Giriş
(8)

İkili iletişimlerde (sosyal, duygusal vs) diğergâm olanlara soru

muhayyer divan
SelamHer türlü ikili iletişimde diğergâmlık (muhataba kendinden daha öncelikli davranmak) yönü daha ağır basan insanlar varsa onlara sormak istiyorum,Herkes ben odaklı iken sen odaklı yaşamak çok yormuyor mu? Nasıl başa çıkıyorsunuz? Nasıl var hissedebiliyorsunuz, nasıl ait hissedebiliyorsunuz, o ki
Selam

Her türlü ikili iletişimde diğergâmlık (muhataba kendinden daha öncelikli davranmak) yönü daha ağır basan insanlar varsa onlara sormak istiyorum,

Herkes ben odaklı iken sen odaklı yaşamak çok yormuyor mu? Nasıl başa çıkıyorsunuz? Nasıl var hissedebiliyorsunuz, nasıl ait hissedebiliyorsunuz, o kişiyle aranızdaki iletişimde nasıl bir yerinizin olduğuna ikna olabiliyorsunuz? Bir türlü yer kaplayamamak, bir türlü bir parçası olamamak gibi duygularınız var mı?

Bunun çözümü nedir?
0
muhayyer divan
(24.08.24)
Denge çok önemli bence her türlü ilişkide. Neden bu kadar fedakarım diye derinlemesine düşünmek lazım belki de.

Ben, çok fedakar insanların sevilme, beğenilme ve onaylanma ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Hayatı Yeniden Keşfedin diye bir kitap var, o kitapta anlatıyor.
0
rock n roll
(24.08.24)
Merhaba, güzel bir soru. Benim hikayem şöyle; 15 yıl kadar hak savunulucuğu üzerine STÖ' lerde gönüllülük esasıyla çalıştım. Aile içi ilişkilerimde, romantik ilişkimde ve arkadaşlıklarımda dikkat ettiğim mevzu; duygu ve ihtiyaçlar. O an soylenen söz, yapılan hareket her neyse; kişisel almamaya gayret ediyorum. Karşı tarafın kendisiyle ilgili diyorum. Ha bazen bunlar bana konforlu, bazen de konforsuz duygular hissettiriyor. Yine sebep aynı: kendiyle ilgili. Ben karşımdakini duygu ve ihtiyaçlar yönünden dinlerken, yargısız, etketsiz yani düşüncelere teslim olmadan dinlemeye bakıyorum. Düşüncelere teslim olduğum anlar oluyor elbette, o zaman da sempatiye düşmüş oluyorum. Bunlar da benimle ilgili şeyler diye yaklaşıyorum olaya. Gönülden vermek diye bir tabir var. Burada beni kaç kişinin okuyacağı ya da okumayacağı umrumda değil. Belki bunları değerlendirmeye hazır olan bir kişi yararlanır, hayata bakışına bir katkım olur motivasyonuyla yazıyorum. Gönlünden geçerse sorar, teşekkür eder, kurcalar ya da hiç tepki vermez. Böyle bir karşılık beklemiyorum.
Romantik ilişkimde fark olarak sevgi dilimi öğrensin, geri bildirim versin, saygıyı yitirmesin ve beni de gelişmeye teşvik etsin. Bunlar zaman istiyor. İnsanların duygu ve ihtiyaçlarını öğrendikten sonra kızgın kalamıyorum. Klinik psk. Marshall Rosenberg diyor ki; her türlü öfkenin temelinde, karşılanmamış bir ihtiyaç yatar. Bunu bildikten sonra, öfkeden önce, aidiyet ihtiyacımı belirtmek kalıyor geriye. İhtiyaçlar değil, bizi bu ihtiyaçlara ulaşmak için seçtiğimiz stratejiler çarpışıyor. Bir adım geri atıp o insanda neler olup bittiğini anlamaya çalışıyorum, tahminlerde bulunurum ya da onu dinlerim. Zaten bu aşamada bağ kuruyor ve yer kaplayamamak ya da parçası olamamak diye bir süşünce geçerli olmuyor.
Bu arada; yer kaplayamamak, parçası olmamak gibi duygular demişsiniz; bunlar duygu değil. Duygu sanılan düşüncelerdir.
0
from where i ride
(24.08.24)
Empati eğitimi alırken ilk öğrettikleri şey karşıdaki insanın gözlerinin içine bakmak ve bakarken başka şey düşünmemek, anlatılanlara yorum/değerlendirme yapmamak, sadece mevcudiyeti vermek karşıdakine. Empati seviyenizi ölçmek isterseniz sessiz empati diye küçük bir oyun vardır. Karşınıza birini alın, bir kaç dakika boyunca sadece birbirinizin yüzünü inceleyin ve hiç yorum değerlendirme yapmayın bu sırada, gözlem yapabilirsiniz elbette. Örneğin dudakları güzel demek değerlendirme oluyor, burnu büyük yorum oluyor, kaşları İnce vb hepsi yorum yapmak olur. Gözlem kısmı kesin şeylerdir, siyah gözleri var, çenesi sivrie, saçları düz, cilt rengi beyaz vb. İsterseniz oyun sonrası iltifat eder yorumları sunarsınız.

Empati örneğini niye verdim derseniz, birini dinlemek sizi sıkıyorsa/üzüyorsa/sinirlendiriyorsa ve bu konuda sessiz kalıyorsanız, bahsettiğiniz gibi kafanızdan düşünceler geçer ve gerçek anlamda dinlememiş olursunuz. Önceden kalma soru işaretleri bile anlık dinleme yetinizi kötü etkiler. Dinlemek ile duymak arasında çok fark vardır emin olun. Karşıdakine öncelik veriyor olmak iletişimde biraz zorunlu bir olay aslında maalesef, haklılık yanılgısından kaynaklı l, önemlilik algısından kaynaklı. Çoğu insan içindeki canlılığı atmadan karşı tarafı duymaktan çok uzak oluyor. Sizin durumunuzda dur bu sefer ben anlatacağım önce deseniz, karşı taraf sadece anlatmak için sırasını bekler, sizi pek dinlemez, ama siz dinler ve benim de paylaşmak istediğim bir şey var ve dikkatli dinlemeni istiyorum derseniz örneğin, tüm dikkatini size verecektir eminim. Sonuç odaklanma / konsantrasyona geliyor her zamanki gibi.
0
hasmetizm 2046
(24.08.24)
hayatında az insan vardır. değerin bilinmez. bir anda ortamdan kayboldukları gün anlarsınız. herkesin gıpta ile baktıkları bir şans gününe bakıyor herşey. biraz değeri hak ediyorlar bence.

ben değilim ama çevremde bir iki tane var, değerlerini bilmeye çalışıyorum.
0
baldan kaymak
(24.08.24)
@from where i ride

Marshall Rosenberg'e katılıyorum, ben de aynı şeyi hissediyorum. Yer kaplayamamak ve parçası gibi hissedememek bende bir içgüdü, her türlü iletişimde böyle hissediyorum. Düşünce halinde değiller, içgüdüleştiler bende.
0
🌸muhayyer divan
(24.08.24)
@hasmetizm2046

Benim meselem sadece dinlemek dinlenmek değil, ki çok sağlam çok iyi bir dinleyiciyimdir, beni dinlemeler genelde zaten. Empati konusunda da birkaç farklı profesyonelden ayrı ayrı "aşırı empatsın" teşhisi almış insanım, maalesef.

Problem bunlar değil. Ben başkalarıyla iletişim kurarken kimseye güvenip de kendim olamıyorum, sürekli onun rahatı benim gündemin, benim rahatımdan önce onun rahatı, her konuda. Çok rahatsız oluyorum artık, 40'ı geçtiğimden ber fark ettim bunun böyle olduğunu. Çözmeye çalışıyorum, bazı şeyler var bulduğum ama çözümü bulamıyorum. Çünkü kendimi merkeze aldığımda hoyratlaşmaktan, insanları hiç istemediğim halde ezmekten, yıpratıcı olmaktan deli gibi korkuyorum, bilmiyorum neden korkuyorum. Enteresan bir ortada kalmışlık var üstümde.
0
🌸muhayyer divan
(24.08.24)
@baldan kaymak

Tam olarak anlayamadım ne demek istediğini.
0
🌸muhayyer divan
(24.08.24)
geçmişteki travmalarının yasını tutmadığın sürece kurtulman zor. güvenmiyorsun çünkü korkuyorsun.
iyi davranıyorsun çünkü dışlanmak istemiyorsun.
sevileceğini düşünmüyorsun çünkü kendini sevmiyorsun vb sorularla araştırman lazım kendini ama bilen birinin yönlendirmesi sağlıklı olur elbette. kibar olma gerçek ol diye bir kitap var. tavsiye ederim güzel keşifler yaparsın o kitaptan.
0
hasmetizm 2046
(27.08.24)
(7)

Sürekli beni suçlayan yakın arkadaş

Mirabel
Bir arkadaşım var. 20 senelik arkadaşım, çok yakınız. Bi derdimi anlatıyorum sürekli beni suçluyor. Son 2 senedir bunu yapmaya başladı. Empati yapmak yerine sürekli ben yanlışmışım beni erdemli olmaya davet ediyormuş gibi yorum yapıyor. Ya da sorun sende bak ben bunları aştım düşünme biçimi değiştir
Bir arkadaşım var. 20 senelik arkadaşım, çok yakınız. Bi derdimi anlatıyorum sürekli beni suçluyor. Son 2 senedir bunu yapmaya başladı. Empati yapmak yerine sürekli ben yanlışmışım beni erdemli olmaya davet ediyormuş gibi yorum yapıyor. Ya da sorun sende bak ben bunları aştım düşünme biçimi değiştir gibi şeyler söylüyor. Oysa ben yakın arkadaşım olduğu için çoğunlukla iletişim olsun diye anlatıyorum. Bu arada farklı şehirlerde yaşıyoruz ama haftada 3 kere falan telefonda konuşuruz. Senede 2-3 kere de görüşürüz.

Örneğin: halam var %90 engelli. Onu dışarı çıkardığım zaman arabayı engelli parkına bırakıyorum çünkü 80 yaşında kadın yanımda belgeli ispatlı engelli. İçinde engelli olmayan bi araba park edince de gıcık oluyorum. Bunu anlatıyorum. Hemen diyor ki senin araban da engelli arabası değil, koyamazsın. Yanımda %90 engelli var diyorum. Hayır koyamazsın o zaman halanın araba için de engelli kartı alması falan diyor. Ben orda engellilikle alakası olmayan insanların park etmesinden bahsediyorum o başka bişeyle beni suçluyor.

İş yerinde çifte standart yapılıyor. Örneğin bir kişi 1 saat geç kalıyor hiç bi işlem yapılmıyor, ben 5 dakika geç kalayım uyarı yiyorum vb…bunu anlatıyorum bu durumun sinirimi bozduğundan falan. Hemen diyo ki sen de geç kalma. Başkalarından sana ne. Uyarı almakta haklısın falan diyor. Oysa sadece abi haklısın ama napcaksın işte bi bozuk düzen falan dese yetecek ama sürekli haksız olduğuma ve sorunun bende olduğuna ikna etmeye çalışıyor beni.

Bazen yaşadığım şehirden şikayet ediyorum. Madem şikayetçisin o zaman taşın allah allaaah gibi önerilerde bulunuyor. İş yerimdeki olumsuz olayı anlayıyorum, e sen de istifa et falan diyor. sürekli beni suçlama hali.

Ama kendisi schengenden red aldı. Şu ana kadar hiç çalışmadı. Hesabında para yok, bordro yok, doğru düzgün giriş çıkış yok. Ben de evet vermiyorlar bu dönemde dedim. Benim burnumdan getirdi senin benimle derdin ne falan diye. Sen benim gitmemi istemiyorsuna geldi olay.

Geçen 4 kişi oturuyorduk bi arkadaşımın arkadaşının otizmli çocuğu varmış çalışma koşullarından bahsetmişti onu anlattım. Olayın içinde hiçbir kötü ya da iyi bi durum yok. Annenin iş koşullarıyla ilgiliydi. Herkesin içinde bana “benim anlamadığım insanların otizmli çocuğunu neden yemek masasına konu ediyorsun” falan diyor. Herkesin içinde erdem show yapıp bi de sanki ben kötü bi insanmışım gibi izlenim veriyor.

Bugün yine mağdur olduğum bir konuyu ona anlatırken beni suçladı. Ben de ehh yeter yaaa, diye yükseldim. Ben yükseldikten sonra da özür mesajı atmış. Ben de ona artık bişey anlatmayacağımı yazdım. Bu sefer de gerçekleri duymak istemiyor falan diyecek ama alakası yok.

Sizce bu kişiyle arkadaşlığımı nasıl ele akmalıyım? Komple hayatımdan çıkarayım mı yoksa hiç bişey anlatmama kararı mı alayım. Aynı şehirde olsak hiç anlatmayayım yememe içmeme gezmeme bakayım diyeceğim ama aynı şehirde değiliz. Acaba benim bi şeylerden şikayet etmem ona toksik mi geldi? Abi günümü anlatıyorum haliyle olumsuz şeyler oluyor. Neden anlatmayayım ki? Ayrıca o da sürekli dışarı çıkmış halk şöyle yapmış böyle yapmış, banka oturmuş önünden geçmişler falan gibi aşırı tuzu kuru şeyler anlatıyor. Ben ona “e halkımızdan şikayet ediyosun, sen de dışarı çıkma” gibi şeyler demiyorum. Ne yani? Sizce bu kız neden böyle yapıyor?
0
Mirabel
(21.08.24)
Merhaba, biriniz yaşadığınız zorluklarla duyulmak istiyor, haklı ve haksızlık çerçevesinde onay bekliyorken diğeriniz tavsiye veriyor. Bazen ikinizin de bazen de bir tarafın ihtiyaçları karşılanmıyor. Arkadaşınızla sohbete başlamadan önce; siz istemedikçe öneride bulunmamasını rica edebilirsiniz. Yine yorum yapması/yapmaması konuşarında da önden ricada bulunabilirsiniz. "Bugün yine mağdur olduğum bir konuyu ona anlatırken beni suçladı." bu ve benzeri olaylardaki yaklaşım;mağdur olduğunuza dolayısıyla haklı olduğunuza dair onay beklediğiniz bir yaklaşım. Destek ihtiyacınız varsa, daha olumlu bir cümleyle anlatmayı deneyebilirsiniz.
0
from where i ride
(21.08.24)
anladığım kadarıyla sen biraz pohpohlanmak istiyorsun. abi sen haklısın densin, senin yaptığın doğru densin, yaptığın hareketlerin desteklensin istiyorsun.
0
my fault
(21.08.24)
benim de öyle bir arkadaşım var ne anlatsam beni suçlar konudan bağımsız. sizi anlayabiliyorum.

büyük bir ihtimal arkadaşınız sizi sevmiyor ve anlattıklarınızı dinlemek istemiyor. bir de sohbetlerinizde belli ki konuşmacı taraf daha çok sizsiniz o sadece cevap vermek için sizle konuşuyorsa büyük bir ihtimal sizi ciddiye bile almıyor.

bir de siz belli ki duymak istediklerinizi söyleyebilecek birine ihtiyaç duyuyorsunuz ve karşılık göremeyince deliye dönüyorsunuz. bence o arkadaşınızla iletişimi kesin. ona bir şey anlatmak ve ona ihtiyaç duymak zorunda değilsiniz.

bu arada çoğu konuda da haklı kimse sizi pohpohlamak evet sen haklısın demek zorunda değil.

dedikodu misali ben işe geç kalıyorum kızıyolar baskası gec geliyor kızmıyolar böyle düz bi muhabbet hem neden anlatılır ki kime ne fayfası var :)

aranızdaki ilişki toksikleşmiş fakat siz farkında değilsiniz. ya da farkına varmışsınız ki bu duruma isyan ediyorsunuz.
0
koela
(21.08.24)
Sizin eğri ya da doğru olmanızdan ziyade karşınızdaki insanla ilgili yorum yapacağım:

Bu tip bireyler karşısındakini dinlemezler, onların kafasındaki teorik dünyaya siz mekanik biçimde sığmak zorundasınız. Hayat hakkında kesinleşmiş, formülize edilmiş bir içgörüleri var. Buna uymadığınız her durumda size ahlak sinyallerler, sizi suçlarlar. Bir sorunu paylaşmak her zaman yakınmak ile ilgili değil, bazen de yakın arkadaşınız, partneriniz vs. tarafından desteklenmek ihtiyacıyla tezahür eder. Aranızda net bir frekans farkı var, siz kendinizi duyurmak isterken o bunu reddediyor.

Hayatınızdan çıkarıp çıkarmamak sizin bileceğiniz iş, ama bana kalırsa en iyisi hiçbir şey anlatmamak.
0
rakicandir
(21.08.24)
20 yıllık arkadaşlık çok özel bir şey öncelikle. bunun kıymeti bilinmeli. illa biliyorsunuzdur da, burdan başlayayım dedim :)
bazısı ağzını şapırdatarak yer, bazı arkadaşlar kokar, bazıları dinlemez. her arkadaşlıkta binbir türlü dert var. sizin derdinizi küçümsemiyorum, ama dertsiz tasasız bir ilişki yok. zaten bu yüzden yirmi yıl devam etmişsiniz.

öncelikle, "bir daha sana derdimi anlatmayacağım" gibi kararlar üzücü. arkadaşınız bu yüzden özür dilemiştir. ama ben böyle aksi düşünen arkadaşları severim. anlattığınız örneklerin çok daha farklı versiyonları, sizin yüzde yüz haklı olduklarınız vardır. ve evet, insan bazen sırf onaylanıp geçilsin istiyor. dost dediğin, en olmaz şeyleri bile normalleştirir, kabul. ama şu açıdan da bakabilirsiniz, bir saat geç kalanların olması, sizin beş dakika geç kalmanızı gerçekten de doğrulamıyor. siz de aslında bunun farkındasınızdır. bu arada engelli park yerine içinde engelli olan normal araçların parkına açık mıdır, bu da ayrı konu :) şunu demeye çalışıyorum, olayları 'he' deyip geçemiyor demek ki arkadaşınız, irdeliyor. yapısı bu. ama bu durum sizi sevmediğini, saygı duymadığını göstermeyebilir. yapısı budur.

mesela çok sevdiğim biri var, o kadar ince ince düşünür ki, sinirden kudururum bazen. cafeye girdik diyelim, oturacağız bir yere "aslında cam kenarı daha ferah olur" der ve ben cam kenarındaki masaya doğru gidecekken durdurup "ama orası da biraz güneş alabilir, güneş kremi de sürmedik" gibi bir şey der. oturduğum yere yerleşecekken de, "burası da servis alanında gerçi... ama aslında..." falan diye başlar. ay nefret. ama yapısı bu. ben konuyu başka bir şeye çekince kapatır neyse ki. uzun süre takılı kalmıyor. ama kararlarında abartılı pimpirik.

tabi bunun yanında kızlar içten kıskanabiliyor, dışa vurumları daha sinsi olabiliyor. ilişkinizi bilen sizsiniz. önemli olan bu hareketleri sadece size mi yapıyor? bence buna bakmak lazım. başkalarına yapmıyorsa oturup konuşmak lazım. kızarken, küserken bile ayrıntılı konuşmak en iyisi. "zaten bütün yaptıklarının farkında" diye düşünmeyip, baştan başlayıp örneklerle ilerlerseniz belki işe yarar. yirmi yıllık geçmiş kıymetli çünkü.
0
lovemyself
(21.08.24)
Ben böyle insanlarla ya arama epey uzak bir mesafe koyuyorum ya da alakayı kesiyorum. Önce bütün yaptıklarını yüzüne söylüyorum ama. Zaten dünyanın en sorunlu insanıyımdır böylelerinin gözünde, buna dayanarak her şeyi çat çat konuşup daha da anlamıyorsa icabına bakıyorum. Çekilecek dert değiller çünkü. Bir de onlarla uğraşamam.
0
muhayyer divan
(21.08.24)
dogru arkadaslar bulmak istiyorsan eger kendine şu soruyu sor

"Bu adamin bana bu hayatta bir faydasi var mi"

Eger daha cok zarari varsa tekmele gitsin
0
Zetnikov
(22.08.24)
(4)

İzmir - psikolog ve psikiyatr

whatdreamsnevercome
çok kısa sürede randevu alabileceğim, önereceğiniz isimler var mıdır?şuan birkaç öneriyi aradıgımda kasım ayına falan randevu verebiliyorlardı, çok şaşırdım.
çok kısa sürede randevu alabileceğim, önereceğiniz isimler var mıdır?

şuan birkaç öneriyi aradıgımda kasım ayına falan randevu verebiliyorlardı, çok şaşırdım.
0
whatdreamsnevercome
(12.08.24)
Arzu Erkan Yüce.
0
fraise
(12.08.24)
Uzman psikolog Hasan Arslan.
0
pro9it9is9
(12.08.24)
Pst.Serdar Baysal.
0
from where i ride
(12.08.24)
Ferhan Bıçakçılar
0
jackyr
(12.08.24)
(6)

annemin psikologu olmam

deartheodosia
her gün canı sıkıldığında arayıp devamlı şikayet eder; insanlar, olaylar, düşünceleri vs. beni yıllardır çok yoruyor bu ama herkese böyle davranmıyor. en çok bana karşı böyle, en rahat hissettiği kişi benim sanırım. ben aşırı bencil bi insan olduğunu düşünüyorum yani yarın boğazdan yalı armağan etse
her gün canı sıkıldığında arayıp devamlı şikayet eder; insanlar, olaylar, düşünceleri vs. beni yıllardır çok yoruyor bu ama herkese böyle davranmıyor. en çok bana karşı böyle, en rahat hissettiği kişi benim sanırım. ben aşırı bencil bi insan olduğunu düşünüyorum yani yarın boğazdan yalı armağan etsem (!) teşekkür etmek yerine ilk günden bi şeylerden şikayet etmeye başlar işte çok gürültülü, fare var, nemli vs bi şeyler bulur çıkartır biliyorum :p

beni rahatsız eden şey bunun karşılıklı olmaması. bi sıkıntım olduğunda anneme anlatmak istesem “dinlemek istemiyorum, canım sıkılıyor, anlatma hayır” der -genellikle bunu söylüyor. ben de iyi peki diyorum. yalnızca almak üzerine yaşıyor. çocukluğum da bayağı neglected geçti, annelik sorumluluklarının %80ini yapmamıştır.

bu ilişkiyi ne yapmalı sizce? kendimi zorunlu hissediyorum ama artık şikayet dinlemekten de bıktım ve tüm hayatı bi insanın böyle mi geçer ya? beni de bu yönde kullanıyor çocukluğumdan beri. ben 13 yaşındayken bile “dertleri”ni dinlerdim -çoğunluğu da kafadan uydurulma şeyler dediğim gibi. yorumlarınız?
0
deartheodosia
(11.08.24)
ara ara ghosting yapıyorum ama tabii ki bi şey değiştirmiyor.
0
🌸deartheodosia
(11.08.24)
Benim annem gibi. Kendi psikologa gitmez, ben gidiyorum.
0
Kahvedesu
(11.08.24)
Kardeş olabilir miyiz sizle? Değişmeyecek maalesef. 6-7 yaşımdan beri 25 senedir buna maruz kaldım. Babamla olan ilişkisinde bile herşeyi bana kusuyordu. Tedavi gördüm yıllarca bende çok büyük hasar bıraktı. Değişmesini beklemeyin. Ghostlayabildiğiniz kadar ghostlamaktan başka çare yok. Benden sonra kardeşime sardı maalesef.
0
sacrilegious
(11.08.24)
Cok sorunlu bir ailem var anlatsam inanmayacaksiniz sadece tek bisey soyleyeyim annem babam 40 sene den fazla konusmayip ayni evde yasiyor ben 38 yasindayim aralarinda postaco govi yasadim surekli bana soyluyorlardi annemin babamin dertlerini saymiyorum

Baya yiprandim ben

Size tavsiyem anneniz bilenolsa gerekiyorsa soyleyeceksiniz yuzune vuracaksiniz psikolojim dertlerini kaldirmiyor artik boraz pozitif boseyler anlat diye. Bunda ayip bisey yok. Yoksa yasam enerjinizi emerler bi bakmisin ortada sizden hoc bisey kalmamis. Gerekiyorsa konus yada bloklama taktigini yapican baktin basliyor gene bos yapmaya ortami terk edicen sende ona basim agriyor baska zaman de yol ver. Annende olsa kendi icin bunu yaomalisin.
0
Zetnikov
(11.08.24)
Psikoloğu olduysaniz seans ucreti isteyin. Ciddiyim, düz konuşarak halledilemiyorsa belki böyle sert espriler ise yarar
0
encokbenisevinnolur
(12.08.24)
Merhaba, size bir kitap önerim var: Var olan annenin yokluğu.
0
from where i ride
(12.08.24)
(10)

iş hayatı ve ego - hasetlik?

gitdaddy
geçen sağlık raporu için özel bi hastaneye gittim. danışmadan yönlendirdiler işte doktorun kapısında kaydım yapılacakmış. 30 yaşlarında bi kadın aldı kimliğimi, kaydımı yaptı sonra içeri girdim. doktor da 30 yaşlarında bi kadın, muayene etti raporu yazdı vs. işim bitti.aynı yaşlarda iki insan, biri
geçen sağlık raporu için özel bi hastaneye gittim. danışmadan yönlendirdiler işte doktorun kapısında kaydım yapılacakmış. 30 yaşlarında bi kadın aldı kimliğimi, kaydımı yaptı sonra içeri girdim. doktor da 30 yaşlarında bi kadın, muayene etti raporu yazdı vs. işim bitti.

aynı yaşlarda iki insan, biri muhtemelen 100-150k para kazanıyor, sosyal statüsü yüksek, evi-arabası-tatili falan filan var. diğeri en iyi ihtimalle asgariden hallice kazanıyor, belki ailesiyle yaşayıp ucu ucuna bi hayat geçirmeye çalışıyor.

bu tabloda sorun yok tabii ki, kimisinin de özel jeti var yani konu o değil. ama bunlar dipdibe çalışıyor. sürekli telefonlaşıyorlar, yan yanalar vs.

bu sekreter arkadaş, bi ego sorunu yaşamıyor mu? ya da hasetlik/kıskançlık gibi bi durum olmuyor mu? ya da hayata ve düzene karşı inanılmaz bi nefret ya da küçükken şartları iyiyse geçmişteki tembelliğine falan öfke duymuyor mu?

yoksa insanlar gerçekten "hayat şartları işte" diyip bu işi kafasında bitirecek olgunluğa sahip veya zamanla bu olgunluğa erişiyorlar mı? erişmiyorlarsa yıllarca bu ego savaşı çıldırtır zira.

ne yazık ki cringe bi soru oldu ama sağda solda konusunu açsam ayıplanabileceğim bir konuyu anonimliğin de arkasına saklanarak sizlerin düşüncelerini merak ediyorum
0
gitdaddy
(30.07.24)
(bkz: sınıf kini )
0
phonex
(30.07.24)
Cringe bir soru olduğunu düşünmüyorum ayıplanacak bir düşünce de değil bence.

Mutlaka içten içe bir kıskançlık olur, ben olsam olur mesela kötü niyetli bir kıskançlık olmak zorunda değil ama benimle yaşıt olan başarılı kadınlara karşı içimde kıskançlıkla karışık bi "helal olsun" durumu oluyor.
Çalışkan bir çocuk değildim, ders çalışmaktan hiç hoşlanmadım belki kafası çalışan biri olsam daha iyi bir mesleğim olabilirdi ama bu tamamen benim kendimle ilgili olan bir konu bu yüzden hasetlik yok içimde bu insanlara karşı.
Olmamalı da çünkü benim durumum karşımda kişiyle alakalı değil tamamen benim yaşam koşullarımla alakalı. "hayat şartları işte" deyip geçiyorum.

Burada da kadının nasıl bir hayattan geldiğini bilmiyoruz belki çevresine göre şu an yaptığı iş de gayet "başarılı" görünüyor ve durumundan memnun. Daha iyileri her zaman bizi üzmek zorunda değil.
Bu kadar kötü bir hayattan geliyorsa kıskançlık duymaz.

Ama geçmişleri hemen hemen aynıysa ve tek fark ders çalışmamasıysa kendine kızıyor olabilir.

