açık mı kapalı mı olacak ameliyat? yani laporoskopik ise 2 haftada sonra normal yaşantıya dönülebiliyor ama çabuk yorulma, dinlenme ihtiyacı oluyor, hemen eve dönüp yatmak istiyor insan.
biraz bünye ilede alakalı, kimisi aynı ameliyat ile toparlanamazken kimi çok çabuk ayaklanıyor.
Birde yurt içi uçuşumda ilk defa son 6 ayda ameliyat oldunuz mu diye sordular, açık yara var mı diye soruyorlarmış.

Seyahatten 2 hafta önce çok çok erken bence.

Seyahat baska bir ülkeye olsa daha rahat olabilirdiniz ama mevzu Amerika oldugu icin hem ucus suresini hem de saglik sistemini göz önünde bulundurarak erkenden olun ya da seyahatinizi erteleyin derim.

kırmızı kulakçıklı not mu ekliyorsun, site engelli açamadım ama anlattığında kulakçıklı notla olmaz istediğin
ancak tüm notlarını ayrı bir sayfaya koyarsın tarih/not şeklinde
düşey ara ile o tarihe hangi not geliyorsa formullersin tarih değiştirdiğinde düşey ara formulundeki notta değişir.

hiçbir zaman manuel sürme ihtimaliniz yoksa otomatik alın geçin. manuel araç üretilmeyecek/satılmayacak neredeyse.

tırt firmalar bile pazarlamacılarına otomatik araba veriyor artık. manuel kalktı gibi bir şey.

ha manuel sürmek de öyle atla deve bir şey değil, ders alırım öğrenirim derseniz alın ama kasmaya da gerek yok bence. son dönem çevremde alan herkes otomatik aldı. (yaşları 23-35 arası)

10 sene oldu ehliyeti alalı aynı bu fikirler vardı kafamda manuel aldım, şu anda da manuel kullanıyorum.

dünya hali belli olmaz manuel almak çok basit ne dengesizler bile alıyor, bugün alacak olsam yine manuel alırdım fiyat farkı vs. yoksa ya da uçurum değilse tavsiye ederim.

bir yakının arabasını acil durumda sürmen gerekebilir o yüzden manuel, pandemide acil durumda çok sıkıntısını çektik ne zaman lazım olacağı belli olmuyor.

Otomobillerden tiksinmeme rağmen ehliyet almak durumunda kaldım.
Manuel seçtim zira durumum olmamasına rağmen şaş kaza bi otomobil alsam manuel'ler bi 10 15 sene daha ucuz olacak (silinene kadar)

Zaten sıkıntılı durumda kullanma ihtiyacından dolayı alıyorum her otomobil maalesef hala otomatik değil. Tamamen kendi yarattığınız bi ortamda yaşıyorsanız otomatik daha mantıklı ama adaptasyon için mauel'in hala gideri var.

manuel araç satılmayacak diyen arkadaş tr'de yaşamıyor sanırım.

Himym, lost.

Ömür törpüsü ikisi de. Ve ikisini de bıraktım.

The missing
Night of
The killing
Bron Broen

rabbit hole, buradan tavsiye alip izlemistim cerezlik dizi izlenir.

cerezlik olmasin diyorsan true detective.

Çerezlik ama sarıyor : Dark desire

hannibal

the missing, night of demeye geldim.

liebes kind
dark

Film: "23" Dizi: "Death Note"

Crowded Room - sadece ilk 3 bölüm sabredin sonrası açılıyor.
The Night Of - müthiş germişti beni zamanında.
Utopia - ilginçtir.
The Sinner - fena değildir.

suits
dark
stranger things
kulüp
bir başkadır

kimse breaking bad dememiş
lost

tarihi yanlış okumuş olabilir misiniz?
o kadar geniş bir tarih aralığı ne gördüm, ne duydum açıkçası.

bu arada en ideal koşullarda (serin, kuru, güneş almayan vs.) bile ortalama bir yaş kedi maması için 6 ay, dondurucuda falan dondurursanız (nedense bunu pek tavsiye etmediler bana) hadi maksimum 1 yıl olur.

edit: royal canin'in kendi sitesi de açıldıktan sonra dolapta maksimum 1-2 gün falan diyor. açılmış halinin bu kadar kısa dayanabildiği bir ürünün kapalı paket raf ömrünün 10 sene olabileceğini pek düşünmüyorum.
www.royalcanin.com

Konserve yahu, açılmadıktan sonra bir şey olmaz.

konserve mi paket mi onu yazmamışsınız ama elimdeki paket mamayı kontrol ettim, muhtemelen gördüğünüz 2015'li sayı üretim tarihi değil. hatta pakette üretim tarihi hiç yazmıyor bile, sadece son kullanma tarihi yazıyor.

imgur.com

paket mama, tam olarak gösterdiğiniz şekildeydi evet. resim yüklemeyi bilmediğim için eksik kaldı. ben üretim tarihi zannetmiştim. harikasınız çok teşekkür ederim:)))

yinede yaş mamayı koklamakta yarar var vermeden önce, güneş altında beklemiş, şişmiş olan konserve poşetler bozulmuş oluyor. hatta dışardaki kediler için aldığım bazı markalar skk 1 sene olmasına rağmen ekşimiş çıkıyor.

sayıdeğeri formülü ile ondalık ayarlanıyor ama mail merge nedir bilemedim

Tersini deneyin.
Excel'de 3,39999999998 değerini belirtin sonra bakın. Olmazsa
3,39999999998 yerine 3,39 veya 3,3999 gibi denemeler de yapın.

Yine olmazsa excel'de 3,4 olan değeri sayı olarak değil de metin vs. gibi biçimlendirin bakalım.

@diyecevaplandi maalesef iki yontem de ayni sonucu veriyor.

pazar günü iç dış parazite 500 tl ödedim veterinerde, iç dış bir arada olan BROADLİNE marka alıp kendiniz ensesine uygulayabilirsiniz, vete kedinin kilosunu söylerseniz size uygun olanı verecektir(bu haplar ve damlalar zehirdir kilosu önemli kedinin)

internetten almanız güvenli değil malesef, sanırım zaten yasakta bu ürünleri satmak sadece veterinerden alabilirsiniz, topluca alırsanız veterinerler indirimde yapıyor, lütfen iyi marka alın tenizol gibi haplar kısıtlı paraziti öldürüyor.

iç dış yazın 2 ayda bir kışın 3 ayda bir yapıyor benim veteinerim tek seferde gidip hallediyorum (içe ayrı dışa ayrı gitmiyorum) hem muayenede ediyor o yüzden kendim uygulamak yerine vete götürüyorum.

ilacı aldığınızda yanınızda karnesi olursa doktor boş kaşe vuruyor siz verdiğiniz tarihi karneye ekliyorsunuz, tabi bunu yapması için düzenli gittiğiniz vet ise ancak yapar bunu.

şöyle bir parazit hapları bilgileri var ek olarak yazayım;(alıntıdır süreleri yinede veterinere sorun)

1-BROADLİNE DAMLA 1 aylık periyodlarda tekrarlanmalı, İç Parazit olarak kapsamı ;
Yuvarlak Kurtlar,Tenyalar,Kancalı Kurt,Kalp Kurdu,Akciğer Kurdu Dış Parazit PİRE KENE,KULAK MİTELARI
2-ADVANTAGE MULTI DAMLA 1 aylık periyodlarda tekrarlanmalı, İç Parazit olarak kapsamı ;Yuvarlak Kurtlar,,Kancalı Kurt,Kalp Kurdu, Dış Parazit PİRE KULAK MİTELARI
3-5TRONGHOLD DAMLA 1-2 aylık periyodlarda tekrarlanmalı, İç Parazit olarak kapsamı Yuvarlak Kurtlar,Kancalı Kurt,Kalp Kurdu Dış Parazit PİRE KULAK MİTELARI
4-PROFENDER DAMLA 3 aylık periyodlarda tekrarlanmalı, İç Parazit olarak kapsamı Yuvarlak Kurtlar,Tenyalar,Kancalı Kurt,,Akciğer Kurdu Dış parazit koruması yok
5-CANİVE RM TABLET 2 aylık periyodlarda tekrarlanmalı,İç Parazit olarak kapsamı Yuvarlak Kurtlar,Tenyalar,Kancalı Kurt Dış parazit koruması yok

Kedinizi nasıl besliyorsunuz yada dışarı girip çıkıyor mu ki her ay iç dış parazit yaptırıyorsunuz.

Bu ilaçlar öyle yaptım 1 ay boyunca koruma sağlasın şeklinde çalışmıyor ki zaten. Esasen kedide iç parazit varsa o ilaçla bütün bağırsağındaki yararlı yararsız ne varsa öldürüyor. Dış parazitte aynı şekilde o anda olanları öldürüyor. Birkaçgünde eser miktarda kalırsa o ara birşeyler gelirse öldürüyor. Dolayısıyla kedinize gereksiz yere her ay az miktarda zehir veriyorsunuz. Bunun veterinerler söylemez, hatta korkutur ayakkabıdan bile parazit kapabilir vs diye.

Yurtdışında iç parazit için kakayı muayene ederler varsa iç parazit yaparlar. Dış parazit içinde aynı şekilde. Burada veterinerler için bu iş para kapısı olmuş. Ankara'nın en lüks semtlerinden evlerin 15-40 milyon TL bandında olduğu sitede veterinerlik kliniği olan arkadaşımla da bu konuda konuştuğumda, kendi 4 kedisine parazit ilacı yapmadığını ama o semtte gereksiz bu dediğimde "beni tefe koyup çalarlar" demişti.

Hadi illa yaptıracaksanız iç paraziti 3 yada 6 ayda bir yaptırın. Dış paraziti de dışarı çıkıyorsa oda yazın çıkıyordur sadece herhalde mimimum 6 ayda bir yaptırın.

4 kedi-1 köpeği ve evde 20 aylık bebeği olan, kedileri Barf (tamamen kas etinden ve dondurucuda saklanan (dolayısıyla parazit ihtimalini eleyen, öğünlerde anında tükenen)) mama ile besleyen biri olarak kedilere yıllardır parazit yaptırmıyorum.

Kedilerin bağışıklık sistemi o kadar hassas değildir. Yazık etmeyin, böbreklerine yük bindirerek.

@FAtE kedimiz tüm gün evde ve başka hiç bir evcil veya sokak hayvanı ile temas halinde değil ve sadece kuru mama ile besleniyor. İç ve dış parazit aşıları 2 ayda bir oluyor. Bir ay iç olduysa öbür ay dış daha sonra tekrar iç şeklinde. Aslında belirttiğiniz durumu bir ara duyuruda ben de sormuştum. yukarıda belirttiğim koşullardaki bir kedinin bu sıklıkla parazit aşısı olması gerekir mi diye. Genellikle daha az sıklıkla aşı yaptırdığını belirtmişti duyuru sakinleri. Daha sonra veterinere de aynı şeyi sorduğumda aşının/hapın 2 aylık koruma sağladığını felan söylemişti. Öyle olunca aynı şekilde devam etmiştik. Aslında hala aklımda soru işareti bu kadar sık şekilde ilaç kullanmak gereklimi diye.

FAtE + 1.

Parazit ilacı bildiğin zehirdir. Fazla doz böbrek filan bırakmaz. Tek seferde fazla doz ise öldürür. Bu nedenle kiloya göre mg olarak uygulanır.

Ev kedisi için, iç ve dış parazit yılda 1 defa yaptırmanız yeterlidir bence. Parazitlerin çoğalma mevsimi olan ilkbahar başında yaptirmak en doğrusu olur. Örneğin Nisan.

Bahçe kedisi içinse, yılda 2 defa yaptırmanız yeterli (ilkbahar ve sonbahar başında). Örneğin Nisan ve Ekim.

bu şekilde parazit aşısı takvimi hiç duymamıştım. genelde 3 ayda bir filan yaptırılır. bizimki ayakkabı vs yaladığı için açıkçası ben riske atmak istemediğim için yaptırıyorum. ama siz bence hekim değiştirin. çünkü iç parazit hapının çalışma mantığı yukarıda anlatıldığı gibi çünkü o an parazit varsa döküyor. koruma şeklinde değil yani bildiğim kadarı ile. ayrıca evet evde kendiniz de uygulayabilirsiniz.

