Beyaz masayı arıyorsun gelip alıyorlar

hocam sen pahalısını bulmuşsun. dün aldım kilosu 105 tl. boşnakların en meşhur kasabından hem de.

lux şarküteri ürünü çünkü. içkiyle beraber meze olarak tüketiliyor. ayrıcs pastırmayla farklı firesi daha çok. pastırma alırken 1 kilo aldınız diyelim sallıyorum 200 gr da çemenini üzerinde alıyorsunuz saf 1 kg pastırma almıyorsunuz. kuru et saf ama

çiğ etin su oranı %75 civarı diye hatırlıyorum.

kuru et müsterisi daha az olan ve pahali segment ürünü.

Turkiyede her sey pahali. Gercek cevap bu.

1) türkiye'de et genel olarak pahalı.

2) kuru et anavatanında ucuz, burada pahalı. ülkemizde füme-kurutulmuş-fermente olmuş etler genel olarak lüks tüketim ürünü gibi muamele görüyor.

3) 100 tl civarına da kuru et var. kalite kalite değişir. tıpkı pastırma gibi.

4) karşılaştırdığınız pastırmaya ve bilhassa kavurmaya nazaran firesi daha çok ve hilesi daha az.

Kendin alıp kurutarak çok daha ucuza mal edebilirsin oldukça da basit yapılışı youtube da izleyerek kurutulmuş et pastırma sucuk hepsini yaptım. Sadece tütsülenmiş et için ekstra aparat ve bahçe vb gerekiyor

İşlenmiş ürünün vergisi fazla oluyor. İşlenmiş ürünün maliyeti de fazla oluyor.
Adam eti alıp hemen satışa sunmuyor, tesis, eleman ve zaman maliyetleri var. Ürün su kaybediyor firesi de var. Gıda olduğu için üretimde bozulma yani kayıp riski var.
Yine de vergi yükü dahil hepsini toplasan o kadar eder mi hesaplayıp bakmak lazım.

televizyonun uygulama marketi varsa orda yer alıyordur. android box ucuz bir cozum değil.

android box ucuz bir çözüm değil evet. bir de uygulama marketinde bulunmuyor. sanırım bir kampanya dahilinde yüklemişler tvlere. kampanya bitince de kalkmış tabi.

Forumları araştırman lazım. İlla ki vardır peşini bırakmayan.

Fazla tabii, öncesinde İK'dan bordro isteyip bakması gerekir.
Patronun hassas anına denk gelmiş ki o da aşırı tepki vermiş.

yoksa hukuki yola başvuracağım diyerek rest çekmiş seninki
patronda o resti görerek all-in demiş
ya belki ik'cı yanlış yatırdı yanlış hesapladı muhasebede bir hata var eksik para var devamı yarına yatıcak vs
insan bir iki yere sorar hemen 'avukat takıcam peşinize' moduna neden girmiş ki eleman
geçmiş olsun

ilk mailde yoksa hukuki yola başvuracağım demesi gereksiz olmuş.

bunun normali; müdür bey iyi akşamlar...

maaşımda eksik bir tutar var konu hakkında kiminle görüşebilirim demiş olsaydı, müdür sebebini biliyorsa söyler yoksa diğer birimlere yönlendirip bir cevap almasını sağlayabilirdi.

hukuki bir durumda, maaşını düşürmedik muhasebesel bir hata olmuş der çıkar işin içinden.

fazla ki ne fazla. öyle bir şey denir mi yahu? iyi yapmış patron bence.

6 aydan uzun süredir çalışıyorsa işe iade davası açsın.

yalnız arkadaşın daha iş hayatının dinamiklerini bilmiyor patrona gider saçma olmuş,ik varsa mail atar sorarsın neden böyle diye.

İş arkadaşınızın alacağı ile ilgili bilgi istemesi haklı, kullandığı amatörce ve tehditkar üslüp konusunda haksız.

Patron parayı tam olarak ödemeli. Bundan sonra çalışmak isteyip istemeyeceği ise kendi kararı.

arkadasin cok tezcanli davranmis ve cezasini cekiyor maalesef. patron hakli demek istemezdim ama hakli gibi.

Patron hakli diyen adamlar var şaka gibi. Hukuki haklarini kullanmak ne zamandan beri tehdit içeriyor. Zaten tehdit olsa hukuki hak olmaz. Insanlarin konusacak kadar akla sahip olmamalari benim bu dunyadaki cezam sanirim. Uslup hatasiymis da patron isten atmis hakliymis. Bu patronlar sizr yaptığınız is karsiligi para veriyor baska bir meseleden dolayi degil. Sonra bu insanlar dert yanacaklar "x kişisi yalakalik yapti benim hakkim olan y'yi aldi diye" beter olun.

Asabim bozuldu.

Arkadaşiniz hakli uslup dogru yanlis bunun üzerine konusulabilir ancak ne olursa olsun sonuc isten cikarilma olmamaliydi. Oyle adamlarin şirketinde calisilmaz zaten kurtulmus tazminatini da alip keyfine baksin bi' süre. Insallah daha güzel ve gercekten profesyonel insanlarin yönettiği bir is bulur.

Mahkemeye verip ise geri dönebilir ama bu firmada durmaya yahut boyle bir adamla inatlasmaya gerek yok, tazminat icin bu "patron"a teşekkür edip yalamalariyla mutluluklar dileyip önüne baksin.

Ben de hey corc'a katılıyorum. Böyle bir rest ilk mailden çekilmez. Borcunu eksik yatıran arkadaşınıza seni avukata veririm diye yazılı mail mi atarsınız yoksa arayıp hayrola abi bi yanlışlık bi sıkıntı mı var mı dersiniz? Böyle usluba sahip biri ilk fırsatta seni tokatlamak için fırsat arıyorum mesajı verir, bunu da kimse istemez etrafında.

"şimdi işverenin maaşı düşürme gibi bir hakkı yok zaten diye biliyorum."

Adamın maaşı düşürdüğünü nereden çıkarttınız? Haberi bile yok belli ki.

"peki arkadaşın da direkt hukuki yola başvuracağım demesi fazla mı?"

Bence fazla.

arkadasin biraz suursuzmus gibi duruyor. maas eksik yatinca dogrudan patrona mail atmak cok cahilce ve afedersiniz ama salakca bir hareket. gerci maildeki uslubunu bilmiyoruz. isini nasil yaptigini da bilmiyoruz. is yerindeki hal ve hareketlerini bilmiyoruz vs. ama her ne olursa olsun, bir anlamda arkadasin icin iyi olacak. bir maille calisaninin isine son verebilecegini dusunen egoist bir patronun sirketinde kolelik etmektense gitsin kendine kurumsal bir sirket bulsun. ama once hakkini arasin. cunku patrona maasim neden eksik maili atmak isten cikarma sebebi degildir.

maaşları patron mu yatırıyormuş da patrona mail atmış acaba? arkadaşın harbi malmış kusura bakma. üstüne de hukuki yollara başvuracağım diyerek ileri gitmiş. arkadaşına sor bakalım o maili koç holding çalışanı olsa ali koç'a mı atacakmış?

ben olsam o anda güvenliği gönderip dışarı attırırdım.

Böyle ergen ergen hareketler yaparsan çıkışını ister tabii patron. İyi yapmış. Arkadaşızın bunu sorugulamasında bir problem yok tabii ki, her türlü hakkıdır; ama beraber çalıştığınız insanlara karşı onları sevmesiniz bile saygılı olmalısınız. işi hemen emek sömürücü patron muhabbetine getirmek saçmalık ve konuyla alakası yok. Kendisine ders olur bir daha nasıl davranması gerektiğini bilir artık.

çalışılan işyerinde kişi sayısı 30un üstünde değilse iş güvencesi yoktur, işe iade davası açamazsınız. yukardakiler atıp tutmuş da adama bilip bilmeden gaz vermeyin.

arkadaşın baştan aşağı haksız.

Ben de kovardim. Geçmiş olsun.

IP TV = internet uzerinden televizyon ise, gelecekte tum televizyonlar IP TV olacagi icin etik olmayan nesi var anlamadim acikcasi.

Burada yazar iptv ile/üzerinden ücretli maçları yayınlayanlari kastetmiş sanırım.

Değil bence.

Tabii ki degil. Ama platformlar bu fiyat politikalari ile hakediyorlar bu ip tv olayini.Kullanmiyorum ama kullanani da anlarim.

bein sportstan bahsediyorum

Hırsızlıktan farklı değil.

sadece bu lig yok her lig var. ama çok pahalı be aylık 80 tela

Değil ama kullanıyorum. Dsmart tivibu ve digiturke tek elden ulaşabiliyorsun. Aylık 15 tl de bedava.

ip tv 80 lira değil digitüurk 80 lira. iptvnin yıllık 150 tl

Kullanıyorum mis gibi. 100mb internet var donmuyor bile:d

Korsana karşı değilim. İçerik üreten insanlar milyon dolar kazanırken haftada 1 maç izlemek için 120 tl/ay ödemeyi etik bulmuyorum. Sadece bein sports için geçerli değil. MP3, film, dizi vs. Bunlardan kazanılan paraları çok çok abartılı bulduğum için "internetten mp3 indiriliyor ühü ühü" diye ağlayan Orhan Gencebay ve türevlerine karşıyım.

Asıl soruya cevap verecek olursak: IP TV etik ve yasal değil. Ancak yukarıdaki etik dışo durum bunu dengeliyor.

Her hafta maç izleyecek olsam kullanırdım.

çakma.

Açık bir şekilde sahte, teknik özelliklerde hd ekran falan diyor, haha :D

Bu arada bir telefondan alınan minimum ötv diye bir şey var bu 160₺+KDV, yani bunu nokia 1 tl'ye satıyorum dese, 190 lira eder.

www.eksiduyuru.com

(bkz: sahibinden.com'daki uluslararası dolandırıcılar)

iyi ama bu bir fabrika, gayrimenkul :D

neyse du bakalım merak ettim

yalan dolan hep, mevzu en nihayetinde bir sekilde "x tutari bize gonderin"e baglanacak. fabrikaya el koyacak halleri yok :D

nijerya ekonomisinin yuzde 22 si sahibinden.com dan gelen ürünlerle dönüyormuş makalelere göre.

Olay şöyle gelişecek; senden hesp numaranı alacak.sonra sana bir dekont gönderecek parayı gönderdim diye. Ama para sana geçmemiş olacak. O da benden çıktı sen kargola diyecek vs.

nerede?

@nrmnm Ankara

o zaman bilemeyeceğim ama 100-150 lira civarına yarım saat içinde hallediyorlar kadıköy'de ve sirkeci'de. ankara'da da bu işin piyasası neresiyse orada yaparlar.

Sadece cam değişmiyor. Komple ekran değişiyor

necatibeyde bir sürü telefoncu var ama düzgününü bulmak zor, aceleyse mecburen yaptıracaksın.

