Giriş
(10)

fırın olmadan donmuş pizza pişirmenin hiç mi yolu yok?

proletarier aller lander vereinigt euch
aramızda buna bir çözüm bulan dahiler hiç mi yok yahu?
aramızda buna bir çözüm bulan dahiler hiç mi yok yahu?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(22.10.16)
Tost makinesinin en düşük seviyesinde deneme yapabilirsin.

Üstünü kapatmadan tabii. Sürekli kontrol ederek.
0
dissendium
(22.10.16)
üstünü kapatarak mı kapatmayarak mı? yapışır ve yanar gibi geliyor kapatırsak, açık bırakırsak da üstü pişmez sanki.

edit: edit gelmiş, biraz daha fikirler gelir umarım. olmazsa bu fikre bir şans veririm.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(22.10.16)
teflon tavada da pişirebilirsiniz. ilk üst tarafını ısıtın, hafif dağılacak. sonra da alt tarafını yavaşça pişirirsiniz. teflon tavaya uygun bir kapakla kapatın.
0
MtKrt
(22.10.16)
teflon tava
0
freebird5406_2
(22.10.16)
üstünü nasıl pişireceğim tam kafama yatmadı ama zaten ha teflon tava ha tost makinesi aynı şey gibi geliyor, teflon tavayla denerim gibi.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(22.10.16)
Bence teflon tavanın kapağını kapatma. Dondurulmuş su buharlaşmaya başlayınca kapaktan geri dönerek pizzanın üstüne yoğunlaşacak ve pizza hamuru su gibi olacak. Pizzanın kalınlığı çok değil zaten. Alttan üste doğru iletiliyor ısı.
0
dissendium
(22.10.16)
hocam şurada bulaşık makinasında lazanya yapan eleman var. belki kendinize uyarlayabilirsiniz.

www.youtube.com
0
delineron
(22.10.16)
Üç hafta önce ben de sormuştum benzer bir şey. Mikrodalgam var ama onda yapmamaya karar verdim. İşe yarayan metodum şu:

1- Pizza kutudan/poşetten çıkartılır. Buzunun çözülmesi beklenir.
2- Teflon tava ocakta ısıtılır.
3- Pizzadan geniş, tavadan dar çaplı bir tabak bulunur.
4- Tavanın altı kısılır, pizza tavaya konur. Tabakla üstü kapatılır.
5- 20 dk sonra tava kapatılır ve pizza hazır.

Ben böyle yapıyorum. Oluyor yani.
0
ron dennis
(22.10.16)
Imkan dahilinde kullanabilen ve kullanabilecek malzemeleri belirtsen yardimci olmaya calisirdim.
0
isott
(22.10.16)
Tava ve onun ustunu ortecek kapak niteliginde bi' arac varsa; ocagi yakip uzerine koyuyoruz. Ici bos halde olabildiginde isiniyor.

Pizzayi koyuyoruz. 1-2 dk sonra altini sonduruyoruz ve o pizza iceride bulunan hava ile isiniyor. 10 dk bile surmez.
0
isott
(23.10.16)
(7)

Artık ciddi ilişki mi bakmaliyim yoksa çapkınlığa devam mı ?

sorunvar
Şöyle 26 yaşında işinde gücünde adamım.Bazen 18 20 yaşllarındaki kızlar deli gibi ilgileniyor.Bende ciddi olmayan öylesine ilişki yaşıyorum.Kızlar da razı oluyor.Sizce bu 26 yaşında biri içn kayıp mı ? Yoksa ciddi ilişki olacak ,evlenecek kız mı bakmaliyim ?
Şöyle 26 yaşında işinde gücünde adamım.Bazen 18 20 yaşllarındaki kızlar deli gibi ilgileniyor.Bende ciddi olmayan öylesine ilişki yaşıyorum.Kızlar da razı oluyor.Sizce bu 26 yaşında biri içn kayıp mı ? Yoksa ciddi ilişki olacak ,evlenecek kız mı bakmaliyim ?
0
sorunvar
(22.10.16)
Çapkın olmak bazen iyidir. Yeteneklerin körelmez. Sen bir kızla ciddi düşündüğünde hiç olmadığın biri gibi davranabilirsin. Sonra bir bakmışsın kız seni terk etmiş, kontrolcü davrandığın için ilişkilerin tadı tuzu kalmamış. Ciddi ilişki diye bir şey yok. Sevdiğin insanı bul ve onunla evlen. Marketten kola mı alıyorsun...
0
dissendium
(22.10.16)
standarttır, 30 u geçmeye baslayinca insan artik yola gelip eli ayagi düzgün biri ister. oysa ne ekiyorsak onu biçeceğimizi de düsünmek lazım.
0
1adam
(22.10.16)
biri çıkar,sevip evlenmek isterseniz evlenirsiniz ya da hayatı paylaşacak kadar cok seveceğiniz biri olmaz,devam edersiniz.
hayatın okul,askerlik,iş,evlilik gibi saçma sıralamasına takılmak kadar saçma bir şey yok.
0
demoniclewinsky
(22.10.16)
ne arıyorsan o karşına çıkar bence. yani huzurlu bir hayat istiyorsan ona yönelirsin otomatik olarak. seni mutlu edecek olanın bu olduğuna karar verirsin. karar vermekle alakalı. sen karar verdiysen kayıp olup olmadığına kimse bir şey diyemez. ama şunu söyleyebilirim ki bunlar ve gençlik bir gün bitecek ve eğer dert edecek biriysen yalnız kaldığında üzüleceksin.
0
tiredpanda
(22.10.16)
böyle düşünme, ciddi-çapkınlık falan diye. evlilik yaşadıkça vardığın ya da varmadığın bir yer. olucağı varsa olur.
0
dafaisss
(22.10.16)
o kızlar var diye gerçekten hoşlandığın/hoşlanabileceğin birilerini reddediyor musun? yani var olan bir ciddi ilişki potansiyelinden mi bahsediyoruz yoksa öyle birileri yok mu? Yoksa konuşmanın anlamı yok, karşına böyle kızlar çıkıyor ve yaşıyorsun işte.

kayıp değil kazanç. Sen bunları yaşadığın için arkana bakmadan evlenebilirsin ama mesela ben hala "gençliğimi yaşayamadım dur birkaç ciddiyetsiz ilişki daha yaşayayım sonra evlilik düşünürüm" diye diye hayatımı garipleştireceğim belki.
0
rodriguez2
(22.10.16)
içinden geleni yapman lazım bence.
eğer ciddi ilişkiye hazır değilsen, hazır değilsindir.
ölene kadar ya da 35'ine, 40'ına, 50'ne kadar böyle de devam edebilirsin.
herhangi bir mecburiyet olamaz bu konularda.
olmamalı daha doğrusu.

"kayıp" diye düşünerek yaşarsan, 20 yıl sonra geriye dönüp baktığında, "istediğim gibi yaşayamamışım" dersin.
önemli olan ne istediğin.
neyi ne zaman istiyorsan onu yaşa.
bazı erkek 25'inde evlenmek ister ve evlenir, bazı erkekler bir kere ciddi ilişki yaşayamadan ölür.
asıl mesele mutlu olup olmadıkları.
kendini bu konularda bir kalıp içine sokarsan mutlu olamazsın.

böyle bir karar vermek zorunda bile değilsin.
karşına biri çıkar, bir hafta takılırsın, karşına başka biri çıkar, bir bakmışsın dört yıldır birliktesin.
bu işler böyle, çok kasma derim ben.

bu söylediklerim kadınlar için de geçerli tabii.
0
blatta hiberna
(23.10.16)
(3)

Şu şarkının orijinal adı ne?

glamdr1ng
http://tidido.com/a35184373658442/al55f1bc33a5f3907573a5fda3/t55f1bc34a5f3907573a5fe1dBütün korolar kendince ad vermiş gibi. İlk hali kime ait? Kızıl ordu korosu mu?
tidido.com

Bütün korolar kendince ad vermiş gibi. İlk hali kime ait? Kızıl ordu korosu mu?
0
glamdr1ng
(22.10.16)
Bolşoy Çocuk Korosu dediğine göre bence direkt koroya özgüdür. Oradaki öğrenciler yazmış olabilir. Emin değilim. Noel şarkısının kızıl orduyla ilgisi yoktur herhalde.
0
dissendium
(22.10.16)
orjinali bir ukrayna şarkısı Shchedryk, sonradan sadece melodisi kullanılıp yeni sözler yazılarak noel şarkısına çevriliyor
0
freebird5406_2
(22.10.16)
Freebirdin dediği gibiymiş. Olay çözüldü
0
🌸glamdr1ng
(22.10.16)
(6)

Nasıl bir CV hazırlamalıyım?

gyroscope
Üniversite öğrencisiyim. Bu sene mezun olacağım. Birkaç yere CV göndermek istiyorum. İnternetten birçok CV örneği buldum ama hangi tarzda ve ne biçimde bir CV hazırlamam gerektiğine karar veremedim.Daha önce lise döneminde 9 aylık bir staj yaptım ama başvuracağım yerlerle stajda yapmış olduğum işin
Üniversite öğrencisiyim. Bu sene mezun olacağım. Birkaç yere CV göndermek istiyorum. İnternetten birçok CV örneği buldum ama hangi tarzda ve ne biçimde bir CV hazırlamam gerektiğine karar veremedim.

Daha önce lise döneminde 9 aylık bir staj yaptım ama başvuracağım yerlerle stajda yapmış olduğum işin bir alakası yok. Bundan başka da CV'ye yazabileceğim başka bir iş deneyimim yok. Birkaç ücretli ve ücretsiz sertifika programına katılmış olmama rağmen elimde "şuna katıldım bu da belgesi" diye sunabileceğim bir belge de yok. Üniversitede Almanca okuyorum, yani yazabileceğim tek meziyetim Almanca ve İngilizce bilmem olacak.

Ne tarzda bir CV hazırlamamı tavsiye edersiniz? Daha önce ciddi bir CV hazırlamadım için ne yapsam hep eksik yahut hatalı olacağını düşünüyorum. Bu konudaki her türlü tavsiyenize açığım.

Teşekkür ederim.
0
gyroscope
(22.10.16)
europass.cedefop.europa.eu

şurdan hazırlamak yardımcı olur belki sana.
0
borntodie
(22.10.16)
yapacağınız işle alakası olsun olmasın 9 aylık stajınız bulunsun cv'de.
0
senolll
(22.10.16)
1 sayfayı geçmesin. Bugün de 20 sene sonra da ;)
0
lupelius
(22.10.16)
Yazım ve noktalama işaretlerine çok dikkat et. Düzgün bir yazı tipi ve boyutu seç. En başta adını, soyadını, iletişim bilgilerini yaz. Ondan sonra iş deneyimleri yazılır genelde ama sen eğitim bilgilerini yaz. Basit görünümlü olsun.
0
dissendium
(22.10.16)
Tecrübelerinden ziyade cv'nin çok güzel kısa ve okunaklı bir görünüme sahip olması, yani düzenli ve anlaşılır oluşu, içerik olarak ise sahip olduğun temel edinimler (dil, varsa yurtdığı tecrübesi, not ortalaması projeler, dereceler vb.)önemli.
Bir sayfa olsun +1, bu çok önemli, anlamsız uzatmanın manası olamaz.
0
va
(22.10.16)
@va +1

25 tane is tecruben olsa bile cv tek sayfa olmali. (Cok sayfali olmasi icin cok cok dolu olmali.)

Uni ogrencisiyim diyorsun. Olmak istedigin yere olman gerektigini dusundugun zaman diliminde basvur. Oncesi de sonrasi da eksi puan.

Son olarak da staj yaptigini belirtmissin. Staj senin en alt calisabilecegin seviyedir. Ben Hilton'da staj yaptim 2003 yilinda. Stajdan ogrendigim tek sey; gorebilecegim en alt nokta, calisabilecegim en alt nokta oldu.


Emin ol su an dunya piyasasinin ilk onunda bulunan sirketlerin ceo'larinin cv'leri, en fazla 1 bucuk sayfadir. Bucuk olan sayfa da verdikleri ve aldiklari konsferanslardir.
0
isott
(22.10.16)
(2)

Ayrıntılı bir 10 yıllık kalkınma planı

sack jparrow
Üniden mezun olduktan sonra evlenmeyip max 5 sene içinde dil öğrenip iş tecrübesi edinip kaos içinde bir yaşam tasarlıyorum. Biraz açacak olursam ülkelerde tecrübe gerektiren gerektirmeyen işlerde çalışıp karmaşık bir hayat sürmeyi planlıyorum. Dünya turundan farklı olarak amacım gezip görmek değil
Üniden mezun olduktan sonra evlenmeyip max 5 sene içinde dil öğrenip iş tecrübesi edinip kaos içinde bir yaşam tasarlıyorum. Biraz açacak olursam ülkelerde tecrübe gerektiren gerektirmeyen işlerde çalışıp karmaşık bir hayat sürmeyi planlıyorum. Dünya turundan farklı olarak amacım gezip görmek değil sadece sürekli plan içinde bir hayat geçirmek istiyoeum.Mali açıdan bağlayıcı hiçbir şeye girmeden böyle bir şeyi yapmam ne kadar mümkün? Ciddiye alarak yardımcı olsak çok müthiş olur.
0
sack jparrow
(22.10.16)
Paran varsa istediğin gibi kendini geliştirebilirsin.
0
dissendium
(22.10.16)
evlenmeyi bosver zaten.

bunu bir arastir: (bkz: ecaa)
0
idexo
(22.10.16)
(4)

Soğuk havada spor İçin giyim kuşam

hede hodo
Özellikle koşu ve bisiklet için. Nasıl giyiniyorsunuz?
Özellikle koşu ve bisiklet için. Nasıl giyiniyorsunuz?
0
hede hodo
(22.10.16)
Kis icin taytlar var. benim yasadigim yer baya soguk oldugu icin bacaklar da usuyor. O yuzden spalding marka, ici bir seyle kapli tayt almistim ben. Yani polar gibi ici ama cok cok ince. Nasil anlatiyim bilmiyorum.

Terletmiyor ve kesinlikle usutmuyor. Nike in da var kis icin taytlari.

Ustumeyse termal uzun kollu, mont.
0
kuehles blondes
(22.10.16)
Mutlaka boyunluk gibi bir şey alın. Rüzgarı yiyince boğaz ve yüz gidiyor. Kulaklar da önemli. Pamuklu şeyler giyin. Fazla terletmeyecek kadar kalın giyinin. Hafif üşümek iyidir. Direnciniz artar.
0
dissendium
(22.10.16)
decathlona bak. sporlardan bisikleti seç.
0
Caaannn
(22.10.16)
bisiklet için dizlere rüzgar kesen sargı/dizlik gibi şeyler, bele korse benzeri içlik gibi bi şey var, ondan.kalan yerler şort tayt bisiklet forması (kısa kollu). kritik yerleri soğuktan ve rüzgardan koruyorum yani.
0
kargn
(22.10.16)
(6)

Rar şifresi kırmak...

aksach
Torrent ile indirdiğim bir rar dosyasının şifresi için beni başka bir adrese yönlendirip bir yerlere üye olmamı istiyor. Rar şifresini kırabilecek bir program var mıdır. Teşekkür ederim.
Torrent ile indirdiğim bir rar dosyasının şifresi için beni başka bir adrese yönlendirip bir yerlere üye olmamı istiyor. Rar şifresini kırabilecek bir program var mıdır. Teşekkür ederim.
0
aksach
(21.10.16)
muhtemelen içindeki dosya aradığınla alakasız birşeydir hiç uğraşma
0
masa penisi
(21.10.16)
Günümüz kişisel bilgisayarları için ne yazık ki öyle bir program yok.
0
denhia
(21.10.16)
Böyle bir şey söz konusu değil. Var olan programlar da 3 ya da 4 karakterden oluşan şifreleri kırabilir. Süper bilgisayar bile güçlü şifreleri çözemiyor.
0
dissendium
(21.10.16)
şifre çözen programlar brute force, yani olabilecek tüm ihtimalleri deneme yöntemi ile çözmeye çalışıyor. 4-5 haneli şifreler için birkaç saatte, olması birkaç günde sonuç alınırkeni uzun ve işin kötüsü küçük/büyük harf içeren, özel karakter içeren şifreler için ya süper güçlü, ya da yıllar boyu açık bırakıp yıllarca deneyecek bir bilgisayar lazım.

şifre olarak o yönlendirilen adresi girin.
0
kibritsuyu
(21.10.16)
Bosver kanka. Rar sifresi kiramaZsin
0
baldur2
(21.10.16)
indirdiğin sitede yazar şifresi
0
hasmetizm 2046
(21.10.16)
(2)

Proje okullara atanan İngilizce bilmeyen İngilizce öğretmenleri

microfiction
Merhaba, Az önce bir veli söyledi. Kadıköy Anadolu Lisesi' ne proje okullar kapsamında atanan yeni İngilizce öğretmenlerinden bir tanesi "Ben bunları bilmiyorum" diyor ve en sonunda ağlayarak sınıftan çıkıyor. (Bilenler bilir. Kadıköy Anadolu halen İngilizce hazırlık olan nadir liselerden biri) Cağa
Merhaba,

Az önce bir veli söyledi. Kadıköy Anadolu Lisesi' ne proje okullar kapsamında atanan yeni İngilizce öğretmenlerinden bir tanesi "Ben bunları bilmiyorum" diyor ve en sonunda ağlayarak sınıftan çıkıyor. (Bilenler bilir. Kadıköy Anadolu halen İngilizce hazırlık olan nadir liselerden biri) Cağaloğlu Anadolu Lisesi' nde yeni atanan bir fen öğretmeni "Bunları kendiniz çözün" diyor. Diğer okulları nitelikli okulların seviyesine çıkartacaklarına nitelikli ve bir okul kültürü olan okulları aşağı çekmeye çalışıyorlar. Ki bu okullara parasız yatılıyla Türkiye' nin her yetinen öğrenci gelir. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
0
microfiction
(21.10.16)
İngilizce konusunu bilmiyorum da matematik ve fizik gibi derslerde bu çok normal. TÜBİTAK bilim olimpiyatları düzenliyor her yıl biliyorsunuz. Bazı okullar da bu sınavlara öğrenci hazırlamak istiyor. KPSS ile devlete atanmış bir öğretmenin olimpiyat sorularını çözememesi çok normal bir şey. Çünkü olimpiyat soruları doğrudan akademik konularla ilgili. Yeni mezun olmuş 22-23 yaşında insanların bu konuda yetersiz kalmaları normal. İngilizce için de benzer durum söz konusu. Eğitim fakültelerinde bile o kadar yoğun eğitim yapılmıyor.
0
dissendium
(21.10.16)
sayılı anadolu liselerinden birinden (orta kısım) mezunum
ve bizim zamanımızda fen lisesi, anadolu lisesi hocalarını özel bir şekilde atıyorlardı
evet, bazı yerlerde bazı branşlara hoca bulunamıyordu
ama yine de benim ortaokulda, fizik biyoloji kimya gibi derslerime ayrı ayrı, hepsi ODTÜden mezun, ingilizce ders anlatan hoca bulup sokabiliyorlardı (büyük şehirlerde okumadım) yapabildikleri kadar yapıyorlardı. uğraşıyorlardı. okulda 10 hoca varsa en kötü 3-4 tanesi süper hocaydı, diğerleri de en azından onların %80i kadar olabilelim diye hiç olmazsa çaba gösteriyorlardı, en kötü 3-4 tanesi de fena olmayan hoca oluyordu böylelikle ve kalan 1-2 mal hoca arada kaybolabiliyordu. öğrenci talep ettikçe hoca daha iyisini veriyordu. gelenek dedilen şey salak müdürlerin saçma tripleri kadar bu dengelerle de oluşuyordu. Devlet okulu okuyup, (annem ilkokul mezunu, akademik olarak hiç katkı sağlayamayan bir kadınken, derslerime kimse yardım edemezken) hiç para harcamadığım halde derece yapabildim, devlet okulu okuyup inglizce ve almanca öğrenebildim...spor takımlarımız derece yapabildi, her türlü klübümüz faaliyetimiz olabildi. şimdi parayla çocuğuma o eğitimi aldıramam. zira alamıyorlar zaten, kuzenlerimden biliyorum, anneler babalar her türlü ders anlatıyor, ders aldırıyor, bunlarla olursa oluyor bir nebze.

ne düşünüyorum; yazık diye düşünüyorum.
0
niye ama
(21.10.16)
(3)

istanbul kocaeli arasi otobus seferi

black heist
merhaba. ben daha once istanbul otogardan 1 bucuk saatte kocaeli'ye gidiyordum otobusle fakat artik 3. kopruden mi goturuyorlar? iki bucuk saat gorunuyor da sefer suresi... bu kadar vakit kaybetmeden gidebilecegim bir yol yok mu acaba?
merhaba. ben daha once istanbul otogardan 1 bucuk saatte kocaeli'ye gidiyordum otobusle fakat artik 3. kopruden mi goturuyorlar? iki bucuk saat gorunuyor da sefer suresi... bu kadar vakit kaybetmeden gidebilecegim bir yol yok mu acaba?
0
black heist
(21.10.16)
3. köprü Kocaeli ile çok alakasız ya. Harem'den falan binebilirseniz daha kısa sürer. Esenler'den falan biniyorsanız akşam saati nedeniyle uzun sürebilir.
0
dissendium
(21.10.16)
üçüncü köprüden geçilmesi mecburiyet, otobüs firmalarının tercihi değil. efe tur artık üçüncü köprüyü kullanıyor ama ben bir keresinde giderken boğaz'dan geçtim, neden o gün öyleydi bilmiyorum. üçüncü köprü açıldıktan sonraki diğer 4-5 seyahatimde üçüncü köprüden geçildi. ben esenler'den biniyorum, harem için durum farklı olabilir. esenler için gerçekten ölüm ama. normalde 2.5 bilemedin 3 saatte aldığın yol şimdi yol bomboş olmasına rağmen 3.5 saat falan sürüyor. bilet fiyatları da 22 liradan 25 liraya fırladı köprüden sonra.
0
der meister
(21.10.16)
aynen 3.köprüden geçiyorlar. haremden binmek en iyisi
0
konskenkova
(21.10.16)
(6)

Bu mobilyalar nasil sizce?

filipis
Kullanis, estetik ve f/p oraninda degerlendirirseniz yorumunuz ne olurdu?1. Karyola: http://m.ikea.com.tr/urun-katalogu/yatak-odalari/karyolalar/karyolalar/30185064/fjellseluroy-cift-kisilik-karyola.aspx2. Gardirop: http://www.evidea.com/house-line-triple-aynali-3-kapili-gardirop-beyaz-KHM059/p/6866
Kullanis, estetik ve f/p oraninda degerlendirirseniz yorumunuz ne olurdu?

1. Karyola: m.ikea.com.tr

2. Gardirop: www.evidea.com

Daha yukari fiyat vermemek kosuluyla baska oneriler de alabilirim.
0
filipis
(21.10.16)
İkisi de iyi.

Karyola biraz zayıf gibi göründü gözüme. Kırılmaz herhalde üzerinde çok hareketli davranmadıkça. Aynalı dolap kapaklarını temizlemek zor olabilir. Parmak izi bile belli oluyor uzaktan. Kirli duruyor.
0
dissendium
(21.10.16)
o karyolayı ikea'da görmüştüm...fiyat olarak mükemmel ama yakından baktığımda bana dayanıklılık konusunda güven vermemişti.
0
gkhT
(21.10.16)
gardırobu bilmiyorum ama yatağın f/p oranı iyi.

estetik olarak ikea'nın en basic ahşap karyolası. çirkin değil ama nötr, düz karyola işte. bende bir üst modeli var, memnunum.

şu:
www.ikea.com.tr
0
sir gawain
(21.10.16)
O karyolayı kesinlikle alma. Yatagında altında tahtadan destekler var, kenarına oturdugunda, biraz tepindiğinde, veya sert döndüğünde direk göçüyorsun. O karyola pişmanlıktır söliyim.
0
basubadelmevt
(21.10.16)
o karyola bende var şu anda evde, çok sağlam hatta oldukça da güzel bence. simple, hem de doğal tahta.

sir gawain in modeliyle arasında estetik fark var sadece. bana basiti daha güzel geldi açıkçası. ama zevk meselesi.

çok ilginçşimdi bulamadım ama bir de yere neredeyse yapışık yerle bir bir yatağı vardı, bunu almasam onu alacaktım.

yatak konusunda süper diyorum ben.

diğerini bilemedim.
0
kurnaz
(21.10.16)
Ürünler iyi de Evidea ile teslimat tarihi konusunda sorun yaşanma ihtimali yüksek
0
oz suser
(21.10.16)
(9)

Futbol yorumcusu

tantunisultansüleyman
merhaba ;maçları spikerin yanında yorumlayan yorumcularda olması gereken en önemli özellik nedir? ya da ne tipte bir yorumcu size göre başarılıdır? nelere dikkat edersiniz?teşekkür ederim.
merhaba ;

maçları spikerin yanında yorumlayan yorumcularda olması gereken en önemli özellik nedir? ya da ne tipte bir yorumcu size göre başarılıdır? nelere dikkat edersiniz?

teşekkür ederim.
0
tantunisultansüleyman
(21.10.16)
Çok değil öz konuşması. Mesela bi gol ya da penalti pozisyonu gibi onemli bir pozisyondan sonra ve her 15 dakikada bir genel bir degerlendirme şeklinde konuşması, futbolun taktiksel kısmından iyi anlaması, o an izledigi takımları iyi tanimasi ve maçı iyi takip ederek doğru yorumlarda bulunması
0
nundu
(21.10.16)
ömer üründül diyorum.

futboldan anlamam, bir kaç kaliteli düzeyde maç haricinde de izlemem ama ömer üründülü biliyorum, severim, öyle olsun yorumcu. ovvv filan desin arada, gerçekten heyecanlansın ve futbolu sevsin, oradan gelen parayı değil.
0
kurnaz
(21.10.16)
önemli pozisyon varken/doğmak üzereyken susmasını bilsin.
0
pispinti
(21.10.16)
kameranın gösterdiği şeyleri değil, kameranın göstermediği yerlere ilişkin de bilgi versin, yoksa aynı yere bakıyoruz yani. örneğin x oyuncusu topsuz koşularda ve alan boşaltmada çok iyi bugün bla bla.
0
re noreno
(21.10.16)
ben rıdvan dilmen tarzı hoca veya takım şunu şunu yaparsa başarılı olabilir, skoru değiştirebilir diyen yorumcuları daha çok seviyorum. ama önceliğim spiker ve yorumcunun birbirine uyumlu olması. ingilizler bunu çok iyi yapıyorlar.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(21.10.16)
Ben gereksiz tarihi bilgi verenleri sevmiyorum. Oyunun heyecanı bozuluyor. Bir yorumcu bilmem kaç yıl önce bu takım bize geçirmişti, bakalım şimdi ne yapıcaz dediği zaman benim konsantrasyonum bozuluyor. Sana ne mk 10 yıl önceki maçtan. Oyuna dayalı analizler yaparsa daha iyi olur. Mümkünse Arap yorumcular gibi sürekli Allah Allah falan demesin. Biraz zeka pırıltısı bekliyorum.
0
dissendium
(21.10.16)
Ridvan dilmen, hakan unsal gibi adamlar iyi yorumculuk yapiyor ya da oguz cetin falan. digerleri cok bayiyor, gereksiz bilgi verip duruyorlar.
0
England
(21.10.16)
erman'a bayiliyorum ben.
0
diego de almagro
(21.10.16)
Fırsat bulursan Engin Kehale abimizin eşlik ettiği bir Premier Lig maçı izleyin. Her hafta en az 1 maç yorumluyor hemen hemen. İşte bu abi gibi abiler yorumcu tanımının karşılığıdır. Bence.
0
Skey295
(22.10.16)
(10)

Diş taşı temizliği

gkn
Alt ve üst diş taşı temizliği 200 TL fiyat verildi. Özel bi tıp merkezinde.Fiyatlandırma nasıldır uygun mu?
Alt ve üst diş taşı temizliği 200 TL fiyat verildi. Özel bi tıp merkezinde.