@love and trust ben olsam o veterineri hemen bırakırım paragöz herif 3 hafta parazit aşısı yaptırmak da ne.

@elo relia daha geçen barınaktan yavru kedi aldık, tabi ki öyle bir ortamda olduğu için iç dış parazitini hemen yaptırdık. Normalda hayvanda özellikle iç parazit varsa zaten kakada görünür deneyimli gözler tarafından. Bu yavrunun kakasında hiçbirşey çıkmadı, başka birşey olabilir mi diye kaka takibi yapıyorduk. Öyle ayakkabı yalamasından vs parazit kapması çok zor kedinin. Kedilerin sindirim sisteminin uzunluğu bir insan gibi değil o nedenle içeride parazit oluşması gerçekten zor. Üremeye elverişli olacak kadar zaman geçirmiyor parazit yaratabilecek şeyler. Çöpten, dışarıda saatlerce günlerce beklemiş besinlerden beslenip parazit kapmayabiliyorlar. Özetle öyle birkaç ayda bir parazit olayı tamamen veterinerlerin para kazanma hırsıyla alakalı bir durum.

381 hesabi zaten 320 ile kapatiyor olmaniz lazim?
Biz sadece 120 320 yolluyoruz

8 kulak deliğim var, 10 günden uzun takmadım. Küpeyi düzenli aralıklarla çevirmeyi unutmayın. Kıkırdaksa daha uzun tabii.

sonratıkanması açması çok zorlu oluyor küpenin üstünü siyah mat oje ile boyarsanız biraz daha az göze batabilir, çıkarmayın erkenden ben 2+ ay taktığımı hatırlıyorum

28 gün ok ya çıkarabilirsiniz çıkarıp zaten başka bi küpe takacaksınız alışana kadar o küpelerle de biraz çapak yapacak hassasiyet varsa batikona devam edebilirsiniz ama başka küpe takılır artık. Yalnızca delinme küpelerini atmayın kenarda dursun onlar kalın ve uçları sivri olduğu için kapanayazma ihtimaline karşı iş görüyorlar.

~Hadi ben de yazayım 1 tanesi helix 7 deliğim var çok uzun yıllar oldu deldireli de bu mevzularda çok kıl biri olmama rağmen 1 aydan uzun taktığımı sanmıyorum hiçbirini.

sweat lazım kesin net. yani çadıra gidiliyorsa kalın alt üst kesin alınmalı düşünmem bile kalın bişey almamayı

Tulumun da var mı? Hava 20 derece gözüküyor ama rüzgar hep olur o taraflarda, gece üşütür. Ateş yakma imkanın olmayacaksa mont da olur, içlik de. Rüzgar demişken çadırı iyi sabitle, polleri yumuşak zemine çakmamaya çalış. Toprağa kolay giriyorsa kolay çıkar, mümkünse ekstra iplerle vs. bir ağaca, kayaya sabitle çadırını.

Tek olacaksan nereye gittiğini, mümkünse tam konumunu eşe/dosta ilet. Kendini korumak için de bir şeyler olsun yanında. Dört ayaklılardan çok iki ayaklılar daha tehlikeli.

yedekleyin moonreaderı telefonda tablete atın yedeği ve ordan yedeği kurun.
bende daha önce denedim beceremedim bu şekilde çözdüm

öncelikle tebrikler ve şansı olmayan bi köpek sahiplenmeyi tercih ettiğiniz için teşekkürler :) tuvalet eğitimini sorun. çocuklarla arası nasıl, kedilerle diğer köpeklerle vs arası nasıl, sosyalleşmiş mi insanlarla nasıl bunları da sorun. kısırlaştırın tabii muhakkak. tasma eğitimi var mı, yalnız kalmaya alışkın mı, evde havlıyor mu, kendi hayatınıza uyum sağlaması için ne konularda eğitmeniz gerekecek özetle bunları sorun.

ay çok tebrik ederim. bir canlının hayatına ışık olmak inanılmaz güzel bir şey. inşallah iki taraf için de olumlu olur ve tüyü kadar ömrü olur bıdığın
bence kesinlikle önemli olan özellikle çocuklar ve diğer hayvanlarla ilişkisi nasıl. agresyon veya anksiyete gösteriyorsa almayın demeyeceğim ama uzun ve özel eğitim gerektiren bir yolculuk olabilir diyeceğim. yaptığı en ufak olumlu hareketi ya da "yapmadığı" olumsuz hareketi övün ve ödüllendirin.

çok mutlu olun <3

İnsan ve hayvanlarla arası nasıldır öğrenin. Problemli olsa bile, sevgiyle eğitirsiniz zaten. İlk bir kaç hafta süresince, tuvalet eğitimi yoksa bile alıştırabilirsiniz. Köpeklerde önemli olan sevgi ve güvendir. Mutluluklar dilerim :)

ev içinde aşırı havlaması var mı sorun(mesala her sese, kapı önüne biri gelirse vs) ve dışarda gezdirirken diğer köğeklere hırlıyormu saldırıyormu veya diğer köpeklerin kendisine havlayacak/saldıracak hareketler yapıyormu kontrol edin.
Bunlar tabi ki eğtilebilir davranışlar ama acemi biri için oldukça sorun oluşturur.

Dachshund'lar biraz yaygarayı seviyorlar yapıları itibariyle çokça havlayabilir, bunu da dikkat alabilirsiniz. Tebrikler şimdiden.

Linç yemeyi göze ala ala söyle diyeceğim. Öncelikle yavruyken sahiplendrniz daha iyi olur. Bir yaşından sonra eğitmeniz zor. Eğer evde bekleyeceksiniz huyları belli cins köpek almanız sonrasında sıkıntı yaşayamayız için önemli.Yoksa evde zaptetmeniz zor olabilir. Ben bu yönde morkie tavsiye ederim

Şimdi ben reaktif agresif köpek sahibi biriyim. Köpeğim yabancıdan korkar sebebi de çok büyük ihtimal aileden eğitim almamis olmasi misal çoğu köpek iletisim metodunu bilmiyor.

Normalde burada kontrol edilenler;
Diğer köpeklerle iletisimi
Diğer hayvanlarla iletişimi
Cocuklarla
Insanlarla

Diğer bakabilecekleriniz;
Korkak mi? Bunu misal bakmazken arkasina ses çıkaran bir şey atarak (misal çelik bir şey) korkutun. Sonra çabuk toparlaniyor mu yoksa hala korkuyor kaçıyor falan mi. Bu size aslında bu gökgürültüsü vs konusunda yardımcı olur. Misal bomba patlasa benim köpek umursamaz ama kapi kapansa korkan hayvanlar var.
Alerjisi/hastalığı var mi? Özellikle türlerin hastalıkları oluyor ona bakin.
Veteriner/bakim nasil? Köpeğin çok tatli olmasi veterinerde çok iyi olduğu anlamına gelmez. Dünya tatlısı olup veterinerde korkudan pitbull gibi saldıran köpekler var. Bakım da aynisi; tirnak kesmek, taramak vs.
Eğitim nasıl? Yemek ya da oyun driven bir köpek mi? Değilse eğitim zor.

aynen tay tüyü tabir edilen kumaşı tırmalamıyorlar. kadifeyi de tırmaladıklarını çok görmedim ama keten kumaş alırsanız o koltuğa elveda deyin :)

tay tuyu ya da kadife gibi olan kumaslari (ornegin ikea minder kiliflarinin kumasi) tercih edin.

merhaba aşağıdaki linkteki gibi şeffaf plastikler baya işe yarıyor www.amazon.com.tr

bakırköy marmara pasajı yanındaki aksoy pasajı içerisi full ayakabıcıdır.

dayanabildiğin kadar sıcak poşet çay
teramisin göz için pomat verir buyuk ihtimal eczacı

kafana göre bakterili ellerinle yüzüne poşet çay koyma. hemen göz doktoruna git. enfeksiyon için sana göz damlası yazacaktır büyük ihtimal. yoksa gözlerine zarar verirsin.

sıcak pamuk ve poşet göz kapaklarına kirpiklerine zarar verir.

Bence ikisinin de albenisi yok.

bu çantayı görünce gözümde şort giyen kıllı erkek bacağı canlanıyor. tam bir stereotype çantası
üzgünüm cinsyetçi cevap için.
ikiside değil.

yeşilini kullanıyorum gayet güzel herşeyle de uyuyor.

Spora devam ederek ciddi sıkılaşırsın, kilo veremeyip 2 beden incelmiştim, kilo veremiyorsan direk doktor insülin direnci tiroid gibi etmenler olabilir.

Mesela ben 200 kiloyla 5*5 squat yapıyorum ama 3500 kalori aldığım için ağırlığım düşmüyor hiç, demek ki antrenman yapmanın kilo kaybı üstüne bi etkisi yok.

arkadaşım için özellikle bunu pt'me sordum. bölgesel zayıflama diye bir şey yok, göbeğini eritmek istiyorsa az yiyecek dedi.

yeterince zorlamiyorsundur bence. en az 30-40 dakika yapmalisin. gun icinde de aktif olmanda fayda var. vucut nereden yag eritecegine karar veriyor otomatik

Basit karbonhidrat tüketmeyi bırakırsanız sorun kendiliğinden çözülecektir

Kalori takibi.
Bu dünyada bundan başka cevap yok, bundan başka bilimsel kanıtlı olay yok.

5 yıldır düzenli haftada 3 gün boks yapar, hergun sabah aksam min 3 km köpeğimi yürütürüm. Ancak göbeğim olduğu gibi duruyor niye çünkü yemeyi ve tatlıyı çok seviyorum :')

Bölgesel zayıflama diye bişi var. Zayıf olsa da göbeği olan insanlar deli gibi spor yapsa da o göbek erimeyebilir
Bunun sebebi duruş bozukluğu genetik yatkınlık veya bi hastalık da olabilir
Çok zayıf ama bölgesel fazlalığa sahip insanlar için kalori takibi işe yaramıyor

@photo85 göbek erimemesinin sebebi zaten yag orani. Yüzde 8 yag orani olan bir insanda göbekte de olmaz. Bölgesel zayiflama diye bir şey yok, varsa kaynak koyun ogrenelim. Strength training ile belli noktalarda belki bölgesel zayiflama olabilir de misal 5 kg verdim hepsini sirtimdan verdim diye bir olay yok yani.

Varsa da dediğim gibi kaynak koyun ogrenelim.

1 yıllık gerçek enflasyon %100'ün üzerinde olduğu için mantıklı sayılmaz. daha riskli ancak getirisi daha yüksek olan fonlar son 1 yılda %100'den fazla getirdi örneğin. ancak onların da ana paradan kayıp riski var. gerçi bu kadar enflasyonun olduğu ortamda anaparanın kaybedeceği bir hisse senedi bazlı fon olması pek mümkün değil. parayı kenarda tl olarak tutmaktan mantıklı tabii ama daha iyi değerlendirilebilecek yatırım kalemleri mevcut. örneğin tefaş'tan fonlara bakarsanız son 1 yılda %250 getiren hisse senedi fonları mevcut. %50 bunun yanında hiçbir şey.

2. 10 yılıma dönüyorum bes'te dün baktım kazançlar enflasyonun çok altında orta risk grubunda bilge yatırımcı statüsündeyim.
bu enflasyon ile bana mantıklı gelmior artık en düşük primi yatırıp geçiyorum.
fonlar eksiye dönebiliyor kazançları bu konudada dikkatli olup takip etmeli.

direkt yatırım için mantıklı olmayabilir ama uzun vade için, örneğin 15-20 sene için, tr'de ki en mantıklı yatırımlardan birisi. 15 sene önce bes'e girip her ay 50$'ın karşılığı civarında tl ile birikim yapanlar bugün bir ev parası civarında para çıkarttılar. bir de iyi değerlendirirsen tadından yenmez bu yatırımın.

sadece x liram var hadi onla bes yapayım diye bakınca saçma olur çünkü bu anlık yatırım aracı değil, hisse değil. alıp uzun vade tutmak lazım. üstteki arkadaşlarda kısa vadeli düşünmüşler mesela

Finansal olarak mantıklı değil. O devlet katkısı zaten hem devletin seçtiği yerde değerleniyor, hem onu almak için 56 yaş lazım hem de BES fonu için fon yönetimine ödediğin para olarak yok olup gidecek o.
Başlangıçta ödenen fon yönetim gideri çok değil, birikimin oranına göre olduğu için ileride çok yüksek bir ücret haline geliyor.
Çoğu yatırım seçeneği de enflasyon kadar ancak kazandırıyor.