Komple ekran değişir. Çok pahalı olmadığı için samsung haricindeki telefonların ekranı komple değişir Türkiye'de. Necati Bey'deki telefoncular halleder 1 saat içinde.

Vergisi, yakıtı çok olur gibi. Pek anlamam araç, motor işinden ama motor 2bin.

servis ve tamirat masrafı çok olur jeep'in... bu kısıtlara uyan diğer araçlar: 2009-10 arası kia'lar ve captiva.

işim gereği araziye çıkıyorum ve sürekli 4x4 araç kiralamak durumundayım. Nerede kullanacağın önemli. ben direk arazide kullandığım için L200 tarzı pick-up'lar oldukça işimi görüyorlar. bunlar içinde en iyi araziye sahip olanı tartışmasız ford-ranger ancak çok yakar.peşine toyota-hilux, ısuzu-dmax ve mitsubishi-L200 gelir. fiyat-performans-yakıt anlamında en ideali l200'dür.
binek anlamda alacaksan eğer duster'dan uzak dur, zira kendileri yeni ve pahalı toros-broadway konsepti köy araçlarıdır. Düz arazide duster ile çalıştım sorun da çıkarmadı ama dediğim gibi bildiğin köy ya da şantiye arabası, konfor ve iç malzeme yerlerde.
SUV tarzı araç soruyorsan eğer yeni suzuki vitaralar tavsiye ediliyor ancak 100.000 TL civarında. nissan x-trail'lerin iyi olduğu söylenir.
bununla birlikte bakmakta olduğun araç iyi ama bakım masrafları can yakıyor.
son olarak captiva tarzından uzak dur bence ;)

Bu arac 7-8 litrenin uzerinde yakar diye dusunuyorum.forumlardan goruslere bak,gercek degerlerini ogren.standart verilerine bakma sadece.birde bunlar genelde resmi gelmedi.parca vs biraz pahali seyredebilir.

Bende bir haftadir aracim tamirde oldugu icin duster kullaniyorum.6 litre yakiyor.baska bir ozelligi yok.sade,duz,cok detay yok.ne kadar az detay o kadar az sikinti.

yeni kasa renegade almaya bak, gerçi onlar daha pahalı ama fiat platformu var daha yaygın servis ağı falan.

Jeep markasinin yüz karası olan bir arac. Yakit tuketimi 15-16 litrelerdedir. Ayrica duster bundan guvenlidir. Devrilme gibi kötü bir huya sahiptir. Zaten arastirirsaniz ncap de olan basarisizligini gorursunuz.

duster'in ncap'i 3 yildiz. yuruyen tabut bir nevi. yukaridaki tanim dogru bir nevi reno toros.

compass iyi bir tercih degil, captiva artik yenisi olmadigi icin yavas yavas siliniyor.

mitsubishi outlander, subaru serisi, suzuki vitara, nissan xtrail iyi alternatifler. belki eski honda crv de olabilir.

Renegade ve compass kullandım ikisi de birbirinden berbat araçlar.

Araziye girilecekse o bütçeyle jeep markasını düşünüyorsanız, temiz kj kasa cherokee alınır ama o da 10litreden aşağı yakmaz ve modeli daha düşük olur. Ama arazi performansı diğerlerinden katbekat üstündür.

acayip bir koku oluyor tavsiye etmem.

kokar kırışır ütülemesi zor olur

hayır, kokar. birkaç saat maksimum.

nope, nem yüzünden çamaşırlar kokuyor ve tekrar yıkanana kadar geçmiyor.

Bazen unuturdum aksamdan sabaha. Hafif nem kokar ve kirisir. Tercih ederek yapmani onermem.

asmasan bile sepet gibi bişeye katlayarak yok. yoksa yukarıdakiler +1

Sanıyorum <title> kısmını değiştirdiniz. Bu değişiklikten url'ler etkilendi mi?

Hocam tam emin değilim ama yok url'ler etkilenmiş gibi durmuyor. Google aramalarında da arattığımda yazılar çıkıyor ama Google'da çıkan başlığı düzeltmem gerekiyor.

webmaster tools'tan değiştirebilirsin manuel olarak.

@goodman, webmaster tools'da hangi sekme hocam, tam olarak göremedim hangisi olduğunu.

çok teşekkürler.

tarama - google gibi getir'den hatalı olan linkleri getir ve oluştur diyeceksiniz. bir kaç saate düzeltecek onları.

kesim+çekim+dikim=500.

Birkaç ay önce.

normal, ben de o fiyatlara çekiyorum.

keşke devlete gitseydi orası zaten yapamıyor özele sevk ediyor sonra da parasını alıyor olacaktı

Yuhhh çekim dikim film 150 tl ye patladı bana.

Devlette bedava.

200 tl'ye aldirdim ben de 1 ay kadar önce özel muayenehanede.600 çok yahu.

Medipol disin tanesine 150 diyor.
Bu arada ben cok korkuyorum. Zor bi islem mi. Biri aydinlatirsa cok sevinirim

Doktorun ozel polikliniginde cektirdim. Altta gomulu hic gozukmeyen biryane vardi. O baya yarmali bicmeli bir ameliyatti 500 lira aldi, ustteki 20 likler ise cikmisti, yani gozukuyordu onlari da normal dis cekimi ucretinden tanesi 200 liradan aldi. Zaten onemli olan pozisyon, diş disardan gozukup aletle kavranip cekilecek gibiyse normal cekim ucreti aliyorlar. Gomuluyse bildiginiz dikisli mikisli ameliyat. Biraz fazla aliyorlar.

Hangi şehir?

adresi doğru yazmanız gerekiyor. defalarca denediğiniz için zaten şu an 24 saat blokeli. 24 saat bekledikten sonra tüm bilgileri eksiksiz yazıp tekrar deneyin.

@goodman + kolaylık olsun psn uygulaması indirip ordan deneyin.

çok sağlam itelerler. hele taahhüt de verdiysen kalan ayların indirimlerini de eklerler. cihazların bedeli vs derken astarı yüzünden pahalıya gelir. bence anlaşma yoluna gidin. Eve kağıt gelmesinde bir şey yok. Kendi hukuk birimleri var. Yarın açarlar icrada dosyayı o basit iş.

www.eksiduyuru.com

16 nisan referandumunda İstanbul'dan "hayır" cıkmasinin bir bedeli olmaliydi.
bu bedel odettirildi.

bu anlamda , 16 nisan referandumundaki "hayır"ın ilk buyuk basarisi elde edilmiştir bence.

onumuzdeki yerel seçimlerde İstanbul'u kaybetmek istemeyen akp, bu adimla, orgute "kimsenin gozunun yasina bakmayiz" mesaji da vermiş oldu.

fakat ne yaparlarsa yapsınlar , yapılacak ilk yerel seçimlerde İstanbul'u kaybedecekler.

bu talan, bu zorbalık, bu insani ve yeşili hiçe sayan yönetim sekli daha fazla devam edemez, etmeyecektir.

damadı tescilli fetöcü.
topbaşa "damadını salarız ama istifa edeceksin. partinin fetö ile anılmasını istemiyoruz ama sen damadın sebebi ile her zaman karşımıza çıkıyorsun" dendi.

bunun üzerine başladı bir oyun. saçma sapan imar planları tadilatları geldi. topbaş da bunları onaylamadı. planlar zaten onansa da mahkemeden geri dönecek kadar saçma planlar.

her şey her iki tarafında bilgisi dahilinde devam etti ve böyle bir suni çatışma ortamı yaratıldı. topbaş da istifa etti işte.

15 temmuz da ailesiyle amerikadaydı. Ve uçağa atlayıp buraya gelmedi. Partide sürekli konuşulan bu.

sosyal güvencen yoksa hiçbiri vermez. Kredi puanın kaç mesela? Ona göre belki 5000 lira çekebilirsin.

denizbank sorgusuz sualsiz veriyor sanırım. bence orayı bir dene.

o 15000 lirayı bankaya koyup onu teminat gösterip hatta o hesaba bloke koydurup falan belki çekersin. bankacı değilim sallıyorum. ben banka olsam sana böyle bir teklifte bulunurdum.

o zaman da kredi çekmenin bir anlamı kalmazdı tabi o da benim bu müthişşşş fikrimin tek eksiği :))

enpara müşterisi olursan kredi konusunda diğer bankaların hiçbiri kadar kasmıyorlar. hem de bankaya bile gitmeden telefon üzerinden 5 dakika içerisinde kredi sahibi olabiliyorsunuz.

(bkz: )Olur mu öyle saçmalık

91de girdim öyle bir saçmalık yoktu...

belki biri bir kaynak paylaşır da ben de faydalanırım diye yazıyorum. net bir bilgim yok ama şahsi fikrim böyle bir şey olmayacağı yönünde. ama burası neresi hepimiz biliyoruz tabii!

içeriğini net bilmemekle birlikte ilk tercih avantajı diye bir şey vardı ama ne şekilde işleniyor bilmiyorum.

şehir efsanesi de olabilir ama yaşı 30 civarı olanlar böyle bir şey hatırlıyor sanırım.

evet annen doğru demiş. O zamanlar ölü tercih yaptım yeaaa diye ağlayanlarla doluydu etraf.

78 de sınava girdim. Öyle bişey yoktu. Aynı puan olursa öncelikli yazan ön sıraya geçiyordu. Okul puanı, yaşı küçük olan gibi ayrımlar da kullanılıyordu yine şimdiki gibi ama hangisi ne sıradaydı hatırlamıyorum.
Öncelik her zaman puan oldu.
"tercihten kaybettim" diyenler yüksek puanla alan okulları ikinci veya daha sonra sıralara yazıyorlardı. Puanın tutan ilk okula yerleştiğiniçin daha sonraki sıradaki yüksek puanlı okula puanın yetse bile giremiyordun.
Karışık oldu biraz ama anladınız bence:)

edit: kardeşlerim de 80 lerde girdiler o zaman da öyle bişey yoktu. öncelik hep puandaydı.
iki kişi 450 puan aldıysa ve biri ilk tercihine diğeri 2. tercihine yazdıysa ilk tercihe öncelik tanınırdı.

annenin dediği doğru. babam 1976 yılında üniversiteye girdiğinde aynı annenin dediği sistem varmış.

Biz sınava girmeden önce başvuru yaparken tercihlerimizi yazıyorduk. Danışmanlar filan yoktu tabii o zamanlar, deneme sınavları dershaneler de şimdiki gibi yaygın değildi. Öğretmenler "en çok okumak istediğiniz bölümü en üste yazın" diyorlardı biz de öyle yaptık. Yalnış hatırlamıyorsam klavuzda okul puanları da olmuyordu zaten.
Yani karışıklık vardı ama yüksek puanlı ortada kalır şeklinde değil, yüksek puan aldığı halde daha düşük puanlı okulu üst sıraya yazdığı için direkt o okula girme hakkı oluyor, daha iyi bir okula puanı yettiği halde kayıt hakkı kazanamıyordu, yani "ölü terch " yapmış oluyordu.