Fiyatlandırma nasıldır uygun mu?
0
gkn
(21.10.16)
Alt ve üst diye saçma bir ayrım hiç duymadım. Üstü yapan alta dokunmayacak mı? Bence 100 TL'den fazla verilmemeli.
0
dissendium
(21.10.16)
bana verilen raporda, detertraj (alt üst çene) yazdığı için öyle yazdım.
0
🌸gkn
(21.10.16)
Kartalda özel dis hastanesinde 150 tl ye yaptirmistim. Cok memnun kaldim, artik devamli müsterileriyim.

www.radixdent.com.tr
0
VIPCH
(21.10.16)
Detertraj faturalandirilmasi alt ust cene seklinde yapilir, tek cenede hic disi olmayan da var. Dolasiyla bu ayrim TDB fiyat listesinde de mevcut ve olmasi gereken bir ayrim. 5 disi temizlemek ile 28 disi temizlemek ayni emek, zaman ve fiyat degil neticede.

TDB fiyat listesine de bakabilirsiniz 150-250 arasi fiyat bandinda degisik fiyatlandirmalar duymaniz mumkun.
0
neferkitty
(21.10.16)
devlette bedava
0
partizan
(21.10.16)
Dört bölge bile yazılır. Bu işin uygunu bilimseli budur. Anlamıyorsanız detaya takılıp laf etmeyin lütfen.

Duyuru sahibine değil lafım:) fiyat da ortalama. Diş eti durumuna göre değişiyor.


Evet devlette bedava.
0
bir ileti paylastim
(21.10.16)
devletin dis kliniklerinde bedava
0
for the record
(21.10.16)
230 vermiştim şubat ayında. Demek kazık yemişim.
0
patiska
(21.10.16)
Devletin diş kliniklerinde tamamen bedava değil, 180 günde bir yaptırmanız tavsiye edilir ve bedavadır.
0
pomknos
(21.10.16)
100 tl civarı bi paraya yapmıştım geçen ay. sefaköy skydent.
0
efreet sultan
(21.10.16)
(29)

aöfte pdr psikoloji açılır mı?

limoncello
sb.
sb.
0
limoncello
(21.10.16)
Acilmamasi icin caba sarf ediyoruz.
0
red g
(21.10.16)
Mumkunse açılmasın. O kadar da ayağa düşmesin yani.
0
fraise
(21.10.16)
aslında ayağa düşmek bakımından diğer bölümlerin günahı ne @fraise
0
🌸limoncello
(21.10.16)
bu bölümleri bitirdikten sonra psikologluk, danışmanlık yapılması geçerli olmasın yani yeterlik vs. yapmak zorunda olunsun aslında diğer bölümler için de geçerli olsun bu ve giriş ve bitirme koşulları çok daha zorlaşsın aöf daha mantıklı olur ve belki diploma değeri yükselir, parayla diploma alma gibi olmaz.
0
🌸limoncello
(21.10.16)
zaten üniversiteyi bitirmen klinik psikolog ünvanı alman için yeterli olmuyor. bazı sınavları aşmalısın. bu engeli aşan kişi bir açıköğretim mezunu da olabilir. bir üniversitede okuyup bu sınavları aşamayan da olabilir. ben açılmasını istemeyenlerin tek kaygısının işsiz kalmak olduğunu düşünüyorum. keşke açılsa.

üniversitede eğitim alanlarla aralarındaki niteliği mezuniyet sonrasında tabii oldukları sınav belirleyecekse sıkıntı olmaz. benim için sallıyorum kpss gibi bir sınavı geçememiş üniversite mezunu bu sınavı başarıyla atlatmış açıköğretim mezunundan daha güvensizdir.
açıköğretim'de okuyanların uygulama dersleri göremeyecek olmaları tek sıkıntı olurdu diye düşünüyorum.
0
for day to break
(21.10.16)
açıköğretimde okumayıp diploma sahibi olarak vasıfsız olan yine çok kişi vardır ama aöf'te bölüm açılsa binlerce insanın arasından birkaç nitelikli insan çıkabilecekken örgün eğitimde niteliksiz bir psikolog olabilme ihtimali çok daha düşük. açılsa diyen arkadaşlar keşke vasıfsız bir insana binlerce liralarını verse ve daha da hasta olsalar şeklinde bi beddua etmiyoruz tabii.

açılmamalı.
0
sayns
(21.10.16)
Acılmalı açılsın. Neymiş ayağa dusmesinmis ulan bu ülkede isletmeyi, iktisatı, maliyeti, kamu yönetimi ayağa düşüren aöf nun Ta kendisi. 600 bin mezun işsizi var toplam iibf nin. O zaman sesini cikartmayanlar şimdi kalkmış ayağa düşmesin diyor.

Bankalarda mühendisler çalışıyor, ogretmenler çalışıyor bu adamların yerleri banka değil ama neden ayağa düştü iste aöf yuzunden bu bolumler. Maliye bölümü mezunu adamı banka almıyor gidip gıda muhendisini alıyor akıl mı mantik mi? O zaman hep dedik arkadaslar gün gelir bu ok size de döner gelin tepki verin dünya elime minare gözüme diye kimse iplemedi. Sonra sosyoloji açtı aöf sonra türk dili ve edebiyatı açtı sanırım teker teker düzeltiyor bölümleri. Şimdi de pdr psikoloji açılsın çok da umrumda okuyanı varsa açılsın abi. Nasılsa aöf niteliğe degil alacağı harca bakıyor. Açılsın 2.üniversite olarak bile açılsın biz senelerdir ağlıyoruz biraz da siz ağlayın bakalım kpss de milyon tane adamla yarismak nasıl bi şeymiş onu bi tadın. Bi banka mulakatinda makine mühendisi ile iktisat öğrencisi yarışıyor sizde bi bunu tadın bakalım nasıl olacak. Ha ayağı mi düşüyormuş? Magmaya insin mümkünse. Hep lahana olacak hali yok arada sapı da gelecek kusura bakmayın.
0
pomaks
(21.10.16)
İmkânsız.
0
dissendium
(21.10.16)
Bu arada pomaks bana saldırmis ama ben psikolog değilim, dolayısıyla is konusunda herhangi bir kaygım yok. Babam psikolog, o da yıllardır yurtdışında yaşıyor zaten. Turkiye'deki sistemden haberi bile yok.

Sadece sosyoloji, iktisat vs gibi bölümler insan sagligi ile doğrudan ilgili değilken psikolojinin ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu durumda daha kontrollü bir şekilde mezun olan insanların psikolog unvanı almalarının doğru olacağı kanaatindeyim.
0
fraise
(21.10.16)
pomaks; iktisat ve diğer alanlar da 'ayağa düşmesin'? çok doğru bir şekilde ifade etmiş fraise, ne var bunda?
0
sayns
(21.10.16)
evet, bunun için de daha çok yayılsın daha da vasıfsız olalım mı diyorsun? çok saçma bir mantık, kusura bakma. @justmental
0
sayns
(21.10.16)
devlet okullarındaki rehber hocalar ne iş yapıyor ben öğrenciyken hiç görmedim.
0
partizan
(21.10.16)
açılıp açılmaması bir şey farkettirmez. sorun teori pratik arasındaki mesafeyle ilgili, aldığım çoğu ders metinleri okumaya dayalıydı, bu iş onlardan ziyade o bölümde okuyanın yaşadıklarıyla ilgili. süpervizyonmuş uygulamaymış bunları telafi etmiyo. mezun olurken ya da yıllardır bu işi yapıp hala eşcinsellik hastalık mı değil mi düzeyinde kalanlar birsürü birsürü. ya da evliyken başka bir kadınla-adamla yatana vay orospu, vay gavat, boynuzlamışlar herifi gözüyle bakan; ya da disiplinsiz olanı karşılaşır karşılaşmaz hasta olarak ele alan. daha neler neler. dişini fırçalamamakta inat eden çocuğu doğrudan sorunlu çocuk olarak ele alan. sözün özü, kafalar böyle olunca etik metik de kağıt üstünde kalıyo, diğer her şey gibi. freudun teorilerinin ya da başka teori ve yaklaşımların ders kitaplarında anlatıldığı kadarını kafasına iyi kodlayan birinden iyi psikolog olmuyo, iyi pdrci de olmuyo.

ama mezun edip bu işi yapma ehliyetini veriyolar.

bu gevşekliği aöf'te psikoloji-pdr açılıp açılmaması değiştirmiycek.
0
dafaisss
(21.10.16)
Justmentale, bu kafa yapısıyla siz gitmeyin zaten psikoloğa. Playing Star again söylemis; 4 yıllik psikoloji mezunu herhangi biri hasta göremiyor zaten. Yüksek lisans ve üstüne bir sürü eğitim alması gerekiyor. Bununla da bitmiyor, çoğu kişi hayatı boyunca egitimine devam ediyor.

Zaten aklı başında hiçbir psikolog ben doktorum diye dolaşmiyor etrafta. Sıfır norokimya demişsiniz, adamların noropsikoloji diye yüksek lisans bölümleri var. Lisans eğitimlerinde de bu konuda az çok dersleri var bildiğim kadarıyla.

Sozelcilerin şifa dağıtmasi ne kadar da kötü bir arguman öyle? Dünyada sözel zekayı küçümseme de bir tek bizim ülkemizde mevcut sanırım. Beğenmediğiniz psikoloji tüm dünyada bir bilim dali olarak kabul görüyor. O psikologlar da birer bilim insanı. belgesellerde izlediğimiz zihinle ilgili testleri yapan çoğu insan psikolog.

Babam doktor olmadığı halde kaç tane insana yardimci oldu bu yaşına kadar, o bile yeterli.

Ha çok ağır hastalar var, onların tabii ki doktor kontrolünde olması gerekir. Bunu da kimse reddetmez ama her seferinde psikolog ile psikiyatristi karsilastirmak kadar komik bir durum yok. İkisinin işlevleri tamamen farklı.

Neyse çok uzattim; bu kadar çok konu varken psikoloji gibi bir bölümun aöf içinde bulunması kadar tehlikeli bir durum yok bence. Keşke iktisat, sosyoloji vs gibi bölümler de biraz kontrol altına alinabilseydi ama geç kalındı artık. Eğitim bu kadar basit olmamalı.
0
fraise
(21.10.16)
Tartışmaya girmeyecektim ama birkaç bir şey söylemeden edemedim. Daha önceden AÖF'te İngilizce Öğretmenliği bölümü vardı ve bu bölüm kapatıldı. Bunun sebebi ise öğretmenlik gibi bölümlerin ciddi şekilde eğitim gerektirmesidir. Ben AÖF Adalet bölümünden 2015 yılında mezun oldum. Şu anda makine mühendisliği okuyorum. AÖF'te 32 ders geçmeme rağmen AÖF'ün çok ama çok dandik bir eğitim sistemi olduğunu söylemekten çekinmiyorum. Öyle bir sınav düşünün ki 4 yanlış 1 doğruyu götürmesin. Sınavlar soru ezberleyerek geçilebilsin. Böylesine kalitesiz bir sistemde maalesef psikoloji gibi doğrudan insanı konu edinen bölümlerin eğitimi verilemez. Verilse bile bu eğitim hiçbir şekilde yeterli olmaz. Örgün öğretimi savunuyoruz çünkü örgün öğretime boru gibi sınavlarla giriliyor. Makine mühendisliği bölümüne fizik, kimya, biyoloji, matematik, geometri testlerinden hatırı sayılı netler elde ederek girdim. AÖF'te psikoloji okuyacak çoğu insan benim lisedeki matematik ve kimya seviyemde bile değildir. Böyle insanların deneysel yönü bulunan bilimlere girmesini doğru bulmuyorum.
0
dissendium
(21.10.16)
Topluca cevap vereyim;

İşte tam bu kafadan kaybediyoruz. Ben psikoloji okumadım babam da zaten yurtdisina psikolog beni ilgilendirmez demek mükemmel bi zeka örneği. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.

Yok biri insan sağlığıni ilgilendirirken diğeri ilgilendirmiyormus o yüzden ayağa dusmemeliymis. Peki bebeğim sen atanamayan kaç tane iibf li intihar etti kaç adam iş bulamadığı için hayatına son verdi bundan haberin var mi? Al sana insan hayatı madem konu insan hayatı ise aç bak araştır. Koç Bilkent istanbul dışına isletmeyi bitireni piyasada sallamiyorlar. Bunun sebebi de aof nun ilk bölümlerinden biri olan işletme maliye iktisat kamu nun acilmasi.

Ne demis bak adam 4 yıllık mezun adam hasta görmuyormus tonla eğitim alıyormuş. Ulan iibf mezunu da elinde diplomayla gidince 5k maaş almıyor hemen. İşletme diploması elinde olan adama bugün verilen ortalama maaş 1.5k özel sektörde koç mezunu falan değilse. Bizim okuduğumuz bölüm insan sagligiyla ilgileniyor yaee sosyal bilimle bir mi elitizmligine hiç girmeyeceğim.

Demiş ki arkadaş bizim sorunumuz başka bölümler değil alandan olanlar konuşsun. Diğerleri de şartları iyilestirmeye çalışsin ben ne yapayım minvalinde şeyler yazmıs. İşte bu yüzden dedim ya sıra size de gelecek ki gelsin. Bu ülkede aöf kadar saçma bi sistem yok. Senede 2 kere sınava girip 4 senede 8 sınava girip diploma alıyorlar bu adamlar. Siz diyorsunuz ya hani alan dışından konuşan adam çok diye kalibimi basarım ben psikoloji okuyan tonl adam da işletme okuyordur ya da işletme yüksek lisansı yapıyordur evet durum böyle maalesef. Yani sen de şu ayağa düşmek konusunda vuruyorsun iibf mezunu adama. Neden? Ya iki diplomam olsun işletme zaten yata yata geçerim mehehhe dediğin için işte.

Kimse kusura bakmasın bu ülkede ilk kurban iibf'liler verildi aöf sistemine ve kimse ama kimse dönüp de yav bu adamlar ne diyo neden tepki veriyorlar diye kimse gık demedi alan dışı olduklarindan. Kimse demedi ulan bugün bunların bölüm aöf oluyor da yarın bizim de olur mu diye? Demeyin abi şimdi inanin çıkası yoksa bile aöf ye bimer'e mail atacağım bölüm açılmasi için. Bu ülkede bu işler böyle. Sen benim hakkımı alanım dışı diye savunmazsan ben de senin hakkını savunmam. Ha konu teorik olarak nitelik acisindan dogru bi konu ama bu ülkede bu sistem yüzünden ne ocaklar ne hayatlar söndü. Ne gençler harcandı 5 metrekarelik ofislerde çay kahve getir götür yaptırılarak ne adamlar elendi mülakatlarda ne zehir gibi cocuklar yok oldu banka sinavlarinda. Bugün bi banka sınav açtığında tüm lisans bölümleri girebiliyor sınava banka için. Neden acaba hiç düşündunüz mu? 600 bin mezundan adam mı çıkmıyor o kadar kafası çalışan? Hayır. Ayneb işte bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafası olduğundan yarın işletme mezunu bi adam psikologu ile de mühendis ile de avukatı ile de mimari ile de yarışıyor kıçı kırık bankaya girmek için. Nitelik mi? O çoktan ayağa düştü zaten geçmiş olsun. Şimdi sizlanmanin manası yok.
0
pomaks
(21.10.16)
Pomaks, okuduğunu anlamiyorsun. Ben, sen bana saldırdığın için is kaygım olmadığı halde, bana dokunmayan yilan bin yasasin demedigim icin doğru bulmadığımı açıklamaya çalıştım. Kalkıp da benim zekamin ölçüsunu tartmak sana düşmez. Hele ki bu okuduğunu anlamaz halinle.

ayrica aof mezunu insanlarin orgun egitimlerdekiyle ayni diplomaya sahip olmalarini da elestirdim. ben yok baskani filan miyim? bana neden cemkiriyorsun? ben mi actim iktisat, isletme fakultelerini?
0
fraise
(21.10.16)
zaten daha önceden böyle bir durum söz konusu olmuştu ama psikologlar derneği ve özel üniversiteler engellemişti sanırım ama aöf de ertelediğini söyledi bu fikri, açmayacağını söylemedi. Muhtemelen yakın zamanda açılır.
@sour lisans psikoloji eğitimi almadım ama yakından ilgiliyim psikolojiyle ve aöfte de hem önlisans hem lisansta staj şartı olan ve staj yapmadan mezun olunamayacak bölümler var. Ayrıca Türkiye'deki lisans psikoloji müfredatının tıpla falan bir alakası yok, sosyoloji ve felsefeyle çok daha benzer, amerikada eğitim sistemi ve yetkinlik derecesini farklı olabilir ve doktora yakın yetkileri olabilir. Belki kognitif nöropsikoloji gibi alt dallar daha yakın olabilir tıbba. Zaten örgün psikoloji lisans mezunları da terapi yapamıyor zaten. Aöf psikoloji mezunları da gereken yüksek lisans ve terapi,sertifika ve süpervizyon eğitimi alarak alanında yetkin biri olabilir. Tabii aöfte her bölüm için giriş ve mezuniyet koşullarının ağırlaştırılmasını savunuyorum. Ama aöfteki bölümler psikoloji ya da diğer bölümlerden daha vasıfsız değil, zaten aöf psikoloji bitirecek kişi de yarın terapiye başlamayacak. Ama aöf psikoloji mezunu da b grubu düz memur statüsünde psikolog olarak atanabilir iibfciler gibi mesela.

Gerçekten duyarlı istisnai bir kesim haricinde ben bu durumun zaten halihazırda psikolog ve pdrciler arasından paylaşılamayan pastaya bir de aöfçülerin dahil olma endişesi olduğunu düşünüyorum
0
🌸limoncello
(21.10.16)
açıköğretimde sosyoloji okudum, üniversitede de sosyoloji bölümünde yan dal yapıyorken bıraktım. aöf sosyoloji benim üniversitede aldığım sosyoloji derslerinin yanından bile geçemez, o kadar kalitesiz. üniversitedeyken ciddi emek gerektiriyordu ama şu an bakıyorsun, senede 4 testle sosyoloji mezunu oluyor insanlar.

örgün öğretime nefret kusmak da ayrı bir durum. neden diğer bölümlerin de kalitesi düşürülüyor, düşürülmesin demek yerine "diğer bölümler de çok kötü, psikoloji de çok kötü olsun kendilerini ne sanıyorlar" diyen ve bu cahilliğini şiddetle savunan kompleksli bir insana laf anlatmak için bu kadar insan toplanmış açıklama yapıyoruz bir de.
0
sayns
(21.10.16)
Supervizyonun ne demek olduğunu öğrenmeden gelip de pdr AÖFde açılsın demek ne kadar mantikli doğrusu anlayamadim
Biz 4. Sinifta bireylere danışmanlik yapiyoruz yani acaba AÖF de diyelim açıldı pdr her görüşmenin olduğu dosyalar nasil incelenecek?
Ki sadece bir uygulamali ders de yok uygulamali olmayan derslerde de ödevlerle uygulama yaptiriliyor.
0
coca cola
(21.10.16)
Açılmamalı..

Sektörün bbu kadar düşmemesi gerek.
0
ruh i tibbiye
(21.10.16)
millette de nasıl bir kompleks var anlayamıyorum. İstanbulda 25 tane psikoloji bölümü var neredeyse. Burslu puanları bile düşük. Bu devirde bu bölümleri kazanamayanlar düşük zekalıdır zaten.

işletme-iktisat konusuna hiç girmiyorum zaten. En kötü marmara-istanbul üni-ankara üni ayarında işletme iktisat bölümü kazanamayan ciddi anlamda geri zekalıdır. Ancak memur olursa olur.

Sorun AÖF de değil, kişilerin zihinsel kapasitesinde. Lys denilen sınavda soru yapamayan bu bölümlerde hiçbişey anlamaz.
0
roe
(22.10.16)
@roe bence asıl kompleksli olan sensin, şuna bak ya. Adam hala liseli ergenler gibi lys diyor. Merak etme işletmeci-iktisatçı değilim o yüzden tepki göstermiyorum.Benim zamanımda 2000in başları; küçümsediğin işletme-iktsat en yüksek puanlı bölümlerdi. Hukuklar kıçı kırık pdrler çoook çoook sonra gelirdi. Ben de şu Pdrcilerin kendilerini fasulye gibi nimetten zannetmelerini anlamıyorum. Pdr kadar gereksiz bölüm de var mı bilmiyorum. Hadi psikolojiyi anladık psikolog oluyor bitiren psikoloji mezunu psikologların yanında pdrciler ne iş? Ne iş yapar, ne işe yararsınız cidden merak ediyorum? Okulda öğretmenler odasında çay içip, kuru pasta yemeK dışında. Ne yaraya merhem oluyorsunuz? Boşa para alıyorsunuz, oohh kebap. Terapi için zaten eğitim fakültesi mezunu pdrciyi değil en önce psikiyatrı sonra olmadı psikologu tercih ederim.

Bak benim annem sosyoloji mezunu sosyolog, ama uzun yıllar mebde felsefe öğretmenliği yaptı. Birkaç yıl önce bazı üniversiteler aile danışmanlığı sertifika kursu açtı; psikoloji,sosyoloji,tıp,pdr, sosyal hizmetler, hemşirelik mezunları gidip kursa sertifika alıp aile danışmanı olup ofis vs. açabilirlerdi. Annem izmir katip çelebi üniversitesinin uzaktan eğitim aile danışmanlığı sertifika programına kaydoldu dersleri uzaktan takip etti canlı ders anlatımları,slaytlar,kitaplar olsun aynı aöf gibi, ama birkaç saat canlı süpervizyon eğitimi de aldı ve sınavı geçerek aile danışmanlığı sertifikası aldı ve aile danışmanı oldu, gerçi o işi yapmıyor ama istese bir yer açıp yapabilir. Bu tarz bir şey olabilir yani,istedikten sonra.

Ayrıca ben zaten halihazırdaki sistemin zorlaşmasını girme ve geçme koşullarının zorlaşmasını savunuyorum tüm bölümler için,sen kitap açmamış olarak geçmiş olabilirsin başkası severek okur.

Bu arada bence sizin öncelikle bir terapi ve kompleksleri yenme eğitiminde geçmeniz gerek bu şekilde insanlara yaklaşarak gerçekten faydalı olabileceğinizi mi zannediyorsunuz, mazallah senin karşına anadoludaki bi okuldan işletme mezunu biri gelse ayyyh gerizekalı bu, falan diyip karşındakinin özgüvenini iyice yaralarsın,acıdım şimdiden öğrenci ya da danışanlarına.
Ayrıca senin eğitim fakültesindeki kıçı kırık pdr'en iibfden daha üstün değil, okul puanlarıyla hiç alakası yok, o da alımı çok oluyor kebap meslek yatarak para kazanıyorsun diye yüksektir. Şu pdrcilerdeki ego da kimsede yok utanmadan bölümü tıpla kıyaslıyorsunuz ve utanmasanız kendinize tıp doktoru ünvanı vereceksiniz. YUUH!
0
🌸limoncello
(22.10.16)
limoncello, hayır annen aile danışmanı o-la-maz. olmaz. herkesin anlatmaya çalıştığı da bu. sertifika programı saçmalığı ne? psikoloji okuduktan sonra o sertifika programını alsın, yine bunu yapamaz. türkiye gibi basit bir ülkede yapar/yapacağını sanıyordur tabii. ama bu kadar basit değil.
0
sayns
(22.10.16)
@sayns yalan söylemiyorum tabii ki annem ege üniversitesi sosyoloji lisans mezunu olarak yıllarca mebde felsefe öğretmenliği yaptı ve emekli oldu. Ve aile danışmanlığı sertifikası var, isterse aile danışmanı sıfatıyla-ki napıyorlar bilmiyorum- terapi yapıyorlar demiyorum ama çiftlere-ailelere danışmanlık hizmeti verebiliyordur bir ofis açarak ki yapanları da bizzat biliyorum psikoloji mezunu vs. olup. Yök, üniversiteler böyle bir hak tanıyıp, yasa çıkarmışlarsa bunu yapan insanlar da var evet. Annemin zamanında 2013tü galiba, ısparta süleyman demirel, izmir katip çelebi üniversitelerinde belki başka okullarda da vardı. Birebir derslere girebilir ya da uzaktan takip edebilirdin. Annem katip çelebide olana kaydoldu, 2500 liraya o zamanın parasıyla, annem izmirde yaşamadığı için uzaktan eğitime kaydoldu ve internetten dersleri canlı olarak takip etme, slaytları çalışma, kitaplardan çalışmayla ve birkaç saatlik bir süpervizyon eğitimini izmire gidip alarak ve sınavını da geçerek aile danışmanı sertifikası alıp aile dnaışmanı ünvanını aldı ve istese bu alanda danışmanlık hizmeti verebilir, verenler var. Galiba tıp,psikoloji,sosyoloji pdr, sosyal hizmetler, hemşirelik bölümü mezunlarına tanınan bir haktı. Ben bi mühendis olarak yapamam mesela. Valla yöke mi çıkarsınız tayyibe mi yazarsınız bilemiyorum sadece var olan bir uygulamaydı kaldırıldı mı bilemiyorum ama zannetmiyorum ki kaldırılsa bile sertifika alanlar devaö edebilirler. Türkiye için bu geçerli. Ha benim annem ilk girişte sınavını geçti ama zaten olmadı 2. sınavda 3. sınavda bir şekilde geçiyorsun yani sonuçta o kadar para vermişsin aöf sistemi gibi ne farkı var bunun şimdi?
Hatta şu an birçok üniversite de açmış sürekli eğitim merkezleri bu sertifika programı ama terapi yaparlar demiyorum sadece kanunen aile danışmanlığı hizmeti verebilirler bu sıfatla.
Aile danışmanının eğitimi ve nitelikleri

MADDE 14 – (1) Sosyal hizmet, psikoloji, sosyoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, tıp, hemşirelik ve çocuk gelişimi alanlarından birinde en az dört yıllık lisans programlarından mezun olanlar, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu veya üniversitelerden, biri tarafından uygun görülen en az üç yüz saati teorik ve en az otuz saati süpervizyon eşliğinde olmak üzere yüz elli saati uygulamalı toplam dört yüz elli saatlik aile danışmanlığı alanında bir eğitim programını başarıyla tamamladıktan sonra sertifika alanlar, aile danışmanı unvanı alabilir.

(2) Sosyal hizmet, psikoloji, sosyoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, tıp, hemşirelik ve çocuk gelişimi lisans programlarını tamamladıktan sonra aile danışmanlığı alanında yüksek lisans veya doktora eğitimini tamamlamış olanlar aile danışmanı sayılır ve ayrıca bunlardan merkezlerde çalışmak için sertifika istenmez.

(3) Yükseköğretim kurumları dışında aile danışmanlığı eğitimi sertifika programı açmak isteyen kurum ve kuruluşlar Milli Eğitim Bakanlığından izin alırlar.

(4) Yükseköğretim kurumları dışında aile danışmanlığı sertifika programı eğitimini yürütecek kurum ve kuruluşlarda görev alacak eğiticilerde ulusal ve uluslararası standartta sertifikaya sahip ve aile danışmanlığı konusunda en az beş yıl çalışmış olmak ya da aile danışmanlığı alanında yüksek lisans veya doktora programlarında eğiticilik yapmış olma şartı aranır.
0
🌸limoncello
(22.10.16)
@roe aile danışmanlığını devlet memuru kadrosu olarak söylemedim zaten, daha doğrusu olunabiliyor mu ve devlette öyle bir kadro var mı haberim yok. Benim bildiğim kadarıyla bu sayılan bölümlerden mezun olup, sertifika alanlar aile danışmanı ünvanı alıp aile danışmanlığı hizmeti verebiliyorlar ama bu hizmetin içeriği nedir bilmiyorum ama aile-çift-ilişki terapisi yapıyorlar falan demiyorum bunun için ayrı eğitimler sertifilar vs. gerekiyordur. Ayrıca aile danışmanlığı sertifikasının para tuzağı olduğunu ben de düşünüyorum ve birkaç yıl önce sadece birkaç üniversitedeyken şimdi hemen her üniversitede olduğunu biliyorum.

