an engineer
Dün burada exit bag soran bir duyuru kullancısı daha sonra duyurusunu sildi, önceki duyurularında da intihardan bahsettiğinden kendisine mesaj attım ve ısrarla yaşamak için hiçbir neden bulamadığından, yaşamına bir son vereceğinden bahsediyor.Ne yapmalı, nasıl yaklaşmalı arkadaşlar?
Dün burada exit bag soran bir duyuru kullancısı daha sonra duyurusunu sildi, önceki duyurularında da intihardan bahsettiğinden kendisine mesaj attım ve ısrarla yaşamak için hiçbir neden bulamadığından, yaşamına bir son vereceğinden bahsediyor.
Ne yapmalı, nasıl yaklaşmalı arkadaşlar?
Ne yapmalı, nasıl yaklaşmalı arkadaşlar?
0
Gerçekten intihar etmeyi kafaya koyan insanlar bunu ortalıkta söylemezler, engellenme ihtimalleri dahi olmasın diye. Zaten gerek mehmet pişkinde gerek avmde aşağı atlayan psikologda ve diğerlerinde gördüğümüz üzere intihar edene kadar kimseye 'intihar edeceğim' imasında bile bulunmazlar.
İntihar edeceğini ima etmek, duyurma çabasında bulunmak vs genelde yardım çığlığıdır, aslında kararlı olmayan ama etrafından ilgi bekleyen insanların ortak özelliğidir, bir sonraki aşaması da intihar ediyorum diye mesaj atıp kurtarılmayı bekleyerek ihara teşebbüs etmektir.
Sonuç olarak, ben gerçekten intihar edeceğini düşünmüyorum. False negative prediction gibi olmasın ama intihar konusu genel olarak bu şekilde.
Vazgeçirmeye çalışmayın, intihar konusunu kapatın ki intihar etmekten bahsederek ilgi çekme çabası olmasın. Yardımcı olmak istiyorsanız konuşarak, paylaşarak, vakit geçirerek vs destek olabilirsiniz.
İntihar edeceğini ima etmek, duyurma çabasında bulunmak vs genelde yardım çığlığıdır, aslında kararlı olmayan ama etrafından ilgi bekleyen insanların ortak özelliğidir, bir sonraki aşaması da intihar ediyorum diye mesaj atıp kurtarılmayı bekleyerek ihara teşebbüs etmektir.
Sonuç olarak, ben gerçekten intihar edeceğini düşünmüyorum. False negative prediction gibi olmasın ama intihar konusu genel olarak bu şekilde.
Vazgeçirmeye çalışmayın, intihar konusunu kapatın ki intihar etmekten bahsederek ilgi çekme çabası olmasın. Yardımcı olmak istiyorsanız konuşarak, paylaşarak, vakit geçirerek vs destek olabilirsiniz.
0
Yaşamak istemeyen tek kişi değildir sanırım.
İnsan yaşamına son verebilmeli zamanı geldiğinde.
İnsan yaşamına son verebilmeli zamanı geldiğinde.
0
Bu benim aklıma geliyor bazen. Tam intihar etmek üzere olan, hiç tanımadığım birine en yakında ben olsam o an ne derdim, nasıl ikna ederdim diye düşünüyorum.Muhtemelen şöyle şeyler derdim:
Oğlum manyak mısın, herkesi çok mu mutlu sanıyorsun, herkesin hayatını dizilerdeki gibi mi zannediyorsun? Hem hepimiz deliyiz bıkkınız zaten, neyle, kimle rekabet ediyorsun, neyi, kime protesto ediyorsun ölerek? Hayat nasıl öleceğine karar verme özgürlüğü değil, mutlu olmaya çabalamaya uğraşmaktan ibaret. Mutluluk her zaman olmuyor, bazen oluyor, bazen olmuyor, sonra tekrar geliyor. Önemli olan aklı selim davranarak mutlu günlerin geleceğine inancını korumak, bunun için mücadele etmek, elinden geleni yapmak.Bak şu yapmaya kalkıştığından ileride pişman olacaksın.Aklına geldikçe utanacaksın, emin ol.Hepimiz bardağı taşıran şeyler yaşıyoruz, boşluğa düşüyoruz, anlamsızlığa düşüyoruz ama bak hala hayattayız.Hissettiğin her ne ise çok zor olduğuna inanıyorum ama üstesinden gelinemez değil.
Hadi in aşağı da sana iskender ısmarlayayım böyle cozur cozur tereyağlı.Olum iskenderin olduğu dünyada intihar edilir mi lan
(BAŞARAMADI)
(müslüman olduğunu sezersem oradan, kaderden, cennet cehennemden yürürüm)
Oğlum manyak mısın, herkesi çok mu mutlu sanıyorsun, herkesin hayatını dizilerdeki gibi mi zannediyorsun? Hem hepimiz deliyiz bıkkınız zaten, neyle, kimle rekabet ediyorsun, neyi, kime protesto ediyorsun ölerek? Hayat nasıl öleceğine karar verme özgürlüğü değil, mutlu olmaya çabalamaya uğraşmaktan ibaret. Mutluluk her zaman olmuyor, bazen oluyor, bazen olmuyor, sonra tekrar geliyor. Önemli olan aklı selim davranarak mutlu günlerin geleceğine inancını korumak, bunun için mücadele etmek, elinden geleni yapmak.Bak şu yapmaya kalkıştığından ileride pişman olacaksın.Aklına geldikçe utanacaksın, emin ol.Hepimiz bardağı taşıran şeyler yaşıyoruz, boşluğa düşüyoruz, anlamsızlığa düşüyoruz ama bak hala hayattayız.Hissettiğin her ne ise çok zor olduğuna inanıyorum ama üstesinden gelinemez değil.
Hadi in aşağı da sana iskender ısmarlayayım böyle cozur cozur tereyağlı.Olum iskenderin olduğu dünyada intihar edilir mi lan
(BAŞARAMADI)
(müslüman olduğunu sezersem oradan, kaderden, cennet cehennemden yürürüm)
0
"Gerçekten intihar etmeyi kafaya koyan insanlar bunu ortalıkta söylemezler." diye bişey yok.
Aslında o son çırpınıştır. Son bir defa yardım eli uzatılsın ister.
Ne yapmalı, nasıl yaklaşmalı...
Yaşama sebebi yaratmanız lazım. Onu hayata bağlayacak meşgale bulmalısınız.
Aslında o son çırpınıştır. Son bir defa yardım eli uzatılsın ister.
Ne yapmalı, nasıl yaklaşmalı...
Yaşama sebebi yaratmanız lazım. Onu hayata bağlayacak meşgale bulmalısınız.
0
Yalnız mıymış, evde mi, dışarıda mı? Hangi şehirde acaba, dışarda bi buluşma gibi bişi ayarlanabilir mi ki.
Ailesini hatırlatabilirsin, onu sevenleri üzeceğini söyleyebilirsin. "iyi de onlar için niye katlanayım ki" diyecektir belki. Başka çözümler bulunabileceğini söyleyebilrisin.
aklıma geleni yazıyorum, kişi hakkında hiç bilgi olmayınca yöntem belirlemek zor. Burada psikolog arkadaşlar var duyurunu görürlerse daha sağlıklı tavsiyelerde bulunurlar.
Hastaneye yönlendirmeyi denemişsindir sanıyorum, ara ara yine denemeye devam et.
Eskiden alo intihar hattı vardı kapamışlar şimdi baktım. alo zehirlenme hattı var bi doktorla görüşemezsen onlardan da yardım isteyebilirsin.
Ailesini hatırlatabilirsin, onu sevenleri üzeceğini söyleyebilirsin. "iyi de onlar için niye katlanayım ki" diyecektir belki. Başka çözümler bulunabileceğini söyleyebilrisin.
aklıma geleni yazıyorum, kişi hakkında hiç bilgi olmayınca yöntem belirlemek zor. Burada psikolog arkadaşlar var duyurunu görürlerse daha sağlıklı tavsiyelerde bulunurlar.
Hastaneye yönlendirmeyi denemişsindir sanıyorum, ara ara yine denemeye devam et.
Eskiden alo intihar hattı vardı kapamışlar şimdi baktım. alo zehirlenme hattı var bi doktorla görüşemezsen onlardan da yardım isteyebilirsin.
0
yıllarca hastanelerde calistim, acil servislerde onlarca intihar eden gördüm. bu sebeple söyle yap böyle yap diyen insanlardan daha cok tecrübeli oldugumu söyleyebilirim.
1- öncelikle sen bir sey yapma, bir uzman yardimi al. hic bilmeyen birisinin kalp masaji yapmasindan farki yok yaptiginin.
2- dikkat cekmek icin intihar edenlerin bunun bilinmesini sagladigi dogru ama intihar egilimlerinde ve uygulamalarinda tek bir pattern yok. hatta şunlari da gördüm, aslinda intihar etmeye degil de dikkat cekmeye calisanlar da, neyi nasil yapacaklarini bilmediklerinden ölmüs oluyorlar bazen.
3- internet üzerinden her intihar edecegim diyene inanmayin. mümkünse iletisim bilgilerini alip teyit edin ve 112 ye haber verin - telefonunu istemeyi kastetmiyorum. oturdugu yeri, adresini dolayli yoldan sohbet ile ögrenmeye calisin. intihar edecek kisiye mesaj atarak msn den dürterek ulasamazsiniz. gidip kapisini bulmaniz ve kapiyi calmaniz gerekiyor. iletisim bilgisini paylasmiyorsa yapacaginiz hicbirsey yok.
4- nasil olsa ölecegiz, bu ne telas diyen gerizekalilara aldirmayin. bu mantikla, ilac firmalarinin ilac üretmiyor, doktorlarin hicbir hastaligi tedavi etmemesi gerekiyordu. intihar egilimi, birden fazla psikolojik bozuklugun ynsımasi olarak ortaya cikabilir. hayat ciddiye alinmasi gereken bir seydir. aksi takdirde binanın altında toplasip atla atla atla diye bagiran ot kafalardan bir farkiniz kalmaz.
5-bir kez intihari deneyen tekrar deneyebilir. bu sebeple, öncesinde sonrasında yanında olabilecek yakinlarinin müdahil olmasi ve sürekli kontrol altinda tutmasi gerekiyor. eger yakini degilseniz, yakinlarina ulasin ve meseleyi onlara havale edin.
6-kimse süpermen degil, her ölecegim diyenin sorumlulugu sizde degil. eger bir yakınınız intihar etmis ve ölmüsse, ilk tepkiniz kendinizi suclamak olabilir. buna gerek yok.
bu vesile ile ataturkiyenin de ruhu şad olsun.
1- öncelikle sen bir sey yapma, bir uzman yardimi al. hic bilmeyen birisinin kalp masaji yapmasindan farki yok yaptiginin.
2- dikkat cekmek icin intihar edenlerin bunun bilinmesini sagladigi dogru ama intihar egilimlerinde ve uygulamalarinda tek bir pattern yok. hatta şunlari da gördüm, aslinda intihar etmeye degil de dikkat cekmeye calisanlar da, neyi nasil yapacaklarini bilmediklerinden ölmüs oluyorlar bazen.
3- internet üzerinden her intihar edecegim diyene inanmayin. mümkünse iletisim bilgilerini alip teyit edin ve 112 ye haber verin - telefonunu istemeyi kastetmiyorum. oturdugu yeri, adresini dolayli yoldan sohbet ile ögrenmeye calisin. intihar edecek kisiye mesaj atarak msn den dürterek ulasamazsiniz. gidip kapisini bulmaniz ve kapiyi calmaniz gerekiyor. iletisim bilgisini paylasmiyorsa yapacaginiz hicbirsey yok.
4- nasil olsa ölecegiz, bu ne telas diyen gerizekalilara aldirmayin. bu mantikla, ilac firmalarinin ilac üretmiyor, doktorlarin hicbir hastaligi tedavi etmemesi gerekiyordu. intihar egilimi, birden fazla psikolojik bozuklugun ynsımasi olarak ortaya cikabilir. hayat ciddiye alinmasi gereken bir seydir. aksi takdirde binanın altında toplasip atla atla atla diye bagiran ot kafalardan bir farkiniz kalmaz.
5-bir kez intihari deneyen tekrar deneyebilir. bu sebeple, öncesinde sonrasında yanında olabilecek yakinlarinin müdahil olmasi ve sürekli kontrol altinda tutmasi gerekiyor. eger yakini degilseniz, yakinlarina ulasin ve meseleyi onlara havale edin.
6-kimse süpermen degil, her ölecegim diyenin sorumlulugu sizde degil. eger bir yakınınız intihar etmis ve ölmüsse, ilk tepkiniz kendinizi suclamak olabilir. buna gerek yok.
bu vesile ile ataturkiyenin de ruhu şad olsun.
0
gerçekten intihar etmek isteyen birisi bunu saklı tutar gibi boş beleş ve cahil cüvelalık içeren bir zırvaya kesinlikle inanmayın. az biraz okuma anlama olsa son aylarda facebook, periscope gibi mecralarda intihar edeceğim diyip 2-3 saatlik yayının sonunda kafasına sıkan bir sürü insan oldu dünyanın farklı farklı yerlerinden.
böyle bir genelleme yapılamaz. intihar süreçleri 10 satır yazı ile yorumlanabilecek bir durum değildir. en hızlı şekilde doktor yardımı alınmalı.
böyle bir genelleme yapılamaz. intihar süreçleri 10 satır yazı ile yorumlanabilecek bir durum değildir. en hızlı şekilde doktor yardımı alınmalı.
0
İnsanları kurtarmak zorunda değiliz. Her insanın da illa kurtarılmaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Bu yaptığına mesih kompleksi mi tanrı kompleksi mi deniyor tam bilmiyorum ama ikisinden birisi. Çok abartırsan sen de psikiyatrik vakaya dönüşebilirsin.
İntihar verilebilecek en aptalca karar.. ama sence bence. Gerçi robin williams da buna benzer bir şey söyleyip kendini asmıştı sonra :)
Bazı bünyeler kökten yanlış imal edilmiş. Bak kardeş hayat ne güzel sen de gelsene diyebilirsin ama güzelliği hissedemeyen ruha da zorla enjekte edemezsin ki. Hayat sana bana güzel.
Gerçi benim hayatım güzel falan değil. Neyse ki konforsuzluktan, hazzediyorum.
Ötenaziye evet lakin intihar öküzlüktür.
Thoreau dan alıntı yapam madem robin reyisi de anmışken:
"Ormana gittim; çünkü bilinçli yaşamak istiyordum.
Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum.
Yaşam dolu olmayan her şeyi kökünden sökmek ve ölüm geldiğinde aslında hiç yaşamamış olduğumu fark etmemek için."
Yaşamın iliğini emikleyip vadenin dolmasını bekliycen hacı. İntihara meyilli arkadaş, bunu okuyorsan: anlayamazsın.
İntihar verilebilecek en aptalca karar.. ama sence bence. Gerçi robin williams da buna benzer bir şey söyleyip kendini asmıştı sonra :)
Bazı bünyeler kökten yanlış imal edilmiş. Bak kardeş hayat ne güzel sen de gelsene diyebilirsin ama güzelliği hissedemeyen ruha da zorla enjekte edemezsin ki. Hayat sana bana güzel.
Gerçi benim hayatım güzel falan değil. Neyse ki konforsuzluktan, hazzediyorum.
Ötenaziye evet lakin intihar öküzlüktür.
Thoreau dan alıntı yapam madem robin reyisi de anmışken:
"Ormana gittim; çünkü bilinçli yaşamak istiyordum.
Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum.
Yaşam dolu olmayan her şeyi kökünden sökmek ve ölüm geldiğinde aslında hiç yaşamamış olduğumu fark etmemek için."
Yaşamın iliğini emikleyip vadenin dolmasını bekliycen hacı. İntihara meyilli arkadaş, bunu okuyorsan: anlayamazsın.
0
intihar eğiliminin nedeni kimyasal da olabiliyor. eğer endokrin, nörolojik ya da psikiyatrik bir sorun varsa konuşarak ikna edemezsiniz. acilen profesyonel tıbbi yardım alması gerekli.
0
Döverim, ciddiyim. işe yarıyor.
insan istediğinde yaşamına son verebilmeli geyiği azalarak bitmeli bence. intihar etmeyi düşünen insan sağlıklı karar verebilme yetisini kaybetmiş insandır. daha önce de başımıza geldi duyuruda bir kaç defa intihar vakaları, bunların içinde cidden intihar etme teşebbüsünde bulunup 2 yazar tarafından girişimi bertaraf edilen de oldu, dikkat çekmek için "ben intihar ediyorum birleşirim (seks) böyle hayatla lan" deyip 2 gün sonra eski kız arkadaşına "neaber yavru" diye mesaj atan da. ama kimin hangi amaçla bunu yaptığını bilemeyiz, dolayısıyla bize düşen mümkün olduğunca engellemek "gel lan az gezelim, belki bi çare buluruz" demek. burada elleme bırak intihar etsin diye ürünlere (mal) bakma sen, çatıdan atlayacak adama "atlamazsan seks işçisi çocuğusun lan" diye bağırıp adam atlayınca "erkek tenasül uzvu" gibi kalan köylü dayılardan zerre farkları yok. bireysel destek ve telkin + profesyonel desteğe yönlendirme yöntemiyle aşılabilir. ve cidden dövebilirsin, hatta ben gelip dövebilirim memnuniyetle. intihar etmek nedir "bir gazete ismi olan amk" gidin sevişin!
edit: moderasyon yetkilisi arkadaş içerikteki küfürlerden rahatsız olduğunu belirtip silme yoluna gitmiş, yazdığım küfürleri yumuşattım. ama içimdekileri değil sayın xxx.
insan istediğinde yaşamına son verebilmeli geyiği azalarak bitmeli bence. intihar etmeyi düşünen insan sağlıklı karar verebilme yetisini kaybetmiş insandır. daha önce de başımıza geldi duyuruda bir kaç defa intihar vakaları, bunların içinde cidden intihar etme teşebbüsünde bulunup 2 yazar tarafından girişimi bertaraf edilen de oldu, dikkat çekmek için "ben intihar ediyorum birleşirim (seks) böyle hayatla lan" deyip 2 gün sonra eski kız arkadaşına "neaber yavru" diye mesaj atan da. ama kimin hangi amaçla bunu yaptığını bilemeyiz, dolayısıyla bize düşen mümkün olduğunca engellemek "gel lan az gezelim, belki bi çare buluruz" demek. burada elleme bırak intihar etsin diye ürünlere (mal) bakma sen, çatıdan atlayacak adama "atlamazsan seks işçisi çocuğusun lan" diye bağırıp adam atlayınca "erkek tenasül uzvu" gibi kalan köylü dayılardan zerre farkları yok. bireysel destek ve telkin + profesyonel desteğe yönlendirme yöntemiyle aşılabilir. ve cidden dövebilirsin, hatta ben gelip dövebilirim memnuniyetle. intihar etmek nedir "bir gazete ismi olan amk" gidin sevişin!
edit: moderasyon yetkilisi arkadaş içerikteki küfürlerden rahatsız olduğunu belirtip silme yoluna gitmiş, yazdığım küfürleri yumuşattım. ama içimdekileri değil sayın xxx.
0
lapris
sb.
sb.
0
Fotoğraf çok net değil ama yapraklar ve çiçekler ingiliz papayası gibi geldi bana.
0
Çayır papatyası da deniyor evet. Bellis türü. İngiliz papatyası , çayır gülü de deniyor.
Kasımpatı ve yıldız değil onların yaprak uçları sivri olur. Bunun yaprağı roka gibi yuvarlak uçlu. Aynı zamanda yenilebilr çiçeklerden bu ama çiçeği yenmiyor galiba. Yaprakları salatalara filan konuluyor.
Kasımpatı ve yıldız değil onların yaprak uçları sivri olur. Bunun yaprağı roka gibi yuvarlak uçlu. Aynı zamanda yenilebilr çiçeklerden bu ama çiçeği yenmiyor galiba. Yaprakları salatalara filan konuluyor.
0
puc
Selamlar,Şekilde görülen lekeleri hiçbir şekilde çıkaramıyorum. Tel ve cif filan denedim olmadı. Ne önerirsiniz? Ocağın çizilmesi önemli değil, yeter ki temiz olsun.TeşekkürlerOcağın resmi:http://hizliresim.com/ZZdQL0
Selamlar,
Şekilde görülen lekeleri hiçbir şekilde çıkaramıyorum. Tel ve cif filan denedim olmadı. Ne önerirsiniz? Ocağın çizilmesi önemli değil, yeter ki temiz olsun.
Teşekkürler
Ocağın resmi:
hizliresim.com
Şekilde görülen lekeleri hiçbir şekilde çıkaramıyorum. Tel ve cif filan denedim olmadı. Ne önerirsiniz? Ocağın çizilmesi önemli değil, yeter ki temiz olsun.
Teşekkürler
Ocağın resmi:
hizliresim.com
0
resimden emin olamadım fakat yağ lekeleriyse yağ çöz denen bir kimyasal var marketlerde satılan onu deneyebilirsiniz (kullanırken eldivenle kullanın). sanmam ama pas lekesiyse eğer çözüm yok diye biliyorum.
0
çizilmiş zaten ocak :/
yağçöz+1. yağçözü dök beklet sonra bulaşık süngerinin sert kısmıyla ovala. ocak başlarını yağçözlü suya batır daha kolay temizlenir. buradan gördüğüm kadarıyla ocakta pek bişey yok, ocak başlarını temizlemek gerekiyor. üst demirleri de bulaşık makinesine koy en güzel öyle temizleniyor.
edit: bi daha baktım da ocak başı dediğim yerler çıkarılan tip değilmiş. tümsek yerler için yağçözü temizlik bezine döküp koy. öbür türlü yağçöz akar, işe yaramaz.
yağçöz+1. yağçözü dök beklet sonra bulaşık süngerinin sert kısmıyla ovala. ocak başlarını yağçözlü suya batır daha kolay temizlenir. buradan gördüğüm kadarıyla ocakta pek bişey yok, ocak başlarını temizlemek gerekiyor. üst demirleri de bulaşık makinesine koy en güzel öyle temizleniyor.
edit: bi daha baktım da ocak başı dediğim yerler çıkarılan tip değilmiş. tümsek yerler için yağçözü temizlik bezine döküp koy. öbür türlü yağçöz akar, işe yaramaz.
0
inox cifle temizlenmez ebesini beller. özel temizleyicileri var onlardsn alın ama pahalıdır
0
mayeskuel
en basta turlere gore ayirmistim. rock, pop, metal, slow vs..diyesonra uymadi mood'lara gore yaptimmutlu, huzunlu, enerjik vs..diyeboyle de olmadi. bi sarki begendigimde hangisine ekleyecegime falan karar veremiyorum boyle.acaba tek playlist yapsam, loved seklinde. tum yeni kesfettiklerimi buraya at
en basta turlere gore ayirmistim.
rock, pop, metal, slow vs..diye
sonra uymadi mood'lara gore yaptim
mutlu, huzunlu, enerjik vs..diye
boyle de olmadi. bi sarki begendigimde hangisine ekleyecegime falan karar veremiyorum boyle.
acaba tek playlist yapsam, loved seklinde. tum yeni kesfettiklerimi buraya atayim diyorum. geri kalanlari da aratarak bulurum zaten diyorum.
siz nasil yapiyosunuz?
rock, pop, metal, slow vs..diye
sonra uymadi mood'lara gore yaptim
mutlu, huzunlu, enerjik vs..diye
boyle de olmadi. bi sarki begendigimde hangisine ekleyecegime falan karar veremiyorum boyle.
acaba tek playlist yapsam, loved seklinde. tum yeni kesfettiklerimi buraya atayim diyorum. geri kalanlari da aratarak bulurum zaten diyorum.
siz nasil yapiyosunuz?
0
Türkçe karışık
Türkçe karışık son
Türkçe karışık son1
Yabancı karışık son2
Düz adamım ben.
Türkçe karışık son
Türkçe karışık son1
Yabancı karışık son2
Düz adamım ben.
0
"sonra uymadi mood'lara gore yaptim
mutlu, huzunlu, enerjik vs..diye"
Bu çok mantıklı geldi bana hiç düşünmemiştim.
Denemeyi düşünüyorum.
Benimkiler;
Yerli 1: İçinde 90'lar pop, rock, rap gibi türlerden sevdiğim şarkılar var.
Yerli 2: Daha çok rakı balık akşamlarında açılır, Ahmet Kaya, Neşet Ertaş, Aşık Mahzuni başta olmak üzere sevdiğim halk müzikleri, sanat müzikleri vs.
Soundtrack: Sevdiğim film ya da müzikallerin albümleri.
Yabancı: Daha çok ergenlik zamanlarımda severek dinlediğim yabancı şarkılar, yine Yerli 1 albümündeki gibi tarzlar karışık. (Kuzenim dinlerken kulak misafiri olup beğendiğim son 10 yılın yabancı şarkıları da var içinde)
mutlu, huzunlu, enerjik vs..diye"
Bu çok mantıklı geldi bana hiç düşünmemiştim.
Denemeyi düşünüyorum.
Benimkiler;
Yerli 1: İçinde 90'lar pop, rock, rap gibi türlerden sevdiğim şarkılar var.
Yerli 2: Daha çok rakı balık akşamlarında açılır, Ahmet Kaya, Neşet Ertaş, Aşık Mahzuni başta olmak üzere sevdiğim halk müzikleri, sanat müzikleri vs.
Soundtrack: Sevdiğim film ya da müzikallerin albümleri.
Yabancı: Daha çok ergenlik zamanlarımda severek dinlediğim yabancı şarkılar, yine Yerli 1 albümündeki gibi tarzlar karışık. (Kuzenim dinlerken kulak misafiri olup beğendiğim son 10 yılın yabancı şarkıları da var içinde)
0
çok fazla var, yaklaşık 20 tane, genelde kafama göre, tür ile ilgili isimler.
tür: triphop / isim: dawntempo
tür: etnik / isim: folque
tür: 70s-80s rock-heavy metal / isim: epix from world
tür: triphop / isim: dawntempo
tür: etnik / isim: folque
tür: 70s-80s rock-heavy metal / isim: epix from world
0
Ben yabancı, turkce, rnb ve chill diye ayırdım.
Yabancı olanda 600 küsür tane sarkı var galiba boşsam sırayla bakarım 90lardan itibaren her şey var içinde.
Genelde rnb dinlediğim için onu ayırma ihtiyacı duydum.
Turkce olan resmen guilty pleasure listem içinde pop rock arabesk yok yok içerken açıyorum genelde ama 30 kategoriye ayırsam sıkar beni hepsi birlikte olmalı.
Chill de ders çalışmak için genelde oyun, film müzikleri jazz falan var
Önceden çok kategori vardı istediklerimi arıyordum sonra sıktı birleştirdim.
Yabancı olanda 600 küsür tane sarkı var galiba boşsam sırayla bakarım 90lardan itibaren her şey var içinde.
Genelde rnb dinlediğim için onu ayırma ihtiyacı duydum.
Turkce olan resmen guilty pleasure listem içinde pop rock arabesk yok yok içerken açıyorum genelde ama 30 kategoriye ayırsam sıkar beni hepsi birlikte olmalı.
Chill de ders çalışmak için genelde oyun, film müzikleri jazz falan var
Önceden çok kategori vardı istediklerimi arıyordum sonra sıktı birleştirdim.
0
Enstrumantal
Klasik
Piti piti [oynak ya da yogun basli]
Tutti [turkceler yani]
Golden old [klasik rock]
Cez cuz-sol-bluz
Oy oy [90lar sonrasi yabanci rock]
No non [slow ama hepsi cok agir degil]
Klasik
Piti piti [oynak ya da yogun basli]
Tutti [turkceler yani]
Golden old [klasik rock]
Cez cuz-sol-bluz
Oy oy [90lar sonrasi yabanci rock]
No non [slow ama hepsi cok agir degil]
0
Başlarda tür kısaltmasına göre isim veriyordum ama sonra hepsini rock-slow-metal-klasik diye ayırarak "venüs, mars, jupiter, uranüs" isimlerini verdim.
0
dinlemek istediğim bütün şarkıların bulunduğu tek bir liste var. (bkz: düz adam)
yeni keşfettiğim şarkıların bulunduğu, yukarıdaki listeye dahil olmayı hak edebilme ihtimali olan şarkıları 'hepsi' adı altında ayrı bir yerde topluyorum.
bir de enstrümantal parçaların bulunduğu 'vokalim nerde' isminde bir listem var.
yeni keşfettiğim şarkıların bulunduğu, yukarıdaki listeye dahil olmayı hak edebilme ihtimali olan şarkıları 'hepsi' adı altında ayrı bir yerde topluyorum.
bir de enstrümantal parçaların bulunduğu 'vokalim nerde' isminde bir listem var.
0
Prog: ağırlıkla prog-rock, belki prog-metal de vardır.
1990-1996 doom/death: Anathema, Sentenced, Katatonia, tiamat'ın ilk dönem albümleri.
Post-96 Doom/Goth: üsttekilerin 96 sonrası albümleri ile bu tarzdaki yeni nesil gruplar.
Romantik Dönem: Paganini, Sibelius, Grieg, Strauss, Wagner vs. romantik dönem klasik müzikçiler.
Stoner / Post-Rock / Post-Metal / Dark Ambient: Adı üstünde.
Trip-hop / Chill / Deep House: Adı üstünde.
Peyothead: Son iki listeye dahil olup en beğendiklerimi ayıkladığım premium kalite liste :)
Nordiske Vingårder: Wardruna, Skuggsja, Forndom, Vali gibi Nordik folk müzikler.
Melodeath: Melodik Death metal.
Blackened: Black/Dark, Post-black, progresif-black vs.
Rakı'n Roll: Rakı içmelik alternatif rock şarkıları falan.
Genelde bir şarkı birden fazla listede bulunabiliyor. Prog listesine aldığım bi şarkı aynı zamanda Peyothead'de olabiliyor örneğin. Peyothead'de yer alan bir şarkı kesinlikle ya Stoner ya da Deep House listesinde vardır.
1990-1996 doom/death: Anathema, Sentenced, Katatonia, tiamat'ın ilk dönem albümleri.
Post-96 Doom/Goth: üsttekilerin 96 sonrası albümleri ile bu tarzdaki yeni nesil gruplar.
Romantik Dönem: Paganini, Sibelius, Grieg, Strauss, Wagner vs. romantik dönem klasik müzikçiler.
Stoner / Post-Rock / Post-Metal / Dark Ambient: Adı üstünde.
Trip-hop / Chill / Deep House: Adı üstünde.
Peyothead: Son iki listeye dahil olup en beğendiklerimi ayıkladığım premium kalite liste :)
Nordiske Vingårder: Wardruna, Skuggsja, Forndom, Vali gibi Nordik folk müzikler.
Melodeath: Melodik Death metal.
Blackened: Black/Dark, Post-black, progresif-black vs.
Rakı'n Roll: Rakı içmelik alternatif rock şarkıları falan.
Genelde bir şarkı birden fazla listede bulunabiliyor. Prog listesine aldığım bi şarkı aynı zamanda Peyothead'de olabiliyor örneğin. Peyothead'de yer alan bir şarkı kesinlikle ya Stoner ya da Deep House listesinde vardır.
0
Genel listeme kendi ismimi verdim. Onun disindakileri listenin havasina gore isimlendirdim.
0
Liste yapmiyorum 5 bin şarkı var en az 30 farklı tür zaten hepsini ezbere biliom menuyu assa kaydiriom illaki ruh halime uygun bi albüm denk gelio
0
benimki modlara göre.
bi şarkıyı birden fazla modda dinliyorsam hepsine ekliyorum. uygun yer bulamamak olmuyor çünkü 30'u aşkın listem var, birine uyuyor mutlaka.
ben mutlu hüzünü vb. değil de dinlemek istediğim zamana göre kodladım.
ev temizlerken dinlemelik hareketli parçalar, çakır keyiflikler, yolluk, kızlarla dinlemelik vs.
edit: kızlarla dinlemelik olan evladım olan kızlarla. yanlış anlama olmasın :)
bi şarkıyı birden fazla modda dinliyorsam hepsine ekliyorum. uygun yer bulamamak olmuyor çünkü 30'u aşkın listem var, birine uyuyor mutlaka.
ben mutlu hüzünü vb. değil de dinlemek istediğim zamana göre kodladım.
ev temizlerken dinlemelik hareketli parçalar, çakır keyiflikler, yolluk, kızlarla dinlemelik vs.
edit: kızlarla dinlemelik olan evladım olan kızlarla. yanlış anlama olmasın :)
0
P'op (Yabancı karışık pop şarkılar)
Enstrumantal
Flamenco
Fantazi / Arabesk
Best Of 90 (90'lar Türkçe pop)
Greece
Sakin Kafa (Yabancı Slow ağırlıklı)
Arabia
Türkçe Slow Listesi (En sevdiğim liste :)
Türkçe Pop
Enstrumantal
Flamenco
Fantazi / Arabesk
Best Of 90 (90'lar Türkçe pop)
Greece
Sakin Kafa (Yabancı Slow ağırlıklı)
Arabia
Türkçe Slow Listesi (En sevdiğim liste :)
Türkçe Pop
0
Bir tane arşiv gibi playlist var. Unutmayayım diye hoşuma giden her şarkıyı atıyorum içine. Kendi ismimi verdim listeye.
Bir tane offline liste var. Dışarıda, yolda dinlemek için. ismi de ontheroad. İçine dinlemekten hiç bıkmadıklarımı ve son zamanlarda en çok dinlediklerimi atıyorum. Bir de keşfettiğim grupları, albümleri falan attığım liste var. Buradan karışık gidip beğenmediğimi siliyorum, beğendiğimi de diğer listelere yolluyorum. Bunun da ismi keşfet.
Bir tane offline liste var. Dışarıda, yolda dinlemek için. ismi de ontheroad. İçine dinlemekten hiç bıkmadıklarımı ve son zamanlarda en çok dinlediklerimi atıyorum. Bir de keşfettiğim grupları, albümleri falan attığım liste var. Buradan karışık gidip beğenmediğimi siliyorum, beğendiğimi de diğer listelere yolluyorum. Bunun da ismi keşfet.
0
Valla spotifyda üç tane var.
Çevrimdışı: telefona indirdiklerim, en sevdiklerim ki 250den fazla şarkı var.
Çevrimiçi: sevdiğim ama indirmeye gerek Yok dediklerim. Yeni keşfettiklerimi melodisini beğenip dur bi daha dinlerim dediklerim de burda.
Reading&studying: piyanolu enstrümantal Ve klasik müzikten oluşuyor %99u. Çalışırken kitap okurken vs dinlediklerim huzurlu hafif rahat müzikler
Çevrimdışı: telefona indirdiklerim, en sevdiklerim ki 250den fazla şarkı var.
Çevrimiçi: sevdiğim ama indirmeye gerek Yok dediklerim. Yeni keşfettiklerimi melodisini beğenip dur bi daha dinlerim dediklerim de burda.
Reading&studying: piyanolu enstrümantal Ve klasik müzikten oluşuyor %99u. Çalışırken kitap okurken vs dinlediklerim huzurlu hafif rahat müzikler
0
trejemu
Halepce, hocali, srebrenica ya da tehcir esnasinda cesitli sebeplerle evladini kaybetmis bi ermani anne... hepsi icin ayni derecede titriyor mu kalbimiz? Ya Otobuste sort giyen bayana tekme atan adamdan nefret ettigimiz kadar, sakalli oldugu, cubbe giydigi icin dovulen adama vuranlardan nefret edeb
Halepce, hocali, srebrenica ya da tehcir esnasinda cesitli sebeplerle evladini kaybetmis bi ermani anne... hepsi icin ayni derecede titriyor mu kalbimiz? Ya Otobuste sort giyen bayana tekme atan adamdan nefret ettigimiz kadar, sakalli oldugu, cubbe giydigi icin dovulen adama vuranlardan nefret edebiliyor muyuz?
Denize haşama ile giren bayan ile bikinili bayana ayni hosgoru ile bakabiliyor muyuz? Cinsel tercihi sizden farkli olanlara bakis acimiz nasil? Sevmediginiz hoslanmadiginiz kisi fikir yahut kurumlarin dogru uygulamalarini takdir edebiliyor muyuz? Referandumda yapacagimiz secimin tam tersini savunan bi insanin fikirlerini aciklama ve yayma ozgurlugu amasiz lakinsiz savunabilir bu ugurda aksiyon gosterebilir miyiz?
Özelestiri yapabilir misiniz? Kosulsuz bir sekilde insanlari sirf insan olduklari icin sevebiliyor musumuz?
Denize haşama ile giren bayan ile bikinili bayana ayni hosgoru ile bakabiliyor muyuz? Cinsel tercihi sizden farkli olanlara bakis acimiz nasil? Sevmediginiz hoslanmadiginiz kisi fikir yahut kurumlarin dogru uygulamalarini takdir edebiliyor muyuz? Referandumda yapacagimiz secimin tam tersini savunan bi insanin fikirlerini aciklama ve yayma ozgurlugu amasiz lakinsiz savunabilir bu ugurda aksiyon gosterebilir miyiz?
Özelestiri yapabilir misiniz? Kosulsuz bir sekilde insanlari sirf insan olduklari icin sevebiliyor musumuz?
0
cubbe giydigi icin dovulen adama vuranlardan nefret edebiliyor muyuz?
ben görmedim şahsen ama görürsem savunurum kendisini aynı şekilde şort giyen kadını da.
dediklerinin hepsine ben normal olabilir şeklinde yaklaşıyorum.
ben görmedim şahsen ama görürsem savunurum kendisini aynı şekilde şort giyen kadını da.
dediklerinin hepsine ben normal olabilir şeklinde yaklaşıyorum.
0
başlıyorum.
tarihte yapılan birçok katliam var. gönlüm ister ki hepsinin sorumluların en ağır cezayı alsın. hepsi için içim titremiyor, aksine hiçbiri için içim titremiyor zira dışardan bakan birinin, dönemi yaşayaman birinin çok da samimi olarak "ayy ben çok üzülüyorum" demesini yapmacık buluyorum.
sakallı cüppeli olduğu için kim dayak yiyor pardon? ben hiç, sarıklı cüpelli bir adama başkalarının saldrıp dövdüğünü görmedim. ama tam tersini her gün görebiliyoruz neredeyse. ha şunu da diyeyim, sarıklı cüppeli bir adamı sırf giyimi yüzünden birileri döverse de üzülmem.
denize haşema ile giren kadına hoşgörü ile bakmıyorum. gömrüntü olarak iğrenç geliyor. inandığı dine uygun yaşayamıyorsa o benim derdim değil. o kadının gözünde denize bikiniyle giren kadınlar günahkar ve cehennemlikse, benim gözümde de haşemayla giren kadın morondur. serinlemek için evinde duş almalıdır. günahkarlarla aynı denize girmemelidir.
kimsenin cinsel tercihi umrumda olmaz.
insnaları sırf insan oldukları sevemem. sevdiğini iddia eden de bence yalancıdır. insanlar görüşleri fikirleri, başka insanlara olan saygıları vs ile insan olur. ben açık geziyorum diye bana küfreden bir yobazı insna olduğu için seveyim mi? onun fikirlerine saygı mı göstereyim? açık kadına tekme atan adamın neyine saygı göstereyim?
tarihte yapılan birçok katliam var. gönlüm ister ki hepsinin sorumluların en ağır cezayı alsın. hepsi için içim titremiyor, aksine hiçbiri için içim titremiyor zira dışardan bakan birinin, dönemi yaşayaman birinin çok da samimi olarak "ayy ben çok üzülüyorum" demesini yapmacık buluyorum.
sakallı cüppeli olduğu için kim dayak yiyor pardon? ben hiç, sarıklı cüpelli bir adama başkalarının saldrıp dövdüğünü görmedim. ama tam tersini her gün görebiliyoruz neredeyse. ha şunu da diyeyim, sarıklı cüppeli bir adamı sırf giyimi yüzünden birileri döverse de üzülmem.
denize haşema ile giren kadına hoşgörü ile bakmıyorum. gömrüntü olarak iğrenç geliyor. inandığı dine uygun yaşayamıyorsa o benim derdim değil. o kadının gözünde denize bikiniyle giren kadınlar günahkar ve cehennemlikse, benim gözümde de haşemayla giren kadın morondur. serinlemek için evinde duş almalıdır. günahkarlarla aynı denize girmemelidir.
kimsenin cinsel tercihi umrumda olmaz.
insnaları sırf insan oldukları sevemem. sevdiğini iddia eden de bence yalancıdır. insanlar görüşleri fikirleri, başka insanlara olan saygıları vs ile insan olur. ben açık geziyorum diye bana küfreden bir yobazı insna olduğu için seveyim mi? onun fikirlerine saygı mı göstereyim? açık kadına tekme atan adamın neyine saygı göstereyim?
0
Ben hepsine eşit mesafede hoşgörüyle bakıyor, acılarını eşit mesafede paylaşıyorum. Ama bunu yapanların sayısı Türkiyede malesef bir elin parmaklarını geçmiyor. Bundan dolayı kaybediyoruz zaten.
0
Bana takilmayin, siz demedim, biz dedim.. Beni yargilamayin beni tanimiyorsunuz. Ayrica ana fikre odaklanalim, ozelestiri yapalim..
0
@trejemu, sana verilen cevaplara tik koymaman, beğendiğin cevaba tik koyman senin karşı görüşlere olan hoşgörünü mü gösteriyor, yoksa tahammülsüzlüğünü mü?
sorduğun sorular bir matematik sorusu değil. yani kesin cevabı yok. kişiler yorumlar yapmış ve sen sadece bir cevaba tik koymuşsun.
(bkz: Oksimoron)
sorduğun sorular bir matematik sorusu değil. yani kesin cevabı yok. kişiler yorumlar yapmış ve sen sadece bir cevaba tik koymuşsun.
(bkz: Oksimoron)
0
"Olması gereken"i irdeleyen çok. Fakat "olanın sebepleri"ni sağlıklı ve mantıklı bir şekilde irdeleyen yok.
Her iki uçta niçin böyle tepkiler var? Mesela ben niçin bahserriğin olaylardaki bir Ermeni anne için pek bi yürek acısı çekmiyorum hiç merak ettin mi, insanları hiç tarafsız dinledin mi?
Dinlediysen, doğru bakış açısının ne olduğunu doğru tayin edebildin mi ki dönüp dönüp aynı soruları soranlara bir +1 de senden geliyor? Kendinden emin değilsin ki buraya yazmışsın. Bi yanlışlık var evet.
Sorunu saptamak gerek, sorunun kılıflarını değil. O onu döver bu bunu iter... bi yanlışlık var ki bunlar oluyor. Bi yanlışlık var ki hepimizin arzu ettiği o "olması gereken"ler yaşanmıyor. Peki sence sebebi araştırmak mı daha doğru yoksa davranışları eleştirmek mi...
Arkadaşım bu bahsettiğin uçlarda hep karşıdakine saygısızlık ve samimiyetsizlik mevcuttur. Özellikle de şu bahsettiğin Ermeni anne mevzuu. Genellemek istisnaları yok saymak değildir, genelliyorum: Ermenilerin çoğu ikiyüzlü ve dönek karakterdedirler. Zalimdirler. Koskoca bir millet olarak bu karaktere sahiptirler, istisnaları ayrı tuttuğumu tekrar belirtiyorum. Bu insanların riyakarlık ve dönekliklerinden, zulümlerinden çok çekmiş bir halk olarak, kendi elleriyle insa ettikleri bugünlerin onlara olan doğal etkisinden ötürü üzülemiyorum mesela. Onlar ise bana hiç üzülmüyorlar zaten.
Bikiniliyle haşemalı arasında eşit bir hukuk gözetemiyorum, çünkü ikisinin de birbirinden kalır yanı yok, ikisi de çatışmaya odaklandığı sürece ben kimsenin arasında kendimi yıpratamam. Ben insansam onlar da insan, madem insanlar akıllarını kullansınlar, insanlık etsinler.