Öncelikle Galatasay Üniversitesi 1992 yılında kuruldu, yani 80 yıllarda böyle bir tercih olamazdı :)

Soruya gelirsek, mantıken böyle bir şey mümkün, sistem herkesin 1. tercihlerine bakar kontejan dolmadı ise yüksek puandan yerleştirir, sonra 2. tercihlerde bu işlemi yapar, bu şekilde 24. tercihe kadar gelir yani her yerleştirme döngüsünde sistem herkes sanki tek tercih yapmış gibi davranır. Yani 1. sıradakiler işlenir ve herkese sanki sadece 1. sıradaki tek tercihi varmış gibi davranılır, kalan yerleşemeyenlerle devam eder ve sadece 2. sıradaki tercihleri tek tercihmiş gibi yerleştirme yapılır, bu bu şekilde 24. tercihe kadar gidilir.

Bu sistemde, kaç paun aldı ya da alacak isen ona uygun yerler yaz, hayal kurma, anlayışı var sanki, çünkü puanı eczacılığa yetip tıp isteyen biri 23 tane tıp en sona da eczacılık yazarsa ve yazdığı eczacılık önceki döngülerde kontejanını bitirmişse, geçmiş olsun açıkta kalır, bugünkü sistemde ise açıkta kalma ihtimaliniz puanınız yetiyorsa imkansız. Yani neyi gerçekten istiyorsan ve bu doğrultuda puanın yetiyorsa başa yazmak zorundasın, yani şu olmassa şu olsun denilen şeyin ihtimali dikkate değer düşüyor.

Şu an bu mantığı yürüttüm herhangi bir bilgim yok ama varsa böyle bir sistem böyle olmalı.

çoğu yerde zaten TT'un altyapısını kullanıyor dolayısıyla 12mbps rahat alırsın. taahhüt yok o güzel ancak işlemler uzayabiliyor.

bence bulunduğunun bölgenin altyapısı ile alakalı tamamen.

eksisozluk.com

güvenilir.
bölgendeki alt yapıya göre hızın değişir. kontrol için binanda herhangi bir sağlayıcıdan adsl hizmeti alanların maksimumu kaç mbit internet alabildiklerine bakabilirsin. ya da sen ttnet kullanıyormuşsun, hızın kaç oluyor, dalgalanıyor mu ona göre düşün. tabii sorun ttnet kaynaklı da olabilir, eğer ttnet'in hızından memnun değilsen sorunun onlardan mı yoksa kablolamadan mı olduğunu anlaman gerekir. ev yeniyse muhtemelen kablolamada br sorun yoktur diyebiliriz.

kimse babasının hayrına geçmiyor türknet'e, makul paraya diğerlerinin vaat bile edemediklerini gerçekleştiriyorlar; akn açısından alternatifleri yok işte en azından. taahhütsüz nasıl olsa, denemeye değer.

Modemi de ayrıca mı almak gerekiyor?

Az once abonelik baslattim. Telefonu simdi kapadim hatta. Bence kaybedecek bir sey yok. Taahhut yok bir sey yok cunku. Begenmezsem iptal ederim.

2-3 euro oynuyor havalanlarında. 17 euro civarı.

geçen hafta atatürk'te 2'li paket 50'lik yeni rakı 18 avro

Google cloud. 1 yıl boyunca bedava sonrasında da fiyatlar aylık 10 dolar civarında

önce digitalocean sonra vultr

@goodman

bu 12 aylık free hesapta; compute engine üzerinden vps kurunca harddisk ve trafik için de mi ücret almıyor?

sanal makine yaratmayı seçince kredi kartına bağlı bir hesap seçtiriyor. tutoriallerden izlediğim kadarıyla da makine özelliklerine göre aylık 14$ - 50$ vs. rakam değişiyor.

bu kısmı tam anlamadım biraz açıklayabilirsen sevinirim :)

Aslında şöyle Üye olduğun zaman sana 12 ay boyunca kullanabileceğin Yanlış hatırlamıyorsam 250-300 dolarlık Bir bakiye yüklüyor bu bakiyeyi istediğin şekilde kullanabilirsin

@goodman

eyvallah anladim simdi tamamdir ^^

isim soyisim ya da soyisim isim alabilirsin

com alma.. spam fazla olur.net ya da .info daha uygun

eğer üstlere çıkmak istiyorsanız arama sonuçlarında com net org tercih edebilirsiniz. yeni alan uzantıları henüz güven vermiyor. odtü'den .com.tr alabilirsiniz. yıllık 15tl filan.

.com godaddy kampanyası var 1.99 dolar

daha sağlam. darbeden daha az etkilenir.

Kadını topuklu ayakkabı arabayı jant gösterir.

çelik jant daha sağlam değil. sağlam çukura düşse kırılma riski alüminyuma göre daha fazla. görünüş olarak daha güzel.

Öncelikle;

Çelik jant diye bir şey yok. O sanayi tabiri. Sizin bahsettiğiniz "alüminyum alaşımlı jant". Araba kataloglarinda da bu isimle geçer zaten.

Bide kara jant var. Adi 'Sac jant' diye geçer. Düz siyahtir, plastik kapak janti olan arabalarda bu vardir asil.

Çelik, sac jantdan daha saglam degil aksine, daha sert oldugu için daha kirilgan diye diliyorum. Sac jant direk bükülüp yamuluyor kirilmak yerine çogu zaman. Bide alüminyum alaşımlı jantlarda boyut(inç) büyüdükce ağirlik gereksiz olarak artiyor.

Tamamen atiyorum, normal saca gore daha fazla hava aldigi icin frenler daha cabuk sogumasina ek olarak yardim edebilir.

Kara jantlara gore daha saglam oldugunu dusunuyorum cunku benim eskiler kara jantti sirekli yamuluyor ce cekicletmek zorunda kaliyordum ama aluminyum alasimlida daha boyle bir ihtiyaç dogmadi

Hafif arabalarda yol tutuşa katkısı olabiliyor.

çelik jant diye bildiğiniz alüminyum alaşımlı jant. sac jant diye bildiğiniz aslında çelik jant. yani tam tersi.

Direksiyon hakimiyeti sağlar, balans ayarı sık sık bozulmaz. Yoldaki titreşimleri hissettirmez.

çekebileceğin maks. miktar zaten 20bin lira civarı. O para için de kendine vurmaya değmez bence. İlla vuracağım diyorsan bir şirket kur 6 ay para çevir ticari kredi çek. Bireysel de kendine yazık etmiş olursun.

bana daha dusuk bir maasla 80000 cekebilirsin dedi banka ama sicilim temiz..

@alttaraf sicil derken kredi notunu kastediyorsun sanırım?

ben de aynı maaşı alıyorum ama bana 1 kuruş kredi vermiyorlar..

*icralık da olmadım ama güvenmiyorlar artık bana.

naptın da o hale geldin yaw, krediye falan girmeden düzeltmeye çalış bence, çevrenden destek almaya çalış.

baba 1800 lira maas alirken 50 bin cekmisti tsbi kendisi memurdu ama olsun.

aylik ödemeniz maasinizin %60 ya da %70ini karsilayacak düzeyde olur diye biliyorum.

facebook adresi girili. daha önce paylaşımdda yaptım. ancak instagramı işletme profiline geçiremiyorum

beyaz masa + bimer

kesin çözüm bulunur
biz bulduk

biz aynı böyle bir durumda polisi arıyorduk. 10 15 dakika sonra geliyorlardı. devriyelerden biri uğrar gençler ses etmeyin der. bi daha gelirlerse bi daha ararsınız yine gelir devriye. ama başka biri gibi ararsanız daha iyi olur. biz apartman sakinleri olarak sırayla arıyorduk. polis gelip burda durmayın diyordu. kekolar da bi süre sonra rahat edemiyorlar orda diye ayaklarını kestiler. polisin ağzına göre konuşun, abi çekin, aile var diyin çoluk çocuk her akşam bunların küfürlerini dinliyoruz falan gibisine.

eğer toplandıkları yerde ışık yoksa bir başka çözüm belediyeye başvurup ışıklandırma istemek. işte geliyorlar içiyorlar bağırıyorlar gibi bir dilekçe hazırlayıp başvurursunuz sıra gelirse ışıklandırırlar o da belki işe yarar.

bir diğer çözüm; eğer ev sahibiniz sizden memnunsa onların yüzünden taşınmak zorunda kalacağınızı uygun bir dille anlatmaya çalışın. gitmenizi istemezse ev sahibi gece açık olan esnaf falan varsa onlardan asayişi sağlamalarını rica eder.

biz sadece ilkini yapıyorduk çünkü ışıklandırılabilecek bir yer değildi ve gece açık olan esnaf yoktu.

@duyduk

Evin karşısına yeni bir kahve açıldı. Ne kadar it kopuk varsa oraya doldu. Bu kekolar da ondan sonra mesken bellediler. O saate açık tek esnaf da onlardan :( Ev de bizim olduğu için ev sahibine şikayet etmek gibi bir seçeneğimiz yok. Ama madem polisler ilgileniyor ben de şikayet ederim, bimere falan da yazarım ilk fırsatta. Teşekkür ederim

gurultu.cevreorman.gov.tr

camı kapatın ses geliyorsa. yine geliyorsa yalıtım yaptırın. evinizin dışında insanların toplaşmasına karışamazsınız.

kimsenin gürültü yaparak bir başkasını rahatsız etmeye hakkı yok. asayiş için polisi arayabilirsiniz. gelip bakacaklar. yine yapınca yine arayın. devlet örgütü bu yüzden var. öyle 13 yaşında internete bir şekilde bağlanıp size gürültü için cam, pencere kapatmanızı tavsiye edenleri ciddiye almayın. bir yetişkin için daha akıllıca çözümler var.

fetöcü olduğundan şüphelendiğim bir grup toplaşıyor diyerek bimere şikayet et. olmadı balkona çıkıp benim adım sedat peker ulan diyerek ana bacı söv. sonra onların karşılık verdiği videoyu çekip youtube'a yükle. gerisi paket servis hallediliyor.

Bu farkli bir dosya videonun kaynağı internet sitesi olan bir kisayolu kendiliginden oluşmaz. Ya cok izledigi bir videoydu bu tarayici kendi bir sik kullanilan olarak oluşturdu ya da kullanici kendi bunu sik kullanilan olarak olusturdu. Ama sunu soyleyebilirim ki kesin olarak bu videolar o telefona indirilmemis. Ama o telefondan bu sayfalara girilmis ve es zamanli olarak izlenmis olabilir

olayı biraz karışık anlatmışsınız; ancak anladığım kadarı ile teknik cevabı yazayım.

1. Bu ikisi kısayol linki ve kimin oluşturduğunu tespit etmek genelde zor. Bilgisayar kimler kullanıyor ona bağlı bir durum.
2. Bunlar web sitesi kısayolu olduğu için bu videolara, eğer böyle bir web adresi varsa, sadece online erişim sağlıyor. Yani telefona/bilgisayara bir indirme olduğu iddia edilmez.
3. Kısayol kullanıcı haricinde (virüs, trojan, bot vs.) tarafında da oluşturulabilir ama bunun da ispatı zor.

