzavuri
(16.01.15)
bence lokum götür.
0
take me rufee2
(16.01.15)
keçe anahtarlık, buzdolabı süsü vb de olabilir. 50 tane olacak diyorsunuz, ağırlık da yapmaz. nazar boncuklu çok iyi fikir ama ağırlık sıkıntı olabilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.01.15)
minyatür halı anahtarlıklar var ucuz ve anlamlı. ziyaret amacına da uygun.
0
istege bagli sigortasiz
(16.01.15)
(22)

çöplerinizi ayırıyor musunuz?

oinone pe
kağıt, metal, plastik şeklinde ayırdığınız oluyor mu? özellikle kağıtların diğer çöplerle karışması ve geri dönüşümde kullanılamaması, sizi düşündürüyor mu? bu konuda neler yapıyorsunuz?pillerin ve kullanılmış yağların evden uzaklaştırılma konusunda tutumunuz ne?kendimden örnek vereyim: kağıt, metal
kağıt, metal, plastik şeklinde ayırdığınız oluyor mu? özellikle kağıtların diğer çöplerle karışması ve geri dönüşümde kullanılamaması, sizi düşündürüyor mu? bu konuda neler yapıyorsunuz?

pillerin ve kullanılmış yağların evden uzaklaştırılma konusunda tutumunuz ne?

kendimden örnek vereyim: kağıt, metal ve plastikleri bunları toplayanları çağırıp veriyorum. ya da çöpün yanına bırakıyorum. bazen de görevliye veriyorum. camları cam kumbarasına atıyorum. pilleri de ilgili kutulara bırakıyorum. bizde atık yağ olmuyor, kızartma yapmıyoruz.

giysi ve eşyalar konusunda biraz sıkıntı yaşıyoruz. gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşması konusunda ekşi duyuru'dan öğrendiklerim de oldu. siz neler yapıyorsunuz?
0
oinone pe
(16.01.15)
organik çöplerle, kağıt cam plastik ambalaj çöplerini ayrı torbalayıp geri dönüşüm çöpüne atıyorum.

pilleri pil atık kutularına götürüyorum
0
freebird5406_2
(16.01.15)
Çok örnek bi insansınız. Buyrun nobeliniz.

Biz karman çorman atıyoruz. Salona sıçan insanlarız zaten, yadırgamıyoruz.
0
Striker
(16.01.15)
TR'de recycling yaş sayın bay/bayan.

Odunla plastiği ayırt edemiyecek adamlarla aynı nefesi alıyoruz..

Şahsen ben geri donusum yapmak istesem bile cevremde geri donusturme unitesi yok. Motor yağımı veririm ama toplayan kişilere.
0
anonymice
(16.01.15)
Pili atık kutularına atıyorum, kızartma yağını da camiye götürüyoruz belediye oradan topluyor sanırım. Bir de organik atıklarla geri dönüşebilecek kağıt-plastik-camları 2 ayrı poşetle atıyorum ama ayrı çöp kutusu olmadığı için ne kadar işe yarar emin değilim.
0
doxanikee
(16.01.15)
Sadece kağıt ve plastikleri ayırıyoruz. Hatta bir belgeselde izlemiştik yoğurt kapları yıkamadan atmayın gerş dönüşümde işe yaramıyor denmişti o yuzden yoğurt kaplarınıda yıkayıp atıyoruz.
0
ayhsegul
(16.01.15)
erzurumdayım burda yok öyle uygulama. te ebesinin mınında migros var oraya da gidemiyorum. zaten gittiğimde "oraya bırak" diye tafra yapıyorlar. herifler kendi memleketini düşünmüyor. defalarca dışarı çöp sallayan erzurumlu gördüm. adamlar düşünmüyor memleketini ben mi düşünücem amk?
0
ya ben lan neyse
(16.01.15)
kağıtları ve plastikleri evime yakın lokasyondaki geri dönüşüm noktasına atıyorum veya kenara bırakıyorum ki, kağıt toplayanlar kolayca alabilsin. ancak ayırma gibi bir durum sözkonusu değil, çünkü geri dönüşüm noktasının ilginç bir bugu da kağıt, cam, plastik girişi olarak belirlenen yerlerden ne atarsanız atın ortada karışık şekilde buluşması :)
0
sevgikusunkanadinda
(16.01.15)
atık yağı belediyeye veriyorum. şarjlı pil kullanıyorum ama yeni birşey aldığımda içinden çıkan pilleri pil atık ünitesine atıyorum.
evsel atıkları çöpe, kağıt, plastik vb... aynı poşet içinde ayırmadan çöpün yanına koyuyorum. giysiyi iyi durumdaysa vereceğim kişiler varonlara veriyorum yoksa annem yer bezi yapıp atıyor.
0
kuzey li
(16.01.15)
kağıtları ve plastikleri ayırıyoruz sadece. bir de sıvı yağları dökmüyor annem kavanoza biriktiriyor, belediye topluyormuş.
0
1a2b3c4d
(16.01.15)
kağıtlar için geçen burada geri dönüşüm kutusu sordum. belediyeyi aradım hiçbr şey elde edemedim. çöp karıştıran adamları da bulamıyorum hiç denk gelemedim. hiç hiç içime sinmeyerek atıyorum.

plastik kapakları asla atmaz yerde görürsem bile alır çantama atar sonra onu kütüphanede kutuya atardım. ama artık orası da uzak gidemiyorum.

yağ kalmıyor.

elbiseleri de gerçek ihtiyaç sahibini tanıdığın tanıdığı gibi şeylerle bulabiliyorum.

ama etrafta geri dönüşüm namına hiçbir şey yok. keşke olsa kapı kapı dolaşır bilinçlendirmek için gönüllülük bile yapardım. gel gör ben bile atacak yer bulamayıp karıştırıyorum atıkları.
0
uzunuzunilgi
(16.01.15)
Salona sıçıyoz +1
0
emirkulu2
(16.01.15)
ayırıyorum. türkiye'de değilim.
0
ermanen
(16.01.15)
cam konteynerları olduğu için camları ayırıyorum. eski kıyafetleri geri dönüşüme götürüyorum h&m'e. diğerleri için elimin altında atabileceğim bir yer olmadığı için ayırmıyorum haliyle.
0
zannedersem tek eksiginiz bendim
(16.01.15)
cam, plastik ve kartonları ayırıp farklı yere koyuyorum.
0
nuisance
(16.01.15)
söylemeyi unuttum, bayat ekmek kutusu var binanın önünde.

ayrıca, sokağınıza bağlı bulunduğunuz belediyeniz aracılığı ile, şişecam'ın belediyelere hibe ettiği cam kumbara talebinde bulunabilirsiniz. cam tamamen geri dönüşebilen bir üründür. belediyelerden talep edin. bunu da yapsınlar bir zahmet.

ilk rastladığım küçük bir haber sadece, fikir olsun diye.

www.cerkezkoyhaber.com.tr
0
🌸oinone pe
(16.01.15)
bahçeli evlerde oturanlar organik çöplerini bahçede bir çukur açıp içine atabilirler. üzerine biraz toprak, o şekilde çürümeye bırakabilirler. çok yararlı bir gübreye dönüşür.
0
🌸oinone pe
(16.01.15)
kağıt, plastik, cam, mutfak/banyo çöpü ve pil olarak ayırıp kumbaralara atıyorum.
yaşadığım yerde birer km. arayla hepsinin kumbaraları var. giysi kumbaraları da var. bana ayırması ve gidip atması kalıyor sadece.
0
lily briscoe
(16.01.15)
lily briscoe önce sizi, sonra da belediyenizi tebrik etmeli. aslında bina yöneticisinden başlayarak, muhtar ve belediyeden talep etmeliyiz bütün bunları değil mi?
0
🌸oinone pe
(16.01.15)
Evet, yaşadığımız yerdeki belediyenin bir uygulaması var. Yaklaşık 3 senedir geri dönüşüm için çöp poşeti dağıtıyor. Kağıt, cam, plastik gibi geri dönüşümü olan şeyleri o poşete atıyoruz. Haftada 2 gün çöp toplarken o poşetleri de alıyor belediye. Görevli çöpleri alırken o poşetleri de topluyor. Ben ayrıca iş yerinde de biriktiriyorum. Poşete koyuyorum geri dönüşüm olacak şeyleri. Poşet doldukça eve getiriyorum. Şarj edilebilir pil kullanıyoruz genelde. Ama arada oluyor muhakkak, onları da Bim'e götürüyoruz, geri dönüşüm kutusu var.
0
elikası
(16.01.15)
okulumuzda bu konuda pek çok proje yapılıyor, benim ve ailemin ayrı ayrı yaşadığı semtlerde de pek çok geri dönüşüm çalışması yapılıyor, atık yağlar, piller, kağıt-plastik-metal-cam gibi, o yüzden evlerimizdeki çöpleri de okuldaki çöpleri de ayırıyoruz, yemek artıklarını sokak hayvanlarına veriyoruz -tabi onların yiyebileceği hale getirdikten sonra- kitapları bazen sahaflara verioruz ya da satıyoruz -kardeşim bazen harçlığına ek olsun diye yapıyor- ya da ihtiyaç sahiplerine veriyoruz -test kitaplarını, çocuk kitaplarını, ne bileyim, annem bulmaca eklerini bile ayırıp huzurevine götürüyor-, kıyafetleri de gene etraftan duyduğumuz ihtiyaç sahiplerine veriyoruz. ha, belediyelerin kullanılmayan oyuncak, kitap ve giysiler için kocaman kumbaraları var -başka ne desem bilemedim?-, annem hiç kimseyi bulamazsa oralara koyuyordu en son -bizde inanılmaz derecede çok eşya vardı da annem çoğunu dağıttı artık bıktığı için başkasının işine yarasın diye, o da var. durumu iyi olmayan yeni evlilere kullanılmamış eşyalardan verdiğini biliyorum -herkesi dolaşan borcam gibi :D ama o borcamlardan çok vardı misal, her yeni taşındığımızda gelirdi :D - böyleyken böyle. ha, biz yapmıyoruz öyle afilli kıyafetlerimiz olmadığı için ama, ikinci el dükkanlarına kıyafetlerini satan arkadaşlarım vardı, bu da bir çözüm tabi.
0
pasp
(17.01.15)
sadece kağıdı ayırıyorum.

annem babam öğretmen. ama bu sene başladım ayırmaya, onları da zorladım odama gelip o koliye atıyorlar kağıdı. onların bile çok çıkıyor ama, asıl çıkartan benim. lise son öğrencisiyim, üniversite hazırlık olayına baya bi kağıt gidiyor.

www.kolici.com

3 haftada bu rahat doluyor. üstüne presleyerek koymuyorum tabi, o fireyi veriyorumdur sanırım. ama doluyor yani baya. toplayan birisi bulup veriyorum. suriyeli olmamasına dikkat ediyorum.
0
günde 3 litre kola içen adam
(17.01.15)
evet.
yağ, kağıt, plastik ve pilleri ayırıyoruz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
(16)

hayırsız bir evlatım

ay lev ye
yaşım 25. ankarada yaşıyorum.işçi emeklisi bir ailenin tek cocuguyum sagolsunlar cocuklugumdan itibaren el bebek gül bebek yetistirdiler ve herhangi bir seyden alıkoymadılar beni. sanırım bu yüzden de biraz sımarık büyüdüm ukalalıklarım bundan sanırım.bir anadolu üniversitesinde makine mühendisligi
yaşım 25. ankarada yaşıyorum.işçi emeklisi bir ailenin tek cocuguyum sagolsunlar cocuklugumdan itibaren el bebek gül bebek yetistirdiler ve herhangi bir seyden alıkoymadılar beni. sanırım bu yüzden de biraz sımarık büyüdüm ukalalıklarım bundan sanırım.
bir anadolu üniversitesinde makine mühendisligi okuyorum. aslında okuyorum denemez 6. senem ve okulu bitirmek için herhangi bir çabam da yok. tamamen ailemin isteginden ötürü yazdım bu bölümü ve okulda hocalarla kafa yapım taban tabana zıt oldugu için zor donemler gecirdim. onun haricinde de sınavlara vs girmedigimden alttan derslerim hatta 2 yılım var yaklasık. bu yasa geldigim icin elimde "altın bilezik" vs yok bi sik yapmıslıgım yok. emlakcıda calıstım kısa bir sure o da calısmak degil tanıdıgın dukkanı oldugu icin yardım git gel para almadan bos zaman gecirdim. bunun haricinde ivedik organizde bir turbocuda calıstım. tabi bebek gibi yetistirildigimizden sanayi bize gore degil gibi gorundu. pc ve araba motorlarına merakım var bunun dısında 5-6 yasımdan beri atari commadore ot bok oyunları oynayan biriyim. ee-sama'nın biografisindeki muhendisligi bırakıp hayallerimin pesinden gittim ve pro dota oyuncusu oldum ya da behsat ç.deki savcının kardesi elemanın pc mühendisligini 3.sınıfta bırakıp baska seyler yapmak istemesi gibi bir durumdayım. işim yok okulu da pek okumuyorum. bu yasta hala eve yük olarak yasamanın agırlıgı da gayet koyuyor adama.
her gun o su ise girmiş su bunda bayagı yol almıs ot bok denmesi de kafa sikiyor.param yok herhangi bir iş kurup azıcık asım agrısız basım vs diyebilecegim.
formata uygun olsun diye sorumuzu da soralım benim su saatten sonra bu sikko hayatta ne yapmam gerekir ? yeni yol haritamda ne olmalıdır ? ya da haritayı sikeyim ben gidiyorum desem nereye gidebilirim ?



edit-ekleme: hayatta hoslandıgım seyler kitap okumak (harbiden)-müzik dinlemek-yemek yapmak-yeni bulusların belgeseli otu boku vs izlemek-sacma sapan bilgiler ogrenmek-oyun oynamak-milleti eleştirip kulp takmak.
yani bu tarz seyleri içeren bir iş (sanmıyorum dunyada bunun oldugunu) içinde çalışabilirim bile.
makineyi bitir diyen arkadaslar için de peşinen söylüyorum başka bir dahiyane fikriniz varsa söyleyin yoksa susun.
0
ay lev ye
(16.01.15)
2 yıl dişini sık bitir o okulu. 20 sene sonra milletin çocuklarına "ben okumadım pişmanım siz okuyun yavrııım" diyip gezmezsin en azından.
0
justinho26
(16.01.15)
yurtdışını zorlaman gerekir. aynı durumdayız.
iki kez gittim, döndüm. şans, kalıcı olamadım. üçüncüde affetmem. giderim, gelmem.
0
norek
(16.01.15)
yurtdısını zorlamak için herhangi bir yolum yok ne cebimde param var ne de beni cagıracak bir dayım var yani yurtdısında dayım var da götüne koyayım onlarin.
0
🌸ay lev ye
(16.01.15)
afedersin de benim yurt dışında bırak dayımı, tanıdığımın tanıdığı olsa şu an penceremden çok farklı yerlere bakıyor olurdum.
babamların akrabalarını bulduk italya'da, türkçe bilmiyorlar. roma'ya 25 km uzakta bi köyde yaşıyorlar, inanır mısın kalktım gittim. olacak gibi değildi.
not: yerlileri oranın. çingeneler.
0
norek
(16.01.15)
Makinayi bitirince belki yeni zelanda, kanada filan gocmen olarak alir umudu.
0
buolsun
(16.01.15)
@norek oraya gidebilmek icin bazı seyler gerekiyor para pasaport ne bileyim en azından kacak götürecek adam falan bende onların hiç biri yok :)
zaten dediğim gibi dayılarımı yok saysan da olur yani götlerine koyayım onların :)
bana o bakıs acısını mesajla falan uzunca anlatırsan da bir nebze olsun mutlu olurum.
0
🌸ay lev ye
(16.01.15)
okulu bitir, ostim'de kalbur üstü bir yerde bir yıl çalış. sonra ihale firmalalarından birine girer orta düzey yönetici olarak emekli olana kadar az çalışacağın, ortalama kazanacağın, boş vaktinin çok olduğu bir iş ile, bir miktar mütevazi yaşayarak hayatına devam edersin.
0
rygard
(16.01.15)
nereye gidersen git o okul sırtında hep yük olarak kalır haco.

makina mühendisliği sence nasıl bir bölüm? bölümünle ilgili ekstra birşeylerle ilgilenip kendini geliştirmen hoş olabilir. sanayi demiyorum ama, kulüp vs.

bir de mevcut hayatında vaktinin çoğunu etkisi altına alışkanlıkların var mı? arkadaş grubu, uzun süreli ilişki, alkol, bahis, online oyun gibi şeyler.. bunlar çabalamaya, 'değişmeye' fena halde engel oluyor, enerjini, inancını sikip atıyolar. kendimden biliyorum.

yine kendimden bildiğim ve yeni farkına vardığım diğer olay da şu: sadece şimdi var. bugün ne yaptıysan o. gece yatağa yatarken sabah spor yapcam diyorum, kalkınca unutmuş oluyorum. bunalıp tamam hadi işleri yoluna koyayım diyorum, satır satır program yapıyorum -akşamdan sabaha planları unutan ben- tüm o planlar hayal olarak defterlerde unutulup gidiyolar. özetle dün ve yarını düşünmek bugüne zerre enerji bırakmıyor.
naçizane düşüncelerim bunlardı, iyi geceler.
0
klar
(16.01.15)
online oyun var aslına bakarsan ki burayı kazanma sebebim de o. bilmiyorum odtü makine kazanabilir miydim (kazanamazdım) ama bi gaziyi kazanırdım akıllı uslu ugrassam.
her booktan cok cabuk sıkılan biri olarak da sıkıntım cok.sanayide çalıştıgım zamanlarda sabah 7de kalkıp yola koyuldugum için uyku problemim de oldugu icin oyunu pek oynayamıyordum hafta içi yani olmazsa olmaz maaşlı iş gibi başında durmam gerekmiyor ama yine de vakti sikiyor orası ayrı. bizim okuldaki mi boyle yoksa tüm ülkedeki mühendislik mi boyle bilmiyorum ama paso teori harfli zilyon tane bi sike yaramayacak formül var. daha 4.sınıfa gelip torna ya da freze gormemis hatta cnc görmemiş adam var daha ne olsun bolum hakkındaki fikirlerim bunlar. @klar @rygar sagolun düşüncelerinizi paylastıgınız icin.
0
🌸ay lev ye
(16.01.15)
Ayni benim gibisin lan Ankara'nin griliginden kasvetinden olsa gerek cok var bizim gibi burada.ben okulu birakip 2 yil çalıştım şimdi part çalışıp tekrar okumaya karar verdim ama o motivasyonumu da kaybettim.
Okuldan baska bolume ve sehre yatay geçiş yapmayi deneyip yeni bir hayat kurabilirsin kendine.
0
bluebey
(16.01.15)
en oluru eline diplomayı almak. bana kalırsa oldukça kolay bir üniversiteye geçiş yap. tabi 1 ve 2den ders almıyorsan
0
Euxinos007
(16.01.15)
bu sene össye girip ankara kimya yazayım bari hiç olmadı işletme ot bok falan. mühendise teklif edilen 1.5k ve hazır giyim firmasındaki kasiyerin aldıgı 1.5k parayı(kasiyeri kesinlikle kucumsemiyorum alnının teriyle parasını kazanan herkes kutsaldır) aynı kefeye koydugun zaman okumanın ve o kadar sıkıntı cekmenin bi sike yaramadıgını gördüm. össye girmeden önce 70-80kg arasındaydım sacımda 1 tane beyaz vardı. şimdi 110kg ve sacımın her tarafında beyazlar olan hatta biraz da kel kalmıs biriyim. he yemeseydin amk inek gibi yemeseydin de denebilir siklemiyorum onları.
o kadar okuldan soguyunca bir ısı transferi dersinde bu ne lan deyip bakabiliyorsun derslerine hiç girmedigin icin.
0
🌸ay lev ye
(16.01.15)
okulu bitirebilecegine inaniyorsan bitir, ondan sonra da bir insaat firmasina rokie muhendis olarak basla. ama muhendislikle isim yok, bitirsem de yapabilecegimi dusunmuyorum dersen hemen okulu birak derim. herkesin universite okumasina gercekten gerek yok. zaten eger kisiligin yatkin degil ve hevesin de yok ise muhendislik yapmak cok zor olacaktir.

neye yetenegin/ilgin/hevesin var? neleri becebilirsin? bu sorulari cevaplamaya calis.
0
goo.gl
(16.01.15)
10 senedir okuyorum biraderim, hala lisans. okulu bitirmen üzerine tavsiyeler verebilirim. öncelikle ailenin bu olan bitenden haberi yoksa en azından kendine en yakın hissettiğin kişiye aç durumu. ya da şöyle söyleyeyim okulu uzattığını bilmiyorlarsa al karşına konuş onlarla. yük olduğun düşüncesini en kolay onlarla konuşarak atlatabilirsin ben de tek çocuğum benzer hayatlarımız var. ve (sen de bitirmeye kafaya koyduğunda) bitireceğim ama durum bu' de onlara. benim yüzümden aile 2 kere krize girdi bu 10 senede. zaten 10 sene aynı yerde okumayı kimseye tavsiye etmem. tüm tanıdıklar mezun olup gidiyor bahçedeki bayrak direğiyle bir kalıyorsun. neyse, olsa da sorun değil.

ilk girdiğim üniversiteyi 1. sınıfta bırakmıştım o zaman yaş 19 20 falan. senin durum biraz bunun için gecikmiş gibi duruyor. devam etmeni öneririm. ha dersen ki okulu düşününce her şey üstüme geliyor boğulacak gibi oluyorum. yapabiliyorsan 1 dönem dondur okulu, dön ailenin yanına aban kitaba aban müziğe... ama, emin ol akıl orada kalıyor bu baya zor, çevreden birinin en ufak lafında bile tüm moraller çöküyor.
beni okulu bitirmem konusunda en çok tetikleyen şey de 12ay askerlik yapma korkusu oldu. bu arada bitirmeyi düşünürsen de 29 askerlik için yaş sınırı. ama gündemi de takip et tayyipler yine 7 yıl sınırı getirebilir üniversitelerde okumaklara. (ya da geldi mi bilmiyorum!?)

okulu bitirmenin sırrı da devam meselesi. dersleri ders saatlerinde dinle, kendi notlarını tut. bu kısım çok önemli. sonra sınav öncesi notları gözden geçirdinmi genelde yetiyor bu çalışma.
çalışkan çalışkanla, tembel tembelle takılıyor arkadaş guruplarına bakarak insanların kaç senede bitireceğini az çok tahmin edebilirsin. benim çevremde de aynısı oldu 3-5 kişi hala devam ediyoruz (en eskileriyim tabe :) ama ben şuna karar verdim çalışacağım zaman ayırıyorum yolumu onlardan, ortak çalışma falan yalan. herkes çalışmaktan kaçacak yer arıyor. biri bıraksa da ben de arkasından bıraksam düşünceleri çok oluyor...
kişi oğlu tembel olmaya çok yatkın, hırs lazım biraz belki.

