Giriş
(27)

dilencilere para veriyor musunuz? özellikle çocuklara ve suriyelilere

limoncello
-dilencilere özellikle suriyelilere ve çocuk olanlara para veriyor musunuz?-sokakta mendil vs. bir şey satanlardan özellikle çocuklardan alıyor musunuz?-görünce napıyorsunuz, ne hissediyorsunuz?
-dilencilere özellikle suriyelilere ve çocuk olanlara para veriyor musunuz?

-sokakta mendil vs. bir şey satanlardan özellikle çocuklardan alıyor musunuz?

-görünce napıyorsunuz, ne hissediyorsunuz?
0
limoncello
(26.04.17)
-hayir
-hayir
-gormuyorum artik
0
fakyoras
(26.04.17)
kesinlikle vermiyorum, çünkü verdikçe daha fazla dileniyorlar. sayıları artıyor.

özellikle bebeği ile dilenen suriyelilerden nefret ediyorum. her gördüğümde nefret suçu işliyorum resmen. benim eşim haftada 45 saat non - stop çalışırken, bu amk (kusura bakmayın) insanları hem tavşan gibi ürüyor, hem de kucağında bebeği ile dileniyor.
0
zentiva
(26.04.17)
İlk göç dalgasında yol kenarında kucağında bebeğiyle yere oturmuş perişan halde Suriyeli bir kadın görmüştüm. Normalde Türk olan hiçbir dilenciye para vermem ama o gün o kadının durumu beni rahatsız etmişti ve bunları düşünürken bir anda karar verip 30-40 metre yolu geri yürüyüp kadına para vermiştim. Sonra daha iyi hissetmiştim. Belki onun hayatını kurtaramayabilirdim ama en azından o gün için ona bir faydam dokunabilirdi. Aslında bunu iyilik olduğu için söylememem gerekiyor ama gerçekten kötü durumda olan insanlarla sahte dilencilerin ayırt edilmesi konusu önemli bir sorun olduğundan bahsetmek istedim. Gerçekten yardıma ihtiyacı olan birine benziyorsa para vermeye çalışırım.
0
dissendium
(26.04.17)
-Hayır
-Mendilim bittiyse, çocuk veya muhtaç görünen yaşlı teyzelerden alıyorum.
-Bir çoğunun acınacak durumda olmadığının farkına varabildim ama bazen yine de kötü hissettirenler oluyor.
0
atom karincanin torunu
(26.04.17)
Vermem,vermedimde. İhtiyacı olanı zaten bulurum.
0
brnbrs
(26.04.17)
vermem
hayır
eğer mesela alsancak kordon gibi bi yerde kafede oturuyosam ve bi çocuk geliyosa korkuyorum örneğin masadaki telefonu alıp kaçabilir ya da yemeğime tükürebilir falan diye(bunu gördüm kendi gözlerimle) onun dışında metroda falan görürsem içten içe küfür ediyorum çünkü biliyorum ki onlar yiyip içip sevişip çocuk yapıyor sonra acınarak dileniyorlar bu üstüne üstlük gittikleri hastanelerde ağa gibi davranıyorlar.
0
nundu
(26.04.17)
-para vermiyorum. arabada kutuyla aldığım gofret mofret bir şey oluyor genelde, onlardan veriyorum.

-mendil satan çocuklardan almıyorum, para da vermiyorum. yaşlılardan alıyorum bazen.

-sisteme sövüp devam ediyorum.
0
m murphy
(26.04.17)
çoğu çingen ya da suriyeli. meslekleri o zaten. hayatta vermem.cidden muhtaç durumda yaşlılar oluyor. onlardan mendil falan alınır ama
0
glamdr1ng
(26.04.17)
Vermeyin verdirmeyin
0
tekila shot bardağı
(26.04.17)
-hayır. özellikle çocuklara para vermiyorum. çünkü biraz kazandıkça devam edecekler bu işe veya devam etmeye zorlanacaklar.
-temiz, eli yüzü düzgünse bende nedense eğitimi için çalışıyormuş imajı yaratıyor ve eğer bozuk param varsa alıyorum.
-çok ısrarcıysa sağolasın canım var bende vs. gibi bir şeyler geveliyorum.
0
golgi aygıtı
(26.04.17)
Para isteyen hiçbir dilenciye para vermedim. Sadece bir keresinde küçük bir kız "abla pasta alır mısın?" dediğinde pasta almıştım o kadar. Onun dışında mendili marketten alırım. Kucağında bebeğiyle dilenen kadınlara, ailecek köşeye oturmuş bakan suriyeli ailelere, toplu taşımada kendini acındıran suriyeli çocuklara acımıyorum. Çünkü açlıktan ölmüyor hiçbiri. Bundan iki yıl önce Osmanbey'de yağmur yağdığı halde çıplak ayakla dilenen bir kız çocuğu görmüştüm. Yanında da pembe çizmeleri duruyordu. Sanırım büyükleri "ayakkabını çıkartıp dilen" dediği için yapmıştı ama ayakkabıları saklaması gerektiğini idrak edememişti. Kısaca vermeyin, verdirmeyin.
0
ruhen hastayim ben
(27.04.17)
1. Hayır. Arabanın yanına gelmişse ve ortada bozuk para varsa belki.
2. Her zaman değil. Bizim orada sabit bir amca veya 2 çocuk oluyordu onlardan alıyordum. Otobüs beklerken kutuda kartlık yara bandı falan satanlardan da alıyorum. Çok ucuza satıyorlar zaten. Arkadaşımız engelli diyerek yara bandı satmaya çalışanlardan asla almam.
3. Çocuklara üzülüyorum ana babalarına küfrediyorum.

Not: Hastamız var şu ilçeye gideceğiz paramız bitti aslında bir sürü tarlamız var fakir dilenci değiliz diyen iyi görünümlü insanlar sizden para isterse vermeyin. Bir kere 50 lira verdik, kadın beğenmedi. Senin Manisa'ya kadar taksi paranı mı karşılayacağım beyinsiz. Ver sen onu geri dedik, aldım parayı camı kapattım devam ettim. Bundan sonra aynı hikaye, torunum burnuna taş sokmuş şimdi ameliyatta paramız bitti geri dönemiyoruz aslında bir sürü evlerimiz var fakir değiliz bize para ver. Yalancı şerefsiz.
0
Lim5
(27.04.17)
para vermem. bazen elimde yemeyeceğim abur cubur yiyecek vs olursa onu veriyorum.
0
baal
(27.04.17)
Hayır, ben de vermiyorum. Sadece çocuk olmalarından dolayı üzülüyorum çünkü eğitimciyim ama o kadar.
0
duyond
(27.04.17)
1-hayır 2-ihtiyacım varsa sadece 3-Görmemeye çalışıyorum istifimi bozmıycam diyorum ama kasılıyorum ve bunun farkındayım. Bu da beni rahatsız ediyor. Durduk yere içim sıkılıyor. Ignore filtresi olsa seçicem.

İhtiyaç sahibi olduğuna emin olursam elimden gelen yardımı yaparım ama mevcut hayat deneyimimden sonra zor ikna olurum birinin gerçek anlamda ihtiyaç sahibi olduğuna. Çalışabilmek için gerek ve yeter güce kuvvete sahip olup da dilenmek hazırcılık gibi geliyor. Ki devlet de ihtiyaç sahiplerine türlü yardımlar yapıyor zaten.
0
sekerse tehlike
(27.04.17)
Dilencilere para vermiyorum. Birşey satan oluyorsa o sırada da ihtiyacım varsa (selpak gibi ) satın alırım. Arada derede yemek veya yemek parasi dilenen cocuklara doner ismarladigim olurdu.

Görünce güzel hissetmiyorum tabii ki ama kimin gerçekten ihtiyacı var onu da anlamak mümkün değil.
0
cabiday
(27.04.17)
- o anki psikolojime bağlı, çocuklara genelde veriyorum cebimdeki bozukluklardan bir şeyler. sokakta yatan evsizse gene veriyorum. suriyeli, turk, kurt millet ayrımı yapmıyorum.
Bebekli kadınsa, allah tuttugunu altın etsinci kafa sken dilenciyse vermiyorum

- bir şey satın almıyorum, vereceksem para bırakır geçerim

- halime şükrediyorum, şanslı olduğumu duşunuyorum
0
freedonia
(27.04.17)
Kesinlikle vermem
0
gazozailacatmauzmani
(27.04.17)
- birkaç kez yiyecek isteyene yiyecek aldığım oldu ama para vermedim hiç. sadakanın olması gereken değişiklikleri önlediğini düşünüyorum.
- yaşlılardan aldığım olmuştur ama şimdi ekonomik durumum nedeniyle istesem de alamıyorum. (şimdi aklıma geldi ani'de de bir çocuktan çiçek almıştım yanımdaki kişi için)
- üzülüyorum, özellikle satış yapan yaşlılara. mesela çırağan'ın karşısında su, mendil falan satan bir teyze duruyor, neden bilmem ama o çok etkiliyor beni. bakamıyorum onun olduğu tarafa. her geçişimde suçluymuşum gibi başımı öne eğiyorum. altılı oynadığım dönemlerde hayal kurardım; "lan şöyle büyük bir altılı bulsam elindeki tüm malı alır evine yollardım teyzeyi" diye. sonra hayalleri büyütüp iş kurardım ve rahat bir iş verirdim teyzeye. artık onu kurtaracak hayallerim, diğerleri gibi, ölüler.
dilenen bir evsiz görünce de kendi dertlerime dalıyorum "ileride evsiz kalır mıyım acaba?" diye düşünüyorum. hesaplarım tutacak mı, aç kalır mıyım, dişlerim çürürse ne yapacağım gibi sık sık tekerrür eden sorular beliyor kafamda.
0
misterturist
(27.04.17)
nasıl bir bağlantı var bilemiyorum ama babamı kaybettiğimden beri dilenen veya bir şey satan yaşlı amcalar, teyzeler görünce onlara para veriyorum. Vermezsem çok üzülüyorum ama çok da utanıyorum sanki dikkat çekmeye çalışıyormuşum gibi geliyor vapurda falan. o yüzden çok utanır da o anda veremezsem, sonra sessizce herkes gidince bulmaya çalışıyorum ya da bir sonraki gördüğüme veriyorum vs. Ben de böyle garip bir insanım.
0
sopiro
(27.04.17)
- dilencilere para vermem, ilk zamanlarda küçük çocuğu olan suriyelilere birkaç defa yiyecek almıştım. artık görmüyorum bile.

- nedense yaşlılara zaafım var, yaşlılardan sık sık mendil alıyorum.

- dilencilere üzülmüyorum; yaşlı ve mendil satan, ne bileyim tartı başında oturan yaşlılar içimi burkuyor sadece.
0
piremses
(27.04.17)
- hayır
- hayır (mendile ihtiyacım varsa, özellikle yaşlı veya engelliyse bazen)
- yani karışık duygular bunlar :( bazen hiçbir şey hissetmiyorum, bazen sisteme kızıyorum, özellikle çok yaşlıysa bazen üzülüyorum vs. vs.
0
dessy
(27.04.17)
izmir çankaya metro girişinde 2 tane bebek büyüttü suriyeli kadın. kucağında bebek varken hamileydi yani düşün. millet tabi paralar, ayakları çıplak çocuğa ayakkabılar falan. çocukların ayakları hala çıplak ayrı mesele. para vermiyorum, bişey de hissetmiyorum.
0
hasmetizm 2046
(27.04.17)
-Asla vermem. Çocukların aileleri tarafından sömürülmelerine ortak olmak istemiyorum. Yardımı başka şekillerde yapıyorum, 2-3 lira ile vidanımı rahatlatma uğruna sömürü düzenine onay vererek değil.

-Çocuktan almam. Aynı nedenden dolayı. Kör bir amca var mendil satan, ondan alıyorum.

-Kötü hissdiyorum ama başımı çevirip yürümeye devam ediyorum.
0
peggy
(27.04.17)
vermiyorum, almıyorum. garip ve çelişkili duygular.
0
stewie
(27.04.17)
hayır
hayır
bişey hissetmiyorum
0
basond
(27.04.17)
- Hayir.

- Hayir.

- Utaniyorum. Her seyden.

Suriyeliler ve diger mülteciler icin etkinlikler yaptim, Ankara´da oldugum süre boyunca destek olmaya calistim. Ama asla kimseye cikarip para vermem.
0
buf-e kür
(27.04.17)
(2)

Yaptığım işlere odaklanamama

ondkz
Birkaç aydır yaptığım işlere odaklanamıyorum. İşlere, okuduğum kitaba, konuşulanlara ...D vitamini değerlerime baktırdım az çıktı. Bilmiyorum bu etkili olur mu ?Ne yapmak lazım ? Siz bu duruma geldiğinizde neler yapıyordunuz ?
Birkaç aydır yaptığım işlere odaklanamıyorum. İşlere, okuduğum kitaba, konuşulanlara ...

D vitamini değerlerime baktırdım az çıktı. Bilmiyorum bu etkili olur mu ?

Ne yapmak lazım ? Siz bu duruma geldiğinizde neler yapıyordunuz ?
0
ondkz
(26.04.17)
Kısa bir tatil işe yarayabilir.
0
dissendium
(26.04.17)
Krill yağı hapı kullan.
0
faraton
(26.04.17)
(7)

inandığınız bi komplo teorisi var mı?

for day to break
ya da gerçek olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşündüğünüz vs. benim çok var. özellikle sağlık alanında. birde dizilerin toplum ahlakını bozmak için özellikle belirlendiğini düşünmek gibi.
ya da gerçek olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşündüğünüz vs. benim çok var. özellikle sağlık alanında. birde dizilerin toplum ahlakını bozmak için özellikle belirlendiğini düşünmek gibi.
0
for day to break
(26.04.17)
11 Eylül saldırılarını ABD'nin yaptığına inanıyorum. Belgesellerden öğrendiğim şeyler çok mantıklıydı. HAARP ile yapay deprem yaratılması fikrine de normalde gülerim ama yine çok ilginç bir video aklımı çelmişti. O konuda henüz kararsızım.
0
dissendium
(26.04.17)
Hitler'in intihar etmemiş, aslında kaçmış olması.
0
peggy
(26.04.17)
matrix
0
nedendir bilinmez
(26.04.17)
haarp'in çalışmaları ve tesisi halka açıkmış. detaylı bilgi eksisozluk.com
0
yons
(26.04.17)
Dün her sınıfa mensup bir grup insanla komplo teorileri üzerine konuşmuştuk özellikle toplumumuzun hastalıklı dirençsiz vs bir toplum olması için yapılan çalışmalar örneğin hibrit tohumun yaygınlaştırlması,zeytin yağı tereyağı gibi sağlık değerlerimizin bastırılması..o kadar çok var ki işte bu dün en çok üzerinde durulan inanılan teoriydi ben de ihtimal vermiyor değilim
0
esmeralda
(26.04.17)
11 eylül +1
türk yakın siyasi tarihinin de tamamen komplo olduğunu düşünüyorum.
0
bohr atom modeli
(26.04.17)
7 haziran'dan 1 Kasım'a kadar gelişen süreçte vuku bulan karisikliklar.
0
sfteses
(26.04.17)
(12)

Ne kadar Stres Altındasınız ?

qazaqwsx
Merhaba,İş hayatınızda okul hayatınızda, yani rutin bir haftanız da ne kadar stres altındasınız? 0 ile 10 arasında kaç puan verirsiniz haftalık stres seviyenize?Örneğin tüm hafta genellikle 2-3 seviyelerinde gidiyor sadece belli bir gün 6-7 falan mı oluyor, yoksa tüm haftanız ortalama 7-8 civarında
Merhaba,

İş hayatınızda okul hayatınızda, yani rutin bir haftanız da ne kadar stres altındasınız?

0 ile 10 arasında kaç puan verirsiniz haftalık stres seviyenize?

Örneğin tüm hafta genellikle 2-3 seviyelerinde gidiyor sadece belli bir gün 6-7 falan mı oluyor, yoksa tüm haftanız ortalama 7-8 civarında seyrediyor ve stersli bir ortamda mı çalışıyorsunuz ?
0
qazaqwsx
(26.04.17)
genelde 1-2 sıkı günlerde 6-7
0
basond
(26.04.17)
Hafta içi her gün 8/9
Bankada çalışıyorum.
0
tuborg yesili
(26.04.17)
haftamı ne kadar yoğun geçirirsem geçireyim stres altında hissetmiyorum. genellikle 2-3 diyelim.
0
fragile lady
(26.04.17)
gün içinde çok yoğunum ama stres level 1-2 bazen 0
0
stewie
(26.04.17)
bir önceki işimde düzenli olarak 8 falandı, şimdi iş değiştirdim ortalama 7 civarı olacak gibi.
0
orange coffee
(26.04.17)
ÇOK
ÇOK YANİ
NE SEN SOR NE BEN SÖYLEYEYİM YANİ

kendime stres puanım 9 kanka.
0
interview with the vampire
(26.04.17)
Onceden cok stresliydim bayagi kendimi gelistirdim bu konuda dusunme yontemimi degistirdim artik cok daha stressiz bir sekilde gunu kapatiyorum hatta mesai bitimi cabucak geliyor. Stres seviyem genel olarak en fazla 1-2. Haftasonlari 0.
0
neferkitty
(26.04.17)
çoğunlukla 0-1
0
cekilmis gayfe
(26.04.17)
Stres 1-2. Benim sorunum yorgunluk. 12 saat dışarıda vakit geçirince yorgunluk stresi geçiyor.
0
dissendium
(26.04.17)
3-4 gibi TKM'nin trafik haritasına bakınca 10 oluyor. O saate kadar logaritmik olarak artar gün içinde.
0
arnold schwarzeneger
(26.04.17)
9-10 civarı
0
roket adam
(26.04.17)
Hafta ici 8, haftasonu 4
0
rusyalı kozmonot
(26.04.17)
(24)

kocaeli üniversitesi gözünüzde kaçıncı sınıf üniversitedir?

pilavmaker
somut kriterlere göre değil de algınıza göre soruyorum. örneğin benim gözümde boğaziçi, odtü, itü, koç, ytü vs. top class diyebileceğim kategoridedir. bu ytü ile boğaziçi aynı demek değil yalnız, anlamışsınızdır siz uzatmayayım. ya da kısaca "şu, şu, şu üniversiteler ile aynı klasmanda" diyebilirsin
somut kriterlere göre değil de algınıza göre soruyorum. örneğin benim gözümde boğaziçi, odtü, itü, koç, ytü vs. top class diyebileceğim kategoridedir. bu ytü ile boğaziçi aynı demek değil yalnız, anlamışsınızdır siz uzatmayayım.

ya da kısaca "şu, şu, şu üniversiteler ile aynı klasmanda" diyebilirsiniz.
0
pilavmaker
(25.04.17)
bölüm?

mühendislik ise; itü, odtü, boğaziçi gibileri 1. sınıfa koysam, istanbul marmara ytü 2. sınıf olsa, 3. sınıf derim kocaeli için. kocaeli, sakarya, uludağ gibiler 3. sınıf olur.

yanılmıyorsam iletişim fakültesi kaliteli diyorlardı. ne kadar doğrudur bilemem.
0
blue eyes white dragon
(25.04.17)
boğaziçi,bilkent,odtü vs den sonra 2.sınıf üniv kategorsinde benim gözümde. sakarya üniv gibi geliyor bana kocaeli.
0
sik kullanilanlar
(25.04.17)
4. sınıf,ise yaramayan bi üni.
0
basubadelmevt
(25.04.17)
Yazacagimi yazmis @playing star again +1
0
qazaqwsx
(25.04.17)
Hiç de 4. Sınıf kötü bir üniversite değil, mühendislik alanında istanbuldaki işverenler için itü, odtü, boğaziçi, yıldız'dan sonra gelen anadoludaki ilk üniversite kocaeli. Çoğu zaman kocaeli de tercih edilen üniversitelere yazılıyor. Ben de kocaeli mezunuyum, hiç kötü bir yerde çalışan arkadaşım yok. Çoğu itüden, boğaziçi'nden yüksek lisans kabulu aldılar, kendim de itüde doktora yapıyorum. Sakarya, anadolu, osmangazi denmiş mühendislik alanında kimse bunlar olsun demez, hepsinden de iyidir. Ankara'ya giderseniz hacettepe ve odtü (bunu zaten saydım) önüne geçebilir sadece o kadar. Ankara üniversitesiyle eşdeğer diyebiliriz.
0
ekaterina
(25.04.17)
benim algıma göre şöyle;

boğaziçi, odtü, yıldız, marmara vs..... kocaeli, sakarya, anadolu, osmangazi....
0
dahinnotha
(25.04.17)
Kocaeli Üniversitesi'nde iki yıl okudum. Bana göre 3. sınıf bir üniversite ama fakülteden fakülteye değişir bu. Tıp fakültesi 2. sınıftır örneğin.

Edit: Bu arada Sakarya'ya haksızlık yapmayalım. Anadolu ve Osmangazi'yi mühendislikte kimse aramaz ama Sakarya gayet de aranır. Sakarya mezunu fabrika müdürü tanıyorum. Ayrıca 1970 yılında kurulmuş bir üniversite. Bugüne bugün 47 yıllık üniversite.
0
dissendium
(25.04.17)
1. odtü, boğaziçi, sabancı, koç, itü, gsü
2. bilkent, ankara, hacettepe, ytü, ege, anadolu, akdeniz, dokuz eylül
3. istanbul üniversitesi, gazi, atatürk, marmara, kocaeli, osmangazi, ktü
4. anadolu şehirlerindeki geri kalan devlet üniversiteleri içinde en iyiler, ama aklıma direkt adları gelmeyecek kadar geride kalanlar.

bu arada sınıflar içindeki sıralamalarına göre yazdım. o sınıfa dahiller ama bu sıralamalarla, benim gözümde tabi.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(25.04.17)
Yıldız Teknik'ten hemen sonra geliyor benim için mühendislikte. Tıpları kendi içinde değerlendiriyorum. Geri kalan bölümlerini bilmem.
0
Lim5
(25.04.17)
2. Sınıf. Koü mezunuyum. Devlet uni mezunu iseniz ve bogazici odtu itu degilse okulunuz yine de saygı goruyorsunuz. Özeller patates.
0
tukenmez adam
(25.04.17)
Kocaeli Müh fakültesinden mezun oldum. İstanbul'da güzel bir şirkette çalıştım. Eğer İng olarak kendinizi geliştirdiyseniz eğitim kalitesi açısından bir eksiklik hissetmedim. Göğsümü gere gere de üniversitemin adını söyledim. O dediğimiz 1. Sınıf üniversitelerin en büyük artısı İngilizce bilen öğrenciler yetiştirmesi.
0
keep out
(25.04.17)
mühendislik eğitiminde iyi diye duydum, algısı iyi bende. büyük şehirlerdeki iyi üniversitelerin hemen ardında diyorum.
0
soft
(25.04.17)
sakaryayı övüp kocaeliyi gömmek trajik olmuş.

kocaeli'de okuyan en tembel öğrenciyi koyun sakaryada takır takır ders geçer.

Bölüm ayıramadan benim gözümde sıralama şöyle:

1- Galatasaray, Sabancı , Boğaziçi, Odtü, Koç, Bilkent, Mimarsinan
2- İtü
3-Ytü, Katü(malesef, gıcığım ben normalde katü'ye)
4-Marmara, Gazi, Ankara ü, İstanbul ü, Ege, Deü, Anadolu
5-Kocaeli, osmangazi, atatürk, uludağ, istanbulda'ki üniversiteler(okan mokan), Çukurova; (bana kalsa KATÜ burada olmalıydı)
6-ve diğerleri
713- şeyh edebali ü
0
mete kudur
(25.04.17)
Mühendislik bölümlerinin çoğu Anadolu Üniversitesilerinin çoğunu tokatlar. En azından 5-10 sene önceki durum böyleydi.
Sınıfını bilmem.
0
eloharp
(25.04.17)
Kocaeli'deki en tembel öğrencinin Sakarya'da takır takır ders geçmesi? Kocaeli'de okumamış olsak inanacağız ya. Sallıyorsunuz bari destekli sallayın. Vize ve final sorularını defterden soran hocalar var Kocaeli'de. Kadının biri nasıl olsa emekli olacağım diye öğrencinin yüzüne bakmadan tahtayla konuşarak ders anlatıyordu. Geçme notuna 65 derler, hocalar çeke çeke 45'e indirir notları. Sanki çok zormuş gibi anlatırlar. KTÜ de son yıllarda oldukça bozmuş bir okuldur. KTÜ'den Sakarya'ya yatay geçiş yapmış 10 kişi tanıyorum ve hepsi Sakarya'da zorluk çekiyorlar. Adı teknik üniversite diye popüler olmuş saçma bir okul KTÜ. Kocaeli sadece batıda olduğu için şanslı. Yoksa çoğu bölümünün içi boş olduğu bir üniversite.
0
dissendium
(26.04.17)
mühendislik anlamında ilk 5'te yer alır özellikle elektrik ile ilgili bölümlerden mezun olanlar piyasa da çok iyi yerlerdedir,tabi bu dediklerim 2008 ve öncesi için geçerli son yıllarda ne durumdadır pek bir bilgim yok.
odtü
itü
ytü
kocaeli
diyebilirim.
0
sealth
(26.04.17)
Sallıyoruz ?

bazı arkadaşlar kendilerini referans alarak bizim de o minvalde cevap verdiğimizi zannediyorlar ama yanılıyorlar.

2 yıl kocaeli'de okumuş ama kadının birisi(?) emekli olacağım diye tahtayla konuşuyormuş(!)
geçme notuna 65 diyorlarmış da 45'e çekiyorlarmış ?
Sakarya aranıyormuş(trajikomik) ve goldenshot geliyor, sakarya mezunu fabrika müdürü tanıyormuş (lükse bak :))

tek tek cevap veresim hiç yok ama teknik olarak salladığına(senin davranışın) değineyim. senin yaşın yetmiyordur belki ama geçme notu 65 değil, bologna öncesi 50idi (50 al geç geyikleri dönerdi okulda), senin o 45'e çekiyorlar dediğin şey bolognaya tabi olanlarda cc'(geçme değil cc(2.0) harf notunun) 65'e çıkarılması üzerine soru kalitesinin değişmediği (hem bologna hem de eski sistem öğrencilerinin aynı kağıttan sınav olduğu) çoğunluk sınavlarında uygulanan harf notunu başarı sapmasıyla 15 puan çekme olayıdır (-ki gno ile 2.0'ın altında kalanlar için çapraz dönem sıkıntısı yaşatmasın sebeplerindendir) Hocanın yetki ve isteği dahilinde olabilecek birşeydir(bu yaklaşımla 35 ile de geçebilirsin). Sana çok daha şaşıracağın tez konusu vereyim; geçme notuna 70 diyip çan uygulayan okul sistemleri var ki, sanırım bundan daha da bi' habersindir.


sakarya'nın arandığı ve tanıdık müdür olması seni adına şahane gelişmeler mezun olunca torpil yaptırabileceğin bir fabrika var :))


onun dışında sakarya üniversitesinde git gez dolaş biraz, sana anlatsınlar puan sistemlerini ve bazı sınavlarda neden sakaryanın tercih edildiğini ? bazı öğrencilerin neden kocaeliden sakaryaya okumaya gittiğini ders dilinin ve sınav uygulama sisteminin olaylarını sakaryadan kocaeline gelip de geri dönen öğrencilerini.

aklını açarken bir tiyo vererek hutbemi sonlandıracağım; eğer 2 okul arasında öss puanı yüksek olup da dgs puanı düşük olan bir durum varsa, bu dgs puanı düşük olan üniversitenin zorluğundan kaynaklanıyordur. çünkü dgs öğrencisinin yaşı büyüktür ve çoğunlukla işi gücü olan kişilerdir. bu kişilerde ellerinden geldiğince kolay ve içinde bulundukları sistemi bozmadan hızlıca okullardan mezun olmayı tercih ederler. bu durum odtü itü mimarsinan ayrımında da yaşanıyor, sıradan anadolu üniversitesi ayrımında da.
0
mete kudur
(26.04.17)
şimdi top derken, bilkent bogazici odtüdür. koç, sabancı,itü vs.yi bence 2. kocaeli de bi altta.

ama aralardaki fark bence cok az, yurtdısı icin fazla ama tr icin dusuk farklar.
enteresan sekilde piyasada calısan kocaeli unili arkadaslarımın cogu okulda asırı salmış, iş hayatında cok basarılı olmus tiplerdi.
0
art vandaley
(26.04.17)
y.lisans öğrencisiyim burada. lisansım başka okuldan.
bence türkiye' nin en abartılmış üniversitesi. mühendislikteki hocaları da biliyorum fen edebiyattakileri de. mühendislikteki bikaç pik noktadaki çok çok değerli hoca dışında hepsi vasat. hepisi. anladığım kadarıyla belli bi kesme yakın değillerse onları da aşağı çekmeye çalışıyolar.

ve burda işler adamına göre yürüyo, resmi olarak çok zor işinizi yapıyorlar.

anlamadığım bir şey daha var sınav haftasının öncesi çalışsınlar diye tatil, sınav haftası tatil, sonraki hafta kimse gelmiyo diye yine tatil.
bizde böyle bişey yoktu dersten, sınava giderdik.
özele indirgeyip kendi bölümüm için konuşursam buranın bölüm birincisi yüksek lisans nükleerde ama standart modelle, atom modeli arasındaki farkı bile bilmiyo.

sanayi bölgesinde olmasına şükretsin kocaeli üni. oradan hocalara iş gelmese bu kadar isimli olamazlardı.
konum, imkan vs. olarak burdur niğde gibi küçük illerde olan üniversitelerden daha iyi olmasına rağmen onlar kadar bile verimli mi bilmiyorum. ama hocalarına sorsan miten farkı yoktur okullarının.
0
durgunfoton
(26.04.17)
3 ya da 4. Yoklukta bile gitmez.
0
piremses
(26.04.17)
çekilin kocaeli mezunu var,
evet zirveye oynamaz ama fena da değildir,
playing star again ' in yazdığı liste bence doğru bir yaklaşım,
gündelik hayatta 1.sınıf üniv. dışında bir yer bitirdiysen çok farketmiyor aslında, iş sende bitiyor,
benim çalıştığım pozisyona benden önce boğaziçi mezunu birini almışlar, 3 ay sonra kendi bırakmış yapamıyorum diye, ben 7 yıldır çalışıyorum,
0
ravenudon
(26.04.17)
okul değil, öğrenci ve öğrencinin kendini pazarlaması önemlidir. kocaeli'den sağlam ortalama ile mezun olan bir arkadaşım şu an amerika'da (meslektaşım ve makina mühendisi). ben göreceli olarak daha iyi bir üniversiteden mezun oldum, pek mesleğimi sevmiyorum diyebilirim, işsizim ve pek piyasayı da takmıyorum.

sanayiye yakın olması kocaeli ve uludağ'ın elini çok güçlendiriyor. bizim izmir üniversitelerinden adam çıkarsa (ege, 9 eylül, iyte) mühendislikte, büyük oranda okulun değil öğrencinin bireysel başarısıdır zaten.
0
rain when i die
(26.04.17)
1. kategori diamond circle: Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Bilkent, Koç...
2. kategori golden circle: YTÜ, Marmara, İstanbul, Ankara
3. kategori ayakta: Uludağ, Sakarya, Kocaeli, Anadolu

Benim sıralamam bu şekilde. Yalnız YTÜ ile Kocaeli'yi aynı kefeye koymak gerçekten saçmalık, YTÜ teknik bir üniversite en başta ve iş hayatında özellikle mühendislik alanında hatrı sayılır bir yeri var. Büyük üniversiteler sadece İngilizce öğretiyor zaten demiş biri de asdfghj Boğaziçililer ağlıyor şu an :(
0
chicha
(26.04.17)
şimdi hangisi hangisinde yazamayacağım ama ünivesiteler benim gözümde aşağıdaki gibi:

1.sınıf
2.sınıf
3.sınıf
4.sınıf
çop sınıf

kocaeli'ye de 3. sınıf derim.
0
eindaclub
(26.04.17)
(3)

Youtube'ta yeni grup/şarkı keşfetmek

engiribord
Bayılıyorum yahu! İnsan kendini hiç ummadığı yerlerde buluyor. Youtube sayesinde normalde hiç haberim olmayacak gruplar, albümler keşfettim. Şu anda da öyle bir an yaşıyorum :) https://www.youtube.com/watch?v=chFmFpTc21sSanırım son dönemlerde en sevdiğim, bana en huzur, mutluluk veren şey bu:Siz nel
Bayılıyorum yahu! İnsan kendini hiç ummadığı yerlerde buluyor. Youtube sayesinde normalde hiç haberim olmayacak gruplar, albümler keşfettim. Şu anda da öyle bir an yaşıyorum :) www.youtube.com

Sanırım son dönemlerde en sevdiğim, bana en huzur, mutluluk veren şey bu:

Siz neler keşfettiniz burada?