Bu iş böyle. Hiçbir şey tek taraflı olarak değerlendirilemez. Tek gerçek ortada saygısızlık ve samimiyetsizlik olduğu. Önemli olan bence bunu sorgulayıp bunu çalışmak.
Her iki uçta niçin böyle tepkiler var? Mesela ben niçin bahserriğin olaylardaki bir Ermeni anne için pek bi yürek acısı çekmiyorum hiç merak ettin mi, insanları hiç tarafsız dinledin mi?
Dinlediysen, doğru bakış açısının ne olduğunu doğru tayin edebildin mi ki dönüp dönüp aynı soruları soranlara bir +1 de senden geliyor? Kendinden emin değilsin ki buraya yazmışsın. Bi yanlışlık var evet.
Sorunu saptamak gerek, sorunun kılıflarını değil. O onu döver bu bunu iter... bi yanlışlık var ki bunlar oluyor. Bi yanlışlık var ki hepimizin arzu ettiği o "olması gereken"ler yaşanmıyor. Peki sence sebebi araştırmak mı daha doğru yoksa davranışları eleştirmek mi...
Arkadaşım bu bahsettiğin uçlarda hep karşıdakine saygısızlık ve samimiyetsizlik mevcuttur. Özellikle de şu bahsettiğin Ermeni anne mevzuu. Genellemek istisnaları yok saymak değildir, genelliyorum: Ermenilerin çoğu ikiyüzlü ve dönek karakterdedirler. Zalimdirler. Koskoca bir millet olarak bu karaktere sahiptirler, istisnaları ayrı tuttuğumu tekrar belirtiyorum. Bu insanların riyakarlık ve dönekliklerinden, zulümlerinden çok çekmiş bir halk olarak, kendi elleriyle insa ettikleri bugünlerin onlara olan doğal etkisinden ötürü üzülemiyorum mesela. Onlar ise bana hiç üzülmüyorlar zaten.
Bikiniliyle haşemalı arasında eşit bir hukuk gözetemiyorum, çünkü ikisinin de birbirinden kalır yanı yok, ikisi de çatışmaya odaklandığı sürece ben kimsenin arasında kendimi yıpratamam. Ben insansam onlar da insan, madem insanlar akıllarını kullansınlar, insanlık etsinler.
Bu iş böyle. Hiçbir şey tek taraflı olarak değerlendirilemez. Tek gerçek ortada saygısızlık ve samimiyetsizlik olduğu. Önemli olan bence bunu sorgulayıp bunu çalışmak.
0
özgürlük düşmanlarına özgürlük olmalı mıdır? şayet özgürlük olursa kendi özgürlüğün kısıtlanmaz mı? böyle tuhaf bir ikilem söz konusu.
yalnız şunu eklemeden edemeyeceğim.
"Kosulsuz bir sekilde insanlari sirf insan olduklari icin sevebiliyor musumuz?"
demişsin de tabii ki sevemem. sırf insan olduğu için bir insan sevilir mi yahu? sivas'ta insan yakarken ölen adama panoda yer verilmesi gibi. olacak iş mi bu?
yalnız şunu eklemeden edemeyeceğim.
"Kosulsuz bir sekilde insanlari sirf insan olduklari icin sevebiliyor musumuz?"
demişsin de tabii ki sevemem. sırf insan olduğu için bir insan sevilir mi yahu? sivas'ta insan yakarken ölen adama panoda yer verilmesi gibi. olacak iş mi bu?
0
ben gandhi değilim ve olamam sanırım. koşulum var o da karşımdakinin bana ve düşüncelerime ne kadar saygı duyduğu, insanlığa önem veriyorum. onca ölüme, göz yaşına ve katliama, kutuplaştırmaya, nefrete, hırsızlığa rağmen gidip de bu insanlara oy veren şahısları sevemem mesela. sevmeye çalıştım ama olmadı. bir yerde patlak veriyor.
onun dışında giyinişi, cinsel kimliği, fiziksel özellikleri, haşeması, başörtüsü, ırkı, dili, dini hiç önemli değil. yeter ki gözünü kan bürümemiş insanlar olsun.
onun dışında giyinişi, cinsel kimliği, fiziksel özellikleri, haşeması, başörtüsü, ırkı, dili, dini hiç önemli değil. yeter ki gözünü kan bürümemiş insanlar olsun.
0
ya hani iyi memleket, millet, ummet, ideoloji vs yoktur iyi insan kotu insan vardir deriz ya iyi insan kotu insan bile yok. ozgur irade sinirli. robot gibi bir seyleriz. sartlarin falan sonucu olarak fikirleri, inanclari, degerleri, inanclari falan olusmus ozunde birbirinin aynisi varliklariz iste.
esit derece uzulemem veya sevemem ama buyuk olcude anlayabiliyorum herkesi ve her grubu.
esit derece uzulemem veya sevemem ama buyuk olcude anlayabiliyorum herkesi ve her grubu.
0
Krem Peynir +1
Konuyu acan kisi de ayrimci ne yazik ki buyuk bir celiski var ama yine de iyi niyetli gorunuyor. Kendini gelistirmesi gerekli. Potansiyel var.
Konuyu acan kisi de ayrimci ne yazik ki buyuk bir celiski var ama yine de iyi niyetli gorunuyor. Kendini gelistirmesi gerekli. Potansiyel var.
0
Tabii ki bir insanı sırf insan olduğu için sevemem.İyi,ahlaklı,vicdanlı olma gibi bir sürü alt koşul var. Ha sen %100 iyi, ahlaklı, vicdanlı mısın dersen elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum,karşımdakini sevebilmem için de hayatını bu ve buna benzer değerler üzerine kurmaya çalışmış olmasını isterim.
Fakat sosyal hayatını, maddi hayatını din üzerine kurmuş insanlarla empati kurup sevebilmem mümkün değil.Dinin maneviyatla ,iç dünya ile ilgili olması gerektiğini düşünüyorum.Diğer türlüsü semavi dinlerde olduğu üzere bir yaşam biçimine, sosyal hayatınızı kontrol eden kurallar bütününe dönüşüyor ve bu da bir şekilde karşı tarafın özgürlük haklarını ihlal etmeye gidiyor.
Zaten islam , coğrafya itibariyle maruz kaldığımız için daha net hissedildiğinden, kendinden olmayanı ezme, yenme,dize getirme üzerine kurulu.Kadına, başka dinden olana hoşgörüsü olmayan bir din.
Bu dini kuralları maddi hayatında uygulayan birine karşı sevgi beslemem mümkün değil zira bir noktada benim özgürlüğümü kısıtlamaya çalışacak.
Fakat sosyal hayatını, maddi hayatını din üzerine kurmuş insanlarla empati kurup sevebilmem mümkün değil.Dinin maneviyatla ,iç dünya ile ilgili olması gerektiğini düşünüyorum.Diğer türlüsü semavi dinlerde olduğu üzere bir yaşam biçimine, sosyal hayatınızı kontrol eden kurallar bütününe dönüşüyor ve bu da bir şekilde karşı tarafın özgürlük haklarını ihlal etmeye gidiyor.
Zaten islam , coğrafya itibariyle maruz kaldığımız için daha net hissedildiğinden, kendinden olmayanı ezme, yenme,dize getirme üzerine kurulu.Kadına, başka dinden olana hoşgörüsü olmayan bir din.
Bu dini kuralları maddi hayatında uygulayan birine karşı sevgi beslemem mümkün değil zira bir noktada benim özgürlüğümü kısıtlamaya çalışacak.
0
hayat görüşünü, başka bireylerin hayatları üstünde tahakküm kurmak üzerine temellendiren hiçbir insana üzülmem. hoşgörü ile bakmam. bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini savunurum. özgürlük kavramını işine geldiği gibi eğip büken, kendi gibi olmayana tahammülü olmayanı adam yerine koymam. böyle bir insanın benim duruşumu ya da tutarlılığımı sorgulamasına da izin vermem, haddi değil çünkü.
0
krem peynir+1
Bir ek de ben yapayım: tehcir değil soykırım.
Duyuru sahibinin kurduğu dil bile yeterince ayrımcılık içeriyor ve müdahale etmek için yeterli koşullara sahip. "Beni etiketlemeyin, ay ne kadar ayrımcısınız yha" demagojisi, bunları geçiniz. Nasıl ki bir roman yazarı "tamam kardeşim ben de'yi ki'yi ayırmamışım ama siz üslubuma bakın" diyemiyorsa, bunda da ana soruya odaklanmayı ne hafif tabiriyle lüzumsuz görüyorum.
Liberalizme bile saygım var, bir liberalin herhangi bir konu hakkında ne düşündüğünü bilmek isterim ama sığırca liberalizm, herkesler eşittir deyip meseleyi bağlamından koparmak... İşte bunlara tahammül edemiyorum :)
Bir ek de ben yapayım: tehcir değil soykırım.
Duyuru sahibinin kurduğu dil bile yeterince ayrımcılık içeriyor ve müdahale etmek için yeterli koşullara sahip. "Beni etiketlemeyin, ay ne kadar ayrımcısınız yha" demagojisi, bunları geçiniz. Nasıl ki bir roman yazarı "tamam kardeşim ben de'yi ki'yi ayırmamışım ama siz üslubuma bakın" diyemiyorsa, bunda da ana soruya odaklanmayı ne hafif tabiriyle lüzumsuz görüyorum.
Liberalizme bile saygım var, bir liberalin herhangi bir konu hakkında ne düşündüğünü bilmek isterim ama sığırca liberalizm, herkesler eşittir deyip meseleyi bağlamından koparmak... İşte bunlara tahammül edemiyorum :)
0
Çok kısa:
Fikir ayrı şey, eylem ayrı.
Yere çöp atanı, hayvanlara eziyet edeni görürsem tahammül etmem ve uyarırım.
Ama dünyanın düz olduğunu iddia eden birine tahammül eşiğim çok yüksektir.
Fikir ayrı şey, eylem ayrı.
Yere çöp atanı, hayvanlara eziyet edeni görürsem tahammül etmem ve uyarırım.
Ama dünyanın düz olduğunu iddia eden birine tahammül eşiğim çok yüksektir.
0
Tahammül kibirden gelir.
Ben olguları yargılamadan veya uyuşmadan gözlemlerim. Her iki/üç/beş... tarafı okur ve dinlerim. Bu nedenle özeleştri yapmam geremiyor.
Yukarıda verdiğin örnekler inanca ve bilime politika karıştırmanın sonuçlarından başka bişey değil. Paragrafta geçen "nefret, hoşgörü, takdir, kalp titremesi, sevmediğimiz, hoşlanmadığımız, amasız lakinsiz, savunma, bu uğurda aksiyon göstermek, dövülen adam, tekmelenen kız, evlatlarını kaybetmiş anneler..." bana insanlık yönünden iflas etmiş bir sistemin içinde olduğumuzdan başka birşey anlatmıyor. Ne kadar kanıksamışız ki, " bunlar niye oluyor, niye böyle hissdiyoruz, hissetmek zorunda olmayabilir miydik, o zaman nasıl yaşardık" diye sormak aklımıza bile gelmiyor.
Ben olguları yargılamadan veya uyuşmadan gözlemlerim. Her iki/üç/beş... tarafı okur ve dinlerim. Bu nedenle özeleştri yapmam geremiyor.
Yukarıda verdiğin örnekler inanca ve bilime politika karıştırmanın sonuçlarından başka bişey değil. Paragrafta geçen "nefret, hoşgörü, takdir, kalp titremesi, sevmediğimiz, hoşlanmadığımız, amasız lakinsiz, savunma, bu uğurda aksiyon göstermek, dövülen adam, tekmelenen kız, evlatlarını kaybetmiş anneler..." bana insanlık yönünden iflas etmiş bir sistemin içinde olduğumuzdan başka birşey anlatmıyor. Ne kadar kanıksamışız ki, " bunlar niye oluyor, niye böyle hissdiyoruz, hissetmek zorunda olmayabilir miydik, o zaman nasıl yaşardık" diye sormak aklımıza bile gelmiyor.
0
@hayat aklini konusacak bir filozof uret'e bir ek yapmak isterim: tahammül aynı zamanda bir tahakküm belirtisidir. "Sizi bir kaşık suda boğardık ama dua edin hoşgörülüyüz" demekten farksızdır.
0
Krem peynir ve mahone'ye niye tik Yok?
Bir de soruyorsunuz tahammül bilmemne diye.
İnsan diye sevemem kimseyi, vicdanı olacak, saygısı olacak bir kere. Aklını kullanmayanı niye seveyim, yobazı niye seveyim, kendi inandığı dine inanmayan herkesi cehennemlik kafir gören dallamayı niye seveyim, kediye köpeğe iğrenç diyen moronu niye seveyim?
Ama sevmiyorum diye de öldürmem. Kimse kimseye karışmasın, kimse kimsenin özgürlüğüne müdahale etmesin, kimse kimseyi rahatsız etmesin istiyorum ben.
Bir de soruyorsunuz tahammül bilmemne diye.
İnsan diye sevemem kimseyi, vicdanı olacak, saygısı olacak bir kere. Aklını kullanmayanı niye seveyim, yobazı niye seveyim, kendi inandığı dine inanmayan herkesi cehennemlik kafir gören dallamayı niye seveyim, kediye köpeğe iğrenç diyen moronu niye seveyim?
Ama sevmiyorum diye de öldürmem. Kimse kimseye karışmasın, kimse kimsenin özgürlüğüne müdahale etmesin, kimse kimseyi rahatsız etmesin istiyorum ben.
0
baba yorgun
Iyi geceler herkese;Bugun, gun icinde borctan elektrigimiz kesilmis. Aksam eve geldigimde fark ettim. Odememi yaptim, akabinde actirmak icin talep olusturdum. Aksam 10 a kadar islem sirasiyla mudehale ediyorlarmis. O sira yarin gelmezse diye kara kara dusunuyorum.Lisede elektrik bolumu okumustum. :p
Iyi geceler herkese;
Bugun, gun icinde borctan elektrigimiz kesilmis. Aksam eve geldigimde fark ettim. Odememi yaptim, akabinde actirmak icin talep olusturdum. Aksam 10 a kadar islem sirasiyla mudehale ediyorlarmis. O sira yarin gelmezse diye kara kara dusunuyorum.
Lisede elektrik bolumu okumustum. :p Panoyu actim baktim. Sayacta muhur var, ama sayacin alt tarafinda muhurun altindaki plastigi zorlayarak kabloyu cikartmis. Yine dusunuyorum, yarin aksama kadar gelen giden olmazsa, muhure ellemeden kabloyu yerine yerlestirsem herhangi bir ceza durumu olur mu?
Odalarda isiksizim :(
Bugun, gun icinde borctan elektrigimiz kesilmis. Aksam eve geldigimde fark ettim. Odememi yaptim, akabinde actirmak icin talep olusturdum. Aksam 10 a kadar islem sirasiyla mudehale ediyorlarmis. O sira yarin gelmezse diye kara kara dusunuyorum.
Lisede elektrik bolumu okumustum. :p Panoyu actim baktim. Sayacta muhur var, ama sayacin alt tarafinda muhurun altindaki plastigi zorlayarak kabloyu cikartmis. Yine dusunuyorum, yarin aksama kadar gelen giden olmazsa, muhure ellemeden kabloyu yerine yerlestirsem herhangi bir ceza durumu olur mu?
Odalarda isiksizim :(
0
Mühür fekki zaten ayrı suç, mührü bozmadan kabloyu takarsan da kaçak elektrik kullanmış olursun? Bence sakın kurcalama hem tehlikeli. Açarlar en kısa zamanda elektriğini.
0
fatura ödendikten sonra elektrikçiye açtırmanıza bir şey demedikleri gibi, benim başıma aynısı geldiğinde, "abla ya siz halledivereydiniz keşke bir elektrikçiyle falan" demişti görevli.
faturası ödenmiş sonuçta.
kaçak falan değil, neden kaçak olsun ki borçlu olmadıktan sonra?
kapamayı bildikleri gibi, anında açmaları lazım.
tabii hangi elektrik dağıtımcısıyla çalışıyorsunuz falan bilemem.
ayrıca bu bir tavsiye değildir, sorumluluk kabul etmem. :)
faturası ödenmiş sonuçta.
kaçak falan değil, neden kaçak olsun ki borçlu olmadıktan sonra?
kapamayı bildikleri gibi, anında açmaları lazım.
tabii hangi elektrik dağıtımcısıyla çalışıyorsunuz falan bilemem.
ayrıca bu bir tavsiye değildir, sorumluluk kabul etmem. :)
0
Açmadılarsa tarif edebilirim açman için, çok basit bir şey elektrikçiye para verme boşuna. Ben hep kendim açıyorum bir kere bile bir şey demediler.
0
xiii
ingilizce öğretmenliği mi?iki yıllık bir sağlık bölümü mü?
ingilizce öğretmenliği mi?
iki yıllık bir sağlık bölümü mü?
iki yıllık bir sağlık bölümü mü?
0
hangisini severek yapacağını düşünüyorsun ikisinde bambaşka zorlukları artıları eksileri var.
0
yani ciddi bir soru mu bu allah aşkınıza? portakal mı yesem, kartonpiyer mi gibi bir şey, hiçbir kıyaslama götürmeyen bir durum.
öğretmenlik %65 berbat bir iş. özel okulda yapsanız dünyanın en şımarık nesliyle uğraşacaksınız ve hiçbir şey sizin avantajınıza olmayacak. devlet okulunda yapsanız.. bu cümleyi tamamlamaya bile gerek yok. üniversiteler de ayrı bir alem ve çok şahane para kazanılmıyor. ancak bu işi hakkıyla yapmayı kafanıza koyacaksınız, bir kere kendiniz doğru düzgün öğreneceksiniz de celtanızı, deltanızı, ne bileyim ib öğretmenliği sertifikanızı falan edineceksiniz, belki uluslararası bir okulda ya da nispeten köklü bir okulda çalışacaksınız ki yaptığınız iş zevk verir bir hale gelsin, parası da iyi olsun.
sağlık bölümünü bilmiyorum.
öğretmenlik %65 berbat bir iş. özel okulda yapsanız dünyanın en şımarık nesliyle uğraşacaksınız ve hiçbir şey sizin avantajınıza olmayacak. devlet okulunda yapsanız.. bu cümleyi tamamlamaya bile gerek yok. üniversiteler de ayrı bir alem ve çok şahane para kazanılmıyor. ancak bu işi hakkıyla yapmayı kafanıza koyacaksınız, bir kere kendiniz doğru düzgün öğreneceksiniz de celtanızı, deltanızı, ne bileyim ib öğretmenliği sertifikanızı falan edineceksiniz, belki uluslararası bir okulda ya da nispeten köklü bir okulda çalışacaksınız ki yaptığınız iş zevk verir bir hale gelsin, parası da iyi olsun.
sağlık bölümünü bilmiyorum.
0
ben de sağlık demeye geldim iki ablam var biri sağlıkçı biri öğretmen işsiz olanı tahmin etmeyi size bırakıyorum
gerçi sağlıkta zordur bire bir insanla uğraşacağın bir dal ise ona da kolaylıklar dilerim
gerçi sağlıkta zordur bire bir insanla uğraşacağın bir dal ise ona da kolaylıklar dilerim
0
kişiliği hangisine yatkınsa o.
öğretmeyi seviyor mu? teknik şeylere mi ilgisi var? yardım etmeyi seviyor mu? ...
sorular genişletilebilir, genişletildikçe karar kolaylaşır ve iyileşir.
meslek seçerken çalışma koşulları, çalışılan yer, çalışma arkadaşları, muhatap olacağı insanlar, emeklilik, özel hayatına ayıracağın vakit... hepsini değerlendirmekte fayda var.
öğretmeyi seviyor mu? teknik şeylere mi ilgisi var? yardım etmeyi seviyor mu? ...
sorular genişletilebilir, genişletildikçe karar kolaylaşır ve iyileşir.
meslek seçerken çalışma koşulları, çalışılan yer, çalışma arkadaşları, muhatap olacağı insanlar, emeklilik, özel hayatına ayıracağın vakit... hepsini değerlendirmekte fayda var.
0
cevaplarken aklıma gelmedi, ekşiye ayrıntılı bişiler yazmıştım, başlıkta güzel bilgiler, deneyimler var, bi bakın isterseniz. :
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
Böyle sorular görünce bu ülke insanı için üzülüyorum.
Neden bu ikisi arasında kaldın mesela. Nasıl bir ikilem bu?
Ülkede öğretmen olarak atanmak giderek zorlaşıyor. Sözleşmeli öğretmenlik diye bir şey de çıktı iyice zorlaştı. Özel okul ya da kurslara git desem orada da anadili ingilizce olan amerika ya da ingilitere'den gelen hocalar çalışıyor artık. İngilizce öğretmenliği bitiren arkadaşlarımın çoğu tercümanlık yapıyor. İyi bir büroda çalışıyorsan geçinecek kadar para kazanırsın. YAbancı dile yatkın biriysen bu alanda çalışabilirsin.
Sağlık türkiye'de büyüyen bir sektör. İki yıllık hangi bölümü düşünüyorsun bilmiyorum ama dgs ile geçiş yapabileceğin bir bölüm seç derim.
TEk derdin para kazanmaksa bu konuda daha başka birsürü alternatifin var. Bölüm çok. Önemli olan ilgin alakan yeteneğin.
Memlekette sırf parası diye bilgisayar mühendisliği okuyup pişman olan çok adam var. HErkesin burun kıvırdığı su ürünleri mühendisliğini okuyup balık çiftliği kurup köşeyi dönen de çok adam var. Mevzu senin ilginde yani.
Neden bu ikisi arasında kaldın mesela. Nasıl bir ikilem bu?
Ülkede öğretmen olarak atanmak giderek zorlaşıyor. Sözleşmeli öğretmenlik diye bir şey de çıktı iyice zorlaştı. Özel okul ya da kurslara git desem orada da anadili ingilizce olan amerika ya da ingilitere'den gelen hocalar çalışıyor artık. İngilizce öğretmenliği bitiren arkadaşlarımın çoğu tercümanlık yapıyor. İyi bir büroda çalışıyorsan geçinecek kadar para kazanırsın. YAbancı dile yatkın biriysen bu alanda çalışabilirsin.
Sağlık türkiye'de büyüyen bir sektör. İki yıllık hangi bölümü düşünüyorsun bilmiyorum ama dgs ile geçiş yapabileceğin bir bölüm seç derim.
TEk derdin para kazanmaksa bu konuda daha başka birsürü alternatifin var. Bölüm çok. Önemli olan ilgin alakan yeteneğin.
Memlekette sırf parası diye bilgisayar mühendisliği okuyup pişman olan çok adam var. HErkesin burun kıvırdığı su ürünleri mühendisliğini okuyup balık çiftliği kurup köşeyi dönen de çok adam var. Mevzu senin ilginde yani.
0
catpat
Arkadaşımın annesiyle kaldığı evinde kalıyorum 2 aydır. Bi süre daha kalıcam gibi görünüyor. Durumları çok iyi değil, samimiyetten kiraya destek olmayı öneremiyorum. Kiranın yarısını karşılacak kadar falan bi hediye vermek istiyorum ama altın da yanlış anlaşılabilir para gibi. Ne alsam annesine?
Arkadaşımın annesiyle kaldığı evinde kalıyorum 2 aydır. Bi süre daha kalıcam gibi görünüyor. Durumları çok iyi değil, samimiyetten kiraya destek olmayı öneremiyorum. Kiranın yarısını karşılacak kadar falan bi hediye vermek istiyorum ama altın da yanlış anlaşılabilir para gibi. Ne alsam annesine?
0
mutfak masraflarına katkı, fatura ödeme uygun olur. Altın takı hediye etsen bozdurmak onlara ayıp gelir.
mutfak masraflarına katkıyı para vererek değil de bişeyler alarak yapman uygun olur.
mutfak masraflarına katkıyı para vererek değil de bişeyler alarak yapman uygun olur.
0
paraya ihtiyaci olan bir insana skain gidip bir sey alma. ya kira ya fatura ya mutfak masraflarini hallet. nakit olmayinca ne yapsin insan bir ihtiyacinin karsilanmasini.
0
carabelli +1
durumları iyi değilse hediye şu aşamada çok anlamsız kalır. ben olsam samimiyetten teklif ederim. hatta bütçemi ona göre ayarladığımı vs söyler ısrar ederim.
durumları iyi değilse hediye şu aşamada çok anlamsız kalır. ben olsam samimiyetten teklif ederim. hatta bütçemi ona göre ayarladığımı vs söyler ısrar ederim.
0
Ya kiraya ortak ol ya da faturalari sen ode. 2 aydir bunlari teklif etmemis olman cok ilgincmis.
0
kiraya ortak olmayı öner +1
bu samimiyetten söylenemeyecek bir şey değil. liseden çok yakın arkadaşım bu yaz 2 ay kaldı bizde, hiç kira istemeyi filan düşünmedik ısrarla vermek istedi "böyle daha rahat hissedeceğim, zaten para ayırmıştım" diyerek. biz de tamam o zaman dedik ve kirayı tam 3'e bölmedik, biraz daha az aldık ondan. hem onun içi rahat etti, hem de tam bölmediğimiz için bizim içimiz rahat etti.
bu samimiyetten söylenemeyecek bir şey değil. liseden çok yakın arkadaşım bu yaz 2 ay kaldı bizde, hiç kira istemeyi filan düşünmedik ısrarla vermek istedi "böyle daha rahat hissedeceğim, zaten para ayırmıştım" diyerek. biz de tamam o zaman dedik ve kirayı tam 3'e bölmedik, biraz daha az aldık ondan. hem onun içi rahat etti, hem de tam bölmediğimiz için bizim içimiz rahat etti.
0
bir pazara git yada markete,Temel yiyecek maddelerinden bütçene göre al getir.En makulu bu bence.
0
Market alışverişi yapın. Her akşam eve eliniz dolu gidin. Kesinlikle işe yarar.
0
eve fatura mı geldi? hoop alıp öde.
ben olsam kirayı değil de faturayı ödese daha memnun olurum. kira o olsa da olmasa da ödeniyor ama elektriği suyu vs o da kullanıyor.
ben olsam kirayı değil de faturayı ödese daha memnun olurum. kira o olsa da olmasa da ödeniyor ama elektriği suyu vs o da kullanıyor.
0
önce kirayı öner.
kabul etmezlerse faturaları öner.
onu da kabul etmezlerse her hafta market alışverişi yap.
şeklinde nacizane öneriler filan.
kabul etmezlerse faturaları öner.
onu da kabul etmezlerse her hafta market alışverişi yap.
şeklinde nacizane öneriler filan.
0
Ayıp olmaz 3. Ay kirayı sen öde, 3 ayda bir ben ödüyorum kabul etmezseniz de kalamam de ısrar et kabul ederler
0
Kira önerilmez arkadaşlar. Arkadaşının annesiyle yaşadığı ev orası. Bekar veya öğrenci evi değil. Aile yanında geçici bir süre kalma durumunda evin masraflarına usulünce katkıda bulunulur. Ailenin durumunun iyi veya kötü olmasına bakarak karar verilmez, iyi de osa aynı şey yapılır. Adet bu yönde olduğu için kimse kırılmaz, alınmaz.
Kira teklif etmek yakışık almaz, arkadaşlık var arada.
Arada olur, günlük olur yaşam koşullarına göre ayarlarsın, eve giderken bişeyler alırsın, mutfağa katkıda bulunursun. En uygunu budur.
Kira teklif etmek yakışık almaz, arkadaşlık var arada.
Arada olur, günlük olur yaşam koşullarına göre ayarlarsın, eve giderken bişeyler alırsın, mutfağa katkıda bulunursun. En uygunu budur.
0
Cursed Chico
Bir kaç tane denedim, pek işe yaramadı. https://www.youtube.com/watch?v=EVTORtOzu-gşimdi buna bakıoyorum da bu da etkilemiyor gibi.sizin var mı beğendiğiniz? Hap da kullanıyorum.
Bir kaç tane denedim, pek işe yaramadı.
www.youtube.com
şimdi buna bakıoyorum da bu da etkilemiyor gibi.
sizin var mı beğendiğiniz? Hap da kullanıyorum.
www.youtube.com
şimdi buna bakıoyorum da bu da etkilemiyor gibi.
sizin var mı beğendiğiniz? Hap da kullanıyorum.
0
diz ve çevresindeki kaslar için diye biliyorum. kıkırdak güçlendirecek bir hareket duymadım.
0
Ben de aynı sorundan gittim. Dr'a yani. Hareketler verdi bi b.k değişmedi. Sonra sporu (fitness) bıraktım. 2-3 haftada geçti. Koşu bandından şüphe ediyorum
0
+ kemik suyu kaynat. Her sabah aç karna iç.
Sorununa ve birçok soruna çözümdür bu.
Sorununa ve birçok soruna çözümdür bu.
0
Kıkırdaklar kan damarı içermez, taşıma difüzyonla olduğundan tamiri zor dokulardandır. Zedelenme tipine göre yapman ya da yapmaman gereken hareketler değişecektir. Benim diz sorunuma ciddi ciddi squat iyi geliyor mesela. Bir bisikletçi arkadaş var, ayağını askıya asıyor belli sürelerde. İki yöntemin zerre alakası yok. Yüzme muhakkak iyi gelecektir. Vs vs.
Dizi sıcak tutmak da lazım tabii.
Dizi sıcak tutmak da lazım tabii.
0
ayrica deadwampir'in dedigine ek olarak toz kolajen alip onu da iceceklerinize katabilirsiniz.
0
gittiğim doktor da videodaki hareketleri verdi.
ilaç da kullanıyorum.
çok da farketmedi açıkcası.
ilaç da kullanıyorum.
çok da farketmedi açıkcası.
0
@dedawampir, kemik suyunun kıkırdak dokuya bi faydası var mı birmiyorum.
Ben çocukları büyütürken kemik suyu yapardım kaynatırken içine limon koyardım. Kalsiyumun çözünmesi için. Nerede okumuştum hatırlamıyorum üzerinden epey zaman geçti. O zamanlar yapılan araştırma içine limon koyun diyordu şimdi bilim yeni bişey buldu mu, aynı fikirde mi bi bakın isterseniz.
Kıkırdak doku için alabalık kullanıyorlar. Dayımın çocuk felci nedeniyle bir ayağında epeyce sıkıntı var. Ondan duymuştum.
Kabağın dış kabuğunun altındaki yapışkanımsı maddenin kıkırdak doku için faydalı oldğunu okumuştum.
Paça çorbası da faydalı olabilir belki.
Tedavi tavsiyesi değildir :) Bi araştırıp bakabilirsiniz. Sonuçları bize de bildirirseniz iyi olur tabii.
Ben çocukları büyütürken kemik suyu yapardım kaynatırken içine limon koyardım. Kalsiyumun çözünmesi için. Nerede okumuştum hatırlamıyorum üzerinden epey zaman geçti. O zamanlar yapılan araştırma içine limon koyun diyordu şimdi bilim yeni bişey buldu mu, aynı fikirde mi bi bakın isterseniz.
Kıkırdak doku için alabalık kullanıyorlar. Dayımın çocuk felci nedeniyle bir ayağında epeyce sıkıntı var. Ondan duymuştum.
Kabağın dış kabuğunun altındaki yapışkanımsı maddenin kıkırdak doku için faydalı oldğunu okumuştum.
Paça çorbası da faydalı olabilir belki.
Tedavi tavsiyesi değildir :) Bi araştırıp bakabilirsiniz. Sonuçları bize de bildirirseniz iyi olur tabii.
0
Kelle paça = kollajen. Sen vegandın galiba, supplement yoluyla falan kollajen alımına gideceksin o zaman.
0
Benim de diz problemim vardı. Salonda static leg extension ve gym ball ile yine statik squat çalıştım uzun süre, fark edilecek düzeyde dizlerim güçlendi.
Spor salonu yoksa, bir sandalye üzerinde oturup, ayaklarını teker teker kaldırıp havada tutabilirsin 3x20sn şeklinde, varsa ayak bileklerine ağırlık da bağlayabilirsin.
www.universityorthopedics.com
Gym ball yerine de, direk sırtını duvara dayayarak, squat pozisyonunda (half squat da olur) 3x40sn setler yapabilirsin.
www.radianthealthmag.com
Bunlar bende işe yaradı ama tabii senin durumunda işe yarar mı bilmiyorum, deneyebilirsin.
Güçlü dizler için bacak kaslarını da gçlendirmen lazım.
Geçmiş olsun.
Spor salonu yoksa, bir sandalye üzerinde oturup, ayaklarını teker teker kaldırıp havada tutabilirsin 3x20sn şeklinde, varsa ayak bileklerine ağırlık da bağlayabilirsin.
www.universityorthopedics.com
Gym ball yerine de, direk sırtını duvara dayayarak, squat pozisyonunda (half squat da olur) 3x40sn setler yapabilirsin.
www.radianthealthmag.com
Bunlar bende işe yaradı ama tabii senin durumunda işe yarar mı bilmiyorum, deneyebilirsin.
Güçlü dizler için bacak kaslarını da gçlendirmen lazım.
Geçmiş olsun.
0
Bir de peggy+1. Leg extension + leg curl kombosu. Yüksek tekrar, düşük ağırlık, yavaş negatifler.
0
www.hollandandbarrett.com
bunu kullanıyorujm da fark ettirmedi. Hareketleri yapınca da uyluk kemiğimi de sanırım etkiledi çünkü orda da bir şeylik vardı geçen.
İkide bir mr de çektirmek istemiyorum.
bunu kullanıyorujm da fark ettirmedi. Hareketleri yapınca da uyluk kemiğimi de sanırım etkiledi çünkü orda da bir şeylik vardı geçen.
İkide bir mr de çektirmek istemiyorum.
0
postmodern rh
yiyorsaniz neden, yemiyorsanız neden?
yiyorsaniz neden, yemiyorsanız neden?
0
böbrek yiyorum haftada iki kere. ızgara şeklinde. tadını sevdiğim için yiyorum. diğer sakatatları bulamadığım için yiyemiyorum. en sevdiğim de billur aslında . (tandırda alüminyum folyaya sarılıp pişirilecek)
0
kurbandan kurbana yerim. özel olarak böbrek alıp yemedim hiç. aslında böbreği severim ama ne bileyim bildiğim löp et varken onu alıp yemek aklıma gelmiyor heralde. alışkanlık diyelim.
0
yemiyorum. çağrıştırdıkları hoşuma gitmiyor ve tadını seveceğimi düşünmüyorum
0
böbrek, yürek falan yiyorum. temiz görünüyor tadı da güzel.dalak hiç denk gelmedi olsa yerim. kelle, yanak ve türevlerinden tiksiniyorum. hele billur denen naneyi silah zoruyla yemem.
0
küçükken yerdim ama şimdi yemiyorum. hayvan sağlıklı değilse sakatat sakat iş diye düşünüyorum.
0
ekmeksiz götürürüm her türlü sakatatı.
çünkü tatları çok güzel. dil, beyin, kelle, dalak, böbrek, işkembe, kokoreç, billur, paça hepsi harika.
çünkü tatları çok güzel. dil, beyin, kelle, dalak, böbrek, işkembe, kokoreç, billur, paça hepsi harika.
0
ciğer dalak böbrek kelle taşak hiçbirini yemiyorum. sevmiyorum. çocukken bi kere halam taşak yedirdi öğğ bu ne dedim 7 yaşımdaki halimle. taşak diyip güldüler sonra hapır hupur yediler. taşak yenir mi lan? 7 yaşındaki çocuktaki psikolojik etkisine bak. o zamandan sonra çoğu iç organ bana bunu çağrıştırıyor. alışılageldiğimiz kıyma kuşbaşı vb şeyler dışında.
0
ciğer dışında sakatat yiyemiyorum. ciğeri de o kadar sevmem zaten. organ oldukları fikri rahatsız ediyor, kendimi çiğ kalp yiyen aztekli gibi hissediyorum.
0
sert sakatat sevmiyorum. yiyimi güzelse yerim. beyin, ciğer, kokoreç falan bayılırım. beyin denedim mi hatırlamıyorum. dalak da şu ciğerlerin arasından çıkan sert ve çiğnenmeyen etlerse yedim ve hiç sevmedim.
0
belki bi yemeğin içine falan koyup haber vermezlerse bu da ne garipmiş falan diyerek yerim de bilinçli şekilde yemem. iç organ yemek garip geliyor, aslında tamamen önyargı. hayvanın ha eti ha iç organı ama işte yerken aklımdan çıkmıyor. çocukluktan beri bi şekilde yediğim için kokoreç yiyorum ama bak ikiyüzlülüğe bak :(
0
her türlü sakatatı çok severim, ama "şu kadar zamanda şu kadar tüketirim" diyemem.
bazen aylarca denk gelmez yemem, bazen çok üst üste yerim.
gerçi en kötü ihtimalle arada bir canım kokoreç ya da işkembe falan çektiğinden o kadar da uzun aralar vermiyorum.
bazen aylarca denk gelmez yemem, bazen çok üst üste yerim.
gerçi en kötü ihtimalle arada bir canım kokoreç ya da işkembe falan çektiğinden o kadar da uzun aralar vermiyorum.
0
böbrek ve billur sevmiyorum. dalak çok ender, diğerleri daha sıklıkla. (ciğer, yürek, beyin, dil, uykuluk, kokoreç)
neden: lezzet.
neden: lezzet.
0
Bobrek kalp karaciger yerim.
Bir kere dil ve beyin yedim. Dilin tadi guzeldi ama suan dusununce igrenc geliyor. Dil olsa da yesem demem ama bobrek ciger kalp uclemesini canim ceker.
Kokorec dalak yemem.
Bir kere dil ve beyin yedim. Dilin tadi guzeldi ama suan dusununce igrenc geliyor. Dil olsa da yesem demem ama bobrek ciger kalp uclemesini canim ceker.
Kokorec dalak yemem.
0
dalak bobrek yemiyorum, tadi kotu oldugu icin.
kokorec, iskembe, kelle paca, tuzlama bunlarin hepsini yerim acimam.
kokorec, iskembe, kelle paca, tuzlama bunlarin hepsini yerim acimam.
0
Akciğer/Dalak/Testis yemem. Kalp/Böbrek/Bağırsak/Dil yerim. Karaciğeri pek sevmesem de onu da yerim. Beyin en son çocukken yemiştim.
0
sadece kokoreç yerim. Diğerlerinden sadece ciğer denedim, aromasını beğenmedim. geri kalanını da denemem. Önyargım var çocukluktan.
0
Etin hiçbir türlüsünü yiyemiyorum. Sakatat yeme düşüncesi bile iğrenç geliyor bana.
0
dalağı, böbreği bilmiyorum da tavuk taşlığının sotesine bayılıyorum.
yok böyle bir lezzet.
yok böyle bir lezzet.
0
Birçok sakatatı yiyebilmeme rağmen; dalak, böbrek ve beyin yiyemiyorum. Onların o yumuşak yapısı midemi bulandırıyor.
Ciğer, kokoreç, işkembe fln sakatatı her türlü yiyebiliyorum.
Ciğer, kokoreç, işkembe fln sakatatı her türlü yiyebiliyorum.
0
böbrek yiyiroum hatta iu ara yemekler boğzıma takılır gibi olduğu halde yiyorum seviyorum.
0
basubadelmevt
*Selam arkadaşlar, genetik, çevresel bir sürü faktör kansere yol açsa da korunmak için bizim de yapabilceğimiz bir şeyler olduğunu düşünüyorum. *Benim ilk ve en önemli yaptığım şey obezite sorununu çözmek, 30 kilo fazlam vardı, şu an 20'ye indirdim, yıl sonuna kadar da sıkı diyet devam. Sporu tüm ha
*Selam arkadaşlar, genetik, çevresel bir sürü faktör kansere yol açsa da korunmak için bizim de yapabilceğimiz bir şeyler olduğunu düşünüyorum.
*Benim ilk ve en önemli yaptığım şey obezite sorununu çözmek, 30 kilo fazlam vardı, şu an 20'ye indirdim, yıl sonuna kadar da sıkı diyet devam. Sporu tüm hayatıma yaydım. Yapmadığım gün huzursuzum çok. Obezitenin bir çok kansere davetiye çıkardığını öğrendiğimden beri zayıflama kararım hızlandı.
*Üçüncü olarak kanser hücrelerinin şekerle beslendiğini öğrendiğimden beri de şekere savaş açtım. Her türlü gazlı içecek, meyve suyu hayatımdan çıkardım. Sadece haftada 2 veya 3 gün bir porsiyon meyve yiyorum o kadar. Çok çok canım isterse 2 ayda bir özel bi yerden tatlı yeme imkanını kendime tanıdım o kadar. Bu 3 ayda bire çıkacak
* Bir de B12 vitamininin kan yapımındaki önemini araştırdım. Bu süreçten sonra b12 eksikliğimi gidermek için düzenli iğneler oluyorum. Benim takıntılı olduğum iki kanser türü var daha çok.Lösemi ve lenfoma. Bu kanserlere yakalanmamak için bağısıklığı güçlü tutmak gerekiyor.
*En önemli sebeblerinden biri de üzüntü. Her ne kadar duygusal ilişki yönünden üzüntülü halimi tam olarak halledemesem de beni üzen,geren, aşağı çeken insanları hayatımdan çıkardım. Yalnızca 50 kişi kaldı facebookumda 500 kişiden.Pozitif ve az insan var çevremde.
* 3 yıl sigara içtim. Hem de günde iki pakete yakın. Bir gün çat diye bıraktım. O günden beri aramıyorum. Ama itiraf etmeliyim ki kilo almam da etkisi var. Olsun yine de çok memnunum bu kararımdan.
* Paketli ve işlenmiş gıdaları yüzde yüz olmasa da(yüzde 90) hayatımdan çıkardım. Evde yogurdumuzu kendimiz yapıyoruz. Salam,sosis gırla önceden şimdi sadece kasaba özel olarak yaptırdıgım sucuktan yiyorum o da nadir.İçeriğine bakmadan hiç bir ürünü almamaya başladım.
* Her gün kullandıgım roll-onu saglıklı olan bir markayla değiştirdim. Bi sonraki adım şampuanımı ve duş jelimi doğalından seçmek olucak .Araştırıyorum hala.
* İşim stresliydi,sorumluluğum çok fazlaydı.Çat diye bastım istifayı. Tabi bunda işsiz de hayatımı idame ettirebilcek olmamın da etkisi vardı ama öyle olmasaydı daha hafif bir işe hemen başlardım. Dediğim gibi stres en büyük düşmanımız.
* Son olarak dışarda yemek olayı. Fast-food komple bıraktım.Ki önceden bağımlısıydım. Kullanılan yağlar çok sakat aman diyim.
* Bu kadar yazdım eğer bir gün kanser olursam gülersiniz de siz. Lütfen gülmeyin. Siz neler yapıyorsunuz? Onu anlatın?
EDİT: Alkol konusu sorulmuş.Zaten çok kullanmazdım. Şu an anca 3-4 ayda bir içiyorum ,bazen 6 aya çıkar. Alkolde olumsuz etkisi olan bişi, baya azaltmak lazım.
2) Bu arada bunları sadece kanser olmamak için yapmıyorum. Kanserin biraz da piyangoya benzediğini biliyorum. Saglıklı yaşamak bana iyi geliyor. Şu ana kadar aldıgım kararlardan çok memnunum.
*Benim ilk ve en önemli yaptığım şey obezite sorununu çözmek, 30 kilo fazlam vardı, şu an 20'ye indirdim, yıl sonuna kadar da sıkı diyet devam. Sporu tüm hayatıma yaydım. Yapmadığım gün huzursuzum çok. Obezitenin bir çok kansere davetiye çıkardığını öğrendiğimden beri zayıflama kararım hızlandı.