Benim demek istediğim ayrıca nasıl ki aöf işletme-iktisat-kamu vb. mezunları gidip b grubundan düz memur kadrosuyla memur olabiliyorsa; a grubu kazanan aöf mezunu duymadım-görmedim; aöf pdr-psikoloji mezunu da b grubu düz memur kadrosunda kpss b merkez atamayla atanabilir tıpkı örgün psikoloji-pdr mezunları gibi. Terapi yapman psikoterapist olmak zaten apayrı uzun eğitim para sertifika çaba vs. gerektiriyor. Aöf pdr-psikoloji mezunu yarın terapiye başlasın demiyoruz.
0
🌸limoncello
(22.10.16)
Koskoca bilimi hiçe sayıp konuşarak olmuyor diyende liyakat çok fazla haklısın :). 2 soru çözemeyip bir de bilimi kötüleyen sınır ıq fazlasıyla liyakatlı :)) hatta direk doktor falan yapsınlar. Aöf de sallayarak beyin cerrahı yapsınlar seni kank
0
roe
(23.10.16)
justmentalamele, cidden çok cahilce konuşuyorsun ve bilmeden sallıyorsun. filmlerde görmekle itham ediyorsun ama yazdıklarını okuyan ve bu meslekte olan biri ne kadar attığını/bilmediğini çok rahat görebilir. ayrıca sabancı/koç vs. bu kadar hayran olunacak ve fanatikçe savunulacak bir yönleri yok, rahat ol biraz.
0
sayns
(23.10.16)
açılır mı bilmiyorum da, benim tüm meslekler için uygulanmasını istediğim bir yöntem var, o da sürekli değerlendirme.

özel / kamu farketmez, bir insan nerede çalışıyor, hangi işi yapıyorsa yapsın, o işin gerektirdiği niteliklere sahip olmalı ve periyodik olarak test edilmeli, eğer mesleğinin gereklerini yapamıyorsa yapacak hale gelene kadar ücretsiz eğitim alabilmeli, bunu da duruma göre devlet veya çalıştığı kurum karşılamalı çünkü ilk seferde mesleğe başlamış, demek ki ışık var.

benim görüşüme göre önemli olan şey bir insanın bitirdiği okulun adı değil mesleğini icra edip edemediğidir. edebiliyorsa sorun yok, bu insan topluma yararlı bir birey olmuş demektir. Bu arada bunu elitizmden dolayı söylemiyorum ama çok az tecrübesi ve teknik bilgisi olan, az buçuk kod yazan birçok kişi kendine "yazılım mühendisi" diyor. olmaz. ben house m.d. izlediğim için "lupus değil" diyemiyorum mesela.

bana faşist diyebilirsiniz ama ben bunun doğru olduğuna ve verimliliği uçuracağına inanıyorum.
0
hayirsiz
(23.10.16)
(8)

sizce yapabilir miyim? uzerime umut atar misiniz

kassiopeia
sigara iciyorum, ama inanilmaz hafif bir sigara, nikotin orani 0.1. iki gunde bir paket bitiriyorum. daha fazla nikotin orani olan sigaralar icince ilk sigarada mutlaka rahatsiz oluyorum, agir geliyor ama yine de bagimliyim, her seye usenip buna usenmeyip sigara almaya giderim vs. ve elbette sigaray
sigara iciyorum, ama inanilmaz hafif bir sigara, nikotin orani 0.1. iki gunde bir paket bitiriyorum. daha fazla nikotin orani olan sigaralar icince ilk sigarada mutlaka rahatsiz oluyorum, agir geliyor ama yine de bagimliyim, her seye usenip buna usenmeyip sigara almaya giderim vs. ve elbette sigarayi birakmak istiyorum. ama birakmaya calisip birakamazsam bu sefer de hic birakamam gibi geliyor, onun icin denemiyorum bile.
bir de nikotin oraninin cok az olmasi icimi rahatlatiyor, sigara gibi degil ki diyorum. ama bir yandan da nefes nefese kaliyorum, cok kotu uyaniyorum daha dogrusu uyanamiyorum [burada yorum yapan arkadaslara gore sigara ciddi bir etkenmis], kokusundan nefret ediyorum, surekli elimi yuzumu yikiyorum.
ise giderken bir tane, isten cikinca bir tane, yururken gibi boyle sanirim daha cok el aliskanligim olan cok durum var, o zamanlarda ne yapacagimi bilmiyorum.

soru: nikotin bantlarindan alip oyle denemeye baslayim diyorum. dogrudan birakamam biliyorum. baska bir oneriniz var mi? zaten nikotin orani da cok az, bagimliligin azi cogu olmaz ama mesela camel icene gore daha rahat birakirim degil mi? yani birakabilirim degil mi?
0
kassiopeia
(21.10.16)
Bu kadar nefret ediyorsan bırakmaman için hiçbir neden yok. İkincisi, nikotin oranının az olması içini rahatlatmasın o kendini kandırmak oluyor.
0
angelus
(21.10.16)
Bant falan hikaye abi kırın atın bırakın gitsin.
0
gozu acik sevisen yahudi
(21.10.16)
e-sigara deneseniz?
o şekilde çevremde cok bırakan oldu.hem nikotin oranını siz ayarlayabiliyorsunuz hem de esanslı seçip ya da tamamen kokusuz,sigara kokusundan da kurtulursunuz.
sigaradaki nikotin dısındaki bir dolu diğer kimyasala da maruz kalmamış oluyorsunuz.
yani giderek nikotin oranını azaltıp sonrasında bırakmak kolay olur diye düşünüyorum.
0
demoniclewinsky
(21.10.16)
az biraz içiyorum diyosun, nikotin bandı, sakızı, elektronik sigara gibi türevlerle bu nikotin bağımlılığını arttırmayasın , kaş yapayım derken göz çıkarma olmasın.

sigarayı bırakmak için baştan kesinlikle inanmak lazım, eğer sen gördüğüm kadarıyla da pek inanmıyorsun, bu şekilde denersen büyük ihtimalle bırakamyacaksın

ayrıca sigarayı bırakmaya yardımcı olan ilaçlardan da yardım alınabilir ama her halukarda kesinlikle inanmak şart

ama ben bırakamıyorum ama elektronik sigara ile bağımlılığımın çeşidini değiştircem bana teknik konuda yardımcı ol dersen herşeyini anlatırım sana elektronik sigaranın.
0
killerbee
(21.10.16)
günde 10 taneden 3-4'e indir, bir süre öyle git. yürürken içme mesela. her öğünden sonra bir tane, belki bir tane de yatmadan önce, o kadar. gün içinde ödülün gibi olsun sigara. hazır değilken bırakmaya çalışma, bu defa bırakma işi de yalama oluyor. tek seferlik atışın var, onu en uygun zamanda kullan.
0
sir gawain
(21.10.16)
arkadaslar cok cok tesekkurler gercekten.

@sir gawain evet farkindayim tam da bu iste, tek seferlik atisim var onun icin bir turlu deneyemiyorum zaten, basla birak basla birak sacma bir dongu oluyor bu sefer. ama indirerek yapabilecegimi de sanmiyorum, o paket bende oldukca iciyorum ben onu.

@killerbee cok cok tesekkurler! ben bu elektronik sigara olayini da bir arastirayim, burada da cok yazildi. sana bom bos bana her seyi anlat demek istemem, daha spesifik sorular sorarim basini daha az agritirim. cok tesekkurler!
0
🌸kassiopeia
(21.10.16)
rutine donusturdugun sigaralardan birini iptal etmekle basla bence de. sir Gawain in dedigi gibi, yururken ictigini iptal et mesela bir hafta.
0
jimicik
(21.10.16)
Bırakamazsın maalesef. Kafanda hafifletici sebepler üretiyorsun. Bugün bıraksan aynı sebepler yarın seni tekrar sigaraya başlatır.
0
dissendium
(21.10.16)
(11)

gerçekten mal mıyım ben ya? cidden bi mallık var mı bende?

pomaks
selam ulu romalılar;şimdi 30 yaşında hali hazırda askerliğini devireli 5 sene olmuş maliye mezunu(aöf) yine aynı zamanda adalet mezunu(aöf) ingilizcesi öyle çok über olmayan ama konuşabilen anlayabilen bi adamım. totalde 5 senelik bi iş deneyimim var 4 farklı firmada. şimdi benim derdim ben ciddi ci
selam ulu romalılar;

şimdi 30 yaşında hali hazırda askerliğini devireli 5 sene olmuş maliye mezunu(aöf) yine aynı zamanda adalet mezunu(aöf) ingilizcesi öyle çok über olmayan ama konuşabilen anlayabilen bi adamım. totalde 5 senelik bi iş deneyimim var 4 farklı firmada.

şimdi benim derdim ben ciddi ciddi gerçekten bi noktadan sonra kendi isteğimle ciddi anlamda hayatımı sonlandırmak istiyorum. hemen attention whore lan bu demeyin sebeplerim var;

birincisi çok geri zekalı bi hayat planlaması yapan bi ailem olduğundan ve tek çocuk olduğumdan yine çok salak bi okul okumak zorunda kaldım. yaptığım işleri hiç sevmedim muhasebecilik ya işte muhasebe tandanslı işler.

baktım böyle gitmeyecek hukuk okurum ben dedim. 2 kez dgs ye girdim artan oranlarda puanlar aldım mesela tekrar iibf okusam o puanla istanbul'a falan giriyorum ama kodumunun yerinde herkes hukuk okuduğundan yetmedi tabi. bu arada tabi işimden ayrıldım zaten verdikleri para 1450 lira maaş tek yaşayan biri olarak kiram olmamasına rağmen açıkçası yetmiyor yetemiyor.

sınavdan sonra ailemin yanına geldim, sınavdan önce gel bu bölgede ne iş yapmak istersen yap 3 kuruş paraya çalışma diyen ailem şimdi göt kadar bi ilçede ne iş yapacaksan yap yoksa evlenene kadar bu göt kadar ilçede yaşamak zorundasın diyor.

sürekli bi evlilik planları var. ortada kız bile yokken bu planlar var benim üzerimden fikir yürütülüyor yorum yapılıyor. nitekim ben de bu göt kadar ilçede yaşamak istemiyorum. 10 sene istanbul'da tek ama sürekli eksi bakiyede yaşadığım günleri köpek gibi özlemedim desem yalan olur.

ha bu arada ailem son 5 senedir hayvancılık yapıyor bu son 2.5 ayda bildiğin maraba gibi çalışıyorum. bayağı ırgat işçisi gibi çalışıyorum ki peder bey eski memur olduğundan sürekli komutla çalıştığından 25 küsür sene şimdi aynı şeyi kendi yapıyor ki bunu sadece bana yapıyor başkalarına öyle de kibar bi adam ama iş bana gelince o adam gidiyor emir kipiyle konuşan bi adam geliyor.

2.5 aydır böyle boktan bi hayat yaşıyorum. iş bulmam takdirde buradan gitmeme de izin vermiyorlar. illa çalışacaksan burada iş bul diyorlar.

sınava 275 gün kalmışken oturup çalışsam diyorum ama bu sefer de istanbul'da olan evi satıp bu göt kadar yerden ev alalım diyorlar. vakıf kazanırsan satarız satarız evi okursun diyorlar ki mal almak çok kolay mal satmak çok zor buralarda. ona da ben razı gelmiyorum.

ya benim hayatım neden bu kadar boktan arkadaş ya? gerçekten yani mallık bende mi yani nedir ben mi geri zekalıyım?
0
pomaks
(21.10.16)
Hocam ben 15 yaşında Anadolu ticaret meslek lisesi kazanmıştım, annem gitmem için baskı yaparken o yaşta annemle ve babamla tartışıp düz liseye gitme kararı almıştım. O yıllarda Anadolu meslek liseleri daha yeni yeni açılmaya başlamıştı. Ben yine de karakterimden ödün vermeyip istemediğim şeylere bulaşmadım. Eğer o okulda okusaydım şu anda mühendislik okumuyor olurdum. Sen 30 yaşında olmana rağmen daha annenle ve babanla belli bir kopuş yaşamamışsın. Önce bu sorunu çözmen gerek. Ondan sonra da ne istiyorsan onun peşinden git. Sınav için daha çok vakit var. Kazanabilirsin hukuku. Benim okuduğum bölümde Yıldız Teknik Üniversitesi'nden 90'lı yıllarda atılmış bir abi var. Adamla aynı derse giriyoruz. Teorik bilgisi sıfır ama bir şekilde geri dönmüş. Yaş olayını çok takma.
0
dissendium
(21.10.16)
cevabı kendin vermişsin
- 2.5 aydır böyle boktan bi hayat yaşıyorum. iş bulmam takdirde buradan gitmeme de İZİN VERMİYOLAR. illa çalışacaksan burada iş bul diyorlar.

bu tabi kafana göre hareket et demek değil,
tamamıyla uyduruyom ve basitleştiriyom ve abartıyom:
diyelim ki akşam dışarı çıkıcam
izin istiyosam:
- baba akşam dışarı çıkabilir miyim?
- nereye gitcen
- falancayla filan yere
- falanca kimdi ki
...
izin isteyen tonda konuşma uzar gider en sonunda
- tamam çok geç saate kalma'ya varır.

bir diğeri
- baba ben akşam dışarı çıkıcam, geç gelebilirim merak etmeyin ya da belli olmaz gece falancada kalırım yolu geri tepmeye üşenirsem (ki bunu bir dostunla aynı evde yaşıyosan da söylersin pekala)

yumuşatılmış hali üsttekinin benzeri
- baba ben akşam dışarı çıkıcam, geç gelebilirim merak etmeyin ya da belli olmaz gece falancada kalırım yolu geri tepmeye üşenirsem. dışarıdan ya da o taraflardan eve lazım bişey var mı alayım?

sen izin ister konumda tutarsan kendini; tabi baban da emir veren tonda konuşur, ya da öyle yapmıyosa bile; sen öyle sert algılarsın söylediklerini. çünkü nasıl olsa oğlum, abim, ablam, kardeşim... diye pekala gelsene, gitsene, yapsana, versene, şunu bana ver... diye konuştuğumuz olur. yani bizim oluyo ve emir veren tonda algılamıyom bunları, ben de söylüyom öyle.
0
dafaisss
(21.10.16)
@dafaisss

anlatmak istediğim öyle bi şey değil. zaten dediğin şekilde bi diyalog hiç olmadı olamaz da zira burası kırsal bi yer ve sadece tv ve internet var işte. onun dışında sabah akşam ırgatlık bi de hafta bir alıveriş için ilçeye gidiyoruz hatta ona da ben gitmiyorum.

anlatmak istediğim şey bi adam herkese ama herkese karşı aynı konuşup bana neden farklı konuşur hitap eder? üvey evlatmışım gibi hissediyorum. mesela asla bi dediği bi dediğini tutmuyor adamın. hani yapsam da yapmasam da suç oluyor bi şeyi. bunu söyleyince de ben ikizler burcuyum karakterim böyle deyip kestirip atıyor.

konuşma olayı öyle normal değil hocam işte. sürekli ya misal atıyorum sandalyede minder var minderi kaldıracak pomaks gel al şunu kaldır demesi bana abes geliyor. minder lan al koy bi kenara yani ben isviçre çakısı mıyım?

bi şey söyleyince benim konuşmam öyle hala alışamadın mı bik bik bik diye cevaplar alıyorum :/
0
🌸pomaks
(21.10.16)
anladım, ben olduğundan farklı anlamışım bir mikdar.
ama oradan gitmene izin vermemeleri nasıl oluyo onu anlamadım demek ki o zaman, napıyolar tehdit mi ediyolar bizi bir daha göremezsin diye, zorda kalırsan zırnık koklatmayız mı diyolar, yani kendini öldürmeyi düşünücek kadar öfkelendircek noluyo?

kırmadan dökmeden karşına almaya ihtiyacın var diye düşündüm ben. ya da gönülleri olsun kalpleri kırılır gibi mi düşünüyosun? bana açıklamasını gerek görmüyosan yazman şart değil de, kendine sorasın diye; soru şekliyle yazıyorum.
0
dafaisss
(21.10.16)
okudum yazmaya üşendim be kardeşim.
benim de benzer sorunlarım var onlara dayanarak konuşuacam. bence de hayatın kötü ya da güzel değil diyelim.
sende de mallık var tabi ki.
mutlu değilsen mutlu olabileceğin şeyler yapıp mutlu olacağın yerde olmalısın.

bunları düşünüp yazabiliyorsan mallığı aşabilirsin bence.
çözümlemeri yap hemen o bölgeden uzaklaş. sonra ileri hayatını inşa et.
0
Caaannn
(21.10.16)
@dafaisss

ya yok işte ben diyorum ki iş bulursam neresi olursa gider çalışırım yok illa burada kalacaksın. gidersen de git bi daha gelme diyorlar. ben zaten para pul istemiyorum ki bu zamana kadar hep kendi kendimi finanse ettim. bana sürekli istanbul işi bitti orayı kafandan sil evlenene kadar ilçede bi ev alırız orada yaşarsın diyorlar. lan ben orada yaşamak istemiyorum ki. bunu diyorum bu sefer yok gidip 3 kuruş maaş alıyorsun zaten zor geçiniyorsun diyorlar. ya ben geçiniyorum siz mi geçiniyorsunuz hayret bi şey para pul istemiyorum ben kendimi finanse ediyorum diyorum yok.

hayır ne alkolüm ne sigaram ne kahvem ne başka bi şeyim var işten eve evden işe giden adamım hani sicilim kabarık olsa diyeceğim haklılar eyvallah da yani çok saçma sekilde diretiyorlar.
0
🌸pomaks
(21.10.16)
Babanin söylediklerinden bu kadar alınmana bence artık çocuk olmaman sebep oluyor olabilir. Ama baban da seni hâlâ emir kipiyle bir şeyler yaptırabilecegi küçük oğlu olarak görüyordur. Yani sadece tahmin.

Bence gidersen bi daha gelme falan demeleri biraz lafta olabilir. Sen çıkıp gitsen cidden "tekrar bu eve gelme" moduna gireceklerini sanmıyorum. Ama tabi ki durumlari sadece yazdığın kadar biliyoruz, yanlış tespitler olabilir :/
Bence kendini intihar etme fikirlerinin içinden çıkar, odağında çözüm olmalı. Madem gitmek istiyorsun, onları ikna etmeye çalış, kendine hakli sebepler bulmaya çalışabilirsin, mesela sinava hazirlanacaksan, dersaneye gitmek istiyorum, orda daha iyi çalışabilirim vs gibi haklı sebepler bulursan ikna etmen daha kolay olabilir. Yok burdan ayrılmam mümkün değil diyorsan, bulunduğun yerde bir şeyler yapmaya çalış, ilçede bir iş bulmaya çalışabilirsin, dersnaye falan gidebilirsin, ne bileyim ne yapmak istiyorsan onu yapabilirsin. Bu tür durumlarda aileyle zıtlaşmak bence işleri daha kötü yapıyor, ikna etme politikasi daha iyi sanırım. Ama ikna etmek de kolay değil, dedigim gibi kendine sağlam bahaneler bulmalisın ki tezini çürütemesinler :)
0
turuncu tonlarda
(21.10.16)
@turuncu tonlarda

Hocam ben zaten son 2 senedir dersaneye gittim ama iş hayatıyla verimli olamadı maalesef tek yaşadığım için pek vakit ayıramadim. Yani dersane işi tutmaz o yüzden. Geçen sene sınavı kazanamadigimda mesela hayatında ilk defa beni kovmustu evden sakalımı bahane edip bu sene şükür kovmadi :) bana sunulan seçenek şu otur 9 ay sınava calis ya da gidersen bi daha gelme. Diyorum ya iş bulursam yine gidip çalışayım kendimi finanse ediyorum zaten ki bu zamana kadar dersane ücretlerimi bile ben ödedim yani para da istemedim ama yok illa burada kalacaksın. Ya ben burada yaşamak istiyor muyum diyorum evlenene kadar burada kalacaksın evlenince esin nereye isterse oraya gidebilirsin diyorlar.

Misal bi bayram gelmesem hemen tamam hiç gelme ya gelme yani bayramda gelmiyorsan hiç gelme diye hemen trip koyuyorlar. Anlatamıyorum ya benim de arkadaşlarım var benim de kendimce çevrem var yani ben de insanım yok arkadas.
0
🌸pomaks
(21.10.16)
Ben şunu anlamadım, hayatını sonlandırmaya cesaretin var da ailene rest çekip istanbul'a gitmeye mi cesaretin yok?? eğer seni daha çok mutlu edeceğine inanıyorsan ailene ciddi olarak kararını bildir, izin falan isteme ve git, sonra barışırsınız. Bu tür aile ile kapışmalar çok insanın başına geliyor, bi noktada yapman gerekeni yapmalısın. Senin hayatın ailene fazla bağımlı yaşadığın için boktan ve düzeltebilirsin.
0
mikro patlama
(21.10.16)
Evlensen de seni sana bırakmayacak, sürekli yönetmeye çalışacak, marazlı annelik denen türde anne içeren bir ailen var. 30 yaşındasın, hayat ne zaman bitecek bilinmez, kendini gerçekleştiremezsen bir gün sen bizzat kendin babanın 5 beteri olursun. Evet babana da bu hak tanınmamış ve o maalesef ailesinin yamacında kalmakla kendine yüklenip kalmış, sonucu sen çekiyorsun. Bi didikle bak aynen dediğim çıkar.

Aileni SEN karşına almak zorunda değilsin. Koskoca adamsın, istediğin yerde hayatını kurarsın, onların rızasını gerektiren bir durum olduğunu sanmıyorum. Çünkü hayat senin hayatın, ne kadar ailenin sende hakkı olsa da bu hayatı yönetmek senin hakkın. Onların değil.

Karşısına alan kişi sen olma, ""sizden izin istemiyorum, para da istemiyorum, sadece anlayış ve manevi destek bekliyorum, vermiyorsanız da canınız sağolsun yine benim anam babamsınız hürmetler eder ellerinizden öperim, her zor günde yanınızdayım"" şeklinde davranarak samimiyet ve kararlılığını, bir de hürriyetini ortaya koyabilirsin ve belki de ailen ilginç bir manevrayla sana daha çok güvenmeye başlar. Baban bence hiç de şapşik bi adam değil, bence o seni anlar ve destekler. Babanın ruhunun güzelliğine güvenerek hareket et.

Daha ilerde evlencen baba olcan... nasıl insan yetiştircen? Nasıl kocaman bir sülaleyle anlaşcan, insanlarla nasıl başarılı olmayı bilecen? Dimi?

E bunlar için intihara gerek var mı allaasen, intihar ancak sana olan güvenlerini azaltır, seni aklından zoru olan biri gibi gösterir. Hiç gerek yok.

Şimdiye kadar yaşadıklarını kendine birer hayat tecrübesi olarak al, inan çok işine yarayacak. Vaktin gelmiş senin, bence muhteşem bir doğuş yaşayacaksın. Azcık zorlanacaksın sadece, o da olur o kadar. Hadi görelim seni be, yaparsın.
0
yaren
(21.10.16)
Öncelikle sen ne yapmak istediğini bilmiyorsun ki.

İstanbul'da köpekler gibi süründüğün günleri yaşamak mı? Okumak mı? Yani bence senin sorunun mallık değil, ne istediğini bilmemek, hatta biraz şımarıklık.

Önce gerçekten ne istediğine karar ver. Sonuçları ne olursa olsun kabul edeceksen, ailene rest çek ve yapmak istediğini yap.
0
lcha
(21.10.16)
(2)

sertifika programları hakkında

little big man
oldum olası sertifika programlarına para tuzağı olarak bakmışımdır. bu sebeple bir sorum olacak. parayı bastık ama değdi dediniz sertifika programları nelerdi? iş bulmanıza yardımcı oldu mu? herhangi bir alandaki sertifika programları olabilir. amacım etkisini ölçmek. isim ve fiyat yazarsanız sevini
oldum olası sertifika programlarına para tuzağı olarak bakmışımdır. bu sebeple bir sorum olacak. parayı bastık ama değdi dediniz sertifika programları nelerdi? iş bulmanıza yardımcı oldu mu? herhangi bir alandaki sertifika programları olabilir. amacım etkisini ölçmek. isim ve fiyat yazarsanız sevinirim.
0
little big man
(20.10.16)
edx ve coursera'daki sertifkalı online eğitimler oldukça prestijli. merdiven altı kurslar tabi ki işe yaramaz. bilge adamın falan da işe yaradığını düşünmüyorum.
0
orpheus
(20.10.16)
Bizim burada Elginkan Vakfı var. Tüm kurslar ücretsiz. 64 saatlik AutoCAD eğitimi aldım. Sertifikam var. Şu anda 72 saatlik SolidWorks eğitimi alıyorum. Buradan da sertifika alacağım. Bu iki program mesleğim için oldukça önemli. Daha öğrenci halimle bile sık sık kullanıyorum ikisini de. Örneğin geçen ay staj defteri yazarken SolidWorks programından çok faydalandım. Yine aynı kurumda üç tane seminere katıldım. İş sağlığı ve güvenliği risk yönetimi, zaman yönetimi ve proje yönetimi şeklinde. İş sağlığı ve güvenliği risk yönetimi stajda çok işime yaradı. Fabrika ortamında dikkat edeceğim konuları biliyordum. Mesleğimle ilgili teknik konulardan bahsettim ama siz de mesleğinizle ilgili şeylere yönelirseniz bayağı faydasını görürsünüz gibi.
0
dissendium
(21.10.16)
(5)

Dağda Yabani Hayvanla Karşılaşma Olasılığı

2006
Küre Dağlarını bilenler varmıdır bilmiyorum fakat bilenler ayılarıyla ünlü bir bölge olduğunu biliyorlardır. Önümüzdeki hafta oraya gidip dağa gireceğim. Gecmişte gireceğim bölgede yavru ayıya dek gelmiştim. Kurtları öldürüp astıklarına da şahit oldum bu bölgede. Bahsettiğim alan çam ve köknar ağaçl
Küre Dağlarını bilenler varmıdır bilmiyorum fakat bilenler ayılarıyla ünlü bir bölge olduğunu biliyorlardır. Önümüzdeki hafta oraya gidip dağa gireceğim. Gecmişte gireceğim bölgede yavru ayıya dek gelmiştim. Kurtları öldürüp astıklarına da şahit oldum bu bölgede. Bahsettiğim alan çam ve köknar ağaçlarının bol olduğu bir bölge. Bu mevsimde tehlike arz eder mi dersiniz? Tecrübesi olan var mı? Yapılacaklar konusunda bir kaç şey okudum tabi.
0
2006
(20.10.16)
Kamp atacak veya kalacak mısınız?
0
utkumon
(20.10.16)
her mevsimde tehlike var. küre dağlarını çok bilmemekle beraber buralarda ayı domuz izine çok rastlıyoruz. karşılaşmadık gerçi hiç. ama gece mutlaka çıkarlar ortaya. yiyecek içeceği çadırda bulundurmayın kesinlikle. bir de ip ile iki ağaç arasına gerdirirseniz sabah süprizle uyanmazsınız gibime geliyor. yürürken ise en etkili yöntem belirli aralıklarla maytap atıp gürültüyle hayvanları korkutmak. amerikada bearspray diye çok yoğun bi biber gazı satılıyor ama türkiye'ye ithali yasak.
0
argent dawn
(20.10.16)
gitmeden revenant ayı sahnesini izle öyle git.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(20.10.16)
Kalmayacağım, gündüz gireceğim aslında. Fakat burada gündüz gördüm ayıyı yahu. Karaca falan olan bir bölge. Geyik bile var.
0
🌸2006
(21.10.16)
Kurt falan da olabilir. Bazı yabani köpekler bile hiç belli etmeden izliyorlar insanları. İki yıl önce Kars'a gitmiştim, Kars Kalesi'ne yakın bir bölgede yabani köpeklerin bizi izlediğini görmüştük. Biz fotoğraf çekmeye daldığımız için onların ne kadar yaklaştıklarını fark etmemiştik bile. Farkında olmadan ayıların inine yaklaşırsanız tehlikeli. O bölgeye girdikten sonra istemeseler de saldırabilirler. Yanınıza çakı falan alın mutlaka.
0
dissendium
(21.10.16)
(9)

siz olsanız ne yapardınız

kablelvuku
23 yaşında bir fabrikada mühendissiniz. 1800 maaş. Haftanın 5.5 günü çalışma. İşe olan ilgi çoktan kaybedildi. Sıfır borcunuz var. Ailenizin borcu çok bazen onlara destek oluyorsunuz zorda kaldıklarında. 7/2017 de askerlik son tecil bunu bi unutmayalım. Haliyle her gün ev iş çok bunaldınız. Bir arab
23 yaşında bir fabrikada mühendissiniz. 1800 maaş. Haftanın 5.5 günü çalışma. İşe olan ilgi çoktan kaybedildi.

