proletarier aller lander vereinigt euch
bu boşanma davalarında avukat taraflardan birinin ödediği tazminatın nafakanın işte her neyse adı paranın yüzde 25'ini alıyormuş doğru mu ? var mı böyle bir soygun ? varsa kurtulmanın bir çaresi yok mu ? çok saçma geliyor o tazminat falan neyse ihtiyacı olduğu için veriliyor karşı tarafa avukatın o
bu boşanma davalarında avukat taraflardan birinin ödediği tazminatın nafakanın işte her neyse adı paranın yüzde 25'ini alıyormuş doğru mu ? var mı böyle bir soygun ? varsa kurtulmanın bir çaresi yok mu ? çok saçma geliyor o tazminat falan neyse ihtiyacı olduğu için veriliyor karşı tarafa avukatın o paradan pay alması nasıl bir haksızlıktır ?
0
davalarda avukatların aldıkları 2 tür vekalet ücreti vardır:
1. avukatın kendi müvekkili ile anlaştığı miktar
2. davanın kazanılması sonucu diğer taraftan alınan resmi vekalet ücreti. bu ücretin miktarına mahkeme karar verir ve avukat bu ücreti karşı taraftan tahsil eder.
sizin dediğiniz şey ancak avukatın kendi müvekkili ile anlaşması sonucu olur. yani, atıyorum müvekkil avukata davanın başında para vermez ve der ki "kazanırsak paranın %25ini alırsın" veya buna benzer başka bir anlaşma yapılır. ancak resmi olarak böyle bir %25 durumu yok.
1. avukatın kendi müvekkili ile anlaştığı miktar
2. davanın kazanılması sonucu diğer taraftan alınan resmi vekalet ücreti. bu ücretin miktarına mahkeme karar verir ve avukat bu ücreti karşı taraftan tahsil eder.
sizin dediğiniz şey ancak avukatın kendi müvekkili ile anlaşması sonucu olur. yani, atıyorum müvekkil avukata davanın başında para vermez ve der ki "kazanırsak paranın %25ini alırsın" veya buna benzer başka bir anlaşma yapılır. ancak resmi olarak böyle bir %25 durumu yok.
0
Uygulamada rastlanılabilen birşey. Ya da mesela nafaka alacağının ilk ayını alması şeklinde de anlaşılabiliyor. Tamamen müvekkil ile anlaşmaya bağlı olduğu için haksızlık olduğunu düşünmüyorum çünkü baştan konuşulmuş bir durum.
0
rurouni
ameliyat oldum 10 gün raporluydum o parayı şirket biz vermiyoruz ziraat bankasından alıcaksın dedi. ptt den alıcaksın diyen var sgk dan alıcaksın diyen var. Nerden nasıl alacagım ben bu parayı? Başvuru, dilekçe vb. bi şey yapmam gerekiyor mu?
ameliyat oldum 10 gün raporluydum o parayı şirket biz vermiyoruz ziraat bankasından alıcaksın dedi. ptt den alıcaksın diyen var sgk dan alıcaksın diyen var. Nerden nasıl alacagım ben bu parayı?
Başvuru, dilekçe vb. bi şey yapmam gerekiyor mu?
Başvuru, dilekçe vb. bi şey yapmam gerekiyor mu?
0
raporunu şirkete vermen gerekir, şirkette bunu muhasebe yoluyla sgk'ya bildirmesi gerekiyor. eğer sistem değişmediyse pttden alınıyor, ama süre konusunda kesin bir bilgi yok. hemen alamıyorsun diye biliyorum.
0
sgk mosip diye bir şey varmış ordan yatırılıyormuş paran diye duydum. sgk yani.
benim arkadaşa 4 ay sonra yatmış ziraat bankası hesabına.
benim arkadaşa 4 ay sonra yatmış ziraat bankası hesabına.
0
ziraat veriyor artık. ama raporu şirkete vericeksin. arada 1 ay falan beklemen gerekir.
0
ameliyat olalı 1 ay oldu raporu falan şirkete verdim orda sorun yok. Benim bir ziraat bankası hesabım falan yok nasıl alıcam, yatıp yatmadığını nasıl öğrenicem vs. cok saçmaymış.
0
e devletten görebilirsin geçici iş göremezlik ödeneği yattı mı, ne zaman yatar vs
0
rapor paraları ziraat bankasına adınıza yatıyor. eğer sisteme cep telefonunuzu kayıt ederseniz para yatınca mesaj geliyor. bi de 2 günün parasını ödemeyecek sigorta bilginize. 8 günlük para alacaksınız. işyeriniz de ödemek zorunda değil lakin ben ödetiyordum. isteğine kalmış yani. muhtemelen ödemeyecektir.
0
Sgk nin sitesinde is gorememezlik rapor ucreti gibi bir yer vardi yanlis hatirlamiyorsam,cepten girdigim icin link veremiyorum oraya gir bak,ziraate yattiginda orda goruluyor.ayrica 170 dende ogrenebilirsin.
Kesin bilgi kimliginle ziraatten aliyorsun parani.
Kesin bilgi kimliginle ziraatten aliyorsun parani.
0
cosmicgadin
http://bennasilkiloverdim.tumblr.com/post/22578464103/diyet-sok-diyet-onerisi-1-lahana-corbasi-diyeti
0
Hiçbir bilimsel tabanı olmayan beyinsiz bir diyet. Diyet bile demek istemiyorum açıkçası salak saçma bir şey.
0
every man dies, not every man really lives.
cevab da: aptalca bir diyet.
beni en çok güldüren tarafı da verdiği kiloları:
"Yedinci gün sonunda aldatmaca yapmadıysanız 4,5 ile 8 kilo arasında vermiş olacaksınız."
nıhahahahahahaha
cevab da: aptalca bir diyet.
beni en çok güldüren tarafı da verdiği kiloları:
"Yedinci gün sonunda aldatmaca yapmadıysanız 4,5 ile 8 kilo arasında vermiş olacaksınız."
nıhahahahahahaha
0
Ben philips corba makinesi aldim bitane lahana biber pirasa sogan patates vs ne bulursam atiyorum pazardan aldigim. Valla super oluyo. Bir ogununu bu sekil yapmak super oluyor. Ama sadece bir ogun 3 tabak ic o corbadan acayip sisirio adami. Aksam sut ic meyve ye sabah da yumurta peynir zeytin ekmek.
0
agdshfgjh truman sesli güldüm :D
adam 3. gün 'Üç gün boyunca diyete tam olarak uyup, kendinizi hiç aldatmadıysanız 2,5 - 3 kilo vermiş olmanız gerekmektedir.' demiş ya asdfhgjh. ruh 6 gram değil miydi?
adam 3. gün 'Üç gün boyunca diyete tam olarak uyup, kendinizi hiç aldatmadıysanız 2,5 - 3 kilo vermiş olmanız gerekmektedir.' demiş ya asdfhgjh. ruh 6 gram değil miydi?
0
"Lahana çorbası diyetini yaparken tek dikkat etmniz gereken su tüketimi.Vucuttan su atılımı hızlı olacağından dolayı yeteri kadar su tüketmeye özen gösterin.Lahana çorbası diyeti yapanlar bilirler ki yeteri kadar su tüketilmediğinde vücutta halsizlik meydana gelebilir."
burada kendisi de yazmış zaten. su kaybına neden oluyor bu diyet sadece, kilo veriliyorsa da onda veriliyor.
burada kendisi de yazmış zaten. su kaybına neden oluyor bu diyet sadece, kilo veriliyorsa da onda veriliyor.
0
adı üstünde "şok diyet". yani kalkıp 1 ay yapılmaz, maksimum 7-10 gün yapılır.
çok saçma falan diyenleri de anlamadım. düşününce çok da saçma değil, tek fark sabah kahvaltısında yenmeyen peynir, reçel vs.
bir gün çorbanın yanında sebze yediriyor, bir güne et yediriyor, bir gün meyve vs.
diyet yapmadığım halde bazı dönemlerde bundan çok daha kötü beslendiğimi bilirim (günde tek öğün, fast food vs. gibi)
o yüzden kısa süreli bir program olarak uygulanacaksa adamı öldürmez, iyi bile gelir. vaat ettiği kilolar verilir mi orasını bilemem.
çok saçma falan diyenleri de anlamadım. düşününce çok da saçma değil, tek fark sabah kahvaltısında yenmeyen peynir, reçel vs.
bir gün çorbanın yanında sebze yediriyor, bir güne et yediriyor, bir gün meyve vs.
diyet yapmadığım halde bazı dönemlerde bundan çok daha kötü beslendiğimi bilirim (günde tek öğün, fast food vs. gibi)
o yüzden kısa süreli bir program olarak uygulanacaksa adamı öldürmez, iyi bile gelir. vaat ettiği kilolar verilir mi orasını bilemem.
0
kızılşeytan
spartalılar bi toplaşır mısınız bişey dicem.şimdi benim bu ingilizcem fena değil. upper düzeydeyim. biraz konuşarak geliştirmek istiyorum. fakat ne zaman bi kursa gitsem önce bir gramer diyorlar. ben çok sıkıldım gramer görmek istemiyorum. ilkokul 4ten beri ingilizce ders aldığımızı okuduğumuz hazır
spartalılar bi toplaşır mısınız bişey dicem.
şimdi benim bu ingilizcem fena değil. upper düzeydeyim. biraz konuşarak geliştirmek istiyorum. fakat ne zaman bi kursa gitsem önce bir gramer diyorlar. ben çok sıkıldım gramer görmek istemiyorum. ilkokul 4ten beri ingilizce ders aldığımızı okuduğumuz hazırlığı falan da sayarsak toplamda 13 sene ingilizce ders görüyoruz hepsi boş! gramer! hayır beni burda sinirlendiren taraf "gramer bilmeden konuşulmaz"ı beynimizin içine kazımış sistem. bakıyorum ıvana serte kadın iki gram türkçesiyle çatır çatır jürilik yapıyor, thank you one minutele bi cumhurbaşkanı koca ülkeyi idare ediyor biz hala "önce bi gramer" derdindeyiz.
kıt da olsa zorlansam da ben bu dili konuşarak geliştirmek istiyorum. yurtdışına work and travela ayıracak param ve zamanım yok. bana sadece speaking dersleri alabileceğim (mümkünse Ankarada) kurs ya da alternatif yollar önerir misiniz?
derdimi söyledim rahatladım şimdiden teşekkür ederim =)
şimdi benim bu ingilizcem fena değil. upper düzeydeyim. biraz konuşarak geliştirmek istiyorum. fakat ne zaman bi kursa gitsem önce bir gramer diyorlar. ben çok sıkıldım gramer görmek istemiyorum. ilkokul 4ten beri ingilizce ders aldığımızı okuduğumuz hazırlığı falan da sayarsak toplamda 13 sene ingilizce ders görüyoruz hepsi boş! gramer! hayır beni burda sinirlendiren taraf "gramer bilmeden konuşulmaz"ı beynimizin içine kazımış sistem. bakıyorum ıvana serte kadın iki gram türkçesiyle çatır çatır jürilik yapıyor, thank you one minutele bi cumhurbaşkanı koca ülkeyi idare ediyor biz hala "önce bi gramer" derdindeyiz.
kıt da olsa zorlansam da ben bu dili konuşarak geliştirmek istiyorum. yurtdışına work and travela ayıracak param ve zamanım yok. bana sadece speaking dersleri alabileceğim (mümkünse Ankarada) kurs ya da alternatif yollar önerir misiniz?
derdimi söyledim rahatladım şimdiden teşekkür ederim =)
0
içinden konuşmak çok kolay. Ben kendimle ingilizce konuşarak çok iyi anlaşıyorum. Akıcı ve net.
0
sizi gramer öğrenmeye zorlayan zihniyetin gözüne ishal sıçıyim!
Türkiye'deki İngilizce eğitimi, insanlar İngilizce konuşamasınlar diye var.
Türkiye'deki İngilizce eğitimi, insanlar İngilizce konuşamasınlar diye var.
0
compadrito +1. gramer gramer diye milletin beynini lahanaya çevirdiler, teorik bilgiden pratiğe geçemiyor insanlar.
şöyle ufak bir tavsiye verebilirim, speaking kursuna gidene kadar veya onunla beraber uygulamak için: sevdiğin bir sitcom'u aç, friends olur, hımym olur, the big bang theory olur, hepsi olur. oradaki konuşma kalıplarını çalış. yani oradaki diyalogları, cümleleri tekrar et, durdur tekrar et. böylece dilin, ağzın alışır belli başlı konuşma kalıplarına.
şöyle ufak bir tavsiye verebilirim, speaking kursuna gidene kadar veya onunla beraber uygulamak için: sevdiğin bir sitcom'u aç, friends olur, hımym olur, the big bang theory olur, hepsi olur. oradaki konuşma kalıplarını çalış. yani oradaki diyalogları, cümleleri tekrar et, durdur tekrar et. böylece dilin, ağzın alışır belli başlı konuşma kalıplarına.
0
Gramerden nefret ediyorum artık. Hala kurtulamadım, şimdi okulda öyle salak bir sistem yapmışlar ki sınavdan en yüksek alan insanları bile muaf yapmıyorlar, present perfecti özet geçtiler ilk derste kendimi kesecektim. Ana dili ingilizce olan bir cocuk var sınıfta o bile muaf değil.
Bence insanlarla konuşmalisin, skype-hangouts için konuşma grupları varmış. Henüz denemedim ama faydalı olacağını düşünüyorum. Ülke sınırlarında pratik yapacak pek kimse yok çünkü. Bir de diziler çok güzel kulak dolgunlugu yapıyor. Bir dünya deyim, kalıp, phrasal verb falan ogrenmisim sayelerinde. Tavsiye ederim. Downton abbey izlesen kraliceyle çay içip sohbet edebilirsin. Son olarak içinden deli gibi kendinle konuş.
Bence insanlarla konuşmalisin, skype-hangouts için konuşma grupları varmış. Henüz denemedim ama faydalı olacağını düşünüyorum. Ülke sınırlarında pratik yapacak pek kimse yok çünkü. Bir de diziler çok güzel kulak dolgunlugu yapıyor. Bir dünya deyim, kalıp, phrasal verb falan ogrenmisim sayelerinde. Tavsiye ederim. Downton abbey izlesen kraliceyle çay içip sohbet edebilirsin. Son olarak içinden deli gibi kendinle konuş.
0
eksisozluk.com
Lim5,
Onların kafası biraz çalışsa, gramere mahkûm etmek yerine, makale tercüme ettirirler çocuklara. Ama nerdeeee? Bari otur da sen kendi kendine tercüme et gülüm. Ya da tecüme etme, doğrudan özet çıkar. Basit özetler çıkar makalelerden. Her birinden sadece 1 adet bişiy öğrensen, sonunda hoca olursun allaama!
Lim5,
Onların kafası biraz çalışsa, gramere mahkûm etmek yerine, makale tercüme ettirirler çocuklara. Ama nerdeeee? Bari otur da sen kendi kendine tercüme et gülüm. Ya da tecüme etme, doğrudan özet çıkar. Basit özetler çıkar makalelerden. Her birinden sadece 1 adet bişiy öğrensen, sonunda hoca olursun allaama!
0
Buradan bir speaking club oluşturun, conference call yapılabilen viber gibi uygulamalarla.
0
ana dili ingilizce olan biriyle internetten tanisip sohbet edebilirsin.
kasamam dersen turkiye'de yasayan ve anadili ingilizce olup speaking dersi veren bir suru yabanci var, craigslist'e bakabilirsin.
kasamam dersen turkiye'de yasayan ve anadili ingilizce olup speaking dersi veren bir suru yabanci var, craigslist'e bakabilirsin.
0
ingilizceyi DOĞRU konuşabilmek için gramer bilmek durumundasınız. sokaktaki adamla gramersiz de iletişim kurabilirsiniz ama oturup bir kişiye azıcık resmi bir mail yazacağınız zaman, gramere ihtiyaç duyarsınız. ya da en basitinden, bir forumda yaşadığınız teknik problemle ilgili başlık açacaksanız grameriniz iyi olmalı.
ben de o gereksiz bulduğunuz ingilizce eğitimini aldım anadolu lisesinde. dışarda hiçbir şey almadım. gramer bilgim bayağı iyi durumda, pratiğim sıfıra yakın olmasına rağmen konuştuğum zaman gayet güzel beceriyorum.
kendi okulum dışında ingilizcenin nasıl öğretildiğini bilmiyorum ama ben gayet sıradan bir anadolu lisesinde çok güzel bir eğitim aldım. ingilizceyi grameriyle, telaffuzuyla gayet güzel öğretti hocalarımız.
ben bu "gramersiz dil öğrenme" hevesini anlayamıyorum açıkçası. ya tamam, yine iletişim kurarsın da, cümlede hangi öğenin nereye geleceğini bilmeden kurduğun cümleden ne hayır gelir? derdin "çat pat" konuşmaksa zaten onu becerebilecek düzeydesin. yok ben ingilizce öğrenmek istiyorum diyorsan, grameri de çalışmak durumundasın.
türkiye'de en önemli sorun ezberci zihniyet ve ingilizce konusunda yaklaşımın fazla teorik olması. nice yiğitler gördüm ingilizce roman yazıp da hoşlandığı kıza are you disco diyen. biz yabancı dil bölümü öğrencisi olmamıza rağmen 2-3 misafirimiz dışında kimseyle ingilizce konuşamadık. ne yabancı bir grup geldi, ne biz yurtdışına çıktık. anca kendi imkanlarımızla internetten tanıştığımız kişilerle falan. sıkıntı bu. ve dediğim gibi, ezberci sistem. bize paragraf sorularını nasıl çözeceğimizi mantığıyla değil de, taktiğiyle anlatırlardı. çoğu arkadaşım paragraf sorularını iyi çözerdi ama paragrafın %60'ını ancak anlardı. çünkü tamamen teorik, sınav geçmeye yönelik eğitim alıyoruz.
bu iki faktöre rağmen, bizim okul yine de iyiydi işte. bissürü okul vardır böyle eminim, bizim hocalarımızın özel ya da çok yetenekli falan olduğunu hiç sanmıyorum.
yabancı dil özveri, istek işidir. konuşulan dilin kültürünü, yapısını özümsemeden düzgün konuşmayı ve akıcılaşmayı sağlamak imkansız. ben üniversitenin birinci yılında ispanyolcadaydım. bıraktım, italyancaya geçtim. herkes taşak geçti, "lan aynı sayılır zaten" falan dedi... onlara anlatamadım işte. ben ispanyolcaya ısınamıyorum kardeşim. ben latin edebiyatıyla ilgili paragraflar yazmak, ispanyolca konuşmak istemiyorum anasını satiyim. öğrenemeyeceğimden emindim, o yüzden bıraktım.
yani bu bir sevgi olayı ercan. maalesef kurs öneremiyorum, sadece kendi fikrimi yazayım istedim. dediğim gibi, eğer derdiniz çat pat konuşabilmekse onu şimdi de yapabiliyorsunuzdur zaten. ama BEN İNGİLİZCE ÖĞRENECEĞİM diyorsanız o gramer seve seve öğrenilecek. alternatifi yok.
ayrıca, ingilizce grameri en kolay olan dil. biraz istek ve hevesle çok rahat öğrenilir.
ben de o gereksiz bulduğunuz ingilizce eğitimini aldım anadolu lisesinde. dışarda hiçbir şey almadım. gramer bilgim bayağı iyi durumda, pratiğim sıfıra yakın olmasına rağmen konuştuğum zaman gayet güzel beceriyorum.
kendi okulum dışında ingilizcenin nasıl öğretildiğini bilmiyorum ama ben gayet sıradan bir anadolu lisesinde çok güzel bir eğitim aldım. ingilizceyi grameriyle, telaffuzuyla gayet güzel öğretti hocalarımız.
ben bu "gramersiz dil öğrenme" hevesini anlayamıyorum açıkçası. ya tamam, yine iletişim kurarsın da, cümlede hangi öğenin nereye geleceğini bilmeden kurduğun cümleden ne hayır gelir? derdin "çat pat" konuşmaksa zaten onu becerebilecek düzeydesin. yok ben ingilizce öğrenmek istiyorum diyorsan, grameri de çalışmak durumundasın.
türkiye'de en önemli sorun ezberci zihniyet ve ingilizce konusunda yaklaşımın fazla teorik olması. nice yiğitler gördüm ingilizce roman yazıp da hoşlandığı kıza are you disco diyen. biz yabancı dil bölümü öğrencisi olmamıza rağmen 2-3 misafirimiz dışında kimseyle ingilizce konuşamadık. ne yabancı bir grup geldi, ne biz yurtdışına çıktık. anca kendi imkanlarımızla internetten tanıştığımız kişilerle falan. sıkıntı bu. ve dediğim gibi, ezberci sistem. bize paragraf sorularını nasıl çözeceğimizi mantığıyla değil de, taktiğiyle anlatırlardı. çoğu arkadaşım paragraf sorularını iyi çözerdi ama paragrafın %60'ını ancak anlardı. çünkü tamamen teorik, sınav geçmeye yönelik eğitim alıyoruz.
bu iki faktöre rağmen, bizim okul yine de iyiydi işte. bissürü okul vardır böyle eminim, bizim hocalarımızın özel ya da çok yetenekli falan olduğunu hiç sanmıyorum.
yabancı dil özveri, istek işidir. konuşulan dilin kültürünü, yapısını özümsemeden düzgün konuşmayı ve akıcılaşmayı sağlamak imkansız. ben üniversitenin birinci yılında ispanyolcadaydım. bıraktım, italyancaya geçtim. herkes taşak geçti, "lan aynı sayılır zaten" falan dedi... onlara anlatamadım işte. ben ispanyolcaya ısınamıyorum kardeşim. ben latin edebiyatıyla ilgili paragraflar yazmak, ispanyolca konuşmak istemiyorum anasını satiyim. öğrenemeyeceğimden emindim, o yüzden bıraktım.
yani bu bir sevgi olayı ercan. maalesef kurs öneremiyorum, sadece kendi fikrimi yazayım istedim. dediğim gibi, eğer derdiniz çat pat konuşabilmekse onu şimdi de yapabiliyorsunuzdur zaten. ama BEN İNGİLİZCE ÖĞRENECEĞİM diyorsanız o gramer seve seve öğrenilecek. alternatifi yok.
ayrıca, ingilizce grameri en kolay olan dil. biraz istek ve hevesle çok rahat öğrenilir.
0
Kendi adıma konuşayım, bence de dilbilgisi öncelikli. Belki de dediğiniz gibi sistem kaynaklı ama kısaca şöyle izah edeyim, İvana Sert' in Türkçe bildiği kadar İngilizca bileceğime hiç bilmeyeyim daha iyi.
Yani İvana ve RTE örnekleri yanlış bence burda - RTE' ye değinmedim bile dikkat ederseniz - karakter olarak sadece dil öğrenmede değil herhangi bir konuda bir şeyin ya elden geldiğince tam yapılması ya da hiç yapılmaması taraftarıyım, benim " önce dilbilgisi " deme sebebim bu.
Bir dili öğrenmeyi sadece o dili konuşabilmek değil, dilin kültürünün de öğrenilmesi olduğuna inanıyorum.
Yani İvana ve RTE örnekleri yanlış bence burda - RTE' ye değinmedim bile dikkat ederseniz - karakter olarak sadece dil öğrenmede değil herhangi bir konuda bir şeyin ya elden geldiğince tam yapılması ya da hiç yapılmaması taraftarıyım, benim " önce dilbilgisi " deme sebebim bu.
Bir dili öğrenmeyi sadece o dili konuşabilmek değil, dilin kültürünün de öğrenilmesi olduğuna inanıyorum.
0
Yoğun şekilde İngilizce kullanılan/konuşulan bir iş bul. 1 senedir çalıştığım şirket bu şekilde. Geçenlerde bi Kanadalı ile evrimi tartıştık. Bi arkadaş da bir ingilizin kahve falına baktı. Kullanmak zorunda olduğunda deli gibi ilerliyor.
0
defalarca yurtdışına gittim (ingiltere de dahil), gramerim 0 a yakın, hadi 100 uzerinden 30 diyelim maximum. çok kelime calıştım zamanında sadece (100/80) , hiç zorlanmadım konuşurken dışarda, tabi iş toplantısı falan değil sokakta yemekte barda vs.
0
ilkokulda yıllarca grammer dersi alıp ( devletten bahsetmiyorum ingilizce konusunda oldukça iddialı özel okullarda okudum) bir bok öğrenemedim, liseyi de Anadolu L0isesinde okuyınca yine İngilizcem kaldı öyle . Hadi kendimi kötülemeyeyim kendi kendime intermediate seviyesine gelmiştim dizi, film oyun falan derken ama yeterli olmuyor tabii ki. Sonra üniversitede Odtü'yü kazandım grammer'i hazırlıktayken anladım meğer kelime bilgisi hariç bir bok bilmiyormuşum.
Sonra akademik kaynaklar, makale çevirmeler, yabancı arkadaşlar falan derken akademik konularda sunum falan yapacak kadar kendime güvenmesem de günlük konuşmayı, biraz kasarak akademik yazı yazmayı falan halledecek düzeydeyim. Tam aşırı akıcı konuşup yazamıyorum belki ama deneyimim az yurt dışına şöyle bir süre çıkabilsem onu da hallederim sanırım.
Yani demek istediğim şu grammer doğru önemli ama özellikle gündelik kelime bilginiz, kelime kalıpları ve en önemlisi deneyim ile çok da güzel konuşursunuz. kasmamak lazım. Ben de aksan olayına çok kasıyordum bir ara ama sallayın gitsin bir şekilde olur o da kimse dalga falan geçmiyor.
www.youtube.com
Sonra akademik kaynaklar, makale çevirmeler, yabancı arkadaşlar falan derken akademik konularda sunum falan yapacak kadar kendime güvenmesem de günlük konuşmayı, biraz kasarak akademik yazı yazmayı falan halledecek düzeydeyim. Tam aşırı akıcı konuşup yazamıyorum belki ama deneyimim az yurt dışına şöyle bir süre çıkabilsem onu da hallederim sanırım.
Yani demek istediğim şu grammer doğru önemli ama özellikle gündelik kelime bilginiz, kelime kalıpları ve en önemlisi deneyim ile çok da güzel konuşursunuz. kasmamak lazım. Ben de aksan olayına çok kasıyordum bir ara ama sallayın gitsin bir şekilde olur o da kimse dalga falan geçmiyor.
www.youtube.com
0
Simrug
Şimdi ben, geçenlerde Metronet' ten Superonline' a geçiş yaptım. Metronet aboneliğimi iptal ettirdim. 22 son ödeme tarihli bir faturam var.Superonline da bir türlü interneti bağlatamadığı için(hat aktif olmadı modem de gelmedi zaten) ondan da aboneliğimi iptal ettim.Bana Çelik Hukuk Bürosu diye bir
Şimdi ben, geçenlerde Metronet' ten Superonline' a geçiş yaptım.
Metronet aboneliğimi iptal ettirdim. 22 son ödeme tarihli bir faturam var.
Superonline da bir türlü interneti bağlatamadığı için(hat aktif olmadı modem de gelmedi zaten) ondan da aboneliğimi iptal ettim.
Bana Çelik Hukuk Bürosu diye bir yerden habire mesaj geliyor icra dosyası ile ilgili. Ben e-devlet' e baktım icra falan yok. Neden sürekli mesaj yolluyor bunlar, işkillendim şimdi. Bir son dakika golü atmasınlar?
Mesela gelen son mesaj:
SON Şans! İcra dosyanızda uygulanan vekalet ücreti indiriminde son gün. Hemen arayın.
Metronet aboneliğimi iptal ettirdim. 22 son ödeme tarihli bir faturam var.
Superonline da bir türlü interneti bağlatamadığı için(hat aktif olmadı modem de gelmedi zaten) ondan da aboneliğimi iptal ettim.
Bana Çelik Hukuk Bürosu diye bir yerden habire mesaj geliyor icra dosyası ile ilgili. Ben e-devlet' e baktım icra falan yok. Neden sürekli mesaj yolluyor bunlar, işkillendim şimdi. Bir son dakika golü atmasınlar?
Mesela gelen son mesaj:
SON Şans! İcra dosyanızda uygulanan vekalet ücreti indiriminde son gün. Hemen arayın.
0
Mutlaka arayıp sorun. Ya ben cevap yazarken attıkları mesajı görmemişim o zaman m e l t e m+1 . Bana da daha önce icranız var diye mesaj geliyordu sallamıyordum da meğer vodafone hattımı avea'ya taşımıştım ordan bi fatura kalmış sonra daha kötü olmuştu onun için arayıp sorun demiştim.
0
eğer dolandırma amaçlı değil de gerçekten böyle bi hukuk bürosu varsa baroya şikayet edin, reklam yasağını ihlal ediyorlar.
0
Onlar potansiyel müvekkil peşindedir. Bir yerden mail adresinizi bulmuşlardır, bir yerden almışlardır, başkalarıyla beraber aynı maili size de yolluyorlardır. Spam yani.
İcra dosyanız varsa vekalet ücretinde indirim yapıyoruz diyorlar işte. Hiç şaşırmadım. İcra yapan bir bürodan beklenecek bir davranış maalesef.
Büroya bir mail atıp bu durumdan şikayetçi olduğunuzu belirtebilirsiniz.
Aşağıdaki maddeye göre Baro'ya şikayet de edebilirsiniz ama yazık günah, siz bilirsiniz.
Reklam yasağı:
Madde 55 – Avukatların iş elde etmek için, reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve
özellikle tabelalarında ve basılı kağıtlarında avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.
(Ek : 2/5/2001 - 4667/35 md.) Bu yasak, ortak avukatlık bürosu ve avukatlık ortaklığı hakkında da uygulanır.
Edit: Pardon, ben nedense "mail" yazmışım. "SMS" olması gerekiyordu.
İcra dosyanız varsa vekalet ücretinde indirim yapıyoruz diyorlar işte. Hiç şaşırmadım. İcra yapan bir bürodan beklenecek bir davranış maalesef.
Büroya bir mail atıp bu durumdan şikayetçi olduğunuzu belirtebilirsiniz.
Aşağıdaki maddeye göre Baro'ya şikayet de edebilirsiniz ama yazık günah, siz bilirsiniz.
Reklam yasağı:
Madde 55 – Avukatların iş elde etmek için, reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve
özellikle tabelalarında ve basılı kağıtlarında avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.
(Ek : 2/5/2001 - 4667/35 md.) Bu yasak, ortak avukatlık bürosu ve avukatlık ortaklığı hakkında da uygulanır.
Edit: Pardon, ben nedense "mail" yazmışım. "SMS" olması gerekiyordu.
0
Şimdi Superonline'ı aradım, "Tarafımızdan herhangi bir yasal işlem başlatılmamış. Öyle bir şey yok" dendi. Metronet' in son ödeme tarihi zaten hala gelmemiş ve kendileri "Güldamla Hukuk Bürosu ile çalışıyoruz" dediler. Büyük ihtimalle spam oluyor herhalde...
0
ülkedeki hukuk sistemi sirke dönünce avukatları da iş kapmak için çemberden çembere atlayan maymunlara benziyor haliyle.
0
tabudeviren
bir şirketin hangi yılda kurulduğunu, ortaklarını falan görebileceğimiz bir site var mı?
bir şirketin hangi yılda kurulduğunu, ortaklarını falan görebileceğimiz bir site var mı?
0
Ticaret Sicil Gazetesi, Ticaret Odası. Bu kaynaklar var ama nette var mı emin diilim.
0
www.ticaretsicil.gov.tr
burdan bakabilirsin. istanbul ise ito var orası daha kolaydır kullanması. ya da sor bana bakim işim bu
burdan bakabilirsin. istanbul ise ito var orası daha kolaydır kullanması. ya da sor bana bakim işim bu
0
firma istanbulda ise:
www.ito.org.tr
buradan soldan sicil kayıtlarına tıklayıp çeşitli parametreler ile arayabilirsin.
www.ito.org.tr
buradan soldan sicil kayıtlarına tıklayıp çeşitli parametreler ile arayabilirsin.
0
sivil admin
beyler yaşım 23, aöf öğrencisiyim. paracard bana 6 ayda bir 63 tl sana kitlicez değince onu iptal ettirdim. şimdi hesap işletim ücreti almayan banka kartı arıyorum? alsa da böyle ucuzi miktarda olan. (kuveyt türk hariç )yaptığım işlemler; para yatırıp para çekmek ve o kartla alışveriş yapmak. (bazen
beyler yaşım 23, aöf öğrencisiyim. paracard bana 6 ayda bir 63 tl sana kitlicez değince onu iptal ettirdim. şimdi hesap işletim ücreti almayan banka kartı arıyorum? alsa da böyle ucuzi miktarda olan. (kuveyt türk hariç )
yaptığım işlemler; para yatırıp para çekmek ve o kartla alışveriş yapmak. (bazen internet üzerinden) bi de fatura ödemek.
öyle eft ile havale ile bir işim olmuyor yani. önerebileceğiniz bir banka kartı var mıdır?
yaptığım işlemler; para yatırıp para çekmek ve o kartla alışveriş yapmak. (bazen internet üzerinden) bi de fatura ödemek.
öyle eft ile havale ile bir işim olmuyor yani. önerebileceğiniz bir banka kartı var mıdır?
0
enpara ve nuvo, ikisini kullan bence zararın olmaz, birinin kartı falan bozulduğunda diğerine eft yapıp parayı çekersin.
nuvoda dikkatli kullanmalısın sanırım hesabına yapıkredinin sitesinden girersen mesela normal müşteri sınıfına falan sokuyormuş :D
nuvoda dikkatli kullanmalısın sanırım hesabına yapıkredinin sitesinden girersen mesela normal müşteri sınıfına falan sokuyormuş :D
0
yeni tüketici kanunu gereği tüm bankalar hesap işletim ücreti olmayan bir kart çıkartmak zorundalar. çalışmak istediğin banka hangisiyse git, ücreti olmayan kartınızdan rica ediyorum de, ıkına sıkıla da olsa o kartı verirler sana.
0
sentence
Vefat eden kişi hiç evlenmemiş ve çocukları da yok. Annesi-babası hayatta değil. 1 dükkan, 2 daire ve bankada parası mevcut.Hala hayatta olan 5 kız 2 erkek kardeşi var. Kız olanlardan 2 tanesi dul.Vefat eden kişi, 2010 yılında tüm mal varlığını 4 tane yeğenine bıraktığına dair noterde vasiyetname ya
Vefat eden kişi hiç evlenmemiş ve çocukları da yok. Annesi-babası hayatta değil. 1 dükkan, 2 daire ve bankada parası mevcut.
Hala hayatta olan 5 kız 2 erkek kardeşi var. Kız olanlardan 2 tanesi dul.
Vefat eden kişi, 2010 yılında tüm mal varlığını 4 tane yeğenine bıraktığına dair noterde vasiyetname yazdırıyor. Kişinin 2010 yılında akıl sağlığı yerinde, herhangi bir hastalığı yok. Şimdi bununla ilgili dava açılmış ve ilk celsesinde vasiyetname okunarak diğer varislere vasiyetnameyi kabul edip etmedikleri sorulmuş. Herkes kabul etmiyorum demiş. Duruşma ertelenmiş.
Bilen, başına gelen vardır diye sormak istiyorum. Bu tür ihtilaflar hukuk yolunda nasıl çözümleniyor? Vasiyet ettiği kişilere mi kalıyor? Yoksa vasiyet bıraktığı kişilerle birlikte diğer varislere de paylaştırılıyor mu?
Hala hayatta olan 5 kız 2 erkek kardeşi var. Kız olanlardan 2 tanesi dul.
Vefat eden kişi, 2010 yılında tüm mal varlığını 4 tane yeğenine bıraktığına dair noterde vasiyetname yazdırıyor. Kişinin 2010 yılında akıl sağlığı yerinde, herhangi bir hastalığı yok. Şimdi bununla ilgili dava açılmış ve ilk celsesinde vasiyetname okunarak diğer varislere vasiyetnameyi kabul edip etmedikleri sorulmuş. Herkes kabul etmiyorum demiş. Duruşma ertelenmiş.
Bilen, başına gelen vardır diye sormak istiyorum. Bu tür ihtilaflar hukuk yolunda nasıl çözümleniyor? Vasiyet ettiği kişilere mi kalıyor? Yoksa vasiyet bıraktığı kişilerle birlikte diğer varislere de paylaştırılıyor mu?
0
vasiyetin artık hiç bir hükmü yok diye biliyorum başımıza gelen bir mevzudan ötürü. yasal hak sahibi kimse ona geçiyor mallar. sallamıyım avkat arkadaşlar yardımcı olurlar.
0
2007 tarihli yeni medeni kanun uyarınca kardeşler saklı paylı mirasçı değil artık. bu demek oluyor ki eğer ki düzenlenen vasiyetname usulüne uygun bir vasiyetname ise tüm malvarlığı murisin 4 yeğenine paylaştırılır.
muhtemelen vasiyetnamenin açılması davasında gelip kabul etmediklerini söylediler ama bu beyanın bir hukuki önemi yok, çünkü vaisyetnamenin açılması davasında yalnızca vasiyetnamenin açılıp okunduğu tespit edilir. yasal mirasçıların ( ki burada kardeşler oluyor) vasiyetnamenin geçerliliğine dair bir itirazları varsa vasiyetnamenin iptali davası açması gerekir. (sanıyorum vasiyetnamenin açılmasından itibaren 1 yıl geçmekle sona eriyordu)
bu davada murisin vasiyetnameyi yazdığı sırada akıl sağlığının yerinde olup olmadığı iddiası da incelenir. bununla birlikte vasiyetnamenin gerekli şekil şartlarını taşıyıp taşımadığı da incelenir. eğer ki noter huzurunda yapıldıysa ve gerekli şekil şartlarını taşıyorsa ve murisin akıl sağlığının yerinde olmadığına dair o tarihte alınmış bir doktor raporu vs gibi deliller yoksa, akıl sağlığının yerinde olmadığının ispatı çok zordur. dolasıyla vasiyetnamenin iptali de zordur.
vasiyetname iptal edilmezse sadece 4 yeğeni paylaşır.
muhtemelen vasiyetnamenin açılması davasında gelip kabul etmediklerini söylediler ama bu beyanın bir hukuki önemi yok, çünkü vaisyetnamenin açılması davasında yalnızca vasiyetnamenin açılıp okunduğu tespit edilir. yasal mirasçıların ( ki burada kardeşler oluyor) vasiyetnamenin geçerliliğine dair bir itirazları varsa vasiyetnamenin iptali davası açması gerekir. (sanıyorum vasiyetnamenin açılmasından itibaren 1 yıl geçmekle sona eriyordu)
bu davada murisin vasiyetnameyi yazdığı sırada akıl sağlığının yerinde olup olmadığı iddiası da incelenir. bununla birlikte vasiyetnamenin gerekli şekil şartlarını taşıyıp taşımadığı da incelenir. eğer ki noter huzurunda yapıldıysa ve gerekli şekil şartlarını taşıyorsa ve murisin akıl sağlığının yerinde olmadığına dair o tarihte alınmış bir doktor raporu vs gibi deliller yoksa, akıl sağlığının yerinde olmadığının ispatı çok zordur. dolasıyla vasiyetnamenin iptali de zordur.
vasiyetname iptal edilmezse sadece 4 yeğeni paylaşır.