Bahsi geçen doktor zengin bir aileden geliyor ve eğitim hayatı bu zenginliğe bağlı bir şekilde ilerlediyse o zaman da sınıf kini +1 derim.
Ancak böyle bir durumda öfkelenir.
0
mutekebbir
(30.07.24)
bence cringe bir soru degil. cok hayatin icinden bir soru ve bu sorunun cevabi inanin ki sekreterin ve doktorun karakterinde bitiyor. ilk basta sekreter kiskanir diye düsünüyorsunuz ama sekreter zerre haset hissetmezken hic olmayacak bir sebepten ötürü doktor sekretere fesatlanip kiskanabilir. bu tamaman karakter meselesi cünkü ben her iki versiyonu da sayisiz defa gördüm.
bu arada kiskanmak ve imrenmek farkli seyler, bu ayirda da varmak gerek.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(30.07.24)
Kölesi gibi ya da alt sınıf gibi davranmıyorsa bir sorun yoktur. Hayran bile olabilir.
0
gabe h coud
(30.07.24)
öncelikle sorunuz hiç cringe değil, anlamaya çalıştığınız konunun naçizane olarak türkiye'nin en temel sorunlarından biri olduğunu düşünüyorum ben.

eksisozluk.com
eksisozluk.com

"bu sekreter arkadaş, bi ego sorunu yaşamıyor mu? ya da hasetlik/kıskançlık gibi bi durum olmuyor mu?": oluyor, hem de nasıl oluyor. sözlükteki çoğu tartışmanın temelinde bile sınıf nefreti var bence.

ama burada tabii ki kişinin farkındalığı, geldiği aile, karakteri de çok önemli. yani herkes kendisinden bir tık daha fazla zenginden, okumuştan nefret etmiyor tabii ki. hayat, kader deyip geçen var, tembellik yaptım diyen var, hiç takmayan da var. ama haset eden çok daha fazla gibi geliyor bana.

hiç evi olmayan alt sınıf ile bir kışlığı bir yazlığı olan orta sınıf vergi kavgası ediyor günlerce mesela.

genelleme yapmayı hiç sevmiyorum ama türkiye'de şöyle bir durum var: alt sınıf orta sınıftan nefret ediyor. orta sınıf alt sınıfı cahil diye küçümsüyor. alt sınıf küçümsendiğini bildiği için orta sınıftan daha da nefret ediyor ve öfke doluyor, orta sınıfın her kaybını kazanç sayıyor, halbuki o arada kendisi de kaybediyor.

ama güce ve iktidara çok önem, değer veren bir kültürümüz var, resmen güce tapıyoruz. onun için alt sınıf da orta sınıf da üst sınıftan nefret etmiyor, birbirlerinden nefret ediyor.

okumuş, meslek sahibi olmuş gruplara öfkenin temeli de burada yatıyor.

ve hatta benim naçizane fikrim, akp'nin 20 küsür yıllık iktidarının nedeni de burada yatıyor. akp seçmeni akp'yi kendi sınıfından sayıyor, chp seçmeni de chp'yi kendi sınıfından sayıyor(du). yani tamamen sınıfsal düşüncelerle oy kullanılıyor türkiye'de bence yıllardır. akp seçmenine koyun falan deniyordu, hiç alakası yok, herkes kendi sınıfının partisine oy veriyor, herkes neyin ne olduğunun çok iyi farkında. artık doktor bile dövebiliyoruz cümlesi üzerine bu konuda tez yazılır...

ama aslında her şey karşılıklı olarak karakterde ve saygıda bitiyor.
0
la lykia
(30.07.24)
bence olmuyordur. okumayan ya da o kadar yüksek derece vs yapmayan insanlarda kafam bu kadar basti napayim kafasi oluyor. hemsire oldugu icin gururlaniyordur da eger ilkokul arkadaslari vs "bisi" olamadiysa.

doktor olmayi kendinde isteyecek olsa zaten bastan cirpinirdi. simdi ati alan üsküdari gecmis. birbirlerine hasetlenen tayfa asil o doktorlar. ilkokuldan beri deneme sinavi, tus bilmem ne diyee sürekli net yaristirma, birbirlerini yeme pesindeler. ortam bu sekilde... ankara'da tusa hazirlanirken millet ders calisma sürelerini kiyasliyordu kronometreyle.
0
robert bosch
(30.07.24)
Ikisini de oldukları noktaya getiren bir hayat, ve ilişkiler yaşadılar şu ana kadar. Yaşamlarında çok büyük bir kırılma olmadıysa (örneğin sekreterin ailesi vefat etmiş olsun lise universite yıllarında, ve bari garanti is olur diye o alana yonelmis olsun, ama aslında potansiyeli olan biri olsun) zaten çoğu insan, onu olduğu statüye getireceği ihtimal dışı olmayan şartların içinde yaşıyor yaşamını. Dolayısıyla da o meseleler az çok hallolmus olmasa bile dizginlenmis oluyor. "O öyle ben de böyleyim" meselesi.
0
encokbenisevinnolur
(30.07.24)
Merhaba, sorunuz bana hiç "cringe" gelmedi. Aksine; güzel bir tartışma döner diye düşünüyorum. Başkalarının içini bilemem; kendimden bahsedebilirim ve benzer konuları tartıştığım insanlara daim gözlemlerimi aktarabilirim.
Bende oyle duygular uyanmıyor.
0
from where i ride
(30.07.24)
bu sekreter arkadaş, bi ego sorunu yaşamıyor mu? - yasamadigi icin sekreter olarak devam ediyor, yasasa o pozisyonda zaten kal(a)maz.

"boyle iyi yaw" dediginiz anda duraksamaya giriyorsun. hirsli insanlar hicbir zaman boyle iyi demiyor, yetmiyor cunku.. hep sonraki seviyede ne var merak ediyorsun.
0
cooperr
(30.07.24)
bu tür soruları el elalem üzerinden değil de kendin üzerinden kendine sorsan?
sende aynı durumdasın? seninde bir patronun var, o da senden çok kazanıyor, her gün onun zenginliğini korumak hatta arttırmak için uğraşıyorsun, patronunla aranda ego sorunu mu yaşıyorsun?

yok çalışmıyor okuyorsan yine aynı durum, senden daha iyi notlar alan var, seninle aynı sınıfta duruyorlar, ego mu yapıyorsun?

ilk okulda, orta okulda, lisede senden daha iyi notlar alan sınıf arkadaşların vardı, aynı odadaydınız, aynı şartlardaydınız (en azından okulda) ego mu yaptın? muhabbet etmedin mi? arkadaşlık yapmadın mı?

senden durumu daha iyi olan komşun var, egomu yapıyorsun?

senden daha iyi olan arkadaşların var, ego mu yapıyorlar?

sen o sekreterdende doktordan da farklı değilsin. kimine göre sekreter seviyesindesin, kimine göre doktor seviyesindesin.
0
selam
(30.07.24)
(16)

Çocuğum normal mi?

bugisme
Tam 3 yaşında erkek çocuğum var. Bazı davranışları bana ilginç gelmeye başladı. Sizin yorumunuz nedir merak ettim. Aşırı muzip bir kişiliğe sahip. Örneğin ona renkleri sorduğumda gülerek her seferinde yanlış rengi söylüyor. Bu tarz şaka yapmayı çok seviyor. Çiçeklere karşı aşırı ilgili. O kadar ilgi
Tam 3 yaşında erkek çocuğum var. Bazı davranışları bana ilginç gelmeye başladı. Sizin yorumunuz nedir merak ettim. Aşırı muzip bir kişiliğe sahip. Örneğin ona renkleri sorduğumda gülerek her seferinde yanlış rengi söylüyor. Bu tarz şaka yapmayı çok seviyor. Çiçeklere karşı aşırı ilgili. O kadar ilgili ki, izlediği çizgi film ya da videodaki arka plandaki ufacık çiçeklerin bile adını soruyor ve ezberliyor. Dışarı çıktığımızda gözü hep çiçeklerde.Neredeyse Tüm çiçek isimlerini kendi kendine öğrendi, mineden, şakayıka, kardelenden gelinciğe, çuhaya hatta gül hatmiye kadar. Bu ilgisi hayvanlara karşı yok mesela.
Bir süre yurt dışında yaşadık 1 yıl kadar. Orada da gittiği kreşte bahçe saatlerinde hep yerden ceviz kabuğu topluyordu. Bunu her gün yapıyordu.Bir kovada biriktirip bana gösteriyordu. Bu davranışı başka hiç bir çocukta görmedim.

Onun dışında konuşması (ingilizce de konuşabiliyor), ikili iletişimi, sosyalliği gayet fazla. Tableti açsak bile kendisi izlemek istemiyor pek. En fazla 10 dk.

Son bir aydır harflere kafayı taktı, günün büyük bölümünü harflerle oynamaya ve bize sormaya adıyor. Şu an tüm sayıları, harfleri ve renkleri hem türkçe hem ingilizce biliyor.

Tek bizi sıkan durum asla yalnız oynamıyor. Asla odasına yalnız gidip kendi oynamıyor. Asla kendi resim yapmıyor. Hep birlikte yapmak istiyor.

Sizce oğlumuzun gelişimsel/ davranışsal bir farklılığı var mı? Destek almalı mıyız?
0
bugisme
(30.07.24)
Olabilecek en klasik çocuk.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.07.24)
Çocuğunuz dahi bence.
0
makbur
(30.07.24)
Gayet güzel çocugunuz var. Her çocugun mizacı davranışı huyu suyu farklı. Sizinkini pozitif olanlardan. Tabiki uzmanın da fikrini alın bence her aile belli aralıklarla almalı. Fakat ekran olayına dikkat edin. Olabildiğince minimum tutun. Legonun çok güzel setleri var. Faydalı ve yaratıcı oyuncaklar alın
0
limonlu eksi
(30.07.24)
ben de uzman değilim ama 2 yaşında bir kızım var.

Bana sorarsanız sizin durumunuz gayet iyi. Çocuğun özellikle ilgi duyduğu birşeylerin olması ayrıca sosyal olması bunlar gayet iyi şeyler. Asıl çocuğun içine kapanık olması, kimseyle konuşmaması sosyal olmaması vb şeyler istenmeyen durumlar. Çocuğun iletişime açık olması nörolojik gelişiminin gayet iyi olduğunu gösteriyor. Dediğim gibi uzman değilim doktorlardan duyduğumu söylüyorum.
0
nuevo
(30.07.24)
Kendi kendine harfleri tanımaya başlaması, tabletten hoslanmaması mükemmel şeyler. Benim aynı yaştaki yeğenim steamden oyun indirecek neredeyse. :/
0
sekizdokuzon
(30.07.24)
normal düz çocuk bence. ne güzel.
harfleri öğrendiyse okuma yazma da öğrenir bir kaç aya. ben de 3.5 yaşında öyle öğrenmiştim. belki o zaman destek olursunuz okulda sıkılmasın diye. onun haricinde normal çocuk.
0
kaptan maydanoz
(30.07.24)
Merhaba, çocuğunuz ilgi alanlarını belli etmeye başlamış. Bunları takip ederek onun ilgi ve bu konudaki becerilerini geliştirebilirsiniz.
Kendi başına oyalanması için çocuğun sıkılması gerek. Sıkılmasına aralıklarla izin verirseniz, -bu, çocuğunuzla ilgilenmeyin demek değil-o da kendini oyalamak için bir şeylerle meşgul olmayı öğrenecektir. Bu da bir süreçtir. Bu durum aynı zamanda; çocuğunuzun akranlarıyla vakit geçirmeye hazır olduğunun işaretidir. İlgi alanlarını göz önünde bulundurarak; çift dille eğitim yapan dpğa/orman okulları vb.ekolleri araştırabilirsiniz.
Son sorunuza gelirsek; negatif bir farklılık, eldeki bilgilere göre yok.
0
from where i ride
(30.07.24)
bizimki de vinçlere, iş makinelerine takmıştı o yaşlarda. 4 yaşına gelince vazgeçti. diğer saydıklarınız da hemen hemen gözlenen şeyler.

tek yapmanız gereken sabırla tüm sorduğu 'adı ne? nasıl? neden?' sorularına cevap vermeye devam etmek :)
0
brkylmz
(30.07.24)
Benim kardeşim o yaşlarda kartallara takmıştı. Çok saçma değil mi, hahah. Kartal çeşitleri, kartalların özellikleri, doğada kartalların bulunabileceği yerler, içimiz dışımız kartal olmuştu. Kendisine bir yerlerden kartal fotoğrafları resimleri bulup kolaj hazırlardı kartonlara. Çoğu özelliği o kadar benziyordu ki sizin çocuğunuza :) Şimdi büyüdü tabi. Çok normal olduğunu söyleyebilirim size şimdiki haline bakarak :)
0
silverleaf
(30.07.24)
Spesifik ilgi alanları olan çocuklara saygım ve sevgim var (ki çocuk seven biri değilim pek). Ben haritalara, bayraklara falan takıktım ki hâlâ öyleyim coğrafya nerdü biriyim. Bu ilgisini devam ettirirse çocuğun ileride bunu meslek hâline getirmesine izin verin. Çiçekçi de olur biyolog da ama bu alanda ilgisi devam ederse bırakın bu işi yapsın mutlu olsun. Severek yaptığı sürece başarılı olur zaten :)

Onun dışında bence de normal. Bizim arkadaşın oğlu da inşaat makinelerine falan takık, benim bilmediğim makinelerin özelliklerini sayıyor.

Bi arkadaşımın yeğeni vardı babası bomba imha uzmanıydı, çocuk patlayıcılar konusunda kimyasal düzeyde bilgi anlatıyodu toluen nasıl üretilir, patlayıcı nasıl yapılır diye ahahaha bu biraz ürkütücü ama 5 yaşında veletten inanılmaz bilgiler öğrenmiştim 2 saatte

Okumayı erken öğrenmesi bence iyi bi şey ben de 4 yaşımda öğrenmiştim. Okula erken başlatmayın ama, birinci sınıfta sıkılır muhabbetini yaşamadım hiç ki matematik kısmını da biliyodum yani tamamen sosyal aktivite olarak gidiyodum :D
0
nundu
(30.07.24)
3 yaş için yalnız kalmak istememesi oldukça doğal. Bizim de kızımız 4 yaşında ve çok az kendisi oyun oynar her zaman yanında birini ister - kedi gibi - bazen sadece aynı odada olmak bile yetiyor. Uzman değilim ama anlattığınız kadarıyla herşey normal. Profesyonel görüş alma ihtimaliniz varsa alın bence. Aşırı ilgi dışında spektrum emaresi yoksa bir problem yok gibi. Benim yeğenim var üniversite sınavına hazırlanıyor o spektrum içerisinde, öğrendiği şeyleri takıntılı bir şekilde detaylı öğrenir biraz dalgındır biraz da ilgi alanları standartın dışında kalırsa insanlara garip gelebiliyor ama bu da onun karakteri olarak oturdu bizde.
Küçükken tabi çok daha göze batıyordu saatlerce taşları / gezegenleri ezberlemeler falan ama sağlıklı ve normal bir birey oldu kendisi :)
0
hayyam ara
(30.07.24)
3,5 yaşında kızım var. benzer şeyler biz de de mevcut. çocuklar bir şeylere ilgi duyup sonra sıkılabiliyorlar. grup halinde bağımsız oynama 4 yaş diye biliyorum.
0
mikahakkinen
(30.07.24)
Özel eğitimciyim. Eğer gelişimsel/davranışsal farklılıktan kastınız otizm vb spektrum ise eğer, yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla hayır, otizm belirtisi göstermiyor diyebilirim. Yalnız başına değil de birlikte bir şeyler yapmak istemesi de normal gayet. O yaşta yoğun ilgi ister çocuk.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(30.07.24)
Yerinde olsam cocugu botanik parka goturur cildirmasini izlerdim.
0
Zetnikov
(30.07.24)
okul öncesi öğretmeniyim, çocuğunuz normal, sıradan bi çocuk. dönem dönem belli ilgi alanları oluyor ve onu derinlemesine öğrenmek istiyorlar. bu çok güzel bişey destekleyin. sınıfta bi çoçuğum vardı dinozorların her türlüsünü biliyordu. isimlerine dili dönmüyordu ama türlü türlü özelliklerini söylerdi şimdi fen lisesinde. bi öğrencim hayvan düşkünüydü. başka bi tanesi hot wheels delisiydi. bunlar normal. o dönem çocukları biraz trol davranışlar sergileyebiliyorlar çünkü süz onun annesisiniz ve sürekli berabersiniz. mizaç olarak da öyle olabilir. bi öğretmen arkadaşım vardı çocuğunun adını üst üste söyleyip dönüp bakmayınca bu çocuk otistik mi acaba diye çocuk psikiyatrına götürmüştü. doktor da hanımefendi çocuğu bıktırmışsınız adını söyleyince çocuk bi aksiyon olacağını sanır. adını söyleyip bişey olmadığını anlayınca adı söylenince bakmamayı tercih etmiş çocuk artık demiş. çok takılmayınca böyle şeylere. ve naçizane tavsiyem bol bol birlikte vakit geçirin. bazen sınırlarınızı da sinirlerinizi de zorluyordur eminim ki ama gelişimini gördükçe insan inanılmaz mutlu oluyor ve unutmayın ki bugünleri asla geri gelmeyecek.
0
dedim ben sana
(30.07.24)
Oğluma benzettim.
Zeka düzeyi yüksek olabilir.
Ne yazık ki gelişmemiş ülkelerde destek yok.
Yakında oğlunuz okumayı öğrenecek.
Tek yapabildiğimiz, tanıdık bir psikolog aracılığıyla zeka düzeyini belgelemek ve okula başlarken sınıf atlatmak oldu. Ne yazık ki sınıf atlatan okul da sorgulamaya izin vermeyen, sürekli çocuğu susturan ve ezen malum bir zihniyetteydi.
Nispeten iyi diye gittiğimiz okullar "ohooo, böyle çocuk çok geliyor" diye oğlumuzu geri çevirdi.
Burada da böyle yorum yapanlar var, inanmayın.
Ama bu toplum ve eğitim sistemi herkesi köreltiyor. Zeka düzeyi yüksek olanları da bir tornaya sokuyor, ortalama hale getiriyor.
Bilsem okullarını araştırdık. Matah gelmedi onlar da. Belki gelişmiş bir ülkede devamı gelirse, işe yarayabilir.
Keşke yurtdışında yaşamaya devam edebilseydiniz (yani Avrupa gibi düşündüm).
Biz bir miktar köreldik. Ama yine de empati, yaratıcılık, öğrenme hevesi devam ediyor. Aileye, özellikle anneye çok iş düşüyor desteklemek için. Bir de nispeten yabancı kökenli bir lise eğitimi çok fark ettiriyor.
Kolay gelsin.
0
pro9it9is9
(30.07.24)
(17)

Yeğenimin Okul ve Gelecek Hayatındaki Dönüm Noktası

parcaliham
Fransız lisesinde okuyan kadın yeğenim lise sınavına girdi, çıktı. Sonuçlar geldi ve kendisi iki tercih arasında kaldı.1) Türkiye'de özel bir üniversitede mimarlık. Yüzde 50 burs. Aile yanında yaşayacak.2) Nice'de kimya bölümü olan bir okul. Okul parasız (ya da tam burslu). Okula yakın bir kampüste/
Fransız lisesinde okuyan kadın yeğenim lise sınavına girdi, çıktı. Sonuçlar geldi ve kendisi iki tercih arasında kaldı.

1) Türkiye'de özel bir üniversitede mimarlık. Yüzde 50 burs. Aile yanında yaşayacak.

2) Nice'de kimya bölümü olan bir okul. Okul parasız (ya da tam burslu). Okula yakın bir kampüste/yurtta kalacak. Oradaki kalma ve tüm masraflarını ailesi karşılamaya hazır.

Türkiye'de kalmayı seçerse sadece okul masrafı, Fransa'daki tüm masraflarından daha fazla olacak.

--

Yurtdışında yaşayan birisi olarak (Fransa değil) kendisine Fransa'nın çok daha iyi bir tercih olduğunu, eğer istemediği bölüm ise de daha sonra gittiğinde ikinci senesinde geçiş yapabileceğini anlatmaya çalıştım. Bu şartlarda Türkiye'de kalmaması gerektiğini söyledim.

Sanırım biraz çekingen yapıda olduğu için (ben de o yaşta öyleydim, çok anlıyorum onu) Fransa'ya gitmek istemiyor. Ve Fransızcasının da yeterli gelmeyeceğini düşünüyor sanırım.

Bu sabah Türkiye'de kalmak istediğini ve böyle bir karar verdiğini söyledi.

Bunun bir hata olduğunu düşünüyorum. Ama kendisine bunu anlatmakta güçlük çekiyorum.

İzninizle size iki soru soracağım ve cevaplarınızı akşam kendisine filtresiz olarak göstereceğim.

1) Siz iki seçenekten hangisini seçerdiniz?
2) Kısaca neden bu seçeneğinin daha iyi olduğunu düşünüyorsunuz?

Lütfen yardımcı olun.

Bence hayatının çok önemli bir karar aşamasında kendisi ancak farkında değil.
0
parcaliham
(27.07.24)
Yeğeninin kararına hatalı olduğunu söyleyecek konumda değilsiniz diye düşünüyorum. Kendisini öyle mutlu hissedecekse öyle olsun. Kendi koşullarınız ile onun koşullarını karşılaştırmayın
0
Cezcez
(27.07.24)
Öncelikle üslubunuz çok güzel. Ayrıca doğru düzgün soru görmeyi de özlemişiz, yoksa burayı onedioya çevirecekler.

Yeğeniniz tabii ki Fransayı seçsin. Hem kendi için, hem gelişimi için hem de vizyonu için çok ama çok şey katar, özellikle söz konusu ülke Fransaysa.
Çekinceleri, korkuları olması normal, ama bu durumun sadece geçici olduğunu iyice idrak etsin. Zaten artık mesafe diye bir şey kalmadı teknoloji sayesinde. Çekinmesin gerek yok.
Bahtı güzel olsun, tebrik ederim.
0
numlock
(27.07.24)
Nice.

Çünkü birinci seçenek issizlik. Özel üniversiteden mezun mimarlarla konussun zaten anlar düşeceği hali. Harbiden sıkıntı bir durum .

Fransa'da tabiki daha iyi olacak çünkü; üniversite sonrası iki sene mi ne çalışırsa vatandaşlığa başvurur.
Onun dışında mezun olunca Fransa'da çalışmak zorunda da değil misal.

Illa nice ve kimya mi olacak?

Bence asıl sorun Türkiye'de yüzde 50 özelde mimarlik. Bunun geleceği genelde kötü.
0
logisticsmanager
(27.07.24)
Kaygınızı anlıyorum ama bence 18-19 yaşında bir bireyin bu seçimi internetteki anonim insanların şurası olsun, burası olsun yorumlarına gerek duymadan yapması daha önemli.

Bu anlamda "hangisini seçersiniz" sorusu bence çok anlamlı değil. Biz internette herhangi bir şekilde bir bedele katlanmadan "Nice güzel yer ya" diye yazıp Fransa'yı geçebiliriz. Halbuki mimarlık ile kimya gibi iki birbirinden oldukça uzak bölüm ve Türkiye ile Fransa gibi alakasız iki ülke arasında seçim yapmaya gelip bunlar neticesinde hayatı şekillendirmeye gelince o kadar kolay olmayacaktır.
0
salihdt
(27.07.24)
yurtdışına gidip (uk) orada üniversite hayatına adapte olamadan tr’ye dönen ve burada devam edip bitiren birkaç arkadaşım var. ben olsam nice’i seçer ve bölüm değiştirirdim ama depresyona girip batırma ve tamamen bırakma ihtimali de var.
0
deartheodosia
(27.07.24)
Öncelikle düşüncelerini paylaşanlara, cevap verenlere çok teşekkür ederim.

Eksiduyuru'yu amacına göre kullanmaya çalışıyorum. Zamanla unutulmuş olabilir ancak burası insanların fikirlerini aldığımız, tartıştığımız ve düşünceleri tarttığımız, önerileri değerlendirdiğimiz bir yer.

Yeğenim buradan birisi Fransa'da oku ya da Türkiye'de kal dedi diye karar vermeyecek tabii ki de ancak belki de burada yazılanlar çemberinden çıkmamış birisi için artılar ve eksiler olarak düşünmesini sağlayacak şeyler verecek. Nasıl bilemediğimiz bir durumda kaldığımızda buradaki farklı düşüncelerden ve tecrübelerden yararlanıyorsak, aynısı olacak.

Cevap verenlere çok teşekkür ederim.

Başka cevapları ve varsa kişisel tecrübeleri merakla bekliyorum.
0
🌸parcaliham
(27.07.24)
Merhaba, tebrik ediyorum yeğeninizi. Yaptığı seçimi netleştirir misiniz; Türkiye-Fransa arasında Tr' mi, yoksa mimarlık-kimya arasında mimarlık mı?
0
from where i ride
(27.07.24)
Neden nice'te baska bolum olmuyor onu anlamadim. Kimya ve mimarlik cok ayri branslar. Hangisini istiyor? Mimarliksa neden fransada o secenek uzerinde durulmuyor?
Bir de sadece lise okuduysa Fransizcasi yeterli de gelmeyebilir bunu yabana atmayin. Bunu cevremde cok gordum. Fr lisesi diye sular seller gibi ogrenmiyorlar.

Bence bir sene fransada dil okuluna gitme secenegini de dusunun. Yabancilarin gap year dedikleri seyi yapsin iste. Kafasini toplar, ne istedigine en azindan su ankine gore daha iyi karar verir.

Turkiyede mimarlik da okuyabilir ayrica. Kalmadi artik vakif-devlet uni olayi. Para oldugundan iyi hocalar zaten ozellerde oluyor ve bunu artik herkes farkinda. Ha gidip de nisantasi uniyi yazmasin tabii. Vakif universitesi kavramini ilk baslatanlardan biri olsun.
0
Kittie
(27.07.24)
meslek secimi cok sikintili ya. mimarlik ve kimya apayri bolumler. ve isin kotusu 18 yasindaki bir insanin bu mesleklerin ne oldugunu degerlendirme sansi yok. bilemez yani.

turkiye ve fransa'da okumak noktasinda fransa daha cazip geliyor kulaga.

ama "Türkiye'de kalmayı seçerse sadece okul masrafı, Fransa'daki tüm masraflarından daha fazla olacak." bunun dogru oldugunu sanmiyorum. 4 sene fransa'da yasama, konaklama masraflari okul masrafindan ucuz olamaz. bahcesehir mimarlik'a baktim %50 ile 300 bine geliyor. 4 senede 35 bin euro yapar ki fransanin bunun altinda kalmasi mumkun degil. ustune oradaki okula da harc odeyecek muhtemelen cuzi de olsa.

bence " eğer istemediği bölüm ise de daha sonra gittiğinde ikinci senesinde geçiş yapabileceğini anlatmaya çalıştım" bu kisim cok daha onemli. eger gercekten bu imkan varsa cok degerli. burada mimarlik'ta kalacak ve gercekten mimarlik'in ne oldugunu biliyor mu? ailede mimar var mi bunlar onemli.
0
antikadimag
(27.07.24)
Fransizlar çok irkçi bir millettir bunuda goz onune alabilirsiniz
0
Zetnikov
(27.07.24)
Madem bu muhabbet başladı en azından Fransa'da yaşayan biri olarak yazayim; Fransa'da 7 yılım olacak. Yakın arkadaşlarım yabancı. Galiba sadece biri polis tarafından bir kere durdurulduğu için sorun yaşadı, onun dışında sorun yaşamadı, hepimiz mutluyuz (totalde iki Türk, 3 fasli, bir hintli var yani tam da ırkçılık yapmalik bir grup).
Fransa'da dağ köyünde yaşıyorum. Totalde de 4. Yaşadığı şehir oluyor galiba. Hala meşhur ırkçılığı merak ediyorum yani, bana da böyle denirdi bir kere spor salonunda birinin "dedemi Ermeni soykırımında oldurmusler" gibi boş muhabbeti dışında garip olay da yaşamadım. O yüzden bunlardan korkup gelmeme yapmasin kimse (ya da yapsin tabi bundan korkup gelmeyecek kişi zaten yurtdışında yapamaz).
0
logisticsmanager
(27.07.24)
Ben amacı net olmayan birini okudum yazdıklarınizda. İs kaygısı doğal elbette geleceği olmayan bölüm seçmesin, ancak okul bitene kadar ne Fransa'da kimya bölümü mezunlarına ne olacagi ne Turkiyede mimarlık bölümü mezunlarına ne olacağı belli değil.

Fransa'ya gitsin de, yaşayacağı olasi adaptasyon problemlerini kendi çözmek durumunda kalacak, onu da hesaba katın teşvik ederken.

Bir de, mimarlık ve kimya dışarıdan birbirine oldukça alakasız görünüyor, yegeninizin spesifik bir ilgi alanı yok mu? Ya da mesela konu mimarlık (tasarım?) İse mesela Fransa'da ilgili başka okullara giremiyor mu
0
encokbenisevinnolur
(27.07.24)
@arbre, fransız liseleri öyle ahım şahım okullar değil, mezunlarının arasında burslu lisans kazanan neredeyse yok. geçişle fransa’ya ya da galatasaray’a girenler falan oluyor da yani kızın durumu çok normal, başarısız falan değil.
0
deartheodosia
(27.07.24)
adaptasyon icin ne kadar erken yasta giderse her sey o kadar kolaylasir. ama baska bolum:')
0
ala09
(27.07.24)
1000 tane tercihim olsa 1000 tanesini de TR disinda medeni bir ulkeden yana kullanirim. Adaletin olmadigi yerden gitmek Hz Muhammedin yaptigi gibi hicrete es degerdir. Ulke cayir cayir yaniyor. Ama ates dustugu yeri yakiyor iste.

Ama yegeninize verecegim tavsiye eger gitmekten emin degilse, supheleri varsa gitmesin. Verdigi kotu kararlar da onu bilgelestirecektir. Onun disinda Kittie +1
0
krmzbvl
(28.07.24)
babası müteahhit değilse mimarlık yazılmaz okunmaz artık.
0
titanyum22
(28.07.24)
1) bu secim o kadar buyuk ve onemli bir secim degil.
2) bu secim o kadar yanlis da degil. en basitinden logisticsmanager irkcilik olmadigini soylemis de, 7 yilda fransa'da arkadas grubunun 2 turk, 3 fasli, 1 hintli olmasi normal mi sizce? ve irkcilik gibi bir problemin disinda 18 yasinda oraya gitmek istememek cok garip degil. yegenlerim italya'da universiteye baslamislardi ve oradaki okullarini birakip geri donmeye karar verdiler mesela, yapamadilar cunku. bu tarz seyleri 18 yasinda yapmak kolay degil.
0
ghilleinthemist
(28.07.24)
(7)

Söz kesmemeyi nasıl öğrenirim?

Kahvedesu
Tam karşıdaki sözünü bitirdi sanıyorum. Başlıyorum. Bakıyorum devam ediyorlar. Kaç dk beklemek gerekiyor?
Tam karşıdaki sözünü bitirdi sanıyorum. Başlıyorum. Bakıyorum devam ediyorlar. Kaç dk beklemek gerekiyor?
0
Kahvedesu
(12.07.24)
karşıdakini dinlemiyorsun sanırım, sadece ses kesildiği zaman kendi söyleyeceğine odaklanıyorsun.

yoksa konunun bir akışı vardır her zaman.
0
duyurukullanıcısı
(12.07.24)
Bende de ne zaman biriyle konuşsam nasıl oluyor hiç anlamıyorum aynı anda konuşup, aynı anda susuyoruz. Senkronize durumlar. Karşımdaki de ben de birbirimiz sustuk sanıyoruz aynı anda konuşmaya başlıyoruz. Bazen " sen devam et, ben seni dinliyorum" diyecek oluyorum, aynı anda karşımdaki de benzer bir şey söylüyor. Telefonda falan da aynı.
0
rock n roll
(12.07.24)
Aktif dinleme, pasif dinleme, etkin dinleme vb konuları araştırabilirsiniz.
0
Phoebe
(12.07.24)
Merhaba, Siddetsiz İletisim-Can Kulagi ile Dinleme pratikleri aradiginiz sey olabilir.
0
from where i ride
(12.07.24)
Ara sira bu normal de surekli oluyorsa dinlemiyorsundur. Ustun koru dinliyosundur karsi tarafi. Yoksa karsi taraf sirf es verdi diye bitti sanilmaz soyleyecegi :)
0
Kittie
(12.07.24)
karsidaki konusurken, lafinin sonuna geldigini tahmin ettigin anda sanki izin istiyormus gibi elini kaldir... bir sure bekle oyle. Kendiliginden durup soz hakkini sana verir.

denemeyle sabittir.