(viral youtube reklamı gibi olmuş :D)
0
engiribord
(25.04.17)
Meşk diye bir grup.

www.youtube.com
0
dissendium
(25.04.17)
youtubedan hiç keşfetmedim sanırım ya, nasıl yapıyosun ki şarkı açtıktan sonra sağ taraftan çıkan şarkıları mı dinliyosun? spotifydan falan baya keşfettim ama örneğin. youtube'u daha çok bi şarkıyı loota atmak için kullanıyorum. spotify yıl sonunda hangi şarkıyı en çok hangi mevsimde dinledin diye liste çıkardığı için o listede olmasını istemediğim şarkıları youtubeda loopa alıyorum mesela :p
0
nundu
(25.04.17)
çocukluğumdan beri müzikle uğraşıyorum, koloratür sopranoyum. son 2 senedir kendi bestelerimi yapıyorum ve onları tanıtmak için uğraşıyorum. şu aralar yerel radyolarda çalmaya başladı.

eğer beğenirseniz belki dinleyebilirsiniz. bu bana gerçekten çok destek olur ama daha önemlisi beğenilmiş ve benimsenmiş olmanı beni mutlu eder.

TÜR: ALTERNATİF/INDIE POP

Arin -(git: youtu.be)
Uzak - (git: youtu.be)
0
mirror of erised
(23.07.19)
(9)

Bu tarz şeyleri nasıl aşabilirim ya?

matilda
Arkadaşlar baştan söyleyeyim evet ben de derdimi sikeyim. Gündüz ofiste geç yemek yediğim için akşamları eve gelip yemek yemek istemiyorum. Vermem gereken 3 kilo var. Daha rahat veririm böyle diye düşünerek yemiyorum ama içimden bi ses de diyo ki "Annen ne güzel yemek yapmış işte ye. Bi gün gelicek
Arkadaşlar baştan söyleyeyim evet ben de derdimi sikeyim.
Gündüz ofiste geç yemek yediğim için akşamları eve gelip yemek yemek istemiyorum. Vermem gereken 3 kilo var. Daha rahat veririm böyle diye düşünerek yemiyorum ama içimden bi ses de diyo ki "Annen ne güzel yemek yapmış işte ye. Bi gün gelicek keşke annem hayatta olsaydı da yaptığı yemekten yeseydim." diyeceksin diyo. Ve karnım gram aç değil. Öyle yemeğe düşkün biri de değilim. Sadece içten içe vicdan azabı çekiyorum. Bu tarz şeyler hep başıma geliyo. Biriyle kavga edecek gibi oluyorum ve "Salak mısın? Bi gün o ölürse keşke onu kırmasaydım o gün diyeceksin. Sus." diyorum. Tabii bu hep olmuyo. Bazen de umursamıyorum ama açıkçası böyle şeyler yaşamaktan sıkıldım. Genellikle annem üzerinden oluyo. Bazen dışarı çıkalım diyo yok yaa falan diyorum. Sonra içimden yine aynı ses. :(
Benim sorunum ne ya? Valla kafayı yiyeceğim sonunda..
0
matilda
(24.04.17)
Kaybetme, ölüm korkusu.
Biraz oluruna bırakmayı denemek lazım. Herkese "ya ölürse" diyerek değil, empati kurarak yaklaşmak daha doğru bana göre.
Annem dışarı çıkmak isteyince "of kadına hayır dedim, ölürse onu kaybedersem bi daha gezemicez" deyip vicdan azabıyla üzülerek dışarı çıkmaktansa, "ya kadın sıkılmış, mutlu edeyim beraber zaman geçirelim" diyerek yapmak daha rahatlatıcı.
0
quaker
(24.04.17)
gündüz sadece çorba ile geçiştir.
annenin yemeklerini yemede sıkıntı yaşamazsın.

sorun sürekli anne ile ise kaybetme korkusu maalesef gelecekte yaşayacağın şeyleri şimdiden yaşamaya korkmak.

Ha insan anne babasının ölümüne hazır hissedermi hissetmez hasta falan değilse. Normal aslında bir yerde yaşadığın
0
basond
(24.04.17)
Birinin başına kötü bir şey geleceği düşüncesi anksiyete bozukluğuyla ilişkili. Hayatta her an her şeyi kontrol edemeyeceğini kabul etmekle başlayabilirsin.
0
dissendium
(24.04.17)
senin hayatini kisitlamadigi surece asmani gerektirecek bir sorun olarak gormuyorum sahsen, zira annenin kiymetini bil ne guzel. Gunduz erken ye ya da hafif ye aksam da kararinda ye, bu is huzur icinde cozulsun.
0
fin
(24.04.17)
"spor yap" demeye geldim ama olayın boyutu farklıymış.
sanırım anne sevgisinde dozu kaçırmışsın.
0
filteria
(24.04.17)
Her zaman herkesi mutlu edemezsin. Herkesin her zaman seni mutlu etmek icin ekstra ozen gostermedigi/gösteremeyecegi gibi. Annen de olsa hatır için kendini zorlaman gerekmez. Kalp kirmamaya dikkat etmek lazim ama çok da abartmadan. Bu anlattiklarin, senin dusundugun kadar kalbini kirmiyordur belki annenin. Fazla dusunmemeye calis.
0
aquarium
(25.04.17)
Evlenmeliyiz.
0
zirrealist
(25.04.17)
oha insanlığa dair umudum arttı yazıyı okuduktan sonra. bundan sonra hayranınızım sevgili matilda.
soruya gelirsek, öğünlerin oranını değiştirerek yemek sıkıntısını aşabilirsiniz belki. ayrıca uygun tonda söylemeniz halinde annenizin sizin zannettiğiniz kadar sorun etmeyeceğini düşünüyorum. +tabii bunlar ana soruna cevap üretmedi ama karşınızdaki insanların böyle şeyleri çok takmadığını bilmek belki rahatlamanız konusunda yardımcı olur.
0
misterturist
(25.04.17)
Bence bu tarz şeyleri aşmamalısın. yarın bi gün öldüğünde, keşke bunu aşmasaydım demeyeceksin.
0
varg vikernes
(25.04.17)
(3)

garip ve ürkünç soru

Sandman
evinize gidiyorsunuz kanepede hiç görmediğiniz bir kisi ama aileniz ve arkadaşlarınız tanıyor ve o kişiyle çok yakın olduğunuzu söylüyorlar tepkiniz ne olurdu
evinize gidiyorsunuz kanepede hiç görmediğiniz bir kisi ama aileniz ve arkadaşlarınız tanıyor ve o kişiyle çok yakın olduğunuzu söylüyorlar tepkiniz ne olurdu
0
Sandman
(23.04.17)
Borç isterim. Borç vermemek için şaka yaptıklarını itiraf ederler.
0
dissendium
(24.04.17)
abi bence senin profesyonel destek vaktin geldi de geçiyor ya :(
0
der meister
(24.04.17)
duyuruları bir açıyorsun okuduğun başlığın aynısından bir tane daha var 0.0
ama aynı başlığın sadece bir tane olduğundan bahsediyorlar. aman allahımm tepkiniz ne olurdu?
0
part time pollyanna
(24.04.17)
(27)

En sevmediğiniz ev işi nedir?

fraise
Benim ütü. Bugün artık dağ gibi olunca oturup 3 saat ütü yaptım, o süre zarfında da hayatımı sorguladım resmen. Öyle nefret ediyorum. Her çamaşır makinesini calistirdigımda 'şimdi bir de bunları ütülemek var' diye geçiyor içimden. Yemek yapsam, ev temizlesem bu kadar söylenmem.Sizin en sevmediğiniz
Benim ütü. Bugün artık dağ gibi olunca oturup 3 saat ütü yaptım, o süre zarfında da hayatımı sorguladım resmen. Öyle nefret ediyorum. Her çamaşır makinesini calistirdigımda 'şimdi bir de bunları ütülemek var' diye geçiyor içimden. Yemek yapsam, ev temizlesem bu kadar söylenmem.

Sizin en sevmediğiniz iş nedir? Hadi yazalım da icimizi dokelim.
0
fraise
(23.04.17)
Dikey yüzeyleri silmek. Camlar, dolap kapakları, duvarlar, banyonun fayansları vs. ifrit kesiliyorum. Çok da yorucu.
0
buff
(23.04.17)
bulaşık makinesi yoksa bulaşık. anlayamazsınız. ütü de zor ama açıkçası ütüyle pek uğraşmıyorum olduğu kadar deyip geçiyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.04.17)
Yoo ben erkek olmama rağmen üşenmem ya, ütü falan yaparım yani. Tek yaşadığım için alıştım.

Sadece yemek olayı canımı sıkıyor, yemek yapamıyorum pek
0
MaNOfTheYear
(23.04.17)
ütü ama ben ütü yapmıyorum kışın ya. zaten kazak falan giyiyorum ve kazaklar genelde kırışık falan olmuyo. geri kalanları da annem ütülüyo.
cam silmeyi sevmiyorum bi de.
0
matilda
(23.04.17)
ütüyü hem beceremem hem de sevmem. aslında ev işine dair hiçbir şeyi sevmem de, en azından haftada bir biraz toparlamak gerekiyor ortalığı.

ailemleyken düzenli biriydim, eşyalarımı derli toplu tutardım falan. bekar hayatında çok dağınıkmışım, düzensizmişim aslında, onu gördüm.
0
runfor
(23.04.17)
en sevdiğim şey ütü. birazdan 5 gömlek ütüleyeceğim, ne mutlu bana.
0
stewie
(23.04.17)
En sevmediğim elimde bulaşık yıkamak, arkasından da süpürge ile süpürmek geliyor sanırım.
0
irene
(23.04.17)
Yemek yapmak :(
0
scomalt
(23.04.17)
Ütüyü severek yaparim. Ama camasirlarla ilgili diger isleri sevmem. Makineye atmak, katlamak, yerlestirmek, dolaplari duzenlemek.. ama en cok bulasigi sevmem. Makineye yerlestirip temizleri bosaltmayi da, elde yikamayi da hicbir sekilde sevmiyorum.
0
aquarium
(23.04.17)
Toz almak. Mezun olayım, toz dinamiği üzerine araştırma yapıcam valla. Bir kere siliyorsun, iki gün sonra her şey başa dönüyor. Ütü yapan biri değilim. Yemek yapmayı eğlenceli bulurum. Bulaşık yıkamak sıkıcı bir eylem. Ama toz almak kadar olamaz.
0
dissendium
(23.04.17)
Hepsini seviyorum, yaptıktan sonraki tatmin çok güzel. Belki yemek yapma ve bulaşığı daha az seviyorum.
Ama hepsine de üşeniyorum, bu bi gerçek..
0
manuel mandalina
(23.04.17)
Çamaşır yıkamak.
Makine yıkıyor demeyin, o kadar nefret ediyorum ki evde 2 tane 4 kapılı dolap ağzına kadar dolu, en son 2 ay önce çamaşır yıkadım şu an giyecek az kıyafetim kaldığı için yıkamak zorundayım.
Ayırması ayrı yıkaması ayrı asnası toplaması kurumasını beklemesi katlaması ütülemesi yerleştirmesi ayyy nefret ediyorum.
Ütüden nefret etmiyorum, dandik süpürge yüzünden süpürge de çok sinir bozucu.
Cam silmek bana çok eğlenceli geliyor.

Çamaşır ve süpürge kesinlikle.
0
bir nick var benden iceri
(23.04.17)
Ben genelde evde iş yaptıkca resmen dinleniyorum beni sıkmıyor ama en sevmediğim iş ıspanak gibi topraklı yeşillikleri yıkamak. Sirkeli suda bekletsem de tüm yaprakları teker teker yıkamam aşırı zaman kaybı geliyor. En sevdiğim de yerleri silip pırıl pırıl yerlere çıplak ayakla basmak :D
0
neferkitty
(23.04.17)
hiçbir şey değil ama tencere yıkamak!
öğrencilik yıllarımda yeteri kadar tencere yıkadığım için nefret etmiştim. sonra bulaşık makinesi aldım rahatladım. bunun dışında ev işlerini zevkli bir hale getirmeye çalışıyorum. mesela ütüyü gece geç saatte yaparım ve yaparken de mutlaka içerim :)
yemek desen yeni tatlar denemeyi seviyorum, boşandıktan sonra daha çok yapmaya başladım. zorlandığım bir şey var o da sanırım toz alırken dar alanlara girmek. üşendiğimden değil ama bu cüsseyle (1.95) dip temizliği yapmak gerçekten insanı yoruyor.
0
gkct
(23.04.17)
Nevresim değiştirmek. Askerde bile kendim değiştirmezdim evde mecbur değiştiriyorum ihale bana kitlendi, ömrümden ömür götürüyor her seferinde.
0
angelus
(23.04.17)
kesinlikle nevresim değiştirmek.
zulüm.
0
blatta hiberna
(23.04.17)
toz almak. bütün sebebi de o zaten. süpürmek, silmek vs ütüye bile bi yere katlanabiliyorum ama toz almak tam bir zulum geliyor bana.
0
dedim ben sana
(23.04.17)
Yemek yapmak disinda butun ev islerinden nefret ediyorum :(
0
astrid
(23.04.17)
1) bir yerleri silmek ve süpürmek
0
faik abi
(24.04.17)
Toz almak.
Yemek pisirmek
0
kuehles blondes
(24.04.17)
ütü :(
0
basond
(24.04.17)
evi süpürmek (önceden çok sevmeme rağmen yoğun kedi tüyünden dolayı usandım artık)
en sevdiğimse ütü.
0
lesmiserables
(24.04.17)
ütü benim de :( zaten çok beceremiyorum düzgün yapabilmek için epey uğraşmam gerekiyr, bi de o çıkardığı ısı bunaltıyor iyice. kabus gibi. temizlik, yemek ve bulaşığa bayılırım ama. terapi gibi geliyor bana.
0
ma ya
(24.04.17)
bir kisi de cikip perde takmak dememis ya lan. bu kadar mi cok seviyorsunuz bu lanet şeyi? allah dusmanimin basina vermesin.
0
blue eyes white dragon
(24.04.17)
Ütü. Kesinlikle ütü. Bir de ütü titiziyim.

Geri kalanını az da olsa severim. Hele temizledikten sonra oturmayı çok severim.
0
aychovsky
(24.04.17)
ocak ve fırın silmek :( nefret ediyorum. ocağın üstündeki o demirler, fırının ızgara telleri hiç sevmiyorum onları temizlemeyi. bazen ocağın üstünü uzun süre temiz kalsın diye aliminyum folyo ile kaplıyorum o derece.
0
yue
(24.04.17)
hahha guldum okurken. utu guzel ya. hele o giysinin duzlesmesi. kol kisimlarini sevmiyorum ama zor oluyo.

carsaf degistirmek kesinlikle! yeni serilmise yatmak sahane olsa da o surec cok ama cok zor. hele bir de yatak duvara dayali oldugu icin yatagin her kosesine ulasamadiginda.

yesillik yikamak sevimsiz.

bir de camasir katlamak. cunku her giysi turunun ayri katlama stili var bende ve cok zamanimi aliyor :(

kitaplik tozu almak sevimsiz.
0
jimicik
(24.04.17)
(5)

türk popunu 2005-2006 gibi bitti saysak yanılır mıyız

blue eyes white dragon
fantastik bir müzik dinleme zevkim vardır. loopa belli şarkıları alıp günlerce onu dinleyebilirim. son birkaç gündür de sokarım böyle işe diyip bilgisayarımdaki 1000'e yakın şarkıyı windows media playere atıp dinlemeye koyuldum. her telden dinlerim ama 90'ların başı, ortasıyla başlayıp 2000'lerin or
fantastik bir müzik dinleme zevkim vardır. loopa belli şarkıları alıp günlerce onu dinleyebilirim. son birkaç gündür de sokarım böyle işe diyip bilgisayarımdaki 1000'e yakın şarkıyı windows media playere atıp dinlemeye koyuldum. her telden dinlerim ama 90'ların başı, ortasıyla başlayıp 2000'lerin ortasına geçen süredeki pop daha bir farklıymış diyorum kendime.

az önce de youtube'da kurcalarken hande yener'i gördüm.

3 tane şarkısı gözüme çarptı.

Şansın Bol Olsun(2002)
yalanın batsın (2000)
acele etme (2004)

dediğim tarih aralığını bilinçli bir şekilde yaşayan herkes, eğer biraz türk popu dinlediyse bu şarkıları bilir fakat günümüz popu kadar laçka bir müzik türü daha görmedim.
0
blue eyes white dragon
(23.04.17)
yanılırız
0
part time pollyanna
(23.04.17)
Şarkıcılar toplumun isteğine göre şarkı çıkarıyorlar.

Şu şarkı Gülşen'in çok başarılı bir şarkısı:

www.youtube.com

Bu da Gülşen'in şarkısı:

www.youtube.com

Şarkıcı aynı. İstese yine aynı başarıyı gösterir ama uğraşmıyor. Çünkü günümüzde eski sevgiliye laf sokmalı, klibinde twerk yapılan şarkılar satıyor. O kadar müzik altyapısıyla kim uğraşsın. Elektronik müzik varken kim beste yapmaya zaman ayırsın.

Tarkan'ın şu şarkısı müzik alt yapısı olarak çok başarılı:

www.youtube.com

Yine Tarkan'ın çıkardığı Cuppa adlı şarkıyı hiç dinlemedim.

Kafasına silah dayayıp yaptırdılar herhalde.
0
dissendium
(23.04.17)
yanılırız +1
geçmişe bakıyoruz, 2000'lerdeyken "90'lar çok güzeldi ya.s.s.s" diye şikayetler vardı. şimdi de "2000'nin başları kaliteliydi." diyorlar. ben bunu anlamıyorum.


ayrıca geçmişe özlem hep içimizde olduğu için o kadar da övgüyle bahsedildiğini düşünüyorum. örneğin hande yener'in eskilerine bakalım. ciddi anlamda çok güzel sözlere sahip şarkıları mı var? hayır.

"Çok yürüdüm ama ne buldum
Sevecek derken aşktan oldum
Yolları şaşırdım en sonunda
Bende kayboldum
Hep inandım ama yanıldım
Çiçeğindim el diline söz oldum"

"Kapına köleyim desen inanır mıyım
Yalvarırken seni görsem inanır mıyım
Yeni aşk hayatında mutluluk dilerim
Dönme sakın geri çok gülerim"

bu mu yani? bu mu kaliteli?
-------


şu an altyapısal olarak müzik çok daha fazla elektronikleşmiş olabilir, kabul. ama kalkıp da vasat sözlerine rağmen kendini dinleten şarkı günümüz için nasıl varsa eskiden de vardı. ben o dönemleri de sevmeme rağmen sözlerine dikkat edince çok da vasat olduklarını görebiliyorum. hem altyapısıyla hem sözleriyle cidden kaliteli olan örnekler günümüz için de geçerli.
0
m e b
(23.04.17)
kendimce 90 ve 80'lere ait pop parçalarını toparlayıp yaklaşık 500 şarkılık bir playlist yaptım. isteyen olursa msj atsın listeyi paylaşayım :)
0
plastic_angel
(23.04.17)
Her şeyde olduğu gibi Müzik de devamlı olarak bir değişim içinde. Değerlendirme yaparken bunu göz önünde bulundurmalıyız. Kendi çapımda Türk pop müziğine konusunda 1970'lerden başlayarak konuya hakimim diyebilirim. Her dönemin kendine has bir tarzı var ve kalite algısı da kişiden kişiye değişir. Bana göre 90'lardan sonra iyi işlerin olduğu dönem hangisi dersen 2015-2017 yalında çıkan Türkçe Pop şarkılarının bir çoğu yeterince iyi.
0
Son Müzakereci
(23.04.17)
(16)

hocam hitabı

manuel mandalina
hkk ne düşünüyorsunuz? bence iyi düşünüyorsunuz, zira duyurulara yazdığım bişeye dair özel mesaj aldığımda örneğin, hitapların %95'i böyle. Hadi uniseks bi hitap diye tercih ediliyor desem, cinsiyetin belli olduğu Facebook'ta çoğu grupta yine aynı hitap sözkonusu. Bana eril ve de azcık raconkeservar
hkk ne düşünüyorsunuz? bence iyi düşünüyorsunuz, zira duyurulara yazdığım bişeye dair özel mesaj aldığımda örneğin, hitapların %95'i böyle. Hadi uniseks bi hitap diye tercih ediliyor desem, cinsiyetin belli olduğu Facebook'ta çoğu grupta yine aynı hitap sözkonusu.

Bana eril ve de azcık raconkeservari bi hitap gibi geldiğinden tuhafıma gidiyor. Siz ne diyonuz? Niye bu kadar çok kullanıyorsunuz yaa?
0
manuel mandalina
(22.04.17)
Alternatifi yok
0
soft
(22.04.17)
Ben kadın erkek herkes için kullanılırım, hafız falan demekten iyidir. Ayrıca kadına da bu şekilde hitap edilebilir rahatsız olacak bir durum yok bunda, hoca illa erkek olacak diye bir kural yok en nihayetinde cami hocasından bahsetmiyoruz.
0
angelus
(23.04.17)
Kendi tavrımı ekliyim: İnsanlara msj atarken hiç bir hitap kullanma gereği duymadım açıkçası. Selam, şöyleyken şöyle diye lafa girerim genelde.

@angelus, bu hitap erkeğe dairdir demiyorum ki, bana eril geliyor dedim, rahatsızlığım da bende uyandırdığı o raconvari histen geliyor işte. geçmişte hocalık yaptığımdan o dönemden arkadaşlarımla hala birbirimize öyle hitap ederiz, ondan hiç rahatsız olmuyorum mesela.
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
kardesim yazsam ben senin kardesin miyim diyecek tipler var. hocam lafi gayet de guzel.

varsa guzel bir fikir soyle onu kullanalim.
0
blue eyes white dragon
(23.04.17)
Ortaya koyma biçimim yanlış olmuş sanırım. Kastettiğim şu; birbirini tanımayan insanlar arasında muhabbetin içine 'hocam' hitabı girdiğinde, sanayide taburede oturan eli tesbihli iki adamın muhabbeti tadını alıyorum :D
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
@blue eyes, tercihimi yukarıda belirttim. Ben hitap kelimesi kullanmıyorum, eksikliğini de çekmiyorum.
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
hafız, hacı, başkan (başgan) gibi hitaplardan daha iyidir bence.
arkadaş çevresinde müdür hitabını da kullanıyoruz.
tanımadığımız kişilere karşı abi, ablacım gibi hitaplar yaygın.
0
AWD
(23.04.17)
artık ankarada yaşamasam bile odtü mezunu olduğum için çok sık kullanıyorum. ağız alışkanlığı. cinsiyeti falan yok. imamım demiyoruz ki.
0
argent dawn
(23.04.17)
@argent, cinsiyeti konusunda arada bi cvp yazdım
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
Kızlara hocam demem. İnternet ortamında kullanırım ama gerçek hayatta bana samimiyetsiz geliyor. Geçen derste hoca bana hocam dedi, hocaya hiç yakıştıramadım bana hocam demesini. O kadar okuyup hoca olmuşsun öğrencine niye hocam diyorsun, biraz ağırlığın olsun dimi? Gardaş de, emmi de, ama hocam deme.
0
dissendium
(23.04.17)
herhalde sadece odtü'de cinsiyetsiz bir hitap bu.

ben eril ve raconvari konuşmak istemediğim insanlara karşı kullanmıyorum, ama sempatim var.
0
otonomo
(23.04.17)
Gerçek hayatta, yüzyüze olan hocam hitabı değil kastettiğim. Üniversitelerde kantinci, fotokopici, herkes herkese hocam der, çünkü hoca kim öğrenci kim belli olmadığından risk alınmaz.
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
Gülük hayatta çok denk geldiğim bir ortamda değilim. Bir de akademisyenlikten ötürü hocam'ı çok duydum ama birbirimize karşı hiç kullanmıyorduk, sadece hocalarımıza Hocam diyorduk. Öğrenciler de kendi aralarında pek hocam demiyoru. Bir gün ODTÜ'ye gittik bir etkinlik için, arkadaş birine hocam deyince onu gerçekten hoca sandık. Bir de etkinlik için öğretim üteleri ile buluşmamız, spru-cevap seansları falan gerekiyordu. Bir de saf saf "Hangi dersi veriyorsunuz?", "Yakınlarda konferans var mı" falan diye sorduk dört kişi. Sonra herkes birbirine hocam deyince "Herhalde kültür böyle" dedik. Sonra biri geldi, ona da hocam, hocam derken bizim gruptan biri kulağıma eğilip "Bu hakkaten hoca galiba. Sorsam mı sormasam mı" dedi. Biz kafayı yemiştik hangisi hoca, hangisi değil, ayıramıyoruz diye. Kulağım bana "Hacı Abi" denmesine alışkın, ki oda arkadaşım der ama hocama alışkın değilim pek.
0
aychovsky
(23.04.17)
hocam hitabının kaynağı bu entryde güzel açıklanmış:

eksisozluk.com

olay sinan cemgil'den geliyor, kendisinin baya başarılı bir öğrenci olduğu hatta yakaladığı ortalamanın hala geçilmediğine falan dair efsaneler vardı(ya da babam uydurmuş da olabilir bilemiyorum..) neyse bu nedenle odtülü olmasam da ya da ailede odtülü olmasa da kullanmayı çok sevdiğim bir hitaptır hocam. baba solcu olunca bu tarz gelenekler oluyo ister istemez :D
0
nundu
(23.04.17)
Hocam erkekler arasinda soylenir.

Title fark etmeksizin meslekte uygundur kullanimi.
0
brad pitt
(23.04.17)
Bence eril değil, gayet cinsiyetsiz.
0
mutlusismankedi2015
(23.04.17)
(13)

işler güçler- 35 yaş-dünya turu-ukrayna-rusça vs vs

zikardo
merhabalar,önbilgi olarak kendimi tanıtayım. yaş 35-erkek-bekar-3 aydır işsiz ama öncesinde mali işler şefi/müdürü. Hiç kimseye karşı bir sorumluluğum, bakmam gereken kimse yok.10 senedir aralıksız çalışıyorum, bu süreç içinde her sene maximum 1 hafta tatil yaptım, bu tatillerde genelde yazlıkta vey
merhabalar,

önbilgi olarak kendimi tanıtayım. yaş 35-erkek-bekar-3 aydır işsiz ama öncesinde mali işler şefi/müdürü. Hiç kimseye karşı bir sorumluluğum, bakmam gereken kimse yok.