0
vasiyetin hükmü var.
çocuğu, eşi falan varsa onları mal varlığından dışlayamıyor. dava açar hakkını yine alır.
dava nasıl sonuçlanır bilemiyorum ama vasiyet boru değil.
çocuğu, eşi falan varsa onları mal varlığından dışlayamıyor. dava açar hakkını yine alır.
dava nasıl sonuçlanır bilemiyorum ama vasiyet boru değil.
0
@dahili meddah ın yazdığı her şey doğru, sorunuza cevap olarak saklı paylı mirasçı varsa onların belli oranları var ve o oranlar tasarruf nisabından düşüyor. yani o oran doğrultusunda kanundaki kişilere vasiyet geçmek zorunda. kardeş bu kişilerden değil, o yuzden miras 4 yeğene kalacaktır tamamen.
0
"vasiyetin artık hiçbir hükmü yok diye biliyorum" nasıl bir yanlış bilgilendirmektir arkadaş, şoktayım. öyle şey mi olur? sonuna "diye biliyorum" eklediğimiz sürece istediğimiz kadar yanlış bilgi verip işin içinden çıkabiliyor muyuz?
dahili meddah'ın dediği gibi.
edit:
vasiyetin geçerli olabilmesi için bazı şartları taşıyor olması lazım. "bizim yaşadığımız bir olayda vasiyet kabul edilmedi, hükümsüz sayıldı" demekle "vasiyetin artık hiçbir hükmü yok" demek, bambaşka şeyler.
dahili meddah'ın dediği gibi.
edit:
vasiyetin geçerli olabilmesi için bazı şartları taşıyor olması lazım. "bizim yaşadığımız bir olayda vasiyet kabul edilmedi, hükümsüz sayıldı" demekle "vasiyetin artık hiçbir hükmü yok" demek, bambaşka şeyler.
0
@meltem diye biliyorum diye ekledim çünkü başımıza böyle bir olay geldi dedim.
arkadaş da böyle sormuş "Bilen, başına gelen vardır diye sormak istiyorum." demiş.
evet böyledir diye tuttursam, konuya cevap vermek yerine bana direkt sataşmanı haklı çıkarırdı bu durum. ve öyle değil gördüğün üzere. çocuk eş varsa mal varlığından dışlayamıyor işte netekim. hayırlı duyurular.
arkadaş da böyle sormuş "Bilen, başına gelen vardır diye sormak istiyorum." demiş.
evet böyledir diye tuttursam, konuya cevap vermek yerine bana direkt sataşmanı haklı çıkarırdı bu durum. ve öyle değil gördüğün üzere. çocuk eş varsa mal varlığından dışlayamıyor işte netekim. hayırlı duyurular.
0
arkadaşlar, gençler, romalılar.
özellikle böyle uzmanlık gerektiren hukuk, tıp gibi alanlarda %100 bildiğiniz bir şey değilse kesinlikle cevap yazmayın, yorum yapmayın. bunlar ciddi meselelerdir ve insanları yanlış yönlendirebilirsiniz.
emirkulu: çocuk, eş var ise malvarlığından dışlayamadığı konusunda (saklı paylı mirasçılar açısından) zaten bir ihtilaf yok, m e l t e m de öyle bir şey demedi. vasiyet ancak saklı paylı miraşçılar mirastan paylarını düşeni aldıktan sonra bir işlev kazanır, eğer sizin olayda vesayet saklı paylara tecavüz ediyorsa kısmen veya tamamen iptal olmuş olabilir ama bu söylenildiği gibi genel olarak tüm vasiyetleri toptan geçersiz yapmaz. duyuruda sorulan soruda zaten saklı paylı mirasçı yok görünüyor.
özellikle böyle uzmanlık gerektiren hukuk, tıp gibi alanlarda %100 bildiğiniz bir şey değilse kesinlikle cevap yazmayın, yorum yapmayın. bunlar ciddi meselelerdir ve insanları yanlış yönlendirebilirsiniz.
emirkulu: çocuk, eş var ise malvarlığından dışlayamadığı konusunda (saklı paylı mirasçılar açısından) zaten bir ihtilaf yok, m e l t e m de öyle bir şey demedi. vasiyet ancak saklı paylı miraşçılar mirastan paylarını düşeni aldıktan sonra bir işlev kazanır, eğer sizin olayda vesayet saklı paylara tecavüz ediyorsa kısmen veya tamamen iptal olmuş olabilir ama bu söylenildiği gibi genel olarak tüm vasiyetleri toptan geçersiz yapmaz. duyuruda sorulan soruda zaten saklı paylı mirasçı yok görünüyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
neden bu kadar olay oldu ? zaten bir sürü yerden bulunabiliyordu. ne bileyim mesela aile hekimi sorgulama şeysine yazıyorsun aile hekimini öğreniyorsun ama o da ne adresin de yazıyor. bu son olay niye bu kadar patladı adam işte paylaşamam falan demiş ? paylaşmasa nolur açın bakın deneyin aile hekimi
neden bu kadar olay oldu ? zaten bir sürü yerden bulunabiliyordu. ne bileyim mesela aile hekimi sorgulama şeysine yazıyorsun aile hekimini öğreniyorsun ama o da ne adresin de yazıyor. bu son olay niye bu kadar patladı adam işte paylaşamam falan demiş ? paylaşmasa nolur açın bakın deneyin aile hekimi sorgulama sayfasından. biri aydınlatırsa sevinirim.
0
aile hekimi sorgulama sayfasında çıkan adres doktorun (sağlık ocağının) adresi.
0
Ha benimki ayni yerde oldugu icin benim adres yaziyor saniyomusum ya. Meger ufacik bi fark varmis sadece.
0
daha önce hiçbir yerden bulunmuyodu. bunda direkt kapı numarasına kadar yazıyor.
0
Yazilim faciasi cunku. İlkokul mezunu falan olman lazim oyle bir hata yapman icin
0
adamlar ad ve soyad göstermek için servisten dönen herşeyi sayfaya gömmüşler. haliyle tc kimlik numarasını bildiğin birinin veya bir döngü ile herkesin tc kimlik numarası ve adresine ulaşılabilirdi biraz uğraşılsa. tabii adres bilmem ne sisteminde kayıtlı ise.
0
sorunaza kaynak yapıyorum kusura bakmayın.
benim stajyer(avukat) arkadaşlarım da, uyap şifresi ellerindeymiş, istediğimiz zaman istediğimiz kişinin adresine,borç dökümüne ne halt olduğuna bakabiliyoruz falan dedi. hatta bazen iş yapacak müvekkiller/tanıdıklar diyormuş şuna bir bak hele neciymiş var mı bir halt yemesi vs diye. bu mümkün mü yahu? en azından x kişisi(avukat, stajyer) kimin bilgilerine ne zaman bakmış vs. diye kayıt altına alınıyor mu sistem tarafından? yoksa açık falan aramaya ne gerek var. tut bir stajyerin kolundan at cebine 50lira öğrensin. 400-500liraya çalışıyorlar zaten. yanıldığım nokta var mı acaba?
benim stajyer(avukat) arkadaşlarım da, uyap şifresi ellerindeymiş, istediğimiz zaman istediğimiz kişinin adresine,borç dökümüne ne halt olduğuna bakabiliyoruz falan dedi. hatta bazen iş yapacak müvekkiller/tanıdıklar diyormuş şuna bir bak hele neciymiş var mı bir halt yemesi vs diye. bu mümkün mü yahu? en azından x kişisi(avukat, stajyer) kimin bilgilerine ne zaman bakmış vs. diye kayıt altına alınıyor mu sistem tarafından? yoksa açık falan aramaya ne gerek var. tut bir stajyerin kolundan at cebine 50lira öğrensin. 400-500liraya çalışıyorlar zaten. yanıldığım nokta var mı acaba?
0
bir kişi ardahan'da olup aile hekimi edirne'de olabiliyor.
nitekim benim aile hekimim iki yıl boyunca gaziantep'teydi, bense zonguldak'taydım. değiştirme gereği de duymadım. zaten adamın yanına da bir kez gittim, onda da yardımcı olmadı.
şimdi ben milletin tc'den ismine zamanında üniversite hastanesi randevu sisteminden bakardım. tc'yi yazar tıklardım tüm bilgileri düşerdi.
bu olayda adres de görünüyormuş; arkadaşa dedim. ne var ki dedi, ben dernekler.gov.tr'den üyelerin tc'sini girip adreslerini alıp öyle üye kayıt defterine giriyorum dedi. hatta bunda kod falan kasıyorsun; onda hemencecik görüyorsun dedi...
kısacası biraz devletin sitelerini kurcalarsan çokça şeyi görebilirsin zaten.
nitekim benim aile hekimim iki yıl boyunca gaziantep'teydi, bense zonguldak'taydım. değiştirme gereği de duymadım. zaten adamın yanına da bir kez gittim, onda da yardımcı olmadı.
şimdi ben milletin tc'den ismine zamanında üniversite hastanesi randevu sisteminden bakardım. tc'yi yazar tıklardım tüm bilgileri düşerdi.
bu olayda adres de görünüyormuş; arkadaşa dedim. ne var ki dedi, ben dernekler.gov.tr'den üyelerin tc'sini girip adreslerini alıp öyle üye kayıt defterine giriyorum dedi. hatta bunda kod falan kasıyorsun; onda hemencecik görüyorsun dedi...
kısacası biraz devletin sitelerini kurcalarsan çokça şeyi görebilirsin zaten.
0
yaşadığım şehrin belediyesine ait sitede de böyle bir durum var ama kaynak sayfasında değil açık ve aleni olarak. yazıyorsun tc. numarasını veriyor ne lazımsa.
0
@ete summer: uyap avukat portalda sadece vekil olan dosyalar görünür. Toptan tüm ülkenin dava/icra bilgilerine bakmak mümkün değil. Onu sadece adliye personeli yapabilir, onların kendi ara yüzleri ve sifreleri var. Eğer bahsettiğiniz kişiler o şifreleri ele geçirmiş ise, büyük suç.
0
yue
duyuru dayanamadım aile içi sorunlarımıza sizi de karıştırayım dedim. eşimle 15-20 gündür tavan yapan bir problemimiz var. uzun olacak sanırım ama sabrınız için teşekkür ederim. olay şu:eşimin dedesinden kalan bir arsa satıldı ve babası parayı 4 e bölüp ailesine paylaştırmak istedi (3 kardeş artı ba
duyuru dayanamadım aile içi sorunlarımıza sizi de karıştırayım dedim. eşimle 15-20 gündür tavan yapan bir problemimiz var. uzun olacak sanırım ama sabrınız için teşekkür ederim.
olay şu:
eşimin dedesinden kalan bir arsa satıldı ve babası parayı 4 e bölüp ailesine paylaştırmak istedi (3 kardeş artı babanın kendi payı).
ama o ara evlenmek üzere olan erkek kardeşi eşimi ve diğer kardeşi arayıp 'ben ev alacağım acil ihtiyacınız yoksa tüm parayı bana verin ben size geri ödeyeyim, bankadan daha az kredi çekmiş olurum daha az faiz öderim' dedi.
herkes ok dedi. ev aldı. düğün yaptı vb. istediğiniz zaman verebilirim geri şimdilik taksitle ödeyeyim dedi.
buraya kadar sıkıntı yok en azından benim açımdan. sonuçta aileden gelen bir para ve eşim bunu ailesiyle istediği şekilde kullanabilir.
son bir aydır eşim arabayı değiştirmek istiyor ve almak istediği arabanın üzerine yaklaşık 15bin tl koyması gerekiyor. ama bizim o kadar paramız yok. sorun da burada başlıyor. 15bin tl kredi çekeceğim diyor bense buna şiddetle karşı çıkıyorum. çünkü faiz ödemek istemiyorum sonuçta bu evi ikimizin maaşıyla ortak olarak geçindiriyoruz. kaldı ki şu anki arabamız için aldığı kredi hala bitmedi.
(bunun içinde ekstra bi parantez açayım. o zaman da araba almak için beni dinlemeyip babasından borç almıştı. güya taksitle rahatça geri ödeyecekti ama 3-4 ay sonra kardeşi araba alacak diye o borcun tamamını kredi çekip kapattık.)
arabayı satılığa çıkacağım dedi. ben de 'araba almana karşı değilim ama krediyle almana karşıyım. kardeşinin zaten sana borcu var iste kendisinden, o parayla al' dedim. sonuçta öyle ya da böyle bir kredi çekilecekse bunu ben çekmek istemiyorum neden faizini ben ödemek zorunda kalayım?
o da o parayı ilerde ev almak için kullanacağımızı o paraya dokunmamız gerektiğini söyledi. ne fark eder o zamanda alacağın yeni arabayı satarız dedim. ikisinin aynı şey olmadığını arabanın değer kaybedeceğini söyledi. yani konuşmalarımız da bir sonuç vermedi. hafta sonu kirayı ve faturaları ödemek için bankamatik kartımı istedi ben de vermedim. yurt dışına dil eğitimine gitmek istiyorum onun için para biriktireceğim beni bir süre çalışmıyormuş evde oturuyormuş gibi düşün dedim. küplere bindi resmen. o zaman gerçekten çalışma evde otur çocuk yapacağız dedi (ben bir süre daha çocuk istemediğim için bununla sıkıştırıyor güya beni).
kaldı ki şu an yaşadığımız köy gibi yerde onun işi yüzünden yaşıyoruz. gerçekten saçma sapan bi yerde başka yere gidemediğim için çalışıyorum. işten çıkarsam çalışabileceğim başka firma yok burada. çalışma koşullarımda oldukça ağır. geçen hafta akşam 23.00 e kadar ofisteydim mesai ücreti almadan. kendisi ise 5 demeden evde memur gibi. akademisyen zaten.
doktorası bitene kadar buradayız. yaklaşık 1-1,5 yıl kaldı. can sıkıntısından araba bakıyor sürekli kendine bir hobi bul diyorum kızıyor.
çok bunaldığım bi ara ben iş bulup yakın bir şehre yerleşeyim sen git gel yaparsın hafta sonları falan diye anlaşmıştık şimdi ondanda vazgeçti masraflar çok artarmış. ayrı kalmak istemiyormuş. ben de istemiyorum ama bunalıyorum artık.
konu nerelere geldi.. şimdi sizin fikrinizi alayım.
kim haklı para konusunda? o parayı kardeşinden toplu bir şekilde almazsa ne faydası olacak o paranın? ya da arabaya yatırmak madem iyi değil, değer kaybedecek neden kredi çekipte araba alıyorsun alma madem. çöpe atılacak paramız mı var sanki?
ayrıca tesellilerinizi esirgemeyin lütfen. muhtemelen gidip dediğini yapacak çünkü. belki burayı okuturum. teşekkürler.
not: kadın tarafı benim.
olay şu:
eşimin dedesinden kalan bir arsa satıldı ve babası parayı 4 e bölüp ailesine paylaştırmak istedi (3 kardeş artı babanın kendi payı).
ama o ara evlenmek üzere olan erkek kardeşi eşimi ve diğer kardeşi arayıp 'ben ev alacağım acil ihtiyacınız yoksa tüm parayı bana verin ben size geri ödeyeyim, bankadan daha az kredi çekmiş olurum daha az faiz öderim' dedi.
herkes ok dedi. ev aldı. düğün yaptı vb. istediğiniz zaman verebilirim geri şimdilik taksitle ödeyeyim dedi.
buraya kadar sıkıntı yok en azından benim açımdan. sonuçta aileden gelen bir para ve eşim bunu ailesiyle istediği şekilde kullanabilir.
son bir aydır eşim arabayı değiştirmek istiyor ve almak istediği arabanın üzerine yaklaşık 15bin tl koyması gerekiyor. ama bizim o kadar paramız yok. sorun da burada başlıyor. 15bin tl kredi çekeceğim diyor bense buna şiddetle karşı çıkıyorum. çünkü faiz ödemek istemiyorum sonuçta bu evi ikimizin maaşıyla ortak olarak geçindiriyoruz. kaldı ki şu anki arabamız için aldığı kredi hala bitmedi.
(bunun içinde ekstra bi parantez açayım. o zaman da araba almak için beni dinlemeyip babasından borç almıştı. güya taksitle rahatça geri ödeyecekti ama 3-4 ay sonra kardeşi araba alacak diye o borcun tamamını kredi çekip kapattık.)
arabayı satılığa çıkacağım dedi. ben de 'araba almana karşı değilim ama krediyle almana karşıyım. kardeşinin zaten sana borcu var iste kendisinden, o parayla al' dedim. sonuçta öyle ya da böyle bir kredi çekilecekse bunu ben çekmek istemiyorum neden faizini ben ödemek zorunda kalayım?
o da o parayı ilerde ev almak için kullanacağımızı o paraya dokunmamız gerektiğini söyledi. ne fark eder o zamanda alacağın yeni arabayı satarız dedim. ikisinin aynı şey olmadığını arabanın değer kaybedeceğini söyledi. yani konuşmalarımız da bir sonuç vermedi. hafta sonu kirayı ve faturaları ödemek için bankamatik kartımı istedi ben de vermedim. yurt dışına dil eğitimine gitmek istiyorum onun için para biriktireceğim beni bir süre çalışmıyormuş evde oturuyormuş gibi düşün dedim. küplere bindi resmen. o zaman gerçekten çalışma evde otur çocuk yapacağız dedi (ben bir süre daha çocuk istemediğim için bununla sıkıştırıyor güya beni).
kaldı ki şu an yaşadığımız köy gibi yerde onun işi yüzünden yaşıyoruz. gerçekten saçma sapan bi yerde başka yere gidemediğim için çalışıyorum. işten çıkarsam çalışabileceğim başka firma yok burada. çalışma koşullarımda oldukça ağır. geçen hafta akşam 23.00 e kadar ofisteydim mesai ücreti almadan. kendisi ise 5 demeden evde memur gibi. akademisyen zaten.
doktorası bitene kadar buradayız. yaklaşık 1-1,5 yıl kaldı. can sıkıntısından araba bakıyor sürekli kendine bir hobi bul diyorum kızıyor.
çok bunaldığım bi ara ben iş bulup yakın bir şehre yerleşeyim sen git gel yaparsın hafta sonları falan diye anlaşmıştık şimdi ondanda vazgeçti masraflar çok artarmış. ayrı kalmak istemiyormuş. ben de istemiyorum ama bunalıyorum artık.
konu nerelere geldi.. şimdi sizin fikrinizi alayım.
kim haklı para konusunda? o parayı kardeşinden toplu bir şekilde almazsa ne faydası olacak o paranın? ya da arabaya yatırmak madem iyi değil, değer kaybedecek neden kredi çekipte araba alıyorsun alma madem. çöpe atılacak paramız mı var sanki?
ayrıca tesellilerinizi esirgemeyin lütfen. muhtemelen gidip dediğini yapacak çünkü. belki burayı okuturum. teşekkürler.
not: kadın tarafı benim.
0
Eğer nakit para varsa kredi çekmek anlamsızdır, çünkü krediye ödenen faizle diğer nakit paraya alınan faiz arasında büyük fark var çok istiyorsa o kardeşinden alsın parayı onu krediymiş gibi düşünüp sonrasında biriktirerek ödemiş olsun, faiz ödememiş olur.
0
abi kardeş arasında para pul meselesi olmaz. kardeş kendisi verirse alınır, vermezse de istenmez. arabayı ille de alacam diyorsa kredi çekip alsın eşiniz (bana sorsanız diğerinin borcu bitmeden yeni araba almak çok mantıksız ama neyse,mesele o değil) benim de abimden alacağım olsa isteyemezdim, o da benden isteyemez herhalde.
0
acil ihtiyaç, zorunluluk vs hariç krediyle araba almak saçmalık. üstelik sizin halihazırda arabanız (ve kredi borcunuz) da varmış.
aile içine para meselesi girdi mi o işin sonu pek hayır olmuyor maalesef. size tavsiyem kardeşteki parayı pek karıştırmadan sadece kredi çekilmemesi konusunda ısrar etmeniz..
aile içine para meselesi girdi mi o işin sonu pek hayır olmuyor maalesef. size tavsiyem kardeşteki parayı pek karıştırmadan sadece kredi çekilmemesi konusunda ısrar etmeniz..
0
burayı falan okutma. bu kendi aranızda çözmeniz gereken bişey bence. yani fikir al ama okutma adama bence.
oturup güzel güzel önceliklerinizi paylaşın, konuşun, belirleyin.
bi kere önceden kapanmamış, hallolmamış konular var. onları halledin bi.
ikiniz de bunalmışssınız analdığım kadarıyla. kafalar karışık.
soruları soruyorum;
1. araba acil mi? gerekli mi? oraya verilecek para başka bir konuda öncelikli olarak değerlendirilebilir mi?
2. sizin dil okulu konusundaki isteğiniz eşiniz tarafından kabul gördü mü?
3. ev alınacakmış ilerde, bununla ilgili ortak bi karar var mı?
4.bankamatik kartyını vermem falan yapmayın bence. karı koca harcamalarınızı, gelecek planlarınızı paylaşın.
5. nasıl ki kardeşi faiz ödemesin,zorlanmasın diye aile anlayış göstermiş, gerçekten yeni arabaya karar verirseniz, o anlayışı aile de size göstermeli ve tabi ki hazır para varsa kredi çekmek anlamsız.
6.bunaldığınızı anlayabiliyorum ama birbirinize sararak daha da kötüleşirsiniz. onun işi yüzünden burdayız zaten diyorsunuz. şikayet veya sitem seziyorum. sonuçta buna mecburdunuz ve bu kararı ortak aldınız herhalde. günleri kendinize zehir etmeyin, en iyi şekilde nasıl geçinip yaşarız ona bakın.
7. iş şartlarınızın zor olduğuna üzüldüm. freelance bişeyler baksanız?
oturup güzel güzel önceliklerinizi paylaşın, konuşun, belirleyin.
bi kere önceden kapanmamış, hallolmamış konular var. onları halledin bi.
ikiniz de bunalmışssınız analdığım kadarıyla. kafalar karışık.
soruları soruyorum;
1. araba acil mi? gerekli mi? oraya verilecek para başka bir konuda öncelikli olarak değerlendirilebilir mi?
2. sizin dil okulu konusundaki isteğiniz eşiniz tarafından kabul gördü mü?
3. ev alınacakmış ilerde, bununla ilgili ortak bi karar var mı?
4.bankamatik kartyını vermem falan yapmayın bence. karı koca harcamalarınızı, gelecek planlarınızı paylaşın.
5. nasıl ki kardeşi faiz ödemesin,zorlanmasın diye aile anlayış göstermiş, gerçekten yeni arabaya karar verirseniz, o anlayışı aile de size göstermeli ve tabi ki hazır para varsa kredi çekmek anlamsız.
6.bunaldığınızı anlayabiliyorum ama birbirinize sararak daha da kötüleşirsiniz. onun işi yüzünden burdayız zaten diyorsunuz. şikayet veya sitem seziyorum. sonuçta buna mecburdunuz ve bu kararı ortak aldınız herhalde. günleri kendinize zehir etmeyin, en iyi şekilde nasıl geçinip yaşarız ona bakın.
7. iş şartlarınızın zor olduğuna üzüldüm. freelance bişeyler baksanız?
0
bence konuları çok yanlış yere çekmişsiniz. o para yokmuş gibi davranın. paramız yok diyorsanız araba almayın. varsa da faizin ödemesini dert etmeyin. evlendikten sonra senin paran benim tartışması yapmak, dil eğitimi için ayrı para koymak çok saçma geldi bana.
ayrıca ekleyeyim, babasından kalan parayı isterse tamamen kardeşine hibe eder. siz faizi ben niye ödeyeyim diye mantık yürütürseniz o da ben niye babamın bana verdiği parayla araba alayım der.
ayrıca ekleyeyim, babasından kalan parayı isterse tamamen kardeşine hibe eder. siz faizi ben niye ödeyeyim diye mantık yürütürseniz o da ben niye babamın bana verdiği parayla araba alayım der.
0
Eveeeet evlilikten uzak durmak için bir sebebim daha oldu teşekkürler. Arada unutuyordum hatırladım. Bazı adamlar büyümüyor. Ben evliyim artık sorumlu olduğum bir ailem var diyeceğine daha borcu bitmemiş oyuncağını değiştiricem diye tutturuyor. Erkekliğini ise karısını köşeye sıkıştırmak istediği zaman hatırlıyor otur çocuk yapcaz diye. Evet. Diyecek bir şeyim yok sanırım söylemişler zaten.
0
o paranın üzerine bir bardak soğuk su için. eşiniz için siz değil ailesi önemli malesef siz o aileden değilsiniz. ağabeyi parasını istedi demesinler diye haytta kardeşinden istemez o parayı eşiniz. başından sonuna kadar hatalı olan eşiniz. birde çocuk işini araya sıkıştırması iyice saçma olmuş.
0
aile içindeki para meselesini sen mevzu etme şimdilik.
sen ona ayak uydurmuş, kariyerini sürdüremeyeceğin bir yere kalkıp gelmişsin. ama eşin hiç orta yola gelmek istemiyor gibi görünüyor anlattıklarından.
hem arabasını yenilesin, hem sen yanında kal, hem de kendine fayda olacak hiçbir şey yapma, hatta çocuk yap evde otur (?!). bana çok bencilce geldi.
eğer kendi hayatını eşinin hayatına feda edecek şekilde yaşarsan ileride pişman olursun. o yüzden başka yerde çalışmak istiyorsan çalış, veya kursa gitmek istiyorsan git, yapamadığın şeyler içinde kalmasın.
hayat müşterek demek iki tarafın da ortada buluşması demek, sürekli ödün vermek demek değil.
sen ona ayak uydurmuş, kariyerini sürdüremeyeceğin bir yere kalkıp gelmişsin. ama eşin hiç orta yola gelmek istemiyor gibi görünüyor anlattıklarından.
hem arabasını yenilesin, hem sen yanında kal, hem de kendine fayda olacak hiçbir şey yapma, hatta çocuk yap evde otur (?!). bana çok bencilce geldi.
eğer kendi hayatını eşinin hayatına feda edecek şekilde yaşarsan ileride pişman olursun. o yüzden başka yerde çalışmak istiyorsan çalış, veya kursa gitmek istiyorsan git, yapamadığın şeyler içinde kalmasın.
hayat müşterek demek iki tarafın da ortada buluşması demek, sürekli ödün vermek demek değil.
0
hali hazırdaki arabasının kredisi bitmeden, yeniden kredi çekip araba alma derdinde olan adamdan çocuk mocuk yapılmaz bir kere. ben şöyle bir adama güvenip yapamam yani, aşkımdan ölsem de. bir daha sizi çocuk meselesi ile sıkıştırdığında bunu belirtin bence kendisine. hayır para vardır, sıkılır, değiştirir, satar, yenisini alır vs kendi bileceği iştir ama sizde öyle bir durum da yok anladığım kadarıyla.
ayrıca bir evlilikte sadece bir tarafın keyfi için hareket edilmez, ortak bir yaşam oluşturuluyor ise iki taraf için de asgari bir müşterek bulmak icap eder. siz bulunduğunuz şehirde bu kadar bunalmışken, "aaa yeni araba istiyorum" diye tutturması çok yanlış. bu hayatın ikiniz için de çekilebilir olması lazım, sadece onun için değil.
böyle durumlarda dışarıdan konuşmak çok kolaydır ama ben eşinizi baya haksız buldum anlattıklarınızdan.
ayrıca bir evlilikte sadece bir tarafın keyfi için hareket edilmez, ortak bir yaşam oluşturuluyor ise iki taraf için de asgari bir müşterek bulmak icap eder. siz bulunduğunuz şehirde bu kadar bunalmışken, "aaa yeni araba istiyorum" diye tutturması çok yanlış. bu hayatın ikiniz için de çekilebilir olması lazım, sadece onun için değil.
böyle durumlarda dışarıdan konuşmak çok kolaydır ama ben eşinizi baya haksız buldum anlattıklarınızdan.
0
sen dil konusunda haksızsın o da araba konusunda. yeterince tavsiye ve çözüm önerisi verilmiş. benim söyleyeceğim şey uzlaşmaya çalışın.
bir de 'ay kocan var ama hayat senin kocan sana karışamaz aynen devam et.' tarzı tavsiye veren ablaları dinleme.
bir de 'ay kocan var ama hayat senin kocan sana karışamaz aynen devam et.' tarzı tavsiye veren ablaları dinleme.
0
Eşinizin gelirini bilmiyorum ama bu kafayla ömrünün sonuna kadar borç ödeyerek geçirir ve emekli olduğunda da elinde avucunda hiçbir aktifi olmaz. Araba almak istiyor ama 15 000 TL gibi bir masraf için bile kredi çekmek niyetinde. Madem 15 000 TL için bile kredi çekecek durumdasınız, bu durumda sizin önceliğiniz birikim yapmak ve birikimlerinizi değerlendirmek olmalı, araba almak değil.
İşiniz zor. Eğer bir birikim yapılacaksa bu sizin sayenizde olacak gibi görünüyor. Ayrıca, eşinizin kardeşinden parayı alabileceğini de sanmıyorum. Sizin daha eviniz yok, ama erkek kardeşi evlenirken ev alıyor ve bunu sizin payınıza düşen parayla alıyor. O para ya değerini çok kaybettikten sonra ödenir ya da hiç ödenmez gibime geliyor.
Açıkçası eşiniz ve ailesi, bugün buldum bugün yerim mantığına sahip gibi. İşiniz zor. Kolay gelsin. Haklı olan sizsiniz. Uslüp sorunu var mı bilmiyorum ama genelde sizi haklı buldum.
İşiniz zor. Eğer bir birikim yapılacaksa bu sizin sayenizde olacak gibi görünüyor. Ayrıca, eşinizin kardeşinden parayı alabileceğini de sanmıyorum. Sizin daha eviniz yok, ama erkek kardeşi evlenirken ev alıyor ve bunu sizin payınıza düşen parayla alıyor. O para ya değerini çok kaybettikten sonra ödenir ya da hiç ödenmez gibime geliyor.
Açıkçası eşiniz ve ailesi, bugün buldum bugün yerim mantığına sahip gibi. İşiniz zor. Kolay gelsin. Haklı olan sizsiniz. Uslüp sorunu var mı bilmiyorum ama genelde sizi haklı buldum.
0
yukarida da soylendigi gibi onun ihtiyaci yokken araba alalim diye tutturmasi ne kadar yanlissa sizin de dil okulu icin parami ayiracagim demeniz yanlis. evlendikten sonra maddi konularda benim param senin paran ayrimi olmaz, olmamali. araba almak istiyorsa ortak sekilde karar verilmeli, dil kursuna gitmek istiyorsan ortak sekilde (senin maasinin komplesini ayirarak degil) para biriktirilmeli.
su durumda kardese darlamadan ' ya biz araba almayi dusunuyoruz da paramizi odeyebilecek durumda misin?' diye sormakta anormal bir durum yok bence. ha cocuk ben odeyemem su an derse, yeni araba almak da sizi maddi acidan zorlayacaksa esiniz bu sevdadan vazgecmeli. yok kredi cekmek bize koymayacak derseniz ortak bir sekilde karar verip alabilirsiniz.
burada onemli olan birlikte bir seyler yapmak. kizip sinirlenip kendi basiniza kararlar almak degil.
su durumda kardese darlamadan ' ya biz araba almayi dusunuyoruz da paramizi odeyebilecek durumda misin?' diye sormakta anormal bir durum yok bence. ha cocuk ben odeyemem su an derse, yeni araba almak da sizi maddi acidan zorlayacaksa esiniz bu sevdadan vazgecmeli. yok kredi cekmek bize koymayacak derseniz ortak bir sekilde karar verip alabilirsiniz.
burada onemli olan birlikte bir seyler yapmak. kizip sinirlenip kendi basiniza kararlar almak degil.
0
Bence her konuda birbirinizi desteklemelisiniz. Bana göre de arabayı sürekli yenilemek vs gibi şeyler mantıksız olsa da öyle bir zevki, isteği varsa destek olmalısınız. Ki yarın siz de dil eğitimi almak istediğinizde o da size destek olsun. Parayı istemeyi o da düşünmüştür mutlaka ama belli ki isteyemiyor, en azından şu an için. O konuda daha da sıkıştırmaya gerek yok bence. 15 bin liranın faizi de sizi çok sıkmaz bence söylediğiniz şartları düşünürsek. Hatalı o olsa da bir şekilde belki bu durum için sizin alttan almanız gerekiyordur. Bu benim tavsiyem tabii ki daha fazla gerilmemeniz için.
0
eneem karı koca arasında para mevzusu olur muymuş hiç? boşver şimdi mirası filam. o para yokmuş gibi düşün. kocana da krediniz bittikten sonra yeni araba alabileceğinizi söyle. sen dil kursuna gitmek istediğinde de bi çözüm bulursunuz. senin anlayışına karşılık gerekirse araba modelini düşürür gidersin istediğin yere.
bi dur bakalım arabasını ne zaman satacak, kardeşi ne zaman ödeyecek, sen ne zaman kursa gideceksin.. fevri cevaplar verme.
yalnız ya kocanın uslubu kötü ya da sen sinirle öyle aktardın. 'o zaman gerçekten çalışma evde otur çocuk yapacağız' ne demek? yapsın kendi kendine alla alla..
bi de bizim gelinler olsa kardeşine gidecek şekilde arkasından konuşurdu ama sen öyle şeyler yapma. 15.000 değil 150.000 lira da çekmek istese kalp kırmaya değmez. azcık geçirtir, ertele bişey yap ama hevesini kırma.
bi de arabaları çok seviyosa alım-satım yapıp o farkı kendi çıkarabilir. madem çok boş vakti varmış uğraş olur işte. hem kendi de çeşit çeşit araba kullanmış olur.
not: valla sanki kaynananmışım da kocanı kayırıyomuşum gibi oldu da ben de haksız buldum orayı bi açayım. insanların canı sıkıldıkça işlerini gören şeyleri değiştirme sevdası her zaman saçma gelse erkeklerin araba sevdasına bişey diyemiyom. bi de evlilik bu yav. haklı-haksız olmaz ki. uzlaşmak gerek. sabretmek gerek. gün doğmadan neler doğar.
bi dur bakalım arabasını ne zaman satacak, kardeşi ne zaman ödeyecek, sen ne zaman kursa gideceksin.. fevri cevaplar verme.
yalnız ya kocanın uslubu kötü ya da sen sinirle öyle aktardın. 'o zaman gerçekten çalışma evde otur çocuk yapacağız' ne demek? yapsın kendi kendine alla alla..
bi de bizim gelinler olsa kardeşine gidecek şekilde arkasından konuşurdu ama sen öyle şeyler yapma. 15.000 değil 150.000 lira da çekmek istese kalp kırmaya değmez. azcık geçirtir, ertele bişey yap ama hevesini kırma.
bi de arabaları çok seviyosa alım-satım yapıp o farkı kendi çıkarabilir. madem çok boş vakti varmış uğraş olur işte. hem kendi de çeşit çeşit araba kullanmış olur.
not: valla sanki kaynananmışım da kocanı kayırıyomuşum gibi oldu da ben de haksız buldum orayı bi açayım. insanların canı sıkıldıkça işlerini gören şeyleri değiştirme sevdası her zaman saçma gelse erkeklerin araba sevdasına bişey diyemiyom. bi de evlilik bu yav. haklı-haksız olmaz ki. uzlaşmak gerek. sabretmek gerek. gün doğmadan neler doğar.
0
şu anda para geliyor diye düşünmesin. ben de öyle düşünüyordum ama şu son bir senedir anam ağlıyor denkleştireceğim diye... çocuğun sınavı dershanesi alınan kitabı kömür parası yol masrafları kooperatif derken maaştan sıfır tl kaldı. ayın sonunu nasıl denk getirecğeim diye düşünüyorum...
hem faizin zararlarını pek çok arkadaş bil fiil yaşadı. daha dün anlattı arkadaşım. kredi çektim araba aldım faizi 3000 tl idi. bir hafta sonra araba hararet yaptı. masrafım tam 3 bin tl çıktı diye...
çok acı bir söz var...
uykun varken misafir gelir, paran yoksa masraf çıkar...
hem faizin zararlarını pek çok arkadaş bil fiil yaşadı. daha dün anlattı arkadaşım. kredi çektim araba aldım faizi 3000 tl idi. bir hafta sonra araba hararet yaptı. masrafım tam 3 bin tl çıktı diye...
çok acı bir söz var...
uykun varken misafir gelir, paran yoksa masraf çıkar...
0
haklı/haksız olmanın ne önemi var. bu kadar uzun yazı yazılır mı azizim? gönüller bir olsun. yazı okunacak uzunlukta olsaydı okuyup yorum yapacaktım ama gece saat olmuş 00.40 gözler olmuş haşat. kusura bakma kardeş :)
0
1. erkeğin beyni, yaşıt olduğu kadın beyninden daha geç olgunlaşır.
2. sizin özel sektörde çalıştığınızı sanıyorum. akademisyenin kafası, özel sektörde çalışanın kafası gibi çalışmaz, çalışamaz. çünkü başka türlü formatlanmıştır. realitelerden uzak yaşar.
3. bu tür mâli çekişmeler ve didişmeler, yataksal çatırdamayla ve sonunda boşanmayla sonuçlanır.
Bu gerçeklerin ışığında, ipleri daha da germek ya da gevşetmek sizin elinizde. 'Haa, sen öyle mi yaptın? Al o zaman! Ben de bunu yaptım!' da bir yol, 'Peki ama zarar ediyoruz ve bu zararın külfetini ben de çekiyorum, bunun farkındasın di mi?' de bir yol. Yani haklı olmanız, her zaman sizin dediğinizin olması mânâsına gelmiyo maalesef. Evlilik, sonu gelmeyen bir fedakârlıklar zinciri.
Bundan 5 sene sonra, bize bu anlattığınızı hatırlamazsınız bile. Ama evliliğiniz çatırdarsa, 5 sene sonra bunları kare kare hatırlarsınız.
Hangi durumda 'Keşke' diyeceğinizi iyi hesâb edin.
2. sizin özel sektörde çalıştığınızı sanıyorum. akademisyenin kafası, özel sektörde çalışanın kafası gibi çalışmaz, çalışamaz. çünkü başka türlü formatlanmıştır. realitelerden uzak yaşar.
3. bu tür mâli çekişmeler ve didişmeler, yataksal çatırdamayla ve sonunda boşanmayla sonuçlanır.
Bu gerçeklerin ışığında, ipleri daha da germek ya da gevşetmek sizin elinizde. 'Haa, sen öyle mi yaptın? Al o zaman! Ben de bunu yaptım!' da bir yol, 'Peki ama zarar ediyoruz ve bu zararın külfetini ben de çekiyorum, bunun farkındasın di mi?' de bir yol. Yani haklı olmanız, her zaman sizin dediğinizin olması mânâsına gelmiyo maalesef. Evlilik, sonu gelmeyen bir fedakârlıklar zinciri.
Bundan 5 sene sonra, bize bu anlattığınızı hatırlamazsınız bile. Ama evliliğiniz çatırdarsa, 5 sene sonra bunları kare kare hatırlarsınız.
Hangi durumda 'Keşke' diyeceğinizi iyi hesâb edin.