Hatta daha buyuk toplantilarda sinifta parmak kaldirir gibi davran. en garantisi o.
0
parcxerox
(12.07.24)
Birde konusurken hic susmayip sadete gelmeyip birde konusturmayanlar var hocam o daha uyuz bisi
0
Zetnikov
(13.07.24)
(9)

Yıllar sonra evlilikte heyecanı, ilgiyi, neşeyi nasıl canlı tutuyorsunuz?

psmstc
Bizim 5-6 sene oldu. Çocuktan ve zor yaşam koşullarından sonra Bir yüz eskimesi karşılıklı heyecanı ilgiyi yitirme kayıtsızlık durumları var.Nasıl aşarız? Aşanlar nasıl yapıyorsunuz?
Bizim 5-6 sene oldu. Çocuktan ve zor yaşam koşullarından sonra Bir yüz eskimesi karşılıklı heyecanı ilgiyi yitirme kayıtsızlık durumları var.

Nasıl aşarız? Aşanlar nasıl yapıyorsunuz?
0
psmstc
(28.06.24)
Aşmak yok, uyum sağlamak var. Kimse kendini kandırmasın, anlık yükselmeler olur da bundan sonrası monoton.

Kim kimi her gün görür de bıkmaz ağa düşününce bile bunaldım.
0
pavlis
(28.06.24)
Hevesi ve merağı canlı tutmak için oldukça emek sarf etmek ve zaman ayırmak gerekiyor. Ben macera ve keşif hislerini canlı tutmanın önemli olduğunu düşünüyorum bu konuda. En basit yolu da doğada yürüyüş yapmak ve bisiklet sürmek, tercihen dağ zirvelerine ulaşmak. Konfor alanından çıkıp fiziksel bir mücadeleye ekip olarak girmek yanında eğlence ve başarı tatmini de getirecektir. Herkes doğayı sever. Yarışmacı olmak da çok keyiflidir. Challenge'ları tiktok yerine gerçek hayatta gerçekleştirmek tamamlanmış hissettirir.
0
hasmetizm 2046
(28.06.24)
Youtube-Dr. Gülcan Özer. Güzel tespit ve uygulanabilir önerileri var.
Beniö tecrübelerim; birbirimizi ihmal etmemek önemli. Çocuk, ezber bozduran bir durum. Güvendiğiniz biriyle işbirliği yapıp, çocuksuz bir hafta sonu iyi gelir diye düşünüyorum. Aranızdaki bağa dikkat çekmek istiyorum bir de. Zayıfladığında ya da koptuğunda, ilişkideki konumunuzu konforsuz duygular eşliğinde görebilirsiniz. O bağı canlı tutmak için tüm şeffaflık ve kırılganlığınızla kalbinizi açmak güven duygunuzu tazeler. Özlem duyduğunuz günler ya da spesifik bir gün seçip; serzenişte bulunmadan sadece o güne dair hislerinizi ve özleminizi dile getirmek, bir başlangıç olabilir.
0
from where i ride
(28.06.24)
beraber aktiviteler +1

mumkunse cocuksuz. cocuk kucukse neneye dedeye teyzeye vs. birakilabilir mesela veya basbaba biseyler yapilir. cocukla da tatil yapilabilir tabii...

gulumsemek, el tutusmak, kucuk surprizler gibi basit seyler de guzel. Turk kulturunde insanlar bu konularda daha "kasinti" oluyor ve muhafazakarlik da var. daha rahat olmak gerekiyor bazen. ya da yapabildiginiz kadar.

not: evli degilim. cocugum yok :)
0
ermanen
(28.06.24)
ilişkide heyecan olması durumunu anlamıyorum. aynı heyecan döngüsünü yaşamaya devam etmek istiyorsa bir insan zaten evliliğe hazır değil demektir (sorunun yanıtı değil gibi ama). tekdüzelik de güzel bir şey.
0
deartheodosia
(28.06.24)
Eger ingilizceniz varsa Esther Perel ve Gottman Institute cok guzel kaynaklar yayinliyor bu konulara iliskin, ozellikle uzun sureli iliskiler ve evliliklerle ilgili.
0
kassiopeia
(28.06.24)
ortak aktivite vs. yalan dolan o işler. kısa vadede işe yarar, sabun köpüğü gibidir.

ilişkilerin doğası bu, bi noktadan sonra monotonluk kaçınılmaz. sevgi geçer, saygı baki kalır lafı var ya, çıkış noktası bu gibi durumlar işte.

ya bunu kabulleneceksin ya da bu diyardan göçeceksin. sanma ki herkes ilk günkü heyecanında, aşkında yaşıyor. hele çocuk olduktan sonra.
0
hops
(28.06.24)
saygı çok önemli.
0
kumandanim
(28.06.24)
bizde çocuk yok, başladı böyle şeyler :D

bazen birlikte aktivite yapıyoruz.
bazen libido tavan yapıyor evden çıkmıyoruz.

ama genellikle ev arkadaşı gibi takılıyoruz herkes kendi kabuğuna çekiliyor.

normalde önceden daha sık birlikte vakit geçirirdik ama tükettik sanırım.

dedikleri gibi sıkılmak kaçınılmaz gibi duruyor. yani ilişkiler de hayat gibi sinüs dalgası gibi inişli çıkışlı. insan bazen kendinden bile sıkılıyor, sürekli gördüğün bir insandan da sıkılmak normal bence.

o yüzden başka arkadaşlar, hobiler falan olmalı.
0
ananiyimioguz
(28.06.24)
(6)

Çok tüy döken kedi

lrdrylgh
Merhabalar British short hair bir kedimiz var görseldeki gibi. Bu sıralar çok tüy döküyor. Aslında genel olarak da tüy döküyordu ama bu aralar baya arttı. Her gün taramama rağmen top top tüy topluyorum ve bir o kadar da etrafa saçılıyor. Mama olarak da Hill's kısırlaştırılmış balıklı kedi maması ver
Merhabalar British short hair bir kedimiz var görseldeki gibi. Bu sıralar çok tüy döküyor. Aslında genel olarak da tüy döküyordu ama bu aralar baya arttı. Her gün taramama rağmen top top tüy topluyorum ve bir o kadar da etrafa saçılıyor. Mama olarak da Hill's kısırlaştırılmış balıklı kedi maması veriyoruz. Mamadan kaynaklı olduğunu düşünmüyorum. Veteriner mevsim geçişlerinde normal dedi ama bilemiyorum. Tüy dökümünü azaltacak malt tarzı vitaminler var. Bunlar bir işe yarıyor mu? Kullanıp memnun kalan var mı acaba? Son çare olarak traş ettirmeyi düşünüyorum ama bu da kedi için iyi midir onu bilemedim.

eksiup.com
0
lrdrylgh
(13.06.24)
tıraş ettirmek kedi için iyi değildir ama bu aralar biz de çok yakınız o düşünceye ki bizimkinin tüy uzunluğu benim saçım kadar neredeyse. vet. hekim de asla önermiyorum demişti.

ama cidden bu ara tüy dökmesi normal. senede iki defa filan böyle bi dönemleri oluyor.
0
elorelia
(13.06.24)
Aynı durumdayız ama ben her gün yanıma az bir su alıp onunla tarayarak kontrol altına alıyorum, almaya çalışıyorum. Bu sıcakta mevcuttaki tüm alt tüylerini döküyorlar. Kimisi destekleyici yağ kullanıyor ama çok etki de edeceğini sanmıyorum. Bırakın döksün rahatlasın, taramaya devam :)
0
silverleaf
(13.06.24)
1) Bu mevsimde bol tüy dökerler, normal.
2) Tıraş ettirmeyin, depresyona girer.
3) Gülü seven dikenine katlanır.

Bolca taramaktan başka çare yok.
0
prole
(13.06.24)
Hava çok sıcak, muhtemelen sıcaklara karşı vücudun savunma mekanizması tüy dökmek oluyor. Tıraş ettirmeyin vücudun dengesini bozarsınız.
0
muhayyer divan
(13.06.24)
haziranla birlikte; hava sıcaklığında birden bir artış oldu. 3 kedimiz de inanılmaz tüy döküyor. tüy dökmeleri, mevsim normalinde tuhaf değil. traş ettirmeyi doğru bulmuyorum. ihtiyaçları kadar tüyü kendileri döküyor zaten.
0
from where i ride
(13.06.24)
traş konusu kedinin karakterine bağlı. bazı kediler traş sonrası strese girerken bazıları tam tersine çok daha mutlu olabiliyor. bizim iran kedimiz traş sonrası aşırı neşeli hareketli olurdu, çünkü hayvan rahatlıyor. sağlıklı olup olmadığını ben yorumlayamam ama ezbere sağlıkısız demek de yanlış. bu konuyu bir veterinere danışın. bizim iran kedimiz defalarca traş edildi ve çok da uzun yaşadı. açıkçası stres hariç sağlığına etki edecek bir faktör aklıma gelmiyor.
0
orpheus
(13.06.24)
(17)

Sizce normal mi?

Cenk Daniels
Merhaba, yaklaşık 9 aylık bir ilişkim var. Sonrasında kendisinin eksisozluk hesabı olduğunu öğrendim. Yazdığı yazılara baktığımda önceki ilişkisine ait bit kaç tane güzelleme yaptığı ve eski erkek arkadaşına yazdığı güzel sözler var. Bunu ilişkimizin ilk başında görmüştüm, fakat sesimi çıkarmamıştım
Merhaba, yaklaşık 9 aylık bir ilişkim var. Sonrasında kendisinin eksisozluk hesabı olduğunu öğrendim. Yazdığı yazılara baktığımda önceki ilişkisine ait bit kaç tane güzelleme yaptığı ve eski erkek arkadaşına yazdığı güzel sözler var. Bunu ilişkimizin ilk başında görmüştüm, fakat sesimi çıkarmamıştım. Fakat aradan 9 ay geçmesine rağmen ve hala hesabını aktif kullanıyor olmasına rağmen bu yazıları silmemesini nezaketsizlik olarak yorumluyorum. Peki siz ne düşünüyorsunuz, konuşmalı mıyım bu konuyu yoksa görmezden mi gelmeliyim?

Teşekkürler.
0
Cenk Daniels
(04.06.24)
unutmuştur belki.
benim de aktif kullandığım 10 senelik hesabımın içinde şu an okumaya utandığım şeyler var. okuyabilirsem silerim :)
0
Gradient_tabanlı_mor
(04.06.24)
kıskanç olmadığın için aklına bile gelmemiş olabilir. Rahatsızlığını kibarca dile getirmek dünyanın en sağlıklı iletişimidir.
0
hasmetizm 2046
(04.06.24)
Yaptığı şey normal göründü bana.
Bu durumdan rahatsızsanız konuşmalısınız.
Ama unutmayın ki o yazıyı yazdığı gün hissettiği duyguları o gün yazmış. O gün o şekilde yaşandı. Sonradan ne olursa olsun o gün kayıtlara o şekilde girdi. Sonradan değiştirmeye gerek yok.
Birinin "bunları değiştir, beni rahatsız ediyor" demesi de kendine güveninin düşük olduğu izlenimini veriyor.

Yapabilirseniz en güzeli "bunları silmeni isteyemem ve sakın ha silme ama bunlar beni rahatsız ediyor. Gel bunu konuşalım, beni bu konuda sakinleştir, rahatsızlığımı gider. Rahatsız olmaktan rahatsızım" deyin.
0
michael_knight
(04.06.24)
görmezden gel. sacma bir takinti yapmissin.
0
robert bosch
(04.06.24)
Bu kişisel bir alan, silmeyi unutmuş da olsa silmeyi tercih etmemiş de olsa o omun geçmişidir nihayet, oradan silse bile onun tarihinde öylece duracak bir gerçeklik bu. Bir internet sayfasından o yazıları silmesi, o duyguları düşünceleri kendi içinden de silmiş olmayacak.

Bence onu öyle kabul edin, aynı şey size yapılsa ne düşünür ne hissedersiniz bunu bir düşünün. Geçmişte olup bitenlerin hesabını size vermek zorunda değil, o sizi siz onu sevip istediğinizde "şimdi, şu an" idi var o anki halinizle benimsendiniz, sevildiniz.

Aldatılmaktan korkmanın anlamı yok bence. Daha az sevilmekten korkmanın da anlamı yok. İçinize hiç sinemiyorsa ayrılmanız, samimiyetsizce ilişki yürütmenizden daha doğru olur.
0
muhayyer divan
(04.06.24)
Silmemesi normal ilişkiye başlayınca partnerimizin tüm geçmişine reset atmıyoruz, bu kişisel bir alan silip silmemek ona kalmış, nezaketsizlik değil
0
grimavi
(04.06.24)
O yazılardan rahatsız olmanız normal değil. Görmezden gelmenizi ve bu konuyu açmamanızı öneririm.
0
pispinti
(04.06.24)
nezaketen silebilirdi ama silmemesi nezaketsizlik değil, nötr bir durum. seninle ilişkisi varken yazmadıysa hiçbir şey yapmamalısın.
0
hrskrs
(04.06.24)
Merhaba, 9 ay boyunca sizi rahatsız eden bir konuyu neden muhatabıyla konuşmadığınızı kendinize bir sorun. Ardından bunları ve mevcut durumu partnerinizle konuşun.
0
from where i ride
(04.06.24)
İkinci kez cevap yazıyorum ama bence konuşmayın. Ya da şöyle söyleyeyim, benim başıma gelse ve sevgilim bana dese ki "sen benden önceki sevgilin hakkında ekşi sözlük'te yazdıklarını silmemişsin bu bence çok nezaketsiz bikbikbik" direkt olarak sepetlerdim.
0
pispinti
(04.06.24)
unutmuştur. ayrıca uğraştırıcı bir şey geçmişe dönüp entiriyi bulup silmek. çok kafaya taktıysan bir ara münasip bir dille söyle ortamı germeden
0
abelardo
(04.06.24)
Niye sildin ki? Senden önceki anılarını yok sayıp silsin mi.
0
numlock
(04.06.24)
Senden önceki ilişkilerine ait güzellemeleri seninleyken yazdıysa konuş, senden önce yazdıysa tabii ki normal. Görmezden gelmekle kalma, kendine "Saçmalama CD" de bir de. Bir de 9 aydır bunu içinde biriktirirken ne gereksiz triplere girdin kim bilir.

Burayı günlük gibi düşün. İlişki bitince günlük sayfasını yırtıp çöpe atacaksa günlük tutmanın ne anlamı kaldı? İnsanların hayatı sizinle başlayıp sizinle bitmek zorunda değil. 12 yıllık hesabımda an itibarıyla 3788 tane entry'm var. Herhangi ilişki için gidip de inceleyemem ve silmekle uğraşamam. Kaldı ki "şunu siler misin?" dediğimde de eğer sileceksem sebebi nezaketsiz olduğunu düşündüğümden değil, tatava çekmemek için olacaktır :)
0
nawar
(04.06.24)
eski fotoğraflarını atmasını istemek gibi bir şey bu.

hayatının sen olmayan dönemindeki hatıraları neden yok etsin? belki sen ileride olmayacaksın, ama hatıraları hep onunla olacak. tıpkı seninle ilgili hatıraları gibi. belk sen de hatıralara karışacaksın..

eğer hayatında sen varken öyle yazılar yazıyorsa büyük ayıp etmiş.
0
tabudeviren
(04.06.24)
Ekşisözlük biraz da günlük gibi bir yer, yazıldığı dönemki hisleri, düşünceleri anlatır.
Niye silsin? Kendi alanı, anıları. Buraya yazacak kadar rahatsızsanız konuşun söyleyin rahatsızlığınızı. Nihai kararı o verir yine.
0
crinix
(04.06.24)
silmemesini mi?

ben direk ayrılırım sevgilim böyle düşünse. silmemi düşünse ayrılırım. ne kendim silerdim ne ona sildirirdim. beni ben yapan birşey o.
0
baldan kaymak
(04.06.24)
geçmişi bahsi geçen şahsı ne kadar etkiliyor ve hatırlıyor? bunun dışında geçmişiyle hala yaşıyor mu? bunlara odaklanın. geçmişiyle yaşayan kimseyle olmaz. bu sadece ilişki aşk hayatı olarak bakmayın her konuda geçmişe takılı kalan insanla sağlıklı ilişkiler kurulmaz
0
100binZar
(11.06.24)
(15)

ebeveynlere soru; yeni bebek gercekten hayatın sonu mu?

caliptyca
Doguma 2 ay kaldi ama kiminle denk gelsem "son iyi gunlerin", "bikac yil sabredeceksin" vs. modunda. Buna eşim de dahil (benden onceki evliliginde bebegin-o zaman 1 yasindayken- velayetini alip 5 yildir o baktigi icin..). Sonradan tatli tatli yumusatiyor gulunce dunyan degisecek ehe ehe diye ama onu
Doguma 2 ay kaldi ama kiminle denk gelsem "son iyi gunlerin", "bikac yil sabredeceksin" vs. modunda. Buna eşim de dahil (benden onceki evliliginde bebegin-o zaman 1 yasindayken- velayetini alip 5 yildir o baktigi icin..). Sonradan tatli tatli yumusatiyor gulunce dunyan degisecek ehe ehe diye ama onun da bi tarafi bezgin tabii..

Sonuc olarak su an 3 kisilik bi aileyiz yakinda 4 olacaz ama niye herkes dunyamiz bitecek gibi davraniyor ya da oyleyse neden cocuk yapiyorlar anlamiyorum. Gercektwn boyle mi ya?
0
caliptyca
(29.05.24)
7-24 ilgilenmen gereke, uyanık kısmının yarısında ağlayan bir varlık. bi yere bırakıp gidemezsin vs.
uykusuz geceler. hazırlıklı ol. bebeğim yok da durum böyle hep
0
jelly bear
(29.05.24)
bebek dünyanın tadı be. olsa da sevsek benimki büyüdü. tadını çıkarın. huzurlu olun, ağladığında kendinize yaklaştırın varlığınızı hissettirin, asla kızmayın bebeğinize, sizden çok daha zor bir iş yapacak ilk senelerinde.

bi dakika, "3 kişilik aileyiz" ile bebek sorusu örtüşmedi
0
screamshot
(29.05.24)
hayatın sonu değil ama büyük bir pranga olduğu kesin. evlenerek bir bacağımızı prangalıyoruz, çocuk yaparak da 2. ayak prangalanmış oluyor.

"göğsüne yatırdın mı her şeyi unutuyorsun." klişecileri hariç güzel yorum yapan yok ama herkes de çocuk yapıyor:)
0
yazar yazmaz yazan yazar
(29.05.24)
Bebeğim yok, bebekli arkadaşlarım var.
Bizimle takılmak istiyorlar, gittiğimiz yerlere de geliyorlar çünkü biz hep çayır, çimen, sahil falan çocuk dostu yerlere gidiyoruz.
Geliyorlar ama biz onlardan pek verim alamıyoruz. En az biri tüm ilgisini çocuğa veriyor. İkinci kişide yarı bizde yarı da çocuğuyla takılıyor. Buluşmamızın en az yüzde 40 ında ikisi de full time çocukla ilgileniyor.
Bizim yanımızda oldukları için mutlular, arada muhabbete de katılıyorlar, bizim açımızdan da sıkıntı yok. Ama onlar gerçekten çok kısa bir zamanlarını bizle geçirebiliyorlar totalde.

Eğer sizin de arkadaşlarınız, günlük hayatınız çocuk dostu ise o zaman yalandan da olsa hayatınıza devam edebilirsiniz.

Ama evde değil cafede buluşan bir arkadaş grubunuz varsa, boş zamanlarınızda çocuğun ağlamasından gerilmeyeceğiniz, çocuğu eğleyebileceğiniz bi yerlere gidiyorsanız o zaman kısmen, hayatınıza devam edebilirsiniz.
0
zimbirik
(29.05.24)
Evet bildiğiniz hayatın sonu, ama başka bir hayatın başlangıcı.
Mesela evlilik de hayatın sonu. Ama isteyerek yapıyoruz, devam ettirmek için aşırı uğraşıyoruz vs.

Siz hayatı nasıl görürseniz hayat o şekildedir.
Bu "yandın, bittin" diyenler her zaman her konuda var. Ebeveynlik çok yaygın bir durum olduğu için tavsiye veren daha çok oluyor.
0
michael_knight
(29.05.24)
Ust katimda yeni bebek var o kadar cok agliyor ki her saat basi saadece 15 dk kdr suaiyor ben bittim aileyi dusunemiorm
0
eja
(29.05.24)
yok ya bence planlı ve istenen bi bebekse öyle olmaz. bazı bebekler kolik oluyor çok ağlıyor bazıları da inanılmaz uysal oluyor. biraz şans işi. mesela kuzenimin 9 aylık bebeği var. hasta olmadıkça uykuları düzenli, gceleri çok uyanmıyor ve gündüz de oyuncaklarla oynuyor pek ağlamıyor. ama sen gezip tozayım kafasındayken çcouk yaptıysan tabi ki işkence olur. mesela youtubede doğum hikayesi videoları izle çook güzel çok duygusal şeyler var. bebek isteyen bekleyen planlayarak yapan merak eden birine işkence olamaz bence bu.
0
turuncu tonlarda
(29.05.24)
buyuk bi degisimin zorlugu yanisira sorumluluk yuku ve bence en onemlisi uykusuzluk yipratici olabilir ama esinizin tecrubesi rahatlatici geldi bana. cunku cocuk derdinden sonra esler arasi dertler de oluyor Vay nasil anne 724 cocuguyla ilgilenir beni ilgisiz birakir diye aglio erklerimiz
0
ala09
(29.05.24)
Böyle bir durumu duyuruda okumak gerçekten üzücü.

Yaklaşık son 20 senelik süreçte yükselen bireyselleşme, kişinin bir aile kursa bile artık çocuğa daha bakamayacağını, kendi zamanının ve imkanlarının kısıtlanacağını kişiye yavaş yavaş fısıldamakta.

"Annelik" veya babalık bir çok kimsenin aradığı şeyken başkaları için de zamanla istenmeyen bir durum olarak görülür oldu.

Çocuk, yuvanın korur aileyi bir arada tutar.
Bir süre evet, çocuğun da kendine göre gereksinimleri anne babanın biraz daha özveriyle bebeğe bakmaları gerekecek, uykular bölünecek belki ama doğan çocuk, başkaları yaptığı için ben de yapayım diye doğurulmamalı.
Çocuk güzel bir niyet, faydalı amaç için yetiştirilmeli.

Bazen duyarız çevredeki bazı yaşı büyüklerden:
- 4 çocuk büyüttüm, üniversite okudular, iş sahibi oldular , gelirleri iyi vs..

Kusura bakmasınlar da,o büyüttükleri çocukların ağzından küfür eksik değilse, eli altında çalışanın hakkına giriyorsa, çevresindekiler komşuları rahatsızlığından bıktıysa, hiç o çocukları yapmasaydınız teyze (veya amca)

Siz çevrenizin ne dediğine bakmayın. Çocuğa kardeşte lazım ayrıca.
0
diyecevaplandı
(29.05.24)
Eşim ikinci çocuğu istediğinde belli bölgemi kökünden kesmek mantıklı geldi öyle söyleyeyim.

Çok zor, maddi manevi yıpratıcı, özellikle manevi olarak yıpratıcı.

Ev, iş, hastane üçgenine hapsoluyorsunuz, yolculuklar ızdırap, sosyal hayat sıfıra yakınsıyor, özellikle annenin ruh hali perişan halde, uykusuzluk, hayattan bezmişlik, geçmek bilmeyen göz altı morlukları, yüzdeki devamlı bitkin ifade.

Yakınlarda yardım edecek akraba yoksa tam bir çılgınlık. Özellikle ilk aylar baba çalışacak, eşi evde duracak, olası bir problemde tek başına, gözünüz devamlı arkanızda.

Yeni çocuğu olmuş arkadaşlarımızı görünce eşimin de hevesi geçti, sebebi bulunamayan ağlama, evde parmak ucunda yürümek, hapşırığın bile içinde patlaması, bez değiştir, kusmuk temizle, günde 48489229848483 kere nefes alıyor mu diye kontrol et, evdeki her tehlike oluşturabilecek eşyayı bertaraf et.

Anlatırken içim daraldı. İkinci çocuğu yapanlara saygı duyar şapka çıkarırım, bende o cesaret yok. Oğluma ölürüm ama çok zor, ilki deli cesareti ile yapılır, biz ne kadar yazsak da bir kulağından girer diğer kulağından çıkar.
0
kimlanbu
(29.05.24)
Merhaba, bebeğinizi sağlıkla kucaklayın. Tecrübe ve gözlemlerimi yazmadan önce; eşinizle bebekli hayat konusunda söylediklerinin sizdeki karşılığını konuşun.

Araları 6,5 yaş olan iki çocuğum var. Onlar doğmadan önce de, doğduktan sonra da "hayatın bitti" mafyası vardı :) Bebeğiniz doğduktan sonra tutturacağınız düzenden her bahsedişinizde, aynı düşünceleri tekrarlayacak olmaları muhtemel:"Emzirmeyi sonlandırınca hayat bitecek. Ek gıdaya başlayınca hayat bitecek. Asıl yürümeye başlasın, hayat o zaman bitecek. 2, 3, 4 yaş sendromları başlasın, hayat asıl o zaman bitecek. Okula başlasın, hayat hakikaten bitecek. Ergenliğe girsin, hayat öz hakiki bitecek." Hayat, bitmiyor bunları tecrübe edince. Bununla birlikte; kendi deneyimlerini bu şekilde anlatanlar da bitmiyor.:)

Bebeğiniz doğduktan sonra bir adaptasyon süreciniz olacak. Uyku, emzirme, bebeğinizle bağ kurma, sosyal hayata dönme, yapmaktan zevk aldıklarınızı 2 çocukla tecrübe etme, kardeşlerin birbirine alışması... Önünüzde koskoca bir hayat olacak. Eşinizin dediği gibi; sizinle ilk göz teması ve gülümsemesi. Hayata bir canlı getiriyorsunuz ve hayatta kalmayı öğretiyorsunuz. Çok çılgın anılarınız birikecek. Koşulsuz sevgiyi tadacaksınız.
2 çocuğumla toplantılara, mesleki eğitimlere, STÖ desteklemeye, hobilerime, kamp tatillerine, arkadaşlarımla görüşmeye devam ettim. Uzun yıllar, tek başıma ebeveynlik yapıyor gibiydim, sonra gerçekte tek başıma ebeveynlik yaptım. Dünyaya, yaşamayı öğreteceğiniz bir canlı getiriyor olmanın bilinciyle hayatınıza devam edebilirsiniz. Kolik, bebek reflüsü, DEHB tanısı bunları da tecrübe ettim. Hayat kalitesi diyenlerin, hangi bilinçle bebek yaptıklarına bakın. Erken çocukluk döneminde kurduğunuz bağ, kişiliği gelişirken çok önemli olacak. Sevgiler.
0
from where i ride
(30.05.24)
modern zamanın depresyon sebebi çocuk sahibi olmak. dünyaya tehlikelerden koruyamıyacağımız bir varlığı getirip endişeleniyoruz. çocuk dünyanın en güzel şeyi deyip evde çocuğa her türlü yanlış hareketi yapan bir çok ebeveyn var.
kimse kendini kandırmasın çocuk sahibi olup bakmak dünyanın en zor şeyi. dünyanın yüzde 99u doğuruyor zaten mucizevi bir şeymiş gibi anlatılmasını halen anlamadım. bir çocuğum var çok seviyorum ama hayatım çocuk olduktan sonra tamamen değişti. çünkü hayatımın karar vericisi çocuk oldu.
0
mikahakkinen
(30.05.24)
Ben de bebek bekliyorum, son 2.5 ayım:)

Ve hiç etkilenmiyorum böyle söyleyenlerden. Bir çoğunun çocuğu yok zaten. Olup da şikayet edenler de olgun insanlar değil. İnsan çocuk yapmadan önce ne kadar fedakarlık yapabileceğini hesaplamalı.

Ben evlenirken de “evlenince erkekler değişiyor, sevgililik gibi olmaz, rutin hayat işte evlilik mutsuzluk” vs mafyası vardı acayip etkilenmiştim. 3 sene oldu sevgililik de neymiş be evlilik cennet diyorum 3 senedir her günüm mutlu. Şimdi de öyle olacağını tahmin ediyorum. Bu sebeple insanların kişisel deneyimlerini umursamıyorum.

Edit: şu aklıma geldi, bir arkadaşım bebekten aşırı şikayet ediyordu öyle zor böyle berbat filan. Dedi ki en son sabah 8 olmadan kalkıyorum düşünebiliyor musun 7 saat bile etmiyor uykum:( ahslshaks. O sırada işe gitmek için zaten 6.30 da uyanık olan ben aydınlanma yaşamıştım.
0
Gradient_tabanlı_mor
(30.05.24)
söyleyenler doğru söylemiş aslında. kimse bunun kolay olduğunu iddia etmesin. çok zor evet. kedi sahiplenince bile hayat bi tık zorlaşıyor, sorumluluklar artıyor. yeni ayakkabı bile alsanız ayağınıza vurur, bi süre dert çekersiniz. yani bu tip sorularda şunu anlamıyorum, bebekten hayatınızı değiştirmemesini mi bekliyorsunuz? yemesi, uykusu, bezi herrrr şeyi size bağlı bi canlıdan bahsediyoruz. ve o canlı bir sürü aşamadan geçip yetişkin olacak. kim buna 'ay abartmışlar, alt tarafı bi bebek' diyebilir? tabi ki hayatınızın bundan önceki evresi bitti ve tabi ki bundan sonrası çok zor olacak.

ben 1,5 sene gece kesintisiz 2 saat uyumadım. abartı değil tam 1,5 sene.