Sıfır borcunuz var. Ailenizin borcu çok bazen onlara destek oluyorsunuz zorda kaldıklarında. 7/2017 de askerlik son tecil bunu bi unutmayalım.

Haliyle her gün ev iş çok bunaldınız. Bir araba almak istediniz 20 bin lira 24 ay ayda 980 lira. Maaştan kaldı 800 kusur. 200 lira aylık arabaya gitse kaldı 600. 200 lira dışarda ye iç falan. Kaldı 400.

Ocakta yeseviye başvurup yüksek lisans yapıp askerlik ertelemesi yaptınız diyelim hadi. Yılda 6000 ayda 500 desek. Maaş eksi 100e düştü.

Ya da bir dönem yeseviye idare ettiniz. O arada yds kasıp düzgün bir yere girdiniz. İşyeri ile bu durumu konuştuğumuzda bize "gelmediğin saatleri maaşından keseriz" dendi. O da takribi 300.

Burada iki seçenek var. Araba almamak birincisi. Elbette arabasiz da yaşarım ama inanın o kadar çok bunalıyorum ki. Bir yere gidelim dendiğinde binbir düşünce aklında.

Askere gidip bunların hiçbirine katlanmamak da var tabii. Fakat gündem ortada. Korkuyorum ailem benden çok korkuyor.

Burada şöyle bir ihtimal de var. Tansiyon hastasıyım. Tecili bozdursam ya geç askerliğe diyecekler. Ya sen git diyecekler ya da bir yıl sonra tekrar kontrole gel diyecekler. Bu riski almaya değer mi o da apayrı.

Yani beyler. Odalarda ışıksızım.
0
kablelvuku
(20.10.16)
-aylik arabaya daha fazla gider. muhtemelen yasi yuksek olan bir araba alacaksiniz, bakimiydi benziniydi derken 200e kapamak cok zor.

- araba bu durumda cok gereksiz gozukuyor. araba yatirim araci degil, araba hicbir sey degil. neden cevremde bu kadar cok kisi araba almak istiyor anlayamiyorum... gidecegin yere taksiyle gitmek daha mantikli istanbuldaysan :)

- universite mezunuysan askerlik 5.5ay, gidi gelirsin goz acip kapayana kadar. uzun donem yapayim para biriktireyim dersen cok saglam para birikebiliyor. (erzuruma giden arkadasim 25 binle, sirnak'a giden arkadasim 40binle dondu)

- askerlik yaptiktan sonra hem yuksek lisans giderin olmaz hem de kariyerin daha hizli ilerleyebilir.

- isyerin cok buyuk bir ihtimalle gelmedigin saatler maasindan keseriz demez, gule gule der.
0
fakyoras
(20.10.16)
7/17'ye kadar çalışır askere giderdim. dönünce başka iş bakardım. o vakte kadar arabanın borcu bitmiş oluyordur umarım.
0
cekilmis gayfe
(20.10.16)
Şunu söyleyeyim direkt; işten bunaldıysan sakın araba alayım falan deme. O araba seni işe mecbur bırakacak. Şu an 4-5 ay para biriktirip istediğin gibi işten çıkıp gidebilirsin. O parayla en azından birkaç ay yeni iş bakarsın. İş seni darlıyorsa arabaya bulaşma.

Onun dışında, yok ben bunalsam da 24 ay çalışır o parayı tıkır tıkır öderim de diyebilirsin. Bu durumda arabanın aylık 200 masrafı hikaye onu da ekleyeyim. 6 ayda bir vergisi var. Onu hesaba kat. Zorunlu sigorta var, büyük bir şehirde yaşıyorsan senin yaşına göre yaklaşık 1000 lira falan çıkacak onu da hesaba kat. Kasko zaten yaptırmazsın zaten paran kalmadı. Araba demek masraf demek.
0
himmet dayi
(20.10.16)
Araba alırsan her ay ekside biter onu demeye geldim ben. Askere gitmek için ortalığın durulmasını beklersen daha çok beklersin bizim ülke hep karışık abi git çıkar aradan hemde askerdeki para ile araba alırsın. Askerden önce sakın araba alma sigortası benzini, araba olunca daha çok gezeceksin, bakımı var ağır bakımları var sakın bulaşma.
0
gozu acik sevisen yahudi
(20.10.16)
Araba alma, bir an önce askere git, sonrasını gelince düşünürsün.
0
harvey
(20.10.16)
Arabadan kesinlikle vazgecerdim.
Kesinlikle yuksek lisans+ tecil yapardim
Cok calisir daha iyi bir ise girip arabami alirdim.
Gunun sonunda hem yuksek lisans mezunu hem daha iyibir is hem de araba sahibi olurdum.
Hayal degil emin ol, hepsi basit seyler.
0
lynda.com
(20.10.16)
Araba alma kesinlikle. Aynı yaştayız. Ben daha 3. sınıftayım. Daha iyi işlere girip maaşın artınca araba alırsın ki bana göre araba kenarda bir birikim olmadan alınabilecek bir şey değil. Madem o kadar az paraya geçinebilmeyi hayal ediyorsun o zaman bunun provasını yap. Askere gidene kadar maaşının 1000 TL'sini kenara at. 7 ayda zaten 7000 TL kenara atmış olursun. Ondan sonra daha iyi bir işe girip kenardaki paranı daha da artırırsın. Ondan sonra daha az kredi çekerek bir araba alırsın ya da hiç kredi çekmezsin. Kredi çekmeni hiç tavsiye etmem. Daha 23 yaşında evlilik planın bile yokken borca girmene gerek yok. Yüksek lisansı da iş hayatından kaçış olarak görmemek gerek. Yüksek lisans en kötü üniversitede yapılsa bile uzmanlık alanı olduğu için mutlaka zorluk yaratacaktır.
0
dissendium
(20.10.16)
bence 1800 lira maaşla birikim olmadan araba almak çok saçma.
askerden kaçmak için yüksek lisansa başlamak da öyle. hele yesevi daha da saçma.
tecil bitene kadar çalış, sonra askere git gel. dönüşte daha iyi bir iş bulursun. bir süre sonra da arabanı alırsın.
0
kayranin kedisi
(21.10.16)
"Haliyle her gün ev iş çok bunaldınız. Bir araba almak istediniz 20 bin lira 24 ay ayda 980 lira. Maaştan kaldı 800 kusur. 200 lira aylık arabaya gitse kaldı 600. 200 lira dışarda ye iç falan. Kaldı 400.

Buradaki hesap asiri iyimser oncelikle. Araba gercekten bu kadar masrafsizsa hemen bir tane alayim, tum masraflari ben karsilayayim ortaklasa kullanalim.

Araba alma. Araba alacak durumda degilsin. Binip gezmeye paran kalmaz zaten.
Yuksek lisans yapman arabayla birlikte zaten "imkansiz".

Maasin cok dusuk. Bence askere git. Askere gidene kadar tecrube kazanabiliyorsan kazan. Geldikten sonra daha iyi bir maasla is bulma sansin olur. En mantikli sey askere gitmek gibi gozukuyor. Askerligi erteleyip de bu sekilde calismaya zaten bir yere varamazsin. En mantikli secenek askerlik gozukuyor su an.
0
stavro
(21.10.16)
(3)

Kyk her sene basvuru mu yapmak gerek?

ahada nick
Gecen sene kyk almaya basladim. Bu sene basvuru yapmayi unuttum. Devam ediyor mu onceki?
Gecen sene kyk almaya basladim. Bu sene basvuru yapmayi unuttum. Devam ediyor mu onceki?
0
ahada nick
(20.10.16)
alırken sözleşme falan imzalıyorsun. orada yazıyor ne kadar süreceği. 2 seneyse 2 sene. 5 seneyse 5 sene.

EDİT: yalnız nasıl iş ben anlamadım. kredi falan alıyorsanız miktarını, ödeyeceğiniz günü bilmeden nasıl aldınız? kontrol edin de sonra başınız yanmasın.
0
dedimmidemedimmi
(20.10.16)
Başvurular bitti. Bir kez burs/kredi aldıysan iptal etmediğin sürece devam ediyor.
0
dissendium
(20.10.16)
her sene tekrar tekrar başvurmuyorsun. bir kere başvurunca devam ediyor. zaten kredi yazın da yatmaya devam ediyor, yatmaya devam edecektir.
0
fakyoras
(20.10.16)
(1)

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

saldirgan catili eylem
Müzeye gitmeden önce sergilenen eserlerle ilgili yazılı kaynaklara göz atmak istiyorum. Önerebileceğiniz kitap ya da site var mı? Eserlerden önce tarih öncesi çağlarla ilgili araştırma yapmam daha mı iyi olur sizce?
Müzeye gitmeden önce sergilenen eserlerle ilgili yazılı kaynaklara göz atmak istiyorum. Önerebileceğiniz kitap ya da site var mı? Eserlerden önce tarih öncesi çağlarla ilgili araştırma yapmam daha mı iyi olur sizce?
0
saldirgan catili eylem
(20.10.16)
Ben ilk ve son kez 8. sınıfta okul gezisiyle gitmiştim. Hititler ile ilgili daha çok eser vardı diye hatırlıyorum. Hititleri araştırabilirsiniz bu yüzden.
0
dissendium
(20.10.16)
(13)

kadin ayakkabi sorusu

kassiopeia
bu ayakkabi nasil sizce? is yerinde giyilecek, rahat diye dusunuyorum. babetlerden cok bunaldim. topuklu zaten surekli giyiyorum. http://www.incideri.com/Kadin-Ayakkabi_40860.html
bu ayakkabi nasil sizce? is yerinde giyilecek, rahat diye dusunuyorum. babetlerden cok bunaldim. topuklu zaten surekli giyiyorum.
www.incideri.com
0
kassiopeia
(20.10.16)
İğrençmiş yahu
0
aklimdakisorular
(20.10.16)
bence kötü
0
interview with the vampire
(20.10.16)
niye ya herkesin ayaginda var bu sene :( rahat bir sey bulun o zaman :)
0
🌸kassiopeia
(20.10.16)
hoş değil daha feminen bir şeyler olabilir
0
fragile lady
(20.10.16)
çirkin baya. Daha güzel modeller bulabilirsin
0
livaist
(20.10.16)
99'a bunlar var :) tesekkurler yine de.
0
🌸kassiopeia
(20.10.16)
gözlerim yandı :( baya kötü
0
sta
(20.10.16)
Igrenc!
"niye ya herkesin ayaginda var bu sene " Herkes koyun.
0
stavro
(20.10.16)
Bence çok kötü değil. Bordo gibi olan alınabilir.
0
dissendium
(20.10.16)
Babet kadar kötü değil. Giy.
0
mandalina kokusu
(20.10.16)
hepsi iğrenç, babaet bunlardan daha iğrenç. babet ne ya :/
0
yün prenses
(20.10.16)
gözlerim kanadı.
0
insomni4c
(20.10.16)
Rugan değilde mat olanlardan al.daha feminen şeyler var
0
uyusam iyi olur
(20.10.16)
(12)

Aldatılmaktan korkmuyor musunuz?

cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
Bahsettiğim şey sözle aldatılmak, kandırılmak.ve önemsediğiniz herhangi birini kapsıyor.birinin sizin hakkınızda farklı düşünmesine rağmen bunu dile getirmeyip çeşitli nedenlerle bambaşka davranıyor olma ihtimali kafanızı kurcalamıyor mu? gerçek çok üzücü olsa da, kandırılıyor hissine kapılmak daha
Bahsettiğim şey sözle aldatılmak, kandırılmak.

ve önemsediğiniz herhangi birini kapsıyor.

birinin sizin hakkınızda farklı düşünmesine rağmen bunu dile getirmeyip çeşitli nedenlerle bambaşka davranıyor olma ihtimali kafanızı kurcalamıyor mu? gerçek çok üzücü olsa da, kandırılıyor hissine kapılmak daha yıkıcı bana kalırsa.

benim isanlarla iletişim kurarken takıldığım en önemli konu bu. sizin "bana karşı samimi davranmıyor" dediğiniz kişiler oluyor mu, düşüncenizde haklı çıkıyor musunuz?

insanlar neden çoğunlukla net olmamayı seçiyor?
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(20.10.16)
"bana karşı samimi davranmıyor" diye düşündüğüm insanlardan kaçıyorum ya da iletişim kurmuyorum. bu sebepten pek hatta neredeyse hiç insanım yok. böyle olunca pek düşünmek gerekmiyor.

hiçe yakın olanlar için aklıma böyle bir şey geldiğinde uygun bir yolla sormaya çalışıyorum beni tereddütte bırakan şeyi.


ama tabii bazen sorsan da arkasından koştursan da yapacağını yapan insanlar var.

net olmayan insanlar......... çok ayıp ediyorlar
0
yuvarlanantencereninkapagi
(20.10.16)
zaten konuşmak dediğimiz şeyi yalan söylemeden yapmak mümkün değil. bunu düşünüp pek de takılmıyorum, nasıl olsa yalan söylüyor nasıl olsa yalan söylüyorum, nasıl olsa bir kısmını söyleyemiyorum benle ilgili olanın, o da bir çeşit yalan söylemek.
0
dafaisss
(20.10.16)
evet, hep oluyor. başkalarıyla paylaştığımda ihtimal vermedikleri çok ekstrem düşündüğüm şeyler gerçek oldu. keşke olmasaydı, keşke olmasa, keşke sorun hep bende olsaydı da böyle düşünmekten vazgeçmiş olsaydım.

tabi samimiyetsizliğin sınırları var. her samimiyetsizliğin karşılığı zarar değil. ben de herkese karşı samimi ve net davranmıyorum. önemsediğim kişilere net ve samimi davranırım. ama o kişiyle çok yakın değilsek samimi, net davranmak yorucu geliyor.

kasti zarar veren, aldatan insanları anlamıyorum. çok bilinçli olmadan aldatan kişiler kendilerine net olamıyor. kendilerinin zayıflıklarının, isteklerinin, tembelliklerinin, bencilliklerinin onları aldatmaya yönelttiğini kabul edip kendilerini aldatan, samimiyetsiz diye tanımlamak istemiyorlar. onun yerine oyunbazım, ama o da şunu yaptı, her insan böyle yapar diye düşünüyorlar. kendini olduğu gibi kabul etmemek, olmak istediği kişi olarak kendini görmek, kendin gibi değil olmak istediğin kişi davranmak, davranışlarını sebeplendirmek samimiyetsizliğin kaynağı bence. kendilerine net olsalar aldatarak yaptığı şeyi, direkt göz önünde yaparlardı, aldatma olmazdı.
0
cikis yolu
(20.10.16)
Korkuyor muyum tam emin değilim. Aldatılmak istemem. Kimse istemez. Bu benle ilgili bir şey değil. Karşımdakinin karakteriyle ilgili. Onun karakterine müdahale etmek zaten mümkün değil. O yüzden çok takmam. Çünkü o aldatırsa ben de aldatabilirim. O beni yok sayıyorsa ben de onu yok sayarım. Sevdiğim biriyse üzülürüm.
0
dissendium
(20.10.16)
Boyle seyleri cok dusunmemek gerek haci, isin icinden cikilmiyo cunku. Ihtimaller her zaman olacak
0
baldur2
(20.10.16)
Kimseyi o kadar önemsemezsen böyle dertlerin olmaz.
0
arnold schwarzeneger
(20.10.16)
Hiç korkmam. Aldatılırsam o benim salaklığımdır karşımdakinin bile değil. Yanlış kişiyle birlikte olmaya karar vermişim veya yanlış kişiyi sevmişim demektir.

Hatamı kabullenirim, devam ederim.
0
chiper
(20.10.16)
ben bu tip insandan koşarak uzaklaşıyorum bayadır, en yakınım da olsa ufak bir yalan veya arkamdan farklı düşündüğünü hissedip sorgulamadan gidiyorum öneririm
0
tiredpanda
(20.10.16)
ailem dışında kimseye güvenmem. öyle bir şey olursa da zaten bekliyor olurum.
0
tute
(20.10.16)
Tute +1

Ailem dışında kimseye güvenmem ve kimseyi önemsemem. Diğer insanların bana karşı samimi olup olmamaları umrumda bile değil.
0
köstebek kurabiye
(20.10.16)
kimseye onlara muhtaç olmuşcasına bağlanmamak gerekiyor bunun için. esnek davranmak gerekiyor. bir tek sevgili hariç. sevgilide "tam aidiyet" bağı yoksa sevgililiğin de bir önemi olmuyor bence. yoksa şüphenin sonu yok. herşeyi şüphe ile kirletebilirsiniz. çok basittir bu. azcık düşünmek yeter. hızlıca yayılır zihne. bulanır kısa sürede. paranoyak olursunuz ama. olmayın.
0
matrix
(20.10.16)
3 ilişkimin ikisinde aldatıldım, şu an 4. deyim tırsıyorum hafiften. karşımdakine değer vermekten ziyade kendi değersizliğimden, özgüven eksikliğimden oluşan bi durum.
0
nice tnetennba
(21.10.16)
(2)

Faydalı başlıklar

cgtto102
Ekşi sözlükte öğrenildiğinde ufku ikiye katlayan şeyler gibi faydalı takip edilesi başka başlıklar var mıdır? Hangi başlıkları takip ediyorsunuz
Ekşi sözlükte öğrenildiğinde ufku ikiye katlayan şeyler gibi faydalı takip edilesi başka başlıklar var mıdır? Hangi başlıkları takip ediyorsunuz
0
cgtto102
(20.10.16)
Böyle bir başlık vardı galiba ama aklıma gelmedi şimdi, anahtar kelimelerle ararsan bulursun.
0
Adramelekhh
(20.10.16)
Öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler başlığına faydalı dedin ve ben gidiyorum. Yurt dışında yaşanan dumur olaylar başlığını takip ediyorum sadece. Sözlüğü okumuyorum pek.
0
dissendium
(20.10.16)
(5)

Facebook'ta yorum yazma

ramazanali
Siz bi okul kazandınız onu yazdınız mesela face. Yorum yazanlar var tebrikler filan diye. Onları tek tek cevaplar mısınız ? Cevaplarsanız niye cevaplamazsanız niye ?
Siz bi okul kazandınız onu yazdınız mesela face. Yorum yazanlar var tebrikler filan diye. Onları tek tek cevaplar mısınız ? Cevaplarsanız niye cevaplamazsanız niye ?
0
ramazanali
(20.10.16)
tek tek like'larım.
0
sta
(20.10.16)
Ben teşekkür ederim yazmıştım hepsine. Mutluluğu paylaşmak karşılıklı olmalı.
0
dissendium
(20.10.16)
Bana tek tek yorum yapmak gereksiz geliyor ama yazmayınca da kasıntılık oluyor gibi geliyor
0
🌸ramazanali
(20.10.16)
Doğum günü mesajlarına tek tek yorum yazmak yerine hepsine like atıp sonra tek bir durum güncellemesi ile toptan teşekkür edenler var mesela. ben genelde statü olarak yüksek birinden, hocalarımdan filan bir yorum geldiyse cevap veriyorum. o da biraz "zahmet etmiş de bana bu mesajı yazmış" düşüncesinden geliyor.
0
kozmosta bir nokta
(20.10.16)
yalandan da olsa zahmete girip yorum yazmış insanı cevapsız bırakmam iki kelimede olsa copy-paste de olsa yazarım.
0
hernezıkkımsa
(20.10.16)
(13)

yetenek uzerine

diego de almagro
.
.
0
diego de almagro
(19.10.16)
yok. sadece yönlendirme. kas yapısıyla alakalı bazı durumlar olabilir tabii. siyahların basketbol ve koşuda iyi olması ama yüzmede sıçmaları gibi.
0
bohr atom modeli
(19.10.16)
Var böyle bir şey. Söz konusu özellik ailede ilk kimde görülüyorsa onun özelliğine Allah vergisi denebilir. O kişinin ailesinden olan kişilere de denebilir. Genetik olayına katılmıyorum. Nasıl ki Cem Yılmaz bir iyi bir komedyen ise kardeşi olan Can Yılmaz'da aynı özellik yok. Kendine göre komik olabilir ama bir Cem Yılmaz olmadığı da açık. Mutlaka bahsettiğin kişilerin herhangi bir yeteneği olmayan kardeşleri de vardır.
0
dissendium
(19.10.16)
Allah vergisi var bence. Çünkü zaten kalıtım denen kanunu yaratan da Allah. Bi de kalıtımda her zaman babadan/anadan evlada geçmeyebiliyor. Mesela bir arkadaşım ailesinde herkes müzik kulağı şahaneyken kendisi asla müzik kulağına sahip değildi. Ritim duygusu olmamak da mesela böyle bir şey. Bu da kalıtım ama belki 7. kuşak atasından geliyor bu, yani hemen bir üst kuşaktan geçmeyebiliyor. Mesela benim annem babam ve iki kardeşim a rh pozitif, ben a rh negatifim. Birinci ve ikinci kuşaklarda negatif yok. Demek ki daha önceki atalardan geliyor.

E hangi atanın hangi geninin ne zaman hangi cinsiyete aktarılacağı da bence biraz mucizevi ve direkt Allah vergisi tanımına uyan bir konu.
0
yaren
(19.10.16)
mozart' ı falan okuyana kadar duyuruyu bildiğimiz ' ev vergisi'olarak anlamam.......

ben bunların hep gen olduguna inanıyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.10.16)
bence yok. yetenek diye bir şey de yok. Yetenek Dediğin Nedir Ki? kitabını okumanı öneririm.
www.dr.com.tr

mozart örneği yetenek konusunda en uç, en son nokta.kitapta da konusu geçiyor. mozart 5 yaşında bestelerini yazıp 7 yaşında da yorumluyor. müzik kariyerini ve başarısını da biliyorsunuz. ama nasıl oluyor ? allah vergisi, yetenek diyorrsunuz dimi ? değil. babası da besteci. mozartı 3 yaşından beri müzik konusunda eğitiyor, çok çalıştırıyor. mozartın yaptığı bestelerde babasının da parmağı var. yazdıklarını babası düzeltiyor,iyileştiriyor.
daha böyle bir çok konu var.
en önemli olay çalışmak. çok çalışmak ve erkenden başlayıp çalışmak. efsane başarılı olan kişilerin çoğu küçük yaşta hobi olarak başladıkları işlerde prof olmuş insanlar. kitabı okuyunca tam olarak ne demek istediğimi de anlayacaksınız.
0
MtKrt
(19.10.16)
Misal bir sinestezi, imgesi kuvvetli sanatkarlarda yoğun görülür deniyor.
Misal psikopati, iş adamlarında üç kat fazla oranda imiş.
Bizim bölükte (100 kişiydik) 25 m atışında renk körü arkadaşlar belirgin şekilde başarılıydı (bu şahsi gözlemim, önceki ikisi gibi bilimsel değil ve başta saçma görünebilir ama tübitak yayınlarından şaşırtan varsayım da benzer bir durum anlatılıyor).

Özet: uygun dozda "genetik" "kusur" bile "allah" "vergisi" denen yeteneklerin mayası olabilir, ohoo daha neler var kim bilir..
0
kargn
(19.10.16)
Var bence, kendimden örnek veriyorum. biz uç kardeşiz, aramızda 6 ve 2 yaş farkı var aramızda, yaşadığımız mahalle aynı olmasına karşın şartlar farklı, okullar farklı vs. Ama hepsi bir yana hepimizde gözle gorulur şekilde çizim yeteneği, normal bir insandan daha iyiyiz, bu çocukluğumuzdan beri aynı, ben birinci sınıftayken abimin sekizinci sınıftaki arkadaşlarından daha güzel ve detaylı resim yaptığımı hatırlıyorum.

Direkt üçümüzde de olması tesadüf olamaz herhalde?
0
Apocalypse
(20.10.16)
az da etkisi var mı bilemiyorum ama başarıda en önemli şey çalışmak, çalışmak, it gibi çalışmak. bu konuyla ilgili outliers diye bir kitap var. mutlaka öneririm.

biyografi okumayı çok severim. hep başarılı insanların hayatlarını didiklerim. hepsinin farklı hayatları, farklı yolları var ama tek ortak nokta çalışmak. yaptıkları iş için aylarca, yıllarca günde 10-15 saat çalışıyorlar ve o noktaya geliyorlar. mesela slash günde 12 saat gitar çalarmış. ailenin şöyle bir etkisi olabilir. sonuçta müzisyen aileden gelen biri erken yaşlardan itibaren müzikle iç içe olduğu için sürekli çalışıyor olabilir. ama ana nokta çalışmak. bir işte çok iyi olan birinin hayatına bakın. min 10 saat çalışıyordur günde.

www.youtube.com

www.hurriyet.com.tr
0
black mamba
(20.10.16)
Genetik falan değil. 3-4 yaşından itibaren sürekli duzenli it gibi çalışmakla alakalı.

Einstein'ın 17 yasinda tum Kant kulliyatını okuması gibi bişey.
0
babilbaligi
(20.10.16)
@diego de almagro telefondan yazmıştım, o kadar yanlışa rağmen anlaman güzel^^ bu tartışmayı daha önce de yaptım bir kaç kişiyle, açık şekilde söyledim yine okuyup geçecek insanlar ya da bildiklerini söylemeye devam edecek "ginitik diğil, çivri ili ilikili" diye. örneğiyiz bu durumun açık şekilde, daha ne diyeyim.
0
Apocalypse
(20.10.16)
çok fazla şey genetikten gelen yetenekler ve bir kısmı da yine ailenden gelen sosyal çevre ile ilgili. Müziğe yeteneği olup bir de uygun sosyal çevrede yetişen alıp götürüyor işte. Biri eksikse daha zor oluyor, ikisi de yoksa hiç olmuyor.

"Çizginin Dışındakiler / Outliers " adlı kitabı bi okumanı tavsiye ederim. Bazı şeylerde şans ve bir şeylerin arka arkaya denk gelmesi de çok çok etkili. Aileden gelen genler + çevre + para + vizyon vb. her şey birleşince ortaya Bill Gates ortaya çıkıyor mesela.

www.dr.com.tr
0
rodriguez2
(20.10.16)
"Allah var mı" sorusundan farksız olmuş. Var olduğunu düşünenlere göre sorunun cevabı evet, düşünmeyenlere göre ise hayır.
0
harvey
(20.10.16)
Ozellikle atletizmle ilgili alanlarda basarinin buyuk bolumu genlere bagli. 2dk'lik soyle bir video var, mutlaka izlenmeli www.youtube.com
0
elon
(20.10.16)
(7)

ingilizce çeviri yardımı

pispisi
Chances are you do.ne demek?
Chances are you do.
ne demek?
0
pispisi
(19.10.16)
muhtemelen bu işin üstesinden geliyiorsun (önceki konu neyse artık)

www.yourdictionary.com
0
sttc
(19.10.16)
"Şans senin yaptığındır." gibi bir anlamı var.
0
jython
(19.10.16)
İkinci çeviriye güvenme.
0
i ve been mistreated
(19.10.16)
Chances are = probably, maybe, perhaps
0
baldur2
(19.10.16)
cümleyi önceki cümlelerden bağımsız verince anlamsızlaşıyor bazen. önceki cümlelerle beraber bir anlam oluştu kafamda şimdi.
"Dou you have a blog? Do you know someone who does? Chances are you do." yani "chances are" muhtemelen demekmiş, bunu bilmiyordum.
0
🌸pispisi
(19.10.16)
"Chances are" pharasal verb mü yani bu ?
0
evimin paspasi
(19.10.16)
Phrasal verb diyemeyiz. Çünkü phrasal verb'ler bir verb ve bir preposition'dan oluşurlar. Burada böyle bir yapı söz konusu değil. Normal bir ifade olarak düşünmek gerek.
0
dissendium
(19.10.16)
(11)

İbn i Sina'nın en doğru ve açıklanabilir yazılışı?

gijilti
İbni Sina?İbn Sinaİbn-i Sina?
İbni Sina?
İbn Sina
İbn-i Sina?
0
gijilti
(19.10.16)
TDK'ya göre İbni Sina.

mesela www.tdk.gov.tr linkte geçiyor.
0
tosiba
(19.10.16)
İbn-i Sina
0
devilred
(19.10.16)
İbn-i Sina.