0
kredi cekerek hayat gecmez. turkiye burasi; bana kalirsa nakite karsilik olmayan kredi cekmek akil kari degil. Hele hele araba gibi cok da elzem olmayan sey icin. Kaldi ki zaten arabaniz varmis. yine de araba cok ihtiyacsa, su durumda oturup uzun uzun konusacak ve butce yapacaksiniz. miras parasini da yok say, o para hic bir zaman senin olmadi zaten. gunun birinde ortaya cikarsa oh ne ala. o yuzden erkege bir puan.
ekonomik sebeplerle baslayip, evlilik iliskilerine getirmissiziniz olayi. sizin evlilik, afedersin bacim, siki tutmadan once, (ikiniz de) bi kendinize gelin. erkek evde kal cocuk bak diyor, kadin bankamatik kartini vermiyor. ama bunlarin ikisi de pek yapici degil. eger kadin evde kalip cocuk bakacak durumda olsaydi, erkek zaten bankamatik kartini sormazdi. o faturalar kendi kendine odenmeyecek. o yuzden, kimseye puan yok. (ama kadin tarafi oz elestiri yapiyor o yuzden ceyrek puan.)
son olarak, erkege kiyasla, kadin tarafi, fazlaca fedakarlik yapiyor. elbette egoist olmamak lazim ama evlilik sonucta sevgiden ote bir legal sozlesme, hem de ekonomik olarak bagliyici kosullari olan. hayat musterek, cocuga da beraber bakacasiniz, borca da beraber gireceksiniz. dil kursu da eger karsiligi olacaksa cok iyi bir yatirim. o yuzden kadina +1
- evlilikte gevsetecek siklastiracak ip yok, beraberlik var. ona gore ezmeyin birbirinizi.
- evliligin devami icin gerekirse baska sehre tasin bacim, haftasonlari git gel. o akil sagligi var ya, masraflardan pahaliya patlar. ben esini tez yazma surecinde goreyim, neymis bunalmak.
kilibikerkeksporluyum
ekonomik sebeplerle baslayip, evlilik iliskilerine getirmissiziniz olayi. sizin evlilik, afedersin bacim, siki tutmadan once, (ikiniz de) bi kendinize gelin. erkek evde kal cocuk bak diyor, kadin bankamatik kartini vermiyor. ama bunlarin ikisi de pek yapici degil. eger kadin evde kalip cocuk bakacak durumda olsaydi, erkek zaten bankamatik kartini sormazdi. o faturalar kendi kendine odenmeyecek. o yuzden, kimseye puan yok. (ama kadin tarafi oz elestiri yapiyor o yuzden ceyrek puan.)
son olarak, erkege kiyasla, kadin tarafi, fazlaca fedakarlik yapiyor. elbette egoist olmamak lazim ama evlilik sonucta sevgiden ote bir legal sozlesme, hem de ekonomik olarak bagliyici kosullari olan. hayat musterek, cocuga da beraber bakacasiniz, borca da beraber gireceksiniz. dil kursu da eger karsiligi olacaksa cok iyi bir yatirim. o yuzden kadina +1
- evlilikte gevsetecek siklastiracak ip yok, beraberlik var. ona gore ezmeyin birbirinizi.
- evliligin devami icin gerekirse baska sehre tasin bacim, haftasonlari git gel. o akil sagligi var ya, masraflardan pahaliya patlar. ben esini tez yazma surecinde goreyim, neymis bunalmak.
kilibikerkeksporluyum
0
Burda yorum yazan insanların önemle dikkat etmesi gereken bir konu varsa o da soru soran insanların hayatlarına saygı!.
okuyorum da yazılan yorumları, yok ayrıl, yok seni saymıyorlar, yok bilmem ne. Sen buraya yorumunu yazdıktan sonra bilgisayarı kapatıp gideceksin bu arkadaş o ailenin içinde bir ömür devam edecek. ağzınızdan çıkan cümlelere dikkat edin. Sözüm meclisten dışarı ama başkalarının düşünce ve görüşlerine taparcasına değer veren insanlar var. bir galyana gelip de milleti eşinden işinden edeceksiniz. Dikkat edin.
görüşlerinizi yazarken bu insanalrın bir hayatları olduğunu gözardı etmeyin derim.
bu kısa uyarıdan sonra demem odur ki aile içindeki para mevzunu uzatmanın anlamı yok verilmiş çoktan. ne zaman geri geleceği konusunda da konuşmak anlamsız bugün istesen yarın gelir yarın istesen bugün gelir bilemezsin.
önemli olan bir diğer yorum yapan arkadaşın dediği gibi ihtiyaçlarınızı belirleyip bütçenize göre hareket etmek.
kredi elbette çekilir ama alacağınız ürün ihtiyacınız ise bu uygun görülür. halihazırda borcunu ödemeye devam ettiğiniz bir aracınız varsa ve bu araç size hayati yaşama anlamında sorun ve fazla masraf çıkartmıyorsa değiştirmemeye ikna edebilirsiniz.
ya da eşinizin isteğini ileriye ertelemeyi önerebilirsiniz. şöyle ki; ben yurtdışına çıkmayayım şimdilik sen de araba alma önce birlikte borcumuzu bitirelim bir "oh" diyelim sonra bakarız tarzında bir konuşmayla yanaşabilirsiniz. Ödemesi için ısrar etmeyelim ama bakarsın bu arada belki kardeşin ödemesini de yapar. tadında yapıcı ince bir konuşmayla derdiniz kalmaz.
eşiniz de mantıklı bir adamsa sizi seviyorsa bu ılımlı yaklaşıma olumlu bakacaktır.
Not: burada yazılanları okutmamanı öneririm. doğru değil. Bana eşim okutsa ben memnun olmazdım. hoş olmaz.
sağlıcakla..
okuyorum da yazılan yorumları, yok ayrıl, yok seni saymıyorlar, yok bilmem ne. Sen buraya yorumunu yazdıktan sonra bilgisayarı kapatıp gideceksin bu arkadaş o ailenin içinde bir ömür devam edecek. ağzınızdan çıkan cümlelere dikkat edin. Sözüm meclisten dışarı ama başkalarının düşünce ve görüşlerine taparcasına değer veren insanlar var. bir galyana gelip de milleti eşinden işinden edeceksiniz. Dikkat edin.
görüşlerinizi yazarken bu insanalrın bir hayatları olduğunu gözardı etmeyin derim.
bu kısa uyarıdan sonra demem odur ki aile içindeki para mevzunu uzatmanın anlamı yok verilmiş çoktan. ne zaman geri geleceği konusunda da konuşmak anlamsız bugün istesen yarın gelir yarın istesen bugün gelir bilemezsin.
önemli olan bir diğer yorum yapan arkadaşın dediği gibi ihtiyaçlarınızı belirleyip bütçenize göre hareket etmek.
kredi elbette çekilir ama alacağınız ürün ihtiyacınız ise bu uygun görülür. halihazırda borcunu ödemeye devam ettiğiniz bir aracınız varsa ve bu araç size hayati yaşama anlamında sorun ve fazla masraf çıkartmıyorsa değiştirmemeye ikna edebilirsiniz.
ya da eşinizin isteğini ileriye ertelemeyi önerebilirsiniz. şöyle ki; ben yurtdışına çıkmayayım şimdilik sen de araba alma önce birlikte borcumuzu bitirelim bir "oh" diyelim sonra bakarız tarzında bir konuşmayla yanaşabilirsiniz. Ödemesi için ısrar etmeyelim ama bakarsın bu arada belki kardeşin ödemesini de yapar. tadında yapıcı ince bir konuşmayla derdiniz kalmaz.
eşiniz de mantıklı bir adamsa sizi seviyorsa bu ılımlı yaklaşıma olumlu bakacaktır.
Not: burada yazılanları okutmamanı öneririm. doğru değil. Bana eşim okutsa ben memnun olmazdım. hoş olmaz.
sağlıcakla..
0
sabah siniriyle geldim bi daha cevap veriyom. ona de ki; sen arabanı değiştirdiğin an ben de kursa giderim. o yüzden 15 değil 30 çekiyoz hem biraz da alışveriş yaparım. araba modeli değiştirmekle lüzumsuz alışveriş aynı çünkü benim gözümde.
gece pamuk gibi kadındım halbuki şimdi neden bu kadar gıcık oldum anlamadım. çocuk yapıyoz demişti sanırım ona sinirim geçmemiş.
bi de aile içi ama merak ediyoz ne yaptığını kocanın tepkisini :D azcık anlatsan ne dediğini? aslında burayı okusa 'taam lan taam! bi araba zevkimiz vardı içine ettiniz' diye yılabilir :D ama sen daha iyi tanırsın kocanı.
gece pamuk gibi kadındım halbuki şimdi neden bu kadar gıcık oldum anlamadım. çocuk yapıyoz demişti sanırım ona sinirim geçmemiş.
bi de aile içi ama merak ediyoz ne yaptığını kocanın tepkisini :D azcık anlatsan ne dediğini? aslında burayı okusa 'taam lan taam! bi araba zevkimiz vardı içine ettiniz' diye yılabilir :D ama sen daha iyi tanırsın kocanı.
0
purusha
Arkadaşlar Samsonite'dan aldığım çantanın bir yerinde sökülme olduğu için garantiye gönderdim geçtiğimiz ayın 17sinde. 20 iş günü şimdi bu 17sinden mi başlıyor 18inden mi? Hala çantadan ses soluk yok. 20 günü aştığında ücret iadesi talep edebiliyor muyuz? İnternette hep elektronikle alakalı bilgiler
Arkadaşlar Samsonite'dan aldığım çantanın bir yerinde sökülme olduğu için garantiye gönderdim geçtiğimiz ayın 17sinde. 20 iş günü şimdi bu 17sinden mi başlıyor 18inden mi? Hala çantadan ses soluk yok. 20 günü aştığında ücret iadesi talep edebiliyor muyuz? İnternette hep elektronikle alakalı bilgiler var.
0
18'inde başlar.Bu yönetmeliğin eki tabloda yer alıyorsa çanta 20 iş günü, yer almıyorsa tamir süresi azami 30 iş günüdür.
www.resmigazete.gov.tr
Azami servis süresi geçtikten sonra, sözleşmeyi feshedip bedel iadesi veya malde hasar oranında bedel indirimi talep edebilirsiniz.
www.resmigazete.gov.tr
Azami servis süresi geçtikten sonra, sözleşmeyi feshedip bedel iadesi veya malde hasar oranında bedel indirimi talep edebilirsiniz.
0
Tabloda derken garanti belgesinin üzerinde mi? Garanti belgesinin üzerinde hiç bir şart yazdığını hatırlamıyorum açıkçası. Bu durumda 30 iş günü beklemek en mantıklısı o zaman öyle mi?
0
Sskywalkeremre
çok zor bi soru olacak bu ama yine de soruyorumşimdi elimizde iki türkçe dize var divan-ı kebir'den alınmabirincisinin aslında hem farsçası mevcut hem türkçesi ama ben o bölümün tamamını arıyorum farsça ve türkçe olarak1.khonak an dam ke neshinim dar eyvan, man o tobe do naghsho be do soorat, be yek
çok zor bi soru olacak bu ama yine de soruyorum
şimdi elimizde iki türkçe dize var divan-ı kebir'den alınma
birincisinin aslında hem farsçası mevcut hem türkçesi ama ben o bölümün tamamını arıyorum farsça ve türkçe olarak
1.khonak an dam ke neshinim dar eyvan, man o to
be do naghsho be do soorat, be yeki jan, man o to
khosh o faregh ze khorafat-e-parishan, man o to
man o to, bi man o to, jam' shavim az sar-e-zogh
2.herkesin bildiği 'ETME' bölümü www.youtube.com
ama tabi Farsça derken 1. de yazdığı gibi latin harfli versiyonu lazım...
bulduruna helalinden bi teşekkür bi çukulat artık ne isterse...
teşekkürler
şimdi elimizde iki türkçe dize var divan-ı kebir'den alınma
birincisinin aslında hem farsçası mevcut hem türkçesi ama ben o bölümün tamamını arıyorum farsça ve türkçe olarak
1.khonak an dam ke neshinim dar eyvan, man o to
be do naghsho be do soorat, be yeki jan, man o to
khosh o faregh ze khorafat-e-parishan, man o to
man o to, bi man o to, jam' shavim az sar-e-zogh
2.herkesin bildiği 'ETME' bölümü www.youtube.com
ama tabi Farsça derken 1. de yazdığı gibi latin harfli versiyonu lazım...
bulduruna helalinden bi teşekkür bi çukulat artık ne isterse...
teşekkürler
0
dize derken?
ek: soruyu da anlamadım bu arada. yukarıda arkadaş ilk dörtlüğün türkçesinin linkini vermiş ama o değil heralde aradığınız? Etme'nin farsça versiyonu mu aranıyor?
ek: soruyu da anlamadım bu arada. yukarıda arkadaş ilk dörtlüğün türkçesinin linkini vermiş ama o değil heralde aradığınız? Etme'nin farsça versiyonu mu aranıyor?
0
@fengari evet farsça versiyonları aranıyor.
1. si için o bölümün tamamı
2. si içinde 1.de yer alan gibi latin harfleriyle yazılmış farsça versiyonu.
ve 'dize' yi baya yanlış kullanmışım siz yazınca dikkat ettim, ibret olsun diye tutuyorum ama=)
1.sinin türkçesi için şöyle bir şey buldum tam olarak bu kısmın farsçasını arıyorum;
Mutluluk veren zaman! Biz oturuyorken sen ve ben
Bir ruh ve iki şekille, sen ve ben
Her şeyi hızlandırır parfüm, kuşların şarkısı,
Biz bahçeye girerken sen ve ben
Acele eder göğün bütün yıldızları bizi görmeye
Ve biz gösteririz onlara kendi ayımızı sen ve ben
Sözler olmadan sen ve ben, olmadan biz sen ve ben
Sevinçte bitişiğiz, sen ve ben
Şeker çiğner cennetin papağanları o yerde
Biz otururken, tatlı tatlı gülerken, sen ve ben
Sen ve ben gariptir birlikte
Bu kuytu köşede, ayrıdırlar binlerce mil ötede
Birbirini görmeye, sen ve ben
Bir şekil bu tozun içinde, diğeri o ülkede
Orada hiç bitmeyen tatlı cennette, sen ve ben
Saadet zamanı; avluya oturmuşuz, sen ve ben
Endamımız çift, ruhumuz tek, sen ve ben
Bulandıran palavralardan âzâde, gamsız bir keyif, sen ve ben
Sen ve ben, ne sen varsın, ne de ben, bir olmuşuz aşk elinden…
kaynak: www.pusulahaber.com.tr
1. si için o bölümün tamamı
2. si içinde 1.de yer alan gibi latin harfleriyle yazılmış farsça versiyonu.
ve 'dize' yi baya yanlış kullanmışım siz yazınca dikkat ettim, ibret olsun diye tutuyorum ama=)
1.sinin türkçesi için şöyle bir şey buldum tam olarak bu kısmın farsçasını arıyorum;
Mutluluk veren zaman! Biz oturuyorken sen ve ben
Bir ruh ve iki şekille, sen ve ben
Her şeyi hızlandırır parfüm, kuşların şarkısı,
Biz bahçeye girerken sen ve ben
Acele eder göğün bütün yıldızları bizi görmeye
Ve biz gösteririz onlara kendi ayımızı sen ve ben
Sözler olmadan sen ve ben, olmadan biz sen ve ben
Sevinçte bitişiğiz, sen ve ben
Şeker çiğner cennetin papağanları o yerde
Biz otururken, tatlı tatlı gülerken, sen ve ben
Sen ve ben gariptir birlikte
Bu kuytu köşede, ayrıdırlar binlerce mil ötede
Birbirini görmeye, sen ve ben
Bir şekil bu tozun içinde, diğeri o ülkede
Orada hiç bitmeyen tatlı cennette, sen ve ben
Saadet zamanı; avluya oturmuşuz, sen ve ben
Endamımız çift, ruhumuz tek, sen ve ben
Bulandıran palavralardan âzâde, gamsız bir keyif, sen ve ben
Sen ve ben, ne sen varsın, ne de ben, bir olmuşuz aşk elinden…
kaynak: www.pusulahaber.com.tr
0
Gelen maili ekliyorum aynen:
Latin harflerle "x" kh sesi icin, "q" gh sesi icin dusunulerek soyledir:
Xonek an dem ke neşinim be eyvan men-o to
Be do neqş-o be do suret, be yeki can men-o to
dad-e baq-o dem-e morqan bedehed ab-e heyat
An zamani ke der ayim be bostan men-o to
Axtaran-e felek ayand be nazzare-ye ma
Mah-e xod ra benemayim bedişan men-o to
Men-o to, bi men-o to, cem şevim ez sar-e zowq
xoş-o fareq, ze xorafat-e parişan men-o to
tutiyan-e feleki comle şekerxar şevend
der meqami ke bexendim bedansan men-o to
in ecebter ke men-o to be yeki konc inca
hem dar in dem be Eraqim-o Xorasan men-o to
be yeki neqş ber in xak-o bar an neqş-e degar
der beheşt-e ebedi-yo şekerestan men-o to
İkincisi için:
Beşnideam ke azm-e sefer mikoni, mekon
Mehr-e herif-o yar-e diger mşkoni, mekon
To der cehan-e qeribi-ye qorbet çe mikoni
Qasd-e kodam xeste cegem mikoni, mekon
Az ma medozd xiş be biganegan mero
Dozdide su-ye qeyr nezer mikoni, mekon
Ey mah ke çarx-e zir-o zebar az beray-e tost
Ma ra xerab-o zir-o zebar mikoni mekon
Çe va'de midehi-yo çe sowgend mixori
Sowgend-o eşve ra to seper mikoni, mekon
Ku ehd-o ku vesiqe ke ba bende kerdehi
Az ehd-o qowl-e xiş ebar mikoni, mekon
Ey berter az vocud-o edem bargah-e to
Az xette-ye vocud gozer mikoni, mekon
Ey duzex-o beheşt-e qolaman amr-e to
Bar ma beheşt ra çok seqer mikoni, mekon
Ender şekerestan-e to az zehr imenim
An zehr ra herif-e şeker mikoni, mekon
Canem ço kureist por ateş best nekerd
Ruy-e men az feraq çon zer mikoni, mekon
Çon ruy berkeşi to şeved mah siyeh ze qem
Qasd-e xosuf-e qors-e qamar mikoni, mekon
Ma xoşk-leb şevim çon to xoşk averi
Çeşm-e mera be eşk çe ter mikoni, mekon
Çon taqat-e oqile-ye oşşaq nistet
Pes aql ra che xire neger mikoni, mekon
Helva nemidehi to be rencur ze ehtema
Rencur-e xiş ra to beter mikoni, mekon
Çeşm-e haram-xare-ye men dozd-e hosn-e tost
Ey can seza-ye dozd-e basar mikoni, mekon
Ser derkeş ey refiq ke hengam-e goft nist
Der bi-seri-ye eşq çe ser mikoni, mekon
Latin harflerle "x" kh sesi icin, "q" gh sesi icin dusunulerek soyledir:
Xonek an dem ke neşinim be eyvan men-o to
Be do neqş-o be do suret, be yeki can men-o to
dad-e baq-o dem-e morqan bedehed ab-e heyat
An zamani ke der ayim be bostan men-o to
Axtaran-e felek ayand be nazzare-ye ma
Mah-e xod ra benemayim bedişan men-o to
Men-o to, bi men-o to, cem şevim ez sar-e zowq
xoş-o fareq, ze xorafat-e parişan men-o to
tutiyan-e feleki comle şekerxar şevend
der meqami ke bexendim bedansan men-o to
in ecebter ke men-o to be yeki konc inca
hem dar in dem be Eraqim-o Xorasan men-o to
be yeki neqş ber in xak-o bar an neqş-e degar
der beheşt-e ebedi-yo şekerestan men-o to
İkincisi için:
Beşnideam ke azm-e sefer mikoni, mekon
Mehr-e herif-o yar-e diger mşkoni, mekon
To der cehan-e qeribi-ye qorbet çe mikoni
Qasd-e kodam xeste cegem mikoni, mekon
Az ma medozd xiş be biganegan mero
Dozdide su-ye qeyr nezer mikoni, mekon
Ey mah ke çarx-e zir-o zebar az beray-e tost
Ma ra xerab-o zir-o zebar mikoni mekon
Çe va'de midehi-yo çe sowgend mixori
Sowgend-o eşve ra to seper mikoni, mekon
Ku ehd-o ku vesiqe ke ba bende kerdehi
Az ehd-o qowl-e xiş ebar mikoni, mekon
Ey berter az vocud-o edem bargah-e to
Az xette-ye vocud gozer mikoni, mekon
Ey duzex-o beheşt-e qolaman amr-e to
Bar ma beheşt ra çok seqer mikoni, mekon
Ender şekerestan-e to az zehr imenim
An zehr ra herif-e şeker mikoni, mekon
Canem ço kureist por ateş best nekerd
Ruy-e men az feraq çon zer mikoni, mekon
Çon ruy berkeşi to şeved mah siyeh ze qem
Qasd-e xosuf-e qors-e qamar mikoni, mekon
Ma xoşk-leb şevim çon to xoşk averi
Çeşm-e mera be eşk çe ter mikoni, mekon
Çon taqat-e oqile-ye oşşaq nistet
Pes aql ra che xire neger mikoni, mekon
Helva nemidehi to be rencur ze ehtema
Rencur-e xiş ra to beter mikoni, mekon
Çeşm-e haram-xare-ye men dozd-e hosn-e tost
Ey can seza-ye dozd-e basar mikoni, mekon
Ser derkeş ey refiq ke hengam-e goft nist
Der bi-seri-ye eşq çe ser mikoni, mekon
0
halitkin
bir ürün almıstım, satıcı kargoya vermeden yanlıs ürünü aldıgımı söyledim, para iadesi istediğime dair mesaj attım. şu şekilde cevap vermiş. ##- Please type your reply above this line -##Your request (10867) has been solved. To reopen this request, reply to this email.Certainly we will cancel that o
bir ürün almıstım, satıcı kargoya vermeden yanlıs ürünü aldıgımı söyledim, para iadesi istediğime dair mesaj attım. şu şekilde cevap vermiş.
##- Please type your reply above this line -##
Your request (10867) has been solved. To reopen this request, reply to this email.
Certainly we will cancel that order and issue a refund. You will be notified via messages about the progress of your refund.
Thank you
ne demiş burada? ne yapmam gerekiyor paramın iadesi için?
##- Please type your reply above this line -##
Your request (10867) has been solved. To reopen this request, reply to this email.
Certainly we will cancel that order and issue a refund. You will be notified via messages about the progress of your refund.
Thank you
ne demiş burada? ne yapmam gerekiyor paramın iadesi için?
0
kibritsuyu
son zamanlarda avm'lerdeki yürüyen merdivenlerde, merdivenin tam binişinde, bebek arabası geçemesin diye ortaya dikilen bir kazık var.bunun mantığı amacı nedir hacım bana bir anlatabilir misiniz? ulan zaten elimde bebek arabasıyla çıkabileceğim iki yol var. asansör dediğine herkes doluşuyor, ara kat
son zamanlarda avm'lerdeki yürüyen merdivenlerde, merdivenin tam binişinde, bebek arabası geçemesin diye ortaya dikilen bir kazık var.
bunun mantığı amacı nedir hacım bana bir anlatabilir misiniz? ulan zaten elimde bebek arabasıyla çıkabileceğim iki yol var. asansör dediğine herkes doluşuyor, ara katlarda aşağıdan a yukarıdan da dolu geliyor. siz binin, ben merdivenle çıkayım diye kimse inmiyor haliyle, binemiyorsun. içiden çocuğu alıp çocuğu kucakta, arabayı merdivenden çıkarayım desen onda da kazık var, sığmıyor araba.
ne yapayım ben bu bebek arabasını götüme mi sokayım?
yürüyen merdivenden bebek arabası çıkmasın istiyosan o asansöre de bebek arabası binmesini sağlamak zorunda değil misin o zaman?
görsel bulamadım, gören varsa anlamıştır neden bahsettiğimi.
bunun mantığı amacı nedir hacım bana bir anlatabilir misiniz? ulan zaten elimde bebek arabasıyla çıkabileceğim iki yol var. asansör dediğine herkes doluşuyor, ara katlarda aşağıdan a yukarıdan da dolu geliyor. siz binin, ben merdivenle çıkayım diye kimse inmiyor haliyle, binemiyorsun. içiden çocuğu alıp çocuğu kucakta, arabayı merdivenden çıkarayım desen onda da kazık var, sığmıyor araba.
ne yapayım ben bu bebek arabasını götüme mi sokayım?
yürüyen merdivenden bebek arabası çıkmasın istiyosan o asansöre de bebek arabası binmesini sağlamak zorunda değil misin o zaman?
görsel bulamadım, gören varsa anlamıştır neden bahsettiğimi.
0
insanlar umarsızca bebek arabasıyla yürüyen merdiven kullandığı, daha önce de bebeklerin yaralanmasına sebep olan kazalar yaşandığı için, bebekli aileleri daha güvenli olan asansöre yönlendirmek adına yapılan bir uygulama bu.
ayrıca yürüyen merdivendeki bebek arabası başka insanlara da zarar verebilir.
asansör'e insanların tıkışması konusuysa toplumsal bir olgu. çözüm olarak asansörün başında bekleyen veya içerde biriken insanlara gerekli uyarıları yapabilirsin.
ayrıca yürüyen merdivendeki bebek arabası başka insanlara da zarar verebilir.
asansör'e insanların tıkışması konusuysa toplumsal bir olgu. çözüm olarak asansörün başında bekleyen veya içerde biriken insanlara gerekli uyarıları yapabilirsin.
0
güvenlik cevabı beni pek tatmin etmedi açıkçası.
kendi irademle bindiğim düzgün çalışan bir yürüyen merdivende çocuğu düşürürsem "merdivene binmemize izin verdi" diye dava mı açılacak? tam tersine, koyduğu kazık yüzünden arabasında emniyet kemeri bağlı çocuğu çözüp, arabayı katlayıp yere koymama, çocuğun merdivende daha güvensiz seyahat etmesine sebep oluyor.
asansöre binemediğimi söylemiştim. 10 dakika asansör bekleyip binemedikten sınra o merdivene illa bineceksem bir elimde yeni yeni yürüyen bebek, bir elimde katlanmış araba ile binmem daha mı güvenli? şahsen o merdivene arabayla ve arabaya bağlı çocukla binenediğim için böyle bir sebepten dolayı başıma kaza gelmesi daha olası. kaldı ki kaza gelse bile sistemler düzgün çalışıyorsa avm'nin bir sorumluluğu olmamalı. en iyisi arabayı hiçavm'den içeri almasınlar, hatta çocuk da almasınlar, düşüp müşüp kafasını yararsa sorumluluktan kurtulurlar. böyle güvenlik mi olur?
kendi irademle bindiğim düzgün çalışan bir yürüyen merdivende çocuğu düşürürsem "merdivene binmemize izin verdi" diye dava mı açılacak? tam tersine, koyduğu kazık yüzünden arabasında emniyet kemeri bağlı çocuğu çözüp, arabayı katlayıp yere koymama, çocuğun merdivende daha güvensiz seyahat etmesine sebep oluyor.
asansöre binemediğimi söylemiştim. 10 dakika asansör bekleyip binemedikten sınra o merdivene illa bineceksem bir elimde yeni yeni yürüyen bebek, bir elimde katlanmış araba ile binmem daha mı güvenli? şahsen o merdivene arabayla ve arabaya bağlı çocukla binenediğim için böyle bir sebepten dolayı başıma kaza gelmesi daha olası. kaldı ki kaza gelse bile sistemler düzgün çalışıyorsa avm'nin bir sorumluluğu olmamalı. en iyisi arabayı hiçavm'den içeri almasınlar, hatta çocuk da almasınlar, düşüp müşüp kafasını yararsa sorumluluktan kurtulurlar. böyle güvenlik mi olur?
0
sadece bebek arabaları için değil o kazıklar. market arabalarıyla binilmesin diye de koyuyorlar. hatta bazı avmlerde market katında var, diğer katlarda yok.
0
yürüyen merdivenlerin kenarlarındaki uyarıları okursanız bebek arabası ile binmenin yasak olduğunu görürsünüz. o merdivende çocuğa bir şey olsa want2die'ın dediği gibi AVM'ye patlar kabak. ister senin hatan olun ister olmasın o cezaya AVM'ye kesilir. onlarda bunu engellemek için gayet yerinde olan bir karar verip bebek arabalı binişi engellemek için o kazıkları koymuşlar.
0
kendi iradem diye bir şey söz konusu değil. o zaman tüm kazalar kişinin iradesine bağlanır. örneğin emniyet kemeri devletin vatandaşını korumaya yönelik aldığı önlem, bu da iradeye bağlanabilir. ki bu önlem, kişi arabadan fırlayıp başka şahışlara da zarar verebiliri de içeriyor.
bebek arabası sadece size ve çocuğunuza değil, başkalarına da zarar verme potansiyeline sahip. sizin iradeniz dışında gelişen olaylar olabilir yani. kendi iradeniz de olsa, topluluk halinde bulunulan, kaza riski olan alanlarda önlem alınmalı ki toplumsal düzen ve emniyet sağlanabilsin; bu da işletmelerin ve sahiplerinin görevi, olumsuzluk durumunda da sorumlu kişiler onlar.
işte bu alınan önlem sistemlerin düzgün çalışmasına yönelik. ayrıca tüm mekanik, hareket eden aletlerde güvenlik kuralları olacak. bu kafalarına göre aldıkları bir önlem değil, olmuş veya olma ihtimali olan olayların öngörülmesi ile bulunmuş önlemler.
bebek arabası sadece size ve çocuğunuza değil, başkalarına da zarar verme potansiyeline sahip. sizin iradeniz dışında gelişen olaylar olabilir yani. kendi iradeniz de olsa, topluluk halinde bulunulan, kaza riski olan alanlarda önlem alınmalı ki toplumsal düzen ve emniyet sağlanabilsin; bu da işletmelerin ve sahiplerinin görevi, olumsuzluk durumunda da sorumlu kişiler onlar.
işte bu alınan önlem sistemlerin düzgün çalışmasına yönelik. ayrıca tüm mekanik, hareket eden aletlerde güvenlik kuralları olacak. bu kafalarına göre aldıkları bir önlem değil, olmuş veya olma ihtimali olan olayların öngörülmesi ile bulunmuş önlemler.
0
kardeşim yuruyen merdivene bindin arabanla arabayımı tutacan yoksa el bandınamı tutunucan?tutmasan dengen kaybolacak ki akmerkezde aynısını yaşadım kadın bebek arabasıyal tepetaklak gerisin geri uçtu merdivenden.akıl var mantık var git 5 dakika sıranı bekle asansörde.seni siktir et bebeğe bişi olmasın.
0
kibritsuyu ailecek mustarip olduğumuz çok önemli bir konuyu gündeme getirmiş, çok teşekkür ediyorum. Belki okuyan birileri feyz alır da, 18-20 yaşındaki erkekli kızlı grupları asansör sırası bekleyen bebekli anne-babaların önüne geçme yüzsüzlüğünden bir nebze olsa sıyırır.
Konu çok basit: Aynen bir Türkiye gerçeği AVM'lerin "biz önlemlerimizi aldık" diyebilmek için uyguladığı bir sistem bu. Ben şahsen boş arabayı o yürüyen merdivenin önündeki demir dubanın üzerinden kaldırarak geçiriyorum. Dua ediyorum ki bir güvenlik görevlisi "yasak" falan desin, ben de onu kolundan tuttuğum gibi asansörlerin oraya götürüp "biz sıra beklerken bu dingillerin önümüze geçmesi serbest mi peki?" diye sorayım.
Ama ikisi de olmuyor ne yazık ki. Bunda yapılması gerekenler basit:
1) AVM gibi yerlerdeki asansör sayıları arttırılmalı.
2) Asansörlerde öncelik sırasına riayet edecek toplumsal bilinç oluşturulmalı (ana unsur)
Bu ikisi olursa zaten hiçbir aile yürüyen merdivende cambazlık yapmaya çalışmaz.
kibritsuyu'na tekrar içten teşekkürlerimle.
Konu çok basit: Aynen bir Türkiye gerçeği AVM'lerin "biz önlemlerimizi aldık" diyebilmek için uyguladığı bir sistem bu. Ben şahsen boş arabayı o yürüyen merdivenin önündeki demir dubanın üzerinden kaldırarak geçiriyorum. Dua ediyorum ki bir güvenlik görevlisi "yasak" falan desin, ben de onu kolundan tuttuğum gibi asansörlerin oraya götürüp "biz sıra beklerken bu dingillerin önümüze geçmesi serbest mi peki?" diye sorayım.
Ama ikisi de olmuyor ne yazık ki. Bunda yapılması gerekenler basit:
1) AVM gibi yerlerdeki asansör sayıları arttırılmalı.
2) Asansörlerde öncelik sırasına riayet edecek toplumsal bilinç oluşturulmalı (ana unsur)
Bu ikisi olursa zaten hiçbir aile yürüyen merdivende cambazlık yapmaya çalışmaz.
kibritsuyu'na tekrar içten teşekkürlerimle.
0
bu bizim memleketteki "her yasağı mutlaka sorgulama, yasağı delme ve kendini haklı çıkarma" hastalığına bayılıyorum. hız limitlerinde de böyle bu; karayolları bir limit koyar, bizim millet "amaan bu yolda 50'yle mi gidilirmiş ne saçma" diye bilip bilmeden sorgular ve tamamen kendi kafasına göre bir karar alıp onu uygular. o limit oradaysa vardır bir hikmeti, bir anlamı diye de düşünmez. tamam genel olarak zaman zaman oldukça saçma yasak ve engellemelere maruz kaldığımız oluyor ama bu her yasağı da sorgulama hakkı vermesin.
yürüyen merdivenlere gelince, bebek arabası denilen şeyi hele ki içinde bebek de varken yürüyen merdivende kullanmak riskli bir iştir. bir anlık denge veya dikkat kaybıyla hem bebeğe, hem de etraftaki insanlara ciddi zarar verilebilir. siz çok dikkatli olabilirsiniz ama herkes öyle değil kaldı ki bu sadece dikkat işi de değil.
gelelim işin hukuki/cezai boyutuna. yürüyen merdivende bebek arabası ile bir kaza olduğunda, hele ki allah korusun bir ölüm veya ciddi yaralanma gibi bir şey olduğunda o avm yetkililerine yekten ceza davası açılır çünkü ceza kanunda "taksirle ölüme/yaralanmaya sebebiyet vermek" olarak tanımlanmış bir suç şekli var. taksir dediğimiz şey de özetle "tedbirsizlik ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak" olarak tanımlanabilir. siz öyle bir durumda "tüm suç bendedir" diye bir beyan da verseniz mahkemeye bu avmciler yargılanır ve şartları var ise ceza alırlar. yine benzer şekilde bir tazminat davasına maruz kalırlar ölüm veya ciddi yaralanma söz konusu ise.
bir örnek vereyim, belediyede çalışan makina operatörü bir işçi, o gün kendisine verilen a noktasından b noktasına gidip orada bir iş yapma görevini yapmak üzere yola çıkıyor ancak yolda bakkaldan sigara almak için duruyor. iş makinasını durdurduğu yer de rampa. işçi makinadan iniyor ve bakkala giriyor. bu sırada iş makinası geriye doğru kaymaya başlıyor işçi de panik halde makinanın arkasına geçip aleti durdurmaya çalışıyor. lakin kendisi superman olmadığı için makinayı durduramadığı gibi, kendisi de ezilip ölüyor. o gün o işçiye o görevi veren belediye görevlisi ceza davasında yargılanıyor ve ceza alıyor. işçiye "iş makinasının arkasına geçerek durduramayacağı eğitimi mi versin belediye görevlisi, ne yapsın?" denilebilir ama kazın ayağı öyle olmuyor işte. yani diyeceğim, bir kazada sizin tahmin edemeyeceğiniz kişilerin de hukuken sorumluluğu olabilir, sadece kendi açınızdan düşünmeyin.
yürüyen merdivenlere gelince, bebek arabası denilen şeyi hele ki içinde bebek de varken yürüyen merdivende kullanmak riskli bir iştir. bir anlık denge veya dikkat kaybıyla hem bebeğe, hem de etraftaki insanlara ciddi zarar verilebilir. siz çok dikkatli olabilirsiniz ama herkes öyle değil kaldı ki bu sadece dikkat işi de değil.
gelelim işin hukuki/cezai boyutuna. yürüyen merdivende bebek arabası ile bir kaza olduğunda, hele ki allah korusun bir ölüm veya ciddi yaralanma gibi bir şey olduğunda o avm yetkililerine yekten ceza davası açılır çünkü ceza kanunda "taksirle ölüme/yaralanmaya sebebiyet vermek" olarak tanımlanmış bir suç şekli var. taksir dediğimiz şey de özetle "tedbirsizlik ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak" olarak tanımlanabilir. siz öyle bir durumda "tüm suç bendedir" diye bir beyan da verseniz mahkemeye bu avmciler yargılanır ve şartları var ise ceza alırlar. yine benzer şekilde bir tazminat davasına maruz kalırlar ölüm veya ciddi yaralanma söz konusu ise.
bir örnek vereyim, belediyede çalışan makina operatörü bir işçi, o gün kendisine verilen a noktasından b noktasına gidip orada bir iş yapma görevini yapmak üzere yola çıkıyor ancak yolda bakkaldan sigara almak için duruyor. iş makinasını durdurduğu yer de rampa. işçi makinadan iniyor ve bakkala giriyor. bu sırada iş makinası geriye doğru kaymaya başlıyor işçi de panik halde makinanın arkasına geçip aleti durdurmaya çalışıyor. lakin kendisi superman olmadığı için makinayı durduramadığı gibi, kendisi de ezilip ölüyor. o gün o işçiye o görevi veren belediye görevlisi ceza davasında yargılanıyor ve ceza alıyor. işçiye "iş makinasının arkasına geçerek durduramayacağı eğitimi mi versin belediye görevlisi, ne yapsın?" denilebilir ama kazın ayağı öyle olmuyor işte. yani diyeceğim, bir kazada sizin tahmin edemeyeceğiniz kişilerin de hukuken sorumluluğu olabilir, sadece kendi açınızdan düşünmeyin.
0
Gayet yerinde bir uygulama. Market arabasi, bebek arabasi falan guvenlik sorunu olusturuyor yuruyen merdivende.