Bütün bunlara rağmen pek çok insan parayı kendisi biriktiremiyor. Ama BES sistemi sayesinde mecburen birikmiş oluyor para. O açıdan çok güzel bir araç. Her ay düşünmeden para hesabınızdan çekilip gidiyor. O para orada kalsa çarçur olacaksa BES'e gitmesi çok iyi.

avm yıkaması 300
mahallle oto yıkamacı 170 tl
benzincide yıkatan dedem 50 tl yi beğenmediklerini iyi yıkamadıklarını söylüyordu

Benzincide çalışan yıkamacı tanıdığım var, 5 lira bile verseniz yeter ama yeter ki herkes versin, inanın daha çoğunda gözleri yok. Günde 50 araba yıkasalar, herkes 5-10 lira verse zaten asgari ücret maaşlarına ek ayda bir maaş daha kazanırlar ki istedikleri de zaten o.

50 lira falan büyük paralar kimse vermez onu benzincideki yıkamacıya

İyi veriyorsunuz. Ben de 10 ya da 20 verirdim. Adamın gösterdiği özene de bağlı biraz

ses aktarımı yapan kablo almanız lazım. sizdeki kablo şarj içindir. diğer ucu ne?

Usb(flash bellek gibi olan) ile micro usb uclari(telefona giren ufak kisim)

nasıl aratıp micro usb almalıyız?

bizdeki kablo görseli :www.amazon.com.tr

Siz sorunca ben de araştırdım ama bir şey bulamadım. @jelly bear'ın dediğine ek olarak bazı micro usb'ler (genellikle sadece kalitesi bayağı düşük olanlar ya da powerbankle vs gelenler) sadece şarj için kullanılıypr, mesela telefonu bilgisayara bağlayamıyor. usb data aktarımı yapabilen kabloların hepsi kulaklıkta çalışıyorsa ama ses kesik kesik geliyorsa belki daha kaliteli bir kablo denenebilir. şunun gibi: www.amazon.com.tr

ama bunlar sadece benim tahminlerim, verdiğim bilgiler yanlış olabilir ya da işe yaramayabilir.

evet araştırınca bişey elde edemedik bizde. saçma sapan teknik bir durum sanırım.
usb'ye 120 tl ise orjinal kabloyu 300'e almak mantıklı gelen bana teşekkürler

geneli bozmuyor, eskiden çok düşük bir kura bozuyorlardı.

antik köy diye bir yer var yarım gün geçirilir yemekle birlikte

Uzun uzadıya bir şey okunmuyor, ders çalışmak gibi şeyler için ideal. Ancak oturayım kendimi romana kaptırayım olmuyor, bir noktadan sonra o satırlar gözünüze batmaya başlıyor. Benim için öyle en azından.

moon reader tarzı program yüklerseniz sarı işık göz rahatlığı için özellikleri var yaklaşık 5 senedir telefondan tabletten okuyorum ppi değeri iyi bir telefon ile sorun olmuyor.

Okunur ama Kindle veya kobo gibi kitap okuyucu ile daha az göz yorar. PDF değil de epub vb formatları daha iyi okutur bu okuyucular. Ben Kindle tercih ediyorum.

Benim okuduğum kitapları sadece PDF bulabildim diyorsanız o zaman iPad daha iyi başa çıkıyor.

ne ipad ne kindle hiç bi elektronik yerden kitap okuyamadım, çok uğraştım olmuyor, hala basılı kitap alıyorum, hatta kütük gibi yazılım kitaplarını bile basılı alıyorum.

Ben telefondan da okuyorum ama ekranı ayarladım siyah arkaplan üzeri açık renk yazı ile daha az göz yoruyor.

Kendi kitap okuyucusu hiç fena değil aslında typeface, bacgkround ayarı falan mevcut. Pdf değil ama Epub atacaksınız içine pdf kitaplar ekseriyetle tarama oluyor, ascii bile olsa epub gibi rahat değiştirebiliyorsunuz formunu.

Epub atıp ışığı ortama göre güzel ayarlayıp bi de harfleri büyütürseniz (varsın 45 saniyede bir sayfa çevirmek olsun göz sağlınızdan önemli değil) okunuyor gayet.

Fakat bi arkadaşınızda kindle, kobo falan görürseniz çok net canınız ondan çekecek.

Ama ipad'dan epub kitap okunur artık ekran ışıkları da piksel yoğunluğu da can sıkacak düzeyi çoktan geçti.

Çok güzel okunuyor valla, ben baya uzun zamandır sadece ipad'den okuyorum pdf'leri diyebilirim. Üstelik elimde e-kitap okuyucu olmasına rağmen.

E-kitap okuyucunun yeri ayrı elbet fakat zamanla iki cihazı birden çantada taşımak zor geldiğinden ve iPad'den internet vs kullandığımdan pdf okuma serüvenim de ipad'e kaydı. Memnunum

tırmata istanbulda tek gidilebilecek plaj lakin çok pahalı 2 kişi geçen sene 1500 ödedik yeme içme dahil(öğle yemeği, su, kahve bir kaç çay)
tirmata.com

ps aile yeri, gençlerin takıldığı roof tarjı şezlonglarda var. deniz kötü ve dalgalı tabi

tplink tapo c200
hareket takip, kişi ve hareket alarmları ücretsiz, sd karta kayıt yapıyor loop şeklinde doldukça en eski kayıt üzerine kaydediyor gayet memnunum.

tplink tapo c210. c200'den farkı 4k kayıt yapabilmesi.

@sir hopkins
Mesela full kayit icinde nerede hareket olmus gorulebiliyor mu?

Soyle anlatayim kullandigim kamerada bir cizgi halinde tum saatler dakikalar gozukuyor(yani full kayıt yapıyor) nereye tiklarsan tikladigin saat dakikadaki kayit aÇiliyor ve hangi dakikada hareket varsa o kisim maviye boyanmis sekilde oraya tikladigimdada direk goruntuyu aciyor boyle bir ozelligi var mi
resim:(play-lh.googleusercontent.com)

Cunku alarmlar ucretsiz ama alarm saniyesini işaretliyormu 5 saat sonra o alarm suresi neyse geri donup izlenebiliyormu sinirsiz sekilde

@eja
evet full kayıt içinde haraket ve kişi algılanan kısımlar renk ile kodlanıyor alarm ve mesajlar içinden tıklayarakta istenen zamana gidebiliyorsun.

tek sorun iç mekan kamerası olmasına rağmen ben birini dışarı bina girişine taktım bazen ağaç yapraklarının sallanmasını yada balkona asılan kıyafetleri "kişi" olarak algılıyor gereksiz alarm üretiyor.
çözüm olarak haraekt algılamayı sadece kapının kolunun olduğu yerde aktif ederek çözdüm.

@sir teşekkürler, bizimkide güneş açıp kapatınca evde biraz kararma olsun uyarı veriyordu, güzelmiş ek özelliği.

Bu işin kralı ring. Online olarak kaydediyor, kargo vs gelirse ayırt edebiliyor, kapıda birisini görürse, hareket algılarsa telefona uyarı gönderiyor. Kapı zili şeklinde olanlar da var.

Tek kötü yanı tek kamera varsa senelik 40$ civarı, birden fazla varsa 100$ ödemesi var.

ring.com

ilerisi için not düşeyim aldım beğendim çok kullanışlı, görüntü kalitesi iyi özellikleri diğer kameram ile aynı istediğiniz gibi modifiye edebiliyorsunuz
tek dez avantajı balık gözü gibi çekmesi

Telefonu sifirlamayi unutma. Sifirlayinca senden email sifre isteyebilir onu degistirmesi i ogren yeni sahibine oyle ver yoksa ortada kalir acamaz telefonu

içinde özel fotolarınız varsa format atsan dahi android telefonlarda erişilme ihtimali var.

havale ile satma, sonra havaleyi geri çekiyorlar.
parayı nakit al başka şekilde asla satma

letgo, sahibinden koyup yüz yüze satacaksın.
havaleyi kimse geri çekemez öyle bir dünya yok. ancak mesai saati dışındaki eft talimatı iptal edilebilir. senin hesabına giren paranın geri alınması diye bir şey yok.

telefonu sıfırlayıp bir tane uyduruk hesapla yeniden kurulum yapın. bu hesapla memory wipe yazılımlarından birini indirip boş görünen bellek alanlarını tekrar sildirin.

fabrika ayarların döndürülen ve galeri-dökümanlar vs boş görünen telefonlardan recovery yazılımları ile bu dosyalar geri getirilebilir.

hiç bir firmanın değerini vereceğini sanmıyorum.

sahibinden com a girip benzer ilanlara bakıp ortalama bir fiyat belirliyorsunuz.

sonra aynı yerden ilan açıp fotoğrafları yüklüyorsunuz.

sadece elden verilecektir diye de not düşüyorsunuz.

telefonu sıfırlama ile de ilgili de şuradaki adımları izleyebilirsiniz.

mediatrend.mediamarkt.com.tr

oprheus un dediği olayla uğraşacak olana denk geleceğinizi pek sanmıyorum ama içiniz rahat etsin diye o adımı da yapabilirsiniz son olarak.

Vodofone bayilerine sattım ben, telefonu sıfırlayıp aldılar bir de bir belge imzalattılar o şekilde

alınır tabii. bir süre dışarı çıkmak isteyebilir belki ama yemeğin suyun her daim hazır olduğu güvenli eve hemen alışacaktır. sokakta her an ölüm riskiyle yasamasındansa evde olması her halükarda daha iyi.

Alınır ama alınmaz. O çevreye alışmıştır. Keyfi yerindedir. Evde sıkılabilir. Belki kışa doğru alabilirsiniz.

kediye bağlı alıp iç-dış parazit yaptırıp temizleyip eve atacaksın. kalmak istiyorsa o zaten yayılır gitmez. gitmek istiyorsa da kapıda camda ağlar fark edersin.

Denemeden bilinmez en kötü bin lira civarı aşı kum mama kaybınız olur can kurtulacaksa değer.

Belki hastası olacak ev ortamının yayılıp duracak belki gezmeli kedi olur ara sıra çıkar geri gelir, belki de 3. günden bas bas bağırıp çıkmak isteyecek hepsi mümkün.

ilk başta dışarıyı isteyebilir alışkanlığı hemen değişmez bir kaç ay sabrederseniz kışa tamamen evci olur.
her kedide aynı değil bazısı tamamen hemen evci olurken kimi gündüzleri çıkmak istiyor.

kesinlikle alınır. özgürlük, keyif meselesi değil sadece bu.
evde bakılan kedilerin ortalama ömrü 12-15,
sokak kedilerinin ortalama ömrü 2-3 sene.

mamasu suyu güvenli alanı olduğu sürece kolayca alışır.

alinir. 10 yil yasacakken 10 ay dahi yasayamiyorlar.

Ilk baslarda evde durmak istemeyebilir, sabir gerektirecek bir surec. Ama ücüncü cümleniz tüm sorunlari cozer bence.

bir fikir verecekse 8 ay önce bezmialem'de 1600 liraya yaptırmıştım.

patoloji çıkarsa ek birşey isteyecekler mi neye ne kadar isteyecekler sorun
veya paket içinde kaç patoloji var, anestezi dahil mi?

Sorularınızın birçoğuna cevabım yok ama benim gittiğim veteriner 6 aydan büyük kedilere çip takamadıklarını söyledi. Ceza ödeyerek de mümkün değilmiş. Belediyenin takması gerekiyormuş. Hatta orada bulunan bir görevli mesai saati dışında arayın ki ilçe değil il belediyesi baksın demişti.

