Bildiğim kadarıyla düşünce suçu yok. Fikrin icraate geçmediği sürece istediğini belirtrbiliyormuşsun. Başkana saydırmaktan, nazileri övmeye kadar. Avrupa'da bile yapamıyorsun bunu

nerde duymuştum tam hatırlamıyorum. bir film de olabilir başka bir yer de. birebir de hatırlamıyorum ancak anlam olarak şöyle bir şeydi. "amerika'da her şeyi eleştirebilirsin. hatta abd başkanını bile ancak onu değiştirmeye çalışırsan başın yanar."

avrupa'ya göre ifade özgürlüğü çok daha gelişmiş. hakaret de ifade özgürlüğü kapsamında ele alınır.

silah ve bazı uyuşturucular konusunda da özgürlükler var diye biliyorum, o durum nasıl?

bi söz vardı ben de kaynağını hatırlamıyorum ama paylaşayım. yaklaşık türkçe çevirisiyle şöyleydi:

"Olimpiyatlarda altın alıp abd marşını söyeyen amerikalı bir sporcudan daha amerikanvari olan tek şey o sporcunun marşı söylememe özgürlüğüdür."

aslinda dusunulen kadar ozgur bir memleket degil. ben de gelmeden once oyle dusunuyordum, ozgur bir ulkeye gidiyorum diye ama degilmis. tabi benim kastim dusunce ozgurlugu degil. ayni turkiye gibi her turlu adam kayirma, ihaleye fesat karistirma var bu ulkede. bazi yerlerde hristiyan cemaatler cok etkin. adamlar ayni bizim cemaat gibi disaridan kimseyi ise almiyor. hem ozgur olsa ne yazar, deli gibi homeless var burada. bir laf vardi adaletim olacak ki ekmegimin pesinde kosayim derler. aq mun ulkesinde adalet bile dogru duzgun islemezken adamlar bir de evsiz.

bir üniversite kampüsünde öğrencilere gerekmediği halde biber gazı sıkan polisler yüzünden milyon dolar tazminat almışlardı.

nah bu kadar özgür.

edit: link; t24.com.tr

bende hiç özgür olduğunu düşünmüyorum

en apolitik kılıklı şarkıcıların bile çıkıp
www.azlyrics.com
böyle sözleri olan bir şarkı yazıp, sağda solda bangır bangır çalabildiği, söyleyebildiği bir yer işte.
Bi tık daha özgür bizden

Bireyin ne kadar parası varsa o kadar özgür.

amerikanın en büyük özgürlüğü kısıtlamalarıdır (kanunlar).

kanunlara uyduğun sürece problem yaşamazsın. kanunlara uymaz isen sıçarsın. vatandaşlarındaki bu güven onları özgür kılıyor.

not: her sistemin kendi içinde bugları var maalesef.

Yaşam tarzı haline getirdim ben :) sonra sıfır beklentiyle yaşamayı öğreniyosun. Ordan sonrası daha iyi.

Oluyor. Aq böyle işin.

hiçbir zaman her şey yolunda gitmiyor.

tam sevgi kelebeği modunda oluyorsun; evde, işte, okulda, sokakta, toplu taşımada bir anda yerin dibine batıyorsun yaşadığın şeylerle.

karma hikaye... "iyilik yap iyilik bul"muş! iyilik yaptıkça kötülük buluyorsun.

evet imtihan olayına inanıyorum. benim imtihanım da hiçbir işimin rast gitmemesi senin gibi.

hırsızlık, görgüsüzlük, vurgunculuk, adam kayırma aklına ne gelirse... takmamak lazım.

çocuklara, köpeklere, kedilere tecavüz ediliyor. bunları meşrulaştıracak adımlar atılıyor yasal olarak. onlara gösterilen affı, anlayışı sana bana göstermiyor karma!

kadın cinayetleri, vurgunlar, laik-çoğulcu-demokratik devletin her geçen gün altının oyulması... yaklaşık dört yıldır tv izlemiyorum. hürriyet, sözcü, odatv, sputnik, sözlük/duyuru takip ediyorum. rastladığım tüm şeyler beni bu ülkeden ve hayattan soğutuyor.

eğitimli kesim bile saygısız, görgüsüz ve kaba! bugün açtığım duyuruda bahsettiğim gibi.

dün iş çıkışı gencin birine çıkıştım. telefonundan açtığı videonun sesinden dolayı. kulaklığın taksana canım kardeşim. bana niye dinletiyorsun. pardon mardon dedi kapadı. o ara ben hışımla kulaklığımı takıp müzik açtım. önde oturan orta yaşlı birinin telefonu kulağına dayadığını fark ettim. kulaklığı çıkarıp bir baktım, maç dinliyor dayı! onu da bir başkası uyardı.

makas atan, ters yöne giren, yerlere tüküren... hayatımda bu kadar hödük görmemiştim bu halkı.

takmamak lazım ama gerçekten. olmuyor biliyorum.

neyzen'den gelsin:

Deli gönül, neyi özler durursun ?
Acınacak dostun, cânanın mı var ?
Dünya yansa yorganım yok içinde,
Harap olmuş evin, dükkânın mı var ?
Hatır, gönül bulamazsın birinde.
Dama dedi dişisinde erinde,
Vatan dedikleri yangın yerinde,
İnsanlığa hâlâ imânın mı var ?

Sadece xbox için çıkmış.

en.wikipedia.org

cm 4 değil, o 03 04 sezonu. hatta garip bir şekilde fenerbahçenin kadrosunda hem ortega hem hooijdonk vardı yanılmıyorsam. saçma bir zamanda çıktı herhalde.

Championship manager serisinde oyunda büyük güncellemeler yapılan sezonlar, sezon adıyla değil, sayıyla çıkıyorlar. Cm 02/03 yerine cm 4 olarak geçiyor oyun.

Geçen birinden duydum. Ziraat teknolojide iş analisti olarak 2.2k alıyormuş.

GT'de çalışmadım ama halen çalışan ve daha önce çalışmış 4-5 arkadaşım var.

Öncelikle yoğun ve mesai yaptırmaya yönlendiren bir firma. Fazla mesai ücreti ödendiğinden ötürü insanlar uzun saatler çalışıyor. Belli ki biraz da iş baskısı var. Sistem ve DB tarafını çok bilmiyorum. Ücret için net 3k civarı veriliyormuş, uzun zaman çalışmış arkadaşa sordum. %20-30 kadar da fazla mesai ile 4k'yı bulursun aylık ortalama. Daha kısa bir zaman öncesine kadar takım elbise giydiriyorlardı zorla. Onu da terk ettiler.

glamdr1ng; bence yanlış duymuşsun ya da bu kişi Outsource çalışan, ya da başka bir durum var. Dediğin maaşı Ziraat Teknoloji 6 sene önce yeni mezunlara veriyordu. Şu an 3,5k civarı veriliyor diye orada çalışan arkadaşımdan duymuştum yakın zamanda. Büyük bankalar yeni mezunları bu civarda ücretlerle bşalatıyor, birinin diğerinden çok yüksek ya da düşük olması mümkün değil. Yeni mezunlar için bu ücretler.

Lethe +1

Birkaç arkadaşım orada çalışıyor,genel olarak yoğun iş temposundan yakınıyorlar. He çalışmayı seven adam için iyi, mesai ücreti ödeyen kaç banka var yani.

Takım elbise olayı çok ciddi sorundu mesela benim için o yüzden görüşmeye bile gitmedim. Onu da kaldırdıysalar sektörde yeni birinin hem pişip hem para biriktirebileceği bir şirket.

Maaş olarak 3500'ün altına inme bence.

@lethe +1

garantide iş analistleri 3k falan alıyor biliyorum ben. Geçen sene orda outsource eleman çalıştıran bi firma işe görüşmüştüm aynı pozisyon için. Onlar 2800 alıyordu o zaman. Garantinin kendi adamları ise yine aşağı yukarı aynı maaş + mesai ücreti alıyordu.

GT'de bölümüne göre çok değişiyor. Aylık 40 saate kadar mesai ücreti veriyorlar, çok çalışan bir ekipteysen onu çok rahat dolduruyorsun. Maaşın 5-6 bine çıktığı oluyor. Bence maaş beklentiniz olarak mesai hariç net 3500 tl diyin. Ne dediğin çok da önemli değil zaten, kurumsal firma bunlar sen az dedin diye yeni mezun maaşı üçken sana iki vermez, neyse onu verir.

Seçim kurulu YSK sitesinde bulmuştum ben daha önce seçimden önce kendiminkini. bayağı tc girerek kendi bilgilerimi görmüştüm yani. Komşularımın bilgileri bile yazıyordu. Şu an çalışıyor mudur bilmem ama seçim zamanı aktifti.

edit:
şimdi başka bilgiler de istiyor ama maalesef.

Torrentte programı var. Oradan bulur. Gençseniz bulamaz. Eski bir seçmen sisteminin database i. Oy kullanmadıysanız o zamanlar çıkmıyorsunuz

mernis'e erişimi olan bir kamu görevlisi gerekli. etik kısmına girmedim.

Gaziantep'te ikamet ediyorsa bakabilirim de başka şehirlerle bakamıyorum.

İstanbul tümörüne yakalanmışsınız. Küçük bi ile geçmeden düzelemezsiniz.

Yani toplum kurallarından, düşünceli olmaktan uzağız.

Mesela çocuklu kadına otobüste koltuk veriyorsunuz ve kadının yanı boş olunca kadın çocuğunu oturtuyor. Tonla yetişkin ayakta.

Kadın kasıtlı olarak çocuğunu cam kenarına oturup kendisi koridor tarafına geçiyor. Sırf yer vermemek için. Oturabilir miyim, derseniz biz çocuğun ücretini de ödedik derler. Ayaktakiler bedavadan biniyor sanki.

mesela arka arka dizli koltukların her birini bir kişi oturmuş yanları boş. Evlibir çift ya da sevgili olunca "siz şuraya geçin" diyorlar. "Neden" diyorum amk sanki 10 dk yan yana oturmasalar leyla ile mecnun olacaklar.

@cemallamec: ya bir de o mevzu var. adamlar karı-koca, sevgililer ama yürüyen merdivende ayrılamıyorlar bir türlü. alt tarafı belediye otobüsüne bindirecek ama vedalaşma seronileri yüzünden otobüs geç hareket ediyor. sanki sevgilisi kuzu da, kurt sürüsüne bırakıyor.

@mysticriver: ya geç kalanları zaten görüyoruz camdan, onlara bir şey demiyorum elbette. durakta otobüs bekleyen adam yapıyor, buna sinirleniyorum.
mesela bugün geri zekalı bir sürücü yüzünden iett bir araca çarptı. niye? özel araç sahibinin "yol benim, istediğim gibi giderim." zihniyeti yüzünden. ve o sürücü hemen iett'nin, şoförün fotoğrafını çekti bir de haklıymış gibi. bu tiplere emptaim kalmadı maalesef.

türkiye her açıdan bitik bir ülke. mantık falan arama.

küçük illerde de durum aynı ki.
bomboş bir toplum. bence de bitik bir ülke.

African blue alıyordu arkadaşlar.