0
asansöre binmenin sıra beklemeyle alakası yok. binenler kalabalıksa sıra da beklerim, bekleyenler içinde öncelik beklemiyorum, milletin arkasından gelip benden önce gelenlerin önüne geçmek de istemiyorum. tek istediğim şey, o beklediğim kata asansörün boş gelmesi. dolu geliyorsa da birilerinin izin vermesi. giriş katından bindim asansöre, en üst kata çıktım. gezdim, en üstten de bindim bi alt kata indim. orayı da gezdim. hah o ara kata asansör boş gelmiyor işte.
gerek güvenlik, gerek farklı bir nedenden dolayı benim bebek arabası ile yürüyen merdivene binmem yasaklanıyorsa, benim her kat arasında gezebilmem mutlaka sağlanmalı. güvenlik diyip bebek arabalıya merdiven yasaklanıyorsa bebek arabasıza da asansör yasaklanmalı ki eşitlik olsun. orada ben de müşteriyim. ben de mağdurum. bebek arabamla yürüyen merdivende cambazlık yapmak hoşuma gitmiyor. arabayı aşağıya indirebilmek için asansördekilerden himmet beklemek veya asansördekilerle tartışmak zorunda da değilim. ama aşağı kata inmeye mecburum. beni asansöre mecbur eden avm yönetimi, bir şekilde benim o asansöre binmemi sağlamalı.
açık değil mi?
gerek güvenlik, gerek farklı bir nedenden dolayı benim bebek arabası ile yürüyen merdivene binmem yasaklanıyorsa, benim her kat arasında gezebilmem mutlaka sağlanmalı. güvenlik diyip bebek arabalıya merdiven yasaklanıyorsa bebek arabasıza da asansör yasaklanmalı ki eşitlik olsun. orada ben de müşteriyim. ben de mağdurum. bebek arabamla yürüyen merdivende cambazlık yapmak hoşuma gitmiyor. arabayı aşağıya indirebilmek için asansördekilerden himmet beklemek veya asansördekilerle tartışmak zorunda da değilim. ama aşağı kata inmeye mecburum. beni asansöre mecbur eden avm yönetimi, bir şekilde benim o asansöre binmemi sağlamalı.
açık değil mi?
0
market arabası da denmiş.
bakın dikkat ettiyseniz marketin bulunduğu kat ile BÜTÜN otopark katları ve çıkış katı arasında yürüyen merdiven değil, yürüyen bant bulunur. yani market müşterisi asansöre mecbur edilmez. asansör yoksa basamaksız olan yürüyen bant ile ulaşımları sağlanır. market arabasıyla çıkılması anlamsız olan daha üst katlara ise basamaklı merdiven olur ki bu da market arabası üst kata çıkarılmasın diyedir zaten.
peki market müşterisine gösterilen bu kolaylık niye bebek arabalıya göserilmiyor? ya da niye market müşterisine "poşetlerini eline al da arabana öyle git, nasıl gidersen git" denmiyor, yürüyen bant gibi bir kolaylık yapılıyor da bebek arabalının suçu ne? buna da cevap verirseniz sevinirim.
bakın dikkat ettiyseniz marketin bulunduğu kat ile BÜTÜN otopark katları ve çıkış katı arasında yürüyen merdiven değil, yürüyen bant bulunur. yani market müşterisi asansöre mecbur edilmez. asansör yoksa basamaksız olan yürüyen bant ile ulaşımları sağlanır. market arabasıyla çıkılması anlamsız olan daha üst katlara ise basamaklı merdiven olur ki bu da market arabası üst kata çıkarılmasın diyedir zaten.
peki market müşterisine gösterilen bu kolaylık niye bebek arabalıya göserilmiyor? ya da niye market müşterisine "poşetlerini eline al da arabana öyle git, nasıl gidersen git" denmiyor, yürüyen bant gibi bir kolaylık yapılıyor da bebek arabalının suçu ne? buna da cevap verirseniz sevinirim.
0
işte avm'nin takdiri o da. avm birçok hizmet sağlıyor veya farklı hizmetler ekleyebiliyor müşteri kazanmak için. örneğin asansörler büyük olabilir veya bebek arabası olana öncelik tanınabilir. bunun da güvenlikle değil hizmet anlayışı ile alakası var. market için gelenler %99, bebekliler %1 ise, ekstra biz hizmet vermek, düzenleme yapmak istemiyor olabilir bebek arabalılar için. bu ancak eleştirilebilir, bir zorunluluk değil ya da bu sebepten dolayı o avm tercih edilmeyebilir.
0
aek
http://store.apple.com/jp/buy-iphone/iphone6arkadaşlar japonyadayım fiyatıda uygun cumartesi günü apple storedan alacağım bileniniz veyahut daha önce almış olanınız varsa merak edyorum burdan alacağım iphone türkiyede problemsiz çalışır mı?
store.apple.com
arkadaşlar japonyadayım fiyatıda uygun cumartesi günü apple storedan alacağım bileniniz veyahut daha önce almış olanınız varsa merak edyorum burdan alacağım iphone türkiyede problemsiz çalışır mı?
arkadaşlar japonyadayım fiyatıda uygun cumartesi günü apple storedan alacağım bileniniz veyahut daha önce almış olanınız varsa merak edyorum burdan alacağım iphone türkiyede problemsiz çalışır mı?
0
aurora90
herhangi bir sayfayı açtıgımda sürekli sacma sapan reklamlar her tıklamada yan sekmeler pencerenin sagından solundan bi sürü kutucuklar cıkıyor bazen internet sitesi görünmüyor bile bu reklamlardan nasıl kurtulurum nasıl temizlerim bu virüsmüdür aceba
herhangi bir sayfayı açtıgımda sürekli sacma sapan reklamlar her tıklamada yan sekmeler pencerenin sagından solundan bi sürü kutucuklar cıkıyor bazen internet sitesi görünmüyor bile bu reklamlardan nasıl kurtulurum nasıl temizlerim bu virüsmüdür aceba
0
aynı soruyu sormak için duyuruya girdim en üstte bu soruyu gördüm!
2 gündür ben de de aynı sorun var. Mac kullanıyorum 6 yıldır hiç böyle bir sorunla karşılaşmamıştım, nasıl olduysa 2 gündür çıldırtacak şekilde bende de aynı sıkıntı vardı.
Nasıl hallettim peki?
Önce Crome'a AdBlock uzantısını kurdum. Sonra uzantılarda gereksiz ne varsa sildim
(''Read text'' diye benim kurmadığım siyah-kırmızı logolu bir uzantı vardı, onu silince sorun ortadan kalktı)
geçmiş olsun..
2 gündür ben de de aynı sorun var. Mac kullanıyorum 6 yıldır hiç böyle bir sorunla karşılaşmamıştım, nasıl olduysa 2 gündür çıldırtacak şekilde bende de aynı sıkıntı vardı.
Nasıl hallettim peki?
Önce Crome'a AdBlock uzantısını kurdum. Sonra uzantılarda gereksiz ne varsa sildim
(''Read text'' diye benim kurmadığım siyah-kırmızı logolu bir uzantı vardı, onu silince sorun ortadan kalktı)
geçmiş olsun..
0
mete kudur
bu savaşları anlamak için hangi bölümden başlamalıyız ? you know i love you
bu savaşları anlamak için hangi bölümden başlamalıyız ? you know i love you
0
Sarix
imkanınız olsa, amerika'nın büyük bir şehrine mi stockholm'a mı yerleşirsiniz?maaş vs. hepsi o ülkeye göre ortalama olacak.
imkanınız olsa, amerika'nın büyük bir şehrine mi stockholm'a mı yerleşirsiniz?
maaş vs. hepsi o ülkeye göre ortalama olacak.
maaş vs. hepsi o ülkeye göre ortalama olacak.
0
tabi ki isveç...
amerika diyeni anlarım şu sebepten dolayı: "küçüklükten beri içinde ukte kalmış amerikan rüyası, amerikan pastası" durumlarından gitmek ister. gittiğinde ise pişman olur
amerika diyeni anlarım şu sebepten dolayı: "küçüklükten beri içinde ukte kalmış amerikan rüyası, amerikan pastası" durumlarından gitmek ister. gittiğinde ise pişman olur
0
isveç derim ben; mutluluk endeksine bakarak genel olarak daha düzgün insanların yaşadığını varsayıyorum, soğukla sıkıntım yok, türkiye'ye daha yakın, schengen içerisinde yaldır yaldır gezme şansın var vb.
0
ABD bence her turlu. isvec'e gidersin ama akli ABD'de kalir. cunku orasi dunya'nin istanbul'udur.
her sey medeniyet degil.
her sey medeniyet degil.
0
isveç yaaa. işten eve evden işe, akşamları açarım biramı elitserien izlerim fırsatım oldukça buz pateni yaparım dünya skimde olmaz valla amerika'ya gidip napçam evden çıktığım mı var. avrupa iyidir.
0
abd derdim.
insanlari daha sicak, havasi-dogasi gittigin yere gore cok daha iyi, yeni bir gocmene daha fazla firsat sunar. silicon valley fena olmazdi hani.
isvecin kendi de insanlari da soguk. kendi vatandaslarina mutluluk veriyordur bit tek :) gocmenlere o kadar acik olduklarini dusunmuyorum.
insanlari daha sicak, havasi-dogasi gittigin yere gore cok daha iyi, yeni bir gocmene daha fazla firsat sunar. silicon valley fena olmazdi hani.
isvecin kendi de insanlari da soguk. kendi vatandaslarina mutluluk veriyordur bit tek :) gocmenlere o kadar acik olduklarini dusunmuyorum.
0
abd'nin neresine gideceğinize bağlı değişebilen bir durum, abd dünyanın en güzel ve en kötü yerlerine sahip bir ülke. bence dil problemini sorun etmez iseniz direkt isveç yani stockholm diyebilirim, en azından insan gibi yaşama ihtimalin abd'ye göre daha fazla olur.
fiziki olarak abd'yi görmedim ama stockholm avrupa'da en yaşanılabilir ve estetik olarak en güzel şehirlerden biri.
fiziki olarak abd'yi görmedim ama stockholm avrupa'da en yaşanılabilir ve estetik olarak en güzel şehirlerden biri.
0
Ikisine de gitmedim, gider birkac gun nereye gidiceksem oralarda-o insanlarin arasinda vakit gecirdikten sonra kararimi verirdim. (Ama gene de isvec iyi)
0
Bu kuzey ülke hayranlığını naapıcaz bilmiyorum. Eriksen sizi bekliyordu, Ortadoğulu kankamla iki tek atarız, maça gideriz diye. Alice, Elsa zaten Türk erkeklerine hayranmış. 10 metreden belli tipin, kültürün her bir şeyin farklı adamlardan. Bu üstün ırkın arasına girmek kolay mı sanıyorsunuz. Muhakkak yaşanılan bölgeye göre farklılıklar olabilir fakat İngiltere, ABD gibi ülkeler göçmene hayır demez, entegrasyonu kolaydır ve çok kültürlü yaşayışı özümsemişlerdir.
0
@neverletyougodown, ulan adamlar kadar maaş alıyorum işim gücüm var. ortadoğuluyum diye terörist miyim? herkesi kendiniz gibi ırkçı sanıyorsunuz. biz de biliyoruz isveçlilerin bize bayılmadığını ama bu kadar abartmanın lüzumu yok. mülteci olarak gitmiyoruz oraya. insan gibi yaşayacak kadar maaş aldığımız, işinde gücünde vasıflı insanlar olduğumuz varsayılıyor. ben elimde kültürüm, yabancı dilim, mesleğim varsa ırkçılık mırkçılık hiç sklemem açıkçası. türkiye'den iyidir her türlü. hepsi ırkçı değil ya.
0
@pescador Kardeş dediğim gibi onlar da seni sklemiyor zaten. Nedir? sosyal hayatta, arkadaş çevresi edinmekte problem yaşarsınız. Sürekli international ortamınız varsa orda takılırsınız, göçmen mahallelerine taşınırsınız yine. Demek istediğim kimse size durup dururken yüzünüze karşı ırkçılık yapmaz tabiiki, adamların işin piri olmuş, kitabını yazmışlar ırkçılığın. Bu tarz ülkelerde entegrasyon için yıllarınızı vereceksiniz, atıyorum tüm okul hayatınız burada geçecek. Öyle 1-2 senelik masterla olacak iş değil.
0
isveç'te sandığınızdan çok daha fazla ırkçılık var. esmer tenliyseniz sizi zor günler bekliyor olabilir.
abd'nin düzgün bir taraflarına gidilecekse kesinlikle abd derim.
abd'nin düzgün bir taraflarına gidilecekse kesinlikle abd derim.
0
isveçte (stockholm) master yaptım, 2 sene bilfiil yaşadım. ırkçılık var diyenleri anlamlandıramadım. isveç ab ülkeleri içinde gelen göçmenleri hayata kazandırmada en başarılı ülkedir, bunu ben demiyorum ab'nin kendisi diyor. 10 milyon civarı nüfusunun aşağı yukarı 1 milyonu göçmenlerden oluşur.
isveç çok iyi niyetli ve kibar insanların yaşadığı bir ülkedir. market alışverişinde kasada mutlaka yüzünüze bakıp güler yüzle bir "hej!" derler mesela, istisnasız. burada genelde suratsız kasiyerler oflaya poflaya yapar işlerinizi. isveçte bir kaç ufak istisna hariç son 50 yıldır sosyal demokrat parti iktidarda ama son dönemde avrupanın genelinde yükselen sağcılık ve ırkçılık rüzgarından isveç de nasibini aldı ki suçlayamıyorum kendilerini bu hususta. burada nüfusunun 1/10'i kadar yabancı göçmen sosyal hayata karışsa en sosyal demokratı bile "noluyoruz lan?" der, adamlar senelerce hiç şikayet etmeden göçmenleri kabul edip, onlara sosyal/maddi yardım yapıp, hayata kazandırmaya çalıştılar. ama işte o kadar çok kazık yediler ki bu gelen göçmenlerden, o kadar garip tipler türedi ki, ister istemez kendilerini korumak istiyorlar artık. kazık yedikleri milletlerin başında da türkler geliyor elbet, şaşırmayın. bir misal vereyim, eskiden türk ehliyeti isveçte isveç ehliyetine otomatik olarak çevrilebiliyor ve tüm avrupada geçerli bir ehliyet haline dönüşüyordu. ancak oradan sıfırdan ehliyet almak isterseniz oldukça uzun ve zor bir ehliyet alma sürecinden geçmeniz gerekiyordu. bununla uğraşmak istemeyen bizim cin türkler türkiyede gerçeğine de çok benzemeyen ama isveçliyi kandırmaya yetecek düzeyde türk ehliyeti yaratıp, isveç makamlarına verip isveç ehliyetlerini aldılar bir güzel. isveç makamları bir noktada buna uyandı ve şu an isveçte türk ehliyeti geçerli değil. sınava girip sıfırdan ehliyet almanız lazım. ki sınav da anasının gözü gibi, özel buzlu ortamda araba kullanma dahil 50 tane şey var geçilmesi gereken.
ama hala isveç güzel ve yaşanılası bir yerdir. ha kışları berbattır, öğlen 3te hava kararır, sabah 8e doğru aydınlanır falan, eğer biraz meyilli iseniz çok rahat depresyona girebilirsiniz bu karanlıktan dolayı. ama onun dışında enfestir. bir yabancı olarak kurallara uyduğunuz müddetçe de sorun yaşamazsınız. şu an bize lüks gelen bir çok olanak orada default'tur, yaşam kalitesi de hayli yüksektir. toplu taşıma muazzamdır; şehrin bir ucundan diğerine metro ile gidilir, metronun gitmediği yere de otobüs gider. ha biraz pahalıdır, orada para kazanıyorsanız sorun değil ama trden gelen para ile zor yaşanır.
isveç çok iyi niyetli ve kibar insanların yaşadığı bir ülkedir. market alışverişinde kasada mutlaka yüzünüze bakıp güler yüzle bir "hej!" derler mesela, istisnasız. burada genelde suratsız kasiyerler oflaya poflaya yapar işlerinizi. isveçte bir kaç ufak istisna hariç son 50 yıldır sosyal demokrat parti iktidarda ama son dönemde avrupanın genelinde yükselen sağcılık ve ırkçılık rüzgarından isveç de nasibini aldı ki suçlayamıyorum kendilerini bu hususta. burada nüfusunun 1/10'i kadar yabancı göçmen sosyal hayata karışsa en sosyal demokratı bile "noluyoruz lan?" der, adamlar senelerce hiç şikayet etmeden göçmenleri kabul edip, onlara sosyal/maddi yardım yapıp, hayata kazandırmaya çalıştılar. ama işte o kadar çok kazık yediler ki bu gelen göçmenlerden, o kadar garip tipler türedi ki, ister istemez kendilerini korumak istiyorlar artık. kazık yedikleri milletlerin başında da türkler geliyor elbet, şaşırmayın. bir misal vereyim, eskiden türk ehliyeti isveçte isveç ehliyetine otomatik olarak çevrilebiliyor ve tüm avrupada geçerli bir ehliyet haline dönüşüyordu. ancak oradan sıfırdan ehliyet almak isterseniz oldukça uzun ve zor bir ehliyet alma sürecinden geçmeniz gerekiyordu. bununla uğraşmak istemeyen bizim cin türkler türkiyede gerçeğine de çok benzemeyen ama isveçliyi kandırmaya yetecek düzeyde türk ehliyeti yaratıp, isveç makamlarına verip isveç ehliyetlerini aldılar bir güzel. isveç makamları bir noktada buna uyandı ve şu an isveçte türk ehliyeti geçerli değil. sınava girip sıfırdan ehliyet almanız lazım. ki sınav da anasının gözü gibi, özel buzlu ortamda araba kullanma dahil 50 tane şey var geçilmesi gereken.
ama hala isveç güzel ve yaşanılası bir yerdir. ha kışları berbattır, öğlen 3te hava kararır, sabah 8e doğru aydınlanır falan, eğer biraz meyilli iseniz çok rahat depresyona girebilirsiniz bu karanlıktan dolayı. ama onun dışında enfestir. bir yabancı olarak kurallara uyduğunuz müddetçe de sorun yaşamazsınız. şu an bize lüks gelen bir çok olanak orada default'tur, yaşam kalitesi de hayli yüksektir. toplu taşıma muazzamdır; şehrin bir ucundan diğerine metro ile gidilir, metronun gitmediği yere de otobüs gider. ha biraz pahalıdır, orada para kazanıyorsanız sorun değil ama trden gelen para ile zor yaşanır.
0
gijilti
makinenin programında şunlar var:X: Durulamama/YumuşatmaY: YumuşatmaAnladığım kadarıyla Y olarak belirttiğimde su alıp yumuşatıyor ve sıkıyor.Ama X olunca yumuşattıktan sonra bir daha su alıp duruluyor.hangisi daha iyi ve sağlıklı acaba?
makinenin programında şunlar var:
X: Durulamama/Yumuşatma
Y: Yumuşatma
Anladığım kadarıyla Y olarak belirttiğimde su alıp yumuşatıyor ve sıkıyor.
Ama X olunca yumuşattıktan sonra bir daha su alıp duruluyor.
hangisi daha iyi ve sağlıklı acaba?
X: Durulamama/Yumuşatma
Y: Yumuşatma
Anladığım kadarıyla Y olarak belirttiğimde su alıp yumuşatıyor ve sıkıyor.
Ama X olunca yumuşattıktan sonra bir daha su alıp duruluyor.
hangisi daha iyi ve sağlıklı acaba?
0
EXXE01
Arkadaşlar var mı öneriniz ?Ben Godaddyden almayı planlıyorum yıllık 120 lira gibi birşeye geliyor. Ancak diğer yanda Türk firmaları falanda var 50/60 lira civarında benzer özellikler sağlayan. Sizin kullandığınız firma hangisi ?Fiyatlar nasıl ?
Arkadaşlar var mı öneriniz ?
Ben Godaddyden almayı planlıyorum yıllık 120 lira gibi birşeye geliyor. Ancak diğer yanda Türk firmaları falanda var 50/60 lira civarında benzer özellikler sağlayan. Sizin kullandığınız firma hangisi ?
Fiyatlar nasıl ?
Ben Godaddyden almayı planlıyorum yıllık 120 lira gibi birşeye geliyor. Ancak diğer yanda Türk firmaları falanda var 50/60 lira civarında benzer özellikler sağlayan. Sizin kullandığınız firma hangisi ?
Fiyatlar nasıl ?
0
neil manke
"i've got dreams in hidden places and extra smiles for when i'm blue"tam olarak ne anlama geliyor?
"i've got dreams in hidden places and extra smiles for when i'm blue"
tam olarak ne anlama geliyor?
tam olarak ne anlama geliyor?
0
''Gizli yerde hayallerim ve uzgun oldugum anlar icin fazladan guluslerim var''
0
priaposss
Dün ev arkadaşlarıyla hararetli bir tartışmaya girdik. Benim için çok normalleşmiş olan şeylerin başka insanlar tarafından nasıl farklı algılandığını gördüm ve kendim için bu kadar normal anlamasının kolay olduğunu düşündüğüm bir şeyi anlatamamanın ceremesini çektim. Olay şuydu, bizim arkadaşlar kad
Dün ev arkadaşlarıyla hararetli bir tartışmaya girdik. Benim için çok normalleşmiş olan şeylerin başka insanlar tarafından nasıl farklı algılandığını gördüm ve kendim için bu kadar normal anlamasının kolay olduğunu düşündüğüm bir şeyi anlatamamanın ceremesini çektim. Olay şuydu, bizim arkadaşlar kadın erkek ilişkisinde eğer kadın da erkek de anlaşırsa karşı cinsle yanaktan öpüşmemeyi doğru buluyor. Bense bunun çok yanlış bir şey olduğunu diğer insanların senin karını ya da kocanı direk cinsel istekle baktığını düşünmek demek olduğunu söyledim arkadaşlar da evet böyle düşünüyoruz ne yanlış var ki bunda dediler. Açıkcası dediğim gibi bu kadar normal gelen bir şeyi anlamamalarına şaşırdım ama sonra ben mi yanlış düşünüyom amk sorgularına girdim. Tartışmanın ilerleyen kısmında benim sınırımı sordular ben de kadın ya da erkeğin başka biriyle eşinden habersiz cinsel ilişkide bulunması dedim. Çünkü benim için aldatmak başkasıyla cinsel ilişkiye girmesidir. O da benim için de başkasının yanağından öpmesidir dedi. Hatta sen kim oluyosun da sınırları belirliyosun sana göre o zaman başkasıyla cinsel ilişkiye girmesi de özgürlüğüdür dedi. Beni gene bir düşünce aldı ben mi çok kapalı düşünüyorum diye, hala hiçbir şekilde kadın ya da erkek için yanak yanağa öpüşmenin eşini rahatsız eden ruh halini yanlış buluyorum. asıl problem benim cinsel ilişkiyle sınırlamam mı diye düşünüyorum o da kafamda değişmiyor ama açıklayamıyorum bu da beni rahatsız ediyor. Bu konuda yorumlarınız nelerdir??
0
arkadaşların türk halkının önemli bir kısmı gibi kafayı kadınla, cinsellikle ve seksle bozmuş. muhtemelen sabahtan akşama kadar başka bir şey düşünmüyorlar. bu tuhaf fikirler hep bu 7/24 düşünmenin tezahürü. kendileri her gördükleri karşı cinse "seks odaklı" baktıkları için, başkalarını da kendileri gibi zannedip böyle tuhaf yargılara varıyorlar.
0
@cigerdelen benim de kafama takılan yer orası ben de gitsin insanlar herkesin dudağına yapışsın demiyorum. Dedin ya sarılacağım kişi var yanağından öpeceğim kişi var onu kişi kendi seçiyor kafası o kadar çalışıyordur. Arada şu da olabilir erkek ya da kadın arkadaşının farketmediğini düşündüğü kötü niyetli mi diyim tam bilemedim biri hakkında uyarabilir bu da karşılıklı konuşulur anlaşılır. Ama tüm kadınlardan ya da erkeklerden bu şekilde korumaya çalışması bana yanlış geliyor
0
Ben arkadaslarimi yanagindan operim bu normaldir, kadini cinsel meta olarak goren sig bir insanla zaten arkadaslik etmem
0
Bunun doğrusunun, yanlışlarının sınırları olduğunu sanmıyorum, daha doğrusu doğru-yanlış sınırı nerede çekilebilir, bilemiyorum. Benim için de yanaktan öpme ve sarılma değil ama dudaktan öpme ile başlıyor o sınır örneğin. Herkesin çevresine, kişiliğine, yaşadıklarına göre belirlenir bu sınır. Bana yanaktan öpüldüğünde yaygara koparmak anlamsız geliyor örneğin. Çünkü anneyi de, kardeşi de, arkadaşı da yanaktan öperim. Bu bir insanı sevdiğinin göstergesidir benim için, cinsellikle yakından uzaktan alakası yoktur. Hatta mutlu olduğumda ya da güzel bir haber aldığımda yanımda yakınım biri varsa, "muoooh" diye yanağını öpüveririm. Arkadaşlarımın babaları ve anneleri ile yanaktan öpüşürüm. Dokunmatik insanım, her kişiyle temas benim için önemli. Bu bazıları ile tokalaşma olur, bazılarında mıncırma olur, bazılarında kol tutma olur, bazılarında sallama olur, bazılarında sarılma olur.
Geçen gün burada dudaktan öpme ile ilgili bir şey sorulmuştu, erkek arkadaşı bir akraba veya yakını ile dudaktan öpüşüyorlardı. Bazıları "Yok artık" derken, bazıları "Annem de, babam da beni dudağımdan öpüyor, ne var" diye tepki vermişti. Yerli filmlerde el ele olma sahnelerinde birileri aldatma muamelesi yapıyor, yabancı filmlerde de dudaktan öpüşüldüğünde "It was just a kiss" diyerek "Ne alaka kıskandın" tadında bir savunma yapılabiliyor. Bunun sınırları sanırım öğrendiklerimiz ve yaşadıklarımız ile kafamızda oluşan bir şey.
Ekleme: Kültür konusuna girmişken, ülkelerin selamlama ritüelleri de farklı. Bazı ülkeler selamlaşmak için dudaktan öpüşüyor, bazıları üç kere yanaktan öpüşüyor. Hollanda'da öyleydi, üç yanaktı; ben de iki yanağa alışkınım. Dolayısıyla da üçüncüyü hep ıskalıyordum. İspanya'da ilginç bir şey vardı örneğin. Orada kadın-kadın veya kadın-erkek tanışmalarında veya karşılaşmalarında yanaktan iki öpmek teamül. İşin içinde kadın varsa yanak var yani. İki erkek karşılaştığında veya tanıştığında sadece tokalaşılıyor.
Bizde de batı-doğu kültürleri arasında sıkışıp kaldığımızdan her türlü ucun olması normal. Bir kısmı elini tutamazken, kalanı dudaktan öpebilir. Bana el tutmamak iyice garip geliyor ama doğru? Böyle diyebilir miyim ki?
Ben 8. katta oturuyorum, geçen gün asansörde inerken 5. katta durdu ve bir adam karısı ve çocuğu ile vedalaşarak asansöre bindi. Bana teşekkür etti onu asansöre aldığım için. Nedenini sordum, "Geçen gün yine böyle beklerken, içinden iki kadın çıktı. Beni görünce "Ay, erkek" deyip paniklediler ve apar topar kapıyı kapadılar. Ben aile babasıyım; karım orada, çocuğum orada. Kendi halimde insanım. Çok üzüldüm bana sapık muamelesi yaptılar diye. Akşama kadar 'Bunu neden yaptılar' diye düşündüm" dedi. Ben de "Bekar olsaydınız, aile babası değil olmasaydınız, yine de sapık muamelesi yapmazdım ki. Erkek diye sapık olmak zorunda mı" dedim. O gün üç farklı sınır çatıştı bir asansörde. Hepimizin sınırı var bir şekilde, kah eğri kah doğru.
Geçen gün burada dudaktan öpme ile ilgili bir şey sorulmuştu, erkek arkadaşı bir akraba veya yakını ile dudaktan öpüşüyorlardı. Bazıları "Yok artık" derken, bazıları "Annem de, babam da beni dudağımdan öpüyor, ne var" diye tepki vermişti. Yerli filmlerde el ele olma sahnelerinde birileri aldatma muamelesi yapıyor, yabancı filmlerde de dudaktan öpüşüldüğünde "It was just a kiss" diyerek "Ne alaka kıskandın" tadında bir savunma yapılabiliyor. Bunun sınırları sanırım öğrendiklerimiz ve yaşadıklarımız ile kafamızda oluşan bir şey.
Ekleme: Kültür konusuna girmişken, ülkelerin selamlama ritüelleri de farklı. Bazı ülkeler selamlaşmak için dudaktan öpüşüyor, bazıları üç kere yanaktan öpüşüyor. Hollanda'da öyleydi, üç yanaktı; ben de iki yanağa alışkınım. Dolayısıyla da üçüncüyü hep ıskalıyordum. İspanya'da ilginç bir şey vardı örneğin. Orada kadın-kadın veya kadın-erkek tanışmalarında veya karşılaşmalarında yanaktan iki öpmek teamül. İşin içinde kadın varsa yanak var yani. İki erkek karşılaştığında veya tanıştığında sadece tokalaşılıyor.
Bizde de batı-doğu kültürleri arasında sıkışıp kaldığımızdan her türlü ucun olması normal. Bir kısmı elini tutamazken, kalanı dudaktan öpebilir. Bana el tutmamak iyice garip geliyor ama doğru? Böyle diyebilir miyim ki?
Ben 8. katta oturuyorum, geçen gün asansörde inerken 5. katta durdu ve bir adam karısı ve çocuğu ile vedalaşarak asansöre bindi. Bana teşekkür etti onu asansöre aldığım için. Nedenini sordum, "Geçen gün yine böyle beklerken, içinden iki kadın çıktı. Beni görünce "Ay, erkek" deyip paniklediler ve apar topar kapıyı kapadılar. Ben aile babasıyım; karım orada, çocuğum orada. Kendi halimde insanım. Çok üzüldüm bana sapık muamelesi yaptılar diye. Akşama kadar 'Bunu neden yaptılar' diye düşündüm" dedi. Ben de "Bekar olsaydınız, aile babası değil olmasaydınız, yine de sapık muamelesi yapmazdım ki. Erkek diye sapık olmak zorunda mı" dedim. O gün üç farklı sınır çatıştı bir asansörde. Hepimizin sınırı var bir şekilde, kah eğri kah doğru.
0
merhabalaşırken ve vedalaşılırken yanaktan öpmede hiçbir sorun yok da, bunun dışında niye yanaktan öpsün ki? merhabalaşma ve vedalaşma dışında da kız kardeşi gibi yakın gördüğü birini yanaktan öperse sorun yok, onun dışında "bence" saçma. saçma demekle yanaktan öpmenin "cinsel bir davranış" olduğunu kast etmiyorum tabi. sadece gereksiz görüyorum.
aldatmayı cinsel ilişkiyle sınırlaman da tuhaf doğrusu. öpüşmek, oynaşmak, dokunmak sorun değil demiş oluyorsun.
aldatmayı cinsel ilişkiyle sınırlaman da tuhaf doğrusu. öpüşmek, oynaşmak, dokunmak sorun değil demiş oluyorsun.
0
@aychovsky doğru diyorsun galiba ben anlatmak istedeğim(kadının özellikle dış ortamdan korunmak zorunda olduğu ve diğer insanların sapık olarak görülmesinin yanlış olduğu) şeyi anlatmaya çalışırken başka hassasiyetlere dokundum. Hala kendi düşüncemi doğru buluyorum ama tüm insanlar için bir sınır koyulamaz. Ama bu kafanın yanlış olduğunu savunmak gerektiğini düşünüyorum.
0
O noktada varolan bir kafanın değişmesi imkansıza yakın bence. Düşün ki biri seni ne kadar değiştirebilir, hadi seni "Sınır dudaktadır"a ikna edebilir ama yanağa asla getiremez. Aynı şekilde, ben de birinin sınırlarını yükseltmeye ikna edemem.
Yanak veya tokalaşmaya, "Benim için yanlış" diyemem ama "Bana ters" diyebilirim. Yanlış bulduğum nokta, ancak, tokalaşmayı bile ters bulan birinin yanak için bana orospu demesi olabilir. Bunu anlamasını beklemem ama buna saldırmamasını beklerim. Ya da bunu norm haline getirmeye çalışmasını yanlış bulabilirim ve ona karşı koyabilirim. Zorlarlarsa koyarım da, kan çıkar.
Illusory truth effect diye bir şey var. Atasözü olarak "Bir şeyi 40 kere söylersen olur" olarak geçebilir. Buradaki olma'nın anlamı yoktan var etme değil; bir şeyi 40 kere duyarsan artık o kulağına, gözüne, beynine normal gelmeye başlar gibi. Bu etki de diyor ki bir şey sürekli tekrar edilirse, artık onun uygun/uygunsuz olduğunu düşünerek doğru kabul edersin.
Bir de Asch deneyi var, bu deney de diyor ki bir şeyin doğruluğundan/yanlışlığından bağımsız olarak çevrede senin düşündüğünün tersini söyleyen insanlar olursa kendi düşüncenden şüpheye düşersin ve düşündüğünü belirtmekten çekinirsin. Aynı deney demeye devam ediyor ki eğer bir kişi bile senin düşünceni paylaşırsa o gruptan ve bunu söylerse, insan bundan cesaret bulup düşüncesine sarılır ve savunabilir düşüncesini. "Sorugulamaya girdim" demişsin ya, bunları da o açıdan söyledim. Sorgulamaya gidilecek bir şey yok kesinlikle, sadece çok fazla insandan bunu kendine güvenli ve vurgulu bir şekilde duymuşsun. Buna maruz kalmışsın o kadar.
Yanak veya tokalaşmaya, "Benim için yanlış" diyemem ama "Bana ters" diyebilirim. Yanlış bulduğum nokta, ancak, tokalaşmayı bile ters bulan birinin yanak için bana orospu demesi olabilir. Bunu anlamasını beklemem ama buna saldırmamasını beklerim. Ya da bunu norm haline getirmeye çalışmasını yanlış bulabilirim ve ona karşı koyabilirim. Zorlarlarsa koyarım da, kan çıkar.
Illusory truth effect diye bir şey var. Atasözü olarak "Bir şeyi 40 kere söylersen olur" olarak geçebilir. Buradaki olma'nın anlamı yoktan var etme değil; bir şeyi 40 kere duyarsan artık o kulağına, gözüne, beynine normal gelmeye başlar gibi. Bu etki de diyor ki bir şey sürekli tekrar edilirse, artık onun uygun/uygunsuz olduğunu düşünerek doğru kabul edersin.
Bir de Asch deneyi var, bu deney de diyor ki bir şeyin doğruluğundan/yanlışlığından bağımsız olarak çevrede senin düşündüğünün tersini söyleyen insanlar olursa kendi düşüncenden şüpheye düşersin ve düşündüğünü belirtmekten çekinirsin. Aynı deney demeye devam ediyor ki eğer bir kişi bile senin düşünceni paylaşırsa o gruptan ve bunu söylerse, insan bundan cesaret bulup düşüncesine sarılır ve savunabilir düşüncesini. "Sorugulamaya girdim" demişsin ya, bunları da o açıdan söyledim. Sorgulamaya gidilecek bir şey yok kesinlikle, sadece çok fazla insandan bunu kendine güvenli ve vurgulu bir şekilde duymuşsun. Buna maruz kalmışsın o kadar.
0
güzel bir nokta. bu kafanın yanlış olduğunu savunmak gerek, hararetle de savunmak gerek; fakat kişinin uygulaması kendine kalmış.
kaldı ki cinsel hissiyatla öpülmüş olsun, bunu bilemeyiz zaten; ayrıca bu, kişiyi alakadar eden bir şey. eşlerin, sevgililerin bu konuda ortak karar almasını da saçma buluyorum ben. kişiler kendi başlarına da akla, muhakeme yeteneğine, iradeye sahip varlıklar. kişiyi kısıtlamak kimsenin haddi değil eşi, sevgilisi olsa bile.
böyle bir şey olup da buna kısıt konulması medeniyetsizlik. muhafazakarlar öpmenin medeniliğini tartışabilir ama kısıt koymak medeni değil ve sözde karşı tarafı kötü hissiyatla suçlarken, bu hareketiyle kişi kendisinin nasıl bir pislik düşünceye sahip olduğunu gösteriyor ayrıca. kişi kendi kız arkadaşını öptürmüyor, ama senin kız arkadaşınla öpüşüyor, pekala sapık damgası yapıştırabiliriz kişiye o zaman, kim bilir ne niyetle öptü diye.
"karşı taraf ne düşünür" diye sürekli irdelersek, toplumun pisliğinin altında kalırız. iyi niyete ve yabancı olmayan, entegre evrensel(hala ne kadar subjektif olarak bakılsa da) değerlere göre hareket edersek rahat ederiz. tabii ki asıl toplumun pisliğine göre hareket edersek rahat ederiz; fakat içimizin rahat etmesi için kendi değerlerimizle hareket etmeliyiz.
kaldı ki cinsel hissiyatla öpülmüş olsun, bunu bilemeyiz zaten; ayrıca bu, kişiyi alakadar eden bir şey. eşlerin, sevgililerin bu konuda ortak karar almasını da saçma buluyorum ben. kişiler kendi başlarına da akla, muhakeme yeteneğine, iradeye sahip varlıklar. kişiyi kısıtlamak kimsenin haddi değil eşi, sevgilisi olsa bile.
böyle bir şey olup da buna kısıt konulması medeniyetsizlik. muhafazakarlar öpmenin medeniliğini tartışabilir ama kısıt koymak medeni değil ve sözde karşı tarafı kötü hissiyatla suçlarken, bu hareketiyle kişi kendisinin nasıl bir pislik düşünceye sahip olduğunu gösteriyor ayrıca. kişi kendi kız arkadaşını öptürmüyor, ama senin kız arkadaşınla öpüşüyor, pekala sapık damgası yapıştırabiliriz kişiye o zaman, kim bilir ne niyetle öptü diye.
"karşı taraf ne düşünür" diye sürekli irdelersek, toplumun pisliğinin altında kalırız. iyi niyete ve yabancı olmayan, entegre evrensel(hala ne kadar subjektif olarak bakılsa da) değerlere göre hareket edersek rahat ederiz. tabii ki asıl toplumun pisliğine göre hareket edersek rahat ederiz; fakat içimizin rahat etmesi için kendi değerlerimizle hareket etmeliyiz.
0
sorun ne, o kadar neyi tartıştınız anlamadım ben pek.
bir kadınla samimi değilsen zaten yanaktan öpüşmezsin ki? tokalaşırsın sadece. hatta erkek erkeğe de böyledir. ne zaman karşı cinsle yanaktan öpüşürsün? çok samimiysen. e kadının bir erkekle samimiyet kurmasını kıskanmadıysan yanaktan öpüşmesini de zaten dert etmezsin. o adamdan zarar gelmez diye düşünmüzsün belli ki kız arkadaşının o adamla samimiyetini dert etmiyorsun.
bir kadınla samimi değilsen zaten yanaktan öpüşmezsin ki? tokalaşırsın sadece. hatta erkek erkeğe de böyledir. ne zaman karşı cinsle yanaktan öpüşürsün? çok samimiysen. e kadının bir erkekle samimiyet kurmasını kıskanmadıysan yanaktan öpüşmesini de zaten dert etmezsin. o adamdan zarar gelmez diye düşünmüzsün belli ki kız arkadaşının o adamla samimiyetini dert etmiyorsun.
0
@haracina Öyle demişsin de herkes aynı düşünmüyor işte. Senin "Tabii ki de böyle böyle yaparsın" dediğin şey, yukarıdaki yorumların bazılarına göre liberal, bazılarına göre tutucu. Biz de tam olarak "Burada tartışılacak bir şey yok ki" dediğin durumun bir standardının olmayışını tartışıyoruz.