*Üçüncü olarak kanser hücrelerinin şekerle beslendiğini öğrendiğimden beri de şekere savaş açtım. Her türlü gazlı içecek, meyve suyu hayatımdan çıkardım. Sadece haftada 2 veya 3 gün bir porsiyon meyve yiyorum o kadar. Çok çok canım isterse 2 ayda bir özel bi yerden tatlı yeme imkanını kendime tanıdım o kadar. Bu 3 ayda bire çıkacak
* Bir de B12 vitamininin kan yapımındaki önemini araştırdım. Bu süreçten sonra b12 eksikliğimi gidermek için düzenli iğneler oluyorum. Benim takıntılı olduğum iki kanser türü var daha çok.Lösemi ve lenfoma. Bu kanserlere yakalanmamak için bağısıklığı güçlü tutmak gerekiyor.
*En önemli sebeblerinden biri de üzüntü. Her ne kadar duygusal ilişki yönünden üzüntülü halimi tam olarak halledemesem de beni üzen,geren, aşağı çeken insanları hayatımdan çıkardım. Yalnızca 50 kişi kaldı facebookumda 500 kişiden.Pozitif ve az insan var çevremde.
* 3 yıl sigara içtim. Hem de günde iki pakete yakın. Bir gün çat diye bıraktım. O günden beri aramıyorum. Ama itiraf etmeliyim ki kilo almam da etkisi var. Olsun yine de çok memnunum bu kararımdan.
* Paketli ve işlenmiş gıdaları yüzde yüz olmasa da(yüzde 90) hayatımdan çıkardım. Evde yogurdumuzu kendimiz yapıyoruz. Salam,sosis gırla önceden şimdi sadece kasaba özel olarak yaptırdıgım sucuktan yiyorum o da nadir.İçeriğine bakmadan hiç bir ürünü almamaya başladım.
* Her gün kullandıgım roll-onu saglıklı olan bir markayla değiştirdim. Bi sonraki adım şampuanımı ve duş jelimi doğalından seçmek olucak .Araştırıyorum hala.
* İşim stresliydi,sorumluluğum çok fazlaydı.Çat diye bastım istifayı. Tabi bunda işsiz de hayatımı idame ettirebilcek olmamın da etkisi vardı ama öyle olmasaydı daha hafif bir işe hemen başlardım. Dediğim gibi stres en büyük düşmanımız.
* Son olarak dışarda yemek olayı. Fast-food komple bıraktım.Ki önceden bağımlısıydım. Kullanılan yağlar çok sakat aman diyim.
* Bu kadar yazdım eğer bir gün kanser olursam gülersiniz de siz. Lütfen gülmeyin. Siz neler yapıyorsunuz? Onu anlatın?
EDİT: Alkol konusu sorulmuş.Zaten çok kullanmazdım. Şu an anca 3-4 ayda bir içiyorum ,bazen 6 aya çıkar. Alkolde olumsuz etkisi olan bişi, baya azaltmak lazım.
2) Bu arada bunları sadece kanser olmamak için yapmıyorum. Kanserin biraz da piyangoya benzediğini biliyorum. Saglıklı yaşamak bana iyi geliyor. Şu ana kadar aldıgım kararlardan çok memnunum.
0
1-2 seneye olursun kanserden. bu kadar saglikli olmak saglikli degil.
edit: aga saka yapiyorum ciddiye alma. 20 kilo fazlayi da attin mi tamamdir.
edit: aga saka yapiyorum ciddiye alma. 20 kilo fazlayi da attin mi tamamdir.
0
ben omega3 takviyesine başladım, şekeri bıraktım, paketli gıdaları çok aza düşürdüm. ayçiçek, mısır vs gibi yağları çıkardım hayatımdan. d vitaminim 12 çıktı karatay 100 olması gerekiyor diyor takviyeye başlamak istiyorum ama hamileyim kafama göre almak istemiyorum. kadın doğumcu almana gerek yok normal dedi :/
gluteni bırakmak istiyorum ama bulantılarım izin vermiyor şu aralar doğru düzgün yiyebildiğim tek şey ekmek türevleri makarna vs. :/
gluteni bırakmak istiyorum ama bulantılarım izin vermiyor şu aralar doğru düzgün yiyebildiğim tek şey ekmek türevleri makarna vs. :/
0
Uzak durmaya çalıştığım şeyler; sigara / alkol / paketlenmiş ürünler / mutsuz yaşam. Bunlar haricinde herşeyden abartmadan yerim, içerim. Spor falan da yapmam sadece günde yarım saat yürüyorum, yazları hergün 15km bisiklet sürüyorum.
Hayatında sağlıksız hiçbir şey bulamayacağın kişiler bile kanser oluyor. Cep telefonu olmayan, evinde kablolu internet olan, abur cubur asla yemeyen, sigara ve alkol hiç içmemiş, düzenli spor yapan biri bu bahsettiğim, böyle birini tanıyınca ister istemez kanserin ne yapıp edip seni bulacağını düşünüyorsun.
Hayatında sağlıksız hiçbir şey bulamayacağın kişiler bile kanser oluyor. Cep telefonu olmayan, evinde kablolu internet olan, abur cubur asla yemeyen, sigara ve alkol hiç içmemiş, düzenli spor yapan biri bu bahsettiğim, böyle birini tanıyınca ister istemez kanserin ne yapıp edip seni bulacağını düşünüyorsun.
0
Sağlıklı besleniyorum, spor yapıyorum ve kimyasalları mümkün olduğunca hayatımdan çıkarmaya çalışıyorum. Evimde temizlikte kimyasal kullanmıyorum. Çamaşır deterjanlarını kendim yapıyorum. Vb şeyler.
Edit: soranlar için, ev temizliği (yerleri silme, mutfak, banyo vs) buhar makinesi ile sadece buharla temizliyorum yani.
Edit: soranlar için, ev temizliği (yerleri silme, mutfak, banyo vs) buhar makinesi ile sadece buharla temizliyorum yani.
0
Dedem 80 yaşına kadar her gün minimum 5 km. yürürdü, ömrü boyunca alkol sigara kullanmadı, çikolatanın ne olduğunu bilmez, sebzesini kendi yetiştirir yağını kendi yapar yerdi, şehirden uzakta ağacın oksijenin bol olduğu bir yerde yaşadı ama 80 yaşında mide kanserinden öldü. Yani tüm yaptıkların güzel ama bunları yaptım kanserden korundum diye bir şey yok ne yazık ki.
Biz de seninkine şeyler yapıyoruz işte ama hiçbir şeyin garantisi yok. Özellikle yaşlılık dönemine girdiğinde hücrelerin zaten çürümeye başlıyor kanser bi yerden yakalayabiliyor. Biraz da şans işi bu.
Biz de seninkine şeyler yapıyoruz işte ama hiçbir şeyin garantisi yok. Özellikle yaşlılık dönemine girdiğinde hücrelerin zaten çürümeye başlıyor kanser bi yerden yakalayabiliyor. Biraz da şans işi bu.
0
Bu kadar uğraşmak bence aşırı gereksiz.
Dedelerden bahsediliyor. Benim dedem de ömrü boyunca sigara içti, yediği tatlının, şekerin haddi hesabı yok ama 80 küsür yaşında kanser falan olmadan öldü. Ne anne ne baba tarafımda kanser olmadığı için ben de pek sallamıyorum, sizin kaçındığınız her şeyi yapıyorum :) stres hariç tabi. streslenmeyen rahat bir yapım var. Hiçbir şeyi kafaya takmam. Rahat insanım.
Dedelerden bahsediliyor. Benim dedem de ömrü boyunca sigara içti, yediği tatlının, şekerin haddi hesabı yok ama 80 küsür yaşında kanser falan olmadan öldü. Ne anne ne baba tarafımda kanser olmadığı için ben de pek sallamıyorum, sizin kaçındığınız her şeyi yapıyorum :) stres hariç tabi. streslenmeyen rahat bir yapım var. Hiçbir şeyi kafaya takmam. Rahat insanım.
0
Ben de tüm temizlik ürünlerimi komple değiştirdim aslinda en guzeli peggy'nin dedigi gibi evde yapmak ama henuz o asamaya gelemedim. Temiz icerikli temizlik malzemesi aliyorum ve saglikli beslenmenin vs disinda her gun yesil cay iciyorum. Tarim ilaci yememek icin meyve sebzeyi sirkeli suda bekletiyorum ama ozon cihazlari da iyi temizliyormus, bende su an yok. Taze zerdecali tuketmeye calisiyorum, her gun omega-3 aliyorum. Onun disinda disarida asla yemek yemiyorum ( hepsi trans yag ile yapiliyor/translasiyor), paketlenmis gida tuketmiyorum. Yumusaticinin son derece riskli oldugunu gecen haftalarda ogrendim, temiz icerikli yumusatici aliyorum artik. Kuruyemisi, eti va sadece guvendigim yerlerden aliyorum. Yumurtayi da organik aliyorum. Metal konserve olan hicbir sey almiyorum. Ama ay kanser olucam korkusundan ziyade bile bile paramla zehir almamak icin bu tarz koklu degisikliklere gittim yoksa her ne kadar dikkat etsek de vucudumuzda hali hazirda benzeyen sinsi kanser hucreleri zaten var. Aktiflesip aktiflesmeyecegi tamamen cevresel ve genetik sansimiza kalmis. Zaten maruz kaldigimiz tum kansorejenleri dusundugunuzde hayatta kalmamiz mucize geliyor su an.
0
kanserden korunmak için çocukluktan itibaren yani 8-9 yaşlarına varmadan önce sağlıklı yaşam düzenini oturtmuş olmak gerekiyor.
bu yaşlardan sonra fenotip-genotip artık yavaştan kendi etkileşimini tamamlamış ve vücut çoktan kendi yol haritasını çizmiş oluyor zaten. o vakitten sonra yapılanlar etki eder etmez onun tartışması hala bilimsel çalışmalarla devam ediyor. fakat, üstteki arkadaşların dediği gibi çok çok sağlıklı beslenip erken yaşta küt diye gidenler olduğu gibi vücudunu olabildiğine hor kullanıp 80-90 a kadar hiçbişi olmadan yaşayan da var.
onun için biraz da genetik şans yanınızda olacak. vücudun çizmiş olduğu o yol haritasında sürprizler olmayacak.
bu yaşlardan sonra fenotip-genotip artık yavaştan kendi etkileşimini tamamlamış ve vücut çoktan kendi yol haritasını çizmiş oluyor zaten. o vakitten sonra yapılanlar etki eder etmez onun tartışması hala bilimsel çalışmalarla devam ediyor. fakat, üstteki arkadaşların dediği gibi çok çok sağlıklı beslenip erken yaşta küt diye gidenler olduğu gibi vücudunu olabildiğine hor kullanıp 80-90 a kadar hiçbişi olmadan yaşayan da var.
onun için biraz da genetik şans yanınızda olacak. vücudun çizmiş olduğu o yol haritasında sürprizler olmayacak.
0
ambalajlı abur cubur yemiyorum. kola, meyve suyu gibi yapay meşrubatlar içmiyorum. fast food'u da en son 5 yıl önce falan yemişimdir. onun dışında yürüyorum, koşuyorum, içki sigara çok az, düzenli uyuyorum falan işte. daha da ne yapayım bilemedim. limitim bu kadar.
not: bunları kanserden korunmak için değil, genel olarak sağlıklı yaşamak için yapıyorum. yoksa şu ana dek çevremde kanserden kaybettiğim insanların hepsi kendine bakan insanlardı, it gibi yaşayanlara ise bir şey olmadı. kansere yakalanmanın büyük oranda genetik olduğunu ve insan müdahalesiyle önlenemeyeceğine inanıyorum.
not: bunları kanserden korunmak için değil, genel olarak sağlıklı yaşamak için yapıyorum. yoksa şu ana dek çevremde kanserden kaybettiğim insanların hepsi kendine bakan insanlardı, it gibi yaşayanlara ise bir şey olmadı. kansere yakalanmanın büyük oranda genetik olduğunu ve insan müdahalesiyle önlenemeyeceğine inanıyorum.
0
bizim onkoda hastalara otacı nın şampuanını öneriyorlar gibi bir şey duymuştum doğal diye. şampuan arayışın için söyledim. hiçbir şey yapmıyorum, haftada 7 gün dışardan yemek yiyorum genellikle de fast food günde yarım paket sigara içiyorum. genç yaşta tansiyon hastası olacak gibiyim son ölçümlerde hep yüksek çıkıyor. stres desen gırla. doktorum.
0
uzun zamandır bu kadar özenerek okumamıştım bir yazıyı.
yaptıklarınız hiç kötü şeyler, veya hayat kalitesini düşüren şeyler değil. tebrik ederim, alkol konusunda ne gibi önlemler uyguluyorsunuz?
yaptıklarınız hiç kötü şeyler, veya hayat kalitesini düşüren şeyler değil. tebrik ederim, alkol konusunda ne gibi önlemler uyguluyorsunuz?
0
stresten uzak durmaya çalışıyorum. namaz kılıyorum. 2 aydır tek rekat kaçırmadım. gece namazına kalkıp dua ediyorum tüm kanser hastaları için. rabıta kuruyorum. tevekkül ve tefekkür ediyorum. nevzat tarhan, muhammed bozdağ gibi yazarları okuyorum.
0
çok da şeyapmamak lazım, kafada tutmamak lazım. güncelde tutunca tersinelik olabiliyo. (tecrübeyle sabit)
günlük yaşama devam edecen, üzüntüyü sıkıntıyı içselleştirmeycen, hergün yürümeye çalışacan, ot sebze eksik etmeycen.
yani bunları da "aman kanser olmayayım" diye değil, "ehehe akıllı yaşlanıyom ben" diyerek yapıcan. çünkü, düşünce nereye gemi oraya.
günlük yaşama devam edecen, üzüntüyü sıkıntıyı içselleştirmeycen, hergün yürümeye çalışacan, ot sebze eksik etmeycen.
yani bunları da "aman kanser olmayayım" diye değil, "ehehe akıllı yaşlanıyom ben" diyerek yapıcan. çünkü, düşünce nereye gemi oraya.
0
bir konuya ya da birine çok fazla odaklanmak, ona çok enerji yüklemek demektir.
yani kanser olursam diye korkmakla, kanser olmamak için buzdolabının üzerinde katkı maddesi notlarıyla yaşamak aynı etkiyi yaratıyor.
benim bir arkadaşım adını anmamak için kanser demez, kötü hastalık derdi.
üç saniye güneşte kalmış pet şişeden su içtiğimde, "kanser yapar" diye uyarırdı.
salam, sucuk, sosis tarzı işlenmiş gıdaları kanser yapıyor diye tüketmezdi.
kendini kansere karşı koruduğunu zannederken, aslında kanserle yaşıyor, ama farkında değil.
allah korusun, ama doğru fiziksel, psikolojik ve ruhsal ortam oluştuğunda ortaya çıkma ihtimali normalin çok üstünde.
çünkü sürekli kanser kavramı var kafasında.
konu aslında biraz da bundan ibaret.
siz hayatınızı yaşayacaksınız, bunun da varlığını kabul edeceksiniz, ama hayatınızda var etmeyeceksiniz.
yani hastalıktan korkmak ya da hastalığı dışlamak da doğru bir yaklaşım olmaz.
varlığını kabul etmemiz lazım.
ama hastalıklar düşman değildir, genelde bir şey anlatmaya çalışırlar.
bu konularda uzman sayılan biri, bir kitabında şunu yazmış:
"kişi geçmişiyle, hayatına girmiş (çıkmış ve/veya kalmış) insanlarla, ailesiyle gerçek anlamda barışık olur, hayatında kendine uygun bir konum bulur ve kendini doğru ifade ederse, köpek maması da yese sağlığı bundan çok etkilenmez."
burada yazılan kişi olmak, zaten birçok şeyi aşmış olmayı gerektiriyor, o yüzden gerçekten böyle birine dönüşebilmek çok ciddi bir süreç.
anlatılmak istenen asıl şey, "kendini ve enerjini bloke etmezsen, enerjinin akışını sağlar, hayatın içinde de akarak ilerleyebilirsen, o zaman zaten hasta olmazsın".
çünkü insan bedeni hasta olmak değil, olmamak için yaratılmış, birçok mucizeyle ve detayla dolu olan bir mekanizma.
hastalanması, senin bir yerde yaptığın yanlışı ya da doğru işlemeyen bir şeyi sana göstermeye çalıştığı anlamına geliyor.
ki zaten bu birbirini destekleyen bir döngü.
her gün aşırı sağlıksız denecek seviyede, rezil şekilde beslenen biri, zaten hayata bu şekilde bakamaz.
ya çok yerseniz psikolojiniz bozulur ya da psikolojiniz bozulduğu için çok yersiniz.
elbette yediğinin, içtiğinin sadece sağlığına değil, psikolojine bile gözle görülür, direkt etkisi var.
ama sadece iyi beslenmek ve spor yapmak değil bunun çözümü.
bütün olabilmek de bir o kadar, hatta bence kısmen daha fazla önemli.
"yani beş kilo fazlanızın olması/arada bir sevdiğiniz fast food'u tüketmeniz/kırmızı et yemeniz/arada bir alkol tüketmeniz vs. mi sağlığınız için daha tehlikeli, yoksa çocukluk travmalarınızı atlatamayıp, onlarla yaşamaya(?!) devam etmeniz mi?" diye sorulsa, ben travmaların beden ve genel sağlık üzerinde daha baskıcı ve yıkıcı etkileri olduğunu söylerim.
o yüzden daha çok bunlara odaklanmaya çalışıyorum.
yani kanser olursam diye korkmakla, kanser olmamak için buzdolabının üzerinde katkı maddesi notlarıyla yaşamak aynı etkiyi yaratıyor.
benim bir arkadaşım adını anmamak için kanser demez, kötü hastalık derdi.
üç saniye güneşte kalmış pet şişeden su içtiğimde, "kanser yapar" diye uyarırdı.
salam, sucuk, sosis tarzı işlenmiş gıdaları kanser yapıyor diye tüketmezdi.
kendini kansere karşı koruduğunu zannederken, aslında kanserle yaşıyor, ama farkında değil.
allah korusun, ama doğru fiziksel, psikolojik ve ruhsal ortam oluştuğunda ortaya çıkma ihtimali normalin çok üstünde.
çünkü sürekli kanser kavramı var kafasında.
konu aslında biraz da bundan ibaret.
siz hayatınızı yaşayacaksınız, bunun da varlığını kabul edeceksiniz, ama hayatınızda var etmeyeceksiniz.
yani hastalıktan korkmak ya da hastalığı dışlamak da doğru bir yaklaşım olmaz.
varlığını kabul etmemiz lazım.
ama hastalıklar düşman değildir, genelde bir şey anlatmaya çalışırlar.
bu konularda uzman sayılan biri, bir kitabında şunu yazmış:
"kişi geçmişiyle, hayatına girmiş (çıkmış ve/veya kalmış) insanlarla, ailesiyle gerçek anlamda barışık olur, hayatında kendine uygun bir konum bulur ve kendini doğru ifade ederse, köpek maması da yese sağlığı bundan çok etkilenmez."
burada yazılan kişi olmak, zaten birçok şeyi aşmış olmayı gerektiriyor, o yüzden gerçekten böyle birine dönüşebilmek çok ciddi bir süreç.
anlatılmak istenen asıl şey, "kendini ve enerjini bloke etmezsen, enerjinin akışını sağlar, hayatın içinde de akarak ilerleyebilirsen, o zaman zaten hasta olmazsın".
çünkü insan bedeni hasta olmak değil, olmamak için yaratılmış, birçok mucizeyle ve detayla dolu olan bir mekanizma.
hastalanması, senin bir yerde yaptığın yanlışı ya da doğru işlemeyen bir şeyi sana göstermeye çalıştığı anlamına geliyor.
ki zaten bu birbirini destekleyen bir döngü.
her gün aşırı sağlıksız denecek seviyede, rezil şekilde beslenen biri, zaten hayata bu şekilde bakamaz.
ya çok yerseniz psikolojiniz bozulur ya da psikolojiniz bozulduğu için çok yersiniz.
elbette yediğinin, içtiğinin sadece sağlığına değil, psikolojine bile gözle görülür, direkt etkisi var.
ama sadece iyi beslenmek ve spor yapmak değil bunun çözümü.
bütün olabilmek de bir o kadar, hatta bence kısmen daha fazla önemli.
"yani beş kilo fazlanızın olması/arada bir sevdiğiniz fast food'u tüketmeniz/kırmızı et yemeniz/arada bir alkol tüketmeniz vs. mi sağlığınız için daha tehlikeli, yoksa çocukluk travmalarınızı atlatamayıp, onlarla yaşamaya(?!) devam etmeniz mi?" diye sorulsa, ben travmaların beden ve genel sağlık üzerinde daha baskıcı ve yıkıcı etkileri olduğunu söylerim.
o yüzden daha çok bunlara odaklanmaya çalışıyorum.
0
annem her şeyin kalitelisini bulur yedirirdi. mutfakta inanılmaz özenliydi. yediğimiz içtiğimiz hep özenliydi.
abur cubur hadi kırk yılda bir tuzlu çerez mısır yerdim canım çekince.
öyle kozmetik vs evimizde çok kullanılan şeyler değil, annem de pek kullanmazdı.
deterjanın biyolojik olarak çözünen doğal formlarına falan bakardı.
her bokumuz özenliydi ama 15 yaşında lenf kanseri oldum. ailede de yoktu. sanırım ota boka dikkat etmekle olmuyor bu korunma işleri.
ama stres çok etkili bence ben çocukluğumdan beri sinir hastasıyım.
abur cubur hadi kırk yılda bir tuzlu çerez mısır yerdim canım çekince.
öyle kozmetik vs evimizde çok kullanılan şeyler değil, annem de pek kullanmazdı.
deterjanın biyolojik olarak çözünen doğal formlarına falan bakardı.
her bokumuz özenliydi ama 15 yaşında lenf kanseri oldum. ailede de yoktu. sanırım ota boka dikkat etmekle olmuyor bu korunma işleri.
ama stres çok etkili bence ben çocukluğumdan beri sinir hastasıyım.
0
benim dedem şöyleydi böyle oldu boşa uğraşıyorsunuz diyenler; bizde zaten bazı şeylere dikkat edince kanser olmayacağız demiyoruz.
İngiltere kanser araştırmaları 1960 dan sonra doğan her iki kişiden biri evet her iki kişiden biri, hayatının bir döneminde kanser teşhisi yiyecek diyor. UK'da durum bu kadar vahimken kimbilir Türkiye ne durumda. Sürekli yeni kanser hastanesi açılıyor insanlar kar etmeyeceği işlere girer mi neden dünyanın önde gelen tohum/yem üreticileri aynı zamanda ilaç sektörünün devi acaba bunlar tesadüf mü? Sağlıklı beslenmeye rağmen elbette kanser olabilirim ama ihtimali yüzde bir bile azaltsam kardır ki zaten önemli olan kanser olduktan sonraki yaşantın.
www.cancerresearchuk.org
sonuçta kimse nasıl öleceğini bilmiyor hastalıklara dikkat edersin araba ezer ölürsün, sağlıklı beslenmenin, sağlığa dikkat etmenin kimseye bir zararı yok. ama tersinin zararı ortada.
İngiltere kanser araştırmaları 1960 dan sonra doğan her iki kişiden biri evet her iki kişiden biri, hayatının bir döneminde kanser teşhisi yiyecek diyor. UK'da durum bu kadar vahimken kimbilir Türkiye ne durumda. Sürekli yeni kanser hastanesi açılıyor insanlar kar etmeyeceği işlere girer mi neden dünyanın önde gelen tohum/yem üreticileri aynı zamanda ilaç sektörünün devi acaba bunlar tesadüf mü? Sağlıklı beslenmeye rağmen elbette kanser olabilirim ama ihtimali yüzde bir bile azaltsam kardır ki zaten önemli olan kanser olduktan sonraki yaşantın.
www.cancerresearchuk.org
sonuçta kimse nasıl öleceğini bilmiyor hastalıklara dikkat edersin araba ezer ölürsün, sağlıklı beslenmenin, sağlığa dikkat etmenin kimseye bir zararı yok. ama tersinin zararı ortada.
0
Önceki cevabıma ek olarak:
Benim gibi kanser kayıpları çok olan biriyseniz ( + son altı yılımı kanser sabıkalısı biri olarak yaşadım), kanser konusuna algınız açık oluyor. Kendim de dahil olmak üzere çevremdekilerden (bilebildiklerim) ve yazılanlardan (kitap, anı vb) çıkardığım; bu işin çok sıkı bi şekilde hayat enerjisiyle ilişkili olduğu.
Bağışıklığın, ayna nöronlarının, bilinçaltının çalışma prensiplerini bilip hareket etmekte fayda var. Vücut zaten biz dengesini bozmazsak gerekeni yapmaya programlı. Artı bişey yapmaya gerek yok, dengesini bozmayalım yeter.
Düşünceyle ilgili bilimsel gelişmeler:
www.matematiksel.org
Başımıza gelecek olanda düşünme sistemiz diğer herşeyden daha etkin. Biz yaşadığımız koşullara uyum sağlayabilen canlılarız. Onu yedik bunu içtik diye dert etmezsek o şey bizim için dert olmaktan çıkabiliyor. Onunla yaşamaya alışıyoruz, o yönde evriliyoruz. İşte kanıtı :
www.sciencealert.com
Sıkıntıyı içinize atmayın, içselleştirmeyin. Neşeyi doya doaya yaşayın,i herkes görsün onlar da nasiplensin :)
Benim gibi kanser kayıpları çok olan biriyseniz ( + son altı yılımı kanser sabıkalısı biri olarak yaşadım), kanser konusuna algınız açık oluyor. Kendim de dahil olmak üzere çevremdekilerden (bilebildiklerim) ve yazılanlardan (kitap, anı vb) çıkardığım; bu işin çok sıkı bi şekilde hayat enerjisiyle ilişkili olduğu.
Bağışıklığın, ayna nöronlarının, bilinçaltının çalışma prensiplerini bilip hareket etmekte fayda var. Vücut zaten biz dengesini bozmazsak gerekeni yapmaya programlı. Artı bişey yapmaya gerek yok, dengesini bozmayalım yeter.
Düşünceyle ilgili bilimsel gelişmeler:
www.matematiksel.org
Başımıza gelecek olanda düşünme sistemiz diğer herşeyden daha etkin. Biz yaşadığımız koşullara uyum sağlayabilen canlılarız. Onu yedik bunu içtik diye dert etmezsek o şey bizim için dert olmaktan çıkabiliyor. Onunla yaşamaya alışıyoruz, o yönde evriliyoruz. İşte kanıtı :
www.sciencealert.com
Sıkıntıyı içinize atmayın, içselleştirmeyin. Neşeyi doya doaya yaşayın,i herkes görsün onlar da nasiplensin :)
0
EXXE01
Sizin için; inançlı biri olsanız inançsız bir eş seçimi sıkıntı olur mu
Sizin için; inançlı biri olsanız inançsız bir eş seçimi sıkıntı olur mu
0
ne kadar inançsız olduğuna ve senin ne kadar inançlı olduğuna bağlı şimdi.
bir de sen neye inanıyorsun hangi dine yani?
Türkiyeden örnek Sen müslümansın ama eşin koyu ateist ise imkansız değil olabilir ama mutlaka sıkıntılar er geç baş gösterir.
Birbirinizi seviyorsanız aşılamayacak bir sorun yoktur ama.
bir de sen neye inanıyorsun hangi dine yani?
Türkiyeden örnek Sen müslümansın ama eşin koyu ateist ise imkansız değil olabilir ama mutlaka sıkıntılar er geç baş gösterir.
Birbirinizi seviyorsanız aşılamayacak bir sorun yoktur ama.
0
selamlar,
kuran' ı kerimde;
allaha inanan birinin, ateist biri ile evlenmesi haram olarak gösteriliyor.
kuran' ı kerimde;
allaha inanan birinin, ateist biri ile evlenmesi haram olarak gösteriliyor.
0
Eş seçimi demişsiniz yani ciddi bir ilişkiden bahsediliyor, buna göre yanıt vereyim;
İnançlı olsam inançsız biriyle birlikte olur muydum? Hayır.
İnançsızım, inançlı biriyle birlikte olur muyum? Hayır.
Her şekilde sıkıntı olur. Şimdi olmazsa ileride olur.
İnançlı olsam inançsız biriyle birlikte olur muydum? Hayır.
İnançsızım, inançlı biriyle birlikte olur muyum? Hayır.
Her şekilde sıkıntı olur. Şimdi olmazsa ileride olur.
0
aynı dinin mezheplerinden olanlar bile anlaşamıyorken inançlı birinin inançsız biri ile aynı çatı altında yaşaması çok zor. imkansız demiyorum ama çok zor. bi kere inanç deidğimiz şey zaten hayatın tümüne kurallar koyup şekillendiren bişey. karşındaki buna neden uysun, nasıl uysun?
ha tabi inancın ve inançsızlığın ne noktada olduğu da önemli.
ha tabi inancın ve inançsızlığın ne noktada olduğu da önemli.
0
bu çok kişisel bir soru yani herkese göre farklı senaryolar gelişebilir. ama genel kanım sevdikten sevildikten sonra sıkıntı yaratmayacağı. birbirine saygı duyan insanlar bunu sorun etmeyecektir.
ama evlilikte ne kadar ortak noktada buluşulursa o kadar rahat olunuyor tabii ki. mesela ben kendimce namazlarımı kılmaya çalışıyorum, eşimde öyle. sinemaya vs ye gideceksek eşim planları ona göre yapıyor bu da benim için artı oluyor. sonuçta ibadetlerimi yapabildiğim zaman daha mutlu oluyorum bundan daha doğal bir şey olamaz. ama evlenmeden önce bunlara hiç bakmamıştım zaten evlendikten çok sonra başladım bazı şeylere eşiminde benimle aynı fikirde olması güzel bir artı benim için.
ama evlilikte ne kadar ortak noktada buluşulursa o kadar rahat olunuyor tabii ki. mesela ben kendimce namazlarımı kılmaya çalışıyorum, eşimde öyle. sinemaya vs ye gideceksek eşim planları ona göre yapıyor bu da benim için artı oluyor. sonuçta ibadetlerimi yapabildiğim zaman daha mutlu oluyorum bundan daha doğal bir şey olamaz. ama evlenmeden önce bunlara hiç bakmamıştım zaten evlendikten çok sonra başladım bazı şeylere eşiminde benimle aynı fikirde olması güzel bir artı benim için.
0
inanca olan mesafeleri ile ilgili spesifik bir durum. mesela inançlı olan kişi inandığı değerlerin tamamını yaşamına entegre etmeye çalışıyorsa inancıyla çelişmemek adına inançsız olanla bir evlilik bağı kurmaz. teoride inanıp pratikte uygulamıyorsa, ya da kendine göre yorumlayıp yaşıyorsa her koyun kendi bacağından diyerek eş seçimini inancına karşı meşrulaştırır. din dogmadır, insan pragmatik. dinden fayda görüyorsa inanır, dinle çelişiyorsa bir yolunu bulur. o yüzden inanç hayatında ne kadar yer kaplıyor,ne kadar ciddiye alıyorsun,kararlarında ne kadar etkili önce bunların cevabını bulup ondan sonra bu soruyu sormakta fayda var.
böyle bir evlilik olacaksa öncesinde gerçekçi bir konuşma yapıp, ileride yaşanacak muhtemel sorunları belirlemek lazım, mesela çocuk yetiştirmek.
böyle bir evlilik olacaksa öncesinde gerçekçi bir konuşma yapıp, ileride yaşanacak muhtemel sorunları belirlemek lazım, mesela çocuk yetiştirmek.
0
Etiketten bağımsız olarak aynı/benzer ahlaki değerlere inanmadığım biriyle birlikte olmak istemem.
0
Başlarda sıkıntı olmasa da bir gün patlıyor.
Nasıl oruç tutmazsın yaaa? bari cumaya git?
şimdi sen xxxxx'e inanmıyo musun? ve içinde bilimum "şüphesiz" kelimesi geçen ama şüpheli cümleler.
Nasıl oruç tutmazsın yaaa? bari cumaya git?
şimdi sen xxxxx'e inanmıyo musun? ve içinde bilimum "şüphesiz" kelimesi geçen ama şüpheli cümleler.
0
sıkıntı tabi ki.
bi kere inanmayan adam kafirden beterdir.
cehennem narında cayır cayır yanacaktır.
hiç doğru bulmuyorum.
inançlı, abdestli namazlı bir eş tercihi daha doğru olacaktır.
bu konuda yüce kitabımız kuran-ı kerimde ayet vardır, Allah yasaklamıştır.
Allahın nefreti onların üzerindedir, iki dünyada da rahat yüzü görmeyeceklerdir.
kendini yakma.
çok iyi, çok dürüst, çok ahlaklı olsa dahi bir ateist ile evlenme ve arkadaş olma.
( her boku açıklayamayan atayiz )
bi kere inanmayan adam kafirden beterdir.
cehennem narında cayır cayır yanacaktır.
hiç doğru bulmuyorum.
inançlı, abdestli namazlı bir eş tercihi daha doğru olacaktır.
bu konuda yüce kitabımız kuran-ı kerimde ayet vardır, Allah yasaklamıştır.
Allahın nefreti onların üzerindedir, iki dünyada da rahat yüzü görmeyeceklerdir.
kendini yakma.
çok iyi, çok dürüst, çok ahlaklı olsa dahi bir ateist ile evlenme ve arkadaş olma.
( her boku açıklayamayan atayiz )
0
sikinti olur net, birbirinizi sevmekle falan da asamazsiniz. cocuk oldugunda eger ben cocugumun herhangi bir dini inancla yetismesini istemiyorsam, karsimdaki da camiye/kiliseye gitmesini, oruc tutmasini, dua ogrenmesini vs. istiyorsa iste bu ciddi sorun, asilacak bir sey de degil. taraflardan birinin kendi cocugunun yetistirilme tarzi icin ciddi anlamda odun vermesi, kendini degistirmesi lazim ki, o da yanlis zaten. sevgi bu degil.
0
yani benimle çatışmayacaksa sıkıntı olmaz. ben ortodoks biriyle evlenirim evlenecek olsam. bana tutup yok çocuğu vaftiz ettirmeyiz, çocuğu kiliseye gidemezsin yok estek yok köstek derse o iş olmaz. zaten başta konuşulup okey almazsam bu topa girmem o da var.
0
Olur. Hayatı beraber yaşayacağız, birçok temel konuda ortak veya paralel değerleri paylaşmak gerekir. Yoksa o evlilik savaşa dönüşür.
0
Bir kişi gerçekten dindar bir müslümansa zaten inançsız biri ile evlenilemeyeceğini bilir. kültürel müslüman ve seküler hayat süren biri için inançsız olmasının çok da önemi yok.
0
inançsız taraf inançlı tarafa sabırlı yaklaşıp inandıklarının saçmalıktan ibaret olduğunu anlatsın, sıkıntı olmaz. kalan ömbür kuşlar gibi özgür geçer ne güzel.
0
islami olarak zaten bir müslümanın evlenebileceği kişiler belli. ateist biriyle evlenemez. mesela müslüman bir kadın sadece müslüman erkekle, müslüman bir erkek sadece ehli kitap kadınlarla evlenebilir. bunun dışında insanın inancı, mesleği, hobileri, kazandığı para hayat tarzını belirliyor. bu yüzden aslında çoğu şey uygun eş konusunda belirleyici olabiliyor. inanç gibi önemli bir şey çok daha belirleyici olur. yaşam tarzları farklıdır bir kere.
0
Bu tarz uyumsuzluklar işin içine çocuk ve iki tarafın da aileleri gireceğinden evlilikte problem olur. İlişkide olmayabilir ama.
0
biz biri inançlı biri inançsız iki kişi evlendik, bir sıkıntı olmadı.
p.s. evlilikte 5 yılı devirdim ve şunu öğrendim. 1-2 kural hariç gerisini siz koyuyorsunuz. yani inanç meselesi evlilik kurumu için sorun olmaz, siz ve evlendiğiniz kişi için sorun olursa olur. bu tamamen kişilere bağlı. evliliğin karakterini tamamen evlenenler belirlerler.
p.s. evlilikte 5 yılı devirdim ve şunu öğrendim. 1-2 kural hariç gerisini siz koyuyorsunuz. yani inanç meselesi evlilik kurumu için sorun olmaz, siz ve evlendiğiniz kişi için sorun olursa olur. bu tamamen kişilere bağlı. evliliğin karakterini tamamen evlenenler belirlerler.
0
Zaman nasıl da değişiyor. Benim zamanımda faişistle komünist evlenirse nasıl olur, olur mu olmaz mı konuşulurdu. Şimdi inançlı inançsız konuşuluyor. Sizin çocuklarınız neler konuşacak kim bilir. Onların payına Mars'a gelin gitme meselesi düşebilir gibi...
Birbirlerine "neden inanmıyorsun/neden inanıyorsun bla bla" demeyecek kafa yapısındalarsa sorun olmaz. Düşüncesine, inancına saygı duyarsa, değiştirmeye yönelmezse niye sorun olsun ki.
Çocuk olduğunda inanç konusundaki tutumlarını önceden belirlemeleri iyi olur tabii. Biri anya biri konya derse çocuk için nasıl olur, önceden tetkik etmek lazım.
Sorudaki "sizin için" ifadesine ilişkin ufak bi not:
Evliliğin çalışma prensibine göre; bir şey sizin için sorun oluyorsa o sorun karşı tarafın da sorunudur aynı zamanda.
Birbirlerine "neden inanmıyorsun/neden inanıyorsun bla bla" demeyecek kafa yapısındalarsa sorun olmaz. Düşüncesine, inancına saygı duyarsa, değiştirmeye yönelmezse niye sorun olsun ki.
Çocuk olduğunda inanç konusundaki tutumlarını önceden belirlemeleri iyi olur tabii. Biri anya biri konya derse çocuk için nasıl olur, önceden tetkik etmek lazım.
Sorudaki "sizin için" ifadesine ilişkin ufak bi not:
Evliliğin çalışma prensibine göre; bir şey sizin için sorun oluyorsa o sorun karşı tarafın da sorunudur aynı zamanda.
0
Benim için sorun olurdu.Müslümanım ve inançsız biriyle evli olmak istemezdim.en büyük sorun dini nikah kısmı ve çocuk yetiştirme olurdu.
Sorun yasamam diyen yalan söyler.
Sorun yasamam diyen yalan söyler.
0
issiz karga
telefon, tv, bilgisayar önerilerinin sorulduğu yerde böyle sormak biraz abuk kaçtı sanki ama durum onu gerektirdi.bütçe ortalama 1500, maksimum 2000 e çıkılabilir. bosch düşünülüyor ama kullanılıp memnun kalınan markalardan da öneri yapabilirsiniz tabii.model, özellik vs gibi konularda öneri yapaca
telefon, tv, bilgisayar önerilerinin sorulduğu yerde böyle sormak biraz abuk kaçtı sanki ama durum onu gerektirdi.
bütçe ortalama 1500, maksimum 2000 e çıkılabilir. bosch düşünülüyor ama kullanılıp memnun kalınan markalardan da öneri yapabilirsiniz tabii.
model, özellik vs gibi konularda öneri yapacaklara, şusu olsun bu su olmasa da olur tarzı yol göstereceklere müteşekkir olurum :)
bütçe ortalama 1500, maksimum 2000 e çıkılabilir. bosch düşünülüyor ama kullanılıp memnun kalınan markalardan da öneri yapabilirsiniz tabii.
model, özellik vs gibi konularda öneri yapacaklara, şusu olsun bu su olmasa da olur tarzı yol göstereceklere müteşekkir olurum :)
0
3.5 yıldır ben de siemens kullanıyorum, hiçbir problemini görmedim. siemesle ilgili problemin varsa bosh al.
bilmem kaç programlı falan gibi özelliklere çok takılma. o kadar özelliği kullanmayacaksın. bana göre sadece kısa program ve tencereleri de yıkayabileceğin dolu program olması yeterli .
bilmem kaç programlı falan gibi özelliklere çok takılma. o kadar özelliği kullanmayacaksın. bana göre sadece kısa program ve tencereleri de yıkayabileceğin dolu program olması yeterli .
0
çok programa takılma +1
son dönem iç aksamı plastik olanlar çıktı, bence metal olması daha iyi olur.
ekşi'de incelemeler var, bi bak istersen:
eksisozluk.com
son dönem iç aksamı plastik olanlar çıktı, bence metal olması daha iyi olur.
ekşi'de incelemeler var, bi bak istersen:
eksisozluk.com
0
Bosch Siemens genel olarak iyi olmakla birlikte o bütçeye hiç gerek yok. 800-900 liralık bir Arçelik Beko da aynı işi yapıyor. Servisi yaygın vs.
Uzun yıllardır her iki ikiz markayi da kullanıyoruz. Hiçbirinde sorun çıkmadı, performansları aynı. Bosch Siemens daha pahalı sadece.
Uzun yıllardır her iki ikiz markayi da kullanıyoruz. Hiçbirinde sorun çıkmadı, performansları aynı. Bosch Siemens daha pahalı sadece.
0
2 yıldır siemens kullanıyorum, öyle çok programlı bir şey değil, inanılmaz memnunum. benim için en önemli özelliği sessiz olması, makinenin çalıştığını neredeyse duymuyorsun.
ekonomik programı var: 3 saat 15 dk sürüyor
kısa programı var: 45 dk sürüyor
bir de 65 derecelik programı var onu hiç kullanmadım bile.
ayrıca yarısı boş özelliği var, çalıştırırken o tuşa da bastığınızda hem süresi kısalıyor hem daha az su harcıyor.
linki de bu sanırım, buradakiyse 4 programlıymış, sadece eco ve quick olanları kullandığımdan 4. programdan haberim bile yok :)
www.hepsiburada.com
ekonomik programı var: 3 saat 15 dk sürüyor
kısa programı var: 45 dk sürüyor
bir de 65 derecelik programı var onu hiç kullanmadım bile.
ayrıca yarısı boş özelliği var, çalıştırırken o tuşa da bastığınızda hem süresi kısalıyor hem daha az su harcıyor.
linki de bu sanırım, buradakiyse 4 programlıymış, sadece eco ve quick olanları kullandığımdan 4. programdan haberim bile yok :)
www.hepsiburada.com
0
Tam 2 yıl oldu, tek yaşıyorum ve www.hotpoint.com.tr bunu kullanıyorum.
Yeni evli çift arkadaşlarım var, onlar ise www.bosch-home.com.tr Bosch kullanıyor. İkisinin arasındaki gürültü farkını deneyimleme şansım oldu ve Bosch gerçekten baya sessiz. Ayrıca Bosch'un 3. bir sepeti daha mevcut, çatal-bıçak takımlarının daha iyi yıkanabilmesi için en üste eklenmiş, gayet mantıklı ve kullanışlı.
Hemen hemen tüm modellerde Eco (50 derece) modu mevcuttur, dikkat edilmesi gereken özellik enerji sınıfı olmalıdır. Bir de tabi ki Vestel vb. markalardan uzak duruyoruz :)
Yeni evli çift arkadaşlarım var, onlar ise www.bosch-home.com.tr Bosch kullanıyor. İkisinin arasındaki gürültü farkını deneyimleme şansım oldu ve Bosch gerçekten baya sessiz. Ayrıca Bosch'un 3. bir sepeti daha mevcut, çatal-bıçak takımlarının daha iyi yıkanabilmesi için en üste eklenmiş, gayet mantıklı ve kullanışlı.