moralli değilsen ders programını 3 güne sıkıştır. para sıkıntım var demişsin, varsa imkanın az ders al. kalan 3 gün de çalışabileceğin bir iş bakın. 10 senedir okuyorum dediysem 5 senedir de aynı zamanda çalışıyorum. ama sakın ola ki final haftası işe devam etme :)

blog aç kendine. oynadığın oyunlarla ilgili yaz, fotoğraf çek koy. gezi hatıralar yaz ne bileyim. icatlar mucitlikler demişsin, www.instructables.com şu siteye üye ol karıştır. belki sen de bişiler yapıp paylaşırsın.
güzel giyin, tatlı konuş eeeöö.. neyse aklıma gelenler böylece şimdilik. sormak istersen çekinme. son 1 haftam kaldı final projesi teslimine, bitiriyorum ulan!
0
koenzim
(16.01.15)
hoşlandığın şeyleri biliyorsun. onların üzerine yoğunlaş madem.

makine mühendisi olmak istemiyorsan olma. ama okul zorluyor ne biçim dersler filan diye değil, makine mühendisi olmak istemiyorsan, bundan sonraki hayatını o işi yaparak geçirmek istemiyorsan okulu bırak. yok valla o işi yaparken mutlu olurum esasında, benim sıkıntım okuldaki hocalarla diyorsan, derslerden/okuldan soğumana neden hocalarsa kimsenin senin hayatına bu derece olumsuz etki etmesine izin verme. "Hadi bakalım siz misiniz ben miyim" de, başla çalışmaya. Kararlılıkla inatla o okul biter.
Şöyle de yapabilirsin, kendine güveniyorsun madem, yeniden sınava gir, aynı bölümü başka okulda oku. aldığın ortak dersleri de saydırırsın fazlaca bir kaybın olmaz. ancak biliyorsun, o okuldaki hocalarla kafanın basmasının garantisi yok.
yok yaa makineler bana göre değil diyorsan:
binlerce meslek var. senin de dediğin gibi işin büyüğü küçüğü yok. neyi yaparken mutlu olacaksan o yönde ilerle, onu yaparken para kazan. hani derler ya sevdiğin işi yapıyorsan bir gün bile çalışmış olmazsın. o hesap, sevdiğin yaparken mutlu olacağın işi belirle. ilk adımın bu olsun.
meslek seçerken yol yöntem ne olmalı hakkında bir şeyler yazmıştım. tekrar yazmayayım, ilgileniyorsan şurada:
eksisozluk.com

mesela;

kitap okumayı harbiden seviyormuşsun. eksisozluk.com
kitapçıda çalışabilirsin, yayın evinde çalışabilirsin, blog vb internette bir şeyler yapabilirsin...

yemek yapmak; çok geniş olanaklar var. becerine, isteme oranına kalmış.

milleti eleştirip kulp takmak; demek ki eleştirel bir kafa yapın var. bak bakalım ne durumda, üzerine neler ekleyebilirsin, nasıl geliştirebilirsin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.01.15)
her şeyi bırak.askere git.askerlik bittiğinde o kadar mutlu olacaksın ki.askerlik öncesindeki tüm sıkıntıların önemsiz gelecek.
0
somali carsi alayina karsi
(17.01.15)
(12)

sevdiğim insan ölmüş...

nickimi yermisin
Bi ara burda sevdiğim suriyeli biriyle anlaşabilmek için ingilizce çeviri yardımı alıp duruyodum.ve bugün öğrendim ki o insan ölmüş.resmen trip atıyodum ona neden benimle ilgilenmiyosun,whatsup tan neden cevap vermiyosun diyerek.meğer canının derdine düşmüş :( bi insan 6 ay içinde nasıl eriyip biteb
Bi ara burda sevdiğim suriyeli biriyle anlaşabilmek için ingilizce çeviri yardımı alıp duruyodum.ve bugün öğrendim ki o insan ölmüş.resmen trip atıyodum ona neden benimle ilgilenmiyosun,whatsup tan neden cevap vermiyosun diyerek.meğer canının derdine düşmüş :( bi insan 6 ay içinde nasıl eriyip bitebilir? Adam kaslı bişeydi.en son taksimde gördüğümde bana seslenmiş dönüp baktığımda tanıyamamıştım.sana ne oldu dediğimde sarılıp ağlamaya başlamıştı. Hastalığı neydi bilmiyorum. öğrenemedim...sizce hangi hastalık onu 6 ay içinde ölüme götürür?
0
nickimi yermisin
(16.01.15)
kanser.
0
icim urperiyor
(16.01.15)
Kanser çok hızlı eritebiliyor.
0
aychovsky
(16.01.15)
AIDS
0
jaygatsby
(16.01.15)
başın sağ olsun, muhtemelen kanser. mide kanseri mesela kendini çok geç belli ediyor ve kısa sürede ölüme sebebiyet veriyor
0
nwnd
(16.01.15)
üzüldüm. lanet kanser. allah kimsenin başına vermesin.
0
Alt4y
(16.01.15)
@nwnd temmuz sonlarına doğru barda midesiyle alakalı sıkıntıları olduğunu söylüyodu.sonra alkolü bıraktığını söyledi.hastanede yattı bi süre.midesiyle alakalı bi sorundu sanırım.ne pis bişeymiş şu kanser arkadaş.
0
🌸nickimi yermisin
(16.01.15)
gerçekten sevsen 6 ay görüşmemezlik yapmazdın, keşke o süreçte yalnız bırakmasaydın, ben bile senin adına vicdan azabı duydum
0
docrivers
(16.01.15)
@docrivers saçmalama .adam kendini uzak tutmaya çalıştı benden.ben elimden geleni yaptım o da biliyordu.neler hissettiğimi daha iyi görebilir belki şimdi :(
0
🌸nickimi yermisin
(16.01.15)
@nwnd evet mide kanserinden ölmüş :(
0
🌸nickimi yermisin
(16.01.15)
toprağı bol olsun yine 6 ay uzun sanırım mide kanseri için büyük halamı 1 ay gibi bir sürede yedi. kemoterapi vs de fayda etmiyor.
bu durumda en büyük teselli çok çekmemiş olması oluyor maalesef.
0
nwnd
(16.01.15)
als. amcam vefat etti bu hastalıktan. sapasağlam duruyordu karşımda. 6. ayda bir deri bir kemik kalmıştı.
0
hzben
(19.01.15)
Bu gün benim için de çok zor bir gündü. 40 yıllık arkadaşımın ölüm haberini aldım. Bekliyorduk ama ne bileyim...Hiç iyi değilim.
Bu gün kızımın okul arkadaşının da ölüm yıl dönümü. O da fena baya.
Beraber ağlaştık, andık, üzüldük. Şimdi kafa dağıtmaya çalışıyorum burada.

Başımız sağolsun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.01.15)
(30)

Bu ülkeden kaçıp gitmeleri gelenler

hayat aklini konusacak bir filozof uret
için üzülüyorum. Hissettiğim şey şu:Misal; Ben anneyim, 3-4 çocuğum var. Babaları başka kadınlarla kırıştıryor, zevki sefada. Çocuklarla ilgilenmediği gibi çocukları dövüyor, hor görüyor. Adamın sonradan başka kadından iki çocuğu olmuş, onlara bal kaymak. Çocuklarıma bakamıyorum, koruyamıyorum. Hali
için üzülüyorum.

Hissettiğim şey şu:
Misal; Ben anneyim, 3-4 çocuğum var. Babaları başka kadınlarla kırıştıryor, zevki sefada. Çocuklarla ilgilenmediği gibi çocukları dövüyor, hor görüyor. Adamın sonradan başka kadından iki çocuğu olmuş, onlara bal kaymak.
Çocuklarıma bakamıyorum, koruyamıyorum. Hali vakti benden iyi olan ailelere veriyorum. Gidin, gerekirse boğaz tokluğuna çalışın. En azından sıcak bir eviniz olur, her gün et yersiniz, okullara gidersiniz, sinema filan olur arada. Daha insanca yaşarsınız. Buradan iyidir diyorum.

İyi midir gerçekten? En doğru seçenek bu mudur sizce de?

Ne de olsa o başka ailelerin de asla ve katta benim çocuklarımı kendi çocukları gibi görmeyeceklerini biliyorum. Binlerce örneğini görmüşüm bunun. Arada tek tük olmuşsa da devede tırnak kalmış.

Başka yolu, çaresi yok mu bu işin?

Edit: Saatin farkında değildim pek, ben kalkalı epey oldu. Nerdeyse öğle hatta bana göre:)

Yani, bu ülkede yaşayan biri olarak gençlerin gitmek istemelerini, gitmek zorunda hissetmeleri nedeniyle doğru bulmuyorum. Beyin göçü de aynı şekilde beni üzüyor. Onlar için de geleceğimiz için de üzülüyorum. Elimden üzülmekten başka bir şey de gelmiyor. Sizde durum ne diyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
sabah sabah bu ne şimdi? kendin için sormuyorsun, bunu anladım da, herkes anlamayabilir. want2die anlamamış örneğin.

bunlar kendi ayakları üzerinde duramayan kadınların başlarına geliyor. bu da o kadınların anne babalarının suçu. sonuç: ziyan olan çocuklar.

uzun uzun yazardım da, sabah olması nedeniyle henüz kendime gelemedim. bu çok ağır bir konu. daha önce de üzüldüğüm, içimi yakan bir konu hatta.
0
oinone pe
(15.01.15)
kaç çocuğun olduğunu bilmiyosun daha 3 mü 4 mü?Onu bilmeden bir yol bulunamaz
0
delicevat
(15.01.15)
iyide senin hissettiğin şeyden farklı olarak kaçıp gitmesi gelen çocuğun aile tarafından bakılamaması durumu yok ki? hatta ülke geneline bakarsan kaçıp gitmesi gelenlerin eğitim düzeyi gayet iyi oluyor en azından ailesi dişini tırnağına takmış bi şekilde okutmuş (yada iyi geliri varmış ama sonuçta okumu çocuklar) belli bir yaşa gelmiş aklı eren düşünebilen, karar alabilen ve ailenin sorumluluğundan çıkmş bakıma muhtaç olmayan kimseler,

senin dediğin örneğe bakarsak kızını oğlunu evlendirmek istemeyen anne gibi oluyor? ben mi yanlış anlıyorum.
0
selam
(15.01.15)
yazar vatanı anneye, iktidarı kötü babaya, çocuklarını ülkeden gitmek isteyen gençlere benzetmiş.

şimdi devam edin :)
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(15.01.15)
Olayın çocuk veya annelikle ilgisi yok arkadaşlar, ama bu konuyu anlatmak için verilecek en doğru örnek bu değil tabii ki. Zira bir devletle ilişkiyi anne çocuk ilişkisinden ayıran pek çok önemli etmen var. Ayrıca asla kendi çocuğu/vatandaşı gibi sevmeyecek demişsiniz evet olabilir sonuçta orada yabancı oluyorlar fakat önemli olan bunun ne derece hissedildiği, her türlü konuda o devletin vatandaşıyla eşit haklara sahipse bu çok da göze batmayacaktır. Yani size göre evin öz çocuğu sinemaya götürülürken, sizin çocuklarınıza yer sildirilmiyor orda onlar da sinemaya götürülüyor. :)


Ben gitmek istemiyorum gitmemek için farklı sebeplerim var ama, örneğin ailemi bırakamam ayrıca seviyorum burda yaşamayı böyle içimizde garip bir şey oluşuyor.yurt dışına çıktım daha önce hep özlüyorum alışkanlık olmuş işte. Tüm ailemle beraber gidebilecek olsam ben de giderdim ama örneğin cennet vatan isviçre'ye :)))
0
ekaterina
(15.01.15)
@selam, gittiği yerde bulmayı umut ettiği/bulacağı şeyi burada bulsa gider miydi? Gitmezdi bana kalırsa. Kim ikinci sınıf vatandaş olmak ister ki birinci sınıf olmak varken.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
beyin göçüyle ne ilgisi var aile kavgalarının allasen. hiç anlamamışsın kafan çok karışmış.
0
bradshaw
(15.01.15)
babasının psikolojik zulmünden kaçıp tek başına yaşayan bir evlat olarak cevap versem mi, yoksa durumumu anlattıktan sonra gerek yok mu bilemedim.

bir yerden sonra bakıyorsunuz, sizi siz yapan hiç bir şeye değer verilmeyen bir yerde insanlığınız sönmeye yüz tutuyor.

ya insanlığından, ya ailenden olacaksın.

zor karar mı? aslında o kadar değilmiş, ayrı eve çıkınca anladım. tek ve kız çocuğuyum ayrıca, annem bana korkunç düşkündür.

buna rağmen artık yaş 30 olurken karar verdim, benim bu ülkeden gitmem lazım. mesele sadece babam ve onun gibiler değil. tüm memleket. kokuşuyoruz ve düzeltemiyoruz. düzeltmek isteyen insan sayısı, halinden memnun olanların yüzbinde biri kadar belki. işin tuhaf tarafı, düzelmek istemeyenler bu kokuşmuşluğun en kötü tarafını çeken insanlar. bunlara rağmen değişim istemiyorlar.

anlamıyorum. ama değmez ya. ben gidersem beyin göçü olmayacak, alelade bir insanım. yine de bu yaşıma kadar yeterince bu memleket tarafından sömürüldüğümü düşünüyorum. artık yeter.
0
emirkulu2
(15.01.15)
tamam, peki şöyle bir yaklaşımda bulunayım o halde,

kendi evim, kendi ailem, ne yemek yapalım diye sormayan anne, sorsada köfte dediğimde, iyi o zaman makarna yapayım diye cevap veren formaliteden sormuş olsun, ailece yapılacak hiç bir etkinlikde fikrimin alınmaması, alınsa bile tamamen sana da sorduk ama fikrini beğenmedik denmesi şimid burada çocuk ne hisseder? öz annem öz babam benden nefret ediyor, ben onlara ne yaptım?

başka bir aileye gider, o başka aile de kendi ailesi gibi davranır ne bir eksik ne bir fazla ama bu sefer çocuk şunu düşünebilir gayet rahatça, onlar benim öz ailem değil ve bu şekilde davranmaları normal, böylece vicdanını rahatlatır, kafası rahatlar. örneğin sadece. aileden girdin diye aynı şekilde örnekledim.
0
selam
(15.01.15)
@bradshaw, Kafam karışık filan değil. Oldukça net.

Beyin göçüyle alakası şu: Beyin göçü kapsamında gidenlerden gitmek zorunda hissedip gidenler için de aynı şey söz konusu. Burada gideceği refah seviyesini, çalışma/araştırma koşullarını bulsalar onlar da gitmeyeceklerdi diyorum.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
ben de anlamamışım demek.
0
oinone pe
(15.01.15)
babayı defedip, çocuklarımıza dört dörtlük babalık yapacak yeni bir koca bulsak keşke. bulamıyorsak ya 1)hayatımızı bulmaya çalışarak ya da babanın şiddetine engel olmaya çalışarak geçireceğiz 2) çocuklarımızın gidip yeni ailelerde kendi ekmekleri için savaşmasına destek olacağız.
0
vejeteryanvampir
(15.01.15)
insanin yaşadigi toprakla bagi tamamen kurgusal. kimse yaşadigi topraga ait degil, toprak da kimseye ait degil. yani, gitmek kalmak anlamsiz kelimeler, gidince bir yere gitmis olmuyorsunuz, kaldiginizda da kaldiginiz yer ayni kalmiyor.
0
jaygatsby
(15.01.15)
geçenlerde demiştiniz ya, "bizim çocuklarımıza anlattıklarımızla sizin anlattıklarınız farklı olacak" diye... aslında sorunuzun cevabı da burada gizli sanırım.
ben insanını çok seven biriydim. toprağını da keza. lafta değil ama.
"beğenmeyen gitsin"e hep karşı durdum. hangi kesime söyleniyor olursa olsun...
kim kimi nereden kovuyordu...
ama şimdi bakıyorum, tahammül etmekten başka ne yapabiliyoruz?
sanırım herkesin bir "kendine değer verdirmeme" limiti var.
hiçbir yer elbette güllük gülistanlık değil, olmayacak.
dünyanın hali de ortada zaten. ama yaşam zorluğu değil ki buradan gitmek istemekteki ana itki. değer bilmezlik.
ben burada artık bir "ana kucağı" şefkati bir "baba evi" güveni göremiyorum.
"dikkatli olun yavrum, korkanın anası ağlamaz çocuğum"larla büyüdük biz.
siz de hep savunuyorsunuz "masa başında kazanılmalı zaferler" diye.
size kızamıyorum. annemlere de kızamıyorum.
ama sizin çocuklarınıza anlattıklarınızla bizim anlatacaklarımız farklı olacak.
0
iz
(15.01.15)
her gun et yeme kismi dogru bu arada. harbi cok ucuz lan.
0
baldur2
(15.01.15)
@darkhnum, ülke dışına çıkıp çıkmadığımı bilmiyorsun.
Onu geçtim, ülke dışına çıkmayan başka ülke hakkında konuşamaz mı diyorsun yani?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
hayat ablam, insanlar metaforu kah anlayacaklar, kah anlamayacaklar sanırım.

Ben de idealist ailelerden birinin çocuğuyum. Annem ve babam öğretmedi. İlk tayinleri Çorum'un bir ilçesine çıkmış, 1970 veya 1971. Bir cadde varmış her ilçede bir "Mecburiyet Caddesi" olduğu gibi. O caddeden de hiç kadınlar geçemezmiş, tabu gibi bir şeymiş. Ailem oraya verilen ilk öğretmenlermiş, babam bir gün anneme "O caddeden geçeceksin. Bu halk bunun atla deve olmadığını anlayacak bir gün. Onu da sen başlatacaksın" demiş. Annem çekinmiş, korkmuş ama en sonunda babam ikna etmiş. Babamın el tutma, sarılma ,dokunma huyu yoktur anneme karşı; caddeden yanyana yürüyerek geçmişler. Annem bakışlardan çok korkmuş, başını öne eğe eğe yürümüş. Birkaç kere daha başını eğe eğe yürüdükten sonra, Deli Emine o caddeden geçmiş. Sonra da tek tük bir iki kadın; şu anda caddeden geçenler böyle bir tarihi olduğunun farkında bile değilmişler.

Buradan başka bir konuya geçeyim. Benim de terim karşılığını yeni öğrendiğim bir tanım: göreceli yoksunluk. Özellikle sosyal medya kullananların başına gelen bir şey olduğu konuşuluyor. Örneğin, Facebook'ta biri kar tatili fotoğraflarını koyuyor. Buna bakan başka biri "Ben niye böyle bir tatil yapamıyorum" diyor. Böylelikle başka bir kişi ile karşılaştırmalı olarak kendini bir şeylerden yoksun hissediyor.

Şimdi de iki konuyu birleştirelim. Bu göreceli yokluğun daha önceden de başladığı kesin. Sonuçta kitap okuyup maceralara atılmak isteyen çocuğun yaşadığı şey de göreceli yoksunluk. Televizyonla birlikte artık başka başka hayatları gören insanlar daha fazla "E bunlarda varsa, ben de neden yok" demeye başlamışlardır.

Bunun üzerine de bizim neslimiz Özal devri ve uzantısının kültürüne sahip. "Benim memurum işini bilir", "Kolay yoldan köşeyi dönme" gibi terimlerin, deyişlerin dilimize yerleştiği ve yerini sağlamlaştırdığı yıllar. Bu kültür çocukların içine içine işlendi.

Daha da sonra 90'lardan beri ülkemizde kişisel gelişim kitapları patlama yaptı; daha önce pek yoktu. Dikkat ederseniz, bu kişisel gelişim kitaplarının hepsi "ben" öznesinin üstüne kurulu. "Nasıl daha verimli olurum", "Nasıl insanlarla daha iyi iletişim kurarım" gibi bir iki zararsız şeyin üstüne "kendini gerçekleştirme" diye bir kavram ortaya atıldı. Kişisel gelişim ve toplumsal gelişimin çıkarları çatışma halindedir. Bunun dengesi, 80'lerdeki Amerikan kültürü benimsemesi ile toplumsaldan da kişisele kaydı. Dolayısıyla da, içinde büyünen kültür bu.

Bunların hepsi "Geri kalan insanları bir kenara attık" anlamına gelmiyor, "Kendimize toplumdan daha fazla önem verdik çoğunlukla" anlamına geliyor. Yoksa birçok insan Gezi Parkı için toplanmazdı.

Ek olarak; vatanımı çocuğum olarak görmüyorum açıkçası; annem ve babam bu ülkede beni yaptıkları için tesadüfen burada doğdum. Eritre'de beni yapsalarmış, oralı olur ve "Eritreli olmak bir gururdur" derdim; şu anda "Ne güzel, cennet gibi ülkemiz var" diyorum. Kimin lafıydı hatırlamıyorum, keşke yazsaydım; "Her kültürün kendine özgü ve gurur duyulacak en az bir özelliği vardır" demiş biri zamanında. Şu anda memleketimin kültürü ile yoğruldum, onun kendine özgü ve gurur duyulacak yanlarını yaşıyorum; en çok da özleyeceklerim onlar olabilir. Ama her şeyden önce insanım, insan olarak yaşamalıyım. Herkes insan olarak yaşamalı. Bunun için uğraşabilirim.

"E kalıp savaşsanıza, hep birlikte yaşayalım" noktasına geleyim. Bunu isolde çok güzel anlatmış, ona devredeyim sözü.
eksisozluk.com
0
aychovsky
(15.01.15)
biraz zorlayıcı bir metafor kullanmışsın ama durum şudur ki, aç, hasta, soğukta, eğitimsiz bi şekilde annenin yanında kalmaktansa, muhtaç olmadan, mutlu yeniliklere fırsatlara açık ama belki biraz hasretle büyümek iyidir.

fırsatım olan ilk dakikada gideceğim.
0
freya
(15.01.15)
soru şu: bu ülkeyi bizim annemiz yapan ne?
0
brkhntr
(15.01.15)
metaforun bana az alakalı geldi. çünkü doğduğum anne ile doğduğum ülkeyi bir göremiyorum. anne, ırkımdan daha değerli geliyor.

babası alamanyalara gidip para gönderen arkadaşlarım vardı mesela, garip gelirdi bana. yıllarca birbirini göremeyeceksen neden evlenirsin ki? çocuğuna sarılıp kokusunu çekemeyeceksen neden yaparsın ki?

sonradan anladım tabi. hayat o kadar kolay değilmiş. şu an tek derdi akıllı telefonunun şarjının çabuk bitmesi olan insanlar olsa da diğer tarafta maslow piramidinin ilk basamağını geçemeyenler var.

valla ben de şikayetçiyim üşüsem mi yoksa aç mı kalsam ikileminde olmaktan, metroda şeker patlatmaktan beyni uyuşmuş insanların kurallara uymamasından, 'kahrolsun israil' diye tweet atıp üst katında karısını döven şerefsizi duymazdan gelenlerden, yine olay çıkar korkusuyla derbiye gidememekten, fırsatçı ev sahiplerinden, şikayetlerime çözüm bulunmamasından, her ırksal-dinsel-seksel özellikte ayrıştırılmaktan, saygısızlıktan ve bunların yüzünden uykularımın kaçmasından. ama her şeye sıfırdan başlayacak cesaretim yok. hala huzurlu bir yuvam olur belki hayaliyle sabrediyorum.

daha önce de söyledim tekrar söyleyeyim; kötülüğü azaltamam belki ama iyiliği artırabilirim. nerde olduğumun pek önemi yok.
0
seksen9
(15.01.15)
@ayça'cım, link için teşekkürler. isolde de beni üzen konulara değinmiş. Burada bulamadığı refah seviyesini bulmak umuduyla aslında o da kaçıyor. İsolde'nin anlattıklarında kaçmaya ilave olarak 80 sonrası kuşağın özellikle internetin katkısıyla ulaştığı ve içine girdiği batı kültürü var. O kendini yaşadığı yerin kültürüne değil batı kültüre yakın hissediyor. Buna hiç bir sözüm olamaz. Ben işin buradan memnuniyetsizlik nedeniyle gitmek zorunda hissedilmesindeyim. Özlemeyecekse, orada kendini daha rahat hissedecekse isteyen istediği yerde yaşasın.