0
yahni halda
Arkadaşlar memura hakaret davasında, davalıya memura hakaretten vs 6000 lira ceza kararı çıktı. o 6000 tl'nin 1500 tl'si avukat masrafları oluyor, karar da öyle yazıyor. kalan 4500 lira devletin kasasına mı gidiyor? Memur arkadaştan hesap numarasını istediler ama ödeme alır mı? ne kadar alır? bilmiy
Arkadaşlar memura hakaret davasında, davalıya memura hakaretten vs 6000 lira ceza kararı çıktı. o 6000 tl'nin 1500 tl'si avukat masrafları oluyor, karar da öyle yazıyor. kalan 4500 lira devletin kasasına mı gidiyor? Memur arkadaştan hesap numarasını istediler ama ödeme alır mı? ne kadar alır? bilmiyoruz.
0
hapis cezası para cezasına çevrilmiş gibi duruyor anlattıklarınızdan. ceza davaları tazminat davası değildir, memur arkadaşa ceza davası sonucu bir para yatmaz. avukat vekalet ücreti dışında kalan kısım hazineye gider. memur arkadaş ayrıca tazminat davası açarsa, davanın sonucunda tazminat alabilir.
not: bu bahsettiğiniz davanın ceza davası olduğu varsayımıyla hareket ettim. hangi mahkemeden çıktı bu karar?
not: bu bahsettiğiniz davanın ceza davası olduğu varsayımıyla hareket ettim. hangi mahkemeden çıktı bu karar?
0
evet, hapis cezası para cezasına çevrildi. çağlayan adliyesi sulhceza mahkemesi. hesap numarası mahkemedeki bir günlük zamanına yönelik yevmiye yatması galiba. çok teşekkürler.
0
fengari'nin dediklerini diyecektim ben de.
kamu davası bu, zarar gören kamu, o yüzden hapis cezası para cezasına çevrildiğinde de para şahsa gitmiyor, devlete gidiyor. avukat da kendi alacağını alır, o ayrı.
kamu davası bu, zarar gören kamu, o yüzden hapis cezası para cezasına çevrildiğinde de para şahsa gitmiyor, devlete gidiyor. avukat da kendi alacağını alır, o ayrı.
0
ete summer
40 dk içinde, bugünü de dahil olacak şkilde bir sunumda anlatsanız rusya'yı, nereden başlar ve nasıl bir sınıflandırma yaparsınız?sunum dış politika temelli olacak.- kısa bir rusya coğrafyası, demografik özellikle ve giriş tarihi.- korkunç ivan, petro( ve katerina )- çarlık döneminin sonu ve bolşevi
40 dk içinde, bugünü de dahil olacak şkilde bir sunumda anlatsanız rusya'yı, nereden başlar ve nasıl bir sınıflandırma yaparsınız?
sunum dış politika temelli olacak.
- kısa bir rusya coğrafyası, demografik özellikle ve giriş tarihi.
- korkunç ivan, petro( ve katerina )
- çarlık döneminin sonu ve bolşevik devrimi
- 2. dünya savaşı
- soğuk savaş
- soğuk savaş sonrası ve bağımsızlık kazanan ülkelere karşı politikası
- abd ilişkiler
- ab ilişkileri
- tr ilişkileri
- çin ve iran ile ilişkileri
- bölgesel politikaları
- hazar sorunu, çeçenistan, yugoslavya parçalanış süreci ve bosna savaşı
- suriye, ukrayna ve kırım politikaları
başka neler eklenebilir? gereksiz olan var mı? sizce yeterli midir?
bu konuda önerebileceğiniz kaynaklar olursa sevinirim. belgesel, makale, kitap, internet sitesi vs.
sunum dış politika temelli olacak.
- kısa bir rusya coğrafyası, demografik özellikle ve giriş tarihi.
- korkunç ivan, petro( ve katerina )
- çarlık döneminin sonu ve bolşevik devrimi
- 2. dünya savaşı
- soğuk savaş
- soğuk savaş sonrası ve bağımsızlık kazanan ülkelere karşı politikası
- abd ilişkiler
- ab ilişkileri
- tr ilişkileri
- çin ve iran ile ilişkileri
- bölgesel politikaları
- hazar sorunu, çeçenistan, yugoslavya parçalanış süreci ve bosna savaşı
- suriye, ukrayna ve kırım politikaları
başka neler eklenebilir? gereksiz olan var mı? sizce yeterli midir?
bu konuda önerebileceğiniz kaynaklar olursa sevinirim. belgesel, makale, kitap, internet sitesi vs.
0
soğuk savaş sırasında abd ile giriştikleri uzay yarışını, "aya ilk kim ayak basacak" mücadelesini de eklerdim ben olsam. rusya tarihinde önemlidir bence bu olaylar. hem abd ile mücadelesi açısından, hem de buna harcanan paralar açısından.
bir diğer önemli madde gorbaçov olmalı.
putine de ayrı bir paragraf açılabilir.
aklıma gelenler bunlar.
bir diğer önemli madde gorbaçov olmalı.
putine de ayrı bir paragraf açılabilir.
aklıma gelenler bunlar.
0
evrimini tamamlamis hamambocegi
konuştuğum bir arkadaşım ''the light in my house over.'' dedi bunun anlamı evimde elektrikler gitti mi oluyor?
konuştuğum bir arkadaşım ''the light in my house over.'' dedi bunun anlamı evimde elektrikler gitti mi oluyor?
0
hiç duymadım böyle bir kullanım. olabilir ama bilemiyorum. ya da şöyle de demek istemiş olabilir "evimde artık eskisi gibi ışık yok, heyecan yok, sıkıcı vs."
0
Over'in fiil hali var mi ki? Yok diye biliyorum. Illa anlam istiyorsan evim asiri aydinlatilmis da olabilir.
0
is over demek istedi heralde. Evimdeki isigi kaybettim gibi mistik bir yaklasimda olan bir arkadasimiz degilse muhtemelen elektrikler gitti demek istemistir.
0
yanginmerdiveni
selamlar, kadınlara hitaben konuşuyorum, isteyen cevaplayabilir tabii:sevgiliniz var, mutlusunuz/idare ediyorsunuz. size aleni bir şekilde asılan bir(veya daha fazla) arkadaşınız var (flörtleşir bir dille tabi, abazan bir dille değil). sevgiliniz olmasına rağmen adama üstü kapalı/açık şekilde dur de
selamlar, kadınlara hitaben konuşuyorum, isteyen cevaplayabilir tabii:
sevgiliniz var, mutlusunuz/idare ediyorsunuz.
size aleni bir şekilde asılan bir(veya daha fazla) arkadaşınız var (flörtleşir bir dille tabi, abazan bir dille değil). sevgiliniz olmasına rağmen adama üstü kapalı/açık şekilde dur demek yerine neden "bi kenarda dursun"vari bir şekilde konuşup onu cebinizde tutuyorsunuz? yarın bi gün ayrılırım korkusu yaşamak yerine sevgilinizle dertlerinizi sıkıntılarınızı çözmek varken neden bunu yapıyorsunuz? adamın neden size yakın davranması hoşunuza gidiyor? adamın, atıyorum, "gözlerin çok güzel" demesi neden sizi tatmin ediyor? sevgilinizin demesiyle değil bu adamların demesiyle mi mutlu oluyorsunuz? cevabınız evet ise neden sevgilinizden ayrılmıyorsunuz? sevgilinizi fikir olarak bile aldattığınızı düşünmüyor musunuz? sorunun cevabı kesin net olarak: "çünkü kadınlar..." olduğunu biliyorum ama bunu okuyup buna dürüstçe cevap verecek insanların özellikle kadınların yorumlarını merak ediyorum.
sevgiliniz var, mutlusunuz/idare ediyorsunuz.
size aleni bir şekilde asılan bir(veya daha fazla) arkadaşınız var (flörtleşir bir dille tabi, abazan bir dille değil). sevgiliniz olmasına rağmen adama üstü kapalı/açık şekilde dur demek yerine neden "bi kenarda dursun"vari bir şekilde konuşup onu cebinizde tutuyorsunuz? yarın bi gün ayrılırım korkusu yaşamak yerine sevgilinizle dertlerinizi sıkıntılarınızı çözmek varken neden bunu yapıyorsunuz? adamın neden size yakın davranması hoşunuza gidiyor? adamın, atıyorum, "gözlerin çok güzel" demesi neden sizi tatmin ediyor? sevgilinizin demesiyle değil bu adamların demesiyle mi mutlu oluyorsunuz? cevabınız evet ise neden sevgilinizden ayrılmıyorsunuz? sevgilinizi fikir olarak bile aldattığınızı düşünmüyor musunuz? sorunun cevabı kesin net olarak: "çünkü kadınlar..." olduğunu biliyorum ama bunu okuyup buna dürüstçe cevap verecek insanların özellikle kadınların yorumlarını merak ediyorum.
0
ben bu yazdıklarını yapmıyorum. ama gözlemlediğim kadarıyla genelde ilişkisinde bu noktalar eksikse yapılıyor bu. yani sevgilisiyle artık flörtleşmiyorsa, başkasıyla flörtleşiyor. zaten bir insan flörtleşmeden nasıl yaşayabilir ki? insana enerji, heyecan, istek uyandıran birşey bana göre. ama nedense birçok insanın ilişkisi bir süre sonra '50 yıllık evli' moduna dönüyor. sıkılıyorlar birbirlerinden, başlardaki heyecanı kaybediyorlar falan. neden ayrılmıyorlar kısmı ise şöyle bana göre; birçok insan sevgililiği evliliğe giden adım olarak görüyor. evlilik için belirledikleri kriterlere uyan insanlarla birlikte oluyorlar. ayrılmak yerine evlenmeyi, ilişkilerinin heyecanını korumak yerine ise başkalarıyla flörtleşmeyi tercih ediyorlar. bu da bir ilişkiden ne beklediğine bağlı işte. haz almak, mutlu olmak mı yoksa evlenilecek adam/kadın bulup zamanı geldiğinde evlenmek mi? buna benzer duyurulara da yazdım hep, bilirkişi değilim :) saçmalamış olabilirim. 8 senelik, tek bir ilişki yaşamış bir kadın olarak gözlemlerim bu yönde sadece :)
0
Hayatta yapmayacağım ibneliktir (gay kardeşler alınmasın tabir gereği dedim) sevgili seçerken kriterleriniz en oynak kız hangisi olursa sonuç böyle olur, şahit olduklarım öyle en azından.
De abijim, asıldığı kız "sefgilim var tamammıaa" yaptığı vakit Kezban diyenleriniz de var. Siz bunu niye yapıyonuz?
De abijim, asıldığı kız "sefgilim var tamammıaa" yaptığı vakit Kezban diyenleriniz de var. Siz bunu niye yapıyonuz?
0
kadinim ama bu soruya verrcek cevabim yok. yani neden böyle yapiyotuz bilmiyorum. belki egoyla alakalidir. ama sanirim bunu bir tek kadinlar yapmiyor.
0
ilgiye aşıklar.
flörtleştikleri adamdan hoşlandıklarından değil, o yavşakların gösterdiği ilgiyi kaybetmek istemiyorlar.
rakipleri (diğer kadınlar) arasında ''o kadar süslenip püsleniyor, yarışıyorum sizle ama bu adam/adamlar sizi değil beni seçip benimle ilgileniyorlar. HIH!! '' diyerek psikolojik mastürbasyon yapıyorlar. sevgilileri veya kocaları olup olmaması önemli değil. beğenildiklerini hissetsinler gerisi yalan.
sonuç: küçükken anne babaları kendi sorunlarını çocuklarına yanıtmayıp bunları yeterince sevse, büyüyünce de ilişkilerinde ego savaşı yerine anlayışı baz alsalar böyle olmazlar aslında. yapacak birşey yok kadın kadındır..
(ps: erkeğim)
flörtleştikleri adamdan hoşlandıklarından değil, o yavşakların gösterdiği ilgiyi kaybetmek istemiyorlar.
rakipleri (diğer kadınlar) arasında ''o kadar süslenip püsleniyor, yarışıyorum sizle ama bu adam/adamlar sizi değil beni seçip benimle ilgileniyorlar. HIH!! '' diyerek psikolojik mastürbasyon yapıyorlar. sevgilileri veya kocaları olup olmaması önemli değil. beğenildiklerini hissetsinler gerisi yalan.
sonuç: küçükken anne babaları kendi sorunlarını çocuklarına yanıtmayıp bunları yeterince sevse, büyüyünce de ilişkilerinde ego savaşı yerine anlayışı baz alsalar böyle olmazlar aslında. yapacak birşey yok kadın kadındır..
(ps: erkeğim)
0
bu arada yazim yanlislari için afedersiniz. mobilden yaziyorum, düzenleme yapamadım. soru kadinlara sorulmuş ama cevaplayanların çoğu erkek. :D
0
bunun erkek veya kadını oldugunu sanmıyorum. insanın egosuyla ilgili bir olay. kızlar tarafından talep gören tiplerinde götü kalkık ve ayran gönüllü oldugunu görüyoruz etrafta.
sadece, bu kızlarda daha yaygın gibi duruyor cünkü arz-talep dünyasında onlar önde.
sadece, bu kızlarda daha yaygın gibi duruyor cünkü arz-talep dünyasında onlar önde.
0
Tam olarak yaptığım bu değil ama sevgili durumlarında, dışarıdan birine "Sevgilim var" deme zamanını belirleyemiyorum. Erken söylesem veya ima etsem Kezban oluyorum, geç söylesem veya ima etsem "Ben sana asılmıyordum ki arkadaşız biz. Hemen de üstüne alındın" oluyor. Hiç söylemesen kaşar oluyorsun, bu anlattığından oluyor. Tabii bu genelde "Gülücüğe odaklan" felsefeli kişilerde oluyor. "Öyle durumlarda kafamda bir ilişki durumu bölmesi olsa ya da taksi şapkası gibi bir şey olsa, onu yandırsam-söndürsem" diye içimden geçirmiyor değlim.
Bir de beğenilmek güzeldir de suyunu çıkarmamak gerek.
Bir de beğenilmek güzeldir de suyunu çıkarmamak gerek.
0
cevabım hoşuna gitmeyecek belki ama maalesef çünkü kadınlar... minvalinde olacak.
bahsettiğin şey senin anlattığın dille dinleyince kötü duruyor farkındayım ama göründüğü gibi değil.( en azından aldatma meyili olmayan sevgilisini seven kadınlar için)
evrimsel süreçte her zaman, her canlı için birden fazla erkek bir kadın için savaşmıştır, hala savaşıyor. birden fazla erkek kadının gönlünü etmek için uğraşıyor ama kadın birini seçiyor eş olarak. nasıl erkeğin doğası tek eşlilikten yana değilse kadın da bu yüzden birden fazla erkeğin beğenisine ihtiyaç duyuyor. hala tercih edilebilir olduğunu bilmek hoşuna gidiyor. bu cebimde bulunsun anlamına gelmez her zaman.
öte yandan erkek arkadaşının eşinin iltifat etmesi yeterli değil mi? aslında yeterli ama ilişkinin ilerleyen zamanlarında çiftler gerçek anlamda onaylamasa da birbirlerini onayladıklarını söylemeye devam ediyor. bu da inandırıcılığın yitmesine sebep oluyor. bu durumda tamamen farklı ve herhangi bir kazancı olmayacak biri gelip durduk yerde iltifat ettiğinde daha tatmin edici oluyor. çünkü bir erkek başka bir erkeğin kadınına boş yere efor sarfediyor risk almış oluyor. gurur okşayıcı bir durum.
tüm bunların yanında ben sanmıyorum ki erkekler de aynı ego tatminini yaşamıyor olsun. kadınlar daha az iltifat eden varlıklar olduğu için erkeklerde aynı durumu gözlemleme fırsatımız olmuyor sadece.
olayı başka bir açıdan değerlendirecek olursak, sevgilisi olan bir kadına hiçbir art niyet gözetmeden, ne kadar güzel gülüyorsun dediğinde kadının sana ne diye karşılık vermesini bekliyorsun. üzülmeli mi? sana ne be salak mı demeli? öyle olduğunda kezban damgası yer ve zaten beğenilmek herkesin hoşuna gittiğinden bu tepki saçma olur.
ama senin dediğin tipte kadınlar yok mudur? elbette var. ama ben onların duygu durumlarını hiç bilmiyorum.
bahsettiğin şey senin anlattığın dille dinleyince kötü duruyor farkındayım ama göründüğü gibi değil.( en azından aldatma meyili olmayan sevgilisini seven kadınlar için)
evrimsel süreçte her zaman, her canlı için birden fazla erkek bir kadın için savaşmıştır, hala savaşıyor. birden fazla erkek kadının gönlünü etmek için uğraşıyor ama kadın birini seçiyor eş olarak. nasıl erkeğin doğası tek eşlilikten yana değilse kadın da bu yüzden birden fazla erkeğin beğenisine ihtiyaç duyuyor. hala tercih edilebilir olduğunu bilmek hoşuna gidiyor. bu cebimde bulunsun anlamına gelmez her zaman.
öte yandan erkek arkadaşının eşinin iltifat etmesi yeterli değil mi? aslında yeterli ama ilişkinin ilerleyen zamanlarında çiftler gerçek anlamda onaylamasa da birbirlerini onayladıklarını söylemeye devam ediyor. bu da inandırıcılığın yitmesine sebep oluyor. bu durumda tamamen farklı ve herhangi bir kazancı olmayacak biri gelip durduk yerde iltifat ettiğinde daha tatmin edici oluyor. çünkü bir erkek başka bir erkeğin kadınına boş yere efor sarfediyor risk almış oluyor. gurur okşayıcı bir durum.
tüm bunların yanında ben sanmıyorum ki erkekler de aynı ego tatminini yaşamıyor olsun. kadınlar daha az iltifat eden varlıklar olduğu için erkeklerde aynı durumu gözlemleme fırsatımız olmuyor sadece.
olayı başka bir açıdan değerlendirecek olursak, sevgilisi olan bir kadına hiçbir art niyet gözetmeden, ne kadar güzel gülüyorsun dediğinde kadının sana ne diye karşılık vermesini bekliyorsun. üzülmeli mi? sana ne be salak mı demeli? öyle olduğunda kezban damgası yer ve zaten beğenilmek herkesin hoşuna gittiğinden bu tepki saçma olur.
ama senin dediğin tipte kadınlar yok mudur? elbette var. ama ben onların duygu durumlarını hiç bilmiyorum.
0
sorulara genel olarak cevabim hayir.
ama elbette ki ilgi, iltifat gormek guzel seyler.
kabul edelim.
Fakat ben net olmayi biraz seviyorum. Bu yuzden bana ilgi gosteren olursa sayet,
arkadas,
benim iliskim var. cok seviyorum. üstelik bir o kadar da sadigim. bunu bil. arkadasliksa arkadaslik. ama daha ötesi icin ümit beslememen senin icin daha iyi olur.
diye, cat diye söyledim daha gecen hafta.
bu tarz durumlarla cok sik karsilasmiyorsun zaten. orda burda cok takilmiyorsan, belirli cevren varsa falan.
ama karsilasinca da cok net oluyorum.
Not: Kadinlar biraz tuhaf yaratiklar. Sevmek, sevilmek herkesin hosuna gider ama kadinlarin ayri bir gider...
bir de sevgilisi oldugu halde, ona bu sekilde yaklasan, ilgi gosteren baska birine karsi bu tutum(ilgiyi yanitsiz birakma-ma ya da kestirip atmama), sevgiliyle olan iliskide problem oldugunu gosteriyor bana. sonucunda da aldatma cikiyor iste ortaya.
ama elbette ki ilgi, iltifat gormek guzel seyler.
kabul edelim.
Fakat ben net olmayi biraz seviyorum. Bu yuzden bana ilgi gosteren olursa sayet,
arkadas,
benim iliskim var. cok seviyorum. üstelik bir o kadar da sadigim. bunu bil. arkadasliksa arkadaslik. ama daha ötesi icin ümit beslememen senin icin daha iyi olur.
diye, cat diye söyledim daha gecen hafta.
bu tarz durumlarla cok sik karsilasmiyorsun zaten. orda burda cok takilmiyorsan, belirli cevren varsa falan.
ama karsilasinca da cok net oluyorum.
Not: Kadinlar biraz tuhaf yaratiklar. Sevmek, sevilmek herkesin hosuna gider ama kadinlarin ayri bir gider...
bir de sevgilisi oldugu halde, ona bu sekilde yaklasan, ilgi gosteren baska birine karsi bu tutum(ilgiyi yanitsiz birakma-ma ya da kestirip atmama), sevgiliyle olan iliskide problem oldugunu gosteriyor bana. sonucunda da aldatma cikiyor iste ortaya.
0
genel yazacağım ama elbetteki herkes böyle değil, biliyorum. belirteyim.
çünkü tüm erkeklerde ve kadınlarda bu yavşaklık/orospuluk ya da adı ne boksa vardır. bir çok erkek sevgilisi olmasına rağmen başka bir kız da olsa yok demez. fırsatları kollar. ben ise bir erkek olarak sevgilimden başka bir kızı hayal bile edemezdim. suyumda yok olmuyor. denedim bile, aşmak istedim bu durumu ama olmuyor. ama kimisi de vardır dediğim gibi önüne gelene "acaba/ya olursa" diyerekten yavşar. bunlar orospu çocugudur.
sokakta yürüye her 5 kadından 6 sı ykarıda sorunda belirttiğin şeyi yapmaktadır. bunu gördüm, bunu biliyorum. çok az kadın gerçekten beraber olduğu kişiye karşı tam dürüsttür. öyle bir kadın bulursan hayatını onunla yaşamlısın. ama çok zor. ben şahsen bulabilecğeimi sanmıyorum.
bu durumun bir çok sebebi vardır, sosyo kültürel sebepleri var. tabi bunları burada tartışmak mümkün değil. egodan tut, yetiştirilme tarzından, ezik geçen çocukluktna tut... evrimsel ve biyolojik sebepleri de var. ve son derece de önemli sebepler bunlar. ama hiç biri modern hayatta sağlık bir ilişki yaşıyorsak, haklı kılmaz. neyse, kanımca en büyük etken ego tatmini. sorsan kendilerine çok temiz dürüst kızlardır tabi.
kimi gerizekalılar da bunu farkında olmadan yapıyor. ciddiyim. bir başka erkekten ilgi görünce, harika bir ilişkisi olsa dahi, bi aptallaşıyor, bi gevşiyor, hoşuna gidiyor. bkz: eski kız arkadaşım :P
annemde de vardı, kız arkadşaımda da vardı. hepsini gördüm. etrafımdaki tüm kızlarda ve kadınlarda var.
edit. diğer cevapları okuyunca yazdıklarımda haksız ve sert olmadığıma emin oldum. çünkü düşünüyordum kendi kendime acaba yanlış düşündüğüm noktalar var mı diye. belirtmek istedim.
çünkü tüm erkeklerde ve kadınlarda bu yavşaklık/orospuluk ya da adı ne boksa vardır. bir çok erkek sevgilisi olmasına rağmen başka bir kız da olsa yok demez. fırsatları kollar. ben ise bir erkek olarak sevgilimden başka bir kızı hayal bile edemezdim. suyumda yok olmuyor. denedim bile, aşmak istedim bu durumu ama olmuyor. ama kimisi de vardır dediğim gibi önüne gelene "acaba/ya olursa" diyerekten yavşar. bunlar orospu çocugudur.
sokakta yürüye her 5 kadından 6 sı ykarıda sorunda belirttiğin şeyi yapmaktadır. bunu gördüm, bunu biliyorum. çok az kadın gerçekten beraber olduğu kişiye karşı tam dürüsttür. öyle bir kadın bulursan hayatını onunla yaşamlısın. ama çok zor. ben şahsen bulabilecğeimi sanmıyorum.
bu durumun bir çok sebebi vardır, sosyo kültürel sebepleri var. tabi bunları burada tartışmak mümkün değil. egodan tut, yetiştirilme tarzından, ezik geçen çocukluktna tut... evrimsel ve biyolojik sebepleri de var. ve son derece de önemli sebepler bunlar. ama hiç biri modern hayatta sağlık bir ilişki yaşıyorsak, haklı kılmaz. neyse, kanımca en büyük etken ego tatmini. sorsan kendilerine çok temiz dürüst kızlardır tabi.
kimi gerizekalılar da bunu farkında olmadan yapıyor. ciddiyim. bir başka erkekten ilgi görünce, harika bir ilişkisi olsa dahi, bi aptallaşıyor, bi gevşiyor, hoşuna gidiyor. bkz: eski kız arkadaşım :P
annemde de vardı, kız arkadşaımda da vardı. hepsini gördüm. etrafımdaki tüm kızlarda ve kadınlarda var.
edit. diğer cevapları okuyunca yazdıklarımda haksız ve sert olmadığıma emin oldum. çünkü düşünüyordum kendi kendime acaba yanlış düşündüğüm noktalar var mı diye. belirtmek istedim.
0
ok by'ı kara listeye alın, ben aldım, zaten Türkçe bilmiyor, bundan sonraki tüm cevapları otomatik olarak "irrevelant" olmuştur.
0
insan dediğin biraz da midesiz bir canlı dostum. ilgiden hoşlanır. hele bir de yaşı küçük ise aklı daha çabuk karışabilir, kadın veya erkek ilgi gördükçe şımarabilir.
kadın ve erkek diyorum bak, zira benim kadından ziyade erkek arkadaşlarım var onlardan hoşlanan kadınlar olduğunu bildiği halde uzaklaştırmayıp ama arkadaşlıktan fazla ilgi alaka da göstermeyip bir şekilde dolaylı yoldan hayatında tutan (sevgilileri yokken).
amaç cepte tutmaktan ziyade kalp kırmamak sanıyorum, en azından benim hayatımda öyle idi. sevgili olsun olmasın fotoğrafın içerisinde, gelip etrafında dolanıyor, oturduğun masa boşsa çayını kapıp geliyor, hal hatır soruyor, gereğinden fazla gülüyor, güldürmeye çalışıyor. hal hatır sorularına kısa kısa ''iyi, hoş, güzel'' diyorsun başka tarafa bakarak ve ikinci dakikaya kalmadan bir bahane bulup masadan kalkıyorsun, çoğu zaman kovalamaca oynuyorsun ama adam anlamıyor. sevgilin olunca da var bu tarz tipler.kalp kırmamaya çalışıp görmezden gelmek bana en pürüzsüz yol gibi geliyor çoğu zaman. amma velakin o zaman da benim karnıma ağrılar gırıyor.
bazen insan anlamayabiliyor, ama anladığın noktada uzaklaştırmak taraftarı oldum her daim. bir de ben bu ilgi gösteren insana üzülüyorum açıkçası, keyfin içi onu etrafında dolandırmak, öyle veya böyle umut vermek acımasızca ve insanlıktan uzak geliyor.
kadın ve erkek diyorum bak, zira benim kadından ziyade erkek arkadaşlarım var onlardan hoşlanan kadınlar olduğunu bildiği halde uzaklaştırmayıp ama arkadaşlıktan fazla ilgi alaka da göstermeyip bir şekilde dolaylı yoldan hayatında tutan (sevgilileri yokken).
amaç cepte tutmaktan ziyade kalp kırmamak sanıyorum, en azından benim hayatımda öyle idi. sevgili olsun olmasın fotoğrafın içerisinde, gelip etrafında dolanıyor, oturduğun masa boşsa çayını kapıp geliyor, hal hatır soruyor, gereğinden fazla gülüyor, güldürmeye çalışıyor. hal hatır sorularına kısa kısa ''iyi, hoş, güzel'' diyorsun başka tarafa bakarak ve ikinci dakikaya kalmadan bir bahane bulup masadan kalkıyorsun, çoğu zaman kovalamaca oynuyorsun ama adam anlamıyor. sevgilin olunca da var bu tarz tipler.kalp kırmamaya çalışıp görmezden gelmek bana en pürüzsüz yol gibi geliyor çoğu zaman. amma velakin o zaman da benim karnıma ağrılar gırıyor.
bazen insan anlamayabiliyor, ama anladığın noktada uzaklaştırmak taraftarı oldum her daim. bir de ben bu ilgi gösteren insana üzülüyorum açıkçası, keyfin içi onu etrafında dolandırmak, öyle veya böyle umut vermek acımasızca ve insanlıktan uzak geliyor.
0
Masum iltifatlarda sorun yok, söylenirse hoşuma gider, gülümserim kibarca ama iş bir adım öteye götürülmeye çalışılıyor ise o durumda karşı tarafı da kırmadan bir şekilde sevgilim olduğunu ima ederim, cümle içinde kullanırım, yükleme soru sorarım vs.
Ama ben "bir kenarda dursun" bakış açısında da büyük sorunlar görmüyorum. Belli ki kendi ilişkisinde sorunlar var ve yalnız kalabilme gücü yoksa da o kadar "aman yarabbi" bir durum değil. Herkes eninde sonunda kendinden yanadır. Ama kadının gerçekten mutlu olduğu bir ilişkisi var ise ve 17 yaşında falan değilse, zaten bu sayılan durumların hiç biri olmaz, kadın dönüp bakmaz bile, inanın. Bu cepte dursun diyorsa, kendi ilişkisinden ümidi kesmiştir.
Ama ben "bir kenarda dursun" bakış açısında da büyük sorunlar görmüyorum. Belli ki kendi ilişkisinde sorunlar var ve yalnız kalabilme gücü yoksa da o kadar "aman yarabbi" bir durum değil. Herkes eninde sonunda kendinden yanadır. Ama kadının gerçekten mutlu olduğu bir ilişkisi var ise ve 17 yaşında falan değilse, zaten bu sayılan durumların hiç biri olmaz, kadın dönüp bakmaz bile, inanın. Bu cepte dursun diyorsa, kendi ilişkisinden ümidi kesmiştir.
0
@fengari, kendi ilişkisinden ümidi kesen ilişkiyi de kesecek, öyle rebound guy'ım bench'te dursun ben 5 faul'den sepetlediğim sevgilim yerine onu sokarım oyuna diyerek olmaz o işler, iğrenç diye addedilen bir şeyi meşru kılmak için neler yapacaksınız daha çok merak ediyorum.
saygısızlık.
saygısızlık.
0
kadınlar erkekler gibi masum değildir. şartlar elverişliliğini bozarsa yeminleri bozup siktiri çeker .bunu yaparken diğer seçeneğe masummuş, çekingenmiş ayakları yapmaya başlamıştır bile.
0
Bana asıldığından emin olduğum biriyle görüşmeyi tamamen kesiyorum ama emin olana kadar vakit geçiyor tabi. Konuşmanın en başında/alakasız bir yerinde nişanlı olduğumu söyleyemiyorum "herkes beni ... istiyor" düşüncesine sahip olduğum zannedilmesin, kezbanlık yapmayayım diye.
Emin olamadığım durumlarda benim yerimde nişanlım olsaydı, bu sözler ona söyleniyor olsaydı rahatsız olur muydum diye sorgulayıp ona göre davranıyorum.
Bir de, "gözlerin çok güzel" demeden "gözlerin çok güzel" demeye fark var. Flört maksatlı olmuyor iltifatlar her zaman.
İlave: Reddetmek için somut bir teklif almış olmak gerekiyor. Teklif yoksa neyi, nasıl reddedeceğiz? Teklif aşamasına gelene kadar karşı tarafa bir şey demeyip cesaretlendirmek istemediğimiz için "sevgilim var/nişanlıyım" demek istiyoruz. Bu yüzden zamanlama sıkıntı oluyor. Onlardan bahsetmeyip, onlar yokmuş gibi davranarak sevgilimize/nişanlımıza da haksızlık etmiş oluruz. İlişkisi olmayıp da reddetmek ayrı bir durum.
Emin olamadığım durumlarda benim yerimde nişanlım olsaydı, bu sözler ona söyleniyor olsaydı rahatsız olur muydum diye sorgulayıp ona göre davranıyorum.
Bir de, "gözlerin çok güzel" demeden "gözlerin çok güzel" demeye fark var. Flört maksatlı olmuyor iltifatlar her zaman.
İlave: Reddetmek için somut bir teklif almış olmak gerekiyor. Teklif yoksa neyi, nasıl reddedeceğiz? Teklif aşamasına gelene kadar karşı tarafa bir şey demeyip cesaretlendirmek istemediğimiz için "sevgilim var/nişanlıyım" demek istiyoruz. Bu yüzden zamanlama sıkıntı oluyor. Onlardan bahsetmeyip, onlar yokmuş gibi davranarak sevgilimize/nişanlımıza da haksızlık etmiş oluruz. İlişkisi olmayıp da reddetmek ayrı bir durum.
0
ilgi orospulugu. baska bir sey degil. ben erkek halimle sevgilim oldugu icin apacik sevisme teklifini reddediyorum. dusun yani, bir erkegin basina kac kere gelebilir ki bu bir kadina kiyasla? ama iki dugmesini acsa on kisi salyalarini akitarak yazdigi halde, yine kesin bir reddedis olmuyor bazi kadinlarda. neden? cunku onlar ilgi orospusu.
ayrica kizlarin "sevgilim var" diye kezbanlik yapmasina gerek yok. kibarca reddedilebilir. hala israr ediliyorsa cevap verilmez. bu kadar basit.
reddetmek icin sevgilim var denmesine gerek yok.
ayrica kizlarin "sevgilim var" diye kezbanlik yapmasina gerek yok. kibarca reddedilebilir. hala israr ediliyorsa cevap verilmez. bu kadar basit.
reddetmek icin sevgilim var denmesine gerek yok.
0
@devorgilla the gunslinger: benim hiçbir şeyi meşru kılmak gibi bir derdim yok hacı. siz bu kadın milletini kesinlikle anlayamıyorsunuz; ya melek oluyor gözünüzde, ya da şeytan. ortasını bir türlü bulamıyorsunuz. iyi bir şey yaptığı zaman nerelere koyacağınızı bilemediğiniz gibi, sizinle beraberken başka bir adamın iltifatı hoşuna gitti diye de orospu ilan ediyorsunuz. böyle bir iki uç arasında gezen bir cins yok dünyada. size öyle görünüyor olabilir, bir kadın olarak bana nasıl göründüğünü, ne düşündüğümü anlatmaya çalıştım.
her insanın mutlaka zaafları vardır, yapabilir, insanlık halidir bu. ilişki dediğin şey öyle kesin çizgiler ile belirlenmiş, başı sonu belli bir time table değil en nihayetinde. bitme yoluna girmiş ama hemen kopulamayan ilişkiler oluyor, alışkanlık oluyor ayrılamıyorsun, ümid bitse de belki diyorsun vs. ya da basit ve net olarak bazı kadınlar yalnız kalamıyor, korkuyor arkadaş. ben sevgilisini aldatsın, daldan dala konsun, benchten girsin, rebounddan çıksın demedim. rica ediyorum bir metni okurken olabildiğince nesnel yaklaşın, bir kadın sizin hoşunuza gitmeyen şeyler dedi diye tuhaf tuhaf yakıştırmalar yapmayın, ayıptır.
her insanın mutlaka zaafları vardır, yapabilir, insanlık halidir bu. ilişki dediğin şey öyle kesin çizgiler ile belirlenmiş, başı sonu belli bir time table değil en nihayetinde. bitme yoluna girmiş ama hemen kopulamayan ilişkiler oluyor, alışkanlık oluyor ayrılamıyorsun, ümid bitse de belki diyorsun vs. ya da basit ve net olarak bazı kadınlar yalnız kalamıyor, korkuyor arkadaş. ben sevgilisini aldatsın, daldan dala konsun, benchten girsin, rebounddan çıksın demedim. rica ediyorum bir metni okurken olabildiğince nesnel yaklaşın, bir kadın sizin hoşunuza gitmeyen şeyler dedi diye tuhaf tuhaf yakıştırmalar yapmayın, ayıptır.
0
@fengari. ilişki dediğin kesin çizgilerle belirlenmiş bir time table'dır, seviyorsundur ya da sevmiyorsundur, seviyorsan bunu yapmazsın, sevmiyorsan da bunu yapabilecek şeyi hissettiğin an orada bir durur ilişkiyi bitirirsin, sonra gider ne istiyorsan onu yaparsın zaten, bunu sorgulamıyoruz.
bak genellemişsin, "siz böyle düşünüyorsunuz tü kaka" diye, nereden biliyorsun? beni tanıyor musun mesela? hayır. ama bunu yapan kadına bakış açısı aynıdır, yani olması gereken bakış açısı aynı, sevgilisi olan kadın gidip başkasından duyduğu iltfattan hoşlanıp sonra eksen kayması yaşıyorsa kusura bakma ama senin gibi "insanlık hali" gibi bir söylemle onu hafif hale getiremem, getirilmemeli de, bu kötü bir şeydir, öznel olarak değerlendirildiğinde "kötü" olarak yaftalanmalıdır, başka bir anlamı yoktur.
seninle ikidir anlaşamıyoruz, ikidir zıt düşüyoruz, demek ki kafa yapılarımız oldukça farklı, ben daha da senin söylemlerine antitez üretmeye çalışmayacağım, zira bunun gibi iğrenç bir şeyi "insanlık hali ya" diye nitelendiremiyorum.
this conversation is over, gn.
bak genellemişsin, "siz böyle düşünüyorsunuz tü kaka" diye, nereden biliyorsun? beni tanıyor musun mesela? hayır. ama bunu yapan kadına bakış açısı aynıdır, yani olması gereken bakış açısı aynı, sevgilisi olan kadın gidip başkasından duyduğu iltfattan hoşlanıp sonra eksen kayması yaşıyorsa kusura bakma ama senin gibi "insanlık hali" gibi bir söylemle onu hafif hale getiremem, getirilmemeli de, bu kötü bir şeydir, öznel olarak değerlendirildiğinde "kötü" olarak yaftalanmalıdır, başka bir anlamı yoktur.
seninle ikidir anlaşamıyoruz, ikidir zıt düşüyoruz, demek ki kafa yapılarımız oldukça farklı, ben daha da senin söylemlerine antitez üretmeye çalışmayacağım, zira bunun gibi iğrenç bir şeyi "insanlık hali ya" diye nitelendiremiyorum.
this conversation is over, gn.
0
@devorgilla the gunslinger: nerede anlaşamamıştık daha önce? (vallahi hatırlamıyorum, dalga geçmek için değil.)
herkesin her konuda anlaşması gerekmiyor. ancak asgari müştereği fikirlere saygı duymak ve karşı tarafa hakaretamiz laflar etmemek olarak belirlersek hiçbir sıkıntı olmaz.
herkesin her konuda anlaşması gerekmiyor. ancak asgari müştereği fikirlere saygı duymak ve karşı tarafa hakaretamiz laflar etmemek olarak belirlersek hiçbir sıkıntı olmaz.
0
kendi adıma;
böyle bir şey yapmadım hiç, yapacağımı da sanmıyorum. Ama böyle yapan çoğu kadının nedeni, ''ego''dur. başka bişeye yoramadım yani. o kadar şeytan olamayız.
böyle bir şey yapmadım hiç, yapacağımı da sanmıyorum. Ama böyle yapan çoğu kadının nedeni, ''ego''dur. başka bişeye yoramadım yani. o kadar şeytan olamayız.