şu an konuşmasını iyice ilerletmiş 2 yaşında bi kız annesiyim. muhabbet edebiliyorum az çok kendisi ile. ve o kadar mutluyum ki. bugün mesela neredeyse ilk defa sabah ben işe hazırlanırken uyanınca ağlamadı ve odasından neslihan neslihan diye seslendi bana. gittiğimde oturmuş, gülümsüyordu. sarıldım, öptüm. yani bu mutluluğu tarif et deseler edemem. zor mu zor? ama verdiği mutluluk, işte o başka hiçbi duygu ile kıyaslanamaz. hayatınızda şu ana kadar en mutlu olduğunuz anı düşünün. benim bu sabah yaşadığım mutluluğun yanından geçemez.
0
elorelia
(30.05.24)
birisi demisti gecen bi duyuruda;

cocukla da zor, cocuksuz da zor. ama cocukla daha guzel.

kolay bir sey degil elbet ama cocuga kesinlikle karsi olma durumu yoksa, cocukla cok daha guzel.

yapiya gore de degisiyor tabi, takintili stresli anne-baba olunca da daha zor. cocuk bu, belli temel seyleri sagladiktan sonra gerisini kendisi hallediyor. gunde bin kere nefes aldigini kontrol etmeye gerek yok mesela, nefes almasini engelleyecek nesne ve durumlardan kacindiginiz surece nefes almaya devam edecek icgudusel olarak. cicek gibi biraz, yemegini suyunu verip temizligini yaptiktan sonra buyumesini bekleyecek/izleyeceksiniz.
0
icim urperiyor
(30.05.24)
(1)

Faber Kastel Oyun Hamuru

komparatistyazar
Uzun zamandır kullanılmayan oyun hamurlarını kötü bi halde buldum. Buradan görsel yükleyemedim. Ekşi sözlük hesabımdan yüklüyorum. O linki paylaşıyorum. Eski haline gelir mi ne yapmamı önerirsiniz. Şimdiden zamanınız için teşekkür ederim. https://eksisozluk.com/entry/164814023
Uzun zamandır kullanılmayan oyun hamurlarını kötü bi halde buldum. Buradan görsel yükleyemedim. Ekşi sözlük hesabımdan yüklüyorum. O linki paylaşıyorum. Eski haline gelir mi ne yapmamı önerirsiniz. Şimdiden zamanınız için teşekkür ederim.

eksisozluk.com
0
komparatistyazar
(27.05.24)
Merhaba, kapağı kapalı şekilde max. 5 ay kullanabilirsiniz. Oyun aralarında 2-3 saatten fazla açık kalması da çabuk bozulmasına yol açıyor.
0
from where i ride
(28.05.24)
(14)

Görücü usulü evlilik sizce çağdışı mı?

ulukayin
Eskiden daha toyken çok saçma ve çağdışı gelirdi. İki tane uzun ama başarısız ilişkiden sonra gayet mantıklı gelmeye başlıyor bu durum. Her iki ilişkimde de en başından evlilik odaklı yürümüşken yolun ortasında ve sonunda fikirsel anlamda aldatıldığımı gördüm. Evlilik bu kadar korkunç değil bana gör
Eskiden daha toyken çok saçma ve çağdışı gelirdi. İki tane uzun ama başarısız ilişkiden sonra gayet mantıklı gelmeye başlıyor bu durum. Her iki ilişkimde de en başından evlilik odaklı yürümüşken yolun ortasında ve sonunda fikirsel anlamda aldatıldığımı gördüm. Evlilik bu kadar korkunç değil bana göre. Hatta sevdiğin, değer verdiğin insanla bir ömür geçirme fikri bana nirvanaymış gibi geliyor bu hayata dair. Hâl böyle olunca dedim ki kendime madem sonuç odaklı bir şey istiyorsun, madem sürüncemede kalmış ilişkilerden nefret ediyorsun neden görücü usulü düşünmüyorsun?

Erkek tarafı benim bu arada.
0
ulukayin
(22.05.24)
Görücü usulü evlenmek çağ dışı, görücü usulü tanışmak şu devir için en mantıklı şey bence.
Sosyal medya sayesinde herkes istediği dünyayı yaratabiliyoeir, kim gerçek kim değil anlayamıyor insan. Bence arada ortak akrabalar/arkadaşlar gerekiyor artık. Sonra da tanışma süreci başlar.
0
numlock
(22.05.24)
Görücü usulü tanışsanız ne değişecek ki? Yani evlilik temelli ilişkiye başlamak nasıl oluyor ki? Evlilik temelli başlamadığınız ilişki olsa ve bu süreçte birbirinize gerçekten ısınıp evlenmek isteseniz "ama evlenemeyiz, evlilik temelli başlamadık ki biz" mi diyeceksiniz?

Ya da ailenizin uygun gördüğü biriyle tanıştınız diyelim, ikiniz de evliliğe fitsiniz. Böyle olunca sevgi de yanında otomatik mi geliyor?

Benim görücü usulü evlilik yapanlarda gördüğüm genel bir tavır var. Eşlerinden anneleri gibi bahsediyorlar. Evliliği baya kurumsal bir şey olarak görüyorlar genelde. Hatta çoğu evlendikleri kişiye çok bir bağ hissetmiyor, gözleri dışarda oluyor. Elbette herkes böyle değildir.

Eşinizi bulmak ve ilişkinizi düzene sokmak için çaba ve zaman harcayıp kötü ve güzel zamanlar geçirerek bir şeyler kurup öyle evlenme kararı almak yerine başkalarının, işin en zor kısmını sizin için halletmesini bekleyince bunun bir etkisi oluyordur diye düşünüyorum ya. Bu manzara bana şeyi hatırlatıyor,

Aileler ufak çocuklarını tanıştırır ya birbirleriyle "hadi arkadaş olun bakim" diye. Ondan nitelik olarak çok bir farkı yok sanırım.

İnsan kendi yuvasını kurabilecek yeterliliğe sahip olmalı. Bence doğrusu bu. Bu kadar karamsar olmayın.

Tabi burada gerçekten "görücü usulünden" bahsediyorum. Yoksa aileler tanışmada sadece aracı olup sizi bıraktılarsa (ki kaç aile var böyle?) birlikte bir şeyler kurmak için bir alanınız olduysa bunun ortak arkadaş yoluyla tanışmaktan çok bir farkı yok. Görücü usulü böyle bir şey değil.
0
akhenaten
(22.05.24)
çağdışı olsun olmasın, ne fark eder? bu sevgili olaylarından ağzı yanan insanların sarıldığı bir can simidi gibi bi şey. ailelerin/arkadaşların önerdiğinin tanışılan insandan daha uyumlu olacağı beklentisini çok anlamsız buluyorum.
0
deartheodosia
(22.05.24)
annenin, teyzenin "şu kızla konuş bak" diye darladığı görücülükse evet fazla geleneksel ce moderniteden uzak ama birileri aracılığıyla tanışmak diyorsan etrafımdaki çoğu bekar kişi bunu istiyor. e ilişkilerdeki belirsizlik ve beklentiler zorlayınca bu yöntem mantıklı

fekat evliliğe dair görüşünüz biraz gerçeklerden kopuk geldigini söylemeliyim. hayat arkadaşla ömür mömür dediğiniz şey ev arkadaşlığı. hatta içinde çok kez "fikirsel aldatmalar" yaşanabilir biraz daha evli arklardan fikir alabilirsiniz
0
ala09
(22.05.24)
Görücü usülü aslında yanlış biliniyor. Görücü usülünde, evleneceğiniz kişiye sizden başkaları karar veriyor. Bir geliyorsunuz, hiç tanımadığınız biri için: "işte bu senin karın olacak, hafta sonu düğününüz var" diyorlar.

Sizin bahsettiğiniz "şu kişi ile iyi anlaşırsınız", "şu kişiyle bir görüşün" tarzı anlaşmalı, görüşme usülü ilişkilerde hiç bir sorun yok. Görüşürsünüz, beğenirseniz devam edersiniz.


.
0
kartallar yuksek ucar
(22.05.24)
kartal +1. demek istediğim tam buydu.
0
numlock
(22.05.24)
benim bir omur gecirecegim partnerimi baskalarinin secmesi cagdisiligin otesinde mantiksiz.

benim partnerimde aradigim fiziksel ve fikirsel ozellikleri en yakin akrabayi gectim anne/babanin bile bilmesine imkan yok zira hepimiz bambaska insanlariz.
0
cooperr
(22.05.24)
Yaşadıklarınıza "başarısız ilişki" olarak değil; tecrübe olarak yaklaşırsanız, bir ilişkide yaşadıklarınızı önce sizin nasıl karşıladığınızı öğrenme fırsatınız olur. Daha sonra karşı cinsin hayat stratejilerine maruz kaldığınızda sizin geliştireceğiniz stratejilerin onlardaki tepkilerini öğrenirsiniz.Ailenizin görüşünü önemsemenizi anladığımı düşünüyorum. Bununla birlikte; hayatı, ilişkileri, ihtiyaçları karşılama isteği artık onların zamanındaki gibi değil. Yani, güncel değil. Onların vasıtasıyla tanışmak olabilir. Ancak "evlilik" niyetiyle baştan yaklaşmak, mantıklı olmaz diye düşünüyorum. Aynı şekilde; karşı tarafın da ilişki deneyimi azsa, "akıl almalar" ve yönlendirmelerle süren, ilişkilerden biri yaşanmış olunuyor.
0
from where i ride
(22.05.24)
Çoğu evlilik araştırmaları akademik yayınlar iyi evliliğin kendi benzer sınıfımızla, ekonomimizle, değerlerimizle örtüşen insanlarla olduğunu söylüyor

Yani öngörüsüne inandığın aileden birinin ya da bir arkadaşının, şöyle bir tanıdığım var, kafanız karakteriniz uyuşuyor gibi, bir de tanışıp siz vakit geçirip görün demesi aslında çok iyi bir filtreleme yapabiliyor

Bu tanışma önerme görücü usülü sayılmaz ya da modern görücü usülü diye bir isim takabiliriz :)
0
grimavi
(22.05.24)
bence de kafanizda kavram kargasasi olusmus. kartal +1. duyuru bana su karikaturu hatirlatti: 64.media.tumblr.com

gorucu usulu konseptinin icinde hic tanimadigin biriyle evlenip hop diye ayni eve tasinmak cinsellik yasamaya baslamak falan var. iki tarafin da secim sansi yok, gorucu usulunu radikal bir sey yapan da bu. diger turlu zaten secim ve tanima sansin olsa o normal dating olur, gorusecegin kisiyi ha uygulamadan bulmussun ha halanin karsi komsusu bulmus arada bir fark yok.

gorucu usulune geri donersek, bu devirde hangi kadin hic tanimadigi bir erkekle evlenmeyi kabul eder, onu bir canlandir kafanda.
0
hot potato
(22.05.24)
Cevap veren herkese teşekkür ederim. Fakat benim çevremde ve benim bildiğim görücü usulü evlilik hadi haftaya evleniyorsunuz değil. Bak işte şunun kızı varmış, şöyle şeylerle uğraşıyormuş (iş, hobi vs) görüştürelim mi sizi şeklinde bir görücü şeklindeydi aslında sormak istediğim soru.
Ayrıca bu devirde hadi şununla evleniyorsun, şu gün istemeye gidiyoruz diye bir şey kaldı mı ya? :)
0
🌸ulukayin
(22.05.24)
Şurada çoook güzel bir görücü usulü evlilik hikayesi var.
Kulaklığınızı takın, gözlerinizi kapatın bir 45 dakikanızı ayırın.
Seveceksiniz.

www.youtube.com
0
Mirket
(22.05.24)
Sizin tarif ettiğiniz "görücü usulü evlilik" değil.
Sizin tarif ettiğiniz "referanslı tanıştırılma."

Herkes kendine göre bir eş bulmak ister. Belki de ön yargıdır ama ben bu şekilde biriyle tanışmayı kabul eden bir kadınla mutlu bir evlilik kurabileceğime inanmıyorum. Bu gereksiz bir ön yargı olabilir çünkü annesi-teyzesi değil de kankası-arkadaşı tavsiye etse benim kafamda herhangi bir sorun yok.

Etrafın ne düşündüğünü çok da umursamayın, denemek istiyorsanız girin o işe.
0
michael_knight
(22.05.24)
Görücü usulü ile evlenmek çağ dışı. Birilerinin "iyi anlaşırsınız bence" diyerek tanıştırması, sonucunda evlenseniz bile görücü usulü evlenme sayılmaz. Haliyle çağ dışı da değil.
0
nawar
(22.05.24)
(3)

yaz ayı için küçük çocuklara hangi kumaş

vss
türünde kıyafet almak mantıklı? şort, atlet, üst olarak. 3 ve 5 yaşında iki ufak çocuk için soruyorum. hiç anlamam maalesef.
türünde kıyafet almak mantıklı? şort, atlet, üst olarak. 3 ve 5 yaşında iki ufak çocuk için soruyorum. hiç anlamam maalesef.
0
vss
(08.05.24)
Keten ve müslin kumaş bence.
0
Amaranta ursula
(08.05.24)
muslin, pamuk
0
ala09
(08.05.24)
Keten, müslin.
0
from where i ride
(09.05.24)
(6)

Faydalı bir eğitim aldınız mı?

michael_knight
Birkaç saat veya birkaç günde verilen eğitimlerden bahsediyorum. Böyle bir eğitim aldınız mı? Çok faydalı veya çok faydasız mıydı?
Birkaç saat veya birkaç günde verilen eğitimlerden bahsediyorum.
Böyle bir eğitim aldınız mı? Çok faydalı veya çok faydasız mıydı?
0
michael_knight
(07.05.24)
datacamp.bogazici.edu.tr

iki gun cok iyi yukleme olmustu.
0
gule gule
(07.05.24)
ileri düzey excel eğitimine katılmıştım, çok faydasını gördüm. o eğitim olmadan kendim araştırarak, video izleyerek de öğrenir miyim? belki evet ama uzun zaman alabilirdi.
onun dışında 1-2 günlük çok eğitime katıldım, birçoğunun kalıcı bir faydasını görmedim. bir tek segem sertifikası almak için katıldığım eğitim dolu doluydu. diğerleri çer çöp
0
mustafakesekci
(07.05.24)
Yöneticilik programında bir eğitim aldim (uygulamalı bir egitimdi, ekip yönetimi icin) kendim hakkında çok şey öğrendim. Üzerinden bir sene geçti hala aklımda.

Onun dışında etkili sunum eğitimi de çok iyiydi Amerika'dan bir danışman tarafından verildi.

Bir de insights egitimi almistim. Onda garip olan insights sonuçları yesil/sari/kirmizi giderken 20 kisilik ekipte beni yüzde 70 kırmızı yüzde 40 sarı koydular kimse yeşil, mavi demedi :)

Design thinking eğitimi de aldım. Acayip güzeldi, iki gün boyunca sıfırdan bir ürün dizayn edip bütün design thinking metodlarini kullandık. Su an bile beyin firtinasi yaparken kullanıyorum hatta Amerika'daki ekipten randevu Alip "şöyle bir şey var, hangi metodlari kullanayim" diyorum.

Vallaha soru sayesinde son bir senede çok güzel egitimler aldığımı gördüm.

En kötüsüyse COVID dönemi olan genç lider programiydi. Normalde Avrupa'da hep beraber bulusup vs oluyor ama olmadi patladi. Hep onlinedi sunumlar falan kesinlikle aynı etki değildi. Oradan hiçbir şey hatırlamıyorum eğitim olarak misal.

Bir de filipinlilerle nasıl calisilir eğitimi almistim, kadının "bunlar her şeye pozitif yaklasir her şeyi yapariz der yapamayacak olsa bile" demesi hala aklımda. Harbiden oyleler :)
0
logisticsmanager
(07.05.24)
Almanya’da liderlik eğitimine katıldım. Aldığım en iyi eğitimlerden. Beni gerçek anlamda değiştirdi.
0
gabe h coud
(07.05.24)
Merhaba, mesleki eğitimler yıllar içinde çok faydalandıklarım oldu.
Şahsım adına aldığım en iyi eğitim, Şiddetsiz İletişim eğitimleriydi. Herkese öneririm. Kendime, hayata bakış açım inanılmaz değişti ve gelişti.
0
from where i ride
(08.05.24)
Cevaplar hep mesleki eğitimlerden geldi ama sorarken benim aklımda daha çok nefes eğitim, özşefkat, yoga, hızlı okuma vs. gibi konular vardı.
0
🌸michael_knight
(08.05.24)
(6)

Ev hakkında sıfır bilgi sahibi olmam (Vana nedir, nasıl açılır vs)

put it in your appropriate place
Ev hakkında direkt cahil kaldım. :// Yani vana nedir, bilmiyorum elbet ama yarın öbür gün sıfırdan ayrı eve çıkma durumunda elim kolum bağlı olacak. Doğalgaz nasıl açtırılır, elektrik nasıl bağlatılır, bunun gibi durumları nasıl ve nereden öğreneceğim?Babamın pek öğretici tarafı yok, zaten derdimi/d
Ev hakkında direkt cahil kaldım. :// Yani vana nedir, bilmiyorum elbet ama yarın öbür gün sıfırdan ayrı eve çıkma durumunda elim kolum bağlı olacak. Doğalgaz nasıl açtırılır, elektrik nasıl bağlatılır, bunun gibi durumları nasıl ve nereden öğreneceğim?

Babamın pek öğretici tarafı yok, zaten derdimi/durumu anlayacağı da yok. Yani yapabileceğini bilsem, reis nedir bu işin aslı diye sorarım tabii ama işte soracak yetkili kişi de yok.
0
put it in your appropriate place
(01.05.24)
Biz varız ya.
0
Mirket
(01.05.24)
İnsan mecbur kalınca her şeyi hallediyor. Şimdiden endişelenmeye gerek yok.
Böyle şeyleri ailemden öğrenmedim, yaptırmak zorunda kalınca öğrendim. Çok zor işler de değil, düşünsene Türkiye'de 20-25 milyon kişinin yapabildiği bir şeyi sen haydi haydi yaparsın.
0
michael_knight
(01.05.24)
sorup hepsini tek tek öğreneceksin. sonuçta kalp ameliyatı yapmıyorsun. bu dediklerinin çoğu online başvuru ile artık oluyor. evde birşey yaptırırken önce usta çağıracaksın. onlar seni kazıkladıkça işi öğreneceksin. buna deneyim kazanmak deniyor zaten :D
0
kendicoplugundeotenhoroz
(01.05.24)
Devam ediyorsunuz kısaca.
0
🌸put it in your appropriate place
(01.05.24)
bkz. YouTube :)
0
alfired
(01.05.24)
(bkz: )youtube.com
0
from where i ride
(02.05.24)
(2)

internetten ikinci el alım-satım

Lubb
selamlar,hayatımda ilk defa kendi kullandığım bir malı satmak ve ihtiyacım olan başka bir malı ikinci el olarak almak istiyorum.bunun için sahibindeni kullanıcam ama başka öneriler varsa da açığım.satımda dikkat etmem gereken şeyler nelerdir?alımda dikkat etmem gereken şeyler nelerdir?
selamlar,

hayatımda ilk defa kendi kullandığım bir malı satmak ve ihtiyacım olan başka bir malı ikinci el olarak almak istiyorum.

bunun için sahibindeni kullanıcam ama başka öneriler varsa da açığım.

satımda dikkat etmem gereken şeyler nelerdir?

alımda dikkat etmem gereken şeyler nelerdir?
0
Lubb
(20.04.24)
Dolap, letgo, sahibinden. Ölücülerden uzak dur yeter.
0
kimlanbu
(21.04.24)
merhaba, instagram' dan 2. el alılveriş sitelerinin hesaplarına girip kullanıcıların postlar altındaki yorumlarını okuyun.
0
from where i ride
(21.04.24)
(4)

Gardropstaki olay ne

regina phalange
Komisyon yok krgo bedava ee bunlar nerden para kazanıyor? Burdaki trik ne. Too good to be true gibi geldi ama
Komisyon yok krgo bedava ee bunlar nerden para kazanıyor? Burdaki trik ne. Too good to be true gibi geldi ama
0
regina phalange
(20.04.24)
Tamamen yanıltıcı bir ifade. Sepetimde 150 liralık bir ürün var mesela ödeme aşamasına geçiyorum 217.49 oluyor 67.49 alıcı koruma ücreti!
0
anon1m
(20.04.24)
satıcı için ekstra ücret durumu yok, tüm ek masrafları alıcıya yıkıyor, olay bu. dolap'taysa satıcı ve alıcı bu masrafları paylaşıyor, daha dengeli oluyor. hatırladığım kadarıyla böyleydi geçen sene.
0
kesmekes laleler
(20.04.24)
alıcıysanız kargo ücreti diğerine göre daha insaflıydı en son. satıcıysanız, iade talebi anında kabul görüyor ancak kargo iade edene ödetiliyor diye hatırlıyorum. komisyon, diğeri gibi de olmadığından fiyatlar da olması beklenene daha yakın.
0
from where i ride
(21.04.24)
Dolapta satıcıya da komisyon verdiriyor hem de yüklü miktarda. Satıcılar uygulamalar arası komisyon farkının farkında ve dolapta fiyatlar çok daha yüksek. Gardropsta sadece alıcı ücret ödüyor. Ama alıcı ile birebir iletişim var, özel mesajlaşma var. Kargo çok daha uygun dolap a göre.
0
mellifica
(22.04.24)
(4)

Bu ne çeşit bir hastalık olabilir? El-ayakta iğne batması

veritaslibertas
Merhaba,Hasta doktora gitmek istemediği sormak istedim belki tavsiye verebilecek biri çıkar.Dün akşam başlayan elde şişkinlik hissi ve avuç içi ağrısı, batma hissi gibi. Çay bardağı tutmakta zorlanmış.Bugün ise avuç içi ve ayak altında şiddetli iğne batma hissi, ayakta dururken can acıtacak kadar. O
Merhaba,
Hasta doktora gitmek istemediği sormak istedim belki tavsiye verebilecek biri çıkar.
Dün akşam başlayan elde şişkinlik hissi ve avuç içi ağrısı, batma hissi gibi. Çay bardağı tutmakta zorlanmış.
Bugün ise avuç içi ve ayak altında şiddetli iğne batma hissi, ayakta dururken can acıtacak kadar. Otururken bir şey yokmuş.

Yine bugün sabah grip belirtileri, halsizlik, sesi gitmiş, burun tıkalı gibi sesi geliyor.

ilk etapta covid gibi bir şey mi diye düşündüm ama acaba ikisi ayrı hastalık mı, bu el ve ayaklardaki batma hissi bir tuhaf geldi.
Bir fikri olan var mı acaba?
0
veritaslibertas
(13.03.24)
enfeksiyon, grip yada sinirlerle alakali birsey olabilir. hastaneleri sevmiyor, tembel vs.. olabilir. ama gec kaldigi, ciddiye almadigi icin cok kotu bisey cikarsa yasayacagi pismanligi anlatin. babannem oyleydi basim agriyodu diyip diyip hicbisey yapmiyodu. sonra beyin kanamasindan vefat etti. o gunden beri herkese hastane ve doktoru ciddiye almasini tavsiye ederim.
0
dokunmakalbime
(13.03.24)
Yeni bir grip çeşidi değilse ben olsam vakit kaybetmeden bir nöroloğa giderdim.

Dedim ama beyin cerrahı mı bakar acaba diye de tereddüt ettim.
0
Mirket
(13.03.24)
Geçmiş olsun. El-ağız-ayak hastalığını bir araştırırdım. İlla ki bir hekime görünün.
0
from where i ride
(13.03.24)
şişkinlik, ağrı ve iğne batma hissi => gut hastalığı
0
zikardo
(13.03.24)
(7)

Ekim ayında Bodrum

uzun kulaklı yalnız tavşan
İstanbul'dan 2-3 günlüğüne kaçalım diyoruz. 20 Ekim civarı denize girilebilir mi acaba? Araçla gelecegim bir yandan da gözümde büyüdü. Soru başlıkta :)
İstanbul'dan 2-3 günlüğüne kaçalım diyoruz. 20 Ekim civarı denize girilebilir mi acaba? Araçla gelecegim bir yandan da gözümde büyüdü.

Soru başlıkta :)
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(25.09.23)
Ekim başında ve sonunda birkaç kez Bodrum’da denize girmiştik, gayet de güzeldi. Tabii hava her zaman aynı olacak değil ama birkaç gün öncesinden bakarsınız hava durumuna. Deniz gayet sıcaktı biz gittiğimizde.
0
orient blue
(25.09.23)
Yani neresine gitmeyi düşündüğünüze göre rüzgar olabilir, deniz de bi Karadeniz veya Gökçeada/Bozcaada seviyesinde olmasa da soğuk olabilir.

Ben giriyorum örneğin o zamanlarda ama eşim soğuk diyor girmiyor. Kişisel biraz o konu :)
0
chicha_v2
(25.09.23)
Güvercinlik tarafında olacağız muhtemelen
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(25.09.23)
Normalde ekim ortasından sonra egede deniz soğur ama bu sene mevsimler baya kaydı.bence ekim sonuna kadar denize girilir.
0
mikahakkinen
(25.09.23)
ekimde bodrum'da defalarca denize girdim, sikinti olmaz.
kuzey ege kadar soguk olmuyo kesinlikle, girilir.
0
cooperr
(25.09.23)
biraz serin olur ama girilir. Turistler Kasim'da bile giriyor.
0
tekdir ile uslanmayan kiz
(25.09.23)
sarı ekim denir. su; soğuğa yakın ılıktır, dalga arada çıkar. kafa dinlemek isteyen turist, ekim ve sonrası gider.
0
from where i ride
(25.09.23)
(6)

Erkek yegene hediye

adventchant
3. Yaşına girecek erkek çocuğa ne hediye alınabilir?Bütçe 1-2bin civarı. İş makinası izlemeyi seviyor çocuk:)
3. Yaşına girecek erkek çocuğa ne hediye alınabilir?
Bütçe 1-2bin civarı. İş makinası izlemeyi seviyor çocuk:)
0
adventchant
(22.09.23)
Yani oyuncak bir dozer, greyder, kepçe falan alınabilir, 1000-2000 bile gerekmez muhtemelen.
0
d max
(22.09.23)
Lego duplo denen büyük bloklu lego setler var, 3+ yazıyor kutularında ama küçükler de yapabilir tahminim. fiyatları o aralıktadır.
0
engelbert humperdinck
(22.09.23)
bütçeye göre oyuncak kepçe, iş makinesi, traktör, tır, kamyon vs..

yeğen o yaştayken şundan almıştım bir süre gece onunla uyumuştu: www.hepsiburada.com

üzerine oturup gezebildiği büyük kepçe var, hala arada oynuyor: www.hepsiburada.com (apartmanda oturuyorsa alt komşu sizi anabilir)
0
inheritance
(22.09.23)
Denge bisikleti.
0
from where i ride
(22.09.23)
İzlediği videoların ya da çizgi filmlerin lisanslı ürünleri olabilir. Benim yeğenim Paw Petrol'ü seviyordu, setini aldık her gün oynuyor hala. Envai çeşit kumandalı kepçe, iş makinesi de iş görür :)
0
black holes in the sky
(22.09.23)
bir arkadaşımın çocuğunun kepçe takıntısı vardı, ben kepçe almıştım çok mutlu olmuştu. bence bütçenizi ikiye bölüp, uygun fiyatlı iki farklı iş makinesi alıp geçebilirsiniz. döndürür döndürür oynar. (çocuklar çabuk sıkılıyor çünkü)
0
loveless
(22.09.23)
(11)

Evdeki koltuklarınızda örtü kullanıyor musunuz? Fiyatlar vs. koruma alma?

winston insani
Merhabalar4-5 ay önce salona çok kullanmadığım bir oturma takımı almıştım.Fiyatlar vs. acayip artıyor ve artık 2 katına bile alamam bu takımı. Bu nedenle koruyucu bir örtü kullanmak istiyorum ikili koltuk ve berjerlerde.Fakat örtü biraz eskide mi kaldı sizce? Siz hala koltuk örtüsü kullanıyor musunu
Merhabalar

4-5 ay önce salona çok kullanmadığım bir oturma takımı almıştım.

Fiyatlar vs. acayip artıyor ve artık 2 katına bile alamam bu takımı. Bu nedenle koruyucu bir örtü kullanmak istiyorum ikili koltuk ve berjerlerde.

Fakat örtü biraz eskide mi kaldı sizce? Siz hala koltuk örtüsü kullanıyor musunuz?
0
winston insani
(21.09.23)
ben kullanıyorum. örtünün eskide kalmasını pek umursamıyorum, bence işlevsel :)

bu arada koltuklar eskimesin diye değil, örtüleri sık sık makineye atabildiğim için işime geliyor.
0
asisamus
(21.09.23)
Aksine. O kadar para verip beğenerek aldığım koltuğu hayatta örtmem. Göz zevki > para
0
ruhen hastayim ben
(21.09.23)
ben de her hafta yıkayıp değiştirebildiğim için ve kolay temizlendiği için örtü kullanıyorum. ayrıca sigara içen biri olduğum için kül vs dökülmesi durumunda ya da evde kedi köpek vs yaşaması durumunda tüy temizliğinde örtü çok daha rahat bir çözümn. neredeyse etrafımdaki tüm arkadaşlarımın evlerinde de koltuk örtüsü oluyor, sanırım temizlik en önemli etken.
0
hypathia
(21.09.23)
Valla ben nasıl yataklarımızı örtüp haftalık nevresimleri yıkıyorsak özellikle sürekli kullandığım kanepeyi de aynı şekilde görüyorum. Benim mantığıma göre koltuğu örtüp örtüsünü düzenli değiştirmiyorsak aynı şeyi yatağa da uygulayabiliriz.
0
denizgonen
(21.09.23)
bazı döşemeciler, üzerinde hiç kılıf yokmuş gibi dikim yapabiliyorlar. öyle bir ustaya denk gelirse yaptır.
0
etna
(21.09.23)
Kullanıyorum. Koltuk örtüleri artık eski çekyat döşemelikleri gibi olmak zorunda değil. İnce dokuma, desensiz, yumuşak olanları tercih ediyorum. Koltuk, kılıflı bir model ve her parçası yıkanabilir olmasına rağmen çok çabuk kirleniyor ve o sıklıkta değiştirmek meşakkatli. Yıpranma payını da düşününce örtü, pratik ve temiz oluyor.
0
from where i ride
(22.09.23)
Kullanmıyorum. Şu ana kadar güzel bir koltuk örtüsü hiç görmedim. Koltuklarım keten, keten olmasını seviyorum. Üzerini örtsem başka bir kumaşa oturmuş olacağım. 3-4 ayda bir koltuk yıkamacı çağırıyorum, öyle temizletmiş oluyorum.
0
irene
(22.09.23)
Ben koltuğu aldığım yerden aynı zamanda koltuğun kendi kumaşından satın alıp örtü diktirdim. Örtü olup olmadığı belli bile olmuyor.