çipli olup eski sahibine ulaşabilirseniz geri kabul etmezlerse veterinerde sahiplik değişimi yapabildiklerini söylemişti veterinerim, sadece karşı tarafın bilgileri olmalı ve kayıtlı telefonuna bir mesaj onayı geliyor ve devir sağlanıyormuş.

parazit için götürün mutlaka veterinere, parazit insana geçebiliyor çocuk sokakta kaldıysa oluşmuş olabilir.
Bazı vetler yapıyor çipsiz işlem ama eninde sonunda tarım ormana gitmeniz gerekecek çip için ordada ceza almıyorlar sokaktan sahiplenilen kediye

ps. çok tatlıymış sıpa

çipli olduğunu kendiniz tespit edemezsiniz. sahibi varsa arıyordur kontrol etmek en sağlıklısı. bu hayvan uzun süredir sokakta olamaz.

malesef sokaktan gelen veya 6 aydan büyük kediye çip taktırmak büyük sıkıntı. saçma bir sistem var. kedi çok yaşlı değilse ve tanıdık vet. varsa kediyi 6 aylık olarak işleyip çip takabiliyorlar.

iç-dış paraziti damla olarak alıp kendiniz yapabilirsiniz. bu işlem için çip-kayıt vs gerekmiyor.

@orpheus 15-20 gündür dışarıdaymış komşulardan duyduğum kadarıyla. ben de kedi sesi duyuyordum ama yan komşudan filan geliyordur diyip çıkıp bakmamıştım hiç. zamanın çoğunu bizim binanın içinde geçirmiş geceleri dışarıda değilmiş yani. bodrumda filan saklanıyordu galiba. ben ilk karşılaştığımda da hemen binaya girip bodruma koşmuştu. yemeyi içmeyi nasıl halletti birileri mi besledi yoksa çöpten mi yedi bu süreçte bir fikrim yok. ama birkaç gün değil birkaç hafta dayanmış. akıllı bayağı zaten :) hem de uslu. kedi taşımalık çanta siparişi verdik vete götürmek için. çanta gelince ziyaret edeceğiz bakalım...

Sürekli başımıza geliyor. Daha birkaç gün önce çipsiz British aldım sokaktan. 10 gün kadar sahibini aradım. Zaten sahibi arıyor olsaydı illa bana ulaşırdı. Sonra kızdım çipledim hayvanı. Üzerine kısırlaştırdım da.

Sahibi gelip almak isterse cezası var o hayvanın çipsiz olmasının. Ben hayvanı sokaktan aldığım için sorunsuz çipledim. Sahibinin hak iddia etmesini istemedim. O çocuk 8-10 gün sokakta yapamayacak bir can. Bu cana bakamayacak insana teslim/iade etmem.

Şimdi sahiplendirme sürecindeyiz. O süreçte şöyle işliyor. Bulunduğunuz kentin veteriner hekimler birliği/Odası'nın web sitesinde çip devir sözleşmesi var. İndirip karşılıklı imzalıyorsunuz. AVHO sitesinden örnek form: www.avho.org.tr

Kediyi görmek isteyenler de instagram.com/ayrancipatikurtarma

bugün gidildi vete, çip yokmuş.

bence çalışmaz. malum kediler bölgeci hayvanlar, alıştıkları yerden uzaklaşmak istemezler. hem evinden ayrılacak, küçücük arabaya sıkışacak hem de bir yandan hareket halinde olacak. tuvaletini arabada yapıp yemeğini suyunu da orada içecek. hatta gün içinde de çantaya sıkışmış vaziyette sizinle gezip sürekli stres hissedecek. hiç olacak gibi değil bence, hayvana yazık olur. kopek olsa hiç sorun değil ama kediyle olmaz diyorum ben.

kedi otelde sizinle kalsa bile olmaz.

tur kaç gün bilmiyorum ama maks 4-5 gün ise ve evde klima varsa yalnız bile kalabilir. daha uzun ise gün aşırı birisi gelip 10 dakika bile uğrasa daha iyi kediyi taşımaktan.

Kesinlikle olmaz, hiç ihtimali yok. Hem kediye hem size eziyet.

başka bir konuda ek yapayım, uyku için samsunun içine girip çıkmak yerine doğramacı otel var tosya da. konaklamak için daha rahat olabilir.

Kedinin yaşı kaç ki kedi oteli düşünülmüyor anlayamadım. Kedi daha önce arabayla çok yolculuk yapmış olsa bile çok sevdikleri bir aktivite değil. Bu sıcak havada hem yolculuk eziyet olur hemde çantayla taşınması.

En temizi güzel bir kedi oteline ayrı bir odada kalacak şekilde misafir ettirmek.

www.reddit.com

şurada uzun yol yapan kediler var ama ev kedisi alışık olmadığı ortamda rahat edemez sanırım.

Böyle tatil olmaz. Arabada uyuyacak kişiye eziyet.

Olmaz malesef. Dalgınlığınıza gelip, arabayı güneş gören bir yere park etseniz, kedi 45 dakika içinde ölür (veya kalıcı sağlık sorunu).

Vücut sıcaklıkları bizden yüksek zaten. Vücut sıcaklığı 40 dereceyi geçince büyük problem. Normalde 38.5 derecedeler, çok çabuk 40 dereceyi geçerler.

Youtube'da karavanda kedileriyle yaşayan bir çift var. Kediyi nasıl alıştırdıklarını anlatmışlar, baya uzun bir süreç:

youtube.com

2 kedimle izmir sinop arası yolculuk yaptım 1100 km. biri 12 saat boyunca kutusunda gıkını çıkarmadı, diğeri kutunun içinde susmadı. eziyet gibiydi. bu yapacağınız yolculukta kedinin sorun çıkarıp çıkartmaması kedinin davranışına bağlı. her kedi araba yolculuğunu sevmiyor.

size tavsiyem kutusuna koyun ve arabayla 1 saatlik yolculuk yapın. tepkisini ölçün. hem bu sayede alışık değilse alışmış olur.

benimki araba yolculuğunda hastalanıyor kusuyor sürekli, 2 metre cam filesi tahta ince çıta alıp evde 1 cama sabitleyin youtubeda yapma videoları var, 1 hafta bırakan var ben 4 gün bıraktım yem su koyduktan sonra kamera ile takip ettikten sonra sorun olmuyor.

www.trendyol.com

illa goturcem derseniz bu çadır içine kumunu koyup hem arabada hem otelde kullanırsınız kediyi dışarı çıkartmadan

ama planladığını zşey hem kediye hem size eziyet gibi.

ufak bir yarım günlük, yakın bölge turu yaparak bu fikrinizi deneyin. ben olmayacağına inanıyorum. hele yaşlı bir kedi ise kolay strese girecek. o hareket esnasında yemek yemeyecektir. ayrıca kedi kumu kokusu sıcak arabada çekilmez.

en temizi gğnde biri sizin eve gelip mam-su tazeleyecek birini bulmanız.

arabada kediyi serbest bırakmak çok riskli. birçok arkadaşım çeşitli sorunlar yaşadı. pedalın altına girmesi, şoförün üzerine atlaması vesaire. söylemek istedim.

değmez, çok daha iyi diziler var.

aynı kategoride değil ama
the wire, better call saul vs.

breaking bad izlediğim en iyi diziydi ama better call saul'a nedense elim gitmemişti, izleyeceğim onu da. the wire dizisini listeme aldım teşekkürler.

Zamanının ruhu geçti bence. Ki final mevzusu var bi de en sağlam lost fanını bile sessiz bırakan.

(Lost izlemedim)

Breaking Bad 2 kere başladım bitiremedim, hatta son 2 sezona kadar da gelmiştim en son. Bir noktadan sonra Kurtlar Vadisi gibi karakterin mevcut sıkıntıdan bir şekilde kurtulacağını bilmek sıkmıştı.
Lost'u daha geçen yıl izledim ve keşke hafızamdan silip yeniden izleyebilsem diyorum. Mükemmel bir sanat eseri beklemeye de gerek yok tabi. Ama yine de bence hala çok iyi bir dizi.

son 2 sezon patlıyor ben hala açar izlerim hala gideri var, lost izlemeyende ne bileyim yani.

İzlenir.
Hatta her bölümden sonra, ekşi sözlük'te sadece o bölümle ilgilen yapılan ve gelecek bölüm ile ilgili komplo teorilerini okuyarak izlenir.

ilk iki üç sezonunu izleyebilirsin. kendisi binge watch'ın ilk örneği olabilir, ki bunu haftalık yayınlanarak yapmıştır. ama hiçbir gizemin hiçbir yere bağlanmayacağı ön kabulüyle izlemeni öneririm yoksa hayal kırıklığına uğrarsın.

Breaking Bad işlemişsin zaten, peşinden Better Call Saul izle, bitsin the Wire, the Sopranos iyi gelir.

geçen aylarda, yılllaaar sonra tekrar izleyeyim bakiim nasıldı dedim. çok daha iyi anladım ve baya güzel geldi. hiç bozdu saçma vs değil.
son bölüm dahil patlamıyor gayet güzel bitiriliyor.

lost'u geçen ay bitirdim. hayatımda izlediğim en iyi dizi net. tek bir bölümünde bile sıkılmadım.

lost bozdu geyiğini çok manasız buluyorum. bence tam olması gerektiği gibi bitti. dizi o kadar iyiydi ki beklenti aşırı yükseldi. seyircilerin tatmin olacağı bir son muhtemelen kendilerinin uyandıklarında 1952'ye falan dönmesiyle sağlanabilirdi.

dark falan gibi bugünün güzel fantezi-bilimkurgu dizilerinin öncüsü. diziyi izlerken bazen ulan bunu nasıl bu kadar detaylı düşünebildiniz diye kafa yordum onlarca kez. her şeyi geçtim bir karakterin çocukluğu kendine o kadar benziyordu ki oha acaba 30 yıl önce çekip bugün mü koydular falan diyesim geldi.

bence lost senaryoya verilen düşünsel emek bakımından zirvede falandır.

yav millet bolluktan eskinin iyilerini unutuyor. eskiden o kadar dizi yoktu o yuzden iyi saniyoduk falan dedi gecen bir arkadas da asla katilmiyorum. ben lost'a sonradan baslayip yayin tarihine yetistim, o arada izlerken sabaha kadar basindan kalkamazdim. hikayesi, oyunculuklar, tek tek karakter gelisimleri ve onlarin hikayeleri falan bence muazzamdi. finali soyleydi boyleydi hic onemi yok bence gayet de izlenir. diyorum ya elinin altinda 1000 tane dizi olunca simardi herkes :)

lezzetli bir son beklemiyorsan, kafanda bir sürü soru kalsın istiyorsan izlenebilir. Ben zamanında bölüm bölüm takip ederek izledim, sonrasında bir sahnesini bile tekrar açıp izlemedim.

mecidiyeköy durağı (trump önündeki) hala aktif çalışıyorsa inebilir maksimum 2-3 dakikada ulaşır size.

istikamet neresi anadolu yakası mı? yoksa edirne mi?
dikkat etsin mecidiyeköyde 2 çıkış var, biri yürüyen merdivenli yerin dibine inen birde üst geçit var, üst geçit tarafı edirneye yakın ve oradan e -5'e bağlantı yok.

eğer anadolu yakası ile direk otobüs duraklarının oradan alırsınız, edirne tarafı ise trump'ın iyidir oradan direk e5'e bağlanırsın

postür bakıyor, üstünü çıkartıp duruyorson karşısında sonra oturtup bir kaç kola vurma refleks it çek tarzında şeyler soruyor, parmakları sıktırıyor vs.

mr yazarsa söylersin direk hocam ben giremiyorum dersin yazar 2 tane xanax mis gibi girersin.

kronik geçmeyen ağrınız yoksa mr istemez doktor büyük ihtimalle. en fazla röntgen ister.

Gönen Termal Yıldız Otel 5 sene önce bir kaç yıl gittik hep en uygun f/p oteldi

ödememeninde cezası var aylık %1.6 faiz muayene için ödemek gerek birde, ödeyeceğim.

Bir süre ödememeyi düşünüyorum.