10 senedir aralıksız çalışıyorum, bu süreç içinde her sene maximum 1 hafta tatil yaptım, bu tatillerde genelde yazlıkta veya kucağımda laptop çalışarak geçti.

Meslek muhasebe/finans; hem çok yıpratıcı hem de çok sıkıcı(mesleği muhasebe olanlar ay kapanışının anlamını ve aralıksız 48 saat çalışmak, deadline a raporları yetiştirmek ne demek iyi bilirler) 6 ay önce muhasebe şefi olarak çalışırken başka bir şehirden müdürlük teklifi geldi, maaş 2 katı, ayrıca Türkiye şartlarına göre de gayet iyi bir para. Kabul ettim haliyle ama hem şehri sevemedim hem de şirket patron firmasıydı, daha önce hep yabancı sermayeli/ortaklı kurumsal firmalarda çalışmıştım, bu şirket sıkıntılı gelen 6 ayda kaçıyor. Ne sevgili ne arkadaş var sıkıntıdan deliriyorum zaten, 3 ay sonra bir anlık cinnetle eytere beah diyerek istifamı verdim çıktım.

Fırsat bu fırsat dedim o zamandan beri geziyorum. Ukrayna,Sırbistan, Saraybosna, Kosova, Karadağ, Makedonya derken vizesiz ülkeleri bitirdim:) Şengen vizesi almaya çalışıyorum eğer olursa 2 ay kadar da avrupa ülkelerini gezicem, ağustos gibi de iş aramaya başlarım diye düşünüyorum.

Gel gör ki son 1-2 haftadır şeytan dürtüyor, ister bıkkınlık deyin ister orta yaş krizi, çalışma hayatına dönmek istemiyorum arkadaş, içimde bir sıkıntı var durduğum yerde duramıyorum, sürekli gezeyim başka yerler göreyim istiyorum. Dünya turuna çıkıp 2 sene dolaşayım istiyorum.

Beri yandan başka bir arkadaşta çok pis kanıma girdi, Ukrayna`da yüksek lisans yap diyor. Aslında yüksek lisans hikaye, eğitim dili Rusça olduğu için ilk sene mecburi hazırlık okuyorsun, 1 sene rusça eğitimi alır dil öğrenirsin hem takılır gezersin iyi olur diyor.( tam burada "dil dile değmeden dil öğenilmez" mottosunu koz olarak kullanıyor arkadaş:) ki gezme eğlenme kısmıyla birlikte aklımı çelen bu oldu.)

Şimdi bu işlere girersem -dünya turu veyahut ukrayna da 1 sene takılma- geri döndüğümde tüm paramı sıfırlamış oluyorum, ayrıca iş hayatından 2 sene ayrı kalmış oluyorum ki esas problem bu, o kadar süre işten ayrı kalınca tekrar iş arama süreci nasıl olur, işverenleri bu araya nasıl ikna ederim onu bilmiyorum. Ayrıca kariyer açısından tam geçiş aşamasındayım. Bir kere müdür olan hep müdür kalır diye bir laf var, şimdi ben 6 aylık aradan sonra iş baksam gene bir şekilde şef/müdür pozisyonlarında en kötü 6-8 bin arası bir maaşla başlarım, ama 2 yıllık aradan sonra bu meçhul. Bir de hani Ukrayna seçeneği için Rusçanın bana kariyer anlamında hiç bir katkısı olmayacak, tamamen keyfi yani.

Durum budur arkadaşlar bana bir akıl verin, ne yapayım ben?
0
zikardo
(22.04.17)
Sandığınızdan daha çok para harcarsınız gibi görünüyor. 35 yaşında Ukrayna gibi bir ülkede yurtta kalmak ya da evde kalmak ayrıca sorun olacak. Dünyayı gezerken otellerde kalıyorsunuz ama bir yere eğitim için gittiğinizde daha konforsuz yerlere tahammül etmeniz gerekiyor. Yurtta ya da ikinci sınıf bir evde yaşayıp, ben geziyorum/hayatımı yaşıyorum demek ne kadar akla uygun bilemiyorum. Bilinmeyen bir dilde lisans okumak bile zorken sürekli sunum yapılmak zorunda kalındığı yüksek lisans eğitimini de çok küçümsememek lazım. Çamurdan bir bölüm bile olsa yüksek lisans için para ödeyeceksiniz. Bunların hepsini düşününce bana dünya turu fikri daha cazip geldi. Hatta dünya turu değil de Amerika'nın belli başlı birkaç şehrini bile gezseniz yeter.
0
dissendium
(22.04.17)
@dissendium
şirket gezileri dışında hiç otelde kalmadım, yukarıda bahsettiğim gezilerin tamamında hostellerde kaldım ve hiç zorluk çekmedim, aksine o ortamda başka gezginlerle tanışıp kaynaşmak beraber takılmak daha keyifli.çok konformist bir adam değilim, öğrenci yurdunda kalabilirim o açıdan sorun yok. Yüksek lisans yapmayacağım bu arada yüksek lisans yaparmış gibi kayıt olup 1 sene rusça hazırlık okuyacağım sonra ayrılıp memlekete döneceğim o kadar, sonrası yok.
hazırlık için ödeyeceğim para 2bin usd, ukraynada aylık ortalama 1.000 lira gibi bir masrafım olacak, toplam maliyet bana max 20bin tl.
0
🌸zikardo
(22.04.17)
O hesap hayatta kılıfına uymayacak onu baştan diyeyim. Der meister gitti, ona sorun.

Bu komformist değilim geyiklerini camsız, kapısız, suyu olmayan odada kalınca editlersiniz.
0
kurnaz
(22.04.17)
Ya konfor aramıyoruz tamam ama o ne öyle hapishane gibi!! O kadar kötü mü yurtlar ukraynada?
0
🌸zikardo
(22.04.17)
ekşide bir yazı okumuştum tam senin planı yapıp oraya gittikten sonra 3 ayda apar topar geri dönen... işin özü orada sürekli yaşamaya başlayınca hayat çok pahalılaşıyor demişti ama o kendi evine çıkmıştı. ayda 1000tl kurtarmaz sanki bir de.
0
natalya tommiks texas julyet
(22.04.17)
Ya olay sadece Ukrayna ya döndü, para pul işleri bir şekilde hallolur, benim esas derdim bu 2 yıl iş hayatına ara verme meselesi ve bunun olası sonuçları. İçimden bir ses delilik yapıyorsun bu yaştan sonra o işlere girme kurulu düzenini bozma diyor öte yandan da insan bi kere geliyor hayata, anı yaşa diyor diğer iç ses. Esas soru ben hangi sesi dinleyeyim olmalıydı aslında
0
🌸zikardo
(22.04.17)
Hayatı yaşamaktan kastın Rus kızlarıysa o iş de göründüğünden zor. Üniversitede hazırlık sınıfında 18 yaşında kızlar oluyor. Bu kızlar 35 yaşında biriyle kolay kolay takılmazlar. Bizim bölümde de 35-40 yaşında birkaç erkek öğrenci var ve bugüne kadar kızlarla pek konuştuklarını görmedim. Bu noktayı yanlış anlamayın, size 20 yaşında kızlarla takılacaksınız demiyorum. Onlarla takılmak isterseniz uyum sorunu olur diyorum. Gece kulübündeki Rus kızları zaten yiyicidir. Orada ne kodamanlar kızların güzelliklerine kanıp bir gecede harcanıyor. Sınırlı bir parayla bu şekilde çok uzun süre devam edilemez. Yine de yapılamayacak bir şey değil. Geri dönünce hemen iş bulurum diyorsanız gitmenizde bir sorun yok.
0
dissendium
(22.04.17)
ben de ukrayna'ya gidip üç ay bile kalmadan dönmüş birisi olarak (yerleşmeye, okumaya gitmiştim. öncesinde tatile de gitmiştim) söyleyebilirim ki ukrayna'da hayat dışardan göründüğü gibi değil. yerleşik vatandaş olmak göründüğünden çok daha pahalı. ukrayna ucuz tamam da oradaki çoğu insan burada bağlasan köpeğin yaşamayacağı yerlerde yaşıyor.

şu an ukrayna'da rusça öğrenmek pek mantıklı bir fikir değil ayrıca. rusya'yla savaşta adamlar. hele ki ülkenin batısında rusça çok az konuşulur. rusça öğrensen bile aynı zamanda ukraynacayı öğrenmen gerekir. ikisini birbirine karıştırırsın, çünkü benziyorlar. rusça kendi başına çok zor bir dil. sen iki dil birden öğreneceksin. benim okuyacağım okulda hazırlıkta ukraynaca öğretiliyordu mesela rusça değil.

ukrayna'da bir sene takılmayı gerektirecek bir durum da yok zaten, gidip 1 ay, bilemedin 2 ay tatil yapsan yeter de artar. temelli yerleşme planın yoksa ne yapacaksın orada?
0
der meister
(22.04.17)
Bence dünyayı gezin ama işsizken nasıl vize alacaksınız schengen bölgesi için düşündünüz mü?
İK uzmanı değilim ama kariyerinde müdür/şef pozisyonuna gelmiş, sonra her şeyi bırakıp 2 yıl dünyayı gezmiş olmanız olumsuz bi etki yaratmaz bence. Çevremde çok kişi yaptı bunu daha genç yaşta üstelik.
0
dijalli
(22.04.17)
niye mutlaka muhasebecilik işine geri dönmeyi düşünüyorsun ? edindiğin becerilerle bir çok başka iş de yapabilirsin.
0
orpheus
(22.04.17)
@dissendium
şimdi dürüst olayım kadınların güzelliği aklımı çelmedi dersem yalan olur, ama dediğin gibi yarı yaşımda kızlarla takılacak değilim tabii ki, zaten her gece klüplere akayım paso zamparalık yapayım değil olay, iş hayatından bir seneliğine uzaklaşmak başka bir kültürde yaşamak ve bunu mümkün olduğunca ucuza yapmak arada da yeni bir dil öğreniyorsun oh süper mis, zaten aylık 1000 liralık bütçe öyle uçarım kaçarım günümü gün ederim bütçesi değil standart hayatta kalacak kadar yeme içme haftada 1-2 belki dışarı çıkma bütçesi. Neden ukrayna? 2 hafta kaldım 1 hafta lviv ve 1 hafta kiev olmak üzere, bu sürede türkiyede günlük harcadığım paradan çok daha azına çok daha güzel yaşadım. Ucuzluktan ziyade kaliteli zaman geçirdim. Mesela çok ucuz denilen balkanlar ukraynanın yanına bile yaklaşamaz. Ha belki ukrayna olmaz filipinler olur tayland olur ama bi almanya italya olmaz, seçenekler arasında en mantıklısı ukrayna göründü. Ayrıca şunu gördüm. Yukarıda gezdim dediğim ülkelerde ingilizce doğru düzgün konuşulmazken rusça bilen birisine tüm kapılar kolaylıkla açılıyor,. Geri dönünce iş bulma meselesi esas kafamı kurcalayan soru zaten.

@der meister
peki pahalı diyorsun da ne kadar pahalı mesela? öğrenci yurtları dissendium un dediği kadar kötü mü? hayal mi yurtta kalmak? mesela kafayı kırdım gittim ilk etapta ne kadar masrafım olur? sonrasında aylık masrafım ne kadar olur? biliyorum çok değişken ama dissendiuma yazdığım gibi ortamlara akayım değil olay. standart bi öğrenci gibi yaşasam evde yada yurtta, aylık masrafım ne olur?

Ayrıca bildiğim kadarıyla bu rus milliyetçiliği ülkenin batısında-lviv mesela. ama odessa ya da karkiv de böyle bir durum yok, millet çatır çatır rusça konuşuyor. yanlışsam düzelt.
neden ukrayna konusunu yukarıda yazdım zaten.

@dijalli

bankada 50bin TL + 2 araba + 1 ev var üstüme. bunları gösterince schengen almada problem olmaz diye düşünüyorum, ama genede belli olmaz tabi, ben şansımı deneyeceğim inşallah verirler.
0
🌸zikardo
(22.04.17)
yurtlar dissendium'un söylediğinden çok daha kötü. adam yurtlar kötü bile dememiş ki. ben söyleyeyim: aşırı kötü. türkiye'de öyle bir öğrenci yurdu görebileceğini sanmıyorum. ha parasını verip özele çıkarsın falan orasını bilemem. yabancılar için kolay değil onlar. hadi başka imkanın olmasa, ne bileyim senegalli falan olsan git ukrayna'da yaşamak için uğraş da işinde gücünde adamsın. ben bu zahmete katlanmış birisi olarak tavsiye etmeyeceğim.

"standart bir öğrenci gibi yaşasam" diyorsun da sen standart bir öğrenci olmayacaksın, yabancı öğrenci olacaksın. oturma izni için yasal olarak bi yere kayıtlı olman lazım senin. ukraynalılar o sözleşmeyi yapmak istemiyor. yapanı da 250 dolardan aşağı kira istemez. iki arkadaş bulup şehrin güzel bi yerinde ev kiralayayım diyemiyorsun yani, yasal olarak yapamazsın. çok uğraştırır. okulun yurdu seni kaydettirir, sonra sen istediğin yere çıkarsın falan ama o zaman da direkt 12 aylık yurt ücreti alırlar. ha çok bi şey değil ama yine de en az 500-600 lira ediyor. tek başına eve çıkmak, o evin işlemlerini halletmek vs. bir yabancı olarak "standart" biçimde imkansız. herkes bir şey sokmaya çalışacak ve sokacak da, mecbursun çünkü.

sorun çatır çatır rusça konuşulması değil. lviv'de de çatır çatır rusça konuşursun zaten. devlet ve dolayısıyla akademi dili her geçen gün daha fazla ukraynacaya kayıyor. ayrıca harkiv bile 3-4 sene öncesine kıyasla çok daha milliyetçi. abi ukrayna'yı gez dolaş altını üstüne getir de yüksek lisans niye yani bu saatten sonra. bana "hıaaa gerizekalı gittin beceremedin bok atıyosun" diyorlar hep. o arkadaşları piste davet ediyorum. gidip ukrayna'da okumayı denesinler bakalım aylık 800 lirayla, "abü nasılsa ukrayna fakir yeaaa" diyerek. gitsinler görsünler ebelerininkini, ondan sonra desinler bana "sen zora gelemiyon knk ondan geri döndün" diye.

ukrayna'da gördüğün fiyatların hepsi yalan. birincisi, sen yabancısın. ikincisi, her şeyde rüşvet hala dönüyor. ayrıca çoğu aile çoluk çocuk dede nine hep birlikte kalıyor, öylelikle kira ödeyebiliyor. bugün ucuz deyip kiev'e gitsen merkeze yakın bi yerde, düzgün bi eve vermen gereken kira 800-900 dolardan aşağı değil. dolar diyom, lira da değil.

gezeceksen ukrayna ucuz evet, burada 50 liraya yiyemeyeceğin yemeği ukrayna'da 25-30 liraya yersin. ama buradaki standartlarımda yaşayacağım dersen ukrayna o kadar ucuz bir yer değil, büyük şehirlerde fark yok bile neredeyse. yok ben ukraynalılar gibi yaşıycam, yarı aç yarı tok takılıcam, her akşam birbirini baltayla kesen alkolik komşularım olcak diyosan ayda 1000 lirayla da geçinirsin tabii.
0
der meister
(22.04.17)
hocam selamlar. öncelikle bu yaşlara tekrar gelmeyeceksiniz neden yapamacağınızı söyleyen çok olur ama her zaman denemekte fayda vardır :)

avrupada o ülkenin kendi diliyle eğitim yaptığında ücretsiz devlet üniversiteleri ücretsiz. almanya, fransa, çek cumhuriyeti gibi. hatta sanırım çek cumhuriyetinde çekçe hazırlık da okuyabiliyorsunuz. ispanyada sanırım düşük okul ücretleri var. ek olarak regular öğrenci olduğunuz için part time çalışmanız yasal. yalnız dediğim gibi ingilizce değil yerel dilde eğitim olmalı.

bunun dışında bildiğim kadarıyla yurtdışında muhasebecilik çok prestijli bir meslek. yurtdışında çok daha iyi şartlarda ve yüksek lisans yaparak takılabilirsiniz. bunun için en güzel örnek belçikaydı sanırım. ankara anlaşması kapsamında(ingiltere gibi) yerleşmeniz ve iş bulmanız çok kolay. belçikanın şöyle bir güzelliği daha vardı sanırım türkiyedeki bütün diploma ve sertifikalarınızı orda kabul görüyor. ve türkiyedeki sigortanızı orda saydırabiliyorsunuz. bu ne demek aynı zamanda işsizlik maaşı da alabiliyorsunuz.
eksisozluk.com

bu da hollandaya yerleşen arkadaş.
eksisozluk.com

onun dışında daha az maliyetli seçenekler için belki gürcistanı düşünebilirsiniz. 3-4 bin tl ücretlerle eğitim yapan okullar vardı.
0
arras
(03.06.17)
(6)

Öğrenmesi kolay yabancı dil

begin again
İngilizce bilen biri için öğrenilebilecek en kolay yabancı dil hangisi sizce?
İngilizce bilen biri için öğrenilebilecek en kolay yabancı dil hangisi sizce?
0
begin again
(22.04.17)
Kuzey Avrupa dillerinden biri. Almanca, Hollandaca, Danca (Isvecce ve Norvecce ki bu ucu neredeyse ayni dil) bunlarin arasinda en uzagi Almanca. Kuzey Avrupa dili olmasa da Fransizcadan Ingilizceye cok kelime gectigi icin - yuzde 50 deniyor - Ingilizce bilmek Fransizca ogrenmeyi de kolaylastiriyor.

en.wikipedia.org:Languages1.svg surada gorecegin kirmizimsi diller Ingilizce ile ayni alt dil grubunda.
0
Traveller
(22.04.17)
İspanyolca ya da İtalyanca olabilir.
0
minduser
(22.04.17)
hopeless
(22.04.17)
Almanca.
0
shenergy
(22.04.17)
Almanca hariç tüm diller.
0
dissendium
(22.04.17)
ispanyolca diye düşünüyorum. lisede almanca gördüm, bireysel olarak da ispanyolca öğrenmeye çalıştım bir süre. ingilizce bilen birisi kısa sürede a2 seviyesine gelir ispanyolcada
0
pilavmaker
(22.04.17)
(10)

Memlekete Dönmek

auroraaurora
Selamlar,Biraz uzun olacak. Okursanız sevinirim.14 yıldır İstanbul'da yaşıyorum. ÖSS derecesiyle girdiğim iyi bir üniversitenin Türkiye'de pek karşılığı olmayan bir bölümünden mezun oldum. Çok iyi bir öğrenciydim; ama iş hayatında dikiş tutturamadım maalesef. Felaket bunalmış durumdayım, insaların e
Selamlar,

Biraz uzun olacak. Okursanız sevinirim.

14 yıldır İstanbul'da yaşıyorum. ÖSS derecesiyle girdiğim iyi bir üniversitenin Türkiye'de pek karşılığı olmayan bir bölümünden mezun oldum. Çok iyi bir öğrenciydim; ama iş hayatında dikiş tutturamadım maalesef. Felaket bunalmış durumdayım, insaların egolarından, bilmem nesinden gına geldi.

İstanbul'da bir evimiz var. Onu satıp memlekete döneyim istiyorum. Memlekette bir ev alıp KOSGEB desteğinden de faydalanıp franchising işine gireyim dedim.

Özel sektörden ümidimi tamamen kestim. Mutlu olamıyorum hiçbir yerde. Bir yandan da o kadar okuyup edip, emek harcadıktan sonra esnaflık mı yapacağım diye düşünüyorum.

Siz ne dersiniz? Her şeye sıfırdan başlasam mı?

Teşekkürler.
0
auroraaurora
(21.04.17)
memleketi de yazaydın iyiydi.

ne okudun bilmiyorum da kendini geliştirdiysen ne bileyim ufkun iki katına filan çıktıysa edirnede fatura ödeme merkezi işi seni ne kadar tatmin eder, iyi düşün. memlekete dönme kısmı değil de memleket ve iş biraz sıkıntıg ibi geldi burda. edirneyi pek bilmiyorum gerçi ama.
0
elorelia
(21.04.17)
franchising ne olabilir ? mantıkl bir iş fikri ile memlekete dönmek başarısızlık sayılmaz bana göre
0
gazozailacatmauzmani
(21.04.17)
@elorelia @gazozailacatmauzmani

Memleket Edirne. Fatura ödeme merkezi açmak istiyorum. Neden derseniz, nispeten risksiz göründü gözüme. :) Başka bir şey de olabilir belki, bilemiyorum.
0
🌸auroraaurora
(21.04.17)
istanbul zaten sıkıntılı ve stresli bir şehir hayatı sunuyor, o kadar da emek vermişsiniz eğitim almışsınız, ege bölgesine gitmeyi deneseniz ilk başta (mesela izmir ya da muğla)

memleket neresi bilmiyorum ama para kazanamama ihtimaline karşın başka bir planınız var mı..?

daha iyi olacak diye daha da kötü yapmayın..
0
redeath
(21.04.17)
Daha kötü bir fikir olamazdı.
0
dissendium
(21.04.17)
dissendium,

niye yav?
0
🌸auroraaurora
(21.04.17)
acele etmeyin, cok iyi düşünün. istanbul'daki evden de olmayin. Bu devirde ev sahibi olmak kolay bir şey değil. aldığınız iyi eğitimle çok daha iyi isler bulabilirsiniz belki; bu ihtimali de kafanızda tamamen çıkarmayın.
0
sfteses
(21.04.17)
Uzun süre İstanbul'da yaşamış biri için Edirne bir süre sonra sıkıcı olmaya başlayacaktır. Bu sıkıntıların temelini keşke evi satmasaydım düşüncesi oluşturacak. Şehirde yapılacak bir şey olmayınca sıkıntılar daha da artacak. Çok iyi kazandırmayan bir iş de zamanla mutsuzluk vermeye başlayacak. Köşe başında kentkart dolumu yapan büfeden bile fatura ödenebiliyor. Küçük şehirlerde PTT gibi yerler ödeme işlemleri için yeterli olabiliyorken sanki bir ihtiyaç varmış gibi ödeme merkezi açmak bana ayrıca mantıksız geldi. KOSGEB desteği de kolay alınan bir destek değil. Öncesinde girişimcilik eğitimi veriliyor ve sonrasında uygun görürlerse destek veriyorlar. Her şeye sıfırdan başlamak istemenizde bir sorun yok.
0
dissendium
(21.04.17)
Aklin fatura ödeme merkezine KOSGEB destegi vereceklerini dusunecek kadar havadayken ne olur bu işlere girisip ev parasi batirma.
0
adivar
(21.04.17)
Istanbuldan sonra edirne cok sıkıcı gelecektir ben cumayi zor ediyorum.evi satma.ise gir
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(22.04.17)
(10)

100 bin liraya arsa + doğal ev mi yoksa aynı paraya karavan mı?

gezegen olan pluton
100 bin lira bütçe için hangisi mantıklı, ev dağ basında da olabilir, yalnız güneyde sıcak memleketlerde olmalı.
100 bin lira bütçe için hangisi mantıklı, ev dağ basında da olabilir, yalnız güneyde sıcak memleketlerde olmalı.
0
gezegen olan pluton
(21.04.17)
mantıktan kasıt, param heba olmasın yatırım görevi görsün dersen arsa + ev tabi. Yok bu para değer kaybetse de ben aksiyonuma bakacağım dersen karavan mantıklı.
0
Hendrix'e tapan adam
(21.04.17)
ne karavanı la, türkiye'de olmaz. adamı terörist diye ihbar ederler. 2 günde bir jandarma baskına gelir.
0
stewie
(21.04.17)
Abi Albuquerque çöllerinde metamfetamin mi üreteceksiniz? 100 bin liraya karavan almak nedir? Ev al tabii ki.
0
dissendium
(21.04.17)
arsa
0
sizofren06
(21.04.17)
hemen oturmayacaksaniz arsa, oturacaksaniz ev, aksiyona bakarim karavan.
0
kassiopeia
(21.04.17)
türkiye'de karavan işi çok zor.
arsa elbette.
0
cedex
(21.04.17)
karavan sıkıntı. arsa kesinlikle, değerine değer katar. hiçbir şey yapmasan bile değer kazanır. karavan ise durduğu yerde çürür, değer yitirir ve bakıma ihtyaç duyar. karavan lüks bence.
0
tukenmez adam
(21.04.17)
Türkiye`de karavan olmaz diyen arkadaşlar, neden olmaz bi deyin hele?

Eski işyerinden bir abi emekli oldu, 40 bin TL ye 2.el iş görür bir karavan aldı, 2 senedir o karavanda yaşıyor kış mevsimini akdeniz de geçiriyor onun dışında 2 hafta orda 3 hafta şurda şeklinde geziyor habire.
0
zikardo
(21.04.17)
karavan işini ben sevmiyorum. kardeşim niyetlendi kiraladık, ı-ıh erkek halimizle bile tuvaletiydi banyosuydu sıkıntı oldu. ikimizde rahatı seven adamlarmışız meğer onu anladık. o yüzden ;

home sweet home diyorum.
0
zentiva
(21.04.17)
karavan özellikle türkiye için dışarından göründüğü gibi değil, oldukça zahmetli.
0
orpheus
(21.04.17)
(11)

Evlilik sözleşmesi

begin again
Siz buna nasıl bakıyorsunuz? Yapar mısınız?
Siz buna nasıl bakıyorsunuz? Yapar mısınız?
0
begin again
(21.04.17)
Özellikle erkek için yapılması şart. evini arabsını 1 sene evli kaldığı karısına kaptıran o kadar fazla adam var ki şok olursun.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(21.04.17)
Mantikli bi sey bence olmali
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(21.04.17)
0
elorelia
(21.04.17)
Ben olsam mal ayrılığı rejimini seçerim. Sözleşme yapılmamışsa zaten mahkeme edinilmiş mallara katılma rejimini kabul ediyor.Evlendikten sonra alınan şeyler ortak sayılıyor.
0
tahin pekmez yoğurt
(21.04.17)
bence oyle bir derdi olanin yapmasi lazim ama sunu da soylemek lazim ki,
1 sene evlenip evini arabasini kaptiran adam demek ki evlendikten sonra evini arabasini almistir. o zaman da gayet normal zira iki kisi bir aile olarak harcamalari yapip ortak butce ile ev araba aliyorsunuz demektir. daha onceden aldiysa bir seyini kaptiramamasi lazim.
0
kassiopeia
(21.04.17)
Sözlesme derken tamamen mallari ayirmaktan bahsediyorsunuz sanirim. Şu an uygulanan mal rejimi sozlesmesi mantıklı bence zaten. Fazlasina gerek duymam. Evlenmeden once sana ait olan her şey sende kaliyor zaten bosanmadan sonra. Kimsenin kimsenin evinin arabasinin üzerine konması gibi bir sey yok yani. Evlilik içinde sonradan edinilen mallar yari yariya paylasiliyor.

Evleneyim, sevgi saygı guven mutluluk olsun ama "belki bir gun bosaniriz evliligimiz boyunca emek verip birlikte edindigimiz seylere ortak olma. Benim maaşım benim evim ayri olsun. Her seyimizi ayiralim " gibi bir anlasma yapmak istemem. Evlilik surecinin de bir anlamı olmalı. Evleniyoruz yani şirket kurmuyoruz sonucta. ortak hayat kuruyorsak, bir seyler ortak olmalı diye dusunuyorum.
0
aquarium
(21.04.17)
benim malım mülküm, mısır'da ölmek üzere olan dedemin dedesi olmadığı için, istenirse yabarım.
0
stewie
(21.04.17)
evlilik süresince alınan malların boşanırken bölüşülmesi bence doğru ve olması gereken.

bunun dışında, ben evlilik içinde, "senin paran-benim param" olayını da doğru bulmuyorum.
yani herkesin parası ayrı olsun dendiğinde, bağlar zayıf olur ya da zamanla zayıflarsa, o herkesin kendi hayatını yaşamasına dönüşüyor.
o yüzden bütçeyi de birlikte yapmak önemli bana göre.

şimdi diğer yandan bakınca da, insanların analarından babalarından gelen malları mülkleri var.
paraları var.
onu güvenceye almak istemesi de bir yandan mantıklı aslında.
ama evleneceğin insanla "bir gün boşanırsak, ben şimdiden kendimi garantiye alayım" diye bir şey imzalamak, o ilişkinin üzerine soğuk su döker en iyi tabirle.

yani mantık olarak kısmen doğru olabileceği durumlar olsa da, kalp kırar, samimiyetsizlik yaratır, ilişkiyi bozar.
0
blatta hiberna
(21.04.17)
Yapmam. Sevdiğim bir kadınla evlenip, doğal yollarla (aldatma olmadan) ayrılık noktasına gelirsem ceketimi alır giderim. Ceketim yok ama olsa sadece onu alırdım. Ev de araba da onun olsun.
0
dissendium
(21.04.17)
Yaparım. Ne kadar seversem seveyim ve sevilirsem sevileyim, benim de onun da iyi yönde olduğu kadar kötü yönde de değişme ihtimalimiz var. Hem kendimi onun bu ihtimalinden, hem de onu -sevgimden dolayı- benim bu ihtimalimden elden geldiğince koruyabilmek adına, yani kendimi de onu da iyi ve doğru yöne daha bi sabitlemek adına yaparım.