Batı kültürünün hayatımıza bu kadar girmesi konusunda; para/güç oradaydı düdüğü de onlar çaldı normal olarak. Şimdi burada bile yabancı diziler-filmler hakkında herkes her şeyi biliyor, Türk dizilerinden-filmlerinden adam gibi olanlar çıksa bile yine de bir "Türk dizisi" hor bakışı olabiliyor. Yanlış anlaşılmasın, milliyetçi bakışla demiyorum bunları. Diğer ülkeler de milliyetçi olmayana dek milliyetçi olmak zorundayız, yoksa kayboluruz. Bunu bilerek adım atmak bizim yararımıza olur. Aksi takdirde biz "global dünya" romantizmine kapılmış giderken gerçekçi olan ipleri eline alıverir. Attığımız her adımın bir sonucu var.

Saygınlık diyoruz ya, bize saygı duyulsun istiyoruz. Kaçıp gitmelerin gerekçelerinden biri de bu. Bu konunun çok iyi irdelenmesi gerek. Bireysel saygınlık peşinde şimdinin gençleri diyorsun. Anlıyorum, bire bir gözlemlediğim değişimleri ne güzel özetlemişsin. -O bireysel gelişim kitaplarından ben de nasibimi aldım zamanında.-
Gelgelelim bireysel özgürlük bana vaat edilen bir pamuk şekeri mi bilmek lazım.

E kalıp savaşsanıza konusunda;
Gençlere ben şimdi nasıl diyeyim kalın savaşın diye. Diyemem. Gitmek isteyene diyemezsin. Ben de kendi yaşamımdan örnek vereyim. Kızlarımdan biri millerce uzak bir ülke vatandaşına aşık oldu. Dili ayrı, dini ayrı, kültürü ayrı bir damadım var. -Çok seviyorum.- Biz şurada ya da şurada yaşayabiliriz dediler. Siz nasıl istiyorsanız öyle yaşayın dedim. Okyanus ötesi yere de gitseler kendi tercihleridir, bana özlemek düşer. Bu gidiş kaçış değildi, kaçış olsaydı da bir şey diyemezdim. Üzülürdüm, bu gidişe diğer çocuklarımız için üzüldüğümden biraz daha fazla üzülürdüm yalan yok. Çünkü can.

Giden gidecek, kalanlar başının çaresine bakacak.
Dün küçük kızımın okulundaydım (lise) Öğretmenin biri öğretmenler odasına girerken kapıdan bakan öğrenciye o kadar kaba bir şekilde "çekilirsen geçecem" dedi ki utandım ve canım sıkıldı. Öğretmenle öğrencinin olmadığı bir ortamda davranışı hakkında konuştum. Olur ya eşref saati meselesi, o anlık bir şey miydi, genel tavrı mıydı anlamak istiyordum. Genel tavrıymış, konuşunca anladım. Üstelik de branşı çocuk gelişimiymiş. Yönetim birimine gidip durumdan duyduğum rahatsızlığı dile getirdim. Öğretmeni şikayet etmek için anlatmadığımı, toplantılarda bu konunun ele alınmasını talep ettiğimi belirttim. Pazartesi günü gidip yazılı başvuru yapacağım.

Herkes kapısının önünü süpürecek bir şekilde. Başka çaremiz yok. Gidenlerin kapısını belediye süpürüyor, onların bu yönden bir sıkıntıları yok. Onların derdi bana düşüyor gördüğünüz gibi.
Bu duyuruyu açmadan az önce yine aynı konuda açılmış bir duyuru okumuştum. Onun üzerine bunu yazarken tam derdimi anlatacak gibi yazmamışım. arkadaşlar anlamakta zorlandılar haliyle. Want2die ve oinone pe cevaplayınca düzeltme yaptım da anlaşılır hale geldi. :p
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
Metofor hakkında açıklama yapmam gerek anladım :)

Çünkü ben bir anneyim. Sadece kendi çocuklarımı değil bütün çocukları evladım, geleceğimiz olarak görüyorum. Tüm dünya çocukları için iyi gelecekler olsun istiyorum. Bizim çocuklar sıkıntı yaşarken dertleniyorum, belki Afrika'nın bir köyünde daha kötü olanları gözden kaçırıyor olabilirim ama bunlar gözümün önünde oluyor. Neredeyse her gün bi kaçıp kurtulma isteğiyle karşılaşıyorum. Yok kendini öldürmek istemeler yok kaçmalar. Üzülüyorum yahu! N'apayım ben de buyum işte. Hissettiklerim metofordakinin aynı.
Metofor değil, en başa yazdığım gibi hissettiklerim onlar.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
herkesin kendi kapısını süpürme gibi bir olayın geçerliliği kalmadı kanımca. süpürmekle değil kazımakla falan düzeltilebilecek bir durumdayız. iş işten geçti. süpürülecek zaman vardı ancak o dönem süpürülmediği için üzerine eklenen kirlerle temizlenmesi zor hale geldi. üstelik temizlikte kullandığın araçlar dahi ortamı temizlemek yerine çok daha kirli hale getiriyor. yani şimdi verdiğin ufak örnekte kapının önünü süpürdüğünü iddia ediyorsun, ben ise herhangi bir şeyi süpüremediğini şöyle bir tozu üflediğini söylüyorum. o üfleyip yok ettiğini zannettiğin toz az ileriye taşınmış oldu. öyle yani :)
0
soso
(15.01.15)
@soso, ufak örnek evet. tek başına oldukça ufak bir örnek. Onunla kapının önünü süpürdüğümü iddia etmiyorum, dediğin gibi o bir örnek.

Herkesin kapısının önünü süpürmesinin geçerliliği kalmadıysa da geçerlilik kazandırmak bize bağlı değil mi?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
Duyurumu ve cevapları değerlendirme şeysi:

Sorumu anlayanlar oldu, anlamayanlar oldu. Benim için çok anlaşılır olmasına karşın anlaşılamamasının nedenlerini düşündüm.

birinci olarak: yazıma "hissettiğim şey şu" diyerek başladım. yani ben ne hissettiğimi yazdım, öyleyse neden metofor sanıldı?

halbuki; ne söylersen söyle karşındakinin anladığı kadardı söylediklerin.
yaş ortalaması yaşımın yarısına denk gelen bir ortamda hislerimi yazmakla hata yaptığımı fark ettim.
yanlış anlamayın n'olur, bu durum bazılarınızın çok güzel ifade ettiği gibi kuşak farkı olayı. şu bayık "benim yaşıma gelince anlayacaksınız" larda değilim. Zaten onu şimdiden bilemeyiz de, belki içinizden bazıları benim gibi hissedecek, belki olaylar değişecek adı bile anılmayacak bu ve benzeri durumların.

ikinci olarak; bu duyurudaki cevapların hepsinin benim için değerli olduğunu belirteyim. Kendi kuşağımı biliyorum, sizleri anlamaya çalışıyorum.

Belki birilerinin işine yarar, bizim kuşak hakkında bir şeyler paylaşmak istiyorum.
Sabahtan beri 70'li yılların şarkılarını dinliyorum. O kadar çok pozitif tema var ki... Protestler bile naif. Neşeli ritmler çoğunlukta. Sitemler bile çok tatlı. Yani kısaca, bizler "hayat bayram olsa" tadında bakarak başladık hayata. Toplum olarak 80'e kadar büyük bir travma yaşamamışız... 80 sonrası işler değişmeye başladı haliyle. Yine de sizlerin yaşadığınız gibi ekmek aslanın ağzında değildi pek ve çok salak saçma işlerle her gün muhatap olmuyorduk. Daha çok şaşkınlık ve anlamaya hatta yakalamaya çalışıyorduk. 99 depreminin ilk zamanlarını düşünün. Asker giremedi, kurtarma giremedi, herkes kendi canının, yakınlarının canının derdindeydi. Yer altından çıkan kemirgenler gibi çıkarcılar türedi, 80 sonrası da işte tam da öyleydi. Korkarak, korunmaya çalışarak yaşamaya çalıştık. Komşunun oğluna kızını vermedin diye komşun "kominist bu" dese ömrün gitti.
Sonra Özal geldi, Çiller geldi, ekonomi tuhaflaştı. Dolarlar havada uçuşurken bir gecede batıp veya köşeyi dönebilirdin. Bir yandan da din çarpıtıcılar yuvalanmaya başladılar. Çocuklarını okutamayanları bedava okutma vaadiyle yurtlara almaya başladılar. Ne güzel, en azından çocuklarımız okullarına devam ediyorlardı. Bilemedik... Tıpkı yıkılan bir şehirde lağımlardan çıkan fareler gibi, o pis ve kokuşmuş dumanlı ortamda çoğaldıkça çoğaldılar. Biz aç kalırken onlar beslendikçe beslendiler, çoğaldıkça çoğaldılar.

Yanicesi;
Şu anda İlhan İrem'den "görüyorum, duyuyorum, konuşamıyorum" çalıyor. Ben de aynı o şarkıdaki gibi bazen haykırmak istiyorum, anlatamıyorum.
Anlamaya çalışın n'olur. Beni değil, dilim döndüğünce anlatmaya çalıştıklarımı.

Ve, vazgeçtim, gitme diyemem ki demiştim, şimdi diyorum. Gitmeyin len. Kalın birlikte düzeltelim.
Bir de şu intihar olaylarına daha fazla prim vermeyin artık. Birileri nüfus planlaması mı yapıyor nedir...

Fesupanallah!
Dinleyiverin gari, bu da bizim protestimiz işte :p
www.youtube.com

Hepinize cevaplar için çok teşekkür ederim :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
gitmek istemiyorum, gitmek zorunda da hissetmiyorum ama bir gün gidersem bu ülkenin çürümüş düzeni sebebiyle olacak bu. bu ülke bana, kendisine katkı sağlamam için fırsat vermiyorsa bana fırsat veren bir yer olduğu zaman oraya gitmem çok da tuhaf karşılanmamalı.
0
devilred
(17.01.15)
abla ben seni tanımıyom ama yaşının büyük olduğunu bildiğim için saygı duyuyorum sana o yüzden sataşmıcam da kusura bakma ne demek istediğini hiç anlamadım valla :(

ben türkiye bu ülkenin şartları gereği insanca yaşayamayacağıma inanıyorum, avrupa'da herhangi bir ülkenin şartlarına da çok rahat uyum sağlayabileceğimi düşünüyorum ve bu sebepten ötürü affedersin sktir olup gitmek istiyorum. bunun nesi kötü ya da üzücü ki? ne bileyim beni st. petersburg'a koy, roma'ya koy, lulea'ya koy, wolfsburg'a koy pek fark etmez yani taş çatlasa 3 aya komple adapte olurum hayata yaşar giderim yani, halim vaktim de yerindeyse çok mutlu olurum açıkçası. bu niye sorun olsun? türkiye'de neyim var ki sanki avrupa'da neye üzüleceğim?

beni kendilerinden biri gibi görmelerine gerek yok. türkiye'deki kadar hiçbir yerde dışlanamaz sanırım insanlar. varsın bana "yabancı" desinler, yabancıyım zaten. bu niye sorun olsun ki yani gelip evimi yakmadıkları sürece. bana ne.
0
der meister
(17.01.15)
@der maister, tam olarak ne dediğimi anlamışsın.

Ve, duyarlı davranışın için teşekkür ederim:)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
hayat hanım, umarım yukarıda verdiğim cevapta sorunuzu anlayarak cevap verenlerden olmuşumdur.

son yazınıza istinaden; sizin neslinizde bulunan o bahsettiğiniz iyimser bakış açısına ihtiyacımız var bizim, gerçekten. fakat bunun için de bir mucize lazım. inşallah olur o mucize.
0
emirkulu2
(17.01.15)
@emirkulu, çok güzel anlamışsın kardeşim. Psikolojik zulümden uzaklaşmakla da en doğrusunu yapmışsın.
Ayrıca kendini beyin göçü olmayacak, alalede insanım şeklinde değerlendirme. İstatistiki olarak beyin göçü kapsamına girmeyeceksen bile düşünen aklı başında birisin. En ihtiyaç duyduğumuz vasıflar :)

Cevaplayan arkadaşlara;
Ben duyuruda cevaplara birebir dönemedim. Cevaplama hızlı oldu, benim klavyem çok hızlı değil, yetişemedim. Sonrasında başka şeyler oldu filan olabilemedi yani.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
(17)

Gökalp kelimesi ek alınca nasıl yazılıyor?

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Ziya Gökalp'tanZiya Gökalp'ınZiya Gökalp'a şeklinde mi yazılıyor?
Ziya Gökalp'tan
Ziya Gökalp'ın
Ziya Gökalp'a
şeklinde mi yazılıyor?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.01.15)
kesme işaretleri doğru ama bence Gökalp'ten, Gökalp'in, Gökalp'e olmalı
0
azeriturku
(14.01.15)
Gökalptan
Kalptan kalba :)
0
amarikanya fitbolcusu
(14.01.15)
O a'nın üzerinde görünmeyen bir şapka (â) var bildiğim kadarıyla.(Gökâlp) O yüzden Gökalp'ten, Gökalp'in ve Gökalp'e olması gerek.

"alp" derken, "alplar" demiyoruz "alpler" diyoruz.
0
lesley mateas
(14.01.15)
Bugün bir öğrencinin elinde bir çalışma kağıdı gördüm. Katip Çelebi'de okuyormuş, sınavı varmış. Sınava çalışıyordu.

Kağıtta Gökalp'tan yazıyordu. Bir iki kelime daha vardı garip gelen, onları hatırlamıyorum şimdi.

Söylenirken Gökalp'ten diyoruz. Amerikanya fitbolcusu'nun karikatürize ettiği gibi kalpten kalbe diyoruz. Bilemedim...

Bir dil bilimci uğrayana kadar bu dursun böyle.
Tikleri cevaplama emeği karşılığı atıyorum şimdilik.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.01.15)
@lesley mateas alpler diye yazılan alp dağlarını ifade eden sözcüktür ve türkçe değildir. alp (yiğit, bahadır) ise türkçe bir sözcük olup büyük ünlü uyumuna uyar. ziya gökalp özelinde doğrusu gökalp'a. arapça kalp'le falan gökalp'ın benzerliği yok bu arada. ayrıca türk diliyle ilgili olarak müellifini hatırlamadığım bir kitapta "yanlış olarak gökalp'e deyip gökalp'e yazıyorlar. bunun doğrusu gökalp'adır. oradaki alp'ın alpler (alp dağları) ile ilgisi yoktur." demekteydi. ama gökalp'e alp'e tabirleri günümzde galatımeşhur olmuş durumda.
0
microfiction
(14.01.15)
yumuşak l denen bir cins l var. kendinden sonraki eki yumuşatır. alp kelimesinde de o harften var. dolayısıyla gökalp'e.

ekleme: ince l de denir bu harfe.
0
devilred
(14.01.15)
@microfiction o zaman alper tunga daki "alper" de Türkçe değil. Yapma gözünü seveyim.

edit. Pardon. Doğru olabilir. Doğrusu "alp er tunga" imiş.
0
lesley mateas
(14.01.15)
gökalp'ten gökalp'in olması gerek. o l kalın değil ince.
alp ailesi bize geldi dediğimiz zaman alpler bize geldi deriz. alplar bize geldi demiyoruz...
0
gotic
(14.01.15)
Bence de "Ziya Gökalp'den". Diğer gibi isimle (ziya) uyumsuz oluyor zaten.
0
lesley mateas
(14.01.15)
@lesley mateas bileşik sözcük (mevcut durumda bileşik ad) diye bir şey duymadınız mı? alper alp-er'den oluşur. gerçi siz de yazmışsınız.

onun dışında ben ana yazım kılavuzu'nu kullanıyorum. orada alp -pı yazılı (dağ olan için büyük harfle Alp'i yazılı). şimdi www.tdk.gov.tr'den yazım kılavuzuna baktım, orada da alp -pı yazılır. ayrıca arama sonucunda alplik değil alplık çıktı. zaten sözcüğün kökeni orta asya'ya kadar dayanıyor. tamamen öz türkçe. dileyen tdk'nın sitesine bakabilir.

bu arada ziya gökalp'den hiç olmaz. kesme imiyle ayrılan ekler ünsüz benzeşmesine uğrar. o 'den değil 'ten olur olsa olsa.
0
microfiction
(14.01.15)
Gökalp'e, Gökalp'i ve Gökalp'ten diye ek alır.

Edit: microfiction uyardı, tdk'dan da baktım, -ı ile ek alıyormuş. Yazım kılavuzunun bir sayfasında da Gökalp’tan diye geçmiş.

Demekki Gökalp'a, Gökalp'ı ve Gökalp'tan diye ek alıyor. Sizin yazdığınız doğru yani.

Kesme İşareti ( ’ )
1. Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk’üm, Türkiye’mizin, Fatih Sultan Mehmet’e, Muhibbi’nin, Gül Baba’ya, Sultan Ana’nın, Mehmet Emin Yurdakul’dan, Kâzım Karabekir’i, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan, Refik Halit Karay’mış, Ahmet Cevat Emre’dir, Namık Kemal’se, Şinasi’yle, Alman’sınız, Kırgız’ım, Karakeçili’nin, Osmanlı Devleti’ndeki, Cebrail’den, Çanakkale Boğazı’nın, Samanyolu’nda, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Resmî Gazete’de, Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’ni, Eski Çağ’ın, Yükselme Dönemi’nin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’na vb.

www.tdk.gov.tr
0
battal gemalmaz
(14.01.15)
linkini de koyayım da tam olsun:

www.tdk.gov.tr

www.tdk.gov.tr
0
microfiction
(14.01.15)
Yaa bu adamlara göre otomobil de oturgaçlı götürgeç

Geçiniz abi tdk'yı.
0
amarikanya fitbolcusu
(14.01.15)
@Battal, yazım kılavuzuna baktım da, kesme işaretinde olacağı hiç aklıma gelmedi.

Evet, bu yazıydı okuduğum. Şimdi çalışma kağıdında gördüğüm diğer garip gelen kelimelere bakayım bari.

Teşekkür ederim :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.01.15)
@amaerikanya fitbolcusu tdk'yı pek çok konuda ben de eleştirirm, bazı husularda dikkate almam ama bu onlardan değil. üstelik oturgaçlı götürgeç dediğiniz şey de sırf alga geçmek için halk tarafından uydurulmuştur. gerçekte öyle bir şey yok. bunu diyen adamlar yumurtaya da tdk'nın hayvansal/tavuksal pırtlangaç dediğini iddia etti ki yumurta da öztürkçedir. insanın da işkembe-i kubradan bir şeyler sallamadan önce atıp tutacağı konu hakkında malumat sahibi olması gerek.

ikincisi tek kaynak tdk değil. bu konuda tdk'dan daha güvenilir bir kaynak varsa o da ömer asım aksoy'un ana yazım kılavuzu'dur. orada da bu biçimde geçiyor. hepsini geçtim dil mantığı, dilin kuralları diye bir şey var. benim hayatım da yazı, çizi, redaksiyon ve dille uğraşarak geçiyor. yoksa kimse aa tdk böyle demiş diye sorgusuz sualsiz kabul etmiyor, bilgi, ve dil mantığının süzgecinden geçiriyor. eğer "bırakın yeaaa"dan öte bir argümanınız varsa onu öne sürün.

Edit: Bu arada Gökalp veya alp sözcükleri hiçbir zaman âlp olarak yazılmamıştır (Düzeltme imi/Şapkanın bol kullanıldığı dönemde bile). Zaten sözcüğün ilke yazılı hali M.S. 700'lere dayanıyor. Eski Türkçedeki telaffuzu belli sözcüğün.
0
microfiction
(14.01.15)
azerituyrku +1.
Edited
0
delifaruk
(14.01.15)
Dil konusunda bilgisine çok güvendiğim bir arkadaşımdan gelen cevap:

"Gökalp'ten, Gökalp'e, Gökalp'in " diye kullanıyoruz. Bu sözcükteki "l" ünsüzünün ince okunma özelliği var. Ne var ki kimi kaynaklarda kalın ünlünün bulunduğu ekle de gösteriliyor."
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
(7)

Anne Sütü Nereye Verilebilir?

moco coco
Soru başlıkta... dondurulmuş fazla sütler çöpe gitmesinler yazıktır, günahtır.
Soru başlıkta... dondurulmuş fazla sütler çöpe gitmesinler yazıktır, günahtır.
0
moco coco
(14.01.15)
bilimsel çalışmada kullanım alanı dışında çocuğu olan bir yakına verilebilir

süt bankacılığı yok maalesef
0
la noix
(14.01.15)
kadınlar kulübü gibi sitelerde falan ihtiyaç sahipleri yazıyor. sütü gelmeyen anneler falan. bir de kanserli hastalara da iyi geliyor diye okumuştum. mutlaka isteyeni çıkar.
0
vejeteryanvampir
(14.01.15)
şu forumda bi sor: www.nurturia.com.tr

belki alan olabilir ama tanıdık birine verseniz daha iyi olur çünkü insanlara bilmedikleri birinin sütünü vermektense mama vermeyi tercih ederler bence. şahsi algılamayın ama anne ilaç, alkol vb. almış olabilir diye herkesin aklına gelir.
0
merhum
(14.01.15)
Doğum hastanelerine sorsanız. Annesiz bebekler olabilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.01.15)
Hastaneler almıyor, forumları deneyeceğim. olmadı çöpe gidecekler artık :( bu arada ilaç, alkol, sigara kullanılmadı. Anne bir mandıra ineği özeniyle bakıldı.Hiçbir sağlık sorunu yok. burada dursun bu bilgiler. belki ihtiyacı olan görür. Cevaplar için teşekkürler.
0
🌸moco coco
(14.01.15)
hiç bir durumda atmayın. en kötü sokaktaki kedilere verin, süt kardeş olsunlar. ;)

hangi şehir bu arada?
0
vejeteryanvampir
(14.01.15)
kediler içer mi ya? denemek lazım :) istanbul.
0
🌸moco coco
(14.01.15)
(23)

takım elbise ile bisiklet zorlukları neler olur?

sustum
Insanlardaki "mal la bu" bakışı bi kenara, pratikte ne gibi zorlukları olabilir? Mesela normal tempo giderken gündelik kıyafetlerde sorun yaşamayacakken takım elbisede yaşanabilir bu yüzden daha ağır tempo gitmek gerekir gibi veya giyeceğin takım sağlam olsun yoksa dikişler patır patır patlar gibi f
Insanlardaki "mal la bu" bakışı bi kenara, pratikte ne gibi zorlukları olabilir? Mesela normal tempo giderken gündelik kıyafetlerde sorun yaşamayacakken takım elbisede yaşanabilir bu yüzden daha ağır tempo gitmek gerekir gibi veya giyeceğin takım sağlam olsun yoksa dikişler patır patır patlar gibi falan.. Uydurdum yani bunları, gerçekte nelerle karşılaşabilir bilmiyorum pek..