Devletimiz affedicidir, faiz falan gelirse de gidici olabilir her an. Ödemeyince kıymete biniyorsun malum ülkede, ödeyenin enayi durumuna düştüğü çok durum var.

motorsiklet cezalarını ödemiyorum. 3 yıl muayane muafiyet var diye. bunun için ise yılda bir muayane olduğundan ödemek gerekecek gibi.

Ödemedim, ödemeyeceğim.

odemeyi dusunmuyorum, muayene tarihime de 1 sene var. o parayi dolar, altin yapip beklesem muayeneden once bozar oderim faizi ile birlikte. ustune de yemek yer ve kahve icerim buyuk ihtimalle.

Ödemeyeceğim.

Ekim'de muayene olduğundan mecburen ödeyeceğim olmasa ödemezdim.

ödememek lazım aslında ama ödedim. bir de ödemek için uğraştım, sistem çökmüştü.

bitaksi uber uygulaması işe yarıyor, genel olarak dahada kötüye gidiyor ben artık etrafta taksi görmüyorum o kadar azlarki. (trafik yoğunsa bitaksiye cevap vermiyorlar tabi)
birde ilk gn taksi bulursan direk kafala abi numaranı alayım beni her sabah sen bırak uygunsa diye.

Taksi bulmanızın zor olacağını düşünüyorum.
Çünkü o saatte Beşiktaş'ta olan taksiye zaten 10 saniyede bir müşteriler el kaldırıyor.

BiTaksi'de bazı şoförler gideceğiniz yeri görebiliyormuş. Bakırköy'e gitmek isteyen bir şoföre rastlayabilirsiniz. Bir de "taksimetreyi önceden aç" ve "şu kadar bahşiş vereceğim" seçeneklerini işaretlerseniz herhalde bulursunuz. Bunun için ödemeyi kredi kartıyla yapmanız gerekiyor.

taksi bulmak sor otobus bekler gibi taksi bekledigim oluyor ozellikle merkezi yerlerde

Uçak pahalı. Geldikleri zamanlar genelde okul tatilleri.

Örnek verirsem geçen sene Eylül'de 350€ geldim. Bu sene temmuzde gelmek zorunda kaldım ve 530 verdim.

4 kişilik aile için 2500-3000€ demek.

Buna ek tabiki çoğu kisi İstanbul izmir yaşamıyor hâliyle oralarda saga sola gitmek için de lazım araba. Bir de tabi görün şovu var bazılarında.

Çoğu kişi 3-4 hafta geliyor. 3-4 hafta arabasiz zor ve daha pahalı.

Kalabalik aile olunca arabayla gelmek ucak bileti almaktan daha ucuz. Ustunde Turkiye'de 2-3 hafta araba kiralama maliyeti binecek. Bir de kilo limitleri derdi var, gelirken bir suru hediye donerken ekstra valizler derken yuk de artiyor. Arabayla gelmek her turlu mantikli ekonomik acidan.

15 yildir almanyada yasayan bir birey olarak ucak fiyatlarini öderler ama aslinda en büyük neden hava atmak.

cok büyük cogunlugu hala kafa olarak köylerinde yasiyor, almanyada zstrassede otursa bile mahallesi disindaki hic bir yeri görmemis almanyada ya da avrupada. köylerinin gruplarinda takilip oradaki dünyayi yasiyorlar.

cogu oradaki yasayanlara hava atmak icin yapiyor yaptigi her seyi maalesef.

arabalarina yatirimin nedeni bu.

-ucaga gore daha hesapli
-gelince araba kiralama derdi yok
-araba tamir isciligi ve yedek parca yurtdisina gore ucuz, cogu hemen sanayiye gidiyor gibi.
-hava kismi bence artik ilk 3'e giremez, o is sari mercedes filmi donemlerinde idi. Artik tr'de kolay kolay kimse donup 10-15 yasindaki bmw'ye bakmaz.

avrupa'da olsam ben de aracla gider gelirim, ucakla pek isim olmaz.

cok daha ucuza geliyor, ayni zamanda herkes "sayginlik" pesinde.

ozellikle yaz donemlerinde bazen ucuz bilet bulunabilse de turkiyeye kisi basi gidis donus 300-400 euro gibi ucak bileti tutuyor. 4 kisilik bir aile icin bu ortalama 1400 euro tutacaktir sirf ucak bileti.

yaklasik olarak 1 ay turkiyede kaliyorlar. yaz doneminde kiralayacaklari araba da cok ucuz olmayacaktir. rahat 1000 euro da araba kiralamaya verirler.

ama araba ile gidince maksimum yol masrafi 500 euro olacaktir. giderken ve gelirken bagaj limiti vs. dusunnmeleri de gerekmez. o yol da dusunuldugu kadar yorucu olmuyor cogu zaman, degisik bir macera oluyor, kafa dengi insanlarla keyifli oluyor. yolda degisik sehirlerde durmak, yemek yemek, otelde konaklamak vs bir cesit turistik aktivite oluyor.

ama tabi tum bunlarin yainda arabasi ile hava atmak isteyen de yok degil. yokluk psikolojisinde buyumus kisilerde bu yasaniyor. sadece gurbetcilerde degil, turkiyede yasayanlarda da benzer bir psikoloji var. bu psikoloji onlarca yil taksite ve borca girip daha ust model araba almaya calismaktan farkli degil. herkes toplumda ve sosyal cevresinde sayginlik ve kabul gorme pesinde. kimsi arabasi, kimisi evi, kimsi tatil yaptigi otel, sosyal medya paylasimlari ile bu sayginligi edinme pesinde.

bu yolla sayginlik elde ediliyor mu? evet, gorunus, ve sahip olduklariniz toplum icin onemli. luks arabasi ile turkiyede bir restoranin onune parkettiginde kapida karsilanacagini, ona daha iyi masa verilecegini, daha iyi hizmet edilecegini biliyor. ayni sekilde bunlar olmadan ayni sayginligi goremeyecegini biliyor. bu sadece gurbetciler icin degil, toplumun bircok ferdi icin de ayni.

istanbul'a ankara'ya gelenler haric köylerine aktarmali gelecekler, o zaman ucak bileti baya pahaliya geliyor.

- araba kullanmayi sevmek
- 2 cocukla ucak biletlerinin cok pahali olmasi
- gelince uzun kalmalari
- kilo sinirina takilmamak
- trde uzun süre araba kiralamanon pahali olmasi
- zaten büyük araba kullaniyolar uzun yol icin ok

Ertan erdikmen ucaklarin asiri pahali oldugunu soyluyor birde arabayi tika basa ucuz ucuz dolduruyorlar tabi

Sonsuz +1
Etrafimda hava atmayi dusunen aile hic yok, duymadim ve gormedim. Ben tek basima ucak biletinin ne kadar pahali oldugunu dusunuyorum, ki direk ucak var, antep'te erzurum'da akrabalari olan 4-5 kisilik aile ne yapsin. Yurtdisindan gelirken gercekten okullar kapandigi anda fiyatlar 3-4 katina cikiyor, firmalar da gayet farkinda, bakin bu yaz biletler 300-400 euro civari, ekim ayi icin 75 euro'ya aldim. Ciddi bir fark var yani. Ayrica kislik erzaklarini, carsaf, yatak yorgan alip goturen, kilo sinirina takilmak istemeyen cok ve araba kullanmayi da seviyorsaniz neden olmasin.

Dayım geliyor. 5-6 haftalığına geliyor, arabayla egeye de gidiyor, memlekette de rahatça geziyor. dönüşte bi araba dolusu salça, tarhana vs vs götürüyor

www.eksiduyuru.com

tül perdeyi koyuyorsun üstüne, yanlarına biraz yükselti tabi ve yanları kapatcaksın yoksa arı yandanda yolunu bulup giriyor. ps. cibinlik gibi

tül koyulabilir. biz güneş altında beklitmiyoruz. önce ak toprak acısını alsın diye kaynatıyoruz, sonra durulmaya bırakıyoruz, gölge de olur, ekşam da olur. Toprak dibe çökünce üst kısmını ayırıp konsantre olsun diye tekrar kaynatıyoruz.

kafalarına göre, aslında olması gerekli şeyler arasında bakarsa yakalar ben 2 dir stepneyi koymuyorum hiç sormadılar baya yoğunlardı

Stepne taşımayan araçlar var, örneğin e segment bir çok araçta runflat lastik kullanılıyor ve o araçlarda stepne hiç olmaz.

yangın tüpü ve ilk yardım seti mutlaka olsun

ben bakıyorlar diye biliyorum.

ama bakmasalar bile bulundurmakta fayda var.

Stepne araç tipine ve alınan pakete göre değişiklik gösteriyor. Şayet aldığınız araçta stepne yok ise tamir kiti bulunmalı.

aracı daha yeni almış gözüküyorsunuz.

örneğin hyundai i20 için; JUMP pakette tamir kiti, style ve elite' te stepne mevcut.

ibb.co

bir de muayene tarihiniz aldıktan sonraki 3 yılın sonu değil, TR yr giriş yaptığı tarihten 3 yıl sonra haberiniz olsun

Bende hiç bakmadilar

bakılmıyor

Benim arabada stepne yok. Tamir kiti var. 3 kere muayeneye girdim hiç sorun olmadı.

1 hafta önce götürdüm baktılar

eyvah eyvah
öncelikle giderken eldiven ve maske alın. bir de bolca kalın çöp torbası. evde yoksa beyaz sirke ve temizlik bezi, kağıt havlu gibi sildikten sonra kullanılamaz hale gelip atılacak şeyler.
buzdolabının kabasını deterjanla ve/veya çamaşır suyu ile aldıktan sonra sirkeyle silin. temizlik bittikten sonra buzdolabı ve buzluğun içine elma sirkesi olan kaplar yerleştirin. bulabilirsiniz bir kaç kapta da mangal kömürü koyun.

ama en önemlisi ve en zoru şu: buzdolabının arkasında erimiş buzların toplandığı bir hazne ve onun altında bir tepsi var. o haznenin ve tepsinin içindeki suyu boşaltıp temizlemediğiniz sürece koku gitmez. işin zorluğu ise bunlar, sabit parça, söküp çıkarıp temizleyip geri takayım olmuyor. tepsi nispeten kolay ama haznenin içine bezi veya kağıt havluyu sokup sokup suyu emdirip atacaksınız. su boşalınca temiz su ve deterjanla bir kaç kere doldur boşalt tekrarlayacaksınız, en son sirke ve karbonatla bir kere daha yapacaksınız başka çareniz yok. dolabın marka-modeline göre tepsi-hazne yeri ve kombinasyonu değişebilir.
imza: yazlığa giderken, sebilin fişini çekiyorum diye buzdolabının fişini çektiğini 2 ay sonra fark eden masum halanne ;(

o buzdolabı çöp artık. 2 olaya şahit oldum buzdolabındaki o kokuyu yok edemediler.

Vicks VapoRub alin. Burnunuzun altina surun, oyle calisin. Bir adli tip teknigidir.

Temizlik icin sirke vs. yazilmis zaten bir e komur parcalari kokuyu emiyor. Komur parcalari koyabilirsiniz bir sure. Endustriyel bu tip koku karsiti baska urunler de var. Gecmis olsun.

buzdolabı yeniyse iyi bir servis bulursanız söküp arka taraftakı köpük kısımları değiştiriyorlar, esas koku köpük gibi olan kısımlardan geliyor içine işliyor çünkü. istediğiniz kadar temizleyin içini koku geçmeyecek, youtubeda videoları var bakarsınız

99 depreminde bizimde bulaşık makinası öyle olmuştu, koku geçirmeyen maske lazım herşeyden önce biz makinayı komple balkona çıkartıp içini hortumla yıkamıştık birde kuruduysa spatula gibi bişey lazım zor iş cidden kolay gelsin

Buradaki önerilerin hepsini boşverin. Buzdolabınız çöp. Atın gitsin. Bu sıcaklarda 1 hafta açık kalan dolaptan bundan sonra hayır gelmez

Sebze-meyve marketten değil semt pazarından alınır.