Eğer o bunu bana karşı güvensizlik kaynağı olarak görürse benim için yanlış kişi olduğunu anlarım. Benim kafamla yapamaz o adam. Ben de onun kafasıyla yapamam.
0
yaren
(21.04.17)
Yok yapmam. Çok saçma ama ben insanların öyle birbirini soyup soğana çevirmesinin nadir olacağını düşünüyorum. Ama oluyormuş. Ama evlilik sözleşmesine ihtiyaç duyduğum biriyle de evlenmek istemem. Bana ayıp gibi geliyor. Doğrudan bir kuşku var orada. Evlenmem daha iyi.
0
anumegha
(26.04.17)
(5)

28 yaşından sonra akademik kariyer mümkün mü?

klar
bilişim içerikli okumakta olduğum lisansımı kısmet olursa yaklaşık 2 sene içinde bitireceğim. yaşım 26. yakın bi zamana kadar "ben teknik eleman olmamalıyım" gibi laflar ederdim ve hep startup, marka yönetimi gibi şeyler beni heycanlandırırdı. 2-3 senedir IT sektöründe bi gram yükselmeden çalıştım.
bilişim içerikli okumakta olduğum lisansımı kısmet olursa yaklaşık 2 sene içinde bitireceğim. yaşım 26. yakın bi zamana kadar "ben teknik eleman olmamalıyım" gibi laflar ederdim ve hep startup, marka yönetimi gibi şeyler beni heycanlandırırdı. 2-3 senedir IT sektöründe bi gram yükselmeden çalıştım. hevesim yoktu çünkü, ekstra zaman ayırmadan, araştırmadan geçti bu zaman. ama şu an bir alanda adam akıllı bilgi sahibi olmamaktan aşırı rahatsızım. o bok attığım teknik adam olabilmeyi istiyorum. gerçekten bi sorunu çözerek para kazanmak istiyorum. bendeki startup kafasının süper inovatif şeyler üretmedikçe evet yeni birşey ortaya koymadıkça şark kurnazlığından çok da bir farkı olmadığını yeni anladım sanki. elbette köşeyi dönme delisi biri değildim, marka oluşturmak gibi şeyler beni heycanlandırıyordu. ama bunları kafada kurarak ömür geçti, gidiyor. zerre ilim öğrenmeden hıyar gibi yaşıyorum. yakın çevremdeki okulunu adam gibi okuyan arkadaşlarımın da düşüncelerimin değişmesinde etkisi var galiba.

neyse özetle; ben alanımda uzmanlaşıp hoca olup ders vermeye özeniyorum. işyerinde yeni başlayanlara işi öğretmeyi çok seviyorum. birine ufacık bir şeyi anlatmak için bigüzel screenshotlarla ayaküstü döküman hazırlamaktan kaçınmıyorum. bilgiyi aktarmak haz veriyor yani. şu an da işte alttan baya dersim var. bölüm zor değil. ortalamayı birazcık düzeltip mezun olsam akademik kariyer yapmak, daha doğrusu hoca olmak mümkün mü? akademik kariyer haricinde okutman vs olabilme yolları var mı? yani ben işimde çok efsane bi adam olsam gidip ders anlatabilir miyim mesela kendi bölümümde?
0
klar
(21.04.17)
mümkün de senin durumda pek değil gibi. yazdıklarından başarsız bir öğrenci olduğun anlaşılıyor. Şöyle düşün yüksek lisansa bile bölüm birincisi varken neden seni alsınlar. Ben yazdıklarından sadece işin kaymağını yeme aşaması yani ders anlatma istemeyi gördüm. Onun için lisanstan sonra 2 yıl yüksek lisans 4 yıl da doktora yapacan.
0
empedokles
(21.04.17)
düzenli derse giden biri değildim evet. buna bahanem üniversiteye girdiğim günden beri çalışıyor olmamdı. evet bunu bahane de ettim yani. evet ders anlatma isteği var. yalnız para kazanmakla ilgili düşüncelerimin de değiştiğini anlatırken aslında yıllardır bir türlü içimden araştırmak öğrenmek gelmeyen işime karşı ilgimin arttığını iyice uzatmamak adına tam açıklayamadım. saygı duyduğum şeyler değişti sanki biraz. ders anlatma hevesinden ayrı bir durum bu. akademik kariyer falan olmasa bile işinde iyi bilgisiyle para kazanan biri olmak istiyorum eskiye kıyasla
0
🌸klar
(21.04.17)
Cok.iyiniyetlisin dostum. Akademi seni hayalkirikligina ugratir. Ozel universitelerde disaridan ders verebilirsin, su an icin en uygunu bu gorunuyor senin icin.
0
thewizardofearthsea
(21.04.17)
çok benzer durumdayım. ama akademide çalışmak istemiyorum, yine sektör içinde bir şeyler öğrettiğim bir model yapmak istiyorum. ama bir yandan yüksek lisans filan yapabilirim en fazla akademik olarak şimdilik.

bir şey yapalaım onu.
0
otonomo
(21.04.17)
Ne insanlar akademisyen oluyor, sen mi olamayacaksın? Mühendislik bölümlerinde okulu uzatmak normal bir şey. Tek yapman gereken ALES'e çalışıp, iyi bir puanla güzel bir okula yüksek lisans için başvurmak. Yüksek lisans süresince ya da sonrasında araştırma görevlisi olabilirsen bir şansın var. Sadece kendi derslerine gerçekten hakim ol. Mülakatta patlama.
0
dissendium
(21.04.17)
(14)

Üzerime belgesel atın

qazaqwsx
Merhaba,Sevdiğiniz belgeselleri şuraya bırakır mısınız? Dil seçenekleri : ingilizce, türkçe
Merhaba,

Sevdiğiniz belgeselleri şuraya bırakır mısınız?

Dil seçenekleri : ingilizce, türkçe
0
qazaqwsx
(20.04.17)
0
sedat peker in yegeni
(20.04.17)
izlemediysen,
planet earth, human planet serileri iyidir.
0
filteria
(20.04.17)
salt of earth
winged migration
internet's own boy
samsara
sicko
food inc
to be and to have
capitalism a love story
0
vacigok
(20.04.17)
Human
History of the world in 2 hours
Life after people
The secret life of chaos
0
aquarium
(20.04.17)
Türk Hava Yolları belgeseli: www.youtube.com
0
dissendium
(20.04.17)
fed up
0
muslugubozukhayrat
(20.04.17)
2.Dünya Savaşı ile ilgili en iyi belgesel:

www.youtube.com
0
kimeniyet
(20.04.17)
Plaket earth 2 çıkmış
0
stewie
(21.04.17)
Planet Earth 2.

Excuse my English.
0
stewie
(21.04.17)
Karınca transplantasyonu.

Belgesel eskişebir ormanlarından aldıkları kızıl orman karıncaları Antalya ormanlarına nakletmeyi anlatıyor. Organ nakli gibi bir şeydi.
Türk yapımı.
Yönetmeni: Sadi Akçakaya
Nedeni niçini belgeselde.

Bulabilirsen trt belgesel youtube kanalına bak.


Birde yine trt belgeselin sesten müziği var. Müzikle ilgilenmesen bile kültürel anlamda çok şey katar.

Planet earth özellikle 2 aşmışlar.

Samsara var güzeldir.

Sanırım samsaranın birincisi baraka var birde...
0
premium hayat yan gel yat
(21.04.17)
air crash investigation izleyebilirsin sondan başa doğru
bu arada gordon freeman'ın tanrı ile ilgili belgeselleri hoş.
0
rain when i die
(21.04.17)
who killed the electric car?
capturing the friedmans.
baraka.
the two escobars.
bowling for columbine.
the king of kong.
the thin blue line.
blackfish.

hepsi birbirinden muazzam.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(21.04.17)
Tabu'yu tavsiye ederim, kimin yaptığını hatırlayamıyorum ama.
Üniversite öğrencilerine tabu oynatıyorlar, teknik olarak belgesel/kısa film bundan ibaret ama bazı kelimeleri anlatmak için seçtikleri açıklamalar şok edici. Atıyorum "eşcinsel" kelimesini "benim korktuğum i.neler" diyerek anlatıyor, arkadaşları da biliyor vs. Ülkenin sosyal algılarını göstermek açısından çok iyi.
0
sopiro
(21.04.17)
(bkz: the jinx)
0
oldtimer
(21.04.17)
(12)

teşekkür ederim sorunsalı, duygusal ilişkide

il padrino
düşünün ki sevgiliniz size seni özledim diyor siz de ben de seni özledim diyorsunuz. sevgiliniz de ayy teşekkür ederim diyor. tabii ki yorum yapmak için ilişki hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmanız gerekebilir yalnız bu bana resmi veya soğuk geliyor. biraz da samimiyetten uzak geliyor. bu tür ş
düşünün ki sevgiliniz size seni özledim diyor siz de ben de seni özledim diyorsunuz. sevgiliniz de ayy teşekkür ederim diyor. tabii ki yorum yapmak için ilişki hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmanız gerekebilir yalnız bu bana resmi veya soğuk geliyor. biraz da samimiyetten uzak geliyor. bu tür şeylerde teşekkür edilmesi sanki arada bir mesafe varmış algısı yaratıyor. aynı şekilde zamanımdan fedakarlık yaparak yanında olduğum bir zamanda da yaklaşım zamanını ayırdığın için teşekkür ederim şeklinde olmuştu. ben de bunlar benim için dile gelir şeyler değil içten yapılan şeyler onun için teşekkür edilmek biraz itici geliyor demiştim. sizin görüşleriniz nelerdir merak ederim.
0
il padrino
(20.04.17)
Seni sevmiyor. Ayrıl. Ayrılırken de rica ederim, hayırlı işler de.
0
dissendium
(20.04.17)
o teşekkür edince sen de eyvallah gardaş yaz
neden teşekkür ediyor cidden? kızın huyu mu bu? yoksa sana mı böyle?
0
cekilmis gayfe
(20.04.17)
huy biraz. normalde de teşekkür etmeyi bilen bir insan. yalnız ilişkide bu yaklaşım garip geliyor bana.
0
🌸il padrino
(20.04.17)
söyleyiş şekli önemli; mesela ben tuvalete girerken montumu tutan kız arkadaşıma teşekkür ederim montumu alırken, hiç de öyle "teşekkür ederim aşkoooom" gibi yavşaklıkta değil, gayet normal birine teşekkür eder gibi. bir de tanımadığımız insanlara sırf nezaket olsun diye teşekkür edişimiz vardır, eğer onun gibiyse bi samimiyet problemi var diyebiliriz.

minibüsçüden para üstü alırken teşekkür eden insan tanıyorum, dediğin gibi huyudur, eder; problem etmemeli o halde.
0
baba jo
(20.04.17)
benim de dilediğim özürler sevgililierime batmıştır hep. yanlışlıkla adamın yüzüne dirseğimi gömüyorum "ne özür diliyosun yaa" diyor.. böyle lafa söze takılmayın rica edicem. hissiyatta mesafe varsa, onu konuşalım.
0
manuel mandalina
(20.04.17)
Minibüsçüden para üstü alırken teşekkür eden insan benim. Ama bu durum bana da saçma geldi yadırgardım bana dese. Ama kötü niyetli değildir ya açık açık söylesene neden teşekkür ediyosun özlemem doğal değil mi falan gibi bir şeyler.
0
pastörizesüt
(20.04.17)
Bana en son bu şekilde teşekkür eden sevgilim 1-2 ay sonra bir şey hissetmediğini söyleyerek ayrıldı. Senin durumun tabii ki farklı olabilir ama hareketlerini gözlemlemeni öneririm.
0
mirty
(20.04.17)
Ben günde üç öğün teşekkür ederim en az. Hiçbir şey yoksa, sevgilim olduğu için teşekkür ederim. Günün güzel geçsin dediğinde teşekkür ederim. En çok sevişince art arda teşekkür ederim. Zaten ondan sonra da "Allah her tuttuğunu altın etsin. Allah ne muradın varsa versin. Allah prostat vermesin"in dinsiz versiyonunu yaşıyorum. Attığı her adım, bana söylediği her şey, olduğu kişi, vb için teşekkür ederim. Çok kereler. Geldiği için, yardım ettiği için, zamanınından bana ayırdığı için. En çok teşekkür ettiğim insan sevgilimdir. Bunu görev olarak yapması gerektiğinden, herhangi birimizin hak etmediğini düşündüğümden ya da bir alışveriş ilişkisi olduğundan değil; bunları onunla yaşadığım ve her yaptığında içimi aşkla ve minnetle doldurduğu için. Bunu bir başkasıyla değil de, birbirimizle yaptığımız için. Garipsemedi hiç. Çünkü bu doğal şeyler, eğer bir gün olmazsa (ölüm, ayrılık, koma vb) en çok özleyeceğim şeyler.

Bir de minibüs + 1
0
aychovsky
(20.04.17)
Aychovski +1 ben de teşekkur ederim sevgilime. Sıradan birine ettigim tesekkurden farklidir tabi bu. Hissettirdikleri icin, yaptiklari icin, varligi icin, zor zamanimda yanimda oldugu icin bir suru şey. Anlık bir seydir bu. Özel bir anda, duygu yogunluguyla dusunmeden çıkar ağızdan. O da aynı şekilde. Çok da güzel oluyor bence. Ama seni ozledim dedikten sonra tesekkur ederim dememişizdir. Seni seviyoruma tesekkur ederim diye karsilik vermek gibi bir sey bu. Buz gibi bir teşekkür mü ediyor nedir ? Yoksa tesekkur etmek gayet romantik bir olay oluyor yerine göre. Aranizdaki iliskinin sicakligina gore tesekkurun resmiyet yaratip yaratmadigini anlamaniz lazimdi. Tam anlamadim ben sizin mevzuyu.

(Minibuscuden, kasiyerden para ustu alirken ben de tesekkur ederim ayrica. Ne var ki.)
0
aquarium
(21.04.17)
Ben de çokça teşekkür ederim sevdiğime. Yüzyüze olduğunuzda anlıyorsunuzdur zaten, sevimli, cilveli,minnet dolu teşekkürünü görmüşsünüzdür. Ama bazen trip atarken de "düşündüğün için teşekkürler" derim. Farkı anlıyor o :D yani, siz de beden diline dikkat ederseniz, mesajlaşırken o halleri canlanır gözünüzde, anlar, alışırsınız.
0
illiyet dağı
(21.04.17)
Zamanını bana ayırdığı ya da yaptığı fedakarlıklar için içimden gelerek sevgilime ya da anneme ya da başkasına teşekkür ederim. Annem ya da sevgilim benim için bir şeyler yaparken teşekkür beklemiyorlar biliyorum ve benim yanımda olmak istedikleri için yanımdalar. Zaten bu yüzden teşekkür ederim. Bunu sözle de ifade etmeye çalışırım ama içimde hissettiğim şükran, minnet duygusunu yansıtabiliyor muyum, umarım. En samimi hissettiğim iki insandan bahsediyorum bu arada. Neden itici olsun ki. Teşekkür ederim demek görevini başarıyla tamamladın tebrikler demek değil ki.

Bir de ben otobüse minibüse binince kolay gelsin, iyi günler vs derim, kasiyerden şoförden para üstü alıyorken teşekkür ederim. Bu normal bir şey bence, sadece insanlara makine muamelesi yapmıyorum.
0
dahayeniymis
(21.04.17)
Bir dakika ilk "seni seviyorum" diyen zaten kız. Bence arada sen ilk söyle, muhtemelen böyle bir teşekkür sorunu yaşamayacaksın.
0
SiyamkedisiZorro
(21.04.17)
(11)

kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?

passion rules the game
ya son zamanlarda diyorum zaten ölüp gideceğiz, boşuna yaşıyoruz. lanet olsun dünyaya. mantalitem bu.ne var ki bitirmem gereken doktora tezi var ve ilgilenmediğim her dakika vicdan azabı çekiyorum. başka bir işle uğraşsam bile sürekli aklımda, ama teze de konsantre olamıyorum. yazacak, anlatacak, ok
ya son zamanlarda diyorum zaten ölüp gideceğiz, boşuna yaşıyoruz. lanet olsun dünyaya. mantalitem bu.

ne var ki bitirmem gereken doktora tezi var ve ilgilenmediğim her dakika vicdan azabı çekiyorum. başka bir işle uğraşsam bile sürekli aklımda, ama teze de konsantre olamıyorum. yazacak, anlatacak, okuyacak çok şey var her şey birbirine giriyor.

30'lara yaklaşıyorum sözde ama ergenliğe girmiş gibi sürekli isyandayım. pasif agresif bir adam olacağım eğer işleri yoluna koyamazsam.

sonuç olarak hayata nasıl motive oluyorsunuz? sonuçta koca evrende küçücük noktayız. olsak ne olmasak ne.
ikinci olarak işe güce, derse, teze nasıl motive oluyorsunuz? bezdiren bu belki de.

çok danke.
0
passion rules the game
(20.04.17)
Sevdiğim şeylerle ilgileniyorum. Tez yük olarak geliyorsa büyük ihtimalle yanlış bir alanda çalışıyorsunuzdur. Ölüm çok basit bir olay. Bugün ölsen yarın gömüyorlar. Bunu düşünerek yaşamaya gerek yok.
0
dissendium
(20.04.17)
yok tez yük olarak gelmiyor da yani ilgi duyanlar hariç kimse okumayacak diye düşünüyorum. böyle bilimsel devrim olmayacak. zaten olması imkansız da en azından literatürde bir şey değiştirmek istiyor insan. zaten türkiye'de yazılan tezlerin çoğu bir garip. bilemiyorum.
0
🌸passion rules the game
(20.04.17)
böyle bir ülke gündeminde motive olmak çok zor ama hayat devam etmek zorunda,

ben kendi adıma elimden geldiğince negatif insanlardan uzak duruyorum ve sık sık seyahate çıkıyorum..
ve gelir gider tablosu eşliğinde yaşayıp gereksiz ve sürpriz harcama yapmıyorum.
0
redeath
(20.04.17)
Şu an beni tatmin eden tek şey para. Para kazanmaya, daha fazla para kazanmaya, mevcut parayı arttırmaya bakıyorum ve bu beni mutlu ediyor.

Bu arada çalışıyorum aylık maaş alıyorum olayı değil bu. Borsa de, finans de, gayrimenkul de, faiz de.
0
MaNOfTheYear
(20.04.17)
sadece sevdiğim şeyleri yapmaya çalışıyorum. sevdiğim insanlarla, sevdiğim yerlere gitmeye çalışıyorum. geleceği düşünmüyorum, tv izlemiyorum, hayatın tadını çıkarmaya bakıyorum. aslında bu da bir nevi depresyon hali zira hayatın gerçeğinden kopmaya çalışıyorum ama mutlu olmak için geldiysek, sadece mutlu olmaya çabalıyorum ve genel motto olarak anı yaşıyorum. işi de bu mutluluğu sağlayacak bir araç olarak görüyor ve iyi yapmaya çalışıyorum. takdir gördükçe iş için motivasyonum artıyor. fakat işten çıktıktan sonra iş şalterini indiriyorum. 6 dan sonra iş ile ilgili hiçbir şey yapmamaya düşünmemeye çalışıyorum.
0
awlmi
(20.04.17)
@passion
doktora tezi yazmayan ne oldugunu anlamaz, bakma sen sevdigin konu degildir falan diyenlere. sevdigin konu da olsa aylarca ve yillarca surekli bunu dusunmek, surekli suclu hissetmek, o vicdan azabi inanilmaz bir yuk, ozellikle bir de ayrica calisiyorsaniz. gayet iyi anliyorum.

surekli motive olmak diye bir sey yok. gayet normal surekli motive olamaman, hatta zaman uzadikca hic olamaman. hangi alanda yaziyorsunuz bilemiyorum ancak ben kucuk parcalara boldum kafamda. hatta her bir alt baslik icin ortalama bir sayfa sayisi belirleyip, kucuk hedefler koyuyorum. elbette o sayfa sayisi dolunca birakmiyorum ancak kafamda motive olmak icin haydi on sayfa kaldi, haydi bes sayfa kaldi gibi yardimci oluyor. ben gorece daha kisa surelerde belli hedeflere ulasirsam daha rahat yazabildigimi dusunuyorum ve biraz da olsa ise yariyor. bu sekilde nasil motive oldugunuzu bulmaya calisin ve doktora tezi yazan insanlarin %80'i bu sekilde aci cekerek calisiyor unutmayin. ben bu bezginliginizin dogrudan tez ile alakali oldugunu dusunuyorum bu nedenle bir an once bitirmeye calisin zira her seyi tezden sonraya ertelemek, bir tez bitsin onu da yaparim, tezim var simdi suraya gitmeyim diyip gitmeyip ders de calisamamak vs. insani cok yipratiyor.
0
kassiopeia
(20.04.17)
Tamam da doktora akademik kariyerin bittiği bir nokta değil ki. Doktora tezin literatüre bir şey katmayabilir ama akademisyen olduktan sonra ya da iş hayatında uzman olarak görev aldıktan sonra aklına gelen yeni fikirlerle gayet de literatüre güzel şeyler katabilirsin. Doktora bilimsel yeterliliği gösteren bir şey. Doktora demek her şeyin bitmesi demek değil. Daha yeni başlıyorsun. Yukarıda biri tez yazanların yüzde 80'i acı çekerek yazıyor demiş. Bu tamamen onların sorunu. Hiç strese girmeden doktora yapan da var. Bu ülkede millet askerden kaçmak için bile doktora yapıyorken herkesin istediği alanı bilerek ve isteyerek tercih ettiğini iddia etmek aptallık olur. Belki de gerçekten sevmediğiniz bir konudur ve bunu kendinize itiraf edemiyorsunuzdur. Ben bir insanın gerçekten sevdiği bir konuya odaklanma sorunu yaşayacağını düşünmüyorum. Tez yazmak gibi zamana yayılı olması gereken çalışmaların şu kadar gün şu kadar yazı yazsam şeklinde özetlenmesi, ödevleri son dakika yapan ilkokul öğrencilerinin kafasına benziyor.
0
dissendium
(20.04.17)
Önündeki işi parçalara böl. Sadece yapacağın küçük parçaya odaklan.
0
arnold schwarzeneger
(20.04.17)
@dissendium
diğer görüşlerin doğrudu yanlıştır bilemiyorum, kişisel fikirlerdir ama
doktora tezi literatüre bir şey katmak, yenilik getirmek amacıyla yapılır. makaleler türetilir vs. devrim yapmak tabi ki imkansız doktora teziyle ama hiç bir yenilik getirmeyen tezleri genelde şutluyorlar, en azından öyle olması lazım.
genelde yaratıcı süreçler acı verici olur diye düşünüyorum ben ama tabi hep öyle olmak zorunda da değildir herhalde.
ama konudan yana sıkıntım yok :)
0
🌸passion rules the game
(20.04.17)
eskiden süreç zorlu olsa da ne kadar motivasyonum düşse de bir hedefim amacım olurdu.
Ciddi manada o hedefe o başarıya ulaşmayı ve sonrasında bana açacağı kapıları düşünüp gerçekten o gün kü motivasyonsuzluğumu yok ederdim. Şu düşünce " evet şimdi zorlanıyorum evet şimdi istemiyorum ama başarınca onun meyvesini huzurla yemek için değer" diyordum işe yarıyordu. Belki böyle ciddi hedefler sizi heyecanlandıran hedefler bulmanız gerek ve sonra @arnold dediği gibi parçalara bölerek adım adım onu gerçekleştirmeniz gerek.

Şimdi ise biraz hedefsiz amaçsız kaldığım için ben de yaptığım şeylerde anlamsızlık ve motivasyonsuzluk yaşıyorum. Yani herkeste farklı tabi durum :/
0
qazaqwsx
(20.04.17)
Yani abi o kadar yıl eğitim aldıktan sonra literatüre hiçbir şey katmayacağını düşünmek biraz fazla kötümser bir yaklaşım değil mi? Göreceli olarak Einstein'a göre tabii ki hiçbir şey katmayabilir ama bireysel çabayı bu kadar da küçümsememek lazım. Ben bizim hocaların doktora tezlerini okudum. Bazıları performans ödevi gibi tez yazmış. Örneğin alüminyum alaşımlarının kaynak kabiliyetlerinin incelenmesi diye tez yazıyor biri. Literatüre mutlaka bir şey katıyor ama söz konusu tez, her yerden bulunabilecek bilgilerin derlenip toplandığı bir kitapçık, bir katalog halini alıyor. Bunu böyle tezler de var demek için söyledim. Gerçekten bir katkın olmayacağını düşünüyorsan da doktorayı bırakabilirsin. Zor bir süreç olduğu zaten bilinen bir şey ama herkesin mutlaka yapmak zorunda olduğu bir şey de değil doktora.
0
dissendium
(20.04.17)
(20)

Ölen eşin namahrem olması

kirmizipilotkalem
Sevgili arkadaşlarım, bugün annemle katıldığımız bir cenazede yaşanan olay aklıma tskıldı, ilk defa duyup, gördüm böyle bir şeyi.60 yıllık evli çift bunlar kadının kocası ölüyor son kez görmek istiyor ve cenaze evindeki diğer kadınlar "artık namahrem" deyip kadının kocasını son kez görmesine engel o
Sevgili arkadaşlarım, bugün annemle katıldığımız bir cenazede yaşanan olay aklıma tskıldı, ilk defa duyup, gördüm böyle bir şeyi.
60 yıllık evli çift bunlar kadının kocası ölüyor son kez görmek istiyor ve cenaze evindeki diğer kadınlar "artık namahrem" deyip kadının kocasını son kez görmesine engel oluyor.
Bizzat gözlerimin önünde yaşandı hadise. Hatta annemle o esnada bir ara gözgöze geldik, ne oluyor? Deyu.
Biraz saçmalık ve bağnazlık değil mi?
Hakikaten var mı böyle bir şey?
Yoksa kadınların işgüzarlığı mı?
Bu muhafazakar kesim kafayı yemiş...
0
kirmizipilotkalem
(19.04.17)
valla öyle bir şey var.
ölünce nikah bitiyor.
dine inanıyorsanız öyle.
not: ölen kadın diye anlamıştım.
0
niye ama
(19.04.17)
Ölü evlerinde çok bulundum ama ilk defa duyuyorum. Alo fetva ya da nihat hatipoğluna sorulası, merak ettim gerçekten de. Cevapları bekliyorum
0
fallopian
(19.04.17)
Ölen eşle alakalı değil ama erkeğin kadına, kadının erkeğe bakması genel olarak doğru değil diye biliyorum. Hatta ölen kadın gömülürken üzerine beyaz çarşaf gerilir cenaze görünmesin diye. Çünkü ölen kişi abdestli bir şekilde gömülüyor. Karşı cins o kişiyi o şekilde görürse abdesti kaçar diye düşünülüyor. Aslında çok yanlış değil böyle düşünülünce. O kişi ölmüş artık. Son bir kez görme olayı yıkanmadan önce olursa daha iyi. Çünkü cenaze ortamında kefeni açmak da pek doğru değil abdest açısından. Çünkü yüzü görünse bile esasında çıplak olarak orada bulunuyor o kişi.
0
dissendium
(19.04.17)
Bu ne ya? Hayatımda bu kadar saçma bir şey duymadım ki İslamda böyle bir şey olacağını sanmıyorum. Giderek kafayı yiyorlar hakikaten.
0
fraise
(19.04.17)
sorularlaislamiyet.com

www.fetvameclisi.com

kadın için iddet var erkek için yok ve evet nikah dü-şü-yor.
bu kadar.
saçmalık filan da deil.
benim dedem molla. fıkıh bilgim buradaki herkesi bir kaça katlar. hanefilik açısından herhangi bir akaidi bilmiyor olamam.

ha hoşuma gidiyor mu gitmiyor.
dindeki pek çok şeye bayılmıorum ama böyle mi böyle.
son olarak, oradaki kadınlar b.kunu çıkarmış mı çıkarmış nikah düşşe dahi zaten kadın kefenli en fazla yüzünü görecek. normalde yüzünü görse sanki haram mı ? değil. kefenli haliyle hatunu açacak bakacak değil herhalde. "soğuk yüzünü görmek" diye bir şey vardır anadoluda. ama işte. dindarlarımızın hepsi böyle gerizekalı. evet, dinen nikah düşüyor ama zaten o tavırlar o kadınlar hepsini yolacaksın tek tek.
0
niye ama
(19.04.17)
Boyle aptalca bir sey duymadim. Bizim koyde isteyen yikandiktan sonra son bir kez gider gorur olen kisiyi, oper koklar, vedalasir. Bu insanlarin arasinda hacilar da var.
0
kassiopeia
(19.04.17)
Aslında Hanefi mezhebi hariç diğer meZheplerde , hem kadın ölen kocasını , hem erkek ölen karısını , görebilir de yıkayabilir de .
Çünkü Peygamber'imiz eşine , sen benden önce ölürsen seni yıkar kefenlerim , demesi hemde Hz Ali'nin eşini yıkayıp kefenlemesi bi örnek alırlar .
Hanefi mezhebi ise , Peygamber'in sözünü , kabaca defin işlemlerimi yaptırırım , gibi yorumlamışlardır .
Kadın kocasını görür yıkar , çünkü İddet süresi devam etmektedir , yani nikah tam düşmüş sayılmaz ( kadın belli bir süre beklemeden nikahlanamaz ) ama kdın öldüğünde erkeğin nikahı düşer , bu yüzden namahrem olur .