African blue demeye gelmistim ben de :D

kahveden biraz anlayan biri olarak, kesinlikle ama kesinlikle tchibo dan kahve alma. Starbucks bu konuda türkiyede en iyilerden. Kenya yı tavsiye ederim ben.

ben tchibo alıyordum normalde fiyatı daha uygun diye, sonra bir arkadaşım geçen ay bir termosla birlikte starbucks sumatra kahve hediye etti. baya beğendim, sanırım bununla devam edeceğim.

tchibo'da kimyasal bir tat geliyor bana. starbucks house blend iyidir

house blend demeye geldim. christmas blend onermisti arkadasim da.

kahve fabrikasından alsanıza...
tazecik kavurup çekip gönderiyorlar. istediğiniz kavurma/çekme ayarını söyleyebiliyorsunuz.

endonezya blue bataq güzeldir. genelde stokta pek bulunmuyor. denk gelirseniz bir deneyin.
bi tık pahalı olan kenya çekirdekleri de güzel.

ne biçim reklam oldu ama adamlar cidden iyiler işlerinde. link vermiyeyim bari (:

Evet ondan bahsediyorsun bence

peki bu dizinin İngiltere uyarlaması var mıydı? Sanki aklımda kalmış bi yerlerden.

www.imdb.com

Evet bron broen. Uyarlaması rezalet. Bridge adı. Bu kalitede broadchurch, forbrydelsen, eyewitness, night of var

İnsülin biraz zor geldi de savaş aletlerinde böyle olduğunu düşünüyorum. Amerika isterse tüm savaş uçaklarımızı etkisiz hale getirebilir diye düşünüyorum hep :D

Gerçek değil. Kalp pilleri zaten sürekli çalışan bir şey değil ki. Kalp pili, kalp ritmi bozulduğunda geçici olarak devreye girip küçük elektrik sinyalleriyle kalbin ritmini tekrar düzene sokan bir cihaz. Kalp pilinin bozulması sonrasında bir ritm bozukluğu meydana gelirse pil devreye girmez ve hasta fenalaşır. Bu zaten normalde de görülebilen bir olay. Kaldı ki kaç tane devlet adamında kalp pili var?

farkında mısınız bilmiyorum da, kişinin hiçbir akademik eğitimi yok.

meslek lisesi ile ilgili komik olmayan espriler yapmak isterdim ama yapmayacağım. ciddiye alınacak birisi değil.

Medical implant ve güvenlik ile ilgili akademik çalışma linki,
ieeexplore.ieee.org

güvenlik şifreleme, üretilen verilerin doğrulanması gibi işlem gücü gerektiren şeylere ihtiyaç duyuyor, işlem gücü ise enerjiye, vücut içerisine yerleştirilen cihazlar ise ufak, hafif ve sürekli şarj edip pil değiştirebileceğimiz cihazlar olmadığından az enerji düsturu tasarlanıyorlar bu nedenle de güvenlik kısmı biraz boş bırakılıyor.

tek yöntem implant'ın ele geçirilmesi de değil üstelik;
implantlar genellikle belirli bir süre için veri toplayıp ardından bu veriyi belirli zamanlarda uzak makinelere (genelde hastanelerde yapılıyor bu işlem) aktarıyorlar, doktorlar buradaki verileri inceleyip implant'ın çalışması ile ilgili yeni değerler giriyor bilgisayarlarına, bu veri de implant'a aktarılıyor.

Hastanelerdeki güvenlik ise içler acısı, her hangi biri, X kişisine ait verileri, Y kişisininmiş gibi gösterebilir, bu durumda doktorun değerlendirdiği veriler hatalı olacağından, implant'ın yapılandırmasını da hatalı yapacaktır bu da kişinin zarar görmesine ve hatta hayatını kaybetmesine neden olabilir.

pek çok işi iyi yapabilmeniz için/yada bilgi sahibi olmanız için akademik eğitim gerekmiyor bu arada, internet bağlantısı, browser ve merak yeterli

Not: şu da bahsi geçen hack'i yapan ve vefat eden kişi, en.wikipedia.org google için keywordler, medical implant hack/hijack, human body hijack/hack, medical hacking/hijacking vs.

www.wired.com
www.blackhat.com

Kalp pilleri baz istasyonlarından güçlü sinyaller gelirse etkilenip gereksiz yere şoklayabiliyor. Daha geçen bir teyzeye evinden taşınmasını önerdiler. Dolayısıyla bana mümkün geldi kalp pili kısmı.

değil

IoT söz konusu ise dahası da yapılır ama insülin pompasının internete ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. He sağlam bir EMP cihazıyla sinyalleri bozulur muhtemelen ve yine işler çığrından çıkar.

e-bombalar: science.howstuffworks.com

Daha birkaç ay önce milyonlarca Çin malı kamera hacklenmiş ve zombiye dönüştürülmüştü:

motherboard.vice.com

@selam'ın verdiği örnekte ise evet implant veri gönderebiliyorsa ve bunu şifresiz yapıyorsa saldırıya açıktır.

Mesela çeşitli antenler ve cihazlarla anahtarsız çalıştırılan lüks otomobillerin sinyallerini taklit ederek sağlam bir vurgun yapılmıştı geçen sene:
www.wired.com

Hayır 15 oldu sanırım. Evet o olabilir.

Suriye'de ölen ilk yabancı askerler İran ordusu mensupları oldu. Bizden çok daha önce müdahale ettiler ve savaşın ilk dönemlerinde dahi kayıplar verdiler. Hatta Ekim 2016'da üst düzey bir komutanın Suriye'de öldüğü resmi olarak da açıklandı. Rıza Semayi diye aratırsan çıkar.

Bunun dışında Işid cephesinde çarpışan Türkler, Araplar (Suudi Arabistan, Tunus, Mısır, Yemen ve Libya vatandaşları), Özbekler, Tatarlar, Çeçenler ve hatta Japon öldüğü dahi oldu.

İlk vurulan tank bizimki, çünkü yabancı kuvvetler içinde cepheye doğrudan tankla giren bir tek biz varız. Diğer kuvvetler genelde uzaktan vurup yerel güçler arasındaki dengeyi değiştirmeye oynadılar.

Dün gerçekleşen durumun farkı, tankın hava saldırısı ile vurulmuş olması. Hava kuvvetleri Işid'de ve Kürtlerde yok. Esad'da (Suriye ve Rus) ve ABD'de var. Bunlardan ABD'nin vurması saçma geldiği için TSK Esad güçlerinin vurduğunun "değerlendirildiği"ni açıkladı. Yani kesin bir bilgi onlarda da yok.

Tabi bu kadar tankın cephede olması, bu kadar şehit vermemiz de Öso'yu desteklediğimiz masalını ortaya çıkarıyor. Rus ordusu aylar boyu Esad güçlerine destek oldu, verdiği şehit sayısı bu kadar değil. Dolayısıyla bu olaylar, Türk Ordusu'nun doğrudan işgal faaliyeti olarak yorumlanıyor.

Geçen bi devlet kurumuna yaptırdım. Başvuruda bulunduğun yer yapabilir.

herhangi bir kamu kurumu yapabilir ama yaparlar mı belli olmuyor. memurun keyfine falan bağlı biraz. bazıları yapmıyor çünkü.

tek çare notere gıtme.

35-40 lıraya aslın gıbıdır yapıyorlar.

herhangi bir okul müdürlüğüne git. rica et yaparlar. resmi mühür beratı olan yerlerin aslı gibidir yapma yetkisi vardır. tekirdağ merkezdeysen gel halledeyim

Ziyaret nedeniniz tatlı yemek olarak kararlaştırıldıysa tatlı almayın. "sen yapamazsın" demek gibi bişi.
İçki yok sanırım denklemde, varsa şampanya mesela? Diğer türlü çikolata mantıklı. İsteme çikolatasına benzemeyen güzel şeyler var.

edit: kaliteli lokum ya da badem ezmesi de mantıklı.

likor olur, kahve olur, lokum olur, kuru pasta gibi de olur, borek de olur.

Abi sen bu ise hic karismiyorsun annen ne soylersee onu yapiyorsun

Jimicikin dedikleride olmaz.kuru pasta:)

soru: çaya mı gidiyorsunuz yemeğe mi?

eğer çaya gidiyorsanız ve ev sahibi tatlı yapacaksa tatlı götürmek saygısızlık olur. çikolata ya da şık kutulu bir lokum olabilir. en suya sabuna dokunmayanı güzel bir buket çiçek olabilir.

Bizim taraf muhafazakar, alkol sıkıntı o yüzden :) Çikolata gibi görünüyor o zaman.

Kuru pasta.
Tatlı yapıcam diye özellikle bekirtmrmişlerdir zaten de, yine de tatlı bir alternatif.

saksıda çiçek alın bence

Çikolata çiçek. Fazla düşünme

Hayallerinden bahset. O hayallere kızı da dahil et. Bu çok çarpıcı ve etkileyici olur.

Kızı övüp ona güzellemeler düzme sakın. :) Yani tabii bir iki yerde gözlerinin güzelliği, ne kadar zeki olduğu filan gibi satır aralarına yedir ama mektup yaranma yalakalık ya da çaresizce övme içermesin tabii. :)

Atıyorum şu an.

"Okul bitince 6 ay kadar Tayland'a gitmek istiyorum ben. Orada görmek istediğim ....... ... gibi yerler var. Biliyor musun bir efsaneye göre kralın oğlu ......... Ne kadar güzel bir şey değil mi? Gerçek mi, hikaye mi efsane mi bilemem ama oraya gidip o atmosferi yaşamayı yaşamayı dört gözle bekliyorum. Ve aslında bunu seninle birlikte yapabilmeyi de gerçekten çok isterdim. "

Ve nolur ama nolur güvensizliklerini bi kendine sakla bir süre. "Sen benden fazla kazanıyorsun, aman da ne güzel okulunu da güzelce okumuşsun, ben daha hala bitircem diye uğraşan biriyim" gibi kendini kadın karşısında baştan yenik sayan erkekler malesef hemen olmasa da bir süre sonra eleniyorlar.

Kendine gerçekten güvenen bir erkeğin yaydığı enerjideki sihir başka hiçbir şeyde yoktur çoğu kadın için.

el yazınla yaz mutlaka.

onun dışında @medre çok güzel söylemiş. özgüveni elden bırakma. gerçekten çok önemli. okuduğun bölüm veya paran vs seni başarılı yapan şeyler değil, önemli olan genel kültürün,ki kelimeyi bir araya getirebiliyor oluşun. ve saf bir kız değilse zaten asıl buna önem verecektir.

ama tabi özgüvenli olayım derken sahip olduklarınla ya da başarılarınla da övünme. bu tarz övünmeleri genellikle bilerek değil laf arasında söyleriz, özellikle karşımızdaki bizi tanımıyorsa otomatik olarak kendimizin iyi yönlerini ortaya atıp karşımızdaki bizi öyle tanısın diye uğraşırız. klasik insan psikolojisi. "ben aslında okumayı 3 yaşımda söktüm, zehir gibiydim" gibi. bir başka mini örnek vereyim, liseden beri görmediğim bir arkadaşımla karşılaştım dün ve ikinci cümlede birbirimize çalıştığımız işleri ve departmanlarımızı söyledik. yani onca konu varken :) (ben sölemicektim aslında ama o sordu)

zaten konuşuyormuşsunuz internetten, muhtemelen mektup da çok zor gelmeyecektir. bir başlasan sayfalar yazarsın

höşmerimi severim. inşallah bir önür mutlu olursunuz :)

attention whore detected.
yazma.
seni ego boost için kullanıyor.
sonra sen üzülürsün.

