O zaman şöyle kısaca özet geçeyim:
Deus Ex: Senaryosu muhteşem, RPG öğeleri var, zamanına göre oldukça güzel grafikler ve farklı oyun sonları bulunduruyordu. Uzayda/gelecekte geçenlere pek bulaşmadım demişsin ama cyberpunk olsa da sevmesen de bir şans ver derim. Oyun tarihinin en iyilerinden birisi ne de olsa.
Clive Barker's Undying: Korku oyunlarını/filmlerini oldukça seven, en sevdiği yazarlar Lovecraft, C.A. Smith, Arthur Machen, Poe, Huysmans olan kısacası Weird fiction hayranı biri olarak Clive Barker'ın senaryosunu yazdığı bir oyunu boş geçemezdim. Çocuk denilecek yaşta oynadım ilk olarak, gündüz vakti oyunu kapatıp kendimi sokağa attığımı hatırlıyorum korkudan ki korku eşiğim oldukça yüksektir, hala da bu oyun korkutur beni. Gelmiş geçmiş en underrated oyun olabilir bence.
Jericho: Teknik sorunları boldu, heba edilmiş bir projeydi ama Clive Barker'ın hatrına oynadım ben, diğerlerinden zaman bulunduğunda veya hikayesi ilgini çekerse göz atabilirsin.
Call of Cthulhu: DCotE: Lovecraft'e tapan birisi olarak oynamamam zaten imkansızdı da, o çaresizlik hissini oyunda da güzel kullanmışlar. Yüksekten aşağı bakınca karakterin başının dönmesi gibi güzel detaylar var, rambo olamadığımız bir oyun olması bile yeterli bence :)
ARMA/Op. Flashpoint: Bu ikisi FPS'de simülasyon nasıl olurun cevapları olabilir. Sırf bir çalının içinde 45 dakika yattığımı biliyorum OpFor oynarken. Tutorialsız oynanmamalı bunlar.
Red Orchestra: Eskiden moddu bu, sonra oyun falan oldu. Bu da Call of Duty'ye göre oldukça, Battlefield'a göre de fazlasıyla gerçekçi ama bir ARMA/OpFor değil. Yine de hikaye güzel, yalnız single player'da botlar biraz aptal. Ama güzel bir olay bulmuşlar, önce Axis olarak oynuyoruz, sonra aynı cepheleri Allies tarafından oynuyoruz falan.
L.A. Noire: Hep Mafia çakması diye uzak durmuştum ancak bambaşkaymış. Henüz oynuyorum bitirmedim, bunca zaman ertelediğime pişmanım.
Mafia: Hikayesiyle, müzikleriyle, oynanışıyla mükemmel oyun. Özellikle ilk oyunun yeri çok başka.
Alice: American McGee denen adamın ne acayip bir kafada olduğunu gösteriyor resmen. Özellikle yenisindeki mekan tasarımları falan yüzünden bazen oyunu bırakıp sağı solu izlemeye dalıyorum. Mednıslı bir Alice hiç de fena fikir değil hem.
Killing Floor: L4D gibi, ancak wave başına para kazanıyoruz ve o paralarla silah, cephane, zırh gibi şeyler alıyoruz. Daha karanlık bir atmosferde geçiyor. Şurada yazmıştım: (bkz:
#18414059)