0
iyi de herhangi bir iltifata "ama bnm svglm vr :s.s" diye cevap vermenin gereksiz ve saçma olduğunu düşünen bir tek ben miyim? bu tür şeylerin bir tek cevabı vardır bence, "teşekkür ederim".
flörtleşmeden kasıt nedir onu tam olarak bilemiyorum, aslında sanırım ben orda biraz sıkıntı da yaşıyorum; kişilik olarak biraz flörte yatkın olduğumdan mıdır nedir, bazen ayarı kaçırdığım oluyor galiba, işte o zaman "sevgilim var" açıklaması gerekli oluyor. bu sefer de ne hikmetse "yanlış anlamış" oluyorum, Kezban oluyorum, bir şey oluyorum. ne bileyim lan bak sinirlendim şu an. o tip durumlarda açıklama falan yapmadan direkt ortadan kaybolmak işime geliyor galiba.
flörtleşmeden kasıt nedir onu tam olarak bilemiyorum, aslında sanırım ben orda biraz sıkıntı da yaşıyorum; kişilik olarak biraz flörte yatkın olduğumdan mıdır nedir, bazen ayarı kaçırdığım oluyor galiba, işte o zaman "sevgilim var" açıklaması gerekli oluyor. bu sefer de ne hikmetse "yanlış anlamış" oluyorum, Kezban oluyorum, bir şey oluyorum. ne bileyim lan bak sinirlendim şu an. o tip durumlarda açıklama falan yapmadan direkt ortadan kaybolmak işime geliyor galiba.
0
uuth
selamlar. turkcell superonline'ın 24 ay taahhütlü abonesiydim. 12 eylül'de kesilen internetim 13 ekim tarihine kadar gelmedi. bir ayı aşkın bir süreden bahsediyoruz. hiçbir şekilde çözüme kavuşmadığı gibi, sıkıntının kaynağı da tespit edilemedi. aboneliğimi iptal ettirdiğimde, kampanya iptal bedelin
selamlar. turkcell superonline'ın 24 ay taahhütlü abonesiydim. 12 eylül'de kesilen internetim 13 ekim tarihine kadar gelmedi. bir ayı aşkın bir süreden bahsediyoruz. hiçbir şekilde çözüme kavuşmadığı gibi, sıkıntının kaynağı da tespit edilemedi. aboneliğimi iptal ettirdiğimde, kampanya iptal bedelinin yansıyabileceğini, fatura düzenlendikten sonra bu tutara itiraz edebileceğimi belirttiler.
31 ekim tarihinde 183 tl'lik bir fatura kesmişler. dün ve bugün 3 defa görüştüm fatura birimiyle, fatura itiraz talebimi hiçbir şekilde işleme alamayacaklarını belirttiler. bu konu kendilerini aşıyormuş. 1 ayı aşkın süre hizmet alamadığım için aboneliğimi iptal ettirdim ve başka bir şirketten hizmet almaya başladım (dolayısıyla altyapı konusunda bir sıkıntı yok), ortada keyfi bir durum yok, taahhüde uymayan sizsiniz dediğimde "anlıyorum"dan başka bir cevap alamadım.
tüketici hakem heyetine iletmek üzere bir dilekçe yazdım ve yarın teslim edeceğim. bununla ilgili 2 sorum olacak,
1. tüketici hakem heyetinin vereceği kararın firma nezdinde bağlayıcılığı var mı?
2. bu süreçte faturayı ödemeli miyim?
buraya kadar okuyup yardımcı olacak herkese teşekkür ederim.
31 ekim tarihinde 183 tl'lik bir fatura kesmişler. dün ve bugün 3 defa görüştüm fatura birimiyle, fatura itiraz talebimi hiçbir şekilde işleme alamayacaklarını belirttiler. bu konu kendilerini aşıyormuş. 1 ayı aşkın süre hizmet alamadığım için aboneliğimi iptal ettirdim ve başka bir şirketten hizmet almaya başladım (dolayısıyla altyapı konusunda bir sıkıntı yok), ortada keyfi bir durum yok, taahhüde uymayan sizsiniz dediğimde "anlıyorum"dan başka bir cevap alamadım.
tüketici hakem heyetine iletmek üzere bir dilekçe yazdım ve yarın teslim edeceğim. bununla ilgili 2 sorum olacak,
1. tüketici hakem heyetinin vereceği kararın firma nezdinde bağlayıcılığı var mı?
2. bu süreçte faturayı ödemeli miyim?
buraya kadar okuyup yardımcı olacak herkese teşekkür ederim.
0
1)var. çok rahatlıkla hizmet alamadığınız günleri öğrenebilirsiniz tüketici hakem heyeti kararıyla. hizmet alamadığın için de tüketici hakem heyeti tarafından haklı bulunursun. aslında oraya gerek kalmadan da öğrenebilirdin ama artık iptal durumu olduğu için uğraşmazlar.
2)bana sorarsan öde çünkü eğer bir şekilde durumdan sıyrılmanın yolunu bulurlarsa bunun üzerine ekstra faiz çıkartırlar, yasal süreyi aşarsa icralık duruma kadar götürebilirler. sen öde, haklı bulunursan paranı geri alırsın. o da kolay bir süreç değil aslında ama en azından fazladan ödeme ihtimalini ortadan kaldırmış olursun.
2)bana sorarsan öde çünkü eğer bir şekilde durumdan sıyrılmanın yolunu bulurlarsa bunun üzerine ekstra faiz çıkartırlar, yasal süreyi aşarsa icralık duruma kadar götürebilirler. sen öde, haklı bulunursan paranı geri alırsın. o da kolay bir süreç değil aslında ama en azından fazladan ödeme ihtimalini ortadan kaldırmış olursun.
0
Maruz kaldığın şeyin adı "ayıplı hızmet". Hemen superonline a bır yazu gönder. Vermiş olduğunuz internet hizmetinin ayıplı olmasından dolayı 6502 s. Kanunun 13. Maddesi uyarınca sözleşmeyi şu tarihte tek taraflı olarak feshetmiş bulunmaktayım, de. Eğer önden ödemiş olduğun bedel var ise onları da talep et. Bu yazıyı iadeli taahütlü gönder ve hem taahüt kağıdını hem de yazının bir örneğini sakla. Bu aşamada hakem heyetine gitmene gerek yok. Faturayı ödeme. Eğer icraya koyarlar ise de, dosyaya "şu tarihte sözleşmemizi ayıplı hizmetten dolayı feshetmiş olduğumdan, böyle bir borcum bulunmamaktadır. Borca ve tüm ferilerine itiraz ediyorum" yazan bir dilekçe koy. İcra senin bu itirazınla duracaktır. Eğer devam etmek isterler ise, mahkemede dava açmak zorundalar. O davayı da tüketici mahkemesinde açmak durumundalar ki nübu senin leyhine.
Hizmetin ayıplı olduğuna dair elinde me tür delil var ise de sakla.
Hakem heyetlerinin kararları mahkeme ilamı ( kararı) hükmündedir, herkesi bağlar.
Hizmetin ayıplı olduğuna dair elinde me tür delil var ise de sakla.
Hakem heyetlerinin kararları mahkeme ilamı ( kararı) hükmündedir, herkesi bağlar.
0
@fengari, dediğin yol olması gereken ancak superonline kendi verdiği hizmetin ayıplı olduğunu kabul etmeyecektir. zaten öyle olsa uuth aradığında ayıplı hizmet verdiklerini kabul ederlerdi, en azından fatura itiraz kaydı oluştururlardı. superonline muadili bir internet servis sağlayıcıda çalıştım 2 sene, bu tip durumlarda işi yokuşa sürmeden çözüm üretmezler. kendilerini ayıplı kabul etmedikleri için de icrayı durdurtmazlar, dediğin gibi düşünüp de mağdur olan binlerce abone biliyorum.
0
onların hizmeti ayıplı olarak addedip addetmemeleri değil burada mesele. onların kabul etmesine kalırsak zaten, kimse hiçbir şeyi feshedemez. "icrayı durdurtmama" diye bir opisyonları yok, borçlu borca itiraz ettiği anda icra otomatik olarak durur, superoneline 'ın insiyatifinde değil bu. duran icrayı yeniden başlatmak için ise dava açmak zorundalar. işte o davada tartışılacak ondan sonra verilen hizmet ayıplı mı değil mi diye. uuth'a elindeki tüm belgeleri ve hizmetin ayıplı olduğunu ispat edebilecek tüm delilleri saklamasını söylemem de bu yüzden.
0
aguilas negras
İyi akşamlar,Daha önceden de bu konuda soru sormuştum ama henüz nihai karara varamadım.Her tip makineyi kullanan bir tanıdığım bir iki eksiği haricinde Nespresso Latissima almamı önerdi. Tat olarak en iyisinin o olduğunu söyledi. Fiyat 1100 lira yanılmıyorsam. Biz de şu modelde ( http://www.mediamar
İyi akşamlar,
Daha önceden de bu konuda soru sormuştum ama henüz nihai karara varamadım.
Her tip makineyi kullanan bir tanıdığım bir iki eksiği haricinde Nespresso Latissima almamı önerdi. Tat olarak en iyisinin o olduğunu söyledi. Fiyat 1100 lira yanılmıyorsam. Biz de şu modelde ( www.mediamarkt.com.tr ) karar kıldık sonradan.
Ama kapsüllü makine en başından beri içime sinmiyor. 19 bar basınca sahip oldukları için bu kapsüllü Nespresso makinelerinin, çekilmiş kahve ile çalışan 15 barlık DeLonghi makinelerinden daha iyi olduğu söylenmişti ama bu kadar maliyetli kahve yapmaya değmez diye düşünüyorum. Pahalıymış sanırım kapsüller.
İlk başlarda şu makineyi düşünüyordum: www.mediamarkt.com.tr Ama 400 lira olması kafamı karıştırıyor, "bu kadar ucuz makine ne kadar iyi kahve yapabilir" diye geçiriyorum içimden. Yanına da kahve öğütücü almak lazım tabi.
Bu makineyi de bu hafta inceledim: www.mediamarkt.com.tr Media Markt'taki kadın çok yardım etti, çok övdü. Hakimdi de makinelere. "Geçen hafta demosu vardı, harika kahve" dedi. Öğütücüsü içinde. Bu bir dezavantaj mı bilmiyorum. Ayrıca alınacak bir öğütücü hem etrafa daha yoğun koku yayar, hem de sırf o işi yaptığı için daha başarılı olabilir diye düşünüyorum ama bilmiyorum tabi.
Evet yorumlarınızı bekliyorum. Bu iki DeLonghi arasındaki fark ne birisinin yarı otomatik olmasından başka? Tek kriter basınç mı bu makinelerde? Kahve çekirdeği fiyatlarını bilmiyorum. Kapsüllere oranla çok mu avantajlı?
Yardımlarınızı bekliyorum. Artık içime sinerek bir espresso makinesi almak ve evimde lezzetli bir kahve içmek istiyorum. Çok teşekkürler.
Daha önceden de bu konuda soru sormuştum ama henüz nihai karara varamadım.
Her tip makineyi kullanan bir tanıdığım bir iki eksiği haricinde Nespresso Latissima almamı önerdi. Tat olarak en iyisinin o olduğunu söyledi. Fiyat 1100 lira yanılmıyorsam. Biz de şu modelde ( www.mediamarkt.com.tr ) karar kıldık sonradan.
Ama kapsüllü makine en başından beri içime sinmiyor. 19 bar basınca sahip oldukları için bu kapsüllü Nespresso makinelerinin, çekilmiş kahve ile çalışan 15 barlık DeLonghi makinelerinden daha iyi olduğu söylenmişti ama bu kadar maliyetli kahve yapmaya değmez diye düşünüyorum. Pahalıymış sanırım kapsüller.
İlk başlarda şu makineyi düşünüyordum: www.mediamarkt.com.tr Ama 400 lira olması kafamı karıştırıyor, "bu kadar ucuz makine ne kadar iyi kahve yapabilir" diye geçiriyorum içimden. Yanına da kahve öğütücü almak lazım tabi.
Bu makineyi de bu hafta inceledim: www.mediamarkt.com.tr Media Markt'taki kadın çok yardım etti, çok övdü. Hakimdi de makinelere. "Geçen hafta demosu vardı, harika kahve" dedi. Öğütücüsü içinde. Bu bir dezavantaj mı bilmiyorum. Ayrıca alınacak bir öğütücü hem etrafa daha yoğun koku yayar, hem de sırf o işi yaptığı için daha başarılı olabilir diye düşünüyorum ama bilmiyorum tabi.
Evet yorumlarınızı bekliyorum. Bu iki DeLonghi arasındaki fark ne birisinin yarı otomatik olmasından başka? Tek kriter basınç mı bu makinelerde? Kahve çekirdeği fiyatlarını bilmiyorum. Kapsüllere oranla çok mu avantajlı?
Yardımlarınızı bekliyorum. Artık içime sinerek bir espresso makinesi almak ve evimde lezzetli bir kahve içmek istiyorum. Çok teşekkürler.
0
Ben o kapsüllü makinalara hiç sıcak bakamadım zira ben latteyi de çok seviyorum o yüzden buhar kısmının da olması lazım benim için. Ayrıca belli bir kapsüle bağımlu kalma fikri hoşuma gitmiyor. Açık makineler her zaman iyidir, istediğin kahveyi espresso için çektir ve iç. Fiyatlarına takılma, delonghi candır. Ben 1 ay önce tefalden bir delonghi aldım, teşhir ürünü diye fiyatı çok uygundu üst bir model olmasına rağmen, bir de üstüne bayram indirimi yaptılar, sonuç olarak 99 liraya fıstık gibi delonghi aldım, hala inanmakta güçlük çekiyorum :)
Ezcümle, 400 lük delonghi gayet iyidir, senin istediğin lezzetli kahveyi fazlasıyla verir sana ve üstüne latte yapma şansın da var.
Ezcümle, 400 lük delonghi gayet iyidir, senin istediğin lezzetli kahveyi fazlasıyla verir sana ve üstüne latte yapma şansın da var.
0
@animal Eheheh gurme misin diyince kötü hissettim kendimi :) Benim aklımda canlanan kadarıyla makine çok daha önemliydi. Bu arada bana o tavsiyeleri veren insan gurme. Belki de benim bu kadar takılmamam lazım, haklısın. Hangi makine acaba o?
0
Gurmelikle alakasi yok pek bu isin, duzgun kahve ıcme ıle alakası var. Ve bar olayı en temel espressoda.
Ben sahsen kapsullu makına almam. Ama alana da saygı duyarım sahsen.
Ben sahsen kapsullu makına almam. Ama alana da saygı duyarım sahsen.
0
Bu arada kahve cekırdegı tchıbbodan bakabılırsın. 250 gr X 2 seklınde 25 30 lıra cıvarındadır.
0
bir sure kahve snoblugu yapmis ve is yeri sagolsun jura espresso makinesini de yillarca kullanmis olarak belirteyim.
oncelikle espresso makinesine bu kadar para vereceksen kapsullu makine alma. cunku "icine sinerek" espresso icmek istiyorsan kahvenin kalitesi de cok onemli. (bu gosterdigin nespresso latissima zaten "gercek" espresso yapmiyor)
espresso makinesi alirken basinc disinda kullanim kolayligina da dikkat etmenizi oneririm.
oncelikle espresso makinesine bu kadar para vereceksen kapsullu makine alma. cunku "icine sinerek" espresso icmek istiyorsan kahvenin kalitesi de cok onemli. (bu gosterdigin nespresso latissima zaten "gercek" espresso yapmiyor)
espresso makinesi alirken basinc disinda kullanim kolayligina da dikkat etmenizi oneririm.
0
@oxymurf Yok zaten Latissima benim de aklıma yatmadı da. Latissima'dan kastınız kapsüllü kahveler mi yani? Hepsi aynı sayılır çünkü.
0
evet kapsullu sistemler genel olarak gercek espresso yapmiyor. hep ayni kalitede kahve yapma gibi bir artilari var yalniz, bu nedenle luks gurme restoranlar bile kapsullu sistemleri kullanabiliyor.
makine konusuna gelirsek. evet guzel kahve icebilirsiniz. ama cok iyi bir cekirdekle stovetopla (en.wikipedia.org) bile guzel bir kahve icebilirsiniz. makineye bu kadar para verilmeli mi emin degilim. kahve snoblugu doneminde ben de aldim bir tane, bir sure sonra kahveyi hazirlamasiydi, makinenin temizlenmesiydi derken kullanmayi biraktim. kahveyi french press'le, moka potla veya drip yontemleriyle yapmak ( mesela www.surlatable.com daha kolayima gelmeye basladim.
edit:espresso ibaresi duzeltildi
makine konusuna gelirsek. evet guzel kahve icebilirsiniz. ama cok iyi bir cekirdekle stovetopla (en.wikipedia.org) bile guzel bir kahve icebilirsiniz. makineye bu kadar para verilmeli mi emin degilim. kahve snoblugu doneminde ben de aldim bir tane, bir sure sonra kahveyi hazirlamasiydi, makinenin temizlenmesiydi derken kullanmayi biraktim. kahveyi french press'le, moka potla veya drip yontemleriyle yapmak ( mesela www.surlatable.com daha kolayima gelmeye basladim.
edit:espresso ibaresi duzeltildi
0
@oxymurf sen olayı tamamen uyanlış anlamışsın.
senin de yazdığın gibi o cezve, moka cezvesi.
espresso yapmak icin yüksek basınçlı alet alman gerekir.
senin de yazdığın gibi o cezve, moka cezvesi.
espresso yapmak icin yüksek basınçlı alet alman gerekir.
0
@titiraprap
evet stovetop'la (veya moka pot herneyse)sadece 1.5 bara yakin bir basinc sagliyor. moka pot, cold brewing ve french press yontemlerini onermemin nedeni gercek espresso yapabilmeleri degil, basit ve ucuz bir sekilde kaliteli kahve icme imkani vermesi.
evet stovetop'la (veya moka pot herneyse)sadece 1.5 bara yakin bir basinc sagliyor. moka pot, cold brewing ve french press yontemlerini onermemin nedeni gercek espresso yapabilmeleri degil, basit ve ucuz bir sekilde kaliteli kahve icme imkani vermesi.
0
tümünü okumadım ama espressoda
"ne kadar basınç o kadar güzel. o zaman bizimki 25 bar hmsnskm" mantığı yok.
ezbere konuşacağım. rakamdan emin değilim. ama espresso çin 8-10 bar arası bişey yeterli. hani transatlantik geminin kral dairesine hizmet eden kahve gurusu adam bile olsa "biz çok zenginiz 50 bar mnakyim" demiyor. kahveyi düzgün seç. yeterli. kapsülde pahalı sadece sanki. yoksa sırf fazla bar için para verilmez.
"ne kadar basınç o kadar güzel. o zaman bizimki 25 bar hmsnskm" mantığı yok.
ezbere konuşacağım. rakamdan emin değilim. ama espresso çin 8-10 bar arası bişey yeterli. hani transatlantik geminin kral dairesine hizmet eden kahve gurusu adam bile olsa "biz çok zenginiz 50 bar mnakyim" demiyor. kahveyi düzgün seç. yeterli. kapsülde pahalı sadece sanki. yoksa sırf fazla bar için para verilmez.
0
megafon
bilirsiniz mediamarkt diye saçma sapan bir firma var. biz geçen ayın 22sinde mediamarkt online sitesinden bir ürün alma beyinsizliğine düştük ve bir televizyon aldık.sözde dahili hd uydu alıcısı vardı televizyonun, ama ürün eve gelince bizimkiler görüyor ki uydu alıcısı falan yok.(bu da yaklaşık 200
bilirsiniz mediamarkt diye saçma sapan bir firma var. biz geçen ayın 22sinde mediamarkt online sitesinden bir ürün alma beyinsizliğine düştük ve bir televizyon aldık.
sözde dahili hd uydu alıcısı vardı televizyonun, ama ürün eve gelince bizimkiler görüyor ki uydu alıcısı falan yok.(bu da yaklaşık 200 liralık bir masrafa ve kablo vs. muhabbetine yol açıyor tahmin edebilirsiniz ki) kontrol ve akabinde iade/değişimi için ayın 26'sında talep oluşturdum, hala ürün evimden geri alınmadı kontrol için.
şimdi bunlar daha eve gelecek, ürünü alacak, depoya götürecek, kontrol edecek de, sonra duruma göre değişimini/iadesini yapacak da ölme eşşeğim yaz gelsin.
bugüne kadar insan gibi 5 defa arayıp anlattım durumu, bir halta da yaramadı. bugün açıp küfürü bastım, ki normalde hiç küfür etmem.
çıldırttılar anlayacağınız.
nereye şikayet edelim? gidip camlarını mı indirelim, ne yapalım, nasıl ödetelim bu saçmalığın hesabını? bir yol gösterin.
büdüt: lütfen bir daha mediamarkttan alışveriş falan yapmayın, sözde müşteri odaklı yaklaşım, sözde 'hizmet yoksa hiç katlanamam'.
sözde dahili hd uydu alıcısı vardı televizyonun, ama ürün eve gelince bizimkiler görüyor ki uydu alıcısı falan yok.(bu da yaklaşık 200 liralık bir masrafa ve kablo vs. muhabbetine yol açıyor tahmin edebilirsiniz ki) kontrol ve akabinde iade/değişimi için ayın 26'sında talep oluşturdum, hala ürün evimden geri alınmadı kontrol için.
şimdi bunlar daha eve gelecek, ürünü alacak, depoya götürecek, kontrol edecek de, sonra duruma göre değişimini/iadesini yapacak da ölme eşşeğim yaz gelsin.
bugüne kadar insan gibi 5 defa arayıp anlattım durumu, bir halta da yaramadı. bugün açıp küfürü bastım, ki normalde hiç küfür etmem.
çıldırttılar anlayacağınız.
nereye şikayet edelim? gidip camlarını mı indirelim, ne yapalım, nasıl ödetelim bu saçmalığın hesabını? bir yol gösterin.
büdüt: lütfen bir daha mediamarkttan alışveriş falan yapmayın, sözde müşteri odaklı yaklaşım, sözde 'hizmet yoksa hiç katlanamam'.
0
İnternetten yapılan alışverişlerde 14 gün içinde koşulsuz iade hakkınız var. Hiçbir açıklama yapmadam iade edebilirsiniz yani isterseniz. Hatta bunu beyan ettıkten sonra tv yi kullanabililirsiniz de normal şartlarda, hiçbir şey diyemezler. 14 gün geçmediyse, hemen yazı ile sözleşmeden cayma hakkını kullandığınızı iletin. Gelip alsınlar tv yi istedikleri zaman, seve seve verecekler o parayı geri.
Eğer bedel iadesi yapmazlar ise de tüketici hakem heyeterine gitmeniz lazım.
Eğer bedel iadesi yapmazlar ise de tüketici hakem heyeterine gitmeniz lazım.
0
hangi tv hangi modeli? websitesinde uydu alıcılı diye satıyorlar ve o özelliği çıkmıyorsa ciddi şekilde başları belaya girebilir. tüketiciyi aldatmadan dolayı.
0
ya televizyonu annemle babama aldım memleketteki. kurulumdan falan anlamıyorlar.
e bu mereti çalıştırmak için bir de uydu alıcıya para vermeleri lazım şimdi, ürünü iade edeceğim için uydu alıcı alın kullanın da diyemiyorum. böyle de saçma bir durum.
ürün LG 42LB580V ama eve getirdiklerinde uydu alıcı yokmuş, teknik servis uydu alıcısı alın öyle yapalım demiş
e bu mereti çalıştırmak için bir de uydu alıcıya para vermeleri lazım şimdi, ürünü iade edeceğim için uydu alıcı alın kullanın da diyemiyorum. böyle de saçma bir durum.
ürün LG 42LB580V ama eve getirdiklerinde uydu alıcı yokmuş, teknik servis uydu alıcısı alın öyle yapalım demiş
0
Twitterdan hesaplarina mention at. Ayrica genel mudur vs. Gibi tepedeki adamlarin ismini ogren, onlara da derdini twitterdan yaz. Gunumuzde maalesef telefon ise yaramiyor. Sacma ama, baskalari da gordugu icin sosyal medyayi onemsiyorlar.Ordan yaz, nasil duzeltiyorlar gor bak.
0
iyide bu tv de uydu alıcı televizyonun içinde zaten. ayrı bi kutu değil ki? internetteki özelliklerinde öyle yazıyor.
siz ayrı bi kutu mu var sanıyorsunuz yoksa?
www.vatanbilgisayar.com
siz ayrı bi kutu mu var sanıyorsunuz yoksa?
www.vatanbilgisayar.com
0
c1b2k3 haklı. uydu alıcısı dahili. anteni takacak yer yok mu televizyonun arkasında?
0
evet, lnb girişi yok televizyonun. yani dahili uydu alıcı özelliği yok. sorun da orada zaten.
ya yanlış ürün açıklaması vermişler, ya da yanlış ürün yollamışlar.
ya yanlış ürün açıklaması vermişler, ya da yanlış ürün yollamışlar.
0
bahsettiğiniz tv'nin arkası bu. çanaktan gelen kablo kırmızı işaretlediğim yere girecek.
imgur.com
ama bu giriş yoksa ve kutusu bahsettiğiniz ürünün kutusu ise olay başka bir hal alır.
imgur.com
ama bu giriş yoksa ve kutusu bahsettiğiniz ürünün kutusu ise olay başka bir hal alır.
0
televizyon memlekette olduğu için arkasına bakamıyorum.
fakat kurulum ve garanti belgeleri için eve gelen lgnin teknik servisi dahili uydu alıcısı olmadığını söylemiş. o yüzden 3 ihtimal geliyor aklıma: 1 yanlış ürün yollandı 2 yanlış tanım girildi ürüne 3 lg teknik servisi denyo
fakat kurulum ve garanti belgeleri için eve gelen lgnin teknik servisi dahili uydu alıcısı olmadığını söylemiş. o yüzden 3 ihtimal geliyor aklıma: 1 yanlış ürün yollandı 2 yanlış tanım girildi ürüne 3 lg teknik servisi denyo
0
siz ailenizden gelen kutudaki model numarasını bir isteyin. hatta tv'nin etrafında falan da yazar belki modeli onu öğrenmeye çalışın bir. internetten verdiğiniz siparişi de bir kontrol edin yine. bunları bir kıyaslayın. bir de faturaya baksınlar hangi modele fatura kesilmiş diye.
ona göre yardımcı olmaya çalışalım biraz daha :/
ona göre yardımcı olmaya çalışalım biraz daha :/
0
uykusunu yakalayan adam
"Solcu, sosyalist ama banka reklamında oynuyor" diyen geri zekalılar var mı burada?Ya da ben geri zekalıysam durumu açıklayın bir zahmet.edit: geri zekalı için kusura bakmayın da ince bir çizgi bu, zaten kendi üstüme de aldım.durumu açıklar iseniz mesut olacağım, malum sebepten anlamayabilirim ama m
"Solcu, sosyalist ama banka reklamında oynuyor" diyen geri zekalılar var mı burada?
Ya da ben geri zekalıysam durumu açıklayın bir zahmet.
edit: geri zekalı için kusura bakmayın da ince bir çizgi bu, zaten kendi üstüme de aldım.
durumu açıklar iseniz mesut olacağım, malum sebepten anlamayabilirim ama mutlu olurum pekala.
edit 2: 'geri zekalı' kelimesini kışkırtıcı olsun diye kullandım arkadaşlar, yoksa neden geri zekalı olalım. hepimizin bir ideolojisi, düşünme biçimi, bağnazlıkları cartı curtu var. gözlerinizden öperim.
Ya da ben geri zekalıysam durumu açıklayın bir zahmet.
edit: geri zekalı için kusura bakmayın da ince bir çizgi bu, zaten kendi üstüme de aldım.
durumu açıklar iseniz mesut olacağım, malum sebepten anlamayabilirim ama mutlu olurum pekala.
edit 2: 'geri zekalı' kelimesini kışkırtıcı olsun diye kullandım arkadaşlar, yoksa neden geri zekalı olalım. hepimizin bir ideolojisi, düşünme biçimi, bağnazlıkları cartı curtu var. gözlerinizden öperim.
0
ben diyorum. sensin gerizekalı.
oynayana örnek mali alabora isimli ingiliz vatandaşı vardı.
oynayana örnek mali alabora isimli ingiliz vatandaşı vardı.
0
ben de. solcuysa tanım geniş araya kaynar ama sosyalistim diyorsa höstsün.
0
ben de varım..!
1) solcuysa banka reklamında oynamaz
2) sosyalistse reklama karşıdır, hiç bir reklamda oynamaz
1) solcuysa banka reklamında oynamaz
2) sosyalistse reklama karşıdır, hiç bir reklamda oynamaz
0
ha banka reklamında oynamışsın ha içki reklamında, ya da ne biliyim namaz seti reklamında..
bi ürünü veya hizmeti sattırmak için reklamda oynamak demek o ürün veya hizmeti günün birinde yok etmekten alıkoymaz bence.
dolayısıyla mantık dışı bi eylem değil.
etik mi değil mi? tartışmasına bile gerek yok zira etik ne ahlak ne?
bi ürünü veya hizmeti sattırmak için reklamda oynamak demek o ürün veya hizmeti günün birinde yok etmekten alıkoymaz bence.
dolayısıyla mantık dışı bi eylem değil.
etik mi değil mi? tartışmasına bile gerek yok zira etik ne ahlak ne?
0
"Solcuysan banka reklamında oynayamasın" demek büyük saçmalık ya, o sizin dediğiniz romantik akım 30 sene önce bitti arkadaşlar. O dönemin romantikleri de bugün reklam ajansı işletiyor zaten. Hadi hepsini geçtim, meslek lan bu. Profesyonellik. Para kazanıyor adam. Banka reklamında oynamayacaktı da ne yapacaktı, İstiklal Caddesi'inde Evrensel mi satacaktı. Ya yemin ediyorum kızmayayım kızmayayım diyorum ama böyle üniversiteye girer girmez anında dünyayı kurtaracağını zanneden aşırı sol eğilimli öğrenciler gibi konuşmaya başlıyorsunuz ya dayanamıyorum. Solcusu sağcısı fark etmez, banka reklamında da oynar tesettür reklamında da. Banka reklamında oynayamaz diyen adam gidiyor her ay 500 lira kredi kartı taksiti yatırıyor. O da ayrı komik. O adama banka reklamında oynayamaz diyene kadar sen at bakalım kredi kartını çöpe, atabiliyor musun.
0
şu sıralar kimse oynamadı, genel olarak denileni kastediyorum. hangi akımın neyi savunduğu değil ne amaca ulaşmak istediği önemli. sormamdaki sebep tam da bu ayrım. savunmanın yapılması için amaca ulaşılmış olması gerekiyor. konjonktür nedir, bunu bilip sonra neyi bilip bilmediğimizi tartışmak daha anlamlı olur. konjonktürün hesaba katılması gereken durumda hesaba katmayıp toptancı yaklaşım sergilemek, toptancı yargılarda bulunmak daha sıkıntılı.
0
angelus, reklamlarda kullanılan şey oyuncunun halk nezdindeki imajı. arda turan, kadir inanır bilmem ne bu tür insanları banka reklamlarına seçmelerinin sebebi toplumda belli bir yerlerinin olması. mali alabora isimli ingiliz vatandaşını örnek olarak alırsak, bu adamın toplumda uyandırdığı izlenimi kullanıyor banka. yani bu alabora isimli ingiliz vatandaşı banka reklamında oynayarak ben bu bankaya güveniyorum siz de gelin demek istiyor.
öte yandan kredi kartı kullanmak ise çoğu zaman bir ihtiyaç ve tamamen bireysel, topluma etkisi olmayan bir tercih. kıyaslanamaz bile.
mehmet öz'ün marlboro reklamında oynaması gibi bir şey bu durum.
öte yandan kredi kartı kullanmak ise çoğu zaman bir ihtiyaç ve tamamen bireysel, topluma etkisi olmayan bir tercih. kıyaslanamaz bile.
mehmet öz'ün marlboro reklamında oynaması gibi bir şey bu durum.
0
tescillimarka; Oyuncu en nihayetinde çalışan işini yapan bir insan, sanatçının halk nezdindeki imajı gibi bir şey yok. Ya da sanatçı topluma örnek olmalı gibi iddialar. Bunlar cidden günümüzde herhangi bir anlamı olmayan kavramlar. Sen nasıl ki ihtiyacına göre kredi kartı kullanıyorsun, o adam da para kazanmak için reklamlarda oynuyor. Neresi kıyas kabul etmiyor anlamıyorum. Yani mikro düzeyde olunca bankalar cici, makro düzeyde olunca kaka mı oluyor? Öyle düşünüyorsanız bu çok daha anlamsız. Kadir İnanır da oynar banka reklamında Arda Turan da. Bunda hiçbir tuhaflık yok.
0
sanatçının topluma örnek olması gibi bir iddiam yok. reklamlarda oynatılan oyuncuların toplumdaki imajı kullanılıyor işveren tarafından ve oyuncu da bunun gayet farkında. insanları bankalara özendirmek farklı, bireysel olarak bankayla işinin olması farklı.
0
şuan ben dinsizim en kral din reklamında kurani kerim vs satış reklamında vs oynarım satış yapıp milleti sikerim bu millete böylesi gerek az bile (bkz: tayyip)
solcu sosyalist olup bankacı olmakta benzer birşey.
solcu sosyalist olup bankacı olmakta benzer birşey.
0
tescillimarka iyi noktadan girmiş, kendince bir zemine oturtmuş; fakat imajsız kişiler de oynasa bankalar müşteri sahibi olacaklar, sistem bunun üzerine kurulu. imajlı kişilerin rolü reklamı yapılan bankaya kişileri kaydırmak olabilir ancak.
0
zamanında solcu olup ağlayanlar şimdi milyon dolarlık evlerde kalıyor
bu da böyle bi anektodumdu.
bu da böyle bi anektodumdu.
0
zamanında triportör kasasında gezenler bu gün 1000 odalı sarayda yaşıyor. bu da benim böyle bi anektodum.
0
Hersey para degil, ben icki icerim ama icki ve sigara sirketinden gelen teklifi geri ceviriyorum. Gencleri zehirleyen adamin isini yapmam. İssizligi parasizligi ayri tutuyorum, issiz olsam calisirdim.
0
@divit
uydurma birader; içki ve sigara reklamı katı bir şekilde yasak zaten. ne ara teklif geliyorda kabul etmiyorsun sen?!!
bu da farklı bi karşı cinse yürüme tekniği tabi. inceden mesleği belli ederek karizmatik ''herşey para değildir'' ayağı :)
iyiymiş.. ama yemezler bro ;)
uydurma birader; içki ve sigara reklamı katı bir şekilde yasak zaten. ne ara teklif geliyorda kabul etmiyorsun sen?!!
bu da farklı bi karşı cinse yürüme tekniği tabi. inceden mesleği belli ederek karizmatik ''herşey para değildir'' ayağı :)
iyiymiş.. ama yemezler bro ;)
0
Aman banka reklamında da oynar iphone sırasına da girer coca cola'dan hisse de alır, sosyalistler böyle.
Yalnız Memoli İngiliz vatandaşı değil ya, öyle haber çıkmıştı ama adam kendi yazdı twitter'ından öyle bir şey yok diye.
Yalnız Memoli İngiliz vatandaşı değil ya, öyle haber çıkmıştı ama adam kendi yazdı twitter'ından öyle bir şey yok diye.
0
abi yemin ediyorum bu ülke bir "çakma insanlar" cenneti. adam mehmet ali alabora'dan bahsederken habire "ingiliz vatandaşı" yazmış, ingiltere hükümeti kendisine vatandaşlık verse topukları kıçına vura vura britanya adasına gitmeyecek var mı birader aranızda? bir yiğit var mı, "yok ben istemem" diyecek? lafa gelince herkes artist memlekette.
adam ister banka reklamında oynar, isterse de dildo reklamında. sana hesap mı verecekti beyim? şunu eleştiren adamlar/kadınlar ne üretmişler fikri veya cismi olarak şu ahir ömürlerinde çok merak ediyorum. hayır işin garip tarafı, insanların bunu eleştirme hakkını kendisinde görmesi. öyle de bir içi boş özgüven, kibir.
hala oyuncuların, futbolcuların oynadıkları reklamlar ile "insanların bankalara özendirildikleri" iddia ediliyor. bankaya özendirmesi mi kalmış arkadaş? büyük bankalardan bir tanesi batsın da gör bak ne oluyor ülkede. allaha yalvarır duruma gelirsin her gece allahım batmasın nolur diye.
bomboş, temelsiz eleştiriler yapıyorsunuz. hayır denizde kum, bizde eleştirilecek konu ama herkes kafayı parayla bozduğu için, sevdikleri adamlar da kendileri gibi çulsuz kalsın istiyorlar.
siz istiyorsunuz ki, herkes sizin inandığınız değerlere inansın, sizin doğrularınızı benimsesin. adamın doğrusunun farklı veya değişmiş olması ihtimaline dahi tahammül edemiyorsunuz. insanların yaptıklarına saygı duymak diye bir mefhum yok memlekette. anca senin gibi düşünüyor ve hareket ediyorsa saygıyı hak ediyor. herkes kendi çapında bir erdoğan oldu, ne güzel.
adam ister banka reklamında oynar, isterse de dildo reklamında. sana hesap mı verecekti beyim? şunu eleştiren adamlar/kadınlar ne üretmişler fikri veya cismi olarak şu ahir ömürlerinde çok merak ediyorum. hayır işin garip tarafı, insanların bunu eleştirme hakkını kendisinde görmesi. öyle de bir içi boş özgüven, kibir.
hala oyuncuların, futbolcuların oynadıkları reklamlar ile "insanların bankalara özendirildikleri" iddia ediliyor. bankaya özendirmesi mi kalmış arkadaş? büyük bankalardan bir tanesi batsın da gör bak ne oluyor ülkede. allaha yalvarır duruma gelirsin her gece allahım batmasın nolur diye.
bomboş, temelsiz eleştiriler yapıyorsunuz. hayır denizde kum, bizde eleştirilecek konu ama herkes kafayı parayla bozduğu için, sevdikleri adamlar da kendileri gibi çulsuz kalsın istiyorlar.
siz istiyorsunuz ki, herkes sizin inandığınız değerlere inansın, sizin doğrularınızı benimsesin. adamın doğrusunun farklı veya değişmiş olması ihtimaline dahi tahammül edemiyorsunuz. insanların yaptıklarına saygı duymak diye bir mefhum yok memlekette. anca senin gibi düşünüyor ve hareket ediyorsa saygıyı hak ediyor. herkes kendi çapında bir erdoğan oldu, ne güzel.
0
@fayfa is teklifi demek reklamda oynamak mi demek? Bu adamlarin fabrikasi ofisi falan yok muymus? Ulan surda kizlara benim kadar aciktan yuruyen adam yoktur zaten, niye inceden yuruyeyim direkt seviselim mi yazarim.
0
babamasoliimbananickaldirsin
Haftada 4 gun sabahtan oglene kadar dersim var. Eve gelince aksama kadar ders calisamiyorum oturuyorum bos bos cok verimsiz geciyor. Ben en iyisi geceleri calisayim kafam da gece calisir benim zaten. Ama sorun su ki sabaha kadar calisirsam derse gittigimde kafam allak bullak olur. Ya sabahlamayacagi
Haftada 4 gun sabahtan oglene kadar dersim var. Eve gelince aksama kadar ders calisamiyorum oturuyorum bos bos cok verimsiz geciyor. Ben en iyisi geceleri calisayim kafam da gece calisir benim zaten. Ama sorun su ki sabaha kadar calisirsam derse gittigimde kafam allak bullak olur. Ya sabahlamayacagim 4e kadar calisip yatacagim 7de geri kalkacagim (cok zor kalkarim oyle de dimi) ya da ogleden sonra yatip gece 1 2 gibi kalkip gune baslayacagim. Ya da edison abi gibi boleyim mi uykumu parcalara? Bir akil verin gozunuzun yagina ekmek banim. Cok tesekkurler.