İkea'dan falan aldıysanız böyle bir şansınız olmaz heralde ama mobilyacıdan aldıysanız büyük ihtimal ellerinde kumaş vardır.
0
akhenaten
(22.09.23)
hazır eşyalı evde oturuyorum. Evi tuttuğumda koltukları da yıkattım ama yine de örtü kullanıyorum. Kendi beğenip aldığım koltuklar olsa kullanmazdım ama muhtemelen
0
nundu
(22.09.23)
Eskimesine üzüleceğim kadar pahalı koltuk almıyorum. Paralayanileceğim, yıpranınca yenisini alabileceğim koltuk alıyorum.
Yani örtü kullanmıyorum.
0
zimbirik
(22.09.23)
koltuk yıkattırmak kadar zor bişey yok.

günlükte örtü hep kullanıyorum, temizlik içinde örtü kullanmak daha avantajlı, bişey mi dökültü at yıka ser. biraz yaşam kalitesi ile alakalı ya, ben koltuk sürekli sildirmem lazım gözü ile bakarım örtük kullanmazsam, sürekli oturduğum yer illaki pislenicek o singerler falan köpürterek yıkanmadan silinerek bile temiz olmaz bence (ps. temizlik hastası asla değilim)

etrafımda da yeni evlenen arkadaşlarım, teyzeler evcil hayvan sahipleri herkes örtü ile kullanıyor.
trendyolda çok örtü modeli yok, hep karşına çıkan likralı düz ya da büzgülü modeller biraz ince, semt pazarında oluyor bakırköy cumartesi pazarında güzel koltuk örtücüler var hatta altı silikonlular kaydırmazlar var hemde çok sade şık modeller.

evcil hayvan var diye ben pazardan 1200 tl ye çok dandik likralı tüm koltuğu kaplayan(trendayoldaki en çok çıkanlar) aldım, koltuğu düz renk ile kaplıyorum üzerine güzel bir model örtüyü üçgen seriyorum.

koltuk eskimesi ile alakalı değil tamamen temizlik gözü ile bakyıyorum örtü kullanmaya güzel modeller var
0
eja
(25.09.23)
(8)

Önce kirip sonra özür dileyen yeni sevgili

polopan
Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yen
Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yeni iliski anksiyetesi belirtileri gösteriyordu zaten, bir seylerden tetiklendigini düsündüm ve uzatmadim. Bugün uzunca bir sesli mesaj gönderip özür diledi, asiri reaksiyon verdim, büyütülecek bir sey degildi cok üzgünüm, buzlari eritip kaldigi yerden devam etme fikrine acik misin dedi. Ben duygusal ve hassas bir insanim böyle inislerim cikislarim olabiliyor dedi. Daha önceki görüsmelerimizde de arada bir duygularinda cabuk yükselisler ve düsüsler yasadigini söylemisti. Bazen hizli reaksiyon veriyorum, olgunlasmamis insan davranisi gösteriyorum, sonradan düsününce farkina variyorum demisti. Kenara not alip devam etmistim, simdi uygulamali görmüs oldum.

Acikcasi bu sikintisiyla aktif olarak basa cikmaya calismadikca kendisiyle saglikli bir iliski kurulabilecegi konusunda pek bir umudum yok. Öte yandan kendini taniyip anlamaya calismasi, bazi seyler karsisinda olgun davranamadigini acikca paylasmasi, özür dileyip telafi etmeye calismasini da görmezden gelmiyorum. Iyi bir terapistten yardim almasi gerekir gibi hissediyorum ama ben psikolog degilim, üstten bakarak konusmak ve teshiste bulunmak istemiyorum. Sadece kendim uzun süre terapi almis biriyim, kendisinin hic terapi deneyimi yok söyledigi kadariyla. Yaslarimiz da az degil, 30 üstüyüz ikimiz de.

Bu tarz bir durumda nasil davranmak gerekir?

Edit: Araya bir kac ekstra detay ekledim.
0
polopan
(11.09.23)
bir defa şans tanınabilir diye düşünüyorum. esas bundan sonraki davranışları önemli zaten. istikrarsız bir insansa sağlıklı bir ilişki kurulamaz evet. "normalde" 30 yaşını geçmiş bir insan böyle hataları bir ilişkinin toplam süresi boyunca 1 ya da 2 kez yapar. O hakkını başta kullanmış olsun.
0
sanguine
(11.09.23)
Kişisel olarak hatasız ve mükemmel olduğunuzu düşünüyorsanız, hanımefendi hayatınız boyunca aradığınız partner değilse, aşık olmadıysanız, hayal kurmuyor, heves dolmuyorsanız, uğraşması zor bir durum olacaktır. Otomatik tepkiler (eylem ve söz) çocuklukta kazanılmış şeyler oluyor genelde, psikolojiye merakınız yoksa, destek olmak sizin için yük ise vedalaşın derim. Profesyonel destek de alsa süreci tek kişilik olmayacaktır, tüm farkındalıklarının suçlamasını en yakınındaki kişiye yapar insanlar kendini keşfetme ve baştan sevme aşamasında. Buna alanı olmayan veya bu alanı yaratacak tecrübesi olmayan birisi için zor bir deneyim olacaktır.
0
hasmetizm
(12.09.23)
Ingilizce cok guzel bir ayrim var, emotional vs sensitive. Ikisi ayni sey degil. Hepimiz hassas olabiliriz ancak duygusal olgunluk verdigimiz tepki ile ve nasil bas ettigimiz ile ilgilidir. Bunun yaninda sizin de tetiklendiginiz durumlar vardir ve baskalarina gore gereksiz ya da fazla olabilecek tepkileriniz olabilir. Ikili duygusal iliskiler genellikle yaralarimizla en cok sinandigimiz iliskiler oluyor, bag kurma ihtiyacimiz, kendimize dair inanclarimiz vs hepsi gun yuzune cikiyor. 4-5hafta karar vermek icin, bence, yeterli bir sure degil, konusa konusa devam etmeyi tercih ederdim. Bunun yaninda hem onun hem sizin tarafinizdan boyle olaylar yasanmasi gayet normal, hepimiz koca bir gecmisle, sorunlarla doluyuz, kimse copsuz uzum degil. Kim icin caba gostermeye, sabirli olmaya deger, kim sizin icin bunu dusunecek, bunlari zaman gosteriyor.
0
kassiopeia
(12.09.23)
Sizin için overanalyze modumu serbest bırakayım iki dakka :D

Senaryo 1- Alındığı durum gerçekten kendi açısından ya da genel görüşe göre haklı görülebilecek bir sebepti ancak çeşitli nedenlerden (yaş, kaybetme korkusu, hatalı bağlanma biçimi vs.) geri adım atıp kafasında sizin ilişkiyi bitirme ihtimalinizin korkusundan kendini kurtardı. Bu çok kötü bir durum, tehlike çanları çalıyor.

Senaryo 2- Alınma sebebi kendi açısından haklı olmasına rağmen sizin kendisini yeterince tanımadığınızı kabul ederek size ılımlı yaklaşma yolunu seçti. Bu anlaşılır bir şey, ancak konuyu sohbet havasında ele alıp açıklaması iyi olurdu.

Senaryo 3- Alınma sebebinin haksız olduğuna inandığı için özür dileyip konuyu tatlıya bağlamak istedi, bu olumlu ama dengesiz bir durum. Gelecekte bunun tekrarı muhtemelen olacaktır.

Senaryo 4- Alınma sebebi genel kabule göre haksız görülebilecek bir durum ve kendisi de aslında böyle düşünüyor ama karakter yapısı haksız olduğunu düşünmesine engel oluyor ve konuyu kapatmak istiyor, bu durumda büyük ihtimalle sizi alıştıra alıştıra duruma adapte etmeye çalışacaktır bilinçli ya da bilinçsiz şekilde.

Senaryo 5- Başka ufak nedenler vardı, bunları sizle konuşmadı zaten alınmış haldeyken üstüne bir şey daha olunca fazla tepki verdi ve verdiği tepkinin o olay bazında abartılı kaçtığı belliydi o da tatlıya bağlamak istedi. Her insan saçmalayabilir, bu tatlıya bağlama tavrı gelecekte alacağı tavra göre olumlu ya da olumsuz olabilir.

Velhasıl: Ortada belli ki konuşulmayan bir şey var. Bu şey büyümeden konuşsanız iyi olur. "Arada böyle olabilir" demek bunun altında bir sebep yatmadığı anlamına gelmiyor. Neden arada böyle olabildiğini, hangi korkusunun bunu tetiklediğini, o an ne hissederek böyle yaptığını konuşup anlamaya çalışın. Eğer ilişkide gelecek görüyorsanız sert yapmak yerine bu korkusunun endişesinin yersiz olduğunu telkin ederek ilerleyin. Bunun için psikolog olmak gerekmiyor aslında, bu da temel insani bir yaklaşım. Şu zamanda sorunsuz insanı kim görmüş ki siz bulasınız :D
0
akhenaten
(12.09.23)
4 / 5 hafta içinde henüz yeni tanışıyorsunuz. Arıza (!) çıkardıktan sonra üzerine düşünen, yazmak yerine de sesiyle (tonlama) sizden özür dileyen ve bu esnada da hatasını kabul eden birisi candır bana kalırsa. İyi anlaştığınız, heyecanlandığınız birisini bulmak kolay değil ki hemen atalım, yerine yenisi gelsin...
0
charbiel
(12.09.23)
Gercegi soylemek gerekirse bu sekilde toksik cevap veren kisiler sonradan duzelmiyor.Iliski gelecege evrilirse muhtemelen 15 sene sonra da bir seylere bozulup surat asan bir karakterle birlikte olacaksin.
0
turkuaz
(12.09.23)
Yaşlarınız kaç olursa olsun; şimdiye kadar ilişki içerisinde bulunduğunuz bireyler ki; aileler dahil, bazen olaylar karşısında alınan aksiyonlarda belirleyici olabiliyor. İlişkilerin başlarındaki heyecan yerini rutinlere bırakmaya başladığında ezber tepkiler de ortaya çıkıyor. İlişkiyi yaşadığınız kişiyle de buraya içinizi döktüğünüz gibi konuşursanız, birbirinizin ihtiyaçlarını daha bet duyar ve karşılamaya hevesinizin olup olmadığını anlayabilirsiniz. "Her türlü konforsuz duygunun temelinde, karşılanmamış ihtiyaç vardır." der Marshall Rosenberg. "Olmayacak bir şeyden dolayı mazara çıkarttı" olarak yorumladığınız şey, onun için karşılanmamış bir ihtiyacının sonucunda ortaya çıkan duygu ve beden dili olarak size yansıdı. Bu olayı sizin "kırıcı" olarak adlandırmanız da sizin karşılanmamış bir ihtiyacınız ve sonrasında yaşadığınız duygudur. Düşünceleri duygulardan ayırmak, kendini ifade edebilmek, o an kişide ve karşısındakinin iç dünyasında ve bedeninde neler olup bittiğini daha iyi anlamak için kullanılan çok sade ve etkili bir iletişim metodu var. Bazen terapiye gerek kalmıyorx bazen de terapi alabilmek için ilk adım olabiliyor. İlginizi çektiyse Şiddetsiz İletişim'i araştırabilirsiniz.
0
from where i ride
(12.09.23)
uzak dur. yol ver gitsin.
0
ayseee
(12.09.23)
(4)

Salon bitkisi bakımı

morfeus emmi
Sorun bitkiler ile uğraşan arkadaşlara, derdimiz şu ki ikea’dan yucca elephamtipes çiçeğine bakım nasıl yapılıyor? Daha önce aldık öldürdük, dediler ki su çok verip çürütmüşsün. Çiçeğide sevdiğimizden tekrar aldık toprak iyice kuruyunca su veriyorum şimdi de kurumaya başladı. Bakımı da en kolay bitk
Sorun bitkiler ile uğraşan arkadaşlara, derdimiz şu ki ikea’dan yucca elephamtipes çiçeğine bakım nasıl yapılıyor? Daha önce aldık öldürdük, dediler ki su çok verip çürütmüşsün. Çiçeğide sevdiğimizden tekrar aldık toprak iyice kuruyunca su veriyorum şimdi de kurumaya başladı.

Bakımı da en kolay bitki diyorlar. Bakan eden var mıdır ilmi nedir bu bitkinin ?
0
morfeus emmi
(10.09.23)
Tek olayı su değil malesef yeterli ışık almıyor olabilir mi?
0
amelie poulain
(10.09.23)
Salon gün boyu Işık almasada genelde aydınlık. Bu sabah balkona çıkardım, umarım rüzgar alerjisi de yoktur.
0
🌸morfeus emmi
(10.09.23)
elimi saksı zeminine kadar daldırıp, köklerin oradaki toprak kuru mu diye kontrol edip öyle su veriyorum. Yuccam, 6 ay kadar çok güzel büyüdü ve yavru verdi, kedilerimizin dadanması ve yerini sıklıkla değiştirmem sonucu bozulmaya başladı. Balkona çıkardım ve orada bıraktım. Direkt güneş ışığı gelmiyor, rüzgar ve sıcağa fazlasıyla maruz kaldı ve kendine geldi. Kediler de ilgisini yitirdi. Kışın da yerini değiştirmeyeceğim. Benim tecrübeme göre; ev içinde büyütülecekse hava akımına dikkat ve balkona daha kolay adapte oldu.
0
from where i ride
(10.09.23)
Teşekkür ederim bilgi için, toprak kuruluğuna daha dikkat etmem gerekiyor anlaşılan
0
🌸morfeus emmi
(11.09.23)
(12)

Kablonet sizde de ara ara kopuyor mu surekli?

floydian
Gunde sirf benim denk geldigim gunde 3-4 defa internet birkac dakikaligina gidiyor. Sizde de oluyor mu bu? Modemden oluyor gibi geliyor bana ama nasil anlarim? Daha once kabloneti cok darladim ama bir cozumu olmadi.
Gunde sirf benim denk geldigim gunde 3-4 defa internet birkac dakikaligina gidiyor. Sizde de oluyor mu bu? Modemden oluyor gibi geliyor bana ama nasil anlarim? Daha once kabloneti cok darladim ama bir cozumu olmadi.
0
floydian
(10.09.23)
Bizde olmuyor.
0
gallienus
(10.09.23)
bende oluyor. üstelik ethernet kablosuyla kullandığım halde.
modem: netmaster cbw-383zn. ikinci el almıştım.

infinity 401 mi neydi, daha yeni moddemmiş.
0
tabudeviren
(10.09.23)
modemde internet bağlantısını gösteren ışık da sönüyorsa kablonetten olmalı,
değilse modemdendir. Hele wifi yayma olarak netmaster modemler baya kötü ben yıllar önce kullanırken router bağlayıp wifi'ı oradan yayıyordum. (laptop'umda böyle çok kopma oluyordu bazı siteler yarım açılıyordu vs.)

fakat normalde ethernetten bi sorun olmamalı, üstteki arkadaş kablolu bile problem demiş o baya sıkıntı o zaman.
0
nhk ni youkosu
(10.09.23)
wifi 2.4g sorunlu. 5g' yi deneyin.
0
from where i ride
(10.09.23)
Evet bende aynı dertten muzdaribim. Bir çözüm bulamadım üstelik sektör içindeyim. Taahhüt biter bitmez vdsl'e dönücem. Bir arkadaşımda da durum aynı.
0
mirty
(10.09.23)
11 aydır kullanıyorum 1 kere komple 2 günlüğüne kesildi, başka kesinti olmadı. Kaldı ki günde 16 saatten fazla kullanıyorum.
0
koskoca kirpi
(10.09.23)
evde santral'e bagli alarm sistemi var mi?
0
lamartin
(10.09.23)
Taşındığım evde turknet 100 megabit desteklemiyor diye kablonete geçtim. Aşırı pişmanım. Televizyonu zaten hiç çalışmıyor neredeyse, interneti kopup duruyor. Hız olarak da adresim için belirttiği hızlara çıkamıyor. Turknetten sonra attan inip eşeğe binmek gibi oldu
0
nundu
(10.09.23)
Tv mesela kabloyla bagli o da kopuyor. Internet isigi sonmuyor. Tamamen rastgele gidip geliyor. Adresimde 100 mbsp veren baska firma olsa valla ona gecerdim.
0
🌸floydian
(10.09.23)
Bu kablonetin tek sorunu, ustelik kronik bir sorun 10 senedir falan boyleymis. Aylarca arastirdim farkli cozumler denedim vs konunun uzmani olarak geldim.

- Modem ile tv receiverin guc kablolarini degistirebilirsiniz, bi tik daha iyi olur, cok bandwidth ihtiyaciniz (lokalde gbps hizlar) yoksa isinizi gorur

- Ya da benim yaptigim gibi yapin, gidin duzgun bir modem alin, kablonet modemi bridge moduna alip ethernet kablosuyla buna baglayin. Aylardir 0 sorun.
0
aguen
(10.09.23)
@aguen, modem mi almaliyim router mi?
0
🌸floydian
(10.09.23)
@floydian

modem diye kullandim ulkedeki genel tabirle ama router aslinda :) router alin
0
aguen
(12.09.23)
(4)

giris seviyesi piyano/klavye

antikadimag
kardesime dogumgunu hediyesi olarak dijital piyano almak istiyorum. ama hic bilmiyorum nasil bir sey almak lazim. ilk defa calacak o yuzden giris seviyesi bir sey olsun diyorum. ama hic anlamiyorum bu islerden o yuzden yardima ihtiyacim olacak.butun onerilere acigim. kendisi bana casio cdp s150bk di
kardesime dogumgunu hediyesi olarak dijital piyano almak istiyorum. ama hic bilmiyorum nasil bir sey almak lazim. ilk defa calacak o yuzden giris seviyesi bir sey olsun diyorum. ama hic anlamiyorum bu islerden o yuzden yardima ihtiyacim olacak.

butun onerilere acigim. kendisi bana casio cdp s150bk diye bir model soyledi ama dogru bir urun mudur bilmiyorum. detaylari nedir bu piyano/klavye/org isinin? hangi markalara bakmak lazim?
0
antikadimag
(09.09.23)
,yamaha, Casio, kawai , Roland markalarıdan şaşmamanızı tavsiye ederim , özellikle Yamahanın üst serileri
özellikle clp serileri övüyorlardı şu an durum nedir bilmiyorum.


Bütçe dahilinde aralarında fazla fark yoksa mümkün ölçüde orta seviye veya giriş seviyesi üstü piyano almanızı tavsiye ederim, çünkü bu tip ürünlerde satmak zaman alabiliyor.
0
mrctrk
(09.09.23)
seneler seneler once bana gittigm kurs yamaha aldirmisti.
en takintili olduklari nokta oktav sayisiydi diye hatirliyorum, mutlaka 5 oktav olmali demislerdi, neden bilmiyorum.
0
cooperr
(09.09.23)
www.zuhalmuzik.com

Başlangıç seviyesi için de ileri seviye için de oldukça uygun.
0
anten
(09.09.23)
merhaba, bulunduğunuz yerde enstrüman satan bir mağaza varsa gidip danışmanız en doğrusu olur. yoksa youtube' dan yararlanabilirsiniz. ek bilgi olarak; yamaha dijital piyanoda çok iyi. belki buradan başlamak istersiniz.
0
from where i ride
(10.09.23)
(4)

breathe right veya benzeri aparatlardan memnun kalan var mı?

mark greg sputnik
geçen gece gaza gelip breathe right'ın ekstrasından sipariş verdim, gelmesini bekliyorum. bazıları yapışmıyor demiş, 400 lira verdim toplamda 60 tanesine mi ne, canım sıkıldı biraz. siz bunu ya da buna benzer herhangi bir ürünü kullanıp rahat ettiniz mi, fayda gördünüz mü acaba?şimdi bende sigara, f
geçen gece gaza gelip breathe right'ın ekstrasından sipariş verdim, gelmesini bekliyorum. bazıları yapışmıyor demiş, 400 lira verdim toplamda 60 tanesine mi ne, canım sıkıldı biraz. siz bunu ya da buna benzer herhangi bir ürünü kullanıp rahat ettiniz mi, fayda gördünüz mü acaba?

şimdi bende sigara, fazla kilo, kötü beslenme vs. her şey var ve özellikle yorgun olduğum günlerde horlamamın korkunç boyutlara ulaştığını biliyorum. bi keresinde akşamüstü kestireyim dedim, annem ağlamış oturup, "resmen can çekişiyosun, boğuluyosun" diye.

hakkı var zira ne yaparsam yapayım deliksiz 6-7 saat bile uyuyamıyorum. aşırı gerçekçi rüyalar görüyorum, o kadar ki rüyamda bir şey okuduysam uyanınca harfi harfine hatırlıyorum onu. "bunu gerçekten yaşadım mı yoksa rüya mıydı?" diye sorduğum da az değildir.

o yüzden kısa süreli çözüm olarak en azından daha rahat nefes almamı sağlayacak bi şey faydalı olur diye düşündüm çünkü bariz biçimde uyurken nefes alamıyorum.

soracağım o ki siz böyle bir durumda herhangi bir üründen fayda gördünüz mü? bazı yorumlarda yazdığı gibi "ben bu zamana kadar uyumamışım be heheyt" dedirtti mi?

onun haricinde genel olarak kısa süreli herhangi bir çözüm öneriniz varsa onu da alırım. evet kilo vermek, cuvaret çekmemek lazım ama ben üç gece daha düzgün uyuyamazsam zaten kalpten gidermişim gibime geliyor. bir an önce "ulan şerefsiz, iğrenç yaşıyorsun, bari gece bırak da azıcık dinlenelim" çağrısına cevap vermek istiyorum vücudumun.
0
mark greg sputnik
(06.09.23)
İşe yarıyor ama konforsuz. Burnunda devamlı bir baskı hissediyorsun hatta ben gece farkında olmadan çıkarıyordum bazen. Bir de belki bana özel bir durumdur ancak burnumda deri soyulmasına sebep oldu.
Ekstrası çok kuvvetli eğer sen çıkarmazsan çıkmaz. Yani bende öyle oldu.

Alternatif önerim odayı sık sık havalandır. Dyson tarzı hava temizleme cihazı alabilirsin. Bir de doktora görün eğer gerçekten kötü hissediyorsan.
0
nuevo
(06.09.23)
düzenli horlamaysa okey ama durup durup hhhhoohghdhsjf diyip bi anda hayvan gibi nefes alıyorsan uyku apnesi olması olası. Uyurken takman için oksijen maskesi mi ne veriyorlar o durumda. Bir gidip uyku testi yaptırabilirsin bu sebeple.
0
nhk ni youkosu
(06.09.23)
breathe right' ın bedenleri var. siparişte burun genişliğinize dikkat ettiyseniz, bantların tutmaması gibi bir sorun olmaz. eşim ara sıra kullanıyor, ben de denedim. yapışkanı 1,5 gün kadar gayet rahat tutuyor. bir kbb uzmanının muayenesinden geçmenizi öneririm.
0
from where i ride
(06.09.23)
uyku apnesinden ben de şüphelenmiştim ama 5-6 ay öncesine kadar bu ölçüde ciddi bir sorun yoktu, o yüzden artan kilo ve sigaradan dolayı olduğunu düşündüm. uyku testine girmeyi çok isterim aslında ama devlet hastanesinde yapıyorlar mı, bilmiyorum.

odamın camını ve kapısını yağmur, fırtına vs. olmadığında kapatmam bile. yani başımın üstünde bir çatı varken odanın daha temiz, ferah olması mümkün değil maalesef.

ben bazen uyku-uyanıklık arasında boğazımın tıkandığını hissediyorum. sanki bi şey inip kanalı tıkıyor resmen. o yüzden tamamen boyundaki yağ ve dombililik kaynaklı olduğunu düşündüm açıkçası. bakacağım.
0
🌸mark greg sputnik
(06.09.23)
(5)

MEB'e bağlı anaokullarında kırtasiye ücreti isteniyor mu?

dolantindr
Merhaba. Meb'e bağlı anaokullarının kreşinde kırtasiye adı altında ücret istenebilir mi? Böyle bir durumla karşılaşan var mı. Bu durum yasal mı değil mi öğrenmek istedim.
Merhaba. Meb'e bağlı anaokullarının kreşinde kırtasiye adı altında ücret istenebilir mi? Böyle bir durumla karşılaşan var mı. Bu durum yasal mı değil mi öğrenmek istedim.
0
dolantindr
(02.09.23)
Yasal değil ama makul bir rakamsa ve bütçeniz de müsaitse ödemenizi tavsiye ederim. O paralar kağıt gibi, temizlik gibi sair masraflara, hatta varsa İşkur destekli personele maaş olarak gidiyor. Bir yerde çocuğunuza harcanıyor. MEB'in okullara verdiği ödenek cidden yetersiz sayılır. Müdürler de el mecbur, dolaylı ya da direkt olarak velilerden rica ediyorlar. Elbette niyetler bilinmez, karar sizin...
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(02.09.23)
Meb'e bağlı anaokulundan kastınız devlet anaokulu mu özel anaokulu mu? Zira anaokullari özel de olsa meb'e bağlı. E bu durumda istenmesi gayet normal.

Devlet anaokulunda ise normalde böyle bir uygulama yok amaa bundan 25-26 yıl önce; bizim zamanımızda bile annemler ödemiş. Ödenen paralar da denildiği gibi kağıt, el işi kağıdı, uhu vs gibi şeylere gidiyor.
0
fraise
(02.09.23)
Merhaba, isteniyor. Hatta 9.sınıfta bile karşılaşabilmeniz olası. @zaman ilaç değil... açıklamış sebebini. birçok gider bağışlar ve bu istenen ücretlerle karşılanır. okul müdürüne danışırsanız, o da izah edecektir.
0
from where i ride
(02.09.23)
Özel okullar bir yıllık ücretin %10'unu kayıt esnasında peşin alıyorlar genelde. Veli cayarsa %10'u geri vermeme hakları olduğu için, münakaşaya girmeden kırtasiye malzemeleri alındı bu ücret kırtasiye içindi diyorlar. Detaylı kanun Googlelayınca çıkar zaten. 2 sene özel kreşe verdim açıkcası bu parayı istemeyene de denk gelmedim.

Eğer sizin kasıtınz devlet okulu ise almaları yasal değil ama devletin ödenekleri yetmiyor diyerek istiyorlar. Geçenlerde bir devlet anaokulu 3000 tl kayıt ücreti, aylık 1500 tl yemek, 1000 tl hizmetli ücreti istedi bu eğitim yılı için. İban isteyince okul aile birliğine karışmıyor bu para sadece elden alıyoruz dedi huzursuz oldum kayıt ettirmedim çocuğumu.
0
cilekli pasta
(02.09.23)
yarım gün giden çocuk için yıllık 6.000 tl verdik önümüzdeki yıl için. sabah kahvaltısı bile veriliyor. çok iyi. eğer devletin ödeneğine kalsa sabun bile alamaz okul bilginiz olsun.
0
alicandan
(03.09.23)
(12)

30 vs 55 yaş ilişkisi?

ikiicidisibirkisi
nereye varır sizce?30 e 55 k bu arada.muhteşem bir çekim var arada fakat kültürel kodlar sorgulatıyor insanı.iki tarafta kendisini zoraki frenliyor bir yıldır fakat ilgi değişmiyor.
nereye varır sizce?

30 e 55 k bu arada.

muhteşem bir çekim var arada fakat kültürel kodlar sorgulatıyor insanı.

iki tarafta kendisini zoraki frenliyor bir yıldır fakat ilgi değişmiyor.
0
ikiicidisibirkisi
(31.08.23)
tersi belki.
30e de sıkıntı var bence. kendini bi sorgulasın.
0
nuisance
(31.08.23)
30e yokluk içinde ve kendini çekim mekim diye kandırıyor bence.

Ek olarak, 10 sene sonra 55k resmi olarak yaşlı sayılacakken, 30e'nin yaşlı sayılması için önünde hala 25 sene daha vakti olacak. kararı siz verin artık.
0
synesthesia
(31.08.23)
Etrafımda böyle iki ilişki var, birinde kadın sanırım 15 yaş kadar büyük, diğerinde sizin yaş farkı civarında. Her iki çift de yıllardır beraber ve mutlular.

Yaş farkı, özellikle bir taraf 24-25'in altındaysa (çünkü beynin gelişimi 20'lerin ortalarına kadar sürüyor) güç dengesi olmayan bir ilişkiye varabiliyor ama 30 yaşında insan ne istediğini, neyi çekici bulduğunu bilecektir. İki tarafın beklentileri, hayatları uyuşuyorsa kime ne?
0
kobuzchu kiz
(31.08.23)
Kime ne konusunda kobuzchu kizla hemfikirim.
Ancak, iki tarafı birbirine bağlayan, para, kariyer gibi bir etken yoksa,
Ya da hayata bakış konusunda neredeyse yüzdeyüz hemfikir değillerse, aynı çatı altında bir seneden fazla yürüyeceğini sanmıyorum.
Çekim falan denilen şey bir anlık heves bence.
0
Tina
(31.08.23)
Saygısızlık etmek istemem ama cevabını bildiğiniz bir soru sormuşsunuz. Cevabı siz biliyorsunuz bence. İyice düşünüp size göre doğrunun ne olduğunu bulun ve onu yapın derim. Bol şans.
0
bhhs
(31.08.23)
5 sene sonra cevabı daha net olur. 1-2 yıl iyi bir benchmark değil bence.