Türkçe'de (ya da "Türkçede"???) "ibni" diye bir kelime yoktur. Tire işaretiyle eski tamlamalar belirtilir.
0
yaren
(19.10.16)
Tdk sürekli kural değiştiriyor, tam da bu yüzden tdk ne dediyse o olmamalı.

Nasıl ki Michael'a maykıl demiyorsak ibn-i sina'ya da kafamıza göre bişeyler uyduramayız.
0
baba jo
(19.10.16)
ibn sina.
türkcede ibni sina denilmesinin sebebi telaffuzun kolayligidir.

edit:
www.tdvislamansiklopedisi.org
0
shi aila
(19.10.16)
Türkçede oğul kelimesini kullanıyoruz, ibn-i ifadesi eski dile ait, Osmanlı Türkçesine. Yani halk dilinde kaldırıp "ahmet ibni mehmet" şeklinde bir ifade kullanılmıyor, o yüzden bu kelime Türkçe değildir. Arada -kullanılması gerekli. Arapça kelimeyi Türkçe kullanmaya çalışırken kendi telaffuzumuzu ilave etmişiz. Haliyle ortaya "ibn" kelimesinin "ibn-i" şekline dönüşmesi gibi bir durum çıkmış, bu tamlama hadisesini diğer Osmanlı Türkçesi içindeki tamlamalarda da kullandığımız için - işareti mutlaka kullanılmalı. Teamül bu çünkü. Hayır bizde ibni veya binti gibi bir yerleşik ifade var da ben mi bilmiyorum acaba.
0
yaren
(19.10.16)
3. seçenek bence daha doğru. Türkçede İbn ifadesini okuma şansımız yok.
0
dissendium
(19.10.16)
izafet terkibi vardır, -i ile gösterilir.

tdk bir noktalama işaretinin kullanımını 2665614 kez değiştirebilme fantazisine sahip bir kurum. aradan bir mevsim geçer bir gece ansızın tekrar -i li yazılışa döner. o potansiyele sahip.

dil geleneğini yıkmak gibi bir hobisi var, dil kurumunun gerekçesi neymiş, onu okumak lazım diyeceğim de amann hiç merakımı da uyandırmıyor doğrusu. tdk esastır diyenler onu kullanabilir. neticede yazım kılavuzunu bu tdk abi basıyor.
0
wilhelmwasmuss
(19.10.16)
Avicenna yaz gitsin..
0
sonadora
(20.10.16)
kelime türkçe değil ki abi, herhangi bir dildeki kelimenin nasıl yazılacağına tdk ne karışır, ne sıfatla kural uydurur? karışıyorsa da kanun mudur bu?

orijinal yazılışı İbn-i Sina ise İbn-i Sina'dır.

o zaman tdk "porsche"nin de nasıl okunacağına karışsın, kural koysun? saçma olur değil mi?
0
kibritsuyu
(20.10.16)
bilen bilmeyen herkes konusmus gene.
ibn kelimesi iyelik eki almaz.

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

türkcede ibn arabi ama ibni sina denmesinin tek sebebi telaffuzdur ve bilimsel metinlerde yanlis bir kullanimdir.
ayrica bkz:
ktp.isam.org.tr
0
shi aila
(20.10.16)
(44)

Komşulardan gelen yiyecekleri yiyor musunuz?

fraise
Hani komşular kek, pogaça, börek, çörek getirirler ya onları yiyor musunuz? Ben hiç evine gitmediğim, tanımadığım insanların yemeklerini yiyemiyorum. Normalde asiri hijyen takıntılı bir insan değilim ama yiyecek konusunda hassasim. Annem ben küçükken bir iki komşumuzun yaptıklarını yedirmezdi mesala
Hani komşular kek, pogaça, börek, çörek getirirler ya onları yiyor musunuz? Ben hiç evine gitmediğim, tanımadığım insanların yemeklerini yiyemiyorum. Normalde asiri hijyen takıntılı bir insan değilim ama yiyecek konusunda hassasim. Annem ben küçükken bir iki komşumuzun yaptıklarını yedirmezdi mesala, hatırlıyorum.

alt komşu teyze aşure yapmış getirmiş. Ben de aşure pek severim. Kendimle cebellesiyorum su anda yemek için :) hem öyle cope atmak da ayıp geliyor, o kadar emek vermiş. Dışarda yemek yediğimiz yerler ne kadar steril, onu da bilmiyoruz.

Yine de aklımdan atamıyorum. Neyse efendim siz yiyor musunuz? Benimki saçma bir takıntı mi? Yoksa 'bilmediğim mutfakta yapılan yemeği yemem' mi diyorsunuz?
0
fraise
(19.10.16)
aa, hiç böyle düşünmemiştim. dün hiç tanımadığım komşudan gelen aşureyi gömdüm mesela, bayağı da güzeldi pişman değilim. ama beğenmeseydim asla yemezdim. sanırım bu soruya cevabım evet yiyorum, hem de ne biçim yiyorum :(
0
evde liyakat kalmamis
(19.10.16)
Hayır. Yemek konusunda çok seçiciyim. Bazen yakın bir akrabamın yaptığı yemeği bile yemem. Cinsim biraz.
0
dissendium
(19.10.16)
Sevdiğim bir şeyse yerim.
0
arnold schwarzeneger
(19.10.16)
goruntusu ve kokosuna bagli :)
0
kamyonsans
(19.10.16)
Yerim, ben eve gidene kadar yenmemişse tadına bakarım, beğenirsem acımam, ki hijyen takıntım var. Ye aşureyi düşünme bile.
0
elikası
(19.10.16)
Evet yerim, biraz takıntı yapmışsınız:) Dışarıda restoranda yediklerimiz çok daha beter.
0
peggy
(19.10.16)
Benim durumum da garip.
Komşudan gelen yemeği yemem ama sokakta satılan köfte ekmeği götürürüm ya da kokoreç hastasıyımdır mesela.

Kektir poğaçadır hele ki aşuredir asla yemem komşudan geldiyse.

Dökmek kötü ama bazen evde kimse yokken gelen helvaları döküyorum ben ne yapayım bozulacak zaten. Genelde açmıyorum kapıyı ama boş bulunup aldıysam gidiyor yapacak bir şey yok.
0
mutekebbir
(19.10.16)
hiç düşünmem yerim . sonuçta komşu kendi ve ailesi de yiyeceği için olabildiğince temiz yapmıştır. bir ev kadını bile bile pis olmaz mutfakta diye düşünürüm. başıma bir iş gelmedi bugüne kadar.
0
devilone
(19.10.16)
Özellikle bi pisliğini görmediğim komşulardan gelenleri yerim.

Cinslik yapmayın yahu, 1000 yıllık komşuluk bu, kendi yemek için yapmış, sana da getirmiş.
0
mhm
(19.10.16)
yemek sevdiğim bişeyse yiyorum. sonuçta dışarda restorantta da yiyoruz ve eminim ki evlerden bin kat daha kötüdür. ha sen dışarda da yemiyorsan komşununkini de yeme :)

bak 1 sefer saç çıkmıştı. sadece o tabağı yemedim. sonraki getirdiklerini de didikleyip yedim. insanlık hali düşebilir...

ama evinde kedi köpek olanlar getirirse yemem. kimse kusura bakmasın. hayvan seviyorum, benim de 10 senedir baktığım köpeğim var ama gerçekten kılları her yerde. temizlikle alakalı bi durum değil bu. kıl yani uçuyor, yapcak bişey yok
0
la noix
(19.10.16)
hayır yemiyorum. çok yakın olduğumuz biriyse ve getirdiği şey el değmeden hazırlanabilen bir şeyse belki biraz..
öyle şeyler gördü ki bu gözler açlıktan ölsem yiyemiyorum.
tuzunu kontrol etmek için kaşığı ağzına sokup tekrar yemeğe daldıranlar, orasını-burasını kaşıyıp elini kullanmaya devam edenler, yemek yaparken bir yandan konuşup tükürük saçanlar, upuzun tırnaklarıyla hamur yoğuranlar vs vs.
0
treize
(19.10.16)
Treize yazana kadar mutfağa gidip yemeye karar vermiştim. Örnekleri detaylı vermeseydin, iyiydi.

Bu arada tanıdığım komşuların yaptıklarını tabii ki yiyorum. Bu apartmana yeni taşındım, kimseyi de tanimiyorum. Teyze ' hoşgeldiniz kızım apartmanimiza, aşure dagitiyordum sana da getireyim dedim' diye getirdi bana.
0
🌸fraise
(19.10.16)
Ben yemiyorum açıkçası, eskiden yerdim ama sonraları takıntım oldu, "hmm, patatesli börek, normalde severim ama ya içine siyanür koydularsa?" diye şeyler düşünüp önce sevgilimin yemesini bekliyorum, bir şey olmuyorsa ve tadı güzelse ben de yiyorum.
0
devorgilla the gunslinger
(19.10.16)
Asla.
0
köstebek kurabiye
(19.10.16)
Yahu yiyin gitsin arkadaş bu kadar dert etmenin ne anlamı var. İçtiğiniz kolaların fabrikasında neler olduğunu biliyormusunuz? Aldığınız ekmeğe kimlerin dokunduğunu biliyor musunuz? Komşunun getirdiği şeyin steril olup olmadığını tartışıyorsunuz. Bir kaşık alır bakarsın tadı hoşuna gitmez de yemezsin bu kadar basit.
0
eski sozluk
(19.10.16)
yerim dışarıda yemek yediğimiz yerler komşularımızdan daha temiz değildir
0
hernezıkkımsa
(19.10.16)
Hah işte ben de bu dışarda yediğimiz yer kısmını düşünüyorum. Dışarda her yerde yemek yemem ama yediğim yerler de ne kadar temiz, emin olamıyorum. Bu sebepten kırk yılda bir dışarda yerim onda da salata filan asla yemem. Yine de evden daha temiz olmadığı kesin. İstedikleri kadar denetlesinler.

Aşure de pek lezzetli görünüyor. Zaten sırf bu aşure için değil, genel olarak takıntımı kirabilmek açısından soruyorum.
0
🌸fraise
(19.10.16)
Ye gitsin:) Aşure yenmez mi?
(Gaza getireyim:p)

Ayrıca dışarıda yediklerimizi adam müşteriye özel hazırlıyor, misal yere düşen yemeği alıp geri kokuyor, nasıl olsa kendi yemeyecek. Tuvaletten çıkıyor, ellerini yıkamadan yemek yapıyor. Bunlar kesin oluyor.
Evde yemek yapan bu teyze ise yemekten kendi de yiyecek ve ailesine yedirecek, bu yüzden mutlaka dikkat ediyordur.
0
peggy
(19.10.16)
@peggy ben ısırılmış turşu gördüm iskenderin üzerinde :D onun üstüne tanımam :D

nolmuş tırnağıyla hamur yoğurduysa? yemeğin tuzuna kaşıkla baktıysa? ne bulaşacak yani merak ediyorum. şu tırnak takınıtısından kullanılan lateks eldivenler 10 kat daha zararlı
0
la noix
(19.10.16)
Ben de yemek konusunda çok hevesli değilim ama yemem dediğim sayı, yerim dediğimden çok daha azdır.

@treize +1 ama hijyeninden çöl şüphe etmediğin kişilerin getirdiğini ye gitsin. Bağışıklık sistemine antrenman olur, güçlenir. Arada sağlıksız besin iyidir :P

Bu arada uzun zamandır gelmiyor, kafam rahat o konuda. Ayrıca treize'nin duyduklarını fabrikasyon temizliği yapacak şeyler gördüm. Bazı insanlar reçele bir kaşık koyup, reçeli o kaşıkla ağızlarına atıp Onu geri koyuyorlar her lokma için. Ailece böyle besleniyorlar. Bir de double-dip konusu var mesela.
0
nawar
(19.10.16)
@kobuzchu kiz ve @fraise pardon, iştahınızı kaçırır gibi olmuşum :))

isteyen yesin arkadaş. "ne olmuş öyle yapmışsa böyle yapmışsa.." bilmem ne.
benim midem kaldırmıyor, zorla mı? yiyen yesin önünüzden aldım sanki.
yediğim şeyin içinde birinin tükürüğünü istememek de suç oldu hayret bi şey. tırnağının içindeki pisliği, deri kırıntısını, cilt tortusunu, kılını tüyünü yemek istemiyorum kimsenin, neredeyse zorla ağzıma sokacak bazılarınız enteresan.

dışarıda da öyle her yerde yemek yiyen biri değilimdir, belli 3-5 yere giderim yemek yiyeceksem. eğer bu sizi rahatlatacaksa onu da ekleyeyim.
0
treize
(19.10.16)
Yillardir herhangi birinden yemek falan geldigi olmadi da ben kucukken oluyordu, yemiyordum. Sadece bir kadin vardi annemmin arkadasi, onunkileri yerdim.
Genelde baskalarindan gelen yiyeceklerden tiksinirdim kucukken. Ozellikle 2 farkli kurt komsumuzun gonderdigi hicbir yemegi yemezdim, istisnasiz. Igrenc gorunuyorlardi:) Asiri yagli falan.
0
stavro
(19.10.16)
eğer güvenmediğim biri değilse yerim, benim bu konuda iğrenme sınırlarım epey yüksek
0
limoncello
(19.10.16)
yemem. tanıdığım insanların da bir kısmından geldiyse yememeyi tercih ediyorum. yıkanabilecek meyve falan getirirse yerim.
0
freya
(19.10.16)
görmedikten sonra bir şey olmaz, yiyorum :)
0
sayns
(19.10.16)
benim için yemeği başkasının yapması ya da yemeğin hangi koşullarda yapıldığı çok önemli değil, hassas değilim o konuda gömer geçerim ama ben genelde "komşuya ikram etmelik" yiyecekleri sevmiyorum. işte aşuredir, kektir, börektir, sarmadır, dolmadır vs. soğuk soğuk geliyor ya bir de hiç yiyesim gelmiyor. hani pişirir pişirmez sıcak sıcak getirmiş olsa daha kadın lafını bitirmeden ben tabağın kendisini de yemiş olurum ama diğer türlü soğuk soğuk hiç canım çekmiyor. o yüzden yemem ben. yanlış anlaşılmasın ha kadın zahmet edip getirmiş, "NİYE SICAK GETİRMİYO YA :s :S" diye çemkiriyo değilim. o işin oluru odur yani öyle getirirler ama ben öyle şeyleri yiyemiyom işte.

ya ayrıca o teyze ne kadar tatlıymış, ben aksaray'da yurtta kalıyorum, çevredeki binaların kadınları birbirlerine atom bombası atıyor balkondan. bu kadar kalitesiz, varoş, sığır insanı başka hiçbi yerde görmedim. aksaray'ın kendisi güzel ama bi sokağa giriyosun moskova bi sokağa giriyosun halep bi sokağa giriyosun diyarbakır... new york yanında halt etmiş pehey.
0
der meister
(19.10.16)
yemeği getirenin "pisliği" tarafımca tescillenmediği sürece yerim, yemek getirenin daha önceden pis bir insan olduğuna dair herhangi bir bilgiye ya da kanıta sahipsem yemem. düşünmem yani "acaba bu yemeği yaparken kullandığı kaşığı kulağına sokmuş mu" diye.
0
baba jo
(19.10.16)
Biraz abartmışsın, ye gitsin bence de.

Ben kokusunu veya ilk kaşık sonrası tadını beğenmediysem yemeye devam etmem, evde yiyecek başka biri de yoksa çöpe dökerim ama öteki türlü tam bir midesizim, afiyetle yerim hele ki aşureyse yani ^^
0
chicha
(19.10.16)
getirenin bende olumsuz imaji yoksa bir tadina bakarim, begenirsem, tiksinmezsem yerim.

ama bazi evlerin yemekleri, tatlilari kokuyor, bir garip oluyor tadi.
0
jimicik
(19.10.16)
bu kadar kıl olmayın gömün gitsin.

aşure hariç her şeyi yerim affetmem. aşureyi hiç sevmiyorum o yüzden. hatta yemek geldiğinde acaba ne var diye merak edip mutlu oluyorum. güneydoğulu komşularımız sürekli et, çiğ köfte getiriyor deliriyorum, yan komşumuz köylü, köyden zeytin-domat getirir ya da börek yapar, zaten 10 senelik komşularımız minimum. biz de arada fırın makarna falan yapıp götürüyoruz çok seviyorlar.
0
nice tnetennba
(19.10.16)
kişinin ve yemeğin görüntüsü doğrultusunda karar veriyorum
0
fragile lady
(19.10.16)
Komsular yemek getirmiyor bana :( .. getirseler gomerim her turlu..
0
mirandaiam
(19.10.16)
yiyorum. hastane yemeği yiyen her şeyi yer ;_;
0
shotgunwoman
(19.10.16)
Komşudan gelen bir tabak olsa düşünmeden yerim+1.
Dışarıda yenen şeyler her zaman daha pistir, bu sebep içim rahat yerim+1
0
kaymaktutmayansicaksut
(19.10.16)
annem getirene göre muamele yapıyor.
kadın temiz-titiz biri ise yiyoruz, değilse çöpe :)
0
supermatik
(19.10.16)
hem de nasıl yanlız yaşadığım için bulunmaz nimet oluyor benim için çocuk gibi seviniyorum görünce.
0
klakie
(19.10.16)
gelse yerim, yerdim. ulan muharrem ayında apartmanda bir insan da aşure getirmez mi? allah razı olsun, kız arkadaş olmasa yiyemeyecektim ev yapımı aşure.

gevur olsa getirirdi be...
0
mermize
(19.10.16)
Hindistan'da falan yasamiyorsan ye gitsin. Ben yiyorum.
0
sckxyss
(19.10.16)
Yerim.

Not: Kedimle dondurmamı da paylaşırım.
0
Lim5
(19.10.16)
kıl dedim diye alınıp tik atmamış lel.

ama benim için kıllık.
0
nice tnetennba
(19.10.16)
Nice, görmemişim ki yazdığını. Senden önce benzer şeyi yazan da olmuş. Olabilir, herkesin düşüncesi ayri. Hakaret içeren bir cevap degilse tikliyorum genelde ben.
0
🌸fraise
(19.10.16)
komşu teyzenin kıllı böreğinden sonra asla komşuların getirdiği şeyleri yemiyorum. ayıp olmasın diye alıyorum direkt çöpe döküyorum.
0
sarlatan
(20.10.16)
önceden yerdim..
artık yemiyorum.
sebep: komşumuzun bize bahçesinden elma getirmesi ama o akşam onlara misafirliğe gittiğimde dolaplarında çok çok güzel elmaları görmem. bize ufak tefek, hasarlı kendi yemek istemediklerini getirmiş uyanık.
0
durgunfoton
(20.10.16)
daha önce kendilerinde bir yemeğe falan katılmadıysam yani hijyen ve tat açısından nasıl yemek yaptığını az çok bilmiyorsam, kesinlikle yemem.
0
adamlara fisildayan at
(20.10.16)
(17)

Gerginliğimin sebebi ne olabilir?

:)
32 yaşında bir kadınım, aslında sevdiğim bir işim var, sevdiğim ailemle yaşıyorum. Ama acaip gerginim, hele iş yerinde en ufak bir olumsuzluk inanılmaz batıyor, sürekli kendimi sakin tutmaya çalışıyorum. Obez olmasam da kiloluyum ve evde kaldım, bu mu sebep diye düşünüyorum bazen. İnanç gereği evlil
32 yaşında bir kadınım, aslında sevdiğim bir işim var, sevdiğim ailemle yaşıyorum. Ama acaip gerginim, hele iş yerinde en ufak bir olumsuzluk inanılmaz batıyor, sürekli kendimi sakin tutmaya çalışıyorum. Obez olmasam da kiloluyum ve evde kaldım, bu mu sebep diye düşünüyorum bazen. İnanç gereği evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşıyım, bir arkadaşım "Yakında ölücen bi cinsel hayatın yok, kız kuruları hep klişe olarak sinirli olur zaten" dedi. (O da evlenemedi ama tavşan misali maşallah.) Ne yani, kısmet olmaz da hiç evlenemezsem, mahallenin histerik yaşlı teyzesine mi dönüşeceğim? Spor mu yapayım, tavsiyeleri bekliyorum :( İmdat
0
:)
(19.10.16)
Yanlış anlama ama gerginliğinin en büyük olası nedeni olarak bunun üzerinde durduğun için 'Evet, sevişmediğin için olmuş' dememiz gerekiyor gibi geldi ve gerçekten de öyle olmuş olabilir ama bu bir olasılık. Tavşan mıyım bilmiyorum ama bende de libido birikimi gerginlik, sıkıntı, bunaltı yapıyor. Dolayısıyla, neden olmasın? Freudien ekoldekiler gerginlik yaratan sıkışmış libidinal enerjiden kurtulmak için, şaka değil, gerçekten spor öneriyorlar ama normal 'Spor salonuna gittim bugün'ün ötesinde, yoğun ter attıran, ağır sporları öneriyorlar. Yani, atıyorum, kardiyo yapacaksan ölçüsü dil dışarı çıkana kadar gibi. Hani, hastayken mikrobu terleyerek atarsın ya, bunu da 'Terle at ve rahatla' diyorlar.

Bunun dışında, kimbilir belki burada senin de bizim de aklımıza gelmeyecek nedenler olabilir. Monoton hayat seni sıkmış olabilir, fazla kiloların yaptığı bunaltı olabilir (fazla kilo kişide bunaltı yapabilir gerçekten ağırlık taşıyormuş gibi), başka herhangi bir şey de olabilir. Gün içinde nelerin neden rahatsız ettiği gözden geçirilebilir belki. Bu konuda psikolojik yardım alınabilir, eğer çok fazla bunalındıysa.
0
aychovsky
(19.10.16)
Gerginliğinin sebebini bastırıyor olabilirsin ama sevişme insanı rahatlatan ve mutlu eden bir aktivite. En azından ilişkiye girmeden sadece sevişmeyi deneyebilirsin. Ya da gerginliğini yok edecek başka eylemlere katılmanı öneririm. Çeşitli kurslara filan. Ya da arkadaşlarla toplaşıp eğlenmeye bak.
0
cemallamec
(19.10.16)
Biriken enerjini atman gerekiyor. Düzenli bir cinsel hayatı olmayanlara spor+meditasyon öneriliyor. Ama öyle iki yürüdüm al sana spor şeklinde değil de, cardiyo+gym ağırlıklı ve baya baya terletecek şekilde yapmanız lazım. Sonra zaten pamuk gibi olursunuz. Ardından sevgili de bulursunuz ama şuan için sırasıyla gidersek önceliği terletecek spora verin kendinizi aynada beğenin. Kendinizi beğenmeyince cinsel anlamda hoşlansanız da bşrine yaklaşamıyorsunuz muhtemelen.
0
füt
(19.10.16)
Aychovksy i okumamıştım ama aynı şekilde cevap vermişiz
0
füt
(19.10.16)
doğadan örnek vermek istemezdim ama sevişmeyip mutlu olan canlı ben tanımadım.
acil sevişmeniz gerekiyor. tavşan gibi dediğiniz arkadaşınız aslında gayet "insan gibi" birisi.
0
theli
(19.10.16)
sıkıntının sebebi cinsellik, aşksızlık değil belki evlenmeyişindir. inancının geregi konusunda (cidden) seni tebrik etmek lazım . böyle nefsinin ilkel isteklerini inancinin agırlığıyla bastırabilen zor bulunur. zaten sorumluluk duygusu icermeyen birlikteliklerde öne çıkan tatmin hisleri icinde kisilerin bir birini kullanmasıdır. evet adeta esya gibi.. eskiyene , gözden düşene, aldatilana kadar..
0
1adam
(19.10.16)
sevişmek işe yarayabilir ama ruhsal anlamda da bir şeyler olması lazım, yoksa bi fuckbuddy olayı daha da kötü yapabilir seni.
0
ravenudon
(19.10.16)
Orgazm yetmezliği.
0
bigbadabum
(19.10.16)
Acilen sevişmeniz lazım diyen arkadaşlara katılmıyorum. Duygusal anlamda tsrmin olmadığın sevişmeden sonra tiksinti oluşabilir bir bayan olarak yapmayın bunu
0
füt
(19.10.16)
@bigbadabum

Her sevişen kadın orgazm olamıyor, her sevişen erkek orgazm edemiyor. O kadar abartmayın :)

Bunu bir psikologla konuşman lazım, biz senin hayatının dinamiklerini bilmediğimiz için nokta atışı bişey diyemeyiz, dersek yalan olur.
0
yaren
(19.10.16)
Sevişmemekten değil, beğenilmemekten kaynaklı huzursuzluk halinden. Sevişebildiği halde sinir küpü olan çok kadın var. Sevişince geçer diyenler bunu da açıklasın.
0
mandalina kokusu
(19.10.16)
Biriniz bile mastürbasyon yap dememiş:) bakire olup haftada beş defa mastürbasyonla deli gibi orgazm olan çok kadın var. Yirmi yıllık evli olup hiç orgazm olamayanlara tezat. Hele ki biriyle telefonda seks yapıyorduk aylarca. Boşalmadan uyku bile uyuyamıyordu sağa sola çemkiriyordu.
0
a summer day
(19.10.16)
Evlenilecek tipte bir kadın ol o zaman. Ya da toplum normlarını ya da mevcut ahlak anlayışını reddet, ona göre yaşa.
0
arnold schwarzeneger
(19.10.16)
Seni duyurudan birine benzettim ama neyse. Spor yapma. Spor libidoyu daha da yükseltir. En basiti yeni insanlarla tanışmak ve evlilik niyetini belli etmek. Mastürbasyon da yapılabilir.
0
dissendium
(19.10.16)
Spor yaparsan da pamuk gibi olmayacaksın. Kendini mesgul edecek seylerle ugrasabilirsin , aynı zamanda psikolojik danısmanlık alabilirsin.
0
lunedi
(19.10.16)
@scars dont fade yazdigin :
yemek yemek, tuvalete gitmek ve hatta nefes almak... bunlara dikkat edersen hayati/yapması zorunlu fiillerdir. ama sadece cinsellik yaşamadığı için ölen, komaya giren birisi neredeyse yok gibidir.
0
1adam
(19.10.16)
@1adam, cinsellik yasamadigi icin sagligi bozulan yuzbinlerce insan vardir.

kadinlar icin (bkz: vajinismus)

erkekler icin delayed ejaculation / retarded erection - yasi kac olursa olsun, sertlesememe ya da bosalamama. en.wikipedia.org

yani, sevismiyorsan, sagligin bozuluyor. evlendiginde esini tatmin edemiyorsun ve eger esin cinsellige onem veren birisiyse de senden bosaniyor. sence onemsiz gibi mi?

bak sunlari da okuyun lutfen ama lutfen:

eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
scars dont fade
(19.10.16)
(11)

Arkadaşlarınıza nasıl teselli veriyorsunuz?

kitap arasında kalmış silgi tozu
Ben bu işi hiç beceremiyorum, odun gibiyim yav. Mesela bu aralar, her gün ev arkadaşımın platonik aşkını dinliyorum, zaman oluyor ağlıyor. Hiçbir şey diyemiyorum. Ne diyeyim?Özel olarak son günlerde sorun bu ama genel olarak da hiçbir insanı teselli edemiyorum. Hiç bişey demeden kalıyorum, çok rahat
Ben bu işi hiç beceremiyorum, odun gibiyim yav. Mesela bu aralar, her gün ev arkadaşımın platonik aşkını dinliyorum, zaman oluyor ağlıyor. Hiçbir şey diyemiyorum. Ne diyeyim?