- sebze, meyveye ek olarak et icin de ayni durum soz konusu diye biliyorum. Marketler persembe aksami haftasonunu kapsayacak sekilde etini, sebzesini siparis veriyor, cuma sabah da mal geliyor. Cumartesi, pazar yeni mal gelmiyor
- kucuk esnaftan zorunlu haller disinda alisveris yapilmaz
- klasik acken alisverise cikilmaz, 2 saat once ayni hatayi yaptim gene, bir suru gereksiz abur cubur cer cop cikolata falan almisim

Pazar güzellemesi yapmayı doğru bulmuyorum. Çürükleri iteleyebilirler. Geçici olan, sabit bir yeri olmayan satıcılardan korkun. Gaza gelip bir çuval patates, soğan almayın. Adam belki içine taş koydu, belki kilosu doğru değil. Yol kenarında meyve satan yerlere de güvenmeyin.

Açken alışveriş yapmayın +1. Hatta liste yapmadan alışveriş yapmayın. Market kötülemeyi doğru bulmuyorum. Bim, A101 büyük şirketler ve bir sorun olduğunda muhatap bulabileceğiniz şirketler. Kimse Bim'e, A101'e çürük şey satamaz. Çünkü satın alınan miktar fazla. Bunların anlaşmaları bile sözleşmeyle oluyordur.

Alınacak şeye göre bir sürü şey söylenebilir.

Geçen bir avm'de Tutunamayanlar'ı sordum. 200 TL dedi. İnternette 120 TL.

Telefon aldım. Avm'deki mağaza 12 bin dedi. Amazon'dan 11 bine aldım.

Temel tüyo araştırmak, gezmek.

Bim, A101 bir sabunu yerel marketten 2 3 TL daha fazlaya satabiliyor.

Yerel market demeden gezin. Her şehirde ucuz marketler var.

Yazın kışlık ürünleri, kışın yazlık ürünleri alabilirsiniz. Şu an kimsenin aklına mont almak gelmez ama 2 ay sonra hava soğuyacak.

Stok ürünlerini tek seferde alın. Örnek şampuan. Bunu hep kullanacaksınız. Bir şampuanın ne kadar gittiğini belirleyin, ölçün. 6 aylık, 1 yıllık şampuanı alıp koyun. Fiyatı artacak. Bu kaçınılmaz. Şu an gidip 3 4 şampuan alsan direkt kârdasın. Hem 6 ay sonra daha fazla ödemeyeceksin hem de alışveriş yükünden kurtulacaksın. Ya da çorap alıyorsan 1 2 tane alma. 20 tane al. Bir daha uğraşma. Çünkü onun bile fiyatı artacak.

Ucuz diye üç harfli marketlerden çikolata almamak. Aynı markanın daha adisini özellikle bu marketler için üretiyorlar. (Bilmeden yediğimde tat farkını algılayıp araştırdığımda öğrenmiştim bunu.)

Alacağım ürünlerin içeriğindeki ilk üç maddeyi okurum. Çünkü sıralama miktarı çok olandan az olana göredir. Üç maddeden birini beğenmezsem almam.

İçindekiler kısmı upuzunsa yine almam.

Diyet diye satılan hiçbir ürünü almam çünkü kimyasallar ile şeker dengesini koruyorlar. Bu da ekstra kimyasal demek.

Meyve ve sebzeyi de pazardan almam. Taneyle alır taze yerim.

sebze meyve marketten o bölgenin semt pazarı olduğu gün, tercihen erken saatte alınır.

Fiyatlandirmalarin hicbir duzeni veya sistemi yok. Bir markette 100 lira olan sey baska markette 30 lira bile olabiliyor.

Market gezerken duzenli fiyatlara goz ucuyla bakmak cok faydali bir aliskanlik bence.

Trendyol Market'ten sipariş verip ürünlerin evinize kadar gelmesi gidip o ürünleri torba torba taşımaktan daha ucuza gelebilir.

Her zaman alışveriş yaptığınız marketteyken sık aldığınız bir ürün olduğunda birkaç defa Trendyol Market uygulamasından fiyatına bakın. Evinize yakın pek çok marketin sistemde olduğunu ve en ucuz ürünün nerede satıldığını kolayca bulabileceğinizi görün.
250 TL'lik alışveriş yapınca ücretsiz getiriyorlar. E zaten 3-5 parça ürün alınca 250 TL ediyor bir anda sepet tutarı.

pazal güzellemesi +1, pazardan çoğu zaman sadece yeşillik ve kışlık konserve için alıyorum belki bazen meyve, çürük çarık dolduruyorlar ayrıca markete göre şu an pazar çok pahalı, soğan patatesi hep marketten alıyorum daha uyguna geliyor, manavı iyi olan marketler var mesela burda 3 migros var ama 1 tanesinin sebzesi her zaman taze arayıp bulmak gerek.

a101 ide marketler arasında daha iyi buluyorum , internetten özellikle migrosun sanal marketini ağır şeyler için kullanıyorum. trendyol gibi sitelerden deterjan almıyorum, kullananlar markettekinden farklı olduğunu söylüyor, çamaşır deterjanı köpürüyormuş vs. gibi

fiyatı mı pahalı anlamadım

Aynı kalitede Royal Canin ve Hills var ama onlar da sadece bi tık aşağıda fiyat olarak ki kampanya bulabilirsen. Brit ya da Nutri daha uygun onlara göre.

Evet fiyatı aşırı yükseldi. 1500 e yakın vermek artık zorluyor :)

daha uygun fiyatlı olmayabilir ama virbacdan çok memnunuz. 3kg paketi 800 gibiydi.

kedinize iyi geliyorsa devam edin, aynı kategoride hills var bir tık fiyatı nd'ye göre düşük ama içeriği yararsız, hillse alıştı bizimki başka mama yemiyor yoksa gözümde ND var benim içeriği güzel.
mama değiştirmenin yan etkileride oluyor, tüy dökümü, alerji, kusma şartları zorlayıp çocuğa mamaya devam diyorum ben

Bizimki de yıllardır N&D tüketiyor fakat tüy dökümünü hiç halledemedik. Ama başka hiçbir sıkıntısı olmadığı için (idrar vs) değiştirmeyi düşünmedik.
Advanced nasıldır acaba?

eğer tüy problemi varsa somonlu mama kullanın, protein oranı yüksek olmasın kedi kısırsa..şurda güzel anlatıyorlar aslında, advanced hiç bilmiyorum
petdoktoru.com

Orada her şey bulunabilir diye düşünüyorum. Kişiye özel ve uçakta taşınabilir bir yiyecek, ilaç vesaire dışında ben olsam hiçbir şey götürmem. Kıyafetleri hariç tutuyorum tabii, onları götürün. Belki adaptör olabilir priz farkından dolayı.

Amerikada hersey bulunuyor, tabii Turkiye kadar ucuz olmayabilir.

Kullandiginiz ilaclar + antibiyotik getirin mutlaka. Caydanlik var ama cay suzgeci yok ;)

duzgun cezve bulmak zor.
caydanlik var.
surekli kullandiginiz bir ilac varsa stok yapmak gerekebilir, her ilac yok muadili var.

www.youtube.com

Dönüştürücü

woohoo crp yüksek antibiyotik is coming, bir tek crp yi biliyorum :)
anamnez almadan yorum yapmaz kimse ki burda hi yapmazlar sanıyorum.

son tahlilde her şey normal görünüyor, crp ve diğer kırmızılar önceki tahliller. dr değilim tecrübeli hastayım, geçmiş olsun :)

not: burası enabiz platformu, daha buraya düşmeyen şeyler olabilir hastanenizin kendi portalından da bakın.

a çok pardon sanırım kalanını girmemişler ben de tarihi fark etmedim.

şimdi hastanenin kendi sitesinden baktım, şu şekilde.

Hemogram / Sonuç / Referans aralığı
WBC / 7,11 / 4 - 10 10^3/µL
RBC / 5,4 / 3,8 - 5,8 10^6/µL
HGB / 16,1 / 12,9 - 17,3 g/dL
HCT / 46,3 / 38 - 51 %
MCV / 85,6 / 80 - 100 fl
MCH / 29,8 / 27 - 34 pg
MCHC / 34,8 / 32 - 36 g/dL
RDW / 12,9 / 11 - 16 %
PLT / 209 / 130 - 400 10^3 µL
MPV / 10,9 / 6,5 - 15,5 fl
PDW / 14,3 / 8,3 - 18 %
PCT / 0,2 / 0,12 - 0,62 %
NEU# / 4,1 / 1,5 - 7 10^3/µL
LYM# / 2,2 / 0,8 - 5 10^3/µL
MONO# / 0,5 / 0 - 0,9 10^3/µL
EOS# / 0,3 / 0 - 0,6 10^3/µL
BASO# / 0,05 / 0 - 0,2 10^3/µL
NEU% / 57,3 / 42 - 75,2 %
LYM% / 31,6 / 20 - 50 %
MONO% / 6,6 / 3 - 12 %
EOS% / 3,8 / 0 - 5 %
BASO% / 0,7 / 0 - 2 %
TSH / 0,86 / 0,27 - 4,2 μIU/mL
Ferritin / 96,3 / 30 - 400 ng/mL
Serbest T3 / 3,28 / 2 - 4,4 pg/mL
Serbest T4 / 1,43 / 0,93 - 1,7 ng/dL
Vitamin B12 / 472 / 191 - 663 pg/mL

Son tahlil bu, sorun yok gibi öyleyse

Kanında mikrop var

Geçmiş olsun. Alt-ast'nin de altından bir karaciğer sorunu çıkar mı diye tekrar etmekte fayda var.

yeni peugeot rifter ve citroen berlingoların arkası çok geniş. koltukları yatırınca dümdüz kocaman bir alan çıkıyor. aracın özellikleri falan da gayet iyi, ön taraf zaten 3008 gibi rifter'da. ama fiyatlarını ve bütçenizi bilemiyorum. onun üstüne bi araç üstü çadır işinizi görebilir.

15 yillik kampci, 4 yillik karavanci olarak simdi birseyler yazardim ama useniyorum. En iyisi ben gidip tenteyi aciyimda bir bira iceyim karavanin onunde.

çekme karavan için aracınıza mühendislik çizimli çekici topuzu falan yapıp muayeneye götürmek gerekiyormuş ki bununda ciddi bir ücreti var, birde otomatik araçta çekme yapmak otomobile zarar veriyormuş bilgisinden sonra karavan olayından komple vazgeçmiştik.

çadırda daha önce kaldınız mı?

Çadır birçok insan için konforlu olmayabilir.

Bu sorunun cevabı ne kadar konfor aradığınız ve bütçe ile alakalı.

Ben en azından bir pansiyon konforu isterim derseniz, motokaravandan ya da çekme karavandan şaşmayın. Ama çekme karavan için o yükü kaldırabilecek de bir aracınız olmalı.

Türkiye'de karavan denince birçok insan minivandan dönüştürülmüş araçlara yöneliyor. Ama bunlar tek gece konaklama için ideal. Uzun yolculuklarda konforlu bir kamp çadırı gibi düşünebilirsiniz.

Bu arada yabancı markalara bakın. Şundan dolayı, karavanda kullanılan mobilya ve sabitleyici sistemler genelde tekne ve uçaklar gibi özel olmalı. Bizdeki üreticiler bu detayları atlıyor ya da maliyet yüzünden tercih etmiyor. Sonra sarsıntı yüzünden her şey gevşiyor. Adria mesela güzel bir marka

adriakaravan.com

2 yıl kadar önce motokaravan almak üzereydim, potadan döndüm.
Daha sonra Bostanlı sahilde ve bazı yazlık bölgelerde karavan işgalini görünce, bu konuda büyük bir düzenleme gelecek ve karavanların tamamı kampinglere hapsolacak dedim. Durum o şekilde ilerliyor. Birçok yerde kampingler dışında karavan parketmek yasak ve kamping fiyatları otel fiyatlarıyla yarışır halde. Zaten ben doğada konaklayacağım olayını unut. Bu orman yangınları nedeniyle o dediğin her yaz yasaklanıyor.

Hangi karavan olayını ihtiyacına göre belirlemen lazım. Bir yere gideceğim, orada kalabildiğim kadar kalacağım diyorsan, çekme karavan ideal. Ben hareketli adamım, orda 3 gün burada 5 gün, ömrüm yollarda geçsin istiyorum dersen motokaravan daha iyi.