Hemen hemen tüm modellerde Eco (50 derece) modu mevcuttur, dikkat edilmesi gereken özellik enerji sınıfı olmalıdır. Bir de tabi ki Vestel vb. markalardan uzak duruyoruz :)
0
ben geçtiğimiz aylarda çok araştırdım. aynı anda bir kaç beyaz eşya daha almam gerekiyordu. en son arçelik'e gittim ve tek kalemde alıp çıktım. hepsini bir kerede kurdular ve gittiler. çok fazla marka ile uğraşma derim. arçelik standart 3 programlı 770 liraya denk geldi. ürün başarılı. evde sorunsuz kullanıyoruz. daha yüksek fiyatları sadece estetik olarak başarılı. çok fazla para vermene gerek yok. çok programa gerek yok. 3 yeter. diğer markaların tedariği, servisi gerçekten sorunlu. alana kadar her şey güzel ama aldıktan sonra günlerce bekletebiliyorlar.
içinin plastik ya da metal olması anneler için önemli. metal isterler hep. diğer yandan bir kaç yerde okumuştum. o plastik yüksek sıcaklıklara dayanıklı ve antibakteriyel özelliklere sahip. paslanmaz çelik olunca aslında o plastik tabakanın üzerinde oluyormuş yine. takılmayın böyle şeylere. çok para harcamayın.
içinin plastik ya da metal olması anneler için önemli. metal isterler hep. diğer yandan bir kaç yerde okumuştum. o plastik yüksek sıcaklıklara dayanıklı ve antibakteriyel özelliklere sahip. paslanmaz çelik olunca aslında o plastik tabakanın üzerinde oluyormuş yine. takılmayın böyle şeylere. çok para harcamayın.
0
Selamlar,
Bellı bir süre profesyonel bulaşık yıkamış birisi olarak ev tipi makinelerin dandik ve ultra teknolojik olanlarının dışında pek matah bir yıkama farkı yok. Koku yapmayan filtreli olan modeller filan çiçek orası ayrı. Evde siemensin zamanında çok paraya alınmış bir makinesi vardı. 7 yıl çalıştı sonra bozuldu, beyni yanmış tamir 800 lira filan ve verimlilik garantisi yok. Bizde gidip 1600 liraya arcelik aldık. Fişe takılıysa yıkama haricinde arada fan çalıştırıyor koku yapmıyor. Çiçek gibide yıkıyor. Mutfakta yemek yerken, sohbet ederken çalışma sesi duyulmuyor. Garanti isinide uzatarak çözdük. Bir 5 sene kafa rahat. Çağrı merkezini arayınca aynı gün servisi geliyor garanti dışında bile astronomik rakamlar çıkarmadan onarıyor.
İlerde ailenin kalabaliklasmasi gibi bir olasılık yoksa 1000 liralık makineler bile iş görür. Bence arçelik düşünmelisiniz.
Bellı bir süre profesyonel bulaşık yıkamış birisi olarak ev tipi makinelerin dandik ve ultra teknolojik olanlarının dışında pek matah bir yıkama farkı yok. Koku yapmayan filtreli olan modeller filan çiçek orası ayrı. Evde siemensin zamanında çok paraya alınmış bir makinesi vardı. 7 yıl çalıştı sonra bozuldu, beyni yanmış tamir 800 lira filan ve verimlilik garantisi yok. Bizde gidip 1600 liraya arcelik aldık. Fişe takılıysa yıkama haricinde arada fan çalıştırıyor koku yapmıyor. Çiçek gibide yıkıyor. Mutfakta yemek yerken, sohbet ederken çalışma sesi duyulmuyor. Garanti isinide uzatarak çözdük. Bir 5 sene kafa rahat. Çağrı merkezini arayınca aynı gün servisi geliyor garanti dışında bile astronomik rakamlar çıkarmadan onarıyor.
İlerde ailenin kalabaliklasmasi gibi bir olasılık yoksa 1000 liralık makineler bile iş görür. Bence arçelik düşünmelisiniz.
0
utkumon
"özgür olmayı deneyin; açlıktan ölürsünüz. bütün aşağılanmalarımız açlıktan ölmeye karar veremememizden gelir."
"özgür olmayı deneyin; açlıktan ölürsünüz. bütün aşağılanmalarımız açlıktan ölmeye karar veremememizden gelir."
0
Kısacası patronlarına kafa tut açlıktan öl ya da her dediğini yap eziklen.
Saçma geldi veya anlamadım ama mendil-sul satarak da özgür olabilirim.
Saçma geldi veya anlamadım ama mendil-sul satarak da özgür olabilirim.
0
Bir anlamda insanın hayatta kalması başkalarının iradesine bağlıdır/bağlı olabilir. İnsanın doğadan kopma süreci (tarım devrimi) ile birlikte; özgür iradeyle, tek başına karar alamayacak duruma gelmesi, attığı her adımda toplum (diğer özgür iradeyle karar almaya çalışan varlıklar bütünü) ile etkileşimi, ancak özellikle de kapitalist sistemde ekonomik anlamda insanların birbirlerine bağlı olmasının özgürlüğü kısıtladığını ifade ediyor.
Bence mantıklı.
Ayrıca bu dayı anarko-komünizme de göz kırpmış sanırım.
Bence mantıklı.
Ayrıca bu dayı anarko-komünizme de göz kırpmış sanırım.
0
Bu anlamda bi özgürlük, hangi yaşam tarzını kurarsan kur, hangi yaşam formuna bakarsan bak, hangi felsefeyi kurarsan kur, geçerli değil.
Açlıktan ölmemek için yapılan işler aşağılanma değil. Afrika savanında da olsan karnını doyurmak için emek vermek zorundasın.
Aşağılanma; insanlık dışı bir sistemde var olmanın getirdiği bi durum, yaşamakla ilgili değil.
Elmalarla armutlar aynı tabakta tartılmaz, aynı tabakta servis ediebilir.
Açlıktan ölmemek için yapılan işler aşağılanma değil. Afrika savanında da olsan karnını doyurmak için emek vermek zorundasın.
Aşağılanma; insanlık dışı bir sistemde var olmanın getirdiği bi durum, yaşamakla ilgili değil.
Elmalarla armutlar aynı tabakta tartılmaz, aynı tabakta servis ediebilir.
0
pastörizesüt
Sevgili duyuru sakinleri terzi kendi söküğünü dikemez hesabı bir durum yaşıyorum. Boğazım o kadar şişti ve ağrıyor ki her yutkunmam işkence. Hiç boğazımın bu kadar acıdığını hatırlamıyorum. Tam 24 saattir durum bu. Majezik oral sprey kullanıyorum bana mısın demiyor pastil de işe yaramıyor. Başka hiç
Sevgili duyuru sakinleri terzi kendi söküğünü dikemez hesabı bir durum yaşıyorum. Boğazım o kadar şişti ve ağrıyor ki her yutkunmam işkence. Hiç boğazımın bu kadar acıdığını hatırlamıyorum. Tam 24 saattir durum bu. Majezik oral sprey kullanıyorum bana mısın demiyor pastil de işe yaramıyor. Başka hiç bir şikayetim yok gayet iyi hissediyorum.Yutkunmayayım diye tükürüklerimi biriktiriyorum valla oturup ağlıcam :(
Var mı önerisi olan şunu yap bunu yap bana iyi gelmişti vs diyebileceğiniz?
Var mı önerisi olan şunu yap bunu yap bana iyi gelmişti vs diyebileceğiniz?
0
çok geçmiş olsun. Bol karabiberli nane limon kaynat o biber boğazını yaksın.
biraz saçma olabilir ama ben küçükken boğazım çok şişince annem taze ekmeğin o üst çıtır yerleri var ya orayı az çiğneterek yuttururdu bademciğini yırtsın rahatla diye ve işe de yarardı. sen de bir dene istersen ama hemen etki etmese de daha sonra etkiyi alırsın.
biraz saçma olabilir ama ben küçükken boğazım çok şişince annem taze ekmeğin o üst çıtır yerleri var ya orayı az çiğneterek yuttururdu bademciğini yırtsın rahatla diye ve işe de yarardı. sen de bir dene istersen ama hemen etki etmese de daha sonra etkiyi alırsın.
0
bal+zencefil+sıcak su karışımı iyi geliyor bana.
benim de yılda bir senin gibi oluyor boğazım çook kötü bir durum, psikolojisini bile etkiliyor insanın anlıyorum seni, özellikle yutkunamamak beni de deli ediyordu. acil şifalar diliyorum.
benim de yılda bir senin gibi oluyor boğazım çook kötü bir durum, psikolojisini bile etkiliyor insanın anlıyorum seni, özellikle yutkunamamak beni de deli ediyordu. acil şifalar diliyorum.
0
@mavipanter'in dediğine yakın olacak, sıcak bir suyun içine limon + bol karabiber
0
*taze zencefili rendeleyip limonlu sıcak su içerinde 3 dakika demledikten sonra onu içmek(siz bal da katabilirsiniz), sabah akşam yapınca bayağı işe yaramıştı bende.
*biberli çaylar(mesela pul biberli yeşilçay)+1
*adaçaylı gargara da yaparsanız o da gayet rahatlatıyor.
*biberli çaylar(mesela pul biberli yeşilçay)+1
*adaçaylı gargara da yaparsanız o da gayet rahatlatıyor.
0
Sarımsak çiğnedin mi? Ben başlar başlamaz iki üç diş sarımsağı çiğnerim iyice, ağzımın boğazımın her yerine değmesini sağlarım. Ertesi güne daha rahatlarım. Uzun zamandır yapıyorum, başlamadan bitiyor.
Bir dene istersen, zararı olmaz faydası olur zannımca.
Bir dene istersen, zararı olmaz faydası olur zannımca.
0
majezik in antibakteriyel bir özelliği olduğunu düşünmüyorum.
tedavi amaçlı ilaveten tantum verde sprey kullanabilirdin.
pastil olarak gerçek etken madde içerikli strepsils tarzı pastil kullanmalıydın.
yinede doktora görünmek en iyisi durumun faranjite doğru gidiyor.
tedavi amaçlı ilaveten tantum verde sprey kullanabilirdin.
pastil olarak gerçek etken madde içerikli strepsils tarzı pastil kullanmalıydın.
yinede doktora görünmek en iyisi durumun faranjite doğru gidiyor.
0
ben de iki gündür çekiyordum, daha bugün geçti. bal ve zencefili çok sık duyuyorum.
bugün bana şu önerildi: yarım çay bardağı bala küçük küçük limon parçacıkları atıyormuşsun, üzerine de azıcık zencefil, rende şeklinde herhalde.
ayrıca bir de ılık sahlep de iyi geliyormuş.
ne durumda olduğunu çok iyi anlıyabiliyorum, çabuk geçer umarım.
bugün bana şu önerildi: yarım çay bardağı bala küçük küçük limon parçacıkları atıyormuşsun, üzerine de azıcık zencefil, rende şeklinde herhalde.
ayrıca bir de ılık sahlep de iyi geliyormuş.
ne durumda olduğunu çok iyi anlıyabiliyorum, çabuk geçer umarım.
0
nezle/grip degilse, bogaz cogunlukla streptokok bakterileri enfekiyonundan dolayi boyle boyle olur. bunun icin de ya streptokok icin ya da genis spektrumlu antibiyotik alman lazim. muayene olmanda fayda var.
ev isi agri kesici cozum ariyorsan, karanfil. agzinda bol bol cigneyebilirsin ve sicak suya bolca atip, esansini suya saldiginda, ilik haldeyken bogazinda gargara yapabilirsin. hem ilik oldugu icin yumusatir hem de karanfil agri kesici ozelligiyle bogaz bolgesini biraz rahatlatir.
surekli ilik su icerek nemli tutmanda fayda var.
ev isi agri kesici cozum ariyorsan, karanfil. agzinda bol bol cigneyebilirsin ve sicak suya bolca atip, esansini suya saldiginda, ilik haldeyken bogazinda gargara yapabilirsin. hem ilik oldugu icin yumusatir hem de karanfil agri kesici ozelligiyle bogaz bolgesini biraz rahatlatir.
surekli ilik su icerek nemli tutmanda fayda var.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
Hayatımda bi kere bile bahis oynamadım, habire bahis sitelerinden mesaj geliyor. Bıktım usandım, illallah geldi artık. Enbet, parsbet, betbilmemne... Hep isimler değişik. Bazen 100 tane mesaj oluyo bakmıyorum, önemli mesajlar arada kaynıyor filan. Sil sil bitiremedim arkadaş, vallahi bela okuyacağı
Hayatımda bi kere bile bahis oynamadım, habire bahis sitelerinden mesaj geliyor. Bıktım usandım, illallah geldi artık.
Enbet, parsbet, betbilmemne... Hep isimler değişik. Bazen 100 tane mesaj oluyo bakmıyorum, önemli mesajlar arada kaynıyor filan. Sil sil bitiremedim arkadaş, vallahi bela okuyacağım artık o derece bıktım.
Telefon : Sony xperia.
Enbet, parsbet, betbilmemne... Hep isimler değişik. Bazen 100 tane mesaj oluyo bakmıyorum, önemli mesajlar arada kaynıyor filan. Sil sil bitiremedim arkadaş, vallahi bela okuyacağım artık o derece bıktım.
Telefon : Sony xperia.
0
farklı bir mesaj uygulaması indirebilirsiniz onların mesaj filtreleme özelliği olabiliyor. sürekli farklı numaradan geliyorsa işe yaramaz bence ama.
tiss(google abiye yazın) ile şikayet edilebilir ama adı üstünde tıssss :D
tiss(google abiye yazın) ile şikayet edilebilir ama adı üstünde tıssss :D
0
Google abilik bişi değil ki bu, telefon hattıma geliyor mesajlar. Benim telefon numaram internetin hiçbir yerinde yok hatırladığım kadarıyla.
0
Telefon numaralarını göremiyorum ki. Yalnız bişi dikkatimi çekti son iki tanenin sonundaki kodlar aynı. Google abiye sordum bi şirketten geliyormuş bunlar. Şirketin sitesinde şikayet formu var, doldursam mı bilemedim. mesajın saatini adımı soyadımı filan soruyor.
Telefon numarama isteğim dışında mesajlar yollayıp beni bunaltan bi oluşuma da güvenemiyorum açıkçası.
Tüketici mahkemesine mi gitsem diye düşünüyorum.
Ne yapayım sizce?
Telefon numarama isteğim dışında mesajlar yollayıp beni bunaltan bi oluşuma da güvenemiyorum açıkçası.
Tüketici mahkemesine mi gitsem diye düşünüyorum.
Ne yapayım sizce?
0
tiss.gtb'ye şikayet kaydı oluşturabilirsiniz. Benimkiler epey azaldı bu sayede. Bazı şikayetlerim savcılığa yönlendirilmiş. Fakat artık sistemde şöyle bir şey var, adres istiyor. Önceden yoktu bu. Firmalarla vatandaşı yüzyüze getirmek için mi bilmiyorum, adresimi paylaşmak istemediğim için artık kayıt oluşturamıyorum. Belki siz denersiniz.
0
bedrozan
https://pbs.twimg.com/media/B2yAefHIMAAjUQ-.jpgsb.İnternette gördüm çok hoşuma gitti.Murathan Mungan damgası var internette ama nedir doğruluğu bilmiyorum.Birkaç kitabına baktım göremedim bu şiiri. Gerçekten ona mı ait bu yoksa uydurulmuş şiirlerden mi ?Eğer ona aitse hangi kitapta geçiyor ?teşekkür
pbs.twimg.com
sb.
İnternette gördüm çok hoşuma gitti.Murathan Mungan damgası var internette ama nedir doğruluğu bilmiyorum.Birkaç kitabına baktım göremedim bu şiiri. Gerçekten ona mı ait bu yoksa uydurulmuş şiirlerden mi ?
Eğer ona aitse hangi kitapta geçiyor ?
teşekkürler şimdiden.
sb.
İnternette gördüm çok hoşuma gitti.Murathan Mungan damgası var internette ama nedir doğruluğu bilmiyorum.Birkaç kitabına baktım göremedim bu şiiri. Gerçekten ona mı ait bu yoksa uydurulmuş şiirlerden mi ?
Eğer ona aitse hangi kitapta geçiyor ?
teşekkürler şimdiden.
0
Yaz Geçer adlı kitabına baktım şimdi, yok.
Ben pek benzetemedim, içeriiği yakalmış da kelimeler, dizim hiç onluk değil.
Murathan Mungan benim okuduğum kadarıyla böyle açıkça demiyor diyeceğini. Arada boşluk varmış da sen dolduracakmışın gibi yazıyor.
"
Ben pek benzetemedim, içeriiği yakalmış da kelimeler, dizim hiç onluk değil.
Murathan Mungan benim okuduğum kadarıyla böyle açıkça demiyor diyeceğini. Arada boşluk varmış da sen dolduracakmışın gibi yazıyor.
"
0
maria callas
Bu örgü olayını çok sevdim, adeta terapi gibi beni sakinleştiriyor fakat örecek de bir şey bulamıyorum pek, erkek arkadaşıma 2 tane boyunluk ördüm bi tane de kendime ördüm. Siz neler örüyorsunuz, battaniyeye falan mı geçsem acaba ehueh? Ek not: En son ne ördünüz paylaşır mısınız bi de renkli bi duyu
Bu örgü olayını çok sevdim, adeta terapi gibi beni sakinleştiriyor fakat örecek de bir şey bulamıyorum pek, erkek arkadaşıma 2 tane boyunluk ördüm bi tane de kendime ördüm. Siz neler örüyorsunuz, battaniyeye falan mı geçsem acaba ehueh?
Ek not: En son ne ördünüz paylaşır mısınız bi de renkli bi duyuru olsun :)
Ek not: En son ne ördünüz paylaşır mısınız bi de renkli bi duyuru olsun :)
0
orlon ipinden lif örebilirsin 75 ilik ile başlayıp şiş ile, tığ ile değil şekil şekil abartıp 10 tane yap kalsın kenarda.. baya kazak falan örenler var, pdf şeklinde bulabilirsin internette örgü dergileri begendiğin bir modeli kestir gözüne yardır.
ps. bir yün ipi satan yere gidin onlar size mentorluk yaparlar, gorduğum kadarı ile yüncülerde kadın günleri kıvamında satış yapılıyor. Bakırköy tırnaztepe pasajının altındaki yüncüleri tavsiye ederim model falanda öneriyorlar
ps. bir yün ipi satan yere gidin onlar size mentorluk yaparlar, gorduğum kadarı ile yüncülerde kadın günleri kıvamında satış yapılıyor. Bakırköy tırnaztepe pasajının altındaki yüncüleri tavsiye ederim model falanda öneriyorlar
0
Humm yeğenim yok, granny square da sadece battaniyede güzel bence ya, köy işi gibi yelek falan sevemedim. haakmaarraak.s3.amazonaws.com şöyle iyi.
şöyle iyi.
0
tığ ile battaniye örmeyi çok seviyorum ben de.
kocaman, pufidik şeyler yapıyorum genelde.
kocaman, pufidik şeyler yapıyorum genelde.
0
büyük şiş gibi tığla tunus işi boyunluk ördüm daha demin bitirdim hatta. 3-4 sene önce de battaniye örmüştüm aynı şeyle. şişle örme konusunda başarılı değilim.
0
Ben çok seviyorum ama pek vakit bulamadığımdan yapmıyorum. En son bebek beresi ile atkısı ördüm. Ondan önce panço örmüştüm kendime. Pançoyu tavsiye ederim, hem örmesi kolay hem de kullanması güzel.
Benimki kırçıllı bir ip olduğundan örneksiz yaptım, dümdüz ördüm, ama şöyle modeller de güzel:
www.makyajtelevizyonu.com
Benimki kırçıllı bir ip olduğundan örneksiz yaptım, dümdüz ördüm, ama şöyle modeller de güzel:
www.makyajtelevizyonu.com
0
tig isi de dahilse ben su an yaka örüyorum. bitmesine az bisey kaldi. örnegi bir blogda bulmustum da simdi tekrar bulamadim. evde kayitli olmasi lazim, ilgini cekerse paylasabilirim.
0
ne örmüyorum ki :)
birkaç ay sonra bir kızım olacak önce ona bir yelek ördüm. ardından tv battaniyesi diye başladığım bir battaniyeyi bebek battaniyesine çevirdim. şimdi ise başka bir battaniye örüyorum.
arada kendime kazak falan örüyordum sonra onu bıraktım. en favorim ise 5 şişle patik/çorap falan örmek. bildiğim anneanneler babaanneler gibi 5 şişle patik örüyorum. yardım istersen yeşillendirebilrsin :)
edit: bu arada ben pek tığ tutamıyorum o yüzden şişle yapılan örgüler bana daha keyif veriyor.
birkaç ay sonra bir kızım olacak önce ona bir yelek ördüm. ardından tv battaniyesi diye başladığım bir battaniyeyi bebek battaniyesine çevirdim. şimdi ise başka bir battaniye örüyorum.
arada kendime kazak falan örüyordum sonra onu bıraktım. en favorim ise 5 şişle patik/çorap falan örmek. bildiğim anneanneler babaanneler gibi 5 şişle patik örüyorum. yardım istersen yeşillendirebilrsin :)
edit: bu arada ben pek tığ tutamıyorum o yüzden şişle yapılan örgüler bana daha keyif veriyor.
0
yazlık çantalar yapabilirsin. çok güzel oluyor, terletmiyor da. yıka yıka kullan.
ben dikişçiyim, bu sıralar ördüğüm bişe yok, örgü yapınca kolumda ağrı oluyor. zamanında yapmıştım epeyce. yarım kalıp beni bekleyenler de var epeyce ^^.
mısır pamuğu iplklerinden bluzlar yapmıştım kızlara. sonra moda oldu herkes yaptı hatta, eheh. bikiniler yaptım, suda çok kullanışlı olmuyor, güneşlenmelik kulanıldı o da pek pratik olmadı haliyle.
makrome ipinden çekmece düzenleyicileri yapmıştım sık iğneyle. makrome yıkamaya geliyor, leke tutmuyor, çok kullanışlı. far döküldü, ruj değdi derdi yok.
granny square en sevdiğim. çook şeyler yaptım. şal harika oluyor. ince yün aldım çile olrak. bi tanesi için iki kat, diğerinde üç kat sardım. hem sıcacık tuttu, hem çok güzel oldu. bir de patik çok seviyorum. şu an kullandığım patiklerim de granny square :)
yatak örtüsü, yelek, yaz akşamları battaniyesi, tek motiften yazlık bluz... herşey oluyor.
patikciğim :)
hizliresim.com
ben dikişçiyim, bu sıralar ördüğüm bişe yok, örgü yapınca kolumda ağrı oluyor. zamanında yapmıştım epeyce. yarım kalıp beni bekleyenler de var epeyce ^^.
mısır pamuğu iplklerinden bluzlar yapmıştım kızlara. sonra moda oldu herkes yaptı hatta, eheh. bikiniler yaptım, suda çok kullanışlı olmuyor, güneşlenmelik kulanıldı o da pek pratik olmadı haliyle.
makrome ipinden çekmece düzenleyicileri yapmıştım sık iğneyle. makrome yıkamaya geliyor, leke tutmuyor, çok kullanışlı. far döküldü, ruj değdi derdi yok.
granny square en sevdiğim. çook şeyler yaptım. şal harika oluyor. ince yün aldım çile olrak. bi tanesi için iki kat, diğerinde üç kat sardım. hem sıcacık tuttu, hem çok güzel oldu. bir de patik çok seviyorum. şu an kullandığım patiklerim de granny square :)
yatak örtüsü, yelek, yaz akşamları battaniyesi, tek motiften yazlık bluz... herşey oluyor.
patikciğim :)
hizliresim.com
0
nasıl özeniyorum sizin gibi beceriklilere :( solak olduğumdan baştan kaybediyorum zaten, en kolayı penye ip ve kalın tığla sepet örmek dediler bi heves aldım youtube videolarından izleyip izleyip yapayım dedim ağzı gevşeye gevşeye marula döndü :/ hayır videonun da aynısını yaptım yani hatam nerdeydi onu da bilemediğim için düzeltemiyorum da. kaçtı gitti hevesim.
bi gün bi solak örgücü yakalarsam ben de öğreneceğim ^_^
bi gün bi solak örgücü yakalarsam ben de öğreneceğim ^_^
0
Alize kalın ip aldım battaniye başlamaya karar verdim, selanik mi örsem bunu nasıl yapsam ki bi de bu yurtdışındaki ultra kalın yünlerin hastasıyım param olursa alıcam ondan da 2 kg battaniye boyunluk falan yapcam. Tığ işinde ben de çok iyi değilim çok küçükken fiskos masasına bi örtü yapmıştım dantel o kadar. Granny için ip bulamadım ama ondan sıkıldıkça ona devam etmeli yapacaktım neyse ona da başlarım bi ara :)
0
Bu arada duyurudan faydalanayım, izninle @maria callas :)
Tuhafiyesinde Alize Lanagold, 590 renk ip gören olursa haber verebilir mi? İst içi olduğu takdirde yer fark etmez, gidip alırım. Hiçbir yerde bulamıyoruz, kazak yarım kaldı:) Firmaya mail attım, bir şey çıkmadı.
edit: @krem peynir sağolsun bulundu, teşekkürler:)
Tuhafiyesinde Alize Lanagold, 590 renk ip gören olursa haber verebilir mi? İst içi olduğu takdirde yer fark etmez, gidip alırım. Hiçbir yerde bulamıyoruz, kazak yarım kaldı:) Firmaya mail attım, bir şey çıkmadı.
edit: @krem peynir sağolsun bulundu, teşekkürler:)
0
Ben de birkaç tane boyunluk ördüm, misinalı şişten dönen model. Sonra şala geçtim. İnstagramda sundayshawl etiketiyle çok hoş tığla yapılan ve kolay ilerleyen modeller var. Şimdi ise eni geniş olan (bir şiş eninde gibi) şal örüyorum, hem diz battaniyesi gibi oluyor hem de omuz için (modeli bir artır bir kes).
Bir de tunus işi modelini sevdim bu ara, ondan da 3 renkli battaniye yaptım, sütun şeklinde yapıp birleştirdim.
Suan fotografları yok ama unutmazsam gönderirim :)
Bir de tunus işi modelini sevdim bu ara, ondan da 3 renkli battaniye yaptım, sütun şeklinde yapıp birleştirdim.
Suan fotografları yok ama unutmazsam gönderirim :)
0
senolll
Merhaba,Veganlara uygun yapılabilecek Türk tatlısı ne vardır?Bir de kuruyemiş içermemesi gerek.Teşekkürler
Merhaba,
Veganlara uygun yapılabilecek Türk tatlısı ne vardır?
Bir de kuruyemiş içermemesi gerek.
Teşekkürler
Veganlara uygun yapılabilecek Türk tatlısı ne vardır?
Bir de kuruyemiş içermemesi gerek.
Teşekkürler
0
kabak tatlısı? ama onun da üzerine bir şey serpiştirmek şart tabii. yemiş yerine hindistan cevizi olabilir. onun haricinde çoğu şeyi veganlara uygun yapabilirsin aslında. en son vegan bacon gördüm. abarttılar işi.
0
Helva cok da severim. Ben vegan baklava bile yapiyorum. Yumurta yerine kabartma tozu, tereyagi yerine zeytinyagi koy, nisasta kakao su ile puding yap, muz ile dondurma yap. Yaratici ol secenek cok!
0
kabak tatlısı. üstüne kuruyemiş yerine biraz tahin dökerseniz müthiş olur.
0
ayva, elma tatlıları
un helvası, irmik helvası
lokum
lokma
pestil
ekmek tatlısı ( bayat ekmekleri kızart, şerbetle)
un helvası, irmik helvası
lokum
lokma
pestil
ekmek tatlısı ( bayat ekmekleri kızart, şerbetle)
0
Kadayif (Hamurunda sut kullanilmayip sadece su ile yapilmis olan)
Kestane sekeri
Kestane sekeri
0
tito
Olaya ortasından giriyorum idare edin.30 yaşındayım Ankara'da yaşıyorum. Tam 10 yıldır çalışıyorum.Çalıştığım iş için üniversiteyi yarım bıraktım.Askere gitmedim.Okul ve askerlik ailevi sebepler ve işin parasal imkanları sebebiyle oldu.4 bin tl kira getiren bir işyeri satın aldim çalışırken.Kredi b
Olaya ortasından giriyorum idare edin.
30 yaşındayım Ankara'da yaşıyorum.
Tam 10 yıldır çalışıyorum.
Çalıştığım iş için üniversiteyi yarım bıraktım.
Askere gitmedim.
Okul ve askerlik ailevi sebepler ve işin parasal imkanları sebebiyle oldu.
4 bin tl kira getiren bir işyeri satın aldim çalışırken.
Kredi borcum vs bitti fakat bu dönemde bende bittim.
Hem fiziken hem ruhen bitmiş durumdayim.
50 60 bin kadar birikmiş param ve 30 bin değerinde arabam var.
Ankaradan gitmek istiyorum.
İşten ayrılırsam asla geri dönme şansım yok.
4 bin gelir ile denizi olan herhangi bir yerde huzur içinde yaşamak istiyorum.
Durumu özetledikten sonra sorular şunlar;
Nerde yaşayabilirim?
4 bin tl türkiye şartlarında standart bir hayat için yeterli mi?
Sıkılırsam şayet ne iş yapabilirim?
Evden çalışmak istesem ne gibi şeyler yapabilirim?
8. Aya kadar çalışarak birikimimi biraz daha arttırabilirim.
Fazla sorumluluk gerektirmeyecek bir iş kurabilir miyim?
Yardımcı olacaklara şimdiden teşekkür ederim.
30 yaşındayım Ankara'da yaşıyorum.
Tam 10 yıldır çalışıyorum.
Çalıştığım iş için üniversiteyi yarım bıraktım.
Askere gitmedim.
Okul ve askerlik ailevi sebepler ve işin parasal imkanları sebebiyle oldu.
4 bin tl kira getiren bir işyeri satın aldim çalışırken.
Kredi borcum vs bitti fakat bu dönemde bende bittim.
Hem fiziken hem ruhen bitmiş durumdayim.
50 60 bin kadar birikmiş param ve 30 bin değerinde arabam var.
Ankaradan gitmek istiyorum.
İşten ayrılırsam asla geri dönme şansım yok.
4 bin gelir ile denizi olan herhangi bir yerde huzur içinde yaşamak istiyorum.
Durumu özetledikten sonra sorular şunlar;
Nerde yaşayabilirim?
4 bin tl türkiye şartlarında standart bir hayat için yeterli mi?
Sıkılırsam şayet ne iş yapabilirim?
Evden çalışmak istesem ne gibi şeyler yapabilirim?
8. Aya kadar çalışarak birikimimi biraz daha arttırabilirim.
Fazla sorumluluk gerektirmeyecek bir iş kurabilir miyim?
Yardımcı olacaklara şimdiden teşekkür ederim.
0
buralar yorum dolacak bence. ben de merak ediyorum kafamda bir şeyler var ama şimdi söyleyip bulandırmayayım bir şeyi.
0
4 bin tl türkiye şartlarında standart bir hayat için yeterli mi?
4 bin tl ile türkiye'de standart bir hayat sürdüremeyeceğini düşünüyorsan asıl sıkıntı sende. öncesinde aylık 1.400 lira ile yaşayanları anlamaya çalış. sonrasında maddi karşılık vererek edineceğin beklenti ve hayallerini bir kaç seviye aşağıya çekersen sanıım durum lehine düzelebilir. ayda yaklaşık 10.000 tl almasına ragmen sıkıntı yaşayan, iki yakasını bir araya getiremeyenleri de görürsen ( ya da onları tanıyorsan ) asıl sorunun para değil de başka şeyler olduğunu anlarsın sanırım.
4 bin tl ile türkiye'de standart bir hayat sürdüremeyeceğini düşünüyorsan asıl sıkıntı sende. öncesinde aylık 1.400 lira ile yaşayanları anlamaya çalış. sonrasında maddi karşılık vererek edineceğin beklenti ve hayallerini bir kaç seviye aşağıya çekersen sanıım durum lehine düzelebilir. ayda yaklaşık 10.000 tl almasına ragmen sıkıntı yaşayan, iki yakasını bir araya getiremeyenleri de görürsen ( ya da onları tanıyorsan ) asıl sorunun para değil de başka şeyler olduğunu anlarsın sanırım.
0
@1adam herhangi bir hayalim yok çalışırken parayla yapılacak şeylerin bir çoğundan hevesimi aldım fakat 4 bin tl ile alakalı olarak şöyle bir sorun var ilerde biriyle hayatımı birleştirdim diyelim o zaman ne olacak? Yine de yetecek mi? Bu konularda kararsızım.
0
anlıyorum tabi ve aslında konu uzun sonuçta. bir kaygın var. ama evliliğin kendisi anlayışlı bir eşle birlikte güzel olduktan sonra yaşayacağın bazı zorluklarda tuzu biberi olsun. daha ne olacak ? bilmiyorum ama yarını belirsiz bir işte 4000 tlnin çok altında maaş alan ben (bekar halimle) bunları düşünüyorum.
0
Huzurlu ve sakin bir yaşam arıyorsanız Hatay da aklınızda olsun. Deniz denince insanın aklına Antalya Muğla Aydın İzmir geliyor genelde ama Hatay'ın Dörtyol, Denizciler, Arsuz gibi ilçelerinde hem yaşam ucuz hem de deniziyle ormanıyla oldukça huzurlu. İş konusunda bir şey diyemiyorum, iş konuşmak bile stres yapıyor bende. Seçimlerinizden pişman olmayacaginiz mutlu bir hayat dilerim.
0
@md11 Hatay denizcilerde malesef akrabalarım oturuyor bu kararı alma sebeplerinden biriside iğrenç akrabalarımdan biraz uzaklaşabilmek.
0
aslında zor yollardan geçmiş olsanız bile bence şuan durumunuz gayet iyi.düzenli bir akar sağlamışsınız.
bu gelir, türkiye şartlarında hiçte yabana atılabilecek bir parada değil.
şehirden kaçmak için bir şansınız var.hemde yüksek bir şans.bence balıkesir in sahil kasabalarına bir bakın.
bu arada, birikmiş paranız ve arabanızla birlikte cebeci kurtuluş tarafında bir gayrimenkul daha elde edebilirsiniz.
hem kiracısız kalma ihtimali az, hemde kentsel dönüşüm sonrası değeri artacaktır.
bu gelir, türkiye şartlarında hiçte yabana atılabilecek bir parada değil.
şehirden kaçmak için bir şansınız var.hemde yüksek bir şans.bence balıkesir in sahil kasabalarına bir bakın.
bu arada, birikmiş paranız ve arabanızla birlikte cebeci kurtuluş tarafında bir gayrimenkul daha elde edebilirsiniz.
hem kiracısız kalma ihtimali az, hemde kentsel dönüşüm sonrası değeri artacaktır.
0
kuzey ege guzel bir alternatif.
tavsiyem, oyle bir dukkan daha alacak bir calismaya gir, aylik gelirinin gerekirse bir kismini bu ikinci dukkani almaya finanse etmeye ayir. gidip kuzey ege'ye yerles. ilk X sene mevcut birikimin + aylik duzenli gelirinin finansmandan kalan kismiyla yasamaya calis. birkac sene sonra ikinci dukkan da kendini finanse etmeye baslayinca aylik simdinin parasiyla 8k civarinda bir parayla hem guzel yasarsin, hem bulundugun yerde iyi bir pozisyonda olursun, hem de istediginde baska bir sehire hareket etme kabiliyetin olur.
merak ettim, aylik 4k kira getiren isyeri nerde? ben de benzer yatirimlik yer ariyorum da :)
tavsiyem, oyle bir dukkan daha alacak bir calismaya gir, aylik gelirinin gerekirse bir kismini bu ikinci dukkani almaya finanse etmeye ayir. gidip kuzey ege'ye yerles. ilk X sene mevcut birikimin + aylik duzenli gelirinin finansmandan kalan kismiyla yasamaya calis. birkac sene sonra ikinci dukkan da kendini finanse etmeye baslayinca aylik simdinin parasiyla 8k civarinda bir parayla hem guzel yasarsin, hem bulundugun yerde iyi bir pozisyonda olursun, hem de istediginde baska bir sehire hareket etme kabiliyetin olur.
merak ettim, aylik 4k kira getiren isyeri nerde? ben de benzer yatirimlik yer ariyorum da :)
0
abi bence 30 yaşına kadar çok iyi bir birikim yapmışsın. yani 50bin birikmiş, 30binlik araba, kira geliri vs. yıpranmışsın belli ancak karşılığını da almışsın görünüyor. isteklerin çok doğal ve bence endişe etmeni gerektirecek bir durum yok. deniz kenarında yaşamak istiyorsan aklına gelen yerleri git bir ara araştır ''ben burada yaşarım'' dediğin denizkenarında bir şehirde bir ev bul. ilk başta kiraya da girebilirsin ama birikmişin de varken ve hazır kira gelirin de varken biraz peşinatla girip kira öder gibi ev sahibi olursan daha güzel olur ileride evlenmeyi vs. düşündüğün için. 4bin tl ye istanbul dışında her yerde standart bir hayat yaşanacağını düşünüyorum. ekşide falan yazıyorlar ya ona bile gülüyorum. standartlar çok farklı. yani benim aklıma standart deyince borçsuz harçsız muhtaç olmadan yaşamak geliyor. 4bin tl ile muhit olarak çok yükseklere göz konmaz ise istanbulda bile yaşanır standart bir hayat. 8. aya kadar çalışıp biraz daha birikim yapsan bu arada da yaşayacağın yeri bulmaya çalışsan, sonra oraya yerleşsen gerisi gelir diye düşünüyorum. orada da bir ev sahibi olursan sırtın yere gelmez inşallah. kira ödemediğin sürece 4bin tl ile ailenle geçinip gidersin bence. çalışma kısmına girmiyorum çünkü ne işte mahirsin vs. bilmediğim için ortaya konuşmak havada kalır.
0
@foster birikmiş kısmıyla yerleşeceğim yerden bir ev almayı düşünüyordum fakat öneriniz de gayet uygun gibi.
0
@hybridus malesef birikmiş param ve üzerine ayda ekleyeceğim 2 bin tl ve alacağım yerin getireceği 4 bin tl kira yani 6 bin tl ve ve 50 bin tl peşinatla ne kredi cekilebilir ne de 8 10 sene kredi ödenebilir ne de ben buna dayanabilirim. Aldığım işyeri ankara ostim de ve şu sıralar değeri 900 bin civarında yani 50 bin peşinat ve maksimum 6 bin tl geri ödemeyle bitirebilir bir borc değil bahsettiğin.
0
@fyodor fyodorovic güzel temennilerin için teşekkür ederim umarım söylediğin gibi borcsuz ve kimseye muhtac olmadan yasayabilrim.
0
yani şimdi 4.000 ile standart yaşam derken sizin standartınız ne onu bilmek lazım, 1adam'ın dediği gibi asgari ücretle geçinenler de var 20.000 maaşı yetmeyen de, bu iş için üniversiteyi bıraktıysanız ve iş yeri alacak kadar para ayırabildiyseniz maaşınız dolgun olmalı, bir sahil kasabasına yerleşip ruhen ve fiziken kendinizi toplayabilirsiniz. ama bence sıkılırsınız oradan da ya büyükşehirlerden sonra herkes aynı hayali kuruyor ama bilemiyorum...
0
@volkanaydin152 Evet dolgun maaşla çalışıyorum ve 9 yıldır maaşımın çoğunu krediye yatirarak o işyerini aldım.
Standart yaşamdan kastım şu uzun zamandan beri ayda 20 tane bira içen günde yarim paket sigara içen ve senede 1 hafta 15 gün kamp şeklinde tatil yapan adamım bunun dışında kendime harcayacak vaktim malesef yok ve olmadı yaşadığım standart hayat şuan için bu fakat acaba üzerimdeki iş yükü kalktığı zaman azıtır mıyım? Yani keşke 4 değilde 10 bin kira gelseydi bak yetmiyor moduna girer miyim?
Yani belki tam olarak izah edemedim bilmiyorum.
Standart yaşamdan kastım şu uzun zamandan beri ayda 20 tane bira içen günde yarim paket sigara içen ve senede 1 hafta 15 gün kamp şeklinde tatil yapan adamım bunun dışında kendime harcayacak vaktim malesef yok ve olmadı yaşadığım standart hayat şuan için bu fakat acaba üzerimdeki iş yükü kalktığı zaman azıtır mıyım? Yani keşke 4 değilde 10 bin kira gelseydi bak yetmiyor moduna girer miyim?
Yani belki tam olarak izah edemedim bilmiyorum.
0
@volkanaydin152 benim herhangi bi standartim yok malesef yani. Standartın ne olduğunu bende pek bilmiyorum. Mesela 1 adamın mutfak masrafı nedir bilgim yok evimde yemek pişmeyeli seneler oldu:)
0
türkiye için standartın üstünde, refahı yüksek ülkelerde ise bence standart ve altı olarak kabul edilirsiniz bu benim kendi görüşüm tabi bu kişiden kişiye göre değişebilir. direkt kira yiyeceğiniz ve birşey üretmeyeceğiniz için doğal olarak azıtırsınız, ama kendinizi bir amaca hobiye verirseniz yetebilir, geliriniz arttıkça lüks, gereksiz harcamalarınız da o kadar artacaktır, mesela artık mutfağa girip birşeyler öğrenme zamanınız gelmiş :)
ilk önce ruh sağlığınızı düşünün, mutlu, huzurlu yaşamayı kendinize amaç edinin. yurtdışına kapak atmaya bakın, iyi günler bizi beklemiyor, limitlerinizi zorlayın. belli bir para düzeyinden sonra o paralar mutluluk getirmiyor daha çok istiyorsunuz.
bunların hepsi benim düşüncelerim, hayata bir kere geliyoruz hiçbir şey için kendimizi paralamaya değmez.
ilk önce ruh sağlığınızı düşünün, mutlu, huzurlu yaşamayı kendinize amaç edinin. yurtdışına kapak atmaya bakın, iyi günler bizi beklemiyor, limitlerinizi zorlayın. belli bir para düzeyinden sonra o paralar mutluluk getirmiyor daha çok istiyorsunuz.
bunların hepsi benim düşüncelerim, hayata bir kere geliyoruz hiçbir şey için kendimizi paralamaya değmez.
0
1.Yer konusunda önerim yok, çünkü doğru yer kişiye özel bi durum. Beklentilerin, hayat algın, yaşam tarzın zevklerin..
2. Bu da göreceli. Standart dediğin şey kişiye göre değişiyor. Tek başına haydi haydı idare edersin ama evlenip çoluk çocuk olduğunda zorlanabilirsin. Kiracı ödemez paran takılır, mülk eskir değer yitirir, vs. vs. Uzun vadeli tek mülkle kiraya bağlı geçim düşünmek riskli olur.
3. Yaparken zevk alacağın bi iş düşünmeni tavsiye ederim. Hem çalışmış gibi olmazsın hem başarı şansın epeyce epeyce yükselir. Zaten 10 yılda o kadar birikim yapabildiğine göre yerleştiğin yeni yerde başlayacağın yeni işte şansın epeyce yüksek bence.
4. Evden çalışmak mümkün tabii. Yazılım, e ticaret, çeviri, sanal sekreterlik gibi yeni trend işler veya el işleri, minyatür obje, parça birleştirme vs. geniş bi yelpaze var evden yapılabilen. Kendine uyan bi dal bulabilirsin rahatlıkla.
5. Birikimini arttırmak iyi olur.
6. Olabilir tabii. Daha iyisi, içinde yanan ateş denilen yaparken büyük zevk aldığın konuya yönelmek olur. O zaman sorumluluk almak seni yormaz.
Kolay olsun, istediğin gibi olsun. Başarılar.
2. Bu da göreceli. Standart dediğin şey kişiye göre değişiyor. Tek başına haydi haydı idare edersin ama evlenip çoluk çocuk olduğunda zorlanabilirsin. Kiracı ödemez paran takılır, mülk eskir değer yitirir, vs. vs. Uzun vadeli tek mülkle kiraya bağlı geçim düşünmek riskli olur.