Özel olarak son günlerde sorun bu ama genel olarak da hiçbir insanı teselli edemiyorum. Hiç bişey demeden kalıyorum, çok rahatsız edici bir his. Siz napıyosunuz?
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(19.10.16)
bir şey demeden dinle. ille yorum yap diye zorlarsa da yapma.
0
cekilmis gayfe
(19.10.16)
bu hissizleşme ile alakalı aslında, arkadaşlara teselli verememekten çok. donup kalma, olaylara karşı tepki verememe gibi. uzun zamandır bende öyleyim. yaptığım bir şey yok, alışkanlıkta olabilir yaşanmışlıkların değiştirdiği bakış açısı da olabilir.
0
normalbiadam
(19.10.16)
arkadasini da iyi taniman ya da gozlemlemen onemli aslinda. bazi insanlar teselli aramaz ya da bazen arar bazen aramaz, bazen sadece icip icip sarhos olup sumukler icinde aglamak isteyebilir, bazen sadece sessizce birlikte oturacagi birini ister, bazen olaylari sadece anlatacagi bazen de olanlari tartisabilecegi birini ister vs. vs. ona sorabilirsiniz bugun ne yapmak istersin icelim mi vs. diye, bir film vs. acip oradan muhabbete girip konusmasini saglayabilirsiniz -eger konusmak istiyorsa-, anlatmak ister misin diye sorabilirsiniz. doldur bir kadeh diyerek isi simarikliga vurup ortami yumusatip oradan girebilirsiniz. o bir konusmaya baslarsa oradan gelisir muhabbet.
0
kassiopeia
(19.10.16)
o konuşma şekliyle ilgili, biri sana dert anlatınca ya teselli ya çare bulma zorunluluğu sanki kendiliğinden geliyomuş havası oluşuyo. öyle olmak zorunda değil, tamamıyla susmak ya da birden başka konuya girmek kırıcı olur, ama dinliyomuş hissini vermek de iyi gelir.

ne bileyim arkadaşıma zırvalıyosun la yarım saattir de denebilir, bir de platonik aşka seviyosan git konuş, konuşmucaksan da git şiir yap bundan hikaye yaz falan denebilir; ne dicen ki?
0
dafaisss
(19.10.16)
Platonik aşıksa mutlaka teselli et. Başkasını bulursun falan de. Biz erkekler genellikle sana kız mı yok mk diyoruz. Zamana bırak da kurtarıcı bir laftır. Gel kafamızı dağıtalım diyerek beraber bir şeyler yapmak en iyisi.
0
dissendium
(19.10.16)
sabahattin ali'nin içimizdeki şeytan'da çok beğendiğim bir tespiti var ve çok severim:
-ancak teselli verilir… benim de ömrümde yapmadığım şey. ne kimse beni teselli etmeli, ne de ben kimseyi… riyakarlık tesellide son haddini bulur. bu anda çehrelerin aldığı yalancı teessür ifadesi, o biraz yukarı kalkıp birbirine yaklaşan kaşlar, o hafif hafif ve anlayışlı bir tavırla sallanan baş ve o derinden çıkarılmaya çalışılan matemli ses insanı deli eder.

normalde ben de teselli adamı değilim ama ancak bu tespitten sonra "harbi lan" dedim ve kimseyi teselli etmedim, etmeye çalışmadım. tek dediğim şey "zaten ne desem sen kendi içinde yine bunu kafaya takacaksın. benim 'boşver' dememle bir şey değişmeyecek." oluyor sadece ve o an neyi yapıyorsak ona devam etmeye çalışıyorum.
0
m e b
(19.10.16)
olmuş bitmiş şey için teselli ayrı, çok gerekli de değil bu tür ergen mevzularında. genelde duymak istediklerini kısa ve öz biçimde söyleyip onları konuştursan minnettar bile kalırlar.

Başarısızlık, şanssızlık vs. mevzularında harbiden kötü olmuş, hadi canım vs.nötral ifadeler iyidir eğer somut bir veri yoksa. tabii ki 90 alıp ağlıyorsa -sus lan dalyarak- denilebilir, ya da kafası basmadığı halde 8. kez sınava giriyorsa hacı gelsene senle bişi konuşçam diyip uçurumdan atılabilir. bunlar ortalamadan sapan olaylar

ölüm, kalım, hapis, sakatlık, büyük hastalık bu alanlarla bilumum tecrübe, olgunluk ve birazcık o konuya özel bilginin yanında sağlam irade ve gözlem yeteneği gerektirir. hatta bence apayrı uzmanlık isteyen şeyler bunlar. Bu açıdan doktorların mesela ölüm haberini vermesi bana hep yanlış bir uygulama gelmiştir. Yanlış demeyeyim aslında eksik, daha iyisi olabilir. Hem doktor, hem hasta yakınları açısından.

Ha misal sen beceremiyorum demişsin, beceremeyiver derim. herkes herşeyi beceremiyor.

Mesele insanların zor anlarında senden kaçmaları, sana gelmemeleri ve bunun sonucu olarak seninle yakın bağ kuramamaları falansa eğer samimi ol. keyifli bir anınızda ulan ben de ne malım bu konuda falan haa de. hem sen gerilmezsin, hem kimse beklentiye girmez.

ps. olmuş bitmiş şey için teselli ayrı, süregiden şey için konuşmak ayrı diye ayrım yapacaktım, iş başka yerlere gitmiş. bununla idare edelim.
0
Zeth
(19.10.16)
ben de yapamıyorum. olmuyor.

onun üzüldüğünü görünce de ' cnm ya üzülme :/ ' falan diyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.10.16)
Ben de veremiyorum ama sorunu boyunca sürekli arayıp yanında olduğumu hissetirmeye çalışıyorum ya. Da görüşüyorum. Konışmasını sağlıyorum üzülme filan deyip birkaç şey söylüyorum. Normalde ben de odun gibiyim
0
cemallamec
(19.10.16)
Eskiden empati kurar yardımcı olurdum, bütün enerjimi tükettiklerini fark ettim. Hele bazıları kronik olarak sorunlular, bitmiyor dertleri. Resmen mutlu olmamak için özel çaba sarf ediyorlar. Hiçbir dertleri olmasa bile bu sefer de rahat batıyor.

Değer verdiğim, kronik olarak arızalı olmayan arkadaşlarıma ise dertlerini dedektif gibi sorar bütün detayları öğrenirim, terzi kendi söküğünü dikemez misali göremedikleri ayrıntıları yüzlerine çarparım. Zaten zekiyse sıkıntının kaynağını bulur, çözmek için adım atarsa ne ala, eğer gelip aynı sebepten sızlanıyorsa da umursamam.

"yaa abi boş ver canını sıkma" diyenlerdensen hiç uğraşma bence.
0
kimlanbu
(19.10.16)
ben mızmız insanlarla katiyen uğraşamıyorum
0
superb
(19.10.16)
(13)

Herkes bir şarkı atsa

kobuzchu kiz
bir sürü şarkıyla zengin olabilirim bence. Telefonumdaki müzikler hep depresyon, hep bunalım, hep melankoli olmuş. Neşeli şarkılar arıyorum. Tür fark etmeksizin, dinleyince keyiflendiğiniz/neşelendiğiniz birer ikişer şarkı önerir misiniz bana?
bir sürü şarkıyla zengin olabilirim bence. Telefonumdaki müzikler hep depresyon, hep bunalım, hep melankoli olmuş. Neşeli şarkılar arıyorum. Tür fark etmeksizin, dinleyince keyiflendiğiniz/neşelendiğiniz birer ikişer şarkı önerir misiniz bana?
0
kobuzchu kiz
(18.10.16)
kafam mi iyi
(18.10.16)
pomknos
(18.10.16)
valla sen istedin, SIEBEN SIEBEN ALELU

www.youtube.com
0
der meister
(18.10.16)
bruceandwayne
(18.10.16)
dissendium
(18.10.16)
sen de git sen de unut
(18.10.16)
youtube linki yok ama spotify falan varsa orada dinle mutlaka.

the beatles - girl
0
naberabi
(18.10.16)
www.youtube.com

dinleye dinleye sıkılmadım.
0
ruhen hastayim ben
(18.10.16)
seni pontus müziği açar hıshıshıs
youtu.be

youtu.be bu da akdağmaden'den yuvarlandım diye bir parçaymış. akdağmaden ne alaka ilginç.
0
cekilmis gayfe
(19.10.16)
(3)

Ufak bir yardım

rubenanyukov
74lü, 24lü paket nasıl deniyor İngilizce?Bir de çocuk bezi için ne kullanırdınız?Diaper mi, nappy mi? Şimdiden teşekkürler.
74lü, 24lü paket nasıl deniyor İngilizce?

Bir de çocuk bezi için ne kullanırdınız?

Diaper mi, nappy mi?

Şimdiden teşekkürler.
0
rubenanyukov
(18.10.16)
diaper muhtemelen 24 pieces yani pcs set diyebilirsiniz.
0
mavicorap
(18.10.16)
Diaper kullanılıyor.
0
dissendium
(18.10.16)
six pack 24 pack gibi söyleyebilirsiniz
0
argent dawn
(19.10.16)
(15)

Hangi Erkek Parfumu Kullanıyorsunuz?

mertozkoy
Merhaba,Hangi erkek parfumunu kullanıyorsunuz? Ve nereden satın alıyorsunuz ürünü?Şunu gözüme kestirdim. Piyasada 380 lira ama hepsiburadada 216 lira:http://www.hepsiburada.com/hermes-terre-d-hermes-edt-100-ml-erkek-parfumu-pm-sghermesterSizce online parfum almak doğru mu? Ve acaba neden bu kadar in
Merhaba,

Hangi erkek parfumunu kullanıyorsunuz? Ve nereden satın alıyorsunuz ürünü?

Şunu gözüme kestirdim. Piyasada 380 lira ama hepsiburadada 216 lira:
www.hepsiburada.com

Sizce online parfum almak doğru mu? Ve acaba neden bu kadar indirim yapmışlar? Seri sonu filan mı acaba?

Saygılar
0
mertozkoy
(18.10.16)
Bu kokuyu bilmiyorsan denemeden alma derim. Yorumları çok iyidir genellikle ama herkese kesinlikle gitmez bu koku.

Fiyatına gelecek olursak da üretim tarihi eskidir belki, bayatlamış olabilir. Kontrol ettirme olanağın varsa baktır derim almadan önce ;)
0
hakmut
(18.10.16)
Gittigidiyor ve n11'deki satıcılara güvenmem. Hepsiburadada da Satıcı Hepsiburada değilse uzak durun. Geçen sözlükte sahte parfüm rezaleti açılmıştı.
0
fuzzy olmak istemistim
(18.10.16)
bu parfum top class. bu, tom ford ve aqua di parma bence dunyanin en iyi erkek parfumlerini uretiyor.
0
mayeskuel
(18.10.16)
dolce gabbana the one var. artik kolonya kivamina geldi, uc sene filan oldu snairim, yarim sisesi bitti. yenilemek lazim :( kararsizim. duty free'den almistim
0
fakyoras
(18.10.16)
şu an bvlgari aqua aldım boynerden. çok para verdim ama koku müttiş kalıcı. ucuzunu alırsan yarım saatte uçar kokusu. pintiliğe gerek yok.
0
cekilmis gayfe
(18.10.16)
blue de chanel edp
0
rentts
(18.10.16)
Armani Code.
Aldığım yer hep duty free.
0
buak
(18.10.16)
evet hepsiburadadaki eski seri sanırım.

resmi sitesindeki şişesi farklı.

usa.hermes.com
0
🌸mertozkoy
(18.10.16)
eski seri degil. orijinali o. beyaz gibi olan sisesi voyage modeli. limoni kokusu var
0
mayeskuel
(18.10.16)
Yıllardır dutyfree den ya da yurtdışından aldım. İçine sinerse al internetten. Armani acqua di gio kullanıyorum ben genelde.
0
bir ileti paylastim
(19.10.16)
zara ve pull and bear'da güzel çeşitler var.
0
steve rogers
(19.10.16)
Hermes, Terre D'Hermes.
0
chiper
(19.10.16)
Aqua di gio profumo

Boyner'den indirim denk getirip aliyorum, ya da duty free'den aliyorum

Bence online alinmamasi gereken 2-3 seyden biri parfum
0
elon
(19.10.16)
Avon Full Speed. Annem sağ olsun.

Kendim istesem çok efsane parfümler bulurum da zamanım olmuyor böyle şeylerle uğraşmaya.
0
dissendium
(19.10.16)
hugo boss red edition.
hepsiburada'dan alıyorum.
0
sporty
(19.10.16)
(11)

Üniversiteye nasıl alışıyoruz?

utkumon
sb.
sb.
0
utkumon
(18.10.16)
Niye alismayasiniz?
0
f_d
(18.10.16)
Biraz abartmıyor musunuz?
0
pike
(18.10.16)
Hayatimin en guzel yillarinin baslangicidir universite ya, alisilmaz mi?!
0
kassiopeia
(18.10.16)
Üniversite alışılacak bir yer değil maalesef. Oraya gelen herkes derslerini alır, geçer ve gider. Lisedeki ortamı asla bulamazsın. Bireyselliğin zirve yaptığı bir yerdir üniversite. Her zaman kendini düşünmek zorundasın. Derste not almaktan tut, aldığın derse devam etmeye kadar her şey tamamen senin isteğine bağlı. Bu yüzden üniversiteyi bırakan ya da okulunu gereksiz şekilde uzatan birçok insan var. Biraz keşfetmeye çalış, vizeler başlayınca zaten gerçekler yüzüne çarpar.
0
dissendium
(18.10.16)
direkt kreşten geçiş yapmadıysan ve hala alışamadıysan bir sorunun var demektir.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(18.10.16)
ilk midtermden sonra alisirsin.
0
superfluid
(18.10.16)
Giderek +1
0
lunedi
(18.10.16)
Üniversiteyi boyle alısılması gereken bir zorluk olarak gormek üzücü. Özellikle ilk zamanlar her günü ayrı heyecan ayrı mutluluk tadını çıkar. Geri kalan her şey zamanla hallolur.
0
pastörizesüt
(18.10.16)
her konuda kendi işini görmen gerektiği kafana dank edince alışmış sayılıyorsun.
0
zgrydn
(18.10.16)
alışamıyorum ama şunu öğrendim derslere yalnız da olsan gidersen bir şekilde rayına oturuyor
0
tiredpanda
(18.10.16)
6. yılım hala alışamadım.

ortam ve istemekle alakalı sanırım
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.10.16)
(10)

Sıra dayağa gelmiş mi?

oz suser
merhabalar,bundan yaklaşık 2 ay önce üst katımdaki dublekse bir aile taşındı.bunların 20-25 yaşlarında bir çocuğu var.söylediğine göre profesyonel olarak müzikle uğraşıyormuş.apartmanın yalıtımının da etkisiyle gece gündüz demeden evin içinde bir uğultu ile uğraşıyoruz.yaptığı müzik de şu reklamdaki
merhabalar,
bundan yaklaşık 2 ay önce üst katımdaki dublekse bir aile taşındı.
bunların 20-25 yaşlarında bir çocuğu var.
söylediğine göre profesyonel olarak müzikle uğraşıyormuş.
apartmanın yalıtımının da etkisiyle gece gündüz demeden evin içinde bir uğultu ile uğraşıyoruz.
yaptığı müzik de şu reklamdaki tarzda.(git: www.youtube.com
son bir aydır:
-yönetici ile beraber kapısına çıkıp uyardığımızda yalıtım yapacağını sonra sorun kalmayacağını söyledi.
-aradan 1 hafta geçtikten sonra kendim çıkıp söylediğimde sesin kendilerinden gelmediğini iddia etti.
-sonrasında ev sahibini aradığımda uyaracağını söyledi. değişen bir şey olmadı.
-en son pazar gecesi polisi çağırdım.polise de gürültü yapmadıklarını belirtip 23:00'a kadar hakkı olduğundan bahsediyorlardı.polis gittikten sonra yukarı kattan bağıra bağıra "cinnet sonrası beni öldüreceğini" söylüyordu.gece 12 sonrası yine 5-10 dakika son ses müzik açmış ve gece boyunca çığlık atarak ortada dolaşmış.
konu ile ilgili medeni insanın davranacağı şekilde bildiğim tüm yolları denediğimi düşünüyorum.
artık medeni insan gömleğini bir kenara bırakıp orman kanunlarına geçiş yapayım diyorum.

son olarak gömleği çıkarmadan şunu da deneyebilirsin diye bir tavsiyeniz var mı?
0
oz suser
(18.10.16)
Çocuğun babasıyla konuşun ve yalıtım konusunda baskı yapın. Ben olsam zile basıp içeri el bombası atardım. Siz de olur olmadık zamanlarda kapılarına torpil falan atarak rahatsızlık verebilirsiniz. Kapılarını çamurlu ayakkabılarla kirletebilirsiniz.
0
dissendium
(18.10.16)
Çocuğu zaten piyasaya çıkarmıyorlar. Ne zaman kapısına gidilse hemen babası çıkıyor.
O da enteresan şekilde gürültü yapmadıklarını inkar etmekte.
Sorun bende mi diye düşündüm ancak yönetici de sesin alt katın koridorlarını inlettiğine şahit.
0
🌸oz suser
(18.10.16)
Imza toplayarak kiracıyı attirmak gibi birsey vardi sanirim.
0
naharir
(18.10.16)
Sen de hayvan gibi ses yap ya da tavana vur sürekli uzunca bir tahtayla.
0
buff
(18.10.16)
naharir
(18.10.16)
@j r r tolkien hayrani hanımın eli ayağı titredi , gitme diyince kapıdan döndüm.
0
🌸oz suser
(18.10.16)
Müzik fena değilmiş :)

Şiddete başvurmadan son bir kez daha konuşun bence.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(18.10.16)
@6 yasimdan beri metal dinliyorum sürekli aynı şey çalınca emin ol fena oluyor.
Televizyonda reklam çıkar çıkmaz dayanamaz değiştirir oldum :)
0
🌸oz suser
(18.10.16)
yasal yollara başvurmaktan çekinmeyin rahatsız olan sadece sizseniz işiniz zor tabi ama yine, yine yine polise başvurun. allah muhafaza orman kanunlarında işler çok pis yerlere ulaşabiliyor. medeniyetten asla lütfen şaşmayın.
0
for day to break
(18.10.16)
Yalıtım sizi kurtarmaz çünkü yalıtım işi sandığınız gibi yapılmıyor. Odanın içine dört duvar artı tavan artı tabana bir kat daha duvar örmeleri gerekiyor. O bile düşük frekansları yeterince kesmeyecek, uğultu inceden gelmeye devam edecek.
0
alperz
(18.10.16)
(19)

öğretmenler çok kazanıyor mu?

limoncello
bizim zamanımızda en kötü ihtimalle öğretmen olurum kafası vardı. Hala da öyle belki bilmiyorum. Yani genelde çalışkan, hedefleri olan, kafası çalışan gençlerin ilk tercihleri eğitim fakültesi olmazdı. İstisnalar vardır tabii ki çok idealist değillerse. Eskiden öğretmen maaşının ne kadar düşük olduğ
bizim zamanımızda en kötü ihtimalle öğretmen olurum kafası vardı. Hala da öyle belki bilmiyorum. Yani genelde çalışkan, hedefleri olan, kafası çalışan gençlerin ilk tercihleri eğitim fakültesi olmazdı. İstisnalar vardır tabii ki çok idealist değillerse. Eskiden öğretmen maaşının ne kadar düşük olduğu konuşulurdu.
Tam emin değilim o yüzden soruyorum şimdi yeni devlete giren bir öğretmen ek ders kurs ücreti vs. derken 4 bine yakın para alıyor diyenler var doğru mu bu? Aslına şartlara göre güzel paraymış doğruysa. İyi okuldan mezun olsan bile bi mühendis işletmeci, hukukçuvs. bile nerdeyse ilk girişte asgari ücretin biraz üstünde veriyorlar ve canını çıkarıyorlar. Öğretmen olmak o kadar da kötü değilmiş, yazlıları bile derste ya da arada okuyor birçoğu eve iş de getirmiyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz? Yanlış bildiğim şeyler de olabilir, özellikle öğretmen olanlar görüş belirtirse, bu kadar rahat mı öğretmenlik. Hatta 5000lerde alan bile varmış

Bu arada artık hepsi sözleşmeli olacak ve mülakatla alınacakmış. Merkezi atama yokmuş.
0
limoncello
(18.10.16)
Çok değil ama en nihayetinde part time çalışıyor gibiler. Çalıştıkları saat karşılığı olarak çok. Kadrolu öğretmenlikten bahsediyorum tabii.
0
cilekli krep
(18.10.16)
ek ders hariç 3 bin mayış.
0
vodafona kayıtlı böyle bir kullanıcı yoktur
(18.10.16)
bir öğretmen olarak cevap veriyorum. öğretmene verilen maaş kesinlikle fazla değil. ha diğer meslekler de hak ettikleri değeri almıyor olabilir. ona bir şey diyemem. part time çalıştığımızı düşünen @cilekli krep arkadaş bu düşüncene nasıl bir cevap vereyim bilemedim.

memurlar içinde en az kazanan belki de öğretmen. saat mantığına göre bakarsak bir hoca 5 kere namaz kıldırıp 2.500 tl alıyor kemiksiz. belki daha fazladır. yeni başlayan bir öğretmen net 2.500 civarı bir maaş alır. ek dersler bu senelerde çok arttı doğru çünkü dershaneler kapandı ve okullar dershaneye döndü. öğretmenler cumartesi de çalışıyor çoğu yerde. o zaman da 2.500 tl olan maaş 3.500 belki 4.000'i bulabiliyor. matematik gibi branşlarda özellikle. ama sosyal hayat falan kalmıyor tabii.

öğretmenlik rahat mı? bence değil. 50 kişilik sınıfta ders verdiğim de oldu 1 kişilik sınıfta ders verdiğimde. davulun sesi uzaktan hoş gelir diyorum ve o sorumluluk ve mesleki tatmin duygusu çok çok az.
0
burya
(18.10.16)
@vodafona kayıtlı böyle bir kullanıcı yoktur:

ek ders hariç 3000 mayış alan öğretmen 20 yıllık öğretmendir ancak eşi de çalışmıyordur 160 tl eş yardımı alıyordur. 6 yaşından küçük iki de çocuğu varsa 60 tl de çocuk yardımı alır. ben 10 yıllık öğretmenim. eşim şu an çalışmıyor. iki çocuğum var. kpds dil tazminatım da var. aldığım maaş 3200. ilk başladığımda 960 tl ile başlamıştım. sene 2007
0
burya
(18.10.16)
Matematik bölümünde okurken ilk yılımda bir etüt merkezinde çalışmıştım. Özel sektör için konuşursak öğretmenlik zor. Bizim dershanedeki fizik öğretmenimiz sabah saat yedide dershaneye geliyordu, akşam yedide dershaneden çıkıyordu. En kötü 12 saat çalışmak demek bu. Devlette çalışmak biraz daha iyi. 4 bin olmasa da 3 bin alanlar var. Lisedeki öğretmenlerimiz de eylem yapıyorlardı. Neredeyse hepsinin arabası vardı. Hatta felsefe öğretmenimiz okulun karşısına yapılan yeni evlerden birini satın almıştı. Böyle bir söylenti vardı. Düşün artık gerisini. Mühendislerin iş hayatında kullandığı bilgiler çok daha teknik. Matematik bölümünde okuyup matematiğin dibine vursan bile lisede anlatılan konular çok basit. Mühendislerin teknik anlamda daha çok şey bilmeleri gerektiğinden başlangıç için maaşlar düşük oluyor. Öğretmenlik böyle değil. İş hayatında edinilen tecrübe mühendisliğe göre çok farklı. Öğretmen okulda ders görmez, seminer falan haricinde, ama mühendis mezun olduktan sonra bile kursa gider, hep bir şeyler öğrenmeye çalışır. O yüzden öğretmenler daha önde başlıyor.
0
dissendium
(18.10.16)
eve iş getirmeyen öğretmen ben görmedim duymadım, 7 ay süren öğreticilik görevimde beni en çok zorlayan şey "yarın ne anlatıcam ulan ben bunlara" oldu. bunu plana programa koyabilirsin, hatta uygulayacağın sınavı quizi bile çok erkenden hazırlayabilirsin ama dinamikleri değişebiliyor anlatacaklarının ve ertesi güne hazırlık yapmak çoğu zaman için elzem, en azından işini düzgün yapmak istiyorsan.

böyle olmasa da çok kazanıyorlar demezdim, hatta sırf "topluma hayırlı" birey yetiştirme potansiyellerinden ötürü fazla fazla kazanmaları gerektiğini düşünüyorum. bu ülkede birileri emeğinden fazla kazanacaksa bunlar çok rahat öğretmenler olabilirler; hiç itirazım olmaz.
0
baba jo
(18.10.16)
Öncelikle kazandıklarını düşünmüyorum. 3 bin alan öğretmen hem yılların öğretmeni hem eş yardımı çocuk yardımı alıyor. 6-7 yıllık öğretmen 2600 küsur alıyor. Zaten kiralar 1000 lira. Herkesin kredisi var. Şayet ailede kalıyorsanız, kimsryr para vermiyor ve maaşınız sadece size aitse evet şahane bi para.

Maaşı bi kenara bırakırsak öğretmen olmak zaten zor. Ben kesinlikle önermiyorum. 3 sınav yetmezmiş gibi bir de mülakat yapıyorlar ve sonucu sınavlar değil de mülakat etkiliyor. Üstüne yıllarca sözleşmeli çalışacaksınız ve her an görevden atılabilirsiniz. Varsa öğretmen olmak fikri kesinlikle vazgeçin.
0
cemallamec
(18.10.16)
bir öğretmen bir milletvekilinin yedide biri kadar kazanıyor. az mı çok mu sen karar ver.
0
babilbaligi
(18.10.16)
ogretmen olmak cok zor bir sey, ben de ogretmen tanidiklarimla dalga geciyorum uc ay tatil yapiyorsunuz diye ancak sadece dalga geciyorum. fazlasiyla yorucu bir meslek ve surekli kendinizi gelistirmeniz lazim.
gun icinde cok fazla telefonla konustugumda ya da toplantilara girip ciktigimda kafa beyin kalmiyor, ki karsimdaki insanlar cocuk degil, gurultu yapmiyorlar, surekli dikkatlerini toplamak icin caba gostermiyorum, ugultuyla bas etmek zorunda degilim, onlari egitmek zorunda degilim, onlara okuma yazma/saatleri/mevsimleri/matematigi ogretmek zorunda degilim.
deneyimlemek isteyenler en basitinden bence her gun bir konuyu calisip saatlerce kendi kendilerine sesli olarak anlatsinlar, ya da kuzenlerine falan saatleri ogretmeye calissinlar kafa beyin kaliyorsa o zaman ogretmenlik kolay yeaaa dersiniz. diger mesleklerin maasini az bulabilirsiniz, bazi ogretmenlerin islerini gerektigi gibi yapmadigini soyleyebilirsiniz (ki bu her meslek icin gecerli) ancak ogretmen maasi cok degil.
0
kassiopeia
(18.10.16)
bir öğretmen olarak yorumum şu,

öğretmenliğin kolaylığını/zorluğunu mesai saatiyle ölçmek büyük bir yanlışlık.

başka meslekleri yapanların, aldığı ücretin düşük olması, öğretmenliğin kolay olduğu sonucunu kesinlikle çıkarmıyor.

teog denilen, öğrencilerin puanlarına göre okulları tercih ettiği sisteme geçildiğinden beri, pek çok okul, akademik başarı anlamında en alt kademe öğrencilerin ''istiflendiği'' yerlere dönüştü.

her şeyden önce, ortalama 35 kişilik sınıflarda (kendi çalışma ortamımı söylüyorum) en fazla 1-2 öğrencinin öğrenmeye birazcık olsun ilgi duyduğu sınıflarda, bir şeyler öğretmeye çalışmak, bunu planlamak, insan yönetimi yapmak, bunda sürekliliği sağlamak, aynı zamanda bir memur olarak, idare ile muhattap olmak, velilerle muhatap olmak aynı zamanda bir birey olarak kendi problemlerin, dertlerin, sıkıntıların, sosyal yaşamın vs. yi bir kümede yönetebilmek çok kolay bir eylem değil.

bir müşteri/satıcı ilişkisi olmamakla beraber, nihayetinde bir hizmet veriyoruz, hizmeti almaya çok az kişi gönüllü ama bunu yapmak zorundasın. mümkün olduğunca iyi yapmak zorundasın ve dokunduğun şey insan.