0
sleep tight uygulamasını indir. ya da adını unuttum ne olduğunun "when wake up" "sleep timer" sleep calculator gibi şeyler yazınca pc içinde çıkar. uyku saatini hesaplamak için. atıyorum 2 saat 40 dk sonra en erken uyanabilirsin diyor.
günü malışmadan yaşamak için.
günü malışmadan yaşamak için.
0
Hiç öyle egzantrik işlere girme, hem dayanman zor olur hem de tüm dengen bozulur. Vücudun gece uykusuna ihtiyacı var. gündüz veya akşam kısmi uyuyayarak o ihtiyacı karşılayamazsın. Uyku planı yapmak yerine, cokabınun dediği gibi gündüz ders çalışmak için zorla kendini, dışarıda kütüphanede çalış.
0
armonik minor
Şimdi sayın abiler, ablalarHaziran ayında ekonomi mezunu oldum, hem de Boğaziçi Üniversitesi'nden.Akabinde, zaten özendiğim bir iş olan pilotluğun ilanlarını görünce THY'ye başvurdum ve kendimi sürece adadım. Temmuz'dan bu yana belgeleri verdim, ielts'e girdim, en sonunda THY'nin dlr sınavına girdim
Şimdi sayın abiler, ablalar
Haziran ayında ekonomi mezunu oldum, hem de Boğaziçi Üniversitesi'nden.
Akabinde, zaten özendiğim bir iş olan pilotluğun ilanlarını görünce THY'ye başvurdum ve kendimi sürece adadım. Temmuz'dan bu yana belgeleri verdim, ielts'e girdim, en sonunda THY'nin dlr sınavına girdim ve 2 hafta geçti, bugün çok can sıkıcı şekilde elendiğimi öğrendim.
Son birkaç aydır, minimum efor ile iş başvuruları da yapmaktaydım bir yandan fakat hiç istemiyorum ofis samimiyetsizliklerini.
Yani çok aklıma yatan bir pozisyonda, ısınabileceğim bir şirkette de (red bull falan, ne de olsa o da kanatlandırıyo) çalışabilirim fakat 9 ay sonra, ceza bitiminde, THY'nin sınavına tekrar girebilirim ve geçebileceğime olan inancım tam. Zira sınav 10 bölümden oluşuyor ve birinden kalırsan hepsinden kalıyorsun; ben sadece 1'inden kaldım talihsizlik sonucu.
Aklıma yatan şu: önce askerliği aradan çıkarayım (sanırım şu an başvurunca şubatta gidebiliyorum) sonra da THY'ye tekrar başvurayım ve bu sefer pilot olayım. Olamazsam da yoluma bakayım.
Diğer alternatifse şirket hayatına girmek ve gerisini doğaçlamak, yalandan bir master'la geciktirebilirim bile askerliği.
Şu saatten sonra tecil sürem 2 yıldan az olacağı için temmuzda THY'ye başvuramam bile.
SİZCE NE YAPSAM DAHA İYİ OLUR?
Okuyan varsa cevap yazmasa bile teşekkürü bir borç bilirim :)
Haziran ayında ekonomi mezunu oldum, hem de Boğaziçi Üniversitesi'nden.
Akabinde, zaten özendiğim bir iş olan pilotluğun ilanlarını görünce THY'ye başvurdum ve kendimi sürece adadım. Temmuz'dan bu yana belgeleri verdim, ielts'e girdim, en sonunda THY'nin dlr sınavına girdim ve 2 hafta geçti, bugün çok can sıkıcı şekilde elendiğimi öğrendim.
Son birkaç aydır, minimum efor ile iş başvuruları da yapmaktaydım bir yandan fakat hiç istemiyorum ofis samimiyetsizliklerini.
Yani çok aklıma yatan bir pozisyonda, ısınabileceğim bir şirkette de (red bull falan, ne de olsa o da kanatlandırıyo) çalışabilirim fakat 9 ay sonra, ceza bitiminde, THY'nin sınavına tekrar girebilirim ve geçebileceğime olan inancım tam. Zira sınav 10 bölümden oluşuyor ve birinden kalırsan hepsinden kalıyorsun; ben sadece 1'inden kaldım talihsizlik sonucu.
Aklıma yatan şu: önce askerliği aradan çıkarayım (sanırım şu an başvurunca şubatta gidebiliyorum) sonra da THY'ye tekrar başvurayım ve bu sefer pilot olayım. Olamazsam da yoluma bakayım.
Diğer alternatifse şirket hayatına girmek ve gerisini doğaçlamak, yalandan bir master'la geciktirebilirim bile askerliği.
Şu saatten sonra tecil sürem 2 yıldan az olacağı için temmuzda THY'ye başvuramam bile.
SİZCE NE YAPSAM DAHA İYİ OLUR?
Okuyan varsa cevap yazmasa bile teşekkürü bir borç bilirim :)
0
Hayalin pilotluksa git askere dönünce tekrar pilotluk için gir sınava.ancak sğreç biraz uzun oluyor thy de pilot bir arkadaşımdan bildiğim kadarıyla.
0
kesinlikle pilotluk. 10 sene önce hava harp okulundan elendim, sonra üstüne düşmedim, boşver dedim, mühendis oldum. şimdi aşırı olmasa da pişmanlığını yaşıyorum.
askerliği de çıkar tabi aradan.
askerliği de çıkar tabi aradan.
0
bedelli askerliğin tekrar çıkmayacağına emin olsam hemen gidip tecilimi iptal ettirirdim ama eğer bedelli çıkarsa şak diye bastırırım parayı ve kurtulurum bu sürüncemeden. lakin bedelli çıkar mı, çıkarsa kaç yıla çıkar, bunları bilmek imkansız gibi...
0
Diğer havayolu şirketlerinin bu ara ilanları varsa onları dene. Yoksa askere git, dönünce thyi dene olmadı beyaz yaka köle cennetine atılırsın.
0
ikisi de değil. yurtdışında ylisans yap. amerika da hatta. sonra orada bak birşeyler. şahsi fikrim bu.
0
"hem de Boğaziçi Üniversite'sinden", önce bi şuradaki "hem de"yi bırak. neyin havası bu derler yani.
askere git gel de bi burnun sürtülsün. diyeceklerim bu kadar.
askere git gel de bi burnun sürtülsün. diyeceklerim bu kadar.
0
thy sınavını geçsen bile mülakatta askerliğini yapmayanı %99 eliyorlar.
bedelli çıksa bile yaştan kurtarmayabilirisn. şu sıra en ideali askerliği aradan çıkarmak başka zaman ayağına dolanıyor.
bedelli çıksa bile yaştan kurtarmayabilirisn. şu sıra en ideali askerliği aradan çıkarmak başka zaman ayağına dolanıyor.
0
boğaziçi ekonomi mezunu olmak "hem de" denilecek bir şeydir. sıkıntı yok.
ben olsam askerliği aradan çıkarırdım. ondan sonra bir kere daha thy denersin. olmazsa merhaba şirket hayatı.
ben olsam askerliği aradan çıkarırdım. ondan sonra bir kere daha thy denersin. olmazsa merhaba şirket hayatı.
0
Thy askerliği yapmayanı %99 eliyor diye bir şey yok, hurafe o. Askerlik yapmayıp kabul alan çok var. Hatta askerlik yapmamış olanlar çoğunlukta bile diyebilirim. Ayrıca 2 yıl tecil de istemiyorlar. 2 yıl askere gitmeyeceğine dair taahüt istiyorlar. Başvur, kazanırsan uyduruktan bi yüksek lisansa başvurur pilot olursun yine.
0
Evet, içimden gelen sesin doğru olduğuna daha da inanmaya başlıyorum siz "askerliği aradan çıkart" dedikçe. Sanırım birkaç güne gidip tecilimi iptal ettiricem ve "şubatta askerlik başkadır" diyicem.
Bu arada @devilred, iyi bir üniversiteden mezun olmama rağmen pilotluk için diğer kariyer planlarını 2. plana atmam makul olur mu demeye çalışıyorum ama sen gereksiz bir yere takılıyorsun.
Bu arada @devilred, iyi bir üniversiteden mezun olmama rağmen pilotluk için diğer kariyer planlarını 2. plana atmam makul olur mu demeye çalışıyorum ama sen gereksiz bir yere takılıyorsun.
0
Hiç düşünme. Git askere, dönüşte de pilot sınavına gir. Bu kadar çok istediğin şey için 2. bir şans denenir. Bu arada şöyle bir geyik bilgi vereyim; dönem dönem lise arkadaşları toplanıyoruz, aramızda abd de üniversitede hoca olmuşundan tut da, avukatından, doktoruna hepsi var ama bir pilot olan arkadaş kadar sükse yapmıyor hiçbiri. Her buluşmada adamın başında 10 kişi pilotluğu soruyor. Çok karizmatik bir durum da yani aynı zamanda ;)
0
Bence salla askerliği, pilotluğu bir kez daha dene. Belki bedelli çıkar dediğin gibi, boşu boşuna altı ayın gitmesin.
O kaldığın yerden geçebileceğine eminsin değil mi? Peki onu geçince iş bitiyor mu?
O kaldığın yerden geçebileceğine eminsin değil mi? Peki onu geçince iş bitiyor mu?
0
pilotların bilhassa makine, elektronik, fizik gibi dalların mezunlarından seçilmesini savunurum. ama atc ol işte? bizim endüstri mühendisi arkadaş oldu. memnun.
0
dostum dlr'la ilgili sanırım yanılıyorsun. tek modülden kalanları sınavın tamamına değil yalnızca kaldığı modüle alıyorlar. yakın zamanda bir arkadaşım böyle geçti. hatta aralık'ta eğitime başlıyor. şu da burda dursun belki lazım olur:
eksisozluk.com
onun haricinde pilotluk mu şirket mi kısmı çetrefilli bir mevzu. çünkü ben süreç içinde birçoklarıyla konuştum da dışarıdan göründüğü kadar ışıltılı olmadığına baya ikna oldum. ayrıca beraberinde getirdiği sağlı ve sosyal hayatla ilgili durumlar da cabası. tabi yani bu pilot olma demek değil. gidip zorlu ve eğlenceli bulan da var, mutsuzluk kaynağı ve risk olarak gören de.
neyse sen bak istersen önce durumlar. soru sormak istersen bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışırım.
eksisozluk.com
onun haricinde pilotluk mu şirket mi kısmı çetrefilli bir mevzu. çünkü ben süreç içinde birçoklarıyla konuştum da dışarıdan göründüğü kadar ışıltılı olmadığına baya ikna oldum. ayrıca beraberinde getirdiği sağlı ve sosyal hayatla ilgili durumlar da cabası. tabi yani bu pilot olma demek değil. gidip zorlu ve eğlenceli bulan da var, mutsuzluk kaynağı ve risk olarak gören de.
neyse sen bak istersen önce durumlar. soru sormak istersen bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışırım.
0
adama bak ya ekonomi mezunu, hem de boğaziçi. süpersin. seni astronot yapmaları lazım nasıl da kabul etmemişler Pilotluğa.
0
ne yaparsan yap askerliği çıkar aradan derim en mantıklısı bu. askerde 6 ay düşünürsün ne istediğini.
0
Sanırım askerliği olabildiğince erteleyen insanlardan olma yoluna gidicem zira yalandan bir master'a kabul alarak da 2 yıl hatta 3 yıl erteletebilirim askerliği. Aylardır bilfiil araştırıyor ve soruşturuyorum zaten pilotluğun nasıl bir şey olduğunu. Edindiğim bilgiler sonucunda hala ve eskisinden daha fazla olmak pilot olmak istiyorum. Bence başladıktan sonra benim diyeceğim şey de "zorlu ve eğlenceli" olduğu olacak. Kaldı ki bi yandan pilotluk da bir tür kölelik ama çok para kazanan ve saygın bir meslek sahibi olan türünden.
0
Bu arada sınava tekrar girersem geçeceğime olan inancım tam. %100 geçerim yani. Fakat sonrasında 2 tane zorlu mülakat var ve onlarda elenen daha fazla insan var...
0
dostum dlr-2'yi geçersen mülakat muhtemelen daha kolay olacaktır. aslında crm olsa o daha da iyiydi, geçme şansı görüldüğü kadarıyla dlr-2'den daha yüksek. ama crm şansı sanırım dlr-2'den kalanlara ve sürece yeni girenlere tanınmış. haliyle sen tek modülden geçersen dlr-2'ye gireceksin.
ne diyelim kolay gelsin... :)
ne diyelim kolay gelsin... :)
0
pilotluğun nesi güzel anlamıyorum.
şöförün ya da makinistin havalısı işte.
zaten sistemler gittikçe uzmanlaşıyor, pilota gittikçe az iş düşüyor.
savaş uçağı pilotu olmak başka tabi.
şöförün ya da makinistin havalısı işte.
zaten sistemler gittikçe uzmanlaşıyor, pilota gittikçe az iş düşüyor.
savaş uçağı pilotu olmak başka tabi.
0
bir işte çalışmaya başla, yalandan masterla askerliği geçiştir, bu arada sürece devam et. hiçbir zaman pilotluk için diğer şeyleri kenara atma, kesin geçerim demişsin ya yok öyle bi dünya. dlr-1 dlr-2 ve mülakat. ne kadar istediğin önemli olan.
0
rabitelli
kredi çekerek ev alıp,evden elde ettiğin kiranın bir kısmıyla krediyi ödemek mi daha mantıklı yoksa yıllarca para biriktirip faiz falan ödemeden ev almak mı daha mantıklı?
kredi çekerek ev alıp,evden elde ettiğin kiranın bir kısmıyla krediyi ödemek mi daha mantıklı yoksa yıllarca para biriktirip faiz falan ödemeden ev almak mı daha mantıklı?
0
deneyimlediğim için değil ama mantığıma uygun geldiği için ilki daha mantıklı bence. İlk ev için hele kira yerine çok iyi bir yatırım.
Ama klasik memur kafasındaki bir insan içinde ilk ev para biriktirilerek alınır o dediğin risk daha sonra rahatlayınca alınabilir ancak. Bazen onlarında oluyor bir bildiği.
Ama klasik memur kafasındaki bir insan içinde ilk ev para biriktirilerek alınır o dediğin risk daha sonra rahatlayınca alınabilir ancak. Bazen onlarında oluyor bir bildiği.
0
Ev kredi faizinin ustunde deger kazanacaksa kredi cekip almak mantikli. Kredi faizi kadar deger kazanmayacaksa para biriktirip almak mantikli.
0
krediyle ev aldığınızda en az ilk 10 yıl eve banka ipotek koyuyor bilginiz olsun. ev alınca ev sizin olmuyor. ilk 10 yıl bankanın oluyor
0
Ipotek kismi hakkında yanlis anlasilma var sanirim. Babam gecen sene pesinatli5 senelik ev kredisi cekip 1 ev daha aldi. Bu sene annem istediği icin sattik. Gayet de satabildik yani, ev bankasinin gibi bir durum yok.
Bana gore 5 senelik kredi odeyebilecek durumdaysaniz en mantiklisi o. Aylik biraz yuksek oduyorsunuz ama 5 sene sonra bir eviniz oluyor.
Bana gore 5 senelik kredi odeyebilecek durumdaysaniz en mantiklisi o. Aylik biraz yuksek oduyorsunuz ama 5 sene sonra bir eviniz oluyor.
0
İpotekli ev satılamaz diye bir kural yok. Sadece ipıtekli evi almak istemez insanlar, ondan dolayı satışı zordur.
0
xu
aşağıdaki filmleri 2 yıl içinde izleyip not verdim. bu puanlamama göre film tavsiyesi yapar mısınız?puanlamam 10 üzerinden..shutter ısland - 9,0 -schindler's list - 8,5 -troy - 8,5 -the prestige - 8.0 -yüzüklerin efendisi 2 - 8.0 -bisiklet hırsızları - 8,0 -the damned united - 7.5 -being john malkov
aşağıdaki filmleri 2 yıl içinde izleyip not verdim. bu puanlamama göre film tavsiyesi yapar mısınız?
puanlamam 10 üzerinden..
shutter ısland - 9,0 -
schindler's list - 8,5 -
troy - 8,5 -
the prestige - 8.0 -
yüzüklerin efendisi 2 - 8.0 -
bisiklet hırsızları - 8,0 -
the damned united - 7.5 -
being john malkovich - 7,5 -
american history x - 7,5 -
enemy at the gates - 7.5- savaş
batman - 7.5 -
requiem for a dream - 7,5 -
million dollar baby - 7,5 -
the great escape - 7.5 -
the dirty dozen - 7.5 -
the bridge on the river kwai - 7,5 -
good will hunting - 7.5 -
no mans land - 7.0 -
birdman of alcatraz - 7.0 -
soysuzlar çetesi - 7.0 -
Yeraltı - 7.0 -
matrix - 7. 0-
matrix 2 - 7.0 -
se7en - 7.0 -
ınception - 7,0 -
dağ - 7.0 -
star wars serisi - 7.0 -
ted - 7 ,0 -
disconected - 7.0 -
the fall - 7.0 -
12 angyr man - 7.0 -
cool hand luke - 7.0 -
iyi kötü çirkin - 7.0 -
50/50 - 7.0 -
papillon - 7,0 -
no country for old men - 7.0 -
kanlı elmas - 7.0 -
benjamin button - 7.0 -
11'e 10 kala - 7.0 -
pandora'nin kutusu - 7.0 -
stalag 17 - 7,0 -
yüzüklerin efendisi 3 - 6.5 -
yüzüklerin efendisi - 6.5 -
Pek yakında - 6.5 -
united - 6.5 -
silsile - 6.5 -
the king's speech - 6.5 -
uyanışlar - 6,5 -
girdap - 6.5 -
life of pi - 6,5 -
valkyr -6,5 -
l.a. confidential - 6,5 -
filler ve çimen - 6.5 -
kill bill 2 - 6,5 -
the departed - 6.5 -
hugo - 6.5 -
legends of the fall - 6,5 - savaş -
dedemin insanları - 6.5 -
saklı hayatlar - 6.5 -
uzun hikaye - 6.5 -
the thin red line - 6,5 -
once upon a time in america - 6,5 -
the artist - 6.5 -
taken - 6.5 -
interstate 60 - 6,5 -
c.r.a.z.y - 6.5 -
american beauty - 6.5 -
trainspotting - 6.5 -
godfather 2 - 6,5 -
baska dilde ask - 6,5 -
godfather - 6.0 -
godfather 3 - 6.0 -
matrix 3 - 6.0 -
the man from earth - 6.0 -
the hobbit - 6.0 -
dilberin sekiz günü - 6,0 -
açlığa doymak - 6.0 -
mevsim çiçek açtı - 6.0 -
eyvah eyvah 2 - 6.0-
eve-donus-sarikamis-1915 - 6.0 -
taxi driver - 6.0 -
goodbye lenin - 6.0 -
12 years slave - 6.0 -
kramer vs. kramer - 6.0 -
born on the fourth of july - 6.0 -
django unchained - 6.0 -
life in a day - 6.0 -
yozgat blues - 6.0 -
karnaval - 6.0 -
behzat ç. ankara yanıyor - 6.0 -
çakal - 6.0 -
daire - 6.0 -
starbuck - 6.0 -
escape from alcatraz - 6.0 -
tucker and dale vs evil - 6,0 -
gölge oyunu - 6.0 -
big fish - 6.0 -
entelköy efeköy'e karşı - 6.0 -
kingdom of heaven - 6.0 -
the shining - 6,0 -
the big lebowski - 6.0 -
valkyrie - 6,0 -
yaşamın kıyısında - 6,0 -
çoğunluk - 6.0 -
jin - 6.0 -
the bucket list - 6.0 -
behzat ç - 6.0 -
sin city - 6. 0-
the hurt locker - 6.0 -
felon - 6.0 -
para avcısı - 6.0 -
raging bull - 6.0 -
matchstick men - 6,0 -
my way - 6,0 -
el laberinto del fauno - 6.0 -
yeraltı - 6.0 -
süt -6,0 -
bal - 6,0 -
yumurta - 6,0 -
yedi kocalı hürmüz - 6.0 -
güneşin oğlu - 6.0 -
yazgi - 6,0 -
tamam mıyız - 6.0 -
district 9 - 5.5 -
zincirbozan - 5.5 -
celda 211 - 5.5 -
taxi driver - 5.5 -
tepenin ardı - 5.5 -
hot fuzz - 5.5 -
green street holigans - 5.5 -
fargo - 5.5 -
düğün dernek - 5.5 -
sağ salim - 5,5 -
kaledeki yalnızlık - 5.5 -
iklimler - 5,5 -
wild hogs - 5.5 -
searching for sugar man - 5.5 -
the last castle - 5.5 -
buried - 5.5 -
the perks of being a wallflower - 5,5 -
about time - 5.5 -
500 days of summer - 5.5 -
das boot - 5.5 -
incir reçeli - 5.5 -
mayis sikintisi - 5.5 -
üçüncü sayfa - 5.5 -
being there - 5.5 -
ilk ask - 5.5 -
tigerland - 5,5 -
kader - 5.5 -
öldür beni - 5,5 -
duruşma - 5.5 -
funny games - 5.5 -
ali'nin sekiz günü - 5,5 -
little miss sunshine - 5,5-
perfume the story of a murderer - 5.5 -
a clockwork orange - 5.5 -
memento - 5,5 -
snatch - 5,5 -
paths of glory - 5.5 -
4 lions - 5.5 -
the grey - 5.5 -
the wrestler - 5.5 -
stranger than fiction -5,5 -
das leben der anderen - 5.5 -
ozur-dilerim-- 5.5 -
la haine - 5.0 -
koğuş akademisi - 5.0 -
beş şehir - 5.0 -
meryem - 5.0 -
lock, stock and two smoking barrels - 5.0 -
a beautiful mind - 5,0-
der untergang - 5,0 -
black swan - 5.0 -
persona - 5.0 -
eyvah eyvah 3 - 5.0 -
to kill a mockingbird - 5.0 -
kara kentin çocuklari - 5,0 -
güzelliğin on par' etmez - 5,0 -
mr. nobody - 5.0 -
michael jordan to the max - 5.0 -
kutsal damacana - 5,0 -
başka semtin çocukları - 5.0 -
recep ivedik 4 - 5.0 -
son ders - 5.0 -
iklimler - 5.0 -
warrior - 5,0 -
3 idiots - 5,0 -
into the wild - 5.0 -
tanrı kent - 5,0 -
bu toprağın çocukları - 5.0 -
takiye - 5.0 -
siyah beyaz - 4,5 -
kavşak - 4.5 -
duvara karşı - 4.0 -
saç - 4.0 -
soğuk - 4,0 -
intouchables - 4,0 -
romantik - 3.0 -
celal ile ceren - 3.0 -
adı ask bu eziyetin - 3,0 -
asayiş berkamal - 3.0 -
sümela'nın şifresi - 2.5 -
edit ; 15-20 tane filmide izledikten sonra not vermeyi unutmuşumdur. celal ile ceren'i izledim.
puanlamam 10 üzerinden..
shutter ısland - 9,0 -
schindler's list - 8,5 -
troy - 8,5 -
the prestige - 8.0 -
yüzüklerin efendisi 2 - 8.0 -
bisiklet hırsızları - 8,0 -
the damned united - 7.5 -
being john malkovich - 7,5 -
american history x - 7,5 -
enemy at the gates - 7.5- savaş
batman - 7.5 -
requiem for a dream - 7,5 -
million dollar baby - 7,5 -
the great escape - 7.5 -
the dirty dozen - 7.5 -
the bridge on the river kwai - 7,5 -
good will hunting - 7.5 -
no mans land - 7.0 -
birdman of alcatraz - 7.0 -
soysuzlar çetesi - 7.0 -
Yeraltı - 7.0 -
matrix - 7. 0-
matrix 2 - 7.0 -
se7en - 7.0 -
ınception - 7,0 -
dağ - 7.0 -
star wars serisi - 7.0 -
ted - 7 ,0 -
disconected - 7.0 -
the fall - 7.0 -
12 angyr man - 7.0 -
cool hand luke - 7.0 -
iyi kötü çirkin - 7.0 -
50/50 - 7.0 -
papillon - 7,0 -
no country for old men - 7.0 -
kanlı elmas - 7.0 -
benjamin button - 7.0 -
11'e 10 kala - 7.0 -
pandora'nin kutusu - 7.0 -
stalag 17 - 7,0 -
yüzüklerin efendisi 3 - 6.5 -
yüzüklerin efendisi - 6.5 -
Pek yakında - 6.5 -
united - 6.5 -
silsile - 6.5 -
the king's speech - 6.5 -
uyanışlar - 6,5 -
girdap - 6.5 -
life of pi - 6,5 -
valkyr -6,5 -
l.a. confidential - 6,5 -
filler ve çimen - 6.5 -
kill bill 2 - 6,5 -
the departed - 6.5 -
hugo - 6.5 -
legends of the fall - 6,5 - savaş -
dedemin insanları - 6.5 -
saklı hayatlar - 6.5 -
uzun hikaye - 6.5 -
the thin red line - 6,5 -
once upon a time in america - 6,5 -
the artist - 6.5 -
taken - 6.5 -
interstate 60 - 6,5 -
c.r.a.z.y - 6.5 -
american beauty - 6.5 -
trainspotting - 6.5 -
godfather 2 - 6,5 -
baska dilde ask - 6,5 -
godfather - 6.0 -
godfather 3 - 6.0 -
matrix 3 - 6.0 -
the man from earth - 6.0 -
the hobbit - 6.0 -
dilberin sekiz günü - 6,0 -
açlığa doymak - 6.0 -
mevsim çiçek açtı - 6.0 -
eyvah eyvah 2 - 6.0-
eve-donus-sarikamis-1915 - 6.0 -
taxi driver - 6.0 -
goodbye lenin - 6.0 -
12 years slave - 6.0 -
kramer vs. kramer - 6.0 -
born on the fourth of july - 6.0 -
django unchained - 6.0 -
life in a day - 6.0 -
yozgat blues - 6.0 -
karnaval - 6.0 -
behzat ç. ankara yanıyor - 6.0 -
çakal - 6.0 -
daire - 6.0 -
starbuck - 6.0 -
escape from alcatraz - 6.0 -
tucker and dale vs evil - 6,0 -
gölge oyunu - 6.0 -
big fish - 6.0 -
entelköy efeköy'e karşı - 6.0 -
kingdom of heaven - 6.0 -
the shining - 6,0 -
the big lebowski - 6.0 -
valkyrie - 6,0 -
yaşamın kıyısında - 6,0 -
çoğunluk - 6.0 -
jin - 6.0 -
the bucket list - 6.0 -
behzat ç - 6.0 -
sin city - 6. 0-
the hurt locker - 6.0 -
felon - 6.0 -
para avcısı - 6.0 -
raging bull - 6.0 -
matchstick men - 6,0 -
my way - 6,0 -
el laberinto del fauno - 6.0 -
yeraltı - 6.0 -
süt -6,0 -
bal - 6,0 -
yumurta - 6,0 -
yedi kocalı hürmüz - 6.0 -
güneşin oğlu - 6.0 -
yazgi - 6,0 -
tamam mıyız - 6.0 -
district 9 - 5.5 -
zincirbozan - 5.5 -
celda 211 - 5.5 -
taxi driver - 5.5 -
tepenin ardı - 5.5 -
hot fuzz - 5.5 -
green street holigans - 5.5 -
fargo - 5.5 -
düğün dernek - 5.5 -
sağ salim - 5,5 -
kaledeki yalnızlık - 5.5 -
iklimler - 5,5 -
wild hogs - 5.5 -
searching for sugar man - 5.5 -
the last castle - 5.5 -
buried - 5.5 -
the perks of being a wallflower - 5,5 -
about time - 5.5 -
500 days of summer - 5.5 -
das boot - 5.5 -
incir reçeli - 5.5 -
mayis sikintisi - 5.5 -
üçüncü sayfa - 5.5 -
being there - 5.5 -
ilk ask - 5.5 -
tigerland - 5,5 -
kader - 5.5 -
öldür beni - 5,5 -
duruşma - 5.5 -
funny games - 5.5 -
ali'nin sekiz günü - 5,5 -
little miss sunshine - 5,5-
perfume the story of a murderer - 5.5 -
a clockwork orange - 5.5 -
memento - 5,5 -
snatch - 5,5 -
paths of glory - 5.5 -
4 lions - 5.5 -
the grey - 5.5 -
the wrestler - 5.5 -
stranger than fiction -5,5 -
das leben der anderen - 5.5 -
ozur-dilerim-- 5.5 -
la haine - 5.0 -
koğuş akademisi - 5.0 -
beş şehir - 5.0 -
meryem - 5.0 -
lock, stock and two smoking barrels - 5.0 -
a beautiful mind - 5,0-
der untergang - 5,0 -
black swan - 5.0 -
persona - 5.0 -
eyvah eyvah 3 - 5.0 -
to kill a mockingbird - 5.0 -
kara kentin çocuklari - 5,0 -
güzelliğin on par' etmez - 5,0 -
mr. nobody - 5.0 -
michael jordan to the max - 5.0 -
kutsal damacana - 5,0 -
başka semtin çocukları - 5.0 -
recep ivedik 4 - 5.0 -
son ders - 5.0 -
iklimler - 5.0 -
warrior - 5,0 -
3 idiots - 5,0 -
into the wild - 5.0 -
tanrı kent - 5,0 -
bu toprağın çocukları - 5.0 -
takiye - 5.0 -
siyah beyaz - 4,5 -
kavşak - 4.5 -
duvara karşı - 4.0 -
saç - 4.0 -
soğuk - 4,0 -
intouchables - 4,0 -
romantik - 3.0 -
celal ile ceren - 3.0 -
adı ask bu eziyetin - 3,0 -
asayiş berkamal - 3.0 -
sümela'nın şifresi - 2.5 -
edit ; 15-20 tane filmide izledikten sonra not vermeyi unutmuşumdur. celal ile ceren'i izledim.
0
Yüzüklerin efendisi'ne 6.5 mu ? yok artık.
listen çok uzun zaten orada varsa yazdıklarım affola.
die welle
edge of tomorrow
snowpiercer
Scott Pilgrim vs. the World
sucker punch
the zero theorem
listen çok uzun zaten orada varsa yazdıklarım affola.
die welle
edge of tomorrow
snowpiercer
Scott Pilgrim vs. the World
sucker punch
the zero theorem
0
american history x - 7,5
batman - 7.5
good will hunting - 7.5
se7en - 7.0 -
ınception - 7,0
kanlı elmas - 7.0 -
benjamin button - 7.0 -
the departed - 6.5 -
django unchained - 6.0 -
şu filmlere şu puanları veren birine film öneremem ben.
batman - 7.5
good will hunting - 7.5
se7en - 7.0 -
ınception - 7,0
kanlı elmas - 7.0 -
benjamin button - 7.0 -
the departed - 6.5 -
django unchained - 6.0 -
şu filmlere şu puanları veren birine film öneremem ben.
0
Godfather ile eyvah eyvah'a ayni puani vermissin haci kardes. Sen bu filmleri bastan bir daha izle bence, cok absurd puanlamalarin.
0
eyvah eyvah ilişti gözüme. ben otobüs yolculuğunda izlemek zorunda kalmıştım. kaçıncısı bir fikrimde yok aslında ama intouchables, into the wild, 3 idiots, mr.nobody gibi filmlerden iyi yüksek almış 2 side. ürktüm..
bu filmlerin yönetmenleri görse kanserden ölür giderdi üzüntüden..
neyse fight club, seven, şanslı sleven yok listede.. listeye girer sonuçta.
bu filmlerin yönetmenleri görse kanserden ölür giderdi üzüntüden..
neyse fight club, seven, şanslı sleven yok listede.. listeye girer sonuçta.
0
uykusunu yakalayan adam
Şu cümlenin Türkçesi nedir?"I love when people be like the election didn't go how I wanted think I'll cry like a little girl all night into the next day."
Şu cümlenin Türkçesi nedir?
"I love when people be like the election didn't go how I wanted think I'll cry like a little girl all night into the next day."
"I love when people be like the election didn't go how I wanted think I'll cry like a little girl all night into the next day."
0
İnsanların, "seçim istediğim gibi gitmedi, sanırım bütün gece sabaha kadar (ertesi gün oluncaya kadar) küçük bir kız gibi ağlayacağım" olmalarına bayılıyorum.
0
Seçimler istediği gibi sonuçlanmadığında sabaha kadar küçük bir kız gibi ağlayan insanlara bayılıyorum.
0
lionel andres
her gün listening yapmaya özen gösteriyorum ama işteyken dinliyorum. dolayısıyla bir işle meşgulken listening yapıyorum daha çok. yani aklım başka yerde. öte yandan kulağımda kulaklık. zaten intermediate seviyesinde ingilizcem var her cümleyi anlamıyorum. işim olduğu için de listening'e pek odaklana
her gün listening yapmaya özen gösteriyorum ama işteyken dinliyorum. dolayısıyla bir işle meşgulken listening yapıyorum daha çok. yani aklım başka yerde. öte yandan kulağımda kulaklık. zaten intermediate seviyesinde ingilizcem var her cümleyi anlamıyorum. işim olduğu için de listening'e pek odaklanamıyorum. hani boşa mı kürek çekiyorum yoksa bilinçaltı ingilizcesi falan diyolar ya, saçmalık mı o? bu şekilde dinlemeye devam mı yoksa hiç boşuna zahmet etme mi dersiniz?
0
yok dinle. hiçbir işe yaramasa bazı kalıplar kalır aklında, kullanman gerektğinde veya bir soruda karşına çıktığında hatırlarsın. dikkatini vererek dinlemen tabi daha iyi ama şu an elinden bu geliyorsa da, o da olur.
0
soguk dus etkisi
İnsanlar neden çöplerini ayrıştırarak atmaya teşvik edilmiyor devlet ve belediyeler tarafından ? Çok basit olarak sokaklar dev gibi bir çöp bidonu yerine kağıt-plastik-cam-metal-evsel atık kutuları ve ekstradan atık yağ bidonları olamaz mı ? bunu birde para cezasıyla dayatsan halka 2-3 yıla düzen ot
İnsanlar neden çöplerini ayrıştırarak atmaya teşvik edilmiyor devlet ve belediyeler tarafından ? Çok basit olarak sokaklar dev gibi bir çöp bidonu yerine kağıt-plastik-cam-metal-evsel atık kutuları ve ekstradan atık yağ bidonları olamaz mı ? bunu birde para cezasıyla dayatsan halka 2-3 yıla düzen oturur bence. Bunun yapılmamasının nedeni nelerdir ?
0
yapılmaya başlandı artık yavaş yavaş. mesela bizim sitede geri dönüştürülebilir şeyleri belediyenin verdiği bir kutuya atıyoruz, belediye her hafta gelip alıyor oradan karton, şişe vb çöpleri. belediyeler ile alakalı bir durum sanırım.
0
e türkiye'de çöplerdeki geri dönüşebilecek yapıdaki materyali toplayan insanlar var zaten. üstelik zahmetli ve maliyetli bir yöntem bu ilk elden ayrıştırma. yararlı mı, evet ama dediğim gibi zahmetli.
0
tolga asp
ortaokul yıllarımda yanında çalıştığım biri vardı, okul çıkışı yanına gider resim dersi alır karşılığında da atölyede çıraklık falan yapardım. kendisinden çok şey öğrendim, vefa borcum var. liseye başladıktan sonra dükkandan ayrıldım ve yılda birkaç kere ziyaret etmeye başladım, sonra üniversite içi
ortaokul yıllarımda yanında çalıştığım biri vardı, okul çıkışı yanına gider resim dersi alır karşılığında da atölyede çıraklık falan yapardım. kendisinden çok şey öğrendim, vefa borcum var. liseye başladıktan sonra dükkandan ayrıldım ve yılda birkaç kere ziyaret etmeye başladım, sonra üniversite için başka bir şehri kazandım ve ziyaretlerim daha da seyrekleşti. bu arada annem ve babam kendisine sürekli gider, çeşitli hediyeler falan götürürler, araları iyi.
neyse, en son 3-4 yıl önce ziyaretine gittim, uzun zamandan beni görüşmemiştik ve içeri girer girmez "birazdan kız gelicek sen sonra gel istersen" dedi, biraz koydu açıkcası. yıllardır görüşmemişiz, ziyaretine gidiyorum ve kız gelecek diye iki laf etmeden beni gönderiyor. neyse ben buna alışık olduğum için çok fazla takmadım fakat yinede tekrar gidesim gelmedi.
aradan 3-4 yıl geçti, yani bugün. babamın ısrarına dayanamayıp tekrar ziyarete gitmeye karar verdim. atölyeye gittim, kapıyı açtı, beni görünce tekrar gülümsedi ve "ooo tolgacım hoşgeldin" dedi sarıldık öpüştük falan filan tam içeri girecektim bana kaş göz işareti, o an bir şey anlamadım, içeri girdim, yeni taşındığı için sağı solu incelemeye kalktım bi baktım kapıyı ağzına kadar açmış gitmemi işaret ediyor. içeride kız olduğunu anladım, müsait değilsin herhalde sonra gelirim dedim. tamam görüşürüz uğra bak mutlaka dedi, giderkende şu çöpü atıver dedi. bende o anki salaklıkla tabi abi ne demek sonra gelirim, görüşürüz iyi günler falan deyip paşa paşa aldım çöpü döndüm arkamı gittim.
ulan bu bana o kadar koydu ki, yıllarca birlikte çalışmışız birbirimize çok şey borçluyuz, ailem sürekli kendisine hediyeler falan götürüyor, araları o kadar iyi. ben gidiyorum ve bana bu şekilde davranıyor. bu arada kendisi evli ve benim yaşımda çocuğu var fakat fazla çapkın, atölyesine sürekli karı kız atar.
ayrıca kendisi bir lisede öğretmen, yani öyle hödük biri olsa takmam ama böyle kültürlü ve önemli bir insanın bu şekilde düşüncesizlik yapmasını anlayamıyorum. bana resmen çocuk muamelesi yapıp kapıdan gönderdi. eve gelip durumu bizimkilere anlattım onlarda çok şaşırdı, bi daha görüşmeme kararı aldık ama bana çok koydu. hiç bu kadar düştüğümü hatırlamıyorum. kendimi rezil hissediyorum, bütün özgüven gitti. utanmasam oturup ağlıcam lan.
konu bu işte, bana güzel şeyler söyleyinde moralim yerine gelsin be duyurucum, çok ihtiyacım var. yorumunuz nedir?
neyse, en son 3-4 yıl önce ziyaretine gittim, uzun zamandan beni görüşmemiştik ve içeri girer girmez "birazdan kız gelicek sen sonra gel istersen" dedi, biraz koydu açıkcası. yıllardır görüşmemişiz, ziyaretine gidiyorum ve kız gelecek diye iki laf etmeden beni gönderiyor. neyse ben buna alışık olduğum için çok fazla takmadım fakat yinede tekrar gidesim gelmedi.
aradan 3-4 yıl geçti, yani bugün. babamın ısrarına dayanamayıp tekrar ziyarete gitmeye karar verdim. atölyeye gittim, kapıyı açtı, beni görünce tekrar gülümsedi ve "ooo tolgacım hoşgeldin" dedi sarıldık öpüştük falan filan tam içeri girecektim bana kaş göz işareti, o an bir şey anlamadım, içeri girdim, yeni taşındığı için sağı solu incelemeye kalktım bi baktım kapıyı ağzına kadar açmış gitmemi işaret ediyor. içeride kız olduğunu anladım, müsait değilsin herhalde sonra gelirim dedim. tamam görüşürüz uğra bak mutlaka dedi, giderkende şu çöpü atıver dedi. bende o anki salaklıkla tabi abi ne demek sonra gelirim, görüşürüz iyi günler falan deyip paşa paşa aldım çöpü döndüm arkamı gittim.
ulan bu bana o kadar koydu ki, yıllarca birlikte çalışmışız birbirimize çok şey borçluyuz, ailem sürekli kendisine hediyeler falan götürüyor, araları o kadar iyi. ben gidiyorum ve bana bu şekilde davranıyor. bu arada kendisi evli ve benim yaşımda çocuğu var fakat fazla çapkın, atölyesine sürekli karı kız atar.
ayrıca kendisi bir lisede öğretmen, yani öyle hödük biri olsa takmam ama böyle kültürlü ve önemli bir insanın bu şekilde düşüncesizlik yapmasını anlayamıyorum. bana resmen çocuk muamelesi yapıp kapıdan gönderdi. eve gelip durumu bizimkilere anlattım onlarda çok şaşırdı, bi daha görüşmeme kararı aldık ama bana çok koydu. hiç bu kadar düştüğümü hatırlamıyorum. kendimi rezil hissediyorum, bütün özgüven gitti. utanmasam oturup ağlıcam lan.
konu bu işte, bana güzel şeyler söyleyinde moralim yerine gelsin be duyurucum, çok ihtiyacım var. yorumunuz nedir?