Rentts +1

"geçen de bana durduk yerde hadi bana mektup yaz gönder dedi"


Rennts +2

Benim de biraz rentts +1 diyesim geldi. Biz bilemeyiz tabi sen tanımışsındır az çok ama "ahahah ciddi ciddi mektup gondermis" falan gibi bi durum olmasin sonra dikkat et :/

yazma kanki

Ya öyle şımarık biri değil. Ha evet bu ara aşık olasım var falan diyo, biri onunla ilgilensin istiyor olabilir. Öyle çok bi beklentim yok zaten sadece madem böyle bişeyle geldi karaliyim biseyler. Kolum yorulmaz ya:)

online uzak mesafe hoşlantısında dikkat edilmesi gereken bir nüans var. sen o kızı görmedin, nasıl biri olduğunu bilmiyorsun, teknik olarak tanışıyor bile sayılmazsınız. bu şartlarda ne kadar saçma bir şey diyor insan. ama neler hissettiğini biliyorum, ben de o yoldan geçtim alskjdas. neyse, konuyla ilgili olan kısmı şu; sen muhtemelen o kızı kendi kafanda oluşturduğun bir imge olarak görüp "seviyorsun". hatta sen kızdan çok kızı sevme halini seviyorsundur, o yüzden bu mektup yazma işi hoşuna gidecektir, en azından kendini ifade etmiş olmanın rahatlığını yaşarsın çünkü insanın içinde bir yerde "ben derdimi anlatamadım" tereddütü oluşuyor bu süreçte.

senin hoşuna gidecek olması karşı tarafın bu mektubu ne için istediğinden bağımsız bir gerçek, o isterse dürüp kanzuk'a yedirsin. o yüzden bence yaz, içinden ne geçiyorsa, nasıl istiyorsan öylecene yaz.

ha bu arada, kızı alamayacaksın muhtemelen. senden hoşlansa bile, mektubu görünce kalbi kanatlanıp bir pegasusa dönüşse bile işler gerçekleştiğinde olan bitenin kafanda olduğundan farklı olduğunu göreceksin. belki olmaz evet, ne hikayeler var ama umudunu sakın o kısma bağlama. hadi kolay gelsin!

bence de yazın, bunda b'şey yok. ilgi duyduğunuz kıza mektup yazmak heyecan verici bi olay. çocukluğunuzdan bahsedin, küçükken yaşadığınız içinde ağaç olan bi anınızı anlatın ve o ağacın resmini çizin.

Ne kadar umutsuz bir nesil olmuşuz? Hoşlandığı kıza mektup yazar da sonrasında olur da canı yanar diye duygu ve düşün dünyasından bir şeyler karalayıp kıza göndermesine bile karşı çıkıyoruz.

Korkmayın bu kadar hayattan!!

Mektup yazmak ne güzel ya. Keşke benden de biri mektup istese. Seviyorum ben böyle eski tarz şeyleri. O da seviyor olabilir. Hemen yargılamayalım bence.

Cevaba gelirsek, çok kasmadan ve üzerinde saatlerce düşünmeden aklına ne geliyorsa yaz derim, samimi olması yeterli. Kendinden, hayatından bahset, daha önce bahsetmediğin şeyler olsun. Sonrasında onun hakkındaki düşüncelerinden bahset. Sade bir dil kullan. Uzun uzun ve karışık cümleler kurma. Sade ve net olsun genel havası. Hatta sen de ondan mektup iste, aynı anda postaya verin. Kolay gelsin:)

sen şimdi bu kıza mektubu yazarsın yine de bu kız sana yar olmaz o zaman daha derin yaraların olur. hadi bana mektup yazımış koduğumun zillisi, oyuncaksın sanki sen. senden hoşlansa şöyle böyle demez direkt beraber olmuştunuz zaten.

@peggy olabilir aslında.. önce ben ona yazıp sonra ondan cevap göndermesini isticektim ama böyle aynı anda ikimizin de göndermesi ilginç olabilir.

Birinin görmesi zor gibi. Aychovsky e mesaj at. Anlar bence

evet, çözse çözse o çözerdi. son dakikaya bırakmıştım, neyse bir sonraki sefere.

Eskisehir

Ankara'ya gore daha yasanilabilir daha gerilimsiz geliyor. Ki Eskisehir icin 4k iyi bir maas bence.

Not: Eskisehirliyim

^Comfort zoneum eskişehir. Çıkayım mı artık?

Trafik keşmekeşten pek hoşlanmıyorum bu arada.

direk iş ve maaşa göre karar verirdim. trenle 75 dk mesafedeki yerler sonuçta.

eskişeer.

eskişehirliyim. 4k iyi maaş, kesinlikle ankara'ya gitmezdim. tabi ben küçük ve cıvıl cıvıl şehir seviyorum, ondan.

eskişehir derim

Geçen bir duyuruda "Türkiye'nin en yaşanır şehrini Eskişehir görüyorum." demiştim. Yine aynı şeyi diyorum.

Ben 5 sene Eskişehirde üni hayatından sonra Ankaraya geldim zaten burada doğup büyümüştüm. Eskişehirdeyken arkadaşlar ortam falan çok iyidi o zaman sorsan kesin es es derdim fakat geçen gün gittim sanki çok boş geldi bana bir özelliği kalmamış gibiydi. Bana göre ortamdı orayı güzel yapan, Ankarada da çok bişi yok ama başkent işte imkanlar falan hep daha fazla.

ankara. canım eskişehire gitmek istediğinde de binerim trene 1 saat 15 dk sonra oradayım.

ankara derdim. paran varsa ankarada hayat guzel cunku. ayrica eskisehir'in gelecek yillarini hic iyi gormuyorum. sehir ici habire trafik var ve yollarin genislemesi de mumkun degil. merkez acayip karisacak.
dogma buyume eskisehirliyim, son 6 senemi de ankarada gecirdim.

Kesinlikle eskisehir.
Istanbulda yasadim. Ankarada yasamaktayim. Eskisehire haftada iki gun gidiyorum. Eskisehir yorucu olmayan bir kent. Istanbulda ise gidip gelmek icin 2 saat yolda zaman geciriyorsunuz. Ankarada da is cikislari vs cile. Trafik sikinti. Insanlar farkli farkli... dilencisi susu busu... iyi kopugu... ama eses oyle degil. Derli toplu... bir saat icinde uyanip hazirlanip ise gidebiliyorsunuz. Eskisehiri yasanbilir olarak nitelendiriyorum. Insani medeni, hayat genel anlamda ucuz. Parani esesde kazan, ye ic, arada gezmek icin her yere yakin.

ankaralıyim. ankara'ya aşığım.
16 yıl eskisehirde yaşadım ve calistim. ankarada olmayı istemedim. cunku ankaranin her adımı çile.

şimdi başka bir yerdeyim. ankara'ya dönme şansım var. ben eskişehir için uğraşıyorum. daha az maaş alacak ve lira verecek olmama rağmen. ailem arkadaşlarım ankarada ama ben eskişehire dönmek istiyorum. bebeğim var. eskisehirde büyüsün.

doğma büyüme ankaralıyım, eskişehire taşınalı yaklaşık 5 yıl oldu. maddi imkan açısından, kesinlikle eskişehir. 4k burası için iyi bir maaş, ankara için aynı şeyi söyleyemem. biraz küçük ama ortamın varsa hiç sıkmıyor seni bu durum, herşey var çünkü. insanı da daha modern geliyor bana ankaraya göre. bazen gidiyorum ankaraya, biyerden biyere gidene kadar canım çıkıyor, bu yolu eskişehirde yapsam etrafında iki tur dönerdim diyorum. yalnız büyüyen trafik sorunu hakkında katılıyorum diğer arkadaşlara. ışıkları insanı biraz delirtiyor. ha bi de biraz soğuk..

ama sonuç eskişehir.

Eskişehir diyorum.Ulaşım, sosyal ve kültürel olarak Ankara'dan aşağı kalır yanı yok.
Her yere trenle veya araçla gitmesi kolay bir yer.En önemlisi Eskişehirliyim diyorsunuz kendi memleketinizde kazandığınız 4k Ankarada kazandığınız 5kdan iyidir.Farklı bir şehirde çalışan birisi olarak söylüyorum.

eskişehir romantikliğiniz beni öldürecek.
eskişehirde bi bok yok. saçma sapan havuz yapıp adını plaj koymuşlar adfasdf ankarada olsa 40 yıl dalga geçerdiniz. eskişehirde olunca vaaayyy oldu. en basit uçağa binecek olsan ankaraya geleceksin. eskişehir bildiğin köy. her yer tantunici saçma sapan bi memleket.

Ankara. Eskişehir çalışma ortamı leş. Firmalar sallantıda. Genelde kendini geliştirme imkanın olmuyor.

Eskişehir'de öğrenci değilsen yaşamak bildiğin eziyet.

Ankara iş güç için çok daha iyi. Paran varsa Ankara çok rahat bir hayat sunuyor.

windows al, derdin tasan olmasın. ipad, android gibi yarım yamalak işletim sistemi de yok.

www.amazon.de

az daha veririm dersen, evdeki bilgisayarın hızında takılırsın
www.amazon.de

Çalışmayı da tablet üzerinde yapacaksan windows tablet al.

Pdfleri wordleri atıp okuyacağım diyorsan 400 liralık android tablet de iş görğr.

www.google.com.tr

www.google.com.tr

@johnnycash,

çoğunu okudum, hangi olay sonrası bu haklar kazanıldı ben anlamadım. gören duyan varsa, "şu şu pazarlıklar sonrası Atatürk bu hakları imzalamak zorunda kaldı" denecek olay hangisi acaba? bulamadım da.

bu arada yazıları okumayanlar için özet geçeyim:

türkiye tarihinde kadın hareketi diye anlatılan şeyler: Osmanlı'nın Avrupa ile ticaret yaparken, sosyal ortamlarını yeniden düzenlemek zorunda kalmasına dayalı padişah fermanları. Ötesi değil. Kadınlar binlerce kişi toplanıp şu ayaklanmayı yaptı, hepsi asıldı ama sonunda şu haklara sahip oldular gibi bir şey yok.

Atatürk'ten söke söke aldıkları yüzlerce yıllık mücadele sonundaki hakların hikayeleri; ilk 9 paragraf Avrupa'da kadın hareketi diye başlayıp, Avrupa kadar modern gözükmek isteyen padişahların fermanlarla sosyal ortamları düzenlenmesi şeklinde devam eden abuk sabuk metinler.

Nerde mücadele, mücadeleyi bekliyorum ben okumadığım ne var?

ilk feminist hareketin 1980'lerde başladığı ülkede, hangi feminist mücadeleyle kazanılmış Atatürk'ün verdiği haklar?

Yok öyle bir şey. Klasik feminist zırvalaması.

www.agos.com.tr
turkishstudies.netÜnalSuzan-trh-525-559.pdf
www.lacivertdergi.com

asıl konu şu, kadın hakları konuşulduğunda mecliste destek veren vekillere "sen de etek giy, sen de saçını uzat, kadın mı oldun sen de" gibi tepkiler verilmiştir.

asıl olay hak verilmesi gibi br şeyin olmaması,

hak vardı ve tanınmıyordu. tanındı. o da kadınların ve onları destekleyen azınlıktaki erkeklerin çabalarıyla oldu.

Türkiyedeki kadınlar tanınmalarını delirtilen bir kadına borçlu, Atatürk'e değil aslında.