üstelik çok gamsız biri değilseniz, kesinlikle ama kesinlikle eve iş geliyor. ben öğretmenin 1 saat çalışması ile herhangi bir memuriyetin 1 saatinin kesinlikle aynı yoruculukta olamayacağını düşünüyorum.

üstelik kadrolu öğretmen olmak hiç de kolay değil, atanma açısından. ki artık iyice saçma bir hal aldı. gerekli olduğunu düşünürsünüz/düşünmezsiniz orasını tartışmayacağım ama zorunlu hizmet denilen bir olayın olduğu ender memurluklardan.

fiziksel anlamda emek yoğun bir iş değil ve doğası gereği, yaz tatili var. bu bir avantaj ama dünyada bir tek türkiye'de değil bu. bir de ek ders sebebiyle, bir sene sonra eline geçen net miktar azalabilen bir meslek. örneğin ben gecen seneden yaklaşık 600 lira daha az kazanıyorum. ders sayım azaldığı için ve bunun tek sebebi, okul yönetiminin norm ayarlamasını becerememesi, öğretmen ihtiyacı olmadığı halde, benim branşımdan okula sürekli yeni öğretmen gelmesi. gecen sene bir kredi falan çekmiş olsaydım, maddi dengem elbette bozulurdu.

bir de doğrudan kısa vadede somut ürün, somut sonuç olmayacağı için (işin doğası gereği) mesleki tatmin yönünden handikaplı bir iş.

tabii ki türkiye ortalamasında, çalışma saati/maaş açısından çoğu alandan iyi ancak kendine has, dışarıdan görülmesi ve topluma ifade edilmesi güç zorlukları var. mesleğimi seviyor muyum, seviyorum ama şu sözlükte öğretmenlere galiz küfürler içeren başlıklar açan, entry yazanları, öğretmen yapsak, bir yıl sonunda önemli bir çoğunluğunun, pişman olacağına inanıyorum.

para konusunda da şu bir kıstas olabilir, tek başına yaşayan bir insan olarak ve bu yaşımdan sonra, ev arkadaşı filan kesinlikle istemediğim için, istanbul'a tayin istemeye asla cesaret edemiyorum mesela. bu maaşımın ortalama yaşanabilir, sıradan bir semtte yarıya yakınını belki yarısını sadece kira giderine vermem demek. demek ki çok da abartılı bir meblağ değil maaş bence.

ki devletteki 3.yılım ek ders hariç 3000 lira falan kazandığım yok. başkalarını bilemem. en az bir üç sene geçmeden de, standart 3000 rakamına ulaşacağımı düşünmüyorum, zam ortalamalarını düşünürsem.
0
wilhelmwasmuss
(18.10.16)
resmen part time çalışıyorlar, arada 15 gün yatış, yazın 2 ay yatış, resmi tatillerde yatış, kar yağar yatış.

türkiyede fiyat performans oranı en iyi iş milletveliklliği, sonrasında da öğretmen bence.

bence tatillerde başka kamu görevlerinde yer almaları gerek, yoksa diğer çalışanlara haksızlık.

seminer meminer hikaye, seminer adı altında 3 aylık tatilin bir ayında öğretmenler odasında kısır börek takılıyorlar. yazın yazlıktalar sorsan madendeki işçiden zor şartlarda çalışıyorlar ve sırtlarını devlete dayamış durumdalar mamuriyet dolayısıyla, haftada 3 gün bi kaç saat derse girip haftada 4 gün yatan ve hala şikayet eden insanlar gördüm, bence böyle bir durumda anca boş zamanlarında yemeye yetmeyecek maastan şikayet edileblir :)

üzgünüm öğretmenler ama durum bu.

bu tabii kadrolu öğretmenler için geçerli, ücretli öğretmenler az kazanıyor.
0
paranoyak kedi
(18.10.16)
bi kişi 3000 demiş başka cevap veren olmamış.

ben de merak ediyorum ne kadar maaş alıyorsunuz ?
0
nucleon
(18.10.16)
özel sektörle karşılaştırılabilecek şey değil
sınıfa girsen ve tüm gün put gibi dursan kimse bir şey yapamıyor
ankaranın göbeğinde ingilizce 3 kelime bilmeyen inglilizce öğretmeleri var -diğer branşlar da farklı değil. insanlar özel hoca tutuyor harıl haıl.
yani konu haftada 15 saat (ki maaş karşılığı ders yükleri bu kadar) derse girmek değil. özel sektörde olsan, böyle yapsan, seni öperler...
buna mukabil çabalayan, anlatan, öğrenci için uğraşan öğretmen yok mu ? var tabi ki ama kaç tane?
bizim zamanımızda iyi okullar, iyi hocalar vardı hoca da mesleki tatmin yaşıyordu o olayları da bitirdiler. tamamen saçma sapan bir kaos hakim şimdi.
herkes öğretmen olmak istiyor çünkü yatsan yatarsın, istersen yani, müsait.
böyle başka kurum yok mu, devlette dersen
elbette hiç iş yapmayan başka devlet memurları da vardır ama boş boş otursan da 8-5 dairede olman gerekir -misal bu yüzden çocuk varsa bakıcı tutman gerekir en kötü 800 lira bakıcıya verirsin oysa öğretmen olup biri sabah biri öğleden osnra çalışan zibilyon tane çift biliyorum, çocuklar bakıcısız büyüdü, bunun gibi bin tane şey sayarım
senede en kötü 30-40 bin alım olan, memleketin her köşesinde tayini olan (insanlar 1memur olayım 2evleneyim diye baktıkları için olaya), okuması kolay olan, ben ek dersi kursu açarım, sıvav gözetmenliği yaparım parasını almak için dersen bunları yapabileceğin, vs vs. çok yok. Öğretmenlik tüm kıstaslara uygun.İster yat, ister 6 gün 8 saat çalış 4bin lira al.
0
niye ama
(18.10.16)
4000 de hiç fena değilmiş yani, performans kaygısı olmayan bir öğretmen için, sana demiyorum @üipouy genel olarak
0
🌸limoncello
(18.10.16)
Hiç ağlayıp durmasınlar, Türkiye nin en ballı mesleği öğretmenlik. Yok kendini geliştiriyormuş ta yok 50 kişilik sınıfmışmış, yok yorumcuymuşmuş... hadi len oradan! Ne bekliyordunuz beleşe maaş almak mı? En sıfırdan başlayan hoca bile senelik 4000 alıyor ve yata yata alıyor özel sektöre göre burada ağlayanlara inanmayın
0
aklimdakisorular
(18.10.16)
Eşim 10 yıllık öğretmen branş gereği ek dersi pek olmuyor. 2400₺ mayış alıyor. Bu eğer kurs açarsa 3000₺ civarına çıkıyor.

Evet saatlik hesap yapınca iyi görünüyor ama devlette öğretmen olarak çalışıyorsanız ben daha çok çalışmak istiyorum deme şansınız yok. Öğretmenliğin kötü yanı da bu. Çalışma saatini arttıramıyorsunuz. Ancak branşınız müsaitse (Matematik, İngilizce gibi) özel ders verebilirsiniz.
0
zombi
(18.10.16)
@üğpoiy sen niye çarpıtıyorsun ki:)
2600 senin dip maaşın. Yani 1.5 gün için verilen maaşın.
0
aklimdakisorular
(18.10.16)
Matematik ve İngilizce Türkçe branşları İyidir bence hem de değer yapmaya teog kurslarıyla beraber 4000 ni geçer bu arkadaşların aldığı para
Ancak bir sınıf öğretmeni işte o bu işin tam olarak cefasını çeken branştır.
0
ramazanali
(18.10.16)
Annem 20 yıllık öğretmen 2997 lira maaş. 500 civarı ek ders. 2 çocuk parası dahil.
0
Lim5
(18.10.16)
(2)

spor

docrivers
1 saatten biraz fazla sürüyor antrenmanlarım kardiyo yapmıyorum 5 10 dk bisikletle başlıyorum , bu şekilde göbek bölgemdeki yağlar erir ve karın kaslarım çıkar mı ? hayatımda ekmek şeker vs yok , bir de antrenman öncesi yağsız tuzsuz 1 tabak makarna yenir mi üzerine peynir serpiştirim falan olur mu
1 saatten biraz fazla sürüyor antrenmanlarım kardiyo yapmıyorum 5 10 dk bisikletle başlıyorum , bu şekilde göbek bölgemdeki yağlar erir ve karın kaslarım çıkar mı ? hayatımda ekmek şeker vs yok , bir de antrenman öncesi yağsız tuzsuz 1 tabak makarna yenir mi üzerine peynir serpiştirim falan olur mu sizce, amacım 1 sene içinde karın kası çıkarmak işte yardımınızı esirgemeyin benden
0
docrivers
(18.10.16)
ben sağlık üzerinden gidiyorum en başta söyleyeyim. yani hem sağlık hem zindelik için.

yaklaşık 75-90 dakika kadar sürüyor kas antrenmanlarım, 45-50 dk kardiyo, kalanı vücut. haftada 3-4 kere.

kalan günlerde 45 dakika kardiyo sadece. her gün gidiyorum aşağı yukarı.
0
kurnaz
(18.10.16)
İdeal antrenman süresi 40-45 dakika. Bir saatin fazlası yorgunluk olarak geri döner. Bisikletle karın kası çıkmaz. Düzenli şınav ve mekik çek.
0
dissendium
(18.10.16)
(18)

Kombiyi çalıştırdınız mı?

Tersidüzükilec
Ya bi bana mı soğuk, yoksa gerçekten mi soğuk. 14 derece hava. Benim için hissedilen 5 falan. Evde ayaklarımda 2 kat çorap olmasına rağmen buz gibi, burnumu söylemiyorum bile absürt kaçar mı açsam :D
Ya bi bana mı soğuk, yoksa gerçekten mi soğuk. 14 derece hava. Benim için hissedilen 5 falan. Evde ayaklarımda 2 kat çorap olmasına rağmen buz gibi, burnumu söylemiyorum bile absürt kaçar mı açsam :D
0
Tersidüzükilec
(18.10.16)
Istanbul icin cevap vereyim. Calistirdik evde bebekte var geceleri de kapatmiyoruz.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(18.10.16)
kişiden kişiye ve evin konumuna göre değişiyor. kuzey cepheye bakan üst katlarda bir dairedeyseniz normal. diğer yandan çabuk üşüyen birisi de olabilirsiniz. bu havalarda kısa kol t-shirt ve hırka ile gezenler de kürklü montlar giyenler de var.
0
lazpalle
(18.10.16)
üşüyosan aç tabi ki, bir de ayağa sıkı çorap giymek daha çok üşütüyor aklında bulunsun. varsa bol pofidik bi' çorap giy :)
0
evde liyakat kalmamis
(18.10.16)
istanbul için kombi çalıştırma vakti. yani çalıştırdık.
0
sbuxny
(18.10.16)
ev sıcaksa ve üşüyorsanız sıcak su torbası koyun ayaklara.

benim ev 18-20 oluyor genelde. kombiyi açınca çok bunaltıyor, bende soğuk seven adamım. bundan dolayı sıcak su torbası yapıyorum.
0
kurnaz
(18.10.16)
evet, geceleri açıyor ve sabahları donuyoruz birkaç gündür
... yer: eskişehir
0
chihirovekohaku
(18.10.16)
hayır. istanbul. şu an pencere açık takılıyorum.
0
washe
(18.10.16)
Kaloriferler açık. ben pek üşümem de millet donuyor. Yer afyon
0
pastörizesüt
(18.10.16)
yıl sonuna kadar çalıştırmam herhalde.
0
sir gawain
(18.10.16)
Hayir daha yakmadik, usume gelse de cam acik oluyor genelde.
0
neferkitty
(18.10.16)
ankara, kuzeye bakan ev, kombi haftalardir aralikli olarak acik. ama evde sortla takiliyoruz.
0
mavicorap
(18.10.16)
Evet dün babamdan habersiz birkaç saat açtık. :)
0
dissendium
(18.10.16)
çalıştırmadık. şortla oturuyorum. ama çalışsa gereksiz olmaz.
istanbul.
0
sutlu nescafe
(18.10.16)
yer ankara;

ben hala t-shirt ve sort ile duruyorum (ve corapsiz); ancak aksam is donusu yakiyorum kombiyi ve sabah ise gidene kadar da acik son 1 hafta-10 gundur; eve gelenler de usumuyor :) ancak aksamlari alkol de var :)
0
kamyonsans
(18.10.16)
İş yerinde odama aldım ufoyu başladım çalıştırmaya.
Evde de kombinin açılışını bu akşam yaparım sanırım.

Bu arada 2 kat çoraba gerek yok, bir tane normal çorap giy, şu kışlık ev terlikleri var ya kocaman onlar çok güzel sıcacık tutuyor :D
0
mutekebbir
(18.10.16)
çalıştırdım. cayır cayır.
0
insomni4c
(18.10.16)
çalıştırdık tabii, donuyoruz
0
fragile lady
(18.10.16)
dışarıda soğuk ama evin içinde sıcak seven bir insan olarak henüz kaloriferleri yakmadık. burası 5 dereceyi de görüyor geceleri ama bu sene ısınma masrafını azaltmaya niyetliyiz :)
0
burya
(18.10.16)
(5)

Bağıl Hız

minduser
Birbirlerine göre (ters yönde) ışık hızıyla hareket eden A ve B trenleri birbirlerini nasıl görürler ? Cevaplar için teşekkürler...
Birbirlerine göre (ters yönde) ışık hızıyla hareket eden A ve B trenleri birbirlerini nasıl görürler ?

Cevaplar için teşekkürler...
0
minduser
(18.10.16)
birbirlerini hiç görmezler.

şöyle ki, görebilmek için ışığın göze gelmesi lazım. bu senaryoda birbirlerinden 2 ışık hızıyla uzaklaşacaklar fakat b treninden gelen ışık a trenine 1 ışık hızında gelecek. bu durumda a ve b trenleri birbirlerini hiç göremeyecek.

not: tamamen lise bilgilerime dayanarak verilmiş bir cevaptır, doğruluğu garanti edilmez.
0
re noreno
(18.10.16)
Işık hızı her cisim için aynı. Bu durumda A ve B trenlerinin hızlarının aynı olduklarını söyleyebiliriz. O nedenle birbirlerini duruyor gibi görebilirler. Çünkü A treni B trenine aynı hızda yaklaşırken, B treni de A trenine aynı hızla yaklaşacak. Dolayısıyla aralarındaki mesafe hep aynı oranda azalacak. Böylelikle dışarıdan bakan bir gözlemci için birbirlerine yaklaştıkları görülürken, kendilerine göre birbirlerini sabit olarak görebilirler. Böyle düşündüm.
0
dissendium
(18.10.16)
Hangi referans cercevesinde?
0
superfluid
(18.10.16)
Edit: A ve B trenlerinin içindeki bir gözlemci referans olarak alınmıştır.
0
🌸minduser
(18.10.16)
herhangi bi tren sec mesela A ve bunun diger trene gore hizi v_A' olsun;

v_A' = ( v_A - v_B )*(1 / (1 - v_A*v_B/c^2 ) )

v_A ve v_B yere gore hizlari, c malum..

A da B de isik hizina gore hareket ediyorsa; v_A=-v_B=-c/2 olacak haliyle. koy bunlari yukaridaki ifadeye,

v_A' = -4c/5 cikar. bu hizla gorur birbirine gore yani, diger trende hareket eden.
0
superfluid
(18.10.16)
(6)

GTA oynayan edebi canlar :D

tuyanaz
Sorum şu; 7 yaşında bir çocuğa doğum günü partisi için davetiye hazırlıyorum.. Temamız GTA ama benim bu oyunla alakam yok.. davetiyeye esprili bir şeyler yazalım istedim ama bu işi ben yaparsam iş, kürk giymiş primadonnaya dönecek :D bir el atsanız.. teşekkürler <3
Sorum şu; 7 yaşında bir çocuğa doğum günü partisi için davetiye hazırlıyorum.. Temamız GTA ama benim bu oyunla alakam yok.. davetiyeye esprili bir şeyler yazalım istedim ama bu işi ben yaparsam iş, kürk giymiş primadonnaya dönecek :D bir el atsanız.. teşekkürler <3
0
tuyanaz
(18.10.16)
gta kaç olduğunu da belirtirseniz daha iyi olur. 7 yaşında ise muhtemelen gta v ama her oyunda kendine has karakterler/espriler var. san andreas'a kadar olanlar için ben yardımcı olabilirim.
0
icim urperiyor
(18.10.16)
evet, sanıyorum v.. umarım san andreas öncesidir ((:
0
🌸tuyanaz
(18.10.16)
ya çok yüzeysel bir şey daha sorsam :S oyunda arabalar çalınıyor, mekanlar soyuluyor da puan mı kazanılıyor? mesela 'haydi dağıtalım burayı'' falan yazsam, uygun düser mi?
0
🌸tuyanaz
(18.10.16)
ayyy cok tatli :))
0
eksimeksi
(18.10.16)
Ben olsam 5 tane yıldız çizer altına da wasted yazardım. GTA 5, San Andreas'tan sonra bu arada.
0
dissendium
(18.10.16)
GTA 5 posterleri var, bulup aşağıdakine benzer fontta "iyi ki doğdun ahmet kaan" vb yazılabilir? espri yerine de arkadaki karakterlere külah konfeti vb giydirilebilir

i.imgur.com
0
kaichi
(18.10.16)
(5)

Vücudu toparlamak için kolay ve etkili yollar

chipie
Neden kolay ve etkili yollar? Çünkü tembelim, kilo fazlam olmamakla birlikte vücudum fit değil yani sporsuzluktan hantal hissediyorum. Beslenme alışkanlığım iyi değil yani düzensiz ve genellikle çok yiyorum. Spor salonuna gitmeden büyük diyetler yapmadan birazcık fitleştirip daha sağlıklı yapacak ön
Neden kolay ve etkili yollar?
Çünkü tembelim, kilo fazlam olmamakla birlikte vücudum fit değil yani sporsuzluktan hantal hissediyorum. Beslenme alışkanlığım iyi değil yani düzensiz ve genellikle çok yiyorum. Spor salonuna gitmeden büyük diyetler yapmadan birazcık fitleştirip daha sağlıklı yapacak önerileriniz var mı? Daha önemlisi bunlara uymak için nasıl motive olabilirim?
Edit: Kadınım, mahalle baskısı yok.
0
chipie
(18.10.16)
Cinsiyet önemli. Şimdi bisiklet önericem, kadınım, şehrim tutucu, insanı aç diyeceksin falan.
0
kargn
(18.10.16)
Brn kendimle muhatap oluyorum. Kendime telkin ediyorum mesela. Az yiyerek doyarım, hemen doyarım, sağlıklı kilomda olmayı istiyorum... gibi. Neyi istiyorsan olumlu kelimelerden oluşmuş cümlelerle kendine telkin edebilirsin. Bi de yavaş yavaş harekete alışmaya çalışabilirsin. Çok mutlu bile eder.
0
yaren
(18.10.16)
Squat öneririm. Güçlü bacaklar iyi hissettirir. Evde her boş kaldığınızda bi on tane yapın. İp atlamak da işe yarayabilir. İki yıl önce ip atlarım diye ip aldım, bir kez bile ip atlamadım. Alışkanlık olursa keyif alırsınız.
0
dissendium
(18.10.16)
Tembellik yapmayo bırak. Bi tane köpek sahiplen. Günde bir saat yürüyüş yap. Köpek sahibi olunca gebersen de o yürüyüş yapılıyor çünkü.
0
mimimi
(18.10.16)
Sevdiğin bir sportif aktivite bulana kadar alternatifleri dene. Beslenmenden de paketli raf ürünlerini çıkar. İşin büyük kısmını halletmiş olursun.
0
arnold schwarzeneger
(18.10.16)
(2)

Burada ne diyor?

mikro patlama
Şarkıda burada ne dediğini anlayan var mı? https://youtu.be/GTJq72iV-VA?t=2m40s
Şarkıda burada ne dediğini anlayan var mı?
youtu.be
0
mikro patlama
(17.10.16)
Başlangıcı kesin change.
0
dissendium
(17.10.16)
çeyncalopokipigapole diyor :) hiçbir şey anlamadım ya.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(18.10.16)
(26)

Dolunaydan etkileniyor musunuz?

buff
Benim resmen altım üstüme geliyor ya. Ruh halim dolunay olduğu günde normalx100 falan daha uca sürükleniyor. Mutluysam mesela patlıyorum, melankoliksem resmen intiharın eşiğine geliyorum. Bu son dolunayda ulan nası böyle deliricek gibi moralim bozuk, balkonda oturuyorum ama içimden resmen bi şey çek
Benim resmen altım üstüme geliyor ya. Ruh halim dolunay olduğu günde normalx100 falan daha uca sürükleniyor. Mutluysam mesela patlıyorum, melankoliksem resmen intiharın eşiğine geliyorum. Bu son dolunayda ulan nası böyle deliricek gibi moralim bozuk, balkonda oturuyorum ama içimden resmen bi şey çekiliyor. Bi baktım dolunay var. Tamam dedim bunlar dolunaydan oluyor, sabret bugün de geçsin, başka gün öl (dünyanın en iyi isim çevirisi canım benim).

Siz etkileniyor musunuz? Etkileniyorsanız nasıl etkileniyorsunuz olumlu olumsuz?

Bu meselelere dair hiç inancı, itimadı olmayanlar cevaplamasın lütfen. Dolunay ne yeaa tadında cevap görmek istemiyore.
0
buff
(17.10.16)
ben etkilendiğimi hiç farketmedim, bissürü dolunay fotoğrafı çektim o vesileyle etkilendiğimi düşünmüyorum.
0
killerbee
(17.10.16)
Şeyi merak ettim ben. O etkilendiginiz günler dolunay oldugunu biliyor musunuz yoksa o gunu kotu gecirince aa dolunay varmis bu gun ondanmis demek gibi bir durum mu oluyor

Edit: pardon duyuruda cevabi varmış

Soruya cevap: etkilenmiyorum.
0
aquarium
(17.10.16)
bence tamamen paikolojik.

etkilenmiyorum.
0
avianthem
(17.10.16)
tam olarak cureforlove +1
0
shotgunwoman
(17.10.16)
deli etkileniyorum, dün gece 3 leş bırakmışım arkamda. hala tüy döküyorum
0
dannyb
(17.10.16)
en.wikipedia.org bu kadar insan yanılıyor olamaz. bana pmse yakın hisler geliyor göğsümde öküz oturuyormuş gibi.

editliyim, pmste olmadığım bir dönemde ise dolunay olduğunu %90 tutturuyorum, genelde "yav bugün dolunay mı ne var yeter artık gök hareketleri" diye saydırmaya başlıyorum gugıla sorup dolunay olduğunu görüyorum. tşk.
0
freya
(17.10.16)
@aquarium hayır ben kendi özelimde dolunay takvimini takip etmiyorum, dolayısıyla bilmiyorum. Zaten bu anlattığım durumda da fark etmemiştim, balkonda otururken dolunayı görünce dank etti.
0
🌸buff
(17.10.16)
etkilendiğimi düşünmüyorum ama bugünümün başından sonuna kadar tek kelimeyle iğrenç geçmesi dolunaydan mı kaynaklanıyor acaba
0
limoncello
(17.10.16)
benim ruh halim bozukken ulan acaba dolunay mı var demedim hiç, aklıma bile gelmedi. ama aa dolunay var kesin mutsuz olacam diye koşullanırsan mutsuz olursun tabi.
0
cekilmis gayfe
(17.10.16)
Bazen odam çok aydınlık oluyor. Açıp bakıyorum görebilirsem. Psikolojik olarak bir değişim fark etmedim.

www.dergikaradeniz.com

Şu makale ilginizi çekebilir.

Türklerde aya tapma inancı konusunda güzel şeyler içeriyor.

Belki kalıtsal olarak atalarımızdan bize böyle eğilimler geçmiş olabilir.
0
dissendium
(17.10.16)
Ben dolunayı çok severim, o nedenle olumlu etkileniyorum. Mutlu oluyorum. Işığına bakıp bakıp büyülenirim. Eski çağlarda filan olsam kesin Ay'a tapardım herhalde.
0
neferkitty
(17.10.16)
Bi saçmalıklar oluyo, karmaşa. Of diyorum,bi bakıyorum, dolunaymış. Bazen.
0
neynep
(17.10.16)
kadınlar pms'e dair neler tarif ediyolarsa bana da öyle şeyler oluyor.
0
dafaisss
(17.10.16)
yaa var ya... ne zamandır söyleyeceğim bunu ama dalga geçerler diye susuyordum. ben delicesine etkileniyorum dolunaydan. önceleri psikolojik falan sanıyordum ama dolunay olduğunu bilmediğim ya da çok sonradan fark ettiğim zamanlarda bile gözlemledim bu manyaklığı kendimde.

tıpkı senin dediğin gibi o dönem inanılmaz uçlarda yaşıyorum ben de ve bunun nedenini çok merak ediyorum. aslında ben senin o "dolunay ne yeaa" dediğin kişilerden biriyim. böyle olaylarla hiç alakam yok ama bahsettiğin şeyi çok ama çok uzun bir süredir kendimde bizzat gözlemliyorum ve hayret ediyorum.
0
köstebek kurabiye
(18.10.16)
Evet etkileniyorum, bazen olumlu bazen olumsuz. Şimdi fark ettim 2-3 gündür bunun bir etkisi olabilir üstümde, bu dolunay biraz olumsuz geldi sanki.
0
elikası
(18.10.16)
epeyce etkileniyorum.

günüm yok yere sıkıntılı geçerken, akşam tesadüfen dolunay görünce bundanmış diyorum. dolunay sırasında yaşadığım huzursuzluk, başka türlü huzursuzluklara benzemiyor. dolunaya has bir şey var ve her seferinde aynı kıvamda yaşıyorum bunu.
0
fever
(18.10.16)
aramızdaki kurt adamları fişlemek için güzel oldu bu soru. yardırın arkadaşlar çekinmeyin.

benim mesela 5 gündür kanamam var. pms değilim, erkeğim zaten. ruhsal olarak kanamam var, bunun dolunayla alakası olduğunu sanmıyorum. dolunay yokken de kanıyordum, dolunay olmayınca da kanamam devam edecek. eyyorlamam bu kadar.
0
cekilmis gayfe
(18.10.16)
Aralıkta doğduğum için dolunayda pipim kalkmıyor. Çünkü evren aralıkta doğanların da böyle bir özelliği olsun yav diye düşünmüş, öyle karar vermiş.

Edit: neferkittynin yorumunu kendim yazdım sandım :O

Etkileniyorum tabii ama astroloji temalı bir etkilenme değil malesef.
0
Adramelekhh
(18.10.16)
Askerde Şafak sayarken dolunay takip ederdim. Beş aylık dönemden başka sıkıntı yaratmadı şükür.
0
dokuzonbeş
(18.10.16)
Etkilendiğimi yeni fark ettim. Uykuya dalma konusunda sorun yaşıyorum, bildiğin yok yere keyfim bozuk, depresif oluyorum. Etkilendiğim günlerin dolunay olduğunu sonradan fark ediyorum.
0
dessy
(18.10.16)
hava açıksa güzelim dolunaya bakıp bir cugara yakıyorum, eskileri düşünüyorum. etkiliyor yani.

bu olar mı?
0
Apocalypse
(18.10.16)
beni de olumsuz etkiliyor. enerjim çkiliyor, mutsuz hissediyorum kendimi.
0
yue
(18.10.16)
Bana hicbir sey olmuyor. Bu dolunayda da hicbir degisiklik olmadi. Goruntusunu severim ama.
0
stavro
(18.10.16)
2 gün önceki dolunay çok iyiydi, hayran oldum resmen. Hava bulutlu olduğu için çok görünmedi.