Bisiklet ile muhtemelen max. 20 dk'da gidebileceğim bir yer için araba almak istemiyorum.. Otobüs var da pislet daha iyi olma mı?
0
sustum
(13.01.15)
20 dakika için hiç fark etmez. istersen 5 beden kücük takım giy git, bişey olmaz.
0
brotha b
(13.01.15)
çamur vs dışında sorun olmaz.
çok dar kesim ise elbisen ya da çok bol ise sürüş rahatlığı açısından iyi olmayabilir. geçen burada görmüştüm cycle chic diye bir olay var zaten.
0
Sarix
(13.01.15)
bir kere terleyeceksin, kokma ihtimalin var.

onu geçtim imaj olarak da bak olaya, nerede araban inen bir adam nerede bisikletten inen. Şekilci değilim ama karizma denen bir olay da var.

Bir de aklıma gelen ilk şey pantolonun paçaları oldu. pedala takılabilir, veya ıslak-çamurlu zeminden geçerken çamur sıçrayabilir.

edit: evet şekilciyim kabul ediyorum.
0
burberry
(13.01.15)
siktir et insanları. bence herkes bisiklet kullansın. çok doğru bir tercih olur. ha istanbul'da bisikletin en büyük dezavantajı yağmurlu havalarda çamur ve doğru düzgün bisiklet yollarının olmaması.
0
razvan rat
(13.01.15)
ter ve çamur dışında sorun olacağını sanmıyorum.
0
nawar
(13.01.15)
bana sadece dizlerde iz yaparmış gibi geldi.

çamur çok sıçramasa da elde götürdüğünde pedala çarpınca kirleniyor tabi paçalar.

ayrıca bisikletle işe gelen adam daha karizmatiktir benim gözümde. yemişim imajını..

ter olayı da kişiden kişiye değişiyor. nerden ve ne zaman terlediğin önemli. stresli bir yoldan gitmeyeceksen 20 dakikada aman aman terlenmez. deodorant yeterli.
0
seksen9
(13.01.15)
dar takım sıkıntı olur, net. bol takım olursa da paça bandı falan lazım. terleme belki sıkıntı. rahat olamama ihtimali var takımla. bu da tehlikeli olabilir belki.

@burberry: şekilcisin.
0
lemmiwinks
(13.01.15)
nerede kullanacaksın bilmiyorum ama hiç nerde arabadan inen nerde bisikletten inen adam vs gibi laflara aldırma.
bisikletle ulaşımını sağlayabilmek çok büyük keyif ve rahatlıktır. denildiği gibi çamur durumu var bir de sag ayak bileğine bir bant tak paçayı toplasın zincirden yağ vs olmasın. ayakkabi bisiklet olayında arabadan daha çok yıpranır takım altına giyilebilecek şık dayanıklı rahat bir ayakkabı sev. mevsime göre gerekiyorsa takım ceketinin ustunden mont yeleklerden giyin. hem kollar rahat olur ceket buruşmaz hem de rüzgardan soğuktan korursun kendini.
bisikletin arka tekerleğine çanta iyi olur ıvır zıvır evrak vs üstünde taşımak zorunda kalmazsın.
kostum ile veya etek topuklu ayakkabı ile bisiklet sürenin şıklığı bence ayrıdır.
özlemişim resmen, çevreyi takma ve fırsatı değerlendir.
0
nwnd
(13.01.15)
Pantolon paçaları için lastikler var, onları kullanabilirim.. Çamurluk falan iş görür bi derece, eve geldiğimde de 5dk günlük temizlikle tertemiz olur herhalde.. Ter olayı beni de düşündürüyor ama giderken ağırdan alabilirim.. Antalya'da yaşıyorum, mesafesinin çeyreği bisiklet yolu zaten..

Düşündüğüm bisiklet de şu, çok hoşuma gidiyor ya..
www.bikeandoutdoor.com
0
🌸sustum
(13.01.15)
20 dakikada leş gibi kokma ihtimalin var. paçalar yağ olabilir. pantolon patlamaz herhalde.
istediğin kadar şekilci de bisiklettense araba daha iyi. çevreyi düşünüyorsan otobüsle git. bisikletle 20 dk süren yer otobüsle taş çatlasa 10 dakika sürer.

edit: antalyada olduğunu öğrendim sakın yapma, sen sportif olmak istiyorsun ama çevrendekilere de yazık senin kokunu çrkmrk zorunda değil kimse. çalıştığın yerde duş varsa ayrı tabi ki rahat rahat kullan bisikletini.
0
kuzey li
(13.01.15)
Terleme
0
steward
(13.01.15)
ben takım elbiseyle düz yolda yürürken zorlanıyorum bisiklete takım elbieseyle bindiğimi hayal ettim ruhum daraldı. zor olur bence hevesiniz kaçar hergün yapacağınızı sanmam sıkılırsınız.
0
cannibal corpse
(13.01.15)
yolda yokuş varsa sıkıntı, o üst başla yokuşu tırmanman daha da zorlaşır. üstüne terlersin.
0
bass solo take one
(13.01.15)
Araba alma, otobüs berbat havalar için alternatifin olarak kalsın ve bisiklet al. Baktığın model de çok güzel, şimdiden güle güle kullan ve arkadaşların yazdığı gibi paça bantları ile zincirden uzak kalabilir pantolonun.

Ben takım elbise giymiyordum işe giderken de yokuş yukarı bir süre gitmem gerektiği ve yavaş tempo da işe yaramadığı için bisiklete şort ve spor elbise ile biniyor ve iş yerinin tuvaletinde birkaç dakikada çantamdaki yedek kıyafetleri giyip ofise öyle gidiyordum. Takım elbiseyi yanında taşımak sorun olmayacaksa öyle de yapabilirsin aslında.
0
an engineer
(13.01.15)
allam ya bi de antalyadaymış. ben de istanbul diye düşünüyorum yokuşta-yağışta-trafikte ne olur diye. tabi orda da yazın biraz sıkıntı olur.

düşünüyorum da iş yerine adam pisikletiyle, kaskıyla, spor çantasıyla gelse, hatta çıkarken şortunu-tişörtünü giyse imaj yönünden de +1 alır.

gaza getirmek gibi olmasın ama tekrardan bisiklet>>otomobil

ekleme: an engineer'ın yazdığını görmeden yazmıştım :)
0
seksen9
(13.01.15)
leş gibi kokmaz mısın gittiğin yerde?
0
gurur
(13.01.15)
Elbiseyi iş yerinde bıraksan olma mı? Yolda rahat giysi, işyerine gidince takım elbiseyi giymece.

Olmuyorsa, paçalara tozluk, işyerine gidince terlediysen hemencecik koltuk altını sabunlamak, pabuçları silmek gibi çözümler var.

Karizma artar bana göre de. Saygı da artar. Mesela benden büyük bir bravo alır.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.01.15)
Hepinize teşekkür ederim dostlar.. Aslında mevcut binada, biraz da erken giderek, dediğiniz gibi üst baş değişimi yapılabilir ama taşınma durumu var, yeni binada nasıl olur bilmiyorum.. Bu fikri tuttum ama..

Eğer dönüp bakan olursa duyuruya son bir sorum var: takım elbiseyi yanımda götürmek istesem askının ucundan tutup sırta mı atmak gerekir ki öyle olursa tek elle kontrol çok sağlıklı olmaz, yoksa başka yolu yöntemi mi vardır buruşmaya, kırışmaya mahal vermeden?
0
🌸sustum
(13.01.15)
dostum pacalarinin zincire takilma ihtimali var. dar giyiyorsan yırtma ihtimalin var. hızlı sürersen ceketinin havalanması sonucu, belden soğuk yeme ihtimalin var.
0
cok iyi yol
(13.01.15)
Taşımak zorunda kalırsan küçük valiz, çanta gibi bir şey ayarlarsın arkaya. Elbiseyi düzgünce koyarsan buruşmaz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.01.15)
Suits dizisindeki eleman işe takım elbiseyle ve bisikletle gidip geliyor çok da karizmatik görünüyor. Tabi oranın yollarıyla buranın yol yapısı aynı diil, yine de 20 dakikalık mesafe ise bir zararı olacağını sanmıyorum.
0
amelie poulain
(13.01.15)
yaz sezonunda işe bisikletle gidip geliyorum, tavsiye ederim.

bisiklet alırken kafamdaki modellere herkes "kız bisikleti" dedi, bisikletçiye gittim "dede modeli abi o alınır mı ya boşver böyle bişeyler al sana bu gider" dedi.

gittik şehir bisikleti diye yarış bisikletinden bozma cihazı aldık ama memnun değilim.

www.bikeandoutdoor.com

böyle bişeyler al derim. en kısa sürede bisikletimi böyle bişeyle değiştiricem
0
azizakin
(13.01.15)
minik önerilerim var sadece. kask takmak, görünmenizi kolaylaştıracak yelek giymek. ceket ve iş ayakkabılarınızı ofiste bırakabilir, gömlek ve pantolonunuzu rulo yapıp yanınızda götürebilirsiniz. terlemenize önlem olarak ise; havlu, deodorant, ıslak mendil, saç kurutma makinesi vs. bulundurabilirsiniz ofiste. çantanızda katlanabilir yağmurluk da olsun, tamamdır. zaten 20 dakikalık mesafede bunlara pek gerek de olmayabilir. pek çok ülkede insanlar bisikletle işe gelip gidiyor, siz de gidin.
0
oinone pe
(14.01.15)
(7)

kuru cilt ve akne problemi

la noix
tahmin edenler oldu, ucundan ilişkili sorular sordum ama artık doğrudan söylüyorum sevgili duyuru ailesi, gebeyimvücut kafayı yedi. yüzüm kuruluktan ölmek üzere, resmen deri değiştiriyorum. bunun yanında inanılmaz bir akne problemi de başladı. akneler yanak çevresinde, kuruluk alın, dudak çevresi ve
tahmin edenler oldu, ucundan ilişkili sorular sordum ama artık doğrudan söylüyorum sevgili duyuru ailesi, gebeyim

vücut kafayı yedi. yüzüm kuruluktan ölmek üzere, resmen deri değiştiriyorum. bunun yanında inanılmaz bir akne problemi de başladı. akneler yanak çevresinde, kuruluk alın, dudak çevresi ve çenede. tümden nemlendireyim desem yağlatmadan nasıl yapıcam bilemiyorum :)

ulan ikinci trimester'a da girdik, akne ne zaman bitecek :D ya da napıcam ben bu kuru ve akneli yüzle?

dipnot: diyetime dikkat etsem de ezelden beri çikolataya olan düşkünlüğüm tam gaz devam etmekte. kendi kendime yaptığım deneyler sonucunda çikolatayla çok da ilgili olmadığa karar verdim
0
la noix
(13.01.15)
mevsimsel olabilir, hatta kötü birşeyin belirtiside olabilir. öncelikle doktora gitmeni öneriririm.

onun dışında ben bi ara fucidin pomadını kullanıyordum. yağlı yağlı oluyordu cildim, parlıyordum bebek gibi belki bir çare sende de işe yarar. şansını dene derim hazır eczanelerde kapanmamışken.
0
yaraticilik0
(13.01.15)
gebeyim
0
🌸la noix
(13.01.15)
hayırlı olsun öncelikle :), muhtemel bağlantılı birşeydir. stres felanda etkili olabiliyor bazen bu faktörler için. siz bebeği kontrol için gittiğinizde danışın bu durumu derim. ve yine kremimden vazgeçmem. ama eczacıya sorun ben böyle böyle, bi zararı varmıdır falan diye. emin olmadan bir şey söylemek istemem.
0
yaraticilik0
(13.01.15)
kızın olacak ondan hep :)

zeytinyağı iyidir. hem dıştan hem içten.

bende çok nadir sivilce çıkar onda da kaynar suya limon sıkıp pamukla sivilceye değdirirdim. aknede işe yarar mı bilmiyorum. yine de dene istersen.

krem mrem çok şeyapma bence. ne de olsa dolaşım sistemine geçiyo.
0
seksen9
(13.01.15)
hayırlı olsun :)

sivilceler nasıl geçer bilmiyorum, belli ki hormonal br durum. ama nemlendirme için tasiye verebilirim. iki şekilde nemlendirme yapabilirsiniz (aslında mantık aynı). birincisinde kreminizi kuru yerlere süreryedirir parmaklarınızda kalanları yanaklarınıza sürersiniz. ikincisinde ise kuru olan yerler için kuruluğa iyi gelecek (belki yağlı) bir krem, yanaklar için su bazlı hafif bir krem kulanabilirsiniz.
0
in pyjamas
(13.01.15)
Hayırlı olsun, analı babalı büyüsün :)

Cildini iyice kurutmayacak sabunsuz bir temizleyici ile temizleyebilirsin. Sebamedin var mesela, iceriklerine bakarsın. Akne yazanin içindekileri bilmiyorum, öteki güzel. Nemlendirici önerim yok, seksen9un zeytinyağı iyi fikir gibi duruyor :)
0
Lim5
(13.01.15)
Kutlarım la noix :)

Benim akne ilacım sedefle limon. Hiç tereddütsüz tavsiye ediyorum çünkü sorunumu bir bu yöntem çözebilmişti. Sedefin gebelikte kullanımını bilmiyorum. Gerçi çok az kullanılıyor ama yine de...

Onun dışında domates püresi ve zeytinyağı çok mantıklı geldi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.01.15)
(2)

yerli turist rehberliği

cannibal corpse
böyle bir şey var mı? yani hedef kitlesi tamamen yerli turistler olan rehberlik türünden bahsediyorum. kokart alabilmek için illa yabancı dil bilmek mi gerek? olunabiliyorsa nasıl oluyor?
böyle bir şey var mı? yani hedef kitlesi tamamen yerli turistler olan rehberlik türünden bahsediyorum. kokart alabilmek için illa yabancı dil bilmek mi gerek? olunabiliyorsa nasıl oluyor?
0
cannibal corpse
(13.01.15)
Değişmediyse evet, yabancı dil şart.
Bulunduğunuz ildeki rehber birliğine sorabilirsiniz. Yerel bazda özel uygulamalar (yönetmelikler filan) olabilir.

www.tureb.org.tr
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.01.15)
Yabancı dil zorunluymuş anladığım kadarıyla, 'yerli turist' rehberi diye bir kavram da yok sanırım.
0
🌸cannibal corpse
(13.01.15)
(1)

semi-tasra sosyolojik yapilar

the feel good
oncelikle bu yazi tamamen kisisel tecrubelerin bir mahsuludur, bilimsel bir degeri yoktur. onun icin kendi uslubumca fevri bir tutum sergileyip icimden gecenleri yazacagim.henuz gelismekte olan bir toplumuz ve hala ticari egemen sinifin onemli bir kismini egitimsiz insanlar olusturuyor. dolayisiyla
oncelikle bu yazi tamamen kisisel tecrubelerin bir mahsuludur, bilimsel bir degeri yoktur. onun icin kendi uslubumca fevri bir tutum sergileyip icimden gecenleri yazacagim.

henuz gelismekte olan bir toplumuz ve hala ticari egemen sinifin onemli bir kismini egitimsiz insanlar olusturuyor. dolayisiyla benim hikayemde kendi yasantiniza dair bir takim seyler bulabilirsiniz. her neyse: ben dogulu bi ailenin evladiyim ve 20 senedir istanbul'da yasiyoruz. yasantimin yalnizca hic hatirlayamadigim 3 senelik kismi memleketimde gecmis. zaten bizim memleketliler topluca yasamaya pek bir duskun. bulundugumuz semtte de bolca hemserimiz var. bu sebeple memleketteki kulturel degerler hic bozulmadan metropole yansimis. dolayisiyla bir tarafta modern toplumun normlari, obur yandan bir geleneksel yapi... hayatimiz paradoksal vaziyetlerle geciyor.

cocuklugum muhtemelen buyuk sehirde yasamanin aileme vermis oldugu korkudan oturu epey bir dis dunyaya kapali gecti. surekli istemedigim aktivitelerin icerisinde bulundugumu hatirliyorum. akraba ziyaretlerine gitmek, dugunlere gitmek, kalabalik ailelerin gece yarilarina kadar evimizde oturmasi, daha once hic gormedigim akrabalar tarafindan "hele sen suleyman'in oglusun? beni tanidin? ola nasil tanimazsin... ben senin amcanim" bu gibi monologlar... neyse cocuktuk, pek anlamiyorduk, olurdu oyle seyler

ama yolunda gitmeyen bazi seyler vardi. ben buyudukce mevcut cevrem ayni kaliyordu. hatta dusunceleri de radikallesiyordu. ben uluslararasi bir cevre yaparken babamin akraba bagimliligi daha da artiyordu. adam her hafta sonunu dugunlerle gecirip her olunun taziyesine gider olmustu ve bu ziyaretlerin tumune sila-i rahim deyip ayri bir kutsiyet atfediyordu. ustelik beni bunu yapmadigim icin kucumseyip "okumus ama adam olamamis" gibi ipe sapa gelmez laflarla yargiliyordu. herkesin kisisel dunya gorusudur, saygim var herkesin yasayis sekline. fakat liberal ogretilerle harmanlanan dusunce yapima bu komun vaziyet agir geliyordu. yasayan yasasin ama bana karismasindi.

gun gectikce insan taniyordum, dunya goruyordum. dusuk gelirli ailelerin maddiyatlarindan istifade edis sekillerini goruyordum. hayatlarini yasayabiliyorlardi, dusunsel sinirlara takilmadan, maddi gucleri el verdigince yasiyorlardi. ote yandan bizim tarafimizda emrah`in "imkanlar imkansiz" verseu hayatimiza hakimdi. yani sirket milyon dolarlar kazanirken ben bir avrupa seyahati yapmak istedigimde bos adam oluyordum. yada bir araba alinmiyordu, cunku yengem camdan bakiyordu. "o sila-i rahim diye gittigin akrabalarin hepsi hayatini zindan etmisti sana. keyfin icin yasayamiyordun ve ustelik bunun farkinda degildin, ne kadar aci daddy"

ege'de 2 haftalik full pansiyon bir tatil yapmaktansa yalova'da 3 aylik bir ev kiralamak daha caziptir boyle adamlar icin. hanimi yollarsin oraya cocuklar falan takilsin. neyse bana garip geliyor. tatilde yurt disina cikabilecek tek opsiyonun umre ziyaretidir. gelirken o muhtesem akrabalarina tonlarca tesbih, seccade, esans ve kullanmayacaklari bir yigin hediye almak kosuluyla tabi. ibadet guzel sey

eyupteki o izdiham, o kalabalik hafta sonu icin bulunmaz nimet. cami cikisi okunmus kup seker yemek... mmmh yummy

simdi ben yagiz bir delikanli oldum ve askere gidiyorum. her gun akrabalarim tarafindan adini bilmedigim baska akrabalarimin kizlariyla evlendiriliyorum. "evlenecegin kizi ailenin icinden bulmak cok onemli. yoksa bu gizemli buyuyu bozarsin evlat" "sakin ola elalemin kizini getirip o muhtesem genetigimizi bozma evlat." bi de disardan buldugum birini basiniza musallat etmiyordum? yoksa basimin caresine bakardim degil mi mom?
0
the feel good
(13.01.15)
sen ne güzel oğulsun the feel good. okurken imrendim, her ana babaya nasip olsun dilerim.

keşke.. keşke böyle olmasa, ama oluyor işte. hayat şimdi böyle akıyor. yaşamın sancıları, toplumun sancıları bunlar. sancılar çekildikleri süreci zorlasa da sonuçta yeni yaşamlar, yani toplumlar oluşuyor. bu yönden sevmek de gerekiyor sancıları. içinden bakınca değil, ama bütüne bakınca böyle.

sadece bizim topraklara özgü değil, değişim geçiren her toplumda benzerleri yaşanıyor. artık global dünya düzenine geçiyoruz. doğu orta çağ/yakın çağın başlarından geçerken, batı daha yakın zamanlardan geçiyor. aynı şekilde biz yaşlılar ortaçağ aklıyla geçiyoruz. siz gençler yakın çağ aklıyla geçiyorsunuz.

kökler önemli, aile çok çok önemli. sen varsan, sen sensen bu önemin bir anlamı var. sen yoksan, sen sen değilsen bu önemin bir anlamı yok. o zaman önemli değil kendi olur.

yani, kendin olmalısın. belki zaman zaman ve özellikle başlarda çok daha yoğun iki tarafın da üzüleceği durumlar yaşanacak. olsun. sonra geçiyor hepsi. bir çok örneğim var buna dair.

not:
şimdi çıkmam lazım sonra yine geleceğim bu konuya:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.01.15)
(46)

ne olsaydı osmanlı hala yaşardı?

muratchelik
yav geçenlerde bi neoosmanlıcı anlatıyodu, viyana'yı alsaydık osmanlı hala yaşıyordu diye. ama biz biliyoz ki amerikanın keşfinden, mollaların ağırlığını arttırmasına kadar dünya kadar faktör var tarihte ve viyana'yı alsaydık da pek bir şey değişmeyecekti. peki ne zaman ne olsaydı değişirdi? daha do
yav geçenlerde bi neoosmanlıcı anlatıyodu, viyana'yı alsaydık osmanlı hala yaşıyordu diye. ama biz biliyoz ki amerikanın keşfinden, mollaların ağırlığını arttırmasına kadar dünya kadar faktör var tarihte ve viyana'yı alsaydık da pek bir şey değişmeyecekti. peki ne zaman ne olsaydı değişirdi? daha doğrusu bir olayın bütüm tarihin akışını değiştirebileceği bi kırılma noktası oldu mu hiç (olmaması da mümkün)..?
0
muratchelik
(12.01.15)
Bilime gereken önemi verseydi eger devam ederdi.
0
kurnaz
(12.01.15)
cevap veriyorum, halamın bıyıkları olsaydı.

ilgili referanslar, (bkz: fransız devrimi) (bkz: ulus devlet)
0
marido
(12.01.15)
Endustri devrimini yapabilseydi muhtemelen. Ama bu bir suru faktore bagli, bunlarin basinda, en buyuk engel olarak da din (daha dogrusu yobazlik) var tabii ki.
0
fortisvita
(12.01.15)
evet çağ açıp çağ kapatırken dinsizdi osmanlı zaten. Allah'ım bu malları yaratıyorsun başıboş bırakma yarabbim.

soruna cevap olarak: ekonomisini savaş dışında da çeşitlendirebilseydi, yeni kaynaklar yaratabilseydi yaşardı. ama sürekli yeni topraklar ve onlarla birlikte gelen ganimet/vergi kolay geldiğinden yönelmemişler böyle şeylere. bu da sonu oldu tabi.
0
tescillimarka
(12.01.15)
ne yapılsa yapılsın yıkılırdı. 1. dünya savaşı imparatorlukların sonu olmuştu zira.
0
domates yiyom
(12.01.15)
amerika diye bir kıta hiç var olmasaydı büyük ihtimalle osmanlı hala yaşıyor olurdu
0
dafuq
(12.01.15)
süveyş kanalı.
0
namus ninjası
(12.01.15)
@tescillimarka çağ kapatıp açarken savaşla yaptı bunu. bilimle yapmadı. laf koyacağım diye bu kadar kasmayın.

bende sanayi devrimi ve fransız ihtilaline +1 basıyorum. daha küçük bir toprak parçasında (bugünkü turkiyeden hallice) sanayi yatırımları yaparak hayatta kalabilirdi.
0
mattiadestro
(12.01.15)
"çağ açıp çağ kapatırken"

ya bsg.. tarihi nasıl da götünüzden anıyorsunuz..
0
namus ninjası
(12.01.15)
söze osmanlının tarih çağı açıp kapattığını söyleyerek başlayanlar tarih tartışıyor ülkemizde. cehalet ne güzel bir şey ya, yerim. ingiltereyi çini afrikayı kızılderilileri çok güzel etkiledi istanbulun fethi.
0
günde 3 litre kola içen adam
(12.01.15)
Viyana'yı alsaydık herhalde çok daha erken yıkılırdık.