Atatürk'e karşı bir nefretim yok benim. Tapınılmasından hoşlanmıyorum. CHP'nin kalesi denen bir ilçede büyüdüm ve hatalarından bahsedilemeyecek kadar yüceltilmesinden hiç hoşlanmıyorum. İlahlaştırmaya her konuda karşıyım. Muhteşem şeyler yaptığının bilincindeyim ve çok da taktir ediyorum ama tapmıyorum.

cumhuriyet halk fırkasından önce kurulmuş bir kadın halk fırkası var. nezihe muhiddinlerin mücadelelerini okumanızı salık veririm. cumhuriyet halk fırkası gölgede kalır gerekçesiyle nasıl el çektirildikleri hatta kendisinin şaibeli bir şekilde akıl hastanesinde ölüşünü bir araştırın. cumhuriyet'in ilk siyasal partisidir, resmi kaynaklardan da okuyabilirsiniz. ha size resmi tarih derslerinde anlatılmaz, o kısmı ayrı. bir düşünebilirsiniz acaba cumhuriyet tarihi anlatılırken ilk kurulan parti bize neden anlatılmıyor diye. nezihe muhiddinler yoğun baskılar sonucu çeşitli komplolarla partiden uzaklaştırılmış, partinin ismi türk kadınlar birliği olarak değiştirilmiş, partiye bizzat devlet tarafından yerleştirilen kadınlar talimatlarla, biz kadın halk fırkası gibi seçme ve seçilme hakkı gibi hayaller peşinde koşmayacağız anlamına gelen açıklamalarda bulunmuşlardır.

alıntı: Nezihe Hanım'ın kuruluşuna önderlik ettiği parti, henüz Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan kuruluş çalışmalarını tamamlayıp, Cumhuriyet tarihinin ilk siyasal partisi olması için verdiği kuruluş dilekçesi dönemin meclisi tarafından reddedilmiştir.

kadın halk fırkasının seçme ve seçilme hak talepleriyle ilgili olarak dönemin cumhuriyet gazetesinin dahi aşağılayan, dalga geçen karikatürlerini internette bulabilirsiniz. hatta bizzat cumhuriyet gazetesi şöyle vermiştir haberi;
"havvanın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak"

alıntı: bütün bunlara rağmen; 1923 haziran seçimlerinde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemiş olduğu halde, konya, istanbul , diyarbakır, malatya illerinden nezihe muhittin ve latife hanım için sandıktan oy çıkmıştır. o dönemde meclisin gösteremediği hassasiyeti, seçmen gösterebilmiştir.

kaldı ki bu topraklarda şu an ki feminist mücadele 3. dalga feminist mücadeledir. osmanlı'nın son dönemlerinde yüzlerce sayı çıkarılabilen kadın dergileri mevcuttur. osmanlı'da bile kız sanayi mekteplerinin kuruluşu yine kadınların mücadeleleri sonucu gerçekleşmiştir. sonrasında 80'lerin sonu ve 90'ların başında ki mücadelelerden sonra şu anki 3. dalga feminist mücadele başlamıştır. ben üniversitedeyken şu an bile sahip olduğumuz haklar önemli ölçüde yoktu.

kimse bize haklarımızı "bahşetmedi" veya "lütufta" bulunmadı. zaten olması gereken normlara dönük düzenlemeler yapıldığı için kimseye tapınmak zorunda değilim. atatürk düşmanı değilim, putlaştırılmasına pek çok anlamda karşıyım. sağcı veya solcuda değilim ama evet feministim.

kadınsız inkilap kitabını okumanızı önemle salık veririm.
www.agos.com.tr
www.5harfliler.com

size dayatılan ezber tarihin dışında gerçek bir tarihi var bu ülkenin ve bu ülke kadınlarının.

fatma aliye hanımların, ulviye mevlanların, emine semineyelerin yürüttüğü osmanlı kadın hareketini de araştırabilirsiniz.

müdafaa-i hukuk-ı nisvan cemiyeti, 1913 yılında kurulan feminist dernek, çok kıymetli çalışmaları olmuştur.

daha onlarca isim ve çalışmadan bahsedebilirim ama soruyu sorarkan ki önyargınız nedeniyle gerisini size bırakıyorum.

@tchuck

"hangi olay sonrası bu haklar kazanıldı ben anlamadım. gören duyan varsa, "şu şu pazarlıklar sonrası Atatürk bu hakları imzalamak zorunda kaldı"

bu cümle yanlış, cümleyi kuran bakış yanlış. kimse mecbur etmedi. kimsenin mecbur etmesi de gerekmedi. türkiye tahayyülü mecbur etti. bu şu demek, mecbur muydu? evet mecburdu. siyaset arenasında "aktör" (ki bu da cinsiyetçi bi kelime dikkat edersen) olabilen kadın hareketi olmaması, atatürk'ün hissettiği mecburiyette hiç mi hiç payları yoktur demek anlamına gelmez. ki zaten o dinamik oluşsun, o damar gelişsin diye kemalist tabir ile "ne hak verdiyse" verdi adam.

başka bir yanlış mantık şu "yani o cumhuriyete sahip çıkmazsanız, bu haklar elniizden uçup gidecek demeye getirdi ama önemli olan o değil."

bunu demek amerikan siyahilerine "eğer abd için savaşmazsanız sizi yine köle ederler, özgürlüğünüzü bize borçlusunuz" demek gibi, 1) kölelik yasal olarak yasak ama yaşam standartları/şartları asla beyazlarla aynı değil 2)bu cümleyi kurana gülerler 3)köleliği kaldıran kurucu babalar'ının yeri ayrıdır ama bir de "black history month"ları var. kölelik karşıtlığı, siyahilerin eşitliği için mücadele vermesini teşvik ve destek olmadan anlam ifade etmediği gibi kadınlara "verilen haklar" kadınların o haklarla toplumsal cinsiyet eşitliği için daha güçlü bir kadın mücadelesi yaratması için kullanılması amacıyla verilmiyorsa anlam ifade etmez. işte bunun için kadın mücadelesini (yok denecek kadar az olsa bile [ben ölçmüyorum, var, yok, çok, az demiyorum dikkat edersen]) hor görerek atatürk/cumhuriyet güzellemek kadın mücadelesi için kötü bir şeydir. bunu yapmayınız. kadın mücadelesi ve atatürk'ü birbirine karşıt, birbirinin ikamesi, birbirinin rakibi gibi değil de, aynı ırmağın birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki kolu gibi gördüğünüzde bu mücadele için zarar vermeyen bir şeyler düşünmüş, yazıp söylemiş olursunuz.

özür dilerim ama bu da komik mesela
"soruma gelelim: ne mücadelesi vererek kazandı kadınlar bu hakları arkadaşlar?
kurtuluş savaşında kağnıyla silah taşıdılar, canlarını verdiler, tamam. ama bunu hak kazanmak için değil, vatan kurtarmak için yaptılar."

kurtardıkları vatanda ikinci sınıf insan, erkeğin malı olarak yyaşamak için savaştıklarını mı düşünüyorsun mesela? özgür olmak için savaştılarsa ingilizi gidince, türk erkeğinin baskısı altında yaşamak için mi savaştılar? feminizm kelimesini bilmedikleri için, kadın mücadelesi demedikleri için mi suçlular? mücadele ettiklerini kendin söylüyorsun, sonra da ne mücadele ettiler diyorsun. garip gelmiyor mu?

internet'in kolaycı argümancılığına sığınıp bir tane kıt insanın tek cümlesiyle ("Mustafa Kemal ve etrafının aklına gelmeyecek mücadeleleri verdim veriyorum") kendini haklı gibi görüyorsun. bu konuda muhatabın bir kişi değil ki, milyonlarca, on milyonlarca insan var karşında.bi tanesi öyle demiş.. eeee..? yeterince ararsan her şeyi diyen var internette. birilerinin salak olması senin söylediklerini daha doğru kılmıyor.

son kez özet, kadın mücadelesini hor görmek kemalizme ve mustafa kemale bir şey kazandırmaz. tam tersine mustafa kemal'in türkiye tahayyülüne ters bir hareket. Süreyya Ağaoğlu bu ismi biliyor muydun? kendince verdiği mücadeleyi ve atatürk'ten aldığı desteği biliyor musun? twitter'da aratabilirsin. sen burada konu hakkında, özür dilerim ama belli ki epey az bilginle ahkam keserek atatürk övüyorsun, atatürk özgürlüğü peşinde kadına elden geldikçe alan açıyor. kemalist olacaksan, buyur, eylemde görelim, kadın mücadelesi büyüsün, ilerlesin diye bi emek harcayacağına onu hor görerek argüman oluşturma telaşındasın. çok yanlışlardasın. uzattım sorry.

@johhnycash,

şuan yaptığın şey sadece demagoji. başka hiçbir şey değil.

twitterda bahsedilen şey "atatürk vermedi türk kadını aldı o hakları". ben diyorum ki; türk kadının bu hakları atatürkten aldığı bir örnek gösterin. sen bana demagoji yapıyorusn. sanki kadın hareketine karşıymışım gibi davranıyorsun. ama yaptığın şey aslında laf salatası.

bak ben özet olarak çok basit bir şey söylüyorum: bu coğrafyada 1000 yıla yakın süre tek bir kadın hareketi, tek bir kadın isyanı, kadınlara "hak verilmesini sağlayacak" neredeyse tek bir olay gerçekleşmedi. Atatürk çıkıp "kadın hakları" demeseydi, onlarca belki yine yüzlerce yıl da kadınalr bu hakkı almayacak, ve 10 kadından 9'u da aramayacaktı. anlatabiliyor muyum?

feministlerin yerip durduğu Atatürk olmasaydı bugün "kadın hareketi" dediğiniz şey, onlarca ve belki yüzlerce yıl daha hiç "başlamayacaktı". benim söylediğim tek şey bu. çünkü atatürk kadınlara haklarını verene kadar, kadınların "hak talebi" falan yoktu. istediğini yaz, istediğin örneği ver. verdiğin örneklerin tamamı bireysel mücadeleler. tek bir örgütlenme yok, atatürk'ü o hakkı vermeye zorlayacak en ufak bir şey yok.

bak bu durumun özeti şu:
atatürk ben padişahım deseydi padişah olur muydu? olurdu. ama olmadı, o daha adil bir yönetim tarzından yana taraf aldı.

aynı şekilde de onu zorlayan hiçbir etmen, mecbur bırakan en ufak bir hareket olmamasına rğamen kadın haklarına eğildi mi? eğildi, o devrimi yaptı mı? yaptı. yapmasaydı ne olacaktı? ne değişecekti? hiçbir şey. koca bir hiç. anlatabiliyor muyum?

yani bana boş demagoji yapma gözünü seveyim.
bahsettiğim konuyu da saptırma.

atatürkü o hakları vermeye zorlayacak hiçbir hareket, hiçbir organizasyon, hiçbir örgüt yokken verdi o hakları.
kimse bir şey almadı. örgütlü bir mücadeleye girmedi kimse, atatürk ile masaya oturmadılar.

kıt bilgi sahibisin diyerek sadece konuyu saptırıyorsun başka hiçbir şey değil.

kısaca o feministlerin kurması gereken cümle
"Atatürk adeta türkiyedeki kadın hareketini başlattı, eğer o kadın hakları devrimini yapmasaydı bugün bu sarıklılar hala bizi eziyordu." olması gerekirken

"atatürk bize bişey vermedi biz aldık" ağzı iğrenç. REZİL bir ağız.

ve o örnek olarak bahsettiğin süreyya ağaoğlu'nu daha dikkatli oku.
çünkü eğer başta Atatürk değil, bu ülkede nefes alan başka herhangi biri olsaydı emin ol "aynı lokantada yemek yediği için erkekler tarafından aşağılanan kadın" bi 100 yıl daha aşağılanmaya devam ederdi.

toplumun yüksek tabakasının bile bu derece geri zihniyete saihp olduğu bir dönem çıkıp eğer bu desteği Atatürk'ten bulduysa, bu ülkenin feministlerinin Atatürk'e teşekkür etmesi lazım.