Yani sonuçta

1) eğer telefonda bu videolar, video görüntü olarak bulunsaydı, polis ve bilirkişi bunları görebilir ve izleyebilirdi değil mi?
Oysa ki bunlar sadece telefonun bilgisayara kopyalanan imajlarında kısa yol olarak gözüktü.
2) bu kısa yolların telefondaki tarihi örneğin 5.3.2015 gözüküyor. Davacının iddiaları ise bundan 2-3 ay sonraki 5.6.2015 tarihinde. Bu durumda biz bu görüntülerin en son 5 Mart'ta açılmış olabileceğini ve dolayısıyla davacının iddia ettiği tarihte hiç açılmamış olduğunu söyleyebilir miyiz? Yani daha sonra açılsaydı açıldığı en son tarih görünebilir miydi? Üst sınır olarak mart 2015'tir diyebilir miyiz?

1. evet, video olarak telefonda bulunsaydı bilirkişi bunları görebilirdi.

2. bahsettiğiniz tarih kısayolun oluşturulma tarihi mi yoksa erişim tarihi mi? eğer erişim tarihi ise böyle bir iddiada bulunabilirsiniz.

@2, hayır. ara ara bazı barlardan falan check in yapmıştı veya bazı mekanlardan foto atmıştı. şehir ve/veya hangi okulda okuduğunu belirtiği twetleri var.

edit: bir duyurucu isim soyisim paylaşmış mıydı diye sormuştu.

Yurtdisinda yasiyorum. Bankama erişim kısıtlı olduğu için türkiyeden vpn aldım fakat bankaya giremedim. Vpnin hiçbir işe yaradığını sanmıyorum

@duyulmasi gerektigi kadar, anonim hesaptan yazıp ceza alanlar nasıl bulundu o halde? twitter bi iki naz yaptı ama veriyor devlete bilgileri.

@run a ris, tek seferlik bir durum olabilir mi hocam? vpn'i premium kullanınca istediğin ülkede gösterebiliyorun kendini. ben de test ettim bunu. belki vpn servisinden vpn servisine değişiyordur?

Twitter pedofili ya da cinayet gibi durumlar dışında bilgi vermiyor, ABD'de de bile vermiyor Türkiye'de neden versin. Anonim olmayan hesapları zaten kolaylıkla buluyorlar da anonimleri de hesaptan paylaşılan kişisel bilgiler takip edilerek bulunuyor. Yani adam 10000 tweet atıyor, o esnada illa ki bi paylaşım yapıyor kendisiyle ilgili unutuyor sonra, adamlar hepsine tek tek bakıyor, işleri bu. Öyle öyle buluyorlar işte bulabildiklerini. Bulamadıkları da tonlarca hesap var.

@angelus, o zaman farkettiği gibi hesabını kilitlemesi iyi oldu diyebilir miyiz? içimiz rahat olsun mu? hesap kilitlenirse hemen başka yapabilecekleri neler var?

Twitter bilgi vermiyor diye biliyorum. Bilgi verse fuatavni o kadar yazabilir miydi?

Hesabı kilitli ve anonimse bir şey çıkmaz.

Ben şu şekilde biliyorum; bilgiler savcılık kanalıyla edinildiği için compumasterdan da(dahi anlamındaki de) istendiğinde o da bu bilgileri şöyle; kullanıcı adı ve bağandığı ip adresleri(belirli bir süresi var bunun kanunen zaten) şeklinde savcılıkla paylaşıyor. sonra savcılık bu bilgilerle de internet sağlayıcıları sayesinde adresi öğreniyor. Zaten öğrenebildiği tek şey bu, internet erişiminin sağlandığı adres. VPN ile girildiğinde de o VPN şirketi hangi vpn'yi kim kullanmış loglamış(kaydemiş) olduğu için de onun üzerinden firma bilgilendirirse yine bulurlar diye düşünüyorum(ssg'nin bu konuda kütük gibi bir yazısı vardı ekşi sözlükte; malum bi' ara kullanıcıları devlete kendi elleriyle hibe etmişlerdi sonra da çıkıp şöyle şöyle kanunun şu maddesi, şunu kullanırsanız şu olur gibi upupuzun yazmıştı da okumadan yarısında çıkmıştı insanlar he sedat he he diyerek)

Yani devlet oturduğu yeri buluyor sadece; internet hesabından adı paylaşılmış okuduğu yer paylaşılmış filan bunlar önemli değil, çünkü doğru olmayabilir. Misalen sen o hesabından ismini mete kudur diye paylaşabilirsin, ve benim okuduğum okulu da yazabilirsin. Ama bu o hesabın bana ait olduğu anlamına gelmez. Çünkü paylaştığın bilgilerin doğruluk ihtimali tamamen senin elinde olduğu için devlet bunun üzerinden bir soruşturma gerçekleştirmiyordur. Şöyle gerçekleştiriyordur;

Yerini buldu, internet sağlayıcısından da internetin sahibinin bilgilerini buluyor. Sonra polis kanadıyla ona ''birader sen bi' bakcan mı ?'' diyor. Adamı soruşturmaya dahil ediyordur, birazı psikolojik baskı birazı da gerçekle ondan da bu suç unsuru barındıran olaylarda interneti kime kullandırdığını paylaşmasını istiyorlar yoksa o kişinin kendisi olmadığını ispat etmesi gerektiğinden bahsediyorlardır. Keza şöyle de bir aksiyon var, mesela atıyorum sen ekşiduyuru üzerinden suç işledin. sana ulaştılar, öncelikle senin lucky strike olup olmamandan emin olmaları gerekiyor, bunda ilk aşama sana soruyorlardır(ik süreci gibi :) lucky strike senmisin diyorlar mesela, sen inkar edersen eğer o zaman cebren süreç başlıyordur, kullandığını kabul ettiğin elektronik aletler işletim sistemleri ve ekşiduyuruya girdiğin sistem v.s karşılaştırılıyordur.

Ondan sonra olay ispatlı hale geliyor ve süreç suçun cezasının ne olacağı üzerine dönüyor.


2. sorunuzun halihazırda cevabı da şu; bi kere yakaladılar mı avukatlar kabulü halinde tüm tweetlerine bakarlar bence çünkü zaten amaçları caydırmak için yakalanan kişinin olabildiğince ceza almasını sağlamak. adamlar zaten bundan para kazanacaklar.


not: sorunun birisi gözümden kaçmış, bütün ip adresleriyle uğraşmıyorlardır çünkü öyle olsa evrak işlerinde boğulurlar. suç unsurunun paylaşım adresini alıyorlardır yekten.



Bunların tamamı fikir yürütme ile zırvaladıklarım, konuyla alakalı teknik bir bilgim yok ama hukuk algoritmik zeka ile işlediği(gerektiği) için bence süreç bu şekildedir.

edit: tüm bunların dışında twitter bilgi vermiyor diye çok geziyordu ortalarda adamların türkiyede bir vergi yükümlülüğü ve resmi bir kurumları olmadığından da hükümet ona dokunamıyordu ama sonra ne oldu bilmiyoruz, bir ara malum kapatıldı twitter, twitterdan büyük abiler türkiyeye gelip hükümetle özel görüşmeler yaptılar filan. İnternette vardır twitter hangi ülkelerle paylaşıyor hangi ülkelerle paylaşmıyor diye. Fakat olay türkiyedeki bir şirket için olduğunda bilgi vermesi yasal zorunluluk diyordu kanzuk.

twitter'dan ip bilgilerini alamayacaklari icin olay iptal. Yanlis hatirlamiyorsam mevzu twitter olunca eger kimlik de anonimse twittera ip icin yazismada dahi bulunulmuyor.

Ayrica hesabı kilitlemis olması onemli degil. Twitter'da ki butun yazilar duzenli olarak arsivleniyor.

twitter'da yazdığınız her şey devlet tarafından incelenen havuzun içinde. sokakta tek tek sormak yerine twitter'dan istatistik çıkarmak daha kolay. twitter hesabı sahibi olmak ile anonimlik arasında zıtlık var. malum kişilere saydırmadan önce düşünün yani.

@sporty,hiçbir şey anlaşılmıyor yazdığınız şeyden.
devletin twitleri tuttuğu havuz mu var? teknik olarak mümkün mü böyle bir şey?

evet. havuzdan kastım twitter, facebook gibi sosyal medya hesaplarından toplanan bilgiler. içinde şüpheli hesapların attıkları twitlerin depolanması da mümkün. örneğin devlet, fetö'ye ait 10 bin hesabı tek tek bulmak yerine tüm sosyal medya trafiğini kendisi takip edip filtreleyip yüksek başarı oranı ile hesapları fişleyebilir. daha sonra hesap anonim değilse isim soyisimden adres tespiti yapar. servis sağlayıcısından bağlantı zamanını ister. durum Ankara miting saldırısı gibi daha ciddi ise twitter'dan direkt ip ister.

@sporty, saçmalıyorsun ve boş konuşuyorsun. ciddiye almıyorum seni.

www.forbes.com

ben zevkime aklımdan geleni sallıyorum. mass surveillance? edward snowden? nsa? devlet kullanıcıların e-postalarına göz dikmiş, siz twitimi nasıl gördü diye ağlayın o halde. hadi sosyal medya hesabı açarken özel şirketin gizlilik koşullarını kabul ediyorsun, devletle ne zaman öyle bir anlaşma yaptın? erdoğan'a bizzat mı dedin benim sosyal medya hesapları mı takip etmeyin diye? terör saldırılarına karşı önlem için aldım ama şahsıma ve partime karşı sözde tehdit içeren kullanıcı hareketinden haberdar olmak istiyorum diyor adam. devlet başkanı olunca erdoğan'ın böyle "küçük" kanunsuzluklara karşı hesap vermesini mi bekliyorsunuz yani? daha ohal kapsamında tib'i btk'ya devrettiler. btk sadece kota miktarını belirleyip, kullanıcıyı koruyan kamu kuruluşu mu? tüm ülkenin internet altyapısını türk telekom sağlıyor. tüm internet trafiğini süzgeçten geçiriyor btk. abd'de deki teknolojiyi görüp sanki boş duracaktı türkiye ve suudi arabistan gibi ülkeler. zamanla yavaş yavaş öğrenirsiniz.

Google cloud

amazon vps kullanmıştım gayet iyiydi.

Geçen reddit'te bir başlıkta uzun uzun tartışıyorlardı. Her ne kadar zeki falan olsa da, evde ortalığı darmadağın ettiği, zaman zaman gagasıyla sahibine saldırdığı falan anlatıyorlardı. Eğer daha önce büyük kuş besleme tecrüben yoksa tavsiye etmiyorlar...

karga değil de kuzgun ben de istiyorum. çok şahane bir kuş.