Çağ açıp çağ kapatma olayı 1000 yıllık şehrin silahla ve barutla ele geçirilmesidir. Tüm DÜNYAYI etkiledi denemese bile ay çok Önemsiz denemez. İngilizler kıçı kırık bir ada krallığı idi o zamanlar Hakeza Afrika uzak bir kıtaydı. Eski kıtanın merkezi olan ve yaklaşık 2000 yıllık bir devletin yokolması ise ay Çin'e ne etki etti ki diye küçümsenemez.

Osmanlı devletinin tarihi 300 yıllık zaferler 300 yıllıkta yenilgiler tarihi değildir bu aşırı basitleştirmek olur. 1700lerin ortalarına kadar Osmanlı yenilgilere ciddi toprak kayıplarına uğrasa bile hala güçlü bir devletti. Yüzyıl boyunca Aşama aşama zayıfladı ve 19. Yüzyıl'ın hasta adamına dönüştü.

Peki me olsa devam ederdi. Aslında enteresan olan o kadar uzun süre yaşayabilmiş olmasıdır. 600 yıl boyunca tek bir hanedanın Kontrolü Altında varlığını devam ettirebilmiş bir Monarşi olarak Dünya'da ki tek örnektir. İngiliz ve Fransız devletleri bile sürekli devrimler içinde Çokça defa yönetim ve hanedan değişikliklerine uğradıkları halde devam ettiler. Sırf son 200 yıl içinde Fransa 2 devrim 1 imparatorluk 2 kraliyet yönetimi ve 5 cumhuriyet yenilenmesi yaşadı.

Osmanlı'yı mükemmel sistem demek yanlış olur tabii fakat daha dikkatli incelenirse eğer Beşik ulemalığı, Savaş'a ve ganimete fazlaca Bağımlı bir ekonomi ve ticaretin gayri Müslim unsurların eline bırakılması, emperyalist ve kapitalist politikaların uygulanmaması gibi sebepleri düşündüğümüzde zayıflatan sebeplerine görmek mümkün oluyor.
0
KaraSakall
(12.01.15)
osmanlı'nın çağ açıp kapadığını da öğrendim duyuru sayesinde sağolun valla, dünya tarihini orhan veli ilköğretim okulunda aldıkları hayat bilgisi dersiyle sınırlı sanıyorsunuz sanırım.
0
docrivers
(12.01.15)
kimse bilemez.
0
ete summer
(12.01.15)
bir fikre karşı çıktık kendi yorumumuzu da ekleyelim bari.

osmanlıdan çok başarılı bilim adamları, çok başarılı sanatçılar çıktı. inkar edemeyiz. 600 senelik devlet, milyonlarca kişiden oluşuyordu. asıl soru şu olmalı, 600 yıllık devletin yetiştirdiği bilim adamı sayısı neden bir elin parmaklarını geçmiyor ? milyonlarca kişiden 600 yılda neden 20 tane bilim adamı çıkmamış ?

osmanlı bir bok yapmadı, şunu kabul etsin artık herkes. diyeceksiniz ki be hey gerizekalı, viyanaya kadar kim gitti, hazar denizine kadar kim gitti, bilimsel kültürel başarılar askeri başarıların devamlılığını sağlar, 300-400 yıl bu devlet nasıl genişlemeye devam etti ?

cevap çok basit. hala söylüyorum osmanlı bir bok yapmadı. ilerlemesini sağlayan tek şey kilisenin yıllarca avrupanın tasmasını tutmasıydı. kilise osmanlıya geç paşam yaptı demiyorum, kilise yüzünden avrupa böyle kaldı diyorum. bakın bi, ne zaman kilise biraz kontrolü kaybetse avrupa bildiğin ağzına tükürüyor osmanlının. 300-400 yıllık birikim kaç senede yerle bir edildi ? osmanlının 400 yılı kaç senesine denkmiş avrupanın bakın.

"e 1700den 1923e kadar nasıl ayakta durdu o zaman ?" sence durdu mu ? ingiltere soldan rusya sağdan italya aşağıdan girseydi sence daha mı çok kar edeceklerdi ? osmanlıyı ayakta tuttular (evet tuttular. osmanlı ayakta kalmadı) osmanlı da kurtulmaya çalıştıkça mecburen daha çok bağlandı, daha çok faydalandılar osmanlıdan.

hadi rusya soldan istanbula sağdan konyaya girdi diyelim. ee ? değer mi askerlerinin yarısını kaybetmesine, değer mi ülkesinde o kadar muhalif edinmesine, değer mi ülkeyi tekrar inşa etmeye çalışmasına, o kadar resmi işi düzenlemesine.

osmanlı kalsın orada, ne var ne yok alalım elinden. gayet güzel bir mantık. bizde de bu "denge politikası" diye öğretiliyor.

türk tarihi 1000 yıla yakındır bozuk. aşağı yukarı melik şah döneminden sonra devamlı düşüşe geçti. osmanlının başlattığı bir şey değil yani.
0
günde 3 litre kola içen adam
(12.01.15)
Asimilasyonu fazla yapmadi, bununla birlikte egitimide dusuk kaldi bu bilimsel gelismeyide engelledi ve batti olarak yorumluyorum ben
0
selam
(12.01.15)
cehalet ne güzel şey diyen adam abdulhamit'in eşsiz diplomasisinin esasını şöyle açıklıyor:

"hadi rusya soldan istanbula sağdan konyaya girdi diyelim. ee ? değer mi askerlerinin yarısını kaybetmesine, değer mi ülkesinde o kadar muhalif edinmesine, değer mi ülkeyi tekrar inşa etmeye çalışmasına, o kadar resmi işi düzenlemesine."

age of oynuyor sanki.

how-to-learn-any-language.com
impactofthefallofconstantinople.weebly.com
www.mainlesson.com

orta çağ ve sonundan bahsederken osmanlı'nın adını anmayan tek makale gösterin de hayat bilgisi kitabı yerine nereden tarih öğreniyorsunuz bi görelim.
0
tescillimarka
(12.01.15)
1 paragrafta 30 sene padişahlık yapmış (ve cidden dolu dolu yapmış, en azından öbürlerine nazaran) adamı akademik dille açıklamamı beklediğin için teşekkür ederim.

dikkat ettiysen neden işgal edilmediğini açıklamaya çalıştım. "şimdi kalksak 8 saate şamdayız." mantığında bir cümle kurmadım.
0
günde 3 litre kola içen adam
(12.01.15)
Bu konu icin ortaokul-lise ders kitaplarini oneriyorum.

bkz. magna carta, cografi kesifler, bilim, fransiz devrimi, sanayi devrimi

bu gelismeler oyle bir anda olmadi. osmanli devleti yuzyillardir cagin gelismelerinin gerisindeydi. ustune ustluk kalitesiz yonetimi ve beseri kaynaklarindaki islam kulturu ile gelecek de vaat etmiyordu. dunyanin ugrastigi konular ile osmanlinin ugrastigi konular cok farkliydi. su anda da farkli.

oyle x sey olsaydi osmanli hala yasardi diye sacma sapan bir sey yok. osmanli devleti yikilmaya mahkumdu. su anda da ifade ozgurlugu ve bilime onem vermedigimiz icin gelisememeye mahkumuz.

not: Evet, tarihimiz mufredatta cok boktan isleniyor farkindayim. Ama seviyemiz belli ki bu.
0
f_d
(12.01.15)
Yahu Osmanlı devleti Avrupa ve Amerikada akademik olarak başarılı bir devlet ve sistem olarka görülüp çalışma yapılırken bizdekiler Osmanlı yüzyıllar boyunca gerideydi, zaten yıkılıcaktı güzellemeleri yapıyor.

Tarih akademik bir disiplindir kahvehane muhabbeti gibi 3-4 basitleştirilmiş cümle ile yorumlamak sığ kalır.

Öncelikle osmanlı tabiki yıkılacaktı, her devletin nihai kaderi yıkılmaktır. İngiltere yıkıldı, Fransa yıkıldı, Rusya yıkıldı. Polonya 3 defa yıkıldı, Avusturya 2 defa.

Yüzyıllarca geriden gelme olayına gelince, o kadar büyük bir fark oluşmadı. ve Osmanlı ile Avrupa arasında 1500lerde Osmanlının önde götürdüğü bir teknoloji vardı. 1600larde durum eşitlendi ve sonlarına doğru Avrupa öne geçmeye başladı.
1700lerde avrupa iyice ilerlemeye Osmanlı geride kalmaya başladı.
1800lerde zaten Aradaki makas açıldı bayağı.

Padişahlık babandan oğula geçiyordu ondan geri kaldık diyenlere gelince

1914'te kadar babadan oğula geçen Monarşik sistemler:

Britanya İmparatorluğu,
Rusya Çarlığı,
İtalya Krallığı,
İspanya Krallığı,
Almanya İmparatorluğu,
Japon İmparatorluğu,
Çin İmparatorluğu,
Sırbıstan,
Bulgaristan
Yunanistan
Karadağ,
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu,
İsveç,
Norveç
ve Danimarka Krallıkları.

İslam Kültürü gelecek vaadetmiyora gelince,
1500lerde Preveze muharebesinde, mohaçta, Viyana kuşatmasında dinsizdik, ondan öndeydikte 170de birden müslüman olunca mı geri kaldık?

Gerileme toplumsal bir olaydır. Bugün ABD geriliyor ama etkisi ancak 100 yıl sonra farkedilmeye başlanacak. 1600lerde Osmanlı Devleti o zamanın zirvesindeydi. Sosyal ortam olarak, zenginlik olarak ve diğer mefhumlarda.

Rahat ve zengin bir devlet olduğu için yavaş yavaş ben en büyüğüm kibrine kapıldı. Düşmanlarını önemsemedi. İlmi olarak pozitif bilimleri pek önemsememeye başladı.
Yazılı kültür olarak geride kaldı.

Biz keyif çatarken Avrupa Coğrafi Keşifler, merkantalizm ile uğraşıyordu.

Adamlar öne geçtiler ve biz durumun farkına varıp lan aslında o kadar güçlü değiliz diye birden sudan çıkmış balığa dönünce artık bayağı geç olmuştu.

Avrupa kadar bilimadamı çıkartamamıza gelince, tabiki çıkartamadık zira arada coğrafi ve nüfus olarak devasa fark vardı.
Bir yanda Kastilya (ispanya), Krallığı, Roma-germen (avusturya) imparatorluğu, Fransa Krallığı, İngiltere krallığı, Polonya, İtalyan devletleri, İsveç ve Danimarka Krallıkları, Rusya çarlığı, Portekiz, Bİrleşik Eyaletler(hollanda) sayıldığı taktirde 13 adet güçlü krallık ve küçük devletlerin siyasi/askeri/ekonomik/nüfus gücüyle tek başına duran bir Osmanlıyı karşılaştırıyoruz.

1. dünya savaşında Almanya-Avusturya imparatorlukları Fransa, İngiltere, Rusya ve İtalyaya direnemedi.

2. Dünya savaşında Almanya-İtalya, Fransayı ezdiler, Ama rusya-ingiltere ve ABD'ye direnemediler.

Bütün bunların hepsinin toplamına Osmanlı nasıl direnecekti? Kanuni protestan-Katolik savaşında protestanları, Fransa Almanya savaşsında Fransızları destekledi. Denge politikası güttü o ara dünyanın (Çin hariç) en güçlü devleti olmasına rağmen. BUgün ABDnin Çin-Rusya bloğuna karşı Dünyanın en güçlü devleti olmasına rağmen Avrupa Bloğunu yanına alamsı gibi bir nevi.

Birde türk Tarihi bin yıldır bozuk diyen adamı, Melikşahtan sonrası kötü diyen adamı şu an Türkiye değil, her hangi bir avrupa tarihi konuşulan yabancı bir forumda yazsın bu dediklerini, adamı şamata çıakrtmaya çalışan bir troll diye banlarlar, ciddiye almazlar.

Kendi tarihinden veya yaşadığı tarihten bu denli uzak, bu derecede bilgisiz birisini ciddiye almanızı önermem.

Fakat tabiki, Harvard Üniversitesinde çalışan kitapalr bastıran prof GÜlru NEcipoğle, Prof Cemal Kafadar ve Prof Halil İnalcık aslında konu hakkında bilgisiz ama günde 3 litre kola içen adam çok daha iyi tarih ve sosyolojik gözlemler yapıyor
0
KaraSakall
(13.01.15)
Şimdi çıkıp yok Osmanlı böçyle salaktı, şöyle gerideydi, böyle dandikti diyenler olacak.

O yüzden Tavsiyem Cambridge Üniversitesinin (İngilteredeki en iyi 2., üniversite, DÜnyada ilk 15e giriyor) Yayınladığı Şu kitabı okuyabilirsiniz:
(arkadaşlar Türk işi tarih tü-kaka, ne varsa Yabancılar, avrupalılar biliyor biz salağız dedikleri için İngiliz Akademisinden bir Tarih kitabı koyuyorum)

www.cambridge.org
0
KaraSakall
(13.01.15)
Buda bir işe yaramadığı söylenen, yüzyıllardır geride kaldığı söylenen, veyahut 1000 yıldır geride kalındıını iddia edenler için tam tersini savunan, Harvard Üniversitesi Türk ve Osmanlı Tarihi kürsüsü'nün adresi, güzel akademik yayınlar var, okuyabilirsiniz.

www.fas.harvard.edu
0
KaraSakall
(13.01.15)
Şuda BBC'nin Osmanlı hakkında yaptığı 3 bölümlük belgeselden bir bölüm.

Yukarıdaki arkadaşların dediklerinin tam tersini söylüyorlar nedense.

www.youtube.com
0
KaraSakall
(13.01.15)
Buda Sovyet sonrasında RUsya'da Osmanlı hakkında çıkan makalelerin olduğu bir kitap, güzel makaleler barındırıyor tavsiye ederim:

www.tandfonline.com
0
KaraSakall
(13.01.15)
sadfasdfasdf yav he he osmanlı en büyük bir numaraydı tamam.
bbc belgeselinde ermeni soykırımından bahsediyor what a shame :) keşke izleyip koysaydın.
0
domates yiyom
(13.01.15)
Sizinle benim aramdaki fark şudur.

Siz Osmanlının komple batık lanet dandik bir devlet olduğunu söylüyorsunuz.

Bense Osmanlınında normal bir devlet olduğunu güçlü-zayıf taraflarının olduğunu ve son yüzyılda iyice geriye giderek çöktüğünü ve bunun doğal bir süreç olduğunu söylüyorum.

O kadar yazdığım yazıyı okusaydınız Osmanlı bir numaraydı diye bir cümle kurmadığımı veya öyle bir iddiada bulunmadığımı görecektiniz.

Fakat 2 satırlık bir cevap aslında cevap değildir, cevap verilemediğinden geçiştirme ve konuyu değiştirmektir "ama o belgeselde ermeni soykırı var=((" diyerek.

Demekki ermeni soykırımı iddiasını içeren bir belgesel koyduğuma göre, dediğiniz "osmanlı bir numaradır" şeklinde bir şey söylemiyorum zira eğer öyle bir iddiam olsaydı herhalde böyle bir konudan bahseden belgeseli izleyin diye önermezdim.

Lütfen kendi içerisinde çelişen iddialar ve 2 cümlelik, her hangi bir düz adamın kurabileceği basit bilgi içermeyen iddialar yerine daha ayakları yere basan, mümkünse benim yaptığım gibi yabancı kaynakları, yabancıdan kastım Kalitesi dfünya çapında kabul edilen üniversitelerin kaynaklarını da yazarak gelmeniz.
0
KaraSakall
(13.01.15)
- II. Mehmet roma'yı alsaydı
- II. Bayezid italya'dan çekilmeseydi
- I. Selim bu osmanlı'yı bu kadar sunnileştirmeseydi
- I. Süleyman viyana'yı alsaydı
+ Mustafa tahta geçseydi
- II. Selim doğu avrupa'yı türkleştirseydi.
+ Sokollu biraz daha yaşasaydı.

Osmanlı 17. yy'da çökmez çok daha uzun süre güçlü kalabilirdi.

öte yandan:

- bilime gereken önemi verseydi.
- müslümana güvenmek yerine osmanlı üst kimliği ile o çeşit milliyetçiliğe önem verseydi
- devleti dinciler değil devlet adamları yönetseydi
- "abi nasıl olsa baharat ve ipek yolu bizde. alternatife gerek yok diye" yatmasaydı
- coğrafi keşiflere ayak uydurabilseydi
- sanayiye ayak uydurabilseydi
- yağma ve vergi dışında düzgün bir ekonomisi olsaydı
- kafes sistemi olmasaydı
- padişahlar iyi eğitim alsaydı

20. yy'a güçlü olarak girerdi.
0
nawar
(13.01.15)
osmanlı'nın en iyi yaptığı şey araklamaktı. bizansın birçok şeyini araklayarak kendine uyarladı. toprak sistemi de bunlardan biridir. çevresindeki boşluktan da yararlanarak genişledi. ne zamanki avrupa reform yaptı, bunlara dur bakalım demeye başladılar. o kıyasladığın 13 krallıktan daha geniş toprağı ve beşeri şartları vardı osmanlı'nın, ama bir tane bile bilim adamı yetiştiremedi. en önemli sanatçısı mimardı, o da ayasofya kubbesini taklit etmekle ömrünü geçirdi.
sonrasında bir başarıymış gibi bahsedilen denge politikası sonucu -ki osmanlının şuurlu bir şekilde yaptığı bir şey değildi- 200 sene fazladan yaşadı. rusya saldırınca ingiltere yardım etti ki mısır'ı kaybetmeyim diye, ingiltere saldırınca rusya yardım etti ki ingiltere dibime gelmesin diye. kırım savaşını ondan kazanabildi, yoksa ne mümkündü. 1871'de 2. reich kurulunca ingiltere'nin önceliği almanlara kaydı. ruslara ne yaparsan yap dediler onlar da 93 harbinde belinin suyunu aldı osmanlının. ve devamında yıkım da geldi.
özetle osmanlı komşularının dezavantajını lehine kullanarak güçlendi. ama 600 sene dünyayı yönetti demek çok saçma. bu yönetim de savaşarak oldu yani sadece savaşla dünyaya damgasını vuran bir devlet. ne bir sanatçı ne bir bilim adamı dünyaya yararlı olacak bir çivi çakılmadı.
0
domates yiyom
(13.01.15)
Dünyanın "yıldız mimar" olarak seçtiği, Harvard Üniversitesinin Sİnan Çağı diye 500 sayfalık a3 boyutta kitap bastırdığı Mimar Sİnan'a "hayatını ayasofyanın kubbesini taklit etmekle geçirdi" diye biliyorsan, kusura bakma arkadaşım, ama zır cahilsin, bilgisizsin, tamamen cehaletten kaynaklanan bir ör yargıyla konuşuyorsun.

Gİt bir Mimarlık fakültesinde her hangi bir kişiye bunu söyle ki suratına gülüp küçümseme ile sana baksınlar.
Mimar Sinan gibi bir dehaya bu kadar basit bir bakışla bakan birini hayatım boyunca görmedim.

Belki okursun ama zannetmiyorum.

www.skylife.com
0
KaraSakall
(13.01.15)
Tarihteki osmanlili bilim adamlari olmasa su an hala ilk cagda yasiyor olurduk. Osmanli uzaya arac gonderen ilk devletludur. Cag atlatmistir hepimize. Hoplatmistir bizi. Osmanli oyle guzel bir seydir ki dadindan yinmez.
0
kosun lan mevzu var
(13.01.15)
Evet, yine bir dalghacı "cool" arkadaşımız daha teşrif etti.

hayır gerçekten bu kadar basit cevapların, bu tarz ehi ehi tadında liseli cevapları yazarak bir şey ispatladığınızı mı zannediyorsunuz?

Bence bu tarz cevaplar vererek kendinize olan öz saygınızı yitiriyorsunuz zira sürekli geyik sürekli geyik bir yerden sonra düşünce tarzını ve fikir üretme kapasitesini düşürür-basitleştirir.
0
KaraSakall
(13.01.15)
mimar sinan'ın ve
sultanahmet camii mimarı sedefkar mehmet ağa'nın
türk olmadığını biliyorsunuzdur umarım

ayrıca evet, mimar sinan, bizans kilise esteği ve tekniğini taklit etmiştir.
0
titiraprap
(13.01.15)
sinan çağı demişsin ama thy dergisi la bu asfsafsadgsafdg rte'nin oğlu da harvard'lı yani ne oluyor orada doktora yapınca?
sultan ahmet camisine bir bak net ayasofya çakması. adam hayatı boyunca ayasofya kubbesini geçmeye çalıştı, en sonunda 90 yaşlarında selimiye camisinde geçebildi. garip garip linkler vererek kendini haklı çıkarma. sanki almanlar yenilince bizde yenik sayıldık diye yazanlar bu prof lar vs değilmiş gibi.
0
domates yiyom
(13.01.15)
Türk olup olmaması ne farkediyor?

Ulusçuluk 19. yy akımı. Osmanlı nüfusu müslim-gayrimüslim olarak ayrılıyordu ve devlet "imparatorluk"tu. Bugün OBama ne kadar amerikalıysa Mimarsinanda o kadar Osmanlıydı.
0
KaraSakall
(13.01.15)
Mimarlık okumadan ayasofya çakması diyorsun.

Öncelikle biraz mimari okuması yap.

Temel sistemleri, destek sistemleri, kubbe taşıması, statik nedir bunlar hakkında bilgi edin.

Yoksa kendini rezil etmekle kalırsın az biraz okumuş birinin yanında bunları söylersen. Yüzüne bir şey demezler ama arkandan çok dalganı geçerler. Dediklerinden çok daha azını söylediği için cahil lan bu resmen keko diye çok kişi dışlandı mimarlık/Tarih fakültelerindeki konuşmalarda.
Yanlış link yollamışım New York Times gazetesi linki:
www.nytimes.com

proflara gelince ben sana türk proflarını örnek vermedim ABD'den örnekler verdim.