Yaş farkı olsun 5-6 tamam ama daha üstü makul gelmiyor bana da. Aynı zamanın yolcusu olmak gerek gibi.
0
baldan kaymak
(31.08.23)
Kadın 25 yaşındayken erkek daha yeni doğmuş. “Merak” ettiğiniz deneyimleri yaşayın. Sonra zaten olmayacağını siz göreceksiniz.
0
andy kaufman
(31.08.23)
Kültür dediğine göre yabancı. Bunu evlilik yoluyla vatandaşlık almak isteyenler yapıyor. Boşanmayla sonuçlanır.
0
dissendium
(31.08.23)
Merhaba, yaşamadan bilemezsiniz. Toplumsal ahlaki yargılar, bir yerlerde yüzleşmek durumunda kalabileceğiniz bir gerçek. Özel alanlara saygı, böyle bir yargıyla karşılaştığınızda vereceğiniz tepkiler, vb. konuları çiftler birlikte konuşmalı düye düşünüyorum.
0
from where i ride
(31.08.23)
muhtemelen linçleneceğim lakin cinsiyetten bağımsız olarak arada 25 yaş yaş farkı olan bir ilişkide ama duygusal ama maddi ama fiziksel mutlaka bir istismar vardır. istismar rıza inşaası, manipülasyon, duygusal zayıflık ve açıklıklardan faydalanma vb. konuları da içerir. insanlar bunu bilinçli yapabildikleri gibi tamamen kendi şema örüntülerine bağlı olarak farkında olmadan da yapabilirler. kültürel kodlar, toplumsal normlar falan değil bahsettiğim şeyler.

belli ki arada gayet dürtüsel bir fiziksel çekim var, bunun da temelinde yine psikolojik etmenler yoksa ben de phoebe değilim. salt seks belki ama ilişki bence nein.
0
Phoebe
(31.08.23)
evlenilmeyecekse neden olmasın bir süreliğine
0
gizemli dede
(31.08.23)
Bunun tersini deneyimlemiş biri olarak cevap vereyim.
Gittiğiniz her ortamda garipseyen, hatta tiksiniyormuş gibi bakışlarla karşılaşacaksınız.

Birbirinizin arkadaş ortamına adapte olamayacaksınız. Yadırgayacak yadırganacaksınız. Sonuçta asosyalleşeceksiniz.

Ailelerle ilişki biraz anormal olacak. Abisine Abi deseniz olmayacak 'çocuğum bakar mısın' deseniz hiç olmayacak.

Genç olanın enerjisi yaşlı olanı yoracak.

Yolda eski bir arkadaşını göreceksin, Tanıştıramadan gelen 'Oğlun mu?' sorusu bir anda ortamı buz gibi yapacak.

Otel resepsiyon işlemleri hep kabus olacak.

İnsanoğlu bir başına değil. Sosyal bir canlı. Hep etkileşim halindesin ve en azından bakışlarla senin mutluluğunu engelleyebiliyorlar.
0
Mirket
(31.08.23)
(5)

Evlilikten beklentiniz nedir?

put it in your appropriate place
Zaman zaman karşılıklı birbirimizi sevdiğimiz bir eşim olsa dediğim oluyor. İşte evlensem diye aklımdan geçiyor ama tam olarak evlilikten ne beklediğimi bilmiyorum.Hayatı paylaşmak, aile olmak gibi düşünceler geliyor. Tam olarak detaylandıramıyorum düşüncemi.Evlilikten beklentiniz nedir?Ne kadar öne
Zaman zaman karşılıklı birbirimizi sevdiğimiz bir eşim olsa dediğim oluyor. İşte evlensem diye aklımdan geçiyor ama tam olarak evlilikten ne beklediğimi bilmiyorum.

Hayatı paylaşmak, aile olmak gibi düşünceler geliyor. Tam olarak detaylandıramıyorum düşüncemi.

Evlilikten beklentiniz nedir?

Ne kadar önemli emin değilim, erkek kişisiyim. Düşüncelerinizi yazarken cinsiyetinizi belirtisiniz sevinirim.
0
put it in your appropriate place
(23.08.23)
Evlilikten bir beklentim yok, eşimden beklentilerim olurdu. Bu ikisi ayrı şeyler bence, çünkü her ne kadar ayrı gibi durmasalar da sırf "evlilik müessesesi" içinde bulunmak için de evlenen çok insan var, hani önce evlenmeye karar verip evlenilecek kişiyi sonra buluyor birçok kişi, haliyle "evlilikten" bir beklenti geliştirmeleri çok doğal. Ben böyle biri olmadım hiç.

Her şeyden önce birini sevip onunla birlikteyken iyi hissetmek lazım. Bu gibi şeyleri anlatmak zor oluyor çünkü bunla ilişkili sözcüklerin hepsi aşırı şekilde kullanıla kullanıla eskimiş. "Birini sevmek" derken bile demode ve klişe geliyor kulağa. Anlatmak istediğim, birinin varlığını onun yokluğuna tercih ediyorsanız kalan diğer her şey de bunla bağlantılı olarak evliliğin size ne katacağını söylüyor zaten.
0
akhenaten
(23.08.23)
Çocuk
0
olaylar olaylar
(24.08.23)
Ayrılmamak :d

Gerçekçi bir beklenti olmadığını biliyorum ama benim için evlilik = hiç ayrılmamak.
0
ruhen hastayim ben
(24.08.23)
Çocuğuma baba olabilir mi? Önce ona bakarım. Sonra onunla bir evi, hayatı paylaşmak güzel olur mu? Geri kalanı ev arkadaşlığı, sadakat, iyi günde, kötü günde destek.
Hepsi bu.
0
Tina
(25.08.23)
@akhenaten +1 evlilik, resmiyet için alınan bir karar. hayatımı paylaşmak istediğim insandan beklentilerim olur. birlikte, bu hayatı nasıl güzelleştirebiliriz? birbirimizin duygu ve ihtiyaçlarına eşilik etmede ne kadar istekliyiz ve seçeceğimiz stratejilere karşı tepkilerimiz ne olur? kendini geliştiren birisi midir, kişisel alana ne kadar saygılı, ailelerle ilgili konulardaki reaksiyonları, çalışma hayatı ve harcama alışkanlıkları, ev işlerinde ortaklaşma ve sınırlar gibi konulara yoğunlaşmayı kıymetli buluyorum. niyeti ve çabası bu çerçevede olan bir insanla evliyim. ilişkimizi de toplumun dayattıkları ve ahlaki yargılara göre şekillendirmiyoruz.
0
from where i ride
(25.08.23)
(3)

ADHD Olayı

phonex
yaş 40a dayandı. atalet sorunum hep vardı. bir şekilde hep hallettim. geçen gün sohbet esnasında adhd olabileceğim söylendi. bunun ergen hastalığı diye biliyorum. bu yaşta da olmaz diye düşündüm. dikkatimin on numara olmasa da yeni bir iş ya da yeni bir konuyu hızla kaparım ancak ilgim çabuk söner.
yaş 40a dayandı. atalet sorunum hep vardı. bir şekilde hep hallettim. geçen gün sohbet esnasında adhd olabileceğim söylendi. bunun ergen hastalığı diye biliyorum. bu yaşta da olmaz diye düşündüm. dikkatimin on numara olmasa da yeni bir iş ya da yeni bir konuyu hızla kaparım ancak ilgim çabuk söner. 30 yaşında üniversiteye döndüm ve 2 senede ilgim yokoldu ama 7 senede de olsa diploma aldım genelde iş yüzünden devamsızlıktan kaldım ve pandemi imdadıma yetişti ve diploma almamı sağladı. pandemi olmasaydı büyük ihtimalle atarlardı.

konu dağılmadan adhd olduğumu ya da olmadığımı gösteren bir test var mı? yoksa bunu en iyi bir uzman mı anlar? hangi uzmana gitmeli?

Teşekkürler.
0
phonex
(07.08.23)
psikiyatri. genelde tr de testler cocuklar üzerine oluyor ama yetişkinlere de yapılıyor. bildiğim kadarıyla geçen bi hastalık değil zaten önemli olan minimum zarara indirmek. belli ki hayatınızın akışını ciddi şekilde etkilemiyor ama bi profa gitmeniz iyi olur. moxxo testi var benim bildiğim. biraz moda bi hastalık aslında teknolojiyle birlikte odaklanma ve çabuk sıkılıp bırakma sorunları yaygın. önerilen tedaviyle muhtemelen düzenli ilaç kullanımıyla hayat kaliteniz artabilir. concerta, ritalin falan da genelde sınav zamanı uzun saatler odaklanması gereken öğrenciler kullanıyor
0
mess
(08.08.23)
para yakıp yetişkin adhd konusunda uzman bir psikiyatr ya da araştırma hastanelerinin dikkat eksikliği klinikleri sana yardımcı olur. gerçi bu ikinci olasılık biraz riskli seni 5 dakika dinleyip wellbutrin verip gönderme olasılıkları var.

yalnız adhd tek bir olgu ve tek seviye gibi düşünmek yanlış. mesela uykun düzenli ve kaliteli mi ? kötü uyku adhd çok benzer durumlar yaratır ve adhd varsa durumunu çok daha zorlaştırır. aynı şekilde beslenme ve spor bunlar da kötüyse semptomlar iyice artacaktır.
0
orpheus
(08.08.23)
Adhd' de hyperfocus durumu var. Bireyin ilgisini çeken konulara inanılmaz konsantrasyon gösterebiliyorlar. Adhd bir ergen hastalığı değil. Çocuklukta tanılamak daha kolay oluyor. Hatta cinsiyet bile tanılamada zorlaştırabiliyor. Kız çocukları daha zor farkediliyor.
Ayrıntılarda kaybolmak, uyku ve yemede değişiklikler, halk arasında maymun iştahlı olarak etiketlendirilen başladığı işin sonuna gelemeden başka bir işe başlamak, zamanlama, okulda zorlanma, vb.çok şey yazılabilir. Ama bunlar yeme ve beslenme alışkanlığına bağlı da olabilir. Dikkat eksikliği değil de dikkat dağınıklığınız da olabilir. Araştırma hastanelerinin ilgili bölümlerinden yardım istemenizi öneririm.
Ve evet halk arasında ben de hiperaktifim ya da bizim çocuk da hiperaktif çok hareketli gibi kullanılsa da, o iş öyle olmuyor. :) adhd hayatı çok zorlaştıran ve durumunu bilince neyi neden yapıp yapamadığını anladığın bir şey. Ve birden fazla çeşidi var. Yardım için ilgili bölümlere gitmekten çekinmeyin. Adhd varsa da yoksa da, hayat kaliteniz yükselecektir dr önerileriyle/test sonuçlarıyla.
0
from where i ride
(08.08.23)
(19)

Ben, çöpçü müyüm?

kukuleta
Çöpün kenarında, içinde değil ama, gayet işe yarar, temiz durumda bir şey görseniz alır mısınız?Birkaç gündür çok işime yarayacak şeyler görüyorum çöpün kenarında, hayvan gibi araçtan inip sinsice, acizce alıyorum, ama bi rahatsız da oldum yani.Ruhumda çöpçülük var mı merak ettim.Mesela bugün Karaca
Çöpün kenarında, içinde değil ama, gayet işe yarar, temiz durumda bir şey görseniz alır mısınız?

Birkaç gündür çok işime yarayacak şeyler görüyorum çöpün kenarında, hayvan gibi araçtan inip sinsice, acizce alıyorum, ama bi rahatsız da oldum yani.

Ruhumda çöpçülük var mı merak ettim.

Mesela bugün Karaca'dan iki adet çok güzel büyük boy Gold çanak ve yine büyük boy kalın cam vazo buldum aldım.

Dün Ikea bambu ahşap kutu seti buldum.

Hepsi sıfır ayarında.

Siz alır mıydınız?
0
kukuleta
(01.08.23)
Nerede yaşıyorsunuz da çöpte bunları buluyorsunuz merak ettim?

Soruya cevap: evet çöpçüler kralısınız hem de.
0
Cesario
(01.08.23)
Ben burnu düşse eğilip almayacak bir insanım. O yüzden çöp kenarında altından sandık da görsem almam. Alamam.
0
ruhen hastayim ben
(01.08.23)
İstanbul'da üst gelir grubunun yasadığı bir semtteyim. Bazen inanılmaz mobilyalar vb atılıyor, onları alamıyorum tabii :)
0
🌸kukuleta
(01.08.23)
Valla soruyu okurken evet çöpçüzünüz diyordum içimden ama sonda ters köşe oldum.

Yani gördüğünüz şeyin karaca'dan büyük boy gold çanak olduğunu biliyorsanız bence bu sizi çöpçü değil fırsatı görüp değerlendiren atanamamış TLC programı sunucusu yapar.
0
akhenaten
(01.08.23)
@akhenaten sağ ol moral buldum okuyunca :)

Kaliteli olanı, nesnenin yanından hızla geçerken bile fark edebilme ozelliğim var.

Bir keresinde yolda araçla gece vakti hızla seyrederken yolda iPhone bulup acı fren yapmışlığım var. Sahibini bulup verdim tabii :)
0
🌸kukuleta
(01.08.23)
degilsiniz. one man's trash is another man's treasure.

doktora yaparken yasadigim 10 katli binanin 3 tanesinin kocaman ortak bir lobisi, bu lobide de bir masa vardi. insanlar ihtiyaci olmadigi seyleri oraya koyardi, isteyen oradan alirdi.

oradan mikrodalga firin, torbasiz elektrik supurgesi, etajer falan almisligim vardir. ben de binadan cikarken cogu esyayi oraya biraktim. ikinci el bir kulturdur ama turkiye'de maalesef yeteri kadar degerlendirilmiyor.
0
chezidek
(01.08.23)
Çöpün kenarında altın görsem almam. Ama sizin durumunuz çöpçülük değil. Onları zaten birilerinin alması için kenara koyuyorlar. Sonuçta atan kişi onları çöp olarak görse içine atmayı akıl eder.
0
dissendium
(01.08.23)
Geçen gün kullanmadığım fakat iyi durumdaki bir masa lambasını çöpün yanına bıraktım, birileri alsın diye.

Moda'da yaşarken benim de bir kaç defa çöpün yanından eşya almışlığım var. Moda'da bu bilinen bir kural zaten. Birileri bırakıyor, birileri alıyor.

Normal bence ya, devam...
0
amortisman
(01.08.23)
Çöpçü değilsiniz hayatınızın büyük kısmını buna adamıyorsanız bi problem yok bence.

Çok uzun süre her pazar bit pazarına gittim inanılmaz şeyler buldum aldım. Bite giden çoğu şey de çöpten çıkmadır. Bu geri dönüşümcü hurdacılar bolca çöp karıştırır işe yarayacağını düşündükleri şeyleri hurdaları sattıkları merkezlere verirler ayrıca. Orası da başka insanlara satar çok düşük fiyattan ya da kendileri sergi açar bite mis gibi bizim ayağımıza gelirdi. Eleştiren hep olur bize de çer çöp topluyorsunuz derlerdi daha sonra elimdeki fazlalıkları satışa koyduğumda cayır cayır alırlardı :) (klasik oyun konsolu koleksiyonu yapıyorum)

Çöpten kağıt toplarken bulduğu kitaplarla sahaf olan bir arkadaşın hikayesi var youtube cep hikayelerinde.

Reddit'te dumpster diving diye bi subreddit var insanlar bulduklarını koyuyorlar.

Ayıp bi durum yok yani altın çöpe girdiğinde değerinden bir şey kaybetmiyor temkinli olup sokak sokak çöp karıştırmadıktan sonra bi sıkıntı yok bana göre.
0
hedep
(01.08.23)
bu ifadeler bana biraz cringe geldi :D
ablam ve biraderim de senin gibi. bit pazarina falan giderlerdi
iyyyyyyy

el cevab: hayir almam
0
nibba
(01.08.23)
Evlerini begendigim cogu kisi bu tarz ikinci el mobilyalarindan bahseder. cihangirde bilmem nerden gecerken evin onunde buldugum bu konsolu aldim kulplari degistirdim vs gibi. icimden ozenirdim. benim cevremdeki cogu insan elestirir bu copculugu hatta yakinlarim isvicrede mobilya copunden -yani yeterince temiz bi alandan bana gore- cop alanlar hakkinda epeyi dedikodu yaparlardi. bana ise cok mantikli, keyifli, cevreci ve yaratici bi his veriyor. alip degerlendirmek. copculuk pis veya asiri evde gereksiz esya biriktirmeye derim. umarim bi gun ben de ceviz bi sandalye falan bulurum <3
oyna devam
0
mess
(01.08.23)
İhtiyacım olan bir şeyse neden almayayım? Garaje sale tarzı satış kültürü oturamadı bir türlü. Çalıştığım kurumlarda sıklıkla takas kültürüne hizmet eden etkinlikler düzenlerdim. Çok da eğlencelidir.
0
from where i ride
(01.08.23)
Belli semtlerde böyle bir kültür de var alınabilir dekoratif bir şey vs
Kişisel bir şey giyim vs elbette almam
0
anon1m
(01.08.23)
ben yerden magnum çubuğu topluyorum:)
0
nothing in my way
(01.08.23)
alirim. aldim da. hatta Antalya'da kiyafet sandalet gorup almistik.

benim de koydugum ise yarar seyler biri tarafindan alinsin isterim. hatta alinabilecegi ihtimali olan seyleri hep temiz bir sekilde yana koyarim bu yuzden.

televizyon sehpasi ariyorduk gecenlerde. o cop senin bu cop benim gezdik cunku bazi insanlar hic elden cikarmaya ugrasmadan atiyor. lakin o gun sansimiz yoktu.

copculuk ise de copculuk bosverin isinize yarayani alin, yaramiyorsa birakin bir sonraki alsin.
0
supergirl
(02.08.23)
Turkiye'de ayip, avrupa'da normal seyler bunlar. copcusunuz diyelim madem, ama bu iyi bir sey, hem de cevreci.
0
hewit
(02.08.23)
işine yarıyorsa ve temizlenebilirse değilsin
0
bir soru sorcam
(02.08.23)
bu dediğin almanya'da bir kültür. bazı günler bazı şehirlerde herkes atacağı eski şeyleri sokağa bırakır -daha sonra belediyenin toplaması için tabii, insanlar da sokaklarda gezer kendine yarayanı alır gider.

utanacak veya ayıplanacak bir şey yok. ikinci el herkes için çok faydalı bir konsept.
0
bohr atom modeli
(02.08.23)
soru bana hayat görüşümü, hayatı sorgulattı. Hiç böyle beklemiyordum. Ben almam, alamam. Fakat hayatımda bir kere ikinci el bir elektronik eşya aldım. Şirketimdeki bir çalışandan almıştım ve aşırı mutlu olmuştum aslında. Elektronik eşyaları zayi olmasını kabul edemiyorum. O kişinin kullanmadığı kenarda duran bir şeymiş, benim de maksimum ölçüde kullandığım bir şey oldu. Sonrasında ikinci el pazarına düşeceğim demiştim ama yapamadım. Saçma bir gurur olabilir bu.
Lüks bir semtte oturduğunuzdan aslında çöp değil kapitalizmin yavşaklığını topluyorsunuz siz. Yine yapamazdım gibi geliyor fakat böyle bir şey yapmanızı da destekleyecek gibiyim. Kafam çok karışık (:

bu arada yukarıda da söylenmiş, artık kullanmayacağım fakat kullanılabilecek durumdaki eşyaları çöpün yakınında bir yere ama kirlenmeyecek şekilde ben de bırakıyorum birileri alsın diye. Sizinki de bu durumda sanırım. Dolayısıyla hiç olmayan bir şey değil.
Bir mekanda adisyon geldiğinde bakamayan, yeni zamları kafada oturtmak için arada göz ucuyla bakmaya çalışan bir insanım benim için yine zormuş ama siz yardırın gitsin bence (:
0
sparkle kiddle
(06.08.23)
(12)

neden tablete ihtiyaciniz var?

Kittie
almayi dusunuyorum da kullanimi kisitli gibi geldi bana.sirf yatakta daha buyuk bir ekrandan birkac site bakmak icin alinir mi?gece cep telefonunu karistirmadan uyuyamiyorum ve ekran daha buyuk olsa iyi olurdu. gerci iyi olur muydu onu bile bilmiyorum, yoksa gozlerim mi bozulur iyice?kisacasi laptop
almayi dusunuyorum da kullanimi kisitli gibi geldi bana.
sirf yatakta daha buyuk bir ekrandan birkac site bakmak icin alinir mi?
gece cep telefonunu karistirmadan uyuyamiyorum ve ekran daha buyuk olsa iyi olurdu. gerci iyi olur muydu onu bile bilmiyorum, yoksa gozlerim mi bozulur iyice?
kisacasi laptop ve cep varken neden tablet ?
0
Kittie
(23.07.23)
Tabletim yok ama ders çalışmak için kalemli tablet almayı düşünmüştüm. Kâğıt harcamaktan kurtuluyorsun. Büyük lüks. Tablette oyun oynamayı sevmiştim. Bir de tablet kullanınca telefonu daha az kullandığın için telefonun şarjı daha çok gidiyor. Laptop bambaşka bir şey.
0
dissendium
(23.07.23)
Aslında pek ihtiyacınız yok. Bişiler izlemek için kullanıyorum ama yatarken bu mereti internette gezmek için kullanmak zor tek elle tutulmadığı için. Sırf o yüzden alacaksınız almayın hatta bazen hala lap top da alıyorum kucağıma tablet klavyesinde bişi yazmak telefondan da laptopdan da zor.
0
playing star again
(23.07.23)
tablette instagram kullanmak telefondaki kadar pratik değil ama twitter a bakıp youtube izliyorsan kullanışlı, film dizi izlemek de güzel oluyor laptoptan daha pratik
0
freebird5406_2
(23.07.23)
iş için PDF okumam ve not almam gerekebiliyor. O yüzden aldım. Aldıktan sonra ek olarak bi şeyler izlemek ve podcast dinlemek için de kullanmaya başladım.
0
perferil
(23.07.23)
Yoldayken çalışmak, ucuz, pratik, hafif, az yer kaplıyor
0
from where i ride
(23.07.23)
Benim tablete ihtiyacım yoktu. Bir yakınım kendine alırken bana da armağan etmek istedi. 4 yıl oldu IPAD kullanıyorum. İhtiyacın var mı dersen gene olmasa da olur ama kendi adıma gerçekten de kullanışlı bulmadım değil. Daha ziyade ben işlevlerinden yararlanıyorum diyebilirim.

Ben telefonu çok yoğun kullanan bir insan değilim, sosyal medya hesaplarım filan yok. Ama çok fazla şey okuyan biriyim, bu açıdan tablet ile internette sörf yapmak çok kullanışlı oluyor. Elbette film, dizi izlemeyi tablet ile yapmak çok daha keyifli. Uzandığın yerden istediğin gibi kullanabiliyorsun. Bunu kesinlikle laptop ile bir tutamam ki zaten dizüstü bilgisayar ile birşeyler seyretmekten keyif almıyorum. İhtiyaçlarımı (bookmark uygulamaları, çevrimiçi notlar, çevrimiçi dökümanlar vb.) olabildiğince dijitalize eden birisiyim. Bu açıdan tablet çok işime yarıyor, herşey birbirleriyle eşleştiğinden hemen erişiveriyorum. İş sebebiyle sık seyahat ettiğimden tüm gerekli belgelerimi elimin altında taşıyorum. Tüm bunlar birleştiğinde tablet benim işimi gören bir cihaz. Ama bu kadar mobil bir yaşamım olmasaydı yokluğunu hiç hissetmezdim. Zaten şimdi de ihtiyaçtan ziyade faydasını görüyorum diyebilirim. Eksilse üzülmem.
0
burka
(23.07.23)
tablet benim için twitter makinesi gibi bir şey.
0
biergarten
(23.07.23)
İhtiyacım yokken almıştım. Kullanmam,öyle köşede durur diyordum en çok onu kullanıyorum. Telefonun ekranı küçük geliyor. Bir şeyler okurken ya da araştırırken tableti tercih ediyorum. Oynadığım bir oyun var,onun için de pratik oluyor. Bir ara dil de çalışmıştım. Seyahatte de taşımak kolay oluyor. İşe dair bir şey yapacaksam dizüstünü kullanıyorum. Tablet daha ziyade kendi keyfi işlerim için.
0
asteriks
(23.07.23)
Asteriks +1. Aldikca kendinize uygun kullanim alanlari da bulabiliyorsunuz. Su ara en cok piyano calarken nota calismak icin kullaniyorum. Pdf okumak icin ideal. Bazen evde tv falan da izliyorum odada tv yokken. Cok farkli kullanim alanlari var yani.
0
gibicibicis
(23.07.23)
ben yolculuk yaparken işlerime ulaşmak için almıştım zamanla eşim el koydu artık yemek yaparken bir şeyler izlemek için kullanıyor ben de arada yatakta uzanırken youtubedan bir şeyler izlemek için kullanıyorum, onun dışında hiç bir işe yaradığı yok. bir şeyler yazmak çizmek fevkalade zor tek avantajı bir şeyler izlemek, ya da çocuklar için oyun oynamak.
0
solo
(23.07.23)
spor ve mutfak için ideal
telefonun laptopun kirlendi derdi var
0
mantık
(23.07.23)
Kpss çalışırken kullanmıştım pdf okurken ve slaytları kullanırken çok işime yaramıştı.
Şimdide iş için notları tutuyorum iclouda tabletten bakıyorum
0
kararsızataletfilozofu
(23.07.23)
(6)

Eğlenceli şeyler boş mudur? Devami asagida

optimistbakunin
Selam, bir süre once bir tartismada mi okudum sosyalmedya da mi gordum hatirlamiyorum. Oyun gelistirme ile ilgilenenlerle iliskiliydi ben de dahil olmustum saniyorum.Oyun gelistirmenin bos oldugunu yazmisti. Insanlari eglenceli bu tarz seylerle avuttuklari falanda temel dusunce. Ben de bu durumda ro
Selam, bir süre once bir tartismada mi okudum sosyalmedya da mi gordum hatirlamiyorum. Oyun gelistirme ile ilgilenenlerle iliskiliydi ben de dahil olmustum saniyorum.
Oyun gelistirmenin bos oldugunu yazmisti. Insanlari eglenceli bu tarz seylerle avuttuklari falanda temel dusunce. Ben de bu durumda romanlar, filmler, sporlar da boştur diye dusunmustum. Bundaki temel dusunce gercek sorunlara odaklanmadigi icin mi eglenceli seylerin bos oldugu dusuncesi...
Sizce bos mudur, ne dusunuyorsunuz
0
optimistbakunin
(22.07.23)
Değildir.
Dünyayı muhendisler ele geçirse ne olurdu gibi bir soru. Parasi olan herkesin yaptığı şeyler eglenceli şeylere para harcamak, demekki boş değil :) ben hayatımda zengin olup sonra hobi olarak roket bilimi okumaya başlayan insan duymadım misal. Eğlenceli şeyler neden calisiyoruz sorusuna cevap.
0
logisticsmanager
(22.07.23)
cosmic +1

work hard, play hard hocam yapacak bir şey yok.
0
AlsterWasser
(22.07.23)
kime göre, neye göre boş? gerçek sorunlar kime göre ve neye göre gerçek? eğlence tüm insanların ortak ihtiyaçlarındandır. ben de olaya "boştur"u savunanların bu ihtiyaçlarınjn farkında olup olmadıklarına bir bakmalarını dileyerek yaklaşıyorum.
0
from where i ride
(22.07.23)
bu mantıkla dünyadaki hobilerin %90'ı boş. o zaman dağcılık da yapmasın insanlar, denizde de yüzmeyelim, çizgi roman da okumayalım, müzik de dinlemeyelim. hiçkimseye hiçbir faydası olmayan uğraşlar. escapism'in olmadığı bir hayat cehenneme döner. gerçeklerden uzaklaşıp kafa boşaltmak insanın yeme içme gibi bir ihtiyacıdır.
0
sir gawain
(22.07.23)
Diyelim ki boş olsun. O halde boş şeylere de ihtiyacımız var demek ki... Adına ne derseniz deyin, kafanızı ciddi meselelerden alıp boşaltacak şeyler de bir gereklilik.