3. Yaparken zevk alacağın bi iş düşünmeni tavsiye ederim. Hem çalışmış gibi olmazsın hem başarı şansın epeyce epeyce yükselir. Zaten 10 yılda o kadar birikim yapabildiğine göre yerleştiğin yeni yerde başlayacağın yeni işte şansın epeyce yüksek bence.
4. Evden çalışmak mümkün tabii. Yazılım, e ticaret, çeviri, sanal sekreterlik gibi yeni trend işler veya el işleri, minyatür obje, parça birleştirme vs. geniş bi yelpaze var evden yapılabilen. Kendine uyan bi dal bulabilirsin rahatlıkla.
5. Birikimini arttırmak iyi olur.
6. Olabilir tabii. Daha iyisi, içinde yanan ateş denilen yaparken büyük zevk aldığın konuya yönelmek olur. O zaman sorumluluk almak seni yormaz.
Kolay olsun, istediğin gibi olsun. Başarılar.
0
Yeni yerleşeceğin yerden ev almayı ilk etapta düşünme bence. Uyum süreci bi geçsin, baktın oluyor alırsın. olmuyorsa başka bir yer denersin.
0
bu kadar paranin, haliyle mevzu o, konusuldugu bir duyuruda volkanaydin152'nin hayatta hicbir sey kendimizi "paralamaya" degmez uyarisi -biliyorum farsca paradan geliyor ama gene de tinisi bile ironik-, duyuru sahibinin nikinin "tito" olmasi ve "tito"nun cok calisarak para kazanmasi ve sonra mutsuz olup sahil kasabasina yerlesmek istemesi falan filan Fellini'nin buruk bir komedisi gibi olmus duyuru gercekten.
maalesef mevzuya dair bir cevabim yok cunku standart hayat hakikaten cok goreceli bir sey. Duyuruda ayda 10.000tl kazanmayan hayvan gibi yasiyordur bence tarzi yazanlari gordukce guluyorum. O sebeple bence 4000tl, hele hele ufak bir yerde epey epey para. Tek aklima gelen, cok da anladigimdan degil, ama Turkiye'de enflasyon vs. yukselirken sizin geliriniz sabit kalacak. Ama o da ciddi bir problem mi, o kadar etkiler mi bilmiyorum.
edit: bu arada yazdigimi ve yazdiginizi tekrar okudum da, aman ne olur yanlis anlasilmis olmayayim. Yani "mutsuzsunuz" derken, iste tariflediginiz gibi bir huzursuzluk halinden bahsetmeye calismistim. Yoksa yani elbette benim haddime degil onun degerlendirmesini yapmak. Esasinda yani hepimizde bir o huzursuzluk hali var, kacma istegi var, hayatimizla istediklerimiz arasinda -ve hatta niklerimiz arasinda bile- bir aci var. Oydu yani derdim. Yoksa size ne mutlu ki hem bunu yapacak paraniz hem de cesaretiniz var. Olur olmaz, beklediginizi bulursunuz bulamazsiniz onlari zaten denemeden bilemezsiniz. Umuyorum istediginiz gibi olur her sey.
maalesef mevzuya dair bir cevabim yok cunku standart hayat hakikaten cok goreceli bir sey. Duyuruda ayda 10.000tl kazanmayan hayvan gibi yasiyordur bence tarzi yazanlari gordukce guluyorum. O sebeple bence 4000tl, hele hele ufak bir yerde epey epey para. Tek aklima gelen, cok da anladigimdan degil, ama Turkiye'de enflasyon vs. yukselirken sizin geliriniz sabit kalacak. Ama o da ciddi bir problem mi, o kadar etkiler mi bilmiyorum.
edit: bu arada yazdigimi ve yazdiginizi tekrar okudum da, aman ne olur yanlis anlasilmis olmayayim. Yani "mutsuzsunuz" derken, iste tariflediginiz gibi bir huzursuzluk halinden bahsetmeye calismistim. Yoksa yani elbette benim haddime degil onun degerlendirmesini yapmak. Esasinda yani hepimizde bir o huzursuzluk hali var, kacma istegi var, hayatimizla istediklerimiz arasinda -ve hatta niklerimiz arasinda bile- bir aci var. Oydu yani derdim. Yoksa size ne mutlu ki hem bunu yapacak paraniz hem de cesaretiniz var. Olur olmaz, beklediginizi bulursunuz bulamazsiniz onlari zaten denemeden bilemezsiniz. Umuyorum istediginiz gibi olur her sey.
0
@siradan bir adam
Kira artışı yıllık enflasyona göre yapıldığı için o kısmın çok can yakacağını sanmiyorum.
Bunun dışında gitmek istememin sebebi aslında tam olarak mutsuzluk değil, yani bir şey arıyorum hani boyle canın bise ister de ne istediğini tam bilemezsin ya yada sırtın kaşınır tam olarak neresi kestiremezsin öyle bir his var içimde uzun zamandır ne aradığımı bilmiyorum belkide belamı bulup pişman olacağım o da ayrı bir soru işareti fakat burda kalmak istemiyorum.
Emin olduğum hiçbir şey yok sadece ailevi sıkıntılar ankaradan nefret etme nre istediğini tam bilememe gibi durumlardan dolayi kaçmak istiyorum ama bu kaçış esnasında mumkun olduğunca götü başı dagitmamak istiyorum.
Kira artışı yıllık enflasyona göre yapıldığı için o kısmın çok can yakacağını sanmiyorum.
Bunun dışında gitmek istememin sebebi aslında tam olarak mutsuzluk değil, yani bir şey arıyorum hani boyle canın bise ister de ne istediğini tam bilemezsin ya yada sırtın kaşınır tam olarak neresi kestiremezsin öyle bir his var içimde uzun zamandır ne aradığımı bilmiyorum belkide belamı bulup pişman olacağım o da ayrı bir soru işareti fakat burda kalmak istemiyorum.
Emin olduğum hiçbir şey yok sadece ailevi sıkıntılar ankaradan nefret etme nre istediğini tam bilememe gibi durumlardan dolayi kaçmak istiyorum ama bu kaçış esnasında mumkun olduğunca götü başı dagitmamak istiyorum.
0
blue eyes white dragon
daktilolar, metal parçacağı diyeceğim siz ne olduğunu anlarsınız. özel bir ismi varsa bilmiyorum. kağıda vuruşuyla yazıyor. yanlış yazımlarda düzeltme işi nasıl oluyor? düzeltilmiyor mu yoksa?
daktilolar, metal parçacağı diyeceğim siz ne olduğunu anlarsınız. özel bir ismi varsa bilmiyorum. kağıda vuruşuyla yazıyor.
yanlış yazımlarda düzeltme işi nasıl oluyor? düzeltilmiyor mu yoksa?
yanlış yazımlarda düzeltme işi nasıl oluyor? düzeltilmiyor mu yoksa?
0
Yanlış yaptığınızda daksil-correction fluid denen fırçayla kağıda sürülüp hemen kuruyan boyayla boyamanız gerekiyor. Sonra boyadığınız yerin üzerine tekrar yazıyorsunuz.
0
Herhangi bir yanlış yazımda silinmiyor maalesef hatalı olan harfler. Tabii tükenmez kalem silgisi olarak da geçen şu silgiler, kağıdı kazıyarak yanlış yazılan yeri kaldırabiliyor: urun.gittigidiyor.com
Yani kağıdı bayağı bir zorluyorsunuz. Eğer iki tarafını da kullanıyorsanız kağıdın, arka yüzünde bu aşınan kısım ciddi anlamda sıkıntı yaratabiliyor. Eski kitaplarda filan genellikle yanlışlar olduğu gibi bırakılmıştır hatta, kelimenin gidişatından siz anlarsınız ne kast edildiğini.
Yani kağıdı bayağı bir zorluyorsunuz. Eğer iki tarafını da kullanıyorsanız kağıdın, arka yüzünde bu aşınan kısım ciddi anlamda sıkıntı yaratabiliyor. Eski kitaplarda filan genellikle yanlışlar olduğu gibi bırakılmıştır hatta, kelimenin gidişatından siz anlarsınız ne kast edildiğini.
0
daksil veya yanlış harfin üzerine doğru harfi 3-4 defa vurarak daha baskın bir mürekkep sarfiyatıyla.
not: ben kullanmadım ama annem kullanırdı baya.
not: ben kullanmadım ama annem kullanırdı baya.
0
Daksil / typex gibi malzemelerle silerek yapılıyor.
Daksil öncesi üzerine x atılırdı veya çoklu vuruşla doğru harf yazılırdı.
Resmi yazılarda kelimenin anlamını deiştirecek harf hataları daksille veya üzerine çok vuruşla doğru harfi yazmak yerine üzerine çizgi atılarak düzeltilir. Harfi değil de kelimeyi (-) tuşuyla çizip doğrusunu yazmak makbuldü(r).
Daksil öncesi üzerine x atılırdı veya çoklu vuruşla doğru harf yazılırdı.
Resmi yazılarda kelimenin anlamını deiştirecek harf hataları daksille veya üzerine çok vuruşla doğru harfi yazmak yerine üzerine çizgi atılarak düzeltilir. Harfi değil de kelimeyi (-) tuşuyla çizip doğrusunu yazmak makbuldü(r).
0
douglas
bazı yaşanmış hikayeler dinliyorum ve genellikle şöyle bir şey çıkıyor : meğer ne çok bastırdığım anı varmış yirmi yıl önceki rahmetli kimseyle çok kötü anılarım varmış onları serbest bırakınca çok mutlu oldum gözlerimden yaşlar aktı vs. Benim anlamadığım nokta şu. Madem biz bu bastırılmış tramvala
bazı yaşanmış hikayeler dinliyorum ve genellikle şöyle bir şey çıkıyor : meğer ne çok bastırdığım anı varmış yirmi yıl önceki rahmetli kimseyle çok kötü anılarım varmış onları serbest bırakınca çok mutlu oldum gözlerimden yaşlar aktı vs. Benim anlamadığım nokta şu. Madem biz bu bastırılmış tramvalarlada hayatımıza devam edebiliyoruz bunları çözdükten sonra elimize ne geçiyor.. daha mutlumu oluyoruz işlevsel olarak ne değişiyor/kazandırıyor bize ?
0
hmm anladığım kadarıyla travmaların etkilerini normal yaşantımızda hiç görmüyormuşuz önermem yanlış olabilir gibi. demek istediğim bu kadar belirgin şeyler olmasa unutacağımız hatta farkında dahi olmayacağımız şeyler olabilir. gizli travma kavramı diye bir şey varmı bilmiyorum ama yaşadığımız travmatik olayların tümünü kötü anılar veya travma olarak adlandırmayız. olay yaşanır yıllar geçer kişilik oluşur değişir vs sonra birden bir terapi odasında çocukluğunuza indiğinizde çok değişik şeylerle karşılaşma ihtimalimiz vardır ve biz farkında bile değilizdir. cidden benim ona karşı kinim mi varmış, sahi şu kimseyi ben bir türlü affedememiş miyim gibisinden 'yeni' sorunlar ortaya çıkabilir. demek istediğim bastırılmış olaylar bir yerden sonra yok oluyor yada siliniyor. ama her ne kadar unutmayı becersekte derinlerde her zaman yeni sürprizler kalabiliyor malesef. ben bunu çok gördüm sadece kendimde değil. verdiğiniz örnek oldukça belirgin bir şoku ihtiva ediyor yani belirgin ve unutulması zor fark edilmemesi imkansız bir olay.
yorumunuz gerçekten çok güzel ve beni aydınlattı lakin aklımda yeni sorular belirdi. son cümlenizde habire kafayı çevirip kendini kahretme durumundan bahsettiniz. bir başka ihtimal unutmak, bastırmak olabilir. bu örnek için değil elbet. unutulan bastırılan anılar ortaya çıkıp çözümlendiğinde kişilğimiz değişebilir mi? ve herkesin kişiliği üzerinde bu travmaların etkisi var mıdır?
yorumunuz gerçekten çok güzel ve beni aydınlattı lakin aklımda yeni sorular belirdi. son cümlenizde habire kafayı çevirip kendini kahretme durumundan bahsettiniz. bir başka ihtimal unutmak, bastırmak olabilir. bu örnek için değil elbet. unutulan bastırılan anılar ortaya çıkıp çözümlendiğinde kişilğimiz değişebilir mi? ve herkesin kişiliği üzerinde bu travmaların etkisi var mıdır?
0
Ben bu derinlesen konuya sadelik katayim. Yazinizi iletisim teorileri dersimin arasinda okudum ve cok keyf aldim, severek okudum. Kitabi ise inceleyecegim yorumunuzdan oturu tesekkurler.
Soyle bir dusuncem var benim. Her insanin derinliginde onun kisiliginin neden oyle oldugunu anlatan bir sebep sonuc iliskisi seklinde yasanmisliklarla ilgili olan bir durum vardir diye dusunuyorum. Yani derine indigimizde ahmet niye ahmet sorusunun cevabini verecek sebep sonuc iliskilerine ulasacagima ve yasanmisligin kisiligi nasil olusturdugunu gorecegimi dusunuyorum. Bunhn uzerine onerebileceginiz bir alan, psikoloji dali var midir?
Soyle bir dusuncem var benim. Her insanin derinliginde onun kisiliginin neden oyle oldugunu anlatan bir sebep sonuc iliskisi seklinde yasanmisliklarla ilgili olan bir durum vardir diye dusunuyorum. Yani derine indigimizde ahmet niye ahmet sorusunun cevabini verecek sebep sonuc iliskilerine ulasacagima ve yasanmisligin kisiligi nasil olusturdugunu gorecegimi dusunuyorum. Bunhn uzerine onerebileceginiz bir alan, psikoloji dali var midir?
0
öncelikle soruyu psikoloji eğitimi almayan biri olarak deneyim ve gözlemlerim dahilinde cevapladığımı belirteyim.
ahmet niye ahmet soruna yaklaşımınla ilgili benim düşüncem şu;
evet kişiliği oluşturan öğelerden biri yaşanmışlık ama daha belirleyici olan yaşanmışlığı algılayıp çözümleyip karara varan ahmet'in kendi seçimleri.
üç çocuk yetiştirdim. üçünün daha bebekliklerinde olaylara / durumlara verdikleri tepkilerin farklı olduğunu gözlemledim. daha kundaktayken ayrı ayrı davranışları vardı. bazı tepkilerinde karnımda geçen zamanlarında benim yaşadığım olaylardan etkilendiklerini gözlemlesem de bu kadar ayrı tonlarda insan olmalarına neden olacak uç boyutta değişik şeyler yaşamadım. dolayısıyla farklılığın tümünü anne karnında aldığı etkilere bağlayamam. bir de genler, dna konusu da var tabii. baskın olanlardan alan var almayan var. herkesin baskını farklı. yani düşününce bunda bile bir seçim var aslında.
geçen sene bir kadınla tanıştım. Çok ufak yaşta tecavüzcüsüyle evlendirilmiş tezavüzcü babaya sahip evlat yetiştirmiş, o evlat büyüyüp bağımlı olmuş hem de kullandığı nane en fenasıymış, bi kızla evlenip bi çocuk sahibi olmuş. Onu oğlunu bu dertten kurtarmaya çalışırken ağlayarak anlattığı bir ortamda tanıdım. kadın ağlıyordu, vücut dili çaresizliğini anlatıyordu ama ilgimi çeken bi nokta vardı, duruma uymayan bir nokta; kadının gözlerindeki parıltı.
kadın bir süre sonra tecavüzcüsünden ayrılmış bir şekilde. sonra bir evlilik daha yapmış ondan iki çocuk sahibi olmuş, o da yürümemiş. Şimdi tek başına çocuklarıyla yaşıyor. Çok akıllı iki çocuğu ve bağımlı bir çocuğu, bağımlı babaya sahip bir torunu var. Ne zaman görsem gözleri aynı bakıyor. O ağlamalı görüşmeden sonra onu bir daha ağlarken görmedim. Şarkı söylediğini duydum, sımsıcak sarıldığını gözlemledim. Hatta bu yaşıma kadar insanlara o kadar içten sarılan başka birini tanımadım diyebilirim.
Travma tanımına uyacak daha başka yaşanmışlıkları da var bu kadının. Verdiği tepkiler hayata sarılışı algılayışı ise hiç de kitaptaki travma sonrası tanımlarına uymuyor. Bence Ahmet olmak böyle bişi işte. Olayların kendi değil, o olaya karşı tutumumuz, neyi seçtiğimiz.
Bu arada, kadın oğlu için verdiği mücadelede çok olumlu yollar katetti, oğlu tedaviyi kabul etti hatta öyle ki "beni boşlamayın, mücadeleme destek olun, gerekirse bi yere kapatın" diye doktorlara çıkışıtığı bile oldu.
ahmet niye ahmet soruna yaklaşımınla ilgili benim düşüncem şu;
evet kişiliği oluşturan öğelerden biri yaşanmışlık ama daha belirleyici olan yaşanmışlığı algılayıp çözümleyip karara varan ahmet'in kendi seçimleri.
üç çocuk yetiştirdim. üçünün daha bebekliklerinde olaylara / durumlara verdikleri tepkilerin farklı olduğunu gözlemledim. daha kundaktayken ayrı ayrı davranışları vardı. bazı tepkilerinde karnımda geçen zamanlarında benim yaşadığım olaylardan etkilendiklerini gözlemlesem de bu kadar ayrı tonlarda insan olmalarına neden olacak uç boyutta değişik şeyler yaşamadım. dolayısıyla farklılığın tümünü anne karnında aldığı etkilere bağlayamam. bir de genler, dna konusu da var tabii. baskın olanlardan alan var almayan var. herkesin baskını farklı. yani düşününce bunda bile bir seçim var aslında.
geçen sene bir kadınla tanıştım. Çok ufak yaşta tecavüzcüsüyle evlendirilmiş tezavüzcü babaya sahip evlat yetiştirmiş, o evlat büyüyüp bağımlı olmuş hem de kullandığı nane en fenasıymış, bi kızla evlenip bi çocuk sahibi olmuş. Onu oğlunu bu dertten kurtarmaya çalışırken ağlayarak anlattığı bir ortamda tanıdım. kadın ağlıyordu, vücut dili çaresizliğini anlatıyordu ama ilgimi çeken bi nokta vardı, duruma uymayan bir nokta; kadının gözlerindeki parıltı.
kadın bir süre sonra tecavüzcüsünden ayrılmış bir şekilde. sonra bir evlilik daha yapmış ondan iki çocuk sahibi olmuş, o da yürümemiş. Şimdi tek başına çocuklarıyla yaşıyor. Çok akıllı iki çocuğu ve bağımlı bir çocuğu, bağımlı babaya sahip bir torunu var. Ne zaman görsem gözleri aynı bakıyor. O ağlamalı görüşmeden sonra onu bir daha ağlarken görmedim. Şarkı söylediğini duydum, sımsıcak sarıldığını gözlemledim. Hatta bu yaşıma kadar insanlara o kadar içten sarılan başka birini tanımadım diyebilirim.
Travma tanımına uyacak daha başka yaşanmışlıkları da var bu kadının. Verdiği tepkiler hayata sarılışı algılayışı ise hiç de kitaptaki travma sonrası tanımlarına uymuyor. Bence Ahmet olmak böyle bişi işte. Olayların kendi değil, o olaya karşı tutumumuz, neyi seçtiğimiz.
Bu arada, kadın oğlu için verdiği mücadelede çok olumlu yollar katetti, oğlu tedaviyi kabul etti hatta öyle ki "beni boşlamayın, mücadeleme destek olun, gerekirse bi yere kapatın" diye doktorlara çıkışıtığı bile oldu.
0
@hayat aklini konusacak bir filozof uret anlattığınızdan şunu çıkardım: kadın dünyadaki kötülüğü yaşamış biri olarak acı çekip hayata küfretmek yerine güzelliğin değerini daha çok anlayıp ona daha çok sarılmaya çalışmış. o kadının okumasına gerek yok bence. yani doğal haliyle en iyi sonucu verebilecek şekilde tepki üretmiş. onun tutumu kötülüğe küfretmek yerine ışığa sarılma ve ona duyduğu özlemi ifade etmek olmuş. harika. ne diyebilirim ki? böyle zamanlarda entelektin hiçbir önemi kalmıyor bence. ne tıp ne psikoloji kitaplarının nede felsefelerin. sadece basitçe olmak.
0
soyle dusun her bır kotu anı da beynıne bir çeltik atıyorsun, beynın o anıyı unutuyor ama o duyguyu unutmuyor.
mesela kucukken komsunun oglu sureklı sana gerızekalı dedı ezdı aradan uzun zaman gectı tasındın vs. ne oldu unuttun mu? yenı bırı hayatına gırdıgınde ve sana gerızekalı dedıgınde hem o anının duygusu hemde sımdıkı anın duygusuyla tepkı verıyorsun. yanı affetmedıgın hıc bır anının senınle ısı bıtmıyor.
mesela kucukken komsunun oglu sureklı sana gerızekalı dedı ezdı aradan uzun zaman gectı tasındın vs. ne oldu unuttun mu? yenı bırı hayatına gırdıgınde ve sana gerızekalı dedıgınde hem o anının duygusu hemde sımdıkı anın duygusuyla tepkı verıyorsun. yanı affetmedıgın hıc bır anının senınle ısı bıtmıyor.
0
cemallamec
Selam,Şimcik ben yüzme kursuna başladım. 2 saati iki günde yedim bitirdim. Hocadan memnun değilim çünkü sudan korkuyorum, nefes almada sorun yaşıyorum ve telaşlanıyorum. Hoca da anlayışla yaklaşmıyor. Havuzun ortasına sırt üstü götürüyor ama ben önce suyun altında nefes alabilmeyi öğrenmek istiyorum
Selam,
Şimcik ben yüzme kursuna başladım. 2 saati iki günde yedim bitirdim. Hocadan memnun değilim çünkü sudan korkuyorum, nefes almada sorun yaşıyorum ve telaşlanıyorum. Hoca da anlayışla yaklaşmıyor. Havuzun ortasına sırt üstü götürüyor ama ben önce suyun altında nefes alabilmeyi öğrenmek istiyorum (öğretti ama ben tam yapamıyorum) çünkü boğuluyor hissi yaşıyorum. Tezcanlı birisiyim. Ve su korkum çocukluktan beri var. Suyun içindeyken kalbim küt küt atıyor. Yüzebileceğimi düşünmüyorum, normalde 8 saatte öğretiyormuş bana 3 ayda öğrenirsin dedi :( Sizce napmalıyım? Pes etsem mi yoksa ağırdan mı gitsem? Çünkü bir adımı tamamen tamamlamadan diğer kısma geçmek istemiyorum. Nefes almayı öğrenmeden sırt üstü yüzmek istemiyorum çünkü yüzemiyorum, panik yapıyorum.
Şimcik ben yüzme kursuna başladım. 2 saati iki günde yedim bitirdim. Hocadan memnun değilim çünkü sudan korkuyorum, nefes almada sorun yaşıyorum ve telaşlanıyorum. Hoca da anlayışla yaklaşmıyor. Havuzun ortasına sırt üstü götürüyor ama ben önce suyun altında nefes alabilmeyi öğrenmek istiyorum (öğretti ama ben tam yapamıyorum) çünkü boğuluyor hissi yaşıyorum. Tezcanlı birisiyim. Ve su korkum çocukluktan beri var. Suyun içindeyken kalbim küt küt atıyor. Yüzebileceğimi düşünmüyorum, normalde 8 saatte öğretiyormuş bana 3 ayda öğrenirsin dedi :( Sizce napmalıyım? Pes etsem mi yoksa ağırdan mı gitsem? Çünkü bir adımı tamamen tamamlamadan diğer kısma geçmek istemiyorum. Nefes almayı öğrenmeden sırt üstü yüzmek istemiyorum çünkü yüzemiyorum, panik yapıyorum.
0
hiçbir şekilde pes etmeyin, yüzeceksiniz.
hocalar "ilk derste 50 metre yüzdürdüğüm adam oldu" diye atıp tutar. klor kafası deyip geçin, inanmayın.
devam ederseniz yüzmeyi öğreneceksiniz. bu kadar basit.
hocalar "ilk derste 50 metre yüzdürdüğüm adam oldu" diye atıp tutar. klor kafası deyip geçin, inanmayın.
devam ederseniz yüzmeyi öğreneceksiniz. bu kadar basit.
0
Havuz kenarında nefes çalışması yapıyor musun? Nefesi düzene koyunca kendine güvenin gelecek. Panik yapacak bir şey yok.
0
hocan bir balık değil di mi? :)
çocuk havuzu bul ve oradan başla bence. önce su korkunu yenmelisin, yüzmeyi öğrenmek 1 saatlik iş. suyun üzerinde durabilmekten bahsediyorum.
çocuk havuzu bul ve oradan başla bence. önce su korkunu yenmelisin, yüzmeyi öğrenmek 1 saatlik iş. suyun üzerinde durabilmekten bahsediyorum.
0
evet havuz kenarında nefes çalışması yapıyorum sadece. nefes alıp suya gömüyorum kafamı.
0
Hocanın izlediği yoldan gitmemekte neden direniyorsun ki. Sırtüstü yüzme daha kolay emin ol. Suyun altında nefes almak diye bir şey :). Kendini ne kadar kasmazsan o kadar suyun üstünde kalman kolaylasır. Yüzen bebek videoları izle.
0
suyun altında nefes alamazsınız zaten :)
suyun altında nefes almak derken kast ettiğiniz şeyi tahmin ediyorum. zaten yüzmeye başlamadan önce buna çalışmanız daha doğru aslında. hiç mi yüzme bilmiyorsunuz, yoksa yüzebiliyorsunuz ama stilli yüzme öğrenmeye mi çalışıyorsunuz?
yüzme bilmeyen ve sudan çekinen birine yüzmeyi sırt üstü öğretmek büyük hata bence. sırt üstü yüzerken adamın ağzına burnuna su kaçar, yanlış bir başlangıç.
havuzun kenarına tutunun. dışarıda nefes alın, ellerinizi bırakmadan kafayı tamamen suya daldırıp aldığınız nefesi ağızdan burundan suya verin. çıkın ağızdan nefes alın (burundan almayın, bamlacıklar burnunuza kaçtığında yine panik duygusu yaşatabilir), girin suya verin. çıkın ağızdan nefes alın, girin verin. bu otomatiğe bağlanana kadar yapın bunu. yüzerek değil, kenara tutunarak yapın.
sonra kickboard'u alıp kafayı suya sokmadan ayak çırparak ilerlemeye çalışın. sonra az önce kenara tutunarak yaptığınız şeyi kickboard ile giderken yapmaya çalışın.
gerisi gelir zaten.
suyun altında nefes almak derken kast ettiğiniz şeyi tahmin ediyorum. zaten yüzmeye başlamadan önce buna çalışmanız daha doğru aslında. hiç mi yüzme bilmiyorsunuz, yoksa yüzebiliyorsunuz ama stilli yüzme öğrenmeye mi çalışıyorsunuz?
yüzme bilmeyen ve sudan çekinen birine yüzmeyi sırt üstü öğretmek büyük hata bence. sırt üstü yüzerken adamın ağzına burnuna su kaçar, yanlış bir başlangıç.
havuzun kenarına tutunun. dışarıda nefes alın, ellerinizi bırakmadan kafayı tamamen suya daldırıp aldığınız nefesi ağızdan burundan suya verin. çıkın ağızdan nefes alın (burundan almayın, bamlacıklar burnunuza kaçtığında yine panik duygusu yaşatabilir), girin suya verin. çıkın ağızdan nefes alın, girin verin. bu otomatiğe bağlanana kadar yapın bunu. yüzerek değil, kenara tutunarak yapın.
sonra kickboard'u alıp kafayı suya sokmadan ayak çırparak ilerlemeye çalışın. sonra az önce kenara tutunarak yaptığınız şeyi kickboard ile giderken yapmaya çalışın.
gerisi gelir zaten.
0
hiç bilmiyorum. ben de hocanın dediğini yapmayıp kenarda tutunarak nefes alıp sonra suya gömülüyorum ve burnumdan yavaş yavaş vermeye çalışıyorum.
0
Hmm daha hiç yüzmeye başlamadın yani.. Nefes tekniğini hoca göstermiştir diye düşünüyorum. Biraz fazlaca panik yapıyorsunuz anladığım, ve hoca da bu durumdan sıkılmış:)
Ben su fobisi olan ve hayatında bir kere bile kafasını suyun altına sokmamış olan bir adama tüplü dalış yaptırdım:) Sen de yapabilirsin. Pes etmek yok. Korkunun üzerine giderek yeneceksin.
Kursu, hocayı değiştir rahatsızsan. Çünkü önce hocana güvenmen lazım.
Ben su fobisi olan ve hayatında bir kere bile kafasını suyun altına sokmamış olan bir adama tüplü dalış yaptırdım:) Sen de yapabilirsin. Pes etmek yok. Korkunun üzerine giderek yeneceksin.
Kursu, hocayı değiştir rahatsızsan. Çünkü önce hocana güvenmen lazım.
0
"yüzebileceğimi düşünmüyorum" yerine "yüzeceğimi biliyorum" dediğin anda yüzeceksin.
suda doğum yapan kadınlar var bebek suya doğuyor ve diekt yüzmeye başlıyor. yüzmek kodlarımızda kayıtlı, sen bi şekilde kodlarla oynamışın, düşünceni fabrika ayarlarına döndürdün mü olacak. yüzen bebeklerin videolarını izle istersen yardımcı olabilir. "o yapabiliyosa ben niye yapamayayım ki" dersin.
suya girince düşünme , nefesine kalp atışlarına verme dikkatini. suda olmanın tadını almaya odaklan, suyla bütün ol.
ben çocuklarıma öğretirken hocanın yaptığı gibi yaptım, sırt üstü gittik gittik , o elim altında zannediyor ben elimi kontrollü çekiyorum filan derken yüzebildiğini anlıyor sonuçta. ondan sonra gelsin oyunlar şakalar. hiç kolluk bişey kullanmadılar doğrudan yüzmeye geçtik.
bırakma devam et. ilk derse " yüzmek" niyetiyle git. görceksin bak çok kolay olacak.
suda doğum yapan kadınlar var bebek suya doğuyor ve diekt yüzmeye başlıyor. yüzmek kodlarımızda kayıtlı, sen bi şekilde kodlarla oynamışın, düşünceni fabrika ayarlarına döndürdün mü olacak. yüzen bebeklerin videolarını izle istersen yardımcı olabilir. "o yapabiliyosa ben niye yapamayayım ki" dersin.
suya girince düşünme , nefesine kalp atışlarına verme dikkatini. suda olmanın tadını almaya odaklan, suyla bütün ol.
ben çocuklarıma öğretirken hocanın yaptığı gibi yaptım, sırt üstü gittik gittik , o elim altında zannediyor ben elimi kontrollü çekiyorum filan derken yüzebildiğini anlıyor sonuçta. ondan sonra gelsin oyunlar şakalar. hiç kolluk bişey kullanmadılar doğrudan yüzmeye geçtik.
bırakma devam et. ilk derse " yüzmek" niyetiyle git. görceksin bak çok kolay olacak.
0
Bu su korkusu yüzmeyi öğrenince geçmiyor. En azından bende öyle oldu. Bol bol ayak vuruşu ve havuz kenarında kol çekme çalış. Güçlendikçe çocuk havuzunda nefes egzersizleri yap. Böyle ayakların yerde ama üst gövden serbest stil pozisyonunda. Üç kol bir nefes şeklinde.
Bunları hocan sana söyler mutlaka ama önce kendine ve hocana inan. Ben 8 derste öğrendim.
Bunları hocan sana söyler mutlaka ama önce kendine ve hocana inan. Ben 8 derste öğrendim.
0
ben de antrenörüm. Yüzme antrenörünün ilk yapacağı şey yüzmeyi öğretmekten daha çok kişiye güven vermektir. Bu güveni size veremediyse asıl sorun antrenördedir. O yüzden pes etmeyip sizi çalıştıran kişiyi bırakıp başka bir hocayla anlaşmalısınız. Unutmayın yüzmek o kadar zor bir şey değil önemli olan su korkunuzu yenmek gerisi geliyor.
0
üf ben yüzebiliyorum (stilli falan değil yeminle uzaktan gören çarpılmışım sanar :D) en azından suyun üstünde kalabiliyorum ama su korkusu geçmiyor ya, 23 yaşındayım kafamı bir kere sokup dalmışlığım yok. millet ısrar edince şakadan 0,8 saniye falan sokuyorum. burnuma kulağıma dolması benim için ölüm kadar kötü. dalga vs gelince de deliriyorum.
küçükken sırtüstü yüzerdim (daha doğrusu dururdum) ama sonra zamanla onu yapamamaya başladım ve hissettiğin şeyi anlıyorum biraz debelenince karından doğru bükülüp dengeyi kaybediyorsun ve boyundan yukarıya sular değiyor. panikleme de ne yap di mi ama?
adamın sırtüstü başlamasının sebebi heralde halk arasındaki "YAV HELE SIRTÜSTÜ YÜZMEK EN GOLAYI" söylemine dayanıyor. "bunu öğrensin de bir" demiş olabilir. başkaları da demiş aynı şeyi, güveninini kazanamadıysa değiştir. 3 aylık bir şey yok ortada
not: son derece saçma yüzen bir insan olarak ben bile bunu diyorsam kendine güvenmelisin bence çünkü hiç yoktan kafanı falan sokabiliyorsun.
küçükken sırtüstü yüzerdim (daha doğrusu dururdum) ama sonra zamanla onu yapamamaya başladım ve hissettiğin şeyi anlıyorum biraz debelenince karından doğru bükülüp dengeyi kaybediyorsun ve boyundan yukarıya sular değiyor. panikleme de ne yap di mi ama?
adamın sırtüstü başlamasının sebebi heralde halk arasındaki "YAV HELE SIRTÜSTÜ YÜZMEK EN GOLAYI" söylemine dayanıyor. "bunu öğrensin de bir" demiş olabilir. başkaları da demiş aynı şeyi, güveninini kazanamadıysa değiştir. 3 aylık bir şey yok ortada
not: son derece saçma yüzen bir insan olarak ben bile bunu diyorsam kendine güvenmelisin bence çünkü hiç yoktan kafanı falan sokabiliyorsun.
0
Cursed Chico
Hangi sıklıkta bu temizlik şylerini kullanırsınız? şamğuan duş jeli veya başka şeyler?
Hangi sıklıkta bu temizlik şylerini kullanırsınız? şamğuan duş jeli veya başka şeyler?
0
Duş jeli falan şeyler temizlemiyor bence vallahi. En temizi sabun. Dalan sabun alıyorum onu kullanıyorum.
0
hiçbir duş jelini kullanamıyorum, kullandığım anda her tarafım kaşınmaya başlıyor.
bir kere hacı şakir + lifle vücudumu yıkar iki kez de şampuanlanır çıkarım.
bir kere hacı şakir + lifle vücudumu yıkar iki kez de şampuanlanır çıkarım.
0
Sabun genellikle. Seyrek olarak duş jeli. İstisnasız şampuan.
Hayvanlara saygılı markalar....
Hayvanlara saygılı markalar....
0
Duş jeli uzun zamandır kullanmıyorum. En son zeytinyağlısını almıştım ama fark etmiyor, hepsi kaşındırıyor.
Şampuan kullanıyorum, onu da bırakma şansım olsa bırakırdım.
Şampuan kullanıyorum, onu da bırakma şansım olsa bırakırdım.
0
Sacim icin iceriginin %98i bitkisel olan vegan bi sampuan kullaniyorum. Vucudum icin beyaz haci sakir sabun, sadece boynum ve kollarim icin dus jeli kullaniyorum.
0
sabunlu lif veya eldiven takiyorum. aslinda duj jeli kullaniyordum da bir boka yaramadigini hissettim. haci sakir zeytinyagli gliserinli sabun akar baba. sampuan arti sac kremi kullaniyorum ama her seferinde degil.
0
Her sabah duş jeli+şampuan+yüz yıkama jeli. Sabun kullanmayı seviyorum aslında ama ilk bir iki kullanımdan sonra aynı hissi vermiyor sanki. Yeterince hijyenik gelmiyor. Kokusu gidiyor falan. Duj jeli her defasında aynı hissi veriyor o yüzden seviyorum.
0
Dus jeli kullanmayi biraktim artik direkt meyve ozlu sabunlari kullaniyorum. Sampuan olarak cruelt free, ekoloji dostu ve mumkun oldugunca az kimyasal iceren urunleri tercih ediyorum. Avalon organics, yves rocher tuzsuz sampuan ve isana gibi urunleri donusumlu kullaniyorum.
0
BUlduğum bilgiler:
Haci sakir colgate-palmolive firmasina ait. Deney yapan bir sirkete yani. Kendileri tum urunlerinde deney yapiyor belki haci sakir uzerinde deney yapilmiyordur. Kisisel olarak tercih etmedigimden icindekiler bilgisine de bakmadim. O yüzden cruelty free mi bilmiyorum.
Hacı Şakir'i yıllar önce colgate-palmolive aldı, öncesinde hacı şakir kendini ''doğal sabun'' olarak yutturuyordu ama tamamen sentetikti.
---
BEn de maalsef rossmana gidip isana duş jeli, isana katı sabun ve alterra şampuan almak zorunda kaldım. Hepsi vegan ve cruelty free ama pek doğal değiller. O kadar sık yıkanmayı sevmiyorum, yıkanırken de bitse de gitse modunda olduğumdan pek etkisi olmuyor. Bir de ten kokumu bastırmasını da istemiyorum duş jellerinin.
Haci sakir colgate-palmolive firmasina ait. Deney yapan bir sirkete yani. Kendileri tum urunlerinde deney yapiyor belki haci sakir uzerinde deney yapilmiyordur. Kisisel olarak tercih etmedigimden icindekiler bilgisine de bakmadim. O yüzden cruelty free mi bilmiyorum.
Hacı Şakir'i yıllar önce colgate-palmolive aldı, öncesinde hacı şakir kendini ''doğal sabun'' olarak yutturuyordu ama tamamen sentetikti.
---
BEn de maalsef rossmana gidip isana duş jeli, isana katı sabun ve alterra şampuan almak zorunda kaldım. Hepsi vegan ve cruelty free ama pek doğal değiller. O kadar sık yıkanmayı sevmiyorum, yıkanırken de bitse de gitse modunda olduğumdan pek etkisi olmuyor. Bir de ten kokumu bastırmasını da istemiyorum duş jellerinin.
0
gijilti
"kemankere taşı" diye bir şey var. burdan geçen kemankere nedir? sözlüklerde ve google'da pek bir şey çıkmıyor. belki bilenler vardır bir ilgilerinden dolayı.
"kemankere taşı" diye bir şey var. burdan geçen kemankere nedir? sözlüklerde ve google'da pek bir şey çıkmıyor. belki bilenler vardır bir ilgilerinden dolayı.
0
Nerede geçiyor? Cümlenin bütünü, ve geçtiği yeri verebilrsen iyi olur.
Keman okçulukta da kullanılan bir kelime. Kemankeş/ kemanger okçu demek. Okçulukta nişan taşı, ayak taşı vb kullandıkları taşlarla ilgili tanımlamalar var. Kemankere, kemanger kelimesinin değişik bi söylenişi olabilir belki.
Keman okçulukta da kullanılan bir kelime. Kemankeş/ kemanger okçu demek. Okçulukta nişan taşı, ayak taşı vb kullandıkları taşlarla ilgili tanımlamalar var. Kemankere, kemanger kelimesinin değişik bi söylenişi olabilir belki.
0
medre
Balkonda büyük 2 saksım var. Toprağı taze ve yeni. Güneye bakan balkon. Çiçek olsun istiyorum ama internet pek yardımcı olmadı. Tohumdan olsun istiyorum ama kök ya da hazır değil. Sümbül nergis filan geçti mi bunlar için tohum ekme zamanı?
Balkonda büyük 2 saksım var. Toprağı taze ve yeni. Güneye bakan balkon. Çiçek olsun istiyorum ama internet pek yardımcı olmadı. Tohumdan olsun istiyorum ama kök ya da hazır değil. Sümbül nergis filan geçti mi bunlar için tohum ekme zamanı?
0
Lale soğanı alın rengarenk. Bir de sardunyalar renkleriyle güzel görünür ve bakımı kolaydır.
0
Ben de sardunya tavsiye edeceğim. Bakımı kolay, yaz boyu çiçek veriyor, her daim yeşil, yaprak dökmüyor. Bi saksıyı bi renk diğerini bi başka renk de yapabilirsin.
Yerli karanfil düşünebilirsin. çok yıllık oluyor, yaprak dökmüyor, uzun süre çiçek veriyor, kokulu hem.
Yasemin olabilir sarıcı, balkonda güzel oluyor. Mis gibi kokuyor, hele akşamşları nefis oluyor.
Bu yazdıklarım büyük saksı ister senin de saksıların büyükmüş madem tam olur. yalnız bunları tohumdan yetiştirmektense fide almak daha uygun. Sardunyayı almana gerek yok, beğendiğin bi sardunyadan bi dal alsan olur. Sen bilemezsen bitkinin sahibine söylersin o uygun dalı verir.
Bir de şurda çiçeklerin ekim dikim zamanları ve ışık istekleri var. Başka çiçek düşünürsen buradan uygun olanlara bakabilirisn. sitede her çiçek için ayrı başlık var, nasıl dikilir, nasıl sulanır vs. bakabilirsin.
www.agaclar.net
Yerli karanfil düşünebilirsin. çok yıllık oluyor, yaprak dökmüyor, uzun süre çiçek veriyor, kokulu hem.
Yasemin olabilir sarıcı, balkonda güzel oluyor. Mis gibi kokuyor, hele akşamşları nefis oluyor.
Bu yazdıklarım büyük saksı ister senin de saksıların büyükmüş madem tam olur. yalnız bunları tohumdan yetiştirmektense fide almak daha uygun. Sardunyayı almana gerek yok, beğendiğin bi sardunyadan bi dal alsan olur. Sen bilemezsen bitkinin sahibine söylersin o uygun dalı verir.
Bir de şurda çiçeklerin ekim dikim zamanları ve ışık istekleri var. Başka çiçek düşünürsen buradan uygun olanlara bakabilirisn. sitede her çiçek için ayrı başlık var, nasıl dikilir, nasıl sulanır vs. bakabilirsin.
www.agaclar.net
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
Dün bi sakız likörü içtim, aroması harikaydı. Sakız reçinesini işlenmeden mi koymuşlar, ağacın dalları veya kabuklarıyla vs mi o tadı elde etmişler bilemedim. şu likör:http://getir.net/usfnsakız likörü tarifi internetteki yunanca kaynaklarda var mı acaba, yunanca bilenlerden yardımcı olanlar olursa
Dün bi sakız likörü içtim, aroması harikaydı. Sakız reçinesini işlenmeden mi koymuşlar, ağacın dalları veya kabuklarıyla vs mi o tadı elde etmişler bilemedim.
şu likör:
getir.net
sakız likörü tarifi internetteki yunanca kaynaklarda var mı acaba, yunanca bilenlerden yardımcı olanlar olursa çok makbule geçecek.
ataları giritli olup ninesinden dedesinden tarif elde etmiş olanlar da vardır belki aramızda veya sakız likörü yapmayı deneyip güzel ürün elde eden arkadaşlar da olabilir, belki de likör guruları aramızdadır da biz bilmiyozdur...
tarifi olanınız varsa bana da verir misiniz?
şu likör:
getir.net
sakız likörü tarifi internetteki yunanca kaynaklarda var mı acaba, yunanca bilenlerden yardımcı olanlar olursa çok makbule geçecek.
ataları giritli olup ninesinden dedesinden tarif elde etmiş olanlar da vardır belki aramızda veya sakız likörü yapmayı deneyip güzel ürün elde eden arkadaşlar da olabilir, belki de likör guruları aramızdadır da biz bilmiyozdur...
tarifi olanınız varsa bana da verir misiniz?