Sanki Atatürk'ün kadın düşmanlığına karşı direnmiş gibi konuşup "ondan haklarımızı aldık" dememeli.

kendimi düzgün ifade ettiğimi düşnüüyorum, boş demagojiye gerek yok.

Bahsettiğiniz feminist söylemin detaylarını bilmiyorum ama bence global anlamda konuşmuşlar, yani kadınlara haklarını erkeklerin vermediğini, kendi çabalarıyla tüm dünyada yüzlerce yılda aldıklarını kastetmişler. Siz Türkiye özelinde baktığınız için anlaşılır olmamış. Burada öfkelendikleri şey "bir erkeğin kadınlara haklarını vermesi" şeklindeki ifade olabilir, siyasi maksatlı değil yani.

10 pence var bende. Yakın sayılır boyutları

hmm olabilir gibime geldi ama hemen hemen aynı olan olsa daha iyi :)

Tayland bahtı.

Google görsellerde arat.

Yalnız içi sarı dışı beyaz. Bizimki tam tersi.

Ederi;

1 Tayland Bahtı =
0,0944420372 Türk Lirası

hayirdir otomat mi bosaltiyonuz :)

tayland bahti yakin baya. +1

10 tayland bahtı benziyor sadece o da zaten 1 lira değerinde.

zaten Euro'nun çakması bizimki, tabii bütün düşük kalifiye ülkelerin paraları benzeyecek, herkes Euro'yu taklid ediyor.

para otomatı kandıracaksan yeni modeller boyut, para direnci, manyetik alan, ağırlık kontrol ediyor, yedirmen çok zor.

şansımı denerim :) hepsi yeni model değil ya.. heheh.. ve tayland bahtı cidden benziyormuş sevdim bunu teşekkürler

900 tl civarı bir yardım verilmiyor mu Suriyelilere? Yalan mıydı o?

@glamdr1ng 900 tl yardım gerçekten var mı bilmiyorum.
@konuşma ben konuşuyorum amca bidiğim kadarıyla kendince çalışmaya çalışıyor tesbih yapıp satarak. bir oğlu var gödüğüm kadarıyla 20 li yaşlarda. anlattığına göre patates işinde çalışmış bir 10 gün kadar. adam parasını vermemiş. malum ülkedeki iş sorunu düzgün bir iş bulabilirler mi emin değilim. eve gelince evin sahibi para istememiş bu evde kalabilirsiniz demiş. yani ne zamana kadar izin verir bilmiyorum evi onarma işine girilebilir fakat önce ev sahibiyle görüşmek lazım. bence bunun yerine cüzi bir kirası olan daha yaşanılır bir ev bulmak daha iyi.
@acedia sözlükte başlık açmayı bende düşündüm fakat para yardımı için hesap olayları falan zaten sıkıntılı. ben sadece ne tür yardımda bulununulabileceği hakkında fikir almak istedim.

Facebook ta üye olduğum mülteci yardım oluşumlarına ileteceğim duyurunuzu. Bana özelden size nasıl ulaşabilirler yazar mısınız? Benim olduğum gruplar izmirde ama haberleşiyorlar diğer şehirlerle böyle durumlarda.

bi görüşüm yok isteyen et yer istemeyen ot yer çok da umurumda değil açıkçası.
neden karşı tarafı ikna etmek zorunda hissedelim ki?

ikna demedim ki?

bilgilenmek için açtım böyle bi başlığı. okudum ettim, insanlardan da fikir almak istedim. ben vegan ya da vejeteryan değilim mesela. sadece görüşleri merak ettim.

Vejetaryen değilim ama olsaydım hayvanları öldürüp yemenin vahşi ve acımasızca geldiği için olurdum.

öncelikle et yemek ve yememek üzerine iki tarafında yanında olan bilimsel makaleler var. vegan olsan da karnist olsan da yaşamını sürdürebiliyorsun. bilim insanı değilim bu yararlı şu zararlı diye konuşamam o yüzden.
ben meselenin etik tarafındayım aslında. hayvan ürünleri üretilirken ki süreç çok acılı. hiç güneş görmeyen kküçük alanlarda yıllarca hayvanlar süt ve yumurta için besleniyorlar. vicdanı olan her birey bu acıyı gördükten sonra rahat yaşayamaz.
temel sorun yemeğin geldiği yerle aramızdaki bağı kaybettik. düşündüğünden hayvanların başına gelenin normal olmadığını her insan kabul eder.

Hayvansal ürünler elde edilirken yapılan hayvan katliamlarına, sömürülerine ve işkencelerine vicdan ve bilinç taşıyan insanlar olarak yüreğimiz el vermiyor, bunu etik bulmuyoruz daha da önemlisi. Ayrıca insan hayatının hayvan hayatından daha değerli olmadığına, ekosistemin içerisinde herkesin ayrı bir yeri ve önemi olduğuna, tüm canlıların birbirine eş olduğuna inanıyoruz. O yüzden vegan/vejetaryen olmayı seçiyoruz.

geçenlerde şu başlığı açmıştım
eksiduyu.ru

dolaylı olarak bu konu konuşuldu. biraz aşağıdaki cevabımda resmin geçtiği videoyu paylaştım, video ve websitesindeki yazı da tüm dünya et yemeyi bıraksa konulu.

kendi fikrimi söyleyecek olursam insan olarak biz de birer hayvanız ve insan etçil mi otçul mu tartışmasını bir kenara bırakırsak özellikle sadece vegan yaşamanın bize yeterli olmadığını düşünüyorum. endüstriyel gıda üretimi çok vahşi olabilir doğru ama abartılmadığı sürece hayvansal gıdaların alımı da bizim için çok faydalı. onun için bence vegan olmamalıyız.

yemediğimiz etin proteinini neyle alabiliriz mesela?

Bence ikisi de cok sacma. Neden vegan oldugumuzu veya neden et yedigimizi soylemek daha mantikli olabilir. Mesela ben etin lezzetini sevdiyorum. Ayrica besleyici ve dogal. Bu yuzden vegan/ vejetaryen degilim.

insan olmayan hayvanlar icin, kendi sagligimiz icin, cevremiz icin ve insanlar icin vegan olmaliyiz.

hayvanlarin somurulmesini onleme aslinda vegan olmaya baslamanin tek sebebi degil, ancak bircok kisi icin vegan olma ve kalma kararinda ana faktor bu. ornegin hayvanlarla duygusal baglara sahip olmak bu sebeplerden biri olabilir ya da tum canlilarin yasam hakkina sahip olduguna inanmak da sebeplerden birini olusturabilir. hayvanlara uygulanan zulmden kacinarak onlarin ozgurluklerini savunmanin en guzel ornegini bize veganlar gosterir.

ayrica saglik yonunden faydalari icin giderek daha cok insan vegan diyete yoneliyor. artan enerji ve genc gorunumlu cilt istegi gorece genc veganlarin dusuncesi de olabiliyor. ortalama bati diyetine kiyasla vegan hayatin bilimsel olarak kanitlanmis pek cok avantaji var zira. iyi planlanmis bitki esasli diyetler protein, demir, kalsiyum ve diger onemli vitamin ve mineraller yonunden zengindir.

copleri geri donusturuyorum, bisiklet suruyorum, daha yesil bir hayat yasamanin yollarini arastirip takip ediyorum. peki neden karbon ayakizimi azaltmak icin hayvansal urunlerden vazgecmeyeyim ki? bunun yaninda daha saglikli ve huzurlu da olacaksam ne ala!

Zibilyon yıldır süren evrimleşmemiz bizi hem etçil hem otçul yapmış. Bunu bir anda kenara atmak saçma.

Amma velakin bir kilo et üretimi için evrenin a.ına koyuyoruz. Bu dünya bizim değil. Sürdürülebilir hale getirirsek veganlık da kalkar bence. Laboratuvar etini hepsi gömer sanırım

Bitkisel proteinler ve aminoasitler olarak google'da ararsanız tonlarca bilgiye ulaşabilirsiniz. Özellikle baklagillerden güzel miktarlarda protein almak mümkün.

www.yesilist.com

ya hala baklagilde de protein var diyorlar. bitkisel protein işe yaramaz. kaç kere daha söyleyecez kalitesiz olduğunu?
ayrıca bitkiler de canlı. onları koparırken bağırıp çağırmıyor diye yemekte sakınca görmüyorsunuz. bu çok samimiyetsiz.
besi hayvanlarına yapılan işkenceler beni de rahatsız ediyor. bununla beraber hayvansal protein de almak lazım. et yemesi gerekip yemeyen canlı embesilleşir ;)

hücresel bazda bitki hücrelerinin hayvan hücrelerinden birkaç organel dışında farkı olmaması sebebiyle bitkilerin de en az hayvanlar kadar yaşama hakkı olduğunu düşünüyor ve veganları samimiyetsiz buluyorum. hayvanları yemeyecek kadar duyarlıysan bitkileri de düşüneceksin. hayvanların endüstriyel kaygılarla telef edilmesinden, bitkilerin daha fazla üretim için genleriyle oynanmasından hoşlanmıyorum evet o halde insan onuruna yakışmak için ikisini de yemeyi reddetmem gerekiyor. açlıktan ölmeyi tercih etmeyeceğime göre bitki, hayvan, maya, bakteri, mantar olması farketmiyor.

Ben de merak ediyorum. Bu hafta mülakata giricem.

@glam hangi mülakat nerenin?

Bir arkadaşım 16 mülakatta elendi sanırım tam saymadım ama şu anda Ankara Dhmi de çalışıyor uzunluğu bir süredir. Mülakata girdiği dönemlerde cemaat daha aktifti.

Kesin bilgi : vardır.

eski erkek arkadasım su an hazine müsteşarlığında çalışıyor. bir ' tanıdıgını' referans vermiş öyle dedi. eminim torpil değildir!

tabii ki oluyor.

ama bunlar 10 kişide taş çatlasa 2-3 kişidir herhalde kişi çok başarılı olsa da torpilsiz girme şansı yok mu yani? Tamamen olmadığını söylemiyorum özelde de devlette de akademide de vardır.

taş çatlasa 10 kişide 1 artık ne yazık ki. o da misal tika 10 kişi alır kpss 92 üstü puanla, yds ve kpss puanları hesaplanır. 40 kişi çağırırlar ki daha torpilli olanlar bu listelere giremez. oradaki 40 kişide akrabasına vs ulaşabildiğine söyler gene torpil döner.

@free bird torpilli giren mi torpilsiz giren mi 10 kişide 1? Ben dışişlerine bile giren 2 kişi tanıyorum cidden başarılı kişiler. Torpilleri varmış mıdır bilmiyorum ama zannetmiyorum çünkü gerçekten çok başarılılardı şimdi bunlarda torpil var mıdır?

arkadaşlar bu vardır diyenler birebir yaşadınız mı böyle bir durumu? ben de merak ediyorum. devlet işlerin torpilsiz bir şey olacağını sanmıyorum ama yine de birinci ağızdan duymak isterim. çünkü bazen insanlar başarısız olduğunda da torpilin arkasına saklanabiliyor. özel sektörde de çok torpil vs. lafı dönüyor ama birçok insanın torpil olmadan kendi başarısıyla çok iyi yerlere geldiğine de şahit oldum. yani bu torpil durumunu birebir yaşadınız mı ya da şahit oldunuz mu?