İsimlere çok takılmamak gerekir. Ancak sorunuzun son vardığı nokta eğer "boş işleri tamamen hayatımızdan çıkarmalıyız" gibi bir yerse, bana göre bu yanlış olurdu.
0
akhenaten
(22.07.23)
oyun denen şey insanlığın çocukluktan yetişkinliğe psikolojik olarak ihtiyacı bu bir spor da olur kutu oyunu da olur bilgisayar oyunu da olur, bağımlılık kısmı ayrı tribünde holigan olmak da günde 15 saat bilgisayar oyunu oynamak da başka şeyler
0
freebird5406_2
(22.07.23)
(5)

kedi mamasına dadanan karıncalar

duster
9 senedir aynı evdeyim. hiç karınca ya da böcek şikayetim yoktu. 3 sene önce kedim geldikten sonra da sıkıntı yoktu taa ki 5-6 ay öncesine kadar. mama kabı yerde, yere düşen tanelere dadanıyor karıncalar. hanımefendi de maşallah hem bol bol yere düşürüyor hem de düşürdüklerini asla yemiyor. bu yerde
9 senedir aynı evdeyim. hiç karınca ya da böcek şikayetim yoktu. 3 sene önce kedim geldikten sonra da sıkıntı yoktu taa ki 5-6 ay öncesine kadar. mama kabı yerde, yere düşen tanelere dadanıyor karıncalar. hanımefendi de maşallah hem bol bol yere düşürüyor hem de düşürdüklerini asla yemiyor. bu yerdeki tanelerin etrafını sarıyor hemen. bu konudan muzdarip olup da çözenler akıl verebilir mi?
0
duster
(19.07.23)
Yani ben olsam karınca yuvasını bulup ki çok kolay olur, kedi mamasını oraya bırakırım her gün. Zaten kısa süre sonra kaybolacaklar yine ortalıktan. Sevimli hayvanlar bence. Karınca tozu ile öldürmek insani olmaz pek.
0
hasmetizm
(19.07.23)
Etrafınada su eklemek için oluk olan mama kaplarından kullanıyorum. Düşenler de o oluğa dişüyor karınca böcek vs de su olduğu için kaba tırmanmıyor.
0
from where i ride
(19.07.23)
karıncaları bence de öldürmeyin.
ya yere düşenleri ellemeyin, onlar zaten alacaklarını alıp kayboluyorlardır ya da hasmetizm'in dediği gibi yuvalarına ya da oralara bir yere direkt 1-2 tane mama koyun derim.
eğer biraz açgözlülerse ve yere düşenler bittikten sonra mama kabına da giriyorlarsa, etrafı su dolu mama kapları işe yarıyor.

ya da mama kabını büfe, masa vb. tarzı yüksekte olan ve kedinin çıkmasında sakınca görmediğiniz bir yere de koyabilirsiniz.
zaten sonbahara doğru ortadan kaybolurlar.
0
blatta hiberna
(19.07.23)
Karıncalar çözülmüyor. Mama kabını biz daha geniş ve alçak ikinci bir kaba koyarak çözüm bulduk. Büyük kaba su koyuyoruz gelmiyor karınca.
0
jazzabel
(19.07.23)
Ben tepsiye koydum kabı, tepsinin icine de su döktüm. Çözdüm bu şekilde.
0
🌸duster
(08.07.25)
(5)

Bu kapıdaki camı nasıl kapatırım ?

sassot
Odadaki kapı aynı şu ; https://www.dekorasyonmalzemesi.com/oda-kapilari/model-a401-camli-amerikan-oda-kapisi-408.htmlama dışarıdan bakınca camdan belli oluyor bir şeyler. içerisinin görünmesini istemiyorum. Askılık koyup pantolon falan astım da yine de boşluk var. Kapı perdesi baktım öyle bir şey va
Odadaki kapı aynı şu ; www.dekorasyonmalzemesi.com

ama dışarıdan bakınca camdan belli oluyor bir şeyler. içerisinin görünmesini istemiyorum. Askılık koyup pantolon falan astım da yine de boşluk var. Kapı perdesi baktım öyle bir şey var mı diye bulamadım.
0
sassot
(16.07.23)
Fayans veya tezgah kaplama stickerları ile kapatabilirsiniz. Yapı marketlerde satılıyor. Trendyol’da falan da vardır kesin.
0
irene
(16.07.23)
Camın düz olan tarafına şundan yapıştırsan?

www.n11.com
0
Mirket
(16.07.23)
Ben evdeki alakasız bi pencereyi kraft kağıt ile kapladım, 10 liraya baya büyük bi parça alınıyor ambalajcıdan, ince çift taraflı bant ile yapıştırdım çok güzel oldu.

Cam buzlama filmleri falan epey pahalı gelmişti bana.
0
hedep
(16.07.23)
cepli kapı arkası organizer diye aratın, kapının camını bu şekilde kapatabilirsiniz.
0
from where i ride
(16.07.23)
Camın bir tarafı desenli ve pürüzlü, diğer tarafı dümdüzdür. Yapıştırma yapacağınız uygulamayı düz tarafa yapın.
0
John Bloor
(19.07.23)
(2)

Müzik guruları ve çeşitlilik

evimin paspasi
zamanından beri kendimce rock, metal, deneysel, etnik vs. müzik deneyimlememe rağmen, bugün aklıma geleni sormak istiyorum. Özellikle rus coğrafyasında şunu dinle, ortadoğu ve asya 'dan şunları dinleyebilirsin önerilerini bekliyorum. şimdiden teşekkürler. tikler geç de olsa verilecektir.
zamanından beri kendimce rock, metal, deneysel, etnik vs. müzik deneyimlememe rağmen, bugün aklıma geleni sormak istiyorum. Özellikle rus coğrafyasında şunu dinle, ortadoğu ve asya 'dan şunları dinleyebilirsin önerilerini bekliyorum. şimdiden teşekkürler. tikler geç de olsa verilecektir.
0
evimin paspasi
(02.06.23)
otyken
0
from where i ride
(02.06.23)
Yani tarz üzerinden veya enstrüman üzerinden gidebilirsin bence. keşif hissinin tadına varınca gerisi gelecektir. Elektronik ve rap müziğin kafasını anlamak ve bilmek lazım. Klasik müzikte hangi enstrümanın liderliğindeki orkestrayı daha çok seviyorsun keşfetmen lazım. 3 veya 4 kişilik akustik caz grupları keşfetmen lazım. Skala çok geniş ve tek sınır hayal gücün. Birkaç şarkı paylaşayım oralardan bir yolculuk yapmayı deneyin. Bkz. şarkı radyosu

youtu.be bu kanal çok güzeldir
youtu.be hayatımda dinlediğim en güzel vocal
youtu.be
youtu.be
youtu.be
youtu.be
youtu.be
youtu.be
youtu.be
youtu.be
youtu.be
0
hasmetizm 2046
(03.06.23)
(6)

Gözlük almak

sacrilegious
4.5 miyop +2 küsur astigmat gözlerime seneler sonra yeni gözlük alacağım. Hep lens kullandım. Fiyatı çok şişirmesinler istiyorum. Atasun optik uygun dediler. Yarın gidip bakacağım. Camları inceltmemiz gerekecek muhtemelen. Başka nelere dikkat etmem gerekiyor sizce?Teşekkürler
4.5 miyop +2 küsur astigmat gözlerime seneler sonra yeni gözlük alacağım. Hep lens kullandım.

Fiyatı çok şişirmesinler istiyorum. Atasun optik uygun dediler. Yarın gidip bakacağım. Camları inceltmemiz gerekecek muhtemelen. Başka nelere dikkat etmem gerekiyor sizce?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(24.05.23)
Camları inceltmenin yanı sıra ışık yansıtma özelliği olan camlardan tavsiye ederim.
Astigmat da olduğu için mavi ışık vs. gibi özellikleri olan camlardan kullanıyorum, gayet rahat.
Not: inceltmenin oranı 60'ın üstünde olsun.

Geçmiş olsun.
0
pccopath
(24.05.23)
ekstra bir garanti ödemesi soruyorlar, avantajları güzeldir.
0
from where i ride
(25.05.23)
göz bebeğinin, çerçevenin tam ortasından bakacağı bir model seçmek
0
bir soru sorcam
(25.05.23)
Dünyagöze muayene olmustum ben, onun optik dükkanında muayene olanlara indirim yapıyorlar. Dışarda baska yerlere de sordum en uygun orası olmustu gecen sene.
0
solenkol
(25.05.23)
Bilinmedik kendi yerli markalarını alma çerçevede. Kendi camları da pek kaliteli olmuyor. Sizin numaralar için Atasun problemli olabilir.

Garanti falan var diye Atasun düşünüyorsan sorun çıkınca iade, değişim falan yapmıyorlar. Yakın zamanda aldığım çerçevede sorun çıktı. Değişim yapmıyorlar.
0
roe
(25.05.23)
sakın atasuna uğrama sana mavi ışık korumalı diye satacakları camlarda sadece mavi görüntü var. Hiç bir şekilde kırmaz camları.Senin alman gereken bluecut teknolojili camlar. Uv ışık kalemi ile belli olur.youtubea bluecut cam yazarsan ne demek istediğimi anlarsın.Bu dediğim camın inceltme oranı %30 ve %40 civarıdır . Gayet iyi camlardır.Kemik çerçeve ile beraber rahatlıkla kullanırsın. Bu camın %30 inceltilmişi 400, %40 inceltilmişi 650 lira civarıdır.Bu camları atasunda bulamazsın esnaf optikçiler de bulabilrsin. Atasunun sana önerecekleri mavi ışık korumalı camlar aşağıda anlattıklarım olacak.Mavi ışık korumalı diye satılıp bize gelen o kadar çok atasun müşterisi var ki anlatsam inanmazsınız.
Bir de çerçeve seçerken kalın kemik ve küçük çerçece seçersen camın daha ince çıkar hatta %30 veya %40 ile kurtarırsın.ama ince metal yuvarlak veya altı misinalı çerçeve alırsa camının inceltme oranı artacaktır.
Optikçi olarak söyleyeyim kusursuz bir cam bekleme ama senin için ideal inceltme %50 civarıdır kemik çerçeve seçmeyeceksen.Normal atasunun sattığı mavi ışık korumalı ürünlerin yani %50 inceltilmiş antirefle camın fiyatı benim mağazamda 750 tl civarı.
%60 inceltilmiş cam senin için fazla olur çünkü 10-12 numaralara o kadar inceltme yapıyoruz.

Bahsettiğim gibi mavi ışık korumlarının da kademeleri var. İlk paragrafta bahsettiğim en iyi kademesi, ikinci paragrafta bahsettiğim ve atasunda da satılan daha düşük kademesi..Çok fazla bilgisayar başında durmuyorsan (günde 7-8 saat) herhangi birini alsan da olur. Ama bilgisayar başında duruyorsan ben daha üst kademeli olanı öneririm ki bu da zaten çok çok daha iyi şekilde mavi ışığı kırar. Optikçiler testi gözünün önünde yapar. Atasun test yapamaz verir camı gönderir
0
ayağiniza gelen overlokçu
(25.05.23)
(7)

boş zaman sahibi olmak hakkında?

ikiicidisibirkisi
öncelikle bu duruma erişmek isteyen herkese başarılar diliyorum.kariyer sürecim kendiliğinden böyle gelişti ve şuan istediğim bir pozisyon ve iyi bir gelir sahibi oldum.fakat bu süreç bana düşündüğümden çok çok fazla boş zaman bıraktı. farklı bir iş değişikliği düşünmediğim için bu konfor alanı beni
öncelikle bu duruma erişmek isteyen herkese başarılar diliyorum.

kariyer sürecim kendiliğinden böyle gelişti ve şuan istediğim bir pozisyon ve iyi bir gelir sahibi oldum.

fakat bu süreç bana düşündüğümden çok çok fazla boş zaman bıraktı.

farklı bir iş değişikliği düşünmediğim için bu konfor alanı beni çok rahatsız ediyor artık.

iş dışında; flört, seks, alkol, resim, sinema ve müzik gibi uğraşılarla oyalandım ama artık tatmin olmuyorum.

öyle bir hal ki artık ertesi gün olsun, vakit geçsin der oldum. oysa yaşam süremiz bu kadar bonkör olmaya elverişli değil.

sizce bu düzeni nasıl değiştirebilir ve zamanı kıymetli hale getirebilirim?
0
ikiicidisibirkisi
(23.05.23)
ikinci bir is yaparak.

"
iş dışında; flört, seks, alkol, resim, sinema ve müzik gibi uğraşılarla oyalandım ama artık tatmin olmuyorum."

Bunlar zaten is veya vakit geçirme araci degil, herkesin hayatinda olan seyler.
0
Yourcousinmarvinberry
(23.05.23)
@Yourcousinmarvinberry: hocam bunların hiçbiri bende yok. :D

para kazanmanın ve kariyeri ilerletmenin sonu yok işinizle ilgili şeyler yapabilirsiniz, eğitim olarak master/doktora gibi bir meşguliyet de olabilir.
0
Erestor
(23.05.23)
evlenmek veya ikinci iş +1 aşırı mantıklı. evlilikten sıkılınca da çocuk.

bence köpek de sahiplenebilirsiniz durumunuz varsa. köpekle gezseniz acayip sosyalleşiliyor. hatta köpek eğitimleri oluyor bazen topluca çıkıyolar nasıl oluyor bilmiyorum ama parkta görüyordum
0
ala09
(23.05.23)
Hobi edinseniz ya da varsa bir hobiniz onu geliştirseniz sanki iyi gelir. Yeni şeyler öğrenmek, sürekli keşfetmek gibisi yok bana göre
0
yazdonumu
(24.05.23)
Gönüllülük esasıyla STK' larda çalışabilirsiniz. Kendinize bir yatırım yapıp, Şiddetsiz İletişim eğitimlerine katılabilirsiniz. Sporu hayatınıza dahil edebilirsiniz.
0
from where i ride
(24.05.23)
benzer bir durumdayım, boşanan biri olarak aman diyeyim buradaki tavsiyelere uyup evlenmek için evlenmeyin (gerçekten bunu istediğinize eminseniz kendi kararınız tabi).

bilmiyorum sizin durumunuz için geçerli mi ancak telefon ve bilgisayarla uzun süre vakit harcıyor iseniz biraz ayrı kalmanın içinizde oluşan boşluğu azaltmanız açısından faydası olabilir.

spor, yemek yapmayı öğrenmek, düzenli kitap okumak, yeni bir dil öğrenmek, inandığınız bir şey için bir derneğe gönüllü olmak gibi seçenekleri çoğaltabilirsiniz.
0
elvan abeyiylegezse
(24.05.23)
Maraton koş, profesyonellerle sidik yarışına gir. Antreman yaparken daha farklı duygular ortaya çıkıyor, daha gerçek, vücudunun sınırlarını gör.
0
abi bi dizi buldum on numara
(06.06.23)
(17)

Deprem Günü Arkadaşımın Attığı Mesaj

dapda
6 Şubat depremini Adana'da yaşadım, yaşadığım mahalle yıkımın ve ağır hasarli binaların en çok olduğu mahalle. Bizim binada çatlaklar var ama durumu net değil, bilgim yok ağır ya da az/orta hasarli. Neyse 6 Şubat sabah 9, ben sırtımda çanta üstümde pijama, enkaz ve ağır hasarlı binaların arasında ma
6 Şubat depremini Adana'da yaşadım, yaşadığım mahalle yıkımın ve ağır hasarli binaların en çok olduğu mahalle. Bizim binada çatlaklar var ama durumu net değil, bilgim yok ağır ya da az/orta hasarli. Neyse 6 Şubat sabah 9, ben sırtımda çanta üstümde pijama, enkaz ve ağır hasarlı binaların arasında mahallemi geziyorum. Bu arada 30 kusur yaşındayım, 20 kusur yaşında, Ankara'da yaşayan bir arkadasimla depremle ilgili yazistik, mahallemi, sokagimizdaki yıkılan binalari gösterdim. yazistiktan sonra bana Ikea'dan aldığı nevresimlerin fotosunu attı wp'dan, ben de 'derdini' yazdım ve bu mesajıma çok bozulduğunu bügun söyledi. Ben o mesajimla ona çok duygusuz birisi gibi olduğunu hissettirmisim ve çok olumsuz etkilemisim, benimle konuşmayi, iletişimi kesmeyi düşünmüş.

Şimdi size de sorayım dedim, ben mi haksizim yoksa o mu? Ben o durumdayken bana atılan nevresim fotoğrafları sonrası hafif ve kibar dille tepkimi gösterdim sadece ama arkadaşıma göre onun yaptığı çok normal ve ben onu kırmisim..
0
dapda
(22.05.23)
En hafif tabiriyle arkadaşın haksız daha ağırlarını uygun olmaz diye yazmıyorum, iletişimi kesmesi senin yararına olur, lütfen kessin.
0
mirty
(22.05.23)
çok kısa yazıştık demişsin. o kısa yazışmada deprem bölgesinde olduğundan ve etraftaki yıkımdan bahsettiysen çok net haklısın. eğer "burada da deprem oldu işte" falan yazdıysan karşı taraf konunun ciddiyetini tam anlayamamış olabilir, saat 9'da belki yataktan kalkıp haberleri, sosyal medyadaki görüntüleri görmeden direkt seninle iletişime geçmiş olabilir. yine de en azından daha sonrasında keşke fotoları atmasaydım demesi gerekirdi, seni suçlaması her türlü saçma.
0
hrskrs
(22.05.23)
yeniden gecmis olsun. durumun ne kadar ciddi oldugu ilk saatlerde pek anlasilmamisti sanki diye hatirliyorum (ya da benim hafizam ilk saatleri silmeyi tercih de etmis olabilir, kusura bakmayin eger oyleyse)
bozulmasi ve iletisimi kesmeyi dusunmesi afedersiniz ama tamamen ergenlik, dusuncesizlik, cocukluk, duygusuzluk, adina artik ne derseniz. cok olumsuz hissettiyse belki biraz kendine gelir, iyi olmus. kafasini ellerinin arasina alip "hmm cok hakli, tamamen bir gerizekaliyim ben" demeyip, "bozuldum" diyebiliyorsa zaten siz kesin iletisimi.
6 subattan beri kimse normal degil ama kendisi "bozulmus"!!!

anladigim siz erkek o ise kadin tarafi. birakin gidin, ilgi istemis, hem de o gun.
0
65 derece
(22.05.23)
Arkadasin (??) hasta bir narsist. Keske daha once iletisimi kesseymis. Uzak durman akil ve ruh sagligin icin iyi.

Bu arada o kisi disinda kaybettigin her sey icin sabirlar ve kolayliklar dilerim.
0
e mice
(22.05.23)
"allah aşkına lütfen benimle iletişimi kes" derdim ben olsam.
0
alperz
(22.05.23)
"mahallemi, sokagimizdaki yıkılan binalari gösterdim" diyorsunuz, durumun ciddiyetini nereye kadar anlamamış olabilir? Hiç anlamasa komşularının evi yıkılan insana yine nevresim fotoğrafı atılmaz. Ki biz o sabah altıda "Türkiye'de deprem olmuş, iyi misiniz" diye yurt dışından gelen telefonla uyandık, uyanır uyanmaz telefonu eline alıp iki dakika internete/haberlere/sosyal medyaya bakan birinin durumu anlayıp dehşete düşmemesi mümkün değildi. Şuursuz ve münasebetsizin tekiymiş "arkadaş".

@alperz +1
0
kobuzchu kiz
(22.05.23)
Hatalı olduğu konuda özür dilemek yerine odak kaydırıp kendini kötü hissettiren kişi olmakla suçluyor.
Hemen ilişki kesilmeli böyle büyük bir olayla bunu yapan adama
0
kisa
(22.05.23)
o gün tüm gösterdiklerinize rağmen şok yaşamış ve anlamamış olsun. bugün, görüntüleri görmeyen mi kaldı? "haklı mı, haksız mı?"dansa bu arkadaşınız bu yorumları yaparken siz neler hissediyorsunuz, buna bakın derim. Tekrar geçmiş olsun.
0
from where i ride
(22.05.23)
Sen haksızsın. Çünkü böyle bir insanla görüşmeyi o andan sonra zaten senin kesmen lazımdı.
0
yazdonumu
(22.05.23)
Psikolojide bir adı vardır illa ama kendi yaptığı yanlışı kabullenmek yerine seni suçlayarak kendini iyi, seni kötü hissettiriyor.

Aman aman uzak dur böyle duygusuz, manipülatif birinden.
0
chicha_v2
(22.05.23)
Öyle arkadaş mı olur, ne kadar uzak o kadar iyi.
0
asteriks
(22.05.23)
Depremi Mersin'de yaşadım, etrafımda hiç yıkılmış bina yoktu. Şu an bir arkadaşım o sabah attığım herhangi bir mesaj için en ufak bir sitem ederse o an itibariyle arkadaşlık vasfı sona erer. Sizin konu hakkında şüpheye düşmenizi anlıyorum. İnsan o felaketin içindeyken "acaba ben mi abartıyorum" diyor. Oradan ayrılana kadar -sizinkinin yanında hiç kötü bir şey yaşamamış olmama rağmen- öyle düşündüm. Ama bugün net düşüncem, çok ağır konuşur arkadaşlığı öyle keserdim. Kuru kuru da değil yani.
0
evrim halkasi
(23.05.23)
Mahalle yanarken saçlarını taradığını gözümüze sokan kişinin arkadaşlığına hiç gerek yok. O kadar derdinizin arasında bir de bu saçmalığı kendinize dert edinmeyin rica ederim.
0
beetlejuice
(23.05.23)
Amazon müşteri hizmetleriyle görüşüyordum deprem sonrası. Ürünün rengi başka geldi falan diye anlatıyorum. Neyse bağlantı çok kötü. Dedim niye? “Kusura bakmayın deprem bölgesinden çalışıyorum belki ondandır” dedi müşteri temsilcisi. İlgisi olabilir olmayabilir bilmiyorum ama “sizi de bununla meşgul etmek istemezdim” dedim. Özür diledim hatta. Sonra o da “yok üzülmeyin bizim de kafamız dağılıyor” falan dedi. Bunu niye anlatıyorum. Kendi meselem inanılmaz saçma geldi sürdüremedim o konuşmayı.
Sizin “arkadaş”ınızın nevresim fotoğrafı gönderip üstüne trip atması konusunda söyleyecek başka bir şey bulamadım. Depremin ilk saatlerinde de belliydi durumun ciddiyeti bu arada.
0
sibertenik
(23.05.23)
uzun zamandır böyle kaliteli saçmalık düşmemişti buraya.

insan haksız yere kınadığını yaşamadan ölmezmiş ilkesinin verdiği yetkiye dayanarak, bir gün onun da dünyası başına yıkıldığı an birisinin attığı nevresim takımı fotoğraflarına bayıldım tarzı yorum yapmadığı için defterden silineceğini söyleyip engellenilir.
0
onemoremile
(23.05.23)
%100 haksız.
Sadece orada olup bunu yaşadığın için değil uzakta olup haberlerde görmüş ve buna çok üzülmüş de olabilirdin konuyla ilgili yaşadığın duyguyu paylaştıktan sonra böyle gelmesi doğru değil bence.
Böyle düşünen bir de utanmadan bu düşüncesini bu şekilde dile getiren insanla arkadaşlığa devam etsen ne olacak ki.

Çok geçmiş olsun.
0
Dağcı
(23.05.23)
hadi o gün anlamadı olayın boyutunu yaptı bi şuursuzluk da sonradan gördü ne olup bittiğini. bunun üstüne ya o gün ben de anlamadım sana garip bi mesaj attım kusura bakma demesi lazımken dediği şeye bak hastanın.
0
oyokbuyoknevar
(23.05.23)
(7)

Hayal gücüm bitti mi

abelardo
Kurgu kitaplar yani roman okuyamıyorum, film seyredemiyorum. Sıkılıyorum, dikkatimi toplayamiyorumKitap okuyacaksam araştırma vb kitaplar okuyabiliyorum. Tarih, siyaset, finans, kişisel gelişim vb kitaplar okuyabiliyorum.Film izleyemiyorum ancak belgesel izleyebiliyorum.Niçin böyle oluyor? Hayal güc
Kurgu kitaplar yani roman okuyamıyorum, film seyredemiyorum. Sıkılıyorum, dikkatimi toplayamiyorum

Kitap okuyacaksam araştırma vb kitaplar okuyabiliyorum. Tarih, siyaset, finans, kişisel gelişim vb kitaplar okuyabiliyorum.
Film izleyemiyorum ancak belgesel izleyebiliyorum.

Niçin böyle oluyor? Hayal gücüm öldü ve sadece gerçekci şeyler mi ilgili çekiyor artık? İlerleyen yaş ile ilgisi var mıdır?
0
abelardo
(20.05.23)
Günaydın.
Doğuştan böyleyim ve herkese bu hal manasiz geliyor.
Büyüdün, tebrik ederim.
Ergenin birisi bildirdi.
0
pavlis
(20.05.23)
Eğer kurgu kitaplar ve filmler sizi sıkıyor ve dikkatinizi toplamakta zorlanıyorsanız, başka ilgi alanlarınızı keşfetmek ve farklı aktivitelere yönelmek iyi bir seçenek olabilir. İşte dikkatinizi çekebilecek alternatifler:

Kurgusal olmayan kitaplar: Romanlar yerine gerçek hayat hikayeleri, biyografiler, popüler bilim veya seyahat kitapları gibi kurgusal olmayan kitapları deneyebilirsiniz. İlgilendiğiniz konular hakkında yazılmış kitaplar size daha fazla ilham verebilir.

Grafik romanlar veya çizgi romanlar: Görsel bir deneyim sunan grafik romanlar veya çizgi romanlar, hikayeleri resimlerle anlatırken metin kullanır. Görsel öğelerin daha baskın olduğu bu türler, okuma deneyiminizi daha keyifli hale getirebilir.
0
goodz
(21.05.23)
insan zihni dönem dönem farklı arayışlara girebilir. dikkat eksikliğinden muzdarip biri olarak bunu periyotlar halinde sıkça yaşıyorum, ömrüm bu şekilde geçiyor diyebilirim.

hayır hayal gücünüz ölmedi, ilerleyen yaşla da bir ilgisi yok sizi temin ederim. şu an başka bir tür kaynaktan beslenmeye ihtiyacınız var sadece. zamanla tekrar kurgu kitaplara döneceksiniz muhtemelen, belki bu farklı kaynaklar sizin daha kaliteli, daha farklı eserlere yönelmenizi de sağlayabilir.
0
issiz karga
(21.05.23)
Evet bundan sonra seni ancak gezme, yuruyus ve yemek yapip yemek paklar.
0
baldur2
(21.05.23)
Buyudun, tebrik ederim +1.

Daha dogal bir forma kavustugunu dusunuyorum. Yeni halininin nabzini tut! Enerjini cok daha iyi alanlara kanalize edecegini dusunuyorum.
0
WithWorth
(21.05.23)
Ne yaşam ne de insanın zihniyle bedeni lineer bir çizgiden oluşmuyor. Dönem dönem değişim ve dönüşümler, dalgalanmalar, iniş çıkışlar normal. Tersine, hep stabilseniz bi noluyo ya demek lazım.

Ben bu bahsettiğiniz süreci zihnim aşırı doluyken, sürmenaj olmuşken veya depresif hissediyorken yaşıyorum. Sonra taşlar tekrar yerine, genellikle de farklı oturuyor. Yeni bir döngü başlıyor. Ona adapte olup o halden verim ve keyif alacağım şeylere yöneliyorum.

sizde bu tarz süreçlerden geçiyor olabilir misiniz?
0
Phoebe
(21.05.23)
Neler yaşıyorsunuz bu dönem? Bunları bir gözden geçirin. İlgi alanlarınız değişmiş olabilir. Bu bir süreç olabilir. İhtiyaçlarınız değişmiş ve bu atalar bunları yapmayı tercih ediyor olabilirsiniz. Daha önce hayal kurmak hangi ihtiyaçlarınızı karşılıyordu? Buralarda biraz gezinmenizi öneririm. İhtiyaçlarınızı belirledikten sonra, onları karşılamak için yeni stratejiler düşünebilirsiniz.
0
from where i ride
(21.05.23)
(11)

bilgisayariniz telefon kadar ozel alan midir?

ala09
telefon daha mahrem geliyor ama bilemiyorum yakininiza, sevgilinize bilgisayarinizi verir misiniz? siz yokken kullanabilecegi sekilde açik midir her sey?
telefon daha mahrem geliyor ama bilemiyorum yakininiza, sevgilinize bilgisayarinizi verir misiniz? siz yokken kullanabilecegi sekilde açik midir her sey?
0
ala09
(20.05.23)
yakınıma bilgisayarımı vermek istemem ama isterse de veririm ama aklım kalır. bir şey gizlediğimden değil ama kişisel alanıma girilmiş olur. telefonumda şifre var, bilgisayarımda yok bu arada.
0
şeyh x
(20.05.23)
bilgisayari daha az kullaniyorum. ozel bi seyim de yok icinde. o yuzden cep daha mahrem. ama yine de kullanilmasini istemem. cook zor durumda kalinir, illa ister biri o zaman kullandiririm. kisisine gore o da. her ihtiyaci olan tanidiga vermem.
0
Kittie
(20.05.23)
ben veririm bu konuda rahatım fakat bence mahrem arkadaşımın böyle bir hassasiyeti olup bana kullandırtmazsa anlarım bunu söylemesi yeterli darılmam da

ezcümle telefon bilgisayar not defteri vs özeldir saygı duyarım
0
freebird5406_2
(20.05.23)
çok acil ve önemli bir işi varsa yanımdayken, bilgisayarımı kısa süreli kullanımına izin verebilirim ama bu esnada bile aşırı rahatsız hissediyorum, onun dışıda ne telefonumu, ne tabletimi, ne de bilgisayarımı sevgilime, aileme vs kimseye kullandırtmam, kimsenin de bilgisayarını vs kullanmam.
0
hypathia
(20.05.23)
Telefonumu özel yapan içindeki yazışmalarım, fotoğraflarım vs.