Kavaklık civarlarinda bulabilirsin. Karga degil de kuzgun daha basarili olur.

organize bunlar yedek parça telefonu oldu maalesef umudunu kes demek istemiyorum ama ı ıh bişey çıkmaz.

başımıza geldi oradan biliyorum.

tamam da çok garip değil mi birileri bu kaydı eliyle girmiş sisteme yani bunu yapanların kim olduğu dolaylı yoldan da olsa çıkar.

hocam kimin telefonu olduğuna bağlı kim uğraşır onla gerçekçi olalım. Çoğu olay gibi bunda da özel bi adam değilsen ve tanıdığın yoksa kimse uğraşmaz.

Telefonunu da bulamazlar zaten ki bu işi yapan adamları da biliyorlardır/tahmin ediyorlardır.

şu durumda en basit şekilde senin telefonunun IMEI'sini kayıt dışı olarak kim girdiyse o bu işin içinde demek. amma velakin o kim biz bulamıyoruz. bulabilecek olanlar da bizimle ilgilenmiyor.

ben polisin rahat bi 10 senedir herhangi bir hırsızlık/çalıntı olayında çalınan eşyayı bulduğunu sanmıyorum.

3 tane telefon caldirdim 2si 2 sene sonra geri geldi. Isin pesini birakma bence.

gebelik takibini yapmaları onlar için yasal zorunluluk. kendi sorumluluk alanlarında onlarda kayıtlı olmayan bir gebe doğum yaparsa, ceza ödüyorlar diye biliyorum.

Ceza aliyorlar. Bu sebepten (bkz: tebrikler kızınız hamile ) gibi abuk sabuk davranışlar içerisine girebiliyorlar.

E bunu bana insanca neden söylemiyor, artı ben istemesem bile ceza alıyorlar mı? Zaten 4. Ayda haberleri oldu ben tesadüfen söylemesem haberleri olmayacaktı kan ilacı yazdırmaya gitmiştim.

3 sene aile hekimligi yaptim. aile hekiminden gebelik takibi hizmeti almak istemediginizi soyleyin, buna yonelik bi kagida imza attirirlar, olay biter. ama gebelik takibi yapmalari onlar icin zorunlu. o yuzden Boyle. bir kac ayri kagida imza atin, ustune tarih atar kullanirlar. ya da tarihlere uyarak gitmeniz lazim yoksa her seferinde sizi arar ulasmaya calisirlar. ayni durum cocuk icin de olacak. asi ve Saglam cocuk muayenesine duzenli olarak cagrilacaksiniz.

Gebeliğim süresince hiç gitmedim kimsede aramadı ama belki de eski numaram vardı bilemiyorum. Şimdi aile hekimim değişti çocuktan topuk kanı alacakları için değiştirdim eşimin kayıtlı olduğu yere aldırdım baya ilgililer mecburlarda zaten anne ve bebekle ilgilenmeye. Siz gitmek istemiyorsanız size yoksa hizmet veremezler buna dair yazılı bir ifade bırakın aramazlar

Kilonuzu felan soruyorlar zaten. Bende çalıştığım için hep telefonda söylüyordum tamam diyip kapatıyorlardı.

abi ptt'de takip numarası 50 kuruş? neden böyle bir riske girdiniz ki? kaybolmuştur 2 günü geçtiyse arayın ptt yi isimden sorgulama yapsınlar.

Yollayan kişi öyle demedi ya :( tamam bi deneyeyim

Yok 2 yeri aradım kimse bişey söyleyemiyor. O zaman kayıp için mi başvurcam ben?

online alışveriş mi yaptın başkan :( düdüklemişler sanki ya :/

Yok online değil birinden ps4 oyunu aldım. Adam gönderdiği şeyin resmini bile çekti ya. Üzerine her şeyi yazmış falan. Pttye gidip onu gösterdim zaten bak böyle bişey olucaktı dedim. Adam da dhden güvenilir biriydi. Dolandırılma değil gibi.

oo hemde pd4 oyunu (incecik) ben hadi belki büyük bir parçadır vb diye 50 kuruş dedim takipli kargo hizmetine. böyle minnak şeyler için ptt de takipsiz hizmet olmaması lazım zaten.

ptt.gov.tr

şuraan bir gönderi ücreti hesaplama ekranına gir bak istersen. takipsiz gönderim seçeneğini kaldırdılar böyle şeyler için.

Cok guvenme elemana bence dolandiriliyorsun.

knk ne oldu la aydınlat bizi

abi ben yollanalı 2 gün oluyo dedim ama karıştırmışım. adam öğle yolladı. bu kargolar eğer çok erken saatte verilmiyorsa verildiği günün ardından yola çıkıyor. yani adam diyelim çarşamba günü saat 12de yolladı. bu perşembe sabah yola çıkar akşam burada olur. sonra cuma burada olmasına rağmen dağıtım için de bekler. diğer gün dağıtılır. yani YOLA ÇIKTIKTAN +2 gün sonra gelir. bu mantıkla benim kargo çıkalı 1 gün oluyordu. benim yaptığım hata buradaydı. şimdi de cumartesi pttler kapalı. pazartesi soracağım. gelmemesi için hiçbir neden yok valla. bu ptt şubesi baya bilinir de.

evet haklıymışım. kargo geldi.

Telefonun tepesinde kendi operatörünün adı yazıyorsa yurt dışı değildir. Yine de tedbir olarak Uluslararası Dolaşım kapalı olursa durduk yere girmez.

Yakın yunan adalarında türk şebekeleri çekebiliyor. bende sakız a gittiğimde sahildeyken türk telekom ile konuşma yapmıştım.

10000 lira fatura odemek istemiyorlarsa hemen kapatsinlar

geçen hafta midilli'deydim, çekmiyordu. Hatta daha Türkiye deniz sınırlarındayken Yunan'a geçtiydi.

çantaya, çantayı da havluyu ikiye katlayarak havlunun içine.

Havlunun uzerine birakirim. Onun da uzerine tshirt koyarım.

al sana ufak bir tüyo vereyim:

i.pinimg.com

Goodman +1

fermuarlı şort alıp onun cebine koyuyorum. denize onla giriyorum. kızlar için bir önerim yok malesef

Plaj çantasının içine saklayıp, çantayı da şezlongun altına koyup şemsiyeye bağlıyoruz. Tabi denizde sürekli çantayı kesiyoruz ne olur ne olmaz.

Benim de derdim bu.

Sevgilinle de gitsen onu emanetçi olarak bırakıp tek yüzmek çok saçma. Çare, her şeyi arabaya, anahtari da su geçirmez kılıfa koymak. şezlongda idare edecek kadar atıştırmalık su vs olduğu için denizden çıkar çıkmaz illa hemen arabaya koşmaya gerek olmuyor.

urun.n11.com

Şöyle şifreli kutular var bi yere bağlayabildiğin, sağlam bir versiyonu var bende zamanında tchibodan almıştım

www.decathlon.co.uk

bir tane bundan alıp telefon vs içine koyup yanında yüzebiliyorsun

havluya koyarım onu da çantaya atarım diyenler
hırsız çalacak olsa zaten komple çantayı götürür neden aramakla uğraşsın
plajlar zaten ana baba günü

bence bu işin bi çözümü yok, biri plajda nöbette kalacak o da çok saçma

yanınızda 20li yaşlarda genç görünen biri varsa anahtarı ona verin gidin bi otel bulun resepsiyonuna abi öğrenciyiz arabayı patlatmasınlar şimdi bi tatile geldik zaten emanet falan diyip resepsiyona versin. (içeri sadece o girsin.)

garanti çözüm.

kredi kartı sıkıntın var mı? öyle bir durumda vermez banka kredi

@hosein, sikinti derken? odemede gecikme mi? yoksa buyuk harcama da olur mu? Buyuk harcamayi yutturabilirim ama digeri biraz zor.

zannımca arkadaşın ya da sevgilin rica etti çekip ona vereceksin içinden bir ses dur diyor duramıyorsun bari banka vermese diyorsun .
sıkıntılı bir durumdaysan kredi çek onu koy kenara sonra zor kredi veren bir bankaya başvur vermesinler riskli görün .

yani en kotusu enpara kesin veriyor. bana bile verdi ki tr'de ikamet bile etmiyorum, bir gelirim yok orada, kredi kartlarini odemeyi surekli unutuyorum vs.. tabii tutari sizin istediginizden daha az olabilir.

borcun toplam limitinin yüzde 50 sini aşarsa zor alırsın. örneğim tüm bankalardaki kredili mevduat hesabı + kredi kartı limitlerin 10000 tl. eğer senin bunlara borcun 5binden fazlaysa alman zorlaşır. bir de 1 ay kredi kartını ödemeyi geciktirmen lazım. yoksa zbam diye verir kamuda olduğun için.

Taksit sayısını 2 seçerseniz vermez aylık 10 binden fazla ödeme olacağı için. Onaylanmadı mesajını veya ekran görüntüsünü de inandırmak istediğiniz kişiye gönderin.

başına bela almak istemiyorsan yavaşla kardeşim. maalesef çarptığın kişiyi adam yerine koyacaklar ve ceza alacaksın.

onun yaptığı hayvanlığa cevap olarak hayvanlık yapmanın alemi yok eeb'in dediği gibi adam yerine koyarlar ki koyuyorlar ceza alırsın bırak belasını başka yerden bulsun.

yapabileceğin tek şey yavaşlamak ve panik yapmamak. duruma göre kaçış manevrası da denenebilir ama usta şoför değilsen yüksek hızda ani hareketlere kalkışma bence.

otoyol işletmelerinde çalışan biri olarak yanıtlıyorum. o kişiler otoyolda bakımında görevli işçiler olabilir eğer onlarsa mental ve fiziksel olarak bu konuda eğitim görmüş kişilerdir. eğer ki görevli olmayan kişilerse otoyolda motorlu taşıtlar dışında herhangi bir cismin olması dahi yasaktır. içeriye insan veya hayvan herhangi bir canlı girmemesi için otoyol kenarlarında teller bulunur ve bu tellerin bakımı rutin olarak yapılmaktadır. eğer ki yüksek hızla ilerliyorsanız frene basmanız siz ve çevrenizdeki araçlar için daha tehlikeli olacağından ben şahsen hız kesmeden devam etmenizi öneririm.

Otoyol da vursanda bir sey olmaz. Ölse de bir sey olmaz. 50 metre ileride ki ustgecitten gecmeyip o yola atliyorsa ölmeyi haketmistir.

Yavaşlaman daha tehlikeli. Aynı hızda devam et.

İngilizce cümleyi anlamadığım için onunla ilgili bir ifadem olamayacak.

Tanrının sevgisi ve merhameti ve hatta şefkati ve üstelik affı sonsuz. İnanmadığını söyleyenleri bile affeder. Kendi bildiği bir hesabı ve bir uygulaması vardır. Sorun O'na inanmayanların cehennemde cayır coyur yanacaklarıysa, inananlara verilen emirlerle inanmayanların nasıl yaşadıklarını karşılaştırmak yeterli diye düşünüyorum. Malum, nice ateistler var ki insanlara saygıları ve sevgileri, yardımları destekleri tartışılmaz bile. Bu açıdan değerlendirilir.