Hiç tecrüben yok, gördüm, heves ettim, alacağım diyorsan, bir kez daha düşün derim. Karavan hayatı kesinlikle dışardan göründüğü gibi değil. Zevk alanda tutku yapar ama alıp senesinde satan da çok.

Karavanı parkedeceğin yer var mı mesela? Yılın 11 ayı kullanmayıp gözardı bir yere parkederim diyorsan, hırsızlıkları göze alman gerekir.

Ben araç üstü çadır almanı öneririm. Bi gör, dene, kampinglerde karavancıların yaşamlarını gör. Gri su nasıl atılıyor, kaset nasıl boşaltılıyor, don nasıl yıkanıp nasıl kurutuluyor konularını bir incele. Ondan sonra karar ver. Araç üstü çadırı sonra satabilirsin de, ikinci el piyasası var.

İzlediğin janjanlı videolara da aldanma. Bu iş bir sektör. Her sektör de reklam yapar.

esas mesele klima. klimasız karavan ister motor ister çekme olsun çöp oluyor. o klima ise şehir elektriğiyle çalışıyor sadece. araç içi aküler fazla uzun ömürlü olmuyor. ben klima yoksa çadır diyorum.

en az 500-600 bin TL. o da hani en kötü malzeme filan.

Sıfırdan evi inşa etmek yerine prefabrik ve tinyhouse tarzı evleri inceleyin derim, belki daha uyguna malolabilir.

bizde böyle bir işe girdik başlangıç maliyetinin 3katına bitti, yok temel için 2kat daha derine girdiler yok kepçesiydi yok projesiydi her gün gelen zamdı derken, birde başında durmak lazım ustalara güvenilmiyor, su tesisatını yapıldıktan 3 ay sonra komple değiştirdik vs. kendi başınıza girmeyin hiç bilmediiniz şeyler olduğu için saçma sapan dolandırılıyorsunuz.
birde standard tiny house ve prefabrik yalıtım olarak köy için uygun değil

Ustaların kalitesinin de problemli olacağını ve maliyetin enflasyonla beraber sürekli artacağını düşünerek tiny house +1 diyorum. konteyner da olabilir. 1 odalı bir konteyner size 150'ye patlar yaklaşık olarak.

tuğla olarak da kullanacağınız malzemeye, yalıtım malzemelerine (önemli) ve diğer ürünlere de bağlı olarak 700bin civarı en az diye düşünüyorum.

bu arada bu işlerde tecrübeniz yoksa girilmez bu işe.
ustalar var ya duman eder babanızı.

kısırlaştırılmış iki kardeş erkek kedi var, akarı kokarı yok :D

10 senedir ilk aldığımız haftalar hariç kum dışına yaptığına denk geldiklerim benim eşekliğimden, kumun temizliği aksadığından oldu. onu da yapmıyorlar artık temizle diye belli ediyorlar resmen kumda bir sıkıntı varsa.

zorluğu hep kaçma korkusundan kapı, pencere açamama sıkıntısı var onu da sineklikle falan çözdük olabildiği kadar. bir zorluk da tüy meselesi.

imgur.com şunun ne sıkıntısı olur :D

mutlaka kısırlaştırın. sağa sola bırakmaz böylece. başka da bir zorluğu yoktur erkek kedinin.

kisirlastirdiginiz surece sigme derdiniz olmaz. (en azindan bizde oyle oldu)
hep erkek kedimiz oldu bir sikinti yasamadik.


gule gule'nin bahsettigi gibi, iyi bir sineklik sorunu cozecektir. akordeon tipi sinekligin altindan geciyorlar haberiniz olsun.

@gule gule, off masallah!

Benim de iki yaşında erkek kedim var, bebekliğinden beri bende, 1 yaşındayken kısırlaştırdım, sıkıntısı sorunu yok, kumunu gösterdiğim ilk günden beri başka bir yere tuvaletini yaptığını görmedim, kendi halinde takılıyor.

7.ayda kısırlaştırdım, koku bırakırsa hemen kısırlaştırırlar erkekler dişiler gibi kısırlaşması problem değil
ön denemeyi yaptıysanız mis gibi işte demekki bir sorun yok yazmamışsınız alın götürün tepe tepe sevin

ve lütfen camlarınıza file yaptırın, sineklikten kaç kedi düştü tanıdığım, kendiniz yapabilirsiniz tüm evdeki açılan camlara file yapın

ya herkes file diyor sineklik diyor. kaçar diyor, düşer diyor. hani zemin katlardan kaçmasını anlarım. içgüdülerine yenilir. ama dediğim gibi 13 sene kedi besledim. o da yazlıkta bulduğum sokak kedisi idi. apartmanın 5. katında 13 yıl yaşadı. balkona da çıktı, balkon kenarına da çıktı. hatta pencerenin dışındaki bir karışlık pervaza çıkıp gezerdi. hatta salak gidip en sondan sarkardı. bir sefer bile düşmedi. 2004'te doğal sebeplerle uğurladık kendisini.

yeni nesil mi meraklı, yoksa doğma yetişme tarzına göre farklılık olabilir mi? yani bu da sokak kedisi. evde doğmadı, eve kapalı büyümedi. sokakta doğdu ve büyüdü (5-6 aylık olduğunu tahmin ediyorum, alttaki süt köpek dişleri duruyor daha). acaba sokak serserisi olduğu için, evde doğmadığı için biraz daha dayanıklı, tedbirli yetişiyor olabilirler mi?

su akordiyon sineklikten var arka balkonda iki gece once bi baktim gecmis altindan takiliyor odum koptu, altindan gecerken hizini alamasa sikinti.

birde burasi kusu bol olan yer surekli geliyor konuyorlar balkonda mermere, kediler direkt atliyor cama. yanlislikla acik kalsa o kusa atlasa ucacak 4.kattan. yani tedbir olmasa icim hic rahat etmez benim yoksa kedinin atlayacagindan degil. evde guvenli alanda atlayamayacagini bildigi yere tenezzul bile etmeyen kedi balkondan zaten atlamaz heralde durduk yere.

bu arada ben de hic dusen kedi gormedim, ama illa ki vardir sokak ya da ev kedisi olmasi etkilemiyordur bence.

delikanlı bu:

i.imgur.com
i.imgur.com

her kedi ayni degil. ben istanbulda 11.katta oturuyorum, akordeon sinekligin altindan gecip balkona cikiyor sipa, bir kusa degmez diye dusundugumden cam acmiyorum :)

su an 13 yasinda olan diger kedimiz gencken 6. kattan dustu, pervaza cikmis, o incecik yerden de duzgun donemedi ve gozlerimin onunde asagi uctu, aklim nasil cikti anlatamam size.

artik aramizda olmayan bir diger kedimiz de genckken 1.5 kat asagidaki verandaya ucmus, alt komsunun odasina girip gecenin bir yarisi ortaligi dagitmisti :)

her biri ayri bir karakter.

gule gule'nin de yazdigi gibi, benim icim rahat etmiyor, bir kusa bir kelebege degmez seklinde dusunuyorum.

delikanli pek bir guzel!

kediyi bugün veterinere götürüp sağlık kontrollerini yaptırdım. 6-7 aylık olduğunu söyledi. kısırlaştırma işleminin yapılabileceğini ama 1 yaşından önce önermediğini söyledi. dış parazit damlasını yaptı, iç paraziti de 2 gün sonra yapmam için bana verdi, haftaya da kontrole çağırdı.

yani ben bu kediyi görünen o ki, 5-6 ay daha kısırlaştıramayacağım. e şimdi ankara'da evin içinde oraya buraya siğip duracak mı? yoksa barınak 6-7 aylık sokak kedisini ücretsiz kısırlaştırıyor. yaşını beklemeden yaptırayım mı?

6-7 aylıkken kısırlaştırmıştık biz de. neden önermediğini söyledi mi acaba ben de merak ettim. bir ihtimal aklıma gelen idrar yollarıyla ilgili hastalıklar ama onun da yanlış bilgi olduğunu söylemişlerdi zamanında o yüzden içimiz rahattı.

bugüne kadar iki kediden birisinin sancılı dönemi olmuştu operasyon gerektirecek, başka sıkıntı çıkmadı. diğer veterinerlerle de en azından telefonda konuşmak iyi olabilir. bu kediye özel bir durumda olabilir belki.

ben olsam barınağa götürürdüm kısırlaştırmak için.

başka bir tıbbi sebebi var mı bilemem de benim veterinere neden erken kısırlaştırılmıyor diye sorduğumda uğraşmak istemiyoruz çok küçük oluyor her şey demişti :)

barınak dese uğraşmak istemiyoruz diye anlarım da, 2-3 bin lirayı cukkalamak dururken niye uğraşmak istemesin ki?

yine temmuz'da 5-6 aylıkken sahiplendiğimiz dişi kediyi ocak ayında bauuu bauuu diye bağırmalara başlayınca kısırlaştırmıştık 1992 yılında. sonra o kedi obez oldu. göbeğini yerlerde sürüyerek yürüyen 10+ kg bir danaya döndü. yani hormonal problemler yaşayıp kilo falan alır mı diye korkuyorum.

fazla dikkat gerektirdiğinden belki öteliyor bilemedim ki. kısırlaştırıldıklarında kilo alma olayı yaygın olan bi şey. öte yandan kısırlaştırmadığınızda olacak başka sağlık sorunları var. koku bırakması da cabası.

kibrit,
benim kedi saldırgandı 4 aylıkken veteriner kısırlaştırabiliyoruz dedi, o sırada lokasyon yüzünden veteriner değiştirdim 7.ayda yapalım dedi, kendim araştırınca ki ciddili tez yazıları okudum 5 aylık ve sonrası(kedinin gelişim geriliği yoksa, kan tahlilleri vs normalse) erkek kedilerin kısırlaşması için ideal olduğunu amerikalı veterinerler söylüyor. ha tabiki avrupa durur mu onlarda 1 sene sonrası kısırlaştırma öneriyorlar, sebebi üriner problemler(üriner sistemin gelişmesiymiş), ama amerikalılar araştırmış 100 denek içinde çok az kedi erken kısırlaştığı için ürüner sorun yaşamış.

üriner sıkıntı ne demek erkek kedinin idrar kanalı s şeklinde kısırlaştıktan sonra tıkanıyor kristalleşme oluyor çocuk çişini yapamıyor o yüzden sürekli kumu temizlerken kontrol edicen çiş yapılmış mı, kilo aldırmıcan ve kısır mama vericen ki hasta olup bir ton sonda takılmasın.

şimdi erkek kedilerde veterinerimin söylemesine göre bu püskürtme ve kızışma olayına girmeden kısırlaşınca kedide sende rahat edersin dedi, bu olayları öğrendikten sonra kısırlaştırsanda bu huyundan ve tüm ekolu alanlarda mavvvvvlamasının önüne geçemeyeceğimi söyledi, o yüzden kısırlaştırmakta yarar var,

eğer saldırgan değilse ve çok belirti vermiyosa acele etme 1-2 ay daha bekle, file yaptır demiştim dimi lütfen yaptır, dün 8. kattan düştü bi uyuşuk çocuğun düştüğünü 5 saat sonra farketmişler bide :(

ps. sakın barınakta kısırlaştırma, kasaplar,

öncelikle google translate diye bişey var bu durumlarda çok işe yarıyor translate.google.com
yedekleme yaptıysanız tekrar geri yükleyip açmayı deneyebilirsiniz, bazen sadece telefonu yeniden başlatmakta işe yarayabiliyor

Ben Beşiktaş'tan Kadıköy'e vapurla geçerken bile gerilen biri olduğum için böyle yolculukları düşünürken bile nabzım yükselmeye başlıyor, bana çok klostrofobik bir ortam gibi geliyor, ayrıca batmayacağının da bir garantisi yok son 2-3 senede özellikle kuzey denizinde batan alabora olan çok yolcu gemisi var böyle.