Bilgisayarımda da bunlar mevcut olduğu için aynı derecede özel.
0
akhenaten
(20.05.23)
Bilgisayar, telefondan biraz daha az özel alan. Böyle bir tanım varsa tabii. Çünkü bilgisayarda başkası için normal ya da misafir hesap açabilirim. Öte yandan telefondaki her şeye bilgisayardan erişebiliyorken neden özel alan olmasın? Hatta telefon hafızasından farklı olarak daha çok şey depolayabiliyorsun.
0
nawar
(20.05.23)
telefonumu hic cekinmeden veririm ancak bilgisayarima dokundurtmam. kardeslerim mesela bilgisayarim kilitli degilken bile ellemezler. ben de onlarin bilgisayarlarina ellemem izin vermedikleri surece
0
nibba
(20.05.23)
Telefonda özel mesajlar vs. var. Bu mesajların çok büyük bir bölümü benimle ilgili değil bile. Arkadaşlarım ve onların özel hayatları bazen beni rahatsız edecek kadar absürt olabiliyor, e kardeşimle ilgili bir sürü şey var, kuzenler var. İnsanlar bunları benimle paylaşıyorlar sevgilimle değil. Telefonuma dokundurtmama sebebim kendime ait özel alan olmasından da değil yani. Bir sürü insanın sadece benimle paylaştığı şeyleri de koruyorum.
Bilgisayarım öyle değil. Torrent kullanırken canını okumuştum zaten. İstediği gibi dolanabilir. Mesajlar vs. olsaydı onu da kullandırtmazdım.
0
mrvln
(20.05.23)
Özel alandır. Vermem. İlla vereceksem ayrı profil (misafir hesap mı ne) açar öyle veririm. Chrome u açsa tüm hesaplarımız orada ekli telefondan bi farkı yok. Ayrıca, bilgisayarda benim için çok önemli olan bir dosya silinse, 2 gün sonra mavi ekran vermeye başlasa vs. geçen gün mahmut’a vermiştim bilgisayarı diye aklıma gelsin ister mi mahmut? Mahmut bana evinin anahtarını emanet vermek istese ben almam, bişey kaybolursa aklına ben gelmeyeyim diye. Başkası da benden almasın, istemesin de böyle şeyler.
0
Tisatiaşer
(20.05.23)
İş için şirketin verdiği tablet var, onu bile başkasına vermiyorum, kendi mail hesabım yüklü o kadar.
0
diye yazdim ama hep yalan
(21.05.23)
Evdeyken evet. Ailemden hiçbir birey, bir başkasının özel eşyasını kurcalamaz. İş yerinde şifrelerim. Kaybetmek istemeyeceğim dosyaları zaten yedeklerim. Bir başkasıyla paylaşma durumu söz konusuysa da misafir oturum açmışlığım var. Yani evet, özel eşyalarım. Başkalarınınkine de aynı özeni gösteriyorum.
0
from where i ride
(21.05.23)
(5)

ikinci el satış için...

sanat guresi
hangi platformu tavsiye ediyorsunuz?
hangi platformu tavsiye ediyorsunuz?
0
sanat guresi
(19.05.23)
sahibinden iyidir
0
orpheus
(19.05.23)
Son zamanlarda dolap'tan almaya başladım. Sahibinden'dekiler IBAN falan istiyor. Dolap'ta sadece sisteme ödemeli kargolu çalışıyor.
0
harzem
(19.05.23)
sahibinden ve letgo. dolap' ta karşı tarafın iadesi olayı oldukça can sıkıcı olabiliyor.
0
from where i ride
(19.05.23)
zebramo, gardrops ve poshmall
0
yirmibesonbes
(20.05.23)
Dolap ve Poshmall kullandım bir sorun yaşamadım, memnunum. Zebramo ve Gardrposta var ama trafiği daha düşük sanki.
0
hayalhayal
(20.05.23)
(9)

19 Mayıs stat gösterilerine katılanlar el kaldırsın

Bruce
İçinde bulunduğumuz ahval ve şerait ışığında ayrı bir nostalji yaşadım videoları görünce. Lise 1'deyken, program sonrası üzerimi değiştirmeyip, kırmızı tişört-eşofman altı, beyaz eldiven ve şapka ile şehir merkezinde gezmekten gurur duyduğumu anımsadım. Bi yandan dersten kaçmak için fırsat gibi geli
İçinde bulunduğumuz ahval ve şerait ışığında ayrı bir nostalji yaşadım videoları görünce. Lise 1'deyken, program sonrası üzerimi değiştirmeyip, kırmızı tişört-eşofman altı, beyaz eldiven ve şapka ile şehir merkezinde gezmekten gurur duyduğumu anımsadım. Bi yandan dersten kaçmak için fırsat gibi gelirken kutlama günü o anma ve coşku hissinin yarattığı bilinci anımsadım. O toplu hissiyatın bir parçası olmak hoşuma gitmişti, gurur duymuştum.

Siz katıldınız mı stat gösterisine, kule yapmış mıydınız mesela? Var mı enteresan bir anınız. Anlatın da azıcık emekli subay gibi, permalı cehape teyzesi gibi hassaslaşalım.
0
Bruce
(19.05.23)
ben katıldım kule de yaptım, kıyafetin önü alt üst komple beyaz arkası da komple kırmızıydı

ne kutlamalardan bir iki ay önce başlayan provalar ne de kutlama günü gençlere yönelik bir kutlama yöntemi değildi istemeyerek yaptım katılım zorunluydu
0
freebird5406_2
(19.05.23)
Evet, maalesef.
0
Avoiding The Puddle
(19.05.23)
Bütün vibe'ı öldürdünüz yaa
0
🌸Bruce
(19.05.23)
beyaz tişört kırmızı etekle katılmıştık. ellerimizde değişik tüller ile bir kaç farklı şarkıda gösteri yapmıştık. şarkılar da because the night, all that she wants filan ne alakaysa ahahaha.

bizim de katılım isteğe bağlı değil zorunlu tutulmuştu. galiba son 2 ay civarı haftada bir gün okul yerine provalara gidiyorduk.
0
hypathia
(19.05.23)
Ben gösteri yapmadım ama stad gösterilerine hep izleyici olarak giderdim. En sevdiğim aktivitelerden biriydi.
0
jazzabel
(19.05.23)
Okul hayatimda nefret ettirdiler torenden. 19 mayis, 29 ekimi, 23 nisani bitmezdi, beden egitimi dersinde piskopat hocalar gozetiminde asker gibi sag sol yururduk, ulan hep de bizim okula denk gelirdi, yok kaymakam gelicekmis, yok bilmemkim izleyecekmis bizim toreni, tum beden dersleri sag sol yurumekle, gosteri bilmemne hazirlikla gecerdi aylarca, yanlis yapinca grubun icinde bagirip cagirip, azarlanirdin falan. Cin iskencesi resmen, lisede boykot etmistim, secilmeyeyim diye bilerek kotu falan yapiyordum:) beden dersim dusuk gelmisti hatta. Insanlar boyle boyle akpye basiyor sanirim
0
speedy
(19.05.23)
o jenerasyona aitim. ancak hiç stat gösterilerine katılmadım. çünkü katılım zorunlu tutuluyordu. zorla yapılınca mekanik bir süreç olmaktan öteye gidemiyor. açıkçası bana hep angarya iş olarak gelmişti. bayramı kutlamak çok güzel, okulların süslenmesi, şiirler okunması vs tamam ama diğer gösteriler bana hep güney kore'yi hatırlatıyor ve ben bir türlü ısınamadım. okul idaresiyle karşı karşıya geldiğim bile oldu katılmadığım için ama sanırım okul birincisi olduğum için pek sıkıntı çıkarmadılar.
0
ezkaza
(19.05.23)
hem okul bandosu hem gösterilerde bulundum. her sene farklı kostümlerle katılırdık. haftalar öncesinden çalışmalar başlardı. güneşten bayılanlar, ekstra mola için yalvaranlar, "olmuyor!"diye sinirden bağırıp, saçını başını yolan öğretmenler... kostümlü ilk provada anca havaya girilirdi. stada çıktığımız gösteri günlerinde izleyiciler xoşkuyla alkışlar, bayraklar sallanır, şarkılara, marşlarq yüksek sesle eşlik edilir, stada çiçekler fırlatılırdı. alkış kıyametten sonra iyi bir şey yaptık diye birbirimizi tebrik eder, sevinirdik. ben de en çok o kuleyi stat koltuğundan izleyemediğime üzülürdüm. :)
0
from where i ride
(20.05.23)
stadyumda kağıt kaldırıp indiren tayfadandık.
0
rakicandir
(21.05.23)
(6)

kedi için tırnak makası

Lusid*
evde şu modelden var https://prnt.sc/shE0d7e3E1KJ ancak hem keserken tek seferde bitmiyor hem de yarım yamalak kesiyor. Daha düzgün hayvana da zarar vermeyi minimuma indirecek tavsiyeniz varsa çok sevinirim
evde şu modelden var prnt.sc ancak hem keserken tek seferde bitmiyor hem de yarım yamalak kesiyor. Daha düzgün hayvana da zarar vermeyi minimuma indirecek tavsiyeniz varsa çok sevinirim
0
Lusid*
(16.05.23)
ben bunlarla kesmeyi başaramıyordum hiç, parçalıyordu tırnağı. bayağı kendi kullandığım tırnak makasına dönmüştüm ve çok rahattım. tavsiye ederim.
0
knight of cydonia
(16.05.23)
ben de kendi tırnak makasımla kesiyorum.
0
rentts
(16.05.23)
Farklı data olsun bende bundan var uçlarından çıt çıt alıyor yarım yamalak deneyimim olmadı. Tek seferde nasıl bitmiyor onu da anlamadım. Ucunun sivriliğini alsanız kafi muntazam bi görüntü çıkmasına gerek yok zaten gerisini kendi sağa sola sürterek hallediyor benim bildiğim kadarıyla.
0
hedep
(16.05.23)
0
ala09
(16.05.23)
ben de paylaşılan linkteki makası öneririm.
0
from where i ride
(17.05.23)
araligi genis normal tirnak makasi kullaniyorum. her kullanimdan sonra da dezenfektan fisfisliyorum.
0
65 derece
(17.05.23)
(7)

Dyson basliklari

14
Bende v8 makine ve sadece standart motorbar ve kombinasyon basliklari var.Siz en cok hangi basliklari kullaniyorsunuz? Su aksesuarlar hakkinda dusunceleri alabilir miyim? Evim ufak (75 metrekare) genelde parke, hali az. Evcil hayvan yok.Fluffy/Soft Roller Cleaner Head: https://www.dyson.com.tr/quick
Bende v8 makine ve sadece standart motorbar ve kombinasyon basliklari var.

Siz en cok hangi basliklari kullaniyorsunuz? Su aksesuarlar hakkinda dusunceleri alabilir miyim? Evim ufak (75 metrekare) genelde parke, hali az. Evcil hayvan yok.

Fluffy/Soft Roller Cleaner Head: www.dyson.com.tr (bu baslik iyi gozukuyor ozellikle sert zeminler icin ama fiyatina deger mi?)
Mini motorhead: www.dyson.com.tr (bunun amacini cozemedim, ozellikle merak ediyorum)

Mobilya alti adaptoru: www.dyson.com.tr vs
Up-top adaptor www.dyson.com.tr

Esnek aralik temizleme basligi www.dyson.com.tr vs
(Esnek olmayan) Aralik temizleme basligi www.dyson.com.tr

Diger tavsiyelere acigim
0
14
(08.05.23)
Motorhead yatak ve koltuk icin. Bence elzem.

Mobilya altı adaptör sana kalmış. Eğilip temizleyebiliyoruz biz, yatak altını da robot alıyor.

Aralık temizleme başlıksız el süpürgesi düşünülemez. Süpürgenin girmediği araları nasıl alıyorsun ?
0
Mcfly
(08.05.23)
Fluffy/Soft ihtiyaç duymadım. Mini motor head, yüksek modellerdeki anti-tangled a denk geliyor sanırım. Döşemeler için. Alerjik bünyelilerin twrcih sebebi. Mobilya altı adaptörü sık kullandığım bir başlık. Yere yatıp tek gözle bakıp süpürmek yerine hafif eğilip, boruyu dik açıdan farklı açılara doğru eğmeye yarıyor. Öneririm. Up-top, giysi dolabı, mutfak üst dolapların üstü için. Ben gerek görmedim. V8' de lazer uç yoksa öneririm.
0
from where i ride
(08.05.23)
Aralik temizleme basliklarindan hangisi iyi? Yukaridakilerden ilki kavisli mi esnek mi anlamadim.

Dosemeler icin Doseme Basligi diye bir sey var. Bunu mu almali motorheadi mi?
www.dyson.com.tr
0
🌸14
(08.05.23)
Işıklı aralık temizleme başlığı iyi. Anti tangle seçmiştim. Ekstra döşeme başlığına ihtiyaç duymadım.
0
from where i ride
(08.05.23)
fluffy/soft halisiz yerler icin gerekli, ben hali sevmeyen insanim, hemen hep onu kullaniyorum. diger baslik parkede iyi olmuyor.
0
kassiopeia
(08.05.23)
Hmmm kafam hala karisik :)

www.dyson.com.tr
su sayfadaki seceneklerden

bu seti (cunku setlerin fiyati uyguna geliyor, iki al bir bedava gibi)
www.dyson.com.tr
ve belki fluffy'yi alicam gibi.

Aslinda
mobilya alti adaptoru www.dyson.com.tr
cok mantikli ama tek satilmiyor su an.

Yukaridaki set yerine bunu mu alsam, icinde mobilya alti adaptoru de var.
www.dyson.com.tr

Ote yandan hayvanim yok o yuzden anti tangle gereksiz - ki ben de kisa sacliyim :D
Isikli ara basliginin bir manasi var mi? Benim V8'de isik yok sanirim.
0
🌸14
(08.05.23)
Bu kadar kafa karıştırmaya gerek yok. Merkezi bi yerde oturuyorsanız dyson’in mağazasına gidin hepsinin demosu olmasa da açıklarlar güzelce.
0
Mcfly
(15.05.23)
(16)

İnsanlara tavsiye veriyor musunuz?

sassot
Kardeşiniz , akrabanıza ya da arkadaşlarınıza tavsiye veriyor musunuz şöyle yapmak yerine böyle davran diye.ben eskiden çok tavsiye verirdim, şimdi ne hali varsa görsün diyorum. insan hakettiğini yaşar diyerek ileride, şu anki davranışlarından dolayı çekeceği sıkıntıları görmesini istiyorum. bu bira
Kardeşiniz , akrabanıza ya da arkadaşlarınıza tavsiye veriyor musunuz şöyle yapmak yerine böyle davran diye.

ben eskiden çok tavsiye verirdim, şimdi ne hali varsa görsün diyorum. insan hakettiğini yaşar diyerek ileride, şu anki davranışlarından dolayı çekeceği sıkıntıları görmesini istiyorum. bu biraz ağır gelebilir ama kişi kendini geliştirmeli, benden büyük birine ben neden tavsiye vereyim kendini geliştirmemişse bunun cezasını çekmeli diye düşünüyorum.
0
sassot
(04.05.23)
Ömrüm boyunca bu hadsizliği kendime hak görmedim. Kimseden tavsiye de almak, özellikle ben sormadıysam.
Gelişigüzel yorumları da bagımsızlığıma muhalefet olarak görürüm.
0
pavlis
(04.05.23)
Almak değil, almam olacaktı. Olmadı.
0
pavlis
(04.05.23)
Vermiyorum zaten hayatta başarısızım (: hem insanlarla konuşmak öğüt vermek hiç bir şeyi değiştirmez zaten. Herkes bildiğini yapsın.
0
anon1m
(04.05.23)
Ben bunu çok yapıyorum ya. Tam bir tavsiye sebili gibiyim. Genelde dinleyenler kazanıyor ama.
0
msb
(04.05.23)
bana sorulmadan kimseye tavsiye vermem ve sormadigim bir tavsiyeyi almaktan da kesinlikle hoslanmam. herkesin akli kendine. soruldugu takdirde ise tavsiyeler veririm ama mutlaka.
0
in vino veritas
(04.05.23)
Tavsiye istemeyene tavsiye verilmez. Ben haddimi bilirim, kimsenin hayatına öneri vermem. Çünkü benim onun içinde bulunduğu durum hakkında düşünebildiğimi kendisi haydi haydi düşünür. Çünkü ben dışarıdan 1 görüyorsam o olayın kendisini yaşadığı için 10 görüyor konu ile alakalı ayrıntıları. Bu durumda bu hadsizliği yapmak iş bilmezlik olur. O yüzden ben tavsiye vermiyorum istemeyenlere. Aksi zaten sosyal açıdan sorun.

İstemeden tavsiye verenlerle de muhabbetimi çok kısıtlı tutarım.
0
zimbirik
(05.05.23)
Benimle paylaşımda bulunmayı tercih eden bir insana mutlaka "öneri ister misin?" diye soruyorum. Evet derse, önerimi veririm. Hayır derse susarım; bazen sadece anlatmak istiyor insan. Olaya yaşının kaç olduğunu düşünerek yaklaşmıyorum. Hayat, başımıza farklı farklı şekillerde geliyor. Siz o konuda bir tecrübe yaşamışsınızdır ya da hassasiyetiniz vardır, o konuda kendinizi geliştirmişsinizdir. Gönülden vermek, o insanın hayatını değiştirebilir ya da henüz hazır olmadığı için o an hiçbir şey duymamış gibi yaklaşabilir.
0
from where i ride
(05.05.23)
İstemeyene tavsiye verilmez+1
İnsanları bilgisi olmayan şeylerle suçlamak manasız. Bilgiyi alma kapasitesine göre yaklaşmak en güzeli, buna da empati diyolla. Ben sevdiğim insanlara bilgiyi veririm, bakış açıma güvenen insan dinler ve tavsiye ister. Bu insanlara verdiğim zararsızlık mesajı ile de ilgili biraz. Çoğu insan ne eleştiri ne de tavsiye istiyor zaten, geldikleri gibi gitmekte sıkıntı duymayan insana yardımcı olamayız.
0
hasmetizm 2046
(05.05.23)
Anayım ben, hayatım tavsiye vermekle geçiyor.
Öte yandan arkadaşlarıma çok tavsiye vermemeye çalışırım, "iyi olur Allah'tan kötü olur kuldan" ötürü. İnadına bana fikir sormaya gelirler. Eğer başımdan sordukları duruma özel bir tecrübe geçtiyse, "bana da böyle böyle olduydu ben şöyle yapmıştım sonuç iyi/kötü oldu" diyorum. Valla başkasının riskini kendi üzerime alamam.
0
SiyamkedisiZorro
(05.05.23)
Benden işyerinde genelde kadınlar tarafından "nasıl kilo vereceğiz" erkekler tarafından "nasıl spor yapacağız" türü sorular sorup tavsiye istenir ama verdiğim tavsiyelere kimse uymaz, o nedenle tavsiye istenmeden zaten tavsiye vermem ama isteyen olduğunda da istemeye istemeye tavsiye veriyorum, burada da soruyorlar mesela yazıyorum ama kimse uymadığı için bir yaraya derman olduğunu hiç düşünmüyorum tavsiyelerimin. Bunların dışında herhangi bir konuyla ilgili anneme ve kardeşime ne düşünüyorsam fikrimi söylerim akrabalara çok bulaşmam.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.05.23)
çakma psikologluk yapıp kendi kendilerine tavsiye vermelerini sağlamaya çalışıyorum
0
bir soru sorcam
(05.05.23)
bana kimse tavsiye vermediginden cok cektim. beni cok uttuler. cok tokat yedim.

o yuzden sevdigim herkese bildigim her konuda tavsiye veririm.
0
alperz
(05.05.23)
yok pek yapmam fikrimi sorarsa ancak söylerim
0
basond
(05.05.23)
Emin olduğum konularda tavsiye vermeyi severim. Ama davranıştan çok birşey satınalma, okul, kariyer gibi konularda.
0
okumakserbestbegenmeksart
(05.05.23)
ben haddim olarak görmüyorum yazıyordum ki ilk cevapta da haddi olmadığını yazmışlar.

hiç tavsiye vermem, dinlememi istedikleri bir şey varsa dinlerim. fikrimi soruyorlarsa söylerim. bana da tavsiye verilmesinden ASLA hoşlanmam. türk kültüründe böyle bir şey var insanlar devamlı başkalarına akıl vererek üstünlük kurmaya çalışıyor ya da bir sohbet oluşturabilme becerileri yol. keşke herkes önce kendi hayatlarına baksa ajsjsks.
0
deartheodosia
(05.05.23)
Sorulursa söylüyorum
Sorulmadan söylememek lazım
0
photo85
(06.05.23)
(19)

Polyglot oldugunu soyleyen 10 dil konusuyorum diyen insanlar hakkinda

Slynmaster
Dusuncelerinizi merak ediyorum her acidan konusabilirsiniz
Dusuncelerinizi merak ediyorum her acidan konusabilirsiniz
0
Slynmaster
(04.05.23)
Bazilar 20+ dilden bahsediyor mesela
0
🌸Slynmaster
(04.05.23)
Saygı duyup takdir ediyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.05.23)
Çok ilginç bir hobisi var, beyni çoğumuzdan farklı çalışıyor olsa gerek.
İlginç tabi ama ben çok samimi arkadaşlık kurmayayım. Garip bir insan olsa gerek. Cinstir.
0
michael_knight
(04.05.23)
baska ne is yapiyolar nerden para kazaniyolar
hepsini de cook iyi bildiklerini düsünmüyorum
0
sonsuz
(04.05.23)
Çok seksi buluyorum
0
vedatchilipeppers
(04.05.23)
Fabulos Tiger Chicky Face 7 dil biliyormuş.
0
hasmetizm 2046
(04.05.23)
romence tarihi latince desek, biraz kasan ispanyolca - italyanca - fransızca - portekizce biliyor. üstüne ingilizce ekle, etti 6 ana dilinle beraber. biraz daha kas almanca öğren, 7'yi buluyorsun. romen bir arkadaşım var böyle :)
0
rain when i die
(04.05.23)
başka işim olmasa ben de yaparım diyorum :)
0
gabe h coud
(04.05.23)
Cok da abartmamak lazim sen lisede endoplazmik retikulumun gorevini ezberlerken o kisi baska bir dil ogreniyordu belki. Senin bir daha endoplazmik retikulumla hayatim boyunca isin olmadi, ama o kisi filmde, sarkida, seyahatinde vs bu dili kullandi, isine yaradi, oyle dusun.

Bir de cogu kolpaci. Mesela turist olarak ben de Italya'da isimi gorurum: restoranda yemek soyleme, small talk, yol sorma vs. Ama italyanca biliyorum demem aha iste bunlar ona Italyanca biliyorum diyor.
0
freedonia
(04.05.23)
10 dili temel seviyede biliyor olabilir. Aç kalmaz ve adres bulabilir ama çalışacak kadar bilmiyordur. Bunu yapabilen çok az kişi vardır zaten.
0
nawar
(04.05.23)
insanlar ayni anda en fazla 3 farkli dili efektif olarak kullanabilir zaten.

Mesela kendi üzerinde test et, en iyi bildigin dille gün içinde en çok ne yapabilirdin diye.
0
Avoiding The Puddle
(04.05.23)
beynin bu işlerle ilgilenen kısmı baya gelişmiş olur. muhtemelen diğer fonsiyonlar hafif geriler. beynin toplam çalışma kapasitesi var bence.

bir de bu dilleri kullanıyor olması lazım çünkü zamanla geriler.
0
vizivozo
(04.05.23)
Hakkını vererek yapanlar var da bazıları kendine polyglot. E bunun katma değeri nedir? Ne iş yapacak bunca dili bilerek? Çok iyi bir satışçı olabilir mesela veya turist rehberi. Demem o ki, bir meslekle birleştirdiğin takdirde süper bir şey. Benim polyglot tanıdığım Levanten bir mühendis. 8 dili ana dili seviyesinde biliyor, yazışma yapabiliyordu.
0
SiyamkedisiZorro
(04.05.23)
7 dil bilen mimar bir arkadaşım vardı. İki çocuklarını da aynı şekilde yetiştirdiler. Gardner' ın Çoklu Zeka Kuramı' nı inceleyebilirsiniz.
0
from where i ride
(04.05.23)
Ben kendimde dil ogrenmekte oldugumdan bazilarini takip ediyorum cok nadir sertifika alip seviyem su diyen var. Anladigim kadariyla genel sohbeti ogreniyorlar daha cok. İsin seviye ispati konusunda cogunda sanmiyorum sertifika sinav sonucu falan olsun
0
🌸Slynmaster
(04.05.23)
tanıdığım max seviyedeki teyzem. 7 dil biliyor. onunki diğerlerinden daha doğal geliyor. anne hırvat, baba türk, isviçrede yaşıyor. 2 aileden 3 devletten 5 dil havadan geliyor yani öğrenmek için sebepleri var, aktif kullanabileceği alanlar yakın. okulda ingiliz bi hoca var o da polyglot olmak için aşırı çaba gösteriyor şu an hem türkiyede yaşayıp aynı zamanda arapça çalışıyor :d ee arapça pratiği de yapsa yapsa istanbulda yaparsın. 4 dil bilen arkim instada biosuna yazıyor POLYGLOT diye :o
o kadar a1-a2 seviyesinde kaldıklarını düşünmüyorum günlük dili anlamak ve konuşmak hayli çaba isteyen bir iş. 1 sene ingilizce konuşmadım diye kem küm ediyorum en basit cümlede. sürekli arapça ing karışık konuşuyorum yani ikisini de konuşamıyorum. kitap okumayınca türkçe bile konuşamıyorum. dili uyanık tutmak büyük iş. bazen böyle eğitimli ve zeki insanları "obortmaya gerek yok" diye geçiştiriyoruz ama toplum ortalaması aşırı düşük. o yüzden 1 yabancı dil bile akıcı konuşan kişiyi takdir ederim ve özenirim. paraya dönüştürmesi şart değil. bireysel okumaları bile kişiye çok şey katar
0
ala09
(04.05.23)
Alınmasınlar ama bence boş iş. Almanca gibi sağlam bir dili orta seviyede bilen kişiye daha çok saygı duyarım.
0
dissendium
(04.05.23)
bence güzel birsey, ama bazi diller ayni. bizim komusumuz italyanca ögretmeniydi ve bes dil biliyorum diye hava atardi bana sacma geliyor, yani o bes dil it, portekizce, ispanyolca, ingilizce, fransizca.
eger yapi ve kelime olarak farkli dillerse o zaman gercekten saygi duyarim.

bir de ben rusca kursuna gitmistim, ruslarla iletisim kurabiliyorum. almanya'da almanca ögrendim, günlük hayatta almanca anlasiyorum. ama sorsan almanca future tense nedir diye? bilmem. simdi ben türkce haric 3 dil mi biliyorum? bence nein.

bazilari temel seviyede ögrenip hava basiyor yani ona bakarsak antalya'da bakkallarda dört dil konusuyor.
0
wishmaythşngs
(04.05.23)
evet Fransızca + ispanyolca + italyanca + portekizce aynı aileden benzer gramer ve kelime var fakat buda kardeşim acayip kafa karıştıran birşey. çok benzer kelimeler var mesela insan paso karıştırır.
0
🌸Slynmaster
(04.05.23)
(6)

Yapılan yanlış karşı tarafın yüzüne söylenmeli mi?

sassot
Çevremde hiç böyle bir hareket görmedim. İki kişiden biri , öbürüne bir olaydan dolayı ya da karşı tarafın söylediği bir şeyden dolayı içerlemiş ama gidip ona sen bana şöyle şöyle söyledin ya da yaptın demiyor. Olması gereken bu mu? biri bana yanlış yapınca ben gidip neden böyle yaptın vs diyorum. y
Çevremde hiç böyle bir hareket görmedim. İki kişiden biri , öbürüne bir olaydan dolayı ya da karşı tarafın söylediği bir şeyden dolayı içerlemiş ama gidip ona sen bana şöyle şöyle söyledin ya da yaptın demiyor.

Olması gereken bu mu? biri bana yanlış yapınca ben gidip neden böyle yaptın vs diyorum. ya da biri bana kötülük yaptığında yüzüne vuruyorum sen böyle kötü bir insansın diyorum.
0
sassot
(04.05.23)
ben anında söylüyorum. kötü bir insansın denmez.

bu yaptığın yanlış. yapma.

denir.
0
alperz
(04.05.23)
Doğru-yanlış, haklı-haksız bizim olaylar ya da kişiler üzerine düşüncelerimizdir. Karşımdaki insanın, eylemlerinin sorumluluğunu almasını istiyorsam;bendeki karşılığını nasıl hissettiğimi anlatarak açıklıyorum. ".... hareketin yüzünden sen kötüsün." demek, karşıdaki insana utanç, suçluluk ya da öfke hissettirir. Empati ile yaklaşınca, karşı tarafta da bunu deniyor ve etkisi daha güçlü oluyor.
0
from where i ride
(04.05.23)
Kişiden değil eylemden veya sözden bahsederek söylemek verimli olur. Kişiye kötüsün demek savunmaya veya saldırıya geçmesini sağlar ve dediğini duymaz, boşa anlatırsın yani. Şiddetsiz iletişimde 4 adım öğrenir herkes önce. Gözlem duygu ihtiyaç ve rica. Dilden şiddeti çıkarmak, görülmek, duyulmak ve dinleyebilmek için.
0
hasmetizm 2046
(04.05.23)
Her zaman böyle davranmak olmaz.
Bazı şeyler meselenin doğası gereği zamana bırakılır veya karşı tarafın gerçek manada pişmanlığıdan dolayı affedilir.

Yer,zaman,içinde bulunulan genel durum ve ileride zuhur edecek şeyler hesaba katıldığında her zaman her doğru söylenmez.
0
diyecevaplandı
(04.05.23)
Söylenmeli, her şeyin de bir usulü var.

Ne kadar zarar gördüğünüze göre uygun bir tonda ve biçimde söylenir. Bunun kesin bir formülü yok ne yazık ki.

Her durumda aynı tonu kullanmak gelecekteki ciddiye alınma kabiliyetini etkiliyor insanın. Bir noktadan sonra eğer aynı çevre içindeyseniz "o öyledir takma" muhabbeti dönmeye başlar. Siz de derdinizi anlatamamaya başlarsınız. Dozu iyi ayarlamak lazım.
0
akhenaten
(04.05.23)
Söylenmeli.
Eğer konuyu umursamıyorsanız söylemeyin elbette. Ama sizin için önemliyse söylenmeli. Söylememek o kişiye karşı da haksızlık yapmak oluyor bence.

Söylerken de "sen kötü bir insansın" şeklinde onu suçlayacak şekilde değil "bu hareketin benim böyle düşünmeme/hissetmeme sebep oldu. Bunu yapmaktaki amacının şu olduğunu tahmin ettim. Doğrusu nedir?" gibi sizin yaşadığınızı tarif eden ve tahminlerinizin doğru olup olmadığını soran, ona açıklama şansı veren bir şekil daha uygun olur

Karşımızdakinin iyi niyetle yaptığı bir hareketi kötü zannetmemiz sık yaşanan bir durum.

Karşımızdaki kişi "ben şu sebeple, şöyle düşünerek o hareketi" yaptım dedikten sonra da karşıdaki insanın beyanını esas almalısınız. "O bana öyle söyledi ama ben biliyorum asıl sebebi buydu" diyerek içinizde sinirlenmeye devam etmeyin. Aklınıza yatmazsa ilişkinize devam etmezsiniz.
0
michael_knight
(04.05.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.