@ sour kpss a'da dedim evet mülakat eşittir torpil imajı var ki haksız değil torpil olmasa bile çok subjektif bir şey mülakat. Aslında demek istediğim evet birkaç kişide torpil oluyordur ama sonuçta yoldan geçen adamı almıyorlar, o kadar puan sınav vs. gerekiyor. Bunları başaran herkesin de tanıdığı yoktur herhalde oralarda

edit: bir de kendi başaramayınca torpil vardır yeeea lafı edenler var ki ülkemizde sıklıkla var bunun arkasına saklanan var. Çamur atma.
not: torpil hiç yoktur demiyorum

Odtu mezunu kpss'si 96 olan bi arkadaşim bile BDDK'ya murakıp atanmak için torpil buldu. Düşün ODTÜ mezunu kpss'si 96.

Ha tabi ki de hangi partiden olduğu az çok tahmin edilebilir.

yani mülakat aşamasına gelince illa bir yerlerden referans mı bulmak lazım. Günümüzde torpil hak yemek için değil hakkını yedirmemek için yapılıyor herhalde bu kadar başarılı adamlar bile torpile ihtiyaç duyuyorsa

Mulakatin oldugu yerde referans şart. Birebir henuz kendim yasamadim ama acik acik evet referansla girdim diyen cok insan taniyorum. Kpss A bilgim yok ama kendi alanimla ilgili bir sinavda ozellikle cok bariz bu. Yazili sinavdan defalarca 80 90 alip mulakatta da sorulara dogru cevap verip elenen cok. Bu torpil yuzunden komisyona isyan edip mahkemelik olan tutuklanan arkadas var. Torpilsiz yerlesenlerin istisna oldugunu dusunuyorum. Bir ihtimal. Basariyla cok baglantisi yok gercekten. Insanlar artik yazili sinava girmeden once referans aramaya basladi. Evet dediginiz gibi basarisiz olsam da yerleseyim degil, basariliyim hakkim yenmesin kendimi garantiye alayim dusuncesi var artik neredeyse.

ıse gırmıs bırınden 'burada da tr sartları gecerlı' sozunu duymustum.

Birinci ağızdan söylemek gerekirse, referanssız girenler, referansla girenlere oranla çok daha az. Bu bir Türkiye gerçeği, maalesef.

Ancak sen A grubunda Türkiye derecesi yapacak puan aldığında, hakkın yenmesin diye bir referans bulmak zorunda bırakılıyorsun. Çünkü bulamazsan senden daha az başarılı birisi senin önüne geçecek. Bir nevi hakkını yedirmeme çabası diyebiliriz, ne kadar masumane orası tartışılır.

Mevcut baskın görüşlere ters görüşte olsan da gerçekten başarılıysan, önemli kurumlara girme imkanın var.

Şimdiye dek de, gerçekten elinden geleni yapıp da iyi puan alan ancak bir kuruma yerleşemeyen birini görmedim ben. Elbette yoktur demiyorum ama benim gördüğüm herkes emeğinin karşılığını aldı.

Spesifik soruları olan da varsa mesaj atabilir.

genele vurunca 10 kişiden 1'i torpilsiz girmiştir, a kadrosu için.
dışişleri genel olarak bunun yegane istisnası sayılabilir. her kurumda aynı olmuyor torpille alım oranı. torpil olmasa bile doğru kişiyi referans göstermişlerdir girerken. ya da sam'da staj yapmıştır oradan birileriyle tanışmıştır. onlar yönlendirmiş olabilir.

Öyle bir şeyin varlığını öğrettiğin için teşekkür ederim. Siyah diyorum XD

siyah ya da koyu kahve

oha bunun adı bu muymuş? :O

nerede hangi renk mobilya ile kullanacaksın ki? ben beyaz diyorum.

koyacağın odadaki mobilya rengine göre şaap

How to dissolve concrete yaz. Çıkıyor bazı kimyasallar. Bilmediğiniz işe kalkışmayın bence. Kimya şirketleri kontrollü olarak satıyor. Form falan dolduruluyormuş.

i5 6500
Gtx 1060
Benq 24 inch 144hz bi monitör

19 inchte mi oynasın yurdakul :D

İğnelemeniz bir yana 120 144hz monitörler 24 inchten başlıyor. Vardır belki daha küçük boyutlusu ama hiç görmedim.

www.technopat.net

al şunu işlemciyi değiştir i3 i5 yap oynarsın.

cs:go karton grafik, onboardla 50-60 fps veren bir oyun. 1060 falan büyük israf bu oyun için. ortalama hatta düşük herhangi bi kartla 100+ fps görürsün.

asksiz prens +1
ek olarak. ac twitch.tv yi cs go sec. ekranlara bak. aa ben de boyle istiyorum dedigin yayincinin pc speclerine bak.
cs go grafiksel olarak vasat bir oyun diye tekrar ekleyeyim.

Vasat olması oyunun optimize ya da düşük spec olduğunu göstermiyor. Her updatete fps düşen bir oyun. 200 fps ile başlayıp 1 sene sonunda 90a düşebilirsiniz. Ayrıca streamerların pcleri genelde dediğim seviyede olur streami de kaldırması için. 300 tllik bi işlemci ve 750 ti alır oynarsın istersin ama sen iyi bir makine istiyordun. O yüzden yüksek özellikler lazım ne yazık ki. Arkafaşım bf4te de csgoda da 140 fps ile oynuyordu. Düşünün artık optimizasyonu

Bildiğim kadarıyla suyun önce yarısı konuluyor. Bekletiliyor biraz demlensin diye. Sonra diğer yarısı koyuluyor.

www.starbucks.com.tr

buradaki video'da ve yazilanlarda boyle birsey gecmiyor. barista arkadaslar da boyle birsey soylemedi

Icimi nasil o onemli. Starbucksda direk karton bardaga koyduklarindan koyu gelmesi normal kahvenin. Ben iki yemek kasigi kahve 600ml su koyuyorum.

siz de cok az kahve koyuyormussunuz, 2 yemek kasigi kahveye onerilen su miktari 180ml

kaynamış suyu içeçeceğin bardağa koyup ölçerek kahvenin üstüne ekleyebilirsin. kahve zevkine göre olmakla birlikte bir bardak-kupa vs su için en az 1 ölçek kahve koyman gerekir daha sert istiyorsan arttır. 5-6 dk da bekleme yeterli

Ben baya tepeleme koyuyorum. Tam tadini boyle tuturdum kendi damak tadima gore.

ben her 125 ml ye 7gr kahve koyuyorum. youtube'daki videolarda böyle söylüyor ve ben böyle sevdim. kahve size yumuşak gelmiş olabilir onu değiştirin bence. yoksa kahve oranının bundan çok fazla olmaması gerektiğini düşünüyorum. suyu ölçerek deneyin bir de.

dayanamayim bu aksam gittim starbucks'a 50 gram kahve koyacaksiniz dediler.

Dolar artınca hepsinin fiyatı arttı. O fiyata olan telefonlar 700e doğru fırladı. Alınabilecek en iyi telefonlar gm 4g, lenovo k5 falan. 2. El telefonlara bakmayın bence.

huawei p8 lite

suan evropada 160 euro civari. ben kullaniyorum memnunum. pili birgun goturuyor. tr de bulabilir misin bilmiyorum. ben italyadan aldim, imeisinide kendim hallettim.

Asus un powerbank özellikli bi telefonu vardi adini unuttum ona bak.

xiaomi redmi 3

ilk iki sonuçtan birini hatırlamaya çalışıyorsun muhtemelen:
www.google.com.tr

play.google.com

pardon site demişsiniz bu popüler uygulama da

www.isketch.net

Bir zamanların efsanevi oyunuydu benim için cizbakalim.com

quickdraw.withgoogle.com

Bunu da oynayabilirsiniz. Yapay zeka tahmin ediyor.

böyle bir şey olduğunu ilk defa duyuyorum ve müthiş saçma bence. diğer cevapları görmek için rez.

Cesario +1

valla okulda (ee mühendisliği) bir hoca bahsetmişti 2 sınıfı bitiren 2 yıllık bitirmiş gibi tekniker diploması alabilir demişti ama aslı astarı varmı araştırmadım.

ben de bu yönde duymuştum; okulu bırakırsan 2. sınıfta (1-2 nin tüm derslerini vermek şartıyla) sana önlisans diploması veriyorlar diye belki bu yüzden olabilir.

buyrun: www.yok.gov.tr madde-4

^ kamu kurumu mülakatı için

beymen/altınyıldız olabilir f/p iyidir.

Espark'ı komple gez işte hangisi hoşuna giderse ben Altınyıldız'dan almıştım tam bir fp. Damat'da sene sonu indirimi olabilir

sarar'in fabrika satis magazasi var ama nerede bilmiyorum.

sazova'da olabilir mi? yada ankara yolu uzerinde var sanki, altinyildizin (yada ona benzer baska bir marka) da var ayni yerde.

bir de bozuyukte sarar outlet avm diye bi yer var sanirim.

altınyıldız

İgs

F/p dedin mi macera arama Altınyıldız dan al geç arkana bakmadan.

Production planning and control kitaplarında mrp bölümü olur. Onları okuyabilirsin. Kitabı torrentte falan bulursunuz diye tahmin ediyorum.

Meme. Daha estetik

Düşündüm de popo diyorum. Popoya tokat atabiliyorsun. Memeye atamıyorsun.

popoya bakarım. memede kıyafet, sütyen, takviye vs bir sürü aldatmaca var. boyutunu ve şeklini tam çözemiyorsun. ama popo öyle değil. giysi bir yere kadar toparlayabiliyor. o yüzden daha iyi fikir veriyor.

Yüz, gülüş, gözler sonra popo
eskiden memeydi, bu aralar popo nedense?

bu sorunun cevabı olarak erkeklerde göte kilitlenme ve erkeklerde memeye kilitlenme başlıklarının entry sayılarını kıyaslamayı öneriyorum.

Eskiden memeydi, bu aralar popo +1

Sanirim son 3-5 yilda patlayan fitness furyasi yuzunden popolar guzellesmeye basladi. Ondan ben ve benim gibi pek cok memeci arkadas popoya kaydi

biri de dememiş ki xray gözlerimiz mi var. Arkası dönükse gtü, yüzü dönükse memeleri.

İkisinin yeri de ayrı.

dolgun meme. daha cezbedici.

Popo. Hangisinin daha estetik oldugu tartisilir ama hangisine en cok bakilir dersen tartismasiz popo.
Popoya bakarken poponun sahibinin baktiginizi gormemesi onemli bir etken.

got.

biri popoyken, digeri gogus olmali. bizim memlekette diyalektigi onemserler.

Meme forever

karaciğer.

yüzü bana dönükse memesine bakarım, arkası dönükse götüne. asdfdsasdfdsd

Her ikisi de önemli benim için.

göd önemli

İkisinin arasındaki oran altın orana (golden ratio) yaklaşıyorsa bakarım aksi halde sadece birisi varsa lokal olarak bakıyorum sonra kafamı çeviriyorum.

ben de son dönemlerde götçü olmuş arkadaşlar arasındayım.

once yuz sonra popo

Hem meme hem popo. Bence Erkekler kadınların kıvrımlı bombeli yerlerini seviyor.