Kadınların açıklamadı bu yüzden Hanefi mezhebine göre , doğru değildir . Öyle bişey vardır ama , anlatmak çalıştığım gibi tam tersidir ,
Yani kadın ölen eşini görebilir , yıkayabilir , kefenleyebilit.
0
dunyatuhaf
(19.04.17)
valla din nikaha pek öyle romantik bakmıyor.
ticari bir akid gibi bakıyor.
bitti mi bitti.
3 kere boş ol deyince de bitiyor mesela.
0
niye ama
(20.04.17)
Sen en büyük hatayı sorgulayarak yapmışsın. Dinlerde sorgulama yoktur. Kitapta ne yazarsa o ! Soran, araştıran, okuyan, mantıklı açıklama bulmaya çalışan insan zaten gerçekleri görür.
0
iwasbornonamountainside
(20.04.17)
@dunyatuhaf +

cidden bizim ülkede ateizm denince yapılan, bilinen ya da uygulama anlamında tek şey : tamamen islam karşıtlığı.
o kadar best seller ya da felsefi kitap okuyup entel olmakla övünenler bir zahmet edip bir fıkıh kitabına baksınlar. bunlar var hem de yüz yıllardır var. din akıl işi değildir.
duyurunun en buyuk sorunlarindan biri de, dini bir sey bilmedigi halde dini duyurular görüldügünde hemen üzerine atlama huyuna sahip olanlar. sonrasında yermeler, önemsizlestirmeler..
0
1adam
(20.04.17)
"""""nikah düşüyor""""" ne demek ya?

yani oradan biri o ölmüş kişiyle nikahlanabilir mi?

bu "nikah düşme" meselesi ne menem bir şeydir ki 8-10 yaşındaki çocukları dahi "nikah düşer-düşmez" falan diye kategorileştiriyor.

ulan evli biriyle nikah düşer mi başkasına?

çocukla ulan çocukla nikah düşer mi?

ölmüş gitmiş biriyle nikah düşer mi?

cevabını merak etmiyorum. saçmalık diyorum.
0
runfor
(20.04.17)
@dissendium,böyle düşününce yanlış değil derken? çıplak birine bakmak niye abdesti bozsun ki, olsa olsa en fazla günahtır. hadi abdesti bozuyor diyelim, neden bakan kişinin abdesti değil de, bakılan kişinin abdesti bozulsun. kaldı ki bakılan kişi zaten ölü...

nikah düşmesi meselesi de bu konu için bildiğim kadarıyla ölen kişi ile ilgili değil, geri de kalan kişiyle ilgili. birinin evlenebilir olması manasına geliyor.

kadın öldüğünde nikahın düşmesi de artık kocası için namahrem olduğu, onu göremeyeceği anlamına gelmez. @dünyatuhaf'ın dediği gibi bir adam ölen eşini yıkayabilir, kefenleyebilir. nikahın düşmesi kadın ölmüşse, erkek için yeniden başka biriyle evlenebilmesinin önünde bir engel yok anlamına gelir.

ancak erkek vefat ederse kadının bir müddet beklemesi gerekir. bu süreye iddet süresi denir. (3 regl dönemi kadar yanılmıyorsam), erkek için ise böyle bir zorunluluk yok. bunun amacı hem eşi vefat edip yeniden evlenmek isteyen kadın, hem de yeniden evlenmeyi düşündüğü adamın, kadının vefat eden/boşanılan eski eşinden hamile olup olmadığını anlaması. "namus" kavramı ile bakınca bana da çok çirkin geliyor. fakat hamilelik durumundan iki tarafın da emin olması ve evlilik kararı vereceklerse bu durumu bilerek vermesi açısından mantıklı. bir dönem türk medeni kanununda da yer almış. hatta orada iddet 300 günmüş. orada da sürenin bu kadar uzun olması doğumun gerçekleşmesi ve varislik durumunun düzenlenmesi ile ilgili diye düşünüyorum.
0
teyzem teyfik
(20.04.17)
@runfor, nikah düşmesi anladığım kadarıyla "evlenebilirler" olarak kullanılmıyor. kelime anlamı ve kullanılış bağlamından mantık yürütüyorum zira dinde mantık olmaz, bu tabir "abdesti bozar" olarak kullanılıyor genelde.
0
piremses
(20.04.17)
bu fıkıh denen şey zaten dinin kendisinden de çok sonraları ortaya çıkmış ve dinin insan tarafından üretilmiş bir sosyo-ekonomik sistem olduğunu çok güzel ispatlayan bir şey bana göre.

köleliği kaldıramayan allah ne hikmetse tırnak kesme sırasını belirliyor, kim kime mahrem işte kimin pipisi kimin kukusuna uygun filan bunların peşine düşüyor.

yersen :)

edit: beni araştırmaya davet eden medrese dincisi arkadaş, fıkıhın ortaya çıkış tarihiyle ilgilendiğimi sanmış galiba. kimsenin allah'tan geldiğini iddia etmediği anayasanın sürekli güncellenmesinden kararnamelerden tüzüklerden filan örnek vermiş :)

ben diyorum ki din nasıl insan yapımı ve çağ dışı ise, dinin sonradan (veya önceden neyse) konmuş kuralları da, bu kuralların üretilme metodları da (kıyas sünnet icma filan dediği şeyler) insan yapımıdır. yani 5 bin yıllık bile olsa tüm dinler ve kuralları geçmiş zamana ait insan üretimi şeylerdir. dolayısıyla çoğu kuralı da çağ dışı ve saçmadırlar. benim vurguladığım nokta buydu.

e bunu anlamak için de çok süper bir zeka ve araştırmacı bir kişilik gerekmiyor. biraz cesaret ve cüret yetiyor :) yoksa ben ni'met-i islam da okudum. biliyorum fıkıh'ın ne olduğunu nasıl çalıştığını.
0
otonomo
(20.04.17)
Benim bildiğim son abdestini aldırdıktan sonra kimsenin merhumun yüzünü vs. açmaması gerektiği. Yani sizin sorunuzda kadınlar işgüzarlık yapmış. Annem vefat ettiğinde yıkamasına girmiştim. hep beraber yıkadık. Ancak ben regl olduğum için son suyunu dökemedim. Kendince bir mantığı var herhalde. Riske atmak istemedim.
0
SiyamkedisiZorro
(20.04.17)
insanlar sevdikleri ile vedalasamadan onlari kaybedebilirler. o zaman olusu, dirisi son bir kez gormenin ne demek oldugunu yasamayan bilemez. sevdiginiz insani zaten her zaman cok guzel hatirlarsiniz.
0
kassiopeia
(20.04.17)
Adamlar daha çok yeni en "yaşanabilir" gezegeni keşfettiler. 2 gram beyniniz varsa terk edersiniz bu çağlar öncesinde kalmış dinleri

futurism.com
0
alm est
(20.04.17)
@otonomo
bana göre demeden önce araştırıp bakarsan fıkıhın , en başta kitap, sünnet, icma ve kıyas a tabi olduğunu görürsün ve bunlar gereklidir. su günlerde çok sözü edilen anayasa bile sosyal hayata sadece -kendisiyle- uygulanamaz. bunun için de tüzük kararname yönemelik genelge vs. vardır. hadi bunlara da - sonradan çıktılar yea - diyip uyma istersen . yaşanacak sorunlar ortada. kölelik evet kaldırılmadı ama İslamiyetten önce de vardı bu. dolayısıyla İslamiyet getirmedi bu kurumu ama düzenlendi. yine - bana göre yea - demeden iyice araştırırsan ...
yok sen şimdi araştırmaz - kim bakecek yea - dersin.. yine de sana bir kitap
tavsiye edeyim , Ali Hatalmış-İslam Toplumunda Kölelik ve Cariyelik.
fi çi pi ya da harry potter tadında değil ama oku biraz ufkun açılsın .
--
kitaptan ayrı olarak herhangi bir insanın yaptığı bir şey yok . en başta kur'an- ı kerim e bakarsan peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) e uyulmasına yönelik ayetler var. peygamberimizin yaptıkları ile de hadis-i şerifler ve sünnetler ortaya çıkıyor. bunda ne tuhaflık ya da çağ dışılık var olabilir ki?
sen, dini akla uydurduğun, yenilik aradığın yada o çok güvediğin aklının fonksiyonlarından saydığın septik/ kritik gözle bu konulara baktığın sürece zaten zamanla ortada din kalmadığını görürsün. hayret, çağ dışı saydığın halde hayatının her alanında karşına farklı şekil ve ya anlamda çıkabiliyor bu husus. din tamamen insana ve çağa uygundur. sana göre aklının içine almadığın her şey çağ dışı kalıyor. benimseme meselesi ..
bu arada, medrese eğitimi almadım.
0
1adam
(20.04.17)
@piremses, bu basliktaki ornekte evet 'evlenebilirler' anlaminda kullanilmamis. Aradaki nikahlilik bitmis, ben yanlis anladim ilk etapta.

'evlenebilirler' anlamindaki nikah dusmesi meselesiyle ilgili yazdim. Ki burada cocuklarla, farkli iki kisiyle evli insanlarin, birbirine nikahinin dusmesine sacma dedim. Ve hala da öyle düşünüyorum.

Bir arkadaş ozelden bununla ilgili biraz fikir/bilgi paylasti ama ben bu yorum ve kurallarin cagdisi olduğunu dusunuyorum hala.

Gunumuzle kiyasliyorum ve mesela hirsizlik yolsuzluk adam kayirma, hile yapma, insanlari birbirine düşürme ile ilgili hicbir haci hoca konusmuyor. Ihsan eliacik gibi bir iki istisna dışında. Herkes zalime fetva yarısında.

Varsa yoksa kil tuy basortusu. Butun namus anlayışı bacak arasina sıkıştırılmış. Geri kalan her turlu namussuzluga binbir kilif var.
0
runfor
(20.04.17)
kadınların işgüzarlığı ya. klasik mercimek beyinli yobaz insanlar işte.
0
sen git ben geliyorum
(20.04.17)
(6)

İstanbul üniversitesi edebiyat fakültesi ve feminizm

anonymice
Bazı bölümler östrojen kokuyor.. sebebi nedir bu feminist tutkunun?hocalar ciddi ciddi feminist parçalar falan ıslıyor...
Bazı bölümler östrojen kokuyor.. sebebi nedir bu feminist tutkunun?

hocalar ciddi ciddi feminist parçalar falan ıslıyor...
0
anonymice
(19.04.17)
bazı öğrencileri de soru sormayı bilmiyor sanırım. ne dedikleri bile anlaşılmıyor :)
0
otonomo
(19.04.17)
edebiyat fakültesindeki çoğu öğrenci aklı ve duygularını aynı anda kullanabildiklerinden bu feminizm dediğin kavram orada baskın gözüküyor. işin östrojen ile ilgisini anlayamadım? feminizm ezilen karşı cinsin yanında durmak gibi bir anlamda olan şey değil mi? biraz anlatsana bize rahatlarsın.
0
karlmarx
(19.04.17)
Bu bölümden bir tane kız arkadaşım vardı. Kendisi ilkokulda sevdiğim, sık sık MSN'de konuştuğum biriydi. Kız bu fakülteye başladıktan sonra kafayı yedi. Herkese üstten bakmalar, bölümüm çok zor imaları, bilmem neler... Geçen gördüğümde alışveriş merkezinde çalışıyordu. Mezun olunca iş bulamamış sanırım. Hiç bakmadım bile. Bu fakültede artık öğrencileri nasıl pohpohluyorlarsa mezun olunca herkesin tanıdığı bir edebiyatçı olacaklarını falan düşünüyorlar sanırım. Feminizm de bu "ben bilirim"ciliğin diğer bir kolu. Hatta bunların bazıları Fransız kültürüne çok ilgilidir. Yuvarlak çerçeveli gözlük takmayanı da dövüyorlar.
0
dissendium
(19.04.17)
Ciddi ciddi feminist.parcalar.isliyor diyorsun ya, inan sana neremle gulecegimi bilemiyorum.
0
thewizardofearthsea
(19.04.17)
edebiyat fakültesindeyim. havuzlu bahçedeki banklarda oturan vitrinlik şekili gençler var ama öyle abartıldığı kadar bir şey yok. sıradan normal fakülte.
0
tavish11
(19.04.17)
ayrıca bugün üniversitenin giriş kapısında hz. muhammed efendimiz kitapçığı ve lokum dağılıyordu. arka kapısında ise bedava döner dağıtılıyordu. ne östrojeni allasen..
0
tavish11
(19.04.17)
(11)

izmit'te hava nasıl?

neynep
Merhaba, İzmit taraflarına taşınmayı düşünüyorum da, istanbul'daki kötü havadan da şikayet ettiğim için her gün ( ve diğer sebepler)İzmit'te, gebze'de çok fabrika var, bu sebepten havası kirlidir gibi geliyor, ama yaşayanlar "burası, bu yukarılar tertemiz" filan diyor. Emlakçı BİLE "burda çöp öğütme
Merhaba,
İzmit taraflarına taşınmayı düşünüyorum da, istanbul'daki kötü havadan da şikayet ettiğim için her gün ( ve diğer sebepler)
İzmit'te, gebze'de çok fabrika var, bu sebepten havası kirlidir gibi geliyor, ama yaşayanlar "burası, bu yukarılar tertemiz" filan diyor. Emlakçı BİLE "burda çöp öğütme tesisi var, hava temiz değildir" dedi.
Sizce nasıl?

Teşekkür ederim
0
neynep
(19.04.17)
İstanbul'un aynısı; ama kalabalık ve trafik açısından daha cezbedici. Gebze'ye taşınmayacaksındır umarım.
0
sedat peker in yegeni
(19.04.17)
gölcük'e falan yerleşmeyeceksen izmit'in hava kirliliği açısından istanbul'dan hiçbir farkı yok, hatta muhtemelen daha bile kirlidir. istanbul'da plazası şusu busu bol. izmit direkt sanayi şehri, her yerinden pislik çıkıyor. temiz, kendi halinde, güzel ilçeleri de yok değil ama izmit merkez falan istanbul'dan farklı değil.

gebze'ye girmiyorum bile.
0
der meister
(19.04.17)
yok, yukarlara. orman kenarı gibi görünen yerler var, fevzi çakmak mı ne.
izmit merkez filan değil, yukarısını diyorum.
0
🌸neynep
(19.04.17)
İzmit'in havası son on yıldır b.k gibi. İzmit göç nedeniyle çok iğrenç bir şehir oldu. Bir yerlisi olarak ben bile buradan gitmeyi düşünüyorum. Tavsiye etmem. Bağçeşme gibi yerler daha temiz sayılır ama günün 12 saatini şehir merkezinde geçireceksen bunun pek önemi kalmıyor.
0
dissendium
(19.04.17)
semt olarak tavsiye edebileceğiniz bi yer var mı? istanbul'a ulaşımın kolay olması öncelik, o yüzden..
0
🌸neynep
(19.04.17)
Harikalar Sahili denen yer 60 Evler oluyor. Liseyi orada okudum. Güzel bir yer. Derince Limanı'na çok yakın olduğu için Kurban Bayramı zamanı yurt dışından gemiyle gelen hayvanlar yüzünden tüm sahil ahır gibi kokuyordu. Son zamanlarda aklıma hep bu geliyor. Normalde yazın güzeldir. Dört yılım geçti orada. Sakin bir yer. Körfez de olabilir.
0
dissendium
(19.04.17)
yuvacık fln güzel ama şehre uzak. ben yahyakaptanın otogara doğru olan tarafındaki sitelerde oturuyorum memnunum burdan. istanbula ulaşım da kolay yahyakaptandan ve %81 hayır çıktı burdan kafa yapısı öyle bir yer.
0
sta
(19.04.17)
3 ay yahyakaptan otogar arkasında oturdum sonra koşar adım kaçtım şehirden. havası zaten bok gibi de geceleri o pakmaya fabrikasından gelen koku bile yeterli orda oturmamak için. bence izmitte çalışacaksan en mantıklısı sapanca-maşukiye tarafında oturmak ya da değirmendere taraflarında bi ihtimal.
0
zikardo
(19.04.17)
@zikardo ben de senelerdir buralardayım ama hiç koku falan yok burda
0
sta
(19.04.17)
@sta

nasıl yok koku yahu? 09/2016- 02/2017 arası ordaydım. hatta tam olarak evin yeri yuvam sitelerinin alt tarafı kandıra yolundan 500 mt içerisi. geceleri cam kapı açamıyordum, hele sabahları işe giderken o lastik fabrikalarının önünden geçerken olan kimyasal kokusu-aseton kokusuna benzetiyordum ben- her sabah midemi kaldırıyordu.
0
zikardo
(19.04.17)
İstanbul'a yakın olsun diyorsan Gebze yerine en azından Darıca'yı tercih edebilirsin.
0
sedat peker in yegeni
(20.04.17)
(7)

sosyal medya

atcapar
sosyal medya hesaplarımı ( facebook ve instagramı) kapattım artık kullanmıcam sebebi ise çok fazla gereksiz siyasi videolar ve fotoğraflar paylaşılması ayrı yetten milliyet.com u da okumayı bıraktım taraflı haber yapıyorlar. Sizce iyi etmişmiyim? tavsiye edeceğiniz siteler nelerdir?
sosyal medya hesaplarımı ( facebook ve instagramı) kapattım artık kullanmıcam sebebi ise çok fazla gereksiz siyasi videolar ve fotoğraflar paylaşılması ayrı yetten milliyet.com u da okumayı bıraktım taraflı haber yapıyorlar. Sizce iyi etmişmiyim? tavsiye edeceğiniz siteler nelerdir?
0
atcapar
(19.04.17)
Yani siyasi paylaşım yapan arkadaşlarını silmek, sayfaları takip etmeyi bırakmak yerine hesabı kapatmak biraz düz bir yöntem. Daha iyi sayfaları takip edebilirsiniz. Ben The Guardian Australia, The New York Times sayfalarını takip ediyorum örneğin. Türkiye ile ilgi birçok haberi ilk orada görüyorum. Yorumların altında Amerikalı çomarlar oluyor ama onları okurken de İngilizce yeni kelimeler falan öğrenmiş oluyorsun. Kısaca direkt kapatmak yerine çeki düzen vermek daha akılcı bir yol.
0
dissendium
(19.04.17)
9gag. Gül biraz
0
begin again
(19.04.17)
milliyet, hurriyet gibi ana akim medyayi hicbir sekilde okumuyorum artik. cok nadiren bazi yazarlara bakiyorum, buyuk bir kismi cop zaten.

bence de alternatif medyayi takip etmelisiniz, daha az ama oz haber okuyorsunuz. o milliyet, hurriyetin igrenc resimli, karman corman haberleri gibi de yormuyor.
0
kassiopeia
(19.04.17)
iyi etmişsin, kararlı ol ama.
0
giovanne
(19.04.17)
face hesabımı kapattım. twitter'a çok alışamadım. instagram açtım, duruyor öylece. zaten çok zamanım da yok.

hürriyet, sözcü, odatv, diken, solhaber, sözlük/duyuru her gün takıldığım siteler.
0
runfor
(19.04.17)
Dissendium +1
0
klar
(19.04.17)
(36)

Erkek Biyolojisi Çok güçlü. Kadınım ve ezik hissediyorum.

sybella
Mesela bir erkek istesin 80 yaşında bile babalığı tadabilir, çocuk yapabilir. Ya kadın ? Taş çatlasa 40'ta işi biter, o da milyon tane tıbbi destekle. Erkek aynı anda 1oo kadını hamile bırakabilir, kadın bir çocuk doğurana kadar 9 ay zahmet çeker. Erkek biyolojisnin bu denli güçlü olması beni gıpta
Mesela bir erkek istesin 80 yaşında bile babalığı tadabilir, çocuk yapabilir. Ya kadın ? Taş çatlasa 40'ta işi biter, o da milyon tane tıbbi destekle. Erkek aynı anda 1oo kadını hamile bırakabilir, kadın bir çocuk doğurana kadar 9 ay zahmet çeker. Erkek biyolojisnin bu denli güçlü olması beni gıpta ettiriyor resmen.

Etrafta bebek gibi güzellikte kızlar, yeşil gözlü, sarışın, kel göbekli herifleri nikah masasına oturtmak için ter döküyorlar, herifler naz ediyor resmen. Bu kızların ortak özelliği 30-35 yaşında olmaları. Her kızın dna'sında bu var işte: "anne olma zamanım daralıyor birini bulmalıyım" olayı var. 65 yaşındaki bir akrabamız geçen nikahlandı, nikahına gittim. Adamın nikahı altına aldığı kadın 36 yaşında bekar, hiç evlenememiş, topluma "kız kurusu" olarak etiketlenen kadınlardan. sırf evliliği tadabilmek, anne olabilmek için 65'lik adamla evliliğe atladı resmen.1 ayda kıyıldı nikah.

Yani sözün özü, erkek biyolojisi çok güçlü, valla bu dünyaya erkek olarak gelmek varmış.Evlilik-bebek konularında çok şanslılar. Son zamanlarda bunu fazlaca düşünüyorum ve kendimi erkekler karşısında ezik hissediyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
0
sybella
(18.04.17)
kadınlık ölçütün bu mu yani? doğurganlık? damızlık mı sanıyorsun kendini?

toplumun dayatmalarını kabul edip etmemek senin elinde. bir erkek olarak kendini bu şekilde; erkeğe göre ezik, eksik vs gören, hisseden kadınlara sinir oluyorum.

lütfen saçmasapan konuşma.
0
washe
(18.04.17)
Evlenmeyi ve cocuk yapmayi hayatinizin merkezine koymazsaniz cok sorun yasamazsiniz aslinda.
0
luchetti
(18.04.17)
Hem feminist hem homo olmayı dene :) valla cok iyi hem güçlü hissediyorsun hem de böyle kısır döngülerde dolanmıyorsun
0
fıytfıyt
(18.04.17)
@washe ve luchetti, yıllarır yalnızım sevgili edinemedim bir de etrafımda böyle çok örnek var. erkekler için cinsel iktidar ve kudret çok önemli, 80'inde bebek yapabilmek de bunun parçası.
0
🌸sybella
(18.04.17)
@angelus Allah aşkına, zengin mengin değildi buldukları kocalar. ayda maksimum 3500 tl maaş alan beyaz yakalılardı.
0
🌸sybella
(18.04.17)
Erkekler icin cinsel iktidar ve kudret cok onemli genellemenize katilamiyorum. Eski uygarliklarda oyledir elbet hatta bereket tanrisi figurleri de bunu ifade eder diye biliyorum ama artik oyle degil sanki?
0
luchetti
(18.04.17)
Türkiye gibi bir yerde doğup keşke erkek olsaydım diyen ilk insansın sanırım, arkadaşa madalyasını getirin :D
0
Golden Ratio
(18.04.17)
Bu mudur yani kadin olmanin anlami? Erkek olmak da gordugunu becerebilmek degil. Bence daha genis dusunmelisin.

Ustelik nikahi altina almak da nedir? Hangi devirdeyiz? Boyle ifadeler 100 yil oncesinin laflari.
0
Traveller
(18.04.17)
kendi kendini bu kadar asagilayan
kadinlar gordugumde yazik diyorum sadece.
sizin kadin olarak baska amaciniz gayeniz yok mu
0
lithu
(18.04.17)
şu salak troll'ü hala banlamadı ya bu moderasyona da YUF olsun.
0
der meister
(18.04.17)
Sen çirkin biriydin diye hatırlıyorum. Çirkinlerin şansı hiç yok maalesef. Güzel olan kadın 50'sinde de seçilmez, seçer. Kalite meselesi. Evlilik programları 20 yaşında kızlarla dolu. Zengin erkek bulup çanta gibi yaşamak sadece yaşlı kadınlara özgü değil.
0
dissendium
(18.04.17)
en sığ ataerkil perspektiften bakarsak, evet kadın olmak çok ezik, erkek biyolojisi çok güçlü. farklı bir perspektif geliştirirsen bu şekilde hissetmezsin.
0
cikis yolu
(18.04.17)
@dissendium yoo çirkin deilim. sadece şanssızım ve yeni erkeklerle tanışacak ortamım yok.
0
🌸sybella
(18.04.17)
Bence çirkinsin. Gerçekten güzel olan kızlar şans, çevre gibi konulardan bağımsız olarak hayatlarını sürdürürler.
0
dissendium
(18.04.17)
@dissendium güzel türkçemizde "çirkin şansı" diye bir deyim bile var. güzel olup da çevresizlikten sevgili bulamayan insan çok
0
🌸sybella
(18.04.17)
Koca bir yalan o. Güzel bir kız tek bir Facebook profil fotoğrafıyla bile sevgili bulabilir. Facebook'tan, Instagram'dan bir tane bile tanışma mesajı almayan kız güzel değildir.
0
dissendium
(18.04.17)
@dissendium yahu ben de alıyorum sosyal ağlardan teklif. sosyal ağlarda herkesin fotosu güzel. ama oralardan tanışacak kadar kıro değilim.
0
🌸sybella
(18.04.17)
buradan nasıl bulamadın, hayret. mükemmel erkek dolu burası. elini sallasan mükemmel erkek. gelir birazdan.
0
stewie
(18.04.17)
Ben sana kimsenin tanışmak için mesaj attığını düşünmüyorum. Oradan yakışıklı biri sana tanışalım dese hemen atlardın. Kıro muyum dediğine göre oradan bile bulamıyorsun demek ki.
0
dissendium
(18.04.17)
bence bilinçaltında başka bir travma var ve bunu haklı çıkarmak için bu sebep-sonuç ilişkilerini kuruyorsun.
0
orpheus
(18.04.17)
@dissendium emin ol yakışıklılar da vardı ama sosyal ağlardan tanışan erkek kaliteli değildir nezdimde. gerçek hayatta hayatın olağan akışı içinden tanışmak daha cool.
0
🌸sybella
(18.04.17)
Ama gerçek hayatta da onlar seni tercih etmiyor ki. Tercih edilmeyen bir insan olarak kalite araman çok iyiymiş. Tebrik ettim.
0
dissendium
(18.04.17)
@dissendium gerçek hayatta karşılaşamıyoruz ki. sorun bu zaten. ortamsızlık.
0
🌸sybella
(18.04.17)
Ben de diyorum ki zaten güzel olsaydın böyle bir sorunun olmazdı. Çirkinsin demek ki. Belki de gerçek hayatta biri seninle konuşunca o kişinin kalitesi düşüyordur. Bence kabul et çirkin olduğunu. Ortamı bahane etme.
0
dissendium
(18.04.17)
yahu ortamsızlığın çirkinlikle alakası ne ??? nice şişko kızlar çevreleri geniş olduğu için sevgilileri var. çevre olmayınca güzelliğin anlamı yok.
0
🌸sybella
(18.04.17)
Çirkin kızlar ortamı bahane ederler. Arada böyle bir alaka var. Şişman kızlara bakmaz kimse kolay kolay. En fazla iki ay sürer onlarınki.
0
dissendium
(18.04.17)
yoo gayet güzeller de şikayet ediyor. yeni erkeklerle tanışamadığı için yalnız olan çok güzel var.
0
🌸sybella
(18.04.17)
Ama sen çirkin olduğun için yalnızsın işte. Aradaki fark bu.
0
dissendium
(18.04.17)
kafan cok guzelmis canim. evliligi tadabilmek icin 65lik adama varmis.

ulan benim cevremde abazaliktan kirilan yuzlerce erkek var.
0
mayeskuel
(18.04.17)
der meister +1.

oturup ciddi ciddi satırlarca cevap yazanlar var ve bu insanlar duyuru'nun gediklileri.
şaşırtıcı.
0
filteria
(18.04.17)
Güzel olan kadın 50'sinde de seçilmez, seçer. Kalite meselesi. Evlilik programları 20 yaşında kızlarla dolu.

dissendium +1
olay güzellikle, boyla ve fizikle alakalı.
160 boyla (gerçek boyundan bahsediyorum, bize söylerken +5 cm ilave ettiğin boy değil) altın çağın 25'te biter.
1.80 boyla altın çağın 50'ye kadar devam eder.
0
temhar
(19.04.17)
Yaşıtım kadınların çoğu pert olmuş durumda. ( yaş 25). Sigara içen, sağlığına özen göstermeyen kadınlarda cilt 30 yaşına gelmeden yaşlanıyor. Bir de bazılari var ki 3 çocuk doğurmuş gibi.
0
empedokles
(19.04.17)
@dissendium buse terim çok çirkin ama 23'ünde koca buldu.neslişah alkoçlar da çirkin ama 25'inde ikinci kez evlendi. çirkin olmalarına rağmen yalnız kalmadılar çünkü ailelerinin ismi sayesinde yağmur gibi çevreleri, yeni ve farklı erkeklerle tanışacak ortamları vardı. olay güzellik değil olay çevresizlik.