Almanlar yeilince yenildik sayan tarih anlayışı ile benim verdiğim İngiliz ve Amerikan Tarih ekolü arasındaki bağlantıyı da algılayamadım.
0
KaraSakall
(13.01.15)
ya adam ömrünü ayasofya kubbesini geçmek için harcıyor işte anlamadığın ne? sen her b.ku biliyorsun ya tarihçisin, mimarsın, sanatçısın falan asdfsadfasf
bana verdiğin link skylife dergisinde türk bir prof harvard'da doktora yapmış onunla mimar sinanı övüyorlar. almanlar yenilince muhabbetini yapanlar da bunlar işte. linkteki yazıyı bi okusan anlarsın.
neysen neysin mimar sinan tüm camilerinde ayasofya'yı geçmeye çalışmıştır. biraz okusan bunla ilgili yazılar var. bak ayasofyayı geçmeye çalışan adam osmanlı'nın çıkardığı en ünlü adamdır asdfasdf ömrünü ayasofya kubbesini geçmeye adıyor bak tekrar ediyorum ayasofya'nın kubbesini geçecek hedef bu kadar sığ. yaklaşık 32 metre kubbe çapı. aralarında 1100 yıl falan var. süper devlet osmanlının en süper adamı bu
0
domates yiyom
(13.01.15)
Mimar Sİnan'In ömrünü Ayasofyanın kubbesini geçmek için harcadığı, ve Selimiyeyle bunu becerdiği olayı sağcı tarih anlayışının ortaya çıkarttığı basit bir masaldır.

Genelde magazinsel tarih anlayışının hakim olduğu gazetelerde yazılır, Mimar Sinan aslında Mihrimaha aşıkmış hikayesinin masal olması gibi.

Sende zannedersem Hürriyet haberde bir yerde okudun.

Zira Ne Mimar Sinan'In öyle bir maksadı oldu, Ne de Selimiyenin kubbesi Ayasofya kadar büyüktür, büyük yapamadığından değil, isterse Ayasofyayı çok rahat geçebilirdi ama Geçmedi, beceremediğinden veya imkanı olmadığından değil.

İşte bunu Sİnan Çağı kitabında okuyabilirdin, eğer tarih bilgini 3. sayfa haberlerinden almayı yeterli görmemiş olsaydın.

Sana yolladığım Linkteki profesör HArvard üniversitesinden profluk aldı, eğitimi Harvard ekolündendir. Beğenmediğin Gülru hoca seni 100-200e katlar böler. TÜm DÜnyada Konferanslarda baş konuşmacı olarak davet edilir.

New York Tİmes gazetesi linkini de yolladım 2 üst mesajda okuyabilirsin.

Bundan sonra adamakıllı bir kanıta dayanan cevap yazmayacaksan lütfen başka bir şey yazma. Zira bildiğin hikaye anlatan Tarih tezleriyle geliyorsun.

Ayasofyayı geçmeye çalışıyormuş Sİnan, ancak sonra geçmiş filan.

Sİnan Ayasofyayı geçmedi, isteseydi Selimiyede geçerdi.

Mimari sidik yarıştırma bilimi değildir, Sİnan ben daha büyük yapıcam diye hareket etmedi, fakat sizde AKP zihniyeti olduğu için daha büyük-daha iyi modunda bir anlayışınız var maalesef, Çamlıca tepesine devasa 7 minareli cami dikmek filanda o anlayışın eseri.

Mimar Sİnan Ayasofyanın 500 yıl daha ayakta kalmasını sağlayan kişidir, 3 defa çatlayan ve çöken o kubbeyi, ve strüktürü tamir eden, hatalı/eskik kısmını tamamlayan bir dehadır.

NEyse, söz arif olana konuşulur derler.

Basit ve kasaba bilmişi modunda cevaplar ancak bilgi düzeyinin düşüklüğünü belli ediyor maalesef. Tavsiyem en kısa zamanda yapabiliyorsan kaliteli bir üniversitenin mimarlık bölümünü ziyaret etmen olacaktır.
0
KaraSakall
(13.01.15)
Yalnız eklemek gerekirse ben o kadar kaynak vermeme rağmen görüşlerini doğrulayan "1" tane bile akademik kaynak vermedin bana, hep iddialarla geliyorsun oysa kanıtın yok.

sadece Tayyip gibi boş laflar, atıp tutmalar görebiliyorum.

Bilim objektiftir, birikim üzerinden, deneylerle ve kanıtlarla ilerler.

Lütfen bilimsel bir yorum/kanıtla gelin.

Cidden sıkıldım şurada laf yetiştirmekten zira çok kısır ve verimsiz bir konuşma bu.

Ben akademi'den örnekliyorum, sen gelip ama sinan ayasofyaya yetişmek istiyodu XD XD XD şeklinde cevaplar veriyorsun.
0
KaraSakall
(13.01.15)
eycof oynamayan, trade yapacak liman bulamadığı için altınsız kalıp mecburiyetten ekmekçi basmayan, millet trebüşleri açarken palaları salarken herbal basıp tevekkül etmeyen osmanlının neden battığını anlayamaz. relic goldla bi yere kadar.
0
namus ninjası
(13.01.15)
Bilgili birisin hatırladığım kadarıyla. Yaptığın savunmalar da bir tık gösteriyor bunu.

Ama olmamış. Dediklerinin çoğunun cevabı yazdığım göt kadar yerde vardı.

Eskiden insanlar Osmanlı'ya direk tapardı, şimdi örnekteki gibi "Ya ben yanlışlarını söylüyorum. Son yüz yıl çöktü." demeye başladılar. Osmanlı hep bok çukurundaydı, ancak son yüz yıl o kadar çok battı ki siz bile savunamayacak duruma geldiniz. Genelde bunu tartıştığım insanların bilgi seviyesi "Viyana yüzünden..." civarlarındaydı. Ancak bu halinizle siz bile Osmanlı'nın o muhteşem yüzyıllarından örnekleri, Osmanlı'ya odaklı bir şekilde veremiyorsunuz. Kıyasla iyi olunmaz. Daha az kötü olunur.
0
günde 3 litre kola içen adam
(13.01.15)
istanbuldaki rasathane kapatılmasaydı
halifelik osmanlı'ya geçmesiydi
kapütülasyonlar olmasaydı
fransız devrimi yaşanmasaydı
sanayi devrimi olmasaydı
halamın sakalı olsaydı

osmanlı hala yaşardı.
0
arras
(13.01.15)
yahu doktora yapmış harvardda dio sen profluk aldı diosun. bana kaynak diye skylife dergisinden röportaj veriyorsun. he sen haklısın. he sinan geçmek istemedi ayasofyayı, onun için onun çakması sultan ahmet'i yaptı. bi de akp'li diosun asdfasdf yani kusura bakma da osmanlıyı boklayan benim yücelten sensin, ben mi akp'li oluyorum? komiksin genco
0
domates yiyom
(14.01.15)
bu arada "istanbulun fethi ile osmanlı çağ açıp kapattı" bir türk tarih tezidir.

dünyanın başka hiçbir yerinde bu şekilde işlenmiyor. türkler çağ değiştirdi vay be demiyor kimse. haberiniz olsun.

rönesans, reform, amerika'nın keşfi, işleniyor. istanbulun fethi etkisi en minimum olan olay.

ki aslında bu durum da osmanlının neden yıkıldığı hakkında fikir veriyor gibi değil mi?

millet rönesansla, reformla, buluşlar ve keşiflerle yani fikir sistemlerini değiştiren şeylerle, hayat tarzlarını değiştiren şeylerle uğraşırken, biz hala kıçı kırık fetihlerle övünüyoruz. al sana osmanlı neden yıkıldı.

----

okulda istanbulun fethi haftalarca anlatılıyor. tek tek bütün savaşlar, hisarların yapımı, zincir, karadan yürütme, bilmem ne, en fazla timur olmasaydı ne olurdu diye tartışıyoruz. rönesans, reform, keşifler, icatlar, matbaa vs. "bi de böyle şeyler vardı ya" diye geçiştiriliyor. işin ilginci %99'luk kesim istanbulun türklerden 200 sene önce venedikliler tarafından fethedildiğini bile bilmez. bari bunu anlat değil mi?

batılı çocuklar (abd'yi saymıyorum) rönesans neden oldu, kilise neden boktandı bunları tartışarak büyüyor. e yıkılırsın tabi.
0
kta
(14.01.15)
tarihte onlarca dönüm noktaları vardır. o olmasaydı bu olurdu ise binlerce olasılığı ortaya koyan bir hayal denizidir. onlarca, yüzlerce kırılma noktaları vardır. mesela fatih ve yavuz 5-10 sene daha yaşasaydı muhtemelen viyana roma falan alınmış ve fransa, habsburglar da dahil olmak üzere tüm avrupa haraca bağlanmış olurdu.ancak çok ileri gideceklerini zannetmiyorum. çünkü bu geniş coğrafyaya yetecek bir nüfus yoktu. belki muhteşem sülüman nüfusu artırmak için dizideki gibi bir hayat yaşayarak yeni doğan bebek oranını artırmaya çalışıyor olabilirdi. :)
0
kallesnikof
(14.01.15)
Mustafa Kemal'e Sabiha Sultan'ı verselerdi belki ingiltere gibi kraliyet ailesi devam ederdi. Üstelik modern, sanata önem veren bir kraliyet ailesi varken başta, ecdadımız böyleydi diye bıkbık edilmezdi, sembolik takılırlardı. Bir de halifelik ünvanıyla yapılan yeniliklere "caizdir" diyerek müslüman halkı sakinleştirip, başka başka uydurma şeyhlerin gazıyla saçmalamalarını engellerlerdi.
0
urasil
(14.01.15)
yuh yani her şey ok de. lafı mimar sinan'a çapsızdı demeye getirmek izansızlık.

hele ki sultanahmet'i mimar sinan yaptı demek tamamen cahillik.
0
marido
(14.01.15)
Cevap: Yaşıyor olduğunda Osmanlı olamayacağını bilseydi yaşayabilirdi.
Yıkılan diğer imparatorlukların devamı halklar da bizim gibi "ne olsaydı yaşardı" yı konuşuyor olsalardı Osmanlı hala yaşıyor olabilirdi mesela. Bunu konuşuyor olmak bile Osmanlının yıkılmasının nedenlerinden biri bana göre. Üstelik bir arpa boyu gidememişiz, hala aynı tas aynı hamamız. Bizden sonraki kuşaklar "Türkiye ne olsaydı yaşardı"yı konuşacaklar bu gidişle.

Bilimin halklara ulaşamamasından tut, ulaşanların da bir halt yapamamasından çık. Yönetimin aklı bilme uzaksa, halkın bütünün aklı almıyorsa ulaşanlar n'apsın.

Bak burada bile kendi öz tarihimizi tartışırken bazılarının ne dediğini bazıları anlamadı.
Verilen linklerden bir tane adam gibi türkçe kaynak yok, cümlelerin içine girmiş yabancı kelimeler var.
Aynı şekilde osmanlıca-türkçe sözlüğü aç, fransızca, farsça, arapça işaretleri olmayan kelimeleri parmakla sayarsın.

Anlamadığım şeyi nasıl yorumlayabilirim ki. Üstüne, en önemlisi de yorumlama becerisini edindim mi? Bilimsel düşünme yöntemlerini mi kullanıyorum yoksa subjektif (siyasi) yorumlar mı yapıyorum.

Osmanlı yaşasaydı o yaşayan Osmanlı addan ibaret olurdu, "Osmanlı" olmazdı. Artık Osmanlı olamayacağını bilirdi. Bunu bilim diyor, ben demiyorum.

Bilimin girmediği yere masallar girer. O da anca uyutur.

(Bilmin girmesi yetmez, bilim tek bir bütün olabilmeli. Halktan saklanmamalı, çarpıtılmamalı, halkın anlayabileceği dile indirgenmeli.)

Geleceği kurtarma adına: Divan-ı hümayun'un dengesi incelenmeli. Anahtar orada.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.01.15)
(1)

Felsefe Sorusu! Gilbert Ryle "Know-How" hakkında..

edepsiz komedya
Gece gece essayin ortasında tıkandım, beynim durdu dostlar.Ryle'ın felsefesine aşina birileri varsa aranızda ve şu kafa karışıklığını gidermeme yardım ederse çok sevinicem.Know-how ve Know-that ayrımını yapmak bize intellectualist legend muhabbetini çürütmekte nasıl bir fayda sağlar? Aradaki bağlant
Gece gece essayin ortasında tıkandım, beynim durdu dostlar.

Ryle'ın felsefesine aşina birileri varsa aranızda ve şu kafa karışıklığını gidermeme yardım ederse çok sevinicem.

Know-how ve Know-that ayrımını yapmak bize intellectualist legend muhabbetini çürütmekte nasıl bir fayda sağlar? Aradaki bağlantı tam olarak nedir bilen var mı?
0
edepsiz komedya
(12.01.15)
Ryle'ın felsefesine aşina birileri var, ancak türkçe olanına aşina :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.01.15)
(8)

harcama alışkanlığını azaltmak

Sarix
bu gerçekten zor bir şeymiş. boş yere çok para harcıyorum, üşendiğim için dışarıda çok yemek yiyorum, toplu taşımayı az kullanıp arabayla gidiyorum, ihtiyacım olmayan şeyler alıyorum vs.bunu engellemeyi nasıl başarabilirim? harcama alışkanlığımı değiştirmek istiyorum, yani 10 birim harcıyorsam zarur
bu gerçekten zor bir şeymiş. boş yere çok para harcıyorum, üşendiğim için dışarıda çok yemek yiyorum, toplu taşımayı az kullanıp arabayla gidiyorum, ihtiyacım olmayan şeyler alıyorum vs.
bunu engellemeyi nasıl başarabilirim? harcama alışkanlığımı değiştirmek istiyorum, yani 10 birim harcıyorsam zaruri harcamalar dışında 6-7 birim harcamak istiyorum.

temel bir yaklaşım var mı? (bunun çok zor çözülen bir şey olduğunu, sanatçı ve sporcuların o yüzden ileriki yıllarda çok problem yaşadığını duymuştum)
0
Sarix
(11.01.15)
her ay parandan o 6-7 birimi ayır, kalanını aylık faize koy, karşı değilsen. en azından bir vazgeçme mekanizması oluşuyor küçük de olsa.
0
piremses
(11.01.15)
Harcamak istemedigin tutari aybasinda bagis yapabilirsin. Birkaç ay sonra daha az harcama aliskanligi kazanirsin boylece.
Arzu edersen bahis yapabilecegin yerlerin de linklerini yollarim.
0
damdanakan
(11.01.15)
Kredi kartini evde birak.
0
photo85
(11.01.15)
ilk önce tasarruf edeceğin miktarı belirlemelisin bence. böylece harcamalarına sınır koyabilirsin. maaşımın 1/3'ünü her ay biriktireceğim deyip kalanını harcarsan. böylece kendine bir sınır koymuş olursun. kiran falan yoksa ailenle yaşıyorsa (fatura neyin ödemiyorsan) 2/3 bile yapabilirsin bunu.
0
kakao
(11.01.15)
rahatlıktan ve konfordan kaç, "ihtiyaç" olarak gördüğün şeyleri gözden geçir, "ihtiyaç" dediğin şeyleri asgari seviyeye çek.
0
dafaiss
(12.01.15)
maaşını aldığın an paranın bir kısmını vadeliye yatır ya da altın al, böylece harcama için kısarsın. yoksa kısılmıyor.
0
bradshaw
(12.01.15)
Surekli kendi kendine ve arkadaslarinla konusurken para yok, yetmiyo falan de kendi kendini kandir harcamazsin o vakit, bireysel kriz yaratiyorsun kendins
0
selam
(12.01.15)
Ben çalışmaya ilk başladığım zaman baktım ipin ucu kaçıyor kendimi şöyle terbiye ettim:

Maaşımı alıp cebime koyuyordum. Karnım açken çarşıya gidip mağaza vitrinlerine bakıyor, restoranların önünden geçip gidiyordum.
Sonra eve gelip ihtiyaçlar listesi yapıyordum. Gidip o ihtiyaçlarımı alıp dönüyordum.

Böylece kahverengi çizmeye ihtiyacım varsa sırf çok beğendim diye ikinci bir siyah çizme almış olmuyordum.. Ayy şu etek ne güzelmiş diye alıp, dolabın başına geçince bunu neyle giyecem şimdi demiyordum.

Bu aşamadan sonra gelirimin bir kısmını biriktirebilmeye başladığımı gördüm. Sonra onu da prensip haline getirip atıyorum %25-%30 gibi bir oranı para elime geçince ayırmaya başladım. Gelirinin bir kısmını kazanmıyormuş gibi farz edersen harcamıyorsun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.01.15)
(3)

troll engelleyici eklentisi

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Bir duyuruyu troll eklentisiyle kaldırdım. Son cevaplananlarda başlığı görüyorum. Görmemenin bir yolu var mı?
Bir duyuruyu troll eklentisiyle kaldırdım. Son cevaplananlarda başlığı görüyorum. Görmemenin bir yolu var mı?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Malesef, o tarafta duyurunun sahibine binayen bir bilgi yok.

Her hangi bir yanlis anlasilmayi duzeltmek adina, sadece duyuruyu gizliyor ancak o kisinin tum duyuru ve diger duyurulara yaptigi yorumlarida gizliyor.
0
selam
(11.01.15)
Duyuru yada yorum bazli degilde kisi bazli calistigi icin sag taraftaki kutucuklarda bisi yapamiyoruz.
0
selam
(11.01.15)
Ben kişiyi değil o kişinin sadece bir duyurusunu görmek istemedim. Mide bulandırıcı bir duyuruydu ve etkilenmemek için görmek istemedim. Sağ tarafta gördükçe de kötü oluyordum. Sonra sağ tarafa bakmayıverdim oldu bitti.

Teşekkür ederim:)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.01.15)
(8)

klavyedeki tırmak işaretini bulmaca

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Şu anda kullandığım klavyede esc tuşunun altındaki, 1 tuşunun solundaki tuşun üzerinde tırnak işareti var ama basınca < çıkıyor. shift ile basınca da > çıkıyor. mac mini ve chrome kullanıyorum . gerekiyorsa.Tırnak işaretini hangi tuş/lara basarak yazabilirim?
Şu anda kullandığım klavyede esc tuşunun altındaki, 1 tuşunun solundaki tuşun üzerinde tırnak işareti var ama basınca < çıkıyor. shift ile basınca da > çıkıyor.

mac mini ve chrome kullanıyorum . gerekiyorsa.

Tırnak işaretini hangi tuş/lara basarak yazabilirim?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Shift + i = "
Shift + ö = <
Shift + ç = >


Klavyenin tuşları İngilizce ise

Shift + ' = "
Shift + , = <
Shift + . = >
0
vatandasacartcurtyok
(11.01.15)
@vatandasacartcurtyok, onlar değil. Buldum en sonunda ama çok anlamsız.

Büyüktür işareti olan tuş tırnak işareti yazıyor, tırnak işareti olan da büyüktür yazıyor. İkisi karışmış gibi. Klavyedeki yerleri doğru, işleyişleri yanlış.
ctrl+c ctrl+v de yapamıyorum. ya sabır ya selamet :/
klavye şu:
www.pclabs.com.tr
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
ekrandaki (muhtemelen sol üst) "elma" logosu => sistem tercihleri => klavye => giriş kaynakları => TÜRKÇE QWERTY
0
iz
(11.01.15)
Klavye tanimlamasi T]rk.e qwerty d' zaten/ ;'md' de b,yle oldu/ yan' 'y'ce d'be battim/
tirnak ';aret' de yapamiyorum § .ikiyor/

yukaridaki yazi turkce karakter kullanmadan soyle

Klavte tanimlamasi turkce qwerty idi zaten nokta simdi de boyle oldu nokta yani iyice dibe battim nokta

nasil duzeltebilirim bilmiyorum yardim eder misiniz lutfen
bu bilgisayarda misafirim
cocugun ayarlarini bozdum durduk yere

noktayi bulamadim satirbasi yapiyorum
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Klavye tanımlamasından ABD 101-102 tuşlu seçeneğine basınca eski haline dödü.

Ancak tırnak işareti hala karışık. Ayarlarda qwerty pc seçili.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
QWERTY PC seçeneği varsa onu deneyin bir de.
ekleme: yazmışsınız zaten ok.
0
iz
(11.01.15)
"Turkish Qwerty PC"yi eklemeyi denemiş miydin?

Shift+2 kombinasyonu ile tek tırnak yapabilirsin.
1'in solundaki tuş ile de çift tırnak.
0
battal gemalmaz
(11.01.15)
Evet, Türkçe qwerty pc tanımlı şu anda.
tek tırnak tamam. shift +2 ile çalışıyor.

1'in solundaki ise küçüktür ve büyüktür basıyor.

tek tuş <, shift+ tuş basınca > çıkıyor.

büyük küçük işaretlerin olduğu tuşa basınca da
tek tuş: "
shift+tuş:é
altgr +tuş: < basıyor.

ayrıca, ctrl+c, ctrl+v tuşları da kopyala yapıştır yapmıyor.

noktalı virgülü de bulamadım.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
(9)

Türkan Saylan Hakkında

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Ne düşünüyorsunuz?Dün bir kitapçıdaydım, genç bir kadın girip Türkan Saylan'ın kitabını sordu. Kitapçı çalışanı yok dedi. Yok deme tazı biraz değişik geldiği için kadın gittikten sonra satış görevlisiyle Türkan Saylan hakkında konuştuk biraz. Ama son olan olaylar... filan dedi. Yani kitapçı son ola
Ne düşünüyorsunuz?

Dün bir kitapçıdaydım, genç bir kadın girip Türkan Saylan'ın kitabını sordu. Kitapçı çalışanı yok dedi. Yok deme tazı biraz değişik geldiği için kadın gittikten sonra satış görevlisiyle Türkan Saylan hakkında konuştuk biraz.
Ama son olan olaylar... filan dedi.
Yani kitapçı son olan olaylardan ötürü kadının kitabını satmıyormuş.

Garip değil mi? Kitapçı yani, kitap satması gereken ticari bir işletme. Türkan Saylan ise okuma ve kızların eğitimi için uğraşmış, oldukça büyük bir kitlenin okuma yazma oranına olumlu katkılarda bulunmuş, eğitim alanında yaptığı çalışmalarla fark yaratmış bir kadın. Eğitim gönüllüsü.

Sen nelere kadirsin eyy siyaset! deyip çıktım dükkandan. En az üç kitap alacaktım oysa.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Neymiş abi Son olaylar?
Darbe Girişimi mi
0
kahve kokusu
(11.01.15)
Turkiyeye cok katkisi olmus, turkiyede cehaletle en cok bogusmus insanlardan biri oldugunu dusunuyorum.
"Son olaylarin" oldugu zamani dusunurseniz akp tipi cehaletin gucunu kanitlama istegini icerisinde, uzanamadigi tum cigerlere hizla camur bulastirdigi bir donemdi. Kendisi de bundan nasibini olum doseginde aldi.
0
f_d
(11.01.15)
Hangi kitapçıymış burası? Hemen kara listeye alayım.
0
dessy
(11.01.15)
dün türkan saylan ile ilgili delillerin sahte olduğunun ve sonradan eklendiğinin ispatlandığına dair bir haber vardı. haber altındaki yorumlara baktım akpliler ne düşünüyor acaba bu konuda diye şöyle bir yorum gördüm;

"fetullah ve kankası yani chp sorumludur bu kadına yapılanlardan"

diyecek kelime bulamadım ben.
0
arma aski
(11.01.15)
Çarşının göbeğinde bir kitapçı. Kirası ara sokaklara oranla epey yüksek olmalı, kendi malı değilse tabii.