0
tamam tatsız bir durum ama hiç öyle kendini rezil hissetmeni gerektirecek, öz güvenini sarsacak bir olay değil bu. yani seninle direkt bir ilgisi yok çünkü.
madem kendisi senin beklentilerini karşılamıyor, çıkar hayatından olsun bitsin. tamam eski bir arkadaşlık, abi- kardeş ilişkisi vardır arada ama bu arkadaş onu pek sallamıyor demek ki. o sallamıyorsa, sen de sallama.
madem kendisi senin beklentilerini karşılamıyor, çıkar hayatından olsun bitsin. tamam eski bir arkadaşlık, abi- kardeş ilişkisi vardır arada ama bu arkadaş onu pek sallamıyor demek ki. o sallamıyorsa, sen de sallama.
0
uff çok üzüldüm ya, anlıyorum seni. bence o kadar zaman geçirmene rağmen huyundan suyundan pek almamış olmanla teselli olabilirsin. çok afedersin ama hem kart horozmuş hem hödük. salla gitsin.
0
adam amsalak, bundan senin kendine pay çıkarma çabana anlam veremedim. siktir et. senlik durum yok, erken andropoz böyle işte.
0
iş karı kız atma olayı olunca en yakın arkadaşınız bile sizi iplemiyor. diyecek birşey yok aslında. adam fırsatları değerlendiriyor kendi çapında
0
her şeyi anladım da şu çöpü de atıver ne lan. 5 yaşındaki cocuk mu var karsında? ben olsam o çöpü bi tarafına sok deyip çıkardım.
kız varsa var amına koyim içeride sikiş mi var da davet etmiyor. zaten sen de 2 saat oturmazsın yanında. iki laflar cıkarsın kız olsa nolur yani.
vay amına koyim ya o kadar geçmişiniz var bir de. ve aynı şeyi iki kez yapıyor.
ya bak yine çöpe takıldım ben. çöpü de atıver ne ya. vay amına koyim ya.
kız varsa var amına koyim içeride sikiş mi var da davet etmiyor. zaten sen de 2 saat oturmazsın yanında. iki laflar cıkarsın kız olsa nolur yani.
vay amına koyim ya o kadar geçmişiniz var bir de. ve aynı şeyi iki kez yapıyor.
ya bak yine çöpe takıldım ben. çöpü de atıver ne ya. vay amına koyim ya.
0
Senin üzülmeni gerektirecek hiçbir şey yok ortada. Boşver. Ailen de artık görüşmesin.
Ne insanlar var ya. Resmen sinir oldum buradan. Ben eski arkadaşlarım için oturup ağların bile.
Ne insanlar var ya. Resmen sinir oldum buradan. Ben eski arkadaşlarım için oturup ağların bile.
0
anlattığına göre orası atölye filan değil garsonyermiş. sen yaşın küçükken anlamamışsın.
adam da kültürlü ve önemli bir insan değilmiş. ahlakı bozuk, dışardan insan gibi görünen birisi imiş.
yalnız sen de biliyorsun adamın ahlakını çapkın, atölyesine sürekli kız atar diyorsun. işte burada çelişki var.
zamanında senin de çırak olarak etinden sütünden yararlanmış, başka da adam yerine koymamış. en son çöpü at demesi de üstüne cila çekmiş.
adam da kültürlü ve önemli bir insan değilmiş. ahlakı bozuk, dışardan insan gibi görünen birisi imiş.
yalnız sen de biliyorsun adamın ahlakını çapkın, atölyesine sürekli kız atar diyorsun. işte burada çelişki var.
zamanında senin de çırak olarak etinden sütünden yararlanmış, başka da adam yerine koymamış. en son çöpü at demesi de üstüne cila çekmiş.
0
çöpe takılmayın bence yaa. değmez bi adamı böyle gözde büyütmek çok daha can sıkıcı. adam vıcık vıcık samimiyesizlik akan biri. böyle birini tanıyor olmak utanç verici. ne kart zamparalar gördüm, böyle kendini kaybeden budalasını çok az.. insan erkek olmaktan utanıyor.
0
senin daşşağını yesin o,
siktiret ne kafaya takıyon.
sonuçta onun ibneliği. bu arada ailene de durumu anlatman iyi olmuş.
siktiret ne kafaya takıyon.
sonuçta onun ibneliği. bu arada ailene de durumu anlatman iyi olmuş.
0
annen baban bu adamın ne mal olduğunu bilmiyorlar mı da ısrar edip seni yanına gönderiyorlar ziyaretine? annen olsam aklım çıkar valla, çocuğumun da aklını bulandırır diye kaç yaşında olursa olsun öyle bir adamla muhattap dahi olmasını istemezdim oğlumun. herkese anlat bence. öncce annene babana tabi, bir daha da gitmiyorum de.
0
evet, çöp at demesi, kaş göz falan hoş değil. ancak adamın karakterinden bağımsız başka bir sorun var. kusura bakmayın da yıllarca görüşmüyorsunuz, sonra çat kapı gidiyorsunuz. gitmeden önce arasanız hiçbir sorun kalmayacak ama ısrarla aramıyorsunuz.
birinin yanına gidiyorsanız önce aramalısınız.
birinin yanına gidiyorsanız önce aramalısınız.
0
dinsiz adam
merhum pederden ötürü emekli sandığından aylık alma hakkım var. onun aylığı mirasçılara bölünüyor yani. iki sene kadar önce başvurdum. dün tesadüfen e-devlette emekli sandığından aylık alıyor göründüğümü farkettim. ancak hiç haberdar edilmemiştim. kasım ayı ödemesi de yapılmış görünüyor halkbankasın
merhum pederden ötürü emekli sandığından aylık alma hakkım var. onun aylığı mirasçılara bölünüyor yani. iki sene kadar önce başvurdum. dün tesadüfen e-devlette emekli sandığından aylık alıyor göründüğümü farkettim. ancak hiç haberdar edilmemiştim. kasım ayı ödemesi de yapılmış görünüyor halkbankasına. bugün gittiğimde hesabıma paranın yatırılıp geri çekildiğini öğrendim. vaktim dar olduğundan müşteri temsilcisiyle görüşemedim.
1- sorunu bankayla mı emekli sandığıyla mı ve nasıl çözebilirim?
2- babam öleli 5 seneye yakın oldu. biriken aylıkları alma hakkım da var diye biliyorum doğru mu?
cevaplar için şimdiden çok teşekkür ederim.
1- sorunu bankayla mı emekli sandığıyla mı ve nasıl çözebilirim?
2- babam öleli 5 seneye yakın oldu. biriken aylıkları alma hakkım da var diye biliyorum doğru mu?
cevaplar için şimdiden çok teşekkür ederim.
0
sorunu emekli sandığı ile (yani sgk) ile halledeceksin. şartları var ise alabilirsin biriken aylıkları ama sgk ile konuş.
0
birikenleri de alırsın büyük ihtimal ,sıkıntıyı sgk ile halledersin , ankaradaysan veya yakınsan sgk emeklilik hizmetlerine gidebilirsin uzaksan 170 i arayıp durumunu anlatıp başvurursun 3 gün de bir arayarak durumunu takip edersin.paranın yatırılıp geri çekilme durumu şundan kaynaklı , parayı belli bir zaman diliminde hesabından çekmediğin için sgk parayıkendi hesabına geri alıyor
0
Sskywalkeremre
what i've done mı yoksa what have i done mı? kararsız kaldım... hangs?
what i've done mı yoksa what have i done mı? kararsız kaldım... hangs?
0
"what i have done" soru cümlesi değildir. oradaki "what" noun clause olarak kullanılmıştır, yarım bırakılamaz. öncesinde veya sonrasında başka bir şeyler olmalıdır.
0
soru olarak soracaksan "what have I done?", cümle içinde kullanacaksan "I don't know what I have done".
0
@Sskwalkeremre "what i have done"ı şöyle düşün: örnek: "I know what i have done", ne yaptığımı biliyorum. yani "what"ın bu kullanımı türkçe'deki fiilimsilere yakın diyebiliriz. temel olarak bir ana cümle var ve bu cümlenin içinde de bir eylem niteliği taşıyan yan cümle var. "what" da bu durumda bu yan cümleciği ana cümleye bağlıyor.
0
metehan01
Şimdi ben geçen ayın 1'inde telefonu vatana verdim servise göndersin diye. Telefon ayın 9'unda teleservice e ulaştı ayın 10unda kaydını aldılar. Garantim de ayın 11'inde bitiyordu :Dtl;dr diyenler:Neyse teleservice bana yeni iphone 4s vericekmiş telefon değişim bekliyormuş. 1 hafta içerisinde de 20
Şimdi ben geçen ayın 1'inde telefonu vatana verdim servise göndersin diye.
Telefon ayın 9'unda teleservice e ulaştı ayın 10unda kaydını aldılar. Garantim de ayın 11'inde bitiyordu :D
tl;dr diyenler:
Neyse teleservice bana yeni iphone 4s vericekmiş telefon değişim bekliyormuş. 1 hafta içerisinde de 20 iş günü doluyor sanırım tam hesaplamadım.
Süre dolar dolmaz tüketici hakem heyetine gitsem teleservice bana telefonu alırken ödediğim 1950 gaymeyi vermek durumunda kalır mı yani böyle bir karar alırlar mı heyette? Yoksa lan zaten yeni telefon veriyorlarmış satıcı mağduriyeti zaten gideriyor der mi?
Telefon ayın 9'unda teleservice e ulaştı ayın 10unda kaydını aldılar. Garantim de ayın 11'inde bitiyordu :D
tl;dr diyenler:
Neyse teleservice bana yeni iphone 4s vericekmiş telefon değişim bekliyormuş. 1 hafta içerisinde de 20 iş günü doluyor sanırım tam hesaplamadım.
Süre dolar dolmaz tüketici hakem heyetine gitsem teleservice bana telefonu alırken ödediğim 1950 gaymeyi vermek durumunda kalır mı yani böyle bir karar alırlar mı heyette? Yoksa lan zaten yeni telefon veriyorlarmış satıcı mağduriyeti zaten gideriyor der mi?
0
ayıplı mal için ne isteneceği tüketiciye bağlıdır. ister değişim istersin, istersen de malın bedelini. eğer bedel istiyorsan hemen teleservice'e bir dilekçe yaz ve "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.11 uyarınca sözleşmeden döndüğümü beyan eder ve ayıplı mal olan telefon (marka model) sizin uhdenizde olduğundan dolayı malın bedelinin tarafıma ödenmesini talep ediyorum" de. dilekçeyi iadeli taahhütlü mektupla gönder ve bir örneğini ve taahhüt kağıdını sakla. eğer kabul etmezler ise, o durumda hakem heyetine gidebilirsin.
0
bluewhale
evde kardiyo yapmak icin bisiklet veya kurek aleti dusunuyorum. kurek aletiyle hic calismadim ama bisikletten daha keyifli gibi gozukuyor. siz nedersiniz? kosu bandi cok ses cıkarabilir diye dusunmuyorum.
evde kardiyo yapmak icin bisiklet veya kurek aleti dusunuyorum. kurek aletiyle hic calismadim ama bisikletten daha keyifli gibi gozukuyor. siz nedersiniz? kosu bandi cok ses cıkarabilir diye dusunmuyorum.
0
evde bu tip aletlerle kardiyo yapmaktansa tabata ve evde yapılabilecek hiit antrenmanlarını araştırmanı tavsiye ederim ben. youtube'a home hiit excercise yaz. hem paranı harcama, hem daha keyifli ve de daha etkili antrenmanlar yap. kolay gelsin.
0
kürek aleti komple çalıştırır vücudunu, bisiklet lokal bir çalıştırma sağlar. ama kürek aleti derken hangisini düşünüyorsun?
bu mu:
www.google.com.tr
yoksa bu mu:
www.google.com.tr
birincisi için fazla bir tekniğe gerek yok ama ikincisinden düşünüyorsan biraz kürek çekme tekniğini bilmen lazım efektif kullanabilmek için. ama her durumda bisiklet aletinden daha iyidir. ben ikincisini kullanıyorum evde, çok memnunum.
bu mu:
www.google.com.tr
yoksa bu mu:
www.google.com.tr
birincisi için fazla bir tekniğe gerek yok ama ikincisinden düşünüyorsan biraz kürek çekme tekniğini bilmen lazım efektif kullanabilmek için. ama her durumda bisiklet aletinden daha iyidir. ben ikincisini kullanıyorum evde, çok memnunum.
0
kurek bence. ayni zamanda daha cok calistirir vucudunu, daha cok kalori yakarsin. hem bel/core, hem kol, hem bacak calistirir.
ama teknigini ogren de cek yoksa belini ve sirtini cok feci sakatlarsin.
ama teknigini ogren de cek yoksa belini ve sirtini cok feci sakatlarsin.
0
Bence boşuna bu aletlere para bayılma. Eve alırsan maksimum bir bilemedin iki hafta sonra hevesin geçecek. Bir daha kullanmayacaksın. Eğer kardiyo yapma niyetin varsa bir spor salonuna yazıl veya evin civarında bir parkta hergün yarım saat yürü.
0
maxim aynı hevessizlik durumu spor salonuna yazılıncada olabilir, heryer salona parayı pesin verip gitmeyenlerle dolu. biraz irade meselesi sanırım.
0
evde calisma istasyonum var ondan once ısınmak adina yapıcam. arkadaslar iki tane tercihimi soyledim yanlizca bir tane ise yarar cevap var. havluyla calıs diyenden salona git diyene kadar. biliyorum cevap vermek zorunda degilldiniz ama eyvallah zahmet edip cevap yazmısssınız.bana. diyeceginiz su bisiklet alsan daha iyi cunku boyle boyle yada kurek aleti al cunku su su avantajları var. su yazdiklarınız moral bozmaktan baska ise yaramaz kusura bakmayın..
0
bana kalırsa kürek al, bisiklet aleti değil de gerçek bisiklet ile dışarı çık.
koşu bandının gerek çok sağlıklı olmaması gerekse de çok ses çıkarması nedeniye elenmesi doğru.
koşu bandının gerek çok sağlıklı olmaması gerekse de çok ses çıkarması nedeniye elenmesi doğru.
0
Sırf ısınma amacıyla yapacaksanız en ucuzunu alın. Yok eğer haftada birkaç defa uzun süreli kardiyo yapacaksanız koşu bandı derim. Ses çıkarmasını önleyen pedler var, bir tane de ondan alırsınız ses çıkarmaz.
0
İkisinden de sıkılma riskin var. Evde bir kaç round tabata döndürmek daha pratik ve ucuz olur senin için.
0
duydukduymadıkdemeyin
Bugün karnabahar kızartması yapacağım. Daha önce hiç kızartmasını yapmadım. Evvelden patates Patlıcan efendime Söyleyeyim kabak falan kızarttığım oldu. Pek başarılı olmadı. Hep çok yağlı oldu. Bu sefer öyle olsun istemiyorum. Nasıl pişireyim. Nedir bunun çok yağ çekmemesinin sırrı. tarifini sormuyor
Bugün karnabahar kızartması yapacağım. Daha önce hiç kızartmasını yapmadım. Evvelden patates Patlıcan efendime Söyleyeyim kabak falan kızarttığım oldu. Pek başarılı olmadı. Hep çok yağlı oldu. Bu sefer öyle olsun istemiyorum. Nasıl pişireyim. Nedir bunun çok yağ çekmemesinin sırrı. tarifini sormuyorum. Meselemiz yağ.
Not : önce biraz haşlayıp sonra kızartacağım.
Not : önce biraz haşlayıp sonra kızartacağım.
0
patlıcan-kabak gibi emmez bu. yumurtalarsan yumurtası çekiyor. zaten haşlayacaksın, yağdan bi geçir gitsin.
0
kızarttığın karnabaharları tavadan alıp altında peçete/kağıt havlu olan bir tabağa koy. peçete yağı çeker.
0
seksen9
anket sorularına uyuz olsam da bağzı duyurucuların nereli olduğunu merak ediyorum. toplu halde sorayım en iyisi. (daha önce soruldu diye hatırlıyorum ama bulamadım ara kısmından.)imza: esnafla muhabbete nerelisin diye başlayan kişi.
anket sorularına uyuz olsam da bağzı duyurucuların nereli olduğunu merak ediyorum. toplu halde sorayım en iyisi. (daha önce soruldu diye hatırlıyorum ama bulamadım ara kısmından.)
imza: esnafla muhabbete nerelisin diye başlayan kişi.
imza: esnafla muhabbete nerelisin diye başlayan kişi.
0
istanbulda doğdum büyüdüm. babam 56 senelik istanbullu. ama kimliğe baksan malatya yazar. bir kere bile gitmediğim bir yer.
istanbulluyum.
bu arada annem bulgar kökenli.
istanbulluyum.
bu arada annem bulgar kökenli.
0
izmit/kocaeli doğumluyum. babam malatyalı annem izmit doğumlu ama annemin babası yunanistan, annesi sudan göçmeni. evet biraz karışığım :)
0
nereli olduğumu bilmiyorum valla. kütüğüm sivas, doğum yerim istanbul. büyüdüğüm belli başlı bir şehir yok. istanbul, eskişehir, adana, amasya, izmir diye gidiyor. nereliyim ben?
0
istanbul'da doğdum (3 yılcık)
izmit'te yaşıyorum. babam ve babası da izmit'te doğmuş ama öncesi karadenizden gelmiş bu tarafa. annem sivas'ta büyümüş ama babası ve ataları (daha büyük babaları işte) romanya'daymış. ordan dedemi sivas'a göç ettirmişler.
izmitliyim yani bence.
izmit'te yaşıyorum. babam ve babası da izmit'te doğmuş ama öncesi karadenizden gelmiş bu tarafa. annem sivas'ta büyümüş ama babası ve ataları (daha büyük babaları işte) romanya'daymış. ordan dedemi sivas'a göç ettirmişler.
izmitliyim yani bence.
0
lim5 benim de kütük sivas ama kayseriliyim diyorum. ama esnaf sivaslıysa sivaslı oluyorum :)
enee buff hemşo çıktık. neresi?
enee buff hemşo çıktık. neresi?
0
Selanik göçmeniyim ama görünüş olarak göçmenlikten nasibimi bir ben almamışım.
0
mersinliyim, antep doğumluyum(hiç orada yaşamadım,teyzemlere ziyarete gittiğimizde doğmuşum), hayatımın bir bölümü isviçre'de geçti, şu anda istanbul'da yaşıyorum. benimki de baya karışık oldu.
0
kısası: istanbul
uzunu: istanbul'da doğdum büyüdüm. benim de babam malatyalı. 20 yaşından beri istanbul'da ama malatyalıyım der. ben hiç gitmedim ama kütüğüm babama bağlı tabi. annem istanbulluydu. kütüğü de istanbul'du. anne babası ise selanik ve kırım göçmeniydi.
uzunu: istanbul'da doğdum büyüdüm. benim de babam malatyalı. 20 yaşından beri istanbul'da ama malatyalıyım der. ben hiç gitmedim ama kütüğüm babama bağlı tabi. annem istanbulluydu. kütüğü de istanbul'du. anne babası ise selanik ve kırım göçmeniydi.
0
Kütük kars doğum yeri kastamonu 1 yaşından beri istanbul. Karstamonu diyorum ben kısaca(:
0
istanbul. baban nereli diyenlere küfür ediyorum ben. nerde doğup büyüdüysen, hometown'ın neresiyse oralısındır.
0
ben çorlu'da doğdum, liseyi de orda bitirdim. o yüzden sordukları zaman çorluluyum derim. ama "baban nereli" diye sorarlarsa açarım ağzımı yumarım gözümü,
> babam adana'da doğup büyümüş. osmaniye'de. sonra osmaniye il olunca, haliyle osmaniyeli olmuş. üniversiteyi de orada (adana) okuduktan sonra, çorlu'ya gelmiş.
> dedem (annemin babası) elazığlı ama o da gençliğinde kocaeli'ye, gölcük'e yerleşmiş. annem gölcük'te doğup büyümüş.
> benim gittiğim "memleket" gölcük'teki anneanne evi olmuştur daima. yani akraba ziyareti, köy, yaz tatili vs. dediklerinde benim aklıma adana falan hiç gelmez. 3 kez mi ne gittim toplamda.
o yüzden sırasıyla çorlu > gölcük > osmaniyeliyim. osmaniye'ye hiç ısınamadım ama. soran olursa adana diyom. adana'ya sempatim vardır gitmesem de görmesem de. yozgatlı kızlar bulgar göçmeniyiz diyo ya ben de o hesap işte osmaniyeliyim de adanalıyım, akdenizliyim, esmerim çok seksiyim diyorum.
> babam adana'da doğup büyümüş. osmaniye'de. sonra osmaniye il olunca, haliyle osmaniyeli olmuş. üniversiteyi de orada (adana) okuduktan sonra, çorlu'ya gelmiş.
> dedem (annemin babası) elazığlı ama o da gençliğinde kocaeli'ye, gölcük'e yerleşmiş. annem gölcük'te doğup büyümüş.
> benim gittiğim "memleket" gölcük'teki anneanne evi olmuştur daima. yani akraba ziyareti, köy, yaz tatili vs. dediklerinde benim aklıma adana falan hiç gelmez. 3 kez mi ne gittim toplamda.
o yüzden sırasıyla çorlu > gölcük > osmaniyeliyim. osmaniye'ye hiç ısınamadım ama. soran olursa adana diyom. adana'ya sempatim vardır gitmesem de görmesem de. yozgatlı kızlar bulgar göçmeniyiz diyo ya ben de o hesap işte osmaniyeliyim de adanalıyım, akdenizliyim, esmerim çok seksiyim diyorum.
0
Ana baba onların ana babaları İzmir.
babamın baba dedesi selanik (osmanlı paşası)
babamın anne dedesi bulgaristan
anamın iki dedesi de izmir, biri müftü biri çiftçi
babamın baba dedesi selanik (osmanlı paşası)
babamın anne dedesi bulgaristan
anamın iki dedesi de izmir, biri müftü biri çiftçi
0
Doğuma büyüme istanbul.Baba mersin anne adanalı. 6 ay önce mersine taşındık
0
zorlasam bi iki akraba çıkar sanki, ne çok izmitli varmış. ben de izmitte doğup büyüdüm ama aslen artvinliyim.
0
4.bp.blogspot.com
nerelisin derken doğdumuz yer mi, nüfusa kayıtlı olduğumuz yer mi yaşadığımız yer veya yerler mi ?
ona göre cevap vericem de.
nerelisin derken doğdumuz yer mi, nüfusa kayıtlı olduğumuz yer mi yaşadığımız yer veya yerler mi ?
ona göre cevap vericem de.
0
o zaman istanbul'da doğdum en uzun yaşadığım ve yaşadığım yerler arasında da en çok sevdiğim yer çanakkale olduğu için çanakkale'li olayım.
0
Anne tarafindan dede adanali anane arnavut.
baba tarafindan babanne kutahyali dede aydinli.
Annemler istanbulda dogmus büyümüş, babam izmirde doğmuş büyümüş.
Ben canakkale de dogdum, istanbul izmir arasi buyudum :///
Ay bilmiyorum cidden.
baba tarafindan babanne kutahyali dede aydinli.
Annemler istanbulda dogmus büyümüş, babam izmirde doğmuş büyümüş.
Ben canakkale de dogdum, istanbul izmir arasi buyudum :///
Ay bilmiyorum cidden.
0
doğma büyüme kayseri baba nevşehirli ama sorulunca kayseri diyorum. ankarada yaşıyorum.
1-2 kayseri gördüm kalabalık görünelim.
1-2 kayseri gördüm kalabalık görünelim.
0
@deep aynen 2 kişi bile beklemiyodum. biraz daha kasarsak paralel duyuru oluşturabiliriz.
0
mersinde doğsam da,
ankara,uşak ve nevşehirde yaşasam da,
kayseride okusamda,
yalanda olsa izmirde yaşasam da..
çorumluyum.
ankara,uşak ve nevşehirde yaşasam da,
kayseride okusamda,
yalanda olsa izmirde yaşasam da..
çorumluyum.
0
bluebey
1 ay önce vodafone 20 gb modem wifi internet servisini aldım 1 yıl taahütlü.1 yıldır evime gelmeyen altyapıyı şimdi telekom binaya döşüyor.Haliyle kotalıya devam edip 100 lira vermek çok saçma olacak binada internet ve çok iyi fiyatlara fiber kampanyaları varken. Kapattırsam ne kadar öderim? Son z
1 ay önce vodafone 20 gb modem wifi internet servisini aldım 1 yıl taahütlü.1 yıldır evime gelmeyen altyapıyı şimdi telekom binaya döşüyor.Haliyle kotalıya devam edip 100 lira vermek çok saçma olacak binada internet ve çok iyi fiyatlara fiber kampanyaları varken.
Kapattırsam ne kadar öderim?
Son zamanların en iyi internet servisini kim veriyor dsmart ve ttnet kullanmam tekrar.Süperonline iyi midir?
Kapattırsam ne kadar öderim?
Son zamanların en iyi internet servisini kim veriyor dsmart ve ttnet kullanmam tekrar.Süperonline iyi midir?
0
qazaqwsx
Merhaba, Bugün ikeada 5 tane ihtiyacım olan şey aldım. Bu ödeme kısmında da ikeada kendimiz okutarak yapabiliyoruz ya, ben de orda yapayım dedim kolay olsun diye..Aldığım her şeyi zaten epi topu 5 tane şey okuttum ödememi yaptım çıktım gittim.. Hatta öderken 5 tane şey mi okutmuşum diye baktım 5 tan
Merhaba,
Bugün ikeada 5 tane ihtiyacım olan şey aldım. Bu ödeme kısmında da ikeada kendimiz okutarak yapabiliyoruz ya, ben de orda yapayım dedim kolay olsun diye..
Aldığım her şeyi zaten epi topu 5 tane şey okuttum ödememi yaptım çıktım gittim.. Hatta öderken 5 tane şey mi okutmuşum diye baktım 5 tane olduğunu gördüm eksik fazla yok dedim ödedim çıktım..
Sonra metroda fark ettim ki benim fişte nasıl olduysa 1 tane başka bir şey yazıyor almadığım, ve benim aldığım şey yazmıyor.. diğerleri tamam doğru o ilk okuttuğum nasıl oldu anlamadım..
İki mal arasında da çok çok az bir fiyat farkı var.. benim almadığım ve daha ucuz olan fişte yazıyor benim aldığım yazmıyor...
Ya fazla zamanım yok uzak zaten pek uğraşmak istemiyorum..
Ne yapmamı tavsiye edersiniz? Sorun olur mu ? Hata oldu işte.. ama nasıl oldu anlamadım bizzat okuttum kendim barkodları..
Yani acaba ben o alete basılı tutarken sağ da solda başka bir şeyi mi okudu da ben kendi aldığım şeyi okuttum sandım..
Bugün ikeada 5 tane ihtiyacım olan şey aldım. Bu ödeme kısmında da ikeada kendimiz okutarak yapabiliyoruz ya, ben de orda yapayım dedim kolay olsun diye..
Aldığım her şeyi zaten epi topu 5 tane şey okuttum ödememi yaptım çıktım gittim.. Hatta öderken 5 tane şey mi okutmuşum diye baktım 5 tane olduğunu gördüm eksik fazla yok dedim ödedim çıktım..
Sonra metroda fark ettim ki benim fişte nasıl olduysa 1 tane başka bir şey yazıyor almadığım, ve benim aldığım şey yazmıyor.. diğerleri tamam doğru o ilk okuttuğum nasıl oldu anlamadım..
İki mal arasında da çok çok az bir fiyat farkı var.. benim almadığım ve daha ucuz olan fişte yazıyor benim aldığım yazmıyor...
Ya fazla zamanım yok uzak zaten pek uğraşmak istemiyorum..
Ne yapmamı tavsiye edersiniz? Sorun olur mu ? Hata oldu işte.. ama nasıl oldu anlamadım bizzat okuttum kendim barkodları..
Yani acaba ben o alete basılı tutarken sağ da solda başka bir şeyi mi okudu da ben kendi aldığım şeyi okuttum sandım..
0
nasıl olmuş olabileceğini bilmiyorum ama aldığınız ancak fişte görünmeyen ürün bir arıza çıkartırsa ve değiştirmek isterseniz fişte görünmediği için sorun olabilir. aldığınız ürüne de bağlı tabi.
0
kasadan da geçse aynı şey olacakmış sorun barkodda demek ki ve kasiyerin de fark etme ihtimali düşük gibi. bilemedim, benim de içim rahat etmezdi muhtemelen ama gerçekten çok çok az bir miktarsa boşverin gitsin. ya da arayıp durumu bildirin, bir daha gittiğiniz zaman halledin.
0
yorgan aldım. değiştireceğimi hiç sanmıyorum. orda onun yerine yazan şeyide anlamadım ama 8'li bişi olduğuna göre mum vs. o tarz bişi geçmiş fişe heralde zaten başka bir dilde ya adları..
tekrar gidip uğraşmak ve bu gece de üşümek istemiyorum..
yani başım belaya girer mi ? (bela ağır oldu ama) bir hırsızlık yapmadım yani orda paşa paşa kendi kendime ödedim çıktım ama ilk üründe böyle bir saçmalık olmuş nasıl olduysa.. bir ara elimde basılı kaldı alet o sıra da başka bir şey mi okudu acaba...
tekrar gidip uğraşmak ve bu gece de üşümek istemiyorum..
yani başım belaya girer mi ? (bela ağır oldu ama) bir hırsızlık yapmadım yani orda paşa paşa kendi kendime ödedim çıktım ama ilk üründe böyle bir saçmalık olmuş nasıl olduysa.. bir ara elimde basılı kaldı alet o sıra da başka bir şey mi okudu acaba...
0
pescador
ya bi yandan acayip komik ve saçma geliyor bu soru bana ama içim içimi yiyor. ben geçen çamaşırhaneye çamaşır verdimdi. karşılığında onlar da işte fiş verdi, ama fiş dediğim elle dolduruyolar işte ad soyad kaç makina kaç para vs. o yazıyo, makinadan çıkmıyo.normalde gidip onu şrak diye koyuyodum mas
ya bi yandan acayip komik ve saçma geliyor bu soru bana ama içim içimi yiyor. ben geçen çamaşırhaneye çamaşır verdimdi. karşılığında onlar da işte fiş verdi, ama fiş dediğim elle dolduruyolar işte ad soyad kaç makina kaç para vs. o yazıyo, makinadan çıkmıyo.
normalde gidip onu şrak diye koyuyodum masaya getiriyolardı çamaşırı. bu sefer kaybettim. çok net cüzdana koyduğumu hatırlıyorum ama yok lanet olası şey. benim neredeyse tüm kıyafetlerim orda. yarın sabah gidicem. fişi kaybettiğimi söyleyip adımı soyadımı ve çamaşırları bıraktığım zamanı söylesem verirler di mi lan? küçük bi yer zaten öyle kurumsal kimlik bikbik diyecek halleri yok.
ama korkuyom ya. "ooo kardeş o olmadan veremeyiss :))" derlerse ne halt edicem? orda çamaşırım olduğunu da ispatlayamam ki sonuçta?
telefon numaraları yok olsa sorcam. bilenler için söyliyim, kadıköy'de misak-ı milli sokak ya da bi ilerisinden girdiğiniz zaman az içerde. daisy olması lazım adının. orası.
normalde gidip onu şrak diye koyuyodum masaya getiriyolardı çamaşırı. bu sefer kaybettim. çok net cüzdana koyduğumu hatırlıyorum ama yok lanet olası şey. benim neredeyse tüm kıyafetlerim orda. yarın sabah gidicem. fişi kaybettiğimi söyleyip adımı soyadımı ve çamaşırları bıraktığım zamanı söylesem verirler di mi lan? küçük bi yer zaten öyle kurumsal kimlik bikbik diyecek halleri yok.
ama korkuyom ya. "ooo kardeş o olmadan veremeyiss :))" derlerse ne halt edicem? orda çamaşırım olduğunu da ispatlayamam ki sonuçta?
telefon numaraları yok olsa sorcam. bilenler için söyliyim, kadıköy'de misak-ı milli sokak ya da bi ilerisinden girdiğiniz zaman az içerde. daisy olması lazım adının. orası.
0
@okan, abi zaten mesele benim donum değil. adamlar benim donuma bayılmıyor tabii. ama elimde belge yok. başkasının donunu istiyor da olabilirim. donun sahibi gelip "nerde lan donum" dediği zaman adamlar başına iş alır. bu yüzden "sahip çıksaydın gardaş fişe" deyip zorluk çıkarmalarından çekiniyorum. yoksa tabii ki adamlara ne benim donumdan, niye üstüne yatsınlar.
0
cool pich
aliexpressten bi ürün sipariş ettim, satıcının bana yazdığı mesajda şu kısmı anlayamadım. ne demek istemiş? ne yapmam lazım?Logistics can not find the information we send your parcel, sent Hong Kong Airlines (Logistics information can be handed off to the aviation Logistics information.) Afterwards
aliexpressten bi ürün sipariş ettim, satıcının bana yazdığı mesajda şu kısmı anlayamadım. ne demek istemiş? ne yapmam lazım?
Logistics can not find the information we send your parcel, sent Hong Kong Airlines (Logistics information can be handed off to the aviation Logistics information.) Afterwards query less than Logistics information.
Logistics can not find the information we send your parcel, sent Hong Kong Airlines (Logistics information can be handed off to the aviation Logistics information.) Afterwards query less than Logistics information.
0
Valla çok tarzanca bir ingilizce ile yazmışlar ama sanırım "Biz sizin pakedi Hong Kong Havayollarına verdik, sonraki akibetini bilmiyoruz" demek istemişler.
0
posta takip sitesinde de "The parcel has not arrived at our sorting center and we do not confirm the above information." yazıyor. "Parcel"den kastettikleri ne acaba?
0
hasanli
Vodafone den iphone 6 almak istiyorum nasil oluyor telefon alma işlemi her ay belirli bir miktar para mi ödüyoruz telefon icin? Sanirim kontrat yapıyorlar yaninda da internet ve konuşma paketleri oluyor inceledigim kadarıyla vodafone sitesinden ama tam anlamadım daha önce böyle telefon alan arkadaşl
Vodafone den iphone 6 almak istiyorum nasil oluyor telefon alma işlemi her ay belirli bir miktar para mi ödüyoruz telefon icin? Sanirim kontrat yapıyorlar yaninda da internet ve konuşma paketleri oluyor inceledigim kadarıyla vodafone sitesinden ama tam anlamadım daha önce böyle telefon alan arkadaşlar yardımcı olabilir mi bana süreç nasil isliyor? Şu anda vodafone freezone kampanyasi kullanıyorum zaten iphone 6 alınca iptal mi olucak?
0
genelde belli bir süre faturalı abone isen ve faturalarını düzenli ödemiş isen, telefonun aylık parasını fatura ile birlikte ödüyorsun. ama bu koşullar yok ise kredi kartı isterler.
iphone paketleri vardır, içinde konuşma ve internet olan. onlardan birini seçmen gerekir. freezone kampanyası ne olur bilmiyorum, onu sorarsın.
iphone paketleri vardır, içinde konuşma ve internet olan. onlardan birini seçmen gerekir. freezone kampanyası ne olur bilmiyorum, onu sorarsın.
0
Phoebe
şimdi şöyle bir sıkıntımız var; bazı şubelerimizde tek desk elemanı çalıştığı için onların yıllık iznidir, hastalıktır, sınavdır gibi durumlarında çağırdığımız ekstra elemanlar var. bu günler genellikle kısa süre öncesi netleştiği için ne zaman ve kaç gün çağıracağımız haftalar öncesinden belli olmu
şimdi şöyle bir sıkıntımız var; bazı şubelerimizde tek desk elemanı çalıştığı için onların yıllık iznidir, hastalıktır, sınavdır gibi durumlarında çağırdığımız ekstra elemanlar var. bu günler genellikle kısa süre öncesi netleştiği için ne zaman ve kaç gün çağıracağımız haftalar öncesinden belli olmuyor. hatta bazen gün içinde aşırı yoğunluk olduğunda yarım gün bile çağırdığımız oluyor bu ekstra elemanları. full time çalışanlarımız haftalık izinlerini zaten desklerin bulunduğu kurumların kapalı olduğu günlerde kullanıyorlar. bir önceki mali müşavirimiz gider makbuzu ile gösterin onlara ödediğiniz ücreti demişti, bizde bu şekilde uyguluyorduk. ancak yeni mali müşavir der ki, hayır 1 gün bile çalıştırsak giriş çıkış işlemlerini yaptırmak zorundayız, gider makbuzu bu durumu karşılamaz. internette farklı şeyler okudum ve kafam karıştı.
bilgisi olan var mıdır? bu uygulamayı teyid etmem lazım.
bilgisi olan var mıdır? bu uygulamayı teyid etmem lazım.
0
Aynen, doğru söylemiş. Bu çalışma şekline "çağrı üzerine çalışma" deniyor iş kanunu bağlamında ve kişinin ay içinde toplam çalıştığı süre 7,5'a bölünüp çıkan sonuca göre kaç gün bildirim yapılacağı bulunuyor. Çıkan sonuç 7.5 saatin altında ise, bu 1 tam güne tamamlanır.
0