@temhar 1.80 boy bir kadın için fazla. erkekler narin bayanlardan hoşlanıyor, 1.80 nedir ya insan azmanı gibi. topuklu giyse 1.90'a yakınsar. uzun boy erkeğe yaraşır. kadına 1.65-1.70 civarı orta boy iyidir.
0
🌸sybella
(19.04.17)
sene olmuş 2017, hala her kadının DNA'sında bu var diye evlilik, çocuk iteleyen insanlar var.
0
sopiro
(19.04.17)
Nikahı altına alma tabiriyle feminist/meriç kışkırtmaya çalıştığın ortada. Ama yine de kendini diğerleri kadar belli etmeyen bir trollsün. Hakkını vermek lazım.
0
arnold schwarzeneger
(19.04.17)
Buse Terim Duyuru'daki kızların güzellik ve fizik olarak yanından geçemeyeceği bir kadın. Hem çirkinsin hem düşük zekalısın.
0
dissendium
(19.04.17)
(11)

insanlık kendini yok etmeden önce

yons
uzayda türünün devamını sağlayabilecek mi sizce?
uzayda türünün devamını sağlayabilecek mi sizce?
0
yons
(18.04.17)
dünya 6 milyar yıl boyunca canlıların yaşayabileceği bir gezegen olarak var olmaya devam edecek. bu süre zarfında türünün devamı için bir formül keşfedilmeme şansı yok.
0
tendra van case
(18.04.17)
Evet
0
pispinti
(18.04.17)
Fizikte yeni bir atılım gerekli. Nasıl ki Newton fiziği sonrasında Einstein yeni bir fizik ortaya koyduysa yine Newton ve Einstein gibi birileri çıtayı çok iyi bir yere çıkartmalı. Şu anda o teknolojiden çok uzağız. Uzay araştırmalarının maliyeti çok yüksek. Beklenen atılım 500 yıl içerisinde gerçekleşirse bir sonraki 500 yılda böyle bir olasılık var.
0
dissendium
(18.04.17)
Evet, mars için harıl harıl çalışıyorlar, bir yandan dünyaya benzer gezegen aramaya devam ediyorlar. Başaracaklarına inanıyorum.
0
peggy
(18.04.17)
toplu imha silahlarını, biyolojik silahları, teknolojik ilerleme ile yıkım araçlarının (her türlü silah, patlayıcı, imha düznekleri vs.) mikro düzeyde elde edilebilmesini de göz önünde bulundurun. bugün nükleer silahlar sadece belirli ülkelerde üretilse bile 10-20 yıl sonra bilimum örgütlerin üretemeyeceği anlamına gelmez.

belki 50 yıl sonra tsar bombasının bir benzerini ışid benzeri bir örgüt üretebilecek.

yine de barış kazanır diyorsunuz. bu da birşey.
0
🌸yons
(18.04.17)
Nükleer bomba üretimi IŞİD zekasına biraz fazla değil mi? Düşün, Türkiye bile İTÜ, ODTÜ gibi üniversiteleri olmasına rağmen böyle bir şey yapamıyor. Teröristlerin ileri teknoloji gerektiren şeyleri gerçekleştireceğini beklemek fazla hayalperest olmayı gerektiriyor.
0
dissendium
(18.04.17)
bilgiye ulaşımın çok kolay olduğu bir çağdayız. hemen hemen hiçbir bilgi zihinlerde hapsolmuyor. ve zeka dediğimiz şey belirli bir süre sonra pratiğe dökülebilecek kılavuzlara dönüştürülebiliyor. 100 yıl önce imkansız olan birşey şimdi bir kılavuz kitapçığına başvurularak gerçekleştirilebiliyor.

kıstas burda zeka değil bence. gerekli kaynaklara ulaşım ve şimdilik gizli olan bilgilere erişimin zorluğu. (inernetin ücre köşelerinde silah üretimi ile ilgili dökümanlar mecvut mesela.)
50-100 yıl sonraki kolektif bilgi ile şimdiki farklı olacaktır. bugün nükleer bombanın 5-10 ülkenin tekelinde olması daha sonra da böyle kalacağını göstermez.
çok dağınık yazıyorum. kusura bakmayın.
0
🌸yons
(18.04.17)
20 yıl için bile imkansız böyle bir şey. Nükleer enerji bilgisi kolay ulaşılabilecek bir bilgi değil. Ülkeler bu işe milyar dolarlar harcıyorlar. Böylesine değerli bilgilerin 20 yıl içinde teröristlerin eline geçmesini, teröristlerin bu bilgileri anlayıp gerçeğe dönüştürmeleri 3. sınıf Hollywood filmlerinde bile görülmez. Nükleer başlık kaçırırlar deseniz eyvallah. Ama üretmek? Büyük bir saçmalık.
0
dissendium
(18.04.17)
Bildiğimiz anlamda insan için böyle bir şans yok, yani Homo sapiens sapiens için böyle durum mümkün değil. Bizim ırkımızın uzayda, Dünya dışındaki herhangi bir gezegende yaşama, yani bildiğimiz anlamda yaşama ihtimali yok. Biz bu çalışmaları biraz yanlış anlıyoruz, kendi türümüz için zannediyoruz. Öyle bir şey yok. Yapılan çalışmaların tümü, ki bu çalışmalar kayda alınmayacak kadar önemsiz çalışmalar, gelecekte bir gün, genetiği değiştirilmiş "İnsanın" mevcut uzay şartlarında yaşayıp, başka bir türe evrilip o şekilde yaşamaya devam etmesine yöneliktir. Misal radyasyona daha dayanıklı ya da yaşamak için oksijene ihtiyaç duymayan, ne bileyim bizim mecbur olduğumuz beslenme şekline ihtiyaç duymayan bir türe evrimle mümkün bu. Uzayda yaşamak için mevcut gezegen değiştiremeyeceğine göre; yani atmosferini, atmosferinin kimyasal yapısını, Güneş'e olan uzaklığını yakınlığını gibi özelliklerini, çözüm orada yaşamaya uygun bir türü üretmek. Bu da ancak çok çok çok fazla gelişmiş bir genetik bilimiyle mümkün ancak. Tüm bu bilimsel ilerlemeler gerçekleştiğinde, bildiğimiz anlamda "İnsanın" uzayda yaşaması mümkün değil ama genetiği değiştirilmiş, mevcut şartlara uyum sağlamış bir türün insandan evrilip yaşaması mümkün. Tabii bunlar çok uzak yıllar sonra. Bugün yapılan çalışmalar bunu en fazla hayal edebilir, gerçekleştirme ihtimali yok. Bugünün teknolojisi belli bir ağırlının üstündeki uzay araçlarının Mars'a inebilmesine bile olanak vermiyor daha atmosfer yapısından dolayı, Elon Musk çok heyecanlandırıyor insanları ama onun işi de umut tacirliği. Bu olaylar 1 milyar yıl sonrasının konusu.
0
angelus
(18.04.17)
20 yili nokta atisi yazmadim yahu. salliyorum. İstersen 100 yil yap onu.
Benim dikkat cekmek istedigim sey yikim gucunun iyi niyetli insanlarin tekelinde kalmayip birgun global capta bizi tehdit edebilecegi ihtimali.
0
🌸yons
(18.04.17)
devlet,ülke sınırları,para gibi kavramlardan kurtulup dünya vatandaşı olabilirsek belki.
0
Sir Anthony Hopkins
(18.04.17)
(6)

Sorum sakin insanlar için..

portakal
Sorum sakin insanlar icin... Sakin bir insansiniz. Sizi anlik heyecanlandiran durumlar soyler misiniz? Size sakinliginizi o an icin kaybettirme potansiyeli olan ama sakin kisiliginize zeval vermeyecek seyler...
Sorum sakin insanlar icin...

Sakin bir insansiniz. Sizi anlik heyecanlandiran durumlar soyler misiniz?

Size sakinliginizi o an icin kaybettirme potansiyeli olan ama sakin kisiliginize zeval vermeyecek seyler...
0
portakal
(17.04.17)
Birine şiddet uygulandığını görürsem sakinliğim gider. Örneğin bir anne gözümün önünde çocuğunu dövüyorsa sinirlenirim ya da biri gözümün önünde hakaret yiyorsa rahatsız olurum. Geçen yaz yaptığım stajda bir tane işçi bana başka bir işçi hakkında "Bak bu i.ne." demişti. İ.ne dediği adam da 35-40 yaşında falan. Karşımdaki birine öyle denmesinden ben rahatsız oldum ve kızdım hatta düzgün konuş diye. Normalde çok sakin bir insanım ama dengesiz, ağzı bozuk insanlarla karşılaşınca sinirleniyorum.
0
dissendium
(18.04.17)
tuttuğum takımın önemli maçlarında heyecanlanıyorum en çok. iyi anlamda heyecan tabi bu.
0
luchetti
(18.04.17)
Böcek + 1

İnkar edilmek ya da ne denir bilemiyorum. Diyelim ki bir şey için canını dişine takarak uğraştın ya da biri için çok güzel sürprizler düşündün. İş olmadı ya da sürpriz beğenilmedi. Birinin gelip "Zaten sen uğraşmamıştın pek" ya da "Sürpriz üstünde hiç düşünmemişsin" gibi şeyler sakin kişiliğime zarar vermez ama içeriden karşımdakini Hattori Hanzo kılıcı ile öldürmek isterim
0
aychovsky
(18.04.17)
korna.ani yuksek sesler.
0
duptıs
(18.04.17)
sinirlenmek gülmek gibi insani duygular.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(18.04.17)
Birden çok kez aynı konuda sinirim bozulmuşsa/bozmuşlarsa sonunda parlıyorum. Daha önce aynı konuda yapılan saçmalıkları sakinlikle karşılarım ama.

Bir de malum şahsa ve o minvalde insanlara tahammülüm kalmadı artık.
0
Apocalypse
(18.04.17)
(5)

Napiyosunuz

brad pitt
Dunden sonra cok moralim bozuk. Sesim cikmiyor bogazim dugumleniyor sanki. Haksizliklar adaletsizlikler yasananlar soylenenler. Korkuyorum da ailem adina. Cok uzuluyorum da. Oyle iste.Sizde ne var ne yok.
Dunden sonra cok moralim bozuk. Sesim cikmiyor bogazim dugumleniyor sanki. Haksizliklar adaletsizlikler yasananlar soylenenler. Korkuyorum da ailem adina. Cok uzuluyorum da. Oyle iste.

Sizde ne var ne yok.
0
brad pitt
(17.04.17)
Hayat devam ediyor. Finallere çalışıyorum. Soru çözerken şarkı dinlemece vs.
0
dissendium
(17.04.17)
hissizleştim artık. şu an bir arkadaşımla konuşuyorum. ilerleyen saatlerde iki tane "mektup arkadaşı"ma yazacağım. gece 2'de toronto-washington, 4:30'da şanlı nashville-chicago maçlarını izleyeceğim. arada yemek yiyip duş alırım. nashville maçı bitince de otobüse atlayıp istanbul'a döneceğim. yemelik güzel bi' şey bulursam güzel gece olacak hehe
0
der meister
(17.04.17)
üzülüyorum, biz bu kılıçdarları hak edecek naptık diye düşünüyorum.
0
pikrua
(17.04.17)
Gençsin herhalde. Ben alıştım.
0
delicevat
(17.04.17)
formula 1 yarış analizi yapıyorum. değişen bir şey yok, keyfim yerinde bireysel olarak.
0
rain when i die
(18.04.17)
(8)

ABD'den kiz istemeye Turkiye'ye geliyorum!

dumanim ben
Hayatimi duzene sokmam, islerimin iyi gitmesi vs vs. sayesinde ikimiz ile ilgili hayaller kurmaya basladim. Sonunda o kadar mantikli geldiki bu hayali onunla paylastim. Dusundu, why not? dedi. Simdi evleniyoruz. 2 haftaya istemeye geliyorum(aileler zaten ok suan) 8 gun kalip ABD ye donecegim. Ve Haz
Hayatimi duzene sokmam, islerimin iyi gitmesi vs vs. sayesinde ikimiz ile ilgili hayaller kurmaya basladim. Sonunda o kadar mantikli geldiki bu hayali onunla paylastim. Dusundu, why not? dedi. Simdi evleniyoruz. 2 haftaya istemeye geliyorum(aileler zaten ok suan) 8 gun kalip ABD ye donecegim. Ve Haziran ortasinda kendisi buraya gelecek oyle evlenecegiz. 2 hafta sonraki ziyaretim icin hediye konusunda fikirlerinize acigim. Bu bi nisan yuzugu olabilir kendi hazirlayacagim birbirimizin resimlerinden olusan tatlis minik bir album olabilir. Degisik fikirlere acigim pahada agir olmazsa daha realistik olur, okudugun icin tesekkur eder, iyi aksamlar dilerim
0
dumanim ben
(17.04.17)
iPhone al bence. İlle ormantik bir şey olmak zorunda değil.
0
dissendium
(17.04.17)
ABD'de yaşayıp türkiye'ye gelip türk kızıyla mı evleniyon dayı emin misin?
0
xu
(17.04.17)
instagramdan burcuokutjewellery sayfasına bakın istemeden önce güzel bi teklif yapın bence.
0
dedim ben sana
(17.04.17)
dostum s.a ben olsam şöyle tennessee taraflarından at gibi sarışın bi hatun alıp viski falan içerdim, bence planı en başından tekrar değerlendir
0
der meister
(17.04.17)
6 yildir hep istedigim huyumuz suyumuz ayni olan, efendi ve geyik muhabbetten anlayan daha onemlisi beni anlayan ve bana gore zaten dunyanin en guzel kizi olan bir kizla evleniyorum. (Cidden asik olunasi olmasa bu kadar yol kat eder miydim?) O yuzden merak etmeyin yaw dunyanin en dogru hamlesi :)

Ayrica kendisi 1.75 sarisin mavi gozlu ve turkiye ortalamasinin baya uzerinde guzellikte yani suphe kalmasin hehe kaptim olum kizi..
0
🌸dumanim ben
(17.04.17)
Sosyopix e bakın
0
mutlusismankedi2015
(17.04.17)
sosyopix diyorum ben de, çok hoş ve kalıcı hediyeler bulabilirsin orada. hayırlı olsun şimdiden.
0
denhia
(17.04.17)
Tesekkur ederim! sosyopix cidden lezzetli gorunuyor! @denhia
0
🌸dumanim ben
(17.04.17)
(6)

dersi arkadaşlarınızla mı çalışırsınız

qazedcsrfvtyhngujmkol
ya ben hiç böyle biri olamadım hep utandım. lisede derhanede bi bebe vardı inekliyordu baya çözemediğim matematik sorularını ona sorardım herkese ezilen tip ben bikaç kere sorunca bana artislik yapmaya kalkmıştı ben de kendi işimi kendim görürüm dedim o zamandan beri. bilmiyorum faydası çok mu ünive
ya ben hiç böyle biri olamadım hep utandım. lisede derhanede bi bebe vardı inekliyordu baya çözemediğim matematik sorularını ona sorardım herkese ezilen tip ben bikaç kere sorunca bana artislik yapmaya kalkmıştı ben de kendi işimi kendim görürüm dedim o zamandan beri. bilmiyorum faydası çok mu üniversitede de hep çalışma masalarında çay kahve püskevit ders çalışan arkadaş gurupları görürdüm ama hiç onlardan biri olmadım. kendim anladığım kadar dedim ama şimdi düşünüyorum kalın kitapları okumak yerine konuyu bilen bir arkadaşa sorsam daha mı iyi olurdu acaba diye. kalabalıkta kasılmam bana çok şey mi kaybettiriyor yoksa doğru olanı mı yapıyorum emin değilim
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(17.04.17)
ben %90 kendim çalışarak bitirdim. makine mühendisliği.
0
bohr atom modeli
(17.04.17)
Konu çalışma kısmını kesinlikle tek başıma yaparım. Sonra arkadaşla soru çözüp pratik yaparım. Konuyu asla başkasıyla çalışmam. Herkesin öğrenme stili farklı. Ben yazarak çalışırım hep.
0
dissendium
(17.04.17)
dissendium'a benzer konu kısmını genelde kendim çalışırdım ama anlamadığım yerleri ve takıldığım soruları arkadaşlara sorardım matematik için bu.
şöyle de bir şey var herkeste o anlatma kabiliyeti olmuyor pek, bir arkadaşla baya boşa vakit geçirmiştim çocuk da üzülmüştü pek yardımcı olamadım diye. başka bir arkadaş epey faydalı olmuştu baya anlamıştım konuları.

daha sözel derslerde de karşılıklı soru sormalı vs güzel oluyordu beraber ders çalışmak
0
senolll
(17.04.17)
Ben de hiç yalnız çalışamam. illa birisi olacak o an etrafımda. Enerji ile ilgili birşey zaten bu, bazısı kendi enerjisini kendisi sağlar, bazırları da başkalarının enerjisiyle motive olur.

konu biraz derin ama , düğün & cenaze ilişkisiyle aynı temele dayanıyor. insanlar neden düğün törenleri ve cenaze törenleri düzenliyor sorusuyla aynı.
0
mete kudur
(17.04.17)
hep birileriyle çalıştım. kendim çalışmak durumunda kaldığım sınavlarda anlamlı derecede düşük aldım. En sonunda tus'a da arkadaşla çalışıyordum ki imkansız bir şey, zirvede bıraktım çok şükür
0
fallopian
(17.04.17)
kafamın uyuştuğu arkadaşlarla çalışırım. sözel kısımlar( lanet olası yer) tek başına çalışırdım, sayısal olan dersler ise soru çözerek öğrendiğimiz için arkadaşlarla. önce konuya bakarız, nedir, ne değildir diye ardından sorulara gömülürüz.
0
blue eyes white dragon
(17.04.17)
(4)

balkon konuşması dahi yapıldıktan sonra

foseptik çukuru
yasal yollarla, başvurularla, oy ve ötesi vb. platformların çabalarıyla hayır'a bir dönüş sizce ne derece mümkün haklı olunsa dahi ?adamlar balkona çıkıp şovlarını yaptılar. herşey bitmedi mi ? böyle bir hataya düşmezler. :/
yasal yollarla, başvurularla, oy ve ötesi vb. platformların çabalarıyla hayır'a bir dönüş sizce ne derece mümkün haklı olunsa dahi ?
adamlar balkona çıkıp şovlarını yaptılar. herşey bitmedi mi ? böyle bir hataya düşmezler. :/
0
foseptik çukuru
(17.04.17)
İmkansız. Biraz alakasız olacak ama 2011 YGS'de şifre skandalı ortaya çıktığında bilmem kaç milyon kişinin girdiği bir sınav için şifre yok denilmişti. Bu şekilde katılımın çok olduğu olaylarda pardon yanlış oldu demeleri pek mümkün değil bana göre.
0
dissendium
(17.04.17)
hukukçu bir arkadaşıma sordum. zannetmiyorum dedi.
ulen dedim hukukçu adam zannetmiyorum diye cevap mı verir!?
hangi hukuk dedi. yarın görüşürüz dedik kapattık.
0
brakgn
(17.04.17)
imkansız +1

aklıma mansur yavaş gelir..
0
kaputt
(17.04.17)
imkansız +1

ülkede her şey hukuka uygun sanki de ysk'nın yaptığı ihlale mi karşı gelinecek? kaldı ki ysk'nın kararı iç yargıya kapalı. sadee yapılan itirazları değerlendirip kararını değiştirebilir. bunu da yapmayacağını adımız gibi biliyoruz.

her ne kadar acı da olsa rte'nin dediği doğru; atı alan üsküdar'ı geçti.
0
himmet dayi
(17.04.17)
(10)

Mühürlü pusula muhursuz pusula?

pembepatiklipaticik
Merhabalar, Tartışmaya konu olan mühür nedir, ben hicbir secimde -sanırım dikkatsizligimden- ne zarfta ne de kağıtta kendi bastigimdan başka bir mühür gördüğümü hatirlamiyorum.Bilenler anlatir mi rica etsem?
Merhabalar,
Tartışmaya konu olan mühür nedir, ben hicbir secimde -sanırım dikkatsizligimden- ne zarfta ne de kağıtta kendi bastigimdan başka bir mühür gördüğümü hatirlamiyorum.

Bilenler anlatir mi rica etsem?
0
pembepatiklipaticik
(17.04.17)
Zarfın dış tarafında (kapak olmayan yerinde) mühür vardı.
0
dissendium
(17.04.17)
Pusulanin da arkasinda sandik kurulu tarafindan basilmis muhur bulunur.
0
luchetti
(17.04.17)
Cevaplar icin tesekkurler,
Pusulalar sabahtan toplu mu muhurleniyor yoksa oy verenler kabine gecerken tek tek mi muhurlenip veriliyor?

Sandık kurullarına fazla fazla pusula verilmiyor mu zaten?

Benim bildiğim, oy hırsızlığı bu fazla pusulalar biriktirilerek sandik başkanı secim kuruluna giderken cuvali aciyor ve değiştiriyor.

Mühür olmamasi ne anlama geliyor? Pusulalar mi sahte yoksa fazladan dağıtılan kullanilmayan Pusulalar mi?

Sebebi ne olabilir yani?
0
🌸pembepatiklipaticik
(17.04.17)
şimdi şu durumların veya benzerlerinin engellenmesi içindir;

mesela oylaru belirlemek istiyorsunuz, o zaman bir adet pusulanın aynısından ve tercih mühüründen elinize alıp, istediğiniz oydan pusulalar üretiyorsunuz, bunları da oy vereceklere dağıtıp, içeriden aldıkları boş pusulaları getirmeleri durumunda anlaştığınız herhangi bir konuda karşılığını veriyorsunuz; para olur, iş olur, işten çıkartılmama olur, artık aklınıza ne gelirse.

Ayrıca, yine bu sayede değişiklik yapabileceğiniz pusulalarda göze batmadan sisteme girmiş oluyor. Al birini ver diğerini.

Son olarak, zaten o mühürün kendisi dışarıdan gelmediğinin tek kanıtı ve mühürün zaten yegane amacı bu iken; dışarıdan geldiği kesin değilse mühürsüz de kabuldür demek, abes ile iştigaldir.
0
cursor
(17.04.17)
@cursor
Yani ya sandık başkanı mühür basmayi unuttu ya da birisi fotokopi vs cogaltip cebinde getirdi doğru mu?

Farzedelim ki x partisi il başkanı çalışanlarına dediğini yaptırdı, yani dışardan sahte pusulayi cebinden sandiga atti.
Gerçek yani mühürlü pusulayi cebinde saklayip il başkanına verdi.

Peki sonra?

Cuval Sandık baskaninda, secim kuruluna goturulme asamasinda actirip rakip partininkini cikarip yerine kendisininkini mi koyuyor?
0
🌸pembepatiklipaticik
(17.04.17)
ne gereği var. içeri gönderdikleri garibim karşılığını almak için bunların verdiği oyu attı ve içeriden boş ve gerçek pusulayı getirdi mi, getirdi. Sonrasında o topladıkları pusulalar çöp olur. zaten istedikleri oy girdi.

İçerideki pusulalarda daha sabahtan mühürlenmez ise tabiki bu işlem çok daha kolay olur, veya arada atlanmış diyerek yine kabul olur. Sonuç olarak dışarıdan pusula sokmanın yolu içeridekilerin de işaretsiz olması veya işaretsizlerin de geçerli sayılmasıdır.

Ha bir de merak etmeyin, bazı videolarda da görüldüğü gibi, sandıklarda çıkan, o mühürsüz pusuları da mühürleyip ysk ya gönderdiler.
0
cursor
(17.04.17)
Yani muhursuz pusulanin tek amacı satılık metozori oyları garanti altina almak. Oy hırsızlığı değil doğru mu?
0
🌸pembepatiklipaticik
(17.04.17)
Hayir dogru degil, bakin 1.5-2 milyon oydan bahsediliyor. Bugune kadar yapilan secimlerde -en azindan son iki secimde oy ve otesinin raporu var- hilelerin sinirli kAldigini gorduk. Bunun en buyuk garantisi bu muhur olayi idi, zira o muhuru bulmak basmak oyu gecerli hale getirmek kolay degil. Artik isterse 40 milyon nereden geldigi belli olmayan zarf atilsin gecerli olacak. Inanilmaz bir sey bu. Oy vermenin bir anlami yok o zaman, oyunuz tamamen degistirilip, yerine yepisyeni damgasiz zarflar konabilir. Yani illa sizin satmaniza falan gerek yok, biri turkiyedeki sandiklarin tamamini degistirip yeni oylar koyabilir ve gikiniz cikamaz.
0
kassiopeia
(17.04.17)
teknik olarak mühürlü pusula mühürsüz pusula ile oy çalınması mümkün değil. ortada hukuksuzluk var mı yok mu tartışılır.
dışarıdan istedikleri oyu getirip atsın demiş birisi. komik. yahu orada 4 tane müşahit var, ve dışarında oy atıyorsun sonra sandığın içindeki oyu alıyorsun he mi? bu nasıl kafa? ha diyelim ki oyları ysk da değiştirdiler o zaman da ıslak imzalı sonuçların olduğu liste ile örtüşmez. dolayısıyla teknik olarak oy hırsızlığı imkansız!
0
aklimdakisorular
(17.04.17)
@pembepatiklipaticik

Oy hırsızlığı değil demek bayağı bir polyannacılık olur. İçeriye kontrolsüz olarak pusula girmesinin önü açıldığı için, atılması için zorlanan oylar, sayım yerinde değiştirilen oylar, toptan değiştirilen çuvallar, yani dışarıdan oy sokmanın her türlü yöntemi daha olası hale gelir. Sonuçta pusulanın seçmene verilen pusula olduğuna dair tek güvenlik önlemini ortadan kaldırıyorsun.
0
cursor
(17.04.17)
(10)

Hangi Bölümü Seçersem Yurtdışına Kolay Giderim?

tahin pekmez yoğurt
Şu an hukuk 3. sınıf öğrencisiyim. Biliyorsunuz hukuk okuyup yurtdışında çalışmak çok zor. Ben kesinlikle bu ülkeden gitmek istiyorum. Mezun olunca hangi bölümü tekrar okuyum ki çok kolay yurtdışına gidebileyim.İşletme, Ekonomi, Psikoloji, Sosyoloji, Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkilersadece TM b
Şu an hukuk 3. sınıf öğrencisiyim. Biliyorsunuz hukuk okuyup yurtdışında çalışmak çok zor. Ben kesinlikle bu ülkeden gitmek istiyorum. Mezun olunca hangi bölümü tekrar okuyum ki çok kolay yurtdışına gidebileyim.

İşletme, Ekonomi, Psikoloji, Sosyoloji, Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler

sadece TM bölümlerini yazdım. TM öğrencisiydim. Bu bölümler ODTÜ veya Boğaziçi'nde okunacak. Kapasitem var. ODTÜ'nün saydığım bütün bölümlerine 3 yıl önce puanım yetiyordu. Boğaziçi Sosyolojiye de yetiyordu. Ben aptallık ettim ve hukuk seçtim.

Hangisi? Lütfen mantıklı ve işe yarar cevaplar verin. Bu bölümlerde okuyanlar cevaplarsa çok iyi olur.
0
tahin pekmez yoğurt
(16.04.17)
Psikolojinin geçerliliği yok akademi kovalamayacaksanız, sadece türkçe terapi yapabiliyorsunuz nihayetinde.(odtü psy, üstüne iki masterdan bildiriyorum sevgiler.)
0
kullanıcıadımbuolsun
(16.04.17)
4 yıl daha okumak gözünde büyümüyor mu? Bi de sinava girceksen en az 5 yıl. Onun yerine yüksek muksek kassan çok mu zor? Soruyorum yani. Soruna cevap değil ama yani
0
klar
(16.04.17)
dediğin bölümlerden iyi okullarda okunulursa işletme, ekonomi okuyarak belki gidilebilir.

ancak en iyi mühendislik - özellikle elektronik, bilgisayar, makine - okursan rahat gidersin. Tabi iyi üniversitelerde okumak şartıyla
0
Cruyff
(16.04.17)
bu ülkeden ayrılmanın en kolay yolu yüksek lisans ve ya doktorada ayrılmak değil, direkman lisans'ı yurt dışında okumaktır. benim minicik puanla, balıkesir mimarlık tutturan arkadaşlarım; ailelerinin desteği ile viyana teknik mimarlık'ta veya makina'larda okuyup, bir daha ülkeye dönmediler.
0
rain when i die
(16.04.17)
Ben Boğaziçi işletme diyorum. Kendimce nedenlerini şöyle sıralayayım.

-Dünyada özel şirketlerin sayısı devlet kurumlarına göre çok daha fazla. Siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler gibi bölümler doğrudan devletle ve doğal olarak devlet kurumlarıyla yakından ilişkili. Bu bölümleri okuduktan sonra özel sektör seçeneği yok gibi. Bu başlangıç olarak sınırlı bir alanı ifade ediyor. O yüzden alanı sınırlandırmamak adına bu ikisini eliyorum.

-Ekonomi diğerleri arasında bana göre en akademik olan bölüm. İçerisinde matematik var. Dünya parayla dönüyor. Kafası çalışan iktisatçılara hep ihtiyaç olacaktır. Ama yurt dışı da siyasette olduğu gibi ekonomi konusunda farklı sistemlere sahip. Türkiye'deki ekonomi anlayışıyla yurt dışındaki ekonomi anlayışı aynı değil. Her ülkenin kendi kaynaklarına, üretimlerine, harcamalarına göre farklı politikaları var. Türkiye'de öğrenilen ekonomi orada işe yaramayabilir. Bu nedenle bunu da eliyorum.

-Sosyoloji ve psikoloji gibi mezun olur olmaz iş bulma şansı tanımayan bölümleri de tavsiye etmem. İyi bir psikolog olmak için mezuniyet sonrasında birtakım eğitimler almak gerekiyor.