Biz kitaplarımızı okuyup geri verebildiğimiz sistemi olan kitapçıdan alırız genellikle. Okuyup geri veriyoruz, üzerine biraz ekleyip başka alıyoruz.
Bu kitapçıya ilk kez girdim. arada esnafa destek amaçlı başka başka dükkanlardan alışveriş yapmaya çalışıyorum. Bir de neler var filan bir bakayım dedim. Bir duvar aşk meşk temalı kitaptı. Yeni gençlere hitap eden şeyler. cicili bicili kapaklar filan. Diğer duvarda nispeten ele gelir + popüler kitaplar filan vardı. Yani öyle siyasi nur akan bir dükkan da değil.

@arma askı, o haberi görmedim. İspatlandıysa da halka boy boy duyurulmamış demek.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Çarşının göbeğindeki hangi kitapçı? (Beşiktaş Çarşı, değil mi?) Kabalcı var, Alkım var. İsim lazım bize, isim. Kadıncağıza sağlığında etmedikleri eziyet kalmadı, şimdi de ölümünden sonra mı uğraşıyorlar!
0
microfiction
(11.01.15)
@Microfiction, İstanbul değil burası :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Sayin filozof uretgeci,
Halka boy boy haber duyurmaktan bahsettiginiz icin size soylemek istedigim bir sey var: Ozellikle son yillarda haber alma ozgurlugunuzun kesinlikle olmadigini, eger haberleri takip ediyorsaniz, ya da cevrenizde takip eden varsa, araliksiz manipulasyona magruz kaldiginizi biliniz. Abartisiz soyluyorum bunu.
Belki siz biliyorsunuz ama karsinizdaki yuksek ihtimal bu durumu bilmiyor.
0
f_d
(12.01.15)
@f-d, haber izlemiyorum pek fazla. Tam da dediğin nedenlerden.

"Halka boy boy gösterilmedi demek"ten kastım şu:

Halka boy boy gösterilen baskınlar hala hafızamda. Aklıma geldikçe ülkem ve bir çok değer adına hala utanıyorum. Hele bir görevlinin " burs verdiğimiz çocukların listelerini alamıyoruz, onlara da el koydular, çocuklar paralarını alamayacaklar" ifadesi, yaşadığı çaresizlik ve gözlerindeki üzüntüyü unutmam mümkün değil.

Herkes olaya benim gibi bakmadı. Ben olayı eğitime yapılan katkıya atılan tokat olarak gördüm, başkası başka şeyler gördü. İşte o kitapçı çalışanı da başka şeyler görenlerin adına konuştu. Türkan Saylan bazılarının hafızasında yasa dışı işler yapan, polislerin bastığı bir oluşumun lideri olarak, bazılarının hafızasında da hükümet karşıtı bir oluşum olarak kaldı.

Tıpkı baskın haberleri gibi, ana haberlerde, her haberde, defalarca "şok şok şok, deliller sahte çıktı" demelerini beklemiyorum, ancak beklemek gerektiğini de biliyorum. Kanıksadıklarımız bizim için tehlikeli olan. Madem çamur attın, düzelteceksin kardeşim. Aynı şekilde düzelteceksin!

Haberi okumamıştım duyunca da şaşırmadım. Siyaset bazı alanlara hiç girmemeli. Hiç!

Bu gün Osmanlı ne olsaydı yaşardı diye bir soru soruldu. İşte cevaplardan biri de bu. Eğitim. Osmanlı savaşta kazanıp masada kaybetmedi mi.

Eğitim siyasete alet oluyorsa o eğitimden de o ülkeden bi halt olmaz! Hala akıllanamadık!

Kitapçıya dönelim:
Adam kitap satıyor. Parasını kitap okuyanlardan kazanıyor. Kitap okuyan insanlarımızın çoğalmasında bunca katkısı olan kadının kitabını satmak istemiyor. Ya, bir de sattığı kitapların çoğu genç kızlara yönelik türler ha. Türkan saylan da kızlar okusun diye didindi durdu.

Akıl fikir dağıtılırken bu insanlar neredeydi acaba.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.01.15)
(20)

14 lira 1 hafta

rakunzelll
14 liranız var ve 5 gün karnınızı doyurmanız gerekiyor. Ne alırsınız marketten?
14 liranız var ve 5 gün karnınızı doyurmanız gerekiyor. Ne alırsınız marketten?
0
rakunzelll
(11.01.15)
Makarna ve yumurta
0
lilidance
(11.01.15)
simit-peynir'den başka çözüm yok. hazır çorbalar da iyi gider.
0
the silent enigma
(11.01.15)
Makarna alırım, lor peyniri de olabilir, cavdar ekmeği, zeytin,
Mümkünse aburcuburdan uzak dur
0
purplee
(11.01.15)
30lu yada 20li yumurta(protein) yanına bol kepekli makarna(tok tutuyor), evde kalan ıvır zıvır(varsa)
0
yaraticilik0
(11.01.15)
5 ekmek 5 hazir corba 10 lira yapar dilersen 4 pakette makarna alabilirsin
0
40 karakterli kraker
(11.01.15)
tamamına makarna. başka şekilde doyuramazsın gibi.
0
justinho26
(11.01.15)
Yumurta lor ekmek makarna votka
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(11.01.15)
hazır çorba makarna
0
kucukarabalikk
(11.01.15)
Her gün için iki ekmek, kalan paraya da domates. Gerçek mi bu? 14 liran mı var 5 gün için?
0
IncredibleMau
(11.01.15)
Lorun kilosu soykan gibi süpermarketlerde 4 lira. Güzel bir protein kaynağı.

Makarnanın bu kadar sevilmesi boşuna değil. Hem çok kalorisi yok, hem de dengeli besin. Hem de doyurucu. :) Bim'den 5 paket makarna al.

Kalan paraya da yumurta al, sabahları haşlayıp yersin.

Gerçi sen bu duyuruyu açtığın için özel mesajla sana erzak göndermeyi teklif eden iyi niyetli insanlar olacak, bu amaçla açtıysan sıkıntı yok.
0
yirmisantim
(11.01.15)
Evet 14 liram var sevgili patronlarımız hala bu ayki maaşımızı yatırmadığı ve çok borçlanmamak için limitini düşük tuttuğum kredi kartım dolduğu için :D 5 gün dememin sebebi süper şirketimizin ödemeleri %80 Cuma yapmasından kaynaklı. Yarına yiyeceğim var hazırda. Erzak falan istemiyorum öyle şeyler düşünülmesin. Sokakta birsürü insan var, onca ihtiyaç sahibi var. Aç kalacak değilim kafam rahat zaten :D Ama gelen faturalar için falan arkadaşlarıma çok yüklenmek durumunda kaldığımdan artık borç almak istemiyorum.
0
🌸rakunzelll
(11.01.15)
Yemeğinden kısma borç al bi yakınından.
0
IncredibleMau
(11.01.15)
panpa bende olsa yeminle her gün yemeksepeti'nden ısmarlardım la.

hazır çorba ve makarna diyeyim, ne diyeyim.
0
edgenabby
(11.01.15)
pirinç al pilav yap. makarnaya göre daha doyurucudur. yanına da hazır çorba yaptın mı tamamdır işte. pirinci en ucuzundan hatta pazardan falan al. çorbayı da bim'den al.

bu dediğim yolla sağlıklı şekilde doyarsın.yumurta da aldın mı sabah kahvaltısında yumurta+ hazır çorba, öğlen hazır çorba+ pilav akşam hazır çorba + pilav.

6 lı yumurta 3 lira desek, hazır çorba tanesi 1 lira desek günde bir tencere hazır çorbadan 5 lira. geri kalanına da pirinç alsan tamamdır.
0
empedokles
(11.01.15)
her akşam başka bi komşudan ekmek iste(bu saatte ekmek kalmamış siz de var mı falan filan). bütün milletin dediği gibi makarna yumurtaya daya. ya da latteye 14 lira veren suserlardan yardım bekle
0
intihar etsem de kendime gelsem
(11.01.15)
6 sene önce 14 gün için 1 liram kalmıştı annemle çaresiz kalmıştık. neyse uzun hikaye, o aklıma geldi de.
gerçi şimdi de farkımız yok ama yine de o kadar değil 'şuanlık'.
0
patos64
(11.01.15)
Yemeğinden kısma maaşına kadar borç al. Alacak kimsen yoksa kabul edersen ben veririm.
0
sormayın bana sen o musun diye
(11.01.15)
1 paket makarna 1800 kalori civari. Gunde 1 paket yesen ac kalmazsin. Baska seyler alirsan 1000 kaloriyi bile bulamazsin. Cok sagliksiz ama durum bu. Hem 8 lira artar, onunla da corba alabilirsin.
0
sckxyss
(11.01.15)
çalışıyorsun madem iki öğünden hesaplayalım:
sabahları yumurta lor. 5 yumurta 2.5-3.5 arası, lor 250-300 gr diyelim.2-2.5 tl toplamda 4,5-6 arası kahvaltıya gitti.
iki bağ ıspanak 1.5 gibi tutar tek kişiye iki öğün rahat rahat yeter.
pırasa 3-4 tane 1 tl de ona diyelim. o kadar tutmaz bile. bir kişiye bir öğün gider.
yarım kg patates 1 tl en fazla. bir öğün rahat rahat yeter.
kereviz, 1 baş. 1 tl diyelim.

5 öğün akşam yemeği 4,5 5 tl.

Ekmek kaç para yaşadığın yerde, gerisiyle de ekmek veya yetmiyorsa un alırsın. evde kete/bazlama gibi pişirirsin.

Fiyatları istanbul'a göre tahminen yazdım. İzmir'de o paraya 4-5 kişilik aile için haftalık sebze alınıyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Yazan herkese teşekkür ederim gençler. Şimdi markete gidiyorum ve makarna, yumurta ve una yükleniyorum. Un vardı ama birkaç gündür bahsi geçtiği gibi ekmek yapıp yediğimden patlamış. Özelden yazıp para ve erzak göndermek isteyenlere ayriyetten teşekkür ederim. Çok mutlu oldum lan resmen. Bu hafta da yatmazsa duyuru açarım boş geçmeyelim 3-5 atalım diye :D
0
🌸rakunzelll
(11.01.15)
(1)

Paylaşımlı Elektrik Sayaç Sorusu

aradaki uzaklik
Arkadaşlar selam.abim yan dairede oturuyor. evlerimiz tek tapu, tek elektrik faturası geliyor. ancak benim eve gelen elektrik ara sayaçlı, yani ne kadar yakmışım takip edebiliyorum. Ancak bugün sayaca bir bakayım dedim, çözemedim. Sayaç ekteki resimdeki gibi, mavi tuşa bastıkça T1-T2-T3-T4 diye gidi
Arkadaşlar selam.

abim yan dairede oturuyor. evlerimiz tek tapu, tek elektrik faturası geliyor. ancak benim eve gelen elektrik ara sayaçlı, yani ne kadar yakmışım takip edebiliyorum.

Ancak bugün sayaca bir bakayım dedim, çözemedim. Sayaç ekteki resimdeki gibi, mavi tuşa bastıkça T1-T2-T3-T4 diye gidiyor. Hangisi benim elektriği ölçüyor, hangisini takip etmem lazım? Bir de nasıl hesaplayacağım, çok uzun bir rakam var, yani kaç KW (elektriğin birimi neyse) yaktığımı nasıl anlayacağım? Uzmanlardan destek rica ediyorum.
0
aradaki uzaklik
(10.01.15)
t1 t2 t3 zamanlı sayaçlarda oluyor.
t1 gece t2 gündüz t3 akşam saaatlerinde tükettiğiniz elekrtik miktarını gösteriyor. (hangisi hangi zaman karıştırmış da olabilirim ama böyle olması lazım)
her zamanın brim fiyatı farklı. gece en ucuz, akşam en pahalı gündüz normal fiyattan hesaplanıyor.

yani bütün hepsini toplayınca toplam tüketiminiz çıkar.

faturada da üç zamanı ayrı ayrı görebilirsiniz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
(15)

Minik kızım kabız olmuş

mavi istiridye
çok acı çekiyor zavallım.şöyle "pamuğu zeytinyağına batırıp anüsü ov" şeklinde basit yöntemler var mı bildiğiniz?beynim durdu stresten.
çok acı çekiyor zavallım.

şöyle "pamuğu zeytinyağına batırıp anüsü ov" şeklinde basit yöntemler var mı bildiğiniz?

beynim durdu stresten.
0
mavi istiridye
(10.01.15)
şurup müshiller var onlardan alabilirsiniz durum eğer acilse.
acil olmayan durumlarda ise kefir, elma ve kayısı işe yarayabiliyor.
0
sen olmayan cocuk benim
(10.01.15)
kaç yaşında/aylık?

zeytinyağını denediniz mi?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.15)
4 yasinda.
Kayisi verdim simdi.

Zeytinyagi icireyim mi? Kac damla?
0
🌸mavi istiridye
(10.01.15)
Gecmis olsun kiyamam :( Melisali bitki caylari var. Icinde sinameki de oluyor. Rahatlatir bence.. aa ya da armut varsa yiyip uzerine su icsin.
0
nick konusunda kararsizim
(10.01.15)
yok içirmek bi işe yaramaz şimdi. zeytinyağını pamuk, ince kumaş parçası gibi bir şeyle popoya sürün.
ananem gazete kağıdından bir parça kesip külah gibi yapardı bebekler için. zeytinyağına batırıp birazını anüse sokardı.

varsa alaturka tuvalete otursun. yoksa siz tutun alaturkaya oturur pozisyonda. eskiden çocukları çişe tutarlardı öyle belki biliyorsunuzdur.
kakayı yaparken siz de elinizle dışarıdan anüsün az üzerine masaj gibi yapın. anlatabildim mi bilmiyorum. kakanın çıkışına elinizle yön verin itekleyin.

öncesinde çocukta ceket filan varsa çıkarın, sıcak kakayı getirmez. biraz serinlesin hatta hafif üşüsün. tuvalete oturmadan önce birkaç kez çömelip yerden bir şey alma hareketi yapsın, eğilip kalksın.

edit: dizlerini de ovun otururken. dikkati başka noktaya kaydırmasının dışında işlevi var mi bilmiyorumgerçi de ananemin yöntemi bu da.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.15)
kaç gündür çıkamadı tuvalete? bu da önemli bence. eğer uzun olduysa zorlana zorlana anal fissur vb şeyler başına gelebilir yavrunuzun.

Not: doktor değilim, aynı dertten muzdarip olmuştum zamanında.
0
sen olmayan cocuk benim
(10.01.15)
Bir de sirt ustu yatirip bacaklarini bukup karnina yaklastirin. 10-15 kez yapin. Bagirsaklarini hareketlendirir.
0
nick konusunda kararsizim
(10.01.15)
Ilk kez oluyor.

Dun gece ve bu sabah zorlandi kaka yaparken afedersiniz.

Suratima bakip ikinirken gozunden yas geldi melegimin.

Sari sacli prensesim sicamadi resmen yaa. :)
0
🌸mavi istiridye
(10.01.15)
dediklerimi yapın, yavrucak rahatlasın hemen.
ben bir keresinde elimle çekmek zorunda kalmıştım. çok zorlatmayın baktınız zorlanıyor elinizle yardım edin. tırnaklarınız uzunsa anüsü çizebilir, eldiven filan giyin isterseniz. eldiven yoksa tırnakları kesmek iyi olur. bir de yara olmasın miniğin poposu.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.15)
gliserin kansuk fitil kullanabilirsiniz.
0
vendorth
(10.01.15)
Bir sefere mahsus griserin fitik kullanılabilir. Popoya zeytinyağı sürülebilir. Asıl önemli olan kabız olmaması bol su içmesine ve lifli gıdalar tüketmesine dikkat edin. Sabah akşam 1tatlı kaşığı zeytinyağı içirebilirsiniz. Bağırsak çalıştıran bitki çaylarını ve ilaçları bu yaşta kullanmak uygun geğildir. Eğer düzelmezse bir uzmandan fikir almakta fayda var. Geçmiş olsun
0
hadi hadi
(10.01.15)
doktora gidin, büyük ihtimalle duphalac vericek. belki lavman da yapar.
lifli gıdalara ağırlık verin ve bol su içirin.
0
spankenstein
(10.01.15)
Yaşi itibari ile sakin poposunu ellemeyin ve bir şey surmeyin.
Su andan sonra yedireceginiz şeyler yeni kakayi yumuşak yapar, bagirsaktaki mevcuttu çözmek gerekir. O yüzden duphalac gibi gaita yumusatici bir enzim kullanin. Bagirsaklar alismasin, sürekli kullanmayin.
Rahatladiktan sonra hergun ogunune calistirici bir besin ekleyin. Armut, kayisi, erik , brokoli gibi.
hippin %100 erik püresi var, çok rahatlatır. Ya da marketten Peyman kuru erik alip kendiniz püre yapin.

Lütfen poposunu ellemeyin, yine söylemek istedim.
Çok geçmiş olsun.
0
sage fouineur
(31.01.15)
sage fouineur, çoçukcağız belki de o tarihten bu yana ishal bile olmuştur, biraz geç kalmışsınız sanki.
0
sen olmayan cocuk benim
(01.02.15)
hiç sormayın, sonradan fark ettim tarihi. telefondan girdiğim bir zamandı, o başlığa nasıl denk geldim; telefonda, ileri sayfa tuşuna basmıştım belki.

tarihi, yolladıktan sonra fark ettim.
ama popoya bir şey sokuşturma konusunu görünce, bilgi olarak eksi duyuruda da bulunması adına silmedim cevabımı.
beslenme tavsiyeleri de vardı, o yüzden kalsın dedim.
ileride arşivden araştırmak isteyenler olabilir belki..
0
sage fouineur
(02.02.15)
(11)

kombi çalışmıyor, üşüyorum.

kaymaktutmayansicaksut
Arıza ışığı yanıyor. Su basıncını değiştirmek de işe yaramadı. Markası bosch bir yardımı olursa. Ne yapmalı da çalışsın?
Arıza ışığı yanıyor. Su basıncını değiştirmek de işe yaramadı. Markası bosch bir yardımı olursa. Ne yapmalı da çalışsın?
0
kaymaktutmayansicaksut
(10.01.15)
kapatıp açtınız mı?
0
nereye bu gidis
(10.01.15)
Vurma dahil tüm türk yöntemlerini denedim nereye bu gidiş?
0
🌸kaymaktutmayansicaksut
(10.01.15)
hata kodu vs. yok mu_ sadece ışık mı yanıyor?

servis ne diyor bu konuda?
0
sutlu nescafe
(10.01.15)
doğalgaz vanası açık mı? dışarıdaki vanaları amaçsızca, hunharca kapatanlar oluyor bazen, çok başıma geldi. içeridekileri de kontrol etmekte fayda var bu arada, nolur, nolmaz.
kombiye giriş çıkış su vanaları açık mı?
0
nereye bu gidis
(10.01.15)
kaputa vur.
0
eli
(10.01.15)
kombi borularının bir kısmı dışarıda mı? dışarıda olan borudaki su donmuş olabilir mi?

arıza kodu olması lazım, yok mu?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.15)
servisi arayın bence de
0
evc
(10.01.15)
Arıza kodu yok, su vanası sıkıntısı da yok. Sular şarıl şarıl akıyor borular da donmadı yani. Aglasam karşısında belki bu kış günü üzülür halime de çalışır. :/

İlk babamı sonra s
ervisi arayayım ben
0
🌸kaymaktutmayansicaksut
(10.01.15)
Doğalgazda bi sorun olabilir, annemlerin orada boru bağlantısı donmuş çünkü bi kutu mu eksikmiş ne. Tesisatçı düzeltmiş ve o eksik parçayı ısmarlamış. Diğer dairelerde sorun varsa önce beyaz masayı ara hemen gelip bakıyorlar sonra tesisatçı gerekiyor.
0
tiny penny
(10.01.15)
Kartin yada fanin arizali ;( 200+ masraf cikar
0
Dönmezer
(10.01.15)
Reset attınız mı?
0
balekmek
(10.01.15)
(5)

compumaster sorusuna olan cevabımı hollowlife silmiş

secilmis uye
dün compumaster'a duyuruda neler istersiniz sorusuna@'lerde bildirim gelsin yazmıştım.Hollowlife bunu soruya cevap değil deyip silmiş. Neden acaba? Kime cevap oluyor bu? Kendisine mesaj atın diyor da ben duyuruda görerek mektuba basarak mesaj atabiliyorum. Adını arattığımda duyurusunu bulamadığımdan
dün compumaster'a duyuruda neler istersiniz sorusuna

@'lerde bildirim gelsin yazmıştım.

Hollowlife bunu soruya cevap değil deyip silmiş. Neden acaba? Kime cevap oluyor bu? Kendisine mesaj atın diyor da ben duyuruda görerek mektuba basarak mesaj atabiliyorum. Adını arattığımda duyurusunu bulamadığımdan mesaj atamadım. Nasıl atılıyor mesaj yahu?

Soru: Soruya gelirsek, şu da olsun dediğiniz neler var duyuru için?
Cevap: @'lerde bildirim gelsin.

Link: imgur.com
0
secilmis uye
(10.01.15)
abi bu eleman yine kızgınlık dönemine girmiş, mesaj atsan da bir sonuç çıkmayacak :)

edit: bu da benden, www.eksiduyuru.com

şu duyuruya nö yazdım diye silmiş, bir de no yazan vardı onu da silmiş. tamam İngilizce ama bu kadar da kuralcılık ne yahu?
0
doxanikee
(10.01.15)
compumaster'ın herşeyden önce moderatörler olayına gerçekten bir el atması gerek.
0
dessy
(10.01.15)
kim o bilmiyorum da yanlışlıkla silmiştir veya delidir belki? tekrar yaz gitsin.
0
rygard
(10.01.15)
Yanlışlıkla olduğunu sanmıyorum. Daha önce de buna benzer birkaç duyurumu silmişti ve herkesin siliyor kafasına göre. @ işaretini görünce kendinden geçiyor sanırım.

Bu önemli değil de daha derin tartışmalar yaptığımız sorular oluyor. Onları da siliyor kafasına göre. Sonra sanki biz ona cevap vermemiş gibi oluyoruz veya söylediğimiz yanlış anlaşılıyor.
0
🌸secilmis uye
(10.01.15)
e, pes yani hallowlife!

cevap:
şu anda iki cevabı var duyuruda. onları kullanabilirsiniz.
www.eksiduyuru.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.15)
(3)

Ballarla ifşa

mustancigano
Demin yanlış oldu :)) Yeğenler tatlı değil mi??2 sene öncesi büyüdüler artık:))http://imgur.com/q9DLIGG
Demin yanlış oldu :))

Yeğenler tatlı değil mi??