0
Mastika diye geçiyor o sakız rakısı da diyorlar. Evde izmirden gelmiş reçel gibi sakızım ve yunanistandan aldığım hazır likörüm var. Likör çok tatlı geldi bitiremedim, o bitmeyince de kenfim yapmak için girişmedim. Ama yapsam o reçelden koyar 1e 3 ölçü su ve etil alkol koyar beklerdim bi kaç ay.
0
@Aman Sen de, reçelle de olur tabii. Ama reçellerin bazıları ( aslında macun desek daha doğru olur) fazla sakız içermiyor sanırım, kurabiyeye filan ekleyince sakız lezzeti alamıyosun. Liköre de sakız aroması vermeyebilir, en iyisi sakızın kendini kullanmak. kesin sonuç :)
Evet ya, likörlerin bazısı çok şekerli oluyor, ben de sevmiyorum. Linkteki tam kıvamındaydı bana göre.
Etil alkol tüketiciye satılmıyor diye biliyorum. Değişmiş olabilir ama yasaklanmıştı en son. Onun yrine biz votka kullanıyoruz mecburen ^^
Ben aslında linkteki likörün tarifini bulur muyum arayışındayım. Bu sütlü bişi ya da somata kullanılmış. Bi de baskın reçine aroması var. Tam benlik :)
Tarifi bulamazsam alkolden somata yapıp bekletmeyi, sakız tanelerini alkolü seyrelteceğim suda şekerle birlikte eritip yapmayı düşünüyorum. En son içine bir iki parça sakız da atarım.
edit: yapan firmayı buldum.
www.stefosouzo.com
Evet ya, likörlerin bazısı çok şekerli oluyor, ben de sevmiyorum. Linkteki tam kıvamındaydı bana göre.
Etil alkol tüketiciye satılmıyor diye biliyorum. Değişmiş olabilir ama yasaklanmıştı en son. Onun yrine biz votka kullanıyoruz mecburen ^^
Ben aslında linkteki likörün tarifini bulur muyum arayışındayım. Bu sütlü bişi ya da somata kullanılmış. Bi de baskın reçine aroması var. Tam benlik :)
Tarifi bulamazsam alkolden somata yapıp bekletmeyi, sakız tanelerini alkolü seyrelteceğim suda şekerle birlikte eritip yapmayı düşünüyorum. En son içine bir iki parça sakız da atarım.
edit: yapan firmayı buldum.
www.stefosouzo.com
0
aat bh
hep hayalimdir. sapıklık asla değil. bence kol açık geziyorsak genital bölgemizde açık olabilir. sonuçta hepsi deri ve etten oluşmuyor mu? genital bölgeleri kapatmamız gerektiğini, ayıp olduğunu kim söyledi ki? bence cinsiyet sorunlarımız ortadan kalkardı, bugün ne giysem derdi olmazdı, herkes eşit
hep hayalimdir. sapıklık asla değil. bence kol açık geziyorsak genital bölgemizde açık olabilir. sonuçta hepsi deri ve etten oluşmuyor mu? genital bölgeleri kapatmamız gerektiğini, ayıp olduğunu kim söyledi ki? bence cinsiyet sorunlarımız ortadan kalkardı, bugün ne giysem derdi olmazdı, herkes eşit olurdu, kimse bu kadar kasmazdı.
soğuklarda giyinelim de diğer zamanlar giysilere gerek yok boşa yük.
soğuklarda giyinelim de diğer zamanlar giysilere gerek yok boşa yük.
0
tamam ne güzel işte bu tür şeyler normal karşılanırdı beyinlerimizi meşgul etmezdi insanlar daha sosyal olurdu falan. daha özgür olurduk. olmaz mıydık?
0
Öyle bir tarikat var amerikada. Bence işlevsiz olurdu çıplak gezmek.
0
evet, ayıp değil, kapatmamız da gerekmiyor zaten. ama güzel bi kıyafet kesinlikle çok daha estetik hale sokuyor bence vücudu.
0
Tamamen haklısın. Nasıl ki bir kadın Suudi Arabistan'da yarım kollu t-shirt'le gezse millet neye uğradığını şaşırır, çıplaklık da bizim için öyle.
Hayatımda bir kere çıplaklar plajı olan bir yerdeydim ve gittim. Erkekler çıplak, kadınların bazıları çıplak, bazıları üstsüzdü. Tamamını soyunmak yemedi, üstsüz girdim. İlk başta insan 'Bu ne, hey yer genital bölge' diye bir garip oluyor. Hatta, bakmamak için kasmıştım. Millet gayet sakin, birileri kitap okuyor. Hatta ironiktir, üstsüz bir kadının başında eşarp vardı ama saç bandı gibi bağlamıştı ve örgü örüyordu sahilde oturmuş. 70'lerinde bir kadın olsa gerek. Bir saate gözlerim alıştı. Erkekler erekte değil, herkesin gözleri alışmış her şeye. Plajda herkes ne yapıyorsa, orada da herkes aynı şeyi yapıyor ve çıplak. Yüzüyor, geliyor, kurulanıyor, kitabını okuyor, içeceğini içiyor, vb. Öyle bir gang bang, seks partisi ortamı yok. Hatta, yaş ortalaması 30 küsur civarıydı, diğer plajlara göre emekli kampı gibi herkes kendince bir şeylerle uğraşıyor, muhabbet ediyordu.Herhangi bir plajda olsa, bikinili kadınlara şu şekilde bakan olur, tatile gittiği halde bunu bir kere bile yaşamamış, hissetmemiş kadın azdır. Bu plaj hayatımda en doğal halimle en güvende hissettiğim yerlerden biriydi.
cdn-galeri.sozcu.com.tr
2.5 saat kadar kaldım plajda, kabinde giyinip çıktım. Birkaç dakika giysi çok garip ve farklı geldi. Birkaç dakika içinde giysilere de alıştım.
Gözümüz neyi görüyorsa ona alışıyoruz, ne kadar uzun süre maruz kalırsak; o kadar uğraşıyoruz. O Afrika kabilelerine baksak, herkes ortalıkta sallana sallana geziyor. Kimsenin de 'Ahan da, meme gördüm. Amanın erekte olayım' gibi bir derdi yok. Gerçi bizim dünyamızda da bazen iç çamaşırı çıplaklıktan daha iç gıcıklayıcı olabiliyor.
Bana deseler ki, bundan sonra çıplaklık olacak; 'İki ay daha spor salonuna gideyim, öyle olsun. Hemen olmasın' derim. O ayrı.
Edit: Bir yandan da , geçen gün don giymenin önemi ile ilgili bir yazı vardı. Eski çağlarda (Taş Çağı, vb.) don giyilmediği için osurukla yayılan hastalıklardan bahsediyordu. Osuruğun içinde dışkı partikülleri olduğundan bu partiküllerin engelsizce yayılması nedeni ile hastalıkların çok olduğu (tek sebep bu değil tabii ki) ve ilaçsızlık nedeni ile ömrün kısa olduğunu. Giysinin kıç bölgesini kapaması ile insan ömründe istatistiksel olarak anlamlı bir artış olduğu anlatılıyordu. Bu nedenle don önemli.
Hah, ilgili bir video şuradaymış.
www.youtube.com
Hayatımda bir kere çıplaklar plajı olan bir yerdeydim ve gittim. Erkekler çıplak, kadınların bazıları çıplak, bazıları üstsüzdü. Tamamını soyunmak yemedi, üstsüz girdim. İlk başta insan 'Bu ne, hey yer genital bölge' diye bir garip oluyor. Hatta, bakmamak için kasmıştım. Millet gayet sakin, birileri kitap okuyor. Hatta ironiktir, üstsüz bir kadının başında eşarp vardı ama saç bandı gibi bağlamıştı ve örgü örüyordu sahilde oturmuş. 70'lerinde bir kadın olsa gerek. Bir saate gözlerim alıştı. Erkekler erekte değil, herkesin gözleri alışmış her şeye. Plajda herkes ne yapıyorsa, orada da herkes aynı şeyi yapıyor ve çıplak. Yüzüyor, geliyor, kurulanıyor, kitabını okuyor, içeceğini içiyor, vb. Öyle bir gang bang, seks partisi ortamı yok. Hatta, yaş ortalaması 30 küsur civarıydı, diğer plajlara göre emekli kampı gibi herkes kendince bir şeylerle uğraşıyor, muhabbet ediyordu.Herhangi bir plajda olsa, bikinili kadınlara şu şekilde bakan olur, tatile gittiği halde bunu bir kere bile yaşamamış, hissetmemiş kadın azdır. Bu plaj hayatımda en doğal halimle en güvende hissettiğim yerlerden biriydi.
cdn-galeri.sozcu.com.tr
2.5 saat kadar kaldım plajda, kabinde giyinip çıktım. Birkaç dakika giysi çok garip ve farklı geldi. Birkaç dakika içinde giysilere de alıştım.
Gözümüz neyi görüyorsa ona alışıyoruz, ne kadar uzun süre maruz kalırsak; o kadar uğraşıyoruz. O Afrika kabilelerine baksak, herkes ortalıkta sallana sallana geziyor. Kimsenin de 'Ahan da, meme gördüm. Amanın erekte olayım' gibi bir derdi yok. Gerçi bizim dünyamızda da bazen iç çamaşırı çıplaklıktan daha iç gıcıklayıcı olabiliyor.
Bana deseler ki, bundan sonra çıplaklık olacak; 'İki ay daha spor salonuna gideyim, öyle olsun. Hemen olmasın' derim. O ayrı.
Edit: Bir yandan da , geçen gün don giymenin önemi ile ilgili bir yazı vardı. Eski çağlarda (Taş Çağı, vb.) don giyilmediği için osurukla yayılan hastalıklardan bahsediyordu. Osuruğun içinde dışkı partikülleri olduğundan bu partiküllerin engelsizce yayılması nedeni ile hastalıkların çok olduğu (tek sebep bu değil tabii ki) ve ilaçsızlık nedeni ile ömrün kısa olduğunu. Giysinin kıç bölgesini kapaması ile insan ömründe istatistiksel olarak anlamlı bir artış olduğu anlatılıyordu. Bu nedenle don önemli.
Hah, ilgili bir video şuradaymış.
www.youtube.com
0
dini kitaplar insanin olusumunda ilk anlatilan konulardandir ortunme. vucudun belli bolgelerini kapatma. dolayisiyla semavi dinlerin etkisi buyuk. zira afrika da dunyaya acilmamis kabilelerde boyle bir olgu olusmamis. doga kosullarindan korunmak da onemli bir oge.
sebebinden ziyade sonuclari cok daha onemli bir konu bu bence.
ideallesmeden oldukca uzakta bir dunya ve ulkede yasamamiz sebebinden ziyade sonucunu onemli kiliyor.
kadinlarin erkeklerin ciplak oldugu bir komunde bir erkek ooo meme bir kadin oo pipi demiyor. kiyafetin kesinlikle mantikli bir icat oldugunu dusunuyorum fakat insanin hayvani duygularini bu kadar kiskirtacak sekilde bir tabu haline gelmemliydi bence.
meme ucu diye bir kriter var mesela. "moda" yi tum dunyanin yasamini yonlendiren sekillendiren amerika'da (us) unlu hanimlar meme uclarini kapatip gerisininacikta birakmak icin ne kadar caba gosteriyorlar mesela. meme ucunu geri kalandan daha mahrem kilan ne?
uzak dogu'da boyun erkekler icin tabu - en onemli seks ogesi ve kadinlar uzun boyunlu olmak icin boyunlarini sariyorlar aci cekiyorlar ve boyunlarini gizliyorlar. yine ayni bolgede ayaklarini saran ve gizleyen kadinlar var.
Sonuc olarak tek bir sebebi olmasa da insan hayatinin her alaninda oldugu gibi kendisinden once kendisi gibi canlilar tarafindan olusturulmus ve sorgulanmayan bir kural bir tabu bir aliskanlik.
uzerinde dusundugum bir konudur. henuz gecen gun westworld izlerken de aklima geldi. spoiler vermeyeyim ama insanlari cokca ciplak ve giyinik gorebiliyorsun ve ciplak olduklarinda bakmazken giyinik hallerinde bazi yerlerine baktigimi fark ettim. bunca yazinin uzerine temel mantik hosuma gitmese de kisisel kanaatim icgudum de gizlemenin saklamanin cekiciligine yenik dusmus durumda.
sebebinden ziyade sonuclari cok daha onemli bir konu bu bence.
ideallesmeden oldukca uzakta bir dunya ve ulkede yasamamiz sebebinden ziyade sonucunu onemli kiliyor.
kadinlarin erkeklerin ciplak oldugu bir komunde bir erkek ooo meme bir kadin oo pipi demiyor. kiyafetin kesinlikle mantikli bir icat oldugunu dusunuyorum fakat insanin hayvani duygularini bu kadar kiskirtacak sekilde bir tabu haline gelmemliydi bence.
meme ucu diye bir kriter var mesela. "moda" yi tum dunyanin yasamini yonlendiren sekillendiren amerika'da (us) unlu hanimlar meme uclarini kapatip gerisininacikta birakmak icin ne kadar caba gosteriyorlar mesela. meme ucunu geri kalandan daha mahrem kilan ne?
uzak dogu'da boyun erkekler icin tabu - en onemli seks ogesi ve kadinlar uzun boyunlu olmak icin boyunlarini sariyorlar aci cekiyorlar ve boyunlarini gizliyorlar. yine ayni bolgede ayaklarini saran ve gizleyen kadinlar var.
Sonuc olarak tek bir sebebi olmasa da insan hayatinin her alaninda oldugu gibi kendisinden once kendisi gibi canlilar tarafindan olusturulmus ve sorgulanmayan bir kural bir tabu bir aliskanlik.
uzerinde dusundugum bir konudur. henuz gecen gun westworld izlerken de aklima geldi. spoiler vermeyeyim ama insanlari cokca ciplak ve giyinik gorebiliyorsun ve ciplak olduklarinda bakmazken giyinik hallerinde bazi yerlerine baktigimi fark ettim. bunca yazinin uzerine temel mantik hosuma gitmese de kisisel kanaatim icgudum de gizlemenin saklamanin cekiciligine yenik dusmus durumda.
0
ne bileyim lan ben
Merhaba,1 ay önce annem vefat etti. Babam da yaklaşık 20 senelik kanser mücadelesinde hep annemin yanında oldu. Son zamanlarda da babamın bütün hayatı annemle birlikte mücadele etmekle geçti. Şimdi ise babam evde yalnız kalıyor ve emekli. Babam bildiğimiz düz baba. Pek bir uğraşı yok, arada sırada
Merhaba,
1 ay önce annem vefat etti. Babam da yaklaşık 20 senelik kanser mücadelesinde hep annemin yanında oldu. Son zamanlarda da babamın bütün hayatı annemle birlikte mücadele etmekle geçti. Şimdi ise babam evde yalnız kalıyor ve emekli. Babam bildiğimiz düz baba. Pek bir uğraşı yok, arada sırada kahveye gider, televizyon izler vs.
Hayatımızın bu yeni döneminde babama nasıl bir meşgale bulabiliriz? Benzer süreçlerden geçenler var ise yapmamız ve yapmamamız gerekenler konusunda tavsiyelere de açığım.
Teşekkürler
1 ay önce annem vefat etti. Babam da yaklaşık 20 senelik kanser mücadelesinde hep annemin yanında oldu. Son zamanlarda da babamın bütün hayatı annemle birlikte mücadele etmekle geçti. Şimdi ise babam evde yalnız kalıyor ve emekli. Babam bildiğimiz düz baba. Pek bir uğraşı yok, arada sırada kahveye gider, televizyon izler vs.
Hayatımızın bu yeni döneminde babama nasıl bir meşgale bulabiliriz? Benzer süreçlerden geçenler var ise yapmamız ve yapmamamız gerekenler konusunda tavsiyelere de açığım.
Teşekkürler
0
Ya bu belediyelerin sosyal bi şey binaları var hani. Gidiyorsun orada envai çeşit kurs var. Hepsi beleş. Spordan tut hobilere her türlü uğraşın kursu oluyor. Orada hem hobi hem arkadaş ediniyor özellikle emekli kesim.
0
biraz acik havaya cikarin. mümkünse seyahat etsin. o evdeki hersey anneni hatirlatiyordur, kafayi resetlemesi icin tebdili mekan şart. sehir disinda akrabalariniz varsa ziyaret etsin. sizin imkanınız varsa en azından haftasonlari alin deniz kiyisina daga ormana götürün. kardesler olarak toplasin, bir karadeniz turuna falan gönderin.
kurs işi cok sarmayabilir ama ilgisine göre sosyallesebilecegi cok ortam var belediye kurslarinda orgaizasyonlarinda.
kurs işi cok sarmayabilir ama ilgisine göre sosyallesebilecegi cok ortam var belediye kurslarinda orgaizasyonlarinda.
0
@thewizardofearthsea haklısın anne vefat edeli çok az olmuş ben orayı atlamışım. Bir hobi meşgale aranıyor sandım. Anladim ki henüz toparlama sureci...
Başınız sağolsun bu arada.
Başınız sağolsun bu arada.
0
Dostum başın sağolsun öncelikle, Allah rahmet eylesin. henüz çok yeniymiş..seyahat, kurs vs. için bence baya erken. Yalnız bırakmayın yeter, gerçi çalışıyorsunuzdur muhtemelen ama en azından akşamları yanınızda dursun bence. 20 yıl mücadele kolay değil, şu an yara sarma dönemi, sizin ona onun size ihtiyacı var gibi sanki.
0
başınız sağolsun. allah rahmet eylesin.
babanızın hayatının son 20 yılında odak noktası annenizin hastalığı/iyileşmesiymiş. bu durum sona erdiğinde artık hayat anlamsız/hedefsiz kalır. bu da büyük bir boşluk hissine sebebiyet verir. bu yüzden yeni bir anlam/hedef belirlemek çok faydalı olabilir.bu hobi olur iş olur sivil toplum kuruluşunda gönüllülük olur... önemli olan düzenli olarak uğraşabileceği, hayatında bir alan kaplayacak ve uğraşmaya değer olduğunu düşündüğü bir şey olması.
babanızın kişilik özelliğine göre uygun bir şeyler ayarlanması için yardımcı olabilirsiniz. kolaylıklar diliyorum.
babanızın hayatının son 20 yılında odak noktası annenizin hastalığı/iyileşmesiymiş. bu durum sona erdiğinde artık hayat anlamsız/hedefsiz kalır. bu da büyük bir boşluk hissine sebebiyet verir. bu yüzden yeni bir anlam/hedef belirlemek çok faydalı olabilir.bu hobi olur iş olur sivil toplum kuruluşunda gönüllülük olur... önemli olan düzenli olarak uğraşabileceği, hayatında bir alan kaplayacak ve uğraşmaya değer olduğunu düşündüğü bir şey olması.
babanızın kişilik özelliğine göre uygun bir şeyler ayarlanması için yardımcı olabilirsiniz. kolaylıklar diliyorum.
0
Allah rahmet eylesin. Destek olun. yalnız bırakmamaya çalışın. Diğer arkadaşlarında söylediği gibi kurslara falan katılsın.
0
Öncelikle başınız sağolsun.
Sen de baban da acınızı ötelemeyin. Kurs gibi uğraşlar için henüz çok erken. Bi kendini toparlasın sonra belki kendi de bulur bi uğraş.
Annemin vefatından bir süre sonra babam kendine göre uğraşlar edinmişti. Bahçede sebze yetiştiriyordu. Ufak bi tekne almıştı kıyın kıyın balık avlıyordu. Hani "emekli olunca yaparım" denilen, hayal ettiğin yaşama kavuşmaktı onunkisi. Ancak galiba onu daha da üzdü bu durum. "Gül yok tadı yok" diyordu. 5 sene sonra o da hastalanıp aramızdan ayrıldı.
(Bu bizim yaşadığımız şeydi, "böyle olur" veya başka bi olumsuz anlamda anlaşılmaz umarım). Bizimkisi bir insanın zor zamanlarında hayata bağlı kalması için uğraşların dışında da şeyler gerekebildiğine bir örnek olabilir.
Benim tavsiyem; babanıza ona ihtiyacınız olduğunu anlatın ara ara. Sözle veya davranışlarınızla.
Zor zamanlarımızda evlatlarımızın bize ihtiyaçlarının olduğunu düşünmekı biz anne babalar için hayat coşkusu, direnme gücü kaynağı oluyor.
İlerleyen zamanlarda uğraş edinme aşamasında onun içinde yanan ateşi bulmasına yardımcı olabilirsiniz. Herkesin ateşi farklı oluyor. Birkaç örnek vereyim. 50 yaş üstü için bu örneklerim :) Bir arkadaşım yünlerle uğraşmayı seviyor. Onu bi oda dolusu yünün içine koy ondan mutlusu olmaz. Değme otelde tatile yollasan, "Hawai tatili mi yün mü " desen "yün" der sanıyorum. Örüp örüp hediye ediyor, ihtiyaçlı olanlara yolluyor. Bir başkası demiryolu aşığı. Kırsalda ara istasyonda trenden iner sonraki treni bekler raylara kulağını koyup trenden raylara yayılan titreşimi dinler. Bir başkası kedi, köpek, kirpi, kuş çevresinde ne kadar canlı varsa bahçesine koyduğu yiyeceklerle hepsini besler. Gelip karınlarını doyurup giderler. Benimki de dikiş mesela. Yolumun üzerinde kumaşçı olacak da ben girmeyeceğim, mümkün değil :)
Ha, her daim bunlarla ilgilenmiyoruz tabii. Hayat normal akışında devam ediyor. Uğraşlar bizler için yaparken büyük mutluluk duyduğumuz şeyler. Hayatın birikimlerinden sıyrılabildiğimiz rehabilite araçlarımız. Bu nedenle herkesin kendi içinde yanan ateşini bulması önemli, aksi taktirde "mış" gibi oluyor, amacına hizmet etmiyor.
Sen ne güzel evlatsın :) Sen kendini de ihmal etme olur mu. Evlatlar hayatlarını güzelleştirdikçe mutlu olur analar babalar.
Bundan sonraki yolunuz tozsuz çamursuz, günlük güneşlik olsun.
Sen de baban da acınızı ötelemeyin. Kurs gibi uğraşlar için henüz çok erken. Bi kendini toparlasın sonra belki kendi de bulur bi uğraş.
Annemin vefatından bir süre sonra babam kendine göre uğraşlar edinmişti. Bahçede sebze yetiştiriyordu. Ufak bi tekne almıştı kıyın kıyın balık avlıyordu. Hani "emekli olunca yaparım" denilen, hayal ettiğin yaşama kavuşmaktı onunkisi. Ancak galiba onu daha da üzdü bu durum. "Gül yok tadı yok" diyordu. 5 sene sonra o da hastalanıp aramızdan ayrıldı.
(Bu bizim yaşadığımız şeydi, "böyle olur" veya başka bi olumsuz anlamda anlaşılmaz umarım). Bizimkisi bir insanın zor zamanlarında hayata bağlı kalması için uğraşların dışında da şeyler gerekebildiğine bir örnek olabilir.
Benim tavsiyem; babanıza ona ihtiyacınız olduğunu anlatın ara ara. Sözle veya davranışlarınızla.
Zor zamanlarımızda evlatlarımızın bize ihtiyaçlarının olduğunu düşünmekı biz anne babalar için hayat coşkusu, direnme gücü kaynağı oluyor.
İlerleyen zamanlarda uğraş edinme aşamasında onun içinde yanan ateşi bulmasına yardımcı olabilirsiniz. Herkesin ateşi farklı oluyor. Birkaç örnek vereyim. 50 yaş üstü için bu örneklerim :) Bir arkadaşım yünlerle uğraşmayı seviyor. Onu bi oda dolusu yünün içine koy ondan mutlusu olmaz. Değme otelde tatile yollasan, "Hawai tatili mi yün mü " desen "yün" der sanıyorum. Örüp örüp hediye ediyor, ihtiyaçlı olanlara yolluyor. Bir başkası demiryolu aşığı. Kırsalda ara istasyonda trenden iner sonraki treni bekler raylara kulağını koyup trenden raylara yayılan titreşimi dinler. Bir başkası kedi, köpek, kirpi, kuş çevresinde ne kadar canlı varsa bahçesine koyduğu yiyeceklerle hepsini besler. Gelip karınlarını doyurup giderler. Benimki de dikiş mesela. Yolumun üzerinde kumaşçı olacak da ben girmeyeceğim, mümkün değil :)
Ha, her daim bunlarla ilgilenmiyoruz tabii. Hayat normal akışında devam ediyor. Uğraşlar bizler için yaparken büyük mutluluk duyduğumuz şeyler. Hayatın birikimlerinden sıyrılabildiğimiz rehabilite araçlarımız. Bu nedenle herkesin kendi içinde yanan ateşini bulması önemli, aksi taktirde "mış" gibi oluyor, amacına hizmet etmiyor.
Sen ne güzel evlatsın :) Sen kendini de ihmal etme olur mu. Evlatlar hayatlarını güzelleştirdikçe mutlu olur analar babalar.
Bundan sonraki yolunuz tozsuz çamursuz, günlük güneşlik olsun.
0
hadi ya la
Yaza kadar başka seçeneğim yok, yurtdışındayım.Neredeyse her gün makarna, üstüne (dondurulmuş paket havuç, bezelye, maydonoz, taze fasulye, kereviz, karnabahar, brüksel lahanası, pırasa) karışık sebze + makarna sosuyla kıyma kavurma ekleyip yiyorum.Hem yapması kolay hem karbonhidrat, yağ, protein or
Yaza kadar başka seçeneğim yok, yurtdışındayım.
Neredeyse her gün makarna, üstüne (dondurulmuş paket havuç, bezelye, maydonoz, taze fasulye, kereviz, karnabahar, brüksel lahanası, pırasa) karışık sebze + makarna sosuyla kıyma kavurma ekleyip yiyorum.
Hem yapması kolay hem karbonhidrat, yağ, protein oranı güzel.
Kahvaltıda iki yumurta ve tam buğday ekmek. Buldukça meyve yiyorum ancak.
Neredeyse her gün makarna, üstüne (dondurulmuş paket havuç, bezelye, maydonoz, taze fasulye, kereviz, karnabahar, brüksel lahanası, pırasa) karışık sebze + makarna sosuyla kıyma kavurma ekleyip yiyorum.
Hem yapması kolay hem karbonhidrat, yağ, protein oranı güzel.
Kahvaltıda iki yumurta ve tam buğday ekmek. Buldukça meyve yiyorum ancak.
0
gayet güzel. kahvaltı ve makarnaya peynir veya yanına yoğurt, ayran ekledin mi tam dengeli öğün oluyor. bir de kahvaltıda da sebze almaya çalış.
beslenme.gov.tr
beslenme.gov.tr
0
mayeskuel
kendimce comarlik icin kriterler belirledim. aslinda comarlik isin esprisi amac duyuruda ne kadar "dunya insani" oldugunu gormek.suriyelileri sevmiyorum: %10gay'ler cok igrenc: %10biri yanlislikla ayagima basarsa sozlu tepki veririm: %10tesbih cekerim(dini sebepler degil): %10trafikte kimseye yardim
kendimce comarlik icin kriterler belirledim. aslinda comarlik isin esprisi amac duyuruda ne kadar "dunya insani" oldugunu gormek.
suriyelileri sevmiyorum: %10
gay'ler cok igrenc: %10
biri yanlislikla ayagima basarsa sozlu tepki veririm: %10
tesbih cekerim(dini sebepler degil): %10
trafikte kimseye yardimci(yaya, bayan surucu, motorcu) olmam: %10
yere dusurdugum seyi cope atmam:%10
isim acil degilse bile sirami baskasina vermem: %10
statusu dusuk insanlara(copcu, kapici, bekci) jest yapmam(selam, gulumseme, ikram): %10
birini sevindirecekse bile 5-10 liranin hesabini yaparim: %10
gezicilerden/akplilerden nefret ediyorum: %10
kriterler tamamen kendi uydurmam. itiraz ettiginiz varsa lutfen yazin. mantikli bulursam pekala degistirebilirim.
suriyelileri sevmiyorum: %10
gay'ler cok igrenc: %10
biri yanlislikla ayagima basarsa sozlu tepki veririm: %10
tesbih cekerim(dini sebepler degil): %10
trafikte kimseye yardimci(yaya, bayan surucu, motorcu) olmam: %10
yere dusurdugum seyi cope atmam:%10
isim acil degilse bile sirami baskasina vermem: %10
statusu dusuk insanlara(copcu, kapici, bekci) jest yapmam(selam, gulumseme, ikram): %10
birini sevindirecekse bile 5-10 liranin hesabini yaparim: %10
gezicilerden/akplilerden nefret ediyorum: %10
kriterler tamamen kendi uydurmam. itiraz ettiginiz varsa lutfen yazin. mantikli bulursam pekala degistirebilirim.
0
Yüzde sıfır çomarmışım teşekkürler mayes
Suriyeli ev arkadaşım oldu, biseksüelim, tesbihim yok, annem çöpe atma konusunda bizi iyi yetiştirdi.
Suriyeli ev arkadaşım oldu, biseksüelim, tesbihim yok, annem çöpe atma konusunda bizi iyi yetiştirdi.
0
kadın sürücüye neden yardımcı olmak gerekiyor ki? kadınlık bir engel mi? o dahil son seçenekle birlikte yüzde 20 çıktım.
ek: bir de ayağımda batık tırnak var. dokununca bile acıyor. biri basarsa ünlemim olur muhtemelen. yüzde 30 etti.
ek: bir de ayağımda batık tırnak var. dokununca bile acıyor. biri basarsa ünlemim olur muhtemelen. yüzde 30 etti.
0
Comar sifati hali hazirda bir kaliba indirgendi. senin kriterlerini bir sifata sigdirmak cok zor. Alakasiz ornekler vermissin.
-suriyelileri hem comar dedigimiz kesim hem de muhalif kesimin %90i sevmiyor. kendimizi kandirmayalim bu konuda.
-ayaga basma maddesi cok abuk bir ornek. hemen hemen herkes tepki verir. Comarlikla kisitlanmaz.
-sira verme konusu da boyle.
-muhalifler akplilerden akplilerden muhaliflerden nefret ediyor.
Kendinizi olumlamak icin basit kriterler kasmayin ;)
-suriyelileri hem comar dedigimiz kesim hem de muhalif kesimin %90i sevmiyor. kendimizi kandirmayalim bu konuda.
-ayaga basma maddesi cok abuk bir ornek. hemen hemen herkes tepki verir. Comarlikla kisitlanmaz.
-sira verme konusu da boyle.
-muhalifler akplilerden akplilerden muhaliflerden nefret ediyor.
Kendinizi olumlamak icin basit kriterler kasmayin ;)
0
şimdi anlıyorum olayını da işin içine para katmadan yapmaya çalış. senin 5-10 tl dediğin birinin öğle yemeği parası olabiliyor, bilemezsin.
0
Bunlar çomarlıktan çok anti-sosyallikle ilgili. Asıl çomar sensin mesela.
0
geçerliliği olmayan bir anket. o yüzden 0 bile değil.
0
%0
Bu teste eklenecekler:
ayakkabılarımı daire kapısının dışında bırakırım %5
yaya geçitlerinde yayalara yol vermem bir araç sürücüsü olarak %5
park yeri yoksa kaldırıma ya da yaya geçidi üzerine park ederim %15
çöp atacak yer yoksa cebime koymam yere atarım %10
sokaktaki hayvanlara karşı sevgi merhamet beslemem %20
sokakta oynayan çocuk gürültüsünden hoşlanmam %10
kapalı ortamda izin almadan sigara içerim %15
saunada izin almadan taşlara su dökerim %5
gösteriş, pahalılık, marka önemlidir %10
trafikte bisikletlerin olmasından rahatsızlık duyarım %10
Bu teste eklenecekler:
ayakkabılarımı daire kapısının dışında bırakırım %5
yaya geçitlerinde yayalara yol vermem bir araç sürücüsü olarak %5
park yeri yoksa kaldırıma ya da yaya geçidi üzerine park ederim %15
çöp atacak yer yoksa cebime koymam yere atarım %10
sokaktaki hayvanlara karşı sevgi merhamet beslemem %20
sokakta oynayan çocuk gürültüsünden hoşlanmam %10
kapalı ortamda izin almadan sigara içerim %15
saunada izin almadan taşlara su dökerim %5
gösteriş, pahalılık, marka önemlidir %10
trafikte bisikletlerin olmasından rahatsızlık duyarım %10
0
yüzde 20 çıktı da birilerinin sevmemek neden çomarlık olsun? nefret suçu değil bu
0
soruna cevap veriyim sonra siliniyor yazdığım: yüzde 20 çomarım.
yazdığım cevabı sildiren kişi yüzde yüz çomar ama ona eminim.
yazdığım cevabı sildiren kişi yüzde yüz çomar ama ona eminim.
0
0 çıktı valla, ama herkesin içinde bir çomarlık vardır. benim de vardır elbet; ama sorularda yok demek ki bana uyan.
0
suriyeli, gay, bir dönem elim dolu olsun diye tespih çekme, trafik (çünkü kimin ne olduğu belli değil ve gittiğim yol çok yoğun - otoban ağırlıklı) (ha yol veririm yaya ve zordaki arabaya), sıra, para (bazen)
60-70 yapıyor.
60-70 yapıyor.
0
%10. suriyelileri sevmiyorum. Dershanemin olduğu semt resmen Suriyeli kaynıyor. Daha iki gün önce biri arkadasimin telefonunu gasp etmeye kalktı. Her yerde kendi dillerinde tabelaları asmışlar.Bunu bir kürt yapsa linç edilir ama.Kürt olmadığım halde benim bile kanıma dokunuyor. Vergi vermiyorlar. İki saniye bahçeye çıkalım teneffüste diyoruz.15 tane surüyeli yanımıza gelip abla para abla ekmek abla mendil diyor. Yetişkinleri resmen gözleriyle soyuyor.niye seveyim ben bu insanları? Yaratandan ötürü bile sevemiyorum. Sorry.
0
gezegen olan pluton'un maddeleri de dahil sıfır puan.
0
anarsika
dahil olduğunuz tegv gibi kurumlar var mı? neler yapıyorsunuz bu konuda? şu an izmirdeyim ve vaktim de var. neler yapabilirim? en azından birilerine faydam dokunsun istiyorum. bağış toplamaktan ziyade daha aktif olabileceğim bir ortam olmasını da istiyorum.
dahil olduğunuz tegv gibi kurumlar var mı? neler yapıyorsunuz bu konuda? şu an izmirdeyim ve vaktim de var. neler yapabilirim? en azından birilerine faydam dokunsun istiyorum. bağış toplamaktan ziyade daha aktif olabileceğim bir ortam olmasını da istiyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
mac mini bilgisayar. tv ve ufak ekran kullanıyorum. ekran kablosunu birinden çıkar diğerine tak zor oluyor. tv bazen bilgisayarı görmüyor aç kapa yapmam gerekiyor. iki ekran da daimi takılı dursa, istediğimde birini istediğimde diğerini kullanabilsem ya da ikisini aynı anda kullanabilsem ne güzel
mac mini bilgisayar. tv ve ufak ekran kullanıyorum. ekran kablosunu birinden çıkar diğerine tak zor oluyor. tv bazen bilgisayarı görmüyor aç kapa yapmam gerekiyor. iki ekran da daimi takılı dursa, istediğimde birini istediğimde diğerini kullanabilsem ya da ikisini aynı anda kullanabilsem ne güzel olacak. bilgisayarda tek hdmı çıkışı (girişi mi deniyor bilmiyorum) var.
mümkn mü böyle bişi? mesela tv'ye bağlı olan hdmı kablo usb kablosu gibin bişeyle bilgisayara bağlanabiliyor mu?
mümkn mü böyle bişi? mesela tv'ye bağlı olan hdmı kablo usb kablosu gibin bişeyle bilgisayara bağlanabiliyor mu?
0
switch ikisi aynı anda için uygun. ben tam tersi oluyor mu, seçme olayı var mı diye kısaca baktım, bulamadım.
0
teşekkr ederim arkadaşlar.
@passion rules the game, seçme olayı kullanacağım ekranı açıp diğerini kapalı tutunca olur sanki.
@passion rules the game, seçme olayı kullanacağım ekranı açıp diğerini kapalı tutunca olur sanki.
0
tabi o en açık çözüm :)
mac'te minidisplay port da vardır muhtemelen, oradan da çevirici ile hdmi çıkışı alabilirsiniz. ama çıkış kaynağı falan seçerken zahmetli olur.
mac'te minidisplay port da vardır muhtemelen, oradan da çevirici ile hdmi çıkışı alabilirsiniz. ama çıkış kaynağı falan seçerken zahmetli olur.
0
evet, baktım, minidisplay port varmış. çevirici de olabilir belki evde, malzemelere bi bakmam lazım. evde olanlardan kullanmak istiyorum ama çok da anlamıyorum.
çeviricinin bi ucu hdmı bir ucu mini port için olacak demi, ilk zamanlar öyle bişi almıştık galiba.
çevirici bulursam nasıl yapacağımı buradan sorarım, yoksa çoklayıcı alırım, o kolay, onu kendim yaparım :)
çok teşekkürler tekrardan.
çeviricinin bi ucu hdmı bir ucu mini port için olacak demi, ilk zamanlar öyle bişi almıştık galiba.
çevirici bulursam nasıl yapacağımı buradan sorarım, yoksa çoklayıcı alırım, o kolay, onu kendim yaparım :)
çok teşekkürler tekrardan.
0
rica ederim, yalnız mac'i açmadan hangi çıkışa verileceğini ben de tam bilmiyorum. mini dp->hdmi çok kullandım ama otomatik veriyordu hep çıkışı. teoride iki çıkış verir ama en kötü aynı çıkışı iki farklı cihaza alırsınız, seçme olayı olur mu bilemiyorum.
kolay gelsin, umarım evdekilerle hallolur :)
kolay gelsin, umarım evdekilerle hallolur :)
0
devilred
Otuzlu yaşlarımın başındayım. Ailemdeki tüm genetik hastalıklar bu zamanı beklemiş gibi birden bastırdı. Bu yaşta yüksek tansiyondan şikayet eder oldum. Yaşlanmak böyle mi oluyor? Ne yaparsak yapalım bu aşamaya hep geliyoruz, genetikten kaçamıyoruz değil mi?Dertleşelim biraz.
Otuzlu yaşlarımın başındayım. Ailemdeki tüm genetik hastalıklar bu zamanı beklemiş gibi birden bastırdı. Bu yaşta yüksek tansiyondan şikayet eder oldum. Yaşlanmak böyle mi oluyor? Ne yaparsak yapalım bu aşamaya hep geliyoruz, genetikten kaçamıyoruz değil mi?
Dertleşelim biraz.
Dertleşelim biraz.
0
çok ekstreme bir durum yok ise normalde zamanında düzgün beslenme ile çözülüyor bu hastalıklar.
şeker, tansiyon, kalp gibi olanlar. bunu göz önünde bulundurup ona göre bir diyet yapmak gerekli eğer gerekli önlemleri alırsanız çıkmayabiliyor. ama illa çıkmaycak anlamına da gelmeyebilir bu, olasılığı düşürebilirdiniz belki.
ben bizim ailede olabilecek hastalıklardan kaçınmak için, yediğime içtiğime dikkat ediyorum.
şeker, tansiyon, kalp gibi olanlar. bunu göz önünde bulundurup ona göre bir diyet yapmak gerekli eğer gerekli önlemleri alırsanız çıkmayabiliyor. ama illa çıkmaycak anlamına da gelmeyebilir bu, olasılığı düşürebilirdiniz belki.
ben bizim ailede olabilecek hastalıklardan kaçınmak için, yediğime içtiğime dikkat ediyorum.
0
bizde bağırsakla ilgili hastalıklar var genetik
@kurnaz
sürekli ev yemeği yapan/yiyen, tuz şeker tüketmeyen, içki sigara kullanmayan, eve ekmek almayan, vb. bir kişiyim daha ne yapayım :) babam 40 senedir diyet ve spor yapıyor gene de genetikten kaçış yok -ha ama doktorun dediği gibi, bunları yapmasa muhtemelen çok kötü şeyler yaşardı, hiç olmadı öyle büyük bir sorunu, çok şükür. bu sayede aslında gayet düzgün şekilde hayatına devam edebiliyor.
genetik olarak kalp hastalığı varsa kilo almayıp, sağlıklı beslenip vb. evet, kendimize iyi bakabiliyoruz -ki bunu yapıyorum zaten- ama yapısal bir sorun varsa ne yapsak olmuyor. yoksa 15 yaşında kalp kası/kapakçığı vs. kusurlarından ölenler ölmezdi.
yaşlanmak böyle mi oluyor dediğin kısımda kıstas ise benim için şu: ne zaman oturduğun yerde yoruluyorsun, kolun bacağın boynun belin hatta popon ağrımaya başlıyor :P o zaman yaşlanmışsındır bana göre.
@kurnaz
sürekli ev yemeği yapan/yiyen, tuz şeker tüketmeyen, içki sigara kullanmayan, eve ekmek almayan, vb. bir kişiyim daha ne yapayım :) babam 40 senedir diyet ve spor yapıyor gene de genetikten kaçış yok -ha ama doktorun dediği gibi, bunları yapmasa muhtemelen çok kötü şeyler yaşardı, hiç olmadı öyle büyük bir sorunu, çok şükür. bu sayede aslında gayet düzgün şekilde hayatına devam edebiliyor.
genetik olarak kalp hastalığı varsa kilo almayıp, sağlıklı beslenip vb. evet, kendimize iyi bakabiliyoruz -ki bunu yapıyorum zaten- ama yapısal bir sorun varsa ne yapsak olmuyor. yoksa 15 yaşında kalp kası/kapakçığı vs. kusurlarından ölenler ölmezdi.
yaşlanmak böyle mi oluyor dediğin kısımda kıstas ise benim için şu: ne zaman oturduğun yerde yoruluyorsun, kolun bacağın boynun belin hatta popon ağrımaya başlıyor :P o zaman yaşlanmışsındır bana göre.
0
@devil yazmıştım, sonra devil uyardı ben yazmadım diye :)
@niye ama
e bizde onu dedik zaten. çıkabilir, ama bu oranı çok azaltabilirsiniz, ya da insanlar azaltabilir. sadece spor ve diyette değil, stresssiz yaşam, temiz hava su gibi şeylerde çok önemli.
illa kaçamayabilirsiniz ama bunların büyük çoğunluğu önlenebiliyor. kimse sizi suçlamıyor zaten belirtiyoruz. bizim ailede de varolan hastalıklardan ötürü ben dikkat ediyorum.
@niye ama
e bizde onu dedik zaten. çıkabilir, ama bu oranı çok azaltabilirsiniz, ya da insanlar azaltabilir. sadece spor ve diyette değil, stresssiz yaşam, temiz hava su gibi şeylerde çok önemli.
illa kaçamayabilirsiniz ama bunların büyük çoğunluğu önlenebiliyor. kimse sizi suçlamıyor zaten belirtiyoruz. bizim ailede de varolan hastalıklardan ötürü ben dikkat ediyorum.
0
Çoğu hastalık beslenme bozukluklarıyla alakalı. Genetik yatkınlık şartları çok zorlamazsan her zaman yeterli olmuyor.