Özetle işletme okuyup, gerçekten iyi bir İngilizceyle anında kaçış yapılabilir.
0
dissendium
(16.04.17)
@klar
5 yıl daha okusam mezun olunca 27 yaşında olmuş olacağım. Çok geç bir yaş olduğunu düşünmüyorum. Bizim okulda 30-40 yaşında olup mezun olunca avukatlık yapma planları olan birsürü kişi var.
0
🌸tahin pekmez yoğurt
(16.04.17)
@rain when i die
Yurtdışında lisans okuyacak kadar param yok. Memur çocuğuyum.
0
🌸tahin pekmez yoğurt
(16.04.17)
Boşa türkiyede okumak diye bel bağlama .Tek çözüm yolun yurtdısında bir lisans okumak kardesim .
0
sorunvar
(16.04.17)
hukuk ortalaman iyiyse bilkent-boğaziçi gibi bir yerde political science tarzı bir alanda yüksek lisans yap, oradan phd'ye gidersin. iyi bir doktora tezi ile yurtdışındaki okullarda asistant prof olarak işe başlayabilirsin.

illaki sıfırdan okuyacağım diyorsan odtü iktisat-psikoloji, boun iktisat-işletme-psikoloji. ama açık söyleyeyim bunlara girersen de amacın yüksek lisans üzerinden yurtdışı olmak zorunda, zira iş bularak gitme ihtimalin tayyip'in yarın kalp krizinden ölme ihtimaliyle denk -bilkent iktisat okuyan birisi olarak yazıyorum-.
0
illusive88
(17.04.17)
Hukuk secersin ama Hukuk Sosyolojisi`nden master yapar gidersin yurtdisina. Öyle bir sinirlama yok. Ben Türkoloji okudum, öyle ciktim. Istedigin bölümü oku.
0
buf-e kür
(17.04.17)
(4)

insan mı

black mamba
çok şeker değil mi? aşık oldum :(https://www.instagram.com/p/BSZIPtqDlXG/
çok şeker değil mi? aşık oldum :(

www.instagram.com
0
black mamba
(16.04.17)
O aşkı bırak derim.
www.instagram.com
0
begin again
(16.04.17)
@begin şu fotoğrafı görünce içime öküz oturdu :(

www.instagram.com
0
🌸black mamba
(16.04.17)
Sıkıştırılmış beton gibi maşallah.
0
dissendium
(16.04.17)
göğüsler suni gibi gözüküyor.Bu tip hatunları sevemiyorum bir türlü
0
turkuaz
(18.04.17)
(3)

oy verip imza atmayı unutmuş olabilir mi birisi

kirazıseviyorum
mümkün müdür
mümkün müdür
0
kirazıseviyorum
(16.04.17)
Görevliler uyuyorsa mümkün. Bana hemen hopopopop imza deyip önüme atladılar.
0
dissendium
(16.04.17)
oy vermeden imza attırıyolar. yaptırmadıysa evet olabilir.
bizim sandıkta oy kullanmadan önce attırdılar. sonra unutulur diye belki
0
cekilmis gayfe
(16.04.17)
imza oy kullandıktan sonra atılır,
unutulmuş olması mümkündür. bu durumda, yani zarf sayısının imza sayısından fazla olması durumunda eksik imza sayısı kadar zarf rastgele seçilerek açılmadan imha edilir.
0
luchetti
(16.04.17)
(9)

gençlikten olgunluğa geçtiğinizi nasıl farkettiniz?

jonestown
başlık biraz saçma olabilir ama şöyle sorayım. 25 yaşına adım atmış bir kadın olarak (kadın yazarken bile tereddüt yaşadım) kendimi yaşımın hep altında hissettim. genelde de küçük gösterdiğimi söylerlerdi hep. dışarıda hep kendimden küçük erkekler ilgilenirdi bakardı vs. son 4.5 aydır farkediyorum k
başlık biraz saçma olabilir ama şöyle sorayım. 25 yaşına adım atmış bir kadın olarak (kadın yazarken bile tereddüt yaşadım) kendimi yaşımın hep altında hissettim. genelde de küçük gösterdiğimi söylerlerdi hep. dışarıda hep kendimden küçük erkekler ilgilenirdi bakardı vs. son 4.5 aydır farkediyorum ki adımla hitap eden yaş kitleleri abla demeye başladı, işlerine yeni giren personeller belki saygüdan bilemiyorum ama hep abla diyorlar. yaşlarıda tahmini 21 22 sanırım. dışarıda bakan kitle de değişti ama ben hala aynı hissediyorum kendimi. bu durum bana olgunluğa geçiş yaptığımı artık öyle kanı kaynayan genç heyecanlı yaşları geçtiğimi zorda olsa farkettirdi. yaş kompleksi olan biri olarak bunu da nasıl aşarım bilmiyorum açıkçası.

siz nasıl ya da nerede farkettiniz o geçiş dönemini?
0
jonestown
(16.04.17)
Olaylara karşı sabırlı ve hemen bir tepki vermediğimi fark ettiğimde. Düşündüğümde. İyi analiz ettiğimde.
0
MaNOfTheYear
(16.04.17)
20 askerin canı bana emanet edildiğinde. Üşütmemeleri, dkkatli olmaları, birbirlerine saygı göstermeleri için aylarca hepsi için tek gözü açık uyuduğumda. Babalıktan bi önceki evre sanırım.
0
zirrealist
(16.04.17)
hem genç olup hem olgun olunmuyor mu O.o?

hala gençsin. sadece çocuk değilsin. sorumluluk almak haliyle belli bir olgunluk gerektiriyor ama 25 yaşında 45 gibi düşünmeye gerek yok. Hala gençliğini yaşayacağın ve hata yapacağın zamanlar var. Sadece çocuk değilsin artık.
0
qazaqwsx
(16.04.17)
@25de gençlik bitiyor demedim arkadaşlar, illaki vardır o olgunlaşmanın herkesin kafasına dank ettiği bir dönem ya da an. onu soruyorum, bitse herkesten önce keserdim bileklerimi :)
0
🌸jonestown
(16.04.17)
Bu yıl olgunlaştım. Aşık olduğum kıza hislerimi söylemedim. İçim içimi yedi, bazen hala yiyor, ama artık duygularıma göre hareket etmemeyi seçebiliyorum. 24 olmama çok az kaldı ama bana da koca koca adamlar abi diyor bazen. O karşıdakini saymakla alakalı.
0
dissendium
(16.04.17)
25inde bir kadın olarak ben de hiç 25 hissetmiyorum. Fakat aksi gibi 15 yaşındayken bile 40 yaşındaki adamlar asılırdı, nasıl görünüyoduysam artık (ya da sadece onların hayvanlığıydı da). Şimdi ise kendi yaş grubumla beraber yaşça büyükler ilgi gösteriyor mesela. Ben ise kendi yaş grubum hatta zaman zaman 22-23 yaşlarındaki erkekleri beğeniyorum. Yani beğenmekle kalıyorum gerçi de dkgjd. Hani benim tipim dediğim erkekler mesela o yaş grubunda oluyor. Bunun nedenini de geçmişte yaşımın dışında şeyler yaşamış olmama bağlıyorum. Genç yaşta çok acı çektim anlamında değil de bazı şeyleri yaşamam gereken yaştan daha geç yaşamış ya da hala yaşamamış olmama bağlıyorum. Bu sadece duygusal ilişkiler anlamında da değil, giyim tarzımdan arkadaşlık ilişkilerime kadar böyle. Çoğu arkadaşım topuklulara geçmişken ben converselerle takılıyodum. Şuan bile topuklu giydiğimde sanki 18 yaşındaymışım da kendimi 25 filan göstermeye çalışıyomuşum gibi hissedip rahatsız oluyorum, halbuki 25im yani dlkgd.

Karakter olarak 18-19uma kadar yaşımdan olgun olduğumu söylerlerdi. Bunun nedeni de en küçük ablamın benden 9 yaş büyük olması, lise döneminde benden 6-7 yaş büyük insanlarla arkadaşlık kurmuş olmama bağlıyorum. Sonra üniversitede saçma sapan şeyler yaşayınca hiç de olgun olmadığımı farketmiştim. Şimdiyse geçmişten kalma "olgun" görünüşümü kırmak için salak saçma şeyler yapıp eğleniyorum filan. Çünkü 28-29 olduğumda da hala içimdeki yaşanmamışlıklardan kaynaklı 20 filan hissetmek istemiyorum. 25 yine de kanın kaynamayacağı bi yaş değil bence ya. Hele ki Türkiye'de bi işe başlamanın yaşı da çok erken değilken (işe başlamak biraz da kendi hayatını idame ettirme anlamına geldiği için olgunlukla bi noktada bağdaşıyor). Şu an yaşadığım yerde 22 yaşında gençler mezun olup iş buluyolar direk. Ben 25 yaşında hala değişim öğrencisiyim filan dkgjd.
0
kozmosta bir nokta
(16.04.17)
Amcam bir yaştan sonra insanın yüzündeki "çocukluk" diye bir şeyin silindiğini söyler. Bunun Herkes için farklı yaslarda olduğunu söylüyor. Belki senin de yüzündeki çocukluk silinmiştir.
0
fyodor fyodorovic
(16.04.17)
Hayatımı,kaybettiklerimi,doğrularımı ve yanlışlarımı daha fazla sorgulamaya başladığımda olgunlaştım çok değil iki sene önce yaş 31 ama en çok ailenizden birini kaybedince olgunlaşıyorsunuz o yüzden şimdiden kaygılanmayın :(
0
mavi kız
(17.04.17)
eğlence olsun diye köpeğe halat bağlamadığını gördüm birileri bağlamış bırakmış köpeği, köpek halattan kurtulmaya çalışıyordu, bende köpeğe yardımcı oldum ipi çözmesine, tam o anda çocuğun birisi gelip AMCA o köpek bitli heahehaha dediğinde artık yaşlanmaya başladığımı farkettim.

olgunluğa geçiş diyorsun ama ben hep "yaşlanıyorum ama büyümüyorum" diyorum.
yaş 34
0
basond
(17.04.17)
(5)

ısınamadığınız bir türdeki kitapları ısrarla okumaya çalışır mısınız?

bir fincan kahve ile film izlemek
böyle bir ısrarla denemeniz var mı? yani ısınamadığınız türde çok meşhur, klasik olmuş bir eseri size hitap etmese de okur musunuz yoksa ''hayat zaten okunacak kitaplar için kısa, istediğimi okurum'' diye mi düşünürsünüz?ben örneğin fantastik edebiyatın bir türlü okuyucusu olamadım (sadece harry po
böyle bir ısrarla denemeniz var mı? yani ısınamadığınız türde çok meşhur, klasik olmuş bir eseri size hitap etmese de okur musunuz yoksa ''hayat zaten okunacak kitaplar için kısa, istediğimi okurum'' diye mi düşünürsünüz?

ben örneğin fantastik edebiyatın bir türlü okuyucusu olamadım (sadece harry potter serisini baştan sona okuyup sevdiğimi bilirim)

kara kule serisine başladım ama ilk kitaptan sonra sıkıldım, devam edemeyip bıraktım.
şimdilerde yüzüklerin efendisi serisini okuyorum. ilk kitap bitti, ikincideyim ama yok, çok sıkıldım. akmıyor, kitabın içine giremiyorum, haftalardır elimde süründü. kitabın edebi yetkinliği şüphesiz zaten yine de zorlasam da içine giremedim. öte taraftan başlamışken de bırakmaya içim elvermiyor, öyle yarım yamalak gidiyor yani.

siz nasıl yapıyorsunuz, ısrar etmeyip bırakır mısınız ısınamadığınız kitabı?
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(16.04.17)
Başlayıp da yarım bıraktığım bir tane kitap var, onun dışında zaten ilgi alanıma giren kitaplar olduğu için ısınamama durumum pek olmuyor o nedenle yarım bırakmıyorum. Bazen belki biraz sıkan benzerleri gibi ilerlemeyen kitaplar nadir de olsa oluyor ama onları da ayıp olmasın diye bitiriyorum.
0
angelus
(16.04.17)
türü denerim, sarmazsa artık okuma yapmam.
fantastik edebiyat hiçbir zaman ilgi alanıma girmedi örneğin, denemedim bile. ama polisiyenin en klasiklerini ve bazı kişisel gelişim kitaplarını severek okuyabildim.

ayrıca herhangi bir kitap bunu ilk sayfalarında yapmadıysa bir süre daha beni içine çeke umuduyla okumaya devam ederim ama başladığımı bitirmek gibi bir takıntım hiç olmaz. zorlamam, bırakırım.
0
filteria
(16.04.17)
ben de "gurur ve önyargı" kitabına 3-4 kere başladım ama 15-20 sayfadan öteye bir türlü gidemedim. Hakkında sözlükte hep olumlu yorumlar var, hatta yanlış hatırlamıyorsam Teoman bu kitabın aşk ve gurur şeklindeki çevirisinden etkilenip albümüne ismini vermiş ama ben ne buldular bu kitapta anlamadım.
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(16.04.17)
Hayatta okumam. George Orwell'ın 1984 adlı eserini sıkıntıdan okuyamadım. Çok uyduruk kavramlar vardı kitapta. Bir de yayınevi yazıları o kadar düzenli yazmış ki, noktalama işareti görmekten gözlerim yorulmuştu.
0
dissendium
(16.04.17)
Kitabın hacmine göre değişiyor. Eğer 800 sayfalık kitabın 150. sayfasındaysam ve gerçekten tiksindiysem bırakıyorum ama 200 sayfalık kitabın 100 sayfasını okuduysam az daha sabredip bitiriyorum.
0
salihdt
(16.04.17)
(8)

Sarı saçın en çok yakıştığı kadın

begin again
Kim sizce yabancı/yerli fark etmeksizin?
Kim sizce yabancı/yerli fark etmeksizin?
0
begin again
(15.04.17)
marie harf

başka renk gitmez o kadına.
0
zirrealist
(15.04.17)
Scarlett J.
0
apolitikherif
(15.04.17)
Laurie Holden
0
mungojerry
(15.04.17)
emel sayin
0
duyurumvar
(15.04.17)
J. K. Rowling

colorincoloradolibros.files.wordpress.com

Seviyorum bu kadını.

Skyler White

galeri12.uludagsozluk.com

Lanet bi karı ama güzel.
0
dissendium
(15.04.17)
scarlett demeye geldim
0
yuvarlanantencereninkapagi
(15.04.17)
gwyneth paltrow
0
theworldismine
(16.04.17)
gwyneth +1
0
filteria
(16.04.17)
(4)

Formula 1 in hali neden boyle

lacrim
Yasim cok fazla degil. 20 li yaslarimin henuz basindayim. 2002 yilindan beri abimle formula 1 izlerim ve kucucuk cocukken alonso hayraniydim. Hatta bana gore araclarin en guzel oldugu donem 2005-2006 yillariydi. Arka kanadin engin ve genis olmasi, lastiklerin seritliligi, motorun sesi, o benzin ikma
Yasim cok fazla degil. 20 li yaslarimin henuz basindayim. 2002 yilindan beri abimle formula 1 izlerim ve kucucuk cocukken alonso hayraniydim. Hatta bana gore araclarin en guzel oldugu donem 2005-2006 yillariydi. Arka kanadin engin ve genis olmasi, lastiklerin seritliligi, motorun sesi, o benzin ikmali falan sabahin korunde kalkar cilginlar gibi izlerdim. Az once youtube'da bahreyn gp de pole u alan ismini bile bilmedigim bir cocugun 1 turunu izledim. Arabadan cikan ses yurek burkuyor. Tek kelimeyle rezalet. Noldu bu araclara ozellikle 2013 ten sonra ? Zaten 2007-2008 gibi (yaniliyor olabilirim) lastikler degisti, arka kanat yukseldi darlasti, motor hacmi kucultuldu, salak gibi bir sey oldu araba ama yine de izlenirdi. Ama 2013 ten sonrasi icler acisi. Bu durumun tek sebebi tasarruf mudur ? Ve hala f1 izleyen kaldi mi ?
0
lacrim
(15.04.17)
Ben çok daha önce izlerdim. O zamanlar barichello, david coulthard, juan pablo montoya falan vardı. Raikonnen yeni yeni geliyordu. Schumi gene ambargo koyuyordu ama izlemesi zevkliydi bence de eskiden. Şimdi hiç içimden gelmiyor. Nedeni bence daha çok eski zamanlarda olmasına dayanıyor o zevkin. Açayım biraz. O zamanlar böyle internetler, dizi furyası falan yoktu. Mecburen tv karşısında olurduk ve F1 de bir ayrıcalık gibi bir şeydi. Ayrıca malum küçüktük kanımız çabuk kaynardı. Böyle F1 gibi bir şey de tam bize hitap ediyordu sanki. Arabalar, yarış, az kişi izlediği için gelen bir ayrıcalıklı olma hissi vardı.
0
begin again
(15.04.17)
Şurada açıklamışlar bir kısmını.

www.turkf1.com

Mühendislik açısından ses iyi bir şey değil. Makine mühendisliği bölümünde titreşim dersi var seçmeli olarak. Bu derste gürültü konusu da işleniyor. Ses televizyondan ne kadar güzel gelse de uzun vadede hem sürücü için, hem de çevredekiler için zararlı. Makinelerde amaç titreşimi ve gürültüyü en aza indirmek. Motorun sesinin çok olması onun güçlü olduğu anlamına gelmiyor. Bu çamaşır makinesi için de böyle, otomobiller için de böyle. Bir de mühendislik geliştikçe tasarımlara yeni bir gözle bakılıyor. Yapılan bir değişiklik, başka bir değişikliği tetikliyor.
0
dissendium
(15.04.17)
Hey gidi. Lacrim'in de dediği gibi ben de Alonso ve Renoult hayranı idim ve Michael'in ambargo koyduğu yıllarda Alonso kazansın diye hırslanırdım. Sonra nedense bir burukluk oluştu.. İzlememeye başladım. Ardından şifreli yayın vs.. derken işler iyice sarpa sardı. Belki de hala Avrupa da F1 aynı heyecanda izleniyordur ancak bizde şifreli yayın olmasından tut neredeyse hiçbir spor haberinde geçmemesi bu durumu yarattı.
0
st curse
(15.04.17)
İzliyoruz babamla.
0
bir ileti paylastim
(15.04.17)
(4)

Merkez Bankasının Bugu

Erensq06
Arkadaşlar merhaba , bu akşam 'kim milyoner olmak ister' yarışmasında gördüğüme göre elimizde yırtılmış paranın %50si elinde olunca parayı veriyorlarmış. O zaman parayı alıp 2 ye bölsek de 2 kat kar etsek ne olur ? :) soru:http://i.hizliresim.com/P0a8g5.jpg
Arkadaşlar merhaba , bu akşam 'kim milyoner olmak ister' yarışmasında gördüğüme göre elimizde yırtılmış paranın %50si elinde olunca parayı veriyorlarmış. O zaman parayı alıp 2 ye bölsek de 2 kat kar etsek ne olur ? :)
soru:
i.hizliresim.com
0
Erensq06
(15.04.17)
Yüzde 50 değil, yüzde 50'den fazlası diyor. Örneğin yüzde 60'ı senin elinde olsa, geriye kalan yüzde 40'ını banka almaz.
0
dissendium
(15.04.17)
seri no iki ayrı parçada da var, o yüzden kandıramazsın.

www.tcmb.gov.tr
0
neo
(15.04.17)
zirrealist
(15.04.17)
Hem kanunda hem soruda "%50'den fazlası" olarak geçiyor. Sen nerenle okudun :)
0
harzem
(15.04.17)
(6)

Gönülsüz .ikişten burunsuz çocuk doğar

rosey
Böyle bir atasözü var. Mecaz yanını bırakırsak bunun somut gerçekliğine inanıyor musunuz. Bir kadın düşünelim. Tek yumurta ikizi ali ve veli var. Aliyi seviyor ama zorla hiç sevmediği veli ile evlendiriliyor. aşk evliliği yapsaydı çocuğu daha güzel/yakışıklı olur muydu. Mutluluğun , mutlu bir seksin
Böyle bir atasözü var. Mecaz yanını bırakırsak bunun somut gerçekliğine inanıyor musunuz. Bir kadın düşünelim. Tek yumurta ikizi ali ve veli var. Aliyi seviyor ama zorla hiç sevmediği veli ile evlendiriliyor. aşk evliliği yapsaydı çocuğu daha güzel/yakışıklı olur muydu. Mutluluğun , mutlu bir seksin görünüme etkisi var mıdır varsa nasıl kanıtlanabilir ki
0
rosey
(15.04.17)
kücük bir cocukken güzel cocukların mutlu bir evlilik ve sevisme sonrasi olduguna inanirdim. bilimsel bir gecerliligi yok, anne babamin mutsuz evliliginin de bunda etkisi var tabii.
0
thewizardofearthsea
(15.04.17)
Seks esnasında bir araya gelen yumurta ve spermler o zamandan çok daha önce üretilmiş oluyorlar. Örneğin şu anda çocuk yapmaya karar versem, yumurtayla birleşecek sperm, belki de bir hafta önce üretilmiş olan sperm oluyor. Bu, seksin yapıldığı anla ilgili bir şey değil. İyi bir seks bireyleri hormonsal olarak daha iyi bir konuma getirdiği için bireyler psikolojik olarak çocuklarının daha güzel olacağına inanıyor olabilirler.
0
dissendium
(15.04.17)
Güzel kadınlar var aşk evliliği yapmayan para için. Genelde zenginlerin çocukları güzel olur oradan bak bir de.
0
begin again
(15.04.17)
sadece cinsel birliktelik olarak bakmazsak annenin yaşadığı stres ve mutsuzluk hamilelik sırasında bebeğin sağlıklı gelişimini etkiliyor. bebeğin sağlıksız gelişmesi illa çirkin olacağı anlamına gelmese de ilişkilendirilebilir bence. sağlıksızı (çelimsiz, düşük zekalı, mutsuz vs) çirkin olarak algılamaya meylimiz var çünkü.
0
misterturist
(15.04.17)
Kadin orgazm oldugu takdirde gebelik sansi artiyor

Bunun disinda epigenetik de soz konusu olabilir
0
la noix
(15.04.17)
Galiba evet. Bununla ilgili şöyle bir şey okumuştum. Yumurta en kaliteli spermle ya da en hızlı spermle döllenmiyor. İlk gelen spermler yumurtanın duvarını inceltiyor ve artık kaçıncıya kadar dayanırsa o giriyor yumurtaya. Yani, en hızlı sperm değil de, şansı açık ama o kadar da iyi olmayan sperm giriyor. Ancak, kadın orgazm olduğunda bu durum yumurta çeperini inceltiyormuş ve hamile kalacağı sperm yarışta daha önce gelen bir sperm oluyormuş. Dolayısıyla orgazm bebeği daha kaliteli oluyormuş. Buradaki "Hızlı olan daha kalitelidir" varsayım mı, kanıtlanmış bir şey mi bilmiyorum, olaydan anlamıyorum ama böyle anlatıyordu.
0
aychovsky
(15.04.17)
(14)

Hangi Ülkede Yaşamak İstersiniz?

tahin pekmez yoğurt
Neden?
Neden?
0
tahin pekmez yoğurt
(15.04.17)
Türkiye ama hükümet seçme şansımız var mı? Burası cennet bir ülke.
0
gozu acik sevisen yahudi
(15.04.17)
ingiltere. insanlar genelde kibar, saygılı ve güler yüzlü olduğu için.
0
nathanieltroy
(15.04.17)
avustralya/yeni zelanda huzur var
0
cevab veremedim
(15.04.17)
@Asilov
gerçekten şu an Türkiye'de 2. sınıf vatandaş olmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Belki siz değilsiniz ama milyonlarca insan 2. sınıf vatandaş sayılıyor, hatta vatandaş değil yok edilecek düşman gözüyle bakılıyor.
İnsanlar dilleri, inançları, etnisite ve cinsel yönelimleri yüzünden yok sayılıyor.
0
🌸tahin pekmez yoğurt
(15.04.17)
terörün, ırkçılığın ve buna karşılık libfag'lığın, efendime söyliyim cuck'lığın bu kadar coştuğu bir dünyada hiçbir yeri güvenli ve bir yabancı olarak yeterince rahat görmüyorum açıkçası. o yüzden ben yine estonya ve sibirya diyeceğim en başta. estonya hem iskandinav havasına sahip hem avrupa. sevdiğim yerlere yakın. cüccük kadar ülke, zahmet edip de terörist saldırı bile yapmazlar. estonya'da yaşasam mutluluktan ölürdüm aq. sibirya zaten çocukluğumdan beri aşığı olduğum bi yer. koy novosibirsk'e takılayım işte mis.

normal şartlarda isveç'te yaşamayı isterdim mesela ama şu an için thx cnm mülteciden bıçak, sopa, tekmik yemek yahut tecavüze uğramak istesem onu burda da yaparım zaten. ayrıca şimdi "sen isveç'te göçmen olmayacak mısın sanki" diyecek olan libfag'lere sözüm: ben orada toplumun parçası olabilmek, isveççe öğrenebilmek, isveç insanıyla kaynaşabilmek ve misafir olarak girdiğim o yerde elimden gelenin en iyisini yapabilmek için köpek gibi çalışırım. 35 çocuğuyla gidip de milletin anasını bacısını elleyen barzolardan olmam. ha isveçlinin gözünde hepimiz barzoyuzdur sonuç olarak ona bi şey yapamam ama ben kendim insan olmaya çalışırım işte.
0
der meister
(15.04.17)
Abd. Neden Türkiye'de yaşamak isteyelim ki?
0
begin again
(15.04.17)
İsviçre'de yaşanır abi. Hatta güzel bir köyünde yaşayacaksın.
0
soft
(15.04.17)
İtalya. Birinci nedeni pizza. İkinci nedeni Akdeniz'in en güzel yerinde olması. Üçüncü nedeni de Rönesans.
0
dissendium
(15.04.17)
Irlanda ya da italya. Simdilik.
0
kassiopeia
(15.04.17)
italya +1 ama bu saatten sonra yurt dışında yaşayacağıma inancım olmadığı için (25 yaş) çabalamayı bile düşünmüyorum.
0
rain when i die
(15.04.17)
şu an abd istiyor canım.
0
pinkpeony
(15.04.17)
kimse isvec dememis tabi ki isvec!
0
monkey
(15.04.17)
los angeles- california.
0
baldur2
(15.04.17)
Kanada veya Hollanda sanırım.
Nedeni de hukuk devleti olmaları, bir de biri amerika ile diğeri almanya ile komşu.
İklim müsait olsaydı iskandinav ülkeleri de olabilirdi.
0
aydogank
(15.04.17)
(5)

üniversitede öğrencilerle iletişim

gmzo
kısa süre önce araştırma görevlisi oldum, güvenlik soruşturmamı beklerken haftada 2 gün hocalarımın yanında derse girdim. şimdi süreç sonlandı ve tam zamanlı olarak üniversitede bulunmaya başlayacağım.heves ve heyecan ile birlikte şu aşamada öğrencilerle iyi iletişim kurduğumu düşünüyorum, tatlı tat
kısa süre önce araştırma görevlisi oldum, güvenlik soruşturmamı beklerken haftada 2 gün hocalarımın yanında derse girdim. şimdi süreç sonlandı ve tam zamanlı olarak üniversitede bulunmaya başlayacağım.

heves ve heyecan ile birlikte şu aşamada öğrencilerle iyi iletişim kurduğumu düşünüyorum, tatlı tatlı geri dönüşler alıyorum. mezun olalı henüz 3 sene bile olmadı, dolayısıyla hallerinden anlıyorum. iyi anlaşmamız biraz da bununla ilgili sanıyorum. bölüm ve okul itibariyle zor ve yorucu bir eğitim alıyorlar, hatta proje atölyelerinde öğrencilerin özgüvenini ciddi derecede sarsan hocalar da var.

öğrencilerle iletişim kurma, bilgiyi aktarma gibi konularda kendimi geliştirmek istiyorum. sanırım "pedagoji" kavramı bu öğrencilerin yaşları itibariyle çok da bir şey ifade etmiyor. konuyla ilgili tavsiye verebilecek, kaynak (makale, kitap, bildiri, vs.) önerebilir misiniz?
0
gmzo
(14.04.17)
Fi dizisini izler misin?

Başrolde olan şahıs da bir hoca ve özgüvenle alakalı şeyler söylüyor.

Yani bu öğretme olayı içinden gelmeli aslında bi insanın, kendini iyi ifade edebiliyorsundur umarım? Daha fazlası için, daha çok bilgi öğren, güncel bilgilere bak, öğrencilere "voov" dedirtecek bilgileri öğren yani. Sana hayran kalsınlar.

Biraz araştırmacı ruh şart
0
MaNOfTheYear
(14.04.17)
olay basit aslında. üni yaşantında nefret ettiğin hoca profilinden olma. öğrenci-öğretmen ilişkisi laçka olmadan da samimi bir şekilde olabilir. ulaşılamaz olma. kapına gelen birine defol git tarzında kelimeler söyleme müsait değilsindir bunu herkes anlar, kapına gelen çocukları şu saatte gel de öyle yolla.

biraz fedekarlık yap. hangi bölümsün bilmem illaha boş bir zamanın vardır, illaha çok iyi olduğun bir konu vardır. bunun için izin almak gerekir mi gerekmez mi akademik hayat nasıldır bilmiyorum ama 2+2=4'ü öğrenciler anlamadıysa, sen de iyi biliyorsan ve anlatmanda bir sakınca yoksa anlat.

öncelikle söyleyeceğim filmde olay her ne kadar lisede gerçekleşse de bence izlesen birkaç bir şey kapabilirsin.

(bkz: imkansız olasılık)

sen olursun olmaz mısın bilmem ama ben böyle yapardım yani.

edit: hem iş hem eğitim hayatında başarılar dilerim.
0
blue eyes white dragon
(14.04.17)
www.edutopia.org

www.readingrockets.org

Bu yazılar daha çok öğretmenler için yazılmış ama sizin için de faydalı olabilir. Örneğin son yazıda "Ask questions requiring short answers." yazıyor.

Bu çok önemli bir şey. Sınıftakiler sizi dinliyorlar mı yoksa uyuyorlar mı ya da dediklerinizi gerçekten anlıyorlar mı yoksa anlıyormuş gibi mi yapıyorlar, bunu anlamak için böyle şeylere ihtiyacınız var.