Kim demiş hijyenik değil diye.
Titanikin buzulu gelip çarpmazsa batmaz.
5 yıldızlı bir oteldeki her şey var. 24 Saat etkinlik. Asla sıkılmazsın.
Kaldıklarımın mutfağı süperdi.
İçeceklerin ayrıca ve fahiş ücretlendirilmesi kötü.
Ege adaları ve Akdeniz limanları.
Tasarım süper.
Doktorları kalite. Helikopter gelir.

otelden farkı yok, egede çok az dalgada bile uyumak biraz zor oluyor sonra alışıyorsun(bu ege cruiseleri orta boyda)
alt katlarda olmak zor motor sesi geliyormuş, üstün bir altı iyidir.
birde panik ataklıksanız binmeyin bence, helikopter için çok extrem olmalı ameliyat harici müdahale yapabiliyorlar.
gemideki havuzlar küçük ve keyifsiz bence, ege adaları turları yapılabilr, tasarımlarıda gayet güzeldi

7'den 70'e her yaşa ve zevke hitap eden harika bir deneyim. Her insanın hayatından en az 1 kere katılmasını tavsiye ederim. Hijyenik olmama ihtimali yok 5 yıldızlı otellerde temizlik nasılsa o, odalar her gün 1 kere ortak alanlar her gün sayamayacağın kere temizleniyor. Sağlık konularında endişe etmek de yersiz karadan o kadar uzak seyir olmuyor titanik gibi atlantiği bir uçtan uca geçen bir rota yok. Penceresiz ve manzarasız iç kabinler bir nebze klostrofobik olabilir ama sadece yatmak için odada kaldığınız için manzaralı, balkonlu, ferah bir odayla aradaki 8-10 bin euroluk farkı vermek istemeyebilirsiniz. 6 kere yolculuk yaptım. Karayipler, uzakdoğu, akdeniz, baltık, orta avrupa, britanya hepsinden ayrı ayrı keyif aldım. En büyük avantajı uçak, otel, yemek, ulaşım, aktivite, vs hepsiyle ayrı ayrı uğraşmak emek ve vakit harcamak yerine tek seferde parasını verip keyfine bakması.

Hangi cruise olduğuna bağlı. Şimdi ufak gemiyle yunan adaları turu yapan da var,

Devasa gemiyle karayip, akdeniz, uzakdoğu dolaşan da.

Büyük gemiler ufak bir ilçe gibidir. Küçükler sadece yüzen bir oteldir.

Alışık olmayan biri için okyanus korkutucu olabilir. Ama okyanus yolculuğuna çıkan bir gemi zaten büyük bir cruise gemisidir. Bunların da inanılmaz teknolojileri var, fırtınaya yakalanmaları düşük ihtimaldir hava raporlarıyla sensörleriyle fırtınaları önden tahmin edip rota değiştirirler. Stabilizer sistemleri vardır dalgaların etkisini azaltır sallanmayı azaltır.

Zaten geminin içinde o kadar çok aktivite vardır ki, okyanus geçtiğinizi anlamazsınız bile.

Yine büyük gemilerin birçoğunda ufak cerrahi operasyonları bile yapabilecek ekip ve donanım oluyor. Çok kritik durumlarda en yakın limandan sahil güvenlik desteği isteniyor. Artık o ülkenin elinde hangi araç varsa onunla gelip hastayı alıyorlar.

Güzel olup olmaması bütçeye ve seyahat ettiğiniz şirkete göre değişiyor. Şimdi mesela bizde en popüler olanlar yunan adaları cruise turları. Bunlar yüzen oteldir. Küçük bir kabinde kalırsınız (tavsiyem balkonlu kabin alın, diğerleri klostrofobik olabilir çoğu insan için), 1-2 restoran olur gemide. 1 ya da 2 havuz olabilir ya da hiç olmaz. Bunlarda yapacak çok bir şey yoktur. Gemi sabah limana yanaşır, gittiğiniz yeri gezersiniz. Akşam yola çıkar, gemide yemek yer uyursunuz. Sabah kahvaltıda yeni limana yanaşır orayı gezersiniz.

Orta üst segment firmalar msc, royal carribean vb. daha büyük gemiler sunar. Bunlarda yapacak çok şey vardır. Sahne şovları, kulüpler, spor aktiviteleri, farklı tarzlarda çeşit çeşit restoran, yanaşılan limanlarda özel turlar, bazen turlara dahil olan özel konserler, mesela turun ortasında geminin tiyatrosunda bir anda mariah carey sahne alabilir, aşırı keyifli olabilir. Eğer iyi bir kabinde konaklıyorsanız yani deniz gören, balkonu olan vs bu turlar keyiflidir. Zaten gittiğiniz yerler de güzel olur bu gemilerle, singapur, akdeniz adaları, karayipler, kuzey buz denizi vs.

Bir de üst segment ya da tematik cruise turları var ki bunlar çok acayiptir. Mesela ritz carlton'un mega yatlarla yaptığı turlar var. Ya da disney'in fantasy gemileri var bunlar başlı başına olaydır.

Yani ne kadar bütçe o kadar eğlence.

Temizlik başka bir konu. Firmaya göre değişir. Küçük firmalarda bazı şeyler gözünüze batabilir. Ama çok büyük firmalarda bu tarz konular çok ciddiye alınır genelde.

Elbette firmadan bağımsız çok kalabalık dönemlerde havuz, jakuzi vb gibi ortamların %100 temiz kalması çok mümkün olmayabilir.

2019 da balayına cruise ile çıktık. Yunan adalarını gezdik, biz suit tuttuğumuz için çoğu otelden güzel bir odada kaldık, batacak diye hic düşünmedim ama bir gece ciddi dalga oldu ve güverteyi kapamışlardı, cok hafif sallanıyordu o kadar. Havuzu hiç kullanmadık ama normalde de sevmem. Tiyatro salonu ayrı disco kısmı ayrı 5 tabe restoran vardı, 7 katlı. Kendi doktor ve hemşiresi var. Yine gider miyim, kesinlikle giderim.

Bu benim çocukluk hayalimdi. Filmlerde falan hep çok zenginlerin gittiğini görünce çok pahalı diye düşünürdüm.
Geçenlerde öyle bi esti araştırdım da verilemeyecek bir para da değilmiş.
Sadece kendime çok güvenmediğim için yanıma bir yoldaş bulana kadar erteledim bu sefer :)
Seneye böyle bir tatil yapmayı çok istiyorum ama aklına soktuğum o parayı vermek istemiyor ya genel olarak bu tür tatil istemiyor, annem, kardeşim bana ödetmek istiyor vs. :)

Tecrübem olmadığı için tasarım soruna yanıt vereyim sadece;

Bence gayet güzel görünüyorlar. Geçenlerde Galataport'a demir atan farklı türde gemiler görmüştüm bir tanesi böyle standart Cruise'lar gibi değil böyle sanki korsan gemisi gibi görünüyor uzaktan ama yakınlaştıkça yolcu gemisi olduğu belli olan hoş bir tasarımdı mesela o büyük kaba görüntüden hoşlanmayanlar bu tarz gemileri de tercih edebilirler.
Hatta onları yan yana görünce biri site konutu biri bahçeli ev gibi ne kadar farklılar ama sonuçta amaçları aynı diye düşünmüştüm.
Mesela arada çok fark yoksa ben o görmeye alışık olmadığım gemiyi tercih ederim ileride.
Var böyle hayaller bakalım artık...

Batması konusunda bilgi vereyim daha yeni titanik ile alakalı okuma yaptım.

Batmaz. Kaza yapsa, sorun yaşasa bile yolcularını öldürecek hızda batacak aletler değiller gemiler artık.

Titanikte 15 tane hata üst üste yapılmış. Bunlardan 1 tanesi bile yapılmasaydı yolcular ölmeyecekti. Şimdi o yaptıkları 15 hatanın 15 i de regülasyonlara ve kontrollere tabi. Bu nedenle deniz ortasında ilerleme hissi korkutucu değildir sanırım.
Ama benim de deneyimim yok. Büyük turlara çıkanlar çok memnun ama duyduğum kadarıyla.

Gemilerek nasıl batmıyor ya ben tam anlamadım, sanırım en son M/S Estonia batıp 800 yolcusu ölmüştü. O da çok eski bi tarih değil yani 94 yılında oldu gayet modern denizciliğin ürünü bi gemiydi. Onu saymayacaksak Costa Concordia var, illa batmasına da gerek yok alabora olunca da ölebiliyor insanlar.

Selamlar

Ben cruise gemisinde çalışıyorum, hatta bu yanıtı şu anda kamaramdan yazıyorum. İşte size her yönüyle yolcu gemilerinin perde arkası :)

1. Cruise sektörü hijyen konusunda çok katı ve titizdir. Dünyanın pandemi ile daha yeni tanıdığı pek gündelik yöntem bizim hayatımızın bir parçasıydı. Dolayısıyla hiç endişe etmeyin, tabiri caizse 7/24 temizleniyor. Hele de Amerika'da "Public Health" denetimleri oluyor ki görmeniz lazım, en mikroskobik toza kadar denetliyorlar.

2. Okyanus aşırı yolculuklar sürekli olmuyor. Mesela yılda 1-2 kez filan Avrupa'dan Amerika'a geçerken ya da tam tersi. Ama tabi gene de açık denizde olmak hissi farklı birşey ancak kendi adıma konuşursam korkutucu değil. Daha ziyade huzurlu ve rahatlatıcı.

3. Her gemide sağlık birimi muhakkak var. Ufak düzeyde cerrahi operasyonlar yapılabilecek düzeyde donanımlı sağlık çalışanları ve ekipmanlarımız mevcut. Hatta daha az önce revirdeki röntgen cihazının yazılımıyla ilgilenmem gerekti. Ciddi durumlarda eğer limana yakınsak hemen yanaşıyoruz ya da geri dönüyoruz. Karadan uzakta, açık denizde isek de helikopter geliyor ki 2-3 kez bizzat karşılaştım. Geminin burnuna sedye indirdiler, yolcuyu tahliye edip götürdüler.

4. Genel olarak güzel birşey :) Bu gemiler 5 yıldızlı yüzen otel gibiler, içlerinde gerçekten de yok yok. Alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar, spa salonları, farklı dünya mutfaklarından restorantlar, değişik ambiyansa sahip barlar, puro odaları, kumarhaneler, dans gösterileri, yüzme havuzları, jakuziler, kütüphaneler, basketbol, futbol sahaları ve türlü türlü etkinliklerle dolu. Hatta gemilerimizden birinde go kart pisti bile var, okyanusa karşı araba yarışı yapabiliyorsunuz! Gösteri ve şovların bazıları Broadway'dan transfer edilmiş dünyaca ünlü performanslar oluyor. Hatta bazı yolcularımız özellikle onları seyretmek için geliyorlar.

Sakince kitap okuyup denizi de seyredebilirsiniz, kumar masasında çoluğunuzun çocuğunuzun geleceğini heba da edebilirsiniz. Bence en keyifli yanı ise bavullarınızı alıp karamanıza yerleştikten sonra rahat rahat seyahat etmeniz. Gece yolculuk edip sabah apayrı bir yerde gözünüzü açıyorsunuz.

5. Elbette çok devasa yapılarda oluyorlar (ki içlerinde benim de beğenmediğim gemiler var) ama kişisel olarak tasarımlarını güzel buluyorum. Hele de iç dekorasyonları gerçekten de çok güzel hatta sanat eseri gibi oluyor. Bazı gemilerimizin dışını ünlü ressamlar ve sanatçılar boyuyorlar.

veterinerden iç dış parazit için tablet alıyorum. 1 buçuk ay iç parazit için 3 ay dış parazit için yeterli oluyor. tam tersini de yazmış olabilirim sürelerin.

Nexgard spectra
Her ay veriyorum, dünyadaki en kapsamlı olan ilaç bu. Bir tane rakibi var galiba sadece.

bunların hepsini içeren tek hap oluyor, bazı haplar bunların sadece bir tanesini bazısı 2 tanesine etki ediyor o yüzden bilinçli almak gerek. her veterinerde her marka iç dış olmuyor. kilosuna göre vermek gerekiyor hayvana bilinçsiz danışmadan veterinere kullanmayın zehir çünkü bu ilaçlar.
kullanım süreside min. 2 ay ara ile