0
bence kendini dinleme , hastalık düşünme konuşma arama . ne demişler arayan bulur.
kendini sağlıklı ve genç taze hisset yaşa takılma. mimar sinan 90 yaşında en güzel eserlerini üretti . 30 da hayat bitmez ya da yavaşlamaz .
yaşlılık konuşmak için henüz çok erken.
benim bir iş arkadaşım yanında ne ağrı sızı konuşulsa ertesi gün kendinde de o belirtiler gerçekten oluyordu. mesela 3. kişinin dişi ağırsa o ertesi gün yanağı şiş geliyordu dişinde apse olmuş şişmiş oluyordu. biri belim ağrıyor dese onun böbrekleri tutuyordu .hatta en çok güldüğüm de bir arkadaşı kalmaya gelmişti ona gece basurum var şöyle ağrıyor böyle ağrıyor anlatırken susturmuş bana söyleme nolur diye .
ertesi sabah basur olarak uyandı oturamadı tuvalete gidemedi günlerce sürdü. unutunca ya da yeni bir hastalık duyuncaya kadar .
kendini sağlıklı ve genç taze hisset yaşa takılma. mimar sinan 90 yaşında en güzel eserlerini üretti . 30 da hayat bitmez ya da yavaşlamaz .
yaşlılık konuşmak için henüz çok erken.
benim bir iş arkadaşım yanında ne ağrı sızı konuşulsa ertesi gün kendinde de o belirtiler gerçekten oluyordu. mesela 3. kişinin dişi ağırsa o ertesi gün yanağı şiş geliyordu dişinde apse olmuş şişmiş oluyordu. biri belim ağrıyor dese onun böbrekleri tutuyordu .hatta en çok güldüğüm de bir arkadaşı kalmaya gelmişti ona gece basurum var şöyle ağrıyor böyle ağrıyor anlatırken susturmuş bana söyleme nolur diye .
ertesi sabah basur olarak uyandı oturamadı tuvalete gidemedi günlerce sürdü. unutunca ya da yeni bir hastalık duyuncaya kadar .
0
ergenken siktigimiz parfumden rahatsiz olurdu annem. alerjik bir tip cunku. ben de onun parfum kokusu gibi guzel bir kokudan rahatsiz olmasina sinir olurdum. simdi yanimda sikilinca genzim yaniyor, sinir oluyorum parfum bulutuyla gezenlere. hayat..
0
sevgili basond, daha kısa ve öz söylenemezdi vallahi, kelimesi kelimesine katılıyorum.
yaşlanmak deyince yaşlılığa aranızda en yakın olanlardan biri olarak iki kelam da ben diyeyim.
yaşlanmanın iki boyutu var. biri doğa yasaları, entropi dediğimiz olgu. bundan kaçış yok. daha doğduğumuz andan başlayan bi süreç bu. mesele bu süreci akıllıca yönetebilmek yani akıllı yaşlanmakta.
diğeri de mentalitemiz, davranış ve tutumlarımızı yöneten düşünce tarzımız. akıl yaşlanması denilen şey.
fiziki yapımızın kaptan-ı deryası mentalitemiz. mental alanda ne oluyorsa fizik de onu izliyor, iyi olma, bozulma, yaşlanma...
hayat akışımı en çok etkileyen bilgi, bilinçaltının çalışma mekanizmasını anlamak oldu. bilinçaltımız en en aptal olgu ve elinde müthiş yetkiler var. asıp kesebilir de ihya da edebilir. ne yapacağı bizim mentalitemize bağlı.
bunu anladığımda 34 yaşımdaydım. denemeden olmaz, bazı denemeler yaptım. ilki zemheri soğuğunda ıslak kafayla dışarı çıkmaktı. duşumu alıp giyinip çıktım. çıkarken "en fazla üşütürüm n'olcek ki" demedim. "hastalanmayacağım" dedim. bilinçaltı aptalım söylediğimi yaptı. aptal ama iyi çalışıyor kerata. oldukça organize :)
genetik yatkınlık da potansiyelin varlığı demek daha ötesi değil. mentaliteyi doğru raya oturttuğunda potansiyel risk oranını sıfıra yakınsamak mümkün bence.
mesela; bizim aileden genetik kodlarla bizim kuşağa geçme olasılığı olan kanser var. bende de bir çoğunuzun bildiği gibi 6 yıl önce yüksek dereceli ama erken teşhis bir tümör tespit edildi.
ilk kontrolümde temiz çıkınca doktoruma " size bu hastalıktan ölmeyeceğimi söylemiştim" dedim. anne, baba, babanın biri hariç kardeşlerinin hepsi, üst kuşaktan dedeler, onların kardeşleri, kardeşlerinin çocukları kuzen taifesi vs. oldukça yaygın bizde kanserden ölüm. ama herkes değil. kanser olmayanlar da var, olup atlatanlar da. işte püf noktası burada; olmayanların da olması. benim seçimim dikkatimi olmayanlara yöneltmek olmalıydı ve ben de öyle yaptım. o zamandan bu yana temizim. 90 yaşımı göreceğimi düşünüyorum çünkü uzun ömür de genetik kodlarımda kayıtlı :P
yaşlanmak deyince yaşlılığa aranızda en yakın olanlardan biri olarak iki kelam da ben diyeyim.
yaşlanmanın iki boyutu var. biri doğa yasaları, entropi dediğimiz olgu. bundan kaçış yok. daha doğduğumuz andan başlayan bi süreç bu. mesele bu süreci akıllıca yönetebilmek yani akıllı yaşlanmakta.
diğeri de mentalitemiz, davranış ve tutumlarımızı yöneten düşünce tarzımız. akıl yaşlanması denilen şey.
fiziki yapımızın kaptan-ı deryası mentalitemiz. mental alanda ne oluyorsa fizik de onu izliyor, iyi olma, bozulma, yaşlanma...
hayat akışımı en çok etkileyen bilgi, bilinçaltının çalışma mekanizmasını anlamak oldu. bilinçaltımız en en aptal olgu ve elinde müthiş yetkiler var. asıp kesebilir de ihya da edebilir. ne yapacağı bizim mentalitemize bağlı.
bunu anladığımda 34 yaşımdaydım. denemeden olmaz, bazı denemeler yaptım. ilki zemheri soğuğunda ıslak kafayla dışarı çıkmaktı. duşumu alıp giyinip çıktım. çıkarken "en fazla üşütürüm n'olcek ki" demedim. "hastalanmayacağım" dedim. bilinçaltı aptalım söylediğimi yaptı. aptal ama iyi çalışıyor kerata. oldukça organize :)
genetik yatkınlık da potansiyelin varlığı demek daha ötesi değil. mentaliteyi doğru raya oturttuğunda potansiyel risk oranını sıfıra yakınsamak mümkün bence.
mesela; bizim aileden genetik kodlarla bizim kuşağa geçme olasılığı olan kanser var. bende de bir çoğunuzun bildiği gibi 6 yıl önce yüksek dereceli ama erken teşhis bir tümör tespit edildi.
ilk kontrolümde temiz çıkınca doktoruma " size bu hastalıktan ölmeyeceğimi söylemiştim" dedim. anne, baba, babanın biri hariç kardeşlerinin hepsi, üst kuşaktan dedeler, onların kardeşleri, kardeşlerinin çocukları kuzen taifesi vs. oldukça yaygın bizde kanserden ölüm. ama herkes değil. kanser olmayanlar da var, olup atlatanlar da. işte püf noktası burada; olmayanların da olması. benim seçimim dikkatimi olmayanlara yöneltmek olmalıydı ve ben de öyle yaptım. o zamandan bu yana temizim. 90 yaşımı göreceğimi düşünüyorum çünkü uzun ömür de genetik kodlarımda kayıtlı :P
0
atcapar
Fabrikalarda yapılan domates salçası ile evde yapılan domates salçasının herhangi bir farkı var mıdır? Sonuçta her ikisininde kullanım ömrü 1 sene oluyor. Fabrikada üretim yaparken daha farklı metodlar mı uygulanıyor? Başka bir soruma gelince domates salçası nasıl yapılır?
Fabrikalarda yapılan domates salçası ile evde yapılan domates salçasının herhangi bir farkı var mıdır? Sonuçta her ikisininde kullanım ömrü 1 sene oluyor. Fabrikada üretim yaparken daha farklı metodlar mı uygulanıyor? Başka bir soruma gelince domates salçası nasıl yapılır?
0
evde yapılan domates salçası, domatesin gün ışığında kurutulmasıyla yapılıyor, tuzdan başka bir kimyasal veya katkı maddesi içermiyor. fabrikalarda yapılanları ise yapay ışıkla kurutuyorlar, bunlarda güneşten gelen vitamin desteği yok. dayanıksız olduğu için raf ömrü uzasın diye içine kimyasal koyuyorlar.
0
ilk önce domatesler yıkanıp 3-4 parçaya bölünüp ağzı kapaklı büyük kaplara konuyor. o kaplarda güneşin altında birkaç gün bekleyip ekşiyor. sonra bakır süzgeçlere ekşimiş ve cıvımış domates püresini azar azar koyarak sıkıyorsunuz altta kalan suyu kaynatıyorsunuz. kaynaşmaya başlayacağı zaman istediğiniz miktarda tuzu atıyorsunuz.
fabrikada nasıl yapıldığını bilmiyorum.
fabrikada nasıl yapıldığını bilmiyorum.
0
Biz domates salçasını kaynatmadan direkt güneş ışığında bekleterek yapıyoruz.
Önce domatesleri yıkayıp dörde bölüyoruz. Biraz tuz koyup domatesin fazla suyunu vermesi ve kabuklarından ayrışması için bekletiyoruz. Yarım gün yetiyor bu işlem için. Bir gün de bekletilebilir domates çok suluysa. Kova gibi suyun altta birikeceği derince kaplar kullanılabilir, temiz çuvallara koyup suyun akması sağlanabilir. Yapılan miktara, eldeki malzemeye göre bakarsın artık.
Sonraki aşama en zahmetli olan bölüm. Domatesler süzgeçten geçirilir. İri delikli süzgeç kullanırsan salça çekirdekli olur ince delikli kullanırsan süz süz bitmez. Ben çoğunlukla geniş delikli süzgeçten geçiriyorum çünkü çekirdek de faydalı çekirdeği atmak istemiyorum. Sonra istersem bir miktarını daha ince delikli süzgeçten geçirip yarısı çekirdekli yarısı çekirdeksiz yapabiliyorum.
Bundan sonraki aşama domates püresini güneşte kurutmak. Püreyi tuzlayıp geniş tepsilere döküp güneşe koyuyorsun. Her gün karıştırıyorsun.
Önce domatesleri yıkayıp dörde bölüyoruz. Biraz tuz koyup domatesin fazla suyunu vermesi ve kabuklarından ayrışması için bekletiyoruz. Yarım gün yetiyor bu işlem için. Bir gün de bekletilebilir domates çok suluysa. Kova gibi suyun altta birikeceği derince kaplar kullanılabilir, temiz çuvallara koyup suyun akması sağlanabilir. Yapılan miktara, eldeki malzemeye göre bakarsın artık.
Sonraki aşama en zahmetli olan bölüm. Domatesler süzgeçten geçirilir. İri delikli süzgeç kullanırsan salça çekirdekli olur ince delikli kullanırsan süz süz bitmez. Ben çoğunlukla geniş delikli süzgeçten geçiriyorum çünkü çekirdek de faydalı çekirdeği atmak istemiyorum. Sonra istersem bir miktarını daha ince delikli süzgeçten geçirip yarısı çekirdekli yarısı çekirdeksiz yapabiliyorum.
Bundan sonraki aşama domates püresini güneşte kurutmak. Püreyi tuzlayıp geniş tepsilere döküp güneşe koyuyorsun. Her gün karıştırıyorsun.
0
basubadelmevt
Karsıyaka Girnedeki Yunuslar bölgesini bilirsiniz. Orda bi Tuna pastanesi var hani. O pastanenin arka sokağının oldugu civarlardaki mahallenin veya semtin adi nedir? Tuna Mahallesi diye aratıyorum sahibindende Karsıyaka Çarşıya yönlendiriyor orası. Orası değil. Bostanlı desek. Tam olarak Bostanlıya
Karsıyaka Girnedeki Yunuslar bölgesini bilirsiniz. Orda bi Tuna pastanesi var hani. O pastanenin arka sokağının oldugu civarlardaki mahallenin veya semtin adi nedir? Tuna Mahallesi diye aratıyorum sahibindende Karsıyaka Çarşıya yönlendiriyor orası. Orası değil. Bostanlı desek. Tam olarak Bostanlıya da girmiyor oralar. İşin içinden çıkamadım. Yardımcı olur musunuz?
0
Tuna dediği yer Gazi Lisesi tarafı. Nergis ve Girne daha makul.
Edit: Nergis aslında daha izban tarafı. Girne.
Edit: Nergis aslında daha izban tarafı. Girne.
0
@sakli
Nergis daha geride kalıyor. Ondan eminim,değil.Sahibinden de Girne diye bi semt açmamıs.Aksoy olur mu ki?
Nergis daha geride kalıyor. Ondan eminim,değil.Sahibinden de Girne diye bi semt açmamıs.Aksoy olur mu ki?
0
tuna pastanesinin hemen arkasindan carsiya giden büyük cadde aksoy caddesi. aksoya kadar olan kısım da girne diye geciyor bildigim kadari ile.
0
aksoy ve lise tarafı girne
ondan aşağısı, izbanın sağı nergis, solu bostanlı.
ondan aşağısı, izbanın sağı nergis, solu bostanlı.
0
Bostanlı mahallesi
www.google.com.tr!3m1!4b1!4m5!3m4!1s0x14bbd994859cdb69:0x23662d1555ce0ece!8m2!3d38.4572132!4d27.1000014
www.google.com.tr!3m1!4b1!4m5!3m4!1s0x14bbd994859cdb69:0x23662d1555ce0ece!8m2!3d38.4572132!4d27.1000014
0
neumann
Sizi ne tatmin ediyor, nelerden mutlu oluyorsunuz?
Sizi ne tatmin ediyor, nelerden mutlu oluyorsunuz?
0
özellikle zevk aldığım şeyleri yaptıkça yaşamaktan tatmin oluyorum. bi de dolu dolu koşarken, yorulma hissi gelmeden hemen önceki adrenalin tatmin ediyor beni. hayat dolu hissediyorum asşldlk
0
Sevdigim kisilerle vakit gecirmek
Birine bilmedigi ve ilerde cok isine yarayacagi bir sey ogretmek
Herhangi bir eylemim sonucunda ovgu almak (samimi olanindan)
Arada bos muhabbet (goygoy olanindan)
Bir de film, dizi ve oyunlarda beklemedigim olaylarin gerceklesmesi
Ve tabiki bana zor gelen bir isi eninde sonunda yapabilmek
Birine bilmedigi ve ilerde cok isine yarayacagi bir sey ogretmek
Herhangi bir eylemim sonucunda ovgu almak (samimi olanindan)
Arada bos muhabbet (goygoy olanindan)
Bir de film, dizi ve oyunlarda beklemedigim olaylarin gerceklesmesi
Ve tabiki bana zor gelen bir isi eninde sonunda yapabilmek
0
Alev topu
Siddetli patlama
Jet motoru sesi
Tufekle hedefe tam isabet yapmak
Meme (kimse de dememis)
Guzel bir yagli boya tablo (Hepsi degil, bazilari)
Bu: youtu.be
Hatta burasi: youtu.be
Bu da: www.youtube.com
Gunlerin uzun olmasi
Devasa bir yapinin bir anda yikilmasi
Roket firlatma ani. Uzay roketi
Direk dansi
Simsek cakmasi
Ucagin kusursuzca inisi (disaridan gorunusu)
Cok acken karnimin full+full doymasi.
Gerisini yazmiyorum:)
Siddetli patlama
Jet motoru sesi
Tufekle hedefe tam isabet yapmak
Meme (kimse de dememis)
Guzel bir yagli boya tablo (Hepsi degil, bazilari)
Bu: youtu.be
Hatta burasi: youtu.be
Bu da: www.youtube.com
Gunlerin uzun olmasi
Devasa bir yapinin bir anda yikilmasi
Roket firlatma ani. Uzay roketi
Direk dansi
Simsek cakmasi
Ucagin kusursuzca inisi (disaridan gorunusu)
Cok acken karnimin full+full doymasi.
Gerisini yazmiyorum:)
0
insanı beklentilerine kavuşmak tatmin ediyor. (aforizma gibin oldu ^^)
benim için mutlu olmak kolay, mutlu olacak şey çok. hele şimdi bahar da geldi, ben her kelebeğin uçuşundan, her yeni filizden, güneşin altına sereserpe uzanan her kediden, kulaklarını dikip ne dediğimi anlamaya çalışan her köpekten, karşı damda oynaşan kumrulardan, komşudan gelen müzik sesinden, bir dağ köyünde öğretmenin yaptığı çalışmalarla çocuklara ve ailelere nasıl da dokunabildiğinin haberinden, alınan her doğru karardan vb. kendi payıma düşen mutluluğu yaşarım.
tatmin ise uzun zamandır ardından bakakaldığım kaçan bi tren gibi. ya da ismail ağbinin kıyıda el sallayışı gibi.
benim için mutlu olmak kolay, mutlu olacak şey çok. hele şimdi bahar da geldi, ben her kelebeğin uçuşundan, her yeni filizden, güneşin altına sereserpe uzanan her kediden, kulaklarını dikip ne dediğimi anlamaya çalışan her köpekten, karşı damda oynaşan kumrulardan, komşudan gelen müzik sesinden, bir dağ köyünde öğretmenin yaptığı çalışmalarla çocuklara ve ailelere nasıl da dokunabildiğinin haberinden, alınan her doğru karardan vb. kendi payıma düşen mutluluğu yaşarım.
tatmin ise uzun zamandır ardından bakakaldığım kaçan bi tren gibi. ya da ismail ağbinin kıyıda el sallayışı gibi.
0
seks. bu kadar prezervatifi kim tüketiyo arkadaş. tatmin olmadan mı sevişiyosunuz.
0
Para tabii ki.
Para varsa sağlık var, iyi beslenme var, hobiler var, gezmek-görmek var, arkadaşlarla vakit geçirmek var, başarı var, insanlara yardım etmek var, hayvanlara yardım etmek var, var da var:) Aşk bile var:p
Para varsa sağlık var, iyi beslenme var, hobiler var, gezmek-görmek var, arkadaşlarla vakit geçirmek var, başarı var, insanlara yardım etmek var, hayvanlara yardım etmek var, var da var:) Aşk bile var:p
0
kedi köpek sevmekten, sokakta gördüklerimle konuşmaktan, hal hatır sormaktan(hala kedi köpek için bu)
çok güzel bir film izlemek, kitap okumak ya da muhteşem bir şarkı keşfetmek
ananemin hiç beklenmedik anca muhteşem zekice laf soktuğunu görmek
ailecek bir şeylere gülmek ve annemin gülme krizine girmesine tekrardan ailecek kopmak
en yakın arkadaşımla aynı anda aynı cümleyi kurmak
fiziksel en büyük hazzımsa arka verandada ayağıma güneş gelene kadar tatlı rüzgarla sallanan koltukta uyuklamak
çok sevdiğim akbük koyunda sırt üstü yüzmek biraz da uyuklamak, gözümü açınca her yerde çam görmek
bir de ören-akyaka arasındaki sahil yolunda yolculuk yapmak, inanılmaz güzel.
aklıma geldikçe eklerim
çok güzel bir film izlemek, kitap okumak ya da muhteşem bir şarkı keşfetmek
ananemin hiç beklenmedik anca muhteşem zekice laf soktuğunu görmek
ailecek bir şeylere gülmek ve annemin gülme krizine girmesine tekrardan ailecek kopmak
en yakın arkadaşımla aynı anda aynı cümleyi kurmak
fiziksel en büyük hazzımsa arka verandada ayağıma güneş gelene kadar tatlı rüzgarla sallanan koltukta uyuklamak
çok sevdiğim akbük koyunda sırt üstü yüzmek biraz da uyuklamak, gözümü açınca her yerde çam görmek
bir de ören-akyaka arasındaki sahil yolunda yolculuk yapmak, inanılmaz güzel.
aklıma geldikçe eklerim
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
Gayrimenkullerin edinme tarihinden itibaren 5 yıl dolmadan satılması halinde elde edilen kazanç vergiye tabiymiş. Haberin müstenitine bakamadım, ne zaman yayımlandı bilmiyorum. Bi emlak sitesinde vergi oranının %35 olduğu yazıyordu. Hem duymayanlara haber vereyim hem de metinde geçen anlamadığım bi
Gayrimenkullerin edinme tarihinden itibaren 5 yıl dolmadan satılması halinde elde edilen kazanç vergiye tabiymiş.
Haberin müstenitine bakamadım, ne zaman yayımlandı bilmiyorum. Bi emlak sitesinde vergi oranının %35 olduğu yazıyordu.
Hem duymayanlara haber vereyim hem de metinde geçen anlamadığım bi ifadeyeyi sorayım dedim.
Haberde "Başka gelirlerden dolayı beyanname verilmesi halinde de gayrimenkul satış kazancı beyannameye dahil edilmiyor" diyor.
Satış farkı ayrıca beyan mı edilecek yoksa başka gelirleri nedeniyle beyanname verenler muaf mı olmuş oluyor?
Ek olarak;
Eksik gösteririz n'olcak ki diyenler için de haberlerim var. Yok öle eksik göstermek, ülke çapında gayrımenkullerin değerleri yeniden hesaplanacakmış. Çalıştay çalışmalara başlamış olmalı. Yeni değerler mart başı açıklanır sanıyorum.
www.gazetevatan.com
Haberin müstenitine bakamadım, ne zaman yayımlandı bilmiyorum. Bi emlak sitesinde vergi oranının %35 olduğu yazıyordu.
Hem duymayanlara haber vereyim hem de metinde geçen anlamadığım bi ifadeyeyi sorayım dedim.
Haberde "Başka gelirlerden dolayı beyanname verilmesi halinde de gayrimenkul satış kazancı beyannameye dahil edilmiyor" diyor.
Satış farkı ayrıca beyan mı edilecek yoksa başka gelirleri nedeniyle beyanname verenler muaf mı olmuş oluyor?
Ek olarak;
Eksik gösteririz n'olcak ki diyenler için de haberlerim var. Yok öle eksik göstermek, ülke çapında gayrımenkullerin değerleri yeniden hesaplanacakmış. Çalıştay çalışmalara başlamış olmalı. Yeni değerler mart başı açıklanır sanıyorum.
www.gazetevatan.com
0
nerede okuduğunuzu veya yazının tamamını yazabilirseniz daha açıklayıcı olabilirim. başını sonunu yazmadan sorduğunuz ifadenin bir anlamı yok çünkü.
yine de açıklamaya çalışayım. vergi oranı %35 değil. vergi; %15, %20, %27, %35 şeklinde artan oranlı bir tarifeye göre hesaplanıyor. elde ettiğini kazanca bağlı.
başka gelirlerden dolayı beyanname veriyorsanız gayrimenkul satış kazancından muaf olmak diye bir şey yok. başını, sonunu tam cümleyi okuyabilirsem ne demek istediğini açıklayabilirim.
yine de açıklamaya çalışayım. vergi oranı %35 değil. vergi; %15, %20, %27, %35 şeklinde artan oranlı bir tarifeye göre hesaplanıyor. elde ettiğini kazanca bağlı.
başka gelirlerden dolayı beyanname veriyorsanız gayrimenkul satış kazancından muaf olmak diye bir şey yok. başını, sonunu tam cümleyi okuyabilirsem ne demek istediğini açıklayabilirim.
0
0
evet aynen dediğim gibiymiş, cümlenin başı olmayınca anlamsız olmuş.
diyor ki tam olarak: "kazancın 11 bin TL’yi aşmaması halinde beyan edilmesi gerekmiyor. başka gelirlerden dolayı beyanname verilmesi halinde de gayrimenkul satış kazancı beyannameye dahil edilmiyor."
yani bu satış kazancı 11.000 lira istisnanın altında kalıyorsa beyanname vermiyorsunuz. haa başka gelirlerinizden dolayı beyanname veriyorsanız eğer, o beyannamedeki ilgili kısma bile yazmıyorsunuz. 11.000 liradan fazlaysa her halükarda beyanname verilecek. zaten veriyorsanız da ona eklenecek.
bunu niye belirtme ihtiyacı duymuşlar? çünkü bazı farklı gelirlerin beyanında istisna tutarının altında kalıyorsanız hiç beyanname verilmiyor. ama başka gelirlerden dolayı beyanname veriyorsanız istisna tutarının altında olduğunuz halde beyannamenin ilgili yerine yazıp, istisnayı da beyanname üzerinde düşüyorsunuz. bu onlardan değil, beyanname veriyorsanız bile dahil etmeyeceksiniz demek istemişler.
diyor ki tam olarak: "kazancın 11 bin TL’yi aşmaması halinde beyan edilmesi gerekmiyor. başka gelirlerden dolayı beyanname verilmesi halinde de gayrimenkul satış kazancı beyannameye dahil edilmiyor."
yani bu satış kazancı 11.000 lira istisnanın altında kalıyorsa beyanname vermiyorsunuz. haa başka gelirlerinizden dolayı beyanname veriyorsanız eğer, o beyannamedeki ilgili kısma bile yazmıyorsunuz. 11.000 liradan fazlaysa her halükarda beyanname verilecek. zaten veriyorsanız da ona eklenecek.
bunu niye belirtme ihtiyacı duymuşlar? çünkü bazı farklı gelirlerin beyanında istisna tutarının altında kalıyorsanız hiç beyanname verilmiyor. ama başka gelirlerden dolayı beyanname veriyorsanız istisna tutarının altında olduğunuz halde beyannamenin ilgili yerine yazıp, istisnayı da beyanname üzerinde düşüyorsunuz. bu onlardan değil, beyanname veriyorsanız bile dahil etmeyeceksiniz demek istemişler.
0
theguardianofthecemetery
Arkadaşlar iyi akşamlar, Ne yapsam ne etsme diye saatlerdir düşünüyorum ama bir türlü işin içinden çıkamadım. O yüzden size bir sorayım, akıl danışayım dedim. Biraz uzun olacak, sabırla okursanız çok mutlu olurum. :)Şimdi ben koca 27 yaşında adamım. Edebiyat öğretmeniyim ama atanamadım. İşsizler ker
Arkadaşlar iyi akşamlar,
Ne yapsam ne etsme diye saatlerdir düşünüyorum ama bir türlü işin içinden çıkamadım. O yüzden size bir sorayım, akıl danışayım dedim. Biraz uzun olacak, sabırla okursanız çok mutlu olurum. :)
Şimdi ben koca 27 yaşında adamım. Edebiyat öğretmeniyim ama atanamadım. İşsizler kervanında önde yürüyorum. Doğuda iş imkanlarının son derece sıfırın altında olduğu bir şehirde yaşıyorum. İsmini vermiyorum çünkü şehri bağnazca savunan çıkarsa tartışmak istemiyorum. Neyse...
Şimdi dediğim gibi işsizim ve bu nedenden dolayı Antalya'ya gitmek, çalışmak istiyorum. Neden Antalya diyecekseniz eğer daha önce gidip gördüğüm bir il olduğu için bu şehre cesaret edebiliyorum. Bir de kuzenim var orada. Sudan çıkmış balığa dönsem bile azıcık su sepenim olsun diyorum.
Dediğim gibi edebiyat mezunuyum ama alanımla alakalı iş bulmam da çok çok zor. O yüzden bulabilirsem daha önce yaptığım iş olan Müşteri hizmetlerinde call center agent olarak çalışmak istiyorum. Ya da otelde kendi yapabileceğim bir iş. Ancak sezonluk değil de daimi işler bulmam lazım. Nihayetinde sezonluk çalışıp dönmek yerine hayatımı, düzenimi kurmak istiyorum. Ancak internetten baktığım kira fiyatları gözlerimi kanattı. Onu da belki bir şekilde halledebilirim ama en azından kendimi toparlayana kadar daha uygun çözümler bulabilir miyim? Bir de iş bulabilir miyim? Artık koca adam oldum ve ailem de mutsuz durumumdan. Karın tokluğuna da geçinecek olsam hiç değilse ailemin eline bakmamam lazım.
İş konusunda kuzenimden yardım isteyebilirim ancak sonradan ailesi tarafından laf söz olacağını bildiğim için -oğlumuzu gitti rahatsız etti, sayemizde ekmek yiyor vs. gibi cümlelerle- ona pek de söylemek istemiyorum. Kendi çabalarımla bir şey olsun istiyorum ancak Türk filmlerindeki ünlü olmak için evden kaçan kezban gibi elimde valizimle sokakta da kalmak istemiyorum.
Bir de bunların yanında cesaretsizim. Korkuyorum. Başaramamaktan, geri dönmekten, demoralize olup erken pes etmekten korkuyorum. Ya yapamazsan diye korkuyorum ne bileyim... Çünkü savaşçı bir yapım yok. Buna rağmen denemek istiyorum. Başkaları nasıl yapıyorsa ben de yapabilirim diyorum. Ancak bu yaşıma kadar bulunduğum şehirden tatil dışında ayrılmadığım için biraz korkutucu geliyor.
Antalya'da yaşayan ya da orası değil ama burası daha iyi diyebileceğiniz bir yerde yaşayan arkadaşlar varsa, fikirlerinize ihtiyacım var. Nerede, nasıl kalsam daha uygun olur, ne kadar sürede iş bulabilirim, şehrin hangi mahallelerinde, ilçelerinde yaşamak daha iyidir. İnsanlar açısından da her ilde olan "yaşanmaması gereken yerler" nerelerdir? Hangi ilde/ilçede daha rahat iş bulup, daha rahat yaşayabilirim? Hem maddi hem manevi açıdan?
Fikirlerinizi eksik etmeyiniz, şu kardeşinize yardım ediniz lütfen.
Şimdiden herkese hayırlı akşamlar.
Ne yapsam ne etsme diye saatlerdir düşünüyorum ama bir türlü işin içinden çıkamadım. O yüzden size bir sorayım, akıl danışayım dedim. Biraz uzun olacak, sabırla okursanız çok mutlu olurum. :)
Şimdi ben koca 27 yaşında adamım. Edebiyat öğretmeniyim ama atanamadım. İşsizler kervanında önde yürüyorum. Doğuda iş imkanlarının son derece sıfırın altında olduğu bir şehirde yaşıyorum. İsmini vermiyorum çünkü şehri bağnazca savunan çıkarsa tartışmak istemiyorum. Neyse...
Şimdi dediğim gibi işsizim ve bu nedenden dolayı Antalya'ya gitmek, çalışmak istiyorum. Neden Antalya diyecekseniz eğer daha önce gidip gördüğüm bir il olduğu için bu şehre cesaret edebiliyorum. Bir de kuzenim var orada. Sudan çıkmış balığa dönsem bile azıcık su sepenim olsun diyorum.
Dediğim gibi edebiyat mezunuyum ama alanımla alakalı iş bulmam da çok çok zor. O yüzden bulabilirsem daha önce yaptığım iş olan Müşteri hizmetlerinde call center agent olarak çalışmak istiyorum. Ya da otelde kendi yapabileceğim bir iş. Ancak sezonluk değil de daimi işler bulmam lazım. Nihayetinde sezonluk çalışıp dönmek yerine hayatımı, düzenimi kurmak istiyorum. Ancak internetten baktığım kira fiyatları gözlerimi kanattı. Onu da belki bir şekilde halledebilirim ama en azından kendimi toparlayana kadar daha uygun çözümler bulabilir miyim? Bir de iş bulabilir miyim? Artık koca adam oldum ve ailem de mutsuz durumumdan. Karın tokluğuna da geçinecek olsam hiç değilse ailemin eline bakmamam lazım.
İş konusunda kuzenimden yardım isteyebilirim ancak sonradan ailesi tarafından laf söz olacağını bildiğim için -oğlumuzu gitti rahatsız etti, sayemizde ekmek yiyor vs. gibi cümlelerle- ona pek de söylemek istemiyorum. Kendi çabalarımla bir şey olsun istiyorum ancak Türk filmlerindeki ünlü olmak için evden kaçan kezban gibi elimde valizimle sokakta da kalmak istemiyorum.
Bir de bunların yanında cesaretsizim. Korkuyorum. Başaramamaktan, geri dönmekten, demoralize olup erken pes etmekten korkuyorum. Ya yapamazsan diye korkuyorum ne bileyim... Çünkü savaşçı bir yapım yok. Buna rağmen denemek istiyorum. Başkaları nasıl yapıyorsa ben de yapabilirim diyorum. Ancak bu yaşıma kadar bulunduğum şehirden tatil dışında ayrılmadığım için biraz korkutucu geliyor.
Antalya'da yaşayan ya da orası değil ama burası daha iyi diyebileceğiniz bir yerde yaşayan arkadaşlar varsa, fikirlerinize ihtiyacım var. Nerede, nasıl kalsam daha uygun olur, ne kadar sürede iş bulabilirim, şehrin hangi mahallelerinde, ilçelerinde yaşamak daha iyidir. İnsanlar açısından da her ilde olan "yaşanmaması gereken yerler" nerelerdir? Hangi ilde/ilçede daha rahat iş bulup, daha rahat yaşayabilirim? Hem maddi hem manevi açıdan?
Fikirlerinizi eksik etmeyiniz, şu kardeşinize yardım ediniz lütfen.
Şimdiden herkese hayırlı akşamlar.
0
zaten öğretmenim deseydiniz millet noktalama işaretlerinden falan anlardı herhalde edebiyat öğretmeni olduğunuzu:)
bence o şekilde tatil yörelerinden ziyade normal şehirlere gitseniz daha uyguna ev bulursunuz. ayrıca özel okullarda öğretmenlik yapabilirsiniz? mezun olduğunuz okulun bulunduğu ilde özel okullar falan yok mu?
aklıma direkt bu şekilde basit bir şey geldi ama ne bileyim belki bu da olmaz diyebilirsiniz herhalde.
bence o şekilde tatil yörelerinden ziyade normal şehirlere gitseniz daha uyguna ev bulursunuz. ayrıca özel okullarda öğretmenlik yapabilirsiniz? mezun olduğunuz okulun bulunduğu ilde özel okullar falan yok mu?
aklıma direkt bu şekilde basit bir şey geldi ama ne bileyim belki bu da olmaz diyebilirsiniz herhalde.
0
@blue eyes white dragon: Maalesef çok çabaladım ancak olmadı. Sadece ücretli öğretmenlik yapabildim. Orta okullarda çalıştım. Edebiyat konusunda köreldim zaten bu yüzden. Özel okullar daha seçici bu konuda. Çok über ötesi bir cvye sahip değilim maalesef. O yüzden olmuyor. :) Normal şehirlerden kasıt nedir bilemedim ama İzmir de düşünüyorum ancak İzmir hakkında zerre kadar fikrim yok, tanıdığım kimse de yok. Kalkıp gitsem, kime gideyim, nereye gideyim? :)
0
her ne kadar yıllarca izmir'e kötü gözle( yaşanmaz babında) yaklaşmış olsam da bir istanbullu olarak, yaşanmak için birebir şehir. evet çok uçuk fiyatlara kiraların olduğu yerler de var. bostanlı, karşıyaka( yazın burada gerçekten yaşanmaz ama hehe) mavişehir gibi fakat hemen 5-10 dakika mesafe uzaklığında çiğli, evka, menemen, bayraklı(gerçi burası da biraz fazla ama ilk bahsettiğim yerlere göre ucuzdur) gibi yerler de var. trafik desen yok, toplu taşıma sürekli, ucuz daha ne olsun.
aslında sıkıntıdır o ilk işi bulmak ya da bulmadan gitmek.
istanbul, ankara, bursa, antalya, izmir içinden birini seç deseler evi, arabayı satar izmir derim yani.
kpss puanınız yok mu? şu şubat atamasından bir şeyler çıkar belki?
aslında sıkıntıdır o ilk işi bulmak ya da bulmadan gitmek.
istanbul, ankara, bursa, antalya, izmir içinden birini seç deseler evi, arabayı satar izmir derim yani.
kpss puanınız yok mu? şu şubat atamasından bir şeyler çıkar belki?
0
Antalya bir sürü kolej var ama iş bulabilir misin bilmem. Kepez'de kiralar düşük ama pek iyi değil. Özel ders falan verebilirsin ya da ek iş yaparak çevirebilirsin ama ev arkadaşı bulman gerekecek. İstanbul seçeneğini de ekle iş olanakları gelişmiş diyorlar.
0
@blue eyes white dragon: arabam olsa inanın ben de satar İzmir'e giderim. :) Semtleri, ilçeleri pek bilmesem de kiralar Antalya'ya göre daha uygun gerçekten. İş imkanı nasıl bilmiyorum tabi. KPSS puanım yetmiyor maalesef.
@komando kani var bende: yakın arkadaşım ev arkadaşım olacak ancak önce askerliği aradan çıkarması gerekiyor. Onu halletsek zaten ikimiz elbet bir iş başarabiliriz ama onun askerlik durumu var. İstanbul konusuna gelince; ev fiyatları ve giderler çok çok fazla orada. Tek başıma geçinmem imkansız gibi.
@komando kani var bende: yakın arkadaşım ev arkadaşım olacak ancak önce askerliği aradan çıkarması gerekiyor. Onu halletsek zaten ikimiz elbet bir iş başarabiliriz ama onun askerlik durumu var. İstanbul konusuna gelince; ev fiyatları ve giderler çok çok fazla orada. Tek başıma geçinmem imkansız gibi.
0
şu haberleri yapılan aylık 1502 tl alınacak kurslar var ya, onlara katılsan ilk üç ay kira yiyecek karşılanır kursdaki başarına göre iş bulma durumu da olabilir. kurs iş sağlamasa bile bi iş bulmak için atlama taşı gibi olur. bi incele istersen.
0
@hayat aklini konusacak bir filozof uret: Bahsettiğiniz kursları öğrenebilir miyim?
0
www.memurlar.net
www.milliyet.com.tr
bir de belediyelerin organize ettiği iş garantili kurslar oluyor. halk eğitimin de bazı kursları iş garantili oluyor sanıyorum. en azından sertifika alıyorsun. İzmir'de kent koleji adıyla yapılan çalışmalar var. mutlaka başka illerde de vardır.
İşkur'un sitesinden de kursları takip edebilirsin.
www.milliyet.com.tr
bir de belediyelerin organize ettiği iş garantili kurslar oluyor. halk eğitimin de bazı kursları iş garantili oluyor sanıyorum. en azından sertifika alıyorsun. İzmir'de kent koleji adıyla yapılan çalışmalar var. mutlaka başka illerde de vardır.
İşkur'un sitesinden de kursları takip edebilirsin.
0
fazla makalesi olan var mi
herkese iyi günler.görselini paylaştığım bitkiyi güzelce yaşatmayı düşünüyorum. bitkinin başlıca özellikleri soğuğu sevmemesi ve sarmaşık tabiatlı olması. görselden de anlayacağınız gibi yaprakları tüysüz (trikom yok) ve dolgun, gövde hafif tüylü, yaprak kenarları da dişli bir yapıya sahip ancak der
herkese iyi günler.
görselini paylaştığım bitkiyi güzelce yaşatmayı düşünüyorum. bitkinin başlıca özellikleri soğuğu sevmemesi ve sarmaşık tabiatlı olması. görselden de anlayacağınız gibi yaprakları tüysüz (trikom yok) ve dolgun, gövde hafif tüylü, yaprak kenarları da dişli bir yapıya sahip ancak deriye batacak kadar sivri değil.
çiçek de açabiliyormuş.
ne yazık ki bilgiler sınırlı, bize bitkiyi veren kişi fazla bir şey bilmiyor ama sözlükteki tutkunlar ve uzmanlardan kaçmaz diye düşünüyorum.
şimdiden sağ olun.
not: yüklediğim görsel eğri. belki buradan indirirseniz düzgün hâli gelir. =>
drive.google.com
görselini paylaştığım bitkiyi güzelce yaşatmayı düşünüyorum. bitkinin başlıca özellikleri soğuğu sevmemesi ve sarmaşık tabiatlı olması. görselden de anlayacağınız gibi yaprakları tüysüz (trikom yok) ve dolgun, gövde hafif tüylü, yaprak kenarları da dişli bir yapıya sahip ancak deriye batacak kadar sivri değil.
çiçek de açabiliyormuş.
ne yazık ki bilgiler sınırlı, bize bitkiyi veren kişi fazla bir şey bilmiyor ama sözlükteki tutkunlar ve uzmanlardan kaçmaz diye düşünüyorum.
şimdiden sağ olun.
not: yüklediğim görsel eğri. belki buradan indirirseniz düzgün hâli gelir. =>
drive.google.com
0
parlak mustafa o. sadece parlak diyenler var, parlağın yanına evin erkeğinin ismini iliştirenler var :)
bakımı zor değil. yaşar o çiçek, filiz veriyor baksana :)
bakımı zor değil. yaşar o çiçek, filiz veriyor baksana :)
0
freetakilir
https://eksisozluk.com/entry/66420999 ne kadar istemesek de evet çıkacağı kesin değil mi?
eksisozluk.com ne kadar istemesek de evet çıkacağı kesin değil mi?
0
Kesin değil. Su anda Erdoğan'ın kitlesi üzerindeki karizmasina, devletin tüm imkanlarina, akp'nin propaganda makinesine, yüzlerce kanala onlarca gazeteye rağmen kesin değil. Ama akp'nin sicili düşünülürse ibreyi evete kaydırmak için legal illegal herşeyi yapacaklardır.
Yine de umutsuzluğa alışmayın.
Yine de umutsuzluğa alışmayın.
0
Kesin gibi geliyor bana..akp ile uzaktan yakindan alakasi olmayan erkek arkadasim bile referandumda evet diyecegini soyledi.nedenini sordugumda sacma cevaplar aldim.nedense erdogana gereksiz bi sempati beslemeye basladi.birkac gundur bunun sokundayim:/
0
ekşisözlükteki tayfa ile türkiye'nin alakası yok dostum. referandumdan %60'a yakın bi oranla evet çıkar.
0
%25 CHP, %10 hdp, %2 diğer, topla ne etti? 37 hayır, 63 evet.
0
%25 chp, %10 hdp, %2 diğer + %? mhp. mhp'nin tamamının evet diyecegini dusunmuyorum. ve bu parti seçimi olmadıgı icin sonucu kestirmek mumkun degil, bu yuzden hayır cıkma ihtimali normal bir secimdekine gore daha yuksek; yine de kesin degil. sonuc ne cıkacaksa cıksın, oranlar birbirine cok yakın olacak diye dusunuyorum. evet cıkacaksa bile bunun %55'i gececegini sanmıyorum. Evet cıktıktan sonra oranın onemi yok tabii...
0
@ougkour +
ekşi sözlük belirleyici değil bu konuda. akp hayir deseydi, hayir çoğunlukta çıkar. artık çoğunluğun düşündüğü şey şu :
devlet = akp = erdogan = hükümet = halkin istedikleri = evet ..
artik bu kavramlar türkiyede eş anlamlı hale geldi. muhalif olanlar da belki bir kaç kavram hariç en az üçüne aynı düşünceyle bakiyor. gecen seçimler öncesi akpnin oylarini (şoyle böyle olursa diyerek) neredeyse %20 lere düşürenler vardı. aksine oylar hep yükseldi.
(yanilmiyorsam) 2007 genel seçimlerine günler kala bir aksam tv de haberleri izliyoruz. trafik kontrolü sirasinda asiri derecede (ayakta dik duramayan) alkollü sürücüye gerekli islemler yapiliyor polisler tarafindan. alkollü sürücü muhabirin uzattigi mikrofona :
(evde) 5 tane oyum var. hepsi akpye diye söylenip sallanip duruyordu.
yani memleket sarhoşumuzun bile derdi alacagi ceza degil, seçimlerdi.
açik konuşmak lazım.
hayır diyenler referanduma (tabiki halka) gitmek istemeyenler. o zaman halk daha baska kendisini nasıl yönetsin ?
çünkü onlar halk(a) değil, fil (pardon) çomar (!) birilerine göre.