Öğrencilerin gözünde iyi bir hoca olmak maalesef kitaplardan öğrenilmiyor. 10 üzerinden 1 puanı çok gördüğüm Prof. Dr. hocalar var. Bir akademisyen anlatmaktan korkmamalı. Eşek üstünde ders anlatmamalı. Alanınızı bilmiyorum ama tahtayı etkin bir şekilde kulanmanız gerekli. En basit soruları bile dalga geçmeden, küçümsemeden kimi zaman defalarca açıklamak gerekli. Bunlar bir öğrenci olarak kişisel tavsiyelerim. Öğrenci dostu olursanız size her yerde saygı duyarlar.
0
dissendium
(14.04.17)
'Teaching Tips' diye bir kitap var, ders anlatma, soru hazırlama, iletişim kurma gibi konularda faydalı. Branşa göre değişecektir mutlaka ama illa ki işe yarar.

Onun dışında mümkün olduğunca öğrencilerin isimlerini öğrenin ve onlara isimleriyle hitap edin. Samimi olun ama sizinle laubali olmalarına izin vermeyin. Bilmiyorum demekten çekinmeyin. Alanınızla ilgili yeni konuları takip edin. Kayıtlar, seçmeli dersler, yüksek lisans, yds, ales, yatay geçiş, yan dal, çift ana dal gibi konularda bilgi sahibi olun, yeni kuralları bilin, öğrenciler böyle konularda kime danışacaklarını bilemiyorlar ve çoğu hocanın böyle şeyler için zamanı olmuyor.
0
opucuk baligi
(15.04.17)
Harika tavsiyeler için çok teşekkür ederim herkese!
0
🌸gmzo
(15.04.17)
(4)

herkesin içinde makyaj yapan kadınlar

manuelka
Cafede otobüste iş yerinde amfide herkesin içinde makyaj yapan kadınlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir bana mı itici geliyor bunlar?
Cafede otobüste iş yerinde amfide herkesin içinde makyaj yapan kadınlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir bana mı itici geliyor bunlar?
0
manuelka
(14.04.17)
Çok tatlı buluyorum. Erkeğim.
0
dissendium
(14.04.17)
Ofiste yapıyorum. Patron haric kimse umrumda olmaz. Diger kadınlara da aynı umursamazligi tavsiye ederim.
0
elorelia
(14.04.17)
Görgü kuralları gereği tuvalette yapılması gerekir.
Ancak hangimiz görgü kurallarına tamamen uyan beyefendiler hanımefendileriz ki? Bu sebeple beni rahatsız etmiyor. Zaman zaman rujumu da tazelerim ortalık yerde, şık bi restoranda vs olmadığım sürece zerre umrumda değil.
0
bir nick var benden iceri
(14.04.17)
Beni de rahatsız etmiyor
0
all girls dream
(14.04.17)
(10)

Ayrılık sezonunda mıyız?

qazaqwsx
Merhaba,Ben dahil çevremde bir sürü kişi duydum şu sıralar ayrılan? Ne oluyor yahu?Duyuruda durumlar nasıl? Sevgilisinden ayrılan, terk edilen parmak kaldırsın.
Merhaba,

Ben dahil çevremde bir sürü kişi duydum şu sıralar ayrılan? Ne oluyor yahu?

Duyuruda durumlar nasıl?

Sevgilisinden ayrılan, terk edilen parmak kaldırsın.
0
qazaqwsx
(14.04.17)
merkür retrosu var eski sevgilisini özleyen şimdikini bırakıyo olabilir.
0
freya
(14.04.17)
Havalar güzelleşince kaslı erkekler cıbıl kızlara, cıbıl kızlar kaslı erkeklere geçiş yapıyor. Eş değişimi gibi.
0
dissendium
(14.04.17)
vay amk ben de diyorum neden istisnasız 5 senedir nisan ayında sevgilimden ayrılıyorum... kahpesin dünya
0
isimsiz uye
(14.04.17)
saplar da sap takılmaya devam ediyor, o yüzden bilemem.
0
rain when i die
(14.04.17)
Merkür den tüm bunlar. Geri çekile çekile bir hal oldu.
0
dragons
(14.04.17)
@freya, @dragons

astrolojiye bugüne kadar prim vermedim hiç umrumda da olamadı ama nerdeyse inanıcam şaka gibi..
0
🌸qazaqwsx
(14.04.17)
Bir oku bakalım Nisan ayı yorumlarını. Çok bel bağlanacak bir şey mi bu astroloji ben de emin değilim ama tutuyor işte
0
dragons
(14.04.17)
11 Nisan 2017 Salı – Terazi Burcunda Dolunay

Bugün saat 09:07 de 21 derece Terazi Burcunda dolunay gerçekleşecek. Dolunay özellikle ilişkilerimize ışık tutacak. Özel ve sosyal ilişkiler, evlilik, ortaklık gibi hukuki zemini olan ilişkiler, anlaşmalar, para ilişkileri, diplomasi ve uluslararası ilişkiler gibi kısaca denge ve uyum içinde ilerlemesi gereken her türlü ilişki ve iletişim konuları yaklaşık iki haftalık süreçte gündemimizi daha fazla meşgul edecek.

Dolunayın açığa çıkarma, sonuçlanma ya da sonlandırma etkisini gerek toplumsal, gerekse bireysel anlamda deneyimleyeceğiz. Tabi bireysel doğum haritamızda gerçekleştiği ev ve temas ettiği gezegenlere göre her birimizde farklı etkilere neden olacak.

Ertelediğimiz, yok saydığımız, üzerinde durmadığımız ya da gizlemeye çalıştığımız konular açığa çıkabilir ve artık sorumluluk almamız, gereğini yapmamız gerekebilir. İlişkilerimizdeki uyumsuzlukların açığa çıkması ayrılıkları getirebilir ya da tam tersi uyumlu ilişkilerde hızlı evlilik kararları gelebilir. Aynı etki sosyal ilişkiler, arkadaşlıklar, ortaklıklar ve iş ilişkileri için de geçerli. Tabi retro gezegenleri de hesaba katarsak alacağımız ani kararların risk içerdiğini unutmayalım. Geçmişte yaptığımız hataları tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemek yanlış olacaktır. Kader yanlış zamanda doğru kişiyi, doğru zamanda yanlış kişiyi karşımıza çıkarabilir. Hayli riskli, hayli sürprizli, kafa karıştırıcı bir dolunay dönemi.

Bu dönem zamanla ilgili algımızda problemler yaşayabiliriz. Dünde miyiz, bugünde miyiz karıştırabiliriz. Geçmişte kaldığını düşündüğümüz konular, kişiler önümüze gelebilir ya da geçmişi hatırlatan temalarla karşılaşabiliriz. Karma ve kader kavramları zihnimizi fazlasıyla meşgul edecek. Kadersel olaylarla sınanabilir, hatalarımızla yüzleşebilir, kaybetme korkusu yaşayabiliriz. Diğer taraftan geçmişte yapılan iyicil eylemlerin olumlu hak edişleri gelebilir, gecikmiş adalet gerçekleşebilir ya da kaçırdığımız fırsatlar 2. şanslar olarak karşımıza çıkabilir.

Sağlık açısından ise böbrekler ve bel bölgesi hassaslaşabilir. Böbrek taşları, kum, bel bölgesindeki rahatsızlıklar, bel ağrısı, tutulma gibi sorunlar ayrıca kulak ve gözlerde şikayetler gelişebilir. Özellikle şeker ve tansiyon hastalarının dikkatli olması gereken bir dönem. Şekere bağlı böbrek ya da göz hastalıkları tetiklenebilir, bilinçsiz ve yüksek dozda kullanılan ağrı kesici ve ilaçlar böbrekleri zorlayabilir. Ayrıca güzelleşmek uğruna neleri göze aldığımızı da iyi değerlendirmek gerekiyor. Venüs retro ve Satürn tarafından baskılanıyor. Estetik girişimler için uygun bir dönemde olmadığımıza işaret ediyor.

Genel Olarak;
Ani, beklenmedik, dolayısıyla şaşırtıcı gelişmelerin yaşanacağı, toplumsal hareketliliğin artacağı enerjik bir dolunay dönemi olacak. Sert açıların hakim olması toplumsal gerilimi tırmandırabilir. Liderlerin birbirleri arasında veya ülkelerin üst düzey kurumları arasında yaşanan ancak halka yansıtılmayan gerilimleri gizlemek pek mümkün olmayacak. Şaşırtıcı açıklamalar duyabilir, gizli birtakım bilgilerin açıklanmasıyla paniğe kapılabiliriz. Askeri hareketliliğin artmasını ve çatışmaların şiddetlenmesini bekleyebiliriz.

Para ve maddi kaynaklar konusu fazlasıyla gündeme gelecek, tabi bunlarla beraber para piyasaları, borsalar, bankalar ve kredi kuruluşları da ön plana çıkacak. Krediler, vergiler, sigortalar, primler, fonlar ve faizlerle ilgili önemli değişiklikler yaşanabilir, kredi derecelendirme kuruluşlarının kararları, borçlarla ilgili yapılandırmalar ya da politika değişiklikleri piyasaların çalkalanmasına neden olabilir. Ekonomik alanda uluslararası anlaşmaların ya da iş birliklerinin bozulması ya da ertelenmesi de gündeme gelebilir. Diğer taraftan maddi kaynak yaratmaya ve işsizlikle mücadeleye yönelik kararlı adımlar atılabilir. Kısaca dolunayın önemli konularından biri ekonomik mücadele.

Bu dönem Birleşmiş Milletleri ve insan hakları, çocuk hakları, savaş mağdurları ya da adaletle ilgili örgütleri daha fazla ön planda görebiliriz. Özellikle çocuklar, çocuk ölümleri ve mültecilerle ilgili konularda hassasiyetin artması tabi öncesinde bunu tetikleyecek olayların yaşanması mümkün. Çatışma bölgelerinde kadın, çocuk, sivil ölümleri artabilir, mülteci gemileri batabilir ve çoğu çocuk boğularak ölümler gerçekleşebilir. Gençlerin, çocukların ağırlıklı olduğu yerler örneğin okullar, eğlence mekanları, sinema, tiyatro, alışveriş merkezi, stadyum, eğlence parkı gibi mekanlarda terör, saldırı eylemleri, hava operasyonlarında okulların vurulması gibi olaylarla karşılaşabiliriz. Siyasi kurum ve parlamentolar da risk altında olacak. Plutonun 8. Evden sert etkisi ölüm ve taciz temalarını düşündürüyor.

Uluslararası soruşturmalar ve davalar da gündeme gelebilir. Ancak bunlar daha çok geçmişte başlamış, ertelenmiş ya da geri plana atılmış durumlar olacak gibi görünüyor. Politik nedenlerle, gözden düşürmek, prestij kaybına neden olmak ya da baskı oluşturmak amaçlı olması, liderleri, üst düzey yöneticileri, iş adamlarını ve ünlüleri hedef alması mümkün.

Dolunaylar ölüm ve hastalık temasını daha çok barındırır, Terazi burcu ise sanatçılarla bağlantılıdır. Dolayısıyla sanatçı, sporcu, göz önünde olan ve sevilen kişilerin hastalık ve kayıpları, bununla birlikte kavgalı boşanma haberleri gelebilir. Birtakım bağımlılıkları nedeniyle gözden düşmeleri ya da yasal sorunlarla karşılaşmaları da mümkün.

Dolunay ülkemiz haritasında önemli kontaklar yapıyor. Bildiğimiz, alıştığımız kamu düzeninde, kanunlarda, kamusal alanda önemli değişiklikleri işaret ediyor. Malum konumuz referandum ve Anayasa değişikliğini oylayacağız. Ancak çok fazla gezegen retro ve Güneşle kavuşum halinde olan Uranüs natal Merkür-Satürn kavuşumuna karşıt. Dolayısıyla beklenmedik gelişmeler ve aksaklıklar referandumun önüne geçebilir, hatta referandumun ertelenmesini de gündeme getirebilir.

Referandumdan net ve uygulanabilir bir sonuç çıkmayabilir ya da tamamen beklenmedik sürpriz bir sonuç çıkabilir. Uranüsün erken seçimi gündeme getirmesi de mümkün. Merkürün retro olması ise geçersiz oylar, hatalı pusulalar, oy sayımında hatalar, elektronik sistem arızaları ya da ulaşım problemlerini akla getiriyor. Oyları birkaç kez saymak, ancak yine de emin olamamak, sonucu kabullenmemek ve itiraz etmek gibi etkiler de verebilir. Kısaca gökyüzü kadar akılların da karışık olduğu bir dönemde geleceğimizle ilgili önemli bir karar vermemiz gerekiyor.

Çiğdem ÇİĞDEMTEPE

Şamanın Sözü:
Kendine zaman ayırmak için bütün işlerinin ve sorumluluklarının bitmesini beklersen, bunu hiç başaramayacaksın. Bir iş görüşmen varmış gibi her gün 1 saatini kendine ayır. Bunu büyük bir ciddiyetle yap. Kendine ayırdığın bu 1 saat senin özel zamanın olsun, yapmak isteyip de yapamadıklarını yap, okumak istediğin kitapları oku, meditasyon yap. Yeter ki bu 1 saati kendine ayır. Unutma kendine ayıracağın bu 1 saat senin daha verimli, çevrenle daha uyumlu ve mutlu bir insan olmanı sağlayacaktır.
0
aydogank
(15.04.17)
ek olarak; ben de ayrılık muhabbeti yaşadım, bunu okuyunca şok oldum. :(
0
aydogank
(15.04.17)
2 hafta önce terk edildim
0
FreSh
(15.04.17)
(3)

4658 sayfalık iddianame

apolitikherif
Akıncı üssü iddianamesi.1-Bu kadar sayfayı bir savcı nasıl yazabiliyor?Birden fazla savcı mı yazıyor, öyle olsa bile çok zor bir iş değil mi?2- hakim ve avukatlar bu iddianamenin tamamını okuyor mu?
Akıncı üssü iddianamesi.

1-Bu kadar sayfayı bir savcı nasıl yazabiliyor?
Birden fazla savcı mı yazıyor, öyle olsa bile çok zor bir iş değil mi?

2- hakim ve avukatlar bu iddianamenin tamamını okuyor mu?
0
apolitikherif
(14.04.17)
iddianamenin çoğu emniyet raporu, masak raporu falandır.
0
eleutheiros
(14.04.17)
1- evet çok zor iş. Ama yardımcıları var.

2- okumak zorunda. Aksi taktirde savunma yapamaz. İddianamenin çoğu kopyala yapıştır. Zira çoğu aynı suç ile yargılanıyor
0
mr2alp
(14.04.17)
O işlere raportörler bakıyor bildiğim kadarıyla. Ergenekon Davasında bunun kat be kat fazlası vardı. Zor bir iş ama plan yapılarak yazıldığında zor değil.

Tamamını okumayı geç, bazı kısımlar mahkemede sesli okunuyor.

Edit: Hatta merak edip buldum iddianameyi. Bence çok heyecanlı bunları ortaya koymak.
0
dissendium
(14.04.17)
(8)

işi gücü bırakıp aşçı olasım var

hononu
nasıl fikir? yurtdışına çıkmak istiyorum. ama yaptığım iş yurtdışında öncelikli aradıkları bir meslek alanında değil . Aşçılık eğitimi alıp yurtdışında şansımı denemeyi düşünüyorum. yemek yapmayı zaten seviyorum. çok mu utopik bir hayal?
nasıl fikir? yurtdışına çıkmak istiyorum. ama yaptığım iş yurtdışında öncelikli aradıkları bir meslek alanında değil . Aşçılık eğitimi alıp yurtdışında şansımı denemeyi düşünüyorum. yemek yapmayı zaten seviyorum. çok mu utopik bir hayal?
0
hononu
(13.04.17)
Neden olsun ki? Aşçılık yurt dışında çok prestijli bir meslek. Kendi önünde bir tek sen varsın şu an.
0
begin again
(13.04.17)
yoo gayet olabilecek bir fikir imkanın arzun isteğin varsa dene şansını
0
basond
(13.04.17)
chief kurslarına git. iyi yabancı dilin varsa yaparsın.
0
cekilmis gayfe
(13.04.17)
Hayal değil ama gereksiz bence. Bir otelde yazın ortasında günde 12 saat çalışınca işin zevki gider. Hemen şef olma şansın zaten yok. Ne kadar eğitim alırsan al, bu tecrübeyle olacak bir şey. Bu da en azından bir on yıl çalışmak demek. Bunu göze alarak böyle bir yola gir.
0
dissendium
(13.04.17)
@diasendium olm mühendislik çok mu matah bir meslek kırmasana milletin şevkini.
Olmayacak birşey değil.
0
hayde bre
(13.04.17)
@haybe bre, ne alaka olm mühendislikle? Kimsenin şevkini kırdığım yok. Nereden çıkarıyorsunuz böyle şeyleri? Aşçılık da psikoloji gibi son yıllarda popüler olmuş bir meslek. Çalışma koşullarını bilip görmeden ciddi hayaller kurmak gerçekçi değil.
0
dissendium
(13.04.17)
aşçılık çok yorucu bir kariyer. yani ben de yemek yapmayı severim, kafamda tatları tatmadan hissedebilirim vs. ama aşçı olamam. çok fazla çalışma, kendini adama gerektiriyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(13.04.17)
üzgünüm ama öyle kolay değil. yakın arkadaşım ünv bitirdikten sonra amerikaya gitti 2 yıl eğitim 1 yıl da staj yaptı aşçılık üzerine. ama ne amerikada ne avrupa ds iş bulamado. daha doğrusu şöyle iş bulsa da vize sorunu yaşadı. restoranlar oteller biz vizeyle uğraşmayız bir şekşl evlen fln çalışma oturma vizen olsun iş verelim dediler.
0
oscar
(13.04.17)
(11)

Bu kız çok güzel değil mi?

birkibirkibirkibirkiuc
Yoksa ben mi abartiyorum?https://www.instagram.com/charlottesmckee/
Yoksa ben mi abartiyorum?

www.instagram.com
0
birkibirkibirkibirkiuc
(13.04.17)
NSFW

güzel.
0
elorelia
(13.04.17)
Uuu beybi bi hareketlenme oldu bende.

Güzel.
0
dissendium
(13.04.17)
Bayağı iyi.
0
arnold schwarzeneger
(13.04.17)
Vücudu oki tabii ama yüzünün alt sivri üst geniş bi enteresan, konuşsa kesin çemçük ağızlı.
0
kedimbitmis
(13.04.17)
Yiğidi öldür hakkini yeme.
0
cabiday
(13.04.17)
Abartmıyorsun.
0
mutekebbir
(13.04.17)
içlendim.
0
filteria
(13.04.17)
Güzel bence de
0
mutlusismankedi2015
(13.04.17)
295bin kişi güzel olduğunu düşünmüş zaten niye gelip burayada soruyon ki.

soruyada cevaben baya güzel ama küçük sanki daha 20 max falan sanırsam
0
selam
(13.04.17)
@selam para verdiler bana cunku. duyuru diye bi site varmış biz giremiyoruz, sen git reklamını yap dediler.
0
🌸birkibirkibirkibirkiuc
(13.04.17)
abartiyorsun dostum
0
tufi
(13.04.17)
(6)

Bir mühendislik problemi

appdata
Arkadaşlar selam...Öncelikle sorunum şudur;Şimdi bizim bir portakal, limon, mandalina vs. turunçgil kesme makinemiz var... portakalları ikiye kesmeye ve biraz ezmeye yarıyor...ancak bazen yumuşak portakallar (veya limon, mandalina vs.) geliyor ve yumuşak olduğu için ikiye kesilip gitmiyor, ortadaki
Arkadaşlar selam...

Öncelikle sorunum şudur;
Şimdi bizim bir portakal, limon, mandalina vs. turunçgil kesme makinemiz var... portakalları ikiye kesmeye ve biraz ezmeye yarıyor...
ancak bazen yumuşak portakallar (veya limon, mandalina vs.) geliyor ve yumuşak olduğu için ikiye kesilip gitmiyor, ortadaki bıçağın üstüne yapışıyor... orda bir duvar, engel oluşturuyor ve arkasından dökülen portakallar da ona takılıyor ve makine taşıp patlıyor...

daha iyi anlamanız için video linkini de atayim, sorun tam olarak şudur;

youtu.be

gördüğünüz gibi bıçağın üstünde yumuşak bir kaç limon sıkışmış, ve eğer arkasından limonları göndermeye devam etsek makine taşacak, kapakları patlayıp etrafa saçılacak...

makinenin kesit çizimi de şu şekilde;

i.hizliresim.com

kırmızı halka ile işaretlediğim yerde oluyor bu sıkışma...

sizce bu problemi nasıl çözebilirim... var mı bir fikriniz...
benim bir fikrim var aslında ama kafanızı karıştırmamak için şimdi söylemeyim..

teşekkürler şimdiden...
0
appdata
(12.04.17)
anladığım kadarıyla 2 nolu silindirler yalnızca limonları vs. aşağı itmek için kullanılıyor. bıçak dediğimiz şey 3 nolu bölge.

eğer bıçakla temas etmeyecek şekilde silindirlerin üstüne helix bir katman, vidalarda olduğu gibi, yerleştirirseniz bu limonu aşağı iterken aynı zamanda helix yüzeyler de silindir ekseni boyunca itecektir. böylece orada kalan şeyleri silindirin bittiği yerden toplayabilirsiniz. belki o topladıklarınızı da sonradan tekrar kesime gönderebilirsiniz.

sözel olarak tam oldu mu bilmiyorum ama umarım birileri çizerek anlatabilir.
0
ron dennis
(12.04.17)
sadece fikirlerimi belirtiyorum, kesin çözüm olmayabilir.
1- tamburları birbirine yaklaştırarak.
2- tamburların sürtünme katsayısını arttıracak şekilde tırnaklarını revize ederek.
3- tamburların üzerine 5-10mm kalınlığında tek şerit çekebilirsiniz, bir tam tur sonunda kalan kabukları aşağı alacaktır. bıçağa çarpmayacak şekilde bu yapılabilir.
4-aralıklarla tambura titreşim verilebilir.
0
tukenmez adam
(12.04.17)
Sıkışmanın olduğu durumda silindirlerden biri ters yönde dönmeye başlayamaz mı? Silindirler sadece tek yönde mi dönebiliyor? Silindirlerden biri kısa bir süre ters yönde dönerse arada sıkışan meyveler oradan kurtulabilir. Ya da silindirlerin devir sayıları geçici bir süre için artırılabilir. Sıkışma ortadan kalkınca devir sayısı normale döner.
0
dissendium
(12.04.17)
@ron dennis
@tukenmez adam
çok teşekkür ederim.. ikinizin de yöntemini ciddi şekilde araştıracağım... açıkcası tırnak koymak fikri benim de aklıma ilk gelen çözüm yöntemlerinden birisi oldu.. ama helix koymak veya tek tırnak koymak aklıma gelmemişti... ben tamburun etrafını komple tırnaklarla döşemeyi düşünmüştüm, ama her tarafı tırnaklarla döşeyince, tambur da hızlı döndüğü için düz bir yüzeyden farkı olmaz diye vazgeçiyordum... tek tırnak koymak veya helix döşemek çok güzel bir fikir...

@dissendium

çok teşekkür ederim, ama dediğiniz sistem otomasyona giriyor sanırım. bu çok basit bir makine, böylesine basit bir makinecik için o kadar masraf etmeyi yönetime kabul ettiremem... oraya sıkışmayı algılayacak sensör konulacak, ters yönde döndüren motor, kondüktör sistemi, plc falan alınacak. daha basit mühendislik, mekanik çözümler varken altı üstü sıkışan 2 portakal sorunu için otomasyon yapmak biraz mantıksız gibi...
ancak çok teşekkür ederim.
0
🌸appdata
(12.04.17)
bir de şunu sorsam,
şöyle bir yöntem yapsak olur mu sizce?

Bir motora bağlasak, veya kompresörden gelen basınçlı havayı kullanan 2 tane piston koysak, bu motor veya pistonlar iki tane plakayı tepeden bıçağın sağ ve sol tarafına iki tane plaka indirip kaldırsa ve o bölgedeki sıkışan meyveyi aşağı ittirse...
sizce böyle bir şey olabilir mi?
0
🌸appdata
(13.04.17)
tırnak fikri ilk aklıma gelen çözümdü ama bence işe yaramaz. hızla dönen tırnak yumuşak portakal üstünde ilk çiziği attıktan sonra artık tutunma kabiliyetini gene kaybedecek.

portakalların tambur arasına düşüş yüksekliği ve şekli nedir bilmiyorum ama aklıma gelen çözümlerden biri. meyveyi yukarıdan tam tamburun arasına ve belli bir hızda düşmesini sağlamak. rastgele dökmemek. böylece hızla dönen tamburun meyveyi yakalaması kolaylaşır.

bir çözüm de bu sorunlu yumuşak meyveleri makineye girmeden ayıklamak olabilir. optik veya mekanik olarak belki bu ayıklama yapılabilir.

yukarıda yazılan helik fikri de gayet mantıklı. o dönüş hızı ile itebileceği malzemeyi iter. itemediği heliks üzerinde kaya kaya artık madde deposu türü başka bir kanala itelenir.
0
orpheus
(13.04.17)
(9)

masturbasyon (18+)

utangac1isi
Her gün yapmak sağlıksız bir profile mi işaret eder? (Yaş 30+)Evliyken yapmak neyle açıklanabilir?Masturbasyonu bırakmak libidoyu yükseltir mi?Masturbasyon nasıl bırakılır?
Her gün yapmak sağlıksız bir profile mi işaret eder? (Yaş 30+)
Evliyken yapmak neyle açıklanabilir?
Masturbasyonu bırakmak libidoyu yükseltir mi?
Masturbasyon nasıl bırakılır?
0
utangac1isi
(12.04.17)
1- cesitli teoriler var. yuzde 80 hergun yapmak zararlidir. yani sonucta nadir vakalar haric hergun sikissin diye yapilmamis bu alet cok kurcalamamak lazim. ikinci teori ise wolf of wall streetdeki karakterin dedigi gibi stresli bir isteysen gunde 2 kez yapsan da birsey olmuyor.
2-
3- yukseltiyor. 3. gun, 9.gun ve bir de 11. gunler zor geliyor. dayanabilirsen 18.gunde falan artik takimlar agrimaya basliyor. gerisi icin agrilarin azalip normale donmesini bekliyorum
4- irade gucu, yalniz kalmamak. bir de destekleyen bir arkadas grubunuza kendinize bunu yapmayacaginiza dair soz verdiginizi soyleyin. onlarla birlikte birakin.
0
charlotte blanc
(12.04.17)
Ben uzun yıllar önce bıraktım. Ne zevk veren bir şey, ne de gerçek bir şey. Tamamen saçmalık.
0
MaNOfTheYear
(12.04.17)
30+ bir insan her gün masturbasyon yapiyorsa, orada daha ciddi bir sorun vardir. evliyken de olur, birlikte de yapilabilir partnerle, karsilikli yapilabilir. bekar olmakla evli olmakla alakasi yok. kendine bir mesgale bularak, ellerini görünür yerde tutmaya devam ederek masturbasyon birakilabilir.
0
thewizardofearthsea
(12.04.17)
Normal değil.
Kız arkadaşınla karınla ya da neyse konuşmalısınız bence
0
benaslindayohum
(12.04.17)
1. Bilinç altına bağlı. 30 yaşında pek ala ergenlikteki gibi birçok şeyden tahrik olabilirsin.

2. Evliyken de yapılabilir. Seks yeterli gelmiyorsa birey kendini tatmin etmek için bir şeyler yapmak zorunda.

3. Hiç bırakmadım ama biraz ara verdiğim zaman daha enerjik oluyorum.

4. Bırakılmaz. Sadece azaltılabilir. İdeal periyotu belirlemek senin elinde. Vücutta sürekli sperm üretildiği için onlar bir şekilde atılmak zorunda. Ben en fazla 11-12 gün yapmadım ve sonunda kendiliğinden dışarı çıktı. Bu kimilerinde daha uzun ya da kısa olabilir. Kendini kıvrandırmak yerine 5-6 günde bir yapılabilir.
0
dissendium
(12.04.17)
bir zararı olacağını düşünmüyorum
0
gazozailacatmauzmani
(12.04.17)
Elindekini yavaşça yerine bırakarak başlayabilirsin "bırakma sürecine".
Libidoyu yükseltir.
Sağlıksız olsan her gün yapamazdın zaten at gibisin bildiğin. 30+ hergün osbir valla helal. Ama saç döker azalt.
0
tekila shot bardağı
(12.04.17)
bana da sağlıksız geliyor. bir arkadaşım da öyle takılıyordu.

evliyken, evli olmadığım için bilemeyeceğim ama, tuhaf geliyor. şöyle bir şey olabilir:

(git:www.google.com.tr )

sanırım libido yükselir masturbasyon bırakılınca.

sosyal yaşamın capcanlı olması ve bir sevgili.

bir iki gün yapmayınca, bad bundy gibi, alt tarafın çıplak uyanmak var. gün içerisinde, özellikle çiş yaparken akıp gelmesi var. öyle de şeyler var işte.
0
runfor
(12.04.17)
Hem fizyolojik hem de psikolojik olarak zararlı bir şey.

Evliyken yapman makul görülebiliri ama bu kadar sık olması hem seni hem partnerini hem de cinsel yaşamınızı olumsuz etkiler.

Son iki sorun için de tedavi olman gerekir.
0
fragile lady
(12.04.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.