Ölüm bir son değildir, başka bir hayatın başlangıcıdır diye inanıyırum. Hele ki ölümle birlikte bilincin yok olacağına değil mutlak bilince homojenize karışacağımıza inanıyorum. Yani bizim bilincimiz yok olacaksa da algılarımız ve idraklerimiz artacak, yaşarken hiç bilmediğimiz ve asla bilemeyeceğimiz şeyleri bilir hale gelicez. Bana göre böyle.

klişe olacak belki ama doğmadan önce neysek öldükten sonra da o durumda olacağız işte ancak gönlüm reenkarnasyondan yana da umudum yok tabii.

tanrı yokmuşcasına yaşıyorum. net olarak yoktur diyebilecek halde değilim elbet ama mesela kuran'ın kainat yaratıcısı bir zekadan çıkabildiğine ihtimal vermiyorum.

eternal nothingness yani sonsuz hiçlik. iki dilde de ürpertici.

İnanıyorum, kaybettiğim tüm sevdiklerimle orada buluşacağıma inanıyorum. Şu kadarcık ömür kadar basit olamaz bu hayat, bu düzen, mümkün değil. Ayrıca bu kadar kötülüklerin, zalimlerin elbet yaptıklarının karşılığını göreceğine de inanıyorum, aynı şekilde iyilerin, mazlumların.

Yaratıcı o, ister affeder ister affetmez. O olacağı olmayacağı herşeyi belirlemiş, yolu göstermiş, canın isterse demiş. Biz de canımız ne isterse onu yapıp karşılığını da alacağız. Yaradana hesap soracak değilim.

inanıyorum ama anlatılan gibi bir mekanizma olacağını düşünmüyorum.

dünyada yapılacak tüm ahlaksızlığı yapmış ve kazara müslüman olarak doğmuş bir kişinin er ya da geç cennete gideceği ama son derece düzgün yaşamış bir kişinin sırf başka bir din mensubu diye sonsuz cehennem ateşinde yanacağı fikri "allah'ın merhamet ismine" ters gibi gözüküyor.

merhamet tek bir zümreye karşı olduğunda sanki anlamını yitirirmiş gibi geliyor bana. affedenlerin en hayırlısı ve merhametlisi isimleriyle anılan bir yaratıcı için de bu söylenilenler kafa karıştırmaktan öteye gidemiyor.

tehlikeli konular bunlar.

kendimi bildim bileli ateistim. (6 yaş civari)çok anlattılar çok okudum fikrim hic değişmedi. (yaş 37)
hiçliğe öleceğime inanıyorum.

yıldız tozuyuz, öyle biteceğiz. muhtemelen bir kaç yüzyıla kalmaz uzayda koloniler olacak, insan temelli fakat daha bilinçli varlıklara ait. güneş söndüğünde galaksiyi terk etmiş olacağız muhtemelen. bu kaosta kıble aramakla vakit kaybedeceğini sanmıyorum kimsenin.

Inaniyorum.

Benimle ilgili de inanmayanlarla ilgili de hukum ve ferman O'nundur. Kimse külli iradesine, rahmetine, lutfuna ve merhametine sinir koyamaz. Açıkça belirttikleri disinda.

Herkesin, yaptiklarinin karsiligini alacagina inaniyorum.

Olumden sonrası var. Hic tanimadigim birisi aracılığıyla ölen bir yakınım ile konuştum. O odada ateistinden en en muslumanina kadar 6 kişi de sahit oldu bu duruma.

ölümden sonra bilinçli olarak yaşayacağıma inanmıyorum ama gübre, hamburger köftesi ya da ona benzer bir şeylerde daima bulunmaya devam edeceğim sanırım.

ateistim ama öteki tarafta sonsuza dek yaşayacağımı bilsem sevinirdim açıkçası, yaşamayı seviyorum. seviyorum da denmez ama bildiğim tek şey bu: bilinçsizliği, yokluğu, ölümü görmedim. haliyle mevcut durumumu korumak istiyorum. fizik kanunu değil miydi zaten bu yav. o hesap. hatta istediğimizde ölüp geri doğabilsek şahane olurdu. ne bileyim düşünsene eve geliyosun, her şey kötü, "yoruldum amk" deyip ölüyosun, 6 ay sonra falan kalkıyosun. şahane.

en iyi ihtimalle 3000 yıl sonraki medeniyet "hadi atalarımıza kıyak olsun ve onların evrendeki kalıntıları, yankıları vb. elde ettiğimiz verilerle bilinçlerini tekrar oluşturalım" diyebilir.

İnanıyorum.
Allah celle celaluhun rahmeti gazabını geçmiştir. Yalnız kendisine inanmayanların durumu başkadır. Alın işte Suriye'den sonra en yakın örnek, Arakandaki insanların budistlerden neler çektikleri ortada. Şimdi sözde her canlıya acıyan, sinek bile öldürmeyen budistlerin bu inançlarına devam ettikleri sürece öldükten sonra cennete gidecekleri (ya da bazı reformistlerin dedikleri gibi cehennemde belli bir süre kalıp daha sonra cennete girecekleri) hiç bir şekilde düşünülemez.
İslama göre inanmayan birisinin cehennemde sonsuz kalması, onun her daim bu niyeti üzerinde bulunması nedeniyledir. O nedenle müslüman için imansız ölme korkusu ölüm korkusundan çok çok daha mühimdir.
Ünlü bir alim diyor ki, cehennemdekiler iman ehlidir (inanmışlardır).
Bu sözün manası, artık başka bir seçenekleri kalmayıp gerçeği gördüklerindendir. Ama artık bir anlamı yoktur.

ölümden sonra yaşamak demeyelim ama varolacağıma inanıyorum. Varolduğumun da farkında olacağım. Allah kendisine inanmayanları, reddedenleri niye affetsin ki? Eşitlik, adalet demek değildir. Senin ister Allah için, ister "iyi bir insan olmak için" gösterdiğin çaba, sağduyu, fedakarlıkla niye bir tutulsun inanmayanların inkarı? Affedilmenin bu kadar basit bir şey olduğunu düşünmüyorum. Allah herkesin dünyada yaptıklarının karşılığını alacağını söylüyor. Son dakikaya kadar kötülükle yaşayan bir insan pişman olup, tövbe ettiğinde ruhunun huzura ereceğini mi düşünüyorsun? Yaptıklarımızın bedelini ödeyeceğiz. Hepimizin günahı var. Eğer Allaha inanıyorsan, yaptıklarımız adalet terazisine koyulduğunda günahlar ağır geldiyse bunun cezasını çekip sonra huzura, cennete yada adı her neyse ona kavuşacağız. Kısacası son dakika çakallık yapmak, götü kurtarmaya çalışmak sökmez.. Ne demiş? "biz size şah damarınızdan daha yakınız"

Focus.

Biz Pegas'la gittik önceki gün, tur olarak iyiydi ama yemekler, müzikler kötüydü. Üst katın tamamı açık olduğu için güneşlenmek isteyenler için bol bol yer vardı, tekne büyük sallanmaz demişlerdi zaman zaman gondol keyfi yaşadık :D

Yanımızda bi tekne vardı Black Pearl yazan korsan tipli. Onun müzikler de iyiydi, tekne de kalabalıktı, bi ara yan yana giderken köpük partisi falan gördüm güvertede daha ne olsun :P

Hemen hemen hepsi ayni zaten sanirim. Kucuk tekneler biraz daha uygun fiyatli. Biz on iki adalar turu yapmistik. 50 liraydi buyuk tekne. Oglen yemek veriyorlar, aksama dogru ikram oluyor. 5 yerde durdu toplamda. Birinde denize girilmiyordu. 4 yerde girildi. Oyle ahim sahim guzel degildi ama denize girilen yerlerde su cok guzeldi. Bizim kardesler turdu adi. Bu turlarin hepsi ayni oluyor genelde. Memnun olmadigimiz bir sey olmadi acikcasi. Ama baska tura katilmadigim icin kiyas yapamiyorum. Ha 50 liraya deger mi derseniz yani verilir iste, su cok guzeldi. Kardesler turda muzik fln calmiyordu bu arada, teknenin uzerinde guneslenmek icin yer vardi, bir ara yelkenleri actilar. Sadece tek sarki caldi o da my heart will go on :(

Arkadaslar oludeniz turuna gittiler, o da 50 ya da 60 olmasi lazim. Oludeniz turunu daha cok begenmisler, durdugu yerleri vs.

Saklikent turunu da biz su sekilde yapmistik. Normal turlar sanirim 25-30 lira imis. Kalabalik oldugumuz icin 5-6 arkadas taksi tuttuk, taksici de durdu orada, donerken de ayni taksiyle donduk yani, totalde kisi basi 45'er lira vermistik. En azindan rahat olmustu. Kalabaliksaniz onu oneririm, tur bilmiyorum.

avis'te alkollü olmadığınız sürece (en küçük kazada bile alkol raporu istiyorlar yoksa size ödettiriyorlar) hiçbir şey ödemezsiniz. diğerlerinin şartları farklı olabilir. sixt'de muafiyet bedeli var mesela. hepsi farklılık gösteriyor. kiralarken ekstra para ödeyip her şeyi dahil etmek en iyisi. çok kurumsallar dışında hemen hepsi tüm masrafları size ödettirebiliyor. çoğunun sözleşmesinde var.

decathlon

Lufian ya da evin az ilerisinde çorap fabrikası var ordan. Hiç olmadi penti

dunyanin en kaliteli corabi da olsa deliniyor. o yuzden ucuz alipdegisik degisik giymek lazim. %100 pamuk

www.lcwaikiki.com

Mavi, levi's

ben de delinmeyen çorap görmedim. o yüzden hm'deki 5li paketlerden alıyorum

sarar

A101 bim beşli paketler halinde.

soruya cevap değil ama türkiye dünyanın 2. büyük çorap üreticisiymiş.

goo.gl

yalnızca export yapan bir sürü firma var. benim tecrübem, bambu çorap pamukludan bir tık daha iyi sanki terleme ve kokuya karşı.

marka öneremeyeceğim ama alınacak çoraplarda şu logoyu aramak iyi olabilir.

seeklogo.com

Altınyıldızdaki bambu çoraplardan alıyorum.

sugar beach club. istediklerinizin hepsi orada.

Kacak var işte. Evde ki tum sigortalari kapadigin halde atiyorsa tesisatta sorun var.

Aynen kaçak var. Topraklama hattında bir sıkıntı ya da kaçak akım rölesinin montaj eksikliği olabilir

Sigorta panosunun elden geçmesi gerek. Seni aşar. Bayram ziyaretlerini tamamlamış bir elektrikçi bul.
"Apartmandaki" sözcüğündeki "ki" takısı bitişik yazılır.