Ama şöyle bir uyduruk genelleme yapılabilir: meme sevenler daha memur çocuğu, daha temiz adamlar çünkü meme, anadan süt emme, insanın yüzüne bakma gibi şeylerle çağrışım tapıyor. Ha bi de pis gödcüler var. Bunlar sinsice arkadan bakan, hak yolu yerine bok yolu diyenler, böyle şerefsiz adamlar

dolgun meme +1

popo.
destekli sutyen cikti, mertlik bozuldu

popo. hala aklım almıyor nedir bu kadar ilgimi çeken...

Kötü kıçı kamufle etmek daha kolay artık. Ondan güzel meme daha kıymetli.

arkada açık programlar vardır, snapchat mesela çok harcıyordu sanırım. bunun dışında çok farklı programlar olabilir.

messenger ve whatsapp totalde bende 24 saat %8-10 civarında harcıyorlar, snapchat galiba sadece kendi %20 mi miydi neydi.

pilin bozuk olduğunu sanmıyorum. ama olabilirde.

Öncelikle çağımızın en sık yaşanan problemine bir merhaba diyorum. Bunun çeşitli sebepleri var. Uzun süreli kullanımlarda (1 yıl vs.) telefonların şarjı yüzde 15-14 lerde n bir anda kapanabiliyor. Veya senin dediğin gibi hiçbir şey yapmadan ani düşüşler yaşanabiliyor. Bunun ilk sebebi arka planda çalışan uygulamaları kontrol etmektir. Wi-fi ve mobil şebekenin kapalı olduğunu varsayıyorum zaten bir de arka planda devamlı kendini yenileyen aplikasyonlara bakman gerekiyor. Şunu da belirtmek lazım clean master gibi bilmem ne temizleyici gibi programlar telefona ciddi zarar veriyor. Ani şarj düşüklükleri , beklenmedik anda başka programların çalışmayı durdurması gibi. Bunları dikkate alıp bir daha bir deneme yap bence.

Normal ya. %100de tut biraz. 100 olunca hemen çekme. Çoğu telefonda bu tarz kalibrasyon hataları oluyor. Çok dert edilecek bir olay değil.

Şarj birden %5 daha düştü. Bu nedir yahu.

bende de oluyor pil artık ölmeye başlıyor diyenler var.

İntel işlemcili bir telefon. Şarj süreleri garip oluyor. Asus tabletimde de öyleydi. Zenfone 2 laser var bende ama Intel değil o. Bunda da oluyor bazen. Tekrar %100e kadar şarja takmayı deneyin. %100de dursun 10 dk falan. Toplam şarj süresi yeterli ise çok dert edilecek bir olay değil. Eğer hemen şarjı bitiyorsa bir sıkıntı vardır. Donanımhaber konusuna bakın. Millet sebebini biliyordur

böyle ani dolmalar, boşalmalar, pilin eski ya da bozuk oldugunu gösterir.

bir de bilinenin aksine pili ağzına kadar doldurup boşaltmak yanlış. yüzde 20-80 arasında tutmaya çalışın genelde.

Kurtulmanın yolu

Crystal app.

cookie bazlı hedefleme yapmışlardır, safari deki geçmişi temizleyerek sorunu çözebilirsin sanırım

Önbelleği temizle düzelir

Çalışmaya başlamadım. Başlarsam evet yardımcı olurum sanırım

para kazanmaya başladım bir anda deli gibi. şu an 25 yaşındayım 3 kişiye burs veriyorum. düzene gireyim daha çok burs vereceğim.

Olması gereken bu zaten. Burs alıp, sonra yeterli para kazanıp da kendisi burs vermeyenlerin vicdanlarından şüphe ederim.

Ben bireysel olarak vermiyorum ama bana burs veren kuruma bağış yapıyorum.

lisansta okurken basbakanlik bursu haric bursum yoktu, o da zaten bir haftada buhar oluyordu. burslar genelde parali tiplere gidiyordu..

doktoram biterse burs veririm, akpli olmayacak tabi..

tam olarak burs değil ama yapıyoruz bişeyler. yalnız bunun burs almam ile alakası yok bence/bende.

güney amerikada yok diye biliyorum. at üstünde memleketlerine gelen ispanyolları tanrı zannedip secdeye durmuş saftirik inkalar diye duymuştum. ispanyollar da bunları kıyma yapmışlar.

Atın ana vatanı kuzey amerika ama uzun zaman önce burada nesli tükenmiş. Buradan başka yerlere göçen atlar farklı bölgelerde evcilleştiriliyor. Yıllar sonra coğrafi keşiflerle tekrar dönüyor. Çok önemli bi hayvan çünkü. Dönemin en hızlı ulaşım aracı. Evi tarlayı satıp almak gerek.

Ben Avrupadan geldi diye biliyorum. Babam bu son zamanlarda ki meşhur sapiens kitabını okuyor, orda şaşırarak demisti at Avrupadan gelmiş amerikaya ama Kızılderililer hep atla gosterilir ilginç falan diye aynı sizin dediğiniz gibi. Ben de önceden gayfenin dedigi hikayeyi biliyodum. Ama sonuçta güneyde yoksa kuzeyde de yoktu bence.

Daha bugun gun germ steel de okudum, avrupalilar getirmis. Ben de sasirdim.

atların üstünde elinde tüfekle çıkarma yapan ispanyolların, koca aztekleri devirebilmelerinin sebeplerinden biri.

Mate 9 ve V20 ülkemizde henüz satışı yok sanırım. V10 olabilir belki.

Bu özelliklerde ülkemizde 6 inç civarı pek fazla (hatta hiç) yok herhalde.

hangileri Türkiye'de var bilmiyorum ama min 4 gb ram, 6 inç ekran ve 64 gb hafıza sonuçları

www.gsmarena.com

Trde öyle bir telefon yok. 5.7 ekranlılar var

Türkiye'de 6 inç telefonlar var ama diğer özellikleri düşük (Sony Xperia XA Ultra gibi) veya tam tersi 6 inçten küçük olup diğer özellikleri bu şekilde (Casper Via A1 gibi) veya bütün özellikleri şekilde olup distribütör garantili olmayan (Huawei Mate 8 gibi) telefonlar var ama hepsinin bir telefonda olduğu telefon yok.

Acaba Türkiye'ye gelir mi? Onu da merak ediyorum.

E devlet şifresi lazım artık sanırım.

sgk'ya gidip anne ya da babanin maas dokum belgesini istersen veriyorlar. en azindan biz rica ettigimizde vermislerdi. ailen istese seninkini de verirler herhalde

hatta arkadasin babasinin tc kimlik nosu da elimizde yoktu, kendi tc kimlik nosunu verdi, oradan buldular ve verdiler.

sigortanız sonlanacak. doktora vb gittiğinizde anlaşılır.

yap mis gibi bi menemen.
patatesle hamuru da kat karıştır, at fırına. kesin ekmek gibi bir şey olur çıkar işte o.
sonra da otur göm. öf
çay da yap çay

Patatesli yumurta? Ben pek severim nedense.

Menemen de olur.

Patatesli soganli menemen

Maya varsa bazlama, menemen, fırında patates

Maya yok :(

düz sulu patates yemeği yanınada salata yap işte
pilavda yapabilirsin

Kısıtları yanlış mı yazdın? Son kısıtta payda payın 2 katından büyük ya da eşit olmalı demek ki x1 x2 ye eşit ya da daha büyük

3.kısıt bununla çelişiyor. 2si eşit desek 1. Kısıt sağlamıyor. Kısıtları bir yerde yanlış yazıyorsunuz

@dalgacı mahmut: google senkronizasyonu öyle bişey işte. telefonunuzun sim kartındaki kontaklar, gmail ile senkron oluyor, sonra da aynı gmail adresi ile hesap açınca o kişileri gösteriyor

aynştayn: google topladığı o kadar veriyi hem kendi kullanıyor hem de satıyor demek ki.

telefonda konuştuğunuz kelimeler seçilip karşınıza reklam olarak çıkıyor olabilir mesela. bi de öylesi var. korkalım da ne yapabiliriz ki karşim. Big bradır.

ekşide ya da diğer sitelerde sidebar daki widgetlar ile takip yapılıyor. eşantiyon olarak gözüküyorlar ama asıl amaçları yukarıda yazdıklarınız.

Avrupa Birliği ile o yüzden çok papazlar bu privacy sorunları nedeniyle.

ublock yada facebook disconnect kullanmalısınız.

Akıllı telefonunu atmadığın sürece kurtulamazsın. Google ve facebook izinsiz mikrofon dinlemeden yakalanmıştı. Benim de başıma geldi.

Oyun yazılımcısı değilim ama simülasyon gerçek olan şeylerin taklit edilerek başka bir ortama yansıtılması gibi bir anlam taşımıyor mu? Bu tarz insan davranışlarını ele alan çok simülasyon oyunu var mı ya? Sims falan aklıma geliyor bi. Neyse soruya gelecek olursak tahmin yürütüyorum. Neden olmasın? Bilgisayara kendimiz hakkında yeterli veri verirsek o da seni gayet taklit edebilir, verisi olmayan yerlerde düşünebilir. Yapay zeka, machine learningin konularından biri bence. Nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama bence dediğiniz şayet gayet olası. Şu andaki teknoloji ile bile yapılır. Mesela mmorpglerde ben cimri, bulduğu her şeyi toplayan, agresif bir oyuncuyumdur. Bilgisayar bu tutumumu kolaylıkla anlayıp kendi başına kendisini geliştirebilir. Gerçek bir insanı birebir taklit edebilecek düzeye gelmesi zordur şu an için. Eyyorlamam bu kadar. Burada bu konu üzerinde çalışan çok kişi olduğunu sanmıyorum :D. Reddit ve quorayı denemelisin

ortamın izlemeni gerektiyorsa izle geç ki gerektiyor anladığım. bi daha lafı geçmez diyorsan daha güzel filmler de var.

yaş 20'yi geçmişse çok geç demektir, izleme zaten bu saatten sonra.

kişinin fantastik şeylere olan açlığının seviyesi ile bu serinin harikalığı doğru orantılı bence. ben de ilk önce "çok mu harika, hayata bakışımı mı değiştirir?" diye dolanırken, bir gün bunun fanatiği bir arkadaşımla yerimizden hiç kalkmadan bütün seriyi izledik. bakış açım da değişmedi. güzel olsa da abartıldığını düşünüyorum.

aynı şey harry potter için de geçerli. harry potter dünyasında yaşamak isteyen biri olarak, harry potter'ı sevmeyenleri anlayabiliyorum. çünkü kişi başından o heyecanı yaşamadığı için sonradan ısınamayabilir ya da "aaa, hala okumadın mı yoksa? ne ayıp!" şeklinde, sürekli beklentiyi yükselten cümleler, o seri okunduktan sonra "aaa, bu muydu lan o kadar övülen şey?"e yol açarak kişinin bünyesinde ters tepebilir.

"breaking bad", "game of thrones" ve günümüzdeki diğer tüm popüler ürünler için de geçerli bu dediklerim.

izlemeden önce okumalısınız, sonra da epik savaş sahneleri için izlenebilir.

Yüzüklerin Efendisi İki Kule'yi 2002 yılında, 9 yaşındayken sinemada izlemiştim. Bakın bu filmler Game of Thrones gibi popüler olduğu için izlenen filmler değil. Gerçekten bir edebi esere dayanan, oyuncu kadrosu ve dönemine göre kullanılan efektlere göre oldukça kaliteli filmler. Benim gibi fantastik dünya meraklısı birinin bu tip filmleri izlememesini imkansız olarak gördüğümden sizin fantastik dünyayla ilgili olmadığınızı düşünüyorum. Yine de bir deneyin.

daha güzelleri var diyen arkadaşlardan o güzel filmlerin isimlerini alabilir miyiz? aynı türde.