çomarın sandık başında ne işi var peki?
ekşi sözlük belirleyici değil bu konuda. akp hayir deseydi, hayir çoğunlukta çıkar. artık çoğunluğun düşündüğü şey şu :
devlet = akp = erdogan = hükümet = halkin istedikleri = evet ..
artik bu kavramlar türkiyede eş anlamlı hale geldi. muhalif olanlar da belki bir kaç kavram hariç en az üçüne aynı düşünceyle bakiyor. gecen seçimler öncesi akpnin oylarini (şoyle böyle olursa diyerek) neredeyse %20 lere düşürenler vardı. aksine oylar hep yükseldi.
(yanilmiyorsam) 2007 genel seçimlerine günler kala bir aksam tv de haberleri izliyoruz. trafik kontrolü sirasinda asiri derecede (ayakta dik duramayan) alkollü sürücüye gerekli islemler yapiliyor polisler tarafindan. alkollü sürücü muhabirin uzattigi mikrofona :
(evde) 5 tane oyum var. hepsi akpye diye söylenip sallanip duruyordu.
yani memleket sarhoşumuzun bile derdi alacagi ceza degil, seçimlerdi.
açik konuşmak lazım.
hayır diyenler referanduma (tabiki halka) gitmek istemeyenler. o zaman halk daha baska kendisini nasıl yönetsin ?
çünkü onlar halk(a) değil, fil (pardon) çomar (!) birilerine göre.
çomarın sandık başında ne işi var peki?
0
chp seçmenini %25, hdp seçmenini %12 ve mhp seçmeninin de %14 olup da bahçeli'nin bütün evet propagandasına rağmen %10'unun hayır vereceğini farzedersek, ki bunlar bana göre maksimum rakamlar, toplam %%47 hayır seçmeni çıkıyor. çevremdeki mhp seçmeni neredeyse ikiye bölünmüş durumda. fazla iyimser bile yazdım.
0
evet çıkacağı kesin değil çünkü.
bu bir referandum, diğer seçimlere bakarak tahminde bulunmak hatalı olur.
ekonomik durum, işsizlik, ölümler, tecavüzler, dünya genelinde kartların yeniden karılıyor oluşu, alternatifsizlik, ötekilik içeren söylemlere devam edilip edilmeyeceği vs masaya konulunca durum belirsiz görünüyor. her an her şey değişebilr.
bu bir referandum, diğer seçimlere bakarak tahminde bulunmak hatalı olur.
ekonomik durum, işsizlik, ölümler, tecavüzler, dünya genelinde kartların yeniden karılıyor oluşu, alternatifsizlik, ötekilik içeren söylemlere devam edilip edilmeyeceği vs masaya konulunca durum belirsiz görünüyor. her an her şey değişebilr.
0
@astrid evet demek istediğim bu, toplumda garip bi erdoğan sevdası var. youtubedaki tüm referandum röportajlarını izledim, evet ağırlıkta ama ne dediğini bilen yok, bazıları biz tayyipçiyiz diyor bazıları o bende kalsın diyor, adam niye evet verdiğini bilmiyor ama gırla evet var. hayır diyen daha az kesim ama açıklamasını da yapan kişiler oluyor.
@her name was hexadecimale, "seçim şaibeli derler" demişsin seçimler şaibeli değil mi? 30 mart 2014 ankara bb seçimlerini hatırlatırım. türkiyenin gördüğü görebileceği en büyük şaibe burada döndü.
@hayat aklini konusacak bir filozof uret, bence her an her şey olabilir sözü türkiyede işlemiyor. referandum röportajlarını izlersen anlarsın
@her name was hexadecimale, "seçim şaibeli derler" demişsin seçimler şaibeli değil mi? 30 mart 2014 ankara bb seçimlerini hatırlatırım. türkiyenin gördüğü görebileceği en büyük şaibe burada döndü.
@hayat aklini konusacak bir filozof uret, bence her an her şey olabilir sözü türkiyede işlemiyor. referandum röportajlarını izlersen anlarsın
0
Ben mesela hiç incelemedim maddeleri öyle göz ucuyla baktım ve Rte evet istediği için her türlü evet vereceğim. Kafam rahat yahu, Reis var nasılsa...
Neyse tahminim 65 e 35 gib. Umutu unutun
Neyse tahminim 65 e 35 gib. Umutu unutun
0
Değil. Akp içerisinden hayır oyları çıkacak, en yakın komşum AKP'li fakat parlamenter sistem gitmemeli hayır vercem diyor adam. Daha içerisinde bulunan feto mensubu insanları saymıyorum. Bu adamlar hayırdan korkmasa meclis oylaması yapılırken bir oy atan adamın yanına 3 adam daha sokmazlardı. 80 tane feto millet vekili var akp içerisinde milletvekili olarak bu kadar ise toplumu siz düşünün.
MHP neredeyse %70 civarı hayır diyor çevremde çok fazla milliyetçi ülkücü kesim var hepsi Son seçimde MHP ye verdiği için oylarını köpek gibi pişman olası bir erken seçimde MHP nin baraj altındakalacağından eminim.
Saadet Partisi de hayır diyeceğini açıkladı bu tarz uç islam görüşleri de bunları takip edecektir muhtemelen biat kültürü bunu gerektirir. Diğer diye adlandırılan kesimi de koyduğun zaman %5 gelir diyorum en azından.
Hdptutuklamalar ile hayır diyeceği kesin bir halde tüm Kürt halkı Erdoğana karşı nefret içinde bizi kandırdı diye.
CHP zaten hayır çıkıyor komple.
Bütün bunların sonucunda ben eğer bir hile hurda olmazsa hayır çıkacağını düşünüyorum, evet çıkmaz ekşi şöyle komünist yuvası böyle CHP sevdalısı diyen arkadaşlar da mantıklı bir argüman ile açıklarsa eğer sözüne daha çok güven olur bence.
MHP neredeyse %70 civarı hayır diyor çevremde çok fazla milliyetçi ülkücü kesim var hepsi Son seçimde MHP ye verdiği için oylarını köpek gibi pişman olası bir erken seçimde MHP nin baraj altındakalacağından eminim.
Saadet Partisi de hayır diyeceğini açıkladı bu tarz uç islam görüşleri de bunları takip edecektir muhtemelen biat kültürü bunu gerektirir. Diğer diye adlandırılan kesimi de koyduğun zaman %5 gelir diyorum en azından.
Hdptutuklamalar ile hayır diyeceği kesin bir halde tüm Kürt halkı Erdoğana karşı nefret içinde bizi kandırdı diye.
CHP zaten hayır çıkıyor komple.
Bütün bunların sonucunda ben eğer bir hile hurda olmazsa hayır çıkacağını düşünüyorum, evet çıkmaz ekşi şöyle komünist yuvası böyle CHP sevdalısı diyen arkadaşlar da mantıklı bir argüman ile açıklarsa eğer sözüne daha çok güven olur bence.
0
Gözü açık yahudi ye göre hayır yüzde 85 evet yüzde 15 lerde
Ya hala sıkılmadınız şu çevrem geyiklerinden, adamlar 60 ın altına düşmez
Ya hala sıkılmadınız şu çevrem geyiklerinden, adamlar 60 ın altına düşmez
0
tuncay özkan'lık etmeye gerek yok. zübük 15 temmuz'dan sonra bulduğu her fırsatta şov yapıp elini bu kadar güçlendirmişken her zamankinden de fazla destek alması mümkün. yani istemesek de hayır çıkma ihtimali sıfıra yakın.
0
@1adam
@her name was hexadecimale
@ne nicki be(2)
Evet diyecek olup mantıklı bir argümanı olan var mı? Ben şunun için şu maddenin şurası için evet diyorum diyen var mı?
Hukukta milli irade her şeye karar veremez. Halkın karar sınırı hukuktur. Halk tecavüzü suç olmaktan çıkarmak istese çıkaracak mısın? Tabiki #HAYIR.
Yapılan değişiklik(garabet) Anayasaya, insan hak ve özgürlükleri ile Anayasanın üstünde olan hukukî ilkelere aykırı. Dünya'da hiçbir yerde olmayan bir şeyi önümüze koymak istiyorlar.
Kendinize güveniyor ve gerçekten başkanlık istiyorsanız, Amerikan tarzı yasama, yürütme ve yargının keskin bir şekilde ayrıldığı, 2 meclisli bir sistem yapın herkes savunur. Ama AKP'nin amacı tabiki demokrasi filan değil. Meclisi ve siyasi partileri etkisiz hale getirip Tayyip saltanatını oluşturmak.
@her name was hexadecimale
@ne nicki be(2)
Evet diyecek olup mantıklı bir argümanı olan var mı? Ben şunun için şu maddenin şurası için evet diyorum diyen var mı?
Hukukta milli irade her şeye karar veremez. Halkın karar sınırı hukuktur. Halk tecavüzü suç olmaktan çıkarmak istese çıkaracak mısın? Tabiki #HAYIR.
Yapılan değişiklik(garabet) Anayasaya, insan hak ve özgürlükleri ile Anayasanın üstünde olan hukukî ilkelere aykırı. Dünya'da hiçbir yerde olmayan bir şeyi önümüze koymak istiyorlar.
Kendinize güveniyor ve gerçekten başkanlık istiyorsanız, Amerikan tarzı yasama, yürütme ve yargının keskin bir şekilde ayrıldığı, 2 meclisli bir sistem yapın herkes savunur. Ama AKP'nin amacı tabiki demokrasi filan değil. Meclisi ve siyasi partileri etkisiz hale getirip Tayyip saltanatını oluşturmak.
0
akp nin kendi tabanında evet demeyecek bir kitle var. en yakınındaki adamlardan bile hayır diyecek olanların varlığı konuşuluyor. 100 yıllık emeğimiz boşa gitti, biz bunları yapmak için çıkmadık bu yola diyen islamcı ideoloji, gerçek dindarların islam dışı uygulamalardan rahatsızlığı ve bizatihi sayın cmhurbaşkanının aldığı kararlar, toplum bilim ve tarihimiz bana evet'n çok zorlanacağını gösteriyor.
referandum röportajlarını izlemedim çünkü medya medya değil, çünkü gazete ilanıyla referandum için çalışacak insanlar arandığını biliyorum vs. bu işsizlik ortamında millet biraz para bulmak umuduyla o işe talip olacaktır. 1502 tl alabilmek için üç aylık iş bulma kursuna gidecektir. bunlar gayet normal şeyler. tıpkı varlık fonuna devirlerin olduğu döenmde esnafın avcunu oğuşturup kendine düşecek payı hesapladığı gibi. suçlamıyorum, adam aylardır devletten parasını alamamış, n'apsın başka çaresi yok.
hayır diyenin kellesinin koltukta olduğu bi ortamda hayır diyecek olanın sandığa kadar susması da çok normal. bilmemne bankasından kredi çekmek bi yana aldığı burs o bankaya yattı diye işsiz kalanlar var, kim konuşabilir ki.
bu ülkede artık her an her şey olabiliyor, dün canım ciğerim denilenerin şimdi düşman olabildiği gibi, ergenokon gibi, diğer devletlerle ilişkilerimiz gibi... say say bitmez, örnek çok.
Ortadoğu denkleminde kartlar yeniden karılıyor, kraliçe ve putin önemli oyuncular, trump faktörü çok belirleyici değil bana göre. almanya da öyle.
kraliçe beni korkutuyor açıkçası.
sonuç ne çıkarsa çıksın referandum bu ülke için kafasına sıkmak gibi bişe. umarım cumhurbaşkanı bu hatadan dönme yürekliliğini gösterir.
referandum röportajlarını izlemedim çünkü medya medya değil, çünkü gazete ilanıyla referandum için çalışacak insanlar arandığını biliyorum vs. bu işsizlik ortamında millet biraz para bulmak umuduyla o işe talip olacaktır. 1502 tl alabilmek için üç aylık iş bulma kursuna gidecektir. bunlar gayet normal şeyler. tıpkı varlık fonuna devirlerin olduğu döenmde esnafın avcunu oğuşturup kendine düşecek payı hesapladığı gibi. suçlamıyorum, adam aylardır devletten parasını alamamış, n'apsın başka çaresi yok.
hayır diyenin kellesinin koltukta olduğu bi ortamda hayır diyecek olanın sandığa kadar susması da çok normal. bilmemne bankasından kredi çekmek bi yana aldığı burs o bankaya yattı diye işsiz kalanlar var, kim konuşabilir ki.
bu ülkede artık her an her şey olabiliyor, dün canım ciğerim denilenerin şimdi düşman olabildiği gibi, ergenokon gibi, diğer devletlerle ilişkilerimiz gibi... say say bitmez, örnek çok.
Ortadoğu denkleminde kartlar yeniden karılıyor, kraliçe ve putin önemli oyuncular, trump faktörü çok belirleyici değil bana göre. almanya da öyle.
kraliçe beni korkutuyor açıkçası.
sonuç ne çıkarsa çıksın referandum bu ülke için kafasına sıkmak gibi bişe. umarım cumhurbaşkanı bu hatadan dönme yürekliliğini gösterir.
0
arkadaşlar şimdi sürtüşme zamanı değil, şimdi birbirimizi dinleyip anlama zamanı.
solcular elitisliği bırakmalı, dinciler de eskiye ilişkin öfkelerini bırakmalı.
dinciler; haklısınız, ikna odaları kurulmuş, o olmuş bu olmuş, kin duydunuz öç almak istediniz. bence o öç artık alınmış olmalı değil mi?
solcular, herşeyi bilirim, ben okudum sen okumuyorsun, cahilsin demekten vaz geçmelisimiz.
bu referandum içeriği itibarıyla geri dönüşü olmayan bir karar. çoluk çocuk torun torba geleceğe bırakacağımız çok önemli bir karar.
kendi kişisel düşüncelerimizden, kırgınlıklarımızdan, öfkelerimizden sıyrılmayı bilmemiz gerek. herkes eteğindekini eteğinde tutsun ya da daha iyisi bi kenara atsın n' olur.
bir toplulukta düşmanlık yaratmak çok kolaydır, aynı şekildde o düşmanlığı bitirme olanağı da vardır. sosyal psikoloji bilimi deneylerle bunu kanıtladı. toplumun tümünü ilgilendiren bir durumda düşman grupların işbirliği yaptığı, bu işbirliği sırasında birbirlerini anlama olanağı buldukları, hatta en yakın arkadaşlarını eski düşman gruptan seçtikleri görüldü.
birbirimizi dinlemeye başladığımız noktada çok da farklı şikayetlerimizin olmadığını, ortak konularımızn çokluğunu görme olanağımız olacak. lütfen anlaşmak için konuşun, yargılamak veya suçlamak için değil. hepimiz insanız, geldik gideceğiz, sevgiyle yaşamak varken neden öfkeyle yaşamak zorunda kalalım ki? her din, her öğreti, her düşünür sevginin değerini anlatmaya çalışmış. nefreti yücelten bir din var mı?
müslüman çoğunluklu bir ülkede yaşıyoruz. bu nedenle örneğimi kur'an'dan vereyim. bakara suresi 85. ayeti şu anki durumumuzu gayet açık şekilde yazmış. buyrun istediğiniz mealden okuyun:
www.kuranmeali.org
solcular elitisliği bırakmalı, dinciler de eskiye ilişkin öfkelerini bırakmalı.
dinciler; haklısınız, ikna odaları kurulmuş, o olmuş bu olmuş, kin duydunuz öç almak istediniz. bence o öç artık alınmış olmalı değil mi?
solcular, herşeyi bilirim, ben okudum sen okumuyorsun, cahilsin demekten vaz geçmelisimiz.
bu referandum içeriği itibarıyla geri dönüşü olmayan bir karar. çoluk çocuk torun torba geleceğe bırakacağımız çok önemli bir karar.
kendi kişisel düşüncelerimizden, kırgınlıklarımızdan, öfkelerimizden sıyrılmayı bilmemiz gerek. herkes eteğindekini eteğinde tutsun ya da daha iyisi bi kenara atsın n' olur.
bir toplulukta düşmanlık yaratmak çok kolaydır, aynı şekildde o düşmanlığı bitirme olanağı da vardır. sosyal psikoloji bilimi deneylerle bunu kanıtladı. toplumun tümünü ilgilendiren bir durumda düşman grupların işbirliği yaptığı, bu işbirliği sırasında birbirlerini anlama olanağı buldukları, hatta en yakın arkadaşlarını eski düşman gruptan seçtikleri görüldü.
birbirimizi dinlemeye başladığımız noktada çok da farklı şikayetlerimizin olmadığını, ortak konularımızn çokluğunu görme olanağımız olacak. lütfen anlaşmak için konuşun, yargılamak veya suçlamak için değil. hepimiz insanız, geldik gideceğiz, sevgiyle yaşamak varken neden öfkeyle yaşamak zorunda kalalım ki? her din, her öğreti, her düşünür sevginin değerini anlatmaya çalışmış. nefreti yücelten bir din var mı?
müslüman çoğunluklu bir ülkede yaşıyoruz. bu nedenle örneğimi kur'an'dan vereyim. bakara suresi 85. ayeti şu anki durumumuzu gayet açık şekilde yazmış. buyrun istediğiniz mealden okuyun:
www.kuranmeali.org
0
% 60 - 70 diyenler troll inanmayın. 2014 CB seçimlerinde katılım %75 Recep Tayyip Erdoğan oyu ise %51.79 idi. Sandıga gitmeyen kesim CHP ve laik kesim idi ekmeletttin için.
AKP 15 temmuz'dan sonraki havayı kaybetti, Şaban dişli olayı malum bir çok yerde görevlerden almalar şirketlere kayyum atamalar tutuklamalar vs her 40 kişiden 1 kişi dolaylı yada dolaysız yoldan etkilendi. 150 bin kamu görevlisi ihraç aileleri yakın çevresi var bunların el koydukları şirketler çalışanları en büyük örnek istiklal ve Aydınlı grup. Toz pembe hava yok yani. MHP seçmeni %60 hayır diyecek AKP seçmeni içinde de ciddi hayır ve kararsız var. Kürtlerin tavrı ve CHP ve küskün oy kullanmayan seçmen sandığa giderse hayır çıkma ihtimali var. AKP politikalarından anlayabiliriz hayır diyenlere sert bir tavır yumuşadı. Trump seçimi kazanacağı kimse ummazdi her seçim sürprizlerle açıktır.
AKP 15 temmuz'dan sonraki havayı kaybetti, Şaban dişli olayı malum bir çok yerde görevlerden almalar şirketlere kayyum atamalar tutuklamalar vs her 40 kişiden 1 kişi dolaylı yada dolaysız yoldan etkilendi. 150 bin kamu görevlisi ihraç aileleri yakın çevresi var bunların el koydukları şirketler çalışanları en büyük örnek istiklal ve Aydınlı grup. Toz pembe hava yok yani. MHP seçmeni %60 hayır diyecek AKP seçmeni içinde de ciddi hayır ve kararsız var. Kürtlerin tavrı ve CHP ve küskün oy kullanmayan seçmen sandığa giderse hayır çıkma ihtimali var. AKP politikalarından anlayabiliriz hayır diyenlere sert bir tavır yumuşadı. Trump seçimi kazanacağı kimse ummazdi her seçim sürprizlerle açıktır.
0
onu yazan eleman kendisini normal, demokrasinin işlediği bir ülkede zannediyor sanırım. muhalefetin hatalarından biri de bu. demokrasi, adalet ve hukuk gibi kavramlar yok bu ülkede ama hala bunlar varmışcasına hareket ediyor millet. ha başka çaresi mi kaldı? kalmadı sanırım. şimdi soruyorum, bu ortamda sandıklar cidden kontrol edilebilecek mi? sandıklarda nöbet tutan iyi niyetli insanlar bu çakal takımına direnebilecek mi? olağandışı, pis bir ortam var. ne erdoğan sıradan bir insan ne de akp sıradan bir parti. şu ortamı normalleştiren söylemler bunlar. ha evet oranı %60 falan da olmaz tabii, ucu ucuna kazanırlar.
ha şayet hayır oranı %60'larda olsaydı katılabilirdim. o zaman da referanduma gidilmezdi henüz zaten.
ya her şeyi geçtim, hayır çıkınca erdoğan sonucu olgunlukla karşılayıp kabullenecek mi? bazı durumlar vardır, sorunun çözümü için artık çok geç kalınmıştır. bu da onun gibi. küresel ısınma da aynı şekilde. sen kıçını da parçalasan gezegenin içine ettin bile, geri dönüş yok hani.
ha şayet hayır oranı %60'larda olsaydı katılabilirdim. o zaman da referanduma gidilmezdi henüz zaten.
ya her şeyi geçtim, hayır çıkınca erdoğan sonucu olgunlukla karşılayıp kabullenecek mi? bazı durumlar vardır, sorunun çözümü için artık çok geç kalınmıştır. bu da onun gibi. küresel ısınma da aynı şekilde. sen kıçını da parçalasan gezegenin içine ettin bile, geri dönüş yok hani.
0
gijilti
Kısaltılmış eserlere muhtasar deniyor. Ancak buradaki müfid kelimesinin kattığı anlam tam olarak nedir?
Kısaltılmış eserlere muhtasar deniyor. Ancak buradaki müfid kelimesinin kattığı anlam tam olarak nedir?
0
balpolen
Begendiginiz roka salatasi tariflerinizi bekliyorum arkadaslar
Begendiginiz roka salatasi tariflerinizi bekliyorum arkadaslar
0
Hic denemedim ben ama avokadolu guzel olabilir nar eksisi tere zeytinyagi falan guzel olur sanki biraz da kurutulmus domatizz
0
kahvaltıda kullandığım bi tarif var çok da basit.
rokayı doğra, minik bi kırmızı turpu üzerine rendele, varsa balzamik yoksa normal sirke dolaştır, az zeytinyağı (isteğe bağlı ben çoğunlukla yağsız tercih ediyorum) istersen bi iki adet kurumuş domates doğrayabilirsin, ceviz ve amasya elmasıyla şenlendirebilirsin. elmayı küçük doğra cevizler irice olsun.
ekleme: son zamanlarda iştahsızlığım had safhada olduğu için son yaptığıma kinoa ekledim. kinoa naturel tadda olduğu için tadını değiştirmedi, protein eklemiş oldum iyi oldu.
rokayı doğra, minik bi kırmızı turpu üzerine rendele, varsa balzamik yoksa normal sirke dolaştır, az zeytinyağı (isteğe bağlı ben çoğunlukla yağsız tercih ediyorum) istersen bi iki adet kurumuş domates doğrayabilirsin, ceviz ve amasya elmasıyla şenlendirebilirsin. elmayı küçük doğra cevizler irice olsun.
ekleme: son zamanlarda iştahsızlığım had safhada olduğu için son yaptığıma kinoa ekledim. kinoa naturel tadda olduğu için tadını değiştirmedi, protein eklemiş oldum iyi oldu.
0
rokaları büyük doğra, içine ince doğranmış sarımsak koy, nar ekşisi ve zeytin yağı, biraz da tuz ekle. mük. nar da konabilir tabii.
havuç turp rendesi ile rokayı karıştır, nar ekşisi z.yağı. bu da başka
havuç turp rendesi ile rokayı karıştır, nar ekşisi z.yağı. bu da başka
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
batarya değişimi nedeniyle cihaz açıldı diye garanti kapsamına almadılar.bataryayı telefonun içine koymuşlar açmadan değişmez ki. cihaz tamir olmuyormuş yenisini yollayacaklarmış 819 tl istediler. oysa telefonun arızası bu modelde hep görlen bi arızaymış, adamlar 819 tl isteyince nete baktım, hep ay
batarya değişimi nedeniyle cihaz açıldı diye garanti kapsamına almadılar.bataryayı telefonun içine koymuşlar açmadan değişmez ki.
cihaz tamir olmuyormuş yenisini yollayacaklarmış 819 tl istediler.
oysa telefonun arızası bu modelde hep görlen bi arızaymış, adamlar 819 tl isteyince nete baktım, hep aynı arıza. ekşide de bi arkadaş yazmış aynı arızayı. onun telefonu değiştirmişler.
japonla yapıştırmışsınız dedller, batarya değişimini yapan firmayla görüştüm "sıcak slikon kullandım yazılı olarak da verebilirim "dedi.
ne yapayım bana bir yol gösterin a canlar.
cihaz tamir olmuyormuş yenisini yollayacaklarmış 819 tl istediler.
oysa telefonun arızası bu modelde hep görlen bi arızaymış, adamlar 819 tl isteyince nete baktım, hep aynı arıza. ekşide de bi arkadaş yazmış aynı arızayı. onun telefonu değiştirmişler.
japonla yapıştırmışsınız dedller, batarya değişimini yapan firmayla görüştüm "sıcak slikon kullandım yazılı olarak da verebilirim "dedi.
ne yapayım bana bir yol gösterin a canlar.
0
yetkili servis disinda telefon acildiysa garanti gitmistir. bence yapilabilecek bir sey yok. garantisi varken yetkili servise verseydiniz bedavaya pili degistirirlerdi.
0
bataryayı içe yapan firmanın kendisi. . batarya değişimi dediğin her zaman yapılan bi işlem. batarya değişimini yetkili servise yaptırın diye bi ibare de koymamışlar. garanti dışı kalmasının mantığını anlayamıyorum. servis dediğin batarya değiştirmez ki, onun işlevi arıza gidermek değil mi?
0
şu anda yapabileceğiniz birşey yok. batarya değişimi yaptırdığınız kişi yaptığı işlemin cihazı garanti dışı bırakacağını size belirtmeliydi. "batarya değişimini yetkili servise yaptırın" diye bir ibare koymalarına gerek yok, garanti süresi içerisinde cihaza yapılan müdahale garanti dışı bırakır, bunu kesinlikle yazmışlardır.
bu yüzden sizinki gibi cihazlarda batarya değişimi de yetkili serviste yapılmalı.
bu yüzden sizinki gibi cihazlarda batarya değişimi de yetkili serviste yapılmalı.
0
la noix
Ayak tirnaklarini kesemiyoruz. Tirnak makasindan korkmuyor (ellerini uyanikken kesiyoruz gayet izliyor falan). Coraplarini cikartamadigimizdan kesemiyoruz, torpuleyemiyoruz. Uyanikken kriz geciriyor, uyurken uyaniyorNapak? Sizin akliniza ilginc fikirler gelir bence
Ayak tirnaklarini kesemiyoruz. Tirnak makasindan korkmuyor (ellerini uyanikken kesiyoruz gayet izliyor falan). Coraplarini cikartamadigimizdan kesemiyoruz, torpuleyemiyoruz. Uyanikken kriz geciriyor, uyurken uyaniyor
Napak? Sizin akliniza ilginc fikirler gelir bence
Napak? Sizin akliniza ilginc fikirler gelir bence
0
@acemi o bizi uyandiriyor kerata :p gece alarm mi kurayim nabayim en derin uyku nasil denk getirilir yeminle level atlama canavari oldu bizim icin. 4 kisi bunla ugrasiyoruz 1 haftadir
0
Monkey see monkey do. Ayak tırnağı kesmenin çok cool bir şey olduğunu görse gönüllü olur belki.
0
Ellerini ayak parmaklarının arasına soksun, ellerini o şekil kesin. Ayaklar da arada kaynar belki.
Çorabı hiç mi çıkartmıyor?
Çorabı hiç mi çıkartmıyor?
0
mobil edit:zaten emeklerken kırılıyor. o 3 sefer de ben kucağıma almıştım. sakın mayisik haldeyken başkası kesmişti.
0
çorap nedeniyle kesemiyorsanız çorapsız durmaya alıştıracak oyunlar üretseniz. çıplak ayak oyunu gibi bişeyler.
o da olmazsa bi çorabın burun kısmını parmaklar açıkta kalacak şekilde kesin, tırnakları kesin.
bu çocukar bi alem kimine çorap giydiremezsin kimi çorabını çıkarmaz. ham ham yapılası lahana sarması ayaklarıyla ne alıp veremedikleri varsa artık :) benim için bi mıncırık alsana o ayaklardan. ayy ben torun istiyom yaa!
şimdi aklıma geldi, banyodan hemen önce kesseniz, yıkanırken çoraplarını çıkarıyor nasılsa.
o da olmazsa bi çorabın burun kısmını parmaklar açıkta kalacak şekilde kesin, tırnakları kesin.
bu çocukar bi alem kimine çorap giydiremezsin kimi çorabını çıkarmaz. ham ham yapılası lahana sarması ayaklarıyla ne alıp veremedikleri varsa artık :) benim için bi mıncırık alsana o ayaklardan. ayy ben torun istiyom yaa!
şimdi aklıma geldi, banyodan hemen önce kesseniz, yıkanırken çoraplarını çıkarıyor nasılsa.
0
Oglan 20 aylik. 10 aydir emeklemiyor, yuruyor, kosuyor. Bir kere daha kesemedigimizde ayakkabi icinde tirnagi kirildi ve enfeksiyon kapti. O yuzden kendi haliba birakilmasini kesinlikle onermiyorum. Her hafta el tirnaklarini, 2 haftada bir de ayak tirnaklarini kesiyoruz cunku uzuyor. Sizin cocugun tirnak uzama hizi farkli olabilir.
Benim ya da babanin tirnak kesisini goruyor ki zaten el tirnaklari problem degil. Yani olay tirnak kesmeden ziyade corapta. 1 aydir falan bileginin acik olmasina da gicik oluyor, yururken otururken yarim cm acilmis olsun pantolonla corap arasi kiyametler...
Benim de aklima corabin parmak kismini kesmek geldi valla ama nedense musriflik olmasin diye kesmedim :p
Biri ozelden suyun icinde kesin dedi, onu denicem. Olmadi parmaksiz corap denicem bi
Ayaklari da gidiklaniyor biraz ama bakalim artik
@hayat cocuk tam bir trol ya. Coraplar cikinca da tum evi pat pat geziniyor (sanirim o ciplak ayak parkeye degmek hosuna gidiyor) ama giydirmek icin yataga oturttugumuz saniyede corap icin yalvarip yakarmaya basliyor
Benim ya da babanin tirnak kesisini goruyor ki zaten el tirnaklari problem degil. Yani olay tirnak kesmeden ziyade corapta. 1 aydir falan bileginin acik olmasina da gicik oluyor, yururken otururken yarim cm acilmis olsun pantolonla corap arasi kiyametler...
Benim de aklima corabin parmak kismini kesmek geldi valla ama nedense musriflik olmasin diye kesmedim :p
Biri ozelden suyun icinde kesin dedi, onu denicem. Olmadi parmaksiz corap denicem bi
Ayaklari da gidiklaniyor biraz ama bakalim artik
@hayat cocuk tam bir trol ya. Coraplar cikinca da tum evi pat pat geziniyor (sanirim o ciplak ayak parkeye degmek hosuna gidiyor) ama giydirmek icin yataga oturttugumuz saniyede corap icin yalvarip yakarmaya basliyor
0
kadirgali huseyin olmayan adam
Referandumda oy kullanabilmek için nüfus müdürlüğüne gidip kaydımı okuduğum yere aldırdım fakat bu yeterli mi? Okuduğum haberlerde her yerde yalnızca nüfus kaydını almaktan bahsedilmiş ama seçim kütüğü için ayrıca bir işlem yapmam gerekir mi? Böyle de bir şey verdiler, ne için bilmiyorum fakat 4 Mar
Referandumda oy kullanabilmek için nüfus müdürlüğüne gidip kaydımı okuduğum yere aldırdım fakat bu yeterli mi? Okuduğum haberlerde her yerde yalnızca nüfus kaydını almaktan bahsedilmiş ama seçim kütüğü için ayrıca bir işlem yapmam gerekir mi? Böyle de bir şey verdiler, ne için bilmiyorum fakat 4 Mart'a kadar geçerlidir yazıyor.
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
secim kutugubuz zaten yerlesim yeriniz olcaaktir. su an ysk liste falan yayınlamadı. cb onayladiktan sonra ysk kisa bir sure icerisinde liste yayinlar kontrol edersiniz adiniz yoksa - ki bence olacaktir- nufusa tekrar gidersiniz.
0
Ekstra bişey yapmana gerek yok. Bu belge adres değişikliğini bildiren bı kurum varsa (okul, iş yeri) onlara verirsin diye, elinde adres değişikliğine dair bı belge olsun diye.
0
seçim için adres değişikliği ilçe seçim kuruluna bildirilerek yapılıyor.
www.ysk.gov.tr
"Öğrenci olup, seçmen niteliğini taşıyan ve öğrenim gördükleri yerleşim birimlerinde oylarını kullanmak isteyen öğrenciler (askeri öğrenciler hariç), öğrenim gördükleri okuldan, o okulun öğrencisi olduklarına ve yurt müdürlüklerinden, yurtta kaldıklarına ilişkin alacakları belgeler ile kaldıkları yurtların bağlı bulunduğu ilgili nüfus müdürlüklerine bizzat başvurmak suretiyle nüfus müdürlüğünden alacakları adres değişikliğinin uygunluğuna ilişkin belge ve eklerini ilçe seçim kurulu başkanlığına teslim ederler."
www.ysk.gov.tr
"Öğrenci olup, seçmen niteliğini taşıyan ve öğrenim gördükleri yerleşim birimlerinde oylarını kullanmak isteyen öğrenciler (askeri öğrenciler hariç), öğrenim gördükleri okuldan, o okulun öğrencisi olduklarına ve yurt müdürlüklerinden, yurtta kaldıklarına ilişkin alacakları belgeler ile kaldıkları yurtların bağlı bulunduğu ilgili nüfus müdürlüklerine bizzat başvurmak suretiyle nüfus müdürlüğünden alacakları adres değişikliğinin uygunluğuna ilişkin belge ve eklerini ilçe seçim kurulu başkanlığına teslim ederler."
0
dahayeniymis
Merhaba,Şehirler arası 8-9 saat. Ancak kaç günde elinde olur bilmiyorum.Odada iki kişiler, erkek.Bir küçük buzdolabı var.Ufak tefek şeyler pişirme imkanları var.Teşekkür ediyorum:)
Merhaba,
Şehirler arası 8-9 saat. Ancak kaç günde elinde olur bilmiyorum.
Odada iki kişiler, erkek.
Bir küçük buzdolabı var.
Ufak tefek şeyler pişirme imkanları var.
Teşekkür ediyorum:)
Şehirler arası 8-9 saat. Ancak kaç günde elinde olur bilmiyorum.
Odada iki kişiler, erkek.
Bir küçük buzdolabı var.
Ufak tefek şeyler pişirme imkanları var.
Teşekkür ediyorum:)
0
Otobüsler gönderirseniz 8-9 saat. Öğrenciye gönderiyorum diyince 5 liraya falan götürüyorlar.
Ben olsam beklediğim şeyler şunlar olur.
Ev yapımı yeşil zeytin. Domatesli sarımsaklı sirkeli falan kavanoz yapıyorlar kahvaltılık için güzel oluyor.
Biraz da pekmez güzel olur.
Fabrikasyon olmayan sucuk da süper olur.
Ayrıca aşağıdaki yaprak sarması +5
Ben olsam beklediğim şeyler şunlar olur.
Ev yapımı yeşil zeytin. Domatesli sarımsaklı sirkeli falan kavanoz yapıyorlar kahvaltılık için güzel oluyor.
Biraz da pekmez güzel olur.
Fabrikasyon olmayan sucuk da süper olur.
Ayrıca aşağıdaki yaprak sarması +5
0
Bir sürü börek gönderin. Alır almaz buzluğa koysunlar. Sonra arada çıkarıp ısıtıp yerler.
0
yurt ortamında alamadığını düşündüğünüz gıdaları içeren paket en iyisi olur.
köfte, et kavurma gibi protein içeren gıdalar yollayabilirsiniz. ister ekmek arası yapsınlar ister kereviz vs sebzeli yemek yapsınlar.
ıspanaklı / kıymalı börek, havuç keki, balkabağı keki (tatlı veya tuzlu ikisi de oluyor) sebzeli mücverler, lor kurabiyesi, cevizli üzümlü kek...
köfte, et kavurma gibi protein içeren gıdalar yollayabilirsiniz. ister ekmek arası yapsınlar ister kereviz vs sebzeli yemek yapsınlar.
ıspanaklı / kıymalı börek, havuç keki, balkabağı keki (tatlı veya tuzlu ikisi de oluyor) sebzeli mücverler, lor kurabiyesi, cevizli üzümlü kek...
0
allaccess
sb.
sb.
0
Benim aklıma elinde cep telefonuyla pronto pronto diye dolaşan kupkuru bir adam ve la şatemi kantaaaaaaare geliyor.
0
Roma imparatorlugu
Medici ailesi
Floransa
Napoli
Peynir
Erkekleri
Sesli sesli konusmalari
Medici ailesi
Floransa
Napoli
Peynir
Erkekleri
Sesli sesli konusmalari
0
Bisiklet, Campagnolo, Fausto Coppi, Passo del Mortirolo, Passo di Giau, Stelvio... Paso bisiklet yani.
0
soğuk su olmaması. ulan nasıl soğuk su olmaz bi memlekette, hala hayret ederim.
bi de che cazzo dici. hem söylemesi hem o hareket süper asfasfasf
bi de che cazzo dici. hem söylemesi hem o hareket süper asfasfasf
0
çizme :))
gürültülü konuşan tipik akdeniz insanı
gürültülü konuşan tipik akdeniz insanı
0
hamur işi yemekler, özellikle makarna
şarap
pizza
Alp dağları
son olarak Satriani'nin The Souls of Distortion parçası. Neredeyse her gün en az beş defa dinliyordum.
şarap
pizza
Alp dağları
son olarak Satriani'nin The Souls of Distortion parçası. Neredeyse her gün en az beş defa dinliyordum.
0
anonymice
Eli kulagındadır. Anonymice dedi dersiniz....Ne yapıcaz o zaman. dusunsenize emekli maası yok... 80 yasındasın..
Eli kulagındadır. Anonymice dedi dersiniz....
Ne yapıcaz o zaman. dusunsenize emekli maası yok... 80 yasındasın..
Ne yapıcaz o zaman. dusunsenize emekli maası yok... 80 yasındasın..
0
özelleştirilemez. neden ve nasıl özelleştirilsin? karlı bir kurum değil. olma ihtimali yok.
0
emekli maaşı şimdi açlık sınırının altında zaten. emekli olup karnınızı doyuracağınızı düşünmeyin, şimdiden önleminzi alın.
ben emekliyim, eşim emekli, kira derdimiz yok. emekli maaşıyla geçinmeye kalksak yandık. çocuklar büyüdükçe masrafları çoğalıyor. okulu, evliliği... sağlık sorunu filan da olursa yandı gülüm keten helva.
soruya cevap: yol kenarlarında ebegümeci olur, ısırgan olur, biberiye olur, parklarda defne yaprakları var, çok ağacın yaprağı yenebiliyor, yenilebilen çiçekler var... bu nick tam yirmi alti karakter'in dediği gibi otları tanıyacağız ve mee yapacağız.
geleceğe not babında;" bir keçi ne yerse insan da aynını yiyebilir" der ot gurusu giritliler.
ben emekliyim, eşim emekli, kira derdimiz yok. emekli maaşıyla geçinmeye kalksak yandık. çocuklar büyüdükçe masrafları çoğalıyor. okulu, evliliği... sağlık sorunu filan da olursa yandı gülüm keten helva.
soruya cevap: yol kenarlarında ebegümeci olur, ısırgan olur, biberiye olur, parklarda defne yaprakları var, çok ağacın yaprağı yenebiliyor, yenilebilen çiçekler var... bu nick tam yirmi alti karakter'in dediği gibi otları tanıyacağız ve mee yapacağız.
geleceğe not babında;" bir keçi ne yerse insan da aynını yiyebilir" der ot gurusu giritliler.
0
Amerikan sağlık sistemini gibi olacağız. Nasıl bir sistemse adamalara breaking bad senaryosuna ilham olduBu durumda.Sigorta şirketlerinin insafına kalacağız. Son çare bizde heisenberg olacağız.
İlgili belgesel (bkz: sicko) sistemi anlatmış.
Sözlükten gelsin; (bkz: amerikan sağlık sistemi )
İlgili belgesel (bkz: sicko) sistemi anlatmış.
Sözlükten gelsin; (bkz: amerikan sağlık sistemi )
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
Bu akşam neredeyse ne var ne yoksa varlık fonuna devredildi. Ziraat, Botaş, ptt, Eti Maden, araziler, savunma sanayi fonu, çaykur...savuma san. fonunun geri ödemesi 3 ay sonra diyor kararda. yani referandumdan sonra. bu düşündürdü beni biraz. hayır çıkacağını görmek de olabilir, evetten sonra tufan
Bu akşam neredeyse ne var ne yoksa varlık fonuna devredildi. Ziraat, Botaş, ptt, Eti Maden, araziler, savunma sanayi fonu, çaykur...
savuma san. fonunun geri ödemesi 3 ay sonra diyor kararda. yani referandumdan sonra. bu düşündürdü beni biraz. hayır çıkacağını görmek de olabilir, evetten sonra tufan da olabilir. bilemedim.
1. devletin elinde emeklilik sistemini sürdürecek bi mal kalmadı gibi. kaldı mı?
2. yorumunuz ?
savuma san. fonunun geri ödemesi 3 ay sonra diyor kararda. yani referandumdan sonra. bu düşündürdü beni biraz. hayır çıkacağını görmek de olabilir, evetten sonra tufan da olabilir. bilemedim.
1. devletin elinde emeklilik sistemini sürdürecek bi mal kalmadı gibi. kaldı mı?
2. yorumunuz ?
0
Düşündürecek bir şey yok bence artık devletin sorgusuz sualsiz finansman kullandıracak araçları oldu ve bunların nerelere kullanılacağını tahmin edebilirsiniz.Latin Amerika'nın kesik damarları kitabını okursanız nasıl bir ele geçirilme içerisinde olduğumuzu anlarsınız.
0
gördük, bu ülkede artık görmek isteyenin fark etmeyeceği bir durum kalmadı. diğerleri görmeyenler aslında görmek istemeyenler ne yapılsa değişmeyecek kesim artık buna inandım.
o açıdan pes etmiş sayılırım. evet de çıksa hayır da çıksa sonuç kaos.
o açıdan pes etmiş sayılırım. evet de çıksa hayır da çıksa sonuç kaos.
0
Bir yerde okuduğum kadarıyla bu kuruluşlar bu uygulamayla bütçe denetiminin dışında kalıyormuş. Bütçe denetimi yapılmıyorsa birileri bu kurumların gelirlerini istediği şekilde kullanabilecek demektir.
0
dissendium, evet, devredilen yer varlık kurumu a.ş. . bir şirket. ve denetim dışı.
0
murtii, biraz ekonomi haberi okumak bile yetiyor görmeye :/
kitabı okunacaklar listesine not ettim, teşekkürler.
kitabı okunacaklar listesine not ettim, teşekkürler.
0
"emekli mayışını unut, git bi köye yerleş iki kök patlıcan bi kök biber dik karnını doyur " diyonuz yani :P
0
Emekli maaşlarını mevcut çalışan primleri ödüyor diye biliyorum. Sakallı bakan var hani bi tane, o diyordu, modern sistemlerde bir emekliyi dört bizim sistemde bir emekliyi iki nokta iki faal çalışan besliyormuş. Devletin emekli için dikili ağacı yok.
0
kargn, yok öyle değil, emeklilik sistemini devlet besliyor bizde.
0
bu sene bişeyler olacaktı belliydi de böyle bişi beklemiyordum bu karar beni şoka soktu. hala kendime gelemedim kalkıp kalkıp oturuyorum. bildiğin voltaya çıktım evin içinde.
şimdi tam bi durum değerlendirmesi yapamıyorum ama tünel çok boktan bi yere çıkacak öyle böyle değil, bu kesin.. o kadar insanın hakkı, dişle tırnakla emekle elde edildi bu memleket varlıkları. canım çok sıkkın çok.
şimdi tam bi durum değerlendirmesi yapamıyorum ama tünel çok boktan bi yere çıkacak öyle böyle değil, bu kesin.. o kadar insanın hakkı, dişle tırnakla emekle elde edildi bu memleket varlıkları. canım çok sıkkın çok.
0