Değişen bir şey yok, gerçek İslam goygoycusu eblehleri tatmin edecek sığlıkta basit hamleler. Yiyecek keriz çok.

Demek ki yapılan araştırmalar sonucu birisi reise "reisim halkın duyarlı olduğu konular bunlar. buradan yürüyün" demiş.

söylediği her sözün, her davranışının hesaplanmış olduğunu düşündüğümden son zamanlardaki hallerinin de içinden geldiği veya öyle inandığı için olmadığını düşünüyorum.

Meral aksener ile alakali oldugunu düşünüyorum. Bu ulkenin anaplisi dyplisi havaya ucmadi bunlarin oyu akp'de. Bir de ciddi bir ulkucu kesim var. Bunlari memnun etmezse aksenere kayacaklar. O yuzden herkesi kucaklama derdinde.

tansiyon düşürme manevraları. 2 ileri 1 geri mevzuu. ayrıca iktidarda bir tıkanmışlık var, çözmenin yolunu arıyorlar.

Değişen bir şey yok +1

nerde ekmek orda tabii.

milliyetçiliği ayaklar altına alır bir gün, bir başka gün milliyetçinin önde gideni olur.

vesaire ya... şimdi milyon tane örnek verebiliriz de, boşver.

Referandum kil payi gecti.

bu kadar muhalefet partisi bir 15 yılda iktidara gelmek için sağlam tutunabilecek bir siyaset yapamayınca muhalefet yapma işi böyle yerlere kaldı. korkmadan söyleyin işte, bizimkiler bir iş, bir icraat yapamadığı için akp 15 yıldır iktidarda. takdir ediyoruz, ama ne nefsimize yenik düşüp gerçekleri söyleyemiyoruz işte. :)
hadi hepsini bırakalım bu halk ve savaştan kaçıp bu ülkeye sığınanlar siyasilerden kime dua ediyor en çok? bir zamanlar hapse giren ve hakkında muhtar bile olamaz denilen, cumhurbaşkanı oluyor..
ALLAH celle celaluhu, kendisi için alçalanı yine Allah celle celaluhu böyle yükseltiyor işte. bu işlerin manevi yanını da unutmamak lazım.

@1adam, hiçbir insani, ahlaki kıstası olmayan ve sadece skor tabelasına bakarak konuşan amigo gibisin.

onlarca örnek veririm ama anlamazsın.

haksıza haksız derim. birinin ya da herkesin akpli olması onların hiç hata ya da yanlış yapmayacağı anlamına gelmiyor. fanatik falan da değilim. duyurudaki genel tutumun dışında kaldığım için öyle düşünüyorsunuz.

@1adam, insanların aklına hakaret bu konuşma tarzı. konuşuyormuş, bir şeyler söylüyormuş gibi yapıp ajitasyon, demagoji yapmak bu. fanatik bir taraftarsın.

bu duyuru özelinde bakarsak... tutarsızsın! çok net!

atatürk demekten imtina ederken, anıtkabir'e gidilecek zamanlarda hep bir bahane/hastalık bulunurken oraya gitmesi, atatürk demesi, milli mücadele referansı, milliyetçi söylemi...

yahu "her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık" dedi mi demedi mi? bırak yahu şu cehapeyi! cehapeyi konuşmuyoruz.

"bizim rahmetimiz gazabımızı geçti" diye miting meydanında bağırmasını duymadın mı? haksız dedin mi?

kim rahmet eder? kim gazap eder? Allahtan korkmaz, kuldan utanmaz mısın? çoğu zaman cevap vermeye tenezzül etmiyoruz diye uçtunuz mu?

Allah celle celaluhu deyince sen çok dindar, çok islam biz atayiz bilmem ne oluyoruz he! aman ne dindarlık!

bu nasıl bir kafa Allah aşkına.

yakın zamana kadar oy verdiğim mhp'yi de, sonrasında chp'yi de çok eleştirdim. çağrı merkezi ve e-mail kayıtları hala duruyordur.

duyurudaki genel eğilimin dışında olman değil sorun. sorun olan dilin, söylemin; tutarsızlığın, akıl yürütmemen, eleştirememen. kimse eleştirilmez, dokunulmaz değil.

çok can sıkıcı bu tarzın. ciddi, adam akıllı konuşsan saatlerce konuşalım. benim bilmediğim şeyler vardır, hatalıyımdır... ama direkt goygoy senin yaptığın. çok basit...

burada kaç zamandır belli yerlere (din millet vs) sövülürken (darbe teşebbüsünden bir kaç ay sonra bu sövmeler belirgin derece azaldı. sanırım, ekmeğinden olmayayım şimdi neme lazım dediler) ses etmeyen siz şimdi bana akp hiç eleştirmiyorsun diyorsunuz. Bana bir şey kalıyor mu ki :)
Benim gibi düşünen bir çok kişi var burada. Bundan eminim.
Yine taraftarı olduğunuz parti ya da partilerin olumsuz nesini yazdınız burada? Yok.
söz konusu burada akp ise nesine + verdiniz? o da yok. halk zaten nezninizde çomar, ben de amigo oldum az önce. basit etiketlemelerle olmuyor bu işler. duyuruda - hiç kimse - bende engelli değil isteyen özelden de yazsın.
evet parti de insanlardan oluşan bir kurum ve hatasız olması imkansız. yok şimdi bu hataları sıralarsam rahatlayıp ev yapımı bira mı ikram edeceksiniz? Boşverin kalsın.

@runagain o emaillerinde yazıya başlarken yüksek ihtimal sayın kelimesini bir insan için kullanıyorsun değil mi?
ben de işte çok dindar olduğumun göstergesi olarak değil, beni yaratan için celle celaluhu demeliyim. Hiç olmazsa burada anlaşalım.

@1adam, yine çarpıtma, ajitasyon, demagoji... cevap yine yok.

somut bir soru var duyuruda, ona cevap vermiyor, muhalefete çakıyorsun.

ben ve birkaç arkadaşın yazdıklarına cevap ver"miş gibi" yapıp yine top çeviriyorsun.

yine mağdurum da mağdurum edebiyatı...

yuvarlak konuşma. kim, hangi duyuruda sövdü? konuşuyorsan isim ver, duyuruyu söyle... ortaya yalan yanlış şeyler atarak herkesi suçlamış oluyorsun. ben "şu şunu dedi, bunu yaptı" derken, hepsinin linkini, tarihini veririm. itham etme, iddian varsa ispatla.

eski kankilerinizin darbesinden sonra da eleştirmeye devam ediyoruz. anlamadığın, küfür nedir/eleştiri nedir/hakaret nedir... bunların ayırdına varsan her şey senin için de daha kolay olacak.

"sana bir şey kalmıyor ki :)" he... kaç sen böyle. sonra da haksızsa söylerim falan. kimse inanmıyor, ciddiye almıyor bu yüzden.

ilgili başlıklarda cehapeyle ilgili de, mehapeyle ilgili de ve akapeyle ilgili de sözümü esirgemedim. kendi adıma içim rahat.

takım tutar gibi parti tutmam. haddizatında takım da tutmam...

sana göre akp gül çiçek, bana göre değil. artı vermek zorunda değilim, sevmek zorunda da değilim. ama iddia ettiğin gibi küfür, hakaret yok.

tarihteki vakalarla ilgili:

"ama olumlu işlerini de söylemek lazım" gibi bir şeye inanmıyorum. mesele "taş üstüne taş koymak" ise, tarihte en çok taşı üst üste firavunlar koydurttu! firavunlara da "Allah razı olsun" demek gerekirdi.

yezid'e de rahmet dilemek gerekirdi, fetih yaptı şunu bunu yaptı diye... ki dilemiyoruz.

ve vesaire vesaire...

ikram için değil... hak diyorsun ya, Allah diyorsun ya... celle celaluhu diyorsun ya... işte o inandıkların için hakkı tutup hakkı söylemen bekleniyor. sense anlamazlıktan gelip "ev yapı mı bira mı ikram edeceksiniz" diye alaya alıyorsun.

"celle celaluhu" tazimini kullanıp, onun gereği olmasına rağmen, hakkı söylememenden/tutmamandan bahsediyorum!

"celle celaluhu" deyip, kendinle ilgili dindar bir algı oluşturup buna yaslanırken, gereği olan hakkı tutma/söyleme!den de uzak olmandan ve karşındakileri de "zaten dine karşılar, atayizler" gibi bir algı oluşturmandan bahsediyorum.

yeterince açık, tane tane ve türkçe yazmama rağmen anlamamakta ısrar ediyorsun.

nasıl bir akıl yürütmen var böyle...

hiçbir yerde anlaşamadık seninle.

Eczanelerde yaşlılar için besleyici özellikte mamalar oluyor.

Hastane şart. Istah kesilmesi o yaşta baska bir şeye isaret ediyor.

o yasta istah kesilmesi domino etkisiyle saglik duzeninin bozulmasina neden olur. acil illa vardir oraya goturun, cok bir sey yapmazlar ama damardan mamalar oluyor onlardan desteklerler

anahtar bağlantısında gevşeme olabilir işin ehli birine kontrol ettirin, akım koruma prizi tavsiye ederim legranda bakabilirsiniz. merkezi yerde olması da yüksek akım problemi yaşayacağınız anlamına gelmiyor.

Ark yapiyor. Yangin cikma olasiligi var tesisat eskiyse. Anahtari sokup kabloları kontrol edip iyi baglamak lazim

Çalıştığım firmaya son iki yılda giren iki inşaat mühendisini kariyer.netten bulduk.
Bi elektrik mühendisi de firmadaki elektrik teknisyeninin vasıtası ile başladı.

mühendisim. en sevdiğim soru bu.

1 dönem uzatmıştım okulu, yani haziran'da değil ocak'ta bitirecektim. son senemin yazında son stajımı ayarladım, gittim ama stajın son 10 gününe gelemeyeceğimi interrail yapacağımı falan söyledim. staj yaptığım yerden tamam dediler.

staja gittim bi 15 gün kadar. sonra interraile gittim, 1 ay o sürdü. ardından okul başladı. bir ara staj defterimi imzalatmaya tekrar staj yaptığım yere uğradım. "senin okul ne zaman bitiyordu?" dediler. ocakta dedim. ocakta gel başla dediler. peki dedim.

dolayısıyla hala bir cv'm yok.

Mühendisim. 7 sene önce kariyer.net'ten bulduğum işte çalışıyorum hala.

kariyer.net

makine mühendisiyim. 4. sınıftayken ev arkadaşlarım arasında kavga çıktı. ev arkadaşlığı olayından çok sıkıldığım için tek başıma eve çıkmam lazımdı, bunun için de para. bir liman tesisinde bakım mühendisliği yapan kuzenimin arkadaşı ile tanışmıştım birkaç ay önce. aradım abi bana para lazım iş bulmamda yardımcı olur musun dedim. tesadüf limanda başlayacak uzun soluklu bir projenin çelik işleri taşeronu benim abinin yardımıyla işi almıştı. yarım saat sonra geri aradı, şu firmaya git yarın bekliyorlar dedi. gittim bir gün sonra başladım. maaş haklar hiçbir şey konuşmadık, ay sonunda para yattığı zaman maaşımı öğrendim. 4. ve uzatmalı 5. sınıf boyunca askerliğe kadar 2 seneye yakın o firmada çalıştım.

