"sorun çözme" konusunda uzman olmadığımı zaten biliyorsun ama bu tarz yöntemler bana kişisel gelişim zırvalarından farksız geliyor açıkçası, fazlasıyla saçma ve anlamsız buluyorum. şahsi görüş/önerilerim/saçmalamalarım,
dertleri top yapamıyorsan, dertlerin temeline inmeyi dene. arkadaşının uyuyamaması örneğinden gidelim. "gece uyuyamıyorum" derdi somut gelmiyorsa, uyuyamamana neden olan faktörleri somutlaştırmaya çalış örneğin. geriye git. uyuyamıyorsun çünkü streslisin. streslisin çünkü işte yoğun bir dönemden geçiyorsun. bu yoğun dönemin nedeni senin sorumsuz, her şeyi son ana bırakan bir zalımey olman mı yoksa elinde olmayan sebepler mi var? varsa eğer bu sebepler nedir? böyle parçalamak, gerekiyorsa oturup yazmak, stres ya da huzursuzluk kaynağı olan her şeyi ayrıntılarıyla birlikte dökmek lazım.
ikinci olarak, ben niye dertlerimizi gemiye yahut trene yükleyip başka bir yere gönderdiğimizi anlamadım. bunun gümrük vergisi var, lojistik masrafları var, gidilen yerde alıcı bulup bulamaması var... anlamı nedir bu davranışın? sorunları çözmek ya da uyuyabilmek için niye gerçek sorunlarımızı, hayalimizde yarattığımız bir trene yahut dereye yükleyip başka bir yere gönderiyoruz? bunu yaptığımızda temiz akarsuları, denizleri atıklarıyla kirleten fabrikalardan ne farkımız kalır?
sorunlarla yüzleşmek gerekiyor bence. söylemenin çok kolay olduğunun farkındayım ama bak benim durumumu sen biliyorsun. başkalarına akıl danışıyorum. pozitif yönde değişiklikler yapmaya çalışıyorum küçük bile olsa. "beynime ihtiyacım olacak, onu daha fazla kullanmam gerekecek" diye beslenmemi düzeltmeye çalışıyorum mesela, belki %10 daha fazla performans alırım diye. böylelikle sabahleyin iki yumurta yemek, akşam yarım saat yürüyüş yapmak bile benim için stresi azaltan ve bazı şeylerin daha iyiye gitmesine yardımcı olan faktörler oluveriyor.
dediğim gibi bence sorunları parçalamak hem somutlaşmalarına hem de kolay halledilebilir hale gelmelerine yardımcı olur. örneğin 100 bin lira borcun varsa ve bu yüzden uykuların kaçıyorsa "ben 100 bin lirayı nasıl ödeyeceğim" diye düşünmek veya bu sorunu trene bindirip auschwitz'e göndermek yerine günlük harcamalarından, ihtiyaçlarından başlayabilirsin. atıyorum sadece daha az çay içerek ayda 20 lira kâra geçebileceğini, dışarıda yemeyi keserek ayda 200 lira arttırabileceğini hesaplayabilirsin. ayda 20 lirayla 100 bin lira borç ödenmez ama elinde daha somut, daha yönetilebilir, daha küçük problemler olur: artık 100 bin lira ödemeyi değil, aylık borç ödemene +500 lira eklemeyi düşünürsün.
en somut problemler dahi zihne soyut olarak yansıyacaktır zaten; yani gelip biri kafana vurmadığı sürece sorunların ne kadar somut olursa olsun, uyuyamama sebebin "soyut" olacak. haliyle bence trene yüklediğimiz sorunları başka bir yere göndermek yerine onlara yumruk atmamız, "gelin lan buraya" deyip arkalarından koşmamız daha makul.
daha yazasım vardı aslında ama şu an ben de toparlayamadım ahaha o yüzden şimdilik susuyorum. arkadaşın faydasını görüyorsa ne ala ama ben böyle bir şey yapacak olsam gülmekten uyuyamazdım sanırım.
0