Onun dışında etkilemiyor.
0
peggy
(18.10.16)
Öncelikle belirtmeliyim ki bu gibi doğal ve astronomi ile alakalı olayların insanları etkilediğine inanmayan biriy(d)im.
Genel olarak karamsar biri değilimdir fakat çocukluğumdan beri her ayın belirli dönemlerinde içimde bir sıkıntı olur, içime kapanırım. Bu duruma artık alışmış olarak yaşamaya devam ederken son iki yıldır içimi sıkan dönemlerdeki mutsuzluğum ve keyifsizliğimin beni daha yoğun etkilediğinin farkına vardım. Çok fazla üzerinde durmadan hayatıma devam ederken bu dönemlerin dolunay dönemlerine (bazı aylarda 2 gün öncesi veya sonrası olabiliyor) denk geldiğini farkettim. Kendimi şartlandırmamak için hiçbir zaman dolunay takvimine önceden bakmadım fakat ne zaman içimde o büyük sıkışmayı hissetsem, ay takvimine baktığımda dolunay dönemi olduğunu görüyorum. İçim sıkışıyor, insanların her hareketi batıyor, aşırı karamsar oluyorum hatta bu karamsarlık bana varoluşumu sorgulatarak ölümü düşündürmeye bile gidebiliyor. Bu sürecin sonrasında ise bir rahatlama ile daha mutlu şekilde hayatıma devam ediyorum ve istisnasız her ay bu durumu yaşıyorum. Konuyu araştırdığımda bu dönemde cinnet, intihar, cinayet gibi vakaların diğer günlere göre daha fazla yaşandığı ile ilgili bir çok yazı okudum. Konu daha fazla ilgimi çektikçe dolunay dönemlerindeki gazete haberlerine daha fazla dikkat etmeye başladım. Örneğin 20 Haziran 2016 dolunay gecesi ve aynı gecede, Türkiye'de birbiriyle alakasız üç şehirdeki üç lise öğrencisi intihar etmiş.(git:www.birgun.net) Dolunay tarihlerinde günlük gazeteleri takip ederseniz sıradan günlere göre bu gibi olayların daha fazla yaşandığını görebilirsiniz. Dev okyanuslarda yaşanan gel-git olaylarına yol açan dolunayın, insan vücudundaki su nedeniyle insanları bu denli etkilediği görüşü genel olarak hakim olsa da, bu etkinin nedeni bilimsel olarak tümüyle aydınlatılabilmiş değil maalesef.
0
voodoo
(25.11.16)
Hayır etkilenmiyorum, etkilenenleri de bilime davet ediyorum:
www.livescience.com
www.scientificamerican.com
0
chicha
(25.11.16)
(3)

matematik sorusu bakabilirmisiniz

bana her yer cehennem
http://i.hizliresim.com/nE3MLR.jpgresimde görülen 6 nolu soruyu nasıl çözüyoruz. çözümü ile birlikte anlatırsanız sevinirim.
i.hizliresim.com

resimde görülen 6 nolu soruyu nasıl çözüyoruz. çözümü ile birlikte anlatırsanız sevinirim.
0
bana her yer cehennem
(17.10.16)
D) 72/5

sketchtoy.com
0
dissendium
(17.10.16)
havuz 810 litre olsun.

a musluğu saatte 27 litre akıtır.
b musluğu saatte 30 litre akıtır.

a'yı 1/4 arttırsan 33,75 litre akıtır.
b'yi 1/4 azaltırsan 22.75 akıtır.

ikisi tıplamda 56.5 akıtır.

810 / 56.5 : 14.4 eder.

cevap D
0
lonelyman
(17.10.16)
havuz 1080 lt lik olsun (30, 27, 4 ün katı olarak seçtim)

A musluğu saatte 1080/30 = 36 lt su akıtır

B musluğu 1080/27 = 40 lt su akıtır

A musluğunun kapasitesini 1/4 oranında artırırsak 36+(36/4)= 36+9 = 45 lt (saatte)

B musluğunun kapasitesini 1/4 oranında azaltırsak 40-(40/4)= 40-10 =30 lt (saatte)


ikisi birden saatte 75 lt au akıtırlar

1080/75= 72/5 saatte beraberce doldururlar.
0
rodeocu
(17.10.16)
(16)

hayat baya güzel bisey mi

yuvarlanantencereninkapagi
iki insan birbirini sevince, opunce falan acayip mutlu oluyorum.su an kordonda oturuyorum. erkek kadını elinden tutup yerden kaldırdı sonra da öptü, benim de içimden kuş çıktı galiba.size de böyle hissettiren şeyler oluyor mu?
iki insan birbirini sevince, opunce falan acayip mutlu oluyorum.

su an kordonda oturuyorum. erkek kadını elinden tutup yerden kaldırdı sonra da öptü, benim de içimden kuş çıktı galiba.

size de böyle hissettiren şeyler oluyor mu?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(17.10.16)
sokakta yürürken laf attığım kedi köpek bana yüz verince moralim ne kadar kötü olursa olsun düzeliyor, kedi ayaklarıma sürtündüğünde ya da ne bileyim köpek kuyruğunu salladığında filan aşırı mutlu oluyorum gözlerimden kalpler çıkıyor, bıdır bıdır konuşup seviyorum hemen. ben de bu çeşit bi' manyağım, işinize gelirse.
0
evde liyakat kalmamis
(17.10.16)
hayvanları seven çocuklar görünce oluyor bana
0
basond
(17.10.16)
Hayat güzel bir şey değil de böyle ufak güzellikler görünce ben de mutlu oluyorum.
Dediğin gibi tatlı bir çift mesela mutlu oluyorum denk gelince, sonra diyorum ki sana ne oluyor ya manyak.
0
mutekebbir
(17.10.16)
Valla bana oyle seyler olmyor, iki insan birbirini opup sarilinca mutlu falan opmuyorum, banane yahu?
0
stavro
(17.10.16)
O yaşadığın mutluluk bana da oluyor. Bir de çocuğunu seven veya onunla çok güzel bir iletişim kuran baba gördüğümde çok mutlu oluyorum böyle.
0
yaren
(17.10.16)
Ben en cok hayvanlari izlerken mutlu oluyorum, mesela az once bir filin nehirdeki adama bogulmasin diye hortumunu uzattigi goruntuleri izledim ve aynen durum su:

encrypted-tbn3.gstatic.com

Haftasonu buldugumuz kedileri kopekleri mincikliyoruz onda da ayni duygu olusuyor.
0
neferkitty
(17.10.16)
Ben de hayvanatta manevi zevkler bulan arkadaşlara katılıyorum. Geçen termik döne döne güneye göçen bazı yırtıcılar denk geldi arazide. Yırtıcı göçer mi lan demek göçüyormuş helal, yolu beleşe getiriyorlar avlanma yöntemini uyarlayıp, hay kurban olduğum negzel evriltmiş içsesleri eşliğinde izledim. Kendi sefil hayatlarımızın biraz uzağında aslar sansarlar tilkiler cirit atıyor. Muhteşem bir gezegene hayali sınırlar çiziyoruz sınıflar yaratıp sığırlar gibi yaşıyoruz.
0
kargn
(17.10.16)
Ya ben bugün biberonla kuzu besledim, hayat şahane bir şey.
Çiftler değil de bir hayvanlar, bir de çok sıradan bir anda birbirine yardım eden yabancılar o hissi veriyor bana. Otobüste yere düşen tokayı alıp, sahibine iade etmeden önce tozunu silkeleyen bir teyze vardı mesela, aylar önce gördüm hâlâ hatırlıyorum o minicik inceliği.
(Fakat olmasını istediğim bazı şeyler olmuyor ve hayat bok gibi bir şey.)
0
kobuzchu kiz
(17.10.16)
yıllarca bu anımla insanların kafasını ütüledim lakin lisede bi alt sokağımızdaki nesibe aydın dersanesin önünden geçerken uzun sarı saçlı selvi boylu 16 yaşlarında bi kızın önündeki sevgilisi tahmin ettğim oğlanın sırtına zıpladığını gördüm. kız zıpladı, sonra böyle sarıldı oğlanın boynundan öptü falan, bacaklarını beline doladı. çocuk da kızın elini kolunu öptü falan. vay arkadaş dediğimi hatırlıyorum bi gün beni de biri böyle sarabilecek mi falan diye.
0
sameidiot
(17.10.16)
Ne olursa olsun hayat o kadar güzel ki insanın hiç bırakası gelmiyor. Hatta o kadar büyük ki senin üzüntün derdin bu koca hayatta zerre nokta değil. Kimimiz güzel şeyleri görmeyi ret etsede çok güzel yaşamak.
0
gozu acik sevisen yahudi
(17.10.16)
Evde liyakat +1
Kedilerin sürtünmesi, sakin ve sevecen huylu köpeklerin ilgisi beni mutlu ediyor. Bir de kargaları izlemeyi çok seviyorum, paat diye cevizleri oraya buraya atıp kırıp yemeye calışıyorlar :) zeki olmak başka bir şey işte, canlarım benim.
0
Sulfoxaflor
(17.10.16)
Sevişen insanları görünce böyle şeyler hissetmiyorum. Çirkinler ya da her insan sevişmemeli bence. Sadece güzel insanlar yapsın böyle şeyler. Çirkinleri görmek zorunda değiliz. Yaşlılardan da hoşlanmam. Millet yaşlı dede görünce falan güler, ama ben hiç sevmem. Bebek görünce mutlu olabilirim. Bir de bana bakıp gülüyorsa çok güzel olur. Kedileri de severim.
0
dissendium
(17.10.16)
Hayat sen nasıl görürsen, hissedersen, düşünürsen öyledir. Bunların hepsi yani nasıl gördüğün, hissettiğin, düşündüğün sürekli değişir.

Benim için şuan; kötü.
0
chiper
(17.10.16)
sürtünen kediler, tatlış hayvanlar, beklenmeyen ve öylesine şahit olunmuş iyilikleri ben de eklemek istiyorum ^^
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(17.10.16)
Ben de bir hayvanin karnını doyurduğumda, maddi manevi daha büyük bir tatmin hissedemezmişim gibi geliyor. Düşünsene tamamen tesadüfen ordan geçiyorsun, bi garibi doyuruyorsun, deliler gibi seviniyor. Senin için yemek verdiğin bir kedi/köpek daha ama onun o gün karnı doydu. Ya da hayatında yediği tek düzgün şeydi. Ya da o gün yediği tek şey. Onun hayatı için paha biçilemez.

Üzücü ve müthiş bir his. Belki ben abartıyorum. Hayatta kendimi bu kadar ise yarar hissettiğim olmuyor pek.
0
piremses
(17.10.16)
Bir de taşa sormak lazım.
0
mytituaEd Yourvenom
(18.10.16)
(5)

Odak noktanızı değiştirebiliyor musunuz?

Kalinka
Yani size kötülük yapanlara, olumsuz olaylara, geçmişe takılmadan yeniye güzele odaklanabiliyor musunuz? Anlatamayacağım derecede tavsiyelerinize ihtiyacım var.. İçime kapanıyorum giderek
Yani size kötülük yapanlara, olumsuz olaylara, geçmişe takılmadan yeniye güzele odaklanabiliyor musunuz?
Anlatamayacağım derecede tavsiyelerinize ihtiyacım var.. İçime kapanıyorum giderek
0
Kalinka
(17.10.16)
yok, ben bir şeye taktım mı fena şekilde takıyorum. hiç güzele iyiye odaklanamadığım gibi bütünleşik bir çöküşe geçiyorum, sanki tüm olumsuz şeyler birbiriyle ilintili gibi bir yanılsama içerisine giriyorum. ama insanlar şöyle yapıyorlar gözlemlediğim kadarıyla, atıyorum canını sıkan iş mevzusuysa hayatının diğer hiçbir alanıyla bağdaştırmıyor bunu. aileyse aile, aile içinde kalıyor. böyle böyle mutlu oluyorlar sevgili kalinka.
0
evde liyakat kalmamis
(17.10.16)
Yeniye odaklanmaya çalışıyorum, ama kesinlikle unutmuyorum. Kin gibi değil de bir daha o kişiyle işim olmaz diye düşünerek bağlantımı kesiyorum.
0
dissendium
(17.10.16)
odaklanabiliyorum, unutuyorum cunku. yani cok ciddi bir kotuluk yapan olmadi simdiye kadar ama ben bununla bir daha konusmamaliyim dedigim insanlarin bile kotuluklerini bir sure sonra unutuyorum sanirim. hatta bazen sonradan hatirliyorum ya bu bana soyle soyle yapmisti neden konustum bununla konusmamaliydim diye ya da yakin arkadaslarim hatirlatiyor. neden boyle bilmiyorum.
edit: aslinda biliyorum, en kotusunu yasayinca digerleri geciyor bir sekilde. fazla sey etmemek lazim.
0
kassiopeia
(17.10.16)
biri de çıkıp dememiş ki, robert denski kitabında şöyle der; bıdı bıdı bıdıdıdı.. diye, akşam 8-5 çalışıp edindiğimiz tecrübelerin, günlük yaşamında hepsi zaten neredeyse aynı, heliyle tecrübelerde birbirine benzeiyor.
0
kozm
(17.10.16)
O biraz senin çabanla ve zamanla meydana gelen bir şey. Ben yeni yeni öğreniyorum mesela. Algıları, düşünce şeklini değiştirebilmek mümkün. Ancak bizler daha çok acıyı tercih ediyoruz. Aklına gelen her durumda "iptal" diyebilirsin, "bitti" diyebilirsin, odağını an'a, şu an'a, yaptığın işe, yazdığın mesaja verebilirsin. Zamanla oturacaktır ancak biraz çaba gerekiyor. Çabasız insan kendine yatırım yapamıyor.
0
dessy
(18.10.16)
(8)

Bu nasıl oldu?

yaren
Selam İki üç gündür annem ayaklarıma dayanabildiğim sıcaklıkta su hazırlayıp içine vicks ve kaya tuzu döküyor karıştırıyor. Su iyice ılıyıncaya kadar ayaklarım bu suda kalıyor, sonra iyice kurulayıp çorap giyiyorum ve yatıp dinleniyorum.Boğazımda bademcik iltihabı vardı, bu suyu ilk yaptığımızdan be
Selam

İki üç gündür annem ayaklarıma dayanabildiğim sıcaklıkta su hazırlayıp içine vicks ve kaya tuzu döküyor karıştırıyor. Su iyice ılıyıncaya kadar ayaklarım bu suda kalıyor, sonra iyice kurulayıp çorap giyiyorum ve yatıp dinleniyorum.

Boğazımda bademcik iltihabı vardı, bu suyu ilk yaptığımızdan beri çok fark etti, çok rahatlattı, boğazımdaki beyaz şeyler de kalmamış, doktor bugün çok daha iyisin dedi. Öyle hissediyorum zaten.

Peki bu nasıl oldu? İltihap boğazımda, bademciklerimde ama ayaklarıma işlem yapıyoruz ve geçiyor. Nasıl oluyor bu?
0
yaren
(17.10.16)
Ek, her gün karbonatlı su ve B vitamini de içiyorum. O da var.
0
🌸yaren
(17.10.16)
Bence bir ilişki yok. Antibiyotiktendir o.
0
dissendium
(17.10.16)
isott
(17.10.16)
Ama antibiyotik iğneleri bittikten sonra eski halime geri döndüm? Bunları ondan yaptık zaten.
0
🌸yaren
(17.10.16)
Antibiyotik tedavisi sonrasında kandaki ilaç düzeyi belli bir seviyede bir süre kalıyor. Hemen düşmüyor. O geçmedi dediğiniz kısım aslında son vücut-bakteri savaşı.
0
dissendium
(17.10.16)
eliflamraa.wordpress.com bununla ilgisi olabilir.
0
safepassage
(17.10.16)
ayağını sıcak tut, başını serin şeysinden bihaber misiniz kuzum? :P
0
matrix
(17.10.16)
Bende de tam tersi... kafayı da ayağı da serin tutmazsam rahat edemiyorum. Uyurken bile o ayaklar dışarı çıkacak, havadar olacak. Kışın bile yani. :)
0
🌸yaren
(17.10.16)
(6)

Moda olayları

nawar
Öncelikle 2 önkabulüm ile başlayayım.- Zevkler ve renkler tartışılmaz- herkesin hayatına kimse karışamaz. O o şekil giyinir, şu o şekil...Böyle gender/less muhabbetine girmemek için sokakta (sporda olmadığını belirtmek için yazdım) tayt giyen ya da simli, boncuklu tshirtler giyen erkekler konusu ile
Öncelikle 2 önkabulüm ile başlayayım.

- Zevkler ve renkler tartışılmaz
- herkesin hayatına kimse karışamaz. O o şekil giyinir, şu o şekil...

Böyle gender/less muhabbetine girmemek için sokakta (sporda olmadığını belirtmek için yazdım) tayt giyen ya da simli, boncuklu tshirtler giyen erkekler konusu ile ilgili olmadığını belirteyim.

Bu, maddi yetersizlik yüzünden eski pantolonunu giymeye devam eden ya da abdest almaya hazırlanıyor gibi olan paçası kısa pantolonlar neden ve ne zaman moda oldu? Hakkımda ne düşünüyorsunuz?

Bir de bu ultraskinny pantolon giyen erkekler var. İçinde nasıl rahat ediyorsunuz?

Kadınlarda da "maskülen" giyim diye aşırı itici, kaba x ustada, y amcada görünce bile yadırganabilecek şeyler moda oldu. Bunlar için de üstteki neden ve ne zaman sorularım var. Konu kadın pantolon giymesin, etek giysin değil. Unisex veya genderless giyim konusu da değil çünkü "maskulen" olayı yine bir gender konusu.

Cinsiyet deyince kadın-erkekte kalıyor, toplumsal cinsiyet yazmak da kasıntı oluyor diye gender'i çevirmedim.
0
nawar
(17.10.16)
Bir erkek olarak erkeklerin feminen giyim tarzlarını beğenmiyorum. Instagram effect diyorum ben buna. Amaç belli bir standarda uymak. Herkes böyle giyiniyorsa ben de böyle giyineyim düşüncesi.
0
dissendium
(17.10.16)
herkes ne giyinmek istiyorsa, nasıl giyinmek istiyorsa öyle giyiniyor bence. yani şöyle bişiy yok, mağazaya gittim hep dar pantolon, hep paçası kısa filan, bunları geçin. isteyen istediğini buluyor, istediği gibi giyiniyor artık. kimse giyimine moda akımını bahane etmesin.

kısa paçayı çok sempatik buluyorum, biraz çocuksu gibi bence. hoşuma gidiyor. aşırı dar pantolon kendim (kadın) bile giyemiyorum. dizim filan ağrıyor bir noktadan sonra, erkekler nasıl giyiyor çözemiyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(17.10.16)
bazıları moda olanı giyme zorunluluğu hissediyor

bazıları da belli bir kültürün bir parçası gibi hissettiklerinden yapıyorlar. mesela aşırı skinny pantolonlar giyen erkekler benim gördüğüm kadarıyla genelde ya punk ya hardcore müzik dinleyip icra edenler ya da kaykay yapanlar. bu kültürün bir parçası olduğunu gösterme var bence serde.

ama yurtdışı trendleri de bunun için baya belirleyici, onu da kabul etmek lazım.
0
interview with the vampire
(17.10.16)
tarihi iyi hatırlıyorum. bu kısa pantolonlar falan 2013 gibi görülmeye başladı. ilk bu futbolcular falan bi de işte levent tarafında takılan tipler giyiyordu. o zaman hiç sevmezdim, şimdi hala sevmiyorum. demek ki çok birşey değişmemiş bende :)

cinsiyetsizleş(tir)me özellikle son dönemde çok fazla pompalanan bir durum olduğunu düşünüyorum, keza lady gaga, miley cyrus gibi pop ikonları da bu işte çok önemli rol oynuyor. erkeklerin daha feminen, kadınların daha masküler olduğu bir moda akımı var ki ben pek sevmiyorum bu durumu.

diğer taraftan açıkcası isteyen istediği kıyafeti bulmakta zorlanıyor artık. en son bu sebeple takım elbise alırken kavga ediyordum satıcıyla. adama klasik diyorum dar paça getiriyor, bir de arsız herif siz anca çetinkaya mağazalarında bulursunuz gibi ukalaca laflar falan etmişti. bu firma da çok bilinen firmalardan biri bu arada.

sağdan soldan cevap verdim ama özet olarak, bence güzel değil. 5-10 yıl sonra şu anda 90ların kıyafetlerine (vatkalı gömlekler, düşük göğüs pantalonlar falan) nasıl bakıyorsak öyle bakacağız bu günlere de.
0
re noreno
(17.10.16)
vitrinlerde, beğendiğimiz insanların üzerinde görünce alışıyor, seviyoruz sanırım. başka türlü açıklayamıyorum. modayı takip etmiyorum ama eskiden kısa paça pantolon giymezdik, altın sarısı takılar kıroca gelirdi ya da ne bileyim büyük halka küpelerden takardık ama şimdi görünce çok komik geliyor. ilerde bunlar da demode olacak ve giyen yadırganır hale gelecek. toplumsal cinsiyetle çok çok dolaylı yoldan ilgilidir diye düşünüyorum.
Kısa paçalı pantolonları ben de seviyorum. son birkaç yıldır giyiyorum.
0
petekpare
(17.10.16)
bence tüm bunlar çok kötü. modanın kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum; iyi giyinmeyi bilen insanların, diğerlerine giyinmeyi öğretmesi hoşuma gidiyor. ama şu an moda berbat vaziyette, o konuda haklısın.
0
fragile lady
(17.10.16)
(8)

sporda kendimi çekme

yue
pozisyonu doğru mu yapıyoruz diye kendinizi çekip seyredin diyorlarya, ben bunu spor salonunda yapsam garip olur mu millet napıyor bu mal diye bakar mı? ayrıca nasıl çekebiliriz fikri olan aydınlatabilir mi? tek başıma gidip geliyorum telefonu nasıl ayarlayacağım kendimi çekmek için. ucuz yollu tutu
pozisyonu doğru mu yapıyoruz diye kendinizi çekip seyredin diyorlarya, ben bunu spor salonunda yapsam garip olur mu millet napıyor bu mal diye bakar mı?

ayrıca nasıl çekebiliriz fikri olan aydınlatabilir mi? tek başıma gidip geliyorum telefonu nasıl ayarlayacağım kendimi çekmek için. ucuz yollu tutucu falan var mı acaba direk zemine ayarlanan?
0
yue
(17.10.16)
Aynbayi kullan bence. Spor salonlari ayna ile donatilmis oluyor zaten genelde.
0
stavro
(17.10.16)
Başlat videoyu koy kenara. Ben çok çekiyorum. Tripod iyi olur tabi ama bir ağırlığa falan da dayayabilirsin.
0
arnold schwarzeneger
(17.10.16)
salondaki hocaya sormak daha mantıklı değil mi acaba ? para ödeniyor ya sonuçta oraya.
0
obez pacman
(17.10.16)
ben garip karşılamazdım. artık insanın kendi kendini çekmesi epey "normal" olmaya başladı.
0
kivanc1
(17.10.16)
Antrenör değerlendirmeli pozisyonu. Ben saçma karşılarım açıkçası.
0
dissendium
(17.10.16)
Antrenör doğru düzgün ilgilenmiyor. Zaten ona baksam omuzumdan olacaktım. Makinelere yönlendirip duruyor. Kendide bilmiyor bence.
0
🌸yue
(17.10.16)
mini tripodlar var telefonlar ve küçük makineler için

goo.gl
0
senolll
(17.10.16)
Selam. 100 lerce video çektim gelişimime ve formuma yorum almak için. Ben yan tarafı düz olan Dumbell ı yere yan koyuyorum. Üzerine su şişesi koyup telefonu dik şekilde şişeye dayıyorum. Telefonu yan koymanın amacı yukarıya doğru görüntü alabilmek. Kimse napıyon demedi 1 senedir.
0
hasmetizm 2046
(17.10.16)
(13)

Anne/babalar pişman mı?

rukayka
Anne/baba olanlar...Çocuk yapmış olmaktan pişman mısınız?
Anne/baba olanlar...Çocuk yapmış olmaktan pişman mısınız?
0
rukayka
(17.10.16)
hayır, yine olsa yine yaparım.
0
sta
(17.10.16)
Facebook'ta şöyle bir sayfa var (bkz: I regret having children)

Bu sayfaya pişman anne babalar yazıyor. Troller de vardır eminim ama ben yazanların çoğunun samimi olduğunu düşünüyorum. Bi' göz at istersen.
0
köstebek kurabiye
(17.10.16)
Değilim.
0
balik kraker
(17.10.16)
Kendi gozlemimi aktarayim; cogunlukla evlilikten pisman, cocuktan memnunlar. Yani cocuk sahibi olmaktan pisman olan pek yok ama evlenmis olmaktan pisman olan cok fazla. Hemen hepsinin tesellisi cocuklari.
0
stavro
(17.10.16)
yorgun hissettigim Zamanlar oluyor fakat asla pişman degilim. Sevgi'nin sonsuzluğunu hissetmek üzerine kitap yazabilirim.
0
Kalinka
(17.10.16)
Nö. Gayet memnunum. Ikinciyi de istiyorum. Dunyada daha guzel bir duygu tatmadım.

Kendi riskinizde üreyiniz.
0
babilbaligi
(17.10.16)
Değilim.
0
dissendium
(17.10.16)
Buna pişmanım diyecek az kişi vardır. bir çok kişi çocuklu olmanın zorluğundan bahsediyor. çok tatlı olmasa, senin bir parçan olmasa çekilecek değil diyor ama pişmanım demiyor diyemiyordur bence duygusal olarak.
0
eksi sozlugun tatli insani
(17.10.16)
Nerden de yaptık şunu eldivenle sevilmez aq demmesi gerek tam tersi durumda. İnsan yavrusu bu, bi kedi bile görse insan acıyor falan, kaldı ki kendi canından bi parça. Bebeyi evde bırakıp tatile gidip, açlıktan ölmesine sebep olanlar, doğar doğmaz öldürenler belki dediğin sınıflandırmaya girebilir ama onlara psikolojisi yerinde değil gözüyle bakıyoruz. Yani normal şartlarda dediğin şey imkanısız. En istemeyen, yanlışlıkla yapan bile doğumca acayip seviyor.
0
bigbadabum
(17.10.16)
rukayka'nin sordugu soru seviyor musunuz degil pisman misiniz. ikisi farkli seyler bence. elbette emek verdigimiz her seyi severiz, kendi canimizdan olani daha da severiz. pisman olmak farkli bir sey. eger bu ikisinin farkini anlamiyorsaniz/goremiyorsaniz muhtemelen zaten cocuk istiyormussunuz ve pisman degilsiniz demektir.
pisman olanlar da cocugumu sevmiyorum demiyor zaten [sevmeyen de vardir elbette, kimseyi yargilamamak lazim], seviyorum, cok seviyorum ancak iki hayatimi da onceden gorseydim yapmamayi secerdim diyorlar. internette cok guzel bir roportaj vardi, kadin acik yureklilikle pismanim diyordu. iki cocugu vardi, cocuklar olduktan sonra gayet iyi yetistirmis cocuklarini, hatta kardeslik duygusu guzel diye ikinci cocugu yapmis, cok sevmis ancak geriye donup baktigimda 30 yilimi bambaska bir seye harcayabilirdim, ben aslinda oyle cocuk falan da istemiyormusum ancak yaptiktan sonra elbette en iyi sekilde yetistirdim ve baktim diyordu. kostebek'in attigi siteye, hatta internetteki forumlara bakmanizi oneririm.
turkiye'de bu konuda dogru duzgun gorus alinamiyor ne yazik ki. eksi sozluk'te de yazan samimi bir iki insan var bu konuda.
0
kassiopeia
(17.10.16)
@i ve been mistreated, ne güldüm :D

zor bir soru, çocuğum yok ama olursa ve pişman da olursam söyleyebilirim gibi geliyor. hiç ulvi bir mertebe olarak görmüyorum ana-babalığı açıkçası. önemli olan çocuğu ortaya çıkarmak değil çünkü.
0
piremses
(17.10.16)
Degilim

Ikincisini istiyorum
0
la noix
(17.10.16)
@eksi sozlugun tatli insani

Kimse kolay o yuzden pisman degilim demiyor zaten. Zor, ona ragmen pisman degiliz. Yani sadece kolay seyleri seviyorsaniz hayat baya kotu olmali sizin acinizdan
0
la noix
(17.10.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.