2 sene öncesi büyüdüler artık:))

imgur.com
0
mustancigano
(10.01.15)
ufaklığın dişleri çok güzelmiş, ama photoshop stajını underground arabesk rap gruplarında mı tamamladın? :D
0
emfuzi
(10.01.15)
hep bu samimiyette yeğenlerim/akrabalarım olsun istemişimdir. ne güzel, ne mutlu.
0
raycharles
(10.01.15)
gördüğüm en güzel ifşalardan biri. sımsıcak. içim ısındı yeminle:) sabahtan beri paris olayları dhkpc bilmemnesi... sıkılmışım fark etmeden. mutlu aile fotoğrafı görmek ilaç gibi geldi valla. ohh be!
yeğenler çok tatlılar, yeğenlerin yanında sen de fiyonk olmuşsun, gözlükler de çok yakışmış :p
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.15)
(9)

komik isim önerisi

kızılşeytan
merhaba sevgili spartalılar=)şimdi biraz eğlenmek amaçlı bir soru sormak istiyorum size. evde tam donmak üzereyken eski bir sıcak hava üfleyen fan buldum ve çok mutluyum. ona bir isim vermek istiyorum. sizce sıcak hava üfleyen bir fana nasıl bir isim verilebilir? maksat muhabbet olsun eğlenceli isim
merhaba sevgili spartalılar=)
şimdi biraz eğlenmek amaçlı bir soru sormak istiyorum size. evde tam donmak üzereyken eski bir sıcak hava üfleyen fan buldum ve çok mutluyum. ona bir isim vermek istiyorum. sizce sıcak hava üfleyen bir fana nasıl bir isim verilebilir? maksat muhabbet olsun eğlenceli isimler bekliyorum =) şimdiden aklınıza sağlık =)
0
kızılşeytan
(09.01.15)
rıfkı
"rıfkı üşüdüğümde beni ısıttı." hehe
0
safepassage
(09.01.15)
fuat abi olsun.
yanıyorsun fuat aaabi.
0
battal gemalmaz
(09.01.15)
üfürükçü

havalı

tonton (tontonların yanakları havayla şişik gibi tombiş olur diye)
0
m e l t e m
(09.01.15)
tülay.

---spoiler---
nolursun dön
---spoiler---
0
gibicibicis
(09.01.15)
Ejder
0
monty python
(09.01.15)
döndü
0
camino real
(09.01.15)
İrfan
Duyuruyu kapatabilirsin :)
0
cannibal corpse
(09.01.15)
şukufe (şukela çağrışımlı)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
@konuşma ben konuşuyorum
"fanny" argoda ne anlama geliyor biliyorsun değil mi? :)
0
m e l t e m
(09.01.15)
(10)

elma mı armut mu?

dusunuyorumbulamiyorumoyleyseyokumgaliba
soru başlıkta, tenks.
soru başlıkta, tenks.
0
dusunuyorumbulamiyorumoyleyseyokumgaliba
(09.01.15)
elma suyu
yiyeceksem armut
0
try again fail again fail better
(09.01.15)
armut
0
spirit crusher
(09.01.15)
armut
0
rayde
(09.01.15)
armut. mümkünse deveci.
0
sir gawain
(09.01.15)
Deveci'ye bir kişi daha eklendi.
0
aychovsky
(09.01.15)
Armut +1 deveci. Ağzım sulandı şu an
0
afush
(09.01.15)
elma ama yeşil olacak. birazda tuz serpeceğim üzerine süper, en iyisi mutfaktan bir elma alayım.
0
kuzey li
(09.01.15)
deveci+1
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
armut
0
shahrazad
(09.01.15)
Teşekkürler arkadaşlar ben cevabımı aldım.
0
🌸dusunuyorumbulamiyorumoyleyseyokumgaliba
(10.01.15)
(11)

gecelik tavsiyesi

burty
sevgili bayan arkadaşlar;eşime doğum gününde almak üzere gecelik-sabahlık takımı bakıyorum. aşağıdaki iki üründen hangisi daha güzel sizce? hangisi onu daha mutlu eder? fiyat önemli değil, bu iki ürün dışında tavsiyelere de açığım.http://www.mark-ha.com/pierre-cardin-6665-saten-altili-takimhttp://ww
sevgili bayan arkadaşlar;

eşime doğum gününde almak üzere gecelik-sabahlık takımı bakıyorum. aşağıdaki iki üründen hangisi daha güzel sizce? hangisi onu daha mutlu eder? fiyat önemli değil, bu iki ürün dışında tavsiyelere de açığım.

www.mark-ha.com

www.mark-ha.com
0
burty
(09.01.15)
Hanımefendi gerçekten bu şekilde rahatça uyuyabiliyor mu?
Görüntüsü güzel ama çok rahat görünmediler bana da.
0
afush
(09.01.15)
@want2die çeyiz setini alırken sen de almak zorunda kalacaksın. muhtemelen evli değilsin ve erkeksin :))

@afush oldukça rahat ve kullanışlı. doğalgaz faturasını yatırdığım sürece sıkıntı yok :))
0
🌸burty
(09.01.15)
ilki daha iyi gibi. öbüründe göbeğe kadar yırtmaç yapmış.

zaten bunlar 1 bilemedin 2 kere giyilir sonra çekmeceye kaldırılır. acayip kaygan ve rahatsız bunlar. uyurken beline kadar çıkar, meme kısımları kayar çünkü saten. ne sıcak tutar ne durduğu yerde durur. seksi olucam diye çekilecek dert değil cidden. bence seksi de değil üstelik. o yüzden illa alacaksanız bu kadar para dökmeyin bence.

300 liraya bir tane bu tarz gecelik, bir kaliteli pijama takımı veya gecelik (eşiniz hangisini tercih ediyorsa), bir de sabahlık alırsınız.
0
lily briscoe
(09.01.15)
konforsuz olmasına rağmen seksi olduğu iddiası ile seviyor kadınlar böyle satenli, tüllü şeyleri de hakikaten hiç seksi değil, aksine libido düşmanı.
0
nereye bu gidis
(09.01.15)
bu parayı vereceksen magic form'a git derim
0
try again fail again fail better
(09.01.15)
Ben şunu beğendim: www.mark-ha.com

Marks & Spencer'ın Rosie Huntington-Whiteley koleksiyonunda da böyle zarif, seksi gecelikler var.

Saten/ipek geceliklerle gayet rahat uyunuyor. Yazın tabi. :)

Aslında Victoria's Secret'ta (Cevahir'de var büyük mağazası) bayağı çekici gecelikler var da çok daha yüksek fiyatlara. Bir de tabi Agent Provocateur var. O zaten bambaşka bir şey.
0
m e l t e m
(09.01.15)
ipek gecelik bulun alın, saten gecelikler ucuz görünüyor. sizin verdiğiniz linktekiler ucuz görünüp, bir de üzerine pahalılar.
0
oinone pe
(09.01.15)
Bence de saten yerine ipek alsanız daha iyi olur. oinone pe +1
0
m e l t e m
(09.01.15)
Pierre Cardin yerine oysho falan daha güzel. daha ucuza ve daha kaliteli şeyler bulursunuz. ya da bu tarz bir şey almak istiyorsanız herhangi bir çeyiz mağazasına girip aynı tarzda farklı markalardan, daha kaliteli bir şey alabilirsiniz. bir de bu linklerdeki ürünlerin açıklamalarına dikkat ettiyseniz pijama takımı ve şort takım da var fotoğraftaki geceliklere ek olarak kutuda. dolayısıyla şort takımı giymez, pijama takımı giymez diyorsanız (-ki şort takım fikrimce hiçkimseye yakışmayan gereksiz bir şey) yalnızca gecelikten oluşan bir set alabilirsiniz pijama satan mağazalardan, hem daha ucuz olur hem en azından bu linklerdeki paraları gözden çıkardıysanız çok daha şık bir şey bulabilirsiniz aynı paraya.
0
ornitorenk
(09.01.15)
Oysho ve la senza gibi markalarda daha modern daha guzel ve uyurken de rahat edecegi mini modeller var. Hem daha uygun fiyatli. Yok pahali olsun derseniz intimissimi marka. Avmlerde vardir
0
photo85
(09.01.15)
bu baktıklarınız çeyiz seti. arkadaşlar kullanılmıyor demiş ama kullanan kullanıyor.

kullanışlılık açısından:
dantelli olanlar günlük kullanımda çok da uzun vadeli olmuyor. danteller dayanıklı malzemeler değil. özelikle sizin verdiğiniz örneklerdeki gibi üst ve alt sadece dantelle tutturulmuşsa çok uzun süre kullanılmaz. dantel kopar, yırtılır.
arkadan çoklu çapraz askılar da kullanışlı değil. pratik değil, giymek çıkarmak sıkıntı oluyor.
şortu takımlar çok kullanılıyor. en çok onları kullanabilir.

sabahlığın kolları her şeye girecek gibi olmasın. uzun kollu olanların kol uçları genişşe kahvaltı hazırlama/ yeme faslında sıkıntı yaratıyor. bir iki kullanır sonra kullanmaz.

örnek olarak şu model hem kullanışlı hem zarif:
www.mark-ha.com

verdiğiniz modellerden ilki diğerine oranla daha güzel.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
(4)

su boruları donan arkadaşlara

hayat aklini konusacak bir filozof uret
dün akşamdan beri donuk olan su borusundan su aldım. yaptıklarımı yazayım, yararlanan olabilir. soru olarak açtım, hem soru gelebilir hem de başka yöntem uygulayanlar varsa anlatırlar, hepsi bir yerde olur. bizim donan boru doğalgazın sıcak suyu taşıyan borusuydu. öğle saatlerinde güneş gelince boru
dün akşamdan beri donuk olan su borusundan su aldım.
yaptıklarımı yazayım, yararlanan olabilir. soru olarak açtım, hem soru gelebilir hem de başka yöntem uygulayanlar varsa anlatırlar, hepsi bir yerde olur.

bizim donan boru doğalgazın sıcak suyu taşıyan borusuydu.

öğle saatlerinde güneş gelince boruya bağlı çeşmeleri açtım. sıcak su düğmesini de açtım. önce az az sonra artarak su gelmeye başladı. şimdi normal sıcak su alıyorum.

şimdi evdeki malzemelerle boruları kaplayacağım. elyaf olur, gazete olur, eski kazaklar olur... üzerine de çöp torbası, market torbası gibi naylon malzemeler konursa yağmur yağdığında boruyu sardığınız malzeme ıslanmaz.

soru: su borusu donup su alamayan var mı?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
evet, dün bi arkadaş fön makinesi ile ısıtmalarına rağmen donun çözülmediğini söylemişti. ben de ısıtmaktan başka yöntem bilmediğim için bi öneride bulunamadım.
gerçi ben donan saatin altında gazete yakarak çözmüştüm geçen senelerde ama fön makinesi normalde daha etkili olur gibime gelmişti duyuruyu okuyunca, onun için altında gazete yakın falan dememiştim.
0
nereye bu gidis
(09.01.15)
Çok var. Anlattıkların büyük bir kitle için umut ışığı oldu
0
amator filozof
(09.01.15)
donmasından korumak için vazelin sürün.
donanları ısındırdıktan sonra tabi
0
joe dalton
(09.01.15)
Çeşitli boru izolasyon malzemeleri de var. Özellikle çok soğuk bölgeler için iyi olur.

izmir'de ilk defa su borumuz dondu. Hazırlıksız yakalandık. Burası çok soğuk olmaz derken nazar değirdim galiba :o
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
(2)

çorba neden midenin cilasıdır?

ytse jam
soru başlıkta
soru başlıkta
0
ytse jam
(09.01.15)
işkembe mideden yapılıyo ya ondan
0
emirkulu2
(09.01.15)
çorba midenin cilası değil ki. "çorba iç mideyi yumuşatır" derler. sıvı ve sıcak olması mideye hazım için ön hazırlık yaptırıyor, yumuşatıyor.

cila mevzu daha çok alkollü sofralarda geçer. cila niyetine deyip son kadeh alınır filan işte.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
(18)

Oyun Başladı - Hangi Şirket Size Ne Çağırıştırıyor

aradaki uzaklik
Arkadaşlar,Aşağıdaki şirketleri okuyorsunuz ve aklınıza gelen ilk kelimeyi, cümleyi kuruyorsunuz. Başlayalım:1. PEPSICO2. UNILEVER3. ACCENTURE4. BOSCH5. KPMG6. PHILIP MORRIS7. NESTLE8. FRITO LAY9. NIVEA10. TURKCELL
Arkadaşlar,

Aşağıdaki şirketleri okuyorsunuz ve aklınıza gelen ilk kelimeyi, cümleyi kuruyorsunuz. Başlayalım:

1. PEPSICO
2. UNILEVER
3. ACCENTURE
4. BOSCH
5. KPMG
6. PHILIP MORRIS
7. NESTLE
8. FRITO LAY
9. NIVEA
10. TURKCELL
0
aradaki uzaklik
(09.01.15)
1. coca cola olmak için yırtınan şirket
2. her deterjan bunların
3. duymadım
4. alman kalitesi. al uzun yıllar kullan
5. duymadım,
6. kandırıp zehirleyecek adam arar bunlar
7. ağzım sulandı
8. çoluk çocuk işi
9. kadınlar bilir.
10. sayılı türk markalarından biri

niye böyle bişe yaptık?
0
dafuq
(09.01.15)
1- Bir arkadasimin calistigi sirket
2- Maasli kole kurumu
3- Cagristirmadi
4- Buzdolabi
5- Big4 un kucugu
6- Cigara
7- Sicak cikolata
8- Cips?
9- Norvecli balikci
10- 4 ceker :(
0
ruhi mucerret
(09.01.15)
1. Bildigin kola
2. Mavi logolari var o
3. Bilmiyorum
4. Buzdolabı
5. Bilmiyorum
6. Cigara
7. Gofret
8. Lays
9. Krem
10. Gecirdikleri fatura
0
rayde
(09.01.15)
1-we will rock you
2-deterjan
3-
4-guven kaybetmektense para kaybetmek
5-
6-cuvara
7-cikolata
8-cips
9-krem
10-kulakli logosu
0
nawres
(09.01.15)
1. Coca Cola
2. Lipton
3. Hindistan
4. Ankastre
5. Vergi
6. Kovboy
7. Kırmızı
8. Baharat
9. Norveçli balıkçılar
10. Fatura (faturayı ödemeyi unutmuşum lan!)
0
virgul
(09.01.15)
1. kola
2. tehlikeli adamlar
3. tanımıyorum
4. iridyum buji
5. tanımıyorum
6. sigara
7. kuş yuvalı çukulat
8. yoğurtlu cips
9. almancı
10. kazıkçı
0
battal gemalmaz
(09.01.15)
1. asetilik asit
2. levye
3. hyundai accent
4. sessiz bulaşık makinesi
5. hesap danışmanlığı
6. sigara
7. kahve
8. RAFILS
9. bebek gibi tenler
10. sarı mavi
0
safepassage
(09.01.15)
1. michael jackson
2. toz deterjan
3. ACCENTURE
4. çamaşır makinesi
5. denetim
6. malborya
7. çikolata (kırmızı paket)
8. lays (sarı poşet)
9. krem (mavi kutudaki)
10. sarı
0
nereye bu gidis
(09.01.15)
1. PEPSICO-pepsin-alternatif
2. UNILEVER-deterjan-izmit
3. ACCENTURE-n/a
4. BOSCH-sağlam-alman
5. KPMG-n/a
6. PHILIP MORRIS-marlboro
7. NESTLE-nesquik-gdo
8. FRITO LAY-cips-fritöz
9. NIVEA-krem-güzel kadın
10. TURKCELL-kaliteli ama kazık
0
amator filozof
(09.01.15)
1. şeker
2. kapitalizm
3. it
4. kaliteli çamaşır makinesi
5. dört büyükler
6. tütün
7. damak
8. nom nom
9. tırt
10. kazık
0
pandispanya
(09.01.15)
3 ve 5 sorunun sorulma amacı heralde. kimse gibi bende duymadım.
0
tantunisultansüleyman
(09.01.15)
1. (bkz: is pepsi ok)
2. deterjan
3. bilmiyorum
4 beyaz eşya, oto yedek parçasıcı
5. duymadım ama silah üreticisi olarak geldi.
6. sigara
7. çikolata
8. cips
9. deodorant
10. kazık
0
inheritance
(09.01.15)
1 yakala co
2 çağırdılar gitmedim pişman değilim
3 adventure nin çakması
4 matkap
5 bilmiyorum
6 ciğara
7 nescafe
8 cipis
9 yağlı krem
10 kol gibi fatura
0
killerbee
(09.01.15)
1. pepsi kampany gibi bişi.
2.deterjan ve yola yakın deterjan fabrikasının kazalara neden olduğu
3-
4. insanların güvenini kaybedeceğime para kaybederim sözü ( bir önceki süpürgemle, bayi çalışanının tavırlarıyla güvenimi kaybetti)
5. -
6. sigara, satış elemanları
7. kakao ve firmanın arması, güven
8. -
p. el kremi - çocukluk anıları
10. müşteriye saygı
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
1. PEPSICO pepsi yastir seni seda sayan
2. UNILEVER omo geldi akilma
3. ACCENTURE adventure
4. BOSCH umraniyede merkezi var
5. KPMG duymadim
6. PHILIP MORRIS sigara sagliga zararlidir
7. NESTLE uzumlu findikli kare bitter cikolata
8. FRITO LAY lays teyzesi
9. NIVEA lip stick krem. su an masamda var
10. TURKCELL yillardir beni durten
0
exlibris
(09.01.15)
1.şekerli
2.Sabun şampuan
3.Kırmızı logosu var
4.Güven kaybetmektense para kaybetmesi tercih eden adam, Robert Bosch
5.Bunun ne olduğu hakkında fikrim yok
6.Kanser ama yüksek maaş veriyor.Ruhunu satmak gibi
7.Çocuklara şekerli nesquiki sağlıklıymış gibi kakalamak
8.Yağlı cipslerden çıkan bedava kağıtları, bağımlılık.
9.Mükemmel kokuyor, yumuaşcık yapıyor,kremlerini ve geleneksel yuvarlak laci kutusunu çok severim.
10.En kazık telefon operatörü, verdiği hizmet diğerlerinden 2 kat iyi, aldığı para 4 kat fazla.
0
afush
(09.01.15)
1. coca cola yoksa içerim.
2. temizlik
3. bunu bilmiyorum ben
4. insanlarının güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim. :)
5. bilmiyorum
6. sigara kanser yapar.
7. ben çocukken nesquik vardı.
8. bilmiyorum
9. market kozmetikçisi
10. reklamlarında çocukları kullanmalarından hoşlanmadığım ama 10 seneyi aşkın zamandır aldığım hizmetten memnun olduğum.
0
m e l t e m
(09.01.15)
1. italyan kolası
2. olağanüstü hal ilan edildiğinde dağıtılacak erzaklar- her bişey
3. 404 not found
4. küçük ev aleti
5. key pi em ci
6. bir ara zararsız sigara yapıyorlardı n'oldu o?
7. tatlı krizi
8. doritos
9. makyaj temizleme ıvır zıvırı
10. anti-öğrenci gsm operatörü
0
sagittal
(09.01.15)
(1)

Oğul büyümeli

fakfa
Ben şarkı adını, sözlerini biliyorum. Şarkı şuradahttp://www.youtube.com/watch?v=QOzM5VGewk8Şiir Fazıl Hüsnü'nün, videoda da var beste Sadık Gürbüz'ün. E ne soruyon o zaman derseniz, bu sözlere yapılmış bir beste daha var, onu soruyorum Muhtemelen az tanınan sol bir grup. Onu bilen var mı?ps: Edip A
Ben şarkı adını, sözlerini biliyorum. Şarkı şurada

www.youtube.com

Şiir Fazıl Hüsnü'nün, videoda da var beste Sadık Gürbüz'ün. E ne soruyon o zaman derseniz, bu sözlere yapılmış bir beste daha var, onu soruyorum Muhtemelen az tanınan sol bir grup. Onu bilen var mı?

ps: Edip Akbayram değil, o zaten grup değil.
0
fakfa
(08.01.15)
Edip Akbayram Dostlar grubuyla söylemişti, ama senin sorduğun farklı bir beste sanırım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
(19)

Sarelle vs Nutella.

KaraSakall
Yahu şu an bir kavanoz sarelle'yi kaşıklıyorumda, nutelladan kat be kat iyiymiş bu meret.O Nutellanın hafif kaygan çok şekerli tadı yok, daha sade ama daha güzel bir tadı var.bunca zaman nutella diye propaganda yapan tüm herkesi kınıyorum buradan.
Yahu şu an bir kavanoz sarelle'yi kaşıklıyorumda, nutelladan kat be kat iyiymiş bu meret.

O Nutellanın hafif kaygan çok şekerli tadı yok, daha sade ama daha güzel bir tadı var.

bunca zaman nutella diye propaganda yapan tüm herkesi kınıyorum buradan.
0
KaraSakall
(08.01.15)
nutella'nın reklamını, henüz sarelle yememişler yapar.
0
devilred
(08.01.15)
nesquik var bide sari renkli olan bol sutlu o da nefis.
0
melancholia
(08.01.15)
Uludağ limonata dediler oda dandik çıktı.
0
🌸KaraSakall
(08.01.15)
Fındık ezmeside Fisko-birlikten iyi midir arkadaşlar, sorum sizlere?
0
🌸KaraSakall
(08.01.15)
nutella sarellenin onunde diz cokertogbe ister. - bernard shaw-
0
exlibris
(08.01.15)
ben torku banada'yı beğeniyorum.
0
passion rules the game
(08.01.15)
Nutellayi tek geçerim. Adamlar sağlığımızi da düşünmüş üçüncü kaşıktan sonra yemiyorsun :))
0
eksi sozlugun tatli insani
(09.01.15)
fiskobirlik fındık ezmesi sadece fındık, şeker ve yağ. sarelleninki biraz pralin gibi. baya baya fındık ezmesi istiyorsan fisko birlik al.
0
april12th
(09.01.15)
yalnız olmadığıma sevindim. sarelle çok daha lezzetli geliyor bana da. nutella koca bir balon
0
toua tokuchi
(09.01.15)
nutella kadar berbat bir şey yok. overrated kelimesinin birebir karşılığı. bim'de satılan çokokrem muadilleri bile nutelladan daha iyi.
0
disfori
(09.01.15)
la bu nutella size ne etti gardaşım? yalnız torku banada gayet güzel.
0
lionel andres
(09.01.15)
fiskobirliğin krema şeklinde olanı da var bu arada o da gayet güzel
0
disfori
(09.01.15)
hay yaşa! nutellayı bir türlü sevemedim, sarelle candır, canandır.
0
bradshaw
(09.01.15)
Sağolun gençler, kahrolsun Nutella emperyalizmi, yaşasın yerli malı sarelle.

ikilisinin tadı nasıldır?

Fındık ezmesinde fiskobirlik'e devam o halde.
0
🌸KaraSakall
(09.01.15)
Asıl Nutella eski usül çeşmeden doldurmalı Sagra kakaolu fındık ezmesi karşısında diz çöker, tövbe ister.
0
arnold schwarzeneger
(09.01.15)
Ben nutellaya alışkınım, çoktandır yemiyorum şimdi bozulmuş olabilir bilemicem.(yasak bana)
Çocuklar torku diyorlar, torku alıyorum. (arada kaçak yapıyorum valla yalan yok, güzel yani torku da. eski nutella gibi olmasa da)

bi eti karam değiller yine de.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.15)
hah, tarif etmek isteyip de kelime bulamadığım durumu sen anlatmışsın. nutella'nın o kaygan tadı falan daha güzel bana göre. herkesin zevki farklı tabii.
0
piremses
(09.01.15)
@arnold sivastanegezer +1 sagra special candır canandır. akarrr
0
Tears of Devil
(09.01.15)
yurtdışında üretilen nutella da iyidir ama yerli üretim nutella sarelle ile yarışamaz.
0
zvonimir
(09.01.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.