2. işim asker dönüşü yenibiriş'ten. 3.sü ve şimdiki ise ilk işimde kurduğum bağlantılar vesilesiyle o liman projesinin alman iş yüklenicisi oldu. şantiyede başladım şimdi satıştayım.

Staj yaptığım şirkette devam ettim, staj ilanından da okulun mezun ağı sayesinde haberim olmuştu.
Mühendis değilim.

70 civarı yere başvurdum, görüşmeye bile çağrılmayınca askerliğin problem olduğunu anlayıp tecili bozup gittim.
döndüğümde askerlik durumunu güncelledim. daha başvuru yapmadan bi firmadan aradılar, sizi kariyer nette bulduk dediler. sonraki hafta işe başladım.
o işten sonraki iki işi de kariyer netten buldum. torpilim hiç olmadı.

merkezi atama ile

bi süre aylak gezdikten sonra (takribi 1 ay) bi cuma gecesi annemle kavga etmemiz uzerine kafayi kirip basip gidicem bu evden (baska sehirden) diye istanbuldaki tum is ilanlarina basvurdum. pazartesi arayip gorusmeye cagirdilar, carsamba gorusmeye gittim, cuma is teklifi yaptilar. bir sonraki pazartesi ise baslamistim.

Staj yaptığım şirketti, kariyer.nette ilanını görüp başvurmuştum. Mühendis değilim.

Kariyer.net

Onlisans ogrencisiyken sertifika programina yazilmistim. Oradaki hocalarimdan biri bulup yerlestirdi beni saolsun. Hem de yabanci bir firmaydi Eskiden iyi insanlar vardi. Simdi birine rica etsen arkasina bakmadan kacar.

Babam şuraya git başvur dedi. Gittim görüşeceğim kişi genel müdür yardımcısıydı. Randevusuz gelenleri 2 saat bekletme huyu varmış. (sonradan kendisi söyledi) 2 saat bekletti beni. Çağırdı sonra. Konuştuk ettik.
Para vermem asgari ücret dedi. Olsun dedim. Vardiyalı dedi. En iyisi dedim. Ne dediyse kabul ettim. Askerlik dedi en son. Tecilli dedim. Almam işe tecrüben yok dedi. Beni un kabul edin. İstediğiniz hamuru yapıp pişirin dedim. Almayacağim seni dedi. (Tabi ters bir dille değil gayet kibar bir diyalog ama ciddi tonlarda) bana iş lazım para değil evde oturmak koyuyor alın işte dedim.

1 hafta sonra alsancak'ta "ne bok yicem ben. İşe giremedim" diye ağlamak üzereyken aradılar pazartesi gel başla diye.
1 yıl asgari ücret+mesai parasıyla çalıştım (1800 lira yıl 2013)
4. Yılımda ayrılırken 4000 lira ile ayrıldım işten.

Umarım yardımcı olur anlattıklarım.

Kimya muhendisiyim

Gazete ilanindan bulmustum:)

Kariyer. Net mühendislik

FaceBook falan yüklü muydu

@all facebooku yok

faturası,kutusu vs duruyorsa. gidip çaldırdığınıza dair tutanak tutturup savcılığa başvuracaksınız. ama samsungların imei no değiştirilebildiği için telefon zor bulunur.

Facebook u kullanarak dolandırıcılar para talep ediliyor o yuzden dedim ama.siz gene dikkatlı olun. Faceden isteme whatsapptan ister

Android Cihaz yöneticisinden falan kontrol ettiniz mi? Çok düşük ihtimal belki ulaşır cihaza. Bunun dışında btk'ya başvurup imei'yi kaapttırmanız gerekiyor.

yine işgüzar polis vakası. gerçekten bir olay olsa ilgilenmezler zaten. gerçi adamın kalça falan da kırılmış çok hafif bir kaza değil anladığım kadarıyla ama avukat sözlükçüler inşallah yardımcı olur. siz de profesyonel hukuk yardımı alsanız iyi olur. ekşi duyuru ile falan olmaz o iş. burdan fikir alın uzman bir avukat ile görüşün

avukat dava açılsın bakarız dedi. bende başıma ne gelecek bilmek istiyorum.

Açıkçası hiç bir şey olmaz.
Hele ki kendisi de davadan vazgeçerse en kötü ihtimalle bir ceza alırsınızo ceza da ya paraya çevrilir ya da ertelenir.

Ödemeler kısmından emin değilim yanlış yonkendirmeyeyim.
İş biraz uzay! Karşı taraf yokuşa sürmek istemedikçe canınızı sıkacak bir şey yok.
İki önemli şey var (bu üçüncü oluyor ama) karşı tarafın tutumu, mahkeme sırasında bilirkişinin vereceği kusur oranı.

karşı tarafla aramız çok iyi, hiç sıkıntımız yok. bana "sigorta şirketi benim hastane masraflarımı senden tahsil edecekmiş" dedi, bunu da kendine dert edinmiş. bende hastane masraflarını dert edindim. avukat sigorta şirketinin masrafları senden talep etmesi doğal dedi. e o zaman neden zorunlu trafik sigortası yaptırdık? kafam çok karıştı.

aracın kaskosu var mı?

ikimizinde kaskosu ve sigortası var.

trafik sigortası sana niye rücu etsin ki. trafik sigortasını niye yaptırıyorsun o zaman. araç ticari değilse korkacak bir şey yok. ticariyse araç 0.11 ile yanarsın. ayrıca ne yap et şikayeti geri çektir.

bende öyle düşündüm lakin adam öyle dedi, avukatımda sana kusurun oranında rücü etmesi gayet doğal dedi. kafam karıştı açıkçası.

sen o avukatı değiştir kardeşim. geçen yılın sonunda danıştay, sürücüye kusuru oranında rücu edilir maddesini iptal etti. zaten o yönetmelik 2015 de gelmişti. 1.5 sene yürürlükte kalmış oldu. Eğer ki alkollü yani hususi'de 0.50 nin üzerinde değilsen. cebinden 5 kuruş para çıkmaz.

edit:haberi de buldum. www.sozcu.com.tr

saatine 15 promil yazıyorlar. 2 saat demiş 30 promil+0,11 = 41 promil. eğer 40 dakika daha fazlaysa yanarsın.

alkol yoktu neden 0.11 çıktı anlamadım, doktor bi arkadaşım vucud kendisi üretir dedi. ama size yalan borcum yok alkol yoktu.

keşke hemen gidip hastanede kan testi yaptırsaydın. bu kötü olmuş.

arkadaşlar tekrar merhaba, avukatımla görüştüm. alkol ile ilgili sorun olmaz, o promilin eklendiğini gerçek değer olmadığını onlarda biliyor dedi.

kamu davası açılacakmış. burada kusurlar belli olacak.
bu dava bitince sigorta şirketleri bize kusurumuz oranında rücü davası açacak.
bu dava bitince çarptığımız arkadaş maddi-manevi tazminat davası açacak.

5-6 yıl uğraşacağımız nur topu gibi bir problemimiz var. olaylar ilerledikçe editleyeceğim.

Eşi sponsor olabilir, bütün giderlerini ben karşılayacağım temalı bir dilekçe ile banka-tapu vs ne varsa versin eşi. Tabii riskli olduğunu eklemem gerek.

eğer kişi herhangi bir yerde calismiyorsa o vizenin cikma olasiligi cok cok az.
calisiyorsa da maas hesabi dokumu olmasi gerek zaten.

daha önce hiç bir hesabı olmayan bankaya gidecek. hesap açıp para yatıracak sonra hemen parayı çekecek. Banka takibinde diye anında hesaba bloke konmuyor.

Ödedikleri vergiden?

Hiçbir dükkan doğru düzgün vergi ödemiyor. Ciro o kadar farketmez dönemsel olarak. Belki bir kaç gün 3000e yakın olmuştur ama genel ortalama hep aynıdır. Dükkan satma psikolojisini iyi bilirim. Bir dönem dükkankmızı vardı ciromuz 800-1000 tl arası değişirdi mesela 2 yıl bouunca 1800 olduğu gün de oldu 500 olduğu gün de. Ama yüzde90 700 1100 aralığında oldu 2 yıl boyunca. O kadar farketmesi çok zor diye düşünüyorum. Biz de satarken 1800 olduğu da oluyor demiştik yalan yok. Bunu öğrenmenin en iyi yolu o kayıtlara bakmaktı ama siz bunu yapacağınızı söyleyip ertelemişsiniz değiştirebilir. Diğer bir yol toptancılarla konuşmak. Marketse burası sigaracılarla konuşun onlar her şeyi bilirler, günlük ekmek sayısı çok önemlidir düzenli mülteriyi gösterir.

yazar kasa kullanan bir işyeri ise, yazar kasadan geçmişteki istediğiniz tarihe dönük, hattaiki tarih arası mali hafıza raporu alabilirsiniz.

ya da koçandaki kendi sureti faturalarını alıp elle toplayabilirsiniz.

fiş fatura kesmeyen bir adamsa zaten adamın sözünden başka bir şey kalmıyor.

işletme ne üzerine, kırtasiye falan mı

et lokantası. pide,lahmacun,kebap ve ızgara et yapıyorlar.

Muhasebeden alış faturaları ile ilgili bilgi alabilirsiniz. Aylara göre faturalı aldığı ürünleri böylece görebilirsiniz.

Aldığı ayran-kolaya bakarsınız. Bunlar pek faturasız satılmaz. Buradan sattığı tabak sayısına ulaşırsınız. Genelde satılan tabak kadar meşrubat satılır. Tabakların ortalama fiyatından da ciroya ulaşırsınız.

acilin lokantaci geldi. toptancidan fln biseye ulasamazsiniz, spotdan faturasiz mal alirsiniz, faturaya ihtiyaciniz var ise kafaniza gore kestirirsiniz. ben hep sunu soylerim bir yer iyi is yapiyorsa siksen devretmez kimse. basina asam koyar calma cirpmayi da ekler ama devretmez. lokantacilikta isler yok diye aglanir is devretmeye gelince cirolar ucusur hep. sehir fln cok onemli kira gider ama 1000 tl ciro yapan mekanin ayakta kalmasi imkansiz. usta paralarini cikaramazsin. isi biliyor musunuz ? sanirim lokantacilikla alakaniz yok, kesinlikle bulasmayin derim

ben de konuya hakim biri olarak, her mevsimin dinamikleri vardır, ama yaz ile kış arasında o kadar fark olması için mayo satıyor olması lazım. ya da direkt 3 tane okulun karşısındadır, rakibi yoktur falan filan. ancak öyle. eleman sayısını sor, kışın iki katı eleman çalıştırmış mı öğren. fikir verir.