Bence izlemeyin, ama okuyabiliyorsanız kitabını okuyun derim.
hayata bakışınızı değiştirmez ama geliştirebilir. kendi içinde bir felsefesi var, simgesel anlamları çok fazla. (süper bir şey de, iyice övemiyorum, herkesin tarzı kendine sonuçta)

Gelmiş geçmiş en iyi fantastik film serisi. Bu seriden bi film al, herhangi bir fantastik filme çakar. Görsellik, konu, soundtrack. Her şey efsane. Epikliğin tanımı. İzlemezsen bir şey kaybetmezsin, izlersen de bir şeyler kazanmazsın. Film sonuçta

"nasıl izlemezsin" geyiklerine takılma. herkes her şeyi izleyecek, okuyacak diye bir kaide yok. ama izle, güzel film.

fantastik filmlere bayılırım, bu yüzden ilk 3e girer bende bu seri. yıllar önce ilk izlediğim zamanı hatırlıyorum ne heyecanlanmıştım. tarzınız değilse çok etkilemez ama kalitelidir, izlemenizi tavsiye ederim.

www.imdb.com

Ilk 15'e 3 film sokmuş, 3 filmlik bir seri. Sevmek zorunda değilsin ama oldukça yaygın bir kültürden eksik kalmış olursun.

Ben izlediğimde lisedeydim, rüyalarıma giriyordu.

ortam için izlemeyin bir kere, kendiniz için izleyin. fantastik dünyaları seviyorsanız seversiniz. çünkü fantastik türün baş tacıdır yüzüklerin efendisi. daha güzel filmler var diye bir şey söz konusu değil çünkü kendi türünde birinci. ne bileyim güzel bir pasta ile 1.5 iskenderi kıyaslamış gibi olursunuz.

hayata bakış açını değiştirmez böyle bir duyuruyu açtıysanız. ama ne güzel dünyalar da varmış diye düşünebilirsiniz. hayal gücünüzü genişltebilir.

not: kitapları daha iyi.

Uydu net

ben superonline kullanıyorum. sorun yaşamadım. hatta son taahhüt yenilemede piyasa değeri 300-400 tl olan tablet verdiler.

turknet nasil?

taahhutsuz, 100 mbps, 150GB AKK, 1000 dk ev telefonu = 59.99 TL diyor sitesinde.

uydunet icin, fiber gibi desteklenen bolgede oturmam gerek miyor mu?

Evet desteklenen bölgede oturmanız gerekiyor. Türknet hakkında pek iyi yorumlar görmüyorum. Eğer adsl altyapısı türk telekom tarafından sağlanıyorsa pek bi iyileşme beklemeyin.

bence bulunduğun bölge için tek tek herkesi arayıp fiyat al. biz superonline 8 mbpsye kadar kullanıyoruz, desteklemiyor diye 16lık paket bile vermiyolarlardı. istanbulun göbeğinde :( telekom ve vodafoneu aradık ikisinde de fiber varmış biz şok. sözleşmemiz bitince değiştireceğiz.

uydunet ve/veya turkcell superonline yoksa zaten her şartta türk telekoma bağımlısın. Yani Türknet'ten hizmet alsan da fiyat ucuzlar, akk artar falan ama aynı hattan aynı "max 10 mbps" aldığın internet devam edecek. Ama işte daha yüksek adil kotalı paket falan bulabilirsen geçebilirsin bence.

turk net te sana sözleşme yapmıyor. 2 yıl bir nebze özgür olacaksın. turk neti bir artısı da bu

Ipad derim. Apple'cı değilim. İphone kullanmam. Ama tablette ipad kullanırım. Android tabletler kış sürede yavaşlıyor, takılıyor, donuyor falan. Son model olmasına gerek yok, air yeterli. Mini de olabilir. Mini 3 mesela. Güzel cihaz.

Tablet olayı biraz sıkıntı ya. 10 inch falan için samsung ya da appleın üst modellere bakın. Ayrıca ikisi de bir süre sonra yavaşlıyor. Arkadaşımın ipadi kanser ediyordu. Benim asusum da öldürüyor. Asus windows tabletler seviliyor baya. Üst düzey asus tabletler gelecek yakın dönemde. Onlara bakabilirsin. Nokta atış model veremiyorum :D

iki üç senedir ipad2 kullanıyorum. güncellememe rağmen yavaşlamadı.

hocam
telefonunuz buyuk ekranlı ise hiç gerek yok tablete.

1- serviste in bin iş yapma yalan oluyor
2- adam gibi ekranlılar agir tasımasi sikinti
3- sarj edecek bir ürün daha
4- zaten office i mouse klavye olmadan kullanmak ayrı bir kanser ( pcde 10 snde yaptigin seyi bunda 1,2 dk ugrasmak vs. )

bende samsung s5 telefon var ekranı buyuk yedek batarya da var
1 saat yola gidiyorum her gun
epud, pdf, dizi vs. her seyi kullanıyorum.
tavsiye ederim.

Clash of Clans

bir süre sonra bayıyor ama zevklidir.

Clash of Clans telefondan oynanıyor. uğraşılsa bilgisayardan da oynanır da, kıl kuyruk bir iş o. duyuruyu takipteyim, varsa ben de gömülürüm.

Limbo indir. Kısa zaten

stone heart mı ne vardı adını googlelamaya üşendim. o oyalar baya. indirip online oynuyorsun

dont starve. hem makineyi de kastırmıyor entegreden çalışır

o sitelerde bet ettiğin şey de cash para değil. skinlerin itemlerin vs. onların piyasa değeri üzerinden bahis oynamış oluyorsun. kazandığında da item skin vs. kazanıyorsun yani cash değil ama bunları satarak paraya çevirmen mümkün.

yani bahsi geçen sitelere 1000 dolar ile girdim ve oynayarak 2000 dolar yaptım. bu sitelerden direk banka hesabına cash olarak aktarım olmuyor mu?

birde girilen parayı nerden alıyor site. cash para olarak yatırılıyor. yoksa oyuniçinde kazanılan para mı var?

Hayır direkt olarak aktarım yapamıyorsun. Siteye itemlerini veriyorsun. Onlar senin item değerince puan veriyor sana. Bu puanı kullanarak bahis vb oyunlar oynuyorsun. Sonra puanla sitedeki itemleri çekebiliyorsun. Bu itemi ister steam markette sat, ister dışarıda gerçek paraya sat. Her türlü gerçek paraya çevriliyor.

Valve bu sitelere ihtar çekti. %99u kapattı dükkanları. Kapatmayanlar da dolar simgesi kullanmak yerine puan koyuyor. Aynı şey ama illegal olmaktan korunuyorlar

bir tek algida magnum'un çekilişlerine katıldım. o da lamborghini verdikleri için. tabii ki kazanamadım.

@kaptan memo arkadaşımın arkadaşı kazandı onlardan birini :D gerçekten de veriyorlarmış. İnanamamıştım

benim arkadaş greencard kazandı. ben pek katılmam kazanmışlığım da yok.

lamborghini iyiymiş, verdiklerine şaşırdım.

Sinema bileti kazandim chip dergisiyle, electroworld ile ps3 oyunu kazandim. Tshirt kazandim kiytirik seyler iste kazandim.

ben şimdiye kadar bi blog çekilişinden bi tane defter kazandım o kadar. ama bi arkadaşım iki kişilik avustralya tatili kazanıp balayı olarak gitmişti.

edit: alttaki arkadaş yazınca düşündüm de yemeksepeti.com çekilişlerinden de kuru temizleme kuponu falan gibi şeyler kazandım 2-3 kere.

yemek sepeti çekilişlerine katılıyorum, (nasılsa yemeğin siparişi vermişim elim mi yorulcak), nasılsa çıkmaz diye işaretlediğim hiç işime yaramayacak iki defa bişiyler çıkmıştı oradan,

Bir arkadaşım Astoria'dan uçak kazandı.
www.haberturk.com
evet bildiğin uçak.

hep katılırım henüz hiçbie şey kazanmadım :(

magnum'un çekilişlerine ve denk gelirsem mağazalarınkine katılırım. kendi başvurduklarımdan bir şey çıkmadı. ortaokuldayken ailemle katıldığım yılbaşı yemeği çekilişinde çaydanlık çıkmıştı :/

cukkalama demeyelim de, bir avm çekilişinde son yedek olarak 10,5" galaxy tab S'i iç etmişliğim, üstüne yatmışlığım oldu. almak için notere 100 tl gibi bir para vermiştim. 2 senedir severek kullanıyorum, çok sevdim kaliteli cihazmış. bir de katılımcı olduğum HP toplantısında inkjet yazıcı çıkmıştı.

2000'lerin başında bir sinema sitesinden (sorulan soruya cevap verenler arasında yapılan çekilişle) film cuma günü vizyona girmeden bir gün önce perşembe günü yapılan gala gösterimine bilet kazandım iki sefer. hatta biri ali (muhammed ali'nin hayatı), biri de kemancı çocuk temalı bir kore filmiydi.

bir de 90'ların sonunda bahçeli'deki escort land'in açılışında bir tane disket kazanmıştım. yeşil renkli markasız bir şeydi, hemen bozuldu zaten.

Abim Karper Peynir'den 5000 kazanmıştı.

Ben dimesin çekilisinden kulaklık kazandım.ailem de ben küçükken hürriyetin çekilisinden araba kazanmıştı.

7.4-7.2= 0.2

10^0.2= 1.584 katında. Ama bu sadece skalada böyle. Daha büyük depremler enerjinin haricinde daha büyük şeyler de getiriyor ve büyüklüğü daha da katlanıyormuş diye duydum

teşekkürler.

şu Amerikan sitesi 1.5 kat buyuk ama 3 kat daha güçlü diyor.

peki skala mı yanlış.

1.5 kat buyukse 1.5 kat guclu olması gerekmez mi?

saygılar

Büyüklük ve güçlülük aynı şey değil.

Büyüklük: her 1 birim ölçek farkında 10'un üstel kuvveti olarak artar.

Güç'ten kastedilen ise "Enerji Salınımı", farklı bir formülle hesaplanıyor o yüzden büyüklükten farklı.

Bizim anlayacağımız ilki; yani 1,584 baz almak doğru.

Şiddet ve büyüklük ayrı kavramlar deprem için bunu dikkate almanızı tavsiye ederim.

Saydıklarının hepsini yer sünnetler bile. Ton balığı çok verme ama.

Yer tabi. Ayrica almak isterseniz hepsiburada'da 1 kg'lik kedi mamasi 5 lira. Bizim sokaktakiler cok sevdi bu mamayi da :)

Balikta bazen sasirabiliyorlar, ama ton baligi daha rahat yer. Cok yaglj olmasin ama ishal olur.

facebook kullanıyorsanız ''kadın adam'' grubuna katılın. Soruyu sorduğunuz gibi direkt gönderirler karikatürü. Kullanmıyorsanız da bir arkadaşınızdan rica edinç

Kadın anam grubunun linkini atabilir mi biri ya? Aramaya yazınca çıkmıyor

kitaptan çekip yükledim,sen yazana kadar ceceli hiç dikkatimi çekmemişti karikatürde.
i66.tinypic.com

çol teşekkürler arkadaşlar